161
1.“Gerçeği buldum.” deme, “Bir gerçek buldum.”de!Bu sözle anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? a) İnsanlar gerçekleri bulabilir. b) Gerçeğe gözlerimizi kapatamayız. c) Bir tek gerçek yoktur. d) Gerçekler saklanamaz. 2.Çocuk için okuduğu öykünün yazarı yoktur,öykü vardır yalnızca.Dondurma gibi,çikolata,şeker gibi yutulurcasına tutkuyla tüketilen öykü.Yetişkin ise,öyküye bireysel bilgi donanımı,önceki kuşakların deneyimleri,çağının bakışı ve kendi beğenileri ile yaklaşır. Parçaya göre çocuk için hangisi söylenebilir? a) Yazarları önemsediği b) Okuduğu eserleri yorumladığı c) Bilinçli bir okuyucu olduğu d) Ayrım yapmadan okuduğu 3.Aşağıda verilen sıralı cümlelerle anlamlı bir paragraf için sıralama nasıl olmalıdır? 1.Şiirlerini okuyunca onun ne kadar yetenekli olduğunu anladım. 2.Onlarca boş yaprağın arasında birkaç şiir gördüm. 3.Sayfaları şöyle bir karıştırdım. 4.Duygularımı gizlemeye hiç uğraşmadan defterini saygıyla geri verdim. 5.Şiirlerini yazdığı defteri bana uzattı. a)3-4-1-5-2 c)1-4-5-3-2 b)3-2-1-4-5 d)5-3-2-1-4 4.Burası başka bir şehir.Çalar saatinizi kurmayın boşuna,şarkılar sizi uyandıracak.Bir keman ve klarnetten çıkan melodi,şehrin yeni uyanmış olan caddelerinde gezinecek…Bu şarkıyı en arka sokaklarda uyuklayan kedi ve köpeklere kadar her canlı işitecek. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın başlığıdır? a)Müzik aletleri c)Bizim Türkülerimiz b)Şarkılı şehir d)Sokak çalgıcıları 5.Aşağıdakilerden hangisinde öznenin isteği dışında gerçekleşen ve öznedeki değişimi gösteren bir fiil vardır? a) Yolcular garda saatlerce bekledi 1

1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

1.“Gerçeği buldum.” deme, “Bir gerçek buldum.”de!Bu sözle anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

a) İnsanlar gerçekleri bulabilir.b) Gerçeğe gözlerimizi kapatamayız.c) Bir tek gerçek yoktur. d) Gerçekler saklanamaz.

2.Çocuk için okuduğu öykünün yazarı yoktur,öykü vardır yalnızca.Dondurma gibi,çikolata,şeker gibi yutulurcasına tutkuyla tüketilen öykü.Yetişkin ise,öyküye bireysel bilgi donanımı,önceki kuşakların deneyimleri,çağının bakışı ve kendi beğenileri ile yaklaşır.

Parçaya göre çocuk için hangisi söylenebilir?

a) Yazarları önemsediğib) Okuduğu eserleri yorumladığıc) Bilinçli bir okuyucu olduğud) Ayrım yapmadan okuduğu

3.Aşağıda verilen sıralı cümlelerle anlamlı bir paragraf için sıralama nasıl olmalıdır?

1.Şiirlerini okuyunca onun ne kadar yetenekli olduğunu anladım.2.Onlarca boş yaprağın arasında birkaç şiir gördüm.3.Sayfaları şöyle bir karıştırdım.4.Duygularımı gizlemeye hiç uğraşmadan defterini saygıyla geri verdim.5.Şiirlerini yazdığı defteri bana uzattı.

a)3-4-1-5-2 c)1-4-5-3-2b)3-2-1-4-5 d)5-3-2-1-4

4.Burası başka bir şehir.Çalar saatinizi kurmayın boşuna,şarkılar sizi uyandıracak.Bir keman ve klarnetten çıkan melodi,şehrin yeni uyanmış olan caddelerinde gezinecek…Bu şarkıyı en arka sokaklarda uyuklayan kedi ve köpeklere kadar her canlı işitecek.Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın başlığıdır?a)Müzik aletleri c)Bizim Türkülerimizb)Şarkılı şehir d)Sokak çalgıcıları

5.Aşağıdakilerden hangisinde öznenin isteği dışında gerçekleşen ve öznedeki değişimi gösteren bir fiil vardır?

a) Yolcular garda saatlerce bekledib) Ağaçların yaprakları şimdiden sarardı. c) Çinli turistler döneri çok sevdi.d) Berber saçlarımı oldukça kısa kesti.

6.Aşağıdaki cümlelerde yer alan zarfların altlarını çiziniz,bunların yanına türlerini yazınız. Bir yokuşun başında durup derin derin soluklandılar…………………….. Sibel’in yeni arkadaşı çok hızlı konuşuyor……………………………….. Bu kadar eşyayı tek başına nasıl taşıdın………………………………….. Elindeki parayı cebine sokup dışarı çıktı…………………………………. Bu kitabı şimdi okuyamam …………………………………………….

7- Soru işaretinin kullanıldığı yerlerin yanına doğru ise “D”; yanlış ise “Y” yazınız. Araba birden direğe çarpmasın mı? ( ) Dersi dinlemeyen öğrenci dersi nasıl öğrenir? ( ) Okulumuz tatil oldu mu köye gideceğiz? ( ) Yunus Emre (?-1320) şiirleri ile tanınmıştır ( )

1

Page 2: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

8- Aşağıdaki cümlelerde zaman kaymasına uğramış fiiller vardır. Bu fiillerin biçim ve anlam olarak karşılıklarını yazınız.

Hiç aksatmadan basketbol oynuyor.Biçim:…………………. Anlam:………………………İzmir treni az sonra istasyona girer.Biçim:…………………. Anlam:………………………Babamlar on yıl önce Adana’ya yerleşiyorlar.Biçim:…………………. Anlam:………………………Fatih Sultam Mehmet 1453 ‘te İstanbul’u fetheder.

9- Aşağıdaki cümlelerin sonuna uygun noktalama işaretlerini yapınız.Tüh, yanıma kalem almayı unuttum ( )Eve yiyecek almayı unuttum ( )Dün beni mi aramıştın ( )Ağlıyor mu gülüyor mu belli değil ( )

10- Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlerdeki isimlere, istenen kipleri getirerek yazınız. Yeni taşındıkları ev okula çok uzak…………………(Görülen geçmiş zaman) Sınıfımızın bütün öğrencileri çalışkan……………….(Geniş zaman ) En büyük hastalık dedikodu…………………………(Duyulan geçmiş zaman) Hava çok soğuk …………(şart kipi) kazağımı dolaptan çıkart.

11- aşağıdaki cümlelerdeki birleşik zamanlı fiillerin kiplerini yanlarına yazınız. Bir işe başlamadan önce iyice düşünürdü…………………………….. Düzenli bir eğitim görseymiş iyi bir insan olurmuş…………………... Akşam bize ders çalışmaya gelecekti………………………………… Yeni bir çanta istiyormuş………………………………………………

12- hangisinde mecaz anlamlı bir sözcük vardır? Catıdan gelen tıkırtılar onu şok korkuttu. Tatlıyı tuzludan çok sever. Yıllarca acı tatlı günler geçti. Bu konuyu uzun uzun kunuşalım.

13.Yeni futbolcunun cümlesindeki ek fiilleri bulup kip ve kişilerini yazınız.(6p)

14. Aşağıdaki cümlelerdeki anlam kaymalarını bulup kullanılan ve amaçlanan kipleri yazınız. Bu kapı her sene bozuluyor.

Geç kaldığına göre uyanamamış olacak.

Yarım saat sonra konsere gideriz.

2

Merhaba çocuklar, ben FB’ nin yeni futbolcusuyum. Bir zamanlar ben de yedek futbolcuydum. Ama şimdi Zico’nun söylediğine göre iyi bir futbolcuymuşum.

Page 3: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

15.Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük diğerlerinden farklı türde kullanılmıştır?a) Az ışıkta okursan gözlerin bozulabilir.b) Halam öbür  gün bize gelecek.c) Arabasının rengi çok tatlı.d) Boş zamanlarında bu kitabı oku.

16.“Akıl yaşta değil ( ) baştadır( ) fakat aklı başa yaş getirir ( )” dedi. Cümlesinde numaralandırılmış yerlere sırasıyla getirilebilecek en uygun noktalama işaretleri aşağıdakilerden hangisidir?

a) (;) , (,) , (.)b) (,) , (;) , (.)c) (.) , (;) , (,)d) (;) , (,) , (,)

17.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sebep-sonuç ilişkisi yoktur? a) Soğuktan nehirler bile dondu. b) Geç kaldığım için derse giremedim. c) Hava gittikçe güzelleşiyor. d) Sizi bulamadığından geri döndü.

18.Aşağıdaki cümlelerde zarf olan sözcüklerin altını çizip çeşidinin doğruluğunu (D veya Y) yazınız. Yanlışsa doğrusunu yazınız.

Akşam olmadan işleri bitirmeliyiz. Miktar zarfı ( ) Sinemaya sırayla girdik. Durum zarfı ( ) Bütün konuklar yukarı çıktı. Durum zarfı ( )

19.A.“ Kitap bilginin anahtarıdır.”sözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.B. “Başkasından üstün olmamız önemli değildir. Asıl önemli olan şey, dünkü halimizden üstün olmamızdır.” Yukarıdaki konulardan birini seçerek kompozisyon yazınız.

20. * yan gelip yatmak * dalga geçmek* can çıkmayınca huy çıkmaz* meyveli ağacı taşlarlar* su gibi bilmek

Yukarda verilen deyim ve atasözlerini kısaca açıklayınız.

21. a- ağzı kulaklarına varmak ( ) sevinmekb-arpa boyu kadar ilerlemek ( ) inat etmekc- burun kıvırmak ( ) işe yarard- dişe dokunur ( ) küçümsemeke-ayak diremek ( ) çok az ilerlemekYukarıda verilen deyimleri eşleştiriniz

22. 1- Nasrettin Hoca’nın fıkraları gülüp geçilecek boş sözler değildir. 2- Üzerinde uzun uzun düşünülerek dersler çıkarılacak; öğretici, eğitici gereçlerdir.3- Her şeyi ile Anadolu insanını anlattığı için halkımız tarafından sevilmiş ve benimsenmiştir. 4- Bu fıkralarda geçen deyimleri anlamak için çok kitap okumak gerekir.

Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilişkisi vardır?

3

Page 4: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

23- Aşağıdaki cümleleri yazım bakımından doğru ise (D); yanlış ise (Y) şeklinde belirtiniz.………….Günün birinde İstanbula yerleşmek istiyordu.………….Beni istediğim yere götüremezmisin?………….Her şey öyle hızlı geliştiki ne olduğunu anlayamadık.………….Bu akşam televizyonda güzel bir film var.………….Hayat yokuşlarla dolu bir yoldur.

24- 1- Bir elin nesi var iki elin sesi var. a) Tarlada izi olamayanın harmanda yüzü olmaz. 2- Körle yatan şaşı kalkar. b) İsin yanına varan is; misin yanına varan mis kokar. 3- Güneş balçıkla sıvanmaz . c) Tek kanatla kuş uçmaz. 4- Eşek at olmaz; ciğer et olmaz. d) Mızrak çuvala girmez. 5- Emek olmadan yemek olmaz . e)Kurt köyünü değiştirir; huyunu değiştirmez.

Yukarıda verilen atasözlerinden yakın anlamlı olanları ok işaretleri ile eşleştiriniz.

25- Bu cümledeki numaralandırılmış yerlere sırası ile hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?Balkona çıkıyorum( ) Duvara taşla içi içe daireler çiziyor( ) hedef alanı yapıyorum( ) Biri

“Selma( )” diye bana sesleniyor.

26- Aşağıdaki boşluklara uygun olan cevapları yazınız1- “Alaca karanlıkta, armut ağacının altında çömelen Serkan amcama seslendim.”

Cümlesindeki altı çizili tamlama …………………………tamlamasıdır.2- “Bu benim için büyük bir eğlence olacaktı.” Cümlesinde hem ………………….zamiri,

hem……………….zamiri vardır.3- “Mustafa Dayı, eşini hastaneye kaldırmış.” Cümlesindeki………………..sözcüğünde,

belirtme (-i hali eki), …………………ise yönelme (-e hali eki) vardır. 4-“İhtiyarı hatırladı. Yüzü kıpkırmızı oldu. Lokması boğazında kaldı. Bu durumu ihtiyar da

fark etmişti.” Cümlesindeki………………….. , ………………… sözcüklerinde iyelik eki vardır. 5- “Çeşme başına geldim. Ortalıkta kimse yoktu. Su içtim. Onun gölgede uyukladığını fark

ettim” Cümlesindeki………………. Sözcüğü belgisiz zamir, …………………ise kişi zamiridir.

27- * Evin önü * Kale burcu * Masanın ayağı * Otobüsün koltuğuYukarıdaki isim tamlamalarından hangisi farklıdır, neden?

28- 1- “Harun, Serkan’a çok imreniyordu. 2- Serkan’ın okul harçlığı, Harun’un babasının cebindeki paradan çoktu. 3- Serkan, bol bol para harcıyor, aldıklarını da Harun’la birlikte yiyordu. 4- Çok zenginlerdi ama hiç kibirli değillerdi.”

Yukarıdaki parçada karşılaştırma bildiren cümle hangisidir?

29- Aşağıdakilerden hangisi yazım ve noktalama bakımından doğru bir cümledir?a) “Kızım sana söylüyorum,gelinim sen anla!”der gibidir.b) Bunun yanlış olduğunu bilmez mi?c) Hiç birimiz tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz.d) Bir kerede iş benim dediğim gibi olursa kıyamet mi kopar?

30.Aşağıdaki parçada boş bırakılan yerlere uygun noktalama işretlerini koyunuz.Göz alabildiğine uzanan bir düzlüğe çıkmışlardı ( ) ne ağaç vardı ( ) ne dere ( ) ne ev ( ) (;;,…)

4

Page 5: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

31.Aşağıdaki dizelerin hangisinde adın yerini tutan bir sözcük yoktur?

a) Sana çirkin dediler,düşmanı oldum güzelin.b) Birinin ağzında gül,elinde şarap kasesi vardı.c) Nasıl ağladığımı ben bilirim bir yangının ardından.d) Uykularım bölünüyor,artık şu konağı bekliyorum.

32. 1.Kardeşimin elbisesi benimkinden daha güzel. 2.Beni daha iyi dinlersen sen de anlayabilirsin 3.Kitapları çok sevdiğinden elinden düşürmüyor.

1.Cümle 2.Cümle 3.CümleA)Sebep-Sonuç Koşul-Sonuç KarşılaştırmaB)Karşılaştırma Sebep-Sonuç Sebep-SonuçC)Sebep-Sonuç Karşılaştırma Koşul-SonuçD)Karşılaştırma Koşul-Sonuç Sebep-Sonuç

33.Dr ( ) Ali Gündüz ( ) 14( )45( ) te 2 ( ) kattaki seminer salonunda mı konuşacak ( )Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerlerden kaç tanesine nokta(.)getirilemez?

34.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük bağlaç değildir?a) Elindeki kalem ile defterine küçük küçük notlar alıyordu. b) Söylediklerinizin hepsini getiririm,yalnız biraz bekleyin.c) Buraya kadar gelmiş de bize uğramamış.d) Ben de sizinle geleceğim,ancak anneme haber vermeliyim.

35.Aşağıda verilen bilgiler ışığında bir öykü yazın.Kompozisyon kuralları çerçevesinde.Yer :Bir balıkçı köyüZaman :SonbaharKişiler :Zeynep(18-20 yaşlarında ev kızı),Yusuf ( 60-70 yaşlarında,balıkçı),Mehmet (10-15

yaşlarında bir çocuk).Olay :Balık tutarken fırtınaya yakalanma.

Yer :İlköğretim OkuluZaman :Ders arasıKişiler :Serkan,Harun,Onur,Deniz(öğrenciler)Olay :Serkan’ın babasının başka bir ile atanması nedeniyle sınıftan ayrılacak olması

Yer :Pazar yeri Zaman :Öğle vaktiKişiler :Ahmet(30-35 yaşlarında satıcı),Recep (15-16 yaşlarında,Ahmet’in

yardımcısı),Kadir(30-35 yaşlarında belediye görevlisi,zabıta)Emine (60-65 yaşlarında alıcı),Türkan (50 yaşlarında alıcı)

Olay :Alışveriş

36. “Ağaç,okul,bulut,sevgi,insan” sözcükleriyle kısa ve anlamlı bir kompozisyon yazın.

37. “Sevgi,paylaşım,baba,anne,arkadaşlık,mutluluk,çiçek,kardeşlik” sözcükleriyle kısa ve anlamlı bir kompozisyon yazın.

5

Page 6: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

38. Aşağıdakilerin hangisinin kipi diğerlerinden farklıdır?A) Yaşayayım B) YaşayalımC) Yaşasalar D) Yaşamalı

39.Aşağıdakilerin hangisinde ”oluş, kılış,durum” fiilleri sırasıyla verilmiştir?A) Büyütmek-geliştirmek-seslenmekB) Kaçmak-koşmak-vurmakC) Solmak-fırlatmak-beklemekD) Yazmak-çizmek-silmek

40.Aşağıdaki cümlelerin hangisinin fiil kipi farklıdır?A) Televizyon almasını istemiştik.B) Fuardan yeni kitaplar aldık.C) Bizim eve dün geldiler.D) Ben de bir soru sorayım.

1. Eli ayağına dolaşmak2. Etekleri zil çalmak3. Eli böğründe kalmak4. Eli kolu bağlı kalmak5. Etekleri tutuşmak

41. Yukarıdaki deyimler anlamına göre ikişerli gruplandırılırsa hangisi dışta kalır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4

1. Lafı ağzında gevelemek2. lafı çevirmek3. laf çiğnemek4. laf taşımak5. laf işitmek

42.Yukarıdaki deyimlerden hangi ikisi anlamca özdeştir?A) 1-5 B) 2- 4 C) 1-3* D) 2- 5

6

Page 7: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

I- Issız ,üzerinde canlı bulunmamak.II- Yanlış ve aşırı yollara sapmak.III- Verimsiz bir işle uğraşmak.

43.Yukarıdaki açıklamalar dışında kalan deyim, aşağıdakilerden hangisidir?

A) İn cin top oynamakB) Kalıbının adamı olmamak*C) Kalburla su taşımakD) İşi azıtmak

I- Eller çok olunca yük hafifler.II- Birlikten kuvvet doğar.III- Baş başa vermeyince taş yerinden oynamaz.IV- El elden üstündür.44.Yukarıdaki atasözlerinden hangisi anlamca diğerlerinden farklıdır?

A) I B)II C) III D)IV

45. Sağlıklı yaşamanın sırları şunlardır( ) Dengeli beslenme ( ) spor yapma ( ) düzenli yaşama ( )Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yerler sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?

A) ( : ) ( , ) ( , ) (...) B) ( ; ) ( , ) ( , ) ( . )C) ( : ) (; ) ( , ) ( . ) D) ( ; ) ( ; ) ( , ) (...)

46.Aşağıdakilerin hangisinde yazım kurallarında bir yanlışlık yapılmıştır?A) Babası DSİ’nde çalışıyormuş.B) TEK’ten bir yetkili gelmiş.C) Prof. Dr. Halil Ersoylu geldiler mi?D) )THY’nin uçağı gecikmiş

47.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, büyük harflerin kullanımı ile ilgili bir yazım yanlışı yapılmıştır?A) Konya Ovası, yurdumuzun büyük bir buğday ambarıdır.B) Fırat Nehri, Güneydoğu Anadolu’ya can verecek.C) İstanbul’da oturmama karşın Belgrat ormanlarına hiç gitmedim.*D) Van Gölü,pek çok sanatçıya konu olmuştur.

48. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

a) Ağrı dağının zirvesinde iki gün konakladık.b) Bu Türkçe’nin zenginliğidir .c) Bölgeyi Çubuk Barajı sulamaktadır.d) Çukurova’ya kadar uzanan bir yolculuk yaptık.

49. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

a) O gün orada ağıza alınmayacak şeyler söyledi. b) Bugün bir takım elbise aldım.c) Güpegündüz ışık yakılmazd) Atatürk’ün Samsun’a çıktığı bu gün kurtuluşun başlangıcıdır.

7

Page 8: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

50. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?a) Bu dükkan amcanların değil miydi?b) Bu ülkede mimar,mühendis yetişmiyor mu?c) Niçin bu binaları biraz zevkli yap mıyorlar? d) Televizyonda konuşan Ahmet Bey miydi?

51. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı zamir olan bir ad tamlaması vardır?a) İnsanların çoğu,önyargılı oluyorlar.b) Buranın insanları nedense pek soğuk görünüyorlar. c) resimlerden birkaçı bana ait değil.d) Adamın biri telefonda seni sordu.

52. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer yön zarfı vardır?

a) Haklı olman senin geriye gitmenin doğru olduğunu göstermez.b) İleri düşünce,çağdaş düşüncedir.c) Ne yazık ki ileriyi göremiyoruz.d) Hak bildiğin yoldan geri dönmeyeceksin.

53.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük temel anlamıyla kullanılmamıştır?

a) Gözün kanlanmış biraz uyu.b) Yırtık parayı bana uzattı.c) Boğazda yıllarca soygun yapılmıştır.d) Sapsarı bir yüzle çıktı.

54. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyimin açıklaması vardır?

a) Bugünü de akşam ettik,artık evlere rahatça gidebiliriz.b) Senin alacağın olsun,günün birinde ben de senden intikamımı alacağım. c) Artık al gülüm ver gülüm,herkes böyle yapıyor,itiraz etmiyor.d) Biz de araya girdik ama onu,onun elinden kurtaramadık.

55. “Rüzgarlar olmasaydı,ağaçların kökleri o kadar sağlam olmazdı.” cümlesine en yakın anlamlı cümle hangisidir?a) Rüzgarlar estikçe ağaçların kökleri sağlamlaşmış.b) Çile ile sıkıntılar,büyük insanların yetişmesini sağlar. c) Toprak yüzündeki ağaçlar,yıpranmış insanlara benzer.d) Ağaçların rüzgara,insanların da sıkıntılara ihtiyacı vardır.

56. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi mecaz anlamdadır?a) Şubat tatilinde köye gideceğim.b) Bu sıradan sözlere kulak asmayın.c) Sınıfı geçersem babam bana saat alacak.d) Bir süre sonra eksik faturaları tamamladı.

8

Page 9: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

57. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde olmalı sözcüğü farklı anlamda kullanılmıştır?a) Eve geldiğinde temizlik bitmiş olmalı .b) Bugün bize de uğramış olmalı.c) Soruların hepsini çözmüş olmalı.d) Şu an bulamıyorum,dışarı çıkmış olmalı.

58. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ağız” sözcüğü deyim oluşturmamıştır?

a) Sırrını ağzı gevşek birine söylemeb) Ağız yer,yüz tutar c) Ağzı var dili yoktu adamın.d) Ağzından çıkanı kulağı duymaz

59. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kalem” sözcüğü öbekleşerek deyimleşmemiştir?

a) Son yıllarda yetişen usta kalemlerden biridir. b) Kaleme aldığı son yazıyı hiç beğenmedi.c) Kitap bitti ama; biraz kalem oynatmak gerekiyor.d) O,kaleminden kan damlayan bir yazardır.

60. “ Sanatçının bize yansıttığı dünya çok geniş olmalıdır.” cümlesinde sırasıyla hangi ses olayları vardır? A) benzeşme- benzeşme- yumuşama- ulama B) benzeşme- kaynaşma- benzeşme- yumuşama C) yumuşama- kaynaşma- benzeşme- benzeşme D) kaynaşma- kaynaşma- benzeşme- yumuşama

61. Galilei’nin “Ben dönmüyor desem de dünya dönüyor” sözü aşağıdaki atasözlerinden hangisini destekler.

a) Bugün bana ise yarın sanab) Gün doğmadan neler doğar c) Kara gün kararıp kalmazd) Güneş balçıkla sıvanmaz

62. Aşagıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi çıkarılırsa cümlenin anlamında daralma olura) “Ayna Korkusu”nu yaklaşık üç yıl önce yazdımb) Bisikletli çocuğu peşinden kovalamaya başladımc) Her işinizi önceden planlarsak başarılı oluruzd) Yağmur suları kulübenin çatısından içeriye sızınca kilimler ıslanmış

63. Dünya edebiyatının en önemli ürünleri kabul edilen “Binbir Gece Masalları” çerçeve bir öykü

içinde yer alan öykülerden oluşur. Binbir Gece’de öyküleri Şehrazat anlatır gibi görünse de öykü kahramanların anlattığı iç öykülerle anlatıcı sayısı artar. Bu anlatıcıların kişilik farkları öykülerin anlatım çeşitliliğini sağlar.

Bu parçada “Binbir Gece Masalları” ile ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?a) Belirli bir çevrede ortaya çıkmıştırb) Bir öyküde birçok öykü içi içe geçmiştir. ,c) Anlatıcı tek kişi değildir.d) Farklı üsluplarda anlatılmıştır

9

Page 10: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

64. Karanlıkta birbirlerini bulmak için “sese gel!” diye bağırırlar.İster karanlık dönemlerde olsun, ister aydınlık dönemlerde insanlığın kendisini bulması için “Şiire gel!” diye seslenilmiştir.

Bu parçadan çıkarılacak asıl yargı aşağıdakilerden hangisidir?a) İnsanlığın karanlık dönemlerinde şiir fener rolünü üstlenmiştir.b) İnsanlığın her döneminde şiir insanlara hep yol gösterici olmuştur. c) Şiir,edebi türler içinde insanın kendisini en çok bulduğu türdür.d) İnsanlar zor durumda kaldıklarında mutlaka yardıma ihtiyaç duyar.

65. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere cümlenin anlamına göre neden-sonuç, amaç-sonuç, koşul-sonuç şeklinde doldurun.

Çalışmadan başarılı olamazsın ……………………………. Çocuklar sevgisizlikten kurumuş bir çiçeğe döner ……………………………. Ağaç dikmek üzere toprağı kazdı ……………………………. Uyumak üzere odasına çekildi ……………………………. Sıkıntılar paylaşılırsa çözüme ulaşır …………………………….

66.Aşağıdaki numaralı özcükleri anlamlı bir cümle oluşturacak şekilde sıralayın. 1.doğuşunu 2.ışığa 3.gölge 4.borçludur ………………….

1.yaşamda 2.hazinedir 3.en 4.iyi 5.olması 6.bulunacak 7.bir ideali 8.insanın………………….

1. değil 2. çevrendekileri 3.gerçekten 4. kendini 5. büyüleyebilirsin 6.yükselterek 7.alçaltarak ………………………..

1.olmadan 2.çekiç 3ve 4.ev 5.edemezsiniz 6. inşa …..................

67. Aşağıdaki verilen kelimelerle 4 çeşit isim tamlaması kurunuz.Müzik-alet, duvar-boya, saç-ipek, pul-koleksiyon-kardeş

I. Belirtili isim tamlaması:…………………………………….II. Belirtisiz isim tamlaması:…………………………………..

III. Takısız isim tamlaması:…………………………………….IV. Zincirleme isim tamlaması:…………………………………

68. Aşağıdaki cümlelerde geçen yazım yanlışlarının altlarını çizip, doğrusunu yanına yazınız.I. T.B.M.M son kararı da onaylamıştı……………………………………………….......

II. Bu öğrencimiz yarışmada 2’inci oldu………………………………………………....III. Elinde ki çiçekleri vazoya koy……………………………………………….............IV. 3 ağustos 1975’de İstanbul’a geldik………………………………………………......V. bunları bana senmi söylüyorsun? ……………………………………………….........

69. Aşağıdaki deyimleri anlamları ile eşleştiriniz.I. Aynı ağzı kullanmak ( ) Aklına takılmak

II. Kafası takılmak ( ) Hık mık etmekIII. Kafası yerine gelmek ( ) Aklı başına gelmekIV. Kanat Germek ( ) Kanadı altına almakV. Kem küm etmek ( ) Aynı telden çalmak

10

Page 11: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

70. Aşağıdaki altıçzili sözcüklere göre boş bırakılan yerlere temel-yan-mecaz-terim şeklinde doldurunuz.

Ağzında diş kalmamış………………………………. Ağzındaki baklayı çıkart……………………………. Kapının ağzında durma………………………………. Azeri ağzıyla konuşma……………………………….

71. Aşağıdaki cümleleri anlamları açısından neden-sonuç, amaç-sonuç, koşul-sonuç ve karşılaştırma şeklimde sınıflandırınız.

İnsan neyi arzu ederse, ruhu onu kazanır……………………. Dershaneye gideceğim diye evden çıktı……………………… Bu kumaş daha dayanıklı……………………………………... Yoruldu ki yatıyor……………………………………………. Bahar geldi, çiçekler açtı……………………………………..

72. Aşağıdaki paragraftan hangisi çıkarılamaz?Düşünce hem tutucu,gelenekçi, hem de özgür olamaz. Düşüncede özgürlük, eski düşünce

kalıplarını kırmanın ta kendisidir. Kalıplar dışına çıkamayan, kendi aklını kullanamayan insan, özgür düşünemiyor demektir.(2004-OKS)

a) İnsanlara özgür düşünmenin yolları öğretilmelidir b) Düşünce aklın kurallarına uygunsa doğrudurc) Bir düşünce önceki düşüncelerden ayrıldığı ölçüde özgürdür.d) Özgür düşünce, doğruyu bulmak için bütün görüşlere değer verir.

73. Aşağıdaki cümlelerden ek-fiil olan cümlelerin yanına “+” ; olmayanların yanına “-“ koyunuz ve ek-fiillerin altını çizerek gösteriniz.

Kimseye belli etmeden kaybolmuştu ( ) Onu sevseydi burada olurdu ( ) Çalışırsan başarılı olursun ( ) Bu manzara muhteşemdi ( ) Ben böyle bir şey hatırlamıyorum ( )

74. Aşağıda verilen bilgilerin yanına doğru ise”D”; yanlış ise “Y” yazınız.Yer-yön belirteçleri ek alırlarsa isim olurlar ( )Belirteçler eylemleri etkiler ( )Sabah, öğle, akşam gibi sözcükler her zaman, zaman zarfıdır ( )Zaman belirteçleri çekim eki almazlar ( )Eylemin nasıl yapıldığını durum zarfı gösterir ( )

75. Aşağıda verilen numaralı sözcükleri anlamlı bir cümle haline gelecek şekilde sıralayınız.1-yenmeyi 2-kendini 3-öfkesini 4- kişidir 5- bilen 6- başarabilen…………………………………………………………………………………………………

76.Aşağıda verilen cümlelere yazım yanlışlarını bulup doğru şeklini yanına yazınız.

Profösör Cemal Bey,bugün gerekli bilgileri verecek………………………………………. Kedi asvalt yola yapışmıştı…………………………………………………………………. Bugün çok yanlız kaldım canım sıkkın……………………………………………………. Ömürümde o kadar güzel bir yer görmedim………………………………………………… Bu akşam televizyonda güzel bir filim var…………………………………………………..

11

Page 12: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

77.Aşağıdaki cümleleri bildirdikleri anlamlara göre eşleştiriniz.1-Refik Halit’in bu kitabında on sekiz hikaye var. ( 4 ) Neden-Sonuç Cümlesi2-Başka dünyalara karışmak için yolculuğa çıkalım ( 3 ) Karşılaştırma Cümlesi3-Onun bu şiiri de sihirli bir hazine gibidir. ( 2 ) Amaç Cümlesi4-İnsan dostunu,onda kendisini gördüğü için sever ( 1 ) Nesnel Cümle5-Bir ah çeksem karşıki dağlar yıkılır ( 5 ) Abartma

78.Aşağıdaki cümlelerde altılı çizili edatlar ile cümlelere kattığı anlam ilgilerini eşleştirin.1-Karnım ağrıdığı için ilaç alacağım. (3) Yaklaşıklık2-Arkadaşlarımın söylediklerini sabırla dinledim. (1) Neden-Sonuç3-Bu resim daha öncekilere göre daha başarılı olmuş (5) Zaman4-Bu fabrikada yirmi kadar işçi çalışıyor. (2) Durum5-Sen güldün mü güller açar yüzünde. (4) Karşılaştırma

79.Aşağıda numaralandırılmış cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturunuz. 4-1-2-3 I. Ne sevinçlerini ne de acılarını başkalarıyla paylaşabilmişti.

II. Belki bu yazdıkları ileride birilerinin eline geçer,yayımlanır diye düşünürdü.III. Bunun için de duygularını,düşüncelerini deftere döktü.IV. O kimi kimsesi olmayan bir şairimizdi.

80. “Kıvrak bir zekası olduğu için,sorunları hemen çözüverdi.”cümlesindeki “kıvrak” sözcüğü aşağıdaki anlamlarından hangisinde kullanılmıştır?A) canlı B) işlek C) aceleci D) hareketli

81.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “pencere” sözcüğü soyut anlamda kullanılmıştır?

a. Yazar,sanat dünyasına yeni bir pencere açtı. b. Hızla giden trenin penceresinden dışarıya bakıyordu.c. Dışarıdan gelen sesler herkes pencereye koşturdu.d. Günümüzde yeni sistem pencereler daha kullanışlı.

82.Aşağıdaki atasözlerinin “nicelik ve nitelik” birlikte verilmiştir?a. Kısa günün karı az olur.b. Eğri otur,doğru söyle.c. Az olsun ,öz olsun d. Horozu az olan köyün sabahı geç olur.

83.Aşağıdaki deyimlerden hangisi “görmek, bakmak” anlamı ile ilgili değildir?a) Gözden geçirmekb) Gözü keskinc) Gözden kaybolmakd) Gözden düşmek

84. “Üzere” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde kosul anlamı katmıştır.a) Yeniden yollara düşmek üzere evden ayrıldıb) Anlaşmada belirttiği üzere ödemeler zamanında yapıldıc) Yarın getirmek üzere istediğin kitabı alabilirsin d) Ümitler ümitsizliğe dönüşmek üzere iken geldi

12

Page 13: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

84. “ Eğer bir kimse iyi bir kitap yazarsa, iyi sözler söylerse yahut da komşusununkinden iyi bir fare kapanı yaparsa yuvasını ormanlar içinde kursa bile, insanlar ona ulaşırlar.” sözü ile anlatılmak istenen düşünce hangisidir. a) İnsan, isminin kalıcı olmasını istiyorsa kalıcı eserler ortaya koymalıdır.b) Gerçek başarı, insanlığın yararına yapılan işlerden elde edilirc) İnsan sadece kendileri için değil toplum için de çalışmalıdır.d) Başarılı işler yapanlar nerede olsa aranıp bulunur.

85. Aşağıdaki sözcüklerin hangisi doğru yazılmıştır?a) Asfalt b) Ambulansc) Ardaşıkd) Aşuure

86. Mert dayanır namert kaçarMeydan gümbür gümbürlenirŞahlar şahı divan açar Divan gümbür gümbürlenir

Yukarıdaki dörtlük konusuna göre hangi şiir türüne dahildir?…………………………………………………………………………………………87. İlim, kula açılmış bir kucaktır;

aydınlıklıktır, meşaledir, ocaktır.İmin yüzü samimidir, sıcaktır;Cehaletin yüzü soğuk, buz oğul…

Yukarıdaki dörtlük konusuna göre hangi şiir türüne dahildir?…………………………………………………………………………………………88.Aşağıdaki ata sözlerinden hangisi anlamca birbirine yakındır?

I. Akan su yosun tutmaz.II. İş, insanın aynasıdır.

III. İş bilenin, kılıç kuşananındırIV. İşleyen demir ışıldar.

…………………………………………………………………………………………

89. Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsüIşık ışık, dalga dalga bayrağım!Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

A) Yukarıdaki dörtlük konusuna göre hangi şiir türüne dahildir?.............................................epikB) Şiirin temasını yazınız…………….........bayrak sevgisi

90.Aşağıdaki cümlelerden hangisinde yazım yanlışı yoktur?a) Geçen salı,arkadaşlarla birlikte sinemaya gittik. b) 24 Mayıs 1985’de yaşanmış bu üzücü olayc) Babamı doktor Nuri Bey muayene etti.d) Dikiş makinasının sesi alt katta bile duyuluyor.

91. Aşağıda verilen cümlelere yazım yanlışlarını bulup doğru şeklini yanına yazınız.

Böyle olaylar benim karekterime ters………………………………karakter. Beşiktaş ardarda beş gol attı…………………………………………art arda . Bir gurup öğrenci beni arıyordu………………………………………grup Yazım klavuzunda aradığım kelimeyi bulamadım……………………kılavuz Yemekleri çiynemeden yutma!…………………………………………çiğneme

92. Aşağıda verilen cümlelere yazım yanlışlarını bulup doğru şeklini yanına yazınız.

13

Page 14: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Bu ne pehriz bu ne lahana turşusu…………………………………………perhiz Münübüstekiler dertli şarkılar dinliyorlardı..………………………………minibüs Otobüs şöförü bir an için panikledi…………………………………………şoför Çocuğun ihtiyacı olan tek şey şevkatti………………………………………. Şefkat Çocuk kipriklerini durmadan kırpıyordu.…………………………………….kirpik

93. Aşağıdaki yargılardan doğru olanlarIn başına (D), yanlış olanların başına(Y) yazınız.( ) 1- C vitamini çeren yiyecekler tüketirsek hiç hasta olmayız. (nesnel yargı)( ) 2- Güneş batıdan doğar; doğudan batar (nesnel cümle)( ) 3- Hastalandığı için düğüne gidemedi. (neden-sonuç cümlesi)( ) 4- Tiyatroya gitmek için bilet aldı. (amaç- sonuç cümlesi) ( ) 5- Bahçenin en güzel çiçeği köşedeki güldür. (kişileştirme)

94. Aşağıdaki kelimelerin yanlarında bırakına boşluklara, basit fiillere (A) ; türemiş fillere (B); bileşik fiillere (C); birleşik zamanlı fiillere (D); ek-fiil almış isimlere (E) harfi yazınız.Hastadır ( ) Vuruldun ( ) Okur ( ) Bilirmiş ( ) Unutuverdi ( ) Tarandı ( ) Konuşamaz ( ) Uyuyorsa ( ) Yazdık ( ) Kırmızıymış ( )

95. Aşağıda verilen ünlem cümlelerini yanlarında verilen kavramlarla eşleştiriniz.1- Ay, harika bir kazak! ( ) Beğenme2- Of, yeter artık yaptıkların! ( ) Kabullenme3- Ah, nerde kaldı çocukluğum! ( ) Özlem4- Pekala, senin dediğin gibi olsun bu sefer! ( ) Bıkkınlık5- Hey, bana baksana! ( ) Seslenme

96. Atatürk bana sordu ( ) ( ) yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşünüyorsunuz ( ) Dedim ki( ) Çok yazmalı ( ) çok okumalı ve çok düşünmeliyiz( )Yukarıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun noktalama işaretlerini koyunuz

97. Rahatlık arama, zorluğa alış Şiirin ana fikri ve türü nedir? Gözüne uykuyu haram et, çalış.

Cahilden uzak dur, bilen danış Şiirin Türü……………………………………. Emeğini heder etmeyesin yavrum Şirin Ana Fikri: ………………………………

98. Aşağıda birbirinin tam tersi anlamları içeren atasözleri verilmiştir, bunları eşleştiriniz.I. Borçtan korkan kapısını büyük açmaz ( 2 ) Bin dost az, bir düşman çok

II. Güvenme dostuna, saman doldurur postuna.( 3 ) Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarIII. Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış. ( 1 ) Borç yiğidin kamçısıdır.IV. Doğru söyleyenin tepesi delik olur. ( 4 ) Doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek.

99. Aşağıdaki cümlelerin yanlarına özelliklerine göre sebep-sonuç ise (S); amaç-sonuç ise (A); koşul-sonuç ise (K); öznel cümle ise (Ö); nesnel cümle ise (N) yazınız.

Bunca yolu sizi dinlemek için geldim. ( ) Buraya sadece sizin için geldim. ( ) Yaptıklarını duyarsa hepimize çok kızar. ( ) Bahçemizdeki ağaçlar çiçek açmaya başladı. ( ) Mazıdağı’nda yaşam iyice çekilmez oldu. ( )

14

Page 15: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

100. Aşağıdaki cümlelerin yanlarına özelliklerine göre sebep-sonuç ise (S); amaç-sonuç ise (A); koşul-sonuç ise (K) yazınız.

Bahar geldi, çiçekler açtı ( ) Yoruldu ki yatıyor. ( ) Dershaneye gideceğim diye evden çıktım. ( ) İnsan neyi arzu ederse onu kazanır. ( ) Sen neye hazırsan, o da senin için hazırdır ( )

101. Aşağıdaki numaralandırılmış sözcükleri anlamlı bir cümle oluşturacak şekilde sıralayınız.

çok konuşmak - düşmesi için - yoldur - en kısa - gözden - insanın (1-6-5-2-4-3) 1 2 3 4 5 6

102. Aşağıda verilen bilgilerin yanına doğru ise ”D”; yanlış ise “Y” yazınız.Zincirleme ad tamlamaları içinde başka bir tamlama daha barındırır. ( )Belirtili ad tamlamalarında tamlayan “-ı,-i ” ekini alır. ( )Takısız ad tamlaması tamlananın neye benzediğini, neyden yapıldığını bildirir. ( )Takısız ad tamlamaları tamlama eki almazlar. ( )Ad tamlamalarında tamlanan ekin yerine “-den” eki gelebilir. ( )

103. “Hiç kimse,hiçbir şey söylemeden karıncadan daha iyi bir öğüt veremez.”Yukarıdaki cümleye anlamca en yakın olan aşağıdakilerden hangisidir?a. Karıncalar,çalışmalarıyla iyi bir örnektir.b. Öğüt vermek istiyorsan önce karınca gibi çalışkan olmalısın.c. Derdini başkalarıyla paylaşmayanın sonu karıncanınkine benzer.d. Karıncalar çok çalışkan olmalarına rağmen öğüt veremez.

104. “Kök” kelimesi aşağıdakilerden hangisinde iltihap nedeniyle ağrılar içinde kıvranıyor.” Cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?a) Bitki kökleriyle beslenen köstebekler çiftçilerin korkulu rüyasıdır.b) Bu nasırları yok etmek için önce kökünü kurutmak gerekir.c) Salataya iki kök de soğan koyd) Terör belasını kökünden halletmek gerekir.

Bir nergis çiçeği ölmüş. Çayırdaki çiçekler ırmaktan birkaç damla su istemişler, ona gözyaşı dökmek için. “Bendeki tüm su damlaları gözyaşı olsa, nergis için dökeceğim yaşlara yetmez. Onu çok severdim” demiş ırmak. “Nergisi kim sevmezdi ? O kadar güzeldi ki…” diye yanıt vermiş çayırdaki çiçekler. “ Gerçekten güzel miydi?” sorunca ırmak, “Senden iyi kim bilebilir ki bunu? Kıyında eğilip, suyunda kendi güzelliğine bakardı her gün.” demişler. Irmağın yanıtı da şöyle olmuş: “Onu sevmemin nedeni, bana eğilip baktığında, suyumun yansımasını görmemdi gözlerinde.”

İlk üç soruyu metne göre cevaplayınız.15

Page 16: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

1. Çayırdaki çiçekler neden nergisi çok seviyor?2. Irmağın nergisi çok sevdiğini nereden anlıyorsunuz?3. Irmağın nergisi sevmesinin gerçek nedeni nedir?

“ O” sözcüğü , aşağıdakilerin hangisinde görev yönünden diğerlerinden farklıdır? A) Onu her zaman takdir etmişimdir. B) Onlar okulda herkesçe bilinir. C) O okul sana çok şey kazandırdı. D) O, sınıfın en çalışkanıydı

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ‘neden- sonuç’ ilişkisi vardır? A)Yağmursuzluktan bütün tarlalar kurumuştu. B) Önceden çok yaramazdı ama şimdi uslandı C) Yeryüzünde tek dostum sensin. D) Çevreyi kirletmek doğru değildir.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ‘amaç- sonuç’ ilişkisi vardır? A) Çok sinirlendiği için tansiyonu çıktı. B) Fazla uyuduğu için gözleri şişti. C) Makale yazmak için yanına kağıt aldı. D) Düştüğü için dizi kanadı.

Kadın öfkeyle sordu ( ) ( ) Bize neden yalan söyledin ( ) ( ) Çok korktum ( ) dedi çocuk . Yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?A) (:) (-) (?) (-) (,) B) (;) (“) (“) (-) (,) C) (:) (-) (?) (-) (.) D) (:) (-) (?) (“) (“)

“Yaşını içine akıtmak” deyiminin anlamını aşağıdakilerden hangisi karşılar?Dışına su sızdırmamakBir köşede ağlamakGizli iş yapmakAcısını sezdirmemek

Aşağıdaki yay ayraç içindeki boşluklara sırasıyla hangi noktalama işaretleri gelmelidir?Neler yapmaktan hoşlanırsınız( )Ben kitap okumaktan( ) satranç oynamaktan hoşlanırım( ) Çünkü( )beni dinlendiriyor ve düşünmemi sağlıyor. a) ( . ) ( ; ) ( ? ) ( .) b) ( ? ) ( ; ) ( , ) ( ! ) c) ( ! ) ( , ) ( . ) ( ; ) d) ( ? ) ( , ) ( . ) ( ; )

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşılaştırma yapılmıştır?a) Oğuzhan’la Öznur başkanlığa aday oldub) Ebru ve Merve düzenli ders çalışır.c) Mehmet zayıf, Tuğba ondan da zayıftır.d) Hüsniye ve Sümeyye iyi anlaşır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ‘ neden- sonuç’ ilişkisi vardır? A)Yağmursuzluktan bütün tarlalar kurumuştu.B) Önceden çok yaramazdı ama şimdi uslandıC) Yeryüzünde tek dostum sensin.D) Çevreyi kirletmek doğru değildir.

16

Page 17: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Aşağıdaki altı çizili sözcüklerin hangi anlamda kullanıldıklarını (gerçek, mecaz, yan, terim anlam) yanlarındaki boşluğa yazınız.

a) Kapının kolunu kırınca dayak yedi. (…………………………….)b) Soğuktan kaloriferin boruları patlamış. (…………………………….)c) Tatlı sözlerle annesinin gönlünü aldı. (…………………………….)d) Bugünkü konumuz üçgenler. (…………………………….)e) Soğuk sudan boğazı şişmişti. (…………………………….)

Aşağıdaki yargılar öznelse başındaki boşluğa (Ö), nesnelse (N) yazınız.

Aşağıdaki cümlelerin ilişkilerini yazınız.(sebep-sonuç / amaç-sonuç) Onu görmek için buralara kadar geldim. (………………………………)Bayram olduğu için çok sevinçliydik. (………………………………)Takdir almak için çok çalıştı. (………………………………)Efendi biri olduğu için öğretmenleri onu seviyor. (………………………………)Yağmur çok yağınca trafik tıkanmış. ( ……………………………...)

Aşağıdaki cümlelerde –de/ -da eklerinden doğru yazılanların başına (D), yanlış yazılanların başına (Y) yazınız. ( ) Kurdeleler güneş ışığında parlıyorlardı.( ) Ozan yaşından da küçük gösteriyordu.( ) Uzun zamandır boyanmayan odanın duvarları kir için de kalmıştı.( ) Çanakkale’ye giderken sizede haber vereceğim.( ) Senin kardeşinde çok geziyor değil mi?

Aşağıdaki cümlelerdeki altı çizili sözcükleri anlam özelliklerine göre “temel anlam, yan anlam, mecaz anlam veya gerçek anlam” olarak tespit ederek karşılarına yazınız.

- Matematik dersinde paydaları eşitleme konusunu anlayamadım. ( ……………………………. )

- Bu adamı benim gözüm hiç tutmadı. ( ……………………………. )

- Dolma kalemim çekmecenin gözünde mi, bakar mısın? ( ……………………………. )

- Merdivenden inerken muz kabuğuna basıp düşmüş, olacak iş değil.( ……………………………. )

Bu parfümün kokusu çok ferahlatıcıymış. Konuşmalarında argo sözcüklere yer verirdi.Gözleri deniz mavisiydi Atatürk’ün.İstanbul’u gören ondan ayrılmak istemezAğrı Dağı en yüksek dağımızdır.

17

Page 18: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Aşağıdaki verilen cümlelerden doğru olanların başına “D” , yanlış olanların başına “Y” harfi koyunuz.( ) “Gözlükçü” sözcüğü “göz- lü- k- çü” biçiminde köküne ve ekine ayrılır.( ) “Geniş bir kültüre sahip olmayı okuma tutkusuna ve kitaplara borçludur.” Cümlesinde kaynaştırma harfleri ve ulama vardır.( ) “Genç kızlar çeşmenin başında konuşuyorlardı.” Cümlesinde altı çizili sözcük gerçek anlamda kullanılmıştır.( ) “ Ödevlerini düzenli yaptığı için öğretmeninin gözüne girmeyi başardı.” Cümlesinde “göz” sözcüğü mecaz anlamda kullanılmıştır.( ) “Çocuk, kuşların kanat çırpışlarını izliyordu.” Cümlesinde altı çizili sözcük gerçek anlamda kullanılmıştır.

Aşağıdaki metinde yer alan durum (hal) eki almış sözcükleri tespit ederek hangi durum ekini aldığını gösteriniz.

Göksel okuldan dönerken yerde gördüğü yaralı kuşu eline alarak hemen en yakın hayvan kliniğine götürdü. Doktora onu yolda bulduğunu ve kanadının kırık olduğunu söyledi. Doktor yaralı kuşu hemen tedavi edeceğini ve bir süre misafir edeceklerini söyledi.

“Suyun üç hali vardır( ) Gaz( ) sıvı( ) katı( )” cümlesinde parantezlerin içerisine, sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?

a) ( : ) - ( , ) - ( , ) - ( . )b) ( . ) - ( , ) - ( , ) - ( ; )c) ( ; ) - ( , ) - ( . ) - ( . )d) ( : ) - ( . ) - ( , ) - ( . )

Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerin hangi anlamda kullanıldığını bulup yandakilerle eşleştiriniz.

Yol ağzında bekleyen kalabalık birden dağıldı. Gerçek(temel) anlam Her şeyi unutup güzel hayallere dalmak istiyorum. Terim anlam Böyle soğuk havalarda dışarı çıkmayı sevmiyorum. Yan anlam Bir anda ölümün soğuk nefesini tüm hücrelerimde hissettim. Mecaz anlam

Aşağıdaki cümlelerde neden-sonuç,amaç-sonuç ve koşul-sonuç ilişkilerinden hangisi olduğunu cümlenin yanına yazınız.

İşe geç geldiği için kovuldu.. …………………………………………………….

Yağmur yağmazsa pikniğe gideriz. ……………………………………………………

Sizi ziyaret etmek için evinize gelecek. .…………………………………………………

Macerayı sevdiğinden bu tür kitaplar okuyor. ………………………………………………….

Sinemaya giderim ama benim istediğim filmi izleyeceğiz…………………………… ……………………………...

18

Page 19: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Aşağıdaki cümlelerde neden-sonuç,amaç-sonuç ve koşul-sonuç ilişkilerinden hangisi olduğunu cümlenin yanına yazınız. (10 puan)

Oralarda iş bulamadığı için buraya gelmiş. ………………………………………………….

Size gelirim ama akşama kadar kalamam. ………………………………………………….

Kitap almak için kütüphaneye gitti. ………………………………………………….

Dili çok ağır olduğundan yazarın son kitabı tutmadı. ………………………………….

Planlı çalışırsan sınavı kazanırsın. …………………………………………………..

Cümlelerdeki zamirlerin altlarını çizerek türünü boşluğa yazınız.a.Bunu senin için aldım. ...................zamirib.Birçoğu gelmedi. ....................... ...zamiric.Nerede oturuyorsun. ......................zamirid.Sizinki bozuk. ............................ zamirie.Kalemi gördüm. ……….. .............zamiri

Cümledeki zarfların altlarını çizerek türünü boşluğa yazınız.a.Dün sana söyledim. ..................... ..zarfıb.İleri git. ....................................... ..zarfıc.Saatlerce bekledi. ........................... zarfıd.Niçin söylemedin. ......................... zarfıe.Babam koşarak geldi. .................... zarfı

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sebep-sonuç ilişkisi vardır? A)Adalar’dan gelen vapur iskeleye yanaştı. B)Toplanan çiçekleri bahçıvan alıp götürdü. C)Adam koltukta otururken uyuyakaldı. D)Saati kurunca vaktinde uyandı.

“Yüzmek” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde mecaz anlamda kullanılmıştır? A)Kardeşim havuzda her gün yüzüyor. B)Kurbanlık koyunumuzu kasap yüzüyor. C)Düzenli ve çalışkan olduğundan bolluk içinde yüzüyor. D)Çocukların kağıt kayıkları suda yüzüyor.

Aşağıdakilerden hangisi, “Umutsuzluk ruhları tahrip eden en tehlikeli düşmandır.” cümlesi ile aynı anlamdadır.A)Umutsuzluk ruhları etkilediği gibi bedenleri de etkiler. B)Ruhlarında umutsuzluk taşıyanlar saldırgan olurlar. C)Tehlikeli durumlar umutsuzluktan kaynaklanır. D)Ruha umutsuzluk kadar zarar veren bir duygu yoktur.

19

Page 20: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ki”nin yazımıyla ilgili yanlışlık yapılmıştır? A) Bir sonraki durakta ineceğim. B) Öyle çok susadımki anlatamam. C) Çocuklar sanki hiç yorulmamışlardı. D) Bilirsin ki baban böyle durumlardan nefret eder.

-Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “de,da”nın yazımıyla ilgili bir yanlışlık vardır?A) Trende yolculuk yapmayı severim.B) Benimde saçlarıma kar yağdı bu sonbahar.C) Sokakta oyun oynuyorlar.D) Giderken de söylemiştim ama işe yaramadı.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili ekin görevi diğerlerinden farklıdır?A) Gönlüm herkese hoşgörülü ile bakıyor.B) Derdim büyüktür kimselere söyleyemem.C) Bilim çağında yaşıyorum.D) Sözüm çevreyi kirletenlere.Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisinde yazım yanlışı yapılmıştır?A) Çocuklardan hiçbiri bahçeye çıkmak istemiyor.B) Birkaç sepet elma toplamamız gerekiyor.C) Hiç kimseyi memnun edemezsiniz.D) Herşey insanların istediği gibi olsun.

Aşağıdaki dizelerin hangisinde amaç-sonuç ilişkisi vardır?A) Senden kurtulmak için buraları terk eyledim.B) Seni görmek beni çok mutlu edecektir.C) Ödevlerini yaptıktan sonra dışarı çıkabilirsin.D) Sensiz bir dünya hayal edemiyorum.

“ Ben sana mecburum bilemezsin. ” dizesindeki fiil olan sözcük için aşağıdaki yargıların hangisi doğrudur?A) haber kipi – geniş zaman – olumsuz – II. tekil kişiB) haber kipi – gelecek zaman – olumsuz – III. tekil kişiC) dilek kipi – istek – olumsuz – II. tekil kişiD) haber kipi – geniş zaman – olumsuz – I. tekil kişi

Aşağıdaki parçada yer alan isim tamlamalarını bularak aşağıda boş bırakılan yerlere yazınız.

Kitabın önemi anlatmakla bitmez ki…İnsan hayatını renklendiren kitap, toplumların geleceğinde büyük bir öneme ve değere sahiptir.Kitap, içerdiği bilgilerle kültürün devamlılığını sağlar ve toplum hayatını düzene koyar.Günümüzde birtakım çalışmalarla insanların kitap sevgisi güçlendirilmeye çalışılıyor.Bu şekilde geçmişten geleceğe güçlü bir tarih mirasının aktarılması amaçlanıyor.

Belirtili İsim Tamlaması Belirtisiz İsim Tamlaması Zincirleme İsim Tamlaması

20

Page 21: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Aşağıdaki cümlelerde hâl eki alan sözcükleri uygun kutucuğa yazınız.

- Dün akşam bizim evde

kimse yoktu.

- Okula giderken arabamız

kaza yaptı.

- Kürşat’tan başka herkes gülüyordu.

- Seni benim kadar seven olmaz ki.

Aşağıdaki dizelerin hangisinde abartma anlamı vardır? (5 puan) a) Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.

b) Bugün posta günü canım sıkılır.

c) Ellerin mektubu gelmiş okunur.

d) Benim yüreğime hançer sokulur.

Aşağıda verilen cümlelerde geçen ses olaylarını uygun yerlere işaretleyiniz ve ses olayı olan

sözcüklerin altını çiziniz.

CÜMLELER Ünlü

Düşmesi Kaynaşma Ulama

Ünsüz

Yumuşaması

Ünsüz

Benzeşmesi

Kitabımın kapağını yırttı.

Oyuncak ayıyı kaybedince çok

ağladı.

Sabah hızlı hızlı gömleğimi

ütülüyordum.

Boynum ağrıdığı için doktara

gitmiştim.

Sevginin gücünü gördüğümde

dayanamadım.

Ayrılma hâli Bulunma hâli Belirtme hâli Ayrılma hâli

21

Page 22: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Aşağıdaki dizelerin hangisinde kişileştirme yapılmıştır? (5 puan)

a) Çekirgem uçar gelir

b) Kanadın açar gelir

c) Kısa da boylu çekirgem

d) Ekini biçer gelir

Aşağıdaki altı çizili sözcükleri anlam özellikleri ile eşleştiriniz.

İnsan yalan yanlış konuşmamalı. …... a) Terim Anlam Adam horul horul uyuyordu. ……… b) Mecaz Anlam Sandalyenin ayağı kırıldı. ……. c) İkileme Gül bülbüle aşıkmış, ama bülbül ona hiç gülmemiş. ………. d) Yansıma Sözcük Oyunun ancak ikinci perdesine yetişebildik. …… e) Yan Anlam

Aşağıda verilen cümlelerde yer alan zamirleri bularak, bu zamirlerin hangi tür zamirler olduklarını yazınız?“O, köyümüzün en güzel evidir.”“Çantam kardeşiminkinden daha büyük.”“Çarşıdan ne alayım?“Biz, konuyu çok iyi öğrendik.”

Aşağıda verilen cümlelerde yer alan sıfatları bularak, bu sıfatların hangi tür sıfatlar olduklarını yazınız?“Şu satırları akşam karaladım.”“Yaşlı adam kapıyı açtı.”“Sınıfta kaç öğrenci var?”“Babam kırmızı araba aldı.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşılaştırma yapılmıştır?

a) Sedef’le Ezgi başkanlığa aday oldu.b) Rüstem ve Kubilay düzenli ders çalışır.c) Yağmur zayıf, Funda ondan da zayıftı.d) Kebire ve Burçak iyi anlaşır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hal eki almış bir sözcük yoktur?

a) Balık sudan çıkınca hapı yutar.b) Rüzgara tüküren kendi yüzüne tükürür.c) Sen işten korkma, iş senden korksun.d) Yazın gölge hoş, kışın çuval boş.

22

Page 23: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

KULLANILMAMIŞ KARIŞIK SORULAR

1. “Altın yere düşmekle pul olmaz.” atasözüyle yakın anlamda olan atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Altın pas tutmaz.B) Altının kıymetini sarraf bilir.C) Altın eli bıçak kesmez.D) Altın anahtar her kapıyı açar.

2. İstasyon meydanında karton parçaları, naylon torbalar ve gazeteler yağmur sularıyla oradan oraya sürükleniyordu. Küçük bahçenin ortasındaki yaşlı palmiyenin sararmış yapraklarının tümü bir yana eğilmişti. Dört köşe ve kurşuni bir yapı olan istasyonun kapısı kapalıydı.

Yukarıdaki paragrafta hangi anlatım tekniği kullanılmıştır?

A) ÖykülemeB) BetimlemeC) ÖrneklemeD) Tartışma

3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili eylemlerden hangisi türemiştir?

A) Altın anahtar her kapıyı açar.B) Adam kıymetini adam bilir.C) Alet işler, el övünür.D) Atılan ok geri dönmez.

4. Aşağıdaki cümlelerde yer alan ikilemelerden hangisinin oluşumu farklıdır?

A) Ufak tefek sorunlar yüzünden birbirlerini kırdılar.B) Boğum boğum olmuş boynunu ileriye uzattı.C) Pırıl pırıl, güneşli bir günde yola çıktılar.D) Arabalar ikişer ikişer sıraya girmişler.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki eylem basit yapılıdır?

A) Giysi dolabını düzenledi.B) Defterini, kalemini, kitabını topladı.C) Elindeki balığı kediye kaptırdı.D) Babasının konuşması onu etkiledi.

6. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi birleşik yapılıdır?

A) Arkadaşıyla anlaşamayınca evi terk etti.

23

Page 24: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

B) Çayı doldururken bardak çatladı.C) Elindeki çiçekler yere döküldü.D) Çikolatalardan birini kardeşine uzattı.

7. “Toplantı, salı gününe ertelendi.” cümlesindeki eylemle yapı bakımından özdeş olan eylem hangi seçenekte kullanılmıştır?

A) Topladığı incirleri bir sepete koydu.B) Dedesinin bahçesine erik fidanı dikti.C) Yerdeki cam kırıklarını süpürdü.D) Ayşe’nin başına gelenlere üzüldü.

8. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi birleşik yapılı değildir?

A) Kardeşini yıllar sonra affetti.B) Başına kötü şeyler geleceğini hissetti.C) Sokaktaki küçük çocuğa yardım etti.D) Sabah erkenden kahvaltısını etti.

9. “Etmek” eylemi aşağıdaki seçeneklerin hangisinde yardımcı eylem olarak kullanılmamıştır?

A) İnsan en büyük kötülüğü kendine eder.B) Kendisine verilen işi berbat etti.C) Mahalledeki yaşlı kadın herkese iyilik eder.D) Alışverişte uzun uzun pazarlık etti.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kurallı, (özel) birleşik eylem yoktur?

A) Bu işi o da başarabilir.B) İçeriye girenlerin ardından baka kaldı.C) Önümüzde çamurlu bir yol uzanıyordu.D) Bahçedeki çilekleri toplayıverdi.

11. “Yazıvermiş” birleşik eyleminde aşağıdaki anlamlardan hangisi vardır?

A) Tezlik (çabukluk)B) Sürerlik (devamlılık)C) YaklaşmaD) Yeterlik

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tezlik (çabukluk) birleşik eylemi vardır?

A) Sonunda otobüste boş bir yer bulup oturabildi.B) Ankara’ya gitmeden o mektubu yazıverdi.C) Otobüsün ardından bakakaldım.D) Trenden inerken düşeyazdı.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlamca kaynaşmış birleşik eylem kullanılmıştır?

A) Denizdeki dev dalgaları görünce paniğe kapıldılar.

24

Page 25: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

B) Onun bizimle görüşmek isteyeceğini zannetmiyorum.C) Bir oyuncak alarak Buse’yi memnun etti.D) Bekçi, çöpleri karıştıran adamı kovaladı.

14. Aşağıdaki cümlelerin yüklemleri yapı bakımından bir grup oluşturulduğunda hangisi bu grubun dışında kalır?

A) Zehra, olanları duyunca çok üzüldü.B) Okul müdürü çalışanları ödüllendirdi.C) Bir ara gözleri ağlayan çocuğa takıldı.D) Anlattıklarına kimse inanmamıştı.

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yardımcı eylemle oluşmuş birleşik eylem kullanılmamıştır?

A) Gelen konukları Mavi Salon’da kabul etti.B) Yapılan iyilikler için herkese teşekkür etti.C) Yapılan önerileri reddetti.D) Sabah kahvaltısını arkadaşlarıyla deniz kıyısında etti.

16. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi isimden türemiş bir eylemdir?

A) Lastik patlayınca ormanda geceledi.B) Kadın, küçük çocuğu ağlattı.C) Anlattığı fıkralarla hepimizi güldürdü.D) Yolcuların dilekleri kaptana iletildi.17. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi isimden türemiş bir eylem değildir?

A) Bulanık suda kâğıttan bir gemi yüzdürüyordu.B) Yıkadığı çamaşırları ütüledi.C) Sokakta oynayan çocuğun elbiseleri kirlendi.D) Susuzluktan kuruyan çiçekleri suladı.

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki birleşik eylemin oluşumu farklıdır?

A) Uzun bir hayat yeteri kadar iyi olmayabilir.B) Bütün gerçekler başlangıçta çok zor kabul edilmiştir.C) Başarıyı yakalamak istiyorsak sabretmeliyiz.D) Gösterdiğimiz ilgiden memnun oldu.

19. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi türemiş bir eylem değildir?

A) Arkadaşlarımızla her fırsatta görüşmeliyiz.B) Öğretmen, düzeni sağlamaya çalışıyordu.C) Zaman zaman çocuklarından yakınıyordu.D) Anlattığı maslarla küçükleri korkutuyordu.

20. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi etken çatılıdır?

A) Zil, hızlı hızlı çalındı.B) Dolabın aynası kırıldı.C) Öğretmen, güzel bir konuşma yaptı.D) Sınıfın kapısı birden açıldı.

21. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi edilgen çatılıdır?

25

Page 26: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

A) Okuldan çıkan çocuklar evlerine gidiyordu.B) O evde ihtiyar bir kadın oturuyordu.C) Erdal, bu gece Paris’e gidecek.D) Bahçe kapısı yavaşça açıldı.

22. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi geçişli bir eylemdir?

A) Öğretmen, sınıfa aniden girdi.B) Büyükannem hepimize hediyeler almış.C) Uzun boylu adam sokağın başında durdu.D) Bütün gün sahilde yürüdü.

23. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi geçişsiz bir eylemdir?

A) Çocuk, Selim’in evini arıyordu.B) Ahmet, bir demet çiçek getirdi.C) Adam, bahçede çalışan işçileri görmedi.D) Annemler bu gece sinemaya gidecekler.

24. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi geçişli bir eylem olmasına karşın nesne almamıştır?

A) Karanlıkta rüzgârın sesini dinliyorum.B) Konuklarımız yarın akşam gelecekler.C) Çocuklar okul yolunda yürüyorlar.D) Senin gibi ben de bir dikişte içtim.

25. “İhtiyarlar dinlenme köşelerini severler.” cümlesindeki özne yüklem ilişkisi aşağıdaki seçeneklerden hangisinde görülmektedir?

A) Başından geçenleri heyecanla anlatıyordu.B) Karanlık sokaklarda kimseler kalmamıştı.C) Martılar akın akın kayalara dönüyordu.D) Kadın, acı haberi alınca bayıldı.

26. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi eylemin belirttiği işi yapma gücüne sahip değildir?

A) Köşedeki eski bina tamir edildi.B) Babam, odasına kapandı.C) Küçük kız dolaba saklandı.D) Kadın, kalabalığın davranışlarından sıkıldı.

27. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin eylemin karşılıklı yapıldığını bildirmektedir?

A) Odadaki askerler gülüştüler.B) Otoyolda arabalar çarpıştı.C) Ağaçtaki kuşlar uçuştular.D) Bahçedeki çocuklar köpeği görünce kaçıştılar.

28. “Bu mektubu ona yazdırdı.” cümlesinde geçen eylem için aşağıdakilerden hangisinin söylenmesi uygundur?

26

Page 27: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

A) Geçişli bir eylemdir.B) Geçişsiz bir eylemdir.C) Oldurgan bir eylemdir.D) Ettirgen bir eylemdir.

29. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yükleminde dönüşlülük özelliği vardır?

A) Halk kütüphanesi hizmete açıldı.B) Sokaklar çiçeklerle süslendi.C) Bütün kapılar beyaza boyandı.D) Akşam olmadan odasına çekildi.

30. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çatı özelliği aranmaz?

A) Küçükleri pikniğe götürdüler.B) Aradığı her şey o kitapçıda vardı.C) Yemyeşil kırlarda gülüp oynadılar.D) Selim Dede, barajın kıyısında balık utuyor.

31. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yükleminde dönüşlülük anlamı vardır?

A) Evin bütün perdeleri yıkandı.B) Balıkçı kayıkları erkenden denize açıldı.C) Banyoya girip güzelce yıkandı.D) Kardak Kayalıkları’na Türk bayrağı dikildi.

32. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yükleminde dönüşlülük anlamı yoktur?

A) Yaşlı kadın yavaşça giyindi.B) Kedi, düşmanın üzerine atıldı.C) Babam, bahçede gezindi.D) Bahçe duvarı mermerle kaplandı.

33. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemi yapan belli değildir?

A) Bayram töreninde şiir okundu.B) Onur, sessizce babasını dinliyordu.C) Küçük kız, uçan balonlara bakıyordu.D) Dışarıda hafif bir rüzgâr esiyordu.

34. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi işteş çatılı değildir?A) Onu görünce bağrıştılar.B) Kardeşiyle uzun süre konuştu.C) Eski dostlar selamlaştı.D) Arkadaşlarıyla parkta buluştu.

35. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi edilgen çatılı bir eylemdir?

A) Bütün çocuklar masal dinlemeyi severdi.B) Yaşlı kadın, torunlarına masal anlatıyordu.C) Masallar, çocukların hayal dünyalarını süslüyordu.D) Masallardaki kahramanların resimleri duvarlara çizilmişti.36. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yükleminde dönüşlülük anlamı vardır?

A) Bahçedeki bütün ağaçlar budandı.

27

Page 28: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

B) Apartmandaki camlar kırıldı.C) Kedinin üzerine hızla atıldı.D) Çiçeklerin yaprakları koparıldı.

37. Geçişli eylemler “-dir, -( ) t, -( ) r” ekleriyle geçişlilik dereceleri arttırılarak ettirgen duruma getirilir.

Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi bu tanım için uygun örnek olur?

A) Merve, kardeşine kitap getirtti.B) Çocuğu erken uyuttu.C) Su kovasını beş dakikada doldurdu.D) Küçük kardeşi ağladı.

38. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde eylemi birlikte yapma anlamı vardır?

A) Top patlayınca kuşlar uçuştu.B) Ayşe ile Gülçin kucaklaştı.C) İki yaramaz okulun bahçesinde dövüştü.D) Onunla sinemanın girişinde karşılaştı.

39. Aşağıdaki cümlelerin hangisinin yükleminde dönüşlülük anlamı yoktur?

A) Ayvalar birden beyaza büründü.B) Yaşlı kadın tertemiz giyindi.C) Ayşe’ye defter, kitap alındı.D) Zeynep, en değerli kolyesini takındı.40. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi dilek kiplerinden herhangi biriyle çekimlenmiştir?

A) Rüzgâr çok kuvvetli esiyor.B) Kavak ağaçlarına bayılırım.C) Yemeğini erken yemelisin.D) Aşama doğru hava bozdu.

41. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi haber kiplerinden herhangi biriyle çekimlenmiştir?

A) Kediyi kapının önüne bırak.B) Bütün gün durmadan yürüdük.C) Akşama size gelelim.D) Odanı çabuk toplamalısın.

42. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi geniş zamanla çekimlenmiştir?

A) Gittiğimiz yoldan geri döndük.B) Şu evde onlar oturuyorlar.C) Yarın sabah sınava gireceğim.D) Her akşam kardeşine uğrar.

43. Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde çekimli bir fiil kullanılmamıştır?

28

Page 29: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

A) Aç ile eceli gelen söyleşir.B) Adam, ahbabından bellidir.C) Akacak kan damarda durmaz.D) Sabreden derviş muradına ermiş.

44. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde oluş bildiren bir eylem kullanılmıştır?

A) Komşunun küçük kızı çok güzelleşmiş.B) Çocuk, durmadan konuşuyor.C) Kardeşinin mektubunu bir solukta okudu.D) Ağaçların dallarını budayacak.

45. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde birden fazla yansıma sözcük kullanılmıştır?

A) Askerlerin dikilmiş kulakları ilk patlamanın gümbürtüsüyle yırtıldı.B) Fokur fokur kaynayan tencerenin kalkan kapağının tıngırtısı konuşmalarını böldü.C) Sıcak yellerin arasından geçtiği bitkilerin alışılmış mırıltısı yükseliyordu.D) Dalgaların boğuk şırıltısı duyuluyordu

46. Aşağıdaki ikilemelerden hangisi farklı bir şekilde oluşmuştur?

A) Külüstürün tangur tungur uzaklaşmasıyla umutları tükendi.B) Eveleye geveleye bir şeyler anlatıyordu.C) Mırın kırın ederek bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.D) Eğri büğrü yazısıyla dedesine mektup yazmaya çalışıyordu.

47. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde anlamca kaynaşmış birleşik eylem (deyim halinde) kullanılmıştır?

A) Yeni komşularının gelişiyle Ayşe Hanım’ın havası sönüverdi.B) Yurt dışına her gidişinden sonra arkadaşları arkasından kuyusunu kazıveriyorlardı.C) Sonunda taş kesilmiş durumdan kendini kurtarabildi.D) Aylar sonra beni evine davet etti.

48. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde soyut anlamlı bir sözcük kullanılmamıştır?

A) Kaderlerine razı olmakla birlikte büyük bir cesaret örneği sergilediler.B) Cem’deki kini görünce dehşete düşüyordu.C) Arkadaşlarının kapkara bakışını görünce başını öne eğdi.D) Böyle bir adama nasıl olmuşta hayranlık duyabilmişti.

49. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde birden fazla zamir kullanılmıştır?

A) Aza kanaat etmeyen, çoğu hiç bulamaz.B) Herkes kendi ayıbını bilmez.C) Senden zengin ile ortak olma.D) Ben umuyorum bacımdan; bacım ölüyor acından.

50. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki eylem isim kökten türemiştir?

A) Kardeşim bizi karşısında görünce telaşlandı.

29

Page 30: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

B) Küçük oğlunun çayını limonla doldurdu.C) Ali, günlerce evin boş odalarında gezindi.D) Evin kapısı birdenbire açıldı.

51. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki eylem, eylem kökten türemiştir?

A) Odanın içi iyiden iyiye aydınlanmıştı.B) İşçiler, koca koca kayaları parçaladılar.C) Yaramazlar, şaşkın şaşkın bakıştılar.D) Bütün gün denizin kenarında güneşlendi.

52. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki birleşik eylem, deyim halinde oluşmuştur?

A) Evin her yanında temizlik göze çarpıyordu.B) Öğretmenin ilgisi velileri mutlu kıldı.C) Okulda geç saatlere kadar bana arkadaşlık etti.D) Annesini öyle yerde yatar görünce fena oldu.

53. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlamca kaynaşmış birleşik eylem kullanılmamıştır?

A) Derslerine çok iyi başladı; ama arkasını getiremedi.B) Küçük kız, iyi beslenemediği için hasta oldu.C) Bağrışmaların sabaha kadar ardı arkası kesilmedi.D) Girdiği sokağın çıkmaz olduğunu görünce apışıp kaldı.

54. Arkada zincirlenen yüksek Toros dağlarıÖnde uzun bir kışın soldurduğu eteklerSonra dönen, dönerken inleyen tekerleklerEllerim takılırken rüzgârın saçınaAsıldı arabamız bir dağın yamacına.

Yukarıdaki manzumede aşağıdaki seçeneklerdeki tamlamalardan hangisi yoktur?

A) Sıfat tamlamasıB) Zincirleme isim tamlamasıC) Belirtisiz isim tamlamasıD) Belirtili isim tamlaması

55. Gül mevsimi, bir kıyı kahvesindeOturup dinliyorum dünyanın sesiniToprak saksıda bir avuç fesleğenDeniz ve gece kokuyor İstanbul.

Yukarıdaki dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi meydana gelmiştir?A) Ünlü daralmasıB) Ünsüz yumuşamasıC) Ünsüz benzeşmesiD) Ünlü düşmesi

30

Page 31: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

56. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde eylem gerçekleşmiştir?

A) Protesto yürüyüşlerini yağmur ve soğuk engelledi.B) O, çalışmalarının karşılığını henüz alamadı. C) Annesinden uzun zamandır haber bekliyor.D) Gazetenin ilk sayfasındaki haberleri okuyacak.

57. Aşağıdakilerin hangisi eylem cümlesi değildir?A) Üç arkadaş birbiriyle yarışa girmişti.B) Küçük kızın o gece hiç sesi çıkmadı.C) Keçiler, ormanın baş düşmanıdır.D) Ödevini yapmak için annesinin gelmesini bekliyor.

58. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde deyim kullanılmamıştır?

A) Araba bozulunca dağın tepesinde aç susuz kaldılar.B) Anlatılanların hiçbiri aklında kalmadı.C) Onun adını anmamak için çok çaba harcadı.D) Kendini biraz toparlayınca adam beğenmemeye başladı.

1. "Kadar" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisine "yaklaşık" anlamı katmıştır?A) Minare boyundaki kavağın üst çatalına kadar tırmandım.B) Otobüsümüz bozulunca bir kır lokantasında dört saat kadar bekledik.C) Çevresi bu kadar hoş olan yeni evimizin içi kir pas içindeydi.D) Merdivenleri yapıldığı günden beri hiç bu kadar telaşlı çıkmamıştım.

2. "İstemek" sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde "Bu araba iyi bir bakım ister." cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır?A) Sporda kalıcı başarı sürekli çalışma ister.B) İçeri girmek yerine bahçede oturmayı ister.C) Sabahın bu erken saatlerinde müdür beni niçin ister?D) İster ki bu tarihî evler gelecek nesillere kalsın.

3. "Fakat" sözcüğü altı çizili ifadelerden hangisinin yerine getirilirse cümlenin anlamı değişmez?A) Keloğlan, gel diye diye beni buraya getirdi.B) Varsayalım, tuhaf gülümsemeleri olan heykellerle karşılaştınız.C) Gelgelelim, Küçük Prenses burada değildi.D) Varın hesap edin, gördüğüm evin büyüklüğünü.

4. "Seyretmek" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisine "beklenmedik bir şey olacağı" anlamını katmıştır?A) Baba-oğulun yıllar sonra buluşmasını hayranlıkla seyretti.B) Yeni çıkan eserleri kitapçıların raflarında seyretmekle yetinmezdi.C) Sen bunca tartışmadan sonra olacakları seyret!D) Teknemiz Akdeniz'in mavi sularında yol alırken sen yıldızları seyret!

31

Page 32: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

5. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisinin zıt anlamlısı vardır?A) Ayşe, ayağı kayınca kendini yerde buldu.B) Okulun kente yakın olmasını istiyorum.C) Kendine göre bir arkadaş edindi.D) Sonunda aradığı mutluluğu yakaladı.

6. (1) Her yaz güller için bir şeyler karalamak isterim. (2) Çünkü gül, dünyaya sunulmuş güzelliklerin başında gelir. (3) Gülleri isim isim, renk renk, koku koku tanırım. (4) Ben baharı, yazı gülle anarım, herhâlde siz de öylesinizdir.Parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde "tahmin" söz konusudur?A)1 B)2 C)3 D) 4

7. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde soru anlamı vardır?A) Nasıl olsa bu gece onlarda kalırsınızB) Tanıdık birini bulmak için mi geldin burayaC) Selçuklu dendi mi kümbetler düşer benim aklımaD) Muş pazarına vardınız mı atalarınızın gölgelerini seçersiniz8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "şaşma" söz konusudur?A) Hep aynı oyunu oynamaktan usandık.B) Bu yaptıklarından sonra ona nasıl kızmam?C) Nasıl oldu da bu kadar iyi oynadı?D) Benim de böyle bir oyuncağım vardı.

9. (1) Kovasını ve merdivenini yanında taşıdığından yürürken güçlük çekiyordu. (2) Elbisesinin her yerine boya ve kireç bulaşmıştı. (3) Saçlarına ve bıyıklarına da duvar kâğıdı parçaları yapışmıştı. (4) Pek de düzenli biri olduğu söylenemezdi.Parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde neden-sonuç birlikte verilmiştir?A)1 B)2 C)3 D) 4

10. Aşağıdakilerin hangisinde "abartma" vardır?A) Evler ve ağaçlar yukarılara çıktıkça küçük görünüyordu.B) Çınarın dalları arasından serin bir rüzgâr esiyordu.C) Aslanlar gölün kıyısında mışıl mışıl uykuya dalmıştı.D) Bütün dünyanın duyabileceği bir şekilde konuşuyordu.

11. İnsanlar başaklara benzer, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.Bu cümleye aşağıdakilerden hangisi anlamca en yakındır?A) İnsanlar, bilgilendikçe alçakgönüllü olur.B) Kendilerini büyük görenler, bilgi ve erdemden yoksundurlar.C) İnsan, ne kadar az bilirse o kadar çok bildiğini sanır.D) Çok bilen, çok şeye dikkat eder.

1- artık yaşlandım2- çamura3- gücüm kalmadı4- onu renklendirecek5- biçim verecek6- pişirecek12. Yukarıda numaralanmış sözcük ve sözcük gruplarından anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturmak için sıralama nasıl olmalıdır?A) 1-2-4-3-5-6

32

Page 33: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

B) 1-3-2-4-5-6C) 1-2-5-4-6-3D) 1-3-4-5-6-2

13. (1) Çocuk kolunu kaldırdı, inciyi olanca gücüyle fırlattı. (2) Sonra onun havada ilerleyişini sey-retti. (3) O, uzaklarda bir yerde hafif bir şapırtıyla suya düştü. (4) Bu arada incinin türküsü gitgide hafifledi, bir fısıltıya dönüştü.Parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde "bir biçimden başka bir biçime geçme" vardır?A)1 B)2 C)3 D) 4Akşamüstüne doğru, kış vakti; Bir hasta odasının penceresinde; Yalnız bende değil yalnızlık hâli; Deniz de karanlık, gökyüzü de; Bir acayip, kuşların hâli. Orhan Veli Kanık14. Şair aşağıdakilerden hangisini duygularına ortak etmemiştir?A) Pencere B) KuşlarC) Deniz D) Gökyüzü

15. "Bugünlerde oğlum; gördüğü, okuduğu, dinlediği her şeyi bir şiirle anlatmak hevesinde. Bir şeyden etkilenmeye görsün, hemen bir köşeye çekilip şiir yazıyor ve yazdığı şiiri, beğenilmesini isteyen bir havayla uzatıyor. Henüz anlayamayacağı şeyleri ona anlatmak, yazdıklarının çocukça şeyler olduğunu, hevesini ve kalbini kırmadan söylemek zor oluyor. Ama..." diyen birinin sözlerine aşağıdakilerden hangisi ile devam etmesi beklenmez?A) şiir yazmanın bu kadar kolay olmadığını bilmesi gerekiyor.B) şiir yazmayı da kendinden öncekiler kadar iyi öğrenmesi gerekiyor.C) yine de doğruyu göstermek zorunda hissediyorum kendimi.D) bunları anlatmaktan başka çaremin olmadığını biliyorum.

16. Bana özgü, sana özgü, ona özgü davranışlar öylesine az ki. Yaşam deyince ortada herkesçe bilinenler, herkesçe söylenenler, herkesçe istenenler, yapılanlar var yalnızca. Tek bir kaygı kol geziyor: "Başkası ne der?"Paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?A) Kişilerin niçin başkalarına benzer davranışlar sergilediklerineB) Taklitçi yaşamın alışkanlığa dönüştüğüneC) Toplumsal kabullerin bireysel yönelimleri etkilediğineD) Yaşamın, insanı zamanla olgunlaştırdığına

17. Eserlerini her okuyuşta ilk kez görüyormuşsunuz hissine kapılır, her okuduğunuzda yeni şeyler anlar ve nasıl olup da daha önce bu anlamı yakalayamadığınıza şaşar kalırsınız. Bu şaşkınlık hiç bitmez, sürer gider.Paragrafta sözü edilen yazarın hangi özelliği vurgulanmıştır?A) Kendini sürekli olarak yenilemesiB) Zengin ve derin bir anlatımının olmasıC) Değişik konuları ele almasıD) Eserlerinin bilgi yönünden yeterli olması

18. (1) Sözcükler hangi yetenekli kalemden akarsa aksın, bir resmi anlatmaya yetmez. (2) Olsa olsa ressamın ve resimlerinin arasında dolanır. (3) Sağlıklı bir bakış açısı yaratmaya çalışır fakat resme ışık tutmaz, resmin kendi ışığının görülmesine yardımcı olur. (4) Duygu ve düşünceler renklerle nasıl anlatılırsa sözcüklerle de öyle ifade edilir.Numaralandırılmış cümlelerden hangisi parçanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır?

33

Page 34: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

A)1 B)2 C)3 D) 419. Bazı kitaplar vardır, okur unutursunuz, hiç iz bırakmaz geride. Bazen de öyle bir kitap okursunuz ki derin bir iz bırakır yaşamınızda. Bu iz yaşam boyu gökyüzünün sonsuzluğunu, mavi denizin büyüsünü çizer yüreğinize; her an yeni coşkulara kapılacak gibi durmadan kabarıp köpüren sevinçlere hazırlar sizi.Bu parçadan çıkarılabilecek sonuç aşağıdakilerden hangisidir?A) Her kitap insanı aynı derecede etkileyemez.B) Kitap okurken özenli davranmak gerekir.C) Kimi kitaplar daha eğlendirici bir özellik taşır.D) Kitaplardan zevk almasını bilmeliyiz.

20. Çobanlar, kırmızı kayalıkların dibine, yumuşak bakır toprağın ve bin yıllık baharın üstüne kepe-neklerini atıp gölün kıyısına fırdolayı otururlar. Daha gün doğmadan Ağrı Dağı'nın harman olmuş yalap yalap yanan yıldızlarının altında kavallarını bellerinden çıkarıp Ağrı Dağı'nın öfkesini çalmaya başlarlar.Paragrafta hangi duyumuzla ilgili bir ayrıntı yoktur?A) Dokunma B) İşitmeC) Koklama D) Görme

21. Ateş "Ben bütün varlıkların en güçlüsüyüm." dedi. Su "Ya ben?" diye sorunca, ateş "Seni bütüne katmadım." diye cevap verdi.Paragrafa göre bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?A) Karşılaştırma B) OnaylamaC) Değerlendirme D) Alay etme

22. Aşağıda yer alan cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcüğün işlevi diğerlerinden farklıdır?A) Bu yıl tahıl verimi yüksek yalnız fiyatlar düşük.B) Giysilerim çok kalın fakat yine de üşüyorum.C) Bize çalışkan ama gerçekten çalışkan biri lazım.D) Çok öğüt verdim lakin hiçbirine kulak asmadı.

23. "Böyle" sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde farklı bir görevde kullanılmıştır?A) Böyle günlerde evde durulur mu hiç?B) Olayların böyle gelişeceğini biliyor muydun?C) Bir şey yapmak gerek böyle durumlarda.D) Böyle bir yer bulmak oldukça zordur.

24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "-da, -de" nin işlevi diğerlerinden farklıdır?A) Kardeşim kulağıma bir şeyler fısıldadı.B) Ben çıkarken babam hâlâ evdeydi.C) Bugün okulda Ayşe'yi göremedim.D) Elindeki kocaman çantayı yere bıraktı.

25. Onu son kez, yazın, köyde görmüştüm. Çok 1 2derinlerdeki bir yaranın zonkladıkca kıvrandıran 3acısı, yüzünden okunuyordu. 4 5Yukarıdaki parçada numaralanmış sözcüklerin hangileri, kime veya neye ait olduklarını belirten bir ek almıştır?A) 1 - 2 B) 2 - 3 C) 3 - 4 D) 4 – 5

34

Page 35: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

ZAMANI KAZANMAK VEYA KAYBETMEK Okumuş,aydın bir dostumla konuşuyordum; zamanın azlığından yakınıyordu.Çünkü yaşlı idi.Önünde ne kadar zaman olduğunu bilmiyordu,ama bunun az olduğunu biliyordu.Eline yabancı dilden bir kitap almıştı.”Bu harikulade bir kitap!” diyordu.”Bunu tercüme etmek istiyorum.Ama buna bir girişirsem öteki işlerimi yapamayacağım diye korkuyorum.Halbuki yapılacak çok iş var.Benim vaktim bunlardan hangisini yapmaya yetebilir?” Zamanın kıymetini insanoğlu ne yazık ki genç yaşlarda iken bilemiyor.Gençlere bakıyorum:Kendilerinin bir şey öğrenmelerine yarayacak en kıymetli zamanlarını boşu boşuna harcıyorlar.Boşuna harcanmış zamanı tekrar geri alıp eski yerine koyamazsınız,su gibi harcamayın.İnsanın etrafına,memleketine,insanlığa yararlı bir şey yapabilmesi,kendisine cömertçe verilmiş olan zamanları iyi kullanmasına bağlıdır.Ancak iyi yetişmiş insanlar,memleketlerine faydalı işler yapabilirler.Zamanını iyi kullanamamış,boşu boşuna harcamış insanlarsa ne kendilerine ne de memleketlerine faydalı olabilirler.

1. Yazar kiminle konuşmuş, konuştuğu kişi neden yakınıyormuş? 2. Yazarın “gençlerin zamanını kullanmaları” konusundaki düşüncesi nedir? 3. Zamanını iyi kullanan insan ne kazanır?

35

Page 36: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Aşağıdaki resimden hareketle kısa bir öykü yazınız

Kompozisyon aşağıdaki metni tamamlayınız. Aniden yağmaya başlayan yağmur bile panayır alanındaki çocukların neşesini

kaçıramamıştı.Çocuklar günlerdir bu panayırı bekliyorlardı.En güzel kıyafetlerini bu güne saklamışlardı.Ayça kaybolmamak için ağabeyi Arda’nın elini hiç bırakmıyordu.Arda kardeşine“Benim paramla dondurma alalım,seninki ile de biletleri alırız ”dedi…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………

KIRLANGIÇ ve YALNIZ ADAM Karlı bir kış günüymüş... Yağan kardan üşümüş küçük kırlangıç, yalnız bir adamın penceresinin dışına gelip gagasıyla camı tıkırdatmış, adeta adamın onun içeri girmesine müsaade etmesini istemiş. Yalnız adam bu isteği görmüş, kuşu kovalamış. Gecenin ilerleyen saatlerinde canı sıkılmış, rüzgâr ve soğuk arttıkça yalnız adamı daha başka düşünceler sarmış, kırlangıcın arkadaşlığını geri tepmekten biraz pişmanlık duymuş... "Keşke kuşu içeri alsaydım. Ona biraz yiyecek verirdim. Minik kuş oradan oraya uçar, yalnızlığımı paylaşırdı. " demiş. Ertesi sabah ilk iş pencereyi açıp, etrafına bakınmış adam, belki kırlangıç oralarda bir yerlerde olabilir diye düşünmüş. Ama görememiş zavallı kırlangıcı... Uzun kış geçmiş, yine yaz gelmiş... Etrafta kırlangıçlar, cıvıldayarak uçmaya başlayınca; yalnız adam, heyecanla camını sonuna kadar açıp kuşu beklemiş... Ama hiç gelen olmamış. Hikâyeyi öğrenen komşusu hafif buruk bir sesle: "Sevgili komşum, kırlangıçların sadece 6 aylık bir ömürleri vardır.”demiş. Bunu işiten yalnız adam çok üzülmüş ama üzülmek için de artık geç kaldığını anlamış... Aşağıdaki ilk üç soruyu metne göre yanıtlayınız. Yazılarınızın düzgün ve okunaklı olmasına dikkat ediniz.1-Kırlangıç adamın penceresine niçin gelmiştir?

2-Yalnız adam niçin pişman oluyor?

36

Page 37: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

3-Metnin ana düşüncesi nedir?

.......................................................................Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış. Birden çocuk ayağı takılıp düşüyor ve canı

yanıp 'AHHHHH' diye bağırıyor. İleride bir dağın tepesinden 'AHHHHH' diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor.Merak ediyor ve- ''Sen kimsin?'' diye bağırıyor. Aldığı cevap 'Sen kimsin?' oluyor.Aldığı cevaba kızıp - ''Sen bir korkaksın!'' diye tekrar bağırıyor. Dağdan gelen ses 'Sen bir korkaksın!' diye cevap veriyor. Çocuk babasına dönüp- ''Baba ne oluyor böyle?'' diye soruyor.- ''Oğlum'' der babası, ''Dinle ve öğren!'' ve dağa dönüp ''Sana hayranım!'' diye bağırıyor.Gelen cevap ''Sana hayranım!'' oluyor. Baba tekrar bağırıyor, ''Sen muhteşemsin!'' Gelen cevap; ''Sen muhteşemsin!'. Çocuk çok şaşırıyor, ama halen ne olduğunu anlayamıyor.Babası açıklamasını yapıyor:- ''İnsanlar buna yankı derler, ama aslında bu yaşamdır. Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir. Yaşam yaptığımız davranışların aynasıdır. Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev! Daha fazla Şefkat istediğinde, daha şefkatli ol! Saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duy. İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sen de daha sabırlı olmayı öğren. Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, her kesiti için geçerlidir.''

Çocuğun her söylediğinin tekrar duyulmasının nedeni ne olabilir? Sizce metnin başlığı ne olabilir?Metnin ana fikri nedir?

ISSIZ ADADA“Adada on, on iki gün kaldıktan sonra defter, kalem, mürekkep bulunmadığı için tarihi

şaşıracağımı anladım. Bir çözüm bulmak gerekiyordu. Kıyıda karaya ilk çıktığım yere, binbir güçlükle bir direk diktim. Sonra da şu yazıyı kazıdım: Bu adaya 30 Eylül 1659’da geldim. Bu direğe her gün bir çentik açıyordum. Böylece kendime bir takvim yapmıştım.

Çok uzun bir süre sonra, gemim batmadan önce kurtardıklarım arasında kağıt, kalem ve mürekkep de olduğunu fark ettim. Başımdan geçenleri günü gününe yazmaya başladım. Ancak, mürekkebim bitince bu tek zevkimden de mahrum kaldım.

İngiltere’ye döndükten sonra aklımda kalanları yazmadan duramadım. Günlüğümdeki bilgilerimden de yararlanarak adada yaşadığım bütün olayları yazdım.”

Daniel DE FOE

(İlk üç soruyu bu metne göre cevaplandırınız.)1) Yazar, niçin takvim hazırlama gereği duyuyor?2) Mürekkep bitince yazar hangi zevkinden mahrum kalıyor?3) Yazar, günlüğünü ne zaman tamamlıyor?4) Aşağıdaki tamlamaların adlarını altlarına yazınız.

37

Page 38: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Adanın deniz kıyısında durdum, dalga seslerini duyunca, memleketim geldi gözümün önüne.

SON KUŞLAREskiden bu adaya, bu zamanda, kuşlar uğrardı. Cıvıl cıvıl öterlerdi. Küme küme bir ağaçtan

ötekine konarlardı.İki senedir gelmiyorlar…Sonbahara doğru birtakım insanların, çoluk çocuk, ellerinde bir kafes. Ada’nın tepesine doğru

gittiklerini görürdüm. İçim cız ederdi. Büyüklerin ellerinde birbirine yapışmış acayip çomaklar vardı.Bunlarla bir yeşil meydanın kenarına varır, bunları bir ufacık ağacın altına çığırtkan kafesiyle

bırakırlar, ağacın her dalına ökseleri bağlarlardı. Hür kuşlar, kafesteki çığırtkan kuşun feryadına, dostluk, arkadaşlık, yalnızlık sesine doğru bir küme gelirlerdi. Çayırlıkta bir başka ağacın gölgesinde birikmiş çoluklu çocuklu kocaman adamlar bir müddet bekleşirler, sonra kuşların üşüştüğü ağaca doğru yavaş yavaş yürürlerdi. Ökselerden kurtulmuş dört beş kuş, bir başka ökseye doğru şimdilik uçup giderken birer damlacık etleriyle birer tabiat harikası olan kuşları toplarlardı.

Sait Faik ABASIYANIK

1) Yazar, adanın tepesine giden insanları görünce neden üzülmektedir? 2) Yazarın bahsettiği birtakım insanlar ne zaman, nereye, neyle gitmektedir? 3) Yazarın ifadesiyle kuşlar nasıl varlıklardır?

GÜVERCİN AVLAYAN MARTI

Terasta yemlerini yiyen güvercinlerden biri aniden başının üzerinde kurşundan bir gölge hissetti. Çatıya tüneyen martı, şişmanlığından umulmayan bir çeviklikle güvercinin tepesine kurşun gibi inmiş, zavallıyı yerden iki metre yükseklikte vurmuştu. Galiba sivri gagası ile karnını deşmişti.

Bir an, ama sadece bir an çıkıp şunu taşla mı olur, kurşunla mı olur vurayım diye geçti kafamdan, o kadar. Hınç ile dolmuştum.

Ama tabiatın kanunu değildi bu. İsyanım buna idi. Bu çizgiden çıkmış gidişe idi. Niçin martılar güvercin avlıyor? Balıkla beslendiğini bildiğimiz bu güzelim hayvanlar niçin çıktı yoldan böyle? Bir araştırma mı yapılsa acaba? Bana göre araştırmaya falan gerek yok…

38

Page 39: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Ağaçları tıraş ettik, balıkların kökünü kuruttuk. Havayı mazotla doldurduk. Toprağı dejenere ettik. Bir yerden şöyle kazara çıkmış bir çimen ucu görsek, hep birlikte oraya hücum ederek ezdik onu, mahvettik.

Büzülüp kaldığım odada martıya mı, güvercine mi, yoksa kendi halime mi ağlayacağımı bilmeden donup kalmıştım…

Mustafa KUTLU1. Yukarıdaki metinde anlatılan olay nedir?2. Yazar olaya nasıl tepki gösteriyor?3. Martının güvercini avlaması hangi nedene bağlanıyor?4. Metinde verilmek istenen duygu aşağıdakilerden hangisidir?

“Hafız Nuri Efendi, kapının arkasından şemsiyesini aldı, yavaşça sokağa çıktı. Hiç çıkmasa da olabilirdi. Ayakları onu dört yol ağzına götürdü. Bir yanında bakkal, bir yanında da tekkenin mezarlık duvarı karşısında iki evin arasında bir boş arsadan demiryolu gözüküyordu. Bu boş arsacıkta yan yatırılmış bir bayram salıncağı duruyordu. Evlerden birinin kamburlaşmış belini üç uzun direkle desteklemişler. Sarı tenekeden bir tramvay arabası titreyerek, sarsılarak geçti. Yedikule tarafına gitti. Sokaklar boş... İnmeli bir adam, kolunun birini önüne doğru sallandırarak, ayağının birini sürükleyerek geçti. Sokak yeniden boş kaldı.”

(İlk 3 soru bu metne göre cevaplandırılacaktır.)1. Dörtyol ağzı denilen yerde ilk olarak neler görünmektedir? 2. Yedikule’ye giden nedir? 3. Sokakta ses yapan iki şey nedir?

KAFDAĞI’NIN ARDINA YOLCULUK...Pilot kabinini çok merak ediyordum. Kaptan pilota söylemesi için hostesten rica ettim. Kabul

ettiler. Eşimi de çağırdım. Gülüşerek pilot kabinine girdik. Kaptan bizi güler yüzle karşıladı. Aklıma geleni sormaya başladım.

Kaptan pilot, uçağımızın az yakıt harcamak için yükseleceğini söyledi. Yükseklerde hava yoğunluğu az olduğundan sürtünme de az oluyormuş. Böylece uçak az yakıt harcıyormuş. Uçak yol alırken, makinelerde, radarda olan her şey otomatik olarak bir aygıta kaydoluyormuş. Bu aygıta da kara kutu deniyormuş.

Uçağımız Singapur hava alanına indi. İlk bakışta Singapur büyük bir parkı andırıyordu. Bizleri otele götüren otobüs kente yaklaştıkça görünüm daha etkileyici oluyordu. Karşımıza görkemli gökdelenlerden oluşan yerleşim alanları çıkıyordu. Bu haliyle Singapur, bir uzay kentini andırıyordu.

Gülten DAYIOĞLU (İlk üç soruyu bu metne göre cevaplandırınız.)

1) Pilotun, uçağı yüksekten uçurmak istemesinin nedenini açıklayınız. 2) “Kara kutu” nedir? 3) Yazar, son paragrafta Singapur’u nelere benzetiyor?

39

Page 40: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

YALAN VE DOĞRUBir kişi olarak ilk ödevimiz, yalan olduğunu anladığımız düşüncelerden benzerlerimizi, yani

bütün kişileri kurtarmağa çalışmaktır. “Ben bunun yalan olduğunu biliyorum, ben buna inanmıyorum, ama toplumun bunu öğrenmemesi, anlamaması daha iyi olur”. Diyen kimse, öğrendiği, anladığı doğrulara lâyık olmayan kimsedir.İnandığı bir şey yoktur onun: Bir şeyin ne doğru olduğunu düşünür, ne de yalan olduğunu...Ancak kendini düşünür, kendini büyük görmek için bir yol arar.

Her doğru söylenebilir, her doğru söylenmelidir,yoksa çevremizi aldatıyoruz, çevremize yalan yayıyoruz demektir.

NURULLAH ATAÇ

Yukarıdaki parçada ne anlatılmak istenmektedir?

Yukarıdaki şiirin ana duygusunu yazınız

KİTABA HÜRMET

“Okumayı sever misiniz?Böyle soru olur mu? Elbette seversiniz; sevmeseydiniz bu gazeteyi almaz, bu satırları da

okumazdınız. Her kim olursa olsun bir yazarın hitap ettiği kimseler, muhakkak okumayı seven kimselerdir. Ama kimisi çok, kimisi az okur.

Ben de sorumu sorarken özellikle bunu öğrenmek istiyordum: Az okuyanlardan mısınız? Çok okuyanlardan mı? Birinci sınıftansanız haksızsınız; çünkü az okumak hemen hemen hiç okumamakla birdir. Sizi bir kitap dostu olmaya davet ediyorum.

Dünyada kitaptan güzel ne var ki? İşte önünüzde iki yüz, üç yüz sayfalık bir kitap... Ne olduğunu, neden bahsettiğini bilmiyorsunuz. Yalnız ismini görüyorsunuz. Yazarını da tanımıyorsunuz. Sadece biliyorsunuz ki romandır... Hiç durmadan açın; belki içinde elemleri, sevinçleri, muhabbetleri veya nefretleri sizi ilgilendirecek bir veya birkaç insanla (karakterle) tanışacaksınız...”

NURULLAH ATAÇ

S1.Yazarın okuyucudan istedikleri nelerdir?S2.Yazarın “Okumayı sever misiniz?” sorusunu sorarken gerçekte kastettiği düşünce nedir?S3.Yazarın “birinci sınıftansınız” dediği kişiler, hangi kişilerdir?S4.Yazara göre kimler “kitap dostu” dur?

OKUMAK

40

Page 41: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Okumayı severim ya, çok okumuş bir kişi olduğumu söyleyemem. Neden okumadım, okuyamadım? Bana öyle geliyor ki bir okul bitirmemiş, sınavlardan geçmemiş olduğum için.Çoğunlukla biraz karıştırdıktan sonra, sıkıyor beni diye, anlayamıyorum diye bırakıveririm.Bırakmamalı. Bir takım kitaplar vardır, sıkılsak da, kolay kolay anlamasak da okumalıyız.Yenmeliyiz sıkıntıyı. Anlamağa gelince, ne biliyoruz anlamadığımızı. Özel bilgileri gerektiren kitaplar başka, onları söylemiyorum, ötekileri biraz uğraşsam, dura dura, düşüne düşüne okusam, anlayabilirdim. Hepsini değilse bile bir kaçını...Anlamak bir bakıma alışmak demektir. Kişi, alıştırmalıdır kendini anlamağa.

Ankara’ya geçmiş yıllarıma bakıyorum. Daha iyi kullanabilirdim onları. Almanca, İngilizce öğrenebilirdim de, o dillerde yazılmış kitapları okuyabilirdim. İtalyanca, İspanyolca bilmeyi pek isterdim.Ben, onları pek bilmediğim için Fransızca’nın da ancak gölgesini biliyorum.Şöyle dışardan bir tanıma. Okuduklarımı iyice anlamayışım, kavramayışım bu yüzden olacak.

S1.Yazar, yeterince kitap okuyamamasını neye bağlıyor?S2.Yazarın “güç kitaplar” hakkında görüşleri nelerdir?S3.Yazar, “anlamak” konusunda neler söylemektedir?S4.Yazar, geçmiş yıllarını iyi kullanabilmiş midir? Bu konuda ne gibi değerlendirmede bulunmamaktadır?

SEVGİSevgi, belki de insan duygularının en güzeli, insana en yakışanı.Sevgi, canlandıran, genişleten, yeşerten, yumuşatan bir duygu. Sevgi hayatın zenginliğidir.

Bu duygumuz daha da gelişse de “Sevgi dolu bir toplum”da, “Sevdi dolu bir dünya”da yaşayabilsek.

Sevgi, belkide insanın gerçek özgürlüğüdür.Baskıcı, bencil ve yılgın insanda sevgiyi hiç görmedim.

Sevgi insana güç verir, cesaret verir, hayata katılma isteği verir, üretmek isteği verir, yaratmak isteği verir.

Sevgi yaşamın gücü.Kitapları seversiniz, hayvanları seversiniz, insanları seversiniz, ağaçları seversiniz. Sevgi sizi büyültür, geliştirir, güçlendirir.Onlarda sizi sever, bunu bilirisiniz. Sevildiğinizi duyarsınız ve güçlenirsiniz. Hayatla bağlarınız gelişir, zenginleşir.

Dr.Erdal Atabek

SORULARS1. Yazara göre sevgi nasıl bir duygudurS2. Yazar hangi niteliklere sahip bir toplumda ve dünyada yaşamak istiyor?S3. Yazara göre sevgi insana neler kazandırır?S4. Sevgi neden yaşamanın gücüdür.

KONUŞMA VE HOŞGÖRÜ

Hoşgörülü olmak, bize hitap eden kimsenin söylediklerini, bir takım peşin yargılara dayanarak, tartışmadan red etmek değil, bu söylenenleri dinleyip tarafsız bir görüşle inceledikten sonra karar vermektir.

Başkasının fikirlerini öyle dinleyip anlamadan reddetmeye kalkışmayınız. Onları inceleyiniz.Konuştuğunuz kimsenin sözlerini hoşgörü ile karşılamayı öğrendiğiniz zaman, herkes sizin

sohbetinize hayran kalacaktır. Bir takım peşin yargılara, kişisel düşüncelere kapılıp başkalarını kızdırmayacaksınız.Konuşmadan yepyeni bir zevk almaya başlayacaksınız.

Bu yolla her iki taraf da sosyal yaşamın bütün yasalarına uymuş olacak. Doğa, insanlar arasında çeşit çeşit huylar, zevkler ve düşünceler yaratmış ki bütün bu tartışmalar sonunda insanlığın hayrına yarayacak fikirler doğsun

Hoşgörülü olmak nedir, ne değildir?41

Page 42: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Yazar başkalarının düşüncelerine nasıl yaklaşmamızı öneriyor? Neden?Yazara göre, konuştuğumuz kimseyi, kendimize hayran bırakmanın yolu nedir?Yazara göre sosyal yaşamın değişmez kuralı nedir? İnsanlar, kendilerini neden bu kurala uymak zorunda hissederler?

-B-“Ne zeki gençler vardır ki, zamanında işlerinin başında bulunmadıklarından çok zarar

görmüşlerdir. Devamsızlıkları onların yeteneklerini sıfıra indirmiştir. Sizlere en büyük öğüdüm şudur: Üzerinize aldığınız bir işi zamanında yapınız. Bu günün işini yarına değil, biraz sonraya bile bırakmayınız. Biliniz ki zamanında işini yapmayan bir insan, başarı yolunu kaybetmiş demektir.

İşlerinde başarı kazanmış olanlara bakınız. Bu adamların kronometre gibi hareket ettiklerini görürsünüz. Her şeyi zamanında yapacağınıza dair kendi kendinize söz veriniz. Sonra da verilen sözü tutmanın dürüstlüğün baş şartı olduğunu aklınızdan çıkarmayınız. Sözünü tutanlara karakterli insan derler. Göreyim sizi karakter sahibi olunuz.

Parçanın bütününde hangi konu işlenmiştir? Bir işte başarılı olan insanların ortak özelliği yazara göre nedir? Yazara göre karakterli insan diye kimlere denir?

HATA YAPMADAN KORKMAYIN Hata yapmaktan ne kadarda korkarız.”Yanlış bir şey söylerim.”diye ne çok fikrimizi kendimize saklarız.”Komik olabilirim.”diye içimizin gittiği nelerden vazgeçeriz. Hata yapma korkusuyla öne çıkma olanağını geri çevirir, arkalarda bir yerde dururuz. Giyim kuşamımızda, saçımız başımızda istediğimiz değişiklikleri yapamaz, “Ya hata yapıyorsam, ya gülerse?“ diye alışılmışın içinde yuvarlanır gideriz. Arkadaş olmak istediklerimize, “Ya selâmı samimî değilse, ya şimdi bana yüz vermezse?” diye korkudan yaklaşamayız. Böylece hata yapmama uğruna neleri ıskalarız, neleri .Oysa yanlış yapmak, hiç de o denli korkunç bir şey değil. Tam tersine insan, hatalarından pek çok şey öğreniyor. (İPEK ONGUN)

SORULAR

S.1. İnsanlar, düşüncelerini belirtmekten niçin çekinirler? Yazınız? S.2. “Alışılmışın içinde yuvarlanıp gitmek” derken yazar ne anlatmak istiyor? Kısaca yazınız? S.3.Hata yapma korkusu insanlara neler kaybettiriyor?Yazınız?

VERİLEN SÖZÜ TUTMAK VE VAKTİNDE İŞ YAPMAK42

Page 43: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

“Bilmem dikkat ettiniz mi? Birçok kimse tam vaktinde iş görmenin veya verilen sözü tutmanın insan için bir onur olduğunu düşünemez. Çağrıldıkları yere yarım saat, bir saat geç giderler; her nedense, bir toplantıya tam vaktinde gitmek öteden beri savsaklanan bir meseledir. Bu fena alışkanlıktan kendinizi koruyunuz, her işi vaktinde görmeye alışınız. Hele birisine verdiğiniz sözü, mutlaka tutunuz. Sözün namus kadar değerli olduğunu hatırınızdan çıkarmayınız.”

(Aşağıdaki ilk üç soruyu yukarıdaki paragrafa göre cevaplayınız.)

Yukarıdaki paragrafın ana fikriniYazara göre savsaklanan (önemsenmeyen) nedir?

ATATÜRK COĞRAFYA SINAVINDA

Atatürk, bir gün Ankara dolayında bir bucak merkezine gitmişti. Amacı, orada yeni traktör kullanmaya başlayan çiftçilerin çalışmalarını yakından görmekti.

Atatürk, traktörlerle sürülen tarlaları gezip dolaştıktan sonra bir süre köylülerle de konuştu. Onların sorunlarını, isteklerini öğrendi. Bucaktan ayrılmadan önce ilkokulu da görmek istedi. Yanındakilerle birlikte okula gitti.

O gün okulda son sınıf bitirme sınavları yapılıyordu. Atatürk hemen sınav odasına girdi. Öğretmen ve sınavda görevli ayırtmanlar, karşılarında Atatürk’ü görünce çok sevindiler. Atatürk, öğretmene sordu:

–– Bugün hangi dersin sınavı var?–– Coğrafya, efendim.Atatürk bir iskemleye oturdu, sınavı izlemeye başladı. Bir ara ayağa kalktı, tahta başında

sorulara cevap veren öğrenciye yaklaştı ve ona:–– Gözlerini kapatıp Türkiye haritasını çizebilir misin? diye sordu.Öğrenci:–– Çizerim! Dedi.–– Haydi bakalım, çiz de görelim...Küçük öğrenci gözlerini yumdu, bir iki dakika içinde kara tahtaya tebeşirle büyük bir Türkiye

haritası çizdi.Atatürk:–– Şimdi de bu harita üzerinde Ankara’nın, İstanbul’un, İzmir’in, Erzurum’un yerlerini

göster, dedi.Öğrenci, çizdiği haritada bu şehirlerin yerlerini de hemen işaretleyiverdi. Atatürk’ün yeni

sorularını beklemeye başladı.Küçük öğrencinin bu başarı ve tutumundan çok memnunluk duyan Atatürk:–– Aferin yavrum! Dedi. Her Türk çocuğu senin gibi yurdunu tanımalı, onu bütün

özellikleriyle bilmelidir. Ülkesini iyi tanımayan, ulusa yararlı olamaz! Ferhan OĞUZKAN

1. Atatürk, Ankara yakınlarındaki bucak merkezine niçin gidiyor? Orada neler yapıyor?2. Bitirme sınavlarının yapılmakta olduğu ilkokulda, okuldakiler Atatürk’ü nasıl

karşılıyorlar?3. Atatürk, tahtadaki öğrenciden ne yapmasını istiyor? Öğrenci, Atatürk’ün isteğini nasıl

yerine getiriyor?4. Atatürk, daha sonra öğrenciden ne istiyor? Öğrenci ne yapıyor?

43

Page 44: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

HİÇ UNUTAMAYACAĞIM SES

(…) Saat sabah 8.30’a geliyordu.Öğrenciler toplanmaya başlamıştı.Soran, cevap isteyen bakışlar altında ayağımın çamurunu sivri taşlarda sildim. Duvarsız avluda bir oraya bir buraya uçuşan kağıt parçalarına ve köye bir daha baktım. -Aman demişlerdi,felakete uğramaksa bu kadar olur.Dikili ağaca vurgunsan özleminden ölürsün.İlaç için bir yeşillik yoktur.Kuş uçmaz, kervan geçmez bir çöl ova… Konya ilinde yüzlerce kişiye sordum, Yunak’ın Saray köyünü.Kimse bilmiyordu.Bilenin de söylediği bunlardı.Benim bağlı bulunduğum ilçenin haritalarda yeri yoktu.Haritada yerini bulamayanların dilinden Eşref’in şu dizesi düşmüyordu: “Kaza ile kaza olmuş bizim Yunak kazası.”(…) Çekecektik, kanuna ve kadere boynumuz kıldan inceydi.Yaşamak zorundaydık, yaşayacaktık.Burada yaşayanlar da can taşıyorlardı.Onlar da insandı.(…)(İlk üç soru parçaya göre cevaplanacaktır.)

1.Yazara gideceği köyü hangi özellikleriyle tanıtmışlardır?Yazar bu köyü kolayca bulabiliyor mu?2.Şair Eşref’in, bu köyün bağlı olduğu kaza ile ilgili dizesini açıklayınız.3.Yazarın köye ulaştıktan sonraki durumu nasıldır?İçinde bulunduğu durumu kolayca benimsemesinin nedeni nedir?

B A Ş A R I L A R A B C D A B C D A B C D 1.O O O O 11.O O O O 21.O O O O 2.O O O O 12.O O O O 22.O O O O 3.O O O O 13.O O O O 23.O O O O 4.O O O O 14.O O O O 24.O O O O 5.O O O O 15.O O O O 25.O O O O 6.O O O O 16.O O O O 26.O O O O 7.O O O O 17.O O O O 27.O O O O 8 O O O O 18.O O O O 28.O O O O 9.O O O O 19.O O O O 29.O O O O10.O O O O 20.O O O O 30.O O O O

Bir an kendinizi tek başınıza bir odaya kapatılmış olarakdüşünün.Biraz ekmek ve su bulduktan sonra ilk arayacağınız şey dilinizdenanlayan,konuşacak bir insandır değil mi? Bu his,içinde yaşadığınız toplumdanuzak kalmanın verdiği manevi açlığınızın giderilmesini istemekten ve başkainsanlarla olan bağınızın koparılması kaygısından başka ne ifade eder ? (1) Yalnızlıkta , dost ve arkadaş yokluğunun yerini ancak kitaptutabilir.Bulabildiğiniz kitabı yazan, sizin bu,tek başına kaldığınız andakonuşabileceğiniz tek arkadaş değil midir ? Yazık okumaya alışmamış , onun tadını almamış olanlara. (2) Onlar,ıssızbir alemde yapayalnız yaşayan mahkumlardır.

44

Page 45: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

1-) Yukardaki parçanın başlığı ne olabilir?2-) Parçaya göre kitap neyin yerini tutabilir?

ATATÜRK’Ü ANLAMAK

Sevmek anlamakla olur. İnsanlar; anlamadıkları, tanımadıkları şeyleri sevmezler. Atatürk konusunda da bu böyledir. Atatürk’ü tanımak, sevdirmek, onu kalplerde ve kafalarda şekillendirmek istiyorsak, eserlerine, fikirlerine dönelim. Göz yaşı ve ağıt bu işi başaramaz.

Atatürk de bir insandı. Bütün canlılar gibi doğdu yaşadı ve öldü. Ama onun diğer insanlardan ayrılan yönü, ulusunu kurtarması, yeni bir vatan yaratması ve hayatını halkının uğruna adamasıdır. İşte 10 Kasım’ı Atatürk’ün bu yönü üzerine kurarsak, gerçek anlamına oturtmuş oluruz.

Emin ÖZDEMİR

(Yukarıdaki parçayı okuduktan sonra aşağıdaki soruları yanıtlayınız)

1- Yazara göre insanlar nelere karşı sevgi duymazlar? 2- Atatürkçülere düşen görev nedir?3- Atatürk’ün üstünlüğü nereden gelmektedir?

ERKEN KALKMAK Yabancı ülkelere gitmiş olanlar görmüşlerdir: Orada gün erken başlar. Hatta çok erken başlar. Gece karanlığında uykunuz kaçıp da treninizin penceresinden baktığınız olmuşsa geçtiğiniz kentin, ilçenin ya da köyün pencerelerini ışıklı görüp ilkin yadırgamışsınızdır. El oğlu erkenden ayaktadır. Bunca uygarlık yan gelip yatmakla elde edilmemiştir. Bunun bedeli gece gündüz çalışmaktır. Yedide işbaşı yapabilmek için, beş buçukta kalkmak gerekir. Beş buçukta kalkabilmek için en çok onda yatmak... Gece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini saat beş buçuk gongu verir. Kol işçisi, fikir işçisi, asker, öğrenci, tüm erkenci dostlarım bilirler, sabah saatlerinin verimliliği tartışılmaz.

1- Yukarıdaki parçada geçen “günün erken başlaması” sözünden ne anlıyorsunuz? Kısaca yazınız.

2- Yukarıdaki parçada geçen “el oğlu” sözüyle ne anlatılmak isteniyor? Kısaca yazınız.

3- Yazara göre uygarlık nasıl elde edilmiştir?

Koyun pazarı’nda bir ufacık dükkan ... bir küçük ocak yanıyor, bir ufak çocuk körük çekiyor.İhtiyarlamış, küçülmüş, ak sakallı, küçük yüzlü bir adam; gözünde çifte gözlük, minimini halkaları ateşte ısıtıp zincir bağlı- yordu. Şüphesiz, eski binalarda gördüğümüz o süslü aletler, böyle dükkanlarda, bu nezaketle, bu ihtimamla, bu kana- at ve feragatle işlenir, yapılırdı.Sanata böyle dindarca bir bağlılık vardı.Her şeyi inkâr eden o devre gelmemiş ol- saydı, şüphesiz bu güzel şeyler sönüp gitmeyecekti.

SORULARS-1)İhtiyar adam dükkanda ne yapıyordu?

45

Page 46: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

S-2)Parçaya göre sanata nasıl bir bağlılık vardı?S-3) Parçaya uygun bir başlık koyunuz?S-4) Parçanın türü nedir? Niçin?

“Ağaç yaş iken eğilir”, dedikleri gibi insanlar da genç iken bir biçime sokulabilirler.Okuyamamış, cahil kalmış insanlar, aslında doğdukları gibi büyümüş; kendileri için ve toplum için daha yararlı işler görecek biçime sokulamamış İnsanlardır. Çocukluk çağında okuma olanağı bulamamış olanlar, sonradan bu fırsatı ellerine geçirseler bile ne yazık ki kaybettikleri zaman kendi gençlikleriyle beraber gitmiş olur.Ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler, yeniden okuyamazlar.Okumanın, öğrenmenin kıymetini anlamış olmaları hiç fayda etmez.Bellekleri yeni bilgileri kolay-ca anlayacak ve belleyecek duyarlılığı ve vücudları yeni eğilip bükülmelere uyacak yumuşaklığı çoktan kaybet-miştir.

S-1) Parçaya göre insanlar hangi yaşlarda eğitilebilirler? Bu hangi atasözüyle açıklanmıştır? S-2) Parçaya göre cahil insanlar kimlerdir? S-3) Parçanın ana düşüncesi nedir? S-4) Parçaya uygun bir başlık koyunuz?

İMTİHAN Dördü de aynı evdeydi. Sabah uyandıklarında iş işten geçmişti ve bunun anlamı da;Türkçe imtihanının kaçmış olduğuydu...Biraz da ikna kabiliyetine güveniyorlardı hani. Nasılsa Türkçeci sakin bir adamdı. O gün okula bile uğramadılar! Yarın... Dördü bir ağızdan konuşuyordu,çünkü panik halindeydiler. Sebebi;hocanın,mazeretlerini kabul etmiyor olmasıydı. Fakat onlar,sabah erkenden evden çıktıklarını,beraber arabaya bindiklerini ve lastik patladığı için sınava yetişemediklerini söylemekte ısrar ediyorlardı. Hoca dördüne de uzun uzun bakarak dedi ki:

- Tamam. Üç gün sonra gelin. Dördünüzü de imtihan edeceğim. Hocayı kandırdıklarına inanan dört kafadar sevinçle birbirlerini kutladılar. Üç gün sonra;

- Umarım üç gün boyunca daha iyi hazırlanmışsınızdır, dedi hoca.- Hazırlandık hocam...

46

Page 47: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

- Size inandığım için tekrarladığım bu imtihanda çok basit sorular hazırladım sizlere. Kağıtlarınızı oturacağınız sıralara koydum. Hadi sınıfa girelim ve başlayalım.

Sınıfta dört kağıt vardı;Sınıfın dört köşesine gelen,birbirlerine uzak sıraların üzerinde... Dört öğrenci birer kağıdın başına gitti. Kağıdın ön yüzünde dört soru vardı; Kenarlarında “10 Puan “yazan...ki bunlar, neredeyse ilkokuldan beri her gün çözdükleri cümlelerdi. Altmış puanlık tek soru arka sayfadaydı. Ve o,diğerlerinden bile kolaydı aslında... Kağıdın üstündeki soru cümlesi şuydu: “Patlayan hangi lastikti?” Hoca ,sınıfın bir kenarından;dört köşeye oturmuş öğrencilerini süzüyordu sessizce....

SORULAR(Aşağıdaki ilk 5 soruyu yukarıdaki metne göre cevaplayınız.)

1- Yukarıdaki metinde öğrencilerin sorunu nedir? (5 p )2- Öğrenciler öğretmenlerine ne sebep gösteriyorlar? (5 p )3- Öğretmen öğrencilere ne cevap veriyor? (5 p )4- İlk dört sorunun cevabı imtihanı başarmalarına yeterli puanı sağlıyor mu? (5 p )5- Öğrencilerin yalanı nasıl ortaya çıkıyor? ( 5 p )

Bana hep “şair kimdir?” dediler. Ben de hep aynı cinsten cevaplar verdim. Çünkü şairlerin kimliği konusun-daki düşüncelerim sağlamlaşmış ve gün geçtikçe daha da sağlamlaşmaktadır. Bana göre şair, şair olarak doğan kişidir. Bir insan daha doğarken ya şair olarak doğar ya da hiçbir zaman şair olmaz. Belki çalışarak birçok şeykazanılabilir; ama şairlik asla kazanılamaz. Yani kalemi eline alıp birkaç kafiyeyi bir araya getiren her kişi şairdeğildir. Şair yazacaklarını doğarken beraberinde getiren kimsedir. Kısaca herkes şair olamaz; ama isteyen her-kes şiirleri sevebilir. Şiir okumak, şiir yazmak kadar olmasa bile tadına doyulmaz bir güzelliktir.

S.1) Yukarıdaki parçaya uygun bir başlık koyunuz?S.2) Yukarıdaki parçaya göre kime şair denir?S.3) Yukarıdaki parçaya göre şiir okumak nasıl bir güzelliktir?S.4)“kalemliğe, taksiciye, satıcıdan, çalışkanlar, sevindi” kelimelerini kök ve eklerine ayırınız.

YAŞAM VE UMUT Güzel bir bahar günü iki kurbağa güle oynaya kırlarda gezerlerken, nasıl olduysa içi süt dolu

bir kovaya düşmüşler. Kurbağalardan biri hemen paniğe kapılır ve “ Artık bundan kurtulmam olanaksız.” diye düşünerek kendini bembeyaz sütün içine bırakır. Zavallı kurbağacık çaresizce dibe doğru çöker ve boğulur.İkincisi ise “Belki kurtulurum.Ama sonuçta boğulsam da çırpınacağım, direneceğim.” der. Dediği gibi de yapar kurtulma umuduyla sürekli devinmeye, hareket etmeye başlar. Bu çabaları sonunda süt yağ bağlar. Umutsuzluğa kapılmayan kurbağa da oluşan yağ tabakalarından birinin üzerinde kalarak kurtulur.

Gördüğünüz gibi, birinci kurbağa umudunu yitirerek kendi sonunu hazırlar.

47

Page 48: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Belli ki hiçbir umut ışığı kalmazsa bazı insanlar da kendilerini ölümün ellerine teslim edebilirler. Böyleleri umutsuzluğun, karamsarlığın batağında boğulanlardır. Çünkü umutsuzluk hastalıkların en korkuncudur.Umudumuzu yitirirsek yaşama isteğimizi, direncimizi kısaca her şeyimizi yitiririz.

SORULARS-1) Yukarıdaki parçanın türü nedir? Niçin?S-2) Parçaya göre umut insana neler kazandırabilir, umutsuzluk neler kaybettirir?

“Yaşantımızı mutlu kılan etmenlerden birisi de kuşkusuz ki aranılan insan olmaktır. Kimi insanlar vardır, zengindir, güçlüdür... Ama yalnızdır. Çünkü candan dostları yoktur. Bizi mutlu eden davranışlar, bize yalnızlığımızı yenme gücünü veren arayışlardır. Alçakgönüllülük, incelik, kültür, güzel konuşmak, karşısındaki insan değer vermek ve ilgi göstermek bu koşullardandır. Özellikle de bu son özelliğin aranılan insan olmak yönünde payı büyüktür.” Bu giriş paragrafı ışığında yazıyı kendi düşüncelerinize göre tamamlayınız(Yazıya uygun bir başlık koyunuz)(30p)

KENDİNİ ACINDIRMA.Dertlerimize dost acındırmak, kendimize vah vah dedirtmek gibi kendimi kaptırmamaya

çalıştığım çocukça, yakışıksız bir duyumuz vardır. Başımıza gelenleri büyütür, şişirir, karşımızdakini ağlatmak isteriz, neredeyse.Başkalarını kendi dertleri karşısında soğukkanlı gördük mü överiz, ama soğukkanlılığı bizim dertlerimize karşı gösterdiler mi darılırız, kızarız. Dertlerimizi anlamaları yetmez, yanıp yakınmalarını isteriz. Oysaki insanlar sevinçlerini büyülterek, üzüntülerini küçülterek anlatmalı. Kendini yok yere acındıran gerçekten dertli olunca acınmamayı hak eder. Durmadan vahlanan kimse vahlanılmaz olur. Kendini canlı iken ölü göstereni, ölü iken canlı görebilir herkes. Öylelerini gördüm ki, eş dost kendilerini gürbüz, keyifli görecek diye ödleri kopar, iyileşmiş sanılmamak için gülmelerini tutarlardı. Sağlıklı olmak, kimsede onlara karşı acıma duyguları oluşturmadığı için bu durum nefret ettikleri bir şey olurdu.

MONTAIGNE

S1.”Kendini yok yere acındıran gerçekten dertli olunca acınmamayı hak eder.”sözünde ne anlatılmak istenmiştir?(5p)

S2 Sizce bazı insanlar neden böyle davranırlar? (5p)

S3 Metnin türü nedir?Hangi özellikleri bize bu türü tanıtır? (10p)

S4. Yukarıdaki parçanın ana fikri nedir? (10p)

S5Aşağıda belirtilen cümlelerdeki altı çizili birleşik eylemlerin türlerini yazınız.(5p) a-Affetmem asla seni.] b-Sınav sonucunu öğrenince çok mutlu oldu. ] c- Bu soruyu çözebilirim] d-Geçen yıl kardeşine derslerinde çok yardım etmişti. ] e- Bir gazete alıvermedi.]

48

Page 49: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Hüseyin Rahmi Gürpınar, konularını ve tiplerini halkın yaşayışından, duygusundan, düşüncesinden aldı. Üstadın romanlarını okurken bu kitaplardaki kahramanları bir bir tanır gibi olurum. Onlar, yazarın hayalinde yarattığı tiplerdir. Bu hayal âleminin yaratıkları sokakta dolaşan; vapura, otobüse, trene binen, sizinle konuşan, benim yanımda oturan, hayat tabiat insanlarından hiç de başka türlü değillerdir.

....... Hüseyin Rahmi’nin tip oluşturmadaki ustalığı harikulâdedir. Yazarın dimağı bir insan atölyesi gibidir. Orada yerli malı olmak şartıyla her çeşit tip pek maharetle imal olunur ve bunlar cinslerinin en iyileridir. Üstadın oluşturduğu tipler, taşıdıkları özelliklerden dolayı derhâl tanınır. Sanki görünmez yerlerinde Hüseyin Rahmi markasını taşırlar. Bu başarının sırrını da araştırdım: Hüseyin Rahmi, tabiat ve hayatı inceler, dolaşır, görür. Önemli buldukları-nı hemen küçük defterine yazar. Sonra, onları zekâ, hayal ve hassasiyetinin süzgecinden geçirir, ondan sonra ya- zıya aktarır.

SORULAR

S-1) Yazıda neyin eleştirisi yapılıyor? Bu eleştiri sonucunda nasıl bir yargıya varılıyor? S-2) “Sanki görünmez yerlerinde Hüseyin Rahmi markasını taşırlar” cümlesi parçaya nasıl bir anlam katmıştır?S-3)Yukarıdaki parçada geçen altı çizili cümleden ne anlıyorsanız yazınız. S-4) Parçaya göre H.Rahmi, tiplerini nerelerden seçmiş, bunlar nasıl tiplerdir?

“Bu günkü okulun ve eğitimin amaçlarından biri de okumayı alışkanlık haline getirmektir. Bütün eğitim kurumları bu amacın gerçekleşmesi için çalışmaktadır. Çünkü bireylerin gelişmesinde, milletlerin kalkınma ve yükselmesinde bu nokta ihmal edilemez.

Okumak gibi soylu bir işten, kitap gibi iyi bir arkadaştan kimse kendini uzak tutamaz. Onların yararını ve gerekliliğini inkâr edemez. Muhakkak ki iyi memur, iyi işçi, iyi tüccar, iyi sanatçı... Kısaca iyi vatandaş daha da okumuş ve okuyan kimseler arasından çıkacaktır.(İlk 3soruyu yukarıdaki parçaya göre yanıtlayınız.)Bireylerin gelişmesinde ve milletlerin kalkınmasında hangi nokta ihmal edilemez? Okumanın en önemli faydası nedir?“İyi işçi, iyi memur, iyi tüccar, iyi sanatçı...” olmak daha çok neye bağlıdır?

GÜZEL YAZI

Yazı, günlük yaşantımızda duygu ve düşüncelerimizi anlatmak için, her zaman başvurduğumuz bir anlatım aracıdır. Hayatımızın önemli bir bölümünde yazıdan faydalanırız. Ders çalışırken, not alırken, mektup ve dilekçe yazarken yazıya başvururuz. İnsanlığın bugünkü kültür ve uygarlık düzeyine ulaşmasında yazının rolü çok büyüktür. Yazının doğru ve okunaklı olması, okuyana verdiğimiz değeri gösterir. Yazı ne kadar okunaklı ve güzel olursa, okuyanda bıraktığı etki de o kadar olumlu olur. Kurallara uygun güzel bir el yazısı, okuma kolaylığı ve zaman tasarrufu sağlar.

49

Page 50: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Bu kadar önemli bir iletişim aracı olan yazının amacına ulaşabilmesi, başkaları tarafından kolayca okunup anlaşılabilmesi için belli kurallar ve ölçüler içinde yazılması gerekir. Güzel yazı, her şeyden önce bir eğitim ve disiplin işidir. Bu sebeple öğrenci, yalnızca yazı dersinde değil, bütün derslerde, güzel yazma istek ve çabasını göstermelidir.

NOT : İlk üç soru yukarıdaki metne göre cevaplandırılacaktır.

Soru 1.Yazının hayatımızdaki önemi nedir? Metne göre açıklayınız.Soru 2. Yazının doğru, okunaklı ve güzel olmasının faydaları nelerdir? Metne göre açıklayınız.Soru 3.Yazımızın güzel olması için nelere dikkat etmeliyiz? Bu konuda öğrencilere düşen görevler nelerdir? Metne göre açıklayınız.

ÇİFTÇİ İLE KARTAL Kartalın biri bir ağa tutulmuş. Oradan geçmekte olan bir çiftçi, kuşun güzelliğine, gözlerinin o bakışına dayanamamış; onu kurtarıp azat etmiş. Kartal da kendisine yapılan bu iyiliği anlamış. Çiftçi bir gün bir duvarın dibinde oturuyormuş. Kartal bakmış ki duvar çürük, çöküverecek; hemen adamın üzerine doğru inip başından külahı kapıvermiş. Çiftçi de kalkıp arkasından koşmuş. Bir süre sonra kartal külahı bırakmış. Çiftçi de külahını alıp yine geldiği yere dönmüş. Bir de ne görsün!... Duvar çökmemiş mi! Orada kalsaymış ölecekmiş...Çiftçi kartalı niçin kurtarmış?Kartal, çiftçinin külahını niçin kapıvermiş?Çiftçi külahını alınca ne yapmış?Parçadan nasıl bir sonuç çıkarılabilir?Metinde geçen "duvarın çöküvermesi" ne demektir?

SEVDA ÇİÇEĞİBen bir sevda çiçeğiyim. Yaşım insanlık tarihi kadar eskidir. Dünyanın geçirdiği tüm

evreler bende saklıdır. En iyi arkadaşınız da benim. Sevgi benimle filizlenip çiçek açar. Umut bende,teknik bende,fen bendedir.

Tüm bilgi ve belgeleri kuşakta kuşağa aktarıp gözleri görmeyenlere ışık,kulağı işitmeyenlere ses verir; pas tutmuş kör beyinleri aydınlık yaparım. Benimle dost olanların yüreği insanlık sevgisiyle dolar. Gerçekleri konuşmaktan korkmaz.

Tüm canlıları bir anda yok edecek güçte olan silahlardan bile tehlikeli görülmem beni üzer. En çok korktuğumsa tutsak edilip farelere yem edilmemdir. Beni hala tanımadıysan lütfen sayfalarımı çevir ve oku. Oku ki gelecek kuşaklara kavga ve savaşlardan uzak aydınlık bir dünya bırakasın.

1. Yazıda geçen “sevda çiçeği” ne olabilir? Açıklayınız.(10 puan)2. “Sevda çiçeği”ni üzen ve korkutan nedir? (10 puan)3. “Sevda çiçeği”nin insanlara öğüdü nedir? (10 puan)

50

Page 51: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

YAŞAM VE UMUTGüzel bir bahar günü iki kurbağa güle oynaya kırlarda gezerken nasıl olduysa içi süt

dolu bir kovaya düşer.Kurbağalardan biri hemen paniğe kapılır ve kurtulmasının imkansız olduğunu düşünerek kendini sütün içine bırakır. Zavallı kurbağacık çaresizce dibe doğru çöker ve boğulur.İkincisi ise belki kurtulabileceğini sonunda boğulsa bile direnmesi gerektiğini düşünerek kurtulma umuduyla sürekli hareket eder,çırpınır. Bu çabaları sonunda süt yağ bağlar ve kurbağa da oluşan yağ tabakalarından birinin üzerinde kalarak kurtulur.Gördüğünüz gibi birinci kurbağa umudunu yitirerek kendi sonunu hazırlar.

Belli ki hiçbir umut ışığı kalmazsa bazı insanlar da kendilerini ölümün ellerine teslim edebilirler. Böyleleri umutsuzluğun,karamsarlığın batağında boğulanlardır. Çünkü umutsuzluk hastalıkların en korkuncudur.umudumuzu yitirirsek yaşama isteğimizi, direncimizi kısaca her şeyimizi yitiririz.

1.Birinci kurbağa neden kendini bırakıyor? Sonuçta bu kurbağaya ne oluyor?(10 puan)2.İkinci kurbağa neden hareket ediyor? Bu kurbağanın sonu ne oluyor? (10 puan)3.Parçanın bize vermek istediği öğüt nedir? (10 puan)

Ü Ç B A L I K Birkaç balıkçı, bir gölcüğün kıyısında üç balık görürler . Bir ağ getirmek üzere koşup gittikleri zaman balıklardan en akıllısı düşündü:”Bu balıkçılar bizi nasıl yakalayacak? Arkadaşlarla konuşacak olsam, türlü fikirlerle aklımı çelerler. İyisi mi ben buradan çekilip gideyim...” diyerek, gölcüğü terk etti, denize daldı. İkinci balık yarı akıllıydı. Kaçıp kurtulmayı akıl edemedi. Şöyle düşündü : “Su yüzüne çıkar, sırt üstü döner,kendimi ölü gösteririm. Ölü balığı hiçbir balıkçı tutmak istemez.” Üçüncü balık hiçbir tedbir düşünmüyor, keyfine bakıyordu. Bu sırada balıkçılar geldiler. Su yüzünde ölü bir balık görünce , alıp karaya attılar. Kendini ölü gösteren balık , çırpına çırpına , gizlice suya daldı; canını güçlükle kurtararak kaybolup gitti. Balıkçılar ağ atarak üçüncü balığı yakaladılar. Zavallı balık, ateş üzerindeki yağlı tavada zıplarken şöyle diyordu: “Eğer bir kez daha dünyaya gelirsem , gölcükte değil denizde yaşarım bir. Her işte arkadaşlarıma danışırım iki, tehlike anında keyfimi değil,tedbirleri düşünürüm üç.” MEVLANA

1. Üç balığın özelliklerini belirtiniz.2. Balıkçıları gören balıklar ne yapıyor? Kısaca açıklayınız.3. Parçada bize kaç öğüt veriliyor? Bunları açıklayınız.

BİTKİLER NASIL YARDIMLAŞIR Yosunlar soğuğa karşı dayanıksızdırlar. Kış mevsiminin sert soğuklarından korunmak zorundadırlar. Bir bakıma yaşamaları buna bağlıdır, diyebiliriz. Peki, ne yapacak su yosunu? Oturup ağlayacak değil ya! Isınması lâzım. Ama denizin dibinde soba yok, kalorifer yok... Su yosunu kara kara düşünürken deniz mantarı imdadına yetişir. Onu sıkı sıkıya sarar, ısıtır.Böylece sert soğuklardan korur, hayatını kurtarır. Bununla da kalmaz. Mantar, solunum yoluyla çıkardığı karbondioksiti, yosuna ikram eder. Ayrıca ona ham besin suyu da sağlar. Yosunun yaşaması için bunlar da gerekli. Komşuluk bu kadar yapılır doğrusu. Mantar üzerine düşen görevi tam manasıyla yerine getirir. Su yosunu dostumuz, bunca iyiliğe nasıl cevap verir dersiniz? Yoksa bazı insanların yaptığı gibi, iyiliğin üzerine mi yatar.... ( 1,2,3 ve 4. sorular yukarıdaki parçaya aittir. )1-Su yosunu niçin kara kara düşünmektedir? Onu bu durumdan kim kurtarır ?2-Mantar, bir komşu olarak su yosununa hangi yardımlarda bulunur? 3- Yazarın insanlarda gördüğü olumsuz davranış nedir ?

51

Page 52: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

4-Metnin ana fikrini kısaca yazınız.

Köylünün birinin traktörü bozulmuş. Saatlerce uğraşmış; ama arızayı bulamamış. Tamirci çağırmak zorunda kalmış. Tamirci geldiğinde kaportayı açmış, motorun bir yerine çekiçle tek bir kez vurmuş ve araba çalışmaya başlamış. Köylü, yaptığı işin ücretini sorunca, tamircinin istediği 30 milyon lirayı çok bularak:”Çekiçle bir kez vurdun diye mi bu kadar para istiyorsun? “demiş. Tamirci: “Çekiçle vurmaya bir milyon lira alıyorum zaten.” demiş, “Yirmi dokuz milyonu, nereye vuracağımı bildiğim için istedim.”(Aşağıdaki 4 soruyu bu metinden yararlanarak düzgün cümlelerle yanıtlayınız.)

1. Köylünün tamirci çağırmasının nedeni nedir?Köylünün tamirci çağırmasının nedeni; traktörünün bozulması, denediği halde kendisinin

tamir etmeyi başaramamasıdır.

2. Tamircinin, nereye vuracağını bildiği için para istemesinin nedeni nedir? Açıklayınız.Tamircinin yaptığı iş, basit görünmesine karşın herkesin yapabileceği bir iş değildir. O bu

mesleği öğrenmek için ömründen önemli bir zaman dilimini harcamış, eğitimini almıştır. Zaman ve emeğin yanında para da harcamış, şimdi bunların karşılığını almaktadır.

3. Köylü tamircinin istediği ücreti niçin çok buluyor? Köylü, tamircinin bu işi öğreninceye kadar çektiği sıkıntıyı düşünemiyor; yalnızca bir çekiç darbesiyle, hiç zaman harcamadan işi yaptığını görüp parayı çok buluyor.

4. Bu olaydan nasıl bir sonuç çıkarıyorsunuz?( ana düşünce/ileti/mesaj )a) Her meslek saygıdeğerdir; çünkü onun inceliklerini öğrenmek için kişi;

zaman, emek ve para harcamıştır.b) Yapılan işi küçümsemeden önce onu öğrenmek için kişinin çektiği sıkıntıyı

düşünmeliyiz.

TIRTIL NASIL KELEBEK OLUR?

52

Page 53: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Selçuk, ipek böceği ile uğraşan bir kasabalıdan yirmi kadar yumurta almıştı. Yumurtaları bir karton kutuya koyup günlerce beklemişti. Sonunda bir gün yumurtalar çatladı, kurtçuklar çıkıverdi ortaya. Önce, sırf körpe dut yapraklarını yiyebiliyorlardı. Ama büyüdükçe oburlaştılar.

Selçuk, daha büyük bir kutu buldu. İçine çatallı dallar yerleştirdi. Günün geldiğinde tırtıllar, kendilerine birer çatal seçip aralarına yerleştiler. Orada kozalarını örmeye koyuldular.

Günler geçti. Bütün kozalar tamamlandı. Tırtıllar ortada yoktu artık. Çünkü kendilerini kozaların içine kapatmışlardı. Bu kozalar, kabuklu yer fıstığı biçiminde ve gümüş beyazıydı.

Selçuk, kardeşi Aslı’ya: - Yakında kozalar delinecek, dedi. Dışarı kelebekler çıkacak.Aslı buna inanmadı, burun büktü: - Kelebekler, kozaların içine nasıl girmiş ki?- Anlamıyor musun? Kozanın içindeki tırtıl, yavaş yavaş kelebeğe dönüşüyor.Aslı güldü. Kim bilir ne düşündü. Sonra bebeklerine döndü yine.Günün birinde ağabeyi, onu yeniden çağırdı.- Gel de gör bakalım, dedi. İki kardeş, kutunun başında durup izlediler. Kozalar birer birer deliniyor, içlerinden

kelebekler çıkıyordu. Bu konulara pek fazla ilgi duymayan Aslı bile, sevinç içinde ellerini çırpıyordu.

Kozadan çıkan kelebekler birbiriyle oynaştılar. Dişi olanları bir süre sonra yumurtlamaya başladı. Bu yumurtalar, Selçuk’un kutuya koyduğu ilk yirmi yumurtanın tıpkısıydı. Ne var ki şimdi yirmi değil, yüzlerce yumurta olmuştu kutuda.

ANLAMA SORULARI:1- Selçuk, nasıl kurtçuk sahibi oldu?2- Tırtıllar, nasıl yok oldular, yok oluş aşamasına nasıl geldiler? Kozaların biçimi ve rengi

nasıldır?3- Selçuk, Aslı’ya neler söyledi? Aslı, Selçuk’un sözlerine nasıl karşılık verdi?4- Aslı, niçin sevinç içinde ellerini çırpıyordu?

Dünyada hiçbir dost insana kitaptan daha yakın değildir. Sıkıntımızı unutmak, donuk hayatımıza biraz renk, biraz ışık vermek, daracık dünyamızda bulamadığımız şeyleri yaşamak için tek çaremiz kitaplara sarılmaktır.

Sözün kısası kitabı her yönü ile severim. Anlattıklarına dalıp gitmekten, yapraklarına dokunmaktan taze mürekkebin kokusunu almaktan çevrilen yaprakların çıkardığı hışırtıdan hoşlanırım. Odamdan dışarı çıktığım zamanlar, yanıma küçük boyda bir kitap almayı hiç unutmam. Ne olacağı bilinmez ki? Kalabalık içinde insanın içine ansızın yalnızlık çökebilir.

Düşüncenin ToprağıSORULAR

1.Yazara göre kitap okumanın faydaları nelerdir?(10 puan)2.Yazarın odasından çıkarken yanına kitap almasının nedeni nedir?(10 puan)3.Yazar kitapları hangi yönlerden sevmektedir?(10 puan)4.Yukarıdaki paragrafın ana fikrini bulup, yazıya uygun bir başlık yazınız. (10 puan)

53

Page 54: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

“Okumak, insanı hayvandan ayırt eden bu en büyük fark, boş zamanları değerlendirmede en kusursuz araçlardan biridir. Okumak yolu ile en verimli boş zaman değerlendirmesi yapılabilir.Yalnız, her araç gibi okumak da iyi ya da kötüye kullanılabilir.

İyi bir okuma alışkanlığının iki temel koşulu vardır: Okuma zevki, okuma sabrı.“Okuma zevki” eline ne geçerse gelişigüzel değil, iyiyi kötüden ayırt ederek kaliteyi ayırarak

seçerek okumak. “Okuma sabrı” bıkmadan yorulmadan sürekli okuyabilmek… “Okuma kültürü” denilen bu iki alışkanlık da küçük yaşlarda ailede ve okulda edinilir.

Çocuğa daha iki üç yaşlarında iken bol bol resimli kitaplar göstererek bu resimleri bıkmadan bir bir anlatarak, yine kitaplardan kısa kısa hikayeler, masallar okuyarak onlarda kitaba karşı bir merak, bir iştah uyandırmak gerekir.”

VEDAT NEDİM TÖR (Yıllar BöyleGeçti)

1.Yazara göre insanı hayvandan ayıran en önemli nitelik nedir?(10)2.Parçaya göre “okuma kültürü”nü hangi alışkanlıklar oluşturur?(10)3.Parçaya göre çocuk okuma alışkanlığını hangi ortamlarda kazanıyor?(10)

KİTABA BAKALIM

Hoca, kadılık yaparken bir adam gelmiş:

“Hoca Efendi affedersiniz, size bir şey danışacağım. Geçen gün, komşuların size ait olduğunu söyledikleri bir inek, tarlada bizim ineğin karnına süsüp onu öldürmüş. Şimdi ne yapmak gerek?”

Hoca sakalını sıvazladıktan sonra:

“Hayvan bu, dava edemezsin ya!Sahibinin de suçu yok bu işte. Ne bilsin böyle olacağını?” demiş.

Adam tekrar söze başlamış:

“Kusura bakma Kadı Efendi, demin ben bir yanlışlık yaptım. Ölen inek benimki değil seninki imiş...”

Hoca, yerinden doğrulup başını rafa çevirmiş:

“Bak,” demiş “Şimdi iş değişti. O halde verin raftaki kara kaplı kitabı da bakalım...”

NASRETTİN HOCA’DAN FIKRALAR

54

Page 55: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Adam neyden şikayetçi oluyor?Hoca buna ne karşılık veriyor?Hoca, ölen ineğin kendisine ait olduğunu öğrenince ne yapıyor?Bu fıkradan nasıl bir ders çıkarıyorsunuz

Merhaba canım günlüğüm,Bugün can sıkıntısından patlamak üzereydim. Neyse ki canım annem her zamanki gibi imdadıma

yetişti de, kurtuldum patlamaktan. Niye mi? Biliyorsun okullar tatil. Sabahtan arkadaşım Emine'yi aradım. Annesi ile işleri varmış. Mahalledeki arkadaşlarımı aradım herkesin bir işi var. Kitap okuyayım dedim. Biraz okudum, canım sıkıldı. Ortalıkta sıkıntılı dolaştığımı gören annem:

Kızım neden mahallemizdeki yaşlıları ziyaret etmiyorsun, dedi. Ben şaşkınlıkla:“Olur mu?” dedim. Annem:- Neden olmasın kızım. Onların şu an buna o kadar ihtiyaçları var ki! Eminim çok sevinirler

Hayır dualarını alıp, hâllerini, hatırlarını sormak bizim görevimiz. Yoksa biz yaşlandığımızda kapımızı çalan olmaz değil mi?

Annem üç tane paket hazırladı. Aldım ve yola koyuldum. Neler mi oldu? Bak anlatayım: Önce Müşerref Teyzeye gittim. O yalnız yaşıyor. Eşi geçen yıl vefat etti. Çocukları hep başka başka şehirlerde. Beni görünce o kadar sevindi ki… Torunlarından bahsedip durdu. Belli ki çok özlemiş. Odanın içinde yerlerde ekmek kırıntıları vardı. Yaşlı olduğundan görememiş olsa gerek. Evi bir güzel süpürdüm. Gözleri doldu. Bana: "Allah razı olsun güzel Zeynep'im. Sen beni memnun ettin, Allah da seni memnun etsin." diye dua etti. Annemin hazırladığı üç paketten birini ona bırakıp oradan ayrıldım…

Yukarıdaki günlükte çocuğun annesinin hazırladığı diğer iki paketi de siz yukarıdaki gibi dağıtın. Hayali olarak yaptıklarınızı anlatın.

FOLKLOR

Birçokları folklor denilince halk oyunlarını, gösterileri, eğlentileri anlar. Oysa bu, yüzeysel bir görüştür. Bir toplumun ortak oluşturulmuş ürünlerinin tümü o toplumun folklorunu oluşturur. Bu nedenle folklor hem bir bilim dalının adıdır, hem de halk yaşayışının çeşitli etkinliklerini kapsam içine alır.

Folklorun temel kaynağı “halk kültürü” dür. Bu kaynağın kapsamına giren her şey folklor ürünüdür. İnançlar, gelenekler, görenekler, töreler, edebî ürünler(masallar, türküler, maniler, ninniler, efsaneler...), halk müziği hepsi folklorun maddî ya da manevî belirtileridir. Bir ulusun folkloru bunlardan oluşur; bunlarsız olamaz... Gerçekten folklorun; tarih, coğrafya, toplum bilimi, hukuk, edebiyat, dil bilimi başta olmak üzere birçok bilimle yakın ilişkisi vardır.

...

Hikmet Dizdaroğlu

1.a. Okuduğunuz metne göre folklorun kaynağı nedir? b. Folklorun maddî ve manevî belirtileri nelerdir?

55

Page 56: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

2.a. Metinde, folklorun unsurlarından olan edebi ürünlere hengi örnekler verilmiştir?

b. Metne göre folklorun hangi bilimlerle ilişkisi vardır?

3.Birçokları folklor denilince ne anlar?

DÖVÜŞÇÜ ASLAN İLE YABANDOMUZU

     Bir yaz günü aslan su içip serinlemek amacıyla bir su başına gelmiş. O sırada yabandomuzu da suya eğiliyormuş. Aslan:      - Çekil bakalım da suyumuzdan içelim, " demiş.     - Ne demek çekil?, demiş yabandomuzu. Biz hayvan değil miyiz? Biz de su içmez miyiz? Amma şey asıl sen çekil!      "Sen çekil, hayır sen çekil..." derken işi dövüşe çevirmişler. Nasıl bir dövüş? Kıyasıya, kırarcasına, öldürüp ölmecesine! Kan ter içinde kalmışlar. Ayrılıp bir solukluk dinlenmede ne görsünler? Tepedeki ağaçlara akbabalarla karakargalar konmuşlar:      "Aman birbirlerini hemen öldürseler de leşleri bize kalsa..." diye bekleşmiyorlar mı?     Hem aslanda hem yabandomuzunda şafak sökmüş:    "Aman, kavgayı dövüşü boş verelim! Eski dostluğumuza dönelim. Bu akbabalarla kara kargalara yem olmayalım, iyisi budur..."Demişler, yollarına gitmişler.

SORULAR

1 – Aslanın tutumun doğru buluyor musun, nedeniyle açıklar mısın?2 – Bu masaldan nasıl bir ders çıkarmalıyız?

56

Page 57: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

İNANMAK

İnanmış milletlerin dünyasında yaşıyoruz. Biz, Kurtuluş Savaşı’nı inandığımız için kazandık. Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal’i kim bekliyordu, yokluktan başka? Fakat o, bu top yokluğu, ordu yokluğu, tüfek yokluğu, cephane yokluğu içinde bir varlığa inanmıştı: Türk milletinin varlığına. Bugün, bir haftada bir vatan kül eden dünya cehennemi ortasında, bizi dimdik ayakta tutan da bu inanıştır: Kendimize inanış. İnanmayan milletlerin adı, bir mezar taşı gibi, yalnız eski dünya haritası üzerinde duruyor! Bu milletler artık günümüzde yoklar, sadece tarih kitaplarında ve eski çağları gösteren haritalarda yer alıyorlar. İnanmak!... Her okuma çağına giren çocuğu, bu iman seferberliğine sokmalıyız. Ana, baba, öğretmen, yazıcı, hepimize düşen tek vazife budur: Ona, büyük milletin çocuğu olduğunu, tarihi ve coğrafyasıyla öğretmek. Her sabah, evinin kapısından çıkan çocuk, okuluna yeni bir iman ve her akşam, okulunun kapısından çıkan öğrenci, evine yeni bir inanışla girmelidir. Yusuf Ziya ORTAÇ NOT : İlk dört soru yukarıdaki metne göre cevaplandırılacaktır. Soru 1- Metnin konusunu yazınız. Soru 2- Mustafa Kemal, hangi olumsuzluklar içinde, neye inanmıştı? Soru 3- Kendisine inanmayan milletlerin sonu ne olmuştur? Soru 4- İnanmak konusunda bizlere düşen görevler nelerdir?

BİR HASTALIĞIN YENİLİŞİ

Kuduz köpeğin on dört yerinden ısırdığı küçük Jozef, Doktor Pasteur’e götürülmüştü. Bu küçük yavrunun yaralarını görünce Pasteur’ün yüreği burkuldu. Bu yavruyu korkunç bir ölüm bekliyordu.

Pasteur, ilk kez deneyeceği aşı için arkadaşlarına danıştı. Daha önce hazırladığı raporları onlara gösterdi. Köpeklere yapılan ve iyi sonuçlar veren bu aşı, küçük Jozef’e de yapılabilir miydi? Pasteur’ün arkadaşları, “başka çarenin olmadığını” söylediler. Pasteur, aynı günün akşamı içi içini yiyerek Jozef’e ilk aşıyı yaptı. Fakat Pasteur için uykusuz geceler başladı. Ya küçük Jozef ölürse!... Bu, Pasteur için dayanılmaz bir acı olacaktı. Günler birbirini kovalıyor, aşılar her gün biraz daha çoğaltılarak yapılıyordu. Aradan bir ay geçti. Küçük Jozef’e hiçbir şey olmadı. Pasteur’ün bulduğu aşı, insanlar için de iyi sonuç vermiş, kuduz hastalığı yenilmişti.

O güne kadar bir çok insanı öldüren bu hastalığa karşı Pasteur’ün buluşu, dünyanın dört bir yanında büyük yankılar uyandırdı. Bütün insanlık Pasteur’ün bu başarısını selamlıyordu.

NOT : İlk dört soru yukarıdaki parçaya göre cevaplandırılacaktır

Soru 1- Yukarıdaki parçada geçen altı çizili kelimelerin ve kelime gruplarının anlamlarını yazınız.

Soru 2- Pasteur, Jozef’e kuduz aşısını yapmadan önce neler yapıyor?

Soru 3- Pasteur, ilk aşıyı yaptıktan sonra neler oluyor?

Soru 4- Pasteur’ün kuduz hastalığına çare bulmasının insanlar için önemi nedir?

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kesme işareti (’) yanlış kullanılmıştır?

A) Türkiye, NATO’nun önemli bir üyesidir.B) Mehmet’ler, bu akşam bize gelecekler.C) Ömrün 45’inci yılı da geride kaldı.D) Boncuk’a, sobanın yanında yer ayırdılar.

57

Page 58: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

ANLAŞILMAKBir dükkan sahibi dükkanının vitrinine üzerinde Satılık Köpek yavruları yazan bir tabela asarken, yanında küçük bir erkek çocuğu belirdi. "Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?" diye sordu. Adam çocuğa yavruların en az 50 dolar ettiğini söyledi. Çocuk elini cebine attı, biraz bozuk para çıkardı, dükkan sahibine bakıp "İki dolar otuz beş sentim var. Onlara bakabilir miyim?" dedi. Dükkan sahibi çocuğa gülümsedi ve bir ıslık çaldı. Lady adli bir köpek dükkanın içindeki kulübesinden çıkıp onlara doğru koşmaya başladı. Arkasında beş tane küçük yün yumağı vardı. Yavrulardan biri, diğerlerinin gerisinden topallayarak geliyordu. Bu küçük çocuğun hemen dikkatini çekti. "Bu yavrunun nesi var?" Dükkan sahibi "Veterinerin dediğine göre, kalçasında bir kemik eksikmiş" diye yanıt verdi. "Hep böyle topallayacakmış." Küçük çocuk hemen, "Onu almak istiyorum" dedi. Dükkan sahibi "Sahi mi?.. O yavruyu gerçekten istiyorsan sana bedava verebilirim" dedi. Çocuk dükkan sahibine yaklaştı ve öfkeyle "Onu bana bedava vermenizi istemiyorum. Bu yavru da diğer yavrular kadar değerli. Fiyatı neyse size ödeyeceğim. Şimdi size iki dolar otuz beş sent vereceğim, kalan parayı da ayda elli sent, elli sent ödeyeceğim!" dedi. Dükkan sahibi "O sakat yavruyu ne yapacaksın? O hiçbir zaman diğer köpekler gibi koşup, oynayamayacak" dedi. Küçük çocuk pantolonunun paçasını yukarı kaldırdı ve iki çelik bağla desteklenmiş eğri sol bacağını gösterdi. "Ben de pek koşamıyorum. Bu yavrunun da kendini anlayacak birine ihtiyacı var." dedi.

(İlk 3 soruyu yukarıdaki metne göre cevaplayınız.)

1 - Küçük çocuğu öfkelendiren dükkan sahibinin hangi davranışıdır? 2 - Çocuk Niçin sakat köpeği seçmiş olabilir? 3 - Engelli insanların toplum tarafından dışlanmasını, farklı muamele görmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?4 - Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir yargı söz konusudur?

A) Öğretmen çocuğun elinden tuttu.B) Okullar bugün tatil edildi.C) Bahçede kırmızı güller açıvermiş.D) O çok ama çok iyi bir insandı.

MUTLULUK ÜZERİNE

Mutlu olmak herkesin hakkıdır. Yalnız o mutluluğu uzaklarda değil, kendi hayatımızda arayıp bulmalıyız. Geçmiş günlerin özlemini çekenler veya geleceğin kaygısı ile tasalananlar hiçbir vakit mutlu olamazlar. Halinden hoşnut olmayı bilmeli, hem gülmeli, hem de güldürmeli. Hayat bir aynadır, güler yüzle bakarsanız, o da size güler; kaşlarınızı çatarsanız, o da suratını asar.

SORU 1: Yazara göre kimler mutlu olamazlar? Niçin?(10p)SORU 2: Yazar yaşamı neye benzetiyor? (10p)SORU 3: Metnin anafikri nedir? (10p)

BABAMIN VASİYETİ Hayatımın on dördüncü kışına yeni giriyordum. Askeri Rüştiye öğrencisiydim. Matematiği, şiir ve ede-biyatı seviyordum. Problemleri yorulmadan çözebiliyor, teoremleri kolaylıkla ispatlayabiliyordum. Şiire ve ede-biyata dair kitaplardan büyük bir zevk aldığım için bunları okumaktan hiç bıkıp usanmazdım. Babam, o zamanın başka babalarına pek benzemezdi. Hür düşünürdü; batıl fikirlerin eskilerinden de ye-

58

Page 59: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

nilerinden de kendini kurtarabilmişti. Daha yedi sekiz yaşlarında iken, Şah İsmailleri, Aşık Keremleri okuyup ağladığımı işiten bir dostu,beni bu kitapları okumaktan men etmesini,bunların yerine ciddi kitaplar okutturmasını tavsiye etmişti. O, “Bir çocuk, hangi kitapları anlar ve hangilerinden zevk alırsa onları okuyabilir. Anlamadığı, hoşlanmadığı kitapları, zorla okutursanız kitaplardan nefret eder”, diye cevap vermişti. Gerçekten, ben zevk aldı-ğım kitapları okumakta serbest bırakıldığım için âşık kitaplarından, tiyatro ve hikaye kitaplarına, onlardan sade şiirlere ve romanlara, daha sonra edebî eserlere, nihayet tarihî, ilmî kitaplara kadar çıkabildim.

Ziya GÖKALPNOT:İlk üç soru yukarıdaki metne göre cevaplandırılacaktır.Soru-1.Yazar, hangi eserleri daha çok seviyor?Bunun sebepleri hakkında neler söylüyor?Soru-2.Yazarın babasının ve babasının dostunun “okuma” hakkındaki düşünceleri nelerdir?Soru-3.Metnin ana fikrini yazınız.

BİR BABANIN ÖĞÜDÜ

“Oğul, ben sana vezir olamazsın, paşa olamazsın, zengin olamazsın, demedim, adam olamazsın dedim.”

Bu sözü, bir baba söylüyor; öyle bir oğula ki, küçüklüğünde, gençliğinde ona pek çok öğütler vermiş, yollar göstermiş. Ama o, bunları dinlememiş. Aile ocağını bırakıp kaçmış. Fakat türlü kurnazlıklarla, türlü yakınlaşmalarla ve güçlü kişilerin yanına sokulmalarla adım adım o devrin başbakanlığı gibi bir önemli yer olan sadrazamlığa kadar yükselmiş.

Bu makama geçtikten sonra artık padişahın vekili olarak her emri yerine getirileceği için babasını köyünden palas pandıras başkente getirmiş. Zavallı köylü, ne olduğunu şaşırmış;

–– Seni sadrazam istiyor.Dedikleri zaman kendisi ile sadrazamın ne ilgisi olacağına bir türlü aklını erdiremeyen

ihtiyarcık, uzun bir yolculuktan sonra devlet merkezine gelip huzura çıkmış. Bir de ne görsün?

59

Page 60: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Koskoca kavuğu, sırtında kürklü kaftanı köşesinde oğlu çalımla ve gururla oturmakta. Hoş geldin, beş gittin demeden söze başlamış:

–– Baba, sen bana: “Adam olamazsın, adam olamazsın.” deyip dururdun. Bak, şimdi ben üç tuğlu vezir oldum. Devletin en yüksek makamına kadar çıktım. Hazinem altın dolu deyince, kendisini köyünden kaldırıp ayağına kadar getiren ve içeri girdiği zaman yerinden bile kımıldamayan oğluna, yukarıya aldığımız sözleri söylemiş. Tekrar edelim:

–– Oğul, ben sana vezir olamazsın, paşa olamazsın, zengin olamazsın, demedim; adam olamazsın, dedim!

Hasan Ali YÜCEL (İyi İnsan İyi Vatandaş)1. Baba, oğluna ne söylüyor?2. Oğul, nasıl bir insandır?3. Oğul, nasıl sadrazam oluyor?4. Sadrazam, kimi yanına getiriyor? Nasıl?5.Metnin ana fikrini yazınız.

7. “Çalışkan” sözcüğünü ek eylemin geniş zamanına göre çekimleyiniz.

OKUMA

60

Page 61: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Çocukluk yıllarımda okuduğum bir kitabı,dün yeniden açtım. Bana kitapları sevdiren şu sözleri yeniden okudum.

“Kitaplara soru sorarsanız, sizden bir şey gizlemezler. Eğer bilgileriniz yanlış ya da eksikse sizinle alay etmezler. Kitaplara ne zaman yaklaşsanız, onların uyanık olduklarını uyanık olduklarını görürsünüz.”

Bu kitapta, başka bir yazar şöyle söylüyordu:“En iyi arkadaşlarım kitaplardır. Onların bulunduğu yer, benim için saray gibidir. İstediğim

zaman dünyanın bütün bilginleri, sanatçıları, düşünürleri ile orada konuşabilirim. Beğenmediğim sözleri, düşünceleri de olur.onları da eleştiririm.”

İngiliz yazarı Macauley (Makoli) de küçük bir kız çocuğuna yazdığı mektubunda şöyle diyordu: “Mektubuna teşekkür ederim. Kitapları sevmen, beni çok sevindirdi. Benim gibi büyüyünce göreceksin ki kitaplar pastalardan, şekerlerden, bütün oyuncaklardan değerlidir. İnsana her çeşit eğlenceden daha çok zevk verir. Bana, “Okumayı sevmeyen güçlü bir kral ol!” deseler istemezdim; her zaman okuyup öğrenen, zevki kitaplarda arayan bir insan olarak yaşamayı üstün tutardım.”

Bu sözlere küçük yaşımdan beri hak veririm. Onun için kitap okumaktan uzak kalmadım.Peyami SAFA

SORULAR( İlk dört soruyu parçaya göre cevaplayınız.)S-1) Yazar çocukken okuduğu bir kitabı neden bir kez daha okumak istiyor? (5)S-2) Yazara göre kitapların özellikleri nelerdir? (5)S-3) Kitaplara soru sormak ne demektir? (5)S-4) İngiliz yazarı kitapları nelerden üstün tutmuştur? (5)

ÇINAR AĞACI İLE SAZKocaman gövdeli bir çınar ağacı, çok yakınındaki cılız bir saza şöyle seslenmiş:

61

Page 62: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

–– Ne kadar zayıf, ne kadar nazlısın. Üzerine minicik bir kuş konsa boynunu bükmeye yeter. Bir de bana bak... Kalın, kocaman gövdem, kalın dallarım, binlerce yaprağım var. Bu dalların ve yaprakların arasından güneş ışınları bile geçemez. Fırtınalar benim için bir sivrisinek vızıltısı gibidir. Kalın köklerim, yüzlerce metre uzağa uzanır. Eğer, gölgeme sığınmış olsaydın, seni fırtınalardan korurdum. Fakat sazlar daha çok dere kenarlarında bulunuyor. Oraları daha çok rüzgâr alıyor. Tabiat, size karşı haksız davranıyor.

Saz, ulu ağaca cevap vermiş:–– Ben hâlimden memnunum. Endişe etmeyin. Rüzgârın bana olan tesiri büyük ağaçlara olduğu

gibi değildir. Ben rüzgârdan eğilirim, ama kırılmam. Büyük ağaçlar gövdelerini eğmeden fırtınalara, zorluklara dayanmaya çalışırlar. Bir kasırga olunca görürüz.

Saz, bu sözleri bitirince, ufukta bir kara bulut gözükmüş. Şiddetli bir kuzey rüzgârı ile kıyamet kopmuş. Saz yere katlanmış, ağaç sağlam durup dayanmış. Fakat fırtına, kasırga olmuş. Rüzgâr kuvvetini iki kat artırmış. Saz gene aynı kalmış. Aniden bir çatırtı ve gürültü kopmuş. Ortalık toz duman ve göz gözü görmez olmuş. Bir müddet sonra fırtına geçmiş, hava sakinleşmiş, etraf görünmeye başlamış. Saz başını kaldırıp bakmış; fakat ulu ağacı görmemiş. Merak ederek daha dikkatli bakmış. Bu sefer kökleri sökülmüş iri gövdenin boylu boyunca yere uzanmış, yanında yattığını fark etmiş.

Bu hikâyede çınar, gururla kendini beğenmenin cezasını çekmiş. Alçak gönüllü saz ise samimiyet ve mantıkla durumunu belirtmiş.

Kendine güvenmek iyi bir şeydir; fakat bu güven duygusu, aşırı bir gurur hâlini alırsa, tehlikeli olur.

La Fontaine1. Saz ile çınarı görünüş olarak karşılaştırınız?2. Çınar hangi özelliğiyle övünüyor?3. Saz, çınarın övünmesini haklı buluyor mu? Açıklayınız.4. Fırtına sırasında, sazın ve çınarın durumu nasıldır?5. Fırtına kasırgaya döndükten sonra çınar yerinde kalabiliyor mu? Yani, çınara ne oluyor?6. Size göre metnin ana düşüncesi nedir?

Hepimizin kendimize özgü kusurları vardır. Hepimiz aslında çatlak kovalarız. Tanrı’nın büyük planında hiçbir şey ziyan edilmez. Kusurlarınızdan korkmayın. Onları sahiplenin. Kusurlarınızda gerçek gücünüzü bulduğunuzu bilirseniz eğer, siz de güzelliklere sebep olabilirsiniz.

ÇATLAK KOVA Hindistan’da bir sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine ulaşan uzun yolu dolu  olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırabilirmiş. Bu durum iki yıl boyunca her gün böyle devam etmiş. Sucu her seferinde patronunun evine sadece 1,5 kova su götürebilirmiş. Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı utanç duyuyormuş. İki yılın sonunda bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş. “Kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum.” “Neden?.” Diye sormuş sucu. “Niye utanç duyuyorsun?” Kova cevap vermiş. “Çünkü iki yıldır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimin sadece yarısını yerine getirebiliyorum. Benim  kusurumdan  dolayı sen bu kadar  çalışmana   rağmen emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun.” Sucu şöyle demiş: “Patronun evine dönerken yolun kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum.” Gerçekten de tepeyi tırmanırken çatlak kova patikanın bir yanındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş. Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan özür dilemiş. Sucu kovaya sormuş: “Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettin mi?... Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır. Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın. İki yıldır ben bu güzel çiçekleri toplayıp onlarla patronumun sofrasını süsleyebildim. Sen böyle olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşayamayacaktı.”

62

Page 63: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Soru 20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin en az iki kez gerçekleştiği kesindir?

A) Burayı çok sevdim, yine gelmek isterim.B) Onu bir daha davet etme.C) Geçen gün de borç para istemiştin.D) Yarın yine okula gideceğim.

İçtenlikle söylüyorum, ilk öyküden sonra sanki elime yapışıverdi kitap.Hemen öteki öykülere geçtim.İnanın, onları da aynı keyifle, aynı coşkuyla bir solukta okudum. Hepsi de sıcak, içtenlikli ve yalın.Çocuksu ama bilge, haşarı ama içten içe zeka kaynayan bir ciddiyetle yazılmış. Hepsinde dipdiri, yepyeni bir dünya,yepyeni bir anlatım biçimi...Sevgi dolu, sevecen bir dünyası var yazarın.

S:1)Yazarın ,okuduğu kitapları beğendiğini hangi ifadelerden anlıyorsunuz? (10p.)S:2)Okunan öykülerin özellikleri nelerdir? (10p.)S:3)Hikaye yazarının hangi özellikleri eserlere yansımıştır?

1- Kova sucudan neden özür dilemiştir ?2- Sucu kovaya nasıl cevap vermiştir?3- Parçadan hangi ana fikri çıkarabiliriz?

63

Page 64: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

ATATÜRK VE KURTDERELİ

Çocuk Esirgeme Kurumu, 1931 yılında Ankara’da bir Türkiye Güreş Birinciliği Müsabakası düzenlemişti. Yurdun her tarafından bu müsabakalara birçok pehlivan gelmişti. Yaşlanmış ünlü pehlivanlar da müsabakaların hakemliğini yapıyorlardı. Kurtdereli Mehmet Pehlivan başhakemdi.

Bu müsabakalarda kendisine başarılı oluşunun sırrını soranlara o;”Bem her güreşimde arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürdüm.” cevabını vermişti.

Atatürk, Kurtdereli tarafından Türk sporcularına verilen bu öğüdü duyunca, ona bin lira armağan etti ve şu mektubu gönderdi:

“Kurtdereli Mehmet Pehlivan’a,

Seni, cihanda büyük ün salmış bir Türk pehlivanı olarak tanıdım. Parlak başarılarının sırrını da şu sözle izah ettiğini öğrendim:’Ben her güreşte arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürdüm.’ Bu dediğini, en az yaptıkların kadar beğendim. Onun için bu değerli sözünü Türk sporculuğuna bir meslek düsturu(ilke) olarak kaydediyorum. Bununla, senden ve sözlerinden ne kadar memnun olduğumu anlarsın

. ..........Pehlivan, ömrünün sağlıklı ve uzun sürmesini diliyorum.”

SORULAR

1.a.Müsabakalarda kimler, hangi görevi yapıyor? b. Kurtdereli Mehmet Pehlivanın bu müsabakalardaki görevi nedir?2.Kurtdereli Mehmet Pehlivan, elde ettiği başarılarının sırrını neye bağlıyor?3.a.Olay nerede ve ne zaman gerçekleşiyor? b. Atatürk, Kurtdereli’nin sözünü işitince neler yapıyor?

BURSA OVASI’NDA YOLCULUK

Bursa’yı arkada bırakıp ovalara daldık... Türkiye’mizin en verimli, en bayındır batısı. Hoşa gitmeyen tek şey yok. Uzaktaki dağlar, yaklaştığımız göller ve kasabalar, ne varsa, kuzuları, koyunları, hepsi temiz. Mandaları bile.

Bir şey dikkatimi çekti: Nerede çift sürülüyorsa, öküzlerin ardından birkaç tane de leylek gidiyor. İşi yöneten çiftlik kahyası gibi gözleri sabanda. Acaba, iç sıkıntısından seyre mi gelmişler? Çünkü, leylek kadar içi sıkıldığına inandığım yaratık azdır. Bacalar üstünde sürekli bekleme, işsizlik halindedirler. Doğan ya da batan güneşi gözlemekten bezip usanmışlardır. Ara sıra takır takır bir ses çıkarırlar ki, fikrimce bu, onların esnemesidir. Aslında, bacaya konmuş leylek, bana hapishane çevresini gözleyen kule bekçisini hatırlatır. Kendimi tutuklu, tepedekileri muhafızmış gibi düşünerek, acı duyarım.

Yaptıkları yetmiyormuş gibi, şimdi de çiftçiyi göz hapsine almışlar. Şoför açıkladı:

_Saban, toprağı alt üst edince, böcekler, solucanlar meydana çıkar. Leylekler de bunları yutar, tarlaları zararlı böceklerden temizler.

Refik Halit Karay

SORULAR

1. a.Yazarın dikkatini ne çekiyor? b. Yazar, leyleklerin takır takır seslerini neye benzetiyor?

2. a. Olay nerede ve ne zaman gerçekleşiyor? b. Bacaya konmuş bir leylek, yazara neyi hatırlatıyor?

3. Metinde, leyleklerin, çift sürülürken öküzlerin ardından gitmelerinin sebebi nasıl açıklanıyor?

64

Page 65: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

“Bağımsızlığını kaybeden bir millet, dilini koruyabilirse, bir gün tekrar bağımsızlığına kavuşabilir. Dünyanın zengin dillerinden biri olan Türkçemiz, başlangıçta yabancı dillerin etkisinden uzak, bağımsız bir dildi. Fakat milletimizin yabancı kültür ve medeniyetlerle ilişkisi sonucu kısa zamanda dilimiz yabancı dillerin etkisi altına girdi. İslamın kabulünden sonra Arapça ve Farsça, Tanzimatın ilanından sonra ise Batı dillerinin kelime ve deyimleri dilimizi tamamen sardı. Bu konuda titiz olmalıyız. Çünkü dil, bağımsızlığın sembolüdür.” (İlk 3 soru bu metne göre cevaplandırılacaktır.)1)Yabancı dillerin dilimizi etkisi altına alması hangi olaylardan sonra olmuştur?2)Parçaya göre esir bir milletin bağımsızlığına tekrar kavuşabilmesinin şartı nedir?3)Metindeki “dilin bağımsızlığı” sözünden ne anlıyorsunuz?

EĞİTİM İnsan, bütün varlıklar içinde işlenmeye ve gelişmeye en elverişli olanıdır. Yeter ki yetiştirilmesine gereken önem verilsin ve bu konuda titizlik gösterilsin. İnsanını ihmal eden bir ulusun ekonomisi de sosyal ve kültürel yaşamı da ihmal edilmiş olur. Az gelişmiş ulusların geri kalış nedenleri incelendiğinde, insanların ulusal ve çağdaş ihtiyaçlara göre eğitilmemiş olduğu görülür. Kalkınmış ulusların gücü, ekonomi, endüstri ve ticaretteki başarılarından çok, eğitilmiş kadrolarından ileri gelir. Çünkü maddî güçler bir gün kaybedilebilir. Onun için bir ülkenin en sağlam yatırımı, eğitime yaptığı yatırımdır. Prof. Dr. Cemal YILDIRIMNOT : İlk dört soru yukarıdaki metne göre cevaplandırılacaktır.

1. Yukarıdaki metnin konusunu yazınız. (5 p.)2. Yazar, “insan” hakkında neler söylüyor? (5 p.)3. Yazar ikinci paragrafta, birbirleriyle hangi kavramları karşılaştırıyor? (10 p.)4. Yazara göre, “az gelişmiş olmanın sebepleri” nelerdir? (10 p.)

KIYMETLİ ŞEMSİYEGöl kenarında küçük bir köyde kırk yaşlarında bir adam tek başına yaşıyordu. Bu

adam her gün kahveye arkadaşlarıyla sohbete giderdi. Yine bir gün kahveye gelip arkadaşlarıyla sohbete başlamıştı ki evde ocağın üstünde sütü unuttuğunu ve tüpü kapatmadığını hatırladı. Tam o sırada dışarıda sağanak yağmur başladı ve arkadaşlarından Rıza şemsiyesini alabileceğini söyledi. Adam şemsiyeyi aldı ve evine gidip ocağı kapatarak kahveye geri döndü. Şemsiyeyi veren arkadaşı Rıza’ya teşekkür etti.

Akşama doğru Rıza ile birlikte eve dönerken Rıza sordu: “Nasıl şemsiye işine yaradı mı?” Adam “Evet,teşekkür ederim.” dedi bir kez daha. Biraz yürüdükten sonra Rıza:” O şemsiyeyi dayım Almanya’dan getirdi,çok kalitelidir” dedi. Adam “Evet çok sağlama benziyor” diye cevap verdi. Biraz sonra Rıza arkadaşına böyle havalarda tedbirli olmak gerektiği konusunda öğütler vermeye başladı. Adam “Haklısın,düşünmem gerekirdi.” diye geçiştirmeye çalıştıysa da Rıza yine “Peki ya ben şemsiyemi almasaydım ne olacaktı?” dedi ve bunun üzerine adam iyice sinirlenerek kendini yol kenarındaki göle attı.

Adam gölden çıktı ve arkadaşına “Senin şemsiyen olmasaydı ne mi olacaktı? İşte en fazla bu kadar ıslanacaktım” diyerek Rıza’ dan ayrılıp evinin yolunu tuttu.

1. Adam neden evine geri dönmek zorunda kalıyor? (5 puan)2. Eve dönerken adam ve arkadaşı arasında geçen konuşmaları özetle yazınız.(5 puan)3. Parçanın ana düşüncesini yazınız. (10 puan)

65

Page 66: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

………………………………………………………

Tıp fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yaptığım yere, Konya'ya bağlı bir beldenin sağlık ocağına gitmiştim. Gençtim, bekârdım. Küçük bir beldeydi gittiğim yer.İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yanında bir evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylarımız gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabancılığı vardı. Saatler ilerliyor, ağır bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Bir müddet daha geçti; yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan Hacı anneye sıkılarak: "Anneciğim, sizin buralarda kaçta yatılıyor?" dedim. Hacı anne: "Evlâdım az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz" dedi. Merak ettim, tekrar sordum: "Trenden sizin bir yakınınız mı inecek ?" Hacı anne: “Hayır evlâdım, beklediğimiz trende bir tanıdığımız yok; ancak burası uzak bir yer. Trenden buraların yabancısı birileri inebilir. Bu saatte, yakınlarda ışığı yanan bir ev bulmazsa sokakta kalır. Buraların yabancısı biri geldiğinde, ‘ışığı yanan bir ev’ bulunsun diye bekliyoruz.” Konya Ovası'nda, ya da bir başka yerinde Türkiye’nin, trenden inen yabancılar için "Işığı yanan evler" yerinde hâlâ duruyor mudur? Yabancılar, yorgun bedenlerini yün yataklarda dinlendirmeye devam ediyorlar mı? Aç bir köpeğin önüne bir kap yemek bırakan kadınlar yaşıyorlar mı? Kuşlara yuva yapan mimarlar sahi şimdi neredeler? Şâir öyle diyordu:"Güzel insanlar, güzel atlara binip gittiler." Bu güzel insanlar, neden atlarına binip gittiler? Onları ne yıldırdı da bir daha dönmemek üzere, sessiz sedasız gittiler? Bizler, atlarına binip giden güzel insanlara sahip bir medeniyetin yetimleriyiz. Çekip gidenlerin doldurulmamış boşluklarında savrulup duran yoksullarız. Ey, güzel yurdumun güzel insanları! Neredesiniz?

SORULAR1.Parçanın bütününe göre köyde gece yarısı ışığı yanan bir ev neyi temsil etmektedir?(10 puan)

2.Yazara göre biz neden “Atlarına binip giden güzel insanlara sahip bir medeniyetin yetimleriyiz”?Sizce o güzel insanları yıldıran nedir? (10 puan) 3.Sizce ülkemizde, bahsedilen güzel insanlardan hâlâ var mıdır? Neden? (10 puan) 4.Parçaya uygun bir başlık bulunuz.( 5 puan)

66

Page 67: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

……………………………….Asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Bir Hindistan cevizi

oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı büyüklüktedir. Maymun, yumruk yaptığında elini, dışarı çıkaramaz.

Maymun, tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar ve yiyeceği kavrar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz. Avcılar geldiğinde, maymun çılgına döner ama kaçamaz. Aslında bu maymunu, tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece onun kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereke tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.

Bizi tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. Tüm yapmamız gereken, elimizi açıp benliğimizi ve bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak ve dolayısıyla özgür olmaktır.

Joseph GoldsteinS1) Asya’da maymun avcıları maymunların hangi zayıflığından yararlanarak onları avlamaktadır?(10)S2) Bu metnin ana düşüncesi sizce ne olabilir?(10) S3) Makale ile deneme yazı türlerinin tanımını yaparak iki yazı türünü farklı ve ortak yönleri bakımından karşılaştırın.(10)

GENÇLİKİhtiyarların, her şeyi anladıktan sonra, “Gençliğinizin kıymetini biliniz!” demeleri

üzerine gençlerin düşünmeleri gerekir. “Gençliğinizin kıymetini biliniz!” onu istediğiniz gibi kullanınız demek değildir. Tıpkı “Paranızın kıymetini biliniz!” demek, sözünde olduğu gibi onu dikkatle harcayınız demektir. Çünkü gençlikteki kıymet, para gibi harcanmaya, gelişigüzel savrulmaya çok elverişlidir. Yalnız şu farkla ki, harcanan para tekrar, hatta fazlasıyla kazanılabilir; buna karşılık gençlik bir kere harcandı mı yeniden elde edilemez. Çünkü gençlik giderken bir daha gelmemek üzere gitmektedir. Bütün hayatımız, gençlikte edindiğimiz kıymetler üzerine oturacaktır. Eğer gençlikte bazı kıymetler kazanmadınızsa, değerlenmemiş bir gençliğin üzerine oturtacağınız hayat, temelsiz bir hayat olur ve böyle bir hayat zamanın rüzgârlarına, fırtınalarına, boralarına dayanamaz.

(İlk dört soruyu yukarıdaki parçaya göre cevaplayınız.)1. Yazara göre gençlerin ne üzerine düşünmesi gerekmektedir? (5 puan) 2. Gençlik ve para arasında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar vardır? (5 puan)3. Yazara göre hayatın, zamanın rüzgârlarına dayanamamasının sebebi nedir?

S11- Yandaki resimden

yola çıkarak bir olay yazısı

(hikâye, anı vb.) yazınız.

(30 Puan)

67

Page 68: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

ŞEKİL “İçi dışı bir olmalı insanın.” der atalarımız. Dış temizliği ,iç temizliğinden doğar.İç düzen,dış düzeni yaratır.Görünüşü bozuk birinde düzgün bir kişilik nasıl olur ki? Ancak dış görünüşe önem vererek içimizin pisliklerini gizlemeye de kalkmamalıyız.İçimiz tertemizse eğer;dışımız da tertemiz olmalıdır.İçli dışlı mükemmelleşmeliyiz.İşte uygar insan böyle olur. Düşünce de böyledir. Ben iyi düşünürüm mü diyorsunuz?O halde mutlaka güzel söylemeli ve iyi yazmalısınız.Özü olanın herhalde kendine özgü bir izi de olur.Yıkıntıda define devri çoktan geçmiştir.Şimdi altın külçelerini ve değerli kağıtları,insan aklının en güzel eserlerinden olan kasalarda ve özel yerlerde saklıyorlar.Biçim,özden ayrı düşünülemez.Biçim özün bir yansımasıdır.Dış da içi yansıtır. Hasan Ali YÜCEL

SORULAR

1. Metinde geçen dış temizliği ve iç temizliği sözlerinden ne anlıyorsunuz, kısaca açıklayınız.( 10 )2. Yazar “Ben iyi düşünürüm.” diyen kişilerden neler bekliyor? ( 10 )3. Metnin ana düşüncesini yazınız. ( 5 )

GÜLER YÜZE VE GÜLMEYE DAİR ..........Güler yüz her şeyden evvel insana cesaret verir. Çünkü güler yüzlü insanlar her kusuru

hoş gören, affeden insanlardır. Güler yüzlü insanlar arasında yaşayanların hayatı, asık suratlı insanlar arasında kalmış insanların hayatından daha tatlı geçer.

..........Soğuğa dayanmanın en emin çaresi soğuğu sevmektir derler. Hakikaten insan soğuğu

aradığı zaman, ne kadar şiddetli olursa olsun, müteessir olmaz. Hayatta zorluklara dayanmanın en emin çaresi hayatı sevmektir. İnsan bir kere hayatı sevince onun bütün külfetlerine katlanır, hiç biri ağır gelmez. Sizi çok seven anneniz nasıl sizin yüzünüze daima gülerek bakarsa, siz de hayata öyle güler yüzle bakar, etrafınızdaki insanlara da neşe verir, hayatın bir kat daha güzelleşmesine hizmet edersiniz.

Güler yüzün halletmeyeceği hiç bir mesele yoktur. Buzlar güneş karşısında nasıl erirse çetin meseleler de ise güler yüzler başlayan ve öylece devam insanların elinde çözülür. Asık surata kapanan kapılar güler yüzle açılır.

(İlk iki soruyu parçaya göre ve kendi ifadelerinizle cevaplayınız) 1 -Güler yüzlü insanların özellikleri nelerdir? (5 puan)2 - Parçadan çıkardığınız sonuç nedir? (5 puan)

68

Page 69: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Ana babalar, ne kendi istemelerini ne de toplumdaki değer yargılarını değil, çocuklarını düşünebilseler, onların ilgi ve yeteneklerine saygılı olabilseler çocukları daha mutlu, daha başarılı, daha üretken olacaktır.

Parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

a) Anneler babalar meslek seçiminde çocuklara yardımcı olmalıdırlar.

b) Anneler babalar meslek seçiminde çocuklarını yönlendirmelidirler.

c) Anneler babalar meslek seçiminde çocuklarına baskı yapmalıdır.

d) Çocuklarının başarısı ve mutluluğu annelerin ve babaların onların yetenek ve ilgilerine saygılı olmalarına bağlıdır.

SAYGI VE SAYGINLIK

Saygı ve saygınlığa ilişkin değer yargılarımız, davranışlarımız, genellikle hatalıdır. Kişileri; niteliklerinden çok, bulundukları mevki veya servetleri açısından değerlendiriyor ve onlara bu çerçevede saygı gösteriyoruz. Para ve mevki, adeta saygınlık ölçüsü oluyor. Bu değer yargısının doğal sonucu olarak kişi, bulunduğu mevkiden ayrıldığında veya serveti azaldığında toplumdaki saygınlığını da yitirmiş oluyor.

Kişiler; topluma katkıları, yapıtları, nitelikleri, davranışlarıyla değerlendirilmeli; buna göre saygınlık kazanmalıdır. Rastlantılar, fırsatçı davranışlar, eş-dost desteklemesi, bazı kişileri uygun düşmedikleri makamlara getirebilir. Ancak bu tür kişilere, bulundukları makam, mevki gerçek bir değer kazandırmaz.

Kişiler, bulundukları makam nedeniyle saygınlık kazanmamalı, kendi kişilikleriyle bulundukları makama saygınlık kazandırmalıdırlar. Ö. AKGÜÇ Yazar, hangi tür davranışlardan yakınıyor? Yazara göre kişi saygınlığının asıl ölçütü neler olmalıdır?

Yazının son cümlesinden ne anlıyorsunuz? Kısaca açıklayınız?

69

Page 70: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

ARKADAŞLIK

         Kötü karakterli bir genç varmış. Bir gün babası ona çivilerle dolu bir torba vermiş.

        “Arkadaşların ile tartışıp kavga ettiğin zaman her sefer bu tahta perdeye bir çivi çak”demiş.

Genç, ilk günde tahta perdeye 37 çivi çakmış.  Sonraki haftalarda kendi kendine kontrol etmeye çalışmış ve geçen her günde daha az çivi çakmış. Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış. Babasına gidip söylemiş. Babası onu yeniden tahta perdenin önüne götürmüş. Gence:

           “Bugünden başlayarak tartışmayıp kavga etmediğin her gün için tahta perdelerden bir çivi çıkart.”demiş.

             Günler geçmiş. Bir gün gelmiş ki tahta perdede hiç çivi kalmamış. Babası ona:

           “Aferin iyi davrandın ama bu tahta perdeye dikkatli bak, çok delik var. Artık hiçbir şey geçmişteki gibi güzel olmayacak. Arkadaşlarla tartışıp kavga edildiği zaman kötü kelimeler söylenilir. Her kötü kelime bir yara, bir delik aynen kalacak, kapanmayacaktır. Bir arkadaş ender bir mücevher gibidir. Seni güldürür, yüreklendirir sen ihtiyaç duyduğunda yardımcı olur seni dinler sana yüreğini açar” demiş.Baba oğluna niçin çivilerle dolu bir çuval vermiş?Yukarıdaki parçadan hangi ana fikri çıkarabiliriz?Aşağıdaki bulmacada yukarıdaki parçada geçen beş kelimeyi bulunuz ve anlamlarını kısaca belirtiniz?

AZMİN GÜCÜ Gözleri yüksekte olup güvenle yola çıktıklarını gördüğüm insanların hepsi hedeflerine ulaştılar, hem de tahminimden çok daha erken. Gerçi onlar faydalı bir girişimi asla ihmal etmemiş, işlerine yarayabilecek insanlarla daima ilgilenmekten geri durmamışlardır. Kısacası gerektiği zaman gerekenleri de pohpohlamışlardır. Nice tembeller görmüşümdür: “ Parmağımı bile kımıldatmam, ayağıma gelip beni arasınlar.” derler. Asıl isterler ki, kimsecikler onlara dokunmasın. Gerçekten kimse dokunmaz onlara. Bazen toplum adaletsizdir. Derler ya, bu hüküm haksızdır. Toplum kendisinden bir şey istemeyene, yani devamlı ve sebatlı bir şekilde istemeyene bir şey vermez. ALAIN

S-1- Yazar, kimlerin tahmininden önce hedefe ulaştıklarını söylüyor? ( 10 Puan )S-2- Yazara göre yargılarında haksız olanlar kimlerdir? ( 10 Puan )

70

Page 71: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

İMTİHAN Dördü de aynı evdeydi.Sabah uyandıklarında iş işten geçmişti ve bunun anlamı da;Türkçe imtihanının kaçmış olduğuydu...Biraz da ikna kabiliyetine güveniyorlardı hani.Nasılsa Türkçeci sakin bir adamdı. O gün okula bile uğramadılar! Yarın... Dördü bir ağızdan konuşuyordu,çünkü panik halindeydiler.Sebebi;hocanın,mazeretlerini kabul etmiyor olmasıydı. Fakat onlar,sabah erkenden evden çıktıklarını,beraber arabaya bindiklerini ve lastik patladığı için sınava yetişemediklerini söylemekte ısrar ediyorlardı. Hoca dördüne de uzun uzun bakarak dediki;

- Tamam.Üç gün sonra gelin.Dördünüzü de imtihan edeceğim. Hocayı kandırdıklarına inanan dört kafadar sevinçle birbirlerini kutladılar.Üç gün sonra;

- Umarım üç gün boyunca daha iyi hazırlanmışsınızdır.dedi hoca.- Hazırlandık hocam...- Size inandığım için tekrarladığım bu imtihanda çok basit sorular hazırladım

sizlere.Kağıtlarınızı oturacağınız sıralara koydum.Hadi sınıfa girelim ve başlayalım. Sınıfta dört kağıt vardı;Sınıfın dört köşesine gelen,birbirlerine uzak sıraların üzerinde... Dört öğrenci birer kağıdın başına gitti.Kağıdın ön yüzünde dört soru vardı;Kenarlarında “10 Puan “yazan...ki bunlar,neredeyse ilkokuldan beri her gün çözdükleri cümlelerdi. Altmış puanlık tek soru arka sayfadaydı.Ve o,diğerlerinden bile kolaydı aslında... Kağıdın üstündeki soru cümlesi şuydu: “Patlayan hangi lastikti?” Hoca ,sınıfın bir kenarından;dört köşeye oturmuş öğrencilerini süzüyordu sessizce....

D.Ali MISIRLIOĞLUYukarıdaki metinde öğrenciler imtihanı neden kaçırıyorlar?Öğrencilerin davranışları sizce doğru mudur?Öğretmen öğrencileri kaç gün sonra nasıl imtihan yapıyor?İlk dört sorunun cevabı imtihanı başarmalarına yeterli puanı sağlıyor mu?Kağıdın arka yüzündeki soru öğrencilerin yalanını nasıl ortaya çıkaracaktır?

71

Page 72: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

YAŞAM VE UMUT

Güzel bir bahar günü iki kurbağa güle oynaya kırlarda gezerlerken , nasıl olduysa içi süt dolu bir kovaya düşmüşler.Kurbağalardan biri hemen paniğe kapılır ve “ Artık burdan kurtulmam olanaksız.” diye düşünerek kendini bembeyaz sütün içine bırakır.Zavallı kurbağacık çaresizce dibe doğru çöker ve boğulur.İkincisi ise “Belki kurtulurum.Ama sonuçta boğulsam da çırpınacağım,direneceğim.”der.Dediği gibi de yapar kurtulma umuduyla sürekli devinmeye, hareket etmeye başlar. Bu çabaları sonunda süt yağ bağlar.Umutsuzluğa kapılmayan kurbağa da oluşan yağ tabakalarından birinin üzerinde kalarak kurtulur. Gördüğünüz gibi ,birinci kurbağa umudunu yitirerek kendi sonunu hazırlar . Belli ki hiçbir umut ışığı kalmazsa bazı insanlar da kendilerini ölümün ellerine teslim edebilirler.Böyleleri umutsuzluğun,karamsarlığın batağında boğulanlardır.Çünkü umutsuzluk hastalıkların en korkuncudur.Umudumuzu yitirirsek yaşama isteğimizi ,direncimizi kısaca herşeyimizi yitiririz.

SORULAR 1.a- Birinci kurbağa nede kendini bırakıyor? Sonuçta bu kurbağa ne oluyor? b-İkinci kurbağa neden hareket ediyor? Bu kurbağanın sonu ne oluyor?2. Parçaya göre neden bazı insanlar kendilerini ölümün ellerine teslim ederler?3. Parçanın bize vermek istediği öğüt nedir ? Açıklayınız.

KİTAP, AZ YAŞAMAYI ÖNLER

Türk vatandaşlarının tüm yaşamlarında ortalama kaç kitap okuduklarını biliyor musunuz? Ben bilmiyorum...

Sanırım kişilerin okudukları kitap ortalaması açısından, dünyada sonuncu gelen toplumlar arasındayız.

Acaba uğradığımız çeşitli sıkıntıların bir nedeni de bu değil mi?Kitap, yaşamı genişleten ögelerin başında gelir. Altmış yaşına kadar bin kitap okumuş

biri, aynı yaşa kadar yüz kitap okumuş birinden, çok daha enine boyuna, çok daha genişliğine algılamış olur dünyayı.

Okumadığımız için az yaşayan insanlarız. Az yaşayanlar, hem genç kuşakları iyi yetiştiremez hem de özlenen bir hızla gelişemez.

Ne yazık ki okumadığımız için ne kadar az yaşadığımızın bilincinde değiliz.Her hafta bir roman okuyan kişi, her hafta yaşamına bir değişik yaşam daha katıyor

demektir.

72

Page 73: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Bu konu ne vakit açılsa, kişiler, neden kitap okumadıklarına bir yığın gerekçe göstermeye başlarlar.

En başta:–– Vakit mi var kardeşim, derler. Tanrı’nın kör karanlığında kalkıp akşamleyin suyun

çıkmış olarak dönüyorsun eve... Yok çocuğun zırıltısı, yok elektrik faturası, yok hanımın yakınması... Bir oh demeye bile fırsat bulamıyorsun ki bir de kitap okuyasın...

Bütün bunlar kitaba karşı olan genel sevgisizliği kapatmaya dönük bahanelerdir.Eğlenmeye, tavlaya, misafir çağırıp misafirliğe gitmeye, yemeye, uyumaya, banyo

yapmaya zaman bulabilen kişi, kitap karıştırmaya da haftada üç dört saat ayırabilir.Her evde küçük bir kitaplık bulunsa inanın Türkiye bugün çok daha başka olurdu.

Çetin ALTAN1. Yazar, Türk vatandaşlarının kitap okuma alışkanlıkları ile ilgili olarak ne

düşünüyor?2. Yazar, kitap okumanın hangi yararlarından söz ediyor?3. Kitap okuma alışkanlığı olmayan kişiler, hangi bahaneleri uyduruyorlar?4.Size göre metnin ana düşüncesi nedir?

NASREDDİN HOCANasreddin Hoca, ince taşlamaları ile yüzyıllardan beri halkımızı güldürüp düşündüren

bir söz ustasıdır; bir bilgedir. Ünü yurt sınırlarını aşmış, Türk adını bütün dünyaya duyurmuştur. Eldeki kaynaklara göre Hoca, 1208 yılında Sivrihisar’ın Horto Köyü’nde doğmuştur. Babası, aynı köyün imamı olan Abdullah Efendidir. Nasreddin Hoca, çevresinde ün yapan kişilerden dersler almıştır. Sonra Konya’ya gitmiş, medresede okumuştur. Akşehir’e yerleşmiş, 1285’te orada ölmüştür.

Akşehirliler, çok sevdikleri Hoca’ya adına yakışır bir türbe yaptırmışlar. Söylentiye göre türbesi de kendisi gibi gülermiş. Üstü açıkmış, duvarları yokmuş. Fakat kocaman bir kapısı varmış. Kapısının üstünde de değirmen taşı gibi bir kilit asılıymış. Hoca, fıkralarında doğru bulmadığı birçok şeyi eleştirmiştir. Fıkraları gülüp geçilecek boş sözler değildir. Üzerinde uzun uzun düşünülecek; sonuçlar dersler çıkarılacak; öğretici, eğitici gerçeklerdir. Onun içindir ki halkımız bunları sevmiş, benimsemiş; her yerde her fırsatta anlatmış; bütün canlılığı ile zamanımıza dek gelmesini sağlamıştır.

(Aşağıdaki ilk beş soruyu yukarıdaki parçaya göre cevaplayınız.)1. Yazara göre Nasreddin Hoca nasıl birisidir?(5)2. Nasreddin Hoca’nın yaşamı hakkında neler biliyoruz? (5)3. Akşehirliler Nasreddin Hoca’ya nasıl bir türbe yaptırmışlar? (5)4. Nasreddin Hoca’nın fıkraları hangi özelliklere sahiptir? (5)

ARAMAK,BULMAK Picasso,”Ben aramam,bulurum”dermiş.Hoş söz! Güvenen bir kişinin sözü,meydan okur gibi...Ama bilmem doğru mu? “Kimse aramadan bulamaz”demeyeceğim,şunu düşünüyorum:Sanatta aramak,bulmak var mıdır?Şair olsun,ressam olsun,sanat adamı aramaz,bulmaz;cesaret eder,cüret

73

Page 74: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

eder.Aramak,bulmak bilim adamında olur.Bilgin,doğanın yasalarını arar,birtakım olayları inceleyip sebeplerini bulur.Bunlara dayanarak yeni şeyler ortaya koyar.Sanat eri bunu yapmaz. Orhan Veli’ nin şiiri tutunuverdi,yayılıverdi.Ölçüsüz,uyaksız,şiir dışındaki konularda yazmayı göze aldı,cesaret etti.Bunları şiir diye kabul ettirdi.Aramadı,bulmadı.sanat eri,yaptığını çağına kabul ettirir. Sanatın kaynağı cürettir. ( Nurullah ATAÇ )1.Yazar,Picaso’nun sözünü ne yönden beğeniyor? ( 5 puan )2.Yazara göre bilim adamı ile sanatçı arasında ne fark vardır? ( 10 puan )3. Yazara göre Orhan Veli şiirlerinde nasıl başarıya ulaşmıştır? ( 5 puan )

D İ LEzop başlangıçta bir köleymiş. Yani satın alınmış, parası verilmiş; soylu baylara

uşaklık, hizmetçilik etsin diye tutulmuş insanlardan. Efendisi de Bilge Ksantusmuş. Bilge Ksantus bir gün dostlarına, tanışlarına bir şölen vermeyi kararlaştırdığında kölesi Ezop’u çağırıp buyurmuş:

“Çarşıya çık: yiyeceklerin, içeceklerin en güzelini, en tatlısını al; parlak bir şölen hazırla ki gelenlerin hepsi yediklerine şaşırıp parmak ısırsınlar…”

Ezop denileni yapmış, buyruğu yerine getirmiş. Bilgenin dostları, tanışları şölen sofrasına oturmuşlar. Bir de ne görsünler? Bütün yemekler, çerezler, tatlılar hep dilden yapılma değil mi? Kızmışlar, Bilge Ksantus’a çıkışmışlar :

“Sen bizimle alay mı ediyorsun? Nedir bu senin yaptığın, hani bizi şölene çağırmıştın, bu mu şölen şölen dediğin senin?” demişler.

Doğrusu Bilge Ksantus da bozulmuş bu işe. Ezop’u çağırtmış: “Nedir bu olanlar?” demiş. “Sen aklını mı kaçırdın? Bir iş emanet ettik sana bak n’oldu? Beni durup dururken bunca insana karalattın.”

Ezop: “Siz bana çarşıdan dünyanın en güzel, en tatlı şeyini al, getir dememiş miydiniz? Ben de dediği-nizi yaptım işte…” demiş. “Dil dünyada var olan en güzel, en tatlı şeydir. Bütün bilimlerin anahtarı dildir. İnsanlar onunla anlaşırlar; sevgimizi, düşmanlığımızı dilimizle anlatırız. O olmasaydı halimiz kim bilir nice olurdu!...”

Hem tanışları, hem Bilge Ksantus, Ezop’un dediklerini doğrulamışlar.“Evet…” demişler. “ Ezop haklı. Dil gibi var mı?” Ezop

Masalları

ANLAMA SORULARI:

74

Page 75: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

1- Efendisi, Ezop’tan nasıl bir istekte bulunuyor?2- Ezop, nasıl bir sofra hazırlıyor?3- Ev sahibi ve konukların, Ezop’un hazırladığı yiyeceklere tepkisi ne oluyor?4- Ezop, kendini nasıl savunuyor? Siz buna katılıyor musunuz? Niçin?

DİNLEMESİNİ BİLİYOR MUYUZ?

75

Page 76: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Hemen her gün yaptığımız işlerden biri de dinlemektir. Bir düşününüz. Hiç olmazsa günde üç dört saatimizi buna ayırırız. Evde annemizi, babamızı; okulda öğretmen ve arkadaşlarımızı dinleriz. Radyoyu açar, haberleri, bizi ilgilendiren konuşmaları dinleriz. Kısaca dinleme, günlük hayatımızda önemli bir yer tutar.

Dinleme de okuma gibidir. Nasıl, okuyarak başkalarının düşüncelerini, duygularını öğreniyorsak aynı şeyi dinleyerek de yaparız. Konuşanlar üzerinde düşünür, anlatılanları kavramaya çalışırız. Bu bakımdan dinleme, öğrenme yollarının başında gelir.

İyi bir dinleyici olmak için birtakım alışkanlıklar gerekir. Bu alışkanlıkları edinmedikçe dinlediklerimizden iyice yararlanamayız. Bazıları vardır; gözlerini konuşana diker, sessizce otururlar. “İşte iyi bir dinleyici.” dersiniz. Ama gözleri konuşanlarda, akılları ve dikkatleri başka yerdeyse bunlar iyi bir dinleyici değillerdir. İyi bir dinleyici; gözleriyle değil, sorularla dinler; yani, konuşulan konu üzerinde kafasında uyanan sorulara cevaplar arar. Dinlediklerini bu sorularla değerlendirir.

Bazı dinleyiciler de konuşmayla değil de konuşmayı yapanla ilgilenirler. Konuşanın elbisesine, saçlarını tarayıp taramadığına, el ve yüz hareketlerine bakarlar. Bunlar da iyi dinleyici değildir. Konuşanın giyinişi, kılık kıyafeti iyi bir dinleyiciyi ilgilendirmez. Onu ilgilendiren, konuşanın anlattıkları, bu konu üzerinde düşündükle-ridir.

İyi bir dinleyici sabırlıdır. Konuşanı sonuna kadar izler. Konuşanla aynı düşüncede olmayabilir. Ama hiçbir zaman onun sözünü kesmez. Eğer soracakları varsa bunları konuşma bittikten sonra sorar…

Emin ÖZDEMİRANLAMA SORULARI:

1- Dinlemenin günlük yaşantımızdaki yeri nedir?2- Dinleme, hangi yönlerden okumaya benzer?3- İyi bir dinleyicide hangi alışkanlıkların olması gerekir?4- İyi dinleyici olmayanlar hangi davranışları yaparlar? Sabırlı bir dinleyici olmak neleri gerektirir?

76

Page 77: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

ONUROnur, benliğimizi duyup sevmekten ve başkaları tarafından da iyi karşılanmasını

istemekten meydana gelen bir duygudur. İnsanlarda bu duygu, varlığı korumak özlemine bağlıdır ve onun neticesidir. Vücut ve ruh varlığımız için daima iyi şartlar istememiz, bu özlemden ileri gelir.        Başka insanların kendi hakkımızdaki fikirlerine karşı duygulu, övmelerinden memnun olmak; yermelerinden üzülmek, herkes için tabiîdir. Onur duygusu, medenî cemiyetler içinde yaşayan fertlerde daha beslenmiş bir hâldedir. İlkel cemiyetlerde insanlar, birçok yanlış inançlara ve âdetlere esir oldukları için kişiliklerine de tamamıyla sahip bulunamazlar. Onları memnun veya müteesir edecek şeyler, kendilerine ait fikir ve hükümlerinden ziyade âdetlere ve inançlara bağlıdır.        Onur duygusu, insanlık değerini artırıyor. Çünkü ölçülü ve doğal hâlde olmak şartıyla onuru kuvvetli olanlar, cemiyet nizamlarına ve başkalarının onuruna da riayet ederler. Onurlu insanlardan toplanmış bir millete, hak ve ödev kavramları daha iyi anlaşılır.                                                          36. Yazara göre onur nedir?.

        37. İnsanlardaki onur duygusu nelerden kaynaklanır

        38. Onur duygusu medenî ve ilkel toplumlarda neden farklıdır?

        39. Onur duygusu insanlık değerini niçin arttırır?

       

77

Page 78: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

 Bir meslek yalnız bilgi, beceri ve tekniğe değil, aynı zamanda ahlâka dayanır. Tutulan işte, o işin gerektirdiği davranış kurallarına özen gösterildiği ölçüde başarı sağlanır.         Meslek yaşamını, düşünce ve görüşlerimizi geliştiren bir okul olarak benimsemeliyiz. Başarı için kolay yollar arayanlar hayal kırıklığına uğrayacak, üzüleceklerdir. Karşılaşacakları engelleri hesaba katanlar, onlardan yılmayanlar yorgunluklarının ödülüne kavuşacaklardır.        Öğrenciyi mesleğe hazırlayan okulların kapılarına, “Meslek tekniği önemlidir, ama meslek ahlâkı daha önemlidir” sözleri asılmalıdır. Mesleklerinde başarısızlığa uğrayanlar vardır. Bunların, sorunları kavrayabilecek zekâları ve meslek bilgileri yetersiz değildir. Başarısızlıkları, saat gibi olmayı, anlaşmaları hakkıyla yerine getirmeyi, müşterilerine, yanında çalışanlara doğru davranmayı bilmemeleri yüzündendir. 

        40.Bir mesleğin dayandığı dört temel ilkeyi yazınız.

        41. Parçaya göre meslek hayatı neden bir okul olarak benimsenmelidir?

        42. Meslek yaşamındaki başarısızlığın nedenleri neler olabilir?

78

Page 79: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

ATATÜRK COĞRAFYA SINAVINDA

Atatürk, bir gün Ankara dolayında bir bucak merkezine gitmişti. Amacı, orada yeni traktör kullanmaya başlayan çiftçilerin çalışmalarını yakından görmekti.

Atatürk, traktörlerle sürülen tarlaları gezip dolaştıktan sonra bir süre köylülerle de konuştu. Onların sorunlarını, isteklerini öğrendi. Bucaktan ayrılmadan önce ilkokulu da görmek istedi. Yanındakilerle birlikte okula gitti.

O gün okulda son sınıf bitirme sınavları yapılıyordu. Atatürk hemen sınav odasına girdi. Öğretmen ve sınavda görevli ayırtmanlar, karşılarında Atatürk’ü görünce çok sevindiler. Atatürk, öğretmene sordu:

–– Bugün hangi dersin sınavı var?–– Coğrafya, efendim.Atatürk bir iskemleye oturdu, sınavı izlemeye başladı. Bir ara ayağa kalktı, tahta

başında sorulara cevap veren öğrenciye yaklaştı ve ona:–– Gözlerini kapatıp Türkiye haritasını çizebilir misin? diye sordu.Öğrenci:–– Çizerim! Dedi.–– Haydi bakalım, çiz de görelim...Küçük öğrenci gözlerini yumdu, bir iki dakika içinde kara tahtaya tebeşirle büyük bir

Türkiye haritası çizdi.Atatürk:–– Şimdi de bu harita üzerinde Ankara’nın, İstanbul’un, İzmir’in, Erzurum’un

yerlerini göster, dedi.Öğrenci, çizdiği haritada bu şehirlerin yerlerini de hemen işaretleyiverdi. Atatürk’ün

yeni sorularını beklemeye başladı.Küçük öğrencinin bu başarı ve tutumundan çok memnunluk duyan Atatürk:–– Aferin yavrum! Dedi. Her Türk çocuğu senin gibi yurdunu tanımalı, onu bütün

özellikleriyle bilmelidir. Ülkesini iyi tanımayan, ulusa yararlı olamaz! Ferhan OĞUZKAN

1. Atatürk, Ankara yakınlarındaki bucak merkezine niçin gidiyor? Orada neler yapıyor?

79

Page 80: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

2. Bitirme sınavlarının yapılmakta olduğu ilkokulda, okuldakiler Atatürk’ü nasıl karşılıyorlar?

3. Atatürk, tahtadaki öğrenciden ne yapmasını istiyor? Öğrenci, Atatürk’ün isteğini nasıl yerine getiriyor?

4. Atatürk, daha sonra öğrenciden ne istiyor? Öğrenci ne yapıyor?5. Bu yazıdan nasıl bir ders çıkarıyorsunuz?

8.SINIF METİN SORULARI

ORHUN ABİDELERİ’NDEN

Türk, Oğuz Beyleri, milleti işit: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilir? Türk milleti, vazgeç, pişman ol! Disiplinsizliğinden dolayı, beslemiş olan kağanına, hür ve müstakil iyi iline karşı kendin hata ettin, kötü hale soktun.Bilge Kağan Abidesi’nden(Doğu Cephesi)

S.1) Parçadaki anlatıcının üslûbundan hareketle bu yazının türünü belirleyiniz. (Roman, hikâye, makale...gibi.)--------------------------------------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

S.2) “Üstte gök basmasa, altta yer delinmese” ifadesi ile ne anlatılmak isteniyor?--------------------------------------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

S.3) Parçada hangi olumsuz durumdan şikâyet edilmektedir?--------------------------------------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

S.4) Parçada Türk milletine seslenen kim olabilir?

………………………………………………………………………………………………….

İzlenimci eleştiri kurallara inanmadığından ve eser hakkında herkesçe geçerli yargılar verilemeyeceği kanısında olduğu için eserin nitelikleri, yapısı üzerinde durmaz. Onlarca eser hakkında söylenen şeylerin doğru ya da yanlış olması söz konusu edilemez. Nasıl edilsin ki, güzellik bir zevk meselesidir ve zevkler kişiden kişiye değişiklik gösterir.Eleştiri eserden zevk alıp almadığına bakar ve yapabileceği tek şey de eserin kendisinde uyandırdığı duyguları, yaşantıları anlamaktır. Bundan ötürü, eleştirici her şeyden önce güzelliğe karşı duyarlı olmalı , güzelin heyecanına varabilmelidir.

***Aşağıdaki soruları yukarıdaki parçaya göre cevaplayınız?

80

Page 81: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

S.4)Parçaya göre eleştirinin dayanağı ve amacı nedir? (10p.)

S.5)Parçaya uygun bir başlık yazınız. (5p.)

S.6)Parçaya göre izlenimci eleştiri , yapıtların özellikleri ve yapısı üzerinde niçin durmamaktadır? (10p.) S.7)Parçaya göre eserler hakkında yapılan eleştirilerin doğru veya yanlış şeklinde değerlendirilememesinin sebebi nedir? Bir cümleyle açıklayınız? (10p.)

…………………………………………………………………………………………

………

SAYGI VE SAYGINLIK

Saygı ve saygınlığa ilişkin değer yargılarımız, davranışlarımız genellikle hatalıdır.Kişileri;niteliklerinden çok,bulundukları mevki veya servetleri açısından değerlendiriyor ve onlara bu çerçevede saygı gösteriyoruz.Para ve mevki,adeta saygınlık ölçüsü oluyor.Bu değer yargısının doğal sonucu olarak kişi,bulunduğu mevkiden ayrıldığında veya serveti azaldığında toplumdaki saygınlığını da yitirmiş oluyor.

Kişiler; topluma katkıları, yapıtları,nitelikleri,davranışlarıyla değerlendirilmeli;buna göre saygınlık kazanmalıdırlar.Rastlantılar,fırsatçı davranışlar,eş-dost desteklemesi,bazı kişileri uygun düşmedikleri makamlara getirebilir.Ancak bu tür kişilere ,bulundukları makam,mevki gerçek bir değer kazandırmaz.

Kişiler bulundukları makam nedeniyle saygınlık kazanmamalı, kendi kişilikleriyle bulundukları makama saygınlık kazandırmalıdırlar.

Ö. AKGÜÇ

1-Yazar hangi tür davranışlardan yakınıyor?

2-Yazara göre kişi saygınlığının asıl ölçütü neler olmalıdır?

3-Yazının son cümlesinden ne anlıyorsunuz?Kısaca açıklayınız.

81

Page 82: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

ÇANAKKALEÖvün,ey Çanakkale cihan durdukça övün; _____________Ömründe göstermedin bin düşmana bir düğün. _____________Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün _____________Başına yüz milletin üşüştüğü yersin. _____________ F.NAFİZ ÇAMLIBEL

4-Şair “Çanakkale” beldesinin şahsında,kimlere seslenmektedir?

5-Binlerce düşmanla savaşıldığı halde,onlara zafer zevkinin tattırılmadığı şiirde nasıl ifade edilmiştir?

6-Dörtlüğün ölçüsünü ,uyak düzenini ve uyaklarını dörtlüğün yanındaki boşlukta gösteriniz.

………………………………………………………………………………………….

SERÇENİN ÖĞÜDÜ

Avcının biri tuzak kurarak bir serçe avlamıştı. Tutunca eline aldı. Alır almaz serçe dile geldi ve, “Bu güne kadar “ dedi, “sığır ve koyunlar yedin. Yediklerini bir düşünsene. Doymadın mı da benim birkaç gramlık etime hevesleniyorsun? Onlar seni doyurmadıysa ben ne yapabilirim. Bırak beni.

Avcı şaşırdı. Hem serçenin dile gelmesine hem de şimdiye kadar yediklerine. Serçe konuşmasını sürdürdü:

“Şayet bırakırsan beni sana üç altın öğüt vereceğim, üç lokma kuş etini mi tercih ediyorsun, ömrünün sonuna kadar yararını göreceğin üç öğüdü mü? İyi düşün”

82

Page 83: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Avcı düşündü ve kararını verdi,”kabul” dedi,”seni bırakacağım.Neymiş bakalım bana vereceğin üç altın öğüt?”

Serçe,” bir şartım var ama”,dedi .Avcı bir de bana şart mı koşuyorsun diye sordu.

Serçe,” kabul edersen” deyince ,Peki dedi Avcı “şartın neymiş bir bakalım dedi”

“Öğüdün birini “dedi Serçe ,”elindeyken vereceğim ikincisini karşıki damın üstünde, sonuncusunu ağaçta söyleyeceğim.

Avcı bunu da kabul etti.Serçe ,” birinci nasihatım.”dedi.”olmayacak işe söyleyeni kim olursa olsun inanma” .Avcı avucunu açtı,bıraktı onu.pırr diye karşıdaki evin damına kondu,

“Olmuş şeye üzülme “dedi,”kaçırdığın fırsatların arkasından kederlenme “dedi ve ekledi.”Karnımda paha biçilmez bir inci tanesi vardı benim,ama kaçırdın onu,Kısmetin değilmiş.

Eyvah ! Diye sızlandı Avcı ,”Ben ne yaptım ,neden seni bıraktım?

Serçe ,”az önce ben ne söyledim sana? Kaçırdığın fırsatlar için dövünmeyecek,pişmanlıkla vaktini geçirmeyeceksin. Ayrıca ilk öğüdüm neydi unuttun mu?Kim söylerse söylesin olmayacak işe inanma.

Avcının aklı başına gelmişti.Kendisiyle alay ediyordu besbelli.Avcı birde üçüncü öğüdü görelim bakalım, dedi.Serçe artık ağaçtaydı.Boş ver onu artık,dedi “İkisini tuttu mu da üçüncüyü istiyorsun.Hadi bana bana eyvallah.”

Ve uçup gitti gözden,Avcı şaşakaldı arkasından

SORULAR

1-Yakalanan serçe avcıyı nasıl ikna ediyor?(5)

2-Avcının şaşırmasının sebebi nedir?(5)

3-Serçe üçüncü öğüdü neden söylemiyor?(10)

83

Page 84: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

4-Avcı verilen öğütlere uyuyor mu?(10)

5-Serçe karnın da inci olduğunu neden söylüyor? Serçenin karnında gerçekten inci var mıydı?(10)

…………………………………………………………………………………………

………

Tabur Karanlıkta Ant İçti

Ey Şehitler Tepesi,andımız olsun

Bu gömülen şehitler üstüne

Seni elden bırakmayacağız haşre dek

Düşmedikçe birer birer üstüne. Allahım bu seferlik izin ver

Yazamadık tunca,mermer üstüne

Sen karanlık,sen yarının nazlı gündüzü, Nakşolsun andımız

Al vaktimizi,hemen götür seher üstüne Yerler,gökler üstüne.

Yeniden yaşayalım, Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

Uğruna ölünen değer üstüne,

1.Şehitler Tepesi’ne karşı verilen söz nedir?

2.Uğruna ölümü göze aldıkları değer nedir?

3.Şair tanrıdan niçin izin istiyor?

4.”Vakit almak”deyiminin günlük yaşantımızda kullandığımız anlamını açıklayınız.Şiirdeki kullanışıyla nasıl bir anlam ayrılığı taşıdığını belirtiniz.

84

Page 85: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

5.Şiirin uyak şemasını ve uyaklarını gösteriniz.

6.Şiir konusu bakımından ne türdür?

…………………………………………………………………………………………………

ÇİFTÇİ İLE KARTAL Kartalın biri bir ağa tutulmuş. Oradan geçmekte olan bir çiftçi, kuşun

güzelliğine, gözlerinin o bakışına dayanamamış; onu kurtarıp azat etmiş. Kartal da kendisine yapılan bu iyiliği

anlamış. Çiftçi bir gün bir duvarındibinde oturuyormuş. Kartal bakmış ki duvar çürük, çöküverecek; hemen

adamın üzerine doğru inip başından külahı kapıvermiş. Çiftçi de kalkıp arkasından koşmuş. Bir süre sonra kartal

külahı bırakmış. Çiftçi de külahınıalıp yine geldiği yere dönmüş. Bir de ne görsün!... Duvar çökmemiş mi! Orada

kalsaymış ölecekmiş...

İlk 6 soruyu yukarıdaki metne göre cevaplayınız.1. Çiftçi kartalı niçin kurtarmış?

a) Hayvanları sevdiği için. b) kendisine iyilik yapması için c) iyilikten hoşlandığı için d) kartala acıdığı için

2. Kartal, çiftçinin külahını niçin kapıvermiş?a) Çiftçinin duvarın altında kalmaması için b) Çiftçiye şaka

yapmak içinc) Çiftçiyi arkasından koşturmak için d) Çiftçinin külahından

hoşlandığı için3. Çiftçi külahını alınca ne yapmış?

a) Duvarın dibine yeniden oturuvermiş. b) Geldiği yere dönmüş.

c) Kartala çok kızmış d) Külahını başına giymiş.4. Parçadan nasıl bir sonuç çıkarılabilir?

a) Kartallar zararsız hayvanlardır. b) Hayvanlara yardım etmek gereksizdir.

c) İyilik eden, iyilik bulur. d) Tehlikeli yerlerde durulmamalıdır.

5. Metinde geçen "duvarın çöküvermesi" ne demektir?a) duvarın yıkılması b) duvarın küçüklemisi c)

duvarın çatlaması d) duvarın kırılması6. Metinde geçen "tutulmuş" sözcüğünün yerine aşağıdakilerden hangisini

kullanabiliriz?a) bakmışb) gelmiş c) çalmış d) takılmış

………………………………………………………………………………………………

İNSAN SEVGİSİ

85

Page 86: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Kitaplar; bir zaman bana, insanları sevmek lazım geldiğini, insanları sevince tabiatın, tabiatı sevince dünyanın sevileceğini, oradan yaşama sevinci duyulacağını öğretmiştiler. Hayır, şimdi insanları kitapların öğrettiği şekilde sevmiyorum. Şiirler, romanlar, hikayeler, masallar bana bu ilmi tahsil ettirmişlerdi. Beyinin vapurdan iner inmez çantasını kapan uşaktan iğrenmemeyi, sabahleyin altı buçukta tabiatla kavga için sokağa fırlamayan adamın çalışmadığını kendi kendime öğrendim. Ama şu sabahleyin altı buçukta tabiatla kavga için sokağa fırlamayan adam, isterse akşama kadar insanları aldatmak için didinsin. Kaç para eder? Gözümde, milyonu da olsa, kalp(sahte) para ile metelik etmez.

Sait Faik ABASIYANIK

SORULAR:1)Yazar, insan sevgisinden ne anlamaktadır? (10 puan)2)Yazar, “kitabî bilgi”ye karşı nasıl bir tavır alıyor? (10 puan)3) “Kalp para ile metelik etmemek” sözünü açıklayınız. (10 puan)

……………………………………………………………………………………………….

“Jade ailesiyle birlikte New Jersey yakınlarında küçük bir kasabada yaşar. Jade çocukluktan çıkıp gençliğe ve delikanlılığa başlangıç aşamasında hissediyordu kendini. Yanında Tayne ile kasabanın her köşesini akşama kadar turlar, ayak basmadık yer bırakmaz. Günler hızla geçer. Jade delikanlı bir gençtir. On sekiz yaşının sınırındadır artık. Tayne’nin yaşı da iyice ilerlemiş, onu yalnız bırakma ihtimali gün geçtikçe artmaktadır. Tayne, artık eskisi gibi çevik ve gür sesli değildir. Bir akşam durgunlaşmış, bahçenin köşesinde kafasını ayaklarının üzerine uzatmış homurtulu bir şekilde yatmaktaydı. Bu olay Jade için çok üzücü bir hal almıştı. Onu okşamaya çalışıyor ama o önündeki birkaç küçük kemik parçasına bile ilgi göstermiyordu. Artık yemiyordu da... Yeseydi de hazmetmesi onun için oldukça zor olacaktı. Akşam karanlığının bastırmasıyla o, daha da durgunlaşmış, yağan yağmur ve ortalığı yırtan gök gürültüsü onu titretmeye başlamıştı. Jade, onun korktuğunu anlayabiliyordu. Onun için yapabileceği tek bir şey vardı. Onu mahzenin girişinde sıcak camekanın içine alabilirdi. Bir anda yerinden fırladı ve kendini nefes nefese Tayne’nin kulübesinin önünde buldu. Kapıyı açmasıyla Tayne’nin geriye düşmüş kafasını ve hiç kımıldamayan vücudunu gördü. İçinden bir can gitmişti. En büyük dostu can yoldaşı artık veda etmiş, yaşlı vücudunu bırakmış ruhunu alıp gitmişti.”

SORULARS1- Jade ve Tayne neler yapıyorlar? Günlerini nasıl geçiriyorlar?S2- Tayne niçin kuvvetini kaybetmiş ve güçsüz kalmıştır?S3- Tayne bahçenin köşesinde niçin titremektedir?S4- Jade, Tayne’yi kurtarmak için nasıl bir çözüm bulmuştur?S5- Tayne’ye ne olmuştur? Bu olay Jade’yi nasıl etkilemiştir?

………………………………………………………………………………..

İMTİHAN Dördü de aynı evdeydi. Sabah uyandıklarında iş işten geçmişti ve bunun anlamı

da; Türkçe imtihanının kaçmış olduğuydu... Biraz da ikna kabiliyetine güveniyorlardı hani. Nasılsa öğretmen sakin bir adamdı.

O gün okula bile uğramadılar.

86

Page 87: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Ertesi gün... Dördü bir ağızdan konuşuyordu, panik halindeydiler. Sebebi hocanın, mazeretlerini kabul etmiyor olmasıydı. Fakat onlar, sabah erkenden evden çıktıklarını, beraber arabaya bindiklerini ve lastik patladığı için sınava yetişemediklerini söylemekte ısrar ediyorlardı.

Hoca dördüne de uzun uzun bakarak dedi ki;- Tamam. Üç gün sonra gelin. Dördünüzü de imtihan edeceğim. Hocayı kandırdıklarına inanan dört kafadar sevinçle birbirlerini kutladılar. Üç

gün sonra: “Umarım üç gün boyunca daha iyi hazırlanmışsınızdır.” dedi, hoca.- Hazırlandık hocam...- Size inandığım için tekrarladığım bu imtihanda çok basit sorular hazırladım sizlere.

Kağıtlarınızı oturacağınız sıralara koydum. Hadi sınıfa girelim ve başlayalım. Sınıfta dört kağıt vardı. Sınıfın dört köşesine gelen,birbirlerine uzak sıraların

üzerinde... Dört öğrenci birer kağıdın başına gitti. Kağıdın ön yüzünde dört soru vardı:

Kenarlarında “10 Puan” yazan ki bunlar neredeyse ilkokuldan beri her gün çözdükleri cümlelerdi.

Altmış puanlık tek soru arka sayfadaydı. Ve o, diğerlerinden bile kolaydı aslında...

Kağıdın üstündeki soru cümlesi şuydu: “Patlayan hangi lastikti?” Hoca, sınıfın bir kenarından; dört köşeye oturmuş öğrencilerini süzüyordu

sessizce.... SORULAR1- Yukarıdaki metinde öğrencilerin sorunu nedir?2- Öğrenciler öğretmenlerine ne sebep gösteriyorlar?3- Öğretmen öğrencilere ne cevap veriyor?4- İlk dört sorunun cevabı imtihanı başarmalarına yeterli puanı sağlıyor mu?5- Öğrencilerin yalanı nasıl ortaya çıkıyor?6- Yukarıdaki metin içerisinden bağlaçlara ve zamirlere birer örnek veriniz.

Cümlede içinde kullanınız.7- Yukarıdaki metinden içinde sıfat olan bir cümledeki sıfatı ad haline getirip

cümleyi yazınız.,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

,,,

...Tanyeri ağarırken Top Dağı’na çıkan Ahmet Muhtar Paşa, korkunç bir hakikatle karşı karşıya kalmıştı: Aziziye Tabyaları’nın ancak bir tanesinde savaş oluyordu. Diğer ikisi çoktan susmuştu. Dürbünle iyice tetkik ettikten sonra sessiz duran tabyalarda Türklerden kimse kalmadığı, düşmanın duruma hakim olduğu anlaşıldı. Felâketli anlar geçiriyorduk. Erzurum istihkâmları aslında Top dağı ile Kiremitlik’ten ibaretti. Bu istihkâmlar şehre bir perde vazifesi görüyordu. Top Dağı’nı kaybettiğimiz gün, Erzurum da kaybedilmiş sayılırdı. Bu sırada Kaymakam Bahri Bey’den gelen mektup, işi bütün açıklığı ile ortaya koydu. Erzurum düşüyordu. Onu kurtarmak lâzımdı.Gazi Muhtar Paşa heyecanla şehre döndü. Hayır, Erzurum dayanacaktı... Bunun için halktan da yardım isteyecekti...

(1.,2. ve 3. soruları parçaya göre cevaplandırınız.)S1) Erzurum için beliren büyük tehlike nedir?a) Salgın hastalık baş göstermiştir. b) Erzurum büyük bir sarsıntı geçiriyordu.c) Erzurum düşman eline geçmek üzereydi. d) Erzurum’da deprem olmuştur.S2) “Tabyaların susması” hangi anlama geliyordu?

87

Page 88: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

a) Tabyalar, büyük bir sessizlik içindeydi.b) Türk askerleri susmuş ve pusu kurmuşlardı.c) Tabyalarda çarpışan askerlerin hepsi ölmüştü.d) Düşman yavaş yavaş geri çekiliyordu.S3) Gazi Muhtar Paşanın verdiği kesin karar ne idi?a) Erzurum düşmana teslim edilmeyecekti.b) Teslim olmaktan başka çare kalmamıştı.c) Erzurum’u yakıp yıkıp teslim edeceklerdi. d) Düşmanla anlaşma yolları aranacaktı.

……………………………………………………………………………………….

DOSTLUK İki dost birbirine fazla düşkün olmayagörsün,er geç bir kara kedi giriverir

aralarına.Kara kedilerindaniskaları da bizdedir doğrusu. Allem kallem, iki dostun gönül ve iş birliğini bozar

bu kara kediler. Enkabasından, en şeytanına kadar türlü dedikoduları, birer ısırgan otu gibi getirir sürerler

dostluğun can evine, güven duygusuna. BU doğu gökleri altında ne dostluklar çözülmüştür pisi pisine, ne işler yarım

kalmıştır bir kalleşinuyandırıverdiği sinsi kuşkularla! Dedikodu,aslana dünyasını zehir eden sivrisinek gibi

ne gürbüz yüreklerinhakkından gelmiştir. Dostlarda kabahat: Kulak vermesinler onun bunun sözüne

diyeceksiniz. Ben de öyle diyorum. Diyorum ama her türlüsünden iğrendiğim dedikoduya ben de kulak vermezlik edemiyorum her zaman.İnsanın tek başına karşı koyacağı belalardan değil bu. Salgın mikrobu gibi bir şey.Zayıf anınızı bulup biniveriyor dalınıza. Dostluksa, medeniyetlerin getirebileceği mutlulukların topuna bedel olan dostluksa, çok kolay aşınıyor, buluttan nem kapıyor; üstüne sisler, bulutlar, giderek yıldırımlar çekiyor.

SORULAR: 1.Birbirine düşkün iki dostun arasını kimler bozmaktadır? (10 puan)

2.Dedikodu parçada nelere benzetilmiştir? (10 puan) 3.İnsanlar,niçin dedikoduya kulak vermezlik edememektedir? (10 puan)

…………………………………………………………………………………………

…….

88

Page 89: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

SORULAR“İnsan nelerden huzur duyduğunu bazen bilemiyor.Güneşli bir günde çay kaşığını

şıngırtısı çok kişinin dikkatini bile çekmemiştir.Mutluluğu hep büyük şeylerde aramak ,bizi,farkında olmadan karamsarlığa itiyor.Bir kuşun ötüşü ,bir kedinin miyavlayışı bile hayatın güzelliğini gösterir.Mutlu olmak için ,var olanları değerlendirmek ;olumsuzlukları lehimize çevirmek gerekir.

(Aşağıdaki ilk iki soruyu yukarıdaki paragrafa göre cevaplayınız.)

1)Paragrafta asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?A)insanın davranışları ruhsal durumu ile ilgilidir.B)Bireyin mutluluk sebebi ,toplumunda mutluluk sebebidir.C)Küçük şeylerden de mutlu olunabilir.D)Hayatın her anı insanı mutlu edecek kadar güzeldir.

3) Yukarıdaki paragrafta aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?A)İnsanlar nelerden huzur duyduğunu bilmiyor.B)Mutluluğu büyük şeylerde arıyoruz.C)Küçük şeylerden mutlu olmak esastır.D)Bir kuşun ötüşü bile hayatın güzelliğini gösterdi.

89

Page 90: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

İnsanoğlu düşünen bir varlıktır, yaradılışı gereği düşünme gereği duyar. Ama pek sevmez düşünmeyi, korkar düşünmekten. Nasıl korkmasın? Düşünmek yorucu olmakla kalmaz, şaşırtıverir kişiyi, türlü şüphelere düşürür. Bir yol düşünmeye başladınız mı, kolay kolay kesip atamazsınız. Yüzyıllar boyunca ortaya atılmış birbirine uymaz, birbirini çürütür bütün iddiaların doğru birer yanı vardır, hepsi de insanoğullarından birinin bir görgüsüne, bir gözlemine dayanır, neresinin niçin yanlış olduğunu da hemen göremezsiniz. Hangisini seçeceksiniz? Hepsinin de hem bir çekiciliği hem de bir iticiliği vardır.

(Nurullah ATAÇ, Diyelim, 1954)(İlk dört(4) soruyu paragraftan yararlanarak cevaplandırınız.)1. İnsan niçin düşünür?2. Düşünen bir varlık olan insan aynı zamanda düşünmekten neden

korkmaktadır?3. Ortaya atılan birbirine aykırı fikirlerin farklı olmalarına rağmen neden doğru

tarafları bulunmaktadır?4. Birbirini çürüten iddialar arasında seçim yapmakta niçin zorlanılmaktadır?

………………………………………………………………………………………………………..

Her çağda örnekleri görülen hikâye, en eski sanatlardan biridir. İnsanların öteden beri birbirine anlatacak hikayeleri olagelmiştir. Henüz yazılı metinler ortaya çıkmadan bir araya gelen insanların yaşadıkları olayları birbirine nakletmeleri hikâye sanatının çekirdeğini oluşturmuş olmalıdır. Sözlü hikâye sanatları zamanla efsaneleri, destanları, fıkra ve kıssaları meydana getirmiştir. Hatta ilk mağara resimlerinde, heykel sanatının ilk örneklerinde, eski Mısır, Yunan ve Hitit kabartmalarında anlatılanlarda birer hikâyedir.

SORULAR(İlk 2(iki) soruyu yukarıdaki paragraftan yararlanarak cevaplandırınız.)

1. Hikâye sanatının temelini ne oluşturmaktadır?2. Hangi edebi türler hikâyeden beslenmiştir?…………………………………………………………………………………………

………

Eleştiri, düşünme denilen beyin işi; düşünceler, olaylar arasındaki ilişkileri görmektir; “düşünme” için “eleştiri”den, “karar verme”den daha güzel bir ad bulunamaz. Düşünmenin hedefi; düşünmeye başlamadığı sırada henüz bulunmayan bir şeyin bulunması ise bu, bir tür yaratmadır ve yaratmak insanın başını göklere iletecek bir mutluluktur. Yüksek göklere çıkmak için gereken merdiven, kanat her kitabın sayfalarından yapılmıştır. Bir bilginin buluşunu yazdığı sayfalar, bir düşünürün düşüncelerini yazdığı kâğıtlar, başka bilginlere, başka düşünürlere kanat olacaktır.

İlk dört(4) soruyu yukarıdaki paragraftan yola çıkarak cevaplandırınız.1. Düşünmede amaç nedir?

90

Page 91: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

2. Metinde kanada benzetilen şey nedir? Açıklayınız.3. Paragrafın son cümlesinde anlatılmak istenen düşünceyi açıklayınız.4. Eleştiri ve düşünce arasındaki farklılık nedir?…………………………………………………………………………………………

…………Bizde az, günlük tutanlar çok az. Hele yayımlananlar birkaç kişi. Oysa günlük de bir

tür, önemli, güçlü bir yazı türü. Günümüzde şiir yazmaktan, roman yazmaktan, deneme yazmaktan çekinmeyen kişiler bakıyorum da günlük tutmaktan çekiniyorlar. Tutsalar da saklıyorlar günlüklerini.

Şu havayı estiriyorlar çünkü: Yalnız büyük sanatçılar, büyük düşünürler günlük tutar; onların günlüklerine yazı yazıverdikleri önemli önemsiz her sözün bir değeri vardır.

Bu havayı estiriyorlar. Oysa günlükler çeşit çeşit. Günü gününe “yazı yazılıveren önemli önemsiz sözlerle de günlük tutulabilir; şiir, roman, deneme yazar gibi günlük de tutulabilir.

Düşüncelerini okurlarına iletmek değil mi önemli olan? Her yol denenmeli, her araç kullanılmalı! Bilinenler yetmezse, yenileri aranmalı!

(Mehmet Fuat, Türk Dili, Günlük Özel Sayı,1962)

SORULAR(İlk 4(dört) soruyu yukarıdaki metinden hareket ederek cevaplandırınız.)1. Metnin genelinde yakınılan durum nedir?2. Günlük türünde az eser verilmesinin en önemli sebebi nedir?3. Edebi eserlerin yazılmasındaki temel amaç nedir? Bu amacın gerçekleşmesi

için neler yıpılmalıdır?4. Günlükler ne şekillerde tutulabilir?

……………………………………………………………………………………………..

Ben konuşmaktan hoşlanmam. İnsanın konuşurken düşüncelerinini denetlemesi, en açık, en anlaşılalır biçimde söylemesi çok güçleşir...

...Okumak bambaşka bir şey... Dinlerken kaçırdığınız, iyi anlamadığınız bir noktayı bir

daha anlatmasını isteyemeyizsiniz konuşmacıdan; sözünü kesmek doğru olmaz ya da anlayışsızlığınızı sergilemekten utanırsınız. Ama okurken öyle kaygılar yok. İstediğiniz kadar, anlayana kadar, tekrar tekrar okuyabilirsiniz.

Söz uçar yazı kalır konusu, benim açımdan, sözün uçmadan yakalanıp yazıya geçirilmesiyle olmuyor. Yazı çok başka bir şey. Cümleler kurmak, sözcüklerin yerlerini saptamak, cümleleleri cümlelere eklemek, sanki görsel bir çalışma gibi geliyor bana.

( Mehmet FUAD, Cumhuriyet, 7 Ekim 1995 )(İlk dört(4) soruyu yukarıdaki metinden hareket ederek cevaplandırınız.)SORULAR1. Okumanın dinlemekten daha avantajlı olan yanı nedir?2. Yazarın konuşmaktan hoşlanmamasının sebepleri nelerdir?3. “Söz uçar, yazı kalır.” sözünden ne anlıyorsunuz?4. Yazıya göre dinleme esnasında anlayamadığımız noktaları sormaktan niçin

çekiniriz?

…………………………………………………………………………………………………

91

Page 92: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

NASİHAT...

Mecliste arif ol, kelâmı dinle, Dokunur hatıra kendisin bilmez,

El iki söylerse sen birin söyle, Asilzâdelerden hiç kemlik gelmez,

Elinden geldikçe sen iyilik eyle, Sen iyilik et de o zayi olmaz

Hatıra dokunup yıkıcı olma! Darılıp da başa kakıcı olma!

El ariftir yoklar senin fendini, Karacaoğlan söyler sözün başarır,

Dağıtırlar tuzağını bendini, Aşkın deryasını boydan aşırır,

Alçaklarda otur gözet kendini, Seni her mecliste küçük düşürür,

Katı yükseklerden uçucu olma! Kötülerle konup göçücü olma!

Karacaoğlan Karacaoğlan, İstanbul, 1975(Haz. Mustafa Necati Karaer)

SORULARİlk dört(4) soruyu yukarıdaki şiire göre cevaplandırınız.1. “El iki söylerse sen birin söyle” mısraı size hangi atasözümüzü hatırlatıyor?2. “Darılıp da başa kakıcı olmak” ne demektir?3. “Alçaklarda otur gözet kendini, / Katı yükseklerden uçucu olma!” dizelerinde

verilmek istenen mesaj nedir?4. Şiirin dördüncü dörtlüğüne göre kötülerden gelen zarar nedir?

……………………………………………………………………………………….

“Bir güne özgü o günün tarihini, izlerini taşıyan yazılar oldum olası heyecanlandırır beni. Sıradan, kayıp bir günü ‘özel’ yapmaya yeter bir satırcık yazı; ölümsüz, unutulmaz kılar onu. Ve kapısını açar bin bir renkli çağrışımın. Dünleri bugünlere bağlamaya, yaşamın halkalarını birleştirmeye yarar. Yalnız büyük olaylar, olağandışı günler değildir bizde coşku ve heyecan atını şahlandıran. Sıradan günler de altın sarısı, dolu petekler gibidir; damıtılacak çok bal vardır onlarda. Geçmiş günlere dair yazıları okumak, iyisinden bir emniyet duygusu verir insanlara. Tehlikesiz bir yolda yürüme rahatlığına benzer bu. Elden çıkmıştır ve zararsızdır o günlerde olup bitenler. Nasıl olsa geçmiştir acılar, kırılmalar, savrulmalar. Elemler gitmiş, lezzetler kalmıştır geride. Cesare Pavese gibi konuşabiliriz artık: ‘Geride kalana, geçmişe bir şey eklenmez. Hep yeniden başlanılır.’ ”

(İlk dört soru parçaya göre cevaplanacaktır.)

1. Sıradan bir günü ölümsüz yapan nedir?2. Cesare Pavese “ Geride kalana, geçmişe bir şey eklenemez. Hep yeniden

başlanılır.” derken ne anlatmak istiyor?3. Yazarı heyecanlandıran nedir?

92

Page 93: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

4. Yazar, geçmişe ait yazıları okumayı, tehlikesiz bir yolda yürüme rahatlığına benzeterek ne anlatmak istemiştir?

…………………………………………………………………………………………………

…Dört mevsimden her birinin başka bir görünüşü vardır.İlkbaharda günler uzamaya başlar, havalar ısınır; tabiat yenileşip gençleşir. Her

taraftan taze hayat fışkırır. Ağaçlar beyaz, pembe çiçekler açar; çok geçmeden bütün dallar yeşil yapraklarla donanır. Kışın uzak, sıcak yerlere gitmiş olan kuşlar geri gelir; toprağa sığınmış olan küçük hayvanlar ve böcekler yeryüzüne çıkar; her tarafta kuş ve böcek sesleri işitilir.

Yaz, tabiatın gelişme ve olgunluk mevsimidir. Bu mevsimde günler uzundur; güneş daha etkilidir, havalar sıcaktır. Tarlalarda ekinler gelişir, bahçelerde meyveler olgunlaşır. Sıcak yaz günleri çiftçilerin en verimli çalışma zamanıdır.

Sonbaharda günler kısalır, hava serinler. Tabiatta sıcaklık gittikçe azalır. Türlü ürünler, çeşit çeşit meyveler toplanır. Yapraklar sararır, solar, dökülür.

Kışın günler büsbütün kısalır, geceler uzar. Gökyüzünü koyu bulutlar kaplar; kırlarda, bahçelerde hayat söner. Ağaçlar kupkuru kalır. Birçok kuşlar başka yerlere kaçar, küçük hayvanlar ve böcekler toprak içindeki yuvalarında uyuşur kalırlar. Tabiat derin uykuya dalar.

Ne kadar baş başka olsa da her birinin kendine has bir tadı vardır..

1. Yukarıdaki parçanın konusunu yazınız.2. Yukarıdaki parçanın türü nedir? Açıklayınız.3. Yukarıdaki parça kaç paragraftan oluşmuştur? Giriş, gelişme ve sonuç

bölümlerini belirtiniz.…………………………………………………………………………………………

……….

ARAMAK, BULMAKPicasso, “Ben aramam, bulurum.” Dermiş. Hoş söz! Güvenen bir kişinin sözü, meydan

okur gibi… Ama bilmem doğru mu?“Kimse aramadan bulamaz.” Demeyeceğim, şunu düşünüyorum: Sanatta aramak,

bulmak var mıdır? Şair olsun, ressam olsun, sanat adamı aramaz, bulmaz; cesaret eder, cüret eder. Aramak, bulmak bilim alanında olur. Bilgin, doğanın yasalarını arar, birtakım olayları inceleyip nedenlerini bulur. Bunlara dayanarak yeni şeyler ortaya koyar. Sanat eri bunu yapmaz.

Orhan Veli’nin şiiri tutunuverdi, yayılıverdi. Ölçüsüz, uyaksız, şiir dışındaki konularda yazmayı göze aldı, cesaret etti. Bunları şiir diye kabul ettirdi. Aramadı, bulmadı. Sanat eri, yaptığını çağına kabul ettirir.

Sanatın kaynağı cürettir.

Nurullah ATAÇSORULAR:1. Yazar, Picasso’nun sözünü ne yönden beğeniyor? (10 puan)2. Yazara göre, bilim adamı ile sanatçı arasında ne fark vardır? (10 puan)3. Yazara göre, Orhan Veli şiirlerinde nasıl başarıya ulaşmıştır? (10 puan)

93

Page 94: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

…………………………………………………………………………………………………..

DİLİMİZ ÜZERİNEDilimiz, konuşma dilimizden çok yazı dilimiz, yıllardan beri, yüzyılı aşkın bir

zamandan beri durmadan değişiyor. Değişmesini bir dileyen oldu, bir buyuran oldu diye değil, değişmesi gerektiği için, değiştirmek zorunda olduğumuzdan, içimizden duyduğumuz için değişiyor. Elimizdeki dille, dünden kalan dille, istediğimizi söyleyemediğimiz, istediğimiz gibi söyleyemediğimiz için değişiyor. Bu değişme, bir bakıyorsunuz hızlanıyor, çok kimseleri şaşırtacak, başlarını döndürecek kadar hızlanıyor; bir bakıyorsunuz ağırlaşıyor, artık duracak sanıyorsunuz. Ama durmuyor. Durdurmak kimsenin elinde değil; durdurabilsek, çoktan durduracaktık. Yazarlarımızın çoğu ta başlangıçtan beri, bu değişmeye sinirleniyor, bu değişmeyi istemiyor. Kimi öfkelenip bağırıyor. Sonra öfkeleneni de, eğlenip alay edeni de değişmeye uyuyor, dilini değiştiriyor, bir gün önce istemediği yeni dille yazıyor.

Yazarlarımızın çoğunun yeni dile karşı koymaya kalkmalarının dil için de, o yazarlar için de büyük bir kötülüğü oluyor. Dil için de kötülüğü oluyor, çünkü yeni dil, yazarların, yani kendisini asıl kullanacak kimselerin payı olmadan kuruluyor; bu yüzden birtakım zevksizliklerin önüne geçilemiyor. Yazarlarımız için kötü oluyor, çünkü yarın onlar küçük düşecekler. Bu dili ister istemez kullanacaklar, daha doğrusu isteyerek, öteden beri istediklerini sanarak kullanacaklar.

Nurullah ATAÇSORULARS1. Dilimizin durmadan değişmesinin nedeni nedir? (10 Puan)S2. Yazarlarımız dildeki değişmeye nasıl bir tepki veriyor? Bu tepkiler nasıl bir

sonuç doğuruyor? (10 Puan)

…………………………………………………………………………………………………

TABUR KARANLIKTA ANT İÇTİ

Ey şehitler tepesi, andımız olsun

94

Page 95: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Bu gömülen şehitler üstüne.Seni elden bırakmayacağız haşre dek,Düşmedikçe birer birer üstüne.

Sen karanlık, sen yarının nazlı gündüzü,

Allahım bu sefer izin ver,Yazamadık tunca, mermer üstüne.Nakşolunsun andımızYerler gökler üstüne. Fazıl Hüsnü DAĞLARCA Al vaktimizi, hemen götür seher üstüne.Yeniden yaşayalım,Uğruna ölünen değer üstüne.

SORULAR:1) Şehitler Tepesi’ne karşı verilen söz nedir? (5 puan)2) Uğruna ölümü göze aldıkları değer nedir? (5 puan) 3) “Vakit almak” deyiminin günlük yaşantımızda kullandığımız anlamını

açıklayınız. Şiirdeki kullanışıyla nasıl bir anlam ayrılığı taşıdığını belirtiniz. (10 puan)4) Şiirin kafiye düzenini (kafiye şeması) gösteriniz. (5 puan)5) Şiirin konusuna göre türünü yazınız. (5 puan)6) “Seni elden bırakmayacağız haşre dek.” Dizesiyle ilgili olarak aşağıdaki soruları

yanıtlayınız. a) Bu dizeleri kurallı cümle durumuna getiriniz. (5 puan)

b) Öğelerini bulunuz. (10 puan)

c) Yüklemine, anlamına ve yapısına göre çeşidini belirtiniz. (9 puan)

7) “bırakmayacağız” ve “nakşolunsun” fiillerini yapısına göre inceleyiniz. (6 puan)

8) “İnsanı ölümsüzleştiren geride bıraktığı yapıtlardır.” Sözünü açıklayan bir kompozisyon yazınız.

………………………………………………………………………………………………

ATATÜRK’Ü ANLAMAK

95

Page 96: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Sevmek anlamakla olur. İnsanlar; anlamadıkları, tanımadıkları şeyleri sevmezler. Atatürk konusunda da böyledir. Atatürk’ü tanıtmak, sevdirmek, onu kalplerde ve kafalarda şekillendirmek istiyorsak, eserlerine, fikirlerine dönelim. Gözyaşı ve ağıt bu işi başaramaz.

Atatürk de bir insandı. Bütün canlılar gibi doğdu, yaşadı ve öldü. Ama onun diğer insanlardan ayrılan yönü, ulusunu kurtarması, yeni bir vatan yaratması ve hayatını halkının uğruna adamasıdır. İşte 10 Kasım’ı Atatürk’ün bu yönü üzerine kurarsak, gerçek anlamına oturtmuş oluruz.

Emin ÖZDEMİR

SORULAR:1) Yazara göre, insanlar nelere karşı sevgi duymazlar? Bu durumun nedenini neye

bağlıyorsunuz? (10 puan)2) Atatürkçülere düşen görev nedir? (10 puan)3) Atatürk’ün üstünlüğü nereden gelmektedir? (10 puan)

………………………………………………………………………………………………….

CAHİT SITKI’DAN MEKTUP“Muhterem babacığım ve anneciğim,Oğlunuzu teselli konusunda gösterdiğiniz özen, gösterdiğiniz deliller bana anlattı ki

yüksek ve asil kalpli anne ve babaya sahip olmak da başlı başına bir mutluluktur.Karakterinin hayranı olduğum aziz ve biricik babacığım, nasıl ki Gazi’ nin Nutku Türk

gençliğine genel kural oldu, sizin de : “ Ben senden pek büyük şeyler ümit ediyorum...Bu ümitlerimin boşa çıkmamasına gayret et. Hayatta her şeye gül, neşeli ol, insan ol.. ”sözleriniz, içimde doğan yeni çocuğa, yeni gence hayat alfabesi, mücadelede başarı, dünyada mutluluk kuralı olacaktır.

Cahit Sıtkı Tarancı

SORULAR1. Metinde yazarın asıl anlatmak istediği nedir? Belirtiniz.(10p.)2. Yazar kendisine genel kural olarak neleri almaktadır açıklayınız?(10p.)3. Yazara göre başlı başına bir mutluluk olarak değerlendirdiği nedir? Belirtiniz.

(10p.)4. Yazarın annesinin ve babasının asil olmalarının nedeni nedir?(10p.)5. Yukarıdaki metinde altı çizili sözcüklerin türleri nedir belirterek bu sözcükleri

birer cümle içerisinde kullanınız.(10p.)

…………………………………………………………………………………………………

LAR İŞTE O ATATÜRK SORU 1-Şaire göre Atatürk insanlığın hangi

Kurtuluşu baharında bütün insanlığın güzel duygularının simgesidir?Uzak artık kavgadan ve kandan SORU 2-Yandaki şiirin:Güvercin sevgilerle tüy tüy mavi a)Uyak şemasını gösteriniz.Ilık meltemlerle dalga dalga yayılan b)Ölçüsü hakkında bilgi veriniz.

96

Page 97: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Tüm yeryüzüne kurdun, kuşun kardeşliğiİşte o ATATÜRK Tahsin SARAÇ

ZAMAN “Tıme is Money” (Vakit, paradır) sözü, zamana da para kadar değer veren

Anglosaksonların ağzına ne kadar yaraşırsa, “Vakit, nakittir.” sözü zaman kadar parayı da umursamayan, zamanları bol, gözleri tok dedelerimizin ağzında zoraki bir çeviri çeşnisi taşıyordu. Onlar cep saatlerinin kapağını ancak öğle ya da ikindi okundu mu diye kaldırır bakarlardı. Bugün nakit, toplumumuzda baş köşedeki yerini almıştır ama, vaktin değeri geniş tabakalarda pek değişmiş sayılmaz.Öyle olmasa, erkekler kahvelerde tavla ve pişpirik, hanımlar salonlarda konken ve bezikle zaman öldürmez, dairelerde memurlar işi ertelemezdi.Boşa akıp giden zamanlarımızı biri stok edip yığsa, bu Himalaya’nın karşısında, neden yaşadığımız çağdan yüzyıl geri kaldığımızı görmüş olurduk. Haldun TANER

SORU 3-Yazar, “Vakit, nakittir.” sözünü niçin zoraki söylemiş olarak kabul ediyor?SORU 4-Yazara göre atalarımız saati niçin kullanıyorlar?SORU 5-Yazar, geri kalmışlığımızı hangi nedene bağlıyor.Bu nedenin günümüzde de

geçerli olduğunu hangi örneklerle kanıtlıyor?

………………………………………………………………………………………

YANLIŞ ANLAMA “Bu sabah daireye geldim.İmzaya gidecek kağıtları her gün ben

götürürüm.Biliyorum ki terslik olacak.Aldım kağıtları yukarıya çıktım.İlkin güzel güzel imza etti, sonra tam ben çıkarken, ‘Kitapçının parasını daha yollamadınız mı?’ diye sordu.’Yolladık’ dedim, ancak o yanlış anlamış.Bana da sormuyor ki yeniden söyleyeyim.’Müdür’ü bana yollayınız.’ dedi.Geldim, Müdür’e söyledim.Gitti, geldi,baktım suratı altüst olmuş.Bana tutundu:’Bana çatmaya yer arıyor, siz de gidip körüklüyorsunuz!Nerede postanın makbuzu?Postanın makbuzunu verdim, aldı yukarı çıktı.”

M.Şevket ESENDAL (Bir Kucak Çiçek)

1.Yazarın sürekli yaptığı iş nedir?2.Müdür’ün, yazarı suçlama nedeni nedir?3.Yazıda kullanılan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A)Kişileştirme B)Açıklama C)Öyküleme D)Betimleme

………………………………………………………………………………………………….

BİLGİNLERİN DEĞERİ

97

Page 98: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Mısır alınmış, Osmanlılar’a geçmişti. Padişah Yavuz Sultan Selim ordusuyla İstanbul’a dönüyordu. Yavuz’un çok saygı gösterdiği büyük ilim adamı İbn-i Kemal de bu sefere katılmıştı.

Mehter alayı zafer havaları çalıyor. Yavuz Sultan Selim, yanında İbn-i Kemal ordusunun başında ilerliyordu. Mısır’ın piramitleri, Nil’in suları geride kalmıştı. İbn-i Kemal’in atı birden bire ürktü. Atının sıçrattığı çamur, Yavuz’un sırmalı kaftanına bulaşmıştı. İbn-i Kemal sapsarı kesildi. Vezirler de donakaldılar.

Yavuz Sultan Selim: -Korkma efendi, korkma! dedi.

Padişah vezire döndü. -Çabuk bana başka bir kaftan verilsin. Bu kaftan da çamuru temizlenmeden

hazinemde saklansın. Ben ölünce sandukamın üstüne örtülsün. Bilginlerin atının ayağından sıçrayan çamur, benim için şereftir, dedi.

1. Yukarıdaki olay kimler arasında geçiyor? (1996 DPY)

A) Padişahla vezirler arasındaB) Padişahla Mısırlılar arasındaC) Padişahla İbn-i Kemal arasındaD) Padişahla ordusu arasında

2. Yukarıda anlatılan olay, daha çok hangisinin etrafında geçmiştir? (1996 DPY)

A) Askerler B) Vezirler C) İbn-i Kemal D) Padişah

3. Yukarıdaki parçada geçen “donakalmak” deyimini, aşağıdakilerden hangisi açıklar?

A) Şaşırmak B) Bakmak C) Durmak D) Beklemek

4. Yavuz Sultan Selim’in bu davranışı için aşağıdakilerden hangisini söylemek mümkündür?

A) Bilginlere verilen değeri anlatmaktadır.B) Saygılı davranmanın ölçüsünü göstermektedir.C) Kullanılan eşyanın saklanmasını öğütlüyor.D) Devlet adamlarında olması gereken ahlâkı sergiliyor.

…………………………………………………………………………………………….

ATATÜRK’ÜN İNSANLIK ANLAYIŞI VE BARIŞÇILIĞI

Atatürk’ün düşünce ve davranışlarında bencillik yoktur. Milleti ile övünür, ona gurur ve güvenle bağlıdır. Fakat bu hareket hiç bir zaman başka milletlerin değerlerini inkar etme şeklini almamıştır.

98

Page 99: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

O, halkın içinden çıktı ve halktan uzaklaşmadı. Milletini dileğini ifade etmesini, yerine getirmesini bildi. O’nda kibir ve gurur gibi şeyler yoktu. Alçak gönüllü olmasını bildi, tevazudan ve samimiyetten ayrılmadı.

Mustafa Kemal, Milli Mücadele kazanıldıktan sonra milletimizin kendi sınırları içinde bağımsız yaşamasını sağlayacak tedbirleri almaya çalışmıştır. O, Türkiye’nin barışçı dış politikası için “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini koymuştur.

SORULAR

1. Parçaya göre Atatürk’ün kişisel özellikleri nelerdir? (10 puan)2. Atatürk’ün dış politikayla ilgili söylediği söz hangisidir? Bu sözle ne söylemek

istemiştir? (10 Puan) 3. Parçanın ana fikrini yazınız. (5 puan)

…………………………………………………………………………………………….

ALTIN NİNE Altın nine kimdi? Onu tamamen bilmiyorum. Evimizin ebedî bir misafiri;

ailenin nasılsa gelip eklenmiş bir ilâve parçası... Nasıl olup da bunları merak etmemiş, öğrenmemiştim. Eminim ki benimle beraber o zaman aile çocuklarından hiçbiri bunu sorup soruşturmaya lüzum görmemişti. Biz, onu, bize görünen şekilde, bize tanıtılan şekliyle almış, öyle kabul etmiştik.

Evde bir hususî ehemmiyeti, bir müstesna mevkii, aile sofrasında itinalı bir yeri vardı. Beyaz saçlarıyla, büyük amcaların, büyük dayıların, yaşlanmış halaların, teyzelerin bayramlarda onun odasına kadar giderek el öptüklerini görürdük.

Halit Ziya Uşaklıgil (İlk üç soruyu parçaya göre cevaplayınız)1. Yazarın evindeki bu yaşlı nineye, niçin “Altın nine” adı verilmiştir? A. Çok yaşlı olduğu içinB. İyi niyetli, bilgili ve saygıdeğer biri olduğu içinC. Herkes tarafından sevildiği içinD. Aileye sonradan katıldığı için

2. Altın ninenin aileden biri olmadığını bize hangi ifade anlatmaktadır?A. Onu tamamen bilmiyorum.B. Altın nine kimdi?C. Ailenin nasılsa gelip eklenmiş bir ilâve parçası...D. Biz, onu, görünen şekliyle kabul etmiştik.

3. Altın ninenin evde sevilip sayıldığını hangi seçenekten anlıyoruz?A. Evde müstesna bir mevkiinin bulunmasıB. Yaşlanmış teyzelerin bayramlarda onun elini öpmesiC. Saçlarının beyazlaşmış olmasıD. Evin ebedi bir misafiri olması

…………………………………………………………………………………………………

99

Page 100: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

TATLI DİL

Mağaza vitrinlerindeki mankenleri bilirsiniz. Hepsi güler yüzlüdür. İçlerinde pek de güzelleri vardır. Ama dilleri olmadığı için soğukturlar. Sahici insanları güzel yapan, sıcak yapan dildir. Ama her dil değil. Dilin de tatlısı olmalı. Allah bir adama her şeyin tatlısını, yalnız dilin acısını verdi mi, ne yapsan kâr etmez. Öylesine sevimli, cana yakın olmasına imkân yoktur. Çünkü o dil, ağzın içinde her dönüşünde can yakar, kalp kırar.

Ama tatlı dil öyle mi ya? Yılanı deliğinden çıkarır derler... Ne kadar öfkeli olursanız olun, tatlı dil sizi yatıştırır. En yapamayacağınız işleri size tatlı dille, güler yüzle yaptırıverirler.

Şevket RADO

S O R U L A R

(İlk dört soruyu yukarıdaki metne göre ve kendi ifadelerinizle cevaplayınız.)

1) Mağaza vitrinlerindeki mankenler niçin soğukturlar? (10 puan)2) Tatlı dil insanlara ne gibi yararlar sağlar? (10 puan)3) Acı dilin zararları nelerdir? (10 puan)4) Yukarıdaki parçanın konusunu ve ana fikrini yazınız? (5+5 puan)

…………………………………………………………………………………

100

Page 101: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

MUTLULUK ÜZERİNE

Mutlu olmak herkesin hakkıdır. Yalnız o mutluluğu uzaklarda değil, kendi hayatımızda arayıp bulmalıyız. Geçmiş günlerin özlemini çekenler veya geleceğin kaygısı ile tasalananlar hiçbir vakit mutlu olamazlar. Halinden hoşnut olmayı bilmeli, hem gülmeli hem de güldürmeli. Hayat bir aynadır, güler yüzle bakarsanız, o da size güler; kaşlarınızı çatarsanız, o da suratını asar.

SORULAR

(İlk üç soruyu yukarıdaki metne göre ve kendi ifadelerinizle cevaplayınız.)4. Yazara göre kimler mutlu olamazlar, niçin? (10 puan)5. Yazar, yaşamı neye benzetiyor? Niçin? (10 Puan) 6. Parçada verilmek istenen mesaj nedir? (10 puan)…………………………………………………………………………………………

…….

Yazar gerçeği arar,gerçeği bulur,gerçeği yazar.Karanlıkta yürüyenleri gücü yettiğince aydınlatır.

Kendini toplumun bir parçası sayar;insanların içine bakacakları bir ayna tutar.Okuru ile kendi ara-

sında iki yakayı birleştiren köprü görevini görür.Çağının adamı olur. Toplumla en yakın ilişkiyi kuran sanat dalı edebiyattır.Ulusun gelişimi,uygarlık

yolunda ilerleyi- şi onun kültürel temelinin gücü ile ilgilidir.Toplumsal gelişmeleri hazırlayanlar,bizi daha aydınlık yarınlara hazırlayanlar,bizi daha aydınlık yarınlara çıkaranlar hep edebiyatımızın “fikri hür,irfanı

hür,vicdanı hür” sanatçıları olmuştur.Bir ulus aydın edebiyatçılar yetiştirmedikçe aydınlığa kavu-

şamaz.Dili bozulur,kültürü soysuzlaşır;bir gün daha güçlü uluslar tarafından sömürülüp yutulduğu

nu görür.

1. 1. paragrafta sizce yazarların yaptıkları arasında en önemlisi hangisidir?Açıklayınız.

2. “Çağının adamı olur” sözünü açıklayınız3. Aydın edebiyatçılara sahip olmayan uluslar ne gibi zararlar görür?4. Toplumsal gelişmeleri hazırlayanlar hangi tür sanatçılardan çıkmıştır?………………………………………………………………………………………

GÜZEL AHLÂK

Güzel huylu, güzel ahlâklı bir insanla karşılaşınca âdeta heyecanlanıyorum; çevresinde pervane olasım geliyor; yüzünü, ellerini öpmek geliyor içimden, her emrine baş eğmek, her sözünü içime sindirmek istiyorum...Güzel ahlâk, en güzel yüzlerden güzel, servi boylardan güzel; ağaçlardan, çiçeklerden güzel; en tatlı azıklardan daha tatlı...

Bence ne ağaç, ne toprak, ne yıldız, hiçbir şey insanın iç güzelliği kadar değil! Yerlerde, göklerde hiçbir nitelik, bizim o güzelliğimiz ile boy ölçüşemez, o güzelliğin verdiklerini veremez; tattırdıklarını tattıramaz; duyurduklarını duyuramaz.

101

Page 102: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

İçimiz çirkinse, sırmalar giyinsek süslenemeyiz. Kabaysak, hoyratsak, budalalığa gönül vermişsek, insan erdemlerine ulaşamayız. Kişi ancak kalbiyle güzel olabilir! İçinde gizlediği zenginliklerle göz alabilir, insan kalplerini kazanabilir...

Selahattin BATU

NOT : İlk dört soru yukarıdaki metne göre cevaplandırılacaktır.

Soru 1- Güzel ahlâklı insanlar, yazarı nasıl etkilemektedir? Soru 2- Yazar, “güzel ahlâk”ı nelerle karşılaştırıyor? Soru 3- Yazara göre kimler insan erdemlerine ulaşamazlar?Soru 4- Metnin ana fikrini yazınız.…………………………………………………………………………………………

…………

DENİZ YILDIZI

Bir adam, okyanus sahilinde yürüyüş yaparkan denize telaşla bir şeyler atan birine rastlar.

Biraz daha yaklaşınca, bu kişinin, sahile vurmuş deniz yıldızlarını suya attığını fark eder ve “Niçin bu deniz yıldızlarını denize atıyorsunuz?” diye sorar.

Topladıklarını hızla denize atmaya devam eden kişi, “Yaşamaları için.” yanıtını verince, adama şaşkınlıkla, “İyi ama burada binlerce deniz yıldızı var. Hepsini atmanıza olanak yok. Sizin bunları denize atmanız neyi fark ettirecektir?” der.

Yerden bir deniz yıldızı daha alıp denize atan kişi, “Bak, onun için çok şey fark etti.” Karşılığını verir.

Anonim

SORULAR

1) Yukarıdaki metnin ana fikrini yazınız.

2) Parçanın türünü belirtiniz.

3) Metnin ikinci paragrafında kaç cümle vardır?

……………………………………………………………………………………………

“ Hep söylemişimdir; umut, insanın gelecekte güzel olacağına inandığı her şeye dair beklentisidir. Umut etmeyen insan yaşama bağlanmak için bir sebep bulamaz. Hâlbuki yaşam enerjisini umut etme gücünden alır insan.

Bir öğrenci düşünün ki eğitimden kaynaklı hiçbir umudu yok; o öğrenci okumak için gereken enerjiyi, gücü ve çabayı kendinde bulamaz.

102

Page 103: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Bilinmelidir ki eğitim; insanın, gelecekte ulaşabileceği tüm güzelliklerin bulunduğu yere, ulaşmasını sağlayacak bir yoldur. Eğitime yani okula, kaleme, deftere; yeni düşünce ve bilgilere ulaşma isteğimiz yoksa hayatımız kaybedilmiş bir oyun oluverir.

Haydi şu andan itibaren okulumuza ve öğretmenlerimize daha bir inanalım.”

1- Umut nedir?2- İnsan yaşam enerjisini nerden alır?3- İnsan umut ettiği güzelliklere ne ile ulaşabilir?4- Eğitime gereken önemi vermeyen insanın hayatı neye benzer?5- Yukarıdaki metnin türünü belirtiniz. …………………………………………………………………………………………

….

Dünya tarihinde bir yılın sözü bile edilmez. Bir yılın geçip gitmesi bir damla suyun zaman denen ırmakta akarak okyanusa karışması gibi bir şeydir. Bununla beraber zaman içinde değil yıllar, öyle anlar vardır ki önemini hep korur,kalıcı parıltılarını asla yitirmez. Newton’un başına o unutulmaz elmanın düştüğü, Galileo’nun ayağını yere vurarak dünyanın yuvarlak olduğunu söylediği veya Armstrong’un aya ayak bastığı an bunlardandır. Çünkü bu olaylar yeryüzünde ne kadar insan varsa hepsinin algılama gücünü, evrene bakışını değiştirmiş, insanlığı kökünden sarsmıştır.

S.1- Bu parçaya göre “zaman” kavramı neye göre değer kazanır veya kaybeder?Kendi cümlelerinizle kısaca cevaplayınız.

S.2- Parçanın ana fikrini kısaca belirtiniz.

S.3- Bu parçada çelişki imiş gibi gözüken unsur nedir?Kısaca belirtiniz.

S.4- Bu parça hangi düz yazı türünün örneğidir?

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

DENİZ HASRETİ Gözümde bir damla su deniz olup taşıyor,

Çöllerde kalmış gibi yanıyor, yanıyorum. Bütün gemicilerin ruhu bende yaşıyor, Başımdaki gökleri bir deniz sanıyorum.

Nasıl yaşayacağım ey deniz senden uzak? Yanıp sönüyor gibi gözlerimde fenerin! Uyuyor mu limanda her gece sallanarak Altında çivilerle çakılmış gemilerin?

103

Page 104: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI (Sarıkız Mermerleri)

1.Şair niçin kendini çöllerde kalmış gibi hissediyor?(10 puan) 2.”Bütün gemicilerin ruhu bende yaşıyor.”dizesiyle anlatılmak istenen nedir?(5 puan) 3.Şiirin;a)Ana fikri nedir?(5 puan)b)Kafiye şemasıyla kafiye ve redifleri gösteriniz.(5 puan)c)Hangi vezin türüyle yazılmıştır?(5 puan)

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

YANLIŞ ANLAMA “Bu sabah daireye geldim.İmzaya gidecek kağıtları her gün ben

götürürüm.Biliyorum ki terslik olacak.Aldım kağıtları yukarıya çıktım.İlkin güzel güzel imza etti, sonra tam ben çıkarken, ‘Kitapçının parasını daha yollamadınız mı?’ diye sordu.’Yolladık’ dedim, ancak o yanlış anlamış.Bana da sormuyor ki yeniden söyleyeyim.’Müdür’ü bana yollayınız.’ dedi.Geldim, Müdür’e söyledim.Gitti, geldi,baktım suratı altüst olmuş.Bana tutundu:’Bana çatmaya yer arıyor, siz de gidip körüklüyorsunuz!Nerede postanın makbuzu?Postanın makbuzunu verdim, aldı yukarı çıktı.”

M.Şevket ESENDAL (Bir Kucak Çiçek)

1.Yazarın sürekli yaptığı iş nedir?2.Müdür’ün, yazarı suçlama nedeni nedir?3.Yazıda kullanılan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A)Kişileştirme B)Açıklama C)Öyküleme D)Betimleme

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

“Vaktiyle sevdiğin bir kitap,ikinci kez okuyuşun-da sana yabancı gelebilir;ilk okuyuşunda önem vermediğin biri de seni elinden tutup yeni ufuklara götürebilir,bilmediğin kapıları açabilir,başını dön-dürüp soluğunu kesebilir.”

S.1.Yukarıdaki metinde kitapların hangi özelliğinden bahsedilmektedir?

S.2.Metinden hareketle yazara göre bir kitabı bir kereden fazla okumalı mıyız?

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

“ NİÇİN YAZDIM

104

Page 105: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Kimi zaman haykırmak istedim: Sevincimi ya da acımı, umudumu, coşkumu, şaşkınlığımı ya da korkumu. Olmadı. Sesim, içimde boğuldu. O zaman yazmaya sarıldım.

Kimi zaman gözlerimi sımsıkı yumdum, yaşananı görmemek için. Gözlerim kapalı, kavrar gibi oldum ortak duyguları, ortak sezgileri, ortak düşleri ve ortak olmayan gerçekleri. O zaman yazmaya koyuldum.

Kimi zaman gözlerim açık , gördüklerime hiçbir anlam veremedim. Sordum, aradım, araştırdım, yine sordum, anlamaya çalıştım. Hiçbir yanıt ya da karşılık beklemediğimden, anlayabilmek, soruları çoğaltabilmek için yazmayı seçtim.

Kimi zaman düşlerimin gerçekten deha gerçek olduğunu, kimi zaman yaşadığım gerçeklerin bir düş (Ya da karabasan) olduğunu farkettim. Gerçeğin içindeki düşle, düşlerdeki gerçeği ayrı düşünemediğimden yazmaya sığındım.

Kimi zaman kendime baktım, başkalarını gördüm. Başkalarına yönelince kendimi bulur gibi oldum. Başkalarının düşleri ve gerçekleriyle kendiminkileri bir arada yoğurdum. Tümünü çoğaltmak için yazıya vurdum.

Zeynep ORAL “

(1. 2 ve 3. Soruları yukarıdaki parçaya göre cevaplayınız.)1- “ Kimi zaman başkalarına baktım, kendimi gördüm.” Sözüyle ne anlatılmak

istenmiştir ?2- “ Düşlerin gerçekten daha gerçek olması “ sözünü açkılayınız.3- Yazar niçin yazma ihtiyacı duymuştur ?,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

,

“ Abdülhak Hamit büyük adam, dâhi, milli değer, kabul. Gerçekten çok şey borçluyuz bu şaire. Kapılar zorlamış, yollar açmış. Kadri de bilinmemiş sayılmaz doğrusu. Adını sanını bilmeyen okur yazarımız olmasa gerek. Böyle iken hangi şiiri , hangi sözü orta malı olabilir ; köyümüzde, kentimizde ağızdan ağıza dolaşabilir, günlük konuşmalarımıza kendiliğinden karışabilir ? Demek en büyük sanat gücü bile halktan ayrı düştü mü, hayattan da ayrı düşüyor ; kendi kendine yaşamıyor.

Bir de Yunus Emre’yi düşünün : Hamit’ten yedi yüzyıl önce konuşmuş; sözleri millete devlet eliyle kitaplar dolusu dağıtılmamış, şan şeref kapılarına adımını atmamış; böyleyken onda bu gün söylenmiş gibi taze, aramızdan biri söylemiş gibi bizden., üniversiteden köy kahvesine kadar her yerde, har kulağı kabarttıracak kadar dokunaklı sözler bulabilirsiniz. Yunus daha mı usta Hamit’ten ? Daha doğrusu, daha derin şeyler mi söylüyor? Duyup düşündükleri bize daha mı yakın ? Hayır ; ama Hamit’in ister istemez uzak kaldığı bir çeşme var ki , Yunus’un şiiri onda yıkanmış : halk çeşmesi.

(1. 2 ve 3. Soruları yukarıdaki parçaya göre cevaplayınız.)4- Yazara göre Abdulhak Hamit’e niçin çok şey borçluyuz?5- “ Bir eserin hayattan ayrı düşmesi ne demektir ?6- Yazar, Abdülhak Hamit “ ile “ Yunus Emre” yi hangi yönden karşılaştırıyor?

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Yazarken kitapları bir kenara bırakır, aklımdan çıkarırım ;kendi gidişimi aksatırlar diye.Gerçekten de iyi azarlar üstüme fena abanır, yüreksiz ederler beni.Hani bir ressam varmış , kötü horoz resimleri yapar ve uşaklarına, dükkana hiç canlı horoz sokmamalarını tembih edermiş, ben de öyle ...

Ben gönlümce yazabilmek için evime çekiliyorum.Kimsenin bana el uzatamayacağı, söz edemeyeceği yabancı bir memlekette oturuyorum.Öyle bir yer ki tanıdığım hiç kimse

105

Page 106: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

okuduğu duanın Latincesini bilmez ,hele Fransızcasını hiç anlamaz.Başka yerde yazsam daha iyi yazardım ,ama yazdığım şey daha az benim olurdu.Oysa ki benim yazımda asıl aradığım tam anlamıyla kendimin olmasıdır.Ben yazarken rast gele gittiğim için bol bol hatalara düşerim.Bunları pekala düzeltebilirdim. Ama , o zaman , benim adetim, malım olmuş kusurları düzeltmekle kendi kendimi yanlış tanıtmış olurdum.

1. Yukarıdaki metnin türü nedir?Bu tür hakkında bilgi veriniz. (5puan )2.Yazar yazı yazarken kitaplarla niçin ilgilenmiyor? (5puan )3.Yazar bir ressamın hangi özelliğini belirtiyor? (5puan )4.Yazar niçin hatalara düşüyor? (5puan )Bizde az, günlük tutanlar çok az. Hele yayımlayanlar birkaç kişi. Oysa günlük de bir

tür, önemli, güçlü bir yazı türü. Günümüzde şiir yazmaktan, roman yazmaktan, deneme yazmaktan çekinmeyen kişilere bakıyorum da günlük tutmaktan çekiniyorlar. Tutsalar da saklıyorlar günlüklerini.

Şu havayı estiriyorlar çünkü: Yalnız büyük sanatçılar, büyük düşünürler günlük tutar; onların günlüklerine yazı yazıverdikleri önemli önemsiz her sözün bir değeri vardır.

Bu havayı estiriyorlar. Oysa günlükler çeşit çeşit. Günü gününe “yazı yazılıveren önemli önemsiz sözlerle de günlük tutulabilir; şiir, roman, deneme yazar gibi günlük de tutulabilir.

Düşüncelerini okurlarına iletmek değil mi önemli olan? Her yol denenmeli, her araç kullanılmalı! Bilinenler yetmezse, yenileri aranmalı!

(Mehmet Fuat, Türk Dili, Günlük Özel Sayı,1962)

SORULAR(İlk 4(dört) soruyu yukarıdaki metinden hareket ederek cevaplandırınız.)1. Metnin genelinde yakınılan durum nedir?2. Günlük türünde az eser verilmesinin en önemli sebebi nedir?3. Edebi eserlerin yazılmasındaki temel amaç nedir? Bu amacın

gerçekleşmesi için neler yıpılmalıdır?4. Günlükler ne şekillerde tutulabilir?

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Ben konuşmaktan hoşlanmam. İnsanın konuşurken düşüncelerinini denetlemesi, en açık, en anlaşılalır biçimde söylemesi çok güçleşir...

...Okumak bambaşka bir şey... Dinlerken kaçırdığınız, iyi anlamadığınız bir noktayı bir

daha anlatmasını isteyemeyizsiniz konuşmacıdan; sözünü kesmek doğru olmaz ya da anlayışsızlığınızı sergilemekten utanırsınız. Ama okurken öyle kaygılar yok. İstediğiniz kadar, anlayana kadar, tekrar tekrar okuyabilirsiniz.

Söz uçar yazı kalır konusu, benim açımdan, sözün uçmadan yakalanıp yazıya geçirilmesiyle olmuyor. Yazı çok başka bir şey. Cümleler kurmak, sözcüklerin yerlerini saptamak, cümleleleri cümlelere eklemek, sanki görsel bir çalışma gibi geliyor bana.

( Mehmet FUAD, Cumhuriyet, 7 Ekim 1995 )(İlk dört(4) soruyu yukarıdaki metinden hareket ederek cevaplandırınız.)SORULAR5. Okumanın dinlemekten daha avantajlı olan yanı nedir?6. Yazarın konuşmaktan hoşlanmamasının sebepleri nelerdir?7. “Söz uçar, yazı kalır.” sözünden ne anlıyorsunuz?

106

Page 107: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

8. Yazıya göre dinleme esnasında anlayamadığımız noktaları sormaktan niçin çekiniriz?

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

NASIL KONUŞMALISözümün akışını bozup güzel cümleler aramaktansa, güzel cümleleri bozup sözümün

akışına uydurmayı daha doğru bulurum. Biz sözün ardından koşmamalıyız, söz bizim ardımızdan koşmalı, işimize yaramalı.

İster kâğıt üstünde olsun, ister ağızda, benim sevdiğim konuşma, düpedüz, içten gelen, lezzetli, sıkı ve kısa kesen bir konuşmadır. Güç olsun, zararı yok; ama sıkıcı olmasın; süsten, özentiden kaçsın; düzensiz, gelişigüzel ve korkmadan yürüsün. Dinleyen, her yediği lokmayı tadarak yesin. Konuşma, Sueton’un, Julius Cesear’ın konuşması için dediği gibi, askerce olsun; ama ukâlaca, avukatça olmasın.

Söylev sanatı, insanı söyleyeceğinden uzaklaştırıp kendi yoluna çeker. Gösteriş için herkesten başka türlü giyinmek, gülünç kılıklara girmek nasıl pısırıklık, korkaklıksa, konuşma da bilinmedik kelimeler, duyulmadık cümleler aramak da bir medreseli çocuk çabasıdır. Ah, keşke Paris’in zerzevat çarşısında kullanılan kelimelerle konuşabilsem.

MONTAIGNE S1. “Sözümün akışını bozup güzel cümleler aramaktansa, güzel cümleleri bozup

sözümün akışına uydurmayı daha doğru bulurum.” Bu cümlelerle yazarın anlatmak istediği düşünce nedir.?

S2. Yazar nasıl bir konuşma tarzından yanadır?

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Bazen yetişmiş insanların,hayatlarında birkaç gün için tamamen kör ve sağır olmalarının ne kadar gerekli olduğunu düşünürüm.O zaman karanlık,onlara ışığın ne büyük bir hazine; sessizlik ise,sesin ne kadar gerekli olduğunu öğretecektir.

Herşeyleri normal olan arkadaşlarıma zaman zaman sorarım: “Şimdi gelirken yol boyunca neler gördün?” Cevapları hemen daima aynıdır.”Önemli hiçbir şey görmedim.” İşte bunun nasıl olabileceğine şaşarım.Saatlerce bir ormanda veya parkta dolaş,önemli bir şey görme.Ben görmüyorum ama parmaklarımın değmesiyle yüzlerce önemli şeyi hissedebiliyorum.İlkbaharda küçük dallar bulmaya çalışıyor,uyuyan çiçeklerin belirtisi olan çiçekleri arıyorum.Ve bazen kendi kendime “Elimi bir dala bir an usulca değdirebilsem ve ucunda ötüp duran bir kuşun ses titreşimlerini duyabilsem ne mutlu olurdum” diye düşünüyorum.

(1.,2. ve 3. sorular yukarıdaki paragrafa göre cevaplandırılacaktır.)

1. Parçaya göre Helen Keller,insanların birkaç gün için tamamen kör ve sağır olmalarını niçin istiyor?

A) Kör ve sağırlara yardım ellerini uzatmaları için.B) Onların dikkatsizliklerine kızdığı için.C) Yaşamayı sevmelerini gerçekleştirmek için.D) Duymanın ve görmenin önemini anlamaları için. 2. Helen Keller’in diğer arkadaşlarından farkı nedir?A) Duyu organlarının noksan olması.B) Kaderine boyun eğmesi.

107

Page 108: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

C) Tabiatı incelerken zevk alması.D) Kaderin korkunç darbesine yenilmekten korkması.

3. Okuduğunuz parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?A) En büyük mutluluk,ötüşen kuşları dinlemektir.B) Duygulu insanlar mutlu yaşarlar.C) Davranışlarınızın başkalarına örnek olabileceğini unutmayınız.D) Şartlar ne olursa olsun yaşamaktan zevk almak gerekir.,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

KARGA İLE SÜRAHİBir zamanlar çok susamış bir karga vardı. Su bulabilmek için uzun bir yol aldı ve hayli

yoruldu. Ansızın, yerde büyükçe bir sürahi gördü. Alçaldı ve sürahinin dibinde bir miktar su olduğunu gördü. Fakat, gagası suya yetişmedi.

"Bu suya ulaşmam şart" diye gakladı. "Daha uzağa uçamayacak kadar yorgunum. Ne yapmam lâzım? Bul¬dum! Sürahiyi yana çevirmeliyim."

Kanatlarıyla sürahiye vurmaya başladı. Fakat süra¬hi çok ağırdı. Hareket ettiremedi.Sonra, bir süre düşündü."Şimdi buldum" diye sevinçle söylenmeye başladı. "Sürahiyi kırıp, dökülen suyu

içeceğim."Gagası, pençesi ve kanatlarıyla sürahinin üstüne at¬ladı. Ama kıramadı. Sürahi çok

sertti.Zavallı karga, durdu ve biraz dinlendi. Etrafta bir sürü küçük taş vardı. Onları tek tek

toplayıp sürahiye fırlatmaya başladı. Taşlar sürahiye doldukça, sürahinin dibindeki su, daha yukarı çıkmaya başladı. Sonunda, su, içebileceği seviyeye çıkmıştı.

Kana kana suyu içerken:"Her zorluğun bir çaresi vardır" diye düşünüyordu. "Yeter ki, arayalım."

SORULAR1. Su bulabilmek için uzun yol alan karga yerde ne görüyor?

2. Suya ulaşmak için ilk olarak ne yapıyor? Sonuçta ne oluyor?

3. Sonra neyi deniyor? Sonucu ne oluyor?

4. Son çare olarak ne yapıyor? Sonuçta ne oluyor?

5. Bu hikayede anlatılmak istenen nedir?

108

Page 109: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Akan suyu severim ben, Işıldayan karı severim. Bir yeşil yaprak Bir telli böcek, Yeşeren tohum Güneşte görsem Sevinç doldurur içime Bir günü Güzel bir günü Hiçbir şeye değişmem Necati Cumalı 1.Şiirde işlenen tema nedir? A)Tabiatın insana verdiği sevinç B)Güneş insanın içine sevinç doldurur C)Akan su,ışıldayan kar insanı sevindirir D)Güzel bir gün hiçbir şeye değişilmez 2.Şiirde duygularını dile getiren kişi için aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A)Bir yeşil yaprakla mutlu olabilen birisidir. B)Güzel bir gün için herşeyi feda edebilir. C)Tabiatı seven birisidir. D)Çalışmayı seven birisidir. 3. “Gittiğin yolda bir engel yoksa;o yol seni hiçbir yere götürmez.” cümlesiyle

anlatılmak istenen nedir? A)Zorluklardır insanı,başarıya götürür. B)Engeller insanı hiçbir yere götürmez. C)Yollarda engel varsa başarı size uzaktır. D)Yola çıkmadan önce engelleri düşünmeliyiz. ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

,,,,,

BÜYÜK TEMİZLİKBir kocaman kova dolusu sabunlu su,Bir de büyük temizlik bezi.Silmeli, silmeli, silmeli,Evleri, bacaları, yolları, otomobilleri…

Oh, ne güzel, pırıl pırıl, tertemiz her yer, mis gibi!...İyi de Şu kirli su dolu koca kovayı,Şimdi nereye dökmeli? Ayla ÇINAROĞLU

109

Page 110: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

SORULAR1. Şair, büyük temizliği nelerin yardımıyla yapmak istiyor?2. Şair, neleri silmeli diyor?3. Temizlik yapılınca çevre nasıl oluşuyor?4. Temizlik bitince şairi ne düşündürüyor?,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Memleket İsterimMemleket isterimGök mavi,dal yeşil,tarla sarı olsun;Kuşların,çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterimNe başta dert,ne gönülde hasret olsun;Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterimNe zengin fakir,ne sen ne ben olsun;Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterimYaşamak,sevmek gibi gönülden olsun;Olursa bir şikayet,ölüm olsun

Cahit Sıtkı TarancıAşağıdaki soruları şiire göre cevaplayınız. 1.Şairin özlediği memleket in özlenen özellikleri nelerdir? 2.Çevre sorunlarının çözüm beklediği günümüzde göğü mavi,dalları yeşil,tarlaları

sarı ve kuşlarla çiçeklerin diyarı bir ülke düşünülebilir mi?Şairi gerçekçi buluyor musunuz? 3.”Yaşamak,sevmek gibi gönülden olsun”dizesiyle anlatılmak istenen nedir?

Açıklayınız.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

TELEVZİYON TUTSAKLIĞI

Televizyon son yıllarda ülkemiz insanlarını tutsaklaştırdı. Yayın başlar başlamaz evdeki bütün etkinliklerin durduğunu, tüm ev halkının televizyonun etrafını kuşattıklarını görmüşsünüzdür. Televizyon âdeta onları esir eder.

Eskiden komşular, akrabalar bir araya gelirler, görüşüp konuşurlardı. Öldü bütün bu görüşmeler, dertleşmeler. Onların yerini bilmem hangi dizideki kahramanın serüvenleri alıyor. İnsanlarımız kendilerinden çok onların dertlerine üzülüyor, onlara acıyor.

110

Page 111: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

Televizyonun insanları aşırı derecede büyülediğini ,bağımlı kıldığını gören uzmanlar ona “aptal kutusu” diyorlarmış. Eğer bu ad bir gerçeği yansıtıyorsa, insanlarımızın büyük bir bölümüne aptal demek gerekir. Çünkü insanlarımızın televizyona karşı aşırı düşkünlüğünü hepimiz biliyoruz. Bazılarımız televizyonun karşısına geçince, adeta büyülenmiş gibi, program ayrımı yapmadan ne verilirse büyük bir merakla izliyorlar.

(Basından)

NOT : İlk 2 soru yukarıdaki metne göre cevaplandırılacaktır.

Soru-1. Televizyon insanları nasıl tutsaklaştırmaktadır? Metne göre açıklayınız.

Soru-2. Televizyon insanlar arasındaki ilişkileri nasıl etkilemektedir? Metne göre açıklayınız.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

3000 YIL ÖNCE3000 YIL SONRA

Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ekAğaç dik on yıl sonrasıysa tasarladığınYüz yıl sonrasıysa düşündüğün, halkı eğitBir kez ürün verir ekersen tohumBir kez fidan dikersen on kez ürün verirYüz kat olur bu ürün, eğitirsen halkıBalık verirsen bir kez doyurursun halkıÖğretirsen balık tutmasını, hep doyar karnı.

Quan TZU(Kuan Zu) (M.Ö 1000 yılları)

(İlk 4 soruyu yukarıdaki şiire göre cevaplandırınız.)1. Verimlilik açısından tohum ekmek mi yoksa fidan dikmek mi daha iyidir?

Neden?2. Şiirde yüz yıl sonrasını düşünen milletler için ne öneriliyor?3. Yoksul bir insana balık vermek mi, yoksa balık tutmasını öğretmek mi daha

yararlıdır? Açıklayınız.,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

İnsan bütün varlıklar içinde işlenmeye ve gelişmeye en elverişli olandır. Yeter ki, yetiştirilmesine gereken önem verilsin ve bu konuda titizlik gösterilsin. İnsanı ihmâl eden bir milletin ekonomisi de, sosyal ve kültürel hayatı da ihmâl edilmiş olur.

Az gelişmiş milletlerin geri kalış sebepleri incelendiğinde, insanların millî-çağdaş ihtiyaçlara göre eğitilmemiş olduğu görülür. Kalkınmış milletlerin gücü ekonomi, endüstri ve ticaretteki başarılarından çok, eğitilmiş kadrolarından ileri gelmektedir. Çünkü maddî güçler bir gün kaybedilebilir. Onun için bir ülkenin en sağlam yatırımı eğitime yaptığı yatırımdır.

111

Page 112: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

İhmâl: Bir şeye gereken ehemmiyeti vermeme, üstüne düşeni yapmama, gereken ilgiyi göstermeme, kendi hâline bırakma.

(İlk 6 soruyu yukarıdaki paragrafa göre cevaplandırınız.)1. Birinci paragrafın ilk cümlesinde geçen “işlenmek” kelimesinde anlatılmak

istenen nedir?2. İnsanı ihmâl eden bir milleti neler beklemektedir?3. Az gelişmiş milletlerin geri kalışlarının en önemli sebebi nedir?4. Kalkınmış milletler güçlerini nereden almaktadır?5. İkinci paragrafın son cümlesinde anlatılmak istenen düşünceyi açıklayınız.,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

,,,Konuşmada hikâye iyi gider. Anlatmasını da severim dinlemesini de. Ama anlatmasını

bilmek lâzımdır. Bazı kimseler vardır, uzatır mı uzatır; hem sizin de bildiğiniz bir hikâye ise, içinizi sıkıntı basar.

Hikâyeyi uzatanlar iki türlüdür. Bir kısmı zihinlerini toparlayamadıkları için uzatırlar; bunlar iyi niyetli kimselerdir, kendilerinin hoşlandıkları bir fıkraya sizin de gülmenizi isterler, iki de bir: “Nasıldı, dur, unuttum...” gibi sözlerle kesip düşünürler. Böylelerini severim, bir iddiaları yoktur; insanın zihnini toplayamaması, hikâye anlatmakta hünerinin olmaması da bir ayıp değil ya!...

Öteki kısım, neüzübillah! Onlar isteyerek, öylesi daha güzel olacak sanarak hikâyeyi uzatırlar; arada bir de etraftakilerin yüzüne: “Nasıl? İyi anlatmıyor muyum?” der gibi bakışları vardır. İstedikleri karşılarındakini o hikâyeye güldürmek, gülümsetmek değil, onları kendi anlatma hünerlerine hayran etmektir. Böylelerine çok kızarım. Çoğu anlattıkları hikâyeyi dinlemem, başka bir şeyle meşgul olduğumu, başka bir şey düşündüğümü kendilerine belli ederim.

(Nurullah ATAÇ, Günlerin Getirdiği, 1989)

SORULAR

(İlk dört soruyu yukarıdaki metinden yararlanarak cevaplandırınız.)1. Yazara göre konuşmada hikâye ne zaman iyi gider? 2. Hikâye anlatırken hikâyeyi uzatanların uzatma sebepleri nelerdir?3. Yazar kimlere kızmaktadır ve kızgınlığını nasıl bir tepkiyle belli etmektedir?4. “Konuşmada hikâye iyi gider.” cümlesindeki “gider” kelimesinin yerine

cümlenin anlamını da göz önünde bulundurarak başka hangi kelimeleri getirebiliriz?5. “Neüzübillah” kelimesinin anlamını metinden hareketle bularak kelimeyi bir

cümlede kullanınız.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

BİZ DAHA BİTMEDİK

- Ben bir kayın ağacıydım. Karadeniz yamaçlarında hür. Kimsenin eli değmemişti bana. Yapraklarım yağmuru çekiyordu. Köklerim toprağı tutuyordu. Üç dört kişi vardı, geldiler. Güneş daha yeni doğmuştu. Gözlerini üzerime diktiler. İçim cız etti. Bir makineyle kestiler. Bilseniz nasıl gürültü çıkarıyordu. Bilseniz nasıl ama nasıl canım

112

Page 113: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

yanıyordu. Bedenim parça parça kopuyordu. Dayanamadım, yere yığıldım. Sonrasını biliyorsunuz.

Elime aldığım her karttan ayrı bir ses geliyor, yakınmalar bitmiyordu. Sanki her şey ayaklandı etrafımda. Sesler çoğaldı. Gazeteler, kitaplar, kâğıtlar hep bir ağızdan bağırmaya başladılar:

- Biz birer ormandık, bittik. Her gün bir orman yitiyor. Kâğıt oluyoruz, kap oluyoruz. Gelip önünüze dökülüyoruz. Alıp bakıyorsunuz. Üstümüze yazılanları okuyorsunuz. Yiyecek içecek koyup taşıyorsunuz. Sonra doğru çöp sepetine. Çöplük… “Niye sokağı kirletiyorsun.” diye tekme atıyorsunuz. Hâlbuki sokaklar, çöplükler değil bizim yerimiz. Yine size ulaşmaya hazırız. Yeter ki “Kâğıt Fabrikası” yazılı yere ulaştırın. Dağlardaki, ovalardaki kardeşlerimiz kurtulsun. Ya da daha az kesilsin. Biz daha bitmedik…”

(İlk 4 soruyu yukarıdaki metne göre cevaplandırınız.)4. Birinci paragrafta yazılanların anlatıcısı kimdir? Anlatılanlardan sizi en çok

etkileyen cümleyi yazınız.5. Yukarıdaki metinden öğrendiklerinize dayanarak ormanlarımızın neden

bittiğini kısaca açıklayınız.6. Kâğıtların, kitapların, gazetelerin bizlerden isteği nedir? 7. “Gazeteler, kitaplar, kâğıtlar hep bir ağızdan bağırmaya başladılar.”

cümlesindeki altı çizili kelimelerin yerlerine cümlenin anlamını göz önünde bulundurarak başka hangi kelime veya kelimeleri getirebiliriz?

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

.

“Geçen gün bir olay geçti başımdan.Mahallenin yufkacısından iki yufka alayım dedim.Yufkacı,yirmilerinde bir genç,temiz

yüzlü,efendi kılıklı.Kaçtır yufka alırken,elli liralık parayı büyük bir özenle önüne koyuyorum.Paranın üstünü bana kuruş kuruş,yırtık pırtık kâğıt paralarla veriyor.Bu kez dedim şuna,bir dostça,ağabeyce,babaca bir ders vereyim.Elli lirayı şöyle özene bezene,temiz temiz,onarılmış,ütülenmiş durumuyla önüne koydum.Bana,kuruş kuruş paralar verdi,şöyle bir afra tafrayla fırlatarak: “Bak oğlum,dedim,ben sana temiz bir para verdim.Sen benim önüme kuruş kuruş paraları attın.Olur mu?”Şöyle bir baktı yüzüme ve: “Sen (evet sen diyordu)hastasın.Bana parayı böyle veriyorlar,ben de sana öyle veriyorum.Hastasın sen!”

Evet hastayım ben.Sustum.Sessiz sedasız ayrıldım dükkândan,bir daha oraya ayağımı basmamak kararıyla.Yazar,yufkacıya para verirken hangi amacı güdüyor?Yufkacı,yazarın konuşmasına karşılık nasıl bir tavır takınıyor?Yazar,yufkacının davranışı karşısında ne yapıyor?

113

Page 114: 1dersturkce.com/medya/yazili_soru_kaliplari.doc · Web viewGece hayatı, işsiz güçsüz hazır yiyici mirasyedilerin harcıdır. Çalışanlar dünyasında günün hareket işaretini

114