13
MEHMET BAŞBUĞ RESİMLERİNİN KOMPOZİSYON VE RENK AÇISINDAN İNCELENMESİ Doç. Dr. İlham ENVEROĞLU Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi ÖZET Bu çalışmada, Mehmet Başbuğ resimleri kompozisyon ve renk açısından incelenmiştir. Mehmet Başbuğ'un kompozisyonları kendine özgü bir yapıya sahiptir. Başbuğ, yapıtlarında klasik Batı resminin kutsal üçgen-piramidal kompozisyon yapısının aksine ters üçgen veya Türk üçgeni kullanmıştır. Sanatçı genellikle, yukarıya doğru yükselerek birleşen üçgen yerine, seyirciye doğru yaklaşan, önden geriye doğru genişleyen yassı bir üçgeni resimlerinde tercih etmektedir. Anahtar Kelimeler: Mehmet Başbuğ, renk, kompozisyon , Türk üçgeni Türk Dünyasının ünlü ressamlarından ve Prof. Dr. Mehmet Başbuğ hocamızı yakın bir zamanda ebediyete uğurladık. Arkasında yüzlerce eser, binlerce öğrenci bırakan, dostlarının ve talebelerinin gönlünde taht kuran Başbuğ'un sanatıyla ilgili çok sayıda makale, araştırma, tez yayımlandı. Mehmet Başbuğ sanatını farklı bir bakış açısıyla yorumlayarak, onun kendine özgü tarzının en kabarık yönlerine dikkat çeken değerli yazılar yazıldı. Uzun yıllar aynı şehirde, aynı üniversitede beraber çalışmak şansını yakaladığım hocamızı, özel hayatında ve kendi atölyesindeki çalışma ortamında da yakından izleme fırsatı oldu. Mehmet Başbuğ’un sanatıyla ilgili görüşlerimi aktarmadan önce, onun kişiliği ile ilgili bazı tespitleri paylaşmak isterim. Onu yakından tanıyanların sanırım itiraz etmeyeceği en önemli yönü, sanatıyla yaşamı arasındaki tutarlılığıdır. Halk

 · Web viewSanatçı Anadolu insanının yanında Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını da gelenek görenek ve efsaneleriyle eserlerine yansıtmış, Türk savaşları

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1:  · Web viewSanatçı Anadolu insanının yanında Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını da gelenek görenek ve efsaneleriyle eserlerine yansıtmış, Türk savaşları

MEHMET BAŞBUĞ RESİMLERİNİN KOMPOZİSYON VE RENK AÇISINDAN İNCELENMESİ

Doç. Dr. İlham ENVEROĞLU

Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi

ÖZET

Bu çalışmada, Mehmet Başbuğ resimleri kompozisyon ve renk açısından incelenmiştir. Mehmet Başbuğ'un kompozisyonları kendine özgü bir yapıya sahiptir. Başbuğ, yapıtlarında klasik Batı resminin kutsal üçgen-piramidal kompozisyon yapısının aksine ters üçgen veya Türk üçgeni kullanmıştır. Sanatçı genellikle, yukarıya doğru yükselerek birleşen üçgen yerine, seyirciye doğru yaklaşan, önden geriye doğru genişleyen yassı bir üçgeni resimlerinde tercih etmektedir.

Anahtar Kelimeler: Mehmet Başbuğ, renk, kompozisyon , Türk üçgeni

Türk Dünyasının ünlü ressamlarından ve Prof. Dr. Mehmet Başbuğ hocamızı yakın bir zamanda ebediyete uğurladık. Arkasında yüzlerce eser, binlerce öğrenci bırakan, dostlarının ve talebelerinin gönlünde taht kuran Başbuğ'un sanatıyla ilgili çok sayıda makale, araştırma, tez yayımlandı. Mehmet Başbuğ sanatını farklı bir bakış açısıyla yorumlayarak, onun kendine özgü tarzının en kabarık yönlerine dikkat çeken değerli yazılar yazıldı.

Uzun yıllar aynı şehirde, aynı üniversitede beraber çalışmak şansını yakaladığım hocamızı, özel hayatında ve kendi atölyesindeki çalışma ortamında da yakından izleme fırsatı oldu. Mehmet Başbuğ’un sanatıyla ilgili görüşlerimi aktarmadan önce, onun kişiliği ile ilgili bazı tespitleri paylaşmak isterim. Onu yakından tanıyanların sanırım itiraz etmeyeceği en önemli yönü, sanatıyla yaşamı arasındaki tutarlılığıdır. Halk deyimiyle “özü-sözü bir” olan, işiyle fikirleri birebir örtüşen ilkeli biri oluşudur. Türk dünyasına hayran olan sanatçı bu uğurda hem resimleri hem eylemleriyle örnek bir tavır sergiledi her zaman. Onun şahsiyetinde milli değerler sanat aşkıyla bütünleşerek harmanlanmıştı. Ve bu duruşunu, genel geçer eğilimlere, dönemin politik ve kültürel akıntılarına, moda yönelimlerine asla kurban etmeden sürdürdü.

Daha ilk sergilerinden önemli sanatçı ve eleştirmenlerin dikkatlerini çeken, yerli ve yabancı uzmanlardan övgüler alan sanatçı, hiçbir etki altında kalmadan yıllarca kendi resim tarzını olgunlaştırdı. Mehmet Başbuğ resimlerinin kendine özgünlüğüne, farklı anlatım diline ilk dikkat çekenlerden biri Kaya Özsezgin o yıllarda yazdığı bir yazıda şunları söyler:

“Devlet Galerisi’ndeki sergisinden kısa bir zaman sonra, o resimlerin bir kısmına yenilerini de katarak İş Sanat Galerisi’nde çalışmalarını bir araya getiren Mehmet Başbuğ’dan daha önce de söz etme fırsatı bulamamıştım. Bu genç sanatçı üç yıl kadar

Page 2:  · Web viewSanatçı Anadolu insanının yanında Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını da gelenek görenek ve efsaneleriyle eserlerine yansıtmış, Türk savaşları

önce Bursa Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nü bitirmiş, şimdi Ankara’da bir okulda görevli. Büyük boyutlar üzerine çalıştığı ve boyayı kalın bir doku oluşturacak biçimde kullandığı resimleri, doğup büyüdüğü Güneydoğu yöresinin izlenimlerini taşıyor. Köken olarak da toplumsal gerçekçi bir anlayışın tabanı üzerine oturuyor. Yakın dönemde ülkemizin yaşadığı bunalımlara gerçekçi bir açıyla yaklaşan Mehmet Başbuğ’un özellikle kendi resim türüyle çok iyi bağdaşan Seyyit Bozdoğan’da gördüğümüz toplumsal içerikli resmi, kişisel bir yorum paralelinde geliştireceği düşünülebilir. Sergisinde yer alan bu konumdaki bir tablosunun sözünü etmek isterim: Yerde yüzükoyun yatan bir figürün yanı başında sırtı dönük bir çocuğu gösteren bu tablo, sanatçının gelecek çalışmaları için yeterli bir referans sayılsa yeridir.”(Özsezgin, 1982: s 33).

Sanatçı Anadolu insanın günlük yaşamını, insan ve doğa görüntülerini yöresel tatlar ve dokular eşliğinde resimlerine yansıtırken diğer yandan plastik kaygıları da ikinci plana itmeden, kompozisyon kurgusu, renk çözümlemesi ve açık-koyu dengesini de gözetir. Her şeyden önce samimiyet-içtenlik okunur bu resimlerde. İşlediği konular, portrelerindeki şahsiyetler onun gönül aynasında çoktan yer edinmiş dostane yansımalardan çıkmadır sanki.

Anadolu kırsal yaşamını ve bu yaşamın ayrılmaz bir parçası olan insanı, gündelik yaşamı içinde yöresel tiplemeleriyle kendine özgü bir atmosfer içinde ele alan Mehmet Başbuğ, eserlerinde Türk insanı ve yaşamı üzerine kurulmuş geniş bir dünya yaratmıştır. Sanatçı Anadolu insanının yanında Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını da gelenek görenek ve efsaneleriyle eserlerine yansıtmış, Türk savaşları ve tarihini anlatan önemli yapıtlar ortaya koymuştur (Aytekin, 2006: s 20-23). 1990’lı yıllara kadar Anadolu insanını, gerçekçi bir yorumla ve kendine özgü duyarlılıkla başarılı bir şekilde yansıtan, Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla bağımsızlığına kavuşan Türk cumhuriyetlerine geziler yapan sanatçı, artık Kazak, Kırgız, Başkurt, Tatar vb. Türklerin tarihsel ve günlük yaşamlarından kesitleri resimlerine aktarır.

Sanatçının 2011 tarihli “Manas Destanı” ve 2014 tarihli “Sibirya'dan” adlı eserlerinde gökyüzünde uçmakta olan kartal figürü Türk kültürünün geleneksel yapısı içinde kendisiyle bütünleşen gökyüzünün hâkimi, güç, kuvvet ve kudretinin bir göstergesi olarak koruyuculuk görevini üstlenmiş gibidir. Kompozisyonların boşluk doluluk ve açık-koyu ilişkileri içinde odak noktalarına yerleştirilen bu figürler aynı zamanda resimlerin plastik bir öğesi konumundadır (Çoban, 2015: 74).

Resimlerinde kullandığı bol miktardaki at tasvirleriyle dikkati çeken sanatçı; atı, Türk kültürünün bir parçası bağlamında ele alarak yalın biçimlerde kullanmış ve buradan hareketle at portreleriyle de ünlenmiştir. Mehmet Başbuğ sanat hayatına başladığı ilk yıllarda, büyük boyutlu tuvallere uyguladığı Güneydoğu yöresinin yaşamından seçilmiş konulara ağırlık verirken, zamanla konuları tüm Anadolu coğrafyasını ve Türk Dünyasını kuşatmağa başlamıştır. Başlarını yem torbasına sokmuş beygirlerin çektiği yük arabaları, pazarcılar, kır kahveleri eserlerinin içeriksel ağırlığını oluştururken, zamanla Milli Mücadele ve bayrak konusu da çalışmalarına yeni bir renk katmıştır. Mehmet Başbuğ’un eserlerinde, Anadolu halkının gündelik yaşamı, samimi bir anlatımla sanatçının kıvrak fırça vuruşlarının bir

Page 3:  · Web viewSanatçı Anadolu insanının yanında Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını da gelenek görenek ve efsaneleriyle eserlerine yansıtmış, Türk savaşları

yansıması olarak belirirken, işlediği konular özgün ifadeler, yalın ve sade bir dille izleyiciye sunulmaktadır. Sanatçının özellikle, Türk halkının milli mücadele yıllarında gösterdiği kahramanlıklar, kutsal vatan toprağı için verilen mücadeleler ve zaferleri yansıttığı resimleri konuya samimi yaklaşımıyla dikkat çekmektedir.

Mehmet Başbuğ’un Resimlerinde Kompozisyon ve Renk

Araştırmacılar, Mehmet Başbuğ’un resimlerini genellikle konu ve içerik bağlamında incelemişlerdir. Ana hatlarıyla bu konuları; pazar yerleri-kahvehaneler, kırsal yaşam-göçebe hayatı, at ve at arabaları, milli mücadele resimleri, Türk Dünyasından İzlenimler başlıkları altında toplayabiliriz. Makalenin amacı doğrultusunda, Başbuğ resimlerinin konusuna değinmeden plastik ve estetik açıdan incelemeyi, sanatçının kompozisyon yapısı ve renk çözümlemeleri üzerinde durulacaktır.

Mehmet Başbuğ'un kompozisyonları kendine özgü bir yapıya sahiptir. Başbuğ, klasik Batı resminin kutsal üçgen-piramidal kompozisyon yapısının aksine ters üçgen veya Türk Üçgeni kullanıyor. Sanatçı genellikle, yukarıya doğru yükselerek birleşen üçgen yerine, seyirciye doğru yaklaşan, önden geriye doğru genişleyen yassı bir üçgeni resimlerinde tercih etmektedir.

Bilindiği gibi Türk üçgeni, mimarlıkta kare planlı bir mekânın üzerinin kubbeyle örtülmesi durumunda köşelerde kalan boşlukların kapatılması için kullanılan üç temel geçiş öğesinden biridir. Türk üçgeni tepe noktası aşağıda, yan yana getirilmiş sivri üçgenlerin yukarıya doğru yelpaze gibi açılmasıyla oluşur. Köşedekinin tepe noktası aşağıda olmak üzere, iki yana doğru bir düz, bir ters sıralanarak kubbeye geçişi sağlayan üçgenlere de Türk üçgeni adı verilir. Tabanları kubbenin kenarına gelen üçgenler böylece bir tür kırıklı pandantif oluştururlar. Türk üçgeni adı, bu geçiş öğesinin Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu yapılarında daha çok kullanılmasından kaynaklanır. Konya’daki İnce Minareli, Karatay gibi medreselerde görülen Türk üçgeninin en güzel örnekleri arasındadır. Bu tür Türk üçgenli kubbe geçişlerine Klasik Dönem öncesi küçük boyutlu Osmanlı camilerinde de çok rastlanmaktadır (www.ansiklopedi.biz.(23.12.2017).

Page 4:  · Web viewSanatçı Anadolu insanının yanında Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını da gelenek görenek ve efsaneleriyle eserlerine yansıtmış, Türk savaşları

Resim 1. Türk Üçgeni Örneği, Anadolu Selçukluları Dönemi.

Resim 2. Eski Cami-Türk Üçgeni, Erken Osmanlı Dönemi

Kimi zaman bir portre, kimi zaman bir insan veya hayvan figürü, bazen de bir at arabası bu amaçla ön plana alınır. Bu kompozisyonlarda gördüğümüz, objeden yayılan ışık gibi arka plandaki olaylara yönlendirici bir bakış açısıyla biçimlendirmedir. Türk üçgeni kompozisyonları tercih etmekle Mehmet Başbuğ, izleyiciyle resim arasındaki mesafeyi kırarak onu resmin içine çekmeğe çalışıyor. Birçok resminde gördüğümüz bu kompozisyon kurgusu özellikle, “Arabalar”, “Kırmızı Kahvehane”, “Yörük Obası”, “Çarşı”, “Göç”, “Keçiler” vb resimlerinde bariz bir şekilde görülmektedir.

Page 5:  · Web viewSanatçı Anadolu insanının yanında Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını da gelenek görenek ve efsaneleriyle eserlerine yansıtmış, Türk savaşları

Resim 6. “Arabalar”, 100x200cm, TÜYB, 1985

Sanatçının erken dönem çalışmalarından olan “Arabalar” resminde bu üçgen kompozisyonu görmekteyiz. Arkası seyirciye dönük olarak resmedilen atlar ve arabalar, kompozisyon kurulumu sayesinde ters bir etki yaratarak izleyiciye yaklaştırılmıştır. Beyaz, gri-mavi tonların içerisine serpiştirilen kırmızı, turuncu ve sarı renkler vurgu hissini güçlendirmektedir.

Resim 3. “Çarşı”, 110x125 cm, TÜYB, 2004

Türk üçgeni-kompozisyonun bariz bir şekilde görüldüğü resimlerden bir tanesi de “Çarşı” resmidir. Mehmet Başbuğ'un çok az kullandığı neredeyse kare biçimli tuval üzerine önden arkaya doğru genişleyen, sürekli yoğunlaşarak katmanlaşan bu resimde ön plana alınan çocuk ve yaşlı kadın figürü göze çarpar. Öne doğru eğilmiş yaşlı kadının ve arkası seyirciye dönük

Page 6:  · Web viewSanatçı Anadolu insanının yanında Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını da gelenek görenek ve efsaneleriyle eserlerine yansıtmış, Türk savaşları

çocuğun renk ve biçim kurgusu kompozisyonun odak noktasını oluşturmaktadır. Beyaz zemin üzerindeki yer çizgileri ve bu çizgiler üzerine hizalanmışçasına yerleştirilen figürler derinlik algısını güçlendirmektedir. Renk lekeleri aynı zamanda biçimi oluştururken, boşluk-doluluk ilişkisinde muazzam denge göze çarpar.

Resim 4. “Kırmızı Kahvehane”, 100x300cm, TÜYB, 2005

Sıra dışı bakış açısıyla seçilen bir diğer Mehmet Başbuğ resmi olan “Kırmızı Kahvehane”de de tür üçgeni dikkat çekiyor. Renklerin biçim oluşturan yapısı, ayrı ayrı da okunabilen figürlerin bir bütünde kaynaşarak yeniden örgütlenmesi sıra dışı resimsel bir etki doğurmaktadır. Zemin beyazının ara ara figürlerin içerisine taşınması da kompozisyonun diyalektik yapısını güçlendirmektedir.

Resim 5. “Göçerler”, 140x200cm, TÜYB, 2006

Sanatçının “Göçerler” resmini yakından incelediğimizde, yine Türk üçgeni karşımıza çıkıyor. Yine benzer dramatik renk ve leke kurgusu tablonun geneline hakim olmakla beraber, siyah,

Page 7:  · Web viewSanatçı Anadolu insanının yanında Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını da gelenek görenek ve efsaneleriyle eserlerine yansıtmış, Türk savaşları

gri, kızıl kahveler etkileşiminde beyaz ve turuncu vurgular eserin kompozisyon yapısını ortaya çıkarmaktadır.

Resim 7. “Keçiler”, 140x200cm, TÜYB, 2006

“Keçiler” resminde de sanatçı, üçgen yapı içerisine ustalıkla yerleştirilmiş keçi ve insan figürlerinde sıradan bir Yörük pazarını sanatsal bir şölene dönüştürmüştür. Siyah-gri keçilerin içerisinde sarı-beyaz keçi figürü vurgu öğesini güçlendirirken aynı zamanda üçgen kompozisyonun temel yapısını da ortaya çıkarmıştır.

Resim 8. “İstiklal Savaşında Seferberlik”, 140x200cm, TÜYB, 2008

Page 8:  · Web viewSanatçı Anadolu insanının yanında Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını da gelenek görenek ve efsaneleriyle eserlerine yansıtmış, Türk savaşları

“İstiklal Savaşında Seferberlik” eserinde de sanatçı kendine has üçgen kompozisyona sadık kalmıştır. Ön plana alınan yorgun ve endişeli kadın figürü, hem yapısal hem içerik olarak eserin ağırlık noktasını oluşturur. Mehmet Başbuğ bu resminde de ayrıntılara boğulmadan olayla ilgili tüm detayları tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Neredeyse didaktik bir yaklaşımla konuya ilişkin her detay anlam yüklerken bile, resimsel kaygıdan zerrece taviz vermemiştir. Renk, biçim, kompozisyon eserin konusuyla bütünleşerek özlü bir bütünlüğü yakalamıştır.

Sanatçının resimlerinde yalın ve sade biçimlendirme tarzı, renklerde aza indirgeme, gereksiz ayrıntılardan kaçınarak betimleme, iletilmek istenen ana fikre doğrudan odaklanma öne çıkan özellikler arasındadır. Erken dönemlerinde açtığı bir kişisel sergi üzerine yazdığı yazıda Kaya Özsezgin, eserlerin konusuyla kompozisyon, biçim ve renklerin betimlemelerindeki karşılıklı uyuma da dikkat çekmektedir:

“Mehmet Başbuğ’un bu resimleri büyük ve geniş renk kuşaklarıyla çizilmiş pentür-desen izlenimi veriyor. İlk bakışta renkçi gibi görünen bu anlayış, gerçekte bütünüyle desenin hizmetine verilmiş bir renkçiliktir. Bu nedenle, rengin bağımsız etkisinden çok, çizgisel kuruluşu pekiştiren bir öğe olarak ikinci plandaki katkısı önemlidir. Ayrıntıları gizleyen kapatıcı işleve öncelik veren bu renk, geniş planların çözümünde olduğu kadar, figürlerin konumunda da bir sahne dekorunun dramatik etkisine benzer bir etki yaratmaktadır. Özellikle seçilmiş bir eğilim olarak da düşünülebilir bu tutum. Resimlerin birbirini bütünleyen ortak çizgisi ve büyük tuvallere uygun düşen toplumsal kökenli estetiği ise, serginin olumlu yönü olarak alınabilir” (Özsezgin, 1985: s 51).

Resim 9. “Yörükler”, 140x200cm, TÜYB, 2005

Sonuç

Page 9:  · Web viewSanatçı Anadolu insanının yanında Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını da gelenek görenek ve efsaneleriyle eserlerine yansıtmış, Türk savaşları

Sanat ve toplum tarihlerine bakıldığında, hiçbir şeyin yoktan var olmadığını, hiçbir sanat etkinliği ve yönelişinin hiçbir şeyden etkilenmeksizin, kendiliğinden ortaya çıkmadığını görüyoruz. Genellikle sanatçılar, daha önceden var olan başka bir şeyin modelliğinden yararlanarak, ürettiklerine kendilerinden kattıklarıyla, kendi biçemlerinden ekledikleriyle ortaya koydukları özgün biçem ve biçim dillerini oluştururlar. Denebilir ki, sanatçı ne denli yetenekli olursa olsun, dehası ne kadar güçlü olursa olsun, sanat tarihi içinde bir geleneğe yaslanır ve kendisine ya doğadan ya da sanattan bir çıkış noktası bulur. Bu durumda sanatçının kendi kültür geleneklerinden ilham alarak yeni sanat eserleri yaratması, öz biçim ve anlatım dilinden yararlanması doğal olmakla beraber gerekli de görünür.

Mehmet Başbuğ’un resimlerindeki kompozisyon ve renk kurgusundaki geleneksel değerlerin anlaşılması için iki temel kavrama bakmakta yarar var. Bu kavramlardan birincisi Yöresellik, ikincisi ise Ulusallık kavramlarıdır. Yöresellik sanat ve edebiyatta bir içerik sorunu iken, ulusallık sanat yapıtının içeriği ile değil, biçimi, anlatımıyla ilgilidir. Ulusallık kavramı Yöresellik kavramından farklı olarak, bir toplumun geleneklerinden, kültür birikiminden devraldığı plastik ve estetik değerleri biçimsel açıdan ele almaktır. Ulusallık, bir ulusun nesnelere bir yaklaşım biçimi, nesneleri kendine özgü bir biçimde kavrayış, duyuş ve beğeniş biçimi olmakla beraber aynı zamanda kendine özgü biçim ve anlatım dilini de oluşturur. Bu kavramlara yaklaşım tarzı her toplumun, her kültürün öz dinamiklerinden kaynaklanan açılımlarla farklılaşmaktadır.

Bu bağlamda Mehmet Başbuğ’un sanatı çağdaşlık ekseni içerisinde iç içe geçmiş Yöresellik ve Ulusallık kavramlarıyla açıklanabilir. Biçim ve öz itibariyle ayrılmaz ikili olan bu kavramları, sanatçının geleneksel Türk mimarisinden alınan Türk üçgeni kompozisyon anlayışında ve renk kullanımının ise halı-kilim sanatındaki renklerin negatif-pozitif eşdeğerliğine uygun bir yalınlıkla kullandığını görmekteyiz. İster kullandığı konular itibariyle ister kompozisyon, biçim ve renk kullanımı açısından bakıldığında, Mehmet Başbuğ sanatını Çağdaş Türk Resmi içerisindeki ulusallık arayışları içerisinde çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz.

KAYNAKÇA

Enveroğlu, İlham. (2017). “Gelenekten Çağdaşlığa-Çıkmazlar ve Umutlar”, Uluslararası Geleneksel Sanatlar Sempozyumu, “Yazmalardaki El İzleri”, 20-21.04.2017, Akçaabat/Trabzon/Türkiye

Özsezgin, Kaya. (1982). Sanat Dergisi, 57/1, s 33.

Özsezgin, Kaya. (1985). Milliyet Sanat, 117/1, s. 51

Page 10:  · Web viewSanatçı Anadolu insanının yanında Türk Dünyası’nın diğer toplum yaşantılarını da gelenek görenek ve efsaneleriyle eserlerine yansıtmış, Türk savaşları

Çoban, İbrahim. (2015). “Türk İkonografisinde Kartal Motifi ve Çağdaş Türk Resim Sanatına Yansımaları”. İdil Dergisi, 4.16: 57-80

http://www.ansiklopedi.biz/ansiklopedi/turk-ucgeni-nedir, Erişim Tarihi (23.11.2017)

http://www.mehmetbasbug.com,/Erişim Tarihi, (25.11.2017).