10
Osmanlı Devleti’nde Toprağa Bağlılık Prensibi ve Çift-Hane Sistemi Osmanlı İmparatorluğu’nun Bizans ve Selçuklu dönemlerinden devraldığı ve esas olarak eski İran ve geç Roma İmparatorluğu dönemine giden temel sistemin genel özelliklerini yukarıda izaha çalıştık. Bu rejimde çift öküzün (çift) ve aile emeğinin (hane) temel olduğu küçük köylü işletmeleri söz konusudur. Aile sahibi köylü, kendi küçük zirai işletmesinin organizasyonunu yapar, ona hâkimdir. Osmanlı kanunnamelerinde aile reisi olarak nitelendirilen hane sahibi, öncesinde de belirttiğimiz üzere ana unsurdur. Her şey bu birim hane üzerinden tespit ve hesap edilir 1 . Çift- hane birimi başlıca üç unsuru birleştirmekteydi: emek kaynağı olarak hane halkı; koşum gücü olarak bir çift öküz, bu bir çift öküzle islenebilir boyutlarda bir birim meydana getiren ve tahıl üretimine hasredilmiş bulunan tarlalar. Bunların tümü bir üretim ünitesi ve dolayısıyla mali ünite sayılmaktaydı 2 . Bir çift öküzü ve onun işleyebileceği kadar toprağı tapu rejimi kuralları dairesinde tasarrufu altında bulunduran köylü ailesi zirai rejimin ana ünitesi olarak çift -hane sisteminin temelini oluşturur. Bu ünite aynı zamanda imparatorluk bürokrasisi için aynı zamanda bir ana vergi ünitesidir. 3 Çift-hane birimi başlıca üç unsuru birleştirmekteydi. Emek kaynağı olarak hane halkı, koşum gücü olarak bir çift öküz ve bu bir çift öküzle işlenebilir boyutta bir birim meydana getiren ve tahıl üretimine tahsis edilmiş tarlalar. * Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü. [email protected] 1 Emecen, 1999: 94. 2 İnalcık, 2004-I: 190. 3 İnalcık, 1993b: 6-7. XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK FAALİYETLERE BAĞLI NÜFUS HAREKETLİLİĞİ Alaattin AKÖZ *

XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK … Alaattin Aköz... · 2016-12-22 · 5 İnalcık, 1993b: 8. 6 Barkan, 1980: 881. 7 Halil Cin- Gül Akyılmaz, 1995: 50-57,

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK … Alaattin Aköz... · 2016-12-22 · 5 İnalcık, 1993b: 8. 6 Barkan, 1980: 881. 7 Halil Cin- Gül Akyılmaz, 1995: 50-57,

Osmanlı Devleti’nde Toprağa Bağlılık Prensibi ve Çift-Hane Sistemi

Osmanlı İmparatorluğu’nun Bizans ve Selçuklu dönemlerinden devraldığı ve esas

olarak eski İran ve geç Roma İmparatorluğu dönemine giden temel sistemin genel

özelliklerini yukarıda izaha çalıştık. Bu rejimde çift öküzün (çift) ve aile emeğinin (hane)

temel olduğu küçük köylü işletmeleri söz konusudur. Aile sahibi köylü, kendi küçük zirai

işletmesinin organizasyonunu yapar, ona hâkimdir. Osmanlı kanunnamelerinde aile reisi

olarak nitelendirilen hane sahibi, öncesinde de belirttiğimiz üzere ana unsurdur. Her şey

bu birim hane üzerinden tespit ve hesap edilir1.

Çift- hane birimi başlıca üç unsuru birleştirmekteydi: emek kaynağı olarak hane

halkı; koşum gücü olarak bir çift öküz, bu bir çift öküzle islenebilir boyutlarda bir birim

meydana getiren ve tahıl üretimine hasredilmiş bulunan tarlalar. Bunların tümü bir üretim

ünitesi ve dolayısıyla mali ünite sayılmaktaydı2.

Bir çift öküzü ve onun işleyebileceği kadar toprağı tapu rejimi kuralları dairesinde

tasarrufu altında bulunduran köylü ailesi zirai rejimin ana ünitesi olarak çift-hane

sisteminin temelini oluşturur. Bu ünite aynı zamanda imparatorluk bürokrasisi için aynı

zamanda bir ana vergi ünitesidir.3 Çift-hane birimi başlıca üç unsuru birleştirmekteydi.

Emek kaynağı olarak hane halkı, koşum gücü olarak bir çift öküz ve bu bir çift öküzle

işlenebilir boyutta bir birim meydana getiren ve tahıl üretimine tahsis edilmiş tarlalar.

* Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü. [email protected] 1 Emecen, 1999: 94. 2 İnalcık, 2004-I: 190. 3 İnalcık, 1993b: 6-7.

XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK

FAALİYETLERE BAĞLI NÜFUS HAREKETLİLİĞİ

Alaattin AKÖZ *

Page 2: XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK … Alaattin Aköz... · 2016-12-22 · 5 İnalcık, 1993b: 8. 6 Barkan, 1980: 881. 7 Halil Cin- Gül Akyılmaz, 1995: 50-57,

1470 XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK FAALİYETLERE BAĞLI NÜFUS

HAREKETLİLİĞİ

ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR

Köylü reayanın sosyal-mali statüsünü belirleyen çift-hane sistemi ilk fütuhat

dönemlerinde Batı-Anadolu ve Trakya’da Müslüman ve Hıristiyanlara ortak

uygulanmıştır4.

Çift-hane, bütün sistemin temel ünitesi olduğundan, kanunnamelerde ve tahrir

defterlerinde sırada daima ilk olarak çift resminden söz edilir. Çift-hane, defterlerde

haneyi temsil eden vergi mükellefi aile reisi adına bir “c” harfi ile tespit olunur ve bu çift-

hane ünitesini ifade eder5.

Osmanlı timar rejiminde köylünün toprağa bağlılığı, feodal düzendeki serflerin

toprağa bağlılıklarını hatırlatsa da Osmanlı köylüsünü batı feodalizmindeki serflerle

kıyaslamak mümkün değildir6. Serflerin özgürlüğü; yüksek bir ücret ödemesi, hür bir

kadınla evlenmesi, kilisenin hizmetine girmesi ve krallığa ait topraklarda veya bir şehirde

bir yıl bir gün kalabilmesi ile mümkündür. Yakalanması durumunda ise senyör tarafından

toprağına geri getirildiği gibi ağır cezalara da çarptırılabilirdi7.

Elinde bir çift yeri olan reaya her sene Bursa müddü ile dört müd ekin ekmek

zorundaydı. Ekmediği her yıl için sipahisine bedel-i öşür olarak 50 akçe öderdi. İki müd

ekmiş olsa bedel miktarı 25 akçeye düşerdi8. Bu rakama çift resmi dâhil değildir. Çiftine

dört müd ekin eken reaya ise serbesttir istediği işle meşgul olabilirdi. Elinde çift miktarı

toprağı olmayan ya da toprağını kiralama usulü başkasına ektiren reaya ise bedel-i

öşürden muaf olup sadece çift resmini öderdi. Çiftliğini terk eden reaya ise sipahisine

ödemek zorunda olduğu aşar vergisi ve diğer vergilerinin tazmini manasında çiftbozan

resmi ödemek zorundaydı9. Bundan başka Çiftini terk eden reaya eğer başka bir sipahinin

toprağında çalışıyor ya da başka işlerle uğraşıyorsa onun yerini tespit eden sipahinin

köylüyü terk ettiği toprağına geri döndürme hakkı vardı. Fakat bunun için köylünün

toprağı terkinden itibaren 10 yıldan fazla zaman geçmemiş olması lazımdı. 10 yıldan fazla

4 Aköz, 2014: 215. 5 İnalcık, 1993b: 8. 6 Barkan, 1980: 881. 7 Halil Cin- Gül Akyılmaz, 1995: 50-57, 116. 8 Çiftlik hususunda a’lâ ve evsat ve ednâ mu’teber olub bütün çiftlik a’lâ yerden altmış dönüm ve evsat yerden seksen ve doksan dönüm ve ednâ yerden yüz ve yüzyirmi dönüm demişlerdir. Amma beyn-en-nâs meşhûr ve ma’rûf olan çiftlik oldur ki bir çiftlik nadasına ve ekinine vefâ ide ehâli-i kurâdan ekinciler dahi ana bir çiftlik dirler. Mikdarda Bursa müddile oniki müdlük yerdir. Konya müddile sekiz müdlük olur; bil-fi’il ma’mûl olan kile ile altı müdlük yer olur.(1529 Tarihli Kanûn-nâme-i Vilâyet-i Karaman) Bkz. BA. TD. 387, s. 4-5 9 Barkan, 1979: 307.

Page 3: XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK … Alaattin Aköz... · 2016-12-22 · 5 İnalcık, 1993b: 8. 6 Barkan, 1980: 881. 7 Halil Cin- Gül Akyılmaz, 1995: 50-57,

1471 XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK FAALİYETLERE BAĞLI NÜFUS

HAREKETLİLİĞİ

ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR

zaman geçen köylülerden sipahi sadece çiftbozan resmi talep edebilir ya da köylünün

işlediği yeni topraktan kendisi için ikinci bir öşür isteyebilirdi. Bu resmin miktarı zamanla

değişmiş Fatih kanunnamesinde 50 akçe iken XVI. yüzyıl sonunda bazı yerlerde 300 akçe

olmuştur. Bu durum bize XVI. yüzyıldan sonra Osmanlı devletindeki reaya aleyhine olan

gelişmelerin boyutları ve onların karıştığı isyanların sebepleri hakkında bir fikir verebilir.

Çiftbozan resminin bir özelliği seyyid, sipahi-zade, berat sahibi ve asker sınıflarından

istenmemesiydi. Onlar ziraatla meşgul oldukları zaman toprağın öşür ve resmini veririler

fakat istedikleri zaman çiftliklerini bozup ziraatla uğraşmaktan vazgeçebilirlerdi. Aynı

şekilde hastalıktan, yaşlılıktan ve diğer zorlayıcı sebeplerden dolayı toprağını

ekemeyenler de çiftbozan vergisinden muaf olur, sipahileri üç yıl ekilmeyen bu tür

topraklara el koyup tapu ile başkalarına verebilirdi10.

Kanunnamelere göre “reaya ve ülke sultanındır”. Bu sebeple sultanın izni

olmadan hiç kimsenin toprak ve köylü üzerinde bir hakkı ya da gücü yoktu. Bu ilke

sultanın imparatorluktaki mutlak hâkimiyetini güvenceye alıyor ve her türlü yerel beyliği

ve sömürüyü ortadan kaldırıyordu. Bu ilke çerçevesinde Sultan timar sistemini kuran ve

her türlü düzenleme yetkisine sahip olan olduğu gibi vakıf mülklerini ve özel çiftlikleri

denetleyebiliyor, hatta Fatih gibi vakıfları feshedebiliyordu.

Diğer taraftan kanuna göre satılamaz olan reaya çiftlikleri XVI. yüzyıl sonlarından

itibaren el değiştirmeye başlamıştı. Reaya çiftliğinin satılamaz, hediye edilemez, emanet

bırakılamaz, rehin alınamaz ve ödünç verilemez hükmü ilk olarak söz konusu çiftin bağlı

olduğu timarlı sipahinin bilgisi ve izni dâhilinde olduğu sürece yani sahib-i arz tarafından

yapıldığı sürece meşru olmaya başladı. Böylece köylülerin klasik toprak rejimi çerçevesi

içinde mülksüzleşmesi başladı. Köylünün mülksüzleşmesinin timar sisteminin

bozulmasıyla başladığını düşünmek doğru değildir. Köylünün toprağını kaybetmesi iki

şekilde olmaktaydı. İlki ismi mülksüzleşme, yani toprağı işleyen kişinin yerinde

kalmasına karşılık toprağın tasarruf hakkını kaybetmiş olmasıydı. Kendi toprağını

işlemeye devam eden kişiye çok daha ağır koşullar dayatılmaktaydı. Diğeri ise cismi

10 1529 Tarihli Kanûn-nâme-i Vilâyet-i Karaman’da : Ve reayanın üzerine kaydolunan çiftliklerinde kabil-i ziraat olub hasıl viren yerlerin sürmeyüb boz (yoz) koyub varub ahar yerinde ekerler ise sahib-i arz öşrün ve salarlığın aldıktan sonra sahib-i raiyyet dahi bir öşür ala Ve üç yıl mütevaliyen boz kalub sürülmeyen çiftlikleri raiyete sürmek teklif itdikten sonra müsahale idüb sürmezse kadı ma’rifetile ahara virüb öşrün ve rüsumun ala denilmektedir. Bkz. BA. TD. 387, s. 4-5.

Page 4: XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK … Alaattin Aköz... · 2016-12-22 · 5 İnalcık, 1993b: 8. 6 Barkan, 1980: 881. 7 Halil Cin- Gül Akyılmaz, 1995: 50-57,

1472 XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK FAALİYETLERE BAĞLI NÜFUS

HAREKETLİLİĞİ

ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR

mülksüzleşme, yani köylünün baskılara dayanamayıp toprağını bırakıp kaçması

şeklindeydi11.

Yukarıdan itibaren anlatılagelen köylünün toprağa bağlılığı daha çok XV-XVI.

yüzyıllardaki toprak-nüfus arasındaki denge ile yakından ilgili olsa gerek. Zira XVI.

yüzyılın ikinci yarısından sonra nüfusta % 60 oranında bir artış gerçekleşmiş, buna

mukabil ekilebilir tarım alanları genişlemediği gibi daralma eğilimi göstermiş, hatta var

olan ziraat işletmeleri küçük parçalara bölünmüştür. Küçülen tarım topraklarının yanında

tapu bedelleri ve öküz fiyatlarının da artması12 köylüleri oldukça zora sokmuştur. Bu

durum köylerden kentlere doğru bir göç hareketinin doğmasına da neden olmuştur.

Bozkır Nahiyesinde Toprağa Bağlılık İlkesi ve Geçimlik Nüfus Hareketleri

Bozkır Nahiyesi coğrafi yapısı gözönüne alındığında kanunnamede tanımlandığı

gibi bir çiftlikten söz etmek mümkün olmayacaktır. Zira bölgenin dağlık olması ekilebilir

alanların son derece sınırlı olması sonucunu doğurmuştur. Bu çalışmada verimlilik hesaba

katılmaksızın Bozkır bölgesinde bir çiftlik yer belirtilen sebepten dolayı en fazla 60

dönümlük bir alan olarak kabul edilmiş ve değerlendirmeler bu ölçek üzerinden

yapılmıştır.

Sadece Bozkır Nahiyesinde değil XVI. Yüzyılın ikinci yarısında bütün Osmanlı

ülkesinde karşılaşılan en önemli problemlerden birisi de geçim şartlarına bağlı göç

hareketleri idi. Yukarıda izah edildiği üzere Osmanlı kanunlarına göre her ne kadar halkın

bir yerden bir yere göç etmesi izne tabi olsa da ne köylüler ne de şehirliler bu kanunlara

çok uymuş görünmüyor. Bulunduğu yerde geçimini sağlayamayan insanlar, yeni geçim

imkanları bulmak ümidiyle başka yerlere göç ettiler. Bu hareketliliğin temelinde azalan

ekim alanları üzerinde oluşan nüfus baskısı en önemli etkendi. Çünkü gittikçe daralan

ekilebilir alanlar o bölgede yaşayan insanları beslemeye yetmemekteydi.

Geçimlik nüfus hareketlerini dört ayrı biçimde ele almak gerekir13:

1. Sadece köyünden veya şehrinden bir başka köy veya şehre gitmek yerine

sancak sınırları dışında kalan daha büyük şehirlere göç etmektir.

11 Veınsteın, 2009: 40-43. 12 Yunus Koç, “16. Yüzyılda Tarımda Yatırım Maliyeti Sorunu Ya Da “Resm-i Tapu” ve Öküz Fiyatlarına Dair Bazı Gözlemler”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, S.17, Ankara 2012, s.139-148. 13 Erdoğru, 2004, s. VII

Page 5: XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK … Alaattin Aköz... · 2016-12-22 · 5 İnalcık, 1993b: 8. 6 Barkan, 1980: 881. 7 Halil Cin- Gül Akyılmaz, 1995: 50-57,

1473 XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK FAALİYETLERE BAĞLI NÜFUS

HAREKETLİLİĞİ

ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR

Bu kapsamdan olmak üzere Bozkır Nahiyesine bağlı Bozdam köyünden Yusuf

veled-i Ahmed’in İçel’e, Hacı Halil köyünden Mehmed veled-i Yusuf’un ise Aydın’a

gittiği 1584 tahriri esnasında tespit edilmiştir.

Bu göçün sadece hane reisinin gitmesi şeklinde mi yoksa bütün ailenin göç etmesi

şeklinde mi gerçekleştiğine dair kayıt yoktur. Ama bu uzak mesafeli göçlerin daha çok

hane reisi erkeğin para kazanmak maksadıyla göçü olduğu kanaatindeyim.

2. Köylerden aynı sancak içerisinde yer alan yakın şehirlere göç. Gerek toprak

yetersizliği, gerekse köylü üzerinde artan baskılar bir kısım köylülerin şehirlere göç

etmesine sebebiyet vermiştir.

Eldoğan köyünden Halil veled-i Musa köyünden ayrılarak, Seydişehir’e

yerleşmiştir.

Bu ikinci tür göçte bütün ailenin birlikte göçtüğü kanaatindeyim.

3. Köyler arasında gerçekleşen göçler. Bu çalışmanın konusunu ve içeriğini de

ağırlıklı olarak bu göç türü oluşturmaktadır. Zira en yaygın görülen göç türü budur.

Yukarıda anlatıldığı üzere köylünün toprağının yetersiz olması, ya da topraksızlaşması

onu arayışa yöneltmekte ve ailesinin geçimini temin edebilmek için üretim yapabileceği

başka köylere göç etmesine sebep oluyordu.14

Merye köyünde Gündüğün köyünden gelen çiftçiler; Ali Çerçi köyünde, Kafir

Çiftliği ve Öz köyünden gelen çiftçiler; Eldoğan köyünde Ahırlı köyünden gelen çiftçiler;

Değirmenderesi köyünde, Çat köyünden gelen çiftçiler; Paşa Çiftliği köyünde, Öz ve

Balıklağu köylerinden gelen çiftçiler; Morsun köyünde, Akçapınar köyünden gelen

çiftçiler «zemin» adı verilen değişik büyüklükteki tarlalarda ziraat yapmaktaydılar. Bazı

mezraalar ise iki üç köy ahalisi tarafından ekilmekteydi. Örneğin, Gögüsün mezraasında

Fart ve Morsun halkı ziraat yapmaktaydı.

Başkasının toprağında ziraat yapan bu köylülerin durumu kanun-namede şu

şekilde belirlenmiştir: Ve hariç reâyâdan bir kimesne sipâhinin timarında yer dutsa

rüsûmın ve öşrün ve sâlârlığın timar sahibine virir; eğer yeri az olsa iki dönüme bir akçe

virir ve ol raiyet eğer defterde ahar sipâhiye çift yazılıp raiyet ise sipâhisine hemen resm-

14 Erdoğru, 2004, s. VII-XI

Page 6: XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK … Alaattin Aköz... · 2016-12-22 · 5 İnalcık, 1993b: 8. 6 Barkan, 1980: 881. 7 Halil Cin- Gül Akyılmaz, 1995: 50-57,

1474 XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK FAALİYETLERE BAĞLI NÜFUS

HAREKETLİLİĞİ

ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR

i çift vire; kadimden öşür ve sâlâri yer sahibine ve resm-i çift raiyet sahibine

kaydolunmışdır. 15

1584 yılı verilerine göre Bozkır’da köyler arası nüfus hareketliliği bir hayli yaygın

bir uygulama olarak görülüyor.

Arvana köyündeki bir kısım araziyi Yağluöyük köylüleri, Kiçisandı köyündeki

arazileri Kayacık, Ovacık ve Yağluöyük köylüleri ekip biçmekteydiler. Bozkır’a bağlı

Kadıbeleni köyünde Beğri, Karaardıç, Akçapınar gibi değişik köylerden köylüler ziraatle

uğraşmaktaydı.

Yakın çevrede yer alan köylerden gelen çiftçilerin geldikleri köyde ziraat

yapmaları rahatlıkla anlaşılabilir olmasına karşılık uzak yerlerden çiftçilerin başka

köylere gitmesi oldukça dikkat çekicidir. Mesela Beğri, Akşehir ve Ilgın sınırındaki uzak

dağ köylerindendir.

4. Bozkır Nahiyesine dışardan yapılan göçler. Bozkır köylerine veya yaylarına

göç edenler çoğunlukla konar göçer cemaatlere bağlı kimselerdi16.

XVI. Yüzyılda Bozkır Nahiyesinde Nüfus-Toprak İlişkisi

1500 Yılı 1580 Yılı

Nefer Hane Çift Nim

Çift

Çiftlik Nefer Hane Çift Nim

Çift

Zemin

1149 918 64 628 27 3054 1901 64 875 161

64x2=128 64x2=

128

Toplam nim

çift

756* 1003

Toplam

Dönüm

22680 33090

Nefer başına

dönüm

19,73 10,83

Hane Başına

Dönüm

24,70 17,40

15 1529 Tarihli Kanûn-nâme-i Vilâyet-i Karaman BA. TD. 387, s. 4-5.

16 Resm-i güzle der karye-i Ahurlu yaylakda Alaiyye halkı bu karyenin sınırına evler edüb güzlerler anun

mukabelesinde hanedan haneye ikişer 200 akça güzle verürler

Bac-ı hazar-ı karye-i mezkure maa resm-i otlak-ı yaylakha-i Yakınağaç ve Hisar ve Ot ve

Musa ve Su-arası ve Sülek maa ihtjşab-ı,yaylakha-i mezkure liva-i Alaiyye’den Bürcek ve reaya

ve nahiye-i Bozkır kurasının ekser reayası ol yaylaklara çıkarlar ve resm-i yaylak ve otlak içün

haneden haneye ikişer akça alurlar. Bkz. KKA. 137, v. 176a.

Page 7: XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK … Alaattin Aköz... · 2016-12-22 · 5 İnalcık, 1993b: 8. 6 Barkan, 1980: 881. 7 Halil Cin- Gül Akyılmaz, 1995: 50-57,

1475 XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK FAALİYETLERE BAĞLI NÜFUS

HAREKETLİLİĞİ

ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR

Tablo ve bağlı grafik incelendiğinde açıkça görüleceği üzere XVI. Yüzyılın

başından sonuna doğru nüfusta %165 (nefere göre) oranında çok ciddi artış olurken,

ekilebilir topraklarda bu artış sadece %46 civarında gerçekleşmiştir. Fakat nim çift

sayısındaki bu artış reel bir artışı ifade etmemektedir. Ekilebilir topraklar dönüm bazında

ele alındığında ciddi bir azalma olduğu görülür. 1500 yılında toplam ekilebilir arazi 22680

dönümdür ve nefer başına yaklaşık 20 dönüm (19,73) düşmektedir. 1580 yılında ise

ekilebilir arazinin dönüm karşılığı 33090 dönümdür. Bu dönemde nefer başına düşen

dönüm miktarı yaklaşık 11 dönümdür (10,83). Bunun anlamı nefer başına düşen ekilebilir

arazide, dönüm bazında % 55 oranında bir azalma olduğudur.

Aynı dönemde tarım toprakları Konya kazasının Hatunsaray nahiyesinde 50.000

dönümden 49.300 dönüme, Sudiremi nahiyesinde ise 15.240 dönümden 12.360 dönüme

gerilemiştir17. Nahiyenin çiftlik sayısı neredeyse yüzyıl boyunca aynı kalmış, nim çift

miktarında sınırlı bir artış olmuştur.

Sonuç olarak Osmanlı timar sisteminin gereği olarak köylünün toprağa bağlılığına

rağmen, kolaylıkla yer değiştirebildiği ve toprağını bırakıp çift-bozan olabildiği, şikâyet

17 Yörük, 2012: 337; Yörük, 2014:315.

Nefer Hane Çift N. Çift

1500 1149 918 64 628

1584 3054 1901 67 875

0

500

1000

1500

2000

2500

3000

3500

1500-1580 Yılları Arasında Nüfus Ve Ekilebilir Arazi Değişimi

Page 8: XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK … Alaattin Aköz... · 2016-12-22 · 5 İnalcık, 1993b: 8. 6 Barkan, 1980: 881. 7 Halil Cin- Gül Akyılmaz, 1995: 50-57,

1476 XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK FAALİYETLERE BAĞLI NÜFUS

HAREKETLİLİĞİ

ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR

olmadığı takdirde de gittiği yerin sakini olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca yukarıda da izah

edildiği üzere nüfus baskısı altında olan köylünün mülksüzleşmesi yani yaşadığı köydeki

ekim alanlarının yetersizliği köylüyü yeni arayışlara yöneltmiştir. Geçimini temin

edebilmek derdine düşen köylü bilhassa XVI. Yüzyılın sonlarına doğru başka köylere

çiftçi olarak gitmiş veya daha büyük şehirlere giderek farklı alanlarda yaşamını

sürdürmeye çalışmıştır.

Page 9: XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK … Alaattin Aköz... · 2016-12-22 · 5 İnalcık, 1993b: 8. 6 Barkan, 1980: 881. 7 Halil Cin- Gül Akyılmaz, 1995: 50-57,

1477 XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK FAALİYETLERE BAĞLI NÜFUS

HAREKETLİLİĞİ

ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR

KAYNAKÇA

BA. TD. 387

KKA. TD. 137

Aköz, Alaattin, (2014), Sürü Peşinde Saban İzinde Osmanlı Devleti'nde Konargöçerler ve Köylüler,

Palet Yayınları, Konya 2014.

Barkan, Ömer Lütfi, (1979), “Tımar”, İA. XII/1. Eskişehir, s.286-333.

_____________, (1980), “Feodal Düzen ve Osmanlı Timarı”, Türkiye’de Toprak Meselesi, İstanbul.

Cin, Halil - Gül Akyılmaz (1995), Tarihte Toplum ve Yönetim Tarzı Olarak Feodalite ve Osmanlı

Düzeni, Selçuk Üniversitesi Yayınları, Konya.

Emecen, Feridun M., (1999), “Osmanlılarda Yerleşik Hayat, Şehirliler ve Köylüler”, Osmanlı, (Editör:

Güler Eren), Cilt IV, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, s. 91-97. İnalcık, 2004-I: 190.

Erdoğru, Mehmet Akif, (2004), Beyşehir Sancağının 1584 Tarihli Nüfus Sayımı (Beyşehir, Seydişehir,

Bozkır), Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları: 123, İzmir.

İnalcık, Halil, (1993b), " Köy, Köylü ve İmparatorluk ", Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi,

Eren Yayınları, İstanbul, s.1-14.

Koç, Yunus, (2012), “16. Yüzyılda Tarımda Yatırım Maliyeti Sorunu Ya Da “Resm-i Tapu” ve Öküz

Fiyatlarına Dair Bazı Gözlemler”, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, S.17,

Ankara, s.139-148.

Veınsteın, Gılles, (2009), “Çiftlik Tartışması Üzerine”, Osmanlıda Toprak Mülkiyeti ve Ticari Tarım,

(Editörler: Çağlar Keyder, Faruk Tabak), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul,

Yörük, Doğan (2012), “16. Yüzyılda Hatunsaray Nahiyesinin İktisadi Yapısı”, I. Uluslararası [Lystra] ve

Çevresi, Tarih, Kültür ve Turizm Sempozyumu [Bildiriler] [2-4 Ekim 2011], Edt: Hasan Bahar,

Konya, s.335-346.

____________, (2014), “The Economic Structure of the Sudiremi Subdistrict in the XVI. Century”. New

Trends in Ottoman Studies Papers Presented at the 20. CIEPO Symposium Rethymno, 27 June – 1

July 2012, Edt. Marinos Sarıyannis, Retyhmno, 309-327.

Page 10: XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK … Alaattin Aköz... · 2016-12-22 · 5 İnalcık, 1993b: 8. 6 Barkan, 1980: 881. 7 Halil Cin- Gül Akyılmaz, 1995: 50-57,

1478 XVI. YÜZYIL SONLARINDA BOZKIR NAHİYESİNDE, GEÇİMLİK FAALİYETLERE BAĞLI NÜFUS

HAREKETLİLİĞİ

ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR