2
Yunus Emre'ye ve Muslihuddin Mustafa'ya ait oldu- ( Yunus Emre ue Tasau- u u{, s. 361-362) Ancak son Sabayl bu müridierinden Edirneli SaM- yi'ye ait Sondan bir önceki "Cümle ka Vefa ilk da manzumenin Muslihuddin Mustafa'- müridierinden birine ait ihti- malini kuwetlendirmektedir (Öngören, Ta- rihte Bir Zeynfler, s. 136) . Muslihuddin Mustafa'ya nisbet edilen iki evraddan Süleymaniye Kütüphanesi'n- de bulunan ilkini (Yazma nr. 222) Büyükaksoy (Hak Yo- l unun Önderleri, S. 375-385). Bu Muslihuddin bizzat besteledi- belirtilmektedir. onun ladinl ma- hiyette mOsiki eserleri meydana ge- rivayet edilir (Ergu n, 16). ev- namazlarda sü - releri ve tavsiye virdleri ihtiva eder (Süleymaniye Ktp., Fatih, nr. 2561). Si- noplu Safayi'nin Manzume -i Vefa eseri (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2154), muhtemelen Musli- huddin sohbetlerinden der- lenen bilgilerin nazmedilmesiyle meydana Burada öven de : Sinan Tazarru 'name 1971 , s. 289-295; Ahmed A. Nihat Ta rl an), Ankara 1992, s. 38, 40; Lamii, f'fe{ehtlt Tercümesi, s. 559-562 , 580-581; Safayi, Manzame-i Vefa, Süley- maniye Ktp., Ayasofya, nr. 2154, vr. 10'-11', 18'; istanbul Tahrir Defteri 953 (1546), s. 159; Sehi. Tezkire, s. 108, 206; s. 88, 176-177, 237-240, 268-269, 281, 286 , 351 , 486 , 526-527, 547-548; Çelebi, vr. 251 '; Ramazanzade Mehmed Çelebi. Tarih-i 1290, s. 153, 195; Yüsuf b. Ya'küb, ve Tarikat- name-i Pfran ve Aliyye-i Hal- vetiyye, 1290, s. 19-20; Tezkire, s. 47 , 193, 210; Mecdi. Tercümesi, s. 130, 196, 251-254, 433; Hoca Sadeddin, Tacü't-teva- rfh, 1279-80, I, 580; ll, 499-500 , 527- 528, 542-544, 548 , 550, 582; Ali Mustafa Efen- di, Künhü'l -ahbtlr, Ktp., TV, nr. 5959, vr. 85', 167•·' . 380' , 478'; Tezk i re, 382, 525; Ata1. Zeyl-i s. 21-22 , 192; Mehmed. Ve{eyatname, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1381, vr. 109'; Mehmed b. Sa'di. Bur- sa Kadir Atlansoy, "Edebiyat Tari- hi Olarak Bursa Vefeyatnameleri I". Osm.Ar., XVIII 119981 içinde. s. 51-67), vr. 1'-6'; Hulvi. Hulviyye, Sül eymaniye Ktp. , Baba, nr. 565, vr. 205' -206'; Evliya Çe- lebi, Seyahatname, 1, 304 ; Abdürrezzak Efendi. Tuh{etü 'l-ahbtlb, Süleymaniye Ktp., Esad Efen- di, nr. 3622, vr. 184'-187'; Müstakimzade, Tuh{e, s. 366; s. 15; Ayvansaray1, Hadikatü 'l-cevami ', 1, 130; Hammer (Ata Bey) . lll, 244; Haririzade, Tibyan, vr. 247•·' ; Mehmed Tevfik [Çaylak]. Kafile-i 1290, s. 33-34; Mehmed Silsilename, Selim Ktp., Hüdayl nr. 1098, s. 53; Hüse- yin Sefine, I, 269-270, 274; Mü- ellifleri, I, 181; ll, 17; Abdülkadir Fatih Mehmed Devrinde istanbul'da Bir Türk Müte- {ekkiri Vefa ve Eserleri, 1941, tür.yer.; Sadettin Nüzhet Ergun, Türk Mu- sikisi Antolojisi, 1942 , 1, 16; Katalog, lll, 97 ; a.mlf .. Yünus Emre ve Tasavv uf, J96I , s. 361-362; Konya Tarihi, s. 552-556; Büyükaksoy. Hak Yolunun Önderleri Yüce Veliler, 1979 , s. 366- 385; Günay Kut- Nimet Bayraktar. Yazma Eser- lerde Ankara 1984, s. 20 ; Ziver Tezeren, Fatih Devrinin Kültür Abidesi Vefa: Vefa Lisesi ve I 984 , s. 15-27; Ekmeleddin .. Astronomi Literatürü Tarihi, 1997, I, 51-54, 253, 281-282, 333, 399-400; Ekmeled- din Boris A. Rosenfeld, Mathematici- ans, Astronomers and Other Scholars o{ lsla- mic Civilization and Th eir Works (7"-19" c.), Istanbul 2003, s. 293; Öngören, Fatih Dev- rinde Belli Tarikatlar ve Zeyniyy e (yüksek li sans tezi. 1990), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 93-114; a.mlf .• Tasavvuf, bul 2000, s. 186, 188, 194-197; a.mlf., Tarihte Bir Zeynfler, 2003, s. 130-159 ; a.mlf., "Vefa Tekk es i ve Dev let-Tekke-Medrese istanbul hir ve Medeniyet (haz. Kamil Akar). bul 2004, s. 109-119; Avni Erdemir, Muslihu'd- din Mustafa ibn Vefa Eserleri, Tesirleri ve Manzum Eserlerinin Tenkidli Metni (doktora tezi, 1999), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens- titüsü, tür.yer.; E. Erünsal, Vera ve Yeni Bir Belge", islam Dergisi, sy. 1, 1997, s. 47-64 ; M. Baha Tanman. Vera Külliyesi", DBist.A, VII , 174-175 . r;;;:l IJ!lll!!J ÖNGÖREN The MUSLIM WORLD Amerika Devletl eri'nde ve L dergL _j Connecticuteyaletinin merkezi Hartford'- da The Duncan Black Macdonald Center for the Study of Islam and Christian- Rela- tions iki (haziran, ekim) olarak ve Blackwell yürütül- mektedir. 1911 Missionary Review Publishing Company Ine. New York'ta dört halinde ve 1938'de bugünkü Macdonald Center'a derginin The Moslem World olan 1948'den iti- baren The Muslim World ya- Derginin Macdonald Center, kurucu kadro içindeki Duncan Black The MUSLIM WORLD Macdonald'dan alan ve Amerika Devletleri'nin en eski ilahiyat fakültelerin- den Hartford Theological Seminary'ye (ku- 1833 ) olan bir bilimsel merkezi ve yüksek kuru - mudur 1893) ve üzerinde özellikle ve dünya- diyalog güden kurum, Arapça yazma ki- taplardan ve üzerine kaleme eserler- den kütüphanesiyle de dikkat çe- ker. Nisan 200S'te 95. cildi The Muslim World genellikle yö- nelik makaleler kitap na, ve sempozyum haberlerine de yer vermektedir. Derginin bugünkü ula- kadar üç dönem söylenebilir. 19SO'li kadar devam eden birinci dönemde dergi, kuru- cusu ve ilk editörü misyoner papaz Samuel M. Zwemer'in bir misyonerlik hedef alan misyonerlik faaliyetlerinin yönlendiricisi konumundaki en hararetli Amerikan Zwemer. ilk için kale- me tercih etme- sinde ve bütün müslüman böyle bir iyilikte bulunmaya Zwemer'in 1938'e kadar tek 1938- 1947 bir olan Edwin E. Calverley ile birlikte yü- bu dönemde misyo- nerlik derginin ilk iti- baren alt eden, dün- misyonerlik faaliyetlerini ileriete- bilmek için Muhammedller'in dilini, inceleyen bir dergidir" cümlesi de ortaya Her ne ka- dar misyonerlik faali- yetlerini ilerietebilmek için" ifadesi 1931 da içerik tir. Bu misyoner gösteren en önemli "müslüman" kelimesi ye- rine "Mohammedan" (Muhammed'e inanan) tabirinin Bu dönemde der- gide müelliflerin ülkelerinde misyonerlikyapan Duncan Black Macdonald, Arthur Jeffery, Murray T. Ti- tus, Clair Tisdall, Hendrik Kraemer, Mars- hall Broomhall, Elwood Morris Wherry ve Kenneth Cragg gibi isimlerdir. Bu devre- de 1. Dünya 1930 '1u lara kadar Türkiye üzerine ma- kalelerin içerikleri özellikle dikkat çeker. 271

yü The MUSLIM WORLDBu evradı Muslihuddin Mustafa'nın bizzat besteledi ği belirtilmektedir. Ayrıca onun ladinl ma hiyette bazı mOsiki eserleri meydana ge tirdiği rivayet edilir

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: yü The MUSLIM WORLDBu evradı Muslihuddin Mustafa'nın bizzat besteledi ği belirtilmektedir. Ayrıca onun ladinl ma hiyette bazı mOsiki eserleri meydana ge tirdiği rivayet edilir

Yunus Emre'ye yanlışlıkla atfedildiğini ve bunların Muslihuddin Mustafa'ya ait oldu­ğunu belirtmiştir ( Yunus Emre ue Tasau­u u{, s. 361-362) Ancak son kıtada Sabayl mahlasının kullanılmış olması bu kıtala­rın şeyhin müridierinden Edirneli SaM­yi'ye ait olabileceğini düşündürmektedir. Sondan bir önceki kıtanın, "Cümle uşşa­ka Vefa matiCıptur" şeklindeki ilk mısraı da manzumenin Muslihuddin Mustafa'­nın müridierinden birine ait olduğu ihti­malini kuwetlendirmektedir (Öngören, Ta­rihte Bir Aydın Tarikatı Zeynfler, s. 136).

Muslihuddin Mustafa'ya nisbet edilen iki evraddan Süleymaniye Kütüphanesi'n­de bulunan ilkini (Yazma Bağışlar, nr. 222) Kazım Büyükaksoy neşretmiştir (Hak Yo­

lunun Önderleri, S. 375-385). Bu evradı Muslihuddin Mustafa'nın bizzat besteledi­ği belirtilmektedir. Ayrıca onun ladinl ma­hiyette bazı mOsiki eserleri meydana ge­tirdiği rivayet edilir ( Ergu n, ı, 16). Diğer ev­radı dualarını ; namazlarda okuduğu sü­releri ve tavsiye ettiği virdleri ihtiva eder (Süleymaniye Ktp., Fatih, nr. 2561). Si­noplu Safayi'nin Manzume-i Vesaya-yı Şeyh Vefa adlı eseri (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2154), muhtemelen Musli­huddin Mustafa'nın sohbetlerinden der­lenen bilgilerin nazmedilmesiyle meydana gelmiştir. Burada şeyhi öven şiirler de vardır.

BİBLİYOGRAFYA :

Sinan Paşa , Tazarru 'name (nşr. Merto1 1iı l um),

İstanbul 1971 , s. 289-295; Ahmed Paşa Divanı (nşr. A. Nihat Tarl an), Ankara 1992, s. 38, 40; Lamii, f'fe{ehtlt Tercümesi, s. 559-562, 580-581; Safayi, Manzame-i Vesaya-yı Şeyh Vefa, Süley­maniye Ktp. , Ayasofya, nr. 2154, vr. 10'-11 ', 18' ; istanbul Vakıfları Tahrir Defteri 953 (1546) , s. 159; Sehi. Tezkire, s. 108, 206; Taşköprizade , eş­

Şel!;a'if!:, s. 88, 176-177, 237-240, 268-269, 281, 286 , 351 , 486, 526-527, 547-548; Aşık Çelebi, Meşairü 'ş-şuara, vr. 251 '; Ramazanzade Mehmed Çelebi. Tarih-i f'fişancı, İstanbul 1290, s. 153, 195; Yüsuf b. Ya'küb, Menakıb-ı Şerif ve Tarikat­name-i Pfran ve Meşayih-i Tarikat-ı Aliyye-i Hal­vetiyye, İstanbul 1290, s. 19-20; Latifı, Tezkire, s. 47, 193, 210; Mecdi. Şekaik Tercümesi, s. 130, 196, 251-254, 433; Hoca Sadeddin, Tacü't-teva­rfh, İstanbul 1279-80, I, 580; ll, 499-500, 527-528, 542-544, 548, 550, 582; Ali Mustafa Efen­di, Künhü'l-ahbtlr, İÜ Ktp., TV, nr. 5959, vr. 85', 167•·' . 380' , 478' ; Kınalızade, Tezkire, ı, 382, 525; Ata1. Zeyl-i Şekaik, s. 21-22, 192; Baldırzade Mehmed. Ve{eyatname, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1381, vr. 109'; Mehmed b. Sa'di. Bur­sa Ve{eyatı (nşr. Kadir At lansoy, "Edebiyat Tari­hi Kaynağı Olarak Bursa Vefeyatnameleri I". Osm.Ar., XVIII 119981 içinde. s. 51-67), vr. 1'-6'; Hulvi. Lemezat-ı Hulviyye, Süleymaniye Ktp. , Düğümlü Baba, nr. 565, vr. 205' -206'; Evliya Çe­lebi, Seyahatname, 1, 304; Abdürrezzak Efendi. Tuh{etü 'l-ahbtlb, Süleymaniye Ktp., Esad Efen­di, nr. 3622, vr. 184' -187'; Müstakimzade, Tuh{e,

s. 366; Devhatü 'l-meşayih, s. 15; Ayvansaray1, Hadikatü 'l-cevami ', 1, 130; Hammer (Ata Bey) . lll , 244; Haririzade, Tibyan, ı , vr. 247•·' ; Mehmed Tevfik [Çaylak]. Kafile-i Şuara, İstanbul 1290, s. 33-34; Mehmed Şükr1, Silsilename, Hacı Selim Ağa Ktp., Hüdayl Kitapları, nr. 1098, s. 53; Hüse­yin Vassi'ıf, Sefine, I, 269-270, 274; Osmanlı Mü­ellifleri, I, 181; ll, 17; Abdülkadir Erdoğan. Fatih Mehmed Devrinde istanbul'da Bir Türk Müte­{ekkiri Şeyh Vefa Hayatı ve Eserleri, İstanbul 1941, tür.yer.; Sadettin Nüzhet Ergun, Türk Mu­sikisi Antolojisi, İstanbul 1942, 1, 16; Gölpınarlı , Katalog, lll, 97; a.mlf .. Yünus Emre ve Tasavvuf, İstanbu l J96I , s. 361-362; Konyalı. Konya Tarihi, s. 552-556; Kazım Büyükaksoy. Hak Yolunun Önderleri Yüce Veliler, İstanbul 1979, s. 366-385; Günay Kut- Nimet Bayraktar. Yazma Eser­lerde Vakı{Mühürleri, Ankara 1984, s. 20; Ziver Tezeren, Fatih Devrinin Kültür Abidesi Şeyh Vefa: Vefa Lisesi ve Vefalılar, İstanbu l I 984, s. 15-27; Ekmeleddin İhsanoğlu v.dğr .. Osmanlı Astronomi Literatürü Tarihi, İstanbu l 1997, I, 51-54, 253, 281-282, 333, 399-400; Ekmeled­din İhsanoğlu- Boris A. Rosenfeld, Mathematici­ans, Astronomers and Other Scholars o{ lsla­mic Civilization and Their Works (7"-19" c.), Istanbul 2003, s. 293; Reşat Öngören, Fatih Dev­rinde Belli Başlı Tarikatlar ve Zeyniyye (yüksek lisans tezi. 1990), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 93-114; a.mlf .• Osmanlılar'da Tasavvuf, İstan­bul 2000, s. 186, 188, 194-197; a.mlf., Tarihte Bir Aydın Tarikatı Zeynfler, İstanbul 2003, s. 130-159; a.mlf., "Vefa Tekk esi ve Osmanlı'da Dev let-Tekke-Medrese ilişkileri" , istanbul Şe­hir ve Medeniyet (haz. Şevket Kamil Akar). İstan­bul 2004, s. 109-119; Avni Erdemir, Muslihu'd­din Mustafa ibn Vefa Hayatı, Eserleri, Tesirleri ve Manzum Eserlerinin Tenkidli Metni (doktora tezi , 1999), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens­titüsü, tür.yer.; İsmail E. Erünsal, "Şeyh Vera ve Vakıfları Hakkında Yeni Bir Belge", islam Araş­tırmaları Dergisi, sy. 1, İstanbul 1997, s. 47-64; M. Baha Tanman. "Şeyh Vera Külliyesi", DBist.A, VII , 174-175. r;;;:l

IJ!lll!!J REŞAT ÖNGÖREN

The MUSLIM WORLD

Amerika Birleşik Devletleri'nde İslam ve İslam dünyası hakkındaki

L araştırmaların yayımlandığı dergL _j

Connecticuteyaletinin merkezi Hartford'­da The Duncan Black Macdonald Center for the Study of Islam and Christian- Rela­tions tarafından yılda iki sayı (haziran, ekim) olarak yayımlanmakta ve basım, dağıtım işlemleri Blackwell Yayınevi'nce yürütül­mektedir. 1911 yılında Missionary Review Publishing Company Ine. Şirketi'nin New York'ta yılda dört sayı halinde çıkarmaya başladığı ve 1938'de bugünkü yayımcısı Macdonald Center'a devrettiği derginin The Moslem World olan adı 1948'den iti­baren The Muslim World şeklinde ya­zılmaya başlanmıştır. Derginin yayımcısı Macdonald Center, adını kurucu kadro içindeki misyoner- şarkiyatçı Duncan Black

The MUSLIM WORLD

Macdonald'dan alan ve Amerika Birleşik Devletleri'nin en eski ilahiyat fakültelerin­den Hartford Theological Seminary'ye (ku­ruluşu 1833 ) bağlı olan bir bilimsel araş­tırma merkezi ve yüksek öğrenim kuru­mudur (kuruluşu 1893) Araştırmalarında

İslamiyet ve Hıristiyanlık üzerinde yoğun­laşan, özellikle İslam ve hıristiyan dünya­ları arasında diyalog kurulmasını sağlama amacını güden kurum, Arapça yazma ki­taplardan ve Ortaçağ Avrupası'nda İslam dünyası üzerine kaleme alınmış eserler­den oluşan kütüphanesiyle de dikkat çe­ker. Nisan 200S'te 95. cildi yayımlanan The Muslim World genellikle İslam'a yö­nelik makaleler yanında kitap tanıtımları­

na, araştırma notlarına ve sempozyum haberlerine de yer vermektedir.

Derginin bugünkü yayın politikasına ula­şıncaya kadar üç farklı dönem geçirdiği söylenebilir. 19SO'li yılların başlarına kadar devam eden birinci dönemde dergi, kuru­cusu yayınevinin ve ilk editörü misyoner papaz Samuel M. Zwemer'in bakış açısı­

nı yansıtan bir misyonerlik yayın organı niteliğindedir. İslam dünyasını hedef alan misyonerlik faaliyetlerinin yönlendiricisi konumundaki en hararetli Amerikan şar­kiyatçılarından Zwemer. ilk sayı için kale­me aldığı başyazısında İslam dünyasının kurtuluşunun Hıristiyanlığı tercih etme­sinde olduğunu söylemiş ve bütün hıristi­

yanları müslüman kardeşlerine böyle bir iyilikte bulunmaya çağırmıştır. Zwemer'in editörlüğü 1938'e kadar tek başına, 1938-1947 arasında diğer bir misyoner-şarki­yatçı olan Edwin E. Calverley ile birlikte yü­rüttüğü bu dönemde asıl amacın misyo­nerlik olduğunu derginin ilk sayısından iti­baren alt başlığını teşkil eden, "İslam dün­yasında misyonerlik faaliyetlerini ileriete­bilmek için Muhammedller'in yaşantısını.

dilini, düşüncesini inceleyen bir dergidir" cümlesi de ortaya koymaktadır. Her ne ka­dar "İslam dünyasında misyonerlik faali­yetlerini ilerietebilmek için" ifadesi 1931 yılında çıkarılmışsa da içerik değişmemiş­tir. Bu katı misyoner bakış açısını gösteren en önemli işaret. "müslüman" kelimesi ye­rine "Mohammedan" (Muhammed'e inanan) tabirinin kullanılmasıdır. Bu dönemde der­gide yazıları çıkan müelliflerin çoğu İslam ülkelerinde misyonerlikyapan Duncan Black Macdonald, Arthur Jeffery, Murray T. Ti­tus, Clair Tisdall, Hendrik Kraemer, Mars­hall Broomhall, Elwood Morris Wherry ve Kenneth Cragg gibi isimlerdir. Bu devre­de 1. Dünya Savaşı yıllarından 1930'1u yıl­lara kadar Türkiye üzerine yazılan ma­kalelerin içerikleri özellikle dikkat çeker.

271

Page 2: yü The MUSLIM WORLDBu evradı Muslihuddin Mustafa'nın bizzat besteledi ği belirtilmektedir. Ayrıca onun ladinl ma hiyette bazı mOsiki eserleri meydana ge tirdiği rivayet edilir

The MUSLIM WORLD

Mesela 1919'da bir başyazıda (Charles T.

Riggs, MW, IX [1919]. s. 68-76). artık ba­ğımsız bir Türkiye'nin bulunmadığı, Os­manlı Türkleri'nin de bittiği, bölgede Arap döneminin başladığı ve devrin bundan böy­le milliyetçilik devri olduğu yazılıyordu. Tür­kiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu yıllardaki makalelerin ise açık bir şekilde Türkiye'yi diğer müslüman toplumların gözünden düşürme hedefini güttüğü görülmektedir. Bu yıllarda Türkiye üzerine dikkat çeken bir başka yazı grubunu da Ermeni mese­lesi hakkındaki makaleler oluşturmakta­dır. İslam dünyasını kendi içinden değer­lendiren yazılar daima problem teşkil eden konuları ele almıştır. Öte yandan her sa­yıda misyonerlik haberlerine müstakil bir bölüm ayrılmış ve Afrika'dan Uzakdoğu'ya

kadar yürütülen faaliyetler derginin say­falarına taşınmıştır; bu arada hıristiyan yapılan kişilerin isim listeleri, bazan da re­simleri yayımlanmıştır. Dergi bu dönem­de hıristiyanları misyonerliğe teşvik eden bir politika da uygulamıştır; mesela Clair Tisdall imzalı bir yazıda (MW, VII [ 19171.

s. 394-40 ı) misyoner olmak isteyenler Londra'daki The London School of Orien­tal Studies isimli okula davet edilmekte­dir. Fazla olmamakla birlikte bazı maka­lelerin müslümanlara Hıristiyanlığı tanıt­ma hedefini güttüğü görülür.

Derginin 19SO'li yıllardan 1960'lı yılların ortalarına kadar süren ikinci döneminde hedefler yine çok fazla değişmemekle bir­likte vurgu ve söylernde değişiklik meyda­na geldiği görülmektedir. Mesela 1951'de yardımcı editör olarak görev yapan Mur­ray Titus, kaleme aldığı bir başyazıda "Mo­hammedan" kelimesinden vazgeçerek "Müslüman dostlarıma ... " başlığını kullan­mıştır. Bu dönem, Batılı şarkiyatçıların ken­di çalışmalarının strateji ve hedeflerini göz­den geçirmeye niyetli olduklarını gösteren bir süreçtir ve bunun izlerini dergide gör­mek mümkündür. O yıllarda Peter Avery, Kenneth Cragg, Wilfred Cantwell Smith, Sir Harnilton A. R. Gibb ve George Fadlo Hourani gibi şarkiyatçılar gerek makale­leriyle gerekse yayın kurulu üyelikleriyle dergiye katkıda bulunmuşlardır.

1960'ların sonlarında başlayıp günümüz­de devam eden üçüncü dönemde misyo­nerlik hedefi pek gözetilmemekte ve ar­tık müslüman yazarların makalelerine de yer verilmektedir. Yayın kurulunda Mont­gomery Watt gibi İslam'a ılımlı yaklaşan şarkiyatçıların bulunduğu bu süreç, der­giyi 1990'lı yıllardan itibaren yayın kurulu­na müslüman akademisyenlerin de alın­dığı ve Muhammed Hamidullah gibi araş-

272

tırmacıların makalelerinin yayımlandığı bir sonuca götürmüştür. Derginin misyoner bakış açısından vazgeçtiğinin en belirgin göstergesi kapaktaki alt başlıkta yer alan, "İslam'a ve hıristiyan- müslüman ilişkileri­ne dair araştırmaları içerir" tanıtım cüm­lesidir.

BİBLİYOGRAFYA :

The Muslim World, I. -, H artford ı 9 ı ı-; Ul­rich 's International Periodicals Directory I 992-93, New Providence 1992, II, 4220.

L

Iii ALi KösE

MUSTAFA 1 (~)

(ö. 1048/1639)

Osmanlı padişahı

(1617-1618, 1622-1623). _j

Muhtemelen 1000 (1591-92) yılında ba­bası lll. Mehmed'in Saruhan sancak beyi olarak bulunduğu Manisa'da doğdu. Aba­za asıllı olan annesinin adı bilinmemekte­dir. Babasının 1 003'te (I 595) tahta cü lOs için Manisa'dan ayrılmasının ardından di­ğer kardeşleriyle birlikte İstanbul'a götü­rüldü. İlk temel eğitimini sarayda aldı. Ken­disinden birkaç yaş büyük olan kardeşi Ahmed'in on dört yaşında tahta çıkması üzerine hanedanın geride kalan tek erkek üyesi olduğu ve yeni padişahın henüz bir erkek varisi bulunmadığından hayatına dokunulmadı. Bunda lll. Mehmed'in on do­kuz kardeşini katlettirmesinin nefretle karşılanmasının da etkisi vardır. Daha sonra padişahın oğulları dünyaya gelince hayatı tehlikeye girdiyse de o sırada saray­daki siyasi çekişme yanında şehzadelerin küçük yaşta olması ve daha o yıllarda be­liren akli zafiyeti sebebiyle kendisine yöne­lik bir harekete girişilmedi. Bazı yabancı kaynaklarda I. Ahmed'in onu birkaç defa öldürtıneye teşebbüs ettiği fakat vaz­geçtiği kaydedilir. Venedik elçisi Cantari­ni'nin 1612 tarihli bir raporunda padişa­hın bu niyetini ilkinde aniden rahatsızlan­ması, ikincisinde büyük bir fırtına patlak vermesiyle ertelediği belirtilir. Bu dönem­de onun sarayda çok sıkı gözetim altında tutulması psikolojik durumunu daha da sarsmış. akli dengesinin bütünüyle bozul­masına yol açmıştır.

I. Ahmed'in beklenmedik şekilde genç yaşta vefatı Mustafa'ya taht yolunu açtı. Kaynaklarda, Şeyhülislam Hocazade Esad Efendi'nin geçerli veraset usulünün dışı­na çıkarak kaymakam Sofu Mehmed Paşa ile birlikte diğer devlet ileri gelenlerini de

yanına çekip I. Ahmed'in büyük oğlu Os­man dururken kardeşini tahta çıkartması mevcut saltanat sisteminde bir değişme olarak yorumlanmış ve şiddetle eleştiril­miştir. Dönemin tarihçilerinden Mehmed b. Mehmed Edirnevi, "ehl-i ilirnde tecrü­besiz ve sade-dil" olan şeyhülislamın gay­retleri sonucu kararın ittifakla alındığını, ancak Osmanlı veraset sisteminde tahtın kardeşe değil oğula mahsus bulunduğunu belirtir (Mehmed b. Mehmed er-Rümf (Edirneli)'nin Nuhbetü't-tevarfh ve'l-ah­bfir'ı, II, 16) . Peçuylu İbrahim ise yetişkin bir şehzade varken bir çocuğun tahta çı­karılmasının halk arasında iyi karşılan­mayacağı düşüncesiyle hareket edildiği­ni ve Kızlar Ağası Mustafa Ağa'nın kendi çıkarı içinaklen zayıf olan Mustafa'nın ile­ride düzelebileceği yolunda telkinlerle cü­lfıs kararını etkilediğini yazar (Tarih, II, 360-36 ı). Ayrıca I. Ahmed'in zevcelerin­den Kösem Sultan ' ın kendi oğullarına taht yolunu açmak için Osman'ın padi­şahlığını engellemek maksadıyla Musta­fa'yı tahta çıkaran grubun içinde yer aldı­ğı rivayet edilir.

23 Zilkade 1 026 (22 Kasım 161 7) Çarşam­ba günü tahta oturan I. Mustafa cuma gü­nü Eyüp'e giderek burada kılıç kuşandı. Hazineden 100 kese tutarında altın cülCıs

ı. Mustafa'yı tasvir eden yağlı boya tablo (TSM, nr. ı 7 /389)