18
abstain from pv sakınmak (alkol, ilaç vb); uzak durmak (avoid from) ! account for pv açıklamak, izah etmek, hesap vermek act for pv birinin yerine bakmak, temsil etmek. act out pv rol yapmak, davranışlarıyla ortaya koymak, dışa vurmak act up pv dert çıkarmak (misbehave), problem olmak, artırmak act upon pv ... göre davranmak add up pv toplamını bulmak, toplamak, anlam vermek add up to pv sonucu bulmak, sonucuna varmak, göstermek add up to sth pv equal agree on pv üzerinde anlaşmak, karar vermek. (agree over) agree upon pv üzerinde mutabık kalmak, kararlaştırmak allow for pv göz önüne almak, hesaba katmak. ask after pv halini, hatırını sormak ask around pv ask many people the same question ask for pv rica etmek, istemek ask sbd out pv invite on a date back down pv caymak, geri dönmek (baby off) back sbd up pv yedeklemek, desteklemek back sth up pv reverse; geri geri gitmek, geriye doğru sürmek bail out (of) pv kefaletle serbest bıraktırmak, sandalın suyunu boşaltmak, uçaktan paraşütle atlamak, kurtarmak bank on pv güvenmek base on pv dayandırmak, dayamak bawl out pv sertçe azarlamak bear down on pv süratle üstüne gelmek, yaklaşmak (bear down upon) bear up pv dayanmak, tahammül etmek YDS PHRASAL VERBS Dr. Cahit Karakuş

YDS PHRASAL VERBS PV.pdf · 2021. 1. 9. · YDS PHRASAL VERBS Dr. Cahit Karakuş ... ortaya (konu vb) atmak (start talking about a subject) bring€down pv indirim yapmak, yenilmek,

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    1

Embed Size (px)

Citation preview

  • abstain from pv sakınmak (alkol, ilaç vb); uzak durmak (avoid from) !

    account for pv açıklamak, izah etmek, hesap vermek

    act for pv birinin yerine bakmak, temsil etmek.

    act out pv rol yapmak, davranışlarıyla ortaya koymak, dışa vurmak

    act up pv dert çıkarmak (misbehave), problem olmak, artırmak

    act upon pv ... göre davranmak

    add up pv toplamını bulmak, toplamak, anlam vermek

    add up to pv sonucu bulmak, sonucuna varmak, göstermek

    add up to sth pv equal

    agree on pv üzerinde anlaşmak, karar vermek. (agree over)

    agree upon pv üzerinde mutabık kalmak, kararlaştırmak

    allow for pv göz önüne almak, hesaba katmak.

    ask after pv halini, hatırını sormak

    ask around pv ask many people the same question

    ask for pv rica etmek, istemek

    ask sbd out pv invite on a date

    back down pv caymak, geri dönmek (baby off)

    back sbd up pv yedeklemek, desteklemek

    back sth up pv reverse; geri geri gitmek, geriye doğru sürmek

    bail out (of) pv kefaletle serbest bıraktırmak, sandalın suyunu boşaltmak,

    uçaktan paraşütle atlamak, kurtarmak

    bank on pv güvenmek

    base on pv dayandırmak, dayamak

    bawl out pv sertçe azarlamak

    bear down on pv süratle üstüne gelmek, yaklaşmak (bear down upon)

    bear up pv dayanmak, tahammül etmek

    YDS PHRASAL VERBSDr. Cahit Karakuş

  • beat down pv yere sermek, bastırmak, vurmak, düşürmek, fiyat kırmak,

    bardaktan boşanırcasına yağmak

    bestow upon pv bahşetmek

    blind folded pv gözlerini bağlamak, gözünü kör etmek

    blow down pv yıkmak

    blow out pv söndürmek; lastik ya da tekerlek patlatmak; hava ya da gaz

    ile fırlatmak

    blow over pv bitmek, durmak, sona ermek

    blow up pv tahrip etmek (explode); havaya uç(ur)mak.

    break down pv yıkmak, bozmak, baskıya dayanamamak, arızalanmak,

    bozulmak; ayrıştırmak, analiz etmek; kendisini tutamamak;

    stop functioning (vehicle, machine); get upset: üzülmek

    break ground pv temel kazmak

    break in pv interrupt

    break into pv parçalamak, parçalara ayırmak

    break into sth pv zorla girmek, birden birşeye başlamak (enter forcibly)

    break off pv bitmek, sona ermek, kesilmek.

    break out pv patlak vermek, başlamak, çıkmak (escape)

    break up pv end a relationship; start laughing (informal); parçalamak,

    ayrılmak

    break down pv yıkmak, bozmak, kırmak, duygularını kontrol edememek,

    baskıya dayanamamak

    break sth down, divide into smaller parts

    bring about pv ileri sürmek, yol açmak, orsa alabanda etmek

    bring out pv ortaya çıkarmak, göstermek, yayımlamak

    bring together pv kavuşturmak, toplamak

    bring up pv büyütmek, yetiştirmek (raise a child); kusmak (vomit);

    ortaya (konu vb) atmak (start talking about a subject)

    bring down pv indirim yapmak, yenilmek, düşmesine sebep olmak (make

    unhappy)

    bring sbd down

    burn down pv yanıp kül olmak, yakıp kül etmek

    burn up pv tamamen yakıp bitirmek

    call around pv phone many different places or people

  • call back pv tekrar telefon etmek, return a phone call

    call down pv azarlamak

    call for pv talep etmek, istemek (demand)

    call off pv iptal etmek, ret etmek (cancel)

    call on sbd pv ask for an answer or opinion, visit someone; çağrı yapmak

    call out pv seslenmek, çağırmak

    call up pv telefon etmek, askere almak

    call upon pv başvumak, istemek, uğramak, önünde söylemek

    calm down pv sakinleştimek, sakin olmak; relax after being angry

    care about pv ilgi duymak

    care for pv sevmek; bakmak

    carry on pv sürdürmek, devam ettirmek, peşini bırakmamak

    carry out pv uygulamak, yerine getirmek, icra etmek (fulfil, conduct),

    yürütmek (çalışma, deney, anket vb)

    catch on (to) pv anlamak, kavramak

    catch up pv kapıp kaçmak, etkilemek, donatmak, yetişmek, geri

    kalmamak

    catch up (with) pv erişmek, aynı düzeyi tutmak

    charge (with) pv yargılamak (mahkemede) (try)

    check in pv arrive and register at a hotel or airport

    check out pv look at (informal), look at carefully, investigate

    check out pv leave a hotel, denemek, değerlendirmek; ödünç almak

    check out (of) pv faturasını ödeyip ayrılmak

    cheer up pv neşelendirmek (become happier), make happier

    chew out pv sertçe azarlamak, paylamak

    chew up pv çiğnemek

    chip in pv help

    clean out pv bir şeyin içini temizlemek

    clean sth up pv tidy, clean

    clear up pv düzeltmek, düzene sokmak; açmak, aydınlatmak

    coincide with pv ˌkōənˈsī

    d

    aynı zamana denk gelmek, tesadüf etmek

  • collide with pv çarpışmak (crash into)

    come across pv find unexpectedly, tesadüfen bulmak, rastlamak.

    come apart pv separate

    come back pv geri dönmek,geri gelmek, tekrar moda olmak

    come down pv çökmek; aşağı gelmek; yağmak.

    come down with pv become sick

    come forward pv öne çıkmak, ortaya çıkmak, gönüllü olmak

    come into being pv var olmak

    come out pv basılmak, neşredilmek; gözden kaybolmak, çıkmak

    come to pv ayılmak, kendine gelmek.

    come up with pv üretmek, düşünerek bulmak

    comment on pv yorum yapmak (interpret)

    compensation for pv tazminat ödemek; telafi etmek

    comply (with) pv uymak, itaat etmek (abide by)

    conceive as pv olarak algılamak, düşünmek; conceive of: birşeyi ilk kendisi

    akıl etmek (senaryonun konusu vb); gebe kalmak

    confine to pv sınırlamak, bir yere mahkum etmek; hapse atmak (imprison)

    conflict with pv çatışmak, çarpışmak, savaşmak

    conform to pv uymak, uyuşmak (obey the rules)

    conspire against pv birine komplo kurmak (plot against)

    correspond to pv birşeyle uymak, uygun düşmek, tekabül etmek(agree, match)

    correspond with pv birisi ile yazışmak

    count on pv güvenmek, saymak (rely on)

    count upon pv üzerine saymak.

    crack down pv aman vermemek, üzerine gitmek, daha duyarlı davranmak

    cross out pv üstünü çizmek, silmek (delete)

    culminate in pv en son noktaya erişmek

    cut back on pv consume less

    cut down pv kesip devirmek

    cut down on pv masraftan kısmak, tüketimini azaltmak

  • cut in pv interrupt; pull in too closely in front of another vehicle

    cut in (on) pv sözünü ya da iletişimini kesmek

    cut off pv kesmek, kesip koparmak, ayırmak, son vermek, yok etmek,

    imha etmek, mahrum bırakmak

    cut out pv çalışmasını durdurmak, bırakmak, terketmek, vazgeçmek,

    kesip çıkarmak (gazete, magazin vb.)

    dash out pv dışarı fırlamak

    deal with pv baş etmek, ile meşgul olmak (cope with, get over, handle)

    depend on pv güvenmek, bel bağlamak (Count upon, Depend on/upon,

    Lean on/upon, Bank on/upon, Rely on/upon, Trust in (Good))

    depend upon pv bağlı olmak

    derive from pv çıkarmak, gelmek

    die down pv azalmak, şiddetini yitirmek

    die out pv tamamen gözden kaybolmak, yok olmak

    dig up pv toprağı kazıp çıkarmak, araştırmak, deşmek, meydana

    çıkarmak

    do away with pv ortadan kaldırmak, yok etmek; atmak (discard)

    do over pv boyamak; yeniden elden geçirmek

    do with pv gereksinim duymak, istemek

    do without pv mahrum olmak, yoksun olmak

    do sth up pv fasten, close

    doze of pv nap; uyuklamak, hafif uykuya dalmak

    draw back pv geri çekmek, geri almak, çekilmek

    dress up pv wear nice clothing

    drive off pv sürmek

    drop back pv move back in a position/group

    drop in pv come without an appointment (drop by, drop over)

    drop off pv bir vasıtadan indirmek; azalmak; hafif uykuya dalmak

    drop out (of) pv terketmek, bırakmak, vazgeçmek (quit)

    dry up pv kurumak, kurutmak, çekilmek, kesilmek,kesmek, sözünü

    unutarak duraksamak

  • eat out pv eat at a restaurant

    embark on pv girişmek; yüklenmek, yüklemek (gemiye, uçağa)

    end up pv sonuçlanmak, sona ermek; eventually reach/do/decide

    exempt from pv den muaf olmak

    fade away pv unutulup gitmek, gözden kaybolmak

    fall apart pv break into pieces

    fall behind with pv gecikmek, sürüncemede kalmak

    fall down pv fall to the ground

    fall in pv çökmek

    fall off pv azalmak

    fall out (with) pv tartışmak

    fall through pv başarısız olmak

    fight off pv mücadele ederek savuşturmak, defetmek

    figure out pv hesaplamak, anlamak; çözmek, (make out, understand), find the answer

    figure up pv hesaplamak

    fill sth in pv to write information in blanks (br.e.)

    fill sth out pv to write information in blanks (n.amer.)

    fill sth up pv fill to the top

    filter out pv filtrelemek, sızmak, duyulmak, topluca çıkmak

    find out pv öğrenmek, bulup ortaya çıkarmak, keşfetmek (discover)

    focus on pv odaklanmak, yoğunlaşmak (concentrateon, centreon)

    function as pv olarak işlev görmek

    get ahead (of) pv ilerlemek, gelişmek, ilerleyip geçmek

    get along (with) pv geçinmek; arası iyi olmak (like each other)

    get around pv have mobility; yolunu bulmak, yayılmak, gezinmek

    get away pv kaçmak, kurtulmak, sıvışmak, yakasını kutarmak

    get away with pv do without being noticed or punished

    get back pv geri gelmek, dönmek, return

    get back at sbd pv retaliate, take revenge

    get back into sth pv become interested in something again

    get by (with) pv idare etmek, geçinmek, geçinip gitmek

  • get down to pv bir işe koyulmak, üzerine eğilmek

    get hold of pv ele geçirmek, tutmak, kavramak, yakalamak

    get in pv varmak, ulaşmak, girmek

    get in touch with pv talking or writing to someone

    get in(to) pv binmek

    get off pv yola çıkmak, yola koyulmak; büyük taşıttan inmek

    get on pv büyük taşıta binmek; geçip gitmek, sürdürmek.

    get on (with) pv devam etmek

    get out (of) pv terk etmek, ayrılmak; inmek

    get over sth pv yenmek, atlatmak, recover from an illness, overcome a

    problem, loss, difficulty

    get rid of sbd/sth pv başından atmak, kurtulmak Get rid of sbd/sth: to throw away or destroy

    something you do not want any more

    get round pv dönmek, yayılmak, kandırmak

    get through (to) pv geçmek, geçirmek, ulaşmak, iletişim kurmak; bitirmek;

    meclisten geçirmek

    get together pv meet (usually for social reasons)

    get up pv get out of bed; stand

    get sth across / over pv communicate, make understandable

    get sth back pv receive something you had before

    give away pv bağışlamak, karşılıksız vermek, dağıtmak; ele vermek,

    ihanet etmek

    give in pv boyun eğmek, razı gelmek (acquiesce, assent, consent,

    submit, yield to + to + N / Ving)

    give in (to): reluctantly stop fighting or arguing

    give off pv göndermek, çıkarmak, neşretmek

    give out pv dağıtmak

    give up pv vazgeçmek, bırakmak (abandon, abort, stop trying, quit)

    give sth back pv return a borrowed item

    give sth out pv give to many people (usually at no cost)

    give sth up pv quit a habit

    go after sbd pv follow someone

  • go after sth pv try to achieve something

    go against sbd pv compete, oppose

    go ahead pv devam etmek, ilerlemek, önde gitmek (start, proceed)

    go along with pv desteklemek, aynı görüşte olmak, kabul etmek

    go back pv return to a place

    go down pv if a ship goes down, it sinks

    go for pv çabalamak, gayret etmek, dil uzatmak, takdir etmek.

    go forward pv ilerlemek, gelişme göstermek

    go in for pv alışkanlık edinmek, ilgi duymak, uğraşmak, yer almak

    go into pv girmek, varmak, araştırmak

    go into pv girmek, varmak, araştırmak, tutulmak, incelemek

    go off pv patlamak, ateş almak; çalışmasını durdurmak

    go on (with) pv olmak, meydana gelmek, devam etmek

    go on about pv to talk too much

    go out pv dışarı çıkmak, çekilmek, istafa etmek, sönmek, grev yapmak

    go out with sbd pv date; buluşmak, zaman belirlemek

    go over pv visit someone nearby; gözden geçirmek

    go over to pv üzerine gitmek

    go over sth pv review

    go through ( with ) pv yürütmek, tamamlamak

    go up pv yükselmek, artmak, açılmak, havaya uçmak, patlamak

    go with pv birlikte gitmek, eşlik etmek; uymak (renk, sitil), flört etmek

    go without sth pv suffer lack or deprivation

    grow apart pv stop being friends over time

    grow back pv regrow

    grow into sth pv grow big enough to fit

    grow out of sth pv get too big for

    grow tired of pv yorulmak

    grow up pv become an adult; büyüyüp yetişkin olmak

    hand down pv miras bırakmak, devretmek.

    hand in pv vermek, teslim etmek

  • hand out pv bağışlamak

    hand over pv devretmek

    hang in pv stay positive (n.amer., informal)

    hang on pv wait a short time (informal)

    hang out pv spend time relaxing (informal)

    hang up pv end a phone call

    hang up on pv telefonu yüzüne kapatmak

    hear from pv birinden, birşeyden haber almak

    hear of pv bilgi almak, duymak

    heat up pv ısıtmak, kızıştırmak, hareketlendirmek

    hold up pv geçiktirilmek, bir şey tarafından engellenmek; silahla

    soymak (Rob)

    hold sbd / sth up

    hold on pv wait a short time

    hold onto sbd / sth pv hold firmly using your hands or arms

    hold out pv uzatmak, ümit vermek, vaat etmek, direnmek

    hold sbd / sth back pv prevent from doing/going

    hold sth back pv hide an emotion

    incorporate into pv dahil etmek (include, integrate)

    indulge in pv keyif almak, kendine zaman ayırmak

    infer from pv den çıkarım yapmak

    inquiry into pv araştırmak

    insist (on) pv ısrar etmek (persistin)

    insulate (against) pv yalıtmak, (soğuğu, sesi vb) kesmek

    invest (in) pv para yatırımı yapmak

    involved in pv dahil olmak

    iron out pv çözmek, açığa kavuşturmak

    jump off pv jumping-off point: sıçrama tahtası.

    keep an eye on pv göz kulak olmak, gözünü ayırmamak, dikkat etmek

    keep away (from) pv uzakta kalmak, uzak kalmak, uzak durmak

    keep from pv alıkoymak, engellemek

    keep off pv uzak durmak; birşeyden uzakta tutmak ya da durmak

    keep on (with) pv devam etmek, yapıp durmak; dava etmek

    keep on doing sth pv continue doing

    keep out pv dışarıda tutmak, (stop from entering) keep sbd / sth out

  • keep up (with) pv idare etmek, geçindirmek; aynı düzeyde ilerlemek, yol almak

    keep sth from sbd pv gizlemek, not tell

    keep sth up pv continue at the same rate

    kick out (of) pv uzaklaştırmak

    knock down (to) pv yıkmak, tahrip etmek, birine çarparak düşürmek; indirmek

    knock off pv gün sonu işi durdurmak; azaltmak, düşürmek

    knock out pv nakavt etmek, yere düşürmek

    lay (put) pv sermek

    lay off pv işten çıkarmak, atmak

    leave off pv bırakmak, salıvermek, giymemek, takmamak

    leave out (of) pv birşeyi atlatmak, bırakmak

    let out pv dışarı çıkarmak; genişletmek; büyütmek

    let up pv azaltmak

    let sbd down pv fail to support or help, disappoint

    let sbd in pv allow to enter

    light up pv ışık vermek; baştan başa aydınlatmak

    line up pv sıralanmak, sıraya girmek, düzenlemek

    live on sth pv to eat a lot of a particular type of food

    look after pv bakmak, göz kulak olmak, (take care of) look after sbd / sth

    look at pv bakmak, göz atmak, seyretmek, göz önüne almak

    look back pv geçmişe bakmak, geriye bakmak, ilerleyememek

    look down on sbd pv think less of, consider inferior; küçük görmek, değerini

    küçültmek

    look for pv aramak

    look forward to sth pv be excited about the future

    look into pv araştırmak

    look on pv bakmak, gözüyle bakmak, olarak görmek, birlikte kitap

    okumak, katılmadan seyretmek

    look out pv dikkat etmek (watch out, [dışarıdan içeriye tehlike])

    look out (for) pv be careful, vigilant, and take notice, sakınmak

    look out on / upon pv bir yere bakıyor olmak, bir yere bakmak

    look over pv muayene etmek

  • look up pv saptayıp ziyaret etmek, iletişim kurmak, araştırmak, bakmak

    look up to pv takdir etmek, saygı duymak; hayran olmak, örnek almak

    (respect, admire)

    look sth over pv check, examine

    look sth up pv search and find information in a reference book or database

    lose through pv yoluyla kaybolmak

    make a decision pv karar vermek

    make off pv sıvışmak, kaçmak

    make out pv anlamak, fark etmek, çıkarmak, geçinmek

    make over pv yenilemek

    make through pv paçayı kurtarmak

    make up pv oluşturmak, toparlamak, makyaj yapmak, barışmak, forgive

    each other

    make up for pv compensate; telafi etmek, karşılamak

    make up of pv oluşmak, oluşturmak

    make sth up pv invent, lie about something

    mark down pv ucuzlatmak, düşürmek

    mark out pv sınırlarını çizmek, planlamak (plan), ayırmak

    mediate between pv ara buluculuk etmek, arasını bulmak

    miss out pv atlamak

    miss out on pv kaçırmak

    mix up pv karıştırmak, düzenini bozmak, karmakarışık yapmak

    mix sth up pv confuse two or more things

    move away pv başka bir yerdeki bir eve taşınmak

    move in pv yeni eve taşınmak

    move off pv ayrılmak, yola çıkmak, uzaklaşmak go away

    move on pv Ilerlemek

    move over / along pv yer açmak için pozisyonunu değiştirmek, biraz kımıldayıp yer

    açmak

    move to pv taşımak

  • originate from pv kökü, kaynağı, orijininden olmak (image from, emanate

    from, root from, stem from, emerge from, derive from)

    pass away pv die

    pass down pv geçmek, nesiden nesile devrolmak

    pass on pv geçirmek, devretmek, aktarmak

    pass out pv dağıtmak, vermek; bayılmak (faint)

    pass over pv atlamak, geçmek; geçiştirmek

    pass up pv geri çevirmek, atlamak, yararlanmamak

    pass sth up pv decline (usually something good)

    pay for sth pv be punished for doing something bad

    pay sbd back pv return owed money

    pick up pv yerden almak; kapmak; tesadüfen öğrenmek; almak; gidip

    almak

    pick sth out pv choose

    place on pv yerleştirmek

    play down pv önemsiz gibi göstermek

    play up pv önemli gibi göstermek

    point out pv İşaret etmek, dikkatini çekmek, belirtmek, göstermek

    point sbd / sth out pv indicate with your finger

    pull through pv atlatmak, iyileşmek, iyileştirmek, birşeyden kurtarmak

    put an end to pv bitirmek, son vermek, sona erdirmek

    put aside pv biriktirmek, bir kenara bırakmak, bekletmek, ertelemek

    put away pv yerine yerleştirmek, kaldırmak

    put forth pv öne sürmek, ortaya atmak (put forward, bring up)

    put forward pv öne sürmek, ileri almak, iddia etmek, sunmak

    put in pv yerleştirmek, araya sokmak, eklemek, kurmak

    put off pv ertelemek, geçiktirmek (postpone, delay, defer, adjourn );

    elbisesini çıkartmak

    put on pv giyinmek; açmak, çalıştırmak; artırmak; almak put clothing/accessories on your body.

    put out pv extinguish, söndürmek, yardımcı olmak

    put up pv yapmak, dikmek, yer ve yiyecek içecek vermek, evde

    ağırlamak, satışa çıkarmak

  • put up with pv tolerate put up with sbd/sth

    put sbd down pv insult, make someone feel stupid

    put sth together pv assemble

    put sth down pv put what you are holding on a surface or floor

    quibble over pv önemsiz küçük konularda tartışmak (quibble about)

    quiet down pv sakinleştirmek

    regard as pv olarak görmek, gibi görmek, kabul etmek, saymak

    relief from pv den kurtulmak

    rely on pv güvenmek, itaat etmek, bel bağlamak

    replace (with) pv eski yerine koymak; ---ile değiştirmek

    resign from pv istifa etmek, (esignation: istifa)

    rest on pv dikmek, güvenmek, bel bağlamak

    result from pv … den kaynaklanmak

    result in pv olarak sonuçlanmak

    rip up pv yırtarak açmak; dikişlerini sökmek; karnını yarmak

    roll out pv haddeden geçirmek, açarak yayılmak, oklava ile açmak,

    kalın sesle söylemek, dürülmüş şeyi açmak

    root out pv kökünden sökmek, araştırarak bulmak

    rule out pv silmek, çıkrmak, almamak, reddetmek (reject)

    run across pv tesadüfen karşılaşmak, rast gelmek

    run against pv uğramak, çatmak, rastlamak, çarpmak, zıt düşmek

    run arround (with) pv arkadaşlık etmek, onunla bununla dolaşmak

    run away pv kaçmak, firar etmek, fark atmak

    run away (from) pv leave unexpectedly, escape

    run away (with) pv kaçırmak, alıp götürmek; çalmak, alıp gitmek

    run by pv tarafından çalıştırmak, işletmek.

    run down pv yermek, kötülemek; bozulmak, çalışmasını durdurmak;

    hareket halinde çarpmak, vurmak

    run for pv aday olmak

    run into pv tesadüfen karşılaşmak, rast gelmek, çarpışmak; varmak,

    ulaşmak

    run off with pv alıp götürmek, kaçırmak, çalıp götürmek

  • run on pv devam etmek, ilerlemek, durmadan konuşmak, ilişkin

    olmak, koşmaya devam etmek, aynı satırdan başlamak

    run out (of) pv rən tükenmek, sona ermek, son bulmak, bitmek

    run over pv çarpıp üstünden geçmek, çiğnemek; dolup taşmak

    run through pv delik açmak, çizgi çekmek

    run up pv faturayı kabartmak, yükseltmek

    run up against pv karşılaşmak, rastlamak

    save up pv gelecek için ayırmak, biriktirmek

    see about pv hesaba katmak, halletmek, bakmak

    see off pv yolcu etmek, uğurlamak

    see through pv zorluklara rağmen tamamlamak

    see to pv bakmak; meşgul olmak; halletmek, ilgilenmek, göz kulak

    olmak

    sell off pv elden çıkarmak, tasfiye etmek

    send for pv çağırmak, ihtiyaç durumunda getirtmek

    send sth back pv return (usually by mail)

    set down pv indirmek, koymak, belirlemek

    set foot on pv ayak basmak

    set off pv ayrı tutmak, ayrı koymak

    set on pv cesaretlendirmek,teşvik etmek, kışkırtmak

    set out pv dikmek, etkilemek, sergilemek, girişmek

    set up pv organize, düzenlemek, ayaralamak; kurmak; rekor kırmak

    (arrange)

    set sbd up: trick, trap

    settle down pv durulmak, uslanmak, demir atmak, yerleşmek, yuva kurmak

    settle up pv hesaplaşmak, hesap görmek

    shop around pv compare prices

    show off pv hava atmak

    shut down pv kapamak, kapatmak, işi durdurmak

    single out pv seçmek, ayırmak, belirlemek, birer birer almak

    sleep over pv stay somewhere for the night (informal)

    sort out pv sınıflandırmak; ayırmak

    sort sth out pv organize, resolve a problem

  • spread out pv yaymak, yayılmak, açmak, sermek, genişlemek

    spring up pv türemek

    stamp out pv şekil vermek, şekillendirmek

    stand against pv karşı durmak

    stand by pv beklemede olmak, harekete geçmemek, desteklemek

    stand for pv temsil etmek, tahammül etmek, tolerans göstermek

    stand up for pv destek vermek, desteklemek

    stand up to pv karşı koymak

    stay out pv dışarıda kalmak, dışarıda bulunmak

    stay up pv geç vakite kadar oturmak

    steer away from pv den uzaklaşmak, yönünü değiştirmek

    stem from pv den ileri gelmek, den kaynaklanmak

    step down pv istifa etmek, inmek

    step up pv artmak, çıkmak, yükselmek

    stick to sth pv continue doing something, limit yourself to one particular

    thing

    stripped of pv elinden almak, mahrum bırakmak

    struck down pv devirmek, aciz bırakmak

    substituted for pv yerini almak (replace with, supercede by)

    sweep away pv süpürüp atmak, ortadan kaldırmak; coşturmak,

    heycanlandırmak

    sweep up pv süpürmek, süpürüp temizlemek

    switch sth off pv stop the energy flow, turn off

    switch sth on pv start the energy flow, turn on

    take advantage of pv yararlanmak, faydalanmak

    take after sbd pv benzemek, çekmek (resemble a family member) take after

    take away pv alıp götürmek, paket yapıp götürmek, ortadan kaldırmak

    take down pv yazmak; çıkarmak, almak

    take for pv başkasına benzetmek, başkasıyla karıştırmak.

    take in pv küçültmek, daraltmak; anlamak

    take off pv havalanmak; taklit etmek

    take on pv üstlenmek, üzerine almak

    take over pv sorumluluğu, kontrolü üstlenmek; devralmak

  • take place pv meydana gelmek, olmak, yerine geçmek

    take root pv kök salmak, kökleşmek

    take up pv ele almak, başlamak, işlemek; işgal etmek, yer tutmak,

    meşgul olmak, uğraşmak.

    take out pv dışarı çıkarmak, yemeğe götürmek, take sbd out: pay for someone to go somewhere

    with you; take sth out: remove from a place or

    thing

    take sth apart pv purposely break into pieces

    take sth back pv geri götürmek, bir sözü geri almak; return an item

    take sth off pv start to fly, işten uzaklaştırmak, giyeceği çıkarmak, giyeceği

    sökmek; remove something (usually clothing)

    taper off pv azaltmak, eksilmek, incelmek, sivrilmek

    task with pv görevlendirmek (task to)

    tear down pv yıkmak, yerle bir etmek; sökmek, parçalara ayırmak

    tear sth up pv rip into pieces; parça parça yırtmak

    think back pv remember

    think of pv düşünmek, hesaba katmak (think about)

    think sth over pv consider

    throw into pv atmak, içine atmak

    throw out pv dışarı atmak (çöp vb)

    throw up pv yukarı atmak, elinden atmak, vaz geçmek; kusmak

    throw sth away pv dispose of; elden çıkarmak, atmak

    thrown back pv geri atılmış

    tidy up pv düzenlemek, toparlamak, çeki düzen vermek

    tie up pv sıkıca bağlamak;kilitlenmek; çalışamaz duruma gelmek

    tire out pv yormak

    tow away pv çekerek uzaklaştırmak

    try on pv giyerek denemek

    try out pv denemek

    turn around pv tam bir dönüş yapmak, yaptırmak

    turn back on pv geri dönmek, sırtını dönmek, geri çevirmek

  • turn down pv refüze etmek, ret etmek; geri çevirmek, sesini kısmak

    (refuse)

    turn in pv yatmaya gitmek, vermek, teslim almak

    turn into pv çevirmek, dönüştürmek, dönüşmek

    turn off pv stop the energy flow, switch off, durdurmak, kapatmak

    turn out pv durdurmak, kapatmak; sonuçlandırmak, çıkarmak,

    uzaklaştırmak; üretmek

    turn over pv devretmek, transfer etmek; takla atmak, çevirmek, vermek

    turn up pv aniden ortaya çıkmak, sesini yükseltmek (appear suddenly)

    turn sth down pv decrease the volume or strength (heat, light etc)

    turn sth on pv start the energy, switch on, açmak, çalıştırmak

    turn sth up pv increase the volume or strength (heat, light etc)

    use sth up pv tüketmek, bitinceye kadar kullanmak, finish the supply

    volunteer to/for pv gönüllü olmak

    wait on pv hizmet etmek, servis yapmak, eşlik etmek, bakmak, ziyaret

    etmek

    wake up pv uyandırmak, uyanmak (stop sleeping)

    walk away with pv çalıp götürmek

    walk out on pv aniden çıkıp gitmek

    warm up pv ısıtmak, çalışmaya hazırlamak, ısınmak (prepare body for

    exercise)

    wear off pv fade away

    whittle down pv yavaş yavaş azaltmak, bozmak

    wind up pv son bulmak, sona ermek

    wipe out pv tahrip etmek, yok etmek

    wipe up pv silip temizlemek

    withdraw from pv geri çekilmek (pull out of) (savaştan,seçimlerden vb) ;

    (bankadan, hesaptan vb) para çekmek

    work on pv üzerinde çalışmak

    work out pv çözmek, çalışmak; be successful, exercise

  • work sth out pv make a calculation

    wrap up pv sarmak, sarıp sarmalamak, paketlemek, son vermek, kesmek

    write down pv kaydetmek, yazmak

    zap with pv ani bir darbeyle öldürmek, kill suddenly