Upload
others
View
5
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
TARİHTE ve GÜNÜMÜZDE
ZEKÂT UYGULAMALARI
ENSAR NEŞRİYAT TİC. A.Ş.
ISBN: 978-605-9519-56-4
Sertifika No: 17576
İSLÂMÎ İLİMLER ARAŞTIRMA VAKFI
Milletlerarası Tartışmalı İlmî Toplantılar Dizisi: 22
Tartışmalı İlmî Toplantılar Dizisi: 87
Kitabın Adı
Tarihte ve Günümüzde Zekât Uygulamaları
Yayına Hazırlayanlar
Dr. İsmail KURT – Seyit Ali TÜZ
İslâmî İlimler Araştırma Vakfı
Koordinatör
Prof. Dr. Abdullah KAHRAMAN
Kocaeli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı
Son Okuma Doç. Dr. Necmettin KIZILKAYA
İstanbul Üniversitesi
Baskı ve Cilt:
ÇINAR MAT. ve YAY. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
100. Yıl Mahallesi Matbaacılar Caddesi
Ata Han No:34 / 5 Bağcılar - İSTANBUL
Tel: 0212 628 96 00 - Faks: 0212 430 83 35
Sertifika No: 12683
1. Basım: İstanbul, Ağustos 2017/ 2000 adet basılmıştır.
© Her hakkı mahfuzdur.
İzin alınmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.
Kaynak gösterilmek şartıyla iktibas edilebilir.
İletişim Adresi: Ensar Neşriyat Tic. A. Ş.
Oruçreis Mah. 12. Sokak No: 40-42 Esenler/İstanbul
Tel: (0212) 491 19 03-04 Faks: (0212) 438 42 04
www.ensarnesriyat.com.tr [email protected]
20
ZEKÂT MUHASEBESİ
Necdet ŞENSOY
1. Giriş ve Kavramlar
Muhasebe bir işletme hakkında bilgi ihtiyacı olan karar veri-
ciler için, bu bilgileri derleyen ve raporlayan bir bilgi sistemidir.
Zekât ve muhasebe arasındaki ilişki işletme sahiplerinin ticarî var-
lıkları üzerinden doğan zekât yükümlülüklerinin hesaplanması ih-
tiyacından doğar. Bununla birlikte bireylerin kişisel olarak zekâta
tâbî varlıklarını, bunların değerini takip edip bireysel zekât yü-
kümlülüklerini hesaplamaları da bir tür muhasebe faaliyetidir.
Bu tebliğde konu işletme açısından ele alınacak ve özellikle
de dönen varlıklar içinde bulunan ‚ticarî mallar‛ üzerinde durula-
caktır. Dönen varlıklar içinde bulunan nakit ve nakit benzerleri,
alacaklar, ticarî mal, ham madde, yarı mamul ve mamul stokları
zekâta tâbîdir.
İşletmeler mal ve hizmet üreten iktisadî birimlerdir. Tek sa-
hipli işletmeler olabildiği gibi ortaklıklar ve sermaye şirketleri şek-
linde örgütlenen işletmeler de bulunmaktadır. Ortaklıklarda ortak-
ların işletme üzerindeki hakları sermayeye katılım oranları kadar-
dır. Sermaye şirketlerinde ise sermaye paylara bölünmüştür. Her
pay ‚pay senedi‛ ile temsil edilir.
Muhasebe bilgi sisteminin alt sistemi olan finansal muhasebe
bilgi sistemi derlediği bilgileri finansal tablo veya mâlî tablo adı
verilen iletişim araçları ile ilgililere raporlar. Bu tablolardan bilan-
ço veya mâlî durum tablosu, işletmenin sahip olduğu varlıklar ve
yükümlülükleri hakkındaki bilgileri faaliyet gösterilen ülkenin pa-
ra birimi cinsinden raporlar. Bu bilgiler varlıkların değerini ifade
Prof. Dr., TCMB Meclis Üyesi, [email protected]
712 TARİHTE VE GÜNÜMÜZDE ZEKÂT UYGULAMALARI
eder. Ancak değer kavramı değerin biçildiği zamana ve o varlığa
hangi açıdan bakıldığına göre farklıklar arz eder. Varlığın edinil-
diği tarihte o varlığı elde etmek için katlanılan fedakârlıklar ve üst-
lenilen borçların para cinsinden ifadesi, o varlığın ‚tarihî maliyeti-
dir‛. Enflasyon nedeniyle para değer kaybediyorsa elde bulunan
varlıklar fiyatlar genel seviyesindeki değişmeye göre düzeltilir.
Bunun yanında her bir varlığın alınıp satıldığı bir pazar ve burada
oluşan ‚piyasa değeri‛ vardır. Piyasa değeri de piyasaya hangi
amaçla girdiğinize göre değişir. Alıcı olarak giriyorsanız elinizdeki
varlığın ‚yerine koyma maliyeti‛ satıcı olarak giriyorsanız varlığı-
nızın ‚net gerçekleşebilir‛ değeri söz konusu olur. Satın alma tari-
hinden sonra yapılan bu değerlemelere toplu olarak ‚carî maliyet‚
denilir.
Muhasebede ‚gerçekleşme‛ kavramı, varlıkların değerindeki
değişmelerden ötürü ortaya çıkan kazanç ve kayıpların varlığın el
değiştirmesine bağlı olarak ortaya çıkmasını yansıtmaktadır. He-
nüz varlık satılmadan önce varlığın piyasa değerindeki (satış fiya-
tındaki) değişmelerden doğan kazanç ve kayıplar, piyasa değerin-
deki değişmeler sonucu ortadan kalkabileceği için gerçekleşmemiş
kazanç ve kayıp olarak tanımlanırlar. Bilanço’da varlıklar elde bu-
lunduruluş amacına göre dönen ve duran varlıklar olarak iki kü-
meye ayrılır. Bilançonun kaynaklar bölümünde ise işletmenin
borçları ve öz kaynakları açıklanır. Borçlar vadesine göre kısa ve
uzun vadeli olarak kümelenir.
Bir diğer finansal tablo olan ‚Gelir Tablosu‛ veya ‚Kâr/Zarar
Tablosu‛ işletmenin performansı yani faaliyet sonucu hakkında
bilgi sunar.
ZEKÂT MUHASEBESİ 713
Tablo: 1
Tablo: 2
Zekât yükümlülüğüne finansal tablolar açısından bakıldı-
ğında, işletmenin bilançosunda açıklanan dönen varlık kalemle-
rinden ilgili kısa süreli borçlar düşüldükten sonra kalan net tutar
zekât yükümlülüğü kapsamına girer. Bu açıdan zekât yükümlülü-
714 TARİHTE VE GÜNÜMÜZDE ZEKÂT UYGULAMALARI
ğünün belirlenmesinde en önemli tablonun bilanço olduğu görül-
mektedir.
Gelir tablosu ise sahip, sahipler ve ortaklar tarafından payla-
şılacak olan kâr tutarının bilinmesi açısından önemli olmakla bir-
likte, zekât yükümlülüğünün kapsamına girmesi ilgili kâr tutarı-
nın tasarruf edilmesi, nisab tutarını aşması ve bir yıl geçmesi ko-
şullarına bağlıdır.
2. Literatür Taraması
2.1. Bilanço’ yu kullanarak işletmenin sahip olduğu ‚ticarî var-
lıklar‛ ı ve ilgili borçları tespit etmenin yollarını ve metodlarını anlatan
makaleler
1.1.1 Zekâta tâbî tutarların hesaplanmasında Net Çalışma
Sermayesi yaklaşımı ve Net Öz kaynak yaklaşımı: Kavramsal bir
mukayese ve uygulama
1.1.2 Selangor (Malezya’nın bir eyaleti) Zekât Merkezinde İş-
letme zekâtının belirlenmesi: Teori ve uygulama arasında
1.1.3 Malezya’da hükümet bağlantılı şirketlerde işletme
zekâtı rehberinin finansal raporlama açısından değerlendirilmesi
2.2. Ticari varlıkların hangi değerle değerlenmesinin uygun ola-
cağını tartışan makaleler
2.2.1. İşletme zekâtının belirlenmesinde carî değerle tarihî
maliyet değerinin karşılaştırmalı analizi: Malezya örneği
2.2.2. Zekât ve muhasebe değerleme modeli
2.3. Vergi zekât ilişkisini inceleyen makaleler
2.3.1. İşletme zekâtı ile Malezya’da işletme kazancı üzerin-
den alınan vergilerin teknik mukayesesi
2.4. Zekât Muhasebesi konusunda yayınlanmış standartlar
2.4.1. İslâmî Finansal Kuruluşlar Muhasebe ve Denetim
Standartları Örgütü (AAOIFI) ‘nün standartları
2.4.2. Malezya Muhasebe Standartları Kurulu’nun Teknik
Duyuruları
AAOIFI’nin standartları islâmî finansal kuruluşlar için dü-
zenlemeler yapar, bu nedenle diğer işletmeleri kapsamaz. Malezya
ZEKÂT MUHASEBESİ 715
muhasebe standartları kurulu duyuruları ise genel olarak her sek-
tördeki işletmeleri kapsar1.
3. Zekâta Tâbî Ticarî Varlıkların Bilanço Üzerinden Tespit
Edilmesi
Malezya’da 2000 yılı öncesinde zekât hesaplamada kâr zarar
yaklaşımını benimsemiş ancak daha sonra bilanço yaklaşımına ge-
çilmiştir. İlke olarak şirketin kazancı zekât hesaplamasında kıstas
olarak kullanılamaz2.
İşletmenin bilançosundan zekâta tâbî ticarî varlıklarının be-
lirlenmesinde iki yöntem kullanılabilir. Bunları ‚Net çalışma ser-
mayesi yaklaşımı‛ ve ‚ Net öz kaynak yaklaşımı‛ olarak adlandı-
rabiliriz.
Net çalışma sermayesi (veya net işletme sermayesi) işletme-
nin dönen varlıklarından kısa süreli (bir yıldan az) borçlarının dü-
şülmesiyle bulunur. Adında sermaye sözcüğü bulunsa da aslında
net bir varlık tutarını ifade eder.
Ancak el-Badawi & Al Sultan (1992) net çalışma sermayesi
kavramının teolojik anlamdaki ‚ Büyüyen Sermaye (Growing Ca-
pital)‛ kavramı ile tam olarak çakışmadığını ileri sürerek aşağıdaki
düzeltmenin yapılması gerektiğini ileri sürmektedir :3
Bilanço Tarihindeki Net Çalışma Sermayesi
Artı (+) Duran Varlıkların finansmanında kullanılan kısa sü-
reli borçlar + Uzun vadeli Borçların geri ödenmesinde kullanılan
1 Adnan Muhammad Akhyar & Bakar Nur Barizah, ‚Accounting treat-
ment for corporate zakat : a critical review‛, International Journal of Islamic
and Middle Eastern Finance and Management, 2009, s.35 2 Awang, Rohila & Abdul Rahman Rashidah, ‚Assessing Business Zakat
at Pusat Zakat Selangor: Between theory and Practice‛. National
Accounting Research Journal. 2003, s. 37. 3 el-Badawi, Mohamed H. & Al-Sultan, Sultan M., ‚Net Working Capital
versus Net Owner’s Equity Approaches to Computing Zakatable Amo-
unt : A Conceptual Comparison and Application‛, The American Journal of
Islamic Social Sciences, 1992, s. 75.
716 TARİHTE VE GÜNÜMÜZDE ZEKÂT UYGULAMALARI
kısa süreli Borçlar + Sermayenin azaltılması amacıyla kullanılan
kısa süreli borçlar
Eksi (-) Dönen Varlıkları4 finanse etmek için kullanılmış
uzun vadeli borçlar = Büyüyen (Çoğalan) Sermaye
Awang & Mokhtar (2012) makalelerinde verdikleri örnekte
bir üretim işletmesinin dönen varlıkları arasında bulunan ham
madde ve yarı mamul stoklarını net çalışma sermayesine katma-
makta, sadece mamul mal ve ticarî mal stoklarını dahil etmektedir-
ler.
Net öz kaynak yaklaşımında zekâta tâbî ticarî varlıklar tuta-
rı, dönen varlıklara (ticarî varlıklar) yatırılan öz kaynak tutarını
bularak tespit edilmektedir. el-Badawi & Al Sultan (1992) Suudi
Arabistan zekât ajansının bu yöntemi kullandığına işaret ederek
aşağıdaki formülün uygulandığını anlatmaktadırlar :
Bilanço tarihinde işletmenin ödenmiş sermeyesi (+ - varsa or-
taklar cari hesabı). Yıl içinde sermayede meydana gelen değişme-
ler, ‚üzerinden bir yıl geçme‛ kuralı gereği dikkate alınmamakta-
dır.
+ Dağıtılmamış kârlar + her türlü yedekler + dönem kârı (da-
ğıtım öncesi)
- Bilanço tarihindeki net duran varlıklar – Başka bir işletme-
de iştirak – birikmiş zararlar
Awang & Mokhtar (2012) makalelerinde Awang ve Abdul
Rahman’ın (2003) Malezya’da Selangor Zekât Merkezinde yaptık-
ları vaka çalışmasına atıf yaparak Çalışma Sermayesi yaklaşımına
‚Şeria yaklaşımı‛; öz kaynak yaklaşımına da ‚Örfiye veya Büyü-
me modeli‛ adını vermektedirler. Buna Düzeltilmiş Büyüme Ser-
mayesi de denildiğini ifade ederler. Formülleri ise aşağıdaki şekil-
de vermektedirler 5 :
4 Dönen varlıklar, bir yıldan az bir süreyi veya bir yıldan uzun iş
döngüsü olan işletmelerde iş döngüsü süresini kasteden ‚kısa süreli‛
elde bulundurulan varlıklardır. 5 Awang, Rohila Norhamizah & Mokhtar Mohd Zulkifli,‚Comparative
Analysis of Current Values and Historical Cost in Business Zakat As-
ZEKÂT MUHASEBESİ 717
Çalışma Sermayesi Modeli:
Toplam Zekât Yükümlülüğü = Dönen Varlıklar – Kısa Süreli
Borçlar (+ -) Düzeltmeler
Büyüme Modeli (Growth Model):
Toplam Zekât Yükümlülüğü = Öz kaynaklar – Duran Var-
lıklar – (+ -) Düzeltmeler
4. Zekâta Tâbî Ticarî Varlıkların Değerlerinin Belirlenmesi
Zekâta tâbî varlıklar arasında bulunan ticarî mal stokları,
muhasebe standartlarına göre dönem sonlarında, maliyet değeriy-
le veya maliyet ile piyasa değerinden hangisi düşükse o değerle
değerlenmiş olarak açıklanırlar.
Ancak stokların carî değerleriyle değerlenmesi de mümkün-
dür. Zekâta tâbî ticarî malların değerlemesi konusunda carî değe-
rin kullanılması savunulmaktadır. Fıkıh uzmanlarının büyük ço-
ğunluğu, fiziksel varlıkların değerlemesinde zekâtın doğduğu za-
manda geçerli olan piyasa değerinin kullanılması konusunda mu-
tabıktırlar 6. Bu durumda bilançoda açıklanan bilgilerin düzeltil-
mesi gerekecektir.
Malezya Muhasebe Standartları Kurulu (MASB) yayınladığı
teknik duyuruda pratik bir yol seçmiş ve ‚Zekât hesaplamasının
yapıldığı tarihteki zekâta tâbî varlıklar ile ilgili borçlar, finansal
tablolar hazırlanırken hangi değerle ölçülmüşse aynı değerler alı-
nır7‛demiştir.
Diğer bir yol da zekât tutarının belirlenmesi için, ilgili varlık-
ların güncel koşullara göre ölçümlenmeleridir, bunların tarihî du-
rumuna göre değil. Bu nedenle zekâtla ilgili bilgileri de üretebil-
mek için firmalar ilgili varlıklarını belirli aralıklarla yeniden değer-
sessment : An Evidence from Malaysia‛, International Journal of Business
and Social Science, 2012, s. 289. 6 s.a.g.m., s. 288. 7 Malaysian Accounting Standards Board, Accounting for Zakat on
Business, Technical Release i-1. 2006, paragraf 14.
718 TARİHTE VE GÜNÜMÜZDE ZEKÂT UYGULAMALARI
lemeleri konusunda teşvik edilmelidir. Bu durumda ortaklarına
zekâtla ilgili bilgiler de raporlamak isteyen işletmeler belirli varlık-
ların hem tarihî maliyetini hem de piyasa satış değerlerini izlemek
durumda kalacaklardır8.
Varlığın piyasa değerinin maliyet değerinden yüksek olması
halinde henüz gerçekleşmemiş bir değer (kazanç) de zekât matra-
hına eklenmiş olacaktır. Bu gerçekleşmemiş değer (kazanç); varlık
satılmadan duruyorsa, bir sonraki değerleme sırasında piyasa fiya-
tının düşmesi halinde ortadan kalkabilecek ve daha önce bu değer
üzerinden hesaplanan zekât, olmayan bir değeri de içermiş bulu-
nacaktır. Burada Yusuf el–Karadâvî’nin İslâm Hukukunda Zekât
kitabında İbn Abbas şöyle diyordu diye aktardığı görüş konumuz-
la çok yakından ilgilidir. ‚Malı satıncaya kadar üzerinde zekât va-
cip olarak devam ettiği halde beklemenin bir sakıncası yoktur.
Bekletmekten maksat fiilen satışın gerçekleşmesini beklemektir.
Eşyanın satıldığı gerçek fiyatla kıymetlendirmenin (değerlemenin)
yapıldığından kesinlikle emin olmak için fiilen satışa kadar bekle-
nir‛9. İşte tam bizim değindiğimiz gerçekleşme kaygısı burada or-
taya çıkmaktadır. Gerçekleşmenin vuku bulması beklenmektedir.
İslâmî Finansal Kuruluşlar için Muhasebe ve Denetim Stan-
dartları Teşkilatı (AAOIFI) 35 numaralı islâm hukuku standardı 10
‚dönen varlıklar arasında bulunan emtia (ticaret malı)‛ başlığı al-
tında bu varlıkların bulundukları şekliyle veya işlendikten sonra
satılacak olmasının farketmeyeceğini ifade etmektedir (5/2/1). Bu
durumda devam eden işler, yarı mamuller ve hammaddeler de
zekâta tâbî mallar kapsamında sayılmaktadır. Ticaret mallarının
piyasa satış değeri (selling market price) ile değerleneceği vurgu-
lanarak, piyasa veya maliyet değerinden düşük olanla değerleme-
8 Ahmed, Essia Reis & Bin Affin Ku Halim & Al Abdullah Tariq T. Y., &
Zuqebah Ahmed, ‚Zakat and Accounting Valuation Model‛. Journal of
Reviews on Global Economics, 2016, s. 20. 9 Yusuf el-Karadâvî, İslâm Hukukunda Zekât, Kayıhan Yayınevi,
İstanbul,1984, s. 346. 10 AAOIFI, Shari’a Standards for Islamic Financial Institutions, Sharia Stan-
dard No: 35 Zakah, 2015, s .869-904.
ZEKÂT MUHASEBESİ 719
ye izin vermemektedir (5/2/2). Ancak piyasa değerinin tespit edil-
mesinin son derece güç olması halinde maliyet değerinin kullanı-
labileceği ifade edilmektedir. Zekâtın tahakkuk ettirildiği tarihle
ödendiği tarih arasında bir fiyat değişikliği olması halinde, tahak-
kuk tarihindeki fiyatın esas alınacağı söylenmektedir (5/2/2).
AAOIFI Zekât Standardında (5/2/2) piyasa veya maliyet de-
ğerinden düşük olanla değerlemeye izin vermemesi eleştirilebilir.
Maliyet değerinin piyasa değerinden düşük olması halinde piyasa
değeri yaklaşımına göre bunun, yani maliyet değerinin alınması-
nın, kabul edilmemesi anlaşılabilir ancak piyasa değerinin maliyet
değerinden düşük olması halinde, piyasa değerinin kabul edilmesi
gerekirdi. Çünkü piyasa değerinin maliyetin altına düşmesi piyasa
koşullarının bozulmuş olma ihtimali yanında malın modasının
geçmesi, işlevini yitirmesi veya hasar görmesi sonucu ortaya çıkan
bir durumdur. Nitekim paragraf 5/2/6/2 de stokta bulunan emtia-
nın kusurlu olmasında bile piyasa satış fiyatından değerleneceği
ifade edilmektedir.
Bu noktada zekâta tâbî malların büyümeye müsait olması
şartı da dikkatimizi çekmektedir. Yunus Vehbi Yavuz, İslâm’da
Zekât Müessesesi kitabında ‚Zekâtın ifade ettiği mana büyümek-
tir. Buna binaen, büyüme imkanından mahrum bulunan mallar-
dan zekât vermek gerekmez. Malın büyüme ve gelişmesi de ya ti-
caret yoluyla veya hayvanlarda üretilmek suretiyle olur. Ticaret
yapmaya, büyüme ve işlemeye müsait olmayan mallardan zekât
vermek gerekmez‛demektedir11. Yine zekâta Kur’ân’dan delil bah-
sinde Bakara suresi 267. Ayete atıf yapılarak, bu ayetteki ‚ke-
sebtüm‛=kazandıklarınız ifadesinden kastedilen şey ticaret malla-
rıdır, ‚Fahrettin Er-Razi de -kazandıklarınız- ifadesinden kastedi-
len şeyin ticaret olduğunu söylüyorlar‛ denilmektedir12. Kıyastan
delil başlığı altında da, ‚Kıyastan delil ticaret mallarında büyüme
ve gelişmenin amaçlanmış bulunmasıdır‛ açıklaması vardır13.Bu
11 Yunus Vehbi Yavuz, İslâm’da Zekât Müessesesi, 6. Baskı, Feyiz Yayınları,
Bursa, 2008, s. 154. 12 s.a.g.e., s. 285. 13 s.a.g.e., s. 287.
720 TARİHTE VE GÜNÜMÜZDE ZEKÂT UYGULAMALARI
açıklamalara muhasebe açısından bakınca, ana mal (değeri) ile ka-
zancın birlikte mi yoksa sadece kazanç mı kastedildiği konusunda
kuşkuya düşülmesi mümkündür. Nitekim Karadâvî, ‚İbn Rüşd
bazı fakihlerin şöyle dediğini zikretmektedir‛ diye atıf yaparak şu
görüşe yer vermektedir: ‚Ya fiyatlar düşer ve tacir, satın aldığı fi-
yatla (maliyet) eşyanın kıymetlendirilmesinden zarar görür, ya da
fiyatlar yükselir ve bu görüşe göre kâr dışında zekât sadece kapital
(ana mal) dan alınır14.
5. Zekât Vergi Karşılaştırması
Vergiler kazanç, tüketim ve varlıklar üzerinden alınabilir.
Tek kişinin sahip olduğu işletmelerde ve ortaklıklarda, işletmeler
elde ettikleri kâr üzerinden vergi ödemezler ancak sahip veya or-
taklar kârdan kendilerine düşen pay üzerinden gelir vergisi öder-
ler. Sermaye şirketleri (Limited ve Anonim Şirket) ise kazançları
üzerinden kurumlar vergisi öderler. Vergi sonrası kazançtan elde
edilen paylar ise belirli düzenlemeler çerçevesinde pay sahibinin
gelir vergisine tâbî tabi kazançları arasında yerini alır. İşletmeler
bir tür tüketim vergisi olan katma değer vergisinin de yükümlü-
südürler ancak bu vergi yükü büyük ölçüde geri alınır, katma de-
ğer vergisinin finansman yükü ise işletmenin üzerindedir.
Konuya zekât açısından bakıldığında işletmenin kazancı
üzerinden zekât söz konusu olmazken, işletmenin sahip olduğu
net çalışma (işletme) sermayesi üzerinden zekât hesaplanması ve
doğan zekâtın ortaklara paylaştırılması söz konusudur. İşletmeye
sahip olan müslüman kişiler, işletmenin belirli varlıklarından be-
lirli borçları düşüldükten sonra kalandan (düzeltilmiş net işletme
sermayesi) payına düşen tutar üzerinden zekât öderler.
Zekât bireysel bir ibadettir. Bununla beraber bir ortaklık iş-
letmesinde ortakların mal varlıkları ayrı ayrı zekât nisabını15 sağ-
lamıyorken, birlikte ele alındığında nisabı sağlayabilir. Bu durum-
14 Karadâvî, a.g.e., s. 346. 15 Nisab; zekâtın doğması için gerekli olan asgarî varlık tutarıdır. Ticaret
mallarının kıymeti, 200 dirhem gümüş veya 20 miskal altına eşit
olduğunda nisaba ulaşmış sayılır.
ZEKÂT MUHASEBESİ 721
da işletme ortakları zekât mükellefi olurlar. İşletmenin mal varlığı
bir bütün halinde ele alınmadığı takdirde (her bir ortağın payı ni-
sabın altında kalırsa) zekât yükümlülüğünden kaçınılma ihtimali
ortaya çıkar. Nitekim hadis kitaplarında ortaklık mallarının ayrıl-
madan bir bütün olarak zekâta tâbî tutulduğu görülmektedir16.
1985 yılında Kuveyt’te yapılan zekât konferansında da şirkete ait
net dönen varlıklarına dayalı olarak belirlenmesi kabul edilmiştir.
Belirlenen zekât kendileri zekât yükümlülüğünü yerine getirecek
olan sahipler (ortaklar) arasında paylaştırılır17.
Finansal raporlama açısından bakıldığında gelir veya ku-
rumlar vergisi işletmenin gelir tablosunda açıklanan bilgilere da-
yandığı halde, zekât işletmenin bilançosu yani mâlî durum tablo-
sunda açıklanan bilgilere dayanır. İşletme artı çalışma (işletme)
sermayesine sahip olduğu sürece, o dönemde faaliyet sonucu kâr
ya da zarar açıklamış olmasına bakılmaksızın, sahip veya sahipler
zekât ödemek durumundadır18.
Bir müslüman gerçek kişi sahibi veya ortağı bulunduğu iş-
letmenin ‚düzeltilmiş net işletme (çalışma) sermayesi‛nden payı-
na düşen üzerinden koşulsuz zekât yükümlüsü olurken o işletme-
den elde ettiği kazanç üzerinden ‚tasarruf‛ ve ‚bir yıl geçme‛ ko-
şuluyla zekât yükümlüsü olmaktadır. Her ikisi de belirli varlıklara
sahip olunmasını gerektirmekte.
Vergi açısından bakıldığında ise gerek işletme gerek de sahi-
bi olan gerçek kişiler varlıklar üzerinden değil kazanç üzerinden
vergilendirilmekte, tasarruf koşulu bulunmamaktadır.
İşletmeler için vergisel kazancın belirlenmesinde uygulanan
yasa ve kurallar ile finansal raporlama için ticarî kazancı belirle-
16 Ayhan Yatbaz, ‚Faizsiz Finansal Kuruluşlarda Zekât, Zekât Fonu ve
Zekât Muhasebesi‛, International Journal of Islamic Economics and finance
Studies,2015, s. 114. 17 s.a.g.m., s. 120. 18 Awang, Rohila & Mokhtar Mohd Zulkifli, ‚Technical Comparison
between Business Zakat and Tax on Business income in Malaysia‛.
Malaysian Accounting Review, 2011, s. 16.
722 TARİHTE VE GÜNÜMÜZDE ZEKÂT UYGULAMALARI
mekte uyguladıkları standartlar birbirinden farklıdır. Zekât ama-
cıyla finansal raporlama amacıyla yayımlanan bilanço üzerinde
bazı düzeltmeler yapılarak zekâta tâbî varlıkları ve değerlerini
tespit etmek daha uygun olacaktır.
Bazı ülkelerin vergi yasalarında kişilere, ödedikleri zekâtları
vergi beyannamelerinde açıklayarak ya matrahtan ya da ödenecek
vergi tutarından düşme imkanı sağlanmıştır.
Zekât yükümlülüklerini yerine getirmek isteyen pay sahiple-
ri zekât tutarlarını hesaplayabilmek için işletmenin kendilerine
sunacağı bazı finansal bilgilere ihtiyaç duyarlar. Bunun için işlet-
melerin faaliyet raporlarını hazırlarken zekât matrahını bulmaya
imkân sağlayacak şekilde bilgi sunmaları yararlı olacaktır19. Buna
örnek olarak A.B.D.’de faaliyet gösteren bir varlık yönetim şirke-
ti’nin uygulaması gösterilebilir. ‚Azzad Asset Management‛ şirke-
ti20 müşterilerine ‚Zakah and Purification Statement for Your Az-
zad Account(s)‛ başlığı ile Zekât ve Arınma Tablosu sunmaktadır.
Shehatah Hussain Hussain de internete koyduğu sunumu-
nun üçüncü bölümünde ‚Zekât Muhasebesi Tabloları‛ konusunu
işlemiş ve örnekler vermiştir. Bunların arasında. ‚Ticarî ve En-
düstriyel varlık (servet) için zekât muhasebe tablosu‛ önerisi var-
dır21.
Malezya’daki Kamu iktisadî teşebbüsleri (sahipliği devlete
ait)’nin faaliyet raporları incelenerek yapılan bir araştırmada, Ma-
lezya Muhasebe Standartları Kurulu’nun işletmelerde zekât mu-
hasebesi ile ilgili duyurusuna ne kadar uyulduğuna bakılmıştır22.
19 Ayhan Yatbaz, s.a.g.m., s.115. 20 www.azzad.net & www.azzadfunds.com 21 Shehatah Hussain Hussain, A Guide to Zakat Accounting,
www.darelmashora.com, s. 48 – 52. 22 Abdullah Abdul Aziz Ibrahim Abdullah & Bin Abdul Kadir Mohd
Rizuan & Syed Adwam Wafa Syed Mohd Ghazali, ‚Assessing Financial
Reporting on adopting Business Zakat Guidelines on Malaysian
Government Linked Companies‛, International Journal of Business and
Social Science. 2012, s. 227.
ZEKÂT MUHASEBESİ 723
Ulaşılan kanaat yıllık rapordan alınan finansal bilgilerin zekât he-
saplaması için yeterli olmadığı yönündedir. Hangi açıklamaların
yapılacağına dair kılavuzlar (MASB duyurusu) bulunduğu halde
bunlara uyulmadığı görülmüştür. Duyuru ile yapılan düzenleme-
nin standartlar ile olduğu kadar ağırlığı olmadığı vurgulanmıştır.
6. Ticaret Malına Zekâtın İşletme Açısından Ekonomik
Analizi
İşletme, kendi kişiliği ile zekât mükellefi olmamakla birlikte,
işletmenin ticarî varlıkları üzerindeki hakları nedeniyle sahip veya
sahipler için bu varlıkları üzerinden zekât yükümlülüğü doğmak-
tadır. Zekât yükümlülüğü kâr üzerinden değil servet üzerinden
doğduğu için işletme zarar etmiş bile olsa işletmenin elinde mev-
cut olan zekâta tâbî varlıklar üzerinden hesaplanan zekâtı sahip
veya ortaklar payları oranında ödemek durumundadırlar.
Dolayısıyla zekât işletmenin bir gideri değildir. Malezya
Muhasebe Standartları Kurulu’nun TR i-1 nolu duyurusunun 5 no-
lu paragrafında bir işletmenin ilgili varlıkları üzerinden zekât
ödemesi halinde bu tutarın gider olarak tanınacağı ve gider tablo-
suna yansıtılacağı söylenmektedir. AAOIFI’nin 9 numaralı Finan-
sal Muhasebe Standardında da ‚faaliyet dışı gider‛ olarak kabul
edileceği ifadesi vardır. Ancak ilgili ülke yasalarında islâm banka-
sına zekât yükümlülüğü konulduğu veya bankanın ortaklar genel
kurulunda veya lisans ve yönetmeliklerinde böyle bir hüküm ol-
duğu durumlarda bunun söz konusu olacağı koşulu vardır (2/2/1).
Ortaklar veya hesap sahipleri adına vekaleten ödenen zekât bir
sonraki paragrafta (2/2/2) düzenlenmiştir.
Muhammad Akhyar Adnan ve Nur Barizah Abu Bakar, ma-
kalelerinde zekâtın gider olamayacağını ayrıntılı olarak anlatmış-
lardır23.
Doğan zekât yükümlülüğü ancak işletme sahiplerinin vekili
sıfatıyla işletme tarafından ödenir. Bu durum şirket ana sözleşme-
sinde yazılması veya ortaklar genel kurulu kararıyla olabilir. Bir
23 Adnan Muhammad Akhyar & Bakar Nur Barizah, a.g.m., s. 37.
724 TARİHTE VE GÜNÜMÜZDE ZEKÂT UYGULAMALARI
işletme sahiplerinin tümü için veya bazıları için bu vekaleti kabul
ettiğinde ödenmesi gereken tutar kadar nakit fon bulundurmak
zorundadır24. Ortaklar adına ödenen zekât payları oranında otak-
ların cari hesabına borç olarak kaydedilir. Sermaye şirketlerinde
tüm ortaklar kabul etmesi halinde dağıtılacak kârlar hesabına borç
kaydedilerek yapılabilir ancak bir kısmı için olacaksa sorunlar çı-
kabilir.
Ticarî malların zekâtında ‚büyüme-çoğalma‛ özelliği aran-
makta ve satmak amacıyla elde bulundurulan mallarda da bu
özelliğin bulunduğu varsayılmaktadır. Satmak amacıyla elde bu-
lundurulan fakat birden fazla zekât dönemi elde kalan mallar üze-
rinden zekât ödenecek, bir de sonunda bu mallar zararına satıla-
cak olursa doğmamış / gerçekleşmemiş bir değer üzerinden zekât
ödenmiş olacaktır.
‚Zekât dönemi‛, varlığın edinilmesinden ve nisab tutarını
aşmasından sonra bir ay yılı süre geçmesidir (Hawl). İşletmelerde
genel kabul gören muhasebe dönemi bir takvim yılıdır (güneş yılı
veya ay yılı). Zekât açısından yıldan kastedilen kamerî (ay) yıl
olup güneş yılı değildir. Bilanço üzerinden tespit edilen «Ticarî
Mallar», güneş yılına göre tespit edildiği için oralarda % 2.5 yerine
% 2.577 olarak alınır.
Zekât yükümlülüğünün hesaplanmasında önemli olan mu-
hasebe dönemi başında ve sonundaki bakiyelerdir. Dönem içinde
nisab açısından düşüşler / azalışlar ihmal edilir. Bu birinci zekât
konferansında Hanefî ekolünün görüşüdür25. Ebû Hanife’ye göre;
nisab miktarı maldan zekât vermenin farz olması için yılın iki tara-
fında, yani başında ve sonunda nisabın tamam olması şart olup yıl
içindeki iniş çıkışlar muteber değildir. Şâfiîlere göre; mal yılın ba-
şında nisaba ulaşsa, sonra yıl içinde noksanlaşsa, daha sonra yine
nisab tamamlansa önceki günler için zekât vermesi gerekmez, bel-
ki tamamlandığı andan itibaren yeniden bir yıllık zamanın geçme-
24 AAOIFI, Shari’ah Standard No:35, s. 871. 25 AAOIFI, Accounting, Auditing and Governance Standards, s. 350.
ZEKÂT MUHASEBESİ 725
si gerekir26. İşletmedeki ticarî varlığın hicrî yılbaşı ve hicrî yıl so-
nunda tespiti yerine yıl ortalamasının alınması daha makul bir yol
olarak değerlendirilebilir. Dönem başı ve dönem sonu bakiyelerini
almak, kötü niyetle manipule edilmeye müsait olduğundan yıllık
ortalama alınması daha makul bir yol olarak düşünülebilir.
7. Sonuç
Bu tebliğde zekât muhasebesi başlığı altında işletmelerin sa-
hip olduğu zekâta tâbî ticarî varlıklarının türlerinin ve değerleri-
nin belirlenmesi konusunda mevcut olan yazın incelenmiş ve te-
mel noktalar ortaya konulmuştur.
Fıkıh uzmanları açısından üzerinde düşünülmesi gereken
sorunlar olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Ticarî malların zekâta tâbî
olmasında dayanılan ‚kesebtüm=kazandıklarınız‛ ifadesinden ti-
carî malların ana mal (değeri) ile üzerinden elde edilen kazancın
birlikte mi yoksa sadece kazancın mı anlaşılacağı üzerinde yeni-
den düşünülebilir.
Özellikle de ticarî malların değerlemesinde piyasa değeri
alındığında gerçekleşmemiş (belki de gerçekleşmeyecek) kazanç
tutarının da varlığın değeri içinde zekât matrahına girmiş olduğu
önemli bir konu. Zekâtla ilgili hükümlerde zekâtı alanlardan yana
bir tavır olması ahlâkî açıdan güzel olmakla birlikte ekonomik açı-
dan işletme ve sahipleri tarafından da bakılmasının adil olacağı
öne sürülebilir.
Ticarî malların gerek nisab bakımından gerekse değerlerinin
belirlenmesi açısından dönem başı ve dönem sonu tutarları yerine
ortalama tutarların alınması da adil bir yöntem olarak önerilebilir.
Ticaret yasasında da olabilir ancak daha pratik bir yol olarak
şirketler kurulurken hazırlanan ana sözleşmeye, işletmenin ‚dü-
zeltilmiş net işletme sermayesi‛ ile ilgili bilgilerin her yıl sonunda
açıklanması koşulu konulması, müslüman ortakların dini yüküm-
lülüklerini yerine getirmesi için faydalı olacaktır. Ana sözleşmede
26 Yavuz, a.g.e., s. 157.
726 TARİHTE VE GÜNÜMÜZDE ZEKÂT UYGULAMALARI
bulunmasa bile ortaklar genel kurulunda ortakların böyle bir tale-
bi şirketin yönetim kurulu tarafından yerine getirilecektir.
ZEKÂT MUHASEBESİ 727
Kaynaklar
AAOIFI, Shari’a Standards for Islamic Financial Institutions, Sharia
Standard No: 35 Zakah, 2015
AAOIFI, Accounting, Auditing and Governance Standards, Finan-
cial Accounting Standard No: 9 Zakah. 2015
Azzad Asset Management, www.azzad.net &
www.azzadfunds.com
Abdullah Abdul Aziz Ibrahim Abdullah & Bin Abdul Kadir
Mohd Rizuan & Syed Adwam Wafa Syed Mohd Ghazali, ‚Assessing
Financial Reporting on adopting Business Zakat Guidelines on Ma-
laysian Government Linked Companies‛, International Journal of Busi-
ness and Social Science. 2012, s.220-229
Adnan Muhammad Akhyar & Bakar Nur Barizah, ‚Accounting
treatment for corporate zakat: a critical review‛, International Journal of
Islamic and Middle Eastern Finance and Management. 2009, s.32-45
Ahmed, Essia Reis & Bin Affin Ku Halim & Al Abdullah Tariq
T. Y., & Zuqebah Ahmed, ‚Zakat and Accounting Valuation Model‛.
Journal of Reviews on Global Economics, 2016, s.16-24
Awang, Rohila & Mokhtar Mohd Zulkifli, ‚Technical Compari-
son between Business Zakat and Tax on Business income in Malay-
sia‛. Malaysian Accounting Review, 2011, s.13-25
Awang, Rohila Norhamizah & Mokhtar Mohd Zulkifli. ‚Com-
parative Analysis of Current Values and Historical Cost in Business
Zakat Assessment: An Evidence from Malaysia.‛ International Journal
of Business and Social Science, 2012, s.286-298
Awang, Rohila & Abdul Rahman Rashidah, ‚Assessing Busi-
ness Zakat at Pusat Zakat Selangor: Between theory and Practice‛.
National Accounting Research Journal. 2003, s.33-48
el-Badawi, Mohamed H. & Al-Sultan, Sultan M. ‚Net Working
Capital versus Net Owner’s Equity Approaches to Computing Zaka-
table Amount: A Conceptual Comparison and Application‛. The Ame-
rican Journal of Islamic Social Sciences. 1992, s.69-85
728 TARİHTE VE GÜNÜMÜZDE ZEKÂT UYGULAMALARI
Karadâvî, Yusuf. İslâm Hukukunda Zekât. Kayıhan Yayınları. İs-
tanbul: 1984
Shehatah Hussain Hussain. A Guide to Zakat Accounting,
www.darelmashora.com
Malaysian Accounting Standards Board, Accounting for Zakat on
Business, Technical Release i-1. 2006
Malaysian Accounting Standards Board, Presentation of Financial
Statements of Islamic Financial Institutions, Technical Release i-3. 2009
Yatbaz, Ayhan. Faizsiz Finansal Kuruluşlarda Zekât, Zekât Fo-
nu ve Zekât Muhasebesi, International Journal of Islamic Economics and
finance Studies, 2015,s.113-139.
Yavuz,Yunus Vehbi. İslâm’da Zekât Müessesesi, Feyiz Yayınları.
İstanbul: 2008.