750
Arazi Kullanımı/Arazi Örtüsüne Bağlı Olarak Toprak Erozyon
Duyarlık Faktörünün Konumsal Değişiminin Farklı Enterpolasyon
Yöntemler Kullanarak Belirlenmesi
Determination of variability of soil erodibility factor based on land use land cover
using different interpolations models
Orhan Dengiz1, Ali İmamoğlu
*2
1Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü, SAMSUN
2Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, SAMSUN
Öz:Bu çalışmada farkı arazi kullanımı ve arazi örtüsü altında dağılım gösteren toprakların erozyona karşı
duyarlılıklarının belirlenmesi ve farklı enterplasyon yöntemleri kullanarak dağılım haritasının oluşturulması
amaçlanmıştır. Çalışma 9579 km2’ lik alana sahip Samsun ilinde gerçekleştirilmiştir. İlin deniz seviyesinden yüksekliği
0-1900 m arasında değişmektedir. Çok yıllık ortalamalara iklim verilerine göre en soğuk ay Mart (7.2 oC), en sıcak ay
ise Ağustos (25.4 oC) ayıdır. Yıllık ortalama yağış ise 788.1 mm, ortalama nisbi nem ise % 65.2 ile % 82.5 arasında
değişmektedir. Samsun ilinin arazi özellikleri incelendiğinde toplam alanın %72.6’sının eğimin % 0-15 arasında ve
%18.4’nün ise dik ve çok dik-sarp araziler (> %20) oluşturmaktadır. İlin mevcut en yaygın arazi kullanım dağılımına
göre % 48.5’i orman-fundalık ve % 45.2’si nadasız kuru tarım olarak kullanılmaktadır. Samsun ili sınırları içerisinde
% 40.9 ile en yaygın büyük toprak grubu olan Kahverengi orman toprakları oluşturmaktadır. Alüviyal araziler toplam
alan içerisinde % 14.7’sini oluşturmakta, Gri-kahverengi podzolik topraklar ise toplam alanın % 25.3’ünü
kaplamaktadır. Toprakları farklı arazi örtüsü ve arazi kullanımları altında erozyona karşı aşınabilirlik durumlarının
belirlenmesine yönelik Samsun il sınırları içerisinde random sistemde toplam 995 adet toprak örnek numune alınmıştır.
Bu noktaların 300 adeti mera, 147 adeti orman ve 548 adeti tarım alanlarından oluşmaktadır. Toprakların aşınabilirlik
değerlerinin belirlenmesi amacıyla alına örneklerde bünye, organik madde, strüktür, geçirgenlik ve hacim ağrılığı
analizleri yapılmıştır. Her bir kullanım türünden alınan toprak örnekleri için uygulan fiziko-kimyasal parametreler için
tanımsal istatistik uygulanmış, arazi kullanımı ve arazi örtüsü ile toprak aşınabilirlik faktörü arasında korelasyon
ilişkilisi belirlenmiştir. Wischmeier ve Smith (1978)’e göre K faktör eşitliği kullanılarak her bir noktaya ait toprak
erodibilite değerleri hesaplanmış, elde edilen aşınım değerlerine 14 farklı enterplasyon modeli uygulanarak, RMSE
değeri en düşük olan modele göre çalışma alanı için K dağılım haritası oluşturulmuştur. Çalışma sonucuna göre,
alanın çoğunluğu orta derecede aşınabilir topraklardan oluştuğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: K-faktörü, erozyon, toprak özellikleri, jeoistatistik, Samsun
Abstract: The objective of this research was to determine soil erodibility chanced under different land use and land
covers using different interpolation models to create spatial distribution map of it. This research was carried out
Samsun province that covers about 9579 km2. Elevation of the province is between 0 and 1900 m. According to long
term climatic data, the coldest mount is March (7.2 oC) and the hottest mount is Agust (25.4
oC). Average annual
precipitation and relative humidity are 65.2% and 82.5% in the study area. 72.6% of Total area of the Samsun province
has 0% and 15% slope and 18.4% of the study area is high and very high (> 20%). The most common soil type in the
Samsun province is brown forest soil which covers about 40.9%. In addition, Alluvial soil is 14.7% in the total area
while Gry-podzolik soil is 25.3%. Total 995 soil samples were collected randomly in the study are in order to determine
soil erodobility under different land use and land cover. 300 soil samples were taken from pasture while 147 samples
were collected form pasture. In addition, 548 samples were also taken from cultivated land. In order to determine soil
erodobility, texture, some physico-chemical analysis such as organic matter, structure, permeability and bulk density
were done for each soil sample. Descriptive statistical analysis was carried out for phsico-chemical parameters of soils
taken from each land use and correlation relationship were determined between land use types and soil erodobility.
Erodobility values for each soil sample points were calculated using K factor based on Wischmeier ve Smith (1978).
After that, spatial disturibution map of K was created according to the lovest RMSE value after 14 different
interpolation models were applied on obtaned erodobility values for each points. According to results, it was found that
the study area has dominantly moderatly soil erodibility class
Key Words: K-Factor, erosion, soil properties, geostatistic, Samsun
* İletişim Yazarı: Ali İmamoğlu, [email protected]
TÜCAUM Uluslararası Coğrafya Sempozyumu
International Geography Symposium
13-14 Ekim 2016 /13-14 October 2016, Ankara
751
1. Giriş
İnsan, bitki ve hayvan hayatında önemli bir etkisi olan toprak, ekolojik, biyolojik, ekonomik
ve kültürel fonksiyonları ile en önemli doğal kaynaklarımızdan birisi olup, gerekli önlemlerin
alınmaması, aşırı ve yanlış kullanım ve doğal etmenlere karşı etkili korunmaması nedeniyle giderek
kaybolmaktadır (Kanar ve Dengiz, 2015). Toprakların korunması ve sürdürülebilir kullanımının
sağlanması ülkemizin geleceği açısından bir zorunluluktur.
Erozyona birçok faktör etki ederken, bu faktörlerin etkileri başta toprak ve iklim özellikleri
olmak üzere bitki örtüsü, topografya ve insan faktörüne bağlı olarak değişmektedir. Çok fazla
yağışın olduğu alanlarda bitki örtüsünün bulunmaması durumunda toprak erozyonu meydana
gelmekte ve tarım alanlarındaki verimli yüzey toprakları taşınmaktadır (Dvorak, 1994; Karagöktaş
ve Yakupoğlu, 2014). Tarım ve mera arazilerinin yanlış kullanımı sonucu arazilerin erozyon
dirençleri düşmektedir. Ayrıca orman tahribatı sonucu orman alanlarında da erozyon miktarı
yükselmektedir. Erozyonun zararlarını en aza indirgemek için farklı arazi kullanım/örtüsüne sahip
alanların erozyon değerleri belirlenmelidir. Belirlenen erozyon değerleri ışığında farklı arazilerin
sürdürülebilir kullanımları planlanmalıdır.
Çayır ve meraların tarım arazilerine dönüştürülmesi ile ilk yıllarda yüksek verimle birlikte
tarımsal kazancın yüksek olmasına rağmen ilerleyen yıllarda organik maddenin hızla ayrışması ve
arazinin eğimine bağlı olarak toprakların taşınmasından dolayı elde edilen verim giderek azalmakta,
tarımsal sürdürülebilirlik sınırlanmaktadır (Özdemir, 2002). Ayrıca toprak taşınması sadece
uzaklaşma alanında kayıplara neden olmakla kalmamakta, ulaşım alanında da sediment kirliliği ve
sularda başta fosfor olmak üzere birçok elementin kirliliğine neden olmaktadır (Lal, 1988).
Toprağın erozyona karşı duyarlılığı, onun erozyona uğrama eğilimi olarak
tanımlanabilmektedir. Topraklar çeşitli faktörlerin etkileri altında oluşmakta ve oluşumlarında etkin
olan faktörlerin etkinlik derecelerine göre, özellikleri bakımından birbirlerinden önemli ölçüde
farklılık göstermektedirler. Bu özelliklerden dolayı aynı iklim koşulları, farklı topraklarda farklı
miktarlarda aşınma ve taşınmalara neden olabilmektedir (Yakupoğlu ve Demirci, 2013). Son
yıllarda yapılan çalışmalarda farklı arazi özelliklerine bağlı olarak toprakların erozyon dirençleri
belirlenmeye çalışılmaktadır (Erol vd. 2009, Göl ve Dengiz, 2007). Erozyon boyutlarının
belirlenmesinde farklı yöntemlerle uygulanan çok sayıda çalışma mevcuttur. Erozyon derecesinin
belirlenmesinde çeşitli faktörler incelenerek toprakların aşınım katsayıları belirlenmeye çalışılmıştır
(Dengiz vd., 2014, İmamoğlu vd., 2016).
Bu çalışmada farklı arazi kullanımı/arazi örtüsüne sahip alanlardan alınan toprakların aşınabilirlik
değerleri belirlenmiş ve K faktörü ile arazi kullanımı/arazi örtüsü arasındaki ilişki ortaya
konulmuştur.
2. Materyal ve yöntem
2.1. Araştırma sahasının yeri ve sınırları
Samsun ili Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz Bölümü’nde bulunmaktadır. Matematik
konum olarak 40o 50’- 41
o 51’ kuzey enlemleri ile 37
o 08’ ve 34
o 25’ doğu boylamları arasında
bulunan Samsun ili, 9579 km2’ lik alana sahiptir (Şekil 1).
752
Şekil 1. Çalışma alanı lokasyon haritası
Samsun ili iklim özellikleri kıyıda ve iç kesimde farklılık göstermektedir. Ilıman iklim
özellikleri görülen kıyı bölümünde yazlar sıcak kışlar ılık ve yağışlı, iç bölgede ise yükselti ve
karasallık etkisine bağlı olarak yazlar serin kışlar soğuk yağmur ve kar yağışlı geçmektedir. Samsun
meteoroloji istasyonu verilerine göre yıllık yağış miktarı 706.3 mm olduğu, en çok yağışın ise
Kasım (83.8 mm) ayında düştüğü görülmektedir. İlin yıllık sıcaklık ortalaması ise 14.5 °C’dir.
Ortalama en soğuk ay Şubat (7.1°C), ortalama en sıcak ay ise Ağustos ayıdır (23.5°C) (Çizelge 1).
Çizelge 1. Samsun ili meteorolojik veri
2.2. Yöntem
2.2.1. Erodobilite Faktörü (K)
K Faktörü: Toprağın aşınabilirlik (K) faktörü toprakların bünyesindeki çeşitli özelliklerden
kaynaklanan aşındırıcı kuvvetlere karşı direncini ve erozyona uğrama oranını gösterir. Bu oran
devamlı nadas halde % 9 eğimli ve 22.1 metre uzunluğunda standart bir alan üzerinde ölçülen,
toprak erozyonundan elde edilen indeks değeridir ((Wischmeier ve Smith, 1978, Fernandez and
Nunez, 2011; Değerliyurt, 2013). Toprağın aşınabilirlik değeri aşağıdaki formül kullanmak
suretiyle belirlenmiştir.
225.335.212101.2100
1 14.14 STPESISASIOMK
K= Toprağın erozyona duyarlılık faktörü, OM= % Organik madde, SI= Silt içeriği, SA= Kum
içeriği, PE= Hidrolik iletkenlik, ST= Strüktür sınıfı. Erodibilite (K ) sınıfları ve sınıflara ait değerler
Çizelge 2'de verilmiştir.
SAMSUN
AYLAR
O Ş M N M H T A E E K A Yıllık
Yağış mm 68.1 57.5 63.3 57.1 48.7 45.9 32.2 39.7 51.4 80.6 83.8 78 706.3
Sıcaklık oC 7.2 7.1 7.9 11.4 15.6 20.3 23.3 23.5 20 16.1 12.4 9.3 14.5
753
Çizelge 2. Erodibilite (K ) sınıfları ve değerleri (Wishmeier and Simith, 1978).
Tanım Sınıf Değer
Çok Az Aşınabilir 1 0.00-0.05
Az Aşınabilir 2 0.05-0.10
Orta Derece Aşınabilir 3 0.10-0.20
Yüksek Aşınabilir 4 0.20-0.40
Çok Yüksek Aşınabilir 5 0.40-0.60
2.2.2. Tanımsal istatistik ve jeoistatistiksel analizler
Farklı arazi kullanım türlerine göre alınan toprak örneklerine ait minimum, maksimum,
ortalama, standart hata, değişim katsayısı ve çarpıklık katsayısı gibi tanımlayıcı istatistikler
yapılmıştır. Araştırılan toprak özelliklerinin normal dağılıma uygunlukları Kolmogorov-Smirnov
(K-S) testi ile kontrol edilmiştir. Arazi kullanım durumlarına göre toprak aşınabilirlik faktörünün
olası değişimi varyans (ANOVA) analizi ile test edilmiş, çoklu karşılaştırma testi (Tukey) ile arazi
kullanımları arasındaki fark belirlenmiştir.
Samsun ili topraklarının erozyona duyarlılıklarının belirlenmesinde kullanılan indekslerin
hesaplanması ve alan içi dağılımlarının jeoistatistiksel olarak belirlenmesi için farklı aralıklarla
random sistemde toplam 995 adet toprak örnek numune alınmıştır. Bu noktaların 300 adeti mera,
147 adeti orman ve 548 adeti tarım alanlarından alınmıştır (Şekil 2) .
Şekil 2. Toprak örnekleme deseni
3. Bulgular ve tartışma
3.1. Arazi kullanımı ve arazi örtüsü
Samsun’da genç delta ovalarında alüvyonlar bulunmakla beraber, dik yamaçlarla ayrılmış
taraçalarda eski alüvyonlar görülmektedir. Samsun ilinde topoğrafik ve iklimsel farklılıklar
sebebiyle çeşitli topraklar görülmektedir. Alüvyal topraklar daha çok Kızılırmak ve Yeşilırmak
deltalarında ve akarsu vadi tabanlarında yer almaktadır. Alüviyal araziler toplam alan içerisinde %
14.7’sini oluşturmaktadır. Gri-kahverengi podzolik topraklar Terme ilçesinin güneyi ile Çarşamba
ilçesinin güneyinde, Kavak ilçesinin kuzey ve batısında, Kavak-Havza ilçeleri arasında bulunur.
Toplam alanı 239909.7 ha ile toplam alanın % 25.3’ünü kaplamaktadır. Samsun ili sınırları
içerisinde % 40.9 ile en yaygın büyük toprak grubu olan Kahverengi orman topraklarına ilin kent
754
yerleşim alanının kuzeybatı ve güneyindeki yerlerde, Alaçam’da, Vezirkopru’nun kuzeyinde, Bafra
ve Taskoy arasında, Bafra’nın güney ve güneydoğu kesiminde, Ladik-Kavak arasında, Asarcık
çevresinde, Ladik Gölü kenarında ve Ayvacık çevresinde rastlanmaktadır. İlin mevcut en yaygın
arazi kullanım dağılımına göre ise % 48.5’i orman-fundalık ve % 45.2’si nadasız kuru tarım olarak
kullanılmaktadır (Dengiz ve Sarıoğlu, 2011).
3.2. Topoğrafik özellikleri
3.2.1. Yükselti, eğim ve bakı
İlin deniz seviyesinden yüksekliği 0-1900 m arasında değişmektedir (Şekil 3). Samsun ili
yeryüzü şekillerine bakıldığında, kıyıda Türkiye’nin tarım potansiyeli yüksek ovalarından
Çarşamba ve Bafra ovaları bulunmaktadır. Kıyı yakını sahalarda üç farklı seviyede aşınım yüzeyleri
bulunmaktadır (Öner, 1996). Aşınım yüzeylerinin güneyinde bulunan Canik dağları bu kesimde çok
yüksek ve dik olmaması sebebiyle kıyı ile iç bölgenin bağlantı yolu Samsun’dan geçmektedir. İç
bölgede bulunan sahalar ise Canik dağlarına göre daha alçak seviyede yer yer ovalardan oluşan
alanlardır.
Şekil 3. Samsun İli yükseklik dağılımı haritası
Samsun ilinin arazi özellikleri incelendiğinde toplam alanın %72.6’sının eğimin % 0-15 arasında
olduğu ve %18.4’nün ise dik ve çok dik-sarp arazilerin (>%20) oluşturduğu belirlenmiştir. İlin
yöney dağılım (bakı özelliği) durumuna balkıdığında arazilerin büyük bir çoğunluğunun Kuzey ve
Kuzey ara yönlerinde olduğu görülmektedir (Çizelge 3 ve Şekil 4).
Çizelge 3. Samsun ili yöney (bakı) ve eğim sınıflarının alansal ve oransal dağılımları
Yöney Dağılımı Eğim Dağılımı
Sınıf Alan (Ha) Oran (%) Sınıf (%) Alan (Ha) Oran (%)
Düz 104925 11.1 0-3 284896 30.0
Kuzey 244700 25.8 3-10 168816 17.8
Kuzey- Doğu 115525 12.2 10-15 235376 24.8
Doğu 113050 11.9 15-20 84000 8.9
Güney- Doğu 82175 8.7 20-30 62016 6.5
Güney 81175 8.6 30-40 71872 7.6
Güney- Batı 44200 4.7 40-45 19264 2.0
Batı 71450 7.5 45-55 16528 1.7
Kuzey- Batı 113200 11.9 55+ 5312 0.6
Toplam 948080 100.0 Toplam 948080 100.0
755
Şekil 4. Samsun ili yöney (bakı) ve eğim haritaları
3.2.2. İstatistiksel değerler
Toprak özelliklerinin tanımlayıcı istatistikleri ve arazi kullanımı /arazi örtüsü ile toprak
aşınabilirlik değerleri arasındaki korelasyon ilişkileri Çizelge 4, 5 ve 6 da verilmiştir. Arazi
kullanım türlerine göre toprak özellikleri her üç arazi kullanımı için kireç, fosfor, potasyum ve
hidrolik iletkenlik değerleri için yüksek değişkenlik katsayısı değerleri göstermiştir. Toprakların
ortalama EC değerleri 0.33 ile 0.50 arasında olup tuzluluk problemi görülmemektedir. Toprakların
reaksiyonları kuvvetli asit ile hafif alkalin arasında değişmektedir. Kireç değerleri ortalama orman
topraklarında 6.98%, mera topraklarında %5.94 ve tarım topraklarında ise %6.20 dir. Toprakların
fosfor değerleri en yüksek tarım arazilerinde belirlenmiş olup bu durum gübrelemeden
kaynaklanmaktadır. Organik madde içerikleri üç farklı arazi kullanımı/arazi örtüsünde minimum ve
maksimum değerleri arasında oldukça belirgin farklılık göstermektedir. En yüksek ortalama değer
756
mera topraklarında belirlenmiştir. Orman topraklarında düşük olmasının sebebi özellikle yüzey
toprağı üzerinde yer alan ölü örtü olarak adlandırılan organik materyallerin ayrışmasının yavaş
olmasındandır.
Orman alanlarından alınan topraklarda belirlenen organik madde, silt, kil, toprak
aşınabilirlik faktörü ve hacim ağırlığı değerleri normal dağılım göstermişlerdir. Tarım alanlarında
sadece kil, mera alanlarında ise kum, silt ve kil normal dağılım gösterirken diğer toprak özellikleri
normalden farklı dağılım göstermişlerdir.
Çizelge 4. Orman alanları toprak örneklerinin tanımlayıcı istatistikleri
özellik minimum maksimum ortalama Std.
sapma
Değişim
katsayısı
Çarpıklık
katsayısı
K-S
EC dS/cm 0,05 2,13 0,46 0,23 0,50 3,47 0,000
pH 4,08 7,97 6,95 0,90 0,13 -1,18 0,000
Kireç % 0,08 43,16 6,98 9,74 1,39 1,73 0,000
Fosfor 0,10 66,18 9,08 12,08 1,33 2,89 0,000
Potasyum 11,38 220,39 65,03 42,40 0,65 1,26 0,038
Org. M 0,49 5,87 2,71 1,05 0,39 0,54 0,103
Kum % 11 74 37,18 14,29 0,38 0,39 0,021
Silt % 9 58 29,47 7,74 0,26 0,37 0,423
Kil % 4 60 33,36 11,42 0,34 0,09 0,610
Hİ cm/sa 0,08 10,89 0,95 1,34 1,40 4,15 0,000
K 0,017 0,145 0,104 0,025 0,24 -0,65 0,576
HA gr/cm3 1,21 1,61 1,39 0,08 0,06 0,22 0,636
Her üç kullanım türüne göre toprak özelliklerinin gösterdiği değişim varyans analizi ile test
edilmiştir. Elektriksel iletkenlik, kireç, fosfor, organik madde, kum, silt, kil, hidrolik iletkenlik,
toprak aşınabilirlik faktörü ve hacim ağırlığı değerleri arazi kullanım türlerine göre istatistiksel
olarak farklılık göstermiştir.
Çizelge 5. Mera alanları toprak örneklerinin tanımlayıcı istatistikleri
özellik minimum maksimum ortalama Std.
sapma
Değişim
katsayısı
Çarpıklık
katsayısı
K-S
EC dS/cm 0,02 1,89 0,33 0,24 0,73 1,16 0,000
pH 3,95 8,01 7,02 0,73 0,10 -0,81 0,000
Kireç % 0,00 43,16 5,94 8,30 1,40 1,75 0,000
Fosfor 0,00 72,16 7,72 10,95 1,42 3,08 0,000
Potasyum 8,27 506,56 71,25 62,78 0,88 3,72 0,000
Org. M 0,48 11,09 3,05 1,42 0,46 1,32 0,044
Kum % 2 86 33,77 14,71 0,44 0,53 0,303
Silt % 4 65 32,72 9,30 0,28 0,18 0,199
Kil % 5 69 33,56 11,26 0,34 0,12 0,093
Hİ cm/sa 0,03 27,91 1,48 3,62 2,45 5,00 0,000
K 0,014 0,148 0,079 0,039 0,49 -0,16 0,000
HA gr/cm3 1,22 1,63 1,39 0,07 0,06 0,46 0,048
757
Çizelge 6. Tarım alanları toprak örneklerinin tanımlayıcı istatistikleri
özellik minimum maksimum ortalama Std.
sapma
Değişim
katsayısı
Çarpıklık
katsayısı
K-S
EC dS/cm 0,03 2,83 0,50 0,28 0,57 3,92 0,000
pH 3,95 8,01 7,04 0,72 0,10 -1,36 0,000
Kireç % 0,08 41,32 6,20 8,45 1,36 1,83 0,000
Fosfor 0,10 79,24 9,79 11,50 1,17 2,56 0,000
Potasyum 6,00 245,30 66,37 38,80 0,58 1,36 0,000
Org. M 0,30 10,35 2,52 0,92 0,36 1,58 0,002
Kum % 2 92 26,48 13,32 0,50 1,14 0,000
Silt % 2 66 32,39 9,55 0,29 0,31 0,009
Kil % 2 79 41,09 12,94 0,31 -0,13 0,116
Hİ cm/sa 0,01 17,68 0,61 1,06 1,74 9,18 0,000
K 0,010 0,205 0,110 0,027 0,24 -0,83 0,001
HA gr/cm3 1,13 1,64 1,35 0,10 0,07 -4,24 0,005
Toprak aşınabilirlik faktörünün farklı arazi kullanımları arasındaki farklılığı ise çoklu
karşılaştırma testi ile test edilmiştir. Orman ile tarım alanları arasındaki istatistiksel önemli farklılık
bulunmamıştır. Diğer taraftan orman ile mera ve tarım alanları ile mera arasında % 0,1 lik
(p<0,001) fark oluşmuştur.
3.2.3. Enterpolasyon modeller ve K dağılımı
Samsun ili topraklarına ait aşınabilirlik indeksinin (K faktörü) alansal analizi kapsamında 14
farklı enterpolasyon yöntemi kullanılmıştır. Hangi dağılımın en doğru olduğunun belirlenmesi
amacıyla her bir yöntemin RMSE değeri belirlenmiştir. Yöntemlere ait RMSE değerleri Çizelge
7’da verilmiştir. En küçük RMSE değerini veren yöntemin simple kriging’ge ait spherical model
olduğu belirlenmiştir.
Çizelge 7. Jeoistatistiksel yöntemlere ait RMSE değeri.
Jeoistatistiksel Modeller K faktörü
Inverse Distance
Weighting
1 0,03527
2 0,03853
3 0,04164
Radial Basis Functions
Completely Regularized Spline 0,0358
Thin Plate Spline 0,05158
Kriging
Ordinary
Kriging
Spherical 0,03458
Exponential 0,03459
Gaussian 0,03457
Simple
Kriging
Spherical 0,0334
Exponential 0,03345
Gaussian 0,03342
Universal
Kriging
Spherical 0,03458
Exponential 0,03459
Gaussian 0,03457
758
Simple kriging’ge ait spherical model kullanılarak araziden alınan toprak örnekleri için her
bir noktaya yönelik olarak belirlenen K değerlerinin alansal dağılımını gösteren harita Şekil 5’de
gösterilmiştir. Şekil 5’ den anlaşılacağı üzere, alanın yarıdan fazlası az aşınabilir özellik
gösterirken, %42.1’ i ise orta derecede aşınabilir sınıfta belirlenmiştir.
Şekil 5. Araştırma sahası K faktörü dağılım haritası.
4. Sonuç
Araştırma sahasında farklı aralıklarla 995 adet örnek numune alınmıştır. Bu örnek
noktalarının 300 adeti mera, 147 adeti orman ve 548 adeti tarım alanlarından alınmıştır. Alınan
örneklerde EC, pH, kireç, fosfor, potasyum, organik madde, kum, silt, kil, hidrolik iletkenlik, toprak
aşınabilirlik faktörü ve hacim ağırlığı analizleri yapılmıştır. Araştırma sahası toprakları K değerleri
az Aşınabilir ve orta derecede aşınabilir sınıfına girmektedir. Orta derecede aşınabilir alanlar hakim
görülmektedir. Araştırma alanı toprakları K faktörü arazi kullanımı-arazi örtüsü bakımından
değerlendirildiğinde orman, tarım ve mera kullanımı altındaki tüm topraklar aşınıma duyarı
topraklar bulunmaktadır. Aralarındaki fark istatistiki anlamda önemli olmasa da aşınım derecesinin
şiddeti orman, tarım ve mera topraklarına doğru bir artış eğilimi göstermektedir. Bu nedenle İl
genelinde potansiyel erozyon riski mevcuttur. Özelliklede engebeli bir topografyaya sahip olması
bu durumu daha da hassaslaştırmaktadır. Bu yüzden bitki örtüsünün korunması, mera ve orman
alanlarında gerekli bio-fiziksel rehabilitasyon işlemlerinin yapılması ve gerekli önlemler alınması
gerekmektedir.
759
Referanslar
Değerliyurt, M. (2013), Summer. Antakya şehri ve yakın çevresinde meydana gelen erozyonun coğrafi dağılışı ve analizi. Turkish
Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume: 8/8, p. 1745-
1764, Ankara Turkey.
Dengiz O., Sağlam M., Türkmen F., Saygın F., İmamoğlu A., Kanar E., Çakır M., (2014). Soil erosion risk assessment with ICONA
model in Madendere watershed, Soil Science Society of Turkey cooperation with Federation of Euroasan Soil Science
Societies, 14-16 October, 2014, Side, Antalya, TURKEY.
Dengiz O., Sarıoğlu F.E., (2010). Samsun ilinin potansiyel tarım alanlarının genel dağılımları ve toprak etüd haritalama
çalışmalarının önemi, Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi, 26(3),241-250.
Dvorak J, (1994). Erosion of the soil. In: soil conservation and silviculture (eds. Dvorak J, Novak L), Elseiver, Amsterdam, pp: 25-
37.
Erol A., Babalık A.A., Sönmez K., Serin N., (2009). Isparta-darıderesi havzası topraklarında erozyona duyarlılığın arazi kullanım
şekillerine bağlı değişimi, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi Seri: A, Sayı: 2, Yıl: 2009, ISSN: 1302-
7085, Sayfa: 21-36.
Fernández Martin L. and Nunez, Martinez, M. (2011). An empirical approach to estimate soil erosion risk in Spain. Science of the
Total Environment 409, 3114–3123.
Göl C., Dengiz O., (2007). Çankırı-eldivan karataşbağı deresi havza arazi kullanım-arazi örtüsündeki değişim ve toprak özellikleri,
OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 2007,22(1):86-97.
İmamoğlu A., Bahadır M., Dengiz O., (2016). Çorum alaca havzasında toprak erozyon duyarlılık faktörünün farklı enterpolasyon
modeller kullanılarak konumsal dağılımlarının belirlenmesi, Toprak Su Dergisi, 2016, 5 (1): (8-15).
Kanar E, Dengiz O, (2015). Madendere havzası topraklarında arazi kullanım/arazi örtüsü ile bazı erozyon duyarlılık indeksleri
arasındaki ilişkinin belirlenmesi, Türkiye Tarımsal Araştırmalar Dergisi, 2: 15-27.
Karagöktaş, D., Yakupoğlu T. (2014). Erozyon araştırma sahasına dönüştürülmesi planlanan bir alanda aşınabilirlik ve toprak
özellikleri arasındaki ilişkiler. Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Dergisi 2 (1) 6 - 12
Lal R, (1988). Soil erosion reseach methods. Soil and Water Concervation Society , 141-148.
Öner, E. (1996). “Samsun ve çevresinin jeomorfolojisi”, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Coğrafya Bilim ve Uygulama
Kolu, Coğrafya Araştırma Dergisi, 04 (191-224), Ankara.
Özdemir N, (2002). Toprak ve Su Koruma. OMÜ Ziraat Fakültesi Ders Notu.
Wischmeier WH, Smith DD, (1978). Predicting rainfall erosion cosses a guide to conservation planning. USDA, Agricultural
Handbook No 557 .
Wischmeier, W.H. and Smith, D.D. (1978). Predicting rainfall erosion losses- a guide to conservation. agricultural handbook 537.
planning. Science and Education Administration. US Dep. of Agriculture, Washington, DC,USA. p. 58.
Yakupoğlu T, Demirci D, (2013). Kahramanmaraş-Narlı Ovası topraklarının erozyona duyarlılıkları ile bazı toprak özellikleri
arasındaki ilişkiler. Anadolu Tarım Bil. Derg., 28(1), 33-38.