T.C. MANİSA VALİLİĞİ
İL KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI
AYŞE
MANİSA TARZANI'NI
TANIYOR!
T.C. MANİSA VALİLİĞİ İL KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Şükran GÖNÜLTAŞ
Resimler: Yakup Hayrullah - HAYRO
ĠL KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ ÇOCUK KĠTAPLARI DĠZĠSĠ : 1
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Güzel bir ilkbahar sabahında, kıpır kıpır bir
sevinçle uyandı AyĢe. BaĢucundaki saat, tam
8:30'u gösteriyordu. Geç kalma korkusuyla
heyecanlanan AyĢe, koĢarak mutfağa geçti.
Annesi erken kalkmıĢ, anneannesiyle birlikte
kahvaltı hazırlıyordu. Sevinçle anneannesinin
boynuna atıldı AyĢe.
- Günaydın, anne anneciğim dedi. Hemen
çıkıyor muyuz?
1 / 20
- Evet ama önce kahvaltı yapmalıyız, dedi anneannesi.
- Günaydın AyĢeciğim, bize selam sabah yok mu, diye takıldı annesi.
- Kusura bakma anneciğim, dedi AyĢe, yanağını uzatırken. Bugün çok
heyecanlıyım. Anneannem, beni, ilk kez göreceğim bir parka götürecek.
- Ah, biliyorum, dedi annesi. O parkı sen de çok seveceksin. Ama önce iyi bir
kahvaltı… Hadi bakalım.
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
AyĢe, çabucak yıkanıp
giyinerek iĢtahla masaya
oturdu. Üçü birden
mutlulukla kahvaltı
yaparlarken, muhabbet
kuĢu Bıcırık da neĢeyle
cıvıldıyor, onlara küçük bir
müzik ziyafeti çekiyordu.
2 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Kahvaltıdan sonra, AyĢe ile anneannesi, sokağa çıktılar.
Apartmanların birbirine bitiĢik olduğu bu dar
sokak, ilkbahar güneĢinin altında bile soğuk görünüyordu.
Balkon demirlerinden ıslak çamaĢırlar sarkıyor, sokak
lambalarına tünemiĢ kuĢlar, umutsuzca yiyecek
aranıyorlardı. Tam bu sırada, köĢedeki çöp bidonunun
kapağı gürültüyle yere yuvarlandı. Kapakla birlikte, uzun
tüylü, iri bir kedi atladı önlerine. Karnını güzelce doyurduğu
anlaĢılan kedinin sevimli bir hali vardı. Bu durum, AyĢe'ye
çok eğlenceli geldi. Ancak anneanne epeyce korkmuĢ;
- Aman, bu da nesi, diyerek birkaç adım geri çekilmiĢti.
Onları gören yorgancı amca:
- Korkmayın, korkmayın, diye bağırdı dükkanından. Bu
yaramazlar ne yapıp edip karınlarını doyurmanın bir yolunu
buluyorlar. Ama geleni geçeni de korkutuyorlar böyle.
Anneannesi, yorgancıya gülerek selam
verirken, AyĢe, ikide bir ardına dönüyor, bir ok gibi önlerine
fırlayan kediyi araĢtırıyordu.
Yaramaz hayvan kim bilir nerelerde gezip tozuyordu
Ģimdi?..
3 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Bu olayın ardından, zaman geçirmeden
dolmuĢa binen AyĢe'yle
anneannesi, kısa, keyifli bir yolculuk
yaptılar. GeniĢ, bakımlı yollardan hızla
geçen dolmuĢ, Yeni Manisa'ya gelince
AyĢe ve anneannesi, uygun bir yerde
dolmuĢtan indiler.
Derken, uzaktan, yemyeĢil bir alan
gözüktü.
4 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Ağaçların sevgiyle birbirine dolandığı
bu alan, gerçekten de göz alıcı bir
tabloya benziyordu. AyĢe bir an için
durdu, dikkatle etrafına bakındı. (O
anda, küçük meraklı bir tavĢan gibi
duyumsuyordu kendini.)
Anneannesinin, "Dur, acele
etme, aman evladım koĢma sakın,"
gibi, birbiri ardı sıra gelen uyarılarının
arasında, koĢmaya baĢladı AyĢe.
5 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Birden, ağaçların arasında, masmavi bir gölle yüz yüze geldi. Ġnanılacak gibi
değil, minik bir köprüsü bile vardı bu gölün. Salkım söğütlerin ve sazların
gölgesinde yeĢilbaĢlar yüzüyor, kırmızı pullarıyla balıklar sıçrıyordu ordan
oraya. Buldukları her ağaca sarılan sarmaĢıklarla, her taĢın arasından
fıĢkırmıĢ çimenlerin keyfine diyecek yoktu doğrusu. Kente hiç de uzak
sayılmayacak bu alan, saklı bir güzellikti sanki. Yeni günün
sabahında, umulmadık bir sevinç, beklenmedik bir sürprizdi.
6 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Ġyi ama, o da ne; elindeki testiden incecik bir su
akan garip bir adam, ısrarla AyĢe'ye bakıyordu.
AyĢe, ilk anda ne düĢüneceğini
bilemeden, karĢısındaki heykele doğru birkaç
adım attı. Bu arada anneannesi de yanına
gelmiĢ, kendisine "HoĢ geldiniz" diyen Cafer
Usta'yla konuĢuyordu.
7 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Ansızın AyĢe'nin aklına bir muziplik geldi. Hani "Kırmızı ġapkalı Kız" masalında
olduğu gibi üst üste sorular yöneltebilirdi anneannesine. Ama soruları değiĢtirmesi
gerekecekti.
"Anne anneciğim, kim bu adam, elleri, ayakları neden böyle büyük?
Neden çıplak;
testisinden su akıtan bu adam?"
8 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Ama zaten, anneannesi AyĢe'nin
içinden geçenleri anlamıĢ gibiydi.
Çınar ağacının altındaki masaya
oturmuĢ, tatlı tatlı gülümsüyordu
anneanne. AyĢe'nin sorularını
yanıtlamaya hazır bir hali vardı.
9 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Anneannesinin anlattıklarına
göre, Ģimdi kentin çeĢitli yerlerinde irili
ufaklı heykelleri olan bu ,adam, her
Ģeyden önce bir çevre dostuydu.
KurtuluĢ SavaĢı sırasında, iĢgal
güçleri tarafından yakılıp yıkılan
Manisa'nın yeĢillendirilmesinde büyük
emeği geçmiĢti..
10 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Sonradan Manisa
Tarzanı adıyla ünlenecek
bu adam, yaz kıĢ Spil
Dağı'ndaki kulübesinde
yaĢardı.
11 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Asıl adı Ahmeddin CARLAK olan Manisa
Tarzanı, 1889'da (Bugün Irak sınırları
içinde olan) Samara'da doğmuĢtu. Doğup
büyüdüğü topraklar, iki ırmağın
arasında, nice uygarlıkların harman olduğu
önemli bir bölgeydi.
Göçün yoğun olarak yaĢandığı KurtuluĢ
SavaĢı'ndan sonraki yıllarda, bir gün
Manisa'ya gelmiĢti Ahmeddin CARLAK.
Gediz'in döne döne suladığı bu ıĢıltılı
ovada, doğup büyüdüğü toprakların büyülü
güzelliğini bulacaktı Tarzan.
12 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
SavaĢ sırasında ne denli yakılıp yıkılsa da Spil'in eteklerine umutla
yaslanmıĢ, kendisine uzanacak bir dost elini bekliyordu Manisa.
Bir zamanlar kuytu köĢelerinde Ģehzadelerin gezindiği bu kent; bahçeler, parklar
kenti olmalıydı yine. Duru mavi göklerin altında, kırmızı zambaklar büyümeli, ünü
dünyayı tutmuĢ laleler dolanmalıydı elimize ayağımıza.
13 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Zaten genç Türkiye
Cumhuriyeti, bakımsız
kentleri onarmaya öncelik
tanıyor; yepyeni, ıĢıl ıĢıl bir
uygarlık yaratmayı
amaçlıyordu.
14 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Hiç zaman geçirmeden kolları sıvayan Tarzan, insanüstü bir çabayla kenti
ağaçlandırmaya koyuldu. Günde birkaç kez, Spil Dağı'ndaki kulübesinden
iniyor, büyük bir istekle yüzlerce fidan dikiyordu. O'nu yazın sıcağında, ya da
kıĢın soğuğunda aynı çaba içinde görmek mümkündü. Diktiği her ağaç, attığı
her tohum, gün geçtikçe daha da yeĢillendiriyordu Manisa'yı.
Manisa, Tarzan'ını, Tarzan da Manisa'yı daha çok sevmeye baĢlamıĢlardı.
15 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
ÇarĢı esnafı ile dost olan, küçük
çocuklara Ģeker dağıtan, genç
kızlara güller sunan, varını yoğunu
yoksul ve yaĢlı insanlarla paylaĢan
bu adam, kolay kolay unutulacağa
benzemiyordu.
(Unutulmadı da.)
16 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Bir gün, bir toplantıda "Benim
Manisa'da binlerce evladım
var, onlardan ayrılamam; beni
ağaçlarımdan ancak ölüm ayırır."
demiĢti.
Yaz kıĢ, siyah bir Ģortla
dolaĢan, yağmur sularıyla
yıkanıp, rüzgarlar la taranan
Tarzan, bunları söylerken, biraz üzgün
biraz da hasta gibiydi.
Yorgun yüreği Onu, hiç istemediği
halde hasta yatağına sürüklüyordu.
17 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Anneanne, sözlerinin burasında susup
derin bir soluk aldı. Doğanın bütün
güzelliği ile uyandığı bu bahar
sabahında, kulağımızı okĢayan her
seste, kımıldayan her
yaprakta, Tarzan'ı anlatan bir Ģeyler
vardı.
ġimdi buralarda olabilseydi
Tarzan, bütün çiçekleri gözleriyle
okĢayıp, kuĢlara, ördeklere, avuç avuç
yem atmaz mıydı?
Sıcak toprağı avuçlamaz mıydı
sevecen elleriyle? ister köyde
yaĢayalım, ister kentte, bizi kuĢatan
çevrenin önemini, bıkıp usanmadan
anlatmaz mıydı Tarzan?
18 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
Zaten geride bıraktıklarıyla, anneannenin bu
düĢüncelerini doğruluyordu Tarzan. Bir gün, O'nun
yoksul kulübesindeki sandığı açanlar; orda yalnızca
birkaç Ģey bulmuĢlardı:
Tarzan'ın ömrü boyunca gururla taĢıdığı bir istiklal
madalyası, birkaç dergi, birkaç kitap ve elbette
eĢsiz çiçeklerin ölümsüz tohumu. . .
19 / 20
AYŞE MANİSA TARZANI'NI TANIYOR!
AyĢe, anneannesini dinlerken, coĢkuyla
doluyor, bütün bu güzelliklerin arasında, bir
kelebek gibi, uçmak istiyordu.
Her Ģey ne kadar güzel, ne kadar
anlamlıydı burada. Ama ne yazık ki gitme
zamanı gelmiĢti..
20 / 20
AyĢe, anneannesinin elinden tutmuĢ yürürken, dönüp, bir kez daha baktı ardına.
GüneĢ, biraz daha yükselmiĢti Ģimdi. Tarzan'ın yanındaki çınar ağacının yaprakları
ıĢıklar içindeydi.
Bütün yapraklar tek tek yanıp sönüyor, Tarzan'a teĢekkür ediyordu.
Bir adam, Manisa Tarzanı denilen bir güzel adam, yalnız geçmiĢe değil, geleceğe de
gülümsüyordu. . .
(Bizden de size binlerce teĢekkür, çevre dostu Tarzan.)