DİNLER TARİHİ DERNEÖİ YA YINLARI/2
Dinler Tarihi Araştırmaları-II (Sempozyum: 20-21 Kasım 1998, Konya)
. Türkiye Diyanet Vakfı Islam Araştırmaları Merkezi
Kütüphanesi
Dem. No:
Tas. No:
ANKARA 2000
GİRİŞ
FAHREDDİN RAZİ'NİN DİN ANLAYlŞI İÇERSİNDE
POTPERESTLİÖİN YERİ VE POTPERESTLİKLE İLGİLİ
VERDİÖİ BİLGİLER
Dr. Hidayet IŞIK1
Tarihin seyri içersinde insan hayatının en temel olgusunun ve en büyük
değerinin din olduğu bilinmektedir. Dinler Tarihi'nden elde ettiğimiz verilen
bize, insanoğlunun çeşitli görüşler altında her zaman bir dininin olduğunu, di
nin insan hayatını kuşatarak ona yön verdiğini ve insanın din ile içiçe yaşa
dığını göstermektedir.
Tarihten bugüne çok çeşitli dinler tarih sahnesinde görülmüşler, insan ve
toplum hayatı üzerinde değişik tesirlerde bulunmuşlardır. Bunların her birinin
insanı ve hayatı açıklayan bir dünya görüşleri ve insanlığa sundukları kendi
lerine ait bir din anlayışları bulunmaktadır. Bunun yanında çeşitli dinlerin ön
de gelen bilginleri de, hem genel olarak din kavramı ve dinin anlamı üzerin
de fikir yürütmüşler, hem de bulundukları dini yapı içerisinde orjinal fikirler
ileri sürerek dini anlamlandırmada ve yorumlamada müstakil din anlayışları
ortaya koymuşlardır.
Vll./Xlll. yl.ın önde gelen filozof kelamcılarındanbiri olan ve muhtasar mi
lel-nihal'inin yanında hacimli tefsirinde değişik dinlerle ilgili çok çeşitli mal
zeme sunan Fahreddin Razi (ö.606/1209) de yukarıdaki özelliklere sahip ön
de gelen bir müslüman bilgindir. Razi'nin çeşitli dinler ve bu arada Putperest
likle ilgili verdiği bilgilerle birlikte din kelimesi, dinin anlamı, dinlerin menşei
ve sınıflandırılması hakkında değişik görüşleri bulunmakta ve O, bunlarla il
gili günümüze ışık tutacak bilgiler vermektedir.
RAZİ'NİN DiN ANLA YIŞI İÇERİSİNDE PGTPERESTLİÖİN YERİ
Bizim buradaki amacımız bütün yönleriyle Razi'nin din anlayışını ortay
koymak değildir. Biz sadece Razi'nin dini ve dinleri nasıl algıladığını ve çeşit-
1 Selçuk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Araştırma Görevlisi.
35
li dinler içerisinde Putperestliği nereye yerleştirdiğini tesbit edip, Putperestlik
le ilgili verdiği bilgilere geçmek istiyoruz. Herşeyden önce Razi, Kur'an'da
"din" kelimesinin geçtiği çeşitli ayetleri yorumlarken, bu kelimenin hangi an
lamlarda kullanıldığını söylemiştir? Bunun tesbit ederek başlamayı proble
min çözümü için gerekli görüyoruz:
1. Din "hesap" manasınadır. Kur'an'daki "Sizin dininiz size, benim dinim
bana" (Kafirun 6) ayeti, "Sizin hesabınız size, benim hesabım banadır, hiç
kimseye diğerinin hesabı sorulmayacaktır" anlamındadır2 • Kur'an'da söz ko
nusu edilen "din günü" de "hesap günü" anlamına gelmektedir.3
2. Din "ceza, karşılık" anlamındadır. Nitekim Kur' an' da, "Allah'ın dini, ya
ni had cezasının uygulanması konusunda sizi bir acıma hissi sarmasın" (Nur
2) buyurulmaktadır4 •
3. Din "dua" anlamındadır. Kur' an' da, "Dini sırf Allah'a has kılarak Allah'a
dua edin" (Mümin 14) denilmiştir. Buna göre sadece inananların duası Al
lah'a gitmekte, Putperestlerin kendi putlarına yaptıkları dualar yerini bulma
maktadır. Üstelik Razi, putların kıyamet günü kendilerini Allah'a ortak ko
şanları tanımayacaklarını ve bu ortaklığı kabul etmeyeceklerini söylemektedir5.
4. Din "Allah'a boyun eğmek, inkıyad etmek" demektir. Dine inanan kim
se, tanrının emir ve yasaklarına da boyun eğmek durumundadır6 •
5. Din "adet, örf" anlamındadır. Bu kelimenin, İslam öncesi Arap şiirinde
bu manada kullanıldığı görülmüştür. Bir Arap şairi, bu anlamda şöyle de
mektedir. "Heybemi devenin üzerine atınca, onun dini hep bu, benim dinim
de hep bu olacak", dedi7•
Razi, din kelimesinin geçtiği Kur'an ayetlerinde ilgili kelimelerin kullanım
1 Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Araştırma Görevlisi. 2 Razi, Tefsir, mtn. XXXII. 147 1 tre. XXIII. 503.
'Razi, Tefsir, mtn. XXXI. 82/ tre. XXII. 551.
'Razi, Tefsir, mtn. XXXII. 147 1 tre. XXII. 503, mtn. XXXI. 82/ tre. XXII. 551. 5 Razi, Tefsir, mtn. XXXI. 147 1 tre. XXII. 503.
'Razi, Tefsir, mtn. XXXII. I 12 1 tre. XXIII. 441. 7 Razi, Tefsir, mtn. XXXII. 147 1 tre. XXII. 503.
36
şekillerini vermesinin yanında, yine ilgili ayetlerden yola çıkarak dini anlam
Iandırma yoluna da gitmektedir. O, Kur'an ıstılahına göre, mutlak manada
kullanılan din kelimesi ile İslam dininin kastedildiğini; nitekim Allah'ın da
Kur'anda, "Allah katında din İslam'dır" (Al-i imran 19) buyurduğunu söyle
mektedir8. Aynı şekilde, "Dini yalan sayıyorsunuz" (İnfitar 9) ayetinde kaste
dilen din ve İslam dinidir9• İslam dışındaki dinler ve inançlara gelince, Razi
Kur'an'da bunlardan, mutlak anlamdaki din kelimesi ile değil de, Hıristiyan
lık, Yahudilik, Sabiilik şeklinde kayıtlı olarak dinin kendi adı ile sözedildiğini
söylemektedir10• Yani; "mutlak manada" din İslam, "mukayyed manada" da
diğerleri olmaktadır. Bu durumda İslam ve İslam dışı bütün dinler, Razi'nin
Kur'an'dan çıkarsadığı din tanımlaması içine girmektedir. Zaten, Kur'an'ın,
İslam dini ile birlikte diğer din ve inançlardan sözetmesinin bir mantaHtesi de
budur.
Buradan hareketle, Raziye göre mukayyed anlamda din kavramının içine
Hıristiyanlık, Yahudilik, Mecusilik ile birlikte Putperestlik de girmektedir. Gü
nümüzde, samimi bir dini inanca sahip olup da, bilgi bazında dinin mantığın
dan, dini yükümlülüklerden yeteri kadar haberi olmayan geniş müslüman
halk kitleleri arasında dolaşan bir çok putperest örf ve adetlerin sağlıklı bir
biçimde değerlendirilmesine yardımcı olması açısından, Razi'nin Putperest
likle ilgili görüşlerine ve bu konuda verdiği bilgilere göz atmak faydalı ola
caktır.
RAZİ'NİN PUTPERESTLİKLE İLGİLİ VERDİÖİ BİLGİLER
1. Genel Özellikleriyle Putperestlik
Putperestlik, Razi'nin üzerinde en fazla kalem aynattığı ve fikir beyan et
tiği dinlerden birisidir. Putperestliğin Kur'an'da, İslamiyet, Yahudilik, Hıristi
yanlık, Mecusilik, Haniflik ve Sabiilik'Ie birlikte ayrı bir din olarak zikri geç
mekte, eski kavimlerin hayatlarından örnekler verilerek, tarih boyunca Put
perestliğin yaygın karakterine işaret edilmektedir1 1• Bu sebepten dolayı olsa
'Razi, Tefsir, mtn. XXXII. 112 1 tre. XXIII. 441. 9 Razi, Tefsir, mtn. XXXI. 82 1 tre XXII. 551. 10 Razi, Tefsir, mtn. XXXII. 112 1 tre. XXIII. 441. 11 Kuran'da putperestlikten bahseden ayetler çok fazladır. Örnek olarak bkz., A'raf 191-198,
Hac 73, Furkan 3, Fatır 40.
37
gerektir ki, Razi de, belki de uroulanın aksine, Putperestlik konusunda bir çok
din hakkında vermediği ölçüde geniş bilgiler vermekte ve orijinal değerlen
dirmelerde bulunmaktadır.
Razi, diğer ismi Camiu'l-Ulı1m olan "Hadaiku'l-Envar fi Hakaikı'l-Esrar"
adlı eserinde, "İnanç Yönünden İnsanların Sınıflandırılması" ile ilgili yaptığı
tasnifinde, Putperestlere de yer vermekte, onları peygamberliği kabul etme
yenlerin sınıfına almakta12, ayın şeye tefsirinde de işaret etmektedir13
• Razi,
tefsirinin çeşitli yerlerinde ve "İtikadat" ile "Mealim Usuli'd-Din" adlı eserle
rinde putperestliğin ortaya çıkışı ve çıkış sebepleri üzerinde uzun uzun dura
rak bununla ilgili çeşitli görüşler ve ihtimalleri söz konusu etmektedir. Yazılı
kaynaklardan faydalanmakla birlikte, filozof kelamcı olarak akıl yüretme yo
luyla da problemi çözmeye çalışmakta ve yine kelamcı olması özelliğine
bağlı olarak teknik anlamda Putperestliği şirk sebebleri arasında saymakta
dır.
Burada, her dinin kendi içinde bir mantık silsilesi olduğu gibi, Putperestli
ğin de bir mantığının olduğunu söylemek gereklidir. Yoksa, kültür seviyesi
her ne olursa olsun, hiç bir insan taşa taş olduğu için tapmamıştır. Mutlaka
ona kendisine göre bir takım anlamlar yüklemiş ve tanrısallıkla ilişkisini kur
muştur. Şehristani'nin (ö.548/1153) de dediği gibi, hiç bir akıl sahibinin,
kendi eliyle yonttuğu şeylere tapınmasını, onu tanrı kabul etmesini kabul et
mek mümkün değildir14 • Razi de meselenin bu yönüne işaret ederek, bu ko
nuda Ebu Zeyd el-Belhi (ö.340/952)'nin "Abedetu'l-Esnam" adlı eserinden
şunu rivayet etmektedir: "O anda, yontutarak elde edilen bu kütüklerin, gök
lerin, arzın, bitkilerin ve canlıların yaratıcısı olmadığını bilmek açıklığı her
kesçe bilinen bedlhl bir bilgidir. Zaruri ve bedihi bilgiler hususunda ise, insan
lar arasında ayrılığın bulunması caiz değildir" 15 • Razi, bundan sonra bu dinin,
yanlışlığı, bozukluğu ve fesadı aklın bedahati ile anlaşılmayacak bir manaya
hamledilmesi gerektiğini söyler. Aksi halde, bu dinininsanlar arasında bu ka-
12 Razi, Hadaiku'l-Envar, Süleymaniye, Ayasofya 168 ai Raşit Efendi 153 ai Esad Efendi
96 a. 13 Razi, Tefsir, mtn. XXIll. 18 i tre. XVI. 283. 14 Şehristani, el-JI1ilel ve'n-Nihal, ll. 259.
"Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXI1.157.
38
dar yayılmaması ve şimdiye kadar devam etmemesi gerektiğini belirtir. Bu
na binaen de, Putperestlik dinini benimseyenlerin, kendilerine göre bir takım
tevilleri ve izahları bulunması gerektiğini ifade eder. Bundan sonra da, Put
perestliğin çıkış sebepleri üzerinde durur 16•
Razi'nin belirttiği kadarıyla putperestler, elbette alemde mevcut olan her
şeyin yaratıcısının Allah olduğunu biliyorlardı 17 • Bu putların yaratmaya, icad
etmeye ve var etmeye kadir olmadıklarını da itiraf ediyorlardı 18 • Ancak ne var
ki, bunların tanrısallıkta Allah'ın ortağı olduğunu söylüyorlar19, Allah'ın birli
ğine inanırken putlara tanrısallık atfederek Allah katında kendilerine şefaatçı
olacaklarını söylüyorlardı20 • Razi, putperestlerin kendilerinin de, bu alemi ya
ratanın taptıkları putlar oldukları manasında "bu putlar aleminin tanrılarıdır"
demediklerini, ancak daha ileriye gidip Allah'ın kendilerine bu putlara ibadet
etmelerini emrettiğine inandıklarını söylemekte, halbuki Allah'ın bunu emret
tiğine dair hiç bir delilin bulunmadığını, tam tersine bunu yasakladığını ifade
etmektedir21• Yine Razi'ye göre bazıları da, Allah'a ibadet etmeye liyakatları
nın olmadığını, bunun için kendilerine şefaatçı olmaları amacıyla putlara iba
detle meşgul olduklarını ve bu yüzden putlara ibadet etmenin, Allah'a ibadet
etmekten dana önemli olduğunu söylediklerini, belirtmektedir22•
Razi'nin Putperestliğin mahiyeti ve mantığı ile ilgili yaptığı bu izahlar, gü
nümüz çalışmalarını da meşgul etmiş ve insan eliyle yontulmuş bir putun, bir
taş ve heykelin nasıl olup da sonradan tanrılaştığı ve burada nasıl bir mantık
yürütüldüğü sorusuna cevap aranmıştır. Bu konudaki bir makalesi olan Ek
rem Sarıkçıoğlu'na göre Putperestliği, İslam öncesi Arapların, diğer Sami ka
vimlerin ve Kur'an'da ismi geçen eski milletierin bilgi ve kültür noksanlığına
vermek doğru değildir. Çünkü mesele, bir kültür problemi değildir. Bugün
16 Razi, Tefsir, mtn. XXX. 143/tre. XXII. 157. 17 Razi, Tefsir, mtn. XIV. 12/ tre. X. 268. 18 Razi, Tefsir, mtn. XIII. 112 1 tre. X. 69. 19 Razi, Tefsir, mtn. XIII. 112 1 tre. X. 69. 20 Razi, Tefsir, mtn. XVIII. 224/ tre. XIII. 362. 21 Razi, Tefsir, mtn. XVIII. 141 1 tre. XIII. 241. 22 Razi, Tefsir, mtn. XVII. 59 1 tre. XII. 332.
39
dünyanın ileri uygar ülkelerinde de aynı problemler yaşanmaktadır. Hindu
izm, Budizm ve hatta Hıristiyanlık günümüzde bir putlar ve ikenlar yığınıdır.
Örneğin; Hindu rahipler tanrı heykelini dua ve ayinlerle takdis ederler. Tan
rısal ruhu, o takdis edilen heykeli mekan edinınesi için davet ederler. Bütün
bu işlemlerden sonra o heykel veya resmin manevi olarak ruhlandığı, hayat
bulduğu kabul edilir. İşte o andan itibaren o resim veya heykel artık put ol
muştur. Artık o içinde yaşattığına inanılan ilahi gücün sembolü olarak gördü
ğüne, işittiğine inanılır ve bir canlı varlık gibi sabahleyin uyandırılır, yıkanılır,
giydirilir. Bugün ileri ülkelerin dini olan Hıristiyanlıkta dahi durum bundan
pek farklı değildir. Ortodoks dünyası, ikenların tasvir ettiği azizierin ruhları
nın ikon içinde hazır olduğunu kabul eder, İsa ikenasının ise uluhiyetine ina
nır ve önlerinde dua eder. Katalik dünyasında ise kiliselerdeki aziz heykelle
rinde, azizierin ruhlarının varlıkları kabul edilir ve önlerinde kurbanlar sunu
lur, dua edilir. Hatta komünyon ayininde her iki mezhep de takdis vasıtasıy
la ekmek ve şarabın tanrılaştığına, içinde ilahi ruhu muhafaza ettiğine inanır.
Bu tür inançlarda yorumlanır ne kadar değişik olsa da temel görüş ve düşün
celer aynıdır22• 1 • Bu suretle Razi'nin söz konusu ettiği, Putperestlerdeki man
tık ve yorum ile günümüz Putperestliğindeki yorum ve mantığın paralel oldu
ğunu söylememiz mümkündür.
Görüldüğü gibi, Putperestler, doğru veya yanlış, kendi içlerinde bir man
tık silsilesi kurmuşlar, yaptıkları işe kendilerine göre meşru bir zemin bulduk
Iarına inanmışlar ve bu inanca bağlı olarak da bir takım put ve heykelleri tan
rı yerine koymuşlardır.
l.a. Putperestliğin Menşei
Razi'ye göre Putperestlik, yeryüzünde tevhidden sonraki en eski dindir.
Dünyanın birçok bölgesine yayılmıştır. İlk çıkışı Hz. Nuh öncesine kadar uza
nır. Hz. Nuh ve ondan sonraki peygamberler özellikle Putperestliği ortadan
kaldırmak için gelmişlerdir23 •
Razi, Putperestlik konusunda en geniş bilgiyi, Putperestliğin menşei ve or-
22-1 E. Sarıkçıoğlu, "Kur'an'a Göre f\1üşrikler ve Putperestler", S. 29-30.
23 Razi, Tefsir, mtn. IL 112 1 tre. IL 133, mtn. XIII. 35 1 tre. IX. 505, mtn. XXX. 143 1 tre. XXII. 157.
40
taya çıkış sebebleri üzerinde vermektedir. O, bir yerde Putperestliğin çıkış
sebebi olarak yalnızca bir sebebi gösterirken diğer yerde birçok sebeb say
makta ve bazen aynı şeyleri tekrar ederken, bazen değişik görüşleri dile ge
tirmektedir. Bu konuda Razi'nin ilgili eserlerinde söylediği bu görüşleri bir
araya getirdiğimizde, onların şunlar olduğunu görmekteyiz:
1. Putperestliğin çıkış sebebi yıldızların durumlarıyla ilgilidir. Putlara tapan
bu insanlar, başlangıçta, dünyada olan bazı olayların değişmesinin yıldızların
durumlarının değişmesine bağlı olduğunu, örneğin; güneşin tepe noktasına
uzaklık ve yakınlığına göre dört mevsimin meydana gelmekte, dört mevsim
sebebiyle de dünyada farklı durumların oluşmakta olduğunu görmüşlerdir.
Sonra bu insanlar diğer yıldızların durumlarını da gözetlemişler, insanların
mutluluğunu veya mutsuzluğu üzerinde bu yıldızların tesiri olduğuna inan
mışlardır. Buna inanınca da yıldızlara karşı saygı duymaya başlamışlardır.
Daha sonra insanların bazıları, bu yıldızların kendiliklerinden var olduğu
na inanmışlar, diğerleri ise Yüce Allah'ın yaratıkları olduklarını söylemişler
dir. Ancak her ne kadar bunlar, yıldızların mahluk olduklarına inansalar da,
"alemin durumlarını idare edenler bunlardır" diyerek, Allah'ın bu süfli alemin
idaresini bu yıldızlara havale ettiğini söylemişler ve Yüce Allah ile alemin çe
şitli halleri arasında bu yıldızları vasıta kabul etmişlerdir. Bunlardan bazıları,
insanların yerdekiler sınıfından oldukları için göktekiler sınıfından olan yıldız
lara ibadet etmeleri gerektiğini söylerken, diğer bazıları da Allah'ın, yerdeki
elementleri ve bileşimleri, yıldızların hareketleri, bir araya gelmeleri, doğup
batmaları sayesinde yarattığını söylemişlerdir. İşte hem yıldızların kendi zat
ları gereği var olduğunu söyleyenler, hem onların Allah tarafından yaratıiclı
ğına İnananlar, hem de diğer varlıkların yıldızların hareketlerine bağlı olarak
yaratıldıklarını söyleyenler, bu yıldızlara tazirnde bulunmaya ve Allah'a kul
luk ehliyetinin yalnız onlarda bulunduğunu inanarak Allah'la aralarında vesi
le edinmek gayesiyle onlara ibadet etmeye başlamışlardır. Bunlardan bazıla
rı ise, Allah'ın insanın Allah'a ibadet etmeye layık olmadığını, ancak yüce
alemdeki yıldızların doğrudan doğruya Allah'a ibadet etmeye ehliyetli olduk
larını söylemişlerdir.
Daha sonra bunlar, yıldızların çoğu zaman ve özellikle gündüzleri gözden
kaybodluklarını görünce, onları göremedikleri zamanlar da onlara ibadet
edebilme amacıyla onların putlarını ve heykellerini yapmaya başlamışlar, her
41
yıldız için, o yıldıza mensup olduklarını söyledikleri cevherden bir put edin
mişlerdir. Örneğin; güneş heykelini altından yaparak onu, güneş cevherine,
benzediklerini söyledikleri yakut ve elmaslarla süslemişlerdir. Yine onlar ay
putunu gümüşten yapmışlardır. Diğerleri de buna kıyas edilebilir. Bundan
sonra da bu kimseler, bu yıldızlara ibadet ve onlara yakiaşabilme gayesiyle
bunlara tapınmaya başlamışlardır. Böylelikle, putlara tapınaktaki asıl mak
sat, yıldızlara tapmak olmaktadır24 •
Fahreddin Razi, Putperestliğin çıkış sebebini yıldızlara tapmaya bağlayan
bu görüşün en doğru görüş olduğunu söylemekte25 ve bunların Sabiiler oldu
ğunu ifade ederek25 Hz. İbrahim'in bunlara gönderildiğini 27 belirtmektedir.
Razi'den önce Şehristani (ö. 548/1153) de Putperestliği, gök cisimlerine ta
pan Harran Sabiilerine bağlamış ve benzer izahlar getirmiştir28 • Razi gibi Sa
biilik-Putperestlik ilişkisini kuran bir diğer yazar İbn Hazm (ö.
456/1064)'dır29 • Ancak Razi'nin bu konuda kendisinden önceki bir çok İslam
bilgininin düştüğü yanılgıya düşerek adından başa Sabiilikle ilgisi bulunma
yan Putperest Harraniılan Sabii olarak göstermesi günümüz çalışmalarında
da yanlışlığı kanıtlamış30 bir husustur.
2. Razi, Putperestlik itikadının gerçek yüzünü ve menşeini ortaya koyma
hususundaki bir diğer izahın Ebu Ma'şer Ca'fer b. Muhammed el-Müneccim
el-Belhi (ö. 272/886)'ye ait olduğunu söylemektedir. Buna göre, Çin ve Hit
lilerin pek çoğu, tanrının ve meleklerin varlığını kabul etmişler, tanrının en
24 Razi, Tefsir, mtn. II. 112-113 1 tre. 11.134; mtn. XIII. 36 1 tre. IX.506; mtn. XXV. 254-255
1 tre. XVIII. 338-339; mtn. XVII.60 1 tre. XII.332; mtn. XX.83 1 tre. XIV. 283; mtn. XXV.120 1 tre.
XVIII.129; mtn. XXX.143 1 tre. XXII.157-158; Razi, İtikadat, Neşşar, S.90 1 Abdurauf, S.143
Bağdadi, S.126; Razi, Muallim Usuli'd-Din, Tah. S. Duğaym, S.59 1 İslam inancında Temel Ko
nular adıyla tre. Nadim Macit, S.74. 25 Bkz. Razi, Tefsir, mtn. Xlll.36 1 tre. IX.506. 26 Razi, Tefsir, mtn. XXX.143 1 tre. XXII.157 -158; Razi, İtikadat, Neşşar, S.90 /Abdurrauf, S.
143 1 Bağdadi, S.126. 27 Bkz. Razi, MaaJim Usuli'd-Din, Tah. S. Duğaym, S.59 1 Tre. Nadim Macid, S.74. 26 Şehristani, el-Milel ve'n-Nihal, 1.231, II.50-51,II.259. 29 i. Hazm, K.el-Fasl, 1.34-35. 30 Geniş bilgi için bkz., Şinasi Gündüz, Sabiiler Son Gnostikler, S.2,8-9; Aynı yazar,
"Kur'an'daki Sabiilerin Kimliği Üzerine Bir Tahlil ve Değerlendirme", S.57-59.
42
yüce ve en güzel nur, bu nurun mekanı olan arşın etrafında dolaşan melek
lerin de bu büyük nura nisbetle küçük nurlar olduğuna inanmışlar, melekle
rin çok güzel surette, tanrının da onlardan daha güzel bir surette bulunduğu
nu kabul etmişlerdir. Ancak tanrının ve meleklerin gökler sebebiyle kendile
rine görünmediği zannına kapılmışlardır. Bu yüzden tanrı için görünüşü son
derece güzel ve hoş, melekler için de güzellikte ondan daha aşağı derecede
olan bir takım putlar ve heykeller yapmışlar, bunları derecelerine göre çeşit
li kıymetli taşlarla süslemişler, bunlar vasıtasıyla meleklere ve Allah'a yak
laşınayı kastederek bunlara ibadeti sürdürmüşlerdir. Razi'ye göre, Ebu
Ma'şer (ö. 272/886)'in bu rivayeti doğru ise, putlara ibadet etmenin sebebi
nin, Allah'ın bir cisim olduğuna ve bir mekanda bulunduğuna inanç olduğu
nu savunan Mücessime ve Müşebbihe inancından kaynaklandığı ortaya çık
maktadır. Nitekim Putperestlerin, büyük nurun mekanının arş olduğunu söy
ledikleri gibi Müşebbihe de arşın üzerine oturmuş büyük bir cisim tasavvur
ediyor ve ona inanıyordu31 •
3. Putlara ibadet edenlerden bazıları, hulul inancını taşıyan kişilerdir. Bun
lar Yüce Allah'ın, bazı yüce ve kıymetli cisimlere ve bunun sonucunda put
lara ve heykellere hulul edeceğine ve onun içine gireceğine inanmışlardır.
Hulul fikri onlarda, büyüsel olarak veya cinlerin ve şeytanların bir oyunu so
nucu ellerindeki putlarından enteresan bir halin sudur ettiğini gördüklerinde
oluşmuştur. Nitekim Razi'ye göre bazı aşırı Şii kollarında, Hz. Ali'nin, Hayber
kapısını kökünden söküp attığında, tanrının onun bedenine hulul ettiği ve do
layısıyla onun da ilah olduğu fikri uyanmıştır32 •
4. Putperestlik, meleklere ibadet etme sonucu ortaya çıkmıştır. Bunun da
çeşitJi,şekilleri vardır. Bazıları, kendilerini Allah'a ibadet etmeye layık görme
diklerinden insanların Allah'a ibadet etme ehliyetinin olmadığını söylemişler,
melekleri bu işe layık ve ehliyetli gördüklerinden onlara tapmışlardır. Melek
lerin de zaten Allah'a ibadet etmekte oldukları için, dolayısıyla kendilerinin
31 Razi, Tefsir, mtn. 11.112/ tre.II.134; mtn. Xlll.37 /tre.IX.507; XXX.l43 /tre. XXII.l57-158; mtn. XVIII. 141 1 tre. XIII.241; Razi, MaaJim usuli'd-Din, Tah. S. Duğaym, S.59 1 Tre. N.Macit, S.74.
32 Razi, Tefsir, mtn. Il. 113 1 tre. II. 135; mtn. XVII.60 1 tre . XII.332; mtn. xXx. 144 1 tre. XXII.l59.
43
de Allah'a ibadet etmiş sayılacağı zannına kapılmışlardır. Melekler görünmez
varlıklar oldukları için de zamanla onların heykelini yapmışlardır. Diğer bazı
ları, kendilerine Allah katında şefaat etmeleri için melek şeklindeki putlara
taptıklarını söylemişlerdir. Bur kısmı da, Allah'ın, yeryüzünün her bir bölge
sinin idaresini, belli bir meleğe bıraktığını söylemişlerdir. Buna göre denizie
rin idarecisi bir melektir, dağların idarecisi de bir başka melektir. Bunun gibi
bulutların, yağmurların, rızıkların, savaşların idarecisi de başka başka melek
lerdir. Onlar buna inanınca, o meleklerin her biri için, özel bir put ve heykel
yapıp, böylece her puttan, ona uygun düşen tesir ve tedbirleri talep etmişler
dir. Diğer bir kısım ise, süfli alemde bulunan kimseler olan insanların, yüce
alemde bulunduklarından dolayı meleklere tapmaları gerektiğine inanmışlar,
onların kendilerinin, Allah'ın da onların tanrısı olduğunu söylemişlerdir33 .
5. Putlara tapanlar, alemdeki her bölgeyi idare edenin, gökler aleminin
ruhlarından belli bir ruh olduğu inancını taşıyorlardı. Bundan dolayı bu ruh
lara tapmışlar ve daha sonra onların heykellerini yapıp bu putlara tapmışlar
dır34. Buna göre Putperestliğin menşei ruh inancı olmaktadır.
6. Eski toplumlarda bazı kimseler, kendi peygamberlerinin ve aralarında
yaşamış olan bazı salih kimselerin ölümlerinden sonra, onları çok sevdikle
rinden ve kendilerini unutamadıklarından, aslında yollarını devam ettirmek
için, hatıralarına hürmeten her birinin heykelini yapmışlar, onlar yerine bu
heykellere saygı göstermeye başlamışlardır. Bunu yaptıkça onların Allah ka
tında kendilerine şefaat edeceğine inanmışlar, zamanla bu durum unutulup
bu put ve heykellerin kendilerine tapınmaya başlamışlardır. Razi, bunun gü
nümüzdeki benzerinin, salih kişilerin mezariarına hürmet etmek ve onların
kabirierine tazirnde bulunmak, böylelikle Allah katında kendilerine şefaat
edeceklerine inanmak olduğunu söyler35.
7. Bazan büyük bir kral veya toplum üzerinde etki bırakan büyük bir şah
siyet öldüğünde, insanlar yine onları unutmamak ve hatıralarını anmak için
33 Razi, Tefsir, mtn. XIII.37 /tre. IX.507-508, mtn. XXV.254-255 1 tre. XV!ll.338-339, mtn.
XXV!ll.232 1 tre. XX.395; Razi, MaaJim Usuli'd-Din, Tah.S.Duğaym, S.59 / Tre.N.Macit, S.74-75. 34 Razi, Tefsir, mtn. XV!l.60 1 tre. XII.332. 35 Razi, Tefsir, mtn. ll.113/tre. ll.135, mtn. XV!l.60/ tre. Xll.332, mtn. XXX.143 /tre.
XXII.158.
44
onların heykellerini ve putlarını yapmışlar ve zamanla onlara tapmaya baş
lamışlardır36.
8. Eski zamanlardaki topluluklar içerisinde bulunan müneccimler-astro
loglar, dünyadaki mutluluk ve mutsuzlukları yıldızlara nisbet etme yolunu
tutmuşlardır. Buna binaen, örneğin; bir felekte, enteresan bir büyüye elveriş
li enteresan bir şekil tesadüfen meydana geldiğinde, onlar bu büyüyü öğren
miş ve bu büyü yoluyla enteresan haller ve büyük neticeler elde etmişlerdir.
Böylece de herr büyüyü özel bir yıldızt ve özel bir burca uygun bir şekilde öğ
renmiş ve uygulamışlar ve bu büyüler için uygun zamanı kollamışlardır. Bu
zamanı yakaladıklarmda, anısına birr put dikip, putu kutsamış, bu putlarm ve
heykellerin üzerine belirli büyüleri koymuşlar ve çeşitli zamanlarda yararlan
ma isteğiyle onlara müracaat etmişlerdir. Zamanla bu durum onutularak put
ların kendilerine tapınılmaya başlanmıştır37 •
9. Putperestler, taptıkları putlarmı, Müslümanların Allah'a ibadet ederken
Kabe'yi kıble edinip ona doğru yöneldikleri gibi, tanrıya ibadette mihrab ve
kıble edinmiş olabilirler. Ancak daha sonraları bu durum unutulmuş ve bu
putların kendilerine ibadet edilmeye başlanmıştır38 .
36 Razi, Tefsir, mtn. XXX.143-144 1 tre. XXII.158. 37 Razi, Tefsir, mtn. 11.113 1 tre. II.134-135; mtn. XVII.60 1 tre. XII.332; Razi, fVIaalim Usuli'd
Din, Tah.S.Duğaym, S.59-60 1 TRe.N.Maeit, S.75. 38 Razi, Tefsir, mtn. Il.l 131 tre. II.135, mtn. XXX.144 1 tre. XXII.159.
45
Görüldüğü gibi Razi, Putperestliğin ortaya çıkış sebebi ile ilgili birçok ihti
mal saymakta, ancak bu konuda - bilhassa Arap Putperestliği konusunda -
birinci elden kaynak olan İbn Kelbi (ö. 206/820)'deki rivayetlere9 anlatma
maktadır. Bununla beraber O da, peygamberlerin ve salih kişilerin heykelle
rinin yapılıp onlara tapınılmasından söz etmektedir. Aynı konu, meşhur bil
gin Biruni ( ö. 453/1061) tarafından da dile getirilmiştir40 •
Razi, Putperestlikle ilgili verdiği bu bilgilerle birlikte, Ortadoğu'da çok
meşhur olan Ba'l adlı puttan ve Arapların önde gelen putlarından da sözet
mektedir. Arapların taptıkları putlardan aşağıda ilgili bölümde bahsedeceği
miz için burada Ba'l hakkında verdiği bilgilere göz atmak gerekmektedir.
39 İbn Kelbi, putperestliği Hz. Nuh, İdris ve Şit devirlerine kadar çıkarmaktadır. İbn Kelbi'ye
göre, başlangıçta putlara tapma şöyle olmuştur: Hz. Adem vefat ettiğinde, Adem'in oğlu Şit'in
oğulları onu Hindistan' da, yeryüzüne ilk indiği yerdeki bir mağaraya gömmüşlerdi. Şit oğulları,
Adem'in mağaradaki mezarına giderler, ona saygı dönüşünde bulunurlar ve rahmet dilerlerdi.
Bunun üzerine Adem'in oğlu Kabil oğullarından biri dedi ki: "Ey Kabil oğulları, Şit oğullarının bir
kutlu taşı var, onun etrafında dönüyor, ona saygı gösteriyorlar, sizin bir şeyiniz yok". Sonra on
lara bir put yaptı. Böylece o put yapanların ilki oldu. İbn Kelbi'de bu konuda ikinci bir rivayet
vardır. Bu rivayete göre de Kur'an'da Hz. Nuh'un kavminin putları olarak geçen Vedd, Suva Ye
ğus, Ye'uk ve Nesr, dindar ve salih kişilerdi. Hepsi de aynı anda öldüler, ölümlerine yakınları ve
akrabaları çok üzüldüler. Bunun üzerine Kabil oğullarından biri dedi ki: "Size onların şeklinde
beş put yapayım mı, yalnız ruhlarını veremem". Yapmasını söylediklerinde, onlar gibi beş put
yaptı. Artık herkes kardeşine, yeğenine, amcasına geliyor, ona saygı gösteriyor, etrafında dönü
yordu. Bu, bir kuşak boyunca sürdü. Bunlar, Yarad b.Mahla'Il b.Kaynan b.Anüş b.Şit b.Adem
çağında yapıldı. Sonra gelen diğer bir kuşak, bunlara öncekilerden çok daha fazla saygı göster
di. Onlardan sonra gelen üçüncü bir kuşak da, "Bizden öncekiler bunlara muhakkak kendileri
ne Allah yanında şefaat etsinler diye saygı göstermişlerdir" diyerek onlara tapmaya başladı. Ni
hayet Allah onlara Hz. İdris'i peygamber olarak gönderdi. Onu tanımadılar. Sonra Hz. Nuh'u
gönderdi. Onu da tanımayınca tufan hadisesi oldu. (İbn Kelbi, Kitabu'J-Esniım, Putlar Kitabı
adıyla tre., Meyza Düşüngen, mtn. 32-33 1 trc.7-48). 40 Biruni, peygamberlerin, salihlerin ve meleklerin heykellerinin yapılıp onlara tapınılmasını
sosyo-psikolojik sebeplere bağlar. Biruni'ye göre örneğin; avamdan birine, Hz. Muhammed'in
Ka'be'nin resimlerini göstersek, sevinçlerinden ağladıklarını ve bu resimleri yüzlerine gözlerine
sürdüklerini görürüz. Sanki bizzat Hz. Muhammed'i görmüş veya hac ve umre yapmış gibidir. İş
te peygamberler, salihler ve melekler adına heykel yapılmasına sebep, halktaki bu psikolojik te
mayüldür. Bu putlar ve heykeller, sahipleri gözden kaybolduklarında, onların sevgi ve saygısını
kalplerde devam ettirmek için yapılmışlardır. Aradan uzun zaman geçince de, burdaki asıl se
bep unutularak bu durum, sosyolojik bir gelenek haline almıştır. Hatta bu durum sonları, idare
ciler tarafından hukuki bir zorunluluk haline getirilmiştir. (Biruni, et- Tahkik, 1.85,94,96).
46
Razi, Kur'an'da Hz. İlyas'ın kavminin taptığı put olan Ba'l'den bahsedilen
Saffat suresi 123-126 ayetlerin41 tefsiri sırasında ilgili puttan sözetmiştir. Bu
na göre Arap kavmi Menat ve Hübel gibi putları tanrı edindikleri gibi, Hz. İl
yas'ın kavmi de Ba'l'i tanrı edinmişlerdi. Bu putun altından olduğu, yirmi zi
ra' uzunluğunda, dört yüzlü bir put olduu söylenir. Bu puta 400 tane hizmet
çi tayin etmişler ve bu hizmetçilerio her birini de peygamber kabul etmişler
di. Şeytan'ın bu putun içine girerek bu hizmetçilerio kulağına çeşitli şeyler fı
sıldayarak onları saptırdığı, onların da Şeytan'dan öğrendikleriyle insanları
saptırdıkları rivayet edilir. Bunlar, Şam diyarındaki Ba'lebek şehri sakinleri
dir ve bu puttan dolayı bu şehir bu ismi almıştır42 •
Razi'nin Ba'l hakkında verdiği bilgiler bundan ibarettir. Kur'an'ın yanısıra
Eski Ahid'de de Ba'l'den bahsedilmektedir43• Bu yüzden batılı kaynaklarda
bu put hakkında çeşitli bilgiler bulunmaktadır44 • Ba'l'in, ataları Mezopotam
ya'dan göçmüş olan Yemen halkının eski tanrıları arasında bulunduğu ve
41 "Doğrusu İlyas da peygamberlerdendiL Mililetine, "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mı
sınız, yaradanların en iyisi olan, sizin de rabbiniz, önceki babalarınızın da rabbi bulunan Allah'ı
bırakıp da Ba'l putuna mı taparsınız", demişti. 42 Razi, Tefsir, mtn. XXV1.161 1 tre. XIX.8. 43 Tevrat, Sayılar 25; 1-5.: "Ve İsrail Şittim'de oturdu; ve kavm Moab kızları ile zina etmeye
başladı; ve kendi ilahlarının kurbaniarına kavmi çağırdılar; ve kavm yedi, ve onların ilahiarına eğildiler. Ve İsrail Baal-peora bağlandı; ve Rabbin öfkesi İsrail'e karşı alevlendi. Ve Rab Musa'ya
dedi: Kavmin bütün reisierini al, ve Rabbin kızgın öfkesi İsrail'den sönsün diye, onları güneşe
karşı, Rabbin önünde as. Ve Musa İsrail'in hakimlerine dedi: Her biriniz kendi adamlarınızı, Ba
al-peor'a bağlanmış olanları öldürün". (Ayrıca bkz, Hakimler 6: 24-32,l.Krallar 18:21-40, Ho
şea 2: 8,17). 44 Ancak bu bilgiler Razi'nin verdiği bilgilerden farklıdır. Bu bilgilere göre, sahip veya efendi
manasında ibranice bir kelimeden gelen Ba'l, Filistin'de hava ve bereket tanrısı idi. Tahıl tanrı
sı Dago ile tanrıça El'in çocukları olan bu savaşçı tanrının eşi, bereket tanrıçası Astarte (Ashto
reth-lshtar) ve en büyük düşmanı kuraklık ve ölüm tanrısı Mot idi. Baal'in Mot'u yok etmesi ile
yeryüzüne yeniden verimliliği getirdiği kabul edilir. Ba'l kültü bütün Akdeniz yöresine yayılmış
tı, Kuzey samiriler arasında da çok yaygındı. Ba'l ismi diğer tannlara da ad olarak kullanılmış
tır. Ba'l'ın evinin, Antakya'nın güneyinde Tsefon dağı olduğu söylenir. (William J. Fulco, "Ba
al", Encyclopaedia of Religion, Ed. M.Eliade, 11.31; E.R.Pike, "Baal", Encyclopaedia of Religion
an Religions, $.41; S.G.F.Brandon, "Baal", Dictionary of Comparative Religion, S.124; A.R.Da
vid, "Baal", Penguin Dictionary of Religion, S.59; G.E. Wright, "Baalism", an Encyclopaedia of
Religion, Ed.V.Firm, S.5; Allan Menzies, History of Religion, $.395).
47
Araplar tarafından da bilindiği, meşhur "Hübel" putunun arapçada ismi işa
retle "Ha Ba'l'' kelimesinin bozulmuş şekli olduğu da söylenir45 .
2. Arap Putperestliği
Razi, genel özellikleriyle Putperestlikten ve Putpesetliğin menşeinden söz
etmesinin yanında İslam öncesi Arap Putperestliğinden de yeteri kadar bah
setmektedir.
Razi, Araplardan büyük bir kısmının putlara tapınakta olduğunu ve onla
rın Allah katında kendilerine şefaatçı olduklarına inandıklarını zikretmekte
dir46. Buna göre Arap Müşrikleri putlardan meded umuyor ve "bunlar Allah
katında bize şefaatçı olacaklardır", diyorlardı47 • Bu durumda Razi'ye göre de
putlara ibadet eden Araplar, aslında bir tanrının varlığını kabul etmekte, fa
kat putları Allah'a ortak koşarak, onların Allah ile kendi aralarında vesile ve
şefaatçı olduklarını söylemekteydiler48•
Razi'nin zikrettiği, İslam öncesi Araplarındaki Allah inancına Kur'anh da
işaret etmektedir49• Ancak yine Kur'an, Araplardaki bu Allah inancının şirkle
karışık olduğunu da haber vermektedir50. Bununla beraber onlar, bir tehlike
ye maruz kaldıklarında bütün putlarını unutmakta, "dinlerini tamamen Al
lah'a has kılarak" ona yalvarmakta idiler5 ı. Toshihiko İzutsu, Araplardaki bu,
zor anlardaki bütün putları unutarak, hulus-u kalple Allah'a yalvarmaya, o
45 M.Şemseddin, "K.İ.Araplar ve Tedeyyünleri", S.151. 46 Razi, Tefsir, mtn. XIV.7 /tre. X.260. 47 Razi, Tefsir, mtn. X1.56 /tre. XIII.36, mtn. XXVII1,306 / tre. XX.528,mtn. XXVIII,308 6 tre.
XX.531. 48 Razi, Tefsir, mtn. XIV. 7 / tre. X,260, mtn. XI,56 / tre. VIII.36, mtn. XXVIII.306,308 /tre.
XX.528,531. 49 Ankebut 61 : "Onlara, gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren kim-
dir, dersen muhakkak Allah'tır, derler". (Ayrıca bkz, Zuhruf 87, Müminun 84-89.). 50 Yusuf 106 : "Orlardan çoğu Allah'a ortak koşmadan inanmazlar".
Zümer 3: "Biz bunlara, sırf bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye tapıyoruz". 51 Lokman 32 : "Dağlar gibi dalgalar insanları kuşattığı zaman, dini tamamen Allah'a has kı
larak ona yalvarırlar. Onları karaya çıkararak kurtardığında, içlerinden bir kısmı doğru yolda ka
lır. Zaten ayetlerimizi bilerek ancak hain nankörler inkar eder". (Ayrıca bkz, Ankebut 65-66, Zü- · mer 8).
48
anda yaşanan bir "geçici monoteizm" demektedir52.
Razi, Putperestliğin Arap yarımadasına girişini şöyle anlatmaktadır: Amr
b. Luhay kavminin başına geçip halkının yönetimini eline geçirdiğinde,
Ka'be'nin hizmetini de üzerine aldığı zaman, Suriye'deki Belka vadisine bir
yolculuk yapmıştır. Orada putlara ibadet eden bir topluluk görmüş, onlara bu
putlar hakkında sormuş, onlar da kendisine, "bunların yardım istenildiğinde
yardım eden, yağmur istenildiğinde yağmur veren tanrılar" olduğunu söyle
mişlerdir. Amr, bu putlardan birini kendisine vermelerini istemiş, onlar da
kendisine Hübel isimli putu vermişlerdir. Amr da onu Mekke'ye getirip
Ka'be'ye koymuş, insanları ona ibadet etmeye çağırmıştır. Tarihçilere göre
bu olay İran kralı SabCır Zü'l-Ektat"3 zamanının başlarında olmuştur54 .
Razi'nin anlattığı bu olay, Arap Putperestliği konusunda birinci elden kay
nak olan İbn Kelbi (ö. 206/820)'nin Kitabu'l-Esnam'ındaki bilgiyle uyuşmak
tadır55. İbn Hişam (ö.b 218/833)56, Şehristani (ö. 548/1153?7 ve Biruni (ö.
453/1061 )58 de aynı olayı anlatmakta ve Arabistan'a Putperestliği getirenin
aynı kişi olduğunu belirtmektedirler.
Putperestliğin Arabistan'a girişinden bahseden Razi, Araplar arasındaki
belli başlı putlardan da söz etmektedir. Razi, bu putların isimlerini şöyle sıra
lamaktadır:
Lat, Sakif kabilesinin Taif'te bulunan putu; Menat, Hüzeyl ve Huzaa kabi
lelerinin Safa'daki putu; Uzza, Kinane oğullarının Mekke yakınlarında bulu
nan putu; Vedd, Kelb kabilesinin DCımetu'l-Cendel'de bulunan putu; Suva',
Hüzeyl oğullarının ve Hemedan'ın putu; YeğCıs, Mazhic'ın putu; Ye'Cık, Mu-
52 Toshihiko İzutsu, Kur'an'da Allah ve İnsan, Çev. Süleyman Ateş, S.96-97. 53 İran krallarından olan Zü'l-Ektaf, M.310-379 yılları arasında yaşamış, Hıristiyanlara işken-
ce etmiş ve Bizans'la çeşitli savaşlar yapmıştır. (Bkz., Razi, Tefsir, tre. 11.137). 54 Razi, Tefsir, mtn. 11.1141 tre. 11.136-137. 55 İ.Kelbi, E.Esnam, mtn. S.7 1 tre. S.28. 56 Bkz., İbn Hişam, es-Siretü'n-Nebeviyye, 1.77. 57 Bkz., Şehristani, el-Milel ve'n-Nihal, 11.233. 58 Bkz., G.Tümer, Biruni'ye Göre Dinler ve İslam Dini, $.228-229.
49
rad'ın ve Mazhic oğullarının Hemedan'daki putu; Nesr, Himyer'deki Zü'l-Kila
boyunun putu; Hübel, Kureyş'in, Amr b. Luheyy'in Belka'dan getirdiği putu;
İsaf ve Naile, Arapların Safa ve Merve tepelerindeki putu idi59.
Razi'nin verdiği bilgilere göre Putperest Araplar putlarını dişi isimleri ile
adlandırırlardı. Nitekim Lat, Menat ve Uzza müennes (dişi!) kelimelerdir. Lat,
Allah kelimesinin müennesidir. Uzza ise Aziz kelimesinin müennesidir. Bu
açıklamalarına ilaveten Razi; Hasan Basri'nin, "Araplardan her kabilenin,
kendisine taptığı bir putu olduğunu, o putlarına falanca oğullarının dişisi, de
diklerini" söylediğini ifade etmektedir60. Kur'an'da da Arapların, putlarının Al
lah'ın kızları olduğunu söylediklerini ifade etmiş ve bunu şiddetle eleştirmiş~
tir61 .
Razi, Lat'ın Allah kelimesinin müennesi olmasından başka Sakif kabilesi
nin Taif'te bulunan putunun adı olduğunu 62 ve insan şeklinde tasvir edildi
ğini63, Menat'ın hazrec'lilerin Yesrib'deki putu olduğunu söylemektedir64. Ay
nı zamanda bu put Razi'ye göre Hüzeyl ve Huza'a kabilelerinin de putuydu,
onların bu putu bir kaya parçası şeklinde idi ve Safa'da bulunmaktaydı65 .
Razi, Uzza'nın, Kinane oğullarının Mekke yakınlarında bulunan putu oldu
ğunu66 belirtmekte ve kendisine tapınılan bir ağaç olduğunu ifade etmekte
dir67. Razi devamla bu putun yıkılışından da bahsetmektedir. Hz. Muhammed
Halid b. Velid'i göndermiş, o da o ağacı kesmiştir. Derken içinden başı açık,
saçı başı dağınık, başına vuran ve çığlıklar koparan ve lanetler savuran bir
59 Razi, Tefsir, mtn. 11.114 1 tre. 11.137, mtn. XI.46 1 tre. VIII.319, mtn.XXXVIII.295-296 1 tre. XX.509-510; mtn.XXX.144 1 tre. XXI1.159.
60 Razi, Tefsir, mtn. XI.46 1 tre. VIII.319. 61 Necm, 19-22 : "Ey inkarcılari Şimd La., Uzza ve bundan başka üçüncüleri olan Menat'ın
ne olduğunu söyler misiniz? Demek erkekler sizin, dişiler Allah'ın öyle mi? Öyleyse bu haksız bir paylaşma".
62 Razi, Tefsir, mtn. 11.114 1 tre. 11.137, mtn. XXVIII.295 1 tre. XX509 .. 63 Razi, Tefsir, mtn. X:VIII.296 1 tre. XX.510. 64 Razi, Tefsir, mtn. 11.114 1 tre. 11.137. 65 Razi, Tefsir, mtn. XXVIII.296 1 tre. XX.510. 66 Razi, Tefsir, mtn. 11.1141 tre. 11.137. 67 Razi, Tefsir, mtn. XXVIII.296 1 tre. XX.510.
so
dişi şeytan çıkmıştır. Halid onu öldürmüş ve öldürürken şu şiiri okumuştur:
"Ey Uzza, terkoluodun ve sana aman yok.
Muhakkak ki ben, Yüce Allah'ın seni hor ve hakir kıldığını gördüm".
Sonra Halid Hz. Muhammed'in yanına dönmüş ve ona gördüğünü anlat-
mıştır. Bunun üzerine Hz. Muhammed "O Uzza'dır, artık bir daha ona tapınıl
mayacaktır" buyurmuştur68 • Aynı olay, daha geniş bir anlatımla İbn Kelbi (ö.
206/820)'de de geçmektedir69•
Razi yukarıda geçtiği üzere Hübel'in, Kureyş'in Amr b.Lühey'in Belka'dan
getirdiği putu olduğunu söylemekle yetinmiş, İsaf ve Naile'nin de Safa ve
Merve tepelerinde bulunduğunu söylemekle yetinmiş, bunun ötesinde fazla
bilgi vermemiştir.
Razi, Necm suresi 19-20 ayetlerinde70 geçen Lat, Uzza ve Menat'ın yanın
da Nuh 23 ayetlerinde71 geçen ve aslında Nuh kavminin putları olan Vedd,
Suva, Yeğüs, Ye'ük ve Nesr'i de söz konusu etmekte, onların nasıl olup da
Araplara intikal ettiğini sormakta ve bu konuda bir problem olduğunu söyle
mektedir. Çünkü tufan zamanında dünya harab olmuş, her şey tahribata uğ
ramıştır. Bu putların tufandan geri kalıp Araplara intikali nasıl olmuştur? Tu
fandan zarar görmemeleri için Hz. Nuh'un bunları gemiye alması lazımdır ki,
bu da mümkün değildir72 • Razi, bu problemi söz konusu etmekle beraber7\
yukarıda geçtiği üzere bu putların ait oldukları kabileleri söylemekte ve on-
56 Razi, Tefsir, mtn. XXVIII.296 1 tre. XX.510. 69 İbn Kelbi, K.Esnam, mtn. 16-17 1 trc.35. 70 "Ey inkarcılari Şimdi Lat, Uzza ve bundan başka üçüncüleri olan Menat'ın ne olduğunu
söyler misiniz?". 71 "İnsanlara, "Sakın tanrılarınızı bırakmayın, Vedd, Suva', YeğCts, Ye'Ctk ve Nesr putlarından
asla vazgeçmeyin", dediler. 72 Razi, Tefsir, mtn. XXX.144 1 tre. XX11.159. 73 İbn Kelbi'nin Razi'nin söz konusu ettiği bu probleme açıklık getirmeye çalıştığını görüyo
ruz. Buna göre tufan yükselip bütün yeryüzünü kapladıktan sonra sular bu putları Navz dağın
dan aşağı atmıştır. Akıntı, dalgalar ve suların yükselmesi bölgeden bölgeye artarak sonuçta bu
putları Cudda bölgesinde karaya fırlatmıştır. Sonra sular çekilmiş, bunlar da karada kalmışlar
dır. Rüzgar kumları sürüklemiş ve kumlar da bu putların üzerierini örtmüştür. Daha sonra Arap
lar bunları bulmuş ve benimsemiş olmalılar. (İbn Kelbi, K.Esnam, mtn. 33 1 tre. 48).
51
lar hakkında diğerleri gibi açıklayıcı bilgi verme yoluna gitmemektedir.
Razi, Arapların taptıkları putların önde gelenlerini zikretmekle birlikte bel
li başlı iki puthaneden de söz etmektedir. Razi'ye göre, Dahhak'ın San'a şeh
rinde Zühre yıldızı adına inşa ettiği "Öumdan" mabedi, puthanelerin meşhur
larındandır. Hz. Osman tarafından yıkılmıştır. İran hükümdan Menuşehr'in ay
adına inşa ettiği "l'levbahar-ı Belh" isimli puthane de, dünyaca meşhur put
hanelerdendir74. Razi'nin zikrettiği bu pathaneler aynen Şehristani ( ö.
548/1153)'nin el-Meli'l-ve'n-nihal'inde de yer almaktadır75 . Daha sonraki
geç devir çalışmalarına da aynı şekilde yansıdığı görülüyor76.
Sonuç
Görüldüğü üzere Razi, Putperestliği "mutlak din - mukayyed din" ayırımı
içerisinde mukayyed manada din olarak kabul etmiş ve hem genel Putpe
restlik, hem de Arap Putperestliği hakkında etraflı bilgiler vermiştir.
Razi'nin verdiği bilgiler, bizzat isimlerini zikrettiği Ebu Zeyd el-Belhl ( ö.
340/952) ve Ebu Ma'şer Ca'fer b. Muhammed el-Müneccim el-Belhl (ö.
272/886) gibi önde gelen İslam bilgilenlerinin eserlerine dayandığı gibi, özel
likle İbn Kelbi (ö. 206/820), Şehristani (ö. 548/1153) ve Biruni (ö.
453/1061) gibi bilginlerle de uyuşmaktadır. Bunun yanında Razi, filozof-ke
lamcı özelliğine bağlı olarak akıl yürütme yoluyla da bilhassa Putperestliğin
menşei problemini çözmeye çalışmaktadır.
Bununla birlikte, puta tapıcılığın kaynağını yıldızlara ibadete bağlayan gö
rüşü izah ederken bunların Harran Sabiileri olduğunu söyleyerek, Putperest
Harraniılan Sabii olarak gösterme noktasında kendisinden önceki İslam bil
ginlerinin yanılgısına düşmüştür.
Razi'nin, Putperestlik ile ilgili bilgileri ve değerlendirmeleri günümüz araş
tırıcıları için de belli bir değeri ifade etmektedir. Bunların, günümüzde geniş
halk kitleleri arasında dolaşan Putperest kaynaklı örf ve adetlerin sağlıklı bir
zeminde değerlendirilmesine yardımcı olacağını ümid etmekteyiz.
74 Razi, Tefsir, mtn. 11.114/ tre. 11.137. 75 Şehristani, el-Milel ve'n-Nihal, 11.234. 76 Feyyumi, Fi'l-Fikri'd-Dini'l-Cahili, S.226.
52
KAYNAKLAR
Kur'an-ı Kerim
Kitab-ı Mukaddes
Biruni, Ebu Reyhan, Kitabu't-Tahkik ma li'l-Hind, Alemu'l-Kütüb, Beyrut
1377/1985.
Brandon, S.G.F., Dictionary of Comparative Religion, Great Britain 1970.
David, A.R., "Baal", The Penguin Dictionary of Religions, Ed. John R. Hin
nels, Penguin Books, New York 1984.
Feyyumi, Muhammed İbrahim, Fi'l-Fikri'd-Dini'l-Cahili, Daru'l-Maarif,
Kahire trz., 1406/1982.
Fulco, William J., "Baal", Encydopaedia of Religion, Ed. M. Eliade, New
York 1987.
Günaltay, M. Şemseddin, "Kable'l-İslam Araplar ve Tedeyyünleri", Daru'l
Fünun İlahiyat Fakültesi Mecmuası, Sayı: 3, İstanbul 1026.
Gündüz, Şinasi, "Kur'an'daki Sabiilerin Kimliği Üzerine Bir Tahlil ve De
ğerlendirme", Türkiye 1. Dinler Tarihi Araştırmaları Sempozyumu, 24-25
Eylük 1992, Samsun 1992.
Gündüz, Şinasi, Sabiiler Son Gnostikler İnanç Esaslan ve ibadet/eri, Vadi
Yayınları, Ankara 199 5.
İbn Hazm, Ali b. Ahmed, Kitabu'l-Fasl fi'l-Milet ve'l-Ahva ve'n-Nihal, Da
ru'l-Ma'rife, Beyrut 1395/1975.
İbn Hişam, es-Siretu'n-Nebeviyye, Tah. M.es-Sekka-İ.el-Ebyari-A.eş-Şel
bi, Mısır 1375/1955.
İbn Kelbi, Kitabu'J-Esnam, Putlar Kitabı adıyla çev. Beyza Düşüngen,
Ank. Ünv. ilahiyat Fakültesi Yayınları, Ankara 1969.
İzutsu, Toshihiko, Kur'an'da Allah ve İnsan, Çev. Süleyman Ateş, Kevser
Yayınları, Ankara trz.
Menzies, Allan, History of Religion, London 1911.
Pike, E. Royston Encyclopaedia of Religion and Religions, London 1951.
Razi, Fahruddin, ltikadatu Fırakı'l-Müslümin ve'l-Müşrikun, Neşr. Ali Sa-
mi en-Neşşar, Daru'l-Kütübi'l-llmiyye, Beyrut 1402/1982 / Neşr. Taha Ab-
53
durrauf Sa'd-Mustafa Hıvarl, Mektebetü'l-Külliyati'l-Ezheriyye, Kahire
1398/1978 1 Neşr. Muhammed el-Mutasım Bilah el-Bağdadi, Daru'l-Kütü
bi'l-Arabi, Beyrut 1407/1986.
Razi, Fahruddin, Hadaiku'l-Envar fı Hakakı'l-Esrar, Süleymaniye; Ayasaf
ya 1753, 168-169 a 1 Raşit Efendi 1131, 153-154 a 1 Es'ad Efendi 2559, 96
a- 97 a.
Rfız'l Fahruddin, Ma'alim Usuli'd-Din, Tah. S. Duğaym, Daru'l-Fikri'l-Lub
nani, Beyrut 1992 1 İslam İnanemın Temel Konuları adıyla tre. Nadim Macit,
İhtar Yayıncılık, Erzurum 1996.
Razi, Fahruddin, Mefiitlhu'l-Gayb (et Tefsiru'J-Kebir), el-matbaatu'l-Be
hiyye, Kahire trz. /Tre. S. Yıldırım-L.Cebeci-S.Kılıç-S.Doğru, Akçağ Yayın
ları, Ankara 1988-1995.
Sarıkçıoğlu, Ekrem, "Kur'an'a Göre Müşrikler ve Putperestler", İslami
Araştırmalar Ankara Temmuz 1996.
Şeyristani, Muhammed b. Abdilkerim, eJ-MjJ]eJ ve'n-Nihal, Tah. Muham
med Seyyid Geylani, Kahire 1386/1976.
Tümer, Günay, Biruni'ye Göre Dinler ve İslam Dini, DİB Yayınları, Anka
ra 1986.
Wright, G. Ernest, "Baalism", An Encyclopaedia of Religion, Ed. V. Firm,
Patterson New Jersey .1959.
54