43
ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT ANABİLİM DALI İKTİSAT BİLİM DALI PETROL FİYATLARININ TARİHİ GELİŞİMİ, PETROL FİYATLARINI BELİRLEYİCİ FAKTÖRLER VE TÜRKİYE’DE AKARYAKIT FİYATLARI MAKRO İKTİSAT YÜKSEK LİSANS ÖDEV ÇALIŞMASI Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Yusuf Ekrem AKBAŞ Hazırlayan: Abdurrahman BUĞDAYCI 1

Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ

İKTİSAT ANABİLİM DALI

İKTİSAT BİLİM DALI

PETROL FİYATLARININ TARİHİ GELİŞİMİ, PETROL FİYATLARINI BELİRLEYİCİ FAKTÖRLER

VE TÜRKİYE’DE AKARYAKIT FİYATLARI

MAKRO İKTİSAT YÜKSEK LİSANS ÖDEV ÇALIŞMASI

Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Yusuf Ekrem AKBAŞ

Hazırlayan: Abdurrahman BUĞDAYCI

Mart-2016

ADIYAMAN

1

Page 2: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

İçindekiler PETROL FİYATLARININ TARİHİ GELİŞİMİ, PETROL FİYATLARINI BELİRLEYİCİ FAKTÖRLER VE TÜRKİYE’DE AKARYAKIT FİYATLARI......................................................3

GİRİŞ.......................................................................................................................................................3

PETROL FİYATLARININ TARİHİ GELİŞİMİ VE PETROL SEKTÖRÜ.............................3

PETROL HAKKINDA.........................................................................................................................3

DÜNYA PETROL REZERVİ.............................................................................................................5

PETROLDEKİ DALGALANMANIN KISA TARİHÇESİ...........................................................6

PETROL FİYATLARININ İNİŞLİ ÇIKIŞLI SEYRİ....................................................................9

PETROL FİYATLARI ÜZERİNDE BELİRLEYİCİ OLAN FAKTÖRLER...........................10

PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞ VE NEDENLERİ........................................................16

TÜRKİYE VE PETROL.....................................................................................................................17

TÜRKİYE PETROL REZERVİ NE KADAR?..............................................................................18

TÜRKİYE'DE AKARYAKIT FİYATLARI......................................................................................19

PETROL PİYASASI...........................................................................................................................20

TÜRKİYE VE ENERJİ......................................................................................................................27

PETROL FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN TÜRKİYE EKONOMİSİNE ETKİLERİ.......28

SONUÇ.................................................................................................................................................29

KAYNAKÇA.........................................................................................................................................31

2

Page 3: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

PETROL FİYATLARININ TARİHİ GELİŞİMİ, PETROL FİYATLARINI BELİRLEYİCİ FAKTÖRLER VE TÜRKİYE’DE

AKARYAKIT FİYATLARI

GİRİŞPetrol, günümüzde küresel birincil enerji tüketimi içindeki yaklaşık

%33'lük payı ile en fazla kullanılan enerji kaynağıdır. Alternatif kaynakların enerji tüketimindeki payı artıyor olsa da; ulaştırma sektöründeki kullanım oranı dikkate alındığında, petrolün önümüzdeki yıllarda da en fazla tüketilen enerji kaynağı olma özelliğini koruyacağı görülmektedir.

Petrolün küresel enerji tüketiminden aldığı yüksek pay sebebi ile petrol fiyatları (petrol fiyatları ile ham petrol fiyatları kastedilmektedir), ülke ekonomilerini önemli ölçüde etkilemektedir. Petrol fiyatlarının ülke ekonomilerine doğrudan etkisinin büyüklüğü, genel olarak ülkelerin petrole olan bağımlılığına ve petrol gelirlerinin/giderlerinin milli gelir içindeki payına bağlıdır. Petrol fiyatındaki değişmeler, net petrol ithal eden ülkelerde, fiyatlar genel seviyesi, ödemeler dengesi, istihdam, milli gelir gibi çeşitli makro ekonomik büyüklükleri etkilemektedir. Petrol fiyatındaki değişmelerin net petrol ihraç eden ülke ekonomilerine en önemli etkisi ise, ihracat gelirleri yolu ile doğrudan milli gelire olmaktadır.

Petrol fiyatları, serbest piyasada ticareti yapılan diğer bütün emtialar gibi, temel/yapısal olarak arz-talep dengesi ile belirlenmektedir. Ancak, ekonomik faaliyetlerin birçoğunun doğrudan veya dolaylı olarak petrole bağımlı olması, buna karşılık petrol rezervlerinin sınırlı olması, mevcut rezervlerin yaklaşık %77’sinin ve petrol üretiminin yaklaşık %42’sinin OPEC üyesi ülkelerin kontrolünde olması petrol piyasasını diğer piyasalardan ayırmaktadır. Ayrıca, arz-talep dengesine kısa veya uzun dönemde etki eden veya etmesi beklenen faktörler spekülasyonlara zemin hazırlamakta ve fiyatlarda büyük dalgalanmalara yol açmaktadır.

Bu çalışmanın temel amacı petrol fiyatlarının (petrol fiyatları ile ham petrol fiyatları kastedilmektedir) ilk bulunduğu yıllardan günümüze kadar nasıl bir seyir izlediği, petrol fiyatlarını etkileyen faktörleri, Türkiye’de akaryakıt fiyatları ve petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların Türkiye ekonomisi üzerine etkisine değinilmiştir.

3

Page 4: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

PETROL FİYATLARININ TARİHİ GELİŞİMİ VE PETROL SEKTÖRÜ

PETROL HAKKINDA

Petrol, neft ya da yer yağı, hidrokarbonlardan oluşmuş, sudan yoğun kıvamda, koyu renkli, arıtılmamış, kendisine özgü kokusu olan, yer altından çıkarılmış doğal yanıcı mineral yağı. Latince’de taş anlamına gelen "petra" ile yağ anlamına gelen "oleum" sözcüklerinden oluşmuştur (Petra oleum= Petrol).

Kömürün halen sürmekte olan stratejik önemine karşın, 20. Yüzyıla damgasını vuran enerji kaynağı, şüphesiz petrol olmuştur. Başlangıçta petrolün ağırlıklı tüketimi; bu yakıtın gemiler, motorlu taşıtlar, tanklar ve uçaklar üretilip sivil yaşamda ve ordularda yer almasına kadar geçecek uzun süre zarfında, daha çok aydınlanma lambalarında olmuştur. Gazyağı (kerosen) lambaları ABD’de hızla yaygınlaşırken, dünya pazarlarında da geniş bir taleple karşılaşmış ve ABD, dünyanın önde gelen gazyağı ihracatçısı olmuştur. (Hikmet Uluğbay, IPETGAS Kongresi, 16.05.2013, Ankara)

Petrol veya ham petrol, dünyanın en önemli enerji kaynağıdır. Adeta küresel ekonominin damarındaki kan gibidir. Tarih öncesi organizmalardan türediği için fosil yakıt olan petrol, temel olarak birbirinden ayrılarak ve işlenerek kullanılabilir hale gelen hidrokarbonların bir karışımıdır. Bütan ve propan gibi gazları da eşit derecede yararlıdır. (http://www.brentpetrol.com/petrol-fiyatlari-ve-petrol-fiyati-grafigi/)

Petrol ve gaz çıkarmanın masraflarına alternatif enerjilerin hızla artmasına rağmen, dünya endüstrisinin çok büyük bir kısmı hala petrole dayalıdır; taşıma ve ısıtma için yakıt, ayrıca her türlü tüketici ürünü için ham madde sağlar. ( http://www.brentpetrol.com/petrol-fiyatlari-ve-petrol-fiyati-grafigi/)

Ham ve rafine petrol ürünleri ticareti yapan pazarlar, bu milyarca dolarlık endüstriye hizmet etmenin yanı sıra endüstriyel gelişme, durgunluk veya gerileme için de bir barometre görevi görür. Arz ve talebin yanında siyasi risklere karşı da özellikle hassastırlar. Böyle olunca, arza en ufak müdahale belirtisi örneğin; petrol üreten temel ülkelerden birinde savaş veya sosyal ayaklanma tepkisi fiyatlarda dalgalanmalara, daha fazla tedarik için çekişmeye ve gelecekteki fiyat artış ve düşüşlerine karşı korunmaya neden olur. Yüksek petrol fiyatları, yakıt masraflarının artması ve ekonomik gelişimin muhtemel yavaşlaması anlamına gelir. Öte yandan

4

Page 5: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

petrol fiyatının düşmesi ise bir teşvik etkisi yaratabilir. (http://www.brentpetrol.com/petrol-fiyatlari-ve-petrol-fiyati-grafigi/)

Fiyatlar daima varil olarak ifade edilir. 159 litre petrol demek olan bir varilin fiyatı,New York Ticaret Borsası (NYMEX) ve Kıtalararası Borsa (ICE) gibi büyük borsalar aracılığıyla bildirilir. Pek çok farklı derecelendirmeleri olsa da, standart olanlar West Texas Intermediate (WTI) , ham brent ve Dubai/Umman’dır. Küresel petrol fiyatı genel olarak ABD’ye ihraç edilen tüm petrolün ağırlıklı ortalaması alınarak hesaplanır ve ABD doları cinsinden ifade edilir. (http://www.brentpetrol.com/petrol-fiyatlari-ve-petrol-fiyati-grafigi/)

DÜNYA PETROL REZERVİABD sınırları içinde Pennsylvania eyaletinin Rouseville şehrinde

Albay Edwin Drake tarafından 16 Ağustos 1861 tarihinde ilk düzenli petrol çıkaran petrol kuyusu açılmıştır. Petrolün sondaj yapmak suretiyle üretilebileceğinin görülmesi, kısa sürede ABD de petrole hücum hareketini başlatmıştır. Birçok iş adamı bu yeni iş kolunda yatırım hareketine katılmış ve 3 yıl gibi oldukça kısa bir sürede petrol üretimi 3 milyon ton seviyesine ulaşmıştır. Yapılan yeni sondaj ve yeni petrol sahalarının keşfi ile petrol rezervleri sürekli artış göstermiştir.

Günümüzde ispatlanmış üretilebilir dünya petrol rezervi 1.700 trilyon varili aşmış durumdadır (2014 yılı sonu itibari ile). Rezerv ömrü 52.5 yıl (rezerv/üretim) dır. Petrol rezervlerinin %47.7 si orta doğu coğrafyasında yer almaktadır (yaklış 810 milyar varil). (BP Statistical Review Of World Energy, June 2015)

5

Page 6: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Aşağıdaki grafikte 1980-2014 yılları arasında dünya ispatlanmış petrol rezervlerinin seyri görülmektedir. 1980 yılında rezerv miktarı 683 milyar varil iken 2014 yılı sonunda 1.7 trilyon varile çıkmıştır.

6

Page 7: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

2014 yılı dünya ispatlanmış petrol rezervi 1.700 milyar varil. Dünya petrol rezerv miktarı 2013 yılına oranla çok düşük oranda azalış göstermiştir. En büyük rezerv artışı 1,1 milyon varil ile Suudi Arabistan’dan gelmiştir. En büyük rezerv düşüşü ise 1,9 milyon varil ile Rusya’dan gelmiştir. 2013 yılında 53,3 yıl olan dünya petrol rezerv ömrü 2014 yılında 52,2 yıla gerilemiştir. (Enerji Ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı)

Birincil enerji kaynakları arasında stratejik konuma sahip olan ham petrol 2014 yılı itibarıyla dünya enerji talebinin %32,6'ini karşılamıştır. (Enerji Ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı)

Petrol rezervinin 109,7 milyar tonu (%47,7) Orta Doğu Ülkelerinde, 19,3 milyar tonu (%8,3) Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinde, 17,1 milyar tonu Afrika'da (%7,6) bulunmaktadır. 2014 yılında dünya petrol üretimi 93,2 milyon varil/gün dür. (Enerji Ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı)

PETROLDEKİ DALGALANMANIN KISA TARİHÇESİPetrol fiyatlarında meydana gelen dalgalanmalarda, çatışmalar,

savaşlar, uluslararası siyasi krizler ve küresel ekonomideki gelişmeler etkili oldu. Petrol fiyatlarının 155 yıllık süreçte dalgalanmasına sebep olan başlıca olaylar.

En büyük hareketlilik

Küresel petrol fiyatlarındaki ilk büyük hareketlilik Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle gerçekleşti ve petrol fiyatları, 1914'teki 0,81 dolardan 1918'de savaş sonlandığında iki kattan fazla artışla 1,98 dolara ulaştı.

Büyük Buhran Etkisi

Fiyatlar 1929'daki Büyük Buhran'ın etkisiyle 1,27'den 1935'te 0,97 dolara geriledi.

İkinci Dünya Savaşı

İkinci Dünya Savaşı sırasında 1,02 seviyelerinden 1,21 dolar seviyelerine kadar yükseldi. 1948'de savaş sonlandığında petrol fiyatları, endüstriyel üretim ve yeniden inşa faaliyetlerindeki yoğun artışın etkisiyle 1,99 dolara kadar çıktı.

Süveyş Kanalı Tehlikesi

7

Page 8: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Soğuk savaşın yoğun yaşandığı 1956'nın sonlarındaki Süveyş krizinde, İngiltere, Fransa ve İsrail'in Mısır'ı işgal etmesiyle Avrupa'ya giden petrolün yaklaşık üçte ikisinin geçtiği Süveyş kanalının güvenliği tehlikeye girdi. Küresel petrol ticaretinde yüzde 10'luk bir azalmaya neden olan kriz, Ortadoğulu üreticilerin dışındaki ülkelerin üretimleri sayesinde beklenenden az bir artışla, nominal değerde varil başına fiyatları 2.82 dolardan 3.07 dolara yükseltti.

Arap-İsrail Savaşı-Arap Ambargosu

Arap ülkeleri, 1967'de ABD ve İngiltere'nin Altı Gün Savaşları sırasında İsrail'e yardım etmesinden dolayı bu ülkelere ambargo uyguladı, fakat petrol fiyatlarında değişim olmadı. Fiyatlardaki asıl değişim, 1973'deki Yom Kippur Savaşı'nda (Arap-İsrail Savaşı) İsrail'e destek olmasından ötürü ABD ve Batı Avrupa ülkelerine OPEC'in petrol ambargosu uygulamasıyla görüldü.

Ambargo sonucunda Ekim 1973 ile Mart 1974 arasında petrolün varil başına fiyatı 3 dolardan 12 dolara yükseldi. Ambargo, küresel durgunluğa ve ABD'nin kendi ham petrol ihracatı üzerine yasak koymasına neden olurken, en önemli sonucu OPEC üyelerinin petrolü hem ekonomik hem de siyasi bir araç olarak kullanabileceklerini fark etmesiydi.

1979 İran Devrimi

Bir sonraki kriz İran'ın 1979 devrimi sırasında petrol üretimini ve ihracatını kesmesi ve ABD'li petrol şirketleriyle anlaşmalarını iptal etmesiyle meydana geldi. Ocak 1978'den Nisan 1980'e kadar ham petrolün varil fiyatı 14'ten 39 dolara kadar çıktı. Durumdan en avantajlı çıkan ülkeler büyük kar marjları yakalayan OPEC ülkeleri olurken, petrole bağımlı olan ABD ekonomisi yeniden durgunluğa girdi.

İran-Irak Savaşı

İran-Irak Savaşı'nın başlamasıyla Irak'ın petrol üretimi düşerken, 1980'nin ortalarına kadar fiyatlar 36 ila 39 dolar seviyeleri arasında seyir etti. Karlı çıkan ülkeler ise dünya petrol piyasasında pazar payını arttırmaya çalışan Venezüella, Nijerya, Meksika ve en büyük petrol üreticisi konumuna yükselen Sovyetler Birliği oldu.

Bu dönemde Suudi Arabistan da petrol üretimini yükselterek dünya piyasalarındaki payını arttırmayı başardı.

Üretim artışa geçiyor

Dünyada petrol üretiminin artmasıyla piyasalarda arz fazlası oluşurken, Kasım 1985 ile Mart 1986 arasında petrol fiyatları 31 dolardan 12 dolara geriledi. İran-Irak savaşının 1988'de sona ermesiyle her iki ülke

8

Page 9: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

petrol üretimine yeniden başlarken, 1990'ın ortalarına kadar petrol fiyatları 12 ila 18 dolar arasında değişti.

Irak-Kuveyt Savaşı

Irak, komşusu Kuveyt'i işgali ile petrol fiyatları Ağustos-Ekim 1990 arasında varil başına 16'dan 36 dolara yükseldi. Şubat 1991'de ABD liderliğindeki batı güçleri Kuveyt'i kurtardıktan sonraki altı yıl içinde petrol fiyatları 15-25 dolar seviyelerinde dalgalandı.

Asya krizi

Asya finansal krizi, 1997'de önce doğu Asya ülkelerini, ardından diğer ülke ekonomileri tehdit etmesinden sonra azalan küresel petrol talebi, fiyatları 1997 ile 1999 arasında 25 dolardan 11 dolar seviyesine kadar düşürdü.

Petrol devleri doğdu

Piyasada tutunabilme endişesiyle birleşme ve alımlarla zayıf petrol üreticilerini içine alan ABD'li Exxon ve Chevron, İngiliz BP, Fransız Total ve Hollandalı Shell, artık büyük petrol şirketleri olarak anılmaya başlandı. Öte yandan, Rusya gibi gelirleri petrol ihracatına dayanan ülkeler finansal krizden en çok etkilendi.

ABD'nin Irak işgali

Asya ve dünya ekonomileri 1999 ile 2001 arasında toparlanırken, küresel petrol talebi artarak petrol fiyatlarını 11 dolardan 34 dolara yükseltti. 11 Eylül ve ABD'nin Irak'ı işgal etmesiyle, Ortadoğu'nun istikrarı ve bu bölgeden dünya piyasalarına güvenli şekilde petrol ihracının sağlanması konularında endişelerin artması petrol fiyatlarını 26 dolardan 2008'deki rekor seviyelerine taşıdı.

Haziran 2008-Brent'ten tarihi zirve

Asya ekonomilerinin gelişmesi, küresel ekonomik büyümenin artması ve OPEC'in azalan yedek kapasitesi piyasalarda yüksek talebe ve düşük arza neden olarak Haziran 2008'de Brent tipi ham petrolün varil başına fiyatını tarihteki en yüksek seviyesi olan 147 dolara kadar yükseltti.

Küresel finansal kriz

ABD'de 2008'de başlayan ekonomik kriz, küresel finansal piyasaları ve ülke ekonomilerini derinden etkiledi. 1929'daki Büyük Buhran'dan sonra yaşanan bu en büyük krizde toplam kayıp, finansal kuruluşların, sayısız şirketin ve bazı ulusal ekonomilerin çökmesi ile trilyonlarca doları buldu.

Tarihin en büyük düşüşü

9

Page 10: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Petrol fiyatları, Haziran 2008'de varil başına 147 dolar iken, Aralık ayında 36 dolara kadar gerileyerek tarihteki en hızlı düşüşünü yaşadı. 2008'deki küresel ekonomik krizin ardından yükselme eğilimine giren ham petrolün fiyatı, 2012'de varil başına 128 dolara kadar yükseldi.

OPEC üretimi kısmadı

Petrol fiyatları, Haziran 2014'te varil başına 115 dolar iken 6 Ocak 2015'te 50 doların altına kadar geriledi. Dünya genelinde oluşan petrol arzı fazlasının etkisiyle gerileyen fiyatların bu seviyelere inmesinde, Asya ve Avrupa ekonomilerinin büyüme hızının azalarak küresel petrol talebinin düşmesi, OPEC'in 27 Kasım'da yaptığı olağan toplantısında üretimi kısmama yönündeki kararı da etkili oldu.

Türkiye kârlı çıksa da...

Rusya ve Venezüella gibi gelirleri petrole bağlı ülkeler, düşüşten büyük zarar görürken, Türkiye gibi petrol ithal eden ülkeler ise cari açıklarında meydana gelen düşüş nedeniyle bu süreçten karlı çıktı.

PETROL FİYATLARININ İNİŞLİ ÇIKIŞLI SEYRİ

Petrolün 2.Dünya Savaşı sonrası tarihi, çekişmeler, pazar manipülasyonları ve kartellerle doludur. Petrol ihraç eden ülkeler organizasyonu OPEC, 1960 da kuruldu ve 10 yıldan uzun bir süre istikrarı sağladı. Ancak ABD’nin Yorn Kippur Savaşı’nda İsrail güçlerine tedarik desteği vermesine yanıt olarak OPEC’in 1973 de petrol ambargosu koymasıyla ortaya çıkan petrol krizi, büyük fiyat oynamalarına yol açtı. (http://www.brentpetrol.com/petrol-fiyatlari-ve-petrol-fiyati-grafigi)

İkinci bir enerji krizi, 1979 da İran devrimi sırasında körfezden ABD’ye giden petrolün kısıtlanmasıyla yaşandı. O günden sonra petrol fiyatları bir indi bir çıktı. Orta doğudaki üretimin artması ve Asya’dan gelen talebin azalmasıyla 1999 da bir varil 17 dolara kadar düşerek dibe vurdu. Ardından 2000 yılında 35 dolara fırladı. 2000 den sonra dalgalı fakat genel olarak yukarı doğru bir seyir izledi. Temmuz 2008 de 145 dolara tepe yaptı. Ardından dramatik bir düşüşle 30 dolara kadar geriledi.( http://www.brentpetrol.com/petrol-fiyatlari-ve-petrol-fiyati-grafigi)

Son yıllarda toparlanarak Ocak 2011 de 100 doların üzerine çıktı. Günümüzde yaşanan arz talep dengesizliği ve siyasi gerilimlere bağlı olarak fiyatlar 25-40 dolara kadar geriledi. (http://www.brentpetrol.com/petrol-fiyatlari-ve-petrol-fiyati-grafigi/).

10

Page 11: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Ham Petrol Fiyatı 1861-2014

PETROL FİYATLARI ÜZERİNDE BELİRLEYİCİ OLAN FAKTÖRLER

Petrol fiyatları üzerinde belirleyici olan temel/yapısal ve tali faktörler vardır. Temel faktör olan arz-talep dengesi daha çok uzun dönemde etkili olurken, tali faktörler kısa dönemde etkili olmaktadır. Bununla birlikte, kısa dönemde etkili olan faktörlerin toplamının uzun dönemde etkili oldukları göz ardı edilmemelidir. Çünkü, bir kısa dönemli etkiyi başka bir kısa dönemli etki izlemekte, dolayısıyla kalıcı olmaktadır (Tsoskounoglou vd., 2008: 3798). Bir diğer ifade ile petrol fiyatlarının belirli bir kısmını kısa dönemli etkiler oluşturmaktadır (Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, Yıl:2012, C:4, S:2, s. 117-124).

Petrol fiyatlarının temel belirleyicisi arz-talep dengesi olmakla birlikte; arz-talep mekanizmasının petrol piyasasındaki işleyişi, diğer piyasalardan farklı olmaktadır. Bu farklılık, petrolün yenilenemeyen sınırlı bir kaynak (nonrenewable resource) olması ve yakın ikamesinin olmaması nedeniyle kıtlık rantına maruz kalması, küresel ekonominin petrole olan bağımlılığı ve OPEC'in piyasa gücü gibi petrolün ve petrol piyasasının kendine has özelliklerinden kaynaklanmaktadır (Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, Yıl:2012, C:4, S:2, s. 117-124).

Petrol Piyasası ve OPEC

11

Page 12: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Petrol piyasasının günümüzdeki durumuna bakmadan önce, petrol endüstrisinin geçirdiği dönemlere kısaca bakmakta fayda vardır(3). Petrol endüstrisi, petrolün ilk ticari üretiminin yapılmasından birinci petrol krizinin yaşanandığı 1973 yılına kadar büyük ölçüde uluslararası büyük petrol şirketlerinin hâkimiyeti altında olmuştur; bu ilk dönem, petrol arzında dolayısıyla da fiyatlar üzerinde bu şirketlerin oldukça etkili olduğu bir dönemdir. 1973 yılından sonra, OPEC yükselişe geçerek piyasaya hâkim olmuş ve bu hâkimiyetini 1986 yılında piyasa mekanizmasına geçilinceye kadar devam ettirmiştir; bu ikinci dönemde petrol piyasası ve petrol fiyatları büyük ölçüde OPEC'in kontrolü altında olmuştur. 1986 yılından itibaren, OPEC ve uluslararası büyük petrol şirketlerinin fiyatları belirleme gücünün kırılarak petrol piyasasının daha rekabetçi olması amacı ile serbest piyasa mekanizmasına geçilmiştir –geçiş süreci 1988 yılına kadar sürmüştür-.Günümüze kadar devam eden ve nispeten tüketici ülkelerin, piyasalar üzerindeki hâkimiyetinin arttığı ve OPEC'in gücünün azaldığı bu dönemde, petrol fiyatları, uluslararası piyasalarda kendiliğinden oluşmuştur/oluşmaktadır (Baddour, 1997). Petrol, 1986 yılından itibaren hem spot hem de türev piyasalarda işlem görmekte ve bir yatırım aracı olarak kullanılmaktadır.

Günümüzde, dünyada üretimi yapılan 160’dan fazla ham petrol çeşidi bulunmaktadır. Bunların içinde West Texas Intermediate (WTI), Brent Blend ve Dubai Fateh, dünya çapında fiyat yapıcı (price maker) ve kalite açısından referans/kriter petroller olarak kullanılmakta; diğer petrol fiyatları bu petrollerin fiyatlarına göre belirlenmektedir. WTI petrolünün vadeli işlemlerinin büyük bir kısmı New York Mercantile Exchange (NYMEX)'de işlem görmekte; Brent petrolü çoğunlukla Intercontinental Exchange (ICE)'de işlem görmekte(4); Dubai Fateh petrolü çoğunlukla Dubai Mercantile Exchange (DME)'de işlem görmektedir.

Petrolün işlem gördüğü borsaların -yukarıda bahsedilen üç büyük borsa da dâhil olmak üzere-, birlikte hareket ettiğini ve dünya genelinde bütünleşik bir petrol piyasasının olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır (Adelman, 1984; Adelman, 1992; Gülen, 1999; Bentzen, 2007). Dolayısıyla, borsalar arası arbitraj mümkün olmamaktadır.

Kimi analistler, petrol piyasasını rekabetçi bir piyasa kabul edip analizlerini buna göre yapsa da, petrol piyasası eksik rekabetin olduğu piyasa yapısına sahiptir. Çünkü petrol piyasası arz yönüyle oligopolistik bir yapı arz etmektedir. OPEC, piyasa fiyatını veri kabul eden ve arzı buna göre belirleyen bir konumda olmayıp (Hansen ve Lindholt, 2008: 2951), petrol arzını ve buna istinaden petrol fiyatlarını belirleyen önemli bir aktör konumundadır (Kaufmann, 2004: 88). OPEC'in yaptığı açıklamalar -özellikle kotaları düşürme açıklamaları-, spot ve vadeli fiyatlar üzerinde oldukça etkili olmaktadır (Demirer ve Kutan, 2010: 1476; Lin ve Tamvakis,

12

Page 13: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

2010: 1013-1014). OPEC'in yüksek üretim payının yanı sıra, yüksek rezervlere ve düşük üretim maliyetlerine sahip olması, fiyatları etkilemedeki rolünü giderek artırmaktadır. Bunda, OECD ülkelerinin petrole olan bağımlılığının etkisi de söz konusudur (Coleman, 2012: 324).

OPEC dışındaki çoğu petrol üreticisi ülke, ürettiği petrolü iç piyasada tüketmekte; OPEC üyesi ülkeler ise ürettiği petrolün büyük bir kısmını ihraç etmektedir. OPEC dışındaki üretici ülkeler, tam kapasite ile üretim yapmalarına rağmen petrol talebini karşılayamadığı için, OPEC gönüllü marjinal üretici konumundadır. Hedeflenen fiyat bandında, arz ve talebi dengeleyici rol oynamaktadır (Horn, 2004: 270-271). OPEC, özelliklede Suudi Arabistan, fiiyatları yüksek seviyede tutmak için, petrol talebinin düşmesi durumunda üretimi kısarken, talebin artması durumunda üretimi artırmamaktadır (De Santis, 2003: 172).

OPEC'in davranışlarının, kısmi tekelci (partial monopolist) (Horn, 2004: 270-271) veya ölçülü/sınırlı kartel (restrained cartel) (Hansen and Lindholt, 2008: 2951) tanımına uyduğu söylenilebilir; ancak, üye ülkelerin çok uyumlu hareket etmemeleri ve belirlenen üretim kotalarını sıklıkla aşmaları sebebi ile OPEC'in etkili bir kartel olduğu söylenilemez (Hamilton, 2009: 196).

Petrol Arz-Talep Dengesi

Petrol arz-talep dengesinin değerlendirilmesinde, petrolün yakın ikâmesinin olmaması ve küresel ekonominin petrole olan bağımlılığının çok önemli olduğu söylenilebilir. Bu iki nokta, petrol talebinin fiyat esnekliğinin düşük olmasına sebep olmaktadır. Kısa dönemde, talep miktarı fiyat dalgalanmalarından çok fazla etkilenmediğinden talep esnekliği oldukça düşüktür. Uzun dönemde ise, ülkelerin enerji yoğunluğunun düşmesi ve alternatif enerji kaynaklarının kullanımı –sınırlı olan alternatif enerji kaynaklarının fiyatları, büyük ölçüde petrol fiyatları ile paralellik gösterse de- nedeniyle nispi olarak daha esnektir (Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, Yıl:2012, C:4, S:2, s. 117-124).

Geçmiş dönem petrol fiyatlarına bakıldığında, fiyatların yukarı yönlü bir trend izlediği görülmektedir. Bunda, petrol talebindeki artışın büyük rolü olduğu söylenilebilir. Petrol talebinin artmasının temel sebebi ise dünya nüfusu ve kişi başına düşen hâsılanın artan bir trend göstermesidir (Tsoskounoglou vd., 2008: 3799). Petrol üretimi, taleple aynı oranda artmadığı için denge fiyatlar yukarı yönlü olmuştur. Ancak, fiyatlarda görülen artışa rağmen, petrol talep artışı devam etmiştir (Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, Yıl:2012, C:4, S:2, s. 117-124).

Önümüzdeki yıllarda, petrol fiyatlarının geçmişte göstermiş olduğu yukarı yönlü trendin devam etmesi kuvvetle muhtemeldir. Bunun iki temel

13

Page 14: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

sebebi vardır. Birincisi, OPEC üyesi ülkeler dışında üretim yapan birçok ülkenin hali hazırda üretimin zirve noktası (peak oil)'na ulaşmış olması veya yakın zamanda ulaşmasının beklenmesidir. Dolayısıyla, önümüzdeki yıllarda OPEC üyesi ülkeler dışında üretim yapan ülkelerin, petrol talebinin çok az bir kısmını karşılaması beklenmektedir (Horn, 2004: 270-271). Bu durum OPEC'in fiyatlar üzerindeki etkisinin artmasına yol açacaktır. İkincisi, dünya petrol üretiminin zirve noktasına yaklaşılıyor olmasıdır. Çok önemli teknolojik ilerlemeler ve büyük rezerv keşifleri olmaması halinde, petrol üretiminin bir zirve noktasına ulaştıktan sonra azalması ihtimali oldukça kuvvetlidir. Dolayısıyla, artan petrol talebine karşılık petrol arzında bir kırılma yaşanması ve petrol üretiminin artan talebi karşılayamaması muhtemeldir. Bu kırılmanın, üretimin zirve noktasından daha önce yaşanması da mümkündür (Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, Yıl:2012, C:4, S:2, s. 117-124).

Petrol üretim maliyeti

Petrol üretim maliyetlerini, kabaca arama giderleri, geliştirme giderleri ve işletme giderleri oluşturmaktadır. Üretim maliyetleri, aramanın karada veya denizde olması, üretim yapılan sahanın yapısı, kullanılan teknoloji, üretim miktarı gibi faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Genel olarak bakıldığında; Ortadoğu’da üretilen petrolün, Kuzey Denizi gibi bölgelerde üretilen petrolden daha düşük üretim maliyetine sahip olduğu ve OPEC üyesi ülkelerin, diğer petrol arz eden ülkelere kıyasla daha düşük maliyetlerle petrol ürettiği söylenilebilir. (Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, Yıl:2012, C:4, S:2, s. 117-124).

Yeni rezervlerin keşfedilmesinin giderek zorlaşması, keşfedilen rezervlerin daha az olması, eski ve yeni rezervlerin geliştirilmesi ve petrol çıkarmanın giderek daha zorlaşması gibi nedenlerle petrolün üretim maliyeti zamanla artış göstermiştir/göstermektedir. Üretim maliyetlerindeki artış ise piyasa fiyatını doğrudan etkilemektedir. Petrol üretiminin devam edebilmesi için, piyasa fiyatının artan marjinal maliyetleri karşılayacak ölçüde yüksek olması gerekmektedir (Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, Yıl:2012, C:4, S:2, s. 117-124).

Kıtlık Rantı

Petrolün yenilemeyen bir kaynak olması nedeniyle mevcud sınırlı rezervlerin bir gün sona ermesi beklenmekte; dolayısıyla petrol fiyatları zaman içinde kıtlık rantı (scarcity rent)'na maruz kalmaktadır. Kıtlık rantı kavramı, ilk olarak Hotelling (1931)’in yenilenemeyen/tükenir kaynakların fiyatlandırılmasını konu alan çalışması ile ortaya atılmıştır. Hotelling'in çalışması, yenilenemeyen doğal kaynakların optimal kullanımı konusunda öncü olmuş ve "doğal kaynaklar ekonomisi" adı altında yeni bir alan ortaya çıkarmıştır. Temel olarak kıtlık rantı kavramı, tükenir bir kaynağın

14

Page 15: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

dönemler arası optimal kullanımı açısından, net fiyatının faiz oranlarına eşit bir oranda artması gerektiğini, aksi takdirde dönemler arası arbitrajın söz konusu olacağını ifade etmektedir (Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, Yıl:2012, C:4, S:2, s. 117-124).

Hotelling (1931), yıllar itibari ile petrol arz-talep dengesi değişmeden sabit kalsa dahi petrol fiyatının faiz oranlarına eşit olarak artması gerektiğini ileri sürmektedir. Eğer herhangi bir sebepten dolayı talebin artması durumunda, artan petrol talebine karşılık olarak petrol arzının artırılmaması halinde, petrol fiyatlarının artması beklenir. Ancak petrol üretiminin artması, sınırlı olan mevcut petrol rezervlerinin azalması, dolayısıyla petrolün gelecekte daha az arz edilebilir olması anlamına gelir. Bu da gelecekteki petrol fiyatlarının artmasına yol açar. Bu durum petrol rezervlerinin sınırlı olması nedeniyle, petrol fiyatlarının yukarı yönlü hareket etmesi gerektiğini göstermektedir (Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, Yıl:2012, C:4, S:2, s. 117-124).

Geçmiş petrol fiyatlarının seyrine bakıldığında Hotelling (1931)'in teşhisinin tam işlemediği söylenilebilir. Bunda yıllar itibari ile artan rezervlerin büyük payı vardır. Ayrıca itiraz edilecek hususlar söz konusudur. Bunlar, artan maliyetler, asimetrik bilgi, artan riskler gibi hususlardır. Petrol endüstrisinin yapısı gereği rezervlerden üretilen petrol giderek zorlaşmakta ve azalmakta, buna paralel olarak maliyetler artmaktadır. Diğer taraftan, ispatlanmış rezerv rakamlarında şüpheler söz konusudur. Bazı üreticiler bu rakamları güncellememektedir. Özellikle Ortadoğu ülkelerinin açıklamış olduğu rakamlar oldukça şüphelidir (Adelman ve Watkins, 2008: 9).

Kıtlık rantı geçmiş petrol fiyatlarının değerlendirilmesinde önemsiz olsa da; artan talep ve mevcut rezervler göz önüne alındığında, önümüzdeki yıllarda önem kazanarak fiyatları yukarı yönde etkilemesi beklenmektedir (Hamilton, 2009: 180 ve 204).

Diğer Faktörler

Petrol yatırımları: Petrol arama, geliştirme ve üretim sektörüne yapılan yatırımlar ve bu yatırımların sürekliliği, petrol fiyatlarını orta ve uzun vadede doğrudan etkilemektedir. Sektöre yapılan yatırımlar, yeni rezerv keşiflerini, mevcut rezervlerin genişletilmesini ve yeni teknolojiler kullanılarak üretimin artırılmasını sağlamaktadır. Ancak; sektöre yapılan yatırımların geri dönüşümü uzun yıllar almakta -fiyatların düşük seyretmesi durumunda, geri dönüşüm süresi daha da uzun olmakta-, hatta arama yatırımları geri dönüşmeme riski taşımaktadır. Yatırımlar, dolayısıyla uzun dönem arz trendi, büyük ölçüde gelecekteki fiyat beklentilerine bağlıdır. Geniş rezervlere sahip şirketler ve ülkeler gelecekteki fiyat beklentilerine göre yeni rezerv keşifleri, geliştirme teknolojisi, üretim, rafineri ve taşıma alt yapısına ne kadar bütçe ayıracaklarını belirlemektedir (Gholz ve Press, 2007: 3). Tsoskounoglou vd. (2008: 3798), petrol sektörünün önemli ölçüde

15

Page 16: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

yatırım ihtiyacı olduğunu ve bu yatırımların yapılmadığını, bu durumun önümüzdeki yıllarda petrol fiyatlarını artıracağını ifade etmektedir.

Enerji yoğunluğu: Enerji yoğunluğu, ülkelerin birim hâsıla başına harcadıkları enerji tüketimi şeklinde tarif edilebilir. Ülkelerin enerji yoğunlukları, uzun vadede petrol talebini dolayısıyla fiyatları etkileyen önemli bir unsurdur. Birçok ülke, geçtiğimiz yıllarda yaşanan petrol şoklarına tepki olarak enerji yoğunluğunun düşürmek için ciddi önlemler almış ve bunda da kısmen başarılı olmuştur. Ülkeler politikalarını petrol kullanımını azaltma yönünde oluşturmaktadır.

Spekülasyonlar: Spekülasyonların uzun vadede ortalama fiyat seviyesini etkileyebilmesi hususunda bir şey söylemek zor olsa da kısa vadeli fiyat dalgalanmalarında rollerinin olduğunu söylemek mümkündür. Kaufmann ve Ullman (2009), petrol fiyatlarının spot piyasada oluştuğunu; vadeli işlemler piyasasında oluşan fiyatlar ile spot fiyatlar arasında çok zayıf bir ilişki olduğunu tespit etmiştir. Kaufmann ve Ullman (2009), arz-talep gibi temel/yapısal faktörlerin fiyat oluşumunda belirleyici olduğunu ancak spekülasyonların bu fiyatları artırdığını/azalttığını (exacerbated) belirtmektedir.

Petrol fiyatlarının spekülasyona açık hale gelmesinde, petrolün yatırım aracı olarak tanımlanması büyük rol oynamıştır. Spekülatörlerin kısa vadeli ve kâr amaçlı işlemleri, volatiliteyi artırmaktadır. Volatilitenin artması ise, öngörülebilirliği azaltır ve yatırım kararları üzerindeki olumsuz etki doğurur.

Jeopolitik sebepler: Petrol üreten ülkelerdeki siyasi belirsizlikler, savaşlar ve terörist faaliyetler gibi jeopolitik sebepler, arz kesintisi beklentisine yol açarak spekülatif hareketlere zemin hazırlamakta ve petrol fiyatları üzerinde kısa ve orta vadede etkili olmaktadır. Artan jeopolitik riskler, aynı zamanda artan sigorta maliyetleri yolu ile kısa ve orta vadeli petrol fiyatlarını etkilemektedir. Uluslararası finans çevreleri istikrarsız ve iç çatışmaların yoğun olduğu bölgelerdeki yeni petrol yatırımlarını riskten dolayı finanse etmek istememekte (Tsoskounoglou vd., 2008: 3798), bu durum dolaylı olarak fiyatlara yansımaktadır.

Stoklar: Gerek net petrol ihraç eden ülkelerin gerekse net petrol ithal eden ülkelerin petrol stokları, kısa vadeli petrol fiyatlarını etkileyen önemli bir unsurdur. Yüksek stratejik stoklar, petrol fiyatlarındaki kısa vadeli istikrarsızlığın azalmasını sağlamaktadır. Bununla birlikte OECD ülkelerinin petrol stokları arttığında; OPEC, petrol fiyatlarının belirli bir seviyenin altına düşmemesi için, petrol üretim kotalarını düşürmekte ve stokların çok fazla artmasına izin vermemektedir.

Yedek üretim kapasitesi: OPEC üyesi ülkeler dışındaki petrol üreticisi ülkelerde bulunmayan yedek üretim kapasitesi, kısa vadeli fiyatları etkileyen önemli faktörlerden birisidir. OPEC’in yedek üretim kapasitesinin yaklaşık %75’i Suudi Arabistan’ın elindedir. Yedek üretim kapasitesi, arz-talep dengesizliklerinde faaliyete geçirilmekte ve stoklarla birlikte piyasaları dengelemede önemli rol oynamaktadır.

16

Page 17: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Doğal felaketler: ABD’nin ana petrol ve doğalgaz üretim sahalarının bulunduğu Meksika körfezi ve güney kıyılarını vuran Katrina ve Rita kasırgaları örneğinde olduğu gibi, doğal felaketler kısa vadede petrol arzını, dolayısıyla fiyatları etkilemektedir.

Alternatif enerji kaynaklarının fiyatları: Her ne kadar alternatif enerji kaynaklarının fiyatları, doğalgaz örneğinde olduğu gibi petrol fiyatları ile paralellik gösterse ve tam ikame olmasa da petrol fiyatlarını orta ve uzun vadede etkilemektedir.

ABD dolarının değeri: Petrolün ABD doları üzerinden fiyatlandırılması nedeniyle, doların değerinin değişmesi, petrol fiyatlarını etkileyen bir diğer faktördür.

Çevresel etkiler: Petrol ürünleri kullanımının çevreye verdiği zarar nedeniyle artan çevresel regülâsyonlar ve çevre vergileri, petrol kullanımını ve yatırım kararlarını, dolayısıyla fiyatları uzun vadede etkiler.

PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞ VE NEDENLERİ

Üretim için büyük önem arz eden hammaddelerden biri olan petrolün fiyatındaki değişim geçmişten günümüze yakından takip edilen çok önemli bir husustur. 1973 yılından küresel krize kadar olan dönemde petrol fiyatları sürekli artış eğiliminde olmuştur. Küresel krize kadar 2000’li yıllarda başta Çin olmak üzere küresel talepteki yüksek büyümeye bağlı olarak petrol talebi artmış ve bu durum diğer küresel koşullarla birleşince petrol fiyatları hızla yükselmiştir (Maliye Bakanlığı Yıllık Ekonomik Rapor 2015).

2008 yılı küresel finansal krizi öncesi zirve yapan fiyatlar, bu yıldan sonra arz ve talep yönlü faktörlerin etkisi ile düşmeye başlamıştır. Brent tipi petrolün varil fiyatı 2000’li yıllardan 2008’in ikinci yarısına kadar olan süreçte 23 dolar eviyelerinden 145 dolar seviyelerine kadar çıkmış, ardından patlak veren küresel krizle birlikte fiyatlarda düşüşler meydana gelmiştir. 2015 yılıyla birlikte ise küresel arz fazlası sorununun baş göstermesiyle varil fiyatı 25 dolar civarına kadar gerilemiştir (Maliye Bakanlığı Yıllık Ekonomik Rapor 2015).

Bu hızlı gerilemenin arkasında yatan nedenleri arz ve talep yönlü olarak iki başlık altında ele alabiliriz (Maliye Bakanlığı Yıllık Ekonomik Rapor 2015).

Arz Yönlü Faktörler

17

Page 18: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

ABD’de gelişen teknoloji koşulları ile birlikte kaya gazı üretimi ve bitümlü şist yağı (killi şişten üretilen petrol) üretimi artmıştır. Bu da ABD’yi küresel petrol üreticileri listesinde ilk sıraya taşımıştır. 2012 yılı sonu itibarıyla ABD’nin toplam petrol üretimi en büyük petrol üreticisi olan Suudi Arabistan’ı geride bırakmıştır. ABD’deki bu üretim artışı hem dünyada arzı artırmış hem de ülkenin petrol ithalatını azaltmıştır. 1980 yılında petrol fiyatları düşerken OPEC bunu engellemek için üretimi kısmış ancak bunun sonucunda fiyatlar yükselmemiş, OPEC ülkeleri pazar paylarını kaybetmiştir. Buna karşın OPEC 2014 yılı Kasım ayı toplantısında üretimi kısmayacağını açıklamıştır. Bunun arkasında piyasa payını kaybetmeme amacı ve ABD ile Suudi Arabistan arasındaki rekabetin olduğu düşünülmektedir. Yaşanan jeopolitik sorunlara rağmen Irak ve Libya üretimi kısmamış ve küresel petrol arzına neredeyse ABD ile eşit derecede katkı sağlamıştır (Maliye Bakanlığı Yıllık Ekonomik Rapor 20159).

Brezilya’nın offshore üretim sahalarında gerçekleştirdiği rezerv keşifleri 2014 yılında dünya petrol arzına ABD’den sonra en büyük katkıyı sağlamıştır. Batının İran’a yönelik yaptırımları kaldırmasıyla ülkenin petrol üretiminin günlük 1 milyon varil olacağı ve küresel petrol arzını artıracağı öngörülmektedir (Maliye Bakanlığı Yıllık Ekonomik Rapor 20159).

Talep Yönlü Faktörler

Küresel büyümedeki düşüş ile birlikte petrol talebi de azalmıştır. Talebin azalması fiyatlarda aşağı yönlü baskıları artırmıştır. Dünyanın en büyük petrol tüketicisi olan ABD’de petrol üretiminin artması ile petrol ithalatı azalmıştır. Petrol tüketiminde ABD’den sonra gelen Çin’in son on yıldır ortalama büyümesi yüzde 10 iken bu yıl yüzde 7 büyüyeceği öngörülmektedir. Çin ekonomisinde yaşanan yavaşlama petrole olan talebi azaltmakta dolayısıyla fiyatları düşürmektedir. Avro Bölgesi yavaş yavaş toparlansa da hala ekonomik durgunluk devam etmekte buna bağlı olarak da petrol talebi düşük seviyelerde seyretmektedir. Japonya’nın talebi resesyon nedeniyle düşük seyretmektedir.

Özellikle gelişmiş ülkelerde alternatif enerji kaynaklarının gelişmesi ve enerji verimliliğinin artması petrole olan bağımlılığı azaltmıştır. Küresel bazda birincil enerji arzının içinde petrolün payı yüzde 50’den yüzde 30’lara düşmüştür. ABD ekonomisindeki toparlanmaya bağlı olarak Fed’in faiz oranlarını artıracağı beklentisi doların değerini artırmaktadır. ABD doları ile petrol fiyatları arasındaki negatif ilişkiye bağlı olarak doların değerlenmesi petrol fiyatlarını düşürmektedir (Maliye Bakanlığı Yıllık Ekonomik Rapor 20159).

18

Page 19: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

TÜRKİYE VE PETROL

Türkiye'de petrol aramacılığının kökleri Osmanlı dönemine kadar uzanır. İlk sondajlı arama faaliyeti, İskenderun civarında Çengen'de 1890 yılında delinen ve gaz emarelerine rastlanan sığ kuyulardır. (Gümüş ve Altan.,1995). Trakya'da Ganos civarında 1898 yılında delinen sığ kuyularda petrol ve gaz emarelerine rastlanmıştır. Yabancı şirketler ortaklığıyla 1914 yılında kurulan Turkish Petroleum Company Musul'da petrol aramaya başlayacakken Birinci Dünya Savaşı çıkınca faaliyetini durdurmuştur. Cumhuriyetin kuruluşunu takiben, Hükümet, Türkiye sınırları içindeki petrol kaynaklarını bizzat kendisinin araştırmasını ilke olarak kabul etmiştir. Bu amaçla 24 Mart 1926 tarihinde kabul edilen 792 sayılı Petrol Yasası ile Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bütün petrol ve petrol bileşiklerinin tabi olduğu madenlerin aranması ve işletilmesi hakkı Hükümete verilmiştir. Bu dönemde ilk jeolojik etütler başlamış olmasına rağmen, önemli sayılacak arama faaliyetleri 20 Mayıs 1933 tarihinde 2189 sayılı yasa ile Petrol Arama ve İşletme İdaresi'nin kuruluşundan sonradır. Midyat civarında 13.10.1934 ile 15.6.1936 tarihleri arasında 1351 metreye kadar delinen Baspirin−1 arama kuyusu Türkiye'de delinen ilk derin kuyu olarak kabul edilir (stradigma.com, aylık strateji ve analiz e-dergisi, Ağustos 2003, sayı 7).

Türkiye’de Petrolün Kısa Tarihi

1890: İlk sondaj faaliyeti, İskenderun’un Çengen yöresinde gerçekleştirildi.

1926: 792 sayılı ilk Petrol Kanunu yürürlüğe girdi.

1940: Batman’da açılan Raman-1 kuyusunda Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk petrol keşfi yapıldı.

1945: Batman Rafinerisi faaliyete geçti.

1954 Petrol Kanunu çıkarıldı ve hemen ardından TPAO kuruldu.

1954 – 73: Yeni Petrol Kanunu, uluslararası alanda Türkiye’ye ilgiyi artırdı. Yerli ve yabancı şirketlerin yatırım dalgası sayesinde petrol üretimi günde 70.000 varili aştı.

1974 – 83: 1702 sayılı Petrol Reformu Kanunu’nda getirilen kısıtlamalar yüzünden birçok şirket yatırımlarını başka ülkelere kaydırdı.

1984 – 91: Liberal düzenlemeler sayesinde yatırımlar yeniden hız kazandı; petrol üretimi kısa sürede 2,5 katına çıkarak zirve noktası olan yılda 4,4 milyon tona ulaştı.

1992 – 2008: Kanunun bazı hükümlerinin mahkeme kararlarıyla iptali ve diğer bazı nedenlerin de etkisiyle üretim yarı yarıya düştü ve her geçen yıl düşmeye devam ediyor.

19

Page 20: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

(www.petform.org.tr/images/yayinlar/sunum_ve_konusmalar/1_world_energy_outlook.pdf)

TÜRKİYE PETROL REZERVİ NE KADAR?

2015 yılı yurtiçi üretilebilir petrol rezervi 388,5 milyon varil (52,5 milyon ton) olup, yeni keşifler yapılmadığı takdirde, bugünkü üretim seviyesi ile yurtiçi toplam ham petrol rezervinin 21 yıllık bir ömrü bulunmaktadır. 2015 yılında ham petrol talebinin %7‘si (Türkiye ham petrol tüketimi 2014 ortalaması 724,000 varil/gün) yerli üretimle karşılanmış, doğal gazda ise bu oran %1 olarak gerçekleşmiştir (Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı).

Yurdumuzda petrol aramacılığının yapılmaya başlandığı yıldan 2015 yılı sonuna kadar 2788 arama kuyusu ve 1902 üretim, enjeksiyon ve geliştirme kuyusu açılmış ve irili ufaklı 79 doğal gaz sahası ile 137 petrol sahası keşfedilmiştir (Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı).

2015 yılında toplam 2,5 milyon ton petrol üretilmiş olup, günümüze kadar toplam 147,2 milyon ton petrol üretimi gerçekleştirilmiştir (Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı).

Ülkemizde 2015 yılında, 27,7 adam/ay jeolojik saha çalışması, 46,4 ekip/ay jeofizik saha çalışması gerçekleştirilmiş, 31 adet arama kuyusu, 7 adet tespit kuyusu, 24 adet üretim kuyusu olmak üzere toplam 62 adet kuyu açmış olup 136229 metre sondaj yapılmıştır. Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artış ve gelişen teknolojiye paralel olarak azalan üretim maliyetleri, Karadeniz Havzasını petrol şirketlerinin ilgi odağı haline getirmiştir (Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı).

Her geçen gün artan petrol ve doğal gaz ihtiyacının yurtiçi kaynaklardan karşılanması yönündeki faaliyetler kapsamında, ülkemizin yeterince aranmamış basenlerinde ve özellikle Karadeniz ve Akdeniz'deki deniz alanlarında yapılan çalışmalar büyük bir ivme kazanmıştır. Son yıllarda deniz sondaj teknolojisindeki gelişmelerin, su derinliklerinin fazla (1.000-2.000 m) olduğu alanlarda arama ve üretim imkanlarını ortaya çıkarması ile denizlerimizde hidrokarbon aramacılığının yapısı hızla oluşturulmuştur. Özellikle, son yıllarda yapılan çalışmalarla Karadeniz ve Akdeniz’in hidrokarbon potansiyelini ortaya çıkartmak adına önemli adımlar atılmıştır (Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı).

Diğer taraftan, tüm dünyada doğal gaz piyasası dinamiklerini yeniden şekillendiren kaya gazının (shale gas) Türkiye'de aranmasına ve üretimine yönelik çalışmaların Güneydoğu Anadolu bölgesinde gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi haricinde, işletme anlaşması

20

Page 21: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

kapsamına alınmamış ancak önümüzdeki dönemde çıkarılması gündeme gelebilecek, Trakya Havzasının Hamitabat ve Mezardere bölgelerinde de önemli miktarlarda çıkarılabilir kaya gazının bulunduğu tahmin edilmektedir (Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı).

TÜRKİYE'DE AKARYAKIT FİYATLARI

Türkiye petrol ithalatçısı bir ülke olduğundan dolayı ham petrol fiyatları Türkiye’deki akaryakıt fiyatları üzerinde etkili bir konumdadır. Petrol piyasasında ham petrol Amerika Doları üzerinden alınıp satıldığından dolayı Dolar kurundaki bir artış veya azalış Türkiye’de akaryakıt fiyatlarını etkilemektedir. Ayrıca Türkiye’de akaryakıt fiyatları üzerinde etkili olan (hatta en etkilisi) kalem vergi kalemidir. Ülkemizde akaryakıttan alınan maktu vergilerden dolayı petrol piyasasında ham petrolün varil fiyatı aşağı yönlü bir seyir izlese ve bunun yanında Dolar kuruda Türk Lirası karşısında Değer kaybetse bile Ülkemizde ki yüksek vergi oranlarından dolayı akaryakıt fiyatları belli bir fiyatın altına inmez.

Günümüzde ham petrol fiyatları 30 dolarlara kadar inmesine rağmen ülkemizde neden hala akaryakıta çok para ödüyoruz veya petrol düşüyor ama akaryakıt fiyatları neden düşmüyor?

Bu sorunun cevabı çok basit! Çünkü petrol fiyatı düşerken oluşan kriz ortamı nedeniyle doların da fiyatı artıyor. Petrolün borsası ABD'de olduğu için Türkiye gibi petrol ithal eden ülkeler ithalatı dolar üzerinden yapıyor. Dolar da arttıkça petrolün düşen fiyatını dengelemiş oluyor. Şöyle örnekleyelim; 1 birim petrolü 10 dolara alırken şimdi 5 dolara alıyoruz. Ama petrol 10 dolarken kur 1.5 lira idi ve 1 birim petrolün bize 15 liraya mal oluyordu. Şimdi ise petrol 5 dolar olsa da dolar/TL kuru 3 lira... Yani aynı 1 birim petrol için yine 15 lira ödüyoruz. Aslında denklem çok basit! Görüldüğü gibi petrol fiyatı yarı yarıya düşse de dolar artmaya devam ettikçe petrol ithal eden ülkelerde fiyatların ucuzlaması sadece bir hayal!

Petrol piyasasına göz atıp ülkemizde akaryakıt fiyatlarının nasıl oluştuğuna ve Avrupa Birliği ülkeleri ile Türkiye akaryakıt fiyatlarını vergisiz ve vergili olarak karşılaştıralım.

PETROL PİYASASIŞubat Ayında Uluslararası Piyasalarda ve Türkiye’de Ürün Fiyatlarının Seyri

21

Page 22: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Ülkemizin takip ettiği Platts European Market Scan’da, CIF MED (Genova/Lavera) başlığı altında, benzin ve motorin ürünleri ile Brent tipi ham petrol (FOB) için yayımlanan fiyatlar Şekil-1’de sunulmuştur. Söz konusu veriler TL/LT’ye çevrilerek Şekil-2’de sunulmuştur.

Şekil-1 ve Şekil-2’den anlaşılacağı üzere, her üç ürünün fiyatları uluslararası piyasada Şubat ayında dalgalı bir seyir izlemiştir.

Ülkemizin takip ettiği Platts European Market Scan’da fiyatlar günlük olarak yayımlanmakta iken, ülkemizde fiyatlar günlük değiştirilmemekte, dolar/TL kurundaki değişimler de dikkate alınarak belli bir formülasyona göre yansıtılmaktadır. Bu çerçevede, yurt içi 95 oktan kurşunsuz benzin ve motorinin vergisiz fiyatlarının seyri Şekil-3 ve Şekil-

22

Page 23: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

4’te sunulmuştur (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Petrol Ve Lpg Piyasası Fiyatlandırma Raporu Şubat 2016).

Şubat ayı boyunca uluslararası piyasadaki fiyatlara bağlı olarak benzin ve motorin fiyatları ülkemizde değişim göstermiş ve vergisiz bayi satış fiyatı ortalaması 95 oktan kurşunsuz benzin için 1,30 TL/LT, motorin için ise 1,27 TL/LT olarak gerçekleşmiştir (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Petrol Ve Lpg Piyasası Fiyatlandırma Raporu Şubat 2016).

2016 Şubat Ayı Benzin ve Motorin Fiyat Oluşumu (İstanbul Avrupa Yakası)

23

Page 24: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Bu bölümde, gösterge niteliğinde olması açısından, İstanbul Avrupa Yakasında oluşan benzin ve motorinin vergili fiyatlarının Şubat ayı boyunca nasıl seyrettiği ve nihai fiyat içerisindeki payların dağılımı incelenmektedir (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Petrol Ve Lpg Piyasası Fiyatlandırma Raporu Şubat 2016).

Benzin Türleri Fiyat Oluşumu (İstanbul Avrupa Yakası - Bir Litre)

Halihazırda resmi olarak tanımlı benzin türleri “Kurşunsuz Benzin 95 Oktan”, “Kurşunsuz Benzin 95 Oktan (E10)”, “Kurşunsuz Benzin 98 Oktan” ve “Kurşunsuz Benzin 98 Oktan (E10)” olmak üzere dört adettir. Ancak, bu ürünlerden sadece 95 oktan kurşunsuz benzin akaryakıt istasyonlarında yaygın olarak satılmakta, bu ürün de standart ve farklılaştırılmış olmak üzere tüketiciye iki farklı şekilde sunulmaktadır. Bu ürünlerin pay dağılımı Tablo-1’de ve Şekil-5’te yer almaktadır. (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Petrol Ve Lpg Piyasası Fiyatlandırma Raporu Şubat 2016).

Ay Ürün

Ürün Fiya

Toptancı Marjı

Gelir Payı

Dağıtıcı ve Bayi Marjı

Toplam Verg

Nihai Satı

Şubat K.Benzin 95 Oktan* 0,82

0,04

0,00268 0,43

2,80

4,10K.Benzin 95 Oktan

(Diğer)*0,82

0,04

0,00268 0,44

2,81

4,12

Ocak K.Benzin 95 Oktan* 0,94

0,05

0,00268 0,43

2,83

4,25K.Benzin 95 Oktan

(Diğer)*0,94

0,05

0,00268 0,44

2,83

4,26Tablo-1: Benzin Türleri Fiyat Oluşumu (TL/LT)

Tablo-1 ve Şekil-5 incelendiğinde, 4,10 TL/LT düzeyindeki nihai fiyatın %68,37’lik kısmının vergi, %20,06’lık kısmının ürün maliyeti ve %11,57’lik kısmının ise piyasada faaliyet gösteren şirketlerin brüt kar marjı olduğu görülmektedir(Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Petrol Ve Lpg Piyasası Fiyatlandırma Raporu Şubat 2016).

24

Page 25: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Motorin Türleri Fiyat Oluşumu (İstanbul Avrupa Yakası - Bir Litre)

Halihazırda resmi olarak tanımlı tek motorin türü bulunmaktadır. Akaryakıt istasyonlarında farklı ticari isimlerle satılan motorin türlerinin tamamı halk arasında “Eurodizel” olarak bilinen kükürt miktarı 10 ppm olan motorindir. Uygulamada akaryakıt istasyonlarında ikisi de aynı standartları taşıyan normal motorin ve farklılaştırılmış motorin olmak üzere iki motorin türü bulunmakta olup, bu ürünlerin pay dağılımı

Tablo-2’de ve Şekil-6’da yer almaktadır.

Ay Ürün

Ürün Fiya

Toptancı Marjı

Gelir Payı

Dağıtıcı ve Bayi Marjı Toplamı

Toplam Verg

Toplam Satış Fiyatı

Şubat Motorin ** 0,77 0,02 0,00268 0,48 2,11 3,38Motorin(Diğer 0,77 0,02 0,00268 0,50 2,11 3,40

Ocak Motorin ** 0,76 0,03 0,00268 0,48 2,11 3,38Motorin(Diğer 0,76 0,03 0,00268 0,49 2,12 3,40

Tablo-2: Yurt İçi Motorin Türleri Fiyat Oluşumu

Tablo-2 ve Şekil-6 incelendiğinde, 3,38 TL/lt düzeyindeki nihai fiyatın %62,43’lük kısmının vergi, %22,93’lık kısmının ürün maliyeti, %14,64’lük kısmının ise piyasada faaliyet gösteren şirketlerin brüt kar marjı olduğu görülmektedir. (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Petrol Ve Lpg Piyasası Fiyatlandırma Raporu Şubat 2016).

AB ve Türkiye Şubat Ayı Ortalama Vergisiz Fiyat Karşılaştırılması

Şubat ayı için ülkemizde ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde oluşan vergisiz fiyatlar Tablo-3’te yer almaktadır. Vergisiz fiyatların bileşenleri;

25

Page 26: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

ürün fiyatı, toptancı marjı, dağıtıcı marjı ve bayi marjıdır. (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Petrol Ve Lpg Piyasası Fiyatlandırma Raporu Şubat 2016).

Tablo-3: AB Ülkeleri Vergisiz Ürün Fiyatları (TL/LT)

Ülke

95 Oktan Kurşunsuz

Benzin MotorinAvusturya 1,24 1,23Belçika 1,18 1,16Bulgaristan 1,61 1,52Hırvatistan 1,23 1,24Güney Kıbrıs Rum Yönetimi 1,40 1,42Çek Cumhuriyeti 1,22 1,12Danimarka 1,46 1,50Estonya 1,28 1,28Finlandiya 1,37 1,35Fransa 1,09 1,27Almanya 1,18 1,21Yunanistan 1,48 1,28Macaristan 1,31 1,27İrlanda 1,14 1,24İtalya 1,18 1,30Letonya 1,23 1,28Litvanya 1,27 1,32Lüksemburg 1,32 1,34Malta 1,83 1,86Hollanda 1,21 1,23Polonya 1,15 1,15Portekiz 1,41 1,35Romanya 1,33 1,33Slovakya 1,24 1,22Slovenya 1,05 1,21İspanya 1,30 1,41İsveç 1,33 1,23Birleşik Krallık 1,11 1,12AB 28 Ortalaması 1,20 1,24Türkiye 1,30 1,27

Kaynak: http://ec.europa.eu/energy/observatory/oil/bulletin_e.htm

*İstanbul (Avrupa Yakası)

AB ve Türkiye Şubat Ayı Vergilerinin Karşılaştırılması

26

Page 27: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Ülkemizde akaryakıta uygulanan vergi miktarlarının belirlenmesi Maliye Bakanlığının görev alanına girmektedir. Şubat ayında AB ülkelerinde kurşunsuz benzin ve motorine uygulanan vergi oranları ile litre başına alınan ve büyükten küçüğe sıralanmış vergi miktarları Tablo-4 ve Tablo-5’te sunulmaktadır. (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Petrol Ve Lpg Piyasası Fiyatlandırma Raporu Şubat 2016).

Tablo-4: AB Ülkelerinde Uygulanan Vergiler (95 Oktan Kurşunsuz Benzin)

Ülke Toplam Vergi

Vergi Oranı

Birleşik Krallık 3,13 73,82Hollanda 3,33 73,42İtalya 3,17 72,87Fransa 2,76 71,68İrlanda 2,71 70,38Slovenya 2,49 70,25Almanya 2,77 70,21İsveç 3,09 69,89Belçika 2,70 69,63Portekiz 3,06 68,52Finlandiya 2,98 68,44Türkiye 2,80 68,37AB 28 Ağırlıklı

Ortalaması2,48 67,8

0Yunanistan 3,07 67,40Slovakya 2,49 66,70Danimarka 2,89 66,46Hırvatistan 2,37 65,94Avusturya 2,18 63,83Çek Cumhuriyeti 2,14 63,69Letonya 2,02 62,20İspanya 2,10 61,85Polonya 1,80 61,10Litvanya 1,99 60,94Güney Kıbrıs Rum

Yönetimi2,17 60,8

0Romanya 2,05 60,73Macaristan 1,99 60,40Lüksemburg 1,99 60,23Estonya 1,92 59,90Malta 2,45 57,20Bulgaristan 1,75 52,04Kaynak: http://ec.europa.eu/energy/observatory/oil/bulletin_en.htm

27

Page 28: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Tablo-5: AB Ülkelerinde Uygulanan Vergiler (Motorin)

ÜlkeToplam

Vergi Vergi

Oranı Birleşik Krallık 3,13 73,6

5İsveç 2,75 69,08İtalya 2,75 67,86İrlanda 2,29 64,97Slovenya 2,21 64,59Belçika 2,08 64,21Hollanda 2,21 64,15Fransa 2,26 63,98Finlandiya 2,33 63,23Almanya 2,06 62,93Türkiye 2,11 62,43AB 28 Ağırlıklı

Ortalaması2,04 62,4

1Çek Cumhuriyeti 1,84 62,09Portekiz 2,18 61,81Hırvatistan 1,95 61,17Avusturya 1,85 60,08Slovakya 1,84 60,05Macaristan 1,85 59,30Güney Kıbrıs Rum

Yönetimi2,06 59,2

2Romanya 1,93 59,12Danimarka 2,10 58,39Estonya 1,80 58,35Polonya 1,61 58,31Letonya 1,66 56,44Yunanistan 1,65 56,27İspanya 1,75 55,41Litvanya 1,58 54,49Malta 2,16 53,72Lüksemburg 1,51 53,02Bulgaristan 1,60 51,19Kaynak : http://ec.europa.eu/energy/observatory/oil/bulletin_en.htm

Benzin Türleri için (95 Oktan) : ÖTV 2,1765 TL/LT KDV oranı %18

Motorin Türleri için : ÖTV 1,5945 TL/LT KDV oranı %18

28

Page 29: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

TÜRKİYE VE ENERJİ

Doğalgaz; 32.5

Kömür; 31.5

Petrol; 26.2

Jeo. Isı; 2.8

Hidrolik; 2.8

Odun+Hayvan veBitki A(r)tıkları; 2,6 Güneş; 0.7 Rüzgar; 0.6 İthal Elektrik; 0.3

Türkiye Birincil Enerji Tüketimi (2014) (%)

(Kaynak: Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı)

Türkiye’nin Genel Enerji Dengesi

(1990 – 2014)

1990 2014 Değişim

Toplam Enerji Talebi (Milyon TEP)

52,9 123,94 ↑ %134,31 ↑

Toplam Yerli Üretim (Milyon TEP)

25,6 31,05 ↑ %21,29

Toplam Enerji İthalatı (Milyon TEP)

30,9 97,04 ↑ %214,05↑

Yerli Üretimin Talebi Karşılama Oranı

% 48 % 25,05 ↓ - %47,81 ↓

29

Page 30: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

(TEP: Ton Eşdeğer Petrol anlamına gelir, enerji kaynaklarının tek birim ile ifade edilmesini sağlayan ve enerji, üretim ve tüketim hesaplamalarında kullanılan bir ölçü birimidir.) (Kaynak: Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı)

Türkiye Enerji Ham Maddeleri İthalatı

Enerji maddeleri ithalatı 2013’te , 60 milyar dolara ulaştığı 2012’ye göre gerilemiş ve 55,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu gerileme, 2014’de de sürmüş ve 31.01.2015 tarihli AA haberine göre, enerji ham maddeleri ithalatı, 2013’e göre % 1,8 azalmış ve 54,9 milyar dolar olmuştur. Her ne kadar, Orta Vadeli Program, 2015–2017 dönemi için yıllık ortalama 60 milyar dolar ithalat bedeli öngörmüş ise de, petrol fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle, 2015 için çok daha düşük tutarda bir ithalat yükü söz konusudur. 29.1.2016 tarihli AA haberine göre,2015 enerji maddeleri ithalatı,2015’e kıyasla %37 gerilemiş ve 37,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye 2015’te Enerji İthalatında Dünyada Kaçıncı Sırada?

KAYNAK İTHALAT MİKTARI DÜNYADA KAÇINCI SIRADAYIZ

DOĞAL GAZ 48 MİLYAR M3 5.PETROL 35 MİLYON TON 13.KÖMÜR 30 MİLYON TON 8.PETRO KOK 4 MİLYON TON 4.

Kaynak. http://enerjigunlugu.net/turkiye-enerji-ithalatinda- kacinci_10228.html#.VLt4g0esVkM

PETROL FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMİN TÜRKİYE EKONOMİSİNE ETKİLERİ

Türkiye’nin ekonomik kalkınmasında temel ihtiyaçlar arasında yer alan enerji kaynakları içerisinde petrol, günümüzde yerini ve önemini korumakta ve gelecekte de bu konumu sürdüreceği düşünülmektedir (Bayraç, Uluslararası Petrol Piyasasının Ekonomik Analizi).

1980’den itibaren Türkiye’nin ekonomik yapısı ile bütünleşen enflasyon, petrol fiyatlarının artmasından etkilenen alanların başında gelmektedir. Enflasyon bir çok değişik nedeni olmasına karşın önemli bir girdi olmasından dolayı petrol fiyatlarından önemli ölçüde etkilenen ekonomik bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. (Çınar, 2010, s. 30)

Toplam petrol ihtiyacının ancak %7-8 gibi bir oranını karşılayan Türkiye, petrol tüketimi daha çok ithalata bağlı olan bir ekonomik yapı

30

Page 31: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

göstermektedir. Birincil enerji kaynakları tüketiminde %37’lik payıyla ilk sırada yer alan petrol, ülke ekonomimiz için önemli bir hammadde kaynağıdır. Petrol kullanımının dışa bağlı olduğu ülkemizde, döviz kurlarında ve dünya petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar Türkiye’nin petrolden kaynaklanan dış ödemeler yükünü de artırmaktadır. Örneğin 2005 yılı için öngörülen varıl başına 40 Dolarlık fiyatta meydana gelebilecek 15 Dolarlık bir artış petrol faturamızı yaklaşık 2,5 milyar Dolar artırmaktadır. (Çelik & Çetin, s. 98)

Petrolde %91 ithalata bağımlı olan Türkiye’de bir yandan tüketim artarken diğer yandan da fiyatların yüksek seyretmesi ödediğimiz faturayı büyütüyor. Yükselen petrol fiyatları 2005 yılında dünya ortalama ekonomik büyümesinin yüzde0,8 oranında hız kesmesine yol açmış ve tüm ekonomilerde cari açık sorunu körüklenmiştir. Petrol fiyatlarının artması maliyetlerin yani sıra dış dengede de hasar meydana getirmektedir. Maliyet artışları da enflasyonu yoğun bir şekilde etkilemektedir. Ayrıca petrol fiyatlarının petrol türevi ürünlere getirdiği etki de enflasyonu yükseltmektedir. Enerji ithalatının önemli kısmını petrolün oluşturduğu Türkiye, petrol fiyatlarındaki artışlar sonucunda miktar olarak daha az petrol alımı yapmasına rağmen daha fazla para ödemek zorunda kalıyor. Bu durumda da ödemeler dengesi yine büyük açıklar veriyor ve ekonomik darboğazlar yaşanıyor (Yetim, 2007, s. 14)

Ülkemiz özellikle petrol ithalatından doğan dış ticaret açığını kapatabilmek için petrol üreten ülkelere daha çok mal satma yollarını arıyor ve açığı bu şekilde gidermeye çalışıyor. Türkiye’nin ithalat değerindeki artış, ithal edilen petrol miktarındaki artıştan değil petrol fiyatlarındaki artıştan kaynaklanıyor. Petrol fiyatlarındaki yükseliş ülkemizden döviz çıkışını da arttırıyor. Enerji tasarrufu ise ekonominin büyüme hızının düşesi anlamına gelecektir. TL’nin döviz karşısında değerinin düşürülmesi yanı sıra faiz oranlarının yükseltilmesi ve sıcak paraya vergi konulması kısa dönemde alınabilecek geçici önlemleri oluşturuyor. Ancak kalıcı çözümler, enerji üretim ve kullanımında dışa bağımlılığı azaltacak yeni yatırımlar ile enerji çeşitliliğini arttıracak stratejilerin üretilmesinden geçiyor. (Yetim, 2007, s. 15)

Petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye ekonomisine enflasyon açısından olumlu bir etki yaratacaktır. Merkez Bankası’nın tahminlerini baz alacak olursak petrol fiyatlarındaki her 10 Dolar düşüş tüketici fiyatları enflasyonunu yüzde 0,45 civarında düşürmektedir. Petrol fiyatlarındaki düşüş öncesi 2015 yılı piyasa enflasyonu beklentisi %7,5’lar seviyesine gerilemiştir. Petrol fiyatlarındaki düşüşünde etkisiyle enflasyonun %6’lara doğru gerileme ihtimali artmış görünüyor. Petrol fiyatlarındaki düşüş sadece Türkiye’de değil büyün dünyada enflasyonu baskı altına almaya

31

Page 32: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

adat görünüyor. Böyle bir gelişme, merkez bankasının para politikasında görece gevşek duruşunu destekleyecektir. (Aslanoğlu, 2014)

Petrol fiyatlarındaki düşüşün diğer makroekonomik etkisi, artacak tüketim talebiyle büyüme zerinde beklenir. Türkiye’de petrol fiyatlarında dolaylı vergilerin ağırlığını düşündüğümüzde tüketicinin güçlü harcanabilir gelir artışı çok olası görünmüyor. Fakat yaşanan gelişmelerin Türkiye ekonomisinin büyümesi üzerine dolaylı etkileri olabilir. (Aslanoğlu, 2014)

SONUÇPetrol günümüzün tartışmasız bir numaralı enerji kaynağıdır ve

hayatımızın her alanında, ulaşımdan temizliğe, eczacılıktan boya ve plastiğe kadar, Petro-Kimya ürünleri büyük bir yer tutmaktadır. Petrole olan bu ihtiyaç, 20. yüzyılın başından itibaren Ortadoğu’nun kaderini belirlemiş ve bölgedeki siyaset petrole dayalı olarak şekillenmiştir.

Petrolün 155 yıllık tarihinde meydana gelen çatışmalar, savaşlar, uluslararası siyasi krizler ve küresel ekonomideki gelişmeler petrol fiyatlarının inişli çıkışlı bir seyir izlemesine sebep olmuştur. Fiyat dalgalanmalarından kimi zaman petrol ihraç eden ülkeler kazançlı çıkmışken günümüzde savaşlar ve siyasi krizlerden dolayı petrol ithal eden ülkeler kazançlı çıkmaktadır.

Rusya ve Venezüella gibi gelirleri petrole bağlı ülkeler, düşüşten büyük zarar görürken, Türkiye gibi petrol ithal eden ülkeler ise cari açıklarında meydana gelen düşüş nedeniyle bu süreçten karlı çıktı.

Petrol fiyatları, serbest piyasada arz-talep dengesi temelinde oluşmaktadır. Ancak, kısa ve uzun dönemde arz-talep dengesini, dolayısıyla fiyatları etkileyen birçok faktör bulunmaktadır.

1940 yılında Batman’da Raman-1 kuyusunda Türkiye Cumhuriyetinin ilk petrol keşfi yapıldı ve bu Türkiye’nin petrol serüveninin ilk adımı olmuştur. Daha sonra çıkarılan kanunlarla ve TPAO’nun kurulması ile petrol arama faaliyetleri artmış 70’li yıllarda günlük üretim 70,000 varile çıkmıştır. 1974 yılından sonra yapılan 1702 sayılı Petrol Reformu Kanunu’nda getirilen kısıtlamalar yüzünden birçok şirket yatırımlarını başka ülkelere kaydırdı. 1984 – 1991 yılları arasında Liberal düzenlemeler sayesinde yatırımlar yeniden hız kazandı; petrol üretimi kısa sürede 2,5 katına çıkarak zirve noktası olan yılda 4,4 milyon tona ulaştı. 1992 – 2008: Kanunun bazı hükümlerinin mahkeme kararlarıyla iptali ve diğer bazı nedenlerin de etkisiyle üretim yarı yarıya düştü ve her geçen yıl düşmeye devam ediyor.

Günümüzde Türkiye’nin günlük ham petrol ihtiyacı 700 bin varili aşmış durumda ve bu miktarın ancak %7 lik kısmını yerli imkanlar ile karşılayabiliyor geriye kalan %93 lük kısmı ithal etmek zorunda kalıyoruz.

32

Page 33: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Yaşanan savaşlar ve siyasi krizlerden dolayı uluslararası arenada ham petrol fiyatları son yılların en düşük seviyelerinde izlemektedir. Buda petrol ithal eden bir ülke olan Türkiye için olumlu bir gelişmedir. Düşen ham petrol fiyatları Türkiye’nin cari açığını önemli ölçüde düşürmesine rağmen düşen petrol fiyatları ülke içinde akaryakıt fiyatları üzerinde çok ciddi bir gerileme yaratmamıştır. Bunun başlıca iki nedeni var. Birincisi, petrol fiyatları aşağı yönlü bir seyir izlemesine rağmen Amerika Dolarının değer kazanması ve ikinci neden ki en önemli neden budur, akaryakıt üzerinden alınan maktu vergiler.

Türkiye enerji ithalatçısı konumunda bir ülkedir. 2015 yılında 48 milyar metreküp doğalgaz ithali ile dünyada 5. sırada, 35 milyon ton petrol ithali ile 13. sırada, 30 milyon ton kömür ithali ile 8. Sırada ve 4 milyon ton petro kok ile dünyada 4. sırada yer almaktayız.

Enerji maddeleri ithalatımız 2013 yılından beri bir gerileme trendi içindedir. Bunun nedeni düşen petrol fiyatlarıdır. 2015-2017 dönemi için yıllık ortalama 60 milyar dolar ithalat bedeli ön görülse de düşen petrol fiyatlarının etkisiyle bu rakamlar daha aşağı düşecek gibi görünüyor.

KAYNAKÇAHikmet Uluğbay, IPETGAS Kongresi, 16.05.2013, Ankara

http://www.brentpetrol.com/petrol-fiyatlari-ve-petrol-fiyati-grafigi/

BP Statistical Review Of World Energy, June 2015

Enerji Ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı

Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, Yıl:2012, C:4, S:2, s. 117-124

Adelman, 1984; Adelman, 1992; Gülen, 1999; Bentzen, 2007

Hansen ve Lindholt, 2008: 2951

Kaufmann, 2004: 88

Demirer ve Kutan, 2010: 1476; Lin ve Tamvakis, 2010: 1013-1014

Coleman, 2012: 324

Horn, 2004: 270-271

De Santis, 2003: 172

Hamilton, 2009: 180-196-204

Adelman ve Watkins, 2008: 9

Gholz ve Press, 2007: 333

Page 34: Ham petrol fiyatları_a.bugdayci

Tsoskounoglou vd., 2008: 3798

Maliye Bakanlığı Yıllık Ekonomik Rapor 2015

stradigma.com, aylık strateji ve analiz e-dergisi, Ağustos 2003, sayı 7

www.petform.org.tr/images/yayinlar/sunum_ve_konusmalar/1_world_energy_outlook.pdf

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Petrol Ve Lpg Piyasası Fiyatlandırma Raporu Şubat 2016

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Petrol Ve Lpg Piyasası Fiyatlandırma Raporu Şubat 2016

Aslanoğlu, E. (2014, Aralık 12). Aljazeera. Kasım 29, 2015 tarihinde aljazeera.com.tr/gorus/petrol-fiyatlarindaki-dususun-etkileri-kim-kazaniyor-kim-kaybediyor adresinden alındı

Bayraç, H. (tarih yok). Uluslararası Petrol Piyasasının Ekonomik Analizi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü. Eskişehir.

Çelik, T., & Çetin, A. (tarih yok). Petrol Fiyatlarının Makroekonomik Etkileri;Türkiye Ekonomisi İçin Ampirik Bir Uygulama.

Çınar, E. (2010, Ocak). Petrol Fiyatlarının Türkiye Ekonomisine Etkileri. Kahramanmaraş: Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Üniversitesi İktisat Yüksek Lisans Tezi.

Yetim, A. (2007, Aralık). Petrol Fiyatlarındaki Dalgalanmalar ve Türkiye Ekonomisi. Ekim 29, 2015 tarihinde Ar&Ge Bülteni: izto.org.tr/portals/0/iztogenel/dokumanlar/petrol_fiyatlarindaki_dalgalanmalar_ve_turkiye_ekonomisi_a_yetim_26.04.2012%2021-28-49.pdf adresinden alındı.

34