47
I stanbul Şaiikulu S ultan D ergahi YAYINLARI j ALEVILER'DE SEMAH NEDiR SULTAN DERGAHI YAYINLARI

Alevilik'te semah

Embed Size (px)

DESCRIPTION

semah'ın alevilikte yerine dair yazılmış kitap. http://www.sahkulu.com şahkulu sultan dergahı

Citation preview

Page 1: Alevilik'te semah

I s t a n b u l Şa i ik u l u Su l t a n D e r g a h i

YAYINLARI

j •

ALEVILER'DE SEMAH

NEDiR

İSTANBUL ŞAHKULU SULTAN DERGAHI

YAYINLARI

Page 2: Alevilik'te semah

Alevilerde Semah

BU BROŞÜR ŞAHKULU SULTAN DERGAHI BİLİM KURULUNCA HAZIRLANMIŞTIR

Page 3: Alevilik'te semah

Aleviler’de Semah

“Bizim Semahımız İlâhi Bir Aşktır”

ŞAHKULl! SULTAN DERGAHI YAYINLAR!

EĞİTİM DİZİSİ: 2

Page 4: Alevilik'te semah

İSTANBUL ŞAHKULU SULTAN DERGAHI İmar Ranıis Tekke Altı Sokak No: ti Göulepe/İstanLml

Tel.: (0210)308 55 25 (0210) 368 30 71

Fax: (0210)385 04 40 E-mail: sahcevriö'gmail.com

4

Page 5: Alevilik'te semah

İÇİNDEKİLER

ALEVİLER’DE SEMAH.............................................. 7SEMAHLAR ÜSTÜME..............................................10KIRKLAR CEMİ ve SEMAHI....................................13“ BİRİMİZ KIRK, KIRKIMIZ BİRDİR BİZİM...” ..........14ALEVİLER'DE SEMAH NEDİR?............................. 19SEMAHIN BAZI ÖZELLİKLERİ...............................22SEMAH TÜRLERİ.....................................................26ALEVİLİK’TE İNSAN............................................... 36ALEVİLER’DE KADIN............................................. 40ALEVİLER’DE SANAT............................................44

5

Page 6: Alevilik'te semah

ALEVİLER’DE SEMAH

“Bir Avrupalı olarak Bektaşi semahlarına baktığım zaman neler gördüğümü ve neler his­settiğimi size gönlümce tek tek anlatmak iste­dim.

İlkin bir önyargı içindeydim. Ama daha ilk semahı seyrederken bir şok geçirdim. Çünkü dünyanın neresinde olursanız olun, hangi halk danslarını seyrederseniz seyredin, mutlaka be­ğenirsiniz, seversiniz, ancak bu dansları rahat koltuğunuzdan sadece seyredersiniz. Ama bu semahta öyle değil, daha ilk anda müzik sizi kendi iç ritmiyle büyülüyor ve giderek oturdu­ğunuz yerde semaha katılıyorsunuz. Aslında yerinizdesiniz, ama değilsiniz, ayağınız, kolları­nız semahçılarla eş, yüreğiniz onlarla aynı coş­kuda ve semaha katılıp gitmişsiniz.

Bütün bunlar, farkında olmadan, yani si-

7

Page 7: Alevilik'te semah

zin elinizde olmadan oluşuyor. Semahlarda so­lo yok, yani oyunu yöneten ne bir kadın var ne de bir erkek. Alçak gönüllüğün böylesi, sıra­danmış gibi gözükmesi, doğallığı, bütün dün­ya danslarını imrendirecek bir biçimde, hele hele kadın ve erkek ayrımı yapmaması; eşitli­ği, kadına erkeğe değil, insana verilen saygıyı hayranlıkla izliyorsunuz. Bu semahlar ne bir danstır ne de ritüeldir. Bu semahlar insanın bu dünyadaki varlığını anlatan dans destanları­dır. İçi insan sevgisiyle dolup taşan destanlar dizisi. Benim destan tasfirim de başkadır. Han­g i topluluğun destanına bakarsanız bakın, mutlaka bir ok, bir yay, bir kavga, bir savaş...

Ama bu destanda kavgadan, savaştan, eser yoktur. Sevgi vardır, aşk vardır, kardeşlik vardır, hayatı her yönüyle paylaşma vardır. Mutlaka hayatta acılar vardır. Ama semahlar­daki acılar, insan yüreğinin bir yaşam coşku­sudur. Öldürücü, yokedici değildir. Hele ben­cillik, övünme hiç yoktur. Semahlarda toplu­luk kutsaldır. O toplulukta herkes saygındır. Herkes birbirinin koruyucusudur. İşte semah­ları seyrederken bu özlemleri yüreğinizde du­yuyorsunuz, insan olduğunuzu, var olduğu­nuzu anlıyorsunuz. ”

8

Page 8: Alevilik'te semah

Bu sözcükler uzun yıllardır Türkiye’de ya­şayan Mimar Sinan üniversitesi bale hocası Prof. Dr. Editha Almaçık’a aittir. Aleviler’in cemlerinde döndükleri semah modern dansın öğretmenini bile bu duygularla etkilemiş.

Bu küçük kitapçıkta Semahın ne olduğunu sîzlere anlatmaya çalışacağız. Semah, Alevile- rin ibadeti olan Cemde kadın ve erkek canla­rın dedenin işareti ile Cem’in ilerleyen saatinde kendilerini müziğin ritmine vererek meydana atmaları ve içlerinden geldiği gibi dönmeleri, transa geçmeleri adeta ayrı bir dünyaya turna­lar gibi uçmalarıdır. İşte semah; dönenlerin duygularının dorukta olduğu, duygu selinin akıp gittiği andır.

Semahta; birincisi müzik vardır. Bu genel­likle bağlamadır. İkincisi bağlamanın çaldığı semah parçaları ile kadın ve erkeğin birlikte kendinden geçercesine dönmesi vardır.

Sanırım, Semahtaki bu duygu selini anlat­mak kadar zor bir an yok gibi geliyor insana... Bu nedenle görmek ya da dönmek gerekiyor galiba...

9

Page 9: Alevilik'te semah

SEMAHLAR ÜSTÜNE...

Cemal ŞENER

Alevi Cem’lerinin benim hayatımda, yetiş­me tarzımda, dünya görüşümün, yaşam felse­femin oluşumunda özel ve önemli bir yeri var­dır.

Köyümüzde, Alevi ve Sünniler birlikte ya­şarlardı. Mahalleler bitişik ama ayrı ayrı idiler. İçiçe değildiler. Bizim ev, köyün büyük odaları bulunan evlerinden biri idi. Annem ve babam Alevi inancına bağlı, dedeleri çok seven ve sa­yan insanlardı. Bu yüzden büyüme çağlarımda (ilk ve orta öğretim) köyümüzde yapılan Cem’lerin birçoğu bizim evde yapılırdı.

Bizim köyde yapılan Cem’lere dedeler ge­nellikle Dersim’den gelirlerdi. “Dersim ola­yında idam edilen Seyit Rıza’nın torunu Polat Dede’nin veya O’nun amcası Düzgün Dede’nin

10

Page 10: Alevilik'te semah

yürüttüğü Cem’ier daha bir görkemli olur, Cemler şafak sökünceye kadar devam ederdi.

Hayatımın daha sonraki döneminde top­lumsal çeşitli haksızlıklara karşı, hak ve özgür­lük mücadelesi verilen daha bilinçli siya- sal/toplumsal yapılanmalar içinde yer aldım. Ama bu Cem’Ierde gördüğüm, coşkuyu, özve­riyi, toplumsallığı, bölüşümcülüğü, insan sev­gisini, karşılıklı saygı ve sevgiyi, ortak bir duy­gu ve düşünce için tüm kitlenin tek vücut ol­masının tadını hep aradım.

Bu Cemlerin beni en çok etkileyen kısmı ise; semah dönüldüğü anlardı. Semah dönen çeşitli yaşlardaki kadın ve erkeklerin büyük bir huşu İçinde kendilerinden geçerek adeta ayrı bir dünyaya yolculuğa çıkmalarının yarattığı tabloyu, ruh halini, o tadı sanıyorum hiçbir profesyonel bale veremezdi. Semah dönenle­rin ve kitlenin adeta ortak yaptığı bu olaydaki coşkuyu, kitlesel tapınmayı/vecd halini, aşk halini anlatabilmek olası değildir. Bu duygu se­li ancak görülebilir ve yaşanabilir. Ama asla tam olarak ne yazılabilir ne de anlatılabiiir. Bu ortam dışında gerçekleşmesi hep eksik geliyor bana...

11

Page 11: Alevilik'te semah

“Allah Allah, Allah Allah, Allah Allah,üçlerin beşlerinGerçek erlerin ve şehitlerinYüzü suyu hürmetineAkşamlar hayrolaŞerler defolaYardımcımız halkolaVarlığımızaBirliğimizeBir olmamızaMerhaba!Merhaba!" *

12

Ruhi Su: Sem ahlar Uzunçalarından.

Page 12: Alevilik'te semah

KIRKLAR CEMİ ve SEMAHI

Kırklar Cemi, Alevi Bektaşi ibadetinin esa­sı olarak kabul edilen Cem ve Semah dönme­nin mitolojik kaynağı varsayılmaktadır. Bu ef­sanevi anlatım; katı, kuralcı, şekilci ibadet bi­çimi olan İslamın Sünni (Hanefi, Şafii v.s.) yo­rumuna karşı farklı bir ibadet biçimidir. Anla­tımda geçen birçok öğe ve verilen mesaj Alevi dünya görüşünün kaynağı sayılır.

Hacı Bektaş Veli Al Horasani; “Semah, Ariflerin aleti, Muhiplerin ibadeti, Taliplerin maksududur. Hakka ki, bizim semahımız oyun değildir, İlâhi bir sırdır, mecazi değildir" der.

13

Page 13: Alevilik'te semah

“BİRİMİZ KIRK, KIRKIMIZBİRDİR BİZİM...”

Kaynaklara göre, “Hz. Muhammet, atı Bu­rak ile bir gece Mirac’a çıkar. Cenab-ı Hak ile 90 bin kelam konuşur. Bunun 30 bini sırrı ha­kikat olup Hz. A li’de kalır.

Miraç’ta Hz. Muhammet’e; süt, bal, ve el­ma verildiği rivayet edilir. Bal aşka, süt sevgi­ye, elma ise dostluğa işaret eder. Muhammet, Mirac’a çıkarken yoluna bir kükremiş aslan çı­kar. Aslan yolunu keser. Gaipten bir ses (nida) gelir. “Parmağındaki yüzüğü aslanın ağzına at­ması” istenir. Muhammet böyle yapar aslan sakinleşir, yoluna devam eder. Muhammet, Cenab ı Hak ile görüştükten sonra şehre dö­ner. Yolda bir dergâha rastlar. Merak edip gidip kapısını çalar.

14

Page 14: Alevilik'te semah

İçerdeki ses; “Kimsiniz?” der. Muhammet ise; “ Ben peygamberim içeriye girmek istiyo­rum" der. Kapı açılmadan içerden gelen ses; “Peygamberliğini git ümmetine yap. Bizim aramıza peygamber sığmaz” der. Hz. Muham­met kapıdan ayrılıp yürümeye başlayınca ga­ipten gelen ses ayrılmamasını kapıyı yeniden çalmasını ama yanıtı farklı vermesini söyler. Muhammet yine kapıyı çalar: İçerden yine; “Kimsiniz" diye sorulur. Bu kez Hz. Muham­met; “Ben de sizden biriyim. Bir insanım. Sizi görmek istedim" der. Bu yanıttan sonra kapı açılır. Muhammet içeri alınır. İçerden “ Hoşgel- din sefa getirdin, uğur getirdin” diyerek karşı­larlar.

Hz. Muhammet içerde oluşmuş bir meclis görür. Hatta sayımını da içinden yapar. Tam 39 kişi vardır, üstelik bu meclis kadın ve erkekler­den oluşmuştur. Bunların 22’si erkek 17’si ka­dındır. Muhammet’e yer gösterilir. O’da göste­rilen yere oturur. Hz. A li’de meclistedir. Mu­hammet tesadüfen A li’nin yanına oturur. Ve Hz. Muhammet sorar.

“Size kimler denir?” der.“Bize Kırklar denir” diye yanıt alır.

15

Page 15: Alevilik'te semah

“Ama burada 39 kişi saydım” der.“Selman-ı Pak Can Farstadır” denir.“Peki sizin ulunuz, büyüğünüz, küçüğünüz

kim” diye sorar Hz. Muhammet. Gelen yanıt şöyle olur: “Bizim küçüğümüz, büyüğümüz yoktur. Küçüğümüz de uludur, büyüğümüz de uludur. Birimiz kırkımız, kırkımız birimizdir" denir. Bunun üstüne Muhammet meclisten bu­nu kendilerine kanıtlamalarını söyler.

O sırada Ali kolunu uzatır ve gömleğini sı­yırır. İçlerinden biri “destur” diyerek bıçağın ucu ile kolunu hafif kanatır. Kolundan bir dam­la kan akar. Bunu, her canın kolundan birer damla kanın gelmesi izler. 40. canın bir damla kanı da pencereden içeri gelir. Bu ise Selman- ı Pak’ın kanıdır. Sonra Hz. Ali kolunu bağlar, hepsinin kanaması durur.

Selman-ı Pak, Fars’tan dönüşte bir üzüm tanesi getirir. O’nu Hz. Muhammet’e verir ve bölüştürmesini ister. Muhammet verilen kapta üzüm tanesini ezer, çıkan dem meclisteki ka- dın-erkek canlara dağıtılır. Kırklar üzüm suyu­nu içerler. Hep birlikte mest olurlar. “Ya Allah” deyip semah dönerler. Hz. Muhammet’de onla­ra katılır.

16

Page 16: Alevilik'te semah

Büyük bir coşku ile vecd halinde semah dönülürken Hz. Muhammet’in başından sarığı (imamesi) düşer. Kırk parçaya bölünür. Kırklar parçaları bellerine bağlarlar, kemerbest olur­lar. Hz. Muhammet, Kırklar Meclisi’ne pirlerini sorar. “Pirimiz A li’d ir” derler.

Böylece, Hz. Muhammet, A li’nin de orada olduğunu öğrenmiş olur. Ali, Hz. Muhammet’in yanına gelir. Hz. Muhammet, A li’nin parmağın­da, Mirac’a giderken “aslana” verdiği yüzüğü (hatcmi) görür. A li’ye sarılır, O’nu bağrına ba­sar."

Alevi inancında; kadın ve erkek canlardan oluşan Kırklar Meclisi’nin ve Kırklar Cemi’nin tayin edici önemi vardır. Anadolu Aleviliği’nin inanç temellerinin, yaşam biçiminin, dünya görüşünün, felsefesinin kökleri bu söylencede aranmalıdır.

Kadın ve erkek canlardan oluşan Kırklar Meclisi, mitolojik anlamda da olsa Aleviler’in dinsel ve sosyal örgütlenmelerinin tarihsel kaynağı kabul edilebilir. Bu anlamda da bu söylencede geçen sembolik özellikler Alevilik açısından ayırtedici öneme sahiptir.

Kırklar Meclisi’nin kadın ve erkekten olu-

17

Page 17: Alevilik'te semah

şumu kadın ve erkek eşitliğinin önemini vur­guluyor. Kırklar Meclisi ile Hz. Muhammet ara­sındaki diyalogdaki vurgulardan; “birimiz kırk, kırkımız bir" olgusu eşitliği, insan olmayı, tü- rab olmayı vurguluyor. Gerçeğin gökte değil, yerde olduğu meclisin sembolik önemi ile vur­gulanıyor. Herkesin eşit ve ulu olması; vahdet­te kesret, kesrette vahdet (varlıkta birlik, bir­likte varlık) ilişkisini ifade ediyor.

Kaynakta; Alevi inancında Tann’nın, Pey­gamberin ve insanın yeri belirtilmektedir. As­lan ve yüzük sembolü ise; insanın Tanrı’nın bir ifadesi; O’nun bir yansıması, parçası olduğu, Adem’in Hakk’ın halifesi olduğu anlayışını vurgulaması açısından önemlidir. Bu örnekte Alevi-Bektaşi ibadeti olan Cem’in ve Semah’ın da kökleri belirtilmiş oluyor. Bu söylence; Anadolu’da yaklaşık bin yıldır her tür olumsuz­luğa karşın Aleviler’in Cem ve cemaatlerinde, sosyal hayatlarında kadını bir bütünün ayrıl­maz parçası gören, lokmasını yoksullarla kırka bölerek paylaşmasını bilen, insana en yüksek değeri veren Aleviliğin sağlam mayasını da ele veriyor.

18

Page 18: Alevilik'te semah

canlan da büyüleyecek tarzda su gibi akıp gi­derler.

Aleviler, Cem ayinininde olduğu gibi se­mahın da kaynağının Hz. Muhammet’in, Mi­raçtaki Kırklar Cemi’nden kaldığına inanırlar. Mevlevi Sema’mdan oldukça farklı olan Se- mah’ın kültürel kaynağının izlerini Asya ve Anadolu medeniyetlerinin derinliklerine götür­mek olasıdır.

Aleviler’in döndükleri semahı onların iba­deti olan Cem ayinlerinden ayrı düşünmek ve yorumlamak yanlıştır. Aleviliğin kutsal kitabı olan, İmam Cafer Buyruğu ve halk arasında yaşayan mevcut inançta semah 12 hizmetten biri olarak yapılır. Yani Semah, Aleviler’in yap­tıkları ibadetin bir parçasıdır.

Ülkemizde son yirmi yıldır Alevilik kendi­sini tanıtmaya başladığından beri, semah dön­mek daha bir güncellik kazanmıştır. Yüzyıllar­ca gizli-saklı yapılan Cem ayinlerinin bir par­çası olan semah, yapılan çeşitli törenlerde, şenliklerde folklorik gösteriler içine konmuş­tur. Bu durum ilk başta Aleviler’in hoşuna git­miş. Kendi kültürlerinin, inançlarının tanınma­sına hizmet eder düşüncesi ile seyirci kalın-

20

Page 19: Alevilik'te semah

mıştır. Yapılan semahlar Alevi olan ve olmayan kesimlerce tanınmış beğenilmiştir.

Çünkü Alevi ana, babadan doğup da bu­gün Cem görmemiş bir kuşak oluşmuştur. Bu kuşak bir anlamda semahları dışa açık alanlar­da yapılan etkinliklerde izleyerek Aleviliği gör­meye, öğrenmeye çalışmıştır.

Ama dışa açılmanın sınırı içkili toplantılar­da semah dönmeğe kadar gidince iş bir an­lamda çığırından çıkabilir.

Bu nedenle semahlar, Aleviler’in ibadeti olan Cemin ayrılmaz bir parçasıdır. O'nun yeri orasıdır. Semah ibadetin bir parçasıdır. Semah dönmek eğlence aracı olamaz. Semah içkili, eğlenceli toplantılara asla meze olamaz. Se­mah dönmek Cem ayininin dışında, olsa olsa çok ağırbaşlı bir biçimde özüne uygun bir tarz­da; Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri, Abdal Musa Anma Törenleri gibi törenler ile ağırbaş­lı etkinlikler dışında yapılmamalıdır.

21

Page 20: Alevilik'te semah

SEMAHIN BAZI ÖZELLİKLERİ

Arapça “Sema” köküne dayanan Semah sözcüğü Türkçe’de “Sema” ya da “Semah” bi­çimlerinde iki ana söylenişe ayrılır. Her söyle­niş birbirinden ayrı iki farklı özellikte uygulanır. Sema, Mevlevi ya da bazı tasavvufi Sünni tari­katlarının, Semah ise Aleviler’in dinsel törenle­rinin bir parçasıdır.

Mevlevi Semahı ile Alevi Semahının ayır- dedici özelliği, dönenlerin Mevleviler’de esas olarak sadece erkekler olmasına karşılık, Ale- viler’de kadın ve erkek canların birlikte oldu­ğudur. Mevlevilerin Sema’nın müziğini esas olarak Türk Sanat Müziği besteleri oluşturur­ken, Aievi Semah’ianndakİ müziği halk müziği ritimleri oluşturur. Cepni Alevİler’de, Cemde 12 çalgı bulunur. Bu on iki saz aynı türden ola­bileceği gibi değişik türlerden de olabilir. Se-

22

Page 21: Alevilik'te semah

mahlar da bağlama belirleyici olmasına kar­şın, Çepniler’de on iki çalgı ile dönülür. Ama günümüzde yaygın olarak gözüken durum, cemlerde esas olarak bağlamanın belirleyici olduğudur.

Semahın belli sayıda kişilerce dönülmesi­ne özen gösterilir; 2, 4, 8, 10, 12, olduğu gibi 3, 5, 7, 12 gibi sayı kümelerine denk düşürül­meye çalışır. Bu sayıların kutsallığına inanılır. “Clçler, Beşler, Yediler, On İkiler”den yardım ve şefaat dilenir.

Semah dönülmeye genellikle şöyle başla­nır: İlk önce dört can semaha kalkar. Bu, açı­lış semahıdır.

Semah dönülürken canların üstündeki giy­siler son yıllardaki folklor giysileri gibi özel giy­si değildir. Semah dönmek için özel giysi hazır­lanmaz. Canların üstündeki giysiler çok renkli ve değişiktir. Daha doğrusu halkın özel günler­de giydiği temiz ve bakımlı giysilerdir. Belli bir şekil sözkonusu değildir.

Bu erler için de, bacılar için de geçerlidir. Kurallarda biçime değil öze önem verilir. Giy­silerde yerel ayrıcalıklar görülür. Bazı yöreler­de semah dönülürken erkekler şapkalarını çı-

23

Page 22: Alevilik'te semah

karırlar, bazı yörelerde başı açık semah dönül­mez. Semah dönen erler genellikle şapka yeri­ne mendil, başörtüsü gibi aksesuarlar giyerler ya da baş açıktır. Ama ayak kesinlikle çıplak­tır. Baş açık, ayak çıplak biçiminde semah dönmek en yaygın olan biçimdir. Tabii bacıla­rın başı örtülüdür.

Canlar, Cem ayininin belli bir yerinde Se- mah’a kalkınca dedeye niyaz ederler. Semah dönüldüğü sırada, (halka tarzında dönülen se­mahta) köşede oturan dede makamına asla sırt dönülemez. Semahta ritim ister yavaş ister hızlı olsun, dede makamı kutsal makamdır, Ali makamıdır, oraya sırt dönülmez, mutlaka her seferinde selamlama biçiminde niyaz edilir.

Hiçbir semah türünde elete tutuşulmaz. İs­ter kadın erkek karışık olsun, ister sadece er­kek ya da kadın olsun, elele tutuşma biçimi yoktur.

Semahta esas figürler el ve ayak figürleri­dir. Eller ve kollar kuşun uçuşunu simgeler. En çok görülen figür ise sağ elin ayası yukarıdan alır, sol el de yere dönüktür. Bu figür; “Haktan alınanın halka verilmesini” simgeler.

Semah deyişlerinin bir bölümü doğrudan

24

Page 23: Alevilik'te semah

semah sözü olarak yazılmıştır. Semahlar ge­nellikle Türkçe sözlü deyişlerle dönülür. Se- mah’ın dönme biçiminde olduğu gibi söz ve müziğinde de yörelere göre değişiklikler vardır.

Bu o yöredeki kültürel farklılığın semahla­ra yansımasının ifadesidir. Semah dönülürken yaratılmak istenen ortamı bozucu davranışlar­da bulunmak hoş karşılanmaz. Örneğin; siga­ra içilmez, içki içilmez, dizüstü ya da bağdaş kurularak oturulur gürültü edilmez. Semah dö­nenlerin ritmini izleyenler de; “Allah, Allah", “Ya Şah,’ “semahınız saf ola, günahlar af ola” , “Seyir için olmaya, Hak için ola...” gibi ifade­lerle katılırlar. Bazı yörelerde ise, Miraçlamaya iki yaşlı bacı ve bir erkek kalkar.

25

Page 24: Alevilik'te semah

SEMAH TÜRLERİ

Anadolu’da Aleviliğin yaklaşık sekizyüz yıllık bir tarihi var. Anadolu’da bir dizi uygarlık yaşamış. Kimi uygarlıkların İzleri kaybolmuş­ken kimi henüz yanıbaşımızda yaşıyor. Ülke­miz çok renkli bir kültüre sahip. Bu durumdan Aleviliğin de nasibini almaması olası değil. Se­mahlara; eski Türk kültürünün bazı özellikleri olan Şaman törenlerinin Anadolulaşması deni­lirse haksızlık edilmez. Semahlardaki bazı fi­gürlerde, şaman törenlerindeki figürler nerede ise tıpa tıp aynısıdır.

Semahın İslam coğrafyasında sadece Türkler’de olmasıda bu fikri destekliyor.

İşte Anadolu’daki Alevi semahlarının çe­şitliliği bu kültürel izlerin semahlara şu ya da bu tarzda yansımasıdır. Biçimde Aleviler’in Cem ayinlerinde ve semahlarda bazı farklılık­lar almasına karşın özü birdir. Semahlara deği-

26

Page 25: Alevilik'te semah

şik yörelerde değişik adlar verilmesinin nedeni bu özellikte aranmalıdır. Bildiğimiz semah ad­larından bazıları şunlardır:

Ali Nur Semahı, Kırat Semahı Turnalar Semahı, Kırklar Semahı Gönüller Semahı, Ya Hızır Semahı Alaçam Semahı, Nevruz Semahı Çapraz Semahı, Çorlu Semahı Dem Geldi Semahı, Ladik Semahı Çark Semahı, Yatır Semahı Muhammet-Ali Semahı, Cebrail Semahı Erzincan Semahı, Şiran Semahı Sarıkız Semahı, Hubuyar Semahı Hacı Bektaş Semahı, Silifke Kirtil Semahı, Fethiye Semahı, Rodos Semahı vb.

SEMAH ÇEŞİTLERİ HAKKINDA KISA BİLGİLER

Alevi semahlarındaki renklilik, Anado­lu’daki renkli kültürel zenginliğin bir yansıma­sıdır. Bu renklilikte; Kerbela’da haksızlığa kar­şı boyun eğmeyen Hz. Hüseyin’i, Türkmen ko-

27

Page 26: Alevilik'te semah

cası Dede Korkut’u, Pir Sultan Abdal’ı ve son Ata’yı bulmak olasıdır.

Kırklar Semahı

Kökenini, Kırklar Cemi’nden alan Semah­tır. Aleviler arasında en yaygın semahtır. Hz. Muhammet’in, Hz. A li’nin ve kadın-erkek can­ların yer aldığı 40 kişinin bulunduğu Kırklar Meclisi’ni sembolize eder.

üç zamanlıdır. Dua, ağırlama ve yeldirme (hızlı) bölümlerden oluşur. Genellikle cemlerde yaşlı canlar bu semahı dönerler. Aleviler ara­sında en yaygın dönülen semahtır.

Turnalar Semahı

Turna kuşunun, Alevi edebiyatında özel bir yeri vardır. Turna ile Hz. Ali arasında bir ilişki­nin olduğu varsayılır. Turna semahı, turna ku­şunun figürlerine dayanır. Hareketler; turnanın hareketlerine benzer. Yavaş ve olgundur.

" Yemen ellerinden beri gelirkenTurnalar A li'm i görmediniz mi?Havanın yüzünde semah dönerkenTurnalar A li'm i görmediniz mi?

28

Page 27: Alevilik'te semah

Kırat Semahı

Semahların geneli kadın ve erkek canların birlikte dönmesine karşın Kırat Semahını bacı­lar dönerler.

Bu semahta; güneş çevresindeki gezegen­lerin dönüşü sembolize edilir. Eski Türk inanç­ları Kırat Semahının düşün eksenini oluşturur. Bu aynı zamanda Türk tarihinde atın önemine vurgu yapar.

“Kırat bu dağlan aşmalı bugünDostun ellerine düşmeli bugün...”

Tahtacı Semahı

Antalya-Toros yöresindeki Tahtacı Türk- menleri’nin döndüğü semaha bu ad verilir.

Bir bacı ile bir erkek can birlikte semah dönerler. Daha fazla kişi ile dönülen ve adına Tahtacı Semahı denenlerde vardır.

Semanlarda, ellerin yukarıdan alıp aşağı­ya verme şeklindeki figürü Hak’tan alıp halka vermek anlamına gelmektedir. Bu sosyal bölü­şümdeki adaieti sembolize eder.

29

Page 28: Alevilik'te semah

Rodos SemahıOsmanlı döneminde Anadolu’dan Rodos’a

yedeştirilen Alevi Türkmenler’in döndüğü se­mahlardır. Semah’ın yerel kültürden etkilenmedi­ğini söylemek olası değil. Bu nedenle Rodos Se­mahı; Anadolu-Rodos karışımı bir birleşim sayılır.

Ladik SemahıAdını Samsun-Ladik’ten alan Ladik Sema­

hını 8 bacı, 8 erkek can döner.Semaha şu deyişle başlanır:

“Salını salını geldim köyüneGüzeller başıma toplansın diyeHerkes sevdiğini almış yanınaGüzeller pazarı kurulsun diye"

Hacıbektaş SemahıHacı Bektaş Veli’ye saygı semahıdır. 8-12

can ile dönülür. Sağ el göğüste mühürlenmiş olarak semaha başlanır.

Söylenen nefeslerden birisi;

“Değişmek istemem bin peygambereYarab dertlilere pir eyle beni" d ir.

31

Page 29: Alevilik'te semah

Hubuyar Semahı5 bacı 4 erkek can ile dönülür. Kollar sar­

kık, öne doğru eğilmiş olarak semaha başlanır. Semah sırasında; hem kendi, hem daire ekse­ni etrafında dönerler.

Semahlar içinde ritmik olarak en hareketli dönülen semah sayılır.

“Beylerimiz elvan gönül üstüne Ağlar gelir pirim Abdal Musa’ya Clrum abdalları postun eğnine"

Erzincan SemahıGitme turnam gitme, nerden gelirsin Sen nazlı canana benzersin turnam Her bakışta beni mecnun edersin Gönülde mihmaha benzersin turnam Has nenni nenni, dost nenni nenni...

Kaşlarında mim duası yazılı (Haydar yazılı) Cemaline türlü benler dizili Seni sevmeyenler Hak 'tan üzülü Pir Balım Sultan 'a benzersin turnam Has nenni nenni, dost nenni nenni...

32

Page 30: Alevilik'te semah

Turnam gökyüzünde pervane döner Dertli aşıklara badeler sunar Aşıkların senden inayet umar Tabibe, Lokmana benzersin turnam Pir Balım Sultan 'a benzersin turnam

Ötme Bülbül Ötme

Ötme bülbül ötme, şen değil bağım Dost senin derdinden ben yana yana Tükendi fitilim, kalmadı yağım Dost senin derdinden ben yana yana

Deryadan bölünmüş sellere döndüm Ateşi kararmış küllere döndüm Vakitsiz açılan güllere döndüm Dost senin derdinden ben yana yana

Kırk yıl dağda gezdim geyikler ile Haberim alırsın peyikler ile Yaramı sarsınlar şehitler ile Dost senin derdinden ben yana yana

33

Page 31: Alevilik'te semah

Abdal Pir Sultan’im doğdum eksildimYemeden içmeden aştan kesildimHalkımı sevdiğim için asıldımDost senin derdinden ben yana yana

Cemin her aşamasında dede tarafından farklı gülbenk (dua) okunur. Cemevine canlar geldiği zaman ceme niyet gülbengi okunur. Cem başlayınca cem başlama gülbengi oku­nur. Arada toplu niyaz sırasında cem gülbengi okunur. Cemde semaha kalkanlara semah gülbengi okunur.

Cem bitişinde her 12 hizmet sahibine ge­rekirse ayrı ayrı gülbenk (dua) okunur.

Lokmalar dağılınca lokma gülbengi yapı­lır. Lokmalar bu gülbenk okunmadan yenme­ye başlanmaz. Gülbenksiz lokma yiyen ceza alabilir. Lokmalar yenip bitince yine lokma gülbengi okunur. Son olarakta cemi bitirme gülbengi okunur.

Semah gülbengi ise şöyledir;

“Bismi Şah... Allah Allah...Hayır hizmetleriniz kabul ola.

34

Page 32: Alevilik'te semah

Muratlarınız hasıl ola... İsteğinizi, dilediği­nizi Allah, Muhammet, Ali yerine getire...

Döndüğünüz semahlardan hayır göresi­niz.

Ebu Zer Gaffari’nin, Hz. Fatma’nın sevgi ve himmeti üzerinize ola.

Ya Ali Kırklar semahını deftere kaydede, gerçeğe hü...”

Alevi semahlarında; müzik, ve kadın ol­madan semah dönülmez. Bu nedenle, Alevi- ler’in insana, kadına, sanata bakışı önemlidir. Size kısaca; Alevilerde insana bakışı, kadına bakışı ve sanata bakışı vererek minik çalışma­mıza nokta koyuyoruz.

35

Page 33: Alevilik'te semah

ALEVİLİKTE İNŞAM

Alevilik’te, Sünniliğe kıyasla insana ola­ğanüstü bir sevgi ve saygı vardır. Sünnilikte insan “ku l”dur. İnsan için; günahlar, yasaklar, cinler, periler, binbir çeşit korku vardır. A l­lah’a ulaşmak için bile insanın önüne konan çeşitli tuzaklar başarı ile aşılarak gerçekleşe­biliyor.

Halbuki Alevilik'te Allah korkusu, din kor­kusu, cennet, cehennem vs. korkusu yoktur. Allah sevgisi vardır. Herşey insandadır. Herşey insanın kalbinde saklıdır. İnsanı sevmek, İnan­cın esasıdır. “Hak ademdedir.” Ademden baş­ka yerde Hak aramak nafiledir. “ İnsan kıble­dir” “Secde edilecek makamdır mihraptır." “ İnsan konuşan Kuran’dır” .

Alevi yolunun önemli halkalarından biri

36

Page 34: Alevilik'te semah

olan Hallacı Mansur’un “Ene! Hak” diye ifade ettiği için ölümüne neden olan anlayış; “insa­nı Tanrılaştıran sevgi anlayışıdır." Hak adem­dedir anlayışıdır. İnsanı yücelten anlayıştır. Bakara Suresi’nde “Meleklerin secde etmesi” gereken insandır. “Size şahdamarınızdan da­ha yakınım” insana; "Eşrefi mahlukat” yani yaratılmışların en şereflisi diyen ayetteki anla­yıştır.

Alevilik’te sevgi özellikle insan sevgisi o denli yüceltilmiştir ki, o Alevi inancının teme­lini oluşturmuştur. Sevgisiz hiçbir şeyin yaşa­mayacağı gibi inancın da yaşayamayacağın­dan hareketle; sevgi adeta” din derekesinde” ifade edilmiştir. Halk ozanları bu anlayışı; “Benim dinim sevgidir” diye ifade etmişler­dir.

Pir Sultan Abdal, insan Allah ilişkisini ba­kın nasıl anlatıyor:

“Sen Hakk’ı yabanda arama sakın Kalbini pak eyle Hak sana yakın İnsana hor bakma gözünü sakın Cümlesin insanda bulduk erenler...”

37

Page 35: Alevilik'te semah

XVII. Yüzyılda yaşamış tasavvuf eri Miyazi Mısrî, bakın Tann’ya ulaşmak için yapılan iba­deti nasıl değerlendiriyor:

“Savm-ü Salat hac ile sanma biter zahit işinİnsan-ı kamil olmağa lazım irfan im iş...”

Yani; namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek ile işin biteceğini sanma,insan-ı kamil olmak gerekiyor. Yoksa şekilci ibadetler nafile diyor.

Alevilik’te insana yabancı olan hiçbir şeyin inançta yeri yoktur. Herşey insan içindir. Bu nedenle Alevi felsefesinin, Alevi inancının özü insan sevgisidir, hoşgörüdür.

Hz. Ali gibi, Hacı Bektaş Veli gibi insanlığa örnek olmuş kişilikleri “Tanrı katında görme” anlayışı bu coşkun sevgi anlayışından kaynak­lanıyor olsa gerektir.

Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş Veli’nin, Pir Sultan Abdal ve bu geleneğin sözcülerindeki taşan insan sevgisi, kaynağını bu sevgi okya­nusundan almaktadır.

38

Page 36: Alevilik'te semah

Bu sevginin yolu da “gönül kâbesi”nden geçmektedir. Yunus’un dediği gibi:

“Bir kez gönül yıktın ise Bu kıldığın namaz değil Yetmiş iki millet dahi Elin yüzün yumaz değil.”

Yunus, Tanrı insan ilişkisini de:

“Yeri göğü aradım Hiç mekanda bulmadım Buldum insan iç inde...’’

diyerek Allah’ın yerinin yerde gökte değil, in­sanın kalbinde olduğunu ifade etmiş oluyor. İşte Alevi yolunda buna; “gönül kâbesi” deni­yor.

39

Page 37: Alevilik'te semah

ALEVİLER’DE KADIN

Aleviler’de kadın-erkek ayrımcılığı yapıl­maz. Alevi meclisinde kadın-erkek yoktur. İn­san vardır. Can vardır. “Can” , “ canlar” , “ eren” , “erenler” ifadesi sadece kadın veya erkek için kullanılmaz. Her iki cins için ortak olarak kullanılan deyimlerdir.

Ailede, toplumda, dinsel hayatta kadın-er- kek ayrımı yapılmaz. Kadın ve erkek toplumun her alanında eşittir.

Örneğin, evde anne ve babalar çocukları arasındaki kız-erkek ayrımı yapmazlar. Miras­ta kadın ve erkek eşit paya sahiptir. Evlilikte kadın ve erkek hakları eşittir. Erkek, toplumu ikna etmeden eşinden boşanırsa, o haksızlık sayılır ve erkek “yol düşkünü” kabul edilir. Er­kek haklı nedenler olmadıkça eşini boşaya-

40

Page 38: Alevilik'te semah

maz. Sünni geleneğinde olduğu gibi; “Boş ol” gibi kadını aşağılayıcı bir anlayış yoktur.

Aleviler’de boşanma konusunda kadına, erkeğe kıyasla daha toleranslı bakılır. Erkek haklı bir neden olmadan eşini boşayamaz. Ama kadın ayrılmak isterse neden gösterme­den eşini boşayabilir. Bu konuda kadın zorla­namaz. Bu, kadın haklarını koruyan bir gele­nektir.

Dinsel olarak bakıldığında da; dede top­lumda saygın bir yere sahiptir. Aynı saygınlık dedenin eşi iğin de gösterilir. Ona da “ana” de­nir. Bektaşîlikte dedebaba eşine büyük bir say­gı ifadesi olarak, “ana bacı sultan” diye hitap eder. Muhiplerde dedebabanın eşine “ana ba­cı” derler. Bektaşiler kadını erkekten hiç ayır­mazlar. Erkeklere olduğu gibi kadınlara da dinsel statülerden olan “dervişlik” payesi veri­lir. Derviş giysileri olan, “taç, hırka, kemer vs.” giydirilir.

Alevi ve Bektaşiier’de kadınlar Cemlere, nasip alma törenlerine katılırlar. Muhabbet toplantıları ve diğer dinsel törenlere erkeklerle eşit koşullarda katılırlar.

Dede veya baba olmadığı zamanlar onun

41

Page 39: Alevilik'te semah

işlerini dede veya baba eşi olan ana veya ana bacı vekâleten yürütür. Erkekler olduğu gibi dedeliği kadınlarda yapabilir. Şu anda bile posta oturup yol süren kadın dedeler bulunu­yor.

Alevi Cemlerine kadın ve erkek birlikte katılır. Orada kadın erkek ayrımı yapılmaz. Herkes “can’’dır. Cemlerde müzik eşliğinde dö­nülen semaha kadın ve erkek birlikte kalkar. Semah birlikte dönülür.

İşte bu ibadet biçimi tutucu, yoz, softa din­sel kesimin Aleviler hakkında “mum söndü” vs. gibi dedikodular çıkarmalarına neden ol­muştur.

Alevi geleneğinde Hz. Ali gibi Fatma’ya da yoğun bir sevgi ve saygı vardır. Ona “ Fat­ma Ana” adı verilir. Cem ayinlerinde onun adı geçtiğinde kadınlar saygılarını ayakta durarak gösterirler. Gene Hacı Bektaş Veli’nin Hacı­bektaş’a geldiğindeki ev sahibi “Kadıncık Ana"dır. Kadıncık Ana’nın Alevilik’te özel bir yeri vardır.

Hacı Bektaş Veli aşağıdaki dörtlükte Alevi- ler’in kadın-erkek anlayışını şöyle ifade etmiş­tir.

42

Page 40: Alevilik'te semah

“Erkek dişi sorulmaz, muhabbedin dilinde Hakk’ın yarattığı herşey yerli yerinde Bizim nazarımızda kadın-erkek farkı yok Noksanlıkla eksiklik senin görüşlerinde. ”

Alevilik’te tek eşlilik esastır. Kadın ikinci sınıf bir insan değildir. Bakın Türkmen Kocası Pir Sultan Abdal bir dörtlüğünde Aleviler’deki kadın sevgisini nasıl anlatıyor:

“Gel benim ey güzel servi çınarım Yüreğime ateş düştü yanarım Kıblem sensin, yüzüm sana dönerim Mihrabımdır kaşlarının arası.. ."

43

Page 41: Alevilik'te semah

ALEVİLER’DE SANAT

Alevilik, bazı inançlar gibi sanata karşı de­ğildir. Alevilik’te şiir, müzik, nefes, semah inancın önemli bir parçasıdır. Aleviler’in toplu tapınma biçimi olan Cemleri bağlamasız, şiir- siz, nefessiz ve müzik eşliğinde dönülen se- mahsız düşünülemez. Sünni İslamda resim, müzik, şiir ve diğer görsel sanatlar ile uğraş­mak günah işlemekle, kafirlikle özdeş sayılır­ken bu uğraşlar A levilik’te saygı duyulan mes­lekler olarak kabul edilir.

Sünni İslamda müzik yasaktır. Süleyman Çelebi’nin (Hz. Muhammet’in hayatını aniatan) mevliti bile yasaktır. Zaman zaman Diyanet İş­leri Başkanlığı’ndan müzik ile Kuran, dua vs. okunmasının yasak olduğu camilere yazılan yazılarda belirtilir.

Sünni İslamda resim yasaktır. Hz. Muham-

44

Page 42: Alevilik'te semah

med’in resminin yapılması kesinlikle yasaktır. İnsan yüzü (suret) resmetmek günahtır.

Aleviler’de ise, resim de müzik de yasak değildir. Aleviler, Hz. Ali ve 12 İmamlar dışın­da Hz. Muhammet’in de resmini yapmışlardır. Bu bazı kitaplarda basılı olarak bulunuyor.

Müzik, Alevi ibadetinin esasında vardır. Alevilerin Cem ayinleriyle bağlama eşliğinde müzikle söylenen nefes, duazimam, ağıt ve mersiyeler olmadan mümkün değildir.

Bağlamaya ve onu çalan dedeye kutsal gözle bakılır. Bu inanç eski Türk tarihinden Şa­manizm döneminden kalma bir anlayıştır. De­de ve bağlama ilişkisi belki de Şaman ile ko­puz arasındaki ilişkinin Anadolu’ya, Aleviliğe taşınmasıdır.

Sünni İslam olan Osmaniı, bakın çalgıya (müzik) nasıl bakıyor. İşte konu ile ilgili Şey­hülislam Ebussuud Efendi’nin verdiği bir fe t­va:

“Soru: Bir kişi çalgı çalsa ve Müslüman olmayana çalgı çalsa ona ne yapmak gere­kir? (Dikkat Müslüman olmayana diye sorulu­yor.

Cevap: Şiddetle azarlanıp hapsedilmelidir.

45

Page 43: Alevilik'te semah

Soru: Çalgı çalan birisinin çalgısını, bir başkası vurup parçalarsa... Çalgıyı kırana ne yapmak gerekir?

Cevap: Çalgıyı kıran büyük sevap işlemiş olur.”

Ebussuud Efendi, Yunus Emre’nin bazı be­yitlerinin bir tekkede okunması ile ilgili sorulan soruya verdiği cevap ise çok öğreticidir:

“Soru: Bir tekkenin mescidinde değişik ki­şilerle genç oğlanlar toplanır, değişik nağme­lerle tevhid ederken (Tanrı’yı birleyen müzikli vecde gelirken) bunu değiştirerek kimi zaman “dil-i men, can-ı men” deseler... kimi zaman da, ‘Sen ulu bir sultansın, canlar içinde cansın’ yahut ‘Cennet cennet dedikleri, bir ev ile bir­kaç huri isteyene ver sen onu. Bana seni ge­rek seni...’ biçiminde beyitler okusalar ne yap­mak gerekir.

Cevap: Bunların halleri ve sözleri tam an­lamıyla fuhuş olduğu gibi, cennet hakkında dedikleri kötü sözler de açık bir küfürdür. "Bu kişilerin öldürülmeleri yasalara uygundur.”

Müzikli ibadet yapmanın “zikir” etmenin, müzik ile Allah’ı çağırmanın, O’na dua etme-

46

Page 44: Alevilik'te semah

nin bedeli Osmanlfda “ölüm”dür. Bakın Alevi ozan Aşık Dertli, müziğe şeytan işi diyen bu zihniyete karşı ne diyor:

‘Telli sazdır bunun adı Ne ayet bilir ne kadı Bunu çalan anlar kendi Şeytan bunun neresinde

Ur it *

Venedik ’ten gelir teli Ardıç ağacından kolu Be Allah 'in sersem kulu Şeytan bunun neresinde”

Aleviler müzikle yapılan toplu ibadet biçi­mine o denli önem verirler ki, ibadete başlar­ken bağlamayı çalacak âşık, bağlamayı eline alır ve üç defa; “Allah, Muhammet, Ali” diye niyaz ederek başına götürdükten sonra alıp te­line dokunmaya başlar. Bağlamanın adı Alevi Cemlerinde “Telli Kuran"dır. İnsan, “Konuşan Kuran” bağlama ise “Telli Kuran”dır.

Alevi Cemlerinde, Cem ilerleyince toplu­mun en duygulu, en coşkulu, adeta tüm Ceme

47

Page 45: Alevilik'te semah

katılanların transa geçtikleri anda, erkek ve kadın canlar semaha kalkar ve müzik eşliğin­de dönerler. Semahsız bir Cem ayini düşünü­lemez. Yani semah ibadetin ayrılmaz ve önemli bir parçasıdır.

Aleviler, her türlü baskıya karşın Anado­lu’da ibadetlerinde ve günlük hayatlarında baskıcı dinsel anlayışa karşı direnmişler ve müziği, dansı güzel sanatların diğer biçimleri olan heykeli, resmi, fotoğrafı vs. yaşamların­dan çıkarmamışlardır.

Bugün ‘“ halk edebiyatı” ve “halk ozanlığı” denilinci; ilk akla gelen Alevi geleneğinden ka­lan izlerdir. Anadolu’da Türkçeyi, bağlamayı, şairini yaşatan kültür; Alevi-Bektaşi kültürü­dür.

Kendi varlığına karşı, dıştan yönelen tüm baskılara karşı Alevi halkın sözcüsü olan halk ozanları kendilerini ifade etmenin biçimi olarak şiiri ve bağlamayı asla elden bırakmamışlardır. Toplumun “sözlü tarih i”ni böyle yaratmışlar­dır.

48

Page 46: Alevilik'te semah

BaskıBARIŞ MATBAA Mücellit Ali Laçin Davutpaşa Cad. Güven San. Sil. C Blok No: 291 Topkapı-istanbul Telefon: (0212) 674 85 28 Faks: (0212) 674 85 29

Baskı Tarihi 2009 • İSTANBUL

Page 47: Alevilik'te semah

“BİSMİŞAH...ALLAH, ALLAH,SEMAHLAR SAFOLAGÜNAHLAR AFOLAHAYIR HİZMETLERİNİZ KABUL OLA.MURATLARINIZ HASIL OLA...İSTEĞİNİZİ, DİLEĞİNİZİ, ALLAH, MUHAMMET, ALİ YERİNE GETİRE. DÖNDÜĞÜNÜZ SEMAHLARDAN HAYIR GÖRESİNİZ.ABUZER GAFFARİ’NİN, HZ. FATIMA’NIN SEVGİ VE HİMMETİ ÜZERİNİZE OLA...YA ALİ, KIRKLAR SEMAHINI DEFTERE KAYDEDE,GERÇEĞE HÜ...”

İSTANBUL ŞAHKULU SULTAN DERGAHI İMAM RAMİS TEKKE ALTI SOK. N0:6 GÖZTEPE - KADIKÖY / İSTANBUL

TEL: 0216 368 55 25 - 0216 368 30 71 FAX: 0216 385 64 49