512
1 KUDDUSÎ DİVANI 2 Kapanur ise bir kapu ne kapular açar Mevlâ Tevekkül it yime kaygu işini hoş yapar Mevlâ Tabibindir senin inan ider her derdine dermân Olur müşkillerin âsân kılar zahme tîmâr Mevlâ Günâh dermânı istiğfâr dimiş Peygamber-i Muhtâr Hemân sen ağlayub yalvar kulum yarlıgar Mevlâ Sığın hem ana şeytândan dahi dost gibi düşmândan Niyâz eyle dil ü cândan 'adû mekrin bozar Mevlâ Gurûr itme öğerlerse hazîn olma söğerlerse Tahammül it döğerlerse olur nâçâra çâr Mevlâ Su'âl it 'âfiyet her dem şikâyet itme gelse gam Hemîn ol sâbir ü ebsem kışı eyler bahâr Mevlâ Güneş-veş 'âmiyye nef it Hızır-veş çağırana yit Tarîk-ı muhsinâta git ki bire on yazar Mevlâ Telattuf eyle yârâna teleyyün eyle düşmâna Otur kalk gez hakîrâne ider a'dâyı yâr Mevlâ Sakın bühtân u gıybetden dahi buğz u 'adâvetden Edîblerden edeb öğren ki bî-'ân yakar Mevlâ Zinâdan çün eşed gıybet düşürür meclise zulmet Virir câlislere kasvet ider hem ihtimâr Mevlâ Sevinme mâl-ı dünyâya kıvanma zühd ü takvâya Tekebbür itme ednâya saha hürmet kılar Mevlâ Hakîr zann itme dervîşi odur Hak sevdiği kişi Anı bil şöyle ey şaşı ki itmiş bahtiyâr Mevlâ tdüb yağma kamu varın kabûl itmiş hemân yârin Zelîl bu gün 'azîz yarın kılısar şehr-yâr Mevlâ Dakîkdir kalbi miskinin yıkarsan yıkılır dînin Yaşını bil ki şâhînifi idübdür ihtisâr Mevlâ Hazer kıl ehl-i ilhâddan urur yolunı ol râh-zen Tutar isen sözimi sen elini bil tutar Mevlâ Erenler-veş giyer bir tâc henüz bilmez nedür minhâc İşi gücüdür istidrâc hemîn dir kâr-güzâr Mevlâ

Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

1

KUDDUSÎ DİVANI

2

Kapanur ise bir kapu ne kapular açar Mevlâ

Tevekkül it yime kaygu işini hoş yapar Mevlâ

Tabibindir senin inan ider her derdine dermân

Olur müşkillerin âsân kılar zahme tîmâr Mevlâ

Günâh dermânı istiğfâr dimiş Peygamber-i Muhtâr

Hemân sen ağlayub yalvar kulum yarlıgar Mevlâ

Sığın hem ana şeytândan dahi dost gibi düşmândan

Niyâz eyle dil ü cândan 'adû mekrin bozar Mevlâ

Gurûr itme öğerlerse hazîn olma söğerlerse

Tahammül it döğerlerse olur nâçâra çâr Mevlâ

Su'âl it 'âfiyet her dem şikâyet itme gelse gam

Hemîn ol sâbir ü ebsem kışı eyler bahâr Mevlâ

Güneş-veş 'âmiyye nef it Hızır-veş çağırana yit

Tarîk-ı muhsinâta git ki bire on yazar Mevlâ

Telattuf eyle yârâna teleyyün eyle düşmâna

Otur kalk gez hakîrâne ider a'dâyı yâr Mevlâ

Sakın bühtân u gıybetden dahi buğz u 'adâvetden

Edîblerden edeb öğren ki bî-'ân yakar Mevlâ

Zinâdan çün eşed gıybet düşürür meclise zulmet

Virir câlislere kasvet ider hem ihtimâr Mevlâ

Sevinme mâl-ı dünyâya kıvanma zühd ü takvâya

Tekebbür itme ednâya saha hürmet kılar Mevlâ

Hakîr zann itme dervîşi odur Hak sevdiği kişi

Anı bil şöyle ey şaşı ki itmiş bahtiyâr Mevlâ

tdüb yağma kamu varın kabûl itmiş hemân yârin

Zelîl bu gün 'azîz yarın kılısar şehr-yâr Mevlâ

Dakîkdir kalbi miskinin yıkarsan yıkılır dînin

Yaşını bil ki şâhînifi idübdür ihtisâr Mevlâ

Hazer kıl ehl-i ilhâddan urur yolunı ol râh-zen

Tutar isen sözimi sen elini bil tutar Mevlâ

Erenler-veş giyer bir tâc henüz bilmez nedür minhâc

İşi gücüdür istidrâc hemîn dir kâr-güzâr Mevlâ

Page 2: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

2

Be-sûret ehl-i Haklar var ki dünyâ ehlidür anlar

'Azâbı anlara ey yâr idiser bî-şümâr Mevlâ

Kanı bir sâlik-i sâdık kanı bu yola bir lâyık

Kanı zikr ile mest 'âşık ki dir leyi ü nehâr Mevlâ

Sebebler halk idiib Rezzâk virir mahlûkına erzâk

Teşebbüs itmeyen fakfâk ma'âşında sıkar Mevlâ

Katî çok sûret uğrusı bilinmez özi toğrısı

Zamânın balsız arusı yaratmış sad-hezâr Mevlâ

Çalış sen zikr-i tevhîde dem-â-dem dîni tecdîde

Gönülden mâ-sivâ gide ana ol dem sığar Mevlâ

Lisânın ile zikr eyle dahi kalbinle fıkr eyle

Ganî Vehhâba şükr eyle sever ol Kird-gâr Mevlâ

Dilinde virdi olmayan içinde derdi olmayan

Ki 'ışk odma yanmayan han nâra yakar Mevlâ

Şu kez zikr eyle dün ü gün diyeler tâ sana Mecnûn

Sakın olmayasın mahzûn seni kılmaz nâ-çâr Mevlâ

Tevekkül eyle her işde koma gönlüni teşvîşde

Koyubdur kalb-i dervîşde bu 'ışkı yâdigâr Mevlâ

Bu nazmı sanma yâbânî çün ol ilhâm-ı Rabbânî

Okuyub pendi tutanı erenlere katar Mevlâ

İdersen zikr-i Kuddûsî siler kalbindeki pâsı

Komaz hîç dilde vesvâsı hem eyler pây-dâr Mevlâ

3

Eğer Hak ise maksûdun karışma sû'-yı akrana

Bu vaktin ehlinin meyli hemân ağyâr-ı Yezdâna

Gürûh-ı evliyâullah bilinmez oldılar şimdi

Gezerler nâsın içinde hakîrâne fakîrâne

Zuhûr güni değil bu gün sakın şöhretden ey sâlik

Tezellül it tesettür it tevâzu' eyle ihvâna

Özini cümleden alçak bilüb da'vâyı terk eyle

Tekessürden temâcüdden hazer kıl uyma şeytâna

Hudânın kubbeler altında gizlü evliyâsı çok

Di her kimi görürsen bu velîdir dime bîgâne

Sıfatlanurlar imiş evliyâ nâsın sıfâtıyla

Bize lâyık olan itmek mahabbet ehl-i îmâna

Page 3: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

3

Oların ba'zı ef âli muhâlif görinür şer'e

Anın sırrı olur ma'lûm güruh-ı ehl-i 'irfana

Kaçub Mecnûn gibi anlar 'avamdan vahşet iderler

Görişmezler kavuşmazlar karışmazlar her insana

Eğer anın biri itse zuhûr işbu vakitlerde

Gelür halk yedi iklîmdeıı kılarlar 'âsî Rahmâna

Kimisi tâlib-i dünyâ kimisi tâlib-i 'ukbâ

Gönüller uğrıları heb görinürler sadîkâne

Kalîldür 'âşık-ı Mevlâ benim gibi yalancı çok

Alışmış dillerimiz gıybet ü bühtân ü yalana

Nasîhat itse bir nâsıh muhibbi yâr-ı garına

îder 'isyân olur düşman gazûbâne 'abûsâne

Hudânın oldığı içün nişânı bilmesi âsân

Ki cümle halk nişân ana bil(in)sün 'aklı olana

Velînin yok nişânı hîç Hudânın gayrisi bilmez

Anı bildirmemiş Mevlâ ne dânâya ne nâdâna

Sorarsan hikmetin anın bizi hıfz u himâyetdür

'Abes mi zann idersin yohsa sen bu işi dîvâne

Ki insân biri birine cefâ vü çevre mecbûldür

İderler lâ-cerem cevr ü cefâ düşmâna yârâna

Bilürken evliyâyı cevr iden olur helâk ol dem

Eğer bilmez ise kalur cezâsı ulu dîvâna

Anınçün gizlemiş Hak evliyâsın dâr-ı dünyâda

Diyen bu sözi ehlullah-durur zann itme efsâne

Sene bin iki yüz elli dahi altıdır ey kardaş

Yaşım yitmiş ikiye irdi muhtâc oldum ihsâna

Du'â matlûbum ancak sanmanız kim cîfe-i dünyâ

Karışdırsun beni fazlıyla Mevlâ hizb-i merdâna

Selâmet bulayım dirsen eğer dâreynde Kuddûsî

Firâr eyle kamu nâsdan devam it zikr-i Mennâna

4

Hikâyet eyleyim ahvâlimi fı'l-cümle yârâna

Sabâvetden berü başa geleni diyem ihvâna

Sabî iken gelürdi gönlüme âsârı 'ışkın pes

Yanar idi yüreğim gice gündüz nâr-ı sûzâna

Page 4: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

4

Peder merhûm icâzet virdi zikrullaha pes bana

Didi çalış hemân ben sağ iken tevhîd-i Yezdâna

Şu kez çok eyle kim zikri olasın mest-i lâ-ya'kıl

Münâfıklar disünler yâ mürâ'îdür yâ dîvâne

Vefât itdi peder ben on sekiz yaşında iken bil

Karârım kalmadı hîç başladım pes âh u efgâne

Resûlin 'ışkı düşüb gönlüme Hakka niyâz itdim

Didim aç yâ İlâhî yol varam ol fahr-ı ekvâne

Kabûl itdi du'âmı bir sene oldum mücâvir hem

Gelüb Rûma yine gitdim o şâhlar şâhı sultâna

Mecazî 'ışka oldum mübtelâ kalmadı hîç sabrım

Hevâlandı düşüb dîvâne gönlüm hubb-ı nisvâna

Beni rüsvâ-yı 'âlem eyledi 'ışk-ı mecâzî pes

Atardım kendimi pervâne-âsâ şem'-i hûbâna

Tezevvüc eyledim çok zen toğırdılar nice evlâd

Kimisi oldı yâr bana kimisi oldı bîgâne

Kimisi gitdi 'ukbâya kimisi kaldı anların

Kalanlar oldılar fitne giden düşürdi ahzâna

Sene bin iki yüz kırk altıda yazdım bu ebyâtı

İrişdirdi Hudâ fazlıyla nısf-ı mâh-ı Şa'bâna

Peder târîhimi yazmış ki bin yüz seksen üç deyü

Ana Hak eylesün rahmet ve cümle ehl-i îmâna

Rebî'ü'l-evvelin pes on biri isneyn gicesinde

Dimiş kim toğdı oğlum çok şükür Vehhâb u Rahmâna

Komuş hem ismimi Ahmed teyemmün idüben dimiş

Adaş olsun bu oğlan fahr-ı 'âlem kân-ı 'irfâna

Anın bî-had salât-ıla selâm it rûhına yâ Rab

Bu Kuddûsî güneh-kân bağışla hem o hâkâna

5

Oğlum efendi gûş eyle pendi

Yi bal ü kandi şükr it Hudâya

Gezme yabanda bul Hakkı sende

Sıdk-ıla bende ol pîşvâya

İt istikâmet bulgıl selâmet

Çekme vahâmet uyub hevâya

Bir ferdi yirme kendini görme

Page 5: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

5

Dînârı dirme tapma sivâya

Sözimi işit gel hoşça iş it

Turma hemân git râh-ı rızâya

Câha kıvanma 'ilme tayanma

Nefse inanma sa'y it likâya

Zen olma merd ol hem ehl-i derd ol

'Asrında ferd ol bul yüce pâye

Zikre meşgul ol deryâ gibi tol

'Işk-ıla mest ol gel râh-ı bâba

Korkma günâhdan ayrılma râhdan

'Afv iste şâhdan yüz tut recâya

Çün bâb-ı rahmet boldur be-gâyet

Yok hîç nihâyet yemm-i 'atâya

Kesme ümîdi yâd it Mecîdi

Anın va'îdi ehl-i şekâya

Ol ana 'âşık hem vasla lâyık

Kapusı açık şâh u gedâya

Zâhidleyin sen dime aslâ ben

Ol râha reh-zen katlan cefâya

Kıl 'ışkı rehber ki olasın er

'Işk-ıla irer iren 'alâya

Her dem di Allah şevk-ıla it âh

Kalb eyler ol şâh derdi devâya

Koy bu sıfâtı bulgıl necâtı

Çok it salâtı dost Mustafâya

Eyle diyânet dînde metânet

Olgıl emânet Rabbü'l-verâya

Kuddûsîyi bil bir şahs-ı câhil

Gümrâh-ı gâfil meşgul du'âya

6

Sakın aldanma kardaş u 'azîzim gel bu dünyâya

Ki ol mekkâredir zîrâ salar başını gavgâya

Ana dil virüben cem' eyleyen oldı cüdâ Hakdan

Kulak tut nutkumı dinle gider dîn yohsa yağmaya

Resûlullah hadîsinde buyurmış cîfedir dünyâ

Kilâbdır dahi tullâbı virir Hak anı a'dâya

Page 6: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

6

Ve buyurmış ki dünyâ hubbıdır başı kamu zenbin

Hudâ-yı Lem-Yezel virmez anı hizb-i ehibbâya

Anı dostlarına dahi virir Mevlâ dir isen bil

Gönül virmezler anlar hîç ne dünyâya ne 'ukbâya

Kişi bir dilber-i ra'nâyı sevse cân u gönülden

Yanar 'ışkı ile anın düşer mi gayrı sevdâya

Kifâf mikdânna üç nesnenin râzî vü kâni' ol

Biri mesken biri melbes dahi bir kas'a çorbaya

Buhulden ihtirâz eyle bahîlı çünki Hak sevmez

Sever cömerdi hem idhâl ider cennât-ı 'ulyâya

Elinde var iken fursat hemân sa'y-i belîg eyle

Sa'âdet bulayım dirsen işini koyma ferdâya

Kamudan nefsini alçak tutub eyle tevâzu' sen

Bu râhın ehline çünki tevâzu' oldı sermâye

Hudânın ni'metini hem suçunı i'tirâf eyle

Güvenme zerre mikdârı kemâl ü zühd ü takvâya

Günâhım çok deyü kesme ümîdi bahr-ı rahmetden

Ki 'afv olunsa heb gümrâh nakıs gelmez o deryâya

Bulub bir şeyh-i kâmil gir erenler gitdiği râha

Olur kalbinde hâsıl 'ışk ki oldur vuslata mâya

Şerî'atsız tarîkat işi bitmek mümteni' zîrâ

O bir kapu ki andan irilür maksûd-ı aksâya

Ana kim ki ider ta'zîm odur mü'min velî Hakka

Dahi mülhid münâfık şol ki uymaz şer'-i zîbâya

Buyurmışdur Resûlullah kaçın siz ehl-i ilhâddan

Uyuz gibi sirayet eyler ol lâ-büd esihhâya

Tefekkür eyle âyâtında hem Hallâk-ı ekvânın

Dilinden zikrini kesme irersin câh-ı bâlâya

Hudâdan iste gel 'ışk-ı hakîkî geç mecâzîden

Nedâmet eyledi Mecnûn sonunda 'ışk-ı Leylâya

Nasîhat itdi Kuddûsî sana bu on tokuz beytde

Tutarsan vâsıl olursın anı bî-şübhe Mevlâya

7

Hudâ her şeyi halk idüb komış yirlü yirince

İderler cümlesi ana 'ibâdet rütbesince

Page 7: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

7

'Abes bir nesne yokdur kim ola bî-fâ'ide hâşâ

Büyük küçük duruşur hıdmetine cüssesince

Hemân bir sen misin kulluk iden ey ibn-i Adem

Hudâya cümle mevcûdât ider tesbîh dilince

Beher nev'in cihanda var-durur bir hıdmeti kim

Anı bir nev'-i âhâr göremez teklîf olunca

Dahi bunlarda vardur çok menafi' çok mesâlih

Sana ma'lûm olısar sıdk-ıla idrâk idince

Deve at har dahi sâ'irleri yük götürürler

Koyun keçi inek süd viriserler sağılınca

Tolaşub tağ u bâğı bal arusı emr-i Hakla

Alur dürlü çiçekden balı sen yirsin toyunca

Köpek avlar dahi bekler tolanur gice gündüz

Kedi fâre tutar dahi mazarratı bulunca

Dahi fâre yılanı yir bulub vakt-i şitâda

Yılan da fâreyi tutub yudısar yaz olınca

Yılanın yarası olursa vay ana ki zîrâ

Biriküb 'akıbet ihlâk ider anı karınca

Nazar kıl Hak Te'âlânın kemâl-i kudretine

Ki filden intikâm alır o asgar bili ince

Dahi çok nefi koymaz devşirir yirden hubûbı

Kapub etmek ufacıklarını alur görünce

Eğer kim olmasa fâre yılan dünyâyı zabt eyler

Ve fâre zabt ider dünyâyı yılan olmayınca

Tonızlan böceğinde var menâfi' dürlü dürlü

Biri bu kim tutub yir 'akrebi tâ dükenince

Kıyâs it bunlara var on sekiz bin dürlü halkı

Nefi'siz nesne yok filden karıncaya varınca

Bi-küllî ferd-i mahlûkât melek hem cin cemâdât

Çalışub hıdmet iderler kamu hâllü hâlince

Hevâda dahi yirde suda taş ağacda Mevlâ

Yaratmış dürlü hayvânât semâvâta varınca

Nola şu şöyle olsaydı diyecek yir komamış

Bilürsin anı Kuddûsî tefekkür eyleyince

8

Page 8: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

8

Re'is-i 'âlimân u fâzılândır Hamza Beg-zâde

Habîb-i 'ârifân u kâmilândır Hamza Beg-zâde

Tonuk göfiülleri açar olur 'âşıkiar-ıla yâr

Marîzin zahmına tîmâr kılandır Hamza Beg-zâde

Sevişir ehl-i 'ışk-ıla sever 'uşşâkı sıdk-ıla

Derûnı derd-i şevk-ıla tolandır Hamza Beg-zâde

Ezelden nûş idüb câmı olub mest cümle endâmı

Bu yolda 'âr ile nâmı atandır Hamza Beg-zâde

Seviben cân u dil yârin unutmış fikr-i ağyânn

Yolma yârinin varın koyandır Hamza Beg-zâde

Bakub gayretle eflâke döker gözyaşı pek hâke

Beher hâl şâh-ı levlâke uyandır Hamza Beg-zâde

Düşüb bir özge sevdâya idüb ikbâli Mevlâya

Gönül fülkini deryâya salandır Hamza Beg-zâde

'Alî anda güzel ismi unutmış 'âdeti resmi

Hemân 'ışk odına cismi yanandır Hamza Beg-zâde

Kanı bir oldı ol selver sülük ehline hem rehber

Bu yolda terk-i cân u ser urandır Hamza Beg-zâde

Ayık sanur gören anı ol ise cür'a sekrânı

Erenler ile devrânı sürendir Hamza Beg-zâde

Nasîhat dâ'imâ işi bulunmaz böyle er kişi

Dîn içün gözinin yaşı akandır Hamza Beg-zâde

'Ulûmda râsihü'l-fâzıl fünûnda mâhir ü kâmil

Hakîkat sırrına nâ'il olandır Hamza Beg-zâde

Bulur nâs feyzi pendinde celîs ol sen de 'indinde

Arayub Hakkı kendinde bulandır Hamza Beg-zâde

Berâber medh ü zem ana sivâya meyli yok aslâ

Koyub gayrı Hakdan yana varandır Hamza Beg-zâde

Oluban şem'e pervâne yanarsın nâr-ı sûzâne

Gözinin yaşını kane katandır Hamza Beg-zâde

Girüben râh-ı merdâne viren varını cânâne

Dem-â-dem bahr-ı 'irfâne talandır Hamza Beg-zâde

Görür her şeyde Yezdânı muhîtdür çün bilür anı

Mahabbet hamrına câm katandır Hamza Beg-zâde

Sözimi eyler ol ısgâ bilürsiz kadrini zîrâ

Dimeyüb Hak söze hîç lâ tutandır Hamza Beg-zâde

Page 9: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

9

Hilâfet virdi Kuddûsî uyandırsın deyü nâsı

Gönüllerde olan pası yuyandır Hamza Beg-zâde

9

Cihânın halkına bir ni'met-i 'uzmâ halîfe

'İbâd-ı Müslimîne rahmet-i Mevlâ halîfe

Anınladır bekâ-yı dîn ilâ yevmi'1-kıyâme

Ki bu dîn-i 'azîzi eyleyen ibkâ halîfe

Sebeb kılmış hayâtına çü dînin anı Yezdân

Anınla hayy olur bu dîn ider ihyâ halîfe

Halîfe olmasa bir gün ider tuğyân kamu nâs

Anın-çün eksik olmaz ez-kadîm aslâ halîfe

Nizâm-ı mülk olur ancak anınla bu cihânda

Hudânın bir ulu nu'mâsıdur hakkâ halîfe

Dahi ol olmasa yer nâs etin ba'zısı ba'zın

Cemî'-i nâsa şefkat idici baba halîfe

Ne dîn kalur ne 'ırz ne cân ne mâl olmasa ol zât

Za'îfe ümmete bil hâris ü bînâ halîfe

Anın esrârının bilür şümârın Hak Te'âlâ

Ne mümkin eylemek idrâk 'akıl deryâ halîfe

Anınla terbiye eyler 'usâtı Mâlikü'l-mülk

'Adûyı seyf-i şevketle ider ifnâ halîfe

Görüb zâhid anın ba'zı umûrını ider ta'n

Dimez kim emr-i Hakk-ıla kılar mahzâ halîfe

Ki me'mûr 'abdidür Hakkın anın emrini işler

Mutî'i eyler idhâk 'âsîyi ibkâ halîfe

Bu vaktin halkının pes ekseri mâ'il fesâda

İder müfsidleri ta'zîbde istikzâ halîfe

Sanur câhil ki râ'îsiz ganem bulur selâmet

Ra'iyye heb ganem râ'îsi müstesnâ halîfe

Ana her kim ki eyler i'tirâz 'ârif değil ol

Bilüben kadrini medh itmeye ahrâ halîfe

Resûl sultânı medh itmiş hadîsinde katî çok

Dimiş mazlûmlara hoş melce'-i me'vâ halîfe

Buyurmış hem ki sultân sâye-i Hallâk-ı halkdur

Muhakkak şübhesiz bil sâye-i kübrâ halîfe

Page 10: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

10

Dimiş hem ana ikrâm idene ikrâm ider

Hak Dahi mubgızlara buğz-ı 'azîz zîrâ halîfe

Dahi ana ihânet idene eyler ihânet

'Ulüvv-i kadrini fehm it şeh-i zîbâ halîfe

Hudânın sevdiğin çünki sever imiş kamu halk

Bilür Hak dostı oldığın kamu eşyâ halîfe

Yazılur defterine cümle halkın ecr-i misli

İder pes cümlesinin hakkını îfâ halîfe

Hadîs çok medhi hakkında selâtînin velâkin

Bulunmaz böyle kılan 'âlemi ahlâ halîfe

Dimişler sırr-ı levhi keşf idenler bu nesilden

Gelenler heb olurlar gün gibi rahşâ halîfe

Yedi iklîme şâmil nûrı bu nesl-i 'azîzin

İder dîn düşmenin diz üstine icsâ halîfe

Dimiş ihyâ kitâbında Ebû Hâmid ki sultân

İderse zulmi seksen yıl dimem ednâ halîfe

Eşedd andan ki bir demde ra'iyye itdiği şer

Güneş-tek nef'i şâyi' 'âleme bil hâ halîfe

Husûsâ bu halîfe kim adı 'Abdülmecîddür

Yedi ceddinden artık ekrem ü eshâ halîfe

Sever sâlihleri eyler hemîn ihsân telattuf

Virir muhtâclara dînâr ider iğnâ halîfe

Özi pâk gıll u gışdan kendü pâk bir pâdişâhdur

Bulunmaz bu zemânda böyle bî-hem-tâ halîfe

Yapar her işini Mevlâ güzel sen sonına bak

Olur bir gün ki dirler cümle halk a'lâ halîfe

Cehûl inşân cehâletle lisânın eyler ıtlâk

Dimez ahkâm-ı takdiri ider icrâ halîfe

Murâdım bu halîfe hazretin medh ü senâdan

Cemî'-i halk disünler Bâyezîd-âsâ halîfe

Yaşım yitmiş dahi dörtdür beni zann itmeniz kim

Garaz ancak ide câh u zeheb i'tâ halîfe

Bana virmez mi şu sinnimde rızkı Râzıku'l-halk

Hulâsa göremezsin böyle bir ra'nâ halîfe

Olalım rûz u şeb meşgûl du'âya anın içün

Ki bulsun dü cihânda rütbe-y i bâlâ halîfe

Page 11: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

11

Yalan dimen bu Kuddûsî fakîrin sözine kim

Yakında gelmemiş böyle melek-sîmâ halîfe

10

Hak size gönderdi bizi hıdmet-i irşâd ile

Güç imiş dünyâda 'işret eylemek ezdâd ile

Çekdiğim zahmet meşakkat içinizde bî-hisâb

Yanınızda çün berâberdir sitem imdâd ile

Eylik iden kimseye kemlik iden imiş habîs

Noldığınız oldı ma'lûm işbu memkûtât ile

Başsız 'asker gibi herkes kendi cinsiyle gezer

Ülfet itmezler hemîn 'ubbâd ile zühhâd ile

Kaçdım arslandan kaçar gibi Hudâ tevfîk idüb

Ayağımda dürlü dürlü bend ü bağ asfâd ile

Aldanub erkek nisâ cümle cihânın nakşına

Eylemişler erler ünsiyyet zen-i bî-dâd ile

İçinizde ehl-i dünyâ çokdur ahret ehli az

Ehl-i Mevlâ gizlü bilinmezler aslâ ad ile

Kimi bilüb evliyâdan oldığın âgâh olur

Kimi bilmez hîç makamın üns ider enkâd ile

Ehl-i dünyâ sûretinde var nice Hak dostları

Saklamış anları halkdan sûret-i berbâd ile

Gayret itdim ben sizi îkâz u irşâd itmeğe

Kaçdınız benden nice dem kalb ile ecsâd ile

Ben öğüt virdikce size itdiniz buğz u cefâ

Dün ü gün itdim nidâ toldı cihân feryâd ile

Cîfe-i dünyâya her kim ki mahabbet eyler ol

Kopısar Kârûn ile Nemrûd ile Şeddâd ile

Dahi ahmak kuldur ol kim cennet içün çalışır

Dûr olub ol Bânîden kalur hemân bünyâd ile

Olmayınca 'ışk u ihlâs ehl-i Hak olmaz mürîd

Hâsıl olur kalbde 'ışk ism-i Hudâyı yâd ile

İtmek-ile zikri girer cennete paşa vü mîr

Kavl-i Peygamber-durur bu bil sahîh isnâd ile

Hem buyurmuş cümle zikrin efdali tevhîd-durur

Hak celîs olur kulına ismini çok yâd ile

Page 12: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

12

Nefsimi 'add eyledim ehl-i kubûrdan ben bugün

Ülfeti yok gönlümün ezvâc ile evlâd ile

Pîr ü 'âciz olmışam mevtim yakındur şöyle kim

Zikr ü istiğfârdır işim mevte isti'dâd ile

Müsta'id mevte bu Kuddûsî fakîr râzî-durur

Hâlikı alırsa nolur cânını is'âd ile

11

Sakla gönlün derdini sen söyleme hîç derdsize

Derdi kazan sa'y idegör kat giceyi gündize

Derdi olmayan behâ' imdendir ol insân değil

Varmayalım yanına biz gelmesün yanımıza

Derd-i 'ışkdur pes murâdım zikr ile kalbe tolar

Ol kadar zikr eyle kim 'ışk tola deryâ-veş öze

Cümle zikrin efdali tevhîd buyurmışdur Resûl

Ol kadar çalış ana kim kalbinin bendin çöze

Zikr ile toğar gönülde şems ü 'irfan nûr-ı zât

Mâsivâ görünmez olur zerre mikdârı göze

Umma düşmândan vefâ nâdâna sır keşf eyleme

Sanma sâdık her sana dostum deyü gülen yüze

Hem sadîkından hazer eyle emîn olma ki ol

'Aybını düşmândan artuk bilüben katar söze

Varma nâmerd kapusına bitmez işin hem sana

Göricek hışm-ıla bakar yüzine eyler meze

Şerre bin altun virir hayra viremez birini

İstesen bir nesne andan pes kıyamaz bir koza

Mâlını itlâf ider Mevlâ kalur müflis melûl

Gider elden cümle varı kıyamaz iken aza

Ağniyânın meyli şimdi fâsık u bî-dînlere

Ehi-i Hak açlıkdan ölse dir ana gelme bize

İsteme hîç kimseden rızkı virir Rezzâk-ı halk

Her ne istersen dimez yok tâ ki varınca tuza

Di ne lâzım ise yâ Rab vir bana şu nesneyi

Sensin ancak rızkı viren çün bizim cümlemize

Page 13: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

13

Ol Semî'dür hem Mücîbdür hem Ganîdür hem Cevâd

Viriser matlûbını atmaz seni yaza güze

Gice iste gündüz iste kapusı dâ'im açık

İder ihsân cümle ins ü vahş u baykuş u kaza

Çün virir dostlarına düşmânlarına ni'meti

Gussalanma rızk içün Hâlik virir bize size

Zahiri ta'mîre meşgûl olmagıl zâhidleyin

İtme tezyîn kalıbı var kalbi 'ışk-ıla beze

İt tesebbüb yâ tevekkül besleyen Perverdigâr

Ko riyâyı kıl gönül kapusına 'ışkı reze

Ergen isen itme rağbet şu zemân hatunına

Hak didi ezvâca fitne dahi oğlana kıza

Dinle Kuddûsî kelâmın tut bulam dirsen felâh

Münkirin sağır kulağı kalbi hem benzer buza

12

Nâr-ı 'ışk-ıla yanub kül olmayan nâdâna yuf

Ölmeden evvel ölüb dirilmeyen bî-câna yuf

Kadrini 'uşşâk-ı Hakkın bilmeyüb ta'n eyleyen

Bed kelâm u bed likâ vü bed nefis hayvâna yuf

Zu'm ider ki özi yahşi tâğiyândır ehl-i 'ışk

Yuf o tâgînin özine itdiği tuğyâna yuf

Mü'minin budur nişânı ki seve mü'minleri

Ehl-i îmâna 'adâvet eyleyen düşmâna yuf

Zemm ü istihzâ vü gıybet itmek anın 'âdeti

Ana inşân deyü rağbet eyleyen insâna yuf

Söyleyüb elfâz-ı küfri güldürür nâsı müdâm

Dinleyüb anın kelâmın gülüşen yârâna yuf

Ger gazab eylerse kalmaz anda aslâ 'akl u dîn

Bî-vefâ vü 'akl u hem bî-dîn ü bî-îmâna yuf

Kândır gamz u nemîme kizb ü sebb ü ifk ü zem

Halk içinde fitneyi îkâz iden fettâna yuf

Çün virir dostlarına düşmânlarına ni'meti

Gussalanma rızk içün Hâlik virir bize size

Zahiri ta'mîre meşgûl olmagıl zâhidleyin

İtme tezyîn kalıbı var kalbi 'ışk-ıla beze

Page 14: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

14

İt tesebbüb yâ tevekkül besleyen Perverdigâr

Ko riyâyı kıl gönül kapusına 'ışkı reze

Ergen isen itme rağbet şu zemân hatunına

Hak didi ezvâca fitne dahi oğlana kıza

Dinle Kuddûsî kelâmın tut bulam dirsen felâh

Münkirin sağır kulağı kalbi hem benzer buza

12

Nâr-ı 'ışk-ıla yanub kül olmayan nâdâna yuf

Ölmeden evvel ölüb dirilmeyen bî-câna yuf

Kadrini 'uşşâk-ı Hakkın bilmeyüb ta'n eyleyen

Bed kelâm u bed likâ vü bed nefis hayvâna yuf

Zu'm ider ki özi yahşi tâğiyândır ehl-i 'ışk

Yuf o tâgînin özine itdiği tuğyâna yuf

Mü'minin budur nişânı ki seve mü'minleri

Ehl-i îmâna 'adâvet eyleyen düşmâna yuf

Zemm ü istihzâ vü gıybet itmek anın 'âdeti

Ana insân deyü rağbet eyleyen insâna yuf

Söyleyüb elfâz-ı küfri güldürür nâsı müdâm

Dinleyüb anın kelâmın gülüşen yârâna yuf

Ger gazab eylerse kalmaz anda aslâ 'akl u dîn

Bî-vefâ vü 'akl u hem bî-dîn ü bî-îmâna yuf

Kândır gamz u nemîme kizb ü sebb ü ifk ü zem

Halk içinde fitneyi îkâz iden fettâna yuf

Öğredirler anı hussâd şeyhe dahi eyle deyü

Öğreden hussâda hem şeyhine taş atana yuf

î'tirâz eyler Cenâb-ı Hakka hem Cebrâ'île

Şeyhine itmez mi yâ ol 'âsî-yi Rahmâna yuf

Asdikâyı fırka fırka eyleyüb İblîs gibi

Ara yirde ceng ü gavgâ buğz u kîn koyana yuf

Nân-ı ni'met 'îş u sohbet hakkını nisyân idüb

Şol kuduz hay vân gibi her gördiğin kapana yuf

Çün 'ayân oldı bu yüzden dostımız düşmânımız

Bize dostluk gösterüb gizlü 'adû olana yuf

İsteyen bizim rızâmız varmasun hîç yanına

Bize rağmen ol sefîhin yanına varana yuf

İtmeniz anınla ülfet ey bizim ahbâbımız

Page 15: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

15

Pes didik ol münkire yuf hem ana uyana yuf

Hâsılı anda vefâ yok bilüriz lâkin ana

Taş virüb Kuddûsîye ur diyüben salana yuf

13

Ey Cevâd u Lem-Yezel eyle bana 'ışkı semâh

Bula sadrım 'ışkın ile inşirâh ü infısâh

Komagıl bu zulmet içre gönlümi yâ Rab meded

Âfitâb-ı 'ışkı gönder giceler olsun sabâh

Nefs-i emmârem fesâda meyl ider turmaz hemân

Nâr-ı 'ışkınla anı yak ki ola işi salâh

Düşmenim yanımdadır pes fursatım gözler müdâm

'Işkını virgil Hudâyâ urayım ana rimâh

Enbiyâ vü evliyâ vü sâlik ü mürşid kamu

Eylediler 'ışkını nefs-i 'Azâzîle silâh

'Işk-ıla itdi tekarrüb heb mukarrebler sana

'Işk-ıla buldı firakından kamu 'âşık felâh

'Işk-ıla irdi yüce menzillere ehl-i visâl

'Işk-ıla hûrî iderler cennet ehli pes nikâh

'Işk-ıla bozdı Nebî Mûsâ 'âdânın sihrini

'Işk-ıla esdi Nebî Ya'kûba Yûsufdan riyâh

'Işk-ıla sabr itdi Eyyûb derdine âh itmedi

'Işk-ıla buldı yine derde şifâ oldı sıhah

'Işk-ıla dostın Halîle nâr-ı Nemrûd oldı nûr

'Işk-ıla 'îsâ Nebî itdi semâvâta tamâh

'Işk-ıla server Muhammed Sidreye itdi 'urûc

'Işk-ıla cümle nebîler içre pes oldı hicâh

'Işk-ıla 'âşıkların nâlân olurlar rûz u şeb

'Işk-ıla her dem mecâzib iniler bî-irtiyâh

'Işk-ıla sell-i süyûf eyler 'adûya gâziyân

'Işk-ıla tuymaz şehîdler hergiz âlâm-ı cirâh

'Işk-ıla kat'-ı mesâfe eyler ebdâlin senin

'Işk-ıla uçar melâ'ik anlara 'ışkdur cenâh

Sırr-ı 'ışkı gizlemek müşkil katî 'âşıklara

Kim ki oldıysa giriftâr oldı anın 'aklı zâh

Her kimin gönli evine dâhil oldıysa bu 'ışk

İşleri olur dem-â-dem âh u efgân u nibâh

Page 16: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

16

Şol kişi kim nâr-ı 'ışkınla yanub kül olmadı

Ol denî nâkes görür mahşerde yarın iftizâh

Dâr-ı dünyâda eğer 'ışkınla rüsvâ olsa merd

Cennet içre yapılur ana nice 'âlî serâh

Yâ ilâhî vir bu Kuddûsî gedâna 'ışkını

Ol cemâl-i bî-misâlin göre fazlınla kefâh

14

Tesmiye kıldı erenler Bor iken Nûr adını

İtdi çok zîrâ Hudâ 'uşşâkını 'ubbâdını

Ekserî halk-ı mesâkin ü 'avâciz ise de

Gönderir Rezzâk-ı 'âlem cümlesinin zâdını

'Alimi çok tâlibi çok ez-kadîm hem sâlihi

Zâkiri çok eylemez terk rûz u şeb evzârını

Kâdirî sâliklerinden oluban uyandılar

Heb severler kendini Geylânını Bağdâdını

Çoğı çulha rencberi çok ağniyâsı borçlu hem

Kesmesün Mevla o kavmin 'avnini imdâdını

Bid'ati az zîneti az sâ'ire nisbet ile

Nâsihin pendin tutarlar mürşidin irşâdını

'Afvı gâlib kezmi gâlib kîn 'adâvet tutmayub

Biri birinin temennî eylemez berbâdını

Çün peder merhûm iderdi anı tercih Mar'aşa

Görüben kurrâsını huffâzını zühhâdını

Görmedim hîç böyle bir kavm ki zekâtların virir

Hak Te'âlâ eylemiş çok anların hussâdını

Köyleri çok imiş evvel cümlesi olmuş harâb

Eyleyüb vîrân harâmîler kamu bünyâdını

Eylesün rahmet Hudâ 'Abdülmecîd sultâna kim

Kahrı ihlâk eyledi yer yüzinin bî-dâdını

Oğlu Mahmûd Hânı da mansûr muzaffer eylesün

Hem muvaffak eylesün anı dahi evlâdını

Rahmet itsün hem kamu ecdâdına eslâfına

Dû cihânda saklasun Mevlâ anın ecdâdını

Hoş tecellî eylemiş ol nesl-i pâke zü'l-Celâl

Hem zahîr itmiş kamu aktâbını evtâdını

Page 17: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

17

Sâhibi yokdur Hudâdan gayrı işbu beldenin

Kahr u ihlâk eylesün Mevlâ anın hussâdını

İçlerine bir garîb gelse unudur beldesin

Gezdirüb seyr itdirirler bakce-i âbâdını

Eyledi Türkmânca medhini Kuddûsî anın

Medh ider her kim görürse bâg u mâ' ü bâdını

15

Dimiş Hakkın Resûl-i bâ-safâsı

Beher derdin cihânda var devâsı

Günâh derdine istiğfâr devâdur

Ki Mevlânın bize ulu 'atâsı

Devâm iden ana mağfûr olur çün

Çün eyler mağfiret anı Hudâsı

Beher gün it yüz istiğfân zîrâ

İderdi böyle Hakkın Mustafâsı

Gelürse başına dünyâda sıklet

Yidi yüz kerredir bil müntehâsı

Murâd hâsıl olıcak yüze indir

Anı terk itme artsun kalb cilâsı

Günâh-kârâne istiğfâr emândur

Anınla def olur cümle belâsı

Günâh-kârdur bu ümmet Hak Gafurdur

Dimiş hem ol Hudânın âşinâsı

Günâh işlenmede var dürlü hikmet

Diyendir asfiyânın pîşvâsı

Yimese dâneyi cennetde Adem

Olur mıydı bize Hakkın hüdâsı

Cihân toldı anın zürriyyetiyle

Ki hadsiz enbiyâ vü evliyâsı

Tolar cennet dahi evlâdı ile

Değil beyhûde anın ibtilâsı

Terakkî buldı ol suç-ıla Adem

Bu hikmetler içündür ictirâsı

İder Hak mağfiret suçın bileni

Günâhı olsa da yir gök arası

Musirr olma günâha çünki Şeytân

Page 18: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

18

O yüzden oldı la'net mübtelâsı

Ana uyan cehennem ehlidir pes

Musirr olanların nârdır cezâsı

Bu Kuddûsî fakîrin pendini tut

Dime kardaş anın sözi nolası

16 ve 17. şiirler arapçadır.

18

Ey ibn-i hâlî ko kîl ü kâli

Kesb eyle hâli seyr it cemâli

Cümle sivâdan kes nazarı sen

Gönlüni 'ışkdan eyleme hâlî

Zikre devâm it 'ışkı idâm it

Nefsini râm it çekme vebâli

Gönlüni yorma Hakdan ayırma

Gözini ırma gözle visâli

Nefsine nfk it yoluna bin git

Pendimi işit görme melâli

Mâla sevinme alçağa inme

Meslek idinme râh-ı dalâli

İlleri yirme kendini görme

Hırs-ıla dirme mâl ü menâli

Dostum özle vechini gözle

Sırrını gizle bulma nikâli

Zühde tay anma 'ilme kıvanma

Özüni sanma buldı kemâli

İsteme devlet çekme meşakkat

Kor gider elbet her kişi mâlı

'Ömri ziyâne virme divâne

İtme bahâne ehl ü 'ıyâli

Mürşide vir el turma çalış gel

Perde tağın del özle visâli

'Işkı gıdâ it derde devâ it

Terk-i sivâ it bul Müte'âli

Bâb-ı şerî'at ulu be-gâyet

Girmeyen elbet buldı zevâli

Page 19: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

19

Lübdür hakîkat zarf-ı tarîkat

Kışr-ı şerî'at anla me'âli

Sırr-ı şerî'at oldı tarîkat

Şân-ı hakîkat a'le'l-e'âlî

'Işka gulâm ol mest-i müdâm ol

Nâvil-i câm ol hamr-ı zülâli

İste Hudâyı gözle rızâyı

Olma mürâ'î görme habâli

Kavle inanma odlara yanma

Bâkîye sanma zili u hayâli

'Işk-ıla inle ol bu deminle

Sözümi dinle tut bu hısâli

Kuddûsîden al öğüdi sen bul

Çalışuban al menzil-i 'âlî

19

Günâhlar'afv iden Gaffâr değil mi

' Ayıblar setr iden Settâr değil mi

Günâhım çok deyü kesme ümîdi

Ki kânıt ekfer-i küffâr değil mi

Günâhın nef i vardır Müslimâna

Diyen Peygamber-i Muhtâr değil mi

Günâh eyler kulı ehl-i temellük

Tevâzu' inkisâr hoş kâr değil mi

Günâh-kâr kurtılur ucb u kibirden

Tekebbür ekber-i evzâr değil mi

'Azâzîli sezâ-yı la'net iden

Gurûr u 'ucb u istikbâr değil mi

Özini ahkar-ı mahlûk tutanlar

Ulü'l-elbâb ulü'l-ebsâr değil mi

Günâh işlenmese kim ola mağfûr

Gönül rencine ol tîmâr değil mi

Günâhını bilen bulur selâmet

Günâhım yok diyen bî-'âr değil mi

Günâhın i'tirâf itmekle mü'min

Terakkî idiser her bâr değil mi

Page 20: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

20

Günâhda hikmeti bî-had Hakîmin

Günâhda bî-şümâr esrâr değil mi

Günah-ile iden çokdur tekarrüb

Ki tevvâblar kamu dostlar değil mi

Günâh itmez zarar yârân-ı Hakka

Ehibbâsı anın anlar değil mi

Günâh nebbâş velî olmağa bâ'is

Ki tâ'ib yâr-ı Hakka yâr değil mi

Günâhı nefsine isnâd idenler

Hudânın sevdiği ahyâr değil mi

Günâh takdîr ile oldı diyenler

Re'îs-i zümre-i eşrâr değil mi

Günâh-kânn var ise havf u zilli

Mutî'ifi 'ucb u kibri var değil mi

Günâh-kâr mu'terif cürm ü günâhın

Benim diyen muti' berdâr değil mi

Mutî'in nâz u istiğnâdur işi

Günâh-kâr müftekır zinhâr değil mi

Mutî'in matlabı 'izz ü teraffu'

'Usâtın hâli istihkâr değil mi

Mutî'in maksad-ı aksâsı cennet

O miskîn tâlib-i ağyâr değil mi

Günâh-kâr tevbe-kâr olub sonunda

Hudâsın zikr ider ağlar değil mi

Gice gündüz hemân dir Allah Allah

O zâkir 'âşık-ı dil-dâr değil mi

Gurura düşdi İblîs oldı merdûd

Ki mağrûr efcer-i füccâr değil mi

Kıvanma 'ilm ü a'mâl kesretine

Kıvanmak mûcib-i idbâr değil mi

Hudânın kullarını yirme aslâ

İli dîn-dâr bilen dîn-dâr değil mi

Nasîhat eylemek ihvân-ı dîne

Güzel haslet güzel güftâr değil mi

Nasîhat dutmayan mağrûr le'îmin

Cehennemde cezâsı nâr değil mi

Page 21: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

21

Bu Kuddûsî günâhda bî-nazîr hem

Rahîmin rahmetin umar değil mi

20 Arapçadır

21

Başıma geldi benim bir derd ki hîç dermânı yok

Olmışam bîmâr ü nâçâr sıhhatin imkânı yok

îdemez Lokmân Hekîm olsa dahi ana 'ilâç

Bu sözüm gerçek-durur kardaş inan yalanı yok

Gülşen-i dîdârı 'âbid çün temâşâ itmemiş

Bildiği oruç namâz hac âhı yok efgânı yok

Derd imiş dermânı derdin derdsize dirler himâr

'Ucb ile tolu içinde âteş-i sûzânı yok

Derd-i 'ışkdur didiğim her kişiye olmaz nasîb

Bir mübârek tuhfe kâr kim haybet ü hüsrânı yok

Mürşid-i kâmil bu 'ışk inşân arar irşâd içtin

Nice bin hayvân gezer içinde bir inşânı yok

Ehl-i 'ışk olmağa himmet eyle sen de kendine

'Işkı olmayanların var cismi lâkin cânı yok

'Âşıkın artar yakîni 'ışkı oldukça mezîd

Her kimin yokdur yakîni dîni yok îmânı yok

Yok imiş 'ışka nihâyet kimse bilmez haddini

Bir ulu deryâdır ol kim haddi yok pâyânı yok

Dürr ü mercân bahr-i a'zamda bulınur bî-gümân

Bahr-i asgardan ne hâsıl dürri yok mercânı yok

Bahr-i a'zam 'ilm-i bâtın dürr ü mercân ma'rifet

Bahr-i asgar 'ilm-i zâhir ehlinin 'irfânı yok

Dir isen ki ben bu 'ışkı nice tahsîl ideyim

Ne alınur ne satılur sevki yok dükkânı yok

Benzemez zâhir işine ki ta'allüm olma

Hocası yok mektebi yok meclis ü meydânı yok

'İlm-i zâhir kesb-ile hâsıl olur hirfet gibi

'Işk bilinmez kesb olınmaz ismi mevcûd sânı yok

Bu su'âlin vireyim cevâbını sana işit

Tâlib-i sâdık irer matlûbına hırmânı yok

Tenrisini isteyen bulur dinür dilde mesel

Page 22: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

22

Sıdk-ıla 'ışk isteyen bulmaz mı hey iz'ânı yok

Ol kadar iksâr-ı zikr it ki münâfıklar sana

Diyeler Mecnûn mürâ'î 'aklı yok erkânı yok

Katre katre gönlüne deryâ gibi 'ışk dola tâ

Diye nâs erbâb-ı 'ışk içre anın akrânı yok

Buldı taklîd ile Kuddûsî bu 'ışkı çünki ol

Bir mukallid idi ki hîç 'ilmi yok ferzânı yok

22

Şol gönül kim içine girdi bu 'ışk

Mâsivâyı çıkarub sürdi bu 'ışk

Nice 'iffet ehli perhîz-kârların

'Ar u nâmûs şîşesin kırdı bu 'ışk

Çok kerâmet sahibi mürşidlerin

Dil evine küfri toldurdı bu 'ışk

Şeyh-i San'ânın düşünde bir gice

Kâfirin kızını gösterdi bu 'ışk

'Aşık oldı cân u dilden ol kıza

Gice gündüz oda yandırdı bu 'ışk

Var idi dört yüz müridi anlara

Levh-i mahfûz keşfini virdi bu 'ışk

Geldi anlar ile şehr-i Kaysere

Anda kızı şeyhe buldurdı bu 'ışk

Bulmadı bir çâre vuslat ol kıza

'Akıbet dînine döndürdi bu 'ışk

Mürşid-i halk-ı Yemen iken ana

Bir zemân hınzîri gütdürdi bu 'ışk

Geldi hâtifden nidâ bir gün hemân

Emr-i Hakk-ıla uyandırdı bu 'ışk

Döndi Hak dînine ol demde hemîn

Dil sarâyın sildi süpürdi bu 'ışk

Eyledi hak dîni kız dahi kabûl

Pes kıza hak dîni bildirdi bu 'ışk

Kız Yemen iklîmini ârzûladı

Gönline îmânı toldurdı bu 'ışk

Yum gözini didi Şeyh kıza o dem

Kızı bir deryâya taldırdı bu 'ışk

Page 23: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

23

Aç gözini didi açdı kız gözin

İkisin San'âya irdirdi bu 'ışk

Nice demler ağladub Kuddûsîyâ

'Abd-i Rezzâk şeyhi güldürdi bu 'ışk

23

Selâtîn-i cihânın a'zamı sultân-ı İslâmbol

Nücûm-âsâ tecemmu' eylemiş merdân-ı İslâmbol

Bilâd-ı Müslimîne kûh-ı kâf-tek sedd-i muhkemdir

Gazâ ecrin alurlar bî-'aded sükkân-ı İslâmbol

Halîfe oldığı yirde biriktir evliyâ dirler

Katı çok bu ecilden sâhib-i 'irfân-ı İslâmbol

İhâta idemez 'akl-ı beşer esrânnı aslâ

Ne mümkindir bilinmek hikmet-i ferzân-ı İslâmbol

Münâcâtı harâbâtı erenler eksen nâsı

Sanur zâhid ki heb füccâr-durur mestân-ı Islâmbol

Sıfât-ı halk ile eyler tesettür evliyâullah

Olur bu vech-ile kuvvetli sıddîkân-ı İslâmbol

Gürûh-ı ehl-i hâl il 'ışk u cezbe bî-şümâr anda

Dem-â-dem dost-ıla cünbişde meczûbân-ı İslâmbol

Sınık gönülleri ta'mîr iderler hûb devâlarla

Bu ahlâk ile rif'at buldığı a'yân-ı İslâmbol

Beşâşet tatlu dil i'zâz u ikrâm u tevâzu' hem

Tahabbüb hem telattuf pîşe-i yârân-ı İslâmbol

Mürüvvet merhamet re'fet-durur 'âdâtı ol kavmin

Garîb ü bî-kese rağbet ider ihvân-ı İslâmbol

Varan ol beldeye irer murâdına mücerrebdür

Olur handân u mesrûr lâ-cerem mihmân-ı İslâmbol

Anı medh eylemişdir on sekiz bin 'âlemin fahri

Budur ez-cümle memdûhiyyete bürhân-ı İslâmbol

Eğer 'âlim eğer câhil eğer sâlih eğer tâlih

Tarîk ehli fakır ü tâcir ü hâkân-ı İslâmbol

Kamusı 'âşıkân-ı Hazret-i Şâh-ı rüsüldür hem

Severler âlî hem ashâbı müştâkân-ı İslâmbol

Tolu 'ilm ü ma'ârif ehli Eflâtûnleyin zâtlar

Muvaffak ma'rifet tahsîline insân-ı İslâmbol

Page 24: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

24

Cevâmi'de medârisde ider kesb-i 'ulûm tullâb

Beher vech-ile büldân üzre var rüchân-ı İslâmbol

Tekâvîde zevâyâda çalışur zikre 'âşıklar

Ki 'ışk odına yanmak kân dervîşân-ı İslâmbol

Kişi sâlihleri sevmekle anlardan olur lâ-büdd

Muhibbân heb ulu kiçi nisâ sıbyân-ı İslâmbol

Kazâya râzıyân anlar belâya sâbirân cümle

Rızâ vü sabr u teslîm ü tevekkül şân-ı İslâmbol

Ki bir anda yanar meskenleri 'uryân kalurlar pes

İder biri birini tesliye 'uryân-ı İslâmbol

Bu 'âlemde virir Yezdân belâyı sevdiğine bil

Sever İslâmbolın mü'minlerin Yezdân-ı İslâmbol

Bizim bir kâsemiz kırılsa olunz katı gam-nâk

Cihânda yok-durur her vech-ile akrân-ı İslâmbol

Görür özini yahşi ehl-i İslâmboli kem sûfî

Özi düşmân-ı Hak iken olur düşmân-ı İslâmbol

Yiyüb içüb giyüb dürlü-be-dürlü ni'metini ol

Teşekkür yirine eyler hemîn küfrân-ı İslâmbol

İder buğz u 'adâvet Kird-gârın dostlarına çün

Kubâb altında dostlarla gezer dostân-ı İslâmbol

Kimi görse koyub tartar terâzüsine ol ahmak

Sanursın ki virilmiş destine mîzân-ı İslâmbol

İki fırka kılar nâsı biri nâcî biri hâlik

Necât ehlinden eyler nefsin ol nâdân-ı İslâmbol

Tekebbür eyleyüb dâ'im öğer özini ol miskîn

Gurûr u 'ucb-ıla dir çok-durur tuğyân-ı İslâmbol

Günâh işler bu ümmet mağfiret eyler Gafûrdur Rabb

Değil mi yohsa ümmetden güneh-kârân-ı İslâmbol

Günâhın nef i vardır mü'mine buyurdı Peygamber

Ki oldur 'âmmenin Lokmânı hem Lokmân-ı İslâmbol

'Abes mi nefs ü İblîs ü hevâ şehvet bu inşânda

İder mi zan ki 'afv olmaz 'aceb 'isyân-ı İslâmbol

Olur taksîmde gufrân müznibe 'isyânı mikdân

İdiser mağfiret Rahmân-ı halk Rahmân-ı İslâmbol

Resûl didi 'azâb yok âhiretde ümmetime hîç

Page 25: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

25

Bu ümmetden değil mi yohsa gümrâhân-ı İslâmbol

'Azâbı ümmetin dünyâda çekdiği belâlardır

Bu ümmetden değil mi sâhib-i îmân-ı İslâmbol

Hudâ bu ümmete uyhu virir imiş cehennemde

Cinân içre olurlar şâd-mân giryân-ı İslâmbol

İdelim dâ'im istiğfâr cemî'-i mü'minân içün

Be-küllî kulların Hannânıdur Hannân-ı İslâmbol

Hadîs-i beşşirû ile 'amel it sen de ey vâ'iz

Recâ itsün Hudânın rahmetin sekrân-ı İslâmbol

Ne tenfîr it ne ta'sîr it hemân teysîr ü tebşîr it

Ne taknît it ümîdi kesmesün meccân-ı İslâmbol

Ne teşdîd it ne tazyîk it ki rahmet bahr-i evsa'dur

Ne terhîs it ki ruhsat bulmasun şübbân-ı İslâmbol

Recâ vü havfı ta'lîm idüben tergîb ü tehdîd it

Ki kansunlar işidüb pendini 'atşân-ı İslâmbol

Makarr-ı evliyâ vü 'ârifân ol belde-i zîbâ

Bakuban zâhire itme sakın bühtân-ı İslâmbol

Nasîhat eyle kavl-i nerm-ile nâzik-durur anlar

Zemîn ü âsümânın halkı heb a'vân-ı İslâmbol

Kebâ'ir irtikâb-ile dinilmez mü'mine kâfir

'Usâtı itme tekfir olmagıl fettân-ı İslâmbol

Bu ümmet ümmet-i merhûmedir pek çok şefî'âtı

Sakın olma idüben sû-i zan ta'ân-ı İslâmbol

Halîfe anda olmakla yedi iklîme mir'âtdır

İder inşân melek cin cümle istihsân-ı İslâmbol

Cesed 'âlem halîfe cân diri olmaz cesed ansız

Halîfe 'âlemin cânı-durur hem cân-ı İslâmbol

Nişânı yok velînin kimse bilmez Tenriden gayrı

Dime bu pâdişâh u 'asker ü dihkân-ı İslâmbol

Kabâda şimdi ehlullah gürûhı oldığı içün

Bu Kuddûsî fakîr olmış-durur hayrân-ı İslâmbol

Hayâ eyler bu Kuddûsî zelîl çârşûda gezmekden

İdüb zan her kimi görse ki bu arslan-ı İslâmbol

Olub meddâh-ı İstanbul bu Kuddûsî hakîr dir kim

Kazâdan saklasun Mevlâ bülenddir şân-ı İslâmbol

Page 26: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

26

24

Çünki dünyâ dârını teşrîf idüb basdı kadem

Ol Safiyullah ki Adem çekdi nice hüzn ü gam

Enbiyânın cümlesi dürlü belâlar çekdiler

Hem Hudânın dostı 'âlem fahri şâh-ı muhterem

Çâr-yâr-ı Mustafâ Sıddîk 'Ömer 'Osmân 'Alî

Al ü ashâb çekdiler dünyâda gûnâ-gûn elem

Cümle ümmet rütbesince gam yükin yüklendiler

Sen dilersin dâr-ı mihnetde safâ vü 'îş ü dem

Hasteye acı devâlar yidirir çünki tabîb

Sabr idüb anı yir ise 'âfiyet bulur dedem

Didi Peygamber ki mü'min üç belâdan boş değil

Biri zillet biri kıllet birisi dahi sekam

Olmasa inşânda bu üç nesne bil tuğyân ider

Nefs ü şeytân leşkeri bunlarla olur müntakam

'İzzet ü sıhhat dahi mâl mü'mini müşrik ider

Bunlara nâ'il olub Fir'avn didi ben Tenriyem

Dostlarına anları virmez Hudâ-yı Lem-Yezel

Her kime virdiyse zîrâ oldı anın hâli kem

'Âkil ü dânâ olan anlarla itmez iftihâr

Çünki anlar ehl-i istidrâca virilür hocam

Kahr içinde gizlemiş Hallâk-ı 'âlem lutfını

Sûretâ ni'met görinen fi'l-hakîka heb nikam

Yedi yirde mü'minin kalmaz günâhı arınur

Sıdk-ıla dinle ki anları sana bir bir diyem

Cümle dünyâda çekilen derd belâ mihnet keder

Zenbine keffâret olur görmez uhrâda sedem

Anlar-ile gitmeyüb kalur ise cüz'î günâh

Cân virirken çekdiği zahmet kabir içinde hem

Dahi mîzânda hisâbda hem sırâtda çekdiği

Mü'minin zenbine keffâret olur ey ibn-i 'am

Gâyet ile çok olub cürmi biraz kalur ise

Yanuban dûzahda sonra virilür bî-had ni'am

Nev'-i insânda terakkî var melekde yok imiş

Bu terakkiye sebeb mihnet meşakkat gussa gam

îtme Hâlikdan şikâyet halka sâbir ol hemân

Page 27: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

27

Var-durur her bir belâda nice esrâr ü hikem

Tâ'at ü 'ilm ü 'amel takvâ kerâmet gerçi hûb

Sâhibi 'ucba düşer ise olur merdûd o dem

Kibrin esbâbından olubdur bu mezkûrlar kamu

Kim tekebbür eyler ise olur alçak lâ-cerem

Sırrını tuy kadrini bil fakr u zili ü 'illetin

Anları dostlarına ihsân ider ancak Hakem

Her neden ki hoşlanursa nefsin ol şerdür sakın

Anın ikrâh itdiği nesne hayırdur itme zem

'Afiyet iste Hudâdan sen dahi Kuddûsîyâ

Bir belâ geldikde sabr it bul terakkî dem-be-dem

25

Ben bu cihâna 'irfâna geldim

Bulmağa kenzi vîrâna geldim

Cümle mevcûdât kulluk iderler

Bendelik içün sultâna geldim

Bir katre sudur çün benim aslım

Sun'-ı Hakk ile bu şâna geldim

Ana rahmine bir nutfe düşdüm

Turub tokuz ay bu hâne geldim

Dürlü meşakkat çekdim bu handa

Terbiyet içün zindâna geldim

Esdi başımdan 'ışkın rüzgârı

' Andelîb-âsâ efgâna geldim

Cümle mahlûka olmışam mir'ât

Sırr-ı pinhânı tibyâna geldim

Bu ne san'at kim bir tamla sudan

Yapdı ol üstâd bu şâna geldim

Geldiğim gibi giderim âhir

Pes iki üç gün mihmâna geldim

Ma'rifet tahsîl eylemek içün

Sıdk-ıla râh-ı merdâna geldim

Boynuma takdim tabla-i 'ışkı

Satmağa anı alana geldim

Tâlib olanlar bana gelsünler

Çünki ben ta'lîm-i ihvâna geldim

Page 28: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

28

Bildiğim mikdân öğredem anı

Hasbetenlillâh ihsâna geldim

'Işkı ister isen ol zikre meşgûl

Ben de zikr-ile bu kâne geldim

'Işkdır silâhım destime anı

Aluban kahr-ı düşmâna geldim

Dünyâ vü âhret 'âşıka perde

Atdım kamuyı Rahmâna geldim

Hüsn-i cinânı tuyıcak ruhum

'Işk-ı sıdk-ıla cenâna geldim

Yanaram 'ışkın odına dâ'im

Şem'-i cemâle pervâne geldim

'Işkı tâc idüb başıma koydum

Sahn-ı gülzâra cevlâna geldim

Dir ki Kuddûsî geçdim sivâdan

Neylerem gayrı Yezdâna geldim

26

Dünyâya emr-i Hakk-ile geldim

Anı tesbîh ü tehlîle geldim

Ma'rifet içün halkı yaratdı

Ben de 'irfânı tahsîle geldim

Çün buyurdı ben gizlü kenz idim

Bende ol remzi te'vîle geldim

Aslım benim bir katre su idi

Bu şekle gör ne hâl ile geldim

Aluban lezzet babam vikâ'dan

Cümle a'zâsından bile geldim

Bilden kopıban rıfk-ile akub

Turmayub ol dem ihlîle geldim

Ana rahmine akub ihlîlden

Hami ü sakîle tahmîle geldim

Pes iki nutfe karışub sonra

Bir kıt'a lahme tebdîle geldim

Olıcak dört ay bak sun'-ı Hakka

Şekl-i inşânı temsîle geldim

Page 29: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

29

Tokuz ay durub ana rahminde

Dünyâya cism ü cân-ıla geldim

Şekl ü sûret hîç yok idi evvel

Şimdi bu gökçek şekl-ile geldim

Tıfl-idim dilim söylemez idi

Büyüyüb sonra hoş dile geldim

İrdim bülûga 'ışk beni tutdı

Râh-ı merdâna 'ışk-ıla geldim

Gün-be-gün artdı derd-i 'ışk dilde

'Ar u nâmûsı ta'tîle geldim

Yalınız sanman siz beni zîrâ

'Işk-ıla Hakkı ben bile geldim

Gerçi bir tamla su idim ammâ

'Işk-ıla akub ben sîle geldim

Karışub sîle çağlayub coşdum

Bahri özleyüben Nîle geldim

Cümle halk Hakka ta'zîm iderler

Ben de ta'zîm ü tebcîle geldim

'Uşşâkı gördüm dosta giderler

Olmağa yoldaş ol cîle geldim

Gelmişem andan giderim ana

Ana rücû' u tebdîle geldim

'Ârif-i Hakkım ben tâ ezelden

Varlığ u birliğin bilegeldim

Dilimde zikri kalbimde fikri

Özimi ana tavsîle geldim

Bed huylarımı 'ışk himmetiyle

Hulk-ı hamîde tahvîle geldim

Gerçi taksîrim kullukda çokdur

Pes i'tizân tatvîle geldim,

Zühdün safâsm bulmadım hergiz

'Işkı kamuya tafsîle geldim

Dir ki Kuddûsî rütbemi bunda

'Avn-i Bâr ile tekmile geldim

27

Çok dâr-ı fenânın keder ü hemmi deminden

Page 30: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

30

Usandım anın mihnet ü hüzn ü eleminden

Bakdım dün ü gün hîç kuru gavgâsı dükenmez

Çekdim elimi şimdi kamu yahşi keminden

Tüccâr kati hırsa düşüben mâlı direrler

Mevti unudub cîfe-yi murdâr u haminden

İt gibi iderler biri biriyle şemâtet

Hoşlanmadım ebnâ-yı zamânın şiyeminden

Dînân tutarlar atuban dîni yabana

Gelmez şiba' anlara bu dünyâ deseminden

Muhtâcları gördikde tonar yüzleri buz-veş

Anlar da dönüb girü kaçarlar şiyeminden

A'yân-ı bilâd çevre meyil eylediler heb

Zulm-ile cihân toldı vülâtın reşeminden

Yok havf-ı Hudâ havf-ı melik zerrece aslâ

Bezdi fukarâ cân u metâ' u ganeminden

Küffâr buluben fürce nice beldeler aldı

İblîs-i la'în eyledi iğvâ saneminden

Sultâna da hîç sıdk-ıla bir tâ'at ider yok

Etbâ' u re'âyâ vü cüyûş u hademinden

İtmez vüzerâ nusret-i dîn cân u gönülden

Feth olmadığı pes rü'esânın daceminden

Vay hâline hak söyleyenin böyle zemânda

Korkar 'ulemâ çünki kuzâtın kaleminden

Hultatda hatar sâlike çokdur bu 'asırda

Pes 'uzlet iden sâlim olur halk siteminden

Dîn gayreti çekmez ne 'aceb ekseri nâsın

Az kaldı gelen hayr u nefi' dest ü feminden

Techîz-i guzât eyleyeni Hak idinir dost

Hak dostlığı yeğ iki cihânın ni'metinden

Bir akça bahîl virse gider cânı berâber

Altun ana kıymetli tamar içre deminden

Bu mâlı Hudâ virdi diyüb gâzîye virmez

Virirse hazân gibi sararır nedeminden

Zabt eylediler 'arsa-yı merdânı gabîler

Erbâb-ı 'akıl cümlesi hayrân se'eminden

Page 31: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

31

Virildi münâsib cühelâ vü bülehâya

Sorulmaz imiş Hâlik-ı kevnin hikmetinden

Teslîm-i umûr eylediler anlara ki hîç

Yok sevgilü şey mey-kedenin câm-ı ceminden

Dîn düşmeni pek itdi hücûm iki tarafdan

Tağ taş iniler top u tüfengin zememinden

Yalvaralım ol Tenri Te'âlâya ki bizi

Hıfz eyleye fazlı ile kahr u edaminden

'Avn eyleye sultânımıza 'askerine hem

Mağlûb ola düşmânlan şevk-i haşeminden

Şol rütbe hemân kalblerine toldıra ru'bı

Ki ditreyeler heybet-i tabi u 'aleminden

Teştît ide cem'iyyet-i kübrâlannı heb

Bir katrece ilkâ ide bahr-i nikaminden

Gâzîlere in'âm ide çok mâl ü ganîmet

Zer sîm ü cevâhir ni'amin bâ-kıyeminden

Sultânı vü etbâ'ını iğnâ ide şol kez

Ki bula gınâ cümlesi bâlâ himmetinden

Yardımcı kıla rûh-ı şerifini Resûlün

Yârânını hem müntahab u muhtereminden

İnzâl-i melâ'ik ide cenk eyleyeler hem

Ervâh-ı gürûh-ı şühedâ muhteşeminden

İrsâl ide kutbı dahi a'vânını cümle

Yir üzre olan ümmet-i hayrü'l-ümeminden

Hem cümleye gayret vire ki emr-i cihâdı

Yir yir tutuban kurtılavuz harb zeheminden

Yalvaralım evkât-ı seherlerde diyüb hem

Yâ Rabbi necât vir bize dâreyn zuleminden

Şu zulmet-i müstenfereden it dahi tahlîs

Hıfz it bizi ahzâb-ı 'adûnın vahaminden

Rahm itmeyicek sen bize yâ kim ide bugün

Çün muztarib olduk katı küffâr haveminden

Bu kürbeyi bizden bu sene eyle ki tefrîc

Tîz kurtılalım savlet-i a'dâ hazeminden

Gümrâhlığ-ıla başımıza geldi bu hâller

Neşr it bize nebzece hilimin diyeminden

Page 32: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

32

İblîse uyub râh-ı dalâle sefer itdik

İşidemeyüb hak sözi nefsin sameminden

Ol şâh-ı rüsül hürmetine eyle sıyânet

Bizi vü kamu ümmeti hışmın deheminden

Kat' itmeyiz elbetde ümîdi ki umarız

Sen pâdişâhın bahr-i hanân u kereminden

Noksân mı gelür rahmetine ey ulu Yezdân

Geçsen bir avıç hâk-i sefâlin töheminden

Sultâna rahim eyle husûsen ki olubdur

Dîn uğrına dil hastesi fart-ı hazeminden

Terk eyledi ecdâdı gibi hâb u safâyı

Küffâra gazab ümmete lutf u rahaminden

Çün ümmet-i merhûmeye itdin anı sultân

Bu hızmet-i 'uzmâya kemâl-i zememinden

Senden dileriz ki idesin feyzini itmâm

Kuvvet bula dîn şevket-i câh-ı 'izamından

Târîh-i sene bin iki yüz kırk dahi dörtdür

Mevlâya sığındık gazevâtın ceşeminden

Kaldı işimiz ana dileriz ki selâmet

Vire bize şu fitne-i 'uzmâ dareminden

Kuddûsî-yi bî-çâre niyâz eyleyüben dir

Ey Hak bizi kurtar şu zamânın gaseminden

28

Gör nice bülend oldığını şân-ı Üveysin

Bu ümmete hem itdiği ihsânı Üveysin

Eylerdi ana şâh-ı rüsül hubb-ı teşevvuk

Bî-had idi çün cezbe vü ferzânı Üveysin

Ol cebhe-i tâbânın açub vakt-i seherde

Hoş geldi bana dir idi reyhânı Üveysin

Arzûlar idi görmeği olmadı mukadder

Çün itdi nihân cismini Yezdânı Üveysin

Ashâbına şol kez anı vasf eyler idi kim

Olurlar idi cümlesi hayrânı Üveysin

Dir idi sa'âdetle o şâh-ı rûz-ı mahşer

Bir devr ola kim sürile devrânı Üveysin

Page 33: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

33

Pes ide şefâ'at nice yüz bin ümmete hem

İrişe nice dertliye dermânı Üveysin

Çün hırka-i mergûbesini kıldı vasiyyet

Bahş itdi safâ cânına cânânı Üveysin

Gitdiler ana itmeğe teblîg ü emânet

Ashâb-ı güzîn sevgilü yârânı Üveysin

Birisi 'Ömer biri 'Alî hem birez ashâb

Didiler olaydık nola mihmânı Üveysin

Arayub anı buldılar iklîm-i Yemende

Bir çölde kurulmış ulu dîvânı Üveysin

Gördükde 'Ömer köhne pelâs içre didi kim

Hoş geldi bana sîne-i 'uryânı Üveysin

Hem didi gerekmez bana bu câh-ı hilâfet

Görüb yüce olduğını eyvân-ı Üveysin

O1 didi birâder seni efdal bilürem ben

Sanma ki ola üstüne rüchânı Üveysin

İtdiler ana hırka-i mergûbeyi teslîm

Dünyâ tolusı buldı ferah cânı Üveysin

Didi ki revâ gördi mi ol bahr-ı keremden

Bu bürde-i şâhâneyi sultânı Üveysin

Pûs eyleyüben başına koydı anı derhâl

Ağlatdı yeri gökleri efgânı Üveysin

Ol demde varub secdeye çok itdi münâcât

Hem didi ki yâ Hazret-i Rahmânı Üveysin

Bağışlar isen ümmetini eşref-i halkın

Âbâd olur ol dem dil-i vîrânı Üveysin

Hem höşnûd olur 'âşık u ma'şûk ol sebebden

Ol eşref-i mahlûk ulu hâkânı Üveysin

Hâtif didi oldı sana bahş sülüs-i ümmet

Bahş itdi sülüs ümmeti Hannânı Üveysin

Baş indirüben itdi yine secde Hudâya

Didi dileği cümle-yi ihvânı Üveysin

Hâtif didi oldı sülüs-i ümmet dahi bahş

'Afv eyledi sülüsini Mennânı Üveysin

Kuddûsîye olur mı 'aceb lutfı müyesser

Ol bahr-ı kerem fazl u 'atâ kânı Üveysin

Page 34: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

34

29

Rabbini bilmek dilersen sen eğer 'ayne'l-yakîn

Nefsini bil kim nedir aslın düşün Hak hikmetin

Çün peder sulbında bir katre su idin bilmiş ol

Ana rahmine akuban anda turdın nice hîn

Anda kırk gün meks idüben kana oldın munkalib

Gör nice halk ider imiş kulı Rabbü'l-'âlemîn

Pes turub kırk gün dahi oldın hemân bir mud'a et

Sonra endâmın seçildi cümlesi hem yir yirin

Sureti düzen melek düzdi kamu a'zânı hem

Virdi cân Hallâk-ı 'âlem buldın inşân hey'etin

Eyledi anda gıda kanı saña Rezzâk-ı halk

Tokuz ay olınca buldun bu cihanın 'izzetin

Virdi tedrîc-ile kuvvet dürlü ni'met hem saña

Kudretiyle eyledi bu cismini hısn-ı metîn

İç ü taşında olan esrar ü âyâtı kamu

'Aklını başına dir eyle tefekkür cümlesin

Cümle a'zânı düşün sıdk-ıla başdan ayağa

Bil Hudânın sendeki olan kemâl-i kudretin

Pes tokuz cevherden olmışdur mürekkeb bu beden

Dördi atanın menisinden olur hâsıl hemîn

Biri ol dördin kemik biri sinir biri tamar

Birisi dahi deridür kıl te'emmül ey emîn

Hem beşi ana menisinden et ile kan ilik

Kıl ile yâg bu tokuzdur bil beden cevherlerin

Çift olan a'zâ berâberdür biri birine heb

Kudret-i Hallâka bunlar dahi bürhân-ı mübîn

Baş topak gözün yiri çukur-durur burun yüce

Burma burmadur kulaklar bunların bil sırların

Zühd-ile kimse talamaz ma'rifet deryasına

'Işk-ıla talınur ancak çünki ka'rı pek derin

Sen de Kuddûsî tefekkür bahrine tal 'ışk-ıla

Çün aña her kim talarsa ol bulısar dürlerin

30

Firakın derd-i müşkil-kâra benzer

Visalin intizârı nâra benzer

Page 35: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

35

Bu gönlüm hayrete düşdi yanılmaz

Nigârın 'ışkı anda vara benzer

Figân u âhımı dir işidenler

Bu miskin 'âşık-ı dil-dâra benzer

Hemân tîz tîz gönül şehrini bu 'ışk

Gelüb yağma ider Tâtâra benzer

Beni 'ışk-ıla tevbîh eyleyen şol

Fakîhin güft ü gûsı hâra benzer

Ne bilsün kadrini zâhid bu ışkın

Ki tab'ı câmid-i ahcâra benzer

Celîsidir Hudâ çün zâkirinin

İbâdet var mıdır ezkâra benzer

Oları şöyle zann eyler ki vâ'iz

Semâ' u vecdi heb evzâra benzer

Tolanırlar olar şem'-i cemâle

Olar pervâne-i devvâra benzer

Eğer var ise di işbu cihanda

Ki Mevlânâ gibi hünkâra benzer

Anın tabl u kudüm u nâyını heb

Meramı zahidin inkâra benzer

Olar mestâne-i bezm-i elestdir

Velî zahirleri huşyâra benzer

Oları dost idinmiş Hak özine

Oları sanmanız ağyara benzer

Olar dersi alurlar ol Hudâdan

'Ulûmı anların ebhâra benzer

Ferah eyler halâ'ik sevdiğiyle

Olara sevgüli yok yâra benzer

Oların bende-i müştakı çokdur

Bu Kuddûsî fakîr anlara benzer

31

Gürûh-ı enbiyâ içre Muhammed ulu sultândır

Semâ vü kâ'inât üzre Muhammed şems-i tabandır

Muhammed seyyidü's-sâdât Muhammed nûr-ı Hak bizzat

Muhammed sâhibü'I-âyât Muhammed ehl-i burhandır

Page 36: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

36

Muhammeddür nebîyullah Muhammeddür safîyullah

Muhammeddür necîyullah Muhammed 'abdü'r-Rahmândır

Muhammed bâ'is-i eflâk Muhammed mürşid-i süllâk

Muhammed 'ârif-i zerrâk Muhammed kân-ı 'irfandır

Muhammed fâtih ü miftâh Muhammed müncî vü mısbâh

Muhammeddür ebü'l-ervâh Muhammed canlara candır

Muhammedle bilinür Hak Muhammedle bulunur Hak

Muhammedle görinür Hak Muhammed yâr-ı Yezdândır

Muhammed 'âşık u ma'şûk Muhammedle bu halk merzûk

Muhammed bâ'is-i mahlûk Muhammed kutb-ı eyvandır

Muhammed ümmete rehber Muhammed sâhib-i kevser

Muhammed şâfı'-i mahşer Muhammed kâmil insandır

Muhammedle toğar envâr Muhammedle turur bâzâr

Muhammedle sevilür yâr Muhammed 'ayne'l-a'yândır

Muhammed mürşid-i ekber Muhammed ulu peygamber

Muhammed cümleye server Muhammed şâh-i sahandır

Muhammedle yağar yağmur Muhammedle cihan ma'mûr

Muhammed nasır u mansûr Muhammed ehl-i Kur'ândır

Muhammedle toğar ay gün Muhammedle akar Seyhûn

Muhammedle kamu memnun Muhammed fahr-ı ekvândır

Muhammedle nizâm-ı mülk Muhammedle kıyâm-ı mülk

Muhammedle devâm-ı mülk Muhammed mülke hakandır

Muhammedle okur diller Muhammedle coşar siller

Muhammedle eser yiller Muhammed böyle bir hândır

Muhammed mahzen-i esrar Muhammed matla'ü'l-envâr

Muhammed şâfi'-i bîmâr Muhammed derde devadır

Muhammed rahmet-i Rahman Muhammed sâkî-yi atşân

Muhammed mahrem-i 'irfan Muhammed dost-ı canandır

Muhammed sâhib-i mi'râc Muhammedle toyar her ac

Bu Kuddûsî ana muhtâc Muhammed ehl-i ihsandır

32

İhanet itme sultâna anın esrarı çokdur

Ki yüklenmiş umûr-ı müslimîni bârı çokdur

Gice gündüz idelim biz anın içün du'âlar

Güneş gibi toğar üstümize envârı çokdur

Hudâya eyleriz kulluk anın biz sayesinde

Page 37: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

37

Çeker gam dün ü gün bizim içün ekdârı çokdur

Çalışur itmeye dâ'im bizi hıfz u himaye

Bilür ki bu zemânın halkının esrarı çokdur

Bizim içün-durur heb çekdiği mihnet meşakkat

Bilelim kadrini çün şevketi âsârı çokdur

Yigirmi cins kamu a'dâ-yı dîn fırsat ararlar

Te'emmül it ki dünyânın katî küffârı çokdur

Bilâd-ı Müslimînde hem katî çok ehl-i fitne

Fesâd ister koyun başlı gezer kurtları çokdur

Selâtîn-i benî 'Osmânda var şevket mehabet

Ki a'dânın yüreklerinde korkuları çokdur

Halîfe olmasa bir gün biri birini yir nâs

Dime kardaş bu sultânın bize âzârı çokdur

Anı halk eylemiş lutfıyla kahra çünki âlet

Beher işinde anın hikmet-i Cebbarı çokdur

O bir mir'ât-ı 'âlem kim bakan görir özini

Bu sırrı bilmeyen câhillerin güftârı çokdur

Var ise zâhirâ anda eğer üç beş kem ahlâk

İderiz zann ki bâtında güzel huyları çokdur

Hevâ vü nefsine uydı deyü itme tehâvün

Günâhını ider tekfîr mükeffırleri çokdur

Değil ma'sûm günâhdan çün bizim gibi beşer ol

Mukannit olma (asla) rahmet-i Gaffârî çokdur

Halâ'ik i'tizâr itdikde yârın Kird-gâre

Olur makbul anın 'özri ki pek a'zârı çokdur

Reva mı eylemek ta'yîr du'â itmek yirine

Anın 'aybını örter sütre-i Settârı çokdur

İder tevbe olur tâhir mutahhir 'akıbet ol

Olınur hüsn-i zan zîrâ mutahhirleri çokdur

Eğer dirsen veliyullah idi bunun atası

Diriz ki ol zemânın ehlinin dîndârı çokdur

Kabahat bizdedür cümle ki bozdık fi'limizi

Bizim gibi bu vaktin nâsının bî-'ârı çokdur

Yüri sen kendine çâre bulagör turma sofî

Muhammed ümmetinin şahının ensârı çokdur

Page 38: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

38

Bu ümme itdiği kulluk savâb ü ecrinin heb

Virilür misli ana ecri bu mikdârı çokdur

Kutublar kutbı var 'âlemde bâtın pâdişâhı

Bunun gibi değil anın hafî bâzârı çokdur

Nazar eyler hemân levhe 'amel eyler anınla

'Ukûl irmez umûrına 'acîb işleri çokdur

Beder vaz' eylemiş Hallâk-ı 'âlem yir yüzünde

Kamu âktâb anın etbâ'-ı hizmet-kârı çokdur

Hakîkat şâhıdur ol bu şerî'at pâdişâhı

Bunın gibi kapusında anın kulları çokdur

Selâtîn-i cihan cümle anın mahkûmlarıdur

Anın Hak dest-gîri hem dahi nussârı çokdur

Elinde kabz u bast u 'azl ü nasb u re'y ü tedbîr

Yürür hükmi ekâlîmde tasarrufları çokdur

Tehî mi zann idersin yohsa sen bu pâdişâhı

O bir bâz-ı hümâyûndur ki bâz-dârı çokdur

Bizi bu i'tirâzdur düşüren bunca belâya

Rızâ vü sabr u teslimin faziletleri çokdur

Hakîkatde bize oldı bu sultân şeyh ü mürşid

Bizi mühlik olan rencimize tîmârı çokdur

Bi-küllî zenblerin başı imiş çün hubb-ı dünyâ

Medâ'in ehlinin bu vech-ile bîmârı çokdur

Tecâvüz eyledik biz zînet-i dünyâda haddi

Ki gıbta ider oldık anı kim dînârı çokdur

Resul didi cehennem ehlinin çoğı nisâdur

Bunı bilen bilür ki anların evzârı çokdur

Didiler yâ Resûlallah nedür zenbi nisanın

Didi sîm ü zere gayet mahabbetleri çokdur

Sirayet itdi nisvândan ricale hubb-ı zînet

Ricalin şimdi nisvâna teşebbühleri çokdur

Tağıldı zînet-i dünyâ medâ'inden kurâye

'Umûmen haste oldık cümlenin dertleri çokdur

Idüb himmet bu sultân zîneti kaldırdı zîrâ

Zemânın halkının gördi ki istikbârı çokdur

Tekebbürden bizi kurtardı kıldı Hakka mahbûb

Sever anları Allah kim tevâzu'ları çokdur

Page 39: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

39

Bunun emsali var bizde günâhlar gerçi lâkin

Gurur u kibr ü 'ucbufi kullara ahtârı çokdur

Anınla terbiye eyler bizi Rabbü'l-berâyâ

Dime imdi bu sultânın ki teşdîdleri çokdur

Kazandık destimiz ile bu ahvâli kamumuz

Hudâ zulm eylemez kullara hikmetleri çokdur

Fakîre tavsiye eyler menâmımda atası

Dir imdâd eyle oğluma ki mihnetleri çokdur

Atasının velî oldığına yok şübhe asla

Ulaşur bun deminde bana gayretleri çokdur

Bu nazma başladıkda geldi atası düşimde

Du'âlar itdi bana hoşça himmetleri çokdur

Öper yüzimi eyler kendi bana çok beşaret

Vasiyyet eyler oğlum bana ibşârı çokdur

Yaşım altmış beş olmağ-ıla cismim köhnelendi

Za'îfem gerçi amma nefsimin suçları çokdur

Meseldür 'âşıkın gönli kocamaz olsa da pîr

Beni levm eylemen dostlar ki 'ışkın nârı çokdur

Kocalıkda benim hâlim budur kimi idem levm

Civanların kafasında eser yilleri çokdur

Bu Kuddûsî unutmaz hîç du'âdan pâdişâhı

Atasının ana zîra vasiyyetleri çokdur

Elinden nesne gelmez gerçi Kuddûsînin amma

Anın içün du'â vü zikr ü istiğfarı çokdur

Melek inşân ider sultân içün dâ'im du'âlar

Bu Kuddûsîleyin anın du'âcıları çokdur

33

'Işk kime mihmân olur gözleri giryân olur

İşleri efgân olur hâli perişan olur

Yârini ister müdâm zikrin ider subh u şâm

Vaslını idüb meram vâlih ü hayran olur

Fikr idüben yârini terk ider ağyarını

Görmeğe dîdârını tâlib-i derman olur

Gice ile gündüzi fark idebilmez özi

Kande bakarsa gözi gördiği cânân olur

Page 40: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

40

Birdir ana harr u berd hayrete talmış o merd

Dem-be-dem artmakda derd 'ışk-ıla nâlân olur

'Âdet-i nâsın o cân 'aksini işler hemân

Hak ile hak bî-gümân halk ana düşman olur

Ekseri 'uzlet ider ba'zısı hultat ider

Kalıbı kesret ider kalb tolu 'irfan olur

Hırkası bin paredir ciğeri pür yâredir

Zahiri âvâredir ma'nîde hâkân olur

Gâhî yalıncak yürür köhne 'abâ bürinür

Nâs anı Mecnûn sanur çün katî sekrân olur

Gâhî samurlar giyer dürlü ta'âm yir toyar

Oturub altun sayar kîsesi milyân olur

Gâhî olur bir gedâ varını eyler fıdâ

Cümleden olur cüda şöylece 'uryân olur

Sâ'il olur nice dem dirler ana oldı kem

Her gören eyler sitem meskeni külhan olur

Hâsılı ol merd-i pâk geh zer olur gâhî hâk

Perde ider inhitâk vâsıl-ı Yezdan olur

'İzzet anın 'izzeti rif'at anın rif'ati

İki cihan devleti çün afia ihsan olur

Horlama bir ferdi sen itme sakın sû-i zan

Pend-i 'acîbdir diyen kim tutar inşân olur

Tâ'ife-i evliya eylediler ihtifâ

Her kimi görsen di hâ kevne bu sultân olur

Her sıfat-ıla bular cümle sıfatlandılar

Kim ki anı Hak diler server-i merdân olur

'Âşık olan behr olur pâdişâh-ı dehr olur

Katre iken nehr olur nehr iken 'umman olur

'Işk-ıla Kuddûsîyâ hem-dem olub bul safâ

'Işka olan âşinâ ma'rifete kân olur

34

Ummet-i merhumeye çün bir emân geldi Üveys

Nâr-ı dûzahdan 'usâtı kurtarub aldı Üveys

Çün vasiyyet itdi ana hırkasın fahr-ı rüsül

Bu za'îf ümmetlere gör ne kerem kıldı Üveys

Hazret-i 'Ömer 'Alî dahi birez ashâb-ıla

Page 41: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

41

Hırkayı alub varınca şevk-ıla toldı Üveys

Vardı bir tenhâ yire itdi du'â Mevlâsına

Bir iki sâ'at münâcât bahrine taldı Üveys

Didi 'afv it ümmeti heb yohsa geymem hırkayı

Nâz ile re's-i şerifin secdeye saldı Üveys

îrdi hâtifden nida üçde birin afv eyledim

Üç sülüsden birisinin defterin sildi Üveys

Secdeye varub yine didi ki 'afv it cümlesin

Yüzini toprağa sürüb saçını yoldı Üveys

Yine irdi bir nida 'afv eyledim bir sülüsin

Üç sülüsden ikisinin çâresin buldı Üveys

Yine varmak diledi pes secdeye lâkin

'Ömer didi kande gitdi varub göreyim noldı Üveys

Ya karındaşım 'Ömer pes gelmese idiñ deyüb

Kaldığına bir sülüs ümmet hazîn oldı Üveys

Sordı ashaba bilür misiz Resûlin hilyesin

Âh idüben şerha şerha yüreğin deldi Üveys

Ba'zısı vasf itdi cüz'î bildiği mikdârı pes

Bilmemişsiz didi anı gör nice bildi Üveys

Başı göklerden yüce yirlerden ingin ayağı

Böyle bilürin deyüben sararub soldı Üveys

Didi anlara sever misiz Resûlullahı siz

Didiler kim biz severiz ol zemân güldi Üveys

Sevmeye var mı 'alâmet didi itdiler sükût

Ağzını açub didi dişsiz niçün kaldı Üveys

On sekiz biñ 'âlemin fahri Muhammed hubbına

Otuz iki dişini çekdi yire çaldı Üveys

Eyle Kuddûsî hediyye rûhına sen Fatiha

Bizim içün gussa yiyüb bağrını deldi Üveys

35

Hudâvendâ saña kavmimden eylerem şikâyet

Mu'în-i 'âcizânsın kıl baña 'avn ü 'inayet

Buyurdın çün Resûline ki eyle kavmine pend

Bize lâzım olan itmek bu emre hoş ri'âyet

Rızâ-yi pâkin içün itdim anlara nasihat

Didim itmeyesiz mebgûzedir dünyâ be-gâyet

Page 42: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

42

Tutalım emrini Hakkın menâhîden kaçalım

Seçelim Hakkı bâtıldan olub ehl-i dirayet

Çıkardık mevti hatırdan ki havf- Hakkı unutduk

İşimiz dâ'imâ gaflet hatâ 'isyan gavâyet

Sivâ kirini yuyalım gönüller bula safvet

Gönül pası olubdur mü'mine büyük cinayet

Ben isterem ki anlar bulalar dâreynde 'izzet

Baña anlar didiler ki gele zillet hazâyet

Ben anları sıyânet eylerem yetdikce vüs'im

Beni anlar helak içün idiserler rimâyet

Saña ben anları da'vet iderem ki baña ol

İderler kibr 'adavet buğz u inkâr bî-nihâyet

Ben îsâr eylerem anlara vaktimi seninçün

İderler benden anlar cîfe dünyâyı vikâyet

Tetebbu' eyleyüb dâ'im ben anlara kütübden

Uyansınlar deyü nakl eylerem dürlü hikâyet

Eğer başlarına zulmet gelürse yâr olurlar

Necat buldukça bağlarlar ayağıma sinâyet

Ne derd-i 'ışk ne hüzn-i âhiret var ekserinde

Münafıklar gibi bâtınları şerr-i nifâyet

İderler birbirine ol husûmet gâ'ib-âne

Yüze geldikde eylerler beşâşet hem vilâyet

Bulunmaz dîn içün gayret çeken işbu zemânda

Hezârân bulınur dünyâ içün iden cinayet

Agısnî yâ İlâhî ol habîbin hürmetine

Garîb-i derd-mendim it beni setr-i himâyet

Yâ it anları ıslâh yâ beni lutfınla kurtar

Sırât-ı müstakime eyle irşâd u hidâyet

Dem-â-dem cezbe gönlümde temevvüc eylesün kim

Hem itsün dem-be-dem 'ışk ateşi kalbe sirayet

Semâ-ı dilde tevfîkınla şems-i ma'rifet toğsun

Şu'â'-ı ten zemininde inüb itsün devâyet

Bu Kuddûsî kulundan kimse yok alçak Rahîmâ

Aña deryâ-yı rahmetden ider katre kifayet

36

Page 43: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

43

Katı çok gülme vardur ey püser mevt

Gelür bir gün virür zinhar keder mevt

Zelîl ü hor ider nice 'azîzi

Nice şehbâzı eyler der-be-der mevt

Dem-â-dem devr ider eğlenmez asla

Demi yetmişleri arar gezer mevt

Hemân işi-durur dirnek tağıtmak

Ne evlâd kor ne 'avrat kor ne er mevt

Ne a'lâ dir ne ednâ dir ne evsat

Hatır saymaz aman bilmez sürer mevt

Kime me'mûr olursa te'hîr itmez

Kimi tutar ise zinhar yıkar mevt

Ne 'âlim dir ne câhil dir ne şeyh dir

Ne sıbyân dir hemân kabre tıkar mevt

Ne 'âdil dir ne zâlim dir ne mazlum

Ne paşa dir ne beg dir ne nefer mevt

Ne sultân dir ne dervîş dir ne zengîn

Cemâ'âti perakende kılar mevt

Nice erbâb-ı tedbîrin sonunda

Nizâm ü hüsn-i tedbîrin bozar mevt

Nice eshâb-ı mâl ü mülk ü câhı

Gelüben cism ü canına kıyar mevt

Yüce bol köşklere sığışmaz iken

Karanlık tar yiri eyler makar mevt

Kopar küçük kıyamet geldiği dem

Kişinin başına halkı direr mevt

Virir gam ağladır evlâd u ehli

Akıdub gözlerinden yaş döker mevt

Yiyüb içüb giyüb şâdân olurken

Yetîm koyub boyunların büker mevt

Firar mümkin değil asla elinden

Kaçırmaz dir sana eyne'l-mefer mevt

Seni de şöyle bil Kuddûsiyâ kim

İder dost iline ehl-i sefer mevt

37

Sâlikâ dinle beni diyem sana bir hoşça râz

Page 44: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

44

Çün gereklidir be-gâyet eyle gönülden rikâz

Hak Te'âlâ Hazreti buyurdı gizlü kenz idim

Halkı yaratdım ki bilsünler beni bî-inhicâz

Bildiler anı bilenler oldılar üç tâ'ife

Birisinin bildiği çok biri evsat biri az

Biri taklîd ile bildi biri istidlal ile

Biri tahkik ile bilüb itdi Hakka inhiyâz

Şol mukalliddir ki ilden işidüb bildi anı

Müstedil naklen ü 'aklen bilüben oldı türâz

Bildi Allahı muhakkak bî-gümân 'ayne'l-yakîn

Cümlesinden anı a'lâ eyledi ol bî-niyâz

Kim ki bu sırra olursa âşinâ Hakkı bilür

Hakkı bilmek diler isen bum levh-i dilde yaz

Ma'rifet virildi inşâna hemîn gayride yok

Anın içün oldı inşân cümle mahlûkdan firâz

Ma'rifet didikleri bir feyz-i Rabbânî-durur

'İlm-i zahir ile ancak kişi anı bulamaz

'İlm-i bâtın zâkirin kalbinde tîz hâsıl olur

Zühd ü takva itmek ile kimse 'arif olamaz

Okusan bin cild kitabı eylesen bin yıl 'amel

Ma'rifetden zerre tammaz kalbine gel itme nâz

Hem bu denlü olsa 'ömrin eylesen hac her sene

Her gice kılsan kamu şart-ıla bin rek'at namaz

Sâ'im olsan her gün asla yimesen hem içmesen

Cân kulağı ders-i 'irfan noktasını tuyamaz

Cümle halk olsa muhibbin itseler i'zâz seni

Anı 'izzet sanma çün Hakk ile olur i'tizâz

Dir isen kim nice tahsîl olunur bu ma'rifet

Cân u dilden dinle diyem sana eyle iktiyâz

Ma'rifet gönülde toğar cezbe ile gün gibi

Cezbe de zikr-ile tolub kalbe ider ihtiraz

Zikrin envâ'ı dahi çokdur kamunın efdali

Nefy-ile isbât buyurdı sâkin-i arz-ı Hicaz

Bu yola şeyhsiz sülük itmekde var havf u hatar

Bir icazet sahibi şeyhden izin al kıl cihaz

Page 45: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

45

Bulamazsafi şeyhi sana benden olsun izn-i tâm

Eyle imdi zikr-i Hudâ itme asla ihtiraz

Bu icazet 'âmmedir virdim izin isteyene

Tâ kıyamet günine dek zâkirine var cevaz

Yazana okuyana dinleyene virdim izin

Bu hakîkat emridir zann itmeniz emr-i mecaz

Didi Peygamber ki taşa hüsn-i zann iden dahi

Nef'ini bulur o taşın menzili olur nişâz

Her kim eyler bu icâzet-nâmeye hoş hüsn-i zann

Anı Allah ehl-i 'irfandan ider mahrum komaz

Girmek istersen erenler zümresine ey 'azîz

Turma dâ'im eyle tevhîd gice gündüz kış u yaz

Dört neferden 'uzlet eylersen bulursın tîz murâd

Ehl-i dünyâ ehl-i gaflet ehl-i bid'at hîle-bâz

Kesme dilden her nefes her dem beher hâl zikri sen

Zâkirin kalbine şeytân mâsivâyı koyamaz

Bulmadım bir şeyh deyüb terk itme zikrullahı çün

Sana Kuddûsî icazet virdi oldun sen mücâz

38

'Uzletde vahdet vahdetde vuslat olmamak olmaz

Hultatda şöhret şöhretde âfet olmamak olmaz

Esrân çokdur nâsdan firarın eyle istihfâ

Ülfetde kesret kesretde zahmet olmamak olmaz

Çün nev'-i insan mecbûl biribirine ezaya

Sohbetde külfet külfetde kürbet olmamak olmaz

Zâkir huzûrı tenhâda bulur zikr ü fikrinde

Halvetde rikkat rikkatde safvet olmamak olmaz

Gafiller ile olma mecâlis gafil olursın

Celsetde gaybet gaybetde nekbet olmamak olmaz

İhvân-ı 'asrın binde birinde yokdur sadâkat

Vahşetde hikmet hikmetde rahmet olmamak olmaz

Nefsini lâkin yeğ bilme ilden itme istikbâr

'İzzetde zillet zilletde hasret olmamak olmaz

Şâh u gedâya eyle tevazu' yirme dervîşi

Hürmetde re'fet re'fetde devlet olmamak olmaz

'Uzletin şartı nefsini alçak ili hoş bilmek

Page 46: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

46

Savletde haybet haybetde dehşet olmamak olmaz

Aktâb u ebdâl çeşm-i 'avamdan gizlü gezerler

Gurbetde 'ismet 'ismetde kurbet olmamak olmaz

Mü'minin dünyâ sicnidir zinhar rahat bulunmaz

Zulmetde kasvet kasvetde 'illet olmamak olmaz

İtme icabet da'vet-i halk-ı âhir zemâna

Da'vetde vefret vefretde nefret olmamak olmaz

Eyle kanâ'at kût-ı mevcuda Rezzâka şükr it

Hiffetde 'iffet 'iffetde rahat olmamak olmaz

Zînet-i nâsa bakuban itme sen dahi tuğyan

Zînetde satvet satvetde şıkvet olmamak olmaz

Nâsa görünme hem görme nası bulgıl selâmet

Rü'yetde gaflet gafletde hıclet olmamak olmaz

İtsen nasîhat düşman oluban mevtin dilerler

Himmetde hiddet hiddetde 'usret olmamak olmaz

Sana kim itsün nushı bu kaht-ı merdân güninde

Nedretde fakat fâkatda 'âhet olmamak olmaz

Emval ü evlâd fitnedir bize vâcib sakınmak

Nedhetde salvet salvetde firkat olmamak olmaz

Kârûnı çok mâl yire batırdı batmakda hâlâ

Ruhsatda vüs'at vüs'atda nikmet olmamak olmaz

Hak sevdiğine çok virmez imiş mâl ü evlâdı

Kuvvetde şehvet şehvetde levmet olmamak olmaz

Sultâna kulluk bendeye farzdur olma keselân

Hızmetde lezzet lezzetde ferhat olmamak olmaz

Uyma hevâ-yı nefse ey zâhid iç hamr-ı 'ışkı

Sabvetde reybet reybetde haybet olmamak olmaz

Kuddûsîyâ it Yezdâna ikbâl geç mâsivâdan

Vechetde rehbet rehbetde rif at olmamak olmaz

39

Bugün 'ışk-ıla kim nâlân olunmaz

Yarın vuslat bulub handan olunmaz

Temellük eyleyüb yalvar Hudâya

Anın babında hîç hırmân olunmaz

Tefekkür eyle masnû'ında Hakkın

Ne var 'âlemde ki bürhân olunmaz

Page 47: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

47

Hudâdan gâfıl olma tarfetü'l-'ayn

Huzûrsız bendelik bir an olunmaz

Şerî'atsiz tarikat işi bitmez

Hakîkat sırrı hem tibyân olunmaz

Hilafın işle 'âdât-ı 'avamın

Hevâya uyma kim iz'ân olunmaz

Tama'dan ictinâb idüb ganî ol

Kanâ'at kenzi hîç tâlân olunmaz

İlin 'aybını görme kendine bak

Suçum bilene hizlân olunmaz

Sana kemlik idene eyle ihsan

'Afiv olmasa 'âlî-şân olunmaz

Ne dirlerse disünler kıl tahammül

Sabırsızlıkla dervîşân olunmaz

Dem-â-dem toklığı 'âdet idinme

Karın aç olıcak tuğyan olunmaz

Zemine halkına keşf itme razı

Ki a'dâya silâh ihsan olunmaz

Yüzine her gülen zann eyleme dost

Nifak ehli ile yârân olunmaz

İder bir 'aybını gördikde ifşa

Karîn-i su'a itmînân olunmaz

Bu halkdan 'uzlet it Hakkı bulasın

Ki hultat ile yol âsân olunmaz

'Alâ'ik fitnesinden kurtulana

Kıyâmetde hisâb mîzân olunmaz

Mücâhid ol mücâhid ol mücâhid

Cehidsiz nâ'il-i ferzân olunmaz

Reva mı subha dek yatub uyuman

Dün ü gün hâb ile merdân olunmaz

Taleb kıl sen de Kuddûsî bu'ışkı

Ki ansız sâhib-i 'irfan olunmaz

40

Marîz olmayana derman olunmaz

Taleb kılmayana ihsan olunmaz

Page 48: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

48

Meşakkat çekmeyen bulmaz terakki

Belâsız vuslat-ı cânân olunmaz

Ne hoş yerdir bu 'ışkın hân-kâhı

Ki andan özgede mihmân olunmaz

Mahabbet şahına kul olmayınca

Dü-kevnin mülkine sultân olunmaz

Şarâb-ı 'ışkı gel nûş eyle sûfî

Anı içmeyicek sekrân olunmaz

Hudâyı 'ışk-ıla bildi bilenler

Ki ansız sâhib-i 'irfan olunmaz

Sivâdan 'âşıkı tecrîd ider 'ışk

Bu 'ışk olmayıcak 'uryân olunmaz

Sakın 'uşşâkı ta'yîr itme sûfî

Oların sırları tibyân olunmaz

Mücerred zühd ü takva ile zinhar

Ma'ârif cevherine kân olunmaz

Özini sanma kim inşân olubdur

Kuru da'vâ ile inşân olunmaz

Hemân taklîd ile ol Kird-gâra

Yakîn ü sıdk-ıla îmân olunmaz

Bu 'ilm-i müstedillîn ile asla

Hakikat iizre Hak îkân olunmaz

Zevahir ehli kurtulmaz gümândan

Ledün 'ilminde hîç nâdân olunmaz

Riyâ şirk-i hafidir ancılayın

Bu yolda sâlike hüsran olunmaz

Tutulmış 'ucb-ıla mürâ'î kalbin

Tonuk gönülde 'ışk iskân olunmaz

Enâniyyetle merdûd oldı İblîs

Tevazu' idene hizlân olunmaz

Halâ'ik içre alçak kendini bil

Kibirden bed Haka 'isyan olunmaz

Eğer oldun ise nâ'il bu 'ışka

Sivâya bakmağa imkân olunmaz

Bu 'ışk bir tâc-ı devletdir ki başa

Anı giymeyicek sultân olunmaz

Page 49: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

49

Hemân dûr olma Kuddûsî bu 'ışkdan

Ki 'ışksız vâsıl-ı Yezdan olunmaz

41

Bin iki yüz kırka irdi dahi dörde salimiz

Dinle sana söyleyeyim noldı bizim hâlimiz

Yaşım altmış ikiye olmış-ıdı baliğ henüz

Toldı ekdâr ile dünyâ artdı pek ahvâlimiz

Her tarafda fitne uyandı katı çoğaldı here

Gözimize hîç görinmez oldı mülk ü mâlımız

Fürce buldı çün bu târîhde katî a'dâ-yı dîn

Fitneden oldı belürsiz gadvimiz âsâlimiz

İtmez oldı nâs biribirine re'fet merhamet

Fark olunmaz ehl-i 'ilm ü fazl-ıla cühhâlimiz

Bahr-i ebyaz bahr-i esvedde selâmet kalmadı

Bu sebeb ile perîşân oldı pes ahvâlimiz

Hak Te'âlâ bozdı bize virdiği ni'metleri

Çünki bozuldı bizim etvârımız ef âlimiz

Emr-i dînde gafil olduk emr-i dünyâda gayur

Var Hudânıfi buyruğın tutmakda hem ihmâlimiz

Ahiret kaydın yimez olduk unutduk mevti hem

Rûz u şeb tedbîr-i dünyâdır hemân eşgâlimiz

Hak rızâsi'çün 'ilim tahsîline sa'y itmeyiz

'İzzet-i dünyâ içündür 'ilmimiz a'mâlimiz

Ağniyâmız cem' iderler hırs-ıla sîm ü zeri

Hîç dimezler 'ömrimiz az pek yakın âcâlimiz

Hayra bir dînân virmezler hezâr pend eyleseñ

Şerre biñ dînâr virirler lağv olur akvâlimiz

Gıll u gış sirkat hıyanet ekser-i nâsın işi

Gâlib oldı zümre-i ahyâra pes erzâlimiz

Bir kişi hayr işlese hîç kimse itmez ittibâ'

Ehl-i şerre tâbi' olur fevc fevc ecyâlimiz

Kahve enfiyye tütün efyûn hamir buldı şüyu'

Bu ecilden oldı müzdâd gün-be-gün belbâlimiz

'Adeti ebnâ'-yi vaktin gâlibâ fısk u fesâd

Söylemekde çok hatar var salim ancak lâlimiz

Page 50: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

50

Giyüben erler harîri benzediler zenlere

Bunları gördikce vîrân oldı cism-i bâlimiz

'Uzlet itdik gönlimizde yok ise de hîç huzur

İtdiler heb ihtifâ ebrârımız ebdâlimiz

Ol Hudâdan dileriz ki bizi ıslâh eyleye

'Afv ide hem cürmimizi añadur idlâlimiz

Hem şefî' ide habîbini şu biz gümrâhlara

Bulavuz gamdan selâmet biz dahi emsalimiz

Aña uyub gidevüz ol Hazret-i Gaffara hem

Mâsivâsından geçüb aña ola ikbâlimiz

İsm-i Gaffar eyle Kuddûsî tefe'ül eyleyüb

Didi kim elhamdülillah kâl-ı zîbâ kâlimiz

GAZELLER

1

Du'âyı eylerem nazm-ile saña

Kabul it fazliñ-ile sen Mücîbâ

Muradım 'arz-ı hâldir saña ancak

Bu tarz ile su'âl hoş geldi baña

Su'âlden gayrı hîle bilmez oldum

Hemân kârım bu oldı şimdi hâlâ

Cevârih ile kulluk idemem çün

İderem bendelik dil ile şâhâ

Dilinde virdi Kuddûsî fakirin

Baña lutf u kerem eyle Kerîmâ

2

Ne mümkin yârden ayrılmak bu behcet anda oldukça

Bu zîbâlık bu hûblık bu letafet anda oldukça

Beşaret kıldı vaslıyla baña çün ol şehen-şâhım

Ümîdi kesmezem hergiz beşaret anda oldukça

'Azız olmak karîb olan 'azîze 'âdet olmuşdur

Tekarrüb isterem madem ki 'izzet anda oldukça

Feragat idemem iki cihanda ben bu sevdadan

Yanaram 'ışk odına bu zarafet anda oldukça

Deli gönlümde bir halet var amma nidiğin bilmem

Nasihat eylemez te'sîr o halet anda oldukça

Kalur zann itme ey zâhid beni 'ışk-ı mecazîde

Page 51: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

51

Dime geçmez hakîkîye fazîhet anda oldukça

O yâr-i bî-nazîre 'âşık oldı çünki Kuddûsî

İder mi iftirâk şevk u mahabbet anda oldukça

3

Kurbân ideyin canımı cânânı bulınca

Yanub tüteyin 'ışkı ile tâ kül olınca

Yağmaladı dil kişverini 'asker-i 'ışkı

Hâşâ ki feragat ideyin andan ölince

Takat mi kalur 'âşık-ı bî-çârede vâ'iz

Meclis kurılub ney çalınub mey sunulınca

Yâ nice figân eylemesün 'âşık-ı şeydâ

Va'd itmiş idi çünki aña vaslını gonca

Ma'şûkına elbetde irer 'âşık eğer kim

Ağyarını terk eyleyüben gitse yolınca

Her şâm u seher giryeme bâ'is bu ki ol yâr

Rahm eyleye bârân gibi eşkim dökülünce

Maksûdını lâ-büdd kişi hîç bulmamak olmaz

İşk derdi ile benzi hazân gibi solunca

Kuddûsî-yi bî-çâre nice sabr idebilsün

Biñ şîve ile yüzüne mahbûbı gülünce

4

Selâmet yok- bu yolda 'ışka yoldaş olmayınca

Gönül içinde 'ışk derya misâli tolmayınca

Silâhı 'ışk olan korkmaz 'adûdan râh-ı

Hakda İrilmez menzile hem 'ışk kılavuz olmayınca

'İbâdet zühd ü takva hoş güzel gerçi velâkin

Kabul itmez Hudâ anlarda ihlâs bulmayınca

Bilinmez 'ilm-i zahir ile çün 'aynel-yakîn Hak

Ki evvel nefsini 'arif oluban bilmeyince

Seraya pâdişâh girmez eğer olmaz ise pâk

Dahi kalbe Hudâ girmez süpürüb silmeyince

Gönül pası silinmez 'ilm-ile Kuddûsîyâ bil

Çalışub zikre 'ışkın lüccesine talmayınca

5

Velî olmaz kişi taşlanmayınca

Sivâ endîşesi boşlanmayınca

Page 52: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

52

Kemâle iremez sâlik dirîgâ

Bu 'ışkın odına haşlanmayınca

Söğütde hîç biter mi tatlı elma

Yarılub sarılub aşlanmayınca

Yiyemez körpe kuzı dürlü otı

Büyüyüb gün-be-gün dişlenmeyince

Ne deñlü 'aklı olsa da kişinin

Okumaz hocaya başlanmayınca

Dahi başlanmağ-ıla 'âlim olmaz

Çalışub dersine düşlenmeyince

Sabî baliğ hemîn 'âkil olur mı

Nice yıllar geçüb yaşlanmayınca

'Amel çokluğına yok i'tibâr hîç

Kulından Halikı hoşlanmayınca

Bu Kuddûsî gibi sen olma tenbel

Vücûd bulmaz bir iş işlenmeyince

6

Dimez dost saña 'âşık 'ışk meyine kanmayınca

Dahi pervâne-veş 'ışkın odına yanmayınca

Eğer Hak ise maksûdın sivâsından elin çek

Aña ehl olamazsın gayriden usanmayınca

Bu dünyâ bir tîmâr hâne behey dîvâne bil kim

Halâs yok kayd u zencîrden saña uslanmayınca

Murâd uslanmadan 'akl-ı ma'âş zann itme zîrâ

Hudâ sevmez seni 'ışk rengine boyanmayınca

Binüb 'ışk atına hem menzile ir az vakitde

İrilmez çün ırak menzil begim atlanmayınca

Unut bildiklerini heb dime kim 'âlimem ben

İşin bitmez ki 'arif işiğin yaslanmayınca

Seher vaktinde gider yola kervan yol dürilür

Kalur gitmez yola gafil yatan uyanmayınca

Gice gündüz çalış tevhîde fırsat elde iken

Hudâya vuslat olmaz mâsivâ hoşlanmayınca

Tahammül eyle Kuddûsî cefâya dost yolında

Sadâkat mi olur 'ışk derdine katlanmayınca

7

Page 53: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

53

İki cennet var birinde dürlü ni'metle safâ

Yok birinde nesne hergiz 'ışk-ı Hakdan mâ'adâ

Ahiret ehline dünyâ çün haram dimiş Resul

Ehl-i dünyâya harâmdur âhiret dinle şehâ

Ehl-i Mevlâya haram dünyâ ile ahret kamu

'Aşıkın kalbine girmez bil ki asla mâ-sivâ

Nice sâlihlerde çokdur mâl-i dünyâ dir isen

' Abdinin bilür ki kalbinde ne muzmerdür Hudâ

Sen kıyâs itme sakın anları kendi nefsine

Hırs-ıla cem' itme dünyâ cifesin ey bî-hayâ

Üç gürûhdan kankısı a'lâ idügin fehm idüb

Ol gürûhdan olmak iste Tefinden Kuddûsîyâ

8

'Aşıka gelmez kanâ'at 'ışkı derya olsa da

Hem usanmaz mübtelâsı halka rüsvâ olsa da

İdemez idrâk anın esrârını 'akl-ı beşer

Zâhidin kalbine sığmaz zerre-âsâ olsa da

Nûr-ı şemsi kör ne bilsün ider inkâr dâ'imâ

Gözi açık olana zâhir hüveydâ olsa da

Şol ki açıkdır basîret gözi 'arşı seyr ider

Her ne denlü cümle göklerden mu'allâ olsa da

Keşf-i eşyâ eyleyen kalb gözidir 'ayne'l-yakîn

Baş göziyle Hak'bilinmez bellü peyda olsa da

Açılur zikr-ile kalb gözi devam it sen ana

'Ârif olmaz kişi nahv ü sarfda yekta olsa da

'İlm-i zâhir ehli Allahı bilür 'ilme'l-yakîn

Bilemez 'ayne'l-yakîn her fenne dânâ olsa da

Ma'rifetden zerre mikdârı olamaz hisse-yâb

Okusa bin cild kitâb hem ehl-i takvâ olsa da

Kalbde 'irfan hâsıl olmaz zühd ile Kuddûsîyâ

Dahi ider 'uşşâka zâhid kendi a'mâ olsa da

9

Ey fâtır-ı arz u semâ pîr hasteyem rahm it bana

Ma'lûm-durur hâlim sana pes olmışam bî-kes gedâ

Var gerçi evlâd u 'ıyâl yokdur birisinde mecal

Sensin Kerim ü zü'l-Celâl kıl fazlını ana 'atâ

Page 54: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

54

İlimde oldum çün garib itdi beni gurbet meşîb

Bulamadım sâdık habîb ider bana cevr ü cefâ

Cismim 'alîl kalbim hazîn dâ'im işim âh u enîn

Olmaz bana kimse mu'în sen yerdim eyle ey Hudâ

Çok akrabâ vü asdikâ 'âciz kamusı bî-vefâ

Sana iderem ilticâ ol dest-gîrim dâ'imâ

Çocuklayın oldum za'îf çünki kafes gâyet nahîf

Lutf it bana sen yâ Latif geldim bu gün ben kapuna

Düşdü bu Kuddûsî fakîr tut destini olgıl nazîr

Yetmiş tokuz yaşında pîr it merhamet re'fet aña

10

Heb cihan halkı senin sâ'illerindür ey Hudâ

Çün saña muhtâc kamusı dâ'imâ şâh u gedâ

Ak sakallu sâ'ilem geldim kapuña itme red

Vir habîbin hürmetine her ne istersem baña

Lutf idüb 'Abdülmecîd Hâkâna olgıl dest-gîr

Eyle ecdadı gibi tevfîk-i tâm ihsan aña

Niyyeti sârâ velâkin yalınızdur hem za'îf

Zahir ü bâtın cüyûşın eyle çok irsal şehâ

Pes bilâd-ı müslimînde fitneler artub gider

'Arz-ı hâl maksûdım ancak nazm-ile bu gün saña

Kervan alurlar haramiler bilürsin ey 'Alîm

Kalmadı emn ü selâmet buldı fırsat eşkıya

Korkılur hem işidüb efrenc bulur ruhsat diyü

Pâdişâh içün du'â eyler bu Kuddûsî gedâ

11

'Âşıkam ey dil-rübâ cân u gönülden saña

Derdime 'ışkın deva rûhıma ol hem gıda

Sevmişem ey yâr seni sürme kapuñdan beni

Vaslın ile kıl ganî eyleme senden cüda

Zikrini leyi ü nehâr eylerem ey Kird-gâr

Olmışam 'ışkınla yâr bulmışam anda safâ

Nâm u nişan istemem câh-ı cihan istemem

Mülk-i cinân istemem vechiñi göster baña

Yetmiş iki çün yaşım kalmadı hergiz dişim

Zikre devâmdur işim çıkdı gönülden sivâ

Page 55: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

55

Vuslatını özlerem ismini vird eylerem

Gayrini ben neylerem sen var iken ey Hudâ

Aç yolunı varayın sen şahıma ireyin

Hem yüziñi göreyin mest olayın dâ'imâ

Gönlimi cezb it hemîn eyle firâkdan emîn

Ben kuluna ol mu'în kıl saña hem âşinâ

'Aybımı setr eyle hem hîç baña gösterme gam

Cürmi kesîr bendeyem mağfiret eyle şehâ

Tut elimi düşmişem bî-kes olub şaşmışam

Oda yanub bişmişem 'ışkını it râh-nümâ

Di baña Kuddûsiyâ kesme ümîd gel baña

'Işkımı virdim saña 'ışk-ıla it iktifa

12

Hudâ gönderdi Konya şehrine bir zât bu ezmânda

Nazîri gelmemiş sıdk u salâh u 'ışk u 'irfanda

Bize mâh-ı siyamda oldı bir gice işaret kim

Anın 'Âşık 'Alî Pâşâ yazıldı ismi dîvânda

Kubâb altında var nice velîsi gizlü Hallâkın

Mukayyed zann olınur bu dahi dîvân-ı Yezdânda

Zarar virmez aña etbâ' u ensâr kesreti zîrâ

Gürûh-ı 'ârifân çokdur vezîr ü mîr ü hakanda

Muhabbet eyledim ez-cân u dil hâlin işitmekle

Velîlerde olur ancak olan hulk-ı hasen anda

Benim kârım (budur) hergiz vezirler medhi nazm-ıla

Olur imiş mu'azzeb fâsıkın meddahı nîrânda

Umarız biz du'â vü himmetin ol 'âşık-ı Hakkın

Bulınur kenz-i lâ-yuhsâ birader çünki vîrânda

Ki 'ışkda 'ayn u şın kaf var dahi 'aşkarda var anlar

Anın içün dinür 'aşkar zeban-ı nev'-i inşânda

Mükâşifler dimişler kim gelür bir er 'Alî adlu

Şebîh olmaz aña bir kimse 'avn-i dîn-i sultânda

Sever sâlihleri talihleri sevmez olur mubgız

Muhakkak bil ki bu ahlâk olısar hizb-i merdânda

Bize bağışlasun Hak ol 'azîzi eyleyüb ibkâ

Gerekdür öyle bir zâtın bulunması bu ahyânda

Bu Kuddûsî fakîr dir ol 'Alî bu olması me'mûl

Page 56: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

56

Yazıldı zann olınur çünki ismi levh-i Rahmanda

13

'Aceb var mı garîb olmış benim gibi vatanda

Katî suçlu gözi yaşlu hakîr meczûb cihanda

Mecazî 'ışk-ıla 'ömr-i 'azîzimi geçirdim

İçim vîrân dışım ma'mûr adım dervîş lisânda

Şerî'atdan tarîkatdan hakîkatden habersiz

Kocayım halk beni 'arif sanurlar şu zemânda

Ne bilsün Tenrisin ol kim henüz nefsini bilmez

Nice 'arif oluram ben ki kaldım şekk ü zanda

Olur tevhîde meşgul olmag-ıla kişi 'arif

Bilür kimdir tasarruf eyleyen kevn ü mekânda

'Aşâ'irde kabâ'ilde esîr-i şöhret olan

Cüda olur Hudâsından murâd sürmez cihanda

Bu dünyâ ehl-i 'ukbâya haram 'aksi de böyle

İkisi de haram Hak ehline çün gönü anda

Diler Kuddûsî-yi bî-çâre olmak ehl-i Yezdan

Hemîn bakmak cemâline ki dâr-ı câvidânda

14

Bugün bir bahre taldım kim görünmez hîç kenar anda

Elimi ka'rına saldım ki bî-had inci var anda

Anuñ birini sultâna götürdüm isteyüb bahşiş

'Atâ itdi baña ol bî-nihâyet bî-şümâr anda

Metâ'ımı alub kıldım 'azîmet bir ırak yola

Giderken bir nazar kıldım ki çok âteş yanar anda

O nâra kendimi atdım didim yanub olayım kül

Düşüben sahnına bakdım ki var hoş gül'izâr anda

Gözüm gördi nazîrsiz bir gül-i ra'nâ o gülşende

Aña bülbül olub ötdüm nice dem bî-karâr anda

İhata eyledi etrafını bî-had diken anın

Batar dirmek murâd itsem elime has u hâr anda

Bu Kuddûsî olub meczûb unutdı zühd ü takvayı

Melâmiyyûna karışdı ne nâmûs var ne 'âr anda

15

Bilürsin ey 'Alîm bî-haddür ekdârım bu ezmânda

Latifsin hem Cevâdsın yok nazíriñ lutf u ihsanda

Page 57: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

57

--------------------- kaynakta eksik

Diler leyi ü nehâr gufran bu Kuddûsî fakîr senden

İdüben i'tirâf dir biz garîkız bahr-i 'isyanda

16

Elif Allanın habîbidür Muhammed Mustafâ

Be beni dûr itmesün rahmetle 'ışkdan ol Hudâ

Te teşerrüf eylerem ism-i şerifin yâd ile

Se sevâb olur anı yâd idene bî-had şehâ

Cim cemâli nûrının bir zerresidür âfitâb

Ha hayât-ı câvidân bulur olan 'âşık aña

Hı halîlidir Hudânın hem resûli bî-gümân

Dal didi peygamberimdir ol habîb-i bâ-safâ

Zel zelîl olmaz aña her kim ki eyler ittibâ'

Re risâlet tahtının sultânı fahr-i enbiyâ

Ze zeval yok şer'ine anın ilâ-yevmül-kıyâm

Sin sa'âdet bulısar ol şâha iden iktidâ

Şın şefâ'at tacını başına geydirdi Hudâ

Sad salât ile selâm üstüne olsun inkızâ

Dad dalâlet üzre itmez ümmeti hîç içtimâ'

Tı taparlar Hakka ancak dileyüb vasl-ı lika

Zı zuhur itdikde nün gitdi küfriñ zulmeti

'Ayn âlemlere rahmet geldi ol Hayrü'l-verâ

Gayn gârât eyledi 'ışkı bu gönlüm şehrini

Fe firâkıyla tutuşub yanaram subh u mesâ

Kaf kudûmiyle teşerrüf eyledi halk-ı cihan

Kef kerîmdür sâ'iline bî-hisâb eyler 'atâ

Lam livâ'ü'l-hamdi ihsan itdi Yezdan hem aña

Mim mahabbet eyleyen bulur o sultâna 'ulâ

Nun nebîler hâtemidür hem kamuniñ efdali

Vav vücûda geldi anınçün bu arz-ile semâ

He hidâyet bulmışuz anınla biz Hak râhına

Lâm elif lâ lâ-yezâlin dostıdur ol tâ' ü hâ

Ye yaraşur Halik u mahlûk anı medh itmeye

Sende Kuddûsî anın meddahı olgıl dâ'imâ

17

Cennetde çok imiş yiyüb içüb giyüb itmek safâ

Page 58: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

58

Men isterem itmek nazar gökçek yüziñe ey Hudâ

Vakt-i sabâda başladım 'ışkın odına yanmağa

İsm-i şerifini işidüb olmışam 'âşık saña

Uyub hemîn 'ışka hisâbsız çekmişem zahmet mihen

A'dâyı taslît eyledi İblîs hased idüb baña

Kullarını îkâz içün çok sa'y ü gayret eyledim

Âhir zemân 'âlimleri pes itdiler baña cefâ

Şimdi olub pîr ü za'îf nâsdan firar itdim kamu

Sen eylediñ tevfîk bu Kuddûsî gedâya inziva

18

Ehl ü evlâd nefs ile mâl cümlesi düşmen baña

Senden erham dahi ekrem yok-durur dost ey Hudâ

Cinn ü insânda vesâ'irlerde a'dâ bî-hisâb

İsti'âze eylerem dâ'im kamusından saña

Hem gülüb yüzime ardımdan 'adavet idenin

Sakla şerrinden beni ey Rabb ü Hallâkul-verâ

Eyledim çünki cemî'-i emrini tefvîz hemîn

Saña yalvarub iderem gice gündüz iltica

Yok bu Kuddûsî garibin 'askeri etbâ'ı hîç

Sen şehen-şâh u Hafîza sığınur ol dâ'imâ

19

Ey Hudâ ben kulmı fazlınla ehl eyle saña

Cennetinle şâd idüben eyleme senden cüda

Var imiş bir cennet anda yok imiş hûr u kusur

Ko habîbin hürmetine sen beni lutf it ana

Mâ-sivâdan her ne ki var ise gönümden çıkar

Kalmasun dil kişverinde zerrece hubb-ı sivâ

Bende yok ise liyâkat hîç saña ehl olmağa

Sen be-küllî şey'e kadirsin bu câhı vir baña

Âdemi hâkden yaraduben halîfe eylediñ

Oldı insân nev'iniñ ceddi atası enbiyâ

Gökleri dört günde yaratdın iki günde yeri

Altı günde halk olundı yedi yer yedi semâ

Niceler dünyâyı sevdi nice kullar cenneti

Pes bu Kuddûsî kulum saña ehl it ey Hudâ

20

Page 59: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

59

Kird-gârın âşinâsıdır Muhammed Mustafâ

'Âşıkânın dil-rübâsıdır Muhammed Mustafâ

Nûr-ı pâkinden Hudâ bu halkı inşâ eyledi

Kâ'inâtın mübtedâsıdır Muhammed Mustafâ

İns ü cin peygamberi iki cihanın serveri

Enbiyânın pîşvâsıdır Muhammed Mustafâ

'Âlemine rahmet irsal eyledi Mevlâ anı

Bize Yezdânın 'atâsıdır Muhammed Mustafâ

Olmasaydı ol eğer biz ihtida itmez idik

Ehl-i îmânın hüdâsıdır Muhammed Mustafâ

Nûr-ı 'irfân-ı Hudâdan itdi bizzat iktibas

'Ârifânın reh-nümâsıdır Muhammed Mustafâ

Sırr-ı mi'râcın tuyan bilür 'ulüvv-i sânını

Cümle a'lâlar 'ulâsıdır Muhammed Mustafâ

Andan özge kimse Hakkı baş göziyle görmedi

Hak habîbi bâ-safâsıdır Muhammed Mustafâ

İtdi anınla tevessül enbiyâ vü mürselîn

Çünki dertlüler devâsıdır Muhammed Mustafâ

Aña geydirdi şefâ'at hil'atini ol Hudâ

Cümle emrazın şifâsıdır Muhammed Mustafâ

Gökde Ahmed dahi cennetde aña Mahmûd dinür

Yir yüzinüñ rûşenâsıdır Muhammed Mustafâ

Sıdk u şevk ile bu na'tı okuyan hem dinleyen

Bildi halkın müntehâsıdır Muhammed Mustafâ

Eyle Kuddûsî aña her dem salât-ile selâm

Ki Hudânın Mustafâsıdır Muhammed Mustafâ

21

Olmışam müştak u tevvâk ben sabî iken saña

Ey Hudânın dostı Mahmûd u Muhammed Mustafâ

Gün-be-gün gönlümde şevkin artub oldum bî-karâr

Halk içinde senden a'lâ yok güzel mahbûb baña

Kayseriden bir gice çıkdım senin sevdan ile

Şeyh-i Turhal Hazretiyle görişüb buldum 'ulâ

Sonra Arzingâna gitdim uyuben bir kâmile

Sakin oldum anda birkaç mâh şedîd idi şitâ

Yaz gelince Şâma 'azm itdim yayan hem yalınuz

Page 60: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

60

Mısra andan Mekkeye varub idüb haccı edâ

Hak Te'âlâ eyledi tevfîk irişdim şehrine

Oluben anda mücavir saña itdim iltikâ

Cümle mahlûk yaradılmışdur senin içün hemîn

Kendüsi içün yaratmışdur seni ancak Hudâ

Şimdi Kuddûsî olub pîr ü za'îf eyler hemân

Rûz u şeb saña salât-ile selâm bî-had aña

22

Ey 'Azîz ü Müntakim men eylerem şekva saña

Şol kişilerden ki dâ'im işleri nâsa cefâ

Çok emek çekdim ki irşâd eyleyem anları pes

Olmayub irşada lâyık oldılar düşman baña

Aşikâre fışkı eylerler o fâsıklar hemân

Eylemezler çünki senden havf dahi halkdan haya

Ehl-i 'ilmi iden istihfaf olur kâfir o dem

'Avreti boş cümle a'mâli dahi olur heba

Ekserinde yok devam tîz bozılur dostlıkları

Söyledi Hakkı deyü küfre iderler ictirâ

Şetm iderler buğz iderler ehl-i 'ilm ü 'ırza hem

Kati iderler güçleri yiter ise ol eşkıya

Ehl-i 'ırz havf eyleyüb kurtdan koyun korkar gibi

Ağlaşurlar inleşürler ditreşürler dâ'imâ

Korkmayub hem pâdişâhdan ol gürûh-ı tâğiyân

Zann iderler başımıza hîç bizim gelmez kazâ

İtdi Kuddûsî bugün şekva saña ey Müntakim

Yetmiş üç yıl eyledi yardım kamu hâlde aña

23

Gel sözimi tut eyle firar Hakk u İlâha

Kulluk idegör şevk-ı hulûs-ıla o şâha

Tevhide devam eyle hemîn gice vü gündüz

Anın ile irer kişi zîrâ ulu râha

Dirlerse disünler saña dîvâne 'adular

Kendi düşer elbetde 'adû kazdığı çâha

Zikr ide ide kalbde toğar şems ü ma'ârif

Hak 'arifi ol gir çalışub sen o penâha

Kuddûsîye zikri pederi eyledi telkîn

Page 61: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

61

Ol itdi sülük mürşidinin gitdiği râha

24

Sâlik dü cihandan geçüb ol 'âşık-ı Mevlâ

Ağyarına meyi itme sakın pendimi tut hâ

Hâlık mı 'azîz halk mı 'azîz eyle te'emmül

Kankısı 'azîz ise kul ol sıdk-ile aña

Evlâd u 'ıyâl nefs-ile mâlın saña düşman

Pes cümlesidür fitne iderler seni ilhâ

'İrfanı olan kişiye yiter bu nasihat

Câhil dahi dir fehm idemem söyleme baña

Kuddûsîye bu pendi Hudâ eyledi ilham

Her kim ki kabul itse bulur riitbe-i bâlâ

25

Zikre devam it dir iseñ olsun celîs Mevlâ baña

Bu pendi işit cân u dilden itme gaflet sâlikâ

Çün Hak sever zâkirleri hem zikr ider anları ol

Evkâtini fevt eyleme zikre çalış subh u mesâ

Gafillere olma karîn kaç ehl-i dünyâdan dahi

Uyuz gibi eyler sirayet anların hulkı saña

'Âşıklara ol yâr-ı gâr iki cihanı eyle terk

Pes ol güruhun işleri zikr-i Hudâ terk-i sivâ

Eyle şerî'atle 'amel gir râh-ı ' Abdü'l-kâdire

İder seni irşâd o zât Kuddûsîdür mensûb aña

26

Sen Rahîmsin hem Halimsin bize rahm it ey Hudâ

Geldi istihkakımız ile bu envâ'-ı belâ

Cürmimiz hadden tecâvüz eyledi çünki bizim

Ehl-i tevhidiz bilürsin itmişüz îmân saña

Hem habîbin ümmetiyüz ol bize re'fet ider

Eyleriz dâ'im salât-ile selâm bî-had aña

Bizi ıslâh it olalım sâlihîn ü muslihîn

İdelim kulluk saña cân ü gönülden dâ'imâ

'Aybımız sâdır olur ise eğer setr eyle hem

Dû cihanda kılma rüsvâ bizi sen beynel-verâ

Lutf u rahm idüb bize ref it beliyyâtı kamu

Gice gündüz eyleyelim şevk ile hamd ü sena

Page 62: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

62

Pîr-i fânî haste Kuddûsî dahi olub hazîn

Senden eyler 'afv u gufran neşr-i bârânı recâ

27

Eyledik biz cürmi çok itdi gazab şimdi Hudâ

Geldi çünki biribirinden büyük dürlü belâ

'Uzlet itdim pîr-i fânî oluban lâkin bugün

Yok huzur kalbimde bî-had hüzne oldum mübtelâ

'Âmmeten geldi kamumıza mesâ'ib Tenriden

Eylerem ref'-i belâ içün gice gündüz du'â

Paresi yok çâresi yok ekseri nâsın fakîr

Ağlayub dirler hemân yâ Rabbena fâğfir lenâ

Çıkdı çün on dört guruşa bir ratıl hınta bugün

Eyle istiğfar dahi rahmet recâ Kuddûsîyâ

28

Eğer bitsün işim dirsen gice gündüz hemân ağla

Virir maksûdını elbetde Hallâk-ı cihan ağla

Du'ânın kıblesi çünki semâdır sen hemân dâ'im

Semâya destini ref eyleyüb di el-emân ağla

Budur 'âdet ki hüzn-ile muradına irer tâlib

Hudâya vuslat istersen hemân turma ki kan ağla

Ferah eyle kimi gördün bağışlanmış hatî'âtı

Suçunı i'tirâf it iste Hannândan hanân ağla

Eğer 'âşık isen dîdârına dildârın ey sâlik

Cinânın arzusından geç hemîn 'ışk-ıla yan ağla

Meseldir ağlayan düşde güler uyanıcak dirler

Yarın olmak dilersen âhiretde şâd-mân ağla

Nişanı ehl-i 'ışkın ağlamakdır derd-i 'ışk-ıla

Sakın zâhidleyin olma ki sen de bî-nişân ağla

Muradı ağlamakdan 'âbidin cennet imiş ancak

Yaraşmaz 'âşıka ücret hemân sen rây-gân ağla

Melikdir bendenin maksûd-ı aksâsı değil mülki

Sivâyı ko Hudâ içün beher dem her zemân ağla

Riyâ olmaz gürûh-ı 'âşıkânda zerre mikdârı

Gözünden seller aksun aşikâr ağla nihân ağla

Ferâ'izde kusur itme nevâfille tekarrüb kıl

Kula kulluk gerek kardaş virüb cânâna cân ağla

Page 63: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

63

Tefekkür eyle masnû'unda ki Hallâk Te'âlânın

Basiret gözin açılsun görüb anı 'ayan ağla

Mukarrebler bükâ ile tekarrüb itdiler Hakka

Dahi ağladı hüzn-ile Resûl-i ins ü cin ağla

Lisânın zikre meşgul ola Kuddûsî gönül fikre

Dem-â-dem 'andelîb-âsâ idüb âh u figân ağla

29

Ben bu sahraya geldim 'ışkınla

Bahr-i sevdaya taldım 'ışkınla

Târ-mâr itdi 'aklımı şevkin '

Akıbet Mecnûn oldum 'ışkınla

Neylerem ey dost mâsivâyı çün

Hüsn-i dîdârın bildim 'ışkınla

Zühd ü takvayı değişüb 'ışka

Varımı yağma kıldım 'ışkınla

Dilde kir ü pas her ne var ise

Komayub zerre sildim 'ışkınla

'Ar ü nâmûsın şişesini hem

Uruban taşa çaldım 'ışkınla

Bağrımı yakdı âteş-i firkat

Göklere tütün saldım 'ışkınla

Mübtelâyım bir derde yok 'ilâç

Bilmezem ki ben noldum 'ışkınla

Kalmadı takat nice sabr idem

Başıma gavgâ aldım 'ışkınla

Katre-yi nâçîz idim evvel ben

'Aleme şimdi toldum 'ışkınla

Ağladım bî-had sen nigârım çün

Buluban âhir güldüm 'ışkınla

Dü cihanın ben istemem câhın

Cümleden geçdim kaldım 'ışkınla

Dir ki Kuddûsî istedim senden

Sen dilârâyı buldum 'ışkınla

30

Kapuna gelmişem yâ Rab tehî destim yüzüm kara

Ki kulluk itmedim sana 'aceb hâlim nice ola

Page 64: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

64

Şerî'at emrini tutub tarîka olmadım sâlik

Sanurdum kendimi 'arif muhakkak Bâyezîd-âsâ

Hevâ-yı nefs ü İblise uyub itdim hatâ bî-had

Menâhî irtikâb itdim evâmir tutmadım kat'â

Riyâ' ü süm'a vü taklîd ile celb eyledim nâsı

Bilür iken ki şöhret 'âşıka bir fitne-i 'uzmâ

Severdim medh-i nâsı havf iderdim zemlerinden hem

Baña hak söz diyen mebgûz idi sevmez idim asla

Edeb iz'ân haya nâmûs u 'ân cümle terk itdim

Mecazî 'ışk beni bu hâle koyub eyledi rüsvâ

İki nesne zelîl eyler buyurdı mer'î Peygamber

Biri şehvet biri hırsdur bu iki bende çok hâlâ

Mehâsinden melâ'ik yazmadı dîvânıma bir harf

Mesâvîde ma'âsîde velâkin olmışam yekta

Bu hâl-ile ümîdi kesmeyüb hîç rahmetinden ben

Dilerem mağfiret senden gice gündüz Hudâvendâ

Günâhım çoklığından var mıdır saña keder hergiz

Beni 'afv eyleseñ rahmet tükenür mi ki bir derya

Hatâmı i'tirâf idüb 'atanı isteyü geldim

Gerek 'afv it gerek 'adi it vezirin yok senin hâşâ

Velâkin 'afv iderseñ dostlarım heb sevinişürler

Dahi gam-nâk olub heb cümle a'dâ zümre-i tersâ

Kamu dostlarının başı Muhammed Mustafâ kim ol

Baña atamdan erham oldığı malûm-durur saña

' Azâb itseñ baña mahzun olur elbetde ol dostun

Olur bî-şübhe mesrur hem beni bağışlasan afla

Habîbin hakki-çün tard itme Kuddûsî günâh-kârı

Seniñ kapuñdan evsa' var mı bir kapu ki ol vara

31

Şol kişi kim hamr-ı 'ışkı bir kadeh içmiş ola

Dû cihanın ârzûsından bil heme geçmiş ola

Kat' idüben meylini cümle 'alâ'ikdan hemân

Per açub gönli kuşı yârdan yaña uçmış ola

Zühd ü takvasına mağrur olanın hüsran işi

Ol meğer ağyarı koyub yârine kaçmış ola

Cennete dil bağlayan ahmak olur Hakdan cüda

Page 65: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

65

Ehl-i Hak ancak odur ki 'ışk anı kuçmış ola

Her neye baksa görür anda Hudânın vechini

Ol kişi kim çeşmini bir ehl-i 'ışk açmış ola

Behlivân dinür aña pes seyf-i 'ışk-ıla hemîn

Nefs-i şûmın bilini urub iki biçmiş ola

Cân u dilden tâlib-i vuslat olan Kuddûsîyâ

Mâsivâsını koyub dost kûyine göçmiş ola

32

Girüb dil şehrine heb varımı 'ışk itdi yağma

Komadı hîç yakub yıkdı sivâdan zerre asla

Getürdi başıma dürlü belâlar gerçi bu 'ışk

Velâkin geçmezem andan enîsimdür o zîrâ

Ne devlet oldığın bilmez bu 'ışkın çünki vâ'iz

Baña dir 'ışkı terk it gel ki hoşdur zühd ü takva

Anın zu'mınca zühdiñ kadri bu 'ışkdan bülenddir

Ricâlu'l-lâh katında şân-ı 'ışk ez-cümle bâlâ

Kulağıma o tab'ı camidin girmez kelâmı

Feragat eylemek 'ışkdan baña lâyık mı hâşâ

Benim başımda tacım 'ışk libâs-ı fâhirim 'ışk

Ta'âmım 'ışk şarâbım 'ışk gıdâmdur 'ışk-ı zîbâ

Benim vird-i zebanım 'ışk tamar içinde kanım

Bedende tatlu canım 'ışk içimde tolu hâlâ

Refikim 'ışk şarâbım 'ışk delîl ü mürşidim 'ışk

Sadîkım 'ışk habîbim 'ışk tabibim 'ışk -ı ra'nâ

Benim seyf ü sinânım 'ışk dahi tîr ü rimâhım

Benim muhkem hisarım 'ışk baña Hak itdi i'tâ

Benim çâr 'unsurum 'ışkdur mürekkeb oldum andan

Atam anam benim 'ışkdur beni toğırdı gûyâ

Bilür 'uşşak bu 'ışkın kıymetini gayrı bilmez

Bahâ salmak ne mümkin ehl-i dünyâ ehl-i 'ukbâ

Bu 'ışkın himmetiyle irdi Kuddûsî murada

İder dostın cemâlini ki anınla temâşâ

33

Ey altı günde yidi kat eflâk-ile zemini yaradan Mevlâ

Kün emri ile hem cümle halkı eyleyen îcâd yoğiken asla

Hem on sekiz biñ dürlü hayvanât rızkını viren rûz u şeb dâ'im

Page 66: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

66

Toyar kamusı aç kalmaz biri bulur nasibin pes gelür aña

Berr ü deryada hâk ü hevâda taş ü ağaçda rû-yi zeminde

Cânlu olanlar rızkını yirler nesne eksilmez idiser îfâ

Nev'-i inşânı dahi yaradub eylediñ tekrîm dürlü hasletle

Eylediñ mü'min anların kimin kimisin müşrik eylediñ saña

Dostın Muhammed içün yaratmışsın hem cemî-i' halk-ı cihanı

Hem kendin içün halk eylemişsin ol dostını hoş mahbûb-ı ra'nâ

Kuddûsîye hem idüb hidâyet ümmeti kıldın fazlınla anın

Hem saña itdiñ meddah u müştak eyleyüb tevfîk sen dahi aña

34

Kula mü'min mutî' iken tekebbürdür kılan tersâ

'Azâzîl kibr ü 'ucb idüb tarîd itdi anı Mevlâ

Birader ictinâb eyle tekebbürden tevazu' it

Tekebbür Hakka muhtasdur tezellül it hemân aña

Günâh sâdır olur ise Hudâdan mağfiret iste

Gafurdur ol dahi Gaffar ider lutf u kerem saña

Sen ol kullukda dâ'im korkma zenbim var deyü bî-had

'Azaba muktedirdür Hak dahi 'afva kadîr zîrâ

Çalış tevhide 'ışk u cezbe tolub dil serâyına

Dahi Kuddûsiyâ olsun yeriñüz bir ulu derya

35

Baña çün ehl ü mâl ü nefs ü evlâdım kamu a'dâ

Esirge lutf idüb men kulum anlardan ey Mevlâ

Dahi cümle karındaşlarla ahfâdım-durur düşman

Ve ihsan itdiğim kimse 'adavet eyledi baña

Ehibbâdan hisâbsız lutf u ihsan u kerem gördüm

Babam anam gibi anlar meveddet itdiler ra'nâ

Senin içün severler ben fakiri ol muhibler heb

İlâhî sen de sev anları 'âşıklar kamu saña

Bu Kuddûsî kocayı sen cemî'-i mü'minât ile

Livâ'i'l-hamdin altında kavışdır eyleme rüsvâ

36

Cananıma geldim ki idem hâlimi şekva

Çün leşker-i 'ışk varımı heb eyledi yağma

Dünyâyı benim başıma tar eyledi şol kez

Ki sabr idemem içime od toldı ser-â-pâ

Page 67: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

67

Kalmadı figân eylemeye tâb ü tüvânım

Dil şehrini 'ışk yakdı harâb eyledi zîrâ

Geydirdi hemîn başıma tâc eğnime hırka

Ussumı alub itdi beni 'âleme rüsvâ

Bu 'ışka giriftar oluben zühdi unutdum

İnşâna kemâl virmez imiş zühd-ile takva

Ben dersimi aldım bu gün ol hoce-i 'ışkdan

Varsun okusun zühd ü 'amel dersini monlâ

Kuddûsîye öğretdi şi'ir tarzını bu 'ışk

Her kime virilürse olur 'ışk dili derya

37

Geç zünûbımdan Gafûrâ bakmagıl noksanıma

İ'tirâf idüb suçumı gelmişem Rahmanıma

Çün tefekkür eyledim yok benden alçak kimse hîç

Ne yüz-ile 'arz ideyim hâlimi sultânıma

Ma'siyet deryasına müstağrak oldum el-gıyâs

Merhamet eyle iriş feryadıma efgânıma

Destimi tut sen benim ey râhimînifi erhami

Senden özge kimsenin yitmez güci dermanıma

İtdi Kuddûsî tevessül şol habîbiiıle sana

Dir vesîlemdür benim varmağa sen sultânıma

38

Olmışam 'âşık bugün ben çün şeh-i hûbânıma

İstemem ağyarını hîç gelmesünler yanıma

Mest ü bî-hûş eyledi şevki beni oldum delü '

Arz-ı hâl sunmağa geldim ol ganî sultânıma

Bir elimde 'arz-ı hâlim bir elimde dest-mâl

Silerem göz yaşını yalvaruban cananıma

Beklerem kapusını boynum eğüb giryân ü zâr

Umaram ki rahm ide bu âhıma efgânıma

Cürm ü 'isyan bî-nihâyet eylesem de dâ'imâ

Bakmaz ol asla benim hîç cürmime 'isyanıma

Setr ider hem 'aybımı halk içre rüsvâ eylemez

Dir hemîn 'afv eylerem ben kaçma gel dîvânıma

Dürlü ni'metler virir lâyık değil isem de ben

Gönderir mi'mârı tîz tîz bu dil-i vîrânıma

Page 68: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

68

Böyle behcet böyle ahlâk bu güzellik kimde var

İsmini yâd eylemek virir safâlar canıma

Nice 'âşık olmasun bî-çâre Kuddûsî aña

Ki dimiş ol 'âşıkam ben 'âşık-ı nâlânıma

39

Meyhâne-i 'ışk sâlikâ bil hân-kâh-ı evliya

Ol ânda sakin câ-be-câ hem mest ü hayran dâ'imâ

Anlara her kim ki celîs olur ise olmaz hasîs

Ol zikr-i Mevlâya enîs kalbinde kalmasun sivâ

Bir lahza 'arif sohbeti 'uşşâka virir hayreti

Hem zikr ile ünsiyyeti biñ yıl 'amel uymaz aña

'Aşıklara 'ışk cezbe hâl mahbûb-durur sûfîye kâl

Sen zikre eyle iştigâl bulsun dil ü canın safâ

Kuddûsîye iki cihan zînetleri ider ziyan

Ancak anı mesrur kılan leyi ü nehâr zikr-i Hudâ

40

Bal ü şekerden toyub insân usanur zâhidâ

'Işkdan usanmaz yanar 'âşık dün ü gün dâ'imâ

Zikre sa'y it 'âşık ol hem 'arif ol Mevlâyı (çün)

Işksız olan 'âbidin heb çekdiği zahmet heba

Sâlikin gönlünde 'irfan 'ışk-ıla hâsıl olur

Zikr ile 'ışk 'ışkıla 'irfan tolar kalbe cilâ

'

Aşıkın bir cezbesi biñ yıl 'ibâdetden güzel

Eyle tahsîl 'ışk u cezbe ki seni sevsin Hudâ

İrdi seksân yaşına hem hasteyim hem 'ışk beni

Hâlime koymaz ider bî-ihtiyâr ehl-i hevâ

Yazdı Kuddûsî firâşında bunu yatur iken

Hem ider Hakdan beher ân 'ışk ile cezbe recâ

41

Nideyin ben gönlüm ârâm eylemez sensiz şehâ

Bende Mevlâsını özler gice gündüz dâ'imâ

İtmesün zâhid baña levm ki tarab eyler deyü

Cân kulağına gelür senden beher dem çün nida

Hâlime koymaz beni 'ışk gönlümi tahrîk ider

Muktedâmdur ol benim pes eylerem hoş iktidâ

Zikrin ile rûz u şeb bulur tesellî ehl-i 'ışk

Page 69: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

69

Gönlime ey dost virir zikrin senin zevk u safâ

Geldi Kuddûsî fakirin varını heb aldı 'ışk

Kalmadı 'ilm ü 'amel takva edeb 'ışk u haya

42

Ey Rabb u Ganî it beni fazlın ile ignâ

Çün pîr ü fakîrem baña rahm eyle Rahîmâ

Her şey'e kadirsin beni hem hıfz (it) haramdan

Virme kerem it şübheli olanları baña

Lâyık değil isem de helâl rızkına hergiz

Sen şâh-ı cevâdsın iderem nâzımı saña

Bozuldu ma'âş emri katî bu senelerde

Kime ideyin sen var iken girye vü şekva

Kuddûsiye vir rızk-ı helâl rahmetin ile

Hîç eylemesün vesvese me'kûlde o koca

43

Bilürsin hâlimi sen hoş 'Alîmâ

Yaşım seksân baña rahm it Rahîmâ

Kocayub olmışam bî-çâre zîrâ

Meded senden olur ancak Nasîrâ

Sen eyle 'afiyet hem kuvvet ihsan

Perîşân itme dâreynde Halîlâ

Nahîfem sabra yokdur takatim hîç

Baña rıfk-ı telattuf it Latîfâ

Tevekkül hirfetim bilmem ne sebeb

Sañadur i'timâdım çün Vekîlâ

Eğerdirsen ki sen de itme 'isyan

Direm ki mağfiret eyle Gafûrâ

Ümîd kesmez bu Kuddûsî güneh-kâr

Kabul it sen du'âsını Mücîbâ

44

Gafura mağfiret eyle beni sen cürmime bakma

Virüb dâr-ı fenanın devletin hicr odına yakma

Baña sensiz safâ virmez cinânın ni'meti hergiz

Visalinden cüda idüb beni ol bakceye tıkma

Serây-ı dil mülevves oldı evsâh-ı zünûbımla

Anı 'ışkınla pâk idüb otur içinde hîç çıkma

Page 70: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

70

Senin adın Kerîmdir kapuña geldim kerem eyle

Sakalım ak sınık gönlüm benim hâtırcığım yıkma

Yarın rûz-ı cezada 'aybımı setr it hacîl itme

Çeküb ince hisâba halk arasında beni sıkma

Virüben cenneti Kuddûsîye ayırmagıl senden

Aña lutf eyle bağrına firak mismârını çakma

45

Tarîk-ı evliyaya it sülük zahirle kalma

Bakuban 'ilmine bahr-ı gurur u kibre talma

Eğer kalbinde cezbe var ise mikdâr-ı zerre

Hemân Mevlâya ol mukbil sivâya kalbi salma

Çü lâzım sâlike cezbe sülük ansız hebâdur

Çalış tevhîde bul Hakkı gönülde gayrı bulma

Tolub derya gibi 'irfan u 'ışk-ıla tarab kıl

Kenef gibi sakın encâs-ı dünyâ ile tolma

Sözin tut sen bu Kuddûsî fakîrin ey birader

Virüben cevher-i 'ömr-i 'azîzi boncuk alma

46

Dila geç gayriden ol dilber-i ra'nâdan ayrılma

Nidersin özge sevdayı ki bu sevdadan ayrılma

Ne buldun mâsivâdan bunca demdür ülfet eylersin

Sözüm dinle hemân ol sâhib-i îfâdan ayrılma

Katî gayretlidür sevmez şerîki bakma ağyara

Letâfetde hüsünde ferd-i bî-hemtâdan ayrılma

'Ulüvv-i himmet îmândan özine it yüce himmet

Tenezzül itme ednâya sen ol a'lâdan ayrılma

O bir mahbûb-ı zîbâ kim nazîri yok güzellikde

Sözi ahlâ özi bâlâ yüzi zîbâdan ayrılma

Kişi maksûdına vâsıl olur sıdk-ıla cehd itse

Çalışub sen de ir ol maksad-ı aksâdan ayrılma

Bir ednâ 'âşıkıdur ol şehen-şâhın bu Kuddûsî

Hemân ey dil o şâh-ı 'âlem-i yektadan ayrılma

47

Hudâya hamd ü şükr eyle sakın kardaş le'îm olma

Seni bir nutfeden halk eyledi bilgil hasîm olma

Tayanma rif ate câha güvenme sıhhate mâla

Halîm ol hem rahîm ol sâhib-i hulk-ı zemîm olma

Page 71: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

71

Hazer eyle tekebbürden riyadan hubb-ı dünyâdan

Selîm ol bul selâmet lâyık-ı nâr-ı cahîm olma

Tehalluk eyle ahlâk-ı Nebî ile nasîhat tut

'Uyubıfi setr olur elbet ki sen tab'-ı sakîm olma

Yaman bil kendini Kuddûsîyâ zinhar ili yahşi

'Azâzîl-tek idüben nefsini i'câb esîm olma

48

Gelürse bir keder sana tahâretdür gazab sanma

İder İblîs seni iğfal sakın mekrine aldanma

İhanet eylemez mü'min kuluna çünki Mevlâsı

Olur ise eğer cüz'î keder hem 'arız usanma

Hemân iste Hudâdan 'akıbet yalvar gice gündüz

İdüben zikr ü istiğfar necat bul hüzn-ile yanma

Gülüb oynamağ-ıla bitmez ağla çok tazarru' kıl

Gurur u 'ucb ile hem itdiğin a'mâle kıvanma

Tayan Kuddûsîyâ Hakka hemîn rahmet recâ eyle

Bu 'ilm ü zühd ü takvaya dahi bu 'izze tayanma

49

Cem' eyleyüben cîfe-i murdara kıvanma

Fir'avnı vü Kârûnı düşün kenze tayanma

Bu dâr-ı fenada yüce köşk yapma birader

Vîrân olur elbet anı bakî kala sanma

Yüziñe güler mâkir-i dünyâ sakın andan

Aldanub anın mekrine sen hergiz inanma

Çün aña mahabbet idenin yiri cahîmdür

Sevme anı asla vü cahîm odına yanma

Cennet içün itme dahi Mevlâya 'ibâdet

Kuddûsî gibi sen de beher renge boyanma

50

Hudâvendâ beni bir lahza vaslından ayırma

Dakîkdür şîşe-i kalbim anı hicrinle kırma

Ki olmaz dû cihanın mülk ü câhı baña devlet

Âmân sensiz baña zindan olan eyvanı virme

Benim var gerçi taksirim saña kullukda lâkin

Halîmsin hem Gafûrsın 'aybımı yüzime urma

Habîbinle tevessül eyleyüb geldim kapuña

Page 72: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

72

Aña bahş it beni ol kapudan lutf eyle sürme

Ganîsin 'âleminden kimseye yok ihtiyâcın

Kerîmsin sen şu ben miskîni mîzâna çığırma

Hatâmı i'tirâf idüb recâmı pîşe kıldım

Beni setr eyle mahşerde zebânîye duyurma

Re'is oldı bu Kuddûsî gürûh-ı mücrimine

Anın 'afv it günâhını dime kûyime girme

51

Şâhâ kerem it 'aybımı sen yüzime urma

Geldim kapuna eyleme red gönlimi kırma

Ni'metlerini mu'terifem suçlarımı hem

Halk içre hisâba çeküben anları sorma.

Çok ise günâhım nolur ey rahmeti bol şâh

Setr eyle kamu zenbimi bir ferde tuyurma

Bahş it beni yârânımı hem eşref-i halka

Budur dileğim ki bizi hîç andan ayırma

Yüz.kara tehî dest sakal ak suç da katî çok

Gümrâh deyü hışm eyleyüben dûzaha sürme

Bir bağrı yanık bende-yi nâçâr-ı nahîfem

Yok sabra mecâlim beni hicrâna düşürme

Şiddetlere sabr eyleyemem saña 'ayândır

Yük yükledüben üzerime belimi kırma

Çün 'âşıka hicrân elemi nârdan eşeddür

Senden ayırub cenneti Kuddûsîye virme

52

Ey şah-ı kerîm kapuña geldim beni sürme

Setr eyle kamu suçlarımı yüzime urma

Aç yolını vâsıl olayın saña kerem kıl

Hıfz eyle beni zümre-i hussâda tuyurma

Çekdirme meşakkat baña nfk it ki za'îfem

Asân idüben lutfiñ ile râhını yorma

Çün mihnete ben sabr idemem saña 'ayândır

Tahmîl idüben haml-i sakil belimi kırma

Kuddûsîye gösterme fırâk acısını hem

Vaslın ile şâd eyle anı senden ayırma

53

Page 73: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

73

Zikrini çok eyle mevtiñ olma gâfil sâlikâ

Anı iksâr eyleyen sâlih olısar ey hümâ

Mevt yıkar lezzetleri hem tağıdır dirlikleri

Hiç unutma mevti sen eyle tefekkür dâ'imâ

Olmasa dünyâda üç nesne azar nâsın çoğı

Biri mevt biri maraz biri dahi fakr u fenâ

Mü'mine vâ'iz-durur mevt dâ'imâ îkâz ider

Tuhfetü'l-mü'min buyurmuşdur aña Hayrü'l-verâ

Mevti Kuddûsî unutmaz her zamân zikrin ider

Eyledi Mevlâsı tevfîk tâ sabî iken aña

Her zemân zikrin ider mevtiñ bu Kuddûsî fakîr

Eyledi tevfîk Hudâsı tâ sabî iken aña

54

İşit ey 'âşık-ı Hak bir hafî sır söyleyim sana

Devâm it zikre dir isen celîs olsun Hudâ baña

Gice gündüz olub tevhîde meşgûl sıdk u şevk ile

Celîs olur enîs olur mugís olur sana Mevlâ

Aña her işifli tefvîz idüb zikre devâm eyle

Kifâyet eyler ol sana sakın hüzn eyleme aslâ

Münâfıklar ne dirler ise disünler hemân sabr it

Dögüb sögerseler dahi bozılub itmegil ısgâ

Eğer tutar isen sözin bu Kuddûsî günâh-kârın

Olursın tîz vakitde sırra vâkıf 'ârif ü dânâ

55

Sana hamd eylerem dâ'im Kerîmâ

Virürsin bî-hisâb çün rızkı baña

Tesebbüb itmeğe yok iktidârım

Tevekkül hirfetim sıdk-ile sana

Benim Perverdigânm sensin ancak

Kapundan gitmezem bir lahza aslâ

İdersin fazlın ile halk sebebler

Bu 'âciz bendene lutfınla şâhâ

Ulu tağlarda hem çöllerde hergiz

Komadiñ ac susız mahzun Kadîrâ

Kefilsin cümle halkın rızkına hem

Münezzehsin zühulden sen 'Alîmâ

Page 74: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

74

Gice gündüz ider hamd ü şükürler

Bu Kuddûsîye itdiñ çok 'atâyâ

56

Bir hûba 'âşık olmışam ki cümle halk müştak aña

Lâyık değil isem de 'ışka lutf idüb virdi baña

Rûz-ı ezelde eylemiş ben kuluna anı nasîb'

'Ubbâda virmiş cenneti ol sâhib-i fazl-ı 'atâ

Pes itmişem feryâd ana rahminde işitmiş anam

Girmiş kulağına 'ayânen 'ışk u şevk-ile sadâ

Havf eyleyüb anam babama söyledikde ol dahi

Dimiş ki fazlıyla anı bahş eyledi bize Hudâ

Bir kez dahi çağırmışam anı işitmiş bir 'acûz

Anam dimiş ki ey 'acûz keşf eyleme bu sırrı hâ

Ru'yâda hem görmüş peder üç ay semâda hoş kamu

Ortadaki ayda çoğ-imiş behcet ü nûr u ziyâ

Aña dimişler bil bu ay oğlun ana rahmindeki

Halk-ı cihanın ekserin irşada olısar seza

Aña muhabbet eyleyen 'âşıkları Mevlâ sever

Bulmaz felah her kim ider ise aña buğz u cefâ

Telkîn-i zikr ile aña irsün makâme tıfl iken

Hem eyle tenbîh ki hemân zikr eylesün ol dâ'imâ

Vakt-i sabâvetde baña tevhidi telkîn eyledi

Dir idi Kuddûsî çalış virdim icazet ben saña

57

Dimişdür Fahr-ı 'âlem medh olunmağı sever Mevlâ

Anın medhin değil hergiz münâsib eylemek baña

Kitâbda bu hadîsi görüben itdim heves medhe

Umaram bu tarîk ile tekarrüb eylemek aña

Zemîn ü âsümânı hem cemî'-i halkı Hâlikdur

Nazın yok şerîkı yok mu'înı yok-durur hâşâ

Murâd eylerse bir şey'i hemân kün dir olur mevcûd

Anın emriyle gelmişdür vücûda bil kamu eşya

Kadîr her şey'e Hallâk u 'Azîm ü Hayy u Kayyûmdur

Bu mahlûkâtı heb oldur yoğiken eyleyen inşâ

Yaratmış kendi nûrından Muhammed Mustafâ nûrın

Cemî'-i halkı nûr-ı Mustafâdan eylemiş peyda

Page 75: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

75

Cihanda her ne var ise senin cisminde var misli

Hudânın kudretin sen de görüb ol 'arif ü dânâ

Dahi birliğine şâhid cihanın halkı bi'l-cümle

Bu mülkin mâliki oldur Ahad Ferd ü Ahad Yekta

Tefekkür eyle Kuddûsî kemâl-i kudretin Hakkın

Ki inşân nev'ini kılmış cihanda âyet-i kübrâ

58

Ey kudretiyle nutfeyi insân iden Kadir Hudâ

İt rahmetin ile visalin ni'metin in'âm baña

Lâyık değilem gerçi men ana velâkin bilirem

Sen Mâlikü'l-mülk pâdişâhsın yok şerîk hergiz saña

Puta tapan kâfirlere îmân virirsin lutf idüb

Kulluk iderler sıdk-ile saña gice gündüz şehâ

Cümle ümemden eylediñ efdal habîbin ümmetin

Hem eylediñ ashabını ümmet içinde râh-nümâ

Ashâb içinde eylediñ efdal Ebûbekri ki ol

Peyamberândan sonra oldı efdal-i külli'l-verâ

Her kime kim itseñ hidâyet olısardır mühtedî

Kıldın nice fâsıkları ehl-i salâh u evliyâ

Cennet virüb Kuddûsîye itme visâlinden ba'îd

İster cemâline nazar itmek hemân ol dâ'imâ

59

Ey Hudâ çün 'âşıkım rûz-ı ezelden ben saña

Kıl visâlin devletin lutf eyleyüb ihsân baña

İtdi 'ışkıfl vanmı yağma eser koymadı hîç

Gözime aslâ görünmez oldı şimdi mâ-sivâ

Zikr ü fikriñle hemân dîvâne goñliim eğlenür

'Işkın ile rûz u şeb bulur dahi cânım safâ

Var bu 'âlem halkimñ her birinin bir sevdiği

Ben de olmışam seniñ sevdáña dostum mübtelâ

Yok ise Kuddûsî-yi âvârede 'ilm ü 'amel

Her hünerdan sen şehifi 'âşıklığı yeğdir aña

60

Ey Cevâd u Ferd ü Vehhâb sâ'ilem geldim safta

İt habîbin hürmetine 'ışkıîiı ihsân baña

İstemem câh-ı riyâset dâr-ı dünyâda dahi

Page 76: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

76

Dâr-ı 'ukbâda kusûr u hûr ile zevk u safâ

Derd-i 'ışkıft tatludur bâl u şekerden 'âşıka

Vir baña lutf it o derdi kim kamu derde devâ

Merhamet eyler baña halk-ı cihân pîrdür deyü

Râhimînin erhamisiñ sen de rahm it ey Hudâ

Senden özge her ne gelse goñlime virir keder

Sâlim it cümle kederden gel buyur gir sen aña

Eyle meşgûl zikriñe dâ'im baña hem ol habîb

Kalmasun gönlimde hergiz iltifât-ı mâ-sivâ

Cümle halk mesrûr olurlar dürlü ni'metler ile

Eyle Kuddûsîyi mesrûr 'ışkıft ile dâ'imâ

61

Çün hisâbsız ni'meti virdin baña sen ey Hudâ

Lutf idüb anları ancak eylediñ ihsân baña

Seksen iki yıl mu'ammer eyleyüb kıldın bu gün

Bir marîz koca dahi ez-cân u dil 'âşık saña

Şevk-ile zikr eylerem leyi ü nehâr sen şâhımı

Kalmadı gönlümde tevfîkinle hergiz mâ-sivâ

Halk ile sohbet gürûh-ı ehl-i Hakka çün harâm

Zikriñ ile eğlenir ol dem beher ân dâ'imâ

Vahşî hayvânât gibi nâsdan bu Kuddûsî kaçar

Goñline virmez anın insân ile ülfet safâ

62

Ey keremi çok Hudâ it baña 'ışkı 'atâ

Eyleme senden cüdâ vechiñi göster baña

'Âşıka iki cihân oldı harâm bî-gümân

Çün bu hadîsi beyân eyledi hayrü'l-verâ

Neylerem ağyârı ben sen baña hoş yâr iken

'Işkım vir tâ ki sen 'âşık olayın saña

Benliğimi benden al vaslını eyle nevâl

Ey Samed ü bî-zevâl saña olam âşinâ

'Işk-ı mecâzdan geçir tûl-ı tırâzdan geçir

Söz ile sazdan geçir dilde koma mâ-sivâ

Nefse uyub çok günâh işledim ey pâdişâh

Yüzimi kılma siyâh görme 'azâba revâ

Şehvet ile hırs beni eylediler pes denî

Page 77: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

77

Bilürem ammâ seni gâfir-i zenb ü hatâ

Di baña Kuddûsiyâ yetişür itdiñ baña

Vaslımı kıldım saña it baña hamd ü senâ

63

İder oldum şimdi Hakka nazm-ile her ân du'â

Ol dahi lutf eyleyüb matlûbımı virir baña

Eylemez red pîr-i fânî haste oldığım içün

Ben de aña iderem leyl ü nehâr hamd ü sena

Çün Semî'dür hem Mücîb ol dahi her şey'e kadîr

Hem bu mülkin mâlikidür yok şerîk hergiz aña

Halika mahlûkı ortak olamaz hîç bî-gümân

Anı dir ancak iden şeytân la'îne iktidâ

'Âşıkındır cân u dilden çünki Kuddûsî senin

Zikrini ider hulûs-ı kalb ile ol dâ'imâ

64

Ey hâkiminin ahkemi ma'lûm-durur hâlim saña

Yetmiş tokuz yaşında pîr-i fânîyem rahm it baña

Başladılar tuğyana bu günlerde nâsın ekseri

Çoluk çocuk çiftçi çobanlar oldılar pes eşkıya

Katl-i nüfûs fısk u fesâd sirkat sitem yağma dahi

Sâ'ir günâhlar işlenüb geldi bize dürlü belâ

Müştedd olub kış eyledi meyvâları ifsâd kamu

Vaktinde yağmur yağmayub itdi zuhur kaht u galâ

Hîç böyle kahtın misli vâki' olmamış bu beldede

Çok kimseler ot yediler aç kaluben subh u mesâ

Tüccarda yok dîn merhamet idüb tama' Kârûn gibi

Artırdılar hadden ziyâde hıntaya çünki bahâ

Kuddûsîye virdi keder oldı hazîn ağlar diyüb

Olduk seza biz hışma eyle mağfiret sen ey Hudâ

65

Ey şehen-şâh 'arz-ı hâle gelmişem bugün saña

Bağrı başlu gözi yaşlu kulunum rahm it baña

'Âlemin dikkatle kıldım halkına çünki nazar

Bulmadım hîç bir güneh-kâr kimse benden mâ'adâ

Olmışam ilimde bir bî-çâre-i merd-i fakîr

Ummazam hîç senden özge kimseden fazl u 'atâ

Page 78: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

78

Kavm u yaranım benim fehm eylemezler derdimi

Var mı gayrı bir tabîb kim ide ol baña deva

El-gıyâs ey çaresizler nasırı tut destimi

Yüreğimin yarasına merhem it bulsun şifâ

Âb-ı 'ışk-ıla serây-ı gönlimi pâk eyleyüb

Eyle teşrîf yaliñuz sen kalmasun hîç mâ-sivâ

Çok 'ubûdiyyetde taksirim işim dâ'im günâh

Sarpa uğradı yolum eyle hidâyet ey Hudâ

Eylesem şol kez günâhlar tolsa yir gök arası

Kesmezem hergiz recâmı senden olmazam cüda

Kapunı bekler bu Kuddûsî kulun ey pâdişâh

Ol habîbin hürmetine feth ü bâb eyle aña

66

Hudâvendâ habîbinle tevessül eyleyüb saña

İderem 'arz-ı hâl nazm ile rıfk itsün deyü baña

Muhît 'ilmin kamu şey'e bilürsin hâlimi cümle

Bugün pes olmışam bir şeyh-i fânî hem marîz koca

Garîb oldum ilimde münkesir kalbim hazîndür hem

Olub mahbûs-ı bâtın halvet içre 'andelib-âsâ

Sabî iken sülük itdim tarîka 'ışk u sıdk-ile

Gice gündüz çalışdım zikr-ile dil oldı bir derya

Geçirdim çoğını evkâtımın zikr-i şerifinle

Akub Nîl-veş gönül iklimine 'ışk toldı ey Mevlâ

Şu hâlimde yine zikr eylerem kalb ti lisânımla

Fütur gelmez cihanda halkı olsa dahi hem a'dâ

Bu günlerde uyandı fitne mel'ûndur uyandıran

Sığınur saña Kuddûsî kulun hıfz eyle Kuddûsâ

67

Dilemez 'âşıkân içinde 'âşık bülbülâne

Diler ma'şûkı zîrâ kıymaz asla cism ü cana

Fidâ itmek gerek pervâne-veş varını yâre

Aña 'âşık dinür ancak ki şem'e karşu yana

Hezârân âferînler âb-ı 'ışk-ıla nigârın

Ne deñlü var ise ağyarını dilden yuyana

Uyub 'akl-ı ma'âşa ahmak u bî-aklı gör kim

Sanub özini pes 'arif düşer zann u gümâna

Page 79: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

79

Reva mıdır saña ey müftî-yi mâcin bu rütbe

'Adavet eyleyüb tersâ dimek kars müslimâna

Küdûret virme bizim gönlümüze ebsem olgıl

Ki te'sîr eylemez va'zın gürûh-ı 'âşıkâna

Visâl-i yâri umarsın riya vü zevk-ile sen

Müyesser olmaz ol vallahi illâ muhlisâna

'Ulüvv-i kadrini bilüb be-küllî halk-ı 'âlem

Kamusı dir ki 'ışk olsun bu 'ışk sırrın tuyana

Melâ'ik dahi ins ü cin iderler cümle gıbta

Erenler sofrasında hûnına 'ışkın toyana

Ne ulu bahtı var anın ki 'ışka ola nâ'il

Ne a'lâ kadri var anın ki bu renge boyana

Sala şol terk-i terk idüb giren meydân-ı 'ışka

Dahi canını îsâr eyleyüb cana kıyana

Virilmez tab'ı câmid zahide bil ni'met-i 'ışk

Tayanub zühd ü takvasına ol uğrar ziyana

Ne mümkindir bu 'ışkın sırrını vasf eyleye dil

Ki bir deryâ-yı a'zamdır sığar mı hîç beyâna

Cemî'-i enbiyânın evliyanın yâri 'ışkdır

Değişmez anı Kuddûsî na'îm-i dü cihâna

68

Bu pendi okuyub tutan olur hâs bende Yezdâna

Karışur 'akıbet bir gün gürûh-ı ehl-i 'irfana

Sevicek bir kulın Mevlâ virir birkaç güzel ahlâk

Günâhın mağfiret eyler ki koymaz anı nîrâna

Eğer sevmez ise bir kimseyi virir kötü ahlâk

Kabul itmez anın a'mâlini kor dâr-ı hizlâna

Tevazu' it tezellül it tevekkül it terahhum it

Tezekkür it tefekkür it ta'abbüd eyle Rahmana

Mahabbet eyle ehl-i 'ilm ü 'irfan u salâha çün

Ki bunlar sevgilü bil Hazret-i Hallâk-ı ekvâna

Yetâmâya garibe hem fakire eylegil ikram

Kebîre eyle tevkîr merhamet it hem sagîrâna

Sebebsiz kimseyi incitme hîç it Müntakimden havf

Refîk ol rıfk u lutf eyle kamu insâna hayvana

Eğer i Mân iderse zenbini bir fâsık u fâcir

Page 80: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

80

Hemân buğz it edeb bilmez haya bilmez o bîgâna

Dahi küffâr-ı bed-kâre münafık mülhide buğz it

Mukârin olma yok ise zaruret sû-yi akrana

Tecessüs eylemek câ'iz değil mü'minleriñ 'aybın

Görürsen dahi setr eyle dime yârana düşmana

İki kişiye zinhar olma munis hem yakın olma

Bu dünyâ ehline dahi sakalsız taze oğlana

Çalış tevhîde gâfıl olma bir dem zikr-i Mevlâdan

Bu Kuddûsî ider nushı saña hem cümle yârana

69

Eyle istiğfarı yüz kerre beher gün dâ'imâ

Çün devam ider imiş her gün Resûl-i Hak aña

Hem salât-ile selâm eyle Hudânın dostına

Ol-durur bî-şek muhakkak bâ'is-i halk-ı verâ

Kıl cemâ'at-ile namaz eyle tevhîde devam

Tîz vakitde ider ihsan bil Hudâ 'irfan saña

San'at veyâhûd ticâret itmeğe sa'y eyle sen

Di hemîn yâ Rabbi rızkı fazlın-ıla vir baña

Diñle Kuddûsî fakirin pendini tut-gıl dahi

Okudukça nazmını eyle anın içün du'â

70

Her kimi kim derd-i 'ışka mübtelâ kıldı Hudâ

Ni'met-i 'uzmâyı ihsan eylemişdir bil aña

Derd-i 'ışkdır çün bu yolda sâlike lâzım olan

'Işkı olmayan kişinin zühd ü takvası heba

Cezbesiz makbul değil zîrâ sülük bu yolda hîç

Zikre çalış cezbe tolsun gönlüne bulsun safâ

Efdali zikrin dimiş tevhîd Resûl-i Kird-gâr

Ol aña meşgul hemân sen gice gündüz dâ'imâ

Tut bu Kuddûsî sözin ol zikre meşgul itme şekk

Tîz vakitde ma'rifet in'âm ider Mevlâ saña

71

Sabî iken semâya oldı çün seyrân-ı Mevlânâ

Velîler üzre her vech ile var rüchân-ı Mevlânâ

Bulur her demde rûhâniyyetinden mürde diller cân

İrişür çaresiz dertlülere dermân-ı Mevlânâ

Page 81: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

81

İder deryada hem berde olan muztarlara imdâd

Hemân çağır olur lâ-büdd saña ihsân-ı Mevlânâ

Kerâmâtı anın günden 'ayan her ân zuhur eyler

Giirûh-ı 'ârifân içre bülenddir şân-ı Mevlânâ

Hudâ eylerdi bir günde tecellî on yedi kerre

Tahammül itmek içündür aña devrân-ı Mevlânâ

Basîret gözi görmez münkirin inkâr ider anı

Ne yâr oldığını ancak bilür yârân-ı Mevlânâ

Olayım dir iseñ sen de eğer şâh ol aña bende

Nüfuz eyler nice şâhâne çün fermân-ı Mevlânâ

Cihanda evliyanın her biri gösterdi burhanlar

Sekiz yaşında zahir oldı bil bürhân-ı Mevlânâ

Giren anın tarîkına olur Mevlâya tîz vâsıl

Hudânın sevgülü dostları dervîşân-ı Mevlânâ

Şeb-i mi'râcda gösterdi anı Yezdan habîbine

Melâ'ik oldılar ol gice heb hayrân-ı Mevlânâ

İder züvvânna ikram u in'âm ol kerem kânı

Seni mahrum komaz sen ol hemân mihmân-ı Mevlânâ

O şahın bende-i ednâsıdır bî-çâre Kuddûsî

Bu 'âlî câhı bahş itmiş aña Yezdân-ı Mevlânâ

72

Resûlullah buyurmış ehl-i 'ukbâya haram dünyâ

Dahi 'ukbâ harâmdur ehl-i dünyâya inan aña

Hudânın ehli 'uşşâka harâmdur bu ikisi bil

Sakın meyi itme ey sâlik harâmdur mâ-sivâ saña

Gice gündüz çalış tevhide ol 'âşık unut gayrı

Münafıklar disünler kim delidür bu mürâ'î yâ

Olur 'ışk zikr ile hâsıl gönülde ez-kadîm 'âdet

Akar Nîl-i mübârek-veş tolar kalbe olur derya

Celîsi zâkirin çün Hak Te'âlâ Hazreti imiş

Hemân zikr eyle Kuddûsî saña olsun celîs Mevlâ

73

Ey şehen-şâh-ı 'azîm hem idemem kulluk saña

Hem umaram vaslını lâyık değil iken aña

Böyle bir meczûb koca oldum utanmak bilmezem

Muktedirsin çünki her şey'e anı virgil baña

Page 82: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

82

Hasteyem seksen yaşında isterem senden seni

Nesne gelmez pes elimden hîç su'âlden mâ'adâ

Heb girerler ehl-i cennet rahmetinle cennete

Men cemâline nazar itmek dilerem dâ'imâ

Vir bu Kuddûsî fakîre rahmetinle vaslını

Gönli bulmaz zînet-i cennet ile hergiz safâ

74

Ta'n eylemesün zâhid-i bî-'ışk baña zîrâ

Cezb eyledi bu gönlimi bir dilber-i ra'nâ

Ol eyledi Mecnûn nice dânâ fuzalâyı

Hem kıldı nice ahmak u dîvâneyi dânâ

Sevdası nice şahları soyub kodı 'uryân

Geydirdi külah başlarına etdi sükârâ

Belh pâdişâhın çöllere düşürdü yayan ac

Altun tabak üzre yir iken sükker ü helvâ

Kuddûsîyi 'ışkıdır anın odlara yakan

Pîr oldı usanmaz yanar 'ışk odına hâlâ

75

Bizi sen mağfiret eyle Gafürâ

Tevessül eyleriz dostunla sana

'Azâba lâyıkız gerçi velâkin

Telattuf eyleyüb bahş eyle ana

Olur mesrûr bize rahm eyler isen

'İkâb itme terahhüm it Rahîmâ

Bi-küllî şey'e kâdir muktedirsin

Ne denlü var ise def it belâyâ

Günâhı işledik biz bî-nihâyet

Senin de rahmetin bir ulu deryâ

Tükenür mi bize rahm eyleyince

Kamu halka ider bir katre îfâ

Seni tevhîd ideriz sıdk-ile çün

Ki var îmânımız bi'l-cümle hakkâ

Olurız mu'terif heb cürmimizi

Dahi sensin günâh örtücü Mevlâ

Hatâya çünki biz ehliz kılarız

Hemîn sen ehl-i Gufrânsın Halîmâ

Page 83: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

83

Bu Kuddûsî kocadır yâ İlâhî

Kamu ümmet ile rahm eyle bana

76

Ey cemî'-i 'âleminin erhami rahm it bana

Her cihetden mihnetim çok iderem şekvâ sana

Hâlimi bir kimse bilmez sen 'Alîmsin hem

Basîr 'Âcizân heb ehl ü evlâd akrabâ vü asdikâ

Çünki Rahmin ü Rahîmsin hem Latîfsin hem

Kerîm Kûşe-i halvetde yatub inilerem dâ'imâ

Şeyh-i fânî hasteyim hem eyledim nâsdan firâr

İhtiyânmla değildür ıztırâr-ı inzivâ

Halk sahîh zann eyleyüb himmet umarlar hâlbuki

Müsta'îd mevte marîzem eylerem gufrân recâ

Sâlike âfet imiş şöhret deyii korkar iken

Oldı Kuddûsî koca ol âfete pes mübtelâ

77

Yâ ilâhe'l-'âlemîn itme 'ikâb lutf it bana

Nice demdür eylerem kullarını irşâd sana

Heb işim kâmilleri taklîd mukallid câhilem

Pîr-i fânî oluban itdim bu gün ben inzivâ

Eyledim bî-had hatâ gerçi velâkin ey Rahîm

Rahmetin bahri yanında zerredir bî-had hatâ

Tâ sabâvetden berii tevhîd iderem çün seni

Bu-durur zannım ki itmezsin beni nâra sezâ

Gice gündüz yüreğim titrer düşünüb hışmını

Ol habîbindür şefî'im kıl beni bahşiş ana

Çün bilürsin ki yaşı yetmiş-durur dahi tokuz

Mağfiret eyle şu Kuddûsî kocayı ey Hudâ

78

Düşdüm elimi tut bana rahm eyle Rahîmâ

Çün pîr-i za'îfem idemem hıdmeti sana

Rihlet güni yaklaşdı günâhım ise bî-had

Sen mağfiret it koyma beni dûzaha şâhâ

Dostun bana rü'yâda ider dürlü beşâret

Bahş eyle beni rahmet ü lutfın ile ana

Geldim kapuna suçlu kulum hâl sana ma'lûm

Ey rahmeti bol Tenri 'ikâb eyleme bana

Page 84: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

84

Kuddûsîyi 'afv eyleyüben 'aybını setr it

Hem eyleme dâreynde anın zenbini ifşâ

79

Ey Hudâ-yı Lem-Yezel vir 'ışk u 'irfânı bana

Bileyin 'ayne'l-yakîn hem olayın 'âşık sana

'Ömrimi uyub hevâ-yi nefse itlâf eyledim

Gönlime perde oluben itdi iğfâl mâ-sivâ

Sâlik oldum gerçi evvel hoş erenler yolına

Geldi pes 'ışk-ı mecâzî vanmı kıldı hebâ

Hubb-ı nisvân oldı müstevli bu gönlüm şehrine

Kıldılar meftûn beni emvâl ü evlâd u nisâ

Hırs ile şehvet zelîl iderler imiş mü'mini

Yok benim gibi olan hîç zillete bir mübtelâ

Pîr-i 'âciz oldum ammâ geçmedi gönlüm henüz

'Işk-ı hûbân-ı mecâzîlerden ey güzel Hudâ

Dir bu Kuddûsî dem-â-dem yâ ilâhe'l-'âlemîn

'Işkını vir yolumu aç gideyin senden yana

80

Nedir maksûdın ey 'âbid 'ibâdetden digil bana

Eğer tâlib isen dünyâyı bil âhret harâm sana

Eğer âhret diler isen gönül virme şu dünyâya

Ki âhret ehline dünyâ harâmdur böylece bil hâ

Eğer 'âşık isen Mevlâya geç dünyâ vü 'ukbâdan

Harâmdur çünki ehlu'l-lâha anlar şübhe yok aslâ

Sığar mı bir gönülde iki mahbûb var düşün bir kez

İki zıd içtimâ' itmek muhâl mümkin değil zîrâ

Bu Kuddûsî kelâmına eğer ısgâ ider isen

Hudâya vâsıl olursın makâmını ider bâlâ

81

Dünyâ harâmdur ehl-i 'ukbâya rükün itme ana

'Ukbâ harâm hem ehl-i dünyâya işit direm sana

Bu iki dahi ehl-i Mevlâya harâmdır bilmiş ol

Kankı gürûhdan olmak istersen haber virgil bana

Matlubın ise âhiret çok dirme dünyâ mâlını

Hak ise maksûdın eğer hîç eyleme meyl-i sivâ

Sâdıklar ile hem-dem ol kaç ehl-i 'ukbâdan dahi

Page 85: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

85

Çün ülfet itmez mâ-sivâ ehli ile ehl-i Hudâ

Tevfîk-ı Hak ile bu pendi itdi Kuddûsî koca

Tutgıl anın sözini sen ol ehl-i Mevlâ sâlikâ

82

Ey bu mahlûkâtı kün emriyle var iden Hudâ

Cümlesi kulluk iderler her zemân dâ'im sana

Nutfe-i murdâr idim virdin bana bu hey'eti

'Işk u cezbe ma'rifet hem eyledin ihsân bana

Olmışam 'âşık sabî iken sana ez-cân u dil

Geçdi 'ömrüm zikrin ile gice gündüz dâ'imâ

Şimdi oldum haste koca seksân ikidür yaşım

Dil ile hem kalb ile zikr eylerem subh u mesâ

Sana ma'lûm tâkatim yok cismim ile kulluğa

'Aciz ü bî-çâre bende olmışam 'afv it şehâ

Pes bu nazmı eyledim tahrîr firâşda güc ile

İsterem bu hâl-i za'fımda hemîn sana likâ

Rûz u şeb eyler bu Kuddûsî du'â ağlayuben

Hem ider senden Gafûrâ mağfiret rahmet recâ

83

Kime varub yalvarayım kapunı koyub ey Hudâ

Bir bende-i bî-çâreyim boynum eğüb geldim sana

Destim tehî yüzüm siyâh geldim sana ey pâdişâh

Dâ'im işim efgân ü âh ol dest-gîr lutf it bana

Girdâb-ı hicre düşmişem şevkin odına bişmişem

Al destimi ki şaşmışam sen derdime eyle devâ

Sana benim hâlim 'ayân lâzım değil itmek beyân

Sensin mu'în ü müste'ân 'avn eyle gel bana şehâ

Nefsin uyub sevdâsına taldım günâh deryâsına

Eyle ilâç dil pâsına kılma beni senden cüdâ

Hîç sana kulluk itmedim buyurdığını tutmadım

Râh-ı rızâya gitmedim oldı kamu 'ömrüm hebâ

'Işk-ı mecâzdan geçmedim hamr-i hakîkî içmedim

Yahşi yamanı seçmedim itdim hevâya iktidâ

Dostun Muhammed hakkiçün koyma bizi zâr u zebûn

Kudret yedinle câmı sun çıksun gönülden mâ-sivâ

Yok nideyim kâmil delîl kaldım yetîm oldum zelîl

Page 86: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

86

Gönlüm hazîn cismim 'alîl bu renclere virgil şifâ

Ey sâhib-i fazl u kerem Kuddûsîye vir câm-ı Cem

Artsun safâsı dem-be-dem ana gerekmez mâ'adâ

84

Ey rahmeti bol pâdişâh cürmim ile geldim sana

Ben işledim hadsiz günâh cürmim ile geldim sana

Hadden tecâvüz eyledim deryâ-yı zenbi boyladım

Ma'lûm sana ki neyledim cürmim ile geldim sana

Senden utanmayub hemân itdim hatâ gizlü 'ayân

Urma yüzime el-emân cürmim ile geldim sana

Aslım çü bir katre menî halk eyledin andan beni

Aslım denî fer'im denî cürmim ile geldim sana

Gerçi kesel fısk u fücûr 'ayb u zelel çok her kusûr

Lâkin senin adın Gafur cürmim ile geldim sana

Zenbim ile toldı cihân sana 'ayân zâhir nihân

Ey lutfı bî-had Müste'ân cürmim ile geldim sana

Adın senin Gaffâr iken 'ayb örtüci Settâr iken

Kime gidem sen var iken cürmim ile geldim sana

Hîç sana kulluk itmedim râh-ı rızâya gitmedim

Hem buyruğını tutmadım cürmim ile geldim sana

Bin kerre bin ey pâdişâh itsem dahi böyle günâh

Lâ-taknatû yeter penâh cürmim ile geldim sana

'İsyânda Kuddûsî şedîd kullukda bir battâl pelîd

Dir kesmeyüb senden ümîd cürmim ile geldim sana

85

Ey Hudâ pîr olmışam it 'ışkını ihsân bana

Sen Ganîsin ben fakîr ü sâ'ilem geldim sana

Fazlın ile eyle iğnâ gayre muhtâc eyleme

Kalmasun gönümde hergiz iltifât-ı mâ-sivâ

Merhamet eyler bana halk-ı cihân pîrdür deyü

Râhimînin erhamisin sen de rahm it ey Hudâ

İstemem câh u riyâset dâr-ı dünyâda dahi

Dâr-ı 'ukbâda kusûr u hûr ile zevk u safâ

İsterem 'âşık olub dâ'im seni zikr eylemek

Neylerem beyhûde kîl ü kâli çünki yok vefâ

Senden özge her ne gelse gönüme virir keder

Page 87: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

87

Sâlim it cümle kederden dâ'imâ sen gel ana

Derd-i 'ışkın 'âşıka bal ü şekerden tatludur

Vir bana şol derdi kim oldur kamu derde devâ

Cümle halk mesrûr olur anınla hem 'indindedir

Eyle Kuddûsîyi mesrûr 'ışkın ile dâ'imâ

86

Yâ müferric eyle tefrîc giryemi rahm it bana

Çün vatanda olmışam pîr ü garîb ma'lûm sana

Kimse bilmez hâlimi disem inanmayub hemân

Yükledirler bana ahmâl-i sakîle dâ'imâ

Merhamet itmez biri birine hîç halk-ı cihân

Ben fakîre zahmet olur çün iderler iştikâ

Yazaram mektûb vücûha dinlemezler sözimi

'Adet olmuş eylemek mazlûmlara cevr ü cefâ

Bu zemânda bulamaz sâlik huzûr-ı kalbi hîç

Sâ'ilin Kuddûsî nâçârdur telattuf it ana

87

Lutf-ile vir her ne ihsân ider isen ey Hudâ

Pîr-i fânî hasteyim cismim nahîf ma'lûm sana

İsterem bu hâl ile sen pâdişâhın vaslını

Eylerem ârzû cemâline nazar hem dâ'imâ

Olmışam 'âşık sana ez-cân u dil çocuk iken

Cennetin zînetleri virmez bana hergiz safâ

Ana rahminde senin 'ışkınla feryâd eyleyüb

Seksen iki yıl seni zikr itmişem subh u mesâ

İdemez oldum lisân-ile bu gün çok zikrini

Zikr-i kalbî eylerem 'ışkın dahi bî-intihâ

'Arş u kürsîye ider seyrân bu gönlüm rûz u şeb

Yidi kat yirler nazar-gâhım dahi yidi semâ

Cezbe Kuddûsî kocanın dil serâyına tolar

Rahmetinle ni'met-i vaslı dahi bahş it ana

88

Yok varlığında birliğinde reyb ü şek hîç ey Hudâ

Hem mü'minem hem 'âşıkam cân ü gönülden men sana

Kullukda taksîr eyledim gerçi velâkin bilürem

Sensin Gafûrü'l-müznibîn pes itmezem kat'-ı recâ

Page 88: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

88

Yetmiş sekiz yaşında bir miskîn 'alıl pîr olmışam

Sıbyân gibi yiyüb içüben uyumak pek hoş bana

Hem 'ışk u cezbe dem-be-dem artub gider deryâ gibi

Hem her cihetden giryeler bî-had sanadur iştikâ

Ey râhimînin erhami it merhamet Kuddûsîye

Hem cümle îmân ehline budur du'âsı dâ'imâ

89

Hazer kıl ey püser olma mukârin sû'-i akrana

Karînin fi'li Ijem hulkı sirâyet eyler inşâna

Karîninden bilinür kişi sorma kimseden hâlin

Karîni sâlih ise hüsn-i zann it düşme bühtâna

Resûlullah buyurmuş kim ki mülhidden firâr eylen

Uyuz gibi gelür ilhâdı çün yanına varana

Hudâ emr itdi Kur'ânda ki sâdıklarla olun siz

Bu emre imtisâl iden kanşur ehl-i 'irfana

Şerî'atden 'udûl iden olur mülhid hakîkatde

Nasîhat tut karîn olma birâder hizb-i şeytâna

Usûli anların söğmek Resule dahi ashâba

Yanarlar ol münâfıklar cahîmde nâr-ı sûzâna

Kabûl it ey gözüm nûrı bu Kuddûsî nasihatin

İder irşâd seni tutar isen bî-şübhe Yezdâna

90

Ey Hâlik-ı arz u semâ sen rahm ü 'avn eyle bana

Olub bu gün haste koca geldim niyâz içün sana

Cismim 'alîl kalbim hazîn dâ'im işim âh u enîn

Sensin bana ancak mu'în ol dest-gîrim ey Hudâ

Nefsim ise 'isyân ider her dem virir bana keder

Kârı hemîn tuğyân u şer sana iderem iştikâ

Oldur kılan müznib beni dahi ider gâfil denî

Ey rahmeti evsa' Ganî pes eylerem rahmet recâ

Sensin Gafur dahi Rahîm sensin Ra'ûf Rahmân Halîm

Sensin Hafız sensin Kerîm hıfz it beni sen dâ'imâ

Sensin hidâyet eyleyen sensin himâyet eyleyen

Bize meveddet eyleyen hem nusret eyle sen bana

Kuddûsîyi setr eyle hem iki cihânda virme gam

Çekdirme hiç zahmet elem itsün sana hamd ü senâ

Page 89: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

89

91

Mâlikü'l-mülk Hâliku'l-halk sensin ancak ey Hudâ

Mülk senin mahlûk senifidür yok şerîk hergiz sana

'Âkil ü bâliğ olana farz-durur bilmek seni

Birliğine cümle halk tanık dahi arz u semâ

Rûz u şeb hamd eylerem sen Hâdî vü Vehhâba kim

Eyledin fazlın ile ihsân bu 'irfanı bana

Başladım çocuk iken tevhîde sen şâhen-şâhı

Pîr-i fânî olmışam tevhîd iderem dâ'imâ

Dir ki Kuddûsî kulun hıfz it benim îmânımı

Şerr-i İblîsden habîbin hürmetine Hâfızâ

92

Yaşım yitmiş sekiz geldim kocayub bâb-ı Rahmâna

Gelür kul rahme lâyık olıcak toğrıca sultâna

İder sultâna hâlin 'arz virir matlûbını ana

Gice gündüz ider hamd ü senâ ol kul edîbâne

Garîb oldum ilimde çün kamu nâsdan idüb 'uzlet

'Iyâl evlâd kavım kardaş idemez yardım insâna

Çekildim hâneme gerçi velâkin râhatım yokdur

Keder mihnet meşakkat çok garîkam bahr-i ahzâne

93

Sana bir ma'cûn-ı nâfi' öğredeyim sâlikâ

Anı her kim yir ise görmeyiser renc ü 'anâ

Gerçi her derde devâ virmiş Hudâ lâkin begim

Yok-durur anın gibi dünyâda kuvvetli devâ

Bir kişi 'ömründe bir kerre yise bulur necât

Sâlim olur her belâdan hîç 'azâb olmaz ana

Gice gündüz turmayub her dem diyen 'âşıklara

Bil hayât-ı sermediyye bahş ider Bârî Hudâ

Hem ider rûhı telezzüz anı iksâr idenin

Gönüne deryâ gibi 'ışk toluben bulur safâ

Ol olur Hakk'ıfi enîsi Hak olur ana celîs

'Akıbet eyler o ma'cûn anı Hakka âşinâ

Bil ki ma'cûn didiğim tevhîd-i Yezdândır benim

Semm ile tiryâkdan olmuşdur mürekkeb dinle hâ

Semm-i nefy' isbât dahi hem sâlike tiryâkdır

Sâlike ma'cûn-ı müshildir virir kalbe cilâ

Page 90: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

90

Anı bir kez dise kâfir mü'min olur şübhesiz

Rûz u şeb meşgul olan ana velî olmaz mı yâ

Anı iksâr eyle Kuddûsî gice gündüz hemân

Olmasun 'ömr-i 'azîzin hâb-ı gafletle hebâ

94

Olmışam bir güzelin sevdâsına çün mübtelâ

Ki nazîri yok anın hîç benzemez bir şey ana

Var diyen müşrik münâfıkdur o hûbın mislini

Bu söze eyler şehâdet cümle halk arz u semâ

Neylerem dünyâ vü 'ukbânın safâ vü zevkini

Derd-i 'ışkı ol şehin virir bana zevk u safâ

İsmini yâd itmek-ile rûz u şeb eğlenirem

Görmeği ârzû kılar gönlüm cemâlin dâ'imâ

Dileğim andan budur kim ben kuluna diye sen

Tâ ebed eyle nazar hûb yüzime Kuddûsîyâ

95

Ey Hudâ ben pîr-i fânî olmışam rıfk it bana

Kuvve-i kudsiyye vir hem gideyim senden yana

Şart imiş bu yolda sa'y u 'ışk u cezbe sâlike

Tâkatim yok sen bilürsin lâyıkıyla kulluk sana

Gönlimi cezb it şarâb-ı 'ışkına kandır beni

Mest ü müstağrak olub kalam seninle dâ'imâ

Dû cihânın zînetine itmeyüben iltifât

Zikr ü fikre olayın meşgûl hemân subh u mesâ

Çünki Kuddûsî adın virdin bana lutf eyleyüb

Sırrımı eyle benim takdîs bi-hakk-ı Mustafâ

96

Vâsıl olmak ister isen cümle halk Allâhına

Gir birâder sıdk u şevk-ıla erenler râhına

Anların yolına sâlik oluban zikre çalış

'Abidifi bin yılı değmez 'âşıkın bir âhına

Zikr-ile tîz 'ışk u cezbe kalbe deryâ-veş tolar

Pâdişâhlar câhı uymaz ehl-i zikrin câhına

Çok erenler râhı cümle hak-durur lâkin bize

Râh-ı Gîlânî münâsib varalım dergâhına

Cism-ile varmak güç ise kalb-ile varmak yiter

Page 91: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

91

'Akl irişmez seyr-i kalbin sâl u rûz u mâhına

Ol ider irşâd müridin şeyhe muhtâc eylemez

' Avn ider mensûbınıfi hem sâlih ü gümrâhına

Hem ulaşur çağıran muztarlara sür'at ile

Bildirir Mevlâsı hâli çünki ol âgâhına

Dinle Kuddûsî fakîrin sözini tutgıl hemîn

İr murâda iktidâ idüb erenler şâhına

97

Tevhîde çalışan kişi irmez mi yohsa yârine

Zikr-i Hudâ olan işi bakmaya mı dîdârına

Gelsün bugün câna kıyan bu 'arsada başın koyan

'Işk odına bunda yanan yanmaz cahîmin nârına

Tevhîde meşgul ol hemân zikr eyle her dem her zemân

Bülbül gibi eyle figân koyma bu güni yarına

Bu yolda tevhîddür usûl anınladur Hakka vusûl

Cehd idüben müstağrak ol tevhîd-i zât envârına

Kesme dilinden hîç anı 'âşık nider şunı bum

Döndür Hudâya sen yöni meyi itme hîç ağyârına

Kuddûsîyâ tevhîdi sen eyle gıdâ-yı cân u ten

Anı gice gündüz diyen vâsıl olur Gaffârına

98

Mevlâ sever bil zâkiri hem sevdirir kullarına

Münkir ider buğz u hased olub muzırr inkârına

Eyler temennî mevtini bilmez ki ölmez ehl-i 'ışk

Çünki iderler intikâl 'uşşâkı Hak yanlarına

İki cihânın zîneti virmez safâ anlara hîç

Maksûdları itmek nazar her ân Hudâ dîdârına

Var cennetin içinde bir cennet adı Rıdvân-durur

Ol cennetin sükkânı bakmazlar cinân gülzârına

Lâyık değil ise dahi umar bu Kuddûsî anı

'Arz itmeye eyler hayâ bu hâcetin dildârına

99

Çünki değmez goncası fânî cihânın hârına

Dil virüb aldanma anın bî-vefâ gülzârına

Kim ana itdiyse rağbet düşdi ol Hakdan cüdâ

Dînini değişme kardaş cîfe-i murdârına

Page 92: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

92

Hâl-i Kârûnı tefekkür eyle noldı 'âkıbet

Dirme mâlı düşmiyem dirsen cahîmifi nârına

Rızkını virmez mi 'âlem halkının rızkın viren

Yi bugünki rızkını di Hak Kerîmdir yarına

Sana lâyık mı ki dünyâ mâlını cem' idesin

Hem tapasın eyleyüb put sîmine dînârına

'Ârif-i Hallâk olan halka gönül virir mi hîç

Sen de ol 'ârif gönül virme anın ağyârına

'Âşık-ı sâdık geçer iki cihândan sâlikâ

Neylesün ol masivâyı ki virir dil yârine

Yığma gel zahmet çeküb mâlı sözimi dinle sen

Uyma zinhâr bu zemânın halkının füccârına

Bin sene olsan mu'ammer 'âkıbet ölsen gerek

Gayret eyle koma Kuddûsî bu güni yarına

100

Düşmişem bugün güzeller şâhının sevdâsına

Bakmazam fânî cihânın ağına karasına

Geçdi gönlüm mâsivâsından anın şimden girü

Talmışam zîrâ o hûbın 'ışkının deryâsına

Öyle bir ma'şûk-ı zîbâdır ki yok ana nazîr

Lutfı çok itmez sitem hem 'âşık-ı rüsvâsına

Gözime görünmez oldı hergiz ağyârı anın

Kılalı bir kez nazar ol çehre-i rahşâsına

Hüsnine hayrân olan bir ben değilem yalınız

Virdi hayret Ademe hem Âdemin Havvâsına

Bilmeyüb ol hayret-ile dâneyi eki itdiler

İtmeyüb rağbet cinânın ni'met-i zîbâsına

Gördi Adem rûy-ı Havvâda o hûbın hüsnini

Gitdi elden ihtiyârı bakmadı me'vâsına

Hem göründi vech-i Yûsufdan Zelîhâya o hûb

Anı mir'ât eyleyüb düşürdi 'ışk gavgâsına

İbn-i Edhem mübtelâ olub o yârin 'ışkına

Geydi bir köhne 'abâyı değişüb atlâsına

Gösterüb Leylâ yüzünden hüsnüni Mecnûna hem

İtdi 'ışkı ile anın elvedâ' Leylâsına

Çünki ol cezb itdi Kuddûsî fakîrin gönlüni

Page 93: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

93

İltifât itmez anın dünyâsına 'ukbâsına

101

İrmek istersen ma'ârif sırrının gâyâtına

Aç gözini kıl nazar ol Hâlikın âyâtına

Zât-ı pâkinde tefekkür itme aslâ ey 'azîz

Ki bilinmez 'akl irişmez ol Hudânın zâtına

Sıdk-ıla bak göklere hem dahi göklerde olan

Âfitâb u mâh u pâr u seb'-i seyyârâtına

Yirlere hem yirde olan sun'-ı Hakka kıl nazar

On sekiz bin 'âleme hem dürlü mahlûkâtına

'Arşın altında bu yir gök cümle bir kandîl ile

Asılubdur bak şu Hakkın bunca masnû'âtına

Tab'ı câmidlerden olma 'âşık ol 'âşık yüri

Himmet eyle kendine sen binegör 'ışk atına

Eyle Kuddûsî tefekkür Hâlikın halkında kim

Feyz-i Rabbânî tola bir gün gönül mir'âtına

102

'Arz-ı hâl itdim sana nazm ile çün (ben) ey Hudâ

Suçlıyam hem sâ'ilem geldim niyâza kapuna

Şu cihânda çekdiğim mihnetleri keffâret it

Ben güneh-kâr kulunı sen mağfiret eyle şehâ

Akuben sulb-ı pederden düşdüm ana rahmine

Ben cenîn oldum ana rahminde çekdim çok cefâ

Doğdığım sâ'atde çekmişem meşakkat cüz'i ben

Tıfl iken çok itmişem anam kucağında bükâ

Bilmeyüb vakt-i sabâda işledim suç bî-hisâb

Urdılar te'dîb içün bana nice yumruk 'asâ

İricek vakt-ı bülûğa doldı ışkın gönlime

Başladım yanmağa 'ışk âteşine subh u mesâ

Gezdim ol sevdâ ile Şâmı Hicâzı Rûmi heb

Yaşım ol demde yigirmi idi ma'lûmdur sana

Kârbâna hem karışmak istemez vahşî idim

Yalınuz yayan yürümek hoş gelür idi bana

Rûma geldim çok tezevvüc eyledim nefse uyub

İtdiler meftun beni şehvet hevâ hubb-ı nisâ

Nâsa itdim pes nasîhat bana düşmân oldılar

Page 94: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

94

Gördüm anlardan hisâbsız gam sitem derd ü belâ

Kocayub 'âciz kaluben eyledim nâsdan fırâr

Ehl ü evlâd kavm u kardaş bana iderler cefâ

Hem bu hâlde bulmadım şöhret belâsından halâs

Eylerem halk-ı zemândan ey şehen-şâh iştikâ

İrmek isterler yüzümden mâ-sivâya ekseri

İstemezler cân u dilden 'ışk u 'irfân-ı Hudâ

Eskidi şimdi kafes yok iktidârım ülfete

Kûşe-i vahdetde buldum zikr ü fikrimde safâ

Dir bu Kuddûsî habîbin şehrini ârzûlayub

Rûhumı al anda yâ Rabbe'n-nebiyyi'l-müctebâ

103

Beni setr eyle ey Settâr kerem kıl eyleme rüsvâ

Günâh-kârım katî hadden tecâvüz eyledim zîrâ

Cihâne gelmedi mislim benim hîç cürm ü 'isyânda

Senin de 'afv u gufrânda nazîrin yok Hudâvendâ

Hatâmı i'tirâf idüb kapuna ağlayu geldim

'Atâya hem 'azâba muktedirsin bilürem şâhâ

Nice gümrâhları 'afv eyleyüben evliyâ kıldın

Nice 'âbidleri târd eyledin pes oldılar tersâ

Nice kullarını sevdin yoluna eyledin irşâd

Nicesine gazab idüb cahîmi eyledin me'vâ

Kerîmsin sen sığınuram sana ey fazlı bol Rahmân

Rahîmsin rahmetin sebkat idiibdür hışmına hakkâ

Senin inşân melek cin heb umarlar lutfını dâ'im

Ki evsa' rahmetin aslâ tükenmez bir ulu deryâ

Habîbinle tevessül eyledi sana bu Kuddûsî

Diler gufrânını ey mağfiret ehli olan Mevlâ

104

Ma'rifet içün yaratmış bizi Hallâku'l-verâ

Anı tahsîl eyleyelim sa'y idüb subh u mesâ

Zikr ile hâsıl olur kalbde bu nûr-ı ma'rifet

Olalım tevhîde meşgûl şevk-ile biz dâ'imâ

Çünki Hakkın yollarının akrebi tevhîd imiş

İdelim ihlâs ü kalb ile devâm her dem ana

'Işk u 'irfân cezbe zikr ile tolar kalbe dahi

Page 95: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

95

Dû cihân hubbı çıkar heb kalbde kalmaz mâ-sivâ

Cümle halka bakuben 'ibret ile fıkr idelim

Bilelim 'ayne'l-yakîn Mevlâmızı Kuddûsîyâ

105

Rahm eyle ey Rahman bana nâçâr kalub geldim sana

Kârım hemîn rahmet recâ yalvarıram subh u mesâ

Çün sen bilürsin ey 'Alîm ki olmışam pîr ü sakîm

Sensin Halîm dahi Kerîm vir derdlerime sen devâ

Yatub fırâşda rûz u şeb itmek işim gufrân taleb

Gösterme dâreynde naseb ey kulma erham Hudâ

Gerçi günâhım bî-hisâb yok defterimde hîç sevâb

Umar velâkin şeyh u şâb senden kamu re'fet şehâ

Kapun açık leyl ü nehâr olur gelenler bahtiyâr

Yok ortağın ey Kird-gâr ister bu Kuddûsî likâ

106

Çün zâkirin zikr eyler imiş rahmetiyle ol Hudâ

Sa'y idelim zikre gelin ey 'âşıkân subh u mesâ

Olur imiş hem zâkirine ol celîl dahi mu'în

Zikr eylemek ile hemîn olur mecâlis kul ana

Câhı bülenddir zâkirin zikre uyamaz bir 'amel

Çünki zikirler efdali tevhîd dimiş Hayrü'l-verâ

Zâkirde hem koymaz günâh tevhîd buyurmuş ol habîb

Ol Hak resulü Mustafâ sultân-ı cümle enbiyâ

Dilin yoruldu ise it kalbin ile zikri dahi

Bir lahza gâfıl olmayub zikre çalış Kuddûsîyâ

107

Sa'âdet râhına şol kim sülük idüb sa'îd olsa

İrişür menzile elbetde muhlis müstefîd olsa

Hudâ Kur'ân içinde zikr idin deyü buyurdı pes

Murâdını bulur zâkir eğer sâdık mürîd olsa

Buyurdı cedd-i dû îmâna kim ol fahr-i mevcûdât

Nolur tevhîdi çok itsen ki îmânın cedîd olsa

Bu 'ilm ü zühd ü tâ'atler düşürmüşler seni 'ucba

Nefi' virmez sana bunlar ne denlü de mezîd olsa

Tefekkür eyle Bel'âmın ki noldı 'âkıbet hâli

Gider mi idi küfr-ile hemân 'ilmi yufîd olsa

Page 96: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

96

Salât u hacc u savm-ıla ledün 'ilmi bilinmezmiş

Bu dersi anlamaz monlâ cihânda hem ferîd olsa

Muhakkak bil ki zikrullah kılar âdemleri 'ârif '

Aceb midir ki 'âşık zikr-ile bahr-i sefîd olsa

İnanmazsan sözime tecribe eyle otur kırk gün

Gelür 'ışk u mahabbet gönlüne taş u hadîd olsa

Riyâ itmez idi zâhid şarâb-ı 'ışkı nûş itse

Olurdı ma'rifet kânı ne mikdâr-ı pelîd olsa

Ne güzel rûz u şeb tevhîde meşgûl olsa bir 'âşık

Ki Kadir olsa gicesi dahi gündüzi 'îd olsa

Yiyüb içüb uyumazdı behâ'im gibi şol gâfıl

Özünde zerre denlü 'ışkı yâ havfı va'îd olsa

İrer rütbe-i 'ulyâya ki Kuddûsî o kul kim tâ

Ki seyf-i 'ışk-ıla kati olunub ol-dem şehîd olsa

108

Şu ben gümrâhı kapundan kerem kıl sürme Kuddûsâ

Yarın mahşerde suçumı yüzime urma Kuddûsâ

Halâ'ik içre keşf itme ne denlü var ise zenbim

Cahîmin nârına hışm eyleyüb yandırma Kuddûsâ

Nedâmet tevbe imiş nâdim oldum her günâhıma

Ki tevvâblar gürûhından beni ayırma Kuddûsâ

Mukaddessin münezzehsin müberrâsın 'uyûbdan sen

Menim 'aybımsa bî-had bî-hisâbdır sorma Kuddûsâ

Günâhlar setr idici oldığın bildür o günlerde

Zebânîye bu Kuddûsî kulunı virme Kuddûsâ

109

Hamd-i bî-had şükr ü minnet dâ'imâ olsun sana

Çün bize îmân ü İslâm ni'metin kıldın 'atâ

Cümle mahlûkun şümârınca salât ile selâm

Rûh-ı pâkine o şâhın kim bize ol pîşvâ

Hem anın ashâbına evlâdına ezvâcına

Turdığınca 'arş u kürsî levh kalem arz u semâ

Sensin ol kevn-i mekân u kâ'inâtıfi sâni'i

Vâhid ü Ferd ü Ahadsin yok şerîkifi ey Hudâ

'Işkını rehber idüb râha sülük itdim hemân

Muktedâmdır 'ışk benim ben ana itdim iktidâ

Page 97: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

97

Dost bana 'ışkın gerek ben istemezem gayrisin

Hânmânım cism ü cânım 'ışkına olsun fıdâ

Ben bu 'ışkın yolına başım komışam dönmezem

Neylerem hûr-i cinânı 'ışk bana çün âşinâ

Dünyâ vü 'ukbâyı virdim 'ışka ben şimden girü

Bildim uş kim gönlüme perde olurmış mâ-sivâ

Esrikem 'ışkın meyinden bir nefes ayrılmazam

Cür'a-i câmı yedinden nûş idelden berü tâ

Bana 'ışkın zehri baldan tatludur billâhi çün

Derdime 'ışkın devâ hem ruhuma 'ışkın gıdâ

Düşdü Kuddûsî gedânıfi sana gönli dâ'imâ

Rûz u şeb bî-sabr u ârâm ârzular vasl-ı likâ

110

Hudâ biş dürlü mansıb virdi fazlıyla bana zîrâ

Budur evvelkisi ma'dûm iken itdi vücûd i'tâ

İkincisi hayâtdur virdi mevcûdâtın içinde

Ki cân yokdur cemâdâtda virüb itdi beni ihyâ

Üçüncü bu ki hayvânât içinde eyledi insân

Bu mansıb yüce anlardan ki inşân cümleden a'lâ

Dahi dördüncüsi îmân ü İslâm mansıbın virdi

Bu mansıb mansıb-ı bâlâ bu devlet devlet-i 'uzmâ

Beşinci bu ki ümmet kıldı şâh-ı enbiyâya ol

Bu mansıb cümleden a'zam ki ümmet olmışam ana

Bu mansıb cümleden esnâ bu mansıb cümleden erfa'

Bana bu mansıbı lutfıyla ihsân eyledi Mevlâ

Nice hamd itmesün Yezdâna Kuddûsî gice gündüz

Ki anı eyledi Hayrü'l-verâya bende-i ednâ

111

İki haslet var inşânda birinin sâhibi dânâ

Birinin sâhibi müşrik ana dûzah olur me'vâ

Biri ihlâs-durur lâkin katî az sâhibi anın

Dahi biri riyâdur sâhibinin hasmıdır Mevlâ

Bu ihlâs 'ışk ile kalbde olur hâsıl karâr eyler

Hemîn ışk zikr-ile dâhil olur kalb şehrine bil hâ

Habîb-i Hak buyurmuşdur ki tevhîd efdal-i ezkâr

Devâm eyle birâder sen hemân leyi ü nehâr ana

Page 98: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

98

Sana öğretdi Kuddûsî tarîklar akrebîn sâlik

Sülük eyle bu râha kim bulasın rütbe-i bâlâ

112

Nideyim harmen-i 'ömrim oldı gafletle hebâ

İtmedim bir lahza kulluk ki ola Hakka revâ

Eyledim zâhiri ta'mîr bâtınım oldı harâb

Itdi ihrâc beni yoldan nefs ü şeytân u hevâ

Azığım yok yazığım çok yol ırak yalınuzam

Ne olur 'âkıbetim bu elem ile 'acebâ

Umaram rahmet-i Rahmânı kunût eylemezem

Vay eğer 'adi ider ise bana 'ukbâda Hudâ

Gele imdâd ide rahm eyleyüb ol demde kerem

Ol şefî'ü'l-müznibîn şâh-ı rüsûl kân-ı vefâ

Hüsn-i zann it Hazret-i Gaffâra Kuddûsî hemân

Çünki eyler 'abdinin ol zannına göre cezâ

113

Ben iki bahri içmişem ta'n itmesün münkir bana

Hem dû cihândan geçmişem gönlüme girmez mâ-sivâ

'Işk-ı mecâzîdür biri mecnûn ider içenleri

Kor nûş iden cân u seri kâr eylemez öğüt ana

Biri hakîkî ey püser olur içen bu yolda er

Çok nâsı ol irsâl ider mürşid kılar anı Hudâ

Geldi mecâzî başıma ağu katıldı aşıma

Hîç girmedi pend gûşıma itdim tezevvüc çok nisâ

'Işk âteşi kıldı harîk pes oldı dünyâ sicn-i dîk

Yâr olmadı bana nefis râhımdan eyledi cüdâ

Ezvâc u evlâd ey ahî fitne kamusı mâl dahi

Me'vâ kılarlar dûzahı anlarda yokdur hîç vefâ

'Işk-ı hakîkî gelmedi mîm-veş içime tolmadı

Medhûş ü hayrân kılmadı çekdim nihâyetsiz cefâ

Gençlikde sa'y itmiş idim Hak râhına gitmiş idim

Mürşid elin tutmış idim eyler idim hoş inzivâ

Dünyâ-yı sehhâre beni sihr eyleyüb itdi denî

Didi iderem ben seni igrâk bulursın bil 'ulâ

Oldum bu gün bî-çâre pîr gâfıl zelîl müznib hakîr

Dir Hak bana olub beşîr kesme ümîd Kuddûsîyâ

Page 99: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

99

114

Olmışuz biz tâ ezelden çünki 'uşşâk-ı Hudâ

Gönlimizde sâkin olmaz hîç bizim hubb-ı sivâ

Nefsine itme kıyâs Hallâk-ı 'âlem kulların

Sû'-i zan idüb dime 'uşşâk-ı Hakka eşkıyâ

Evliyâ var kubbeler altında kim zühhâd hemân

Göricek anları dirler zümre-i ehl-i lazâ

Gizlenürler pes sıfât-ı nâs ile Hak dostları

Yiyüb içüben uyurlar kimse bilmez sûfiyâ

Fâsıkın buğzı hemân zâhirde olan fıskına

Zâtına it hüsn-i zan dime cahîm ehli ana

Kendini yüce tutarsan Hak seni alçak ider

Cümle halkın alçağıyam dir-isen devlet sana

Sâlikin 'ışk-ı mecâzîsi riyadan yeğ imiş

Şirk-i mahfı bil muhakkak eyleme hergiz riyâ

Münkirin inkârına bakub sakın bulma fütûr

Ehl-i zikr ü 'ışka sen olgıl muhib Kuddûsîyâ

115

Yok benim gibi cihânda bir kulun hîç ey Hudâ

Ak sakalım çok zünûbum eylerem senden hayâ

Kapuna varmağa yok yüzüm benim lâkin bu gün

Nâdim olub itdiğime toğrılub geldim sana

Rahmetinden kesmezem hergiz ümîdi çün senin

Eylerem ben şöyle zan kim rahm idersin sen bana

Eylemezsin red beni hem 'afv idersin suçumı

Çün bana 'isyân yaraşur mağfiret sana şehâ

Kul hatâsız olmaz imiş eyledim zünb bî-hisâb

Bendeye lâyık günâh sultâna da 'afv u 'atâ

Nefs ü iblîs ü hevâ şehvet beni azdırdılar

Uyuben anlara itdim bî-'aded cürm ü hatâ

Zühd ü takvâmı gelüb yağmaladı 'ışk-ı mecâz

'ilm ü a'mâl ü riyâzâtım kamu oldı hebâ

Çok nisâ idüb tezevvüc bahre düşdüm bir zemân

İrtikâb itdim günâhlar şimdi itdim inzivâ

'Akıbet 'ucb u gurûrdan eyledi pâk 'ışk beni

Sâlike virir keder bunlar dahi kibr ü riyâ

Page 100: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

100

Yeğ imiş 'ışk-ı mecâzîsi riyâdan sâlikin

Çün riyâ şirk-i hafîdür müşrikin bi'ri lazâ

Mağfiret eyle bu Kuddûsî günâh-kârı dahi

Cümle îmân ehlini lutfınla yâ Rabbü'l-verâ

116

Çün oldum mübtelâ ben bir onulmaz derd-i sevdâya

Devâsın istemem aslâ ki irdim câh-ı bâlâya

Ne mümkin iltifât itmek sivâ-yı yâre bir lahza

Bu gönlüm murgı düşdi çünki dem-i 'ışk-ı Mevlâya

Mecâzî hûbların 'ışkıyla yandım bir zemân gerçi

Velâkin yok-durur anlarda kudret Hakkı îfâya

Budur hâsıl ki usandım zemânın bî-vefâsından

Erâzilden geçüb döndüm bugün ol yâr-ı a'lâya

Hemîn bildim ki cisr imiş mecâzî 'ışk hakîkîye

Viren gönlüni a'lâya nazar eyler mi ednâya

Çalış tevhîde rûz u şeb bu 'ışka nâ'il ol kardaş

Elinde var iken fırsat koma bugüni ferdâya

İden Kuddûsîyi şeydâ vü hayrân 'ışk-ı Yezdâna

Niçün zâhid atar taşı 'aceb ol mest-i şeydâya

117

Çalış tevhîde dir isen olayın 'ârif ü dânâ

Tolar tîz kalbine 'ışk-ı Hudâ olur ki bir deryâ

Irag ol ehl-i gafletden dahi dervîş-i câhilden

Muhib ol ehl-i Mevlâya olursın 'âşık-ı Mevlâ

Tarîka gir şerî'atla hakîkat 'ilmini kesb it

Muhakkıklar gürûhına karış nush eylerem sana

Kabûl idüb 'amel kıl çün erenler yolıdır bu yol

Sülük ahvâlini bilmek gerekdür sâlike bil hâ

Bu yola girdi Kuddûsî çalışdı zikre hâlince

Hidâyet eyledi Hâdî yolı bilmez iken ana

118

Bir gereklü hâcetim var sana geldim ey Hudâ

Sen Cevâdsın hem Ganîsin lutf idüb eyle kazâ

Olmışam muhtâc katî yüzüm suyın dökmez idim

Vir habîbin hürmetine anı fazlınla bana

İstemem bir gayri nesne isterim ancak anı

Kimse bilmez senden özge ol hemân ma'lûm sana

Page 101: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

101

Çün anın adını tasrîhe cesâret idemem

Eylesem tasrîh cihâna bana görmezler revâ

Dostlarım düşmân olub dirler kamu mecnûn hemîn

Birleşüb münkirler ile bana iderler cefâ

Boynı eğri cürmi çok desti tehî bir sâ'ilem

Hem vesîlem hem şefî'imdür habîbin Mustafâ

Eylerem dâ'im tevessül çün sana anın ile

Rûhına olsun salât-ile selâm bî-inkızâ

Vir bu Kuddûsî kulına ey Kerîm maksûdını

Cümle halka irişür senden hemân lutf u'atâ

119

Ey bu mülkin mâliki Vehhâb ü Hallâkü'l-verâ

Var benim bir hâcetim lutf idüben eyle kazâ

Sâ'ilem geldim kapuna itme mahrum el-emân

Çünki her şey'e kadîrsin it anı ihsân bana

Cennet ehli rahmetin ile girer heb cennete

Men kulum cennet-i 'uşşâkda iskân it şehâ

Ziyneti sevmez bu gönlüm ârzûlar sen güzelin

Bakmağı gökçek yüzine mest oluben dâ'imâ

Yimek içmek bilmeyüb hîç tâ-ebed idem nazar

Eyleyeyin rü'yet-i dîdârın ile iktifâ

Dir isen lâyık değilsin vaslıma sen ey denî

Sen şehen-şâh-ı ahadsin yok şerîk hergiz sana

Bilmezem meczûb mı Kuddûsî koca serhöş mıdır

Eylemez çocuklayın sen pâdişâhdan havf hayâ

120

Giderler ehl-i İslâm heb Hicâza

Döner rûy-ı zemîn ahsen tırâza

Gelür Mehdî ider tathîr cihânı

Bulur ol günde bu dîn cân-ı tâze

Nüzûl ider benî 'îsâ semâdan

Turur mü'minler ile ol nemâza

İmâm ol dir ana Mehdî o demde

Sen ol dir hem uyar ol pîş-bâza

İder Deccâli ihlâk Hak nebîsi

Girer hınzîr-i mel'ûn dest-bâza

Page 102: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

102

'Adâletle cihân tolar ser-â-pâ

İrer ümmet kamu 'îş ü tırâza

Olurlar heb revâfız ehl-i sünnet

İderler iktidâ şâh-ı nihâza

Sakın Kuddûsîyâ tûl-ı emelden

Zemân kalmadı âmâl-i dırâza

121

Hak sever medhin buyurmuş çün Resûl-i bâ-safâ

Olmışam meddâhı ben hergiz değilsem de sezâ

Cümle mahlûkâtı havi ü kuvvetiyle var iden

Rabb ü Hallâk u 'Azîm u Muktedirdür ol Hudâ

Valığına birliğine kudretine dâl kamu

On sekiz bin 'âlemin halkı dahi arz u semâ

Âdemi hâkden yaradub hem halîfe eyledi

Hem kamu esmâyı ta'lîm itdi fazlıyla ana

Bizi bir katre menîden halk idüb ol Kird-gâr

Bî-hisâb ni'metleri kıldı dahi bahş u 'atâ

Virdi îmân devletin hem ümmet itdi dostına

İtmese bize hidâyet itmez idik ihtidâ

Yok bu Kuddûsîde istihkâk anı medh itmeğe

Kendi ider kendini künh ile çün medh ü senâ

122

Sâlik-i Hakka gerekdür ide halkdan ictinâb

Çünki gayre meyi idenler oldılar âhir tebâb

Sen eğer anı dilersen mâ-sivâ terk üzre ol

Bu-durur bilgil muhakkak ey begüm toğrı cevâb

Zikrini rûha gıdâ it rûz u şeb eğlenmesün

'Âşıka ma'şûkının pes zikri olur nân u âb

Giceler tâ subha dek zikr eyleyüb mezkûre ir

'Ayn-ı 'uşşâka gelür mi giryeden bir lahza hâb

'Uzlet eyle vahdet eyle kaç kamudan Hakka gel

Çünki hultat oldı ehlu'l-lâha yetmiş kat hicâb

Var yüri cümle 'alâ'ikdan özin pâk eyle kim

Görmeyesifi mecma'-i ekberde hîç havf-ı hisâb

Ehl-i 'irfana musâhib olmağa sa'y eyle çün

Ki celîsi anların olmaz şakî bî-irtiyâb

Page 103: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

103

Zâd-ı 'ışk olmaksızın seyr-i sülük itme sakın

Bu yola aslâ azıksız idemez kimse zehâb

Yok dime dünyâda mürşid kıl şerî'atle 'amel

Ki gelür bir gün seni irşâd ider bir merd-i nâb

'Işka her kim uydı ise görmedi hergiz hatâ

Sen de cehd it ki ola Kuddûsîyâ re'yin savâb

123

Koca miskîn günâh-kâr sâ'ilem Kapunda ey Vehhâb

Marîz-i münkir-i kalbim bana sen eyle feth-i bâb

Olub mağlûb-ı 'ışk u cezbe aslâ kalmadı 'aklım

Sabî-veş bilmez olmışam bu gün hergiz hayâ âdâb

Kafes eski gönül vîrân zünûbım çok tehî destim

Bu vîrân gönlümi lutf eyleyüben rahmetinle yab

Tevessül eylerem sana habîbin Mustafâ ile

Ana bahş it beni ey mağfiret ehli olan yâ Rab

Kesildi hîlesi Kuddûsî-yi bî-çâre nâçârın

Lisânıyla ider kulluk hemân dir ki cesed bî-tâb

124

'Âşık-ı sâdık ider kibr ü riyâdan ictinâb

Zâhid-i bî-'ışka zühdi olısar aglez hicâb

Gizlü şirk imiş riyâ müşrik mürâ'î şübhesiz

'Işk u cezbe olmayınca bil ki olmaz feth-i bâb

Çünki a'mâl zühd ü takvâ bî-hulûs makbûl değil

Böyle ol bin yıl çalışsa yine olmaz feyz-yâb

Zikr ile hâsıl olur 'ışk zâkirin kalbinde çün

Dâ'imâ sa'y eyle zikre ki olasın müstetâb

Cümle zikrin efdali tevhîd-i Hak dimiş Resûl

Her kim eylerse devâm ana olur 'âlî-cenâb

Anda esmânın kamusının hemîn esrârı var

Ol ana meşgûl ki nef i bî-nihâyet bî-hisâb

İste Kuddûsî Hudâdan 'ışkı muhlis olasın

Sıdk u ihlâs 'ışk-ıla hâsıl olur bî-irtiyâb

125

Ey Hudâ her ân iderem vaslını senden taleb

Bilürem lâyık değilem iderem yine ragab

Olmağ-ıla seksen iki yaş dahi köhne kafes

Page 104: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

104

Bilmezem sıbyânleyin hergiz hayâ iz'ân edeb

Kuru ümniyye işim hîç yok 'amel çün 'âcizem

Eki ü uyku kıllet-ile 'ârız olmışdur lahab

Her kime itsen hidâyet ol olısar mühtedî

Kubbeler altında gizlü evliyâ var heb 'aşeb

Cennet-i 'uşşâkda iskân eyle bu Kuddûsîyi

Hûb yüzine baksun ancak gayriden itsün hereb

126

Ümîdin rahmetinden kat' iden kişi imiş kezzâb

Bana lâyık değil kapunı koyub gitmek ey Vehhâb

Günâhım çok ise adın senin Vehhâb ü Rahmândur

Olur mağfur kapunda müznibân ey Fâtihü'l-ebvâb

Yaşım yetmiş hem üçdür fârig olmadım hatâdan ben

Henüz işim gice gündüz behâyim-veş ekil şürb hâb

Hevâ-yı nefse uyub çok nikâh itdim cehâletle

Ta'accüb itdiler tuğyanıma pes cümle şeyh ü şâb

İşin bilen eşin bilen aşın bilen 'azîz olub

Buları bilmemek itdi bana bu zilleti îcâb

İderem gönlimi Gaffârlığınla tesliye dâ'im

Sana zannım budur kim 'afv idersin ey Rahîm Tevvâb

Mülâzım âsitânında nice demdir bu Kuddûsî

Ne eyler bendelik sana ne kapundan gider cilcâb

127

Nâr-ı firkat cism ü cânım yakuben itdi kebâb

Kişver-i mülk-i vücûdım yıkılub oldı harâb

Dilerem ki pâdişâhım bendene rahm idesin

Söyünüb bu nâr-ı firkat aradan kalka hicâb

Zulmet-i gaflet gönül iklîmine toldı şehâ

Zerrece kalmaz gider lutfınla toğsa âfıtâb

Nice demdir sicn-i hasretde kalub âh eylerem

Ey kerem ıssı Hudâ lutfınla eyle feth-i bâb

Teşnedür cânım eyâ sâkî piyâle sun bana

Şerbet-i vaslından özge 'âşıka yokdur şarâb

Susayub vardım serâba ki susuzlığım gide

İki kat oldı harâret bulmadım bir katre âb

Çâre Kuddûsî garibe irişe senden meğer

Page 105: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

105

Yohsa girmez gözlerine bunca ahzân ile hâb

128

Yok benim gibi günâh-kâr kul zünûbum bî-hisâb

Zâhirim ma'mûr görinür bâtınım lâkin harâb

Ol Rahîm u Rabb u Tevvâba işim kaldı hemân

Defterim cürm-ile memlû yok-durur bir harf sevâb

Var Melâmiyyûn Hudânın evliyânın hâsları

Tışları vîrân görinür içleridür mâh-tâb

'Aksi anların benim hâlim katî havf eylerem

Dâ'imâ gönlümde merkûzdur bu hüzn ü ıztırâb

Çün münâfık fı'lidir ta'mîr-i sûret eylemek

Cümle küffârdan ziyâde anlara olur 'azâb

Kendime pend eyleyüb direm hemân Kuddûsîyâ

Eyle istiğfâr gice gündüz olursın müstetâb

129

Hatâ 'isyân işim dâ'im mutî' it şu beni yâ Rab

Bi-küllî şey'e kâdirsin bilürem ben seni yâ Rab

İhâta eyledi gaflet kamu endâmımı şol kez

Ki taksîr eyleyüb kullukda oldum pek denî yâ Rab

Erenler râhına girdim idi pes yolı yanıldım

'İnâyet kıl sana döndür bu kalb-i âheni yâ Rab

Ma'âsîde civân olur bu nefsim pîr 'ibâdetde

Habîbin hürmetine eyle gel ıslâh anı yâ Rab

Bu Kuddûsî za'îfe kuvvet-i kudsiyye ihsân it

Senin adıfi-durur Vehhâb u Fettâh u Ganî yâ Rab

130

Ey rahmeti bî-had Hudâ gösterme bana hîç 'azab

Çün gussa-i firkat virir 'uşşâka hüzn ü ıztırâb

Gönlimi cezb eyle sana dâ'im seninle kalayın

Çıkar sivâyı kalmasun hergiz aramızda hicâb

Sen her kimi sevdin ise kıldın anı 'âşık sana

Bir lem'asın yeğ eyledin ez-'ilm ü a'mâl bî-hisâb

Rûz-ı ezelden hamr-ı 'ışkı nûş iden mestândan it

Mest-i müdâm olam hemîn fark itmeyüb vizr ü sevâb

'Ubbâdına vir cenneti Kuddûsîye 'ışk vir hemân

Kûyine varır ise it fazlınla ana feth-i bâb

Page 106: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

106

131

Üç gürûhdur nâs kamu A'câm 'Arab

Ehl-i dünyâ ehl-i 'ukbâ ehl-i Rab

Bil ki dünyâ ehline âhret harâm

Ehl-i 'ukbâya harâb dünyâ-yı hab

Dû cihân ehl-i Hudâya heb harâm

Mâsivâdan geç idüb ana hereb

Cennet içün pes 'ibâdet eyleme

Hakk içün it isteme menzil rüteb

İltifat itme sakın ağyâra kim

Çekmeyesin râh-ı Mevlâda naseb

Var imiş cennet içinde bir mahal

Ehl-i Hak anda bulur imiş şekab

Cennetü'r-Rıdvân imiş ismi anın

Eyle Kuddûsî anı Hakdan taleb

132

Adem oğlanı kanâ'at eylemez niçün 'aceb

Bu kamu gavgâya birkaç lokma nân oldı sebeb

Eyle Kârûnın tefekkür hâlini it i'tibâr

Ki sonunda neyledi gör kendüyi sîm ü zeheb

Gel bu dünyâya gönül virme 'azîzim dinle söz

Çünki ana meyi iden görse gerek bî-had küreb

Var helâl ise hisâb zîrâ harâm ise 'azâb

Ey gözüm nûrı anı cem' eyleyüb çekme ta'ab

Hak Te'âlâ idiser elbetde ihkâk-ı hukûk

Ulu dîvâna halâ'ik dirilüb durdukda heb

Halka her kim rahm iderse rahm ider Rahmân ana

Merhametsiz kimseye Hallâk-ı halk eyler gazab

Tenri hakkiçün seni kurtaramaz 'Azrâ'îlin

Pençesinden 'asker ü kavm ü kabîle ümm ü eb

Çün bu Kuddûsî Hudânın emrine indirdi baş

Matlabı ancak rızâdur dâ'imâ eyler taleb

133

Bunca 'isyân ile bilmem nolısar hâlim 'aceb

Çünki bende ne 'amel var ne 'ibâdet ne edeb

Zühd ü takvâya cüvânlıkda heves eyler idim

Pîr-i fânî olıcak 'ışk geldi yağma itdi heb

Page 107: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

107

İ'tirâf idüb suçumı isterem gufrânını

Nesne gelmez hîç elimden ki ola 'afva sebeb

Ağlaram kapunda boynumı eğüb yâ Rab senin

Hâ'ib olmaz sâ'ilin giryân olursa rûz u şeb

Yok vezîrin ki anınla eyleyesin hasb-ı hâl

Hem tükenmez rahmetin deryâsı ey Rahmân ü Rab

Eylerem her dem tevessül ol habîbinle sana

El-emân gösterme lutf eyle bana ta'b u naseb

Kudretim yok çille-i merdânı bir gün çekmeğe

Tâkatim yok âteşe yanmağa hem misl-i hatab

'Adl idersen râzîyım haddim mi var ki olmayam

'Afvını hem râcîyem çün eylerem dâ'im taleb

İtme Kuddûsî fakîri der-be-der ey Kird-gâr

Görmesün ol dû-cihânda fazlın-ile gam küreb

134

Ey kamu halkın murâdların viren Hallâk u Rab

Sana muhtâclar bi-küllî şâh u dervîş hoca heb

Cümlenin işi biter kapunda yok özge kapu

Ben kulun da eylerem ancak seni görmek taleb

Gizlü bu sevdâ benim gönlümde bilmem hikmetin

Eylerem senden hayâ hem oldığıma bî-edeb

Diler oldum şi'r-i mevzûn-ıla hâcet şimdi pes

Gönlüm ister okuyub şi'ri hemîn itmek tarab

Bilmeyüb haddin bu Kuddûsî diler senden seni

Zikrini eyler hemân bu ârzû ile rûz u şeb

135

Yâ Hayy u yâ Kayyûm u yâ Sübbûh ü yâ Kuddûs ü Rab

Halk-ı cihân senden iderler fazlını dâ'im taleb

Şâh u gedâ leyi ü nehâr kapunda sana yalvarır

Her birinin maksûdını sensin virici rûz u şeb

Oldum bu gün haste koca muhtâc bilürsin hâlimi

Yok sabra hergiz tâkatim gösterme bana hîç ta'ab

Tut lutf idüben destimi düşdüm hazîn kaldır beni

İt kalbimi hem tesliye gitsün kamu hüzn ü küreb

Kuddûsî-yi bî-çâreye sen yardım eyle yâ Mugîs

Hem eyle tefrîh kalmasun ekdâr u ahzân u zakab

Page 108: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

108

136

Ey Cevâd u Hayy u Kayyûm u Kerîm ü Hakk u Rab

Vaslını fazlınla senden eylerem dâ'im taleb

Mâ-sivâdan eyle ignâ 'ışkını virüb bana

Oldı zîrâ gönüme bu zühd ü takvâ perde heb

'îlm ü a'mâlimde ihlâs yok işim 'ucb u riyâ

Kıl gürûh-ı 'âşıkândan görmeyem ta'b u naseb

Aldanub kaldım hemân dünyâda nâm u şöhrete

Bu zemânda evliyâ heb itdiler nâsdan hereb

Rahmet ü lutfınla cezb eyle sana bu gönlümi

Ehl-i âhret zümresinden kıl beni hem müntahab

Gözime gösterme hergiz mâ-sivânı şöyle kim

Vechine bakub olam hayrân idem vecd ü tarab

Koma senden dûr idüb cennetde bu Kuddûsîyi

Sen ana kâfisin ancak dilemez menzil rüteb

137

Bir şehen-şâh bâbına geldim ki meftûh rûz u şeb

Eylerem dürlü ni'am leyi ü nehâr andan taleb

Ol Ganîdür hem Cevâd virir bana matlûbımı

Cümle halkın rızkını viricidür Rezzâk u Rab

İtmişem ana tevekkül çün tesebbüb idemem

Her ne lâzım olur ise eyler ihsân bî-sebeb

İdemez oldum ana kulluk marîz pîr 'âcizem

Bilmezem sıbyânleyin hergiz hayâ haşyet edeb

Sâdır oldukda günâh benden 'ikâb itmez Halîm

'Aybımı hem setr ider hîç itmeyüb hışm u gazab

Bana ikrâm u mahabbet idene ikrâm ider

Her kim eylerse ihânet ana tiz virir naseb

'Âşık olmışam sabî iken o şâha çünki men

Andan özge yok bana bir kimse ahsen hem ehab

Tâ çocuklukdan berü zikr eylerem dâ'im anı

Ol dahi lutfıyla zikr eyler beni virmez küreb

Kendi güzel fi'li güzel bî-şübhe vü bî-nazîr

İtdi Kuddûsî kulum rıfk ile cezb ü celeb

138

Tutub sözimi ey sâlik çalış tevhîde rûz u şeb

Page 109: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

109

Hudâ yollarının ol cümlesinden eshel ü akreb

Tarîk-ı Kâdirîye gir ider ol zât seni irşâd

Bu evkâtda bize ol râh-durur evlâ dahi enseb

Dimiş virsün halîfem zikre ruhsat isteyenlere

İderem anları irşâd irer anlar makâma heb

Halîfe kâmil olmak şart değildür bu tarîkda bil

Hemân al bir icâzet sen güşâd olur sana mezheb

Mukârin olma câhil sâlike ider seni ıdlâl

Sana öğretdi Kuddûsî tarîki olmagıl izheb

139

Sâlikâ zikre devâm it Hakkı eylersen taleb

Hem dir isen hâsıl olsun kalbde 'irfân bî-naseb

Çün dimiş Mevlâ celîsîyem beni zikr idenin

Bil muhakkak eylemez ol zâkire hışm u gazab

Gavs-ı a'zam zikr-ile eyler tasarruf dâ'imâ

Her ne dilerse ider ihsân ana Vehhâb u Rab

Hızr u İlyâs 'avn iderler zikr-ile muztarlara

Bahş iderler açlara muhtâclara nân u zeheb

Götürürler 'arş-ı Rahmâna melekler zikr-ile

Gâfil olmazlar zikirden bil ki yir gök ehli heb

Zikr-ile zâkir olub a'dâya gâlib hedm ider

Zikr-ile mü'minden eyler 'asker-i İblîs hereb

Medh iderler zâkiri Allâh dahi peygamberi

Buğz ider zâhid anın hîç yok mı iz'ânı 'aceb

Dir imiş câ'iz değil cehren kıyâmen zikr-i Hak

Tab'ı câmid münkir-i bî-dîn ü îmân u edeb

'Işk u cezbe zâkiri tahrik idüb raks itdiren

İhtiyar ile değildür itdiği vecd ü tarab

Cümle zikrin efdali tevhîd dimiş şâh-ı rüsül

Bize inanmak ana farz dahi vâcib müstehab

Tut bu Kuddûsî fakirin pendini zikre çalış

Âhiretde zâkire virir Hudâ bâlâ rüteb

140

Derd-i hicre mübtelâyım eylerem derman taleb

İderem feryâd ü efgân bülbül-âsâ rûz u şeb

Yüreğimi âteş-i 'ışk yakdı biryân eyledi

Page 110: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

110

El-emân ey râhimînin erhami virme naseb

Fazl u lutf u rahmetinle derdime bir çâre kıl

Kalmasun gönlümde hergiz gussa vü hüzn ü küreb

Korkudurmış sahibin suçlarım hod dâ'imâ

Bir kamu ekdâr u havf u hüznime suçum sebeb

İ'tirâf u i'tizâra başladım nâçâr kalub

Bulmadım bir hîle bundan gayrı ey Tevvâb u Rab

Vaslına yokdur liyâkat bende kim idem recâ

Her kime itsen hidâyet ol bulur sana sekab

Eyle Kuddûsî kulına sen hidâyet Hâdîyâ

Dost Muhammed hürmetine dime git ey bî-edeb

141

Vasl-ı Hudâyı cân u gönülden ider isen taleb

Turma hemân zikre devam eyle birader rûz u şeb

Kalbinde 'irfan güneşi toğub olur rûşen dahi

Mevlâ celîsin olmağa zikr-i kesîrdür bil sebeb

Çün ol buyurmuş ki celîsiyem beni zikr idenin

Eyler takarrüb enbiyâ vü evliya zikr-ile heb

Şâh-ı rüsül cümle zikirin efdali tevhîd dimiş

Ana devam iden kişiye 'arız olmaz hîç naseb

Tolar gönül iklimine zikr-ile 'ışk u cezbe tîz

Hallâk-ı halk 'âşıklarına eylemez kahr u gazab

'Işkın şarâbını içen itmez sivâya iltifat

Ma'şûkının zikri ana olur kamu kârdan ahab

Kuddûsîyâ zikre beher dem her zemân sa'y eyle çün

İki cihanda zâkire virmez Hudâ gussa küreb

142

Dinle ey kardaş diyem sana kime dirler edîb

Olmaya hergiz Hudâdan mâ'adâ ana habîb

Bilmeye kimse anı ol kimseyi hem bilmeye

Beldesinde ola kavmi içre bir merd-i garîb

Halk yanında olmaya kadri delidür diyeler

Hak ile ünsiyyet idüben ola 'abd-i münîb

Muttasıf ola sıfatı nâs ile ol sûretâ

Zikre idüb iştigâl Mevlâsına ola karîb

Kılmayub ârzû-yı cennet bilmeye hem dûzahı

Page 111: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

111

Gönlinin içinde gizlü ola bir derd-i 'acîb

Kalmaya mikdâr-ı zerre nesne kalbinde dahi

Kesmeye tevhîd dilinden öte misl-i 'andelîb

'Işk u hâl ü cezbe tolub gönline dâ'im diye

İtme vaslıfidan cüda ben kulunı sen yâ Mücîb

İtdi Kuddûsî sana ta'rîf Hudânın dostlığın

Mübtelâ kendi cehalet derdine ister tabîb

143

'Işk derdi lâzımdur sana olmağa Mevlâya karîb

Dinle bu sözi sâlikâ var anda hem sırr-ı 'acîb

Page 112: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

112

Gafil olan yol alamaz zikr itmeyen derd bulamaz

Derdsiz kişi merd olamaz itmez 'ilâç ana tabîb

Olur celîs Hak zâkire virir kemâl sa'ye göre

Gönlüme dirsen şâh gire pâk eyleyüb olgıl habîb

Hâsıl olur 'ışk zikr ile derya gibi tolar dile

İt zikri Hakdan 'ışk dile virir Cevâddur hem Mücîb

Kuddûsîyâ 'ışkı kazan 'uşşak boyasına boyan

Tevhîd imiş kalbi yuyan çalış Hudâya ol münîb

144

Yâ Basîr ü yâ 'Alîm ü yâ Habîr ü yâ Karîb

Yâ Ra'ûf u yâ Rahîm ü yâ Semî' ü yâ Mücîb

Rahm ü re'fet it bana çün olmışam muztar bu gün

Eyle tefrîc kürbemi sen yâ Halîm ü yâ Hasîb

Hoş bilürsin hâlimi seksen yaşım hem hasteyem

Ehl ü evlâdım 'avâciz cümlesi oldum garîb

Geldi kış gice tavîldür berd şedîd az uyku hem

Yok celîsim senden özge yâ Mu'în ü yâ Rakîb

Lutf idüb Kuddûsîye vir uyku Kehfîler gibi

Yatdılar üç yüz tokuz yıl oldı bir sırr-ı 'acîb

145

Bin iki yüz elli beşde bunı yazdım ey habîb

Yetmiş iki yaşına irüb henüz oldum garîb

Geçmedi 'ışkdan bu gönlüm olmış isem dahi pîr

Eylemez te'sîr bana pend çekmesün zahmet lebîb

Rûz -ı taksimde virilmişdür bana zîrâ bu 'ışk

'Âbide cennet safâsı bana 'ışk oldu nasîb

Kâni' ü memnun u şâkir olmışam bu 'ışka ben

Çünki bildim anı kim her derde hoş hazık tabîb

Cismime kuvvet benim hem ruhuma bu 'ışk gıda

Tecribe kıldım hezârân ki umurunda musîb

'Işk ider pîri civan dirler Hudâ 'arifleri

Şöyle bil hem sâliki Mevlâya 'ışk eyler karîb

'Işkı istersen eğer tevhide meşgul ol hemân

Oldı Kuddûsî dahi tevhîd ile Hakka münîb

146

Rûm diyarında bugün oldum koca haste garîb

1

Page 113: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

113

Bana rahm it yâ Rahîm ü yâ Ra'ûf u ya Hasîb

Her cihetden 'âcizem kapuna geldim el-Gıyâs

Yâ Mu'în u yâ Latîf u yâ Semî' u yâ Karîb

Eylerem dürlü du'âlarla sana 'arz hâlimi

Müstecâb eyle du'âmı yâ Kerîm ü yâ Mücîb

Şiddet-i berde tahammül idemez oldum dahi

Kalb huzur bulmadı ağyar içre misl-i 'andelîb

Pîr ü haste olmak ile cismime geldi fütur

Bî-edeb dîvâne dir gören beni dimez lebîb

Sabr u hilm ü 'âr u havfa takatim kalmadı hîç

Zahmime sen eyle tîmâr çünki artdı ey tabîb

Toldı bu vaktinde 'ışk u hâl ü cezbe gönline

Eylemez Kuddûsîye te'sîr bu gün pend-i hatîb

147

Yok bir 'amelim vuslat-ı Yezdâna münâsib

Me'mûl iderem menzil-i merdâna münâsib

Gafletle geçirdim nideyim 'ömr-i 'azîzi

Kesb idemedim tuhfe-i sultâna münâsib

Zâhidliği zann eyler idim hoş hüner amma

'Işk gibi hüner yoğimiş inşâna münâsib

Yağmalasa heb varımı 'ışk zerre komasa

Ansız olamaz çün kişi 'irfana münâsib

Kalsam yalınız dost ile hîç olmasa ağyar

'Işk ehline dünyâ ile 'ukbâ ne münâsib

Leylâ deyü Mecnûn nice dem yandı yakıldı

Son demde didi bana bu gavgâ ne münâsib

Yiyüb içüb uyumag-ıla Tenri sevilmez

Çünki bu sıfat zümre-i hayvana münâsib

Sa'yine göre irse gerek kişi murada

Cehd eylemeyen olmadı ihsana münâsib

Zikr eyle hemân leyi ü nehâr turma çalış kim

Dost vaslı olur zâkir-i hayrana münâsib

Kuddûsîye dirler ki niçün 'uzlet idersin

Ol dir ki firar 'âşık-ı cânâna münâsib

148

Bu 'ışk nice dil kişverini eyledi târac

Page 114: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

114

Çok sîneleri kıldı belâ okuna âmâc

Tağlar gibi ehl-i emelin varını cümle

Esdikde hemân eyledi sarsar gibi iz'âc

Geydirdi pelâs eğnine şol pâdişâhın kim

Ki nâz ile ol giyer idi atlası u dîbâc

Çok kimselerin saltanatın meskenet itdi

Kıldı nice erbab-ı 'atayı ile muhtâc

Ol sükker ü helva yir iken zer tabak üzre

Kâh arpa ragîfin yidirüb kâhî kodı ac

Taht üzre hükümler sürüci hanları bu 'ışk

'Uryân u sefil itdi mağaralara îlâc

Çün tan mı kayalar kesüben 'ışk-ıla

Ferhâd Şîrîn iline vuslat içün eylese minhâc

Toldıkda bu 'ışk gönline derya gibi Kaysın

Leylâ deyü oldı dün ü gün derd-ile 'uccâc

Bir mürgı bu 'ışk bir çiçeğe eyledi 'âşık

Kıldı gözinin yaşını bârân gibi seccâc

Pervane fedâ kıldı bu 'ışkın yolına cân

Pes yakdı kebâb itdi anı şu'le-i vehhâc

Bil kadrini 'ışkın dime beyhude hevâdur

Virdiyse Hudâ anı sana başına kıl tâc

Kuddûsî bu 'ışk-ıla irer menzile herkes

Zîrâ ki bu 'ışk oldı kamu sâlike mi'râc

149

Yâ Gıyâse'l-Müstagîsîn derd-i hicre kıl 'ilâç

Kalmışam zulmet içinde 'ışkını eyle sirâc

İttibâ' itdim cehaletle hevâ-yı nefsime

Pes olub mağlûb-ı şehvet eyledim çok izdivaç

Fitne imiş kişiye ezvâc u evlâd mâl kamu

Virdiler bu gönlüme sıklet tegayyür i'vicâc

Kıldılar anlar beni sen Kird-gârımdan cüda

Nadim olub sana geldim eyledi mes ihtiyâç

Tut bu Kuddûsî garibin gönlüni cezb it sana

Eyle ihsan 'ışkını çün eylesün başına tâc

150

Garaz 'ukbâ ise kardaş bu cem'-i sîm ü zerden geç

Page 115: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

115

Eğer dünyâ ise cennât-ı Huld-ı bî-kederden geç

Eğer Mevlâ ise maksûd nidersin gayriye meyli

Ana ikbâl-i küllî it sivâsına nazardan geç

Dirersin cîfe-i murdarı dirsin 'âşık-ı Hakkam

'Azîzim gel bu tarzı ko bu kâr-ı pür-zarardan geç

Hudâ bilmez mi sanursın 'aceb içindeki şirki

Riyâ-yı süm'ayı terk eyle gel bu şirk ü serden geç

Lisânı zikre meşgul it cenanı fikre Kuddûsî

Bu gafletden bu kesretden bu evsâf-ı beşerden geç

151

Ey halk-ı cihanı yoğiken eyleyen îcâd

Kıl rahmet ü lutfınla harâb gönlümi âbâd

Seksen bire çün irdi yaşım pîr ü sakîmem

Düşdüm elimi tut bugün eyle bana imdâd

Yok şimdi lisânım ile zikr itmeye vüs'im

Kalbim ile dâ'im iderem hem seni çok yâd

Yiyüb içüb uyumağı senden dilerem hem

İt kürbemi tefrîh olayın zikrin ile şâd

Kehfîleri gâr içre uyutdın nice yıllar

Kuddûsîyi fazlın ile it her gice irfâd

152

Olayım dirsen ey kardaş belâ vü fitneden âzâd

Hamakat eyleyüb mutlak Hudâdan isteme evlâd

Hayırlusını iste kim seni Hak hıfz ide serden

Mutî' olmaz ise sana ider lâ-büd seni berbâd

Zemân âhir fesâd zahir çok inşân fitnede mahir

Uyarsan anlara bil kim iderler dînini ifsâd

Husûsâ irkek evlâdı ki olmaz binde bir sâlih

Atasına ider 'isyan olur İblîs ana üstâd

Buyurdı Hak kelâmında size evlâd ü mâl fitne

Hazer kılın siz anlardan olalım dirseniz âbâd

Buyurdı hem Resul bir gün gele ki beslemek kelbi

Hayırlu beslemekden irkek evlâd ki olur bî-dâd

Hudâdan her ne istersen hayırlu iste Kuddûsî

Olur ol dest-gîrin her umûrında ider imdâd

153

Page 116: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

116

Zâhidâ gel 'ışka yâr ol eyleme 'âr u 'inâd

'Işk u 'irfan oldı ins ü cinni îcâddan murâd

Şol ki 'ışka dil virüb tolmaz derûnı 'ışk-ıla

Zühd ü 'ilmine irişür 'akıbet anın kesâd

Varını 'ışka virüb 'uryân olan 'izzet bulur

Sen de merd isen eğer işde bâzâr işde mezâd

Gel 'Azâzîl sözine uyma vü nefse olma kul

Çünki anların işidir mekr ü telbîs ü fesâd

Câhidü fillahi geldi gerçi Kur'ânda velî

Fahr-i 'âlem didi nefs-ile gazâ ekber cihâd

Uçmağa girmek dilersen 'ışka rabt it özüni

Çün meseldir bil 'azizim uçmağa lâzım kanad

Gezme a'mâ gibi bunda râh-ı 'ışka it sülük

Çekmeyesin âhiretde ıztırâb u irti'âd

Cezbe-i Rahmân-ile meczûb olam dirsen eğer

Zikre meşgul ol dem-â-dem her gice eyle semâd

İt kanâ'at virdiği rızka Hudânıfi şâkir ol

Fi'l-hakîka bil kanâ'at oldı kenz-i bî-nefâd

Var 'alâ'ik mekrine aldanma Kuddûsî hemân

'Işka nâr ol ki bulasın 'ışk-ıla vasl-ı Cevâd

154

Çün seni zikr eylerem ey kerem ıssı Cevâd

Gayrını ben neylerem gönlüme virür fesâd

Kendime leyi ü nehâr eylemişem zikri kâr

Zikr ile ey Kird-gâr münşerah olur fu'âd

Gönlüme yâr u enîs ruhuma çâr u nefis

Zâkire sensin celîs zikr ile buldum reşâd

Buldı bulanlar seni zikrin ile ey Ganî

Lutfın ile kıl beni sana mürîd hem murâd

İstemezem mülk ü câh medrese vü hân-kâh

Eyler isen sen nigâh oluram ol-demde şâd

'Işkını deryâ-misâl kişver-i gönlüme sal

Eyle 'atâ vecd ü hâl eyleme ehl-i 'inâd

Hamr içüben kanayın 'ışk odına yanayın

Gayriden usanayın sana idem inkıyâd

Sâdık erenlerden it râha gidenlerden it

Page 117: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

117

Varı virenlerden it mahv ola heb nâm ü ad

Eyleme Kuddûsiyâ meyl-i sivâ-yı Hudâ

Zikrini subh u mesâ eyle hemân i'tiyâd

155

Ey Kerîm ü Kadir ü Settâr ü Gaffar ü Ahad

Bahr-i 'isyanda garîk oldum günâhım lâ-yu'âd

Çün Halîmsin sana lâyık hilm ü setr ü mağfiret

Ben le'îmem bana lâyık ma'siyet ef âl-i bed

Var ise kullukda taksîrim benim sen şahıma

Rahmetin boldur günâhımdan benim yok ana had

Nefs-i emmâre hevâ şehvet 'Azâzîl birleşüb

İtdiler igvâ beni oldum gavî yâ Rab meded

'Afv ider isen eğer itmez bana zenbim zarar

'Adi idersefi ıssı kılmaz olsa a'mâl bî-aded

Biz günâh-kâr olmasak kimi iderdin mağfiret

Sen Gafûrsın isteriz gufranını biz ey Samed

Hem kime itsün şefâ'at itmesek biz hîç günâh

Ol Şefî'ü'l-müznibîn dostun senin yevmü'l-kebed

Geldi Kuddûsî günâh-kâr kapuna ey Kird-gâr

Fahr-i 'âlem hürmetine itme ol gümrâhı red

156

Bende kocayınca eyler pâdişâh rahmi ziyâd

Yâ Rahîm ü yâ Vedûd u yâ Ra'ûf u yâ Cevâd

Çün bilürsin hâlimi kim uyhu gelmez çeşmime

Vir bana sen hâb u sıhhat cismime geldi fesâd

Yâ Gıyâse'l-müstagîsîn eyle tefrîh kürbemi

İtmişem sana tevekkül sıdk-ıla hem i'timâd

Eyledin ashâb-ı Kehfe uyhu ihsan lutf idüb

Vir bana hem lutf idüb uyhu yanub oldum remâd

Ehl-i Kehfin hürmetine eyle hâb ihsan bana

Artdı Kuddûsî kocanın derdi çünki izdiyâd

157

Vechini görmekdir ancak bunca efgândan murâd

Zümre-i 'uşşâkın içre it benim adım da yâd

Tuyuban canım nesîm-i zülfüni yanar tüter

Ey güzeller güzeli vakt-i seher esdikçe bâd

Page 118: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

118

Bâz-ı 'ışkın gönlümi sayd eyledi şimden-girü

'Akl u fikrim bana hergiz eylemezler inkıyâd

Mest-i medhûş olmışam şol dem ki hîç ayılmazam

Çünki nûş itdim yedinden tolu camı ey Cevâd

Yanaram hicrin gamından rûz u şeb âh eylerem

İntizârın odına canım yanub oldı remâd

Ben nice sabr ideyim bu firkatin nârına kim

Eylemez ana tahammül taş ü toprak u polâd

Hasteyim derd-i firakın acısından ağlaram

Virdi ârzû-yı visalin cism ü cana irti'âd

Destimi tutub müdâm dergâhına yalvarıram

Sâ'ilem zâram zelîlem isterem feyz ü reşâd

Fülk-i Kuddûsî Hudâyâ düşdi gam girdabına

Hak Resûlin hürmetine eyle ol mahzûnı şâd

158

İlâhî 'ilm-i nâfı'de bizi sen eyle üstâd

Seni 'ayne'l-yakîn bilüb idelim ismini yâd

O bir ni'met ki ancak dostlara ihsan idersin

Olub rehber ider anları sana çünki irşâd

Koma bu zulmet-i cehl içre bizi sen kerem kıl

Ki olur işi cühhâlin iki cihanda berbâd

Senin dostun-durur 'âlim olur ise de fâsık

Dahi düşmân-durur câhil eğer 'ubbâd u zühhâd

Nefi'siz 'ilmi virme el-emân ey Rabb ü Settâr

Ki anın ehli olur 'akıbet Şeddâd-ı bîdâd

Niyaz eyler bu Kuddûsî cenâb-ı 'izzetinden

Kılasın 'ilm-i nâfi' ile ol vîrânı âbâd

159

Bu mahlûkâtı Hallâk itdi kün emriyle îcâd

Zemîn ü asumanı altı günde eyledi bünyâd

Muhammed nûrını halk itdi kendi nûr-ı zâtından

Anın rûhından ervahı yaratdı pes ol üstâd

Ebû'l-Ervâh Muhammeddür Ebû'l-Eşbâh-durur Adem

Anın içtin olubdur dû-cihân kevn ü mekân âbâd

Dimiş ana Hudâ halkı yaratdım ben senin içün

Seni dahi benim içün yaratdım bir bilüb ol şâd

Page 119: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

119

Bu ni'met şükrinin 'âciz edasından bu Kuddûsî

Anın ümmetliğin ana Hudâsı eyledi irfâd

160

Ey bu cümle kâ'inâtı vaf iden Mevlâ meded

Başıma 'ışk-ı cihanı tar iden Mevlâ meded

Olmışam muztarr iriş tut destimi rahm it bana

Nârı İbrâhîme hoş gülzâr iden Mevlâ meded

Sen eğer itmez isen imdâd bana yâ kim ide

Vasl-ı sevdası beni çün zâr iden Mevlâ meded

Gönlümün şehrini 'ışkın girüben itdi harâb

Haste diller derdine tîmâr iden Mevlâ meded

'Aklıma geldi halel nâmûs u 'arım kalmadı

Ey benim 'aklım alub bî-'âr iden Mevlâ meded

Yüreğime hüzn-i hicrin yâresi kâr eyledi

Rûz u şeb bendesini zâr iden Mevlâ meded

Pes bu Kuddûsî garîbi eyledi mest-i müdâm

Son deminde 'âşık-ı dîdâr iden Mevlâ meded

161

Bende-i bî-çârenem eyle bana çâre meded

Yâ Şefî'ü'l-müznibîn kıl ben güneh-kâra meded

Eyledim gerçi ziyaret ravzanı kerrat ile

Bakmadın yüzime kaldım böyle âvâre meded

Baş açık yalın ayak şehrine vardım şevk-ile

Yalvarub didim günâhım çok yüzüm kara meded

Bir sene oldum mücavir gice gündüz ağladım

İtmedin ey Fahr-i 'âlem bu pür-evzâra meded

Çün senin 'ışkınla itdim 'azm-i iklîm-i Hicaz

Eylesün şahım deyü bu bende-i zara meded

Tolanub gezdim cihanı 'ışkın ile bir zemân

Dir idim kurtar âmân yakma beni nâra meded

Bî-karâr olub yine şevkinle vardım şehrine

Zehr-i hicrin yüreğimi itdi bin pâre meded

İntizâr-ı mâderim ayırdı şehrinden beni

Hasretinle oldı içim tobtolu yara meded

Kalıb ise pîr-i fânî kalb ise bir nev-cüvân

Ak sakallu bir yetîmem salma ağyara meded

Page 120: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

120

Çek bu Kuddûsî fakîri kıl civarında mukîm

Eyle müstağrak anı lutfınla envâra meded

162

Yâ Delîlü'l-hâ'irîn hayretde kaldım el-meded

Ka'rı yok pâyânı yok deryaya taldım el-meded

Senden a'lâ bir mu'în var mı ki istimdâd idem

İsti'ânet itmek içün sana geldim el-meded

Çaresiz kalanlara imdâd idersin dâ'imâ

'Aciz ü bî-çâre pîr-i fânî oldum el-meded

Cümle mahlûkata sensin 'avn ü lutf u rahm iden

Bana ancak 'avn ider sen şâhı buldum el-meded

Her cihetden derd meşakkat gam keder artub gider

Tesliye eyle beni hüzn-ile toldum el-meded

Bulmaz oldum zikr ü fikrimde huzûr-ı kalb dahi

Şîşe-i 'ân sabî-veş taşa çaldım el-meded

'Işk u cezbe pes olub gâlib fakîr Kuddûsîye

Dir Latîfâ göfilümi ben safla saldım el-meded

163

Ey Vâhid ü Ferd ü Ahad ey Lem-Yelid ve Lem-Yuled

Sensifl kamuyı var iden Hallâk-ı halksıfi hem Samed

Sensin semâyı ref iden sensin bu tağları diken

Sensin zemîni döşeyen hîç çekmeyen hem ta'b u ked

Sensin bu tolabı kuran sensin bize rızkı viren

Sensin 'Azâzîli süren hem Ademe kılan meded

Sensin bizi inşân iden hem kâbil-i 'irfan iden

Bî-had ni'am ihsan iden viren nevalar bî-'aded

Ey sâhib-i fazl u kerem geldim 'atanı isterem

Dâ'im seni zikr eylerem itme beni sen tard u red

Ben işledimse çok günâh oldı ise rûyım siyah

Kapunı kılmışam penâh yok rahmete pâyân ü had

Adın senin çünki Gafur sensin Halîm sensin Sabûr

Kesmem ümîd itmem nüfûr budur bana akvâ sened

Ey lutfı bî-pâyân Hudâ Kuddûsiye eyle 'âtâ

Virdi budur subh u mesâ yâ Rab bana virme kebed

164

İtmişem îmân sana tevfîkın ile ey Ahad

Hâlıku'l-halk mâlikü'l-mülksin dahi Ferd u Samed

Page 121: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

121

Bî-şerîk ü bî-nazîr ü bî-vezîrsin Vâhidâ

Yok mu'înin sen Mu'însifi dilerem senden meded

Eyleriz cümle şahadet biz cihan halkı ile

Ki sana muhtasdur ancak kibriyâ vü 'izz ü ced

Hem şahadet eyleriz kim cümlenin ma'bûdısın

Olısar müşrik mu'azzeb tamu içre tâ ebed

Eylerem tevhîd ü takdîs ey Hudâ her dem seni

Takatim yok kulluğa zîrâ za'îf oldı cesed

Eyle Kuddûsî günâh-kârın recisini kabul

Mağfiret ehli Gafûrsın itme ol gümrâhı red

165

Dil çeşmine göründi çü dîdâr-ı Muhammed

Toğdı gönül iklimine envâr-ı Muhammed

Mevlâya dem-â-dem iderin hamd ü şükür kim

Lutf eyleyüben kıldı beni yâr-ı Muhammed

Hem virdi bana şevkini fazlıyla o şahın

Oldum çü bugün bülbül-i gülzâr-ı Muhammed

Sabr idemeyüb firkatine şehrine vardım

Büldân-ı cihan eşrefidür şâr-ı Muhammed

Lâyık değil isem de beni kıldı mücavir

Mihmânına ikram ü 'atâ kâr-ı Muhammed

Çün 'âdetidür cûd u kerem lutf u mürüvvet

Dâreynde şeref 'izzeti züvvâr-ı Muhammed

Kuddûsîye Hak 'ışkını bahş eyledi anın

Dilinde Hudâ zikri vü güftâr-ı Muhammed

166

Ey Cevad u Hayy ü Vehhâb u Samed

Sâ'ilem geldim kapuna itme red

Sânına lâyık olan lutf u kerem

Sana benzer yok-durur hîç bir ahad

Râhimînifi erhamisin ey Hudâ

İsterem senden hemân 'avn ü meded

Bahr-i 'isyanda garîk isem nolur

Yok Rahîmâ rahmetin bahrine had

İttibâ' idüb hevâ-yı nefsime

İşledim ben bî-şümâr ef'âl-i bed

Page 122: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

122

'Afv idersefi bana zenb itmez zarar

Oluram mahsûd ider a'dâ hased

'Adi idersefi kimseden yok fâ'ide

Sığınuram sana ey Ferd ü Ahad

Eyle Kuddûsî kulunı mağfiret

Dî-cihânda ana gösterme kebed

167

Yetmiş üç yaşında bir pîr ü fakîrem ey Samed

Kapuna geldim bugün bir hacetim var itme red

Çün mecazî pâdişâha eylesem 'arz hâlimi

Merhamet eyler bana dimez güneh-kâr pîr-mend

Sen ki şahlar şâhısın hem râhimînifi erhami

Gitmezem hergiz kapımdan dilerem 'avn ü meded

Hacetim ne oldığın tasrîhe cür'et idemem

Anı görmez bilse reva kem-terine bir ahad

Cümle halk dirler bana bu hacete lâyık değil

Dostlarım dahi iderler cümleten reşk ü hased

Düşmişem tut destimi kaldır beni ol dest-gîr

Nice demdür gözlerem bu hacetim içün rasad

Vir bu Türkmen kocası Kuddûsiye maksûdını

Çünki ol ister enîs olmak anınla tâ ebed

168

Resûlullah buyurmış cümle zikrin efdali tevhîd

Anı iksâr ile mü'min ider îmânını tecdîd

İçinde ism-i Zât vardur bu sırrı bil tefekkür it

Oku dâ'im sana olsun beher dün Kadr ü her gün 'îd

Taleb itmiş Resulden çün 'Alî Hakka yakın bir yol

Ana tevhîdi telkîn eylemiş ol itmeyüb terdîd

Tefâsîrde ehadîsde dahi sâ'ir kitâblarda

Olınur fazlı anın bî-hisâb beyyin dahi tezdîd

Sabâvetden berü tevhîdi Kuddûsî okur dâ'im

İder Mevlâyı hem takdîs ü hem tehlîl ü hem temcîd

169

Cemî' enbiyânın virdi tevhîd

Muhammed Müctebânın virdi tevhîd

Ebubekr ü 'Ömer 'Osman 'Alînin

Page 123: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

123

Vesâ'ir evliyanın virdi tevhîd

Sülük ehli anı dâ'im okurlar

Gürûh-ı sâlikânın virdi tevhîd

Hudâ yollarının çün akrebidür

Be-küllî 'âşıkânın virdi tevhîd

Cemâl müştaklarına zikri ihsan

Visâl-i tâlibânın virdi tevhîd

Ana meşgul olurlar ehl-i 'irfan

Ki hizb-i 'ârifânın virdi tevhîd

Anınla hâsıl olur 'ışk u cezbe

Mecâzîb-i Hudânın virdi tevhîd

Celîsiyem dimiş Hak zâkirimin

Anı ârzû kılanın virdi tevhîd

Dimiş hem zâkirimi zikr iderem

Ki mezkûr-ı Hudânıfi virdi tevhîd

Anın zikri-durur ekber ü a'lâ

Ana mazhar olanın virdi tevhîd

Komaz tevhîd muvahhidde zünûb hîç

Kamu ehl-i cihanın virdi tevhîd

Gice gündüz çalışub menzile ir

Murada vâsılânın virdi tevhîd

Resul dimiş zikirler efdalidür

Bu Kuddûsî gedânın virdi tevhîd

170

Zikr-i Hakka iştigâl iden kişi olur sa'îd

Kadr olur her gicesi anın dahi her rûzı 'îd

Gönüne cezbe toluban gözlerinden yaş akar

Derd-i 'ışk içinde deryâ-veş olur her dem mezîd

Gafil olma rûz u şeb sen zikr-i Yezdânı hemân

Al icazet şeyh-i kâmilden ana sen ol mürîd

İzini gözle sakın dûr olma şeyhden bir kadem

Nutkımı tut ki olasın ol 'azîzden müstefîd

Sen de halkı eyle irşâd mürşid-i kâmil olub

Himmet eyle kendine olmağa üstâd-ı müfîd

Zâkirin olur celîsi Hak Te'âlâ Hazreti

Zikri iksâr idenin îmânı hem olur cedîd

Page 124: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

124

Olma Kuddûsî gibi battal gözüm nûrı çalış

Zikre çalışan irer mezkûre bil olma 'anîd

171

Ne bilsün kadr-i 'ışkı zühdine mağrur olan zâhid

Olubdur tab'ı miskînin gurur u 'ucb ile câmid

Şarâb-ı 'ışkı nûş itmek mukadder olmamış ana

Anın çün oldığı 'âşık-ı Hakka münkir ü hâsid

Özini ehl-i Hak zann eyleyüb turmaz atar taşı

Hudâ dostlarının eyler helak ü kahrını kâsid

Riyâ vü süm'adur işi ki yok ihlâs derûnında

Salât ü hacc ü savm u zühd ü a'mâli kamu fâsid

Bu hâl ile ider 'arifler üzre nefsini tafdîl

Mufaddal olamaz bir 'arif üzre sad hezâr zâhid

Eğer dirsen olam 'arif sülük it râh-ı merdâna

Çalış tevhide rûz u şeb olur tevhîd sana mürşid

Şu kez zikr it ki disünler sana mecnûn münafıklar

Hadîs-i Mustafâdur bu sakın olmayasıfi câhid

Hayırludur geçen 'ışk-ıla bir dem sâlik-i Hakka

Ki 'ışksız bin yıl olmakdan dün ü gün râki' ü sâcid

Firar it Halika halk-ıla istinası terk eyle

Kabul itmez isen pendi olursun müflis ü mülhid

Kıvanmaz zühd ü a'mâl-i kerâmâta bu Kuddûsî

Ki had yok rencine 'ışkın riyanın sûkıdur kâsid

172

Dil sabr idemez inleyüb âh eylemeyince

Hicre döyemez yâri nigâh eylemeyince

'Işk derdi beni eyledi nâçâr u perîşân

Kim çâre ider bendeye şâh eylemeyince

Açmaz yüzüni 'âşıka ma'şûkı beher ân

Kullukda devam terk-i günâh eylemeyince

Zann itme ki zühd-ile irer menzile sâlik

Dost kapusını puşt ü penâh eylemeyince

Kuddûsîye vuslat dahi ola mı müyesser

'Işk zevrakını merkeb-i râh eylemeyince

173

Sana 'âşık mı dirler derd-i 'ışkı çekmeyince

Page 125: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

125

Dü çeşminden beher şeb kanlu yaşlar dökmeyince

Bu yolda her bir inşân sâlik-i salim olamaz

Külüng-i 'ışk-ıla nefsin belini bükmeyince

Makamım mürtefi' olsun dir isen 'ışka yapış

Meseldir bu ki kalkmaz yeğni ağır basmayınca

Çıkar dilden sivâyı yerine nasb eyle 'ışkı

Gönül şehri nizâm bulmaz halîfe dikmeyince

Beden bakçesine nefsin talub kökler tolaşmış

Onulmaz fe's-i 'ışk-ıla çalışub sökmeyince

' Adûya olayım gâlib dir isen al ayağın

Ki sen anı yıkamazsın ayağın kesmeyince

Budur 'âdet ki Kuddûsî eken biçer biçen yir

'Aceb sen ne biçüb yirsün ki tohmı ekmeyince

174

Fahr eyleme gel şöhrete halkın arasında

Bir gün ola kim bu cesedin hâk ola sende

Bu dâr-ı fenanın kime olmış di vefası

Gördin mi kalub gitmeyeni anın içinde

Aldanma sakın zînetine gülşenine sen

Yok çünki devam bülbül ü gülzâr u gülinde

Şol gölgeye benzer ki geçer düş gibi turmaz

Di var ise görmiş kıdemin ins-ile cinde

Sehhâredür eyler nice tâlibleri meshûr

Var dürlü keder heb ni'am u 'îş ü deminde

İkbâl idegör Halika mahlûkı nidersin

Vir ana kamu varını yoğ eyle yolında

Zikr eyle hemân leyi ii nehâr 'ışk-ıla anı

Ayrılma hemîn bekle kapusı işiğinde

Bil cümle zikirden dahi tevhîd imiş efdal

Vird eyler anı Tenrinin ebdâlı dilinde

Kuddûsîyi şöhreti katî eyledi meftun

Yok define bir çâre o miskinin elinde

175

Sene bin iki yüz elli tokuz mâh-ı saferde

Bu nazmı eyledim inşâ' ki vakt-i mu'teberde

Oluban pîr-i fânî kalmadı cismimde kuvvet

Page 126: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

126

Ne mümkin ki ola 'irfan bu Türkmân bî-hünerde

Bilâd-ı Rûmda bulunmaz ider izhâr kemâlin

Hemân bir şeyhlik adı var bu Ahmed der-be-derde

Henüz kârım behâ'im-veş yiyüb içüb uyumak

'Aceb var mı benim gibi denî nev'-i beşerde

Tezâyüd itse cezbe eksilür 'aklı kişinin

Nolur hâli anın olmayıcak hîç 'aklı serde

Keder çok rahatım yok hastedir cism-ile ruhum

İrer imiş gönül maksûdına hüzn ü kederde

Tahammül idemez oldum belâ-yı mihnete hîç

Temellük idemem Mevlâya her vakt-i seherde

Hemân dilimde var zikri anın kalbimde 'ışkı

İkisinde olan lezzet halâvet yok şekerde

Cevârih ile kulluk idemez isem Hudâya

Gelür gönlüme hoş cezbe yire göğe nazarda

Beraber ins ü cin a'mâline bir cezbe dimiş

Resûl-i Hak sahîhdür böyle gelmiş çün haberde

Dükenmez derdi Kuddûsî fakîrin söylemekle

Anı dostıdur ancak düşüren bu dürlü derde

176

Huda ehli Hudâsıyla ider bâzârı 'uzletde

Huzûr-ı kalb-ile dilden sürer ağyarı 'uzletde

Tefekkürle olur hâsıl gönülde ma'rifet nün

Bilür ol nûr ile 'arif hemîn Cebbarı 'uzletde

Be-küllü fitnenin başı 'avâm-ı nâsa hultatdır

Bulur sâlik gönül emrazına tîmân 'uzletde

Zemâne halkının yok ekserinde zikr-i Hak şuglı

Birader it hemân sen rûz u şeb ezkân 'uzletde

Nasîhat eylesen düşman olub hem mevtin isterler

Karışma anlara it zikr ü istiğfarı 'uzletde

İden nâs ile istînâs olur müflis dimişler bil

Geçüb bu kâr-ı bedden bulagör hoş kârı 'uzletde

Hıra tağında Peygamber iderdi 'uzlet ahyânen

Gelüb Cibril ana bildirdi pes esrarı 'uzletde

Feragat eyle Kuddûsî halâ'ik ile sohbetden

Page 127: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

127

Özine ihtiyar it sohbet-i Settârı 'uzletde

177

Ey sâlik-i 'ışk-ı Hudâ işin biter tevhîd ile

Asla gönülde mâsivâ kalmaz gider tevhîd ile

Hak zikrini it subh u şâm olsun gönül 'ışka makam

Bil şöyle kim heb hâs u 'âm Hakka irer tevhîd ile

Hak yollarının akrebi tevhîd-durur didi Nebî

Her kim tutar bu mezhebi tîz yol keser tevhîd ile

Çokdur begim Hakkın yolı tevhîd kamunın esheli

Bu güTizârın bülbüli 'arşa uçar tevhîd ile

Kuddûsîyâ gel nutkı tut kıl canına tevhidi kût

Bu 'arsada bulan sübût er olısar tevhîd ile

178

Bilmezem nolur benim hâlim 'aceb tuğyan ile

Geçdi 'ömrüm irtikâb-ı hîle-i destan ile

Bakmadım gayretle masnû'âtına hîç Halikın

Hayrı serden itmedim fark gezmedim iz'ân ile

Emr-i Hakkı tutmadım dâ'im menâhî işledim

Fursatı fevt eyledim pes gaflet ü nisyân ile

Gice gündüz olmadım zikre müdavim 'ışk-ıla

Ol ecilden tolmadı gönlüm evi 'irfan ile

Nâs-ı 'ân fülk sanub eyler idim kibr ü riyâ

Yapuban dünyâmı yıkdım dînimi bu sân ile

Toldı bir gün içime 'ışk-ı mecazî nâgehân

Yandı 'ilm ü zühd ü takva âteş-i sûzân ile

Gün-be-gün itdi tezâyüd dilde bu derd 'akıbet

Eyledim ta'cîz cihanın halkını efgân ile

Yok yüzüm dîvân-ı Hakka varmağa ben nideyim

Defterime bî-hisâb kayd olunan 'isyan ile

Bunca demler ehl-i dünyâ ile sohbet eyledim

Gitmedim râh-ı Hudâya zümre-i merdân ile

Bir gice ahvâlimi kıldım tefekkür şöyle kim

Oldı gönlüm şehri vîrân girye-i ahzân ile

Der-'akab oldı beşaret sırrıma buldı safâ

Eyledim ol dem teselli vüs'at-i Gufran ile

Kendime didim ümîdi kesme hîç Kuddûsîyâ

Page 128: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

128

Cennete girer kamu halk rahmet-i Hannân il

179

'Âşık olmaz kişi Hakka böyle nâm u 'âr ile

İremez hem Ka'be-yi maksûdına bu kâr ile

Zümre-i merdâna girmek kibr ü 'ucb-ıla muhal

Sen dilersin ki olasın hem-nişîn anlar ile

Yiyüb içüb uyumakla subha dek öküzleyin

Zann idersin ki tolar dil hanesi envâr ile

Pes ne mümkindür nigârı rây-gân bir ferd bula

Buldılar anı bulanlar varını îsâr ile

Gûşıma girmez benim lâf u güzâfı zahidin

Yâre vuslat itmek ister ülfet-i ağyar ile

Himmeti alçak imiş bî-çâre magbûn vâ'izin

Oturub kürside satar dînini dînâr ile

Celb-i nas içün ider nakl-i hikâyât u kasas

Cem'-i dünyâdur meramı fazlını izhâr ile

Kendüyi sanur ki nâcî ehl-i 'ışk bulmaz felah

Nice bulur ol necatı tobtolu evzâr ile

Korkarın âhir nefesde hışm olınur şöyle kim

Mevt ana olmaz müyesser tevbe vü ezkâr ile

İftihar eyler Hudâ 'âşıklarına ta'n ile

Zu'm ider me'cûr olur zâkirleri inkâr ile

Bilmez ol kim nef i olmaz bî-'amel 'ilmin ana

Farkı yokdur gafilin hîç taş ile dîvâr ile

İste Kuddûsî Hudâdan 'ışkı sen geç gayriden

Çünki istînâs iderler 'âşıkân ol yâr ile

180

Buldunsa eğer yâri sürür u tarab eyle

Bulmadın ise turma çalışub taleb eyle

Bulmağa sebeb maksadı sa'y-ile talebdir

Tut pendimi tevhide devam rûz u şeb eyle

Yiyüb içüb uyuma behâ'im gibi dâ'im

Aç gözini bak göklere havf u edeb eyle

Işk atına bin git yola tîz vâsıl olursın

Kıl zikri gıda rûhına def-i küreb eyle

Kuddûsî-yi gafil geçüben cümle hevâdan

Page 129: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

129

Ashâb-ı Kehif gibi sivâdan hereb eyle

181

Eğer sıdk-ıla cananı dilersen canı terk eyle

Yaraşmaz 'âşıka kesret bu bed sâmânı terk eyle

Ne eylesin ki cennetde ekil şürb maksûdın ancak

Sivâdan geç birader mûcib-i hicranı terk eyle

Rükün itme dahi dâr-ı fenanın mâl ü câhına

Güler gerçi yüze lâkin 'adûdur anı terk eyle

Gidersin sen kalur köşkler serâylar vâr ise cümle

İçine il girüb devrân süren eyvanı terk eyle

Didi Allah Resûli hubb-ı dünyâ re'si her zenbin

Cemî'-i seyyi'ât başı olan 'isyanı terk eyle

Vefası yok bekası yok cefâsı çok 'anası çok

Öni ma'mûr u âbâdân sonı vîrânı terk eyle

Vefâ görmiş mi eslafın düşün Kuddûsîyâ andan

İşi güci kamu kârı hemân destanı terk eyle

182

Hudâvendâ bana mahbûb u ma'şûkı sen eyle

Ki nûr-ı 'ışk-ıla gönlüm evini rûşen eyle

Serây-ı dilde evsâh-ı sivâyı koyma hergiz

Anı sen şâha lâyık bir mücellâ mesken eyle

Sana cezb it beni kes dû cihanın ârzûsından

Hemân maksûdumı seyr-i cemâl-i ahsen eyle

Nider ağyarı 'âşık var iken sen şâh-ı hûbân

Benim gönlümi ancak 'ışk-ıla hoş mahzen eyle

Bu Kuddûsî sabırsız 'âşıkındur ey Hudâvend

Anı ma'şûkına lutfınla vâsıl irken eyle

183

Tekebbürden teraffu'dan tefâhürdan hazer eyle

Tevazzu' it tenezzül it tezellül ey püsereyle

Müridin mürşid-i kâmil ider dört nesneden tahzîr

Deyüben sâlikâ tutub nasîhat hoş hüner eyle

Riyâ itme hased itme dahi kibr ile 'ucb itme

Kamusı anların şer oldığın bil terk-i şer eyle

Cihanın halkının ednâsıyam diyüb selâmet bul

Erenler zümresinin gitdiği râha sefer eyle

Page 130: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

130

Bu Kuddûsî gibi kendini alçak bil kamu halkdan

Kimi görsen anı kutb-ı zemân hayrü'l-beşer eyle

184

Eğer dirseii Hudâ olsun celîsim zikre sa'y eyle

Dahi dirsen ki olsun ol enîsim zikre sa'y eyle

Hasîs kişi 'azîz olur devam itmek ile zikre

Dime kardaş ki ben 'abd-i hasîsem zikre sa'y eyle

Nice ednâ hakîr 'âlâ makama zikr-ile irdi

Ümîd kesme diyüb miskîn be'îsim zikre sa'y eyle

Seni hem zikr ider Mevlâ anı zikr itdiğin içün

Özini sanma bir câhil besîsim zikre sa'y eyle

Kamu zikrin buyurmış efdali tevhîd Resûl-i

Hak Sakın Kuddûsîyâ dime halisim zikre sa'y eyle

185

Dünyâda gönül devlet-i ikbâle güvenme

Vârislere âhir kalacak mâle güvenme

Bil ehl ü 'ıyâlin seni sağlıkda severler

Halkın sana itdikleri iclâle güvenme

Bin yıl tutalım 'ömrin eğer olsa cihanda

Bir gün gibi gelüb geçecek sâle güvenme

Geçdifi mi sıratı gülüb oynarsın 'aceb sen

Bu 'îş ü safâlarla geçen hâle güvenme

Kuddûsî-yi bî-çâre Hudâdan dile rahmet

Dünyâ tolusı olsa da a'mâle güvenme

186

Ey bülbül-i şeydâ bu gülistâne güvenme

Her vakt-i seher itdiğin efgâne güvenme

Bu gülşeni bakî sanuban olma ferah-nâk

Çün evveli ma'mûr sonı vîrâne güvenme

Aldanma gülün güldiğine yüzine zinhar

Yok zerre vefası ana dîvâne güvenme

Gül mevsimi birkaç gün imiş bâğ-ı fenada

Zâ'il olacak zili gibi seyrâna güvenme

'Işk odına yak canını Kuddûsî-yi gafil

Son demde cesedden çıkacak cana güvenme

187

'Âşıksan eğer sıdk-ıla Hallâk-ı Mübîne

Page 131: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

131

Dikkatle nazar eyle semâvât u zemîne

Var idi bu mahlûk yoğiken Vâhid-i bî-çün

Halk itdi hemân anları kim kendi biline

Göklerde olan kudret-i asarını fikr it

Aç gözîni bak necmine şems ü kamerine

Hem eyle nazar yir yüzinin halkına cümle

Söylerler anın varlığını biri birine

Fikr eyle dahi nefsini bil Halikını hem

Koymuş nice esrarını inşân bedenine

Hem cümle melek cin heme zî-rûh u cemâdât

Kamusı delîl varlığına Tenriliğine

Her zerrede gör çeşm-i basîret ile anı

'Arif olasın dürlü-be-dürlü hikemine

Dünyâda iken kimse anı göremez amma

Ahretde bakar 'âşıkı vech-i hasenine

Kuddûsîye dir nazmını her kim okur ise

Virsün hele bu pendlerini kendi özine

188

Sevinme ey birader şu cihanın gülşenine

Sakın aldanmağıl anın güline bülbüline

Virüben kendine zînet ider sihr ile meftun

Sonunda indirir virmez mehil zîr ü zemîne

Anın Hallâkına ikbâl idüb terk it sivâsın

Eğer dirseiî ki yanmayam cahîmin âteşine

Tutub fermanını kullukda taksîr itme zinhar

Gazab eyler ise virir zebânîler eline

Dahi tahsîl-i 'ilm ile cehâletden hazer kıl

Zarar îrâs ider bil anı pes îmân u dîne

'Amel eyle hemîn 'ilmin ile muhlis olagör

Riyâ şirkdir ki müşrik olma Rabbü'l-'âlemîne

Gice gündüz çalış tevhîde gafil olma hergiz

Olayım dir isen dâhil gürûh-ı 'ârifîne

Tolar hem 'ışk u cezbe gönüne 'arif olursın

Güzeller şâhı gökçek yüzlü Hallâk-ı Mübîne

Bu Kuddûsî hakîr gerçi velâkin sözi hakdır

Anı söyleyene bakma bak onı söyledene

Page 132: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

132

189

Ey Hudâ 'afv it beni Hayrü'l-verâ hürmetine

Ahmed ü Mahmûd Muhammed Mustafâ hürmetine

Sâhib-i seyf-i fütuhat kâhir-i a'dâ-yı dîn

'Amme-i rahmet habîb-i bâ-safâ hürmetine

Tayyib ü tâhir nebîler hâtemi hem eşrefi

Hâşır-ı şemsü'd-Duhâ bedrü'd-Dücâ hürmetine

Halkı anın-çün yaratdın anı da kendin içün

Bâ'is-i îcâd-ı halk bahr-i vefâ hürmetine

Hâmid ü muhtar enîsi ins ü cin peygamberi

Şâfi'-i rûz-ı kıyamet Müctebâ hürmetine

Eyle Kuddûsî güneh-kârı Gafûrâ mağfiret

'İllet-i gâ'iyye-i arz u semâ hürmetine

190

Kesildi nideyim hîlem bana kimden olur çâre

Elime cürmimi alub gelürem bâb-ı Gaffâre

Büküb boynumı turıram umaram 'afvını anın

Kırıldı gorilimin mir'âtı oldı sad hezâr pâre

Ki yok pâyân u haddi zenbimin ma'lûm ana cümle

'Aceb nice olur hâlim onulmaz ise bu yare

Gözimin yaşı akmaz oldı bilmem ki ne sırdır bu

Sakalım ak günâhım çok elim boş nefsim emmâre

Direm ben kendime dâ'im ki Kuddûsî kunût itme

Gice gündüz hemân yalvar sen ol Gaffar u Settâre

191

İsteyen derd-i cürmine çâre

Toğrılub varsun bâb-ı Gaffâre

Gice gündüz ol kapu kapanmaz

Olınur tîmâr gönli bîmâre

Rahmetin bahri bî-nihâyetdir

Var nusret anda çok güneh-kâre

Kesmeyüb mü'min zinhar ümîdi

Talmış ise de bahr-ı evzâre

Hak sever tevvâb zümresini bil

Tevbe it her dem ol Kird-gâre

Page 133: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

133

İli a'lâ bil kendini alçak

Bulmasun ruhsat nefs-i emmâre

Hîç felah bulmaz iden istikbâr

Sen tevazu' it yâre ağyâre

Kibr ü gururdan kurtulur müznib

Dir güneh-kârım bir yüzi kare

İştigâl eyle zikre şol kez kim

'Işk-ıla yansun cism ü cân nâre

'İlm ü a'mâle hîç olma mağrur

Uyma Kuddûsî kavl-i mekkâre

192

İlâhî kıl habîbin hürmetine derdime çâre

Yanaram dün ü gün bir nar-ı dûzahdan eşed nâre

Olub dîvâne gönlüm mübtelâ 'ışk-ı mecazîye

Unutdum zühd ü takvayı taluban bahr-i evzâre

Zemîn ü âsümân ehli iderler merhamet bana

Kamu rahimlerin sen erhamisin 'abd-i bed-kâre

Şu kez vâsi' senin fazlın ki yokdur hadd ü pâyânı

Mukabil katresi bârân-ı lutfun yidi ebhâre

Didin lâ taknatû min rahmetillâhi kelâmında

Nolur çok ise cürmim gelmişem çün bâb-ı Gaffâre

Gice gündüz iderem zikr ü istiğfarı Gafûrâ

Direm 'afv it 'azâb itme bu Kuddûsî güneh-kâra

193

Bugün ben olmışam 'âşık güzeller şâhı bir yâre

Ne gökçek yüzlü dilber kim bakamaz oldum ağyâre

Bırakdım zühd ü takvayı yitirdim nâmûsı 'ân

Bu 'ışkın odına yanan bakar mı gayrı dil-dâre

Unutdum 'ilm-i zahirden ne tahsîl eyledim az çok

Müyesser olmadı bâtın kamudan oldum âvâre

Katî müşkil imiş bu 'ışk beni giryân u zâr itdi

Giriftar olalı ana duruşdum nazm u eş'âre

Bilürem zahirimde gerçi 'ışkın zahmi hîç amma

Velâkin içerimde hâsıl oldı sad hezâryâre

Eğerzâhid şarâb-ı 'ışkın itse nîm kadehin nûş

Hudâ 'âşıklarına taş atub düşmezdi inkâre

Page 134: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

134

Benim ahvâlimi her kim ki görse dir ki Kuddûsî

'Aceb bir derde düşdin sen yüri bul başına çâre

194

' Arz-ı hâl itmek diler gönlüm benim ol yâre

Yüreğime derd-i 'ışkı urdı müşkil yare

'Aşık-ı bî-çârede takat kalur mı sabra

Gayret eyler yaresine bulmağa bir çâre

Bin 'ilâç itsem bu derde hîç onulmaz asla

Vuslat olmadıkça kısmet bir gün ol dildâre

Devlet-i 'ışk ni'met-i 'uzmâ-durur 'âlemde

Sen de tahsîl eyle gel ey zâhid-i âvâre

Râz-ı 'ışkı söylemek lâyık değil nâdâna

Dime Kuddûsî anın hîç sırrını ağyara

195

Tâ ezelden 'âşıkam ben misli yok bir dil-bere

Virmişem dil şöyle kim hîç bakmazam cân u sere

Girdi 'ışkı gönlümün şehrin perîşân eyledi

Bu perişanlık sürer zann eylerem tâ mahşere

Boynu eğri gözi yaşlı bağrı başlı kulıyam

Sayd olundum kayd olundum geçdi nâmım deftere

Nideyim ben ol şehen-şâh yüzime itmez nigâh

Korkaram yüzini göstermez bu 'abd-i kemtere

Dir ki Kuddûsî eğer korsa beni ol cennete

Bakmayam hîç hûr u gılmân u kusur u kevsere

196

' Atâ babı açık turma beher ân her zaman iste

Virir matlûbını elbetde Hallâk-ı cihan iste

Cevâd bir ismi hem Vehhâb hisâb yok virgisine bil

Semi'dür hem Mücibdür sen nihân iste 'ayan iste

Günâhım çok diyü korkma ki Gaffar u Halîmdür ol

Dahi Rahman u Settârdur sakın itme gümân iste

Sever tevvâbları sâ'illerini hem Ganîdir ol

Tereddüd itme ey mü'min sözüm gerçek inan iste

Kapu anın kapusıdur mecazî kapulardan geç

Ki ağlayı gelenleri ider heb şâdmân iste

Kabul ider mi itmez mi du'âmı deyü şekk itme

İder tallahi ol Hannân ü Mennândan cinân iste

Page 135: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

135

Uyub vu'âz-ı cühhâle üınîdi kesme Kuddûsî

Hudânın rahmeti bol sen hemân iste hemân iste

197

Dirler meseldür ez kadîm ki tolanur kuş çalıya

Kurd bunaluban ağıla (hem) fîl mekân-ı hâlîye

Mümkin değil bulmak halâs mevtin elinden bir ahad

Hâk içre bu nâzik beden olur 'izâm u bâlîye

Her derde bulınur 'ilâç illâ ölüme çâre yok

Çıksan dahi kurulamazsın bil semâ-yı âlîye

İnsen yedi kat yirlerin altında saklansan hemîn

Bulur ölüm virmez emân eyler garîb ü câlîye

Kuddûsîyâ mevti emâmında bilüb unutma hîç

Bahs-i tavîli eyle terk ol müştagil icmâlîye

198

Ey benim ihvanım itdim çok nasîhatlar size

Tutmayub söz virdiniz hüzn ü elem zahmet bize

Hak yolına sizi teslîk itmeye sa'y eyledim

İtdiniz siz ben fakîri dâ'imâ hicv ü meze

Atdınız taşlar beni ihlâk içün hıfz itdi Hak

Döndi ol taş girü heb uğradı ol başınıza

Nâz ii istiğna cefâ buğz u şemâtet itdiniz

Eyledim sabr u tahammül katlanub çevrinize

Dir idim bu cîfe-yi dünyâyı hîç sevmeyelüm

İdelim ikbâl-i küllî sıdk-ıla Mevlâmıza

Giderem yâ ölürem pes içinizde kalmazam

Uydıhız İblîs sözine uymayub hîç hak söze

Hubb-ı dünyâ cümle zenbin başıdur dimiş Resul

Anı her kim ki severse gelmesün yanımıza

Eyledim dürlü tarîk-ıla 'ilâç kâr itmedi

Çünki dünyâ sevgisi benzer bürûdetde buza

Kaçdım arslandan kaçar gibi bugün nâsdan hemân

Eylemez Mevlâ hidâyet 'ışkı yok tevfîksize

Hem Resul dimiş haram Hak ehline iki cihan

Bir gönülde 'ışk olunca gayrı göstermez göze

Eyledim teşvîk sizi ben zikr ü fikr ü tâ'ate

Aldanub dünyâya tâbi' uydınız nefsinize

Page 136: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

136

Bu cihanın mâl u mülki 'ariyet bizde hemân

'Aşıkın 'indinde değmez cümlesi çürük koza

Bir kişi kim yokdur a'mâlinde ihlâs zerrece

Döndirir anın Hudâ mahşerde şeklin öküze

Ehl-i 'ışkın gönline girmez riyâ ile gurur

'Işkı tahsil idelim katub giceyi gündüze

Zikr-ile 'ışk zâkirin kalbinde tîz hâsıl olur

Hem olur dil kapusına 'ışk anın muhkem reze

Mâsivâya eylemez Kuddûsî-yi şeydâ rükün

Diler ol Hakdan adın dîvân-ı 'uşşâkda yaza

199

Ey Hudâ men eylerem fazl u 'atanı i'tirâf

Hem mukırram zenbimi her demde misl-i kûh-ı Kâf

Defterimde bir 'amel yokdur ki müstahsen ola

Dâ'imâ işim hemân gıybet menâhî kizb-i lâf

Yok yüzüm kapuna varuban temellük itmeğe

Umaram fazlınla ola cümle suçlarım mu'âf

Pîr-i fânî oldum uslanmadı nefsim nideyim

Geçmedi gönlüm hevâdan olmadı 'ışkınla sâf

Didiler nâs içre Kuddûsî bana lâkin hemân

Bir kurı gavgâ imiş heb oldığım halka muzâf

200

Lutf u rıfk it men kuluna ey Latîf

Pîr ü haste olmışam cismim nahîf

Sen bilürsin ki firâşda yaturam

Kuvvet-i kudsiyye vir oldum za'îf

Çok zünûbum it beni hem mağfiret

Bende-i merdâne hem eyle harîf

Çün ağır yükler tahammül idemem

Rahm idüben yükümi kılgıl hafif

Hem cemî'-i mü'minâna it kerem

Sen bu Kuddûsî kocayı kıl nazîf

201

Tâc-ı 'ışkı her kimin başına giydirdi Latîf

Bil ki cümle halk içinde oldı muhtâr-ı şerîf

Dû cihanda anı sultân eyledi bî-şek Hudâ

Page 137: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

137

Şol kişi kim ola gönü 'ışk-ıla her dem elîf

Devlet-i 'uzmâ bu 'ışkdır iste virsün Hak sana

Rütbe-i bâlâya sâlik 'ışk-ıla olur refîf

Ma'rifet lü'lü-durur deryâ-yı 'ışk içre nihân

Kim ki gavvâs oldı bu bahre olısardır 'arif

Hacc u savm u zühde mağrur olma ey zâhid yüri

'Işk u 'irfan olmadıkça olamaz kişi hanîf

Hısn-ı 'ışka giregör kim bulasın şahım necat

Girmeyen zîrâ bu hısna oldı muztarr-ı lehîf

Eyle Kuddûsî vefâ şol 'ahdine itdin ezel

Çün elest bezminde sen 'âşıklara oldın harîf

202

'Işkına düşüb sivâdan eyledim çünki ferâg

Yüreğimde oldı hâsıl firkatin odıyla dağ

Ol sıfât-ı hüsn-i vechin tuyalı dîvâne dil

Kat' idüb meylin sivâdan sana itdi pes rivâg

Derdine olan giriftar 'âleme sultân olur

Kim ki derdin çekmediyse didiler adına zâg

İbn-i Edhem şâh-iken 'ışkın anı itdi fakîr

Kıldı hem 'ışkınla Mansûr boynına urganı bağ

Yüzdiren Seyyid Nesîmifi derisin 'ışkın-durur

'Işk elinden oldı Mecnûnın hemîn turagı dağ

Sevdi Kuddûsî seni pes neylesün ağyarını

Çünki 'ışkınla anın gönünde yandırdın çerâğ

203

Her kime 'ışk hem-dem oldıysa çürüği oldı sağ

Hem anın rûz-ı cezada olısardır yüzi ağ

Zühd ü takva 'ilm ü a'mâl gerçi hoş lâkin eğer

Sahibi kibr ü riyâ eylerse dirler ana zâg

Bülbülün yeri gülistan olmasına 'ışk sebeb

Cîfenifi etrafını cevlân ider miskin kelâg

Sürme it sen hâk-i pây-i 'âşıkânı çeşmine

'Işkı olmayan kişinin kaç yanından ol ırağ

Derd-i 'ışkın hastesi halkdan kaçub vahşet ider

Ol ecilden oldı Mecnûnın mekânı ulu tağ

Gönlüni ma'şûka viren gayrıya meyi eylemez

Page 138: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

138

Mâl-ı dünyâ mülk-i cennet ana olmaz bend ü bağ

'Âbidin içi gurur u 'ucb ile memlû olur

'Âşıkın dil hanesinde yanısar nurdan çerâğ

İdegör 'ışk-ıla ülfet olma hîç andan cüda

Dir isen ki sana olsun âsitân-ı yâr turağ

Kimse nâ'il olmadı bu 'ışka savm u hacc-ile

Zikr-i Hakka ol müdavim mâsivâdan it firâg

Söz tutan inşân olur elbette gel tut sözimi

Gice gündüz turma zikr it dem bu demdir çağ bu çağ

Cümle zikrin efdali tevhîd didi şâh-ı rüsül

Ol ana meşgul şu kez kim bilmeyesin sol u sağ

'Âşık-ı sâdık dinilmez bil sana Kuddûsîyâ

İtmeyince gönlüni dostun sivâsından dibâg

204

Eğer iki cihanda dir isen olsun yüzüm ağ

Sızır 'ışk ateşiyle yüreğinde kalmasun yağ

Gönül mir'âtını tesvîd iden yağ ile kandır

Mücellâ eyle gönlüni idüb anları ifrâg

Makamı bülbülün gülzâr olubdur 'ışk yüzünden

Dolanur cifenin etrafını yağ kan içün zâg

Bu 'ışkın mübtelâsı istemez ağyâr-ı yari

Anın-çün oldı Mecnûnın nice dem meskeni dag

Hudâ her kime virdi ise 'ışkı şöyle bil kim

Ana bî-şübhe itdi ni'metin itmam u isbâg

Hemân tevhîde meşgul ol ki tolsun gönline 'ışk

İder ol 'âşıkı tîz yârine îsâl ü iblâğ

Bu Kuddûsî özine hem sana eyler nasîhat

Kişinin destine bir kez geçer kardaş ki bu çağ

205

Bu derd-i hicre yok çâre der-i dosta recâdan yeğ

Ki olmaz 'âşıka bir kâr niyaz u ilticadan yeğ

İrişür zümre-i 'uşşak temellük birle ol yâre

Yüzini hâke sürmek sad hezârân ittikâdan yeğ

Sakın hîç i'tirâz itme Hudânın fi'line zîrâ

Bu yolda var mı bir nesne ki teslîm ü rızâdan yeğ

Mahabbet eylemez ağyara 'ışkında olan sâdık

Page 139: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

139

Olur mı 'âşıkân 'indinde bir mahbûb Hudâdan yeğ

Visâl-i yâr ise Kuddûsîyâ maksûdın ol giryân

Ana yok sevgili bir şey tezellülle bükâdan yeğ

206

Yaratmamış Hudâ bir kul Muhammed Mustafâdan yeğ

Be-küllî halkdan efdaldür ve cümle enbiyâdan yeğ

Kamu ümmetlerin hem efdalidür ümmeti anın

Ümem içinde yokdur ümmet-i Hayrü'l-verâdan yeğ

Bu ümmet içre ashâb-ı güzîn efdal kamusından

Dahi ashâbda yok Sıddîk-ı zî-sıdk u safâdan yeğ

Tarîk yok bu cihânda sâlikân içün velâkin hîç

Yakîn âsân tarîk yokdur tarîk-ı evliyâdan yeğ

Tarîk-ı Kâdirî cümle tarîklar esheli zîrâ

Sülük ehline yok şimdi bu râh-ı bî-venâdan yeğ

Sahâbe vakti gibi oldı bizim vaktimiz zîrâ .

Cihâddur efdalü'l-a'mâl ki bin yıl inzivâdan yeğ

Nebîler serveri itdi cihâd bizzât muhakkak bil

Bulunmaz bir 'amel Kuddûsîyâ aslâ gazâdan yeğ

207

Sen ey gâfıl niçün meyl-i sivâdan olmadın fârig

İdersin dün ü gün 'isyân hatâdan olmadın fârig

Seni Hak da'vet eylerken cinânü'l-Hulda ey mü'min

'Azâzîle dem-â-dem iktidâdan olmadın fârig

Hudânın emrini tutub yolma gitmedin bir dem

'Adû mekrine aldanub ibâdan olmadın fârig

Menâhîden kaçub sabr itmedin ârzû-yı nefsine

Günâh deryâsına taldın hevâdan olmadın fârig

Yiyüb içüb uyumanla irilmez menzile zinhâr

Bakar gibi yatursın hîç ki hâbdân olmadın fârig

Resul didi kamîseyni olan îmân tadın bulmaz

Begim sen lebs-i dîbâc u kabâdan olmadın fârig

Bilür iken bu dünyâ dâr-ı mihnet oldığın yine

Dirersin turmayub bir dem cefâdan olmadın fârig

Bu hâletlerle oldun mübtelâ hicrâna Kuddûsî

Gözifi yaşı akar dâ'im bükâdan olmadın fârig

208

Page 140: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

140

Zâhid niçün bu tûl-ı emelden olmadın fârig

Bî-hulûs zühd ü 'ilm ü 'amelden olmadın fârig

Zerre mikdârı ma'rifet yokdur sende ey câhil

'Ucb u gurûr zenb ü zelelden olmadın fârig

Hallâkı zikr it kalbden çıkarsun hubb-ı sivâsın

Hâb-ı gafletden levh-i keselden olmadın fârig

Tevbe istiğfâr büyük emândur bu ümmete bil

Kezb ü taklîd mekr ü hiyelden olmadın fârig

Kuddûsîyâ ol müsta'id mevte yaklaşdı rihlet

Tevhîde çalış lu'b u mihelden olmadın fârig

209

Sun ey Vehhâb bana fazlınla tolu tolu ekdâh

Olayım on sekiz bin 'âlemin fahrini meddâh

Baiîa vir kâbiliyyet kim o şâhın medhin idem

Gönül şehrinde yanub şu'le virsün kevne mısbâh

Resulün ol habîbin hem nebîler serveridür

Ana her kim ki îmân eyledi ol buldı iflâh

Sivâ endîşesi gönlüm evini kıldı vîrân

Bu vîrânı o dostın hürmetine eyle ıslâh

Sebeb oldur vücûdına bu mevcûdâtın ol şâh

Anıfiçün halk olundı bu kamu ervâh u eşbâh

Açar her bâb-ı makfûlı ider hal müşkilâtı

Ki fâtih eyledin anı virüb destine miftâh

Vesîle itdiler cümle nebîler bun deminde

Kamuya nef'i şâmildür ider mahzûnı ifrâh

Diler senden bu Kuddûsî anın meddâhlığını

Muvaffak eyle anı ey Ganî vü Hayy ü Fettâh

210

Nideyim ben artdı derdim yok halâsa çâre âh

Hâlimi 'arz ideyim sultânıma bir pâre âh

Hâb u râhat selb olundı noldığımı bilmezem

Cân kafesde kuş gibi vuslat diler dildâra âh

Açmasun mantık ma'ânî dersini monla bana

Arzular gönlüm benim bakmak cemâl-i yâre âh

Zühd ü takvâ 'ilm ü tâ'at cümlesi oldı hebâ

Vâkıf oldum 'ışk yüzinden nükte-i esrâra âh

Page 141: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

141

Savm u hacc ile bilinmezmiş Hudâ 'ayne'l-yakîn

İtmeyince iştigâl subh u mesâ ezkâra âh

Gice gündüz ideyim şevk-ıla dostun zikrini

Yakayım pervâne-veş bu cism ü cânı nâra âh

Neylerim cennât-ı 'Adnifi hûrını gılmânını

Düşdi bu dîvâne gönlüm misli yok Cebbâra âh

Âh u efgân itdiğimi tanlaman ey münkirân

Eylemez tîmâr tabîbim çünki ben bîmâra âh

Âh idüb bülbül gibi göz yaşını sel eylerem

Iztırâb virir bu akan sel kamu ebhâre âh

Âhımı zâhid işidüb ihtiyârî zann ider

Yüreğimde oldı hâsıl hîç onulmaz yare âh

Âh-ile bulur tesellî haste dâ'im iniler

'Âbidin uymaz salâtı cilve-yi eshâre âh

'Âşıkın âh ü enîni hoş gelür ma'şûkına

İt hemân leyi ü nehâr Kuddûsî-yi âvâre âh

211

Gelin diyelim ey yârân sizinle biz hemân Allah

İde rahm eyleyüb ihsân bu firkatde emân Allah

Kapusında vezîri yok mu'în ü dest-gîri yok

Ahaddür hîç nazîri yok Ganî vü Müste'ân Allah

Menîden halk ider inşân virir ol suya cism ü cân

Kimisine virüb îmân kimin şirkde koyan Allah

Tuyar kulun recâsını kabul eyler du'âsını

Virir dertler devâsını tabîb-i mihribân Allah

Günâhlarımıza bakmaz virir ni'met başa kakmaz

Hacâlet nârına yakmaz ider 'aybı nihân Allah

Kamunıii rızkını viren sonında mahşere diren

Kimin cennâta irgüren kimin oda salan Allah

Hudâvendâ ne kılalım rızânı nice bulalım

Seni bildir ki bilelim bize eyle 'ayân Allah

Bu Kuddûsîdür aylakçı ki sâ'illik işi güci

Seni senden olub râcî bulam dir rây-gân Allah

212

Sever Hak zâkiri elhamdülillâh

Olur hem nâsırı elhamdülillâh

Page 142: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

142

Dahi olur anın dâ'im celîsi

Hem olur zâkiri elhamdülillâh

Sever zâkirlerini hem seveni

Ki sevmez münkiri elhamdülillâh

Gürûh-ı zâkirândan kıldı bizi

Pes oldık şâkiri elhamdülillâh

Bizi hem nutfe iken kıldı inşân

Halâ'ik fâtırı elhamdülillâh

Olalım rûz u şeb tevhîde meşgul

Zikirler serveri elhamdülillâh

İder tevfîk-i Hak ile bu tevhîd

Münevver kalbleri elhamdülillâh

Yeni toğmış sabî gibi mutahhar

Kılar hem kâfiri elhamdülillâh

Geçer dimiş kamu ezkârı tevhîd

Hudâ Peygamberi elhamdülillâh

Muvahhidde günâh koymaz dahi hîç

İder zenbden bert elhamdülillâh

Devâm it zikre Kuddûsî hemîn sen

Di buldum râhberi elhamdülillâh

213

Benim sinnim-durur yetmiş ü çâr elhamdülillâh

Dahi her bir demime sad hezâr elhamdülillâh

Geçirdim 'ömrimi gerçi günâh-ıla velâkin

Sever 'uşşâkını ol Kird-gâr elhamdülillâh

Anam rahminde itmişem anı tevhîd ü takdîs

Oluban tâ ezelden 'ışka yâr elhamdülillâh

Mukırrım cürmimi hem ni'metin kim virdi bî-had

İderem zikrini leyl ü nehâr elhamdülillâh

Dahi ihvân-ı dîne eylerem ta'lîm ü telkîn

İderler cümle zikri ihtiyâr elhamdülillâh

Bu işler heb anındur ben arada bir delîlim

Hemân maksûdumuz ana fırâr elhamdülillâh

Anın zikri bize tatlu-durur bal u şekerden

Çü gönlümüzde 'ışk u cezbe var elhamdülillâh

Sene bin iki yüz elli yedidür şimdi çok nâs

Page 143: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

143

İderler zikrine hoş ibtidâ elhamdülillâh

Halîfe Hazret-i Hak 'âşıkı 'Abdülmecîddür

İder 'uşşâk-ı Hakka i'tibâr elhamdülillâh

Tolu kalb-i şerifinde fütûhât ârzûsı hem

Dün ü gün izne eyler intizâr elhamdülillâh

Nuhuset kalkdı ümmet üzerinden himmetiyle

Sa'âdet toğdı şimdi âşikâr elhamdülillâh

Salâha meyi ider dâ'im fesâd ehlini sevmez

Salâh ehliyle eyler iftihâr elhamdülillâh

Kamu bid'atleri ref eylemek kasdı cihânda

Nicesinden komadı çün hubâr elhamdülillâh

Atasının du'âsıyla irişdi bu makâma

Dahi dâ'îsi bî-had bî-şümâr elhamdülillâh

Bu Kuddûsî fakîr ednâ du'âcısı olubdur

Hudâ virdi bize hûb şehr-yâr elhamdülillâh

214

Hudânın dostı şâh-ı enbiyâsın yâ Habîbullâh

Şefî'ü'l-müznibîn Hayrü'l-verâsın yâ Habîbullâh

Cemî'-i halkı yaratmış senin içün hem ol Hâlik

Seni kendi içün yâr-ı Hudâsın yâ Habîbullâh

İhâta eylemiş iken cihânı zulmet-i fetret

Münevver eyledin Bedrü'd-Dücâsın yâ Habîbullâh

Be-küllî ümmetin hem mürşidisin eyledin irşâd

Gürûh-ı sâlikâna reh-nümâsın yâ Habîbullâh

Sabî iken bu Kuddûsî kocanın gönlini kapdın

Gönüller sayd ider bir dil-rübâsın yâ Habîbullâh

215

Bu mahlûkâtı halka sen sebebsin yâ Habîbullâh

Kamusından Hudâya hem ehabsin yâ Habîbullâh

Yaradılmış senin rûh-ı şerîfin be-küllî nâs

'Arabdur hayr-i nâs hayrü'l-'Arabsın yâ Habîbullâh

Senin içün yaratmış halkı kendi çün seni Hallâk

Halâ'ik içre şâh-ı müntahabsın yâ Habîbullâh

Çün inşân nev'inin ecsâdının Adem atasıdur

Muhakkak sen de ervâha ebûsın yâ Habîbullâh

Cihân küfr-ile tolmış Ka'bede esnâma tapmışlar

Page 144: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

144

Arıtdın anı keşşâf-ı kürebsin yâ Habîbullâh

Hudâ nûr-ı şerifinle ki rûşen kıldı dünyâyı

Cemî'-i halka rahmet nûr-ı Rabsin yâ Habîbullâh

Bu Kuddûsî koca hâlince meddâhın olub dir kim

Nebîler eşrefi a'lâ'n-nesebsin yâ Habîbullâh

216

Yüzünden halk-ı 'âlem pür-ziyâdır yâ Resûlullah

Siyâh gözünle kaşın dil-rübâdır yâ Resûlullah

Rûhın şevki ile gökde tarab eyler kerrûbiyyûn

Halâ'ik 'ışkına heb mübtelâdır yâ Resûlullah

Dehânın nefhası vasfın idebilmez melek insân

Ki medh iden seni bizzât Hudâdır yâ Resûlullah

Mu'anber sünbülin şevkiyle yanar rûz u şeb gönlüm

Dişinle 'arş-ı a'zam rûşenâdır yâ Resûlullah

Dudağın lezzetine âb-ı kevser selsebîl uymaz

Lisânın tercümân-ı reh-nümâdır yâ Resûlullah

Vücûdın bâ'is-i halk-ı semâvât cümleye rahmet

Diyen ol Hâlik-ı arz u semâdır yâ Resûlullah

Dahi re's-i hümâyûnın yukaru yedi kat gökden

Mübârek ayağın tahte's-serâdır yâ Resûlullah

Çün oldı cism-i pâkin mübtelâ bu kâ'inâta çün

Yine ol kâ'inâta müntehâdır yâ Resûlullah

Teşerrüf ideriz ism-i şerifin itmek-ile yâd

Be-küllî derdlere zikrin devâdır yâ Resûlullah

Şefâ'at devletin Allah sana çün eyledi ihsân

Gıyâsın müznibâna mültecâdır yâ Resûlullah

Gürûh-ı mücrimânız biz ki icrâm eyledik bî-had

Ümîdimiz kıyâmetde sanadır yâ Resûlullah

Atamızdan bize erhamsin ey lutf u kerem kânı

Mürüvvet merhamet sana sezâdır yâ Resûlullah

Zebânîler eliyle hem cahîmde bizi yandırma

Ki bizim zenbimiz bî-intihâdır yâ Resûlullah

Bizim ancak işimiz dâ'imâ cürm ü hatâ iken

Sana düşen hemân 'afv u 'atâdır yâ Resûlullah

Ne mümkindür bu Kuddûsî fakîr meddâhın olmak kim

Murâdı rûz-ı mahşerde likâdır yâ Resûlullah

Page 145: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

145

217

Bugün bildim suçumı ey Hudâ estağfîrullâh

Katî çok işledim cürm ü hatâ estağfîrullâh

Uyuban nefs ü şeytâna günâh bahrine taldım

Ki düşmânlara itdim iktidâ estağfirullâh

Evâmir tutmadım hergiz menâhî işledim çok

Ki senden itmeyüb havf u hayâ estağfirullâh

'Ukûbet virmeyüb dünyâda setr itdin beni sen

Sığındım ey Ganî Settâr sana estağfirullâh

Senin gaffârlığını bilürem kesmem recâmı

Bilüb cürmimi geldim kapuna estağfirullâh

Elimden hem lisânımdan halâ'ik oldı bîzâr

İşim gücim idi cevr ü cefâ estağfirullâh

Düşüb gaflet kesel deryâsına itdim batâlet

'İbâdetde ider idim riyâ estağfirullâh

Unutdum mevti hem dûzah 'azâbın işledim zenb

Mecâzî 'ışka olub mübtelâ estağfırullah

Bugün bildim ki istiğfârdan a'zam bir emân yok

Direm dâ'im hemân subh u mesâ estağfırullah

İrişdi altmış üç yaşına Kuddûsî kulun çün

Diler gitmek bugün senden yana estağfırullah

218

Di ey mü'min beher ân her zamân estağfırullah

Olur magfûr dimekle müznibân estağfirullah

Emândur ümmete çünki bu istiğfâr muhakkak

Di istersen 'ukûbetden emân estağfirullah

Sever Hak sâ'ili eyle taleb gufrân u rahmet

Günâhın çok ise de di hemân estağfirullah

Lisân söyler dem-â-dem tercümân kalbde olanı

Disün kalb dâ'imâ dahi lisân estağfirullah

Hudânın rahmetinden kesme Kuddûsî ümîdi

Di kim magfûr olasın bî-gümân estağfirullah

219

Olalı 'ışka yâr işim gücüm oldı figân u âh

Ki 'âşık olmışam bir hûba uymaz ana şems ü mâh

Anın hüsn-i cemalini işitdi cân kulağı çün

Page 146: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

146

Serây-ı gönlümi 'ışkı harâb itdi gelüb nâgâh

Eser kalmadı bende zühd ü takvâ 'âr u nâmûsdan

Gören dir hâlimi oldı bu miskîn 'âkıbet gümrâh

Bilenler 'özrimi ta'n itmeyüb ma'zûr tutarlar hem

İdüben hüsn-i zann dirler ki itmiş 'ışk anı âgâh

Bu 'ışkı başına tac eyle Kuddûsî düşürme sen

Ne dirlerse disünler Hak virir 'uşşâka 'âlî câh

220

Ağniyâ eyler cihânda çün gınâ ile ferah

Unıdub mevti ider 'îş ü safâ ile ferah

Ehl-i cennet yigrenüb eyler firâr pes dünyâdan

Tâlib-i dünyâ olan eyler hatâ ile ferah

Dû cihândan eyler istikrâh Hudânın 'âşıkı

Mâsivâya bakmayub eyler Hudâ ile ferah

Terk-i terk ider fenâ fıllah makâmına iren

Bahr-i mahva gark olub eyler fenâ ile ferah

'Ar u nâmûs kalmadı Kuddûsî-yi dîvânede

Ol hemân eyler bugün 'ışk u hevâ ile ferah

221

Vâsıl-ı Yezdân olan eyler tarab ile ferah

Tâlib-i sâdık dahi eyler taleb ile ferah

Mâ'il-i dünyâ ferah eyler hemân dînâr ile

Hıfz idüb cânı gibi eyler zeheb ile ferah

Râgıb-ı cennet dahi i'râz ider bu cîfeden

Rûz u şeb cennet içün eyler naseb ile ferah

İkisinden eyler istikrâh Hudânın 'âşıkı

Ehl-i gafletden kaçub eyler hereb ile ferah

Mâsivâyı terk idüb Kuddûsiyâ ol ehl-i

Hak Terk iden ağyân eyler zikr-i Rabb-ile ferah

222

Nev'-i insânın kimi dünyâ ile eyler ferah

Kimi terk idüb anı 'ukbâ ile eyler ferah

Kimi geçmiş ikisinden Hak ile kalmış hemân

Kârı Mevlâ zikridir Mevlâ ile eyler ferah

Hâllenir ahvâl-i nâs ile özi Hallâk ile

Sırrını bildirmeyüb ahfâ ile eyler ferah

Page 147: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

147

Kimi 'ilmiyle 'amel çokluğına eyler gurûr

Bilmeyüb iblîsi ol da'vâ ile eyler ferah

Kimi Kuddûsîleyin mest-i müdâm rüsvâ-yı halk

Dost anı cezb itmiş ol sevdâ ile eyler ferah

223

Ekseri halk-ı cihanın mâl ile eyler ferah

Nicesi sevdâ-yı 'ışk u hâl ile eyler ferah

Nicesi hacc ü salât ü savm ile mifrâh olur

Nice kimse 'ilm-ile a'mâl-ile eyler ferah

Niceler zikr-i Hudâya rûz u şeb eyler devâm

Sıdk-ıla Mevlâsına ikbâl-ile eyler ferah

Niceler nâsdan kaçub 'uzlet iderler zikr içün

Niceler halk içre kîl ü kâl ile eyler ferah

İste Kuddûsî Hudâdan 'ışk u hâl ü cezbeyi

Ehl-i 'ışk ma'şûkını iclâl ile eyler ferah

224

Bende-i sâdık hemân sultân ile eyler ferah

'Arif ü âgâh olan 'irfân ile eyler ferah

Zâhidin 'ucb u güründür iden 'ışkdan cüdâ

Kendini müflih sanub hizlân ile eyler ferah

'Ucb ile sürüldi İblîs bâb-ı Hakdan 'âkıbet

Tutmayuben emri ol küfrân ile eyler ferah

'Âşıkı eyler zelîl 'ışk idemez kibr ü 'inâd Zikr-i

Yezdân eyleyüb Yezdân ile eyler ferah

İste Kuddûsî Hudâdan 'ışk u cezbe dâ'imâ

Çünki Rahmân 'ışk-ı Rahmânî ile eyler ferah

225

Ehl-i dünyâ dirhem ü dînâr ile eyler ferah

Ehl-i 'ukbâ ülfet-i ağyâr ile eyler ferah

Mâsivâya eylemez hîç iltifât Hak 'âşıkı

Neylesün ağyân ol dildâr ile eyler ferah

Bende-i sâdık ferah-nâk olur ancak şâh ile

Özgesin çün bilmez aslâ yâr ile eyler ferah

Gice gündüz 'ışk-ıla zikrin ider ma'şûkının

Kîl ü kâli terk idüb ezkâr ile eyler ferah

Eyle Kuddûsî Hudânın zikrine sen iştigâl

Ehl-i Mevlâ zikrini iksâr ile eyler ferah

Page 148: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

148

226

Ehl-i dünyâ cem'-i sîm ü zer ile eyler ferah

Ehl-i 'ukbâ ziynet ü zîver ile eyler ferah

Ehl-i Mevlâ ikisinden cîfe-veş nefret ider

İstemez mülk ü mâlı bihter ile eyler ferah

'Aşıkın gönlüne Hakdan gayri nesne giremez

Çünki ol îsâr ü cân ü ser ile eyler ferah

Vech-i ma'şûka nazar itmek diler 'âşık hemân

Zâhidin gönli dahi kevser ile eyler ferah

Halk ile eyler ferah vâ'iz hemîn Kuddûsiyâ

Kalb-i 'âşık Hâlik-ı ekber ile eyler ferah

227

Cihân hâlî değildir anda tolu evlîyullah

Gice gündüz yanuban âteş-i 'ışka iderler âh

' Abâ içindedir kimi kabâda kimi anların

Görenler bilmeyüb dirler ki bunlar zümre-i gümrâh

Görünmez zâhirâ ol kimselerde hayrın âsârı

Bulunmaz içlerinde zerrece şer olgıl âgâh

Lisânlarında çün 'avret şarâb u tabi u tanbûr

Gönüllerine Hak 'ışkıyla girmez iştihâ vü bâh

Hemân sen hüsn-i zann eyle 'ibâdullaha Kuddûsî

Kimi görsen di virmişdir bu kişiye Hudâsı câh

228

Nazar kıldım ki Hakka cümle şey her an ider tesbîh

Be-küllî halk-ı 'âlem dileyüb ihsân ider tesbîh

Halâ'ik içre düşmiş gulgule gördüm ki 'âlemde

Melâ'ik ins ü cin hayvân kamu yeksân ider tesbîh

Su yel âteş ağaç toprak u dağ u taş cemî'isi

Zemîn üzre olan cümle tutub fermân ider tesbîh

Yedi gök 'arş u kürsî levh kalem yıldız güneş ü ay

Bulut hem yıldırım kırcıca kar bârân ider tesbîh

Yedi kat yirler ü anda olan efrâd-ı mevcûdât

Yedi deryâ ve içinde olan sükkân ider tesbîh

Sırât mîzân kamu ekvân bilüb Yezdânı Kuddûsî

Sekiz cennet ü mâ-fîhâ yedi nîrân ider tesbîh

229

Page 149: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

149

Kudretiyle neyledi gör ol hakîm-i bî-şebîh

Çünki her bir kulı bir gûnâ yaratdı ey fakîh

Kimini sevdi iki 'âleme sultân eyledi

Şânını kıldı müşerref itdi halk içre vecîh

Kimini tahte'l-kubâb itdi velî halkdan hafî

Eyledi keşf ü kerâmât ile meşhur u nezîh

Kimini tedbîr-i re'yinde musîb itmiş Hudâ

Kimisi emre muhâlif re'y-ile oldı sefih

Kimi Kuddûsî gibi 'ışk-ıla yanuban tüter

Çün ana irs oldı yanmak nâr-ı 'ışka min ebîh

230

Çü dünyâ ehlini itdin ise dünyâ ile tefrîh

Beni de rahmetinle eyle sen Mevlâ ile tefrîh

Kifâf mikdârı vir rızkı dahi sabr u kanâ'at vir

Sivâ ednâ sen a'lâsın ki it a'lâ ile tefrîh

Sana cezb it hemân bu gönlümi ağyân unutsun

Düşür sevdâ-yı 'ışka eyle ol sevdâ ile tefrîh

Dü-cihân zîynetin gösterme tenfîr it bana zîrâ

Hemîn eyle beni sen dilber-i ra'nâ ile tefrîh

Koyuben Cennetü'l-Me'vâya Kuddûsîyi habs itme

Seninle eyle ferhân eyleme Me'vâ ile tefrîh

231

Yanaram 'ışk odına sabra mecâlim kalmadı

Bulmadım hîç vasla hîle ihtiyâlim kalmadı

Geçdi 'ömrüm irmedi gönlüm murâda nideyim

Gice gündüz zikr-i yârden gayrı kâlim kalmadı

Derd-i 'ışkı tâ sabâvetden berü çekmekdeyim

Ağlamakdan mâ'âdaya iştigâlim kalmadı

Kesmezem aslâ ümîdi çünki yâr şâh-ı kerîm

Andan özge kimseye hîç 'arz-ı hâlim kalmadı

Bahr-i kesretde garîk oldı cesed lâkin gönül

Mâsivâdan geçdi gayre ihtilâlim kalmadı

Dû cihânın gussasını yimezem şimden-girü

Toldı 'ışk dil kişverine hüzn-i bâlim kalmadı

Fazl-ı 'ışkı 'âbide tefhimden es'ab nesne yok

Nâ ehil nâdân ile bahs ü cidâlim kalmadı

Page 150: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

150

Asitân-ı dostı Kuddûsî makâm itmek diler

Dir nigâre bundan özge ibtihâlim kalmadı

232

İrdi 'ömrüm ahire cismimde kuvvet kalmadı

Geçdi gaflet-ile günler elde fırsat kalmadı

Bilmedim kadr-i şebâbı gitmedim Hak râhına

Olmışam 'âciz bugün hîç seyre kudret kalmadı

Nefs ü İblîse uyuban işledim çok seyyi'ât

'Ar u nâmı eyledim terk 'ırz u 'iffet kalmadı

'Işk-ı Leylâ zühd ü takvâ resmini mahv eyledi

Havf-ı Mevlâ bilmez oldum dilde hışmet kalmadı

Yok benim gibi cihânda bahr-i 'isyâna garîk

Çünki hîç kılmadığım cürm ü cinâyet kalmadı

Gün-be-gün artub gider gaflet kesel zenb ü hatâ

Bir zelîl oldum ki aslâ 'izz ü savlet kalmadı

İbtidâ hâlimde gerçi hûb hısâlim var idi

'Işka hem-dem olalı bir yahşi haslet kalmadı

Tâbi'-i 'ışk u hevâ kıldı beni dîvâne dil

Gitdi elden ihtiyânm çün kabâhat kalmadı

Ağla Kuddûsî hemân yalvar Hudâya dün ü gün

Çünki sana ağlamakdan gayrı hizmet kalmadı

233

Nideyim bu gönlümün maksûdı hâsıl olmadı

Vasl-ı yâri ârzûlar ammâ muradın bulmadı

Gözlerimden kanlı yaş dökdüm nice dem ağladım

Dost bana bilmem niçün bir kez terahhum kılmadı

Zühd ü takvâ 'ilm ü a'mâl gönlüme oldı hicâb

Nefsime geldi gurûr bir tarfe râha salmadı

Bir zamân seyyâh olub gezdim Hicâzı Şamı heb

Eskidi şimdi kafes cismimde kuvvet kalmadı

Geçmedi 'ışk-ı mecâzîden henüz dîvâne-dil

Ol gidüben yerine 'ışk-ı hakîkî gelmedi

Gitmedim gerçek erenler yolına bir hatve hîç

Gönlüme gayret gelüb bahr-i fenâya talmadı

Neylesün bî-çâre Kuddûsî bu hüzn-i hicr-ile

Pîr-i fânî oldı hâlâ Tenrisini bilmedi

Page 151: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

151

234

Kime şekvâ ideyim yârim beni güldürmedi

Perde çekdi yüzüne lutf eyleyüb kaldırmadı

Gözüme hâk ü gubârı saçdı a'mâ olmışam

Bir tabîb-i hâzıkı irsâl idüb sildirmedi

Kapusında nice yıllar bekleyüb itdim su'âl

Virmedi istediğimi destimi toldurmadı

Gerçi cömerd pâdişâh dirler anı lâkin bana

Virmedi maksûdımı cömerdliğin bildirmedi

Ağlasa çocuk anası rahm idüben süd virür

Cümleden ol erham-iken hîç murâd aldırmadı

Sanma zâhid sen beni kim gayrı nesne isterem

Derd-i 'ışkını virüben benzimi soldurmadı

Maksadım kendidür ancak mâsivâsın istemem

Kendi 'ışkı bahrine Kuddûsîyi taldırmadı

235

Dost bakcesinin sünbül ü reyhânı açıldı

Din bülbüle kim gonca-i handânı açıldı

Gelsün demidir vecd-i tarab isteyen 'âşık

Merdân-ı Hudânın yine meydânı açıldı

Çay taşını cevher sanuban destine alma

Gel tâlib isen la'l-i güher-kânı açıldı

Yüz yıl okusan ma'rifet ehli olamazsın

'Âşık olanın dîde-i 'irfânı açıldı

Kuddûsîyi dost itdi bugün 'ışkına da'vet

'Işk olsun ana kim der-i cânânı açıldı

236

Sana bu tarz ile ey dil dem-i vuslat harâm oldı

Ki taksîr eylemek hizmetde mu'tâdın müdâm oldı

Huzûr-ı pâdişâhîde edebsizlik iden bende

Düşüben sicn-i idbâra ezell-i hâs u 'âm oldı

Eğer 'âşık isen gerçek muhâlif olma ma'şûka

Nişânı ehl-i 'ışkın tâ'atinde ihtimâm oldı

Beher kullarına Mevlâ tecellî itdi bir dürlü

Kimi 'âbid kimi 'ışk-ıla halk içre mülâm oldı

Kimi 'ârif kimi zâhid kimi sâlih kimi fâsık

Kimi 'âşık kimi sâlik kimi sâkî-yi câm oldı

Page 152: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

152

Kimisi hâb-ı gafletde yatub uyur behâ'im-veş

Kiminin subhadek işi Hudâsıyla kıyâm oldı

Kimisi yir helû' gibi düşünür yarının rızkın

Kimi zikri gıdâ idüb erenlere imâm oldı

Kimisi gice gündüz Hakka lâyık hizmetin eyler

Kimi emmâre nefsine dahi şeytâna râm oldı

Kimi tahsîl-i 'irfâna dürişüb cidd ü sa'y eyler

Kimine cem'-i dünyâ eylemek aksâ merâm oldı

Kimi 'akreb gibi halka ezâ eyler lisânıyla

Kiminin 'âdeti sükker gibi tatlu kelâm oldı

Kimisi gül gibi gülüb tevâzu' eyler ihvâna

Kimisinin yüzi turşı satub sözi riyâ oldı

Kimisi şâh kimi pâşâ kimi müftî kimi kâdî

Bu Kuddûsî-yi âvâre kalub 'ışka gulâm oldı

237

'Işk-ı Hak bana çünki yâr oldı

Zühd ü takvâ heb târümâr oldı

İtdi temevvüc deryâsı 'ışkın

Dîvâne gönlüm bî-karâr oldı

Çıkdım vatandan gitdim Hicâze

Tağ u çöl bana gül'izâr oldı

Yalınız yayan râha 'azm itdim

Köşkim sarâyım kûh-sâr oldı

Vahşî âhûlar gibi inşândan

Kaçmak bana bir hoşça kâr oldı

Susız azıksız ulu tağlarda

Rûz u şeb rızkım tatlu nâr oldı

Görmedim açlık hem susızlık hîç

Her ne istersem çün o var oldı

Tevhîd ile bu devleti buldum

Çok diyen anı bahtiyâr oldı

Düşdi Kuddûsî dâmına 'ışkın

İstemez çıkmak hoş şikâr oldı

238

Hevâ-yı 'ışka uydum ben cihân başıma tar oldı

Visâlin intizârını çeküb dil bî-karâr oldı

Page 153: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

153

Hayâl-i hüsn-i vechinle eser yil gibi her yana

Ki ârâm eylemez aslâ gönül bî-ihtiyâr oldı

Şu cân kim zülfünün bir şemmesini tuydı ey dilber

Hicâb u zühd ü takvâyı atub 'ışkınla yâr oldı

Giriftâr olmayanlar dâm-ı 'ışka şöyle sanurlar

Ki kendi ihtiyârıyla gönül 'ışka şikâr oldı

Bana pend itme ey vâ'iz ki ben mahbûsıyam 'ışkın

İhatâ eyledi her yanımı muhkem hisâr oldı

Bu 'ışkın bâğına giren çeker dürlü meşakkatler

Ezelden çün budur 'âdet gülün etrâfı hâr oldı

Devâsı derd-i 'ışkın derd imiş yine işit câna

Bu derde mübtelâ olan habîb-i Kird-gâr oldı

Fenâfillah makâmına iren bulur bekâyı çün

Bu yolda cân viren 'âşık iki 'âlemde var oldı

Boyandı rengine 'ışkın o kim bahtı-durur bâlâ

Dahi andan bülend oldur ki yanmak ana kâr oldı

'Aceb insâfı yok mı zâhidin hîç zerre mikdârı

Gelüb 'âşıklara ol tab'ı câmid pîr ü yâr oldı

Bu 'ışka uyalı rüsvâ-yı 'âlem oldı Kuddûsî

Ki çalub şîşe-i 'ân yere bî-nâm u 'âr oldı

239

Sene bin iki yüz altmış iki hem altı mâh oldı

Cihan dürlü belâyâ vü musibetler ile toldı

Şitânın berdi çün meyvâları heb eyledi itlâf

Zuhûr idüb zahîre kahtı herkes itdiğin buldı

Çocuk nisvân ricâl setrâk olub cümle bu günlerde

Kazandılar belâyı didiler Hakdan kazâ geldi

Unutmuşlar Hudâyı gaflet idüb ekseri nâsın

Uyanub hâb-ı gafletden kamusı Hâlikı bildi

Nice hikmetleri var bu musibetler 'abes sanma

Be-küllî halk olub âgâh didiler kim bize noldı

'Abes bir nesne yokdur bu cihânda cümlemiz bildik

Okumak bilmeyen câhil dahi okudı ders aldı

Bize lutf oldı heb kahrı Hudânın anla Kuddûsî

Basîret gözimizde hîç gubâr koymayuban sildi

Page 154: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

154

240

'Işk bahrinin emvâcı başımdan yine aşdı

Dîvâne gönül bir ulu gavgâya bulaşdı

Bilmem ki bu sevdâya beni dost mı düşürdi

Kangı güzelin 'ışkı 'aceb başa yanaşdı

Ta'n eyleme zâhid bana sen ebsem otur var

Bu 'arsada zühd ehlinin ayağı tolaşdı

Şol kimse ki çeşminde remed 'illeti vardur

İtdikde nazar şemse anın gözi kamaşdı

Yârin yolına kim ki kodı baş-ıla cânı

Meydâna girüb iki cihân ile güleşdi

'Işk atına kim bindi ise irdi murâda

Ki dost içün ol cümle sivâ ile savaşdı

Cân gûşı ile ol güzelin hüsnini tuyan

Üftâdelerin 'aklı gidüb cümlesi şâşdı

Kuddûsîyi 'ışk eyledi vâlih turamaz hîç

Yâ neylesün ol bahr-i muhabbet yine taşdı

241

Sevdâna düşen dil heme sevdâyı unutdı

Vaslın dileyen vuslat-ı Leylâyı unutdı

Ey dost sana 'âşık olan ağyârına bakmaz

Sen hûbı seven dünyâ vü 'ukbâyı unutdı

Hicrin elemi bağrımı kan eyledi şol kez

Çeşmimden akan yaş yedi deryâyı unutdı

'Işkın nice şâhı soyuban eyledi 'uryân

Bir hırka giyüb atlas-ı dîbâyı unutdı

Kuddûsîye vir 'ışkını 'ubbâda cinânı

Ol sevdi seni cennet u havrâyı unutdı

242

Çün menem bir pâdişâhın bende-i ednâcığı

Dir kulum yirmez sever men pür 'uyûb kocacığı

Dâ'imâ in'âm ider fazlı ile türlü ni'am

Lutf idüb kıldı meni hem 'âşık-ı şeydâcığı

Eylemez hergiz 'itâb çünki Halîmdür hem Rahîm

'Afv u setr eyler hemîn bu müznib ü rüsvâcığı

Her kaçan mahzûn olursam der-'akab mesrûr kılar

Eyledi 'ârif dahi men câhil ü a'mâcığı

Page 155: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

155

Virdi Kuddûsî fakîre 'ışk u cezbe vecd ü hâl

Başına tar itdi 'ışk bu vâsi'a dünyâcığı

243

Ma'rifet içtin bizi yaratdı Hallâk ey ahî

Kâfir ü nâdâne me'vâ eylemiş ol dûzahı

Şems-i 'irfan zâkirin bil kalbine eyler tulü'

Zikre sa'y it 'ârif ol merdân-ı Hak-veş sen dahi

Cümle zikrin efdali tevhîd buyurmışdur resûl

İştigâl iden ana olur ma'ârif râsihi

Sa'y-ile sâlik irer maksûdına tut sözimi

Kat' ider sa'y-ile yolcı nice nice fersahı

İtdi Kuddûsî sana ta'lîm sülûkin tarzını

Öğrenüb eyle 'amel olgıl Cüneyd gibi dahi

244

Cennet içinde var imiş çün gizlü bir cennet dahi

Giren ana hayrân imiş bilmez cinân u dûzahı

Yokdur o cennetde yimek içmek tena'um cümle

Dîdâra bakmak işleri dâ'im işit sen ey âhî

Hak mı 'azîz melek mi sen eyle tefekkür sâlikâ

Ehl-i Hudâ ister mi görmek göz ile kaşı ruhi

Kuddûsîyâ bil kendüni sen olmadın Hak 'âşıkı

Çün ehl-i dünyâsın henüz cennet sanursın berzahı

245

Sana müştâk olalı fark idemem rûz u şebi

Dâ'imâ dîvâne gönlüm ider ârzû sebakı

Bana rahm eyle tabîbim katî müşted marazım

Gice gündüz zâr u giryân oluram misl-i sabî

Nideyim oldı nahîf irdi yaşım yetmiş üçe

Bilmez oldum hulk-ı ihsân dahi sabr u edebi

Dâr-ı dünyâ dâr-ı gussa bana ol yâr-ı enîs

İdeyin şevk-ıla meydân-ı semâ'da tarabı

Tâkatim yok ise vech ü taraba kalb ile

İderem kalb-ile raksı dahi def kürebi

Bu cihanda bulamaz kimse seni gezmek ile

Çîn ü Bağdâdı Hicâzı Rûm u Şâm u Halebi

'Aşıkın Kuddûsîye göster o gökçek yüzini

Page 156: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

156

Ol nebiyyü Hâşimiyyî Kureyşiyyü 'Arebi

246

Bu gönlüm yârini bilmem bir gün olub bula mı

Yüreğimde dâm-ı hasret yohsa böyle kala mı

Kime şekvâ ideyim 'ışkın elinden 'acebâ

'Arz-ı hâl itsem şâha (ben) hoş terahhüm kıla mı

Ben kimin kapusına varub murâdım dileyim

Bâb-ı nâdâna varan sâ'il murâdın ala mı

Çille-i 'ışka tahammül idemez sûfî-yi hâm

Yanmayan şem'-i cemâle zevk-ı vaslı bile mi

Nideyim zehr-i firâkın acısı müşkil imiş

Dike mi kûh-i visâle dertli gönlüm 'alemi

Severem hûbı ezelden tâ ebed bil vâ'izâ

Mübtelâ olan bu 'ışk-ı pâke fârig ola mı

Ebsem ol 'uşşâk-ı Hakka i'tirâz itme sakın

Ol gürûha buğz iden me'vâda bir dem güle mi

Gice gündüz turmayub zikr-i Hudâ ile hemân

Ma'rifet deryâsına şol ehl-i gaflet tala mı

Ravza-i cennât ararsan halka-i tevhîde gir

'Işk gülistânında biten açılan gül sola mı

Yandı Kuddûsî fakîrin bağrı hicrân odına

Hâne-i vîrânını teşrîf idüb dost gele mi

247

Beni bilmem ki bir destim tutub irşâd iden yok mı

Benim gibi bu râha yohsa sıdk-ıla giden yok mı

Sülük ehli delilsiz gidemez bu yola dirler pes

Şu ben a'mâyı bir Mevlâsına bugün yiden yok mı

Ümîdim kesmeyüb hergiz iderem intizâr dâ'im

Erenler zümresinde yohsa hîç gayret güden yok mı

Kesilmez yüz yigirmi dört bin Allah dostları dirler

Bu mürşid çokluğında yohsa 'ışk hamrin tadan yok mı

Hudâsını bilen rahmet umar hem havf ider andan

Bu Kuddûsîyi tebşîr eyleyüb hem korkıdan yok mı

248

Cihânda bir benim gibi garîb bî-çâre var mı

Savırmış harmen-i 'ömrin yile âvâre var mı

Page 157: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

157

Geçiren fırsatı elden hevâ-yı nefse uyan

Mecâzî 'ışka düşüb meyl iden ağyâra var mı

Te'emmül eyledim halk-ı cihânda yok şebîhim

'Aceb bencileyin meftûn olan evzâre var mı

Kalub cisr-i mecâzda bulmadım 'ışk-ı hakîkî

Tutuban destimi irşâd iden dil-dâre var mı

Hudâvendâ kapuna geldi Kuddûsî kulun dir

Ki ben gümrâhleyin dünyâda yüzi kara var mı

249

'Aceb şu dâr-ı dünyâda benim gibi olan var mı

Gice gündüz günâh deryâsına her ân talan var mı

Tışı ma'mûr içi vîrân yaşı seksen dişi hîç yok

İşi dâ'im enîn ü âh re'is-i mücrimân var mı

Olub meşhur kabâ'ilde dahi nefsi ile kâ'im

Hemîn şöhret muhibbi echel-i halk-ı cihân var mı

Henüz kendinde yok miskâl-i zerre 'ilm ü 'irfân hem

Sülûkün tarzını bilmez iken şeyhlik satan var mı

Bu hâl-ile ümîdin kesmeyüben rahmet-i Hakdan

Ki Kuddûsîleyin 'âsî dahi rahmet uman var mı

250

Şu 'âlemde benim gibi 'aceb bir bî-hiüner var mı

Kulağı sağır a'mâ çeşmi hem kalbi hacer var mı

Nice yıllar aradım bulmadım bu derde bir dermân

Kimi görsem dir idim yâreme merhem sarar var mı

Bana dirler idi anlar da ey 'aklı kalîl ebleh

Bize göster ki mürşid izine uyub gider var mı

Kanı bir sâlik-i sâdık kanı bu yola bir lâyık

Kanı bir 'ışk-ıla yanık Hudâsını diler var mı

Özini ehl-i 'ışk zann eyleyüben olmagıl mağrur

Ki düşün sende hîç âsâr-ı 'ışkdan bir eser var mı

Sivâya iltifât iden olamaz yârine vâsıl

Gönülden çıkarub ağyârı ol yâre irer var mı

Şerî'atden tarîkatdan ma'ârifden hakîkatden

Sorarlar ise Kuddûsî cevâbında haber var mı

251

Bugün bir câm-ı 'ışkı nûş idüb sekrân olur var mı

Ki vecd ü cezbe ile cûş idüb 'ummân olur var mı

Page 158: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

158

Virüb vârını yağmaya düşüb bir özge sevdâya

Salub gönlini Mevlâya şeh-i merdân olur var mı

Girüb meydâna sıdk-ıla safâ vü zevk u şevk-ıla

Dahi sevdâ-yı 'ışk-ıla işi efgân olur var mı

Nider sîm ü zeri 'âşık nider cân u seri 'âşık

Nider esb ü harı 'âşık diyüb 'uryân olur var mı

Kanı bir 'ışk-ıla rüsvâ kanı bir vâlih ü şeydâ

Dem-â-dem 'andelib-âsâ ötüb nâlân olur var mı

Kiminin matlabı dünyâ kiminin maksadı 'ukbâ

Koyub ağyârını Mevlâ içtin hayrân olur var mı

Arar yok vaslına çâre gider yok râh-ı dil-dâre

Atuban kendini nâre yanub biryân olur var mı

Riyâdur 'âbidin işi ider pes kuru teşvîşi

Hudâ içün gözi yaşı akub Ceyhân olur var mı

Kanı bir sâlik-i sâdık ki bu râha ola lâyık

Kamu ikrârına fâ'ik bütün inşân olur var mı

Şerî'at hükmini tutub hakîkat bahrine batub

Sivâyı ardına atub dün ü gün hân olur var mı

Olub Kuddûsîyâ giryân Hudâdan iste gel gufrân

Senin gibi işi her ân hemân 'isyân olur var mı

252

Nice bir ağlayayım ey Hudâ güldürsen olmaz mı

Sürûr-ı vasl-ile dil hânesin toldursan olmaz mı

Yetişmez mi bana çekdirdiğin gamlar firâkınla

Bu hasret perdesini ortadan kaldırsan olmaz mı

Akan seller gibi bu gönlümi 'ışkınla akıtsan

Esen yiller gibi hayrân idüb yildirsen olmaz mı

Aluban benliği benden unutdursan beni bana

Senin senliğini 'ayne'l-yakîn bildirsen olmaz mı

Şarâb-ı 'ışkı içirsen geçirsen zühd ü takvâdan

Bu 'ârın şişesini taşlara çaldırsan olmaz mı

'Alâ'ikdan idüb tecrîd enîs itsen beni sana

Sarardub 'ışkın ile benzimi soldırsan olmaz mı

Salub 'ışkın çerisini bu gönlüm kasrına şâhâ

Kamu varımı yağma eyleyüb aldırsan olmaz mı

Page 159: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

159

Aramızda sivâ tağı olubdur vuslata mâni'

Külüng-i 'ışk-ıla anı bana deldirsen olmaz mı

Habîbin Mustafâyı eyledin çün ümmete mürşid

Şu gönlüm levhini ol mürşide sildirsen olmaz mı

Gice gündüz niyâz idüb bu Kuddûsî kulun dir ki

Hudâvendâ beni ölmezden ön öldürsen olmaz mı

253

Hudâvende beni yolına irşâd itsen olmaz mı

Şu vîrân gönlümi lutfınla âbâd itsen olmaz mı

Yetişmez mi firâkınla dün ü gün oldığım nâlân

Visâlinle bu mahzun bendeni şâd itsen olmaz mı

Uyub nefs ü 'Azâzîle beni azdırmak isterler

Beni hıfz eyleyüb anları berdâr itsen olmaz mı

'Alâ'ik dâmına düşdüm elimden nesne gelmez hîç

Bana rahm eyleyüb ol dâmdan âzâd itsen olmaz mı

Yorılub kalmışam yoldan işim gâyet perîşândır

Habîbin hürmetine bana imdâd itsen olmaz mı

Derûn(um)da yanar hicrin odı yüreğimi yakar

Visâlin âbı ile anı îrâd itsen olmaz mı

İhâta itdi gaflet zulmeti gönlüm zemînini

Çerâğ-ı 'ışkını fazlınla îkâd itsen olmaz mı

Fünûnı gerçi bu 'ilm-i sülûkin çok velâkin 'ışk

Kamudan yeğ beni bürkanda üstâd itsen olmaz mı

Bu Kuddûsî kuluna câm-ı 'ışkı sunsafi ey Mevlâ

Dahi sâ'at be sâ'at anı merdân itsen olmaz mı

254

Kerîmâ ben fakîre lutf u ihsân itsen olmaz mı

Şu mahzun gönlümi fazlınla şâdân itsen olmaz mı

Cemî'-i halka sensin her ne isterlerse virici

Beni de 'ışkın-ıla mest ü hayrân itsen olmaz mı

Nice bir ârzû-mend olmak kapunda ey Ganî Vehhâb

Bu pîrin müşkilâtın hail ü âsân itsen olmaz mı

Eğer sen dest-gîrim olmaz isen ben kime gidem

Güşâd idüb yolumı şâd u handân itsen olmaz mı

Çü dünyâda olan a'mâ didin âhretde a'mâdur

Basîret gözüm açub kâmil inşân itsen olmaz mı

Page 160: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

160

Behâ'im-veş yiyüb içüb uyumakla günüm geçdi

İdüb îkâz bu uyhudan ki yakzân itsen olmaz mı

Bu Kuddûsî seni bilmek içün dünyâya gelmişdür

Seni bildirüb ana ehl-i 'irfân itsen olmaz mı

255

Tükendi kalmadı bir söz ki manzumen disem anı

İden intâk beni 'ışkdır hemân medh ile Yezdânı

Bilürsin ey 'Alîm yetmiş sekiz yaşında bir pîrem

Marîzem tâkatim yok nutka hergiz şi'r-i dîvânı

Yoğiken bu zemîn ü âsmân u cümle mahlûkât

İder idin yine sen ey şehen-şâh hükm ü fermânı

Şerîkin hem nazîrin yok idi el'ân dahi yokdur

Hitâb-ı kün ile var eyledin bu çerh-i devrânı

Bu mevcûdât u masnû'ât u hayvânâtı yaratdın

Türâbdan eyledin îcâd u inşâ' nev'-i inşânı

Virirsin cümlenin sen rızkını Rezzâk u Vehhâbsın

Ganîsin fazlının deryâsının yok hadd ü pâyânı

Habîbinçün yaratmışsın cemî'-i halkı ey Hallâk

Dahi kendin içün var eylemişsin sen o sultânı

Hidâyet eyleyüb Kuddûsîyi kıldın ana ümmet

Hem itdin 'âşık u meddâh o miskîn koca Türkmânı

256

Dirsen eğer 'âşıkam âh ile efgân kanı

'Işkına ey müdde'î hüccet ü bürhân kanı

Dostı taleb eyleyen sâlik olur yolına

Sâlik-i sâdık isen sîne-i 'uryân kanı

İki cihân zâhidâ 'âşık-ı Hakka harâm

'Âşık isen Hakka sen cezbe-i Rahmân kanı

Ziynet-i dünyâya aldanma nazar itme hîç

Râgıb isen cennete tâ'at-i Yezdân kanı

Mülk-i cinândan dahi ehl-i Hudâ yigrenür

Çünki Hudâ ehlisin zikr-i beher ân kanı

Kimi severse kişi zikrini iksâr ider

Leyi ü nehâr Hâlikın zikr-i hezârân kanı

Ekseri nâsın hemân nefsine kulluk ider

Sıdk-ıla Mevlâsına kul olan inşân kanı

Page 161: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

161

'İlm ü 'amel hâl gerek seyr ü sülük ehline

Sen ki sülük ehlisin 'ilm-ile 'irfân kanı

Tut sözi Kuddûsîyâ eyleme da'vâ-yı 'ışk

Dir sana zîrâ Hudâ âteş-i sûzân kanı

257

'Ârif-i Hakkım dimişsin 'ilm ü 'irfânın kanı

Vecd ü hâlden dem urursın zevk u vecdânın kanı

Zühd-ile mağrur olursan hışm ider Mevlâ sana

Muhlisem dirsen eğer ihlâsa bürhânın kanı

'Işk-ı Yezdân olmayan gönülde İblîs eğlenür

Çünki dirsin 'âşıkam ben 'ışk-ı Yezdânın kanı

Kârıdur 'âşıkların ma'şûkı çok zikr eylemek

Bende-yi müştâk isen di zikr-i sultânın kanı

Cümle halkdan nefsini alçak bilen a'lâ olur

'İzzet ister ki Hudâdan zili ü iz'ânın kanı

Buğzına bâ'is nedir bilmem senin zâkirlere

Yok ise kalbinde buğzın hubb-ı merdânın kanı

Tatlu dil güler yüz imiş hâl ü şânı mü'minin

Mü'min-i kâmil isen göster bize şânın kanı

Eylemez pend münkire te'sîr işit Kuddûsîyâ

Dir sana ol hâl diliyle mekr ü destânın kanı

258

Dir isen ben 'âşıkam Mevlâya bürhânın kanı

Hamr-ı 'ışkı içdin ise zevk u vecdânın kanı

'İlm-i zâhirle bilinmez çün Hudâ 'ayne'l-yakîn

Bilürem ben dir isen ey hoca îkânın kanı

Kalbe istidlâl ile tolan 'ilim bulmaz devâm

Sen devâm bulur dir isen zerre iz'ânın kanı

Şems-i tâbân gibi 'irfân zikr-ile kalbde toğar

Zikre yokdur iştigâlin şems-i tâbânın kanı

Fahr-ı 'âlem cümle zikrin efdali tevhîd dimiş

Ger ana inanmaz isen dîn ü îmânın kanı

Buldı Kuddûsî Hudânın 'ışkını tevhîd ile

Dün ü gün zikr eylemezsin 'ışk-ı Yezdânın kanı

259

Hıdmet it bir pâdişâha ki ide ignâ seni

Hîç fakîr olmaz Ganînin kulu dirler bil anı

Page 162: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

162

Gâfil ü battâl olan bende fakîr ü hor olur

İtmeyüb kulluk hemîn dir kıl beni şâhım ganî

Hıdmet itmez hem umar dürlü-be-dürlü himmeti

Hâlbuki ol pâdişâh sevmez tekâsül ideni

Dir bana şâh eylemez in'âm ü ikrâm ü nazar

Cümle kulların sever ol yâ niçün sevmez beni

Koca hem haste bu Kuddûsî yatur leyi ü nehâr

Hem diler Hakdan visâlin bî-'akl-ı câhil denî

260

Bugün men bî-nazîr bir hûbın oldum mest ü hayrânı

Unutdum masivâ zikrin hemân zikr eyledim anı

Girüben 'ışkı gönlüm şehrine yıkdı harâb itdi

Komadı cism ü cânda râhat ol fazl u kerem kânı

Anın kahrı bana bildim ki heb lutf u 'atâ imiş

Lisân vasf idemez itdikleri in'âm u ihsânı

Bela-yı kesret-i ezvâca kıldı mübtelâ gerçi

Velâkin bulmışam anlar yüzünden kurb-ı Yezdânı

Hakîkat köprisi dirler mecâzî 'ışka gerçekdir

Hudânın 'ışkına buldum çü köpri 'ışk-ı nisvânı

Geçirdi cümle sivâdan beni oldum ana 'âşık

Bugün lâkin kocayub olmışam bî-çâre-i fânî

Bum Kuddûsîye Mevla idüb tevfîk ki nazm itdi

Sakın beyhûde zann itme çün ol ilhâm-ı Rabbânî

261

Yakîndur ey ahî Mehdî zamânı

İnan gerçek bu söz itme gümânı

Nebî Isâ nüzûl eyler semâdan

İner Şama bıragur âsümânı

Giderler ehl-i îmân heb Hicâze

İderler terk bu mâl ü hânmânı

Bulunmaz ol zamânda hîç katır at

Omuzda götürirler âb u nâm

Çocukları büyükler götürirler

Hemân tahlîs iderler cism ü cânı

Çıkar Deccâl-i sehhâr ol vakitde

İder îsâ katil ol hînde anı

Page 163: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

163

İki zât birleşüb mü'minler ile

Kılarlar pâk mutahhar bu cihânı

Sakın yapma yüce köşkler serâylar

Hudâ sevmez ki anları yapanı

Bu Kuddûsî fakîr itdi nasîhat

Sever Hak Hazreti anı tutanı

262

Bir murâdım vardur ey Cevâd 'atâ ıssı Ganî

Pîr ü 'âciz sâ'ilem eyle bana ihsân anı

Ol murâdım hâsıl olmayınca âram idemem

Vir habîbin hürmetine eyleme mahrum beni

Her kime virdin ise anı sivâdan geçdi ol

Hem düni Kadr oldı anın 'îd-ı ekber hem güni

Senden özge yok cemî'-i halka in'âm idici

Bilürem Vehhab u Mu'tîsin muhakkak ben seni

İstemez ağyârı Kuddûsî hemân dir dâ'imâ

Sensin ey Kuddûs murâdım neylerem şunı bum

263

Dinle bu pendi sâlikâ dünyâ Hudânın düşmeni

Sevsin beni dirsen Hudâ sevme sakın hîç sen anı

Dimiş hadîsinde Resûl bu ümmete mâl fitnedür

Cem' itme çok ol fitneyi 'âsî kılar bil ki seni

Şeddâd u Nemrûdı dahi Kârûn u Fir'avnı bu mâl

İtfâ iden bî-şek muhakkak it hazer olma denî

Salihlerin zenginlerine nefsini itme kıyâs

Sîm ü zer-ile hâk-i yeksân itmiş anlara Ganî

Kuddûsîye çok mâlı virmez Tenri azmasun deyü

Ol hamd idüb dir dâ'imâ hıfz eyledi Mevlâ beni

264

Kâ'inâta bak tefekkür eyle bil Hallâkını

On sekiz bin dürlü 'âlem halkının Rezzâkını

Berr ü bahr-ile hevâda taş ağaç içindeki

Cümle zî-rûhun nice virir düşün erzâkını

Kıl tefekkür ki toğa gönülde şems-i ma'rifet

'Ârif olam dir isen tut 'ârifân ahlâkını

Çün hadîsinde buyurdı muhbir-i sâdık Resûl

Page 164: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

164

Sıdk-ıla dinle 'amel it fehm idüb mısdâkını

İns ü cinnin kulluğından yeğ düşünmek bir nefes

Bu hadîsin sırrını bil bul gönül işrâkını

Zât-ı Hâlikda tefekkür itme hîç halkında it

Gönlüni virüb düşün arz u semâ âfâkını

Kimse bilmez zât-ı pâkini hemân kendi bilür

Fikre zikri kıl mukârin kalbde bul eşvâkını

Nefy ü isbâta devâm eyle 'azîzim rûz u şeb

'Âşık ol 'âşık sever zîrâ Hudâ 'uşşâkını

Zehr-ile tiryâka benzer nefy ü isbât sen hemân

Zehrini yabana atub yudagör tiryâkını

Hak buyurdı ki celîsiyem beni zikr idenin

Bil ki koymaz yalınuz ol zâkir-i müştâkını

Hem buyurdı ki beni zikr ideni zikr eylerem

Rahmet-ile yâd ider bil zâkir-i tevvâkını

Zikr ü fikre iştigâl it rûz u şeb Kuddûsîyâ

Gör o Vehhâbın sana ihsânını infâkını

265

Bir bî-nazîr yâr sevmişem ben neylerem ağyârını

Görmek nasîb olur mı bilmem ol şehin dîdârını

Arzu kılaram dâ'imâ bir kez yüzin görsem deyü

Sabr idemez 'âşık olan turmaz arar dildârını

İster bu gönlüm vuslatın imkânı hergiz yoğ-imiş

Müşkil belâdur 'âşıka hîç görmemek ol yârini

Bu 'ışkı tâ rûz-ı ezelden eylemiş ihsân bana

Bir dem dilimden kesmezem ol şâhımın ezkârını

Mağlûb-ı 'ışk oldı bu Kuddûsî hemîn mest-i müdâm

Yazmaz o meczûbun ferişte deftere evzârını

266

Elf Allah yiter bana neylerin ağyârını

Be Basîrdür hem 'Alîm bilür kulun esrârını

Te temennî eylerem ki zikrini idem hemân

Se sakildir bana itmek mâsivâ ezkârını

Cim cemâli rü'yetinde kılmaya mahzûn beni

Ha habîbi hürmetine göstere dîdârını

Hı halâs ister gönül gavgâ-yı kesretden bugün

Page 165: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

165

Dal diler terk itmeği iki cihân efkârını

Zel zikirden olmayam gâfil huzûr-ı kalb-ile

Re revân ider gönül şehrine 'ışk enhârını

Ze zevâlin Hak bana göstermesün bu devletin

Sin sa'âdet buldı şol kim virdi 'ışka varını

Şın şifâ her derde bu 'ışk nûş iden bulur hayât

Sad sahîh olur marîz eylerse 'ışk tîmârını

Dat dalâletde işi ol zâhidin kim 'ışkı yok

Tı taleb kılmaz mürâ'î cân u dilden yârini

Zı zafer bulur murâda 'ışk-ıla âsân kişi

'Ayn 'ayne'l-yakîn bilürehl-i 'ışk Gaffârını

Gayn gaflet kalmaz aslâ gönlüme geldikde 'ışk

Fe fakîhin itmezem gûş buğz-ıla inkârını

Kaf kanâ'at eyleyüb 'ışka bırakdım özgesin

Kef kesüb 'ışk-ıla atdım gönlümün zünnârını

Lâm likâdur maksûdum ancak benim ma'şûkıma

Mim merâmım 'ışka değişmek cinân gülzârını

Nun nebîler serveridür bana 'ışkı bildiren

Vav vesîlemdür benim ol görmişem envârını

He hidâyet buldum anın himmetiyle çünki ben

Lâm-elif lâ lâ-yezâlin gösterir yollarını

İtme Kuddûsî Hudânın mâ'adâsına rükün

Ol sever ağyârına meyi itmeyen kullarını

267

Hudâyâ 'ışkına yandır şu ben kulun günâh-kârı

Ki meylini sana döndür koma gönünde ağyârı

Sivâ fikrini unutsun hemân bülbül gibi ötsün

Senin gayrını ol nitsün anın sen olıcak yâri

Şarâb-ı 'ışkına kandır cemâlin şem'ine yandır

Sana hem gönlüni döndür unutsun cümle efkârı

Dahi kıl anı pervâne ki şem'in odına yana

Ola 'ışk-ıla dîvâne koya nâmûs ile 'ân

Anı ölmezden ön öldür aradan perdeyi kaldır

Katî çok ağladı güldür koma gam içre bu zârı

Neye meyi eylese redd it sivâ yollarını sedd it

'Atâyı ana bî-had it dem-â-dem şükr ola kârı

Page 166: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

166

Nice bir kala kesretde nice bir tura gafletde

Nice bir yana firkatde ana kıl bir nazar Bârî

Bu Kuddûsî garîb kuldur içini 'ışk-ıla toldur

Rahîmsin rahmetin boldur sana ehl it o naçârı

268

Sülük ehli giderler 'ışk-ıla dildâre toğrı

Bu yolda sâdık oldur kim gide ol yâre toğrı

Değildir cezbesiz seyr eylemek bu yolda mergûb

Akar coşkun sular boz bulanık ebhâre toğrı

Kerâmet kesret-i savm u salât-ile bulunmaz

Ana dirler kerâmet kim baka dîdâre toğrı

Tefekkür ide mahlûkât-ı Hallâk-ı 'azîme

Bile 'ayne'l-yakîn anı gele ikrâre toğrı

Tezekkür ile olurmış tefekkür kalbde hâsıl

Bu remzi fehm idüb gel sıdk-ıla güftâre toğrı

Kişi 'ârif olamaz 'ilm-i zâhir okumakla

Tağılur gönü zâhir ehlinin ağyâre toğrı

Ledün 'ilmiyle açılur basîret gözi kardaş

Nazar eyler bu göz-ile gören âsâre toğrı

Bu 'ilme nâ'il olmak ister isen cân u dilden

Çalış dilin alışsun rûz u şeb ezkâre toğrı

Hadîsde geldi tevhîd efdalidir cümle zikrin

Sahîhdir çün varur Peygamber-i Muhtâre toğrı

Gice gündüz hemân yüz kerre meşgûl olagör kim

Ana meşgûl olan zâkir gider Cebbâre toğrı

Sakın şekk itme Kuddûsî kelâmında 'azîzim

Sen ol 'ışk hastesi gelür tabîb bîmâre toğrı

269

Ey zemîn ü âsümân u 'arş-ı a'zam fâtırı

Hem cemî'-i halk-ı 'âlem Tenrisi vü nâsırı

Eyledin nusret bana bugün katı muztarr iken

Lutfın ile oldı âbâdân bu gönlüm kişveri

Çün Basîrsin hem Karîbsin hem Semî'sin hem

Mücîb Şâd u handân eylemekdür 'âdetin mahzunları

Müstecâb idüb du'âmı rızkımı virdin benim

Koymadın aç hem susız 'uryân bu 'abd-i kemteri

Page 167: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

167

Hamd ü şükr eyler sana dâ'im bu Kuddûsî kulun

İt helâl rızk-ıla merzûk pîr-i sâ'il ahkarı

270

Eğer olmak diler isen Hudânın âşinâsı

Hemân sen oğlı ol vaktin sakın olma babası

Ki vaktin hâkimi olma anın mahkûmı olgıl

Ana sen iktidâ it olma zinhâr muktedâsı

Rızâ vü sabr u teslîm ü tevekkül hoş hısâldir

Bulınur ey 'azîzim anlar ile Hak rızâsı

'İnâd u kibr ü 'ucb u kînden hem ihtirâz it

Sülük ehline rene anlar ki yok anın devâsı

Hudâya eyle Kuddûsî tevekkül ibn-i vakt ol

Tevekkül idenin zîrâ mu'înidür Hudâsı

271

Günâhdır dâm-ı 'ucbun ey birâder hoş devâsı

Anınçün oldığı mü'min günâhlar mübtelâsı

Çün altun balçığa düşmek-ile paslanmaz aslâ

Yatur zîr ü zemînde hîç bozulmaz bil cilâsı

Ma'âdin içre yok anın gibi 'izzetli ma'den

Mülevves olmağ-ıla nâkıs olur mı bahâsı

Günâh-kârânı taknît itme Hakkın rahmetinden

Olur dergâh-ı Mevlâda kulun makbûl du'âsı

Hudâ sevdiyse bir 'abdi zarar itmez ana zenb

Buyurmuş bu hadîsi cümle ümmet pîşvâsı

Buyurmuş (ki) eğer olmasanız sizler güneh-kâr

İderdim havf gele gönlünüze benlik belâsı

Gurûr u 'ucb-ıla olur mutî'ifi kalbi ma'lûl

'Usâtın işi dâ'im mağfiret rahmet recâsı

Günâh-kârâne mahşer halkı gıbta idecekler

Mübeddel olıcak ol zümrenin hayre hatâsı

Şefî'ü'l-müznibînin himmet-i 'ulyâsı ile

Olur gufrân-ı rahmet cümle mücrime cezâsı

'Azâb yok ümmetime âhiretde dimiş ol şâh

'Azâbı anların dünyâdaki derd ü cefâsı

Cemî'-i enbiyâdan sevgüli oldığı içün

Sever bu ümmet-i merhûmeyi bî-şek Hudâsı

Page 168: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

168

Bu ümmet içre Kuddûsîden azgın bir ahad yok

Şefi' olur ana hem cümleye Hak Mustafâsı

272

Sev bir güzeli kim ola 'uşşâka vefâsı

Hem çok ola fazl u keremi lutf u 'atâsı

Redd eylemeye sâ'ili rahmi ola gâlib

Bay ide gedâyı ola bu rütbe gınâsı

Olmaya güzellikde anın misi ü nazîri

Rûşen kıla dil kişverini nûr-ı ziyâsı

Bir kerre cemâlini görenler ola hayrân

'Akılları dîvâne kıla 'ışk u hevâsı

Meyi eyleme ağyârına ol yâri bulursan

Çün olmaz anın gayrisine meyi ü rızâsı

Dermân arama derdine oldunsa giriftâr

Dost derdinin ancak yine derd bil ki devâsı

Kuddûsî-yi bî-çâre sen ol hûba kul ol kim

Bayrâm ola 'âşıklara hengâm-ı likâsı

273

Tefekkür eyleyüb halk-ı cihânda bil Hudâyı

Ki altı günde yaratmış bu 'arz-ile semâyı

Nice ref' eylemiş eflâki fikr it kudretin hem

Kamu mahlûka bakub bil 'ayânen ra ü bâyı

Dahi nefsinde olan san'at u hikmetlerin gör

Hemîn tevhîde ol meşgul çıkar dilden sivâyı

Tezekkürle tefekkür lâzımân biri birine

Devâm it zikr-ile fikre gönül bulsun safâyı

Marazlar tolu gönlünde seni ihlâk iderler

Gelürse 'ışk bulur gönlün marazlardan şifâyı

Riyâdır biri emrâzın dahi kibr ü haseddür

Koma gönlünde Kuddûsî Hudâdan mâ'âdâyı

274

Rahîmâ kesmedim senden recâyı

Benim derdim katî çok it devâyı

Günâh-kâr bendeyim gerçi velîkin

Gafûrsın mağfiret it biz gedâyı

Kılarsın evliyâ nice 'usâtı

Page 169: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

169

İdersin kullığa tebdîl hatâyı

Dahi şart-ıla kulluk itmiş iken

Kapundan eyledin tard evliyâyı

Habîbin hürmetine 'afv u lutf it

Melûl kılma bu Kuddûsî kocayı

275, 276 arapçadır….

277

Elhamdülillah çünki bana 'ışkı ihsân eyledi

Hem kıluban yoldaş anı yolımı âsân eyledi

İtdim sülük bugün tarîk-ı Hazret-i Geylânîye

Ana mürîd idüb beni mensûb-ı sultân eyledi

Yok ise de hîç hizmetim pîr ü za'îf olmak ile

Zikr-i şerîf ile beni halvetde iskân eyledi

Gâh dil ile gâh kalb ile zikr eylerem leyi ü nehâr

Bir hücre içinde hemîn fazlıyla mihmân eyledi

Âhir zamânın fitnesinden kıldı mahfuz lutf idüb

Göstermeyüb halk-ı cihâne hoşça pinhân eyledi

Bin iki yüz altmış ikidir şimdi târîh-i sene

Bu sâlde Kuddûsî fakîri mest ü hayrân eyledi

278

Şu cihâna ben gibi bir fi'l-i tayyâş gelmedi

Nâsı aldadıcı bir mekkâr u gaşşâş gelmedi

Zâhirim ma'mûr görinür bâtınım vîrân-durur

Hâlimi 'arz idecek himmetli hâldaş gelmedi

Râh-ı Hakka gitmeye rehber aradım bulmadım

Yol bilüb irşâd ider kuvvetli kardaş gelmedi

Nideyin kaldım hazîn mesrur iden yok gönlümi

Rahmi gâlib lutfı çok şefkatli yoldaş gelmedi

Kahr içün taş atdı zâhid bu garîb Kuddûsîye

Kendüye uğradı taşı ana ol taş gelmedi

279

Gönlümi yâre salasım geldi

Bahrine 'ışkın talaşım geldi

'Ar u nâmûsın şişesini hem

Uruban taşa çalasım geldi

Levha-i dilden mâsivâ kirin

Page 170: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

170

Âb-ı 'ışk-ıla silesim geldi

'Işkın atına binüben bu gün

Arayub yâri bulasım geldi

Kalmadı sabra tâkatim aslâ

Şem'a pervâne olasım geldi

Vasla 'uşşâkı da'vet itmiş dost

Duyıcak anı gülesim geldi

Görsün 'uşşâkım yüzimi dimiş

Pes sürûrumdan ölesim geldi

İçime toldı nâr-ı mahabbet

Cismimi biryân kılasım geldi

İdeli bî'at pîr-i tarîka

Kadrini 'ışkın bileşim geldi

Tîr-i müjgâna turuban karşu

Dertli bağrımı delesim geldi

Hem şerha şerha bu yüreğimi

Seyf-i 'ışk-ıla dilesim geldi

Dir ki Kuddûsî koyub ağyârı

Yâr-ile tenhâ kalasım geldi

280

Benim gönlüm olub 'âşık yine bir hûba dillendi

Anı levm itmeniz dostlar ki 'ışk ana sitillendi

Giriftâr olalı bu derde ârâm eylemez bir dem

Hevâya uyuban dîvâne dil gitdikce billendi

'İlâç itmek diler zâhid benim bu yâreme lâkin

Kabûl itmez devâ zîrâ içimde ol temellendi

Emek çekme bana vâ'iz ki te'sîr eylemez va'zın

Temâşâ eyledikçe vechini yârin güzellendi

Tururken kendi hâlinde bu Kuddûsî olub ebsem

O hûbın 'ışk u sevdâsıyla şâ'ir oldı dillendi

281

Hevâ-yı 'ışkın ey dilber beni nâlân u zâr itdi

Düşürdi özge sevdâya yirimi kûh-sâr itdi

Safâ vü zevk u 'işretler sürer idim şu 'âlemde

Benim heb varımı 'ışkın çerisi târümâr itdi

Page 171: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

171

Cihânı ser-te-ser devr eyledim şevkınla

Mecnûn-veş Visâlin intizârı başıma dünyâyı târ itdi

Bana iki cihânın beğliğinden yeğ senin 'ışkın

Firâkın âgûsı ammâ katî bağrıma kâr itdi

Melâmet hırkasını eğnime giydirdi şevkin hem

Beni sevdâ-yı 'ışkın 'âkıbet bî-nâm u 'âr itdi

Bu rütbe hüzn-i hicrâna nice sabr eylesün gönlüm

Meded ey lutfı çok dostum beni 'ışk bî-karâr itdi

Ezel bezminde her bir şahsa virdin çünki bir kârı

Bu Kuddûsî kulun 'ışkı özine ihtiyâr itdi

282

Rûz-ı taksîmde 'ışk bana düşdi

'Âbide cennet hem safâ düşdi

Aldandı miskîn şey-i hakîre

Çün ana kısmet mâsivâ düşdi

Neylesün nitsün böyledir takdîr

Bendeye şâhdan hem rızâ düşdi

Dünyâ harâmdır âhret ehline

'Aksidir böyle muktezâ düşdi

Cümle harâm hem ehl-i Yezdâna

Bu emre kulı Mustafâ düşdi

Kıymayan câna cânânı bulmaz

Vaslına anın cân bahâ düşdü

Ma'şûka 'âşık varını virdi

'Işk ana zîrâ muktedâ düşdü

İsteyen yâri ağyârı nitsün

Gönlüne şevk-ı dil-rübâ düşdi

Bâg-ı cinâna eylemez rağbet

Dîdâra gözi çün baka düşdi

İki cihanın beğliğin almaz

Dost 'ışkı ana âşinâ düşdi

Şol tab'ı câmid zâhidi gör kim

Zümre-i münkirden hem yana düşdi

Her kaçan itdim ise tefe'ül

'Işk bana sûfîye riyâ düşdi

Kuddûsîye 'ışk eyler kifâyet

Page 172: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

172

Ferhunde olub çün Hudâ düşdi

283

Kula Hakdan 'atâdır 'ilm-i nâfi'

Kamu derde devâdır 'ilm-i nâfi'

Anınladır kıyâm-ı dîn-i İslâm

Bize feyz-i Hudâdır 'ilm-i nâfi'

Hemân sa'y eyle ana gice gündüz

Sana hoş reh-nümâdır 'ilm-i nâfi'

Fuzûlî 'ilm ile 'ömrün geçürme

Ki 'ilm-i Mustafâdur 'ilm-i nâfi'

Fünûnı çok-durur 'ilmin velâkin

Kamudan mu'teberdir 'ilm-i nâfi'

Fakîr olmaz anın ehli birader

Dükenmez bir nevadır 'ilm-i nâfi'

Hudâdan iste nâfi' 'ilmi zîrâ

Na'îm-i bâ-safâdır 'ilm-i nâfi'

Cihanda andan efdal nesne yokdur

Ki irs-i enbiyâdır 'ilm-i nâfi'

'Azâzîlin kafasına uragör

Yedinde çün 'asadır 'ilm-i nâfi'

Cahîmin odı yakmaz ehl-i

'ilmi Ki 'ilm-i evliyadır 'ilm-i nâfi'

Mehidden lahde dek anı taleb kıl

Ki her rence şifâdır 'ilm-i nâfi'

Virir ol cisme kuvvet kalbe rahat

Dahi ruha gıdadır 'ilm-i nâfi'

Bu Kuddûsî Fakîrin pendini tut

Her emraza 'atadır 'ilm-i nâfi'

284

Hak zâkirine buğz u cefâ eyleme sûfî

Hoş gör anı sen çünki ider zikr-i şerîfi

Kalbinde komaz zikr-i Hudâ kibr ii riyâ hîç

Zikr itmek ile bil ki olur 'âşık-ı safi

Zâkirlere ol yâr-ı celîs eyle mahabbet

Mevlâ bana olsun dir isen nasır u kâfî

Her derde şifâdur ana ol sıdk-ıla meşgul

Page 173: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

173

Kur'ânda musaddakdır anın oldığı şâfî

Kuddûsîye ta'n eyleme çün zâkir-i Hakdır

Ol ana muhibb olma sakın münkir ü câfî

285

'Arif olamaz her hoca 'ilmi kesîr olsa dahi

Kâmil olamaz her hoca şeyh-i kebîr olsa dahi

'Işksız gidilmez bu yola giden ulaşmaz menzile

Gelmez hulûs bî-'ışk dile 'âbid fakîr olsa dahi

Kâl ehli olmaz ehl-i hâl bilmez nedir râh-ı visal

Var pendi sen 'ârifden al merd-i fakîr olsa dahi

Zâhid heman suret bezer virmez kemâl tac u kemer

Her kim ki 'ışkdan bî-haber kördür basîr olsa dahi

'Âşık olan nâsdan kaçar çün bilmez ol bir gayrı kâr

'Işk odına dâ'im yanar emr-i 'asîr olsa dahi

'Işksız kişide yok safâ kalbinde yerleşmiş riyâ

Sevmez o gümrâhı Hudâ kûtlı şa'îr olsa dahi

'Arif ili a'lâ bilür özini pek ednâ bilür

Her gördiğin etkâ bilür şâh u vezîr olsa dahi

Yirmez Hudânın kulların ta'mîr ider gönüllerin

Tutar düşicek ellerin bekler hakîr olsa dahi

Sâlikleri irşâd ider vîrânları âbâd ider

Nâçârlara imdâd ider cemm-i gafîr olsa dahi

Ey zâhid-i bî-hüzn ü gam virme Kuddûsîye elem

Çünki anı itmiş hakem 'âşık sagîr olsa dahi

286

Sen bana rahm itmez isen var mı bir Rahman dahi

Var mı senden mâ'adâ bir Hâliku'l-ekvân dahi

Yok şerikin yok nazîrifi yok vezirin ey Hudâ

Yok senin mislin bu mülkin mâliki Yezdan dahi

Yok 'adîlin yok şebîhin yok mu'înin bî-gümân

Yok senin gibi Ganîyy ü sâhibü'l-ihsân dahi

Yok-durur hâşâ seni ta'cîz ider bir kimse hîç

Yok sana olub mu'ârız buyuran ferman dahi

Oldı Kuddûsî fakîr pîr haste kalbi münkesir

Ol marîzi it 'iyâd subh u mesa her ân dahi

287

Page 174: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

174

Akrabanın zehri 'akrebden eşeddir ey ahî

Gafil olma yohsa uğrarsın belâya sen dahi

İt elinden geldiği mikdârı ihsan anlara

Cennete gider imiş zîrâ halîm ile sahî

Kemlik itme kimseye kişi bulur itdiğini

Gayriye dûzah kuran yarın bulusar dûzahı

Varma münkir ile müstekbir olanın yanına

Çünki Hak sevmez 'azîzim münkir ile şâmihi

Kavm u kardaşık deyüb olma sakın hergiz emîn

Ki olurlar başına fursat bulıcak var ahi

Bulmadı bir kimse çâre bil hased gavgâsına

Âteşi teskîn ider sanma birader nâfihi

Tenriye it isti'âze şerr-i hussâddan hemân

Kişinin düşmanı olmaz bun deminde hicr ahî

Eyle Kuddûsî Hudâya rûz u şeb dâ'im niyaz

İtmesün sana mukârin şol nifâkda râsihi

288

Var mı ey şahım senin gibi bana bir yâr dahi

Kimsenin görmez gözi rûyın gibi dîdâr dahi

Bî-misilsin bî-nazîrsin bî-nedîdsin şübhesiz

Yok senin gibi bu mülkin mâliki Cebbar dahi

Yoğ-iken hîç cümle mahlûkât yine sen var idin

Diyemez bir ferd sana benzer Hudâmız var dahi

Varlığına birliğine heb cihan halkı şühûd

Cümlemiz îmân u tasdîk ideriz ikrar dahi

Yanuban Kuddûsî-yi bî-çâre 'ışkın odına

Dir hemîn yok böyle bir lezzet virici yâr dahi

289

Tefekkür eyle gör açub gözini sun'-ı Hallâkı

Neler halk eylemiş bil ol 'Azîm ü Dâ'im ü Bakî

Yir ü gök 'arş u kürsî cümle mahlûkât u masnû'ât

Anın emriyle buldılar 'adem zehrine tiryakı

Müdebbirdür umûrın cümle halkın ol ider tedbîr

Virir hem cümle halkın rızkını oldur ki Rezzâkı

Bakarsın gerçi eşyaya velâkin 'ibret almazsın

Bakardan yok senin farkın değilsin 'abd ü müştakı

Page 175: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

175

Sana ol göz kulak virmiş beni bilsün deyü kulum

İşin yiyüb içüb gezmek behâ'im gibi âfâkı

Sebeb halk eylemiş Mevlâ beher şey'e bu 'âlemde

Çalış turma hemân zikre bulasın dilde ezvâkı

Meşakkat çekmeyince Ka'beye hüccâc irer mi hîç

Hudâya vuslat istersen bu nefse itme işfâkı

Basiret gözi açılmaz zikirsiz anla Kuddûsî

İdersen rûz u şeb zikri bulursın kalbde işrâkı

290

Şu cihan içre benim hoş kafâ-dârım Şeyh 'Alî

Râh-ı Mevlâda refik u yâr-ı garım Şeyh 'Alî

Derdime ortak olan hem sırrıma mahrem olan

Hem-demim hem-sohbetim hem özge yârim Şeyh 'Alî

Hem muhibbim hem habîbim hem tarîk-daşım benim

Hem enîsim hem sadîk-ı sâz-kârım Şeyh 'Alî

Cân u dilden her umurumda bana himmet ider

Müşkilim hail idici bir kâr-zârım Şeyh 'Alî

Görmedim 'ömrümde anın gibi bir yâr-ı sadîk

Pes huzurda vü seferde gam-güsârım Şeyh 'Alî

Bu 'asırda bulınur mı şeyhine öyle muhib

Cümle ihvanım içinde bahtiyarım Şeyh 'Alî

Kendi dürlü dürlü derde mübtelâ muztarr iken

Gussamı yir gice gündüz şerm-sârım Şeyh 'Alî

Lahmi lahmimdir benim ol 'unsurudur 'unsurum

Toprağım suyum benim hem bâd u nârım Şeyh 'Alî

Fikrî-zâde dimek ile çünki ma'rûf ol 'azîz

Hâs erenler zümresinde yâd-gârım Şeyh 'Alî

Dostlarıma dost olan a'dâma hem hasm-ı kavî

Zümre-i merdânda bir merd sivârım Şeyh 'Alî

Yâ İlâhî anı 'afv it akrabası ile heb

Sen bilürsin ki benim hammâl-yârim Şeyh 'Alî

Dir ki Kuddûsî Hudâya eylerem bî-had şükür

Çün benim bir hûb 'atâ-yı Kird-gârım Şeyh 'Alî

291

Sevmişem vakt-i sabâda bir nazîrsiz güzeli

O1 zamanda eylemiş idi beni 'ışkı deli

Page 176: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

176

Bir zemân tahsîl-i 'ilm-i zahire sa'y eyleyüb

Sonra tutdum fahr-ı 'âlem şehrine giden yolı

Zikrine meşgul olub leyi ü nehâr itdi bu 'ışk

Mürşidim babam idi didim ana çünki belî

Bir sene olub mücavir anda buldum devleti

Emr-ile Rûma gelüb hail eyledim çok müşkili

Kocayuban şimdi Kuddûsî kodılar ismimi

Halk sanurlar 'arif ü kâmil bu gafil tenbeli

292

Ey Celîl ü Rabb ü Hayy u Hakk u Cebbar u

'Alî Hüsn-i dîdârın işitmek ile olmışam deli

Çün ana rahminde cehren itmişem feryâd ü âh

Başlamışam ol zemân tesbîhe ben sen güzeli

Yetmiş iki yıl seni zikr-ile geçdi ekseri

Tâ ezel rûzında dahi dimişem sana belî

Hem cüvânlıkda senin zikrinle seyyah oluban

Gezmişem hayran ü sekrân nice yaban ü çöli

Gönlüme dostun nebîler şahının şevki düşüb

Gitdim Erzingâna andan Şâma dönderdim yolı

Mekkeye Mısra vü andan Mekkeye varub dahi

Ol habîbin şehrine vardım ki büldân efdali

Anda oluban mücavir buldum ol ma'şûkımı

Yok bana cümle halâ'ik içre andan sevgili

Eyledi in'âm u ihsan bî-hisâb ol şâh bana

Bildi zîrâ oldığımı 'âşıkı kemterkulı

Rûm diyarına gelüb çok halkı irşâd eyledim

Oldılar heb sen şehen-şâh gülşeninin bülbüli

Pîr ü 'âciz olıcak itdim kamu nâsdan firar

Kimi Kuddûsî deli dir kimisi 'âşık velî

293 arapçadır..

294

Tâ ezelden olrruşam mest işbu âna geleli

Mâsivâyı bilmez oldum Kird-gân bileli

Derd-i 'ışkı girüben dil şehrine sürdi kamu

Her ne ki var ise anda kibr ü 'ucb u zeleli

Ne güzel derd imiş ol kim canıma virdi safâ

Page 177: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

177

Salim oldum her kederden gönlüme 'ışk geleli

Dahi ider imiş bana vâ'iz sever hûbbı deyü

Nideyim yokdur karârım gönlümi dost alalı

Eyledi Kuddûsîyi 'ışk bir şeh-i hûbâna kul

Ki unutdı mâsivâsın ana 'âşık olalı

295

Olmışam bir rahmeti evsa' şehen-şâhın kulı

' Afv ider kullarını hem hail ider her müşkili

Eyledim taksîr o şâha bendelikde gerçi ben

Kesmezem lâkin ümîdi çün sever ol sâ'ili

Bir gün olur mı 'aceb kim eyleyem ikbâl ana

Kat' idem ez-cân u dil cümle sivâsından eli

Geldi 'ışk dil şehrine yağmaladı heb varımı

Kalmadı 'ilm ü 'amel 'akl u haya oldum deli

Yok önümde bir delîlim ki ide irşâd beni

Yüzimi sürem izinin tozına diyem belî

Eylediler şimdi zîrâ heb erenler ihtifâ

Düşmişem bir hayrete fark idemem sağ u solı

Çekse Kuddûsî garîbi kendine ol pâdişâh

Olur ol demde mecâzib zümresinden bir velî

296

'İlme sa'y it ey püser sevmez Hudâ çün câhili

Hem 'amel eyle sever ol 'ilmi ile 'âmili

Gizli şirk imiş riyâ olma mürâ'î muhlis ol

Aç basiret gözüni fehm eyle hakkı bâtılı

Olma mağrur muhlisem ben dime hergiz çünki

Hak Eyledi red kapusından nice mağrur gafili

'İlm-i nâfi' iste Mevlâdan hemîn turma çalış

Menfa'atsiz nesneyi tâlib olan bil ki deli

Niyyeti ancak afla her kande râsih diyeler

Sanur ol bî-çâre bakîdir bu câh-ı zâ'ili

Uyma hem 'akl-ı ma'âşa yok anın hiç bildiği

Pes bilür dünyâ umûrın gösterir eğri yolı

Var ise 'akl-ı ma'âdın olur ol mürşid safla

Sâlik-i Hakkın odur yolda delîl-i kâmili

'İlmi tahsîl itme dünyâ cifesin dirmek içün

Page 178: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

178

Mü'minin çünki bu dünyâ hubbı zehr-i katili

Şöhret ü mansıb riyaset sevgisin dilde koma

Ki seni sevmez Hudâ olsan da 'asrın fâzılı

'İlm-i zahir ile kalma gel tarîk-ı Hakka gir

'İlm-i bâtın iste andan eylemez red sâ'ili

Ol hemân tevhide meşgul gice gündüz dâ'imâ

Bahrına 'ışkın talarsın bekler isen sahili

Ma'rifet şemsi toğar dil kişverinde 'akıbet

Bir gün olursın Hudânın 'arifi hem vâsılı

Olma Kuddûsîleyin câhil çalış turma hemân

Ehl-i 'irfan olagör budur kelâmın hâsılı

297

Aşıka farz yârinin her sözine dimek belî

Her kim iderse hilaf ol ana olmaz sevgüli

Dutmağa emrin Hudânın gayret idelim hemân

Ey gönül dinle sözi dirler sana hâr ya deli

Ey benim nefsim bu tuğyan bizi Hakdan dûr ider

Heb günâhı idelim terk olalım ana velî

Ol sever tevvâbları pes idelim tevbe bugün

Hâne-i dil nûrı-ıla olsun münevver müncelî

Eyledin Kuddûsî-yi gümrâh uyub şeytâna sen

Olalım tevhîde meşgul bulalım toğrı yolı

298

Yâ Men yucîbu du'âe'l-mü'mini'l-herimi

Ercûke'l-âfiyete yâ Vâhibe'n-ni'ami

Ente'l-'alîmi bi-hâlî küntü mürteciyen

Minke's-selâmete fi'd-dâreyni min sedemi

Yâ Rabbi es'elüke 'afven ve magfireten

Eznebtü zenben kesîren mûcibe'n-nedemi

Ve'l-cismü kad da'ufe ve'l-kalbü muztaribu

Fa'gfir li-'abdike yâ ze'l-rahmi ve'l-Keremi

Ve'ltuf bi-'abdike'l-Kuddûsiyyi v'erfuk bihi

V'ahfezhü fi'd-dâreyni min hevlin ve min sedemi

299

Sen bilürsin çün ' Alîmâ bu benim ahvâlimi

Pîr-i fânî hasteyem eyle kabul amalimi

Page 179: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

179

Sen şehen-şâhın günâh-kâr bende-i müştâkıyam

Tıfl iken itdim sana ez-cân u dil ikbâlimi

Yalınız kaldım gözime uyhu gelmez inlerim

O1 celîsim hem enîsim her gice sor hâlimi

Rahatım yok mihnetim çok çünki meczûb kocayam

Bî-sabır bir kişiyem it tesliye (şu gönlümi)

Takatim kalmadı hergiz kulluğa cism(-ile hem)

Heb unutdum kulluğu hem 'ilmimi a'mâlimi

Pes bu Kuddûsî sana yalvaruban (dir Latîfâ)

Hâle tebdîl eyle lutfın(l)a bu kîl ü kâlimi

300

Eylerem halka nasihat kimse tutmaz sözimi

Söz tutanın hâk-i pâyine süreyim yüzimi

İ'timâd idiib bana pendimi tutsunlar deyu

Sırrımı ifşa idüben söylerim hem razımı

Bir ahad koymaz kulağına benim hîç sözimi

Dinlesünler gayret-ile çığşadıram kozumı

Nefsime geçmez sözüm ki gayrıya te'sîr ide

Cümle halkın alçağıyam ben bilürem özimi

Âb-ı zikr-ile kaluban nâsı pâk itsem direm

Levha-i dilden henüz ben silemedim tozımı

Pes behâ'im gibi ben de yiyüb içüb uyuram

Gaflet uyhusundan asla açamadım gözimi

Hâlbuki uyandırayım nâsı gafletden direm

Çalaram hîç dinlemezler tabi u nây u sazımı

Hakka irşâd eyle Kuddûsî bizi dirler bana

Aradım bu yolda hergiz bulamadım izimi

301

Bu 'ışk bir devlet-i 'uzmâ değil mi

Kulına tuhfe-i Mevlâ değil mi

Kime virilür ise hâtem-i 'ışk

Süleymân-ı 'asır gûyâ değil mi

Kimin başına tâc oldıysa anın

Makamı menzil-i bâlâ değil mi

Bu 'ışk (ki) görinür hûbân yüzünden

Kılan 'âşıkları rüsvâ değil mi

Page 180: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

180

Zelîhâyı iden hayran u nâlân

Cemâl-i Yûsuf-ı zîbâ değil mi

Koyan Mecnûnı hayretde idüb mest

Salan tağ başına Leylâ değil mi

Virüb Ferhâda gayret deldiren tağ

O Şîrîn-i kamer-sîmâ değil mi

İden hem bülbülün işini efgân

Hemân şevk-ı gül-i ra'nâ değil mi

Bu 'ışkdır Edhem oğlum soyuban

İden heb varını yağma değil mi

Bu 'ışkdır Şeyh-i San'âyı çıkarub

Dîninden eyleyen tersâ değil mi

Sonunda eyleyüb irşâd Hudâya

Kılan hoş mü'min-i Sârâ değil mi

Bu Kuddûsî fakiri zâhid iken

İden bir 'âşık-ı şeydâ değil mi

302

Hudâ zâkirleri ahyâr değil mi

Gedâyı şâh iden ezkâr değil mi

Devam eyle dün ü gün zikre kardaş

Hudâ zikri hümâyûn kâr değil mi

Celîsiyem didi Hak ehl-i zikrin

Hudâ zikri şâh-ı sâlâr değil mi

Virir zâkirlerine ol bülend câh

Anın zikri güzel güftâr değil mi

İren maksûdına zikr-ile irdi

Mukarrebler kamu zükkâr değil mi

Niçün leyi ü nehâr zikr eylemezsin

Muradın rü'yet-i dîdâr değil mi

Niçün 'ışk odına yanmazsın ey har

Meramın vuslat-ı dildâr değil mi

Ta'accüb eyleme har didiğime

Kişiyi hor iden inkâr değil mi

Ne hey'et virdi Halik nutfe iken

İçin tısın tolu esrar değil mi

Bilen nefsini bilür Halikını

Page 181: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

181

Diyen ol Hayder-i Kerrâr değil mi

Devam it zikr ü istiğfara her ân

Zahirin zikri istiğfar değil mi

Olagör zikre Kuddûsî müdavim

Ki zâkir vâsıl-ı Cebbar değil mi

303

Beni Mecnûn iden dil-dâr değil mi

Alan bu gönlümi ol yâr değil mi

Anın sevdasına düşen fakîrin

Gözi yaşlı özi bîmâr değil mi

Kılan 'âşıkları mestân u hayran

Elest bezmindeki ikrar değil mi

'Azâzîli iden mel'ûn u matrûd

Enâniyyet ile inkâr değil mi

Yaraşmaz 'âşıka ağyara rağbet

Hicâb olan sana ağyar değil mi

Sakın Kârûnleyin dînârı yığma

Anı hasf eyleyen dînâr değil mi

Zuhuri istemez gerçek erenler

Kulı yoldan koyan izhâr değil mi

Bu yolda sıdk-ıla ihlâs gerekdir

Mürâ'îler kamu küffâr değil mi

Günâh-kâr-âne tevbe hoş emândur

Hudânın bir adı Gaffar değil mi

İder kürsîde vâ'iz halka pendi

Henüz kendi işi evzâr değil mi

Kilâbdur sîm ü zer tâlibleri bil

Ki dünyâ cîfe-i murdar değil mi

Günâhlar başıdur dünyâyı sevmek

Diyen Peygamber-i Muhtar değil mi

Hemân zikr-eyle Kuddûsî Hudâyı

Kulı sultân iden ezkâr değil mi

304

Şu dünyâ cîfe-i murdar değil mi

Anın tâlibleri füccâr değil mi

Günâhlar başıdur dünyâyı sevmek

Page 182: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

182

Diyen Peygamber-i Muhtar değil mi

Yapuban anı dîni hedm idenler

Hudâdan dûr olan ağyar değil mi

Düşün Kârûnın encamın ki noldı

Sebeb hizlânına dînâr değil mi

Ana dil virme Kuddûsî hazer kıl

Ki meyi iden ana eşrâr değil mi

305

Münafık ekfer-i küffâr değil mi

Tışı tâhir içi murdar değil mi

Hudâ bilmez mi zann eyler nifakın

'Ayan ana kamu esrar değil mi

Mekânı derk-i esfeldir cahîmde

Kelâmında diyen Cebbar değil mi

Dimişler kork Hudâdan korkmayandan

Ki ol bî-merhamet gaddar değil mi

Yehûdîden Nasârâdan münafık

Eşed düşmân-ı dîn zinhar değil mi

Sığın Kuddûsîyâ Settâra dâ'im

Münafıklar kamu eşrâr değil mi

306

Ben ezelden bir meh-i garrâya virdim gönlümi

Olmışam Mecnûn bugün Leylâya virdim gönlümi

Yimezem şimden-girü dünyâ vü ahret kaydını

Çünki ben bir dil-ber-i yektaya virdim gönlümi

Vâ'iz eyler bana pendi fârig ol 'ışkdan deyü

Ben zarurî ol gül-i ra'nâya virdim gönlümi

Gerçi sûretde gedâ-yı bî-kesem ben zâhidâ

Ma'nâda bayım ki ben şol baya virdim gönlümi

Vird-i Kuddûsî budur her dem dilinde yâd ider

Mâsivâyı neylerem Mevlâya virdim gönlümi

307

Benim çekdiklerim çille Hudâvendâ yetişmez mi

Bu kesret bu meşakkat bu kuru gavgâ yetişmez mi

Seni bilmek içün bizi yoğ-iken eyledin îcâd

Bu gaflet bu cehalet bu yalan da'vâ yetişmez mi

Page 183: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

183

Metâ'-ı 'ömrimi zayi' idüb oldum bugün müflis

Bu hasret bu hacâlet bu elem bana yetişmez mi

Şu mahzun gönlümi şâd eylesen olmaz mı fazlınla

Dün ü gün ağlayub yalvardığını sana yetişmez mi

İhata eyledi endamımı gaflet kesel fetret

Basîret gözimin hem oldığı a'mâ yetişmez mi

Sana ma'lûm benim hâl-i perişanım 'Alîmsin çün

Bu denlü çekdiğim hüzn ü keder bana yetişmez mi

'Azâb itmek ise bana muradın yok sözüm asla

Eğer 'afv itmek ise eylesen şâhâ yetişmez mi

Benim zannım sana budur ki eylersin bana re'fet

Disen Kuddûsîyi 'afv itdim ey Mevlâ yetişmez mi

308

Ey Hudâ var bir muradım isterem senden anı

Çün Kerîmsin hem Cevâdsın hem Latîfsin hem Ganî

Eylerem dostın Muhammedle tevessül ben sana

İtme anın hürmetine sen kapundan red beni

Dir isen lâyık değülsin ol muradına eğer

'Âdetindür eylemek şâd 'arz-ı hacet ideni

Nice alçak mücrimi 'afv eyleyüb kıldın refî'

Oldı bayram her güni hem Kadr olubdur her düni

Ol muradımı virirsen gayrı nesne istemem

İsterem ancak anı ben neylerem şunı bum

Nâ'il olmak ol murada herkese olmaz nasîb

Sen kimi dilersen olur 'îd-i ekber her güni

Yok su'âlden gayrı Kuddûsî fakirin kârı hîç

Pes anın sensin muradı vir ana lutf it seni

309

İste Hakdan her ne ki lâzım olur ise anı

Ol Karîbdür hem Semî'dür hem Mücîbdür hem Ganî

Hem Cevâddur hem Kerîmdür sâ'ilin mahrum komaz

Dahi Mugnîdür ider fazlıyla ignâ ol seni

Ol-durur Vehhâb u Rezzâk u Latîf ü Lem-Yezel

Cümle halkın ol-durur viren dün ü gün rızkını

Sen ana eyle tevekkül ol vekîlindür hemîn

Eyle esbaba ta'alluk di Hudâ besler beni

Page 184: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

184

'Adet olmış dürlü dürlü kesb-i kâr Kuddûsîyâ

Hak viren rızkı sebeb eyler imiş şunı bum

310

Yedi iklîmde sonlur işit erkân-ı Geylânî

Kamu büldânda kurılur hemîn meydân-ı Geylânî

Ulaşur idene feryâd ider muztarlara imdâd

Olur ana uyanlar şâd serî' dermân-ı Geylânî

Tarîkına giren anın düşer 'ışkına Mevlânın

Olanı kul o sultânın sever Yezdân-ı Geylânî

İder irşâd mürîdin ol olalım biz o şâha kul

Hudâ 'indinde çün makbul ki dervîşân-ı Geylânî

Düşenin destini tutar yakîn ırak dimez yiter

Tarîkına girüb ol er yücedir şân-ı Geylânî

Mürîdine cefâ iden kefen hâzırlasun erken

İnan bu sözlerime sen açık bürhân-ı Geylânî

Çağırsan ana sıdk-ıla yetişür ol silâh-ıla

Muradın ne ise dile ki bul ihsân-ı Geylânî

Ki tablım çalınur her ân yir ü gökdedir ol sultân

İşit bu sim it iz'ân ki ol cânân-ı Geylânî

Mürîdim tabii ursun dir kasidesinde hem ol pîr

Seni tabiim uyandırır budur fermân-ı Geylânî

Mürîdim korkma dir asla nasîrimdir benim

Mevlâ Size düşman olan zîrâ olur düşmân-ı Geylânî

Dimiş hem Hakka it ikbâl tagannî ile çağır çal

Tarab it bahr-i 'ışka tal kerîm Hannân-ı Geylânî

Anın dervîşi Kuddûsî olalı artdı sevdası

Diyüb teşvîk ider nâsı olun yârân-ı Geylânî

311

Elif Allanın kânı be Bağdâddır mekânı

Te Tenrinin arslanı 'Abdülkâdir Geylânî

Se sâbitdir sırrından cim cemali nûrından

Hâ habîbin 'ilminden 'Abdülkâdir Geylânî

Hı Hudânın kapusı dal delâlet yapusı

Zel zelîller kapusı 'Abdülkâdir Geylânî

Re Rabbimi heman çok ze zebûndur özi tok

Sin sivâda meyli yok 'Abdülkâdir Geylânî

Page 185: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

185

Şın şefâ'at serveri sad safânın rehberi

Dad dalâletden berî 'Abdülkâdir Geylânî

Tı tarikat sultânı zı zahirdir burhanı

'Ayın 'ışkın nişanı 'Abdülkâdir Geylânî

Gayın gayet zikri çok fe fenada fikri yok

Kaf kâyetde özi tok 'Abdülkâdir Geylânî

Kef kerâmetdir işi lâm letafet cünbişi

Mim mahabbet dervîşi 'Abdülkâdir Geylânî

Nun nazîri yok anın vav vücûdı zemânıfi

He hatmi bu cihanın 'Abdülkâdir Geylânî

Lâm-elifdir mekânı yeyin yokdur nişanı

Kuddûsînin sultânı 'Abdülkâdir Geylânî

312

Ey Rabb u Tevvâbu'r-Rahîm sen mağfiret eyle beni

Rahman u Gaffar u Halîm sen mağfiret eyle beni

İtme bana hışm u 'itâb itdin deyü zenb bî-hisâb

İsmin Gafur bî-irtiyâb sen mağfiret eyle beni

Bana yaraşur çün günâh gufran sana ey pâdişâh

Direm idüb efgân u âh sen mağfiret eyle beni

Nefse uyub itdim hatâ sensin 'Alîm ma'lûm sana

Geldim bugün ben kapuna sen mağfiret eyle beni

Toldı günâhımla cihan sana 'ayan halka nihân

Çün muktedirsin bî-gümân sen mağfiret eyle beni

Zühdüm bana virdi gurur olmaz imiş 'ışksız huzur

Pes eyledim bî-had kusur sen mağfiret eyle beni

Kuddûsî-yi bîçâre dir kıldı beni suçum hakîr

Ey rahmeti evsa' kebîr sen mağfiret eyle beni

313

Âteş-i sûzâna ey dost yandıran 'ışkın beni

Dürlii dürlü renklere boyandıran 'ışkın beni

Gizleyüb 'ışk-ı mecazînin içinde nice dem

Boz bulanık sel gibi bulandıran 'ışkın beni

Gönlümi cezb eyleyiib sen hûba meczûb eyleyen

Mâsivâya bakmadan usandıran 'ışkın beni

Komayub nâmûs u 'âr u zühd ü takvadan eser

Zillet ü mihnetlere katlandıran 'ışkın beni

Page 186: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

186

Zehr-i katil idim evvel kati iderdim nâsı çok

Şimdi sükker gibi yâr tatlandıran 'ışkın beni

Hâb-ı gafletde behâ'imler gibi uyur iken

Rahatımı selb idüb uyandıran 'ışkın beni

Düşürüb seyyâh-ı 'âlem eyleyen Mecnûnleyin

Mısrı Şâmı gün gibi tolandıran 'ışkın beni

Ben sanurdum ki mecazî hûbların müştâkıyam

Sen hakîkî hûba şimdi gönderen 'ışkın beni

Dir ki Kuddûsî visalin ârzûlayub rûz u şeb

Çerh-i devvâr gibi dâ'im döndüren 'ışkın beni

314

Rûz u şeb ey 'ışk bîdâr u zâr iden sensin beni

Bir gül içün sâkin-i gülzâr iden sensin beni

Zühd ü takva perdesini eyledin bir demde çâk

Zâhid iken 'âşık-ı dîdâr iden sensin beni

'Ar u nâmûs ile nâs içinde hoş ma'rûf iken

Şîşeyi taşa çalub bî-'âr iden sensin beni

Mâsivâ kaydından âzâd eyledin bu gönlümi

Tatlu canımdan dahi bîzâr iden sensin beni

Virmedin bir lahza rahat bu cihan içre bana

Mübtelâ-yı girye-i ekdâr iden sensin beni

Göfilümi sayd eyledin dâm üzre döküb dâneyi

Yok halâsa çâre pes nâçâr iden sensin beni

Eyleyüb her dem senalar sana Kuddûsî hemân

Dirki ey 'ışk vâsıl-ı dil-dâr iden sensin beni

315

Düşmişem râh içre bugün ey Hudâ kaldır beni

Ağladım yitmiş sekiz yıl rahm idüb güldür beni

Rahatım yok mihnetim artub gider suç bî-hisâb

Bilmedim sen şahımı 'irfân-ıla toldur beni

Hâb-ı gafletden uyandır aç basîret gözimi

Lutf idüb deryâ-yı 'ışk u cezbeye taldır beni

Toğrı yola it hidâyet bana olgıl reh-nümâ

Bende benlik komayub ölmezden ön öldür beni

Yalvarub Kuddûsî-yi gafil sana dir ey Latîf

Derd-i 'ışkınla hazân-veş 'akıbet soldur beni

Page 187: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

187

316

Dilberâ bed-nâm u rüsvâ eyledi 'ışkın meni

Mübtelâ-yı derd-i sivâ eyledi 'ışkın meni

Zann iderdim ben anı âsân meğer pek güç imiş

'Akıbet Mecnûn-ı şeydâ eyledi 'ışkın meni

Ben seni sevdiğimi hîç bilmez iken bir ahad

Hâlime koymadı ifşa eyledi 'ışkın meni

Gül'izârında bu gönlüm gonca gül kokmak diler

Bülbül-i dîvâne-âsâ eyledi 'ışkın meni

Bildi çün dil hüsnini artdı mahabbet gün-be-gün

Pes güzel sevmekde yekta eyledi 'ışkın meni

Zühd ü takva 'âr u nâmûsı değişdim 'ışka heb

Mansıb-ı a'lâda ibkâ eyledi 'ışkın meni

El-âmân ey şâh-ı hûbân merhamet it bendene

Kürbe vü ahzâne me'vâ eyledi 'ışkın meni

Gündüzüm gicem senin fikr-i visalinle geçer

'Aşık-ı mahbûb-ı ra'nâ eyledi 'ışkın meni

Kûşe-i eyvân-ı zilletde mukîm oldum bugün

Bir şeh-i zî-baht-ı bâlâ eyledi 'ışkın meni

Haste Kuddûsî kulun yatur gelüb sor hâlini

Dir marîz-i derd-i zîbâ eyledi 'ışkın meni

317

'Aklımı alub perîşân eyledi bu 'ışk meni

Rûz u şeb nâlân u giryân eyledi bu 'ışk meni

Komadı sabrımı ârâm idemem hîç şimdilik

Kûşe-i zilletde mihmân eyledi bu 'ışk meni

Perde-i nâmûs u 'ân bir nazarda çâk idüb

Mübtelâ-yı meyl-i cânân eyledi bu 'ışk meni

Tanlaman dostlar benim böyle figân u âhımı

Derd ü gam tahtında sultân eyledi bu 'ışk meni

Yimez oldum şimdi havf-ı ta'n-ı a'dâ kaydını

Çün emîr-i ceyş-i sekrân eyledi bu 'ışk meni

İtmezem perva 'adûdan gelse tek yârim bana

İntizâr odunda biryân eyledi bu 'ışk meni

Gezdirir sahraları virmez emân bir dem bana

'Akıbet mecnûn u hayran eyledi bu 'ışk meni

Page 188: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

188

Bu-durur 'âdet ider 'âşık niyaz ma'şûkı nâz

Vâdî-yi hicranda iskân eyledi bu 'ışk meni

Takatim yok nideyim derd-i firakı çekmeye

Pes şikâr-ı dâm-ı hûbân eyledi bu 'ışk meni

Mürşid-i kâmil aradım 'ışk imiş mürşid bana

Himmetiyle kân-ı 'irfan eyledi bu 'ışk meni

Kal'a-yı cismimde var idi metanet bî-kıyâs

Geldi yakdı yıkdı vîrân eyledi bu 'ışk meni

Eylerem dâ'im emel 'îd-i visale irmeği

Malihulya ile ferhân eyledi bu 'ışk meni

Bana vâ'iz dir ki Kuddûsî bu 'ışkdan fârig ol

Nideyin igrâk-ı 'umman eyledi bu 'ışk meni

318

Bir güzeller şahına meftun iden 'ışkdır meni

'Akıl ü dânâ iken mecnûn iden 'ışkdır meni

Gıbta eylerdi bakuban zühdime halk-ı cihan

Şimdi bir menfûr-ı halk azgun iden 'ışkdır meni

Bilmeyenler 'özrimi gerçi atarlar bana taş

Nideyim hor u zelîl ü dûn iden 'ışkdır meni

Meclis-i 'ışka girüben olmışam mest-i müdâm

Bu belâya râzî vü memnun iden 'ışkdır meni

'İzzet ü şöhret libâsın giydi nefsim bir zemân

Hâk-i zilletde bugün meftun iden 'ışkdır meni

Nefsimi bildirdi bu 'ışk bana sonra Rabbimi

Pes sadefde lü'lü'-i meknûn iden 'ışkdır meni

Hakka şükr eyler bu Kuddûsî diyüb her ân hemân

Zümre-i mestâneye makrûn iden 'ışkdır meni

319

Yâ İlâhî cennet-i Rıdvânda iskân it beni

Yimek içmek bilmeyüben göreyin dâ'im seni

Cennete girerler imiş cümle halk rahmet ile

Sana ehl it rahmetinle ben fakiri ey Ganî

Zîneti sevmez deli gönlüm seni ister hemân

Vir anın maksûdını çün istemez şunı bum

Tâ ebed gökçek yüzine bakuban mest olayın

Girmesün hîç beynimize bâg-ı cennet gülşeni

Page 189: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

189

Pes bu Kuddûsî kulunı itme vaslından cüda

Görmesün bir taife gözi ana perde olanı

320

Cân u dilden sevmişem ben ey şeh-i hûbân seni

Arzular aşüfte gönlüm her zaman her ân seni

Mâsivâdan nefret idüben sana geldim bugün

Çünki buldum sâhib-i cûd u 'atâ sultân seni

Kapufia geldim elim boş suçum ise bî-hisâb

Söylediler bana çok eyler deyü ihsan seni

Cümle halk içre benim gibi güneh-kâr bende yok

Kesmezem lâkin ümîdi bilürem Rahman seni

Ehl-i dünyâ ehl-i 'ukbâ oldılar senden cüda

Sevdiler cân u gönülden zümre-i merdân seni

Lutf idüb vir 'ışkını bana olam mest-i müdam

İsterem fazlınla senden ey cevâd Yezdan seni

Muntazırdur gice gündüz sana Kuddûsî garîb

Eyle teşrif dil evini itsün ol mihmân seni

321

Ey cümle 'âlem halkının erzakını viren Ganî

Heb anların Perverdigârısın bilürem ben seni

Pes kuvvetim havlim yoğ-iken rızkımı ihsan idüb

Yitmiş tokuz yıl besledin dürlii ni'am ile beni

Şimdi bana rahm eyleyüb kıldın 'atâ bu 'uzleti

'Avn it bana 'avn idene hazl eyle hem hazl ideni

Artdı bu günlerde keder gam gussa ma'lûmun kamu

Tenassuh eylesem dirler itsün sükût miskîn denî

Mazlum gelüben kapufia ağlayarak nusret diler

Ben de marîz bir kocayam def eylerem pes çoğını

Sıbyan rical nisvân iderler sirkati leyi ü nehâr

Bir kimse dimez sen niçün itdin baha söyle bunı

Tâ'ûn cünûdın gönderüb anları heb kahr eyle kim

Bulsun selâmet ehl-i 'ırz hem ol güruh itdiğini

Kavm-ı ebâhiyye gibi olmış bu kavmin ekseri

Havf itmeyüb hergiz alurlar dâ'imâ il hakkını

Dostun Muhammed Mustafânın hürmetine ya Mücîb

Eyle bu Kuddûsî du'âsın müstecâb kurtar anı

Page 190: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

190

322

Virdi hayret gönlüme ashâb-ı Kehfın hâlleri

Sıdk-ıla oldı Hudâya anların ikbâlleri

Eyleyüb halkda tefekkür bildiler tîz Halikı

Ders yönünden bize kâfidir kamu ef'alleri

Kalblerinden çıkdı cümle mâsivâ kalmadı hîç

Kişiye düşman imiş çünki 'ıyâl ü mâlları

Cümlesin terk eyleyüb Hakka teveccüh itdiler

Uyhu oldı ol 'azîzânıfi hemân a'mâlleri

Ey ahî anlara bakub sen de 'uryân olma çün

Şirk idi dirlikleri buldı selâmet bâlleri

Cümle zahmet tut bu Kuddûsî fakîrin sözini

Eyle kulluk Hakka terk it gaflet ü ihmâlleri

323

Sevmişem ben bir nazîrsiz şâh-ı hûbân dilberi

'Işkına düşen olur anın sivâsından beri

Ben de el çekdim bugün heb mâsivâsından anın

İstemem simden girü hîç bî-vefâ dilberleri

Çünki ol eyler 'atâ 'uşşâkına bî-had hemân

İtseler de cürm ü taksîr bendelikde ekserî

Göfilümi cezb eyledi ol çengel-i 'ışkı takub

Sevmeden itmem feragat ben o vech-i enveri

Ta'n ider sûfî bana eyler tarab turmaz deyü

'Aklı yok meczûblara ta'n itmenin var mı yeri

İki 'ışk deryasını içirdiler düşde bana

Cümlesini eyledim nûş kalmadı zerre kiri

Benzemez her vech-ile dünyâ sularına suyı

Yâ cinânın selsebîli yâ rahîk ya kevseri

Yaşım irişdi henüz yetmiş bire oldum za'îf

'Işk-ı dildâr-ıla olmışam civan gibi diri

Râh-ı merdândır benim bu gitdiğim yol zâhidâ

Cümle yollardan yakın hem cümlesinin azheri

Gel sülük it bu yola 'arif olayım dir isen

Ki bu yola eyleyen teslîk Resuldür Hayderi

Eyledi telkîn ana tevhîdi yumub gözlerin

Ol nebîler serveri hem ins ü cin peygamberi

Page 191: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

191

İtdi Cebrâ'îl dahi telkîn Resule ol dahi

Aldı Yezdândan anı bil it sülük ol yol eri

Olmışam ben de bugün dervîşi ' Abdü'l-kâdirin

Girmişem anın yolına Kâdirîyem Kâdirî

Kuyu kazan kendi düşer bu garîb Kuddûsîye

Çıkamaz kalur içinde hâk olur cism ü seri

324

Dâ'im olmaz bu gülistân-ı fenanın gülleri

Hem gider şol 'ışk-ıla feryâd iden bülbülleri

Ne güli kalur ne gülzârı bu dâr-ı hicretin

Zâ'il olur bâgbân u lâle vü sünbülleri

Virme dil güzellerine 'akıbet bir gün olur

Ki çürür sîm tenleri ebruları kâkülleri

'Işk-ı Leyla ile Mecnûn eyleyüb terk-i vatan

Mesken itdi kendüsine ulu tağ u çölleri

'Işk-ı Şîrîn ile Ferhâd tağı deldi açdı yol

Gözlerinden akıdub ma'şûk iline selleri

Niceler 'ışk-ı mecazî âteşine yandılar

Kıl tefekkür 'ibret al kim noldı âhir hâlleri

Sen de mağrur olma bu çalub çağırdıklarına

Hâk ider bir gün ölüm bu eller ile dilleri

Geç mecazîden hakîkî 'ışkı iste Tenriden

Ol Kerîmdür eylemez dûr kapudan sâ'illeri

Didi Peygamber uyur nâs uyanurlar ölicek

Bil ölüm îkâz ider bizim gibi gafilleri

Zikre meşgul ol 'azîzim 'âşık-ı Hak olasın

Zikr içün halk eylemişdür ol Hudâ bu dilleri

Çün beni çok zikr idin deyü bize emr eyledi

Sevmez ol zikr itmeyen hayvânleyin tenbelleri

Cümle zikrin efdali tevhîd buyurmışdur Resul

Hem yakîn yoldur Hudâya çok ise de yolları

Halkı anın ecli içün eylemiş îcâd hemîn

Anı kendi-çün yaratmışdır o Halik Hazreti

İtdi 'Abdülkâdirin dervişlerinden hem bizi

İder ol mensûbına imdâd-ı bâlâ himmeti

Page 192: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

192

Gice gündüz hamd ü şükr eyler bu Kuddûsî fakîr

Ol Hudâya kim ana bahş eyledi bu 'uzleti

329

Ey cümle halkın râzıkı fazlınla neşr it rahmeti

Sensin viren düşmana dosta bu cihanda ni'meti

Biz eyledik îmân sana yok birliğinde şübhemiz

Sen bize in'âm eyledin 'irfan u vahdâniyyeti

Mücrimleriz bakma bizim ecrâm u taksîrimize

'Afv eyle çekdirme habîbin hürmetine zahmeti

Bizde liyâkat gerçi yok lâkin senin bol rahmetin

Bulur bu 'âlemde kamu mü'min ü kâfir devleti

Bârâna muhtacız bugün yağdır kerem kıl yâ Ganî

Yok sabrımız hîç açlığa virme Halîmâ kürbeti

Biz ümmet-i merhumeyiz var ise de çok zenbimiz

Senden ümîdi kesmeyiz gösterme bize kılleti

Diler kamu mahlûk matar vir ey Cevâd u Lem-Yezel

Cümle bilürler rahmetin deryasının var vüs'ati

İster lisân-ı hâl ile yağmurı heb halk-ı cihan

Kaht-ı matar virdi kamu yir ehline çün zahmeti

Şu beldede vardur senin çok evliya 'ariflerin

Bağışla bizi anlara ki görmeyelim zilleti

Hışmımı geçdi rahmetim didin sözün gerçek-durur

Ey cümleden gayur Hudâ vir matarı it gayreti

Adın senin Rahmân-durur îmânımız vardur bizim

Eyle bugün seyr idelim izhâr-ı Rahmâniyyeti

Ağlar bu Kuddûsî görince açları sıbyân gibi

Meczûbdur ol kalbi rakîk yok sabra hergiz takati

330

Sevdiği kullarına virmez Hudâ çok ni'meti

Nice takva ehlini kâfir kılar mâl kesreti

Dirme dünyâ mâlını dinle sözi itme 'inâd

İster isen ey püser iki cihanda rahatı

Kıl tefekkür noldığın Şeddâd ile Nemrûd dahi

Neyledi Kârûn-ıla Fir'avnı dünyâ devleti

Sa'lebe ashâb içinde bir 'azîz mü'min iken

Döndi dînden oldı kâfir kalmadı hîç 'izzeti

Page 193: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

193

İste Kuddûsî kifâf mikdârı rızkı dinle söz

Çün tama'-kâr kulu sevmez Hak Te'âlâ Hazreti

331

Değmez cemalin görmeye iki cihanın lezzeti

Çün 'âşıkı teşvîk ider ma'şûkı dâ'im rü'yeti

Göster o gökçek yüzüni ey bî-nazîr şahım bana

Vir isteyen kullarına cümle na'îm-i cenneti

Ârzû kılaram vaslını dâ'im sana müştak olub

Fazlınla it ihsan bana sen pâdişâha vuslatı

Lâyık değil isem dahi ben hûb yüzini görmeye

Gönlüm umar bilmez edeb ister hemân ol ni'meti

Sen her kimi ister isen ana virirsin çok nevâl

Dilenciyem ben ez-kadîm terk itmezem bu hasleti

Gerçi günâhım çok velâkin mağfiret şanın senin

Mücrimleri 'afv eyleyüb ihsan idersin rahmeti

Dir cümle halkın alçağı Kuddûsî-yi bî-çâre kim

Ben kuluna lutf eyleyüb gösterme hergiz firkati

332

İtme ey nefsim gurur bu şöhrete gûş it sözi

Mekr-i Cebbarı gönülden hem çıkarma aç gözi

Sıdk u ihlâs ile istiğfarı çok eyle hemân

Zikre meşgul ol beher dem giceye kat gündüzi

'İlm ü a'mâl çoklığına bakuban 'ucb eyleme

Kendini bil cümle halkın ahkarı hem a'cezi

Niceler şart-ıla kulluk itmiş iken Tenriye

Gitdiler İblîs izine şaşırub toğrı izi

Kıl hazer Kuddûsîyâ 'ucb u gururdan dâ'imâ

Zahiri ta'mîri terk it kılagör safî özi

333

Gör ne yaratmış Hudâ sıdk-ıla esrara bak

Aç gözini sâlikâ san'at-ı Cebbara bak

Her ne ki var ise bil halk-ı Hudâ-yı Celîl

Cümlesi tutmış sebîl Hazret-i Settâra bak

Halk-ı cihan ser-te-ser Tenriye kulluk ider

Gafleti koy ey püser hıdmet-i Gaffara bak

Niceye dek bu kesel ide seni pür-zelel

Pendimi gûş eyle gel yarene tîmâra bak

Page 194: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

194

Perdedir iki cihan 'âşık-ı Hakka inan

Özleme hûr u cinân gayrı unut yâre bak

Zâhid-i zevvâk ile olma mukârin bile

Koyma sivâyı dile şevk ile dildâra bak

Al sözi Kuddûsîden Hakdır anı söyleden

Bu gazeli oku sen sıdk-ıla güftâra bak

334

Bu gönlüm sevdi bir yâri ki vechi âfıtâb ancak

Anın bu âfitâb yanında gûyâ bir şihâb ancak

Sayılmaz itdiği fazl u kerem bu bendesine çün

Ki 'uşşâkına in'âmı o şahın bî-hisâb ancak

Visali 'ıyd-ı ekberdir o hûbın yok nazîri hîç

Firakı nâr-ı dûzahdan eşed mühlik 'azâb ancak

Mahabbet itmeyen ana sürilür bâb-ı Yezdândan

Olur hem ol şakînin dîn ü 'ukbâsı harâb ancak

Cihanın pâdişâhları eşiğine sürerler yüz

Halâ'ik içre bî-misl ü bedel 'âlî-cenâb ancak

Kapusında mülâzım ol murada irmek istersen

Anın babında zîrâ heb du'âlar müstecâb ancak

Anın-çün kim vücûda geldi bu cümle-i mahlûkât

Anın içün kurulmuşdur muhakkak bu dolab ancak

Tevessül itdiler cümle nebîler Hakka anınla

Olur anı vesîle itmek ile feth-i bâb ancak

Bu Kuddûsî anın 'âşıklarının hâk-i pâyidir

Hemân bu tarz ile maksûdı ana intisâb ancak

335

Sevabım yok dimek 'uşşâk-ı Hakka bed cevâb ancak

Ki koyub zühdi 'ışkın odına yanmak sevâb ancak

Hulûs olmayıcak 'ilm ti 'amel olur heba cümle

Cezası çün mürâ'înifi cehennemde 'azâb ancak

İder 'ilm-i şerifi cem'-i mâla ol vesîle çün

Hadîsde geldi ki dünyâyı tâlibler kilâb ancak

Taleb eyler anı hırs-ıla şol 'atşân gibi varır

Görür ki su değildir ol hemân kuru serâb ancak

Gezer dünyâda zu'm idüb özüni pes uyanıkdır

Ecel hamrını nûş birle bilür işi harâb ancak

Page 195: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

195

Bürür gaflet hicabı gözini hîç mevti göstermez

Gelince canı hulkuma gider gözden hicâb ancak

Benim mâlım deyü hıfz eyleyüb sakladığı cümle

Kalur vârislere bir gün olur kendi türâb ancak

Şu murdar cîfeye meyi eyleme Kuddûsîyâ zîrâ

Ana hırs eyleyüb düşen değil illâ gurâb ancak

336

Be-küllî şey'e kadirsin çün ey Hak

Kapunı aç bana hîç kılma muğlak

Günâh-kârım beni it mağfiret hem

Dahi it zümre-i 'uşşâka mülhak

Geçir fazlınla meyl-i masivâdan

Hemîn deryâ-yı 'ışka eyle muğrak

Sana cezb it olayım mest ü mahbûb

Benim sen ol enîs ü yârim ancak

Kamu muhsinlerin çün ecvedisin

Cemî'-i halka Vehhâbsın muhakkak

Beni bir lahza vaslından ayırma

Ki matlûbım o hûb yüzine bakmak

Bu Kuddûsî kulun ister Latîfâ

Cemâlin şem'ine pervane olmak

337

Ana rahminde itmişem seni tevhîd ben ey Hallâk

Civânlıkda düşüb sevdana gezdim çok yayan çıplak

Habîbini ziyaret eyleyüb oldum mücavir hem

Serây-ı gönlümi nûr-ı şerîfi eyledi işrâk

Gelüben Rûma fazlınla uyandırdım nice halkı

Ki toldı kalblerine zikr ile derya gibi eşvâk

Kocayub şimdi bir 'âciz fakîr haste za'îf oldum

Gelüb her gice lutf idüb celîsim ol yüzime bak

Lisânım zikrine meşgul beher ân ey şehen-şâhım

Dahi gönlüm visalin 'ıydına olmış-durur tevâk

Bana mâl 'avret oğlan kız dahi nefsim kamu düşman

Ayağım bağlu zincîrler ile sen it beni ıtlak

Ulaşdır ol Habîbifî şehrine Kuddûsîyi zîrâ

Ana fitne olub anlar dilerler sana itmek 'âk

Page 196: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

196

338

Devâ-yı zenbdir istiğfar muhakkak

Mukayyed sanma anı bil ki mutlak

Havas ider 'avam ider anı çün

Günâh derdîne derman oldur ancak

Resul ider imiş yüz kerre her gün

Bize evlâ vü ekrem dahi elyak

Devam eyle ana sen de birader

Bize çün farz u sünnetdir okumak

Sana pend itdi Kuddûsî günâh-kâr

Tutar isen olursın bil muvaffak

339

'Acâyib a'cebidir bî-vefâlardan vefâ ummak

Dahi dâr-ı fenaya meyi idüb Hakdan rızâ ummak

Haram iki cihan 'uşşâk-ı Mevlâya bilürsin çün

Sana lâyık mıdır cennet sevüb vasl-ı Hudâ ummak

Cinânı isteyen bil rü'yet-i dîdâr içün ister

Yaraşmaz 'âşık-ı Hakka ki dîdârsız safâ ummak

Sakın aldanuban nakşa Hudâdan iftirâk itme

Kabîhdür mâsivâya aldanub Hakka lika ummak

Bu cisr üzre ikâmet iderem zann itme Kuddûsî

Ne mümkindir 'adûdan pend ü müflisden 'atâ ummak

340

'Âşıkların nişanı 'ışk rengine boyanmak

Hem turmayub dem-â-dem şem'-i cemâle yanmak

Nûş itmeyen şarâbı pâk olamaz riyadan

Hayran olan ne bilsün 'âr ü nâm u utanmak

Lâyık mıdır sana kim meyi idesin sivâya

Hem 'âşıka yaraşmaz sîm ü zere kıvanmak

Sen mâlına sevinme ki cümle vârisindir

Ahmakların kârıdır il mâlına tayanmak

Kim ki cennet ister ol Hakdan cüdâ olısar

Kârı hemân hûbânın boncuğı incü sanmak

Gûş eyle Kuddûsîyâ sâdıkların sözini

Çün yolda kor sâliki gul sözine inanmak

341

Page 197: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

197

Tâ vakt-i sabâda sana oldum idi müştak

'Işkın odı bu yüreğimi eyledi ihrâk

Zikr eylerem ey şâh-ı 'azîm çün seni her ân

Redd itme kapundan beni sen yüzime hoş bak

Muhtâc u zelîl pîr ü sakîm 'abd ü fakîrem

Sen şâh-ı Ganîsin bana it fazlını infâk

Matlûbımı vir lutf u kerem merhamet eyle

Cennetde safâ virme hemân 'ışk odına yak

Vaslıiıdan ayırma beni bir lahza Rahîmâ

İt rıfk-ıla hayret denizine dahi igrâk

Çün her kulıfia cenneti rahmetle virirsin

Vir bana da şol cenneti kim eğlenür 'uşşak

Kuddûsî-yi bî-çâre tayanmaz çü firaka

Eyle anı sen zümre-yi 'âşıklara ilhak

342

'Aceb bu sende hîç mikdâr-ı zerre yok mıdır idrâk

İdersin mâl-ı dünyâyı bedende cân gibi imsak

Ki ol bir zıll-i zâ'ildir bekası yok geçer lâ-büdd

Belâsı çok ider tâliblerini 'akıbet ihlâk

Anı hırs-ıla cem' idenden ahmak kimse yok zîrâ

Yarın rûz-ı kıyâmetde olısar nadim ü gam-nâk

Olur 'arş gölgesinde terk iden dünyâyı bî-şübhe

Halâ'ik itdiği günde feza'larla yakalar çâk

Sivâdan kalbini pâk eyle Kuddûsî koma hergiz

İrişmez Hakka bir kişi ki kalbi olmaz ise pâk

343

Hudâvendâ beni it zümre-i merdâna ilhak

Geçüb dünyâ vü uhrâdan olayım sana müştak

Firakın zehrine yok takatim sabr idebilmem

O zehrin acısın def eyle kıl vaslını tiryak

Hidâyet eyleyen sensin tarîk-ı müstakîme

Za'îfem kalmışam yoldan bana sen eyle işfâk

Yolını eyle hem âsân şu ben azmış kulına

'Alâ'ik gönlümi bend itdi eyle anı ıtlak

Bu Kuddûsîleyin yokdur cihanda gerçi gafil

Velâkin fazlın ile kıl sana meyyal ü tevvâk

Page 198: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

198

344

Yok cihanda devlet-i bâlâ çü 'ışk u cezbe-tek

İste Mevlâdan anı sen mâsivâdan desti çek

Gerçi a'mâl-i cevârih hoş velâkin zâhidâ

Yok ise anda hulûs umma sevâb çekme emek

Gizlü şirk imiş riyâ pes sahibi müşrik olur

La'net ider ana deryada semek gökde melek

Muhlis olanlar imiş dahi hâtarda anı bil

Bin sene kılsa 'amel ol cümlesi çöpden direk

Tenriden haşyet iderler hem mukarrebler kamu

Çünki îmânsız giden inşândan a'lâdır köpek

Mekr-i Hakdan ehl-i 'irfan zümresi olmaz emîn

Câhile Hallâkı virmiş taş gibi katı yürek

Çünki 'uşşâk-ı Hudâyı sen de sev Kuddûsîyâ

Hem sever anları cümle ehl-i arz ehl-i felek

345

Beyt-i Yezdâna gidilmez yolda 'isyan iderek

Hacca niyyet idene sıdk u safâ-yı kalb gerek

Hakk-ı Rahman hakk-ı inşân hakk-ı hayvan var iken

Ne yüz-ile varacaklar beyte Lebbeyk diyerek

Hem Resûlini ziyaret itmenin şartı bu kim

Ola safî dû cihanın iltifatından yürek

Geçmeyince her günâhdan haccı Hak itmez kabul

'Asî hâcînin cezası 'akıbet habs ü kürek

İtdi Kuddûsî bu pendi kendi nefsine dahi

Cümle hüccâc cümle dîn kardaşlarıyla müşterek

346

Sâlikâ bize haber vir azığın var mı görek

Çün uzakdır yol 'azîzim yolcıya azık gerek

Korkulu râha gidersin yok yanında hîç silâh

Seyf ü rümhi bulamazsın al eline bir çörek

Her konakda bir metîn muhkem hisar yapmak içün

Al yanınca her takım balta külünk kazma kürek

Hem katî sarpdır bu yol kim belleri var Kâf gibi

Ki o bellerden aşub gitmek be-gâyet güçirek

Kal'a-yı esrarını hıfz eyle düşmandan hemân

Basdırub kapusını vir ardına sağlam direk

Page 199: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

199

Eyleme yolda cinayet korkudur suç issini

Çün gereklüdür bu yolda kişiye salim yürek

Fehm idersen bu sözün sırrını kardaşım eğer

Bil ki olursın kamu esrara vâkıf giderek

Irma Kuddûsî izinden gözini Peygamberin

Dir isen kim Hazret-i Hakka selâmetle irek

347

Olmadı bu gönlüm bende (ki) bana muvafık

Dostum sana olmak dilerem 'âşık-ı sâdık

Lutf eyle bana 'ışkını vir gönlümi cezb it

Terk eyleyüb ağyarı olayım sana 'âşık

'Abidlere vir mülk-i cinânı sen de bana

Kıl fazlın ile ben kulunı vaslına lâyık

Tâ rûz-ı ezelden berü müştâk-ı cemâl(im)

Sâdıklığıma gözlerimin yaşları tanık

Kuddûsîyi hayretde kodı şevk-ı visalin

Şol rütbe ki nice hayranları fâ'ik

348

Rahîmâ bize rahm u lutf u rıfk it 'âciz oldık

Kazandık destimiz ile belâyı satun aldık

Zalûmız çünki zulmi eyledik biz nefsimize

Cehûlız hem cehaletle günâhı çokça kıldık

Kamumız mücrimiz bî-had-durur bizim suçumız

Uyub nefsin hevâsına günâh bahrine taldık

Gafûrsın hem Ra'ûfsın cümlemizi mağfiret it

Aradık bir penâh ancak senin kapunı buldık

Cihan başımıza tar oldı bugün sen bilürsin

Bu Kuddûsî fakîr dir girye vü hüzn ile toldık

349

Sanur mısın behey kardaş olısar böyle insanlık

Hakîkatde senin heb işlediğin çünki hayvanlık

Bu 'asrın halkı âdât u 'ibâdât i'tikâdıyla

İderler sûret-i Hakda biri birine şeytanlık

Direrler hırs-ıla dînân put idüb taparlar hem

Bu fi'li zu'm iderler eyledik dünyâda merdânlık

Fakîri eyleyüb tahkîr iderler zengine tevkîr

Page 200: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

200

Anı fehm eylemezler kim fakîrlik ehl-i Yezdânlık

Değiş Kuddûsîyâ heb varını sen 'ışka ol miskin

Ki dünyâda olan miskîn sürer 'ukbâda sultanlık

350

Ne hâsıl zühd ü takvadan yüri var 'âşık ol 'âşık

Koyub zühhâdı 'uşşâka olub yâr 'âşık ol 'âşık

Riyâ şirk-i nihândır kurtılamaz 'âbidân andan

Olayım dir isen hâs bende zinhar 'âşık ol 'âşık

Eğer yâr ise maksûdın bu 'ışkı it sana rehber

Ki buldı 'ışk-ıla anı bulanlar 'âşık ol 'âşık

Kimi dünyâyı sevdi kimisi cennâtı bu halkın

Sen it Allâhı ağyar üzre îsâr 'âşık ol 'âşık

Erenler zümresine girmeye sa'y eyle Kuddûsî

Sivâdan geç idüb dost-ıla bâzâr 'âşık ol 'âşık

351

Hudâdır cümle mahlûkâtı halik

Dahi ol cins-i hayvanâta râzık

Bu mülkün mâliki hem oldur ancak

Ana kulluk iderler heb halâ'ik

Münezzehdir şerîkden misli yok hîç

Ahad oldığını bilmez münafık

Yaratmış Ademi hâk-i zeminden

Kamu halk üzre kılmış anı fâ'ik

Buyurmış hem habîbim-çün yaratdım

Be-küllî halkı ol kavlinde sâdık

Anı kendim içün dahi yaratdım

Buyurmış sözi fi'line muvafık

Cemî'-i enbiyânın eşrefidür

Anı medh eyleyelim çünki lâyık

Hakîkat 'ilmini Hak ana virmiş

Cihanda yok anın gibi muhakkik

İder medhin bu Kuddûsî Hudânın

Sabî iken ana olmış çü 'âşık

352

Ey birader biz cihâna cem'-i mâla gelmedik

Mâsivânıfi fitnesine iştigâle gelmedik

Page 201: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

201

Çünki halk itdi Hudâ bizi hemân kulluk içün

Bendelikdir kârımız şirk ü dalâle gelmedik

Müdde'îlerle bizim yokdur cidal ü bahsimiz

Ma'rifet tullâbiyüz bahs ü cidale gelmedik

Zikr-i Hakdır şuglımız 'âşıklarız zâkirleriz

Kavlimiz tevhîddir ancak gayrı kale gelmedik

'Âşık-ı Hakka vebal imiş sivâya iltifat

Kesb-i hâl maksûdımız kesb-i vebale gelmedik

Gelmişüz tahsîl-i 'ışk u vecd-i 'irfan itmeye

Dâr-ı rihlet cîfesini ictilâle gelmedik

Sîm ü zer cem' eyleyenler Hakdan ayrı düşdiler

Bil ki Kuddûsî ki biz bu bed hısâle gelmedik

353

Bu zemânda sâlike 'uzletden evlâ yok tarîk

Çün bulunmaz oldı yola gitmeye sâdık refîk

Kalmadı zâ(hir)de hergiz mürşid-i kâmil dahi

Bağrı yanmış tâlib-i Hak bir mürîd bula hakîk

Ekseri nâsın iderler zikri halk celbi içün

Bin kişide bir kişi yokdur olan vasla halîk

Kimi dünyâ talibidir kelb gibi eyler taleb

Kimi cennet arzular olub hakîkatde hamîk

İste Kuddûsî Hudâdan vechine itmek nazar

Tâ ebed 'ışk bahrine talub hemîn olmak garîk

354

Sivâ deryasına zinhar girüben talma ey sâlik

Yedine cemreyi cevher sanuban alma ey sâlik

Tarîk-ı Hakdan ayrılub hevâ yollarına gitme

Erenler kâr-bânından girüye kalma ey sâlik

Görinür dürlü zînetle gözine gerçi bu dünyâ

Güler ise sana ol hîç ana sen gülme ey sâlik

Libâsın fâhirin giyme soyar bir gün alur âhir

Anın mekrine aldanub sakın râm olma ey sâlik

Ganîlerle mecal is olma kaç ebnâ-yı dünyâdan

Ki anlar gibi cîfe ârzûsına düşme ey sâlik

Dilersen semt-i maksûda eğer vuslat selâmetle

Gönül fülkini girdâb-ı sivâya salma ey sâlik

Page 202: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

202

Bu cism ü canını 'ışk odına yak eylegil safî

Ki dost dîvânına yarın safâsız gelme ey sâlik

Gıda it rûhına zikr-i Hudâyı her nefes her dem

Şu kez müstağrak ol kim subh u şâmı bilme ey sâlik

Gözünden kanlı yaş dök virme nefse hâb-ı rahat (kim)

Murada ireyim dirsen bükâ it gülme ey sâlik

Sana seyr-i sülûkün tarzını öğretdi Kuddûsî

Varub zühd ü riyazetle sararub solma ey sâlik

355

Hudânın gerçi kullara 'atâyâsı katî çok

Velâkin 'ışka benzer bu cihanda nesne hîç yok

İder kürsîde vâ'iz oturub halka nasihat

Anı gûyâ sanursıfi kim yâ Sıddîkdur yâ Fârûk

İçinde zerre yok ihlâs işi dâ'im riyadır

Anın cevher deyü satdıklarıdır cümle boncuk

Bana pend eyleyüb dir ki bu 'ışkdan fârig ol gel

Beni bezm-i elestde 'ışk-ıla Hak itdi merzûk

İder her lahza Kuddûsî bu 'ışk-ıla terakki

Hudâdan kork bana sen söyleme var eksik artık

356

Gürûh-ı sâlikâna râh-nümâ 'ışk

Ki komaz kalblerinde mâsivâ 'ışk

Anın kadrin bilür sâdık erenler

Mürâ'î zahide virmez safâ 'ışk

Giderler sıdk-ıla Hak râhına çün

Sivâ ehlin kılar ehl-i Hudâ 'ışk

Virir yoldaşına gayret şecâ'at

İder tullâb-ı Mevlâya ve"fâ 'ışk

Yatur pîr haste Kuddûsî firâşda

Olur her derdine anın deva 'ışk

357

Nideyim kalmadı sabrım çünki nâgâh geldi 'ışk

Bilmez oldum hâb u ârâm rahatımı aldı 'ışk

Çille-yi 'ışk sa'b imiş âsân sanub itdim heves

Eyledi medhûş u hayran kârımı gam kıldı 'ışk

Çıkmaz asla hatırımdan fikr-i hiisn-i rûy-ı yâr

Çünki derya gibi gönlüm kişverine toldı 'ışk

Page 203: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

203

'Arz-ı hâl itsem varub dildâre disem el-emân

Tîr-i müjgânın atuban bağrımı çün deldi 'ışk

Zühd ü takva didiğim cümle riyâ imiş meğer

'İlm ü a'mâl 'âr ü nâmûsı yabana saldı 'ışk

Eyle Kuddûsî garîbin vasl-ıla gönlüni şâd

Eyleyüb tebşîr beni ey dost yüzime güldi 'ışk

358

Hakdan yana gider iken yoldan beni sapdırdı 'ışk

Ki dil-rübâ dilberlere bu gönlümi kapdırdı 'ışk

'İlm ü 'amel zühd ü vera'dan hîç eser komayuban

Yağmacı Tatarlara cümle varımı kapdırdı 'ışk

'Anka tabî'atlü hümâ sîretlü bir serkeş iken

Şimdi saçı leylâların eşiklerin öpdirdi 'ışk

'Uşşâka dahi ider idim yokdur deyü ârâmları

Gemsiz harûn atlar gibi turmayuban kopdurdı 'ışk

'Ucb u riyâ ile harâb olmuş idi gönlüm evi

Vîrânları ma'mûr iden üstada hoş yapdırdı 'ışk

Kuddûsîyâ bu 'ışkı sen zann itme kim beyhudedir

Çün bildirüb ma'bûdını ana seni tapdurdı 'ışk

359

Çünki bugün itdi cülus dil tahtına sultân-ı 'ışk

Dağıldı hem 'âşıklara turrâlanub fermân-ı 'ışk

Dellâl-ı sûk 'ışkı nida idüb bülend âvâz-ıla

Didi ki gelsün 'âşıkân kuruldı pes dîvân-ı 'ışk

Bindi gemiye keştibân 'azm eyledi dost iline

Münkirleri gark itdi heb komadı hîç tûfân-ı 'ışk

Uğradığı yeri bu 'ışk yakub yıkub eyler harâb

Ta'mîr ider sonunda hoş ma'mûr olur vîrân-ı 'ışk

Bu 'ışka olan mübtelâ eyler telezzüz şöyle kim

Sormaz 'ilâç hîç derdine bilür ki derd dermân-ı 'ışk

Bir kez içen 'ışk şarâbın mest-i müdâm medhûş olur

Ayılmaz asla tâ ebed sekrân olur mestân-ı 'ışk

Zâhid bu 'ışkın sırrına irmek muhaldir zühd ile

Bu râza mahrem olamaz bîgânedir nâdân-ı 'ışk

Mecnûn ider 'akıllan alur karâr u sabrını

Başına tar olur cihan ağlar gezer hayrân-ı 'ışk

Page 204: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

204

Tîz vâsıl eyler 'âşıkı ma'şûka 'ışk mürşid olur

Anınla bulur vuslatı Yezdâna heb merdân-ı 'ışk

Lutf eyleyüben sâkîyâ Kuddûsîye sun cür'ayı

Vecde gelüb cûş eylesün içinde şol 'ummân-ı 'ışk

360

Ukbâda olur şâdmân olan bugün giryân-ı 'ışk

Virmez gönül ağyarına Hakkı bilen hayrân-ı 'ışk

Yokluk ile takrîb ider şol pâdişâha bendesi

Ma'şûka virir varını hem canını merdân-ı 'ışk

Dâr-ı fenanın 'akıbet vîrân olur âbâdı heb

İtme sivâya iltifat olgıl hemîn sekrân-ı 'ışk

Zikre çalış leyi ü nehâr disün münafıklar delü

Tolsun gönül iklîmine aksun hemân (Ceyhân-ı 'ışk)

Yandır bu 'ışkiiî nârına cân u teni Kuddûsîyâ

Yanmaz cahîmin odına görmez 'azâb biryân-ı 'ışk

361

Ey tâlib-i 'ışk-ı 'azîz gel gir açık bâzâr-ı 'ışk

Gündüz gice dimez ider alış veriş tüccâr-ı 'ışk

Andan cüda olma sakın mal u metâ'ım yok deyü

Bây u gedâyı seçmeyüb bâzâr yapar simsâr-ı 'ışk

Zann itme ki anda alınur satılur altun kumaş

Cân satılur yâr alınur kâr-ı cesîmdir kâr-ı 'ışk

Ana giren müflis olur kalmaz elinde mülk ü mâl

Çünki gelür yağma ider heb varını âsâr-ı 'ışk

'Arif olan levm eylemez Kuddûsî-yi bî-çâreyi

Dir bu kişi ma'zûr-durur yakmış anı gülzâr-ı 'ışk

362

Nice sultânları 'uryân itdi 'ışk

Hem nice 'üryanları hân itdi 'ışk

Dahi nice kâfiri müslim kılub

Hak yolın anlara âsân itdi 'ışk

Her kimin dil şehrine girdi ise

Yıkuban ol şehri vîrân itdi 'ışk

Gösterüb Leylâyı Mecnûn gözine

İşini âh-ıla efgân itdi 'ışk

'Işk-durur Ferhâda tağı deldiren

Page 205: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

205

Vâmıkı hem mest ü hayran itdi 'ışk

Hem Zelîhâyı kılub zâr u zebûn

Kırk sene bed-nâm ü giryân itdi 'ışk

'Ar ü nâmûs koymayub Kuddûsîde

Bir edebsiz pîr ü sekrân itdi 'ışk

363

Nice yüz bin 'âkil u dânâyı Mecnûn itdi 'ışk

Nice zühhâdın bozub zühdini meftun itdi 'ışk

Her kime uğradı ise itdi yağma varını

Nice nâsa va'z iden kurrâya efsun itdi 'ışk

Nice eyvanı yıkub indirdi nice şahları

Hem nice kadri bülendin kadrini dûn itdi 'ışk

Nice erbâb-ı hayanın perdesini çâk idüb

Bî-edeb bed-nâm u rüsvây bağrını hûn itdi 'ışk

Rûz u şeb yârân ile zevk u safâ demler süren

Kişilerin kalbini vîrân u mahzun itdi 'ışk

Çok yiyüb içüb gülüb handan olan bî-gamların

Girye ile çeşminifi yaşını Ceyhun itdi 'ışk

Nice kuttâ'-ı tarîki hem nice uğruları

Sâhib-i sıdk u vefâ halk içre me'mûn itdi 'ışk

Hem nice ahmak bî-'akl u bîgâne nadanları

Bir nazarda halkı irşâd ile me'zûn itdi 'ışk

Nice gafil nice câhil nice tab'ı camidin

İçine sel gibi akub nehr-i Seyhûn itdi 'ışk

Nice ümmî söylemek bilmez sığır çobanının

Dilini bülbül sözüni dürr-i meknûn itdi 'ışk

Nice münkir nice mubgız nice dîn düşmanının

Hâlini hoş kârını kâr-ı hümâyûn itdi 'ışk

Pes bu Kuddûsî fakîri hicr-ile mahzun iken

Râh-ı vaslı bildirüb handan u memnun itdi 'ışk

364

Vücûd iklîmine basdı kadem 'ışk

Gönül mülkinde hem dikdi 'alem 'ışk

Geçürdi mâsivâdan bizi âhir

Serây-ı dilde şâh-ı muhterem 'ışk

'Ulüvv-i kadrini sûfî ne bilsün

Page 206: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

206

Ki zann eyler ider îrâs-ı gamm 'ışk

Sakın 'uşşâkı techîl itme zîrâ

İder anlara ta'lîm-i hikem 'ışk

Bu Kuddûsî Hudâya hamd idüb çün

Ki irşâd eyler anı dem-be-dem 'ışk

365

Beni dânâ iken Mecnûn iden 'ışk

Gözimin yaşını Ceyhun iden 'ışk

Salâh u zühd ü takvama bakub nâs

Pesend eyler iken azgun iden 'ışk

Cihan halkında yok zilletde mislim

Bu hâle râzî vü memnun iden 'ışk

Sürerken 'işret ü demler safâlar

Virüb gam inledüb mahzun iden 'ışk

Derûnum derdine derman ararken

Dem-â-dem derdimi efzûn iden 'ışk

Görinüb Kayşa Leylânın yüzinden

Saluban tağlara meftun iden 'ışk

Bugün bî-çâre Kuddûsî fakîri

'Azîz iken zelîl ü dûn iden 'ışk

366

Sivâdan kalbleri tathîr ider 'ışk

Kararmış dilleri tenvîr ider 'ışk

Kılar vîrân kimin gönline girer

Hakîkatde güzel ta'mîr ider 'ışk

Duhûl itdiği kalb olur mücellâ

Şehen-şâha münâsib yir ider 'ışk

Dahi şirk ehlini eyler muvahhid

Ki ma'bûdı gönülde bir ider 'ışk

Tolar 'ışk zikr-ile kalbe çü derya

Kalîl ise dahi teksîr ider 'ışk

Zikirler efdali tevhîd imiş bil

Anı vird ideni tezkîr ider 'ışk

Devam it zikre Kuddûsî sözin tut

Güç işin zâkirin teysîr ider 'ışk

367

Page 207: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

207

Olur 'uşşâk-ı Yezdâne peder 'ışk

Ki anları çoban olur güder 'ışk

Delîl olur sülük erbabına hem

Takub zencîrini Hakka yeder 'ışk

Yimez iki cihanda gussa 'âşık

Komaz gönlünde zîrâ hîç keder 'ışk

'Azîz olur bu 'ışka hemdem olan

Ki yoldaşını itmez der-be-der 'ışk

Bu 'ışkı iste Kuddûsî Hudâdan

Kahır yüzünden ihsanlar ider 'ışk

368

Benim dostum bana eyler neler 'ışk

Cemâlin şem'ine yanmak diler 'ışk

Ne bir lahza virir rahat cihanda

Ne rahm idüb yüzime bir güler 'ışk

Ne tebşîr-i visal eyler bana ol

Ne mahzun gönlümi mesrur kılar 'ışk

Karâr u sabrımı komadı hergiz

Atub ebruların bağrım deler 'ışk

Uruban yüreğime tîg-ı kahrı

Emân virmez dilik dilik diler 'ışk

Sivâ kirini Kuddûsî gönülde

Ne denlü var ise koymaz siler 'ışk

369

Göfiül emrâzına dünyâda bir 'âcil şifâdır 'ışk

Usanmaz mübtelâsı çün ki bir şîrîn belâdır 'ışk

Sivâ fikrini koymaz şol gönülde kim olur dâhil

Zamâ'ir kişverinden kâli'-i kûh-ı sivâdır 'ışk

Geçürdi nice 'ubbâdı riyâ vü süm'a mekrinden

İder azmışları irşâd tarîk-ı pîşvâdır 'ışk

Küdûret kalmaz aslâ dil serâyından ider tathîr

Açar pâsını komaz hîç tonuk kalbe cilâdır 'ışk

Beher dem hamd ü şükr eyle hemân Yezdâna Kuddûsî

Saña fazlıyla ihsân itdi her derde devâdır 'ışk

370

Eser 'âşık başında rûz u şeb bir özge rîhdir 'ışk

Sanur zâhid riyâ makbûl u müstahsen kabîhdir 'ışk

Page 208: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

208

Hudâ merdânı 'indinde bülenddir kadri bu 'ışkın

Hemân tahsîle sa'y it ey 'azîzim çün melîhdir 'ışk

Riyâ bil gizlü şirk imiş mürâ'îde hulûs olmaz

Mu'arrâ hem müberrâ cümle 'illetden sahîhdir 'ışk

Olur hâsıl bu 'ışk zikr-ile çalış rûz u şeb aña

Hemîn sen 'âşık ol 'âşık ki sâfî hem sarîhdir 'ışk

Gürûh-ı ehl-i 'ışk hîç mâsivâya iltifât itmez

Seni irşâd ider Kuddûsîyâ şeyh-i fasîhdir 'ışk

371

Nice şâhın gönlüne geldi bu 'ışk

Varını yağmalayub aldı bu 'ışk

Nice 'ilmü 'âru nâmûs ehlinin

Şîşe-i 'arın yire çaldı bu 'ışk

Nice 'iffet sâhibi 'âbidleri

Kûşe-i meyhânede buldı bu 'ışk

Nice takvâ ehli perhîz-kârlara

Rehber-i râh-ı hevâ oldı bu 'ışk

Kaysı meftûn eyledi Leylâ ile

Ulu tağlar başına saldı bu 'ışk

Şeyh-i San'ânı dîninden çıkarub

Soñra goñlin andub sildi bu 'ışk

Bülbüli hayrân u giryân eyledi

Nitekim gül yüzine güldi bu 'ışk

Soydı Edhem-zâdeyi 'uryân kodı

Şâh iken miskîn ü ac kıldı bu 'ışk

Gösterüb Şîrîn(i) Ferhâd gözine

Aradan varlık tağın deldi bu 'ışk

Virdi sevdâ bu garîb Kuddûsîye

Şol zamân kim gönline toldı bu 'ışk

372

Çünki deryâ-veş gönül iklimine toldı bu 'ışk

Komadı aslâ karâr u sabrını aldı bu 'ışk

Virdi hayret şol kadar kim subh u şâmı bilmezem

'Aklımı yağmaladı pes bî-haber geldi bu 'ışk

Zülf-i yâr-ile beni muhkem tutuban bağladı

Şîşe-i nâmûsımı âhir yire çaldı bu 'ışk

Page 209: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

209

Zâhidâ levm itme ebsem ol ki ma'zûr olmışam

Bulmadım çün 'ışkı ben ammâ beni buldı bu 'ışk

Sevdiğim yâri değildir ihtiyârî nideyim

Dürlü dürlü cilvelerle 'aklımı çaldı bu 'ışk

Mâsivâdan geldi nefret hâsılı şimdi baña

Cümleden derd-i nigârı mu'teber kıldı bu 'ışk

Kablamışdı levha-i kalbimi evsâh-ı sivâ

Sünkibârı feyz ile komadı heb sildi bu 'ışk

Rûz u şeb efgânımı sen tanlama sûfî benim

Hâlimi kıldı perîşân bağrımı deldi bu 'ışk

Virdi Kuddûsî bu 'ışkın yolına heb varını

Mâsivâdan geçdi gönünde hemân kaldı bu 'ışk

373

Sanma kim şimdi beni buldı bu 'ışk

Tâ ezelden hem-demim oldı bu 'ışk

İtmişem feryâd anam rahminde çok

Tıfl iken hayrân u mest kıldı bu 'ışk

Nice demler 'ilme sa'y itmiş idim

'İlm ü 'akl u zühdimi aldı bu 'ışk

Rûm u Şâmı gezdirüben bir zemân

Tağlara hem çöllere saldı bu 'ışk

Gönlümün şehrini vîrân eyledi

Yâğmacı Tâtârleyin geldi bu 'ışk

Mâsivâdan eyleyüb tenfîr hemîn

Kir ü pâsın kalblerin sildi bu 'ışk

Neylesün Kuddûsî-yi haste koca

İçine deryâ gibi toldı bu 'ışk

374

Çok zâhidi rüsvâ-yı cihân eyledi bu 'ışk

Çok gâfıli âgâh-ı zemân eyledi bu 'ışk

Çok pâdişâhın şevketini meskenet itdi

Çok bende-yi bî-'izzeti hân eyledi bu 'ışk

Çok 'âlimin 'ilmini alub eyledi câhil

Çok câhile her fenni 'ayân eyledi bu 'ışk

Çok fâciri bir nazar ile eyledi irşâd

Çok 'âbidin işini yaman eyledi bu 'ışk

Page 210: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

210

Çok şâbları pîr eyleyüben bilini bükdi

Çok pirleri hem dahi civân eyledi bu 'ışk

Çok 'âkili hayretde koyub eyledi bî-hûş

Çok eblehi erbâb-ı beyân eyledi bu 'ışk

Çok vâsılı düşürdi dahi vâdî-yi hicre

Çok münkatı'ı dosta revân eyledi bu 'ışk

Çok mürtefi'in zîr-i zemîn eyledi kadrin

Çok sâfile eyvânı mekân eyledi bu 'ışk

Çok kimseleri tîr idüben atdı yabana

Çok kimseleri tîre nişân eyledi bu 'ışk

Çok kimseleri lâl idüben bağladı dilin

Çok kimseleri nutk-ı lisân eyledi bu 'ışk

Kuddûsîye virdi katı hayret katı dehşet

Çün kârını gam bağrını kan eyledi bu 'ışk

375

Her kimin dil şehrine girdi bu 'ışk

Mâsivâyı komayub sürdi bu 'ışk

'Aklını alub anı mest eyledi

'Âr u nâmûs şişesin kırdı bu 'ışk

Eyledi seyyâh dahi coşdıruban

Rûm u Şâm u Mısrı gezdirdi bu 'ışk

Kimini düşürdi bir sevdâya pes

Şâh iken tâcın yire urdı bu 'ışk

Kapularda sâ'il itdi 'âkıbet

Virmeyüb bir lokma sürdirdi bu 'ışk

Kimini Kuddûsî-yi nâçâr gibi

Nâs içinden çekdi ayırdı bu 'ışk

376

Sûretâ bir hoş heves eyleyecek kârdır bu 'ışk

Hâlbuki 'uşşâkı ihrâk idici nârdır bu 'ışk

Mübtelâsı istemez hergiz halâs yanar hemân

Bir göfiüller kapucı kuvvetli sehhârdır bu 'ışk

'Akıl ü dânâlan serhöş u ser-gerdân ider

Sâlik-i sâdıkları irşâda efsârdır bu 'ışk

İbn-i Edhem gibi nice pâdişâhların gelüb

Varını yağmaladı yağmacı Tâtârdır bu 'ışk

Page 211: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

211

Deldirir tağları 'uşşâka açarlar dosta yol

İrdirir müştâk-ı yâre mûsil-i yârdır bu 'ışk

Hâb u râhat mı kalur uğradığı bî-çârede

Mekri çok emsâli yok dünyâda mekkârdır bu 'ışk

Her kimiñ kim 'ışk u sevdâ gelmedi hîç başına

Zann ider âsân tahammül bir hafîf bârdır bu 'ışk

Eyledi rüsvâ-yı 'âlem derd-mend Kuddûsîyi

Gadr ider virmez emân miskine gaddârdır bu 'ışk

377

Beni bir dilber-i bî-misle meftûn eylediñ ey 'ışk

Gözümün yaşını sel bağrımı hûn eylediñ ey 'ışk

Hümâ-veş göklere pervâz ider iken gönül mürgi

Düşürdün vâdî-yi ahzâna mahzun eylediñ ey 'ışk

Ne dünyâ hemmi var şimdi ne 'ukbâ kaydı goñlümde

Unutdurduñ baña şimdi ne efsûn eylediñ ey 'ışk

Derûnum derdine çâre bulayım dir iken el'ân

Düşürdün bir beter derde dîger-gûn eylediñ ey 'ışk

Komadiñ sabrı ârâmı gönülde uykuyı gözde

Bugün pes kârımı kâr-ı hümâyûn eylediñ ey 'ışk

Gice gündüz hemân ârzû-yı vasl-ı yâre meşgülam

Baña ihsân u lutfı hadden efzûn eylediñ ey 'ışk

Girüb dil şehrine bozduñ dagitdiñ zühd ü takvâyı

Belâ üzre belâyı bende kânûn eylediñ ey 'ışk

Bu Kuddûsî fakîri sûretâ hor u zelîl itdiñ

Hakîkatde emîr-i rub'-ı meskûn eylediñ ey 'ışk

378

Derdimi kime diyem kime idem 'arz-ı hâl

Niceyedek gam yiyem kalmadı sabra mecâl

Goñlüme 'ışk u hevâ girdi komadı sivâ

Cümleden oldum cüdâ ârzûlar oldum cemâl

Derd-i derûn bî-hisâb disem olur bir kitâb

Sâkit ol ağzım yap eyleme hîç kîl ü kâl

'Işk beni dûn eyledi zâr u zebûn eyledi

Bağrımı hûn eyledi soñra da virdi kemâl

Ol baña nâfi' 'ilâç itdim anı başa tâc

Hâsıl olub ibtihâc buldum aniñla visâl

Page 212: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

212

Anı ideli enîs oldı baña yâr celîs

Evvel idim pes hasîs hissete irdi zevâl

Hem olalı aña yâr oldı işim âh ü zâr

İtdim anı ihtiyâr geldi dile hoş hısâl

'Işk-ıla Kuddûsîyâ hemdem olub bul safâ

Varım eyle fedâ emrine it imtisâl

379

Sizinle isteyelim biz Hudâdan 'ışk u vecd ü hâl

Çün 'ışkı olmayan zâhid olısardır mudili hem dâll

Düşirir kibr ü 'ucb u hakda ol miskini İblîs hem

İder dürlü hiyel ile o mağrûr ahmakı idlâl

'Amel ihlâs ile makbul olur 'indinde Mevlânın

Riyâ şirk-i hafidir pes olısar müfsid a'mâl

Olur müşrik mürâ'î itse de biñ yıl 'ibâdetler

Kulûb-ı 'âşıkânı 'ışk ider pâk hîç komaz ezbâl

Gelür 'ışk zikr-ile kalbe olalım biz aña meşgul

İder Kuddûsîyâ Mevlâ gürûh-ı 'âşıka îsâl

380

Ey Latîf ü Hayy u Kuddûs u 'Azîm ü zü'l-Celâl

Koyma göülümde 'alâ'ikdan eser lutf eyle al

Mâsivâdan anda hîç mikdâr-ı zerre kalmasun

Sen buyur gir ol serâya çıkma hergiz anda kal

İtmeyem hûr u kusûrına cinânıfi iltifât

Vechiñe dâ'im nazar itmek baña a'zam nevâl

Ehl-i dünyâ ehl-i 'ukbâ oldılar senden cüdâ

Kendiñe ehl eyle fazlmla beni görem cemâl

Tâkatim yok kulluğa çün pîr ü 'âciz bendeyim

Bilmeyüben haddimi hîç eylerem vuslat su'âl

Görmezem ben kendimi lâyık bu bâlâ devlete

Kâfire itseñ hidâyet bilürem bulur visâl

Eyle Kuddûsî kulum lâyık-ı vasl-ı likâ

İnfısâlden kurtarub vir rahmetiñle ittisâl

381

Ey Semî' ü Hayy u Kayyûm u Hakîm ü zü'l-Celâl

İder oldum nazm-ıla şimdi saña ben 'arz-ı hâl

'Aklım irmez hikmetin bilmem bu manzum sözlerin

Page 213: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

213

Sen biliirsin ki değil maksûdım izhâr-ı kemâl

'Acizem çün 'âdet-i nâs üzre kullukdan hemân

Oldı işim pes mecâzib gibi manzum kîl ü kâl

Pîr-i fânî olmışam yok tâkâtim hîç kulluğa

'Işk u cezbe vir baña sen bende benlik koma al

Eyle Kuddûsî kulum lutf idüb mest-i müdâm

01 habíbiñ hürmetine ey Latîf ü bî-zevâl

382

Ey bu mahlûkâtı halk iden Melîk-i zü'l-Celâl

Mülk seniñ ancak saña mahlûk şerîk olmak muhâl

Olsa iki pâdişâh bir beldede olur harâb

Sen gibi bir pâdişâh yok ey Hudâ-yı Lâ-Yezâl

Kangı mahlükiñ seniñ mülkiñde ortağın olur

Cümleniñ Hal lâkı sensin Hayy u Bâkî bî-Zevâl

Didiren ben Teñriyem sensin biraz ahmaklara

Ruhların kabz eylediñ sen anlariñ hem bî-kıtâl

Birliğine heb delîl bu işlerin var hikmeti

İdemez bir kimse senden her ne kilarsañ su'âl

Çünki bir katre menîden eylediñ anları halk

Sen şehen-şâha nice ortak olabilür şegâl

Eyle Kuddûsî güneh-kâr bendeñi sen mağfiret

Rahmetiñden kânıt olmaz itse de çok ihtiyâl

383

Ey birâder 'ilme sa'y it gice gündüz bî-melâl

Bir gün olur ki virir maksûdını Hak zü'l-Celâl

Her kişi irse gerekdir menzile sa'yı kadar

Turmayub sa'y it ki olsun menziliñ a'le'l-e'âl

Bilmiş ol 'ilmi ki ancak feyz-i Rabbânî-durur

Gice gündüz ağlayub anı Hudâdan it su'âl

'İzzet-i dâreyni ehl-i 'ilme virir ol Kerîm

Zillet-i kevneyne bâ'isdir cehil itme cidâl

Meyyite benzer muhakkak câhil-i bî-ma'rifet

Diñleyüb cân u gönülden sözimi gûşine al

Hiç basiretle berâber mi olur a'mâ olan

'Alimin 'ilmi hüdâdır cáhiliñ cehli dalâl

'İlm ile eyler tekarrüb bil ki kul Mevlâsına

Page 214: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

214

Olayım dirseñ mukarreb 'ilm-ile it iştigâl

Tâlib-i 'ilmin ferişteler ayağı altına

Didi Peygamber döşerler Teñriniñ emriyle bâl

Her neye sarf itse inşân himmet ile vüs'ını

Viriser matlûbını aniñ Hudâ-yı Lâ-yezâl

'İlm-i nâfi' iste Hakdan eyleme bî-nef e hırs

Çünki olur nice dânişmendlerin 'ilmi vebâl

Çok 'ilim var ki tevaggul eylemek olur harâm

İste Mevlânın rızâsın hemen olursun hısâl

Hem cemâ'atle namâzı kıl sakın terk eyleme

Destini tut beş vakitde eyle Hakka ibtihâl

Sâlihînin meslekine it sülük ayrılma hîç

Çün bu yoldan mâ'adâya gideniñ işi hayâl

Pendi Kuddûsî ider tullâb-ı 'ilme ki anı

Kim ki tutarsa virür Mevlâ aña fazl u kemâl

384

Ey Cevâd u bî-şebîh ü bî-nazîr ü bî-misâl

Vey Kerîm ü Hayy u Kayyûm u 'Azîm ü zü'l-Celâl

Kapuña geldim niyâzım bu-durur leyi ü nehâr

Ki baña gösterme lutf it iftirâk u infısâl

Gerçi yokdur zerrece bende liyâkat vaslına

Eylerem boynum eğüb sen pâdişâhımdan su'âl

Rahmetimden kesmeñiz ey kullarım didiñ ümîd

İtmezem kat'î recâ pes umaram kâm-ı visâl

Çün habîbinle tevessül itdi Kuddûsî saña

Kıl müyesser aña fazliñla temâşâ-yi cemâl

385

Eyledim dürlü du'âlarla kapuñda çok su'âl

İtmedin ihsân benim matlûbumı ey zü'l-Celâl

Nazm-ıla şimdi su'âle başladım leyi ü nehâr

Bilmez isem de 'arûz 'ilmin dahi şîrîn makâl

İstemem dünyâda mansıb sîm ü zer cem' eylemek

'Âşık-ı sâdıklara meyl-i sivâ vizr ü vebâl

Mübtelâ olub mecâzî 'ışka aldım çok nisâ

Toğdı çok evlâd irişdi zühd ü takvâma zevâl

Dir bu Kuddûsî kuluñ hıfz eyleyüb îmânımı

Page 215: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

215

İt beni îsâl habíbiñ şehrine cânımı al

386

Çün Resûl dimiş sever medh itmeyi Hak zü'l-Celâl

İsterem meddahlığın yok ise de bende kemâl

Kendini medh ider ancak kendi ol Hallâk-ı halk

Men fakîr ü câhilem kârım hemân kîl ile kâl

Cümle mahlûkâtı kâf u nûn ile var eyledi

Vâhid ü bâkî şehen-şâhdır aña hîç yok zevâl

Bî-şerîk ü bî-nazîr ü bî-vezîr ü bî-zahîr

Kapusı hergiz kapanmaz ideriz fazlın su'âl

Heb cihân halkıyla anıfi eyleriz biz medhini

Kârımız tesbîh ü takdîse beher ân iştigâl

Cân kulağı işidüben hüsnini oldum delii

Ta'n ider zâhid baña zann eyleyub ehl-i dalâl

'Âşık-ı meddâhı olmışam o hûbın pes bugün

Eyledi zîrâ temevvüc bahr-i 'ışk misl-i cibâl

Nazm-ıla Kuddûsî-yi miskîn Hudâyı medh ider

Bu tarîk ile nasîb olmak umar aña visâl

387

Kıl tefekkür Hakkı bil halk-ı cihândan 'ibret al

Yedi kat yerden ü yedi kat semâdan 'ibret al

Ay u gün yıldızlara bak nice halk itmiş Hudâ

Yer yüzinde bî-hisâb mahlûk olandan 'ibret al

On sekiz biñ 'álemiñ Hallâkı oldığın düşün

Bâ-husûs Âdem Safiyy-i 'âlî-şândan 'ibret al

Yerde gökde 'arş u kürsîde olan emlâk dahi

Dâr-ı dünyâda bulunan ins ü cândan 'ibret al

Cümle mahlûk kâf ile nûn arasında geldiler

Kün hitâbıyla gelen kevn ü mekândan 'ibret al

Kibriyâsını eğer bilmekse maksûd Hâlikın

O kuyub nazmı te'emmül eyle andan 'ibret al

'Ârif-i üstâd-ı masnû'ât olayın dir iseñ

Cümle eşyâdır nişânı bak nişândan 'ibret al

Ma'rifet içün seni Kuddûsîyâ halk itdi

Hak Anı tahsîl eyle turma 'ârifândan 'ibret al

388

Page 216: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

216

Ey Cevâd u Hayy u Kayyûm u Kerîm ü zü'l-Celâl

Eylerem sen pâdişâhımdan büyük nesne su'âl

Çünki hâcet eyledi mess vir benim matlûbımı

itme red gümrâh deyü pîr olmışam kılma nikâl

Bende kocayınca sultân eylemez hergiz 'itâb

Var ise dahi günâhı sad hezâr mislü'l-cibâl

Hem amñ kesmez gıdâsın dâ'imâ ihsân ider

Hizmete yitmez güci dimez virir dürlü nevâl

Dû cihânın ni'meti virmez safâ Kuddûsîye

Çün anın maksûdı sensin pes diler saña visal

389

Ey Celîl ü Rabb ü Cebbâr u Kerîm ü zü'l-Celâl

Kapuña geldim bugün itmek içün senden su'âl

Müstecâb olur imiş kapuñda zîrâ her du'â

Pes yaşım yetmiş sekiz cismim nahîf hem ak sakal

Sen 'Azîmü'ş-şân du'â idift deyü emr eylediñ

Kara yüzlü kul isem de emre itdim imtisâl

Kesmezem hergiz ümîdi rahmetiñden ey Rahîm

Cümle halkiñ zenbi katre rahmetiñ deryâ-misâl

İtme Kuddûsî günâh-kân kapuñdan red bugün

Müsta' iddir mevte çün yaklaşdı rûz-ı irtihâl

390

Her kimiñ kim yok hulûsı ol behâ'imden adal

Muhlis ol çek bu riyâ vü süm'adan sıdk-ıla el

Bil olur hâsıl hulûs 'ışk-ıla hem 'ışk zikr-ile

Eyle tevhîde devâm kim olasın 'ışka mahal

Cümle zikrin efdali tevhîd buyurmış çün Resul

Eylemiş telkîn 'Alîye anı sen bu râha gel

Kıl şerî'atle 'amel eyle tarîka hem sülük

Ol hakîkat 'ilmine nâ'il anınla it 'amel

İtdi Kuddûsî nasihat sana tutgıl ey ahî

Eyle tevhîd-i Hudâ çünki Ahaddür hem Ecel

391

'İbâdet içre bilmiş ol ki efdal

Namazdır kıl sen anı olma tenbel

Münâfıklardan eyle ictinâb çün

Ki anların mekânı derk-i esfel

Page 217: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

217

Hulûs yok kılsalar da kalblerinde

Anın kadrin ne bilsün kavm-i echel

Riyâdır işleri heb ol gürûhın

Hudâ 'indinde cümle halkdan erzel

Huzûr-ı kalb-ile kılub namâzı

Sen ol Kuddûsîyâ bir 'abd-i ekmel

392

'Âşıkam bir yâre kim yok hîç anın gibi güzel

Ekrem ü a'lâ vü erham hem e'azdir hem ecell

Kendini zikr ideni zikr eyleyüb olur celîs

Çün sever 'uşşâkını ol pâdişâh-ı Lem Yezel

Bî-hisâb suçlarını dahi ider heb mağfiret

Eylemez hergiz zarar anlara 'isyân u dagel

İsmi Gaffâr u Halimdir dahi Settâr u Gafûr

Dahi Tevvâb u Rahîm ol bî-nazîr ü bî-mesel

Çocuğiken işidüben cân kulağı hüsnini

Gönlüme sevdâsı düşdi 'aklıma geldi halel

Eyledi merhum babam tevhidi telkîn ol zemân

Başladım leyi ü nehâr zikre çalışdım bî-mehel

Tîz vakitde toğdı kalb oğlı memem altında hem

Cânlu hayvân gibi oynar şevk-ıla idüb 'acel

Vâlideynim oldılar hayrân ü handân hamd idüb

Didiler pes oğlumız oldı bu esrâra mahal

Ol şehen-şâh virdi Kuddûsî kuluna 'ışkını

'Âşık u meczûbda kalmaz gıll ü gış gaflet kesel

393

Civânlıkda rezîl pîrlikde oldum şeyh-i erzel

Dahi gâfil idim ol demde oldum şimdi agfel

Dir idim yok-durur câhil benim gibi cihânda

Bugün itdim te'emmül bulmadım hîç benden echel

Mecâzî 'ışk beni tahrîk idüb dâ'im gezerdim

Gelüb bir hûb dahi takdı bu dem gönlime çengel

Boyandım dürlü dürlü renge bozdı cümlesin 'ışk

Ki oldı levn-i 'ışka cümle elvânım mübeddel

Heves eyler boyanmağa bu renge gerçi zâhid

Velâkin 'âr ü nâmûsı komaz elden o tenbel

Page 218: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

218

Riyâ vü kibr ü 'ucb-ıla tutulmış ammâ goñül

İder da'vâ-yı kutbiyyet gözi kör zihni muhtel

Benimle oynayub satranç bu 'ışk varımı aldı

Didi saña yiter 'âşık iseñ zülf-i müselsel

Şu kez mest olmışam 'ışkın meyinden kim görinür

Gözime her neye baksam hemân çeşm-i mükemmel

Ozan itdi beni 'ışk şöyledir mağdur tutuñ çün

Ki bilmem muhtasar mıdır sözüm yâhûd mutavvel

Sakın ta'n itme ey vâ'iz bu Kuddûsî fakîre

Ki dir mahbûbı terk it mâsivâmı heb baña gel

394

Ey nefis şimden girü ağyân terk it yâre gel

Yetiştir itdiklerin tuğyân u 'isyân u dagal

Sû-yı akrâna uyub siydin Hudânın emrini

Kılmadın bu ana dek aslâ rızâ sicne 'amel

Seçmedin hergiz helâl-ile harâmın beynini

Cîfe-i dünyâyı bel' itdin hemân misl-i zagel

Sûretâ mü'minsin ammâ gizli şirk içinde var

Çün hakîkatde mürâ'îdir behâ'imden 'adel

Yolcısın yok zâd-ı râhın yükün ise pek sakîl

San'atın ta'mîr-i dünyâ hedm-i dîn tül-i emel

Bakmadın 'ibret göziyle Hâlikın masnû'ına

Kablamış endâmını heb gaflet ü sehv ü kesel

Hem lisânınla Hudânın zikrin iksâr itmedin

Söyledin gaybet yalan çok i'tirâz-ile cedel

Hak kelâmı hîç kulağınla işidüb tutmadın

Hey'etin insândır ammâ işlerin cümle dagel

Hayr işe yapışmadın destinle çok şerr işledin

Bilmezem ki kurtulur mı nâr-ı dûzahdan bu el

Ayağınla gitmedin bir hatvecik Hak yolına

Köhnelendi şimdi a'zâ dahi yaklaşdı ecel

Kalbin ile itmedin bir dem tefekkür sıdk-ıla

Ki neler halk eylemişdir Kird-gâr u Lem-Yezel

Kendini sen zann idersin cümleye sâlim kavî

İç ü taşın toptolu emrâz u eskâm u 'ilel

Page 219: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

219

Hâsılı budur kelâmın bilmiş ol itme gurur

Cümle a'mâlinde vardır bî-şümâr 'ayb u halel

Mâsivâsından geçüb Allaha gel Kuddûsîyâ

Külli şey'hâlikdir illâ vechü Mevlâne'l-ecel

395

Sâlikâ ağyârı gönülden çıkar dildâre gel

Vuslat-ı cânân içün cân satılan bâzâra gel

Varma zâhid yanına magbûn ider sonra seni

Rûz u şeb kânûn-ı 'ışk içre yanan nâçâra gel

Nehr-i asgardan cevâhir çıkmaz ey ebleh yüri

Dürr-i meknûn ister isen sâhil-i ebhâre gel

Turmayub yâd eyle yârin ismini leyi ü nehâr

Ma'rifet kesb itmeğe sa'y eyle hey âvâre gel

Cân u dilden tâlib isen dost visâlini eğer

Cismini yandır bu 'ışkın odına bir pâre gel

Tevbe eyle 'âşıkâna itdiğin küstâhlığa

Ehl-i Hakka buğz u inkârı koyub ikrâra gel

Çok uyuma gicelerde kıl temellük Hâlika

Bitmek istersen işin hoş cilve-i eshâra gel

Cân u dilden 'âşık oldınsa behey bülbül güle

Âşiyânın terkini ur şevk-ıla gülzâra gel

Zühd ü takvâ perdesini çâk idüben sıdk-ıla

'Işkı rehber it hemîn bul firkate bir çâre gel

'Âr u nâmûs şişesini kırmayan 'âşık m'olur

'Âşık olmak diler isen 'âşık-ı bî-'âra gel

Mâsivâdan fârig olub yâri bul Kuddûsîyâ

Arayan Mevlâsını bulur dimişler ara gel

396

İster isen olmak velî Kuddûsa gel Kuddûsa (gel)

Cümle sivâdan çek eli Kuddûsa gel Kuddûsa (gel)

Aldanma(gıl) sen câhına gir sıdk-ıla dost râhına

Ol bende mülkin şâhına Kuddûsa gel Kuddûsa (gel)

Çün perdedir iki cihân 'uşşâk-ı Hakka bî-gümân

Çâk eyle sen anı hemân Kuddûsa gel Kuddûsa (gel)

İt rûz u şeb zikre devâm ki olasın mest-i müdâm

Mezkûre ir ol şâd-kâm Kuddûsa gel Kuddûsa (gel)

Page 220: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

220

Kalbe tolar 'ışk zikr-ile 'âşık olub seyr it yola

Bakınma hîç sağ u sola Kuddûsa gel Kuddûsa (gel)

Aç gözini nakkâşı gör nakşına bakub olma kör

Ol ibni Edhem-veş gayûr Kuddûsa gel Kuddûsa (gel)

Mevlâsını kıldı taleb terk eyledi varını heb

İt sen de ağyârdan hereb Kuddûsa gel Kuddûsa (gel)

Kuddûsîyâ itme mehel tevhîde çalış bî-kesel

Tut pendi çek gayriden el Kuddûsa gel Kuddûsa (gel)

397

Gözlerinden sûfîyâ cennet içün kan dökme gel

Nâr-ı dûzah korkusından dahi bârân dökme gel

Cümlenin Hallâkının 'ışkı odına yan hemîn

Nefs-i ejderhâ femine katre niyân dökme gel

Çün riyâ şirk-i hafidir müşrik olma ey 'azîz

Taht-ı sultâna sakınub zibl ü katrân dökme gel

İtme Hak zâkirlerine buğz u inkâr u cefâ

Sû-yı tedbîr ile hınzîr önine nân dökme gel

Zikre çalış tut bu Kuddûsî fakirin sözini

Harmen-i 'ömri yabana böyle her ân tökme gel

398

Ey Hudâ çokdur bizim müşkil işimiz eyle hal

Artdı ekdâr virdi zikr ü fikrimize pes halel

Cümle mü'min kulların tefrîc idersin giryesin

Çünki erham dahi ekrem hem e'azsin hem eceli

Zenbimiz çok rahmetin deryâ senin pâyânı yok

Mağfiret eyle bizi ey pâdişâh-ı Lem-yezel

Gice gündüz cân u dilden isteriz senden necât

Vir selâmet her ne var ise elem gussa galel

Dir ki Kuddûsî umarız dâ'imen eltâfını

Eyleriz tevhîd seni yok ise de 'ilm ü 'amel

399

Zâhidâ sen itme tahkîr 'âşıkı insâfa gel

Yok deyü hîç anda mâl u 'izzet ü 'ilm ü 'amel

İstemez iki cihanın 'izzetin Hak 'âşıkı

Yokluğ-ıla bulınur vasl-ı Hudâ-yı Lem-Yezel

Aslımız bir nutfedir âhir türâb olsak gerek

Bu kıyâmet bozılur hem dinle söz itme cedel

Page 221: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

221

Virdi Yezdân bize cism ü rûh u 'akıl kuvveti

Çok da gitmez mahv olur cümlesi geldikde ecel

Destimizde var mı hüccet ki nolısar hâlimiz

Ağlayalım bizde vardır bî-hisâb cürm ü zelel

Varamaz bu sûret-ile mahşere her âdemî

Sâhibine virir ol günde günâhları sakîl

'Ucb-ıla sürüldi iblîs oldı mel'ûn u recîm

Benlik ile geldi âhir 'izz ü câhına halel

Kemlik idenlere eylik bil velîler hulkıdır

Eylik it sen aña kim eyler saña cevr-i hiyel

Saña Kuddûsî bu pendi dahi nefsine ider

Tut anı gücenme lutf it kalmasun dilde melel

400

Visâl-i yâre irmek isteyen 'âşık berü gel

Bu şi'rime nazar it gözini aç olma ahvel

Gönül virme şu dünyâ zînetine bakma aslâ

Dahi cennet içün çalışma zinhâr olma tenbel

Mukayyedlikden ol âzâde 'ışkın himmetiyle

Teveccüh eyle Allaha sivâsından yuyub el

Firâr it 'ışkı olmayan kişiden itme ülfet

Cihân halkında yok bir kimse hîç bî-'ışkdan agfel

'Amelsiz 'ilm ü ihlâssız 'amel makbul değildir

Anın çün záhidiñ goñli müşevveş zihni muhtal

Beher dem her nefes zikre devâm it olma gâfıl

İder Allah ne deñlü var ise müşkil işin hail

Bu Kuddûsî gibi sen de tegâfül itme kardaş

Külüñg-i 'ışk-ıla gayret idüb varlık tağın del

401

Ey cümle halkm müşkilâtın eyleyen lutfıyla hal

Hail it benim müşkillerim ben olmışam pîr ü ezel

Rahme sezâ oldum bugün her kim ki görse rahm ider

Sen ráhimíniñ erhamisin hem e'azsin hem ecel

Sabr idemem hergiz belâya tâkatim yok 'âcizem

Etfâl gibi senden iderem dâ'imen ni'met emel

Yok iktidârım kesbe hîç kârım hemân şeklen sana

Çün isterem senden beher ân cüz'-i su mislüh besel

Page 222: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

222

Dürlü ni'metle besledin yetmiş tokuz yıl hoş beni

Pes eyledin ihsân u in'âm sükker ü lahm u 'asel

Fazlınla ihsân eyledin hem rızkımı baykuşleyin

Bu cîfe-i murdâr içün gezdirmedin sehl ü cebel

Şimdi tezâyüd itdi ekdârım sana ma'lûm-durur

Cismim za'îf kalbim hazîn yaklaşdı hâlbuki ecel

Eşrât-ı sâ'at oldı peydâ fitneler uyandılar îkâz

İderler fitne-i kavm-i şerâr ehl-i dagal

Kuddûsîyi hıfz it Hafîzâ dû cihânda kürbeden

Kılma anı giryân u gam-nâk ü perîşân mübtezel

402

'Işk güzel 'âşık güzel ü yâr güzel

Gül güzel bülbül güzel gülzâr güzel

Tevbe olsun ki (bu) halkı yirmeyem

Halk güzel Hâlik güzel her var güzel

Bulmadım bir nesne kim ola 'abes

Çâr 'anâsır yil su hâk ü nâr güzel

Yedi gökler dahi anlarda olan

Levh Kalem ay gün cünûd-ı yâr güzel

'Arş u Kürsî Beyt-i Ma'mûr u melek

Pes dahi anlardaki envâr güzel

Yedi kat yer dahi anlarda olan

Cümle eşyâya virilmiş kâr güzel

Yok-durur 'âlemde bir beyhude şey

Taş ağaç sâ'ir cemâd cân-dâr güzel

On sekiz bin dürlü 'âlem halkı heb

Kulluk iderler kamu her bâr güzel

Kelb ü hınzîr ü yılan 'akreb dahi

Sâ'irinin var nice esrâr güzel

Var yaratmakda 'azâbı dûzahı

Nice nice hikmet-i Cebbâr güzel

Kâfiri şeytânı halk itmekde hem

Var mesâlih ideriz ikrâr güzel

İ'tirâz itme sakın Kuddûsîyâ

Hak güzel halkı güzel âsâr güzel

Page 223: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

223

403

Mehdî zuhuri bil yakîn dünyâ evin çok yapmagıl

Açmış Resûl Mevlâ yolın sen toğrı yoldan sapmagıl

Dimiş günâhlarm başı dünyâyı sevmek ey kişi

Güç eyleme kolay işi sîm ü zere hîç tapmagıl

Ahir zamân halkına sen uyma birâder misl-i zen

Oda yanar dünyâ seven uçmak yolından sapmagıl

Dirme anı hırs-ıla hem rızkı virir Hak lâ-cerem

Eyle tevekkül çekme gam il rızkını sen kapmagıl

Kuddûsîyâ zikre çalış gaflet ile bitmez bir iş

Merdân gürûhına karış gâfiller ile kopmagıl

404

Ey dost baña sen 'ışkı fazliñla 'atâ kıl

Bu goñlümüñ ikbâlini her demde saña kıl

Çün her kimi sevdiñse aña 'ışkını virdiñ

Lâyık değil isem dahi lutf eyle sezâ kıl

Yaz adımı hem defter-i 'uşşâkın içinde

Cezb eyle saña goñlümi pür zevk-ı safâ kıl

Bed-nâm u zelîl itdi beni 'ışk-ı mecâzî

Derdim katı çok merhamet it aña devâ kıl

Kuddûsîyi ehl eyle saña ey kerem ıssı

Zühhâdı sivâ ehli anı ehl-i Hudâ kıl

405

Hudâvendâ beni fazlınla merdân zümresinden kıl

Seni 'ârif olan ashâb-ı 'irfân zümresinden kıl

İçir 'ışk-ı hakîkî hamrını mest-i müdâm olam

Gice gündüz seniñ şevkinle mestân zümresinden kıl

Bu kesret fitnesinden lutf idüb ben kuluîiı kurtar

Koyub ağyârı sen şâh-ıla kalan zümresinden kıl

Hicâb olur imiş iki cihân 'uşşâk gürûhına

Beni cümle sivâdan fârig olan zümresinden kıl

İdüb Kuddûsîyi hem zikre meşgül sen celîsi ol

Anı 'ışk bahrine sıdk-ıla talan zümresinden kıl

406

Ey sâlik-i Hak sa'y idüben kesb-i hüner kıl

Ko gayrisini Hazret-i Yezdâna sefer kıl

Aldanma sakın nakşına bu dâr-ı fenaniñ

Page 224: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

224

Sehhâredir ol kendiñi pek virme hazer kıl

'Uşşâka harâm didi Resul iki cihân bil

Meyi itme aña zen gibi sen kendiñi er kıl

Bir katre menî idi seniñ çünki esâsın

Pes nefsini bil hikmet-i Hallâka nazar kıl

Var eyledi bu halkı deyüb kün yoğiken hîç

'İbretle gozüñ aç nazariñ zîr ü zeber kıl

Kuddûsî-yi bî-çâre düşün kudret-i Hakkı

Dil köşküni pâk eyleyüb ol şâha makar kıl

407

Tagayyür eylemez 'ârif kıyâmet kopsa dahi bil

Aña hoş görinür Hakkm işi itmez ki kâl ü kîl

Olurçün i'tirâz Mevlâya tatvîl-i lisân itmek

İder 'ârif hazer kalb i'tirâzından olur lâl dil

Hudâyı bilse bir kişi dili ahras olur imiş

İdebilür mi hîç ahras olan kimse dilin tatvîl

Garîb oldığına díniñ olurız gerçi biz gam-nâk

Velîkin ol zuhûr itmiş gariben sen te'emmül kıl

Hemân Kuddûsîyâ iste Hudâdan ma'rifet her ân

Râhat it rûz u şeb iksâr-ı istiğfâr ile tehlîl

408

Olur Hakdan cüdâ gâfiller ile ülfet iden bil

Firâr it ehl-i dünyâdan iderler çün seni tahbîl

Geçirme vaktiñi nâs ile istînâs idüb zîrâ

Saña dünyâ umûrın pes iderler mekr-ile tahmil

Ki vardır her birinin bir merâmı gizlü kalbinde

İderler hâlini berbâd dahi evkâtım ta'tîl

Refâkat itmeye sâdık refik zâhirde yok şimdi

Çalış 'uzlet idüb zikre ider Hak işim teshil

Saña pend eyleyüb bî-çâre Kuddûsî koca dir kim

Olub tevhide meşgul mâsivâ hubbın goñülden sil

409

Olur imiş celisi zákiriñ Mevlâ muhakkak bil

Gice gündüz devâm it zikre olgıl bende-i mukbil

Celisiñ Hak olınca her işin biter seniñ bî-şek

Hemân ısmarla cümle işim aña tevekkül kıl

Page 225: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

225

Virir matlûbmı ol her ne ki ister iseñ bil hem

İder düşmânını ilhak bela virir alet tacil

Buyurmışdur Resul tevhîd-durur bil efdalü'l-ezkâr

Aña meşgûl olub kalbde olan kiri koma heb sil

Hudâ emr itdi Kur'ânda bize zikr ile Kuddûsî

Tutub emrini idelim beher ân her zamân tehlîl

410

İli yahşi vü kendini yaman bil

Kimi görsen anı kutb-ı cihân bil

Hemîn eyle hazer kibr ü gurûrdan

Gönül alçaklığı büyük emân bil

Sakın iblîs gibi müstekbir olma

Olur merdûd ben a'lâyım diyen bil

Dahi bu cîfe-i murdârı sevme

Batar yere anı dirüb seven bil

Kifâf mikdârı rızka it kanâ'at

İden dünyâyı terk göğe ağan bil

Aniñ çokluğıdır Fir'avnı âhir

İdüb it'â dahi mugrak kılan bil

Mahabbet itme Kuddûsî aña hîç

Hudânıfi dostı dünyâ sevmeyen bil

411

Kıyâmet iktirâb itdi sözimi hem te'emmül kıl

Binâ-yı medrese mescid zemânı kalmadığın bil

Giderler ehl-i îmân heb Hicâze kimse kalmazlar

Nefes tut kalbini itme harâb ta'mîrine temyîl

Sakın itlâf-ı mâl itme olur belki saña lâzım

İder oldı 'alâmet çün zuhûr her ân dahi her yıl

Zemân oldığına âhir birâder eyleme şübhe

Olub meşgûl binâya vaktim hîç itmegil ta'tîl

Harâmdır mü'mine tûl-i emel andan hazer it hem

Düşün mevti yakîn bil kim idiser hâlini tahvîl

Çalış tevhide rûz u şeb takarrüb eyle Mevlâya

Elinde var iken fırsat hemîn it ma'rifet tahsîl

Uyandırmak içtin ider bu pendi sana Kuddûsî

Tutar isen ider her işini dâreynde Hak teshîl

Page 226: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

226

412

Ey tâlib-i Hak ister isen olmağı vâsıl

Tut pendimi gel sıdk-ıla hîç olma mücâdil

Nâ-hak yire incitme Hudâ halkını aslâ

Hem illeri yahşi özini dûn ü yaman bil

'Ucb ile kibirden hazer it çünki 'Azâzîl

Kibr itmek ile oldı kamu dirliği zâ'il

Toprak idi aslın yine toprak olacaksın

Bir nutfeden itdi seni Hak 'ârif ü kâmil

Fahr eylediğin zindeliği şöylece bil ki

Tutulsa nefes heb bozılur şekl ü şemâ'il

'İlm ii 'amel ü fazl u kerâmata güvenme

Mevlâ kimi sevdiyse odur bende-i fâzıl

Kullukda halâvet bulanın eksilür ecri

Çün almış olur hazzını dünyâda o gâfil

Aç gözlerini 'aklını dir başına sa'y it

Mir'ât-ı gönülde olan evsâhı hemân sil

Fikr eyle ki bu heft semâvât ü zemîni

îcâd idenin cümle vücûdına delâ'il

Kudret 'azamet sâhibi oldığı bedîhî

Al 'ibreti eşyâya bak ol 'âbir ü 'âkil

Cem' itme sakın sîm ü zeri dâr-ı fenâda

Lâyık mı sana ki olasın cîfeye mâ'il

Defn eyle hamûl arzına bu cism-i 'azîzi

'Âşık dilemez olmağı meşhûr-ı kabâ'il

Her mısra'ı bil bu gazelin 'ârife bir bâb

Kalbinde olur 'ilm-i ledün sırları hâsıl

Yâd eyle hemîn ism-i Hudâyı gice gündüz

Zâhid gibi sen olmayasın Tenriyi câhil

Kuddûsîyi gûş eyler isen cân u gönülden

Eyler seni Hak ni'met-i 'uzmâlara nâ'il

413

Her kimin dâ'im lisânı zikr-i Cebbârda değil

Bil tehî-destdir anın aslâ eli kârda değil

Eylemiş igfâl anı dâr-ı fenânın zîyneti

Lâşede zîrâ gurâbın zevki gülzârda değil

Page 227: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

227

Zâga teşbîh eylemişler ehl-i dünyâyı ki ol

Cîfeyi yir zu'm ider hem gönü murdârda değil

Ehl-i ahret cîfe-veş dünyâdan istikrâh ider

Çün anın gönü cinânda cem'-i dînârda değil

Ehl-i Hak iki cihândan nefret eyler cîfe-veş

Yâre 'âşık olmış ancak gönü ağyârda değil

Dostdan özge nesne virmez kalb-i 'uşşâka safâ

'Âbidin maksûdı ağyârda hemân yârda değil

Münkiri kibr ile 'ârdır eyleyen Hakdan cüdâ

Hak bulan yoklukda buldı kibr-ile 'ârda değil

Zikre hasr eyle hemân sen şuglını Kuddûsîyâ

Vâsıl olmaz yâre ol kim şuglı ezkârda değil

414

Hulûs 'ışk-ıla vü 'ışk zikr-ile kalbde olur hâsıl

Gice gündüz çalış tevhide olgıl muhlis ü kâmil

Gürûh-ı evüyâ zikr ile irerler kerâmâta

Olur zâkir devâm-ı zikr ile ihlâsa tîz nâ'il

Hulusi olmayan 'âbid hakîkatde münâfıkdur

Sen olgıl mü'min ü sâdık dahi 'irfâna ol vâsıl

Riyâ çün gizlü şirkdir bil muhakkak ihtirâz eyle

Hemîn tahsîl-i 'ışk it çünki 'ışksız kişi(dir) câhil

Seni Kuddûsî-yi bî-çâre ider zikre hoş tergîb

Birâder zikre sa'y it vaktiñi hîç eyleme ta'tîl

415

Yok benim gibi halâ'ik içre gâfil 'âsî kul

Kesmezem hergiz ümîdi çün rahmet deryâsı bol

Zikr-i istiğfâra meşgûl olurum leyi ü nehâr

Hak gazab itmez imiş müstağfırâna bil oğul

Ümmete büyük emân imiş bu istiğfâr hemîn

Bize emr itmiş hadîsinde anı çünki Resûl

Eyle istiğfârı yüz kerre beher gün sen dahi

Anı peygamber ider imiş bize ta'lîmdür ol

Günde istiğfârı it yüz kerre sen Kuddûsîyâ

Sen de ekser eyle anı Kird-gâr eyler kabûl

416

Sakın 'abd-i direm olma var 'abd-i İlâh ol

Sen ol a'lâya ol bende ki sen de 'âlî-câh ol

Page 228: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

228

Neye meyi eylese goñlüñ seniñ ma'büdiñ oldur

Bu şirkden eyleyüb tevbe 'afîf ü bî-günâh ol

Sivâsından kesil Hakkiñ fırâr eyle aña hem

Sülük it 'ışk u şevk-ıla ki turma ehl-i râh ol

Özine put idinme zînet-i dünyâyı gâfıl

Hudâya sıdk-ıla kulluk idüb dû kevne şâh ol

Gice gündüz hemân Kuddûsîyâ cehd-i belîg it

Eğer bî-tâb iseñ bârî mücâhid gâh gâh ol

417

Gel ey 'âşık sana diyem Hudâya bir yakın yol

Kolay hem cümle yollardan bu yolun sâliki ol

Bilürsin kim bu fursat bir dahi girmez eline

Metâ'-ı 'ömrini itme hebâ ol 'abd-i makbul

Devâm it rûz u şeb tevhîde bir dem gâfıl olma

'Alâ'ikdan yumub göz ol hemân tevhîde meşgûl

Bizi halk eyledi Mevlâ ki kulluk itmek-içün

Dimez ol mâsivâya iltifât idenlere kul

Geçirme vaktini boşa bu Kuddûsîleyin sen

Bulur Mevlâsını dirler arayan var ara bul

418

Uzlet it nâsdan birâder tut nefes olma cehûl

Açılur ehl-i sülûke 'uzlet itmek ile yol

Nâs ile ülfet iden olur kıyâmet müflisi

Sözimi tut gel kerem kıl nushımı eyle kabul

'Uzlet ehli sohbet eyler rûz u şeb Mevlâ ile

Buldı 'uzletde erenler bahr-i 'irfâna vusûl

Çün Hırâ tağında 'uzlet itdi şâh-ı enbiyâ

Anda Kur'ân nâzil oldı Hak anı kıldı Resûl

Kaç hemân tenhâ yire nâsa karışma ol 'azîz

İştigâl it zikre mezkûrı gönül kasrında bul

Ekserî halkı bu vaktin zînete eyler heves

Turma yanlarında meclislerine itme duhûl

Nakş-ı dünyâya bakub kalmışlar ol bî-çâreler

Ki iderler tutmayub söz râh-ı Yezdândan 'udûl

Kimi hınzîr kimi kaplan suretinde kopıser

Kimi yılan kimi maymun kimi kelb kimisi gûl

Page 229: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

229

Ehl-i dünyâ dürlii sûretde gelürler mahşere

Ehl-i Hakkın sûreti tebdîl olunmaz bilmiş ol

Ehl-i dünyâ dinmez aña kim helâl mâlı ola

İtmeye hergiz mahabbet hem ola ihsânı bol

Olmaya gönlünde kadri hîç bu dünyâ mâlının

Ola 'indinde berâber çuha ile köhne çul

Şimdi lâkin böyle merdân var ise de az-durur

Cem'-i mâl idenleriñ çün 'âdeti kizb ü gulûl

Kim bu Kuddûsî fakíriñ sözlerin tutar ise

Dû cihânda her belâdan kurtılur olmaz melûl

419

Kesme ümîdi rahmetinden ol Rahímiñ çünki bol

Sen eyle istiğfâr hemîn Tevvâb-durur eyler kabul

Meftûh kapusı rûz u şeb sâ'illere ihsân ider

İste ne ise hácetiñ virir Ganî cömerddir ol

Kullukda taksîr eyleme eyler iseñ kaçma sakın

Di mağfiret eyle beni pes olmışam bir suçlu kul

Vehhâb-durur koymaz seni mahrum virir matlûbıüı

Var toğrılub kapusına yalvaruban eyle duhûl

İtmez gazab yetmiş tokuz yaşında pîre ol Halîm

Kuddûsîyâ it hüsn-i zann aña hemîn olma melûl

420

Günâhım çok deyü kesme ümîdi çünki rahmet bol

Olur 'indinde Rahmânm muhakkak bil du'â makbûl

Tarîk-ı evliyâya it sülük zikre devâm eyle

Hudâ yollan içre bu tarîk âsân u akreb yol

Dahi eslem-durur sâliklere yok anda hîç korku

İder irşâd mürîdin pirimiz sen böyle bilmiş ol

Tarîk-ı Kâdirîye girüben zikre devâm eyle

Şerî'atla 'amel idüb sühûlet eyle vuslat bul

Ne buldı ise Kuddûsî fakîr zikr-ile bulmışdur.

Olur zâkir Hudâ 'indinde bî-şübhe mukarreb kul

421

Gel ey sâlik saña ta'lîm ideyim bir güzel yol

Ki ol yola giden olur Hudâ 'indinde makbul

Dikensiz çalısız taşsız kayasız gizli yoldur

Page 230: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

230

İniş yokuş harâmî kaygusı yok düz dahi bol

Hemân seyr ü sülük it rûz u şeb eğlenme biraz

Kamu yollardan azher hem kamusından yakın ol

Erenler yolıdır bu yol aña gir sen de kardaş

Ki itsün maksad u matlûbım Hak saña mebzûl

Sürilür 'asl-ı ashâbdan gelür bu âna dek çün

Ki Hakk(m) Resûlinden 'Alî itmişidi me'mûl

Didi it yâ Resülullah beni bu yola irşâd

Ki ola cümle yollardan o yol 'akreb ü ma'kûl

Didi aña iki gözlerim yum yâ 'Alî sen

Hem ol baña teveccüh itmeğe kalbiñle meşgûl

Sa'âdetle berü gel yâ 'Alî deyü buyurdı

Oturdı diz-be-diz anı ki hâsıl ola mes'ûl

Dahi ben yumuben gözümi ideyim teveccüh

Oku sen de teveccüh ideyim ben de 'azîz kul

Okuram nefy ü isbâtı ben üç kez it teveccüh

Ki sen envâr-ı zikrullah ile deryâ gibi tol

'Alîye böyle telkîn eyledi ol fahr-ı 'âlem

Hadîsdir şübhe yok bunda ki olmış böyle menkûl

Tarîk çok gerçi Allaha velâkin pek yakını

Tarîk-ı zikr idiğin bil muhakkak añla oğul

Eğer Kuddûsîyi diñler iseñ Hakka irersin

Hemân iksâr-ı zikr it az zamânda tîz anı bul

422

Ey 'ışkı yok bî-çâre var bu gaflete bir çâre bul

Tut pendimi gerçek erenler yolına eyle duhûl

Lâzım olan sâliklere 'ışk u hulûs u cezbedir

İtmez mürá'íniñ Hudâ a'mâlini hergiz kabûl

Sultâna cânsız câriye ihdâ iden magzûb olur

'Abidde olmazsa hulûs dimez aña Teñrisi kul

İster iseñ 'ışkı çalış tevhide sen leyl ü nehâr

Ehl-i sülûke cezbe vü 'ışk-ıla dürilür bu yol

Hak yollarıniñ akrebi tevhîd imiş bil şübhesiz

Gir sıdk u 'ışk-ıla yola diñle sözüm itme 'udûl

Öğretdi Kuddûsî fakîr saña yakíniñ yolların

Anı 'Alîye eylemiş telkîn muhakkak bil Resûl

Page 231: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

231

423

Cihânda yok benim gibi zelîl kul

Tışım ma'mûr içim vîrân ü ma'lûl

Sever dîvâne goñlüm medh-i nâsı

Hudâ memdûhıdır zîrâ ki makbûl

'Azâzil şartî ile itdi kulluk

Mukarreblerden iken oldı mahzûl

Anı medh eyler idi cümle mahlûk

Soñinda oldı ol matarr u mahsûl

Nice keşf ü keramet ehli kümmel

Sürilüb bâb-ı Hakdan oldı ma'zûl

Kitâblarda görüb mahzun oluram

Musarrah bunları mahkî vü menkûl

İdüben vesvese Kuddûsî oldı

Bugün çocuk gibi bir pîr ü hevlûl

424

Sen bilürsin ki ' Alîmâ pîr ü haste olmışam

Lutf u re'fet it baña dâreynde virme hüzn ü gam

Cümle râhimlerden erhamsin adiñ Rahmân dahi

Bir adiñ Hannân baña gösterme hergiz derd elem

Kul kocayınca aña şâhı ider hoş merhamet

Ey şâhen-şâh it bu nâçâr kuluña lutf u kerem

Kalmadı cismimde kuvvet itmeye hizmet bugün

Saña ma'lûm ki fırâşda gice gündüz yaturam

Hirfetim şimdi hemân sen şâhımı zikr eylerem

'Işk u cezbe zikr-ile eyler tezâyüd dem-be-dem

Yok lisânımla dahi zikr itmeye hem tâkatim

Zikr-i kalbiye devâm tevfîkin ile eylerem

Yidi kat gökler ü yirler rûhımıfi seyrân-gehi

Dahi cennet sidre tûbâ 'arş u kürsî levh kalem

Kılma vaslmdan cüdâ bir dem(de) bu Kuddûsîyi

Çün o meczûb idemez sensiz karâr hîç lâ-cerem

425

Şâhâ kapuñ sá'illeriniñ cümlesinden ahkaram

Gümrâh deyü tard eyleme lutf eyleyüben vir ni'am

Kullukda taksîr eylesem de kesmezem hergiz ümîd

Page 232: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

232

Hem sen şehen-şâhıfl kapusını bıragub gidemem

Halk-ı cihân senden dilerler cümlesi maksûdların

Sen var iken kul kapusına varmağa utanıram

Çün goñlümüñ ârzûsı ma'lümiñ ne lâzım söylemek

Lâyık değil isem de anı rahmetiñle isterem

Maksûdımı disem açıkdan ta'n iderler halk baña

Kuddûsîye virgil murâdın lutf idüb yâ ze'l-kerem

426

Ey bizim ihvânımız eyleyelim nûş-ı câm

Ki şeh-i hûbânımız ide bizi şâd-kâm

Terk-i sivâ idelim dostumuza gidelim

Gayrı sözi nidelim zikr idelim subh u şâm

Zühdi idüb târ-mâr isteyelim 'ışk-ı yâr

Hem idelim ihtiyâr olmağı mest-i müdâm

Ad-ıla sandan geçüb iki cihândan geçüb

Cism ile cândan geçüb bilmeyelim hâs ü 'âm

İtmeyelim hultatı eyleyelim 'uzleti

Terk idelim sohbeti yolcıya sohbet harâm

Her kime kim 'ışk gelür kadrini şâhıfi bilür

Bende vü mukbil olur bulısar a'lâ makâm

Zühdine mağrûr olan zâhidin işi yaman

Bildiği zann u gümân keşfi kamu ihtilâm

'Ar şişesin kıramaz Hak yolına giremez

Menzile hem iremez yolda kalur ve's-selâm

Pendiñi Kuddûsîyâ eyle hemân sen saña

Kim ki tutarsa aña Teñri virir 'ışkı tâm

427

Bende bir sevdâ var ammâ nidiğin hîç bilemem

İtmişem ülfet aniñla bir nefes ayrılamam

Tatludur bâldan şekerden ol baña hem sevgilü

Tâ ezelden olmışam nâ'il ferâgat kılamam

Yâr-ı gârım hem o sevdâ hem enîsimdir benim

Hergiz ol bensiz olamaz ben de ansız olamam

Dû cihânm ni'metinden yeğdir ol sevdâ baña

Mâsivâyı itseler 'arz meyi idüben alamam

Talmışam bir bahre kim yok aña hadd ü inkızâ

Page 233: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

233

Olmışam mest-i müdâm deryâ-yı mahva talamam

Eylerem lehv ü tarab sıbyân gibi 'âr bilmeyüb

Gülerem gâh ağlaram göz yaşını hîç silemem

Dir ki Kuddûsî baña virdi bu sevdâyı Hudâ

Andan özge her ne virse şâd oluban gülemem

428

Benim goñlümde bir sevdâ var amma nidigin bilmem

Hazînem dâ'imâ bir lahza râhatla ferah bulmam

Olubdur bu cihân derd-i firâk-ıla baña zindân

Girersem cennete bu hâl ile hîç müsterih olmam

Cüdâ olınca ma'şûkdan cinânı neylesün 'âşık

Olub giryân diyüb dîdâr-ı yâri görmesem gülmem

Çü bülbül bâgda güli górmese bir dem safâ bulmaz

Aña dürlü çiçek 'arz itseler dir iltifât kılmam

Bulamazsın bu derd-i firkate dermânı Kuddûsî

Dimez ise eğer ma'şûk seni benden cüdâ kılmam

429

Yaşım yetmiş tokuz hem haste bir sâ'il fakîrem

Kapuña geldim ey Mevlâ beni kıl 'abd-i mun'am

Tagayyür eyledi şimdi cihânm hâsı çünki

Gelübdür o belâlar 'âciz oldı halk-ı 'âlem

Münezzehsin zulümden sen biz olduk müstahakkız

Yine sen rahm u lutf eyle bize ey şâh-ı erham

Habíbiñ hürmetine cümlesin ref it belânın

Bizi hem eyle ıslâh kim olalım kavm-i mükrem

Diler Kuddûsî-yi bî-çâre senden kim kılasın

Anı hem ümmet-i mahzûneyi 'afviñla hurrem

430

Dimiş Resûl ki âhiret ehline bu dünyâ harâm

Hem ehl-i dünyâya işit kim cennet-i zîbâ harâm

Hak ehli itmez iltifât hîç masivâya zerrece

Cezb eylemiş çünki anı iki cihân aña harâm

Eyle tefekkür var ise 'aklıfi bu üçün kankısı

Mergûb 'azîzdür sev anı pes gayrisi saña harâm

Bu cîfe-yi murdârı çok cem' eyleme Kârûn gibi

Her kim ki söz tutmaz ise aña olur me'vâ harâm

Page 234: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

234

Kuddûsîyâ 'âşıklara dünyâ vü ahret perdedir

Anlara meyi iden kişiye vuslat-ı Mevlâ harâm

431

Dost elinden itmişem nûş çün ezel bezminde câm

Hâb-ı râhat sohbet-i nâdân baña oldı harâm

Virdi dehşet goñlime 'ışkı o dildârm bu gün

Eylerem fikr-i visâlin her zamân her subh u şâm

Zühd ü takvâyı dahi yağmaladı 'ışkı anın

Komayub varlığını hîç aldı benden intikâm

Ağladub evvel beni işimi efgân eyledi

Soñra idüb merhamet göfilümi kıldı şâd-kâm

Taldı ka'r-ı bahr-i 'ışka fiilk-i Kuddûsî henüz

Bildi kim kendinden alçak kimse yok beynü'l-enâm

432

Bî-nazîr bir güzeliñ ben zâkir ü müştâkıyam

Tâ çocuklukdan berii 'ışkı odına yanaram

Çün sabî iken çalışdım gice gündüz zikrine

Her günüm bayrâm idi Kadr ü Berât hem her gicem

Eylemiş idi peder ta'lîm baña zikri dahi

Dir idi sa'y it benim günümde soñra görme gam

Emrini ez-cân u dil tutub çalışdım rûz u şeb

Oldı efzûn 'ışk u cezbe misl-i deryâ dem-be-dem

Az vakitde toğdı kalb oğlı anam bildi anı

Çün babam aña dimiş var bunda esrâr u hikem

Söylerem şimdi size zikre çalışsunlar deyü

Zikre sa'y iden diker Kâf tağına nurdan 'alem

Oldı Kuddûsî bugün pîr ü za'îf turmaz yine

Hem lisânı ile dâ'im zikr ider kalb-ile hem

433

Cümle halkın bir ezelli ahkarı pîr olmışam

Koca öküz gibi külliyyen 'amelden kalmışam

Kesret-i ezvâc u evlâda oluban mübtelâ

Mâsivâya meyl idüben bahr-i zenbe talmışam

Âfet-i şöhret Hudâdan eyledi ib'âd beni

Zann ider idim ki şöhretle teferrüd kılmışam

Nâdim oldum şimdi heb itdiklerim gümrâhlığa

Pes bilüb günden 'ayân kim Hak katında nolmışam

Page 235: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

235

Eyle Kuddûsî günâh-kâra hidâyet Hâdîyâ

Dir olub tevvâb kapuña toğrıluban gelmişem

434

Ben mâsivâyı neylerem meczûb-ı Kuddûs olmışam

Ağyârını terk eylerem meczûb-ı Kuddûs olmışam

'Işk dem-be-dem artub gider kalmadı gönlümde keder

'Âşık olan gayri nider meczûb-ı Kuddûs olmışam

Cezb itdi çün Kuddûs beni ez-cân u dil sevdim anı

Hem aña döndürdim yöni meczûb-ı Kuddûs olmışam

Yağmaladı 'ışk varımı komadı 'akl u 'ârımı

Bildirdi hoş dildârımı meczûb-ı Kuddûs olmışam

Hem o şâhın meczûbıyam hem tâlib-i matlûbıyam

Hem 'âşık-ı mensûbıyam meczûb-ı Kuddûs olmışam

Zâhid beni tahkîr ider meczûb deyü ta'yîr ider

'Işkdan hemân tenfîr ider meczûb-ı Kuddûs olmışam

Münkir habîs gör neyledi Kuddûsîyi zemm eyledi

Ol dahi bu sözi didi meczûb-ı Kuddûs olmışam

435

Ey ganî Perverdigârım kapuña geldim bu dem

Her cihetden 'âciz oldum ak sakallı kocayam

Kulluğa yok tâkatim hergiz bilürsin hâlimi

'Ömrimi kılub hebâ heb nefsime itdim sitem

Bir vesîle kalmadı aslâ su'âlden mâ'adâ

Ac ü muhtâc sâ'ilem ey sâhib-i fazl u kerem

Cümle kullarına ancak sensin in'âm idici

Münteşir olur hazînenden kamu halka ni'am

İtmedim kesb ü tesebbüb çün tevekkül eyledim

Yetmiş altı yıl senin kapunda merzûk olmışam

Pâdişâhın kalbine ilhâm idüb nice zemân

İtdi tevcîh ü vazâ'if olmış idim muğtenem

Her ayın başında yazmak bir sened olub 'asîr

Şimdi andan fârig olub senden ummak isterem

Bu kapu güc geldi Kuddûsî kuluna pes bugün

Zann ider kim bir kapu dahi açarsın bî-sedem

436

Ben bu 'âlem içre bir nâdân-ı Türkistânîyem

Page 236: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

236

'Aşıkam ammâ mahabbet hamrının sekrânıyam

Dost yolında koymışam heb cism ü cân u varımı

Girmişem meydân-ı 'ışka şâh-ı 'ışk oğlanıyam

Mâsivâdan geçdi gönlüm itmezem hîç iltifât

Çün fenâfillâha irmişem ki Hakda fânîyem

Düşmişem deryâ-yı 'ışka olmışam anda garîk

Ol güzeller güzelinin vâlih ü hayrânıyam

Kalıbım insân ile ünsiyyet eyler sûretâ

Kalbim istînâs ider Rahmân-ıla Rahmânîyem

Yir yüzünde yiyüb içüb uyuram hayvânleyin

'Arşdadır gönlüm benim Hak 'arşının mihmânıyam

Mahlasımdur çünki Kuddûsî benim Kuddûsîyem

Hazret-i Kuddûsun oldum 'âşıkı hayrânıyam

437

Men bir şehen-şâh-ı 'azîmin bende-i ednâsıyam

Yok hizmetim gerçi velâkin 'âşık-ı şeydâsıyam

Yitmiş tokuz sinnim za'îf hem haste olmaklık ile

Kullukda taksirim oluyor mücrim ü rüsvâsıyam

Pes eylerem zenb bî-hisâb setr eyler ol itmez 'ikâb

Göülümi eyler müstetâb hoş şâkir-i na'mâsıyam

Virir ni'am hem bî-şümâr Vehhâb u Muğnî Kird-gâr

Kârım sipâs leyi ü nehâr Türkmân-ı Rûm kocasıyam

'Işk gün-be-gün artub gider dil karyesin tahrîz ider

Oldum perîşân der-be-der dost 'ışkınm me'vâsıyam

Bilmem baña noldı 'aceb kalmadı havf iz'ân edeb

'Işk geldi anlar gitdi heb gümrâh-ı kalbi kâsîyem

Kuddûsîyâ kesme timîd olursa da suçufi mezîd

Şâhım Gafurdur hem Mecîd dir kulumun Mevlâsıyam

438

Men sicn-i 'ışka girmişem ma'şûkımıfi mahbûsıyam

'Arı gönülden sürmişem zann itme ki nâmûsıyam

Bu râha itdim çün sefer kalmadı benlikden eser

Gel sen de seyr it ey püser men bu yoluñ câsûsıyam

Ol hûba virdim varımı kat' eyledim zünnârımı

Sıdk-ıla sevdim yârimi dost bakcesi arusıyam

Mahv oldı dilden mâsivâ tahta oturdı dil-rübâ

Page 237: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

237

Kalmadı hîç 'akl u hayâ 'ışk u hevâ me'nûsıyam

'Işk hamrini nûş eyledim deryâ olub cûş eyledim

Dost da'vetin gûş eyledim bugün anın med'ûsıyam

Gelsün nasihat isteyen itsün nisâr cân ile ten

Bilsün muhakkak ol ki men her dertlerin dârûsıyam

Var gerçi cürmüm bî-hisâb yok defterimde hîç sevâb

Şâhım Halîm itmez 'itâb bilürse de suçlusıyam

Takdîs-i Kuddûs eylerem ismini dilde söylerem

Men mâsivâyı neylerem Kuddûsîyem Kuddûsîyem

439

Halk beni medh itseler de aldanub inanmazam

Çünki meyl-i mâsivâdan kurtılub usanmazam

Hûbların 'ışkı odına yanaram olsam da pîr

Gice gündüz 'ışk-ı Mevlâ âteşine yanmazam

Uyuban nefs-i 'adûya çok tezevvüc eyledim

Ehl-i dünyâ ile ülfet eylerem uslanmazam

Şehvetim kalmadı lâkin hubb-ı zenden geçmedim

Cümle 'âlem Hâlikından havf idüb utanmazam

Medh-i nâsı sevmeyüb Kuddûsî-yi bî-çâre dir

İtseler i'zâz cihânın halkı heb kıvanmazam

440

Ben gayre dil virmezem yârimden ayrılmazam

Yansun anın şem'ine cismimi kayırmazam

Yağmaladı gönlümi yağmacı 'ışk çün benim

Dîvâne oldum bugün halk içine girmezem

'Işk bakcesi gülini 'azm eyledim dirmeğe

Bâg-ı fenâ goncasın şimden-girü dirmezem

Bir derde düşdiim ki ol cânıma virir safâ

Lokmânı görsem anın dermânını sormazam

Dost yüzini görmeğe dîvâne dil muntazır

Görür isem yüzüni hîç gözümi ırmazam

Levm itmeniz goñlümiñ böyle hevâlandığın

Bâlâya saldım anı alçağa indirmezem

Vâ'iz baña nush ider 'ışk câmını kır deyu

Kuddûsî dirler baña ol câmı ben kırmazam

Page 238: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

238

441

Gönlüm ister ki bugün heb mâsivâyı terk idem

Binüben 'ışk atına toğrıca Allaha gidem

Nice demdir nefs-i emmâre hevâsına uyub

Gitmedim hîç râh-ı Hakka basmadım aslâ kadem

Toydum usandım 'abes gavgâlarından dünyânın

Gel seninle gidelim Hak yolına biz ey dedem

Hırs-ı şöhret vâdî-yi hüsrâna düşürdi beni

Cismime irdi vehen hem gönlüme geldi nedem

Gel bu Kuddûsî garîbe ol refik bu yolda sen

Fırsatı fevt itmeyelim çağ bu çağdır dem bu dem

442

Ey Hudâ saña bu nefsimden şikâyet eylerem

Ki uyub İblîse itdiler benim hâlimi kem

Şol kadar düşürdiler zili ü hakâret bahrine

Hîç halâ'ik içre yokdur ben gibi bir müttehem

Kalmadı cismimde kuvvet ki idem tâ'at saña

Nice demdir gaflet uyhusına talub yatıram

Eylerem senden hayâ vasf itmeğe çok zenbimi

Çünki mahlûkât içinde mislimi hîç bilmezem

Heb saña ma'lûm kamu itdiklerim cürm ü hatâ

Sen bilür iken huzûrufida ne lâyık söyleyem

Mağfiret deryâsı evsa'dır zünûbımdan benim

Sen ki Gaffârü'z-zünûbsın ben recâmı kesmezem

Her ne mikdâr-ı 'amel itsem dahi yine seniñ

Rahmetiñ 'indimde ercâdır kamudan ey hakem

Senden özge pâdişâh yok hail ider müşkilleri

Ki varub kapusına ahvâlimi 'arz eyleyem

Derdime dermân irişmez senden özge kimseden

Yâreli olsam dahi ağyârıfia göstermezem

Gitmezem çokdur deyü zenbim kapuñdan ey

Kerîm Böyle bî-'âr böyle yüzsüz böyle müflis bendeñem

Bulmışam bu kapuda ben bî-hisâb ni'metleri

Bundan evsa' bundan a'lâ bir kapu yok ki gidem

Âna rahmine düşelden şimdiye dek ni'metiñ

Eksik olmadı vü hâlâ ni'metiñ içindeyem

Page 239: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

239

Bâ-husûs itdiñ 'atâîmân u 'irfân ni'metin

Ben dahi her dem seni tevhîd ü temcîd eylerem

Hem içirdin hamr-ı 'ışkı ben kuliña lutf idüb

Olmışam kâni' aña hîç gayrı nesne istemem

Gice gündüz saña Kuddûsî kuluñ dir yalvarub

Senden ayırma beni ey sâhib-i fazl u kerem

443

Ey Rabb ü Kerîm kıl beni fazliñla mükerrem

İlinde garîb 'abd-i fakîr pîr ü zelîlem

Ah-ile enindir gice gündüz hemân işim

Rahm itmez iseñ baña 'aceb kim ide bilmem

Evlâd u 'ıyâl kavm-i ehibbâ heme 'âciz

Anlar idemez (ki) bu hazîn bendeni hurrem

Lutf eyleyüb ol men kuluna hâfız u nâsır

Sensin benim ahvâl-i perîşânımı a'lem

Kuddûsîye rahm it koca bî-kes ki o miskîn

Bilür seniñ oldığını çün ekrem ü erham

444

Cihânda var mıdır gümrâh şu benden mâ'adâ bilmem

Günâhım i'tirafdan gayri çâre ey Hudâ bilmem

Mecâzî 'ışk beni çıkardı yoldan saña giderken

Meğer senden ola yohsa bu derde ben devâ bilmem

Ne takvâ kaldı ne zühd ü 'amel ne 'âr u nâmûsım

Ne havf-ı haşyetim var ne utanmak hîç hayâ bilmem

'Aceb dîvâne mi oldum ki nef ü zarrı fark itmem

Savâb bilmem hatâ bilmem sahıt bilmem rızâ bilmem

Yaşım yetmiş iki bir pîr-i fânî olmış isem de

Usanmak bilmezem 'ışkdan cefâ bilmem safâ bilmem

İki deryâ suyun içirdiler baña menâmımda

Ki oldum şöyle serhöş kim fenâ bilmem bekâ bilmem

Biri 'ışk-ı mecâzîdir hakîkî biri deryânıfi

Hakîkî 'ışk nasîb olur mı olmaz mı baña bilmem

Saña fazliñla ey Kuddûs beni mensûb iden sensin

Ki Kuddûsî deyü ad virdiñ ammâ ben vefâ bilmem

445

Firâk-ı yâre oldum mübtelâ nâdân mıyam bilmem

Page 240: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

240

Yıkıldı kasr-ı dil ma'mûr mıyam vîrân mıyam bilmem

İşim gücüm benim şimdi yiyüb içmek behâ'im-veş

Uyumak dün ü gün inşân mıyam hayvân mıyam bilmem

İder nefsim cesâret mûcib-i firkat olan fi'le

Hevâya kul mıyam yâ bende-i sultân mıyam bilmem

Hakîkatden ururam dem 'amel yok hîç şerî'atle '

Aceb bu hâl ile ben kâbil-i 'irfân mıyam bilmem

Yüzüm güler gönül ağlar gören sanur ki handânım

Ne sırdır bu ki ben handân mıyam nâlân mıyam bilmem

Hudâ Nahnü kasemnâda baña 'ışk derdini virmiş

Aña kâni' miyem yâ tâlib-i dermân mıyam bilmem

İşitmez hîç kulağım vá'iziñ sözini zîrâ kim

Ki ben müştâk-ı cennet mi yâhûd cânân mıyam bilmem

Beni ister ki taknît ide 'âbid bahr-i rahmetden

O bahri ârzûlar goñlüm katî 'atşân mıyam bilmem

Ne Mecnûnam ne 'âkil kim Hudâya eyleyem kulluk

'Aceb meczûb mıyam sekrân mıyam hayrân mıyam bilmem

Bu Kuddûsî olubdur muntazır dost da'vetine dir

Bu dem gider miyem yâ iki gün mihmân mıyam bilmem

446

Beni habs eyledi şâhım bu zindânda niçün bilmem

Kodı baykuşleyin tenhâca vîrânda niçün bilmem

Murâdı ne 'aceb bu bendesin hayretde koymakdan

Çıkarmaz eyler iskân fânî eyvânda niçün bilmem

Yaşım yetmiş ikidir râhatım yok hoş bilür iken

Virüb mühlet bırakdı bahr-i ahzânda niçün bilmem

Sene biñ iki yüz elli dahi beşde bugün târîh

Halîfe hâbı terk itdi bu ezmânda niçün bilmem

Ağırlaşdı yüki kutb-ı zemânın neylesün nitsün

Du'âlar müstecâb olmaz şu âvânde niçün bilmem

Bu yıllarda fütûhâtı 'aceb görür mi Kuddûsî

Güreşmez pehlivânlar şimdi meydânda niçün bilmem

447

Şâhâ kapun sâ'illerinin cümlesinden ahkaram

Gümrâh deyü tard itme vir matlûbımı it muğtenem

Kullukda taksîr eylesem de kesmezem hergiz ümîd

Page 241: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

241

Halk-ı cihân senden dilerler cümlesi maksûdı hem

Çün goñlümüñ ârzûsı ma'lûmın ne hâcet dimeye

Lâyık değil isem de anı rahmetiñle isterem

Maksûdımı disem açıkdan ta'n iderler halk baña

Kuddûsîye vir gel murâdın lutf idüb yâ zel-kerem

448

'Işk-ıla çün ülfet itdim özge kârı neylerem

Mâsivâdan geçmişem ağyâr-i yâri neylerem

Bâg-ı fenânıü güli pür hâr olur hem tîz solar

Gülşen-i zâ'il içün (ben) bunca hân neylerem

Zühd ü takvâ 'ilm ü a'mâl 'âr u nâmûsı kamu

'Işka değişdim bugün heb elde varı neylerem

Gün-be-gün artub gider derd-i fırâkı yârimin

Terk-i evtân ideyim dâr-ı diyârı neylerem

Ah u efgân eylerem ârzûlayub dost vaslını

Maksadım güldür hemân ben gül'izârı neylerem

Göfllüm eğlenmez çıkub gitmek diler bu aradan

Uyuban 'ışka hevâlandı karârı neylerem

Dir ki Kuddûsî baña eyler kifâyet 'ışk-ı yâr

Dû cihânm ni'metiyle iftihârı neylerem

449

Ey Hudâ senden gice gündüz müdâmet isterem

Düşmişem girdâb-ı hicrâna selâmet isterem

Bendelikde eyledim taksir bilürem cürmümi

Sen Cenâb-ı Kibriyâdan istikâmet isterem

Kesmezem hîç zikrini dilden gönülden hubbını

Bundan ayırma beni lutf it idâmet isterem

Hakkı bâtıldan seçüb fark ideyin fazlın ile

Gice gündüz dâ'imâ senden harâmet isterem

Var mı dünyâda benim gibi güneh-kâr kul 'aceb

Düşmişem girdâb-ı 'ummâna selâmet isterem

Ol nebîler serveri dostuñ Muhammed hakkiçün

Tevbemi eyle kabûl zenbden nedâmet isterem

Çünki fazlınla benim adımı Kuddûsî koduñ

İtmeyüb tebdîl bu adı hoş ikâmet isterem

450

Page 242: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

242

Tâ ezelden olmışam 'âşık Hudâyı severem

Hem anın dostı Muhammed Mustafâyı severem

Hazret-i Adem Safiyullahı sevdim hem aniñ

Nesl-i pâkinden gelen heb enbiyâyı severem

Hem Ebâbekr ü 'Ömer 'Osmân 'Alîyy-i Haydarı

Al ü ashâb-ı Resûl-i bâ-safâyı severem

Eylerem bî-had sipâs ol Hâlik u Cebbâra kim

Ki beni kıldı muhib heb evliyâyı severem

'Ar u nâm u 'iffete mağrur olanı sevmezem

'Işk-ıla rüsvâ olan ehl-i recâyı severem

'İlmine bakub tekebbür ideni hem sevmezem

Cehl ü zenbin i'tirâf iden gedâyı severem

Sevmezem anı ki mağrur 'izz ü câh u mâlına

Hüzn-i fakra derd-i 'ışka mübtelâyı severem

Sevmezem şol tab'ı câmid kalbi meyyit zâhidi

Goñli pür nûr sırr-ı 'ışka âşinâyı severem

Dir ki Kuddûsî kelâmıfi hâsılı budur ben ol

Bağrı yanık ehl-i 'ışk-ı bî-riyâyı severem

451

Gönlüm ârâm eylemez bir dem seni yâd itmesem

Rûz u şeb ey dost seniñ zikrin ile eğlenirem

'Uzlet itdim şimdi nâsdan eyledim ikbâl saña

Anlanñ sohbetleri virir baña kasvet elem

Kalmadı zâhirde ehl-i sıdk u 'ışk u vecd ü hâl

Ehl-i bâtın gizlü sürerler safâ vü zevk u dem

Eyledim nice zemân ülfet zemân halkı ile

Virdiler baña hemân sıklet bürûdet hüzn ü gam

Çok cefâ çekdim elinden bî-vefâ yaranların

Her kime itdim ise ihsan baña itdi sitem

Bulmadım hîç senden a'lâ yâr-ı vâfî kendime

Pes bugün sen şâh-ıla hoş tatlu sohbet bulmışam

'Aybımı setr eyleyüb dâ'im virirsin rızkımı

Bî-hisâb ni'metlerine bakuban şükr eylerem

Dilde zikrin kalbde 'ışkınla idüb ünsiyyeti

İsmin ile yiyiib içüb uyıyub uyanıram

Çün Gafûrsın eyle Kuddûsî kulum mağfiret

Page 243: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

243

Hem Latifsin hem Kerîmsin kıl aña lutf u kerem

452

Ey Rabb ü Ganî rızkımı vir çiinki fakîrem

İlinde garîb haste-yi bî-çâre vü pîrem

Sen halk-ı cihanı Münşî Rezzâk u Celîlsin

Men 'abd-i zelîl erzel-i nâs dûn u hakîrem

Geldim kapuña vir baña matlûbımı lutf it

Seksen senedir leyi ü nehâr rızkını yirem

İt rahmetin ile dahi vaslını müyesser

Her gün bu sözi vird idüben her gice direm

Dâreynde diler fazlını Kuddûsî-yi miskin

Dir ben sanuram kendimi bir tıfl-ı sagîrem

453

Yâ Latîf ü yâ Rahîm eyle baña lutf u kerem

Saña ma'lûm haste kocayam firâşda yatırem

Her cihetden bî-şümâr ekdâr u ahzânam bugün

Rahm u rıfk it dû cihanda virme baña derd elem

Kılma zenbi çok deyü beyne'l-halâ'ik şerm-sâr

Bilüben suçumı istiğfar u tevbe eylerem

Gice gündüz eğlenirem dâ'imâ zikrin ile

'Işk u sevda cezbe hâl eyler tezâyüd dem-be-dem

İt habîbin hürmetine mağfiret Kuddûsîyi

Hem cemî'-i ümmeti hîç görmeyelim gussa gam

454

Çün menâmımda iki derya suyum içmişem

Hubb-ı dünyâdan hazer idüb hüdâya geçmişem

Biri deryanın mecazî 'ışk hakîkîdir biri

Nice dem hûrîleyin hûblarla konub göçmişem

Uyuban 'ışk-ı mecâze olmışam rüsvâ-yı halk

Çok nikâh idüb cihan hatunlarını kuçmışam

Pes bu yüzden başıma geldi keder mihnet belâ

Mübtelâ olub ma'âş fikrine Hakdan kaçmışam

Hayrı serden itmedim fark işledim bî-had günâh

Nadim olub gözlerimden şimdi kan yaş saçmışam

Yetmiş üç yaşına Kuddûsî irüb dir ey

Hudâ îsteyüben 'ışkını destimi saña açmışam

Page 244: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

244

455

Men bugün elhamdülillah mâsivâdan geçmişem

Derd-i 'ışka nâ'il oluban devadan geçmişem

İki deryanın suyın içirdiler düşde baña

Mürşid olub 'ışk baña 'ucb u riyadan geçmişem

Cümlesini eyledim nûş kalmadı bir katre hîç

Bu ecilden halk ile bey' ü şirâdan geçmişem

Biri deryanın mecazî 'ışk hakîkatdir biri

Hak hidâyet eyleyüb sâ'ir hevâdan geçmişem

Çok sitem çekdim mecazî 'ışk yüzünden bî-şümâr

Tâ'ib olub şimdi dostdan mâ'adâdan geçmişem

Virme sıklet baña zâhid yok senin ile işim

Dahi cümle akraba vü âşinâdan geçmişem

İstemem iki cihanın hûbların şimden-girü

Hakka 'âşık oluban 'ışk-ı nisadan geçmişem

Dir bu Kuddûsî vefâ yokdur Hudâdan gayride

Yâr-i vâfî bulmışam men bî-vefâdan geçmişem

456

Men cihanda nefsime zulm destim ile itmişem

Hem kamu halkı terahhum itmeyüb incitmişem

Gitmedim bir hatve râh-ı sâlihîne Hak içün

Uyuban su'-i karîne iğri yola gitmişem

Benden azgun kimse yok dünyâda itdim çok hatâ

Kılmayub ihlâs 'amelde hayra şerri katmışam

Gice gündüz çalışub Mevlâya kulluk itmedim

Pes behâ'im-veş yiyüb içüb dün ü gün yatmışam

Bilmeyüb 'ömr-i 'azizin kadrini gaflet ile

Cevher-i zî-kıymeti boncuğa katub satmışam

Sa'yi mikdârı virilür kişiye yarın 'atâ

Tutmadım mürşid sözin müfsid sözini tutmışam

Kocayub Kuddûsî-yi müznib ider Hakdan recâ

Dir beni it mağfiret bahr-i hatâya batmışam

457

Mecnûn mıyam ma'tûh mıyam meczûb mıyam bilmem neyem

Menfur mıyam mağfur mıyam mahbûb mıyam bilmem neyem

Zâkir miyem fâtir miyem şâkir miyem bâ'ir miyem

'Âlim miyem tâlib miyem matlûb mıyam bilmem neyem

Page 245: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

245

Serhöş mıyam ayık mıyam 'âşık mıyam dâ'if miyem

Dost vaslına lâyık mıyam magzûb mıyam bilmem neyem

Handan mıyam giryân mıyam 'uryân mıyam nalân mıyam

Nâdân mıyam dânâ mıyam ma'yûb mıyam bilmem neyem

Manzum kelâm Hazret-i Hasan dimişdir men dahi

Halimce taklîd eylerem melsûn mıyam bilmem neyem

Seksânı geçdi sinn-i Kuddûsî fakirin dir ki men

Azâdlu kullardan 'aceb mahsûb mıyam bilmem neyem

458

Men 'ışk şarâbın içmişem rûz-ı ezel serhoşıyam

Dahi itmesün zâhid baña mest-i müdâm bir kişiyem

Dost gönlimi cezb itdi merdâna uyub girdim yola

Pes bu yola 'azm eyleyen 'âşıkların yoldaşıyam

Yok ayrı gayrı evliyanın yolları hak cümlesi

Hem Halveti hem Celvetî hem Kâdirî hem Nakşîyem

Keşf ü keramet talibi gerçek erenlerden değil

Men sâlikân-ı sâdıkânın bir muhib hâldaşıyam

'İlm ü 'amel takvaya mağrur mu'cibi sevmez

Hudâ Şol i'tirâf-ı 'acz iden 'ariflerin kardaşıyam

İki cihan Hak ehline dimiş harâmdur çün Resul

Ağyarını men neylerem bir güzelin medhûşıyam

Kuddûsîyâ sen di hemân şahım sever tevvâbları

Men hâti'ârı ü mücrimân u tâ'ibânın başıyam

459

Hak kaplısında sâ'ilem tarz-ı su'âli bilmezem

Kîl ile kâl kârım hemân 'ışk-ıla hâli bilmezem

Niçün 'aceb virmez benim matlûbımı Perverdigâr

Sordum hakimden hikmetin didi muhali bilmezem

Yalvarmışam bîçûn muhaldir sırrını söyle deyü

Didi cevâbında baña kim kîl ü kâli bilmezem

Çün tatmayan bilmez imiş bal lezzetin dimek ile

İnkâr ider görse dahi dir ben o balı bilmezem

'Işk hamrını nûş itmeyen münkir olur 'âşıklara

Dir hak-durur şer'-i şerif 'ışk u dalâli bilmezem

'Işksız fakîhin matlab-ı a'lâsıdır cennet hemîn

Dir pes lisân-ı hâl ile kadr-i cemâli bilmezem

Page 246: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

246

Kuddûsîyâ kesme Hudânın vuslatından ümîdi

Gitme kaplısından deyüb semt-i visali bilmezem

460

Bir gün ölür giderem zinhar girüye gelmezem

Zann ider bî-çâre nefsim ki ölüm yok ölmezem

Uyuban nefsin nevasına ma'âsî işledim

Geçdi 'ömrüm zenb-ile havf u hayâtı bilmezem

Şöyle bir gafil güneh-kâr kişiyem kim cümle halk

Kulluk iderler Hudâya ben 'ibâdet bilmezem

İşlesem mikdâr-ı zerre hayrı ma'zûr oluram

Rûz u şeb kârım hatâdır hiç ki tâ'ib olmazam

Bilürem ki dünyâya her kim gelür turmaz gider

Bakuban gidenlerin hâline 'ibret almazam

Yiyüb içüb uyumakdır rûz u şeb kârım hemân

Çalışub tevhide 'irfan lüccine ben talmazam

Ma'rifet içün bizi yaratdı Hallâk-ı cihan

Zikri tekrar ide ide ma'rifetle tolmazam

Eyle ey Hâdî hidâyet bu kulun Kuddûsîye

Dir hidâyet olmayınca toğrı râhî olmazam

461

Zenbe derman zikr ü istiğfardan evlâ bulmadım

Aradım a'mâli heb ezkârdan evlâ bulmadım

İstedim ki dilde şems-i ma'rifet ide tulü'

Nefy ü isbâtı hemân tekrardan evlâ bulmadım

Mâsivâdan kalbi safî idici kâr istedim

Zikr-i Hak hoş kâr imiş bu kârdan evlâ bulmadım

Gaflet ile bilmeyüb ağyara meyi itmiş idim

Yâre meyi itdim bugün ben yârden evlâ bulmadım

Dir ki Kuddûsî Hudâya pek yakın yol aradım

Gice gündüz zikrini iksârdan evlâ bulmadım

462

Kendime yoklukdan özge bir eyü kâr bulmadım

Benden ednâ halk içinde kimse zinhar bulmadım

Şöyle fehm itdim ki varlıkdır beni yoldan koyan

Dâmen-i 'ışka yapışdım dilde ağyar bulmadım

Zühd ü takva 'âr u nâmûs perdesini çâk ider

Page 247: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

247

'Işka hemdem olalı gönlümde hîç 'âr bulmadım

Tamu odından eşeddir intizârın ateşi

Andan özge mü'mini hâlis kılar nâr bulmadım

Tîg-ı hicran sînemi deldi onulmaz yâresi

Rûmu Şâmı eyledim geşt aña tîmâr bulmadım

Rahm idüb Rahman bu 'ışkı eyledi ihsan baña

Andan a'lâ halk içinde hoş kafa-dâr bulmadım

Bildi Kuddûsî muhakkak nefsinin gümrahlığın

Didi benden gayrı halk içre güneh-kâr bulmadım

463

'Aceb noldı baña bilmem ki yârimden cüda oldum

Yüzime bakmaz oldı hem hazînem yalınız kaldım

İderdi ol baña ihsan iderdim ben aña şükran

Kerem idi işi her an bugün gam bahrine taldım

Severdi ol beni gayet virirdi bî-hisâb ni'met

İderdi va'de-i vuslat bu dem âlâm ile toldum

Gönül bu hasrete döymez beni hîç hâlime koymaz

Sanırdım dost baña kıymaz ümîdin 'aksini buldum

Beni gözden düşürdi ol niyazım olmadı makbul

Kapandı aña giden yol yine yalvarmaya geldim

Gönül mir'âtını kasvet büridi geldi bir gaflet

Dahi cismime bir sıklet çöküb sararuban soldum

Kime 'arz ideyim hâli kederden olmadım hâlî

Unutdum kîl ile kâli özimi bilmezem noldum

Hemân Kuddûsîyâ ağla çürük işlerini sağla

Durub dîvâna el bağla di her 'isyana ben kaldım

464

Gafûrâ fikr idüben zenbimi senden utandım

Cehaletle günâh meydânlarında çok tolandım

Bilür idim benim yolum mukallidler yolıdur

Olur bir gün ki bu taklîd döner tahkîka sandım

Hemân ümniyye ile bitmez imiş iş bu yolda

Mukarribler sözine cân u gönülden inandım

Geçirdim yetmiş üç yıl 'ömrimi heb gaflet-ile

Bu şöhretden bu gafletden bu kesretden usandım

Senin 'âşıkların bakmazlar imiş mâsivâya

Page 248: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

248

Nice demler mecazî hûbların 'ışkıyla yandım

Tezevvüc eyledim çok dilber-i fânî cihanı

Karışub nâsa dünyâ ehli rengine boyandım

Melâlet geldi baña her günâhdan uş bu demde

Henüz bulub necat zencîr-i ağyardan boşandım

Bugün sıdk-ıla girdim yolma gerçi velâkin

Katî 'âciz iken gayret kuşağını kuşandım

Kime 'arz eylesün Kuddûsî-yi bî-çâre hâlin

Hemân dir ey Hudâ sen pâdişâhıma tayandım

465

Cânâna gönül vireli ben candan usandım

Hem düşeliden derdine dermandan usandım

Meyi eylemezem gayrısına tevbeler olsun

Bu âna değin itdiğim 'isyandan usandım

Pervane gibi yanmağı ister deli gönlüm

Her şâm u seher âh-ıla efgândan usandım

Kalmadı firak giryesine sabra mecalim

Vuslat dilerem yârime hicrandan usandım

'Işk-ıla enîs oldı gönül geçdi sivâdan

Ben sohbet-i nâs ülfet-i yarandan usandım

Çün zerre vefâ bulmadım ihvân-ı zemândan

Şol yüzleri dost özleri düşmandan usandım

Vird ideyim ismini hemân Hazret-i Hakkın

Kesret ile ünsiyyet-i inşândan usandım

Kuddûsîye vahşet gelüben cümle sivâdan

Dir her ne ki ağyar var ise andan usandım

466

Şol dem ki mey-i 'ışkına parmağımı bandım

'Işkın toluban içime âteşlere yandım

Pervane gibi şem'-i cemâlinle dem-â-dem

Cân atmağiçün şevk-ıla her yana tolandım

Sen vaslına da'vet beni hoş eyledin ey dost

Ol da'veti gûş eyleyüb uykudan uyandım

Vâ'iz beni tevbîh ider 'ışkın-ıla amma

Billahi anın zenb ü hatâ vü zu'mı sandım

Mahbûbı sever 'âşık-ı şûride dir imiş

Page 249: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

249

'Işk rengine ben Nahnü kasemnâda boyandım

Var pendini vâ'iz yüri sen kendine eyle

Tâ rûz-ı elest ben tolu peymâneye kandım

Bu 'ucb u gururun seni tâmûya kor âhir

Dirsin ki ben itdim nideyim kendime kendim

İblîse didiler ki ne cürm ile sürüldün

Ol didi ki 'ilm ü 'amel 'izzete kıvandım

Bel'âma nefi' virdi mi gör 'ilm ile 'izzi

Kes sözini zâhid ben o da'vâdan usandım

'Âşıklara dahl itmez idin zevkin olaydı

Var zühdini sen 'ışka değiş dinle bu pendim

Bin yıl 'amel itsen yine 'ışkı bulamazsın

Dimezsen eğer 'ışk erine uydum inandım

Kuddûsîye dirlerse tehî dest tehî dâmân

Ol dir ki ben ol Hazret-i Gaffara tayandım

467

Men Hak yolına sıdk-ıla ihlâs-ıla girdim '

Ar şîşesini taşa çalub 'ışk-ıla kırdım

Cezb eyledi bu gönlümi kıldı beni meczûb

Lâyık değil iken o yüce mansıba irdim

'Ucb-ıla gurur cezbe ile kalmadı hergiz

Pâk oldı gönül kasrı sivâyı heme sürdüm

Ol cezbeye tevhîde devam itmek ile pes

Nâ'il oluban Halikı her zerrede gördüm

Kuddûsîyi meczûb didiler şimdi erenler

Çün dosta kamu varımı hem 'aklımı virdim

468

Yetişür ey dost firakın ateşine yandığım

Oldı bâ'is yandığıma va'diñe inandığım

Gel baña rahm eyle kaldır mâh yüzünden perdeyi

Hûb cemâlin görmek içün kûyini tolandığım

Eyledi vaslın ümîdi tesliye bu gönlümi

Anın içündür bu deñlü hicrine katlandığım

Rûz u şeb 'ışkın beni bî-sabr u aram eyledi

Mâsivâdan bu sebebledür benim usandığım

Mest ü hayran eyleyen 'ışkın şarâbıdur beni

Page 250: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

250

Ey benim ol hamr-ı müskir cür'asına kandığım

Nideyin ben mâsivâııı heb saña olsun fidâ

Cism ü canım hânümânım kesb idüb kazandığım

Turdı Kuddûsî kapuñda boynı eğri yalvarur

Dir ki senden mâ'adâ var mı benim nazlandığım

469

Beni hayran u Mecnûn itdi şahım

Çıkar 'ışkı ile tâ 'arşa âhım

Za'îfem pîr-i miskâm olmışam ben

Garibem andan özge yok penâhım

Aña cismim ile kulluk idemem

Suçum bî-had ü gayet pür-günâhım

Sülük itdim sabî iken tarîka

Tarîk-ı Kadiridir şimdi râhım

Bugün Kuddûsî-yi bî-çâre dir kim

Geçer zikr ile dâ'im sâl ü mâhım

470

Sakalım ak siyah yüzüm elim boş çok günâhım

Ne yüz-ile varayın kapuña ey pâdişâhım

'Aceb noldı baña bilmem ki hîç kalmadı sabrım

Gice gündüz hemân artub gider efgân u âhım

Cevârihle 'ibâdet idemez oldum saña ben

Açılmadı henüz mesdûd nice gidem çü râhım

Bulunmaz oldı mürşid inziva itdi velîler

Cihan anlar ile memlû-durur yok iştibâhım

İderler bu zemânda gizlü irşâd sâlikânı

Dimez kâmil olan şimdi ki ben ehl-i nigâhım

Zuhur itse eğer bir er üşer başına çok nâs

Kamusı dir ki artsun şu cihanda mâl ü câhım

Kapuña geldi Kuddûsî gedâ ağlar deyüben

Kerîmâ yok seniñ kapuñdan özge bir penâhım

471

İlâhî Hâlikî Rabbî sañadur istinadım

Ki kulluk idemez oldum nahîf cismim kocadım

Bilürsin hâlimi sen ey 'Alîm gerçi velâkin

Hemân bir i'tirâf-ı 'acz-i taksîrdür muradım

Page 251: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

251

Cevârihle tekarrüb itmeye pes takatim yok

Lisânım zikr-i ârzû-yı visal eyler fu'âdım

Günâhdan olmayub hâlî utanuram ki senden

Şu hâlimde dahi eksik değil dürlü fesadım

Halimsin sen Gafûrsın hem Rahimsin hem Ra'ûfsın

Dahi birliğine kalbimde var hoş i'tikâdım

Kelâmında buyurmışsın ki tevhîd ehline ben

Kıyâmetde 'ikâb itmem Kerîmim hem Cevâdım

Eğer setr itmesen bunca 'uyûb u zenblerimi

Olur Kuddûsî-yi gümrâh halâ'ik içre adım

472

Ana rahminden gelüb dünyâya düşdüm ağlarım

Dürlü dürlü mihnet ü gavgâya düşdüm ağlarım

Dertli başım olmadı hâlî kederden bir zemân

Şimdi bir yâri sevüb sevdaya düşdüm ağlarım

Hasretiyle gice gündüz eylerem âh u figân

Karı yok bî-intihâ deryaya düşdüm ağlarım

Nâgehân 'ışk râhına olub giriftar rûz u şeb

İntizâr-ı vuslat-ı Leylâya düşdüm ağlarım

Bulmadım bir hîle hergiz ağlamakdan gayrı pes

Halk içinden çıkuban tenhâya düşdüm ağlarım

Bir 'azîz-i nâs iken 'ışk eyledi hor u zelîl

Bâb-ı sultâna gelüb şekvaya düşdüm ağlarım

Dir ki Kuddûsî bugün meczûb-ı Kuddûs olmışam

Ben bugün bir cezbe-yi sârâya düşdüm ağlarım

473

Sanmanız ben ihtiyarımla nigârı ararım

'Işkına oldum giriftar ıztırârî ararım

Tañlamañ dostlar benim feryadımı leyl ü nehâr

Çün gülümden ayrı düşdüm gül'izârı ararım

Şem'în etrafında cevlân eylerim ki cân virem

Muktezâ-yı 'ışk budur yanmağa nârı ararım

Dâne-i 'ışkı yiyüben dama düşdüm nâgehân

Çıkmazam simden girü anda karârı ararım

Bir şikâr ârzû kılar gönlüm ki sayd itmek muhal

Bilür iken ki bulunmaz ol şikârı ararım

Page 252: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

252

Halk-ı 'âlem her biri bir kârı itmiş ihtiyar

Kâr-ı 'ışk baña nasîb oldı o kân ararım

Dir ki Kuddûsî bugün ben câm-ı 'ışkı nûş idüb

Mâsivâdan geçdi gönlüm Kird-gârı ararım

474

Firâk-ı yâri andıkça dü çeşmimden akar yaşım

Beni levm itmeniz dostlar katî sevdâlıdur başım

Gerekmez şol kişi baña ki 'ışkın derdi yok anda

Derûnı derd-ile memlû olandır özce kardaşım

Safâsız zahidin hîç sohbetinde bulamam zevki

Şarâb-ı 'ışk-ıla mestân olan 'uşşâka hâldaşım

Mücerred eki ü şürb içün idüben şeklini tebdil

Oturur pend ider halka dimez asla ki gaşşâşım

Bu Kuddûsî niyaz idüb Hudâya dâ'imâ dir kim

Benim yâ Rabbi 'ışkınla müzeyyen kıl iç ü taşım

475

Hudâ 'ışkı ile bağrı yanan hâldaşa yoldaşım

Gerekmez mâsivâya meyi iden olsa da kardaşım

Bu yolda 'ışk u hâl ü cezbe lâzım tâlib-i Hakka

Ko da'vâyı dime ben zümre-i 'uşşâka sırdaşım

Sürüldi kibr idüb şeytân mukarreblerden iken ol

Ki benlik eyleyüb didi melekler hizbine başım

Gürûh-ı ehl-i Yezdâna karışmak isteyen tâlib

Cihanın nakşına bakmaz yiter dir baña nakkaşım

Riyadır zahidi Hakdan cüda iden hemîn dir kim

Ben oldum 'âşık-ı Mevlâ hem ehl-i 'ışka hâldaşım

Nider ağyarı Kuddûsî Hudâ 'ışkına kâni'dir

Dem-â-dem dir ki ben bir 'âşık-ı şeydâ vü kallâşım

476

Tâ'ate yok kudretim var kati çok zilletim

Artdı hemîn gafletim kalmadı hîç rahatım

Kocadım oldum za'îf bu vücûd gayet nahîf

Lutf ider ise Latîf 'izzet olur zilletim

Hâlbu ki 'ışk-ı hevâ olmadı benden cüda

Dün ü gün işim hatâ sehv ü zelel hirfetim

'Işk beni kıldı zebûn gitmedi derd-i derûn

İtmedi Hakka rükün bu dil-i pür-dehşetim

Page 253: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

253

Mest-i müdâm olmışam 'ışkda safâ bulmışam

'Aklı fedâ kılmışam oldı ziyâd hayretim

Cismime geldi hevân gönlüm ise bir civan

Kondı ölümden nişan oldı beyaz lihyetim

Fitne-i hubb-ı nisa 'ömrimi kıldı heba

Olmış idi dâ'imâ 'ışk-ıla ünsiyyetim

'Işk bu gönülden henüz çıkmayub itdi nüşûz

Anın ile şâm u rûz oldı hemân ülfetim

Her kime gelse meşîb ölümi olur karîb

Da'vete oldum mücîb geldi benim nevbetim

Dost didi Kuddûsîyâ ko kafesi gel baña

Eyledim ikbâl aña çünki yakîn rihletim

477

'Arz-ı hâl içün sultâna geldim

Sâ'ilem lutf u ihsana geldim

Derd-i firaka derman aradım

Ben ol tabibe dermana geldim

Cân kulağıyla hüsnüni tuyub

Şem'-i cemâle pervane geldim

'Işkına oldum anın giriftar

Kalmadı 'aklım dîvâne geldim

Âmâde olmış çün hamr-ı safî

Nûş eyleyüben mestâne geldim

Yağmaladı 'ışkı zühd ü takvamı '

İlm ü 'amelden bigâne geldim

Hükmini icra itdi 'ışk bende

Yanmağa nâr-ı sûzâna geldim

Mahv-ı fenada buldum safâyı

Yoklukda râh-ı merdâna geldim

Bildim ki varlık perdedir Hakka

Ref idüb anı canana geldim

Eyledi tevhîd hoş beni irşâd

Bir katre iken 'ummana geldim

Dir ki Kuddûsî elhamdülillah

Kaçdım sivâdan Yezdâna geldim

Page 254: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

254

478

Nebîler serveriniñ himmet-i bâlâsını aldım

Ki bir gice menâmımda rical meydânına geldim

Hisâbsız pehlivanlarla tolu meydânı göricek

Büyük olmag-ıla kametleri hayran olub kaldım

Kayış kisvetli baş açık ayak yalın tolanurlar

Mehâbetli şecâ'atli kamusına nazar kıldım

Biri didi baña kim gel senin ile güleşelim

Didim ben bir za'îf 'âciz hakîrem sararub soldum

Ne haddim var benim güleşmeye dirken senin ile

Sarıldı baña ol ben de tutub anı yire çaldım

Kamusı didiler böyle tutuşub cümlesin yıkdım

'Aceb sır bu deyü fikr eyleyüb dehşet ile toldum

Resûl-i muhterem bir köşkde oturmış bakar bize

O meydân sahibi ol oldığın fehm eyleyüb bildim

Uyanub uykudan ol dem Hudâya hamd ü şükr itdim

Zelîl nâçâr kul iken kuvvet-i kudsiyye hem buldum

Habîbine salât-ile selâm hem âline itdim

Ki anın himmetiyle dâ'imâ ağlar iken güldüm

Dimiş Mevlâm ki Kuddûsîde yok ise de isti'dâd

O miskin bendeme fazlım ile ben dest-gîr oldum

479

Men bir günâh-kâr kocayım bâb-ı Gaffara geldim

Çokdur 'uyûbum dileyüb setrin Settâra geldim

Mu'terif olub suçumı bildim itdim istiğfar

Kesmem recâmı çün rahmeti bol Cebbara geldim

Yalvarmadan yeğ bulmayub çâre kıldım tazarru'

İsteyüb gufran didim kapuña bî-çâre geldim

Söylemek 'âdet derdi tabîbe ben de didim kim

Zalimim azgundır ey tabîb saña tîmâra geldim

'Andelîb bâg-ı gül içün bekler maksûdı oldur

Bülbülem ben de gül ârzûsıyla gülzâra geldim

İstemez 'âşık hûr u kusûrı çün seni ister

Sensin muradım ben temâşâ-yı dîdâra geldim

Lutf idüb baña vir muradımı rıfk-ıla zîrâ

Haste kulunum sen kerem ıssı dildâra geldim

Page 255: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

255

Dir ki Kuddûsî sen muktedirsin çünki her şey'e

Men seni senden isterem bugün sen yâra geldim

480

Hamrına 'ışkın kanmaya geldim

Şem'ine nârın yanmaya geldim

Kanlu yaş-ıla 'arz-ı hâl yazdım

Ol şehen-şâha sunmaya geldim

Sırr-ı semâ'ı tuyıcak ruhum

Bî-karâr olub dönmeye geldim

Gönlüm mülevves oldı kesretle

Bahr-i vahdetde yunmaya geldim

Dir ki Kuddûsî kâmil insâna

Tarz-ı sülûki tanmaya geldim

481

Halîmâ baña rıfk it çünki ilimde garîb oldum

Bugün nâsdan idüb 'uzlet saña mukbil olub geldim

Yaşım yitmiş sekiz cismim nahîf gönlüm sınıkdır hem

Bu za'îf 'acz ile 'ışk bahrine gavvâs gibi taldım

Gazab vahşet şetaret hâl ü şevk u cezbe vü sevda

Tecemmu' eylediler cümlesi hayret ile toldum

'lyâl evlâd ehibbâ sû-yi hulkımdan kamu 'âciz

Baña 'avn idemezler yalınız bir hücrede kaldım

Bilürsin hâlimi gerçi velâkin oluban bî-kes

Saña yalvanram zîrâ seni baña mugís buldum

Çekilüb haneme halkdan karâr itdim saña şimdi

Dahi zikrinle istînâs idüb anı enîs buldum

Terahhum eyle Kuddûsî fakire çün saña dir kim

Baña rahm idici Rahman hemân sen oldığın bildim

482

Yaşım yetmiş yedi cismim nahîf haste koca oldum

Kalub nâçâr garîb kapuña 'arz-ı hâl içün geldim

Baña 'avn it ki senden gayrı ey Mevlâ nasîrim yok

Olub meczûb u hayran şimdi bahr-i hayrete taldım

Sabîler gibi hîç 'âr u edeb haşmet feza' bilmem

Za'îf olmak ile saña 'ibâdet itmeden kaldım

Menâhîden tecennüb idemem dîvâne-veş hergiz

Tefekkür eyleyüb direm ki nefsime sitem kıldım

Page 256: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

256

Bu Kuddûsî saña yalvaruban dir kim Hudâvendâ

Seniñ kapunı ben bî-çâreye güzel penâh buldum

483

Hak dostı cihan halkına rahmetsin efendim

Sultân-ı rüsül lâyık-ı midhatsin efendim

Görmek dileriz mâh yüzini düşde beher ân

Yok saña 'adîl sâhib-i behcetsin efendim

İt gönlimizi vaslıñ ile tesliye şâhâ

Zi-hüsn ü bahâ kân-ı melâhatsin efendim

Biz ümmet-i müştaklarınız merhamet eyle

Çün kenz-i vefâ râhim-i ümmetsin efendim

Ol rûz-ı kıyâmetde şefi' salma cahîme

Gümrâhlara hoş ehl-i şefâ'atsin efendim

Yaratdı senin 'ışkına Hak kevn ü mekânı

Mahbûb-ı Hudâ nâ'il-i rif'atsin efendim

Ol sevdi seni sen dahi oldiñ aña 'âşık

Hâsıl bu ki sen şâh-ı mahabbetsin efendim

Kuddûsîyi kıl seyr-i cemâlinle müşerref

Sen şems-i duhâ bahr mürüvvetsin efendim

484

Hevâ-yı nefse uyuban hatâ-yı bî-hisâb itdim

Evâmirde tekâsül hem menâhî irtikâb itdim

Yiyüb içüb behâ'im-veş uyumak 'âdetim idi

Ne hayra bezl-i vüsu' hem ne serden ictinab itdim

Geçirdim vaktimi gafletle kıldım 'ömrimi zayi'

Oluban pîr ü 'âciz şimdi kendime 'itâb itdim

Hudâvendâ bugün kapuña geldim suçumı 'afv it

Dahi Geylânîye derviş oluban intisâb itdim

Habîbin 'âşıkı Kuddûsî-yi bî-çâre dir dâ'im

Anın 'ışkı odına cismimi yakub kebâb itdim

485

Kocayım yetmiş tokuz yaşım bilürsin ey 'Alîm

Hem marîzem lutf u rahm it yâ Latîf ü yâ Rahîm

Bî-hisâb vardır günâhım mağfiret eyle beni

Yok-durur 'isyanda mislim çün kamu hulkım zemîm

Ekserî nâsın dahi tuğyanı artdı bu sene

Page 257: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

257

Başımıza geldi envâ'-ı belâ oldı 'amîm

Biri birinden büyük hîç misli sebkat itmemiş

İt bizi fazlın ile ıslâh u tefrîh yâ Halîm

Lâyık olduk biz aña gerçi velâkin şübhesiz

Saña lâyık mağfiret rahmet keremdir yâ Kerîm

Ol habîbin hürmetine ki şefî'ü'l-müznibîn

Cümlesin ref it belânın kudretinle ya 'Azîm

Vahşîyem bu hâl ile nâsdan kaçaram dâ'imâ

Ekseri evkâtde tenhâ yirde oluram mukîm

Kendi ekdârı dahi ekdâr-ı cîrân itdiler

Kalb-i Kuddûsî fakîri bî-huzûr olmaz selîm

486

Ey Hayy u Kayyûm u 'Azîm Gaffar u Settâr u Halîm

Tevvâb u Rahman u Rahîm rahm eyle pîrem hem sakîm

Çocuk iken girdim yola ünsiyyet itdim zikr-ile '

Işka uyub düşdüm dile oldum kapuñda pes mukîm

Seksen iki oldı yaşım hâlî değil 'ışkdan başım

Dâ'im oda yanmak işim ma'lûm saña heb ey 'Alîm

Lezzetlidir çünki bu nâr 'âşık gice gündüz yanar '

Işksız olan münkir kınar sanur bu 'ışk kâr-ı zemîm

Kuddûsîye it merhamet hem eyle 'afv u mağfiret

Mahzûn-durur ez-her cihet virüb selâmet kıl selîm

487

Ey cemî'-i 'âleminin Teñrisi Rabb ü Rahîm

Olmışam seksen dahi bir yıl kapuñda çün mukîm

Pâdişâhlar kapuları gice mesdûde olur

Sen şehen-şâhın kapusı sedd olunmaz ey Hakîm

Anların kapuları kendileri hem mahv olur

Sen Kadîm ü Hayy u Bakîsin dahi kapuñ kadîm

Pîr-i fânî haste oldum sen bilürsin hâlimi

Kıl beni vaslınla handan yâ Cevâd u yâ Kerîm

Eyle Kuddûsî fakîrin sen recâsını kabul

Yâ Semî' ü yâ Basîr ü yâ Mücîb ü yâ 'Azîm

488

Yâ Selâm u yâ Vedûd u yâ Ra'ûf u yâ Rahîm

Yâ Şekûr u yâ Sabûr u yâ Gafur u yâ Halîm

Page 258: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

258

Yâ Celîl ü yâ Hasîb ü yâ Hamîd ü yâ Mucîd

Yâ 'Azîz ü yâ Mu'izz ü yâ 'Aliyy ü yâ 'Azîm

Yâ Basîr ü yâ Karîb ü yâ Mücîb ü yâ Veli

Yâ Ganî vü yâ Mukît ü yâ Cevâd ü yâ Kerîm

Yâ Kadîr ii yâ Kaviyy ü yâ Vekîl ü yâ Nasîr

Yâ Rakîb ü yâ 'Aliyy ü yâ Semî' ü yâ 'Alîm

Sen bilürsin hâlimi kim pîr ü fânî olmışam

Hem za'îfem hem fakîrem hem garîbem hem sakîm

Rûm şitâsı geldi yine düşdü korhu içime

Yüreğime toldı bu günlerde hem hüzn-i elîm

Valide içün Hicazda kalmadım ma'lûm saña

Vir bu Kuddûsîye dâreynde selâmet ey Halîm

489

Ey Hayy u Kayyûm u 'Azîm Fettâh u Vehhâb u Kerîm

Tevvâb u Rahman u Rahîm Gaffar u Settâr u Halîm

Cebbar u Hallâku'l-verâ yok rahmetine inkızâ

Pîr olmışam rahm it baña kalbim hazîn cismim sakîm

Çün her işim oldı 'asîr lutf eyleyüben kıl yesîr

Hem ol baña sen dest-gîr eyle belalardan selim

Oldum ilimde pes garîb hâlbuki var serde meşîb

Olamadım saña münîb kullukda olmadım mukîm

Kuddûsîyi it mağfiret hem eyle ihsan ma'rifet

Vir hem selâmet 'afiyet ey Rabb ü Kuddûs ü 'Azîm

490

Baña it merhamet ey rahmeti bol Rabb u Rahîm

Saña ma'lûm benim ahvâlim adın çünki 'Alîm

Bilürem ben seni bir şâh-ı gafûrsın Samedâ

Yaraşur bizlere 'isyan saña gufrân-ı 'amîm

Muhayyer kişiyem hîç bilemem havf u haya

Hâlime koymayub igvâ ider İblîs-i recîm

Sözine uymamağa 'azm iderem ez-dil ü cân

Uyuban mekrine âhir oluram 'abd-i zemîm

Saña Kuddûsî-yi gümrâh ider ahvâlini 'arz

Sakalı ak yüzi kara suçu çok gönlü sakîm

491

Gerekdür nâzıma 'ilm ü kemâl hîç yok kemâlim

Hemân var cehl ii noksan u fütur u ibtizâlim

Page 259: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

259

Benim gibi dahi çok şimdi nâzımlar cihanda

Kuru da'vâ idüb dir her biri hoşdur makâlim

Nesîmî hem anın mânendleri 'uşşâk-ı Hakkın

Görüb dîvânların mahzun olur dîvâne bâlim

Gelür gönlüme yakmak her ne kim nazm eyledimse

Beni ider pes ol zîrâ hüsünsiz kîl ü kâlim

Fesahat yok halâvet yok virir ihvana sıklet

Usanub işiden dir var benim gayet melalim

Kelâmı söyleyen hâl ehli olmak dahi lâzım

Ki münkir olsa da sâmi' diye yokdur cidalim

Kulûb-ı şâ'irân Hakkın hazâ'ini imiş çün

Ne söylerlerse ehlullah dimek Hak aña hâlim

İder işbu zemân halkı müzahref nazma rağbet

Tezâyüd itdi Mevlâya bu yüzden ibtihâlim

'Alâmât-ı kıyâmetden imiş sâdık az olmak

Anın-çündür kamu nâsdan fırâr u infisâlim

Firar idiñ baña deyii Hudâ emr itdi bize

Bugün elhamdülillah oldı emre imtisâlim

Bu Kuddûsîleyin câhil mukallid nâzım olmış

Sanur kim yok fesâhatda belâgatda misâlim

492

Ey bizim ihvanımız zikr-i Hudâ idelim

Bakmayub ağyara biz terk-i sivâ idelim

Hâsıl olur her murâd itmek ile anı yâd

Bulmağa feyz ü reşâd zikr ü du'â idelim

İki cihan ey hümâm 'âşık-ı Hakka haram

Zikr idüben subh u şâm dosta lika idelim

Zikr-ile irmiş iren menzile tut pendí sen

Yâr kûyine gidüben zevk u safâ idelim

İtdi sülük evliya zikr-ile Kuddûsîyâ

Sen de bu râha biyâ hicre deva idelim

493

Ey 'azizim gel seninle râh-ı Hakka gidelim

Mâsivâyı ibni Adem-veş hemân terk idelim

Dil serayı nice demdir oldı me'vâ-yı hevâ

Taht-ı şâhı idelim pâk kir ü pası nidelim

Page 260: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

260

'Işk-ı Rabbânî gıdâ-yı ruhumuz olsun bizim

Her nefesde hûn-ı zikr-i Kird-gârı yudalım

'Ömrimiz geçdi hevâ-yı nefs-ile bu ana dek

Çalışub tevhide 'irfan lezzetini tadalım

Himmet eyler saña hâlince bu Kuddûsî fakîr

Adımı aheste aheste yürüyüb atalım

494

Ben bir eli boş zellesi çok pir ü zelilim

Girdim yola hiç yok nideyim zâd-ı rahîlim

Çün lâzım imiş sâlike cezbe bu tarîkda

Nef itmedi zühdim verâ'ım kâl ile kilim

Gitdim nice demler yola hoş gerçi velâkin

Uğradı kati sarpa açılmadı sebilim

A'mâ yolı bilmez imiş olmazsa kılavuz

Seyr eyledim amma yoğ-idi şeyh-i delilim

Yol içre kalub tutmadı bir er elimi pes

Mahzun u mükedder yalınız zâr u sefilim

Dünyâda hemân şöhrete aldandı bu nefsim

Halk içre 'aziz olmışam amma ne rezîlim

Gizlendi bu ezmânda kamu sâdık erenler

Şöhretle heba oldı benim 'ömr-i tavîlim

Şimdi sene biñ iki yüz elli dahi altı

Dîn gussasıdır şimdi benim haml-i sakîlim

Kuddûsî-yi nâçâr idüb Allaha tevekkül

Yalvardı deyüb ol baña her hâlde vekîlim

495

Halâ'ik içre dünyâda benim tuğyanda yok mislim

Kamu mahlûkdan alçağım ki ins ü canda yok mislim

Bulunmaz baña benzer bir günâh-kâr ey Ganî Gaffar

Senin gufranda yok mislin benim 'isyanda yok mislim

'Ayıblar setr idicisin ki Settârdır senin ismin

Benim de 'ayb u cürm ü gaflet ü nisyânda yok mislim

Eğer 'afv eyler-iseñ seyyi'âtım zerrece kalmaz

Eğer 'adi eyler-iseñ kürbe-i ahzânda yok mislim

Habîbin Mustafâ hakkı içün Kuddûsîyi 'afv it

Page 261: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

261

Eğüb kapuñda boynun dir benim noksanda yok mislim

496

Elf Allah 'ışkıdur gönlümde mihmânım benim

Be bülend oldı anınla gün-be-gün sânım benim

Te teşevvuk eyledim rûz-ı ezelden çün aña

Se sebat itdi gönül tahtında sultânım benim

Cim cemâlin şem'ine tolanıram pervâne-veş

Ha halâvet buldı nârı 'ışk-ıla canım benim

Hı harâb itmiş idi nefsin çerîsi gönlimi

Dal dem-i 'ışkınla âbâd oldı vîrânım benim

Zel zelilim şu cihanda benden alçak kimse yok

Re recâm budur ki îrâh ide Rahmanım benim

Ze zemîn üzre benim cürm ü hatâmın haddi yok

Sin sile virdi cihanı zenb ü 'isyanım benim

Şın şefâ'at eyleyüb bahri baña fahr-i Rüsül

Sad safâ bulur o demde kalb-i perişanım benim

Dat dayık oldum mecazî 'ışkı hararetine

Tı tanık bu hâlime hem âh u efgânım benim

Zı zuhur itdi bugün 'ışk-ı hakîkî pertevi '

Ayn 'avn-i Hakk-ile pâk oldı dâmânım benim

Gayn gayret eyleyüb 'ışk mâsivâyı sürdi heb

Fe firar itdi gönülden gayr-ı cenanım benim

Kaf kabahat imiş ancak tat 'ibâdet sandığım

Kef kerem kıldı baña pes ulu Sübhânım benim

Lâm libâsımdır hemîn Mevlâ-durur başımda tâc

Mim Muhammed mürşidim hem canda cenanım benim

Nun nevâlandı gönül ârzû kılar ma'şûkını

Vav vatan tutdı içimden hubb-ı Hannânım benim

He hevâlandı bugün 'ışk mâsivâya bî-karâr

Lâm elif lâ ilahe illâda îmânım benim

Dir ki Kuddûsî garîb ben bahr-i 'âşıkam bugün

Koymadı hîç bende benlik gayrı Yezdânım benim

497

Halâ'ik içre hergiz yok hakâretde nazîrim

'Aceb dir mi Hudâ bilmem baña 'abd-i hakirim

Hemân ol ismi yâd it didiği eyler kifayet

Page 262: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

262

Olur zann eylerem iki cihanda dest-gîrim

Ne 'ilmim var ne zühdüm var ne kadrim var ne 'izzim

Hemân var cehl ü cürm ü gaflet ü 'ayb-ı kesîrim

Bilür iken benim taksirimi kullukda her gün

Virir hîç rızkımı kesmez olub dâ'im nasîrim

Nebîler serverin kılub vesîle isterem gufran

Yeter dir ise Kuddûsî kapumda pîr fakirim

498

Bakmaz oldı yüzime ol nazlı yârim nideyim

Derd-i 'ışkdır gice gündüz şimdi kârım nideyim

Güç imiş firkat 'azabı 'âşık-ı bî-çâreye

İnlemek ile geçer leyl ü nehârım nideyim

Gönlüm ârâm eylemez yok sabra hergiz takatim

Bulmadım bu derdime derman aradım nideyim

Beklerem kapusını nice zemân itdim niyaz

Virmedi maksûdımı ol Kird-gârım nideyim

Yok benim gibi vatanda bir garîb olmuş hemân

Âh u efgândır dem-â-dem yâr-ı garım nideyim

Murg-ı dil düşdi bu 'ışkın damına çıkmak muhal

Gün-be-gün artub gider içimde nârım nideyim

Râzî vü memnun bu Kuddûsî halâsın istemez

Dir ki ben sayyâd elinde bir şikârım nideyim

499

'Işk-ı nigâr ile ben esrük ü dîvâneyim

Şem'-i cemâline hem yanıcı pervaneyim

Leşker-i 'ışkı anın varımı yağmaladı

Yıkdı harâb itdi dil mülkini viraneyim

Düşeli sevdasına âh u efgân eylerem

Nûş ideli cür'ayı mest değilem yâ neyim

Yâr baña oldı celîs hem baña oldur enîs

Sanma beni zâhidâ sen gibi ben laneyim

Dostlarını ben anın dost tutaram özime

Buğz iderem cümle düşmanına bigâneyim

Zâhid-i hâm tab'-ıla sohbet-i 'ışk itmezem

'Âşıka bir demde (ben) biñ hâki efsâneyim

Görinürem münkirin gözine hör u hakîr

Page 263: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

263

Çeşm-i mahabbetle sen gör ki ne ferzâneyim

Katre-i nîsân idim yutdı beni çün (bu) 'ışk

Şimdi sadet" içre bir lü'lü ü dür-dâneyim

Sundı bu Kuddûsîye tolu piyâle nigâr

Anın içün dir ki ben sâkin-i meyhaneyim

500

Yâ Vedûd u yâ Ra'ûf u yâ Latîf ü yâ Kerîm

Yâ Halîm ü yâ 'Alîm ü yâ 'Aliyyü yâ 'Azîm

Olmışam bugün bilürsin pîr ü muhtâc ü fakîr

Baña lutf u rahm u rıfk it garîbem hem sefilim

Takatim yok sabra hergiz dest-gîrim ol benim

Gûşe-i halvetde nâsdan kaçuban oldum mukîm

Okurum subh u mesâ sünnet olan ed'iyeyi

Gice gündüz kalb ile zikr eylerem 'âciz dilim

Eyle Kuddûsîye ihsan kuvvet-i kudsiyye hem

Dû cihanın mihnetinden kıl o miskini selîm

501

Ey Hudâvende Gafûrsın hem Sabûrsın hem Halîm

Ben bir ednâ kulunum yüzüm kara cürmüm 'azîm

Bî-hisâb itdim hatâya nefse uyub bir zemân

Köhnelendi şimdi cismim kocadım oldum sakîm

Kesmezem lâkin ümîdi rahmetini umaram

Çün sıfatındır senin Gaffar u Settâr u Kerîm

Var mı senden gayrı Teñri ki varam kapusına

Vâhid ü Ferd ü Samedsin Hayy u Tevvâb u Rahîm

Kim ola kadir ki ben gümrâhı ide mağfiret

Sen eğer itmez isen çünki bu bir emr-i cesîm

Sen Ganîsin 'âleminden cümle halk muhtâc saña

Ben kim olam ki saña lâyık 'ibâdet ideyim

Çok saña kulluk iden 'ubbâdı sürdün kapudan

Dahi çok müznibleri 'afv eyleyüb kıldın selîm

'İlm ü 'irfan u 'ibâdetde nazîri yok iken

Tard idüb İblîsi hem la'net idüb kıldın recîm

Nice kimse put-perest iken hidâyet eylediñ

Dostlarından oldılar hem buldılar râh-ı kavîm

Hikmetine iremez 'akl-ı melek hem ins ü cân

Page 264: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

264

Çeviremez kimse işini bilürsin ey Hakîm

Çünki sen her şey'e kadirsin bu Kuddûsîye hîç

Virme gussa görmesün fazlın ile hevl-i cahîm

502

Bugün yitmiş sekiz yaşında men maksûdımı buldum

Yed-i dostdan tolu camı içüb mest-i müdâm oldum

Dilimde zikri kalbimde anın 'ışkı mekân tutdı

Safâ vü zevk u şevk u vecd-ile derya gibi toldum

Yanaram âteş-i 'ışkıyla her ân ol şehen-şâhın

O nârı şu kocalıkda gönül eğlencesi kıldım

Kaçub nâsdan aña ikbâl-i küllî eyledim şimdi

Çekilüb mâsivâsından hemân anın ile kaldım

Teşekkür eyleyüb bî-çâre Kuddûsî gice gündüz

Hemîn dir ey Hudâ heb varımı virüb seni aldım

503

Bu 'ışka iktidâ itmekde men bî-ihtiyâr oldum

Düşüb bir dil-rübânın damına nâgâh şikâr oldum

Sabî iken anın şevkıyla okur idim eş'âr ben

Gice gündüz hemân pervâne-veş oda yanar oldum

Peder merhum dahi tevhîdi telkîn eyledi baña

Olub meşgul aña dîvâne-âsâ bî-karâr oldum

Çalış ben sağ iken dir idi ben de çalışur idim

İrüb esrâr-ı zikre tîz vakitde bahtiyar oldum

İder idi baña Kuddûsîyâ sa'y it deyü pendi

Tutub pendin aña vakt-i sabâda yâr-ı gâr oldum

504

Bugün bir şeyh-i fânî haste bî-çâre fakîr oldum

Diyâr-ı Rûmda 'uzlet eyleyüb ekdâr ile toldum

Şikâyet eylerem sen râhimînin erhamine çün

Kamu düşmişlerin ancak elin tutan seni buldum

Celîsim yok enîsim yok şefîkım yok refikim yok

Gelüb bir yardım iden yok garibim yalınız kaldım

'Iyâl evlâd ehibbâ akraba çok ise de anlar

Baña imdâd idemezler ki bahr-i gussaya taldım

Saña yalvaruban Kuddûsî-yi miskîn kulun dir kim

Hudâvendâ bugün kapuña istirham içün geldim

Page 265: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

265

505

Hakkı aradım ben'ayânen buldum

Yok iştibâhım bî-gümân buldum

Yalınızda kaluban ağlar iken

Cânâna giden kâr-bân buldum

Elhamdülillah çekmedim zahmet

Kenz-i pinhânı rây-gân buldum

Derdime derman bulmak isterdim

'Işkı dermân-ı câvidân buldum

Mâsivâyı heb ardıma atdım

'Aşıka perde dû cihan buldum

'İbâd u zühhâd kabza mâ'iller '

Uşşâkı cümle şad-mân buldum

Uğradı yolum bahr-i 'ummana

Bir hazâkatlü keştibân buldum

Havf u hatar yok hîç gemisinde

Aña girenleri kâm-rân buldum

Yil kimi 'ışka giregör kardaş

Sâlike anı çün bir emân buldum

Keştibân şâh-ı enbiyâdır hem

Ümmete gayet mihr-bân buldum

Kadrini 'ışkın bilemez sûfî

'Işkı olmayanı ben çoban buldum

Sen de Kuddûsî'ışka ol tâlib

Evliyâullâhı 'âşıkân buldum

506

Beni fazlınla ey Mevlâ ne zâlim it ne mazlum

İki 'ismetde kıl benden beni hem eyle ma'sûm

Senin a'dâna olayım 'adû dostlarına dost

Ki idem merhamet anlara olam ben de merhum

Basîret gözimi aç kim seni görem 'ayânen

Dahi 'ayne'l-yakîn bilem olasın baña ma'lûm

Gürûh-ı 'ârifâna eyle ilhak rahmetinle

Sivâya iltifat eyler ise nefsim gözin yum

Bu Kuddûsî habíbiñle saña eyler tevessül

Anı aña şefî' kıl rahmetinden itme mahrum

Page 266: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

266

507

Kamu eşyaya bakuban 'ayânen anı gördüm

Ki 'uşşâkın dilin kapan şeh-i hûbânı gördüm

Sözüm yalan değil and içerem dostlar inanın

Beher zerrât-ı mevcûdâtda ben ol canı gördüm

Ne gökçek yüzli dilber kim beni mest itdi 'ışkı

Ki her kim görse dir bir 'âşık-ı hayranı gördüm

Boyanub reng-i 'ışka resm ü takvayı unutdum

Pes ol renk içre pinhân dilber-i mihmânı gördüm

Nazîrsiz hüsn ü behcetde hemîn muhsin-durur ol

Ki baña bî-nihâyet itdiği ihsanı gördüm

Atuban çengel-i 'ışkın tutub gönlümi çekdi

Arardım derdime derman henüz dermanı gördüm

Mecazî hûblara olur idim dîvâne amma

Gözümden perde mahv oldı hakîkî hânı gördüm

Mürâ'î zahidin inkârına 'ucb oldı bâ'is

Görüb 'uşşâkı dir ben birtakım nâdânı gördüm

Anı rabt eylemiş dünyâ ağacına çün îblîs

Sanur kim şeyhi mürşid dir dimez şeytânı gördüm

Yimem gussa cefâ-yı münkirâna zerre deñlü

Bu yolda her cefâya sabr iden merdânı gördüm

Tarab eyler deyü dahi eyler imiş bizi vâ'iz

O tab'ı camidi kim görse dir hayvanı gördüm

Girer mi hiç kulağıma anın 'ışksız kelâmı

Ki bir nutkında biñ esrar olan sultânı gördüm

Beni toğrı yolundan çıkarub sabdırmak ister

Bu râh içre erenler gördiği burhanı gördüm

Bu Kuddûsî teşekkür eyleyüb dir kim 'ayânen

Nazar itdim kamu eşyada ben Yezdânı gördüm

508

İdüb temevvüc 'ışk bahri yine coşdı bu gönlüm

Bir şâh-ı hûbân hüsnini tuyub şaşdı bu gönlüm

Ta'n itmesünler zühhâd baña çün olmışam ma'zûr

Ol dil-rübânın dâm-ı 'ışkına düşdi bu gönlüm

Neylesün 'âşık cezb eyleyince anı ma'şûkı

Bir cezbe ile kulle-i kâfi aşdı bu gönlüm

Page 267: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

267

Dil kişverine şevki ol hûbın akdi Ceyhân-veş

Oluban şimdi deryâ-yı a'zam taşdı bu gönlüm

Kuddûse mensûb oldı Kuddûsî eyler teşekkür

Rûz u şeb dir hem râh-ı dosta yaklaşdı bu gönlüm

509

Sayda çıkmış nice yüz biñ av şikâr eyler ölüm

Hâzır ol kardaş saña da intizâr eyler ölüm

Sen idersin gerçi dünyâ bahsini tatvîl bugün

Bu mutavvel bahsi yarın ihtisar eyler ölüm

Dürlü hayvan lahmini yiyüb gıdâlandın bugün

Lahmiñi yarın gıdâ-yı mûr u mâr eyler ölüm

Şimdi kâr itmez saña pend yüz kitâb okısalar

Bir gün olur ki seni hoş sâz-kâr eyler ölüm

Kimseye göstermeyüb canın gibi sakladığın

Mâlını meydâna döküb aşikâr eyler ölüm

Bunca zînet bunca hışmet bu hadem bu mülk ü mâl

Biri kalmaz cümlesini târümâr eyler ölüm

Olma mağrur gel şu dünyâ câh u 'izz ü nâzına

Meskenini 'akıbet sahn-ı mezar eyler ölüm

Şevk-ıla bağrına basub kuçub öpüb sevdiğin

Ehlini ardına koyub yâda yâr eyler ölüm

Sevmediğin kişileri mâlına vâris idüb

Ac ü çıplak müflis iken bahtiyar eyler ölüm

Yüce köşkler gerçi yapdın bî-nazîr amma seni

Çok da gitmez çıkarub ağyara dâr eyler ölüm

Rûh çıkıcak heb kaçar atan anañ oğlun kızın

Bu güzel cismini çün mekruh kokar eyler ölüm

Müsta'id ol mevte Kuddûsî gelür bir gün saña

Çünki her nefse gelüben reh-güzâr eyler ölüm

510

Cümle nâsın hanesine gün gibi girer ölüm

Kurtılınmaz kaçmağ-ıla 'akıbet irer ölüm

İ'timâd itme yüziñe güldiğine dünyânın

Cîfedir bir gün bu eyvandan seni sürer ölüm

Geçmedin tûl-i emelden irdi 'ömrin âhire

Şîşe-i amalini taşa çalub kırar ölüm

Page 268: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

268

Zerrece 'aklında fikrinde yoğ-iken hîç senin

Nâgehân girüb 'ömür defterlerin dürer ölüm

Rif'ate câha tayanma sıhhate itme gurur

Soyuban dürlü libâsı bir kefen sarar ölüm

Çevrilüb evlâd u ezvâc başına şâdân iken

Çok da gitmez cümlesinin boynum burar ölüm

Tuhfetü'l-mü'min didi aña Hudâ peygamberi

Hâzır ol Kuddûsîyâ çün işine yarar ölüm

511

Bir dem olur mı ki yârin vechini göre gözüm

Bakmaya lâyık değil amma benim kara yüzüm

Tutmadım hîç emrini uyub hevâ-yı nefsime

Gaflet ile geçdi gitdi gice ile gündüzüm

Geldi Kur'ân içre düşman mâl ü evlâd u 'ıyâl

Fi'l-hakîka ......

İtmedim terk .....

Ol ecilden eylemez ihvântma te'sîr sözüm

Olmışam pîr gerçi 'âşık...

Çahş .........

6 ......

(kaynakta eksik)

512

Geç 'âşık isen Hakka eğer cümle sivâdan

Yok 'âşıka çün sevgilü bir nesne Hudâdan

Hem olma sakın sâlik-i câhil ile hem-dem

Eyler seni tenfîr taleb-i rüşd-i hüdâdan

'Işksız kişiden kaç ki virir sana bürûdet

Nâra alışan kimse kaçar berd-i şitâdan

İt farzı edâ mülhide uyma gözini aç

Bil rütbe-i 'ulyâya irer bu sözi tutan

Kuddûsî-yi miskin sana bu pendi ider kim

Sa'y eyleyüben zikre olasın nücebâdan

513

Zülfin kohusın tuyalı dil bâd-ı sabâdan

Kurtulmadı ey dost elem ü derd ü belâdan

Bülbül gibi her şeb iderim nâle vü efgân

Turmaz gözümün yaşı akar hüzn-i bükâdan

Page 269: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

269

Yok iki cihanda senin 'ışkın gibi devlet

Lutf it beni dûr eyleme bu 'ışk-ı hevâdan

'Ubbâdına virdiñse cinânın ni'metini

Vir baña da 'ışk ni'metini yemm-i 'atadan

Ben mülk-i cinânın nideyin zevk u safâsın

Yeğdir baña 'ışk lezzeti dâreynde safâdan

Bir gice minâdan baña gel 'âşık deyübdür

Gönlüm içine toldı muhabbet o nidadan

Gavgâlara saldın beni sevdana düşürdün

Bilmem ki muradın nedir ol hükm-i kazadan

Yağmaya virüb varımı heb kalam seninle '

Uryân olayın cübbe vü destâr u kabadan

Cezb eyle beni şöyle hemân kim olayın mest

Tefrîc ideyim gönlümi hem cümle sivâdan

Kuddûsîye vir 'ışkını ey yâr kerem eyle '

Âşıklara çün yâr olamaz özge Hudâdan

514

Saña yok fâ'ide zâhid hulûssız zühd ü takvadan

Anı iste gice gündüz hemân sıdk-ıla Mevlâdan

İdersin sûretâ secde muradın ise dünyâdır

Usanmazsın behey ahmak kilâb-veş cîfe dünyâdan

Hulûs 'ışk ile 'ışk zikr ile hâsıl olısar kalbde

Ne zikrin var ne 'ışkın var ne nef'iñ var bu gavgâdan

Yâ cennetde yiyüb içmek safadır matlabın ancak

Kamusı perde anların idüb terk geç bu sevdadan

Zikirler efdali tevhîd imiş olgıl aña meşgul

İder pend saña Kuddûsî fakîr işit o ednâdan

515

Bilemez bir kimse Hakkı kendi nefsin bilmeden

Cevher-i 'irfan bulunmaz bahr-i fikre talmadan

Cezbesiz râha sülûkün nefi yokdur sâlike

Vâsıl olmaz çünki zinhar gönlüni dost almadan .

Cezbe zikr-ile gelür kalbe hemân sa'y it aña

Kalbde 'irfan şemsi toğmaz 'ışk u cezbe tolmadan

Eyleseñ biñ yıl 'ibâdet Hak anı itmez kabul

Cümle arzudan kaçuban aña 'âşık olmadan

Page 270: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

270

Olamaz her kişi 'âşık bil muhakkak zâhidâ

Saykal-ı zikr-ile 'ucb u kibri kalbden silmeden

Zât-ı Hallâkda tefekkür eylemek câ'iz değil

Çün Resul nehy eylemiş zâtda tefekkür kılmadan

Zâtını kendi bilür ancak sakın düşünme hîç

Fâ'ide yok var zarar çok zâtına dil salmadan

Eyle mahlûkâtına bakub tefekkür 'ibret al '

Arif olub Rabbiñi bil cân alıcı gelmeden

Nefsini ehl-i kuburdan eyle 'add Kuddûsîyâ

Çünki olmaz kul velî ölmezden evvel ölmeden

516

Ey şâh-ı kerîm senden ayırma beni bir ân

Setr eyle kamu 'aybımı kıl vasl-ıla şâdân

Çok suçu deyü sürme kapuñdan beni zîrâ

Gaffar u Halîm oldığına itmişem îmân

O şâh-ı rüsül hürmetine mağfiret eyle

Bu koca günâh-kâr kulum eyleme nâlân

Bildirme benim zenbimi bir kimseye asla

Çün sabr idemez bilse melek cin dahi inşân

Kuddûsîye cennet virüben senden ayırma

Ey rahmeti bol fazlı 'amîm sâhib-i ihsan

517

Sığın Settâra iste 'afiyet derd ü belâdan

Hemân izhâr-ı 'acz it olma gafil hîç du'âdan

Umûr-ı dîn ü dünyâ âhiretde 'akıbet hem

Selâmet iste dâreynde gice gündüz Hudâdan

Cehaletle dime halka bahadırlık satuben

Nasibim var bu 'âlemde benim sabr u rızâdan

Ulu söz söyleme zinhar ki Hak sevmez anı hem

İder taslît belâlar hâlî koymaz hîç 'anadan

Ulu söz sahibin tezlîl ider iki cihanın

Tevazu' it birader pek sakın kibr ü riyadan

Temellük eyle Mevlâya yüzini hâke sürüb

Di hışm idüb baña derd virme ignâ it devadan

Müvekkeldir belâ söze ne söylersen gelür bil

Olısar başına nazil ma'âzallah semâdan

Page 271: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

271

Ne gelürse eğer bir derd ümîdi kesme sabr it

Recâ it 'afiyet rahmet hemân Rabbü'l-verâdan

İhanet eylemez mü'min kulına eyler ikram

Ki hoşdur 'âşıka her ne gelürse âşinâdan

Tabîbi derd ider tathîr anı cümle günâhdan

Olub tâhir gider 'ukbâya bu dâr-ı fenadan

Güneh-kâr gerçi Kuddûsî velâkin sözleri hak

Olur bî-şekk anı tutan gürûh-ı evliyadan

518

Mübtelâ olub mecazî 'ışka çıkdım râhdan

Nideyim kurtulmadım ol ka'rı bî-had câhdan

İltifat itmez imiş Hak 'âşıkı hîç gayre

Gayrı terk idüb geçer dîvâne mihr-gâhdan

Terk-i terk itmek gerekdür zümre-i 'uşşâkâ

îstimâ' itdim buru bir 'ârif-i âgâhdan

'İlmine takvasına mağrur olan bîgâne

Olısar merdûd u mahrum ol ulu dergâhdan

Geçmeyince varlığından kişi 'âşık olmaz

İste Kuddûsî hemân Allâhı sen Allahdan

519

Dimişler 'ışk u cezbe yolı akrebdür kamu râhdan

Taleb kıl sıdk-ıla 'ışkı birader her dem Allahdan

Tolar 'ışk zikr-ile sa'y eyle aña 'âşık ol 'âşık

Değil efdal mürâ'înin hezâr a'mâli bir âhdan

Yanar pervane-veş 'ışk ateşine 'âşık-ı Mevlâ

Hayırlu bir fakîr 'âşık nice biñ sâhib-i câhdan

Şerî'atle 'amel eyle hazer kıl ehl-i hâdîden

Hemîn dûr olma hergiz zümre-i 'uşşâk-ı âgâhdan

Kamu zikrin buyurmış Fahr-ı 'âlem efdali tevhîd

Bu Kuddûsî sözin tut kaç riyâ idici gümrâhdan

520

Hudâvendâ benim bir matlabım var sen İlâhımdan

Penâhım çünki kapuñda ayırma ol penâhımdan

Nolur çok ise 'isyanım ki rahmet bî-nihâyetdir

Beni ol rahmetinle yarlıgayub geç günâhımdan

Bu 'ışk bir câh-ı a'zamdır baña hoş eylediñ ihsan

Page 272: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

272

Cüda itme beni andan dahi 'azl itme câhımdan

Gönül ister ki fazlınla dem-i vasla ola nâ'il

Bu gözüm görmeye firkat 'azabın yüzi mâhımdan

Eğer virmez iseñ matlûbımı ey lutfı çok Vehhâb

Olur halk-ı cihan 'âciz benim efgân u âhımdan

Senin her şeyde vardır kudretin itme beni mahzun

Ümîdi kesmeyüb asla umaram lutfı şahımdan

Bu Kuddûsî kulun yâ Rab yolına eylediñ teslîk

Niyaz eyler diyüb yâ Rab beni çıkarma râhımdan

521

Baña hîç gelmez oldı bir haber ol şîve-kârımdan

Cüda düşdüm nice demdir kerem ıssı nigârımdan

Aña ben tâ elest bezminde gönül virmiş idim pes

Hased idüb beni a'dâ ayırdı şimdi yârimden

Karâr itmez hemân bülbül gibi dil eylerem efgân

Melekler oldılar 'âciz semâda âh u zarımdan

Geçirdi 'akıbet 'ışkı beni cümle hevâlardan

Kamudan geçdim amma geçmezem ol gül'izârımdan

Melâmet hırkasın giydim bugün ben oluban

Mecnûn Feragat eyledim tâc-ı 'ibâdet nâm u 'arımdan

İçimde hâsıl oldı bir onulmaz derd 'ilâcım yok

Tabîb-i hazıkı bulmak içün çıkdım diyarımdan

Hisâr-ı 'ışk içinde habs idüb Kuddûsîyi ol dost

Dimiş hergiz çıkarmazam anı ben bu hisarımdan

522

Coşub yine 'ışk bahri bugün aşdı boyumdan '

Aciz heme halkı şu cihanın bu huyumdan

Mevrûs pederimden baña bu 'ışk-ıla cezbe

'Uşşak olunz biz nideyim çünki suyumdan

Girerse bu 'ışk bir kişinin gönli evine

Şâh-ısa dahi fârig olur hıfz-ı rüsumdan

Hem câhil ü nâdânı ider 'arif ü dânâ '

Işk toğrı kılar eğri olan fâciri mumdan

Kuddûsî-yi bî-çâreye ta'n eyleme zâhid

Yok fâ'ide ol 'âşıka hîç ta'n u şutumdan

Page 273: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

273

523

Bu dünya çün kemâle irdi korkılur zevalinden

Düşünmez gâfıl inşân hem usanmaz cem'-i mâlından

Alış virişde mîrâsda ider mazlumlara zulmi

Kalurlar çaresiz ol zâlimin pes sû-yi hâlinden

Namaz kılar oruç tutar haram ile gider Hacca

Sığınurlar o gaddarın Hudâya mekr ü âlinden

Gelüb bî-çâre baña ağlayub 'avn u meded ister

Elimden nesne gelmez hîç utanıram su'âlinden

Nice bulur felah bu fi'l-ile ol bî-rahim zâlim

Ki itmez havf haya hergiz Hudâ-yı zü'l-Celâlinden

Yapub dünyâsını dînin yıkar söz dinlemez asla

Kıvanur mâla korkmaz dîn ü îmân infisâlinden

Saña bildirdi Kuddûsî kıyamet iktirâbını

Ki dünyânın zevalin fehm ider 'âkil kemâlinden

524

İlâhî eyle tahlîs ben fakîri şugl-ı eş'ârdan

Saña sığınuram dâ'im beni igfâl iden kârdan

Gice gündüz seni zikr eylemek ister hemân gönlüm

Aradım bulmadım efdal 'amel hergiz çü ezkârdan

Unutdurdı baña zikri ki şi're iştigâl itmek

Senin 'ışkın gerek ancak usandım meyl-i ağyardan

Heves itmiş idim şi're seni nazm-ıla medh içün

Ne hâsıl ben hakirin yazdığı kırtâs-ı güftârdan

Uyur uyanıram şi'ri te'emmül hem tefekkürle

Haya eyler bu Kuddûsî kulun sen şâh-ı Cebbardan

525

Beni fazlınla ey Hannân geçür nefsin hevâsından

Selâmet vir olam 'uryân baña kesret belâsından

Senin ile olam her ân seni dilde bulam her ân

Senin ile kalam her ân toyam vaslın nevasından

Şarâb-ı 'ışkına kandır cemâlin şem'ine yandır

Kamu ağyardan usandır çıkam halkın arasından

Uyub 'ışka hevâlandım elimle bağladım bendim

Ben itdim kendime kendim bu derdin vir devasından

Baña itdiñ ni'am ihsan ki yokdur hîç aña yanan

Dün ü gün eylerem şükran olub 'âciz edasından

Page 274: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

274

Çıkardı 'ışk beni râhdan düşürdi ayrı sen şâhdan

Halâs bulamadım çâhdan cefâsı çok vefasından

Beni zâr u zebûn itdi ciğerciğimi hûn itdi

Cefâyı hem füzûn itdi usanmazam cefâsından

Ki 'ışk şîrîn belâ imiş kula senden 'atâ imiş

Yire inmez hümâ imiş cüda olmaz yuvasından

Kılar bî-derdi ol derd-nâk komaz kişide hîç idrâk

Riyadan kalbi eyler pâk eser kalmaz mahâsinden

Anı cezb eyle kıl meczûb budur senden hemân matlûb

Aña köhne 'abâ mergûb cihanın hûb libâsından

Nider ol gayrı sevdayı nider dünyâ vü 'ukbâyı

Nider ağyâr-ı Mevlâyı geçür heb mâsivâsından

Koma 'ışksız Hudâvendâ kulun Kuddûsîyi asla

Yiter 'ışkın seniñ aña vefâ yok mâ'adâsından

526

İlâhî sen beni iki cihanda sakla âfâtdan

Husûsâ bu zemânda fitneden her bir beliyyâtdan

'Alimsin çün 'ayan saña ne hacet hâlimi 'arza

Muradım 'aczimi ikrar bu nazm-ıla münâcâtdan

Du'âdan gayrı yok çâre baña haste koca oldum

Pes ol efdal imiş 'âcizlere dürlü 'ibâdetden

Günâhım çok ise Gaffar u Settâr u Halimsin sen

Zarar gelmez saña hîç kıldığım cürm ü hatî'âtdan

Mevâni'den esirge zikr ü fikrimde huzur bulam

Seni zikr eylemek baña ehabdür cümle tâ'atden

Gücüm yitmez ki kulluk eyleyem saña cevârihle

Beni cezb eyle kim bir cezbe yeğ envâ'-ı hayrâtdan

Hidâyet eyle Kuddûsî kulına Hâdîyâ Lutf it

Geçir fazlınla ol miskini ârzû-yı kerâmâtdan

527

Kerîmâ sen baña it fazlın-ıla ma'rifet ihsan

Bilürsin kim gerek inşân u cinne 'ilm ile 'irfan

Geçüb iki cihandan eyleyem ikbâl saña ancak

Seni 'ayne'l-yakîn bilüb olayım vâlih ü hayran

Liyâkat gerçi yok bende velâkin sensin ey Vehhâb

İden diler isen bir 'abd-i ednâyı 'azîz sultân

Page 275: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

275

Nazır olmaz saña hîç bir ahad çün Hâliku'l-halksın

Saña olmuş idim çocuk iken ben 'âşık-ı nâlân

Virüb cennet bu Kuddûsî kocayı senenden ayırma

Anın maksûdı sensin nitsün ağyarı muhibb olan

528

Dilbera itdim saña dürlü niyazlar çok zemân

İstedim senden cemâlin seyrini kıldın nihân

Görmemiş hîç bir ahad bu dâr-ı dünyâda seni

Geçdi gönlüm ol hevâdan kaldı bu sevda hemân

Gezdim ol sevda ile Rûmi Hicazı Şâmı heb

Virmedi bu derdime bir kimse dermandan nişan

Şimdi bildim ki baña derman imiş ancak bu derd

İstemez hergiz halâs bu derd-i zîbâyı bulan

Düşdi 'ışkın nârı gönlüm şehrine yakub yıkar

Arzular dil vaslını hem zikrini eyler lisân

Saña 'âşık oldığına gönlümün şâhid bu dil

Turmayub virir ki hayret aña olub tercüman

Cümleden el çekdi Kuddûsî idüb ikbâl saña

Rûz u şeb 'ışkın ile işi hemân âh ü figân

529

Gizlendiler şimdi erenler ağlayalım biz hemân

Şerr ü fesâd u fitne ile toldı zîrâ ki cihan

Pes ekseri inşân olub şirrîr ider halka sitem

Yok merhamet biri birine işleri cevr ü ziyan

Bir kimse Hakkı söylemez çün söylemekdir tehlike

Oldı sükût-ile şerâr-ı nâs gürûhı şâd-mân

Hayr işleyen menfur hakîr şer ehli makbul u 'azîz

Bulmaz huzûr-ı kalb halâvet bu zemânda sâlikân

Dünyâya meyi itmek ile yıkar çok inşân dînini

Hîç âhiret kaydın yimez dünyâya hırs rağbet kılan

Biñ iki yüz altmış ikidir çünki şimdi bu sene

Kalmadı hergiz şübhemiz oldığına âhir zemân

Kuddûsîyâ şükr it Hudâya çün seni hıfz eyledi

Halvetdedir ancak selâmet çıkma dâ'im ol nihân

530

Gördi ma'şûkın Zelîhâ bir gice düşde hemân

Page 276: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

276

Tolub ol dem gönüne 'ışk oldı zindan bu cihan

Kalmadı ârâmı hergiz artdı 'ışkı gün-be-gün

Geldi Mısra çekdi çok zillet meşakkat bir zemân

Kırk sene 'ışk ateşiyle yanuben sonra Hudâ

Eyledi tezvîc aña fazlıyla kıldı şâd-mân

Çekmeyen bu çilleyi sanur kolay kârdur bu 'ışk

Men anı çekdim hisâbsız güç idemem bî-gümân

Pîr-i fânî oldı Kuddûsî yanar 'ışk odına

Toyub usanmaz henüz 'ışkdan değil yalan inan

531

Zümre-i ehl-i fücûrın ibtilâsıdur duhân

Müsrif-i gümrâh-ı Yezdânun belâsıdur duhân

Mâlını itlaf iden oldı şerî'atda sefih

Mü'min-i 'âkil olanın nâ-sezâsıdur duhân

Nûr-ı îmân-ı 'azîze tütsi virmekdir haram

Fârig ol andan birader ki nolasıdur duhân

Sırr-ı misvâkin ağız tathîri oldığın düşün

Pes ağız kokularının ibtidâsıdur duhân

Şâribin cisminde kuvvet komayub eyler za'îf

Cism-i canın bâ'is-i za'f u zarârıdur duhân

Didiler olmasa üç şey Âdem oğlı biñ yaşar

Biri bed koku biri toz pek fenâsıdur duhân

Dinle Kuddûsî sözini tut hemân itme 'inâd

Çün nasihat tutmayanların cezâsıdur duhân

532

Ahir zemânda çünki gider heb Hicâze mü'minân

Şâm ile Mekke arası anlara olur hoş mekân

Hüccâc giderler Mekkeye Şamdan güneş görmeksizin

Bu rütbe çok olur ağaçlar sayesi misl-i cinân

Sen Rûm diyarında idersin medrese mescid binâ

Bil bu vakitde mâlını itlaf iden görür ziyan

Hicret iderler cümle mü'minler kalur bu beldeler

İşit sözi hem tut birader çün sahîhdir bî-gümân

Kuddûsîye ilhâm-ı Hakdır bu nasâyih it kabul

Zahmet çeküb itlâf-ı mâl itme yakîn âhir zemân

533

Page 277: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

277

Ey Hudâ gönlüm seni zikr itmek ister her zemân

Çün mukarreb dostlarındır zâkirân u 'âşıkân

Aç basîret gözimi idüb nazar göğe ire

Bileyin 'ayne'l-yakîn sen pâdişâhı bî-gümân

Gerçi var kullukda taksirim velâkin ey Gafur

Sen Latifsin hem Halîm hem dest-gîr ü Müste'ân

Benden ednâ benden a'cez benden ahkar bende yok

Kulluk iderler sana dâ'im kamu halk-ı cihan

İtdi Kuddûsî tevessül şol habîbirile sana

Kim yaradıldı anınçün cümle bu kevn ü mekân

534

Dîvâne kılan ben kulunı bir şeh-i hûbân

Oldum nice dem hüzn-i firakı ile nalan

Tâ vakt-i sabâvetde oluban aña 'âşık

Zikr eyler idim 'ışk-ı hulûs ile beher ân

Virdi pederim çünki baña zikre icazet

Hem eyledi telkîn baña tevhidi o sultân

Kâmil imiş ol kadrini ben bilemedim hîç

Aldım hele çok himmetini eyledi ihsan

Dir idi çalış zikre hayâtımda benim çün

Zikr-ile tolar kalbine derya gibi 'irfan

Çalışur idim emrini tutub gice gündüz

Toğdı veled-i kalb pederim eyledi şükran

Bu sırrı peder valideme dir idim ancak

Olurlar idi ikisi de şâkir-i Hannân

Kuddûsîye 'ışk ni'metini virdi Hudâsı

Her kime dilerse virir ol ni'meti Rahman

535

Aldanma nakşa sâlikâ nakkaşa it ikbâl hemân

Yokdur nukûşda hîç vefâ anın ile sen kal hemân

İki cihan çünki hicâb olur saña kıl ictinâb

Anları sevmek nâ-savâb eyler seni iğfal hemân

Her derde Hak derman ider 'uşşâka 'ışk ihsan ider

Hem yüküñi âsân ider git itmeyüb ihmâl hemân

Maksûdın olsun vasl-ı Zât ağyara itme iltifat

Mecmu'ını ardına at deryâ-yı şevke tal hemân

Page 278: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

278

Zikre çalış leyi ü nehâr sıdk-ıla it Hakka firar

Ol ehl-i zikre dahi yâr anları it iclâl hemân

Mevlâ celîsdir zâkire eyler 'azab gafillere

Olgıl mürîd gerçek ere Hakka ider îsâl hemân

Kuddûsîye münkir mehîn çün kârı dâ'im kibr ü kîn

Olma aña zinhar karin ider seni ıdlâl hemân nâlân

536

Mağfiret eyle beni ey pâdişâhım el-emân

Yir ü gök arasına toldı günâhım el-emân

Cümle 'âlem halkına virdi küdûret zenblerim

Yok nazîrim böyle bir rûy-ı siyahım el-emân

Koymadı 'ışk-ı mecazî zühd ü takvadan eser

Düşdi başımdan benim devlet külahım el-emân

Bahr-ı zilletde garîk itdi beni şehvet hevâ

Senden özge yok benim püşt-i penâhım el-emân

Nefs-ile dâ'im kıyamım yok saña hîç hıdmetim

Artmadı 'ışkınla hem efgân u âhım el-emân

Çünki kadirsin beni gufrana ismindir Gafur

Hem 'azaba iktidarın var İlâhım el-emân

Eyle ey Hâdî hidâyet sen beni toğrı yola

Çünki azmışlar yolıdur şimdi râhım el-emân

Mağfiret eyle beni hem ehl-i îmânı Hudâ

Yok senin gaffârlığına iştibâhım el-emân

Bize lâyık zenb ü taksîr saña lâyık mağfiret

Cürm ü 'isyan ile geçdi sâl ü mâhım el-emân

Geldi Kuddûsî kapuña her günâhı işleyüb

Dir senin bol rahmetin ey ulu şahım el-emân

537

Kırk sekiz sultân-ı rûhânî kamusı mü'minân

Hizmet itdiler baña 'askerler-ile bir zemân

Anlar ile ülfet idüb zikrime geldi halel

Soñra ehlullah baña rü'yâda didiler uyan

Biz seni sevdik idi gerçi velâkin şimdi sen

Cinciliğe meyi idüben zikrine irdi ziyan

Tâ'ib oldum sıdk-ıla hoş zikre itdim iştigâl

Sevgili oldı baña halkdan kaçub olmak nihân

Page 279: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

279

'Uzlet itdi şimdi Kuddûsî olub pîr-i sakîm

Gıbta iderler aña heb ins ü cin halk-ı cihan

538

Câm-ı 'ışkı nûş idüb sekrân olayın bir zemân

Katre-i bî-kadr iken 'umman olayın bir zemân

Mescid ü medreseyi zühhâd ü 'ubbâde virüb

Tekye-i 'ışkda varub mihmân olayın bir zemân

Gurbetin mihnetlerini yüklenüben eğnime

Zâr ü giryân hâmil-i ahzân olayın bir zemân

Bulayın bir şeyh-i kâmil ideyin hizmet aña

Himmetiyle mahzen-i 'irfan olayın bir zemân

Bu 'alâ'ik fitnesinden ibn-i Edhem-veş geçüb

Bir pelâs içre nihân sultân olayın bir zemân

Nice demler ülfet itdim yâd ile yârân ile

Kird-gâra meyi idüb hayran olayın bir zemân

Nice demler yiyüb içüb uyudum mânend-i tûr

Kâmil inşânı bulub inşân olayın bir zemân

Nice demler zenb ü 'isyan eyledim hasbe'l-beşer

Tevbe idüb bende-i Yezdan olayın bir zemân

Bir zemân ma'mûr idim sürdüm cihan içre safâ

Yıkıluban 'ışk ile vîrân olayın bir zemân

Bir zemân bu cismimi dürlü ni'amla besledim

Yanayın 'ışk odına biryân olayın bir zemân

Bir zamân handân olub seyr-i gülistân eyledim

Derd-i 'ışk-ı yâr ile giryân olayın bir zemân

Bunca demdir çekdi Kuddûsî firákiñ hüznini

Dir ki vasla irüben ferhân olayın bir zemân

539

Ey mü'minîn ü mü'minân âhir zemândır bu zemân

Oldı 'alâmetler 'ayân âhir zemândır bu zemân

Kopar kıyâmet dört yüz ile beş yüziñ beyninde bil

Yok iktırâbında gümân âhir zemândır bu zemân

Dört yüze yüz kırk bir sene kalmış-durur ey âhîler

Ağlaşalım zâhir nihân âhir zemândır bu zemân

Hem tevbe istiğfâra meşgûl olalım leyi ü nehâr

Sa'y idelüm zikre hemân âhir zemândır bu zemân

Page 280: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

280

Mevlâ celîsi zâkirin bulmaz aña düşmân zafer

Zikre çalış ol şâd-mân âhir zemândır bu zemân

Kuddûsiyâ işit sözi dünyâ evin çok yapmagıl

Olur harâb işbu cihân âhir zemândır bu zemân

540

Cihânın müddeti az kaldı ağlayalım ey ihvân

Hemîn yalvaralım Hakka deyüb rahm eyle yâ Rahmân

Esirge fitne-i âhir zemândan bizleri lutf it

Dahi it pâdişâha ehl-i islâma zafer ihsân

Bilâd-ı Müslimîne geldi envâ'-ı musibetler

Tarîkdan çıkdı halkın ekserî hem eyleyüb tuğyân

Hudâya eyleyelüm isti'âze tevbe istiğfâr Gafurdur ol

Halimdir hem Latîf zü'l-lutfu ve'l-gufrân

Ağırlaşdı yüki kutbuñ dahi Abdülmecîd şâhın

Bu Kuddûsî olubdur koca miskîn dâ'imü'l-ahzân

541

Ey cümle cihân halkına erzâk iden ihsân

Dünyâda kamu (nesneye) rahm idici Rahmân

Bu bende-yi bî-çâre dahi dürlü-be-dürlü

Ni'metleri fazlıyla viren Mugnî vü Mennân

Hizmetde kusûr eyler iken rızkımı kesmez

Hem 'aybımı setr eyleyici Hâfız u Hannân

Bir hasta kocadır diyüben merhamet eyler

Pes hamd ü senâ eylerem ol şâhı beher ân

Kuddûsîye erhamdür anasından o Mevlâ

Kahr eyler anı kim olur ol kocaya düşmân

542

Yaşım seksen kafes köhne gönül olmuş-durur vîrân

Baña sen rahm u lutf u rıfk u re'fet eyle ey Rahmân

Dem-â-dem 'ışk u cezbe artuben eyler beni hayrân

Za'îfem tâkatim yok kuvvet-i kudsiyye it ihsân

Murâdım 'arz-ı hâl ancak saña nazm ile çün şâhâ

Baña itsün deyü nusret bugün çün olmışam pinhân

Bunı yazdım firâşımda yatur iken bilürsin hoş

Hemîn işim gice gündüz enîn ü âh ile efgân

İder kalb ile Kuddûsî bugün zikri olub 'âciz

Page 281: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

281

Celîs ü dest-gîri ol anın dâ'im sen ey Hannân

543

Bugün ben pîr-i fânî olmışam rahm eyle ey Rahmân

Saña yok kullığım gerçi velâkin itmişem îmân

Güneh-kâr bendesiyem sen şehen-şâhın ben ey Gaffâr

Gice gündüz dilerem ağlayub 'afv ü kerem gufrân

Suçumı mu'terif oldum hisâbı yok bilürsin sen

Hacîl itme beni dâreynde kıl her 'aybımı pinhân

Kamu ráhimleriñ çün erhamiyem ben buyurmışsın

Kamu kâ'illerin hem esdakısın sen 'Azîmü'ş-şân

Habíbiñle tevessül eylerem saña vesîlem ol

Aña bahş it bu Kuddûsî fakîri ey Ganî Hannân

544

Ekser-i halk-ı cihân şerde olur şâdmân

Oldı çün âhir zemân Mehdî gelür bî-gümân

İtdi 'alâmât zuhûr Hakdan iderler nüfûr

İşleri fısk u fücûr kalmadı emn ü emân

Mü'min-i muhlîs kalîl nâsıfi içinde zelîl

Eyleyüben kâl ü kîl dirler aña nâtüvân

Her kim ider şer murâd anlar ider inkıyâd

Birleşür ehl-i fesâd cümle olur pehlivân

Vâ'iz-i nâsıh garîb fâsık u fettân mehîb

Câhil-i bî-dîn lebîb sâlihe dirler çûbân

Lafz-ı küfür sözleri kâfir olur özleri

Gerçi beyâz yüzleri kalbleridür pür ziyân

Kim anı dirse eğer dîn ü nikâhı gider

Heb 'amelin zabt ider sen bu sözime inan

Çok bu lafız ey hümâm bul idüben ihtimâm

Yazıludur bi't-temâm hocalar itmiş beyân

Bir dimek ile bu hâl olıcak ey sûfî bâl

Çok diyen olmaz mı dâl dahi îmânsız kopan

Biri birine cefâ kârlarıdur dâ'imâ

Sen hele Kuddûsîyâ ol bu zemânda nihân

545

Ey râhimînin erhami rahm eyle bize el-emân

Gerçi günâh-kânz velâkin mü'minânız bî-gümân

Page 282: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

282

Yok varlığında birliğinde şübhemüz ma'lûm sana

Gösterme lutf it bize hîç dünyâda âhretde ziyân

Hıfz it şu vaktin halkının şerr ü fesâdından dahi

Ricâl-i mel'ûn fitnesinden kıl emîn yâ Müste'ân

Dostun Muhammed Mustafâ ile tevessül eyleyüb

Diriz esirge sen bizi korku zemânı bu zemân

'Avn eyle dîne 'avn iden mü'minlere hem dâ'imâ

Bu haste Kuddûsîye de gösterme gam zâhir nihân

546

Kapuna geldim ey mahzûnları mesrur kılan Hannân

Murâd itdiği vîrân kalbleri mesrûr kılan Hannân

Gelüb kapusına ashâbına idüb hidâyet hem

Virüb 'ışk içlerine kalblerin pür nûr kılan Hannân

Nice fısk u fesâd ehlin idüb sâlih dahi mürşid

Dahi sâlikleri irşâd ile me'mûr kılan Hannân

Nice 'uşşâka ta'n u buğz iden münkirleri dahi

Yakub 'ışk âteşine çokların tennür kılan Hannân

Bu Kuddûsî cenîn iken ana rahminde 'ışk virüb

Dahi çocuk iken ol 'ışkını mevfûr kılan Hannân

547

Hudâya hamd ü şükr olsun bize itdi ulu ihsân

Kerem bâbın açuban çok ni'am bahş itdi ol Mennân

Ki cümle enbiyânın efdaline eyledi ümmet

Ne devlet ne sa'âdetdür ki virdi ol 'Azîmü'ş-şân

Haraç yok dînimüzde ecr-i nûr on katdur anlardan

Yazılur bir günâha bir ne denlü var ise 'isyân

'Azâba müstahak olmak dahi lutf-ıla setr eyler

Ki bir ismi anın Settâr biri Gaffâr biri Hannân

Bizi dahi kamu ümmetler üzre eyledi tafdîl '

İbâdetde 'umurda var ise de bizde çok noksân

Menîden halk idüb bizi bu hey'etde çün ol Hallâk

Virüb hem bunca ni'metler kodı adımuzı inşân

Gelin ey suçlı kardaşlar idelim tevbe istiğfâr

Sürüb hâke siyâh yüzlerimüzi olalım nâlân

Bu dünyânın işi on kat güç iken emr-i ahretden

Duruşuruz bu güç işe dimevüz kim sonı hüsrân

Page 283: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

283

Tecâvüz eyledik hadden uyub İblîse Kuddûsî

Meğer cürmimüzi 'afv eyleye ol fazlı bol Rahmân

548

Yanar 'ışk odına 'âşık beher ân

İder ol derd-mendi nâr-ı hicrân

Komaz hîç masivâ gönlünde anın

İder girdiği kalbi çünki vîrân

Emân virmez alur 'aklın anın kim

Olur bir dem bu 'ışk gönünde mihmân

Beni seksen yaşında koca iken

Civân idüb virir ârzû-yı cânân

Bu Kuddûsî dilencidür kapunda

İlâhî vaslını sen eyle ihsân

549

Ey şâh-ı Cevâd eyle baña 'ışkını ihsân

Yâd eyleyeyin ismini şevk-ile beher ân

Yitmiş tokuza irdi yaşım saña 'ayândır

Rahm it baña ey rahmeti bol Hâlik u Rahmân

Ekdâr-ı cihân itdi bu târîhde tezâyiid

Biñ iki yüz altmış ikiye irdi çü ezmân

Hıfz eyle delü göfilimi ikbâl-ı sivâdan

Çün meyl-i sivâdır kişiyi dûzaha salan

Kuddûsîye vir fazliñ ile hamr-ı zülâli

İçüb anı olsun ebeden vâlih ü sekrân

550

Sebeb imiş helâkine kişinifi kesret-i 'isyân

Dem-â-dem eyle istiğfâr ü istirhâm dile gufrân

Mücîbdir hem Gafurdur hem Rahimdir hem Semî' Mevlâ

Kabûl eyler du'âfiı bil muhakkak bil ' Azîmü'ş-şân

Yaraşur çün hatâ bize aña 'afv u kerem rahmet

Halimdir hem Gafûrdur hem Kerîmdir hem Ra'ûf Rahmân

Günâhım çok deyü itme sakın hîç vesvese zîrâ '

Azâba muktedir hem 'afva ol Gaffâr dahi Hannân

Sever Hak sâ'ili sen it su'âli mağfiret dâ'im

Di Kuddûsî beni 'afv eyle yâ ze'l-lutfu ve'l-ihsân

551

'Işk hamrı beni itdi katî zâr u perîşân

Page 284: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

284

Pes oldum anı nûş ideli vâlih ü hayrân

Tahsîl-i 'ulûm itmeye sa'y eyledim ammâ

Komadı gönül şehrini 'ışk eyledi vîrân

Hem nice zemân zühd ü 'amel kaydına düşdüm

Bildim ki riyâ virir imiş 'âbide hizlân

'Uşşâkı sever çünki Hudâ 'âşık ol 'âşık

Hâs bende olur şâhı sevüb gayriyi koyan

Kuddûsîye virdi ol sivâdan kati nefret

Hak tâlibine lâzım olan 'ışk-ıla 'irfân

552

Ey dost bilimi bükdi benim girye-i hicrân

Lutf eyleyüb it vasimi ben kulma ihsân

Toldır içime 'ışkıfiı deryâ gibi zîrâ

'Işk-ıla gelür kalb evine cezbe vü 'irfân

Sâliklere 'ışk lâzım imiş pes bu tarîkda '

Işksız gidenin 'âkıbeti haybet ü hüsrân

Çün pîr-i sakîmem idemem cism-ile kulluk

Sun cür'ayı içüb olayın vâlih ü hayrân

Cezb eyle bu Kuddûsî-yi miskîni kerem kıl

Hem goñlini pâk eyleyüb olgıl aña mihmân

553

Marîzem ey Hudâ lutf eyleyüben kıl şifâ ihsân

Tezâyüd eyledi derdim baña eyle devâ ihsân

'Ayândur cümle ahvâlim saña yitmiş sekiz yaşım

Kapuñ sá'illeriniñ ahveciyem it baña ihsân

Benim kârım dilencilikdür ancak gayrî kârım yok

Seniñ işifi kamu halk-ı cihâna dâ'imen ihsân

Yaraşur baña yiyüb rızkıflı şükr eylemek saña

Dahi saña yaraşur eylemek baña gıdâ ihsân

Diler ihsânıfiı heb on sekiz biñ dürlü mahlûkât

Umar senden bi-küllî ehl-i arz ile semâ ihsân

Kiminiñ rızkı cismânî-durur pes kimi rûhânî

Kamusına iden sensin beher ân ey Hudâ ihsân

Bilürsin herkese lâzım dahi ahsen olanı sen

Ne lâzım ise Kuddûsî kulma it aña ihsân

554

Page 285: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

285

Saña hamd eyleriz leyi ü nehâr ey lutfı çok Yezdân

Bu günlerde bize itdiñ belâlardan necât ihsân

Musibetlerde nice nice hikmet var imiş bildik

Ki kahrıñ bize lutf oldı Latifsin çünki ey Hannân

Seversin ümmetin dostiñ Muhammed hakkı içün hem

Zuhûr itdi yine âsâr-ı fazlın yağdı çün bârân

Uyandık nevm-i gafletden inâbet eyledik saña

Hevâ-yı nefse tâbi' oluben itdik katı tuğyân

Umarız dâ'imâ gufrânını rahmet dileriz hem

Bilüb suçumızı diriz bizi 'afv eyle ey Rahmân

Seni zikr eyleriz tevhîd ü istiğfâra meşgûliz

Güneh-kârız velâkin itmişüz biz saña hoş îmân

İder seksân yaşında haste Kuddûsî recâ senden

Ki anı hem cemî' mü'minâtı idesin şâdân

555

Kulak tut ey birâder saña bir sır idem i' lâm

Ki fehm eyle muhakkak üç bölükdür nev'-i inşân

Birisi ehl-i dünyâdır birisi âhiret hem

Birisi zümre-i 'uşşâk ki anlar ehl-i Yezdân

Harâmdır âhiret ehli olanlara bu dünyâ

Ve dünyâ ehline pes âhiret bil oldı harâm

Hudâ ehli olan merdâna bu iki harâmdır

Yüri var ehl-i Hak olmağa sa'y it turma ey cân

Dahi cennet ikidir cennetü'l-hayvân birisi

Olur sâkinleri aniñ 'avâm-ı ehl-i îmân

Biriniñ cennetü'r-Rıdvân-durur ismini añla

Anın sâkinleri ancak havâs-ı ehl-i 'irfân

556

Buyurmuş fahr-ı âlem kim sever medh itmeği

Yezdân Nice medh idebilür anı câhil pür kusûr inşân

Utanmaz 'âşık-ı şeydâ ider ma'şûkınıü medhin

Dimez hîç yok liyâkat bende eyler rûz u şeb efgân

Bu mahlûkâtı halk itmezden evvel kendi var idi

Kamuyı kün hitâbıyla yaratdı Hâlik u Mennân

Münezzehdir şerîkden hem nazîrden hem mu'înden ol

Ahad Ferd Vâhid u Kayyûm u Hakk u Bârîyü'l-ekvân

Page 286: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

286

Eğer olsaydı andan gayrı bir Teñri dahi hâşâ

Nizâm bulmayuben turmaz idi bu yîr ü gök bir ân

Yaratdı Ademi hâkden meniden bizi bî-şübhe

Hemîn halk eyleyen oldur kamu zî-rûhı it îkân

Ne hoş medh eylediñ Kuddûsîyâ háliñce Hallâkı

Bilür kadrin bu nazmiñ okuyub hem işiden inşân

557

'Aceb noldı baña kim bilmezem hergiz edeb iz'ân

Liyâkat yok ise de hîç umaram cennetü'r-Rıdvân

İder sâkin olan anda nazar Hakkiñ cemâline

Hemîn olur imiş dâ'im beher dem vâlih ü hayrân

Yemek içmek tena'um eylemek olmaz imiş anda

Anın sükkânı iderler telezzüz 'ışk-ıla her ân

Kokar imiş olara cîfe gibi ni'met-i cennet

Harâm kılmış-durur 'uşşâka anı Hazret-i Yezdân

Umar Kuddûsî-yi meczûb u câhil bilmeyüb haddin

Geçüb her mâsivâdan olmağı ma'şûkına mihmân

558

İlâhî isterem senden sıhâh u 'afv u gufrân

Ki itdim bî-nihâyet zenb ü zulm ü fısk u 'isyân

Basîret gözümi aç göreyim her şeyde vechiñ

Yiter ağlatdığın hicr-ile kıl vaslınla handân

Buyurduñ kör olan dünyâda pes 'ukbâda kördür

Seni her zerrede kim görmez anın işi hüsrân

Kamu eşyâ saña kulluk iderler şübhemiz yok

Saña ma'lûm-durur cümle velâkin bize pinhân

Ma'ârif devletin insâna ihsân eylediñ çün

Bu hasletle kamudan efdal oldı nev'-i insân

'İbâdetler içinde ma'rifetden bihteri yok

Baña fazliñla ihsân eyle vecd ü 'ışk u 'irfân

Su'âl eyler bu Kuddûsî hidâyet toğrı yola

Tarîkdan sapdı ol rahm it aña ey Rabb u Rahmân

559

'Aşıkam hîç yok karârım isterem cânânı ben

Mâsivâdan geçmişem ârzû kılaram anı ben

İstemez goñlüm cinâna girüben itmek safâ

Maksadım çün pâdişâhım neylerem eyvânı ben

Page 287: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

287

Bendelik içün mücerred bu ile geldim bugün

Ol ecilden beklerem 'ışk-ile âsitânı ben

Mansıb-ı a'lâ imiş ol pâdişâhın kulluğu

Virmezem iki cihániñ varına bu şânı ben

Çünki oldum mübtelâ-yı 'ışkı ben ol güzeliñ

Neylerem 'ışk-ı mecâzîyle olan hûbânı ben

Kîl ü kâlinden usandım şu zemâne halkının

Yâri buldum eyledim terk ülfet-i yârânı ben

'İlm ü a'mâle gurûr iden olur Hakdan cüdâ

Hem-dem itmem kendime mağrûr olan nâdânı ben

'Ábidiñ hacc u salâtı savmı hoş lâkin Hudâ

Didi Kur'ân içre sevmem bî-hulûs olanı ben

Hem didi dünyâ-perest zâhidlere Kur'ânda kim

Saymazam hîç Müslimînden kavl-i bî-îkânı ben

'Aşık-ı Hakkın ayağı tozı kuhlı gözimiñ

İstemem 'ışkdan habersiz birtakım çûbânı ben

'Işk-ı sıdk ile iden beyti ziyâret oldı hâcc

Defter-i hüccâca yazmam 'ışkı yok hayvânı ben

Men' ider vâ'iz beni 'ışkdan 'adâvet eyleyüb

Hâlbu ki 'ışk ile itdim Teñriye îmânı ben

'Işk imiş her derde dermân didi baña çün Resûl

Bulmışam elhamdülillah derdime dermânı ben

Hem didi kim beytime mâl-ı helâl ile geliñ

İtmezem mahbûb u mergûb değme bir insânı ben

Mahlasımdur çünki Kuddûsî menem Kuddûsîyem

Hazret-i Kuddûsün oldum 'âşık-ı hayrânı ben

560

Ey Şâh-ı Gafûr men kuluñi mağfiret it sen

Di saña 'ikâb eylemeyüb 'afv iderem ben

Yitmiş sene tevfîkın ile zikre çalışdım '

Âşıklara dost zikri ehabdür dahi ahsen

Tevhîd iderem dilim ile kalbim ile hem

Sen Vâhid ü Ferd ü Samedi hasta yaturken

Zenbim katı çok mu'terifem gerçi velîkin

Bir katrece rahmet yetiştir bahr-i keremden

Page 288: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

288

Kuddûsîyi tard eyleme gümrâh deyü zîrâ

Olmuşdur anın kalbi senin 'ışkına mahzen

561

Çün bir güzelin 'âşık-ı dîvânesiyem ben

Şem'ine yanar şevk-ile pervânesiyem ben

Dilimde anın zikri hemîn gice vü gündüz

Bir pîr-i za'îf sâkin-i kâşânesiyim ben

Kullukda kusurum var iken ol ider ihsân

Meddâhı dahi hâk-i efsânesiyem ben

Yitmiş yidi yıl eylemişem hoş anı tevhîd

Zann eyleme kim gâfil-i bîgânesiyem ben

Kuddûsî-yi medhûş deyü ol tesmiye kıldı

Ol pâdişâhın bende-i ferzânesiyem ben

562

Firkat gamını dil çekemez âh nideyin ben

Açılmaz ise dosta giden râh nideyin ben

Seyyâh oluben devr-i cihân itdim anınçün

Bakmaz şu siyâh rûyıma ol şâh nideyin ben

Bülbül gibi her vakt-i seher beklerem ammâ

Dîvâne gönül olmadı âgâh nideyin ben

'Âşıkları mecnûn deyü pes levm ider idim

Yağmaladı 'ışk gönlümi nâgâh nideyin ben

Şimden girü fârig olayım iki cihândan

Ağyâr ile ünsiyyeti her gâh nideyin ben

Bend eyledi Kuddûsîyi ol zülfi teliyle

Tav'ımla değil eyleyen Allah nideyin ben

563

Ey bu cihânın halkını yoğ-iken hem îcâd iden

Hem altı günde bu yir-ile gökleri bünyâd iden

Hâkden yaradub Ademi hem nutfeden zürriyyetin

Kılub kimisin enbiyâ kimisin evrâd iden

Kimisine îmân virirsin cennete koyar anı

Kimini pûta tabdurub dûzahda hem ıhlâd iden

Kimisini 'uşşâk idüb hem yandıran 'ışk nârına

Kimini ehl-i ma'rifet kimisini 'ubbâd iden

Kimin dalâletde koyub tard eyleyen İblîs gibi

İdüb hidâyet kimine toğrı yola irşâd iden

Page 289: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

289

Kimisini kılub harîs mâl yığdıran Kârûnleyin

Virüb kanâ'at kimine hoş zümre-yi zühhâd iden

Lutf eyleyüb Kuddûsîye kılan 'atâ bu 'uzleti

Hem zikr ü fikr-ile o bî-çâre kocayı şâd iden

564

Ey baña bu hey'eti ihsân iden

Nutfe-i murdâr iken inşân iden

Çün ana rahminde turan bir zemân

Nutfeyi kün emri ile kan iden

Kanı kün emri ile lahm idüben

Lahmi dahi rûh-ile yeksân iden

Cismimi ihyâ idüb anda hemîn

Birkaç ay hoş sâkin ü mihmân iden

Müddet-i mihmânlığım yetişicek

Bu cihâna gönderüb iskân iden

Bir nice dem rızkımı süd eyleyüb

Ol süd ile toyurub şeb'ân iden

Nice dem ana kucağında dahi

Muhterem mahbûb 'azîz sultân iden

Sonra virüb kuvveti tedrîc ile

Yürüyüben gezmeyi âsân iden

Gülüb oynayub sabîler ile hem

Sevgilü ahbâbımı sıbyân iden

Şimdi virüb'akl-ıla'ilmi dahi

Tâlib-i 'ışk tâlib-i 'irfan iden

Vaslını Kuddûsîye va'd eyleyüb

O1 ferah ile anı hayrân iden

565

Bilmem ne 'aceb geçmedi gönlüm o güzelden

Şem'ine yanar hüsn-i cemâlini sizelden

Sevdâsına düşdüm ben anın 'âşıkıyam çün

Ârzû çekerim vaslına tâ rûz-ı ezelden

Ben gâfil idim uyhuda uş bir gice nâgâh

Yağmaladı gönlüm evini 'ışkı tîz elden

Dil nice tahammül ide bu zehr-i firâka

Hoş imdi yine kendi-durur anı düzelden

Page 290: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

290

Kuddûsîye rahm ide mükerrem kerem ıssı

Bu girye ile yohsa gider iki göz elden

566

Îlâhî eylerem şekvâ ki sen sultâna gönlümden

Usanub olmışam bîzâr bugün dîvâne gönlümden

İşi güci hemân leyi ü nehâr ağyâra meyl itmek

Tükenmez eylemek her dem nazar hûbâne gönlümden

Ne kayd-ı cân u baş eyler ne meyl-i mâsivâ hergiz

'İmâret ummazam bu hâl ile vîrâne goñlümden

Bu hicrân derdine bulunmaz imiş çâre şimdi pes

Bugün varmak geçer ey pâdişâh dîvâne gönlümden

Bu Kuddûsî niyâz eyler diyüben rûz u şeb yâ Rab

Çıkar fazlınla her ne var ise bîgâne gönlümden

567

Hudâ 'âşıkların bilmek diler iseñ eğer sen

Haber virem nedir aña 'alâmet diñle benden

Bilinür ol 'alâmetle ki ma'şûkı kişinin

Kimiñ 'ışkı ile yanar olur saña mu'ayyen

Bu 'âlem halkının her biriniñ bir sevdiği var

Kimi dünyâyı sevmişdir anı ister Hudâdan

Kimisi âhiret sevmiş ider kulluk anın-çün

Kimi kendi gibi bir kula olmuşdur müfetten

'Alâmet bu ki zikr eyler kişi mahbûbını çok

Bu Kuddûsî de Hakkın zikrini kesmez dilinden

568

İlâhî çün cemî'-i dertlere dermân idersin sen

Dahi muztarlara 'avn u meded ancak olur senden

Cihânın halkı isterler kamu hâcâtı kapuñda

Bugün kapuña geldim isterem hicrâna dermân ben

Dilerem vaslını lâyık değil isem dahi aña

Umaram rahmetiñ boldur seniñ hem her işin ahsen

Saña ma'lûm ki seksen bir-durur sinnim marîz oldum

Gice gündüz seni zikr eyleyüb kalbim olur rûşen

Geçirdi vakti evkâtın cemâlin ile Kuddûsî

Seni tevhîd ü takdîse şürû' itdi sabî iken

569

Page 291: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

291

' Aceb dîvâne oldum 'ışk-ı cânânın elinden

Diler gönlüm ki şemm ide gülistânı gülinden

Beni tenfîr içün zâhid hemân turmaz atar taş

Çıkar mı cevr ile 'âşık dilârâsı yolından

Baña ol dir imiş ki 'ışkı terk itmez usanmaz

Ne mümkin 'âşıka 'ışk bahsini kesmek dilinden

Nihân olmaz bu 'ışkı miske teşbîh eylemişler

Olur elbetde zâhir 'âşıkın her bir kılından

Tarîk-ı müstakime halkı zu'mınca ider sevk

Henüz zünnârını kat' itmemiş vâ'iz bilinden

Ki ârzûsı anın cennetde eki ü şürbdür ancak

İsâbet itmemiş zerre aña 'ışkın yilinden

Satar hem nâsa mürşidlik ider anları teslîk

Velâkin sağını fark idemez kendi solından

Riyâdur zühd ü takvâsı hebâdur tâ'ati heb

Ki hîç gönline akmamış hem ol 'ışkın silinden

Bu 'ışkın fazlını bilmez anın çün eyler inkâr

Aña söylen ki sorsun ehl-i 'ilmiñ kâmilinden

O tab'ı cámidiñ görmez basiret gözi kördür

Musâhib olma 'uzlet eyle halkiñ echelinden

Bu 'ışkın derdini kim çekmez ise 'ârif olmaz

Ne bilsün ma'rifetden yâd olan 'ârif hâlinden

Nider ağyârı Kuddûsî ki 'âşık oldı yâre

Takılmış istemez çıkmak bu 'ışkın çengelinden

570

Ey sâlik-i Hak geç bu zamânm geçeninden

Hem şimdiki hâlinden aniñ hem geleninden

Tedbîr-i umûr Hazret-i Hallâka yaraşur

Ismarla aña her işi kurtul şeceninden

Teslîm ü rızâ eşrefıdür cümle hısâlin

Terk eyle kamu hasleti algıl haseninden

Hayr ancak olub leyi ü nehâr zikr-i Hudâ it

Virir saña maksûdını bahr-i meneninden

Meyi eyleme ağyâra sen ol yâri dilerseñ

Firkat marazı hâsıl olur kalb haceninden

Mümkin mi ki bir göñle sığa Hâlik ile halk

Page 292: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

292

Pâk eyle göñül kasrını kesret lezeninden

Sabr eyle cefâsına 'adûnın ceza' itme

Bülbül güle eyler mi şikâyet dikeninden

Diñle sözimi sıdk-ıla hem cân u goñülden

Kim sâlim olasın bu cehâlet fiteninden

Kuddûsî-yi bî-çâre ider saña nasihat

Tut anı necât bul dü cihânın miheninden

571

Âşık aña dirler ki giçe cân u serinden

Dost vaslı içün seller aka dîdelerinden

Zikr eyleye dâ'im çalışub olmaya gâfıl

Fârig ola emlâk ü dür ü sim ü zerinden

Şâh olsa dahi dünyâya itmeye mahabbet

Usana kamu taht-ıla tâc u kemerinden

'İrfân güneşi ide tulü' kişver-i dilde

Azher ola dünyâ güneşiyle kamerinden

Kuddûsîye 'âşık dimesünler ki değildir

Yok zerrece göftlünde anın 'ışk eserinden

572

Hak ehli odur kim geçe heb özgelerinden

Nefret ide dünyâ eviniñ sîm ü zerinden

Hırs itmeye mâl cem'ine kâni' ola dâ'im

Kelbler kapar ancak kemüği birbirisinden

Çün iki cihân 'âşık-ı Mevlâya harâmdır

'Fârig ola ol cümle sivâ cân u serinden

A'lâyı bulan gönlüni ednâlara virmez

İtmez hareket sâbit olur çünki yirinden

Bakma bu fenâ dârının ol zînetine hîç

Sel gibi akar kan ile yaş dîdelerinden

Belh şâhı Hudâ 'ışkı ile oldı çü derviş

Geçdi soyunub tâc ile taht u kemerinden

Kişi neye 'âşık ise zikrin ider iksâr

Kuddûsîye Hak 'ışkı gelür zikr eserinden

573

Beni hıfz it Hafîzâ zümre-yi fettâne şerrinden

Yüze güler taşı ma'mûr içi vîrâne şerrinden

Page 293: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

293

Kuyu kazar baña dâ'im düşer kendü kuyusina

Saña sığınuram ol bî-'akıl dîvâne şerrinden

Ne nefsine ider dostluk ne baña çünki serhöşdur

İderem isti'âze birtakım mestâne şerrinden

Nasîhat eylesem düşmân olurlar cümlesi baña

Esirge ben kulum münkir ü bîgâne şerrinden

Bu Kuddûsî koca dâ'im olubdur zikriñe meşgul

Anı kıl ey Hudâ mahfuz tuzakda dâne şerrinden

574

Hafîzâ bizi hıfz it zümre-yi bîgane şerrinden

Vefâsız merhametsiz bî-'akıl dîvâne şerrinden

Latifsin lutf idüb sakla münâfık münkirândan hem

Harâm hamrı içüb serhöş olan mestâne şerrinden

Nazardan düşirir iseñ olurız cümlemiz sefsâf

Umarız setriñi cem'iyyet-i fettâne şerrinden

Şerî'at nidiğin bilmez ider mü'minleri tahkir

Bizi kurtar tışı ma'mûr içi vîrâne şerrinden

Bilâd-ı Müslimînde yapdılar meyhâneler füssâk

Necât vir ümmete ol fıtne-yi meyhâne şerrinden

Zikir meclisleri meyhâne-yi 'ışk-ı hakîkîdür

Bize vir 'ışkı hıfz it hirfet-i cingâne şerrinden

Şüyû' buldı mühimmât-ı mübâhât gibi ol murdâr

Esirge ehl-i İslâmı o sun'-ı lâne şerrinden

Saçar dâm üstine dâne hemân İblîsleyin münkir

Sen ey Settâr bizi 'ismetde kıl ol dâne şerrinden

Bu Kuddûsî kuluñ leyi ü nehâr yalvaruben saña

Sığınur fırka-yı sehhâre-yi kühhâne şerrinden

575

Yüzüñ rûşen-durur şems ü kamerden

Sözün tatludur ey dilber şekerden

Düşüb vasliñ hevâsına bu gönlüm

Usandı câh u mülk ü cân u serden

Seni bildirdi 'ışkın baña dostum

Bulunmaz hoş hüner işbu hünerden

Geçürdi mâsivânın gussasından

Necât buldum kamu hüzn ü kederden

Page 294: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

294

Safâlar kesb ider cânım tuyuben

Cemáliñ hüsnüni bâd-ı seherden

Cihânın mihnetinden sâlim oldım

Çeküb el cem'-i mâl ü sîm ü zerden

Bu 'ışk 'ilm ü -'amel ile bulunmaz

İşitdim ben bum bir kâmil erden

Ki 'irfân 'ışk-ıla hâsıl olurmış

Ne hâsıl ma'rifetsiz bî-basardan

Nazardan sâkıt olmaz imiş 'âşık

Düşer mağrûr olan 'âlim nazardan

Sorarım fazl-ı 'ışkı ehl-i 'ışkdan

Anı sormam bu 'ışkdan bî-haberden

Gurûr u 'ucb-ıla çün gönli tolmış

Ne soram işidem ol der-be-derden

Bu 'ışk kesbî değil Kuddûsîyâ bil

Tevârüs itdi ecdad ü pederden

576

Nasîrâ yardım eyle dîne 'avn iden kişiye sen

Dahi hıfz it kamu âfât u ahzân u kederlerden

Buyurmuşsun ki her kim dîne 'avn u nusret eylerse

Mu'în olub aña fazlım ile imdâd iderem ben

Bu vaktin halkının çoğı iderler zulmi mazlûma

Gelüb baña iderler iştikâ' ol bî-rahimlerden

Vücûha yazaram mektûb sözimi diñlemezler hîç

Pes oldum pîr-i fânî yok benim pendimi hoş tutan

Saña leyi ü nehâr eyler tazarru'lar bu Kuddûsî

Dir ey Mevlâ beni gönder habíbiñ şehrine irken

577

Latîfâ pîr-i fânî hasteyem lutf eyle baña sen

Bugünlerde tezâyüd itdi hüznim her cihetlerden

İder oldum saña şimdi du'â mevzun kelâm-ıla

Beni hıfz eyle dâ'im sen Hafîzâ şerr-i a'dâdan

Yezîdîler gibi çün ekserî nâs itdiler tuğyân

Hayâ havf itmeyüb senden baña pes oldılar düşmân

Suçum nush eylemekdür anlara ancak saña ma'lûm

İderem sen 'Azîmü'ş-şâna 'arz-ı hâl şikâyet men

Page 295: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

295

Marîz bî-çâre Kuddûsî kuluñ hem münkesir kalbi

Aña 'avn eyle gel ey kendi ahsen fi'li hem ahsen

578

Bize lutf it Latîfâ hürmetine ol habíbiñ sen

Belâlar gün-be-gün artub gider her bir cihetlerden

Kazandık destimiz ile velâkin rahmetiñ boldur

Kelámiñda buyurdiñ ráhimíniñ erhamiyem ben

Dahi lâ taknatû min rahmetillâhi didiñ bize

Recâyı kesmemek aslâ bize evlâ dahi ahsen

Günâh dermânı istiğfâr dimiş dostiñ hadîsinde

Gice gündüz anı biz kılmışuz hoş vird-i müstahsen

Diler senden kuluñ Kuddûsî miskîn koca yalvarub

Aña hem cümle îmân ehline rahm it di lâ tahzen

579

Ey Hak beni müznib deyü redd itme kapuñdan

Çün başlamışam zikre seni tâ çocuğiken

Seksen sene zikrin ile geçdi heme vaktim

Zâkir kocayım merhamet ü mağfiret it sen

Derdim saña ma'lûm katı çokdur baña rıfk it

Her dem iderem âh u enîn sabr idemem ben

Zikriñle oluben müteselli gice gündüz

Kalbim ferah u şevk-ıla olur dahi rûşen

Hem cezbe vü 'ışk u tarab u hâl ile dâ'im

Kuddûsîye ol derdler olur eshel ü ehven

580

Her kimi kıldı esîr 'ışk oldı sultân kul iken

Sâhib-i in'âm u ihsân kıldı bir yohsul iken

Nice ni'met sâhibi sultânları dahi bu 'ışk

Eyledi sâ'il fakîr nân u na'îmi bol iken

Kıldı Edhem zâdeyi dervîş ü 'uryân u fakîr

Ehl-i Belhe lutf u ikrâmı katı mebzûl iken -

Nice koyun güdici çobanı hakan eyledi

Geydiği eski külâh eğninde köhne çul iken

Nice keşf-ile kerâmet ehlini Kuddûsîyâ

Eyledi 'ışk mest ü medhûş mürşid-i makbûl iken

581

Niçün küfrân ider inşân Hudâ ni'met virir iken

Page 296: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

296

Utanmayub ider 'isyân kamuyı ol görür iken

Beher ân hamd ü şükr itmez dahi ihsânı fıkr itmez

Dün ü gün Hakkı zikr itmez bedende cân turur iken

Basiret gözi çün a'mâ ölümi bilemez aslâ

Kavim kardaş ata ana görür kabre gider iken

Sanursın ki kanad açmış sırât köprisini geçmiş

Uyur hâlbuki hamr içmiş gezüb koşub yürür iken

Bırakmaz 'âdet ü resmi dahi vird eylemez ismi

Olub ol 'âkıbet cismi türâb içre çürür iken

İçinde tolu kir ü kîn hemîn dînân itmiş dîn

Düşünmez mevti hîç miskîn ki tuz gibi erir iken

Yığar hırs-ıla çün mâlı ider infâkda ihmâli

Ölüm bu gülşeni hâlî koyub güller kurur iken

Gerekdür sâlike gayret çeküb itmek bülend himmet

Umar gâfıl olan vuslat yol içre oturur iken

Bu Kuddûsî olub gâfıl murâda olmadı vâsıl

Sanur ki oluram kâmil gözin gaflet bürür iken

582

Belâ müştedd olursa eyle istiğfâr birâder sen

Teveccüh it Hudâya sıdk-ıla yalvarıgör erken

'Azâba müstahak olsan dahi ol mağfiret eyler

Di yâ Rabbi Gafûrsın çünki gufrân isterem senden

Günâhım çok benim gerçi velâkin rahmetin bî-had

Umaram olmazam kânıt senin ol rahmetinden men

Senin Gaffârlıgın hükmi olur bizlerde hoş zâhir

İdüben mağfiret men mücrimi hem di ki lâ tahzen

Suçın fikr eyleyüb korkar bu gümrâh 'âsî Kuddûsî

Dahi rahmet umub dir ki recâyı kesmemek ahsen

583

Olmışam 'âşık bugün hûblıkda yektâ yâra men

İtmezem hîç iltifât şimdengirü ağyâra men

Gönlüm ister ibn-i Edhem-veş soyunub gitmeye

Niyyet itdim sıdk-ıla ikbâle ol dildâra men

Nideyin cezb itdi bu 'âşıkını ol dil-rübâ

Ârzûlaram olmağı meczûb şeh-i hûblara men

Bendelikde çok-durur taksirim oldum mu'terif

Page 297: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

297

Suçumı bilüb bugün pes gelmişem ikrâra men

Şeyh-i fânî oldı Kuddûsî ider vuslat recâ

Dir ki oldum mübtelâ ahzân u intizâra men

584

Kuddûse mensûb olmuşam meyi itmezem ağyâra men

Goñlümi aña salmışam çün 'âşıkam dîdâra men

Nahnü kasemnâda baña bahş itdi 'ışkı ol Hudâ

Ta'n eyleme sen zâhidâ müştâkam ol dildâra men

Rûz-ı ezelden Kird-gâr virdi beher inşâna kâr

Men 'ışkı itdim ihtiyâr ki kâni'im bu kâra men

'Işk-ı nâr 'uşşâkı yakar tütüni eflâke çıkar

Dil şehrini koymaz yıkar yandım bugün ol nâra men

Virdi bu 'ışkı Yaradan çık sûfîyâ sen aradan '

Işksız olan bîçâreden sığınıram Settâra men

İtmem sivâya iltifât ancak murâdım çünki zât

Buldum kamu gamdan necât 'âşık olub ol yâra men

Dünyâya rağbet eylemem ârzû-yı cennet eylemem

Nâs ile sohbet eylemem oldum enîs Cebbâra men

Cezb eyledi çünki meni ol Kâdir ü Hayy ü Ganî

Zikr eylerem dâ'im anı çalışuram ezkâra men

Kuddüsîyi Kuddûs sever mücrim deyü sûfî yirer

Bir cürmime itmem keder geldim der-i Gaffâra men

585

'Işk şarâbın içmişem bulmışam hoş kârı men

Mâsivâdan geçmişem neylerem ağyârı men

Kird-gârı isterem ismini vird eylerem

Arzûlayub iverem görmeğe dîdârı men

Mâl u devlet istemem câh u 'izzet istemem

Nakş u zînet istemem isterem dildârı men

Gel didi çün ol baña eyledim ikbâl aña

Giderem andan yaña terk idüb heb varı men

Gönlüme ol çengeli takuban oldum deli

Pes didim aña belî itmişem ikrârı men

Öyle bir hûb ki o yâr bî-hisâb 'uşşâkı var

Halk-ı 'âlem ârzûlar sevmişem ol yâri men

Kapdı ol Perverdigâr goñlümi itdi şikâr

Page 298: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

298

Eylerem leyi ü nehâr 'ışk-ıla ezkârı men

Hâl-i Kuddûsî 'acîb virdi derd aña tabîb

Hem tabîbdir hem habîb itmezem inkârı men

586

Sakın kesme ümîdi ol Rahímiñ rahmetinden sen

Birâder olmagıl kânıt saña nush eylerem hoş men

Günâh olmasa mü'minde olur şeytân gibi mu'cib

Anı 'ucbu-durur zîrâ 'azîz iken tarîd iden

Eğer hayr işler iseñ di Hudâ itdi anı tevfîk

Günâh sâdır olursa tevbe it mağfûr suçın bilen

Kişi bir günde yitmiş kerre suç işler ise dahi

Musirr olmaz imiş ol zenbe istiğfâr ider iken

Saña Kuddûsî-yi miskîn bu nazmı eyledi inşâ

Ki istiğfârı çok eyle ümîdi kesme rahmetden

587

Cânânına cân virmeği pervâneden öğren

Pervâneliği 'âşık-ı dîvâneden öğren

Dîvâne iden Kaysı hemîn behcet-i Leylâ

Leylâ gibi dil saydım sen dâneden öğren

Dâne yidiren Ademe çün cilve-i Havvâ

Havvâ gibi zîbâlıgı dür-dâneden öğren

Dür-dâne-yi i'zâza sebeb oldı çü zillet

Zilletde şeref bulmağı vîrâneden öğren

Vîrânede kenzi ara Kuddûsî-yi medhûş

Medhûşlığı da sâkin-i meyhâneden öğren

588

Kesme cürmüm çok deyü kardaş recâyı Tenriden

Ol Gafûrdur hem Rahimdir rahm u gufrân iste sen

Günde istiğfârı yüz kez eyle çün sünnet-durur

Virmez istiğfâr iden kullarına Mevlâ hazen

Didi müstağfirlere itmem 'azâb Kur'ânda Hak

Bil muhakkak kim mu'azzeb olmaz istiğfâr iden

Var idi bu ümmete iki emân dimiş 'Alî

Biri gitdi kaldı biri kurtarır her kürbeden

Ol giden fahr-ı rüsüldür kaldı istiğfâr ki ol

Ümmetin mücrimlerin her gussadan dür eyleyen

Page 299: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

299

Bir büyük gam gelse yâhûd olsa bir müşkil işin

Eyle istiğfâr yedi yüz kerre her gün bir zemân

Hâsıl oldukda murâdın eyle yüz kerre anı

Zikr ü istiğfâr ile maksûdına irmiş iren

Sen bu Kuddûsî fakirin tut sözin kesme ümîd

Böyle 'âdetdir ki kul ister Hudâsıdır viren

589

Ben seni sevdim elest bezminde ey vechi hasen

Eylesen olmaz mı tebdil vasla bu hicrânı sen

Hasretinle olmışam dîvâne ârâm idemem

Başıma oldı cihân tar cismime geldi vehen

Kodı hayretde beni şol kez visâlin ârzûsı

Pes diler gönlüm senin kûyinde tutmağı vatan

Çünki 'ışkın girüben dil şehrini kıldı harâb

Sen tabîbimsin yine bu derdime dermân iden

Rûz u şeb bî-çâre Kuddûsî yanar 'ışk odına

Senden özge ol garibe var mıdur rahm eyleyen

590

Sevmek istersen eğer yâr sev hakîkî yâri sen

Ey gönül eyle ferâgat sevmeden ağyân sen

Gayriye ikbâli sevmez şâh-ı hûbân zerrece

Sevme zinhâr mâsivâsını sev ol dildârı sen

Perdedir iki cihân geç sevgisinden sev anı

Sevmeyenlerden firâr it dinle bu güftârı sen

Sevmeye budur 'alâmet zikrini çok idesin

Bilmeyesin resm-i 'âdet kayd u nâm u 'ân sen

Mâ-hâsal bu ki koyasın baş u cânı yolına

Kılasın yâr olmağiçün cân-ıla bâzârı sen

Sevmek-ile oldı mahbûb anı fahr-ı enbiyâ

Sev temâşâ ideyim dirsen eğer dîdârı sen

Sev sevil zîrâ sever o şâh-ı hûbân 'âşıkın

Sev hemân Kuddûsîyâ vir aña cümle varı sen

591

'Abdi kendi zenbidir bil mübtelâ-yı hüzn iden

Cân u dilden gûş idüb tut ey püser bu pendi sen

Dûr iden inşânı dürlü ni'metinden zenbidür

Kendi zenbidür cahîme cümle halkı düşüren

Page 300: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

300

Gél birâder zikr ü istiğfâra meşgul olalım

Çün budur gümrâhları kamu günâhdan arıdan

İdelim tevhidi her gün bî-'aded hem on salât

Hem yüz istiğfâr idüb 'afv isteyelim Teñriden

Gice gündüz kapusı dâ'im açık yalvaralım

Diyelim ey pâdişâhlar pâdişâhı zü'l-minen

Oldı Kuddûsî bugün baş birtakım mücrimleriz

Mağfiret eyle bizi hem anı kurtar kürbeden

592

Şahâdet eylerem hakkâ Resûl-i bâ-safâsın sen

Cemî'-i enbiyániñ serveri Hayrü'l-verâsın sen

Feleklerde melekler arasında ismiñ Ahmeddir

Bu dünyâ 'âleminde hem Muhammed Mustafâsın sen

Dahi cennetde Mahmûd oldı nâm-ı pákiñ ey mahbûb

Muhassal biñ bir ismiñ sâhibi bir dil-rübâsın sen

Kitâb-ı medhiñi tahrîre sa'y itse halâ'ik heb

Olurlar cümlesi 'âciz 'aceb sırr-ı Hudâsın sen

Seniñ zerrât-ı núrıñdan alubdur âfitâb zerre

Kamu ins cin melek hayrân ki pür nûr-ı ziyâsın sen

Tevessül eyledi Hakka seniñle nice peygamber

Şefâ'at saña virildi Hudâya âşinâsın sen

Ne haddi var seniñ ol kadd-i bálaña ire Tûbâ

Bülend oldı makámiñ Sidreden fevka'l-'ulâsın sen

Cirimde gerçi 'arş oldı bu halkiñ a'zamı lâkin

Hakîkatde kamusından mu'azzam müctebâsın sen

Seninçün halkı yaratdım deyü buyurdı pes Hâlik

Bu kevn ü kâ'inâtın bâ'isi bir mehlikâsın sen

Hemân hamd eyleriz Hakka bizi kıldı saña ümmet

Ki cümle halka rahmetsin bize hoş reh-nümâsın sen

Habîbâ kapuña geldik şefâ'at isteriz senden

Kerem kıl eyleme mahrum bize kân-ı vefâsın sen

Cinâyet eyledim bî-had ma'âsi bahrine taldım

Meded yâ erhame'l-ümmet ki her derde devâsın sen

Bizim gibi cihânda yok-durur gümrâhlar ammâ biz

Saña mü'minleriz hakkâ imâmü'l-enbiyâsın sen

Page 301: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

301

Ne yüzi var bu Kuddûsî eşiğine süre yüzin

Meğer bilür seni bir pâdişâh-ı zî-'atâsın sen

593

Dilerem vasliñi ey Hak değil isem de lâyık men

Anı fazliñla ihsân eyle çün aña kâdirsin sen

Nice nâdânlara idüb hidâyet evliyâ kıldiñ

Nice bigâneyi itdiñ mukarreb bende-i ahsen

Rahimsin rahmetiñle sen Hudâ itme beni zîrâ

Ki cennet ehli heb 'âciz olur âh u figânımdan

Tahammül idemem hicrâna ma'lûmdur saña hâlim

Ki sensiz 'âşık-ı bî-çâreye gülşen olur külhan

Lâtîfâ lutf u rıfk eyle bu Kuddûsî kocaya çün

Saña olmuşdur ol 'âşık yaşı on bir buçuk iken

594

Kapuña geldim ey Mevlâ marîz nâçâr kocayım ben

Günâhı çok deyü sürme kapuñdan 'afv u rahm it sen

'Uyûbum hadden efzûndur dahi anları setr eyle

Olur çün ez-kadîm sâdır hatâ benden 'afiv senden

Garîb oldum saña ma'lûm benim hâl-i perîşânım

Baña sen yardım it zîrâ ki sensin nâsır u ahsen

'Iyâl evlâd kılamazlar beni mesrur kemâl-ile

Ki çok ahzân u ekdânm dimez bir kimse lâ-tahzen

Saña 'arz itdi Kuddûsî Hudâvendâ bugün hâlin

Aña sen dest-gîr ol yoksa olur pîr-i müstehcen

595

Semâda yıldıza bak 'ibret al Hallâkını bil sen

Dir iseñ kalbim olsun ma'rifet nûrı ile rûşen

Yedi kat gökleri ref eylemişdür kudretiyle ol

Hem itmiş dürlü yıldızlar ile tezyîn ü müstahsen

Cemî'-i halk-ı 'âlem kün hitâbı ile var oldı

Kamusın eyledi îcâd cihânda biri yoğiken

Tefekkür it hemân mahlûkına bakuben ol 'ârif

Hazer kıl zât-ı pâkinde te'emmülden tefekkürden

Yiter Kuddûsîyâ 'ibret alana nefsi insânın

Ki oldur katre-i nâçîz iken bu hey'eti viren

596

Ey cümle halkı yoğ-iken inşâ vü îcâd eyleyen

Page 302: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

302

Kün emri ile yidi kat eflâki bünyâd eyleyen

Bu mülk seniñdür mâliki sensin şerîkifi yok-durur

Sensin anı dürlü halâ'ik ile âbâd eyleyen

Sensin yaradub cümleden evvel Muhammed nûrını

Andan kamu mahlûka nûn ihsân irkâd eyleyen

İtmişsin îcâd bu cemî'-i halkı heb inşân içün

Toprakdan Adem yaradub ta'lîm ü irşâd eyleyen

İblîse virüb kuvveti şart-ıla kulluk itdirüb

İdicek istikbâr sürüb matrûd u berbâd eyleyen

Şol kul ki eyler i'tirâf suçın idersin mağfiret

Sensin gurûr idenleri rahmetden ib'âd eyleyen

Hem bu fakîr Kuddûsîyi pîr-i za'îf haste kılub

Tevhîd ü istiğfâr hemân dilinde evrâd eyleyen

597

Sen bu gaflet uyhusundan ne 'aceb uyanmadiñ

Serseri gezdiñ cihânda ey delü uslanmadın

Bunca demdir 'omriñiñ sermâyesin itdiñ telef

Bu şarâb-ı 'ışka bir kez parmağını banmadiñ

'Arif ü dânâ eşiğin bekleyüb Yûnusleyin

Kendini kânûn-ı 'ışka bırakuben yanmadın

Çünki Yûnus kırk yedi yıl hıdmet itdi şeyhine

Didi şeyh aña bizim rengimize boyanmadın

Hıdmeti odun getirmek idi tağdan matbaha

Bunca hıdmetle didi sen hıdmete tayanmadın

Boynu yağır olmağ-ıla atdı odunı yire

Didi şeyh çık git bu dem çün hıdmete katlanmadın

Tutdılar çıkardılar başı kısıldı kapuya

Didiler sen hâlimiz ile bizim hâllenmedin

Başı kapu içre kalub hırlayub didi hemân

Ey başım elhamdülillah taşraya yollanmadın

Tuyıcak bu sözi şeyhi didi yakdın bağrımı

Gel ki bildim sen beni beyhûde işler sanmadın

Bu söz-ile buldı Yûnus kurb-ı Yezdâna visâl

Sen ki Kuddûsî hemân nâr-ı visâle yanmadın

598

'Ârif ü dânâ eşiğin bekleyüb kul olmadın

Page 303: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

303

Kendini kânûn-ı 'ışka bırakuban yanmadın

İtmedin gerçek erenler gitdiği râha sülük

Pes hevâ-yı nefse uymakdan henüz usanmadın

Eyledin bî-had günâh nice olur hâlin senin

Ol seni var eyleyen Hakdan niçün utanmadın

Kendi başına gezüb âvâre'âvâre bu sen

Bir ulunun yanına varub işini tanmadın

Zühd ü takvâ perdesini çâk idüb Kuddûsîyâ

Sen de 'âşıklar gibi 'ışk cür'asına kanmadın

599

Ey 'ışk beni sen derd-ile gavgâlara saldın '

Aklımı alub son ucı sevdâlara saldın

Bir hâle bırakdın beni nolduğımı bilmem

Dîvâne idüb sen beni sahrâlara saldın

Ben bilmez idim hüsnini bu rütbe nigârın

Gönlüm akıdub sel gibi deryâlara saldın

'Akıllar ile ülfet iderdim edeb-ile

Anlardan alub 'ışk-ıla rüsvâlara saldın

Gelmezdi hayâline hem ol zülf-i perîşân

Kuddûsîyi bu fikr-ile hülyâlara saldın

600

Dirsen eğer bileyim Hallâkı 'ayne'l-yakîn

Zikre çalış ey begim hâb u keselden sakın

Tevhide eyle devâm turma hemân subh u şâm

Hîç kalmasun 'âr u nâm ol kibr ü kînden emîn

Süllâki meyl-i sivâ eyler Hudâdan cüdâ

İtme bu 'ömri hebâ dûr olma Hakdan hemîn

İt zikrini rûz u şeb eyle visâlin taleb

Bil hicre gaflet sebeb andan Hudâya sığın

Dünyâda a'mâ olan âhretde a'mâ inan

Özüni yahşi sanan şeytâna olur karîn

'Işk hamrını eyle nûş bahr-i muhît gibi coş

Ağyârdan it kalbi boş şevk-ıla eyle enîn

Zikr eyle Kuddûsîyâ çıksun gönülden sivâ

Girüb içine Hudâ disün sana âferîn

Page 304: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

304

601

Ey 'âbid eğer cennet ü hûr ise merâmın

Dünyâyı dirüb kılma habîs kelb gibi nâmın

Hak ise murádiñ aña it sıdk-ıla ikbâl

Olsun gice gündüz dahi Hak ile kıyâmın

Bu niyyet ile 'âşık-ı Yezdân olamazsın

Yok fâ'idesi hacc u salât-ıla sıyâmın

Çün 'ilmini inkârdır işin sözimi diñle

Kalbiñde hulûs yoksa cahîm bil ki makâmın

'Işk-ıla kişi muhlis olur zikr-ile 'âşık

Di var mı seniñ leyi ü nehâr zikre devâmın

Tevhîd ile it kalbini tathîr aña çalış

Ol efdali hem enfa'ıdır cümle kelâmın

Geylânî tankına girüb eyle sülûki

Tîz biter işin ismiyle çün pîr-i imâmın

İrşâd ider ol zât-ı şerîf çünki müridin

Bil kutbı-durur ol nice aktâb-ı 'izâmın

Kuddûsîye ol eyledi çok himmet ü imdâd

Bir ulu 'atâsı aña Kuddûsî Selâmın

602

Bak hâline şol vâ'iz-i fettân-ı zemániñ

Men' eyler imiş zikrini cehr-ile Hudânın

Her şey ider Allahı zikir kendi dilince

İnkârına bâ'is nedir ol re'y-i hatânın

Kimisine ihfâ ile çün itdi tecellî

Kimisine de cehr-ile Hallâkı cihânın

Ey kendüyi 'âlim sanıcı münkir-i câhil

Vallâhi galatdır bu seniñ biliş ü zannın

Sırrı ne-durur söyle eğer var ise 'ilmiñ

Okundığının savt-ı bülend ile ezânın

Her gice namâzında cehir oldığı meşru'

Niçün di baña cevâbını yumma dehânın

Kur'ânı tilâvet ya niçün cehr-ile efdal

Hem sırrı ne minberdeki cehrî hutebânın

Lebbeyk diyü niçün çağırır vakfede hüccâc

Di sırrı ne ol 'arsada feryâd u figânın

Page 305: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

305

Hacciñ ya niçün zînetidür telbiye cehren

Hem hikmetini söyle baña ref'-i sadániñ

Eyvâh ki garîb oldı henüz dîn-i Muhammed

Çün kaldı elinde bu misilli 'ulemânın

Münkirleri nehy eylemeyüb 'aksin iderler

Kuddûsî hemân bil ki budur başı belânın

603

Her derde devâ kalbe şifâ zikri Hudânın

Zikr eyle hemân ismini Hallâk-ı cihânın

Tevhide devâm it gice gündüz sözimi tut

Olsun aña meşgul heme hâlâtda lisânın

Abdestsiz olursañ da dahi itme anı terk

Bil câ'iz imiş kavli budur heb fukahânın

Şeyh izni gerekdür deyüben vesvese itme

Var izni bize çün mâlik-i kevn ü mekânın

Ol zikrini iksâr ile emr eyledi bize

Yeter bize emr eylemesi zikr ile anın

Anlar ile zikre çalışub olma perîşân

Ta'n eylemesün zâkire cühhâli zemânın

Hâl gâlib olur ise saña eyle ferâgat

İt hizmetini hakk(ıy)la evlâd u nisanın

Ol bir iki sâ'at geçicek zikre müdâvim

İt zikrini Hallâk-ı zemîn ile semânın

Kuddûsî-yi nâçîz saña pend itdi birâder

Tutarsañ olur iki cihânda yüce şânın"

604

Birkaç sözüm var gerçek-durur ey ihvân inaniñ

İlhâmı çünki baña hemân Hallâk-ı cihânın

Hâkden yaradub Âdemi dahi kıldı halîfe

Havvâyı andan yaraduvirdi mülkin cinânın

Cennet içinde mübtelâ itdi Ademi ol Hak

Şîrîn belâ 'ışk bize olur hoş mîrâsı anın

Kantara imiş 'ışk-ı mecâzî pes hakîkîye

Ehl-i sülûke bu 'ışk u cezbe lutfı Hudânın

Ma'nâda iki deryâ suyını nûş eyledim heb

Biri mecâzî 'ışk biri dahi 'ışkı Mevlânın

Page 306: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

306

Hasteyim seksen iki hem yaşım kurtılmadım hîç

Mübtelâsıyım tâ çocuğiken men bu belânın

Dir bu Kuddûsî 'ışk-ı hakîkî bilmem gelür mi

Kesmem recâyı bol rahmetinden Rabb ü Rahmânın

605

Aldanma sakın nakşına bu dâr-ı fenânın

Meyi eyleme hem nâz u na'îmine cinânın

Hak 'âşıkına iki cihân didi harâmdur

Ol şâh-ı rüsül heb sebebi kevn ü mekânın

Vir senliğini Teñriye çün varlık anındur

Hîç kalmasun ortada seniñ nâm u nişânın

Yan 'ışk odına ki bulasın menzil-i bâlâ

Altun mı olur yanmayıcak toprağı kânın

Benlik idenin hâlini düşün ki ne oldı

Hayr oldı sofiı töhmeti nefsine kılanın

Bir katre menîdür senin ey der-be-der aslın

Mevt geldiği demde bozılur cism-ile cânın

Her kim ki bilür nefsini ol Rabbini bilür

Bil özini hem Hâlikını arz u semânın

Zann eyleme kim hâsıl olur zühd-ile 'irfân

Pes sanma olur ma'rifeti ehl-i riyânın

Gel eyle sülük cezbe vü 'ışk-ıla bu râha

Dirsen olayım 'ârifı Hallâk-ı cihânın

Öz başına sen 'ilm-i ledünnî bilemezsin

Var 'ârif-i dânâdan okı dersini anın

Bilmek budur ancak deyüben düşme gurûra

Heb cümle mürekkeb-durur ol bilmen ve sanın

Kuddûsî-yi bî-çâre cüdâ olma bu 'ışkdan

Olam dir isen bende-i mahbûbı Hudânın

606

Yakîn şeksiz gümânsız çün harâbı dâr-ı dünyânın

İder ta'mîr anı hîç 'aklı yok mı gâfil insânın

Te'emmül eyleyüb bilmez mi yaklaşdığını sâ'at

Ki çoğı gitdi azı kaldı bugünlerde ezmânın

Kıyâmet kâ'ime olmağa az kalmış-durur müddet

Hesâb it bil muhakkak var ise 'aklınla 'irfanın

Page 307: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

307

Hudâ Kur'ânda Peygamber hadîsinde iderler pend

Utan havf it nasihat tut eğer var ise îmânın

Yaparsın yüce köşk mevti sırâtı dûzahı hergiz

Düşünüben dimezsin var yıkılması bu eyvânın

Harâm mâl ile hacc idüb namâz kılub oruç tutub

Sanur mısın olur makbul kalur yanına tuğyânın

Virüb rüşvet vücûha gasb idersin mâl-ı mazlûmı

Yığarsın dimeyüb vardur tağılması bu yığmanın

Saña Kuddûsî-yi miskîn ider irşâd içün pendi

Anı intâk iden ancak Hudâdur sun'ı yok aniñ

607

Habîbâ sen nebîler serven kevneyne sultânsın

Münevver vechiñ-ile 'âleme hem şems-i tâbânsın

Hudâ 'âlemlere gönderdi rahmet çünki sen şâhı

Kamu halka bize hem rahmet-i Rahmân u Mennânsın

Güşâd idüb bize râh-ı Hudâyı eylediñ irşâd

'İlimde ma'rifetde yok nazíriñ bahr-ı 'irfansın

Beşerdir efdal-i halk-ı cihân ey Fahr-ı 'âlem sen

Cemî'-i halkdan efdalsin ki hayr-ı nev'-i insânsın

Bu 'âlem hem kamu halkı saña müştâk-durur cümle '

Ulûm-ı evvelîn ü âhirînin kânı hâkânsın

Sekiz cennet ü mâfihâ iderler vasimi ârzû

Hudâ hem cümle mahlûkât severler dost-ı Yezdânsın

Seniñ içün yaratmış çünki bu halkı Hudâ ancak

Sebeb sensin vücûd-ı halka hem anlara sen cânsın

İder Kur'ânda Mevlâ medhiñi bi'z-zât seniñ şâhâ

Budur hâsıl ki bir memdûh u mahmûd refî'-i hânsın

Halâ'ik içre yok bir kes saña beñzer güzellikde

Bu Kuddûsî saña 'âşık-durur çün şâh-ı hûbânsın

608

Ey şâh-ı rüsül sen heme gümrâha emânsın

Mahbûb-ı Hudâ bâ'is-i mahlûk-ı cihânsın

Sen olmasañ olmaz idi bu seb'-i semâvât

Hem bulmaz idi kimse hayât tenlere cânsın

Medh eyledi bizzât seni ol Hâlik-ı ekvân

Çün medhe sezâ eşref-i halk gevhere kânsın

Page 308: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

308

Virildi şefâ'at sana ey melce-i ümmet

Ol bize şefi' sen ki şeh-i kevn ü mekânsın

Kuddûsî-yi miskîn kapuna geldi habîbâ

Sâ'illere ihsân idici bir ulu hânsın

609

Niçün sûfî bu sen kem iş tutarsın

Ki tatlu işine ağu katarsın

Mürâ'î müşrik oldığına şek yok

Kurılub halka muhlislik satarsın

İşin gücün hemân lâf u güzâfdur

Ki tağları çakıl deyü atarsın

İlin 'aybını eylersin tecessüs

Velâkin sen kamusından betersin

Bu Kuddûsî seni bilür behey zâg

Be-sûret 'andelîb-âsâ ötersin

610

Zikr olmayıcak 'âşık-ı Yezdân olamazsın '

Işk olmayıcak ma'rifete kân olamazsın

Hem sırr-ı hakîkat bilinür ma'rifet-ile

Sa'y itmeyicek zikre Hudâyı bilemezsin

Tevhide devâm eyle hemân leyi ü nehâr kim

Bu gaflet-ile zerre kadar feyz alamazsın

Şer'-ile 'amel eyleyüben râha sülük it

Bil itmez isen gönlüni âgâh kılamazsın

Kuddûsîye ilhâm-ı Hudâdur bu nasâyih

Hoş tutmaz iseñ 'ışk deñizine talamazsın

611

Geylânî gibi mürşid-i sâlâr bulamazsın

Hem ancılayın pîr-i vefâ-dâr bulamazsın

Dünyâda velî zümresi çok gerçi velâkin

Anın gibi 'avn eyleyici yâr bulamazsın

Deryâda karada çağıranlara ulaşur

Düşmânları kahr idici kahhâr bulamazsın

İlyâs u Hızır-veş eyler ol cümleye imdâd

Düşen kişinün destini tutar bulamazsın

Çölde yalınız aç u susus merd-i garîbe

Page 309: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

309

Çörek su viren kâmili zinhâr bulamazsın

Yayan ise at virüb anı bindirüben hoş

Bir lahzada matlûbına salar bulamazsın

Ol aña mürîd gir yolına zikre devâm it

Anın gibi bir rehber dîndâr bulamazsın

Rü'yâda ider terbiye ol sâliki dâ'im

Fevt itme sakın anı sen arar bulamazsın

Hakk eylemiş ol dostına çün böyle tecellî

Kuddûsî anın mislini deyyâr bulamazsın

612

' Aceb niçün di ey zâhid ki çün sen 'ışkı tatmazsın

Girüben râh-ı Hakka zühdiñi yabana atmazsın

Riyâ-yı rızk-ıla 'ömrüfi geçüb gider behey nâdân

Bu şirke eyleyüb tevbe hulûs bahrine batmazsm

Hayâ it rızkını her gün viren Rezzâk u Mugnîden

Rızâ-yı nâsı istersin aña boyun uzatmazsiñ

'İbâdet eyleyen cennet içün Hakdan cüdâ olur

Niçün dostı alub ağyârını bir pula satmazsın

Bu Kuddûsî gibi sen de kalır iseñ garîb öksüz

Katî havf iderin ki bir Hudâ ehline çatmazsın

613

Hudâ bir gizli derd virdi şu vaktimde baña lâkin

Anın noldığını fehm eylemez hergiz melek ins cin

Bulunmaz hîç aña dermân ki derd imiş hemîn dermân

Anmla eğlenür dîvâne göftlüm hem olur sâkin

Çü ansız idemem ârâm enîsimdir benim ol derd

Dahi oldır baña ey şeyh-i fânî hem-demim sensin

Arar haste tabîbi ez-dil ü cân pes 'ilâç ister

Benim derdim ne şîrîn kim tezâyüd eylesün dirin

Bu derdi sanma ey zâhid cevârih derdine beñzer

Aña kalb derdi dirler nâ'il olamaz beher mü'min

Gürûh-ı 'âşıkân beyninde mergûbdur be-gâyet ol

O derde mübtelâ olan aramaz çünki dermânın

Anı Kuddûsîye Mevlâ ana rahminde virmişdir

Temevvüc eyledi yem-veş olınca pîr kesîrü's-sinn

614

Page 310: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

310

Çocuğiken sen beni meczûb u şeydâ eylediñ

Pîr-i fânî olıcak hayrân u rüsvâ eylediñ

'Işk u cezbe Nîl gibi eyler tezâyüd gün-be-gün

Goñlümi lutf idüben şimdi çü deryâ eylediñ

Geçdi vaktim zikr-ile pes olmışam mest-i müdâm

Cezb idüb hem târik-i dünyâ vü 'ukbâ eylediñ

Rahm u re'fet it baña sen yâ Rahîm ü yâ Vedûd

Çün bugün çocukleyin bir hasta koca eylediñ

Hoş bilürsin ki bu Kuddûsî za'îf bî-çâredir

Dime aña 'omriñi gafletle ifnâ eylediñ

615

Ey gönül ben saña çok pend itdim ammâ tutmadiñ

Nefs ile şeytâna uyduñ râh-ı Hakka gitmediñ

Gel uyan bu hâb-ı gafletden emân göñlüm didim

Ma'rifet kesb itmedin 'ışk dadını hîç tatmadiñ

Her gice âh u figânıfi âsümâna çıkmadı

îsteyüb şevk-ile yâri bülbül-âsâ ötmedin

İltifât itdiñ cihânın nakşına aldanuban

Terk-i dünyâ terk-i 'ukbâ terki hem terk itmediñ

Sen bu Kuddûsî garîbe hâsılı râm olmadiñ

Çok didim ardiña at cümle sivâyı atmadiñ

616

Ey 'ışk beni ol dilbere hayrân niçün itdin

Her şâm u seher işimi efgân niçün itdin

Gönlüm sana hem-dem olalı eylemez ârâm

Bu gözlerimin yaşını Ceyhân niçün itdin

Dâd eylemeyüb râhatı cismimden uçurdın

Dünyâyı bugün başıma zindân niçün itdin

Takvâ ile dil kişveri ma'mûr idi evvel

Yakub yıkub ol kişveri vîrân niçün itdin

Heb varımı yağmalayuban aldın elimden

Di hikmetini bu kulı 'uryân niçün itdin

Yûsuf deyü ağlardı Zelîhâ nice demler

Ol der-be-deri zâr u perîşân niçün itdin

Ferhâda virüb kuvveti Şîrîne yol açdı

Hem bir gül içün bülbiili nâlân niçün itdiñ

Page 311: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

311

Çok cevr ü cefâ çekdim eliñden seniñ ey 'ışk

Ammâ yine bugün beni sekrân niçün itdiñ

Hak eyledi ey 'ışk seni Kuddûsîye ihsân

Kim diyebilür ki aña ihsân niçün itdiñ

617

Ey Rabb u Rahmân u Rahîm hem Pâdişâh-ı yevm-i dîn

Saña ider ben kulluğı bilüb hemân 'ayne'l-yakîn

Sen cümle halkm dest-gîrisin bize eyle meded '

Avn isteriz senden beher ân lutf idüb olgıl mu'în

Toğrı yola eyle delâlet azmayalım Hâdîyâ

Şol kullanñ râhına kim fazliñla kıldın mün'amîn

Magzublariñ azgunlariñ gitdikleri dûzah yolı

Kıl bizi ol yollara gitmekden Hudâvendâ emîn

Kuddûsîye hem cümle îmân ehline it merhamet

Hem mağfiret eyle bizi sensin Gafûru'l-Müznibîn

618

Ey nefs-i dûn nice bir bu gaflet-i zeleliñ

Dükenmez mi 'acebâ hırs u tûl-i emeliñ

Fikr eyle aslını gel fehm eyle noldığını

Bir nutfe idi seniñ çün esâs temeliñ

'Ucb u gurûra düşüb Hak buyruğını sıyub

Taldın hemân bahrine zenb ü cürm ü keseliñ

Sû'-i karine uyub eylediñ bunca hatâ

Hışmından korkmayub Kahhâr-ı Lem Yezeliñ

İblîs ile bir olub şaşırdınız yolumı

Gelmedi hâtırıma yaklaşdığı eceliñ

İhlâs eğer yoğısa gör başına ne gelür

Kurtaramaz çün seni zühd ü 'ilm ü 'amelin

'Işkı taleb idegör eyleme 'ömrî hebâ

Çünki 'ışk olmayıcak vuslata irmez eliñ

Kesme Kuddûsî ümîd bil ki rahmet katî bol

Di müznibâne dahi bâb-ı Rahmâna geliñ

619

Eyledi Mecnûn beni 'ışk u hevâsı yârimin

Kalmadı göftlümde hergiz mâsivâsı yárimiñ

Devlet-i 'uzmâ imiş 'ışk nâ'il oldum ben aña

Gözime görünmez oldı mâ'adâsı yârimin

Page 312: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

312

Ben sanurdım zühd ü takvâ ile yâre irilür

Bildim ancak 'ışk-ıla imiş likâsı yârimin

Bir zemân bîgânesiydim gerçi lâkin 'âkıbet

Himmet-i 'ışk-ıla oldum âşinâsı yárimiñ

Sıdk u ihlâs yok idi kalbimde 'ışk gelmeksizin

Şimdi olmışam muhib yokdur riyâsı yárimiñ

Bir nefes 'ışkdan cüdâ olsa olur gönlüm hazîn

Çün baña baldan elezzdir 'ışk belası yárimiñ

İrdi Kuddûsî murâda rûz u şeb hamd eyleyüb

Dir ki oldı baña 'ışk ulu 'atâsı yárimiñ

620

'Âşık-ı hayrânı oldum bî-nazîr bir dilberin

Cümle 'âlem halkı hayrânı o şâh-ı ekberiñ

Yanaram 'ışk odına (ben) tâ sabâvetden berü

Dir görenler olmadı hâlî bu sevdâdan seriñ

Rûmu Şâmı Mısrı gezdim hem Hicâzı nice dem

Bulmadım tadın ziyâretiyle beyt-i enveriñ

Her cihetden derd ü mihnet başıma geldi bugün

Dilerem ol Hâlikımdan defini bu dertleriñ

Virdi Kuddûsî kocaya bî-hisâb zahmet bu 'ışk

Yüzine ma'şûkı bakmadı o pîr ü ahkarın

621

Âşıkındır cân u dilden çün bu 'abd-i ahkanñ

Gice gündüz zikrin ider sen Melîk-i Ekberiñ

Olmag-ıla sen 'Azîmü'ş-şân aña yâr u celîs

Eyler istînâs seniñle pîr ü müştâk kemteriñ

Dir saña yalvaruban ey Bârî-yi halk-ı cihân

Gönlüme sevdâsı düşdi çün o rüy-ı bihteriñ

Mâsivâdan eyledim nefret saña idüb fırâr

Kalmadı kalbimde hergiz hubbı sîm ile zeriñ

Saña 'âşık eyleyüb ben câhili fazlınla hem

Ümmeti kıldın nebîler serveri Peygamberiñ

Eylediñ hem râh-ı Geylânîye teslîk lutf idüb

Olmışam ednâ mürîdi kutb-ı aktâb rehberiñ

Kâdiriyyü'l-vakt olanlardan idüb Kuddûsîyi

Page 313: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

313

Dahi kıldın bir mukallid 'abd-i müznib çâkerin

622

Olmışam meddâhı ben Hak yâri 'Abdülkádiriñ

Hem gürûh-ı evliyâ serdârı 'Abdülkádiriñ

Gerçi bî-had bî-hisâb aktâb lâkin dâ'imâ

Çâresiz melhûfa imdâd kârı 'Abdülkádiriñ

Aña her kim çağırır ise olur havfdan emîn

Görinür her-dem nice esrârı 'Abdülkádiriñ

Eyleyüb rûhı tecessüd rümh-i seyfiyle gelür

Gün gibi eyler zuhûr envârı 'Abdülkádiriñ

Eylemiş Hallâk-ı 'âlem Hızrı İlyâs-veş aña

İrişür mahzunlara imdâdı 'Abdülkádiriñ

Yalmız yayan susuz aç çölde istimdâd iden

Olısar ol hînde yâr-ı gârı 'Abdülkádiriñ

Yatub uyurken mürídiñ kahr ider düşmânını

Bil mu'in Kuddûsîyâ Cebbârı 'Abdülkádiriñ

623

Zâhid sanur ki çekmeği âsân bu 'ışkın çillesin

'Âşık olan koymak gerek ma'şûk yolunda kellesin

Şol bî-edeb vâ'iz bizi kürsîde zemm eyler imiş

Varsun o câhil müdde'î âdâb-ı 'ilmi bellesin

Didi Resûl Hak ehline dünyâ ile 'ukbâ harâm

Ol ehl-i dünyâdır henüz görür gözi il zellesin

Hem didi Peygamber günâhlar başı dünyâ hubbıdır

Hak ehli olmak isteyen ağyâr sözin mücmellesin

Kuddûsîyâ leyi ü nehâr eyle hemân zikre devâm

Mecnûn deyü münkir seni hîç turmayuben dillesin

624

Çekmek ne mümkin zâhide 'ışk-ı Hudânın çillesin

Da'vâ-yı 'ışkı eyleyen meydâna koysun kellesin

Buğz eyleyüb vâ'iz bizi kürsîde zemm eyler imiş

Varsun hele ol bî-edeb âdâb-ı râhı bellesin

Çün didi Peygamber harâm Hak ehline iki cihân

Hırs-ıla direr cîfeyi görür gözi il zellesin

Her kim sever bir nesneyi yâd ider ismini anın

Söylen o miskine ki dünyâ bahsini mücmellesin

Page 314: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

314

'Işk-ıla it Kuddûsîyâ zikr-i Hudâyı rûz u şeb

Tâ ki münâfıklar seni mecnûn deyüben dillesin

625

Hudâvendâ bu tolabı kuran sensin

Bu yidi gökleri hem kaldıran sensin

Zemîni döşeyüb tağları nasb iden

Bu hayvanâta cism ü cân viren sensin

Bu inşân nev'ini hâkden idensin halk

Bu eşcâr u nebatı bitiren sensin

Bu mülkin mucidi hem mâlikisin heb

Sana eşyayı tesbîh itdiren sensin

Bu cinn ü insi kulluk içün iden var

Hemîn Tenriliğini bildiren sensin

Kimini rahmetinle koyub uçmağa

Kimin 'azlinle oda yandıran sensin

Bu 'âlem halkını ihya idüben hem

Kamusını sonunda öldiren sensin

Kamu mevtayı sûr-ile dirildüb hem

Yine anları mahşerde diren sensin

İdüb rü'yet umûrına bu kulların

Kimi mahzun kimini güldiren sensin

İki ev eyleyüb anlar içün bünyâd

İkisin anlar ile toldıran sensin

Mukaddessin münezzehsin zulümden çün

Neye lâyık ise kul irgüren sensin

Seni tevhîd ider dâ'im bu Kuddûsî

Anı 'ışk lüccesine taldıran sensin

626

Bugün bir dilbere ey 'ışk beni kul eyleyen sensin

Gice gündüz figân u âha meşgul eyleyen sensin

Komadiñ sabr u ârâmım düşürdün özge sevdâya

Benim 'indimde bu sevdâyı makbûl eyleyen sensin

Unutdum zühd ü takvâyı saña ben olalı hem-dem

Virüb heb varımı yağmaya mebzul eyleyen sensin

Nice şâhânı tahtından aluben eylediñ dervîş

Harîr tonları âhir bir kara çul eyleyen sensin

Page 315: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

315

Bu Kuddûsî garîbi koyma ey 'ışk yaliñuz bir dem

Aña reh-ber olub Mevlâsına yol eyleyen sensin

627

'Aşıksan eğer cennet-ile hûrı nidersin

Mest-i câm iseñ cür'a-i engûri nidersin

Yitmez mi saña kûşe-i vîrâne eğer sen

Kenz ister iseñ mesken-i ma'mûrı nidersin

Dünyâyı sevenlerle sakın olma mecâlis

Sehhâreye aldanıcı meshûrı nidersin

Şol mürşide ol bende ki ide seni irşâd

Zâhid gibi bir kendi henüz köri nidersin

Kuddûsîye Hak 'ışkı virüb 'aklını almış

Sen kendiñe bak 'âşık-ı ma'zûrı nidersin

628

Yâr ister iseñ ülfet-i ağyârı nidersin

Hûr ister iseñ cîfe-i murdârı nidersin

Gülzâr-ı bekayı idegör fânîye îsâr

Bu gülşen-i pür mihnet ü pür hârı nidersin

Salınma geyüb eğnine fahr-ile kabâyı

Soyunacağın cübbe vü destârı nidersin

Çün kim derecât ister isen cennet içinde

Dünyâda bu kez menzil-i sâlârı nidersin

Çün oldı 'ıyâl mâl ü menâl heb sana düşmân

Sür koma gönülden çıkar anları nidersin

Tâmûya salar nefsi 'Azâzil sakın uyma

Gel pendimi tut nûra iriş nârı nidersin

Dînârı tutub dînini yabana bırakma

Dîn kaydını gördün ise dînârı nidersin

'Hallâk-ı cihân rızkına çün zâmin olubdur

Mü'minsen eğer rızk içün efkârı nidersin

Hem zümre-i 'uşşâka dahil itme birâder Sev

Hakkı seven kulları inkârı nidersin

Kuddûsî hemân sen dahi 'âşık olagör kim

Nâmûs arama 'âşık isen 'ârı nidersin

629

Gam çekme gönül vuslat-ı cânâna irersin

Sonunda bunun zevk u safâsını sürersin

Page 316: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

316

Sen sende gözet Hakkı hemân gezme yabânda

Kendinde iken sen anı gayrîde ararsın

Her şâm u seher âh u figân eyle ki bir gün

Dost bakcesinin güllerini sen de dirersin

Nâ-ehle sakın derdini bildirme hazer kıl

Pes şîşe-i esrârını destinle kırarsın

Dîvâne gönül kadrini var şöylece bil kim

Kuddûsî sadef sen anın içinde dürersin

630

Habîbâ sen Hudânın nûr-ı zâtıyla münevversin

Kamu 'âlemlere rahmet şefî'-i rûz-ı mahşersin

Sen olmasan yaratmazdım didi eflâki Yezdân pes

Vücûd-ı kâ'inâtın bâ'isi bir şâh-ı serversin

Ki kendi nûr-ı pâkinden seni halk eyledi bizzât

Yire düşmez idi sâyen küdûretden mutahharsın

Halâ'ik iktibâs itdi senin nurından envârı

Kamuya vâsıta oldun be-küllî halka rehbersin

Dahi rüh-ı şerifin yaradıldı cümleden akdem

Nebîler hâtemisin çünki dünyâda mu'ahharsın

Sana ikrâm içün Hak ümmetini eyledi te'hîr

Anın dostları içinde ki sen muhtâr-ı bihtersin

Türâb içinde çok meks itmesünler içün itdi ol

Beher hâlde mu'azzezsin müşerrefsin muzaffersin

Cemî'-i enbiyâ ümmetleri mahşerde kırk safdur

Senin seksen-durur ümmet yönünden dahi eksersin

Ne mümkin söylemek na't-ı şerifini kemâl üzre

Hudâ dost ittihâz itmiş Halîlullah-ı ekbersin

Bilürler 'illet-i gâ'iyye oldığını halk cümle

Bu Kuddûsî dahi böyle bilür çün günden azhersin

631

Niçün hırs eyleyüb dünyâ dirersin

Dahi ruhun gibi ten de seversin

Anı sevmek günâhların başıdır

Gice gündüz hemân iksâr idersin

Nice sâlihleri mâl kıldı küffâr

Kanâ'at eyle çok mâlı nidersin

Page 317: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

317

Buyurmuşdur Resul ki cîfe dünyâ

Oluben kelb anı ârzû kılarsın

Sana pend itdi Kuddûsî birader

Eğer tutar isen söz bil ki ersin

632

Sen ey battal bu hâl ile Hudâya ireyim dirsin

Mücerred kîl ü kâl ile cemâli göreyim dirsin

Kulak vir sıdk-ıla pende olagör Halika bende

Liyâkat yok iken sende bu râha gireyim dirsin

Seversin çünki dünyâyı idersin kun da'vâyı

Unudub zikr-i Mevlâyı sivâyı süreyim dirsin

Bulınur gül gülistanda ararsın sen tağıstanda

Gezüben çölde yabanda çobandan sorayım dirsin

Kıvanub 'izzet ü mâla tayanub 'ilme a'mâla

Bakub kibr-ile cühhâla ki kaşın düreyim dirsin

Senin mâlın behey ahmak yediğin giydiğin ancak

Kalanı vârisin mutlak bilürken direyim dirsin

Dilersen vuslatı yâre ta'alluk itme ağyâre

Değişüb dîni dînâra tapayım turayım dirsin

Bu Kuddûsîden al pendi bırak bu mekr ile fendi

Değişüb cîfeye kandi gurâba vireyim dirsin

633

Bu 'ilm ile sen 'ârif-i Yezdan olamazsın

Bu kibr ile dergâhına anın gelemezsin

Çün iki cihan hubbı haram ehl-i Hudâya

Dünyâyı dirüb sevmek ile Hak bulamazsın

Zikr eyle hemîn gice vü gündüz uyuma çok

Bu uyku ile kat'î mesafe kılamazsın

Zühdinde riyâ itse kişi müşrik olısar

'Işk olmayıcak gönlüni dosta salamazsın

Gir sıdk-ıla merdân yolına mürşide uyub

Mürşidsiz eğer gider iseñ yol bilemezsin

Geylânî tarîki bu zemân halkına rehber

Girmezsen aña ma'rifet ile tolamazsın

Kuddûsîye Mevlâ iden ilham sözini tut

Söz tutmaz iseñ 'ışk denizine talamazsın

Page 318: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

318

634

Bu hâl ile sen 'ârif-i Yezdan olamazsın

Ki bilmeyicek nefsini anı bilemezsin

Fikr it ki seni nice yaratmışdır o Hallâk

Fehm eylemesen aslını 'ibret alamazsın

Bir katre menî çünki senin asi u esâsın

Ol olmasa bil kim bu cihâna gelemezsin

Tedrîc ile bu hey'eti virdi sana Mevlâ

Düşünmeyicek bunları 'irfan bulamazsın

Kuddûsî-yi âvâre gibi gafil olursan

Allahı bilüb ma'rifet ile tolamazsın

635

Baña rahm itseñ Rahîmâ dükenür mi rahmetin

Eyleseñ i'zâzını hem eksiltir mi 'izzetin

Cümle 'âlem halkının rezzâkı hem vehhâbısın

Yetiştir çünki kamuya rızk u fazl u ni'metiñ

Eyledi sen pâdişâhımdan beni nefsim cüda

Bağrımı kan itdi hüzn-i iftirâk-ı hasretin

Gelmeyen başına bilmez iftirâk acısını

'Âşıka müşkil belâdır ey Hudâ pes firkatin

Korka korka yüreğimin heb eritdi yağını

Gönlümün şehrini vîrân itdi havf-ı heybetin

Anesinden kula sen erhamsin ey Rabb u Ra'ûf

Umdığım senden Kerîmâ rahm u lutf u re'fetiñ

Tesliye it kalb-i Kuddûsî garîbi virme gam

Ağlayub eyler dem-â-dem çün recâ-yı vuslatın-

636

Tesliye itmez şu ben mahzûnı yârim nideyin

Yüzime itmez nigâh ol şîve-kârım nideyin

Beklerem her gice teşrif itse deyü hanemi

Gün-be-gün artub gider sinemde nârım nideyin

Va'z ider ki pâdişâh sevmez günâh-kâr bendeyi

Dürlü zenb-ile geçer leyi ü nehârım nideyin

Eyledi yağma gelüb 'ışk zühd ü takvamı kamu

Ol ecilden kalmadı nâmûs u 'arım nideyin

'Âkil ü dânâ iken meczûb u sekrân olmışam

Page 319: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

319

Gitdi cümle 'akl u fikr ü ihtiyarım nideyin

Hüzn-i firkat 'âşıka zehrin ağusından katı

Var benim gönlümde hüzn ü intizârım nideyin

Kesme Kuddûsî ümîdi sen hemân yalvar deyüb

Yok şehâ saña niyazdan gayrı kârım nideyin

637

Ey 'âşıkân men olmışam meddâh-ı Rabbü'l-'âlemîn

Mevzun kelâmlar ile medhin eylerem şâ'irleyin

Kâmilleri taklîd hemân kârım mukallid câhilem

Budur muradım ki aña bu tarz-ıla olam yakîn

Kulluğına yok takatim zîrâ yaşım yetmiş sekiz

Ancak işim leyi ü nehâr zikr ü du'â âh u enîn

Bir hîle bilmem kapusında sâ'il olmakdan güzel

Çün bir Ganî Vehhâb şehen-şâhdur sever sâ'illerin

Yalvarıram bir hacetim vardır kazâ itsün deyü

Halk-ı cihanın dâ'imâ ider kazâ hacetlerin

Cümle zemîn ü asumanın Hâlikıdur bî-gümân

Anlarda her ne var ise halk eyleyen oldur hemîn

Aña visâldür hacetim virsün deyü yalvarıram

Gönlüm anı ârzû kılar itmez temennî gayrisin

Birdür şeriki yok münezzehdir nakâ'isdan dahi

Her şey'e kadir muktedir Hallâk-ı halkdur ecma'în

Mâlik bir olmasa eğer bulmaz bu mülk hergiz devam

Bum tefekkür eyleyen olur cehâletden emîn

Kuddûsîyâ ider kifayet bu delîl 'akıllara

Bî-'akl u bî-îmân şakî bilmez Hudânın birliğin

638

Baña itdikleri 'ışk-ı nigârın hadden efzûn

Emân virmez ki dünyâda olam bir lahza me'mûn

Düşürdi gönlümi tuzağına mekr ile âhir '

Aceb fettan imiş ki itdi ben nâçârı meftun

Ne 'âr kaldı ne nâmûs ne edeb mikdâr-ı zerre

Değişdim zühdimi 'ışka hem oldum aña memnun

Beni benlik hicabından geçirdi 'akıbet hem

Dahi selb eyleyüben 'aklımı pes kıldı Mecnûn

Bu Kuddûsî kolay zann eyler idi 'ışkı amma

Page 320: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

320

Meğer müşkil belâ imiş ki itdi bağrımı hûn

639

Ben bir fakîr câhil zelîl haste koca oldum bugün

Hem dem-be-dem artub gider 'ışk u hevâ cezbe cünûn

'İlm ü 'amel zühd ü verá' 'akl u edeb kalmadı hîç

Nefsim bulub fırsat hemîn kıldı beni mağlûb zebûn

Virdi 'alâ'ik fitnesi dahi huzûrıma halel

Gökde iken gönlüm yire düşüb ve dûn oldı bugün

Dünyâya meyi itmez idim oldum tama'-kâr u harîs

Şimdi işim hırs u tama' hem ehl-i dünyâya rükün

'İlm-i 'arûzı bilmezem söz söylerem şâ'irleyin

Şi'ri Hudâ ilham ider baña oluram zü-fün

Gerçi nasâyihdır velîkin pîr-i fânî olmışam

Sinim çü yetmiş hem sekiz cismimde derd ise füz

Virdi keder mihnet elem şöhret hakir Kuddusiye

Zira derunidur harab ma’mur u abadan birun

640

Eyledi bir dilberin 'ışkı beni zâr u zebûn

Korkarım ki başıma bir gün gelür âhir cünûn

Vaslına bir çâre bilmem ki bulam andan halâs

Ah ü efgân eylerem bülbül misâli dün ü gün

Merhamet itmez baña hîç nideyin ol dil-rübâ

Cismimi yandırdı 'ışka eyledi bağrımı hûn

Ne ider red kapusından ne virür matlûbımı

Nâzı çok bir yâr imiş kim derdimi kıldı füzûn

Kesme Kuddûsî ümîdi kapusından olma dür

Gice gündüz ağla dâ'im yalvarub destini sun

641

Ey kendini 'arif sanıcı zâhid-i magbûn

Gel olma virüb goñlüñi bu cîfeye meftun

Hak 'âşıkı meyi eylemez ağyarına zinhar

Koymaz ki ide gayre nazar 'ışk-ı hümâyûn

Cem' eyleme gel sîm ü zerin fânî cihanın

Fikr it nice oldığını keyfıyyet-i Kârûn

Bu zıll-i hayâldir geçer ol bakî değil bil

Terk eyle bu dünyâyı ider talibini dûn

Page 321: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

321

Bülbül gül ile zâg cîfe ile cünbiş ider

Kuddûsî gibi ol güle sen kâni' ü memnun

642

Ey kendini 'arif sanıcı zâhid-i magbûn

Gel olma bu dünyâya virüb goñliñi meftun

Çün fitne-yi 'uzmâ imiş ol cîfeyi sevmek

Al 'ibret eğer 'arif iseñ neyledi Kârûn

Bil nefsini bilmekse garaz Hakkı yakînen

Tevhide devam eyle hemân turma dün ü gün

Yok sende o cananı taleb cân u gönülden

Ol talibi eyler saña ihsân-ı hümâyûn

Kuddûsî-yi bî-çâre gönül virme sivâya

Ağyarı seven yârden olur hâ'ib ü mahzun

643

Saña birkaç kelâmım var ki gûyâ dür-i meknûn

Baña ilhâm-ı Hakdır olmışam çün nutka me'zûn

Anı cân u gönülden tut ki yohsa ey birader

Seni bu nefs-i emmâre ider memkûr u meftun

Sakın beş nesneden zinhar selâmet ister iseñ

Anın birini İblîs işleyüben oldı mel'ûn

Gurur u kibr ü 'ucb-ile hased dahi riyadır

Hudâdan iste ki ide seni mahfuz u me'mûn

Azâzîl idi evvel adı sonra oldı Şeytân

Mukarreb iken oldı pes enâniyyetle azgun

Bu beş emrâz-ı kalbiyye ider insânı ihlâk '

İlâcı bunların bil şöyle ki 'ışk-ı hümâyûn

Anı her kime virirse ulu Hallâk-ı 'âlem

Akar gönli evine nehr-i 'irfan misl-i Ceyhun

Gönül emrazına 'âcil şifâdır 'ışk muhakkak

Bulunur mu cihanda 'ışk gibi kuvvetlü ma'cûn

Virir nefret sivâdan 'âşıkın gönüne bu 'ışk

Anın esrarını sorar iseñ bil hadden efzûn

Bu Kuddûsî fakîrin nutkını tut ki olasın

Yarın rûz-ı kıyâmetde 'azîz ü şâd u memnun

644

Hallâk-ı halk bizi yaratmışdur hemân 'irfan içün

Kur'ânda bir âyet okınur cinn ile insân içün

Page 322: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

322

Varlığına birliğine eyler delâlet yir ü gök

Tesbîh-durur anlarda olanlar kamu Rahman içün

Tevhide meşgul ola kim pâk eylesün gönlimizi

Tathîr iderler çün sarayın içini sultân içün

İksâr-ı zikr itmek ile çıkar gönülden mâsivâ

Şâhâ kılalım menzili ol sevgilü mihmân içün

Kuddûsîyâ eyle devam sen zikr ü istiğfara hem

Derdi olan arar tabîb-i hazıkı derman içün

645

Ey gönül (sen) gam yeme bu cîfe-i murdar içün '

Âşıka olmaz reva hüzn eylemek deyyâr içün

Fakr u faka hilye-i ebdâl-i Hakdır şübhesiz

Gussalanma bir iki günlük olan i'mâr içün

Vâ'izin hûr-ı cinân içün işitme pendini

Himmeti alçak anın kim nush ider ağyar içün

Şîşe-i 'ârı kırub bin pâre eyle 'ışk-ıla

Zahidin meczûblığı bil ki hemân ol 'âr içün

Işk odına şöyle yandır cismini Kuddûsîyâ

Kül olub savrıl çağırsın cümle ecza' yâr içün

646

Seni bu hâb-ı gafletden uyandıran gelür bir gün

Olur cân-dârların canın kalan bir cân gelür bir gün

Sakın aldanma dünyâ nakşına çün yok bekası bil

Ki nâzik cismini soyub koyan 'uryân gelür bir gün

Olayın dir iseñ agâh unutma mevti çok zikr it

Gelür bir demde nâgâh kabrine salan gelür bir gün

Tayanma mâla etbâ'a güvenme zevce evlâda

Seni sürüb yerine anları koyan gelür bir gün

Muhibb iken Hudâ 'âşıklarını münkir olmışsın

Bu hâlden geç ki her dirlikleri bozan gelür bir gün

Tutalım şâh-ı 'âlem ol cihanda biñ kez it hüküm

Ecel yetdikde bir sâ'at gibi kılan gelür bir gün

Saña itdi bu Kuddûsî bülend himmet 'inâd itdiñ

Îdegör tevbe istiğfar işit hicran gelür bir gün

647

Yitmiş sekiz yaşında bir miskîn koca oldum bugün

Page 323: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

323

Devr-i bilâd eyler iken mahbûs olub kaldım bugün

Mısr u Hicaz u Rûmda halvetler idüb nice zemân

Sâlikleri irşâd içün Rûm arzına geldim bugün

Şimdi za'îf olmak ile nâsdan firar itdim kamu

Halvetde üns billâh idüb zevk u safâ buldum bugün

Cismim ile aña 'ibâdet idemez oldum ise

Ol ben kulın cezb eyleyüb 'ışkı ile toldum bugün

Kuddûsî-yi nâçâr ider leyi ü nehâr zikre devam

Dir ben Hudânm zikrini özime kâr kıldım bugün

648

Rahm it Rahîmâ sen baña pîr-i sakîm oldum bugün '

Avn eyle nâçâr olmışam pes kapuña geldim bugün

Zikrin ile eğlenirem oldur enîsim rûz u şeb

Kalbimde yok iken huzur gam bahrine taldım bugün

Sana tevekkül itmişem çün bilmezem bir gayri kâr

Her veçhile oldum hazîn ahzân ile toldum bugün

İt kürbemi tefrîh benim hem cümle îmân ehlinin

Muztar kalub sen pâdişâha 'arz-ı hâl kıldım bugün

Kuddûsîye lutf eyle çün hâli perişandır katı

Dir mağfiret it sen beni pes cürmimi bildim bugün

649

Geldim cihâne hemân Hallâkı bilmek içün

Sa'y itmedim bilmeğe oldum peşîmân bugün

'İlmim ile çün 'amel kılmak nasîb olmadı

Tâbi' olub nefsime dünyâya itdim rükün

Zühdümde yok hîç hulûs 'ucb u gurur hem işim

Mâl ü 'ıyâl kıldılar meftun beni hem zebûn

'Işksız irilmez imiş fehm eyledim menzile

Her gicesi 'âşıkın Kadir Berât hem rükün

Geçsem mecazdan dirin olsam hakîkatle yâr

Yansam bu 'ışk odına çıksa semâya tütün

'Ayne'l-yakîn Halikı 'irfan gerek bilmeğe

Her kim ki 'arif değil ol olmaz inşân bütün

Kuddûsîye ma'rifet vir lutf idüb ey Hudâ

Olsun senin 'arifin hem 'âşıkın ez-derûn

650

Page 324: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

324

'Işk haletini zâhid-i bîgâne ne bilsün

Mey lezzetini nâkıl-ı efsâne ne bilsün

Bülbül gül içün âh u figân itse 'aceb mi

Hem yandığını âteşe pervane ne bilsün

Derman idemez derdine bîmârı bu 'ışkın

Ten kaygusını 'âşık-ı mestâne ne bilsün

Leylâya visal idi hemân maksûdı Kaysın

Pes anı bilür özgeyi dîvâne ne bilsün

O1 yâri seven gayrisine meyi idemez hîç

Bakmaz dahi ol cennet-i Rıdvâna ne bilsün

Ta'n itdi Zelîhaya şu kim bilmedi 'ışkı

Aşüfteliğin bir şeh-i hûbâna ne bilsün

Kuddûsîyi 'ışk eyledi gark bahr-i 'amîka

Ol saldı gönül fülkini 'ummana ne bilsün

651

Ey birader olma gam-nâk yarının rızkı içün

Ki ölüm vardır gice gündüz hemân anı düşün

Hem düşünme geçmişi gelmez giden 'âdet değil

Her ne ki virdiyse Rezzâk yi kanâ'at it bugün

Ölümi çok zikr iden dünyâya bakmak istemez

İdemez 'avret ü oğlan hem ol agâhı zebûn

Fahr-ı 'âlem ölümi çok zikr idin dimiş bize

Dahi lezzetler yıkıcı mevt dimiş ol zü-fünûn

Kesbi terk itme anı Mevlâ bize kılmış sebeb

İt müsebbeb rızkı kesb it yi yidir olma harûn

Tenri virmiş bir sebeb her birine halkın kamu

Kesbe sa'y iden olur fakrın hümûmından masun

Di Hudâdır rızkı viren itme kesbe i'timâd

Rızkı Hakdan bilmeyen bî-çârenin fi'Ii cünûn

Eyle tevhîde devam âbdestli âbdestsiz dahi

İdüb istiğfarı yüz kez tevbe suyı ile yun

İtme kullukda kesel uyma revâfız sözine

Şer'e ta'zîm itmeyen mülhid behâ'imden de dûn

Bunı her kim ki okur ya işidür aña Hudâ

Vire cennetde rıi'am kim görmemişdür hîç 'uyun

Cem'-i dünyâ eylemekden kıl hazer olma haris

Page 325: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

325

Çün kifâf mikdârı ni'met artuğıdur nâr-ı nûn

Eyle iksâr zikr-i mevti dâ'imâ Kuddûsîyâ

Ki olasın hubb-ı dünyâdan emîn safi derûn

652

Ceddinin emriyle gitdi Kerbelâya Şâh Hüseyn

Şevk-ıla 'azm eyledi râh-ı rızâya Şâh Hüseyn

Gördi rü'yâsında zîrâ ceddini ol yâr-ı Hak

Didi nûş it hamr-ı e'azzi 'ulâya Şâh Hüseyn

İbn-i 'Abbâs didi gitme saña düşmândur Yezîd

Didi râzî olmışam hükm-i Hudâya Şâh Hüseyn

Evliya ahlâkıdur teslîm rızâ sabr-ı cemîl

Sabr idüben oldı serdâr evliyaya Şâh Hüseyn

Da'vet itdiler 'Irâka idelim şûra deyü

Oldı râzî Hak rızâsi-çün kazaya Şâh Hüseyn

İtdi zann ol Yezîdîler eyledik hud'a deyü

Bilerek düşdi varub dâm-ı ezaya Şâh Hüseyn

Sırrını bu vak'anın ceddi bilürdi kendi hem

Ol ecilden sâbir oldı her belâya Şâh Hüseyn

Bize keffâret anın hep çekdiği cevr ü sitem

İtdi kurbân nefsini bizlere fedâ Şâh Hüseyn

Kanının kokusı mahşer halkına virir safâ

Gark ider mü'minleri bahr-ı safâya Şâh Hüseyn

Hem anın susız şehîd oldığının sırrı bu kim

Su viriser ümmet-i hayrü'l-verâya Şâh Hüseyn

Olmasa bu ümmete hîç bir şefi ol şâh yeter

'Avn ider mahşerde ceddi Mustafâya Şâh Hüseyn

Ağla Kuddûsî şehîdler serveri içün hemân

Çün kavuşmuşdur atası Murtazâya Şâh Hüseyn

653

Saña bir söz söyleyim ey sâlik-i Hakk gel beru

Vasl-ı cânân ister iseñ 'ışka yâr ol zühdi ko

'Işk-ıla buldı bulanlar cümle maksûda zafer İste

Mevlâdan akıtsun gönlüne mânend-i hû

Sen hemân fıkh u ferâ'iz okumakla ey fakîh

Zann ider misin tolar içine bu esrâr-ı hû

Ehl-i zahir bilemez 'ayne'l-yakîn Hakkı 'ayan

Page 326: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

326

Ehl-i bâtın 'ilmini sen sanma zâhid güft ü gû

Lezzet almaz kişi Kuddûsî dise biñ kerre bâl

Görmedikçe Kâ'be-i câyı olur mı rû-be-rû

654

Cânân beni çün itdi hevâsına giriftar

Yanmak baña kâr oldı hemân 'ışk-ıla her bâr

Terk eyleyüben rahatı bir dehşete düşdüm

Eyler mi 'aceb vaslına lâyık beni ol yâr

Ben diñlemezem hûr u cinân vasfını vâ'iz

Dost medhini it gayrisini söyleme zinhar

Havf eylemezem nâr-ı cahîmden dahi zîrâ

Olmaz ise ferman nice yakar beni ol nâr

Kuddûsîye dahi eyleme çün artdı cünûnı

Pes oldı garîb başına anın bu cihan tar

655

Dimiş Peygamber-i Muhtar kamu derdin devası var

Devâ-yı zenbdir istiğfar devam eyle aña her bâr

Sebebdir fakra bil 'isyan makarr olma aña ey cân

Ki tevbe itmeyüb Şeytân sürüldi hem olub nâçâr

Olur tevbe iden mağfur kılar Mevlâ anı mesrur

Dahi rahmetden itmez dûr günâhın 'afv ider Gaffar

Çün istiğfar emân bize devâdur zenblerimize

Nasihat eylerem size ümîdi kesmeniz zinhar

Sever tevvâbları Mevlâ dimiş Kur'ânda ol zîrâ

İnan mü'min iseñ aña bil istiğfarda çok sır var

Ki bu ümmet günâh-kârdır dem-â-dem işi evzârdır

Hudâ Gaffar u Settârdır 'af ider mağfiret kılar

Sakın zâhid sözin tutma ağuyı bal sanub yutma

Sen istiğfarı unutma var anda bî-hisâb esrar

Ümîdi kat' iden kâfir olur idügi hoş zahir

Hazer kıl ölmeden hâsir ki kanıtlar kamu füccâr

Bu Kuddûsîden al pendi hemân zikr it Hudâvendi

Bırak bu gaflet ü fendi Hudâdan yeğ bulunmaz yâr

656

'Alîmâ sen bilürsin hâlimi çün olmışam nâçâr

Yaşım seksen marîzem hem saña yalvarıram her bâr

Page 327: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

327

'Iyâl evlâd ehibbâ akraba çokdur velâkin heb

Benim gibi 'avâciz idemezler 'avn baña anlar

Cihan halkı saña muhtâc gedâ sultân ulu kiçi

Kapuñ sâ'illeri cümle 'atanı dileyüb ağlar

Baña it rahm u lutf u rıfk u re'fet ey kerem ıssi

Hem eyle mağfiret ben kocayı ismiñ-durur Gaffar

İder bîçâre Kuddûsî recâ sen pâdişâhından

Ki fazlınla idüb mesrur dahi vasim ile ibşâr

657

Eğer Mevlâ ise maksûdın eyle zikrini iksâr

Dimiş çün ben celîsiyem beni zikr idenin her bâr

İrer mezkûre zâkir zikr-ile sa'y it gice gündüz

Münafıklar ne dirlerse disünler zikri it iksâr

Dir iseñ çok-durur envâ'ı zikrin kangı efdaldir

Resûl-i Hak buyurmışdur ki tevhîd efdalü'l-ezkâr

'Aded olmaz usûlde az ü çok dime hemân çalış

Sakın âbdestsizim deyü dilinden kesme sen ey yâr

Dahi on kez salât-ıla selâmı oku terk itme

Beher gün it hemîn Gaffara sen yüz kerre istiğfar

Bu Kuddûsî fakîrin pendini tut Hakka ol vâsıl

Kerem kıl Hak sözi münkirleyin sen itme gel inkâr

658

Ey dost beni lutf eyleyüben 'ışkına kıl yâr

Şevk-ıla seni zikr ideyin her dem ü her bâr

Cennet virüben senden ayırma beni şâhâ

'Uşşâka safâ virmez imiş zerrece ağyar

Çün rûz-ı ezelde saña olmış idim 'âşık

Mümkin mi ki meyi eyleye dil gayrine zinhar

Oldum nice dem 'ışk-ı mecazî ile rüsvâ

Ol hâlde dahi eyler idim zikrini iksâr

Kuddûsî-yi bîçâre değil 'ışkına lâyık

Fazlınla aña eyle 'atâ ey şeh-i Settâr

659

Bu cihanda olmasa üç nesne inşân biñ yaşar

Biri tütün biri kötü kokudur biri gubâr

Eksen halk-ı zemân şimdi içerler tütüni

Anda var kötü koku hem içeni bîmâr kılar

Page 328: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

328

Cismini ider 'alîl ol 'aklını dahi kalîl

Mâl ü dîn ü 'ömrine hem vaktine ekdârı var

Çün Frenkler bu duhân sancıya nâfi'dir deyüb

Nâsa virirler imiş olur sanub derde tîmâr

Lezzeti yok bir acı ot yedi iklîm halkı hem

Nice 'ilm ü ehl-i 'irfan şürb ider leyi ü nehâr

Kahveyi tütün gibi derde deva olsun deyü

Kaynadub içerler imiş bitdiği yirde kibar

Şimdi sacda kavırub ihrâk idüben (hem anı)

Bir siyah acı suyı içüb iderler iftihar

Bil şerî'atde yanık etmek yimek oldı haram

Yâ tütün kahve haram olmaz mı eyle i'tibâr

Hem haşîş içmek şarâb gibi haramdır bilmiş ol

Şâribin serhöş idüb 'aklın ider bil târümâr

Dahi efyûni yimekde var imiş yetmiş zarar

Cümlesinin asgari dünyâdan îmânsız çıkar

Pâdişâh men' idemez anları bil Kuddûsîyâ

Pâk ider dünyâyı Mehdî hoş bi-'avn-i Kird-gâr

660

Bil âhiret ehline haram cîfe-i murdar

Hem cennete meyi eyleme ol 'âşık-ı dîdâr

Kul her ne ki isterse virir anı Hudâsı

Vehhâb-durur ol Mâlik-i mülk Hâlık u Cebbar

Sen iste hemân vaslını ol şâh-ı 'azîmin

Yok çünki vezîri Ahad u Fâ'il ü Muhtar

İt kendine hem himmet-i bâlâ ki olasın '

Uşşâk-ı Hudâ zümresine mürşid-i sâlâr

Bu pendi ider nefsine Kuddûsî-yi gafil

Hem saña birader tutalım biz anı zinhar

661

Günâh-kârâne çün büyük emân imiş bu istiğfar

Recâ it mağfiret Hakdan Gafurdur ol dahi Gaffar

Hazer eyle riyadan gizlü şirkdür çün işit pendi

Namaza ihtimam it kıl cemâ'at ile sen her bâr

Mecâlis olma asla beynamaz dervîşler-ile hem

Susızlıkdan ölür ise dahi su virmegil zinhar

Page 329: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

329

Dahi bir lokma etmek virme sakın tut sözimi çün

Aña yardım iden zîrâ olısar bil ki ehl-i nâr

Sülûkün şartı hem 'ilm ü 'ameldür dinle Kuddûsî

Ki 'ilmi olmayan dervîşde zann itme ki îmân var

662

Devası var kamu derdin devâ-yı zenbdir istiğfar

Devam eyle aña her gün ki itsün mağfiret Gaffar

Hadîs mefhûmıdır evvelki mısra' hem sahîhdir bil

İder imiş anı yüz kerre her gün dost-ı Hak tekrar

Ne devletdir ne ni'metdir bize Mevlâ anı virdi

Bilüb kadrin idelim dâ'imâ anı hemîn iksâr

Dahi her gün ü her gice salât-ıla selâmı biz

Şefî'ü'l-müznibîn yâr-ı Hudâya idelim her bâr

Olalım her zemân tevhide meşgul sıdk u şevk-ıla

Tarîk-ı evliyayı itdi Kuddûsî size izhâr

663

Dilersen dâ'-i zenbe sen devayı eyle istiğfar

Günâhım çok deyü kesme recâyı eyle istiğfar

Anınla buldılar nice günâh-kârlar necatı heb

Gafurdur hem Rahimdir bil Hudâyı eyle istiğfar

'Alîmdir hem Basîrdir hem kamu şey'e Kadîrdir hem

Semî'dir hem işidir ol nidayı eyle istiğfar

Ümîd kat' eyleme zinhar kapusından sakın gitme

Ki setr ü 'afv ider 'ayb u hatâyı eyle istiğfar

Belâya müstahak olmış isen de mağfiret iste

Lâtîfdir def ider senden belâyı eyle istiğfar

Cihan tolmış ise dahi zünûbınla dile gufran

İder fazl-ıla red hışm u kazayı eyle istiğfar

Tutub sözini Kuddûsî fakirin salim ol gamdan

Mücîbdir ol kabul eyler du'âyı eyle istiğfar

664

Günâh-kârâna bir hoşça emân olmışdur istiğfar

Beher gün it şefî'-i müznibân olmışdur istiğfar

Sever tevvâbları Mevlâ sakın terk eyleme anı '

Usât-ı ümmete lutf-ı Hanân olmışdur istiğfar

Resûl-i Hak didi var mü'mine nef'i günâhın bil

Page 330: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

330

Muhakkak mevsil-i dâr-ı cinân olmışdur istiğfar

Olur mağfur ki müstağfir günâhı pek çoğ-ısa da

Zahîr ü 'âsiyân ü mücrimân olmışdur istiğfar

Ümîdi kesme çok cürmim deyü bol rahmet-i Rahman

Ki her derde emân-ı müznibân olmışdur istiğfar

Beher dem eyle Kuddûsî bu istiğfarı tekrar sen

Makama irmeğe çün nerdibân olmışdur istiğfar

665

Nefsime 'özr eyledim hem gayre bî-had bî-şümâr

Mağfiret eyle beni ey rahmeti bol Kird-gâr

Dahi atamı anamı akrabamı hem kamu

Asdikâmı mağfiret it kılma bizi şerm-sâr

Cümle dîn kardaşlarımı dahi eyle mağfiret

Ol habîbin hürmetine bizi itme ehl-i nâr

Uyuban 'ışk-ı mecaza çok nisa itdim nikâh

Sâlike olur imiş ezvâc u evlâd cümle bâr

'İlm ü a'mâl zühd ü takvadan eser komadı 'ışk

Girüben dil karyesine eyledi heb târümâr

Şimdi olub pîr ü 'âciz eyledim ikbâl sana

Gice gündüz işim ancak i'tirâf ü i'tizâr

Sen Gafûrsın hem habîbindür Şefî"ü'l-müznibîn

Geç günâhımdan kamu küçük büyük gizlü 'ayan

Âsitânın oldı Kuddûsî kuluna çün makam

Ak sakallı gözi yaşlı kârı dâ'im âh ü zâr

666

Besledi seksen sene ben kulum Perverdigâr

Rızkımı virdi beher gün lutf idüb ol Kird-gâr

Şimdi oldum pîr-i fânî haste artdı 'ışk u hâl

Dahi cezbe 'aklımı bunlardır iden târümâr

Az yimek az uyumak az söylemek az ihtilât

Evliyanın hilyesidir bâ-husûs nâsdan firar

Şeyh-i 'âciz hem sakîm olmak ile anları Hak

Vir dirîgâ olmışam bugün velîkin bî-karâr

Şi'ri terk itmiş iken oldum yine ben mübtelâ

Çün olur ilhâm-ı Rabbânî baña leyl ü nehâr

Başlarım yazmağa gündüz ekl ü şürbi unıdub

Page 331: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

331

Hem anınla eğlenir oldum bugün bî-ihtiyâr

Fahr-ı 'âlem Hazret-i Ka'biñ demin itmiş heder

İşidüb anı kasîde itdi inşâ oldı yâr

Buldı çok 'izzet sa'âdet mağfiret olundı hem

Eyleyüb nazm-ıla tevbe dahi bî-had i'tizâr

Sevdiler çünki be-gâyet ehl-i İslâm cümlesi

Oldı ashâb içre mahbûb u mu'azzez bahtiyar

Dahi Hassan hem Ebû Mu'allâ sâ'ir şâ'irân

Şi'ri iderler idi inşâ ol ashâb-ı kibar

Dinler idi Hak Resûli şi'ri ashâb-ıla heb

İder idi şi'r ile hem ihtibâr u iftihar

Câhilem gerçi velâkin i'tirâf idüb direm

'İlmi yok ise bu Kuddûsî kocanın 'ışkı var

667

Şikâyet Hakkadır her bâr belâya olmışuz dûçâr

Nitekim oldılar ahyâr ki oldur Vâhid ü Kahhâr

Beher Mûsâya bir Fir'avn yine pes kendi eyler 'avn

Yaradur Halik u dû kevn ki ism-i pâkidir Settâr

Yoğiken ortada inşân ne kıldı Ademe Şeytân '

Adûsız kalmadı bir ân kemâl ehli kamu ey yâr

Olur çok nâzı mahbûbın güzeldir cümlesi hûbın

Tefekkür kıl ki Eyyûbun belâsında ne halet var

Dükenmez 'arifin hemmi hemân Hakdır anın gammı

Kayırmaz medhi vü zemmi ne dirse pes disün ağyar

Yönelse Hakka bir 'âşık ki olsa Hazrete lâyık

Geçer yolına bir fâsık ezâ eyler aña her bâr

İder Hak dostların giryân değil vallahi ol hizlân

Bu tarz-ıla virir ey cân olara menzil-i sâlâr

Hudânın gayrıya şekva ne lâyıkdır ola hâşâ

Ne beğ diriz ne höd pâşâ bize kâfî-durur ol yâr

Benim nefsim gibi gümrâh cihanda yokdur eyvallah

Direm idüb enîs ü âh suçum bağışla yâ Gaffar

Hemân sabr eyle Kuddûsî di yâ ze'l-'arşi ve'l-kürsî

Düşer elbetde kendüsi bize şol kim kuyu kazar

668

'Işk damına çün oldum giriftar

Page 332: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

332

İstemem andan çıkmağı zinhar

Zikr-i ma'şûkdur hirfetim dâ'im

Rûz u şeb anı iderim iksâr

Vakt-i sabâda olmışam 'âşık

Dîvâne gönlüm vaslın arzular

Pîr-i fânî hem haste isem de

İçime tolub 'ışk cevlân kılar

Zâkirin Mevlâ olur celîsi

Zikri Kuddûsî eyle çok tekrar

669

Zâhid-i meşhûrı ancak zühd-ile şöhret yıkar '

Abid-i cennet-peresti gayrıya rağbet yıkar

Eylemez hüzn ü keder 'arif kıyamet kopsa da

Ma'rifetsiz müdde'înin gönlini kürbet yıkar

Rızk-ı maksûma kanâ'at eyleyen olur 'azîz

Şol tama'-kâr-ı harîsi hırs-ıla şöhret yıkar

Gice gündüz iştigâl it zikr-i Hakka sâlikâ

Sa'y iden irer murada gafili gaflet yıkar

Bir kişi kimi severse ismini çok yâd ider

Yârini yâd itmeyen battalı gam kasvet yıkar

Ehl-i dünyâ ehl-i 'ukbâ oldılar Hakdan cüda

Kimini dünyâ yıkar nâsın kimin 'ukbâ yıkar

Çok 'ibâdet çok keramet itmesün mağrur seni

Kimini kıllet yıkar halkın kimin kesret yıkar

'Işkdan özge nesneyi itme taleb Kuddûsîyâ

'Âşıkı irşâd ider 'ışk münkiri reybet yıkar

670

'Âşıkân-ı sâdıkân bir hoşça bâzâr yapdılar

Mâsivâsını virüb 'ışk-ı nigârı kapdılar

Müslimân dinür hakîkatde hemân anlara kim

Virmediler dû cihâna dil Hudâya tapdılar

'İlm-ile a'mâle mağrur oluban çok kimseler

Gitdiler râh-ı dalâle râh-ı Hakdan sapdılar

Nice kuttâ'-ı tarîk 'ışk-ıla buldılar salâh

Nice 'ubbâd 'ucb u kibr-ile îmânsız kopdılar

Dâ'imâ şükr eyle Kuddûsî Hudâya rûz u şeb

Page 333: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

333

Çün ana rahminde 'ışkı yüreğine sepdiler

671

Cihanda gizlü bî-had evliya var

Bilinmezler tesettür idüb anlar

Sıfâtlanub sıfât-ı nâs ile çün

İderler Hak ile mahfîce bâzâr

Kimi tacir kimisi ehl-i san'at

Ma'âş içün çalışırlar beher bâr

Kimi hakan kimi pâşâ kimi beğ

Kimi 'asker-durur kimisi cân-dâr

Kimi sâyis kimisi yol kesici

Kimi meymûnci kimi kendi oynar

Kimi vâ'iz olur nâsın zekâtın

Kimi sûhte kimi dervîş ü cerrar

Hudâ setr eylemiş bil evliyasın

Di Kuddûsî kimi görsen bu dîndâr

672

Sakın ashâb-ı vakti ey birader eyleme inkâr

Beher vaktin olur ehl-i Hudâ ebdâlidür anlar

Bedel koymış Hudâ anları pes rûy-ı zemîn üzre

Bu dünyânın nizâmı anlar ile olısar ey yâr

Kişi itse ki hüsn-i zann eğer taşa bulur nef'in

İder ol intifa' taşdan didi Peygamber-i Muhtar

Hikâyet olunur ki Basrada var idi bir 'arif

Anı inkâr idüben Basra halkı oldılar nâçâr

Mahabbet şahının eyle serây-ı gönlini ta'mîr

Basiret üzre ol kardaş sakınub yıkmagıl zinhar

Murada ireyim dirseñ meşâyih kapusın bekle

Hemân anlara mâl u cân ile hizmeti it her bâr

Zemânında diyarında eğer buldun ise bir şeyh

Aña eyle inâbet sıdk-ıla pes idüben ikrar

Tecessüs eyleme asla arayub 'aybını şeyhin

Beşerdür ol senin gibi kamuyı 'afv ider Gaffar

Dime kim şu niçün böyle işine i'tiraz itme

Döğer söğerse de gitme kapusında durub yalvar

Eğer şeyhin içün saña cefâ eylerse münkirler

Page 334: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

334

Tahammül eyle usanma di hıfz it bizi yâ Settâr

Bu yolda çünki sermâye hemân şeyhe mahabbetdir

Ki şeyhine muhibb olan olısar mürşid-i sâlâr

Ne buldı ise Kuddûsî mahabbet ile bulmuşdur

Hemân sev ehl-i vakti sen ki tolsın goñliñe envâr

673

Zühhâd bizi beyhude vü bîgâne sanurlar

Meclislerimiz bî'a vü puthâne sanurlar

'Işk hamrını nûş eylemişüz rûz-ı ezelde

Sekrân ideni cîfe-i meyhane sanurlar

Geylânî tarîkına sülük eylemişiz hem

Anlar bizi heb zümre-i dîvâne sanurlar

Deryaya talub 'ışk ile dürdâne bulurız

Anlar göricek boncığı dürdâne sanurlar

Kuddûsîye fazlıyla Hudâ 'ışkını virdi

Sûfîler o bîçâreyi gûyâ ne sanurlar

674

Ey bugün bize bu yolda iş olan yoldaşlar

İdelim kulluk Hudâya rûz u şeb kardaşlar

Tâ'at itmez ise bir kul sıdk-ıla seyyidine

Bir ragîf vir aña virmez ta'âmlar aşlar

Geydirir hem bir kamîs eyler sefil çıplak anı

Hışm-ıla söyler kaçan görse çatuban kaşlar

'İzzeti olmaz anın hîç seyyidi 'indinde hem

Nâs içinde hör olur her kim görürse taşlar

Dahi şol bir bende kim tâ'at ider seyyidine

Dem-be-dem ol aña ihsan u 'ataya başlar

Biz de tâ'at eylesek Mevlâmıza bizi sever

Sevdirir hem cümle halka kalmaz istîhâşlar

Bürüdi gaflet hicabı gönlümüz mir'âtını

Gözimizden akmaz oldı ol ecilden yaşlar

Pes 'ubûdiyyetde taksîr eyledik biz Teñriye

Bu sebebledir kamu itdikleri îhâşlar

İşimiz bid'at dalâlet cürm ü 'isyan u fücur

Farz ü sünnet müstehâb yok olmışuz evhâşlar

İçeriz kahve tütün esrar hamr tönbek hemân

Page 335: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

335

Buyruğın tutmakda Hakkın olırız gaşşâşlar

Yirde gökde her ne ki var Teñriye eyler sücûd

Cümle zî-ruh nâtık u sâmit ağaçlar taşlar

Suçumızı bilmeyüben eksilünce rızkımız

Zeyde 'Amre tanlub pes olurız fahhâşlar

Unudub Rezzâkı nâsdan umarız rızkımızı

Celb-i dünyâ itmek içün olmışuz kallâşlar

Bu cihanda yok bu Kuddûsîleyin alçak kişi

İşi güci yiyüb içüb eylemek ifşâşlar

675

İlâhî sen bu taklîdden beni kurtar

Usandım hem iderim gice gündüz sen şehimden 'âr

Olub mahbûs-ı bâtın zikrin ile eğlenirem hem

Tekellüf ile inşâ eylerem zahmet çeküb eş'âr

Halâvetsiz kelâmlar nazm idüb etrafa neşr itdim

Ne hüsni var ne ma'nâsı hemân bir kuru şöhret var

Muhibler hüsn-i zann idüb okurlar çok mecâlisde

Muhakkıklar müdekkikler bilürler oldığın evzâr

İderem çoğını ihrâk olub tâ'ib hulûs-ıla

Yine yazmağa başlaram idüb her gün aña ısrar

Geçirdim vaktimi beyhude sözler ile direm hem

Dilerem mağfiret senden beni 'afv eyle ey Gaffar

Bu Kuddûsî kuluñ eyler recâ sen pâdişâhından

Ki anı bu 'abes kârdan geçirüb zikrini kıl kâr

676

İştiyakım var benim sen şahıma ey Kird-gâr

Tâ ezelden girdi şevkin gönlime itdi karâr

Eylerem ârzû gice gündüz seniñ vasim demin

Gönlümün eğlencesi zikrin hemîn leyi ü nehâr

Gerçi yok bende liyâkat vaslına lâyık şehâ

Kesmeyüb hergiz ümîdi isterem bî-ihtiyâr

Çengel-i 'ışkın takub çekdin nice gafilleri

Zikrine meşgul olurlar cümle gizlü aşikâr

Bakuban anlara öğrendim dahi zikr itmeği

İsmini yâd eylemek oldı beher ân baña kâr

Yok huzur kalbimde lâkin zikrine çalışuram

Page 336: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

336

Eyleyüb taklîd hemân 'uşşâkı ey Perverdigâr

Zikrini iksâr idüb olurlar imiş çün velî

Evliyadan yaz beni fazlınla eyle bahtiyar

Anlara iden teşebbüh karışurmış anlara

İtdi Kuddûsî teşebbüh anlara hem hubbı var

677

Gel seninle tutuşuban idelim Hakka firar

Yetişür cisr-i mecazda nice dem kıldık karâr

'Işk yüzinden ikimiz de eyledik bî-had günâh

Komaz imiş 'ışk meğer 'âşıkda nâmûs-ıla 'âr

Bizde icra eyledi Settârlığın ancak Hudâ

İdelim hamd ü senalar biz aña leyl ü nehâr

'Aybımıza perde çekdi itmedi rüsvây bizi

Setr idüben kılmadı etrafımız muhkem hisar

Halk olaydı zenbimize muttali' bir kez eğer

Bakmaz idi yüzimize kimse olmaz idi yâr

Kılmasa hilm ü sıyânet ol halîm ü Lâ-Yezâl

Olur idi rif'at ü devlet sa'âdet târümâr

Şol habîb-i Mustafâsı hürmetine hîç bize

Virmesün zillet fazâhat dû cihanda Kird-gâr

Yüzimize urmasun suçlarımızı ol Gafur

Ab-ı gufran ile tathîr eylesün her ne ki var

Er olalım kesmeyelim rahmetullahdan ümîd

Kapusında ağlayanlar olısarlar bahtiyar

Sâ'ili kırmaz sever redd eylemez Vehhâbdır ol

Bekleyelim âsitânın eyleyüben iftikâr

Oldı Kuddûsî fakîr kardaş seninle ey 'azîz

Siz bizimle biz sizinle eyleyelim iftihar

678

Zikr-ile 'ışk tîz gelür dil hanesine tolar

Zikr eyleyen er olur Mevlâya ider firar

'Işk-ile 'irfan dahi hâsıl olur ey ahî '

Arif olısar sahî varını yağma kılar

İki cihanın çün ol zînetin itmez kabul

Olur güşâd aña yol rûhı tâ 'arşa çıkar

Hem kadr olur her düni bayram dahi her güni

Page 337: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

337

Nitsün o şunı bum pes cümle nâsdan kaçar

Kuddûsîyâ sen çalış Hak zikrine yaz u kış

Maksûdına hem iriş dirseñ olam bahtiyar

679

'Uyûbum çok benim lutf idüben setr eyle ey Settâr

Günâhı işledim bî-hadd ü pâyân eyledim ikrar

Beni hem cümle îmân ehlini sen mağfiret eyle

Gafurdur çünki bilürem senin ismin dahi Gaffar

Sabî iken olub sâlik tarîk-ı evliyaya hem

Çalışdım rûz u şeb tevhîde çün ol efdalü'l-ezkâr

Yaşım yetmiş tokuz tevhîdi hergiz kesmezem dilden

Tolu kalbimde 'ışkın hem iderem zikrini her bâr

Günâh-kâr pîr-i fânî haste Kuddûsî diler senden

Habîbini şefi' kılub 'uyûbın itmemen izhâr

680

Gelür dünyâda gerçi 'ârif-i Yezdâna ekdâr

Velâkin kuvvet-i 'irfan ile komayub atar

Mahabbet hamrını nûş eyleyen bir kez olur mest

Gözi açık özi hayran gören sanur ki hüşyâr

Şehide yarasının acısı virmez elem hîç

Ki zann eyler ısırmışdır bire kendüsin ey yâr

Halîlullahı atdı oda Nemrûd zu'm idüben

Ki yakub mahv ider anı hemân atdığı dem nâr

Girer ise de bu ümmet cahîme yakmaz ateş

Gelür arkasına görmez odı uykuya talar

Çıkar iken cehennemden teni terler akar su

Buyurmuş bum peygamber hadîsdür itme inkâr

'Azabı ümmetin dünyâda çekdiğidür ancak '

Azâb yok âhiretde anlara od itmez âzâr

İder Kuddûsîyâ dostlarına fazl-ıla Mevlâ

Dikenlü çöli bâğ u bakce dahi nârı gülzâr

681

Ey sâlik eğer oldun isen hüzne giriftar

Hak zikrini it leyi ü nehâr şevk-ıla iksâr

Ol olur imiş zâkirinin çünki celîsi

Yanında bilüb anı hemân sıdk-ıla yalvar

Page 338: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

338

'Arz eyle aña hacetini söyleme gayra

Kapanur ise bir kapu ol bir dahi açar

Her işini ısmarla aña eyle tevekkül

Bir işi murâd eyler ise çün eyü yapar

Kuddûsî-yi nâçâr aña tefvîz ider işin

Dir şu işimi gör benim ey Kadir ü Cebbar

682

Rahîmâ baña rahm it olmışam bugün marîz nâçâr

Habîbin hürmetine men kulum kürbeden kurtar

Ya vir sıhhat selâmet bu kederlerden baña lutf it

Ya kabz it rûhımı îmân-ı kâmil ile ey Cebbar

Günâhı çok deyü tahmîl-i hami itme za'îfem çün

Gafûrsın mağfiret eyle bu gümrâh pîri ey Gaffar

Tahammül idemem hergiz belâya sen bilürsin hoş

Gice gündüz hemân kârım du'â vü zikr ü istiğfar

Bu Kuddûsî güneh-kârın 'uyûbı hem hisâbsızdır

Kadirsin çünki her şey'e anı setr eyle ey Settâr

683

Başladım şimdi recâya nazm-ıla ey Kird-gâr

Sâ'ilem gerçi velâkin bilmezem edeb ü 'âr

Çün su'âl üslûbını bilmek gerek dilenciye

Ben ne üslûb bilürem ne haşmet ü hilm ü vekâr

Takatim yok sabra vir matlûbımı lutf eyleyüb

Virmez isen yüreğimi iştiyak odı yakar

İstemekden olmazam fârig hemân yalvarıram

Cümlenin sensin muradın virici Perverdigâr

Pîr ü 'âcizdir bu Kuddûsî kulun it merhamet

Çünki Vehhâbsın anın matlûbını vir itme zâr

684

Yokdur şu cihan içre benim gibi güneh-kâr

Hîç uymaz içim zahirime gizlü zünûb var

Çün eyler imiş kalbe nazar Hazret-i Hallâk

Kalbimde tolu meyl-i sivâ ülfet-i ağyar

Hizmet idemez oldım aña cism-ile şimdi

Bir haste kocayam iderem zikrini iksâr

'Aybım katı çok gerçi velîkin bilürem kim '

Âşıklarının 'aybını setr eyler o Settâr

Page 339: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

339

Kuddûsî gibi yok şu cihan içre zelîl kul

Umar ki ide mağfiret ol kocayı Gaffar

685

Cihanı sanmanız hâlî içinde nice agâh var

Gezer köhne pelâs içre Hudânın 'arifi şâh var

Kubâb altında gizlü evliyası var-durur Hakkın

Ki andan gayrı kimse bilemez mahfîce bir râh var

Yaturlar kûşe-i meyhâne-i 'ışkda havas kullar

Görüb anları zâhid dir ki bir alay gümrâh var

Melâmiyyûn dinür anlara ehlullah arasında

Hudâ 'indinde anların içün gayet 'azîm câh var

Be-sûret görinürler birtakım bî-dîn ü bî-îmân

Ne dîndâr kimseler kim içlerinde pâk mihir-gâh var

Müberrâ eylemiş anları Hak 'ucb u riyâ kînden

Sivâyı neylesünler çün bilürler 'âlî dergâh var

Sakın hör görme bir ferdi birader eyleyüb tahkîr

Atarlar ehl-i kibri bil ki Gayya adlu bir çâh var

Bu Kuddûsî fakiri hoş görün siz ki olasız hoş

Anın gönünde zîrâ cümlenin ma'bûdı Allah var

686

Benim bir misli yok asla güzeller şâhı yârim var

Düşelden 'ışkına anın ne sabrım ne karârım var

İşidüb cân kulağı hüsnini kalmadı ârâmım

Yitirdim 'aklımı divanelikle iştiharım var

Nice demdir mecazî 'ışk-ıla rüsvâ-yı halk idim

Bugün geçdim sivâdan ol dilârâya firarım var ,

Değişdim 'ilm ü zühd ü câhı 'ışka cümlesini heb

Zarurî sanma zâhid terkimi çün ihtiyarım var

Gerekmez yârimin gayri anınla itdim istînâs

Beni zann itmeniz kim mâsivâya i'tibârım var

Hicaz u Rûm u Şâmı gezmişem 'ışkı ile anın

Yanarım âteş-i hiere visale intizârım var

Nazîri yok gönül cezb eylemekde çün güzel gayet

Anın meczûbı oldum ben ne 'aklım var ne 'arım var

Cihanın nakşına aldanmagıl Kuddûsîyâ zinhar

Di ben bir hûba dil virdim anın-çün âh ü zarım var

Page 340: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

340

687

Benim bir Iutfı bî-had ben kulına şehr-yârım var

Virir çün her ne istersem baña ol kâr-güzârım var

Komaz 'uryân u âc eyler 'atayı bî-şümâr dâ'im

Yüzime 'aybımı urmaz hem örter istitârım var

Kusurum çok olur vâki' huzurunda anın amma

Baña cevr ü ' itâb itmez Halîm Perverdigârım var

Gice gündüz benim kârım anın ismini yâd itmek

Kamu kârlardan el çekdim bugün pes hoşça kârım var

Benim adımı hem yâd eyler ol fazl u kerem ıssı

Aña mensûblığ-ıla halk içinde iştiharım var

Anı da'vet iderem hâne-i vîrânıma gelmez

Oluram muntazır aña ümîd-i intizârım var

İçimde 'ışk odı hâsıl olub yanmağa başladı

Dün ü gün artar eksilmez yakar bağrımı nârım var

Kapusından o hûblar şahının Kuddûsîyâ gitme

Deyüb men mâsivâyı neylerem yok misli yârim var

688

Benim Vehhâb u Mugnî bir şehen-şâh-ı kerîmim var

Ne kesbe iktidarım var ne çok mâlım ne sîmim var

Günâhı bî-hisâb diyüb gıdamı kesmez ol hergiz

İder dürlü ni'am ihsan baña Rabb ü Rahîmim var

'İkâb itmez baña hem 'aybımı setr eyler ol dâ'im

Umaram rahmetin her an Hudâvendâ Halîmim var

İşidür ol nidamı hem kabul eyler du'âmı kim

Kazâ eyler kamu hâcâtı Mennân-ı 'Azîmim var

Aña Kuddûsî-yi miskîn tevekkül eyleyüb dir kim

Benim ahvâlimi bilür Habîrim hem 'Alîmim var

689

Cem' eyleme bu cîfe-i murdarı ölüm var

Kenz itme sakın dirhem ü dînârı ölüm var

Şeddâd ile Nemrûdı ölüm neyledi fıkr it

Mahv.oldı kamu 'asker ü câhlan ölüm var

Kârûn ile Fir'avnı düşün var ise 'aklın

Kurtaramadı kerizleri anları ölüm var

Zikr eylese çok ölümi inşân uyanur hem

Page 341: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

341

Dir nefsine hîç işleme evzârı ölüm var

Kuddûsî-yi miskîn sözini tut saña dir ki

Hak isteyelim nidelim ağyarı ölüm var

690

Yaşım yitmiş hem altı kocalıkda başka halet var

Ki itdim tecrübe dünyâyı dürlü dürlü san'at var

Nizâ'ı çok belâsı çok cefâsı çok 'inâsı çok

Safâsının devamı yok tolu ekdâr u zahmet var

Ider şâh u gedâ andan şikâyet ağlaşurlar heb

Kedersiz bir güni geçmez ne ârâm ü ne rahat var

Eşeddür ihtiyâç tamu odundan sabr olunmaz hîç

Ne dervîşde tahammül var ne zenginde kanâ'at var

Fakîrin çekdiği zahmet günâhların ider tekfir

Aña hem bî-hisâb cennetde rahmet ile ni'met var

Ganî kesb eyler-ise mâlı hûb niyyetle me'cûrdur

Eğer fahr ise maksûdı kıyâmetde 'ukubet var

Ana rahminde başlar çekmeye zahmet keder inşân

Cesedden cân çıkan vakte kadar dâ'im meşakkat var

Sakın beyhude sanma çekdiğin zahmeti Kuddûsî

Terakkiye sebebdir cümlesi her şeyde hikmet var

691

Ey Mugís ü 'abd-i bî-kes-i Halik Perverdigâr

İsterem senden 'inayet çün olmışam pîr huvâr

İdemem kulluk sana cismim nahîfdir hem 'alîl

Hizmete sen şahıma yok bende hergiz iktidar

Kılamaz oldum nemâzı kâ'imen hîç bu sene

Bir çocuk gibi kocayım eylerem pes i'tizâr

Sohbet-i nâsdan usanub mâsivâdan el çeküb

Eyledim fazlın ile halvetde vahdet ihtiyar

Sen buyurmışsın bize evlâd u ezvâc fıtnedür

Kesret-i evlâda oldum mübtelâ ey Kird-gâr

Olmışam mağlûb-ı 'ışk u hâl u cezbe şöyle kim

Kılmazam ârzû-yı cennet bilmezem hem havf-ı nâr

Eylerem zikrinle istînâs beher dem her zemân

Tâ sabî iken çü 'ışkın eylemiş dilde karâr

Pâdişâh âzâd ider yetmiş yaşında bendesin

Page 342: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

342

Pes bu Kuddûsî kulun yetmiş ü altısında var

692

Sakın hüzn itme ey 'âşık bizim zîrâ Hudâmız var '

Adûnın var ise mâlı bizim fakr u fenamız var

Şikâyet itmeyiz Hakka cefâ eyler ise münkir

Hikâyet eyleriz ihvana ki anda safâmız var

Eğer zemm itseler bizi diriz ki ol Hudâdandır

Dahi medh itseler böyle ki teslîm ü rızâmız var

Mürâ'î müdde'î zâhid keramet gösterir halka

Biz anlardan kaçarız şimdi bizim inzivamız var

Melâmiyyûndanız biz çün melâmet hırkasın geydik

Selâmet bulmışuz anın içinde ihtifâmız var

Cihanın nakşına aldanmayız 'uşşâk-ı Hakkız biz

Ki dost 'ışkı yiter bize anınla iktifamız var

Meramı 'âbidin cennet içinde yiyüb içmekdir

Bizim maksûdımız Hakdır ki ârzû-yı likamız var

Muhiblik gösterir bize münafık içi düşmandır

Bizi fehm eylemez asla 'acâ'ib maceramız var

Hezâr elhamdülillah kim nasîb itdi bize 'ışkı

Tehî zann itme ey sûfî delîl-i pîşvâmız var

Bu 'ışkı iktibas itdik Resûl-i Hak Muhammedden

Gideriz isrine anın ne güzel muktedâmız var

Hidâyet irdi Hâdîden habîbinden dahi himmet

Ki bulduk ni'met-i 'ışkı dükenmez bir nevamız var

Bu Kuddûsî teşekkür eyleyüb Yezdâna dir ki biz

Kanâ'at kenzini bulduk 'aceb tûl-ı gınamız var

693

Bizim bir cilvesi çok kendi hûb cananımız var

İder 'uşşâkına bî-had 'ata hakanımız var

Halimdir ol gazab itmez bize itsek de taksîr

Görür dâ'im bizim her ân nice 'isyanımız var

Virir ol bize her dem her nefesde dürlü ni'met

Bizim aña teşekkürde katî noksanımız var

Huzurunda edebsizlik işimiz gücimiz her ân

Bizim yüzimize urmaz günâhı hânımız var

Usanmaz itmez istikrah sever sâ'illerini

Page 343: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

343

Sü'âl itmekde bizim gaflet ü nisyânımız var

Gice gündüz kapusı dâ'imâ açık kapanmaz

Virir maksûdımızı böyle cömerd hânımız var

Anın bir adı Gaffardır dahi bir adı Settâr

Bizi gufrana ol kâdir-durur îmânımız var

Bu Kuddûsî olub dellâl güneh-kârâne dir kim

Bizim bir rahmeti bol fazlı çok Rahmanımız var

694

Ey birader gel seninle idelim Hakka firar

Mâsivâyı terk idüben isteyelim vasl-ı yâr

Eyledik biz tecribe kim yok bu dünyâda vefâ

Nakşına aldanmayalım bulalım bir hoşça kâr

Cennetin hür u kusurı cümle dostun gayrıdır '

Aşık-ı Mevlâ olan eyler mi gayr-ile karâr

Eyleriz çünki meşakkatle terakki tîz hemîn

Olısar mağfur meşakkat ile zenb-i bî-şümâr

Sâlike san'at zirâ'at yâ ticâret hoş-durur

Andadır fehm it sözi işit rızâ-yı Kird-gâr

Kazanub yiyüb yidirmek bil 'ibâdetdir size

Eylemez Hak 'arifi halvetde meksi ihtiyar

Hem makama tîz irer tevhîde çalışan kişi

Dir ki Kuddûsî hemân çalışalum leyi ü nehâr

695

Erkân-ı tarikat didiler altıdur ahyâr

Hem hilye-i ebdâl dinilür bunlara ey yâr

Evvelkisi taklîl-i ta'âm oldı 'azîzim

İkincisi taklîl-i menâm itmeli zinhar

Üçüncisi taklîl-i kelâm dinle birader

Dördüncisi bu kim idesin 'uzlet-i ağyar

Fikr oldı beşincisi anın halk-ı Hudâdan

Altıncısıdur zikr-i müdâm it anı her bâr

Kuddûsî umar ki yiyüb içüb uyur iken

Bir gün ola virile aña rütbe-i sâlâr

696

Yitmiş iki yıl kapuñda ağladım ey Kird-gâr

Virmediñ maksûdımı işim benim âh-ıla zâr

Page 344: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

344

Eskidi şimdi kafes oldum za'îf-i nâtüvân

Başıma geldi şu za'fımda belâ-yı iştihar

Hultat eylerdim ben evvel nâsa vüs'im var iken '

Aciz olmakla kamu halkdan bugün itdim firar

Kesmedin hîç rızkımı virdin hisâbsız ni'meti

Eyler iken dâ'imâ ben cürm ü 'isyan bî-şümâr

Aybımı setr eylediñ hem itmedin rüsvâ-yı

Halk Bilseler yüz binde birin cümlesi benden kaçar

Eylerim ni'metleriñi i'tirâf hem zenbimi

Sensin ancak cümle halkı besleyen Perverdigâr

Vir benim maksûd-ı aksamı dahi fazlın ile

Ki baña vir 'ışkını mest olayın leyi ü nehâr

Oldı Kuddûsî kulun her vech-ile rahme seza

Sürme kapuñdan anı mahşerde itme şerm-sâr

697

Sene biñ iki yüz altmış iki oldı bu gün ey yâr

Cihan halkın şerâr-ı nâs şaşırub itdiler bîzâr

Uyandı fitne-i âhir zemân Mehdîye muhtacız

Musibetler belâlar artdı olduk cümlemiz nâçâr

Lisân-ı hâl ile münkir olurlar Hakkı hem mevti

Dahi ba'si iderler hâl diliyle cümlesin inkâr

Nasihat idene buğz u 'adavet kîn iderler hem

Helakin kasd idüb aña derin bir kuyu kazarlar

Hudâya sığınub hasta koca bî-çâre Kuddûsî

Hemân dir Hak Hafîzimdür beni her fitneden saklar

698

Girmişem ben bir yola kim toğrı Yezdâna gider

Bundan özge yola giden kişi yabana gider

Cümle yollardan yakîn hem sâlike âsân bu yol

Kâr-bânı eylemez havf çünki sultâna gider

Göricek kaçar harâmî sâlikinden bu yolun

Semtine varsa bilür kim canı kurbâna gider

Vecd ü 'ışk u cezbe vü hâldir silâhı anların

Tabl ü kûsi urılur anlar ki şâhâna gider

Reşk ider gökde ferişte ol gürûhın seyrine

Çünki anlar bir nefesde 'arş-ı Rahmana gider

Page 345: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

345

Yol dimekden bil garaz tevhîd yolıdır sâlike

Her kim eylerse devam tevhide Hannâna gider

Kâdirîyüz biz ki 'Abdü'l-Kâdirin ebdâlıyuz

Yolı anın Şîr-i Yezdan Şâh-ı Merdâna gider

Girdi Kuddûsî bugün gerçek erenler yolına

Bildi zîrâ ol muhakkak Fahr-ı ekvâna gider

699

Bulmışam bir yol bugün kim toğrı Yezdâna gider

Kârbânı eylemez havf çünki sultâna gider

Cümle yollardan yakîn hem düz kolay tev yolcısı

Bundan ayruğa giden bîgâne yâbâna gider

Tacirinden bu yolun kaçar harâmî korkuben

Görmeyüb asla keder cennât-ı Rıdvâna gider

Sen de gel eyle sülük bu râha uyub mürşide

Yalınız giden kişinin sonı hüsrana gider

Tut bu Kuddûsî fakirin sözini gir bu yola

Kim tutar ise bu pendi bil ki ol hâna gider

700

Ey birader bu denî dünyâ içün çekme keder

Çün beher hâl dem eker gam cümlesi kalmaz gider

'Arif olan yir mi kaydın hîç bu zâ'il dirliğin

Şol kişi kim ehl-i Hakdır mâsivâsını nider

Bir sebatı yok hayâle goñliñi virme sakın

Sihri azgundur ba'îd ol kim seni meşhur ider

Öni ma'mûr görinür amma olur âhir harâb

Yıkılub bir gün bu köşkler mahv olur taş u meder

Geldi her bir ferd aña kim buldılar âhir fena

Bir büyük arkdur hemîn ol günde biñ inşân yudar

Savdı atan hem anañ kavm ü kabîlen nevbetin

Nevbetiñe sen de hâzır ol ki böyledir kader

Olma gafil bir nefes çünki emâmında ölüm

Başına takmış licâmı ol seni dâ'im yeder

'Âkil isen ol basîret üzre dinle sözimi

Nefs ü şeytân sû-yı akran şerlerinden kıl hazer

Bir gün ola kim ferişte almağa gele canın

Turdığı dem cümle a'zâdan akar sel gibi der

Page 346: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

346

Şol kıyamet hevline eyle keder Kuddûsîyâ

Ki kaçar kişi dimez kavm ü karındaş u peder

701

Şol kişi kim zikr-i Mevlâ ile istînâs ider

Evliyaya karışur Hak anı hayrü'n-nâs ider

Müstecâb eyler du'âsın hem günâhın mağfiret

Hem mülûk-i ehl-i bâtın postına iclâs ider

Kayd ider hem defter-i merdân-ı Hakda ismini

Kullanur hizmetde kim anı Hızır-İlyâs ider

Yağdırır yağmurı anın hürmetine Kird-gâr

Hem olur mürşid kulûbdan mahv-ı kir ü pâs ider

Tut bu Kuddûsî fakirin pendini sen ey ahî

Sevdiği kulı Hudâsı zikrine înâs ider

702

Çün haram iki cihan Hak 'âşıkına ey püser

Mülki sevme mâliki sev ki olasın gerçek er

Hırs-ıla cem' itme dünyâ mâlını hîç sevme hem

Sevdiği içün anı Kârûn yire batub gider

Cennet ârzûsı ile Mevlâya kulluk itme hîç

Olısar dostdan cüda şol kişi kim ağyar sever

Cîfedür dünyâ dahi tâlibleri anın kilâb

Bil buyıran bu hadîsi yâr-ı Hak hayrü'l-beşer

Sen bu Kuddûsî fakirin sözini tut sâlikâ

Olayın dirseñ Hudâ 'indinde makbul mu'teber

703

Talibe 'ilm-i şerifi öğredirler hocalar

Mübtedî iken o tâlib dersi harf harf hîceler

İrişür ise ma'ûnet Hak Te'âlâdan aña

Sa'y ider hoş dersine her gündüz ü her giceler

Sa'yi mikdârı olur 'âlim ziyâde olamaz

İrdiler 'âlî makama sa'y ile heb yüceler

Hak yolına sâlik olan kişi dahi böyledir

Tîz açılmaz mübtedîye râh-ı kapu bacalar

Kul mücâhid olmayınca yolını açmaz Hudâ

Gidemez bu yola cismin semr iden bîcbâceler

Zahiri tezyîn ile olmaz münevver kasr-ı dil

Pes heba taçlar kemerler hırkalar feraceler

Page 347: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

347

İştigâl it rûz u şeb Kuddûsîyâ tevhide çün

İrişürler zikr ile Mevlâya gençler kocalar

704

'Aşık-ı bî-çâre ma'şûkına vuslat arzular

Neylesün miskin ü şeydâ görmeğe yüzin diler

'Işk u cezbe zahm u firkat derdi virüb ıztırâb

İdemez ârâm gönül mürgi yiri göği gezer

Aramak ile bulunmaz yorılub 'âciz kalur

Eylemez halk ile ülfet kaçuben vahşet ider

Olmasa muhtâc kaçar evlâd u ehlinden dahi

Ba'zı vakt olur ki anları da yanından sürer

Pîr-i fânî olıcak hem haste Kuddûsîleyin

Zikr-i kalbi eylemek olur afla hoş mu'teber

705

Bir zemân şi'ri usanub eyledim terk ey püser

Nideyim bir gice baña subhadek öğretdiler

Başladım yazmağa yine şi'ri bilmem hikmetin

Olmışam nâzım mukallid bî-'ilim hem bî-hüner

Yalınız bir hücrede sakin oluben her gice

Mevc-i deryâ-veş gelür 'ışk gönlümi tahrîk ider

Hak celîsim olısar çiinki anı zikr eylerem

Ol beni gümrâh deyü hışm-ı 'itâb itmez sever

Tesliye ider hazîn kalbimi dâ'im ol Kerîm

Çünki Erhamdir bu Kuddûsîye hîç virmez keder

706

Geldi yine mevsim-i gül bülbül ağlar iniler

Bülbül inler güller inler dahi gülzâr iniler

'Işk ne müşkil renc imiş dil hanemi itdi harâb

Dertli gönlüm oldı bir hâle giriftar iniler

Sûk-ı 'ışka girüben kıldım nazar şöyle kamu

Müşteri bayi' dekâkîn çârşû bâzâr iniler

Bu cihan halkı iniltimden düşübdür hayrete

Baña bakub yirde gökde her ne ki var iniler

Gönlimi Tâtâr-ı 'ışk yağmalayub kıldı esîr

Yıkılub dil şehri vîrân oldı her bâr iniler

İçime bir od düşüb yanar ciğerciğim hemân

Page 348: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

348

Dûd-ı âhımdan hevâda tayr u tayyar iniler

Gözlerimden yaş revân oldukda her dem sil gibi

Coşuben derya iniler mevc ü teyyâr iniler

Artdı Kuddûsî fakíriñ derdi âh eyler müdâm

Neylesün nitsün ki bîmâr oldı nâçâr iniler

707

Bugün ben sevmişem bir hûb ki vasfın idemez diller

Denizler mevc urub coşar akar 'ışkı ile seller

Ne gökçek yüzlü dilber kim aña halk-ı cihan hayran

Anın 'ışkı ile raks eyleyüb dâ'im eser yeller

Beni levm eylemez illâ bu 'ışkdan bî-haber zâhid

Gülün şevkıyla gülşende iderler nâle bülbüller

Kolay mı zann ider sûfî bu 'ışkın derdini zîrâ

Virür dehşet hezâra dürlü behcet gösterüb güller

Bu meyden nûş iden mestân gelürler heb bu meydâna

Yanar 'ışk odına bu 'arsada 'âşık olan kullar

Şeker tadın bilür mi sormayanlar kamışın hergiz

Bu sırra olamazlar âşinâ bigâne câhiller

Giriftar olmayan 'ışk derdine işbu cihan içre

Behâ'imden sayılurlar ki görmez Hakkı gafiller

Dün ü gün çağrışır Allah deyü endâm-ı Kuddûsî

İder zikri dili dahi kamu 'uzvındaki teller

708

Ben mest-i müdâmım baña hüşyâr dimesünler

Yâr 'âşıkıyam sûfî-yi bî-kâr dimesünler

'Işk derdi baña Nahnü kasemnâda virildi

Bu günde hemân oldı giriftar dimesünler

Yok sabra mecalim hele ben yârsız olamam

Gül derdiyle kim mâ'il-i gülzâr dimesünler

Leylâya gönül vireli dünyâyı unutdum

Dost tâlibiyem tâlib-i dînâr dimesünler

Çok ise kusurum o şehin bendeliğinde

Zinhar anı sevmekde kusur var dimesünler

Cezb itdi beni kendüsine dost nideyim ben

Tav'-ıla bu 'ışk odına yanar dimesünler

Kuddûsîye 'ışk oldı nasîb 'âbide cennet

Page 349: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

349

Aldanmış o taksimde bu nâçâr dimesünler

709

Ey zâhid-i câhil sana dânâ mı disünler

Yok zerrece 'ışk 'âşık-ı Mevlâ mı disünler

İçinde riyâ tolu arıt kalbini şirkden

Mü'min mi disünler sana tersâ mı disünler

İhlâs ile it kulluğı Hallâk-ı 'Azîme

İşrâk idene mü'min-i sârâ mı disünler

Hak bendesine lâzım olan sıdk-ıla 'ışkdur

Kezzâb u mürâ'î kula ra'nâ mı disünler

'Işk zikr-ile bil kalbine derya gibi tolar

Zikr itmeyene bende-i zîbâ mı disünler

Kuddûsîye bu gaflet ile sâdık erenler

Hak 'âşıkı hem 'ârif-i koca mı disünler

710

Sûfî sana bu tarz ile inşân mı disünler

Bu gaflet ile bende-i Yezdan mı disünler

Sâlik oluban eylemedin Hakka inayet

Dânâ mı disünler sana nâdân mı disünler

Cân kaydı yimez şem'a yanar 'âşık-ı sâdık

Ten besleyene tâlib-i cânân mı disünler

Zühdinde riyâ eyler isen müşrik olursın

Ey münkir-i Hak küfrine îmân mı disünler

Olsaydı eğer ma'rifetin Hakkı bilürdin

İnşân mı disünler sana hayvan mı disünler

'Işk badesini içmeyeni bil ki hımârdır

Kerkes kuşuna bülbül-i nâlân mı disünler

Kuddûsî eğer bahr-i kesel içre kalursan

Nâ'im mi disünler sana yakzân mı disünler

711

Dimiş medhin sever Mevlâ nebiler şâhı Peygamber '

Aruz 'ilminde râsihler anı nazm-ıla öğerler

Ne 'ilmim var ne (de) 'aklım ki bir Türkmân kocasıyam

Hemîn dîvâne gönlüm nazm-ıla meddahlığı ister

Bu mahlûkâtı kün emri ile yaratdı ol Hallâk

Binâ iden bu bünyâdı dahi ol Sâni'-i ekber

Page 350: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

350

Eğer mâlik iki olsa bu mülk hergiz nizâm bulmaz

Anın birliğine tanık nücûm u şems ü mâh yeter

Virüb ruhsat biraz ahmaklara didirdi Tenriyem

Ki hayrü'l-mâkirîndir ol işinde nice hikmet var

Bilür 'âkil dahi 'arif olan Hak bir ider tevhîd

Menîden halk olunan kimse(Ier) mevt camın içerler

Bu işler heb Hudâ birliğine açık 'alâmetdir

Kamu eşya vü Kuddûsî anı tevhîde meşguller

712

Merdim dime zinhar seni meydâna çekerler

Da'vâ ideni bahs-ile burhana çekerler

Kaldırma sakın başını kibr ile semâya

Müstekbir olan serkeşi nîrâna çekerler

Suçunı bilüb tevbe iden buldı selâmet

Kibr eyleyeni 'adl-ile mîzâna çekerler

Sen nefsini alçakda gözet itme tereffu'

Fir'avn gibi ben diyeni 'ummana çekerler

Tûr tağı tevazu' idüben buldı tecellî

Yükseklik iden tağları hırmâna çekerler

'İlm ü 'amele itme gurur misl-i' Azâzîl

Mağrur olanı vâdî-yi hizlâna çekerler

Dûr olma hemân meclis-i 'uşşâk-ı Hudâdan

Anlar nice fâcirleri Yezdâna çekerler

Dünyâyı sevenlerden ırag ol sözimi tut

Kârûna karîn olanı yeksana çekerler

Toymaz gözi çok olsa dahi mâlı harîsin

Geldikde ecel cismini dîdâna çekerler

Vârislere kalur nesi var ise kamusı

Cem' itdiği sîm ü zeri yâbâna çekerler

Muflís aña dirler yarın ol rûz-ı cezada

Ashâb-ı hukuk hak deyü dîvâna çekerler

Kuddûsîyedir heb bu nasâyih dahi saña

Kim tutar ise bil anı Rıdvâna çekerler

713

'Âşıkân bâğ-ı ma'şûk gülüni kokmak dilerler

Mest ü müstağrak dâ'im yüzine bakmak dilerler

Page 351: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

351

İltifat itmezler dü-cihânın ziynetine hîç

'Işk ateşine her ne var ise yakmak dilerler

İşleri vecd u şevk u tarab hem raks u semâ'dur

Çağlayub akub deryâ-yı 'ışka akmak dilerler

Çünki bayrâmdur mahbûba her gün munkabız olmaz

Hüzn ü kabz-ıla kalblerin zühhâd sıkmak dilerler

Girdi Kuddûsî râh-ı merdâne istemez çıkmak

Münkir münafık girseler dahi çıkmak dilerler

714

Yâri dileyüb gayriyi terk eyleyen erler

Gösterdiler 'âlemde nice nice hünerler

Seyyah oluban geşt ü güzâr eylemez anlar

Çün haylî uzak yirlere bir demde irerler

Dünyâ ile 'ukbâya gönül virmeyüb asla

Dildâra teveccüh idüben toğrı giderler

'Abidlere cennet sözi lezzet virir ancak '

Uşşâk-ı Hudâ rü'yet-i dîdâra giderler

Çün rûz-ı ezel eylediler dost ile 'ahdi

Tâ vakt-i mülakata değin anı güderler

Zühhâd idemez zerresine sabr u tahammül

Şol çille-i 'ışkın ki anı günde çekerler

Kuddûsîye te'sîr idemez pendi fakîhin

Merdân-ı Hudâ çünki anı Hakka yiderler

715

Ebnâ-yı zemânın çoğı il hakkını yirler

Nush eyleyene eyle sükût söyleme dirler

A'zâb-ıla ya sirkat ile biri birinin

Mâlını alub kalbine çün korkı virirler

Hîç havf u hazer eylemeyüb gice vü gündüz

Girüb evine her ne ki var ise alurlar

İnsaf u mürüvvet bu vakitlerde ider yok

Küçükleri balık gibi yir oldı kebîrler

Yok vâlî-yi nafiz ki ide anları tahvîf

Şer işi kılar şimdi civanlar gibi pîrler

Kuddûsî-yi miskîn ider anlara nasâyih

Pes diñlemeyüb sözine son demde gelürler

Page 352: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

352

716

Bu 'ışkı baña zâhidler kerih gavgâ dimişler

Bize lâzım değildür öyle bed sevda dimişler

Kadîmden böyledir 'âdet atarlar 'âşıka taş

Ki nice 'ârif-i danalara tersâ dimişler

Riyâ şirk-i hafî deyü buyurmış Hak resûli

Anın-çün 'âşıkânın dilleri derya dimişler

Serây pâk olmayınca pâdişâha lâyık olmaz

Kulûb-ı ehl-i 'ışk Yezdâna hoş me'vâ dimişler

Me'âli bu kelâmın dilde komaz hîç sivâyı

İder Kuddûsîyâ 'ışk 'âşıkı sârâ dimişler

717

Firakın zehrini her dem yudan 'uşşâka sem neyler

Süyûf-ı 'ışk-ıla mecruh olan ekbâda em neyler

Sabâdan bûy-ı zülfün zerresin şol cân ki pes tuydı

Cihanın mâl ü câhını cinân mülkini hem neyler

Ma'ârif kenzini bulan hakîkat sırrına irer

Bu kîl ü kâli hem lâf-ı güzâfı ey dedem neyler

Hevâ-yı vaslına yârin düşen dil oldı dîvâne

Anın 'ışkıyla her kim oldı Mecnûn anda gam neyler

Melâmet hırkasın giyüb koyan nâmûsı Kuddûsî

Kayırmaz levmini halkın aña çün medh ü zem neyler

718

Hudânın lutfına mazhar olan tevhide sa'y eyler

Gice gündüz beher dem her zemân tevhide sa'y eyler

Olur meşgul hemân zikre çeker el meyl-i dünyâdan

Yanub 'ışk odına idüb figân tevhide sa'y eyler

Ne dünyâ mâlını direr ne cennet ni'metin özler

Şarâb-ı 'ışkı nûş idüb kanan tevhide sa'y eyler

Resul dir bir 'amel tevhidi geçmez hem günâh koymaz

Aña îmân iden mü'min hemân tevhide sa'y eyler

Hem ol şâh didi tevhîd cümle zikrin efdalidir bil

Hadîs-i Mustafâyı haklayan tevhide sa'y eyler

Anı tekrar ide ide gelür pes gönline cezbe

Olur meczûb Hudâ ile kalan tevhide sa'y eyler

Gelür bu cezbeden sonra anın bil gönline 'irfan

Serây-ı gönline 'irfan tolan tevhide sa'y eyler

Page 353: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

353

Görür her şeyde Allahı bilür 'ayne'l-yakîn bî-şek

Kamu mahlûkda Hallâkı bulan tevhide sa'y eyler

Toğar kalb 'âleminde şems-i 'ışk pür nûr olur ol dem

Ki 'ışkın şemsi gönünde toğan tevhide sa'y eyler

Dimiş kürsîde vâ'iz nâsa şeyhsiz itmeniz zikri

Kulağına bu pendi koymayan tevhide sa'y eyler

Beni çok zikr idin didi bize Kur'ânda çün Allah

Bu izni Hak Te'âlâdan alan tevhide sa'y eyler

İder Allah seni irşâd ki şeyhim yok deyü korkma

Sığınub Hakka bu bahre talan tevhide sa'y eyler

Bulunmaz şeyh deyü Kuddûsîyâ terk itme zikri sen

Hudâya vuslatı ârzû kılan tevhide sa'y eyler

719

'Aceb niçün behey gâfil nefı' virmez sana sözler

Geçer gaflet-ile gider bu giceler bu gündüzler

Gözini aç nazar eyle bu dolabı kuranı bil

Hemân tevhîde ol meşgul yazı kışı bahâr gözler

Seni halk eyledi zîrâ beni bilsün deyü ancak

Niçün bilem dimezsin sen bilürler anı gözsüzler

Yiyüb içüb uyumanla sanur mısın biter işin

Senin itdiklerini çün ider ahurda öküzler

Ölümü bil muhakkak hîç çıkarma hâtırından çün

Ki cân almağa 'Azrâ'il geliser vaktini gözler

Olur elbetde bir gün ki gider kuvvet bu a'zâdan

Ecel câmı hâzırlanub depeye dikilür gözler

Bedenden çıkıcak rûhın götürüb kabrine korlar

Çürür cîfe olur anda dutan eller güleç yüzler

Kıvandığın serâylar bağçeler bâğlar olur vîrân

Eser kalmaz birisinde kamusını ölüm düzler

Bu Kuddûsî olubdur müsta'îd ki mevte hâzırdur

Nolur ölürse çün 'âşık olan ma'şûkını özler

720

İkbâl idelim sıdk-ıla biz Hakka birâder

Ağyânna meyi itmeyelim er olalım er

Hem itmeyelim cennet içün biz aña kulluk

Zâhid gibi biz olmayalım ahmak u ahser

Page 354: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

354

Şer'-ile 'amel eyleyüben râha gidelim

Envâr-ı ma'ârif ile kalb ola münevver

Tevhide çalışub gice gündüz bulalım zevk

Me'mûl ki 'ilim ola hakîkatde müyesser

Kuddûsîye bu nazmı Hudâ eyledi ilhâm

Aniñla 'amel iden olur mürşid-i rehber

721

Yâr zülfine esdikce sabâ telleri ditrer

Kim itse temâşâ anı mafsılları ditrer

Gülşende çiçek hem bezenüb dürlü be dürlü

Her birisi bir cilve ider gülleri ditrer

Mürgân içine gulgule düşmiş ötüşürler

Hem nâle idüb 'ışk-ıla bülbülleri ditrer

Bir goncaya 'âşık elini kokmağa sunsa

Endâmına heb lerze düşer elleri ditrer

Kuddûsîyi öldürmek imiş kasdı o hûbın

Ebruları müjgânları sünbülleri ditrer

722

Seni mahşerde mü'mindür diyü i'zâz iderler

Eğer îmân ile gitmek olur ise müyesser

Gurûr itmez bu gökçek sûretine ehl-i 'irfân

Çevir olur zalûm olur Hudâyı bilmeyenler

Bu sûretde kopar zann itme kabrinden her inşân

Olur kimisi meymûn kimi hınzîr kimisi har

Kimi arslan kimi kablan kimi katır kimi kelb

Kimi karga kimi baykuş kimi olur kebûter

Kişi kangı sıfatla muttasıf olur ise de

Girüb ol şekle iderler temâşâ halk-ı mahşer

Nice inşân girerler dürlii hayvân suretine

Güzel hey'et günâh şûmı ile bed şekle döner

Çalış tevhide rûz u şeb elifi çek mâsivâdan

Dahi çok eyle istiğfân her dem ey birâder

Bu Kuddûsî li-vechillah ider saña nasihat

Tutar isefi ider dahi seni 'uşşâka server

723

Nemâza eyle ta'zîm ey birâder

Page 355: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

355

Seni'Hak eylesün a'lâ vü bihter

Firâr it bî-nemâz mülhid şakîden

Uyuz 'illeti gibi saña serper

Aña kız virme hem kızını alma

Yarın girer o hınzîr şekline har

Yedirme hîç ta'âm bir lokma aña

Ölür ise dahi rahm itme ol er (

Nemâz kılânı sev Kuddûsiyâ çün

Hudânıfi sevdiği kul anı kılar

724

Cânân ise gönlüm aña râm olmağı ister

Gönlüm ise aniñla müdâm olmağı ister

Cânân ise ister ola gönlüm aña bende

Gönlüm ise kullukda devâm olmağı ister

Cânân ise ister ki vire goñlüme 'ışkın

Gönlüm ise 'ışk-ıla kıyâm olmağı ister

Cânân ise dir gönlüme kim nûş-ı şarâb it

Gönlüm ise mestâna imâm olmağı ister

Cânân ise dir gönlüme ko 'ârı ol 'âşık

Gönlüm ise rüsvâ-yı enâm olmağı ister

Cânân ise dir gönlüme geç nâm ü nişândan

Gönlüm ise bî-şöhret ü nâm olmağı ister

Cânân ise dir göfilüme Kuddûsîye yâr ol

Gönlüm ise 'uşşâka gulâm olmağı ister

725

Eliñde var ise ey hoca hüccet bize gel göster

Eğer bu 'ışkdan efdal bilür iseñ bir 'amel göster

Virirmişsin Hudâ 'âşıklarının küfrine fetvâ

Getür buldiñ ise Kur'ân içinde bir mahal göster

Salât u savm-ıla sanma olur hâsıl ledün 'ilmi

Fünûn içre bu fenne bulunur ise bedel göster

Bu 'ışk-ı pâke nâ'il olamaz şol bî-basar münkir

Gerekse yüz kitâb okı gerekse yüz mesel göster

Şol insân kim 'asel adın işitdi yimedi hergiz

Ne bilsün dâdını aña 'asel göster basel göster

Tarîk-ı 'ışka dimişsin dalâlet râhı ey sûfî

Page 356: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

356

Erenler yolıdır bunda bulunursa halel göster

Nedir bu rütbe Kuddûsî fakîre buğzına bâ'is

Cihân içre eğer var ise bî-'ışkdan adal göster

726

Hudânın dostı Peygamber

Hem enbiyânın sultânı server

Gökler ti yirler kürsî yanında

Sahrâda yatur hulkıya benzer

Kanatdılar zincîr ile asılmış

Taht-ı kürsîde bir şey'i asfer

Kürsîde 'arşın altında maslûb

'Arş cümlesinden a'zam u enver

Kün hitâbıyla anlar yoğiken

Var iden yokdan Hallâk-ı ekber

Zâtında Hakkın itme tefekkür

Hilkatinde idüb olgıl muzaffer

Kendüsi bilür zâtını ancak

Bizi düşünmek dîvâne ider

Nehy eylemişdir bizleri andan

Şâfı'-i ümmet sâhib-i kevser

Eyle Kuddûsî halkda tefekkür

Kudretin bilüb Hâlikın ol er

727

Kubbeler altında gizlü evliyâ her an gezer

Anları gören sanur ki birtakım nâdân gezer

Her sıfât-ıla sıfatlanurlar anlar sûretâ

Kimi uslu kimi dîvâne kimi sekrân gezer

Yok nişânı anların kim her gören fehm eyleye

Kimisi giymiş samûrlar kimisi 'uryân gezer

Kimi sâ'il kimi tâcir kimi seyyid kimi kul

Kimisi gül gibi handân kimisi nâlân gezer

Kimisi nâs ile ülfet eyleyüben yir içer

Kimi halkdan vahşet idüb dâ'imâ hayrân gezer

Kimi sâzende kimi kürsîde halka va'z ider

Kimi 'ârif kimi 'âşık kimisi büldân gezer

Kimi 'âlim kimi ümmî kimi tâlibdür henüz

Page 357: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

357

Kimi sâlik kimi mürşid gizlüce sultân gezer

Kimi kâdî kimi müftî kimi 'asker kimi şâh

Kimi harrâs kimi ırkâd kimisi çoban gezer

Kimi dellâl kimi cezzâr kimi hırka ehlidür

Kimi bir köhne pelâs içre fakîr pinhân gezer

Sûretâ kimi harâbâtî sanursiñ şerr-i nas

Kimisi itmez tesettür sâhib-i bürhân gezer

Kimi Şâmî kimi Mısrî kimi Hindî kimi Türk

Kimi Rûmî kimi Tâtâr kimisi a'vân gezer

Kimi erkek kimi nisvân kimisi şâb kimi pîr

Kimisi menfûr-ı nâs olmış zelîl ü giryân gezer

Gavs-ı a'zam kutb-ı a'lem bil kimi gorseñ hemân

Gönlini yap himmet iste derd gezer dermân gezer

Eyle Kuddûsî Hudânın kullarına hüsn-i zann

Kimi görsen di velîdür bu kişi pinhân gezer

728

Rü'yâda içdim iki deryâyı suları sâfî billura benzer

Bir demde itdim nûş cümle mâ'î dir beni gören mahmûra beñzer

Dünyâ suyına benzetme zinhâr hem tatlı baldan başka hâlet var

Şâribin içi tobtolu envâr taşrası Nîl-i deycûra beñzer

Biri mecâzî 'ışk o deryânın 'ışk-ı hakîkî birisi anın

Gerçek bu rü'yâ dostlar inaniñ aña inanan mağfura beñzer

İtme istib'âd Hakkiñ işini 'âşıkın eyler tasdîk düşini

Bil hem aniñ sen gözi yaşını katresi bahr-i mescûra beñzer

'Uşşâk-ı Hakkı eyleme inkâr kahr ider hasmın anların Kahhâr

Çün ol gürûhın düşmânı bed-kâr şol Ebâ-Cehil ma'mûra beñzer

Nice bir buğz u gavgâ şemâtet 'âşıka zâhid itmek 'adâvet

İtmez nifâka tevbe nedâmet kalbinde inkâr mestûra beñzer

Olgıl muhibbi 'âşık gedânıfi kalbini ta'mîr it hemân aniñ

Çün zâkir ider dâ'im Hudânın yok aña mahbûb mezkûra beñzer

Kâr-ı nasîhat cümle ihvâna eyler mi te'sîr pend münkirâna

Nâsı da'vetdir kasdı Yezdâna ol niyyet-ile me'cûra beñzer

Rif'ate 'ilme 'izze kıvanma nushın kabûl it hergiz usanma

Sa'yini anın beyhûde sanma size nush-ıla me'mûra beñzer

İtsün dir iseñ Hak seni ahsen hüsn-i zann eyle Kuddûsîye sen

Hem olma aña dahi idenlerden 'ışkdan nasibi mevfûra beñzer

Page 358: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

358

729

Bil hilye-i merdân-ı Hudâ terk-i sivâdır

Ağyâra meyil eyleyeniñ 'ömri hebâdır

Bu menzile 'âbid iremez çünki aniñ pes

Maksûdı cinân içre hemân nân u nevâdır

Bu 'arsada baş oynadı merdân-ı mahabbet

Her kim ki kılar cânı fidâ dosta salâdır

Vâ'iz sakın uzatma zebániñ bize çünki '

Uşşâka cefâ eyleyeniñ hasmı Hudâdır

'Işk ehline dahi eyleme zîrâ o gürûhın

Hak goñlini cezb eylemiş anlar büdalâdır

Kuddûsîye cevr itmek ile 'ışkdan usanmaz

Ey zâhid aniñ himmeti ma'şûka likâdır

730

Saña birkaç sözüm vardır ki her derde devâdır

Anı tutan muhakkak bil ki mahbûb-ı Hudâdır

Marazlar içine tolmış seni iderler ihlâk

Şarâb-ı müshili nûş eyleyüb sürmek revâdır

Bu sözime inan yokdur hilâf anda 'azîzim

Goñül emrâzına zîrâ mücerreb bil şifâdır

Eğer sâlik çalışub anları çıkarmaz ise Olur

İblîs gibi merdûd ki Hakdan ol cüdâdır

Kulak vir sıdk-ıla diñle hazer kıl saña diyem

Marazlar didiğim kibr ü hased 'ucb u riyâdır

Şarâb-ı müshili bil kim diyem saña nedir ol

Hemân iste Hudâdan anı çün ulu 'atâdır

Şarâb-ı müshil ancak 'ışkdır anı eyle tahsîl

Ki şöyle bil ki bu 'ışk bâ'is-i vasl-ı likâdır

Bu 'ışka zikr-ile nâ'il olur sâlik birâder

Aña meşgul olanlar heb gürûh-ı evliyâdır

Eğer dirseñ ki zikrin efdali ne söyle ey yâr

Kamunın efdali tevhîd diyen dost Mustafâdır

Bu Kuddûsî nasihat eyleyüben dir murâdım

Rızâ-yı Hak dahi ihvânımızdan bir du'âdır

731

Medîne menzil-i vahy-i Hudâdır

Page 359: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

359

Medîne menba'-ı feyz-i hüdâdır

Medîne oldı yenbû'ı 'ülúmuñ

Medîne muksim ü 'ilm-i 'atâdır

Medîne ümm-i büldân didi Tâhâ

Kamu büldân aña rızk-ı gıdâdır

Bukâ'ın efdalidir Mekke andan

Medîne kâ'il-i hayrü'l-verâdır

Niçün olmaya eşref cümle yerden

Turan anda Muhammed Mustafâdır

Zemîn ü âsümân heb gıbta eyler

Ki me'vâ-yı imâmü'l-enbiyâdır

Aña dertlü varan bulur devâlar

Kamu emrâza toprağı şifâdır

Olubdur mevlidi pes Mekke şehri

Medîne mehcer-i bedri'd-dücâdır

Medîne nefy ider komaz içinde

Sürer anları ki tarda sezâdır

Medîne ehline kim ide ta'zîm

Kıyâmetde yiri tahte'l-livâdır

Medîne ehline viren hediyye

Ulu devletlere irse revâdır

Medîne ehline cevr eyleyenler

Sa'âdet bulmaz anlar eşkıyâdır

Medîne ehliniñ ayağı tozı

Bu Kuddûsî gözine tûtiyâdır

732

Bu pendi okuyub tutan kişiler evliyadir

İnan kardaş ki ma'nâ-yı hadîs-i Mustafâdır

Kitâbda bu hadîsi göricek ihvâna yazdım

Gerekdir bize çün kavl-i Resûl-i Müctebâdır

Su'âl itdiler andan ümmetin eşrârı kimdir

Buyurdı ol sa'âdetle ki eşrâr ağniyâdır

Murâd bil ağniyâdan hırs-ıla dünyâ sevenler

Mahabbet eyleyen ol cîfeye Hakdan cüdâdır

Zarar virmez helâl mâl sevmeyüb hırs itmedükce

Anı sen sevme Kuddûsî di mahbûbım Hudâdır

Page 360: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

360

733

Dimiş ki Resul mü'mine mir'ât-ı Hudâdır

Şükr eyle birâder bu fazîlet çü sanadır

îmânını tevhîd ile tecdîde devâm it

O1 cisme şifâ ruha safâ kalbe cilâdır

Sa'y eyleyüben leyl ü nehâr 'ârif-i zât ol

Bil ma'rifeti sâlike bir tuhfe 'atâdır

Hak olur imiş zákiriniñ çünki celîsi

Olsun dir iseñ saña celîs anı anadır

Tîz kalbe tolar 'ışk-ı Hudâ zikr-ile zinhâr

Kuddûsîye de zikr-i şerîf ulu nevâdır

734

'Âşıklara 'ışkın elemi zevk u safâdır

Zann eyleme bu 'ışkı ki beyhude hevâdır

Hor bakma sakın 'âşık-ı rüsvâ-yı cihâna

Ol ma'nîde sultân velî sûretde gedâdır

Mü'min aña dirler ki ola ma'rifet anda

'İrfânı aniñ kim yoğ-ısa nâra sezâdır

Bu ma'rifetiñ mâyesidir cezbe-i Rahmân

Tahsîl idegör anı ki derdiñe devâdır

Sen dirseñ eğer cezbeyi ben kande bulayım

Bil aña sebeb leyi ü nehâr zikr-i Hudâdır

Mağrûr oluban zühdiñe dûr olma bu 'ışkdan

Ey zâhid-i mağbûn emeğin yohsa hebâdır

Kuddûsîye Hak 'ışkı vire 'âbide cennet

Matlûbı anıfi 'ışk-ı Hudâ terk-i sivâdır

735

Salâ 'uşşâk-ı cânâne visâlin şimdi çağıdır

Tağıtmış zülfini gûyâ o sayyâdın tuzağıdır

Mülâzım olmışuz dâ'im kapusında koyub başlar

O yârin âsitânı çünki 'âşıklar turağıdır

Biz ol deryâ-ı 'ışk içre gezer mâhîleriz gûyâ

Bu ni'metler bizi sayd itmek içün özge ağıdır

O bir dilber ki 'âlem halkı olmış hüsnine hayrân

Bizi mest eyleyen ol gül ruh-ıla al yanağıdır

Bu Kuddûsîye Kulluk tarzını 'ışk eyledi ta'lîm

Page 361: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

361

Anın üstâdı oldı 'ışk u ol 'ışkın çerâğıdır

736

Senden özge ey Hudâ Perverdigârım var mıdır

Rızkımı dâ'im virir bir Kird-gârım var mıdır

Cümle mahlûkâtı sensin besleyen leyl ü nehâr

Yâ benim bir gayrı cömerd şehr-yârım var mıdır

Çünki ben yitmiş sekiz yaşında haste kocayım

Hâlimi bilüb gelüb her dem sorarım var mıdır

Pes garîb oldum vatanda sen terahhum kıl baña

Sen eğer rahm itmez iseñ kâr-güzârım var mıdır

Zikrine meşgul bu Kuddûsî marîz ise dahi

Dir seniñ zikrin gibi bir yâr-ı gârım var mıdır

737

Bir hûba 'aşık olmışam ki cümle halk hayranıdır '

Işkın şarâbın nûş idenler tâ ebed mestânıdır

Her kimi cezb itdi ise geçdi sivâsından anın

Nicé selâtîn-i cihân ol cezbeniñ 'uryânıdır

Keşf ü kerâmet ile ma'rûflar gurûr u 'ucb idüb

Dostdan cüdâ oldı çü mu'cibler anın düşmânıdır

Yazmak okumak bilmeyen ümmîleri kıldı velî

Nice koyun güden çobanlar ol şehin yârânıdır

Şart-ıla kulluk eyleyen 'ubbâdı matrûd eyledi

İblîs ü Bersîsâ vü Bel'am dûzah-ı sükkânıdır

Anlarda 'ışk u cezbe çünki yok imiş bil ey ahî '

Işksız 'ibâdet eyleyen Hak râhının nâdânıdır

Hâsıl olur 'ışk-ıla tîz kalbde hulûs bî-şekk ü reyb '

Âbidde ihlâs olmadıkça heb işi şeytânîdir

'Işk zikr-ile hâsıl olur aña çalışub 'âşık ol

Maksûdı ancak 'âşıkın pes rü'yet-i cânânıdır

Tevhîd imiş hem cümle zikriñ efdali itme gümân

Zîrâ anı diyen cemî'-i enbiyâ sultânıdır

Mevlâ bu nutkı eyledi ilhâm fakîr Kuddûsîye

Zâhid güzâf zann itmesün anı kamu Rahmânîdir

738

Çün Muhammed cümle halkın aslı Hakkın yâridir

Hem resûl-i ins ü cin peygamberân serdârıdır

Page 362: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

362

Nûrını evvel yaratmış cümle mahlûkdan Hudâ

Hâlikın ol Mustafâ vü Ahmed-i Muhtârıdır

Andan özge baş göziyle kimse Hakkı görmedi

Ol anın mahbûbıdur hem 'âşık-ı dîdârıdır

Evvelîn ü âhirinin 'ilmini virmiş aña

Kird-gârm 'ârifi hem 'âlim-i esrârıdır

Buldılar gamdan selâmet enbiyâ ol şâh-ıla

Dû cihânda çâresiz kalanlanın ol çârıdır

'İllet-i gâ'iyye-i kevn ü mekândır şübhesiz

Halk-ı 'âlem bâ'isi hem cümleniñ sâlârıdır

Rûz u şeb şevk-ıla Kuddûsî ider âh u figân

Bu garîb müştâk hezârm ol gül-i gülzârıdır

739

Beni dîvâne kılan bir güzelin behcetidir

Gice gündüz hemân andan dileğim vuslatıdır

Nice demler kapusında idüben âh u figân

İki gözümden akan yaş sebeb-i firkatidir

Bu cihânı baña zindân iden 'ışkıdır aniñ

Başıma halkı üşüren bu cünûn 'illetidir

Nideyim kalmadı hergiz tâkatim sabra benim '

Aşık-ı'bîçârenin âh u figân 'âdetidir

Baña ta'n eyleyeniñ yok mıdır iz'ânı 'aceb

Ki sebeb vecdime dâ'im dilimiñ hayretidir

Tarab eyler oda yanan taş ata sûfî hemân

Düşiren anı gurura bî-hulûs tâ'atidir

'Ameliñ rûhı çün ihlâs ansız olur bilgi hebâ

Nâsı müflis iden ancak nâs ile ülfetidir

İdegör Kuddûsîyâ ünsiyet ol yâr ile çün

Kulı Mevlâya yakın eyleyen ünsiyyetidir

740

Dünyâya gönül virme ki vîrân olacakdır

Heb cümle gidüb Vâhid-i bî-çûn kalacakdır

Fırsat eliñe girmiş iken eyleme gel fevt

Cânlar alıcı cânını bir gün alacakdır

Pes 'âleme hükm idici sultân dahi olsañ

Kabr içre girüb gozleriñe hâk tolacakdır

Page 363: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

363

Her kim ki anadan toğuban geldi cihâna

Âhir anı mevt zîr-i zemîne salacakdır

Pek sevdiceğin sîm ü zeri mülk ü metâ'ı

Hak sevmediğin várisiñe mâl kılacakdır

Fânî evini tezyîn idüb bağlama dil çün

Bir gün ola ki ıssı gidüb yıkılacakdır

Kuddûsî-yi bî-çâre sivâ koyma gönülde

Ağyârı koyan yârini zîrâ bulacakdır

741

'Âşık olanın kalbi mücellâ yüzi akdır

Var sen de hemân cânını 'ışk odına yakdır

Bu hufret-i sugrâda telef olmada zevk yok

Ceyhun oluban bahr-i muhîte yüri akdır

'Ubbâda Hudâ virdiği dem hûr u cinânı

'Işk ehline emr ide ki sen yüzime bakdır

Yok fâ'ide hîç zâhide vasf eyleme 'ışkı

Çün kalbi anın bil ki hacerden katırakdır

'Işk atına kim bindi ise irdi murâda

Kuddûsî hemân bin yola git menzil ırakdır

742

Ma'şûkına 'âşık irince mest-i lâ-ya'kıl olur '

Işkın virüb ma'şûkı ol bî-çârenin 'aklın alır

Hîc iltifât itmez anın ağyârına görmez gözi

Her kande bakarsa anı anda görüb hayrân kalır

Pervâne-veş 'ışk odına yanub ider cânın fedâ

Yanmakda eyler iftihâr çün kalbi hoş lezzet bulur

Başlar anı zikr itmeye turmaz hemân leyi ü nehâr

Bülbül gibi feryâd ide ide çıkub rûhı ölür

Kuddûsiyâ gel sen de 'ışk âteşine yan ol mahıv '

Âşık olan ma'şûkının yolunda mahv olsa nolur

743

Tıfl iken zâhid henüz bu yolda şâb oldum sanır

Özini tanımayub 'âlî-cenâb oldum sanır

Mekteb-i 'irfâna girüb ebcedi öğrenmemiş '

İlm-i zâhir okumakla feyz-yâb oldum sanır

Hîç karınca idebilür mi meges-veş irtifâ'

Ki kanatlanınca ol miskîn zübâb oldum sanır

Page 364: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

364

Perde-i zühd-ile mahcûb olmış ol nâdân hemîn

Bilmeyüben nâ'il-i ecr ü sevâb oldum sanır

Nâgehân bir meclis-i 'ışka girer ise eğer

Bir kebîre irtikâb itdim harâb oldum sanır

Zerre-i nâçîz iken 'ucb u gurûra düşüben

Müdde'î bî-behre gûyâ âfitâb oldum sanır

Ma'rifetden nokta yok kalbinde Kuddûsîleyin

Kurılub sadr-ı mecâlisde lübâb oldum sanır

744

'Âşıka 'ışkın odına her ân yanmak yaraşır

Dest-i sâkîden hamn nûş idüb kanmak yaraşır

İltifât itmek çün harâm dostın mâsivâsına

İki cihânın ni'metinden usanmak yaraşır

Nakkâşa müştâk olan nukûşa hergiz aldanmaz

Ancak nisâya dürlü nakşa aldanmak yaraşır

Gerçek erenler hırka içinde gizlü selâtîn '

Ârife dünyâ kılletine katlanmak yaraşır

Mevti çok yâd it kalbin uyansun hâb-ı gafletden

Yol mahûf uzak sana erken uyanmak yaraşır

'llm-i nebîye vâris olan hîç sihre inanmaz

Câhile sihr-i sehhâreye inanmak yaraşır

Turma Kuddûsî ol zikre meşgûl ma'rifet kazan

Bize çalışub 'ışk u 'irfân kazanmak yaraşır

745

Bilmeyüb nakkâşı dâ'im nakşa bakmak nice bir

Su gibi mâyi' olub ingine akmak nice bir

Rûz u şeb tevhide meşgûl ol ki Hakkı bilesin

Eyleyüb dünyâyı ta'mîr dîni yıkmak nice bir

Sa'yı mikdân bulur feyzi kişi çalış hemân

Gaflet-ile harmen-i 'ömrini yakmak nice bir

'Işk-ı Mevlâ zikr-ile kalbe tolar deryâleyin

Dil serâyına sivâ-yı şâhı tıkmak nice bir

Gâfıl olma bir nefes Kuddûsîyâ usanma hem

Zikr-i Kuddûsdan behey dîvâne bıkmak nice bir

746

Nice bir bu elem-i firkat-i dildâr nice bir

Page 365: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

365

Nice bir bu keder-i ülfet-i ağyâr nice bir

Bize olur mı müyesser 'aceb ol şâha visâl

Nice bir bu kesel ü gaflet ü evzâr nice bir

Kaçalım halk-ı zemândan gidelim Hakka hemîn

Nice bir bu fukarâya buğz u inkâr nice bir

Kâdiriyyü'l-vakt olalım gidelim yolımıza

Nice bir bu hubb-ı dünyâ cem'-i dînâr nice bir

Geliyor mâh-ı Muharrem kabanr nefs-i Yezîd

Nice bir bu it gibi hırıltı her bâr nice bir

Yanına varanı kapar şol kudurmış kelb gibi

Nice bir bu sitem ü cevr-i sitem-kâr nice bir

Ki bu aylar gelicek ta'na cesâret ider ol

Nice bir bu gazab u hışmet ü evzâr nice bir

Eylemez gayre şikâyet Tenrisin 'ârif olan

Nice bir bu nâsa şekvâ hâli iş'âr nice bir

İdelim şevk-ıla zikri çalalım tabi u kudüm

Nice bir bu hazer ü havf u riyâ 'âr nice bir

Yolumuz Hazret-i Geylânî yolı çünki bizim

Nice bir bu bize hor bakdılar anlar nice bir

Biz anın işiğinin bendesiyüz ez-dil ü cân

Nice bir bu bende-i nefs-ile bâzâr nice bir

Nice bir fâsıkı sâlih sanuban sevdiğimiz

Nice bir bu 'amel-i bâtılı ızmâr nice bir

Yiridür ehl-i nifâkın derk-i esfel didi Hak

Nice bir bu şerri ızmâr hayrı izhâr nice bir

O münâfık bizi aldadığını Tenri bilür

Nice bir bu garaz-ı fâsidi iksâr nice bir

Virdi Kuddûsîye nefret mâsivâ endîşesi

Nice bir bu mâsivâya meyle ısrâr nice bir

747

Ey Kâdir ü Hâdî beni bu kîl ile kâlden geçir

Mest-i müdâm it dâ'imâ ağyâra ikbâlden geçir

Varlık sana mahsûs hemân yokluk benim hâlim-durur

Toldır içime 'ışkını pes cümle işgâlden geçir

Unudayın iki cihânın devletin gidem sana

Şol ibn-i Edhem-veş kamu evlâd u emvâlden geçir

Page 366: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

366

Kıl fazl u lutfınla gürûh-ı 'ârifândan ey Lâtîf

Bu bî-hulûs-ı takvâdan 'ilm-ile a'mâlden geçir

Dostun Muhammed hürmetine bu garîb Kuddûsîyi

Mevzun kelâm inşâ ile i'câb u imlâlden geçir

748

Şehâdet eylerem hakkâ ki Hâlik Ferd ü Ahaddir

Bu mevcûdâtı mûcid ol hemîn Hallâk u Vâhiddir

Şerîki yok nazîri yok vezîri yok nasîri yok

Şerîki var diyen müşrik-durur çün hakkı câhiddir

Şerîki olsa idi mülk nizâm bulmaz idi bir dem

Anı bir bilmeyen mü'min değil îmânı fâsiddir

Bu mahlûkât yoğ-iken var idi ol Kâdir ü Kayyûm

Ne bilsün Hâlikın gâfil ki anın tab'ı câmiddir

Hemân zikr eyle Kuddûsî dilinden kesme tevhidi

Sülük ehline tevhîd şübhesiz kuvvetli mürşiddir

749

Bize sûfî buğz idermiş zikr-i Yâ Hûya ne dir

Gönlümüzde çağlayub coşub akan cûya ne dir

Tolanub pervâne-veş etrâf-ı şem'i şevk-ıla

Ateşe yanmağa itdikleri ârzûya ne dir

'Aşıkın gitmez hayâlinden cemâli yârinin

Gözine ol derd-mendin görinen rüya ne dir

Çalınub tabl u kudüm ney Allah Allah diyicek

Rikkat-i kalb-ile gözden dökilen suya ne dir

Ta'n ider Kuddûsîye münkir tarab eyler diyü

Dost ilinden şol sabâ ile gelen bûya ne dir

750

Cezbe mi 'ışk mı cünûn mı bilmezem bu hâl nedir

İdemem idrâk Hudânın sevdiği a'mâl nedir

Kulluğa yitmez gücüm hergiz cevârihle bugün

Oluben mahzûn direm bu kıldığım ihmâl nedir

Bendeye lâyık olan Mevlâsına hıdmet imiş

Hıdmete yok iktidârım yâ bu gökçek fâl nedir

Eyledim çünki tefe'ül geldi 'ışk yahşi baña

Câhil iken yazdığım bu vezn-ile akvâl nedir

Hem koca hem haste hem meczûb bu Kuddûsî fakîr

Page 367: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

367

Pes zemânın halkını itdiği istiskâl nedir

751

'Işk beni dîvâne kıldı bilmez oldum 'âr nedir

Var ise gel söyle zâhid bundan a'lâ kâr nedir

Urdı bu 'ışk bağrıma bir yâre ki tîmârı yok

Sen tabîb-i hâzık iseñ di aña tîmâr nedir

Görelim göster bize bir dîni bütün Müslimân

Sen de dirsin Müslimem biliñdeki zünnâr nedir

Yârdan özge her ne ki goñlüñde var zünnârdır ol

Fehm idebilmezsin aslâ yâr nedir ağyâr nedir

Sâlikifi sermâyesi 'ışkdur sülük ansız muhâl

Çünki 'âbid bilemez dîdâr nedir dîvâr nedir

Şol kişi kim gönline 'ışk tolmadı deryâ-misâl

Her kimi görse sorar bu 'ışkdaki esrâr nedir

Zevk ile ma'lûm olur ancak bu 'ışkın lezzeti

Tatmayan fark idebilmez bal nedir âher nedir

Şükr-i bî-had Teñriye kim 'ışkı bahş itdi bize

Anlamaz bî-'ışk olanlar dost-ıla bâzâr nedir

Ol sanur ki kâl ile fehm olınur esrâr-ı 'ışk

Göz görür mi 'âşıkın içindeki envâr nedir

Yandı Kuddûsî bugün 'ışk odına oldı remâd

Eylemez ârzû-yı cennet bilemez hem nâr nedir

752

Avâmın dürlü hânından bize kuru çörek yeğdir

Yimekden şübheli helvâ şa'îr ü mercimek yeğdir

Ta'âm-ı ağniyâda gerçi var kesret velâkin bil

İder ifsâd bizi kesret kanâ'at eylemek yeğdir

Olısar çok yimekden çok maraz hâsıl işit kardaş

Tabîb-i hâzıkın sözi budur ki az yimek yeğdir

Behâ'imden nedir farkın haber vir var ise fehmin

Eğer inşân isen düşün ki pek çok yimemek yeğdir

Hudâ her ne virir ise yiyüb şükr eyle Kuddûsî

Ki râzî olmışam taksîm-i Rezzâk eylemek yeğdir

753

Aşüfte kılan bizi güzeller güzelidir '

Âşıklığımız şimdi değil tâ ezelîdir

Page 368: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

368

Medh eyleme vâ'iz bize sen hür-ı cinânı

Ağyâra meyil eyleyeni bil ki delidir

Enîs-i Izidiz dâ'imen çünki anınla

Dil virmişüz ol dilbere kim lem-yezelîdir

Zann eyleme zâhid bizi kendin gibi mağbûn

Zîrâ yolumuz iki cihân fahri yoludur

Dört yoldur anın açdığı yollar bize ammâ

Gizlü kimisi dahi sa'b kimi celîdir

Biz bir yola girdik ki gider aña mecâzib

Anları gören dir ki cihân mübtezelidir

Cezb itdi Hudâ bizi hemîn 'ışkını virdi

Bildik ki çeken bizi aniñ kudret elidir

Sûretde hakirdir bu gürûh gerçi velîkin

Her biri hakîkatde Hudâ dostı velîdir

Fazlıyla bu Kuddûsîyi cezb eyledi Kuddûs

Miskin ü zelîl 'âşık-ı bî-çâre kulıdır

754

Bir dilberi sevdim ki cihânın güzelidir

Dil virdim aña 'ışk-ıla 'ahdim ezelîdir

Lutf u keremi fazl u 'atâsı katî çokdur

Bulunmaz aniñ misli ki bir bî-bedelîdir

Dil hânesini yıkdı harâb eyledi bu 'ışk

Geldi baña bu derd ki o yâri sevelidir

Rahm eylemez ağladığına záhidiñ ol yâr

Bilür ki kamu dökdiği yaşlar 'amelîdir

Mahrum mı kalur bî'at iden 'ışk-ı 'azîze

Hırmânına bâ'is fukarânm keselidir

'Âşık aña dirler ide terk gayriyi dostiñ

Şol cennet içtin sa'y ideni bil ki delidir

Kuddûsîye 'ışk Nahnü kasemnâda virildi

'Âşıklığı rü'yet-i nigârı görelidir

755

Ehl-i 'ışka nâr-ı 'ışk bâl u şekerden tatlıdır '

Âşık-ı Mevlâya 'ışkın zahmeti lezzetlidir

'Işk odı yakub zer-i hâlis gibi sâfî kılar

Anlar içtin 'ışk u cezbe sahibi kuvvetlidir

Page 369: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

369

Zikr-ile hâsıl olur 'ışk rûz u şeb sa'y it aña '

Abidiñ 'ışksız 'ibâdâtı kamu âfetlidir

Cümle zikriñ efdali tevhîd dimiş şâh-ı rüsül

Dû cihânda anı iksâr eyleyen 'izzetlidir

Cân u dilden diñle Kuddûsî sözin tut ey ahî

Bu sözi her kim tutar başı anın devletlidir

756

İktirâb itdi kıyâmet havf u haşyet vaktidir

Bilmiş ol zinhâr Hicâza 'azm-i hicret vaktidir

Medrese mescid binâ itmek hamâkatdır bugün

Çekdiğin zahmet hebâ hep çünki rihlet vaktidir

Mâlını itlâf u isrâf eyleme tut sözimi

Dirhem ü dînâra şimdi mess ü hâcet vaktidir

Cümle ümmet kor gider mülk ü esâs-ı beytini

Yüce eyvan yapmagıl sanma sefâhat vaktidir

Pes kıyâs itme bu vakti başka evkâta sakın

Her kişi itdikleri cürme nedâmet vaktidir

Çok mesâcid yok namâzını huzûr-ıla kılan

Hâlbuki bu gün tazarru'la 'ibâdet vaktidir

Eyle istiğfâr gözünden yaş yirine kan döküb

Bu zemânda çok 'alâmetler kıyâmet vaktidir

İttifâkîdir kıyâmet olması bil kâ'ime

Dört yüz-ile beş yüzüñ beyninde gamret vaktidir

'Aklını dir başıfia terk eyle dünyâ zînetin

Hoş bilür 'âkil olanlar terk-i zînet vaktidir

Eyle Rezzâka tevekkül nzk-ıla oldur zamîn

Virdiğine kâni' ol sabr u kanâ'at vaktidir

Tut bu Kuddûsî fakíriñ nushını sen ey püser

Ataniñ evlâdına zîrâ nasihat vaktidir

757

'Işkın meyine kanmayanm kârı keseldir

Zühdine gurûr eyleyeniñ işi dageldir

Savm-ıla salâtında eğer yoğ-ısa ihlâs

Heb saña vebâl oldı anı sanma 'ameldir

Var kalbini pâk eyleyegör kibr ü riyâdan

Çün müşrik olan kişi behâ'imden adaldir

Page 370: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

370

Gerçi bu sözüm zâhide acıdır ağudan

'İrfanı olan kişilere kand ü 'aseldir

Kuddûsîye ilhâm-ı Hudâ oldı bu iş'âr

Sen eyle te'emmül anı kim hoşça gazeldir

758

Hudânın birliğine halk-ı 'âlem heb delildir

Şerîki yok mu'îni yok Ahad Ferd ü Celîldir

Eğer olsa idi iki bu mülk olmazdı ma'mûr

Bu mülkin mâlikin bir bilmeyen müşrik rezîldir

Seni bir nutfe iken ahsen-i hey'etde kıldı

Bilürsin aslını bî-şübhe kim mâ-yi kalîldir

Kıyâs eyle kamu mahlûkı saña kıl tefekkür

Anı bir bilmeye zîrâ tefekkür hoş sebildir

Tolar kalbe tefekkür itmek ile cezbe-i 'ışk

Gidilmez 'ışka cezbe olmayınca yol mehildir

Diliñden kesme tevhidi gice gündüz devâm it

Kulacı ehl-i tevhîdifi çıkar 'arşa tavîldir

Resülullah 'Alîye anı telkîn eylemiş bil

Gözüm nûrı çalış tevhide çün nef'i cezîldir

Bu Kuddûsî fakíriñ tut sözini ey 'azîzim

Tevekkül eyle Mevlâya ki ol saña vekildir

759

Zuhûr-ı Hazret-i Mehdî zemânı bil yakındır

Nebí Isâ nüzûl vakti hem ol vakte karîndir

Kıyâmet iktirâb itdi dimiş l^ur'ânda Mevlâ

Resûle anı inzâl eyleyen Rûhü'l-Emîndir

Anın dört yüz ile beş yüz arasında kıyâmı

Dimişlerehl-i 'ilmiñ cümlesi emr-i mübîndir

Sene biñ iki yüz elli tokuzdur şimdi târîh

Çekilmek vakti mü'minler Hicâza müstebîndir

Cehâlet zulmeti yir yüzini itdi ihâta

Ki 'ilmiñ tâlibi az ekser-i nâs câhilindir

Havâs gizlendiler çünki bilinmez oldı şimdi

Mukallid müdde'î nâdân ü gâfıl post-nişîndir

'Avâmm ekseri 'uşşâk-ı Hakka buğz iderler

Hudâ zâkirlerine zâhid-i bî-'ışk mühîndir

Page 371: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

371

Halîfe bir diyânetlü velîyullah kişi hem

Du'âcısı amfi ehl-i semâvât u zemindir

Adı ' Abdülmecîddür ol 'azíziñ it muhabbet

Muhibbi ol mu'azzî çünki Rabbü'l-'âlemîndir

Anı her kim sever ise olur mahbûb-ı Yezdân

Dahi iki cihânda cümle âfâtdan emîndir

İhânet eyleyen aña olur makhûr u magzûb

Çün ol bu ümmet-i melhûfeye çâr-ı güzîndir

Eğer olmasa bir gün ol uyanur fitne derhâl

Fesâd ile cihân toldı cehennem-veş sahîndir

Bize hem vâcib olmışdur o şâh-ı 'âlem içün

İtâ'at u du'â zîrâ şi'âr-ı mü'minîndir

Sakın nazm itdi Kuddûsî bum sun'-ıla sanma

Anı bil şöyle kim Hallâk-ı mahlûkât Mu'îndir

760

Tut yâ Gıyâse'l-müstagîsîn destimi ol dest-gîr

Cismim nahîf sinnim kesîr cürmüm 'azîm cirmim sagîr

Mekrûbları tefrîc iden sensin muhakkak bî-gümân

îki cihânda it baña sen 'avn u nusret ey Nasîr

Nâsdan kaçub itdim saña ikbâl bugün lâkin benim

Yok râhatım leyi ü nehâr işim katî oldı 'asîr

Toprakda biñ yıl yatmadan bir kerre tevhîd yeğ-durur

Mevti temenniden bizi nehy eylemiş dostuñ beşîr

Rahm itmeyüb halk-ı zemân ben haste vü bî-çâreye

Haml-i sakîl tahmîl iderler dimeyüb koca fakîr

İtsem ifâde hâlimi kimse inanmaz sözime

Her kim ki başı ağrısa baña gelüb sıklet virir

Hicret nebîler sünneti gerçi velâkin 'âcizem

Saña 'ayân hâlim benim çün sen 'Alimsin hem Basîr

Lutf eyleyüb rahm eyleyüb 'afv eyleyüb setr it beni

Zîrâ bi-küllî şey'e sensin şübhesiz Rabb u Kadîr

Gökden iner esmâ yoğ-ısa da liyâkat bende hîç

Virdiñ çü Kuddûsî adın kıldın beni aña cedîr

761

Saña çok didim ey zâhid bu fursatlar gider âhir

Bu kuvvetler şecâ'atler bu sıhhatler gider âhir

Page 372: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

372

Yaratmışdur bizi Hallâk-ı halk kulluk içün hemîn

Bu mansıblar bu rif atler bu 'izzetler gider âhir

Kıvanma hîç bu zâ'il dirliğe mevt var emâmında

Gelür ol lâ-cerem cümle halâvetler gider âhir

Bakan gözler tutan eller kamu endâm bozılur hem

Bu şevketler bu savletler bu haşmetlar gider âhir

İder pervâz cesedden cân olur nâzik beden cîfe

Bu cünbişler bu ferhatler bu 'işretler gider âhir

Virir mühlet saña Mevlâ sakın ihmâl ider sanma

İder mevt rihleti ta'cîl bu mühletler gider âhir

Tekebbürden gurûrdan ictinâb eyle tevâzu' kıl

Bu gılzetler tefâhürler sa'âdetler gider âhir

Çıkarma mevti kalbinden hemîn it zikrini ekser

Bu kesretler bu ülfetler bu ni'metler gider âhir

Yıkar lezzetleri ölüm olur rü'yâ gibi cümle

Bu râhatlar bu şehvetler bu lezzetler gider âhir

Sözin tut gel bu Kuddûsî fakirin zikre meşgûl ol

Ki bu yıllar bu aylar heb bu sâ'atler gider âhir

762

'Aceb olur mı bir dem kim olam dost yüzine nâzır

Unutdum cennetin hür u kusûrın oluban sâkir

Girüben cennetü'r-Rıdvâna kalam tâ ebed anda

Olub ol bî-nazîr hûba visâle râzî vü şâkir

Değilem gerçi ben lâyık velâkin olmazam kânıt

Ümîdi kat' iden Hak rahmetinden olısar kâfir

Girenler cennete zîrâ girerler cümle rahmetle

Hadîs-i Mustafâdır bu sakın olma aña münkir

Baña bu maksad-ı aksâ virirse ol Ganî Vehhâb

Sivâsına nazar itmem oluram hâ'ir ü bâ'ir

Ana rahminde itmişem anı tevhîd ü takdîs men

Geçirdim 'ömrimi zikriyle aniñ oluban zâkir

İder ma'şûkınıfi yâd ismini 'âşık unutmaz hîç

Gice gündüz iderem zikrini pes olmazam fâtır

Olubdur 'âşık-ı tevvâkı ol húbiñ bu Kuddûsî

Visâlini umub olur beher an zikrini müksir

763

Page 373: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

373

Vakt olur bu gönlime bir cezbe Rahmândan gelir

Sanuram ki berk-ı hâtıf çerh-ı devrândan gelir

'Aklımı Tâtâr-ı 'ışkı yârimin yağmaladı

Yahşi kem her ne gelürse kula sultândan gelir

Derdime dermân umarken derdimi artdırdı dost

Añladim ki derd-i gam ârzû-yı dermândan gelir

Bağrıma kâr eyledi şol kez bu 'ışkın tîri kim

Kalmadı cismimde tâkat acısı cândan gelir

Bahr-ı 'ışka taldı gönlüm dürr-i 'irfân bulmağa

Dürr-i meknûn çün sadef içinde 'ummândan gelir

Dürr-i meknûnın eğer aslını bilem dir iseñ

Balığın ağzına düşer katre bârândan gelir

Olamaz her âb-ı bârân dürr-i meknûn mutlakâ

Hikmet-i Hallâk-ıla ol âb-ı nîsândan gelir

Her türâb altun olur mı ateşe yakmağ-ıla

Himmet-i üstâd-ile aslı anın kândan gelir

Cezbe yükine tahammül eyle Kuddûsî hemân

Bir ulu devletdir ol kim câna cânândan gelir

764

Baña rahm itseñ Kerîmâ rahmetin mi eksilir

Çünki Rahmân oldığını halk-ı 'âlem heb bilir

Eyledim ben gerçi bî-had bî-hisâb cürm ü hatâ

Sen ki Gaffâr u Ganîsin fazla noksân mı gelir

Sen 'atâ itdiñ ezel bezminde îmânı baña

Zu'm ider vâ'iz ki 'isyân ile îmân bozulur

Bir gurura düşmiş ol miskîn bahadırlık satar

Râh-ı Hakka gitse bir dem yorgun at gibi solur

Halka va'zı cem'-i mâl itmek içün eyler hemân

İl atar tutub sözini kendisi kapub alır

Dahi ider 'âşıkların zikr ü semâ' u vecdine

Meclis-i gaybetde gûyâ bülbül-i handân olur

Söylenür 'âdet kadîmden meyl ider cins cinsine

Ehl-i 'ışk 'uşşâkı münkir münkiri arar bulur

Geç bu Kuddûsî günâh-kârın suçından çünki sen

Hem Rahimsin hem Halimsin hem Sabûrsın hem Gafûr

765

Page 374: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

374

Senden özge hâlimi ey Rabb u Rahmân kim bilir

Eylesem de gice gündüz âh u efgân kim bilir

Cümle 'âlem halkı baña merhamet itse dahi

Bilemez hâlimi (ki) derdime dermân kim bilir

Eylemiş 'ilmiñ ihâta çün be-küllî şeyleri

Pes benim matlûbımı ihsânı her an kim bilir

Olmışam muhtâc bugün eyle telattuf yâ Latîf

Yoksa baña lutfı ey Vehhâb u Mennân kim bilir

İtdi Kuddûsî tevessül ol habíbiñle saña

Sensin ancak müşkilâtı hall ü âsân kim bilir

766

Çün ey Hudâ muztarlara sensin Mugís ü dest-gîr

Kaldım bugün nâçâr u muhtâc u garîb ü haste pîr

Sen rahm u rıfk eyle baña hâlim perîşân el-emân

Gam-nâk ü melhûf olmışam sensin Habîr dahi Basîr

Sensin cemî'-i ráhimíniñ erhami hem ekremi

Geldim kapuña sâ'ilem matlûbımı fazliñla vir

Seksen iki yıl her murâdımı sen ihsân eylediñ

Bu gün dahi lutf eyleyüb vir 'âfiyet kılma hakîr

Dûr itme Kuddûsî gedâyı hoş nazardan bir nefes

Hem mağfiret eyle anı hem emriñi kılgıl yesîr

767

Mahbûs-ı bâtın olmışam ma'lûm saña çün ey

Habîr 'ílmiñ muhît her şey'i 'Allâmu'l-Guyûbsın hem Basîr

Sen ráhimíniñ erhamisin rahmetiñ evsa'-durur

Rahm it baña oldum bugün muhtâc marîz 'abd-i hakîr

Ehl ü 'ıyâl evlâd ü ahfâd akrabâ heb 'âcizân

Anlara hem baña sen ol iki cihânda dest-gîr

Seksen ikidir pes yaşım cismim nahîf sıbyânleyin

Şâh merhamet re'fet ider 'abdi olursa haste pîr

Çok mihneti yok râhatı Kuddûsî-yi bîçârenin

Hem mağfiret hem nusret it ol kocaya sen ey Nasîr

768

Bir güzeliñ 'âşıkıyam ki aña yok misi ü nazîr

Vuslatını ârzûlaram hicri beni itdi hasîr

Virdim aña varımı heb eyleyüben anı taleb

Girmeye 'ışk oldı sebeb çünki firâk emr-i 'asîr

Page 375: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

375

'Işkına dil düşeliden cân u tene geldi vehen

Oldı harâb burc-ı beden kıldı beni derdi 'asîr

Goñlime 'ışk virdi safâ rûhıma hem oldı gıdâ

Buldum anı derde devâ hükmi kavî nef'i kesîr

Her kim aña oldı şikâr dünyâ olub başına tar

Eylemez ol kibr ti vakâr çünki olur hor u hakîr

Havf u recâ bilmez olur 'âr u hayâ bilmez olur '

Iyş u safâ bilmez olur dir aña nâs merd-i fakır

Ol ise bir şâh-ı cihân köhne pelâs içre nihân '

Ârif-i zât kutb-ı zemân vâsıl-ı Yezdân u Kebîr

Gel sözimi diñle dedem virme bu Kuddûsîye gam

Yahşidir 'ışk gayrisi kem gayrı ko 'ışk bahrine gir

769

Cirmim sagîr cürmüm kebîr 'ömrüm kasîr emrim 'asîr

Cismim 'alîl hamlim sakîl 'aklım kalîl 'ıyşım kesîr

Hak 'ışkını virdi baña pes 'âşık olmışam aña

Ol bir güzel ma'şûk-durur ki yok aña misi ü nazîr

Takdîri hoş tedbîri hoş her işi hoş bir pâdişâh

Bu cümle halkı yaradan Hallâk u Cebbâr u Kadîr

İsmi Kerîmdir hem Halîm ü râhimînin erhami '

İlmi kamu şey'i muhît ol Rabb u 'Allâm u Habîr

Hem altı günde gökler-ile yirleri halk eyleyen

Oldur bu mülkiñ mâliki ortağı yokdur çünki bir

Bir anda kün dise olur idi kamusı var hemîn

Kullarına ta'lîm içün itmiş bu fi'li ol Nasîr

Her bir güni biñ yıl imiş ol günleriñ işit ahi Kâdir

Kavî hem Muktedir aña olur güç iş yesîr

Yetmiş sekiz yaşında bir câhil iken Kuddûsîye

Bu nazmı ilhâm eyledi ol ise bir meczûb fakîr

770

Helâl me'kil ider imiş kişinin kalbini tenvîr

Harâm ider imiş inşânı kurd kablan veyâhûd şîr

Olur arslan gibi şerîr kaçar andan kamu mahlûk

Eğer inşân eğer hayvân kimi bulursa yıkar yir

İlâhî it baña ihsân helâl rızık hazíneñden

Bilürsin çok 'ıyâl evlâd helâlından rızıklar vir

Page 376: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

376

Baña gösterme dâreynde meşakkat gussa gam hergiz

Bilürsin pîr-i fânî hasteyem it yolum teysîr

Tahammül idemez ekdâra Kuddûsîye rahm eyle

Ki vîrân kalbini anm hemîn it lutf-ıla ta'mîr

771

Beyhude sanub eyleme zâhid bizi tahkîr

Çün itdi bizim göfilümizi 'ışk-ıla tenvîr

Nûş eylemişüz rûz-ı ezelde tolu câmı

Dost cezb idüben kıldı bizi kendine teshîr

Virmiş size ol günde hemân zühd-ile 'ucbı

Hoş geldi bize eylemesi 'ışkını takdîr

Var fakre rızâmız ideriz fahr u mübâhât

Mevlâ fukarâ zümresine itdi bizi mîr

Ol rızkımıza çünki zamîn eylemeyiz şekk

Esbâb-ı ma'âşî ider ol lutf-ıla teysîr

Hakdan diledi Şâh-ı rüsül olmağı miskîn

Eyler idi miskinlere in'âm-ıla tevkîr

Pes hirfetimiz vecd ü tarab zikr ü tevekkül

Bu râha tevâzu' idüben sen dahi gel gir

Kuddûsîye hem eyle meveddet ki olubdur

Bir 'âşık-ı Hak mest-i müdâm bağrı yanık pîr

772

Ey bâd-ı sabâ 'ışkımı cânâna haber vir

Hem itdiğini hasreti bu câna haber vir

Heb başıma bir bir geleni eyle ifâde

Bu bendesinin hâlini sultâna haber vir

Her şâm u seher eylediğim âh u figânı

01 kân-ı kerem sâhib-i ihsâna haber vir

Çekdiklerimi anın içün dest-i rakîbden

Var ol saçı sünbül lebi mercâna haber vir

Kuddûsî-yi dîvâne sana sıdk-ile 'âşık

Olmış deyü ol server-i hûbâna haber vir

773'

Sülük ahvâlini sâlik yola gidüb gelenden sor

Eğer gavvâs olam dirsen bu deryâya talandan sor

Tarikat sırrını sorma muhaddisden müderrisden

Page 377: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

377

Hakîkat 'ilmini dersi Hudâsından alandan sor

Bilemez ehl-i zâhir ehl-i bâtın bildiğin zinhâr

Sorar isen anı 'ayne'l-yakîn Hakkı bilenden sor

Bu bir 'ilm-i ledünnî kim bilen dimez diyen bilmez

Bilür 'ârif bu 'ilmi sen yüri var anı andan sor

Bu Kuddûsîleyin câhil mukallid müdde'î çokdur

Visâlin tarzını mürşid olub vâsıl kılandan sor

774

Firâkın acısını zâhidâ gel ben garîbden sor

Ne eyler 'âşıka ma'şûkı anı 'andelîbden sor

Bu 'ışkın kadrini müftî müderris sanma bilürler

'Ulüvv-i kadrini anın sülük ehli münîbden sor

Devâ-yı derd-i hicrânı eğer sormak diler isen

Bu fende bir mahâretli hazâkatli tabîbden sor

Ne bilsün dost elinden hâletîn hamrıñ o sûfî hem

Bu Kuddûsî fakîr ki gönü 'ışk-ıla ra'îbden sor

775

Dâr-ı rihletdir bu dünyâ câhına itme gurûr '

Akıbet aña gelenler cümlesi eyler 'ubûr

Mâlını cem' itme zinhâr hâlini ifsâd ider

Dînini yağmaya virme terk-i dünyâ idegör

Balı semdür mâlı hemdür 'îşi gamdur hoşı kem

Dür ider Hakdan seni anın hemân terkini ur

'Aşık-ı sâdık olan itmez aña hîç iltifât

Çün kati mekkâredir süllâki yoldan alıkor

Hak Te'âlâ mü'mine dünyâyı zindân eylemiş

Sen bu zindânın içinde yapayım dirsin kusûr

Sanma kim bir ferde eyler kahbe zen zerre vefâ

İşleri çünki dem-â-dem hud'a vü mekr ü fücûr

Var kubur içre yatan mevtâya kıl bir kez nazar

Anlara ol eylemiş mi hîç vefâ ey gözi kör

Nice bir tâbi' olursın bu hevâ-yı nefse sen

Eğri yola çün gidersin toğrıdan idüb nüfûr

İsteme Kuddûsiyâ dünyâda câh u mâlı sen

Çün harâmdır ehl-i Hakka dû-cihân cennât u hûr

776

Page 378: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

378

Ma'âdin kesbidir inşân kimi mahbûb kimi menfur

Kiminiñ halka nef'i çok 'azîz makbul kimi mehcûr

Kimi 'âlim kimi câhil kimi 'âdil kimi zullâm

Kimi muslih kimi müfsid kimi mün'im kimi makhûr

Kimisi 'âşık-ı Mevlâ kimisi tâlib-i cennet Kimi

Kârûn kimi mâl cem' idüb olur Hudâdan dûr

Kimisi hayra sa'y ider kiminiñ kârı şer hemân

Kimi ihsân-ıla ma'rûf kimisi gasb-ıla meşhur

Kiminde yok iken 'irfân aña Hak 'ârifi dirler

Kimisi ma'rifet kânı velî iken olur mestur

Kimisi ehl-i dünyâ sûretinde hâs veliyullah

Kimi eyler riyâ halka içi vîrân tışı ma'mûr

Bize vâcib olan Hakka inâyet sıdk u şevk-ıla

Olur Kuddûsîyâ bil niyyeti ile kişi me'cûr

777

Mağfiret eyle bizi ey Rabb u Tevvâb u Gafûr

İşledik biz hadden efzûn zenb ü tuğyân u fücûr

Kudretin var gerçi her şey'e velâkin ey Kadîr

Saña lâyık 'afv u gufrân bizlere 'ayb u kusûr

Dû cihânda şerm-sâr itme günâh-kârdır deyü

İderiz tevhîd seni çün rahmetiñden kılma dûr

Kesmeyiz hergiz ümîdi suçumuz çok ise de

İtmişüz îmân saña kim hem Halîmsin hem Sabûr

Pîr-i fânî haste Kuddûsî kuluñ ma'lûm saña

Lutf idüben eyle idhâl kalbine anın sürür

778

Beni Mecnûn-ı şeydâ eyleyen bir bî-misil hûbdur

Gürûh-ı 'âşıkân beyninde anm vaslı matlûbdur

Bu mülkiñ mâliki oldur nazîri yok şerîki yok

Şerîki var diyen müşrik münâfık bil ki mahcûbdur

Riyâ şirk-i hafî imiş hazer kıl zâhidâ andan '

Amelde olmasa ihlâs çoğ-ise dahi ma'yûbdur

Şerî'at var tarikat var ma'ârif var hakikat var

Kamusından hakikat 'ilmi râh-ı Hakda mergûbdur

Sülük eyle tarîk-ı evliyâya kalma zâhirde

'İlimler içre bâtın 'ilmi çün bu yolda mergûbdur

Page 379: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

379

Tarîklar içre süllâke tarîk-ı Kâdirî eshel

Ki bu gaflet zemânında bu yol âsân ü merhûbdur

Hızır-veş ol velîsine tecellî eylemişdir Hak

İder melhûflara imdâd husûsâ ol ki mekrûbdur

Dimiş ben iderem irşâd mürîdimi olub rehber

Muhakkak bilsün ol sâlik erenlerden ki mahsûbdur

Hemân alsun icâzet bir icâzet sâhibi erden

Karışmasun halîfe hîç aña çün baña mensûbdur

Halîfe kâmil olmak şart değildür bu tarîkda bil

Dime kâmil değil şeyhim hevâ-yı nefse mağlûbdur

Gice gündüz beher dem sen hemân tevhîde ol meşgûl

Münâfıklar disünler bu kişi mecnûn u meczûbdur

Bu Kuddûsî fakîr dervîş-i Gîlânî olub dir kim

Bize buğz u cefâ iden felâh bulmaz çü magzûbdur

779

Ne sırdur bu ne hikmet ehl-i Hakda derd belâ çokdur

Ki aniñ dostlanniñ ekserinde mübtelâ çokdur

Ne 'illetden ne kılletden ne zilletden olur hâlî

Hudâ ehlinde gam gussa elem rene ü 'anâ çokdur

Münâfık mülhid ü zındîk mürâ'î şâd u handândır

Muhakkak 'ârif ü kâmilde her dürlü cefâ çokdur

Bulunmaz sâlik-i sâdık müsellikler çekildiler

Hilâfet iddi'â iden mukallid bî-vefâ çokdur

Şerî'atdan tarîkatdan hakîkatdan tehî desti

Satar şeyhlik hemân halka içinde kin riyâ çokdur

Sözimiz zâhire bizim değildür bâtın ehline

Kubâb altında Hakdan gayrı bilmez evliyâ çokdur

Sıfât-ı nâs ile anlar sıfatlanub bilinmezler '

Avâm şeklinde görinür gürûh-ı asfıyâ çokdur

Sene biñ iki yüz elli ve üçdür eyledim tevrîh

Bu târîhde melâmet ehli ahyâr var katî çokdur

Ümîdi kesme yok mürşid deyii Allah ki Hâdîdür

Devâm it zikre çün zâkirlere Hakdan 'atâ çokdur

Beni çok zikr idiñ deyü bize emr itdi Kur'ânda

Ki çok zikr eyleyenlerde ehibbâ-yı Hudâ çokdur

Yaşım yetmiş bire irdi sabâvetden berü zikrim

Page 380: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

380

Hemân tevhîd-i Hak çün anda esrâr ü safâ çokdur

Bu Kuddûsî teşekkür eyleyüb dir zikr ile geldim

Bu pîrlik çağına bildim ki tevhîdde 'alâ çokdur

780

Pîr-i 'âciz olmışam hâlâ işim zenb ü fücûr

Rahmetiñden kesmezem hergiz ümîdi ey Gafur

Nefs ü iblîs ü hevâ şehvet dahi sû'-i karîn

İtdiler igvâ beni kalmadı gönlümde huzûr

Toldı pes 'ışk-ı mecâzî kalbime deryâ gibi

Çok nisâ itdim tezevvüc virdiler baña fütur

Geçmedi bu pîrliğimde dil mecâzîden henüz

İtmedi 'ışk-ı hakîkî güneşi kalbde zuhûr

Zühd ü takvâ 'ilm ü a'mâli unutdurdı bu 'ışk

Girdi ol dil karyesine itdiler anlar nüfûr

Kesret-i evlâda olub mübtelâ çekdim cefâ '

Işkım fazlınla vir bulsun hazîn gönlüm sürur

Mâsivâdan eyle ignâ bu fakîr Kuddûsîyi

Dâ'imâ kalsun seniñle itme senden anı dûr

781

Zâkir-i Hallâk-ı halkın tâli'i mes'ûd olur

Bil aña buğz eyleyen İblîs gibi merdûd olur

Hak buyurmış kim celîsiyem beni zikr ideniñ

Her kimiñ Mevlâ celîsi olsa ol mahmûd olur

Kalbde 'irfân zikr-ile hâsıl olur ancak işit

Zâkiri her kim sever andan Hudâ hoşnud olur

Sohbet iden ol gürûh-ile şakî olmaz imiş

Eşkıyâdan ise de ol zümreden ma'dûd olur

'Işksız olan kişinin girmez kulağına simâ'

Ehl-i 'ışka savt-ı bülbül nağme-i Dâvûd olur

İtme anlara 'adâvet sev seni sevsin Hudâ

Her kimi sevmez Hudâ dîni anın mefkûd olur

Eski zâkir hem müzekkirden bu Kuddûsî fakîr

Her kim atarsa aña taş kendi nâ-mevcûd olur

782

Her ne kim kişi severse ol aña ma'bûd olur '

Âşıkın ma'bûdı Mevlâ kendüsi mes'ûd olur

Page 381: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

381

Mâsivâya meyl iden Hakdan cüdâ olur hemîn

Defter-i 'uşşâkda aniñ ismi nâ-mevcûd olur

Zikr-ile kalbe tolar 'ışk-ı Hudâ deryâ-misâl

'Işksız olan 'âbid olursa dahi merdûd olur

Çün 'ibâdet eyler ol cennet içün Tenrisine

Zümre-i ehl-i Hudâya girmeyüb mefkûd olur

Ma'rifet şemsi gönülde zikr-ile eyler tulü'

Sıdk u ihlâs-ıla zikre sa'y iden mahmûd olur

Olagör tevhide meşgûl rûz u şeb Kuddûsîyâ

Ehl-i tevhîdden Hudâsı râzî vü hoşnud olur

783

Çille-i 'ışka giriftâr olmayan dervîş m'olur

Gice gündüz derd-ile zâr olmayan dervîş m'olur

Bir zemân Rûmi Hicâzı yalın ayak baş açık

İbn-i Edhem gibi devvâr olmayan dervîş m'olur

Ta'n-ı a'dâya tahammül herkesin kârı değil

Çevre katlanub cefâ-kâr olmayan dervîş m'olur

Bülbül-âsâ âh u efgân eyler ehl-i 'ışk olan '

Işk-ıla nâlân u giryân olmayan dervîş m'olur

Zâhidin dünyâ vü 'ukbâda merâmı 'izz ü nâz

Mübtelâ-yı zili ü ekdâr olmayan dervîş m'olur

Şerr-i münkirden fırâr idüb ilinden ayrılub

Ulu tağda sâkin-i gâr olmayan dervîş m'olur

Firkatin ağusını yudub ümîd-i vasl-ıla

Başına işbu cihân tar olmayan dervîş m'olur

Dost yolunda çekmeyen dürlü-be-dürlü mihneti

Sabr idüb derdine tîmâr olmayan dervîş m'olur

Yavrısını aldırub hüzn ile ağlayub hemîn

Cismi beyzâ gönü bîmâr olmayan dervîş m'olur

Vahşet idüben halâ'ikdan kaçub ıssız çöle

İns ü yâr ile beher bâr olmayan dervîş m'olur

' Aşıkın gönline nûr-ı 'ışk tolar deryâ-misâl

İçi taşı tolu envâr olmayan dervîş m'olur

Hubb-ı dünyâ her günâhın başıdır didi Resûl

Târik-i dünyâ-yı pür-hâr olmayan dervîş m'olur

Dervîş oldum sanma Kuddûsî değilsin şübhesiz

Page 382: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

382

Gayrı koyub vâsıl-ı yâr olmayan dervîş m'olur

784

Varını yağma iden tâlib-i Yezdân olur

Cân u cihândan geçen vâsıl-ı cânân olur

Dirme bu sîm ü zeri cifeden olgıl beri

Râh-ı Hudâ leşkeri dünyâda 'uryân olur

Ardına ağyârı at eyleme hîç iltifât

Giceyi gündüze kat sa'y iden inşân olur

Ko kesel ü gafleti eyleme fevt fırsatı

Zikre iden gayreti sâhib-i 'irfân olur

Zâkiri Mevlâ sever zikre çalış ey püser

Gâfil olan bî-hüner sonra peşîmân olur

Gaflet ile bitmez iş turma birâder çalış

Ehl-i sülûke karış yol sana âsân olur

Aç gözini uykudan rengine 'ışkın boyan

Gâfil oluban yatan yolda kalağan olur

Tut sözi Kuddûsîyâ itme bu 'ömri hebâ

Zâkiri sanma gedâ çünki o sultân olur

785

Leyi ü nehâr tevhîd idüb Mevlâyı kul bulsa nolur

Hem cür'a-i 'ışkı yudan deryâ gibi tolsa nolur

Cânâna virse varını terk eylese ağyârını

Zikr ide ide yârını sararuban solsa nolur

Üstâdından destur alub 'ışk bahrine gavvâs olub

Ka'rına ol bahriñ talub dürr-i yetîm bulsa nolur

Ferhâd gibi tağı delüb ma'şûkına vuslat bulub

Cân mürgini dosta salub ölmezden ön ölse nolur

Hak zikrine itse devâm dil kişveri bulsa nizâm

Nûş eylese hem tolu câm mest-i müdâm olsa nolur

Kuddûsîyâ sâdık olan irer murâda bî-gümân

'Ârif olub nefsin bilen Teñrisini bilse nolur

786

'Âdeti 'âşıkların âh-ile efgân olur

'Işk-ıla yaniklarıñ işleri giryân olur

'Işka giriftâr olan gönlini dosta salan

'Aklı virüb 'ışk alan vâlih ü hayrân olur

Page 383: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

383

İçine bir od düşer 'ışk-ıla kaynar taşar

Cismi yanuban bişer ciğeri biryân olur

Gönline hîç mâsivâ gelmez anıñ mutlakâ

Sanmanız anı gedâ çünki o hâkân olur

Ad-ıla sandan geçer iki cihândan geçer

Cism ile cândan geçer vâsıl-ı cânân olur

Kârı olur zikr-i yâr 'ışkı ider ihtiyâr

Zühdi gönülden savar mahzen-i 'irfan olur

Halkın içinden çıkar kal'a-yı nefsi yıkar

Sîl gibi çağlar akar soñ ucı 'ummân olur

Dir ana münkir deli ol ise Hakka velî

Zikre müdâvim dili 'ârif-i pinhân olur

Kande bakar dost görür vecde gelüb raks urur

'Âleme hükmi yürür cümleye sultân olur

Gönüne cezbe tolar benzi sararır solar

Yârini ârzû kılar vasl-ıla handân olur

Eyleme Kuddûsîyâ kendini dostdan cüdâ

'Işka olan âşinâ vâsıl-ı Yezdân olur

787

Bâde-i 'ışkı içen esrük ü medhûş olur

Pence-i 'ışka giren vâlih ü hâmûş olur

Varını ma'şûkına 'âkıbet eyler fidâ

Ayağının altına yüzleri mefrûş olur

Subh u mesâ ismini turmayuban yâd ider

'Akl u şu'ûrı gider şöylece bî-hûş olur

'Aşık-ı dîdâr olan meyl-i sivâ eylemez

Levha-i gönülde dost çehresi menkûş olur

Mültefit olur mı hîç 'âşık-ı zât gayriye

Bakmaya ağyâra bî-tâkat u bî-tûş olur

Mülki gözi göremez mâlikini görenin

Kird-i sivâdan kamu taht-ı dili boş olur

Sen dahi Kuddûsîyâ nûş-ı şarâb eylegil

Çün anı bir kez içen sermedî serhoş olur

788

Derd-i 'ışkı çekmeyen insân değil hayvân-durur

Ana her kim mübtelâ oldıysa ol insân-durur

Page 384: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

384

Birtakım dünyâ-perestin lâfına yok i'tibâr

Sûret uğrıları anlar sanmanız merdân-durur

Sözleri ahlâ 'aselden özleri taşdan katı

İşleri kibr ü riyâ vü hîle vü destân-durur

Yakmamış ol zâhidin 'ışk ateşi çün bağrını

Oturub meclisde dir kim ehl-i 'ışk nâdân-durur

Bir nefes dûr olma 'ışkdan sen hemân Kuddûsîyâ

Her kimin kim 'ışkı yokdur bil işi hüsrân-durur

789

Her kim ki döşek altına esmâ yazılmış nesne kor

Havf itmeyüb Hakdan anın üstine her dem oturur

'İlm ü 'ibâdâtı çok ise de dahi kâfirdür ol

Dîn ü nikâhı cümle a'mâli anın habt olunur

Ahir nefesde selb-i îmân ibtilâsından dahi

Ol gâfilin küfr-ile mahşûr olmasından korkulur

Ta'zîm-ile vâsıl olur imiş kamu ehl-i kemâl

Ta'zîmi terk iden oluban münkatı' mahrum kalur

Bilen 'Azîmi ismine ta'zîm ü tekrîmler ider

'İrfânı olmayan ider iclâl ü ta'zîmde kusûr

Kâdî müderris müftî beg pâşâ vücûh-ı beldeler

İşler bu fi'li eksen cühhâl görüb hoş kâr sanur

Ahir zemân mü'minlerinin hâlleri müşkil-durur

Elfâz-ı küfri söyleyüb dirler bize bundan nolur

Kuddûsîyâ sen eyle istiğfâr kamu ihvân içün

Virir Hudâ kul her ne ister ise matlûbın bulur

790

Kerîmâ kapuna geldim beni kıl şâd u mesrur

Olalı mübtelâ 'ışka bu gönlüm oldı meksûr

Ne hâcet i'tizâra çün bilürsin 'özrimi sen '

Alîmsin oldığımı 'ışk u sevdâ ile ma'zûr

Kime 'arz ideyim ahvâlimi ben senden özge

Şu vîrân gönlimi vaslın demiyle eyle ma'mûr

Saña ma'lûm-durur ki ehl-i 'ışk bilmez utanmak

Olurlar halk içinde ol mesâkin hór u menfûr

Ya tahlîs it beni girdâb-ı gamdan ey Hudâvend

Ya vir matlûbumı olsun bu gönlüm beyti pür nûr

Page 385: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

385

Habíbiñ hakki-çün Kuddûsîye lutf eyle ey Hak

Günâhına bakub itme anı gümrâh deyü dür

791

Biz güneh-kâr kulları sen mağfiret it yâ Gafûr

Çün saña gufrân yaraşur bizlere cürm ü kusûr

Birtakım mücrimleriñiz biz velîkin dâ'imâ

Eyleyüb tevhîd seni zikrinle bulırız huzûr

Zenbimiz itdi ise hadden tecâvüz pes bizim

Rahmetiñ deryâsının bir katresi anları yur

İtmişüz îmân saña hem dâ'imâ zikr ideriz

Bizi ihrâk idemez girsek cahîme dahi kor

Nûr-ı tevhîd nûr-ı îmân nûr-ı 'ışk u ma'rifet

Birleşüb itfâ iderler nâr-ı dûzah mahv olur

Gice gündüz tevbe istiğfâr-durur hem kârımız

Dir bu Kuddûsî bizi sen rahmetiñden itme dûr

792

Bil ki cennet ikidür birinde var hûr u kusûr

Birisinde 'âşıkân eyler hemân zevk u huzûr

Anlarm dâ'im işi dost yüzine itmek nazar

Cennetin ni'metleriyle eylemezler hîç sürür

Tâ ezelden kalblerin cezb eylemiş ol dil-rübâ

Ol gürúhiñ tâ ebed manzarları dîdâr olur

Yigrenürler cîfe-veş cennetden ol 'uşşâk-ı Hak

Halk içinde şimdi anları gören nâdân sanur

Eskiler geyüb gezerler taş atarlar nâs hemîn

Tıfl-ı asgar yüzlerine sille urub tükürür

Eylemezler pes gazab gülüb olurlar şâd-mân

Hoşlanub cünbüşlenürler eylemezler hîç nüfûr

Sen niçün sabr eylemezsin münkirânın ta'nına

Hâlbuki Kuddûsîyâ kârın senin zenb ü kusûr

793

Bugün ey râhimînin erhami düşdüm beni kaldır

Ki çok ağlamışam rahm eyleyüb fazlın ile güldür

Bilürsin çünki yokdur itmeye kulluk sana şimdi

Kocadım lutf idüb 'ışkın ile dil hânesin toldur

Gice gündüz olayın zikrine meşgûl huzûr-ıla

Tulü' itsün ma'ârif şemsi kalbimde seni bildir

Page 386: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

386

Geçir bu kîl ü kâlden it hidâyet râh-ı merdâna

Gürûh-ı 'âşıkândan kıl beni 'ışk bahrine taldır

Dahi inşâ-yı eş'ârdan geçir kıl zikrine meşgûl

Bu pîr Kuddûsîyi ölmezden evvelce hemîn öldür

794

Eğer ister isen olmak ma'ârif bahrine gavvâs

Resûlin isrine tâbi' olub ayağını bek bas

Bu yolda ins ü şeytânı ider çok sâliki ihlâk

Sanurlar anı Rahmânî ol ise mülhid ü harrâs

Mukayyed olmaz aslâ sûret-i şer'-i şerîf ile

Nice mü'minleri yoldan çıkaruban ider irhâs

Uçarsa dahi aldanma ki istidrâcdur ol bî-şek

Kanadlarını kes aniñ elinde çün seniñ mikrâs

Li-vechillah ider nushı saña vallâhî Kuddûsî

Resúliñ izini gözle dir iseñ kim olayım hâs

795

Sâlikâ ihlâsı eyle cümle a'mâle esâs

Şol zeheb kim hâlis olmaz adına dirler nuhâs

Ehl-i mahşer itdiği demde feza'lar şöyle bil

Görmez aslâ muhlis olan kişiler hîç irtikâs

Kalbiñi kibr ü riyâdan pâk ider iseñ eğer

Geydirir yarın seniñ Hak eğnifie nûrdan libâs

Şol mürâ'î záhidiñ heb zühd ü takvâsı hebâ

Çün ne mikdârı 'amel kıldıysa eyler intımâs

Zühd ü takvâyı virüb yağmaya aldiñ 'ışkı pes

Eyle Kuddûsî dem-â-dem Hâlika hamd ü sipâs

796

Olur müflis iden insân-ı câhil ile istînâs

Birâder 'uzlet it nâsdan ki saña gelmesin iflâs

Yaraşmaz sâlike gâfıller ile eylemek ülfet

İderler çün anı igfâl tolar kalbine pes vesvâs

Bu vaktiñ halkiniñ zîrâ kulûb sarrafıdır çoğı

Saña lâzım olan tenhâda itmek zikr-i Rabbü'n-nâs

Kıyâmet iktirâb itdi sakın ta'mîr-i dünyâdan

Gice gündüz Hudâyı zikr idüb ol sâhib-i ihsâs

Ta'allüm it 'ulûm-ı nâfi'e hem it 'amel zîrâ

Page 387: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

387

Hudânm düşmeni câhil ider igvâ anı hannâs

Beher gün eyle istiğfârı yüz kerre huzûr-ıla

Anı idende bil kalmaz günâhdan hâsıl olan pâs

Salât-ıla selâm it günde on kerre Resule çün

Devâm ider aña cümle melek inşân Hızır İlyâs

'Adedsiz olarak tevhide meşgul ol hemîn dâ'im

İcâzet virdi Kuddûsî saña ol çalışub habbâs

797

Yâ İlâhî isterem lutfiñla hicrândan halâs

Kıl 'inâyet yohsa olmaz baña 'isyândan halâs

Mühtedîdir şol kişi kim sen hidâyet eylediñ

Yohsa mümkin mi olur igvâ-yı Şeytândan halâs

Mu'cizât-ı Mustafâyı gün gibi görmiş iken

Bulmadılar ehl-i tuğyân şirk ü küfrândan halâs

Nefs ü İblîse uyub taldım hatâ deryâsına

İsm-i zâtıfi hürmetine dilerem andan halâs

Gerçi Kuddûsî saña hîç itmedi kulluk velî

Rahmetiñle geç suçundan bula nîrândan halâs

798

Hudânın zikrini itmekle zâkir eyler istînâs

Gice gündüz devâm it zikre sen de ol e'azz-i nâs

Gezer iken oturub hem yatur iken okur iseñ

İder Mevlâ saña 'ârif libâsın 'âkıbet ilbâs

Resül dimiş ki tevhîd cümle zikrin efdali hem çün

Bırakmaz hîç günâh zâkirde hem kalbinde kir ü pâs

Goñüller saykalı tevhîd-durur koymaz sivâ hergiz '

Adedsiz oku anı eyleme az çok deyu vesvâs

Beşerlik hâlidir kâh az okur kâh çok anı zâkir

Eğer bir mâni' olub terk olunsa itme hüzn ü yâs

Dahi câ'iz-durur zikr eylemek âbdestli âbdestsiz

Seni men' itmesün andan cevâz yokdur deyü hannâs

Sözin tut ey birâder sen bu Kuddûsî fakirin bil

Ki buldı zikr ile 'izzet sa'âdet Hazret-i İlyâs

799

Kamu zikriñ buyurmış efdali tevhîd çü hayrü'n-nâs

Devâm idüb aña sen ey ahî ol sâhib-i ihsâs

Page 388: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

388

'Alîye eylemiş telkîn anı iki cihân fahri

Çalış aña dir iseñ kalmasun goñlümde kîr ü pâs

Okumak câ'iz imiş bil anı âbdestli âbdestsiz

Hemân zikr eyle rûz u şeb idüb anınla istînâs

Geçirme vaktim boşa idüben nâs ile ülfet

İder ünsiyyet itmek halk ile îrâs saña iflâs

Tutar iseñ eğer pendini Kuddûsî fakíriñ sen

Olurlar heb saña yoldaş meleklerle Hızır İlyâs

800

Sâlikâ olmak dilerseñ Hak katında 'abd-i hâs

Eyleme bir hatve Peygamber izinden infisâs

Aña uyan kámiliñ ardınca git ayrılma hem

Ayağın basdığı yire gözle dâ'im sen de bas

Çün şerî'atsiz tarîkat işi bitmekdir muhâl

Her ne buldılarsa buldılar şerî'atla havâs

Ma'rifet işi dahi bitmek tarîkatsiz muhâl

Hem hakîkat ma'rifetsiz bil olunmaz iktinâs

Mü'min-i kâmil-durur Hakkı bilen 'ayne'l-yakîn

Ol ki Mevlâsını bilmez nice eyler ihtisâs

Ma'rifetsiz kişi benzer şol kalaylu tasa kim

Kırmızı bakır içi anın hemân taşı rasâs

Turma Kuddûsî çalış tahsîl-i 'irfân eyle kim

Tenriyi her kim bilürse ol bulur şirkden halâs

801

Bir ahad bulmaz cihânda derd ü mihnetden halâs

Ne refî' u ne vazî' u ne 'avâm u ne havâs

Çok meşakkat derd ü mihnet her belâ inşân içün

Kimine keffâret olur görmez âhretde hasâs

Kimisi bulur terakkî rütbesi olur yüce

Kimine kahr u gazabdur ki Hudâ eyler kısâs

İşlemez aslâ melâ'ik zenb ü 'isyân zerrece

Ol ecilden oldı üç hâl nev'-i insânîye hâs

Çün meleklerde günâh olmaz ki keffâret ola

Ya olalar kahra lâyık bulalar höd infisâs

Hem meşakkat görmez anlar ki terakkî ideler

Sana muhtass bil terakkî sabr idüb ol 'abd-i hâs

Page 389: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

389

Mü'minin çekdikleri zahmet kamu rahmet-durur

İtme Kuddûsî belâ vü mihneti hîç iğtimâs

802

Ey Mugîs 'abd-i nâçâre eyle imdâd el-Gıyâs

Yolcıyam hîç yok fakîrim râh ile zâd el-Gıyâs

İbtidâ hâlimde hoş itmiş idim râha sülük

Eyledi yoldan beni dür nefs-i bî-dâd el-Gıyâs

Gönlüme 'ışk-ı mecâzî toluban itdi harâb

Kıl bu vîrân gönlümi 'ışkınla âbâd el-Gıyâs

Hırs ile şehvet beni rüsvâ-yı 'âlem itdiler

Oldı fitne mâl ü ezvâc dahi evlâd el-Gıyâs

İstihâre istişâre sünnet iken itmedim

Bu kuyüduñ cümlesinden eyle âzâd el-Gıyâs

Yok mu'înim senden özge hîç baña ol dest-gîr

İsmini idem beher ân her zemân yâd el-Gıyâs

Çıkdı Kuddûsî tarîk-ı evliyâdan Hâdiyâ

Ol tarîkdan azmışı it yola irşâd el-Gıyâs

803

Yâ Mugís ü Müste'ân zulmetde kaldım el-Gıyâs

Pîr-i fânî olmışam kürbetde kaldım el-Gıyâs

Yok enîsim ki idem aniñla istînâs bugün

Sen baña olgıl enîs vahşetde kaldım el-Gıyâs

Düşmişem tut destimi ol dest-gîr kaldır beni

Hasteyem kıl tesliye gamretde kaldım el-Gıyâs

İdemez oldum saña kulluk cevârih ile hîç

Tâkatim yok kulluğa hayretde kaldım el-Gıyâs

Nûr-ı 'irfân tolmadı deryâ gibi hem göñlime

Olmadım 'ârif seni kasvetde kaldım el-Gıyâs

'Uzlet itdim nâsdan ammâ fitneden kurtulmadım

Çünki çok evlâd 'ıyâl kesretde kaldım el-Gıyâs

Ehl-i dünyâ itmek isterler beni bu fitneler

Eyle âsân işimi 'usretde kaldım el-Gıyâs

Sûretâ gerçi vatanda sâkinim lâkin katı

İgtirâbım var-durur gurbetde kaldım el-Gıyâs

Sen beher şey'e kadirsin eyle îsâl şu beni

Ol habíbiñ şehrine hasretde kaldım el-Gıyâs

Page 390: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

390

Eyle Kuddûsîye imdâd ki katî melhûf olub

Rûz u şeb dir ey Rahîm firkatde kaldım el-Gıyâs

804

'Işk-durur iki cihânda çün baña mergûb şâdî

İtme andan dûr beni ey Müste'ânım el-Gıyâs

Neylerem men mâsivâyı var iken sen şâh-ı hûb

Eyledi evsâf-ı hüsnüñ şehr-i dilde inbisâs

Zümre-i 'uşşâk ile bahs-ı visâlin eyleriz

İtmeyiz 'ubbad ile cinâne lâyık ibtihâs

Zikrini eyler muhib dâ'im hemân mahbûbının

Şevk-i dildân ider gönlinde zîrâ ibti'âs

Kılma 'ışkdan ey Hudâ Kuddûsiyi hergiz cüdâ

Görmesün bir dem seniñ lutfuñla andan ihtisâs

805

Ey Hudâ men kapuña ihsâna geldim el-Gıyâs

Bir fakîrem sen Ganî sultâna geldim el-Gıyâs

Çok kabâhat yok 'ibâdet yoldan azdım nideyim

Mağfiret deryâsı bol gufrâna geldim el-Gıyâs

Gerçi mislim yok-durur 'isyânda ben bir sâ'ilem

Sen Cevâd u Kâdir ü Kayyûma geldim el-Gıyâs

Nefs ü şehvet 'ışk-ı hûbâna düşürdiler beni

Her cihetden dertlüyem dermâna geldim el-Gıyâs

'Ar u nâmûs havf u haşyet koymadı 'ışk-ı mecâz

Bir güneh-kâr kuluñam sen Hâna geldim el-Gıyâs

Okudum esmâ-yı hüsnâ içre Gaffâr ismini

Kesmezem ümîdi sen Hannâna geldim el-Gıyâs

Yok bu Kuddûsî gibi 'âlemde bir gümrâh deyüb

İ'tirâf-ı cürm-ile dîvâne geldim el-Gıyâs

806

Kâ'inâtı yaradan Hallâk u Deyyân el-Gıyâs

Eylegil bu derdime yâ Rabbi derman el-Gıyâs

Takatim yok hasretin acısına sabr itmeğe

Eylerem subh u mesâ âh ile efgân el-Gıyâs

Çeşmime hâbı haram itdi visalin arzûsı

Yakdı kül itdi beni pes nâr-ı hicran el-Gıyâs

Bî-karâr oldum tuyaldan 'ışkın esrarını ben

Bir dem eğlenmez dil ü canım perîşân el-Gıyâs

Page 391: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

391

'Andelîbem ağlarım 'ışkınla vakt-i subha dek

Her gice iki gözümden dökilür kan el-Gıyâs

Dost beni vaslın hevâsı kıldı bî-râhat nidem

Kalmadı bu dilde takat sabra bir ân el-Gıyâs

'Işkına gönlüm giriftar oldı ârâm eylemez

Eyledi çün başıma dünyâyı zindan el-Gıyâs

Arzular canım visalin şerbetini teşnedür

Bir kadeh bahr-ı keremden eyle ihsan el-Gıyâs

İtme Kuddûsî fakîri bâb-ı lutfundan cüda

Yandı cismi firkatinle oldı biryân el-Gıyâs

807

Yokdur cihanda nesne kim halk eylemiş Mevlâ 'abes

Zâhid sanur 'uşşâk-ı Yezdan olısar hâşâ 'abes

'Işk-ı mecazî kantara 'ışk-ı hakîkîye işit

Zann itme sûfî 'ışk 'abes Mecnûn 'abes Leylâ 'abes

Zemm eyleme dünyâyı çün 'ukbâya oldur armağan

Tahsîl-i zâd iden mücâhid der mi hîç dünyâ 'abes

Küffârı hem yaratmasında hikmeti çok Halikın

Pes dime Nasrânî Yahûdî müşrik ü tersâ 'abes

Mü'min olur me'cûr gazâ itmek ile hem bî-hisâb

Fehm eyle sen olmadığın bunca kıtal gavgâ 'abes

Ahretde her bir mü'mine olur iki kâfir fedâ

Ey ma'rifetsiz kişi bir şey'e dime asla 'abes

Ölümde var çok fâ'ide Kuddûsiyâ fehm eylegil

Zîrâ değil toprak içinde yatdığı mevta 'abes

808

Eylemez bir nesne halk Halik işit zinhar 'abes

Niçün olsun cân u dilden 'âşık-ı Cebbar 'abes

İtme 'uşşâk-ı Hudâya buğz u inkâr zâhidâ

Bil muhakkak kim senin bu itdiğin inkâr 'abes

Anların kârı hemân zikr-i Hudâdır her zaman

Zu'm ider misin 'aceb kim olısar bu kâr 'abes

Cümle eşya Teñriyi takdîs ü tesbîh idicek

Hîç olur mı ehl-i 'ışkın itdiği ezkâr 'abes

Fehm olunmaz dir imişsin anların hem zikrine

Sanma kuşdan kurbağadan sâdır olan zâr 'abes

Page 392: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

392

'Âşıkân beyninde dirler zikr-i zenbûrî aña

Cümle hakdır dime kim izhâr güzel ızmâr 'abes

Bıçkı zikri var erenler arasında mu'teber

Nûr-ı 'irfan ile fehm iden dimez minşâr 'abes

Hem körükden ism-i Hûyı aşikâre fehm iden

Diyebilür mi bu körükde olan esrar 'abes

Cümle mahlûkâta bak eyle tefekkür sıdk-ıla

Di bize bulur iseñ 'âlemde bir şey var 'abes

Münkir ü mubgızlan yaratmasında var hikem

Dime imdi yitmiş iki fırka hem küffâr 'abes

Nice hikmet var Hudâ halk itmesinde dûzahı

Bil yakînen kim değil uçmak 'abes hem nâr 'abes

Ta'n ider sûfî Hudâ 'uşşâkına Kuddûsiyâ

Zer gibi zakirleriñ gönlindeki envâr 'abes

809

Dostdan beni dûr itmeğe sensin sebeb ey hâr nefis

Yol virmediñ bir dem baña dostdan yaña mekkâr nefis

Yoldan şaşırdın beni ey 'ariflerin (pes) düşmeni

Hükm eylediñ şeytân-ıla oldiñ baña ağyar nefis

Ağyar ile yâr eylediñ yârimi ağyar eylediñ

Turağımı nâr eylediñ âhir benim murdar nefis

Gayet ile sevdim seni inkârlara saldın beni

Râm eylediñ cân u teni sen kendine idbâr nefis

Yâr olmışam şimdi saña hîç bakmazam dostdan yaña

Endîşeler virdiñ baña turmayuban ekdâr nefis

Dürlü nefis ta'âm-ıla besler idim dâ'im seni

Bir kezceğiz itsem su'âl heb eylediñ inkâr nefis

Hîç bir vefan yokdur bize bildim seni ey muhteşem

Olsa idin atamıza itmez idin icbar nefis

Var nefs-ile eyle cidal vakt-i seher Kuddûsîyâ

Tâ ki saña bu fânîde el katmaya zinhar nefis

810

İdelim dostlar sizinle hüsn-i canandan bahis

İtmeyelim câh u mâl u cism ile candan bahis

Çün kadîmdür zât-ı pâki mâsivâsı fânîdir

Her zemânda her nefesde idelim andan bahis

Page 393: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

393

Varmayalım yanına hîç bahs-i ağyar idenin

Çün ider 'ubbâd u zühhâd hûr u gılmândan bahis

Nidelim biz himmeti alçak olan nadanları

Ehl-i 'ışk ile idelim vasl-ı Yezdândan bahis

İbn-i Edhem gibi cümle varımızı terk idüb

İtmeyelüm kand ü bâl ü âb ile nândan bahis

Açalım meydân-ı zikri yanalım 'ışk odına

Eyleyelim bizi yakan nâr-ı sûzândan bahis

E's-salâ dir size Kuddûsî fakîr ey 'âşıkân

Zühdi koyub eyleyelim 'ışk u 'irfandan bahis

811

Çün Hudâ ben zâkirime olurum dimiş celîs

Zikr-i ağyardan geçüb ol zikr-i Mevlâya enîs

Tîz vakitde ma'rifet şemsi toğar kalbinde bil

Zikri iksâr eyleyen olur kamu nâsa re'is

Pâk ider dil şehrini hem mâsivâdan 'akıbet

Ehl-i zikre cevr iden bulmaz felah olur habîs

Yâr-ı Hakdır çünki zâkir it mahabbet dinle söz

Kabri cennet ravzası olur anın sanma halîs

Sen hemân tevhîde eyle iştigâl Kuddûsîyâ

Gice gündüz turma hîç zâhidleyin olma hasîs

812

Senin Gaffar u Settâr oldığın çün bildim ey Kuddûs

Günâhım bî-şümâr iken kapuna geldim ey Kuddûs

Habîbin Ahmed-i Muhtara adaş olmışam zîrâ

Vesâ'il içre anı hoş vesîle buldum ey Kuddûs

Ne denlü gâfıl isem de iderem zikrini dâ'im

Ki zikrinden be-gâyet zevk u lezzet aldım ey Kuddûs

Zikirsiz fevt olan vaktim heba oldığını bilüb

Nedamet seyfi ile yüreğimi dildim ey Kuddûs

Hemân şimdi seni tevhîd ü takdîs eylemek şuglım

Bu gönlüm pasını tevhîdin ile sildim ey Kuddûs

Sana fazlın ile ancak beni mensûb iden sensin

Ki Kuddûsî dinilmekle tefe'ül kıldım ey Kuddûs

813

Beni bir nutfe iken çünki insân itdin ey Kuddûs

Page 394: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

394

Dahi îmân u 'ilm ü 'ışkı ihsan itdin ey Kuddûs

Hemîn bu ümmet-i merhûme-i magfûreden kıldın

Dahi ehl-i yakîn u sıdk u 'irfan itdin ey Kuddûs

Tarîk-ı evliya vü asfiyâya eyledin teslîk

Muhibb-i âl-i sahb-i fahr-i ekvân itdin ey Kuddûs

Nihayet yok senin bahr-i 'atâ vü rahmetine hîç

Kılub 'âşık sana işimi efgân itdin ey Kuddûs

Halâ'ik içre Kuddûsî deyü adımı söyletdin

İçirüb hamr-ı 'ışkı mest ü hayran itdin ey Kuddûs

814

Gel beni gûş eyle var ise eğer sende hulûs

İdeyim sana vasiyyet tut 'azîzim on husus

Birisi bu kim tevazu' idesin toprak gibi

Üzerine bassalar sabr eyle şekva itme sus

Hem ikincisi budur kim kıl ma'âsîden hazer

Yimegil asla haramı yidin ise dahi kus

Dahi üçüncisi dünyâya harîs olma sakın

Ki aña hırs eyleyenler buldılar cümle nühûs

Râbi'inci bu-durur kim sırrını ketm idesin

Dir isen rûz-ı kıyâmetde ide nûrım dulûs

Hâmisinci bu ki az yi az içüb hem az uyu

Kendine himmet idüben evliyâullâha bûs

Sâdisinci bu ki cûmerd olasın güneş gibi

Buldılar çünki hidâyet anın ile çok lusûs

Sabi'inci bu ki nâsdan idesin 'uzlet hemân

Çok fevâ'id var didi 'uzletde ol sâhib-füsûs

Sâmininci şehveti terk eylemekdür mutlaka

Nefs ü şeytâna uyub kıldıklarından it huyûs

Tâsi'inci beş vakit farzı cemâ'atle kılub

Görmeyesin dû cihanda hergiz ekdâr u fuşûs

Dir ki Kuddûsî onuncısı-durur zikr-i müdâm

İt bulasın sen de şol gerçek erenler gibi bûs

815

Sene biñ iki yüz elli dahi altı-durur kardaş

Kabarub nefsimiz kaldırdılar İblîse uyub baş

Nasihat eylemez oldı bize te'sîr niçün bilmem

Page 395: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

395

Gelüb gönlümüze rikkat akıtmaz gözlerimiz yaş

Bu 'asrın halkının binde birinde 'ışk-ı Mevlâ yok

Hudâ 'âşıklarına buğz idüb dâ'im atarlar taş

Gerekdir 'ışk u cezbe sâlike şartdır ki anlar bil

Sakın sen sâlik-i sırf-ıla hergiz olmagıl yoldaş

Hemân it zikr ü istiğfar sığın Settâra Kuddûsî

Meseldir ekseri dirler yanar kurılar içre yaş

816

Erenler zümresinden olmağı istersen ey kardaş

Şerî'atden 'udûl itme hem olma mülhide hâldaş

Tarikat ansız olmaz çün hakikat de tarîkatsız

Melâmiyyûn gürûhı gizleyüben'şer'i itmez fâş

Bakub sen anların zahirlerine iktidâ itme

Ki sâdıklardır anlar eylemezler kimseyi sırdaş

Ekâbir evliya çok anların içinde bilinmez

Bu ezmânda velîler oldılar anlar ile yoldaş

Aramakla bulunmaz mürşid-i kâmil işit pendi

Tarîk-ı Kâdirîye gir hem eyle zikri nân ü aş

İder irşâd müridin ol Hudânın dostı pirimiz

Bugün Kuddûsîyi Mevlâsı kıldı 'âşıkâna baş

817

Beni Mecnûn iden kimdür diyeyim dinle kardaş

Bilüben 'özrimi ma'zûr tutub hem atmagıl taş

Umar her gördiğinden haste gönlüm tıfla benzer

Görüb bir dilberi olur dü çeşmimden revân yaş

Temellük idüb aña hem 'atasını umaram

İder biñ dürlü istiğna süzüb gözi çatub kaş

Oluram hüsnine hayran gice gündüz idüb âh

Hemîn havf iderem eyler deyü bu sırrımı fâş

Yanar içimde bir âteş ki kalmaz sabra takat

Tefekkür eyleyüb direm ne hûbdur nakş-ı nakkaş

Mecazî 'ışk-ıla mahlut olur ol dem hakîkî

Tolar dil şehrine dehşet ider cismimi a'şâş

Benim sevdam ne sevdâdur ki bilmez anı zâhid '

Aceb bulur mıyam bir er ola ol baña hâl-daş

Bakuben sûretâ Kuddûsîye ta'n itme sûfî

Page 396: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

396

Kefen soyar iken Hakkın velîsi oldı nebbâş

818

Devam eyle nemâza secdeden kaldırmagıl baş

Deniz it secde-gâhı gözlerinden akıdub yaş

Dahi meşgul olasın savm-ı isneyn ü hamişe

Bu iki günde sünnetdir yidirme nefsine aş

Tezellül eyleyüb Hakka yüziñi tut niyaza

Aña makbul olan ancak temellük oldı kardaş

Fena mülkini ta'mîr eylemekden fârig ol gel

Ziyâde yapma hâcetden koma taş üstüne taş

Gice gündüz hemân sa'y eyleyüben ir murada

Cebîn olma cesur ol kaçma günden misl-i huffâş

Her inşâna kumaş sandığın açma toğrı sanub

İderler varını yağma sakıngıl eyleme fâş

Mecazî 'ışkı özine makam idinme zinhar

Ki Hak 'ışkı-durur maksûd değildir göz-ile kaş

Bu 'ilm-i zühd ü takvaya tayanub olma mu'cib

Kamusı korkarın kabir içinde olur ahnâş

Hudâ emr eyledi gerçi 'ibâdetle velâkin

Kabul itmem didi ihlâsı hem itmezse yoldaş

'Ucub ehliyle Kuddûsî hazer kıl itme sohbet

Kurı yanında çün meşhur meseldir ki yanar yaş

819

Yiter nâ-puhtelik sûfî girüb tennûr-ı 'ışka biş

Yaraşmaz sâlik-i Hakka bu hasletler ki heb yanlış

Eğer vuslat bulayım dir isen Tenri Te'âlâya

Zikirden olma hâlî gice gündüz turmayub çalış

Irag ol ehl-i gafletden sirayet itmesün sana

Mücâhidler gürûhına yakın ol eylegil teftîş

Sakın aldanmagıl nefs ü 'Azâzîle sığın Hakka

Seni ihlâk içün anlar gice gündüz bilerler diş

Bu kuvvet 'afiyet böyle kalur zann eyleme zîrâ

Gelür bir dem ki dirsin âh günüm gaflet ile geçmiş

Musâhib olmagıl zinhar refik olma anınla kim

Özine cem'-i mâlı hubb-ı câhı pîşe idinmiş

Derûn emrazına derman iden hazık tabîbi bul

Page 397: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

397

İçi vîrân tısı ma'mûr olandan olma ey derviş

Riyâ şirk-i hafîdür ey mürâ'î Müslimân ol gel

Ki için gizlü şirk ile münafıklar gibi tolmış

Mahabbet eyle ehl-i zikre inkâr itmegil zinhar

Hudâ münkirlerin me'vâsını çünki cahîm kılmış

Hemân ol 'ışka râgıb zühdi put idinme gel böyle

Devam it zikre çün Hakkı bulanlar zikr-ile bulmış

Dahi çok ağla dünyâda ki 'ukbâda olasın şâd

Meseldür ağlayan kişi düşünde oynayub gülmiş

Be-gâyet kıl hazer beş nesneden ki tarda bâ'isdir

Gururdur biri 'ucb u kibr ü şek dahi biri teşvîş

Bu 'ışk-ı pâki her kime Hudâ virdiyse Kuddûsî

Anın gönünde ağyarı komayub süpürüb silmiş

820

Her günâhın başı hubb-ı cîfe-i dünyâ imiş

Sevme hergiz anı çün mebgûze-i Mevlâ imiş

Pes olur tâlibleri bî-şekk anın cümle kilâb

ismidir dünyâ anın dahi seven ednâ imiş

Yok zarar destinde olmakla eğer sevmez isen

Elde olub sevmeyen hoş 'ârif-i dânâ imiş

Bu sıfatla muttasıf olmak erenler kârıdır

Anlara bakub harîs olan kişi hünsâ imiş

Sözimiz ancak anı sevmekde işit sâlikâ

Var iken elde teneffür haslet-i bâlâ imiş

İtmeyelim nefsimizi biz kıyâs 'ariflere

Ehl-i 'irfan zümresi çün zümre-i ra'nâ imiş

İtme Kuddûsî mahabbet ni'met-i cinâna hem '

Aşıkın maksûdı ancak çehre-i zîbâ imiş

821

Ehl ü evlâd nefs ü mâl a'dâ imiş

Dostı ancak kişinin Mevlâ imiş

Eyle anlardan hazer Hakka sığın

Hakka ikbâl eylemek evlâ imiş

Çekme zahmet sîm ü zer cem' itmeğe

Mâl-ı dünyânın işi etgâ imiş

Pâdişâhlara gerekdür sîm ü zer '

Page 398: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

398

Askeri hoş beslemek ahrâ imiş

Hâne eshâbına hem lâzım-durur

Zayfa ikram haslet-i ra'nâ imiş

Terk-i dünyâdır 'ibâdâtın başı

Hubb-ı dünyâ hirfet-i tersâ imiş

Cenneti sevmez Hudânın 'âşıkı

Gayrı sevmek pek kabîh gavgâ imiş

Zikre meşgul ol ki 'âşık olasın '

Aşık-ı Hak 'ârif-i dânâ imiş

'Arife 'ilm-i hakikat virilür

Bil hakikat rütbesi bâlâ imiş

Mâsivâya virme dil Kuddûsîyâ

Ehl-i 'ışkın çün dili derya imiş

822

Ey tâlib-i sâdık bu 'ışk bir ka'rı yok 'umman imiş

Gavvâs olub aña talanlar zümre-i merdân imiş

Tal sen de bu deryaya gel ki bulasın dürr ü güher

Bu cevherin pes kıymeti bî-hadd ü bî-pâyân imiş

Bir 'ârif-i dânâya hürmet it hemîn ez-cân u dil

Şâh-ı mahabbet bendesi ma'nâda çün sultân imiş

Ma'şûkına cân u teni iden fedâ pervane-veş

Görüb makamını o demde vâsıl-ı cânân imiş

Dünyâ vü 'ukbâya gönül viren denîye olma yâr

Ağyara iden iltifat bu yolda çün nâdân imiş

Ehl-i tarîkin 'ışkını hoş gör mecazî ise de '

Işk-ı mecazînin içinde 'ışk-ı Hak pinhân imiş

Zühdinde her kim ki riyâ eyler ise müşrikdir ol

Gönünde yok ihlâs aña mü'min adı bühtan imiş

'Ucb u gurur ile 'Azâzîlin düşün nolduğını

Şol kes ki nefsin yeğ bilür bil ki işi hizlân imiş

Kibr ü riyâ itme sakın Kuddûsîyâ var 'âşık ol '

Işksız olan bî-çârenin hâli katî yaman imiş

823

Cennet içinde gizlü Rıdvan adlu cennet var imiş

Sâkinlerinin dâ'imâ arzuları dîdâr imiş

Page 399: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

399

Olmaz imiş anda yimek içmek dahi dürlü ni'am

Çün anların sevdikleri anda hemân dildâr imiş

Sevmezler imiş cenneti hem ni'metini yigrenüb

Anlar burınlarına çünki cîfe-veş kokar imiş

Hak mı güzel halk mı güzel bil var ise 'aklın düşün

Meczûb-ı Hak olan halâ'ikdan kamu kaçar imiş

Bilmez çün ol dost gayrisin hayran ü müstağrak olur

Pervâne-veş şem'-i cemâle dâ'imâ yanar imiş

Hak düşmeni dünyâ seven niçün seversin ey deli

Pes cîfe-i murdar muhibbi kelb gibi murdar imiş

Mülke mahabbet eyleme Kuddûsîyâ sev mâlikin

'Âşıkların mahbûbı ancak Mâlik ü Cebbar imiş

824

Seyr-i gülistan istedim 'ışk odı hoş gülzâr imiş

Hem bî-kesâd kâr istedim bu 'ışk hümâyûn kâr imiş

Zühd-ile dostı bulmağa nice zemân cehd eylerem

Bildim (ki) zühhâdın işi güci kamu evzâr imiş

Şîrîn belâ dirler bu 'ışka mübtelâlar çün kim ol

Kalbe safâ ruha gıda her dertlere tîmâr imiş

Bu çarşûda zühd ü verâ' didikleri mergûb değil

Çünki bu yir cân satılub yâr alınan bâzâr imiş

Ta'n itmesün vâ'iz baña yokdur deyü ârâmı hîç

Mecnûn olan turmayuban Leylâsını arar imiş

Tayanmasun inkârına şol 'âbid-i cennet-perest

İblîsi merdûd eyleyen 'ucb u hased inkâr imiş

Vecd ü semâ'ı 'âşıkın bed görinür hem sûfîye

'Işk camını nûş eyleyen raks uruban oynar imiş

Ur tablı mutrib sen hemân yansun gürûh-ı 'âşıkân

Rûhıyla çengi dinleyen 'ışk odına yanar imiş

Maksûd ise vasl-ı Hudâ bir kâmile it iktidâ

A'ceme uyan sâlikin gitdiği yol kühsâr imiş

Kuddûsîyâ dûr olma 'uşşak meclisinden bir nefes

Çün anların her zerrede gördükleri dîdâr imiş

825

Mü'mine zindan bu dünyâ kâfire cennet imiş

Anda rahat yok imiş hem istemek töhmet imiş

Page 400: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

400

Sûretâ dost görinür düşmen hakîkatde saña

Aldanub aña mahabbet eylemek âfet imiş

Dâ'imâ işi hemân mekr ü hiyel mekkâredir

Fahişe hâtûn gibi kârı anın ziynet imiş

Hırs-ıla cem' eyleme ol cîfe-i murdarı sen

Çün anı çok direnin sonı katî haybet imiş

Cennet içün dahi kulluk eyleyüb çekme emek

Mâsivâ içün 'ibâdet eylemek şakvet imiş

Kıl şerî'atle 'amel sonra tarîka it sülük

Bil tarîk-ı Kâdirî hem bizlere rahmet imiş

Eyler irşâd çün müridin şeyhe muhtâc eylemez

Dir bu Kuddûsî o sultân sâhib-i himmet imiş

826

Kimi kullarına Mevlâ 'atasını cezîl itmiş

Kimini ibtilâ-yı fakr u zilletle zelîl itmiş

Kimine hazz-ı 'âcil virüben dünyâda itmiş bay

Kimine ecr-i lâ-yuhsâ virüb rızkın kalîl itmiş

Kiminin halka-i lâ'net takub boynına itmiş tard

Kimine geydirüb hülle ridasını Halil itmiş

Kiminin tab'ını câmid idüb hîç virmemiş 'ışkı

Kiminin toldırub 'ışk-ıla gönün bahr-ı Nîl itmiş

Kiminin hulkını cûd u sahâ itmiş cihan içre

Kimine mâl-ı dünyâyı virüb nefsin bahîl itmiş

Kimine 'izzet ü rif'at sa'âdet tacı geydirmiş

Kimini halk-ı 'âlem içre menhus u rezîl itmiş

Kimine semt-i maksûda muvafık rûzigâr virmiş

Kimin girdaba düşürmiş halâsın müstahîl itmiş

Kiminin diline zikrini virmiş gönüne fikrin

Kiminin mürg-i laklak-veş işini kâl u kîl itmiş

Kimine hoş nazar kılub makamın eylemiş 'âlî

Kimisini nazardan eyleyüb sakıt sefil itmiş

Kiminin şuglını kılmış hemân hırs-ıla cem'-i mâl

Kimi bâb-ı tevekkülde Hudâsını vekîl itmiş

Kiminin sevgisin koyub gönüllerde habîb itmiş

Kimisini halâ'ik içre menfur u sakîl itmiş

Kimin 'arif kimin 'âbid kimin 'âşık kimin zâhid

Page 401: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

401

Kimin Kuddûsî-tek âvâre cebbar u celîl itmiş

827

Menânımda baña Vehhâb resûlin dest-gîr itmiş

Ki ben kulın Medîne şehrine şimdi müdîr itmiş

Müdîrin bilmezem ma'nâsını hayretde kaldım çün

Beni Hallâk-ı 'âlem böyle bir dîvâne pîr itmiş

Bu rü'yânın 'aceb ta'bîrini kimden su'âl itsem

Bilür zîrâ anı şol zâtı ki Mevlâ habîr itmiş

Değil her kişinin kârı bu sırrı eylemek idrâk

Hudâsı kimi sevdi ise 'irfanın kesîr itmiş

İki dürlü olur ta'bîri bu rü'yânın amma hîç

Aña bende liyâkat yok ki Hak miskîn hakîr itmiş

Biri zahir müdîri olmağa dâl birisi bâtın

Baña zahir yaraşmaz Halikım müflis fakîr itmiş

Dahi bâtın müdîri olmağa yok bende istihkak

Denâ'etde kabâhatde Hudâvend bî-nazîr itmiş

Bulub Kuddûsî-yi bî-çârenin gönü teselli dir

Beni Hak nûr-ı fahr-ı kâ'inâtdan müstenîr itmiş

828

Medîne şehrine Mevlâ beni düşde müdîr itmiş

Habîbi işiğinde bende-i bî-kes hakîr itmiş

Uyanub uyhudan kıldım tefekkür sırrını anın

Didim Hak dostını fazlıyla baña dest-gîr itmiş

O 'âlî mansıba hergiz değil isem de ben lâyık

Mücerred rahmetiyle ol Hudâ lutfın kesîr itmiş

Sene bin iki yüz elli tokuz mâh-ı Muharrem hem

Bu târîhde baña Vehhâb ki bahşîş-i kebîr itmiş

'Amelden kalmış öküzler gibidür şimdi Kuddûsî

Beni zikr eylesün kulum deyü Hallâkı pîr itmiş

829

Beher şey'e kadirsin çünki ey Hallâk-ı mahlûkât

Benim bir hacetim var it kazâ yâ Kâdiye'l-hâcât

Seniñ kapuñda biter işleri halk-ı cihanın heb

Saña kulluk iderler cümle masnû'ât ü mevcudat

Kamusının virirsin fazlın ile sen murâdların

Kimi ancak diler dünyâ kimisi ni'met-i cennât

Page 402: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

402

Dilerem ben kuluñ bir nesne kim yok bende istihkak

Velîkin rahmetin ile virilür cümle matlûbât

Bu Kuddûsî hemân sen pâdişâhından diler her ân

Cemâl-i pâkine bakub ola mest dâ'imü'l-evkât

830

Ey Hudâ ben eyledim çok mâsivâya iltifat

Düşmişem girdâb-ı zenbe tut elimi vir necat

Ol habîbin hürmetine geç günâhımdan kamu

Kim anı kıldın şefî'-i müznibîn ü müznibât

Halkı yaratdın anınçün hem anı kendin içün

Bâ'is-i îcâd-ı mahlûkât-ı fahr-ı kâ'inât

Andan eşref kimse yokdur cümle mahlûk içre çün

Gönderildi on sekiz bin 'âleme rahmet o zât

İtdiler anı vesîle enbiyâ vü mürselîn

Aña hem anlara olsun bî-şümâr bî-had salât

İttihâz itdiñ ânı dost kendine kıldın halîl

Destine virdin şefâ'at mansıbı içün berât

İder anınla tevessül ins ü cin imlâk saña

Olınur şer hayre tebdil mahv olur her seyyi'ât

Altun idem saña Bathâ tağını dimiş iken

Arpa çöreğini yidi yimeyüb kand ü nebat

Mâsivâya bakmayub hîç iştiyakından senin

Cümle peygamberlere şâh oldı min külli'l-cihât

Aña bağışla bu Kuddûsî güneh-kâr kulunı

Mürde gönli bahr-i rahmetden kanub bulsun hayât

831

Câm-ı 'ışkı nûş idüb serhoş olan pâkîze zât

Dû cihanın gussasından lâ-cerem bulur necat

Cezbe-i 'ışk her kimin gönüne tolarsa eğer

Gözlerine girmez anın subh u şâm asla sebat

Aferin ol merde kim kodı bu yolda başını

Sen de 'âşıksan eğer var kendini meydâna at

Ta'ne-i 'ışk ile maktul olanı sanma ölür

Haydur ol geldi yeniden cismine anın hayât

Kalb-i 'uşşâka füyûzât irişür Hakdan müdâm

Anın içün eylemezler mâsivâya iltifat

Page 403: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

403

Nûr-ı 'ışk-ıla mücellâ 'âşıkın dil hanesi

Ehl-i 'ışkın oldı a'lâ kadri min külli'l-cihât

'Âşıkân eşrâf-ı halkdur anların hürmetine

Yağdırır bârânı Yezdan bitirir yerde nebat

Kulluk istersen Hudâya 'âşık ol Kuddûsiyâ

Yek nefes cezbe hayırlu ez-hezâr savm u salât

832

Zümre-i 'uşşâkın olur cümle günâhı hasenat

Sanma ki uçmakda bulur 'ışksız olanlar derecât

Mü'min-i 'ışk muhlis ider mürşid olub anı yeder

Tutub elin dosta gider olur o kul 'âşık-ı zat

Çünki 'ibâdetde riyâ iden olur tarda seza

Sevmez anı bil ki Hudâ yerini eyler derekât

Eyleyen İblîsi harûn itmediği 'ışka rükün

Kılmadı 'ışk bağrını hûn bulmadı îmân u sebat

Olsa idi 'ışkı eğer şirkden ider idi hazer

Olmaz idi ehl-i sefer bulur idi fevz ü necat

Ademe çün eyledi kîn benlik idüb oldı la'în

Eylemeyüb secde hemîn itdi gavâyet iki kat

'Işk odına yanmamağın bâde içüb kanmamağın

Kibr idüb utanmamağın kârına irişdi şetât

Yok idi Bel'amda dahi zerrece 'ışk diñle ahî

Eyledi 'ucbuñ vesahı misl-i hamîr fi'l-felevât

Redd idüben anı Hudâ kıldı makamını lazâ

Kalmadı heb oldı heba 'ilm ü 'amel savm u salât

Her kimi kim sevse Hudâ 'ışkın aña eyler 'atâ

Gönü bulur zevk u safâ virmek-ile 'ışk neşevât

Kıldı safî Âdemi 'ışk oldı anın hem-demi 'ışk

Virdi hemîn hoş demi 'ışk gitdi kamu gam kasevât

Virdi terakkî aña hem 'ışk-ı 'azîz añla dedem

Zellesine itdi nedem yok bu sözümde şübehât

Cümlemizin ceddi o zât bulmuşuz anınla hayât

İderiz aña salavât küllü 'aşiyy ü gadevât

İtme bu Kuddûsîye sen buğz u 'adavet kötü zan

Hakdır aña 'ışkı viren kıldı enîs fi'l-halevât

833

Page 404: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

404

Her kimin kim oldı 'âlemde hemân maksûdı zât

İtmedi hîçbir cihetle mâsivâya iltifat

Çünki virmez gönlüni yâr isteyen ağyarına '

Abidiñ tâ'ati 'arifler katında seyyi'ât

Cennet içün rûz u şeb sa'y eyleyen 'âşık değil

Varsun ol kılsun hezârân savm u hace ile salât

Ey mürâ'î mü'min olmadın henüz bil kendini

Çün riyâ şirk-i hafîdiir didi fahr-i kâ'inât

Zikre meşgul ol gice gündüz ki kalbin ola pâk

Hem fütûh ola müyesser sana min külli'l-cihât

Mâsivâdan zerre kalmaz zâkirin gönünde hem

Bulısar zevk u safâ rûhı dahi cismi hayât

Hazret-i Kuddûsa 'âşık ol hemân Kuddûsîyâ

Koyma ağyarın gönülde her ne ki var ise at

834

Hemân kullukda ol sana ider Mevlâ hidâyet

Hazer eyle riyadan çünki ol büyük kabahat

'Amelde şart hulûsdur ansız olur kişi müşrik

Mukarrebler iderler kalblerin şirkden sıyânet

Bilür Halik ne merkûz oldığın gönülde zâhid

Kolay zann itme istînâs anınla güç be-gâyet

Ki 'allâmu'l-'uyûbdur ol riyadan ictinâb it

Olur techîl anı hâşâ riyâ dinle nasîhat

Hulûs 'ışk-ile 'ışk zikr-ile kalbde hâsıl olur

Çalış Kuddûsiyâ zikre dem-â-dem eyle gayret

835

Hudânın kullarına çün ulu ni'met nasîhat

Sakın itme 'inâd zâhid bize rahmet nasîhat

Ki vardur anda bî-had sırr u hikmetler fevâ'id

Virür mü'minlerin îmânına kuvvet nasîhat

Kelâmında bize eyler nasîhat Hazret-i Hak

Tutanları kılısar lâyık-ı cennet nasîhat

Resûlullah nasîhat eylemiş çok ümmetine

Anın çün oldı bize vâcib ü sünnet nasîhat

Ebûcehlin sebeb hüsranına oldı 'inadı

Ebûbekri kılandur efdal-i ümmet nasîhat

Page 405: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

405

Bu minberler bu kürsîler kadîmden oldı sünnet

Münafık münkir ü fâsık sanur bid'at nasîhat

Gelübdür devr-i Ademden berü öğüt bu âne

Sakın zann itme kim olmuş yeni 'âdet nasîhat

Hidâyet Hakdan olunca kula tutar sözi bil

Eğer tutmaz ise olur büyük âfet nasîhat

Hemân nush eyle Kuddûsî ider ise de îrâs

Zemân bozılmağ-ıla nâsıha zahmet nasîhat

836

Ey Rabb u Latîf vir bize sen emn ü selâmet

Sana yaraşur lutf u kerem bize hatî'at

Olduk bu belâyâya seza gerçi velâkin

Rahman ü Ra'ûfsun bize it rahmet ü re'fet

Tevhîd ideriz biz seni dâ'im bilüriz hem

Var sende'azâba dahi 'afv itmeye kudret

Eyle bizi ıslâh idelim hoş sana kulluk

Hem eyleyelim sıdk-ile ikbâl ü inâbet

Kuddûsî-yi pîrin bu-durur şimdi du'âsı

Rıfk-ile bizi toğrı yola eyle hidâyet

837

Ey birader cîfe-i murdara itme iltifat

Sevme hergiz çünki dünyâ hubbı re's-i seyyi'ât

Niceler cem' eyleyüben itdiler tuğyan kamu

Kesret-i mâl ile oldılar salâh ehl-i 'usât

Bil ki yaklaşdı kıyamet bozılur cümle cihan

Gün-be-gün artar fesâd ü fitne min külli'l-cihât

Medrese mescid ü tekye yapmanın vakti değil

Çekme zahmet mâlı itlaf eyleyüb kılma rüfâ

Ehl-i îmân hicret iderler Hicaza cümlesi

Pes nisa sıbyân giderler mâşiyât u hâfiyât

Çün kıyamet dört yüz ile beş yüzün beynindedir

İttifâkîdir bu söz sanma anı sen türrehât

Dört yüze varmağa vardır yüz otuz iki sene

Anın içinde vuku' çok fitne var dimişler rüvât

Nice mü'min sâlihi merdûd u mel'ûn kıldı mâl

Dir ki Kuddûsî dimiş mâl fitne fahr-i kâ'inât

Page 406: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

406

838

Hasret odı şâhâ yüreğe itdi sirayet

Olmaz mı 'aceb hûb yüzüni görmeğe ruhsat

Lâyık değilem gerçi senin vaslına amma

Yokdur keremin bahrine hîç hadd ü nihayet

Taklîddür işim gerçi benim cümle velâkin

Tahkîka irer sıdk ile çok ehl-i vühâlet

'İlm ile 'amel zühdi kamu 'ışka değişdim

Bildim ki riyâ eylemez erbâb-ı melâmet

Kuddûsîye it vaslını fazlınla müyesser '

Ubbâdına vir cennet-i Firdevsde refâhet

839

Sâlikâ ister isen 'azm itmeye toğrı sırat

Dâ'imâ tevhide meşgul ol gönülde bul neşât

Zikrini kesme lisânından gice gündüz hemîn

Halikın hem kulluğunda it be-gâyet ihtiyat

Ehl-i dünyâdan ırag ol çok da ülfet eyleme

Hacetin mikdân söyleş eyleme hîç ihtilât

Mülhidiñ yanına varma ki seni ıdlâl ider

Meclisinde oturuban itme asla inbisât

Sûfî-yi câhilden eyle ihtiraz olma refîk

Kâmilin ayağı altına döşen misl-i ribât

Ehl-i zikre it mahabbet çün celîsi Hakk anın

Münkirin incinme kardaş itdiğine inhirât

Zikre Kuddûsî devam eyle hemân leyl ü nehâr

Vâsıl-ı Mevlâ olub bul dû cihanda igtibât

840

Kime 'arz ideyin ben hâlimi ey Kâdîyü'l-hâcât

Basîrsin sen 'Alimsin hem Mücîb hem Sâmi'ü'l-esvât

Ulu kiçi gedâ sultân kapuñ sâ'illeridür heb

Kılub hoşnud kamusını idersin dürlü taltîfât

Saña ma'lûm ki yaşımdur benim yetmiş tokuz şimdi

Tezâyüd eyledi mihnet elem ekdâr ile 'âhât

Bu gün rahme seza oldum baña it merhamet re'fet

Marîzem hâlimi sor lutf idüb fî ekserü'l-evkât

Vatanda olmışam mahzun garîb hem münkesir gönlüm

Buyur kıl tesliye bu gönlümi sen eyle teşrifat

Page 407: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

407

'Iyâl ü akrabadan yok baña 'avn ü meded hergiz

Dilerler dâ'imen senden i'ânet cümle mahlûkât

Bilürsin çünki Kuddûsî tevekkül eylemiş saña

Vekilisin anın sen dû cihanda eyle tekrîmât

841

Fıkh ile bilinmez imiş esrâr-ı mahabbet

Zühd ile zuhur eylemez âsâr-ı mahabbet

Vir varını heb yâre koma dilde sivâyı

Yağmalasun ağyarını Tâtâr-ı mahabbet

Aç gözini bak sun'ına Hallâk-ı Azîmin

Gönülde temevvüc ide ebhâr-ı mahabbet

Zikr eyle hemîn bir nefesi boşa geçtirme

Tolsun içine zikr-ile envâr-ı mahabbet

'Işk 'âşıkı cezb eylese dildâre 'aceb mi

Elbetde gelür dostına bîmâr-ı mahabbet

Dirler baña ihvân-ı zemân söyleme gel çok

Mümkin mi ki söylenmeye güftâr-ı mahabbet

Meydân-ı ma'ârif mütezehhidlere kaldı

Çok sûfîyi câhil ider izhâr-ı mahabbet

Da'vâ-yı mahabbet mi ider 'âşık-ı sâdık

Hak talibi olan ider ızmâr-ı mahabbet

Yok zerrece 'ışk münkir-i bî-çârede nitsün

Ol 'özr ile dûr itdiği inkâr-ı mahabbet

Hâl ehline kâl ehli nice (olur) mümasil

Çün anın akar gönline enhâr-ı mahabbet

Zevk eylemeyen lezzet-i 'ışkı bilemez hîç

Olmadı o bîgâne giriftâr-ı mahabbet

Kuddûsîyi 'ışk mest-i müdâm itdi ayılmaz

Hem yüreğini yakdı anın nâr-ı mahabbet

842

Zâhid çekemez çünki ağır nâr-ı mahabbet

Hem sığmaz anın ağzına güftâr-ı mahabbet

Dünyâyı sever canı gibi vâ'iz-i höd-bîn

Halk içre oturmış ider izhâr-ı mahabbet

İtmez mi 'aceb havf u haya Hazret-i Hakdan

Sanur özini vâkıf-ı esrâr-ı mahabbet

Page 408: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

408

'Âbid çalıştır cennet içün gice vü gündüz

Yakmadı anın bağrını hîç nâr-ı mahabbet

Zann itme tehîdür bu cihan 'âşık-ı Hakdan

Sen sözimi tut eyleme inkâr-ı mahabbet

Her beldede var ehl-i mahabbet ki hemân sen

Bul anları sev eyleyüb ikrâr-ı mahabbet

Ol tâ'ifenin bil ki Hudâ oldı celîsi

Pes eyledi anları giriftâr-ı mahabbet

Sevdiği içün anları ol sevdiler anlar

Anlara zuhur eyledi âsâr-ı mahabbet

Çün oldılar anınla enîs bezm-i elestde

Pes toldı gönüllerine envâr-ı mahabbet

Kuddûsî-yi bî-çâreye ta'n eylemeniz kim

Yok 'aklı anın olalı bîmâr-ı mahabbet

843

Geldi dil-i dîvânına çün bûy-ı mahabbet

Düşürdi bu gavgâlara âmû-yı mahabbet

Seyyah oluban Hindu Yemen Rûm u Hicazı

Olursa revân derd-ile hem cûy-ı mahabbet

Müştak oluban nâre gönül eylemez ârâm

Nitsün aña sihr eyledi câzû-yı mahabbet

Olmadı müyesser baña bu dünyâda bir dem

Rahat vire bu cân u dil ârzû-yı mahabbet

Fahr eyleme zâhid 'amelim çok deyü zîrâ

Temyîz ider a'mâli terâzû-yı mahabbet

Gark itdi vücûd mülkini deryâ-yı teşevvuk

Göründi gönül gözine çün sû-yı mahabbet

Cânânı taleb eyler iseñ canı fidâ it

Gel gör ki açık 'âşıka çârşû-yı mahabbet

Kuddûsîye Hak ni'metini eyledi itmam

Çün gönlini pâk eyledi câzû-yı mahabbet

844

Muhibb olmağa sa'y it gör ne hâletdir mahabbet

Hısâl-i evliyadan hoşça hasletdir mahabbet

Mahabbetsiz havâyic kulluğu makbul değildir '

İbâdet içre bir güzel 'ibâdetdir mahabbet

Page 409: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

409

Mahabbetle necatı buldı rif at dû cihanda

Sa'îd olur muhib zîrâ sa'âdetdir mahabbet

Hem oldı şâh-ı Tubba' sâlihînden bin yıl akdem

Muhiblerden olagör sen kerâmetdir mahabbet

Keder itme ki bende yok deyü 'ilm ü 'amel hem

Yeter sana 'azîzim ulu devletdir mahabbet

Dahi kat'-ı ümîd itme günâhım çok deyü sen

Muhibb ol eyle istiğfar ki rahmetdir mahabbet

Bakılmaz hîç muhibbin zenbine 'âdet kadîmden

Ne devletdir ne 'izzetdir ne ni'metdir mahabbet

Muhib mahbûba Kuddûsî olur anınla vâsıl

Sebeb vasla mahabbetdir mahabbetdir mahabbet

845

Hazer kıl itme sâlik tâlib-i dünyâ ile sohbet

Yaraşmaz 'âşıka ki râgıb-ı 'ukbâ ile sohbet

İrer gizlü gicenin sırrına vâkıf mukarrebler

Virir kalbe safâ bil 'ârif-i dânâ ile sohbet

Dimişdür çünki Mevlânâ ki yüz bin etkıyâdan yeğ

Hemân bir dem gürûh-ı 'âşık-ı Mevlâ ile sohbet

Firar it kalbi a'mâ münkir-i 'uşşâk-ı Yezdândan

İder îrâs bürûdet kalbine a'mâ ile sohbet

Musâhib olma sûfîlerle câhil şeyhe bir lahza

Virir gaflet bu Kuddûsîleyin ednâ ile sohbet

846

Bir şehin 'ışkı beni dîvâne kıldı 'akıbet

Şem'ine karşu yanar pervane kıldı 'akıbet

Düşürüb sevdasına rüsvâ-yı 'âlem eyledi

Ülfet-i nâsdan çeküb bîgâne kıldı 'akıbet

Gönlümi cezb itdi hergiz 'akl u 'arım kalmadı '

Işk girüb dil şehrine vîrâne kıldı 'akıbet

Tıfl iken içirdi baña hem şarâb-ı 'ışkını

Pîrliğimde sâkî-yi meyhane kıldı 'akıbet

Varımı heb aldı yağma eyledi 'ışkı gelüb

Bu garîb Kuddûsîyi ferzâne kıldı 'akıbet

847

Sabr eyle gönül derdine derman gelür elbet

Page 410: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

410

Sen hasteye bil şöyle ki Lokman gelür elbet

Zühd ile kişi sanma ki Hakkı bulur ancak '

Işk olmasa yoldaş aña hüsran gelür elbet

Nâlân olur 'âşık olan üftâde bu yolda

Bülbül gül içün gülşene giryân gelür elbet

Bu 'ilm-i cedel kibre sebeb dimiş erenler

Müstekbir olan kimseye hizlân gelür elbet

Şeyhin izini gözle sakın olma muhalif

Ki şeyhsiz olan sâlike şeytân gelür elbet

'Işkı idegör başına tâc dime mecazî '

Âşık olanın gönline 'irfan gelür elbet

Her gice temellük idüben yârine yalvar

Nâlân olagör ki sana ihsan gelür elbet

Çok cürm ü günâhım deyü kat' itme ümîdi

Suçum bilen müznibe gufran gelür elbet

Kuddûsî-yi bî-çâre koma gayriyi dilde

Şol hâne ki âbâd aña sultân gelür elbet

848

Sebebdir rızka san'at yâ ticâret

Kadîmden böyle olmış çünki 'âdet

Viren Hâlik-durur heb halka rızkı

Husûline sebebler oldı âlet

Nice mahlûka virir hem sebebsiz

Kamusına ider rızkı kifayet

Tevekkül it aña her hâlde sâlik

Tarîka sıdk-ıla eyle 'azîmet

Şerîatsiz sülük itmekdir ilhâd

Tarîkin çün esâsıdır şerî'at

Bilinmez ma'rifet sırrı tarîksız

Bulunmaz ma'rifetsiz hem hakîkat

Saña öğretdi Kuddûsî sülûki

Yola git iste Hâdîden hidâyet

849

Allâhı seven eylemez ağyar ile sohbet

Ağyarı seven kande ide yâr ile ülfet

Sevmek dir isen şahını bende nice olur

Page 411: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

411

Turmaz dili her dem ider ezkâr ile ülfet

Her kim ki ider nâs ile üns müflis olur hem

Dünyâ sevenin cismi ider nâr ile ülfet

Cennet dileyen terkin urur fânî cihanın

Hîç eylemez olur sîm ü dînâr ile ülfet

Hak 'âşıkının iki cihan gönüne girmez

Maksûdu hemân rü'yet-i dîdâr ile ülfet

'Abid de diler cennet içinde yiyüb içmek

'Aşık diler ancak ide dildâr ile ülfet

Bu kîl ile kaiden geçüben zikre çalışmak

Farz 'âşıka kim eyleye bu kâr ile ülfet

Kuddûsîye bu pend yeter eylerse tenassuh

Simden girü çok itmesün eş'âr ile ülfet

850

Ey 'âşık eğer ister isen yârine vuslat

Dünyâyı sevenlerle sakın eyleme ülfet

Aldanma anın nakşına sen gönlini virme

Çün zahiri ni'met görinür bâtını mihnet

Hırs ile anı cem' idenin turma yanında

Hak sevmez o sehhâreyi hîç itme mahabbet

Halk itdi Hudâ çünki seni ma'rifet içün

Tahsîl-i ma'arif idegör itme batâlet

Karun gibi dînârı dirüb dînini yıkma

Tut sözümi Hak virdiğine eyle kanâ'at

Bu mezra'ada kesb olunur âhiret ancak

Cehd eyle bugün geçmiş iken destine fırsat

Hem kıllet-i kesbiyye musîbet bu cihanda

Kesret dü cihanda olısar ulu musîbet

Yâd eyle seni halk idenin ismini dâ'im

Kuddûsî-yi bî-çâre ider sana nasihat

851

İlâhî dilerem senden suhulet

Ki ola beynimizde hoşça hûlet

Za'îfem idemem saña 'ibâdet

Yaşım yetmiş sekiz geldi kehûlet

Dahi mağlûb-ı 'ışk u cezbe oldum

Page 412: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

412

Delüyem 'aklıma irdi füyûlet

Günâhım mağfiret kıl hadden efzûn

Kamu ihvan ile gösterme hûlet

Hidâyet it tarîk-ı müstakime

Baña sen eyle rıfk-ile dulûlet

Lisân zikrinle kalb fikrinle olsun

Sülük ehline anlar ulu devlet

Kafes eski gönül mahzun sakam çok

Olur sıhhat ile ancak rücûlet

Diler Kuddûsî-yi bî-çâre kulun

Gele zikrin ile aña butûlet

852

Baña Hakdan ulu ni'met bu 'uzlet

Ki ben hocaya hoş devlet bu 'uzlet

Çekildim haneme elhamdülillah

Virir sâliklere rağbet bu 'uzlet

Sanur zâhid ki 'uzlet bid'at ancak

Ne bilsün oldığın müddet bu 'uzlet

Terahhum eyleyüb ol ulu Rahman

Didi kulım saña bir hamd bu 'uzlet

Çü halkın ekseri dünyâya tâlib

Fakîr Kuddûsîye 'ismet bu 'uzlet

853

Vir İlâhî rahmetinle baña sıhhat 'afiyet

Şeyh-i fânî haste oldum eyle re'fet merhamet

Ser tabîbim var iken bir kimseden itmem su'âl

Kapıma geldim Kerîmâ eyle kuvvet mevhibet

Çok zünûbum hem 'uyûbum eylerem senden recâ

O1 habîbin Mustafânın hürmetine mağfiret

Olmışam nâçâr bilürsin ey 'Alîm ahvâlimi

Dû cihanda ol mu'înim baña gösterme 'anet

İt bu Kuddûsî gedânın sen du'âsını kabul

Cümle ihvan ile hergiz görmesün havf u kalet

854

Geldim Gafûrâ Kapuña idüb recâ-yı mağfiret

Yaş yetmiş üçdür ak sakal cismim nahîf it merhamet

Page 413: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

413

Nefsim katı azgun olur senden cüda itmek diler

Şehvet hevâ yerleşdiler ider 'Azâzîl şeytanet

'Ucb u gurur kibr ü riyâ ilkâ iderler gönlümi

Hem dir ki boldur rahmeti işle hemân sen ma'siyet

Sığınuram andan saña hıfz eyle şerrinden beni

Nice keramet sahibin îmândan itdi ta'riyet

Esmâ-yı hüsnâ hakkiçün ol dest-gîr Kuddûsîye

A'dâsına kılma zebûn virgil selâmet 'afiyet

855

Ey kamu halka na'îmler eyleyici mevhibet

Pîr ü 'âciz bir fakîr ü sâ'ilem it merhamet

Beklerem gitmem kapuñda eyleme mahrum beni

Eyle vîrân gönlümi fazlınla ta'mîr tesliyet

Bendelikde var ise taksirim ey şahım benim

Sen Gafûrsın dahi Tevvâbsıfi idersin mağfiret

Cümle mahlûk olsalar sana mutî' virmez nefa'

Hem hüzün virmez sana halk itseler heb ma'siyet

Kapuna mahzun gelen mesrur olur dâ'im senin

Geldi Kuddûsî kapuna eyleyüben ma'zeret

856

Hudâdan isteme keşf ü keramet

Hemân iste hidâyet istikâmet

Haram 'uşşâk-ı Hakka mâsivâ çün

Yaraşmaz bil sana gayre mahabbet

'Azîzim lutf idüb tutgıl sözimi İrer

Mevlâya tîz tutan nasîhat

Seni kulluk içün yaratdı Halik

Kula farz müstehabdır şâha hizmet

Gürûh-ı sâdıkâna ol mecâlis

Ta'allüm eyle ihlâs u sadâkat

Hazer kıl zümre-i ehl-i havâsdan

Görirler âhiretde gam kasavet

Okurlar çünki esmâ-yı Hudâyı

İderler sû'-i niyyetle kabahat

Dahi dervîş-i câhilden ırag ol

Sebeb hizlân ü hüsrana cehalet

Page 414: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

414

Bu Kuddûsî kocanın oku nazmın

'Amel it kim bulasın Hakka vuslat

857

Bugün bin iki yüz elli tokuz târîh-i hicret

Muhakkak bil birader kim karîb rûz-ı kıyamet

Zuhur ider imiş yüz yıl başında çiinki Mehdî

Eğer üç yüzde iderse zuhur yaklaşdı müddet

O vakte varmağa kalur hemân kırk dahi bir yıl

Yaraşmaz ehl-i îmâna bu ezmân içre gaflet

Eğer dört yüzde teşrîf ider ise ol cihanı

Kalur yüz kırk ve bir yıl bulmağa ümmet refâhet

Hurûc ider imiş sonra dahi Deccâl ü fiten

Cihanda yok imiş andan eşed hergiz musibet

İnüb' Isâ nebî gökden anı kati eyler imiş

Ahadîs ile müsbetdir ki hîç yok şekk ü reybet

Kıyamet dört yüz ile biş arasında koparmış

Bize lâyık olan şimdi bükâ-yı havf u haşyet

'Alâmetler te'âkub ider imiş ol zemânda

Dime yokdur kıyamet iktirâbına 'alâmet

Zuhur ider imiş tîz tîz melâhim az vakitde

Çeker imiş o günlerde cihanın halkı zahmet

İdelim rûz u şeb Kuddûsiyâ mü'minler ile

Du'â vü zikr ü istiğfar ü Mevlâya inâbet

858

İder hicret Hicaza cümle ümmet

Muhakkak bil karîbdür çün kıyamet

Binâ-yi medrese mescid hebâdur

Sakın mâl hare idüben çekme zahmet

Medîne şehrine îmân çekilür

Buyurmışdur Resul yok şekk ü reybet

Eğer var ise dînâr itme itlaf

Olur lâzım sana tutgıl nasîhat

Sana pend itdi Kuddûsî 'azîzim

Harîs ü müsrif olma it kanâ'at

859

Gafûrâ çok benim zenbim sen eyle mağfiret re'fet

Page 415: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

415

Rahîm ismin dahi Rahman baña it lutf ile rahmet

'Uyûbum hem hesâbsızdır seniñ adın-durur Settâr

Eğer setr itmez isen cümle halk benden ider nefret

Gice gündüz günâhı işlerem çün olmışam mecbûl

Seniñ Gaffârhgın virir ki istiğfarıma kuvvet

Menâmımda Habîbin cismimi mesh eyledi bî-had

İder bu gönlümi ol tesliye çünki büyük ni'met

Bu Kuddûsî ümîdi kesmeyüb hîç rahmetinden dir

Beni tard itme kapuñdan Kerîmâ it kerem 'ismet

860

Ey birader ikidir bil ki cennet

Birinde var-durur envâ'-ı ni'met

Birinde rü'yet-i dîdâr iderler

Bulurlar dâ'imâ rü'yetde lezzet

Görünmez gözlerine mâsivâ hîç

Beher ân işleridir çünki hayret

Olurlar tâ ebed sekrân u hayran

Cemâl seyrine iderler kanâ'at

Sever anları Kuddûsî-yi gafil

Anın kârı-durur ancak mahabbet

861

Geylânî tarîki bu zemân halkına rahmet

Ol zât-ı şerif çünki ider bize i'ânet

Dünyâya rükün eyleyüben yolı yitirdik

Eyler bizi irşâd içün ol himmet ü gayret

Görmez aña her kim ki mürîd olur ise gam

Çekmez aña mensûb olan üftâde meşakkat

A'dâsını bâtın kılıcıyla ider ihlâk

Yatub uyur iken ider ol sâlike nusret

Kılmaz anı çalışmağa muhtâc gice gündüz

Ol zümreden olur yoğise dahi liyâkat

Olur aña mensûb kişi itmek ile da'vâ

Eyler aña ben Kâdirîyem dimek kifayet

Hak anı kılar sâlih ise talih ü 'âşık

İtmek ile sıdk ile o sultâna meveddet

Anlara mukârin olan olur sü'edâdan

Page 416: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

416

Anlar ile Hak sevdiği kimse ider ülfet

Kuddûsîye çok eyledi eltâf-ı keremler

Ol bâr-ı Hudâ sâhib-i ihsân-ı keramet

862

Bu dünyâ mü'mine zindan imiş bil kâfire cennet

İder tathîr günâhdan mü'mini heb çekdiği mihnet

Günâhı kalmayub hergiz olısar rütbesi bâlâ

Virir cennetde aña Hak Te'âlâ bî-hisâb ni'met

Cahîmde kâfire olan 'azaba nisbet ile hem

Olur dünyâ aña cennet gibi görmez keder sıklet

Birader ol belâya sâbir ü râzî kazaya sen

Hudâdan iste dâ'im mağfiret rahmet dahi re'fet

Sever Mevlâ ihanet eylemez mü'min kulına hîç

İder Kuddûsîye ikram bu zahmetler olur rahmet

863

Resûl-i Hak buyurmış yok-durur dünyâda rahat

Dimiş hem mü'mine zindandır ol küffâra cennet

Ana rahminde çekmişem sıkıntı dürlü dürlü

Toğar iken dahi çok çekmişem şiddet meşakkat

Sabî iken ne mihnetler çeküb ağlamışam çok

Cüvânlıkda olub aşüfte çekdim dahi 'usret

Hevâ-yi nefse uyub nice dem 'ışk derdi çekdim

Tezevvüc eyledim nisvânı artub nâr-ı şehvet

Tevellüd itdi anlardan yigirmi iki evlâd

Kamusı virdiler baña hisâbsız hüzn-i kürbet

Cemî'-i hâlde kârım zikr-i Mevlâ idi zîrâ

Bulur idi anın (yâdıyla) gönlüm hoş halâvet

Karışdım nice dem nâsa cefâlar itdiler çok

Dahi başıma geldi pîrliğimde bâr-ı şöhret

Za'îf olub firar itdim kamu halk-ı cihandan

Bu vaktimde baña oldı ulu ni'met bu 'uzlet

'Asîr imiş kocalık takatim yok kulluğa hîç

Ne rahat var ne kuvvet var ne takat var ne lezzet

Keder eksik değil evvelki vaktim gibi el'ân

Tahammül idemem ahzâna virir baña sıklet

Meşakkatle terakkî ider imiş çünki inşân

Page 417: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

417

Olur Kuddûsiyâ bil kim meşakkat ile vuslat

864

Men bir marîz koca kişiyem ey Rahîm it merhamet

Gaffar u Settâr u Halîmsin it beni hem mağfiret

Nefsin hevâsına uyuban işledim bî-had günâh

İblîs dahi itdi beni igvâ içün pes şeytanet

'İrfan 'ilim tahsiline hîç sa'y u gayret itmedim

Virilmez imiş rûz u şeb nâ'im olana ma'rifet

Âhir zemânın halkına menfûr-durur nush eyleyen

Fâsık zalûm pes 'indlerinde mu'teber hem mültefet

'Afv eyle yâ Kuddûs Kuddûsî güneh-kâr Ahmedi

Gufran yaraşur pâdişâha çün aña da ma'siyet

865

Dilerem senden Latîfâ lutf u rıfk u 'afiyet

'Ayb u zenbim çok-durur hem eyle setr ü mağfiret

Ben za'îf kalb münkesir ekdâr u ahzân bî-şümâr

Kuvvet-i kudsiyye vir hem gönlümi it tesliyet

Gice uzun uyhu az yaklaşdı çü kış günleri

Takatim yok hasteyim pîrim baña it merhamet

Hoş bilürsin yalınuz bir hücrede eğlenirem

Ol celîsim gice gündüz dahi gösterme 'anet

Yardım eyle dû cihanda bu koca Kuddûsîye

Pâdişâh ider kocayınca kulına mevhibet

866

Beni bağlamalu dîvâne kıldı 'akıbet hasret

Haram oldı henüz ağyar ile 'îş ü dem ü 'işret

Karârı kalmadı 'ışkın tuyaldan sırrını cânâ

Gönül sabr eylemez bir lahza yokdur neylesin kudret

Ne mümkindir baña simden girü rahat cihan içre

İrişdi gûş-i cana çünki gel 'ışka deyü na'ret

Eğerçi dû cihanın devletinden yeğ-durur 'ışkın

Velâkin 'âşıka müşkil belâdur firkat ü hicret

Güzellikde senin ferd oldığın fehm eyleyüb ey dost

Cemâl-i bî-misâlin görmeğe gönlüm çeker gayret

Sabâ esdikce zülfiñ kohısından oluram medhûş

Ne sırdur bu ne hikmet kim irişdi gönlüme hayret

Page 418: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

418

Bıragub ibn-i Edhem-veş kamu varım olam dervîş

Gerekmez şol 'alâ'ik kim baña şuglı virür 'usret

Onulmaz derde oldı mübtelâ Kuddûsîye lutf it

Visalin merhemin gönder ki artdı dem-be-dem gamret

867

Hudâvendâ baña vir lutf idüb zikrin ile ülfet

Kaçuban cümle nâsdan eyleyem âhû gibi vahşet

Ki kıldım vaktimi nâs ile istînâs idüb zayi'

Beni simden girü hıfz it kamu nâsdan idem 'uzlet

Kocadım idemez oldum saña kulluk cevârihle

İdüb meczûb u hayran kıl mukarreb bulayın kurbet

Saña her kim olur 'âşık sivâya iltifat itmez

Baña vir 'ışk u cezbe mâsivâdan eyleyem nefret

Bu Kuddûsî kulun seksen yaşında bir güneh-kârdır

Kapuñdan itme tard anı hem eyle re'fet ü rahmet

868

Rahîmâ it Muhammed ümmetine lutf u rahmet

Kamusın mağfiret eyle çü fazlın bî-nihâyet

'Uyûblarını setr it bilmesünler ehl-i mahşer

Habîbini şefî' kıl anlara itsün şefâ'at

îderler cân u dilden sen 'azîmü'ş-şânı tevhîd

Bilüb hem suçların dirler ki yokdur bizde takat

Geçir eshel tarîkıyla ne takdîr itdiñ ise

Seniñdür emr ü hükm ü re'y ü tedbîr ü irâdet

Dahi it mağfiret îmân u İslâm ehlini heb

Bu Kuddûsî günâh-kâr kocaya hem eyle re'fet

869

Tefekkür eyleyüb eslâfı hüzn itdim be-gâyet

Ki anlar turmayub sa'y eylemişler bî-nihâyet

Seher vaktinde halvet içre halkdan hâlî idim

Didim var mı benim gibi iden dürlü gavâyet

Nasihat iderem nâsa tutun sözimi direm

İderem tutmayanlara 'adavet kîn rimâyet

Baña nush eyleyenlerden idüb nefret kaçaram

Olur yanımda mergûb eyleyenlerim vişâyet

Ne 'ilmim var ne a'mâlim ne zühdüm var ne hâlim

İşim gücüm hemân gaflet kesel zenb ü cinayet

Page 419: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

419

Ne sabrım var ne hilmim var ne teslim ne tevekkül

Gelür ise keder cüz'î iderem çok şikâyet

Ne 'arım var ne 'aklım var ne fikrim ey karındaş

Utanmak bilmezem asla iderem zel hazâyet

Ne kesbim var ne kârım var ne hirfet ne hırâyet

Umaram ilden ihsanı idüb dâ'im devâyet

Ne ağlar gözlerim var ne yanar 'ışk-ıla gönlüm

Ne bülbül-veş lisânım var ider derdin hikâyet

Ne haccım var ne savmım var riyasız ne salâtım

Ki yok kalbimde âyât-ı hulûsdan zerrece ât

Ne dostum var ki ola anda dosta bir hediyye

Diyem şâha fakîr-âne idiser bu kifayet

Ne cismim var ki kulluk eyleyem Hakka keselsiz

Gice gündüz idem âdâb u tâ'ât ü ri'âyet

Bu Kuddûsî gibi yokdur cihanda bir güneh-kâr

Meğer ola bu gümrâha Hudâsından hidâyet

870

Hicranın odından iderem saña şikâyet

Cismimi yakub cân u dile itdi sirayet

Ey dost beni kurtar bu belâdan kerem eyle

Kıl bendene rahm eyleyüben 'avn ü 'inayet

Gam bahrine 'ışkın beni gark eyledi âhir

Şahım aña hîç yok mu 'aceb ka'r u nihayet

Nûş eylemişem rûz-ı ezel camı yedinden

Pes anın içtin 'ışkıma olmadı bidayet

Tâ bezm-i elestden berü ben 'ışk ile zârem

Bunca elemi çekdiğim itmez mi kifayet

Şol 'îd-i visalin demini ger sürer isem

Her lahzada biñ kez ideyim şükre ri'âyet

Göster yüziñi perdeyi ref eyle aradan

Hasret elemi bağrıma kâr itdi be-gâyet

Kuddûsî-yi bîçâreye lutf eyle kerem kıl

Hışm eyleme ol itdi deyü cürm ü cinayet

871

Ey Hudâ fazlınla baña eyle ihsan 'afiyet

Page 420: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

420

İsterem sen pâdişâhımdan beher ân 'afiyet

Dîn ü dünyâ âhiretde istedi anı Resul

Hem ulu ni'met didi ol fahr-i ekvân 'afiyet

Bir fakîr ü sâ'ilem geldim kapuña itme red

Dilerem senden diler hem cümle yârân 'afiyet

'Afiyet ister virirsin çünki heb halk-ı cihan

Vir baña hem ey Ganî Hannân ü Mennân 'afiyet

Eyle 'afv u 'afiyet in'âm kulun Kuddûsîye

Vir o pîre rahm idüb ey Rabb ü Rahman 'afiyet

872

Ey Gafur çokdur zünûbum sen beni it mağfiret

Hem kamu ahvâlde ihsan eyle 'afv u 'afiyet

Ehl-i îmânı cemî'an mağfiret eyle hemîn

Dû cihanda bize gösterme 'azâb ile kalet

İtmişüz îmân sana Rabb ü Halîmsin bî-gümân

Dahi Rahman ü Rahîmsin eyle rıfk u merhamet

Çün habîbin rahm ü re'fet eyleyicidür bize

Ol Şefî'ü'I-müznibîne lutf idüb kıl mevhibet

Pîr-i fânî haste Kuddûsî ider senden recâ

Hüsn-i a'mâl hüsn-i ahvâl dahi hüsn-i 'afiyet

873

Ey Gafur çokdur günâhımız bizim it mağfiret

Dileriz senden beher ân setr ii 'afv ü 'afiyet

Sebkat itmiş rahmetin çün hışmını yok şübhemiz

Her kime rahm ider isen ol kulun görmez kılet

Sen 'azîmü'ş-şâna yaraşur bizi 'afveylemek

Bize yaraşur hemân cürm ü hatâ 'ayb u 'anet

Çünki bir adın Halîmdir dahi bir adın Kerîm

Hem Ra'ûfsın hem Rahîmsin bize eyle merhamet

Dahi Rabbü'l-'âlemînsin eyledin Kuddûsîyi

Seksen iki yıl hesâbsız ni'metinle terbiyet

874

Biz hesâbsız işledik suç ey Gafur it mağfiret

Sana lâyık 'afv u gufran bize cürm ü ma'siyet

İ'tirâf-ı zenb idüb geldik senin dergâhına

Çünki Rahman u Rahîmsin bize eyle merhamet

Page 421: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

421

Hem buyurmuşsın ki müstağfirlere itmem 'ikâb

İsteriz biz gice gündüz mağfiret hem 'afiyet

Kârımızdır zikr ü istiğfara dâ'im iştigâl

Dû cihanda lutf idüb gösterme hîç mihnet 'anet

Oldı Kuddûsî bu gün pîr 'aybını setr eyle hem

'Işk u cezbe eyle ihsan dahi hüsn ü 'afiyet

875

Kadirsin ey Hudâ her şey'e vir bu cismime sıhhat

Seni zikr eyleyüb dâ'im bulayın anda hoş lezzet

Sivâ efkârı kalmasun deli gönlümde pâk olsun

Gürûh-ı 'âşıkâna it beni ilhak virüb hayret

Teneffür ideyin iki cihanın zînetinden hem

Beni dür itmesün bir lahza senden ni'met-i cennet

Bakayın dâ'imâ gökçek yüziñe görmeyüb gayrı

Cihanın hür u gılmânından idem vahşet ü nefret

Bu Kuddûsî kulum zümre-i 'âşıklarından kıl

Aña gösterme ey Sübbûh ü Kuddûs mihnet-i firkat

876

Virir eshâb-ı Kehfiñ kıssası inşâna çok hayret

Tefekkür itmek-ile Hakkı bilüb buldılar 'izzet

Cihanın halkı eyler heb şahadet kudret-i Hakka

Velâkin anların emsali hergiz itmemiş sebkat

Anın hem varlığına cümle eşya âyet olmuşdur

Olubdur anların ahvâli dahi bir büyük âyet

Nazar itdim yere göğe dimişler biz bu mahlûkun

İdelim Halikına cân u dilden sıdk-ıla hizmet

Kaçub tağa girüb gara uyumuşlar nice yıllar

Yatub üç yüz tokuz yıl eylemiş anları Hak 'ismet

Yimek içmek ferâş yorgan hasîr dahi yoğ-iken hîç

Kuru hâk üzre bulmuşlar ki bir sâ'at gibi rahat

Hudânın kudretin bil ey birader oku bu nazmı

Tefekkür eyle anların işini sen de al 'ibret

Kaçuban ehl-i dünyâdan teveccüh eyle Mevlâya

Gice gündüz hemîn tevhide ol meşgul idüb gayret

Girerler cennete zikr itmek-ile nice mîr pâşâ

Zarar itmez imiş 'âşıklara hîç saltanat kesret

Page 422: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

422

Hudâ 'âşıklarına sen mahabbet eyle Kuddûsî

Olur imiş ki anlardan muhibb olan belâ zahmet

877

Zen gibi gel sîm ü zer çokluğına olma neşît

Cem' iden mâlı olur rûz-ı kıyâmetde habît

Ehl-i dünyâya haramdır âhiret didi Resul

Aña dirler yok senin bunda nasibin ey ratît

Hazzını dünyâda aldın diyeler ol eblehe

Hazz-ı kâmil şol kişinin dir ki olmışdur samît

Âhiretden eksilür dünyâdaki derdin ile

Dirmegil bu cîfe-i murdarı ey ahmak zagît

Cem'-i dünyâ eyleme Kuddûsîyâ ol ehl-i

Hak Mâsivâsın sevme anın 'ilmi her şey'i muhît

878

'Işk beni mahzun iken kıldı bu dem şâd u neşît

Eyledi hem nev-cüvân olmış iken pîr ü rehît

Virdi hayret gönlüme şol kez ki ârâm idemem

Çekdi ma'şûka beni boynuma takuban şerît

Bende-i sâdıkleyin ilter beni ol şahıma

Rehberimdir 'ışk benim çün olmışam aña rabît

Varlığımdan her ne ki var ise virdim dosta heb

Böyle oldığına ahvâlim anın 'ilmi muhît

Ebsem ol zâhid sakın gel hemm-i 'ışk-ıla ki tâ .

Eyleme Kuddûsîye cevr gönü olmışdur basît

879

Ey peyk-i Hudâ var şeh-i hûbâna selâm it

Gir ravzasına benden o sultâna selâm it

Ahvâl-i perişanımı 'arz it aña bir bir

Ta'zîm ile dîvânına tur Hâna selâm it

Teblîg-i salât ile selâm itdi fakirin

Bu bendeden ol Hazret-i Hâkâna selâm it

Gün yüzine bir perde çeküb gizledi şimdi

Sor hikmetini tur ulu dîvâna selâm it

Hasret elemi bağrıma kâr itdi be-gâyet

Ol kân-ı vefâ sâhib-i ihsana selâm it

Şehrinde mücavir idim itdi beni ihrâc

Koysun yine ol cennet-i Rıdvâna selâm it

Page 423: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

423

Şehrinden ırag oldı ise cism-i nahîfim

Ayrılmadı canım var o cânâna selâm it

Mahzun u mükedder komasun Rûmda beni ol

Her derde deva idici Lokmana selâm it

Gir bâb-ı selâmdan yine ta'zîm eyle turub

Ol bahr-i 'ilim ma'den-i 'irfana selâm it

Dört yârına Sıddîk u 'Ömer hem dahi

'Osman Ol bâb-ı 'ilim Haydar-ı Arslana selâm it

Ol şehr-i münevverde yatanlara 'umûmen

Hem cümle civarındaki ihvana selâm it

Hem âline ashabına etbâ'ına cümle

Etbâ'ına hem zümre-i yârana selâm it

Lütfen keremen her ne ise cürm ü günâhım '

Afv eylesün ol bâ'is-i ekvâna selâm it

Di saña selâm eyledi Kuddûsî-yi 'âşık

Çeksün beni lutf eyleyüb ol yana selâm it

880

Ey bâd-ı sabâ es yürü ol yâra selâm it

Mahbûb-ı Hudâ Ahmed-i Muhtara selâm it

Sevdası anın itdi beni zâr ü perîşân '

Arz eyle bu ahvâlimi dildâra selâm it

Şevki ile nolduğımı heb eyle ifâde

Pes ol şeh-i hûbân gül-i gülzâra selâm it

Çün olmuş idim bir sene şehrinde mücavir

İtsün bu firak derdine bir çâre selâm it

Yanar yüreğim âteş-i hicran ile dâ'im

Ol kâşif-i gam dâfi'-i ekdâra selâm it

Eflâki yaratmaz idi ol olmasa Hallâk

Ol bâ'is-i halk menba'-ı esrara selâm it

Hem eyledi 'âlemlere Yezdan anı rahmet

Muztarlara imdâd idici çâre selâm it

Ahz eylediler şems ü kamer nuru yüzünden

Ol şâh-ı rüsül matla'-ı envâra selâm it

Teblîg-i salât ile selâm it aña tekrar

Biñ şevk ile ol Kâdî-yi etvâra selâm it

Page 424: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

424

Di eyle şu Kuddûsî-yi gümrâha şefâ'at .

Her derde deva idici hünkâra selâm it

881

Rızk ister iseñ Râzıka tevhide devam it

Hem dostına iksâr-ı salât ile selâm it

Hem eyle taleb mağfiret ol Rabb ü Gafurdan

Pes leyi ü nehâr zikr ile tahsîl-i meram it

Reyb itme bu nutkımda birader çü sahîhdir

Zikre çalışub kendini sen mest-i müdâm it

Zikr ile murada iriştir bil ki irenler

Sen zikre hemân sa'y-i belîğ subh ile şâm it

Her derde deva zikr-i Hudâ sözimi tutub

Ref'-i elem ü girye vü ahzân u sakam it

Mürşid oluben tâlib-i sâdıklara sen de

Kıl himmet-i bâlâ nice azmışları râm it

Muztar olıcak eyle anı ......

Di ey kerem ıssı beni sen sâ'il-i kâm it

Vir fazlın ile dileğimi eyleme mahrum

Rahmin ile lutf eyleyüben ref'-i.... it

Al iki cihan hubbını eyle sana müştak

Toldır içime 'ışk-ıla ağyarı haram it

Kuddûsî-yi bîçâre sana himmet idüb dir

Tut sözimi sen özini zikr ile hümâm it

882

Ey Hudâ sen ben kulum zümre-i merdândan it

Eyleme münkir güruhundan zevi'l-'irfândan it

Kat habîbin hürmetine ehl-i 'ışk dostlarına

İtme zühhâddan beni 'uşşâk-ı meczûbândan it

Nûş iden 'ışkın şarâbın istemezler mâsivâ

Dû cihâna bakmayan kûyindeki sükkândan it

Cennet içün çalışan bigânelerden eyleme

Nâr-ı dûzahdan haber-dâr olmayan mestândan it

Virme Kuddûsîye dünyâ âhiret sevdasını

Nâr-ı 'ışkın ile yanan hizb-i müştâkândan it

883

Diler iseñ Hudâyı 'arif olmak dâ'imâ zikr it

Olur hâsıl çü 'irfan zikr ile subh u mesâ zikr it

Page 425: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

425

Anın ile gönülde ma'rifet şemsi tulü' ider

Eğer kalbimde toğsun dir iseñ şems-i Duhâ zikr it

Yakın yol sâlike tevhîd imiş aña devam eyle

Eğer maksûdun ise Hâlik-ı arz u semâ zikr it

Resûlullah 'Alîye çünki telkîn itdi tevhidi

Dimiş budur yakîn yol yâ 'Aliyy-i Murtazâ zikr it

Nasîhat itdi Kuddûsî saña eyle kabul sâlik

Eğer olmak ise matlûb ki mahbûb-ı Hudâ zikr it

884

Sen ey Hâdî bizi toğrı yola sevk-ı delâlet it

Cehaletle dalâlet râhına gitdik hidâyet it

Bizi İblîs ü nefs ü sû-i akran itdiler ıtlâl

Habîbin hürmetine sen Latîfâ lutf u re'fet it

Günâhımız nihayetsiz velâkin ehl-i tevhidiz

Seni zikr eyleriz dâ'im 'ukûbetden sıyânet it

Kamu mahlûk saña muhtâc dilerler cümlesi bârân

Rahîm ismin dahi Rahmân-durur inzâl-i rahmet it

Mesâ'ib gün-be-gün artub gider bir kimse havf itmez

Nasîhat idene dirler hemîn terk-i şemâtet it

Gafûrâ mağfiret eyle bu Kuddûsî kulunı hem

Cemî'-i ehl-i îmânı dahi tevsî'-i ni'met it

885

Zâhidâ 'ışk-ıla zühdi tutma yeksan itme halt

Bir gönülde cem' olunmaz iki zıddân itme halt

Yâri istersen eğer ağyarına meyi eyleme

Olmasun dirseñ dahi gönlüm perîşân itme halt

Ehl-i Hakka çün haram oldı bum bil dû cihan

Himmet eyle kendine ol ehl-i Yezdan itme halt

Derd-i 'ışka derd imiş derman anı kesb idegör

Semm-i kattâlı sakın zann itme derman itme halt

Hâne-i dilde koma hîç mâsivâ Kuddûsîyâ

Tolmasun evsâh-ıla me'vâ-yı sultân itme halt

886

Lisânım zikrine meşgul beher subh u mesâ ey dost

Çü 'âşık yâd ider ma'şûkı ismin dâ'imâ ey dost

Buyurmuşsun beni zikr idenin ben hoş celîsiye'm

Page 426: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

426

Gice gündüz celîsimsin mu'însin hem baña ey dost

Geçir bu gönlümi lutf eyleyüb ağyara meyilden

Haramdır zümre-i 'uşşâka meyl-i mâsivâ ey dost

Kocayub şeyh-i fânî olmağ-ıla idemem kulluk

Çocuk-veş bilmez olmışam edeb iz'ân haya ey dost

Saña ma'lûm ki Kuddûsî olubdur bî-edeb meczûb

Habîbin hürmetine sen 'itâb itme baña ey dost

887

Seni medh idemez bir kimse senden mâ-'adâ ey dost

Çün itdi i'tirâf 'aczin cemî'-i evliya ey dost

Bu tarz ile seni zikr eylemekdür niyyetim ancak

Nazîrin yok ki sensin Hâlık-ı arz u semâ ey dost

Dahi anlarda ne ki var anı halk eyleyen sensin

İderler cümlesi tesbîh seni subh u mesâ ey dost

Be-küllî şey'e kadirsin yaratdın Âdemi hâkden

Hemin kıldın anı esrâr-ı 'ilme âşinâ ey dost

Anın zürriyyetinden enbiyâ halk eylediñ bî-had

Habîbin Ahmedi kıldın kamudan müctebâ ey dost

Hidâyet eyleyüb bize o şâha eylediñ ümmet

Ki fazlınla aña biz eyledik hem iktidâ ey dost

Bize bildirdi kulluk resmini ol eyleyüb himmet

Anın irşadı ile mü'min olduk biz saña ey dost

İşi dâ'im himâyetdir bizi iki cihanda çün

Anamızdan bize eşfakdurol hayrü'l-verâ ey dost

Saña hamd eyleriz dahi salât ile selâm aña

Dahi eshâb ü âline anın bî-intihâ ey dost

Bu Kuddûsî fakîrin kârıdır zikrin gice gündüz

Günâh-kâr ise de tevhide meşgul dâ'imâ ey dost

888

'Işkın beni bu 'âleme şân eyledi ey dost

Hicrin elemi bağrımı kan eyledi ey dost

Gezdim emel-i vaslın ile Şâm u Hicazı

Bu derd beni bî-nâm ü nişan eyledi ey dost

'İlm ü 'amel ü zühdimi yağmaladı 'ışkın

Hüsnün dahi Mecnûn-ı zemân eyledi ey dost

'Ar şişesini taşa çalub koymadı 'ışk 'âr

Page 427: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

427

Kârımı hemîn âh u figân eyledi ey dost

Kuddûsîye 'ışk ma'nâda çok menfa'at itdi

Zahirde sanurlar ki ziyan eyledi ey dost

889

Ben kime varub 'arz ideyim hâlimi ey dost

Firkat elemi bükdü katî bilimi ey dost

Riisvâ-yı cihan eyledi 'ışkın beni şimdi

Vaslın ile şâd eyle hazîn bâlimi ey dost

Ben istemezem devletini dâr-ı fenanın

Koydum yolma câh ile emvalimi ey dost

Hem neylerem ağyarını oldum saña 'âşık

Zühhâda virüb 'ilm ile a'mâlimi ey dost

Kuddûsî-yi bîçâre niyaz eyleyüben dir

Cezb eyle beni kıl saña ikbâlimi ey dost

890

Visalinle beni handan kıl ey dost

Baña ol devleti ihsan kıl ey dost

Liyâkat yok-durur bende velâkin

Bu müşkil işimi âsân kıl ey dost

Safâ virmez baña cennet na'îmi

Makamım cennetü'r-Rıdvân kıl ey dost

Girerler cennete halk rahmetinle

Beni kûyinde sen mihmân kıl ey dost

Temâşâ-yi cemâlinden ayırma

Hemân ol ni'meti her ân kıl ey dost

Benim maksûdım ancak çünki sensin

Beni ez-zümre-i merdân kıl ey dost

Diler Kuddûsî-yi bîçâre senden

Anı 'ışkın ile hayran kıl ey dost

891

Düşüb sevdana dilden mâsivânı sürmişem ey dost

Seni alub kamu varlığımı ben virmişem ey dost

Belâ vü firkatinle nice demdir mübtelâ idim

Bihamdillah visalin 'îdine pes irmişem ey dost

Cihâneynin na'îminden baña yeğdür seniñ 'ışkın

Ki rûyun hüsnini mir'ât-ı dilde görmişem ey dost

Page 428: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

428

Seniñ 'ışkınla eğnime melâmet hırkasın giydim

Çaluban şîşe-i 'ân yire hem kırmışam ey dost

Benim adımı Kuddûsî didin 'uşşâkın içinde

Oların zümresine fazlın ile girmişem ey dost

892

Sensin beni rüsvâ-yı cihan eyleyen ey dost

Dâ'im işimi âh ü figân eyleyen ey dost

Gönlüm evine 'ışk gelüben eyledi vîrân '

Işkın beni Mecnûn-ı zemân eyleyen ey dost

'Özrüm saña ma'lûm baña it rıfk u terahhum

'Işkdur beni ma'zûr-ı nihân eyleyen ey dost

Ol eyledi 'ilm ü 'amel ü zühdimi yağma

Oldur bu benim bağrımı kan eyleyen ey dost

Kuddûsîye it vasimi fazlınla müyesser

Sensin aña lutf-ile hanân eyleyen ey dost

893

Girüben dil şehrine 'ışk varlığım buldı sübût

'Ar u nâmûs şîşesi hem eyledi taşa sükût

Sanur idim zühd ü takva ile Yezdan bilinür

Şimdi bildim ki muhakkak zahidin işi şuhût

'İlm-i zahirle bilinmez hem Hudâ 'ayne'l-yakîn

Rabbini bilmez henüz vâ'iz hemân eyler tuyût

Cennete girmez 'amel ile didi bir ferd Resul

İtme ey kardaş Rahîmin rahmetinden sen kunût

O1 erenler gibi er hîç kesme rahmetden ümîd

Olma vâ'iz gibi Kuddûsî mukannit hem kunût

894

Göklere pervâz iderken mürg-i dil itdi hubût

Eyledim kullukda taksîr hâsıl oldı pes sükût

Nefs ü İblîs ü hevâ şehvet bu gönlüm şehrini

Yıkdılar 'isyân ile misl-i diyâr-ı kavm-i Lût

Bir zamân 'ilm ü 'amel takvâya cehd itdim idi

Girdi 'ışk dil karyesine gitdi erkân-ı şurût

Vasl-ı yâre ârzû-mend oldum velâkin nideyim

Beyzâ-yı mürg-i gönül itdi yuvasından sükût

Kesme Kuddûsî ümîdi bâb-ı tevbe çün acık

Page 429: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

429

Er olan itmez Rahîmin rahmetinden hîç kunût

895

Kudretin göstermek içün Ferd ü Hayy u Lâ-yemût

Hûta buyurdı ki dostum Yûnusı rıfk-ile yut

Eyledi tenbîh dahi ol hûta didi bilmiş ol

Bu benim dostum emânetdir sana zann itme kût

Anı hıfz eyle eritme eyledim mihmân sana

Çünki peygamberdir ol i'zâz idüben hoşça tut

Oldı birkaç gün balık karnında sâkin ol 'azîz

Tenrisin unutmayub itdi o zulmetde kunût

Sonra emr itdi kenâra tîz anı çıkar deyü

Emre idüb imtisâl çıkardı Hak izniyle hût

Biz 'aceb kullukda taksîr eyleriz bilmem niçün

Dir gören inşân değil bunlar ya çamdır ya söğüt

Cümle halkın echeli Kuddûsî-yi âvârenin '

İlm ü 'amel ü 'ibâdâtı ke-beytü'l-'ankebût

896

Ey gözüm niçün di senden turmayub akar dumû'

Gelmez oldı sana bilmem ne 'aceb hergiz hucû'

Ey kulağım hüsn-i cânân vasfını işitmeğe

Özenirsin rûz u şeb hîç turmayub oldun helû'

Kara yüzüm yâ senin süründiğin hâke neden

Kimin içün bu sücûd u bu rükû' u bu huzû'

Sen de rûy-ı dilberin çok medhin eylersin dilim

Ara yirde tercümân olmağa mı itdin şürû'

Ey tehî destim semâya toğrı açık her zamân

Eğri boynunla kimin bâbında eylersin kunû'

Ey ayaklarım 'aceb noldı size ki turmayub

Seyriniz buldı bu 'âlem halkı içinde şüyû'

Ey benim eczâ-yı cismim bir telâşeye bugün

Düşdiniz kim itmedi hîç 'ömrüm içinde vukû'

İnilersin rûz u şeb özüm bunun aslı nedir

Şol ezelki eski derdin itdi mi yohsa rücû'

Böyle hayrân u perîşân oldığın 'aklım neden

Turmayub yanımda benden 'âkıbet itdin züyû'

Dertli gönlüm sabr u ârâm eylemezsin bir nefes

Page 430: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

430

Pes hümâ gibi idersin göklere her dem sutû'

Rûh-ı Kuddûsî yanarsın intizâr âteşine

Yohsa vuslat gicesinifi fecri mi itdi tulü'

897

01 güzeller şâhınıfi 'âşıkları hayrân kamu '

Işk şarâbın nûş idenler tâ ebed mestân kamu

Zâhid ağlar gice gündüz cennet içün dâ'imâ

Zümre-i 'uşşâka cennet görinür zindân kamu

Anlara virmez safâ nâm na'îmi cennetiñ

Anlariñ 'indinde cennet derdlisi nâdân kamu

Çün Resûl buyurdı cennet içre bir cennet ki var

Mâsivâ yok anda hîç ehli anın merdân kamu

Cennet-i Rıdvân aniñ ismi girer 'uşşâk aña

Ehl-i cennet gözlerinden ol gürûh pinhân kamu

Mâsivâya meyi idenler oldılar Hakdan cüdâ

Ehl-i dünyâ ehl-i ahret işleri harmân kamu

'îlm ü a'mâl ü kerâmâta gurûr idenleriñ

Olısar mahşerde tâ'at sandığı 'isyân kamu

'Âşıkıfi zenbi yazılmaz defter-i ma'şûkına

îder ol dîvânenin 'ışk 'aklını tâlân kamu

Girdi Kuddûsî fakîrin karye-i göüline 'ışk

Yakdı yıkdı eyledi ol karyeyi vîrân kamu

898

Gönül dîdârına yârin kılar subh u mesâ ârzû

İder şem'ine yanmağa beher şeb gayret ü umu

Aña vuslat içündür âh u efgânım dem-â-dem (bil)

Bu sevdâ ile sîl gibi akar iki gözümden su

Baña bir lâhza râhat mı ola bu derd-i hicr-ile

Anın 'ışkı şarâbıdır beni mest eyleyen yâ hû

Dilersen dil sarayına şehen-şâhın nüzul ide

Süpür koma çıkar zibli serây içini arıt yu

Bu derdin yine derd imiş hemân dermanı Kuddûsî

Eğer sıdk-ıla ararsan anın dermanı budur bu

899

Ben ol Mecnûn-ı zârem yâre karşu

Visalin gözlerem eshâre karşu

Page 431: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

431

Beni bî-çâre kıldı 'ışkı âhir

Umaram ki kıla bir çâre karşu

Anub adın dem-â-dem çağırıram

Gözim yaşı akar ebhâre karşu

Bu gönlüm döyemez hicrin odına

Ki biryân oldı cismim nâre karşu

İniltimden cihanın halkı 'âciz

Olubdur her gice enhâre karşu

İdüb feryâd u âhı bülbül-âsâ

Seherde 'ışk-ıla gülzâre karşu

Beni bu derd-i 'ışkı itdi bîmâr

Yine derdi deva bîmâre karşu

' Aceb bir gün ola mı yâri görmek

Açuban dîdemi dîdâre karşu

Kanadım yok uçam varam o dostun

Yüzi andan görinen dâre karşu

Gice tâ-be-sabâh olınca zâram

Elim açık turıram yâre karşu

Beni Mansûrgibi 'ışkı sonunda

İder bir dâr-ı rüsvâ dâre karşu

Tahammül eylemez bakmağa çeşmim

Tecellî kıldığı envâre karşu

Bu Kuddûsî irübdür sırr-ı 'ışka

Mukabil zerresi esrâre karşu

900

Kapuñda beklerim ağlayu ağlayu '

Atanı isterem ağlayu ağlayu

Cüda düşdüm bugün sen pâdişâhımdan

Visalin özlerim ağlayu ağlayu

Seniñ kapuñdan a'lâ bir penâhım yok

Ki varub yalvaram ağlayu ağlayu

Tevessül eylerem saña habíbiñle

Marîzem iñlerem ağlayu ağlayu

'Alâ'ik fitnesi kesdi (bu) yolumı

Bakub hüzn eylerem ağlayu ağlayu

Yolı bilmem delîlim yok şaşub kaldım

Page 432: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

432

Hidâyet dilerem ağlayu ağlayu

Bu Kuddûsî eğüb boynum kapuñda

Diler senden kerem ağlayu ağlayu

901

'Alîmâ hoş bilürsin gelmez oldı gözime uyhu

Çocuk gibi iderem eki ü şürb ü uyhuyı ârzû

Baña rahm itmeyince sen 'Azîmü'ş-şân yâ kim ider

Cemî'-i râhimînin erhamisiñ çünki sen yâ Hû

Kime 'arz ideyim ahvâlimi sen var iken ey şâh

Cüdâ olmam kapuñdan hîç sükûtıma sebebdir bu

Kamu halkm mu'îni dest-gîrisin benim dahi

Günâhım hadden efzûn rahmetiñ bahrinde anı yu

Diler senden bu Kuddûsî ki dâreynde aña lutf it

Yaşı seksen dahi birdür aña gösterme gam gaygu

902

Sâlikâ vuslat dilerseñ Hakka turma 'ışka uy

Kendim şugl-ı 'alâ'ik birle yorma 'ışka uy

Hacc u savm-ıla ma'ârif kenzini bulmak muhâl

Rızk-ıla gel başıfia bu halkı dirme 'ışka uy

Bu riyâyı terk idüb gir meclis-i 'uşşâka hem

İt ayakları tozın goziñe sürme 'ışka uy

Şol 'amel kim anda ihlâs olmaya cümle hebâ

Kıldıgın a'mâli zerre deñlü görme 'ışka uy

'Âşıkın bir lem'ası biñ yıl 'amelden yeğ-durur

Diñle Kuddûsî kelâmın yâde virme 'ışka uy

903

Ey kerem kânı sañadur ilticâ vü iltiyâz

Çün kamu mahlûka sensin Müste'ân ü Müste'âz

Bahr-i hayretde garîkam dertliyem bî-çâreyem

Kapuña geldim Hudâyâ eylerem saña liyâz

Mücrim ü cânî benim çok cürm ü 'isyân eyledim

Suçluyam gerçi velâkin sen şehi kıldım mülâz

Âh idüben ağladıkça her seher bülbül gibi

Gözlerimden dökilür rûy-ı zemîn üzre rizâz

Bilimi bükdi visalin ârzûsı ey pâdişâh

Hasretin acısı çünki bağrıma itdi nefâz

Page 433: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

433

Hâne-i gönlüm harâb oldı yıkıldı hicr-ile

Gönderüb mi'mâr-ı vaslın yap anı kılma cüzâz

Vird-i Kuddûsî budur okur hemân leyi ü nehâr

Yâ İlâhî firkatinden el-emân ü el-'ıyâz

904

Sâlikâ 'ışk iste Hakdan kıl riyadan ihtiraz

Çün 'amel ihlâs ile makbuldür olsa dahi az

Bil murâ'î zahidin a'mâli benzer meyyite

Canı olmayan şehi evlâdı tahtında komaz

İtseler ihdâ sana bir câriye hûb canı yok

Red idersin itmeyüb hîç inbisât u i'tirâz

Gizlü şirk imiş riyâ îmânı olmaz müşrikin

Ehl-i nârdur tutsa da bin yıl oruç kılsa nemâz

Zikre sa'y it 'âşık olayın dir isen ey ahî

Dinle Kuddûsî sözin it dâ'imâ zikr ü niyaz

905

Uyuma böyle ey 'âşık ki 'uşşâk-ı Hudâ îkâz

Yanarlar odına 'ışkın iderler cân fidâ îkâz

Giyindin eğnine gaflet libâsın uykuya taldın

Uyan gör kulların Hakkın ki isterler rızâ îkâz

Sıratı öte mi geçdin yatursın korkusız gamsız

Mübeşşerler dahi dâ'im iderlerdi bükâ îkâz

Yiyüb içüb behâ'im-veş olursın subha dek nâ'im

Gözün aç bir nazar kıl kim kamu şâh u gedâ îkâz

Uyumaz on sekiz bin 'âlemin halkı sana noldı

îderler cümlesi tesbîh ü ezkâr u du'â îkâz

Uyumaz 'arş u ferş ü şems ü mâh u necim ü kürsî

Yedi derya yedi kat yir dahi yedi semâ îkâz

Uyumaz od su yil toprak ağaç taş heb cemâdât hem

Bulut kar yıldırım yağmur ki bunlar dâ'imâ îkâz

Uyumaz derd-i 'ışk olan özünde zerre mikdârı

İniler hasteler her şeb ki isterler şifâ îkâz

Uyumaz ins ü cin ü vahş u tuyûr u horûs esmâk

Dilerler cümle mevcudat u mahlûkât 'atâ îkâz

Uyumazlar melekler hîç olarda yok-durur gaflet

İderler secde vü tesbîh ü tâ'ât ü sena îkâz

Page 434: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

434

Uyumaz Halikın çünki münezzehdir uyumakdan

Uyan Kuddûsîyâ uyan ki senden mâ'adâ îkâz

906

Sâlik-i râh-ı Hudânın oldı minhâcı nemâz

Tâlib-i bezm-i visalin feyz-i seccâcı nemâz

Anın ile rütbe-i 'ulyâya tîz irer kişi

Ehl-i îmânın muhakkak bil ki mi'râcı nemâz

Dîn-i İslâmın 'imâdı oldığında şübhe yok

Tatlı hem baldan münafık zann ider acı nemâz

Anı kıl ta'dîl-i erkân ile ki yarın hemân

Olmasun dîvân-ı Hakda sana da'vâcı nemâz

Mâsivâyı heb gönülden tağıdub atmağa pes

Ehl-i 'irfan zümresinin oldı mihlâcı nemâz

Delmek içün bağrını İblîs-i mekkârın hemân

Sâlihînin seyf-i rümh ü kavs-i âmâcı nemâz

Enbiyâ vü evliyanın cümleten Kuddûsîyâ

Gözleri nûrı nemâz hem başlan tacı nemâz

907

Ol Hudânın kullarına ulu ihsanı nemâz

Menzil-i a'lâya çün ref eyler inşânı nemâz

Var 'ibâdâtın begim çok gerçi envâ'ı velî

Anların pes cümlesinin şems-i tâbânı nemâz

Anda cem' itdi nice a'mâli Cebbar u Celîl

Bil muhakkak kim kamunın oldı sultânı nemâz

Hak buyurdı ista'înü sabr-ıla salât-ıla

Çaresiz dertlüleriñ bir özge dermanı nemâz

Didi Şâh-ı Enbiyâ dînin 'imâdıdır aña

Şübhesiz eyler ikâmet dîn ü îmânı nemâz

Şer'-i Ahmed hısn-ı a'zamdur giren bulur necat

Bil ki ol hısnın esâsı dahi haytanı nemâz

Pes huşû'-ıla anı ta'dil-i erkân iderek

Kılar iseñ men' iderfahşâ vü destanı nemâz

Eyle Kuddûsî nemâza gice gündüz sen devam

Artırır iklîm-i dilde nûr-ı 'irfanı nemâz

908

Hudâ 'âşıklarında 'ucb u kibr ü kizb ü kîn olmaz

Resûl-i Hak didi kîni olan kişide dîn olmaz

Page 435: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

435

Sakın kîn ü küdûretden halîm ol ma'rifet kesb it

Kıyamet kopsa 'arif Teñriden bilür hazîn olmaz

Tekebbür itme ey zâhid güneh-kâr kullara zîrâ

Enâniyyet iden 'âbid Hudâsına yakîn olmaz

Sivâdan geç eğer yâr ise maksûd olmagıl müşrik

Ki gayre iltifat iden-durur hâ'in emîn olmaz

Hazer it kibr ü şirkden hîç tekebbür itme Kuddûsî

Ululuk idene Mevlâ gazab eyler mu'în.olmaz

909

Tevazzu' eyleyen Hakka yakın olur batîn olmaz

Tekebbür iden İblîs-tek olur merdûd yakîn olmaz

'Amel çokluğına mağrur oluban itmegil benlik

Özin alçak bilen zîrâ 'azîz olur mehîn olmaz

Sever tâ'ibleri Allah günâhım çok deyü korkma

Suçın bilüb iden tevbe olur mağfur zanîn olmaz

Riyâ şirk-i hafidir gel bu müşriklikden it tevbe

Mürâ'î 'âbidin kalbinde çün îmân u dîn olmaz

Temellük eyle Kuddûsî hemân sür yüziñi hâke

Kebîre bendelik iden kişide kibr ü kîn olmaz

910

Bu yolda sâlike 'ışkdan gereklü yâr-ı gâr olmaz

îrişmez menzile şol kim bu 'ışk-ı pâke yâr olmaz

Beraber ins ü cin a'mâline bir cezbe ey zâhid

Hadîs-i Mustafâdur bu ki münkir bahtiyar olmaz

Eğer 'âşık olayım dir iseñ tevhide ol meşgul

Sülük ehli olana zikr-i Hakdan özge kâr olmaz

Olur 'ışk-ı İlâhî zâkirin gönlünde bir derya

Nihayet yok o deryaya dahi ka'r u kenar olmaz

Talar 'âşık gice gündüz aña cevher bulur dâ'im

O cevher ol kadar 'izzetlü kim kıymet-sâlâr olmaz

Murâd cevher dimekden ma'rifetdir añla bu remzi

Ki 'irfan olmayan gönül serayı şehriyâr olmaz

Haram iki cihan Hak ehline buyurdı Peygamber

Sivâya meyi iden gafil habîb-i Kird-gâr olmaz

Hemân zikr eyle Kuddûsî Hudâyı 'ışk u şevk-ıla

Gelür ölüm geçer fırsat bu sıhhat ber-karâr olmaz

Page 436: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

436

911

Dîvâne gönül güzeli sevmekden usanmaz

Dirler baña bî-'âr kişidür halkdan utanmaz

Her kim ki dili teşnesidür âb-ı visalin

Aksa yedi derya suyı heb ağzına kanmaz

Vâ'iz dir imiş 'âkile 'ışk kârı ne lâzım

İnşân değil ol kimse ki 'ışk odına yanmaz

Lezzet mi bulur bâl yimeyen bâl dise biñ kez

Zâhid bu ecilden dem-i 'uşşâka inanmaz

Kuddûsîyi mest eyledi çün 'ışk-ı nigârı

Münkirler aña her ne ki dirlerse bulanmaz

912

Zahirde şimdi rehber bulunmaz

Sâliki irşâd ider bulunmaz

Tâlib-i sâdık çünki kalîldür

Sıdk-ıla râha gider bulunmaz

Gizlendiler heb evliya bizden

Ehl-i sülûki yeder bulunmaz

Ehl-i dünyânın etbâ'ı çokdur

Ehl-i Mevlâya uyar bulunmaz

Deccâlden evvel çıkdı Deccâller

Anlara uymaz erler bulunmaz

Bin koyun korkar cümle bir kurddan

Koyum hoşça güder bulunmaz

Kuddûsî yalvar Hak Te'âlâya

Andan özge 'avn eyler bulunmaz

913

Derd-i 'ışkdur 'âşıkân beyninde dermandan garaz

Cân fidâ itmekdür ancak kurb-ı sultândan garaz

Zahidin maksûdı cennetde hemân zevk u safâ

Zann ider ol kim yimek içmek gülistandan garaz

Çille-i merdânı her kim ki çekerse merd olur

Mısra sultân olmağ-imiş meks-i zindandan garaz

Şâkiriz Mevlâya ki virdi bize 'ışk derdini

Derdimiz artsun deyüdür bunca şükrandan garaz

İste Kuddûsî o yârin 'ışkını leyi ü nehâr

Page 437: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

437

Rengine 'ışkın boyanmak dîn ü îmândan garaz

914

Ma'rifetdir sâlikâ dünyâya gelmekden garaz

Ma'rifetsiz 'âbidin gönünde toludur maraz

Cümle eşya turmayub kulluk iderler Tenriye

Nev'-i inşân oldı efdal cümleden buldı dahaz

Çünki ancak ma'rifet inşânda var gayride yok

Âdeme virdi hilâfet Hak bu 'irfandan gavaz

Sen bu 'ilm-i zahire mağrur olub kalma hemîn

İdegör tahsîl-i 'irfan gezme gel misl-i faraz

Al icazet şeyh-i kâmilden çalış leyi ü nehâr

Zikri tekrar ide ide olasın sen de haraz

Dir iseñ ben kankı zikre meşgul olayım eğer

Ol hemân tevhide meşgul 'ışk-ıla eyle habaz

Zikre Kuddûsî devam it ma'rifet tolsun dile

Hâsıl olsun hem gönülde zikr ide ide ramaz

915

Ebsem ol sûfi bize sen itme asla i'tirâz

Çünki 'ışk-ı yâr ile itdik sivâdan inkızâz

Geç riyâ vü süm'adan gel 'ışkı tahsil it hemân

Dir iseñ mir'ât-ı kalbim ola ay gibi beyaz

Zühd ü takva 'ilm ü a'mâl eylemiş mağrur seni '

Ucb-ıla tolmış için pes Hakdan itmişsin gamâz

Cennet içtin çalışursın himmetin bâlâ değil

'Aşık-ı sâdık ider mi hizmetinde i'tiyâz

'Işka nâ'il olmak istersen devam it zikre sen

Kalbe tolar zikr-ile 'ışk gelmez asla in'iyâz

Cümle zikrin efdali didi Resul tevhîd-durur

Ol aña meşgul ki hergiz görmeyesin irtimâz

Atma Kuddûsî za'îfe i'tirâz taşlarını

Eyledi ol âsitân-ı yâri 'ışk-ıla ızâz

916

Hudâ zâkirlerine bil celîs olan şakî olmaz

Hemân anlarla ol hemdem seni Mevlâ ider i'zâz

Uyub münkir münafık sözine 'uşşâka buğz itme

Cefâ idenleri anlara Hak dergâhına koymaz

Page 438: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

438

Düşün Ashâb-ı Kehfın kelbini al 'ibret andan kim

Cihanın kelblerinden oldı müstesna dahi mümtaz

Niçün inşân iken inkâra düşüb kelb olursın (pes)

Olursın birtakım a'dâ-yı Yezdân-ıla (sen) dem-sâz

Tutar bilen bu Kuddûsî fakîrin nutkının sırrın

Muvaffak olmayan bed-baht u bed-kâr bilmeyüb tutmaz

917

Şol şi'ir kim sâmi'i giryân u sekrân eylemez

Yok halâvet anda hîç 'atşânı reyyân eylemez

Ehl-i hâle ehl-i hâl şi'ri virür zevk u safâ

Ehl-i zahir sözüni hâl ehli bürhân eylemez

Şâ'irânın kalbleri Hakkın hazâ'ini imiş

Hem mukallid sözleri 'uşşâkı hayran eylemez

Ehl-i hâlin kalbine ilham ider şi'ri Hudâ

Ehl-i zahir sözleri irşâd-ı ihvan eylemez

Ehl-i hâlin sözleri îkâz ider gafilleri

Ehl-i zahir şi'ri 'ışk u cezbe ityân eylemez

Ehl-i hâlin sözleri hakdır ki Hakdan söyler ol

Ehl-i zahir sözleri teşvîk-ı yârân eylemez

Var nice şi'ir fasîh mevzun belâgatlü rak

Okuyanlar dinleyenler kesb-i 'irfan eylemez

Kuvvet-i 'ilm-ile söyler şi'ri çok ehl-i kemâl '

Aşıkın bağrın yakub 'ışk-ıla biryân eylemez

Bî-tekellüf söylenen söz 'âşıka halet virir

Külfet-ile söyle en eşfâ-yı 'atşân eylemez

Ehl-i hâl şi'ri kulûba ok gibi te'sîr ider

Ehl-i zahir şi'ri kalbde dostı mihmân eylemez

Gerçi var hüsn-i fasâhat yok velâkin lezzeti '

Akılı medhûş idiib 'aklın perîşân eylemez

Hâl ile söylenmeyen söz şi'r-i Kuddûsî gibi

Mâsivâ hubbıyla âbâd gönü vîrân eylemez

918

Yaşım yitmiş iki hem 'ışk u cezbe artar eksilmez

Bu bir sırr-ı Hudâdır kim anı bir gayrı ferd bilmez

Ki rü'yâmda iki derya suyun baña içirdiler

Aña kudret işi dirler ki diişde dahi içilmez

Page 439: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

625

439

Mecazî biri deryanın hakîkî 'ışk biri lâkin

Değil şehvet ile bu ma'nevî bir hâl ki dinilmez

Hakîkî 'ışk benim gibi hakîre yaraşur mı hîç

Gürûh-ı 'âşıkânın defterinde ismim anılmaz

Bu bir hayz-ı ricaldir hergiz ifşa eylemek olmaz

Çü Kuddûsî mecazîden-durur ihfâ-yı sır bilmez

919

Derd çekmeyicek devlet-i vuslat ele girmez

Sabr itmeyicek zilletle 'izzet ele girmez

Sen hasta iseñ saña tabíbiñ geliir ancak

'Işk derdlisi ol turma ki fırsat ele girmez

Çün 'ışksız olan kişi behâ'imden adaldür

Kesb eyle hemân 'ışkı bu kuvvet ele girmez

Dost re'fet ider 'âşıka itmekle tezellül

Tut pendimi kibr itme çü re'fet ele girmez

Kuddûsîye alçak görinür nefsi il a'lâ

Dûn bilmeyicek kendini rif'at ele girmez

920

Muhibb-i cîfe-i dünyâya sâkî bil ki cem virmez

Sivâya meyi iden kullarına sultân nikam virmez

Bu zühd ü tâ'at ü takva keramet prde gönülde

Gurur iderseñ anlara Hakîm saña hikem virmez

Gurur u 'ucb-ile sürüldi İblîs bâb-ı Yezdândan

Sanur idi ki bu yolda enâniyyet nedem virmez

Suçum i'tirâf idüben Adem buldı çok 'izzet

Tevazu' ideni Mevlâ sever 'ukbâda gam virmez

Teveccüh eyle Kuddûsî Hudâya gayre dil virme

Bu pendi gûş idüb tutan kişiye Hak nikam virmez

921

Uşşâk-ı Hudâ râh-ı sivâya sefer itmez

Bu derde düşen kopsa kıyamet keder itmez

Dünyâyı seven âhiretin zevkini bulmaz

Mevlâyı seven gayriye hergiz nazar itmez

Şol zühdine mağrur olucı zahidi gör kim

Hak 'ışkı anın gönline asla eser itmez

Gel tut sözimi Teñriye tap gayriyi terk it

Ağyara tapan müşrik olur hoş hüner itmez

Page 440: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

625

440

Mâl çokluğı Kârûnı düşün neyledi âhir

Hak 'âşıkı olan kişi hîç cem'-i zer itmez

'Işk iste Hudâdan ki odur mürşid-i kâmil

Çün aña mürîd olanı ol der-be-der itmez

Kuddûsîye 'ışk oldı nasîb itdi kanâ'at

Kâni' olanın yerini Mevlâ sakar itmez

922

Da'vet itdi kûyine çünki bizi ol şahımız

Pes icabet eyledik bugün açıldı rahimiz

İtdi ta'lîm hem bize seyr ü sülûkin tarzını

Pîşvâ-yi sâlikîn olan Resûlullahımız

Toldı 'ışk u cezbe dil iklimine deryâ-misâl

Bu sebeble mürtefi' oldı be-gâyet câhımız

Bakmanız çeşm-i hakaretle bize ey zâhidân

Dost yanında mu'teber hor görinen gümrâhımız

Yanarız 'ışk odına Kuddûsîyâ leyi ü nehâr

Kıldı 'âlem halkını 'âciz figân u ahımız

923

Merhamet it bize ey rahmeti bol şahımız

Çün seni tevhîd ider muslih ü gümrâhımız

Hasretin ağusına takatimiz yok bizim

Dem-be-dem olur mezîd girye ile ahımız

Cenneti virüb hemîn eyleme senden cüda

Vaslını eyle nasîb ola bülend câhımız

Çeşmimizin yaşı sel olub akar Nîl-veş

Ağlaşırız rûz u şeb mücrim ü agâhımız

Mağfiret it cümle ümmet ile Kuddûsîyi

Dostına bahş it kamumızı ey Allahımız

924

Işkını virdi bize çün şeh-i hûbânımız

Çengeli gönlimize takdı o sultânımız

Virmedi hergiz emân aldı cezb itdi hemân

Yandı kamu cism ü cân kalmadı hîç sânımız

Varımızı târ-mâr itdi gelüb 'ışk-ı yâr

Kıldı bizi bahtiyar mürtefi' ol sânımız

'Işka iden iktidâ dosta ider cân fidâ

Page 441: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

625

441

Bil ki bizim zâhidâ böyledir erkânımız

Ni'met-i zîbâ bu 'ışk devlet-i 'uzmâ bu 'ışk

Mansıb-ı a'lâ bu 'ışk virdi bize hânımız

Dertlere derman bu 'ışk hastaya Lokman bu 'ışk

Her dem ü her ân bu 'ışk hüccet ü burhanımız

Sâlike rehber bu 'ışk mürşid-i ekber bu 'ışk

Şeyh-i hünerdir bu 'ışk sâkî-yi 'atşânımız

'Işksız olan hör-durur gafil ü ebter-durur

Nefsine çâker-durur münkir ü düşmanımız

Her kime kim 'ışk gelür varını koymaz alur

Teftriyi vâhid bilür zümre-i mestânımız

Eyleme Kuddûsîyâ kendini 'ışkdan cüda

İste hemân ki sana 'ışk vire Mennânımız

925

Çengel takub gönlümize cezb eyledi cananımız '

Işkı gelüb tutdı hemîn itdi esîr sultânımız

Varımızı yağmaladı bu 'ışk girüb dil şehrine

Yıkdı harâb itdi hemân kalmadı hân-mânımız

'İlm ü 'amel takva keramet 'izz ü nâz oldı heba

Bulduk marazlardan necat idüb 'ilâç lokmânımız

'Ucb u riya kibr ü gurur emrâz-ı kalbdür cümlesi

01 'ışk tabîb oldı bize geldi bugün dermanımız

Hubb-ı riyaset hubb-ı câh Nemrûd u Şeddâd fi'lidir

Sildi süpürdi anları bu 'ışk yüceldi sânımız

'İzzet sa'âdet zann iderdik devlet-i dünyâyı biz

Bu zann-ı fâsidden geçirdi lutf idüb Yezdânımız

İki cihanın nakşına aldanmayız 'âşıklarız

Gizlü velîlerdür kubâb altında dervîşânımız

Tahkîr iderler bizi nâs çeşm-i hakaretle bakub

Zilletde bulduk 'izzeti ma'nîde şâh 'üryanımız

'İlm ü 'amel keşf ü keramet çoklığı virir gurur

İblîs yiter 'ibret bize var çün bizim iz'ânımız

Bezm-i elest mestâniyüz biz tâ ebed ayıkmayız

Eşbâhımız nâs ile amma dost bizim mihmânımız

Zikr-i Hudâdır kârımız leyi ü nehâr her dem bizim

Çün anı zikr itmek ile kuvvetlenür îmânımız

Page 442: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

625

442

Eyler terakkî sâlikân tekrâr-ı zikrullah ile

Tekrâr-ı zikr-ile olur ehl-i kemâl nadanımız

Kuddûsîye devlet yiter kanşdığı meczûblara

Dir dost yanında 'âkılândan yeğ bizim mestânımız

926

Ey bizim Hannânımız Mennânımız Settârımız

'Afv u gufrandır senin işin bizim zenb kârımız

Mağfiret setr -i 'uyûb rahmet kerem lâyık sana

Bize çok olmak yaraşur 'aybımız evzârımız

Şâh-ıla kul fark olunmaz böyle olmasa eğer

Ey şehen-şâh-ı gafûrımız dahi gaffarımız

Mülk senin ancak şerîk yokdur sana hîç bî-gümân

Birliğine var bizim îmânımız ikrarımız

Nefs ü şeytân u hevâ şehvet ile sû-i karîn

İtmek ile bizi iğfal çok-durur suçlarımız

Var imiş her derde derman zenbe istiğfar imiş

Ol ecilden bî-hisâbdur zikr ü istiğfarımız

Eyle Kuddûsî kuluna rahm u re'fet yâ Ra'ûf

Hem cemî'-i mü'minâna çünki çok ekdârımız

927

Yaslını bize müyesser eyle ey dildârımız

Firkatin odına yandık âh u efgân kârımız

İşledik gerçi hatâya nefs ü şeytâna uyub

Hîç zarar virir mi sana bu bizim evzârımız

Pîşemiz ancak bizim sehv ü zelel cürm ü hatâ

Sen 'ayıblar örtücisin ey bizim Settârımız

Ağlayu kapuna geldik birtakım gümrâhlarız

Varlığına birliğine yok-durur inkârımız

Biz elest bezminde peymân eyledik sen şâh-ıla

Bozdur mı hîç bizim ol ahdimiz ikrarımız

İhtiyâr-ı fakr idüb girdik yolına sıdk-ıla

Çekmeyiz derd 'ışkımız var yoğ-ısa dinarımız

Gönlümüz dillendi hüsn-i vechini işideli

Bâd-ı 'ışk esdikce zîrâ şu'lelendi nârımız

Dir ki Kuddûsî bizim suçlarımız çoğ-ısa da

Kesmeyiz hergiz recâyı çünki var Gaffarımız

Page 443: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

625

443

928

Çün güzel ol yârimiz yok bizim inkârımız"

Oldı aña tâ ezel 'ahd ile ikrarımız

'İlm ü 'amel zühd ü 'âr oldı kamu tar-mâr '

Işk bizi kıldı şikâr kalmadı hîç 'arımız

Eyledi hem şâd-mân bizi o şâh-ı cihan

Subh u mesâ her zaman zikri hemân kârımız

Hamrı içüb kanarız vecde gelüb döneriz '

Işk odına yanarız nûrı olur nârımız

Tut dilini zâhidâ itme bize sen cefâ

Dost-ıla var dâ'imâ gizlice bâzârımız

Hak yolıdır çün bu yol sen de aña sâlik ol

Pendimizi it kabul çok bizim esrarımız

İsteme Kuddûsîyâ derdine 'ışkın deva

Kıldı bizi pîşvâ 'ışkını dildârımız

929

Nüzul itmez yakında Hazret-i Isâ sanur misiz

Kıyamet kâ'ime olmaz kalur dünyâ sanur misiz

Yaparsız yüce mescid medrese türbe serâylar pes

Koyub gitmez Hicâze ümmet-i zîbâ sanur misiz

Çalışursız bilür iken zemân oldığını âhir

Harâb olmaz bu yirler hem yidi mînâ sanur misiz

Medîne şehrine hicret iderler cümle mü'minler

'Aceb kalmaz bu büldân 'akıbet tenhâ sanur misiz

Nasihat eyleyüb size bu Kuddûsî koca dir kim

Şu fânî mülki tahrîb eylemez Mevlâ sanur misiz

930

Biz bahr-i 'ışka talmışız ölmezden öndin ölmişiz

İki cihanı terk idüb dost-ıla tenhâ kalmışız

Zikr-i Hudâdır kârımuz gizlicedür esrârımuz

Cezb itdi bizi yârımuz meydân-ı 'ışka gelmişiz

Biz kâ'il olduk rahmete irdik tükenmez ni'mete

Vasl-ı Cenâb-ı 'izzete çün pek yakîn yol bulmışız

Ol Kird-gâra 'âşıkız hem 'ışkımızda sâdıkız

Bezm-i visale lâyıkız vuslat yolum bulmışız

Hak bize ihsan eyledi yolunuz âsân eyledi

Page 444: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

625

444

Katremiz 'umman eyledi kevn ü mekâna tolmışız

İçdik mahabbet şerbetin bulduk gönülde lezzetin

İki cihanın devletin bulub seyelân olmışız

Dost da'vetin gûş eyledik 'ışk camını nûş eyledik

Derya gibi cûş eyledik her yana mevci salmışız

Kuddûsî yanar 'ışk-ıla gerçek erenlerle bile

İrişmişüz bir menzile bilinmeyiz kim nolmışız

931

Nebîler serveri fahrü'l-verânın ümmetiyiz biz

Nebîyullah Muhammed Mustafânın ümmetiyiz biz

Bi-küllî 'âlemine rahmet irsal eyledi Yezdan

O şems-i kâ'inât Bedrü'd-Dücânın ümmetiyiz biz

Dimiş Mevlâ yaratmışım bu halkı ben senin içün

O fahr-ı dû-cihân yâr-ı Hudânın ümmetiyiz biz

Dahi dimiş seni kendim içün halk itdim ey dostum

Vücûd-ı halka bâ'is Müctebânın ümmetiyiz biz

Ana inşân melek cin reşk iderler dû-cihânda kim

Hudâ dostı Şefî'-i Müznibânın ümmetiyiz biz

Anın nûrından itmiş iktibas bu mihr ü mâh nûrı

Ki asl-ı nûr-ı mahlûk-ı cihanın ümmetiyiz biz

Kamu ümmetler üzre ümmetin Hak eylemiş tafdîl

Resûl-i üns ü cin Şemsü'd-Duhânıfi ümmetiyiz biz

Hudâ Kur'ân içinde bizi medh eyler sarîhân hem

Pes ol kân-ı kerem bahr-i vefanın ümmetiyiz biz

Tevessül itdiler Hakka anınla enbiyâ cümle

O sultân-ı cemî'-i enbiyânın ümmetiyiz biz

İder her dem teşekkür Hazret-i Kuddûsa Kuddûsî

Bizi ol şâha ümmet kıldı anın ümmetiyiz biz

932

Bu tarîki eyler isen ehl-i 'irfandan ahiz

İtmiş olursın muhakkak Şâh-ı Merdândan ahiz

Dür ider Hakdan seni yol urucılar kıl hazer

Nakısa aldanma it bir kâmil inşândan ahiz

Ol basiret üzre zinhar ey begim aç gözüni

Eyleme her suret uğrıları nadandan ahiz

Şer'-i pâki hor gören a'dâ-yı Hakdan sormagıl

Page 445: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

625

445

Bu yolun ahyârını var eyle yarandan ahiz

İtme nâmerd ile ülfet bu sözümi dinlegil

Eyle Kuddûsî bu fende dersi ihvandan ahiz

933

Biz zümre-i 'âşıklarız tevhîd bizim eğlencemiz

Yok kizbimiz sâdıklarız tevhîd bizim eğlencemiz

'Işkın şarâbın içmişüz meyl-i sivâdan geçmişüz

Halk sohbetinden kaçmışuz tevhîd bizim eğlencemiz

Buğz eyleme zâhid bize dahi itme hem zikrimize

Bizden zarar gelmez size tevhîd bizim eğlencemiz

Ahzâb okumak bilmeyiz hem nâsı teshîr kılmayız

Hîç kahre meşgul olmayız tevhîd bizim eğlencemiz

Sünnet olan zikr ü du'âyı okurız subh u mesâ

Hizb okumağa yok rızâ tevhîd bizim eğlencemiz

'Ubbâd işi savm u salât zenginlerin hacc u zekât '

Âşıkların tevhîd-i zât tevhîd bizim eğlencemiz

Nâsın çoğı dünyâ sever çoğı dahi 'ukbâ sever

Kimi hemân Mevlâ sever tevhîd bizim eğlencemiz

Sîm ü zeri cem' itmeyiz Kârûn yolına gitmeyiz

Bir kimseyi incitmeyiz tevhîd bizim eğlencemiz

Hubb-ı riyaset bizde yok ârzû-yı cennet bizde yok

Dünyâya rağbet bizde yok tevhîd bizim eğlencemiz

Kuddûsînin maksûdı zât itmez sivâya iltifat

Öğretdi fahr-ı kâ'inât tevhîd bizim eğlencemiz

934

Neyleriz ağyarı 'ışk-ı yâr bizim eğlencemiz

Gonca gül 'uşşâkıyuz gülzâr bizim eğlencemiz

Cîfe-i murdara hergiz rağbet itmez gönlümiz

Yanarız 'ışk âteşine nâr bizim eğlencemiz

El çeküb cümle sivâdan dost ile üns eyleriz

Zikr-i dâ'imdür hemân leyi ü nehâr eğlencemiz

Kârımız 'ışk u semâ' u vecd ü hâl ü cezbedür

Sanma zâhid bizi hâlî var bizim eğlencemiz

İlmimiz a'mâlimiz hayratımız yok ise de

Zikr-i Mevlâ eyleriz ezkâr bizim eğlencemiz

Zühd ü takva idi evvel pîşemiz lâkin bu 'ışk

Page 446: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

446

Bozdı heb anları bu eş'âr bizim eğlencemiz

Halk-ıla bâzârı Kuddûsî fakîr terk eyleyüb

Dir kim ancak dost ile bâzâr bizim eğlencemiz

935

Dost-ıladır şimdi bizim gizlüce hoş sohbetimiz

Kalmadı hîç iki cihan ni'metine rağbetimiz

Çengel-i 'ışkını takub gönlimizi çekdi hemân

Terk-i sivâ eylemişiz zikr-iledir ülfetimiz

Nâs-ıla ünsiyyet iden çünki olur Hakdan cüda

Hakk-ıla ünsiyyet içündür bu bizim 'uzletimiz

Hultat-ı nâs eyleyenin kalbi huzur bulmaz imiş

Kalbde huzur bulmak içün halvet ile vahdetimiz

Dahi ider imiş bize şol zâhid-i bî-'ışk dün ü gün

Hâlbuki 'ışk odına yanmak ezelî 'âdetimiz

'Abide cennetde safâ sevgilü Kuddûsîye dost

Dir bize kâfî şeh-i hûbân yüzüni rü'yetimiz

936

Safâ virmez baña ey dost cihanın lezzeti sensiz

Olur ağu içimde bal ü sükker şerbeti sensiz

Tahammül idemem hergiz firakın giryesine çün

Ki virir rûhıma sıklet cinânıfı ni'meti sensiz

Marîz-i derd-i 'ışkın olmışam gel hâlimi sorgıl

Ne mümkindir baña bulmak tabibim sıhhati sensiz

Nider 'âşık olan sen hûba ağyarın likasını

Ki bulmaz gönli bir lahza huzur u rahatı sensiz

Bu Kuddûsî kulun şâhâ seninle i'tizâz eyler

Temennî eylemez asla o miskîn 'izzeti sensiz

937

Biz bu 'ışkın bir bölük gam-nâkiyiz '

Âşıkânın ayağının hâkiyiz

Lutf ile sundı bize dost cür'ayı

Ol şarâbın mest-i bî-idrâkiyiz

Vechine müştaklarız ol dilberin

Hüsn-i bî-hemtâsının derrâkiyiz

Bizi yazdı bende-gân dîvânına

Page 447: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

447

Ol güzeller şahının emlâkiyiz

Eyle Kuddûsî o yâre çok sipâs

Biz anın mestân-ı 'ışk-ı pâkiyiz

938

'Aşıka bir nesne olmaz vuslat-ı yârdan lezîz

Bülbüle gül vaslı zinhar seyr-i gül-zârdan lezîz

Zahidin maksûdı cennet içre eki ü şürb hemân

Zann ider hîç kâr bulunmaz baña bu kârdan lezîz

Şem'a pervane ider mi ihtiyar canın fidâ

Sanur ol bî-çâre kim yok nesne bu nârdan lezîz

Eyleyüb Mecnûn telezzüz 'ışk-ı Leylâ ile hoş

Zikr-i Leylâ oldı aña cümle ezkârdan lezîz

Ehl-i dünyâ cem'-i dînâr ile eyler iltizâz

Dir ki nesne yok cihanda cem'-i dînârdan lezîz

Ehl-i şirk eyler telezzüz surete tapmak ile

Çün aña bir nesne yokdur şirk-i inkârdan lezîz

Zikr-i Hakk ile bu Kuddûsî safâlar kesb ider

Yok anın 'indinde nesne zikr-i dil-dârdan lezîz

939

Uşşâk-ı Hudâ 'ışk elemiyle mütelezziz

'Abid de cinânın ni'amıyla mütelezziz

Monlâ dün ü gün dersi ile hoş müteselli

Vâ'iz de hikâyât-ı fem-ile mütelezziz

Müftî ile kâdî çalışub hıdmet iderler

Kâtib de devât ü kalem-ile mütelezziz

Pâşâ tuğ-ıla sancağı virmez dû cihâna

Sultân dahi taht u haşem-ile mütelezziz

Sûk ehli hemân bey' ü şirâ ile ferah-nâk

Debbâğ ile cezzâr desem-ile mütelezziz

Dünyâyı cemi' eylemedir şuglı bahîlin

Cûd ehli 'atâ vü kerem-ile mütelezziz

Şol ânesi rahminde cenîn hâlini gör kim

Hîç gayriyi bilmez o dem-ile mütelezziz

Pes halk-ı cihan her biri bir lezzete düşmiş

Kuddûsî dahi câm-ı Cem-ile mütelezziz

Page 448: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

448

940

Gel bizimle hemdem ol cânâna varır yolumuz

Sanma bîgâne bizi dîvâna varır yolumuz

Dürr-i mercan ister isen tal bizimle bahre sen

Bahrîyüz biz lü'lü ü mercana varır yolumuz

Havz içinde su görüben sanma deryadır anı

Bî-nihâyet ka'rı yok 'ummana varır yolumuz

'İlm-i zahir ehl-i Hakkı bilemez 'ayne'l-yakîn

Hakkı bilen sâhib-i 'irfana varır yolumuz

Dem-be-dem artub gider derdim deyü olma melûl

Derd-i 'ışkdır adı bir dermana varır yolumuz

Râh-ı merdân-ı Hudâ dirler bu râha sen de gir

Cümleye rahmet olan sultâna varır yolumuz

Dinle Kuddûsî kelâmın cân u dilden sâlikâ

Gide gide 'akıbet Yezdâna varır yolumuz

941

Bir gün olur mı 'aceb kim göre yâri gözümüz

Bizde yok gerçi liyâkat ki siyâhdır yüzümüz'

Kalmadı hem intizâr-ı vasl-ıla bizde mecal

Oldı yeksan bu ecilden gicemiz gündüzümüz

Derd-i hicrana tahammül güç imiş âh nideyim

Geçmedi ol şeh-i hûbâna niyaz u nâzımız

Kapusında nice demdir ideriz âh u figân

Yolumuz uğradı sarpa yokuş oldı düzümüz

Perde çekdi yüzine ol dil-rübâ kaldırmadı

Oldı fitne mâl u 'avret oğlumuz hem kızımız

Dir ki Kuddûsî umarız ol Kerîm'in keremin

Aña ma'lûm her ne ki var ise gizlü razımız

942

Bir muradım kaldı nâ'il olmadım aña henüz

Gitmedi dîvâne gönlümden benim sevda henüz

Gün-be-gün artub gider 'ışk bir dem ârâm eylemez

Gözüme göründi vech-i dilber-i ra'nâ henüz

Pîr-i fânî oldum amma dil cüvândır kocamaz

Âh u efgân eylemek hâlim hezâr-âsâ henüz

İrmeyince yârine ol turmayub leyi ü nehâr

Page 449: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

449

İniler ağlar yenilmez dinlemez servâ henüz

Tazelendi derdi Kuddûsî garibin neylesin

Aldı şu nâçârlığında başına gavgâ henüz

943

Tşk ehli ider derd ü belâ ile telezzüz

Gör Kaysı nice itdi cefâ ile telezzüz

Zâhid ne bilür kadrini 'ışkın ki meramı

İtmekdir amfi işi safâ ile telezzüz

Berdâr olıcak buldı lika yârine Mansûr

Pes güldi idüben o lika ile telezzüz

Hîç virmeyicek canını cânân bulunur mu

Hem itmeyicek terk-i sivâ ile telezzüz

Kuddûsî-yi bîçâre tut ol 'ışk eteğin kim

Âhir idesin vasl-ı Hudâ ile telezzüz

MURABBALAR

1

Ben iderem 'arz-ı hâl

Nazm-ile yâ ze'l-Celâl

Hirfetim ancak su'âl

Matlûbum vir baña

Destimi tut düşmüşem

'Aciz olub şaşmışam

Fur'na girüb bişmişem

Merhamet it ey Hudâ

Kapuña geldim bu gün

Suçumı bildim bu gün

Sâ'ilin oldum bu gün

İt baña gufran 'atâ

Oldı kesîr hüzn ü gam

Dürlü belâ derd elem

İt baña lutf u kerem

(Lutfına) yok inkızâ

Hem di ki Kuddûsîyâ

Rahm iderem ben saña

Sen dahi her dem baña

Eyle sipâsı vaktâ

2

Hudâyı isteyen ihvan

Hemân tevhîd idiñ tevhîd

Page 450: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

450

Hulûs-ı kalb ile her ân

Hemân tevhîd idiñ tevhîd

Gözünden gel akıt yaşlar

Nitekim akıdır taşlar

Tutun sözümi kardaşlar

Hemân tevhîd idin tevhîd

Mecâlis olmanız zinhar

Aña kim dînidür dînâr

Beher dem her nefes her bâr

Hemân tevhîd idiñ tevhîd

Gönüller pasını silsün

Saraya pâdişâh gelsün

Dün ü gün 'îd-ı Kadr olsun

Hemân tevhîd idin tevhîd

Münafık sözine uyman

Kulağınıza hem koyman

Didiklerini hîç tuymañ

He-mân tevhîd idiñ tevhîd

Ne lâyık sâlike hultat

Ki nâs ile ide ülfet

Kamudan eyleyüb 'uzlet

Hemân tevhîd idin tevhîd

Reva mıdır size gaflet

Ki nefse viresiz mühlet

Eğer dilerseniz vuslat

Hemân tevhîd idiñ tevhîd

Yatur iken otururken

Ayak üzre yürür iken

Gezer iken turur iken

Hemân tevhîd idin tevhîd

Dinilmez kim aña 'âkil

Çalışmaz hîç olur gafil

Tutun bu pendi ve'l-hâsıl

Hemân tevhîd idiñ tevhîd

İdin tevhîd kurun halka

Dahi i'lâm idin halka

Duruşub bu güzel halka

Hemân tevhîd idin tevhîd

Bu Kuddûsî ider pendi

'Amel itmezse de kendi

Çözülsün kalbleriñ bendi

Hemân tevhîd idiñ tevhîd

Page 451: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

451

3

Zikr eyle Hakkı ey hümâm

Gel fırsatı fevt eyleme

Tevhîde eyle ihtimam

Gel fırsatı fevt eyleme

Döndür Hudâya yüziñi

Zikr eyle pâkle özini

Sevdir aña kend'özini

Gel fırsatı fevt eyleme

Boşa geçirme fırsatı

Hak zikrine it rağbeti

Bul dû cihanda 'izzeti

Gel fırsatı fevt eyleme

Şol kez devam eyle aña

Ki diyeler Mecnûn saña

Hem diyeler ider riyâ

Gel fırsatı fevt eyleme

Hak yollarının akrebi

Budur gidüb bul matlebi

Hâlî koma rûz u şebi

Gel fırsatı fevt eyleme

Dirseñ enîs Hakka olam '

Ayne'l-yakîn Hakkı bilem

Eyle hemân zikre devam

Gel fırsatı fevt eyleme

Madem ki canın tendedir

Fırsat bugün bil sendedir

Hak zâkiri hâs bendedir

Gel fırsatı fevt eyleme

Tevhide çalış rûz u şeb

Oldı visale çün sebeb

Sıdk-ıla kıl yâri taleb

Gel fırsatı fevt eyleme

Turmaz bu fırsat tîz geçer

Handur cihan konan göçer

Bu cân kuşı bir gün uçar

Gel fırsatı fevt eyleme

Zikr-ile tol deryâ-misâl

Cehd eyle ol ehl-i kemâl

Zâkir bulısar vecd ü hâl

Gel fırsatı fevt eyleme

Page 452: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

452

Dinle beni sen sözi kes

Zikr eyle her dem her nefes

Hak zikri bes Bakî heves

Gel fırsatı fevt eyleme

Zikr it hemân Kuddûsîyâ

Koyma gönülde masivâ

İster isen dosta lika

Gel fırsatı fevt eyleme

4

Benim yok şuglım ey Mevlâ

Sana yalvarmadan gayrı '

İlâç bulamadım asla

Sana yalvarmadan gayrı

Kesel deryasına taldım

Gemimi engine saldım

Necat olmadığın bildim

Sana yalvarmadan gayrı

Gönül ağyarı terk itmez

Sana ikbâl idüb gitmez

Ben anladım işim bitmez

Sana yalvarmadan gayrı

Beni bu nefs-i emmare

Yolumdan kıldı âvâre

Düşündüm bulmadım çâre

Sana yalvarmadan gayrı

Günâhım gerçi gayet çok

Velakin rahmetin artuk

Elimde bir vesilem yok

Sana yalvarmadan gayrı

İrüb maksûda gülmedim

Visale nâ'il olmadım

Bu derde çâre bulmadım

Sana yalvarmadan gayrı

Benim hâlimi kim bile

Ki rahm idüb kerem kıla

Çalışdım bulmadım hîle

Sana yalvarmadan gayrı

Hemân Kuddûsîyâ yalvar

Di ya Settâr u yâ Gaffar

Kapunda bulmadım bir kâr

Sana yalvarmadan gayrı

5

Page 453: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

453

Rıfk eylemen dostlar baña

Uzletde buldum rahatı

İtdi terahhum çün Hudâ

Uzletde buldum rahatı

Dünyâda cennet var imiş

'Âşık aña uğrar imiş

Halvet ne hoş gülzâr imiş '

Uzletde buldum rahatı

Halvetde bulınur huzur

Halvetde tolar kalbe nûr

Hakk-ıla üns anda olur '

Uzletde buldum rahatı

Zann itmeniz mihnetdeyim

Çün yâr-ıla sohbetdeyim

Anınla ünsiyyetdeyim '

Uzletde buldum rahatı

Uzlet erenler kârıdur

Vahşet erenler kârıdur

Halvet erenler kârıdur '

Uzletde buldum rahatı

Halk-ı zemân kalb uğrusı

Gelmez baña hîç toğrusı

Virir gelen baş ağrısı '

Uzletde buldum rahatı

Kimisi dünyâ talibi

Kimisi 'ukbâ talibi

Az şimdi Mevlâ talibi

'Uzletde buldum rahatı

Hultatda çok olur zünûb

Gaybet dahi sâ'ir 'uyûb '

Uzletde nûrlanur kulûb

Uzletde buldum rahatı

Yok bu zemânda sâdıkân

Olan da heb olmış nihân '

Uzlet zemânı bu zemân '

Uzletde buldum rahatı

Hak söyleyen olur zelîl

Çün ehl-i Hak gayet kalîl

Halvetde olmaz kâl u kîl '

Uzletde buldum rahatı

Halvetde kalb hâlî olur

Ağyar gider Mevlâ kalur

Page 454: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

454

Nâsdan kaçan rahat bulur '

Uzletde buldum rahatı

Kuddûsîye itdi Hudâ

Pes devlet-i 'uzlet 'atâ

Dir hamd idüb her dem aña '

Uzletde buldum rahatı

6

Gözün aç uykudan uyan

Gönül saña dimedim mi

Kalur yolda çok uyuyan

Gönül saña dimedim mi

Kesel deryasına taldın

Ki nevmiñ tadını aldın

Erenlerden girü kaldın

Gönül saña dimedim mi

Âmân gönlüm didim saña

Gidelim gel Hakdan yaña

İdelim bendelik aña

Gönül saña dimedim mi

Didim gel idelim gayret

Ki elde var iken fırsat

Tutub turmaz seni sıhhat

Gönül saña dimedim mi

Bu dünyâya gelen ölür

Ölüm acısını bilür

Senin de başına gelür

Gönül saña dimedim mi

Ben itdikde saña pendi

Baña sen eylediñ fendi

Çizilür cisminin bendi

Gönül saña dimedim mi

Olur billur beden'uryân

Kabir içinde yir dîdân

İderler mâlını tâlân

Gönül saña dimedim mi

Atan anañ ider feryâd

Kavm u kardaş 'ıyâl evlâd

İdemez kimse hîç imdâd

Gönül saña dimedim mi

Beni sen çokça incitdiñ

Rızâsız yollara gitdiñ

Sivâ-yı Hakka meyi itilin

Page 455: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

455

Gönül saña dimedim mi

Ne sen kadrini bilürsin

Ne benden öğüt alursın

Yarın sözime gelürsin

Gönül saña dimedim mi

Giden günler girü gelmez

Bu demler de geçer kalmaz

Çalışmayan murâd almaz

Gönül saña dimedim mi

Gönül Kuddûsîye yâr ol

Ki Mevlaya olalım kul

Kişi sa'y-ile alur yol

Gönül saña dimedim mi

7

Aşık-ı bîçâreyi giryân u zâr eyler bu 'ışk

Komayub sabrını asla bî-karâr eyler bu 'ışk

Şîşe-i 'arını taşa çaluben Mecnûn ider

Düşürür sevdalara bî-nâm ü 'âr eyler bu 'ışk

Dû cihanın lezzetinden 'âşıkı 'ışk dûr ider

Sağır eyler hem kulağını gözini kör ider

Nâs içinde sûretâ gerçi anı menfur ider

Ma'nâda anı habîb-i Kird-gâr eyler bu 'ışk

Ta'n-ı a'dâdan hazer eyler mi ehl-i 'ışk olan

Mâsivâya meyi ider mi gönlini dosta salan

Devlet-i 'uzmâya irerkenzini 'ışkın bulan

'Âşıkı iki cihanda bahtiyar eyler bu 'ışk

Her kime sundıysa sâkî bir kadeh memlû şarâb

Gözini Ceyhun idüben bağrını eyler kebâb

Hân-mânın cism ü canın yıkuban eyler harâb

'Âşıkıfi başına bu dünyâyı tar eyler bu 'ışk

Gezdirür Rûmu Hicazı 'ışk u sevda 'akıbet

Bilmez olur zühd ü takva resmin asla 'akıbet

'İlm ü a'mâli ider bi'l-cümle yağma 'akıbet

Hâsılı heb varlığını târ ü mâr eyler bu 'ışk

Dir ki Kuddûsî irilmez 'ışka câh u mâl ile

Kâmil olmaz kişi ancak 'ilm ile a'mâl ile

Fehm olunmaz sırrı 'ışkın dahi kîl ü kâl ile

Her kime olursa rehber yâre yâr eyler bu 'ışk

8

Hak misli yok bir Tenri hem

Ekber Eceli Ekber Eceli

Ben pür kusur bir bendeyem

Page 456: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

456

Kârım zelel kârım zelel

Halk itmemiş hîç ol Samed

Ben gibi bir mücrim ahad

Çün işlemişim bî-'aded

Cürm ü dagel cürm ü dagel

Hem görmedi halk-ı cihan

Ben gibi gümrâh bir zemân

Zîrâ işim dâ'im hemân

Mekr ü hiyel mekr ü hiyel

Nefsim nasîhat almadı

İtmediğim suç kalmadı

Dünyâya bir ferd gelmedi

Benden adal benden adal

Aslım benim çünki menî

Bu hey'eti virdi Ganî

Aslım denî fer'im denî

Oldum ezel oldum ezel

İçimde yok 'ışk-ı Hudâ

Gönlümde çok kibr ü riyâ

İtdi beni Hakdan cüda

Tûl-i emel tûl-i emel

Çok olmağın zenb ü kusur

Hîç gönüme gelmez huzur

Virir hemân 'ucb u gurur '

İlm ü 'amel 'ilm ü 'amel

'Işkın şarâbın içmedim

Meyl-i sivâdan geçmedim

Dostdan yana per açmadım

İşim kesel işim kesel

Sevdim mecazî dilberi

İtdim fedâ cân u seri

Zenb-i hatânın asgari

Mislü'l-cebel mislü'l-cebel

Toldı dile şehvet hevâ

Takva verâ' oldı heba

İrdi kulağıma nida

Geldi ecel geldi ecel

Sin altmış altıdır dahi

Geçdi yedi mah ey ahi

Pîrifi olur Hak musrihi

Görmez vecel görmez vecel

Page 457: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

457

Ol râhimînin erhami

Sarar yaraya merhemi

Zevk u safâ 'îş u demi

Sür korkma gel sür korkma gel

Tevvâbları hem pek sever

Kendi kelâmında öğer

İt sen de tevbe ey püser

İtme mehel itme mehel

Kuddûsîyâ itme keder

Hak serleri heb hayr ider

İtmez seni hîç der-be-der

Hulkı güzel hulkı güzel

9

Nutkımı tut sâlikâ

Eyle tevhîde devam

Olmasun 'ömrin heba

Eyle tevhîde devam

Hakkı eylersen taleb

Eyle tevhîd rûz u şeb

İr murada bî-naseb

Eyle tevhîde devam

Yâ Resul didi 'Alî

Hakka di akreb yolı

Ol buyurdı ey velî

Eyle tevhîde devam

Pek yakîn Hakka bu yol

Gir aña bul tîz vusul

Bu sözi it sen kabul

Eyle tevhîde devam

Eyle iksâr anı tâ

Diyeler mecnûn sana

Gice gündüz dâ'imâ

Eyle tevhîde devam

Hem şu kez zikr it ki tâ

Diyeler eyler riyâ

Bil hadîsdir bum hâ

Eyle tevhîde devam

Siyi olub deryaya ak

Münkire virme kulak

Sen benim sözime bak

Eyle tevhîde devam

Gönlüne deryâ-misâl

Page 458: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

458

Tola çok zikr ile hâl

İtme gayrı kîl ü kâl

Eyle tevhîde devam

Eyle Kuddûsî hemân

Zikri her dem her zemân

Hâb-ı gafletden uyan

Eyle tevhîde devam

10

Kuddûsa mensûb olmışam

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Hem aña meczûb olmışam

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Rûz-ı elestde ben aña

Dimiş idim çünki belâ

Ol 'ışkını virdi baña

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Bil ana rahminde beni

Ki itmişem takdîs anı

Anam işitmişdir bum

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

On ikiye irdi yaşım

'Işk oldı yâr u yoldaşım

Takdîs-i Hak idi işim

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Yigirmide itdim hereb

Gezdim Hicazı Şâmı heb

Kuddûs içün çekdim naseb

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Şevkiyle oldum bî-karâr

İçimde 'ışk odı yanar

Kuddûsa itmişem firar

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Çekdim sivâsından eli

Buldum aña giden yolı

Varsun disün münkir deli

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Yetmiş dahi üç oldı sin

Hayran baña heb ins ü cin

Kuddûse gönlüm mutma'in

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Tedbîr-i dünyâ bilmezem

Arzû-yı cennet kılmazam

Page 459: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

459

Ağyara mensûb olmazam

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Kuddûsîyi cezb itdi ol

İster aña her dem vusul

Dir bilmeyüb iz'ân usûl

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

11

Kuddûse 'âşık olmışam

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

'Işkımda sâdık olmışam

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Zikr eylerem dâ'im anı

O1 dahi zikr eyler meni

Döndürmişem aña yöni

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Çün hamr-ı safî içmişem

İki cihandan geçmişem

Dostdan yana per açmışam

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

O1 goñlümiñ mihmânıdur

Hem canımın cânânıdur

Men kulının sultânıdur

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Men anı tevhîd eylerem

Tekbîr ü temcîd eylerem

Takdîs ü tefrîd eylerem

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Men bağrı yanıklardanım

Kuddûse 'âşıklardanım

Yanmakda fâ'iklardanım

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

Kuddûsîyâ Kuddûse gel

Çün ol E'azdür hem

Eceli Di gayrisinden çekdim el

Kuddûsîyem Kuddûsîyem

12

Noldı bu gönlüm noldı bu gönlüm

Kevn ü mekâna toldı bu gönlüm

……….

………..

'Işka giriftar 'ışka giriftar

Oldı da buldı derdine tîmâr

Page 460: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

460

Yâr ile itdi gizlice bâzâr

Matlab-ı a'lâ buldı bu gönlüm

Geçdi sivâdan geçdi sivâdan

İtdi feragat gayrı hevâdan

'Uzlet idüben çıkdı aradan

Yâr ile pes yâr oldı bu gönlüm

Derdine derman derdine derman

'Işk imiş ancak anladı el'ân

Hem bulınurmış 'ışk-ıla cânân

Tarz-ı visali bildi bu gönlüm

Tolu piyâle tolu piyâle

İçdi de yandı şem'-i cemâle

İrmek içün ol bezm-i visale

'Işk-ıla bağrın deldi bu gönlüm

Bilmez usanmak bilmez usanmak

Kârı dem-â-dem âteşe yanmak

Kalmadı hergiz anda utanmak

Şîşeyi taşa çaldı bu gönlüm

Gör neler itdi gör neler itdi

'Arsa-yı 'ışkda hoş hüner itdi

Yolına yârin terk-i ser itdi

Bahr-i fenaya taldı bu gönlüm

Medhe sezâdur medhe sezâdur

Her ne dinürse aña revâdur

Bildi ki bu 'ışk derde devâdur

Komadı gayrı sildi bu gönlüm

Kuddûsîyi dir Kuddûsîyi dir

'Işka mürîd ol sıdk-ıla el vir

Bulmayuban hîç bir gidecek yir

Özini yâre saldı bu gönlüm

13

Yârimi gördüm

Maksûda irdim

Varımı virdim

Geçdim sivâdan

Gayet güzeldür

Ki bî-bedeldür

A'zam ecelldür

Ekber kamudan

Ansız olamam

Yârsiz kalamam

Gayri dilemem

Page 461: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

461

Çün 'âşıkam ben

Aç gözini bak

Ol aña müştak

Oldur muhakkak

Her işi iden

Hûblukda yekta

Yok misli asla

Hem sânı a'lâ

Ol vech-i ahsen

Buldum yakîn yol

Oldum aña kul

'Akılları ol

Dîvâne kılan

Her kande baksam

Anı görürem

Ol sûfî ebsem

Uzatma dil sen

Takdîr ü tedbîr

Eyler mi tagyîr

Gel itme tenfîr

Bizi bu 'ışkdan

Çün böyle takdîr

Boş re'y ü tedbîr

Eyler mi ta'zîr

'Özrimi bilen

'Aşk bahri taşdı

Mevc başdan aşdı

Yandı tutuşdu

Heb cân ile ten

Kuddûsiyâ sen

Dûr olma 'ışkdan

Çün 'ışksız olan

Bîgâne dostdan

14

Ey tâlib-i vasl-ı Huda

Tevhide meşgul ol hemân

Tut sözimi direm sana

Tevhîde meşgul ol hemân

Hem cümle zikrin efdali

Dimiş nebîler ekremi

İksâr iden olur velî

Tevhîde meşgul ol hemân

Page 462: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

462

'Işk zikr-ile hâsıl olur-

Hem gönlüne 'irfan gelür

'Arif Hudâyı tîz bilür

Tevhîde meşgul ol hemân

Hak yollarının akrebi

Tevhîd yolı dimiş Nebî

Bu-durur anlar mezhebi

Tevhîde meşgul ol hemân

Kalbi sivâdan pâk ider

Koymaz 'alâ'ikdan eser

'Âşık olam dirsen eğer

Tevhîde meşgul ol hemân

Zikre çalış itme kesel

Çek mâsivâ şuglından el

Ağyarı terk it Hakka gel

Tevhîde meşgul ol hemân

İt zikre Kuddûsî devam

Çün sâlike gaflet haram

Bitmek ise işin meram

Tevhîde meşgul ol hemân

15

Vasf-ı hüsn-i yâr içün şi're heves itdim bugün

Nazımla güftâr içün şi're heves itdim bugün

Bilmezem 'ilm-i lügat 'ilm-i 'aruz sâ'ir 'ulûm

'Aczimi ikrar içün şi're heves itdim bugün

Okusam yazsam dahi 'arif dinilmez nâmıma

'İlm ü 'irfan yaraşur mı hîç bu tab'-ı hamıma

Sağ u sola bakmayuban halkıma kuddâmıma

Cehlimi iş'âr içün şi're heves itdim bugün

Çünki bu dil karyesine şevket ile girdi 'ışk

Mâsivânın leşkerini komayuban kırdı 'ışk

Oturub taht üzre vuslatdan haberler virdi 'ışk

Vuslat-ı dil-dâr içün şi're heves itdim bugün

Söylemem beyhude ilhâm-ı Hudâdan söylerem

Tâlib-i sâdıklara terk-i sivâdan söylerem

'Âşıkâna lezzet-i 'ışk-ı Hudâdan söylerem

Rü'yet-i dîdâr içün şi're heves itdim bugün

Dir ki Kuddûsî elest bezminde itdim hamri nûş

Hüsn-i vech-i dil-rübâyı cân kulağı itdi gûş

Şi'r-i mevzun ile anın medhi baña geldi hoş

Hâlimi ihbar içün şi're heves itdim bugün

Page 463: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

463

16

Ey Hakka vuslat isteyen

Zikr it hemân leyi ü nehâr

Görsem cemâlini diyen

Zikr it hemân leyi ü nehâr

Gel 'ömrüni kılma heba

Zikr-i Hudâ it dâ'imâ

Dîvâne disünler saña

Zikr it hemân leyi ü nehâr

Bülbül kadar da yok mısın

Çün 'ışk-ıla eyler enîn

Bul sen de 'ışkın lezzetin

Zikr it hemân leyi ü nehâr

Hultat reva mı 'âşıka

Kesret reva mı 'âşıka

Gaflet reva mı 'âşıka

Zikr it hemân leyi ü nehâr

Zikre çalış ko gafleti

İt mâsivâdan nefreti

Kıl zikr-ile ünsiyyeti

Zikr it hemân leyi ü nehâr

'Işkın şarâbın eyle nûş

Derya gibi hem turma cûş

İt pendimi sıdk-ıla gûş

Zikr it hemân leyi ü nehâr

Aç gözini eyle nazar

Ki cümle halk tesbîh ider

Olma sakın sen der-be-der

Zikr it hemân leyi ü nehâr

Kuddûsîyâ kes sözini

Nâdâna açma razını

Pâk idegör sen özini

Zikr it hemân leyi ü nehâr

17

'Işk-ı nigâr kandedir

Şevk-ı tarab andadır

Hak dil-i virandadır

İşde safâ andadır

Kimi virir nân u aş

Kor yolına cân ü baş

Kimi atar aña taş

İşde safâ andadır

Page 464: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

464

Kimisi virir 'atâ

Hem diler andan du'â

Kimisi eyler cefâ

İşde safâ andadır

Kimisi candan sever

Hizmetine pek iver

Kimi yanından kovar

İşde safâ andadır

'Işka uyandır velî

Teñriye hem sevgüli

'Aşıka dirler deli

İşde safâ andadır

Kimi mahabbet ider

Virir aña sîm ü zer

Kimi de döger söger

İşde safâ andadır

Kimi elini öper

Gönlini hoşça yapar

Kimisi yıkar deper

İşde safâ andadır

Kimisi Kuddûsîyâ

Eyler aña cân fidâ

Kimi ider çok ezâ

İşde safâ andadır

18

Ey derde derman isteyen

Gel halka-i tevhîde gir

Sıdk-ıla cânân isteyen

Gel halka-i tevhîde gir

İnkârı ko ikrara gel

Ağyarı terk it yâra gel

Bülbül gibi güftâra gel

Gel halka-i tevhîde gir

Hakkın habîbi Mustafâ

Dir ravza-i cennet aña

İblîse uyma ey hümâ

Gel halka-i tevhîde gir

'Aşıkda'âr olmaz şehâ

Zâhid ider kibr ü riyâ

Tâlib isen Hakkı biyâ

Gel halka-i tevhîde gir

Bu halkada iş tîz biter

Page 465: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

465

Giren murada tîz irer

Bu pendimi tut ey püser

Gel halka-i tevhîde gir

Bulur 'alîl bunda şifâ

Zîrâ celîs olur Hudâ

Zikirlere eyler 'atâ

Gel halka-i tevhîde gir

Mü'min olan tevhîd ider

îmânını tecdîd ider

Gönlündeki teşvîş gider

Gel halka-i tevhîde gir

Yâd eyle dostın adını

Ki bulasın 'ışk dadını

Kesb eyle gel bul zâdını

Gel halka-i tevhîde gir

Dür olmagıl bu halkadan

Dirsen bulayım dostı ben

Gûş eyle bu sözimi sen

Gel halka-i tevhîde gir

Bu halkada hâzır olan

Mağfur olısar bî-gümân

Hak dostlarıdur zâkirân

Gel halka-i tevhîde gir

Zâkirler ile hem-dem ol

Dahi itme bize ebsem ol

Esrâr-ı zikre mahrem ol

Gel halka-i tevhîde gir

Dahi itme bize vâ'izâ

Çün eyleriz zikr-i Hudâ

Maksûd ise ancak rızâ

Gel halka-i tevhîde gir

Ko gafleti Kuddûsîyâ

Zikr-i Hudâ it dâ'imâ

İster isen vasl-ı lika

Gel halka-i tevhîde gir

19

Hak 'âşıkı olanların

Dâ'im işi tevhîd olur

Terk-i sivâ kılanların

Dâ'im işi tevhîd olur

İtmez ma'âş içün keder

Halkdan kaçub Hakka gider

Page 466: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

466

Turmaz lisânı zikr ider

Dâ'im işi tevhîd olur

Mevlâsına eyler firar

Zikrin ider leyi ü nehâr

Bu kârı idüb ihtiyar

Dâ'im işi tevhîd olur

Cismi olur inşân ile

Kalbi olur Yezdan ile

Gâh gizlü gâh ihvan ile

Dâ'im işi tevhîd olur

'Işkı ider ruha gıda

Zikri ider kalbe cilâ

Tevhîdde buluban safâ

Dâ'im işi tevhîd olur

Fakr-ıla ider iftihar

'Işk odına dâ'im yanar

Bilmez nedür nâmûs u 'âr

Dâ'im işi tevhîd olur

Vahşî olub 'uzlet ider

Halkdan hemîn nefret ider

Mevlâ ile sohbet ider

Dâ'im işi tevhîd olur

Kuddûsînin pendi sana

Zikr-i Hudâdur dâ'imâ

'Aşıkların subh u mesâ

Dâ'im işi tevhîd olur

20

Gel sürelim dem

Hu diyelim hu

Def idelim gam

Hu diyelim hu

Zühdi koyalım

Işka uyalım

Sırrı tuyalım

Hu diyelim hu

Ey şâh-zâde

Düşme fesâde

Subh u mesâde

Hû diyelim Hû

'Aşıka bürhân

Bâ'is-i 'irfan

Dertlere derman

Page 467: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

467

Hû diyelim Hû

Nutkımı dinle

'Işk-ıla iñle

Ben de seninle

Hû diyelim Hû

Zahide tanma

Kavle inanma

Hû diyelim Hû

Ateşe yanma

Gezme yabanda

Kalma gümânda

Pes heme ânda

Hû diyelim Hû

Münkire uyma

Sözini tuyma

Gûşine koyma

Hû diyelim Hû

Nefse cihâd it

Terk-i 'inâd it

Halikı yâd it

Hû diyelim Hû

Terk-i sivâ it

Canı fedâ it

Zikr-i Hudâ it

Hû diyelim Hû

Huya sen ol kul

Ol aña makbul

Hû ile Hû bul

Hû diyelim Hû

Mürşide vir el

Müşkili it hail

Kuddûsîye gel

Hû diyelim Hû

4. MUHAMMESLER

1

Geç günâhımdan Gafûrâ bakma bu'isyanıma

İ'tirâf idüb suçumı gelmişem Rahmanıma

Zenbimi yazdırma lutf it defter-i dîvânıma

Dûzahın ahvâlini gösterme cism ü canıma

Dest-gîrim ol iriş feryadıma efgânıma

Tîg-ı hicrin bağrımı deldi revân itdi demi

Bilmez oldum hayretimden gündüzimi gicemi

Page 468: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

468

Yüreğimin yarasına sar kerem kıl merhemi

Dertliyim rahm eyle sen ey râhimînin erhami

Senden özge kimsenin yitmez güci dermanıma

Pes tefekkür eyledim hîç benden alçak kimse yok

Zenbimi kıldım tefahhus çün kevâkibden de çok

Bî-nihâyet eyledim dünyâda 'isyan u fusûk

Halka çok zulm eyledim hem bende var bî-had hukuk

Ne yüzüm var ki ideyim 'arz-ı hâl sultânıma

İtdiğim cürm ü hatâyı itmediler ins ü cân

İsm-i Settârınla anı eyle yâ Rabbi nihân

Görmesün bir zerresini 'ayn-ı halk-ı dû cihan

Kavm u yaranımla 'afv it cümlemizi el-emân

Vaslını eyle müyesser baña hem ihvanıma

İtdi Kuddûsî tevessül çün habíbiñle saña

Bizi bağışla cemî'an ey Hudâ lutf it aña

Eylediñ sen bize anı dû cihanda pîşvâ

Hem bize didin ki idiñ aña sizler iktidâ

Ki iresiz anın ile siz benim ihsanıma

2

Her kimin kim 'ışk-ı Hak gönünde mihmân olmadı

Ders-i Hakdan almadı ol ehl-i 'irfan olmadı

Haste-i 'ışk olmayan giryân u nâlân olmadı

Edhem oğlu şâh iken tav'-ile 'uryân olmadı

Meyl iden iki cihâna ehl-i Yezdan olmadı

Zikr-ile hâsıl olur 'ışk sâlikin gönünde bil

Levh-i dilden kir ü pası çalışub zikr-ile sil

Eyle ikbâl sen Hudâya gayrisine virme dil

Çün bu yolda mâsivâdan geçmeyen sâdık değil

Şol serây ki pâk değildür taht-ı sultân olmadı

Dirme bu sîm ü zeri gel dinle söz çekme emek

İt kanâ'at virdiğine Râzıkın yi mercimek

Yetiştir ehl-i siilûke günde bir iki çörek

Buldığını yi dime az isteme helva börek

Hoş tutan bu pendimi tâmûda biryân olmadı

Çün hadîsinde buyurdı ol Resûl-i muhterem

Dürlü ta'amlar yiyen dûzahda göriser elem

Gel birader uyma nefse âhiretde çekme gam

Bu cihanın devleti mihnet-durur tiryak u sem

Geçdi mi bir pâdişâh kim köşki vîrân olmadı

Niceler Hakdan cüda oldığına bil ki sebeb

Put iderler mâl-ı dünyâyı taparlar rûz u şeb

Nicesi de cennete tapub hemân eyler taleb

'Âşık-ı sâdık ider 'ışk-ı Hudâ ile tarab

Hamr-ı 'ışkı itmeyen nûş kâmil inşân olmadı

Page 469: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

469

Çün bilür kalb hâlini Tefiri Te'âlâ Hazreti

Bunı böyle bilmeyenin gönlüdür taşdan katı

Şol ki 'ışk u cezbesi yok kande bulsun vuslatı '

İlmine a'mâline mağrura itme rağbeti

Ol 'Azâzîl çünki kolayına şeytân olmadı

Tâhir ol şirk-i hafiden itme ey zâhid riyâ

Hem tekebbürden hazer kıl eyle Allahdan haya

Aña mahsûsdur muhakkak 'izz ü mecd ü Kibriya

Cümle halkın alçağı bil nefsini Kuddûsîyâ

Nefsini alçak bilenin sonı hüsran olmadı

3

Bir gün olub dertli gönlüm vasl-ıla kâm ala mı

Lutf idüb hâne-i vîrânıma cânân gele mi

Sinemin yâresine merhem-i şâfî sala mı

Beyt-i dil zevk u safâ vü tarab-ile tola mı

Yüreğimde hüzn-i hasret yohsa böyle kala mı

Kime şekva ideyim 'ışkın elinden sorayım

Ya kimin kapusına boynumı büküb turayım

Var mı bir güzel cihanda aña gönlüm vireyim

Bakmayub gayrıya anın hûb cemâlin göreyim '

Aceb ol kapuya varan kimse mahrum ola mı

Çille-i 'ışk ne güzeldir tayanuban çekicek

Kulle-i kâfa fütüvvet 'alemini dikicek

Mezra'-ı dilde ma'ârif tohmların ekicek

Gice gündüz ağlayuban gözleri yaş dökicek

Ol kerem sahibi şâh sâ'ilini boş sala mı

Düşeliden dâm-ı 'ışka iñlerem leyi ü nehâr

Taşa çaldım şişeyi kalmadı hergiz nâm u 'âr

Hüzn-i hicran ile oldı bu cihan başıma tar

Uçdı gözden mürg-i hâb kalmadı hîç sabr u karâr

Çeşmimin yaşını lutf eyleyüb ol yâr sile mi

Derd-i firkat güç imiş başıma geldi benim ol

Aradım Rûm u Hicazı bulmadım vaslına yol

Neylesün 'âşık-ı miskin yâri itmezse kabul

Umaram re'fetini çünki anın rahmeti bol

Diye Kuddûsîye bir gün eyleye baña vusul

Gide gönünde olan firkat ü hicran elemi

4

'Işka uy tutma hazer it 'akl-ı bî-kâr eteğin

Pîşvâ eyleme anı sen salma zinhar eteğin

Kays-ı Leylâ gibi mesken eyle kühsâr eteğin

Taşa çal şîşeyi alma destiñe 'âr eteğin

Pendimi gûş eyleyüben tutagör yâr eteğin

Page 470: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

470

Asitân-ı yâri eyle sıdk u 'ışk-ıla penâh

Gice gündüz bülbül-âsâ eyleyüb derd-ile âh

Eğnine eyle bu 'ışkı hırka başına külah

Kim ki giydi bu külahı oldı kevne pâdişâh

Pendimi dinle 'azizim tutma inkâr eteğin

Sevmeği ister isen sev bir nazîrsiz güzeli

Ki anın olmaya asla dü cihanda misili

Eyleye mest 'âşıkı gören aña diye deli

Zümre-i merdân içinde diyeler aña velî

Vir yolına varını tut sen o dildâr eteğin

Nideyim kalmadı bende sabr u ârâma mecal

Kametim oldı bugün kürbe vü ahzân ile dâl

Vay baña olmaz ise ol şâh-ı hûbâna visal

Olur ol demde perişan hüzn-i hicran ile hâl

Tutmayınca olmadı 'ârif-i dîndâr eteğin

Olalar hüsnine hayran o şehin hâs ile 'âm

Bendelikde ideler sıdk u hulûs ile devam

Kılalar özlerine hem gayre ikbâli haram

Yanalar pervâne-veş şem'-i cemâline müdâm

Diyeler Kuddûsîye gel tutalım yâr eteğin

5. MÜSEDDESLER

1

Mâsivânın rengini boz gel boyan 'ışk mûyına

Çağlayub ak turma siller gibi 'irfan cûyına

Şol mürâ'î zahidin aldanma hay u huyına

Çün riyâ hoş gelmez asla Kird-gârın huyına

'Işkı rehber eyleyüb 'azm eyle yârin kûyına

Ki temâşâ idesin anın kamer-veş rûyına

Hakka vuslat ister isen âteş-i 'ışkına yan

Bahr-i 'irfana talınmaz hacc u savm-ıla hemân

Yok hilafım sözlerimde cümle gerçekdir inan

Buldı 'ışk-ıla visâl-i yâri cümle sâlikân

'Işkı rehber eyleyüb 'azm eyle yârin kûyına

Ki temâşâ idesin anın kamer-veş rûyına

'Âr ü nâmûs şîşesini taşa çalub 'âşık ol

Cümle varını virüben 'ışkı alub 'âşık ol

Uyuban gavvâs-ı 'ışka bahre talub 'âşık ol

Zühd ü takvayı dahi ehline salub 'âşık ol

'Işkı rehber eyleyüb 'azm eyle yârin kûyına

Ki temâşâ idesin anın kamer-veş rûyına

Kişide 'ışk olmayınca sanma Allahı bulur

Bu yola 'ışksız gidenler dökülür yolda kahır

Kimini tutub harâmîler metâ'ını alur

Hâsılı bu 'ışk u cezbe kadrini 'arif bilür

'Işkı rehber eyleyüb 'azm eyle yârin kûyına

Page 471: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

471

Ki temâşâ idesin anın kamer-veş rûyına

Gel bu Kuddûsî fakirin pendini eyle kabul

Kim tutar ise bulur cümle muradına vusul

Şöyle bil kim 'ışk yolıdır Hakka giden toğrı yol

Ber-murâd olmak dilersen nutkumı tut ey oğul

'Işkı rehber eyleyüb 'azm eyle yârin kûyına

Ki temâşâ idesin anın kamer-veş rûyına

2

Dem-âdem eylerem efgân u âhı

Niderem ben cihanda mâl ü câhı

Baña lutf eyle göster toğrı râhı

Senin 'ışkın-durur kullar penâhı

Meded ey pâdişâhlar pâdişâhı

Beni 'ışkından ayırma İlâhî

Elest bezminde ey Rezzâk u Cebbar

Kamu esnaf kabul itdi birer kâr

Be-küllî aldılar san'at ne ki var

Beni de 'ışkına itdiñ giriftar

Meded ey pâdişâhlar pâdişâhı

Beni 'ışkından ayırma İlâhî

Diler her kul kapuñda bir muradı

Saña itmiş kamusı i'timadı

Kimi işler salâh kimi fesadı

Bu 'âlem halkı heb râzî vü şâdî

Meded ey pâdişâhlar pâdişâhı

Beni 'ışkından ayırma İlâhî

Hudâyâ sensin ol Vehhâb-ı 'âlem

Ki oldılar 'atiyyâtınla hurrem

Buyurdın kim benim Allah u Erham

Baña rahm eyle kıl 'ışkınla mun'am

Meded ey pâdişâhlar pâdişâhı

Beni 'ışkından ayırma İlâhî

İlâhî 'âşıkânın hürmetine

Gürûh-ı evliyanın hürmetine

Cemî'-i enbiyânın hürmetine

Muhammed Mustafânın hürmetine

Meded ey pâdişâhlar pâdişâhı

Beni 'ışkından ayırma İlâhî

Bu Kuddûsî diler senden Kerîmâ

Anı 'ışkınla zâr it biilbül-âsâ

Senin 'ışkın ider bizi tüvânâ

Komaz ağyarını gönlünde asla

Meded ey pâdişâhlar pâdişâhı

Beni 'ışkından ayırma İlâhî

Page 472: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

472

3

Ey Hudâ kıldı perîşân 'aklımı Cebbârlığın

Her kaçan fikr eylesem havf eylerem Kahhârlığın

Eyledim îmân ki hakdır birliğin hem varlığın

Kulların bâzârlığına benzemez bâzârlığın

Tağlara çıkar giderdim olmasa Settârlığın

İtmese hem tesliye bu gönlümi Gaffârlığın

Kanmazam şol 'âbid-i câhil mukannit sözine

Düşürür ol vesvese miskîn güneh-kâr özine

Rahmeti göstermez asla ehl-i cürmin gözine

Olmaz idi takatim bakmağa inşân yüzine

Tağlara çıkar giderdim olmasa Settârlığın

İtmese hem tesliye bu gönlümi Gaffârlığın

Kendimi dellâla virüb satar idim bir pula

Kimse rağbet eylemez zîrâ benim gibi kula

Kudretim yok gitmeğe bir hatve hergiz hak yola

Cismimi bahre atardım bakmayub sağa sola

Tağlara çıkar giderdim olmasa Settârlığın

İtmese hem tesliye bu gönlümi Gaffârlığın

Rahmetim boldur didin Kur'ân içinde ey

Mecîd Tevbe-kâr kullarına olur senin fazlın mezîd

Suçum bilüb sana ikbâl iden olur sa'îd

Oda yanub kül olurdum olmasa hulkun hamîd

Tağlara çıkar giderdim olmasa Settârlığın

İtmese hem tesliye bu gönlümi Gaffârlığın

Soyunub 'uryân olurdum giyüben köhne pelâs

Yiyüb içüb uyumazdım giymez idim hîç libâs

Nâsa karışmazdım asla ider idim ihtiras

Tenhâ çöllerde gezerdim görmez.idim cism-i nâs

Tağlara çıkar giderdim olmasa Settârlıgın

İtmese hem tesliye bu gönlümi Gaffârlığın

Eylediñ bir kez tecellî pâre pâre oldı Tûr

Men za'îfe lutf-ıla bir kez nigâh itseñ nolur

Sen Latifsin hem Halimsin hem Kerîmsin hem Sabûr

Ol habîbine bağışla men kulunı ey Gafur

Tağlara çıkar giderdim olmasa Settârlıgın

İtmese hem tesliye bu gönlümi Gaffârlığın

Çünki bir adın Rahimdir bir adın Rahman senin

Hem cömerdsin ki işin sâ'illere ihsan senin

Geldi Kuddûsî kapuña kul senin ferman senin

Sen 'ayıblar örtücisin 'afv-ile gufran senin

Tağlara çıkar giderdim olmasa Settârlıgın

İtmese hem tesliye bu gönlümi Gaffârlığın

6. MU'AŞŞERLER

1

Page 473: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

473

Bir güzel sevdim cihanda yok aña misi ü bedel

Hüsnini gören olur 'âşık aña itmez kesel

Hîç umûrında bulunmaz zerre mikdârı halel

'Arız olmaz aña asla zahmet ü 'acz ü 'ilel

Hastalık uyku ölüm yokdur anın-çün Lem Yezel

Cümle halka hükmi nâfız yok umûrında dagel

Kamunın işin bitirir hîç aña gelmez sakal

Kim ki aña 'âşık olmaz ol behâ'imden adal

Nice sevmem ben anı çünki o ahsen hem Ecel

Rûyı güzel huyı güzel cümle ef'âli güzel

Kapu kullarına eyler bî-hisâb ni'met 'atâ

İstemez gayrı anın 'ışkına olan mübtelâ

Hân-mânın cümle varın heb aña eyler fidâ

Durmayuban yâd ider hem ismini ol dâ'imâ

Gözine görinmez olur zerrece hîç mâsivâ

Gice gündüz âh u efgân eyleyüb ister lika

Görmedim anın gibi diller kapar bir dil ruba

Mest ü hayranım olalı 'tşkına çün âşinâ

Öyle bir güzel benim yârim ki sânî yok aña

Rûyı güzel huyı güzel cümle ef'âli güzel'

Eylemez 'uşşâkını red itselerde çok günâh

Bulınur mı böyle hîç bir 'afvı gâlib pâdişâh

Gelmişem kapusına destim tehî yüzüm siyah

Bülbül-âsâ eylerem 'ışkı ile efgân u âh

Taşa çaldım şîşe-i 'ân bugün oldum tebâh

Mevc urur deryâ-yı 'ışk gönlümde coşub gâhi gâh

Eyledim ümîd-i vasl-ıla o hûbın 'azm-i râh

Oldı ol ârzû ile baña bu dünyâ ka'r-ı câh

Yok güzellikde anın yektâlığına iştibâh

Rûyı güzel huyı güzel cümle ef'âli güzel

Başıma tar oldı sevdasıyla ol yârin cihan

Gönlüm ister soyunub 'uryân olub gitmek hemân

Mâsivâdan geçmeyince dost yüzin itmez 'ayan

'Âşıka farzdur taleb itmek nigârın her zemân

Ulu tağ başı idi Mecnûn-ı Leylâya mekân

Anda Leylâ diyerek Mevlâya irdi ol civan

Çünki oldı 'âşıka gözyaşı 'ışk odı nişan

Nideyim bir güzelin 'ışkıyla bağrım oldı kan

Gice gündüz anın içün eylerem âh u figân

Rûyı güzel huyı güzel cümle ef'âli güzel

Men o yârin 'ışk u sevdasıyla oldum bî-karâr

Arzular dîvâne gönlüm itmeği aña firar

Çünki 'âşık ma'şûkını turmayub dâ'im arar

Kalmadı gönlümde asla kibr ü kîn nâmûs u 'âr

Şimdi buldum nâs içinde zillet ile ihtiyar

Hâlimi kıldı perişan intizâr-ı vasl-ı yâr

Sevmişem ol güzeli yâd iderem leyi ü nehâr

Bir güzel bî-hâre müştâkam ki yok hîç anda hâr

Page 474: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

474

Neylesiin ağyarı Kuddûsî anın bir yâri var

Rûyı güzel huyı güzel cümle ef âli güzel

2

Kalbi teşvîk idiser manzum kelâmlar lâ-cerem

Sâmi'in gönlünde 'ışk hâsıl olur görmez (elem)

Ol hemân sen 'ışka hem-dem oku şi'ri dinle hem

Gir semâ'a şevk-ıla eyle tarab gitsün sedem

Zikr-i Yezdâna devam it gice gündüz ey dedem

Fursatı fevt itme zîrâ gün bu gündür dem bu dem

Gülşen-i dâr-ı fenanın 'akıbet solar güli

Ne güli kalur ne gülzârı kalur ne bülbüli

Zann ider gafil olan bakî bu 'ıyş-ı zâ'ili

Sanma 'âlimdir bu dünyâ zînetine mâ'ili

'İlmi nâfi' itmez aña yarsa dahi bir kılı

Her kime kim 'ışkı ihsan itdi Hak olur velî

Mâsivâya iltifat itmez çeker halkdan eli

Gice gündüz zikr ider Mevlâsını turmaz dili

Zikr-i Yezdâna devam it gice gündüz ey dedem

Fursatı fevt itme zîrâ gün bu gündür dem bu dem

Hakka giden yolların bil pek yakınıdır bu yol

Çünki tevhidi 'Alîye eyledi telkîn Resul

Olma zâhid gibi münkir eyle bu râha duhûl

Gör Ebûcehli ki noldı itmeyüb nushı kabul

İtdi istikbâr 'Azâzîl sürilüb oldı melûl '

İlm ü a'mâlin görüb ol itdi bu râhdan 'udûl

Söz tutan sâlih olur söz tut birader sâlih ol

Rûz u şeb zikr eyle 'ışk-ı sıdk-ıla Mevlâyı bul

Zikr-i Yezdâna devam it gice gündüz ey dedem

Fursatı fevt itme zîrâ gün bu gündür dem bu dem

Zikr ile hâsıl olur 'ışk kalbde aña it devam

Sohbet-i nâsı koyub zikr-i Hudâ it subh u şâm

Zümre-i 'uşşâk-ı Hakka halk ile sohbet haram

Cümle zikrin efdali tevhîd-i Hakdır ey hümâm

Bu hadísiñ kâ'ili hayrü'l-verâ fahrü'l-enâm

Zikr ile zâkir ider nûş dost elinden tolu câm

Ey gözüm nûrı 'azîzim eyle zikre ihtimâm

Zikr ile irmiş erenler heb Hudâya ve's-selâm

Zikr-i Yezdâna devâm it gice gündüz ey dedem

Fursatı fevt itme zîrâ gün bu gündür dem bu dem

Yok huzûr kalbimde dime çün gerek zikr-i lisân

Gaflet-ile ise dahi eyle zikri sen hemân

İt lisân-ıla devâm çün hem gelür zikr-i cenân

Pâdişâhdır kalb bedende hem lisândır tercemân

Zikri âbdestsiz de itmek câ'iz imiş bî-gümân

Bulamazsañ bir icâzet sâhibi şeyh-i cihân

Virdi Kuddûsî icâzet saña zikr it her zemân

Pirimiz Geylânîdir eyler seni irşâd inan

Page 475: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

475

Zikr-i Yezdâna devâm it gice gündüz ey dedem

Fursatı fevt itme zîrâ gün bu gündür dem bu dem

3

Âşıka ta'n ideniñ 'irfânı yokdur bî-gümân

Eyleyen 'ışkdur anı bed-nâm ü rüsvâ-yı cihân '

Işk-ı Yûsuf çün Zelîhanın çeküb goñlin alan

Kaysı Leylâ 'ışkıdur 'aklın alub Mecnûn iden

Deldiren Ferhâda tağı 'ışk-ı Şîrîndür hemân

Bülbüle gül 'ışkıdur hem itdiren âh ü figân

'Işk-durur pervâneyi şem'e atuban yandıran

Her kime uğrasa 'ışk resmin bozar virmez emân

Bâyezîd-âsâ ider 'ışk 'âşıkı kutb-ı zemân

Münkeşif olur aña mir'ât gibi kevn ü mekân

'Âşık-ı miskîni 'ışk evvel zelîl ü hor ider

Varını yağma idüb dil şişesin meksûr ider

Cümle evlâd u 'ıyâl u asdikâdan dûr ider

Mâl ü emlâk ü vatandan ayırub mehcûr ider

Halk-ı 'âlem içre Mecnûnlık ile meşhûr ider

Düşürür sevdâ-yı Leylâya anı ma'zûr ider

Döndirir Mevlâya soñra goñlüni pür nûr ider

Ol yıkılmış şehri ta'mîr eyleyüb ma'mûr ider

Bâyezîd-âsâ ider 'ışk 'âşıkı kutb-ı zemân

Münkeşif olur aña mir'ât gibi kevn ii mekân

Her kişiye 'ışkı ihsân eylemez Hay y u Ahad

Her kula olmaz nasîb 'ışk aç gözüni yâ veled

'İlmine mağrur olanı sevmeyüb Hak itdi red

Sürdi İblîsi 'amel itmiş iken ol bî-'aded

Şartı ile kulluk idüb çekmiş iken ta'b ü ked

La'ne lâyık itdi anı kibr ü 'ucb u kîn hased '

Işk ile Adem selâmet buldı 'afv itdi Samed

İ'tirâf-ı hâl idüb irdi aña Hakdan meded

Bâyezîd-âsâ ider 'ışk 'âşıkı kutb-ı zemân

Münkeşif olur aña mir'ât gibi kevn ü mekân

Her kime kim 'ışk virildi buldı dâreyn devletin

İstemez 'âşık cihânın mâl ü câh u 'izzetin

Mâsivâya iltifât itmez içen 'ışk şerbetin

El çeker cümle 'alâ'ikdan olur gamdan emîn

Gice gündüz derd-i 'ışk-ıla ider âh u enîn

Zikr ider dâ'im Hudâyı ârzûlayub vuslatın

Kalbde komaz zikr-ile hîç 'ucb u hıkd u kibr ü kîn

Zákiriñ olur celîsi Hak hemîn olur mu'în

Bâyezîd-âsâ ider 'ışk 'âşıkı kutb-ı zemân

Münkeşif olur aña mir'ât gibi kevn ü mekân

Sâlikâ tut pendimi sen it hemân zikre devâm

Anı çok itmekle bulmışdur bulan 'âlî makâm

Zâkiri zikr eyler imiş çünki Hallâk-ı enâm

Zikr ile toğar goñülde şems-i 'irfân bî-gümân

Page 476: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

476

Zikr-ile müzdâd olur 'ışk turma çalış subh u şâm

Cümle zikriñ efdali tevhîd imiş it igtinâm

Ol aña meşgûl ki tolsun goñlüñe 'ışk bi't-tamâm

Oldı Kuddûsî fakîr 'uşşâk-ı Yezdâna gulâm

Bâyezîd-âsâ ider 'ışk 'âşıkı kutb-ı zemân

Münkeşif olur aña mir'ât gibi kevn ü mekân

7. MÜSTEZAT

Ben kime şikâyet idem ol zülf-i siyâhdan

Hem ol yüzi mâhdan

Kurtulmadım aslâ düşeli derdine âhdan

Dil kaldı kütâhdan

Firkat odına nice tahammül idebilsün

Zehri yudabilsün

Şol 'âşık-ı bîçâre ki dûr oldı nigâhdan

Aynldı o şâhdan

Râh-ı vera'ı meslek idinmiş idim ammâ

Gitdim idi gûyâ

Pes 'ışk-ı nigârım beni çıkardı o râhdan

Kurtardı o câhdan

Zâhid dir imiş 'ışka günâh ben de direm ki

Çok gussa yirem ki

Hâlî oluram mı ki deyüben o günâhdan

Ol ulu penâhdan

İrgürdi bu Kuddûsîyi 'ışk câh-ı 'azîme

Bir emr-i cesîme

Vâ'iz di eğer var ise hûb nesne bu câhdan

Bu 'ışk-ı İlâhdan

KIT'ALAR

1

Allahı bilmek her kula farzdır

Ma'rifet içün geldim cihâna

Geçdi gaflet-ile 'ömr-i 'azîzim

Bilmedim kadrin virdim ziyâna

Nefs ü hevâya ittibâ' itdim

Zenbimi disem sığmaz beyâna

Râh-ı merdâna girmiş idim hoş

Sapub yolumdan gitdim yabana

Dîvâne gönlüm çün hevâlandı

Düşdi gavgâ-yı hubb-ı zenâne

Pes on nisâyı itdim tezevvüc

Page 477: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

477

Geldim bu yüzden hem çok lisâna

Nâsdan kaçarkan eyledim hultat

Nefs-i emmâre buldı bahâne

Toğdı anlardan bî-'aded evlâd

Virdiler sıklet rûha cenâna

Cem' eyledim hem üç dört 'ıyâli

İtdi isti'câb halk-ı zemâne

Kurtılmadım pes 'ışk-ı mecâzdan

Şükr eylesün çok din kurtılana

'Işk-ı mecâzî cisr-i hakîkî

Anda çok turmak yok sâlikâna

Geçmeyen andan olamaz kâmil

Görmeyen dahi benzer çûbâna

Dimezler inşân merdân içinde

'Işk ateşine hîç yanmayana

Lâkin bu 'ışkın oyum güçdür

Pek kolay gelür oynamayana

Bahsimiz bizim 'ışk-ı sâlikde

Sözümüz yokdur nefse uyana

Almasun ruhsat eşkıyâ bundan

Hak 'azâb eyler ol fâsıkâna

Çünki sevdâmız başkadır bizim

Biz karışmayuz fâcir olana

İsterem şimdi Hakka inâbet

Eylerem gıbta pes tâ'ibâna

Geçmedi nefsim emmârelikden

Biñ çille çekse gelmez emâna

Çâresiz kaldım nideyim bilmem

Kaldı işim ol Hak Müste'âna

Kesme Kuddûsî zikri hîç dilden

Zer gibi hâlis ol yana yana

2

Bir dil-rubânm Mecnûnıyam ben

Dîvânelikde iştihârım var

Çün tâ ezelden 'âşıkam aña

Page 478: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

478

'Özr-i 'ışk-ıla i'tizânm var

Firkat 'azâbı 'uşşâka güçdür

Kalmadı sabra tâkatim hergiz

Oldum mu'azzeb ol 'azâb-ile

Vasıl-ı dildâra intizârım var

İ'tizâr taşın dâ'imâ zâhid

Turmayub atar inkisârım var

Gün-be-gün derdim artar eksilmez

İçimde yanar gizlü nârım var

Her derde vardur dermân cihânda

Bu derde lâkin 'ışk dermânım var

'Işk imiş ancak anın devâsı

Gönlümde derd-i 'ışk-ı yârim var

Kuddûsî şükr idüb dâ'imâ dir kim

Neylerem gayrı yâr-ı gârım var

B. HECE VEZNİ ÎLE YAZILAN ŞİİRLER

DÖRTLÜLER

1

01 ir murâda

Fısk u fesâda

İşler ziyâde

Sığın Hudâya

Rabbü'l-verâya

Yüz tut du'âya

Subh u mesâda

Eyle istiğfâr

İtme istikbâr

Sen hemân yalvar

Hayy u Cevâda

Korkma ey ahmak

Ey Hakkı tâlib

Ol 'ışka râgıb

Hem nefse gâlib

'Abdi o bed-kâr

Kılan güneh-kâr

Meyli beher bâr

Yüz virme aña

Bir tarfe aslâ

Şerri ol zîrâ

Page 479: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

479

Çün Gafûrdur Hak

Ümmeti mutlak

Yakmaz lazâda

Rahmet seninçün

Cennet seninçün

Rü'yet seninçün

Ey 'ammi-zâde

Terk it hevâyı

Sevme sivâyı

'Işk-ı Hudâyı

Toldur fu'âde_

Mevt gelüb nâgâh

İdiser âgâh

Tutalım ol şâh

Dâr-ı fenâda

Heb gelen geçer

Şerbeti içer

Cân kuşı uçar

Turmaz yuvada

Olmışam ozan

Yokdur anlayan

Dinler mi nâdân

Gönli sivâda

Mâlım didiği

Giyüb yidigi

Cem' eylediği

Turmaz yuvada

Çün tutuk özi

Tuyamaz sözi

Göremez gözi

Düşer 'inâda

Hâlıkı zikr it

Kudretin fikr it

Dâ'imâ şükr it

Olgıl senâda

Kıl 'ışkı rehber

Ol dînde server

Zen olma ol er

Râh-ı Hudâda

Çün ehl-i 'irfân

Olmaz perîşân '

Uşşâk-ı Yezdân

Page 480: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

480

Zevk u safâda

Kuddûsîyâ sen

'Işk iste Hakdan

Hem ehl-i 'ışkdan

İt istifâde

2

Hâzım Efendi

Pek bağla bendi

Bu derd-mendi

Zikr it du'âda

Pes sizi hergiz

Unutmayız biz

Bizi dahi siz

Anın du'âda

Bu dünyâ fânî

Küffâr cinânı

Kim sevdi anı

Yanar lazâda

Deryâya taldık

Bir gevher bulduk

Çâresiz kaldık

Virdik mezada

Sen pendi gûş it

Bir hoşça iş it

Hak yolına git

Kalma arada

Cin melek inşân

Heb cemâd hayvân

Zikr ider her ân

Arz u semâda

Râha girenler

Sırra irenler

Şimdi erenler

Heb ihtifâda

Kalmadı tâkat

Eyledim hultat

Çün virdi vahşet

Mevlâ fu'âda

Mevte isti'dâd

Pîşe-i evtâd

Çün eyleriz yâd

Subh u mesâda

Page 481: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

481

Tevbe istiğfâr

İdelim her bâr

Ağlayan nâçâr

İrer murâda

Döner bu devrân

Yıkılur eyvan

Kuş gibi bu cân

Uçar hevâda

Hîç giden gelmez

Noldığın bilmez

Bircânlu kalmaz

Arz u semâda

Halk-ı zemâne

Düşmüş gümâne

Kaçar yabane

Kanmaz fesâda

Sâdık sıddîk yok

Müşfik refîk yok

Ehl-i tarîk yok

Kaldık piyâde

Zâhirdedür söz

Sanma tozı koz

Tâlib isteriz

Lâyık üstâde

Eylemez her ân

Zikri ol nâdân

Zann ider 'irfân

Ağ u karada

Vakt-i kıyâmet

Yaklaşdı gâyet

Kalmadı râhat

Bay u gedâda

Yüze gülerler

Hîle kılarlar

Bıçak bilerler

Bilişe yâda

Sâlik-i Allâh

Az kaldı billâh

Kanı bir âgâh

Ki içe bâde

Yok-durur ihlâs

Page 482: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

482

Nice olsun hâs

Sanki bir rakkâs

Oynar arada

Kuddûsîyâ sen

Kalma yolundan

Gide cân u ten

Râh-ı Hudâda

3

Artdı mesâ'ib

Çün bu zemânda

Kalmadı tâkat

Sabır inşânda

Şerrimüz artuk

Hayrımuz hîç yok

Olmışuz matrûk

Heb bu ahyânda

İdelim dostlar

Tevbe istiğfâr

Cümlemiz nâçâr

Oldık cihânda

Ağlayalım hem

Oldı müsted gam

Rabbimiz Erham

Koymaz dumanda

Çünki Gaffârdur

Dahi Settârdur

İşi tîmârdur

Ka'r-ı zindânda

Yok şerîk sana

Hâşâ ve kellâ

Kaldık Latîfâ

Bahr-i ahzânda

Diyelim ey Hak

Hallâk muhakkak

Hem sensin ancak

Şâh bu eyvânda

Ey Ganî Vehhâb

Vey Gafur Tevvâb

Gönlimizi yap

Sicn-i hicrânda

Kuddûsî-yi pîr

Sana yalvarır

Page 483: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

483

Tehlîl ü tekbîr

Kârı her ânda

4

Sensin velîler şâhı

Yâ Hazret-i Mevlânâ

'Afv it şu ben gümrâhı

Yâ Hazret-i Mevlânâ

Gâyet 'azîmdir câhın

Mahbûbısın Allâhın

Dârü'l-emân dergâhın

Yâ Hazret-i Mevlânâ

Çün tıfl iken ey sultân

Eflâki itdin seyrân

Oldı melâ'ik hayrân

Yâ Hazret-i Mevlânâ

Kapunda çok muhtâcân

İrer murâda her ân

Devrinde sürer devrân

Yâ Hazret-i Mevlânâ

Bed-kâr u âvâreyim

Pür zenb-i bî-çâreyim

'Asî yüzü kâreyim

Yâ Hazret-i Mevlânâ

Sen şol ulu sultânsın

Ki server-i merdânsın

Hem ma'den-i 'irfânsın

Yâ Hazret-i Mevlânâ

Muhtâcınam in'âm it

Mihmânınam ikrâm it

İhsânını itmâm it

Yâ Hazret-i Mevlânâ

Bencileyin yok gümrâh

Lâkin didim eyvallâh

Geldim sana şey'li'l-lâh

Yâ Hazret-i Mevlânâ

'Ariflerin sultânı

Dertlülerin dermânı

Kuddûsinin cânânı

Yâ Hazret-i Mevlânâ

5

Hakkı dilersen eğer

Zikre sa'y it (ey) püser

Page 484: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

484

Çün zâkiri ol sever

Ol müştagil sen aña

Hem seni zikr ider ol

Rahmet ile bilmiş ol

Rahmeti eyler nüzûl

Her kande olsañ saña

Kâdirî râhı güzel

Gir o râha bî-mehel

Şeyhe vir sıdk ile el

Hem aña it iktidâ

Hem Hak celîsin olur

Kalbine virir sürür

Çünki eyler 'ışk zuhûr

Kalbde kalmaz mâ-sivâ

'Işka sebeb zikr olur

Zikr ile 'ışk tîz gelür

Kadrini 'âşık bilür

Turma çalış sâlikâ

Pîr seni irşâd ider

Gönlüni âbâd ider

Her zemân imdâd ider

Bil ol şeh-i evliyâ

İtdi bu Kuddûsîye

Himmet kalb-i kâsîye

Didi otur kürsiye

Süllâke ol râh-nümâ

6

Geliñ ey yârân

Rüfekâcasına

Olalım ihvân

Sulehâcasına

Girelim râha

Varalım şâha

İrelim câha

Nukabâcasına

Virelim varı

Görelim yâri

Sürelim 'ârı

Büdalâcasına

Giyelim tâcı

Olalım racî

Dün ü gün nâcî

Page 485: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

485

Fukarâcasına

Virelim cânı

Alalım anı

Görelim onı '

Uzemâcasına

Alalım himmet

Bulalım vuslat

Kılalım 'uzlet

Nücebâcasına

Geçelim yemler

İçelim cemler

Saçalım demler

Şühedâcasına

Alalım habli

Salalım nebli

Çalalım tabii

Ümerâcasına

Koyalım gayri

Tuyalım sırrı

Diyelim şi'ri

Şu'arâcasına

Yiyelim kandi

Koyalım fendi

Diyelim pendi

Hutebâcasına

Virelim bir cân

Görelim cânan

Sürelim devrân

Şürefâcasına

Sevelim bir hûb

Ki ola mergûb

Olalım meczûb

Hunefâcasına

Bilelim râzî

Olalım gâzî

Alalım bâzı

Huzekâcasına

Yanalım her ân

Olalım hayrân

Kılalım seyrân

Gurebâcasına

Page 486: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

486

Bulalım teslîm

Alalım ten'îm

Kılalım ta'lîm

'Ulemâcasına

Kanalım her ân

Yanalım her ân

Dönelim her ân

Üdebâcasına

Açalım meydân

Saçalım mercân

Uçalım her ân

Zurafâcasına

Bulalım bürhân

Olalım Lokmân

Kılalım dermân

Hükemâcasına

Geliñ kardaşlar

Baña hâldaşiar

Dökelim yaşlar

Zu'afâcasına

Eyle Kuddûsî

Hakk-ıla ünsi

Ko kamu nâsı

'Ukalâcasına

7

Rıfk it Latîfâ

Hasteyim zîrâ

Lutf idiib baña

Kıl şifâ i'tâ

Derdim kati çok

Râhatım hîç yok

Fazlmsa artuk

Geldim çü saña

Çün 'ıyâl evlâd

İdemez imdâd

Gönlümi âbâd

Eyle sen şâhâ

Medhûş olmışam

Yanaram her dem

Cân kayırmazam

Pervâne-âsâ

Oldı kalb vîrân

Page 487: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

487

Tobtolu ahzân

Hâlim perîşân

Sanadur şekvâ

Şevk ile her ân

Eylerem efgân

Direm ey Rahmân

Rahmetin deryâ

İtdi Kuddûsî

Terk üns-i nâsı

Artdı sevdâsı

Pîr iken hâlâ

8

Matlûbın dîdâr ise

Tevhide gel tevhide

Maksûdın o yâr ise

Tevhide gel tevhîde

İster isen ey püser

Vasl-ı Yezdânı eğer

Geç kamudan ser-te-ser

Tevhîde gel tevhîde

Tevhîd ile gir yola

'Işk-ı Hak tolsun dile

İrem dirsen menzile

Tevhîde gel tevhîde

Çal yire 'âr şîşesin

Öğren 'ışk lebîşesin

Ko sivâ endîşesin

Tevhîde gel tevhîde

Ol Kird-gâr-ı Ganî

Niçün yaratdı seni

Bilmek istersen anı

Tevhîde gel tevhîde

'Âr u nâmûsı bırak

Cümle varın oda yak

Sîl olub 'ummâna ak

Tevhîde gel tevhîde

Yan 'ışk(ın) odına yan

Nûr-ı tevhîde boyan

Bulsun ol cânânı cân

Tevhîde gel tevhîde

Her kim tevhîde gelür

Maksûdını tîz bulur

Page 488: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

488

Dû cihânda şâh olur

Tevhîde gel tevhîde

Subh u mesâ yaz u kış

Derûn tevhîde çalış

Hail olur her müşkil iş

Tevhîde gel tevhîde

Halka-i tevhîde gir

Şîşe-i nâmûsı kır

Varlığını sîle vir

Tevhîde gel tevhîde

Ey Kuddûsî sözi kes

Allah bes Bâkî heves

Şirk ehli oldı nekes

Tevhîde gel tevhide

9

'Âşıkam yâre

Oldum âvâre

Yanaram nâre

İsterem çâre

Ağlamak kârım

Dün ü gün zârım

Bakmaz ol yârim

Ben günâh-kâre

Dil dama düşdi

Gam başdan aşdı

'Andelib şaşdı

Girdi gülzâre

'Işka yâr oldum

Bî-karâr oldum

Şerm-sâr oldum

Düşdüm eş'âre

Turmayub her ân

Eylerem efgân

Olmışam hayrân

Hüsn-i dil-dâre

Bu 'ışk-ı ra'nâ

Bir kâr-ı zîbâ

Benzemez aslâ

Bir gayrı kâre

'Ummâna taldım

Hayretde kaldım

Gönlimi saldım

Page 489: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

489

Ben o dil-dâre

Kuddûsîyâ gel

Çek cümleden el

Olmagıl tenbel

Git Kird-gâre

10

Mâ'ilem yâre

Bakmam ağyâre

Yanuban nare

Düşdüm eş'âre

'Işkdır üstâdım

Dostdur murâdım

Var istinâdım

Ol kâr-güzâre

Manzaram dîdâr

Görirem her bâr

Gözlerim bakar

Rûy-ı dildâre

Çünki 'ışk geldi

Varımı aldı

'Akıbet saldı

Gönlümi yâre

Ağlamak kârım

Yok ihtiyârım

Dün ü gün zârım

Bulmadım çâre

'Işk nâr u nurdur

Hüzn ü sürürdür

Ehli mesrurdur

Râzî bu kâre

Bilinür dildâr

'Işk-ıla ey yâr

Münkir-i bî-'âr

Gelmez ikrâre

Sen de ey sâlik

Ol 'ışka mâlik

Olmagıl hâlik

Git Kird-gâre

Zâhidin bâli

Cezbeden hâlî

Benzer a'mâli

Nakş-ı dîvâre

Page 490: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

490

Çok 'amel kılmış

'Ucb-ıla tolmış

Benlikde kalmış

Düşmiş inkâre

Cenneti almış

Kasvetle tolmış

Gönlüni salmış

Semt-i ağyâre

Atdı Kuddûsî

'Arı nâmûsı

Düşdi ârzûsı

Seyr-i dildâre

11

Durmaz lisânım

Dir Allah Allah

Cismimde cânım

Dir Allah Allah

Yüzüm yanağım

Dişim dudağım

Sadrım dimâğım

Dir Allah Allah

'Işk oldı kasmim

Zikr oldı resmim

Eczâ-yı cismim

Dir Allah Allah

Çeşmim kulağım

Destim ayağım

Lahmimde yağım

Dir Allah Allah

Hem üstühânım

Tamarda kanım

Dâ'im cenânım

Dir Allah Allah

Sen de ey mü'min

Bum vird idin

İnşân melek cin

Dir Allah Allah

Zî-rûh cemâdât

Ehl-i semâvât

Cümle beriyyât

Dir Allah Allah

İsm-i Zâtdur bu

Page 491: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

491

Kıl ü kâli ko

Külli şey yâ

Hû Dir Allah Allah

Her dem di Allah

Kevneyne ol şâh

Necm ü şems ü mâh

Dir Allah Allah

İtme Kuddûsî

Gayr-ıla ünsi

Allah enîsi

Dir Allah Allah

12

'Aşık-ı Yezdân

Dir Allah Allah

Tâlib-i 'irfân

Dir Allah Allah

Nemi ü tuyûr hem

Zikr ider her dem

Nâtık u ebsem

Dir Allah Allah

Zî-rûh cemâdât

Eyler 'ibâdât

Cümle mahlûkât

Dir Allah Allah

Mahv eyle sânı

Ol Hakda fânî

Kim diler anı

Dir Allah Allah

İt hemân tekrâr

Bu ismi her bâr

Sâlik-i Cebbâr

Dir Allah Allah

İns ü cin dâ'im

Kullukda kâ'im

Vahş u behâ'im

Dir Allah Allah

Yirler felekler

Cümle melekler

Suda semekler

Dir Allah Allah

Allah di ey yâr

Her zemân her bâr

Page 492: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

492

Müştâk-ı dîdâr

Dir Allah Allah

Her derde dermân

Zikr-i Hak ey cân

İsteyen rıdvân

Dir Allah Allah

Zikr eyle'âşık

Ol vasla lâyık

Tâlib-i sâdık

Dir Allah Allah

Gel yan bu nâra

Git Kird-gâra

Arayan çâre

Dir Allah Allah

Olma Kuddûsî

Bu ismi nâsî

Hak âşinâsı

Dir Allah Allah

13

Vird-i cümle enbiyâ

Lâ ilâhe illallâh

Dahi vird-i evliyâ

Lâ ilâhe illallâh

Zikr iden 'âşık olur

Vuslata lâyık olur

Çok diyen sâbık olur

Lâ ilâhe illallâh

Eyle iksâr anı sen

İtme gaflet misl-i zen

Di gücün yiter iken

Lâ ilâhe illallâh

Sen de meşgûl ol aña

Gice gündüz sâlikâ

Şevk-ıla di dâ'imâ

Lâ ilâhe illallâh

Mü'min ider kâfiri

A'lâ ider ahkarı

'Ârif olur müksiri

Lâ ilâhe illallâh

Gitdi kervân kalk uyan

Çok yatan görür ziyân

Di hemân zâhir nihân

Page 493: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

493

Lâ ilâhe illallâh

Zikre Kuddûsî çalış

Bil anınla biter iş

Çok diyüb Hakka iriş

Lâ ilâhe illallâh

14

Zikr içinde pâdişâh

Lâ ilâhe illallâh

Di bulasın 'âlî câh

Lâ ilâhe illallâh

Hakkı eylerseñ taleb

Tevhîd eyle rûz u şeb

Kurb-ı Mevlâya sebeb

Lâ ilâhe illallâh

Cümle zikrin efdali

Çok diyen olur velî

Âsân ider müşkili

Lâ ilâhe illallâh

İt kamudan 'uzleti

İhtiyâr it vahdeti

Diler iseiı vuslatı

Lâ ilâhe illallâh

Her kim eylerse devâm

Bulur ol yüce makâm

Turmayub di subh u şâm

Lâ ilâhe illallâh

Tağı bâğıstân ider

Nârı gülistân ider

Bendeyi hâkân ider

Lâ ilâhe illallâh

Gâfili âgâh ider

Hem fakîri şâh ider

Vâsıl-ı dergâh ider

Lâ ilâhe illallâh

Mücrimi mağfur ider

Dilleri pür-nûr ider

Mâsivâdan dür ider

Lâ ilâhe illallâh

Alçağı a'lâ ider

Re'yini evlâ ider

Vâsıl-ı Mevlâ ider

Lâ ilâhe illallâh

Page 494: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

494

Yolların çün akrebi

Didi tevhîddür Nebî

Çok diyüb bul matlabı

Lâ ilâhe illallâh

'Ariflerin sal'ası

Ehl-i 'ışkın cür'ası

Mü'minin hoş kal'ası

Lâ ilâhe illallâh

Göklere nûrı ağar

Meclise rahmet yağar

Disün kibâr u sığâr

Lâ ilâhe illallâh

Bahr-i'ışka taldurur

Kalbe 'irfân toldurur

Sana Hakkı bildirir

Lâ ilâhe illallâh

Şânını hem ref ider

Cümle renci def ider

Her belâyı def ider

Lâ ilâhe illallâh

Göreyim dirsen cemâl

Lücce-i tevhide tal

Eşref-i cins-i mukâl

Lâ ilâhe illallâh

Çün 'Alîye bilmiş ol

Eyledi telkîn Resul

Didi Hakka toğrı yol

Lâ ilâhe illallâh

Turma Kuddûsî hemân

Anı vird it her zemân

İsm-i a'zam bî-gümân

Lâ ilâhe illallâh

15

Sálikleriñ menheci

Lâ ilâhe illallah

Bendeyi şâh idici

Lâ ilâhe illallah

Gayrı gönülden sürer

Huyım güzel ider

Di be-her dem ey püser

Lâ ilâhe illallah

Page 495: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

495

Saña direm diñle ben

Fırsatı fevt itme sen

Di diliñ söyler iken

Lâ ilâhe illallah

Kalbde şevk hâsıl olur

Hem aña 'irfân gelür

Çok diyen vuslat bulur

Lâ ilâhe illallah

Hak Resûlinden

'Alî İstedi akreb yolı

Didi vird it ey velî

Lâ ilâhe illallâh

Mâsivâ hubbın komaz

Zâkire tatlı niyâz

Turma oku kış u yaz

Lâ ilâhe illallâh

İt anı iksâr hemîn

Dâ'imen fî-külli hîn

Cümle yollardan yakîn

Lâ ilâhe illallâh

Eyle Kuddûsî devâm

Her zemân her subh u şâm

Di cemâl ise merâm

Lâ ilâhe illallâh

16

Cümle zikriñ efdali

Lâ ilâhe illallah

Çok diyen olur velî

Lâ ilâhe illallah

Turma sa'y eyle aña

Gice gündüz dâ'imâ

Şevk-ıla di sâlikâ

Lâ ilâhe illallah

Ma'rifet şemsi toğar

Kalbe hem rahmet yağar

Disün kibâr u sığâr

Lâ ilâhe illallah

Bir dise kâfir anı

Mahv idiser küfrini

Pâk ider hem kalbini

Lâ ilâhe illallah

Zikr-ile 'ışk tîz gelür

Page 496: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

496

Kalbe hem âgâh olur

Çok diyen Hakkı bulur

Lâ ilâhe illallah

Bil ki dimişdür

Nebí Aña yollar akrebi

Esheli hem ensebi

Lâ ilâhe illallah

Fazlı bî-had kendi az

Aña uymaz hac niyâz

Bir diyende zenb komaz

Lâ ilâhe illallah

Çok diyen fikr it nolur

Ecri çün efzûn olur

Müksiri devlet bulur

Lâ ilâhe illallah

Münkiri menfur olur

Câhidi makhûr olur

Kâ'ili mağfur olur

Lâ ilâhe illallah

Hakka isterseñ likâ

Eyle zikrin dâ'imâ

Di hemân Kuddûsîyâ

Lâ ilâhe illallah

17

Bâg-ı'ışkım gül oldı

Heb çemen sünbül oldı

Dertli dil bülbül oldı

Yandı cismim kül oldı

'Işkı içime girdi

Zühdi yağmaya virdi

Şîşe-yi 'ân kırdı

Baña mürşid ol oldı

'Işk baña mu'teberdir

Şöyle ki tâc-ı serdir

Hem rûhuma perdedir

Aña rûh oğul oldı

Goñlümi yâre saldım

Bahr-i sevdâya taldım

Dâm-ı dehşetde kaldım

Ab-ı dîdem sîl oldı

Aldı heb varımı çün

Eyledi yüreğim hûn

Page 497: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

497

Baña 'ışk-ı hümâyûn

Râhib-i müşkil oldı

'Işkıfi oldum gulâmı

Bilmezem subh u şâmı

Zâhidâ kes kelâmı '

Işka cânım kul oldı

Eyle ey Rabb ü Settâr

'Işka Kuddûsîyi yâr

Göre 'ışk-ıla dîdâr

Çün saña 'ışk yol oldı

18

Allah Ahaddir

İtmem gümânı

Bâkî Sameddir

Fânî kalanı

Bu mülke mâlik

Oldı ey sâlik

Külli şey' hâlik

Kalanı fânî

A'zam Eceldir

Hem Lem-Yezeldir

Gâyet güzeldir

Yok aña sânî

Hakdır inandım

Aña tayandım

Şevk-ıla yandım

Sevdim ben anı

Hüsnini tuydum

'Uşşâka uydum

Yolına koydum

Baş-ıla cânı

Bu râha girdim

Dünyâyı sürdüm

'Ubbâda virdim

Hûr-i cinânı

Çün anı bildim

'Işk-ıla toldum

Fark itmez oldum

Yahşi yamanı

Gel sen de kardaş

Ol bize yoldaş

Eyleriz hâl-daş

Page 498: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

498

Sâdık olanı

Terk eyle kibri

Fikr eyle kabri

Fevt eyle sabrı

İncitme cânı

Aslın menîdür

Zâtın denîdür

Rabbin Ganîdür

Halk itdi sânı

Zen olma ol er

Sır virme vir ser

Sevme birâder

Cennet seveni

Bir gönli yıkma

Gir gönle çıkma

Gönlüne tıkma

Luss-ı nihânı

Olma sen ey cân

Bu 'ilme handân

Çün alur şeytân

Yoldan sapanı

Zikr-i Hudâ it

Sözimi işit

Hakdan yana git

Kur nerd-bânı

Hakka itâ'at

Bihter sanâ'at

Eyle kanâ'at

Yi kurı nâm

Tevhide çalış

'Işk odıyla biş

Söz dinle derviş

Görme ziyânı

Dünyâyı dirme

Hîç gayrı görme

Dostdan ayırma

Bir dem cenânı

Git yola sapma

Hem nefse tapma

Kelb gibi kapma

Mâl-ı cihânı

Page 499: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

499

Kuddûsîyâ sen

Lutf iste Hakdan

Ol-durur iden

Kula cinânı

19

Koyub Şem'î Baba dâr-ı fenâyı

Cihân-ı bâkîye göçüben gitdi

Atub hem ardına cümle sivâyı

Ecel şerbetini içüben gitdi

'Âşık ma'şûkını çünki ârzûlar

Cemâlin görmeğe eyler intizâr

Câvidân gülşânın idüb ihtiyâr

Dost iline cânı uçuban gitdi

Solar bu bakcede açılan gonca

Evrâkı dökilür vakti gelince

Emân virmez ölüm kocaya gence

Dirler fulan kimse kaçuban gitdi

Bu evde yahşi kem bir ahad kalmaz

Gelen gider hemîn bir dahi gelmez

Gördün mi anadan toğanı ölmez

Âdem Ata yolu açuban gitdi

'Âşık olan yimez sivâ gussasın

Kulağına koymaz zâhid kıssasın

Erenler feyzinden alub hissesin

Cihâna cevherler saçuban gitdi

Bu 'âlemde nice dem sürmiş idi

Evliyâ râhına hoş girmiş idi

Menzil-i bâlâya hem irmiş idi

Mâsivâdan cümle geçüben gitdi

Kuddûsîyâ aña bil gerçek 'âşık

Sâzendedir diyü zann itme fâsık

Ehl-i Hak olmağa oluban lâyık

Yârini ağyârdan seçüben gitdi

20

Bil ki ey oğul

Tevhîd yakîn yol

Ol aña meşgul '

İrfân-ıla tol

Zikr it Mecîdi

Oku tevhîdi

Gice gündüz di

Ol Hakka makbul

Page 500: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

500

Okuma ahzâb

Hazl ider îcâb

Ahret evin yap

Olmagıl meczûl

Hizb ile 'irfân

Bulmaz çalışan

Arar o nâdân

Tağ başında gül

Kuddûsîyâ sen

Kaç hurûfîden

Gücün yiterken

Zikre sâ'î ol

21

Ey Hakk u Rahmân

Vir 'ışk u 'irfân

Zikrine her ân

Kıl beni meşgûl

Zikr ile anlar

Hâsıl olurlar

Dimiş erenler

Zikre akreb yol

Tâ çocuk iken

Sâlik oldum men

Hoş bilürsin sen

Çünki 'ilmin bol

Düşde içmişem

İki bahri hem

Yok şekk ü şübhem

Mesned-durur ol

Sensin içiren

Anları viren

Cümlesi senden

Hâsıl u mahsûl

İdeyin tekrir

Zikri beher bâr

Eyleyen iksâr

Olur 'azîz kul

Eyledin müştâk

Sana ey Hallâk

Hem idüb intâk

Çok nazmı makbul

Biri şerî'at

Page 501: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

501

Biri tarikat

'İlm-i hakîkat

Oiınur me'mûl

Kuddûsîyâ sen

Vusl iste Hakdan

Geç sivâsından

Olmagıl mahlûl

22

Dermân imiş derd

Men anı buldum

Derd ehlidir merd

Merdânı buldum

Derd 'ışk-ı Yezdân

'Işk şems-i tâbân

Dir anı bulan

Dermânı buldum

'Işkı kesb it sen

Bul dostı irken

Di hamd idüben

Cânânı buldum

Zikre devâm it

Hak yolına git

Aniñla işit

Hannânı buldum

Kuvvetli mürşid

Himmetli mürşid

Nusretli mürşid

Geylânı buldum

Aña mürîd ol

Maksûdmı bul

Di oluban kul

Sultânı buldum

Kuddûsîyâ gel

Vir mürşide el

Olmagıl tenbel

Di Hânı buldum

23

Ey şehen-şâhım

Çokdur günâhım

'Abd-i gümrâhım

Dilerem gufrân

Suçumı bildim

Page 502: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

502

Kapuña geldim

Çâresiz kaldım

Sen eyle dermân

Pîr olub bugün

Hem hasta mahzûn

Oldı gam efzûn

Kıl beni handân

Yok çünki tâkat

İtmeye hıdmet

İt baña kuvvet

'Âfıyet ihsân

Eylerem ârzû

Eki ü şürb uyhu

Oluban sayru

İnlerim her ân

Bî-hisâb ekdâr

Gün-be-gün artar

Oldı ey Gaffâr

Hâlim perîşân

Kuddûsî dâ'im

Nefsile kâ'im

Olmayub sâ'iııı

Bir misl-i sıbvân

24

İli yirme sen

Yirilür yiren

Sevilür seven

Dögilür dögen

Çün iden bulur

Öldiren ölür

Udi hoş olur

İli hoş gören

İli bil cemîl

Özini zelîl

İli yahşi bil

Seni müfetten

İli itme zem

Dime nâsa kem

Seni öğme hem

İle di hasen

İli yakmagıl

İli yıkmagıl

Page 503: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

503

İli sıkmagıl

Sıkılur sıkan

İle it 'atâ

Hemân al du'â

Yapagör binâ

Yıkılur yıkan

İli hayr ile

Mugîn al dile

Sögme hîç ile

Sögilür sögen

İle eylik it

Sözimi işit

Yola toğrı git

Olma yol kesen

İle di reşîd

Özine pelîd

Di ile sa'îd

Ögilür öğen

Di Kuddûsîyâ

Dâ'im ey Hudâ

İle vir a'lâ

Baña hüsn-i zann

25

Aradım bulmadım Rumda Hicâzda

Karidedir ey gönlüm bilmem turağın

Eğlenüben kaldiñ 'ışk-ı mecâzda

Hakîkat râhına gitmez ayağın

Kalbiñiñ bünyâdı buldı vehânet

İtmediñ sen anı aslâ sıyânet

Ben seni eyledim Hakka emânet

Söyünmesün hergiz nûr-ı çerâgın

Beklemeyüb bir dem feryâd idersin

Mecnûn olub sahrâlara gidersin

Dâ'imen Leylânm izin güdersin

Yiriñ oldı başı pes yüce tağın

'Aceb niçün uyhu gelmez goziñe

Bir kimse de mahrem olmaz râzına

İnanmazam şimden girü sözine

Belürsizdir zîrâ sol ile sağın

Coşkun sular gibi akub çağlarsın

Kendini odlara yakub tağlarsın

Gice gündüz efgân idüb ağlarsın

Page 504: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

504

Eridi kalmadı yürekde yağın

Meyil virme dirdim nakş-ı cihâna

Tutmadın sözimi atdın yabana

'Işk derdini itdin 'özür bahâne

Tuymadı pendimi aslâ kulağın

Gel geç mecâzîden dîvâne gönlüm

Tâlib ol 'ilm ile 'irfâna gönlüm

Dost elinden nûş it peymâne gönlüm

Dirsen yakın olsun eğer ırağın

Kuddûsîye cefâ itme ey gönül

Hem 'ömrini hebâ itme ey gönül

Gel meyl-i mâsivâ itme ey gönül

Bâkî kalur sanma geçer bu çağın

26

Yârim şâh-ı hûbândır

Oldukça bu tarz olsun

Cânım aña kurbândır

Oldukça bu tarz olsun

Dildâra elim irmez

Ağyârı gözüm görmez

Bir mahbûb-ı tâbândır

Oldukça bu tarz olsun

Pervâne olub müştâk

Şem'a cân ider ihrâk

Bülbül güle hayrândır

Oldukça bu tarz olsun

Hamr-i 'ışkı itdim nûş

Oldum tâ ebed sarhoş

'Aşk her derde dermândır

Oldukça bu tarz olsun

Bu 'ışka nihâyet yok

Bir deryâ ki gâyet yok

Âşık işi efgândır

Oldukça bu tarz olsun

Men terk-i sivâ itdim

Hem meyl-i Hudâ itdim

Çeşmim yaşı bârândır

Oldukça bu tarz olsun

Dîvânesiyem anın

Hem kulı o sultânın

Çün ol şâh-ı şâhândır

Oldukça bu tarz olsun

Page 505: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

505

Kuddûsî-durur adım

'Işk oldı ki üstâdım

Ol bir bahr-i 'ummândır

Oldukça bu tarz olsun

27

'Uşşâk-ı Yezdân

Gerçek erenler

Tâ ebed mestân

Gerçek erenler

Erbâb-ı irşâd

Ashâb-ı imdâd

Aktâb-ı evtâd

Gerçek erenler

Gayrı terk iden

Mevlâya giden

Süllâki yiden

Gerçek erenler

'Işk-ıla tolan

Cân fidâ kılan

Mevlâyı bulan

Gerçek erenler

Yok 'ucb u riyâ

Anlarda aslâ

Evliyâ hakkâ

Gerçek erenler

Kıydılar câna

İrdiler kâna

Hizb-i merdâne

Gerçek erenler

Yandılar nâre

Buldılar çâre

Gitdiler yâre

Gerçek erenler

'Işka giriftar

Oldılar anlar

Zümre-i şüttâr

Gerçek erenler

'Akla gelmezler

Ayık olmazlar

Re'yi bilmezler

Gerçek erenler

Page 506: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

506

Halkdan kaçarlar

Dosta uçarlar

Serden geçerler

Gerçek erenler

Tuyan nidâyı

Koyan sivâyı

Bulan Hudâyı

Gerçek erenler

İdiserler bil

Ma'rifet tahsîl

Hem kat'-ı menzil

Gerçek erenler

Kuddûsîyâ sen

Olgıl anlardan

Tenriyi bilen

Gerçek erenler

28

Mest ü hayrânım

Zâr u giryânım

Her dem lisânım

Hû dimek ister

Pendimi tut gel

Bir ere vir el

Ölmezden evvel

Hû dimek ister

Gezme yabanda

Bul Hakkı sende

Olmağa bende

Hû dimek ister

Gayriyi koyan

Kalbini yuyan

'Aşıkım diyen

Hû dimek ister

'İrfân isteyen

İhsân isteyen

Cânân isteyen

Hû dimek ister

İns cin melekler

Yirler felekler

Suda semekler

Hû dimek ister

Gözümden yaşlar

Page 507: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

507

Akmağa başlar

Cümle kurd kuşlar

Hû dimek ister

Gice ol kâ'im

Gündüzin sâ'im

Ehl-i Hak dâ'im

Hû dimek ister

Oda yak cânı

İste cânânı

İsteyen anı

Hû dimek ister

Terk it sivâyı

Olma hevâî

Seven Hudâyı

Hû dimek ister

O1 nefse mâlik

Olmagıl hâlik

Sıdk-ıla sâlik

Hû dimek ister

Anın 'ışkıyla

Leyi ü nehârâ

Sâ'at dakîka

Hû dimek ister

Hû ism-i a'zam

Hû Hû di hocam

Kuddûsî her dem

Hû dimek ister

29

Hoca efendi

Dinle bu pendi

'Ömrin tükendi

Rihlet yakındır

Yok ölüm sandın

Nefse aldandın

Câha güvendin

Rihlet yakındır

Tuydum azmışsın

Kuyu kazmışsın

Sıdkı bozmışsın

Rihlet yakındır

İtmedin ikrâr

Eyledin inkâr

Page 508: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

508

Eyle istiğfâr

Rihlet yakındır

Çok cefâ kıldın

İtdiğin buldın

Bil imdi noldın

Rihlet yakındır

Bu cihân fânî

Mahdûd zemânı

Bil böyle anı

Rihlet yakındır

Hoş muhib iken

Oldın çü düşmen

Hâzır ol var sen

Rihlet yakındır

Azmayınca kul

Olur mı ma'zûl

Oldı güşâd yol

Rihlet yakındır

'Uşşâka kardaş

Niçün atdın taş

Gidiyor cân baş

Rihlet yakındır

Koyuban hayrı

İşledin şerri

Eyle sen seyri

Rihlet yakındı

Kuddûsîyi Hak

Bil itdi muntak

Hâzır ol fakfâk

Rihlet yakındır

30

Kutbü'l-evliyâ

Re'sü'l-etkıyâ

Restü'l-enbiyâ

İz'ân sizdedir

Hakkın hâzini

Sırr-ı râzını

Künti kenzini

'İrfân sizdedir

Fazlın duyuldı

Kadrin bilindi

îkân kılındı

Page 509: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

509

İhsân sizdedi

Zemînde şâh siz

Sırra âgâh siz

Semâda mâh siz

Cevlân sizdedir

Ulu sultânım

Vâfır selâmım

Gizlü penâhım

Rıdvân sizdedir

Kuddûsî bildim

Kapuna geldim

Bâba kul oldum

Gılmân sizdedir

31

Sene bin iki yüz kırk sekiz oldı

Kıyâmet 'alâmeti eyledi zuhûr

Bir şedîd kış olub benzimiz soldı

Ditreşüb inleriz misâl-i zenbûr

Görmemiş böyle bir şitâ pîrler

Ecdâdımız dahi görmemiş dirler

'Akıllar ağlaşub gam gussa yirler '

Ârif olan bundan çok 'ibret alur

Küp küpecik desti bardak yarıldı

Koyun kiçi sâ'ir hayvân kırıldı

Bu musîbet bize Hakdan virildi

Sanmanız anı kim 'abes oluyor

'

Alimler kitâbın sırrın bilürler

Kâmiller kıssadan hisse alurlar

Dün ü gün tevbeye meşgûl olurlar

Dirler kıyâmetin rûzı geliyor

Zukâklar buz ile kar ile toldı

Dükkân değirmenler kapanub kaldı

Bir köyden bir köye gidilmez oldı

Üç guruşa çıkdı bir tabla kömür

Evlerimiz dahi toldı kar ile

Az kaldı ki tağlar taşlar yarıla

Ünsiyyet eyledik şimdi nâr ile

Elmadan armuddan tatlı oldı kor

Çocuklar tandırın başına üşdi

Garîbler miskinler külhâna düşdi

Yolcılar yazıda üşüyüb şaşdı

Kimisi kurtılur kimisi ölür

Page 510: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

510

Çün idelim istiğfârı kardaşlar

Dökelim gözlerden kan ile yaşlar

Döyemez bu kışa ağaçlar taşlar

İnşân hayvân aña döye mibilür

Yaz gelüb semûmdan öldi çok inşân

Kış gelüb kırıldı bî-hisâb hayvân

Ağlayub yalvaralım isteyüb gufrân

Diyelim 'afv eyle bizi ey Gafûr

Bundan eşedd imiş cehennem kışı

Ta'zîb iderler(miş) anda serkeşi

'Akıldan hâricdür Teñriniñ işi

Her şeyde var hikmet bizlere mestur

Zulm eylemez nâsa zerrece

Hudâ Lâyık olduk geldi bize bu şitâ

A'mâle göredür herkese cezâ

Taksîr iden lâ-büd cezâsın bulur

Kur'ânda Gaffârım ben deyü söyler

Suçum bileni mağfiret eyler

Kibr ü 'inâd iden tamuyı boylar

Bilmeyen suçum olısar makhûr

'Âmmeten geldi çünki bu belâ

Dir iseñ bunuñ hikmeti nola

Diñle cevâbını vireyim saña

Müntakam kimimiz kimimiz me'cûr

'Ayân oldı bunda kudret-i Kahhâr

Eyleyelim gice gündüz istiğfâr

Kurılar içinde yaşlar da yanar

Tâ'ibleri sever Hak idüb mağfur

Kalbinden 'adâlet merhamet gitdi

Pâdişâhı bize musallat itdi

Emr-i Hallâk ile halkı incitdi

Añlamayan anı kul itdi sanur

Uzatdiñ (sen) katı sözi Kuddûsî

Uyandırmak kasdiñ pend idüb nâsı

Vir nefsiñe öğüt ey kalbi kâsî

Gözsizleri nice yidebilür kör

32

Korkutma ümmeti söyleme artuk

Yürekleri yufka tâkatleri yok

Rahmândur Tenrinin rahmeti pek çok

Me'mûldür cümleyi itmesi mesrur

Page 511: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

511

Hadîsde buyurdı Habîb-i Vehhâb

Yokdur ümmetime ahretde 'azâb

'Azâbı dünyâda çekdiği 'ikâb

Ahretde ne 'azâb ne 'ikâb görür

Sahîhdir bu hadîs gerçi ey kardaş

Lâkin sen rûz u şeb dök gözünden yaş

İtme gurûr olma şeytâna yoldaş

Çünki gurûr ile oldı ol menfur

33

Dost da'vetin gûş idüb

Çağırıram dost dost

Deryâ gibi cûş idüb

Çağırıram dost dost

Gönlüm diler yârını

İstemez ağyârını

Ârzûlar dîdarını

Çağırıram dost dost

İsmini yâd eylerem

Şugl-i evrâd eylerem

Âh ü feryâd eylerem

Çağırıram dost dost

Döyemez dil hasrete

Tâkatim yok firkate

Düşmişem bir hayrete

Çağırıram dost dost

'Işk odına yanaram

Dostuma irsem direm

Seyr-i dîdâr isterem

Çağırıram dost dost

Taldı 'ummâna gemim

Yâreme yok merhemim

'Işk u sevdâ hem-demim

Çağırıram dost dost

Ad u sandan geçmişem

Cism ü cândan geçmişem

Dû cihândan geçmişem

Çağırıram dost dost

Tıfl oluban ağlaram

Yüreğimi tağlaram

Gâh sil olub çağlaram

Çağırıram dost dost

Gâh gül olub kokaram

Page 512: Seyyid ahmed kuddûsî dîvâni

512

Gâh od olub yakaram

Gâh su olub akaram

Çağırıram dost dost

Görmişem ol güzeli

Gün gibi hüsnü celî

'Işk ile oldum deli

Çağırıram dost dost

Gâhi olub mest-i câm

Söylemezem hîç kelâm

Gâhi olub şâd-kâm

Çağırıram dost dost

Hicre olub mübtelâ

Bulmadım aslâ devâ

Arzûlayuban likâ

Çağırıram dost dost

Dindi Kuddûsî bana

Giderem dostdan yana

Turmayub subh u mesâ

Çağırıram dost dost

34

Tevhîd erenlerin yoludur yolu

Bu yola gitmeyen delüdür delü

………………..

……………….

Hakka giden yollar çokdur be-gâyet

Yokdur hisâbına hadd u nihâyet

Tevhide çalışub iden ri'âyet

Hak katında kadri uludur ulu

Tahsîl-i ma'rifet bununla olur

'Âşıklar vuslatı bununla bulur

Her kim ki tevhide hoş devâm kılur

Mevlânın sevgilü kuludur kulu

Yalınız 'ilmiyle kişi er olmaz

Zikre çalışmayan Allahı bulmaz

'Işk bağında biten çimenler solmaz

Zâkir ol bağçanın gülüdür gülü

Zikr eyle Kuddûsî sen leyi ü nehâr

Dîvân-ı Kuddûsa tevhîd ile var

Zâkirin gönünde şöyle bil envâr

Bahr-i 'ummân gibi toludur tolu