SÖZCÜK TÜRLERİ

Preview:

Citation preview

SEYHAN CAN

Aşağıdakilerin hangisinde “yanlış” sözcüğü isim görevinde kullanılmıştır?

A)Yanlış düşünceler, bilimin ışığıyla değiştirilebilir ancak.

B)Bu konuda bize yanlış bilgi verilmesinin hesabını soracağız.

C)Yanlışların zararını çekmektense işimi doğru yaparım.

D)Yanlış işler peşinde koşan insanlar,dorulara geç ulaşır.

E)Bu işe yanlış bir zamanda başlaması onun ticari hayatını bitirdi.

Aşağıdakilerden hangisinde ikileme isim görevinde kullanılmıştır?

A)Darı, darı! Hamama girdi kocakarı, dişleri sarı sarı.

B)Sessiz sedasız bir ortamda ders çalışma lüksü yoktu.

C)Kadın hırsızı yakalatmak için çığlık çığlığa bağırdı.D)Zor iş yoktur, yarım yamalak bırakılan işler vardır.E)Sarı sarı güllerin arasında beyaz papatyalar

ekiliydi.

SORU

AD ÇEŞİTLERİ

A) VARLIKLARA VERİLİŞLERİNE GÖRE

A) Varlıklara verilişlerine göre:A) Varlıklara verilişlerine göre:1. CİNS ADLARI (Tür adı): Aynı

türden varlıkları karşılayan adlardır.

Örnek: Kitap, defter, ağaç, kalem, sınıf,

vb.

2.ÖZEL ADLAR: Tek bir varlığı, belirli bir topluluğu, kuruluşu, yeri, dini karşılayan adlardır.

Tür adlarının başlıcaları şunlardır:

1.Eylem adları(isim-fiiller): geliş, okuma, içmek…

2.Renk adları: mavi, yeşil, kırmızı…NOT: Renk adları bir ismi nitelerse sıfat olur:Sarı papatya. 3.Zaman adları: Sabah, akşam, gündüz,

bugün… NOT: “Ne zaman” sorusuna cevap verirse

zarf olur. Daha sabah olmamıştı. (Ad) Sabah bir gürültüyle uyandım. (zarf)

Tür adlarının başlıcaları şunlardır:

4.Sayı adları: Bir, üç yüz, bin altı yüz doksan…

NOT: Varlıkların sayılarını bildirirse sıfat olur. Üç elma, Beş çocuk…

5.Yansımalar: fokurtu, fısıltı, takırtı, çıtırtı…

Özel Adlar: Özel Adlar:

Yer adları, adresler: Bursa, Yıldırım, Ataç Sokağı

Kişi adları : Yunus Yılmaz, Abdullah ÖzerMillet adları: Türk , İngiliz , İtalyanÜlke adları: Türkiye, Almanya, İngiltere...Kitap, dergi, gazete adları: Çalıkuşu, Türk

Dili, Cumhuriyet...

Özel Adlar:Özel Adlar:

Kurum Adları: Kızılay, Çan Devlet Hastanesi...Dil Adları: Türkçe, İngilizce, Almanca...Din ve mezhep adları: İslamiyet,

Hristiyanlık...Hayvanlara verilen adlar: Pamuk, Tekir,

Karabaş...Uyarı: Özel adların ilk harfleri her zaman

büyük yazılır.

ÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİ

A) Her zaman büyük harfle başlar.B) Aldıkları çekim ekleri kesme

işaretiyle ayrılır. Amasya’ya, Ayşe’nin

NOT:Özel bir addan, yapım eki alarak türemiş özel adlara gelen çekim ekleri kesme işareti ile ayrılmaz:

Türkçeye, Türkçenin…

ÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİ

C)Özel adlara getirilen yapım ekleri ayrılmaz: Erzurumlu, Ahmetgil, Türklük, Ayşecik…

D) p, ç, t, k, ünsüzlerinden biriyle biten bir özel ad ünlü ile başlayan bir ek alırsa;

p, ç, t, k, söylenişte b, c, d, g’ ye dönüşür ama yazılışta bir değişiklik olmaz. “Karabük’e” diye yazılır, “Karabüğe” diye okunur.

ÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİÖZEL ADLARIN ÖZELLİKLERİ

E) Ay, Dünya ve Güneş isimleri coğrafî terim olarak kullanıldığında büyük harfle başlar ve aldığı çekim ekleri ayrı yazılır.

Aşağıdakilerden hangisinde zaman anlamlı bir sözcük isim görevinde kullanılmıştır?

A)Yurt dışındaki küçük kardeşini görmeyeli yıllar oldu.

B)Akşam erken yatarsan daha düzenli bir yaşamın olur.

C)Haftaya önemli bir konuğumuz gelecek şehir dışından.

D)Sınava aylarca çalıştı, başarılı olarak emeğinin karşılığını aldı.

E)Dün çarşıya çıkmış, evin tüm ihtiyaçlarını almıştı.

ÇÖZÜMA)Yurt dışındaki küçük kardeşini görmeyeli yıllar

oldu.B)Akşam erken yatarsan daha düzenli bir yaşamın

olur. (Ne zaman?)C)Haftaya önemli bir konuğumuz gelecek şehir

dışından. (Ne zaman?)D)Sınava aylarca çalıştı, başarılı olarak emeğinin

karşılığını aldı. (Ne kadar?)E)Dün çarşıya çıkmış, evin tüm ihtiyaçlarını almıştı.

(Ne zaman?)

B) VARLIKLARIN SAYISINA GÖRE

VARLIKLARIN SAYISINA GÖREVARLIKLARIN SAYISINA GÖRE1. Tekil Adlar: Sayıca tek bir varlığı karşılayan

adlardır. Örnek: Çiçek, kitap, masa, kalem...2. Çoğul Adlar: Sayıca birden çok varlığı

karşılayan adlardır. Adlara “-lar, -ler” eki getirilerek yapılır. Örnek: Ağaçlar, masalar, kalemler…3. Topluluk Adları: Şekil bakımından tekil,

anlamca çokluk ifade eden kelimeleri karşılayan isimlerdir.

Örnek: Halk, millet, ordu, sürü, orman...

1) Soy ve millet adı yapar:

Türkler, Osmanlılar, Selçuklular, Amerikalılar…

2)Özel adlara “aile” anlamı katar: Akşam Sevgilere gideceğim.

3)Özel adlara “benzerleri” anlamı katar:

Burası Fuzuliler , Ali Şir Nevaîler diyarıdır.

“-ler” Çoğul Ekinin Farklı Kullanımları:

4) “Abartma” anlamı katar: Çocuğunu dünyalar kadar seviyor.

5 “Yaklaşıklık ” anlamı katar: İki yaşlarında bir kızı var.

6) Zaman bildiren sözcüklere gelerek “daima, her zaman” anlamı katar :

Akşamları kahve içeriz.

7) “Sitem” anlamı katar: Hanımefendi her nedense bizi çağırmamışlar.

“-ler” Çoğul Ekinin Farklı Kullanımları:

C) VARLIKLARIN OLUŞLARINA GÖRE

1. Somut Adlar:Beş duyu organından herhangi biriyle algılanabilen varlıkları karşılayan adlardır:

Çiçek, müzik, elma...

2. Soyut Adlar: Beş duyu organıyla algılanamayan varlıkları karşılayan

adlardır:

Saygı, sevgi, hayal, fikir, sevinç, korku...

İSMİN HÂLLERİ

İsimler cümlede ya yalın hâlde bulunurlar ya da - i, - e, - de, - den, eklerinden birini almış olarak bulunurlar.

Bahçe, bahçeyi, bahçeye, bahçede, bahçeden

Ev, evi, eve, evde, evden

Adam, adamı, adama, adamda, adamdan

Park, parkı, parka, parkta, parktan

Adların, ad durum eklerinden hiçbirini almamış biçimidir. (İyelik ekiyle çoğul ekini alabilir.)

Yalın haldeki adlar cümlede “özne, belirtisiz nesne, sözde özne” görevinde bulunurlar.

“Gurbet ne yana düşer usta?” (Özne)“Boş zamanlarında resim yapardı.” (Nesne)“Okul bir güzel temizlendi.” (Sözde Özne)İsim tamlamalarında tamlayan veya

tamlanan olur.“Masa örtüsü, altın yüzük”

1.Yalın Hal:

2. Belirtme (yükleme) Hâli:

Adların “-i” hâl ekini almış biçimidir.

Bu tür adlar cümlede belirtili nesne görevinde bulunur.

“Bütün gece oğlunu düşündü.”“Yangın çıkmasın diye ateşi söndürdük.”

3.Yönelme (yaklaşma) Hâli:

Adların “-a/-e” hal ekini almış biçimidir.

Bu tür adlar, cümlede dolaylı tümleç olur.

“Arkadaşına çok güveniyordu.”

“Düşünceye saygı duymalısınız.”

5.Çıkma (ayrılma) Hâli:

Adların “-den” hal ekini almış biçimidir.

Bu tür isimler cümlede dolaylı tümleç olur.

“Gözlerinden birer damla yaş döküldü.”

“Saat beşte evden ayrıldı.”

Hâl (Durum) Ekleri İle İlgili Notlar:

1. “-den” eki isim tamlamalarında tamlayan “-ın” eki yerine kullanılabilir:

“Öğrencilerden biri kayboldu.” Öğrencilerin biri kayboldu.)

2. “-den” eki ikileme kurar:

“Havalar iyiden iyiye ısındı.”

“Caddeler baştan başa süslendi.”

Hâl (Durum) Ekleri İle İlgili Notlar:

3. “-den” eki varlığın neden yapıldığını belirtir:

“Taştan duvar”

4. “-den” eki “benzetme” ve “karşılaştırma” anlamları verir:

“Camdan kalp” , “ Kardan beyaz çamaşır.”

5) “- de, - den” ekleri yapım eki olarak da kullanılabilir.

Gözde öğrenci, sözde kızlar, sıradan davranış, candan insan, içten söz

6) “- e, - de, - den” ekleri zaman bildiren sözcüklere gelerek zarf tümleci oluşturabilir:

Akşama bize gidelim.Beşe Ankara’da oluruz.İkindide çay içtik.Baharda çiçekler açar. Fasulyeleri akşamdan suya koydum.Sabahtan yola çıkarız. Erkenden bütün işleri yaptım.

YAPILARINA GÖRE ADLAR

Yapılarına göre adlar üçe ayrılır:

1. Basit adlar, 2. Türemiş adlar, 3. Birleşik adlar.

1. Basit Adlar:

Yapım ekleri ile türememiş ya da birleşme yoluyla yeni anlam yüklenmemiş sözcüklerdir.

Kök durumundaki sözcüklerle yalnızca çekim eki almış olanlar basit yapılıdır.

1. Basit Adlar:

Kök sözcükler genellikle tek hecelidir:

El, kol, sel, yel, göz, taş, baş, kar, dil,

Not: İki veya daha fazla heceden oluşan basit adlar da vardır:

Kadın, deniz, çiçek, soba, pencere, araba...

2. Türemiş Adlar:

Yapım ekleriyle kök ve gövdelerden geliştirilmiş adlardır:

saman-lık, toz-lu, tat-sız, süt-çü, ben-cil…

Bir sözcüğün türemiş sözcük olabilmesi için, köküyle doğrudan ya da dolaylı bir anlam ilgisi bulunmalıdır.

“Kiracı” sözcüğü “kira”dan türemiştir. Ancak “balık” sözcüğü “bal”dan türememiştir.

2. Türemiş Adlar:

Aynı ek, eklendiği sözcüklere farklı anlamlar katabilir:

Çin-ce (dil ismi),

dost-ça (yakışır, o tarzda),

ben-ce (bana göre),

aylar-ca (süreklilik)...

ADDAN AD TÜRETEN EKLER

-lık/-lik/-luk/-lük: çiçek-lik, kitap-lık, çamur-luk, kömür-lük...

-cı/-ci/-cu/-cü (-çı/-çi/-çu/-çü): gemi-ci, odun-cu, göz-cü, ekmek-çi, çöp-çü...

-daş/-deş (-taş/-teş): vatan-daş, öz-deş, yurt-taş, ses-teş...

-ti/-tı/-tu/-tü: gürül-tü, horul-tu, hışır-tı, inil-ti...

-cik/-cık (-cuk/-cük): yılan-cık, badem-cik, gelin-cik...

-ce/-ca (-ça/-çe): Türk-çe, İngiliz-ce, Alman-ca, Arap-ça. aylar-

ca, ben-ce, insan-ca, ..

NOT: Addan ad türeten ekler oldukça fazladır. Fakat fazla kullanılmaz. (kum-sal, balık-çıl, kış-la, top-aç, baş-ak...).

EYLEMDEN AD TÜRETEN EKLER -mak/-mek: Bu ek, bütün eylem kök ve

gövdelerinin sonuna getirilir; eylemlerin adını bildiren adlar (mastar) yapar:

bil-mek, gör-mek, oku-mak, git-mek...

(*) -mek ekiyle türetilmiş varlık adları da vardır: ekmek, çakmak, yemek.

-me/-ma: gör-me, bil-me, oku-ma...

-men/-man: öğret-men, yönet-men, say-man, yaz-man...

-iş/-ış (-uş/-üş): gel-iş, gid-iş, gör-üş....

-gı/-gi/-gu/-gü: sil-gi, çal-gı, duy-gu, gör-gü, iç-ki, at-kı...

-it/-ıt (-ut/-üt): geç-it, yaz-ıt,

- geç: solun-gaç, yüz-geç, süz-geç...

- im/-ım (-um/-üm): seç-im, say-ım, dön-üm, kur-um...

-i/-ı/-u/-ü: gez-i, yaz-ı, ört-ü...

Aşağıdakilerden hangisinde “-lık,-lik” eki soyut bir anlam türettiği halde, cümle içinde somut bir varlığı karşılama işleviyle kullanılmıştır?

A)Kahramanlık gerektiren işler için cesur olmak gerekir.

B)Gençlik, acaba bizi nereye götürecek bu akşam?

C)İnsanlık, başka bir deyişle vicdan insanlarda zamanla gelişmiştir.

D)Akıllılık edersen hedefine erken varır, rahat edersin.

E)Özgürlük, başkalarının özgürlüğüyle sınırlı olmalıdır.

3. Birleşik Adlar: En az iki sözcükten oluşan, tek bir kavramı karşılayan kalıplaşmış sözcüklerdir.

Türemiş sözcükler gibi bunlar da gövde sözcüklerdir:

Birleşik adlar

şu yollarla oluşturulur:

a)Yalın durumdaki iki adın birleşmesiyle:Demir-baş, tepe-göz

b)Sıfat tamlaması biçiminde: Yeşil-ırmak, boş-boğaz, Ak-deniz

c)Belirtisiz ad tamlaması kuruluşundaDeniz-altı, ateş-böceği, hanım-eli, arslan-ağzı,

kuş-palazı, soy-adı

d)Bir ad bir eylemden yapılanlar:Gece-kondu, bilgi-sayar, uçak-savar, ateş-

kes, imam-bayıldı

e)İki eylemden oluşanlar:Uyur-gezer, kaptı-kaçtı, dedi-kodu, biçer-

döver, gel-git, çek-yat, kap-kaç,

f)Ses düşmesi yoluyla oluşanlarPazartesi, kahvaltı, sütlaç

SORU SORU Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili sözcüğün kökü isimdir?A)İçindeki korkuyu bir türlü atamıyordu,uyuyamıyordu.B)Solgun bir gül oluyor dokununca, dizesi kimi hatırlatır?C)Dağ havasıyla daha bir gençleşmiş, güzelleşmişti.D)Soğuk suların aktığı yüksekçe bir dağ köyüydü burası.E)Çocuğun çağrısına kulak veren anne telaşla ayağa kalktı.

SORU SORU I-Değil yalnız yazların kızgın sıcaklarındaII-Hemen her gün, hele büyük kentlerdeIII-Bulvarları tarıyor, hain gülüşleri sessiz.IV-Pan’la karşı karşıya, gözleri kararıyorV-Katı cıvık asfaltta yalın ayak bir işsiz.Yukarıdaki dizelerle ilgili olarak

aşağıdakilerden hangisi söylenemez?A)I.dizede hal eki vardır.B)II. dizede tüm sözcükler basittir.C)III. dizede ünlü daralması vardır.D)IV. dizede iyelik eki kullanılmıştır.E)V. dizede birleşik sıfat kullanılmıştır.

ADLARDA KÜÇÜLTME

ADLARDA KÜÇÜLTMEADLARDA KÜÇÜLTME-cik,-cek,-ceğiz,-imsi, ekleri:

Anneciğimi pek çok özledim.(Sevgi)

Kedicik çok üşümüştü.(Acıma)

Karşıda bir tepecik vardı.(Küçültme)

Bir liracık versen ne olur!(Azımsama)

Yavrucak şaşkın şaşkın bakıyordu.(Acıma)

Büyücek bir binanın önünde durdu. (Küçültme)

Kadıncağız ne kadar çaresiz !(Acıma)

Yeşilimsi bir kazak aldım.(Benzerlik)

-cik eki bazen kalıcı isimler de yapar. Bunları küçültme olarak değerlendiremeyiz.

Gelincik, bademcik, maymuncuk, beyincik...

ADLARDA KÜÇÜLTME

Aşağıdakilerin hangisinde küçültme eki alan bir isim kullanılmamıştır?

A)Masmavi Akdeniz’de yüzen bu yat büyükçeydi.B)Bu bölgede beyazımsıdır göğün mavisi yaz

aylarında.C)Ciğerden aldığı küçük bir parçacıktı

zehirlenmesinin nedeni.D)Acımtırak yemeğin sağlığa yararlı olacağı konusu

tartışmalıydı.E)Kedicik, annesine sığınmış hasta bir çocuğa

benziyordu.

ADLARDA PEKİŞTİRME

Pekiştirme:İkilemelerin ad olarak kullanılmasıyla oluşur.

İkilemeler ad olarak kullanılmışsa bunlar hâl eki alabilir; özne, nesne, dolaylı tümleç ya da yüklem olabilir.

İş güç sahibi adamsın.Eş dost bizde toplandı.Günlerdir evi barkı aramıyor.Yalanı dolanı sevmem hiç.

AD TAMLAMALARI

İki ya da daha fazla adın belirli kurallar çerçevesinde bir araya gelerek oluşturduğu söz öbeğine denir.

*Birinci ada tamlayan; ikinci ada tamlanan denir.

İsim Tamlaması =Tamlayan+Tamlanan

Belirtili Ad Tamlaması Belirtili Ad Tamlaması Ad+(n)in ad+(s)i

T.yan eki T.nan eki (iyelik eki) Ağac +ın meyve+(s)i Çalışma+nın yarar+ı gün+ün doğuş+u kadın+ın elbise+(s)i

NOT: “-in” tamlayan eki “ben , biz” zamirleriyle kullanıldığında “-im” şekline döner:

Benim kitabım ,Bizim evimiz…

Belirtisiz Ad Tamlaması Belirtisiz Ad Tamlaması Tamlayan durumundaki adın ek almadığı, tamlanan durumundaki adın –(s)i iyelik ekini aldığı tamlamalardır.

Soru+Ø banka+(s)ı ,ders+Ø kitab+ı, yemek+Ø kitab+ı, imlâ+Ø kılavuz+u,

Takısız Ad Tamlaması Takısız Ad Tamlaması İsim+Ø İsim+Ø Tamlayanın da tamlananın da ek

almadığı tamlamalardır. Bu tür tamlamalarda tamlayan

tamlananın neden yapıldığını veya neye benzediğini belirtir.

altın kolye, gümüş yüzük, inci diş, kömür göz, tahta köprü, demir kapı, keten gömlek...

Takısız ad tamlamasıyla sıfat tamlamalarını karıştırmamak gerekir.

Takısız ad tamlamalarında; A)Tamlayan tamlananın neden

yapıldığını gösterir.Bunun pratik yolu tamlayana –den eki

getirmektir.Anlam bozulursa tamlama sıfat tamlaması ; anlam bozulmazsa tamlama takısız ad tamlaması olur.

Altın bilezik altından (yapılmış) bilezik, Tahta köprü, tahtadan (yapılmış) köprü, yün eldiven Yünden (yapılmış) eldivenKara gözler Karadan gözler (anlam bozuldu)

B) Tamlayan tamlananın neye benzediğini gösterir:

Tamlayandan sonra “gibi” edatını getirdiğimizde anlam bozukluğu olmazsa takısız ad tamlamasıdır:

İnci diş (inci gibi diş) badem göz (badem gibi göz) kalem kaş (kalem gibi kaş)

Kısaca -den eki ve gibi edatı yardımıyla takısız ad tamlamalarını sıfat tamlamalarından ayırt edebiliriz.

Öte yandan takısız ad tamlamalarında tamlayan ve tamlanan addır.

*Takısız ad tamlamalarının karşıtı yoktur ama sıfat tamlamalarının karşıtı vardır:

güzel çocuk x çirkin çocuk (Sıfat T.)cam kavanoz, (karşıtı yok) (Takısız Ad T.)

Zincirleme Ad Tamlaması:Zincirleme Ad Tamlaması:

En az üç addan oluşan tamlamalara denir:

Elbise+nin kol düğme+(s)i

Öğretmen+in konuşması+nın güzelliğ+i

Zincirleme ad tamlamaları genel olarak şu şekilde kurulur:

1.Tamlayan bir ad; tamlanan ise bir ad tamlaması olabilir.

Öğretmenin not defteri2.Tamlayan bir ad tamlaması;

tamlanan ise bir ad olabilir.Okul bahçesinin kapısı3.Hem tamlayan hem de tamlanan bir

ad tamlaması olabilir.Türkçe öğretmeninin not defteri

Karma Tamlama:Karma Tamlama:Ad ve sıfat tamlamalarının iç içe

girmesiyle oluşan tamlamalara denir.

Tamlayan ile tamlanan arasına sıfat girebilir:

Çocuğ+un tatlı gülüş+ü

Sıfat belirtisiz isim tamlamasını niteleyebilir:

Yeni ders kitabı

Karma Tamlama:Karma Tamlama:Tamlayan sıfat alabilir:

Başarılı öğrenci+nin notlar+ı

Hem tamlayan hem tamlanan sıfat alabilir:

Büyük bahçe+nin dar kapı+sı

“-den” eki aşağıdakilerden hangisinde tamlayan eki görevinde kullanılmıştır?

A)Sözlerinden bir anlam çıkarmak mümkün değildi.

B)Kamyon, yokuşun tam ortasından geçti çekinmeden.

C)Aydın, her şeyden habersiz koltukta uyuyordu.D)Sonbaharda her zaman senden bir şey vardır.E)Şiirlerden birkaçını yayımlamayı hiç

düşünmemiş.

TAMLAMALARLA İLGİLİ ÖZEL DURUMLAR

1) Belirtili ad tamlamalarında bazen tamlayan eki +(n)in yerine “-den” eki kullanılabilir.

Eğer tamlama çokluk içinden seçme bildiriyorsa “–den” kullanılabilir. Aksi takdirde anlatım bozukluğu olur.

Bunlar+dan bir+igelenler+den birkaç+ı

Kapı+dan kol+u (uygun değil)

2) Belirtili ad tamlamalarında tamlayan söylenmeyebilir.Bu durumda tamlayanı düşmüş ad tamlaması olur.

(Benim) Ayakkabım kayboldu.

3) Tamlanan eki düşmüş olabilir.Kestane kebap (ı), Galatasaray-ı, İnegöl

köfte-si

4) Belirtili ad tamlamalarında tamlayan ile tamlanan yer değiştirebilir ; ikisi arasına herhangi bir kelime girebilir.

Yaram derindir benim.Ahmet’in beyaz elbisesi

5) Bir soruya cevap olan cümlelerde kolayca anlaşılacağı için tamlayan veya tamlanan düşebilir:

- Bu bey Ozan’ın nesi? - Babası. (Ozan’ın babası)-Bu bey kimin babası? -Ozan’ın.(Ozan’ın babası)

Aşağıdakilerden hangisinde topluluk adı bir isim tamlamasında tamlanan görevinde kullanılmıştır?

A)Ordu komutanı, birçok askerin sorumluluğunu yüklenir.B)Bilim düşmanı insanların eğitime ihtiyacı olduğu

tartışılmaz.C)Öğrenci velisi, okul müdürünün odasına bir dilekçeyle

geldi.D)Buranın halkı kız çocuklarına da mutlaka karateyi

öğretirdi.E)Milletin huzuru ve refahı için herkes birbirine hizmet

etmeli.

ÇÖZÜMHangisinde topluluk adı bir isim tamlamasında

tamlanan görevinde kullanılmıştır?A)Ordu komutanı TamlayanD)Buranın halkı TamlananE)Milletin huzuru ve refahı Tamlayan

Cevap: D

Aşağıdakilerden hangisinde bir şeyin neye veya kime ait olduğunu bildiren bir ek (iyelik eki) kullanılmamıştır?

A)Gönlümde yatan şey, dışarıda okumaktır.B)Ayakları turuncuya, gagası karaya benzer bir

kırmızılıktaydı.C)Galiba içlerinde en kırmızısı ve serti, bu

karpuzdu.D)Benim; tüm yaz, gündüz işe gidip akşam ders

çalışan.E)Aklı bir karış havada, ayakları yere basmıyor.

Aşağıdakilerden hangisinde bir şeyin neye veya kime ait olduğunu bildiren bir ek (iyelik eki) kullanılmamıştır?

A)Gönlümde yatan şey, dışarıda okumaktır.B)Ayakları turuncuya, gaga(s)ı karaya benzer bir

kırmızılıktaydı.C)Galiba içlerinde en kırmızı(s)ı ve serti, bu

karpuzdu.D)Benim; tüm yaz, gündüz işe gidip akşam ders

çalışan.E)Aklı bir karış havada, ayakları yere basmıyor.

Ayın çevresinde bir ışık halkasıDenizden dumanlar tütmeye başladıIslak ince bir yazAğacına kadar işledi sandalınYukarıdaki dizelerde aşağıdakilerden hangisi

yoktur?A)Somut isimB)Belirtili isim tamlamasıC)Birleşik isimD)Tamlayanla tamlananı yer değiştirmiş isim tamlamasıE)Ayrılma durum eki

2011-YGS

1) Kişi (Şahıs) Adılları1) Kişi (Şahıs) Adılları

Kişi isimlerinin yerine geçen adıllardır. 1.Tekil Kişi : ben 2.Tekil Kişi : sen 3.Tekil Kişi : o

1.Çoğul Kişi : biz 2.Çoğul Kişi : siz 3.Çoğul Kişi : onlar

HAMİŞ:

Kendi” bütün kişi zamirlerinin yerine kullanılabilir:

2010 –YGS

Mimarinin, inancın ve çok kültürlülüğün şehri Mardin, şimdilerde güncel sanatın doğudaki merkezi olmaya hazırlanıyor.

Bu cümlede aşağıda verilenlerden hangisi yoktur?a)Ünlü düşmesib)Zaman zarfıc)Sıfatlaştıran –kid)Türemiş sözcüklere)Dönüşlülük zamiri

2) Gösterme (İşaret) Adılları2) Gösterme (İşaret) Adılları

Adların yerini işaret yoluyla tutan adıllardır:

Bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, öteki, beriki, bura, şura, ora, böyle, şöyle, böylesi, şöylesi, öylesi, öbürü, diğeri…

Bu çok güzel bir elbise.

Şunu yerine koy.

Öteki daha güzeldi.

Bura en sevdiğim yerdir.

Böylesini ömrümde görmedim.

“O” sözcüğü kişi (insan) yerine kullanılırsa kişi adılı, insandan başka varlıklar için kullanılırsa işaret adılıdır:

O, bu makineyi kullanabilir. (Kişi adılı)

O, yeni alınmış bir makineydi.(İşaret adılı)

O adam, bu makineyi kullanabilir.(İşaret sıfatı)

İşaret zamirleri ikileme kurduğunda işaret anlamını tümüyle yitirir, belgisiz zamir olur:

Ona buna aldanma sakın! (Belgisiz zamir)

Ötekinin berikinin ne yaptığı bizi ilgilendirmez. (Belgisiz zamir)

Asıl işaret zamirlerinden sonra bir başka isim geliyorsa, anlam karışıklığını önlemek için işaret zamirinden sonra virgül konmalıdır:

Bu, arkadaşıma aldığım hediyedir.

Sıfatlar isim çekim eki almazlar. Zamirler ise isimlerin aldığı bütün ekleri alırlar.

Ben-i, ban-a,ben-de, ben-den

3) Belgisiz Adıllar3) Belgisiz Adıllar

İsimlerin yerini belli belirsiz tutan adıllardır.

Bazı, biri, çoğu, hepsi, kimi, birkaçı, herkes, öteberi, şey, falan, başkası, her biri, birçoğu, kimse, ötekini berikini, filan, şey…

NOT: Kişiler için kullanılmış olsa da bunlar kişi adılı sayılmaz.

Bu metindeki belgisiz adılları gösteriniz.

Yapılması gereken önemli bir iş vardı ve herkes, birisinin bu işi yapacağından emindi. Ama işi kimse yapmadı. Birisi buna çok kızdı. Çünkü bu iş, herkesin işiydi. Herkes, birinin bu işi yapabileceğini düşünüyordu. Sonunda herhangi birinin yapabileceği bir işi , hiç kimse yapmadığı için herkes, birini suçladı.

Metindeki belgisiz adıllar: Yapılması gereken önemli bir iş

vardı ve herkes, birisinin bu işi yapacağından emindi. Ama işi kimse yapmadı. Birisi buna çok kızdı. Çünkü bu iş, herkesin işiydi. Herkes, birinin bu işi yapabileceğini düşünüyordu. Sonunda herhangi birinin yapabileceği bir işi , hiç kimse yapmadığı için herkes, birini suçladı.

Bazıları eyleme katılmadı.Bunu herkes bilir.Birkaçı sınavı kazanamadı.Öteberi almak için çarşıya çıktım.O çocuk deli falan değil.Her şey üst üste geldi.Belgisiz zamirler isim tamlamalarının

tamlayan ve tamlananı olabilirler.Kimileri + nin düşünce+siÇocuklar + ın birkaç + ı

4)Soru Adılları4)Soru Adılları İsimlerin yerini soru yoluyla tutan

zamirlerdir. Beni kim çağırdı? Ali çağırdı. Camı hangisi kırdı? Şuradaki kırdı. Siz nerede oturuyorsunuz? Erzurum’da. Çocuklara neler aldın? Oyuncaklar aldım. İsim ya da zamirlere cevap olarak

verdiğimiz soru kelimeleri zamirdir.

2.EK DURUMUNDAKİ ADILLAR2.EK DURUMUNDAKİ ADILLARa) İlgi adılı

Tamlanan durumundaki ismin yerini tutan ve tamlayana bitişik yazılan “–ki” ekine denir.

Benim evim >>> benimki, arabanın motoru >>> arabanınki NOT: Sıfat yapan –ki ismin –de hâline

gelir: Köşe+de+ki ev

b)İyelik adılı

Varlık adlarının sonuna gelerek varlıkların kime ait olduklarını gösteren eklerdir:

Evim, evin, evi, evimiz, eviniz, evleri.

İyelik eki ,“-i” hâl ekiyle karıştırılmamalıdır. İyelik eki alan sözcük “kimin ?” sorusuna cevap verir.

Oyuncağı kırdıKimin kırdı? Cevap yok.(hâl eki)Oyuncağı bozulmuş.Kimin oyuncağı? Onun oyuncağı.(İyelik

Eki)

Hem iyelik hem hâl eki bir arada kullanılmışsa ilki iyelik ikincisi hâl ekidir.

Oyuncağ+ı+(n)ı kırdı.Birincisi iyelik ikincisi hâl eki.

Oyuncağı bozulmuş. İyelik eki

Yapı Bakımından ZamirlerYapı Bakımından Zamirler

A) Basit Zamirler: Kök durumunda bulunan ya da iyelik ekiyle biçimlenen zamirlerdir:

“Ben, sen, biri, hangisi, hepimiz, şey, falan…”

Yapı Bakımından ZamirlerYapı Bakımından Zamirler

B) Birleşik zamirler: Birden çok sözcüğün birleşip kalıplaşmasıyla oluşan zamirlerdir:

“Birkaçı, herkes, hiçbiri, öbürü( o biri), bura (bu ara), ora (o ara), şura (şu ara), öyle (o ile), böyle (bu ile), şöyle (şu ile)…”

Yapı Bakımından ZamirlerYapı Bakımından Zamirler

Öbekleşmiş zamirler: İkileme ya da başka bir söz öbeği biçiminde oluşmuş zamirlerdir.

“Öteki beriki, onun bunun, falan filan, herhangi biri, ne kadarı…”

Bir sözcüğün sıfat sayılabilmesi için

- Bir isimden önce gelmesi, - Nitelik ya da nicelik bildirmesi gerekir.

e) Topluluk sayı sıfatları

e) Topluluk sayı sıfatları

NİTELEME SIFATLARI

Nasıl gül?Nasıl gül? Kırmızı gülKırmızı gül

Nasıl öğrenci?Nasıl öğrenci? Uyuyan Uyuyan öğrenciöğrenci Uyanık Uyanık öğrenciöğrenci

Nasıl adam?Nasıl adam? Uzun Uzun adamadam

Sıfatlar isimler gibi çekim eki almaz. Alırsa isim görevi yapar. (Adlaşmış sıfat olur.)

İhtiyar kadın yalvarıyordu. (Sıfat)İhtiyarı hastaneye kaldırdılar. (Adlaşmış

sıfat)

*İsim görevinde olan bu sıfatlara adlaşmış sıfat denir.

Güzeller, çalışkanlar, yaşlı, mavili

BELİRTME SIFATLARI

1) Gösterme (İşaret) Sıfatları Varlıkların yerlerini “işaret yoluyla”

belirten sıfatlardır:

Bu elbiseyi alalım.

Şu ev satılıkmış.

O çocuk mu dövdü seni?

Beriki kadın bizim komşumuz.

Öteki araba daha güzeldi.

Böyle soru sorulur mu hiç?

1) Gösterme (İşaret) Sıfatları

ÖNEMLİ NOT:

İşaret sıfatları, çekim eki alırsa “işaret zamiri” olur.

Şu kitabı ver. (İşaret sıfatı) Şunu versene. (İşaret zamiri)

Böyle insan görmedim. ((İşaret sıfatı) Böylesini görmedim. (İşaret zamiri)

2) Sayı Sıfatları Varlıkların “sayılarını, sıralarını, oranlarını, eşit bölünüşlerini” kısaca nicelik

durumlarını belirten sıfatlardır. Beş gruba ayrılır:

A) Asıl Sayı SıfatlarıVarlıkların sayılarını kesin olarak belirten

sıfatlardır:Yirmi öğrenci, elli yumurta

B)Sıra Sayı SıfatlarıVarlıkların “sırasını” belirten sıfatlardır: “-nci”

ekleri getirilerek yapılır:İkinci katta oturuyor.

“İlk ve son” kelimeleri de sıra sayı sıfatı olarak kullanılabilir:

“Yarışta son yarışmacı olmuş.”

C) Üleştirme Sayı SıfatlarıVarlıkların “eşit bölünüşünü” gösteren

sıfatlardır. Asıl sayı sıfatlarına “–er, -şer” eki getirilerek yapılır:

Çocuklara beşer ceviz verdim.

İkişer yıl hapis yattılar.

D)Kesir Sayı Sıfatları Varlıkların “eşit parçalarından bir

bölümünü” gösterir. Verilen iki sayıdan ilkine “–de” eki getirilerek yapılır:

Dörtte bir ekmek yedim.

“Yarı, yarım, çeyrek, buçuk” sözcükleri de kesir sayı sıfatıdır.

Yarım ekmek, çeyrek döner.

E)Topluluk Sayı Sıfatı Varlıkların sayılarını toplu olarak gösteren

sıfatlardır. Asıl sayı sıfatlarına “-(i)z” eki getirilerek yapılır:

Otobüste beşiz bebek vardı.

İkiz kardeşine çok benziyor.

3) Soru Sıfatları Varlıkların yerlerini, sayılarını,

durumlarını, soru yoluyla belirten sıfatlardır:

Kaç senedir bu evde oturuyorsun?

Hangi kitap daha faydalı olur?

Nasıl bir kazak istiyorsun?

Evi ne renk boyadın?

UYARI:

*Cevabı sıfat tamlaması olan cümlelerde soru anlamı sıfatla sağlanmış demektir.

Hangi çocuk seni dövdü?Öteki çocuk beni dövdü

4) Belgisiz Sıfat: İsimlerin nicelik (sayısal) yönüyle belirsizliklerini ifade eden sıfatlardır:

bazı evler, her konu, bütün insanlar,birtakım kişiler...

Yapıları bakımından sıfatlarYapıları bakımından sıfatlar

A) Basit Sıfatlar Yapım eki almamış kök

hâlindeki sıfatlardır. Yeni kalem, beyaz çorap, eski eser.

B) Türemiş Sıfatlar

Yapım eki almış sıfatlardır.

Çiçekli örtü,

tuzsuz yemek,

soğuk içecek

C) Birleşik Sıfatlar 1)Kurallı Birleşik Sıfatlar

a) Sıfat tamlamasının sonuna “–li, -lik, -sız” ekleri getirilerek yapılır:

Mavi elbise+li çocuk

iki ay+lık bebek

beş kuruşsuz adam.

C) Birleşik Sıfatlarb)*Bir sıfat tamlamasında isimle sıfatın

yerleri değiştirilip sıfata üçüncü kişi iyelik eki “–i” getirilerek yapılır:

büyük bahçe ------bahçesi büyük ev

tatlı elma ------elması tatlı ağaç

yeni araba ------arabası yeni adam.

C) Birleşik Sıfatlarc)Ad tamlamasına “-lı/-li” eki getirilerek:

Tahta taban-lı oda

Taş yürek-li adam

İpek saç-lı kız

C) Birleşik Sıfatlard) Sıfat fiillerin tümü fiilden türemiş sıfat

sayılır:

Dağlardan inen çığlar: sıfat tamlaması sıfat fiil

Dağlardan inen Birleşik sıfat

C) Birleşik Sıfatlare) Bazı sıfat tamlamalarının ek almadan da

birleşik sıfat gibi kullanılmaları mümkündür:

İki baş soğan

Eski model araba

C) Birleşik Sıfatlarf) Bazı ad tamlamaları, ek almadan birleşik

sıfat (sıfat grubu) gibi kullanılabilir:

Saman sarısı saçlar

Fabrikanın bekçisi Adem

Ayşe’nin arkadaşı Ali

2) Anlamca Kaynaşmış Bileşik Sıfatlarİki sözcüğün birleşip kaynaşmasından oluşan sıfatlardır.

açıkgöz öğrenci, uyurgezer adam, mirasyedi genç, birkaç öğrenci, birçok insan, gelişigüzel davranış.

SIFATLARDA KÜÇÜLTMEAzalma, küçülme, acıma ifadesi yüklemek için

sıfata eklenen “–cik, -cek, -ımsı, -ımtırak” ekleriyle oluşturulurlar.

Nesnenin niteliğinin azaldığını (küçüldüğünü) ifade eder.

küçücük çocuk, ufacık eller, kısacık etek, çocuksu tavır, mavimsi gök, beyazımtırak diş…

PEKİŞTİRME SIFATLARIPEKİŞTİRME SIFATLARISıfatın anlamını güçlendirir. Sıfatın ilk sesli

harfine kadar olan kısım alınarak “-m, -p, -r, -s” seslerinden uygun olanı eklenir. Bu elde edilen unsur sıfatın başına eklenir.

yeşil ye-m-yeşil yemyeşilmavima-s-mavi masmavikirli ki-p-kirli kipkirlitemiz te-r-temiz tertemiz

Sıfatlar aşağıdaki şekillerde pekiştirilir.İkilemeler Yoluyla:Uzun uzun kavaklar, güzel güzel çocuklar, elma elma yanaklar, saçma sapan sözler...

İkilemelerin Arasına “mi” soru edatı getirilerek:

İnce mi ince gömlek, sıcak mı sıcak hava, yeni mi yeni ev...

Niteleme Sıfatlarının ilk ünlüsünden sonra “m,p,r, s” ünsüzlerinden uygun olanı getirilerek sıfatın başına eklenir.

Bembeyaz gelinlik, yepyeni kitap, tertemiz ev, mosmor yüz. Pekiştirmelerde bazen ünlü türemesi de

olabilir:Sapasağlam elma, gencecik kız, çepeçevre çit, yapayalnız insan...

Sıfatlarda derecelendirme Sıfatlarda derecelendirme Eşitlik:“Kadar, gibi” sözcükleriyle yapılır:

Erzurum kadar soğuk şehir.Senin gibi güzel bir insan.

Üstünlük:“Daha” zarfıyla yapılır. Kitaptakinden daha zor sorular. Yalnızlıktan daha güzel bir şey.

En Üstünlük Derecesi“En” zarfıyla yapılır. En çalışkan çocuk. En büyük bahçe.

Aşırılık Derecesi“Pek, çok, fazla, pek çok, pek fazla,

gayet..” zarflarıyla yapılır:Pek fakir aile. Çok başarılı öğrenci.Fazla zor soru. Gayet güzel cevap.

Sıfatların Adlaşması:Sıfatların Adlaşması: Kimi sıfat tamlamalarında isim olan kelime

düşer. Bu durumdaki sıfatlara “adlaşmış sıfat” denir:

İhtiyar adamlar inatçı oluyor. Sıfat + İsim

İhtiyarlar inatçı oluyor. Adlaşmış Sıfat

Sıfatların Adlaşması:Sıfatların Adlaşması: Kimi sıfat tamlamalarında isim olan kelime

düşer. Bu durumdaki sıfatlara “adlaşmış sıfat” denir:

İhtiyar adamlar inatçı oluyor. Sıfat + İsim

İhtiyarlar inatçı oluyor. Adlaşmış Sıfat

Unvan SıfatlarıUnvan Sıfatları İnsanların rütbe, derece, görev ve

toplumsal durumlarına göre, özel adların yanında kullanılan saygı ve tanıtma sözleridir:

Anlam yönünden niteleme sıfatları içinde yer alırlar.

Lakaplar ve takma adlar da unvan sıfatı görevi yapar.

Unvan SıfatlarıUnvan Sıfatları Gazi Mustafa Kemal Kral Lear, Sultan Beyazıt

Doktor Zehra Doğan

Albay Ahmet Kırca,

Öğretmen Turgut Çevik

Bayan Hale, Bay Cemal

Unvan SıfatlarıUnvan Sıfatları Topal Osman

Yedi Sekiz Hasan Paşa

Ali Bey, Şermin Hanım

SIFAT TAMLAMALARISIFAT TAMLAMALARIBir sıfatla bir isimden oluşan tamlamalara

sıfat tamlaması denir. Sıfatlar her zaman bir isimden önce gelir ve ismi niteler veya belirtir.

tamlayan tamlanan İki kardeşyeni binaBir sıfat birden fazla ismi niteleyebilir:Yeni elbiseler, ayakkabılar aldı.

*Birden çok sıfat bir ismi niteleyebilir.Çalışkan, terbiyeli, sevimli öğrenciler.

SIFAT TAMLAMALARISIFAT TAMLAMALARIBir sıfat tamlamasında birden fazla sıfat

varsa genellikle önce belirtme, sonra niteleme sıfatı gelir:

Bir eski konak

Önce niteleme sıfatının kullanılması da mümkündür:

eski bir konak

SIFAT TAMLAMALARISIFAT TAMLAMALARIBelirtisiz ad tamlamasının önüne sıfat

getirilerek karma özellikli tamlama oluşturulabilir:

Yeşilli masa örtüsü

Bu genç trafik polisi

BELİRTEÇ: Eylemleri, eylemsileri, sıfat ya da belirteçleri zaman, yer-yön, durum, soru, ya da gösterme anlamlarından biriyle belirten, güçlendiren ya da sınırlandıran sözcüklerdir.

Zarflar, tek başına kullanıldığında

cümlede öge olarak sadece zarf tümleci görevi üstlenir.

Belirtecin bulunduğu yerler:

1) Belirteç + Eylem

Konuyu saptırma, ne demek istediğini açık söyle.

2) Belirteç + Eylemsi Açık konuşanları severim.

Belirtecin bulunduğu yerler:

3) Belirteç + Belirteç

Konuyu saptırma, ne demek istediğini çok açık söyle.

4) Belirteç + Sıfat en iyi film çok zor soru sıfat

Belirteç çeşitleri:

1) Durum belirteçleri2) Zaman belirteçleri3) Yer-yön belirteçleri4) Ölçü (Azlık-çokluk /miktar) belirteçleri 5) Soru belirteçleri

1) Durum Belirteçleri: Eylemin, eylemsinin durumunu yani nasıl

yapıldığını bildiren zarflardır. Eyleme veya eylemsiye sorulan “Nasıl?” sorusuna cevap verir.

Mehmet hızlı koşardı. (Nasıl koşardı?) Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eve koşarak gittim. Derslerine severek çalışıyordu.

Durum Belirteçleri: İkileme şeklinde olabilir: Konuyu hızlı hızlı anlattı.

Eylemsi şeklinde olabilir: Durmaksızın konuşuyor.

Pekiştirilmiş sözcük olabilir: Çamaşırlar tertemiz olmuş.

Edat öbeği şeklinde olabilir: Çocuk gibi davranıyorsun.

Uyarı: Niteleme sözcükleri, adı nitelerse

“niteleme sıfatı”, eylem veya eylemsiyi nitelerse “durum belirteci” olur:

İyi öğretmen, gençlerde öğrenme sevgisi ve hevesini uyandırandır.

Sen bu işi ondan daha iyi yaparsın.

Uyarı: Eylem ve eylemsiye sorulan “nasıl?” sorusuna cevap veren zarflardan başka genellikle herhangi bir soruya cevap vermeyen durum zarfları da vardır:

a)Kesinlik zarfları: asla, mutlaka, kesinlikle, elbette, hiç…

Onunla asla görüşmem.Bu işi kesinlikle yapmalısın.Onu bugün hiç görmedim.

b)Olasılık zarfları: galiba, zannımca, belki, sanırım, herhâlde…

Belki yarın sana uğrarım.

Sanırım parasını kaybetmiş.

Bugün görüşemeyeceğiz galiba.

Herhâlde bu sorunu çözerler.

c) Varsayım zarfları: tut ki, diyelim ki, farz edelim, varsayalım…

Diyelim ki gelmedi.

Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm.

İkramiye sana çıktı varsayalım.

d) Yineleme (tekrar) zarfları: Bir daha, tekrar, yine, gene, yeniden…

Konuyu tekrar anlatalım.

Bu akşam gene uğramadı.

Yine bekleriz.

Soruyu yeniden gözden geçirelim.

2) Zaman Belirteci: Eylemin, eylemsinin ne zaman yapıldığını

bildiren zarflardır. “Ne zaman?” sorusuna cevap verir.

Tatilden dün dönmüşler.

Akşam maçı izleyeceğim.

Yarın pikniğe gideceğiz.

Bu kış çok kar yağdı.

2) Zaman Belirteci:UYARI: Bazı zaman anlamlı sözcükler belirtme durum

ekini alırsa adlaşırlar. 

Bu akşam, akşamı seyredeyim bakışlarında. (belirteç) (ad)

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim. (ad) (belirteç)

2010 / YGS

3) Yer- Yön Belirteci Eylemin, eylemsinin yöneldiği yeri bildiren

belirteçlerdir. Eyleme / eylemsiye sorulan “nereye?”

sorusuna cevap verir ve ek almaz.

Yukarı çıktı. Geri geldi. Aşağı indi. İleri gitti. Yağmuru gören içeri kaçıştılar.

3) Yer- Yön Belirteci UYARI:Yer-yön zarfları çekim eki alırsa adlaşır.

*Işık, perdenin kenarından içeri sızıyordu (belirteç)

*Işık,perdenin kenarından içeriye (ad) sızıyordu.(A)

UYARI: Bazı yer-yön zarflarını işaret sıfatları ile karıştırmamak gerekir.

Aradığını yukarı katta bulamayınca aşağı inmiş.

Aşağı mahallede gürültü olunca,apartman sakinleri dışarı çıkmış.

2010 /LYS

4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci: Eylemin, eylemsinin, sıfatın, belirtecin

miktarını bildiren belirteçlerdir. Bu belirteçler “ne kadar?” sorusuna cevap verir.

Bu öğrenci çok çalışıyor. Zarf + Eylem Bu öğrenci çok güzel çalışıyor. Zarf+Zarf Bu öğrencinin çok çalıştığını söylediler. Zarf + Eylemsi Çok çalışkan bir öğrenciymiş Zarf + Sıfat

4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci:

a) Eşitlik Belirteçleri: “kadar” ve “denli” ilgeçleriyle oluşan öbeklerdir.

Fil kadar ağır bir hayvandır. Bu denli zor soru çözmemiş.

Not: “Gibi” ilgeciyle oluşan öbekler de asıl anlamları benzerlikle ilgili olduğu hâlde, ölçü anlamı kazanabilir:

Taş gibi sert bir yatakta yatıyordu.(Benzerlikle birlikte sertliğin ölçüsünü de

bildirmektedir.)

4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci:

b) Üstünlük Belirteci: “daha” sözcüğüdür. Bundan daha güzel bir ev bulamazsınız.

Not: “daha” sözcüğü “henüz” anlamında kullanıldığında zaman zarfı olur:

Daha eve dönmemişti. (Zaman zarfı)

Aşağıdaki belirteçlerin çeşitlerini söyleyiniz.  Daha iyi bir insanı bulabilmek için daha

evlenmemiş.

Bizimle daha sakin konuşuyordu.

Eve daha gelmemiş.

4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci:

c) En Üstünlük Belirteci: “En” sözcüğüdür.

Sınıfın en yaramaz öğrencisiydi.

En iyi konuşan arkadaşımız Selim’dir.

4) Ölçü (Azlık-Çokluk /Miktar) Belirteci:

d) Aşırılık Belirteci: “çok, gayet, pek, çokça, fazla, pek çok epeyce, az, azıcık, biraz ” gibi sözcüklerdir. Miktarın normalin üstünde veya altında olduğunu belirtir.

Çok kötü düştü.Pek güzel konuşuyor.Gayet az görünüyor.Azıcık susun.Epeyce yürümüşler.

5) Soru Belirteçleri: Eylemleri ve eylemsileri soru yoluyla belirten

zarflardır. Bunlara cevap olarak verilen sözcükler de zarf olur.

Başlıca soru zarfları: “ne zaman, niçin, nasıl, ne kadar, nereye,

neden...” Örnek: Bize ne zaman geleceksin? (Yarın geleceğim.) Niçin konuştu? Nasıl geldin? Ne kadar aldın? Neden gelmedin?

UYARI: “Ne” soru sözcüğü cümle içinde soru sıfatı ve soru zamiri olarak kullanılacağı gibi soru zarfı da olabilir.

 O karanlık sularda ne gördün?(Zamir)Hiçbir şey olmamış gibi ne susuyorsun? (Zarf) Benimle ne konuda konuşacaksın?(Sıfat)*Gel ecel,ne korkarsın sarı çehremden?  Ne bilsin,alemde ne mevsimidir. Zarf zamir *Ne ağlarsın benim zülfü siyahım.(Zarf)*Şu dünyada ben ne insanlar gördüm.

(Sıfat)

UYARI: “”Nasıl” sözcüğü bir ismi belirtirse soru sıfatı, fiil ya da fiilimsiyi belirtirse soru zarfı olur:

 Onun nasıl bir insan olduğunu nasıl

anlayabilirim?

Gurbette nasıl bir hayat sürdüğünü nasıl bilmiyorsun?      

1.Zarflarda Pekiştirme

Zarflarda pekiştirme iki yolla yapılır:

1.İkilemelerle; Tatlı tatlı güldü.

2.m, p, r, s sesleriyle; Çarçabuk evden ayrıldı.

1) Basit belirteçEk almamış yalın hâldeki belirteçlerdir.

Yarın gelecek. Olanları şimdi anlat. Başarılı olmak için çok çalış.

YAPI BAKIMINDAN BELİRTEÇLERYAPI BAKIMINDAN BELİRTEÇLER

2)Türemiş Belirteç Yapım eki almış olan belirteçlerdir.

Şair oldukça güzel konuştu.(ol+dukça)

Ansızın, onunla karşılaştım.(An+sızın)

Akşamleyin, birden karşıma çıktı. (akşam+leyin)

Birleşik BelirteçEn az iki sözcükten oluşan

belirteçlerdir.a) Kaynaşmış birleşmiş

belirteçler: Birdenbire bayıldı. Bugün, onunla görüşmeye gitti. Akşamüstü yola çıktı. Niçin gelmedin? Yemek nasıl olmuş?

Birleşik Belirteç

b)Öbekleşmiş Belirteçler

Her gün gel.İlk önce sen atla.İki güne kadar bitiririz.Şöyle böyle otuz ev var.Kar lapa lapa yağıyor.Güle oynaya bu dersi bitirdik.

EDATLAR  (İLGEÇLER)

İLGEÇLER,Cümlede tek  başına  bir  anlam

taşımayan, başka sözcüklerle anlam ilgisi kurarak kullanılan sözcüklerdir.

İlgeçler, çekim eki alırsa adlaşırlar.

Kendinden önceki sözcüğe çoğu zaman hâl (durum) ekleriyle bağlanır.

Tek başına cümle ögesi olmazlar.

İlgeçler, kendisinden önceki ifadeye bağlanarak ilgeç öbeği oluştururlar.

İlgeç öbeği cümlede ya sıfat ya da zarf görevindedir.

Buz gibi ayran ikram ettiler. (sıfat görevinde)

Arkadaşına buz gibi davranıyordu. (zarf görevinde)

En çok kullanılan edatlar şunlardır:

gibi, kadar, sanki, ile, dolayı, ötürü, için, beri, üzere, dek, değin, doğru, karşı, göre, ait, başka, rağmen, önce, sonra, gayri, evvel, ...”

Not: “ile” sözcüğü yerine cümlede “ve” gelebiliyorsa “ile” bağlaçtır, gelemiyorsa “ile” edattır.

NOT:Cümlede edatları ayırt etmek için şunlara

dikkat edilmelidir:Edatların anlamı yoktur.Edatlar, daima kendisinden önceki

sözcüğe bağlanırlar.Bazı edatlar kendisinden önceki sözcüğe

durum ekleriyle bağlanır:Benden başka kimseye güvenmiyor. edatSalonda başka davetliler de vardı. sıfat

NOT:“Ancak, yalnız, bir, tek, bir tek, sade,

salt” sözcükleri sadece anlamına gelirse edattır.

Bu kitabı yalnız burada bulabilirsin. (edat)Bize gel; yalnız kardeşini getirme. (bağlaç)Bu saatte ancak taksi bulursun. (edat)Dün erken gittim ancak yine içeriye

giremedim. ( bağlaç)

Gibi:Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat

öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendi. (sıfat)

Dev gibi dalgalar sahile vuruyordu. (sıfat) Yüzün bir kır çiçeği gibi usulca söner. (zarf) Dolu bir kadeh gibi kırılıyorum avuçlarında.

(zarf)

Gibi:

Sen de onun gibi düşünüyorsun (karşılaştırma)

Yataktan kalktığı gibi dışarı fırladı. (hemen, o anda)

Ben ona insan gibi davrandım. ( yakışır biçimde)

Saat üç gibi yanına gelirim. (dolayında)

Bugün yağmur yağacak gibi (tahmin)

Bir an onu sever gibi oldum (yaklaşma)

O sırada güneş çıkar gibi oldu. (yaklaşma)

İçin:“-dik için” şeklinde neden- sonuç;  “-mek için” şeklinde amaç – sonuç

ilişkisi kurar. Yağmur yağdığı için pikniğe gidemedik. (n.s) Hasta olduğum için dersi dinleyemedim.

(n.s) Kadın oğlunu görmek için şehre gitti. (a.s) İşe girmek için ehliyet almış (a.s)

İçin:Görelik anlamında görüş bildirir: Sen benim için dünyanın en güzel kızısın. (bana göre)Bu çalışmalar onun için boş bir uğraştı. (ona göre)

Karşılığında, karşılık olarak:  *Bu elbise için çok para harcadım.*Ev için size yüz bin lira veririm Uğruna, yoluna: * Vatan için nice şehitler verdik.* Bu eylemi tüm insanlık   için  yapıyoruz. 

Hakkında: * Veliler bizim okul için ne söylüyorlar?* Eleştirmenler, filminiz için olumlu

konuşuyor.

Aitlik, özgülük: Bu pastayı sizin için ayırdım. Bahçeye oğlum için salıncak kurdum.  Oranla: O şapka senin için çok büyük.  Süre bildirir:                Kitabı bir hafta için aldım. Birkaç gün için İstanbul’a gideceğim.

İle (-la, -le ): Birliktelik, araç ,durum ve sebep

ilgisi kurar.

Köye dolmuşla gidebilirsin. (araç)

Uçakla İzmir’e gitmişti (araç)

Çocuk, yolda babasıyla yürüyordu. (birliktelik)

Konsere arkadaşımla gittim. (birliktelik)

İle (-la, -le ): Öfkeyle kalkan zararla oturur. (durum )

Gökyüzü, hasretle kucaklasın doğayı. (durum)

Sınav heyecanıyla kalemimi unuttum. (sebep)

Kaza korkusuyla araba kullanamıyor .( sebep)

Kadar: Benzerlik ve karşılaştırma ilgisi kurar. Adana, cennet kadar güzel bir yerdir.

(benzerlik) Siirt, bu yaz cehennem kadar sıcaktı.

(benzerlik) Bir peri kadar güzel bir kızdı. (benzerlik) Sen de onun kadar çalışsaydın sınavı

kazanırdın.(karşılaştırma) Babası kadar iyi şarkı söylüyor.

(karşılaştırma))

Yaklaşıklık, zaman açısından sınırlandırma, mesafe: 

Bin kadar asker cepheye gidiyordu. (yaklaşık)

Pazardan iki kilo kadar pirinç almış. (yaklaşık)

Bu ev akşama kadar temizlenecek. (zamanda sınırlama)

Cumaya kadar ödevimi bitirmeliyim. (zamanda sınırlama)

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. (zamanda sınırlama)

Eve kadar yürümem gerekiyor. (mesafe sınırı)

Mesafe sınırı: Yapılacak dünya kadar işim var. Avuç içi kadar bir evde yaşıyorlar.  Gibi anlamında kullanılabilir: Bu kitabı okuyunca Muğla’yı görmüş kadar

oldum.

Karşı: Yön ve zaman ilgisi kurar. “–e karşı”

biçiminde kullanılırsa edat olur. Yalın halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir.

 Denize karşı bir ev yaptırmış. (yön) Duvara karşı on adım yürü. (yön) Sabaha karşı çok şiddetli yağmur yağdı.

(zaman)  Karşılık olarak , yönelik anlamı katar: Resme karşı ilgin ne zaman başladı? (-e yönelik)

UYARI: Yalın halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir. İsmi belirtirse sıfat olur.

 Karşı evin penceresi açık kalmış. (sıfat) Önce karşı sahaya çıktı. (sıfat) Karşıya geçmeden önce sağına ve soluna

bak.(isim)

Göre:  Görüş, düşünce, uygun olma anlamları

katar: Bilim adamlarına göre dünya yok oluyor.

(görüş) Zevkime göre bir elbise arıyorum. (uygun)  Karşılaştırma ilgisi kurar: Burası eski evimize göre daha büyük.

Üzere:  Koşul ve amaç ilgisi kurar. Akşama geri vermek üzere bu kitabı

alabilirsin. (koşul) Konuşmak üzere kürsüye çıktı. (amaç)  Yaklaşık olma, gibi şekilde… anlamları

katar:Hemen eve dönelim, akşam olmak üzere. ( yaklaşık)

Doğru: Yön ve zaman ilgisi kurar. Eve doğru yürüyorum. (yön) Akşama doğru misafir gelecek. (zaman)  İsmi nitelerse sıfat, fiili nitelerse zarf

öbeği oluşturur: Eğri oturup doğru konuşalım. (zarf) Bu zamanda doğru insanı bulmak zordur.

(sıfat) Tahtaya bir doğru çizdi. (isim)

Sanki: Benzetme, sitem ilgisi kurar. Gökyüzü sanki yaramaz bir çocuk.(benzetme) Sanki verdiğim her işi yapıyorsun. (sitem)

Sanki selam verdin de almadık. (sitem)

BAĞLAÇLAR

Bağlaç: Tek başına bir anlamı yoktur.Çekim eki almaz.Öge görevi üstlenmez.

Başlıca bağlaçlar: “ve, veya, ya da, ama, ki, de, ancak, ile,

lakin, yalnız, belki, oysaki nitekim, halbuki, ya..........ya, hem..........hem, ne.........ne”

Bağlaç: Üç görevi vardır:a) Aynı türden sözcükleri, söz öbeklerini,

ögeleri ve cümleleri birbirine bağlar.

b) Tekrar edilen ek, sözcük ve sözcük grubu sayısını bire indirir.

c) Cümleye belirli anlamlar katar.

“Bu sene Bursa ve Mudanya’da kalacağım.”

Başlıca bağlaçlar: “ve, veya, ya da, ama, ki, de, ancak, ile,

lakin, yalnız, belki, oysaki, nitekim, halbuki, fakat, bile, üstelik, mademki, çünkü, dahi, ya...ya…, hem... hem…, ne... ne…, ister…ister… , gerek… gerek…”

 “İLE” -  “VE”  BAĞLAÇLARI Evin ve bahçenin kapısı açıktı.(Tamlayanları bağlamış.)

Bu radyo Adana’da ve Mersin’de yayın yapıyor.(Dolaylı tümleçleri bağlamış.)

Akşam arkadaşıma gideceğim ve her şeyi anlatacağım. (Cümleleri bağlamış)

 “İLE” -  “VE”  BAĞLAÇLARI Cehennemle cenneti bu dünyada yaşadık.

(Nesneleri bağlamış)

Evle okul arasında mekik dokuyor.(Tamlayanları bağlamış)

Annesiyle babası yarın bize gelecek. (Özneleri bağlamış)

Uyarı: Biri bağlaç diğeri edat olan iki çeşit “ile” vardır.

Bir cümlede “ile”nin  yerine “ve”yi getirebiliyorsak bağlaç; getiremiyorsak edattır.

 ---“Bazen yandık bazen menekşelerle

söyleştik.(Edat)---“Kazaklarla ceketi parayla aldım.

(Bağlaç- edat)

Küçümseme anlamı katar.

---Sen sınavı kazanacaksın da ben göreceğim.

---Sanki bu işten anlıyorsun da konuşuyorsun.

---Büyüyecek de adam olacak da bize bakacak.

 

 Sitem anlamı katar. ---Okula kadar geldin de bir selam

vermedin.---İzmir’e kadar geldin de yanıma

uğramadın.

Şaşma,inat,sebep, korkutma anlamı katar. ---Kardeşin de mi bizimle gelecek?(Şaşma)---Ufaklık, kalemi vermem de vermem,

diyor.(İnat)---Ailesiyle kavga etti de evi terk etti.

(Sebep)---Dışarı çık da göreyim. (Korkutma) *Ama, fakat  anlamında kullanılır. ---Pansiyona kaydını yaptı da yerleşmedi.---Bize gelmiş de fazla kalmamış.”

Uyarı:Türkçede biri bağlaç diğeri hal eki olan

iki çeşit “de” vardır. “De”yi cümleden çıkardığımızda

cümlenin yapısı bozulursa ektir, bitişik yazılır; bozulmazsa bağlaçtır, ayrı yazılır.

  ---Bakkalda sebze de satılıyormuş. ---Ayşe de okulda kalmış.

 “AMA” , “FAKAT” BAĞLACI *Karşıt anlamlı iki cümleyi birbirine

bağlar. Sınava çok iyi hazırlandı ama üniversiteyi

kazanamadı.Her sabah spor yapıyor fakat

zayıflayamıyordu. 

Koşul, pekiştirme anlamı katar. Dışarı çıkabilirsin ama eve erken döneceksin.Seninle sinemaya gelirim fakat işim olmazsa.Bu kitabı sana alacağım ama okuyacaksın.Dışarıda soğuk ama çok soğuk bir hava var.Büyük ama çok büyük bir bahçesi vardı.

“ANCAK” ,“YALNIZ”  BAĞLACI “Ama, fakat” anlamında kullanılıyorsa

bağlaç;“Bir tek,sadece” anlamında

kullanılıyorsa edat;* Önündeki ismi niteliyorsa sıfat;* Fiili niteliyorsa zarftır.

Geziye yalnız bizim sınıf katıldı. (edat)

Bu adam evde yalnız yaşıyor. (zarf)

Yalnız insanlar hayata karamsar bakarlar. (sıfat)

Onunla konuşurum yalnız fikrim yine de değişmez.(bağ)

Bu işin üstesinden ancak sen gelirsin. (edat)

Yoğun trafikte işe ancak yetişebildim. (zarf)

Bütün gün evde yalnızdım. (adaşmış sıfat)

Filmi seyredebilirsin ancak yarın erken kalkmalısın.(bağlaç)

“Kİ”  BAĞLACIÖzneyi pekiştirir. ---Ben ki yedi iklimin  padişahıyım.---Sen ki Fransa eyaletinin valisisin.        Neden-sonuç  vardır. ---Günü kötü geçmiş ki çok kızgın görünüyor.---Sana değer veriyorum ki seninle

konuşuyorum.

*Kuşku,yakınma,şaşma,amaç-sonuç, tahmin

 Beni tanımıyorsun ki…(Yakınma)Kafamı bir kaldırdım ki onu karşımda gördüm.

(Şaşma,)Arabayı o çizmiş olabilir mi ki?(Kuşku)Sana iş buldum ki kimseye muhtaç

olmayasın. (A-S)Geç saatlere kadar çalışmış olmalı ki sabah

uyanamamış. (tahmin)

“HEM…HEM…”  BAĞLACI         Karşılaştırılan iki unsurun hepsi

anlamını vermektedir. Eş görevli sözcükleri bağlar.

 Hem arabayı hem evi üzerine alacakmış.

(Nesne)Hem ucuz hem kaliteli ayakkabı satıyor.

(Sıfat)Hem çalışıyor hem üniversitede okuyor.

(Cümle)

NE…NE… BAĞLACI Cümleyi anlamca olumsuz yapar.

Karşılaştırılan iki unsurun hiçbiri  anlamını verir.

*Sallanmaz o kalkışta ne bir mendil ne bir kol. (Özne)

*Adam kızını ne arıyor ne soruyor. (yüklem)*Ne kızı verir ne dünürü küstürür. (cümle)*Bu konu ne seni ne beni ilgilendirir. (nesneyi)

NOT: İki karşıt sıfatı birbirine bağlarsa

“ikisinin arası, ortası”  anlamı verir. Kız ne zayıf ne şişman biriydi.Konuşan adam ne uzun ne kısaydı.

 YA….YA….BAĞLACI:                             Karşılaştırılan unsurlardan birini ifade

etmek için kullanılır. Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan

gideceksin. (cümleleri)Aynayı ya Ayşe ya Özlem kırmıştır. (özne)Ya salonun ya mutfağın penceresi kırıldı.

(tamlayan)Takıma ya beni ya onu alacaksın (nesneyi)

DİĞER  BAĞLAÇLAR O gün okula gelemedim çünkü çok

hastaydım. (sebep)Bu maçı  kazanacağız  hatta  şampiyon   olacağız. (pekiştirme)Mademki söz verdin, sözünü tutacaksın.Bu mağazada elbiseler çok güzel üstelik çok

ucuz.Meğer bütün evi o dağıtmış.

Eğer kardeşine uğrarsan selamımı söyle.Çok geç kaldılar yoksa kaza yaptılar.Ders çalışmıyor üstelik yaramazlık yapıyor.Önce bunlardan yani çok iyi bildiğiniz

sorulardan başlayın.Bizde yahut sizde çalışabiliriz.İster yazarsın ister yazmazsın.

ÜNLEMLER

Ünlem: Kendi başına bir anlamı olmayan, cümle

içinde “sevinme, korku, şaşırma, acıma, özlem, kızma” gibi ansızın beliren coşkun duyguları, seslenmeleri bildiren sözcüklerdir.

Örnek: - Ah ah! (özlem) - Öf be! (kızma) - Oh be! (rahatlama) - Vah vah! (acıma) Hey!, Ey!, Bre! ...

Ünlem: Kendi başına bir anlamı olmayan, cümle

içinde “sevinme, korku, şaşırma, acıma, özlem, kızma” gibi ansızın beliren coşkun duyguları, seslenmeleri bildiren sözcüklerdir.

Çekim eki almaz, alırsa isim olur: “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.” isimCümle ögesi olmaz, cümle dışı unsur olur.

Ünlem:

Ünlemler, asıl ünlemler ve başka türden ünlemleşen sözcükler olmak üzere ikiye ayrılır.

ASIL ÜNLEMLER

Vay be, araba almış!Öf, her gün aynı sözleri söylüyorsun!Yahu, sen ne diyorsun!Vah vah, yazık olmuş kadına!Tüh, keşke ben de gitseydim!Ah, neydi o günler!Ooo, elbise de elbiseymiş!Ha gayret, başaracaksın!

ÜNLEM OLMADIKLARI HÂLDE ÜNLEM GÖREVİ YAPAN SÖZCÜKLER

“Kardeş, hemşerim, beyler, evet, hayır, asla, yok, olmaz, pek iyi...”

Hemşerim! Bu adamı tanıyor musun?

Aşağıdaki boşlukları uygun olanı ile doldurunuz.

……! sıktın artık yeter!……! nasılsın bakalım!……! Neydi o günler!……! Kimse yok mu?……! Delikanlıya!……! , bıktım artık.…… Bak buna dayanamam.…… iki gözüm neredesin?(Vay!, Yoo!, Yeter be!, Bravo, A!, Ah!, Hey!,

E!)

Eylemler, mastarlarıyla isimlendirilir. Mastarlar fiil kök ve gövdelerine “–mek,-mak” ekleri getirilerek yapılır.

Gelmek, yüzmek, oturmak, atmak…

Sonuna –mek,-mak ekleri getirilebilen bütün sözcükler eylemdir.

Yaz-mak, gör-mek, getir-mek, kır-mak...

I. EYLEMLER

A. Eylem çekimiB. Eylemde yapıC. Ek eylemD. Eylemsiler

A. EYLEM ÇEKİMİ: İş, oluş, durum anlamı veren; kişi ve kip bulunduran sözcüklere eylem denir.

Eylemde üç öge bulunur:

EYLEM

1. HAREKET ÖGESİ: Eylemin iş, oluş, durum bildirmesidir.

Not: Eylemde anlam bazı durumlarda farklılık gösterdiğinden, bu konuda kesin görüş birliği sağlanamamıştır. Bu nedenle ÖSYM bu konuda bir kez soru sormuştur.

 a) İş, Kılış, Hareket Eylemleri

Hareket hâlindeki eylemleri ifade ederler.

Nesne alırlar.Özneleri aktiftir. “Neyi, kimi?” sorularına cevap verirler.

Kırmak, kazmak, vermek, atmak, tutmak, taşımak, vurmak, getirmek...

b) Oluş Eylemleri Öznenin geçirdiği değişimleri anlatan

eylemlerdir. Nesne almazlar. Bu eylemler “değişerek yeni bir görünüm

kazanma” anlamı verir. Öznenin iradesi dışında gerçekleşirler.

Kızarmak, sararmak, büyümek, gelişmek, doymak, bayatlamak, uzamak, kararmak, solmak, morarmak, çürümek...

c) Durum eylemleri

Öznenin içinde bulunduğu durumu anlatan eylemlerdir.

Nesne almazlar.

Oturmak, kalkmak, uyumak, gülmek, ağlamak, üzülmek, susmak, durmak…

2) KİP ÖGESİ: Eylemlere zaman veya dilek anlamı katan ögedir.

◦ EYLEMDE KİP Eylem tabanına belirli ekler

getirilerek eylemin zaman ve anlam bakımından yeni bir kalıba girmesidir.

Eylem kipleri ikiye ayrılır:

A) HABER (BİLDİRME) KİPLERİ1. Görülen geçmiş zaman 2. Duyulan geçmiş zaman3. Şimdiki zaman4. Gelecek Zaman5. Geniş Zaman

B) DİLEK (TASARLAMA) KİPLERİ1. İstek Kipi2. Gereklilik Kipi3. Şart Kipi4. Emir Kipi

a)Haber Kipleri:

Zaman bildiren kiplerdir.

1)Görülen (di’li) Geçmiş Zaman: 

Eylemlere “dı,di,du,dü,tı,ti,tu,tü” ekleri getirilerek yapılır.

Anlatan kişi, eyleme bizzat tanık olmuştur, eylemi görmüştür.

İşin anlatımdan önce yapıldığını ifade eder. Evleri yandı.Hep birlikte geziye gittik.Sınavı kazanabileceğini söyledi.Kalbim Ege’de kaldı.Beraber yürüdük bu sahillerde.

2)Öğrenilen(duyulan) (miş’li) Geçmiş Zaman:

“–miş ,-mış, -muş,-müş” ekleriyle yapılır. Bu eylemler daha çok başkasından

duyulma, aktarılma anlamı taşırlar.  Bazen de farkında olmadan yapılma bildirir. Eylemin anlatımdan önce yapıldığını ifade

eder.

Seni sormuşlar. (başkasından duyma)Mutfakta elimi kesmişim. (sonradan farkında

olma)

3)Şimdiki Zaman: Eyleme “–yor” eki getirilerek yapılır.Eylem ile anlatış aynı zamanda

gerçekleşir.

Ders çalışıyorum.Ne diyor?Çocuklar yine kavga ediyor.Not: “-makta,-mekte” eki de eyleme şimdiki zaman

anlamı katar.Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.Lütfen sessiz olun şu an dinlenmekteyim.

4)Geniş Zaman: Eyleme “–r, -ar, -er” ekleri getirilerek yapılır. Eylemin sürekli yapıldığı anlamını verir.

Senden sana sığınırım.Her sabah yürürüm.Bu yolun sonu nereye çıkar?Not: Geniş zamanın olumsuzu “–mez, -maz”dır.

Ancak 1.tekil ve 1.çoğul çekimlerde “–me,-ma” şeklini alır.

*Gelmeyiz   ___ geliriz          *gelmem____gelirim 

5)Gelecek Zaman: Eyleme “-ecek ,-acak” eki getirilerek yapılır. Eylemin anlatımdan sonra yapılacağını ifade

eder.

*Sana olan aşkımı haykıracağım.*Gelecek de bir gün gelecek.*Mektuba yazacak sözüm kalmadı.*Okuyacak da adam olacak.

UYARI:

“-mez, -ar, -dik, -ecek, -miş” ekleri aynı zamanda sıfat fiil (ortaç) yapan eklerdir.

Kip ekleriyle karıştırılmamalıdır.Ortaç ekleri yapım eki, kip ekleri çekim

ekidir.

UYARI:Bir gün çalar saat bozulur.

Utanmaz adam buraya gelmez.

Geçmiş günleri artık unutmuş.

İyi olacak hasta, doktora gidecek.

Tanıdık yüzleri gördükçe sevindik.

2004 /ÖSS Dünyanın en tanınmış orkestralarından biri olan bu grup, 18. yüzyıl bestecilerinin yapıtlarını yorumluyor;

unutulmuş veya az tanınan bestecilerin yapıtlarını buluyor ve seslendiriyor.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

a) İşaret sıfatı vardır. b) Sıfat-fiiller kullanılmıştır. c) Zarf tümleci yoktur. d) Türemiş sözcükler vardır. e) Yüklemler birleşik zamanlıdır.

b)Dilek Kipleri:

Eylemlere genel olarak isteme anlamı veren kiplerdir.

Bu kipler, eyleme zaman anlamı katmaz.

1)Dilek-şart kipi:Eylem kök ya da gövdesine “–se ,-sa” eki

getirilerek yapılır.Bu kip, cümleye bazen

şart(koşul)anlamı, bazen de dilek anlamı katar.

Ah şu sınavı bir kazansam!Sana olan duygularımı açıkça bir

söyleyebilsem!Çalışırsan kazanırsın.Yaramazlık yaparsan bir daha seni

getirmem.

2)İstek kipi:Fiil kök ya da gövdelerine “-e,-a, -”

getirilerek yapılır.Eyleme istek anlamı katar.

Allah sana zihin açıklığı vere.Sana duyduklarımı anlatayım.Yarın okula gidelim.                                 Bunu böyle bilesin. 

3)Gereklilik Kipi: Fiil kök ya da gövdelerine “–meli, -malı”

getirilerek oluşturulur.Eylemin yapılması gerektiğini ifade eder.Bazen cümleye ihtimal anlamı da katabilir.

Bu deneme sınavında birinci olmalıyım.Bu sorunun bir çözüm yolu olmalı.Şimdiye eve varmış olmalı. (olasılık, ihtimal)

4)Emir Kipi: Eylemin gösterdiği hareketin emir biçiminde

yapılması gerektiğini ifade eder.Kip eki yoktur. Şahıs ekleri emir anlamını

verebilir. (I.Tekil ve I.Çoğul kişi çekimi yoktur.)Eylemler kök hâlindeyken emir

kipindedir.

Söyle yanıma gelsin.(3.tekil kişi eki)İçeri geliniz. (2.çoğul kişi eki)Çeneni kapa. (2.tekil kişi eki)Beni beklesinler (3.çoğul kişi eki)

Basit çekimli (zamanlı) eylem: Sadece bir kip eki bulundurur.

bitir-ir-im gel-meli

okuy-acağ-ım

Basit Çekimli (zamanlı) Eylemlerde

Kip (anlam) Kayması: Kullanılması gereken kipin yerine başka

kip kullanılmasıdır:

Haftaya konuları bitiririm. (bitireceğim)(Geniş zaman, gelecek zaman yerine

kullanılmış.)

Öğrenci dediğin planlı ders çalışacak. (çalışmalı)

(Gelecek zaman, gereklilik kipi yerine kullanılmış.)

Basit Çekimli (zamanlı) Eylemlerde

Kip (anlam) Kayması: Ayşe Ankara’ya gider, kardeşini bulur. (gitmiş) (bulmuş)

(Geniş zaman, geçmiş zaman yerine kullanılmış)

Aşağıdaki cümlelerde anlam kaymasını bulunuz.

Derslerime her hafta düzenli olarak çalışıyorum.

Arkadaşlar, bundan sonra daha yoğun bir şekilde çalışıyoruz.

Fatih, o yıllarda pek çok sefer yapar.Mektubu yarın alır.Bütün bu soruları çözeceksin.Eser Selçuklulardan kalma olacak.Sabahları, erken kalkmayı seviyorum.

BİRLEŞİK ZAMANLI (ÇEKİMLİ) EYLEMLER

Bir tek kip eki alan eylemler basit zamanlıdır: Yapacağım, görürsün…

Basit zamanlı eylemlere ikinci bir kip eki getirilerek birleşik zamanlı eylem yapılır:

Oku-yor-muş, anlat-acak-sa-n, gel-ecek-ti-k

a) Hikâye Birleşik ÇekimBasit zamanlı fiillerden sonra “–di, di, -tı,-ti,-

-du, -dü, -tu, -tü” eki getirilerek yapılır.

Oku-yor-du (Şimdiki zamanın hikâyesi)Yap-acak-tı (Gelecek zamanın hikâyesi)Anlat-ır-dı (Geniş zamanın hikâyesi)Gör-meli-y-di (Gereklilik kipinin hikâyesi)Anla-sa-y-dı-k (Koşul kipinin hikâyesi)Çöz-müş-tü-nüz (Öğrenilen geçmiş zamanın

hikâyesi)

b) Rivayet Birleşik ÇekimBasit çekimli eylemlere “-miş, -mış, -muş, -müş” eki getirilerek elde edilir:

Oku-yor-muş-um (Şimdiki zam. rivayeti)Yap-acak-mış-sın (Gelecek zam. rivayeti)Anlat-ır-mış (Geniş zamanın rivayeti)Gönder-miş-miş-ız (Öğ.geçmiş zaman.riv.)

c) Şart (Koşul) Birleşik ÇekimBasit zamanlı eylemlere “–se / -sa” eki

getirilerek yapılır.

Oku-yor-sa-n (Şimdiki zamanın şartı)Yap-acak-sa, (Gelecek zamanın şartı)Anlat-ır-sa-nız (Geniş zamanın şartı)Gönder-miş-se-ler (Öğrenilen geçmiş

zamanın şartı)

UYARI:Birleşik çekim yapan “-di, -miş,- se”

ekleri aynı zamanda ek eylem görevini üstlenir.

Eyleme gelen –di > idi -miş > imiş - se > ise

Şeklinde ayrılıp okunabiliyorsa birleşik çekimli eylemdir:

Gelirsen > gelir isen, okurdu > okur idi

◦ 3. EYLEMDE KİŞİ (ŞAHIS) ÖGESİ Eylemin kim tarafından

gerçekleştirildiğini bildiren ögedir.

Yani şahıs ekleridir.

Eyleme kim sorusu yöneltildiğinde cevap, eylemin kişisidir.

◦ 3. EYLEMDE KİŞİ (ŞAHIS) ÖGESİ Fiillerde üç temel şahıs vardır. 1. Kişi: Söz söyleyen 2. Kişi: Kendisine söz söylenen 3. Kişi: Kendisinden söz edilen

Kişiler tekil olabileceği gibi çoğul da olabilir.

◦ 3. EYLEMDE KİŞİ (ŞAHIS) ÖGESİ

Tekil kişi Çoğul Kişiİzle-di-m İzle-di-k (1.Kişi)İzle-di-n İzle-di-niz (2.Kişi)İzle-di İzle-di-ler (3.Kişi)

◦ 3. EYLEMDE KİŞİ (ŞAHIS) ÖGESİ

Tekil kişi Çoğul Kişiİzle-r-im İzle-r-iz (1.Kişi)İzle-r-sin İzle-r-siniz (2.Kişi)İzle-r İzle-r-ler (3.Kişi)

YAPILARI BAKIMINDAN YAPILARI BAKIMINDAN EYLEMLEREYLEMLER

Yapılarına göre eylemler üç grupta incelenir. A) Basit Eylemler: Hiçbir yapım eki almamış fiillerdir. Fiil köklerine gelen çekim ekleri (zaman, şahıs) fiilin

anlamını değiştirmediğinden böyle fiillere basit eylem denir.

YAPILARI BAKIMINDAN YAPILARI BAKIMINDAN EYLEMLEREYLEMLER

A) Basit Eylemler: Durmuş bir saat de günde iki kez doğruyu gösterir.İstediğim her şeyi yaptım çünkü yapamayacağımı

düşündüğüm şeyi istedim.Büyük adam büyük olduğunu; büyüklüğün küçüklük

olduğunu bilir.

B) Türemiş (Gövde) Eylemler:  Yapım eki almış eylemlerdir. Yani gövde

hâlindedir.

Türkçede eylem türetmenin iki yolu vardır: 

B) Türemiş (Gövde) Eylemler:  1) İsim kök ya da gövdelerinden eylem

türetme:güzel-leş- sarı-ar- ışıl-da-   göz-le- az-al-   ben-imse- ince-l-   düz-el-  su- sa-  sivri-l- yaş-a-  kan-a-

2) Eylemden eylem türetme:  sev-in-           çık-ar -              

kız-ış-            bak-ış-   taşı-t-        koş-tur-

at-ıl-        kan-dır-      

C) BİRLEŞİK FİİLLER:En az iki sözcüğün birleşmesiyle oluşan

eylemlerdir.Birleşik eylemler:1.Yardımcı Fiillerle Yapılmış Birleşik Eylem

2.Kurallı Birleşik Eylem

3.Anlamca Kaynaşmış Birleşik Eylem

olmak üzere üç grupta incelenir.

1)Yardımcı Eylemlerle Yapılan Birleşik Eylemler:İsim soylu bir sözcüğün üzerine “–et,-ol,-kıl, -eyle” gibi yardımcı eylemler getirilerek

yapılır.  Seven bu gönül seni asla terk etmeyecek.

Hayat uykuyla uyanıklık arasında raks eder.

Usanç duyan gözlerim bir şeyde karar kıldı.

Seyreyleyelim mehtabı yıldızların altında.

UYARI 1: Bu türle yapılan birleşik eylemin isim

kısmında bir ünlü düşmesi ya da bir ünsüz türemesi varsa birleşik eylem bitişik yazılır.

 Akşamı seyredeyim senin bakışlarında.

Bir gün bana döneceğini hissediyorum.

Ama dönsen de seni asla affetmeyeceğim.

Sabreden derviş muradına ermiş.

UYARI 2 : “Et-, ol-” yardımcı eylemleri tek başına bir

anlam taşıyorsa  ve önündeki isimle kaynaşmamışsa kendi görevinde kullanılmış demektir yani asıl eylemdir:

Ben ettim sen etme.

Köyümüzde şimdi kirazlar olmuştur.

Elindeki gömlek ancak beş milyon lira eder.

Boş zamanlarımda kütüphanede olurum.

2)ÖZEL ( KURALLI ) BİRLEŞİK EYLEMLER: İki eylemin birleşmesi yoluyla oluşur.

Tamamı bitişik yazılır.

Dört grupta incelenir:

A) Yeterlilik eylemi ( fiil + ebil-) :Cümleye gücü yetme ve olasılık anlamı

katar. Eylemin üzerine “-ebilmek” getirilerek oluşturulur.

 Okula geç kalırsam öğretmenim kızabilir. (o)Bu genç yaşımda ölebilirim. (o)En güzel şiirlerimi söylemeden gidebilirimBir gece ansızın gelebilirim. (o)Sınıfı geçebilirim. (gücü yetme)

UYARI: Yeterlilik fiilinin olumsuzunda “bil-” fiili düşer.

Fiilin üzerine “–ama , -eme” getirilerek yapılır.

 Yapabilirim - yapamam. (yeterlilik birleşik

fiilinin olumsuzu)yaparım - yapmam  ( geniş zamanın

olumsuzu)  

Atamam kendimi mavi denize dünya güzel. (“atabilirim” yeterlilik birleşik fiilinin olumsuzu)

B) Tezlik Birleşik Eylemi: (Fiil+iver-):  Cümleye tezlik, çabukluk anlamı katar. * Uzanıp tutuver elimi ne olur geri dön.* Akşamın derin kızıllığında kayboluverdim.* Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya.* Polisler kaçan hırsızı yakalayıverdi.* Annesini görünce yanına koşuverdi.

NOT: Olumsuzluk eki “–ma, -me” asıl eylemden

sonra gelirse önemsizlik, yardımcı eylem olan  ver- den sonra gelirse olumsuz tezlik bildirir.

 Sen de o filmi görmeyiver. (önemsizlik)

Her şeye maydanoz oluverme. (olumsuz tezlik)

C. Süreklilik Birleşik Eylemi(eylem + edur- / - ekal- / -egel-):  Cümleye devam etme, süreklilik anlamı

katar.

Bu hikaye yıllardır süregelir.Televizyonun karşısında uyuyakalmışım.Gidedursun turnalar, gurbet ellere.Listede ismimi göremeyince listeye

bakakaldım.

D. Yaklaşma Fiili (fiil+ -eyaz-) :  Eylemin gerçekleşmesine çok az bir zaman

kaldığını ifade eder. ”Az kalsın olacaktı / ramak kaldı” anlamı verir.

  Kaldırımda yürürken düşeyazdım.Onu karşımda görünce korkudan öleyazdım.

Kurallı birleşik fiiller her zaman bitişik yazılır.

NOT: Bunların dışında “isteklenme fiili” de

kurallı bileşik fiil sayılabilir. İsteklenme Fiili: Fiil kök ya da

gövdelerine “–esi, -ası” gelmek, “-acağı, -eceği” , gelmek, tutmak, söz grupları getirilerek yapılır.

göresim geldi, güleceği tuttu.

3)Anlamca Kaynaşmış Birleşik Eylemler:Bir isimle bir eylemin anlam yönünden birleşip

kaynaşmasıyla oluşur.

A) Bu sözcüklerden biri  ya da ikisi gerçek anlamını yitirir.

Vazgeçmek, öngörmek, varsaymak,Elvermek, başvurmak

b)Deyim Hâlinde Birleşik Eylemler:

İsimle eylem birleşerek gerçek anlamlarının dışında deyimleşme yoluyla da birleşik eylem oluşturabilir:

Sen kimsin ki bana kafa tutuyorsun?Bu tehditlerinle gözümü korkutamazsın.Annemin yemekleri hoşuna gitti mi?Odasında kitaplarına göz atıyordu.*Adama laf anlatmaktan dilimde tüy

bitti.Konuşulanlara ben de kulak kabarttım.

EK FİİL (EK EYLEM)EK FİİL (EK EYLEM)Ekfiil “i” fiilidir tek başına bir anlamı yoktur.Ekfiilin iki görevi vardır:1)İsim ve isim soylu kelimelere gelerek bu

kelimelerin cümlede yüklem olmasını sağlar. (O iyi bir öğrenciydi.) 2)Çekimlenmiş fiillere gelerek birleşik zamanlı

fiiller yapar. (Koşuyordum)

Basit zamanlı fiillere getirilen “dir” ekeylemi cümleye “olasılık, kesinlik” anlamı getirir.

Bu konu kapanmıştır, artık bunu tartışmayalım. (kesinlik)

Babam geç kalacağımızı öğrenince çok kızmıştı.(olasılık)

Ders bitmiştir, gidebilirsiniz (kesinlik)Şu saatlerde evine varmştır.(olasılık)

“-imek” ek fiilinin dört basit çekimi vardır.Basit çekimli durumlarda sadece isim soylu

sözcüklerde bulunur.Ek Fiilin Geniş Zamanıöğrenci+yim öğrenci+yizöğrenci +sin öğrenci+sinizöğrenci +dir öğrenci+dirlerEk Fiilin Di’li Geçmiş Zamanıöğrenci +ydim öğrenci +diköğrenci +ydin öğrenci +dinizöğrenci +ydi öğrenci +diler

Kişi ekleri1Tekil Kişi –m, -im Bildi-m2Tekil Kişi –n, -in Bildi-n3Tekil Kişi Ø Bildi1Çoğul Kişi –k,-iz Bildi-k2Çoğul Kişi -siniz Bildi-niz3. Çoğul Kişi –ler Bildi-ler

*Şahıs ekleri kip eklerinden sonra gelir.

Ek Fiilin Miş’li Geçmiş Zamanıöğrenci +ymişim öğrenci +izöğrenci +ymişsin öğrenci +sinizöğrenci +miş öğrenci +mişlerEk Fiilin Dilek Şart Kipiöğrenci +ysem öğrenci +yseköğrenci +ysen öğrenci

+yseniz*Soru eki mi ek fiilden önce kullanılır.Komşunuz göçmenmiydi.*Ek fiilin olumsuzu değil ekiyle yapılır.Bu kitap güzel. Bu kitap güzel değil.

Önemli Uyarı:Ekfiilin geniş zamanına şekilce benzeyen diğer

eklerle ekfiilin geniş zamanı karıştırılmamalıdır:

*Geliyorum (şahıs eki)*Hastayım (ekfiilin geniş zamanı)*Babam (iyelik eki)*Babayım (ekfiilin geniş zamanı)*Ölüm (Fiilden isim yapım eki)*Benim kardeşim [tamlayan (ilgi) eki] *Sen ne kadar güzelsin. (Ekfiilin geniş zamanı)*Sen yine bana döneceksin. (şahıs eki)  

Basit Zamanlı Fiillerin Bileşik Zamanlı Fiiller Durumuna Gelmesini Sağlar:

geliyor+idi geliyorduyapacak+imiş yapacakmıştanır+ise tanırsaEk fiilin geniş zamanının 3. Tekil kişi olan “–dır, -dir, -dur, -dür,/ -tır, -tir, -tur, -

tür,” çoğu zaman kullanılmaz.Çok başarılı. Çok başarılıdır

FİİLLERDE ÇATI

Fiillerin özne ve nesneleriyle olan anlam ilişkilerine çatı denir.

Fiiller çatıları bakımından iki bölümde incelenir:

1.Öznelerine Göre Fiiller

2.Nesnelerine Göre Fiiller

Öznelerine Göre Fiil ÇatılarıÖznelerine Göre Fiil Çatıları

Etken FiillerÖznesi belirli olan fiillerdir. Eylemi yapan

bellidir. Bu fiiller gerçek öznedir.Ben çiçekleri suladım.Eve kadar koştuk.Çocuğu çok azarladı.

Edilgen FiillerFiilin bildirdiği eylem özne dışında başka bir

varlık tarafından yapılıyorsa ve özne işi yapan değil de yapılan işten etkilenen konumundaysa bu fiiller edilgendir.

Bu fiillerin öznesi sözde öznedir.Edilgen fiiller fiil köküne “-il, -in” ekleri

getirilerek yapılır.Dolaplar temizlendi.Bulaşıklar yıkandı.Bebek giydirildi.Düşünceler tek tek açıklandı.

Dönüşlü FiillerÖznenin yaptığı işten yine kendisinin

etkilendiği fiillerdir.Bu fiiller aynı zamanda etkendir. Dönüşlü fiiller fiil köklerine “-il, -in” ekleri

getirilerek yapılır.Kız düğüne gitmek için süslendi.Kadın bütün gün dövündü.Buna çok sevindim.O her zaman övünür.Yeni koşular bugün taşındı.

Edilgenlik ve dönüşlülük eki aynıdır. *Fiil özne ve gerçekse dönüşlü çatılı,

sözde özne ise edilgen çatılıdır.Dönüşlülük kendi zamiriyle de yapılır.Kendini boşuna üzme.

İşteş fiillerEylemin birden çok özne tarafından

karşılıklı ya da birlikte yapıldığını anlatan fiillerdir. ”-ş” eki getirilirek yapılır.

İşteş çatılı fiiller üç şekilde yapılır.

a)Karşılıklı yapma:

Çocuklar dövüştü.Bu konuyla ilgili olarak uzun uzun tartıştık.İki ordu savaştı.

b)Birliktelik

Taş atınca kuşlar uçuştu.Hepimiz kaçıştık.Anneleri gidince çocuklar ağlaştılar.Onun .bu hâline gülüştük.Kucaklaşmak, buluşmak, tanışmak.

c)Nitelikte eşitlik

İsim ve sıfatlara “–leş” eki getirilerek yapılan işteş fiiller nitelikte eşitlik bildirir.

Hasta günden güne iyileşti.Kız her geçen gün güzelleşiyor.

Nesnelerine Göre FiillerNesnelerine Göre FiillerGeçişli FiillerNesnesi bulunan ya da nesne alabilen fiillere

denir. Fiil “ne, neyi, kimi” sorularına cevap veriyorsa

geçişlidir.Çocuklarını yatılı okula verdi.Kitaplarını kapladı.* Fiiller geçişli oldukları hâlde nesne

almayabilirler.İyice temizledim.Sabahtan beri seyrediyorum.

Geçişsiz Fiiller

Nesne almayan fiillere denir.

Bütün kuşlar uçtu.Tatil günlerinde evde oturuyorum.Otobüsten indim, etrafa dikkatlice baktım.

Oldurgan Fiiller

Geçişsiz fiillere “–r, -t, -tir” ekleri getirilerek yapılır.Böyle fiillere oldurgan fiiller denir.

Rüzgârda yapraklar uçuşuyor.Uçurtma uçuruyorum.Yemekleri ben pişirdim.Çocuğu ağlattılar.Atı koşturdu.

Ettirgen Fiiller

Geçişli fiillere “–r, -t, -tir” ekleri getirilerek geçişlilik derecesi artırılır.

Özne işi yapan değil de yaptıran olur. Böyle fiillere ettirgen fiiller denir.

Mektup yazdırdım.Halıları yıkattım.Bütün eşyaları taşıttılar.Odamı yeşile boyattım.Atı koşturdum.

FİİLERDE OLUMSUZLUKFİİLERDE OLUMSUZLUKFiili bildirdiği işin, oluşun,hareketin

yapılmadığını gösteren fiiller OLUMSUZDUR

Fiil köküne eklenen ‘-me ,-ma,-mez,-maz’ ekleri ile olumsuzluk ifadesi sağlanır.

Zaman eki ve kişi ekinden önce gelir.

Gel—-------me------------ di-------------- ler F.K olumsuzluk zaman eki şahıs eki eki

DİKKAT:‘-me’ olumsuzluk bildiren ek ,şimdiki

zaman kipinde; ’-mı,-mi,-mu,-mü’ biçimine dönüşür.

Yaz --- mı --- yor --- sun. F.K olumsuzluk zaman kipi şahıs eki

Geniş zaman kipinde olumsuzluk çekimi farklıdır.

OLUMLU OLUMSUZKoş—ar—ım Koş—ma---mKoş---ar---sın Koş---maz---sınKoş---ar------- Koş---mazKoş---ar---ız Koş-ma-y-ız(-y kaynaştırma

sesi)Koş---ar---sınız Koş---maz---sınızKoş---ar---lar Koş---maz---larBu çekimde görüldüğü gibi 1.tekil şahıs ve

1.çoğul şahıslarda zaman eki olan “–ar” düşer; Diğer şahıslarda bu ek “–z” olarak kullanılır,

olumsuzluk eki “–maz” dır.

FİİLİMSİLER  (EYLEMSİLER)

Fiillerden türemiş oldukları halde bir fiil gibi çekimlenemeyen, cümlede isim, sıfat, zarf görevlerinde kullanılan ve yan cümleciklerin yüklemi olan kelimelere “fiilimsi” denir.

Fiilimsilerin Özellikleri*1-Fiilimsi ekleri yapım ekidir. Dolayısı

ile fiilimsiler türemiş sözcüklerdir.*2-Fiillerin bütün özelliklerini taşımazlar.

Kip, zaman ve şahıs eki *3-İsim çekim eklerini alırlar.*4-Fiilimsilerin olduğu cümleler birleşik

cümledir. Bir cümle içerisinde ne kadar fiilimsi varsa o kadar yan cümle vardır.

*5-Fiilimsiler ek-fiil olarak yüklem olabilirler.

“Amacım bu sınavı kazanmak.”

Fiilimsiler görevleri ve anlamları bakımından üçe ayrılırlar:

1) İSİM – FİİLLER (AD – EYLEMLER):1) İSİM – FİİLLER (AD – EYLEMLER): Fiil kök ya da gövdelerine “-mek, -mak, -me,

-ma, -ış, -iş, -uş, -üş” eklerinin getirilmesiyle yapılır.

Bir gülüşün ömre bedel. Gün biter gülüşün kalır bende. Seninle akşamları yürüyüşe çıkardık. Adamın yalvarışlarını bir görecektin. Madem ki yükseliş var iniş olmaz olur mu? Unutuş, unuturlar seni de.

Bu kucaklayış belki de bir haykırışın sesiydi. Sana bakmak Allah’a inanmaktır. Yaşamak, ölmekten  zor. Buralardan gitmek istiyorum. Seni bile özlemek istemiyorum bu akşam. İçimde maziden kalma duygular var. Okula yeniden başlamayı düşünüyor musun.

NOT 1 : İsim- fiil ekiyle türetilen bazı sözcükler,isim-

fiil özelliğini yitirip kalıplaşarak kalıcı bir nesne ya da kavram adı olabilir.

Artık bunlara isim- fiil eki olarak bakmamak gerekir.

 *Kaymak, çakmak, dondurma, kavurma, dolma, gözleme, bağış, geviş…

NOT 2: Fiilden fiil yapım eki olan –iş ile isim- fiil eki

olan “–iş” i birbiri ile karıştırmamak gerekir.Anlamsal olarak fiilden fiil yapım eki (işteşlik

eki) bir işi karşılıklı ya da birlikte yapma anlamı verirken isim fiil eki böyle bir anlam vermez.

 Gülüşün çok güzel. (isim fiil eki) Onu öyle görünce gülüştüler. (işteşlik eki)

NOT 3: Fiilden fiil yapan olumsuzluk eki olan “–ma, -

me” ile isim fiil eki olan “–ma,-me” birbiri ile karıştırılmamalıdır.

Fiilden fiil yapan “–ma, -me” fiile olumsuzluk anlamı katarken isim fiil eki olan “–ma, -me” fiile olumsuzluk anlamı katmaz.

 Artık sevmeyeceğim. (olumsuzluk eki) İnsanın mesleğini sevmesi gerekir.(isim-fiil

eki)

2. SIFAT – FİİL EKLERİ (ORTAÇLAR)2. SIFAT – FİİL EKLERİ (ORTAÇLAR)

Fiil soylu sözcüklerin sonuna  “–an, -en, -ası, -esi, -mez, -maz, -ar, -er, -dık, -dik, -duk, -dük, -tık, -tik, -tuk, -tük ,-ecek, -acak, -miş, -mış, -muş, müş”    ekleri    getirilmek suretiyle yapılır.

Sıfat- fiil ekleri genellikle sıfat tamlaması kurar.

Her seven sevilenin boy aynasıdır. İşleyen demir pas tutmaz. O öpülesi eller beni büyüttü. Yıkılası Bağdat nice askerler yedi. Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok

geç. Onunla unutulmaz anlar yaşadık. Bilinmez diyarlara gitme. Senin bu yaptığın olur iş değil. Akar sular gibi çağlarım.

Benim doğduğum köyleri akşamları eşkıyalar basardı.

Tanıdık bir yüz çıkmadı karşımıza. Görülecek günler var daha aldırma gönül. Gelecek hafta sınavım var. Bense penceremde gelmeyecek saatleri

beklerim. Mayın tarlasına düşmüş bir deliyim. Ölmüş eşek kurttan korkmaz.

NOT:  Zaman ekleriyle sıfat fiil eklerini

karıştırmamak gerekir. Zaman ekleri, şahıs ekinden önce fiile gelerek

fiili yüklem yapar. Sıfat fiil ekleri ise genellikle fiilleri sıfat yapar

ve üzerine isim çekim eklerini alabilir oysa zaman ekleri isim çekim eklerini alamazlar.

Hiç oturacak  zamanım yok.             s              i(-acak sıfat tamlaması kurmuş bu yüzden sıfat

fiil eki)Oğlum, okuyacak ve büyük adam olacak.

(zaman eki; çünkü fiili yüklem yapmış ) Okumuş  insanlar daha kültürlü (s.f.e)          s              i       Annem de okumayı çok istemiş.  (zaman eki)

3. ZARF FİİL EKİ (ULAÇ,  BAĞ – EYLEM):3. ZARF FİİL EKİ (ULAÇ,  BAĞ – EYLEM):   Fiil kök ve gövdelerinin üzerine “–ınca, -

dıkça, - dığında,   -ken , -r… -mez, -alı, -erek, -madan, -meksizin, -a…-a, -ıp” ekleri getirilerek oluşturulur.

Zarf- fiil ekleri temel cümlenin zarf tümleci olurlar.

Ben gidince hüzünler bırakırım. Senin bu halini görünce lise yıllarımı

hatırladım. Gözlerin gözlerime değince felaketim

olurdu, ağlardım. Ağladıkça dağlarımız yeşerecek

göreceksin. Ağlarım, hatıra geldikçe gülüştüklerimiz. Öldüğünde henüz çok gençti. Seninle konuştuğunda rahatlıyor. Sen geçerken sahilden sessizce, gemiler

kalkar yüreğimden gizlice. Sen ağlarken ben nasıl gülerim. Onu görür görmez tanıdım.

Yarim, sen gideli yedi yıl oldu. Ah vah etmenin zamanı geçeli çok oldu. Gülerek yanıma geldi. Böyle yaparak beni çok üzüyorsun. Hiçbir şey söylemeden çekip gitti. Ağlamadan ayrılık olmaz. Sizin durmaksızın çalışmanız lazım. Bir süre konuşmaksızın öylece bekledik. Gide gide bir söğüde dayandık. Gidip de gelmemek, gelip de görmemek var

kaderde.

NOT 1: Bir cümlede kaç tane fiilimsi varsa o kadar da yan cümle var demektir.

 NOT 2: Bir cümlede fiilimsi varsa o cümle

girişik birleşik bir cümledir. NOT 3: Bir cümledeki fiilimsi sayısıyla

temel cümlenin yükleminin toplamı o cümledeki yargı sayısını verir.

Recommended