15
MADENİ YAĞI SEKTÖRÜMÜZDEN YERLİ BİR MOTOR YAĞI MARKASI ÇIKAR MI? A.Faruk ŞENER Pazarlama Danışmanı İstanbul,TÜRKİYE ÖZET Ülkemizde 17 milyon adetlik araç parkı ve yaklaşık 200.000 tonluk bir motor yağı pazarı vardır. Onlarca farklı yağ firması markalı ve markasız ürünlerle bu pazarda faaliyet göstermektedirler. Ancak marka değerine sahip ve pazarın üst segmentinde yer alan markalar uluslararası firmalara aittir. Madeni yağ sektörümüz ise pazarın orta ve alt segmentinde , fiyat duyarlı Pazar kesimlerine hitap eden ürünlerle pazarda yer almaktadırlar. Bu, bir tercih değil bir sonuçtur. Yerli firmalarımız stratejik pazarlama perspektifi ile hareket etmek yerine ticari mevzuatların yarattığı fırsatlardan yararlanırlar. Bu çalışma tarzı ile istikrarlı ve kalıcı markalar, şirketler oluşturulamayacağı açıktır. Nitekim ticari A.FARUK ŞENER

Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Madeni Yağ Sektörümüzden Motor Yağı Markası Nasıl çıkar konusunu değerlendirdim

Citation preview

Page 1: Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı

MADENİ YAĞI SEKTÖRÜMÜZDEN YERLİ BİR MOTOR YAĞI MARKASI ÇIKAR MI?

A.Faruk ŞENER

Pazarlama Danışmanı

İstanbul,TÜRKİYE

ÖZET

Ülkemizde 17 milyon adetlik araç parkı ve yaklaşık 200.000 tonluk bir motor yağı pazarı vardır. Onlarca farklı yağ firması markalı ve markasız ürünlerle bu pazarda faaliyet göstermektedirler. Ancak marka değerine sahip ve pazarın üst segmentinde yer alan markalar uluslararası firmalara aittir. Madeni yağ sektörümüz ise pazarın orta ve alt segmentinde , fiyat duyarlı Pazar kesimlerine hitap eden ürünlerle pazarda yer almaktadırlar. Bu, bir tercih değil bir sonuçtur. Yerli firmalarımız stratejik pazarlama perspektifi ile hareket etmek yerine ticari mevzuatların yarattığı fırsatlardan yararlanırlar. Bu çalışma tarzı ile istikrarlı ve kalıcı markalar, şirketler oluşturulamayacağı açıktır. Nitekim ticari mevzuatlar gevşedikçe açılan, ticari mevzuatlar sıkıştırdıkça sıkışan bir sektörümüz vardır. Madeni yağ sektörümüzün yerli bir motor yağı markası çıkarmasının vakti gelmiş hatta geçmiştir. Henüz geç kalınmış değildir. Marka yönetimi tekniklerini kullanan firmalar için hala pazarda bir fırsat vardır. Bu bildiride yerli firmalarımız açısından ülkemizde yeni bir marka yaratmanın imkanları üzerinde durulacaktır.

GİRİŞ

Türkiye’de motorlu taşıtlar pazarı 2012 yılı itibari ile toplamda 17.033.413 adettir. Özellikle 2000’li yıllarda taşıt piyasasındaki artan rekabet ve finansman olanaklarındaki gelişim ile taşıtlı

A.FARUK ŞENER

Page 2: Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı

araçlara olan talep artmıştır. Aşağıdaki grafik 1991 ile 2012 arasındaki iki 11 yılı taşıt sayılarındaki artış eğilimini göstermektedir. Çarpıcı olması açısından 1991-2003 arası 13 yılın ortalama taşıt satış miktarı 396.397 iken 2004-2012 arası 9 yılda taşıt sayısı ortalama 903.286 adet olduğunu belirtmeliyiz. İki dönemin taşıt sayısının yıllık artış miktarı arasındaki fark %128’dir.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 0

2 000 000

4 000 000

6 000 000

8 000 000

10 000 000

12 000 000

14 000 000

16 000 000

18 000 000

1991-20012002-2012

Taşıt sayısındaki bu hızlı artış beraberinde bir çok sektörü hareketlendirmiştir. Başta akaryakıt ve motor yağı olmak üzere, yedek parça, servis bakım hizmetleri, oto bakım kimyasalları gibi sarf malzeme hatta oto yıkama sektörünü dahi pozitif yönde etkilemiştir.

Bu büyüme dönemini uluslararası motor yağı markaları çok iyi değerlendirerek pazarda sağlam konumlar kazanmışlardır. Aynı zamanda markalar arasındaki rekabette yoğunlaşmıştır. Zamanla ülkemiz pazarı özellikle Avrupalı ve diğer dünya motor yağı üreticilerinin dikkatini çekmiş ve pazara giren firma sayısında artış olmuştur. Onlarca rakip firmanın faaliyet gösterdiği bu pazarda ana oyuncuların pozisyonlarında ise bir değişme olmamıştır.

Uluslararası markalar pazarın üst segmentinde yer alırken söz konusu diğer markalar pazarın orta ve alt segmentlerinde dağılmıştır. Çarpıcı olan bu segmentlerde hakim bir markanın olmamasıdır.

Ancak bu gelişme dönemi ne yazık ki yerli madeni yağ firmalarınca yeterince değerlendirilememiştir. Pazarın orta segmenti yerli bir motor yağı için fırsatlar barındırırken yerli firmalarımız bu yılları “fırsatçı” zihniyet ve ticari uygulamalarla kısa dönemli hesaplarla boşa geçirmişlerdir. Hiçbir firma pazarda kalıcı ve istikrarlı bir marka yaratmak için uğraşmamıştır.

AMAÇ

Bu tebliğde Türkiye motor yağı pazarında yerli bir motor yağı markasının neden ve nasıl mümkün olduğunu tartışacağız. Pazardaki gelişme trendi ve boşluğun devam etmesi nedeni ile

A.FARUK ŞENER

Page 3: Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı

hala bu konuda imkanlar tükenmiş değildir. Tebliğde neden ve nasıl bir yerli motor yağı markası çıkarılacağı açıklanacaktır.

Türkiye Motor Yağı Pazarı

Türkiye taşıt yağı pazarı 2012 yılı itibari ile yaklaşık 216.000 ton civarındadır. Bu pazarın yaklaşık %16’ı (36.000 TON) dişli ve transmisyon yağı, %84’ü (181.000 TON) motor yağıdır. (2009 yılında bu oran %13’e %87 idi. Dişli yağı kullanım oranı artmaktadır.) Mevcut Pazar verileri yeterince detaylı olmadığı için bu aşamadan sonra kendi geliştirdiğim verileri kullanacağım. Bu verilerin Petder raporları ile %5-6’lık bir sapma ile uyumlu olduğunu söyleyebilirim.

1998-2012 otomotiv istatistiklerine dayanarak hesapladığım Pazar büyüklüğü (araç cinslerine göre) aşağıdadır. Buna göre 2012 yılı sonu itibari ile toplam motor yağı pazarı 192.000 tondur.(Petder 2012 raporuna göre 181.000 ton). Pazarın araç türlerinde göre dağılımı aşağıdadır.

Otomobil(1)

Minibüs Otobüs Kamyonet(1

)

Kamyon Traktör TOPLAM 0

20 000 40 000 60 000 80 000

100 000 120 000 140 000 160 000 180 000 200 000

40 630

5 574 16 086

90 591

31 845 7 393

192 119

2012 MOTOR YAĞI PAZARI (TON)

Binek ve ticari olarak görünümü ise aşağıdadır;

A.FARUK ŞENER

Page 4: Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı

BİNEK TİCARİ0

50000100000150000200000

40 630

151 489

MOTOR YAĞI(TON)

Petder raporuna göre ise dağılım şu şekildedir.

BİNEK TİCARİ0

50000

100000

150000 42000

136000

2012 PETDER RAPORUMOTOR YAĞI(TON)

İki grafik arasındaki farkın binek otoda çok düşük ama ticari otoda fazla olması anlamlıdır. Çünkü Petder’e veri sağlayan şirketlerin binek otoda hakimiyetleri çok yüksektir. Buna karşın ticari yağlarda düşüktür. Bu durum rakamlara yansımıştır.

Pazarın farklı bir görünümü de yetkili servisler ve after market Pazar olarak bölümlenmesidir. After market pazarın araç cinslerine göre görünümü şu şekildedir.

A.FARUK ŞENER

Page 5: Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı

Otomobil(1

)

Minibüs Otobüs Kamyonet(1

)

Kamyon Traktör TOPLAM 0

20 000 40 000 60 000 80 000

100 000 120 000 140 000 160 000

25 812 5 222 11 765

61 447

31 250

4 883

140 379

2012 AFTER MARKET PAZARI (TON)

Yetkili servisler pazarının detay dağılımı aşağıdadır.

Otomobil(1)

Minibüs Otobüs Kamyonet(1

)

Kamyon Traktör TOPLAM 0

10 000 20 000 30 000 40 000 50 000 60 000

14 818

352 4 322

29 144

595 2 510

51 740

2012 YETKİLİ SERVİSLER PAZARI

Bizim konumuz açısından iki Pazar kesimi arasında Pazar büyüklüğünün after market Pazar lehine olması önemlidir. Bunu ilerde yeniden ele alacağız.

A.FARUK ŞENER

Page 6: Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı

AFTERMARKET PAZAR YETKİLİ SERVİSLER PAZARI TOPLAM 0

20 000 40 000 60 000 80 000

100 000 120 000 140 000 160 000 180 000 200 000

140 379

51 740

192 119

2012 MOTOR YAĞI (TON)

Motor Yağı Pazarının API Sınıflamasına Göre Dağılımı

Pazarı anlamada önemli bir veride pazarın yağ çeşitlerine göre nasıl bölümlendiğidir. 1998-2012 arası otomotiv adetlerine bağlı toplam yağ tonajı 38.484 tondur. Bu toplam miktarın API performans sınıflarını dikkate alarak dağıttığımızda aşağıdaki tablo çıkmaktadır. Sentetik yağ miktarı toplamın %86’ını oluşturmaktadır. Binek otolar artık sentetik yağ talep eden bir segmenttir.

SG SL SM 0

5 000

10 000

15 000

20 000

25 000

30 000

5 572 6 925

25 987

14% 18%

68%

ORANTON

Aynı şekilde ticari segmentte de sentetik yağ pazarının dominant olduğu görülecektir.

A.FARUK ŞENER

Page 7: Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı

CH 4 CI 4 TOPLAM 0

20 000

40 000

60 000

80 000

100 000

120 000

140 000

160 000

68 558

81 877

150 43546%54%

ORANTON

Bütün bu veriler aşağıda tartışacağımız konuya giriş aşamasında önemlidir. Bu aşamada sadece şunu söylemekle yetinelim; sentetik yağ pazarı zannedilenden daha yüksek olmakla birlikte yerli firmalarımız karlılığın ve verimliliğin daha yüksek olduğu bu kesime yönelmek yerine ısrarla niteliksiz yağ pazarında var olmaya çalışmaktadırlar.

Bu veriler pazar pratiğinde bildiğimiz bir gerçeği de vurgulamaktadır; Dizel yağ pazarı benzinli yağ pazarından daha büyüktür ve buna bağlı olarak rekabet daha yoğundur.

Pazarın Genel Görünümü ve Dinamikleri

Bu açıklamalardan sonra motor yağı pazarını kabaca sentetik, yarı-sentetik ve mineral yağlardan oluşan bir üçgen olarak düşünebiliriz. Aşağıdaki değerlendirme yukardaki veriler ile çelişiyor görünebilir. Ancak yukarda bazı verileri değerlendirdiğimizi (CC sınıfı hiç yok), fiiliyatta ise Pazar bölümleri arasında geçişler olduğunu belirtmeliyiz. Pazarda tüketici davranışı sentetik ürünlerin aleyhinedir. Binek otoda hala tam sentetik yağlar yerine yarı sentetik yağlar kullanılabilmektedir. Mineral grupta ise özellikle 20w50 yi dahil edersek bu grup ciddi oranda büyüyecektir. Bu nedenle aşağıdaki üçgen fiili durumu toplamda daha iyi ifade etmektedir.

A.FARUK ŞENER

SENTETİK YAĞ PAZARI

YARI-SENTETİK PAZAR

MİNERAL YAĞ PAZARI

Page 8: Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı

Pazar bölümleri yukardan aşağıya doğru büyümektedir. Bu pazarda hakim firma yapısı ise şu şekildedir.

Ülkemiz motor yağı pazarında nitelikli yağlar olarak ifade edilen katma değeri yüksek sentetik yağlar uluslararası markaların hakimiyetindedir. Bu segmentte özellikle Pazar lideri olan Castrol ve yer yer bazı bölgelerde Castrol’ün önünde olan Mobil göze çarpmaktadır. Bu segmentte yer almaya çalışan diğer firmalar Total, Opet ve Shell’dir. Bu firmaların pazardaki konumları stabil ve dominant değildir. Pazarın bu kesiminde daha çok Mobil ve Castrol’ün rekabeti sözkonusudur. Yerli ve bağımsız yağ üreticisi firmalar bu kesimde varlık gösteremezler. PO özellikle mineral ve ağır ticari yağ pazarında ve tamamlayıcı ürünlerde (antifriz,dot3-4,ATF vb) hakimdir.

Bu iki kesim dışında onlarca ithal marka da distribütörleri ile pazarda pay almaya çalışmaktadırlar. Acdelco, Divinol, Prista, Texaco, Valvoline, GM, Delphi, Selenia sayılabilir. Ancak bu firmaların pazardaki konumu (GM dışında) istikrarlı değildir. Üstelik çok düşük fiyatlarla satış yapmaktadırlar. Bu aşamada şunu vurgulamak isteriz: Nitelikli yağ pazarında her fiyatta ürün mevcuttur. En yüksek fiyat seviyesi Castrol ise bu fiyatın % 80’inden başlayan bir fiyat skalası pazarda mevcuttur.

Pazarın üst kesiminde kalite beklentisi ve marka tercihi belirgindir. Alt kesimlerinde ise fiyat duyarlılığı artmaktadır. Mineral grupta PO’nun belirleyiciliği vardır. Ancak niteliksiz mineral yağlarda artık hakimiyet yerli üreticilerdedir. Devletin vergi politikalarındaki boşlukları değerlendiren yerli üreticiler fiyat duyarlı bu kesime bir dizi vergi oyunları ile vergiden muaf satış yapmaktadırlar. Fiyat avantajı nedeni ile tüketicilerin tercihi de bu firmalara kaymaktadır.

Pazarın dengelerine bağlı olarak mineral grupta perakende fiyatlarının üretim maliyetlerinin altında olduğunu söyleyebiliriz. Fiyatları maliyetlerin üstünde satabilen sadece uluslararası markalardır. Ancak bu çok düşük bir marj ile mümkün olmaktadır. Bu nedenle artık uluslararası firmaların satış hedefleri arasında mineral grup yağlar (hidrolik dahil) minimum ölçekte yer almaktadır. Bu ürün gruplarına hiçbir şekilde destek verilmemektedir. Her şeye rağmen sadık bir tüketici kitleye satış yapabilmektedirler.

Mevcut Pazar dinamikleri içinde mineral yağlar ve ticari yağ pazarı ötv’siz ve kdv’siz satış yapan yerli firmaların elindedir. Ancak bu geçici bir durumdur. Her ne kadar uzun süredir bu

A.FARUK ŞENER

SENTETİK YAĞ PAZARI

YARI-SENTETİK PAZAR

MİNERAL YAĞ PAZARI

ULUSLARARASI MARKALAR

YERLİ FİRMALAR

Page 9: Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı

dinamikler varlığını korusa da sürdürülebilir değildir. Kanun koyucunun bu konuda alacağı basit bir iki tedbir ile bütün dengeler değişebilir. Bugün satabilen yerli firmalarımız gelecekte satamayacaklardır. (gerçi sektör bu gerçeğin farkındadır)

EPDK’dan madeni yağ üretici lisansı almış firma sayısı yaklaşık 300’dür. Bu arada dünyada da bağımsız madeni yağ üreticisinin de yaklaşık 300 olduğu ifade ediliyor. Yani dünyadaki 600 üreticinin yarısı ülkemizdedir. Uluslararası markalar ve bir iki yerli üretici dışında yağ üreticilerinin asıl meşgale konusunun 10 numara yağ üretimi olduğu sektörün bildiği bir gerçektir. Bazı firmalarda ihracat ile ciddi bir satış hacmine ulaşmaktadırlar. Ancak bu firmaların hiç birisinin yurtiçinde nitelikli yağ pazarında varlık gösterebildiği söylenemez.

Bugün kısa vadeli bakış açıları ile devam eden bu firmalardan hiç olmazsa birkaç tanesinin yerli bir motor yağı markası inşaasına girmesinin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bugün kolay kazanılan paralar ile gelecekte kazanacakları istikrarlı işlere yatırım yapmaları lehlerine olacaktır.

Peki motor yağı pazarında yeni bir marka inşaası mümkün müdür? Ben kişisel olarak bunun mümkün olduğunu düşünüyorum. Pazar her ne kadar göründüğünden daha da karmaşık olsa da istikrarlı bir çalışma ile bu mümkündür.

Motor Yağı Markası İçin Öneriler;

Aşağıda bu çerçevede önerilerimi sıralamaya çalışacağım;

Öncelikle işe bir segmentasyonla başlanmalıdır. Pazarı doğru bir şekilde segmente edebilen firma önemli bir aşamayı geçecektir. Bu segmentasyona göre hedef Pazar kesimi ve iletişim için hedef tüketici tanımları yapılmalıdır. Yağı kime satacağız; yetkili servislere mi, özel servislere mi? Hedef tüketicimiz araç sahipleri mi olacak yoksa motor ustaları da olabilir mi? Ya da servis patronları ve işletmecileri mi olmalı? Araç sahipleri olacak ise hangi tür araç sahipleri olacaktır? Aracını işinde kullananlar mı yoksa keyif için kullananlar mı? Üst gelir grubu mu, orta ve alt-orta grup mu olacaktır? Vb.

Nitelikli yağlar ekseninde bir ürün stratejisi oluşturulmalıdır. Bir iki firma dışında pazarın ihtiyaçlarına karşılık verebilen yerli firma yoktur. Ürün stratejisinde olmazsa olmazlardan biri hem ağır ticari hem binek otoda OEM onaylarının alınmasıdır. Tüketici de kalite algısının oturtulması ve kalite tartışması yaşanmaması için OEM onayları alınmalıdır. Mercedes ve WV’nin son nesil onaylarına kadar tüm onaylar alınmış olmalıdır.

Fiyat ne çok düşük ne de çok yüksek olmalıdır. Fiyat stratejisi Castrol’e göre %60-70 seviyesine uygun olmalıdır. Bu fiyat aralığında da rakip ürünler mevcuttur. Fiyatlandırmada dikkat edilecek bir husus sentetik yağ pazarının çok düşük fiyatları kabul etmediği gerçeğidir. Bu nedenlerle fiyat pazardan pay almak için tek başına

A.FARUK ŞENER

Page 10: Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı

yeterli bir parametre değildir. Fiyatın mutlaka diğer fonksiyonel programlara bağlanması gerekir.

Marka konumlaması yapılmalıdır. Hedef tüketiciye ne vaat edileceği, hangi özellik veya hizmetin öne çıkarılacağı belirlenmelidir. Hedef segmentiniz için anlamlı olan ve rakiplerce sahiplenilmemiş bir özellik, nitelik ve hatta soyut bir fayda üzerinde çalışılmalıdır. Mevcut marka çağrışımları performans, kalite ve koruyuculuk arasında dolaşmaktadır. Mevcut çağrışımların ötesinde yepyeni marka konumları bulunabilir. Bana göre sahiplenilmeyi bekleyen bir iki konum da bulunmaktadır.

İletişim stratejisinde iki kritik eşik vardır. Biri algılanan kalite diğeri marka bilinirliği. Yerli markanın kalite algısı yükseltilmeden ve bilinirliği geliştirilmeden tatmin edici satış hedeflerine ulaşılması mümkün olmayacaktır. OEM onayları çok önemli olmakla birlikte ürün ambalajlarından kolilere, lojistikten satış sonrası hizmetlere kadar bir dizi süreç algılanan kaliteyi yükseltecek şekilde tasarlanmalıdır. Marka bilinirliği hiç olmazsa yardımlı hatırlama aşamasına kadar geliştirilmelidir. Ancak iletişim için acele edilmemelidir. Satış ve dağıtım altyapısı kurulduktan sonra iletişime başlanmalıdır.

Sektörün klasik yatırım uygulamalarından uzak durulmalıdır. Bu alanda uluslararası markalarla rekabete girilmemelidir. Marka oturtulmadan, yeterli bir satış ve dağıtım tabanına kavuşmadan yapılacak yatırımlar kaynak israfı olacaktır.

Kesinlikle direkt satış yapılmalıdır. Daha inşa aşamasında olan bir marka kendisine doğru distribütörler bulamayacaktır. Oldukça karmaşık bir distribütör ve toptancı ağına sahip olan bu sektörde ipler distribütörlere teslim edilmemelidir. Marka oturuncaya kadar ve hatta sonrasında da direk satışa devam edilmelidir. Başlangıçta hiç olmazsa ilk 3 yıl ulusal coğrafyanın tamamı hedeflenmemelidir. Türkiye’de satılan otomobillerin %80’i 12 ilde satılmaktadır. Bu illeri kapsayacak bir satış teşkilatı ile başlanmalıdır. Direkt satış ekibi zannedildiği gibi çok pahalı değildir. % 60-70’i nitelikli yağ olmak üzere 5 ton/ay lık bir satış hacmi bir satıcının bütün masraflarını çıkararak karda bırakabilmektedir. Ve bu satış mümkündür.

o Herşeye rağmen distribütörlükte ısrar edenlere yine after markete çalışan farklı

bir firma ile ortak distribütörlükler oluşturulmasını tavsiye ederim. Pek kullanılmamış olsa da yapılanma için değerlendirilebilecek bir sistemdir. Örneğin bir akü firmasının distribütörleri ortaklaşılabilir. Tabi onlarca detay ve asgari müştereklerde anlaşılması şartı ile.

Direkt satış ekibinin yanında güçlü bir pazarlama ekibi kurulmalıdır. Pazar dinamiklerini ve verilerini takip eden, yorumlayan ve raporlayan, ürün stratejisi için ar-ge ile çalışan, ürün ve marka çağrışımlarını tüketicilere aktaracak doğru materyalleri tasarlayan, bölgesel kampanyalar planlayan ve uygulayan kısacası stratejik olarak üst yönetimin önünü açarken taktik olarak satış ekibini destekleyen bir pazarlamacılar grubu şirkete dahil edilmelidir.

Özel servislere dönük fonksiyonel bir pazarlama programı geliştirilmelidir. Bu programı geliştirirken marka konumu ile tutarlı olunmalıdır. Sektörde Castrol’ün “Service Point” projesi örnek bir çalışmadır. Benzeri programlar geliştirilebilir. Pazarda var olmak isteyen bir yerli yağ markası özel servislerin gönüllerini fethedebilmelidir. Bu alanda ciddi boşluklar vardır.

A.FARUK ŞENER

Page 11: Madeni yağ sektörümüzden yerli bir motor yaği çikar mi sempozyum formatı

Yerli marka, yerlilik kimliğine uygun olarak da özel servislere “özel” bir önem vermelidir. Özel servisleri kazanan bir yağ markasının çok başarılı olacağına inanıyorum. Yetkili servisler arkalarında uluslararası şirket deneyimleri, birikimleri, eğitimleri ve programları ile çalışırken özel servisler kişisel becerileri ve birikimleri ile pazarda var olmaktadırlar. Uluslararası markalar aynı zamanda yetkili servislere de hizmet verdikleri için özel servislere odaklanamamaktadırlar. Hatta yetkili servislere özel uyguladıkları bazı programları yetkili servisleri kaybetmemek adına özel servislere uygulamamaktalar. Güçlü uluslararası markaların zayıf oldukları yer burasıdır. Özel servisleri destekleyecek programlar uygulayacak bir marka onları kazanacaktır. Ki bana göre yerli markanın başarısı özel servisleri kazanmasına bağlıdır.

Marka inşaası sabır, vizyon ve kaynak gerektiren bir süreçtir. Uygulamanın başarılı olması için kuvvetli bir strateji geliştirilmesi ve bu stratejiye inanılması gerekir. Strateji Pazar analizinden, konumlamaya, satış organizasyon ve sistemine hatta işbirliklerine kadar bütün aşamaları kapsamalıdır. Şimdiye kadar yapıldığı üzere önce ürünü üretip sonra hasbelkader kazanılan birkaç bayi ile satış çabası şirketleri bir yere götürmeyecektir.

Kişisel deneyimlerim sektörün nihai tüketicide kalite algısı yüksek, sorun çıkarmayan ve aynı zamanda servislere kazandıran markalara açık olduğu yönündedir. Bu çerçevede ve yukardaki prensipler ışığında istikrarlı ve bütünlüklü bir program uygulayan bir yerli firma (5 ila 10 yıl içinde) pazarda %5 ila 10 arasında Pazar payı alabilecektir.

SONUÇ

Türkiye ekonomisindeki dinamikler motorlu taşıtlar pazarındaki büyümenin devam edeceğini göstermektedir. Marka yatırımı için yeterli büyüklüğe sahip olan motor yağı pazarı bu dinamiklerle büyümeye devam edecektir. Büyüyen Pazar yeni oyuncuları pazara çekecektir. Pazarda özellikle orta segmentte bir marka boşluğu mevcuttur. Pazarın bu kesimine bütünlüklü bir şekilde (ürün portföyü, fiyatı, iletişimi, promosyonu, dağıtım kanalı ve marka değeri açısından) hitap edebilen bir markanın eksikliği çekilmektedir. Yerli firmalarımız üst segmentten ziyade orta segmente odaklanarak bu boşluğu kapatabilirler. Bunun için gereken ise sadece çağdaş pazarlama tekniklerinden yararlanmaktır. Ülkemizdeki pazarlama bilgi ve birikimi böyle bir atağı başlatmak için yeterlidir. İç pazarda yaratılacak bir marka ülkemize yakın coğrafik bölgelerde de genişleme şansı yakalayabilecektir. Ülkemiz madeni yağ sektörünün geleceği sahip olduğu markalara bağlıdır. Güçlü markalara sahip olan bir sektör daha çok istihdam ve vergi üreterek ülke ekonomisine katma değerini arttırır. Aynı zamanda uluslararası rekabete karşı daha dayanıklı olur.

A.FARUK ŞENER