132

ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir
Page 2: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

حيم حمن الر بسم ا� الرRahmân ve Rahîm Olan Allah’ın Adıyla…

ى المشركات تنكحوا و� ﴿ ولو مشركة من خير مؤمنة و�مة يؤمن حتى المشركين تنكحوا و� اعجبتكم ولو مشرك من خير مؤمن ولعبد ا يؤمنو حتار الى يدعون اولئك اعجبكم الن ة الى يدعوا وا� ن باذنه والمغفرة الجن ويبي

رون لعلهم للناس اياته ﴾ يتذك

İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Şundan emin olun ki imanlı bir câriye, sizin hoşunuza gitse de müşrik bir hür kadından iyidir. İman etmedikleri sürece

Allah’a ortak koşan erkeklerle de kadınlarınızı evlendirmeyin. Şundan da emin olun ki imanlı bir köle, sizin hoşunuza gitse bile

müşrik bir hür kişiden daha iyidir. Onlar insanları ateşe çağırırlar, Allah ise izni ile cennete ve bağışlanmaya çağırır, gerektikçe

hatırlasınlar diye insanlara âyetlerini açıklar.

(Bakara Suresi - 221. Ayet)

Page 3: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

HARAMI MEŞRULAŞTIRMA MESELESİ VE MÜŞRİKLERLE NİKAH GİBİ

HARAM EVLİLİKLERİN HÜKMÜ

Müellif

Abdulhakîm Hanif

MUVAHHİD YAYINLARI

www.almuwahhİd.org

İletişim:

H İnfo@almuwahhİd.org

Page 4: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

İçindekiler

mukaddime ..................................................................................................................................... 5

Haramı Meşrulaştırmak Küfür Müdür? ............................................................................... 8

Ehli Sünnetin Büyük Günah İşleyenler Hakkındaki Tutumu ................................... 21

Üvey Anne İle Evlenen Kişi Hakkında Varid Olan Hadisin Geçtiği Yerler .......... 24

Üvey Annesiyle Evlenen Adamla Alakalı Hadise Yapılan Şerhler .......................... 30

Mesele Hakkında Muhtelif Soru Ve Cevaplar ................................................................. 59

İmam Ahmed’in Kavlinde Geçen “Tevbeye Çağırma” İfadesinin Manası Hakkında .................................................................................................................................... 101

İmam Ahmed’in Mahremiyle Evlenenlerin Hükmü Konusundaki Görüşü ...... 112

Page 5: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

MUKADDİME

Bismillahirrahmanirrahim

Allah’ın izni ve keremiyle bu araştırmamızda günümüzde sıkça gündeme gelen “Haramı fiil yoluyla meşrulaştırma” me-selesi ve bunun uzantısı olarak tartışılan müşriklerle evlilik gibi haram olan nikah türlerini yapan kişilerin kafir mi olacağı yoksa yaptıkları işi helal addetmedikleri müddetçe günahkar mı sayılacakları konusunu ele alacağız. Günümüzde bazı kim-seler (bunu özellikle belirtelim zira geçmiş alimlerden böyle bir görüş bize ulaşmış değildir) şöyle bir iddiada bulunmakta-dırlar: “İslam’da Nikah akdi haramla helal arasını ayırd etmek ve aslında haram olan bir kadını helal kılmak için meşru kılın-mıştır. Dolayısıyla her kim müşriklerle evlilik gibi haram ol-duğu açık olan bir fiili nikah akdi yoluyla icra ederse işte bu kişi ameliyle haramı helal kılmış ve dolayısıyla kafir olmuştur.” Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir olacağını ileri sürmüş-tür. Sanki diğer içki, kumar vb. fiillerin haram olduğunda icma yokmuş gibi. Öyle ki bu usule göre icma ile sabit olan herhangi bir haramı işleyen kişi kafirdir!

Bu kimseler bu iddialarına çeşitli deliller getirmektedirler. Biz de bu risalede bu delillerin müzakeresini yapacağız. Göz-lemlediğimiz kadarıyla aslında bu mesele daha çok müşrik-lerle evlilik veya onlarla nikahını sürdürme konusu etrafında tartışılmaya başlanmıştır, zira günümüzde haram evlilik tür-leri arasında en çok gündemde olan bu konudur. Bazı kimseler (ki bunların arasında gerçek manada ilim ehli olan hiç kimse yoktur) bu noktada önce müşriklerle evlenen veya onlarla ni-kah akdini sürdüren kişilerin kafir olduğunu iddia etmişler, daha sonra da bu iddiayı bir usule dayandırabilmek için (mah-remleriyle/yakın akrabalarıyla evlenen, süt kardeşiyle evle-nen vb. Nisa: 23-24 ve diğer nasslarda sayılan) bütün haram

Page 6: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

6❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü evliliklerin aynı zamanda küfür olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu mezhebin lazımı aslında akid yoluyla yapılan bütün haram-ların küfür olmasını da gerektirmektedir. Mesela faiz akdi ve diğer haram alışverişler gibi… Daha sonra bu haramı meşru-laştırma ismi verilen kavramın altına başka birçok fiil daha so-kulmuştur (İçki, kumar vb. haramları açıktan yapmak, bu tür haram eşyaları satmak vs.) Bütün bidatlerde olduğu gibi bu ha-ramı meşrulaştırma adı verilen kavramın içeriği de bir nokta halindeyken büyüdükçe büyümüş ve cahillerin elinde halen genişlemeye devam etmektedir ve de bu konuyla alakalı birbi-riyle çelişen birçok fetva üretilmektedir. Öyle ki bunlara göre açıktan içki içen kafir olurken açıktan adam öldürmek, ana ba-baya eziyet etmek gibi günahları işleyenler tekfir edilmemek-tedir ilh… Bütün bu saydığımız görüşlerin hiç birisinin seleften bir dayanağı olmadığı gibi Kitap ve Sünnetten delaleti açık bir nassa da dayanmamaktadır. Bu görüşün sahipleri ancak bazı nasslara yaptıkları kişisel yorumlar ve alimlerin bazı sözlerini tevil ederek iddialarını desteklemeye çalışmaktadırlar. İşte bi-zim bu risaledeki gayemiz bu iddia sahiplerinin getirdikleri delillerin kendi batıl iddialarına delil teşkil etmeyeceğini alim-lerin açıklamaları ışığında ortaya koymaktır.

Bu babta bu iddiacıların haram evliliklerin küfür olduğu id-diasına dair en muhkem bir delil olarak takdim ettikleri üvey annesiyle evlendiği için boynu vurulan kişiyle alakalı hadisin tahkikini yapacağız. Yeri gelmişken belirtelim ki –ilerde söz konusu hadise alimlerin yaptığı açıklamalardan da anlaşıla-cağı üzere- bu hadis haramı helal kılmanın itikad ve sözle ya-pılmasının söz konusu olduğu gibi bazen amelle yapılmasının da söz konusu olabileceğine dair güzel bir delildir. Bizim itira-zımız günümüz Mürciesinin teşri ve haramı helal kılma mese-lesini sadece itikadla sınırlandırmasına karşı bu hadisin delil getirilmesine değildir. Mesele sadece bundan ibaret olsaydı buna bir itirazımız olmazdı. Ancak bu iddiacılar muasır Mür-cie’nin istihlal (helal kılma) kavramını sadece itikadla yapılan helal kılmalara has kılmasına karşılık ifrat bir usul geliştirip

Page 7: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

7❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü amelle istihlal kavramını genişlettikçe genişletmişler ve öyle ki bunların usûlüne göre neredeyse haram işleyip de kafir ol-mayan çok az kişi kalmıştır. Bizim itirazımız bunadır. Ayrıca biz müşriklerle evlenen kişilerin yaptığı amelin çirkin bir ha-ram olduğunu söylüyoruz ve asla bu tarz kişileri savunma gibi bir niyetimiz yoktur, böyle kimselerden de beriyiz. Lakin biz bu kimseleri işledikleri haramdan men edelim derken Ehli sünnetin usûlüne ters yeni bidatler ihdas edilmesine karşıyız ve bu risaledeki gayemiz işte bu batıl usûlü deşifre etmek ve bunun seleften hiçbir dayanağı olmayan bir iddia olduğunu gözler önüne sermektir. Bu hususta da yardımı ancak Allahtan beklemekteyiz.

Page 8: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

HARAMI MEŞRULAŞTIRMAK KÜFÜR MÜDÜR?

“Haramı meşrulaştırma”nın küfür olduğuna delil getirilen üvey anne hadisinin tahkikine geçmeden önce “haramı meşru-laştırma” kavramı üzerinde durmak istiyoruz. Bu kavram bu şekliyle Kitap, Sünnet ve alimlerin ıstılahında geçen bir şey de-ğildir. Alimler daha ziyade istihlal yani haramı helal sayma kavramını kullanırlar. Haramı meşrulaştırmaktan kasıd da aynı şekilde Allah’ın haram kıldığı bir fiili helalleştirmek, helal saymak ise bunun küfür olduğu açıktır. Fakat bu noktada ne-yin istihlal yani helal sayma olduğu neyin olmadığı iyi tesbit edilmelidir. Birisinin "filan kişi haramı meşrulaştırdı" deme-siyle o kişi haramı helal saymış olmaz. Bu sebeble bunun ölçü-sünü elbette Kuran ve Sünnette aramak gerekir.

İbni Teymiyye şöyle diyor:

“İman veya nifağın aslı kalptedir. Sözde ve amellerde zahir olan ise onun alameti, delili ve göstergesidir. Bu se-beble bir kimsede iman ve nifak zahiren gözükürse hü-küm buna göre sabit olur.”1

Başka bir yerde ise şöyle demektedir:

Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle dedi:

“Cesedde öyle bir et parçası vardır ki o iyi olursa bütün ceset iyi olur, o bozulursa bütün vücut bozulur, işte o et parçası kalp-tir.”2

Bu hadis gösteriyor ki; kalbin iyi olması, cesedin iyi ol-masını gerektirir. Eğer cesed salih değilse, kalb de salih değil demektir. Mü’minin kalbi ise salihtir. O halde iman ettiğini söylemesine rağmen onunla amel etmeyen kimse-nin kalbi kesinlikle mü’min değildir. Çünkü cesed, kalbe 1 Es sarimul Meslul s. 34 2 Buhari

Page 9: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

9❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü tabidir ve kalbe yerleşen birşey muhakkak cesedde ken-disini ortaya kor.”3

Öyleyse haramı helal saymanın asıl mahalli de kalptir. Kişi kalben bir haramın haramlığına iman etmediği zaman bu bo-zuk itikadı mutlaka sözlerine ve amellerine de yansır. Ancak bazı sapık fırkaların dediğinin aksine kişinin birşeyin haramlı-ğını sadece diliyle itiraf etmesi yani bu hususta bilgiye sahip olması, ona iman ettiğini göstermez. Ehli sünnet bu sebeble İmanı kalble tasdik dil ile ikrar azalarla amel olarak tarif etmiş-tir. İmanın zıddı olan Haramı helal kılma olayı da diğer küfür çeşitlerinde olduğu gibi ya kalble ya dille ya da fiille gerçekle-şir. Ancak, bilhassa kişinin açık beyanının olmadığı durum-larda yapılan amellere küfür hükmü verebilmek için bu amel-lerin kalbteki küfürden kaynaklandığının kesin olarak tesbit edilmesi gerekir. Öyle ki bu ameli az bir ihtimal de olsa bir mü-minin işlemeyeceği ortaya çıkmış olmalıdır.

Bu girişten sonra haramı helal kılmanın çeşitlerini şu şe-kilde misallendirebiliriz:

a) Kalble helal kılmak: Mesela içkinin helal olduğuna kal-ben inanmak gibi. Bunun küfür olduğunda kendisini İslama nisbet eden hiç bir fırka arasında ihtilaf mevcut değildir. İhtilaf bundan sonraki iki madde hakkındadır.

b) Dille helal saymak: Haram olan bir şey hakkında bu helaldir, demek. Veya onun helal olduğunu iddia eder tarzda bir ifade kullanmak. Kıble ehli arasında –velev ki kalben aksine inansa bile- haramı diliyle helal saymanın küfür oluşu hak-kında da bir ihtilaf yoktur. Yazılı ifadeler de bu kapsamdadır. Ancak Mürcie ve Cehmiye’den olup kıble ehli sayılmayan yani tekfir edilen bazı fırkalar kişinin kalben doğruluğuna itikad et-mediği müddetçe diliyle küfür söz söylemesinin küfür olmaya-cağını iddia ettiklerinden dolayı haramı helal kılıcı nitelikte

3 Fetvalar c. 14 s. 120-121

Page 10: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

10❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü sözler sarf edenlerin –kalben helal saymıyorlarsa Allah ka-tında müslüman olduğunu iddia etmişlerdir.

c) Amelle helal saymak: Ehli sünnete göre kalben helal saymasa ve diliyle bir haramın helal olduğunu ifade etmemiş olsa bile bazı amelleri yapmak haramı helal kılma manasına gelir. Mürcie ve Cehmiye’nin gulat (aşırı) fırkaları ve günü-müzdeki benzerleri haricinde buna muhalefet eden olmamış-tır. Fakat bunlar hangi amellerdir, işte asıl tartışma konusu bu-dur. Günümüzde bir çokları bu meseleden dolayı ifrat ve tef-rite düşmüş; kimisi gulatı mürcienin düşüncesini benimseye-rek kalben itikad etmedikten sonra hiç bir zahiri amelin ha-ramı helal sayma manasına gelmeyeceğini iddia etmiş-ki ava-mın ve müslümanım diyen tevhidden uzak kitlelerin çoğu bu düşüncededir-, bazı kimseler ise bir çok alakasız şeyi haramı meşrulaştırmak olarak değerlendirmiş, o kadar ki bunların nezdinde küfre girmeden haram işleme diye bir kavram ner-deyse imkansız hale gelmiştir. Bu kesim bu düşüncesiyle hari-cilere yaklaşmış ve açıkça dile getirmeseler bile fiilen büyük günah işleyenleri tekfir etme pozisyonuna gelmişlerdir. Tev-hide yakın düşünen kesimlerin azımsanmayacak bir kısmı bu durumdadır. Bu duruma yol açan sebeblerin başında ilimsizlik ve geçmiş ehli sünnet alimlerine ait literatürü fazla okumamak gelir. Bunun yanı sıra toplumdaki dejenerasyona ve ahlaki çö-küntüye duyulan tepki de bu tarz düşüncelerin yaygınlaşma-sında etkili olmuştur. Her ne kadar bu ikinci grup birinci grup-taki aşırı mürcieden daha az şerli ve nisbeten hakka daha ya-kın olsa da netice itibariyle selefi salihin akidesine-ki onlar bu akideyi Resûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’den öğrenmişler-dir- zıt bir kanaat ortaya attıklarından ötürü bu mesele üze-rinde durmak bir zaruret halini almıştır.

Bu kesimin ileri sürdüğü bazı iddialar şunlardır: Gizli me-kanlarda içki içmek haramdır, ancak açıktan içki içmek içkiyi helal saymak manasına geleceğinden dolayı küfür olur. İçki satmak, içki imal etmek de bu kapsamdadır. Kadının başını ba-zen açması haramdır, ancak sürekli açması hicab emrini inkar

Page 11: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

11❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü ettiğini gösterir, dolayısıyla küfürdür. Bu kimselerin üzerinde en çok durduğu iddialardan birisi de şudur: Müşriklerle evlilik yapmak küfürdür. Çünkü İslamda nikah akdi, bir kadınla cima-nın helal olabilmesi için şart koşulmuştur. Her kim bu nikah akdini, helal olmayan bir kadını elde etmek için kullanırsa fii-len zinayı meşrulaştırmış olur. Eğer nikah akdi olmaksızın iliş-kiye girmiş olsaydı sadece zina günahını işlemiş olurdu. Buna göre bütün haram evlilikler aynı zamanda küfürdür. Dörtten fazla kadınla evlenmek, iki kız kardeşi bir nikah altında topla-mak, sütkardeşle ve mahremi olan yakın akrabayla evlenmek gibi. Yeri gelmişken belirtelim, bu bahsettiğimiz “evlenilmesi haram olan kişilerle nikah akdi yapmak küfürdür” teorisi daha çok müşriklerle evliliğini sürdürenlere engel olmak için ihdas edilmiş ancak bu teoriyi ortaya atanlar, kendileriyle çelişkiye düşmemek için diğer haram evlilikleri de bu kategoriye sok-mak zorunda kalmışlardır. Bu iddia sahiplerinin ortak özelliği iddialarının hiç birisini selefiyle halefiyle geçmiş ulemadan herhangi birisine dayandıramamalarıdır. Onlar bu teorilerini tamamen nasslardan kendi reyleriyle çıkarttıkları hükümlere dayandırırlar. Bu kişilerin delil olarak en çok zikrettikleri nass ise İmam Ahmed, Nesâî ve diğerlerinin rivayet ettiği şu hadis-tir:

Berâ (Radîyallâhu Anh) şöyle anlatır: Dayım Ebu Bürde ile karşılaştım, beraberinde bir sancak vardı. Bana: "Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) beni, babasının karısı (analığı) ile evlenen birisini öldürmem ve malına el koy-mam için gönderdi." dedi.

Başta Ziyaeddin el kudsi ve şiası olmak üzere haram evli-likleri küfür sayanlar şöyle diyorlar: “Allah Rasûlü (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in üvey annesiyle evlenen şahsın öldürülüp malının da ganimet olarak alınmasını emretmesi o şahsın mürted sayıldığına delildir. Bu kişinin mürted sayılması da haram olan bir evliliği nikah akdi yoluyla meşrulaştır-masından kaynaklanmaktadır.”

Page 12: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

12❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Başta da zikrettiğimiz gibi geçmiş ulemadan haram evlilik-lerde nikah akdi yapmak küfürdür diye genel bir kaide asla nakledilmiş değildir. Nikah akdi haramı helal sayma manasına gelir, şeklindeki bir genelleme bu Kudsiyye fırkası vb.nin or-taya attığı yeni bir bidattir. Alimlerin kitaplarında haram evli-liklerle alakalı birçok tafsilata rastlamak mümkün olduğu halde hiç birisi bu fasit kaideyi zikretmemişler, bilakis haram olan evlilik akidlerinden sadece haram diye bahsetmişlerdir.

Kendilerine delil olarak aldıkları hadise gelince; evvela –aşağıda da görüleceği üzere- bu hadisin tevili hakkında alimler arasında meşhur bir ihtilaf vardır. Hadiste söz konusu olan şahsın mürted olduğuna hükmeden alimler olduğu gibi, bu şahsın mürted olarak değil de hadden öldürüldüğünü söyleyen alimler de mevcuttur. Keza üvey annesiyle evlenen kişiye veri-lecek ceza hakkında da ihtilaf edilmiştir. Kimisi hadisin zahi-rine dayanarak böyle birisine ölüm cezasını münasip görürken kimisi tazir uygulanacağını söylemiştir. Alimlerin bu hadis hakkındaki görüşlerini ilerde inşaAllah tafsilatıyla zikredece-ğiz. Eğer bu iddia sahipleri haram evlilik yapan kimselerin küf-ründe icma olduğunu, böyle birisini tekfir etmeyenin dahi tek-fir edileceğini iddia ediyorlarsa bu hususta ihtilaf eden bütün alimleri, onları tekfir etmeyenleri; kısacası bütün ümmeti tek-fir etmekle karşı karşıyadırlar. Bunun da sapıklıkta iyice haddi aşmak manasına geleceği ortadadır. Eğer ki bu hususta ihtilaf olabileceğini kabul edip, kendi görüşlerini de hadiste zikredi-len şahsı tekfir eden alimlere dayandırmaya çalışıyorlarsa bil-sinler ki bu alimler dahil hiç kimse onların yaptığı gibi haram olan bir nikah akdini yapan herkes kafirdir, şeklinde bir genel kaide ihdas etmemiştir. Bilakis bu alimler hadiste bahsedilen şahsın üvey annesiyle evlenmeyi helal saydığını, lafzen bunu söylemese bile konuyla alakalı yasaklayıcı hüküm nazil olduk-tan sonra bunu alenen yapmasının helal saymak anlamına gel-diğinden dolayı tekfir edildiğini söylemişlerdir. Bunu Taberi zikretmiştir. Bir kimsenin haram evlilikler yapması, bilhassa

Page 13: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

13❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü da müşrik ve mürted birisiyle evlenmesi çoğu zaman küfrün-den kaynaklanıyor olabilir. Ancak bu, müşriklerle evlenmek vb. amellerin genel hükmünün haram olduğu hakikatini değiş-tirmez. Bu amelleri yapan kişilerin işledikleri günahın yanı sıra küfre girip girmedikleri kadı tarafından ayrıca tesbit edil-mesi gerekir.

Kısacası bu fırkaların anladığı şekilde haramı meşrulaş-tırma diye birşey söz konusu değildir. Ancak kalbini küfre aç-mış bazı kimselerin, velev ki dilleriyle haram olduğunu itiraf etseler dahi yaptıkları bazı amellerden aslında buna itikad et-medikleri tesbit edilebilir. Bera (Radîyallâhu Anh) hadisinde bah-sedilen üvey annesiyle evlenen kişinin tekfir edildiğini söyle-yen alimlerin görüşünü esas alacak olursak söz konusu hadis buna dair bir misal sayılabilir.

Allah (Celle Celâluhû) şöyle buyuruyor:

“(Haram ayların) yerlerini değiştirmek ancak küfürde bir artıştır. Bununla kafirler şaşırtılıp, saptırılır. Allah’ın haram kıldığına sayı bakımından uymak için, onu bir yıl helal, bir yıl haram kılıyorlar. Böylelikle Allah’ın haram kıldığını helal kılmış oluyorlar. Yaptıklarının kötülüğü kendilerine “çekici ve süslü” gösterilmiştir. Allah, inkarcı bir topluluğa hidayet vermez.”4

Haram ayların yerlerini değiştirmek, Allah (Celle Celâluhû)’ın izin vermediği yeni bir teşri koymaktır. Allah (Celle Celâluhû) bu yeni teşriye küfür ismini vermiştir. Bu ayete göre Allah (Celle Celâluhû)’ın şeriatine muhalif teşri yapan bir kimse kafir olur.

İbni Hazm Tevbe: 37 ayetini zikrettikten sonra şöyle dedi:

“Kur’an’ın indiği Arapça dilinin gereği olarak, bir şeyin fazlası, o şeyin cinsinden olması gerekir. Bu (yani; ayet-teki: “(Haram ayların) yerlerini değiştirmek ancak inkarda

4 Tevbe: 37

Page 14: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

14❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü bir artıştır” lafzı) ise haram ayların yerlerini değiştirme-nin küfür olduğunu göstermektedir. Haram ayların yerle-rini değiştirmek bir ameldir ve bu amel Allah (Celle Celâluhû)’ın haram kıldığını helal kılmaktır. Bu sebeble her kim Allah (Celle Celâluhû)’ın haram kıldığını bildiği bir me-seleyi helal kılarsa, yaptığı bu fiille kafir olur.”5

İbni Hazm’ın sözünden; büyük küfre girmenin sadece inançla değil, amelle de olabileceği anlaşılmaktadır. İşte bu se-beble, bir şeyi Allah (Celle Celâluhû)’ın haram kıldığını bildiği halde helal kılan kişi kafir olur. Bu kimsenin, o fiilin haram ol-duğuna inanması, onun küfrüne engel değildir.

Bu misalden açıkça anlaşılabileceği gibi Allah’ın açık bir haramını helal kılan bir kanun çıkartmak veya bu doğrultuda örf edinmek küfürdür. Normalde haram aylarda kan dökmek haram olmakla birlikte küfür değildir. Fakat haram ayların yerlerini değiştirmek suretiyle helalleştirme yapmak küfür-dür.

“Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir”6

Ayetinin nüzul sebebi olan olay da buna misal verilebilir. Bu olayda Yahudiler recm cezasını kaldırıp yerine başka bir kanun getirdikleri için tekfir edilmişlerdir. Halbuki ehli sünne-tin nezdinde sadece hadd cezasını uygulamayı terkeden bir yö-netici tekfir edilmez. Fakat Yahudiler burada hadd cezasını terketmek suretiyle haram işlemişler ve üstüne bu haramı he-lalleştirmişler yani kendisine uyulan bir kanun haline getir-mişlerdir. Bundan dolayı da kafir olmuşlardır. Keza oruç tut-mamak haram olmakla birlikte küfür değildir. Fakat Ame-rika’daki zencilerden bazılarının yaptığı gibi ramazanı aralık ayına alıp kışın oruç tutsa kafir olur. Bu aynı müşriklerin yap-tığı nesie uygulaması gibidir.

5 El-Fasl, İbni Hazm c. 3 s. 245 6 Maide: 44

Page 15: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

15❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Günümüzdeki parlamentoların yaptığı içkiyi, zinayı, ku-marı vs. helal kılan teşriler de buna dahildir. Bütün bunlar Tevbe: 31. ayette bahsedilen haham ve papazların yaptığı batıl teşrilerden farksızdır. Bunların yaptığı rabblik taslama işi gü-nümüzde parlamenterlere geçmiştir.

İşte bu saydıklarımız haramı amel yoluyla helal saymanın sahih olan misalleridir. Bunlara meşrulaştırma adı da verilebi-lir. Ancak nasslarda ve selefin ıstılahında meşrulaştırma diye bir kavram yoktur. İstihlal yani helal sayma kavramı vardır. Günümüzdeki fırkaların görüşleri ise sırf yöneticileri ve halk-ları tekfir edebilmek amacıyla uydurulmuş teorilerdir. Tağut-ların ve onlara tabi olanların küfrüne dair o kadar çok delil var-dır ki böyle fasit delillendirmelere ihtiyaç bırakmaz. Esasında bu kimselerin birçoğu rasûllerin ortak daveti olan tevhidi an-lamamışlardır. Birçoğunun da gayesi tevhidi ayakta tutmak değil, fakat içinde yaşadıkları sistemin ve toplumun çürümüş-lüğüne karşı tepki göstermektir. İçki, zina, kumar gibi ahlak-sızlıklar bu kimseleri toplumun içinde bulunduğu açık şirk amellerden daha çok rahatsız eder. Bundan dolayı zorlama te-villerle ahlaki çürüme içindeki kişilerin küfrüne delil ararlar. Halbuki günümüzde bu haramları işleyenlerin çoğu zaten asli kafir olan kimselerdir ve birçoğu tevhidin isminden dahi ha-bersizdir. Belki birçoğu bu haramları gerçekten helal sayarak işlerler. Fakat bu kimselerin bu halde olması gelmiş geçmiş bü-tün islam ümmetini bağlayacak asılsız kaideler ihdas ederek bidat ve dalalette derinleşmeyi gerektirmez. Günümüzün en büyük hastalıklarından birisi de şeriat nezdinde münker olan bazı amellere duyulan tepkiden dolayı bunlara küfür hük-münü vermektir. Halbuki iman ve küfür hükümleri akılla ve şahsi görüşlere, reye dayanarak değil şeriata ve sahih nakle dayanarak verilmesi gereken hükümlerdir.

Günümüzde "Haramı meşrulaştırma" adı altında -yukarda misalleri verilen- birtakım amellere küfür hükmü veren kim-selerin sözleri incelendiğinde çoğunlukla insanların amellerini

Page 16: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

16❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü yorumlayarak yani bu amel ancak haramı helal sayma anla-mına gelir gibi kişisel yorumlara dayanarak bu küfür hükmüne ulaştıklarını görürüz. Halbuki bir kimsenin yaptığı amel -zor-lama yorumlarla değil- ancak başka bir ihtimal taşımayacak şekilde kişinin haramı helal saydığı manasına gelirse tekfir söz konusu olur. Bu hususta da ancak şeri ilimlere ve ehli sünnetin tekfirde gözettiği kaidelere vakıf olan kısacası içtihad ehliye-tine sahip olan bir kadı veya müftü muayyen şahıslar hakkında hükmedebilir. Ya da haramı helal sayan teşride, yasamada bu-lunmak gibi küfür olduğunda icma edilmiş fiilleri yapanlar hakkında bu söylenebilir. İlim sahibi olmadıkları halde bu me-selelerde konuşan kişiler ise bu risalede detayları görüleceği üzere ancak neticesi bütün İslam ümmetini tekfir etmeye va-ran görüşler dışında sağlam bir hüküm veremezler.

Bu tip meselelerde şu hususların mutlaka göz önünde bu-lundurulması gerekir: Ehli sünnet nezdinde mukarrer bir kai-dedir ki mezhebin lazımı yani gerektirdiği şeyler mezhebin kendisi değildir! (Lazım’ul mezheb leyse bi mezheb) Kişi ancak kendi mezhebinden sorumludur. Mezhebinin neticesinden, mealinden, varacağı noktadan sorumlu değildir. O yüzden bir kişiye senin sözün şunu gerektiriyor, senin sözünün neticesi şudur, senin sözün aslında şu anlama gelir diyerek küfür isnad edilemez hatta herhangi bir görüş isnad edilemez. Şimdi alim-lerin bu konular hakkındaki sözlerini buraya nakletmek istiyo-rum:

İbn-i Hazm Rahimehullah şöyle der: “İnsanları sözlerinin te’vili ile yani sözlerinin gerektirdiği dolaylı manalar ile tekfir etmek yanlıştır. Çünkü bu, hasıma yapılan bir iftira ve söylemediğini ona söyletmek kabilindendir. Tehlikeli bir manaya gelebilecek sözü söylemiş bile olsa çelişkili bir durum meydana gelmiş olur. Çelişkili olan ve açık olma-yan şey ise küfür değildir. Aksine, kişinin bu çelişkiyi ka-bul etmesi kendisi açısından iyidir. Çünkü küfürden kaç-mış olur. Dolayısıyla doğru olan, kişinin ancak sözünün

Page 17: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

17❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü zahiri ile ve ifade ettiği açık akidesine binaen tekfir olu-nacağıdır. Kötü olan akidesini sözleri ile güzelleştirmeye çalışmasının kişiye bir faydası olmaz. Ancak o kişi hak-kında verilen hüküm, o sözlere binaen olur.”7

İbn Teymiye’ye Rahimehullah, kendisine, “Mezhebin gerek-tirdiği, bizzat mezhep midir?” diye sorulması üzerine şöyle ce-vap vermiştir:

“Şüphesiz kişinin mezhebinin gerektirdikleri, o kişi bunları yerine getirip kabullenmedikçe mezhep değildir. Kişi bunları inkar ve red etmiş ise, bu mezhebinin gerek-tirdiği bu dolaylı sonuçlar ile kendisini sorumlu tutmak yalan ve iftira olur. Söylediğinin veya yaptığının gerektir-diği dolaylı sonuç ve manaları kabul etmiyor ve uygulamı-yor ise, bu kişi çelişkiye düşmüş olur. Ancak bu kişi çeliş-kiye düşmüş olmasına rağmen, sözlerinin gerektirdiği do-laylı sonuçlardan olan küfür ve küfür ihtimali olan şeyleri kabullenmeyebilir. Bazıları birtakım sözler söylemekte ve kendisinin bu sözlerin gerektirdiği dolaylı sonuçlara il-tizam etmediğini bildiği halde, söylediği bu sözün bu so-nuçlara iltizam ettiğini bilmemektedir. Mezhebin gerek-tirdiği, bizzat mezhep olmuş olsaydı, Allahu Teala’nın is-tiva veya başka sıfatları hakkında, bu sıfatların hakikat değil, mecaz olduğunu söyleyenlerin tümünün kafir ol-ması gerekirdi. Çünkü bu sözün gerektirdiği dolaylı olan sonuç, bu sıfatlardan hiçbirinin hakikat olmamasını ge-rektirir. Ancak bilmekteyiz ki bu sözü söyleyenlerin çoğu, söylediklerinin gerektirdiğini bilmemekte ve hatta bazı-ları hakikatin, yaratılmışların hakikatlerinden başka bir şey olmadığını tevehhüm etmektedir. Bunlar hakikat ve mecaz tanımları hakkında cahildirler ve yaptıkları bu ta-nımlar dile ve şeriata iftira niteliğindedir.”8

7 El-Fasl, 3/294 8 Mecmu’u’l-Fetâvâ, 20/121

Page 18: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

18❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Şeyhû’l-İslam İbn-i Teymiyye Rahimehullah başka bir yerde de şöyle der:

“İnsanın söylediği sözün gerektirdiği dolaylı sonuç iki türlüdür: Birincisi; doğru olan sözün gerektirdiğidir ki ki-şinin buna iltizam etmesi gerekir. Çünkü doğrunun gerek-tirdiği de doğrudur. Açığa kavuşturulduğunda onu kabul-lenmekten imtina etmeyeceği halinden anlaşılıyorsa, sö-zünün gerektirdiğini kişiye izafe etmek caizdir.

İkincisi ise, kişinin doğru olmayan sözünün gerektir-diğidir ki böyle bir sözün gerektirdiği ile kişiyi sorumlu tutmak gerekmez. Çünkü böyle bir durumda olsa olsa kendi içinde çelişkiye düşmüş olur. Peygamberler dışında her alimin çelişkiye düşebileceği sabittir. Açığa kavuştu-rulduğunda kişinin onu kabullenmekten imtina etmeye-ceği halinden anlaşılıyorsa, sözünün gerektirdiği kişiye izafe edilebilir. Ancak sözünün fasit olduğu kendisinde açık hale geldiğinde ona iltizam etmeyeceği belli olan ki-şiye, onu izafe etmek caiz olmaz. Çünkü böyle bir du-rumda kişi, kendisinin sorumlu tutulacağı bir sözü söyle-miş olmasına rağmen, bu sözün fasit olduğundan ve ge-rektirdiği sonuçlardan habersizdir.

Bu açıklama insanların, mezhebin gerektirdiğinin, biz-zat mezhep olup olmadığı konusundaki ihtilafıdır. Bu ih-tilaf, bunlardan birisi üzerinde karar kılmalarından daha iyidir. Böylece söylediği açığa kavuşturulduktan sonra, sözünün gerektirdiği sonuçlardan razı olan kişiye bu so-nuçlar izafe edilir. Ancak bu sonuçlardan razı değil ise, çe-lişkiye düşmüş olsa bile, bunlar o kişiye izafe edilmez.”9

Ebu İshak el-Şatıbi Rahimehullah (790 hicri), “el-İ’tisam” isimli kitabında şöyle der: “Alimlerden duyduğumuza göre muhakkik usul ehlinin mezhebi şudur: ‘Meal yolu ile mey-

9 Mecmu’u’l-Fetâvâ, 29/25-26

Page 19: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

19❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü dana gelen küfür, kişinin zahiri hali ile meydana gelen kü-für gibi değildir.’ Nasıl olsun ki! Kafir bile o meali şiddetle inkar etmekte ve kendisini bunun ile sorumlu tutan mu-haliflerini reddetmektedir. Söylediğinin gerektirdiği ma-nanın küfür olduğu kendisine açıklandığı zaman, hiçbir şekilde bu manayı kabul etmez.”10

Sehavi, üstadı İbn-i Hacer’in şu görüşünü nakletmektedir: “Sözü açık küfür olan veya söylediği sözün gerektirdiği mananın küfür olduğu kendisine açıklandığında, bu ma-nayı kabul eden kişi hakkında küfür ile hükmedilir. Ancak sözünün gerektirdiği manayı kabul etmeyip reddeden kişi hakkında, sözünün gerektirdiği mana küfür de olsa, küfrüne hükmedilmez.”11

Bu hususta son olarak Şevkani’nin sözünü nakletmek isti-yoruz:

Şevkani Rahimehullah şöyle der: “Bir şeyin gerektirdiği ile tekfir etmek, en büyük yanlışlardandır. Dinini tehlikeye atmak isteyen kişi, böyle bir yönteme başvurması ha-linde, kendi nefsinin cinayetini işlemiş olur.”12

Alimlerin bu meselede daha çok sözleri vardır. Bu naklet-tiklerimiz aklı olan için yeter de artar. Alimlerin bu husustaki kavillerini tahkik edip anlayan bir kimse günümüzdeki dalalet fırkalarının bu haramı meşrulaştırma ve benzeri çoğu mese-lede mezhebin lazımıyla ve meal yoluyla tekfirden başka bir şey yapmadığını görür. Halbuki kişi ancak sahip olduğu akide-den dolayı tekfir edilir. Kişinin söz ve fiilleri yorumlanarak sa-hip olmadığı bir akide ona izafe edilemez. Elbette ki bu söyle-diğimiz şey daha ziyade kapalı ve ihtimalli sözler hakkındadır. Bizatihi imanın aslını ortadan kaldıran açık küfür söz ve fiilleri

10 El-İ’tisam, 2/292 11 Es-Sehavi, Fethu’l-Muğis, 1/334 12 Es-Seylu’l-Carrar, 4/580

Page 20: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

20❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü işleyen veyahut da dinin zaruri olarak bilinen açık hükümle-rini inkar eden kişiler ise kasıd ve niyetlerine bakılmaksızın tekfir edilirler. Vallahu a'lem.

Page 21: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

EHLİ SÜNNETİN BÜYÜK GÜNAH İŞLEYENLER HAKKINDAKİ TUTUMU

Haramı meşrulaştırdığı bahanesiyle bir çok amele haksız yere küfür ismini veren kişilerin birçoğunun Ehli sünnetin di-ğer fırkalardan ayrılan en büyük esaslarından birisi olan şirkin haricindeki kebair günahlardan dolayı ehli kıblenin tekfir edi-lemeyeceği hükmünü büyük oranda göz ardı ettikleri yahut da kabul ediyormuş gibi yapsalar da bu konu üzerinde yeterince fıkhetmedikleri görülmektedir. Biz burada bu kimselerin iddi-alarının sünnete nasıl muhalefet ettiğini ortaya koymak ama-cıyla şirk haricindeki amellerde aslolanın küfrün altında bir günah olduğuna dair nakilleri hatırlatma babından zikretmek istiyoruz.

Muhaddislerin imamı Buhari (Radîyallâhu Anh) “Sahih”inde “İman Kitabı”nda 20. bab başlığı olarak “Kufrun dune Kufr” başlığını atmış, bir sonraki bab başlığını ise şu şekilde belirle-miştir: “Ma'siyetler, Câhiliyyet İşi Nev'indendir Babı: Allah'a ortak koşma müstesna, bu Câhiliyyet işlerinin sahihleri, bun-ları işlemeleri sebebiyle kâfir sayılmazlar. Çünkü Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), Ebû Zerr'e: “Demek ki sen, içinde he-nüz Câhiliyyet ahlâkı bulunan bir kimsesin" buyurdu; Yüce Al-lah da: “Şüphesiz ki Allah, kendisine ortak tanınmasını mağfiret etmez, ondan başkasını, dileyeceği kimseler için mağfiret eyler...”13 buyurdu.”

Tevhidin haricindeki amellerin terki ile alakalı genel hü-küm, küfür olmaması noktasındadır. Bunun tek istisnası na-mazdır. Abdullah bin Şakik (Radîyallâhu Anh) şöyle demiştir:

13 en-Nisâ: 4/48,116

Page 22: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

22❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

، عليه وسلم عن عبد ا� بن شقيق العقيلي د صلى ا� قال: كان أصحاب محم�ة � يرون شيئا من ا�عمال تركه كفر غير الص

“Allah Rasûlü (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in ashabı namazdan başka hiçbir amelin terkini küfür olarak görmezlerdi”14

Tahavi şarihi İbn Ebi’l İzz bu hususta şöyle demektedir:

“Ehl-i sünnetin tümü büyük günah işleyen kimsenin -Hari-ciler gibi- bütünüyle dinden çıkartacak şekilde kâfir olmayaca-ğını ittifakla kabul etmişlerdir. Çünkü kişiyi dinden çıkartacak şekilde kâfir olursa, o takdirde her durumda öldürülmesi ge-reken bir mürted olur. Kısas hakkına sahip kimsenin, onu af-fetmesi de kabul edilmez. Zina, hırsızlık ve içki içmek halle-rinde de hadlerin uygulanması diye bir şey söz konusu olmaz. Ancak böyle bir görüşün batıl ve fasit olduğu İslam dininin ih-tiva ettiği hükümlerden kesin olarak bilinmektedir.

Yine ehl-i sünnet ittifakla şunu kabul ederler: Büyük günah işleyen bir kimse Mutezile’nin dediği gibi iman ve islam’dan çıkmaz küfre de girmez, kâfirlerle birlikte cehennemde ebedi kalmayı da hakketmez. Çünkü Mutezile’nin de bu husustaki görüşü batıldır. Zira Yüce Allah büyük günah işleyen kimseleri mü’minler arasında saymıştır.

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kı-sas yazıldı... fakat kime kardeşi tarafından bir şey affolu-nursa artık örfe uyarak istesin..."15

Görüldüğü gibi burada katili iman edenler arasından çı-kartmamış, onu kısas talep etme hakkına sahip olan kimsenin kardeşi olarak nitelendirmiştir. Buradaki kardeşlikten kasıt ta hiç şüphesiz din kardeşliğidir.

14 Tirmizi no: 2622 15 el-Bakara, 2/178

Page 23: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

23❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Bir başka yerde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

“Eğer mü’minlerden iki grup birbirleri ile çarpışır-larsa onların aralarını düzeltin... mü’minler ancak kardeş-tirler, o halde iki kardeşinizin arasını düzeltin.”16

Kitap ve sünnetin nassları ile icma, zina eden, hırsızlık ya-pan, zina iftirasında bulunan kimsenin öldürülmeyeceğine de-lalet etmektedir. Bilakis bunlara had uygulanır. Bu da bu gü-nahları işleyen kimselerin mürted olmadıklarının delilidir.”17

Görüldüğü gibi büyük günahlarda aslolan bunun küfür ol-mamasıdır ancak imamlar, Allaha ortak koşma veya Onu inkar etme manasına gelen masiyetleri, bu genel kaideden istisna et-miştir. Çünkü bunlar iman sahibi olan bir kimseden sadır ol-maz. Ancak bunun altındaki günahlar iman sahibi kimselerden de bazen sadır olabilir. Böylece açıkça anlaşılıyor ki amelle gerçekleşen günahların tekfir edilebilmesi için mutlaka ya şirk ve küfürle alakası açık bir biçimde isbatlanmalı yahut da na-mazın terki, sihir gibi küfür olduğuna dair açık bir nass bulun-malıdır. Aksi takdirde haramı meşrulaştırma gerekçesiyle ke-bair kapsamında olan haram evlilikler, içki satmak, kadının ba-şını sürekli açması gibi çeşitli günahlara sırf şahsi görüş ve yo-rumlarla küfür hükmü vermekte acele edenlerde Haricilikten bir pay bulunması kaçınılmaz olur.

16 el-Hucurat, 49/9-10 17 İbn Ebi’il İzz, Şerhu Akidet’it Tahaviyye, sf. 301-302

Page 24: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

ÜVEY ANNE İLE EVLENEN KİŞİ HAKKINDA VARİD OLAN HADİSİN GEÇTİĞİ YERLER

Haramı meşrulaştırma meselesi hakkında usul cihetinden yaptığımız bu mukaddimelerden sonra haramı meşrulaştır-manın ve de bu babtan olmak üzere haram evlilikler yapmanın küfür olduğuna dair sıkça delil getirilen üvey annesiyle evle-nen kişi hakkındaki hadisin hadis kitaplarında geçen farklı ri-vayetlerini kaydedeceğiz. Bu hadis, birçok eserde geçmekte-dir. Biz burada sadece lafızlarında farklılık olan rivayetleri ala-cağız ve konu hakkında rivayet edilen hadislerin sıhhat du-rumlarıyla alakalı alimlerin görüşlerini nakledeceğiz inşaAl-lah.

Mahremi İle Zina Eden Kişi Hakkında Bab18

جل يزني بحريمه باب في الر

د، - ٤٤٥٦ ثنا مسد ف، عن أبي الجهم، حد ثنا مطر ، حد ثنا خالد بن عبد ا� حد أو - ركب أقبل إذ ضلت، لي إبل على أطوف أنا بيناعن البراء بن عازب، قال:

بي من لمنزلتي بي ون يطيف ا�عراب فجعل لواء، معهم - فوارس ا� صلى النة، فاستخرجوا منها رج� فضربوا عنقه، فسألت عنه، ق أتوا إذ وسلم، عليه ب

فذكروا أنه أعرس بامرأة أبيه 4456... “Berâ b. Azib (Radîyallâhu Anh) şöyle demiştir: Kaybo-

lan bir kölemi ararken, yanlarında bayrak olan atlı bir (bedevi) toplulukla karşılaştım. Bedeviler, Rasûlullah'ın yanındaki mevkiimden dolayı etrafımı kuşatmaya başladılar. Derken bir kubbeye (kubbe şeklindeki bir çadıra) geldiler. Oradan bir

18 Sünen-i Ebu Davud, Hadler Babı

Page 25: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

25❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü adam çıkarıp, boynunu vurdular. Onun sebebini sordum. "Ba-basının karısı ile nikahlandı" dediler.”

بن عمرو، عن زيد بن - ٤٤٥٧ ثنا عبيد ا� ، حد ي ق ثنا عمرو بن قسيط الر حدي أبي أنيسة، عن عدي بن ثاب ت، عن يزيد بن البراء، عن أبيه، قال: لقيت عم

رسول بعثنيومعه راية، فقلت له: أين تريد؟ قال: إلى وسلم عليه ا� صلى ا�ماله وآخذ ،عنقه أضرب أن فأمرني أبيه، امرأة نكح رجل

4457... Yezid b. el-Berâ, babasının şöyle dediğini rivayet et-miştir.

Amcamla karşılaştım. Beraberinde bir bayrak vardı. Ona: “Nereye gidiyorsun?” dedim.

“Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) beni, babasının karısı ile nikahlanan bir adama gönderdi. Bana, onun boynunu vur-mamı ve malını almamı emretti.” dedi.

Babasının Karısıyla Evlenen Kimse Hakkında Ki Bab19

ج امرأة أبيه باب فيمن تزو

ثنا حفص بن غياث، عن أ - ١٣٦٢ ثنا أبو سعيد ا�شج قال: حد شعث، عن حدعدي بن ثابت، عن البراء، قال: مر بي خالي أبو بردة بن نيار ومعه لواء، فقلت:

رسول بعثنيأين تريد؟ قال: صلى ا� ج رجل إلى وسلم عليه ا� امرأة تزوبرأسه آتيه أن أبيه

1362- Berâ (Radîyallâhu Anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Dayım Ebû Bürde b. Niyâr; elinde bir sancak ol-duğu halde bana uğramıştı, ben nereye gidiyorsun dedim. O

19 Sünen-i Tirmizî Ahkam Bölümü

Page 26: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

26❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü da: “Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), babasının karısı ile ev-lenen bir adamın boynunu vurup kendisine başını getirmem için beni görevlendirdi.” Dedi.

Tirmizî, hadisi rivayet ettikten sonra şöyle demiştir:

: حديث البراء حديث حسن غريب ة المزني وفي الباب عن قر

“Bu babta Kurrat’ul Muzeni’den de hadis rivayet edilmiştir. Bera hadisi, hasen garibtir.”

Bu hadisi Bera (Radîyallâhu Anh)’dan benzer lafızlarla Nesai Nikah bölümü no: 3331-3332’de, Darimi yine Nikah bölü-münde 2285’de ve de İbn Mace, Hudud kitabında 2607 numa-ralı hadis olarak tahric etmişlerdir. Sünen sahipleri haricinde de birçok muhaddis bu hadisi tahric etmiştir. Begavi, Şerh’us Sunne’de Bera hadisini tahric ettikten sonra aynı Tirmizi gibi hasen garib hükmünü vermiştir. (10/305) İbn Ebi Şeybe de kendi senediyle Bera’dan rivayet etmiş, Hafız İbn Hacer “İt-haf’ul Hiyara” adlı eserinde onun isnadıyla alakalı “ricali güve-nilirdir” demiştir. (4/38) Hakim de Bera hadisini Müstedrek’te rivayet etmiş ve Muslim’in şartı üzere sahih olduğunu beyan etmiştir.20

Aynı hadis, yukarda Tirmizi’nin de işaret ettiği gibi Kur-rat’ul Muzeni’den de rivayet edilmiştir. İbn Mace, Bera hadisini naklettikten sonra aynı hadisin Kurre’den gelen lafzını şu şe-kilde tahric etmiştir:

حمن ابن أخي الحس - ٠٨٢٦ د بن عبد الر ثنا محم ثنا حد ين الجعفي قال: حد بن إدريس، عن خالد بن أبي ثنا عبد ا� يمي قال: حد يوسف بن منازل الت

ة، عن أبيه قال: رسول بعثني«كريمة، عن معاوية بن قر ا� عليه صلى ا�ي ماله ج امرأة أبيه، أن أضرب عنقه وأصف وسلم إلى رجل تزو

20 2/208 Thk: Abdulkadir Ata

Page 27: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

27❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

2608- Kurre (bin Eyâs bin Hilâl), (Radîyallâhu Anh); Şöyle de-miştir :

Resûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) beni, babasının (ölü-münden sonra) karısıyla evlenen bir adamın boynunu vurmak ve malını müsadere etmek üzere ona gönderdi.21

Busiri, Zevaidu İbni Mace’de şöyle demiştir: Bu, sahih bir isnaddır, ricali sikadır (güvenilirdir). Bunu ayrıca Nesai, Dara-kutni, Hakim ve Beyheki Sunen’ul Kubra’da rivayet etmiştir.22

İbn’ut Turkmani ise Beyheki’nin Sunen’ul Kubra adlı ese-rine yazmış olduğu “el-Cevher’un Nekiyy” adlı şerhte senedde yer alan Halid bin Ebi Kerime’de zayıflık olduğunu beyan etmiş ve ayrıca gerek İbn Mace’nin naklettiği şekliyle Kurre hadi-sinde gerekse Bera hadisinde öldürülen kişinin malının (diğer savaş ganimetleri gibi) beşte birinin ayrıldığından bahsedil-mediğine dikkat çekmiştir.23

Üvey annesiyle evlenen kişinin öldürüldükten sonra malı-nın tahmis edilmesi yani devlete beşte birlik pay ayrılması hu-susu Kurre hadisinin bazı lafızlarında geçmektedir. Hadis, “beşte biri ayırdı” ziyadesiyle İmam Tahavi’nin “Şerhu Meani’il Asar” adlı eserinde (3/130) ve de İmam Taberi’nin “Tehzib’ul Asar” adlı eserinin “Musnedu İbn Abbas” bölümünde (1/571) yine Halid bin Ebi Kerime- Muaviye bin Kurre- babası Kurre tarikiyle rivayet edilmektedir. İbn Kayyım (Rahmetullahi Aleyh) hadisi bu “humus” (beşte bir) ziyadesiyle naklettikten sonra Yahya bin Main’in bu hadis hakkında sahih dediğini nakletmiş-tir.24

21 İbn Mace, Hudud: 35 22 Misbah’uz Zucace, 3/116’dan özetle 23 el-Cevher’un Nekiyy, 6/295 24 Zad’ul Mead, 5/13

Page 28: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

28❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Hadisin Bera ve Kurre’den (Radîyallâhu Anhûma) gelen bu iki tarikini naklettikten sonra şimdi de alimlerin hadisin gerek se-nedi gerekse metni hakkında yapmış oldukları genel değerlen-dirmeleri nakletmek istiyoruz:

Hafız İbn Hacer (Rahmetullahi Aleyh) hadis hakkında şöyle de-mektedir:

نن وفي سنده اخت�ف كثير وله شاهد من طريق أخرجه أحمد وأصحاب السارقطني وقد قال بظاهره أحمد معاو ة عن أبيه أخرجه بن ماجه والد ية بن مر

ن استحل ذلك بعد العلم بتحريمه بقرينة ا�مر بأخذ وحمله الجمهور على م ماله وقسمته

“Bu hadisi Ahmed ve Sünen ashabı nakletmişlerdir. Hadi-sin senedinde çokça ihtilaf vardır. Hadisin Muaviye bin Kurre’den o da babasından tarikiyle gelen bir şahidi vardır. Bunu İbn Mace ve Darakutni tahric etmiştir. İmam Ahmed ha-disin zahirini almış, cumhur ise bunu haram olduğunu bildiği halde helal sayanlara hamletmiştir. Söz konusu kişinin malının alınıp taksim edilmesi bunun bir göstergesidir.”25

Şevkani ise hadisin farklı lafızlarını naklettikten sonra şöyle demiştir:

حيح وللحديث أسانيد كثيرة منها ما رجاله رجال الص

“Bu hadisin birçok senedi vardır, bunların arasında sahih ricali tarafından rivayet edilenler mevcuttur”26

İbn Kayyım ise “bu hadiste çokça ihtilaf vardır” diyerek ha-disin birbirinden farklı sened ve metinlerle nakledildiğini ve dolayısıyla muzdarib yani çelişkili olduğunu ima eden Hafız Munziri’ye cevaben hadisin hasen senedli bir çok tariki oldu-ğunu ve bunların birbirini kuvvetlendirdiğini ve dolayısıyla 25 Fethu’l Bari, 12/118 26 Neyl’ul Evtar, 8/322

Page 29: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

29❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü hadisin kendisiyle amel edilecek mahfuz bir hadis olduğunu ifade etmiştir.27

Hadis hakkında alimlerin değerlendirmeleri bunlardır. Ha-disin sıhhat durumu hakkında konuşulmuş ise de alimlerin ge-nelde söz konusu hadisle ihticac ve amel ettiklerini görüyoruz. Ancak İbn Hacer’in de işaret ettiği gibi alimler bu hadisin tevi-linde birbirinden farklı görüşler dile getirmişlerdir. Hadise ya-pılan şerhleri de inşallah bir sonraki bölümde nakledeceğiz.

27 İbn Kayyımın Tehzib’us Sunen adlı eserinden (6/266 - 267) nakleden Cemal bin Mu-hammed es-Seyyid, İbn’ul Kayyim el Cevziyye ve Cuhuduhu fi hidmet’is Sunnetin Nebe-viyye, 3/172

Page 30: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

ÜVEY ANNESİYLE EVLENEN ADAMLA ALAKALI HADİSE YAPILAN ŞERHLER

Bundan sonra inşaAllah söz konusu hadisi şerh eden çeşitli mezheplere müntesip veyahut da müstakil müçtehid konu-munda olan alimlerden nakillerde bulunacağız. Böylece bu ha-disin ve genel anlamda haram evlilikler yapmanın hükmünün ümmet arasında nasıl tartışılmış olduğu ortaya çıkacak ve de batıl ehlinin selefiyle halefiyle bütün İslam ümmetine nasıl muhalefet ettikleri iyice gözler önüne serilmiş olacaktır. Hadi-sin açıklamasıyla alakalı nakil yapacağımız ilk alim aynı za-manda Şafii fakihlerinden olan muhaddis Beyhaki’dir. O, “Ma’rifet’us Suneni ve’l Asar” adlı eserinin “Kitab’ul Murted” bö-lümünde bu hadisi İmam Ahmed’den şöylece nakletmektedir:

ينا عن عدي بن ثاب - ١٦٦٣٧ عن أبيه ,عن يزيد بن البراء ,ت قال أحمد: ورو

ي ومعه راية صلى ,قال: " لقيت عم فقلت: أين تريد؟ فقال: بعثني رسول ا�قه وآخذ ماله فأمرني أن أضرب عن ,ا� عليه وسلم إلى رجل نكح امرأة أبيه "

وذباري - ٨١٦٦٣ ثنا أبو ,أخبرنا أبو بكر بن داسة ,أخبرناه أبو علي الر حدي ,داود ق ثنا عمرو بن قسيط الر بن عمرو ,حد ثنا عبيد ا� عن زيد بن ,حد

فذكره ,. . . ,عن عدي بن ثابت ,ي أنيسة أب

16637- Ahmed dedi ki bize Adiyy bin Sabit’ten, o da Yezid B. Bera’dan, babasının şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Am-camla karşılaştım, beraberinde bir sancak vardı. Ona nereye gidiyorsun? Dedim. O da: “Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) beni babasının karısı ile nikahlanan bir adama, boynunu vur-mam ve malını almam için gönderdi” dedi.

16638- (aynı hadisin farklı bir senedini zikrediyor, o yüz-den çevirmeye ihtiyaç duymadık)

Page 31: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

31❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Beyhakî, hadisi bu şekilde naklettikten sonra şöyle demiş-tir:

كاح دون ا�ستح�ل - ١٦٦٣٩ ,قال أصحابنا: وضرب العنق � يجب نفس النا فوجب به ضرب عنقه وأخذ فكأنه استحله بعد اعتقاد تحريمه فصار به مرتد

أعلم، ,ماله فيئا وا�

16639- Beyhakî diyor ki: Ashabımız (Şafiiler) şöyle demiş-tir: Helal görmeksizin sırf nikah akdinden dolayı boynu vur-mak gerekmez. Dolayısıyla bu kimse ancak bunun haram oldu-ğuna itikad ettikten sonra helal addettiği için mürted olmuş ve bu surette boynunun vurulup malının fey olarak alınması va-cib olmuştur. Vallahu a'lem.28

Beyhakî’nin bu sözü açıkça göstermektedir sırf nikah kıy-mak, haramı helal saymak ve dolayısıyla katli vacib kılan irti-dad anlamına gelmez. Beyhakî bunu Şafiilere nisbet etmekte-dir ki aslında ister Şafiilerden ister diğerlerinden olsun, İslam imamlarından hiç biri nikah akdi yapmanın mücerred olarak helalleştirme manasına geleceğini söylememiştir. İlerde bu husustaki diğer nakilleri de ortaya koyduğumuzda bu mesele daha da aydınlanacaktır inşaAllah. Hadisteki şahsın mürted olma sebebi ise nikah kıymanın üzerine ilave ettiği başka kü-fürlerden dolayıdır. Bu da bunun helal olduğuna itikad etmesi gibi şeylerdir. Şu halde müşriklerle evlilik başta olmak üzere haram evlilik çeşitlerinden birisi ile nikah akdi yapan kimse-nin bunun helal olduğuna itikad etmese bile bu akid vasıtasıyla haramı meşrulaştırdığından dolayı kafir olacağını iddia eden bazı muasır cahiller asılsız bir söz söylemektedir. Bu hususta silsile tekfir uygulayıp buna küfür demeyenlerin de kafir ola-cağını iddia etmek ise haram bir nikah akdi yapmanın küfür olmayacağını söyleyen Şafiiler ve diğer imamların ve de bun-

28 Beyheki, Marifet’us Suneni ve’l Asar, 12/263, Thk: Abdulmu’ti Emin Kalaci, 1.baskı 1412/1991

Page 32: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

32❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü ları tekfir etmeyenlerin kafir olmasını gerektirmektedir ki İs-lam ümmetinin bu şekilde dalalet üzere birleşmesi imkansız-dır. Bu sözün batıl olduğunun delili sözün kendisidir, başka bir izaha ihtiyaç bırakmaz. Vallahu a’lem.

***

Beyhakî, ilerleyen sayfalarda Kitab’ul Hudud’da bu hadisi tekrar ele almıştır:

ت محرم بنكاح أو غيره من وقع على ذا

Mahremleriyle nikah kıyarak veya nikahsız ilişkiye giren kimse

ينا عن أبي الجهم - ٨٥٢١٦ قال: إني �طوف في تلك ,عن البراء بن عازب ,روبي صلى ا� عليه وسلم إذ جاء ركب ا�حياء على إبل لي ضلت في عهد الن

صلى ,أو فوارس معهم لواء فجعل ا�عراب يلوذون بي لمنزلتي من رسول ا�ة ,فانتهوا إلينا ,ا� عليه وسلم فضربوا ,خرجوا رج� فاست ,فأطافوا بقب

س بامرأة أبيه ,عنقه ته فقيل: وجد قد عر فسألت عن قص

16852- Bera B. Azib’ten nakledildiğine göre o şöyle demiş-tir. “Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) zamanında Kaybolan bir devemi aramak için şu mahallelerde geziniyordum, Birden yanlarında bayrak olan atlı veya süvari birliği geldi. Bedeviler, Rasûlullah’ın yanındaki mevkiimden dolayı beni korumaya al-dılar. Sonra bizden uzaklaştılar. Derken bir kubbeye (kubbe şeklindeki bir çadıra) geldiler. Oradan bir adam çıkarıp, boy-nunu vurdular. Onun sebebini sordum. "Babasının karısı ile gerdeğe girdi" dediler.”

الحافظ - ١٦٨٥٣ ثنا أبو العباس بن يعقوب ,أخبرناه أبو عبد ا� ثنا ,حد حدان الحسن بن علي ب د ,ن عف ثنا أسباط بن محم ف ,حد ثنا ,عن مطر قال: وحد

Page 33: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

33❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

د بن إسحاق ,أبو العباس ثنا محم ثنا معلى بن منصور ,حد ثنا أبو ,حد حدف ,زبيد ثنا مطر . . . ,عن البراء ,مولى البراء بن عازب عن أبي الجهم ,حد

فذكره. واللفظ لحديث أبي زبيد

يناه من حديث يزيد بن البراء - ٤١٦٨٥ نكح رجل إلى«: وفيه , أبيه عن ,وروس نكحها فكأنه , »أبيه امرأة وايتين بمجموع بها وعر بقتله فأمر , الر

16853- (Aynı hadisin farklı bir senedini zikretmektedir. Bu sebebten tercüme etmeye gerek duymadık)

16854- Yezid B. Beranın, babasından naklettiği rivayette “Babasının karısı ile nikah kıyan adama” şeklinde geçmekte-dir. İki rivayetin cem edilmesiyle, adamın babasının karısını nikahladığı ve ilişkiye girdiği (veya düğün yaptığı) ve bu yüz-den Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), adamın öldürülmesini emrettiği ortaya çıkar.

ج بأم امرأته بعد دخوله قال ا - ١٦٨٥٥ افعي في رواية المزني فيمن تزو لشيا ,ثم أصابها: أقمنا عليهما الحد ,بالبنت وهما عالمان وهما زانيان سم

كاح نا باسم الن الز16855- Müzeni'nin rivayetine göre Şafii : -Gerdeğe girdik-

ten sonra- karısının annesiyle –bilerek- evlenen ve temas eden kimse hakkında "İkisine de had uygularız zira bu ikisi nikah adı altında zina etmiştir" demiştir.29

Görüldüğü üzere Beyhakî, hadiste bahsedilen adamın hem nikah kıydığını hem de ilişkiye girdiğini açıkça belirttikten sonra Şafii’den tıpkı bunun gibi kaynanasıyla evlenen ve temas eden kimseye zina haddi uygulanacağını rivayet etmiştir. Bey-heki’nin bölüm başlığı olan “Mahremleriyle nikah kıyarak veya

29 Beyhakî, Marifet’us Suneni ve’l Asar, 12/320, Thk: Abdulmu’ti Emin Kalaci, 1.baskı 1412/1991

Page 34: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

34❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü nikahsız ilişkiye giren kimse” ifadesi de buna işaret eder. İmam Şafii böyle bir kimsenin mahremiyle girdiği bu ilişkiye nikah adı vermesine itibar etmeksizin onun için zina haddi uy-gulanacağını kabul etmektedir. İmam eş-Şafii kaynanasıyla ev-lenen bu kişiden bahsettiği yerde evlenmesinden ve temas et-mesinden ayrı ayrı bahsetmektedir. Bu da bir kimsenin evlen-mesi haram olan kişiyle nikah akdi yapmasının küfür oldu-ğunu, akid yapmaksızın zina eden kişinin ise haram işlediğini ileri sürerek ikisini ayrı hükümde değerlendiren dalalet ehli-nin aleyhinedir. Zira İmam, hem evlenmeyi hem teması bir arada gerçekleştiren kimseye zina haddini uygun görmekte-dir. Oysa batıl ehlinin düşüncesine göre nikah akdi kıyarak ha-ramı meşrulaştırdığı için mürted haddi vermesi gerekirdi. Hal-buki ilerde de geleceği üzere Şafii’nin gerek kaynanası gerek başka mahremleriyle evlenen kişiler için uygun gördüğü ceza zina haddidir. İmam Malik ve başkaları da aynı görüştedir. İşte böylece cahiller haram evliliklerin küfür olduğunu ileri süre-rek, daha önce İslam ümmetinden hiç kimsenin söylemediği bir bidat ortaya atmışlardır. Bütün bunlara karşı yardım dile-necek yegane merci Allah’tır.

Beyhakî, ardından Şafii’nin sözlerini nakletmeye devam et-mektedir:

عي تسوية ا�خبار على ثم قال: ثم ,وبسط الك�م فيه - ١٦٨٥٦ جاء من يديناه في هذا الباب على أنه إنما أمر بقتله �نه ,مذهبه وحمل الخبر الذي رو

ا محاربا ,كان قد استحله فصار به مرتد

لقيت قال , أبيه عن البراء بن يزيد حديث ,ما روينا في واحتج ب - ١٦٨٥٧ي رسول بعثني: قال تريد؟ أين : فقلت , راية ومعه عم � عليه وسلم ا صلى ا�

ضرب عنقه وآخذ ماله فأمرني أن أ ,إلى رجل نكح امرأة أبيه

ة - ١٦٨٥٧ بي أن , أبيه عن ,وبحديث معاوية بن قر وسلم عليه ا� صلى الن

Page 35: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

35❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

س بامرأة أبيه أن يضرب عنقه إ معاوية جد بعث س ماله ,لى رجل عر ويخم

ا محاربا - ١٦٨٥٩ �ن المرتد الذي لم يحارب � ,قال: فدل على أنه كان مرتدس ماله يخم

وهذا الذي ذكره ليس في الحديث منه شيء � ا�ستح�ل و� - ٦٠١٦٨ز دعوى ا�ستد�ل في هذا لجاز مثلها في زنا من رجم �ن ولو جا ,المحاربة

نا ة كانوا يستحلون الز أهل الجاهلي16856- Şafii bu konuda uzunca bahsettikten sonra şöyle

demiştir: “Sonra kendi mezhebine göre haberlerin tesviyesini iddia eden kimse gelmiş ve bu babta bize rivayet edilen hadisi, bu adamın yaptığı ameli helal saydığından ve bu yaptığından dolayı muharip mürted olduğu için Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in onun öldürülmesini emrettiğine hamletmiştir.

16857- Bu noktada, Yezid B. Bera’nın babasından nakletti-ğini rivayet ettiğimiz hadisi hüccet olarak sunmuştur. “Am-camla karşılaştım, beraberinde bir sancak vardı. Ona nereye gidiyorsun? Dedim. Oda: “Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) beni babasının karısı ile nikahlanan bir adama, boynunu vur-mam ve malını almam için gönderdi” dedi.”

16858- Aynı şekilde, Muaviye B. Kurre’nin babasından naklettiği hadisi delil göstermiştir. “Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Muaviye’nin dedesini, babasının karısı ile gerdeğe gi-ren bir adama, onun boynunu vurup malının beşte birisini al-ması için göndermiştir.”

16859- Sonra (o iddiacı) şöyle demiştir: Bu hadis, bu ada-mın muharib (savaşçı) mürted olduğuna delalet eder. Çünkü muharib olmayan mürtedin malının beşte biri alınmaz.

16860- “Fakat hadiste bu şahsın ne helal saydığına ne de savaştığına delalet eden bir şey yoktur. Bu istidlal sahih olsa

Page 36: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

36❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü aynısı zina edenin recmedilmesiyle alakalı da geçerli olması gerekir. Zira Cahiliye ehli zinayı da helal saymaktaydı.”

Açıkça görüldüğü üzere, İmam eş-Şafii ve Beyhakî bu şah-sın haramı helalleştirdiği ve dolayısıyla mürted olduğu görü-şünü reddetmektedir. Öyle anlaşılıyor ki nikah akdinin helal-leştirme manasına geldiği iddiası bir yana, hadiste bahsedilen muayyen kişinin mürted olduğu hususu dahi üzerinde icma edilmiş bir mesele değildir. Zaten dikkat edilirse hadiste söz-konusu kişiyle alakalı mürted oldu veya haramı helal yaptı gibi bir ibare geçmemektedir. Nakillerden de anlaşılacağı üzere bu şahsın mürted olduğunu söyleyen alimler, öldürülüp malının alınmasından hareketle bunu söylemişlerdir. Adamın üvey an-nesiyle evlendiği sabit olmasına rağmen tekfirinde icma edil-memiş olması en azından batıl ehlinden guluvve, ifrata kaçan bir kesimin haram evlilik yapmanın küfür olduğu hususunun dinde açık! bir mesele olduğu ve bunun tekfirinde duraksayan kişinin dahi tekfir edileceği tarzındaki iddiasını boşa çıkart-maktadır. Zira nikah akdi yapmanın istihlal manasına geldiği açık bir mesele olsaydı alimler asla bu konuda duraksayacak değildi. Alimlerin tesbit edemediği bir şeyi tesbit etmek ise ca-hillere düşmez! Kaldı ki bu bahsedilen kişi muayyen bir şahıs-tır, bu muayyen şahsın tekfirinde nikah akdinden başka bir çok illet söz konusu olabilir. Nitekim bunun açıklaması inşallah ilerde gelecektir. Bu şahsın mürted olduğunu söyleyen hiçbir alim onun sırf nikah akdinden dolayı tekfir edildiğini söyleme-miştir. Bu hadisin bu şekilde yorumlanmasının bir selefi yok-tur.

İmam Şafii, bu şahsın mürted olduğu görüşünü bu şekilde reddettikten sonra muharip yani savaşçı statüsünde olduğu iddiasını da şöylece reddetmektedir:

ة أطافوا أنهم « ,وفي حديث أبي الجهم عن البراء - ١٦٨٦١ فاستخرجوا , بقب�ستح�ل فهو ال من اق ما على ا�مر كان إن ثم هنا؟ المحاربة فأين »رج�

Page 37: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

37❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

ة عليه في أن مال المرتد � يكون لورثته وتخميسه � ينافي مذهب ,حجافعي فإنه يوجف الخمس فيما أوجف عليه من الغنيمة وفيما لم يوجف ,الش

موال الفيء عليه من أ

: الخمس ثابت �هله في كل ما أخذ من مشرك غنيمة - ١٦٨٦٣ افعي قال الش على أهل دينه من مال من خالف دينه ,كانت أو فيئا ه ا� والفيء ما رد

ة فهو ,ن كان فعله على وجه ا�ستح�ل قال أحمد: وإ - ١٦٨٦٣ وجوب عليه حجاوي وقول , عليه الحد وقول العقد على يدل »أبيه امرأة نكح رجل إلى«: الر

س رجل إلى«: ا�خر خول على يدل » أبيه بامرأة عر الد

16861- Ebu’l Cehm’in, Bera’dan naklettiği hadiste “Bir Kubbeye yöneldiler, ve Bir adam çıkarttılar” geçmektedir. Bu-rada Muharabe (savaşma) nerededir? Sonra eğer mesele on-ların (Hanefilerin) dediği gibi istihlal (helal) kılma mese-lesi olsaydı; bu (onların savunduğu) mürtedin malının va-rislerine kalacağı görüşü aleyhinde bir delil olurdu. Bu şahsın malından beşte bir alınması Şafii’nin mezhebine aykırı değildir. Zira o, beşte bir almayı kendisi için at koşturulmuş olan ganimetler hususunda uygun gördüğü gibi, kendisi için at koşturulmuş olmayan fey malları için de uygun görmüştür.

[Zira Hanefiler mürtedin malının varislerine kalacağını sa-vunurlar, eğer bu hadiste bahsedilen kişi mürtedse onların mezhebine göre malının ganimet alınması değil, mirasçılarına paylaştırılması icab ederdi.]

16862- İmam Şafii şöyle demiştir: “Humus, Müşriklerden ganimet yoluyla alınan ve fey olan her şeyde ehli için sabittir.

Page 38: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

38❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü Fey ise Yüce Allah’ın, Dinine muhalefet edenlerin mallarından, dininin ehli olanlara verdiği bir şeydir.30

16863- İmam Ahmed diyor ki: Eğer bu kişinin ameli he-lal sayma şeklinde cereyan ettiyse bu, hadisteki cezayı had olarak görenlerin aleyhinedir. Ravinin “Babasının karısı ile nikahlanan adama” sözü, Akde delalet eder, di-ğer “Babasının karısı ile ilişkiye giren (evlenen) adama” sözü ise, ilişkiye delalet eder.

İmam Şafii böylece hem bu şahsın yaptığı ameli helal saya-rak mürted olduğu görüşünü, hem de Müslümanlarla savaşan muharip statüsünde olduğu görüşünü reddetmiş ve bu kişinin malının beşte birinin alınmasının muharip mürted oluşuna de-lalet etmeyeceğini söylemiştir. İmam Ahmed’in sözü de bu adamın mürted olarak mı, yoksa had cezası olarak mı öldürül-düğü konusunda ihtilaf olduğuna işaret eder.

Beyhakî, konunun sonunda şunları söylemektedir:

وقد ذهب بعض أهل العلم إلى ظاهر الخبر في إيجاب القتل به بكل - ١٦٨٦٤حريم وذهب بعضهم إلى أن ذلك كان قبل نزول الحدود في ,حال لعظيم الت

بي ص اني سورة النور قبل بيان الن يب الز ا ,لى ا� عليه وسلم رجم الث فلمة القتل ن ذلك صار ا�مر إلى ذلك قالوا: ثم أنه إنما نسخ منه كيفي نزلت وبي

ا أصل وجوب القتل فإنه لم يقم د� , ,لة إلى نسخه فهو باق على الوجوب فأم أعلم وا�

16864- Beyhakî diyor ki: İlim ehlinden bazıları hadisin zahirinden yola çıkarak böyle bir kimsenin yaptığı hara-mın şiddetinden ötürü her halükarda öldürülmesi gerek-tiğini ifade etmişlerdir. Bazıları da bu olayın Nur suresin-deki zina ile alakalı hadlerin nazil olmasından ve de 30 Dolayısıyla bu hadisteki adamın malının beşte birinin alınması, mutlaka o şahsın muharib mürted olduğuna delalet etmez. Bu, fey olarak alınmış bir mal da olabilir.

Page 39: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

39❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü Resûlullah’ın evliyken zina edenlerin recmedilmesi ile alakalı hükmünden önce olduğunu söylemişlerdir. Bu gö-rüşte olanlar şöyle demektedir: Böylece öldürmenin şekli neshedilmiştir. (Yani boynunu vurma yerine recm cezası getirilmiştir) Fakat bu şekilde zina edenin öldürülmesi hükmü baki kalmıştır, neshedilmemiştir.31

Beyhakî’nin naklettiği bu görüş sahiplerinin hadisteki öl-dürme olayını mürted haddi değil, zina haddi olarak gördük-leri açıktır. Halbuki kıssada zinanın yanı sıra, dalalet ehlinin küfür olarak kabul ettiği nikah akdi de söz konusudur. Buna rağmen bazı alimler bunu zina cezası olarak görmeye devam etmişlerdir. Mahremiyle zina eden kişiye ölüm cezası verilmiş olmasını da farklı şekillerde izah etmeye çalışmışlardır. Bu alimler, hadiste bahsedilen şahsın öldürülmesini mürted olu-şuna bağlamamışlar bilakis işlediği haramın ağırlığına hamlet-mişlerdir. Nitekim evlinin zinası ve livata gibi suçlarda ölüm cezası öngörülmüştür. Mahremlerle evlenmek de onların nez-dinde aynı şekilde küfür olmadığı halde ölümle cezalandırılan bir günahtır. Vallahu a'lem. Beyhakî’nin “Marifet’us Suneni ve’l Asar” adlı eserinden yaptığımız alıntı burada sona erdi. Vel-hamdulillahi rabbil alemin.

Üvey anne hadisiyle alakalı açıklamalarını nakledeceğimiz ikinci alim Ebu Cafer et-Tahavi’dir. Hanefi fakihlerinden olan bu zat, “Şerhu Meani’l Asar” adlı eserinde söz konusu hadisi farklı lafızlarıyla naklettikten sonra şu açıklamaları yapmıştır:

ج ذات محرم منه وهو عالم بحرمتها عليه فدخل بها ,فذهب قوم إلى من تزواني وا في ,أن حكمه حكم الز جم أو الجلد واحتج نا الر وأنه يقام عليه حد الز

ا ا�. ذلك بهذه ا�ثار د رحمهم ن قال بهذا القول أبو يوسف ومحم . وممنا ,وخالفهم في ذلك آخرون ولكن يجب فيه ,فقالوا: � يجب في هذا حد الز

31 Beyhakî, Marifet’us Suneni ve’l Asar, 12/320-322, Thk: Abdulmu’ti Emin Kalaci, 1.baskı 1412/1991

Page 40: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

40❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

ن قال بذلك عزير والعقوبة البليغة. ومم وري الت أبو حنيفة وسفيان الث رحمهما ا�

“Ebu Cafer dedi ki: Bazıları, kendisine mahrem olan ve onunla evlenmesinin haram olduğunu bildiği halde mah-remi ile evlenen ve onunla gerdeğe giren bir kimsenin hükmünün zinakarın hükmü ile aynı olduğu, ona zina haddi olan recm ya da celde cezası uygulanacağı kanaatini benimsemiş ve bu hususta bu rivayetleri delil göstermiş-tir.

Bu görüşü ifade edenler arasında Ebu Yusuf ve Mu-hammed –Allah’ın rahmeti onlara olsun- de vardır.

Bu hükümde başkaları onlara muhalefet ederek: böyle bir durumda zina haddini uygulamak gerekmez. Ancak ta-zir ve ağır bir ceza vermek gerekir, demişlerdir.

Bu görüşü kabul edenler arasında Ebu Hanife ve Süf-yan es-Sevri –Allah’ın rahmeti onlara olsun- de vardır.”

Dikkat edilirse Tahavi (Rahmetullahi Aleyh) bazı alimlerin mahremi olan birisiyle nikah kıyan ve gerdeğe giren kişiye normal zina haddini uygun gördüklerini nakletmektedir. Bu alimler hem nikahı, hem de ilişkiyi ayrı ayrı zikretmişler ve ki-şinin nikah akdi kıydığı sabit olmasına rağmen ona sadece yap-tığı zinadan ötürü ceza verileceğini söylemişlerdir. Buna göre kendisine ebediyen haram olan yakın akrabalarıyla nikah kı-yan kişi eğer bekarsa yüz değnek cezası alacak; evliyse recme-dilecektir. Halbuki evlenmenin haram olduğu kişilerle nikah akdi kıymanın küfür olduğunu iddia eden sefihlere göre bu kişi zaten mürted olduğundan dolayı öldürülmesi gerekmektedir. Fakat görüldüğü üzere bunu bu din ve akıl yoksunu sefihler-den başka hiç kimse söylememiştir. Alimlerin, bu kimseyi bu işin haramlığını bilen birisi olarak vasfetmeleri, onların sözle-rini bu fiilin haramlığını bilmeyenlere hamletmeyi de imkansız kılmaktadır.

Page 41: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

41❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Ayrıca Tahavi’nin evlenmeyi ve cinsel ilişkiyi ayrı ayrı zik-retmesi alimlerin bu konuyla alakalı ihtilaflarını mahremle-riyle nikahsız olarak zina eden kişilere hamletmeye çalışan te-vil cambazlarının sözlerinin de boş olduğunu göstermektedir. Bunlar Arapçada nikah kelimesinin hem evlilik hem de ilişki anlamında kullanılmasını istismar ederek alimlerin mahre-miyle nikahlanan kişiye zina haddi veya tazir gerekir, şeklin-deki sözlerinin mahremiyle zina eden kişilerle alakalı oldu-ğunu, onlarla veya başka haram olan kadınlarla nikah akdi ya-parak ilişkiye giren kişilerin ise icmaen (!) kafir olduğunu iddia ederler. Halbuki açıkça görüldüğü üzere Tahavi, alimlerin bu husustaki ihtilafını zikrederken hem evlenmeyi, hem de iliş-kiyi ayrı ayrı zikretmiş ve ardından alimlerin böyle bir kişiye zina haddi mi yoksa tazir mi verileceği hususundaki ihtilafla-rını nakletmiştir. Bunun benzerleri daha önce Beyheki’den yapmış olduğumuz nakillerde de vardı, ilerde de böyle nakiller gelmeye devam edecektir inşaAllah.32

Tahavi’nin zikrettiği gibi Kufe fakihlerinden Ebu Hanife ve Sufyan ise böyle bir kimseye tazir cezasını uygun görmüştür. Tahavi bu görüşlerin önce bu iki imama kadar varan senedle-rini zikretmektedir:

ثنا سليمان بن شعيب - ٤٨٨٤ د ,عن أبيه ,حد عن ,عن أبي يوسف ,عن محمبذلك ,أبي حنيفة

4884, Bize Süleyman b. Şuayb, babasından tahdis etti. O Muhammed’den, o Ebu Yusuf’tan, o Ebu Hanife’den bunu nak-letti.

32 Tahavi burada sadece Irak ehlinin görüşlerini zikretmiştir. Mahremiyle evlenerek ilişkiye giren bir kimseye zina haddini uygun görenler arasında İmameyn’in haricinde el-Hasen’ul Basri, Malik, Şafii, Ahmed ve Ebu Sevr de vardır. Bedruddin el-Ayni, Ta-havi’nin kitabına yazmış olduğu şerhte bu görüş sahipleri arasına bu isimleri de ilave etmiştir. (Ayni, Nuheb’ul Efkar, 15/505)

Page 42: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

42❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

ج - ٤٨٨٥ ثنا فهد قال: ثنا أبو نعيم قال: سمعت سفيان يقول في رجل تزو حد ذات محرم منه فدخل بها قال: � حد عليه

4885- Bize Fehd tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Nuaym tah-dis edip dedi ki: Ben Süfyan’ı mahremi olan bir kadınla ev-lenip onunla gerdeğe giren bir adam hakkında: Ona had düşmez derken dinledim.

Tahavi ardından şöyle devam etmektedir:

وا ع ة على الذين احتج ليهما بما ذكرنا أن في تلك ا�ثار أمر وكان من الحججم عليه وسلم بالقتل وليس فيها ذكر الر بي صلى ا� و� ذكر إقامة ,الن

. وقد أجمعوا جميعا أن فاعل ذلك � يجب عليه قت -ل إنما يجب عليه الحدا لم يأمر -في قول من يوجب عليه الحد جم إن كان محصنا. فلم عليه الر

جم سول بالر عليه وسلم الر بي صلى ا� أن وإنما أمره بالقتل ثبت بذلك ,الننا ج ,ذلك القتل ليس بحد للز ه لمعنى خ�ف ذلك. وهو أن ذلك المتزو ولكن

ة فصار , فعل ما فعل من ذلك على ا�ستح�ل كما كانوا يفعلون في الجاهليا عليه وسلم أن يفعل به ما يفعل ف ,بذلك مرتد أمر رسول ا� صلى ا�

. وهكذا كان أبو حنيفة وسفيان رحمهما ا� ج ,بالمرتد يقو�ن في هذا المتزونه يقتل. فإذا كان ليس في هذا إذا كان أتى في ذلك على ا�ستح�ل أ

ة عليهما �ن ,الحديث ما ينفي ما يقول أبو حنيفة وسفيان لم يكن فيه حجأويل أولى منهما مخالفهما ليس بالت

“Ebu Hanife ile Süfyan es-Sevri aleyhine sözünü ettiği-miz rivayetleri delil getirenlere karşı ikisinin lehine olan deliller arasında Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in öldürmeyi emretmiş olmakla birlikte ne recmden ne de haddin uygulanmasından söz etmiş olması da vardır.

Page 43: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

43❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Hep birlikte de böyle bir işi yapan kimseye ölüm cezası vermenin gerekmediğini aksine ona –haddi gerekli gö-renlerin görüşüne göre- muhsan olması halinde recm uy-gulanması gerektiğini ittifakla kabul etmiştir.

Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) gönderdiği elçiye recmi uygulamasını emretmeyip ona o kişiyi öldürmesini emretmiş olması dolayısıyla burada ki öldürme, zina haddi değildir, aksine ölüm cezası bundan farklı bir ge-rekçeden dolayı sabit olmaktadır.

O da şudur: Bu şekilde evlenen o kişi, yaptığı bu işi he-lal kabul ederek yapmıştı. Tıpkı cahiliyyede iken yaptık-ları gibi. Bu haliyle o kişi mürted olmuştu. Bundan dolayı Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’de ona mürtede yapı-lan uygulamanın aynısının yapılmasını emretti.

İşte Ebu Hanife ve Süfyan bu şekilde evlenen bir kim-senin, eğer bu işi helal kabul ederek yapmışsa öldürülece-ğini söylüyorlardı.

Hadiste Ebu Hanife ve Süfyan’ın dediklerini geçersiz kılacak herhangi bir ifade bulunmadığına göre, onlara karşı delil olacak bir husus da yok demektir. Çünkü onlara muhalif kanaat belirtenlerin yaptıkları tevilin, onların te-vilinden daha öncelikli olmasını gerektiren bir husus yok-tur.”

Böylece Tahavi, bu hadisin Ebu Hanife ve Sevri’nin tazir gö-rüşüne zıt olmadığını izah etmeye çalışmaktadır. Zira bu ha-diste bahsedilen kişi yaptığı işi helal sayarak yapmıştı ve o yüz-den mürted haddiyle öldürülmüştü. Tahavi, bunu mahremiyle evlenen kişiye zina haddi gerekir diyen cumhura karşı hüccet olarak getirmiştir. Eğer bu hadis onlara delil olsaydı şahsın recmedilmesi gerekirdi, demektedir. Bu imamların, söz ko-nusu haram evliliği yapanların eğer bunu helal sayarlarsa öl-dürüleceğini söylemelerine dikkat edilsin. Eğer bu alimlerin nezdinde nikah kıymak bizzat istihlalin yani helal kılmanın

Page 44: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

44❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü kendisi olsaydı burada ayrıca helal sayma şartını zikretmeye gerek kalmazdı. Fakat onlar hadiste zikri geçen şahıs gibi bu işi helal sayarak yapana ölüm cezası verirken, helal saymadan ya-pana ise tazir cezası vermektedirler. Şu halde onlara göre ha-diste bahsedilen bu kişi, sırf nikahtan dolayı değil bu nikahı ca-hiliye adetini sürdürerek helal saydığından ötürü öldürülmüş-tür.

Tahavi devamında şöyle demektedir:

صلى ا� رسول أن «وفي ذلك الحديث اية وسلم عليه ا� »عقد �بي بردة الرايات تكن ولم حد إقامة على والمبعوث , بالمحاربة أمر لمن � إ تعقد الر

نا ج امرأة تزو رجل إلى بعثه أنه أيضا الحديث وفي. بالمحاربة مأمور غير , الز هذه العقوبة وهي القتل مقصودا بها أبيه وليس فيه أنه دخل بها. فإذا كانت

خول و� جه دل ذلك أنها عقوبة وجبت بنفس العقد � بالد ج لتزو إلى المتزوج يكون ذلك إ� والعاقد مستحل لذلك. فإن قال قائل: فه و عندنا على أنه تزو

. فإن قال: ليس ج واستحل ودخل بها. قيل له: وهو عند مخالفك على أنه تزوخول ذكر في الحديث فإن جاز أن ل�ستح�ل ذكر في الحديث. قيل له: و� للدتحمل معنى الحديث على دخول غير مذكور في الحديث جاز لخصمك أن

يحمله على استح�ل غير مذكور في الحديث. وقد روي في ذلك حرف زائد على ما في ا�ثار ا�ول

“Ayrıca sözü geçen hadiste Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in Ebu Burde’ye sancak verdiği belirtilmektedir. Sancaklar ise ancak savaşmakla emrolunmuş kimselere verilirdi. Zina haddini uygulamak üzere gönderilmiş bir kimseye ise savaş emri verilmiş olmaz.

Yine hadiste Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in,

Page 45: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

45❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü onu babasının karısı ile evlenen bir adama gönderdiği be-lirtilmektedir. Fakat adamın onunla gerdeğe girmiş oldu-ğundan söz edilmemektedir.

Bu ölüm cezasının, evlenen kimseye evlendiğinden do-layı verilmesi maksat olarak gözetilmişse bu durum, bu-nun bir ceza olduğuna ve gerdeğe girmekle değil de bizzat akdin kendisi ile bu cezanın uygulanması gerektiğine de-lildir. Böyle bir hüküm ise ancak akdi yapan kimsenin bu yaptığını helal görmesi halinde söz konusu olabilir.

Şayet bir kimse: hadiste anlatılan olay bize göre o ada-mın evlenip onunla gerdeğe girmesiyle ilgilidir diyecek olursa ona şöyle cevap verilir:

Ancak aynı hadis sana muhalif kanaatte olanlara göre de onun o kadın ile evlenip bu evliliği helal görmesi hak-kındadır.

Eğer: Hadiste böyle bir evliliği helal kabul ettiğini gös-teren bir ifade yoktur diyecek olursa ona da şöyle cevap verilir:

Yine hadiste, o kadın ile gerdeğe girdiğinden de söz edilmiyor. Eğer senin, hadisin anlamını hadiste söz edil-meyen gerdeğe girmeye yorumlaman mümkün oluyor ise sana muhalif olan kimselerinde aynı hadisi yine onda söz edilmemiş olan helal kabul etmesi şeklinde yorumlama-ları mümkün olur. Bu konuda birinci gurup rivayetlerde bulunanlara göre bir fazlalık da rivayet edilmiştir.”

Tahavi’nin bu ifadelerini haram evlilikleri küfür olarak gö-ren bazıları kendilerine dayanak yapmaya çalışmaktadırlar. Fakat burada onlara dayanak olabilecek bir şey yoktur. Zira Tahavi, bu ölüm cezasının zinadan dolayı değil, akidden dolayı verildiğini söyledikten sonra şöyle demiştir:

و� يكون ذلك إ� والعاقد مستحل لذلك

Page 46: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

46❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

“Böyle bir hüküm ise ancak akdi yapan kimsenin bu yaptı-ğını helal görmesi halinde söz konusu olabilir.”

Görüldüğü gibi haram nikah akdinin küfür olmasının bu-nun ancak helal sayılmasından sonra söz konusu olacağını ifade etmektedir. Eğer nikah akdi başlı başına bir helal sayma olsa burada ayrıca helal saymayı zikretmesine gerek yoktu. Bu husus daha önce geçti.

Ayrıca hadiste istihlal (helal sayma)’nın açık olmadığını be-lirtmesine dikkat edilsin. Tahavi kendisi her ne kadar hadisi helal saymaya hamletse de bunun açık bir ifade değil, hadisten çıkartılan bir yorum olduğunu kabul etmekte ve hatta muha-liflerini bununla ilzam etmektedir. Yani bu hadiste size de bize de açık bir delil yoktur demektedir. Vallahu a’lem.

Tahavi, ardından hadiste bahsedilen kişinin mürted oldu-ğuna delalet eden ziyadeyi rivayet etmektedir. O ziyade şöyle-dir:

ثنا حسين بن نصر - ٤٨٨٦ د ا� بن قال: ثنا عب ,قال: ثنا يوسف بن عدي ,حدعن ," عن يزيد بن البراء ,عن جابر الجعفي ,عن زيد بن أبي أنيسة ,عمرو قال: لقي خاله ومعه راية فقلت له: إلى أين تذهب؟ فقال: بعثني رسول ,أبيه

عليه وسلم إلى رجل نكح امرأة أبيه أن أقتله وآخذ ا� صلى ا�

4886- Yezid b. El-Bera’dan, o babasından, onun şöyle dediğini rivayet etti: Babam, beraberinde sancak bulun-duğu halde dayısı ile karşılaştı. Ona: Nereye gidiyorsun? Diye sordum. Dayım: Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) beni, babasının karısını nikahlayan bir adama onu öldür-mem ve malını almam için gönderdi, dedi.

Yine buna yakın bir rivayet el-Bera’dan başkasında da nak-ledilmiştir:

Page 47: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

47❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

د بن - ٤٨٨٧ ثنا محم ثنا ,علي بن داود حد د بن الورد قالوا: حد وفهد ومحميوسف بن منازل الكوفي قال: ثنا عبد ا� بن إدريس عن خالد بن أبي

ة عن أبيه بي أن «كريمةعن معاوية بن قر ا صلى الن ه بعث وسلم عليه � جدس رجل إلى معاوية س عنقه يضرب أن أبيه بامرأة عر ماله ويخم

4887- Muaviye b. Kurra’dan, onun, babasından rivayet ettiğine göre, peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) onun dedesi Muaviye’yi babasının karısı ile evlenmiş bir ada-mın boynunu vurması ve malını beşte biri alıp gelmesi için gönderdi.

İmam Tahavi (Rahmetullahi Aleyh) bu hadisleri şöyle izah et-mektedir:

عليه وسلم في ا أمر رسول ا� صلى ا� هذين الحديثين بأخذ مال فلما محاربا فوجب أن جه مرتد ج كان بتزو ج وتخميسه دل ذلك أن المتزو المتزو

ته ين �ن المرتد الذي لم ي ,يقتل لرد حارب كل قد وكان ماله كمال الحربيخميس. فقال قوم وهم أبو حنيفة وأصحابه ,أجمع في أخذ ماله على خ�ف الت

رحمهم ا� ومن قال بقولهم ماله لورثته من المسلمين. وقال مخالفوهم: ماله ء و� تخميس فيه �نه لم يوجف عليه بخيل و� ركاب. ففي تخميس كل في

ج عليه وسلم مال المتزو بي صلى ا� دليل على أنه قد -الذي ذكرنا -النة والمحاربة د جميعا. فانتفى بما ذكرنا أن يكون على أبي كانت منه الر

ة حنيفة وسفيان رحمهما ا� في ذلك الحديث حج

“Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in bu iki hadiste evlenen o adamın malının ve (diğer rivayette) beşte biri-nin alınmasını emretmiş olması, evlenen o kişinin, bu ev-liliği ile mürted ve muharib (kendisi ile savaşılan) bir kimse olduğuna, mürted oluşu dolayısıyla öldürülmesi

Page 48: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

48❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü gerektiğine, malının harbilerin malı gibi değerlendirildi-ğine delildir. Çünkü savaşa kalkışmamış mürtedin malı-nın alınacağını ittifakla herkes kabul etmiştir. Ancak beşte birinin alınması konusunda böyle bir ittifak yoktur.

Bazıları –ki bunlar Ebu Hanife, onun arkadaşları ve on-ların görüşlerini kabul eden kimseler olup- onun malı Müslüman mirasçılarına aittir, demiştir.

Onlara muhalefet edenler ise şöyle demişlerdir: Malı bir fey olup malının beşte birinin alınması diye bir şey yoktur. Çünkü onun ele geçirilmesi için ne ata binilmiş ne de deve koşturulmuştur.

Ancak Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in sözünü ettiğimiz evli adamın malının beşte birini alması ise bu adamın aynı zamanda hem mürted olmuş hem de muha-rabe etmiş (İslam yönetimine karşı baş kaldırmış) birisi olduğuna delildir.

Sözünü ettiğimiz bu açıklamalar ile Ebu Hanife ve Süf-yan’a karşı bu hadiste delil olacak bir taraf kalmamakta-dır.”

Tahavi, böylece mahremleriyle evlenen kişiye zina haddi gerektiğini söyleyen cumhurun bu hadisle ihticac edemeyece-ğini, zira bu hadiste bahsedilen kişinin mahremleriyle evlen-menin ötesinde bir fiil olan irtidad suçunu işlediğinden dolayı öldürüldüğünü ve tıpkı mürtedler gibi malının alındığını be-yan etmektedir. Ardından Kufe fakihlerinden bu iki zatın sa-vunduğu şekilde fasid bir nikah akdine dayanarak zina eden kimselere hadd değil tazir gerekeceğini isbat etme sadedinde şöyle demektedir:

كاح نكاحا � يثبت فكان ينبغي إذا لم يثبت فإن قال قائل: فقد رأينا ذلك النح أن يكون في حكم ما لم ينعقد فيكون الواطئ عليه كالواطئ � على نكا

. [ص: فلم كان سؤالك إيانا ما ذكرت ,] قيل له: إن كان ذلك كذلك 151فيحد

Page 49: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

49❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

زويج كان ينبغي أن تقول رجل زنى بذات محرم منه. فإن قلت ذلك ذكر التج كان جوابنا لك أن نقول: علي زو يت ذلك ,ه الحد وإن أطلقت اسم الت وسم

كاح نكاحا وإن لم يكن ثابتا ف� حد على واطئ على نكاح جائز و� فاسد الن“Eğer bir kimse: Bizler, böyle bir nikâhın sabit olma-

yan bir nikâh olduğunu gördük. Sabit olmadığına göre, onun hiç akit yapılmamış hükmünde olması ve böylelikle buna binaen ilişki kuran kimsenin, nikâhsız ilişki kuran kimse gibi değerlendirilerek ona had vurulması gerekirdi diyecek olursa ona şöyle cevap verilir:

Eğer durum böyleyse niçin senin bize sorun bu şekil-dedir? Bu durumda senin, sorduğun soruda evlenmeden söz etmemen gerekirdi ve sen: Bir adam kendisine mah-rem olan bir kadın ile zina etti, demeliydin.

Böyle diyecek olursan bizim de sana cevabımız şöyle olur: Ona had uygulamak gerekir. Eğer evlilik lafzını kul-lanıp ona nikâh adını verecek olursan, bu sabit olmasa dahi ister caiz isterse de fasid olsun bir nikah üzere ilişki kuran kimseye had söz konusu değildir.”

Bedruddin el-Ayni’nin bu ibarenin şerhinde de açıkladığı üzere bu hususta Ebu Hanife’ye muhalif olanlar, mahremle-riyle evlenen kimse gibi haram evlilikler yapan kişilerin nikahı fasid yani geçersiz olduğundan dolayı bu nikahı yok sayarak bu kimselere normal zina haddini uygun görmektedirler. Ayni, açıklamasının devamında bu kimseler, fasid dahi olsa bir nikah kıymadan bu ilişkiye girseydi onlara zina haddi gerekeceğini söyledikten sonra şöyle devam etmektedir: “Eğer sen bu kişi mahremiyle evlendi, ardından ilişkiye girdi dersen o za-man şöyle deriz: Şüpheden dolayı bu kimseye had cezası uygulanmaz. Zira ister helal bir nikah olsun, isterse de ha-

Page 50: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

50❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü ram bir nikah olsun nikahta mutlak olarak had cezası yok-tur”33

Gerek İmam Tahavi, gerekse Bedruddin el-Ayni Hanefile-rin meşhur “şibh-i nikah yani nikah şüphesi taşıyan işlerde zina haddi uygulanmaz” kaidesini savunmaktadırlar. Açıkça belirttikleri gibi bir haram bir ilişkiden önce ister fasid, ister geçerli olsun nikah akdi yapılırsa artık bu ilişkiye giren kişilere zina haddi gerekmez. Açıkça anlaşılacağı üzere Hanefilere göre ister kendisine ebediyen haram olan mahremleriyle nikah kı-yan olsun, isterse arızi bir durumdan ötürü haram olan müş-riklerle iman etmeden önce nikah kıyanlar olsun haram bir ev-lilik yapan kimseden had cezası düşer. Zira Allah Rasûlü (Sal-lallâhu Aleyhi ve Sellem) “şüphelerle hadleri düşürünüz” buyur-muştur. Görüldüğü gibi bu imamlar haram bir nikah akdi ya-pan kişileri haramı meşrulaştırdığı gerekçesiyle tekfir edip ona mürted cezası uygulamak şöyle dursun, bu durumdaki bi-risine zina cezası dahi vermemektedirler. Diğer alimler ise ni-kah geçersiz olduğundan dolayı nikahı yok hükmünde sayarak zina cezası vermektedirler.

Görüldüğü gibi Seleften veya haleften hiçbir alim, ni-kah akdi kıymak haramı meşrulaştırmaktır deyip haram evlilikler yapanları tekfir etmemiştir. Bütün fıkıh kitapla-rında haram evliliklerle alakalı müstakil bablar vardır. Bunların hiç birisinde ister müşriklerle evlilik isterse de başka haram nikah türleri olsun bu sayılan haram evlilik-ler aynı zamanda küfürdür, manasında tek bir kelime dahi getirilemez. Bu, asrımızdaki bazı cahillerin zama-nında düşünmeden ve araştırmadan ortaya attıkları ve şimdi de nasıl savunacaklarını şaşırdıkları bir hezeyan-dan öteye geçmez. Ümmetin kitapları ortadadır. Aksini id-dia eden kişi alimlerden bu iddiaya destek olacak tek bir harf dahi olsa getirmekle mükelleftir.

33 Ayni, Nuhab’ul Efkar, 15/512

Page 51: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

51❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

İmam Tahavi (Rahmetullahi Aleyh) son olarak haram evlilik yapan kişiye zina haddi uygulanmayacağını delillendirmek amacıyla Ömer (Radîyallâhu Anh)’ın bir fetvasını zikrediyor:

ة التي ,خطاب رضي ا� عنه وقد رأينا عمر بن ال ج في العد قضى في المتزو � يثبت فيها نكاح الواطئ على ذلك ما يدل على خ�ف مذهبك. وذلك أن

“Ömer B. El-Hattab’ın, iddet süresi içerisinde bir kadın ile evlenen bir kimse hakkında sizin benimsediğiniz görü-şün aksine delil olacak bir hüküm verdiğini görüyoruz. Oysa iddette ilişki kuran hiçbir kimse için bu konuda ni-kah sabit olamaz. Bunu da şu rivayette görüyoruz:

ثنا قال: - ٤٨٨٨ ثنا عبد ا� بن مسلمة بن قعنب قال: إبراهيم بن مرزوق حدثنا مالك عن ابن شهاب عن سعيد بن المسيب وسليمان بن يسار أن طليحة

تها فأتي بها عمر بن الخطاب فضربها ضربات بالمخف قة وضرب نكحت في عدق بينها وبين زوجها تها فر ق بينهما وقال أيما امرأة نكحت في عد زوجها وفر

ل تها من ا�و ت بقية عد ت من ا�خر وإن كان ,الذي نكحت ثم اعتد ثم اعتدل , بها ا�خر ثم لم ينكحها أبدا دخل ت من ا�و وإن لم يكن دخل بها اعتد

وكان ا�خر خاطبا من الخطاب

4888- (..) Said b. El-Museyyeb ile Süleyman b. Ye-sar’dan rivayete göre, Tuleyha iddet içerisinde iken ni-kahlandı. Ömer b. El-Hattab’a getirildi. Ona elindeki kamçı ile birkaç darbe indirdiği gibi kocasına da vurdu ve onları birbirinden ayırarak şöyle dedi: “Herhangi bir ka-dın iddeti içerisinde nikahlanacak olursa nikahlamış ol-duğu kocası ile birbirlerinden ayrılırlar. Sonra diğer ko-casından iddet bekler. İsterse öteki onunla gerdeğe girmiş olsun. Daha sonra da sonraki koca onu ebediyen nikahla-

Page 52: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

52❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü yamaz. Eğer sonraki koca onunla gerdeğe girmemiş ise bi-rincisinden iddet bekler, diğeri ise ona evlilik teklifi yapa-bilecek taliplerden biri olur.”34

ثنا يونس - ٤٨٨٩ عن ابن ,قال: أخبرني يونس ,قال أخبرنا ابن وهب ,حدفذكر بإسناده مثله ,شهاب

4889- Bana Yunus, İbn Şihab’tan haber verdi. O, hadisi se-nediyle aynen zikretti.

ثنا إبراهيم بن مرزوق - ٤٨٩٠ قال: ثنا هشام بن ,قال: ثنا وهب بن جرير ,حدج امرأة في ,أن رج� ,عن سعيد بن المسيب ,عن قتادة ,أبي عبيد ا� تزو

تها ق بينهما وقال فرفع إلى عمر فض ,عد داق وفر ربها دون الحد وجعل لها الص� يجتمعان أبدا. قال: وقال علي رضي ا� عنه إن تابا وأصلحا جعلتهما مع

الخطاب 4890- Said b. el-Müseyyeb’den rivayete göre, bir adam

iddeti içersinde bir kadın ile evlendi. Bu husus Ömer’e dava edilince o kadına hadden daha aşağı bir miktar vurdu ve ona mehir verilmesini takdir etti. Onunla koca-sını birbirinden ayırdı ve: Ebediyen bir araya gelemezler, dedi.

(Said b. El-Museyyeb) dedi ki: Ali de : Eğer ikisi de tövbe edip (durumlarını) düzeltirlerse her ikisini de evliliğe talip olanlar arasına koyarım, dedi.35

Bedruddin el-Ayni bu üç rivayetin de sahih yolla geldiğini söylemiş ve Said bin Museyyeb’in Ömer (Radîyallâhu Anh) ile gö-rüşmediği gerekçesi ile hadisi munkatı sayan İbn Hazm’ın bu iddiasının doğru olmadığını söylemiştir.36

34 Malik, Muvatta’da no: 1115’te rivayet etmiştir. 35 İbn Ebi Şeybe, el-Musannef no: 28553. 36 Nuhab’ul Efkar, 15/514

Page 53: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

53❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Tahavi, bu rivayetleri zikrettikten sonra şöyle demiştir:

ج ف وج المتزو ة أف� ترى أن عمر رضي ا� عنه قد ضرب المرأة والز ي العدبالمخفقة فاستحال أن يضربهما وهما جاه�ن بتحريم ما فع� �نه كان أعرف ا ضربهما دل ذلك أن ة. فلم با� عز وجل من أن يعاقب من لم تقم عليه الحج

حريم قبل أن يفع� ثم هو رضي ا� عنه لم الحج ة قد كانت قامت عليهما بالت عليه وسلم فتابعوه يقم عليهما الحد وقد حضره أصحاب رسول ا� صلى ا�

كاح إذا كان وإن كان على ذلك ولم يخالفوه فيه. فهذا دليل صحيح أن عقد النخول الذي يكون بعده ,� يثبت وجب له حكم النكاح في وجوب المهر بالد

ة منه وفي ثبوت النسب وما كان يوجب م ا ذكرنا من ذلك فيستحيل وفي العدنا نا � يوجب ثبوت نسب ,أن يجب فيه حد �ن الذي يوجب الحد هو الز والز

ة و� مهر و� عد

“Ömer (Radîyallâhu Anh)’ın, iddet içerisinde evlenen ka-dını ve erkeği kamçısı ile dövdüğünü görüyoruz. Yaptıkla-rının haram olduğunu bilmedikleri halde onları dövmesi ise imkansız bir şeydir. Çünkü Ömer (Radîyallâhu Anh), ken-disine hüccet ikame edilmemiş kimseleri cezalandırma-yacak kadar Allah’ı bilen, tanıyan birisi idi.

Onları dövmüş olması ise, bu işi yapmadan önce bu yaptıklarının haram olduğuna dair delilin onlar tarafın-dan bilindiğini göstermektedir. Yine de o her ikisine de had uygulamadı. Bunu, Rasûlullah’ın ashabının huzu-runda yapmıştı. Onlar da bu konuda ona uydular ve ona muhalefet etmediler.

İşte bu, eğer nikah akdi yapılmışsa isterse sabit olma-yan bir akit olsun, gerdeğe girdikten sonra mehrin gerek-mesi, ondan dolayı (gerdekten dolayı) iddet beklemek,

Page 54: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

54❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü nesebin sübutu gibi hükümlerin de bu akit dolayısıyla sa-bit olduğuna dair sahih bir delildir. Sözünü ettiğimiz bü-tün bu hususları gerektiren bir akit halinde ise haddin ge-rekmesi imkansız olur. Çünkü haddi gerektiren şey zina-nın kendisidir. Zina ise nesebin de mehrin de iddetin de sabit olmasını gerektirmez.”

Görüldüğü üzere Ömer (Radîyallâhu Anh) iddet süresi dolma-dan evlenen kişilerin yaptığı haram bir nikah akdi olmasına rağmen onlara tazirin ötesinde bir ceza vermemiş, tekfir et-mek bir yana zina haddi dahi vurdurmamış ve hatta yaptıkları akdi geçersiz saydığı halde mehrin, iddetin, nesebin subutu gibi konularda bir açıdan nikahı geçerliymiş gibi muamele et-miştir. Halbuki muhaliflerin iddiasına göre bu karı kocayı ha-ramı meşrulaştırdıklarından ötürü mürted sayarak ölüm ce-zası uygulaması gerekiyordu! Tahavi’nin işaret ettiği gibi bu kimseler iddet dolmadan evlenmenin haram olduğunu da bili-yorlardı ki bu zaten açık nassla sabit olan bir meseledir:

“Boşanmış kadınlar, kendi başlarına (evlenmeden) üç ay hali (hayız veya temizlik müddeti) beklerler.”37

“Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda, onları id-detlerini gözeterek boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun.”38

Bu konuda daha nice nasslar vardır. Söz konusu kişiler bu nassların zıddına hareket ettikleri ve buna muhalif bir nikah akdi yaptıkları halde tekfirlerinden söz eden kimse olmamış-tır. Bedruddin el-Ayni, Ömer (Radîyallâhu Anh)’ın bu uygulama-sını Hanefilerin nikah şüphesi taşıyan akidlere zina muamelesi yapılmayacağı şeklindeki görüşüne delil getirmiştir.

İmam Tahavi, bu konuyu şu şekilde bitirmektedir:

37 Bakara: 229 38 Talak: 1

Page 55: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

55❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

كاح الذي فإ ن قال قائل: إن هذا الذي ذكرت من وطء ذات المحرم منه على الننا فأحرى أن يجب فيه ما يجب في وصفته وإن لم يكن زنا فهو أغلظ من الز

نا. قيل له: قد أخرجته بقولك هذا من أن يكون زنا وزعمت أنه أغلظ من الزمة نا من ا�شياء المحر نا أو ما كان أعظم من الز نا وليس ما كان مثل الز الز

نا �ن العقوبات إنما تؤخذ من يجب في انتهاكها من العقوبات ما يجب في الزم الميتة وقيف � من جهة القياس. أ� ترى أن ا� عز وجل قد حر جهة الت

م الخمر م ولحم الخنزير كما حر ا لم وقد جعل على شارب الخمر حد ,والدو� على أكل لحم الميتة وإن كان تحريم ,يجعل مثله على أكل لحم الخنزير

ما أتى به كتحريم ما أتى ذلك. وكذلك قذف المحصنة جعل ا� فيه جلد القاذف وإلزام اسم الفسق. ولم يجعل ذلك فيمن رمى ثمانين وسقوط شهادة

والكفر في نفسه أعظم وأغلظ من القذف. فكانت العقوبات قد ,رج� بالكفر ة و� في أشياء هي أعظم منها ولم يجعل في أمثالها ,جعلت في أشياء خاص

نا � يجب به أن يكون وأغلظ. فكذلك ما جعل ا� تعالى من الحد في الزظر نا. فهذا الذي ذكرنا في هذا الباب هو الن هو و ,واجبا فيما هو أغلظ من الز

قول أبي حنيفة وسفيان رحمهما ا� تعالى“Bir kimse: Senin sözünü ettiğin böyle bir kimsenin,

açıkladığın şekildeki bir nikâha dayanarak kendisine mahrem olan birisi ile cinsel ilişkide bulunması halinde zina etmiş sayılmasa dahi yaptığı bu iş zinadan daha ağır-dır. O halde zinada uygulanması gereken cezanın bu fiil sebebiyle de uygulanma gereği öncelikle söz konusu olur, diyecek olursa ona şöyle denilir:

Sen bu sözlerinle, böyle bir işi zinanın dışına çıkarmış oluyorsun. Sen bu işin zinadan daha ağır olduğunu iddia ediyorsun, oysa zina gibi ya da zinadan daha büyük olan

Page 56: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

56❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü herhangi bir haram işin yapılmasıyla zinada gereken ce-zanın gerekmesi de söz konusu değildir. Çünkü cezalar, tevkif ile öğrenilir, kıyas yoluyla öğrenilmez.

Nitekim yüce Allah’ın içkiyi haram kıldığı gibi leşi, kanı ve domuz etini haram kıldığını görüyoruz. İçki içene haddi öngörmekle birlikte aynı şeyi her ne kadar onun yaptığı işin haramlığı ötekinin haram oluşu gibi olsa da domuz eti yiyene de leş yiyene de öngörmemiştir.

Aynı şekilde muhsan olan bir kadına zina iftirasında bulunmaya da Allah’u Teala seksen celde olarak bir had belirlemiş ayrıca iftirada bulunan kimsenin şahitliğinin kabul edilmemesi ile ona fasık denileceğini tespit etmiş-tir.

Oysa böyle bir cezayı bir kimseye kâfir iftirasında bu-lunan için tespit etmemiştir. Hâlbuki özü itibariyle küfür (iftirası), kazf’den (zina iftirasından) daha büyük ve daha ağırdır.

Bu sebeple cezalar, özel bir takım şeyler hakkında tes-pit edilmekle birlikte ne benzerleri hakkında ne de onlar-dan daha büyük ve daha ağır olanlar hakkında öngörül-müştür.

Aynı şekilde Yüce Allah’ın zina ile ilgili tespit etmiş ol-duğu haddin de zinadan daha ağır olan şeyler hakkında uygulanması gerekmez.

İşte bu konuda bizim sözünü ettiğimiz bu açıklamalar doğru nazarın kendisidir ve bu aynı zamanda Ebu Hanife ve Süfyan’ın da görüşüdür.”

Şarih el-Ayni’nin de işaret ettiği gibi, bazı kimseler mah-remlerle evlenerek onlarla temas etmenin ve onların hürme-tini çiğnemenin zinadan daha ağır bir suç olduğunu ve hatta ondan daha ağır bir ceza gerektirdiğini ileri sürerek Kufelile-

Page 57: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

57❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü rin buna zina haddinden daha düşük olan tazir cezası verme-lerine itiraz etmişlerdir. Hanefiler de görüldüğü gibi had ceza-larının akli kıyaslarla belirlenmeyeceğini, bilakis tevkifi yani nassa bağlı dondurulmuş hükümler olduğunu söyleyerek bu itirazı defetmeye çalışmışlardır. Yeri gelmişken belirtelim ki bizim buradaki gayemiz haram evlilik yapanların durumunu fıkhi açıdan incelemek ve alimlerin muhtelif görüşlerinden hangisinin sahih olduğunu ortaya koymak veya bu hususta bir tercihte bulunmak değildir, böyle bir yetkimiz de yoktur. Biz bu hususlarda müftümüz olan, kendisinden fetva naklettiğimiz alimlere ve bilhassa Hanbeli fukahasına tabiyiz. Bu naklettiği-miz her şeyi doğru içtihad kabul ederek de nakletmiyoruz. Bi-zim burada gayemiz, sadece “haram evlilik yapmak küfürdür” şeklindeki batıl iddiayı alimlerden yaptığımız nakiller ışığında tenkide tabi tutmaktır. Ancak herkesi –bu meselenin tafsilatın-dan bağımsız olarak- Tahavi’nin zikretmiş olduğu şu genel ka-ide üzerinde düşünmeye davet ediyoruz: Şer’i cezalar kıyasla değil, tevkifle yani nassla belirlenir! Aslında bu kaide başta şer’i cezaların en büyüğü olan mürted ahkamı ve iman küfür hükümleri olmak üzere şeriatın her meselesinde geçerlidir. Ali (Radîyallâhu Anh) bu yüzden “Din, re’ye (görüşe) dayalı bir iş ol-saydı mestlerin üstünü değil, altını meshederdik” demiştir. La-kin bugün çoğu insan, dinin tevkifi olduğunu yani sınırlarının Allah ve Rasûlü tarafından çizilmiş olduğunu unutarak bil-hassa tekfir meselelerinde ifrat ve tefrit arasında görüş beyan etmekte; kimisi hoşlarına gitmeyen her fiile küfür olmadığı halde küfür hükmü verirken, kimisi de bariz küfür olan fiillere dahi akıllarına yatmadığı için küfür hükmü vermekten imtina etmektedir. Halbuki Kadı İyaz’ın Şifa’nın son kısmında da be-lirttiği gibi iman ve küfür hükümleri Allah ve Rasûlünden alı-nır; kısır delillendirmelerin ve fasid kıyasların bu meselede bir geçerliliği yoktur. Vallahu a’lem bi’s savab.

Haram evlilikler meselesi hakkında İmam Tahavi’den39 ve 39 Ebu Cafer et-Tahavi, Şerhu Meani’l Asar, 3/148-152. Naşir: Alem’ul Kutub, 1414/1994

Page 58: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

58❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü onun kitabını şerh eden Bedruddin el-Ayni’den40 yapmış oldu-ğumuz nakiller burada son buldu.

40 Bedruddin el-Ayni, Nuhab’ul Efkar, 15/501-517, Thk: Ebu Temim Yasir bin İbrahim, Katar, 1429/2008

Page 59: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

MESELE HAKKINDA MUHTELİF SORU VE CEVAPLAR

Analığını alan kişi hakkında mürted olma sebebi başka kü-fürleri olduğunu söylüyorsunuz. Bunu da helal saydığını söylü-yorsunuz. Bunun delili nedir. bu sizin sözünüz. Rasul Aleyhisse-lam bunu yapan kişiye sorun bakalım helal mi yoksa haram mı diyor, demiyor. Zaten hadisin metninde bunu helal saydı kelle-sini alın demiyor İbni kesir nisa 22 ayetinde, Atâ îbn Ebu Rebâh «Çünkü o, çirkin ve iğrenç bir şeydir.» âyeti hakkında; Al-lah ona (bunu yapana) buğz eder, demiş. «Ve o fena adetti.» âyeti hakkında da; bu yola giren insanlar için ne kötü yoldur, bun-dan sonra bunu yapan, dininden dönmüş olur ve öldürülür. Malı da Beytülmâl için ganimet sayılır demiştir. Sizler niye rasûl Aleyhisselam’ın verdiği hükmü uygulamıyorsunuz her meselede alimler helal saydığı için analığını alan kişi mürted olduğunu söylüyorsunuz. Bir de analığını alan kişi haram olduğunu söy-lese bu şekilde evli kalsaydı o zaman ne olacaktı. Delil olarak da zina yapan kişi zinayı meşrulaştırırsa ya da içkiyi meşrulaştı-rırsa kafir olmadığını söyleyip bunu delil alıyorsunuz helal sa-yarsa kafir olduğunu söylüyorsunuz. Doğru içki yada zina yapan müslüman ısrar dahi etse Müslümandır. Çünkü bunun hakkında küfür hükmü yok.

Siz bu konu hakkındaki alimlerin görüşünü söylüyorsunuz oysa Allah ihtilaf vukuunda Allah’a ve Rasûlü’ne götürürler nisa 65. İmam Şafiî’nin yada İmam Malik’in bu konu hakkında ayet ya da bildiği hadis var mı? Ancak kelamla gidiliyorsa ben deli-limi sundum. Birde hiç kimse böyle küfür hükmünü vermemiştir deyip bidat ehli diyorsunuz İbn Kesir’e yada ata bin İbn Rebaha ne diyorsunuz.

Alimler herşeyi tesbit edecek diye bir kural mı var. Allah Azze ve Celle bu hükmü vermiş rasûl Aleyhisselâm da uygulamış-tır, alimler zaten adamın kafir mi yoksa müslüman mı öldü-

Page 60: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

60❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü ğünde bile ihtilaf ediyor, kellesini almaya giden sahabelere so-ruyorlar siz neden bu adamın kellesini aldığınız dediğinde Rasûlullah (Aleyhisselam): Beni babasının hanımı ile evlenen bir adama gönderdi ve boynunu vurmamı emretti. Öldürme sebebi-nin, bu olduğunu söylüyor eğer başka bir küfrü olsaydı sahabeye söylemez miydi? Birde bu muayyen şahsın tekfirinde nikah ak-dinden başka bir çok illet söz konusu olabilir diyorsunuz .Olabi-lir demek ne demek, analığını alan kişi evlendiğinden dolayı ka-fir olmuyor diyorsanız hangi sebepten dolayı kafir oldu varsa ,kuran ve sünnetten getirin. Hadise yorum katmayın size istedi-ğiniz kadar süre getirin o zaman . Hidayete erenlere selam olsun.

Cevap:

Elhamdulillah vessalatu vesselamu ala Rasulillah, emma ba’d:

Bu cehalet numunesi yazılarda ilmi açıdan değer ifade eden bir şey olmadığı halde bu tür saplantılara kapılan birçok kimse olduğu için bir ibret vesikası olarak cevabıyla birlikte yayınlıyoruz. Umarım akletmeye vesile olur. Öncelikle şunu belirtmek istiyoruz ki 1400 senedir hiçbir alimin tesbit edeme-diği bir şeyi ahir zamanda ortaya çıkmış ve üstelik hiçbir ilme sahip olmayan birtakım kimselerin tesbit etmesi mümkün de-ğildir. Bunun mümkün olduğunu iddia etmek, İslam ümmeti-nin sapıklık üzerine birleşmiş olacağını ileri sürmektir. Bu konu üzerinde daha önce de durmuştuk ama hatırlatma kabi-linden konuyla ilgili hadisleri tekrar nakletmek istiyoruz:

“Ümmetim dalalet üzerinde birleşmez”41

“Allah benim ümmetimi dalalet üzerinde toplamaz”42

“Allahtan, ümmetimi hata üzerinde birleştirmemesini iste-dim; bunu bana verdi”43

41 İbni Mâce, Fiten: 8 42 Tirmizi, Fiten: 7 , Dârimî, Mukaddime, 8 43 Yakın anlam için bkz. Ebu Dâvud, fiten. 1

Page 61: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

61❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

“Ümmetimden bir topluluk, Allah’ın emri (kıyamet) gelin-ceye kadar Allah’ın emri üzere var olmaya devam edecek ve on-lara yardımdan çekinenler ve onlara muhalefet edenler asla on-lara zarar veremeyecektir”44

Görüldüğü üzere güya nasslara tabi olmayı hedeflediğini iddia eden birtakım insanlar, alimlerin tesbit edemediği şey-leri kendilerinin tesbit ettiğini iddia ederek bu zikrettiğimiz hadisleri yalanlamış olmaktadır. Çünkü bunların iddiasına göre bütün ümmet sapıklık üzere birleşmiş, tartıştığımız ko-nudan misal verecek olursak nikah akdinin helalleştirme ma-nasına geldiğini bugüne kadar hiçbir alim çözememiş, fakat günümüzde yaşayan ve Arapça dahi bilmeyen cahiller, hadis meallerine bakarak nikah akdi yapmak helal kılmak anlamına gelir diye hükmetmişler! Kısacası bu iddiaya göre ümmet 1400 senedir dalalet hatta küfür üzere yaşarken asrımızda yaşayan bazı kimseler ortaya çıkarak ümmete işin doğrusunu izah et-mişler! Şu halde Allah Rasûlü’nün bahsettiği sürekli hak üzere sebat edecek olan topluluk nerededir? Hani İslam ümmeti asla sapıklık üzere icma etmeyeceklerdi? Gerçekten ihtilafları Allah Rasûlü’ne götürmek gerekiyor; peki bu zikrettiklerimiz Allah Rasûlü (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in hadisi değil midir? İnsana düşen, bir hadisten kendi cehaletiyle anladığı şey; eğer ümme-tin icmasıyla çelişiyorsa kendi cehaletini öne alıp ümmeti da-laletle suçlayarak ümmetinin sapıklık üzere birleşmeyeceğini söyleyen Allah Rasûlü’nü yalanlamak değil; bilakis icmaya tes-lim olup kendi cehaletini sorgulamaktır, bunu artık herkes an-lasın!

Üvey anne hadisine gelince; biz ilk bölümde hadisin ulaşa-bildiğimiz bütün lafızlarını naklettik; bunların hiç birisinde üvey annesiyle evlenen şahıs mürted oldu, küfre girdi diye bir ibare var mı? Eğer bize güvenmiyorsanız, Arapçanız da varsa! Hadisin lafızlarını siz kendiniz araştırın ve içinde bu şahıs kafir olduğu için boynu vuruldu diye bir ibare geçen bir tek rivayet

44 Buhari no: 3641

Page 62: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

62❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü varsa burada yayınlayın! Şunu herkes bilmesi gerekir ki alim-ler hiçbir zaman gereksiz yere ihtilaf etmezler! Selef Alimleri bir meselede ihtilaf ediyorsa mutlaka o meselede bir kapalılık olduğundan dolayı ihtilaf etmişlerdir. Eğer ki üvey anne hadi-sinde bu şahsın mürted olduğundan dolayı öldürüldüğü hiçbir tevile mahal bırakmayacak şekilde açıkça beyan edilseydi bu şahsın kafir olduğu hakkında değil alimler, avamdan iki müs-lüman dahi ihtilaf etmeyecekti. Şu halde sanki hadis çok açık olduğu halde alimler ihtilafa düşmüş de siz de bu sebeble in-sanların sözünü bırakıp Allah Rasûlü’ne tabi olmuşsunuz gibi bir çarpıtmaya gitmeyin! Eğer hadisin açık olduğunu iddia edi-yorsanız yukarda da söylediğim gibi hadisin neresinde bu şah-sın kafir olduğu yazılıyorsa bunu ortaya koyarsınız. Şahsın öl-dürülmesi her zaman için kafir olduğuna delalet etmez. Küfür olmadığı halde şeriatın ölüm cezası verdiği birçok fiil vardır. Evliyken zina etmek, adam öldürmek, livata vb. Malının alın-ması da keza her zaman küfre delalet etmez. Çünkü alimlerden bir kısmına göre malına el koyma şeklinde bir ceza çeşidi caiz-dir. Alimlerden bazıları bu şahsın malının alınmasını yaptığı suçun ağırlığına bağlamışlardır. Nitekim sünnette zekat ver-meyenlerden malının yarısının alınması gibi uygulamalar söz konusudur. Biz bunları bu yorumları tasvib ettiğimizden do-layı nakletmiyoruz, racih olan kavil elbette ki hadisteki şahsın mürted olduğudur. Ancak bu şahsın mürted olduğu neticesi hadisteki açık bir lafızdan değil, hadisin yorumlanmasıyla elde edilmektedir. Şu halde muhalif görüşte olan alimleri açık nassa muhalefetle suçlamanızın bir dayanağı yoktur.

Kaldı ki bu hadis en fazla hadiste bahsi geçen muayyen ki-şinin küfre girdiğine delalet etmektedir. Üvey annesiyle evle-nen herkesin küfre girdiğine nasıl delil olmaktadır? Siz bundan da öte hadisten haram bir nikah akdi kıyan herkesin kafir ol-duğu neticesini istinbat (!) ediyorsunuz. Hadisin neresinde ha-ram nikah akdi yapan kişi kafir olur şeklinde bir hüküm vardır, gösterebilir misiniz? Hadiste bahsedilen mesele muayyen bir fert hakkında verilmiş bir hükümdür. Hadiste şahsın mürted

Page 63: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

63❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü olduğu sabitse bile şahsın neden tekfir edildiğine dair bir bilgi yoktur. Alimler, şahsın haramı helal saydığından ötürü tekfir edildiğini söylemişlerdir. Taberi gibi alimler, bu şahsın Allah ve Rasûlü’ne meydan okuduğundan dolayı tekfir edildiğini zik-retmiştir. Bunların hepsi ilerde inşallah gelecektir. Bu şahsın tekfir sebebi olarak haram bir evliliği nikah akdi yoluyla meş-rulaştırmış olması yorumu ise günümüzdeki cahillere aittir. Eğer bu sizin kendi yorumunuz değil de hadiste bizzat geçen bir ibareyse söz konusu hadisten “Bu adam nikah akdi yaparak haramı meşrulaştırmıştır, bu yüzden kafir olmuştur” şeklinde veya buna yakın bir ibareyi gösterin!

Ata bin Ebi Rebah’ın üvey annesiyle evleneni tekfir etme-sine gelince; evvela “bunu yapan dininden dönmüş olur” iba-resi tesbit edebildiğimiz kadarıyla Ata’ya değil, İbn Kesir’e ait-tir. Bu alimlerin üvey annesiyle evleneni tekfir ettiği sabit olsa dahi buradan haram evlilik yapan herkes kafirdir şeklinde ge-nel bir hükmün kasdedildiğini neye binaen ileri sürüyorsu-nuz? İbn Kesir bunu üvey anneyle alakalı ayetin tefsirinde Ata'nın kavlini naklettikten sonra zikretmiş ve diğer haram ev-liliklerden bahsetmemiş, ayrıca bunun küfür oluş illetini de si-zin gibi nikah akdi yapmasına vs. bağlamamıştır, hatta mesele-nin tafsilatına hiç girmemiş ve dolayısıyla bu amelin küfür olma illetine de değinmemiştir. Onların bunu söyleyerek ha-ram evlilik yapan herkes kafirdir şeklinde genel bir kaide ih-das ettiklerine dair hiçbir delil yoktur. Bu kavilden bu neticeyi çıkarmak da yine birilerinin şahsi yorumu olmaktan öteye git-mez.

Kısacası günümüzdeki bazı cahillerin bu hadisten çıkart-tıkları hükümler tamamen şahsi yorumlardan ibarettir ve id-dia etmiş oldukları “nikah akdi yapmak helalleştirme anlamına gelir”, şeklindeki bir hükmü hiçbir alimden nakledemeyecek-leri gibi hadisin hiçbir lafzında da böyle bir ibare bulamazlar. Nasslara yapmış oldukları kişisel yorumlarını mutlaklaştırıp dinin bizzat kendisi gibi sunmak ise Allaha ve Rasûlü’ne iftira-dır ve de bu bidatçıların en büyük alametlerinden birisidir.

Page 64: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

64❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Haram evlilik yapmak küfürdür, nikah akdi helalleştirmek manasına gelir diyen bütün muhaliflerden istenen çok basit bir şeydir: Bu iddialarının delilini getirmek! Bizim buradaki mese-lemiz ne üvey anne hadisinde geçen kişinin kafir olup olmadığı konusudur; hatta genel olarak üvey annesiyle evlenen kişi ka-fir olur mu olmaz mı meselesi de değildir. Bizim konumuz bel-lidir. Birileri haram bir evlilik üzerine nikah akdi gerçekleştir-menin küfür olduğunu iddia ediyorlar, her iddia sahibinin delil getirmesi gerektiği gibi bu iddiacıların da Kitap, Sünnet ve İc-ma'dan "Haram evlilik yapmak küfürdür" iddiasına delil getir-mesi gerekir. Buna dair ya bir ayet, yoksa bir hadis, veya icma-dan bir delil; hatta hiç birisi yoksa alimlerden "evlenilmesi ha-ram olan birisiyle nikah akdi yapmak küfürdür" manasında bir tek kelime getirsinler; onlardan istenen bu kadar kısa ve öz-dür. Sözü uzatmaya, alakasız yerlere çekmeye gerek yoktur; üvey annesiyle evlenen kişinin kıssası gibi hadislerden çıkar-tılan şahsi yorumlar da bizi ilgilendirmemektedir. Bir iddiaya getirilecek delilin konuyla doğrudan irtibatlı olması gerekir. Üvey anne hadisinde nikah akdi yapmak helalleştirmek sayılır diye bir ibare geçmemektedir. Konuya tam manasıyla işaret eden bir delil varsa getirin, yoksa bunun delilsiz bir iddia oldu-ğunu itiraf edin ve iddianızdan vazgeçin, tevbe edin! Muhalif-lerin yapacağı şey bu kadar basittir. Vesselamu ala men'itte-bea'l huda...

***

Soru:

-Bir müslüman, Tevhid’den habersiz bir kişiyle evlendi-ğinde, kızın kendisini dinleyip itaat edecek zannı ile belki kendi vesilesiyle Allah'ın hidayet vereceğini düşündüğü (hida-yet ancak Allah'tandır) biriyle evlenmesi yanlış olmakla be-raber, böyle bir evliliğin yaptığını farz edecek olursak, bu müslüman kişinin hükmü ve böyle bir evliliğin hükmü nedir? Bu tıpkı içki ve yahut hırsızlık gibi büyük günah olan bir suç

Page 65: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

65❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü mu işlemiştir, yoksa bu kişi küfre mi girmiştir, küfre girmişse bunun delili nedir ?

Cevap:

Bismillahirrahmanirrahim.

Müşriklerle evlenmek kat'i nassla sabit bir haramdır.

“İman edinceye kadar müşriklerle evlenmeyin...”45

Mealindeki ayet buna delalet etmektedir.

“Kafir kadınları nikahınız altında tutmayın...”46

Ayeti de önceden evlenilmiş olan müşrik kadınları nikah altında tutmayı nehyetmektedir. Alimler bu kat'i nasslar sebe-biyle müşriklerle nikah kıymanın veya nikahı devam ettirme-nin haram olduğu hususunda icma etmiştir. Her kim bu fiille-rin tümüyle helal olduğunu veya tebliğ, davet vb. sebeblerle helal olacağını iddia ederse kati bir haramı helal saydığı için küfre girmiş olur. Ancak bunun haram olduğunu itiraf ederek müşriklerle evlilik yapan veya mevcut evliliği sürdüren bir kişi ise günahkar olmakla beraber bundan dolayı tekfir edilmez. Bazılarının iddia ettiği şekilde nikah akdi helal saymak anla-mına gelir vs. görüşlerin dayandığı bir delil yoktur. Vallahu a'lem.

Soru:

Bismillah. "Sen bundan (Kur'an'dan) önce gafillerden idin" [Yusuf 3]. "Kitap nedir iman nedir bilmezdin" [Şura 52]. Ve bir de vahyin birkaç ay boyunca kesilmesinden sonra nazil olan "(Rabbin) Seni şaşırmış bulup da doğru yola eriştirmedi mi?" [Duha 7] ayetlerini göz önünde bulundura-rak;

45 Bakara: 221 46 Mümtehine: 10

Page 66: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

66❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Cibril'le ilk karşılaşmadan sonra peygamberin (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Haticetul Kubra ile tekrar nikah kıydığına iliş-kin deliliniz var mı? Her ne kadar Hatice validemiz ilk iman eden kişi ise de, peygamber hakkında peygamberin (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) "vahiyden önce dalalet üzereydin" denildiği bir vaziyette Hatice validemizin daha sahih akideye sahip olması düşünülemez. Öyleyse mağaradan eve gidene kadar nikah düşmüş müdür? Allah razı olsun.

Cevap:

Bismillahirrahmanirrahim,

Evvela bu bahsetmiş olduğunuz ayetlerde kasdedilen şey Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)'in vahiy gelmeden önce kü-für ve şirk üzere olduğu değildir. Bundan kasıd Rasûlullah’ın putlara ibadet etmemekle beraber Allah'a nasıl ibadet edilece-ğinin tafsilatını ve diğer şer'i ahkamı bilmemesi gibi hususlar-dır. Yoksa Rasûller gerek risaletten önce gerekse sonra iman üzeredirler.

Nikah konusuna gelince; alimlerin ekseriyetine göre karı koca iddet süresi içinde iman ettikleri takdirde nikah tazele-meleri gerekmez. Kişinin şirk üzere olması, geçmişteki nikahı-nın geçersizliğini gerektirmez. Vallahu a'lem.

Soru:

Allah razı olsun. "Bir iddet süresi"nin delili nedir?

İkinci olarak, “Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (nikahı) altında idiler, onlara hıyanet etti-ler.” [Tahrim 10] Yukarıda bahsedilen hüküm aile hukuku ile alakalı olduğu için aklıma takıldı, ayetteki nikahlar hak-kında ne anlamalıyız? Eski şeriatların neshedildiği durum-lardan biri midir, değilse açıklar mısınız?

Page 67: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

67❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Cevap:

Bismillahirrahmanirrahim.

İbn Kudame el-Hanbeli (Rahmetullahi Aleyh) karı kocadan bi-risinin müslüman olmasıyla alakalı hükümleri açıkladığı yerde meseleye şöyle girmiştir:

تها حرمت ، ثم أسلم فمن لم تسلم منهن قبل انقضاء عد فإن كان دخل بهنينان في هذه المسألة فصول عليه منذ اختلف الد

“Koca, eğer ki hanımlarıyla zifafa girdiyse ve sonra müslüman olduysa eşlerinden iddet bitiminden önce müslüman olmayanlar, din ayrılığı baş gösterdiği andan itibaren ona haram olur. Bu meselede bazı tafsilatlar var-dır…”

Yani eşlerden birisi müslüman olduğu andan itibaren bir-birlerine haram olurlar. İddet süresi bittiği halde diğer eş müs-lüman olmadığı takdirde ise nikah tümüyle ortadan kalkar. İd-det bitene kadar ise nikah askıdadır. Tıpkı ric’i talakta olduğu gibi kişi aile hayatını sürdüremez ancak iddet müddeti içinde eşi müslüman olursa yeni bir nikaha ihtiyaç olmadan ailesine geri döner. İmam Ahmed, Şafii, İshak ve seleften bir çoğu böyle demiştir. Malik ve Ebu Hanife ise eşlerden birisi müslüman olur olmaz nikahın fesh olduğunu söylemiştir. Bu kavle göre ise diğer eş de İslama girince yeni nikah gerekir. İbn Kudame bu hususta bazı tafsilatlar ve farklı görüşler zikrettikten sonra cumhurun dayandığı delilleri şöyle açıklamaktadır:

بن ولنا، ما روى مالك في موطئه، عن ابن شهاب قال: كان بين إس�م صفوان ة وامرأته بنت الوليد بن المغيرة نحو من شهر، أسلمت يوم الفتح، وبقي أمي

بي ق الن صلى -صفوان حتى شهد حنينا والطائف وهو كافر، ثم أسلم،فلم يفر

Page 68: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

68❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

عليه ت عنده امرأته بذلك النكاح. قال ابن عبد -وسلم ا� بينهما، واستقر: وشهرة هذا الحديث أقوى من إسناده البر

“Bizim görüşümüz ise Malik’in Muvatta’da İbn Şi-hab’dan naklettiği şekildedir. İbn Şihab şöyle demiştir: Safvan bin Umeyye’nin İslam’a girişi ile hanımının İslam’a girmesi arasında yaklaşık bir ay vardır. Kadın, Fetih günü müslüman olmuştur. Safvan ise kafir olarak kalmış ta ki Huneyn ve Taif gazvelerine kafir olarak şahid olmuş ve sonra müslüman olmuştur. Nebi Sallallâhu Aleyhi ve Sellem onları ayırmamıştır. (Müslüman olduktan sonra) Karısı onun yanında aynı nikahla kalmaya devam etmiştir. İbnu Abdilberr diyor ki: Bu hadisin şöhreti, isnadından daha kuvvetlidir.”

Ardından Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in döne-minde vuku bulan bu tür olayları zikretmeye devam etmekte-dir. Ebu Sufyan, İkrime, Hakim bin Hizam ve başka bir çok kim-senin İslam’a giriş hikayesinde kimi zaman koca, kimi zaman kadın önce müslüman olmuştur ve buna rağmen Nebi (Sal-lallâhu Aleyhi ve Sellem) onların nikahlarını geçersiz saymamıştır. İbn Kudame (Rahmetullahi Aleyh) ardından meseleyi şöyle bağla-maktadır:

ل البينونة، كالمطلقة واحدة، ة لها فتتعج خول، فإنه � عد ويفارق ما قبل الدل، ف� ا وقوع الفرقة من حين أسلم ا�و ن ة، فإذا انقضت، تبي وهاهنا لها عد

ين سبب الفرقة، فتحتسب الفرقة منه ة ثانية؛ �ن اخت�ف الد يحتاج إلى عد كالط�ق

“Bu mesele, zifaftan önce (müslüman olan kişinin) du-rumundan farklıdır. Çünkü zifaftan önce İslam’a giren ki-şiye iddet gerekmez ve tıpkı tek seferde boşanan kimse gibi araları derhal ayrılır. Burada ise iddet gerekir. İddet sona erdiği zaman (bain talaktaki gibi) ayrılırlar. Fiilen

Page 69: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

69❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü ayrılmaları (karı koca hayatının sona ermesi) ise eşlerden İslam’a giren ilk kişi ile beraber başlar. Bundan dolayı ikinci bir iddete ihtiyaç yoktur. Çünkü din farklılığı ayrıl-manın sebebidir. Burada ayrılık, boşanma gibi değerlen-dirilir.”47

Kısacası kocasından ayrılan her kadında olduğu müşrik ko-casından ayrılan kadının da iddet beklemesi gerekir ta ki rah-minin boş olduğu ortaya çıksın. Bununla müslüman kadının müşrikle evliliğini sürdürebileceği gibi bir mana anlaşılma-ması gerekir. Zaten yukarda birbirlerine haram olurlar diye-rek buna işaret etmişti.

İkinci meseleye gelince; Kurtubi Tahrim: 10. Ayetin tefsi-rinde Nuh ve Lut (Aleyhimesselam)’ın hanımlarının müşrik ya da münafık olduğuna dair kavilleri zikretmiştir. Onlar müslüman görünen münafıksa zaten burada bir mesele yoktur. Çünkü münafığın iç alemindeki küfür bizi ilgilendirmez, dışarıya kü-für izhar edene kadar ona müslüman muamelesi yapılır. Eğer müşriklerse onların şeriatında bu hususta bir nehiy gelmemiş olabilir. Hatta bizim şeriatımızda dahi ilk başlarda müşriklerle evlenmek ve nikahı altında tutmak men edilmemişti. Kurtubi (Rahmetullahi Aleyh) Mümtehine: 10 ayetinde geçen “Kafir ka-dınları nikahınız altında tutmayın” kavlinin açıklamasında şunları nakletmektedir: “en-Nehaî'den şöyle dediği nakledil-miştir: Burada kastedilen dar-ı harbe gidip orada kâfir olan müslüman kadındır. Kâfirler önceleri müslüman hanımlarla evleniyor, müslüman erkekler de müşrik kadınlarla evleniyor-lardı. Daha sonra bu husus, bu âyet-i kerime ile neshedildi. Bu-nun üzerine Ömer b. el-Hattab Mekke'de bulunan müşrik iki tane hanımını boşadı.”

Şu anda muhkem olan hüküm ise bunun haram olduğudur. Her kim müşriklerle evlilik hususunda geçerli olan haram hük-münü kabul etmeyip neshedilmiş olan hükümle amel edilebi-leceğini iddia ederse küfre girer. Zira İbn Kesir (Rahmetullahi 47 bkz. İbn Kudame, el-Muğni, 5/498-501, Thk: Abdulkadir Ata, Darul Kutubil İlmiyye

Page 70: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

70❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü Aleyh)’in Cengiz Yasası ile alakalı kavlinde zikrettiği gibi neshe-dilmiş şeriatlarla amel eden kişi icma ile kafirdir. Nuh ve Lut Aleyhisselam’ın hanımlarının durumuyla alakalı alimlerden bir açıklamaya ulaşamadım, ancak bunun ziyade bir ilim olması haricinde hüküm bakımından bir önemi yoktur. Çünkü İslam şeriatında müşriklerle evliliğin haram olduğu bellidir, geçmiş şeriatlardaki hükmün buna bir etkisi olmaz. Velhamdulillahi rabbil alemin.

Soru:

Müşriklerle nikah konusunda şöyle bir itiraz getirdiler de yazınızda geçen تحل .demekmiş (helalleştiren akid) العاقد مس���İmam Tahavi’nin asıl görüşü bu amelin küfür olduğuymuş dediler. Sizin çeviriniz yanlışmış dediler...

Bismillahirrahmanirrahim. Size tavsiyemiz haram evlilik-lerle alakalı yazımızı bir kez daha dikkatli okumanızdır, her ne kadar uzun bir yazı olsa da madem bu meseleyi araştırma ih-tiyacını hissettiniz şu halde konuyla alakalı müşkilatların bir çoğunu aydınlatabileceğine inandığımız bu yazıyı iyice fık-hederek okuyun ki kafanızdaki şüphelere cevap teşkil edebil-sin. Sorduğunuz meselenin de cevabı söz konusu yazıyı dik-katli okuyanlar açısından aslında risalede mevcuttur ama ben yine de size kolaylık olması açısından meseleyi anlamanıza yardımcı olacak hususları ilgili yazıdan derleyip nakledeceğim inşaAllah.

Evvela İmam Tahavi Rahmetullahi Aleyh’in söz konusu ifade-sini bir kez daha hatırlayalım:

ج لتزو جه دل ذلك فإذا كانت هذه العقوبة وهي القتل مقصودا بها إلى المتزوخول و� يكون ذلك إ� والعاقد مستحل أنها عقوبة وجبت بنفس العقد � بالد

لذلك

Page 71: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

71❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

“Bu ölüm cezasının, evlenen kimseye evlendiğinden dolayı verilmesi maksat olarak gözetilmişse bu durum, bunun bir ceza olduğuna ve gerdeğe girmekle değil de biz-zat akdin kendisi ile bu cezanın uygulanması gerektiğine delildir. Böyle bir hüküm ise ancak akdi yapan kimsenin bu yaptığını helal görmesi halinde söz konusu olabilir.”

Şimdi burada ne gibi bir tercüme yanlışlığı olabilir ki? Çünkü buradaki vav Allahu a’lem haliyyedir yani durum belir-ten vavdır. Bu (yani öldürme) sözko0cak akit yapan kişinin bunu helal görmesi hali müstesna. Mana bu şekildedir. Vav’ı yeni bir cümle başlangıcı olarak aldığımızda ise tamamen ma-nasız bir ifade ortaya çıkıyor. Yani ك ون ذل���� ك�� -Bu (yani öl وال ی��dürme) söz konusu olmaz dedikten sonra تحل لذلك إال والعاقد مس������“akit yapan bunu helalleştirmiştir.” Diyeceğiz de o aradaki (ha-riç, müstesna… gibi anlamlara gelen) “illa” istisna edatını ne yapacağız? Arapçayı bilen birisi bu şekilde anlamlı bir cümle kurulamayacağını da bilir. Bizim risalede geçen ifadenin yan-lış tercüme edildiğini iddia eden kişi madem çok Arapça bili-yorsa o zaman söz konusu ifadenin neden kendi iddia ettiği şe-kilde çevrilmesi gerektiğini de nahiv kaideleri ışığında ortaya koysun.

Bunlar söz konusu ifadeyi iddia edilen şekilde tercüme et-menin imkansız olduğunu nahiv kaideleri açısından izah eden açıklamalardı. Bu ifadenin bu şekilde tercüme edilmesini im-kansız kılan ikinci bir husus ise ifadenin sahibi olan İmam Ta-havi’nin bizzat kendisidir. Çünkü Hanefi fakihlerinden olan İmam Tahavi nikah akdini küfür görmek şöyle dursun haram bir nikah vasıtasıyla ilişkiye giren kişiye zina haddi bile tatbik edilmeyeceğini savunan bir alimdir. Helal kılmayla alakalı söz-lerini sarf etmeden önce konunun girişinde şunları zikrediyor:

ج ذات محرم منه وهو عالم بحرمتها عليه فدخل بها ,فذهب قوم إلى من تزووا في ,اني أن حكمه حكم الز جم أو الجلد واحتج نا الر وأنه يقام عليه حد الز

Page 72: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

72❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

ا ا�. د رحمهم ن قال بهذا القول أبو يوسف ومحم ذلك بهذه ا�ثار. وممنا فقالوا: � يجب ,وخالفهم في ذلك آخرون ولكن يجب فيه , في هذا حد الز

وري ن قال بذلك أبو حنيفة وسفيان الث عزير والعقوبة البليغة. ومم الت رحمهما ا�

“Ebu Cafer dedi ki: Bazıları, kendisine mahrem olan ve onunla evlenmesinin haram olduğunu bildiği halde mah-remi ile evlenen ve onunla gerdeğe giren bir kimsenin hükmünün zinakarın hükmü ile aynı olduğu, ona zina haddi olan recm ya da celde cezası uygulanacağı kanaatini benimsemiş ve bu hususta bu rivayetleri delil göstermiş-tir.

Bu görüşü ifade edenler arasında Ebu Yusuf ve Mu-hammed –Allah’ın rahmeti onlara olsun- de vardır.

Bu hükümde başkaları onlara muhalefet ederek: böyle bir durumda zina haddini uygulamak gerekmez. Ancak ta-zir ve ağır bir ceza vermek gerekir, demişlerdir.

Bu görüşü kabul edenler arasında Ebu Hanife ve Süf-yan es-Sevri –Allah’ın rahmeti onlara olsun- de vardır.”

Tahavi’nin zikrettiği gibi Kufe fakihlerinden Ebu Hanife ve Sufyan ise böyle bir kimseye tazir cezasını uygun görmüştür. Tahavi bu görüşlerin önce bu iki imama kadar varan senedle-rini zikretmektedir:

ثنا سليمان بن شعيب - ٤٨٨٤ د ,عن أبيه ,حد عن ,عن أبي يوسف ,عن محمبذلك ,أبي حنيفة

4884, Bize Süleyman b. Şuayb, babasından tahdis etti. O Muhammed’den, o Ebu Yusuf’tan, o Ebu Hanife’den bunu nakletti.

Page 73: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

73❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

ج - ٤٨٨٥ ثنا فهد قال: ثنا أبو نعيم قال: سمعت سفيان يقول في رجل تزو حد ذات محرم منه فدخل بها قال: � حد عليه

4885- Bize Fehd tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Nuaym tahdis edip dedi ki: Ben Süfyan’ı mahremi olan bir kadınla evlenip onunla gerdeğe giren bir adam hakkında: Ona had düşmez derken dinledim.

Tahavi ardından şöyle devam etmektedir:

وا عليهما بما ذك ة على الذين احتج رنا أن في تلك ا�ثار أمر وكان من الحججم عليه وسلم بالقتل وليس فيها ذكر الر بي صلى ا� و� ذكر إقامة ,الن

. وقد أجمعوا جميعا أن فاعل ذلك � يجب عليه قتل إنما يجب -عليه الحدا لم يأمر -في قول من يوجب عليه الحد جم إن كان محصنا. فلم عليه الر

جم سول بالر عليه وسلم الر بي صلى ا� وإنما أمره بالقتل ثبت بذلك أن ,الننا ذلك القت ج ,ل ليس بحد للز ه لمعنى خ�ف ذلك. وهو أن ذلك المتزو ولكن

ة فصار , فعل ما فعل من ذلك على ا�ستح�ل كما كانوا يفعلون في الجاهليا عليه وسلم أن يفعل به ما يفعل فأمر رسول ا� ,بذلك مرتد صلى ا�

. وهكذا كان أبو حنيفة وسفيان رحمهما ا� ج ,بالمرتد يقو�ن في هذا المتزوذا كان ليس في هذا إذا كان أتى في ذلك على ا�ستح�ل أنه يقتل. فإ

ة عليهما �ن ,الحديث ما ينفي ما يقول أبو حنيفة وسفيان لم يكن فيه حجأويل أولى منهما مخالفهما ليس بالت

“Ebu Hanife ile Süfyan es-Sevri aleyhine sözünü ettiği-miz rivayetleri delil getirenlere karşı ikisinin lehine olan deliller arasında Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in öldürmeyi emretmiş olmakla birlikte ne recmden ne de haddin uygulanmasından söz etmiş olması da vardır.

Page 74: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

74❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Hep birlikte de böyle bir işi yapan kimseye ölüm cezası vermenin gerekmediğini aksine ona –haddi gerekli gö-renlerin görüşüne göre- muhsan olması halinde recm uy-gulanması gerektiğini ittifakla kabul etmiştir.

Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) gönderdiği elçiye recmi uygulamasını emretmeyip ona o kişiyi öldürmesini emretmiş olması dolayısıyla burada ki öldürme, zina haddi değildir, aksine ölüm cezası bundan farklı bir ge-rekçeden dolayı sabit olmaktadır.

O da şudur: Bu şekilde evlenen o kişi, yaptığı bu işi he-lal kabul ederek yapmıştı. Tıpkı cahiliyyede iken yaptık-ları gibi. Bu haliyle o kişi mürted olmuştu. Bundan dolayı Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’de ona mürtede yapı-lan uygulamanın aynısının yapılmasını emretti.

İşte Ebu Hanife ve Süfyan bu şekilde evlenen bir kim-senin, eğer bu işi helal kabul ederek yapmışsa öldürülece-ğini söylüyorlardı.

Hadiste Ebu Hanife ve Süfyan’ın dediklerini geçersiz kılacak herhangi bir ifade bulunmadığına göre, onlara karşı delil olacak bir husus da yok demektir.

Çünkü onlara muhalif kanaat belirtenlerin yaptıkları tevilin, onların tevilinden daha öncelikli olmasını gerekti-ren bir husus yoktur.”

Böylece Tahavi, bu hadisin Ebu Hanife ve Sevri’nin tazir gö-rüşüne zıt olmadığını izah etmeye çalışmaktadır. Zira bu ha-diste bahsedilen kişi yaptığı işi helal sayarak yapmıştı ve o yüz-den mürted haddiyle öldürülmüştü. Tahavi, bunu mahremiyle evlenen kişiye zina haddi gerekir diyen cumhura karşı hüccet olarak getirmiştir. Eğer bu hadis onlara delil olsaydı şahsın recmedilmesi gerekirdi, demektedir. Bu imamların, sözkonusu haram evliliği yapanların eğer bunu helal sayarlarsa öldürüle-ceğini söylemelerine dikkat edilsin. Eğer bu alimlerin nez-

Page 75: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

75❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü dinde nikah kıymak bizzat istihlalin yani helal kılmanın ken-disi olsaydı burada ayrıca helal sayma şartını zikretmeye ge-rek kalmazdı. Fakat onlar hadiste zikri geçen şahıs gibi bu işi helal sayarak yapana ölüm cezası verirken, helal saymadan ya-pana ise tazir cezası vermektedirler. Şu halde onlara göre ha-diste bahsedilen bu kişi, sırf nikahtan dolayı değil bu nikahı ca-hiliye adetini sürdürerek helal saydığından ötürü öldürülmüş-tür.

عليه وسلم في هذين الحديثين بأخذ مال ا أمر رسول ا� صلى ا� فلمج وتخميسه دل ذلك أن ال ا محاالمتزو جه مرتد ج كان بتزو ربا فوجب أن متزو

ته ين �ن المرتد الذي لم يحارب كل قد ,يقتل لرد وكان ماله كمال الحربيخميس. فقال قوم وهم أبو حنيفة وأصحابه ,أجمع في أخذ ماله على خ�ف الت

م ا� ومن قال بقولهم ماله لورثته من المسلمين. وقال مخالفوهم: ماله رحمه كل فيء و� تخميس فيه �نه لم يوجف عليه بخيل و� ركاب. ففي تخميس

عليه وسل بي صلى ا� ج الن دليل على أنه قد -الذي ذكرنا -م مال المتزوة والمحاربة جميعا. فانتفى بما ذكرنا أن يكون على أبي د كانت منه الر

ة حنيفة وسفيان رحمهما ا� في ذلك الحديث حج

“Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in bu iki hadiste evlenen o adamın malının ve (diğer rivayette) beşte biri-nin alınmasını emretmiş olması, evlenen o kişinin, bu ev-liliği ile mürted ve muharib (kendisi ile savaşılan) bir kimse olduğuna, mürted oluşu dolayısıyla öldürülmesi gerektiğine, malının harbilerin malı gibi değerlendirildi-ğine delildir. Çünkü savaşa kalkışmamış mürtedin malı-nın alınacağını ittifakla herkes kabul etmiştir. Ancak beşte birinin alınması konusunda böyle bir ittifak yoktur.

Page 76: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

76❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Bazıları –ki bunlar Ebu Hanife, onun arkadaşları ve on-ların görüşlerini kabul eden kimseler olup- onun malı Müslüman mirasçılarına aittir, demiştir.

Onlara muhalefet edenler ise şöyle demişlerdir: Malı bir fey olup malının beşte birinin alınması diye bir şey yoktur. Çünkü onun ele geçirilmesi için ne ata binilmiş ne de deve koşturulmuştur.

Ancak Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in sözünü ettiğimiz evli adamın malının beşte birini alması ise bu adamın aynı zamanda hem mürted olmuş hem de muha-rabe etmiş (İslam yönetimine karşı baş kaldırmış) birisi olduğuna delildir.

Sözünü ettiğimiz bu açıklamalar ile Ebu Hanife ve Süf-yan’a karşı bu hadiste delil olacak bir taraf kalmamakta-dır.”

Tahavi, böylece mahremleriyle evlenen kişiye zina haddi gerektiğini söyleyen cumhurun bu hadisle ihticac edemeyece-ğini, zira bu hadiste bahsedilen kişinin mahremleriyle evlen-menin ötesinde bir fiil olan irtidad suçunu işlediğinden dolayı öldürüldüğünü ve tıpkı mürtedler gibi malının alındığını be-yan etmektedir. Ardından Kufe fakihlerinden bu iki zatın sa-vunduğu şekilde fasid bir nikah akdine dayanarak zina eden kimselere hadd değil tazir gerekeceğini isbat etme sadedinde şöyle demektedir:

كاح نكاحا � يثبت فكان ينبغي إذ ا لم يثبت فإن قال قائل: فقد رأينا ذلك النأن يكون في حكم ما لم ينعقد فيكون الواطئ عليه كالواطئ � على نكاح

. [ص: فلم كان سؤالك إيانا ما ذكرت ,] قيل له: إن كان ذلك كذلك 151فيحدزويج كان ين بغي أن تقول رجل زنى بذات محرم منه. فإن قلت ذلك ذكر الت

Page 77: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

77❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

ج زو يت ذلك ,كان جوابنا لك أن نقول: عليه الحد وإن أطلقت اسم الت وسمكاح نكاحا وإن لم يكن ثابتا ف� حد على وا طئ على نكاح جائز و� فاسد الن

“Eğer bir kimse: Bizler, böyle bir nikâhın sabit olma-yan bir nikâh olduğunu gördük. Sabit olmadığına göre, onun hiç akit yapılmamış hükmünde olması ve böylelikle buna binaen ilişki kuran kimsenin, nikâhsız ilişki kuran kimse gibi değerlendirilerek ona had vurulması gerekirdi diyecek olursa ona şöyle cevap verilir:

Eğer durum böyleyse niçin senin bize sorun bu şekil-dedir? Bu durumda senin, sorduğun soruda evlenmeden söz etmemen gerekirdi ve sen: Bir adam kendisine mah-rem olan bir kadın ile zina etti, demeliydin.

Böyle diyecek olursan bizim de sana cevabımız şöyle olur: Ona had uygulamak gerekir. Eğer evlilik lafzını kul-lanıp ona nikâh adını verecek olursan, bu sabit olmasa dahi ister caiz isterse de fasid olsun bir nikah üzere ilişki kuran kimseye had söz konusu değildir.”

Bedruddin el-Ayni’nin bu ibarenin şerhinde de açıkladığı üzere bu hususta Ebu Hanife’ye muhalif olanlar, mahremle-riyle evlenen kimse gibi haram evlilikler yapan kişilerin nikahı fasid yani geçersiz olduğundan dolayı bu nikahı yok sayarak bu kimselere normal zina haddini uygun görmektedirler. Ayni, açıklamasının devamında bu kimseler, fasid dahi olsa bir nikah kıymadan bu ilişkiye girseydi onlara zina haddi gerekeceğini söyledikten sonra şöyle devam etmektedir: “Eğer sen bu kişi mahremiyle evlendi, ardından ilişkiye girdi dersen o za-man şöyle deriz: Şüpheden dolayı bu kimseye had cezası uygulanmaz. Zira ister helal bir nikah olsun, isterse de ha-ram bir nikah olsun nikahta mutlak olarak had cezası yok-tur”48

48 Ayni, Nuhab’ul Efkar, 15/512

Page 78: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

78❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Gerek İmam Tahavi, gerekse Bedruddin el-Ayni Hanefile-rin meşhur “şibh-i nikah yani nikah şüphesi taşıyan işlerde zina haddi uygulanmaz” kaidesini savunmaktadırlar. Açıkça belirttikleri gibi bir haram bir ilişkiden önce ister fasid, ister geçerli olsun nikah akdi yapılırsa artık bu ilişkiye giren kişilere zina haddi gerekmez. Açıkça anlaşılacağı üzere Hanefilere göre ister kendisine ebediyen haram olan mahremleriyle nikah kı-yan olsun, isterse arızi bir durumdan ötürü haram olan müş-riklerle iman etmeden önce nikah kıyanlar olsun haram bir ev-lilik yapan kimseden had cezası düşer. Zira Allah Rasûlü (Sal-lallâhu Aleyhi ve Sellem) “şüphelerle hadleri düşürünüz” buyur-muştur. Görüldüğü gibi bu imamlar haram bir nikah akdi ya-pan kişileri haramı meşrulaştırdığı gerekçesiyle tekfir edip ona mürted cezası uygulamak şöyle dursun, bu durumdaki bi-risine zina cezası dahi vermemektedirler. Diğer alimler ise ni-kah geçersiz olduğundan dolayı nikahı yok hükmünde sayarak zina cezası vermektedirler.”

Tahavi’nin görüşlerinin tafsilatını risalemizden inceleyebi-lirsiniz. Açıkça anlaşıldığı üzere İmam Tahavi haram evlilik ya-panlar hakkında ne cahillerin savunduğu şekilde kafir olduğu iddiasıyla mürted haddini ne de bazı alimlerin savunduğu şe-kilde zina haddini öngörmemektedir. O, böyle birisi hakkında taziri uygun görmektedir. Eğer Tahavi nikah kıymayı başlı ba-şına helal kılmak olarak görseydi haram nikah kıyanlara taziri değil, mürted haddi olan ölüm cezasını öngörmesi gerekirdi. Şu halde konuyla alakalı görüşü bu olan bir imamın kendisiyle çelişerek akit yapan herkes helal kılmış sayılır demesi müm-kün müdür? Nikah akdi yapan herkes helal saymış ise bunun cezası mürtedin haddi olan ölüm cezası mıdır, yoksa ilgili şahsı tazir edip bırakmak mıdır? İşte bütün bunlar şeriatı bilmeyen kimselerin böyle meseleler hakkında konuştukları zaman na-sıl kendilerini rezil edeceklerini gösteren cevapsız sorulardır.

Page 79: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

79❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Bu anlattıklarımız da söz konusu ifadenin “akit yapan helal saymıştır” şeklinde tercümesinin ve böyle bir görüşün Ta-havi’ye izafe edilmesinin caiz olmadığını gösteren açıklama-lardır.

“Akit yapan herkes helal saymıştır” ifadesinin değil bir alime, avamdan olan aklı başında Sünni bir Müslümana dahi nisbetinin caiz olmadığının usuli yönden açıklaması ise ilgili yazıda söylendiği gibidir: “Bu mezhebin lazımı aslında akid yo-luyla yapılan bütün haramların küfür olmasını da gerektir-mektedir. Mesela faiz akdi ve diğer haram alışverişler gibi… “ Bunu ise Ehli sünnet müntesibi alim cahil hiç kimse söylemez. Çünkü bu tıpkı Haricilerin yaptığı gibi büyük günah işleyenleri tekfir etmeye yol açacak çok tehlikeli bir sözdür. Selef veya ha-leften hiçbir alimden “haram bir işi akid yoluyla yapan kimse kafir olur” şeklinde veya bu manaya gelecek tek bir harf nak-ledilemez. Keza “geçmiş ulemadan haram evliliklerde nikah akdi yapmak küfürdür diye genel bir kaide asla nakledilmiş de-ğildir. Nikah akdi haramı helal sayma manasına gelir, şeklin-deki bir genelleme bu Kudsiyye fırkası vb.nin ortaya attığı yeni bir bidattir. Alimlerin kitaplarında haram evliliklerle alakalı birçok tafsilata rastlamak mümkün olduğu halde hiç birisi bu fasit kaideyi zikretmemişler, bilakis haram olan evlilik akidle-rinden sadece haram diye bahsetmişlerdir.”

Son olarak şunu da zikretmek istiyoruz ki iman küfür hü-kümleri Allah ve Rasûlünden alınır ve de usuluddin meselele-rinde delil ancak Kitap, sünnet ve sahabe icmasıdır. Bir alimin şahsı tek başına delil değildir. Bu, her Müslümanın İslam dinin-den zaruri olarak bildiği bir meseledir. Şu halde –bu bir iftira olmakla beraber- bir an için İmam Tahavi’nin “akid yapan her-kes helal kılmıştır” dediği farz edilse bile bu şeriat nezdinde ne anlam ifade eder? Sırf bu söze dayanarak küfür olmayan bir şey küfür olur mu veya tam tersi küfür olan bir şey küfür ol-maktan çıkar mı? Ancak mesele tahkik edilir, bir fiilin küfür ol-duğu nass ve icma ekseninde isbat edilir, daha sonra alimin kavli ancak ünsiyet için yani meseleyi okuyucuya yaklaştırmak

Page 80: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

80❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü için veya başka bir tabirle delile götüren bir vasıta olarak zik-redilir yoksa delilin bizzat kendisi olarak değil! Kısacası bu id-diacılara düşen şey akit yapmanın helalleştirme manasına gel-diğini şeri deliller ışığında isbat etmek, selefin bu husustaki ic-masını ortaya koymak, bu iddialarına muhalif olan onlarca de-lil ve nakili izah etmektir. Öyle tevili hakkında ihtilaf edilmiş müteşabih bir hadisi delil getirerek alimlerin müteşabih birta-kım sözlerini siyakından sibakından, öncesinden sonrasından koparıp cımbızla çekerek, alimlerin sözlerini tahrif ederek hiç-bir iddia isbatlanmış olmaz vesselam.

***

Yakın zamanda Davetulhak denilen sitede haram evlilikler yapanların kafir olacağı yönündeki iddialarıyla alakalı bir yazı yayınlandı. Bu yazıda bir çok tahrifat ve tedlisat söz konusu ol-makla beraber şu an için sadece yaptıkları açık bir tahrifi göz-ler önüne sermek istiyorum. Şimdi, bu şahıslar konuyla alakalı İmam Ahmed’in bir görüşünü nakletmişler ve şu şekilde ter-cüme etmişler:

İmam Ahmed’in oğlu Ebi Fadl Salih’in rivayet ettiği Mesaili İmam Ahmed kitabının c.3 s.131 de şöyle geçmektedir:

الفضل صالح مسائل ا�مام أحمد رواية ابنه أبي

من تزوج امرأة أبيه

قلت الذي تزوج امرأة أبيه أو أمته يستتاب -١٤٩٧

قال � هذا على ا�ستح�ل يقتل إذا عرس1497: Dedim ki: Babasının hanımı veya cariyesi ile evlenen

tevbeye çağrılır mı? Babam şöyle dedi: “Hayır. Bu o ameli he-lalleştirmektir. Nikâh yapıp zifaf girerse öldürülür.”49

49 Ebi Fadl Salih ibn Ahmed: Mesaili İmam Ahmed c.3 s.131

Page 81: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

81❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Allah’ın izni ve yardımıyla diyoruz ki: Bu deccaller, bu nakli açık bir şekilde tahrif ederek avamın önüne atmışlardır. Bura-daki tahrifi hem sözün kendi içindeki karinelerden, hem de ha-rici karinelerden yola çıkarak isbat edeceğiz inşaAllah.

Şimdi Salih (Rahmetullahi Aleyh) babasına şunu soruyor:

قلت الذي تزوج امرأة أبيه أو أمته يستتاب“Dedim ki: Babasının hanımı veya cariyesi ile evlenen tev-

beye çağrılır mı?”

Fıkıh literatürüne vakıf olan birisi, “tevbeye çağırmak” ifa-desinin küfürle alakalı kullanıldığını bilir. Yani Salih (Rahmetul-lahi Aleyh) üvey annesiyle evlenen kişinin kafir olup olmadığını sormaktadır. İmam Ahmed ise buna cevaben şöyle demekte-dir:

ستح�ل يقتل إذا عرسقال � هذا على ا�

“Hayır. Bu, helalleştirme üzerine söz konusu olur. Nikâh yapıp zifaf girerse öldürülür.”

İşte Allah’ın izniyle doğru tercüme bu şekildedir. Çünkü İmam Ahmed, "hayır" diyerek oğlunun sözünü reddetmekte-dir. Oğlu ise böyle birinin kafir olup olmadığını sormuştu. İmam (Radîyallâhu Anh) üvey annesiyle evlenen kişinin kafir ol-duğu iddiasını bu şekilde reddettikten sonra bunun ancak yap-tığı işi helal sayanla alakalı söz konusu olacağını ifade etmek-tedir. Ben merak ediyorum bu kişiler: ذا ع��ل��ى اإلس��������ت��ح��اللال ھ���� ifadesini hangi mantıkla Türkçeye “Hayır. Bu o ameli helalleş-tirmektir.” Şeklinde çevirebilmiştir? İfade ھذا اإلستحالل şeklinde olsaydı böyle bir tercümenin mantığı olurdu. Burada على harfi cerri vardır ve ifadeyi harfiyen tercüme edecek olursak şu ma-nayı vermektedir: Bu, helalleştirme üzerine olur. Yani, tevbeye davet etme işi helal sayan için söz konusudur. Helal saymadan günah olarak yapan kişi ise küfren değil hadden öldürülür. Kaldı ki durum onların dediği gibi olsa İmam Ahmed, “hayır”

Page 82: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

82❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü sözüyle neye itiraz etmektedir? Oğlu, tevbeye çağırılır mı di-yor, Ahmed çağrılmaz diyor. Bunun ardından “bu helalleştirme sayılır” demesinin ne gibi bir mantığı vardır? İmam’ın burada üvey anneyle evlenmeyi küfür saymadığı tevbeye çağrılmaz sözünden açıkça bellidir. Bir an için farzedelim ki İmam bu-rada meselenin küfür olup olmadığına değil de mücerred ola-rak bunu yapan kişinin öldürülmeden önce tevbeye davet edi-lip edilmediği sorusuna cevap verdi. O zaman ardından söyle-diği iddia edilen “bu helalleştirmektir” sözü, cümle akışında ne gibi bir anlam ifade etmektedir? Yani tevbeye çağrılmamasıyla yaptığı işin helalleştirme olmasının ne gibi bir alakası var? Ha-ramı helal kılan tevbeye çağrılmıyor mu? Tevbeye davet edil-meden öldürülme hükmü sadece sihirbaz veya zındık gibi giz-liden küfür işleyen mürtedlerle alakalı söz konusu edilmiştir. Bunun dışında haramı helal kılanlarla alakalı, hele ki üvey an-neyle evlenenlerle alakalı böyle bir görüş biz bilmiyoruz. Kısa-cası, Hak yayınlarının yaptığı tercümenin hatalı hatta tahrif ol-duğu açıktır. İfadenin akışı da böyle bir tercümeye müsaade etmemektedir.

Bu zikrettiklerimiz söz konusu tercümenin hatalı olduğunu gösteren dahili, ifadenin içindeki karinelerdir. Harici karine-lere gelecek olursak; İmam Ahmed’in üvey annesiyle evlenen kişi hakkındaki görüşü onun kafir olduğu değil, günahkar ol-duğu lakin cezasının aynı hadisteki gibi boynunun vurulup malının alınması olduğu şeklindedir. Buna delalet eden şey ise bizzat Hakçıların aynı yazıda İbn Hacer’den naklettikleri şu ifa-dedir:

İbni Hacer el-Askalani (ö. 852) “Fethu'l Bari” kitabında şöyle demiştir:

٨١١ص ٢١وفي فتح الباري �بن حجر ج

Page 83: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

83❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

اية فقال بعثني وأشهر حديث في الباب حديث البراء لقيت خالي ومعه الر صلى ا� ج امرأة أبيه أن اضرب عنقه رسول ا� عليه وسلم إلى رجل تزو

نن وفي سنده اخت�ف كثير وله شاهد من طريق أخرجه أحمد وأصحاب السا ة عن أبيه أخرجه بن ماجه والد بظاهره أحمد رقطني وقد قال معاوية بن مر

وحمله الجمهور على من استحل ذلك بعد العلم بتحريمه بقرينة ا�مر بأخذ وقسمته ماله

"Bu babda en meşhur hadis Bera Radîyallâhu Anh’dan rivayet edilen hadistir. O hadis şöyledir: Bera Radîyallâhu Anh şöyle de-miştir: "Dayımla kendisinde bir savaş sancağı olduğu sırada karşılaştım. O bana şöyle dedi: “Rasûlullah beni babasının ha-nımı ile evlenen bir adamın boynunu vurmam için gönderdi.” Bu hadisi Ahmet ve sünen sahipleri tahric etmişler. Senedinde çok ihtilaflar vardır. Ancak bu hadis için İbni Mace ve Darekutni'nin tahric ettiği Muaviye ibn Murre yoluyla gelen hadis şahittir. Ahmed bu hadisin zahirine göre fetva vermiştir. Cumhur âlimleri hadiste adamın malının alınıp bölünmesine dair bir karine olduğu için bu kişinin babasının hanımı ile ev-lenmenin haram olduğunu bildiği halde bu ameli yaparak bunu helalleştirmiş olarak anlamışlardır."50

İbn Hacer'in sözünün son kısmının daha anlaşılır tercü-mesi şu şekildedir:

“Ahmed bu hadisin zahirine göre fetva vermiştir. Cum-hur ise hadiste adamın malının alınıp taksim edilmesi ka-rinesinden yola çıkarak bunu (yani öldürüp malını alma hükmünü) haram olduğunu bildikten sonra bunu helal-leştiren kimseye hamletmişlerdir.”

50 İbn Hacer el-Askalani: Fethu'l Bari c.12 s.118

Page 84: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

84❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Görüldüğü üzere İbn Hacer, açık bir şekilde İmam Ah-med’in üvey annesiyle evlenen kişinin cezası konusunda cum-hurdan farklı düşündüğünü belirtmektedir. Cumhur ulemayla ayrıldığı nokta ise şudur: Cumhur, üvey annesiyle evlenen kimsenin ancak bunu helal kıldığı takdirde hadisteki adam gibi öldürüleceğini savunurken, İmam Ahmed tamamen hadisin zahirini alarak –tıpkı evli iken zina edenin cezasının recm ol-ması gibi- üvey annesiyle evlenen kişinin de had cezasının öl-dürülüp malının alınması olduğunu söylemiştir ve bu cezayı bunu helal kılan kişiye tahsis etmemiştir. İbn’ul Kayyim’in Zad’ul Mead’daki sözleri de bunu açığa kavuşturmaktadır:

ج امرأة أبيه أو وقد نص أحمد في رواية إسماعيل بن سعيد، في رجل تزوقتل، ويدخل ماله في بيت المال بذات محرم، فقال: ي

عليه وسلم صلى ا� حيح، وهو مقتضى حكم رسول ا� وهذا القول هو الص

اني، ثم قال أبو حنيفة: إن ه حد الز افعي ومالك وأبو حنيفة: حد وقال الش عليه وسلم وقضاؤه وطئه صلى ا� ر، و� حد عليه، وحكم رسول ا� ا بعقد، عز

أحق وأولى“İmam Ahmed, İsmail b. Saîd rivayetinde söz edilen,

babasının karısıyla ya da mahremi olan birisiyle evlenen bir kimse hakkında; onun öldürüleceğini ve malının da beytülmâl'e konulacağını ifade etmiştir. Sahih olan bu gö-rüştür. Bu Hz. Peygamber'in Sallallâhu Aleyhi ve Sellem ver-diği hükmün de gereğidir. İmâm Şafiî, Mâlik ve Ebu Hanife ise, böyle birinin cezasının zina cezası olduğunu söylemiş-lerdir. Sonra Ebu Hanife: "Eğer bir akitle cinsî ilişkide bu-lunmuşsa, ta'zir cezası uygulanır, had cezası verilmez."

Page 85: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

85❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü demiştir ki, bizzat Hz. Peygamber'in Sallallâhu Aleyhi ve Sel-lem hükmü ve uygulaması daha doğru ve uyulmaya daha lâyıktır.”51

Böylece alimler arasındaki ihtilafın mahiyeti de ortaya çık-maktadır. Cumhur ulema açık bir şekilde babasının karısıyla ya da yakın akrabasıyla evlenen kişiye zina cezası verileceğini ifade etmişler ve hadiste geçen durumu da bu şahsın bunu he-lal sayarak yapmasına hamletmişlerdir. Eğer onların nezdinde mahremiyle evlenen kişi mürted olsaydı zina haddi değil ölüm cezası vermeleri gerekirdi. İmam Ahmed ise üvey annesiyle veya başka nikah düşmeyen yakın akrabasıyla evlenen kim-seye hadiste geçen öldürülüp malının alınması cezasını uygun görmüştür. Ancak bu, irtidadın cezası değil işlenen haram fiilin cezasıdır. İmam Ahmed böyle bir kimsenin tevbeye çağrılma-yacağını ifade ederek üvey anneyle ve diğer mahremlerle ev-leneni tekfir etmediğini açıkça ortaya koymuştur. Bütün bun-ları –ilmi kaidelere ve Arapça’ya sadık kalarak- bu dediğimiz-den başka bir şekilde açıklayabilecek varsa buyursun açıklasın bekliyoruz.

Bu kişilerin İmam Ahmed’in kavline yaptıkları tahrifatı bu şekilde gözler önüne serdikten sonra yaptıkları diğer tedlis ve hilelerin ifşasıyla yazımıza devam ediyoruz. Şimdi bu şahıslar, haram evliliklerin küfür olduğu iddiasına alimlerden destek al-maya çalışmışlar ve bu amaçla alimlerden birtakım nakiller ge-tirmişlerdir. Fakat açıkça görülmektedir ki alimlerden sadece işlerine gelen nakilleri almışlar, işlerine gelmeyeni almamış-lardır. Öyle ki bir alimden kendi hevalarına uygun buldukları bir nakil yaparken, aynı alimin söz konusu naklin öncesinde veya sonrasında onların teorilerine uymayan sözlerini tama-men görmezden gelmişlerdir. Şimdi bunu, delilleriyle ortaya koyacağız inşallah.

51 Zad’ul Mead, 5/13-14

Page 86: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

86❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Şimdi bu Alkame denilen şahıs Hanefi fakihlerinden İmam Tahavi’nin konuyla alakalı görüşünü şöyle nakletmektedir:

İmam Tahavi (ö. 321) Mutasaru İhtilafu'l Ulema kitabında şöyle demiştir:

٢٤٤ص ٤مختصر اخت�ف العلماء للطحاوي ج

اية فقلت إلى فإن قيل روى البراء بن عازب قال مر بي خالي أبو بردة ومعه الرأرسلني رسول ا� صلى ا� عليه وسلم إلى رجل نكح امرأة أي تذهب فقال

على أن ميراث المرتد فيءاله فهذا يدل أبيه أن أقتله وآخذ م

قيل له إنما فعل ذلك �ن الرجل كان محاربا مع استح�له لذلك حربيا فكان ايات إنما تعقد للمحاربةماله مغنوما �ن الر

ة عن أبيه أن النبي صلى ا� عليه وسلم بعث جد وقد روى معاوية بن قربامرأة أبيه أن يضرب عنقه ويخمس ماله فهذا يدل معاوية إلى رجل عرس

ولذلك أخذ منه الخمسعلى أن مال ذلك الرجل كان مغنوما بالمحاربة

“Eğer şöyle denilirse: Bera ibn Azib şöyle demiştir: Dayım Ebu Burde kendisinde savaş sancağı olduğu halde yanımdan geçti. Ben ona ‘ Nereye gidiyorsun?’ diye sordum. Şöyle dedi: ‘Rasûlullah beni babasının hanımını nikâhlayan bir adamı öldü-rüp malını almam için gönderdi.’ Bu hadis mürtedin malının fey olduğuna delalet eder.”

Ona şöyle denilir: Hadiste zikredilen kişiye bu muamelenin yapılmasının sebebi bu kimsenin helalleştirmekle birlikte harbi olmasıdır. Çünkü savaş sancakları ancak savaş için taşı-nır. Bu kişi harbi olduğu için malı ganimet olarak alınmıştır.

Muaviye ibn Kurra babasından şöyle rivayet etmiştir: Ra-sulullah Muaviye'nin dedesini babasının hanımı ile nikâh ya-pıp cima yapan bir adamın boynunu vurup malını alıp beşe

Page 87: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

87❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü bölmesi için gönderdi. İşte bu hadis bu adamın malının savaşı-larak ganimet olarak alındığına delalet eder. Bu nedenle malın beşte biri beytülmale alınmıştır.”52

“Alkame” bu nakli, alimlerin de kendisi gibi düşündüğünü ispatlama sadedinde yaptığı nakillerin arasında zikretmiştir. Tahavi, burada hadiste zikredilen söz konusu şahsın yaptığı işi helalleştirdiğinden ve harbi konumunda olduğundan ötürü mürted olduğunu ve malının alındığını söylemektedir. Burada bir sıkıntı yoktur, alimlerin bir çoğu böyle söylemiştir. Peki, alimlerden sizin gibi söyleyen yani haram evlilik yapan kişi bundan dolayı kafir olur, diyen var mıdır? Hatta genel olarak değil, sırf hadiste bahsedilen mahremlerle ve üvey anne gibi kişilerle evlenen kimselerin kafir olacağını alimlerden kaç kişi söylemiştir, ümmetin bu konudaki yaklaşımı nedir? Gelin, o nakil yaptığınız aynı kitaptan, onun bir cilt öncesinden okuya-lım:

فيمن تزوج ذات محرم منه ووطئ -

وري � يحد وإن علم عزر قال أبو حنيفة والث

وقال أبو يوسف ومحمد يحد إذا علم بتحريمها عليه

علم هي ذلك وإن كانت علمت وقال مالك يحد و� يلحق نسب الولد وإن لم ت وهو لم يعلم ألحقت به الولد وأقمت عليها الحد

وقال ابن شبرمة من أقر أنه تزوج امرأة في عدتها وهو يعلم أنها محرمة عليه ضربته ما دون الحد وكذلك الممتنع

52 İmam Tahavi: Muhtasaru İhtilafu'l Ulema c.4 s.442)

Page 88: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

88❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

ة أو الخامسة أو ا�ختين إن كان وقال ا�وزاعي في الذي يتزوج المجوسي جاه� ضرب مائة ألحق به الولد وإن كان متعمدا رجم و� يلحق به الولد

ه أو وقال الحسن بن حي فيمن تزوج امرأة في العدة وهو يعلم أنها � تحل ل افعي ذات محرم منه أقيم عليه الحد إذا وطئ وهو قول الش

“Kendisine Mahrem olan (Nikah Düşmeyen) Birisiyle Evlenen ve Onunla İlişkiye Giren Kimse Hakkında Ebu Ha-nife ve Sevri dedi ki: Böyle birine had uygulanmaz, bilerek yaptıysa tazir edilir.

Ebu Yusuf ve Muhammed dedi ki: Onların kendisine haram olduğunu biliyorsa had uygulanır.

Malik dedi ki: Had uygulanır ve çocuğun nesebi ona il-hak edilmez. Kadın eğer bunu bilmeden yaptıysa onun da durumu aynı olur. Eğer kadın durumu biliyor, erkek bili-yorsa çocuk erkeğe ilhak edilir ve kadına da had uygula-nır.

İbn Şübrüme dedi ki: Her kim, bir kadınla iddet süresi içinde bunun haram olduğunu bilerek evlendiğini itiraf ediyorsa ona had cezasından daha aşağı olmak üzere (sopa) vurursun. (Tahavi diyor ki) Bu, imkansız bir şey-dir. Evzai, Mecusi kadınla yahut beşinci kadınla yahut da iki kızkardeşle aynı anda evlenen kimse hakkında dedi ki: Bu kimse cahilse ona yüz sopa vurulur ve çocuk ona ilhak edilir. Bunu kasıdlı (bilerek) yaptıysa recmedilir ve çocuk da ona ilhak edilmez.

Hasen bin Hayy iddet bekleyen bir kadınla yahut mah-remi olan bir kadınla onun kendisine helal olmadığını bi-lerek evlenen kimse hakkında dedi ki: Eğer ilişkiye gir-mişse Ona had uygulanır. Bu, Şafii’nin de görüşüdür…”53

53 Tahavi, Muhtasar’u İhtilaf’il Ulema, 3/297

Page 89: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

89❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

İşte Tahavi, “Alkame”nin nakil yaptığı aynı kitapta konuyla alakalı görüşleri bu şekilde özetlemektedir. Tahavi’nin başlığı bile bu kimselere reddiyedir. Çünkü o, mahremlerle evlenmeyi ve onlarla ilişkiye girmeyi başlıkta ayrı ayrı zikretmiş lakin kendisinden nakil yaptığı alimlerin görüşleri ikisini de içer-mektedir. Bu da mahremlerle zina eden günahkar olur, nikah akdi yapan kafir olur diyen cahillerin aleyhinedir. Görüldüğü üzere ismi geçen alimlerden üvey anne veya diğer yakınlarla evlenen kafir olur, ona mürted cezası uygulanır diyen kimse yoktur. Bilakis alimler bu kimseye had uygulanacağını söyle-mişlerdir. Hatta Evzai açıkça müşrikle evlenen veya dörtten fazla kadın alan kimsenin, bunun haramlığını bilmeden yap-tıysa 100 değnekle cezalandırılacağını, bilerek yaptıysa rec-medileceğini söylemektedir ki böylece bu haram evlilikleri ya-pan kimsenin kafir olmadığını açıkça söylemiş olmaktadır. Hatta Ebu Hanife ve Sevri, bu kimseye had cezası dahi uygu-lanmayacağını söylemektedir. Şimdi, haram evliliklere küfür demediğimiz için bizi tekfir eden bu sapmış kişiler bu alimleri neden tekfir etmezler acaba? Öyle ki Ebu Hanife (haşa) bun-lara göre küfürde iyice ileri gitmiş ve haram evlilik yapan kim-seye had cezası dahi uygulanmayacağını söylemiştir! Şunu da belirtelim ki bu yazıda alıntı yaparak kendilerindenmiş gibi göstermeye çalıştıkları İmam Tahavi, haram evlilik yapanları tekfir etmek şöyle dursun, bu hususta zina haddi gerekir diyen alimlere dahi muvafakat etmeyip Ebu Hanife’nin görüşünü ter-cih etmektedir yani üvey annesiyle vs. ile evlenen kimsenin sa-dece tazir edileceğini savunmaktadır. Bunu, Şerhu Meani’il Asar adlı eserinde açıkça belirtmiş ve şöyle demiştir:

وا عليهما بما ذكرنا أن في تلك ا�ثار أمر ة على الذين احتج وكان من الحججم الن عليه وسلم بالقتل وليس فيها ذكر الر و� ذكر إقامة ,بي صلى ا�

. وقد أجمعوا جميعا أن فاعل ذلك � يجب عليه قتل إنما يجب عليه -الحدا لم يأمر -الحد في قول من يوجب عليه جم إن كان محصنا. فلم عليه الر

Page 90: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

90❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

جم سول بالر عليه وسلم الر بي صلى ا� وإنما أمره بالقتل ثبت بذلك أن ,الننا ه ,ذلك القتل ليس بحد للز ج ولكن لمعنى خ�ف ذلك. وهو أن ذلك المتزو

ة فصار , فعل ما فعل من ذلك على ا�ستح�ل كما كانوا يفعلون في الجاهليا عليه وسلم أن يف ,بذلك مرتد عل به ما يفعل فأمر رسول ا� صلى ا�

. وهكذا كان أبو حنيفة وسفيان رحمهما ا� ج ,بالمرتد يقو�ن في هذا المتزوإذا كان أتى في ذلك على ا�ستح�ل أنه يقتل. فإذا كان ليس في هذا

ة عليهما �ن ,نفي ما يقول أبو حنيفة وسفيان الحديث ما ي لم يكن فيه حجأويل أولى منهما مخالفهما ليس بالت

“Ebu Hanife ile Süfyan es-Sevri aleyhine sözünü ettiğimiz rivayetleri delil getirenlere karşı ikisinin lehine olan deliller arasında Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in öldürmeyi em-retmiş olmakla birlikte ne recmden ne de haddin uygulanma-sından söz etmiş olması da vardır.

Hep birlikte de böyle bir işi yapan kimseye ölüm cezası ver-menin gerekmediğini aksine ona –haddi gerekli görenlerin gö-rüşüne göre- muhsan olması halinde recm uygulanması gerek-tiğini ittifakla kabul etmiştir.

Peygamber (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) gönderdiği elçiye recmi uygulamasını emretmeyip ona o kişiyi öldürmesini em-retmiş olması dolayısıyla burada ki öldürme, zina haddi değil-dir, aksine ölüm cezası bundan farklı bir gerekçeden dolayı sa-bit olmaktadır.

O da şudur: Bu şekilde evlenen o kişi, yaptığı bu işi helal kabul ederek yapmıştı. Tıpkı cahiliyyede iken yaptıkları gibi. Bu haliyle o kişi mürted olmuştu. Bundan dolayı Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’de ona mürtede yapılan uygulamanın aynısının yapılmasını emretti.

Page 91: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

91❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

İşte Ebu Hanife ve Süfyan bu şekilde evlenen bir kimsenin, eğer bu işi helal kabul ederek yapmışsa öldürüleceğini söylü-yorlardı.

Hadiste Ebu Hanife ve Süfyan’ın dediklerini geçersiz kıla-cak herhangi bir ifade bulunmadığına göre, onlara karşı delil olacak bir husus da yok demektir. Çünkü onlara muhalif ka-naat belirtenlerin yaptıkları tevilin, onların tevilinden daha öncelikli olmasını gerektiren bir husus yoktur.”

Tahavi, ardından uzunca bu görüşü delillendirmeye çalış-maktadır. Böylece Tahavi, bu hadisin Ebu Hanife ve Sevri’nin tazir görüşüne zıt olmadığını izah etmeye çalışmaktadır. Zira bu hadiste bahsedilen kişi yaptığı işi helal sayarak yapmıştı ve o yüzden mürted haddiyle öldürülmüştü. Tahavi, bunu mahre-miyle evlenen kişiye zina haddi gerekir diyen cumhura karşı hüccet olarak getirmiştir. Eğer bu hadis onlara delil olsaydı şahsın recmedilmesi gerekirdi, demektedir.54

Dileyenler Türkçesinden de ilgili yeri bulup bakabilirler. Görüldüğü üzere Davetulhakçılar konuyla alakalı alimlerin lehte ve aleyhte bütün görüşlerini objektif bir şekilde arzedip meseleyi tahkik etmek yerine sadece kendi görüşlerine uygun sandıkları kısımları nakletmişler ve bu surette hem okuyu-cuyu yanıltmışlar, daha da önemlisi ilme ve Allah’ın dinine iha-net etmişlerdir. Şimdi bu fırkaya düşen şey, yaygara yaparak, hak trolleri üstümüze salarak meseleyi örtbas etmek değil, bi-lakis yaptıkları bu tahrifleri, hakkı gizlemeleri izah etmek, ede-miyorlarsa da önce Allaha tevbe etmek, sonra da insanları al-dattıkları için insanlardan da özür dilemektir. Biz daha önce de defalarca söyledik, bugüne kadar böyle insanların gözünün içine baka baka hakkı gizleyen, örtbas eden, yalan söyleyen bir fırkaya denk gelmiş değiliz. Bu bir ekolden veya cemaatten de-ğil ancak belli kurumların güdümündeki bir teşkilattan sadır olabilecek bir fiildir, samimiyetle, aldanmışlıkla, meseleleri 54 Bkz.Ebu Cafer et-Tahavi, Şerhu Meani’l Asar, 3/148-152. Naşir: Alem’ul Kutub, 1414/1994

Page 92: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

92❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü yanlış anlamayla, cehaletle vs. ile izah edilebilecek bir şey de-ğildir. Bu kimselerin tabanındaki kişilere de taassupla tarafgir-lik, trollük yapma yerine biraz olsun akıllarını kullanmalarını ve dinlerini Allah ve Rasûlü dışında kimseye teslim etmemele-rini tavsiye ediyoruz. Bunlar ne zaman akıllanacak bilmiyoruz. Sitelerinde bize karşı isim ve sıfat tevhidinde, diğer mesele-lerde kaç defa reddiye yapmaya teşebbüs ettiler, cevaplarını aldılar ve sesleri kesildi, değil bize cevap vermek neredeyse si-telerini kapatacak pozisyona geldiler, fakat hala inadla “yeni-len pehlivan güreşe doymaz” misali arada bir böyle çıkışlarda bulunup havalarını almaya devam ediyorlar. Allah ıslah etsin, hidayet etsin amin.

***

Davetul batıl forumunun yetkilisi “Alkame” yukarda yazdı-ğımız hususlara cevap vermek yerine haram evlilikler yapmak küfürdür iddiasını güya takviye etmek için bir nakil yayınlamış ancak Allahın izni ve yardımıyla bu nakli yaparak kendi aley-hine fermanı imzalamıştır. Allahu Teala’nın buyurduğu gibi

“Kötü tuzak ancak sahibine dolanır”55

Şimdi gelin hep beraber “Alkame”nin kendi lehine zanne-dip, önüne arkasına bakmadan hırsla alelacele paylaştığı nak-lin nasıl tam manasıyla kendi aleyhine bir nakil olduğunu gö-relim.

Şimdi “Alkame” diyor ki:

“(Bedir Reşid) Muhammed b. İsmail (ö. 768), Risâle fî el-Fâzıl Kufr isimli eserinde şöyle demiştir:

ومن استحل حراما قد علم تحريمه في الدين كنكاح المحارم ، أو شرب كفر –الخمر ، أو أكل الميتة والدم ولحم الخنزير من غير إكراه

55 Fatır: 43

Page 93: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

93❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

538 – Kim ikrah olmaksızın mahrem (kendisiyle evlenilmesi haram) olan kadınlarla evlenmek, içki içmek, ölü eti, kanı ve domuz eti yemek gibi dinde haram olan şeyleri haramlığını bildiği halde helal görürse kâfir olur.

كفر –وعن محمد ، بدون ا�ستح�ل من ارتكب

539 – Muhammed’den gelen rivayete göre, bunu helal görmeyerek de yapsa kâfir olur.”56

”Helal görmeyerek de yapsa”dan kasıt; mahrem kadınla evlenmektir. Yani kişi mahremi olan biriyle evlenirse bunu he-lal görmese bile kâfir olur. Bu sözden kastedilen budur. Zira içki içen, ölü ve domuz eti yiyen kişi yaptığını haram saydığı müddetçe küfre girmez. Ama mahremlerinden herhangi bi-riyle nikâh akdi yaparak evlenirse, örneğin babasının hanı-mıyla nikâh akdi yaparsa veya kendi kız kardeşiyle ya da kendi teyzesiyle veyahut mahremi olan herhangi bir kadınla nikâh akdi yaparsa açık bir şekilde diliyle "helal" demese bile bu ameli yaptığı için kâfir olur. Çünkü nikâh akdi yapmak bu ameli helal saymak demektir. Diliyle açık bir şekilde "Ben helal görüyorum." demesi şart değildir. Kuran'ın sarih ayetiyle ha-ram olan bir şeyi ameliyle helal gören kişi de kâfir olur."

Alkame'nin sözleri bunlar. Hanefi alimlerinden Bedr'ur Re-şid'in ismi geçen "Risale fi Elfaz'il Kufr" adlı eseri el-Cami'u fi Elfaz'il Kufri isimli mecmuanın içerisinde neşredilmiştir. –Al-kame hırsla alelacele yazdığı yazısında kitabın ismini Risâle fî el-Fâzıl Kufr diye tuhaf bir şekilde yazmış sanki oradaki el ke-limesi harf-i tarif olan elif lammış gibi, konumuz bu olmadığı için geçiyorum- Bedr’ur Reşid’in kitabına Molla Aliyy’ul Kari şerh yazmıştır. Bu şerh, Türkçede de mevcut olan Fıkh’ul Ekber şerhinin devamına eklenmiştir. Şimdi Bedr’ur Reşid’in sözleri-nin Türkçe tam tercümesini ve Ali el Kari’nin bu sözlere yaptığı açıklamayı naklediyorum:

56 (Bedir Reşid: Risâle fî el-Fâzıl Kufr)

Page 94: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

94❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

م ، أو شرب ومن استحل حراما قد علم تحريمه في الدين كنكاح المحاركفر –الخمر ، أو أكل الميتة والدم ولحم الخنزير من غير إكراه

Bir kimse dinde haram olduğu bilinen bir işi helâl kabul ederse mesela mahremlerle evlenmek, şarap içmek veyahut da ikrah olmaksızın ölü eti, kan ve domuz eti yemek gibi, kafir olur.

كفر –ن محمد ، بدون ا�ستح�ل من ارتكب وع

Muhammed’den gelen rivayete göre, bunu helal görmeyerek yapan da kâfir olur.

Şimdi Alkame denen şahıs, fetvayı buraya kadar almış. Bedr’ur Reşid devamında şöyle demektedir:

والفتوي علي الترديد ان استعمل مستح� كفر

Bu tereddütlü durumda (hak olan) fetva ise şöyledir: Eğer

Page 95: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

95❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü bu işleri yaparken helâl kılarak yaparsa kâfir olur.57

Şimdi de Aliyy’ul Kari (Rahmetullahi Aleyh)’in bu ibarelere yaptığı şerhe bakalım:

“Bir kimse -zaruret hali müstesna veyahut da öldürül-

mek ve tahammül edilemeyecek kadar ağır bir şekilde dö-vülmek gibi bir “ikrah hali olmaksızın” –“mahremlerle ev-lenmek, şarap içmek; ölü eti, kan ve domuz eti yemek gibi” dinde haram olduğu bilinen” yani zaruri olarak bilinen “bir şeyi helâl kılarsa” kafir olur. “Muhammed’den gelen rivayete göre, bunu helal görmeyerek yapan da kâfir olur.” Yani ondan (İmam Muhammed eş-Şeybani’den) ge-len şazz bir rivayette. Bu rivayet mahremleri ile evlenme günahını irtikap eden manasına hamledilebilir. Çünkü bu durum (yani mahremlerle evlenmek) diğer günahları da helal saydığına delalet etmektedir. (Bu ifade Fıkh’ul Ek-ber’de böyleyken Elfazı Küfür şerhinin müstakil baskı-sında şu şekildedir: Diğer günahların aksine helâlleştir-meye delâlet etmektedir.) İşin içyüzünü Allah bilir. “Bu tereddütlü durumda (hak olan) fetva ise şöyledir: Eğer bu

57 el-Camiu li Elfaz’il Kufr, sf 92-93

Page 96: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

96❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü işleri yaparken helâl kılarak yaparsa kâfir olur.” Yok eğer helâlleştirmeden yaparsa kafir olmaz, fasık olur.58

Burada açıkça görüleceği üzere “Alkame”nin dinin aslın-dan gördüğü, buna muhalif düşünenleri tekfir ettiği “haram ev-lilikler yapan kafir olur” iddiasına dair dayanak gösterdiği ri-vayet, Ebu Hanife’nin öğrencisi Muhammed’den nakledilen “şazz” yani kaide dışı, benimsenmeyen, kendisiyle amel edil-meyen, İmam Muhammed’den sahih olarak gelen fetvalara muhalif bir fetvadır. Bedruddin er-Reşid’in bu fetvayı naklet-tikten sonra kullandığı “Bu tereddütlü durumda (hak olan) fetva ise şöyledir: Eğer bu işleri yaparken helâl kılarak yaparsa kâfir olur.” İfadesi ve keza, Aliyy’ul Kari’nin kullandığı “şazz ri-vayet” ifadesinin yanı sıra “Yok eğer helâlleştirmeden yaparsa kafir olmaz, fasık olur.” İfadesi İmam Muhammed’den nakledi-len bu fetvanın bu iki alim nezdinde ve de diğer alimler nez-dinde kabul gören bir fetva olmadığını göstermektedir.

Şimdi bu noktada “Alkame” isimli iddiacıya şu soruların yöneltilmesi gerekmektedir:

- Size göre haram evlilik yapmanın küfür olduğu iddiası ve genel manada akid yapmak o günahı helalleştirmektir iddiası dinin aslından mıdır, yani böyle itikad etmeyen birisi tekfir edilir mi, yoksa bu mesele alimler arasında ihtilaflı bir konu mudur?

- Eğer bu mesele size göre dinin açık, zahir meselelerinden birisi ise nasıl oluyor da bu görüşü ifade ettiğini söylediğiniz İmam Muhammed’in kavli “şazz” olarak vasfediliyor ve diğer alimler bunu benimsemediklerini ifade ediyorlar?

- Yok bu konu ihtilaflı bir konu ise neden cumhurun kav-lini değil de şazz bir kavli esas alıyorsunuz?

58 Şerhu’l İmam Aliyy’il Kari ala Kitab’i Elfaz’il Kufr, sf 359-360 ayrıca Şerhu Fıkh’il Ek-ber sf 308, Darul Kutub’il İlmiyye, Beyrut 2007 Türkçesi için bkz. Fıkh’ul Ekber, sf 472, Çağrı Yay, İst 1979

Page 97: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

97❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

- Bu mesele ihtilafın mümkün olduğu bir mesele ise size göre neden biz ve başkaları bundan dolayı küfre giriyoruz da burada görüşlerini naklettiğimiz alimler ve bu hususta görüş-lerini daha önce naklettiğimiz diğer alimler küfre girmiyorlar?

- İmam Muhammed’e atfedilen görüşün ona nisbeti sahih kabul edildiği takdirde buradan bütün haram evliliklerin küfür olduğu ve akid yapmanın helalleştirme manasına geldiği şek-lindeki iddialarınızı bu sözden nasıl çıkarttınız? Çünkü burada alim, bu hususu mahremlerle yani anne, kız kardeş gibi yakın akrabalarla evlenen birisi hakkında zikrediyor. Haram evlilik yapmak küfürdür, çünkü haram üzere akid yapmak onu helal saymak anlamına gelir diye bir düşüncesi olsaydı onu ifade ederdi.

Bu aşağıda yayınlayacağımız yazının bir kısmını az önce “Davetulhak” adı verilen forumda “HARAM EVLİLİKLER HAK-KINDAKİ YAZIYA YÖNELİK İTİRAZLAR” başlıklı bölümde ya-yınladık fakat yazının devamını asacağımız sırada bir baktık ki adminler yazıyı silmiş ve benim üyeliğimi de silmişler. Allaha hamdolsun böylece bu kişilerin ilmen ne kadar acziyet içeri-sinde oldukları bir kez daha ortaya çıkmıştır. Tabi sorulsa bir çok bahane uydurabilirler, biz onlara anlattık anlamıyorlar, biz tartışarak zaman kaybedemeyiz vs birçok şey söyleyebilir-ler ancak aşağıda onlara verdiğimiz cevabı dikkatli okuyanlar bu kimselerin hiçbir şey izah etmediğini ve münazaranın he-nüz bir neticeye varmadığını açıkça müşahede ederler. Bu adamlar bizim tercümenin tahrifiyle alakalı yukardaki ilk ya-zımıza verdikleri cevapta bile tercümedeki tahrifin temelini teşkil eden asıl konuyu geçiştirip yan mevzularda laf kalabalığı yaparak durumu kurtarmaya çalıştılar. Ayrıca bugüne kadar bizim alimlerden getirdiğimiz muhalif hiçbir nakle bir açık-lama getirmiş değiller ve bundan sonra da getireceklerini zan-netmiyorum. Kısacası konu bir neticeye bağlanmadığı halde konuyu kapattılar ve yazıyı reddiyeler bölümüne taşıyarak bi-zim nezdimizde konu bitmiştir, mesajı verdiler. Halbuki ortada biten hiçbir şey yoktur. Hani şöyle bir durum olsa; konu bütün

Page 98: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

98❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü yönleriyle müzakere edilir, muhaliflerin getirdiği bütün delil ve nakillere tek tek cevap verilir, buna rağmen iş kısır döngü haline dönüşür, o zaman yazışmanın artık zaman kaybından başka bir şeye yaramayacağı kanaatine varır, konuyu kapatır-sın. Fakat ortada böyle bir durum yok, konu bitmek bir yana daha başlamadı sayılır çünkü henüz aleyhlerine getirilen açık nakillerin cevabı verilmedi! Demek ki verecekleri bir cevap yok ki konuyu kapatma ihtiyacı hissettiler, bunun başka bir izahını ben bilmiyorum. İşte düşünün ki biz cahiliz, bir şey bil-miyoruz, bir şeyden anlamıyoruz; madem öyle bu cahillerin getirdiği nakillere iki dakikada cevabı yapıştır böylece bir fitne odağının (!) kökü kurusun öyle değil mi? Bunu yapamamaları bu kimselerin ilmen iflasının isbatı niteliğindedir. Konuyu ka-patmaları, bizi üyelikten atmaları vesair tavırlar, borcunu öde-meyen ve alacaklısına sunabileceği hiçbir mazereti de olma-yan sahtekar tüccarın telefonlara çıkmaması, telefonlarını ka-patması gibi tavırlardan farksızdır. Bunlar daha önce de ben-zer tavırları sergilediler. İsim sıfat tevhidi hakkında onlara yaptığımız reddiyelere cevap vermek bir yana aylarca orta-larda gözükmediler, neredeyse sitelerini kapatacak vaziyete geldiler sonra aynı sahtekar esnaf misalinde olduğu gibi mev-zuyu unutturduktan sonra tekrar piyasaya çıktılar. İşte bu din bezirganları bu şekilde din konusunda yaptıkları hile ve sahte-karlıkları bu tavırlarıyla zımnen onaylamış olmaktadırlar. Ar-tık tabanlarındaki zavallı cahil kitlelere ne yalanlar uydururlar Allah bilir. Batıl ehlinin ilmi acziyetlerini bu şekilde ortaya çı-karttığı için Rabb Teala’ya sonsuz şükürler olsun.

Benim yukarda yazdıklarıma karşılık uzunca bir şeyler yazmışsınız ancak maalesef mevzunun aslını izah edecek tarzda sadra şifa bir cevap ben göremedim. Şimdi bu yazdıkla-rınızı tek tek cevaplayacağım inşallah ama onun öncesinde mevzunun daha iyi anlaşılması için aramızdaki ihtilafın tam olarak ne olduğunu ortaya koymaya çalışacağım.

Size tavsiyem önce muhatabınızı iyi anlayın. Burada kimsenin amel yoluyla helalleştirme olmaz, helalleştirme

Page 99: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

99❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü mutlaka kalple veya dille olması gerekir diye bir görüşü yoktur. Hatta birisi mutlak anlamda böyle dese kafirdir ve bu ancak asrın Cehmiyelerinin savunduğu bir şeydir. Keza benim şahsım olarak hadiste bahsi geçen kişinin amel yo-luyla helalleştirme yaptığına da bir itirazım yoktur. Hatta bu hadis istihlalin bazen amel yoluyla da olabileceğine dair güzel bir delildir. Yani bizim aramızda Bera hadisin-deki adam kafir midir, müslüman mıdır veyahut da bu adam istihlal yapmış mıdır yapmamış mıdır diye de bir ih-tilaf yoktur. Her ne kadar alimlerden bu hadisteki adamın tekfir edilmediğini söyleyenler olduysa da ben o kişinin kafir olarak öldürüldüğünü düşünüyorum ve hadisin yo-rumu hakkındaki bu tarz ihtilafların münakaşayı gerekti-recek şeyler olmadığını söylüyorum. Kısacası sizinle bi-zim aramızdaki tartışma helalleştirme amel yoluyla olur mu yoksa sadece itikad yoluyla mı olur tartışması değil-dir. Bizim aramızdaki ihtilaf evlenmek veya akid yapmak tek başına helalleştirmeye delil olur mu olmaz mı budur. Siz, bunun her zaman için helalleştirme olacağını iddia ediyorsunuz biz ise bunun her zaman böyle olmayacağını savunuyoruz. Hatta bazen evlenmek, istihlal manasına ge-lebilir tıpkı Bera hadisinde olduğu gibi. Ama, bu bazen bu manaya gelmeyebilir, işte aramızdaki ihtilaf budur.

İhtilaf mevzusunu bu şekilde özetledikten sonra ana ko-nuya geçebiliriz.

Demişsiniz ki:

“Allah'ın adıyla başlar ve yalnız O'ndan yardım dilerim.

Öncelikle Abdullah’ın babasından bu mesele ile ilgili naklet-tiği sözler, sizlerin Salih’in babasından naklettiği sözlere yükle-diğiniz mananın batıl olduğunun apaçık örneğidir. Buna ileride geleceğiz, bu bir kenarda kalsın!

Page 100: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

100❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Diyorsunuz ki: “Bu ibareyi bu şekilde tercüme etmek doğru değildir. Bunu, hem sözün kendi içindeki karinelerden, hem de harici karinelerden yola çıkarak şu şekilde açıklayabiliriz.”

Cevap: Mahremi ile evlenen kişinin hükmüne dair yazdığımız yazıda naklettiğimiz İmam Ahmed'in fetvasının tercümesinde herhangi bir hata bulunmamaktadır. Tercüme cümlenin siya-kına göre Arapça verdiği manaya yönelik yapılmıştır. Bunun aksini iddia eden kişinin öncelikle güzel bir şekilde Arapça öğ-renmesi ve anlayış sahibi olması gerekir.”

Anladığım kadarıyla harfi veya lafzi tercümeden ziyade manayı ortaya çıkarmaya yönelik tefsiri bir tercüme yaptığı-nızı söyleyerek kendinizi savunuyorsunuz ama meselenin as-lına inildiğinde bu mazereti geçerli sayacak bir şey gözükmü-yor. Çünkü yoruma dayalı tercüme de yapsanız neticede sözün sahibinin maksadına muhalif bir anlam ortaya çıkmaması ge-rekiyor. Şimdi bizim tercüme ettiğiniz ibareyle alakalı, o ibare-nin içindeki ifadeler hakkında size yönelttiğimiz iki temel iti-raz vardı. Birincisi على harf-i cerrini tercümeye yansıtmadığı-nız, ikincisi de İmam Ahmed’in üvey annesiyle evlenen kimse tevbeye çağrılır mı sorusuna “hayır” diye cevap vermesinin cümle içinde –sizin tercümenize göre- anlamsız kaldığı şeklin-deydi. Siz verdiğiniz cevapta –meselenin asıl mihverini teşkil ettiği halde- على harf-i cerriyle alakalı itirazımıza tek kelimeyle dahi değinmemişsiniz. Burası gerçekten ilginç, çünkü bu ko-nuda gerçekten kendinizden eminseniz bir iki kelimeyle dahi olsa bu itirazı def etmeye çalışırdınız. Siz ise buna hiç değin-meyip tercümeye yönelik itirazları sadece cümlenin siyakına göre tercüme yaptık deyip geçiştirmişsiniz, ardından yan bir takım konuları uzattıkça uzatmışsınız. Halbuki bu, daha önce de izah ettiğimiz gibi cümle akışına göre veya tefsiri tercüme yaptık şeklindeki bir mazerete sığınılarak geçiştirilecek bir şey değildir. Zira على harf-i cerrinin atlanması bizzat manayı de-ğiştirmektedir. Atladığınız zaman mana –sizin çevirdiğiniz şe-kilde- bu helalleştirmektir, şeklinde olurken atlamadığınız za-

Page 101: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

101❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü man bu, helalleştirme üzerine, helalleştirme durumunda söz-konusu olur şeklinde olmaktadır. Şimdi bizzat akide değişikli-ğine yol açan böyle bir farklılığı nasıl görmezden gelirsiniz? Size düşen acilen o harf-i cerri niye çevirmediğinizi izah etmek ya da hatanızı kabul etmektir. İlimle iştigal eden herkes bilir ki Arapça’da bir harf-i cerr çok büyük mana değişikliklerine yol açabilir. Harf-i cerrlere verilen mana sebebiyle birçok fıkhi ih-tilaflar meydana gelmiş, hatta buradan itikadi ayrılıklar bile doğmuştur. İmam Ahmed’in “hayır” sözünü ise kendinizce açıklamaya çalışmışsınız, onun cevabı ise aşağıda tevbeye ça-ğırmakla alakalı bölümde gelecektir inşallah. Kısacası على harf-i cerri ile alakalı cevabınızı bekliyoruz, bu cümle siyakına göre veya tefsiri tercüme yapılarak gözden kaçırılması caiz olma-yan bir meseledir, çünkü doğrudan manaya etkisi vardır. Ama bunun dışında doğrudan manaya etkisi olmayan kelimelerde, sözün sahibinin maksadı ortaya çıktıktan sonra elbette ki mo-tamot tercüme edilmedi diye kimse kınanmaz. Ben bundan do-layı İmam Ahmed’den yaptığınız diğer naklin üzerinde çok durmadım. Söz konusu nakle dair açıklamalar ilgili yerde gele-cektir inşaAllah.

***

İmam Ahmed’in kavlinde geçen “tevbeye çağırma” ifadesinin manası hakkında

“Diyorsunuz ki: “Şimdi Salih (Rahmetullahi Aleyh) babasına şunu soruyor:

قلت الذي تزوج امرأة أبيه أو أمته يستتاب“Dedim ki: Babasının hanımı veya cariyesi ile evlenen tev-

beye çağrılır mı?”

Fıkıh literatürüne vakıf olan birisi, “tevbeye çağırmak” ifa-desinin küfürle alakalı kullanıldığını bilir.

Page 102: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

102❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Cevap: Bu sözleriniz ile ne kadar cahil olduğunuzu ortaya koymuşsunuz. Çünkü "tevbeye çağrılır mı?” ifadesi, hiçbir zaman “kâfir olur mu?” manasında değildir. İmam Ahmed'in oğlu bu-rada asla babasına bu kişinin hükmünün kafir olup olmadığı ile alakalı değil, bu kimsenin tevbeye davet edilip edilmeyeceğini soruyor. Ayrıca fıkıh kitaplarında tevbeye davet edilme konusu meşhurdur. Hatta fıkıh kitaplarında tevbeye davetin müddeti hakkında da hükümler vardır. Fazla uzağa gitmeye gerek yok, kendisinden nakil yaptığımız bu kitapta da bu konunun hemen ardından tevbeye çağırmanın müddeti hakkında hükümler bildirilmiştir. Bu göstermektedir ki burada hakkında konuşulan konu kâfir olup olmaması değil, tevbeye davet edilip edilmeme-sidir.”

Öncelikle sözleri iyi anlayın. Ben iddia ettiğiniz şekilde “tevbeye çağrılır mı?” ifadesi, her zaman için “kâfir olur mu?” manasındadır diye mutlak bir şey söylemedim. Benim söylediğim şey yukarda yazıyor: “Fıkıh literatürüne vakıf olan birisi, “tevbeye çağırmak” ifadesinin küfürle alakalı kullanıldığını bilir.” Küfürle alakalıdır diyorum. Bunun da ala-kası iki türlüdür. Ya bu kişi kafir olur mu manasındadır, yahut da bu kimse sıradan mürted gibi tevbeye mi çağrılır yoksa sihir yapan, gizlice zındıklık ve münafıklık yapan kimse gibi tevbeye çağrılmadan mı öldürülür manasındadır. Şimdi biz bu ikinci şıkkı bir önceki yazıda şu sözlerle eledik: "Bir an için farzede-lim ki İmam burada meselenin küfür olup olmadığına değil de mücerred olarak bunu yapan kişinin öldürülmeden önce tev-beye davet edilip edilmediği sorusuna cevap verdi. O zaman ardından söylediği iddia edilen “bu helalleştirmektir” sözü, cümle akışında ne gibi bir anlam ifade etmektedir? Yani tev-beye çağrılmamasıyla yaptığı işin helalleştirme olmasının ne gibi bir alakası var? Haramı helal kılan tevbeye çağrılmıyor mu? Tevbeye davet edilmeden öldürülme hükmü sadece sihir-baz veya zındık gibi gizliden küfür işleyen mürtedlerle alakalı söz konusu edilmiştir. Bunun dışında haramı helal kılanlarla

Page 103: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

103❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü alakalı, hele ki üvey anneyle evlenenlerle alakalı böyle bir gö-rüş biz bilmiyoruz.” Bu ikinci şık yani tevbeye çağrılır mı soru-sunun “Ey İmam, üvey annesiyle evlenen kişi kafirdir ama bu kimse tevbeye davet edilir mi yoksa tevbeye davet edilmeden hemen mi öldürülür” manasında olması ihtimali bu zikrettiği-miz karinelerden dolayı devre dışı kalmaktadır. Buna dair ve-rebileceğiniz bir cevap olsaydı verirdiniz ama buna hiç değin-mediğinize göre demek ki buna vereceğiniz bir cevap yok de-mektir, varsa bundan sonra verirsiniz… Bizler ne İmam Ah-med’’in mezhebinde ne de başka mezheplerde haramı helal kı-lan kişi ya da mahremiyle evlenen kişi tevbe teklif edilmeden öldürülür diye bir şey okumuyoruz. Bilakis haramı helal sayan kimselerin de tıpkı diğer mürtedler gibi tevbeye çağrılacağını okumaktayız.

Hallal, İmam Ahmed’in haramları istihlal eden yani helal sayan kimselerle alakalı görüşünü şu şekilde nakletmektedir:

د حدثهم، قال: سمعت أبا أخبرني منصور بن الوليد، أن -٤١٤١ جعفر بن محم عبد ا� سئل عن رجل قال: الخمر ح�ل؟ قال: يستتاب؛ فإن تاب، وإ� قتل

“Bana Mansur bin Velid, Cafer bin Muhammed’in ken-dilerine şöyle anlattığını haber verdi: Cafer dedi ki: Ben, Ebu Abdillah’ı (yani Ahmed bin Hanbel’i) kendisine içki helaldir, diyen birisi hakkında sorulduğunda ‘tevbeye çağrılır, tevbe ederse ne ala, aksi takdirde öldürülür’ der-ken işittim.”

Hallal, bunun ardından sahabe zamanında Şam’da tevil yo-luyla içkiyi kendilerine helal kılan bir topluluğun haberini nak-letmiş, bundan sonra da İmam Ahmed’in bu haberle alakalı yo-rumunu şu şekilde rivayet etmiştir:

قال حنبل: سألت أبا عبد ا� عن هذا، فقال: المستحل لحرمة ا� إذا كان مقيما عليها باستح�ل لها غير متأول لذلك، و� نازع عنه رأيت استتابته

Page 104: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

104❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

ا؛ فإن تاب ونزع عن ذلك، ورجع تركته، وإ� فأقتل مثل الخمر بعينها، فيه وما أشبه هذا والزنا

“Hanbel dedi ki: Ben Ebu Abdillah’a bunun hakkında sordum, dedi ki: Allah’ın haramını helal kılan bir kimse, bu hususta herhangi bir tevili olmadığı halde bunu helal saymakta direnir ve bundan vazgeçmezse ben onun bu konuda tevbe ettirilmesini uygun görürüm. Eğer tevbe eder ve bundan vazgeçer, rücu ederse onu terk ederim (serbest bırakırım). Aksi takdirde tıpkı içki, zina ve ben-zeri meselelerde (helal sayanın durumunda) olduğu gibi öldürürüm. ilh…”59

Bu nakil, İmam Ahmed’in bütün haramlarla alakalı istih-lalde bulunan yani helal sayan herkesin tevbeye çağrılması gö-rüşünde olduğunu göstermektedir. Çünkü herhangi birini is-tisna etmeksizin genel bir kaide olarak bunu zikretmiştir. Her kim üvey annesiyle evlenen kişinin bu genel hükümden istisna olduğunu yani Ahmed’ e göre üvey annesiyle ya da mahre-miyle evlenen kimseye has olarak böyle birinin tevbeye davet edilmeden öldürüleceğini ileri sürerse buna dair ya İmam Ah-med’in kendi sözlerinden yahut da hiç olmazsa diğer Hanbeli alimlerinin sözlerinden buna dair bir delil getirmesi gerekir. Bu genel hükmü tahsis eden bir delil getirilmediği takdirde bu hüküm umumu üzere kalır ve dolayısı ile üvey annesiyle ev-lenmeyi helal kılan kişi de aynı şekilde tevbeye davet edilmesi gereken birisi olur. Buna dair tercümesini tahrif ettiğiniz nakil delil değildir, bilakis aksine delildir. O tercümenizi ya izah edin, oradaki harf-i cerri neden atladığınızı açıklayın yahut da burada üvey annesiyle evlenen kişi tevbeye çağrılmadan öldü-rülür denildiğini başka karinelerle isbat edin.

Bu ise imkansız bir şeydir ve İmam Ahmed’in bu sözüyle “üvey annesiyle evlenen kişi haramı helal kıldığından dolayı

59 Ahkamu Ehli’l Milel, sf. 484-485

Page 105: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

105❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü artık tevbeye çağrılmaz” demiş olması asla mümkün değildir. Bu şık elendiğine göre geriye tek bir ihtimal kalıyor o da şudur: İmam Ahmed’in oğlu bu soruyu “üvey annesiyle evlenen kafir olur mu” manasında sordu ve İmam da “Hayır, bu ancak helal-leştirme halinde söz konusu olur” diyerek böyle yapanın kafir olmayacağını ifade etti. Zaten tevbeye çağırma ifadesini öbür türlü anladığımızda cümlenin manası bozuluyor. Siz bir tek alimden haramı helal kılan kişi tevbeye davet edilmeden öldü-rülür şeklinde bir tane mutlak fetva nakledebilir misiniz? Sihir, zındıklık gibi tevbeye davet edilmeden öldürülen kimselerin durumu açıklanabilir çünkü bunlar gizliden küfür işlemişler-dir, o yüzden yakalandıkları zamanki tevbelerine itibar edil-mez. Peygambere söven birisinin tevbesi ise kul hakkına gir-diği için kabul edilmez. Bunların hepsinin illetleri alimlerin eserlerinde kayıtlıdır. Peki, diğer küfür çeşitlerinden farklı ola-rak haramı helal kılanların tevbesi kabul edilmiyorsa bunun il-leti ne ola ki? Buna dair alimlerden bir harf dahi getirebilir mi-siniz? Yani tevbeye çağırma sözünün ihtimalli bir söz olması, öldürülmeden önce tevbeye çağırmak gerekir mi manasında kullanılma ihtimali olması, İmam Ahmed’in fetvasında bahse-dilen şeyin bu olmasını gerektirmiyor, bilakis buna dair hiçbir karine olmadığı gibi bunun zıttına delalet eden bahsettiğimiz türden birçok karine mevcuttur.

"Diyorsunuz ki: Yani Salih (Radîyallâhu Anh) üvey annesiyle evlenen kişinin kafir olup olmadığını sormaktadır. İmam Ahmed ise buna cevaben şöyle demektedir:

قال � هذا على ا�ستح�ل يقتل إذا عرس“Hayır. Bu, helalleştirme üzerine söz konusu olur. Nikâh

yapıp zifaf girerse öldürülür.”

İşte Allah’ın izniyle doğru tercüme bu şekildedir. Çünkü İmam Ahmed, "hayır" diyerek oğlunun sözünü reddetmektedir. Oğlu ise böyle birinin kafir olup olmadığını sormuştu. İmam

Page 106: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

106❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü (Radîyallâhu Anh) üvey annesiyle evlenen kişinin kafir olduğu id-diasını bu şekilde reddettikten sonra bunun ancak yaptığı işi he-lal sayanla alakalı söz konusu olacağını ifade etmektedir. Şimdi burada söz konusu : ال ھذا على اإلس��تحالل ifadesini hangi mantıkla Türkçeye “Hayır. Bu o ameli helalleştirmektir.” Şeklinde çevril-diğini merak ediyoruz? İfade ھذا اإلس���تحالل şeklinde olsaydı böyle bir tercümenin mantığı olurdu. Burada على harfi cerri vardır ve ifadeyi harfiyyen tercüme edecek olursak şu manayı vermekte-dir: Bu, helalleştirme üzerine olur. Yani, tevbeye davet etme işi helal sayan için söz konusudur. Helal saymadan günah olarak yapan kişi ise küfren değil hadden öldürülür. Kaldı ki durum si-zin dediğiniz gibi olsa İmam Ahmed, “hayır” sözüyle neye itiraz etmektedir? Oğlu, tevbeye çağırılır mı diyor, Ahmed çağrılmaz diyor. Bunun ardından “bu helalleştirme sayılır” demesinin ne gibi bir mantığı vardır? İmam’ın burada üvey anneyle evlenmeyi küfür saymadığı tevbeye çağrılmaz sözünden açıkça bellidir. Bir an için farzedelim ki İmam burada meselenin küfür olup olma-dığına değil de mücerred olarak bunu yapan kişinin öldürülme-den önce tevbeye davet edilip edilmediği sorusuna cevap verdi. O zaman ardından söylediği iddia edilen “bu helalleştirmektir” sözü, cümle akışında ne gibi bir anlam ifade etmektedir? Yani tevbeye çağrılmamasıyla yaptığı işin helalleştirme olmasının ne gibi bir alakası var? Haramı helal kılan tevbeye çağrılmıyor mu? Tevbeye davet edilmeden öldürülme hükmü sadece sihirbaz veya zındık gibi gizliden küfür işleyen mürtedlerle alakalı söz konusu edilmiştir. Bunun dışında haramı helal kılanlarla ala-kalı, hele ki üvey anneyle evlenenlerle alakalı böyle bir görüş biz bilmiyoruz. Kısacası, bu tercümenin hatalı olduğu açıktır. İfade-nin akışı da böyle bir tercümeye müsaade etmemektedir.

Bu zikrettiklerimiz söz konusu tercümenin hatalı olduğunu gösteren dahili, ifadenin içindeki karinelerdir. Harici karinelere gelecek olursak; İmam Ahmed’in üvey annesiyle evlenen kişi hakkındaki görüşü onun kafir olduğu değil, günahkar olduğu la-

Page 107: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

107❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü kin cezasının aynı hadisteki gibi boynunun vurulup malının alın-ması olduğu şeklindedir. Buna delalet eden şey ise bizzat aynı yazıda İbn Hacer’den naklettiğiniz şu ifadedir:

İbni Hacer el-Askalani (ö. 852) “Fethu'l Bari” kitabında şöyle demiştir:

٨١١ص ٢١وفي فتح الباري �بن حجر ج

اية فقال بعثني وأشهر حديث في الباب حديث البراء لقيت خالي ومعه الر صلى ا� ج امرأة عليه وسلم إلى رج رسول ا� أبيه أن اضرب عنقه ل تزو

نن وفي سنده اخت�ف كثير وله شاهد من طريق أخرجه أحمد وأصحاب السة عن أبيه أخرجه ارقطني وقد قال معاوية بن مر ظاهره أحمد ب بن ماجه والد

وحمله الجمهور على من استحل ذلك بعد العلم بتحريمه بقرينة ا�مر بأخذ وقسمته ماله

"Bu babda en meşhur hadis Bera (Radîyallâhu Anh)’dan riva-yet edilen hadistir. O hadis şöyledir: Bera (Radîyallâhu Anh) şöyle demiştir: "Dayımla kendisinde bir savaş sancağı olduğu sırada karşılaştım. O bana şöyle dedi: “Rasûlullah beni babasının ha-nımı ile evlenen bir adamın boynunu vurmam için gönderdi.” Bu hadisi Ahmet ve sünen sahipleri tahric etmişler. Senedinde çok ihtilaflar vardır. Ancak bu hadis için İbni Mace ve Darekutni'nin tahric ettiği Muaviye ibn Murre yoluyla gelen hadis şahittir. Ah-med bu hadisin zahirine göre fetva vermiştir. Cumhur âlimleri hadiste adamın malının alınıp bölünmesine dair bir karine olduğu için bu kişinin babasının hanımı ile evlenmenin haram olduğunu bildiği halde bu ameli yaparak bunu helalleştirmiş olarak anlamışlardır."60

İbn Hacer'in sözünün son kısmının daha anlaşılır tercümesi şu şekildedir: 60 İbn Hacer el-Askalani: Fethu'l Bari c.12 s.118

Page 108: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

108❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

“Ahmed bu hadisin zahirine göre fetva vermiştir. Cumhur ise hadiste adamın malının alınıp taksim edilmesi karinesinden yola çıkarak bunu (yani öldürüp malını alma hükmünü) haram olduğunu bildikten sonra bunu helalleştiren kimseye hamletmiş-lerdir."

Görüldüğü üzere İbn Hacer, açık bir şekilde İmam Ahmed’in üvey annesiyle evlenen kişinin cezası konusunda cumhurdan farklı düşündüğünü belirtmektedir. Cumhur ulemayla ayrıldığı nokta ise şudur: Cumhur, üvey annesiyle evlenen kimsenin ancak bunu helal kıldığı takdirde hadisteki adam gibi öldürüleceğini savunurken, İmam Ahmed tamamen hadisin zahirini alarak –tıpkı evli iken zina edenin cezasının recm olması gibi- üvey an-nesiyle evlenen kişinin de had cezasının öldürülüp malının alın-ması olduğunu söylemiştir ve bu cezayı bunu helal kılan kişiye tahsis etmemiştir.

Cevap: Salih’in sözlerine bu şekilde mana vermek apaçık ke-limeleri yerlerinden oynatmak, alakasız manalar vermek, bariz bir şekilde tahrif yapmaktır. Yukarıda da izah ettiğimiz üzere, Salih’in babasına “tevbeye çağrılır mı, çağrılmaz mı?” sorusu, “kâfir olur mu, olmaz mı” noktasında değil, “mürted olarak direk öldürülür mü yoksa tevbeye mi davet edilir?” noktasındadır. Çünkü hadisin zahirinde bu kimse tevbeye davet edilmeden öl-dürülmüş, malı da beytülmale alınmıştır. İşte İbn Hacer’in “Ah-med bu hadisin zahirine göre fetva vermiştir.” sözü bu manada-dır.”

Evvela, bizim yaptığımız meselenin esas mihverini teşkil eden harfi cerr vs. açıklamalara hiç yorum yapmamanız ente-resandır. Tevbeye davet etme meselesine gelince; onun sizin anladığınız şekilde olmadığını hatta olamayacağını yukarda izah ettik, bunlara vereceğiniz bir cevap varsa yazarsınız. İbn Hacer meselesine gelince; İbn Hacer’in sözünden İmam Ah-med’in üvey annesiyle evlenen kişi kafirdir ve tevbeye davet edilmeden öldürülür kanaatinde olduğu nasıl çıkıyor, bunu sö-zün neresinden çıkarttınız? Şimdi size göre İmam Ahmed ile

Page 109: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

109❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü cumhur ulema arasındaki ihtilaf sadece bu kişi tevbeye mi da-vet edilir yoksa edilmez bu noktada mı? Bunun delili nedir? İbn Hacer, açık bir şekilde cumhura söz konusu hadisteki öl-dürme ve malını alma cezasını adamın haramı helal saymasın-dan kaynaklandığı görüşünü nisbet ediyor ve İmam Ahmed’in ise helal saysın saymasın mahremleriyle evlenen herkese bu cezayı münasip gördüğünü ve bu konuda hadisin zahirini aldı-ğını ifade ediyor. Bunun tevbeye çağırıp çağırmamayla ne ala-kası var? Bilakis bu ibareyi düşünenler alimlerin bu ameli kü-für olarak görmediğini açıkça anlarlar. Hadi buradan anla-madı, aşağısında İbn Kayyım’dan yaptığımız nakilde bu husus açıkça anlaşılmaktadır:

ج امرأة أبيه أو وقد نص أحمد في رواية إسماعيل بن سعيد، في رجل تزو بذات محرم، فقال: يقتل، ويدخل ماله في بيت المال

حيح، وهو مق عليه وسلم وهذا القول هو الص صلى ا� تضى حكم رسول ا�

اني، ثم قال أبو حنيفة: إن ه حد الز افعي ومالك وأبو حنيفة: حد وقال الشر، و� حد عليه، وحكم رس عليه وطئها بعقد، عز صلى ا� وسلم وقضاؤه ول ا�

أحق وأولى“İmam Ahmed, İsmail b. Saîd rivayetinde söz edilen,

babasının karısıyla ya da mahremi olan birisiyle evlenen bir kimse hakkında; onun öldürüleceğini ve malının da beytülmâl'e konulacağını ifade etmiştir. Sahih olan bu gö-rüştür. Bu Hz. Peygamber'in Sallallâhu Aleyhi ve Sellem ver-diği hükmün de gereğidir. İmâm Şafiî, Mâlik ve Ebu Hanife ise, böyle birinin cezasının zina cezası olduğunu söylemiş-lerdir. Sonra Ebu Hanife: "Eğer bir akitle cinsî ilişkide bu-lunmuşsa, ta'zir cezası uygulanır, had cezası verilmez."

Page 110: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

110❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü demiştir ki, bizzat Hz. Peygamber'in Sallallâhu Aleyhi ve Sel-lem hükmü ve uygulaması daha doğru ve uyulmaya daha lâyıktır.”61

Yukarda da dediğimiz gibi: “Böylece alimler arasındaki ih-tilafın mahiyeti de ortaya çıkmaktadır. Cumhur ulema açık bir şekilde babasının karısıyla ya da yakın akrabasıyla evlenen ki-şiye zina cezası verileceğini ifade etmişler ve hadiste geçen du-rumu da bu şahsın bunu helal sayarak yapmasına hamletmiş-lerdir. Eğer onların nezdinde mahremiyle evlenen kişi mürted olsaydı zina haddi değil ölüm cezası vermeleri gerekirdi. Hatta Ebu Hanife zina haddini de uygun görmemiş, üvey annesi gibi mahremleriyle evlenen kişinin sadece tazir edileceğini söyle-miştir. İmam Ahmed ise üvey annesiyle veya başka nikah düş-meyen yakın akrabasıyla evlenen kimseye hadiste geçen öldü-rülüp malının alınması cezasını uygun görmüştür. Ancak bu, irtidadın cezası değil işlenen haram fiilin cezasıdır. İmam Ah-med böyle bir kimsenin tevbeye çağrılmayacağını ifade ederek üvey anneyle ve diğer mahremlerle evleneni tekfir etmediğini açıkça ortaya koymuştur. Bütün bunları –ilmi kaidelere ve Arapça’ya sadık kalarak- bu dediğimizden başka bir şekilde açıklayabilecek varsa buyursun açıklasın bekliyoruz.

Ne hikmetse bu kadar uzun yazı yazmanıza rağmen İbn’ul Kayyım’dan naklettiğimiz söze bir satırlık dahi olsa açıklama yapmaya tenezzül etmemişsiniz! Halbuki bu nakil haftalardır tartıştığımız meseleyi yani İmam Ahmed’in üvey annesiyle ev-lenen kişi hakkındaki görüşünün ne olduğunu ve diğer alimle-rin ne düşündüğünü açıkça izah eden bir nakildir. Fakat siz be-nim yazımdaki birçok konuya değindiğiniz halde buna değin-miyorsunuz bu ilginç bir durum değil mi? Şimdi ben de bunu okuyan başka bir çok kimse de merak ediyoruz, gerçekten si-zin bu nakil ve benzerleri hakkındaki yorumunuz nedir? Bil-miyorum bu ve benzeri tamamen sizin aleyhinize olan nakiller

61 Zad’ul Mead, 5/13-14

Page 111: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

111❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü hakkında bir çalışmanız olacak mı, olmayacaksa zaten bu va-him bir durumdur, olacaksa da bu naklin mutlaka acilen izahı gerekmektedir. Çünkü biz İmam Ahmed’le alakalı tercümenin tahrif olduğunu söylerken sözün kendi içindeki dahili karine-lerin yanı sıra bu tarz harici karinelere de dayandık, o yüzden bu konumuzla doğrudan alakalıdır, eğer bunlara getireceğiniz bir izah yoksa tercümenin yanlış olduğu yönündeki sözümüz isbatlanmış olacaktır.

“Ben sana bu fetvadan ne anlaşılması gerektiğini biraz daha açarak anlatayım. İnşaAllah bu sefer yanlışta ısrar etmez ve hatanı kabul edersin.

Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) bu meselede nasıl hü-küm vermişse, İmam Ahmed’de hadisin zahirine göre hüküm vermektedir.

Şöyle ki: Salih babasına, babasının hanımı veya cariyesi ile evlenen kişinin tevbeye çağrılır mı, çağrılmaz mı diye soruyor. Yani bir kişi bilerek babasının hanımı veya cariyesi ile nikâh akdi yaparak evlenirse kâfir olur fakat tevbeye çağrılır mı yoksa tevbeye çağrılmadan kellesi kesilir mi diye soruyor. İmam Ah-med ise: Hayır, tevbeye çağrılmadan öldürülür çünkü bu kişi üvey annesiyle evlenmenin haram olduğunu bildiği halde onunla nikâh akdi yapıp zifafa girmiş, bu ameliyle haramı helal kılmıştır. Hadisin zahirinde ise Rasulullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sel-lem)’ın gönderdiği sahabe adamı tevbeye davet etmeden öldür-müş ve malını da beytülmale almıştır. İşte İmam Ahmed böylece hadisin zahirine göre hüküm vermiştir. Kısacası sizin iddia etti-ğiniz gibi İmam Ahmed bu kişiye haram hükmü vermiş değil, ak-sine adamın amelinin haramı helal kılmak olduğunu söylemiş ve bu kişinin mürted olduğuna hükmetmiştir.”

Şimdi siz şunu açıklayın: Mahremi olduğunu bildiği bir kimseyle evlenen kişinin tevbesinin kabul edilmeme illeti ne-dir? Bunu bilerek yapması mıdır? Eğer illet bu ise bu zaten bü-tün haramlarda geçerli değil midir? Yani bir kimse içkinin ha-ram olduğunu biliyor, önündeki şişenin de içki dolu olduğunu

Page 112: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

112❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü bildiği halde bu şişedekinin helal olduğunu iddia ediyor. Bu kimsenin kafir olduğu bellidir. Peki bu kimse tevbeye çağrılır mı? Çağrılırsa üvey anne meselesinden farkı nedir? Yok çağrıl-mıyorsa buna dair bir tane delil ve nakil getirebilir misiniz? İmam Ahmed’in bu hadisi sizin izah ettiğiniz şekilde anladığını sizden başka kim, hangi alim söylüyor? Hadiste şahsın tevbeye davet edilip edilmediğine dair bir bilgi var mıdır? Bu hadisi şerh eden alimlerin bu hususta sizin yaptığınız türden bir açık-laması mevcut mudur?

İmam Ahmed’in mahremiyle evlenenlerin hükmü konusundaki görüşü

“İmam Ahmed’in oğlu Abdullah’ın rivayet ettiği Mesaili İmam Ahmed kitabının c.1 s. 351, 352’de, Bir Kişinin Mahremiyle Evlenmesinin Hükmü başlığında şöyle geçmektedir:

1294: Babama, bir adam mahremiyle, mahremi olduğunu bildiği halde evleniyor, hükmü nedir diye sordum, şöyle dedi: Eğer ki mahremi olduğunu bildiği halde onunla evlenmişse boynu vurulur ve malı beytülmale alınır. Eğer ki mahremi olduğunu bilmiyorsa ayrılırlar. İmam Ahmed kadına verilen mehrin ondan alınmamasını iyi görüyor gibiydi. Kadına verilen mehir ya da hediyeler geri alınmaz. Babama: Bera hadisinde ge-çen babasının hanımını nikâhlayan adamı sordum. Şöyle dedi: Bu kişi o kadının babasının hanımı olduğunu biliyordu ve onunla evlenip zifafa girdi. Bu ise ancak bilerek olur.

1295: Babama, babasının hanımı ile evlenip Rasûlullah’ın öldürülmesini ve malının alınmasını emrettiği kişi ile ilgili hadi-sin manası hakkında sordum. Babam şöyle dedi: "Allah en doğ-rusunu bilir. Bu kişinin bu ameli, haramı helalleştirmektir. Rasûlullah bu sebeple öldürülmesini ve malının alınmasını emretti. Babam şöyle dedi: Aynı şekilde mürtede de ailesi mirasçı

Page 113: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

113❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü olamaz. Çünkü Rasûlullah şöyle buyuruyor: "Müslüman kâfire mirasçı olamaz."62

Öncelikle Abdullah ibn Ahmed'in meseleye dair attığı başlık çok önemli. Abdullah ibn Ahmed konuya, "Bir Kişinin Mahremiyle Evlenmesinin Hükmü” başlığını atmış ve bu konuda babasından meselenin hükmüne dair sözler nakletmiştir.

Abdullah babasına kişinin mahremiyle evlenmesinin hük-münü sormuş, babası da eğer kişi evlendiği kimsenin mahremi olduğunu biliyorsa öldürüleceğini ve malının beytülmale alına-cağını söylemiştir. Müslüman bir kimsenin malı öldüğünde/öl-dürüldüğünde varislerine değilde beytülmale alınıyorsa, o kişi-nin Müslüman olmayıp kafir olduğunu gösterir. Nitekim İmam Ahmed bahsi geçen kimsenin evlendiği kişiyi mahremi olduğunu bildiği halde evlenmesinin, amel ile haramı helal kılmak oldu-ğunu söylemiştir. Çünkü Abdullah babasına üvey annesiyle evlenen kişinin durumunu sormuş, İmam Ahmed'de bu kişinin ameliyle haramı helal kıldığını söylemiştir. Bir Müslüman hükmü bildiği halde haram olduğu icma ile sabit olan bir şeyi helal kılarsa elbetteki bu kimse küfre girer. İşte İmam Ahmed'de bu kimsenin mürted olduğunu, dolayısıyla malının varislerine verilmeyip beytülmale alındığını söylemiştir. Zaten İmam Ah-med'in sözlerinin devamında mürtede, ailesinin mirasçı olama-yacağını söylediği görülmektedir. İmamın mürtede ailesinin mi-rasçı olmayacağını söylemesi, rivayette ki bahsi geçen kimseye de mürted hükmü verdiği ve hadisin zahirine göre bu kimsenin tevbeye davet edilmeden öldürülmesi, malının da beytülmale alınması gerektiğini söylediği görülmektedir. Kısacası Abdullah'ın babasından naklettiği şeyler birbiri ile bağlantılı olan şeylerdir. Sizler ise Abdullah ibn Ahmed'in babasından nak-lettiği şeylere hiçbir şekilde değinmeyip, Salih'ten nakledilen sözlere yapılan tercümeye, "tercüme tahrifi" söylemleriniz, aslında meseleyi sulandırmak istemenizin işaretidir. Ya da her zamanki gibi meseleleri anlamamış, kendi batıl itikadınıza delil

62 Abdullah ibn Ahmed: Mesaili İmam Ahmed c.1 s. 351, 352

Page 114: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

114❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü olabilecek şekilde mevzuyu çarpıtarak insanlara sunmanızdır. Kaldıki yaptığınız açıklamalarda bile mesele hakkında cahil ol-duğunuzu ispat etmişsiniz. Velhasıl, her iki durumda da cahil ol-duğunuz ortaya çıkmış oluyor.”

Bunlar tamamen sizin indi, şahsi yorumlarınızdan ibaret-tir. Bu anlattığınız şeyleri ne Hanbeli alimlerinden ne de baş-kalarından temellendirme imkanınız yoktur. Varsa İmam Ah-med’in bu meseleyle alakalı sözlerini, fıkhını bu şekilde yo-rumlayan bir alim bunu ortaya koymak da size düşer. Zaten fetvanın kendisinde de buna delil teşkil edecek bir şey yoktur. Mahremiyle bilmeden evlenen birinin kafir olmak bir yana gü-nahkar dahi olmayacağı zaten aşikar olan bir şeydir. O yüzden bu kimseye ceza verilmeyip sadece eşinden ayrılması sağlanır o kadar. İmam Ahmed’in bilip bilmeme meselesinin bundan başka bir gerekçesi yoktur. Bu sözden bilmeden evlenen kafir olmaz, bilerek evlenen kafir olur hükmünü çıkartmak tam an-lamıyla zorlamadan ibarettir. Keza Ahmed bin Hanbel’in üvey annesiyle evlenen kimsenin öldürülüp malının alınmasını em-retmesi ona mutlaka mürted demesini gerektirmez. Bu, aşa-ğıda izahı geleceği üzere böyle birine layık görülen ceza kabi-linden bir şeydir. İslam hukukunda Mürted olmadığı halde öl-dürülen bir çok kişi vardır. Malının alınması da aynı şekilde ka-fir olduğunu göstermez. Zira zekat vermeyenlerden malının yarısının alınması gibi kafir olmadığı halde malına el konulan örnekler vardır. Bu nakle değinmeme sebebimi ise şu şekilde özetlemek istiyorum:

Şimdi demişsiniz ki “İmam Ahmed’in oğlu Abdullah’ın riva-yet ettiği Mesaili İmam Ahmed kitabının c.1 s. 351, 352’de, Bir Kişinin Mahremiyle Evlenmesinin Hükmü başlığında şöyle geçmektedir:

سألت ابي عن حديث النبي صلى ا� عليه وسلم ان رج� تزوج امرأة -٥٩٢١ ابيه فأمر النبي صلى ا� عليه وسلم بقتله واخذ ماله

Page 115: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

115❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

واخذ قال ابي نرى وا� اعلم ان ذلك منه على ا�ستح�ل فأمر بقتله بمنزلة ما له

قال ابي وكذلك المرتد � يرثه أهله �ن النبي صلى ا� عليه وسلم قال � يرث المسلم الكافر

1295: Babama, babasının hanımı ile evlenip Rasûlul-lah’ın öldürülmesini ve malının alınmasını emrettiği kişi ile ilgili hadisin manası hakkında sordum. Babam şöyle dedi: "Allah en doğrusunu bilir. Bu kişinin bu ameli, ha-ramı helalleştirmektir. Rasûlullah bu sebeple öldürülme-sini ve malının alınmasını emretti. Babam şöyle dedi: Aynı şekilde mürtede de ailesi mirasçı olamaz. Çünkü Rasûlul-lah şöyle buyuruyor:

“Müslüman kâfire mirasçı olamaz.”63

Esasında bu ibarede tartışmaya konu olan altı çizili yerin tam tercümesi şu şekildedir:

“Babam dedi ki: Biz- Allah en doğrusunu bilir- şöyle gö-rüyoruz: Bu amel ondan helalleştirme üzere sadır olmuş-tur. Rasûlullah Sallallâhu Aleyhi ve Sellem de bu sebeple öldü-rülmesini ve malının alınmasını emretmiştir.”

Yani ھ على االس�������تحالل ك من���� ifadesinin tam tercümesi “Bu ذل����kişinin bu ameli, haramı helalleştirmektir.” Değil, “Bu amel on-dan helalleştirme üzere sadır olmuştur.” Şeklindedir. Zira bu-rada da –tıpkı bizim tahrif var dediğimiz nakilde olduğu gibi- -harfi cerri vardır. Bu da tercümeye üzere, üzerine vb şekil علىlerde yansıması gerekir. Siz bunu yansıtmamışsınız. Ama, bunu yansıtmamanızın manaya çok tesiri olmadığı için biz bu naklin üzerinde durmadık. Çünkü biz daha ziyade diğer nakil-deki tahrifatın üzerine yoğunlaştık, zira orada yaptığınız ter-cüme tamamen manayı değiştirmektedir. Yeri gelmişken şunu 63 Abdullah ibn Ahmed: Mesaili İmam Ahmed c.1 s. 351, 352

Page 116: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

116❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü da belirtiyim ki ben, alimlerin birçoğunun söylediği gibi söz konusu Bera hadisinde geçen adamın mürted olarak öldürül-düğüne ve bunun sebebinin de şahsın üvey annesiyle evlenme-sini helal sayması olduğuna inanıyorum. Bu bizim yıllardır söylediğimiz bir şeydir. Sizden farkımız ise siz nassın delalet ettiği bu noktada durmayıp nassın delalet etmediği şeyleri de nasstan çıkarmaya çalışmanızdır. Çünkü nassın delaleti –alim-lerin birçoğuna ve onlara tabi olarak bana göre- söz konusu ki-şinin kafir olduğuna delalet etmektedir. Lakin sizin bunun öte-sine geçerek iddia ettiğiniz haram evlilik yapan, akid yoluyla bunu meşrulaştıran (!) herkes kafirdir görüşüne hadis delil teşkil etmemektedir. Bunlar sizin, ümmetten hiçbir dayanağı olmayan şahsi yorumlarınızdan öteye geçmez. Aramızdaki fark budur. Yani sizinle bizim aramızdaki tartışma üvey anne hadisindeki adam kafir midir değil midir tartışması değildir, bilakis bu adamın kafir olması haram evlilik yapan diğer bütün herkesin kafir olmasını gerektirir mi gerektirmez mi tartışma-sıdır. O yüzden sizin söylemiş olduğunuz şu söz tamamen asıl-sız bir ithamdan ibarettir:

“Ayrıca sizlerin Salih’ten nakledilen sözlere yaptığımız tercümeye itiraz edip, Abdullah’tan gelen nakle yapılan

tercümeye itiraz etmemeniz şaşılacak bir durum. Çünkü iki nakilde de İmam Ahmed amelin kendisinin haramı helalleştirmek olduğunu söylemiştir. Hâlbuki size göre

rivayetteki kimse küfre girmemiş, haram işlemiştir. Size göre haramı helalleştirenler haram mı işlemiş oluyor? Çünkü İmam Ahmed amelin haramı helalleştirmek olduğunu söylemiştir.”

Bu sözler, en iyi ihtimalle karşıdaki muhatabınıza önyar-gıyla yaklaşıp sözlerini anlamamaktan, anlamaya çalışmamak-tan kaynaklı ithamlardır. Burada şaşılacak şey benim duru-mum değil, sizin muhatabınızı anlamadan dinlemeden ace-leyle verdiğiniz hükümdür. Ben, diğer naklin üzerinde niye durmadığımı yukarda izah ettim. İmam Ahmed, hadisteki mu-ayyen şahsın amelinin haramı helalleştirmek olduğunu söyle-miştir, üvey anneyle veya başka haram olan kişilerle evlenme

Page 117: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

117❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü fiilinin kendisinin istihlal manasına geldiğini söylememiştir. İşte burası sizin yorumunuzdur ve yanlış tercüme etmişsiniz dediğim kısım da burasıdır. Kısacası İmam Ahmed, haram ev-lilik yapan herkesin değil, sadece hadisteki kişinin haramı he-lalleştirdiğinden dolayı küfre girdiğini söylemiştir. Ona tabi ol-duğum için bana göre de rivayetteki kimse küfre girmiştir. Ha-ramı helalleştirenler ise zaten bütün alimlerin ittifakıyla küfre girmiştir. O yüzden sizin bu sözlerinizin muhatabı ben değilim. Siz, hadisteki şahsın da kafir olmadığını savunan birini arıyor-sanız mesela İmam Şafii (Radîyallâhu Anh) bunlardan birisidir. Zira Beyhakî’nin Marifet’us Sunen ve’l Asar adlı eserinde nak-lettiğine göre o şöyle demiştir:

عي تسوية ا�خبار على ,وبسط الك�م فيه -٦٥٨٦١ ثم قال: ثم جاء من يديناه في هذا الباب على أنه إنما أمر بقتله �نه ,مذهبه وحمل الخبر الذي رو

ا محاربا ,كان قد استحله فصار به مرتد

ي , حديث يزيد بن البراء عن أبيه ,واحتج بما روينا في -٧٥٨٦١ قال لقيت عم رسول بعثني«فقلت: أين تريد؟ قال: ,ومعه راية إلى وسلم عليه ا� صلى ا�

ماله وآخذ عنقه أضرب أن فأمرني , أبيه امرأة نكح رجل »

ة وبحديث معاوي -٨٥٨٦١ بي « أن , أبيه عن ,ة بن قر سلم و عليه ا� صلى النس بامرأة أبيه أن يضرب عنقه س ماله ,بعث جد معاوية إلى رجل عر ويخم

ا محار -٩٥٨٦١ �ن المرتد الذي لم يحارب � ,با قال: فدل على أنه كان مرتدس ماله يخم

وهذا الذي ذكره ليس في الحديث منه شيء � ا�ستح�ل و� -٠٦٨٦١نا من رجم �ن ولو جاز دعوى ا�ستد�ل في هذا لجاز مثلها في ز ,المحاربة

نا ة كانوا يستحلون الز أهل الجاهلي

Page 118: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

118❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

16856- Şafii bu konuda uzunca bahsettikten sonra şöyle demiştir: “Sonra kendi mezhebine göre haberlerin tesviyesini iddia eden kimse gelmiş ve bu babta bize riva-yet edilen hadisi, bu adamın yaptığı ameli helal saydığın-dan ve bu yaptığından dolayı muharip mürted olduğu için Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in onun öldürülmesini emrettiğine hamletmiştir.

16857- Bu noktada, Yezid B. Bera’nın babasından nak-lettiğini rivayet ettiğimiz hadisi hüccet olarak sunmuştur. “Amcamla karşılaştım, beraberinde bir sancak vardı. Ona nereye gidiyorsun? Dedim. Oda: “Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) beni babasının karısı ile nikahlanan bir adama, boynunu vurmam ve malını almam için gönderdi” dedi.”

16858- Aynı şekilde, Muaviye B. Kurre’nin babasından naklettiği hadisi delil göstermiştir. “Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Muaviye’nin dedesini, babasının karısı ile gerdeğe giren bir adama, onun boynunu vurup malının beşte birisini alması için göndermiştir.”

16859- Sonra (o iddiacı) şöyle demiştir: Bu hadis, bu adamın muharib (savaşçı) mürted olduğuna delalet eder. Çünkü muharib olmayan mürtedin malının beşte biri alın-maz.

16860- “Fakat hadiste bu şahsın ne helal saydığına ne de savaştığına delalet eden bir şey yoktur. Bu istidlal sa-hih olsa aynısı zina edenin recmedilmesiyle alakalı da ge-çerli olması gerekir. Zira Cahiliye ehli zinayı da helal say-maktaydı.”

İmam Şafii böylece hem bu şahsın yaptığı ameli helal saya-rak mürted olduğu görüşünü, hem de Müslümanlarla savaşan muharip statüsünde olduğu görüşünü reddetmiş ve bu kişinin malının beşte birinin alınmasının muharip mürted oluşuna de-lalet etmeyeceğini söylemiştir. Ben böyle düşünmüyorum, o

Page 119: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

119❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü yüzden bu konuda itirazı olan gitsin İmam Şafii’ye itiraz etsin bana değil!...

Kısacası İmam Ahmed’den nakledilen diğer fetvanın üze-rinde durmamamda iddia ettiğiniz türden bir kasıd söz konusu değildir. Bu fetvanın üzerinde durmamamın sebebi konu-muzla doğrudan alakalı olmayışıdır.

“Ayrıca şayet İmam Ahmed bu kişinin kafir olmayacağını ve ancak bu ameli helal sayarsa kafir olacağını söylüyorsa, neden nikah yapıp zifafa girerse öldürülür demektedir?! Helal saydığı anda hemen mürted olup, mürtede uygulanan ahkamı hak et-mez mi?! Elbette bu kişi nikah yapmadan önce bu amelin helal olduğunu söylerse nikah yapıp zifafa girmesini beklemeksizin hemen mürted olup ve kendisine mürtede uygulanan ahkam uy-gulanır. Fakat bu kişi dili ile bu amelin helal olduğunu söyleme-diği için ameli ile helalleştirdiği, ancak nikâh yapıp zifafa gir-mesi ile bilinir. Dolayısı ile İmam Ahmed kendisine bu kişinin

tevbeye çağrılıp çağrılmayacağı sorulduğunda, tevbeye çağrılmayacağını söyleyip daha sonra o kişinin yaptığı amelin mahiyetini beyan ederek bu amelin haramı helalleştirmek

olduğunu, bu sebeple nikâh yapan ve zifafa giren kimsenin tev-beye çağrılmadan öldürüleceğini beyan etmiştir. İşte İmam Ah-med'in sözünden anlaşılan mana budur. Oysa sizin metne verdi-ğiniz manaya göre bu kişi helal sayarsa öldürülmeyecek, ancak nikâh yapıp zifafa girerse öldürülecektir. Çünkü İmam Ahmed nikâh yapıp zifafa girerse öldürülür demiştir. Nassı bu şekilde anlamak apaçık bir cehalettir.”

İmam Ahmed nikâh yapıp zifafa girerse öldürülür dedi de peki bunu mahremiyle evlenen kişiye had cezası olarak mı uy-gun gördü yoksa küfrün cezası olarak mı söyledi? Sizin anla-madığınız nokta işte burasıdır. İbn Kayyım’ın da naklettiği gibi “İmam Ahmed, İsmail b. Saîd rivayetinde söz edilen, babasının karısıyla ya da mahremi olan birisiyle evlenen bir kimse hak-kında; onun öldürüleceğini ve malının da beytülmâl'e konula-cağını ifade etmiştir.” Dikkat edin, İmam’a göre mutlak olarak

Page 120: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

120❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü mahremlerle evlenenin cezası budur. Zaten, sizin yanlış ter-cüme ettiğiniz metnin Orjinalinde İmam Ahmed, böyle birisi-nin her hâlükârda helal saysın saymasın öldürüleceğini ve ma-lının alınacağını hadisin zahirine uyarak ifade ediyor. Bunu he-lal sayarak yapan ise tevbeye davet edilir yani tekfir edilir. Aradaki fark sadece budur. Bu tıpkı namazı terk edenin hükmü gibidir. Alimlerin çoğu, Hanefiler haricinde namazı terk edenin öldürüleceğini söylüyor. Ancak Maliki ve Şafiiler bununla be-raber bu kimsenin kafir olmayacağını söylerken Hanbeliler ka-fir olduğunu söylüyor. Lakin neticede bu şahıs ister Müslüman, ister kafir olsun her hâlükârda öldürülüyor. İşte İmam Ah-med’in üvey annesiyle evlenen ve zifafa giren kimse hakkın-daki mezhebi de bunun gibidir. Yani bu kimse ister bunu helal saysın ya da saymasın, başka bir deyişle kafir olsun olmasın cezası her hâlükârda ölümdür. Ama bunu helal sayarak yap-tıysa yine öldürülür, fakat bu sefer mürted sayılarak öldürülür ve her mürted gibi tevbeye çağrılır. İmam Ahmed’den nakledi-len meşhur kavil bu şekildedir ve onun ashabı da meseleyi bu şekilde anlamıştır. Mesela Hallal, İmam Ahmed’in mürtede mi-rasçı olunmayacağı görüşünde olduğunu naklettiği yerde onun şöyle dediğini nakletmektedir:

عليه وسلم، يقول في الذي تزوج � يتوارث أهل ملتين، والنبي، صلى ا� امرأة أبيه فأمر بقتله، وأخذ ماله

“İki farklı dinden olanlar, birbirlerine mirasçı olamaz-lar. Nebi (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in babasının hanımıyla evlenen kimse hakkında kavli şöyle idi: Onun öldürülme-sini emretmiş ve malını da almıştır.”

Hallal, İmam Ahmed’in bu sözünü naklettikten sonra şöyle demiştir:

تزوجه امرأة أبيه أقل من ا�رتداد

Page 121: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

121❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

“Onun babasının hanımıyla evlenmesi irtidaddan daha hafiftir.”64

Böylece Hallal, açıkça üvey anneyle evlenmenin irtidad sa-yılmayacağını ifade etmektedir. Zannedersem, o bununla kı-yas-ı evla yaparak mahremiyle evlenerek büyük bir suç işleyen kimselerin dahi malına el konuluyorsa mürtedin malına el ko-nulması daha önceliklidir demek istemiştir.

Üvey annesiyle evlenenin öldürülmesi hususunda İmam Ahmed’e muvafakat ettiği halde bunu küfür olarak kabul etme-yenlerden bir tanesi de İbn Hazm’dır. O, el-Muhalla’da mah-remleriyle evlenen kimseye verilecek cezanın ne olduğu husu-sundaki görüşleri ayrıntılı olarak ele almış ve görüşleri şu şe-kilde özetlemiştir:

ه أو اب ج أم نته أو حريمته أو وقد اختلف الناس في هذا: فقالت طائفة: من تزوواج كله زواج إذا كان ، فكل ذلك سواء، وهو كله زنى، والز زنى بواحدة منهن

نى كام�، و� يلحق الولد في العقد حريم، وعليه حد الز .عالما بالت

د بن الحسن وهو قو ، وأبي ثور، وأبي يوسف، ومحم افعي ل الحسن، ومالك، والشصاحبي أبي حنيفة -

“İnsanlar bu hususta ihtilaf etmiştir. Bir topluluk şöyle demiştir: Kim annesiyle ya da kızıyla yahut da herhangi bir mahremiyle evlenir veyahut da bunlardan birisiyle zina ederse bunların hepsi birdir ve –haram olduğunu bil-diği takdirde- hepsi zina sayılır, bu evliliklerin hepsi de evlilik sayılır ve de hepsine zina haddi gerekir. Çocuk da akid içerisine (yani nesebe) dahil edilmez. Bu, Hasen, Ma-lik, Şafii, Ebu Sevr ve de Ebu Hanife’nin iki arkadaşı olan Ebu Yusuf ve Muhammed’in görüşüdür.”

64 Ahkamu Ehl’il Milel, sf. 457

Page 122: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

122❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

Böylece İbn Hazm, açık bir şekilde bu ismi geçen alimlerin mahremiyle evlenen kimseye ölüm cezasını değil, zina haddini uygun gördüğünü nakletmektedir. Bu ise onların bunu küfür görmediğine dair açık bir delildir.

Ebu Hanife’nin ve Sevri’nin görüşünü ise şu şekilde naklet-mektedir:

ه الت ج أم ي وقال أبو حنيفة: � حد عليه في ذلك كله، و� حد على من تزوته، وخالته، وبنت أخيه، وبنت أخته ته، وعم عالما -ولدته، وابنته، وأخته، وجد

بقرابتهن منه، عالما بتحريمهن عليه، ووطئهن كلهن فالولد �حق به، والمهر عزير دون ا�ربعين فقط واجب وهو قول سفيان -لهن عليه، وليس عليه إ� الت

اني من ، قا�: فإن وطئهن بغير عقد نكاح فهو زنى، عليه ما على الز وري الث الحد

“Ebu Hanife şöyle demiştir: Bunların hiç birisinde had cezası gerekmez. Yine kendisini doğuran annesiyle, kı-zıyla, kızkardeşiyle, ninesiyle, halasıyla, teyzesiyle, erkek kardeşinin kızıyla, kız kardeşinin kızıyla onların kendi-sine olan akrabalığını ve de bunların kendisine haram ol-duğunu bilerek evlenen ve bütün bunlarla ilişkiye giren kimseye de had cezası gerekmez! Çocuk bu kişiye ilhak edilir (nesebine katılır), kadına da mehir vermesi gerekir. Böyle birine –kırk deynekten aşağı olmak üzere- tazir ce-zasından başka bir ceza yoktur. Bu, aynı zamanda Sufyan es-Sevri’nin görüşüdür. İkisi (Sufyan ve Ebu Hanife) şöyle demiştir: Bu kadınlarla nikah akdi olmaksızın ilişkiye gir-dilerse zina etmiş olurlar. Zina eden birisine ne gereki-yorsa ona da aynısı gerekir!”

Buna göre Ebu Hanife ve Sevri, mahremleriyle evlenen ve ilişkiye giren kimseye had cezası değil tazir cezası öngörmek-tedir. Bunun sebebi ise şibh-i nikah adı verilen nikah şüphesi taşımasıdır. Bu imamlar, bütün haram evliliklerde –küfürden

Page 123: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

123❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü dolayı ölüm cezası vermek bir yana- bu sebepten dolayı zina haddi dahi uygulamamışlardır. Tahavi, Şerhu Mean’il Asar’da ve Bedruddin Ayni de bu kitabın şerhi olan Nuhab’ul Efkar’da bunu bu şekilde açıklamışlardır. Irak ehlinden olan bu imam-lara göre haram evlilik yapan bu kimselere tazir haricinde bir ceza verilmezken, bunu akid olmaksızın yaptıklarında ise zina haddi uygulanmaktadır. Böylece bu alimlere göre zinayı akid yoluyla yapmak, cezayı artırmak bir yana hafifletici sebeb ola-rak görülmektedir. İbn Hazm, size göre açık küfür olan! Ve en cahil birisinin dahi söylememesi gereken! Kavilleri bu şekilde selef imamlarına nisbet ettikten sonra mahremiyle evlenen kimseye ölüm cezası öngören alimleri de şu şekilde sözkonusu etmiştir:

عث اء، وأحمد بن حنبل، وإسحاق بن راهويه، كل من وقال جابر بن زيد أبو الشم عالما بقرابتها منه، فسواء وطئها باسم نكاح، أو حر وطئ حريمته عالما بالت

محصنا كان أو غير محصن؟ قال -د بملك يمين، أو بغير ذلك، فإنه يقتل و� ب د -أبو محم ا اختلفوا كما ذكرنا وجب أن ننظر في ذلك -رحمه ا� : فلم

بعه تعالى -ليلوح الحق فنت إن شاء ا� –

“Cabir bin Zeyd Ebu’ş Şa’sa, Ahmed bin Hanbel ve İshak bin Rahuye ise şöyle demiştir: Kendisine haram olan biri-siyle bunun haram olduğunu ve de söz konusu kadının kendisine haram olduğunu bildiği halde zina eden birisi ister bunu nikah veya cariye edinme adı altında veyahut da bunlardan başka bir şekilde yapsın kesinlikle öldürü-lür. Muhsan (başından evlilik geçmiş) olsun olmasın bu böyledir. Ebu Muhammed (İbn Hazm) rh.a dedi ki: Bunlar, bu bahsettiğimiz şekilde ihtilaf edince bizim de bu konuya bakmamız (bunu araştırmamız) vacib oldu, ta ki hak or-taya çıksın ve biz de –inşaAllahu Teala ona tabi olalım.”

Görüldüğü üzere mahremiyle evlenen birisinin öldürüle-

Page 124: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

124❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü ceği görüşü bütün alimlerin değil, ancak bu ismi geçenlerin gö-rüşüdür. Bunların da bu hususta sizin gibi düşünmedikleri aşi-kardır. Çünkü öncelikle bunlar, bu hükmü bütün haram evlilik-lerle alakalı değil mahremlerle evlenen kimseyle alakalı zik-rettiler. Sonra bunlar öldürme hükmünü ister evlilik adı al-tında olsun, isterse de böyle olmasın bu mahremlerle ilişkiye giren herkes hakkında zikrettiler. Siz ise bu mahremlerle zina edenin zina cezası alacağını, evlenme akdi yapanın ise meşru-laştırmadan dolayı! Kafir olup öldürüleceğini iddia ettiniz. Böylece bu açılardan sizin bu alimlere de uymadığınız ortaya çıkmış oldu. En önemlisi bu alimler, mahremlerle nikah akdi yapmayı sizin gibi tek başına küfür sebebi saymamaktadır, bunu da birazdan İbn Hazm’ın sözleri ışığında göstereceğiz in-şaAllah.

İbn Hazm, ilk iki görüşü yani mahremiyle evlenen kimse-nin öldürülmeyeceğini savunan görüşleri ele alıp reddettikten sonra şöyle demiştir:

نى بغيرها من ثم نظرنا فيمن أوجب الحد في وطء ا�م بعقد النكاح كحد الزفوجدنا -أحصن أو لم يحصن -ا�جنبيات، وقول من أوجب في ذلك القتل

ة به قائمة، فوجب الحكم به، ال خبر في قتل من أعرس بامرأة أبيه ثابتا والحج ولم يسع أحدا الخروج عنه

أعرس فكان من قول المخالف في ذلك أن قالوا: قد يمكن أن يكون ذلك الذي بامرأة أبيه قد فعل ذلك مستح� له، فإن كان هذا فنحن � نخالفكم في ذلك؟

ن زادها كذب على رسول ا� يادة مم عليه -فقلنا لهم: إن هذه الز صلى ا�حابة مج -وسلم د، وعلى من روى ذلك من الص عنهم -ر ولو كان -رضي ا�

اوي: بعثنا رسول ا� عليه وآله وسلم -ذلك لقال الر إلى رجل -صلى ا�

Page 125: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

125❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

اوي، فهو ارتد فاستحل امرأة أبيه، فقتلناه ة، فإذا لم يقل ذلك الر د على الريادة ظن ما ليس فيه د، فهذه الز كذب مجر

أو بغير عقد كما جاءت ألفاظ -فصح من وطئ امرأة أبيه بعقد سماه نكاحا ، وتخميس ماله فرض، ويكون الباقي -كور الحديث المذ فقتله واجب و� بد

أو للمسلمين، إن كان ارتد -إن كان لم يرتد -لورثته

“Sonra biz annesiyle nikah akdi yaparak ilişkiye giren kişiye tıpkı diğer yabancı kadınlarda olduğu gibi zina haddi gerektiğini söyleyenlerin sözüne, bir de evli olsun olmasın böyle birinin öldürülmesi gerektiğini söyleyenle-rin sözüne baktık ve babasının hanımıyla zifafa giren kim-senin öldürülmesine dair haberin sabit olduğunu ve de onunla hüccetin kaim olduğunu gördük. Şu halde bu ha-disle hükmetmek vaciptir ve hiç kimsenin bu hükümden bağımsız hareket etme yetkisi yoktur.

Bu hususta muhalifin söyleyeceği sözlerden birisi şu-dur: Bu, babasının hanımıyla zifafa giren kimsenin bunu helal sayarak yapması mümkündür. Eğer durum böyleyse biz bu hususta (yani bunu yapanın öldürülmesi husu-sunda) size muhalefet etmeyiz!

Biz buna cevaben deriz ki: Bu ilaveyi yapanın ilavesi, Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’e karşı ve de bunu ri-vayet eden sahabelere (Radîyallâhu Anhum) karşı söylenmiş bir yalandan ibarettir! Eğer durum böyle olsaydı ravi derdi ki: Rasûlullah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) bizi irtidad eden ve babasının hanımını helal sayan birisine gönderdi, biz de onu mürted olduğu için öldürdük! Ravi, böyle de-mediğine göre, bu bir yalandan ibarettir ve bu ilave de asılsız bir zan olmaktadır.

Böylece doğrusu şu olmaktadır: Babasının hanımı ile –ister nikah ismini verdiği bir akit yaparak (nikah kıyarak)

Page 126: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

126❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü olsun, isterse de akitsiz olarak (nikah kıymayarak) olsun- ilişkiye girenin -tıpkı zikredilen hadisin lafzında geldiği gibi- öldürülmesi vacibtir ve kaçınılmazdır. Malının beşte birini almak da farzdır. Eğer irtidad etmediyse malından geriye kalanı varislerinindir yok eğer irtidat ettiyse malı Müslümanlarındır.”65

Görüldüğü gibi İbn Hazm, üvey annesiyle evlenenin öldü-rülmesi noktasında İmam Ahmed ve ashabıyla aynı kanaati paylaşmaktadır ve de bunu bizzat irtidad olarak saymamakta-dır. Çünkü böyle birisi hakkında –eğer irtidad etmediyse- di-yerek o takdirde malının varislerine kalacağını savunmakta-dır. Ona göre üvey anneyle evlenmek bizzat küfür olsaydı bu ifadeyi kullanmazdı. Ayrıca o, -Allah affetsin- “İbn Hazm’ın dili, Haccac’ın kılıcı” temsiline uygun bir şekilde üvey annesiyle ev-lenen kişinin öldürülme sebebini helalleştirmesine bağlayan alimleri de çok sert şekilde eleştirmektedir. Aliyy’ul Kari’nin naklettiğine göre İbn Humam es-Sivasi, İbn Hazm’ın görüşü hakkında şöyle demiştir:

ية عن جابر " أنه يضرب عنقه " ونقل عن أحمد وفي مسألة المحارم رواوإسحاق وأهل الظاهر وقصر ابن حزم قتله على ما إذا كانت امرأة أبيه قصر

الحديث البراء على مورده “Mahremler hususunda Cabir’den böyle birisinin boy-

nunun vurulacağı rivayet edilmiştir. Bu, Ahmed, İshak ve ehli zahirden (Zahirilerden) de nakledilmiştir. İbn Hazm onun öldürülmesini ancak babasının hanımıyla (nikahla-nan kişiyle) sınırlandırmıştır. Bera hadisini sadece varid olduğu konuyla sınırlandırmıştır.”

Böylece İbn Hazm’ın üvey anne meselesinde İmam Ah-med’le aynı fikri paylaştığı açığa çıkmaktadır. Lakin o, mah-remlerle evlenene zina haddini uygun görmüş, ölüm cezasını

65 İbnu Hazm, el-Muhalla, 12/199-205

Page 127: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

127❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü sadece üvey annesiyle evlenene tahsis etmiştir. Muhalla’da il-gili konunun sonunda bunu açıkça ifade etmiştir. İbn Hazm’ın hadiste geçen ölüm hükmünü sadece hadiste bahsedilen üvey anne meselesine hasretmesi onun kıyası kabul etmeyen Zahiri usulünden kaynaklanmaktadır ve bu görüş pek fazla taraftar bulamamıştır.

İbn Humam ardından Bera hadisiyle alakalı şöyle demiştir:

ا أنه ل�ستح�ل أو أمر بذلك سياسة وتعزيرا وقالوا جاز فيه أحد ا�مرين إم

“Demişlerdir ki bunda iki ihtimal mümkündür. Bu (yani şahsın öldürülmesi) ya, istihlal yani helalleştirme-den dolayıdır yahut da bunu siyaseten ve tazir yoluyla em-retmiştir.”66

İbn Humam’ın Bera hadisinde istihlal dışındaki yorumları zikretmesi manidardır. İkinci yoruma göre Allah Rasûlü (Sal-lallâhu Aleyhi ve Sellem) bu şahsı kafir olduğundan dolayı değil ib-reti alem için bu şekilde cezalandırmıştır. Bu da bu hadisin alimler tarafından sadece helalleştirme manasında yorumlan-madığını, bu hususta farklı görüşler de olduğunu gösteren de-lillerden birisidir.

Böylece İmam Ahmed’in görüşünün mahiyeti açık bir şe-kilde ortaya çıkmaktadır. Buna göre o, üvey annesiyle ve diğer mahremleriyle evlenen kişiye ölüm cezasını uygun görmekte ancak bunu irtidadın değil yaptığı çirkin fiilin cezası olarak görmektedir, yani bu işin kendisine küfür dememektedir. Ge-rek İmam Ahmed’in –sizin yanlış tercüme ettiğiniz- sözleri, ge-rek Hallal’ın sözleri, gerekse de İmam Ahmed’in görüşünü nak-leden diğer alimlerin sözleri buna delalet etmektedir. Zaten bunlardan hiçbirisinden mahremlerle evlilik ve diğer haram evliliklere küfür dedikleri nakledilmemiştir. Kaldı ki İmam Ah-med’den gelen başka bir rivayette tıpkı cumhur ulema gibi

66 Mirkat’ul Mefatih, Hadis no: 3172

Page 128: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

128❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü mahremiyle evlenene ölüm cezası değil zina haddi uygun gör-düğü nakledilmiştir.

İbnu Muflih (Rahimehullah) bu hususta şöyle demektedir:

مام أحمد على المستحل وإن غير وعند أبي بكر إن خبر البراء عند ا� أنه على المستحل ,المستحل كزان نقل صالح وعبد ا�

“Ebubekir’e göre Bera (Radîyallâhu Anh)’ın haberi, İmam Ahmed (Rahimehullah)’ın nezdinde istihlal yapanla (helal sayanla) alakalıdır. İstihlal yapmayan(ın hükmü) ise zani (zina eden) gibidir. Salih ve Abdullah istihlal yapanla ala-kalı bunu nakletmişlerdir.”67

Böylece anlaşılıyor ki Hanbelilerden Ebubekr Abdulaziz, İmam Ahmed’den helal saymadan mahremiyle evlenen kim-seye zina cezası öngördüğünü nakletmiştir. İbn Kudame bun-dan dolayı şöyle demiştir:

غير عقد، روايتانوفي حد الواطئ لذات محرمه بعقد أو ب

إحداهما: حده حد الزنا؛ لعموم ا�ية والخبر فيه

البراء روىوالثانية: يقتل بكل حال، لما

“Kendisine mahrem olan birisiyle akid yoluyla ya da akidsiz olarak ilişkiye giren kimsenin had cezası husu-sunda iki rivayet vardır:

Birincisi: Onun cezası, (zinanın cezası hakkındaki) ayetin ve ilgili haberin genel hükmünden dolayı zina ceza-sıdır.

67 İbnu Muflih, el-Furu, 10/56

Page 129: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

129❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü

İkincisi: Bera’nın rivayet ettiği haberden dolayı her hâlükârda (yani ister nikah yoluyla ister nikahsız olarak yapsın) öldürülür.”68

Böylece İmam Ahmed ve ashabından bu hususta iki görüş nakledildiği ortaya çıkmaktadır. Mahremiyle evlenene zina haddi uygun görenlerin bunu küfür görmedikleri zaten açıktır. Ölüm cezası uygun görenler ise bunu sadece akid yapanlara değil akidsiz ilişkiye girenlere de gerekli görmüştür. Böylece açıkça anlaşılıyor ki İmam Ahmed eğer bu fiile ölüm cezası ver-diyse bunun sebebi nikah akdi yapmayı küfür görmesinden değil, bu fiilin çirkinliğinden kaynaklanmaktadır.

“Soruyorum size: Bir kimse üvey annesi ile evlenmeyi helal sayarsa tevbeye davet edilir mi?

İmam Ahmed neden bu kişinin tevbeye çağrılmayacağını söylemiştir?

Yine İmam Ahmed bu kişi hakkında neden nikâh yapıp zifafa girerse öldürülür demiştir?

Hadiste bu kişinin neden öldürülüp malının beytülmale ve-rildiği aşikardır. Bu kişinin babasının hanımı ile nikâh yapıp zi-fafa girmesi ve bunu ilan etmesi bu ameli açık bir şekilde meşru gördüğünü göstermektedir. Yoksa bu kimse diliyle "bu ameli helal sayıyorum" dememiştir. Eğer böyle iddia eden varsa

buyursun getirsin bu sözü!"

Siz sordunuz biz de cevap veriyoruz:

“Bir kimse üvey annesi ile evlenmeyi helal sayarsa tevbeye davet edilir mi?”

Bir kimse üvey annesi ile evlenmeyi helal sayarsa, tıpkı di-ğer haramları helal sayanlar hakkında olduğu gibi tevbeye da-vet edilir. Zira, mürtedler hakkında aslolan tevbeye çağrılma-larıdır. Bunun istisnası ya nass ile ya da sahih bir kıyasla sabit

68 el-Kafi, 4/88

Page 130: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

130❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü olur. Üvey anneyle evlenmeyi helal sayanın tevbeye çağrılma-yacağı hakkında böyle bir delil varsa getirin! Hatta delilden de vazgeçtim, herhangi bir alimden zayıf bir görüş dahi getirseniz razıyım, yalnız burada yaptığınız gibi tercümesiyle oynanmış değil sarih, açık bir nakil olsun! Tabi farzı muhal bunu getirse-niz dahi bu en fazla üvey anneyi helal sayanın tevbesinin kabul olmayacağına delil olur, evlenmenin helal sayma manasına geldiğine delil olmaz!

“İmam Ahmed neden bu kişinin tevbeye çağrılmayacağını söylemiştir?”

İmam Ahmed’in bunu söyleme nedeni, bu ameli küfür say-mamasından dolayıdır. Bunu yukarda delillerle izah ettik. Eğer bunu kabul etmiyorsanız o zaman buna dair getirdiğimiz açık nakilleri izah edin edebiliyorsanız. Her lafa cevap yetiştirip iş nakillere gelince geçiştirmeyin!

“Yine İmam Ahmed bu kişi hakkında neden nikâh yapıp zi-fafa girerse öldürülür demiştir?”

Bunun da izahı yukarda geçmiştir. İmam Ahmed, mahre-miyle nikah yapıp zifafa girene ölüm cezasını münasip gör-düğü için bunu demiştir, tekfir ettiği için dememiştir. Buna iti-raz ediyorsanız buna dair getirdiğim nakilleri çürütürsünüz.

“Hadiste bu kişinin neden öldürülüp malının beytülmale ve-rildiği aşikardır. Bu kişinin babasının hanımı ile nikâh yapıp zi-fafa girmesi ve bunu ilan etmesi bu ameli açık bir şekilde meşru gördüğünü göstermektedir. Yoksa bu kimse diliyle "bu ameli helal sayıyorum" dememiştir. Eğer böyle iddia eden varsa

buyursun getirsin bu sözü!”

Biz zaten bu kişi diliyle helal saymıştır diye bir iddiada bu-lunmadık. Önce muhatabınızı iyi anlayın. Burada kimsenin amel yoluyla helalleştirme olmaz, helalleştirme mutlaka kalple veya dille olması gerekir diye bir görüşü yoktur. Hatta birisi mutlak anlamda böyle dese kafirdir ve bu ancak asrın Cehmi-

Page 131: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

131❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü yelerinin savunduğu bir şeydir. Keza benim şahsım olarak ha-disteki kişinin amel yoluyla helalleştirme yaptığına da bir iti-razım yoktur. Hatta bu hadis istihlalin bazen amel yoluyla da olabileceğine dair güzel bir delildir. Kısacası sizinle bizim ara-mızdaki tartışma helalleştirme amel yoluyla olur mu yoksa sa-dece itikad yoluyla mı olur tartışması değildir. Bizim aramız-daki ihtilaf evlenmek veya akid yapmak tek başına helalleştir-meye delil olur mu olmaz mı budur. Siz, bunun her zaman için helalleştirme olacağını iddia ediyorsunuz biz ise bunun her za-man böyle olmayacağını savunuyoruz. Hatta bazen evlenmek, istihlal manasına gelebilir tıpkı Bera hadisinde olduğu gibi. Ama, bu bazen bu manaya gelmeyebilir, işte aramızdaki ihtilaf budur. Sizin her zaman yaptığınız hata, karşı tarafın ne dedi-ğini anlamadan peşin hükümle hareket etmektir. Ondan sonra da bu peşin hükümler üzerine bir çok şey yazıyorsunuz ve böyle sadece zaman kaybediyorsunuz, bu hiç kimseye yarar getirmiyor.

“Sonuç: İmam Ahmed'in sözünün tercümesinde herhangi bir tahrif olmadığı, asıl tahrifi alimlerin sözlerine alakasız manalar veren bu kimselerin yapmış olduğu böylece ortaya çıkmış oldu. Tabii bunun sebebi, bu kişilerin temelsiz bir inanca sahip olma-ları, anlayışlarının kıt olması, karşısındaki kimselere olan kinleri sebebiyle sözlerini anlamamalarından kaynaklanmaktadır. Do-layısıyla bize karşı yazdıkları her sözde cehaletlerini yine kendi-leri ortaya koyuyorlar. Biz her ne kadar çok açık bir şekilde yaz-mış olsakta, bu kimseler Allah dilemediği sürece bizi anlamaya-caklardır. Allah basiretlerini açsın ki bizi anlasınlar. Aksi halde bize karşı yazdıkları her sözde cehaletlerini bir kez daha ortaya koymuş olacaklardır.

Son duamız, alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun.”

Siz ilmi anlamda hiç bir şey ortaya koyamayıp, muhalifini-zin getirdiği delil ve nakilleri çürütemedikten sonra bu tür ha-karet ve aşağılamalar hiçbir anlam ifade etmiyor. Bu yazışma-

Page 132: ِميحِرلا َّنِمَحْرلا َِّ ا ِّمسِْب€¦ · Bazıları da bu kişi icmayla haram olan bir fiil yaptığından ötürü icmaya muhalefetten dolayı kafir

132❖ Haramı Meşrulaştırma Meselesi Ve Müşriklerle Nikah Gibi Haram Evliliklerin Hükmü ları herkes okuyor ve taassupla bakanlar müstesna herkes ne-yin ne olduğunu görüyor. Siz bu şekilde sadece kendinizi zor duruma düşürüyorsunuz o kadar.

Ahiru davana enil hamdu lillahi Rabbil alemin.