52
ARALIK 2011 Sayý: 516 Fiyat: 5 TL AKAÞÝK DAÝRE HALÝL HALÝL CÝBRAN CÝBRAN AHLÂK ve ÖZGÜRLÜK ÝLÝÞKÝSÝ AHLÂK ve ÖZGÜRLÜK ÝLÝÞKÝSÝ

1112Dergi

Embed Size (px)

DESCRIPTION

sevgi dunyası dergisi

Citation preview

Page 1: 1112Dergi

ARALIK 2011 Sayý: 516 Fiyat: 5 TL

AKAÞÝK DAÝRE

HALÝLHALÝL CÝBRAN CÝBRAN AHLÂK ve ÖZGÜRLÜK ÝLÝÞKÝSÝAHLÂK ve ÖZGÜRLÜK ÝLÝÞKÝSÝ

Page 2: 1112Dergi

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Onur Baþkaný:Dr. Refet Kayserilioðlu

Sevgi Yayýnlarý Tic.Ltd.Þti. adýnaSahibi ve Genel Yayýn Müdürü:

Ayþegül Kayserilioðlu

Yazý Ýþleri Müdürü:Güngör Özyiðit

Yayýn Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda BayraktarHale Ürkmezgil

Haberleþme ve Okur/Abone Ýliþkileri:

P.K: 227 Beyoðlu/Ýstanbul

Yönetim Yeri:Ceylan Sk. No: 9/bod.kat

Güzelyalý, Pendik/Ýst.

Baský:Hedef Dijital Baský

Taksim Cad. No: 19/ATaksim/Ýstanbul

Fiyatý: 5 TL2012 Yýlý için

Yýllýk Abone: 75 TLYurt Dýþý: 90 TL

Cilt: 43 Sayý:516 Aralýk 2011

ÝÇÝNDEKÝLERHaset ve Kýskançlýk Ýnsanlarý Küçültür ................................ 2Dr. Refet Kayserilioðlu

Dinleri, Türlü Hüner ve ÇýkarlarlaAslýndan Saptýranlar ............................ 8(Tanrý Yanýlgýsý - IV)Ahmet Kayserilioðlu

Halil Cibran ........................................ 17Derleyen: Nihal Gürsoy

Yeni Dünyaya Doðru ......................... 23 Çeviren ve Derleyen: Zuhal Voigt

Ahlâk ve Özgürlük Ýliþkisi .................. 26Yalçýn Kaya

Ýbrahim ................................................34(Þiir)Güngör Özyiðit

Akýþ Teorisi ........................................ 36 Çeviren ve Derleyen: Nelda Bayraktar

Akaþik Daire ....................................... 41(Canlý Kryon Celsesi)

Dergimizin internet sitesini www.sevgidunyasidergisi.com,

www.dostluk.orgadreslerinden ziyaret edebilirsiniz

Page 3: 1112Dergi

1

Sevgili DostlarOlmuþ bitmiþ bir gerçeði saklamak, onu yokmuþ gibi, olmamýþ gibi

göstermek yalanýn bir parçasýdýr. Hattâ bazen öyle gülünç bir durumadüþer ki insan, yapraklarý olmayan dallarýn arkasýna gizlenmiþ, sinmiþbir durumda ve bunu da kimse farketmiyor zannederek kendini kandýrýr,her þey apaçýk ortada iken, insanýn baþýný kuma gömmesi gibi birdurumdur bu.

Bu tavýr ne kadar yalan ve yanlýþsa, doðruyu yerinde söylemesinibilmemek, bazý gerçekleri zamansýz ortaya vurmak da bir o kadar yan-lýþtýr ve doðruluktan uzaklaþmaktýr. Hele doðrularý, gerçekleri açýklamaiþini kendi menfaatine, kendi rantýna, kendi oyuna kullananlar çok bü-yük vebal almaktadýrlar. Dersim tartýþmalarýnda olduðu gibi, birbirleri-ni bu acý üzerinden yýpratmaya, bitirmeye çalýþanlar, gerçekleri açýkla-mak adýna kurbanlar üzerinden birbirlerine vuranlar, o ölenleri bir keredaha, bir kere daha öldürdüklerinin bilincine varýyorlar mýdýr, yaptýkla-rýnýn o zaman onlarý katledenlerden pek farklý olmadýklarýný düþünüyor-lar mýdýr acaba? Bunun biraz farkýna varmalarýný dilerdik. Düþmanlýkister ona ister buna yapýlmýþ deðiþmez, yine düþmanlýktýr. Þu bilgiyi birkere daha hatýrlamalýyýz: “Siz kendinizi deðil, hasmýnýzý övünüz; O’nunsevgisinden varettiði birini hasým diye biliyorsanýz eðer.”

Yeni yýla girerken sizlere mutlu, saðlýklý, bereketli günler ve gelecekdiliyoruz. Bunlarý saðlamak bizim elimizde. Ama biliyoruz ki, bazendeðil elinde olmak, hiçbir çýkýþ noktasý olmayan durumlar, yaþamlarvar. Onlara dualarýmýzý, sevgi, hayýr dileklerimizi gönderiyoruz. Veonlara diyoruz ki, alýnacak alýnýp verilecek verildikten sonra her þeybirdenbire deðiþir. Her þeyin sahibi O’dur, tek yardýmcý, tek kurtarýcýO’dur. Dileyerek o günü bekleyelim.

Sevgili Dostlar, abone olanlarýnýzýn abonelerini yenilenme zamanýgeldiðini de hatýrlatalým. Dergimizin yeni fiyatý 7.00 TL, yýllýkaboneliðimizde 75.00 TL olmuþtur.

SEVGÝ DÜNYASI

En Derin Sevgilerimizle

SEVGÝ DÜNYASI

Page 4: 1112Dergi

2

Dr. Refet Kayserilioðlu

Haset ve KýskançlýkÝnsanlarý Küçültür

Çocuklarýnýzýn kýskançlýkduygularýný küçüktenitibaren gidermeye çalýþmalýsýnýz.Kýskanan aslýnda kendisinideðersiz görendir. Dilersebu kötü duygudan kurtulabilir. Kýskanýlan, suçlanan,hakkýnda dedikodu edilenkiþinin, sabýrlý ve hoþgörür olmasý, dedikodulara cevapyetiþtirmeye kalkmamasýgerekir. Eserleri, hizmetleri, yaptýðýiyilikler ve onu sevenleronu korurlarsa, bu dahaetkili olur.

SEVGÝ DÜNYASI

Page 5: 1112Dergi

ÝLKEL DUYGU

Kýskançlýk, insanýndoðasýnda bulunan ilkelbir duygudur. Ýki kardeþbirbirini kýskanýr. Çoðuzaman büyük kardeþküçüðünü, bazen deküçük kardeþ büyüðünükýskanýr. Bu kýskan-malardaki baþlýca etken-ler, ebeveynin çocuklar-dan birini daha çoksevmeleri veya çocuk-larýn öyle sanmalarýdýr.Bazen de birinin sahipolduðu elbiseyi, eþyayý,oyuncaðý, kitabý v.s.diðerinin çok beðenmesikýskanma sebebi olabilir.Aslýnda kendisinin de birþeyleri vardýr. Ama o,kardeþininkine göz dik-miþtir.

Ebeveyn, bazen çocuk-larýnýn bu kýskançlýk-larýný bilinçsizce körük-lerler. Öylece aralarýndaiyiye doðru bir yarýþ ola-caðýný sanýrlar. Oysaçoðu zaman tam tersiolur. Çocuklardan birisiilgiyi toplamak içinyalana, iftiraya sapar.Diðeri haksýzlýða karþýtepki gösterir. Tepkigösteren yanlýþ olarakezilir. Ve çocuklar sevgi-siz olur, düþman olurlar.

Birisi fýrsatçý ve yalancýolur. Öbürü içinekapanýr, kendine güveni-ni yitirir. Ekseriyetleezilen büyük çocuk olur.

Akýllý ve bilgiliebeveynler, çocuk-larýnýn birbirlerinisevmesini ve birbir-lerine saygý duy-masýný saðlarlar.Onlar arasýndayarýþ sevgide, iyilik-te ve hizmette olur.Çocuklarýn hepsi deböyle ailelerde den-geli ve kiþilikliyetiþir. Kendilerinegüveni olan, baþarýlýçocuklar olurlar.

Yakýndan tanýdýðým biraile, kýzlarýný veoðullarýný böyle kiþilikli,çalýþkan, baþarýlý yetiþtir-miþ, bilgili ailelereörnektir. Çocuklarýarasýnda yalnýzca sevgi,yardým ve hizmet yarýþývar. Her ikisi de ders-lerinde baþarýlý,arkadaþlarýnca sevilen vesayýlan, övünülecekevlâtlardýr. Öðretmenleriher iki çocuklarý için de

anne ve babalarýnateþekkür ediyorlar vetakdirlerini sýk sýk dilegetiriyorlar.

Demek ki, çocuklarda-ki o ilkel kýskançlýk duy-gusu, ailenin bilgili ter-biye ve eðitimi ile gide-rilebiliyor. O duygu yeri-ni sevgide, hizmette, iyi-likte ve çalýþmada yarýþabýrakabiliyor. Kýskançlýkduygusu daha üstünduygularla deðiþtiril-meyen, hattâ körüklenençocuklarda ise, bu duyguyaþla birlikte artýyor.Belki maskeleniyor,gizlenmeye çalýþýlýyor,ama devamlý yüreðisýkan bir duygu halindedevam ediyor.

KISKANAN ASLINDA KENDÝNÝ DEÐERSÝZ GÖRENDÝR

Kýskanan kiþi, kendideðerlerini farkede-meyen ve kendini içiniçin deðersiz görendir.Ama çoðu zamankýskanýrken bununfarkýnda deðildir.Kýskandýðý kiþininbaþarýlarýný küçültmeye,onu her yönüyle kötü vedeðersiz göstermeye

SEVGÝ DÜNYASI3

Page 6: 1112Dergi

çalýþýr. En doðru söz vedavranýþlarýný, en yanlýþþeyler olarak göstere-bilirse, rahat edeceðinisanýr. Kendi yalan ve ifti-ralarýný bir süre sonrakendisi de doðru olarakgörmeye baþlar.Kýskandýðý konudainsafý, merhametiolmadýðý gibi, mantýðý dadoðru iþlemez. Eðerkýskandýðý kiþiyi eze-bilirse, ona az veya çokkötülük edebilirse, heleonun baþarýlarýný önleye-bilirse, çok mutlu ola-caðýný zanneder. Oysabaþkasýný hor tutarak,kötüleyerek kim mutluolabilir ki?!. Onun da içisýkýntý ve karanlýklariçinde ve kalbi cendere

içinde, kýskaç içindedir.Huzursuz ve mutsuzdur.Kýskandýðý kiþi gibigayret etse, çalýþsa, ken-disini yetiþtirse, onungibi olmaya özense, kýsasürede yükselir, birçokeksikliklerinden kurtulur.Þayet kýskandýðý kiþininyetenekleri, kendisindenfazla ise, onu beðenerek,severek, överek, onunsevgisini kazanmayaçalýþmasý, onun üstünyeteneklerinden yararlan-masý en akýllýca iþ olmazmý? Çünkü yükselenigeriye çekmeye çalýþ-mak, kimseye bir þeykazandýrmaz. Ama yük-selene ulaþmaya çalýþ-mak, hiç deðilse onuneteklerine yapýþmak, her

iki tarafý da yükseltir.Ama kýskanç kiþiler,çoðu zaman bu basitgerçeði göremezler.Kopamadýklarý benlik-lerinden, bencillik-lerinden dolayý kötülükyolunu seçerler. Kýskan-dýklarý kiþiyi ezmeye,yoketmeye çalýþýrlar.Verilen bir celsede bugerçek en güzel þekildebelirtmiþti: "Her iste-diðinizi elde etmek isti-yorsanýz, onun en kýsayolu kendinizi yükselt-mektir. Kötülerin zannet-tiði gibi, baþkalarýnýhiçbir þey yapamaz halegetirmek deðil."

Kýskanan kiþilerin gön-lünde, sevgi duygusunun

SEVGÝ DÜNYASI4

Pamuk Prenses, onu çok kýskanan, kýlýk deðiþtirmiþ üvey annesinden zehirli elmayý alýrken

Page 7: 1112Dergi

geliþemediðini görüyo-ruz. Kýskançlýk, onlarýngönül kapýlarýný kapat-mýþtýr sanki. Birisini,haset ve kýskançlýkiçinde sürekli kötüleyen,kalbini kötü ve karaduygularla dolduran kim-senin gönül kapýlarý,sevgi gibi yüce birduyguya nasýl açýlabilir?

Kýskanç kiþinin,kýskandýðý kiþiye azveya çok zararý ola-bilir; ama en büyükzararý kendinedir.Huzursuzdur, mut-suzdur, sevgisizdir,karanlýklar içindebunalmaktadýr.Kendini yükseltmeyoluna da bir türlügirememekte, hepyerinde saymakta,hep geri kalmak-tadýr. Bakýn kin içinbir celsede ne deni-yor: "Kin, sizingönlünüzde, demirüzerine binen pasgibidir. Demir nedenve nasýl paslanýr,onu bilensiniz."

HASET veKISKANÇLIK

Bir yerde þef olan biradam tanýmýþtým.Müdürüne çok kýzýyordu.Adamýn ne namussuz-luðu, ne hýrsýzlýðý, nehomoseksüelliði, nedeðersizlikleri kalmýþtýdile getirmediði. Ondanbahsederken heyecan-lanýyor, yüzü kýzarýyor,küfürler ediyordu. "Birimkâným olsa herifi tah-takurusu gibi ezerim"diyordu. "Ama adamýnarkasý kuvvetli, bir þeyyapamam ki!" Garip birtesadüfle kýsa bir süresonra kýskanýlan, ezilmekistenen o müdürütanýdým. Akýllý, kültürlü,yüzü aydýnlýk, sevecen,çalýþkan ve baþarýlý birinsandý. Onu sevmemek,beðenmemek imkânsýzdý.Lâf arasýnda "Sizinyanýnýzda çalýþan þöylebir insan var, nasýl biradam?" diye sordum."Ne iþ verseniz savsaklar.Ýþi gücü dedikodu, onubunu çekiþtirmek, tembelbir insan. Niye sor-dunuz?" diye cevapverdi. Ben: "Bir vesileyleonu tanýmýþtým da, merakettim," dedim,

geçiþtirdim. "Kýskananve kýnayan, iyi yerde yeriolmayandýr þüphesiz."

KISKANILAN NASILKORUNMALI?

Genellikle bir deðeri vebir baþarýsý olan herinsan kýskanýlýr.Deðerleri ve baþarýlarýarttýkça kýskananlar da,onu ezmek, silmekisteyenler de çoðalýr.Bunu hayatýn her yerindegörürsünüz, inceleyinçevrenizi göreceksiniz.Elbette baþarýlý ve deðerlikiþiyi sevenler de beðe-nenler de çoktur. Amasevenler ve beðenenlerduygularýný ve övgülerinidaha az dile getirirler.Kýskananlar, kötü duygu-larla dolu olanlar, buduygularýný daha çok dilegetirirler ve kýskandýklarýkiþinin etrafýnda birdedikodu ve iftira çem-beri oluþturarak onu etki-siz hale getirmek isterler.

Kýskanýlmak ve taþlan-mak istemeyen, bunlar-dan þikâyeti olan kiþininkenara çekilmesi,baþarýlarýný devamettirmemesi, silinmesigerekir. Eðer bunlara razý

5SEVGÝ DÜNYASI

Page 8: 1112Dergi

deðilse, etrafýn hücum-larýna, dedikodularýnakulaðýný ve gönlünütýkayýp baþarýlarýný arttýr-masý, yolunda devametmesi gerekir. Hattâdaha üstün bir ruh olgun-luðu gösterip kötüleyen-leri övmesi, onlarý aslakötülememesi lâzýmdýr.Ýftira ve dedikodu öylebir çamurdur ki, yýka-maya çalýþtýkça daha çoksývaþýr insanýn üstüne.

Ýnsaný eserleri, hizmet-leri, sevdikleri ve yaptýðýiyilikler ve doðruluklarsavunur aslýnda. Ýnsankendinden çokbaþkalarýný düþündükçe,onu sevenler çoðalýr.Sevenler en iyisavunuculardýr.Hasetlerin, iftira vededikodularýn ve çeþitlidüþmanlýklarýn kendisinikaralayacaðýndan, iþyapamaz hale getire-ceðinden korkan hassasve duygusal kiþilerpaniðe ve üzüntüyekapýlabilirler. Ýyi iþlerine,baþarýlarýna, hizmetlerinedevam etmeyi istemeye-bilirler. Ýnsanlarýnnankörlükleri onlarýümitsizliðe düþürebilir.Ýþte bu en yanlýþ davranýþ

olur. Kötülerin istediðide budur. Elbette dahadikkatli olmak, kendisiniasla savunmadan,üzülmeden, korkmadanyolunda devam etmekgerekir.

Ýyiliklerin vehizmetlerinkarþýlýðýnda kötülük-ler görenler, eðerçalýþmayý, hizmetibýrakýp kendilerineacýmaya baþlar-larsa, çok þeykaybederler. Helekendisine kötülükyapanlara kötülükyapmaya, hiç deðilseonlarýn deðersizlik-lerini dile getirmeyekalkarlarsa, yenibelâlarý satýn almýþolurlar.

"Siz, sizi ýsýran köpeðiýsýracak mýsýnýz? Ýþte bukaranlýða düþenlerdenolmayýn." Ýyiler, doðru-lar, bilgisini sürekliartýranlar, çalýþmayý baþtâcý edenler ve herkesi,her þeye raðmen sevmek-te devam edenler, her

zaman korunurlar, yük-selirler, sevenlerleçevrilirler ve mutluolurlar. Ýyilerin ve doðru-larýn gözle görülmeyenordularý vardýr. Onlarkorunurlar. Elverir ki,tuttuklarý iyi yolu þuveya bu sebeple býrak-masýnlar.

KISKANÇLIKTAN KURTULMAK KOLAYDIR

Kýskançlarýn, baþkalarý-na haset duyanlarýn buduygularýndan kurtul-malarý, aslýnda zannettik-lerinden daha kolaydýr.Elverir ki, bunu candanistesinler, haset vekýskançlýðýn kötülüðünüve kendilerine zararlarýnýgerçekten görsünler. Ozaman yapýlacak ilk iþ,kendini kötülemekten vedeðersiz görmektenvazgeçmektir. Çünküonlar: "Ben üstünüm"derlerse de, için içinkendilerini kötülerler ve"Beþ para etmezadamsýn" derler kendile-rine, Ýþte bunu mutlakabýrakmalýdýrlar. Aklýsaðlamsa, elleri tutuyor-sa, kendisine zararlý veyararlý þeyleri ayýrt ede-

SEVGÝ DÜNYASI6

Page 9: 1112Dergi

biliyorlarsa, deðersizdeðildirler, Hem herkesingönlünde olan. Yaratan'ýnSevgisi, O'ndan gelen öz,onlarda da var.Kendilerine karþý haksýz-lýðý býrakmalarý þarttýr.Sonra bir kâðýdýn birtarafýna kendi eksiklerini,diðer tarafýna kendideðerlerini alt alta yaz-malýdýrlar. Bunlarý taraf-sýz bir þekilde yaz-malýdýrlar. Sonra eksik-liklerini gidermek, iyitaraflarýný geliþtirmekiçin bir plan ve programyapmalarý gerekir. Sabýrlýbir çabayla iyi, doðru,çalýþkan, bilgisini art-týran, kendisini ve insan-

larý seven bir kiþi olmayakarar vereceklerdir.Böyle bir silkinme kararýbile onlarýn ruhuna birferahlýk, bir sevinç vere-cektir. Adým adýmdeðiþecek, düzelecek, biriki sene içinde dedikodu-dan kýskançlýktan uzak,herkese sevgi duyan birinsan olacaklardýr.

En kolayý ve doðrusuise, çocuklarýnýzýn hasetve kýskançlýk duygularýnýküçüklükten gidermeyeçalýþmaktýr.Kýskançlýklarýný ayýpla-yarak, baþarýlarýnýöverek, onlarýn kendile-rine güvenlerini ve

saygýlarýný arttýracaktelkinler yaparak busaðlanmalýdýr. Ayrýcamutlaka iyi, doðru,çalýþkan, bilgili, sevenolmaya küçüklüktenalýþtýrýlmalýdýr. Buduygularla bezenen zatenkýskanmaz. Çocuk-larýnýza düzeni, disiplini,düzenli çalýþmayý veyükselmenin beþ esasýnýküçükten benimsetir-seniz, onlara en büyükiyiliði yapmýþ, hem yan-lýþ yollardan, baþarýsýz-lýklardan korumuþ, hemde ileride yapmak zorun-da olacaklarý büyük içmücadelesinden kurtar-mýþ olursunuz.

7SEVGÝ DÜNYASI

Resim: “Kýskançlýk” George-Cruikshank (1835)

Page 10: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI8

Ahmet Kayserilioðlu, Psikolog

Dinleri, Türlü Hüner ve ÇýkarlarlaAslýndan Saptýranlar

Tanrý Yanýlgýsý - IV

Resim: “Musa” Boris Vallejo

Page 11: 1112Dergi

9SEVGÝ DÜNYASI

Tanrý varlýðýnýn kanýtlarý üzerindedergimizde iki yýl boyunca uzunca dur-muþtuk. Evrende madde ve canlýlardakibüyük düzen; dinler ve peygamberleraracýlýðýyla gelen bilgilerin insanüstükarakterde olmasý; bizzat tanýk olduðu-muz ve dünya çapýndaki bilim adam-larýnca gerçekleþtirilmiþ olan parapsi-kolojik büyük deneyler kanýtlarýmýzýntemelini oluþturmuþtu.

Karþýt düþünceler üzerinde durmak dagerekli idi. Bu nedenle Prof. RichardDawkins'in yakýn tarihlerde yayýnladýðýve dünya çapýnda popüler olan "TanrýYanýlgýsý" kitabýný incelemeye almýþtýk.Kitabýn sadece eleþtirisini deðil, banadüþündürdüklerini de yararlý gördüðüm-den yazýlarýmýzý birkaç ay daha sürdüre-ceðiz.

Dawkins kitabýnýn on bölümününneredeyse dokuzunda dinleri tenkitsüzgecinden geçiriyor; özellikle Tevratve Ýncil'deki akla, mantýða, bilime veahlâka aykýrý âyetleri bir bir sýralýyordu.Son üç ay boyunca biz de yazarýndüþüncelerine katýlarak ayný yöntemiuygulamýþ, hattâ ilaveler bile yapmýþtýk.Ancak hepsi bu kadar deðil. Kitapta,yaþadýðýmýz günlerde Hýristiyandünyasýnda fanatik dindarlarýn, bazende facialarla sonlanan akla ve ahlâkaaykýrý söz ve davranýþlarýndan da uzun-ca söz ediliyordu. Yazýmýn sonundabunlardan bazýlarýný sizlerle kýsaca pay-laþacaðým. Ayrýca Ýslam dünyasýndanda, dinin özüne gerçekten inanmýþdeðerli düþünürlerin neredeyse feryathaline gelmiþ þikâyetlerini kendi dil-

lerinden sizlere aktaracaðým. Ancakdünya çapýndaki bunalým ve materyalistinanç kendiliðinden oluþmadý. ÖzellikleHýristiyan dünyasýnda tarih boyunca dinbüyüklerinin ve kurumlarýnýn türlühüner ve çýkarlarla ortaya koyduklarýfesat ve kinleri gündemimize almadangünümüzü anlayamayýz.

KARANLIK ORTAÇAÐIN EÞÝK TAÞLARI

Hz. Ýsa ve havarilerinin ortaya koy-duklarý din, akla hayale sýðmayankovuþturma, tehdit ve korkunç zûlüm-lere raðmen Roma dünyasýnda adýmadým kök salmaya baþlamýþtý. Öncefakir, cahil tabakalar arasýnda yayýlmýþve sonra toplumun gözeneklerindenyavaþ yavaþ süzülerek üst tabaka insan-larýný bile etkisi altýna almýþ, yasakla-malar ortadan kalkmýþtý.

Ýsa'dan sonra 300 yýldan fazla zamanda geçmiþ olsa, Roma'da ayný yýllardayaþamýþ üç büyük düþünce ve eylemadamýnýn Hýristiyanlýðý benimsemesiinsanlýk için büyük bir þans idi. Ýncil'inahlâk kurallarýný öne alan bir düþüncesistemi, bir doktrin oluþtururlarsa gele-cek yüzyýllarý güneþ gibi aydýnlatacak-lardý. Tam tersi oldu. Dinin özündekigüzellik ve insan ruhunu yücelten temelkurallar üzerinde durmak yerine, incirçekirdeðini doldurmayan konular baþuðraþlarý oldu. Ambrosius (340-398),Jeromius (345-420), Augustinus (354-430) isimli sonradan Saint (aziz) ilanedilen üç üstün akýl ve eylemsahibinden söz ediyorum.

Page 12: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI10

Bir valinin oðlu, Roma'da çok iyiöðrenim görmüþ Yunanca bilenhukukçu, üstün zekalý ve çok gayretliAmbrosius'un tüm uðraþý imparatorlarlamücadeleye harcanmýþtý. Kiliseninbaðýmsýzlýðýndan ve otoritesinden baþkaderdi yok görünüyordu. Dünya sorun-larýnýn çözümü, insanlarýn barýþ veadalet içinde yaþamalarýnýn temel kural-larý üzerine hiçbir çalýþmasý yok. Dünyaiþi olarak en önem verdiði þey, kýzlarýnbekâretinin korunmasý, dullarýn yenidenevlenmemesi gibi konular. Sanki Ýsabunun için gelmiþ ve barbarlarýn elindeyokluða doðru giden Roma sanki böylekurtulacak.

Jeromius da benzeri. Dindýþý üstün bireðitimle yetiþtirilmiþ, hayatýn zevk-lerinden de nasibini almýþ çok yeteneklibu Romalýnýn da, korkunç bir kaosadoðru gittiðini gördüðünden acý acý sýz-landýðý olaylara, Ýsa'nýn üstün ahlâk

prensiplerinden yöntemler getirmesinihaklý olarak bekleyebilirdik. Fakatnafile. O hayatýn çirkinliklerindenkaçma yolunu seçerek, kendisine inananzengin Romalý sofu kadýnlarla Filistin'egöçüp, son 34 yýlýný dünyadan el etekçekerek geçiriyor. Geleceðe tek katkýsý,Musevilerin kutsal kitabýný Ýbranice'denLâtince'ye çevirmek. Bunun dýþýndakien önemli çabasý bâkirelik ve özellikledul kadýnlarý evlenmekten vazgeçirmek.Bir kýzý bâkire olarak rahibeliðeözendirmek için, annesine yazdýðý mek-tupta bakýnýz ne söylüyor:

"Kýzýnýz bir askerin deðil Ýsa'nýn karýsýolduðu için kýzýyor musunuz? O sizeyüksek bir onur baðýþladý. Siz þimdiTanrý'nýn kaynanasý oluyorsunuz…"

Kutsal kitaplarýn dillerini de öðrenmiþolan Jeromius'dan onlara insan eliylesokulmuþ yanlýþlarý bulup, gelecektedüþünürlerin kuþkuya düþmeleriniönlemesini beklerken ne gariptir kianneleri Tanrý'nýn kaynanasý olmayaözendiriyor.

Ýçlerinde geleceðe en büyük damgavurmuþ olan Augustinus'un da yaptýklarýaslýnda bunlardan farklý deðil. "Ýtiraflar"isimli ciltler dolusu kitabýnda günahkorkusunu o kadar abartmýþ ki, çocuk-luðunda komþusundaki bir armutaðacýndan yaptýðý aþýrmaya 7 bölümayýrarak piþmanlýk gözyaþlarý döker.Roma ülkelerinde kan gövdeyigötürürken o, kafayý cinsel iliþkiningünah olup olmadýðýna takmýþ. Çokþükür ki, zevk almadan sadece çocuk

Resim: “Aziz Ambrosius ve Theodosius”, Rubens

Page 13: 1112Dergi

11SEVGÝ DÜNYASI

yapmak için evlilikteki iliþkiyi günahsaymýyor. Âdemle Havva'nýn yasakmeyveyi yemelerinden dolayý hepimizgünahkâr olarak doðarýz. Yani hepimizaslýnda kötüyüz. Ancak vaftiz olarakebedi cehennemden kurtulabiliriz. Ýþtekafa yorduðu konular bunlar. Ýnsanlaranasýl bir karanlýk dünya ve sevgidenuzak bir Tanrý imajý çiziliyor. Ýsa sevgidini kurmak için geldiði halde…

Ve Ortaçaðýn þafaðýnda geleceðedamgasýný vuran üç büyük zeka insan-lýða böyle bir dünyayý miras býrakýncasonraki nesillerin okumuþlarýnýn enbüyük uðraþlarýnýn þunlar olmasýný nasýlgaripseyebiliriz:

"Ýsa ayný bedende nasýl hem insanhem Tanrý oldu?"

"Meryem insanýn mý Allah'ýn mýannesi?"

"Hepimiz Âdemin suçu ile doðduðu-muza göre Meryem de mi bu orijinalsuçla doðdu?"

KES SESÝNÝ!..

Esasý býrakýp böyle boþ þeylerle ömürtüketilmesinin doðal sonucu da,Avrupa'da nice yýllarýn özellikle 6. dan10. yüzyýla kadarki 400 yýlýn, yeniliktenve yaratýcýlýktan uzak kapkaranlýkgeçmesiydi. Çok þükür ki doðuda Hz.Muhammed'le baþlayan Ýslâm güne-þinde durum tamamýyla tersineydi.Müslümanlar büyük bir bilgi açlýðýiçinde, gelmiþ geçmiþ tüm uygarlýk kita-plarýný Arapça'ya çevirerek kaybolmak-tan kurtarmýþlar, sonra da kendi yazdýk-larý özgün eserlerle geleceðin Avru-pa'sýný aydýnlatmýþlardý.

10. yüzyýldan sonra Arapça'danLâtince'ye çevrilen uygarlýk eserleriyle,Avrupa aydýnlanmaya baþladýysa da,kilise eski dogmalarýnda ayak diremek-te kararlý, aykýrý en ufak sese biletahammülsüzdü. Kilisenin engizisyonkararlarýyla odun ateþinde can verendönemlerinin en aydýn kiþilerininsadece isimlerini yazsak sayfalar dolar.Gerçekte 16.yüzyýlda Luther veCalvin'in reform hareketleri; papalýðýnVatikan'daki dünyevi rezaletlerine, maltoplama hýrsýna ve krallara, imparator-lara hükmetmelerine karþý bir direniþhareketi olarak ortaya çýkmýþtý. Dindekitemel yanlýþlar, kutsal kitaplardakibozulmalar, Ýsa'nýn Tanrýlýðý, ilk günahgibi tabulaþtýrýlmýþ konulardan hiç sözedilmemiþti. Kopernik'in matematiði

Resim: “Aziz Augustinus” Sandro Boticelli

Page 14: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI12

kullanarak dünyanýn döndüðünü ilerisürmesi ikisini de dehþete düþürmüþtü.Þu sözler Luther'in:

"Bu aptal bütün astronomiyi tersineçevirmek istiyor. Fakat kutsal kitaplarbize Yeþu'nun dünyanýn durduðunu veGüneþin hareketli olduðunu söylüyor.(Geçen sayýda aktardýðým Yeþu'nunGüneþe "dur" denmesiyle ilgili Tevratâyetinden dem vuruyor.)"

Calvin de þöyle haykýrýyordu:"Kopernik'in otoritesini, Ruh-ül Ku-

düs'ün (vahiy meleði) otoritesi üzerineçýkarmaya kim cesaret edebilir?"

Reform dalgasýyla Avrupa'da100 yýl boyunca süren savaþlardaakan oluk oluk kanlarýn bir tekönemli yararý olmuþtu: ArtýkVatikan hür düþünceye eskisikadar zor kullanma, despotluketme þansýný ebediyen elindenkaçýrmýþtý. 17. Yüzyýldan iti-baren baþlayan büyük bilimselatýlýmlarýn önü de böyleceaçýlmýþ oluyordu. Ne var ki,özgür düþüncenin ýþýðý, dinseldogmalarý aydýnlatmaya cesaretedemiyor, kurtuluþu dindýþý lâikbir düzende bulduðundan eski-miþ, köhnemiþ yapýyý kendikaderiyle baþ baþa býrakýyordu.Bilim geliþiyordu ama insanlarýnmanevi ihtiyaçlarý doðru bil-gilerle karþýlanmadýðýndan ma-teryalizmin, ateizmin, bunalým-larýn kapýsý da alabildiðine açýkkalýyordu…

EN KISA YOLDAN CENNETE GÝTMEK

Tarihteki kýsa gezimizi burada nokta-ladýktan sonra Richard Dawkins'in"Tanrý Yanýlgý"sýnda haklý olarakþikâyet ettiði günümüz fanatikHýristiyanlarýnýn davranýþlarýndan kýsaaktarmalar yapmak istiyorum. Bir bi-yoloji profesörü olduðundan Dawkins'iözellikle kürtaj karþýtý þiddet dolusöylemler ve cinayetler ilgilendiriyor.Ýþte kürtajý destekleyenlerin gözünükorkutmak için örgüt kuran ABD'liRandall Terry'nin engizisyonu andýransözleri:

Randall Terry

Page 15: 1112Dergi

"….Bir an önce sývýþsanýz iyi eder-siniz. Çünkü sizi arayýp bulacaðýz,yargýlayacaðýz ve sizi infaz edeceðiz.Þaka yapmýyorum. Yargýlama ve infazetme iþi ile bizzat ilgileneceðimden hiçkuþkunuz olmasýn."

"….Evet, nefret iyidir… Hedefimizbir Hýristiyan millet olmaktýr. Ýncil'inbize verdiði bir görevimiz var. Tanrý biziseçti, bu ülkeyi fethetmemiz için. Sakinbir dönem istemiyoruz. Çoðulculuk, birçok din istemiyoruz." (S.277)

(Bu satýrlarýn yazarý 1959 doðumluRandal Terry'nin sýradan bir ABDvatandaþý olmayýp 2012 baþkanlýkseçimlerinde demokrat parti adaylarýn-dan biri olamaya hazýrlandýðýný bilirsek,sözlerin dehþeti daha iyi anlaþýlýr.)

Elbet, böyle sadece tehdit ve gözkorkutmayanlar da var ABD de. 1994 dePaul Hill, bir kürtaj kliniðinde doktor vekorumasýný pompalý tüfekle kýlýný kýpýr-datmadan öldürmüþtü. Cinayet suçun-dan idama giderkenki sözleri de aynýdehþette:

"Devletimin beni idam ederek þehitmertebesine ulaþtýracaðýna inanýyorum.Cennette büyük bir hediyenin beni bek-lediðini umuyorum. Ölmek için sabýr-sýzlanýyorum." (S.280)

Dawkins, Müslümanlardaki artýkkanýksamýþ olduðumuz benzeri olaylar-dan, intihar bombacýlarýndan da sözeder kuþkusuz. Özellikle eyleminigerçekleþtirememiþ bir Filistinlinin bir

gazeteciye söyledikleri yazarý çok etki-lediðinden neredeyse satýr satýr aktarýr.Kýsa bir alýntý da biz yapalým:

"….Liderimiz bize þöyle bir sorusordu: 'Operasyon baþarýsýz olursa neolacak?' Ona þöyle karþýlýk verdik: 'Herhalükârda Peygamber ve arkadaþlarýnakavuþacaðýz inþallah.' Kuþkum yoktu,Allah'ýn huzurunda Kur'an üzerineyemin ettik."

Operasyonla ilgili son planlarý içerenfilimde þu diyalog da nasýl seve seveölüme gittiklerinin bir kanýtý:

"Genç adam ve lider daha sonra dizçöküp sað ellerini Kuran'a bastýlar.Lider dedi: "Hazýr mýsýnýz, yarýn cen-nette olacaksýnýz."

Dawkins, söz buraya gelince kendinitutamaz. Kitabýnda þu ironik cümleyilidere yöneltir:

"Tamam, o halde neden kendi boy-nunu uzatmýyorsun? Neden bu intihargörevini sen gerçekleþtirip çabucak cen-nete gitmiyorsun?" (S.289)

Görülüyor ki dinsel baðnazlýktandoðan þiddet olaylarýnýn belli bircoðrafyasý yok. Doðuda da var, batýda…

SÝVRÝSÝNEKLE DEÐÝLBATAKLIKLA UÐRAÞMAK

Tek tek sivrisineklerle uðraþmanýnyarar getirmediðini, üredikleri bataklýk-

13SEVGÝ DÜNYASI

Page 16: 1112Dergi

larý doðuran nedenlerin tespiti ve onlarýkurutmanýn yöntemleri üzerinde kafayormanýn gerekli olduðunu hepimiz bi-liriz. Öyleyse Ýslâmi þiddet olaylarý veintihar bombacýlarý üzerinde tek tek dur-maktansa, böyle bir ortama nasýlgelindiði üzerinde durmamýz daha akýl-lýca olmaz mý?

Peygamberin, dört halifenin ve kitabýbaþtan sona ezberleyen hafýzlarýn saye-sinde bozulmadan bizlere gelen Kuran'asahibiz. Ama nasýl yorumlanýyor veuygulanýyor acaba?..

En iyisi Ýslâm'ýn bugünkü hazingörüntüsünün ana sebeplerini gerçekbirer Müslüman olan iki deðerli ilâhi-yatçýdan dinlemek:

Onlar bildiðimiz imam-cemaat deyi-minin ýþýðýnda bugün Ýslâmý halka anla-tan din adamlarýnýn söz ve davranýþ-larýný, onlarýn hangi eðitimle yetiþtik-lerini açýkça ortaya koyarak bataklýðýnana nedenlerine neþter atýyorlar.

DÝN TÜCCARLARI

1985 -1990 yýllarýnda ilâhiyat eðitimigören Ýhsan Eliaçýk, dinin Kuran ahlâkýýþýðýnda yaþanmasý mücadelesini yýl-lardýr ödün vermez bir azimle sürdür-mektedir. Onun 2009'da kaleme aldýðýmülk yazýlarý kitabýnýn 156 - 171.Sayfalarýndan seçtiðimiz aþaðýdakiparagraflar, dini mal biriktirme vezenginleþme amacýna kullanan hermeslekteki dindarlarý hedef almaktadýr:

"Mücahit, müþahit, müteahhit zorunlusüreçlerinden geçerek en sonunda herþeye müsait hale gelirsin. Ýdeolojikkonuþmaz, boyuna hizmetten bahseder,sessizce ihale götürürsün.

"Hz. Peygamber, Hz. Ebubekir, Hz.Ömer ve Hz. Ali birer devrimci zahididiler. Mal ve mülk önlerinde seriliydi,isteseler Karun gibi zenginleþmeleriiþten bile deðildi.

"Demek ki zühd tesbih çekmekle,zikir yapmakla, abdestsiz gezmemekle,sarýkla, cübbeyle, türbanla, kandilgecelerinde gülyaðýyla, hacýlara sudaðýtmakla, Kâbe'nin örtüsünüdeðiþtirmekle, kýrk kez hacca gitmekleilgili bir þey deðil. Eþyayla, malla kur-duðun ontolojik iliþkiyle ilgili. Eþyayabaðlanan, güveni malda gören özgürolabilir mi bununla ilgili. Ne olursaolsun bir yere gelme (kariyerizm) vegeldiði yerde içine girdiði kabýn biçimi-ni alma (konformizm) ile ilgili…Kuraný okuyun, hangi sayfada olursaolsun boyuna bizi bundan kurtarmayaçalýþtýðýný görürsünüz. Müslümanlarýndüþtüðü yer burasýdýr. Kalkýþ daburadan olacaktýr.

"Peygamber kürsüsünde oturanlarveya oradan konuþmayý, yapmayý,etmeyi, eylemeyi iþ haline getirenler…Yani âlimler, imamlar, seyyidler, velîler,hocalar, mollalar, þeyhler, þýhlar, ilâhi-yat profesörleri, cemaat liderleri, kanaatönderleri, vaaz verenler, tefsir yazanlar,dini kitap basanlar, televizyonlarda diniprogram yapanlar, resmi veya gönüllü

SEVGÝ DÜNYASI14

Page 17: 1112Dergi

Allah, Kitap, Peygamber söylemindebulunanlar iþi gücü bu olanlar bunlarýnkitabýný, vcd'sini, dvd'sini daha bilmemnesini saðmal inek yerine korcasýnaetini, yaðýný, kýlýný, tüyünü ve dahi herþeyini paraya tahvil edip satanlar, ticare-tini yapanlar… Din soluduðumuz havagibidir. Onu herkes solur. Bir kesimveya bir kiþi havayý nasýl kendi tekelinealamaz, ondan rant devþiremez, örneðintüp içine koyup satamaz ise din-ü devletde böyledir. Bunlardan gelen tüm gelir-ler herkesindir. Derhal kiþiden çýkýpkamuya yani öksüze, yoksula, düþmüþe,borçluya, özürlüye, muhtaca, mazluma,mahruma iade edilmesi gerekir. Aksi,tüyü bitmemiþ yetimin hakkýný yemek,hýrsýzlýk ve yolsuzluk demektir.

"Bütün dinlerin ve devrimlerinkökünde kardeþlik, eþitlik, adalet,özgürlük, sevgi, merhamet gibi evrenseldeðerler yatar. Dinler bunun için doðar,devrimler bunun için yapýlýr. Fakatsonra kurumsallaþmalar ve simsarlaþ-malar olur. Kýsa zamanda haydut inineve hýrsýz yataðýna dönüþürler. Ancak öy-ledir diye iyiliðin, adaletin ve kardeþ-liðin sesi susmaz, susturulamaz; yineyeniden nice güneþler doðar hep aynýumutla."

"BÝZ ÂLEMLERE GAZAP OLDUK"

Eski Diyanet Ýþleri Baþkanlarýndan birçok dini kitabýn ve 12 ciltlik KuranTefsirinin yazarý ilâhiyat profesörüSüleyman Ateþ'le 1994 yazýnda çokuzun bir söyleþi yapmýþ ve dergimizde 3ay boyunca yayýnlamýþtým. Ülkemizde

imam-hatip liselerinde ve ilâhiyat fakül-telerinde nasýl bir eðitim verildiðini eniyi bilen kiþilerden biri olduðundan, bukonudaki soruma neredeyse üç sayfatutan uzun cevabýný da aynen okuyucu-larýmýzla paylaþmýþtým. Konumuzlailgili ilk bölümünü tekrar aktarýyorum:

"Çok önemli bir soru bu. Ýslâmiyet,temeli Kur'an olan bir yüce mesajdýr.Tutucularýn durmadan tekrarladýklarýgibi Cehennemi doldurma aracýdeðildir. Bunun tam aksine olarakÝslâm'ýn mesajýnda insanlarý sevmek veonlarý kardeþ bilmek emri yer alýr. Bunaraðmen ne yazýk ki, pek çok savaþýnkaynaðý din oldu.

Ýnsanlarýn bencillikleri, ýrkçý davra-nýþlarý, ilâhi mesajýn özündeki birlik veberaberliði aldý götürdü; yerini düþ-manlýk ve barbarlýk aldý. Kur'an, bütünpeygamberlerin tek bir dinin mensubuyani Müslüman olduðunu söyler. Vehepimizi Ýbrahim'in "Tek Ýlâh'lý"dininde birleþmeye davet eder.Kitabýmýz bozulmamýþ olarak ortadaduruyor. Ama din uzmanlarý tutarsýz yo-rumlarýyla iþi berbat bir hale getirdiler.Ve esas acýnacak nokta, bugün ilahiyat-la ilgili meslek okullarýnda öðretilendin, iþte bu din uzmanlarýnýn berbatettikleri dindir. Yaptýklarý açýklamalarýnçoðunun Kur'an'ýn ortaya koyduðu dinlebir ilgisi yoktur. Onlarý, yetiþtiklerizaman ve saatler içinde deðerlendirerek,niçin bu þekilde yorumlar yaptýklarýnýanlayabilir, hattâ bunlarý doðalkarþýlayabiliriz. Ama bugün bizlerin,onlarý tabulaþtýrarak söylediklerini

15SEVGÝ DÜNYASI

Page 18: 1112Dergi

tartýþmasýz aynen kabul etmemizinhiçbir akýlcý yönü, baðýþlanacak tarafýyok. Neredeyse onlarý peygamberlerdüzeyine yükseltiyoruz. Hattâ daha daüstüne. Çünkü peygamberler bile, vahiydýþýnda, kendilerini yanýlmaz diyetakdim etmediler. Biz ise geçmiþ dinyorumcularýný yanýlmaz diye tabu-laþtýrarak, onlarý peygamber üstü birduruma yükseltiyor, neredeyse "Ýlâhiliksýfatý" veriyoruz. Bu ise Kuranýn kesin-likle yasakladýðý Allah'a eþ koþmagünahýnýn açýk deðil ama gizli bir iþlen-mesine götürüyor bizleri. Hz.Muhammed hurma aþýsý konusundadoðaya aykýrý bir tavsiyede bulunupürünün verimi düþünce, "Siz dünyayaait þeyleri benden daha iyi bilirsiniz"demiþ ve vahiy dýþýnda, insan olarakyanýlabileceðini dile getirmiþtir. O haldebiz Astronomi bilgisi az olan Ýmaný-ýÂzam'ýn: "Dünya buz tutmuþ su üzerinedöþenmiþtir" sözünü onu yanýlmazsanýp ne hakla doðruymuþ gibi aktar-maya çalýþýyoruz. Buna benzer pek çokþeyde yanýldýklarý halde, bizden 500-1000 sene önce yaþamýþ atalarýmýzý"onlar bizden daha iyi bilir" diye yücelt-memiz büyük hatadýr. Türkiye'mizdeÝmam Hatip Okullarýnda ve ÝlâhiyatFakültelerimizde öðretilenler iþte bu dinuzmanlarýnýn ortaya koyduklarý kalýp-laþtýrýlmýþ dindir, Kur'an'ýn dini deðil-dir. Bu sebepten de birçoðu Kur'an'aterstir, aykýrýdýr. Bu okutulan eserlerinyeni baþtan ele alýnmasý, Kur'an ruhuylaaydýnlanmýþ kiþilerce; akýl, mantýk vebilimin ýþýðýnda yeniden yazýlmasýgerekir. Bu yapýlmazsa, bugünkü gibi,

çok hoþgörüsüz, çok tekelci ve geniþdüþünmekten çok uzak, þartlanmýþ birnesil yetiþtirmeye devam eder dururuz.Sorduðunuz soruda bir de "gönül eðiti-mi" hususu var. Eskiden mutasavvýflar(tasavvuf önderleri) bunu çok güzelyapýyorlardý. Cüneyd-i Baðdadi,Abdülkadir Geylâni, Sülemî, Muhiddin-i Arabî, Konevi ve Mevlâna'larýn temsilettiði tasavvuf; olgunluða eriþmiþ yolgöstericilerin (Mürþid-i Kâmil) eðiti-minde insanlarý kin, haset, dedikodu,gýybet, düþmanlýk... gibi pek çok ilkelduygulardan kurtarýyor, onlarý kendinefisleriyle savaþan erler haline getiriy-ordu. Þimdi tasavvuf da bozuldu. Çoðututucu, doðru düþünme kurallarýndanuzak, saldýrgan, dedikoducu bir tavrabüründü. Bir yerde baþ olmak, buyur-mak ateþiyle yanýyor niceleri... Sözüyine dinî okullara getirmek istiyorum.Geçmiþi tabulaþtýrmak, doktorasýný bilederme çatma yapmýþ kiþilerle eðitimisürdürmek yanlýþlarý içindeki bu kurum-larýmýz, gönül eðitimi yönünden de çokgeri durumda. Ben istiyorum ki, kendinitamamen Allah'ýn emrine vermiþ,manen olgunlaþmýþ hocalarýn yöneti-minde öðrenciler, önce 2-3 sene gönüleðitiminden geçip saygýyý, sevgiyi iyicekendilerine benimsetmeliler. Bundansonra da Kur'an ýþýðýyla aydýnlanmýþ dinuzmanlarýnýn eline verilmeliler. Þimdibunun tam tersi yapýlýyor. Hz.Muhammed "Âlemlere rahmet" idi, biz"Âlemlere gazap" olduk."

Gelecek sayýda: "Ya hiç peygambergelmeseydi.."

SEVGÝ DÜNYASI16

Page 19: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI17

Halil CibranDerleyen: Nihal Gürsoy

Lübnan asýllý ABD'lifelsefe yazarý, romancý,mistik þair ve ressam. 6 Ocak 1883'teLübnan'da dünyayageldi. 10 Nisan 1931'deNew York'ta öldü.Ýngilizce ve Arapçayazdýðý eserleriylebüyük etki yarattý.

“Bir gerçek her zaman bilinmek, ara sýra söylenmek içindir.” “Gerçeðin ýþýðý, insanýn içinden doðar ve mutlu oluphayattan tat almasý için gönül sýrlarýný ruha açýklar.”

Page 20: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI18

HAYATI

Lübnan asýllý ABD'li felsefe yazarý, ro-mancý, mistik þair ve ressamdýr. Arapça adýCubran Halil Cubran olan yazar, 6 Ocak1883'te Lübnan'da dünyaya geldi. 10 Nisan1931'de New York'ta öldü. Ýngilizce veArapça eserleriyle büyük etki yarattý.

Ýlköðrenimini Beyrut'ta gördükten sonra,1895'te ailesiyle birlikte Boston'a göç etti.1898'de Lübnan'a dönerek MaruniKilisesi'ne baðlý Me'hadûl-Hikme okulunagirdi. Burada yetkin bir Arapça öðrendi.1903'te Boston'a dönüþünde Arap göçmen-lerin gazetesi olan el-Muhacir'de denemetüründeki ilk edebi ürünlerini yayýnladý. Busýrada bütün yaþamý boyunca ona koruyu-culuk eden Mary Haskell ile tanýþtý. Resimbilgisini geliþtirmek amacýyla 1908-1910arasýnda Paris'te kaldý. 1912'de New Yorkkentine yerleþti ve kendisini Arapça veÝngilizce edebi denemeler, öyküler yazmayave resim yapmaya verdi. Suriye ve Lüb-nan'dan gelen diðer göçmenlerle birlikte er-Rabýtatü'l-Kalemiye adlý etkili bir edebiyatkulübü kurdu. ABD'de ölmesine karþýn,vasiyeti üzerine Lübnan'a götürülerekgömüldü. Burada anýsýna bir müze açýldý.1931 yýlýnda 48 yaþýnda vefat etmiþ bulu-nan H. Cibran'ýn edebi ürünleri ve resimlerigörünüþte oldukça romantiktir. Kitab-ýMukaddes, Nietzche ve William Blake'tenetkiler taþýr ve lirizmle doludur. Öncelikleaþk, ölüm ve yurt özlemi gibi konularýiþlediði her iki dildeki eserleri onun dinselve mistik iç dünyasýný yansýtýr.

Cibran, Yakýn, Orta ve Uzakdoðu'nungeleneksel öðretileriyle Batý düþüncesinikarþýlaþtýrmýþ, bireysel ve toplumsal olgu-lara çeþitli sentezler getirmiþtir. Yapýtlarýnda

þiirsel bir anlatým kullanmýþ, Doðu düþün-cesini Batý diliyle yazmýþtýr. Bu nedenleCibran'ýn kitaplarýný okuyanlar, "Öðreten"ve bir de "Öðrenenler"den oluþan, konularýgenelde doða-toplum ve insanoðlununbütün olarak ele alýndýðý eserleri; gerçeðiarayýp bulanlarýn öðretileri olarak algýla-mýþlar, kutsal bir metin izlenimi almýþlardýr.

Yaþadýðý günlerde kitaplarý egemenlerce,tehlikeli, ihtilâlci ve gençliði zehirleyici bu-lunarak meydanlarda yakýlmýþ, kendisi deMaonit Katolik Kilisesince afaroz edilmiþ-tir. Fakat Cibran inançlarýndan ödün ver-memiþ ve þöyle demiþtir: "Bunlar ve diðeröðretilerden söz ediþim nedeniyledir kicezaya çarptýrýlýp, sürgüne gönderildim vekilise tarafýndan aforoz edildim... geçir-diðim yýllarda hiç bir piþmanlýða kapýlmýþdeðilim. Gerçeði arayýp da onu insanlaraaçýklayan herkes acý çekmeye mahkûmdur."

Ermiþ'in Bahçesi, Cibran'ýn ölümündensonra yayýnlanmýþtýr. Ermiþ'in devamý sayýl-maktadýr. Cibran'ýn þiirleri, hikâyeleri vemektuplarýnda sýkça rastlanan hüznün sebe-bi, gençliðinden itibaren uðradýðý talihsiz-liklere baðlanabilir. 1902 yýlýnýn Nisanayýnda kýzkardeþi Sultana, 1903 yýlýnýnÞubat ayýnda da erkek kardeþi Peter ölmüþ,bundan üç ay sonra da çok sevdiði, kutsalsaydýðý annesini kaybetmiþtir.

Cibran'ýn kendisine özgü, zengin bir sem-bolizm ile bezenmiþ stili, Ýslam bilgini,deðerli yazar ve gazeteci Ömer Rýza Doðrultarafýndan "Attar gibi, Sa'di gibi ve bilhassaMevlâna gibidir" diye yorumlanmýþtýr.Özellikle Cibran'ýn "Hak Erenler" kitabýndakullandýðý dil için, (Nebi ismiyle tercümesiÖ. R. Doðrul tarafýndan yapýlmýþtýr) "eren-ler dilinin emsalsiz bir örneði" demiþtir.

Page 21: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI19

Cibran'ýn deðiþik konulardaki bakýþ açýsýnýkendi ifadeleriyle aktarmaya çalýþacaðýz.

AÞK HAKKINDA

“Aþk size kýlavuzluk edincepeþinden gidiniz,

Aþkýn yollarý dik ve sarp olsa da!”

“Aþk, buðday baþaðý gibi sizi kendi için-de toplar. Fakat buðdaylarý seçmek ve ayýr-mak için harmandan geçirir ve sizi çýrýlçýp-lak eder. Kabuklarýnýzý atmak için kalbur-dan geçirir ve sizi beyazlaþtýrmak için de-ðirmende öðütür. Sizi yumuþatmak içinyoðurur. Sonra sizi kendi mukaddes ateþineatar ve Tanrý'nýn maidesine (Sofrasýna) ya-kýþan bir "nan-ý aziz" (Kutsal Ekmek) ya-par. Aþk bütün bunlarý baþarýr, ta ki kalbi-nizin sýrlarýný öðrenesiniz ve bu bilgi saye-sinde hayatýn kalbinden bir parça olasýnýz.

“Aþk, kendinden baþka bir þey vermez vekendinden baþka bir þey almaz. Aþkýn malýmülkü yoktur, fakat kimsenin de malý,mülkü olamaz; çünkü aþk, aþk için yeter.Aþka giriftar olduðunuz zaman Tanrýkalbimin içindedir demeyin, ben Tanrý'nýnkalbi içindeyim demek daha yaraþýr. Siz,aþka yol göstereceðinizi sanmayýn. Çünküaþk sizde deðer görürse her yolu gösterir."

EVLÝLÝK HAKKINDA

“Birbirinizi seviniz, fakat sevginizi zincirlemeyin!”

“Sevginiz, ruhunuzun kýyýlarý arasýndakýmýldayan bir deniz olsun. Birbirinizinkadehini doldurunuz, fakat tek kadehteniçmeyiniz. Birbirinize ekmeðinizden sunu-nuz fakat ayný lokmayý yemeyiniz. Beraber

terennüm ediniz, raks ediniz, eðleniniz,neþeleniniz, fakat her biriniz tekliðini unut-masýn.! Çünkü bir udun telleri, ayný nað-meyle birlikte titrer, fakat her biri ayrý ayrý!

“Kalplerinizi birbirinize veriniz, fakat herbiriniz kendi kalbine sahip olsun, çünkükalbi, ancak Hayat eli koruyabilir. Birlikteolunuz, fakat birbirinize fazla yaklaþ-mayýnýz. Çünkü mabedin direkleri de, bir-birinden uzak durur. Ve meþe ile selvi bir-birinin gölgesi altýnda yetiþemez."

ÇOCUKLAR HAKKINDA

“Çocuklarýnýz sizin çocuklarýnýz deðildir. Bunlar kendini özleyen Hayat'ýn oðullarý ve kýzlarýdýr.”

Mary Haskell

Page 22: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI20

“Siz bunlarýn dünyaya gelmelerine vasýtaoldunuz, fakat bunlar sizin deðildir. Gerçionlar sizinle beraberdirler, fakat sizinmalýnýz olamazlar. Onlara sevginizi vere-bilirsiniz, fakat düþüncelerinizi asla! Çünküonlarýn kendilerine has düþünceleri vardýr.Siz onlarýn gövdelerini barýndýrabilirsinizfakat ruhlarýný barýndýramazsýnýz. Çünküruhlarý yarýnýn sarayýndadýr. Sizse orasýnýrüyanýzda bile göremezsiniz. Siz onlarabenzemek için uðraþabilirsiniz, fakat onlarýkendinize benzetmek için uðraþmayýnýz.Çünkü hayat geriye adým atmaz ve "dün"leilgilenmez. Siz o yaylarsýnýz ki, çocuk-larýnýzý birer canlý ok gibi fýrlatýrsýnýz. Okuatan kimse, sonsuzluk içinde aldýðý niþanyerini görür ve okunu süratle uzaða vardýr-mak için yayýný ne kadar bükmekmümkünse o kadar büker.

“Oku atanýn elinde büküldüðünüz zaman,seve seve bükülünüz; çünkü oku atan

kimse, uçan oku sevdiði gibi saðlam yayýda sever."

VERMEK HAKKINDA

“Ýhtiyaçtan korkmak, ihtiyacýn ta kendisi deðil midir?”

“Sarnýcýnýz su dolu olduðu halde su-suzluktan korkmak, en tatmin edilmez su-suzluk deðil midir?

“Mallarý çok ve bol olduðu halde azverenler vardýr. Bunu da tanýnmak içinverirler. Ve onlarýn bu gizli arzularý verdik-lerinin bereketini kaçýrýr.

“Sonra öyleleri vardýr ki, ellerindekiazdýr, fakat hepsini verirler. Bunlar hayatave hayatýn bolluðuna inananlardýr ve bun-larýn ambarlarý asla boþ kalmaz. Bunlarverdikleri zaman severek verirler ve sevgi-

leri ve neþeleri mükâfatlarýdýr.Baþkalarý da ýstýrap çekerekverirler ve bu ýstýrap onlarýncehennemidir.

“Ýstendiði zaman vermek,çok iyidir. Fakat durumu peþi-nen anlayarak istenmeden ver-mek daha iyidir.

“Eli açýk olan kimse için ala-cak el bulmak, vermekten dahabüyük bahtiyarlýktýr. Zaten va-rýn yoðun içinde alýkoyabilece-ðin bir þey var mý? Bütün varýnbir gün baþtan baþa verilmeye-cek mi? Öyleyse þimdi ver, taki vermek mevsimi varislerinindeðil, fakat senin olsun!

Page 23: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI21

“Vermek isterim ama, lâyýðýna ve müste-hakýna" der durursun. Bahçenizdeki aðaçlarve otlaklarýnýzdaki davarlar böylesöylemiyor. Onlar yaþamak için veriyorlar,çünkü vermezlerse ölürler. Her kim ki gece,gündüz yaþamak deðerindedir, sizin vere-ceðiniz her þeye lâyýktýr. Çünkü hakikattehayat, hayatýn imdadýna yetiþir, sense eykendini verici sanan kimse, vericiliðin yal-nýz bir þahidisin. Ve siz alýcýlar, ki hepinizöylesiniz, mihnet yükü altýnda kalmayýnýzki hem kendinize hem vericiye bir boyun-duruk geçirmiþ olmayasýnýz. Vericinin ver-gisi; vereni de, alaný da yükselten kanatolsun. Yoksa borcunuzun yükünü fazla his-setmekle, hür yürekli topraðý ana veTanrý'yý baba tanýyan vericinin cömertliðin-den þüphe etmiþ olursunuz.”

ÇALIÞMA HAKKINDA

“Siz topraða ve topraðýn ruhuna, ayak uydurmak için çalýþýrsýnýz.”

“Çünkü tembel olmak, yeryüzününmevsimlerine karþý yabancý kalmak,muhteþem ve maðrur bir teslimiyet içindesonsuzluða doðru ilerleyen hayat ker-vanýnýn dýþýna çýkmaktýr. Çalýþtýðýnýz za-man, saatlerin fýsýltýlarýný kalbinizin içindenaðme ahengine çeviren bir neysiniz.Ýçinizden kim var ki, baþka her þey, elbir-liðiyle terennüm ederken, sessiz ve dilsizbir kamýþ parçasý gibi kalmak istesin? Sizenice defalar çalýþmanýn bir lânet, iþ yap-manýn bir talihsizlik olduðu söylendi.

“Size hayatýn karanlýk olduðu da söylen-miþtir. Siz de bir takým bezginlikler içinde,bezgin kimselerin söylediklerini tekrarlýyor-sunuz. Ben size diyorum ki: Hayat hakika-ten karanlýktýr, hýzdan mahrum olursa!

Arapça yazdýðý baþlýca eserleri:

Araisûl-Mûruc (Vadi Perileri,1910),

Dem'e Ýbtisame (Gözyaþý veGülümseyiþ, 1914),

el-Ervahûl Mütemerride (AsiRuhlar, 1920),

el Ecnýhetû'l- Mütevessire (KýrýkKanatlar, 1922),

el-Evasýf (Fýrtýnalar, 1923),

el-Mevakýp (Oluþumlar, 1923).

Ýngilizce eserleri:

The Madman (Deli, 1918),

The Forerunner (Müjdeci, 1920),

The Prophet (Hak Erenler, 1923,Mürþit, 1956, Ermiþ, 1969, Veli,1984),

Sand and Foam (Kum ve Köpük,1926)

Jesus, The Son of Man (Ýsa,Ýnsanoðlu, 1928)

Cibran'ýn "The Voice of theMaster" adlý yapýtý Türkçe'de"Sözler, 1984" adýyla yayýnlandý.

Page 24: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI22

“Ve her hýz kördür, bilgi ile aydýnlanmaz-sa!.. Ve her bilgi boþtur, çalýþma ile verim-lileþmezse!.. Ve her çalýþma kýsýrdýr, sevgiile bereketlenmezse!.. Seve seve çalýþtýðýnýzzaman kendinizi kendinize, birbirinize veTanrýnýza baðlamýþ olursunuz.

“Uykuda sayýklýyormuþ gibi þu sözlerisöylediðinizi nice nice defalar iþittim:"Mermer üzerinde çalýþarak ruhunu ifadeeden kimse, sabanla topraðý süren kimsedendaha þereflidir."

“Ben de buna karþý, fakat uyku içindedeðil, öðle üzerinin uyanýk olgunluðu için-de diyorum ki, rüzgar, iri çýnarlara karþý,çimen yapraklarýnýn en küçüðüne karþý kul-landýðý dilden daha tatlý bir dil kullanmaz.

“Çalýþma, gözle görülebilen bir sevgidir."

SEVÝNÇ VE KEDER HAKKINDA

“Sevinciniz, örtüsünü atmýþ kederinizdir.”

“Ýçinden kahkahalar yükselen kaynaktan,nice zamanlar, gözyaþlarýnýz fýþkýrmýþtý.Baþka türlü olamaz ki!

“Keder varlýðýnýzýn derinliklerineiþledikçe, içiniz daha fazla sevinç dolar.

“Þarabýnýzý doldurduðunuz kadeh, çöm-lekçinin fýrýnýnda yanan kadehin kendisideðil mi?.. Ruhunuzu okþayan ud, býçaklar-la yontulan aðaçtan baþkasý mý?

“Sevindiðiniz zaman kalbinizin derin-liðine bakýnýz, size sevinç veren þey yüzün-den gözyaþý döktüðünüzü anlarsýnýz.

Ýçinizde "Sevinç kederden daha büyüktür"diyenler bulunabileceði gibi "Hayýr, kederdaha büyüktür" diyenler de bulunabilir. Bende size derim ki: Bunlar ayýrt edilemez.Beraber gelirler ve sofranýzýn baþýnageçtiðiniz zaman, yalnýz biri yanýbaþýnýzdaise, diðerinin yataðýnýzda uyukladýðýnýunutmayýnýz.”

DÝN HAKKINDA

“Din bir tarladýr insanlar için, Sadece menfaati olanlar sürer o tarlayý.”

“Kimi cennete girmeyi umut eder, dindar-larýn, kimi de cehennem ateþinden korkarcahilce. Ýbadet etmezdi insanlar hiç birTanrýya, yeniden dirilme korkusu olmasay-dý... Ve inkâr ederlerdi Tanrýyý, sevap bek-lentisi olmasaydý.

“Sanki din bir ticarethanedir onlar için,iþlettiklerinde kazanýp ihmal ettiklerindezarara uðradýklarý.

“Din, bütün hareketler, düþünceler deðilmi? Kim var ki hareketlerini inancýndan veinancýný iþinden gücünden ayýrabilsin? Kimvar ki hayatýnýn saatlerini önüne sersin de:"Bu Allahýn'dýr, bu da benimdir, bu ruhumiçindir, bu da gövdem için!" diyebilsin?

“Gündelik hayatýnýz, sizin mabedinizdirve dininizdir.”

Kaynaklar: Nebî - H. CibranGönül Sýrlarý - H. CibranKendimle Konuþmalar - H. CibranKýrýk Kanatlar - H. Cibran

Page 25: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI23

Fezadan Gelen Aydýnlanma

Dünyamýz, üzerinde yürüyen, atmosferiiçinde uçan ve sularýnda yüzenlerin hergünkü alýþýlmýþ yaþamýný sürdürerek veadýna insan denen iki ayaklý varlýklarýn

da her günkü karmaþasýný yaþayarakgeçirdiði günlerle, güneþ çevresindeki veuzaydaki seyahatine devam ederken,çeþitli köþelerinde de öyle olaylar olmak-ta ve öyle yeni þeyler keþfedilmekte ki,her gün okuduðumuz, izlediðimiz bir

Kuantum Fiziði ve Noetic Bilimi ile

Yeni Dünyaya DoðruDerleyen ve Çeviren: Zühal Voigt

Page 26: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI24

yýðýn olumsuzluklara raðmen, ebedigerçeklerin yine de birer birer gün ýþýðýnaçýkmakta olduðunu görmek, yýllardýrmaddi dünyanýn ötesindeki âlemlerin var-lýðýndan emin olmuþ olanlarý sevinçleyerinden zýplatacak nitelikte.

Dünyanýn gözleri, banka krizi, bölgeselçatýþmalar, ayaklanmalar, devrilen dik-tatörler, doða felâketleri, açlýk çekentoplumlar gibi konulara çevrilmiþken veinsanlar iþ, aile, para kazanma kýsýrdöngüsü içinde ömürlerinin sayýlý saat-lerini tüketmekte iken; kapalý laboratuvarkapýlarý ardýnda, dünyanýn çeþitli üniver-sitelerinde, tüm bilim anlayýþýný kökün-den deðiþtirecek devasa geliþmeler,dünya kamu oyunun dikkatinden uzakta,yepyeni bir çaðýn habercisi olarak, adetasessiz sedasýz gerçekleþmekte.

Bu iki uzun cümleden sonra, aþaðýdakiküçük öyküyle asýl konumuza girelim:

1971 yýlýnýn 7 Þubat günü, EdgarMitchell ve arkadaþlarý Stuart Roosa veAlan Shepard çýktýklarý bir seyahatteneve dönüyorlardý. Üç arkadaþýn o andakullandýklarý vasýta bir otomobil deðildive evlerine kadar da daha 400 000 km.mesafe vardý. Ýçinde bulunduklarý Apollo14'ün emir kapsülü "Kittyhawk"ýnpenceresinden, araç daireler çizmekteolduðundan, ikiþer dakika arayla, birdünyayý, bir terk ettikleri Ay'ý, bir Güneþive yýldýzlarý görüyorlardý. Büyülenmiþgibi önlerindeki manzarayý seyreder-lerken, Edgar Mitchell birden, sonrakiyaþamýný tümden deðiþtirecek olan bir

þey yaþadý. O anki durumunu kendisiþöyle anlatýyor:

"Birdenbire bedenimin moleküllerinindýþarýdaki moleküllerle iliþkide olduðunuhissettim. Bu, her þeyi birbirine baðlayanbir að vasýtasýyla tüm evrenle baðlanmýþolmak gibi bir histi. O anda, evrendekiher þeyin birbiriyle ilintide olduðunu tümaçýklýðýyla anladým."

Bu durum kimilerine göre bir vizyon,kimilerine göre bir hayal ya da stresli birbeynin sapkýnlýðý olabilir ama Mitchellbu tip yorumlara gülerek cevap veriyor:

"Bu bilgi bana doðrudan ulaþtý, hem dekafama veya beynime deðil, ben bunutüm bedenimle hissettim."

Bu olaydan bir yýl sonra Astronot Mit-chell, Nasa'daki görevinden istifa ederek,Institute of Noetic Science'ý (IONS)kurdu. Kaliforniya'da Petaluma'da bulu-nan bu kuruluþ o tarihten sonra telepati,psikokinezi ve meditasyon konularýnýaraþtýrmaya baþladý.

Yeni Bir Bilim

Aslý Yunanca'dan gelen "Noetic"kelimesi, "ruhsal olarak algýlanabilen"anlamýna geliyor ve Kuantum Fiziði ilebilinç konusundaki araþtýrmalarýnsonuçlarýný biraraya getirmeyi amaçlayanyeni bir bilim dalýna adýný veriyor. ÜnlüRomancý Dan Brown'ýn yeni romanlarýn-dan "The Lost Symbol"ýn konusu da buyeni bilim etrafýnda geçiyor.

Page 27: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI25

Dünyanýn en çok satan kitaplarýnýnyazarý, Noetic biliminin verilerindenhayranlýkla bahsediyor:

"Noetic'in potansiyeli nefes kesici. Bukonudaki araþtýrmalar açýkça ortayakoyuyor ki, varolan tüm madde, bir çeþitevrensel birim ile birbiriyle baðlantý-dadýr."

Bir romancý olan Dan Brown'ý fazlaciddiye almamak mümkündür, ama tümdünyada Bilim Gazetecisi olarak kabuledilmekte olan Londra'lý LynneMcTaggart 'ýn Noetic konusunda yaptýðýsekiz yýllýk çalýþmanýn sonucundasöylediklerine kulak vermemek ise pekmümkün deðil:

"Yapýlan bütün deneyler göstermektedirki, "bilinç" beden sýnýrlarýmýzýn ötesindeolan ve maddeyi deðiþtirebilecek güçtekibir cevher, bir enerjidir."

Bu cevhere, bilimin verdiði bir isimdaha var: "Zero-Point Field" (SýfýrNoktasý Alaný). Kuantum fizikçileri,atomdan daha küçük olan düzen içindeevreni bir að gibi saran ve yaþamaktaolan güce, bu ismi veriyorlar. Eskiden bualanýn boþluk olduðu sanýlýyordu.

Evrendeki boþluðun aslýnda boþlukolmadýðýný, bir bütünlük anlamýnageldiðini ilk söyleyen, Yunan FilozofuAristo olmuþtu. Kuantum Fiziðin kuru-cusu ve Nobel Fizik ödülü sahibi MaxPlanck, yaptýðý deneylerle 1911 yýlýndaatom içindeki Proton ve Elektronlararasýndaki mesafenin, sürekli hareket

halinde olan temel parçacýklarla doluolduðunu ortaya koydu. Bu parçacýklarýnbirbirleriyle sürekli bilgi alýþveriþi içindeolduklarýný da. Bu arada meydana gelendalga biçimindeki enerji o derece büyük-tür ki, her þeyin hareketsiz kaldýðý sýfýrnoktasý denen eksi 273,15 derecede(Celsius) bile bu enerji iþ baþýndadýr. Buyüzden de isimleri "sýfýr noktasý enerjisi"ve hareket ettikleri alanýn ismi de "sýfýrnoktasý alaný"dýr.

Amerikalý fizikçi Harold Putthof gibibazý bilim adamlarý, bu alaný, tüm maddievrenin birarada kalabilmesinin nedeniolarak görüyorlar. Ama bu alan hakkýndabilimin henüz hemen hiçbir þey bilmedi-ðini de itiraf ediyorlar. Bu alaný ancak et-kilerinden tanýmak mümkün. Putthof ko-nunun anlaþýlmasý için þu örneði veriyor:

"Sahilde, kuma iki tahta sopasaplarsanýz ve bunlara o anda gelen birdalga vurursa, þayet gelen dalgayý göz-lerinizle görmemiþ olsaydýnýz, bu ikisopanýn neden ayný anda devrildiðinianlayamazdýnýz."

Noetic bilimi araþtýrmacýlarý ise, "sýfýrnoktasý alaný"nýn, telepati veya ruhsal þifagibi, bugüne kadar açýklanamamýþ olay-larýn açýklamasý olduðunu söylüyorlar.Buna göre, bazý insanlar bu alana gire-biliyorlar ve bu alanýn taþýdýðý bilgilereulaþabiliyorlar veya bu alanýn enerji dal-galarýný, düþünceleri nakletmek için kul-lanabiliyorlar.

Bazýlarýna göre de, dünyadaki yaþam"sýfýr noktasý alaný"nýn bir yansýmasý ve

Page 28: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI26

ölüm de Lynne McTaggart'a göre sadeceona geri dönmekten ibaret.

Sýfýr Noktasý Alaný ve Toplu Düþüncenin Gücü

Sýfýr noktasý alaný adý verilen buevrensel enerjinin baþka faydalarýný da,yavaþ yavaþ keþfediyor bilimciler.

Ýngiliz Filozofu ve Oxford ÜniversitesiProfesörü Elizabeth M.Anscombe1957'de yayýmladýðý kitabýnda"Intention" (Niyet) kavramýný ortayasürdüðünde, ruhun gücünün maddeyidize getireceði gerçeðini kastetmiþti.McTaggart bir adým daha ileriye giderek,bir hedefe kilitlenmiþ düþüncenin, yalnýz-ca tek bir kiþinin yaþamýnda deðil, tümdünyanýn kaderinde etkili olacaðýný ifadeediyor. Bu konuda da dünya çapýnda de-nemeler yapýlarak, insan düþüncesiningücüyle "sýfýr noktasý alaný" enerjilerininharekete geçirilip, dünyanýn gidiþatýndaetkili olunup olunamayacaðý araþtýrýlýyor.

Bu konuda bilim adamlarý, özellikleBudist rahiplerle çalýþýyor, onlarý medi-tasyon esnasýnda inceliyorlar. En az 25laboratuvar çalýþmasý, konsantredüþüncelerin, beynin iþleyiþini hattâyapýsýný etkilediðini ve bu þekilde kul-lanýlan beynin enerji dalgalarýnýn dabaþka yaþayan varlýklarý etkilediðini gös-teriyor. Yine bu araþtýrmalar sonucunda,meditasyonla aktif hale getirilen vekuvvetlendirilen beynin Alfa dalgalarýnýn,fiziki maddeyi etkilediði ve atom altýdüzeyde deðiþiklikler meydana getirdiðidüþünülüyor. Ama bu yalnýzca olumlu

düþünceler için deðil, Voodoo büyüsündeolduðu gibi, olumsuz düþünceler için degeçerli. Hattâ kanserli hücreleri yoketmek için bu yöntemle denemeler yapýlý-yor ve baþarý saðlandýðý da söyleniyor.

Lynne McTaggart kendi web sayfasýnda( www.lynnemctaggart.com), bu þekildetoplu düþünce konsantrasyonu içinçaðrýlar yapýyor. Arizona'daki zarar gör-müþ sardunyalarý etkilemek üzere 400kiþinin ve fasulye bitkisine daha fazlabiyofoton ürettirmek için de 7000 kiþininkatýldýðý organizasyonlar yapýlmýþ.Sonuçlarýn çok iyi olduðunu belirtiyorlar.Bu sayfaya kayýt olarak, yapýlan dene-melere bizzat katýlmak dünyadaki herkesiçin mümkün.

Noetic bilimciler, tüm evreni saran"sýfýr noktasý alaný"nýn parçacýklarý bir-biriyle bilgi alýþveriþinde olduðundan,düþüncelerin de bu alanla bilgi alýþveriþiyapabildiðini ve böylece maddeyi etkile-yebileceðini söylüyorlar. Bu konudayapýlmýþ denemelerden birkaçý þöyle:

Montreal McGill Üniversitesi BiyologuBernard Grad, bazý tohumlarý geliþme-lerini engelleyecek tuzlu suyla birlikteçeþitli kaplara daðýttý. Kaplardan birinebir þifacý ellerini koydu. Bu kaptaki to-humlar ötekilerden daha çabuk geliþtiler.

Ýngiltere Somerset'te yaþayan BiyologSerena Roney-Dougal salata fidelerinin,düþüncelerle yardým edildiðinde dahafazla ürün verdiklerini tespit etti. 1998'deSan Francisco'daki Pasific MedicalCenter hastanesinde, doktor Elisabeth

Page 29: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI27

Targ'ýn isteðiyle 40 þifacý AIDS hastalarý-na altý ay süreyle uzaktan tedavi uygu-ladýlar. Bu hastalarýn fiziki ve ruhsalsaðlýðý, bu gruba dahil edilmeyen diðerhastalara göre belirli bir þekilde düzeldi.

ABD Princeton Üniversitesipsikologlarý Dean Radin ve Roger Nelson"Global Bilinç Projesi" kapsamýnda,insan iradesinin tesadüf jeneratörleriüzerindeki etkisini araþtýrmak üzere,1997 yýlýnda dünyada 37 yere bu araçlar-dan yerleþtirdiler. Psikologlar 11 Eylül2001'de jeneratörlerin hepsinin de aynýsonuçlarý gösterdiðini hayretle gördüler.Yorum açýktý: Tüm dünya o günde ÝkizKulelere uçaklarla saldýrýlmasý olayýna odenli kilitlenmiþti ki, bu konsantre olmuþtoplu düþünce, araçlarýn hepsini eþitlemiþve hepsinin ayný sonuçlarý vermesineneden olmuþtu.

Radin: "Öyle görünüyor ki, bir hedefekilitlenmiþ olan düþünceler somut birenerji meydana getirmektedir ve bu ener-ji, enerjinin hedefindeki bedendeölçülebilen küçük elektroþoklar þeklindeetki etmektedirler" diyor.

Yýllardýr toplu þifa yöntemleriylebaþkalarýnýn saðlýk sorunlarýna yardýmcýolmaya çalýþanlar veya kendilerinde buyeteneði keþfederek el koyma yoluylainsanlara þifa daðýtmaya çalýþanlar ve buçabalarýný safsata olarak deðerlendiren-lerin suçlamalarýna maruz kalanlar,Neotic bilimin bu buluþlarýna en çoksevinecek olanlardýr herhalde.

Bilgi Taþýyan Biofotonlar

30 yýl kadar önce bu konudan bahsedenve o zamanlar bilimsel olmayan yollarasapmakla suçlanan Alman fizikçi AlbertPopp, bugün biofotonlarýn araþtýrýl-masýnýn öncüsü olarak kabul edilmekte.Biofotonlar, atom altý düzende, hermolekülden ancak 200-300 nanometregücünde ölçülebilen çok zayýf bir ýþýkþeklinde yayýmlanan elektromanyetiktitreþimlerdir. Bu ýþýk, gözden 20 km.uzaða konulmuþ bir mum ýþýðýndan dahazayýf olarak tanýmlanýyor. Popp: "Biz buýþýðýn varlýðýný biliyoruz ama henüz onuçözemiyoruz. Zannederim bu ýþýk huzme-si asýl yaþam bilgisinin taþýyýcýsýdýr" di-yor. Bu ýþýðýn, hücre içinde olup bitenlereait bilgileri diðerlerine ulaþtýrdýðý tahminediliyor. "Yaþayan varlýklar, molekülle-rine, kendilerine özel titreþimlerdenoluþan bir foton akýmý gönderiyorlar."Fransýz týp bilimcisi Jacques Benvenistebunu þöyle ifade ediyor: "Her molekül,tüm evrende duyulabilecek kendine hasolan, ayrý bir nota çalýyor." Popp bununlailgili þöyle bir deneme yapýyor: ayný kaniki ayrý cam tüpe doldurulur ve tüplerdenbirine bir virüs konursa, diðer tüpteki kanhücreleri de derhal savunma reaksiyonugösteriyorlar. Bunu aralarýna ýþýkgeçirmeyen bir bariyer konuluncayakadar yapýyorlar.

Noetic bilimciler, tüm evrenin, atomaltý düzendeki bilgi alýþveriþi üzerindekurulu olduðunu düþünüyorlar. Viyanalýkuantum fizikçisi Anton Zeilinger: "Bualýþveriþin nasýl olduðunu henüz tamolarak tasavvur edememekle birlikte, bu

Page 30: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI28

ýþýk huzmelerini sýrf bilgi olarak tanýmla-mak mümkün. Biofotonlar yoluyla ulaþanbu bilgi, örneðin balýk ve kuþ sürülerininsenkronize davranýþlarýný da açýklaya-bilir" diyor.

Zaman Kavramý ve Yeni Bir Dünya

Noetic bilimi henüz baþlangýç safhasýn-daysa da, ABD uzay yetkilisi NASA bukonudaki araþtýrmalarý parasal yöndendestekliyor. "Sýfýr noktasý alaný"nýn son-suz olanaklarýna ulaþmak tabii ki çokçekici. Kuantum fizikçileri, yer çekimi,kitle ve atalet kanunlarýnýn bu alanýnenerjileri ile baðlantýlý olduðunu ve ör-neðin uzay gemilerini yerçekiminin kuv-vetinden kurtararak harekete geçirmeninmümkün olabileceðini düþünüyorlar.

Yeni bir teoriye göre de, biz dünyayýþimdi gördüðümüz gibi deðil, aslýnda"sýfýr noktasý alaný" foton bilgileri olarakalgýlýyoruz. Bu bilgiler ancak beynimiztarafýndan bizim bildiðimiz ve tanýdý-ðýmýz dünya görüntülerine dönüþtürülü-yor. Macar teorisyeni Erwin Laszlo'yagöre ise, belleðimiz beynimizde deðil,"sýfýr noktasý alaný"nda depo ediliyor. Vebu alanda zaman dediðimiz þey mevcutdeðil, geçmiþ ve gelecek de yok.

Amerikalý fizikçi Harold Puthoff bunaþunlarý da ekliyor: "Olacak olan herþeyin, zaten gerçekleþmiþ olduðu birevrende yaþýyor olmamýz çok mümkün.Gelecek yalnýzca bir ihtimal olarak zatenvarolmuþ durumda. Önsezileri olan in-sanlar, zaten var olan bu bilgilere ulaþý-yorlar." Fizikçiye göre, bu þekilde yalnýz

geleceðe deðil, geçmiþe de ulaþmak, hattâonu deðiþtirebilmek bile mümkün. Canalýcý sözü ise, Princeton Üniversitesifizikçisi Robert G. Jahn ortaya atýyor:"Kuantum dünyasýnda derinleþilirse,belki de ruh ve madde arasýnda hiçbirfark olmadýðý görülecektir." Bu þekilde,Hintli Filozof Jiddu Krishnamurti' ninsözü bilimce de deðer kazanýyor.: "Dünyasensin."

Görüldüðü gibi, fiziðin ve biliminbugün geldiði nokta, bundan yüz hattâelli yýl önce bile hayâl edilemeyecekbiçimde, asýrlardýr baþka baþka yerlerdesöylenegelmiþ gerçeklerle örtüþmekte.Kuantum Fiziði ve ona baðlý olarakaçýlan yeni kapýlar, dünyanýn maddedenibaret olmadýðýný gözler önüne sermeklekalmayacak, madde ötesini keþfetmeyebaþlayacak ve belki de yakýn bir gelecek-te, insanýn ve dünya yüzündeki diðer tümvarlýklarýn yapýsýný çözecekler. Maddeötesinin keþfiyle de, dünyanýn bugünküyaþam felsefesi ve deðerleri tümdendeðiþecek. Dünya üzerindekilerin ve tümEvrenin birbiriyle baðlantýlý olduðununanlaþýlmasý da, bugünün geçerli prensip-lerini yerinden oynatacak þüphesiz.

Dünyamýzýn siyasi, ekonomik ve insaniyönden karamsar bir görünüþ sergileyenbugünkü panoramasýna, bu bilgilerinýþýðýnda biraz daha umutla bakabiliriz veyakýn bir geleceðin insanlýk açýsýndanbirçok deðiþiklikler getireceðinidüþünerek, gelecek günleri heyecanlabekleyebiliriz.

Alýntýlar: PM Bilim Dergisi

Page 31: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI29

Ahlâk - VII

Çoðu düþünür, çað-daþ ahlâk kuram-larýnýn özgürlük-ahlâkiliþkisini yeterinceincelemediði konu-sunda düþünce birliðiiçindedirler. Gerçek-ten de özgürlük-ahlâkiliþkisi o denli hassasbir konudur ki ahlâkkuramlarýnadayandýðýný söyleyenbir zorbanýn budayanaktan güç alaraktoplumdaki özgürlük-leri alabildiðince kýs-masý bile söz konusuolabilir. Özgürlük-ahlâk konusunda bazýsonuçlara varabilmekiçin öncelikle özgür-lük kavramýnýn neolduðunu iyi sapta-mamýz gerekiyor.Varoluþun cansýz nes-

neler için, doðakarþýsýnda gösterilenbir direnme anlamýnageldiði çoðu doðabi-limci tarafýndan kabuledilmektedir. Canlýla-rýn varoluþlarýný canlýolarak sürdürmele-rinin iki katlý birdirenme olduðu da önesürülüyor. Gerçekten,cansýz nesneler yalnýz-ca molekülleri arasýn-daki sýký baðlýlýðýnsaðladýðý edilgen birdirençle varlýklarýnýsürdürürken, canlý var-lýklar bu edilgendirenç yanýnda can-lýlýklarýný korumayayönelik etkin birdirenç de göstermekzorundadýrlar.Beslenmek, korunmakgibi etkin dirençleri

Ahlâk ve Özgürlük ÝliþkisiYalçýn Kaya

Resim: “Ýlkbahar” Pierre Auguste Cot 1837-1883

Page 32: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI30

gösteremeyen canlý varlýklar yok olmayamahkûmdurlar. Üstelik, canlý varlýklar buiki katlý direncin yanýnda bir de nesillerinikorumak için üçüncü tür bir direnç göster-mek zorundadýrlar. Ne var ki insan olsunhayvan olsun canlý varlýklardaki doðayakarþý olan direnmenin, gene doða karþýsýn-da, deðiþik türden baþ eðmelerle birliktegitmek zorunda olduðunu gözardý etmekyanlýþýna düþmemeliyiz. Yaþamak için dire-nen canlý bunu doða yasalarýna boyuneðerek yapmak zorunda kalmaktadýr. Hercanlý, doða yasalarý gereði olarak yiyecek,içecek, düþmanýndan kaçacak vb. üstelik bueylemlerini gene doða yasalarýna uygundavranma yoluyla baþaracaktýr.

Ýþte, insanla hayvan arasýndaki en önemliayýrým da burada ortaya çýkmaktadýr.Hayvan, yaþamýný sürdürmek için doðayakarþý direniþini yine doðanýn kendisine gös-terdiði yollardan gerçekleþtirirken, insan budireniþini kendi uygun gördüðü yollardangerçekleþtirme yolunu tutmaktadýr. Özetledoðaya karþý direnmenin yollarýný kendisiseçmekte direnen insanýn bu eylemi artýkyalnýzca bir direnme deðil özgürlük eylemiolarak görülme yoluna girmiþtir. Bir baþkadeyiþle insan, doða karþýsýndaki özgür-lüðünü korumak için katlanmak zorundaolduðu tutsaklýklarýn seçiminde de özgürlükarayan hayvandýr.

Bu noktada özgürlük kavramýný birazdaha açmak gerekiyor. Canlý olarak yaka-lanmýþ ve bir kafese konulmuþ kuþun ilkfýrsatta uçup gitmesi onun özgürlük aradýðýanlamýna gelebilir. Ne var ki bu özgürlükaramanýn, onun yeniden yaþamýný sürdür-düðü doðal koþullara kavuþmak anlamýnageldiði, yaþamýný deðiþtirmek üzere yenikoþullar aradýðý anlamýna gelmediði de

açýktýr. Oysa kanat takarak uçmaya yeltenenbir insanýn bu eylemi, kendisine uçmayeteneði vermeyen doðanýn belirlediði birtür tutsaklýktan kurtulma yolu olarak taným-lanabilir. Ýnsanla hayvan arasýndaki buözgürlük ayýrýmýný insan için tanýnmýþ olançeþitli özgürlük alanlarýna da uygulayabili-riz. Örneðin düþünce özgürlüðünün, insanýndüþündüðünü söyleyebilme eylemiyleortaya çýktýðýný söylüyoruz.

Bir bakýma düþündüðünü söyleyemeyeninsanla, eli kolu baðlanarak dilediði þeyidilediði zaman almasý engellenen bir insanarasýnda hiçbir fark yoktur. Özetle insanýnvaroluþunu sürdürme çabasýyla eþanlamlýolan özgürlük arayýþý, insanla ilgili bütüneylem türleri için geçerlidir.

Öte yandan, özgürlüðün, deðiþik türdentutsaklýklar arasýnda bir seçim yapmaanlamýna geldiði göz önüne alýnýrsa, insanýözgür olarak deðil ancak "özgürlük arayanvarlýk" olarak tanýmlamamýz daha doðruolur. Aslýnda tek baþýna özgürlük kavramýinsanýn belli bir amaca ulaþmak için hiçbirtutsaklýða katlanmak zorunda olmadýðýtüründen bir mutlak özgürlük kavramýylakarýþtýrýlabilir. Oysa böyle bir mutlaközgürlüðün olmadýðýný da biliriz.

Özgürlük, belli tutsaklýklar arasýndan enuygun görüleni seçmek anlamýna geldiðinegöre, az ya da çok özgür olmanýn az ya daçok bilgili olmayý gerektirdiði söylenebilir.Belli bir amaca ulaþmak için doðanýn gös-terdiði yoldan gitmeyip daha uygun bir yolseçmek isteyen insan, ayný amaca götürenbirçok yol bulunduðunu bilmek, içindebulunduðu durumda bu yollardan kendisiiçin en uygun olanýný seçmek zorundadýr.Bu, bilgi olmadýkça özgürlüðün olanaksýz

Page 33: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI31

olduðu anlamýna gelir. Bilgi ve özgürlükbirbirine öylesine sýký baðlýdýr ki, budurumda, insan için bilgi ve özgürlüktenhangisinin önde geldiði bile bir sorun olur.Yani "insan özgürlüðü aradýðý için mi bilgikazanýr, yoksa bilme yetisi taþýdýðý için miözgür olma olanaðý bulur?" sorusuna hemenyanýt verilemez. Kimi düþünür bir baþýnayaþayan insanýn nesnel bilgiye ulaþamaya-caðý görüþünü öne sürer. Kuþkusuz tartýþmagötürür bir savdýr bu. Belki de daha doðruolan sav, insanýn birey olarak bilgi edin-medeki yetisinin toplumsallaþmasý sonu-cunda büyük bir ivme kazanmýþ olmasýdýr.

Sürekli bir özgürlük arayýþý içinde bulu-nan ve hiçbir eylemini az çok tutsaklýðakatlanmadan gerçekleþtiremeyen insanýnbütün amacý, yaþamýný sürdürmek için kat-lanmak zorunda olduðu tutsaklýklarýný endüþük düzeye indirmenin yollarýný aramakolacaktýr. Tutsaklýðýn azalmasý özgürlüðünartmasý anlamýna geleceðine göre birdençok insanýn çabasýyla elde edilen özgürlük-lerin, tek kiþinin hiçbir yoldan elde ede-meyeceði türden özgürlükler olacaðý dakesindir. Böylece insaný insan yapan þeyin"özgürlük arayýþý" olduðunu, daha çoközgürlüðün de ancak toplumsal yaþamlaelde edilebileceðini söyleyebiliriz.

Ýster toplumsal belirlemelerle, ister dinselnedenlerle ortaya çýksýn tüm ahlâksalöðretilerde bir tür buyruk karakteriolduðunu, her ahlâk dizgesinin bu buyruk-lara uyulmasýný eþ deyiþle "itaat" edilmesiniemrettiðini söylemiþtik. Ýtaat denilen þey iseözgürlüðü ortadan kaldýrmaktadýr. Budurumda bir çeliþki ortaya çýkýyor. Özgür-lük ortadan kalkýnca ahlâkýn kendisi deortadan kalkýyor.

Bu baðlamda "Özgürlük içinde yapýl-mayan bir eylemin ahlâksal hesabý verile-mez" diyen düþünürlere hak vermekgerekiyor. Ýnsanýn yapýp ettiklerinden,eylemlerinden sorumlu tutulmasý için onunözgür olmasý gerekiyor. Çeliþik durum varortada: Ahlâklý olmamýz için özgürolmamýz gerek, ama öte yandan da ahlâkitaat etmeyi, boyun eðmeyi emrediyor.

Demek ki bu itaat denilen boyun eðmeninahlâksal açýdan deðerlendirilmesi gerek-mekte. Hangi tür itaat ahlâksal, hangi türitaat ahlâk dýþýdýr? Bu sorunun yanýtýnýararken itaat edilecek buyruklarý kimin koy-duðunu da bilmem gerekiyor. BuyruklarýTanrý, toplum, devlet ya da bizzat ben mikoyuyorum? Bunun yanýnda ahlâksal itaatingerekçesi nedir? Yalnýzca buyruk olduðuiçin körü körüne, hiçbir eleþtiri getirmedenya da kuþku duymadan mý itaat etmeliyim?Bir ahlâksal davranýþý bana kabul ettirmeyekalkýþan kiþi ya da kurumlar bana bu itaatinsonucunda ceza ya da ödül sözü veriyorlarmý? O zaman bu tür bir itaat da körü körüneitaat deðil midir? Bu tür bir ödül karþýlýðýgösterilen ahlâksal eylemler için deðer öl-çüsü nasýl verilebilir? Kiþinin ahlâksal açý-dan yetkinleþmiþ olmamasýndan dolayý ken-disini sorumlu tutmak ne denli doðrudur?Yetiþkin bir insanýn ahlâksal açýdan olduðukadar bilgi açýsýndan da yetersiz oluþundançevresini ne denli sorumlu tutabiliriz?

Bu sorulara yanýt arayan düþünürlerdenTheodor Lipps (1851-1914) "Ahlâksalsorumluluk bir baþkasýnýn omzundan alý-narak bir diðerinin omzuna konulacak yükdeðildir" der. Bir insanýn yaptýklarýndansorumlu olabilmesi için onun bilinçlenmiþve özgürlüðünü kazanmýþ bir insanolmasýný bekleriz. Ahlâksal bakýmdansorumluluðu olmayan insanýn nasýl ahlâkýn-

Page 34: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI32

dan söz edemiyorsak özgürlüðü olmayankimsenin sorumluðundan da ahlâksalyükümlülüðünden de söz edemeyiz.

Ýtaat dediðimiz davranýþý da "baþkalarýnýnistemleriyle belirlenmiþ olan itaat" gibi daranlamýyla ele alýrsak hiçbir itaat ahlâkauygun olmaz. Düþünce özgürlüðününortadan kaldýrýldýðý yerde, kör bir inanmave itaat söz konusu olacaðýndan birbaþkasýnýn istemlerini yerine getirmeanlamýna gelen bu tür bir itaat da her zamanahlâka aykýrýdýr diyebiliriz.

Bazý insanlar özgür olduklarýný sanýrlarsada, gerçekte hiç de öyle deðildirler.Baþkalarýnýn istemelerine baðlý olarakahlâkça bir yokluk ya da darlýk içindebýrakýlmýþlardýr. Bu kiþiler ödül ve cezadüþüncesine, alýnyazýsýna, alýþkanlýklara,geleneklere, toplumsal çevrenin önyargýlarýna baðlýdýrlar.

Ahlâk bizden buyruklarýna boyun eðme-mizi bekliyor. Her insan içinde yaþadýðýtoplumun bir parçasý olduðuna göre ahlâkdýþý yaþamasý söz konusu olamaz. Demek kiahlâkýn içinde salt bir özgürlük söz konusuolamaz. Bununla birlikte her ahlâk felsefe-si, ahlâksal bir özgürlüðü de insanlardanbekler. Bu nedenledir ki özgür bir ahlâkanlayýþý yaratmak isteyen ya da düþleyenfilozoflar, çaðlar boyu toplumlarý, onlarýnyapýlanmasý olan devletleri yöneten ege-menleri bu konuda sýk sýk uyarmýþlardýr. Bukonuda gerçek ödev devlete, devletinyönettiði eðitime düþmektedir. Ýnsanlarýnuyuþuk kalmasýný kendi çýkarýna gören dev-let anlayýþlarý da vardýr kuþkusuz. Çünkü butür uyuþuk insanlar daha kolay yönetilebilir.Böyle bir yönlendirme çocuðun soru sor-maya baþladýðý ilk yaþlardan baþlayarak sis-

temli bir biçimde yapýlarak, kuþku duyulanþeyler üzerinde düþünülmesi engellenerekyapýlýr. Ýlerdeki yaþlarda gençlere verilecekeðitimin yöntemi olarak da bu sistem kul-lanýlýr. Eðitimdeki bu yanlýþ ve taraflý yöne-lim sonucunda kiþi kör bir inanca baðlý olangiderek fanatik (baðnaz) davranýþlar sergilerduruma getirilir.

Eðitimin, özellikle ahlâk eðitiminin anaamacý, insanlarý ahlâk üzerinde kendikendilerine yargýlama yapabilecek durumagetirmek olmalýdýr. Eðitimin görevi, insan-larý kör bir baþ eðmeye götürmeden, kendikararýný kendi özgür düþüncesi ile verebilenbir duruma getirmeye çalýþmaktýr. Ýçindebulunduðu durumlarý olduðu gibi kabuleden, verileni olduðu gibi alan insanlar de-ðil, gerektiðinde verilene karþý tavýr da ala-bilen özgür düþünceli kimseler yetiþtirmek-tir. Bu tür bir eðitimden geçen insandanbeklenen, gerekli olduðu ve gerekli bulduðuyerde kendi isteði ile baþ eðen bir özgür bi-rey olabilmektir. "Gözlerimi kaparým ödevi-mi yaparým" düþüncesi bu baðlamda ahlâk-sal deðil ahlâka aykýrý bir tutumdur. Ödevbilinci toplum için gerekli, yerinde bir þeyama bu ödevi kör bir baþ eðmeyle yerinegetirmek yerine; "Gözlerimi açar ödevimiöyle yaparým" demek ahlâksal bir tutumdur.Her ahlâk sisteminin bir parça da olsa bu-yurgan olduðunu söylemiþtik. Ahlâk felse-fesinde bu buyruk ve gereklilik karakterini,bu buyruklara itaatin ödev olduðunu en iyibiçimde dile getiren Immanuel Kant olmuþ-tur. "Ne yapmalýyýz?" sorusu ile yola çýkanKant'ýn ahlâk felsefesinde bu "gereklilikkarakteri" ahlâkýn özü olarak ortaya konu-lur. Antik Çað felsefelerinin ahlâk anlayýþ-larý gerek Sokratesçi okullar, gerek Epiku-ros, gerekse Stoa okullarý bu soruna baþkatürlü yaklaþýrlar, "benden beklenen, isteni-

Page 35: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI33

len nedir?" deðil "mutlu olmak için nasýlyaþamalýyým?" sorununu aþmaya çalýþýr-lardý. Bu ahlâk anlayýþlarýnda bir buyrukniteliði deðil, birey kaynaklý isteme niteliðiolduðu görülüyor. Bu tür ahlâk anlayýþýnaotonom (özerk) ahlâk anlayýþý, denildiðinidaha önceki bölümlerde söylemiþtik.

I. Kant, ortaya koyduðu ahlâk anlayýþýn-daki heteronomiyi ortadan kaldýrmayaböylece daha az buyurgan, özerk, dahaözgürlükçü bir ahlâk anlayýþýna gitmeye deçalýþmýþtýr. Bunun için de J. J. Rousseau'-dan aldýðý otonomi (özerklik) kavramý ileözgürlüðü kurtarmaya çalýþmýþtýr: "Ýnsanancak kendi yasalarýný kendisi koyabilirseözgür, dolayýsýyla ahlâklý kiþi olur" der.Kant bu tanýmýndaki insanýn, akla dayananeylemlerde bulunan kiþi olduðunun üze-rinde durur. Özerklik, akla dayanan eylem-lerde bulunan kiþinin, bir anlamda aklýnýnbir özelliði olmaktadýr. Buradan yola çýkanKant bir tür "sýnýrlama ahlâk" anlayýþýortaya koyar. Antikçað ahlâk anlayýþý isesýnýrlama ahlâký olmaktan çok "kendinigerçekleþtirme" ahlâk anlayýþýdýr. Her ikiahlâk anlayýþýnýn uzlaþmasýnýn olanaklýolduðu da öne sürülür. Þöyle ki: Bir toplumiçinde yaþayan insanýn o toplumun kural-larýna, ahlâk yasalarýna uymasýnýn bir ödevolduðunun bilincinde olmasý yanýnda, buyasalarýn toplumdaki tüm insanlarýn ortala-ma istekleri olduðunu bilerek bu ilkeleregerektiðinde tavýr alabileceðini bilmesi deonun özgür bir insan olduðu konusundadoyuma ulaþtýrabilir. Geliþmiþ, kiþiliðinikazanmýþ insan o buyruklarý, ilkeleri tartýpbiçecek, çaðýna, toplumuna göre deðerlen-direcek, gerektiðinde onlarla savaþacaktýr.Hattâ onlara uy-mak kadar onlarý eleþtiripgerektiðinde savaþmayý da ödev bilecektir.Buyurganlýk bir ahlâk sisteminin yerleþme-

sini saðlamak yanýnda yýkýlmasýnýn da ne-deni olabilir. Kiþinin özgür yetiþmesini iste-meyen toplum istediði kadar buyurgan ol-sun "ödev bilincini" uyandýramaz, olsa olsaüyelerinden yalnýzca kör itaat istemekle ye-tinir. Ýþte bu tür bir anlayýþ bireyi, kültürüve sonunda da tüm toplumu yýkýma götürür.

Ahlâk-Bilgi Ýliþkisi

Düþünce tarihi boyunca, idealist olsun,materyalist olsun klasik ya da çaðdaþsayýlabilecek tüm ahlâk felsefeleri, eskiHelen dünyasýnda üzerinde durulan ahlâk -bilgi iliþkisi üzerinde fazlaca dur-mamýþlardýr. Ahlâk ve bilgi iliþkisi þubakýmdan önemlidir ki ahlâkýn bilgilenmeile sýký iliþkisi olduðu bir kez kabul edi-lince, insanlýðýn bilgi düzeyinin giderekyükselmesine koþut olarak, uygarlýkla bir-likte insanlýðýn ahlâksal düzeyinin de sürek-li olarak yükseleceði sonucuna varýlacaktýr.

Ahlâkýn bilimsel bir kavram olmadýðýnýbu nedenle onun doðrudan bir öðretim biçi-minin olmayacaðýný öne süren düþünürlergene de yeterince geliþen bilimsel bilginin,yeterince geliþmiþ bir ahlâksal bilgiyi debirlikte getireceðini düþünmektedirler. Ah-lâksal bilgi varlýðýný, çevresini aydýnlatarakbaþka bir deyiþle yaygýnlaþarak ortaya ko-yacaðýndan, bilimsel bilginin geliþmesinininsanlýðý ahlâksal bilgi yönünden de tamolarak aydýnlanmýþ bir dünyaya ulaþtýrmasýkaçýnýlmaz olacaktýr. Bu da, bütün insan-larýn birbiriyle koþulsuz bir birlik ve uyumiçinde yaþadýðý, ahlâk eylemlerinin saðlýklýinsanlarýn olaðan eylemlerinden baþka birþey olmadýðý bir dünya demektir.

Önümüzdeki sayýda Ahlâk ve din iliþkisikonusuna deðineceðiz.

Page 36: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI34

O tek ALLAH, ki hem kerimdir hem de rahim Al eline baltayý, kýr putlarý Ýbrahim.

Ýnsanlarýn yüzünü somuttan soyuta çevirSade dýþýmýzdakileri deðil, içimizdeki putlarý da devir.

Ýnsanlara Tanrý'dan bir rahmet, halim ve selimTek baþýna ümmet gibidir Ýbrahim.

Ayý da güneþi de dikkatle izleyip gözledinVe sonra " Ben batanlara tapmam" dedin.

Hiç batmayan ve yok olmayan nuraTek Tanrý"ya kul olmaktý senin dinin.

Ý b r a h i m

Resim: “Abraham and Sara” Lars Justinen

Page 37: 1112Dergi

35SEVGÝ DÜNYASI

Dosdoðru, mert, cömert ve merhametli idinBir halkýn babasý, atasý olarak bellendin.

Allah'ý birlemede örnek bir önderdinSaf inancýnla ete kemiðe büründü sende din.

Samimi inancýn, ahde sadakatin ve teslimiyetinle ünlendin"Ýbrahim'in dinine uyun" diye Kur'anda dile geldin.

Halilullah, yani Allah'ýn dostu olarak nitelendinHer varlýðý da Yaratan'dan ötürü dost bildin.

Cömertçe paylaþýrdýn hep, her türlü nimetiAçýk sofralara ad oldu, Halil Ýbrahim bereketi.

Nemrud'un ateþi seni yakýp kül etmeye yetmediAllah ateþi, dostuna serin yer eyledi.

Teslimiyetinle, oðlunu feda ederek nefis putunu devirdinÝçsel bir dönüþümle kurban sýnavýný bayrama çevirdin.

Allah'tan sana hediye, en müjdeli haberÝki oðul, Ýsmail ve Ýshak, ikisi de peygamber.

Halkýna öncelikle þunu sor ÝbrahimÝnsaný ve her þeyi sevgisinden vareden kim?

Soyundan insanlara doðrularý öðretecek bir elçi diledinVe kanýndan gelen Muhammed'le ödüllendirildin.

Sana bildirileni görev bilinciyle halkýna bildirdinVe karþýlýðýnda onlardan bir ücret de istemedin

Senin iþin O'nun iþi, Âlemlerin Rabbi Allah kerim ve rahimSen O'nun put kýran eli, gerçeði söyleyen dilisin Ýbrahim.

Güngör Özyiðit

Page 38: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI

MÝHALY CSÝKSZENTMÝHALYÝ ve

Akýþ TeorisiDerleyen: Nelda Bayraktar

36

Mihaly Csikszentmihalyi mutluluk konusundaki bilimsel çalýþ-malarýn öncülerinden birisidir. 1934 yýlýnda Macaristan'da doð-muþ ve çaðdaþlarýnýn çoðu gibi hem yaþamýný hem de daha sonrakiçalýþmalarýný derinden etkileyen Ýkinci Dünya Savaþýný yaþamýþtýr.Savaþ sýrasýnda kaybedilen aileler ve arkadaþlarla ilgili gözlemlerionun akýþ teorisi ve zirve deneyim konularýnda ustalaþmasýnýsaðlamýþtýr.

Mihaly Csikszentmihalyi

Akýþ Teorisi

Page 39: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI37

Csikszentmihalyi henüz 7 ilâ 10 yaþlarýn-dayken Ýkinci Dünya Savaþý patlamýþtý.Tanýdýðý çok az insanýn savaþýn kendilerin-de yarattýðý trajedilere nasýl dayanabildik-lerini, savaþ güvenliklerini, evlerini, vehattâ iþleri ellerinden almýþ olsa bile yine denormal, mutlu, þükür ve doygunlukla dolubir yaþamý nasýl devam ettirebildiklerinigözlemlemiþ böylece, yaþamaya deðer birhayata neyin katkýda bulunduðunu anla-maya çalýþmýþtý. Salt bu sorunun doðru ce-vabýný bulmak amacýyla da felsefeyle ilgilikitaplar okumaya ve sanat, din ve diðer pekçok alanla da ilgilenmeye baþlamýþtý.Psikolojiyle tanýþmasý ise bir tesadüf neti-cesinde gerçekleþmiþti. Ýsviçre'ye yaptýðýbir seyahatte Carl Jung'un, savaþýn insanpsikoloji üzerindeki etkileriyle ilgili birkonferansýna katýldýktan sonra psikolojiokumak için Amerika'ya gitmiþti. Buradakiilk gözlemleri sanatçýlar ve yaratýcý insan-larla ilgili olmuþtu. Bu kiþilerin yaratmaeylemlerinin tamamladýklarý eserlerdendaha da önemli olduðunu not etmiþ veadýna "Akýþ" dediði bir hal içindeykeninsanlarýn daha büyük bir konsantrasyon vedaha büyük bir yaratýcýlýk içine girdiðinigözlemlemiþti. Böylece hayatýný, bu haliyaþamak için gerekli olan farklý öðeleribilimsel yolla incelemeye adamýþtý.

Csikszentmihalyi'nin en yeni ve en ünlüçalýþmasý Bip Çalýþmasý adýný verdiði birdeney numuneleme çalýþmasýdýr. Mutluluðuölçülebilir bir fenomen kýlan bu yaratýcýçalýþmasýnda bir grup genç yetiþkine gününtesadüfi anlarýnda bip sesi çýkaran cihazlarverilmiþ ve onlardan bu sesi duyduklarýandaki duygu ve düþüncelerini kayýtetmeleri istenmiþti. Alýnan veriler bu çocuk-

larýn mutsuz olduklarýný ancak enerjilerinimücadele verdikleri bir göreve odakladýk-larýnda daha neþeli ve canlý olduklarýnýtespit etmiþti. Bu ve buna benzer çalýþ-malarý Csikszentmihalyi'nin Akýþ Teorisi ileilgili yeni ufuklar açan çalýþmasýný þekil-lendirmiþtir. Csikszentmihalyi, pozitifpsikolojinin önemli isimlerinden birisidir.

Csikszentmihalyi halihazýrda ClaremontÜniversitesi'nde psikoloji ve idari bilimlerdersleri vermekte, ayrýca, bu üniversitedebulunan Yaþam Kalitesini Araþtýrma Merke-zinin de yöneticiliðini yapmaktadýr. Neþe,mutluluk ve ruhsal doyum halleriyle alâkalýsayýsýz kitaplarý ve makaleleri mevcuttur.

Mutluluðun Tarihçesi

"Yaþamýmýzýn en mükemmel anlarý pasif,alýcý ve dinlenme halinde olduðumuz anlardeðildir. En mükemmel anlar genellikle,kiþinin beden ve zihnini gönüllüce bir çabaharcayarak, zor ve denemeye deðer bir þeyibaþarmak amacýyla en uzak sýnýrlarýnakadar esnettiði anlarda yaþanýr."

Mihaly Csikszentmihalyi insanlarýn"Akýþ" denilen bir bilinç hali içindeykengerçek tatmin ve mutluluk duygusunu yaþa-dýklarýný keþfetmiþtir. Kiþiler akýþ halindey-ken, yaratýcý yeteneklerini içeren bir aktivi-teye kendilerini tümüyle vermiþ olurlar. Buoptimal tecrübe sýrasýnda kendilerini güçlü,uyanýk, rahat ve çaba göstermedikleri birkontrol hali içinde bulurlar. Akýþ hali kiþi-lere yeteneklerinin zirvesinde olduklarýnýhissettirir. Maslow'un ayak izlerini takipeden Csikszentmihalyi ýsrarla mutluluðunkendiliðinden ortaya çýkmadýðýný söylemek-

Page 40: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI38

tedir. Bu nedenle mutlululuðun kiþinin ken-disi tarafýndan hazýrlanmasý ve iþlenmesi,kiþinin de bu baðlamda yeteneklerineuygun (ne zorlayýcý ne de hafif)mücadelelerin içine girmesi gerekir.

Diyelim ki üzeri karlarla kaplý, kaymayaelveriþli olan bir daðýn tepesindesiniz.Buraya defalarca gelmiþ ve sayýsýz kayakdersleri almýþ, sýrasýnda beceremeyip yuvar-lanmýþsýnýzdýr. Kýsacasý üzerinde kaydýðýnýzpiste bir türlü hükmedememiþsinizdir. Amaþu içinde yaþadýðýnýz an diðerlerine hiç ben-zememektedir. Çünkü kayaklarýnýzýn karlabuluþtuðu aný ve ritmik biçimde nefes alýpveriþinizi öylesine yoðun yaþýyorsunuz ki,kendinizi adeta daðla bir olmuþ gibihissediyorsunuz. Bu yaþadýðýnýz aslýnda birzirve deneyimdir çünkü emeðiniz artýkmeyve vermiþtir.

Elbet ki kayak kaymanýn dýþýndada bir çok benzer tecrübeler yaþa-mýþsýnýzdýr. Örneðin zor bir projeüzerinde çalýþmýþ veya daha basitanlamda bir arkadaþýnýzla okuma vekonuþma egzersizleri yapmýþsýnýz-dýr. Bu anlarda zihniniz yaptýðýnýzaktiviteye öylesine tümüyle kon-santre olmuþtur ki, kendinizi adetaunutmuþ ve artýk hiç çaba göster-memeye baþlamýþsýnýzdýr. O anakadar hiç hissetmediðiniz birfarkýndalýk haline girmiþsinizdir kisporcular bu duyguya "mýntýkadaolma" adýný verirler. Ýþte bu deneyi-miniz pozitif psikologlarýn son yýl-lardaki araþtýrmalarýnýn odaðý halinegelmiþtir. Mihalyi Csikszentmihalyiise bu hale "Akýþ" adýný vermiþtir.

Bir Akýþ Hali Olan Mutluluk

Csikszentmihalyi'nin en popüler kitabýnýn(Akýþ: Zirve Deneyimin Psikolojisi, 1990)savunduðu esas tez, mutluluðun öncedenbelirlenmiþ bir hal deðil, yaþamýmýzdakiakýþý saðlamayý öðrendikçe geliþtirilebilenbir hal olduðudur. "Akýþ"ýn ana bakýþ açýsýkontrol'dur: Böyle bir haldeyken, kendimizidýþsal kuvvetler tarafýndan belirlenen içeri-ðe pasif biçimde teslim etmek yerine, bilin-cimizin içeriði üzerinde bir kontrol kurarýz.

Halbuki insanýn en mükemmel anlarýpasif, alýcý ve dinlenme halinde olduðuanlar deðildir. En mükemmel anlar genel-likle, kiþinin beden ve zihnini gönüllüce birçaba harcayarak, zor ve denemeye deðer birþeyi baþarmak amacýyla en uzak sýnýrlarýna

Page 41: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI39

kadar esnettiði anlarda yaþanýr. Böylecezirve deneyimi insanýn bizzat kendisi inþaeder. Csikszentmihalyi de mutlululuðuninsanýn içinden geldiðini söylemektedir.Mutluluðun sýrrý psiþik enerjimizle ilgilinasýl bir yatýrým yaptýðýmýza baðlýdýr.Dikkatimizi bilinçlice seçtiðimiz bir hedefeodaklarsak, psiþik enerjimiz o hedef doðrul-tusunda "akar". Bu da bilincimizi yenidendüzenler ve uyum saðlar.

Csikszentmihalyi'nin akýþ teorisinde kiþi-ler bir eyleme öylesine odaklanmýþlardýr ki,baþka hiç bir þey umurlarýnda bile deðildir.Bu akýþý saðlayan farklý öðeler vardýr:

* Önceden belirlenmiþ net hedefler veamaçlar vardýr

* Yaptýðý eylemden anýnda geri bildirim-ler almaktadýr

* Mücadele ettiði þeylerle becerileriarasýnda bir denge mevcuttur

* Eylem ve farkýndalýk birbirleriyle kay-naþmýþ ve bir olmuþtur

* Kiþinin dikkatini daðýtacak unsurlarbilincin dýþýna çýkmýþtýr.

* Baþarýsýzlýk korkusu yoktur* Zaman algýsý þeklini yitirmiþtir * Kiþinin içe dönüklüðü yok olmuþtur

Yukarýdaki öðelerin iþaret ettiði üzereakýþ hali yalnýzca subjektif duygularla vehattâ olumlu olanlarýyla bile karakterizeedilmemektedir. Akýþ'ýn özü esasen, düþü-nen zihne dýþarýdan gelen müdahalelerinkaldýrýlmasýyla ilgilidir. Ünlü basketbolcüMichael Jordan topu tam mýntýkadaykenarkasýna pas verdiðinde "Bu topu nasýl pasedeceðim" diye düþünmez. Eðer düþünürsebu onun akýþ halini keser ve muhtemelen de

topu alâkasýz bir yere atar. Bir eyleme tamanlamýyla kendinizi verdiðinizde siz artýkorada yok olursunuz ve farkýndalýðýnýz ey-leminizle birleþir. Bir diðer pozitif psikologolan Martin Seligman bu durumu þöyleaçýklamaktadýr: "Öz bilinciniz ve duygula-rýnýz yörüngenizi doðrultmak için vardýrlar.Ama yaptýðýnýz iþ tam anlamýyla kusursuzise, artýk onlara ihtiyacýnýz kalmaz."

Csikszentmihalyi, iþ ve yaratýcý çalýþ-malar alanýnda araþtýrmalar yaparken akýþhalinin iliþkilere ve durumlara da uyarlan-abileceðini gördü. Ýnsanýn yaþadýðý bir ters-lik veya zor bir olay bile sýrasýnda engelyerine fýrsata dönüþebilir. Bazý kiþiler öyle-sine bir akýþ hali içine girmektedirler ki,potansiyel her tehdidi veya zorluðu zevkalabilecekleri bir mücadeleye, içsel huzur-larýný da sürekli bir zihin haline dönüþtüre-bilmektedirler. Bunlar, asla sýkýlmayan,nadiren kaygýlanan ve tümüyle akýþ içindeolan kiþilerdir. Bu tanýmlamayý okuyuncaelbet ki çoðu kiþi böyle bir halin yalnýzcaSokrat, Gandi veya Dalai Lama'ya bahþe-dilmiþ olduðunu düþünebilir ama Csikszent-mihalyi'nin verdiði örnekler sýradan insan-lar ve sýradan günlük iþlerle ilgilidir.

Akýþ, statik deðil, dinamik bir haldir.Düzgün biçimde inþa edilmiþ bir akýþ eyle-mi becerilerinizin zaman içinde artmasýnave daha da geliþmesine neden olur. Ýnsanýnbecerileri statik olmadýðý için, ayný eylemitekrarlamak insaný sýkar. Akýþ halini yaþa-mak ise insaný daha zor mücadelelere veeylemlere hazýrlar. Spor, iþte bundan dolayýbu hali yaratmak için tasarlanmýþ mükem-mel bir alandýr. Bir diðer aktivite ise videooyunlarý oynamaktýr. Bu tarz eylemlerle

Page 42: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI40

kiþiler kolaylýkla akýþ hali içine girerler vesonunda bilinçlerini kontrol etmeye çalýþmahalinden uzaklaþýrlar ve ileri bir mutlulukyaþarlar.

Bilincin Kontrol Edilmesi Ve Akýþ

Csikszentmihalyi, Akýþ hali sýrasýndabeynimizin mümkün olabilen tüm girdi-lerinin neredeyse tek bir aktiviteyeadandýðýný söylemektedir. Zaman algýsýnýndeðiþikliðe uðramasý, rahatsýzlýk duygusu-nun fark edilmemesi ve olumsuz düþünce-lerin zihne girmemesi iþte bundan dolayýdýr.Beyin tek þeye öylesine odaklanmýþtýr ki,diðer þeylerin kaydýný tutmaz. Ýþte buradaakýþ ile Budist rahiplerin dikkatlilik ve far-kýndalýk halleri arasýnda kesin bir baðlantývardýr. Bu baðlamda, Hatha Yoga psiþikenerjinin bilincin tek bir kanalý boyuncanasýl aktýðýný en iyi açýklayan uygulamadýr.

Yoga ile Akýþ arasýnda oldukça güçlübenzerlikler vardýr. Aslýnda Yoga çok iyiplanlanmýþ bir akýþ eylemidir. Her ikisi dekonsantrasyon yoluyla kiþiyi daha mutlu vekendini unutturan bir hale getirmektedir.Þimdi bazý kiþilerin bedenlerini saatler bo-yunca garip þekiller içinde tuttuklarýný dahaiyi anlayabilirsiniz: Bunlar derin bir akýþhali içinde olduklarýndan dolayý mükemmelbir içsel huzur ve uyum yaþamaktadýrlar.Yoga'nýn amacý zaten insanýn kendinden öz-gürleþmesidir. Csikszentmihalyi insanlarýnyemek yaparken, kitap okurken, balýk tu-tarken, gitar çalarken, konuþurken ve hattâyemek yerken bile bu hali yaþayabilecekle-rini söylüyor. Yoga insanýn kendinden öz-gürleþmesini saðlarken, Akýþ eylemi ken-diyle ilgili duygularýný güçlendirmektedir.

Akýþ ve Haz

Akýþ kavramýnýn bir diðer sonucu Yunanfilozofu Aristonun "mutluluk hazla taným-lanamaz" görüþünü onaylamaktadýr. Hazalýnan bir deneyim (televizyon seyretmek,masaj yaptýrmak gibi) tipik bir pasif haliken, akýþ deneyime kiþinin tümüyle kon-trolünde olan aktif bir durumdur. Tecrübesýrasýnda ortaya çýkan çaba göstermemehali sadece odaklanýlan ve hedef yönelimlidavranýþlar içindir. Yazýmýzýn baþýndasözünü ettiðimiz kayak pistinden baþarýylave akýþ halinde kayma eylemi ve ardýndanduyulan haz da yýllarca süren çalýþmanýn veo beceriyi geliþtirmiþ olmanýn sonucudurMutluluða giden yol farkýna varýlmadan alý-nan hazla deðil dikkatli bir mücadeleyle katedilir. Bazen akýþ hali aðrýlý bedenseldeneyimler yaþandýðýnda ortaya çýkar. Biryarýþý kazanmak için kendisini limitlerinötesine doðru iten bir sporcu çektiði aðrýyaraðmen hayatýnýn en mutlu olduðu anýnýyani zirve deneyimini yaþar.

Bizim için en uygun olan þey haz ile akýþarasýnda uygun bir denge kurabilmektir. Ör-neðin bir parça biftek yemek size büyük birhaz verebilir ama bu geçicidir. Bunun yeri-ne pek çok parça biftek yemek midenizeaðýr gelebilir. Haz çok hýzlý bir þekildesýnýra gelir. Akýþ iþte tam burada devreyegirmelidir. Hem tatmin olmuþluk ve þükürduygusunu yaþamalýsýnýz ki hem hazdandaha az uçucu hem de subjektif duygular-dan daha uzun ömürlü olsunlar. Csikszent-mihalyi' geliþtirdiði akýþ modeli KuzeyAmerika'da Montessori yöntemiyle eðitimveren okullarda kullanýlmaktadýr.

Page 43: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI41

Selamlar sevgili varlýklar, ben ManyetikHizmet'ten Kryon'um. Benimle birlikte otu-run ve hissettiðiniz bu enerjinin gerçekliði-ni duyumsayýn. Burada o kadar çok þey varki. Bu gece enkarnasyona katýlan ve o san-dalyelerde oturan insanlar etrafýnda gerçek-leþmekte olanlarýn, kendi Akaþalarýnýn soy-luluðunun ve gerçekten de onlarý çepeçevresarýp sarmalamakta olan çok boyutlu ener-jinin farkýnda deðillerdir.

Buradakilerin her biri, aile hakkýnda dahafazla bilgi edinebilmesi için bu mekânagetirilmiþtir. Benimle birlikte oturun ve biran için huzur ve barýþýn saf aþkýna engelolacak olan tüm dünyevi þeyleri askýya alýn

(bir kenara koyun). Bir an için yaþamýnbilmecelerini, zihninizi iþgâl etmekte olanþeyleri ve vicdanýn anlamý dediðiniz þeyleriaskýya alýn. Siz insanlar her zaman çalýþý-yorsunuz. Bu sizin yaþamý sürdürmefaaliyetinizin bir parçasýdýr. Bu sizin yaþamdediðiniz þey ile baþa çýkma yolunuzdur. Veþimdi ben sizden bunu askýya almanýzýisteyeceðim. Size þimdi sunmak istediðimdaha büyük bir resim, sadece sizin için olanbir fotoðraf var.

Bir kez daha, þimdiki anda size mecazibir þeyi, bir benzetmeyi sunuyorum. Amabu ayný zamanda bir gerçekliktir ve bugerçeklik de ayný zamanda bir açýklamadýr.

Akaþik Daire17 Temmuz, 2011

Canlý Kryon Celsesi, Totowa, New JerseyLee Carroll kanallýðý ile verilmiþtir

Çeviren: Necati Tarýman

Page 44: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI42

Kýsa bir süre önce bir hapishane hücresindebulunan bir adamý gözlerinizin önünegetirin. Bu kiþi kendisini çok heyecan-landýran bir keþif ile ilgili olarak ve onlarýbilgilendirmek amacý ile dostlarýna yazmak-tadýr. Bu kiþi inancý nedeni ile hapistedir.Bulmuþ olduðu sevgi hakkýnda biraz fazlagürültü çýkartmaktadýr. Bu kiþinin yaþadýðýyerde ve zamanda belirlenen kural ve norm-lardan sapmaya izin verilmesi söz konusudeðildir. Bu adam hapisten çýkýp çýkamaya-caðýný ve hattâ yaþamasýna izin verilip ve-rilmeyeceðini bilmemektedir.

Bu adam o anda bütün bu düþünceleriaskýya almakta ve önünde bulunan parþö-meni kullanarak dostlarýna yazmaktadýr.Ýfadesi ve kullandýðý kelimeler çok güzeldir.Aslýnda kendisini hiçbir zaman bir yazarolarak düþünmemiþtir ama o anda kalbininsesi kelimeler halinde dýþarý akmaktadýr.Dostlarýna þöyle yazmaktadýr: "Huzuru bul-dum ve çok sevinçliyim. Tanrý'yý buldum.Gerçeði buldum." Bu kiþi o sýrada hapisteolmayanlarý bile içlerine bakmak veTanrý'nýn sevgisini bulmak için teþviketmektedir. Bu adam, Korint ve Efes'tebulunan kiþisel dostlarýna yazmaktadýr veadý da Paul'dur.

Bu tarihten 30 yýldan daha fazla bir süreönce hakkýnda yazmakta olduðu adamölmüþtü ve bu kiþinin öðretileri onun içinyol gösterici olmuþtu, fakat kendisi bu kiþiile asla tanýþmamýþ, biraraya gelmemiþti.Bu adam bir tüccardý ve adý da TarsusluSaul idi (Tarsuslu Saul: Yahudi bir aileninçocuðu olarak Tarsus'ta dünyaya geldi.Hýristiyanlýðý seçtikten sonra adý Pavlus -Hz.Ýsa'nýn on iki havarisinden biri- oldu)Bir gün Þam yolunda iken birden bir viz-yon gördü ve melek þeklindeki bir adamýnenerjisi ile hemhâl oldu. Bu o kadar kutsalbir enerji idi ki, ilk önce dizlerinin üstüneçöktü, sonra da yüzüstü düþtü. Ýlâhi olanýhissetti ve o anda bir vizyon görmekteolduðunu fark etti. Bu kiþinin sözleri (o günyazdýklarý) sizin Kutsal Kitap dediðinizmetin veya bazýlarýnýn ifadesi ile Tanrý'nýnSözleri içinde (Yazýlar) yer almaktadýr. Amasize þunu söylemek isterim ki, sözkonusuolan durumda Tanrý'nýn Sözleri Paul tarafýn-dan söylenen ve dostlarýna yazdýðý mektup-larda yer alan sözlerdi.

Bu dünyada yazýlan ve söylenen her þeyama her þey coþku ve hikmetin etkisi altýn-da bulunan ve ilâhi enerji tarafýndan destek-lenen insanlar tarafýndan gerçekleþtiril-miþtir. Siz bu belgelere Tanrý'nýn Sözleridediniz.

Bu size ne anlatmaktadýr? Ýnsanlarýnkendi içlerindeki yaratýcý güçten kay-naklanan büyük ve özel bir þeyi, çok güzelve kutsal olan bir þeyi barýndýrmakta olduk-larý gerçeðinin kabulüdür.

Çok mükemmel bir þekilde saklandýklarýiçin, sizin için görünmez bilmece durumun-da olan pek çok sistem, sistemler içinde sis-temler vardýr. Ama buna raðmen bunlar

Page 45: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI43

hem güzeldir hem de sizinle ilgilidir.Bulduðunuz, takdir ediyor gibigöründüðünüz, keþfetmekte olduðunuzgörünüþteki bu hayýrseverlik, bu iyilikse-verlik tam anlamýyla ve kesin olarakgerçektir. Bir amaç ve bir plan vardýr. SizinTanrý ve Ruh dediðiniz ailedir ve sizinkeþfetmekte olduðunuz bu hayýrseverlik iseTanrý'nýn sevgisidir; Evren'in Yaratýcýsý'nýnsizlere hediyeler ve sevgi ile ve amacayönelik olarak gelme isteðidir.

Eðer sizler Yaratýlýþ'ýn bir parçasýolmasaydýnýz, Yaratýcý bunu yapmazdý.Sizin içinizde, o çifte helezonun her birtarafýnda ilâhi olan bir parça vardýr.

Demek ki, Paul medyumik yolla ilhamalýyordu ve onun o gün kaðýt üzerine yaz-dýklarý bugün saygý ile ve yetkili kabul edi-lerek okunmaktadýr. Buna karþýn, onun tekyaptýðý sonradan Korint'liler ve Efes'lilerolan dostlarýna yazmaktý. Paul'un hayýrse-verlik sistemleri hakkýnda bilgisi yoktu.Onun tek bildiði çok derinden sevilmekteolduðuydu ve bu da onun için yeterliydi.

Akaþik Daire

Size karmaþýk ama iyiliksever amaç vesevgi ile dopdolu olan bir sistemden sözetmek istiyorum. Ben buna Akaþik Dairediyeceðim, Akaþ sistemi.

Akaþ: Bazen bu kelime her þeyin kaydýolarak tanýmlanýr. Bu sadece sizin deðil,ayný zamanda da Gaia'nýn kayýtlarý anlamý-na gelmektedir. Akaþ bu dünya üzerinde,gezegen de dahil olmak üzere, her þeyinkaydý demektir. Bu sistem içinde bir dairevardýr ve biz buna Akaþik Daire adýný vere-ceðiz.

Yaratýlýþ Maðarasý benim verdiðim birisimdir ve bu daire için depolama özelliðiifade etmektedir. Bu pek çok þekilde bilin-mektedir ve bunun hakkýnda, baþka isimlerkullanýlmak sureti ile, bundan önce pek çokkez konuþulmuþtur. Bunun için aslýnda birisim yoktur, çünkü esasen bu bir mekânolmayýp sistemi ifade etmektedir. Ama yinede iþin içinde bir mekan da vardýr. Biranlamda dünyanýn kabuðu içinde ama dahaderinde yer alan bu mekân güzellikler iledoludur. Herhangi bir insan tarafýndan aslabulunamayacak ve görülemeyecek þekildeboyutsal olarak askýya alýnmýþ (farklý birboyuta yerleþtirilmiþ) durumdaki AkaþikDaire adýný verdiðimiz kutsallýk bulunmak-tadýr. Tabiatý gereði kristal yapýya sahiptir,ama sayýlamaz veya sayýlarla ifade edile-mez. Bu gezegene þimdiye kadar gelmiþolan veya bundan sonra gelecek olan her birruh için kuantum durumda bir kristal yapýmevcuttur. Herhangi bir zamaný deðil de,zaman içindeki potansiyelleri temsil eden"þimdi" içindedir.

Bir plan vardýr. Bu bir varýþ ve gidiþplanýdýr. Bir yapý mevcuttur, bu yapý ruh-larýn bunu doldurmasýný beklemektedir vebaþka yerlerden gelen ve ilk kez bu dünya-da varolarak ortaya çýkmakta olanlar vardýr.Siz bunu zihninizde görsel olarak hayaledemezsiniz. Tabii, bunu üç boyutunuziçine bir þekilde yerleþtirebilirsiniz ama butabii ki kesin olmayacaktýr. Bununla birlik-te, o kadar kesin olmasýna da gerek yoktur.Sizin tüm bilmeniz gereken bunun mevcutolduðudur. Buna Akaþa muhasebesi adýnýverebilirsiniz.

Her bir kristal nesne için bir ruh vardýrama bunlar sayýlamaz. Siz þimdi, "Bekle birdakika. Bu kristallerden milyarlarcasý

Page 46: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI44

olmalý. Neden sayýlamýyorlarmýþ?" diye-bilirsiniz. Size þimdi yeniden diyorum ki,eðer bu bir çorba olsaydý, o zaman içindekituzu nasýl sayabilirdiniz? Siz rayihayý nasýlrakamsal olarak ifade edebilirsiniz? Ve buda Ýnsanýn kafasýnýn karýþmasýna nedenolan Kuantum durumudur. Çünkü sizler herzaman bireyselleþtirmek, ayýrmak, rakamlaifade etmek ve saymak istersiniz, ama sevgisöz konusu olduðunda bütün bunlarý yapa-mazsýnýz. Buna raðmen, size diyorum ki,her biriniz için bir kristal vardýr.

Bir ruh pek çok kez ömür sürmüþ olabilir.Yaþlý ruh, þimdi þunu dinle: Bu gezegenüzerinde seni Gaia ile iþbirliði içinde tutanbelirleyici bir enerjik, kristal ve kuantumkaynak vardýr. Bu çok derin ve kapsamlýdýrve yaþam dairesini temsil etmektedir.

Akýl Yürütme

Bunun neden bir maðara olarakyaratýldýðýný düþünüyorsunuz? Bu nedenGaia'nýn altýnda olmalýdýr? Eðer belirli birneden yoksa, neden Gaia içinde olmalýdýr?Bilmeniz gereken þey sistemin içinedünyanýn da dahil olduðudur. Bu böyleolmalýdýr. Kadim (eski) halklarýn bütünbunlarý bilmiþ olmalarý size ilginç gelmiyormu? Kadim insanlarýn, sizin en uzak ata-larýnýzýn ilk yaptýklarý þey dünyayý anla-maktýr. Buralarda yaþamýþ olan yerli halkabakýn. Yaptýklarý ilk þey dünyaya bir hediyevermek olurdu. Bugüne kadar dünyaüzerinde yaþamakta olan bütün yerli halklarsistemi anlamýþlardýr. Dünya canlýdýr veannedir. Aynen bir anne gibi, dünya yiye-ceði temin eder. Ve buna karþýlýk olmaküzere sizin yapacaðýnýz ilk þey bunu onur-landýrmak ve bir hediye vermektir.

Eðer dünya anne ise, dünya üzerindekiyaþam ne olacak peki? Eðer siz bir yerliolsaydýnýz, sizin bundan sonra yapacaðýnýzþey o yaþamý onurlandýrmak olacaktýr. Belkide yaþam ormanda bir kurt, bir ayý, bir kun-duz, bir keseli sýçan þeklinde devam etmek-tedir. Onlarýn hepsi sizin ve Gaia'nýn yaþamgücünün bir parçasý olarak orada bulun-maktadýr. Ve sizin hakkýnda bir þey bilme-diðiniz ruhsallýðý ilerleten sistemi oluþtur-maktadýr. Daire sizin varoluþ sebebinizdir.

Yerliler bunu biliyorlardý. Siz yerlilerinkürkleri ve derileri ýsýnma amaçlý kul-landýklarýný mý düþünüyorsunuz? Hem evet,hem hayýr. Birçok durumda, onurlandýrmaamacý ile kullanýlýrdý. Orman, aðaçlar vehayvanlar için onurlandýrmayý göstermekamaçlý olarak bu deri ve kürkleri baþlarýnýörtmek için kullanýrlardý. Bu gezegeni vedünyayý ve sistemi onurlandýrýrdý. Sizinburada geçirmiþ olduðunuz tüm yaþamlargüzel ve çok boyutlu bir enerji ile bir kuan-tum kristal nesne üzerine kazýnmýþtýr. Busizin, maðarada bulunan muhasebe objesiolan parçanýzdýr.

Sistemin Çalýþmasý

Þimdi dinleyin. Eðer onlarý tekilleþtirir-seniz, tüm diðerleri ile birlikte - milyarlar-casý - o da vardýr. Kristal objeler arasýndainteraktif (karþýlýklý etkileþim içindeki)enerjinin birleþme ve kesiþme noktasývardýr. Bunun anlamý, sizin bunlarý aynýkategoriye sokmak, onlarý "ruhlar" olarakadlandýrmak ve üzerlerine iþaretler koymakve onlara "kristal parçalarý" demek isteme-nize raðmen durum böyle deðildir. Onlarýnhepsi ve toplu halde sistemin içindedirlerve bir þekilde birbirleriyle kaynaþmýþhaldedirler. Bu durumun karmaþýklýðý

Page 47: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI45

nedeni ile bu konuyu þimdiye kadar hiçtartýþmadýk. Diðerleri ile birlikte yaþam-larýnýzý geçirirken bazen bizim bu kesiþmeve birleþme dediðimiz bu enerjilerle yol-unuz kesiþir ve onlar, baþka bir þeyedönüþürler. Bir iki olur. Ýki dört olur. Özel-likle eski enerjide karmik deðiþimler içindebirlikte çalýþmakta olan aileler fiilen bu sis-temin birbirleriyle ilgisi yokmuþ gibi görü-nen kristal parçalarýný deðiþtirirler. Bu sizingörmüþ olduðunuz en karmaþýk bilmeceler-den birisidir. Ýnsanlarla insanlar. Bu eþza-manlýlýðý izah etmektedir. Bu sezgiyi açýk-lamaktadýr ve Gaia ile birlikte canlýdýr.

Gaia burada kimlerin olduðunu bilmekte-dir ve sizin dünya üzerinde yürürkensergilediðiniz bilince, ruhunuzun bu yaþamsýrasýndaki kiþiselleþtirmesine ve ifadenizinsarmalanmasýna tepki vermektedir. O, þimdiüstünde yüzünüz olandýr. O, bu dünya geze-geni üzerinde olanlarý deðiþtirme yetene-ðine sahip olan aktif bilince sahip olandýr.Ýþte Gaia bunu görmektedir. Ýþte siz bunudeðiþtiriyorsunuz. Size dünyanýn kristalaðýný deðiþtirmekte olduðunuzu söylemiþtikve bunun anlamý da sizin yaptýðýnýz her þeyile fiilen enerjiyi deðiþtirmekte ve YaratýlýþMaðarasýna göndermekte olduðunuzdur.Çünkü sistem vardýr, karmaþýk bir sistem.

DNA

Siz DNA'nýzda kiþisel AkaþikKayýtlarýnýzý taþýmaktasýnýz. Kaç kez oradabulundunuz? Þimdiye kadar deneyimlemiþolduðunuz enerjiler hangileridir? Yaþlý ruh-larda pek az insanýn sahip olduðu ve hiçkimsenin ilk kez buraya geldiðinde sahipolmadýðý bir þey vardýr. Sizde kayýt vardýr.Geçirmiþ olduðunuz her bir yaþamýn tümenerjileri DNA içinde kayýtlý olarak bulun-

makta ve orada muhafaza edilmektedir.Ama bu kayýtlar bir Akaþik okuyucutarafýndan okunabilecek bir kayýt kümesideðildir. Sizin geçmiþ hayatlar dediðinizþeyleri okuyanlar aslýnda eski yaþamlarýdeðil de, enerjileri okumaktadýrlar, zirabunlarýn hepsi yüzey üzerinde, birbiriyleilintili hale getirilmiþ þekilde, görünebilecekve okunabilecek þekilde yer almaktadýr.

Geçmiþ yaþamlarýnýz arasýnda en önemliolanlar en tepede bulunmaktadýr, zira bun-larýn hepsi birliktedir. Herhangi bir hiye-rarþi yoktur. Ýnsanlar bunlarý sýra halinde vetarih sýrasýna göre yerleþtirilmiþ þekildegörmek istiyorlar. Ýnsanlar bunlarý birbiriardýndan gelen, ardýþýk halde görmekte-dirler. Ýnsanlar bazen geçmiþ yaþam okuyu-cusuna gitmekte ve "Eðer öðrenmek iste-diðim yaþam daha eskide kalýyorsa geçmiþhayatý okutma iþi daha pahalý mý oluyor?"diye sormaktadýr. Bu çok tuhaftýr! Budoðrusal düþüncedir. Ýçinizden pek çoðu, þuanda þimdiye kadar geçirmiþ olduðunuz, enönemli yaþamlardan biri olan bir yaþamauyanmaktasýnýz. Ýlk yaþamýnýz,Lemurya'daki yaþam.

Lemurya, gezegenin en eski ve ensürdürülebilir medeniyeti olarak binlerce yýlvarlýðýný sürdürdü. Bu medeniyetin hiçbirtarihi izi ve kalýntýsý kalmadý ve bunlarýntamamý sonsuza kadar PasifikOkyanusu'nun ortasýnda yer alan ve sizinHaiti adýný verdiðiniz daðýn temelinegömülmüþ durumdadýr. Bu böyle olmaküzere tasarýmlanmýþtýr. Ýnsanlar yaratýlýþhikâyesinin parçasý olan þeyleri kazýp çýkar-maya çalýþmamalýdýr. Bu sizin önyargýlýdavranmanýza neden olurdu. Bu durumsizin biraz aþýrý bilgi edinmenize yol açardý.

Page 48: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI46

Bilmece ise þudur: Siz kendi içinizdegömülü olaný bulabilir misiniz? Bu yenienerji þu anda kaldýrýlmakta olan soðanýnzarýnýn bir parçasý olarak görülebilir.Kaldýrýlan bu zar sadece dünyanýn üzerindedeðil, sizin üstünüzde de bulunmaktadýr. Þuanda tabakalar o þekilde kaldýrýlmaktadýr ki,siz artýk içinizdeki Akaþý görmeye baþlaya-bilirsiniz. Bu da niye pek çoðunuzun budeðiþimde bazý þeyleri hissetmeyebaþladýðýný açýklamaktadýr.

Sizin gerçekten de bunlarýn bazýlarýnýyapabilecek durumda olduðunuz doðru ola-bilir mi? Bunun cevabý: Evettir. Þu andakimler içindeki þamanýn farkýna varmýþdurumdadýr? Hangileriniz kiþisel ve kendi-nize özgü olarak orada bulunan yaþlý ruhunfarkýna varmaya baþlamýþtýr? Bazýlarýnýz isegömülmüþ durumda olan bazý yetenekleriortaya çýkarmaya baþlamýþtýr. Bazýlarýnýzhikâye anlatýcýsý ve yazar olmaya baþla-dýnýz. Yaratýcý olan her þey, müzik, beste,sanat, renk, tasarým sizin parçanýzdýr. Sizbunlarýn tam orada olduðunu biliyorsunuz.

Cinsiyet Deðiþimi

Yaþlý ruhlar sizlere bir þey söylememeizin verin. Eðer yeterince yaþlýysanýz ve birçoðunuz gerçekten de yeteri kadar yaþlý, sizþimdiye kadar her þey oldunuz. Beni duy-dunuz mu? Hepiniz. Her biriniz benim cin-siyetler arasý dediðim durumda oldunuz vebunun da anlamý her birinizin cinsiyet de-ðiþimi yaþamýþ olduðunuzdur. Sizin cinsiyetdeðiþtirme zamanýnýz geldiðinde neler oldu-ðunu biliyor musunuz? Bu konu hakkýndadaha önce de tartýþmýþtýk. Düzinelerce kezayný cinse ait olarak dünyaya enkarne olur-sunuz. Bu cinsiyete alýþýrsýnýz ve artýk bucinsiyette kendinizi rahat hissedersiniz.

Baþka bir þey olmayý, karþý cinsten olmayý,aslýnda aklýnýz almaz ama buna raðmendeðiþim zamaný gelmiþtir. Yeni cinsiyetealýþmanýz için yaklaþýk olarak üç yaþamagereksinim duyarsýnýz ve iþte bu üç yaþamsýrasýnda benim tabirimle sizde "cinsiyetkarýþýklýðý" durumu hasýl olur. Bu hiçbirþekilde karýþýklýk deðildir. Bu durum tümüile normaldir ancak toplum çoðunluklabunu anormal olarak kabul eder. Ben þimdiburada oturuyor ve size diyorum ki hepinizbu durumda oldunuz ve buradan geçtiniz.Her biriniz ve hepiniz. Yaþlý ruhlar böyleolmak zorundadýr. Bu sistemin birparçasýdýr.

Yaratýlýþ Maðarasý tarafýndan verilendaire hakkýnda konuþmak istiyorum ki buzaten her þeyin, tüm yaþamýn, tüm ruhlarýnakaþik kayýtlarýdýr. Kristal Að aracýlýðý ileGaia ile bir ara yüz oluþturarak AkaþikKayýtlarýnýz ve DNA'nýz ile dünyada yaþarve hareket edersiniz. Ýçinizde var olan bil-giyi kullanýrsýnýz ve daire tamamlanýr. Sizbilinciniz ve eylemleriniz ile Kristal Aðýetkilediðinizde, bu da Yaratýlýþ Maðarasýndadeðiþikliðe yol açar.

Sevgili varlýk, her þey daire içindedir. Buçok güzeldir. Bu interaktiftir (karþýlýklý etki-leþim halindedir). Size daha fazla açýklamayapamam ama þu kadarýný söyleyeyim ki,titreþiminiz yükseldikçe ve gezegen üstündebildiðinizi daha fazla kullandýkça, bu geze-geni daha fazla deðiþtirir. YaratýlýþMaðarasýnda milyarlarca ruhu, halen burayagelmemiþ olan milyonlarcasý da dahilolmak üzere, içinde barýndýran kuantumenerji kesiþme ve birleþmesi yer almaktadýr;onlar da bundan etkilenmektedir. Sizebunun nedenini söyleyeceðim. Siz geçmiþüzerinde çalýþýrken geleceði deðiþtirmek-

Page 49: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI47

tesiniz. Siz daha sonra buraya gelecek olan-larýn makyajýný deðiþtiriyorsunuz ve ayrýcaonlarýn neleri yapacaklarýný ve bilinçlerininne olacaðýný belirliyorsunuz.

Bugün yaptýklarýnýz Dünyada barýþýntohumlarýný ekmektedir ve dolayýsýyla onlardoðduklarýnda sizde olanlara sahip olacak-lardýr. Ýþler sizin bilebileceðinizden çokdaha kapsamlý ve derindir ama siz buradaiskemlelerde oturuyor ve benzin fiyatýnýnne olacaðýný merak ediyorsunuz.Söylediklerimi anlayabiliyor musunuz?Belki de, bunu bir an için askýya almanýnve "Allahým bildiklerimi bildiðim için sanaþükürler olsun" demenin vaktidir.

Bu mekâný terk ederken sizin bir þeyibiliyor olmanýzý istiyorum: Siz hayal ede-bileceðiniz her þeyin ötesinde muazzamvarlýklarsýnýz ve dolayýsýyla baþýnýzý hepyukarýda tutmalýsýnýz. Neler yaptýðýnýzýaslýnda pek bilmiyorsunuz. Bazýlarý bunafedakârlýk diyor ama biz bunu uygunlukolarak adlandýrýyoruz. Bu odada belirli biramaca yönelik olarak bu gezegene sadeceüç ay kalmak üzere gelmiþ olanlar bulun-maktadýr. Bu kiþiler, bu süre sonunda ölür-ler ve bu arada da bir annenin de kalbiniparamparça ederler. Þimdi siz, "Ben niyeböyle bir þey yapmak isteyeyim veyayapayým?" diyebilirsiniz. Ben de size diyo-rum ki, siz bunu anneniz Tanrý'yý bulabilsindiye yaparsýnýz. Anneniz en karanlýk yeregitmek, orada kendisini incelemek ve bukaranlýktan bir ýþýk iþçisi olarak çýkmakzorundaydý. Bunlar Akaþ'ta yazýlýdýr! BuKristal Að içinde mevcut olan bir enerjidir!Siz Tanrý'nýn bunu bilmediðini mi sanýyor-sunuz? Bunlarýn hepsi sistemin birparçasýný oluþturur.

Evet, ben burada kimlerin olduðunu bili-

yorum. Anne, belki sen bunun öbür tarafýn-da yer almýþsýndýr. Belki de sen tam bu yüz-den o sandalyede oturuyorsun. Siz bizimburada kimlerin bulunduðunu bilmediði-mizi mi sanýyorsunuz? Bu müthiþ büyüktür!Siz buna fedakârlýk diyorsunuz ama bufedakârlýk deðildir. Siz üç aylýðýna burayagelirsiniz, tekrar yuvaya geri dönersiniz vesonra yeniden buraya gelirsiniz, çoðuzaman ayný anneye. Burada bir sistemvardýr! Ve çok da güzeldir.

Sizin düþündüðünüzden çok daha az ruhkaydý vardýr. Bunun nedeni de sizlerin sü-rekli geri geliyor olmanýzdýr. Dünyaüzerinde kaç kiþi var? Bu ne kazandýrýr?Yaratýlýþ Maðarasýnda olandan çok dahafazlasý, çünkü sizler tekrar tekrar dünyayageri dönersiniz. Dünyanýn nüfusunun sürek-li ve katlanarak artmakta olduðu doðrudur.Bu her zaman oraya yeni insanlarýn geliyorolmasý anlamýna gelmektedir. Ama Gaiakimin geldiðini bilir. Evrenin etrafýndakiTanrý parçacýklarý da kimin geleceðinibilmektedir. Ve belirli düzeydeki yaþlý ruh-lar da kimlerin gelmekte olduklarýný bilirler.Sonuçta size söylemek istediðim tam da budurumun iþin güzelliðini oluþturduðudur.

Þimdi inancýnýzý bir an için askýya alýn.Sizi bir mekâna götürmek istiyorum. Burasýçok güzel bir gezegen. Burada pek o kadaranlaþmazlýk ve çekiþme yok. Tabii fikirfarklýlýklarý var ama pek fazla anlaþmazlýkyok. Burada sadece birkaç kýta var ve bun-lar su ile çevrelenmiþ durumda. Son 100yüzyýlda hiç savaþ olmadý. Bu gezegendeyaþayanlar her zaman ayný fikirde olmuyor-lar ama artýk birbirlerini öldürmüyorlar.Böyle bir yeri hayal edebiliyor musunuz?Tabii özgür seçim olduðu için dengesizlikvar ama buradakiler birbirlerine özen gös-

Page 50: 1112Dergi

SEVGÝ DÜNYASI48

teriyorlar. Artýk birbirlerini öldürmüyorlar.Öldürme bir seçenek olmaktan çýkmýþdurumda çünkü bu barbarlýk olarak kabulediliyor. Nasýl herhangi bir þey çalmasýdurumunda oðlunuzun elinizi kesmek sizinaklýnýza gelmiyorsa, böyle bir þey yapmakda bu toplumun bireylerinin aklýna bilegelmiyor. Böyle bir þey barbarlýk olarakgörülüyor ve aydýnlanmýþ bir toplum içinböyle bir seçenek sözkonusu deðildir.

Bu yerin neresi olduðunu size söylemekistiyorum. Buraya Dünya Gezegeni deniyor.Bu maðaraya gelecek olanlarýn sonuç ola-rak ortaya çýkaracaklarýný temsil etmektedir.Ne kadar gerekiyorsa o kadar nesil boyuncabu iþler sürecektir çünkü bu durumun orta-ya çýkmasý için tohumlar bugünden atýl-maktadýr. Bu iþler yavaþ yavaþ olacaktýrama þimdi çalýþmaya baþlamalýsýnýz. Bunugöremiyor musunuz? Artýk bir daha dünyasavaþý olmayacak. Hayýr siz böyle bir þeyyapmayacaksýnýz. Yapamayacaksýnýz. Zirasizin þu anda bir parçasý olmaya baþladýðý-nýz sistemin içinde çok fazla hayýrseverlikve iyilikseverlik var.

Doðru, size durum böyle görünmeyebilir.Haberlere bir bakýn. Þu anda eski enerjideninsan bilincinin Rönesansý'na geçiþ süreciniyaþamaktasýnýz. Acaba siz atalarýnýzýn sade-ce özlemle hayal etmiþ olduðu bir þeyi ger-çekleþtirmek üzere gelmiþ olabilir misinizburaya? Peki bu iþler kaç nesil sürecek?Bunun hiç önemi yok ve fark etmez. Ýþleryavaþ da olsa o yöne doðru geliþmektedir.

Peki, savaþlar olacak mý? Pek tabii. Busürecin tamamlanmasý aþamasýnda eskienerji hâlâ hakimiyetini koruyor olacak vebazý yerler karanlýða doðru gerileyecekler.Bu zaten karanlýðýn yaptýðý iþtir. Ama

sonunda ýþýk kazanacaktýr. Bu iþler yavaþolur ve nesiller boyu sürer çünkü yeniçocuklar gelip baþtan iþe giriþmelidir. Erginbir kiþinin yaþamýnýn ortasýnda bir BilinçRönesans'ý gerçekleþtirmesi zordur. Pekiyaþlý ruh, ya o sözünü ettiðim çocuklarkimler olacak? Tabii ki sizler! Þimdi daireyigörüyor musunuz? Sizin þu anda yaptýðýnýztohumlarý ekmektir. Ve gidip tekrar gerigeldiðinizde Tanrý sevgisinin güzelliðiyleekmiþ olduðunuz tohumlarý sulayacak vebüyümesini saðlayacaksýnýz. Siz kendi ata-larýnýzsýnýz ve gelecekte de öyle olacak-sýnýz. Eðer bu doðru olmasaydý, eðer buþekilde planlanmýþ olmasaydý ve eðer yýllaröncesinden böyle olmasý öngörülmemiþolsaydý, size bunlarý anlatmazdým.

Sevgili varlýklar, eðer sizlerin yaptýklarýolmasaydý, size hitap eden bir Kryon olma-yacaktý. Eðer siz kendi kendinizi yok ede-cek olsaydýnýz, ben buraya hiç gelmezdim.Eðer dünya sizi yok edecek olsaydý, benburada olmazdým. Beni duyuyor musunuz?Ýstediðiniz her þeyi yapabilmek için sizinözgür seçiminiz var, her birinizin ve hepi-nizin. Ama artýk belirli bir noktayý aþtýnýzve bundan sonra potansiyeller iyiliksever-liðe eðilim göstermekte ve o yöne doðruitmektedir, artýk insan tabiatý deðiþmeyebaþlamýþtýr ve istedikleriniz yavaþ yavaþtezahür etmeye baþlamýþtýr ve de zatenbunun zamaný da gelmiþtir.

Bugün bu sýnýflarda öðrendikleriniziiçselleþtirin ve bundan böyle iletiþiminizbundan öncekinden farklý olsun. Kimolduðunuzu bilin. Þimdiye kadar hiç söyle-memiþ olduðum bir þeyi söyleyeceðim.Bunu sunulduðu çerçeve içinde anlamayaçalýþýn. Ýki kelime: Buradan gururla ayrýlýn.

Ve öyledir.

Page 51: 1112Dergi

Adý, Soyadý: .....................................................Adres: .....................................................Posta Kodu: .....................................................Ýlçe: .....................................................Ýl: .....................................................Tel: .....................................................2012 yýlý için Tek Dergi fiyatý: 7 TL.Abone ücreti: Yurt içi (75 TL) ................

Yurt dýþý (90 TL) ................Posta Çeki No: 385999 (Sevgi Yayýnlarý)

“Lütfen Aralýkayý içinde AboneliðiniziYenilemeyiUnutmayýnýz!..”DeðerliOkuyucularýmýzSevgi Dünyasý DergimizHaziran 2007 tarihindenbaþlamak üzere yalnýzcaabonelerimize ulaþmaktadýr. Bizlerle olmaya devam etmek istiyorsanýz,Haberleþme adresi: [email protected] vePK: 227 Beyoðlu/Ýstanbul.En içten sevgilerimizleSevgi Dünyasý

Page 52: 1112Dergi