558
j l.C .. VE TURizM . ESKi ESERLER VE MÜZELER GENEL MÜOÜRLÜGÜ v. IAZI .SONUÇLARI TOPLANTISI iSTANBUL":'" 23 - 27 MAYIS-1983:

5. Kazı Sonuçları Toplantısı

Embed Size (px)

Citation preview

rn içeren bir kitapta yaynlandndan burada ayrca veril­ memitir.
2 - Bildiriler kaz bakanlarndan geldii ekliyle ve suru s­
rasna göre yaynlanmtr.
Sayfa
Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Dr. Nurettin YARDIMeI'nn Konumas ...... 9
Kaz Heyetleri ve Aratrmaclar Adna
Prof. Dr. Talsin ÖZGÜç'ün Konumas... 13
Michael Marschall Von B'EBERSTEN'in
Nurhan ATASOY Anadolu Medeniyetleri Sergisi Nasl Ha- zrland? .. 21
lban ÖZ Anadolu Medeniyetleri Sergileri . 25 325
Edibe UZUNOGLU Balangçtan Hitit Dönemi Sonuna Kadar Anadolu Kültürleri 29
Sünter ATASOY - Ebru PARMAN Anadolu Medeniyetleri Sergisinin Bizans Bölümü ..
Nazan TAPAN ÖLÇER Anadolu Medeniyetleri Sergisinde Selçuk- lu Dönemi Sanat .,
Filiz ÇAGMAN Osmanl Sanat Sergisi' ..
31
33
37
331
333
335
3
Jacques CAuvN' .
Deirmentepe Kazs
Uur SLsTREL
Pnarba Kazs
43
49
65
67
71
81
87
345
351
359
361
371
97
Muhibbe DARGA emsiyetepe Kurtarma Kazlan :t\!i>.1X\3 . 91
Alba PALMER
Nimet ÔZGÜç
4
373
383
387
GritiIle Höyük Kazlar '&09~ LeonMARFOE
K b H" "k K i c:::'CVVh c! ,QO-..ur an oyu az an' {: o ( ••:f;',
Hayat ERKANAL
Girnavaz. Kazlar .
Veli SEvN
Afif ERZEN
Karatepe Kazlan ! .
Machteld J. MELLNK
Cevdet BAYBURTLUOGLU
maIan .
175
181
429
5
U
Perge Kazlan t.V::-.-l.c:c).'d;; ..
Clelia LAVoSA
lasos ,...................... 207
Ahmet TIRPAN
Stratonikeia Çalmalan
Bedri YALMAN (\
L· k r t K i(}i;;,i) .zm ya ro azs ;1)•.••••• \- , 0 ••• 0 •• •••
Güven BAKR \ c
Klazomenai Kazlan \CA:C.:.C ..
Baki ÖGUN Habibua Kazs
Baki öGtJN Kaunos Kazlan .......&d.Pi~.rr.:............. 239
Wolfgang RADT r 0:'1-/5::( Bergama Kaz ve Restorasyon Çalmalan ) • 241 481
~~:;~~=L~~.~.~~~.~~.'0 . Jurgen BORCHHARDT Limyra .
6
247
251
487
495
U
'DR. NURETTN YARDIMCrNIN KONUMASI
Bu yl ülkemizde düzenlenen ve dün açlan 18 nci Avrupa Sanat Ser­ gisi nedeniyle 23 - 27 Mays tarihleriarasnda düzenlediimizAnadolu
Medeniyetleri Sempozyumunun açlndan büyük bir mutluluk duymak­ tayz.
Anadolu Medeniyetleri Sergisinin tümü hakknda verilecek bildiri­ lerle 1982 kaz mevsiminde yaplan kaz ve aratrma sonuçlarnn bilim dünyasna sunulaca bu sempozyumda, Türk ve yabanc bilim kunmlar
ile Kültür ve Turizm BakanlEski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüü adna yaplan kazlara ait 61, aratrmalara ait 41 ve sergiye ait 10 olmak üzere toplam 112 bildiri sunulacaktr.
Kazlarve aratrmalarla ilgili iki seksiyon halinde çalmalarnsür­ dürülecei Anadolu Medeniyetleri Sempozyumunda, Anadolu'da Türk ve yabanc bilim kurumlaradna yaplan arkeolojik aratrmalaraait foto­
raflardan oluan bir sergi de düzenlenmi bulunmaktadr.
Bilindii gibi, Anadolu'da 19 ncu asrn ilk yarsnda balayan kaz
çalmalarndan sonra yine bu asrn ikinci yarsnda ilk müzecilik çal­
malar balam, Cumhuriyetten sonra daha bilimsel ve sistemli bir ekil­
de sürdürülmütür.
"- )
Müzeleri ile Malatya, Konya, Ankara Atatürk Müzeleri ve Kütalya'daki
Macar kahraman Kouthan Evi müze olarak hizmete açlmtr.
1983 yl banda Kayseri Etnorafya ve Arkeoloji Müzesi açlm"
dün ise stanbul Sultanalmet Meydanndaki ibralim Paa Saray, Türk ve slam Eserleri Müzesi olarak hizmete girmitir. zmirArkeoloji, Çanak­ kale, Ödemi, Hacbekta,Ankara Etnorafya,Afyon Türk-slam, Bodrum
9
Mousseleum, Denizli Pamukkale ve Adana EtnorafyaMüzeleri de yine bu yl içinde ziyarete açlacaktr.
1983 ylnda müzelerimizi gezen ziyaretçi says alt milyon yediyüz bin civanndadr.
Geçen kaz mevsiminde yaplan kazlardan toplam olarak 4372 eser gün na çkarlm ve bu eserler bulunduklan bölgelerdeki müze!ere nakledilerek muhafaza ve tehir edilmilerdir.
Ülkemizdeki kaz ve aratrmalarla ilgili konularn konusulup tart­
lacabu sempozynnunaçlnda,yllardrbinbir güçlükle Anadolu'nun çeitli yörelerinde yaptnz aratrmalarlabilim dünyasnahizmet veren siz deerli meslektalarm da yakndan ilgilendirdiine inandm bir ko­ nuya deinmek istiyorum.
Anadolu'da yllar önce balayan kaçak kazlar sonucu höyükler, tü­ mülüsler ve ören yerleri tahrip edilmi ve birçok eser antik kentlerin ba­
rndan sökülerek yrtdna götürülmütür.Bazlar ise, bilim dünyasn­
dan saklanarak özel kolleksiyon ve depolarda saklanmtr.
Geçtiimizgünlerde,9-13Mays tarihleri arasnda,Unesco'nun kültür varlklannnait olduklan ülkelere iadesi konusunda stanbul'da toplanan üçüncü HükümetlerarasKomite toplantsnda, Türk de!egasyonu olarak bunu dile getirmive daha yakn geçmiteülkemizden gayr meruyollar­ la götürülmü olan eserlerle ilgili olarak baz ünik örnekler vermi ve bunlarn ülkemize ikili temaslar sonucu iade edilmemesi halinde, Uiesco'­ nun yardmc olmasn istemitik.
Bunlar arasnda, konservasyonu yaplmak üzere 1917 ylnda resmi müsaadeli olarak yrt dna götürülen ve bugüne kadar geri gönderilme­ yen birkaç bin tablet ile, 1963ylnda Finike Kumluca'da yaplan bir kaçak kaz sonucu yurt dna kaçrlanve bütün dünyaca «Gümü Kolleksiyon» diye bilinen eserler de bulunmaktadr.
Anadolu'daki bu tahribat, özellikle dandan gelen eski eserarzu ve isteinden kaynaklanmakta, yurt dnda bunlar için kurulan pazarlarda kontrolsüz olarak büyük paralar karlnda satlmaktadr.
Sayn meslektalarm, sizler ülkenizde yaplan toplant ve sempoz­ ymlarda yapacanz konuma ve önerilerle bu tip satlarndurdurulma­ s ve gayrimeru olarak getirilip sata çkanlan eserlerin iadesi konusun­ da ülkeniz ileri gelenlerini uyarabilir, hatta insanlnortak mal olan bu kültür mirasnn, bulunduu yerde muhafaza ve tehir edilmesine ve/bu tahribatn azalmasna yardnc olabilirsiniz.
10
1983 yl banda Amerika Birleik Devletleri California eyaletindeki Paul Getty Müzesi, büyük bir para ödeyerek ald bir lahit parçasn,ya­ plan ikili temaslar sonucu kendiliindenülkemize iade etmitir. 1973 y­
lnda, antik Perge kentinde yaplan bir kaçak kaz 'Sonucu yurt dna
kaçrlm olan Roma devrine ait Herakles lahdinin parças, lahidin bu­ lunduu Antalya Müzesinde yerine monte edilmitir. Ayrca, 1968 ylnda
yurt dna kaçmlmolan Hellenistik devre ait bir bronz Oinokhoe, sviç­
re'de bir özel kolleksiyonda tesbit edilmi ve sahibi hiçbir karlk bekle­ meden iyiniyetle bu eseri ülkemize iade etmitir. Bu eser de Efes Müze­ sindeki yerine konularak tehir edilmektedir.
Sizlerin huzurunda Paul Getty Müzesi yetkililerine ve sviçre'deki
kolleksiyoncuya, bu iyi niyetli hareketlerinden dolay bir kere dala teek­
kür etmek isterim.
Deerli kaz bakanlan ve aratrmaclar, sizlere vereceiniz bildiri­ lerde ve bundan sonraki çalmalarnzdabaarlar diler, .sayglarm su­ narm,
) 11
Yurdumuzda 1982 senesinde yürütülmü olan kazlarm sonuçlann
sunma ve tartma toplants nedeniyle sizleri bu kürsüde temsil etme onuruna eritiriImi bir meslekdanz olarak, sözlerime balarken be­ lirtmek zorundaym ki, Türkiye'de arkeolojiye, kazlara, onun konusuna giren aratrmalaraverilen önem, salanan olanaklar Cumhuriyetin ger­ çekletirdii yeni bir eitim ve aratrma sisteminin, mihrakn vatanse­ verlik duygulannn oluturduu çada düüneeye yönelenlerill eseridir. Ksaca ifade etmek gerekirse, bu toplantlardacanl örnekleri ile sunula­ cana tank olacamz1983 kaz sonuçlar, ülkemizde bu bilim dalnn birçok kesimde olumasn salyan Atatürk'ün çada düünceyapsnn
bir ürünüdür.
1982 mevsiminde 75 yerde kaz yapldn, bir çok bölgelerde de yer' yüzü aratrmalannn sürdürüIdüiinü öreniyoruz. Sayn dinleyen­ ler, hiçbir dönemde hiçbir ülke bu ölçüde bir aratrma alan haline ge­ tirilememitir. Kültür ve Turizm Bakanlna,yasalann öngördüii art­
lar içinde, kii ve müesseseler arasnda hiçbir ayrm gözetneksizin bi­ lim adamlarmza,yabanc meslekdalarmzave kurululara tand bu imkan için, hepiniz adna ükranlarm sunarm. Bilim adamlanna, mü­ esseselere tannan bu imkanlarn eritii boyutlar veya bakalar ile mu­ kayeseyi takdirlerinize braknm. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri ül­ kelerinin aratrlmas,bu bilim dalnn gelimesi için, kritik dönemlerin­ de dahi, yardm ve tevikten çekinmemitir.
Son bütçe ylnda, geçmi yllara baknca, mali imkanlarn daIa s­
nrl olmasna ramen, ödenein dengeli ve özellikle, gerçein yanstld
ilkelere bal kalnarak düzenlenmi olmas, bugün, baz büyük kazlarn
tam anlamyle karnza çkabilmelerini salamtr. zinler, az istisna ile, zamannda verilmi, ödenekler vaktinde gönderilmitir.
Arkeolojinin laboratuvar olan kazlara katlan örenciler, heyet­ leri oluturan tecrübeli üyelerin gözetiminde görgü ve bilgilerini arttr­
makta, kaz sanatnn ana bilgilerini kazanmaktadr. Bu bakmdan, :bu alanda 'üniversitelerle arzulanan ibirlii salanmaldr. Özellikle, yeni bir düzenlemeye tabi tutulmu olan yüksek lisans örencilerindenyarar­ lanlmas, her eyin üstünde, yetimeleri baknndançokönemlidir.
13
kazlar, aydnlatt bilimsel sorunlarn yannda, Müzelerin zenginleme­
sini, yeni müzelerin yurt çapnda yaylmasm salamaktadr. Bildiiniz
gibi büyük ehirlerdeki müzelere, eskisine baknca, çok az eser girmek­ tedir. Buna kar baz l'lerde, lçelerde ve hatta kaz yerlerinde ünik eserlerle ün yapacak müzeler filizlenmektedir. Bundan sonra, Eski Ana­ dolu uygarhklarna, sanatna ilgi duyanlar, bu çok mütevaz, fakat an­ laml müzeleri ziyaretten uzak kalamazlar. Kazlar önemli sorunlar da beraberinde getirmektedir. Her zaman çok kaz yapmak amaç olmama­ ldr. Gün na çkarlan, tanan veya tanmayan eserlerin korurma­
s, restore edilmesi ve hele zamannda yaynlanmas gerekir. Genel Mü­ dürlüün bu konudaki hassasiyetini çok olumlu karlyoruz. Yaplan
keifler, aydnlanan sorunlar ve hele kazy yapann metodu, bilim dün­ yasna, ancak, bu yaynlarla sunulur. Bu, çada bilimin tartmasz bir gereidir. Kaz kitablar kitap temininin en zok oldu bu dönemlerde, kütüphanelere, mübadele yoluyla, kitap salayan kaynaklarn banda
gelir. Kaz raporlan uzmanlarnca en çok aranan temel kaynaklardr.
Kaz, mümkün olan en ksa süre içinde yaynland takdirde anlam ve deer kazanr. Bu konuda kaz yapan kurulularn dostça bir rekabet içinde olduklanm tekrarda yarar görürüm. Bunun için Türk Arkeoloji Dergisinin 'yeniden yayna balam olmasn memnunlukla karlyoruz,
Vurgulamamzgerekir ki, arkeolojinin tarihi yoktur; onun tarihini o eser­ leri bulanlann, kurtaranlarnve yaptklarn yaynlayan kiilerin çalma
metodlan meslek yaamlan oluturur.
'Kaz, hem bir sanat hem de bilim olduma göre, ikisinin bir arada uygulanmasbir zaman ve tecrübe iidir. Onun için kazlar yetikin, tec­ rübeli, denenmi, metodlan salam, yaynlan, zamannda ayarlayabilen sorumlu uzmanlara çok önemli yükümlülükler getirmektir.
Arkeolojide olduu gibi, kaz ilerinin de omurgas eitime dayanr;
eski eser sevgisinin de yolu eitimden geçer. Onun için, bütün kaz he­ yetleri, kendilerini, çevrelerine, bu konularda eitilmemivatandalarm­
za eski eser sevgisini alamak, onlarn anlamn öretmekle yükümlü saymal ve yönetime yardmc olmahdrlar.,Ancak eitim ile, aydnlarn çabasiyle 70'Ii senelerin ortalannda yaanm olan ve 20. yüzyln utanç verici tahribatn simgeleyen Urartu elirlerinin - mezarlklannn bana
gelenlerin tekran önlenebilir. Bu deneylerden sonra, bunun bizler için, ayn zamanda, bir vatanseveriik borcu oldunun vurgulanmasgerekir. Bakanln eski eser tahribatn, kaçakcln önleme hususundaki dik­ kat ve çabas bütün kurulularca sürekli olarak desteklenmeli ve bunun milli bir görevoldu gerçeinde her kesimin kararl. bir tutum içinde bulunmas gerekir. Bunun için günümüz koullarnauymayan 1710 sayl
14
Yasada görülen aksaklklann giderilmesi için önerilen yeni bir yasal düzenlemeye gidildiini memnunlukla örenmi bulunuyoruz. Yabanc
meslekdalarmzm, kurulularn insanln bu ortak mirasm tahribden kurtarmak için ciddi ve kararl bir ibirlii içinde bulunmalar zorunlu­ luu her zamankinden daha büyük boyutlara erimitir.
Kaz ve kaz buluntular, her müzede, ihtiyac bir ölçüde karslaya­
yabilecek kütüphanelerin ve laboratuvarann kurulmasn hakl olarak zorlamaktadr. Saylan çok yükselmi olan maden, pimi toprak eserle­ rin özellikle çivi yazl tabletlerin bu laboratuvarannkontrolüne verilme­ si zorunluluu hergün geçtikçe ciddiyetini arttrmaktadr.Toprak altnda
kalsa idi daha iyi korunurdu düüncesinin kafalardan silinmesi gerekir. Müzelerimiz için çok önemli olan bu konu, teknik personel gereksimini de beraberinde getirmektedir. Bakanln bu konuda ülke çapnda uygula­ maya girieceini örenmi olmann memnunluu içindeyiz. Müzelere giren yeni eserlerin veya mevcutlarn tümünün sergilenmesine imkan bu' lunmayabilir. Hem bu eksiklii gidermek, hem de ziyaretçiyi yeni ve de­ iik türdeki eserlerle kar - karya bulundurmak için müzelerimizde, Batda olduu gibi, aralannda da ibirliiyaparak belirli çalan veya be­ lirli eser grublann kapsayan öretici, bol açklamal ve süreli sergiler açlmaldr. Bunda geç kalnd kansndaym; Öncülüe aday Müzeyi imdiden kutlarun.
Sözlerimi bitirirken bir konu üstünde de durmama izinlerinizi dile­ yeceim. Baraj 'bölgelerinde su altnda kalacak yerleim yerlerinde kaz­
lar sürdürülmekte ve mümkün olann en iyisi yaplmaa çallmaktadr.
Fakat i bununla bitmiyor. Türkiyemiz hzla kalknmakta.Ziraata güçlü makineler girmitir. skanamüsait her yerde fabrikalar, dier büyük tesis­ ler, barajlar ve geni yollar açlmaktadr, Traktörler höyüklere kolayca trmanmakta, hatta höyüklerin tepelerine kadar plastik borular döene­
rek, zirvede de sulu ziraat yaplmaktadr. Eski harltalarmzda iaret­
lenen birbölümünü veya meslekdalarmzca incelenmi höyüklerder
bazlann bugün yerinde görmek mümkün deildir; ya düzce bir tarla ha­ line getirilmiler veya kaybolup gitmilerdir. Hele düz yerleim yerleri, mezarlklar, bask höyükler tümülüsler haritadan silinip gitmektedir. KurtulabilenIerin de bir 'bölümü son 15-20 yl içinde ziIliyet nedeniyle ka­ mUatnlnadan kazlmalan mümkün olmayacaktr. Kültür ve Turizm Bakanlnn öncülüünde, üniversitelerin katksiyle eski ören yerlerinin her türünün bilimsel envanterine sahip olmak, tahribden Jmrunmalann
salamak,onlara sahip çkmak için ciddi önlemler alnmas, ihmal edilmi­ yecek bir hal almtr.
Uygarlklarevrenseldir; onlar insanln eseridir. Hangi medeniyet olursa olsun, hangi kavmin ismi ile tannm olursa olsun, 'bu topraklar
15
saylanbir süre içinde yrt düzeyinde yaylmtr. Sistemli kazlar sürdü­ rülmekte, eski ehirler, ünlü merkezler aça çkanlmakta,arivler,-saray arivleri kefedilmekte, büyük merkezler restore edilmekte ve bazlar
açk birer müze haline getirilmektedir. Anadolu'da son 35 senede kefe.
dilmi olan çivi yazl belgelerden oluan arivler öncekilere eklenince müzelerimizde henüz yaynlarmanolan tablet says 73.000'e yükseldi: Dünyann hiçbir müzesi bununla rekabet edemez. Bu, orijinal malzeme yaym özlemi içindeki uzmanlarmz için müstesna bir kaynaktr. Müze­ lerimizde en az ilenmi belgeler, maalesef bu tarih belgeleri - çivi yazl
tabletlerdir. Bu bakmdan da Anadolu Suriye'nin yannda en ansl böl­ gelerin banda yerini- almaktadr. Bu toplantlarda, bunlann güzel ör­ neklerini, kaz tekniklerinin inceliklerini kendimize konu edinme frsa­
tn. bulacamz için mutluyum.
Bu bilimsel toplantnn bu sene de gerçeklemesini salayan, ortak sorunlarn tartlmasna,harcanan her türlü emein mahsubunun yapl.• masna imkan veren Kültür ve Turizm Bakanlna, Sayn Bakanmzn
seçkin kiiliine ükranlarm sunarm.
TEEKKÜR KONUMASI
2 sene evvel gelip gördüm. Bu sergiyi bu kadar mükemmel gerçek. letireceinizi ummadm. Bu bir mucizedir. Mucizeleri Allah yapa , ama insan parma olmazsa mucize gerçeklemez. II. Dünya Savandan son­ ra bir film oynam, «Allahn Erkeklere htiyac Varm» filmin ad. Ben hissediyorum ki Allahn kadnlara da ihtiyac, var. Zira sizin bu mucize­ nizin gerçeklemesinde hanmlarn ve özellikle de Sayn Nurhan Atasoy' un panna var. Kendisine ve ayrca Eski Eserler ve Müzeler Genel Mü­ dürü Sayn Nurettin Yardmc'ya teekkür ederim.
Serginin açl töreni srasnda 3 bayrak gördüm. Biri Türk Bayra,
ikincisi ise Avrupa Konseyi Bayra idi. Bu bayraklar gönnek beni çok memnun etti. Üçüncü bayran ne olduunu sorduumda bunun «Sergi Bayra" oldumu örenmek beni daha çok memnun etti. Tekrar teek­
kür eder, sayglar sunarm.
Nurettin YARDIMCI*
Avrupa Konseyi Kültürel birlii Kurulu'nun Konseye üye ülkeler­ de her iki ylda bir düzenledii sanat sergilerinin 18. si dün, sizlerin de katld Topkap Saray'mn i. Avlusunda törenle «Anadolu Medeniyet­ leri »ad altnda ziyarete açlmtr.
Anadolu Medeniyetleri Sergisinde, ülkemizde binlerce yl önce ya­ am medeniyerlere aiteserler, paleolitikdevirden bahyarak günümü­ ze kadar kronolojik bir sra ile sergilenmi ve bu serginin kapsamnda
Türk gelenek ve görenekleri de tamtlmtr.
Bakanlmz bu uluslararas serginin hazrlk çalmalarn, Müs­ tear Sayn Kemal Gökçe Bakanlnda oluan bir sergi düzenleme ko­ mitesi, üniversite öretim üyelerinden oluan Damma Kurulu, Pr'of. Dr. Nurhan Atasoy Bakanlnda stanbul'daki müze müdürlerinden olu: an bir sergi hazrlama alt komitesi ile gerçekletirmitir.
M. Ö. 150.000 yllanndan itibaren, yani .paleolitik devirden günü­ müze kadar olan eserlerden oluan bu' sergi iki ana tema üzerine aa­
da belirtilen yerlerde yaplmtr,
A - Prehistorik Çalardan Bizans Ça Sonuna kadar: St. rene
Müzesi
Müzesi
J
II. Konusal Sergiler
1 - Çalarboyu Yaz: Topkap Saray Müzesi Yaz Salonu 2 - Çalarboyu Para: Topkap Saray Müzesi Minyatür ve Portre
Salonu
19
3 - Çalarboyu Tak: Topkap Saray Müzesi Minyatiir ve Portre Salonu
4 - Çalarboyu Mezartalan: Ayasofya Müzesi
5 -Fotoraflarla Türk Mimarisi: stanbul Arkeoloji Müzesi Yeni Binas
6 - Müzik Aletleri : Galata Mevlevihanesi (Divan Edebiyat Müzesi)
7 - Tiirk Odalar: brahim-Paa Saray
8 - 7 ilden Tiirk Giyimi: brahim Paa Saray
9 - Türk Hal ve Kilimleri: bralim Paa Saray
10 - Tiirk ekerci Dükkan: brahim Paa Saray
11 - Tiirk Kalvehanesi: brahim Paa Saray
12 - Tiirk Çadrlan: Askeri Müze
Sergi için Türkiye'nin çeitli illerindeki 55 müzeden bir çok deer­
li eser stanbul'a nakledilmi, aynca, ngiltere,Fransa ve Federal Alman­ ya'dan gönderilen 18 adet eser de sergiye katlmak suretiyle, toplam 12.000 adet eser sergide tehir edilmitir. .
Sergi oluturma ve yüriitme krulundagörevalan Prof. Dr .Nurhan Atasoy, Nazan Tapan, Dr. Nuin Asgari, lban Öz, Sabahattin Türkolu.
Edibe Uzunolu, Il Musluba, Filiz Çaman, Sümer Atasoy. Prof. Dr. Günsel Retda'ya ve «Anadolu Medeniyetleri Sempozyumu» ad altnda
düzenlediimiz bu sempozyuma katlan kaz bakanlauna ve deerli bi- lim adamlanna teekkiir ederim'. .
(1) Konumac paleolitik devirden balyarak kronolojik bir srayla her deme ait ünik örnekler göstererek AnadolU Medeniyetleri Sergisini tümüyle tantmtr.
Bizans dönemine ve Selçuklu devrre ait eserleri anlatrken unlar söylemitir : «1963 yllarnda Antalya kylanndaki KumlUca'da yaplan bir kaçak kaz SO~
nucu, yurt dna kaçrlan ve bütün dUnyada «Gümü§ Kolleksiyonu» olarak bnt­ nen Blzans çana ait baz eserler bugUn Amerika Washington'da Dümbarton Oaks Müzesinde sergilenmektedir. Kaçak kaz sonras yaplan resmi kaz sonu­ cu bu kolleksiyonun devam olan eserler de bulunmu ve muhafaza altma aln­
mtr. Bu eserleri bulunduu ortamda sergilemek üzere iadesi için ikili ilikiler
sürdürülmektedir. Ümit ederim ki, Amerikal meslektalarmz da bu eserlerin ksa zamanda ülkemize geri verilmesi için bize yardmc olacaklardr. Bunu bil­ hassa kendilerinden rica ediyorum. Bu arada da bize Perge'den kaçzlrm He­ raldes'In lahdlne ait bir parçay hiçbir karlk ·beklemeden ülkemize geri veren Amerika'nnPhiladelphia Eyaletindekt Paul Getty Müzesire ahsm. Eski Eser­ ler Tekilat ve ülkemiz adna teekkür ediyorum. Selçuklu dvrine ait Mardin uu Cami'nin kapsndan sôkülen ve yurt dna kaçrlankap tokmat bugün Kopenhag Milzesinde sergtlenmektedrr,s
20
Nurhan.ATAS~Y*
Anadolu Medeniyetlerini konu alan Avrupa Konseyi Sanat Sergile­ rinin 18. sini stanbul'da gerçekletirmeküzere oluturulanstanbulSergi Yürütme Komitesi, sergi programn iki grup altnda toplad: Ana Sergi ve Küçük Sergiler.
Ana Sergi, Anadolu'da tarih öncesinden giinümüze kadar bir zaman ak içinde bir bütün olarak ve her devrin ana karakteri, birbirleriyle olan ilikileri ve devamlln vurgulayarak ele alacakt. Tarih öncesi, Hitit, Erken Demir ça, Yunan, Roma, Bizans, BeylikIer, Selçuklu, Os­ manl, Çada Türk Sanat, Ana Serginin bölümleriydi. Bu uzun kültür Ve sanat oluumu olaynn ana hatlarylada olsa bir bina içinde yer al­ mas kadar, ziyaretçilerin bu kültür ve sanat sentezini tek ziyaretle kav­ ramas da zordu. Bunun için bunlar birkaç binada rahat nefes alarak görmek ve hazmetmek imkan hazrlanmaIyd.St.IreneAnt,prehistorik çadan Bizans'n tarihe kart 1453 ylna kadarki ilk devrini içine alan bir sergi alan olacakt. Beylikler, Selçuklu ve Osmanl sanat ise Topkap
Saray'nn Has Ahrlarnn geni mekannda sergilenecekti. Çada Türk Sanat ise stanbul Arkeoloji Müzesinin Ek Binasnda yer alacakt. Bun­ lan gerçekletirmekiçin ise St. Irene ve Has Ahrlar restore edildi, Arke­ oloji Müzesinin Ek Yapsnnda inaat tamamland. Topkap Saray Bi­ rinci Avlusu tamamen yenidendüzenlendi,
Sergiyi hazrlayanlar tarafndan ksaca «Tematik Sergiler», Avrupa \ Konseyi rapor ve haberlerinde «Didaktik Sergiler» diye nitelendirilen küçük sergileriri hiç biri aslndaküçükdenemeyecek boyt ve ölçülerde sergilerdi. Bunlarn yer alaca sergi alanlar da bu bahaneyle elden geçi­ rilecek, dierleri gibi restore edilecek veya inaatlar tamamlanacakt.Bu hazrlklaryaplrkenher bir birimin bakanAnadolu müzelerine gidiyor, hazrladklar sergi programna girmesi gerekli eserleri seçiyorlard. Bu seçimi, fotolama ve nakil hazrl çalmalar izledi. Her hangi bir ha- sara yol açmadan binlerce eserin nakli için uzun ve dikkatli bii: 'hazrlk
gerekiyordu. Eserlerin 19 seferle nakli programland.Eserlerin nakli s­
rasnda izlenecek yol, ayrntl bir talimatnamenin ve her eserin cinsi,
*' Prof. Dr. Nurhan ATASOYJ Stanbul Vniversitesi Edebiyat Fakültesi öTetin ttyesi ve Sergi Yürütme KOmites~ Bakan.
21
boyutlan ve özelliklerine göre nasl paketlenecei ve nakledilecei hak­ knda detaylbilgiler hazrland.Nakliyat için müzelere gidecek vastalann
plakalan ile birlikte öför ve dier nakliyatçlann kimliklerinin bildi­ rilmesi ve emniyet kuvvetlerinin refakatinde getirilmeleri ve depolama ekipleri tarafndan stanbul'da karlanp eserlerin devir - teslimi ve sis­ temli bir ekilde depolanmasn,eserlerin kataloglar için fotoraflanmas
ve konservasyon çalmalanmn yapm izledi.
. Uzmanlar kataloglan için çalmalarnyürütürken, bir yandan da tehir projelerini hazrlayanekiplerle ibirlii yaptlar. Bunlarn yansra
tantm ileri için hazrlanan broür ve basn bültenleri 18.000 ilgili ad­ rese postalanyordu.Tantm faaliyetleri içinde basn toplantlarda dü­ zenleniyor, yerli ve yabanc yayn organlan ile ilikinin devamna özen gösteriliyordu.
Avrupa Konseyine üye ülkelerden sergiye girmesi istenen eserler içiri bavurular ve yazmalarla bu eserlerin kataloa girecek fotoraflan ve bilgileri topland.
Tematik sergi programlar içinde «ÇalarboyuPara" ile «Çalarboyu
Tak» sergileri Topkap Saray eski Minyatür Seksiyonu Binasnda yer ald. Para sergisinde, ingotlar - deiim maddeleri örnekleri ile birlikte dünyada ilk defa madeni parann yapld Anadolu'da kullanlan paralar kronolojik olarak örneklerle fotoraflarn,her devirde darphanelerin yer­ lerini gösteren haritalarnve bilgi panolannn yardm ile kolay anlalr
biçimde ziyaretçiye sunuldu. Ayrca ilgiyi canlandrmak için baz hazine­ lerin bulunduu zamanki fotoraflan ile ve bulunduu halde gösteren ekilde düzenlendi. Aynca darp aletlerinden baz örnekler de eitici hiz­ met gördü.
Tak Sergisinde ise Anadolu'nun her devir ve çevresinden örnekler tarih öncesinden itibaren Anadolu taksnn tam bir geliim tarihini gös­ teren çok zengin bir sergi oldu.
Yine Topkap Saray Müzesi bünyesi içinde, Yaz Salonunda hazrla­
nan' Çalarboyu Yaz Sergisi de Anadolu kültürünün zenginliinive yük­ sek seviyesini deiik malzeme ile yaplm eserler üzerinde çeitli alfabe ve dillerdeki yazlarla gösterdi. Bu yazlarn seçiminde, yaznn konusu açsndan ilgi çekici olnasnada özen gösterildi.
Ayasofya Bahçesinde.tabü bir ortamda sergilenen «ÇalarboyuMe­ zartalar», Anadolu'nun hemen hemen her devir ve kültürüne ait mezar talaryla deiik inançlara bal olarak ölümle ilgili dünya görüünü
de yanstan nitelikte oldu. Bilhassa slam öncesi mezar talanna ait kita­ belerin çevirileri, bunlarn anlalmasn kolaylatrd, bilgi panolan ge-
22
rek slam öncesi ve gerek Türk ve slam devri mezar talarnn arkasn­
daki ölüm fikrinin ziyaretçiler tarafndan kavranmasnayardmc oldu.
Divan EdebiyatMüzesi olarak kullanlmakta olan Galata Mevlevi­ hanesi, içindeki sergi ile adeta birbirini tamamlad, bütünleti. Topkap
Saray Harem depolarndamuhafaza edilen, Belediye Müzesindekilerden seçilen ve Divan Edebiyat Müzesinin kendi koleksiyonunda bulunan müzik aletlerinin toplanmas ile hazrlanan sergi, Türk minyatürlerinden müzik aletlerinin görüldüüsahnelerin büyütülmü renkli fotoraflar ile zenginletiriidi. Herbirinin tamirinin ve bakmnn yapldl aletleri res­ tore edilerek tertemiz hale gelen Galata Mevlevihanesinde bir araya top­ layanlar,bunlarn daha da zenginletirilerek hep burada kalmasn ve stanbul'a bir Müzik Aletleri Müzesinin çekirdeini kazandrmay ümit ediyor "e amaçlyorlard.
Askeri Müze «Türk Çadrlar» sergisi ile ilk defa depolarnda bulu­ nan çadrlarnn bakm için bu sergi dolaysyla konservasyon çalma­
larna balad ve ilk defa birer gezer saray giizeIIiinde olan çadrlardan
seçilen örnekleri gün na çkararak ziyaretçilere menleketimizdeTürk çadrlarngörme imkan verdi.
brahim PaaSaray ise Türk geleneksel yaamyla ilgili birkaç ser­ giye birden sahne oldu: Türk Hal ve Kilimi, Türk Odalar,Türk Giyirni, Türk Kahvelanesi. Daha sonra Türk - slam Eserleri Mü:resinin devaml
tehiri olarak kalacak Hal ve Kilim Sergisi için hallarn konservasyon çalmalar bu vesile ile yaplan büyük hizmetlerden biri oldu. Türk Gi­ yimine ait kyafetler, Sayn Esad Uluumay tarafndan koleksiyonundan ödünç verildi. Bir gelin elbisesi de Sayn Müjde Akalp'n sergiye katks
oldu. brahim Paa Saraynn alt katnda kurulan Sünnet, Kna, Gelin Odalar için yaplan aratrma, bu satrlarn yazaryla birlikte Sayn
Bengi Çorum tarafndan yaplrken, Sayn Fatma Özgönül Burdaras'n
Edremit Yöresi tam bir çeyiz koleksiyonunu ödünç vermesi ile tamam­ land. Gemlik'ten gelen üç hammn çalmalar sonucu sünnet ve gelin yataklar süslendi, odalar tertiplendi ve çeyiz usulüne uygun otantik bir ekilde aynen çeyiz görmeye gelenlere gösterildii ekilde sergilendi. Son derece zengin ilemeleriyle bu çeyiz ve sünnet yata ayn zamanda Türk ileme sanat sergisi de oldu. Sergi için Afyon bölgesinden Türkmen keçe., yuvarlak çadr, yani bir yrt, Antalya bölgesi yörelerinden birkara çadr, içindeki bütün eyasyla birlikte satn alnm ve birer göçer Türk Odas, Evi olarak Sergiye dahil edildi ve Müzeye mal edildi. Açklama
panolar, bu çadrlarn bulunduu bölgeler, 'kuruluuna, tarihçesine ait açklamalarile kilim ve hallarn yapmnda kullanlan tabii boyalar, bun­ larn elde edildii bitkilere ait bilgi ve fotoraflarla sergiyi tamamlam- lardr. .
23
Ana Serginn katalou üç cilt ve Türkçe ve ngilizce olarak hazr­
land ve yine iki dilde hazrlanan bir sergi kitab i1e birlikte yaynland.
kibanka temark sergilerden Çalarboyu Para, Çalarboyu Tak, Çalarboyu Yaz, Müzik Aletleri ve Türk lemeleri ile ilgili küçük kitap­ çklan sergimize bir katk olarak yaynlayp balad.
Özetleyeoek olursak, stanbul dndaki 59 Türkiye Müzesinden ve 9 Avrupa Müzesinden gelen eserlerle 12 yerde yer alan 14 sergi halinde hazrlanan serginin tamamna 11.640 kadar eser girmitir. Bunun ikibine yakn ana sergide yer ald.
Yaplan toplantlardanörendiimizegöre Avrupa Konseyi Sergile­ rinden bugiine kadar yaplanlarn en büyüü olan sergimizin esas çal­
mas restorasyonlar dahil bir yldan biraz fazla zaman süresi içinde ta­ mamlanmtr.
Bu kadar geni kapsaml,böylesine bir sergi dizisinin bu kadar ksa
zamanda tamamlanm olmas kadar memleketimizde böylesine'bir ekip çalmasnn gerçekletirilebileceinin görülmesi de sevinç veren bir olay' dr. Serginin Yürütme Komitesi Bakan olarak böyle bir memleket biz­ metinde gece ve giindüzhiçbir fedakarlktan kaçnmayarak çalan bu ekibin her üyesine ayn ayn teekkür borçluyum.
24
Avrupa KOnseyi'nin 1954 ylnda balatt, Avrupa Sanat Sergile­ rinin XVIII. incisl Türkiye'de, stanbul'da22 Mays 1983 tarihinde açl­
mtr.
Avrupa Konseyi'nin genel prensipleri dahilinde, sergiyi düzenleyen ülkeye, dier üye ülkelerin sergi amacna'uyan eserlerini yollamak ka­ rarna uygun olarak 3 ülkenin 11 adet sanat eseri de sergimize dahil ol­ mutur.
Böylesine önemli ve uluslararas bir kültür ve sanat olaynn ger­ çeklemesi için Kültür ve Turizm Bakanl ve özellikle Eski Eserer ve Müzeler Genel Müdürlüü bütün olanaklarn ve uzman kadrolarn bu serginin hazrlanmasna tahsis etmitir. Türkiye'nin 59 müzesi ise, bir uzmanlar kurulunca seçimi yaplan binlerce eserini sergiye katlmak için stanbul'a yollamlardr. Ayrca birçok özel kolleksiyoner deünik .eser- lerini sergi süresince Komitemize tahsis etmilerdir. '
Ve sonuç olarak, gerek kapsad tarihsel dönem (10.000 yl) ge­ reksergilenen eserler (deiik kültürlerden ve türden 11691 eser) yö­ nünden «Anadolu Medeniyetleri Sergisi» 9 tarihi yapnn 10 000 M'. lik sergi alannda, belki de dünyada gerçekletirilenen büyük, en geni kap­ sanl, en uzun dönemli sergilerinden biri olmutur.
Sergilerin hazrlanmasnda ana prensip, artk Türkiye'de de belirli bir sra içinde güzel eserlerin süslü vitrinler içinde sergilenmesinin ar­ tk terkedilmesi gerektiini vurgulamak, buna karn beraber ve pepee
oluan, birbirinden doan ve gelien medeniyetlerin en belirgin ve öz­ gün eserlerini bir kültür müzesi halinde biraraya getirnek olmutur.
Bunu gerçekletirnekiçin, konularnn uzman Eski Eserler ve Mü­ zeler Genel Müdürlüünün yetkilileri ile beraber çalan mimar, içmi­ mar, grafiker ve aydnlatma uzmanlarndan oluan teknik büromuzun hazrlad bu sergi -müzelerde, deiik kültürde her snf ziyaretçiye hi-
(' Y.' Mimar Iloan Öz stanbul Bölöve ve Antlar Müdürlüü eleman
25
tap edecek, eitici nitelikte bir, düzenleme yaplmtr, Sergilerde eser says kadar, harita, grafik, fotoraf, gravür ve minyatür agrandisman­ lan, maketler, açklayc panolar yer almaktadr.
Adnn sergi olmasna ramen, tehir edilen eserlerin büyük ky­
meti nedeni ile projelerimizde, müze tanziminin bütün-artlar yerine getirilmitir. Ahap ksmlan bulunan yaplarda, yangna kar gerekli bütün önlemler alnmtr. Sergi, yaz aylarna rastlad için, salonlar­ da mevcut sistemler dnda, rutubete kar yeni bir sistem kurulma­ mtr. Bütün salonlar güne ndan arndrlm, uluslararas norm­ lara uygun bir aydnlatma düzeni kullanlmtr. Sergi salonlannda gece hrszla kar ultrasonic alarm sistemi, çalnmas daha kolay küçük parça eserlerin vitrinleri de, knlma ve iddetli darbede a1arm veren sistemlerle donatlmtr.
«Anadolu Medeniyetleri Sergileri" 3 ayr binada yer alan ana kro­ nolojik sergi ve 6 tematik sergiden olumaktadr.
«Anadolu Medeniyetleri. kronolojik sergisi St. Irene müzesinde balamaktadr. stanbul'un en eski kiliselerinden biri olan bu binann
bugünkü yaps, sekizinci yüzylda geçirmi olduu büyük tadilata ra­
men, altnc yüzylda mparator Justinian tarafndan patrikhane kili· sesi olarak yaplm eklidir. Sergi nedeni ile büyük bir restorasyon da yaptmz bu binada, tarih öncesi devirlerden bahyarak, Hitit, lk De­ mir çall, Urartu, Yunan, Roma, Bizans medeniyetlerini simgeleyen 1336 eser sergilenmitir.
Antsal yaplara, müze olarak bile bir ilev verildilli zaman, kanm­ ca en önemli minarlk sorunu, yapnn mimari iç hacim bütünlüünün
_etkilenmemesinin-salanmasdr. Bu sergilemede de ana ilkemiz yapya
en az müdahale ile, yapy ve içinde sergilenen eserleri edeer bir denge i içinde badatraçak bir proje hazrlamak olmutur. Ziyaretçi bu ser­ giyi gezerken, 7000 yllk bir sürecin en seçkin eserlerin, 1400 yl öncesi­ ninbir mimarlk antnn atmosferinde izlemektedir.
«Anadolu Medeniyetleri» kronoljik sergisi, Topkap Saray II. avlu­ sunda XVI. yüzylda yaplm Hasahrlar yapsnda devam etmekte ve litirada 185 Selçuk ve 380 Osmanl, toplam 565 eser sergilenmektedir. Yap 4 bölüm haline getirilmi, bunlarda Selçuklu sanat, erken devir Osmanl sanat; klasik devir Osmanl sanat, 'geç devir Osmanh sanat
eserleri çok sade ve nötr vitrinlerde ve herbirinin bütün görkemi ile gö­ rülebilmesi için yeterli aralklarla tehir edilmitir.
«Anadolu Medeniyetleri» kronolojik sergisi, stanbul Arkeoloji Mü~ zeleri yeni yapsnda, çada resim, heykel ve seramikeserleri ve son de­ vir mimarlk sanatn yanstan fotoraf sergisi ile son bulmaktadr.
26
Bu ana sergiye ilave olarak 6 tematik sergi de XVIII. Avrupa sanat sergisi kapsamna alnmtr.
«Anadolu'da çalar boyn para ve tak sergisi» Topkap Saray III. avlusunda bir salonun mevcut vitrinleri içinde sergilenmektedir: Yine Topkap Saray III. avlusundaki bir salonda tamamen yeni vitrin ve pa­ nolar yaplarak «Anadolu'da çalar boyn yaz» sergisi hazrlanmtr.Bu sergilerde de, çada müzecilik anlayna uygun olarak, eserler geni
bir ekilde harita, grafik, fotoraf ve açklayc panolar ile beraber ser­ gilenmitir.
«Anadolu'da çalar boyu mezartalarsergisi» Ayasofya Müzesi bah­ çesinde yine, en eski devirlerden balyarak günümüze kadar mezarta­
larn bile sanat eserleri haline getiren Anadolu insannn yaratt eser. ler, aaçlkl, yeil bir bahçede, tabii bir mezarlk atmosferi içinde görül­ mektedir.
Sultanahmet'te Türk - slam eserleri müzesinin açld brahim Paa Saraynda kiIim örnekleri, orijinal eyalar ile krsal yaama ait ça­ dr ve oba ile Türk evi ve yaamn yanstan orijinal dekoru, döemeleri,
giysileri ile mankenli canl sahneler halinde etnografik «Türk yaamn­
dan kesitler sergisi», TüneI'de XIX. yüzyl yaps Galata Mevlevihane'si­
nin semahane ksmnn tarihi dekoru içinde hazrlanan «Müzik aletler
sergisinde» kendisisesliler (idrophones), derisi sesliler (membrophones),
nefessesliler (aerophones), telli sesliler (cordophones) diye 4 bölüm­ den oluan ye çeitli müzelerimize ait 120 Türk müzik aleti sergilenrnek­
tedirdir.
Harbiye'de Askeri Müze yeni binasnda «Türk Çadrlar» sergisinde
i 1 büyiik çadr, 1 ufak çadrr. I sayeban, 1 ems kurulnu olarak, 18 büyük çadr parças ile beraber sergilenmektedir. Çadrlarn özellikle iç ksm­
lar, kuma üzerine, çok renkli dier kumalarn aplike edilmesi sure­ tiyle süslenmitir. Avrupa'daki birkaç örnei, Avrupa müzelerinin en
ba köelerinde tehir edilir iken bugüne kadar Türkiye'de depolarda duran bu çadrlar, ilk olarak bu .sergi nedeni ile tehir edilmekte, bü­
yütülmü minyatür panolarda çadrlarn kurulmas, sava ve barta '
kullanm gösterilmektedir.
27
ANADOLU KÖLTtiRLER
Edibe UZUNOGLU*
2 Mays 1983 tarihinde açlan Avrupa Konseyi 18. Avrupa Sanat
«Anadolu Medeniyetleri» sergisinde balangçtan Hitit Dönemi sonuna kadar Anadolu kültürleri biriminin gerek katalog çalmalarn"yürüten ve gerekse sergileme ilkelerini saptayan ve programn yapan ekibin ba­
kan olarak, bana bu erefli ve ayn zamanda büyük sorumluluk tayan
görevi veren Kültür Müstear Sayn Kemal Gökçe ve Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Sayn Dr. Nurettin Yardmc'ya kalpten teek­
kür ederim.
Bu çalmada emei geçenlerin isimlerini saymak ve kendilerine ayr ayr teekkür etmek bu konumann zaman snrlarn çok aaçak­
tr. Ben burada, çalmann bandanberi deerli yardnlannesirgeme­ yen bilimsel danmanlarnznayr ayr herbirine, eser seçimi srasnda­
ki katklar ve konukseverlikleriyle Ilerlmizi kolaylatran bütün müze müdürleri ve müze çalanlarna, müzelerinden seçtiimiz eserlerin s­
tanbula tanmasnda emei geçen fedakar meslektalarmaözellikle te­ ekkür etmek isterim.
Prof. Dr. Nurhan Atasoy'un kiiliinde sergi bürosuna, Dr. Nuin
Asgari'nin ahsnda, stanbul Arkeoloji Müzeleri'nin gece gündüz deme­ den çalan tüm çalanlarna, yüksek mimar lban Öz'ün ahsnda tek­ nik büro mensuplarna,Sevtap Elmas ve Erol Çrtgan'a,Hocam Sayn
Prof. Halet Çambel'in ahsnda müze üniversite dayanmas ve ekip çalmasnn emsalsiz bir örneini gerçekletiren stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya Bilim Dal tüm çalanlarna eski ve yeni örencilerine, Alpay Pasinli'nin ahsnda Aya rini'de kolaylk ve yardmlarn gördüümüz ekibinin ayr ayr her birine kalpten teekkü­
rü bir borç bilirim. Ekibirnizin gönüllü üyeleri Duygu Arsan Günay ve Sema Baykan Bayr'ya ayrca teekkür ve ükranlarm sunarm. Sergi. deki yaam vitrinlerinin mimar ve ustas Akn Aksoy'a, her kademedeki çalmalariçin Çidem Girgin, Revza Ozil, Saadet Barutçu, Nejat Özatay, Ayla Görkem, Dilek Köksal, Behçet Erdal'a teekkürlerimi bildiririm.
(O) Edibe Uzunolu stanbul Arkeoloji Müzeleri eleman
29
Farkl iklim kuaklarnda yeralmas, ayr yaam koullar gösteren çe­ itli bölgelere sahip olnas, fiziki yapsndaki zengin doal kaynaklar ile bal bana bir kt'a görünümündedir. Bu özellikleri insanlk tarihinin en eski c!önerlerindtm itibaren insan yaamna sahne olmasna ve üze­ rinde büyük uygarlklarnkurulmasnaetken olmutur.
Sergide bu uygarlklar Türkiye'nin çeitli müzelerinden seçilmi
kültür "belgeleriyle sunulmaktadr. Eserler kronolojik sra içinde büyük kültür dönemlerine göre ayrlm, bölgesel bir snflamada buluntu yer­ leri, kültürel ve mimari yaam çevreleri içinde anlamlar ve ilevleriyle
sunulmaya çallmtr. Baz dönemlerde dorudan doruya kültür bel­ gelerine ve aratrma sonuçlarna dayanlarak veya onlardan esinlenerek yeni kurma denemelerine ver verilmitir. Bunlarn yansra, plan, foto­
)
Ebru PARMAN" Sünter ATASOY
11 Mays 330 ylnda bakent! Konstantinopolis (stanbnl) olarak ilan edilen ve hristiyanl da resmen kabul eden Bizans (veya Do Ro­ ma) Imparatorluu,4. ve 15. yüzyllar arasnda yaamtr. Önceleri tüm Akdeniz çevresine (6.y.y.), sonra Ege ve Adalar çevresine egemen olmu
(L2 y.y.), giderek Boazlar çevresinde daralm olan bu iJmparatorlun
yaratm oldu sanat, ilkça sanat geleneklerini hristiyan inancyla yo· rumlayarak; sahip oldu topraklardaki yerli kültürlerin birikimleriyle de kaynaarak kendine özgü karmak nitelikte bir sanattr. Bn sanatn
donasnda ve gelimesindeki en önemli bölgelerden biri de Anadolu'. dur. Küçük Asya da denilen bu yarmada. özellikle Ortaçada, Asya'dan gelip batya giden önenIi bir ticaret yolu üzerinde köprü görevi tarnak­ tadr. Böylece Bizansuygarl, dodan gelen etkileri batya aktaran bir arac rolü de oynamtr.Anadolu'da çok eski çalardanberivarolan uygarlklarnyaratc gücü ve gelenekleri ve bilgileri, DouAsya'dan ge­ len etkilerle de kaynaarak Bizans sanatnn karmak özünü oluturur'
lar. DolaysylaBizans'lda bu karmakuygarlninsandr; onu baz ba­ tl aratnclarn yapt gibi saf bir Yunan uygarlnn ürünü olarak görmek hataldr. '
Bizans sanatnn' amac, kilise ve devleti yüceltmektir. Bu nedenle kilise, saray ve zengin kentlilerden destek alan aristokrat bir kültürün an. latm da olmutur.Bizans sanatn tammak vebilnek, üzerinde yaad.
mz topraklarda biriken tarih ve kültür mirasnn bilincine sahip 01­ maklabalar. Bugün, bin yllkbir uygarlktan kalan eserlerin ,br ksm
haen ayaktadr; bu eserleri birer ta yn deil de bin yllkbir geç~ mii olan, tüm ortaça kapsayan, do ile bat arasnda sosyal kültürel bir ba oluturan bir uygarln kalntlar olarak görüp deerlendirebil­
mek tarih bilincine sahip her aydnn görevi saylmaldr.
Bu serginin Bizans eserlerini kapsayan bölümü, Bizans mimarisinin lustiniaos dönemindeki (6 y.y.) ilginç örneklerinden ve imparatorlun
• Dr. Ebru PARMAN, Hacettepe üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öretim
üyesi, sumsr ATASOY Türkiye Turing otomobil Kurumu Eleman. '.
31
bakenti Konstantinopolis'in Ayasofya kadar önemli kiliselerinden biri olan Hagia Eirene (Aya rini)'nin kuzey yan nefinde yeralmaktadr.
çounluu stanbul Arkeoloji müzesinden. dierleri Adana, Antalya, Efes, Milet, znik, Karaman, Silifke ve Uak müzelerinden olmak üzere toplam 110 adet eser sergilenmektedir.
Sergilenen Eserlerin Kapsam
a. Bizans kabartma sanatmn erken dönemlerinden (4.5.y.y) itiba­ ren belirli üsluplan yanstan eserler, birer veya ikier örnekle sergilen­ rnektedir, örnein:
sa, Meryem ve Ba Meleklere ait kabartmalar. 'stanbul Arkeoloji müzesi ve Antalya müzesinden seçilmitir.
b. Bizans resim sanatnn mozaik, fresko, minyatürgibi çeitli bö­ Himleri için birer örnek, fotoraf panolan da eklenerek verilmektedir. Örnein : stanbul Arkeoloji müzesinden mozaik levha, Topkap Saray
müzesi III. Ahmet Kitaplndan minyatürlü ve tezhipli iki elyazma, Bi­ zans resim sanatnn çok ilginç örnekleriyle dolu olan Kappadokya böl­ gesi freskolarndan baz örneklerin renkli foto - panolan gibi.
c. Mimari plastik denilen eserler grubuna giren baz mimari ele­ manlar, örnein: Uak'tan getirtilen aritrav ve kemer parçalan,Efes müzesinden getirtilen ve ambon denilen vaaz kürsüsüne ait tek kanat, bu mimari elemanlarn orijinal durumlann gösteren açklamal çizim pa­ nolanyla sergilenmektedir.
d. Bizans el sanatlanmn bakent atölyelerindeyaplançok seçkin ve zengin örnekleri (altnvgümü, fildii, kuma gibi), bugün yurt dn­
daki müzelerde ve kolleksiyonlarda bulunduu için halen Türkiye mü­ zelerinde varolan dier örneklerden (maden, keramik vd.) bazlar, s­
tanbul Arkeoloji müzesi, Antalya ve znik müzelerinden seçilmitir.
Tanabilirnitelikteki bu deerli eserlerin çonluununyurt dn­
da olmas nedeniyle Türkiye müzelerinde varolanann kendi gruplannda en ilginç hatta tek örnek saylabilenleri dikkate alnmtr.
32
seçilen 168 parça ile temsil edilmektedir.
Selçuklu dönemi, Anadolu'daki 200 yldan az ,olan ksa ömrüne ra­
men, Türk kökenli ilk büyük göçebe kültürü dalgasnnAnadolu'ya ayak 'basma ve kendisinden sonraki Osmanl kültürünün kayna ve öncüsü olmas açsndan büyük önem tar.
Anadolu'da birbirinitakibeden kültürler içinde, Selçuklu dönemi, her eyden önce, sanatta bir yön ~deiiminin görüldüü, antik çalar­
dan bu yana süzülüp gelen, daHa sonra ise Hristiyanlkla yorulan un­ surlara Orta ve Dou Asya kökenli yeni boyutlarn eklendii bir dönem­ dir. Selçuklularn uzak yurtlarndaki göçebe kültüründen izler tayan
bu sanat, damgasn mimari ve mimar bezemeye olduu kadar, küçük el sanatlarna da vurmu, ayn zamanda Anadolu'daki yerel malzeme ve geleneksel tekniklerle birleerek yeni sentezler yaratmtr.
, ,Benzer bir yön deiimini bezerne sanatyla ilgili zevk anlaynda
da görmekteyiz. Douya hasyumuak kvrak hatlar ve kvrm dallar, geleneksel köeli küfi yaznn yan sra görülmee balanan nesih yaz,
bina cephe ve girilerindeki klasik görünümüne girmee balayan mu­ karnaslar sonradan Osmanllardada sürecek olan yerlerini almaa bala­
mlardr.
, En çarpc örneklerini kukusuz cami, kervansaray, türbe ve med­ reselerde, özellikle zaman zaman asl yapy aan görkemli p.,rtaer ta­ yan antsal mimari ürünlerde vermi olan Selçuklu sanat, sergide do­ al olarak küçük el sanatlaryla temsil edildi.
Bu, sergi programlama aamasnda bizleri, ister istemez titiz bir tarama yapnaa zorlayan, vurgulanacak noktalar seçmee iten bir fak- tör oldu. .
ÇÜnkü, Selçuklu dönemi, bilindii gibi, çok ksa SÜI1Jü, bu ksa
sürede Haçl seferleri, Mool istilas gibi uzun ve tüm ülkeyi sarsacak
(*1 Nazan Tapan' Ölçer Istanbul Türk - Islam Eserleri Müzesi Müdürü
:33
olaylar yaam; ksacas bir sanat üretimine izin verecek bar ve zen­ ginlik süreleri çok ksa olmutur.
Bu sava ve çalkant dolu dönemden günümüze kalabilmi tanr
nitelikteki sanat eserleri ise son derecede kstldr. Türk sanat tarihi alannda süren kaz faaliyeti azl, bizleri ancak belli merkezlerde bu­ lunmu çini ve keramik örnekleriyle yetinnee zorlarken, yeniden kul­ lanm amacyla eritilmekten kurtulmu madeni eserler de sayca snrl
kalmaktadr. Bu sayca az ve çou yurt içi ve yurt d Müze kelleksiyon­ larna dalm eserleri bu sergi çerçevesinde ilk kez bir araya toplamak, sergi programnn birinci ilkesini oluturdu.
Bir ikinci ilke ise, Selçuklu sanatndaki mevcut eski kültürlere ve onlann süregelmi biçimlerine hogörülü yaklamn yan sra, Selçuklu­ nun Anadolu sanatna getirdii yeni soluu ve Osmanl sanatndaki ha­ zrlayc rolü vurgulamak oldu.
'Birinci ilke büyük ölçüde gerçekleti.
Türkiye Müzelerinden (Ankara Etnorafya, Bursa, Hac Bekta,
Konya Ereli, Nide, Milet, st. Arkeoloji - Çinili Kök, Konya, Topkap Saray ve Türk ve slam Eserleri) seçilen en önemli parçalar sergide yer aldlar. Bunun yan sra, Samsat'da Prof. 'Dr. N. Özgüç bakanlnda sü­ ren kazdan çkan ve Adyaman Müzesinde korunan çeitli keramikör­ nekleri de ilk kez bu sergide uzman ve geni kitlelerin önüne çkt.
Bir baka önemli husus ta, Selçuklu sanatnda seçkin bir yere sa­ hip Cizre Ulu camikap kanatlarnn, Cizre'deki depodan alnarak hayati bir restorasyondan geçirilerek kurtarlmas ve ünlü kap tokma ile bir arada sergilenmesi oldu.
Türkiye Müze ve kolleksiyonlarndan seçildikleri halde, gelemeyen eserler de oldu.
Ankara Etnorafya Müzesindeki ahap minberler, tannalannde­
ki sakncalar; stanbul Vakflar Hal Müzesi ve gene stanbul Hüseyin Kocaba kolleksiyonundaki eserler ise, yönetici ve sahiplerinin verrnek­ ten son anda vazgeçmeleri üzerine, katalogda yer aldklanhalde, sergiye katlamadlar.
Buna karlk, Selçuklu eserlerine sahip Avrupa Konseyineüye ülke Müzeleri isteklerimize büyük yaknlk gösterdi.
Sadece lnnsbruck Ferdinandeum Müzesinde 'bulunan mine ili ta­ bak ile Kopenhag özel 'David kolleksiyonunda bulunan, Cizre Ulu camii­ ne ait çalnm kap tokma sergide yer alamad; birincisi tama sra,
snda zedelenebilecei,dieri ise gönderilmek istenmediiiçin.
34
,\ ",
Yurt dndan gelen eserler arasnda bizi artan fazlaiklar 'da '01­ du. Londra British Museum'dan istenmi olan gümü tokal kemerin ya­ m sra, mevcudiyetini bilmediimiz bir tunç ayna da, slam sanat bö­ lümü 'uzman Dr. M. Rogers tarafndan depodan çkarlarak getirildi.
Gene gelmesinden umut kesilen Lyon Tekstil' Müzesi koleksiyonun­ daki ünlü altn ilemeli kuma parças da, açltan ksa bir süre önce ge­ lerek sergiye yetiti.
Yurtd Müzelerden gelen dier eserler ise, B. Berlin El Sanatlar
Müzesinden gelen ve dünyadaki mevcut Selçuklu kumalarnn ikinci ör­ nei olan çift bal kartal örnekli parça ile, B. Berlin slam Sanat Mü­ zesinden gelen Cizre tokmann benzeri tokmak idi.
Sergide ikinciilkenin ne ölçüde gerçekletirilebildiine gelince .. Selçuklu ta, maden, çini ve kuma sanatnda karmza çkan ve eski
, kültür evrelerinden tandmz masal figürlerinin. tüm tankla ra­
men gene de baka biçimde yorulmu oldu; ayn zamanda Selçuklu sanatçsnn antik ve amanist sembollerden Hristiyan aziz figürlerine kadar varan deiik unsurlar tek bir amdanda nasl birletirebildii
gösterilmek istendi. Samsat kaz malzemesi ile st. Arkeoloji Müzesin­ , den gelen keramiklerde ise, Selçuklu seramiinin çada Bizans serami- i ile benzeen ve ayrlan örnekleri sunuldu:
Hal ve ahap sant eserleri ile ise, özellikle geçi dönemi olan 14.­ 15. yy. ürünlerinde sanatn" Selçukludan Osmanlya nasl tamamen ben­ zeen bir biçimde uzand gözler önüne serilmek istendi.
Eserler, çini; alç, kera~ik, maden, ahap, minyatürlüyazma, ta, hal ve kuma sanat örneklerinden oluan gruplar ve . yy.'dan bala­
yan bir kronolojik düzen içinde yeraldlar.
Gruplamada deiik türde seçkin sanat eserlerinin yaratld bata
Konya olmak üzere Orta 'Anadolu ile özellikle maden ve ta içilii aç­
sndan önem tayan Diyarbakr-Mardin bölgesinde yonlaan Güney­ dou 'Anadolu, iki büyük kültür merkezi olarak belirdi.
Konya Klç Arslan ve Kubadabad saraylarndangelme deiik tek­ nikte yaplm çinilerde, Selçuklu sanatyla ortaya çkan Orta ve Dou
Asva'dan izler tayan yeni bir güzellik anlayyla yorulmu ve Selçuk­ lu' mitolojisinden esinlenrii masal yaratklar ve 'portre karakteri gös­ teren soylu figürleri ile, Selçuklu sanatnn Anadolu çini sanatna ge­ tirdii yeni solu göstermek istedik.
, 'Ari~ddh Selçuklu sanatnn en önemli özelliklerinden olan ve onu Avrasya hayvan stilinin son uzants yapan, son derecede kvrak, adaleli
35
hayvan figürleri ise, özellikle alç, ta, maden ve ahap eserlerdeki ör­ nekleri ile tantlmaa çalld.
Hal sanat tarihinde önemli mesafe talarnn en erkenlerini olu­
turan Selçuklu halcl, sergide 4 parça ile temsil edildi. Bunlardan özellikle geni küfi bordürlü krmz zeminli hal, Selçuklu sanatndaki
antsal etkiyi, olanca sadelie ranen vurgulamas açsndan önemlidir. Selçuklu kuma sanatnn günümüze kaln iki ünlü parças ise, altn
ve gümü telle ilenmi ipek kuma sanatnnSelçuklularda vard yeri gözler önüne serdi.
Selçuklu sanatnn, kendisiriden sonra da devam edecek olan bü­ yük etkisi, Selçuklu bölümünün sonunda yer alan a1ap kap kanatlar
ile gösterilnek istendi. Bu bölümü adeta kapayan Merzifon ve Karaman kökenli kap kanatlar ve Osmanl sanat bölümünün erken evresinde yer alan Balkesir Zaos Paa camii kap kanatlar, bu devamll ortaya seren bir benzerlii de sergilemekteydiler.
Selçuklu sanatnn bu ilk kez bir arada sergilennesindepek çok kii ve kurulua teekkür borcumuz var.
Bu sergiye katlacak eserleri büyük bir özenle gönderen Müzeci mes­ lekdalarmza, eserlerin bakm için seferber olan stanbul Müzeleri res­ teratör ve konservatörlerine, ve örencileri ile birlikte fedakarca çalan,
B. Berlin Müzeleri Tekstil restoratörü N. Rüters'e, eser seçimi ve kata­ log yazm srasnda yakn ilgilerini gördüümüz hocalarmza, gece geç saatlara kadar süren çalmalarda iyi bir ev sahiplii örnei veren Top­ kap SarayMüzesi yetkililerine, yabanc ülkelerden gelen eserleri gön­ deren Müzelere ve bu büyük projeyi gerçekletiren Bakanlmz Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüü ve stanbul Sergi Yürütne Komi­ tesi Bakanlna çok ey borçluyuz.
En güç görev ise, kukusuz sergiyi düzenleyen tekik ekibin idi.
Uzun süreli kültür evrelerinin ürünleri Aya rini'nin hacimlerini doldurur ve bizden sonraki Osmanl sanatnn seçme eserleri, tüm gör­ kemi ile yanmza yerleirken, bu bölümü beraberce düzenlediimizmes­ lekdam 'Serap Aykoç ile,s.ayca az eserlerimize bakp umutsuzlua ka­ plmadk deiL. Sonuçta, Selçuklu sanat, bu sayca azla ramen, olan­ ca sadelii ve antsall ile sergilenebildi ve apayr yönlerden beslenmi
yepyeni bir dünyay ziyaretçiye tantabiidi ise, bunu lban Öz bakanl­
ndaki iç mimar, Aye Nilgün Mazc ve grafiker Berna Tunal'danolu­ an genç ekibin örnek çalmasnaborçluyuz,
36
Osmanl mparalorluu kuvvetli bir merkeziyetçilik ve özel olarak eitilmi devlet adamlarmca yônetilrnitir, Bu sistem sanat büyük öl­ çüde etkilemi ve mparalorluk snrlar içinde Saray beenisine uygun üslup ve motiflerin egemen olmasn salamtr. Belgelerden önceleri Edirne Sarayna, 16. yüzyl balarndan Itibaren de stanbul Sarayna
bal örgütlenmi sanatç topluluklarnn varl bilinir, «Ehli- Hiref» ad
altnda toplanan bu sanatçlarn says mparalorluunen güçlü olduu
016. yüzylda büyük ölçüde artmtr. Çeitli bölüklere ayrlm olan bu sanatç ve zanaatçlar Sarayn Enderun tekilatndaönemli bir yeri olai
Hazinedar bann emrindeydiler. Ücretlerini, malzeme ve görevlerini on­ dan alyorlard, Sanatçlarn büyük çonluunu nakkalar oluturu­
yordu. Nakkalar arasnda mürekkep, ve frçayla eser veren ressamlar, kitap süs'lemelerini yapan- müzehhipler, minyatür ve portre sanatçlar;
ahap ve sva üzerine nak yapan nakkalar bulunuyordu. Bunlardan baka katipler ve kitap kaplar yapan mücellitler, zergeran ad altnda
her türlü altn Içilil yapan kuymcular, altn kakn:aclarolan küftger ve zernianlar, hakkaklar, altn iplikle ileme yapanlar, deri terbiyecileri. pabuç ve çizme imalatçlar, klç, ok, yay, klç kn, tüfek, kalkan yapan­ lar, her türlü madeni eser veren kazganclar, çilingirler, kürkçüler, kü­ lahçlar, hal ve çeitli kma dokuyanlar. sarkçlar, ahap .ve fildii oy­ rnacl yapan kündekarlar, marangozlar ve çinicilerin oluturduu bö­ lükler bulunuyordu. Bu .bölükler yüzyJlara göre deiiklie-uram, n­
tiyaca göre bazlar kaldrlarak yenileri oluturulmutur. Bu örgüt için­ deki en önemli kurulu Nakkahane idi. Bu sanatçlarn hazrlad de: senIere göre znik'deki çini atölyeleri, Uak'taki hal tezgahlar ve dier
dokuma atölyeleri üretim yapyorlard.
Bu nedenle, sergide yüzyllar boyunca süren Saray ve sanat ilikisi
ön planda tutulmu, Osmanl- Türk sanatnn çeitli dönemlerindeki üs­ Iub birlii ve süreklilii vurgulanmaya çalhntr.380 eserden oluan
serginin ana malzemesi bata Topkap Saray Müzesi olmak üzere stan­
bul Türk ve slam Eserleri Müzesi, stanbul Arkeoloji Müzeleri ve Çinili Kök, stanbul Üniversite Kütüphanesi, Askeri Müze ve Sayn Tevfik
• Dr. Filiz çajlman !stanbul Topltap, Saray Müzesi elernam
37
Kuya'n Özel koleksiyonundan seçilmitir. Aynca Paris Louvre Müzesi ve Musee des Art Decoratifs'den znik seramikleri ve Saray üslubunda bir hal; Londra British Museum ve Victoria and Albert Museum'dan z­
nik seramikleri ve bir gümü marapa olmak üzere toplam 7 eser yurt dndan gelmitir.
Osmanl dönemi Türk sanat sergisinin ilk bölümünü 15. yüzyldan seçilmi eserler oluturur. Bu dönem tezhip, maden, çini, seramik ahap
ve fildii süslemciliinde kullanlan en yaygn süsleme motifi, geneilikle yuvarlak kvnmlar çizen dallar üzerine yerletirilmi, Uzak Dou kö­ kenli hatayi çiçekleri ve rümilerdir, Bu motifler kimi kez tek bana, ba­ zen kademeli olarak birlikteuygulanmtr.Rumi Türk sanatnn en se­ vilen, Selçuklu'lardan 20. yüzyla kadar sürekli kullanlan bezerne motifi olmutur. Çeitlerneleri ve kompozisyon olanaklar saysz denecek ka­ dar çoktur. Çou kez palmet ve lotusla birletirilerek çeitli sanat eser-O lerine uygulanmtr. Dönemin süslemesinde geometrik düzenlerneninde önemli bir yeri vardr. Yüzyln sonlar ve 16.: yiizyl balarnda Saray sanatçlarnnrepertuarnaçin bulutu motifinin girdii, kitap tezhibinden seramie kadar uyguland görülür.
Kitap sanatnda tezhip, hat, cilt ve kitabn düzenlenii açsndan
balangçta bazen Memluk, bazen Tlmurlu dönemi Herat ve iraz okul­ larnn etkileri sezilir. Ancak yiizyln ikinci yarsnda ve özellikle sonla­ rna doru bu etkiler Osmanl sanatnn bünyesi içinde eritilerek özgün bir süsleme üslubu yaratlr. Özellikle Fatih Sultan Mehmed için hazr­
lanan kitaplarn biçimi, düzenlenmesi, süslemelerdeki renk kompozis­ yonu, tam bir üslup birlii gösterir. Fatih Sultan Mehmed döneminde resim sanat, süsleme sanatlanndaki beeniden farkh olarak, geni görü­
lü Sultann istei dorultusunda gelime göstermi ve Türk resmine portre sanat girmitir. Fatih'in Saray ressam Sinan Beyin yapt port­ re bunun en güzel örneidir.
Sultan II. Bayezid'in saltanat yllar (1481-1512) ünlü Türk hattat
eyh Hamdullah'n en güzel eserlerini verdii dönem olmutur. Bu bü­ yük sanatç yaz sanatna getirdii yeniliklerin yansra Türk kitap sana­ tnn gelimesine de yol açm, yazd kur'anlar için esiz süslemeler ve ciltler yaplmtr.
Serginin bu bölümünde, geliim çizgisi içinde kitap ve yaz sanat­
nn çeitli örneklerinin yansra, dönemin süsleme zevkini yanstan ma­ den, ahap, çini ve ·seramiklere, yaz ve süsleme unsurlaryla yaratlan
«tlsmh gömlek» lerin de bulunduu giysilere yer verilmitir. Cem Sul, tan'n Muharrem 885 (Mart 1480) ylndatamamlanan tlsml gömlei
ile ehzade Korkut'un Türk aplike sanatnn en güzel örneklerinden olan tören kaftan özellikle belirtilmeye deer.. .
38
rastlar. Çeitli üslup ve motiflerin yaratldbu yllar klasik Türk üslu­ bunu hazrlaycs olmutur. Yavuz Sultan Selim'in 1514 ylnda Tebriz'-' den gönderdii Herat'l ve Tebriz'li sanatçlarnOsman! Saray sanatnda etkisi ksa süreli olmakla beraber küçümsenmeyecek ölçüdedir. 15. yüz­ yl sonlarnda Herat'ta görülen son derece dekoratif süslemenin ve baz
formlarn etkisi Osmanl maden, kuyumculuk, seramik ve kitap sanat­
na yansmtr. Özellikle kitab süslemeye amaçlayan minyatürlerde, süs­ leme motiflerinde bu etki bazen dorudan doruya, bazen süsleme pren­ sibi olarak gözlenir. Son derece ince ve sk kvrml dallar, ayn incelikte rumi ve çiçekler sadece kitap süslemelerine uygulanmakla kalmaz, çeit­
li maden ve fildii eserlere ayn ineelikle uygulanr. Bu yllarn bir baka süsleme motifi sarmal ince dallar üzerinde sralanan küçük çiçeklerden oluur. Söz konusu süsleme «Haliç ii» denilen znik seramik grubu, ki­ tap ve özellikle fermanlarn tezhibinde kullanr. Kanuni Sultan Süleyman­ nn saltanatnn (1520 - 1566) ilk yirmi Ylnda çok yaygn olarak görü­ len, ran'dan gelen bu süsleme türlerinin uyguland el yazma eserlere, gümü ve tutyadan yaplm marapalara, fildii kemer ve ayalarn seç­ kin örneklerine sergide geni ölçüde yer verilmitir. Kukusuzbu üslup­ taki eserler arasnda en ilgi çekici olan Kanuni Sultan Süleynan adna
Sarayn ba kuymcusuAhmed Tekelü tarafndan yaplm 933 (1526- 27) tarilli yataandr.
Yeniliklerle dolu bu yllarn bir dier önemli süsleme ve resim türü «saz» üslubudur. Üslubun ana motifleri, 15. yüzyl örneklerinden çok farkl biçim ve boytlarda ele alnan hatayi çiçek ve tomurcuklar ile kvrmlar çizen ve birbirini delerek geçen son derece iri saz yapraklarn­
dan oluur. e Saz» üslubunun dier motifleri arasnda çeitli kular, si~
murg ve ejder gibi efsanevi yaratklar yer alr. Bu üslubun yaratcs ve en büyük üstas ah Kulu'dur. Tebriz'den gelen sanatç 1520 ylnda Sa­ ray Nakkahanesinegirmi 963 (l555 - 56) ylnda ölümüne dek çalma­
larn sürdürmütür. Siyah mürekkep ve frçayla yapt, saz üslubun­ daki resimlerinin büyük çonlu yrt dndaki koleksiyonlardadr.
ah Kulu'nun stanbul Üniversite Kütüphanesindeki bir albi.imde bu­ lunan imzasz resimlerine sergide yer verilmitir. Saz üslubundaki re­ simler Türk sanatnn klasik dönemini oluturan 16. yüzyl ikinci ya­ rs ve 17. yüzyl ilk yarsnda da saray nakkalar tarafndan yaplm­
tr. Özellikle Veli Can'n saz üslubundaki resimleri serginin ilgi çekici eserleri arasnda yer alr. Saz üslubunun yaprak ve hatay çiçeklerin­ den oluan motifleri 16. yüzylortalarndan itibaren çini, seramik, kitap kaplar, baz Saray kumalar ve Saray hallarnda geni bir uygulama alan bulnutur. Sergide saz üslubundaki desenlerlt uyguland çini, kitap kab, kuma ve hal örneklerine özellikle yer verilmitir.
39,
Klasik dönem Türk süslemesinde çok sevilen çintemani motifi de 16. yüzyln ilk yarsnda ortaya çkmtr. Pars beneklerini andran üç­ benek ile kaplan postu motifinin bileimindenoluur. Kökeni Budist inançlara dayandnlan çintemani motifinin, Osmanl Türkleri tarafn­
dan bazen dekoratif amaçla, bazen kudret ve' kuvvet sembolü olarak kullanld anlalr, Bazen tek bana, bazen birlikte uygulanan Pars benei ve kaplan postu motiflerinin görüldüü çeitli sanat eserlerine sergide yer verilmitir.
Yüzyln ortalarna doru Osmanl süsleme sanatna yepyeni, or­ jinal konularn girdii görülür. Bu yeni süsleme motiflerinde Saray sa­ natçlarnn balca kayna Saraylarn, evlerin bahçelerini süsleven la­ le, karafil, gül, sümbül, zerrin, süsen, yasemin gibi çiçekler, bahar aç­ m meyva aaçlar olmutur. slami düüncenin geçerli kld iki bo­ yutlu fakat gözlemci bir yaklamla ele alnan bu çiçekler kitap sanatla­ rndan deri içiliine, kumatan kuyumculua, ilemeden çini ve sera­ mie kadar tüm sanat eserlerinin benzemesinde deiik ve zengin korn­ pozisyonlarla uygulanmtr. Gözleme dayanan bu çiçek süslemesi Kanuni Sultan Süleyman'n saltanatnn son yllarnda Saray nakkahanesinin banda bulunan müzehhip Kara Memi'nin eserlerin­ de ortaya çkar. ah Kulu'nun örencisi olan Kara Memi'nin Türk sa­ natna getirdii bu yenilik önceleri kitap süslemesinde uygulama alan
bulmu, giderek tüm sanat eserlerinin ana temas olmutur. Sergide Kara Memi imzal, Kanuni Sultan Süleyman'n Muhibbi takma adyla
yazd divannn çiçeklerle süslü tezhiplerine ve yine Kara Memi'nin atölyesinden çkt anlalan, Kanuni Sultan Süleyman'n ayn üslupta çiçekler ve devrin dier süsleme motifleriyle tezhiplenmi büyük ölçü­ deki turasna yer verilmitir. Ayrca bu motiflerin uyguland klasik döneme ait çeitli kuma, çini, seramik, deri, ileme örnekleri geliim
çizgisi içinde sergilenmitir.
Türk minyatürü de süsleme sanatlarnda olduu gibi 16. yüzyl or­ talarna doru yeni temalar ve belgesele yönelik gözlemci bir anlatm­
la karmza çkar. Yüzyln ortalarndan itibaren padiahlar tarafndan
atanan Saray ehnamecilerininyazd «ehname» türü eserlerde sultan­ larn saltanat yllarndaki baarlar, büyük zaferleri, saray törenleri. güncelolaylar saray nakkalarnn balca konusu olur. Dier taraftan Osmanl padiahlarnn -ve serdarlarnn yapt önemli seferleri, pey­ gamber tarihlerini erken islam tarihini içeren kitaplar, Osmanl top­ lumunun ekonomik, kültürel ve sosyal yapsn yanstan sünnet düün­
lerini konu alan eserler klasik dönem boyunca minyatürlenir. Dier is­ lami çevrelerdeki eserlerden farkl olan bu konularn .minyatürlenrnesi Saray nakkalarna yeni anlatm· olanaklar, konu tazelii salayarak,
40
na kadar, bu türde minyatürlü çeitli esere yer verilmitir. Bunlarn
arasnda kukusuz en ilgi çekici olanlar Matrakç Nasuh'un figürsüz kent tasvirleri, manzara resimlerinin yer ald minyatürlü eserler, ün­ lü portre sanatçs Nigari'nin Barbaros, Kanuni Sultan Süleyman ve II. Selim portreleri, klasik dönemin. ünlü sanatçlarüstat Osman ve Nakka Hasan tarafndan minyatürlenmi ehnamelerdir.Minyatürlerden ba­
ka deri ve mücevherli kitap kaplarna, albüm resimlerine ve yazlmasna
Kanuni Sultan Siileyman döneminde ünlü hattat Ahmet Karahisari ta­ rafndan balanan, tezhipleri ve cildi Sultan III. Murad döneminde, Sa­ ray nakkalarnn dokuz yllk çalmas sonucunda tamamlanan ünlü Kur'an'a da yer verilmitir.
16. yüzylortalarndan 17. yüzylortalarna kadar süren klasik Os­ manl sanatmn ahap, çini, seramik, deri, ileme, kuma ve kitap sana­ tn içeren örneklerin yansra altn içilii ve kuyumculua da önem verilmitir .Klasik dönemde, zergerar ad altnda toplanan Saray ku­ yumcularnn says yüzün üzerindeydi. Altdan yaplan her, türlü sa­ nat eserini süslemekte, delik ii, kabartma - kalemkar ii, savat teknik­ leri kullanlmtr. Klasik Türk kuyumculuunun en önemli sariatçs
Bosna'l Mehmed'dir. Sarayn ba kuyumcusu olan sanatç kimi zaman motiflerin, bazen zeminin renklendirnesinde kulland savat ve kalem' kar iindeki ustalyla son derece zarifeserler vermitir. Sanatçnn 996 (l588) tarihli ve imzal, Sultan III. Murad'n iirleri içinyapt altn
kitap kab ve 1002 (l593 - 94) tarih ve imzal altn kaplama Kabe kilit ve anahtar serginin ilgi çekici maden ve kuyumculuk eserleri arasinda yer alr. Sergide ayrca klasik dönem kuyumculuunuyanstan yeim, doal kristal, (necef), tutya ve altndan .yaplm üzerleri deerli talar­
la süslü kutu, marapa ve mataralara yer verilnitir.
Osmanl sanatnda 17. yüzylortalarndan sonra Bat etkileri ken­ dini göstermeye balar. Süsleme sanatlarnda bir yandan klasik motif­ ler, bir yandan da Avrupa sanatnn etkisiyle oluan yeni motif ve bi­ çimler kullanlmaya balar. Bu ikili eilin bata maden sanat olmak üzere pek çok sanat eserinde izlenebilir. Bu yllar en sevilen süsleme motifi çiçek buketleridir. Klasik dönemdeki anlaytan farkl olarak bu­ ket biçininde düzenlenii ve yer yer gölgeli renklendirneyle çiçeklere boyut kazandrmaeilini Bat etkilerini yanstr. Çiçek buketi 'motifi ki­ tap sanatndan ahap içiliine kadar her türlü sanat eserine uygulanr.
Devrin dier sevilen konular arasnda yer yer üçüncü boyutun verilme­ ye çalld manzaralar, meyva dolu tabaklar yer, alr. Sergide 17. yüz­ ylortasndan 18. yüzylortalarna kadar süren bu dönem çocuk elbise:
41
ve kitap sanatnn seçkin örnekleriyle gösterilmeye çallmtr.
Osmanl Saray ve çevresindeki Bat yaan biçimine ve sanatna
duyulan ilgi 18. yüzyl sonlanna doru belirgin olarak artar. Dönemin Türk süsleme sanatnda Fransz ve talyan rokokosunun etkisi görü­ lür. Bata kitap sanatlar, tezhip olmak üzere çok çeitli sanat eserini süslemesinde «Türk rokokosu» ad verdiimiz, belirtileri daha önce ba­
lam üslup yaygnlar. Çiçekli girlandlar, güllerle dolu sepetler vazolar, kvrrn1 yapraklar, kurdele ve fiyonglann yerald son derece ar
süsleme üslubu her türlü sanat eserine uygulanr. Resim sanatnda da geleneksel kurallardan uzaklalr. Üçüncü boyutun görüldüü manzara­ lar, tamamen Bat tekniinde yal ,boya portreler Saray ve çevrelerin­ de özgün örnekler verir.
Türk sanatnn Batyla artan ilikileri sonucu 19. yüzylda göster­ dii önemli deiim, sergide çeitli gümü ve tombak kaplar, stanbul'
daki porselen fabrikalarnn, özellikle Sultan II. Abdülhamid'in Yldz
Saray bahçesinde yaptrd fabrikann gerek form" gerek süsleme aç­
sndan tamamen Bat zevkine uygun porselenleri, çemibülbül ad veri­ len cam eyalar, çeitli el ilemeleri, yaz sanatna ilikin araç gereç ve III. Selim'in Saray ressam Konstantin Kapda tarafndan yaplm
\ portresiyle belirtilmeye çallmtr. Aynca Türk hat sanatnn 19. yüz­ yldaki geliimini göstermek amacyla ünlü Türk hattatlarmn yaz lev­ halanna yer' verilnitir. Kukusuz bunlar arasnda en önemlileri ünlü Osmanl hattatlarndan Mustafa Rakm, Mehmeh evki Efendi, Mus­ tafa zzet, Sami Efendi ve hattat Osmanl padiahlarndan Sultan II. Mahmud ve Sultan Abdillmecid'in celi sülüs veya istifli yazlm eserle­ ridir,
42
Avrupa Konseyi 18. Sanat Sergisinin 'Çada Sanat' bölümü stan­
bul Arkeoloji Müzesi ek binasnda yer ald. Biri Anadolu Türk mimari­ sini fotoraflarla tamtabilecek, ötekisi Çada Türk Sanatn yanstacak
iki seksiyonun sergi kapsamna alnmas batan beri düünülüyordu.Fa­ kat Arkeoloji Müzesinin yeni biten ek bölümünün kullanma açlmas SQ­
runlar nedeniyle bu iki seksiyonun hazrlk çalmalar ancak sergi aç­
lndan iki ay önce balyabildi.
Doç. Dr. Ayla Ödekan'n. stanbul ve Ortadou Teknik Üniversite­ leri Mimarlk Bölümlerinin katksyla,Arkeoloji Müzesi ek binasnn üst katnda düzenledii 'Fotoraflarla Anadolu Türk Mimarisi' bölümünde, 11. yüzyldan 20. yüzyla kadar Türk mimarisinin üslup gelimesinibelir­ leyen örnekler yerald. Burada ayrca Sedat Çetinta'n1930 ile 1950 yl­
lar arasnda yapm olduu çizim, rölove ve desenler sergilendi.
Ayn binann ikinci kat, Çada Türk Resim, Heykel ve Seramiine
ayrlnt. Seramik bölümü düzenlemesi Prof. Dr. Sadi Diren'in, heykcl bölümü ise Prof. Dr. Hüseyin Gezer'in sorumluluundayd. Bu iki bö­ lümde yer alacak yaptlarn büyük çounluu sanatçlarnkendilerinden istendi. Resimlerin derlenmesi için stanbul Resim ve Heykel Müzesi Müdür Yardmcs Tomur Atagök, stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakül­ tesi Sanat Tarihi Bilim Dal doçenti Dr. Ünsan Yücel ve ben görevlendi­ rllmitik, Zaman kstlamasnn yarataca sorunlar gözönünde tutula­ rak, resim sanat öneklerinin daha çok stanbul Resim ve Heykel Mü­ zesinden salanmas, ancak gerektii hallerde Ankara Müzesi ve baka
koleksiyonlara bavurulmas öngörüldü. Müzelerdeki öneklerin yeter­ li olaca düüncesiyle, sanatçlarn kendilerinden ayrca resim istenme­ di. Ancak kimi eksiklerin tamamlannas için birkaç resmi ve özel kuru­ lua bavuruldu. Serginin düzenlenmesine katkda bulunan Babakanlk,
stanbul ve Ankara Resim ve Heykel Müzeleri yetkililerine, sanatçlara
özer koleksiyonculara ve bu koleksiyonlardan resim salamaktaki yar­ dmlar için stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bilim
(*) Prof. Dr. Günsel Renda, Ankara Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Fa­ kültesi öretim üyesi
43
Dal aratrma görevlisi Gül repolu'na düzenleme komitesi olarak te­ ekkür ederiz.
Serginin düzenlenmesinde, eletirel bir tavr veya tek tek sanatçla­
rn retrospektif tantm deil, Çada Türk sanatnn geçirdii tarihsel evreler. akm ve eilimlerden bir kesitin verilmesi amaçland. 31 heykel, 109 parça seramik 134 resim ve basknn bulunduu sergide, 23 heykelci, 22 seramikçi ve 112 ressam olmak üzere 1S0'yi akn sanatç temsil edil­ di. Batanberi serginin çok daha geni bir mekan olan üst katta yer al­ mas düünülmü ve yaklak 2S0 resmin konmas planlanmt. Fakat son üç gün içinde teknik nedenlerle serginin alt kata indirilnesi büyük bir sorun yaratt ve seçilen 2S0'yi akn resimden ancak boyutlaruygun olan 134'ü aslabild. Bu olanakszlklaryüzünden kimi sanatçlar temsil edilemedi.
Resim bölümü düzenlenirken Çada Türk resminin geçirdii tüm evreler gözetildl. Nitekim, sergideki ilk bölüm, bat anlamnda resim sa­ natna geçi dönemine ayrld. Ülkemizde yüzyllar boyunca el yazmas
kitaplar süsleyen ve iki boyutlu bir resim geleneini sürdüren minyatür­ den akademik çalmaya, anatomi ve perspektif bilgisine dayanan tuval resmine geçi birdenbire olmamtr. 19. yüzylda bu yolda ilk deneme­ leri yapanlar, resim eitimininbalatld eitim kurumlar olan askeri okullar veya Darüafaka'daokumu ressamlarmzdr.Bu nedenle, ser­ ginin ilk bölümünde bu tür ressamlarn çou stanbul manzaralarndan
oluan yaptlar yer alntr. Bunlar, bat anlamnda resmin ilk deneme­ lerini yapan Darüafakal efik, Osman Nuri, Giritli Hüseyin gibi res­ samlarn, yahboyann verdii olanaklarla, geleneksel minyatür sanat­
nn ayrntclnnasl uyarladklarnyanstr.
güçlü temsilcileri, yine bu tür askeri okul veya Darüafakagibi kurumlar­ da yetiip Paris'e örenime gönderilmi ressamlarmzdr. Bunlarn Av­ rupa sanatyla karlamas fotoraf veya gravür gibi ikinci elden bilgi­ ler araclyla deil, kiisel deneyimlerle olmutur. 19. yüzyln ikinci ya­ rsnda Paris'e giden eker Ahmet Paa ve Süleyman Seyyid gibi ressam­ lar izlenimcilik öncesi akademik Fransz resminden etkilenmilerdir.
eker Ahmet Paa'nn 'Ormanda Yol' veya "I'alim Yapan Askerler' gibi, tablolar belirgin bir akademizmin yansra, sanatçnn bilgili bir kurgu ve yumuak bir frça tekniine sahip olduunu fakat geçmiin minyatür­ cü yaklamndan da kopmadn gösterir. Süleyman SeyyicUn bunlar
izleyen natürmortlarndakiyalnlk ve boyalarndaki saydamlk bu kua­
n içten çabalarn dile getirir. Hüseyin Zekili Paa'nn manzaralar da ayn evrenin ürünleridir. Bu dönemde figürlü anlatmn öncüsü olan Os­ man Hamdi'nin sergide yer alan birkaç portresi ise, Türk resminde port­ reciliin ilk örnekleridir.
44
1883'de stanbul'da Güzel Sanatlar Akademisinin açlmasyla, resim eitimi kurumlamtr. 20. yüzyl balarnda akademiden mezun olup Paris'e giden sanatçIarmz daha bilinçli gözlemIerde bulunmulardr.
Serginin ilk bölümü, 20. yüzyIn ilk çeyreinde etkin olan bu ressamlar­ Ia son bulmaktadr.Geç de oIsa izIenimcilii getiren bu sanatçlar, ilginç bir stanbuI manzaracl gelitirmiIerdir. stanbuI manzaraclinn
ünlü temsilcisi Hoca Ali Rza'nn görünümleri. Ahmet Ziya Akbulut'un mimari unsurlarla zenginletirilmimanzaralarbu böIümde yer alr. Ha­ lil Paa'nn 'Çengelköy görünümü, 19. yüzyl stanbul manzaraIarndan
daha yumuak, canl renkleri, kaIn frça vuruIar ve parldayan k Ie­ keIeriyle dikkati çeker. Namk smail'in izIenimci manzaralarnnyansra kadn portreleri, deien Türk topIumunda Avrupa modasna ayak uy­ durmu yeni bir Türk kadnn simgeler. Feyhaman Durann 'srt dönük çplak kadn' güçlü bir içerik denemesidir.
Serginin ilk bölümünde yer aIan bu 19. ve 20. yüzyI ressamlarnn
çada Türk resminin geliiminde önemli bir yeri vardr. Fakat Türk res­ minde esas yenilikçi akmlar, Cumhuriyet döneminde yerlemitir. Bu nedenle, serginin bundan sonraki bölümIeri Cumhuriyet dönemi yapt­
larma ayrlmtr.
lk resimler Atatürk dönemine aittir. Atatürk döneminde ülkede gü­ zel sanatlar özendirici bir ortam olumutur. Daha Cumhuriyet'in ilk yllarndan beri güzeI sanatIarn eitimini, icrasn ve haIka tantmn
salayacak birçok olanak yaratlmtr.Ankara, stanbul ve baka kent­ lerde açIan sergiler, verilen ödüller, 1932 den sonra Anadolu'nun her kö­ esinde kur1an ve sanat etkinlikIerine sahne oIan halkevleri. sanata öz­ gürlük tanyan bir ortam oluturmutur.Atatürk'ün kiisel ilgisinin. ser­ gilere katlp sanatçIarla yapt sohbetlerin de bunda pay vardr. Ata­ türk kültür reformunda batlIamay ilke edinirken, Sanatçy özgür b­ rakmtr. Devlet bu dönemde heykeI ve resim smarlam, fakat içerik ve üslup açsndan sanatçy güdümlememitir.Bu nedenle Atatürk dö­ neminde sanat daha yaratc bir evr