600
T. C. KÜLTÜR KÜLTÜR VE TABiAT'VARLlKLARINI KORUMA Vi. SONUÇLARI TOPLANTISI . ANKARA - 23 - 27 .MAYIS 1988

6. Araştırma Sonuçları Toplantısı

  • Upload
    buithuy

  • View
    228

  • Download
    5

Embed Size (px)

Citation preview

Vi. ARATIRMA SONUÇLARI
Not : Bildiriler aratrmaclardangeldii elk1iyle ve sun sarasna göre baslmtr.
çNDEKLER
Sencer AHN Nemrud Da'a Yaplan Bir !KeifSeyahati ve Sonuçlar 11
Harry RUSSELL Researoh On Assyrian Rock MonuJmenl1Js 17
Necmi ÜLKER zmir-Ali Aa Cami Haziresi Mezar Kitalbeleri (XVIII. ve XX. Yüzyl) 19
Ayda AREL Bedrum YarmadasnnOntakent (Eski Müsgeibi) Köyünde Bu- lunan «MstafaPaa-Kulesi Hakknda 35
Rüçhan ARK
Yusuf OGUZOGLU Konya Mevlana Müzesi'ndeki er'iyye Sicillerine Göre 117. yüz- ylda \K;onya ehir Dokusunun Özellikleri 99
Adnan DLER
Olympos ve Hephaistion'da Kül:t [Kalntlar Üzerine Bir Ön Aratrma 107
Mükerren (Usman) ANABOLU Bat Anadolu'da (Bulunan Demeter !\Ae Khirtonien Tanrlar Tap-
naklar .. ... . . . . .. . . . . .. . . .. . . . .. . .. . .. . . 121
Jean Yves EMPEREUR Producteurs D'amphores Dans Les Artelies De Readiye
(Peninsule De Datça) 159-
Koruma ve Onarm Çalmalar 165
Wa1ter VOIGTLANDER Teichiussa 1987 183
Martin HARRSON
Marc WAELKENS Stephen MTCHELL
Nuin ASGAR
Sencer AHN
Jobames NOLLE Forschungen In Selge und Ostpanhylien.... .. .. .. .. 257
WoHgang BLtlMEL Epigraphische Forschungen In Der Region Von iMyla:sa ......... 261
Ender VARNLo(}LU Bölünmü Yaztlar ,............................................................ 265
Eckart OLSHAUSEN Zwei Unedierte nschriftenAus Dem Musenn Von Samsun 2711
David H. FRENCH 1987 Yl Roma Yollar ve Milttalar Çalmas. 273
Elmar SCHWERTHEM
Bin DekrefragmentAs Dem 5. Jh. V. Chr. Aus Hamaxtus ... 283
Mehmet ÖZSAT 1987 Yl Amasya -Suluova Tarihöncesi Aratrmalar 287
Mehmet ÖZSAT 1987 Yl arknkaraaaç - Yalvaç Çevresi Tarihöncesi Ara-
trmalar . . .. ...... ...... ... . .. . ........ ... ... ... . .. . .. . .... . .. . .. . . .. . .. . .. . .. .. 301
mas 313
Oktay BELL
trlmas " . .. . .. . . .. . . . . .. . 333
Recep MERç
K. Levent ZOROGLU Dou Dalk Kilikya 1987 Yl Aratrmas , 393
Alain DAVESNE Le Tresor ne Monnaies D'or Ptolemaiques D'Aydnck 407
Ömer ÖZYGT Avrupa Koleksiyonlarndaki Bat Anadolu Üretimi Sahte Terraoottalar 411
Veli SEvN Elaz - Bingöl Yüzey !Aratrmas, 1987 451
Hasan BAHAR Elaz - Bingöl ve Tunceli llerinde Prehistorik Aratrmalar,
1987 501
Sachihiro OMURA 1987 Krehir li Snrlan çinde Yaplan yüzey Aratrmalar... 555
Mehmet ÖZDOGAN 1987 Yl Edirne ve Balkesir lleri Yüzey Aratrmas 571
Angela Minzoni DEROCHE Gaziantep'te Prehistorik Aratrma 1987 Misyonunun Hazrlk
Sonuçlar 591
malar 14-30 Eylül tarihleri arasnda Mula ili kylarnda yaplmtr.
<;.
Gökova. Datça Yarmadasçevresi,Sömbeki Körfezi ve Serçe Lima­ n çevresinde gerçekletirilençalmalar srasnda bölgedeki eski ve yeni ihbarlarn deerlendirilmesininyansra, antik gemiler i..çin tehlike olutu­
racak slk, burun ve liman az vs. gibi yerler de inceleme kapsamna
alnmtr. Aratrma sonucunda M.S. 7. yüzyla ait bir batk, 1973 sualt aratrmalar srasnda tespit edilen M.S. 3. yüzyla ait bir batn daiha de­ rinde bulunan dier bir bölümü ve M.Ö. 3. - . yüzyllar arasna tarihle­ nebilen ancak shkta batmas nedeniyle tamamen parçalanarak dal­
m bir batk tespit edilmitir (Resim: 1). Dallar srasnda bulunan kurundan üç adet çapa aksam da çkarlarak Bodrum Sualt Arkeoloji Müzesi'ne Iteslim edilmitir.
Alakla Bükü M.Ö. 3.- . Yüzyl Rodos Bat (Gökova)
Bölgedeki slk üzerinde evvelce tespit edilen krk Ikeramik parça­ larn incelemek amacyla yaplan dallar sonucunda 10 metre derinlik­ ten balayaralk 15 metre derinliekadar uzanan ve takriben 7 x 25 metre­ lik bir alana yaylm çok miktarda kark ,keramik malzerneye rastlan­ mtr. Çeitli devidere ait olan bu !malzemenin arasnda salam eser gö­ rülmemi, ancak incelemeler parçalarn çounlukla Rodos arnphorala­ nna ait olduunugöstermitir (Resim: 2). ncelenen amphora kulplar
arasndaokunabilir bir mühre rastlanmamasve amphoralarn tamamen parçalanm olmasndan buluntularn detayl bir 'tipolojik deerlendir­
mesi yaplamamtr.Kulplarn ve tutaman yapsmdanbu amphoralar
ve dolays ile bat, M.Ö. 3. yüzyln ikinci yars ile M.Ö. . yüzyln ilk çeyrei arasna koyabilmekteyiz. Bu süre içinde yaplanRodos amphorala-
,> Cemal PULAK, Sualt Arkeoloji Enstitüsü P.K. 41. BODRUM
1
r ekilolarerk pek az 'bir deime g'östeI'<iindenAlakla Bükü ibatna
daha kesin bir tarih veremernekteyiz .
Alakla Bükü slmdaki dier kalntlarn baka batklara ait olup olmadklarn anlayabilmek için daha geni kapsaml bir çalma
yapmak gerekmektedir.
Karaca Liman (Gökova)
Karaca Adasr'nr çevresinde 25 - 28 metre derinlikte olduu rapor edilen ve önceki çalmalarmzdada aranan 'kiremt yüklü bir ibatn
tespiti için tekrargiriimdebulunulmutur.Adann güney kesiminde ve 40 metre derinlikte bir miktar krk keramik parçasna rastlanmsada, parçalarn çeitli devirlere ait deiik eserlerden olumas, alann «dö­ küntü» bölgesi olduunu belirtmektedir.
Karaca Söüt Koyu'nda yaplan dalarda 3 metreden balayarak
10 metre derinlie ,kadar 'dalm çeitli devirlere ait bol miktarda krk
kcramic rastlanmtr. Yine bu bölgede biribirine kaynam keranik
parçalarndanoluan iki ayr yn tespit edilmitir,Bu ynlarn antik devirde youn faaliyete 'sahne olan koydaki «döküntü» malzemeden olu­
tuu tahmin edilmekteyse de, niteliklerinin kesinlik kazanabilmesi için kalntlarn daha etraflca .incelermesi gerekmektedir.
nce Burun M. S. 7. Yüzyl Bizans Bat (Datça Yarmadas)
Önceki sualt aratrmalarnnkapsamna alnan ancak yeri tespit
edilemeyen bir batn aranmas 1987 çalmalarnda tekrar ele alnm­
tr. nce Burun'un su altndaki uzants olan srtn çevresinde yaplan da­ llarda çeith amphora parçalar görülmü, bu parçalarn youn olduu
ksmlardan balayarak geniletilen dip taramas, batn ana bölümü­ nün 49 metre derinlikte 'kum - mil karm bir zeminde bulunmasyla so­ nuçlanmtr.
(l) Rodos amphoralarnn özellikleri için baknz: G. Davidson, et al., The An­ tikythera Shipwrech Reconsidered Transactions of the American Philoscophica
.Society 55, pt. 3 (1965) 6-7; V.R. Grace ve M. Savvatianou.Petropoulakou, -Les timbres arnphoriques grecs,» Exploration archeoloçique de Delos XXVII, L'llot de la Maison de Comediens (Paris 1970) 298; V.R. Grace, -Notes on the Amp­ horas from the Koroni Peninsula,» Hesperia 32 (l963) 323-25; P.M.W. Matheson ve M.B. Wallace, «Some Rhodian Amphora Capacities,» Hesperia 51 [1982) 294. 1980 aratrmasnda Alakla Bükü'nden deiik tipteki Rodos amphoralarna
ait biri mühürlü kulp olmak üzere toplam dört parça toplanmtr. Genellik­ le M.Ö. 3. ve 2. yüzyl amphoralarnda görülen düme biçimindeki bu mühür, fazla andndan okunamamtr. Aratrmada toplanan etüdlük malzeme için bakn;z : M.M. Cowin. Artifacts Recovered of! the Southwestem Turkish Coast by Institute of Nautical Archaeology Shipwreck Surveys in 1973 and 1980 (Texas A&M Üniversitesi Master Tezi 1986) 80-86.
2
çalmalarlakum altnda baka amphoralarnda 'bulunduusaptanmtr.
Slk üzerindeki krk amphoralardan bir ksmmr batkta'ki amphora­ lar dleayn tipte olmas, geminin sla çarparak yara aldktan 'sonra (le­ nin suya gömüldüünübelirtmektedir.
Batktakiamphoralarnbüyük çounluunuküresel gövdeli ampho­ ralar oluturmaktadr (Resim: 3, sol ve sa). Yassada Bizans b atn­
daki küresel amphoralara benzerlik gösteren bu tipin armu~ 'biçimine benzer 'bir profili olmas 2, nce Burun amphoralarmnbiraz dalha geç bir döneme ait olabileceini 'belirtmektedir.
Batn 10 anetre kadar açndaki'ikinci ufak fbir kümede görülen farkl bir amphora tipi (Resim: 3, orta), yine YassadaIbatndakisdlin­ dirik gövdeli amphoralara benzemektedir", Ege, GüneybatAnadolu, Ku­ zey Suriye ve Kbrs' .!çine alan bir bölgeden kaynakland sanlan bu amphora tipinin M.S. 6. yüzyln ilk yarsndan7. yüzyln ortalarna ka­ dar yapld sanlmaktadr4. Batktan üç amphora ve .iki de keramik kap olmak üzere toplam be eser çkarlmtr (Resim: 4). nce Burun batn küresel amphoralar nedeniyle Yassada batndan daha sonra­ ki bir döneme tarihlernek gerekmektedir, ancak silindirik 'amploramlZ
geminin bat tarihinin 7. yüzyln ortalarndan daha geç olmamas ge­ rektiini belirtmektedir.
Bu dalarda srt 'çevresinde bulunan 1.80 uzunluundaki kurun
bir çipo ile çiponun 'çevresinde biri salam biri de krk olmak üzere Iki adet! ,kurun 'çapa kelepçesi bulunmutur (Resim: 5). Çapann ,kol -göv­
de balantsm takviyede kullanlanbu iki kelepçe farkl boydadr. Çev­
rede ikinci Ibir !kurun çipo bulunmadndan:kelepçelerden hangisinin
çipoya ait olduu anlalamamtr.Çiponun kollar birer ak kemii di­
zisiyle (astragalus) bezenmitir. Her bir dizide ak kemiinin dört dei­
k yüzünün ilenmesi, elde edilebilecek en yüksek kemik at olan uur­
lu «Venüs» atn simgelemektedir. Dizinin çapa denize salndnda«Ve­
nüs» at gJbi uurlu bir biçimde düerek dilbi kavramasn senlbolize
(2) Küresel Yassada, anphoralan <tip 2) : G.F. Bass ve F.R. van Doornirrck, Jr.• Yassi Ada i (Texas A&M University Press, College Station 1982) 157-60.
(3) Silindirik Yassada amphoralan (tip il : Bass ve van Doorninck (supra n. 2) 155-57.
(4) Bu tip ile ilgili genel deerlendirme için baknz : S.J. Keay, Late Roman Amphorae in the Westem M editerranean (BAR International Series 196, . Oxford 1984) 271-72, 278
3
ettii düünülebilir". Bu 'tipteki kurun çipolar ,genelolarak M.Ö. 2. yüz­ yln bandan M.s. . yüzyln ortasna kadar görülmektedir".
skandil Burnu M.S. 3. Yüzyl Roma Devri Bat
(Datça Yarmadas)
1973 sualt aratrmalar srasnda Datça Yarmadas'nnbatsnda­
ki skandil Burnu çevresinde 3 metreden 15 rnetre derinlie kadar ulaan geniçe bir alana yaylmbir batk tespit edilmiti. Batk s ve kayalk
bir zemin üzerinde bulunduundantamamen tahrip olmu, ancak yaplan
çalmalar sonucunda yn halindeki parçalarn çounluklaM.S. 3. yüz­ ylda yaygn olan iki deiik tip amphoraya ait olduu anlalmt7.
1987 aratrmalar srasnda, sözü geçen batn hemen kuzeyinde ve 37 !metre derinlikte kum üzerinde 5 - 6 arnphoradan oluanufak bir kü­ meye rastlanmtr. Bu kümede bulunan üç deiik tipteki amphoradan birerörnek (Resim: 6), iki kap ve kiremir biçiminde bir parça (Resim: 7) etüdlük malzeme olarak Bodrum Sualt Arkeolojisi Müzesi'ne götürül­ mütür.
Batktaki en ufak hacimli amphora (Resim: 6, sol) ngiltere'den
Irak, Güney Rusya'dan Nubya'yakadar çok geni bir sahaya yaylm­
tr. Amphorann biçiminden ve dalm alannn Dou Akdeniz arlkl
olmasndan tipin Egeadalarndanbirinde yaplarak arap tamacln­
da kullanld ileri sürülmütür9. Hamurunun özellii bakmndan bu tipin Kos kökenli olabilecei ileri sürülmüse de 10, petrolüjik inceleme­ ler kilin belirli bir bölgeye mal edilebilecek nitelikte olmadngöstermek­ tedir 11. lk örneklerine M.S. 2. yüzyln sonlarna doru rastlanan bu
(5) D. D. Haldane, The Wooden Anehor (Texas A&M Üniversitesi, Master Tezi, 1984) 28
(6) Haldane (supra n. 5) 7-8; tip IllB.
(7) G. F. Bass, -Underwater Survey - 1973" Turi: Arheoloi Dergisi XXII. 2 (1975) 34 batk J. Bu batktan 1973 aratrmasnda çkanlan etüdlük malzeme için ba­ knz : Cowin (supra i. II 15-19.
(8) C. Panella, -Oriente ed occidente : considerazioni su alcune anfore -Egee-di eta imperiale a Ostia,» J.-Y. Empereur ve Y. Garlan eds., Recherches sur les amp­ hores Grecques (Bulletin de correspon(;~:nce Hellenioue Supplm. XIII, 1986) 616-17, 626-28; J. A. Riley, «The Coarse Pottery from Berghazi,» J. A. Lloyd ed., Sidi Khrebish Excavations, Benghazi (Berenice) II, (Tripol 1979) 91 fig. 35.
(9) C. Panella, «Anfore,» A. Carandini ve C. Panella ects., Ostia lll, Studi Miscellani 21 (Roma 1973) 599.
(to) Keay (supra n. 4) 137.
(11) D.P.S. Peacock, D.F. Williams, Amphorae and the Roman Economy (London and New York 1986) 195.
4
amphorann en [Yaygn olduu dönem 3. yüzyln ikinci 've üçüncü çeyrei
olup, üretiminin 4. yüzyl balarna kadar devam ettii sanlmaktadr12.
Baz geçdönem örneklerinin uzun sürekullanmgörmü eski amphora­ la!' olduu da düünülebilir. Ampihoramz yaynlanan birçok örnekten özellikle 'kulp kvrmlarnn daha yuvarlanmolmas, boyuna hemen rlu­ dak altnda dikçe bir açyla birlemesi ve .boyun ksmnn gövdeye oran­ la dahaksa olmas bakmndan ayrlmaktadr.
'skandil Burnu batndan çkarlan ikinci amphora (Resim: 6, sol), omuzunun daha yuvarlak ve kaadesinin ince 'Ve uzun olmas dnda
Atina Ageras'ndaM.S. 3. yüzyln ilk yarsna ait bir araphoraya yakn
'benzerlik göstermektedir", Kuzey talya kökenli olduu bildirilen ben­ zer amphoralara Girit'te de rastlanmaktaysa da sözü geçen malzemenin .Mina Agoras'ndaki örneklerden farkl 'bir ikille yapld belirtilmitir 14.
skandil Burnu batmdan çkarlan üçüncü amphora ile karla­
trlacak bir örnek bulmakta güçlük çekmekteyiz (Resim: 8). Atina A:go­ ras'nda M.S. 3. yüzyln ortasna ait ufak ve düz tabanl bir amphora, batktaki yuvarlak dipli ve silindirik tutamakl iri amphoradan farkl bir görünümdeyse de huni biçimindeki az, yay eklindeki kulplar ve göv­ de üzerindeki belirgin yiv ve set Izleriyle batmzdaki arrphoraya benze­ mektedir.
Batktan çkarlan dier iki kap M.S. 2. ve 3. yüzyllarda yaygn bi­ çimde kullanlm olduklarndan 'bat tarihlernede fazla yardmc ola­ mamaktadrlar, Bu nedenle skandil Burnu batn amphoralara daya­ narak M.S. 3. yüzyla ve tercihen bu yüzyln ilk yarsna koymaktayz.
1973 ylnda bulunan batk dle yeni tespit edilen ufak kümede ayn
tipten amphoralarnbulunmas,her iki kalntnn da ayn bata ait oldu­ unu göstermektedir. Geminin meltem rüzgarnn etkisiyle kydaki ka­ yalara çarpp parçalardktan sonra büyük bir bölümününbatt, ikinci ve daha ufak bir bölümünün ise hemen batmayarak daha derin 'suya sü­ rüklendii sanrlmalctadr.
ra Peacock ve Williams (supra n. LL) 94-95, Keay (supra n. 4) 137, 140. M.S. 2. yüzyl örnei için baknz: J. W. Hayes, The Villa Dionysos Excavations, Knos­ sos,- The Annual of the British School at Athens -i"l (1983) 154-55; 163, tip 37, no. A87
(13) H.S. Robinson, The Athenian Agora V, Pottery of the Roman Period : Chrono­ logy (Princeton 1959) 69 no. K1l4, pl. 13 K114.
(14) Hayes (supra n. 12) 145.
s
Q \
" • o
y u
s u a l t a r a t r m a l a r n d a
te sp
it ed
il en
II A l a k l a
B ü
k ü
R od
IM .
Ö .
3. •
2) n c e
B u
ru n
B iz
an s
D ev
(M .
3) s k a n d i l
B u
rn u
R o
m a
D ev
(M .
F E
T H
IY E
Resim , 2 - Alakla Bükü'ndeki M. Ö. 3. - . yüzyl Rodos batndan .. toplanan etüdlük amphora parçalar
Resim: 3 - Ince Burun 7. yüzyl Bizans batndaki amphora tipleri
7
8
dier buluntular
Resim : 5 - nce Burun çevresinde bulunan kurun çipo ve çapa. kelepçeleri
Resim : 6 - skandiil Burnu M. S. 3. yüzym Roma bat~dan
çkarlan amphora örnekleri
Resim : 7 - skandil Burnu M. S. 3. yüzyl Roma batndan
dier bulunttlar
9
Resim : 8 - skandil Burnu M. S. 3. yüzyl Roma batndaki küresel amphora
10
Sencer AHN'"
kültür ürünlerinden biridir. Anadolu'nun küçük bir Hellenistik ça dev­ letinin kraliyet kültüne vakfedilmi bu tapmaksal mezar, düünülü bi­ çimi bakmndan günümüz Türkiye'si için de sembolik bir deer ta­
maktadr.öyleki; bilindii üzere, Kommagene t.Ö. 2. -1. yüzyllarda, Ba­ tda Roma mparatorluu'yla.Douda Part Kralh arasnda her iki ta­ rafla da iyi geçinmek zorunda olan küçük bir devlet. Ülkesinin gerek corafi ve politik konumu, gerekse etnik yaps nedeniyle, Dou ile Bat
arasndaki rolünün bilincinde olan Kommagene Kral Antiochos i r.o.
yak. 69 - 39), devrin Dou ve Bat kültürlerinin temsilcileri Pers- Part ve Yunan-Roma düüncelerinin kaynat yeni bir kültür ve din anlay
ortaya koymutur. Yani Antiochos, ülkesinde daha o devirde, Dou ve Bat zihniyetinin bir sentezini yapm, böylece ülkesini .iki zihniyetin ça­ tt deil, kaynat bir ortam haline geti:neye çalmtr. Nem­ rud-Da'daki Hierothesion'da tanr heykellerinin tahtlarna kaztt ya­ ztlarda Kral Antiochos bu arzu ve amacn bütün ciddiyet ve kesinliiy­
le dile getirmitir.
u halde, kökü Büyük skender'e dayanan ve Dou ile Bat kültürle­ rinin sentezinden olumas düünülenbir toplum düzenine yönelik ideal, Kommagene'de, küçük çapta da olsa, gerçekletirilmitir.
Ayn toprak ve ayn kültür mirasn paylaan günümüz Türkiye'sin­ de de durum fazla deiik deildir: Gerek politik gerekse kültürel açdan
Dou ile Bat arasnda bir orta yol aray içinele bulunulmaktadr. Or­ tam, ikibin yl öncesine kyasla çok daha elverilidir. Tarih bilinci içinde tutarl bir kültür politikas izlendii takdirde bu amaca ulalacanda
kuku yoktur.
te bu nedenle, Nemrud-Da'a ve onunla ilgili yaplmas tasarla­ nan bilimsel ya da turistik projelere bu açdan yaklalmas gerektii inancndaym.
(*) Prof. Dr. Sencer AHN, Hermannstr. 35 D - 4400 Munster, BATI ALMANYA.
11
Nitekim, 1987 yl Ekim aynda 12 kiiden oluan bir bilim heyeti­ nin banda Nemrud-Da'a gelip devasa tanr heykellerinin Douya ve Batya yönelmi baklan önünde durduumdabu inanc tamaktaydm.
Keif seyahatimizi her bakmdan destekleyen ve himayesine alan Eski Eserler ve Müze1er Genel Müdürlüü ilgililerine, seyahatimizi fi­ nanse eden Alman D likiler Dairesi'ne teekkürübir borç biliyorum. Ankara Alman Büyük Elçi1ii Kültür Müstear Sayn Dr. Armin Kössler ve yardmcs Bayan Sonsuz; Adana Rotary Kulübü ve BakanSayn Dr. Necat Yaycolu keif seyahatimizin baarya ulamasnda canla bala
uratlar.Kendilerine burada birkez daha teekkürederim. Ayrca Adyaman Valisi Sayn Selahattin Onur'a, Kültür ve Turizm
Müdürü Sayn Mustafa Sucu'ya ve Müze Müdürü Sayn Emin Yener'e ke­ if seyahatimiz srasnda göstermi olduklar ya/kn ilgiden ötürü teekkür
borçluyuz. Bir haftalk youn bir çalmadan oluan keif seyahatimizin, iler­
de uygulamaya konacak Nemrtd-Da Projesi çerçevesinde üç amac bu­ lunmaktayd :
. so Metre yükseklikteki tümülüsün altnda olmas gereken Kra!
Antiochos'a ait mezar odasnn lokalizesinde uygulanacak en iyi jeofizik metodun saptanmas
2. Tüm hiorothesion ve amtlarn rekonstruksiyonuna zemin hazr-
layacak jeolojik ve arkeolojik gözlemlerin yaplmas
3. Turistik amaca yönelik çevre aratrmalarnnyaplmas.
1. Tümülüs aratrmas : .
Tümülüs aratrmas çerçevesinde ele alnan çalmalar iki bölüm­ den olumutur:
A) Kral mezar odasnn lokalizesinde uygulanacak metod içip. jeofizik test ölçümlerinin yaplmas
B) Tümülüsün iç yapsna y'önelik jeofizik gözlemler.
A) Jeofizik test ölçümleri srasnda üç metodun denenmesi ön gö rülmütür:
Sismik metod, rnagnetik metod, geeelektrik metod. Bir hafta süreyle yaplan jeofizik deneme ölçümleri srasnda4 adet
tümülüs tabanndan4 adet de türnülüs yamacrrdanolmak üzere tamam
8 ayr noktadan balyoz darbesiyle verilen sismik titreimierin tümülüs içinde ve yerli kayada uradklar hz deidrnleri sismograf araclyla
grafik olarak saptanmtr. Bu deneme ölçümleri sonucunda, sismik mc­ tod ile gelecekte sistematik ve youn bir ölçüm yapld takdirde, tümü­ lüsün iç yapsndaki jeolojik anomalilerin salkl bir biçimde saptana-
12.
bilecei ve magnetik metod ile bunu tamamlayc bilgiler elde edilebile­ cei anlalmtr.
Buradan da anlalaca üzere, Nemrud-Da Projesiçerçevesinde yaplacak tümü:lüs aratrmasnda birçok çalma safhas söz konusudur:
a) Birinci safhada sismik ve magnetik aratrmayla tümülüsün iç yapsndaki jeofizik deiiklikler saptanacak;
b) ikinci safhada, sordaj yoluyla 'bu deiikliklerin karakteri, yani doal m yoksa yapay m olduklar saptanacak;
c) Eer yapay bir jeofizik yap söz 'konusu ise, yine sondaj ve re­ simleme yoluyla bu yapay deiiklikte 'bir mezar odasnn söz konusu olup olmad aratrlacak;
d) Bu da pozitif sonuç verdii takdirde, mezar odasnn arkeolojik bir çalmay gerektirip gerektirmedii aratrlacak ve ancak ondan sonra, mezar odasnn açlp açlmamas sorunu tartlabilecek.
Görüldüügibi, her safha kendi içinde bir bütün oluturmakta, ayr
bir çalma programn ve teknik yöntemi gerektirmektedir. Bu uzun va­ deli, kademeli çalma metodunu seçmemizdeki neden, tümülüse müm­ kün olduu kadar zarar vermeden mezar odasna ulamak. Çünkü; tümü­ lüsün bizzat kendisinin de tarihi bir ant vasf tad unutulmamaldr.
B) Tümülüste Jeafizik gözlemler: Dou ve bat teraslarndaki antlarda olduu gibi, türnülüsün bizzat
kendisinde de insan eliyle gerek definecilik gerekse bilim uruna yapl­
m baz tahribatlar mevcuttur. 'Bilindii üzere, 50 metre yüksekliindeki
bu tümülüs, mcr ynndanmeydana getirilmi olup, bu yn, yukarda
da belirtildii üzere, oldukça iri bir yedi kaya çekirdei üzerine kon­ mutur.
Dou terasndakiZeus heykelinin arkasnda tahana yakn bir nokta­ da tümülüse oldukça büyük bir oyuk açlmtr. Bu oyuk ile birlikte, tü­ mülüsün iç yapsn oluturan bir tabaka tahrip olmutur. En dtaki
mcr ynn 50 -60 cm. kadar altnda balayan bu tabaka dört köe an­ cak ilenmemitalardanyanlara ve yukarya doru uzayan merdiven ba­ samaklar eklinde örülmütür. Bunun altnda toprak ile kark olduk­ çakaln bir rncr tabakas görülmektedir. Bu durum, tümülüsün ilk ya­ pldnda kalnca bir toprak tabakasyla örtülmü olabileceine iaret
etmektedir. Söz konusu bu toprak örtüsü zamanla, yamur ve kar sula­ ryla içe szm olsa gerektir. Tümülüste bu tarz, deiik özellikler göste­ ren tabakalarn kullanlm olmasn, mcr ynn erozyona kar daya­ nkl klmak ve mümkün bir kazy olanakszlatrmakamacna balaya­
biliriz. Gerçekten de tümülüs, iki bin yllk bir doa tahribine göüs ger­ mi ve her türlü kaz denemesini sahip olduu bu yap tarz sayesinde baarszlauratmtr.
13
heykelleri ve kabartma stelleri üzerinde, doa tahribinin yansra, antik devirden balyarak günümüze kadar süregelen insan elinin yol açt bir tahribat izlenmektedir. Kappadokya'nnNazianzkentinden ünlü hrsti
yan air ve yazar Gregor (t.s. 4. yy.) Anthologia Palatina (VIII 176-179) araclyla günümüze ulam olan bir dizi iirinde, «sekizinci dünya ha­ rikas» diye tanmlad bu antn, insan eliyle nasl gaddarca tahrip edil­ diini terennüm etmektedir. Antlar üzerinde son büyük tahribat 1950'li yllarda yaplmtr. O yllara kadar sapasalam gelmi olan tanrça
Kommagene'nin heykeli, her nekadar kabahat yldrm dümesine bulun­ mu ise de, büyük bir olaslkla insan eliyle parçalanmtr.
Antlar üzerinde, ar iklim artlarndankaynaklanan bir doa tah­ ribi izlenmektedir. Özellikle yeilimsi kum tandan yaplm olan ka­ bartma resimli levhaiar doa artlarndan büyük ölçüde etkilenmiler­
dir. Bu levhalarn büyük çounluu hiçbir koruma tedbiri almmam
olarak hala çevreye dalm vaziyette durmaktadrlar. Evvelki yllarda
yaplm olan çalmalar srasnda toplanan söz konusu kabartma levha­ lara ait küçük parçalar ise, Adyaman, Ankara ve stanbul müzelerine dalm vaziyettedir. Nemrud-Da'dahüküm süren ar iklim artlarna
kar dayanklk gücü zayf olan bu kabartma resimlerin daha fazla za­ man kaybetmeden kapal bir yerde korunma altna alnmasnda zorun­ luk görmekteyim. Bu kabartmalara ait parçalar da keza biraraya getiril­ meli ve rekonstruksiyon çalmalarna balanlmaldr.
Beyaz .kireç tandan yaplm tanr heykelleri de sert iklim artla­
rndan büyük ölçüde etkilenmitir.Bu eserler üzerinde meydana gelen derin çatlaklarn tamiri ve d yüzeylerinin konserve edilmesi günümüz­ de her nekadar çeitli kimyevi maddelerle mümkün ise de, halihazrdaki
bu kimyevi maddelerin uzun sürede ta eserler üzerinde ne gibi bir etki yapaca henüz açkla kavuturulmamtr. Bu nedenle, söz konusu eserler üzerinde bir minerolojik aratrma yaplmasn zorunlu bulmak­ taym. Ancak böyle 'bir aratrma sonucunda,
a) klim artlarnn yol açt ypranmann, kimyevi madde kulla­ nlmasn gerektirecek kadar ar ve tehdid edici- olup oLmad,
b) Eserlerin yederinde koruma altna alnp almamyaca gibi sorular açkla kavuturulabilecekrir.
14
3. Çevre aratrmas
Nernrud-Da'daki çalmalarmzn son bölümünü, Milli Park uz­ manlaryla birlikte yürüttüümüz, turistik amaca ve bununla bantl
olarak hierothesion sahasnm tümünün korunmasna ilikin çevre sorun­ larnn saptanmas ve bunlar için önlem düünülmesincyönelik gözlem­ ler oluturmutur. Çünkü, son yllarda giderek artma eilimi gösteren. kitle turizminin antlar üzerinde mcnf i etkileri olmutur. öyle ki: Her ylonbinlerce kii ören yerine girmekte, rastgele dolamakta, tümülüsc çkp inmektcdir. Bu durum gerek tümülüs gerekse eserler üzerinde da­ ha hzl bir erozyona sebebiyet vermektedir. Ayrca zirveye yakn bir yer­ de srhhi ve medeni gereksinimlere cevap verecek tesislerin bulunmay,
ant çevresinin giderek çöplük ve [osept ik manzarasna dönümesineyol açmaktadr. Bu kötü durum, derhal alnacak tedbirlerle giderilmedii
takdirde, Nemrud-Da'n ksa bir zamanda kitle turizmine kurban gide­ bilecei göz önünde tutulmaldr.
Derhal alnacak tedbirler arasnda örnein unlar sayabiliriz :
a) Malatya ve Adyaman yönlerinden gelen da yollarnn, zirvenin 1 km. kadar güneyindekl tatl eilimli srt üzerinde birletirilerek, ayn
yollarn bugün neredeyse tapmak sahasna kadar ulaan ksmlarnn ge­ nel trafie kapatlmas,
b) Bu noktada yaplacak turistik tesislerden balyarak, turist gruplarnn özel otobüs ve milmandar eliinde zirveye götürülerek gez­ dirilmesi,
e) Ziyaretçilerin rastgele ören yerine girip çkmalarn ve tümülü­ se trmanmalarn önleyecek ekilde bir düzenleme getirilmesi v.b.
önerilebilir.
Sonuç olarak : Nemrud-Da Projesinin ana amac, tümülüsün arke­ olojik srrnn antn tarihsel yapsn bozmadan çözülmesi ve tüm kült sahasnn buna uygun biçimde rekonstruksiyonu ve koruma altna aln­
mas olmaldr. Ancak bu ekilde, insanln ender rastlanr kültür mi­ raslarndan birini, gelecek kuaklara gurur içinde devredebileceimize
inanyorum.
15
RESEARCH ON ASSYRIAN ROCK MONUM:eNTS Harry RUSSEJ~L*
A team fromthe Brirish Institute df Arehacology at Ankara has been working on the Assyrian rock monuments of Turkey since 1984. it has been our intention to study the monuments afresh using modem scientific techniques in order to prepare 31 detailed and enduring record of the monuments which would meet the needs of today's scholarship, We have regarded this as 31 matter of urgency and importance as we are dealing with monuments which are in the open air and are unprotected from destruction by the elements and by vandals. Few of these moruments
have ever been fuIly published. There are six known groups of rock reliefs in Turkey. We have now
worked our way through five of these: the Tigris Tunnel and Eil near Diyarbakr, the Kenk Gorge near Gaziantep, Karabor near Antakya, Uzunolantepenear Kadirli. The Cudi Da reliefs of Sennacherib only remain.
Theree years ago a paper was presented to this symposium which deseribed the work which we had done at the Tigris Tunne1 and at EiL.
I would now like to give a progress report on tlhe W10rk af our last two seasons.
There is a group of four reliefs in 31 remote valley to the south of Antakya at Karabor. The reliefs are found on outcrops of rock near the village of Çatbas. The most important relief of the four is clearly Karabor 2. On the left-hand side of the panel stands 31 male deity, clearly recognizable by his homed helmet. Facing him on the right-hand side stands the smaIler figure of 31 bare-headed worshipper. Above this pair are arrarrged symbols of the gods :
i) the horned helmet of Assur ii) the crescent maan of Sin
iii) the winged disc of Samas iv) the star of Istar v) the spade of Marduk
vi) the stylus of -Nabu vii) and the seven points of the Sibitti. The monument is uninseribed and so there is no obvious indication
of its date or authorship. Who may the author be? Our attention rests on the figure of the human worshipper. He is beardless and this must, in the eonventions of Neo-Assyrian art imply that he was 31 eunuch and an Imperial officiaL. He is certainly not a king, it has been suggested that this figure is the important Assyrian general and governar of
(*) Dr. Harry RUSSEL, 3, Elfort Road Hghbury London N 5/ AX, NGLTERE.
17
Til-Barsip, Samsi-ilu. This is however unlikely as this area was at that time an independent Hittite state (Unqi, also known as Pattin) and so beyond the influence of Samsi-ilu. The area was conquered some years after the demise of Samsi-ilu, in 738 B.C. hy Tiglath-pileser III. Tiglath-pileser deported the native population and settled people from other parts of the empire there; her rebuilt cities and appointed a governor to the province which he had created and called Kinalua. Could this figure be then, one of the governors of the Assyrian province? This is a fascinating possibility since we know of no other large-scale sculptural works attempted by the provincial governors of the Iate empire, that is, af ter the accession of Tiglath-pileser III.
Here, tantalisingly, i must halt these speculations until we have had further opportunity to sutdy the relief and weigh up the eviderice of contemporary suculpture.
i will pass briefly over reliefs , 3 and 4 at Karabor which evidently show the same male divine figure as relief 2.
At Uzunolantepe,to the north-east of Kozan, there is a single, badly eroded relief of an Assyrian king.
The setting of the relief is spectacular. The relief is on an outerop of rock on a hill which overlooks the Ciliciar plain to the south and tv the north appears to offer a view over the whole of the Taurus. This Assyrian king -whoever he his - could hardly say more clearly that he has eonquered all the land that can be seen in choosing this position for his portrait.
The area in which the relief Hes, Oue, fell to the Assyrians in the reign of Tiglath-pileser III or his successor Shalmaneser V. The relief eould be the work of one of those kings, a Iater king, or even one of the earlier kings who campaigned through the area. As the relief is so worn. i dcubt t ha t we sha!l ever 'be able to da:te this work very closely.
Finally, i would !ike to turn to the relief in the Kenk Gorge which overlooks the Euphrates ncar Yavuzeli. The relief is the work of Shalmaneser III. The figure of the king is exccptionally well-preserved in the upper parts. From the careful working of the details of the face and beard, it can be seen that this is a work of the very highest quality. As we have so l'ittle sculpturc from the reign of Shalmaneser III and as most of what we have eomes from the end of his rcign, this early monument is clearly of exeeptional irnportance.
The inseription summarises the events of the years 857-855 B.C., namely the seige and capure of Ahuni, the Aramear ruler of Til-Barsip, an importan t tOWI1 sornc 50 km. down stream from here. The inseription is perhaps the earliest yetknown of Shalmaneser III. The original published eopy was made from photographs and we have now bccn able to correct same dctails in this eopy and verify the text.
IS
Necml ÜLKER*
müstesna bir bölgesi olarak kabul edilen, Asya ve Avrupa'y 'kavuturan
bir köprü durumunda'ki Anadolu, sinesinde 'barndrd eski ve yeni ça­
lara ait çeitli kültür mira's ve eserleriyle yerli- yabanc bilim adamlar­
nn daima dikkatini çeken bir bölge olmutur. Toprak anann sinesinde barndrd ilkçalara ait Anadolu kültür miraslar. XVIII. yüzyldan
itibaren zamanmza kadar artan 'bir biçimde ilgi görmü, arkeolog ve antrepologlara youn çalma malzemesi olmutur. Dier yandan, XI. yüzyldan XX. yüzyln ilk çeyreine .kadar olan yaklak dokuz yüzyl
gibi, uzun bir sürede Anadolu'ya derin kültür damgasn vuran Selçuklu ve Osmanl medeniyet eserleri ancak XX. yüzyln ilk çeyreinden itiba­ ren türkolog, tarihçi, sanat tarihçi ve ilgili bilim adamlarnn az da olsa ilgisini çekmee balamtr.
Anadolu'daki zengin Türk-slam geleneinin ve kültürünün ancak bir ksmn oluturan Osmanl devri mezar kirabeleri üzerinde çalma­
lar yaplm olmakla birlikte bu konuya bilimsel bir yaklamla eilenle­
rin says yok denecek kadar az olduu bir gerçektir. Türklerin 1071'den sonraki dönemde, Anadolu'yu yurt edinip yerle­
ik hayata geçmeye baladktan sonra yerleim merkezlerinde öncelikle, dini ve 'Sosyal bir ihtiyacn sonucu olarak camiler ina edip onun etrafn­
da mahalleler tekil etmilerdir. Baka bir deyile, camiler slam hayat tarznn odak noktasn oluturmutur.Küçük veya büyük yerleim mer­ kezlerinde camilerin yanndaki arsa genellikle orann ileri gelenlerinin vefatlarndadefr edildikleri yer olmutur. Böylece hazire 1 denilen küçük ölçüde cami kabristanlar meydana gelmitir. Hazirelere gömülenlerin i) beldenin ileri gelen eraf veya sosyal ve ekonomik durumlar iyi kim­ seler olmalar dolaysyla mezarlarna Türk ta oyma ve yaz sanatnn
küçük fakat müstesna örnekleri olan ahideler konulmutur.
(*) Doç. Dr. Necmi ÜLKER. Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Yeniça Tarihi Ana Bilim Dal Bakan. Bornova/ZMR.
(1) Hazire, cami, tekke ve türbe bahçeleri yannda cenaze defnedilen küçük me­ zarlk olup etraf duvarla çevrilerek korunmutur. M.Z. Pakaln, Osmanl
Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözüü, I, stanbul, 1946, s. 794.
19
Osmanl döneminde Bat Anadolu'nun vXv'lIl. yüzyln ikinci yan­ sndan itibaren bir liman ve ticaret merkezi olarak önem kazanan zmir'de 2 dier büyük Anadolu ehirlerinde olduu gibi bir kaç hazire bulunmaktadr. Geçen ylki sempozyumda sunduum «zmir-Hac Mah­ mud Camii Haziresi Mezar Kitabeleri» balkl tebliimizden sonra yapt­
mz bu çalmamzIa zmir-Ali Aa Camii haziresinde bulunan kitabele­ rin tümünü okuyup, hazirenin gerçek ölçülerine uygun konum krokisi ha­ zrladk. Bu çalmamzlaXVIII. ve Xl.X. yüzylda zmir'de yaam eh­
ri baz saygn aile ve ahsiyetlerine ait ahide kitabelerini ortaya koya­ rak, ilgili konularda aratrma yapanlara birinci elden belgeler sunmak esas amacmzdr.
Hazire ve Caminin Genel Durumu
Bütün kitabelerini eksiksiz okuduumuz cami haziresi, Konak'taki Memleket Hastanesi'nin güney tarafnda bulunan Ali Aa Camisi'nin bat yönünde bitiiindedir. Eski zmir'in bu ksmna camiyi yaptrann
adna izafeten Ali Aa Mahallesi denilmektedir. Camiye giri kapsnn
sa tarafndan duvara konulmu kirabeden anlaldna göre bina 1083 H/1672-3 ylmda ina edilmi, 1314 H/1896-7 ve 1958 yllarnda tamir gör­ mütür", Ayrca hazirede youn çaltmz 1987 yl yaz aylarnda da bu caminin mihrap taraf duvarnn ve:rmi olduu belin düzeltildiine ve caminin tümünün elden geçirilip boyandna ahit olduk. Bu tamiratn
tüm masraflarnnda civar hayrsever vatandalar tarafndan karland­
n, zmir Vakflar Müdürlüü'nün'bu konuda ancak tamirata izin ver­ mekle yetindiini kaydetmek gereklidir. Cami haziresinin de yine hayr­
sever cami cemaatnn yardmlaryla 'bugünkü iyi haline getirildii, çok miktarda curuf çkt tarafma ifade edilrritir (Resim: 1).
Cami avlusunda nereden geldii bilinmeyen suyun bololmas, cami ile hazire arasnda küçük bir mermer adrvann bulunmas, hazirenin ulu servi aaçlaryla bezenmi olmas camiye ayr bir özellik kazandr­
mtr. zmir'in irin, baknl ve en güzeli olarak nitelendirdiimizbu haziresinde knk olanlarla birlikte -bazlar oyrna-süslemeli, bazlar da eski ça sütunlarndanbozarak yapld açk olan 67 adet kitabe vardr.
Bunlardan 43'ü erkek, 23'ü kadn ve birisi de cami kitabesidir. Bu mezar kirabelerinin bazlar zmir'in tannm ailelerinden Cebbanzadeler'e, ba­ zlar Gedusizadeler'e, bazlar Alaybeyiler'e aittir. Ayrca haziredeharap
(2) The Rise of zmir, 1688-1740, The University of Michigan, 1974. baslmam
doktora tezi. (3) M. Münir Aktepe, «Osmanl Devri zmir Cami ve Mescidleri Hakknda Ön
Bilgi, II» Tarih Enstitüsü Dergisi, Say 4-5 (1973-74), stanbul, Ed. Fak. Mat­ baas, 1974, s. 94-5
20
olmu durumda üstü açk lahit biçiminde bir mezarn ve baz ilemeli
ayak-ucu talarnnda olduunu kaydetmeliyiz, Hazirede bulduumuz en eski tarihli ahideSabiha'ya ait olup 1110 H/1698-9 tarihini tamakta, en yeni tarihlisi ise Manisal Hafz Hüseyin kz Cemile Hanm'a ait olup tarih 1295 H/18+8.
Hazire kitabelerinin tümünü okumakla birlikte burada baz örnek­ ler vermekle yetineceiz. Hazireninkitabelerini geni kapsaml olarak ileride bir dergide yaynlamay düünüyoruz.
1 - Sabiha Hanm'n(?)mezarta (Resim: 2) Antik devre ait rnermer bir sütun parçasnn bir yüzünün yortula­
rak düzlenmi yüzü üzerinde kitabesi vardr. Üç satrdan oluan kitabe­ nin yazs anmtr.
Merhum ve mafurunlehu Sabihaf P)
Ruhiyçün elfatiha
Sene 1110/1698-9 .
Dikdörtgen biçiminde mermerden yaplm olan ahidenin ölçüleri l8Ox33x13 cm. dir. Kalnca olup yukarya gittikçe daralan boyun ksm­
nn üzerinde katibi kavuk vardr. Tek ayna üzerine krk bir sülüsle ya­ zlm On mail satrdan oluan kitabenin alt ve üst ksmnda kabartma süsler vardr. Boyun ksmnn altnda ksa bir palmet -lotüs frizi ahide­
ye ayr bir estetik güzellik verir 4. Bu duruma erkek ahidelerinde az rastlanr.
Etfatiha Alaybeyi Ahmed Aa ecel-i cam nü idüp
Kld bu dar- fenadan azm-i firdevs yerin Güuna ta ki güzar idüp seda-y ircii
Murg- ruhu lane-i ar üzre oldu hak niin
Yerde yattkça huzur ile ol zat- pür-kerem Ola damad saadetle makamatta rnekin Fevtine Ahmed Aann Hafza tarihini Cennet-i alada ola sefa ile hür u in
Sene 1169/1755-6
~} si.;." ,-:,,-\<I)L.s\.; ~...:.j
v:.. .~t;.. ..1;.J\...- s.J\"I.J 'l,1
~};; Ib\..,. i.;\.<1 .......,..1 .:.::,;
:.r-", ,.)~ 4 1 ...., ),1 • .J).-"I ~
(4) Semra Ögel, Anadolu Selçuklular'nn Ta Tezyinat, 2. Bask, Ankara, T.T.K. Basmevi, 1987, s. 82.
21
Üzeri ters V biçiminde aaya doru hafifçe daralan mermer ahi­
de 164x53x8 cm. ölçüsündedir. zmir ve civarnda rastlanan klasik bir hi­ çim ve süslemesi olan bit hanm mezar kitabesidir. Aralar silmelerle ay­ rlm sekiz mail satrdan oluan kitabe iyi bir sülüs eelisi ile yazlmtr.
Taç ksm, stilize edilmi akantus yaprak motifleriyle uyumlu bir biçim de süslenmitir. Taç ksmnn altnda düz bir kuaa ilenmi kabartma süs motifleri vardr. Tan köeliklerine birer çiçek ve yaprak motifleri ilenmitir.Kitabe kelime-i ahadet ile balar.
1 1AA
~L..LJ 4.,:..., ~\; ..y. 4.1..;9J i
~i LfG.. ,j 4J.,1 ~ j-1.J,k>
4 ~I d.Jj-;'" J ~Y'".J"
u.,;k ~\s. s" ~J)
Okuya bir fatiha rahmeten Ii'lalemin
Dura cennet ola fi makam emin
Merhume ve mafure Alaybeyin
Sene 1188 Cernaziyelevvel fi 27 / ' 27 Austos 1774
4 - Miralay Ahmed Aa'nn kz Hatice Kadn'n mezarta (Re­ sim: 5)
Bir kadn mezar ta olarak klasik ölçülerin üstünde bir büyüklüe
sahip olan bu mermer ahidenin ölçüleri 21Ox44x12 cm, dir. Mermere oyulmu bir pano içinde aralarnda silme olmayan ve be satrdan olu­ an kitabenin yazs tan güzelliine uygun dümemektedir. Kitabenin üzerindeki taç ksmnda, barak stilinde oyma olarak ilenmi geometrik bir süsleme bulunmaktadr. Tan göüs ksmndan taç ksmna mukar­ nasla geçilir hissi verilmek istenmitir. ahidenin göüs ksmndaki
gülbezek'te dokuz su damlas vardr. Kitabe pano'su üzerinde ise stilize edilmi üç karanfil motifi yer almaktadr.
d;~, ..t...>-I .s)" ~
~WI U.J-:~.,.J
5 - Gedüsizade Süleyman Aa'nn mezarta (Resim: 6)
Ege bölgesinde skça rastlanan bir biçimde olan bu mermer ahide
zmir'in erafndan ve sözü geçen bir zat olan Süleyman Aa'ya ait olup tan ölçüleri 180x34x16 cm. dir. Aralar silmelerle ayrlm yedi pano
22
ve sekiz mail satrdan oluan kirabenin yazs sülüstür, Köeliklere be
çanak yaprakl birer çiçek ilenmitir. Kitabenin üst ksmnda taa este­ tik bir görünü veren stilize edilmi akantüs yapraklar ilenmitir. Ka­ ln olan boyun ksmnn üzerindekatibi'ye benzer bir kavuk vardr.
)is ...rj ..} J,,))
,jlJI ..;)L;JI~
LS"'J J.:, J""'" J r».J"
ul.e-L rW' o.l,j
':">'JJ ,'fLoJ \.Or llYo ~ .....:;W'
LS 4:\ ~ rr 0..l;; r'\.;.. ~~ J 4:\ ws- J:;.o '-:"~\ ü .JI.,-\..
Hüve'l haHakü'l baki Bu merkade her kim eylerse dua ide maherde afaat mücteba Merhum ve mafur Gedüsi Zade elhac Süleyman Aa rizaenlillah ruhuna El fatiha sene 1175 Fi Zilhicce 27/19 Temmuz 1762
6 - Gedüsizade Süleyman Aa'nn ei Sabiha Hanm'n ta (Re- sim: 7)
Tepesi ters V biçiminde, aaya doru hafifçe daralan beyaz mer­ merden yaplm bu kadn ahidesi orta büyüklüktedir. Tan taç ks­
mndaki cami motifi ve akantus yapraklarndanoluan kompozisyon e­
ne az rastlanan ve dikkat çekici güzelliktedir. Burada bir minareli cami ve yan taraflarnda türbeye benzer yap yer almaktadr. Ayrca bir dal üzerinde iki çiçek, bir lale ve karanfil vardr. Cami motifi, barak stilinde ilenmi estetik görünümü fevkalade olan akantüs yapraklaryla çevre­ lenmitir. Bu tür süsleme taa zenginlik getirmektedir. Aralar silmelerle ayrlm on satrdan oluan kitabe sülüsle yazlm, tataki süslemelerle uyumlu bir güzellik oluturmutur. ahidenin ölçüleri 186x52x6 cm. dir,
Hüve'l hallakü'l baki Sabiha Hanm fenadan azm-i
beka eyledi Masvadan elçeküb menzil-i
ukba eyledi Bu cihanda bulmad derdine
asla bir deva Emr-i Hakka taaten ol nezl-i
dünya eyledi Saki-i dest-i ecelden nü idüb
peymaneyi Arzu-y firdevs-i a'la eyledi Gedüsizade Süleyman Aann
Zevcesi merhume Sabiha Hanm
7 ubat 1809
XiX. yüzyl balarna tarihlenmi, dikdörtgen biçimindeki mermer­ den yaplm olan bu mezarta 200x42xll cm. ölçülerindedir. ahidenin
kirabesi on satr olup on ayr ayna içine tam kabartma olarak ilenmi­
tir. Tan göüs bölümündeki kitabenin üzerinde yay biçimindeki silme­ nin üst ksmnda bir sra stilize edilmi nebati yapraklar vardr. Kitabe­ nin yazs sülüs olup uyumlu bir biçimde istiflenmitir.
< d' <L .:ü.1 ..Ls<- ,.,I...;I.;.. J.i.rr: ~ v• .r~ ..., ~
ü"...J; i )~ c,rb';" c~ d:!~
JLr: ~ LJ'""~ J.,5" -.;1
Layk-i mafiret-i Gaffar olsun
Rahmet-i namütenahiye sezavar olsun
Ruh- pakine gda Iezzet-i didar olsun
Merhum Cebbanzade Muhammed Sadk
,Q.'" L__ i' i'-' I.OD __ ".J .J ü~ r~.J"
~1..9 ~.J LS...;,;1
8 - Cebbarzade Muhammed Efendi kz Fatma Hanm'n mezar­ ta (Resim: 9)
Belki de hazirendn en güzeli olan bu kadn ahidesi bal bana ta
oyma ve süslernecilik sanatnn bir aheseridir. Oyma-kabartma açsn­
dan barok üslubunun etkisi bu ahidede açkça bellidir. 200x60xlO cm ölçülerindeki ibeyaz mermerden yaphn, sanatkar meçhul bu ta iki bölümden oluur. Birinci ksm üzeri ters V biçimindeki bu ahidenin
taç veya alnlk ksmnn etrafnda barak stilinde oyulmu hayali, stiIize edilmi nebati yapraklar vardr. XiX. yüzyln bana tarihlenen ve barak süsleme sanatnn tüm özelliklerini kapsayan bu süslemede bir vazo içine konulmu bir çiçek demeti ve ortasnda bir karanfil dikkati çeker. Yekpare olan tan ikinci ksmna düz kuak biçiminde bir mu­ karnas ile geçilir hissi verilmitir. ahidenin köeliklerinde bir çiçek,
24
ian silmelerle biribirinden ayrlmtr. yi bir sülüs ile yazlm kitabenin ifadesi de güzeldir. Süsleme unsurlar ve yazsyla hazirenin hanm ahi­
deleri içinde en güzeli olduunu ifade edebiliriz.
Hüve'l Hallakü'I baki A'hla zar klarm gençliime
doymadm
Frkata takdir bu imi ta ezelden bilmedim
Valideyn hem karndalarma
murada ermedim
1801
.. ...J~ ~)ts. ~ r""',}" "\..J.J "''''",,''''
•",,\. . L.. . ...l.o\..6.. 1\­V)U .. U 15,r
.SJ:, \.; '-rJ)~ J rJo>'.)"
~Wi ~) "li.r TL l ü~ \ T 11 ...:.-
9 - Manisa1 Hafz Hüseyin kz Cemile Hanm'n mezarta (Re­ sim: 10)
Hazirenin en yeni tarihini tayan bu ta Ege Bölgesi'nde XIX. yüz­ yla ait yaygn bir hanm ahidesi türüdür. Bu mezar ta çan biçiminde olup üzeri bir vazo ve iki tarafa dökülen yapraklarla ilenmi, güzel bir kompozisyon oluturulmutur. Mermerden yaplm ahidenin ölçüleri 11sx43x6 cm. dir. Mailolan kitabesi on satrdan olumu olup aralarnda
sihneler vardr. Dönemin kadnlarnn durumunu yar alayla ifade eden ev geçiminin zorluklarm, yiyecek maddelerinin fiatn, kocasndan çile çeken dört çocuklu bir kadnn durumunu, ba parmanda çkan bir ç­
ban sebebiyle öldüünü anlatan eine ender rastlanan bir mezar tadr.
25
On para domat altm para lahm bir etmek yirmi kömür
Ve bamye idi am onüç sabun bu hal-i yevmiye tamam ükür
düb dört 'evlat ile müdam Urlal Mustafa Efendi-i birahm
Tahammül idüb sabr ile büküldü belim ayam ba parmamda
Mercimek danesi iim ömr vefa itmedi otuz yam
arab- mevt-i nü ile daro ukba iim ibret-i çemle
Nazar eyle tan oku bir fatiha karndam aml
Sokanda 'Sakin Magnisal merhum Hafz Hüseyin kerimesi
Cemile Hanm ruhuna fatiha
.J,s <S'.At ~i ~ rJ C.J~ u:-:oJI c..o,b ".J~ y,1
.f...:, ri..; ~~ JI.> ~ 0}-!L- C'I 0,1 r s ~i ~~ J
rl..... 4 1 .~, ..:...,)J. I-;-'J..l!\
.s ....6'}-! 4 i .J"t'OO 1-;-''' ~ i j...:..;
. . s: .,.;1 . • !
~\t ).,;,,1 s ~i Ü, ,rS­
.~ ..:...r:- ~i ~ ).
r~.? 0::'-"'" J:..jl.> rY'",;o Ji~ ..:r<;'L , ..cit9,....
~Ü e.:...:..J,) ,.:'.;.. ~
Ortaçalardanberidir kozmopolit bir yapya sahip ve çeitli kültür­ lerin kaynat bir ehir durumunda olan zmir, özellikle XVII. yüzyl­
dan itibaren youn bir ekilde ina edilen dini ve ticari binalarla bir slam ehri hüviyetine kavumaya balamtr. Camilerle birlikte hazire­ lerin de varl bilinmektedir. zmir'deki cami hazirelerinde bulunan me­ zar kitabelerini Incelemekle. Ibu ehrin ileri gelen aile ve ahsiyetleriyle
ilgili biyorafik bilgileri ortaya koymay ümit ediyoruz. zmir ehir do-
26
Biyorafik bilgileri sunmann yansra, zmir'in kültür hazinelerin­ denbirini daha ana hatlaryla tesbit. edip sunmu bulunuyoruz. Daha önceki çalmalarmzda olduu gibi Ali Aa Camii haziresinde bulunan yazl ve süslemeli ta belgelerin gün na çkarlmasnn. Ege bölge­ sinde veya yurdumuzun dier 'bölgelerinde bu tür çalma yapacak olan­ lara bir örnek tekil edeceinide ummaktayz.Ayrca, zmir ehri ve ya­ kn çevres mezar kitabeleriyle ilgili bu çalmalarmz yurdumuzun di­ er ehir ve bölgelerinde de yaplmas ve üniversitelerimizin Tarih, SanatTarihi ve Türkoloji bilim dallaryla uraan bölümlerin de bu ko-
i
na karmancakbir ksm her naslsa zamanmza kadar gelebilmi mezar kitabeleri üzerindeçalarakonlarn ebediyete yazl olarak bra­
klmas Türk kültür eserlerinin küçük bir bölümünün aydnla kavu­
masn salayacaktr.
28
KULES HAKKINDAl Ayda AREL (*)
Bodrun yanmadasmda,doudanMandra batdan Baldran tepe­ lerinin kuatt ve Pazar dann güneyinde kalan Ortakent buca, ha­ len merkez ilçeyi Turgut Reis iskelesine balayan ose 'Üzerinde yer al­ maktadr (Resim: 1 - 2). Philippson haritasnda ad Eplskopi olarak ge­ çen 2, yakn zamanlara kadar ise Müsgebi olarak anlan bu bucak, kaz­
lardan çkan Miken dönemi bulgularndananlald gibi 3, oldukça eski bir yerleme olmaldr. Bununla birlikte, hakknda bilinenler yok dene­ cek kadar azdr: söz gelirni, Piri Reis, 1521 tarihli Kitab- Bahriye'sinde MÜSlgelbi'den söz etmez 4. Ayn ekilde, 1671 yhnda Bodrum'a gelen Ev­ liya Çelebi de köyü görmemitir5. Buna !karlk, 16.' yüzyla ait Tapu Tahrir defterlerinde 6, Sravalos 7 kazasna bal iki Müsgebi köyünün kayd geçer. Bunlardan' Müsgebi-i Sair olarak anlan, bugünkü Müsge­ bi Yals olarak bilinen yer olmaldr. Bu iki köy, kazann en kalabalk
yerlemeleridir ". Köyün giriinde bulunan ve en eskisi 1049 Hj1639 M. tarihini tayan, yüz otuzun üstünde kitabeli mezartann saptanabildii
köy mezarl, Müsgebi'nin Osmanl dönemindeki önemini vurgular 9.
Özgünkarakterini hzla yitiren köyün içinde (Resim: 3-5), arala­ rnda hsm olan ailelerin ikametgaholarak kullanlm bulunan üç ku­ ie-ev bulunmaktadr (Resim: 6-9) l0. Bunlarn arasnda, ilk yapma ait görünümünü en çok 'korumu olan Mimar Sn. Behruz Çinici'rinmülkiye­ tine geçmeden önce Hac shak Aalar ailesinin konutu olarak «Mustafa Paa» kulesi adyla tescil edilen yapdr (Resim: 11) LL.
Bat Anadolu"da dank olarak baz örneklerine rastladmz
(Resim: 60) ikamet kuleleri tipolojisine giren bu yap 12, yaklak 10 m. yüksekliindedir ve bir kayala oturmaktadr.Teras eklindeki çat kat
saylmayacak olursa, bir bodrum, bir giri ve bir oturma katndan olu­ ur. Her kat, 6,40 x 4, 40 m. boyutlarnda bir ana hacim ile ona açlan
daha küçük iki odadan ibarettir. Planimetrik düzen, bir ana kitle ile ona güneyden ve batdan bitien daha küçük iki kitleden oluan d yapnn
biçimline yansr (Resim: 1'4-2'7).
(*) Prof. Dr. Ayda AREL, Ethem Efendi Caddesi Çim Ap. No 9/ D. 2, Erenköy iSTANBUL
35
Bugün samanlk olarak kullanlan bodrum kab'na bat cephesindeki bir açklktan giriliyorsa da (Resim: 11, 22), ilk yapmda bu katn bu tip yaplarda olaan olan biçimde, kapsz ve penceresiz tutulmu olmas
gerekir. 1979 tarihli Eyüpolu- Çakrhan raporunda birinci kat döeme­
sinde bodruma inmeye yaray.an bir merdiven deliinden söz edilmekte ise de, halen bu döemenin tahtalar yokolduu için bodrum katnn ini­ i tarafmzdan saptanamamtr. Bodrum katnda, ta dolgu ile düzel­ tilen ana hacmin kuzey ve dou duvarlar boyunca, belki de çuval ta­ maya yarayan alçak bir seki dolar. Bu ksmn öteki odalarla ba­
lants 1979 ylnda helirlenememitir; bugün ise, yapnn daha da an­
m durumu, 1979'a göre daha ileri saptamalan elvermemektedir.
Zeminden yaklak 2 m. yükseklikte balayan birinci kat, yapnn
asl giri katdr. Duvarlara açlan mazgallardan hava ve k alan bu kata, onarm giriimi srasnda iki de pencere açlmtr. Dou cephesin­ deki bu pencereler bir ocan iki yannda bulunmaktadr (Resim: 18, 19, 22,23,24,). 1979 tarihli raporda, kuzey cepheside bulunan ve asl giri
olan asma kapnn 1,5 m. kadar ilerisinde duran ve girii kapatan çekme köprünun dayandrlmasnayarayan bir kargir platformun varlndan
söz ediliyorsa da, bunu 1987 yaznda yerinde bulamadk. Ayn ekilde
1979 tarihinde giriin önünde duran ve devirrne ta bloklarndan yaplma
bir .merdiven de bugün ortadan kalkmtr (Resim: 15-17). Buna kar­
lk, girii kapatan köprünun mil yataklar ve çekme iplerinin geçtii de­ likler kap çerçevesinde seçilebilmektedir. Giriin üzerinde ve çat hiza­ snda bulunan ve 1979 öncesine ait fotoraflarda görülebilen çkma maz­ gal, kzgn sv aktmak suretiyle girii korumaya yarayan bir olua ait­ tir. Bu mazgal, bugün, onarm nedeniyle talar sökülen kuzey cephenin çat katndaki kalkan duvar'la birlikte ortadan kalkmtr (Resim: 17).
Giri kat ile, daha üstteki oturma katnn döemeleri ahaptan yapl­
mt. Bu döemeler onarm giriimi srasnda sökülmü ve giri katna
bugün hala yerinde duran yeni kiriler atlmtr (Resim: 25). Bu kat­
taki güneyodasnnbir hela, bat odasnn ise bir gusulhane olduklar,
1979 rölöveleri srasnda anlalmtr. Giri katndan oturma katna
çkan kuzeydoudaki merdiven ise, bütün öteki ahap aksam gibi orta­
dan kalkmtr (Resim: 24).
Zeminden 5,56 m. yükseklikte balayan ikinci kat, asloturma ka­ tyd (Resim: 26-28). Bu katta, dou duvar boyunca ahap dolaplar yer alyordu. Dolaplarn üstü musandra eklinde düzenlenmiti (Resim : 27, 28- 32,39). Kuzeydou köesindeki merdiven boluunun yanndaki son dolabn içinden bir tanr merdivenle kuzey duvarnda ve biraz daha
36
yüksekte bulunan bir baka musandraya çklabildii1979 . raporunda kaytldr. Burada, ikisi rnusandrahizasndabiri de çk merdiveni yiik­ sekliinde sonradan kapatlm olan üç ni bulunuyordu. i979 raponin­ daki görüe göre, alt ni lambalk, üsttekiler ise, kapakl dolapolarak kullanlm olmaldrlar. Gene 1979 raporunda; musandra .penceresin­ den daha bat kitlesin'in çatsna çkldr, oradan da küçük bir tanr
merdivenle orta çatya geçilebildii yazldr.
Orta rnektma güneyden ve batdan' açlar odalar birer seki olarak düzenlenmiti (Resim: 29- 32). Deniz tarafna bakan pencereleri olan, daha itinal ve daha süslü tutulduu .1979 raporundan anlalangüney sekisi, Sayn Çakrhan'n tahminine göre .bir selamhk .sekisl, ,hir baoda
olmaldr. Bu odann pencerelerinin üzerin!de,. daha 1979 yllarndabile yerinde olmayan ancak daha önce, 1960'lar-da Bodrumilik:öre­ retim Müdürü Sayn Osman Nuri Bilgin tarafndan aynen ,kopy~edilen
üç beyit halinde bir kitabe dolayordu (Resim: 41) Tamamlattr~lan
ve temiz çizimi yaplan bu kitabenin rölövesi 1979 raporuna eklidir. Ki­ tabenin metni aadaki gibidir 13.
· Bu eh-niin-i ney .. ~..... ahvalleri Mübarek itdi ...... medh güy-i Ta'al
· Mah ahniinki yokdur cihanda ana nazir Ne kasr- dilke ve ziba ki olmaz ana misal
· Gelüp bu ca-y ferahbada y eder ihvan Cihanda ola emin görmeye ziyan zeval
Sene 1010
1601- 2 M. olarak beliren bu kitabe tarihi, tescil fiine kulenin ya­ pm tarihi olarak ilenmitir. Bununla birlikte bu tarih seIamlksekisi­ nin (ve muhtemelen oturma katnn) tefri tarihi olmas gerekir. Yap­
nn gerçek yapm tarihine ait baka verirniz olmadna göre; 1010 H. tarihini biz, termlnus antequem bir tarih olarak kabuletmekzorundayz.
1979 öncesinin fotoraflarnda görülen ve Eyübolu-Çakrhan r~­
porunda ayrntlbiçimde betimlenen oturma katnn tezyinat da, tpk
bu katn donatm olan ahapaksamgibi restorasyon srasnda sökülmü,
artan parçalar ise köylü tarafndan alnp götürülmütür(Resim: 33-40) Rapora göre, süslemeler ahap kapak ve pervazlar üzerindeki çiçek motif­ li boyama' naklar, pencere pervazlar çevresinde ve ocan Iki yanndaki
alç svaya bask suretiyle nakedilen çiçek motifleri ve geometrik beze­ melerdir. Ayrca, selamlk sekisinde hala durmaktaolan ahap parmak­ lktan daha eski halkalhireimli deiik türden bir parmakla aitizler
. rapor müelliflerince saptanmtr. Ahap .donatmnbir ksm, bazr per­ vazlar ve seki kemerlerinin balangcndaki oymalaaç ileri 1979'dan
37
önce alnp götürülmü olduu raporda yazldr. Nitekim, daha yukanda da belirtildii gibi, 23.3.1965 tarihinde Osman Nuri Bilgin tarafndan tu­ tanaa geçirilen kitabe, rölöve çalmalar srasnda yerinde bulunama­ mtr. Bununla birlikte, 1979 raporuna ekli olan ve bazlarn bu ma­ kalede sunduumuzeski fotoraflarla·1987 ylnda tarafmzdan çekilen fotoraflar karlatrldnda, onarm projesi tasdik edilen ancak ger­ çekletirilmeyen bu yapnn, on yldan ksa .bir süre içinde ne derece bozulduu ve hzla yokolmaya yüz tuttuu açkça görülebilmektedir.
Yaama katn alt katlardan ayran bir baka özellii bol pencereli oluudur: Sekilerin her üç yüzünde birer, kuzey duvarnda iki, ocan
güney yannda ise bir adet olmak üzere toplam dokuz pencereden baka,
kuzey ve.dou duvarlarnda musandra düzeyinde birer pencere daha dr. Teras çevreleyen kalkan duvarlar, Bedrum'da sk rastlanan türde üç­ ta konsol, duvar içindeki tayc kirileri hala görülebilen bir d ga­ leri ya daahap birbalkona ait olmaldr (Resim: 12).
çat, erite ve toprak karmyla kapl, düz bir teras durumunda­ dr. Teras çevreleyen kalkan duvarlar. Bedrum'da sk rastlanan türde üç­ gen mazgallarla bitiyordu. Ancak, onarm srasnda sökülen kuzey cep­ hesinin kalkan duvarnn talar .ile çkma mazgal, onarm yarm kald­
ndan yeniden örülmemi ve yapnn bu ksm özgün görünümünü yitir­ mitir (Resim: 16-17).
Kulenin duvarlar, kesme tatan olan yap köeleri ve kap· pence­ re çerçeveleri dnda, kiremit dolgulu moloz ta örgüdür. Talar bala­
mak için kum, kireç ve ktk tulakarm bir sva kullan1mtr.Çakr­
han'n yapt gözlemlere göre, çabuk dalan tortul kökenli bir tan
bolca kullanld dou cephesinde 1979 öncesinde görülen çatlaklar, ku­ le sahiplerince ördürülen yma tatan basit bir ihata duvaryla destek­ lenmi, ancak 1979 sonras onarmçalmalarnda duvarn bu ksm ye­ niden örülmü ve çimento sva ile pekitirilmitir. (Resim: 20).
Görüldüü gibi, 1979 ylna kadar, yp:r.anm olmakla birlikte kul­ lanld dönemin özelliklerini koruyagelmi olan bu yap, aradan geçen birkaç yil içinde mülkiyet deitirdii ve onarm projesi Antlar Yül-sek Kurulunca tasdik edildii halde, onarm projesinin gerçekletirilmeme­
si ve yapnn korumaszbraklmas yüzünden, sonradan atlan birkaç döeme kirii dnda, d duvarlarndan ibaret bo bir kutuya dön­ mütür. Duvarlarn bugüne gelebilmesi ise, onarm giriiminde yaplan
birkaç ilem sayesindedir, BU: bakmdan, 1960'l yllardan bu yana, kuleye gereken önernin verilmesi ve korunabilmesi için yaplan çeitlibavurula­
rn ksa tarihçesini vermenin aydnlatcolaca kansndayz:
38
- 8.7.1961 tarihinde, 732 -51/42769 sayl yazyla Milli Eitim Ba- kanl, Mula Valiliinden yapnnfotoraflarn ister. ~
- Bedrum Kayrnakaml, istenen fotoraflar 4.4.1962 tarihinde 470.991 sayl yazsnn eki olarak gönderir ve yapnn «dorama, tekilat,
yaz sanat ve boya bakmndan...muhafaza altna alnmasnn,ve çürü­ meye yüz tutan yerlerinin tamir ettirilmesinin elzem» olduunu Valili­ e bildirir.
- Bakanlk, 6.5.1962 tarih 732.51/600 sayl yaz ile, kulenin zmir Müzesi mimarna incelettirilmesini, ayrca Bodrum Müze Memurluun­
dan, rapor alnmasn ister. Bodrum ilköretimMüdürü Osman Nuri Bil­ gin ayr bir yazyla zmir Müzesi mimar Cevat Sezer'den bir rapor dü- zenlemesini Ister. \
- Mimar, iki paragraf geçmeyen raporunda,kulenin onarm içi:
20 000 TL tutarnda bir tahsisata gereksinim olduunu bildirir. - Bodrum Kaymakaml, 20.3.63 tarihinde Mula Valiliine ba­
vurur ve özel mülkiyette bulunankulenin istimlakini, onarmn ye bir Etnorafya Müzesine dönütürülmesini önerir.
- Milli Eitim Bakanl, 25.5.63 tarih ve 732 - 51/01514 sayl ce­ vaplaryla, 1963 ylnda ilem yaplmasna olanak bulunmadnbuna karlk 1964 bütçesinde kulenin onarm için ödenek ayrlmaya çalla­
can bildirir.
- Bodrnm Kaymakamh, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Mehmet Önder'e yolladklar 3.12.1964 tarih ve 470-1761 sayl yazlannda
«Teriflerinizde ...Mustafa Paa Kulesi (Osmanl Kulesi)nin feci durumu­ nu aksettirmi ve eer bu ylda kule tedbir alnmazsa çok fena duruma geleceini belirtmitik. u anda aldmz . bilgiye göre, verese adgeçen
ata andac kuleyi yktrmay tasarlyorlarm. Bu 'durum (270) senelik tek eserimizin yokolmasnaveya eski halinden birçok eyler kaybetme­ sine, dejenere olmasna sebep olacaktr» bildiriminde bulunur.
"
39
kesit, resim ve yazkopyalari ekinde hazrlad tescil fiini Eski Eser­ ler ve Müze1er Genel Müdürlüünegöndertir (23.3.65 gün ve 470-401 sa­ yl yaz).
-'- Bu aradakule sahiplerinin de Bakanlk nezdinde giriimleri ol­ maldr ki, EskiEserler ve Müze1er Genel Müdürlüü, 24.8.65 tarih ve 732.51/04761 sayl cevab yazlaryla, kulenin o günkü sahibi Ylmaz De­ niz'e kulenin korunmas yoluna gidilmesi gerektii bildirilir ve «Kulenin bir ksmnn yklarak küçültülmesinin söz konusu olmad», ayrca «istimlakinin düünülmedii»eklenir..
Bütün bu gelimelerin sonucunda, kuleyi koruyamayan ve onu ge­ reksinimleri dorultusundadeitiremeyensahipleri,onu Mimar Behruz Çinici'ye satarlar. Kulenin yeni sahibi, onarm konusunda Nail V. Çakr­
han ile anlar. Çakrhan, Yüksek naat Mühendisi Üner Eyübolu ile kulerrin rölövesini gerçekletirirve restorasyon projesini hazrlar. Proje, raporuylabirlikte, 3.5~1919 tarihli bavuru yazs ekinde Anrtlar Yük­ sek Kurulunda incelenir 8.6.79 tarihli 306 sayl toplantda alnan bir kararla benimsenir.
Daha önce, Bodrum ve çevresiyle ilgili genel bir kararla 1973 yln­
da tesciledilen kulenin, onaylananyeni onarm projesi ise, Bakanln
20.7.1979 gün ve 6624 sayl kapak yazlaryla Bodrum Kaymakamlna,
Belediyesine ve Müzesine gönderilir. Ne var ki, balatlan onarm, daha önce de belirtildii gibi, mal ve proje sahipleri arasndaki bir ihtilaf yüzünden durur ve kule o tarihten beri kaderine terkedilir.
Yukardaki yazmalarda ve Osman Nuri Bilgin tarafndan doldu­ rulan tescil fiinde yap «Mustafa Paa Kulesi» olarak anlr. Osman Nu­ ri Bilgin'in derledii bilgilere dayal olarak Bodrum Kaymakamlnca
EskiEserler ve Müzeler GenelMüdürlüünegönderilen 23.3.65 tarihli ya­ zda ise, konuya açklkgetirilir ve «Adgeçen Mustafa Paa'nn Osman­ l. donanmasnn yelkenden buharaileyen gemilere geçi srasnda ku­ mandanlk yaptnn, Ortakent (Müsgebi) köyünü imdiki ilk yerinde kuranlardan olduunun torunlarndan Esat Aa'nn kars Nefise Ha­ nmdan naklen duyanlardan ôrenildii» bildirilmektedir. Ne var ki, ad
geçen Mustafa Paa, H. 1n6/M. 1729 tarihinde skele Camii'ni yaptr­
m olan (Resim: 42 - 43) Kzlhisarl Mustafa Paa'dr. Bu kii, brakt
H. 1139/M. 1726 tarihli vakfiyede «Umera-i derya'dan Kzlhisari Musta­ fa b. Ahmed» 'olarak zikredilir 14. Sonradan Paa ünvann alan bu kiinin
kahyas Hasan Aa Tepecik Camii'ni yaptrm, camiin karsndaki med­ rese ve dier mütemilat ise, Mustafa Paa'nn olu Kaptan-i Derya Cafer Paa, tarafndan yaptrlm15. Baba ve oulun mezarlar ise, Bodrum'· un Tersane Tepesi'nde bulunan açk tonozlu türbededir 16. Bu bilgilerden anlalacagibi, 1602 tarihli bir kitalbe olan Müsgebi Kulesi 18. yüzylda
40
bulunmamasve bu kiinin Bodrum'dadefnolunmasbuvarayv;p.s,\k,~J­
layar .hususlardr. Nahiye erafndan olan Hac shak Aalar.ailesiyle 17
Mustafa Paa arasnda kurulmak istenen balant ve aileleraras bir hsrnlk söylentisinden türernektedir ya da erafailesinin soyayncalw
pekitirmeye yarayan bir yaktrma,söz konusudur.".
Bununla birlikte; kirabesindeki tarihi hi~' tenninus ante qu~olarak benimsediimizMüsgebi Kulesi'nin Hac shak ailesinin eseri olduu say
ayn derecede dayamkszdr.Tescil fiinde ikinci olarak:verilen (Qsnüm­ l Kalesi) ad, yapnn yörede anldad olmaldr. ~hilippsonharitasin­ d~, köyadnnEpiskopi olarak. ilendiinigörmüiü~;taras~ut-gözetleme anlamna gelen bu ad rastlantsal olmamaldr19. 1517 tarihli Mentee
',' ' , - , " , ' '., : """ ",i:,' i:', 'o;.
ni yaptmz Bodrum'da erifMehmet Çkmazi: 12'riumandakiBeyza
YldzhanEvi bu gelertekten artaklilan ilginçhirörnektir(~esifu:44-59).
Ancak,: ev karakteri ar basan b,ukule-evlede ayni zama'ndakonut ola- rak da kullanlan ikamet -kuleleri karmzca bir t'itmamaJdr. '.
Bat Anadolu'nun baz krsal yerlemelerindeve Balkanlarda tmar
ya da toprak sahipliiyle ilikili olarak karmza çkan21 ikamet kule­ lerinin Bodrum yarmadasndaki ikinci örnei olarak Gündoan (eski Farilya) dadr ve halen yazlk ev olarak özel mülkiyette bulunan bir ba­
ka kuleyi anabiliriz". Akdeniz bölgesinde antikiteden beri bilinen 23 daha sonra Ege ky ve adalarnda üslenen Venedikli ve Cenevizlilerin kullan­ d 24, hatta Haçl Seferleri ertesinde bölgeye yerleen Franklar tarafn­
dan ina edilen örnekleri de bulunan 25 «donjon» tipi kulenin Ortaçada
Romaniye olarak anlan bölgede oldukça yaygn bir kullanma kavutu­
u anlalmaktadr.Bölgenin korsan saldrlarna açk ve sürekli savun­ may gerektiren özellii bu tipolojinin yerel konut mimarisini de etkile­ dii ve Beyza Yldzhan ya da Foça civarndaki ba evleri örneklerinde olduu gibi kuleyl andran bir köyevi tipinin gelimesine yol açm ola­ oilir ".
41
Bununla birlikte, her tekil kuleyi ikamet kuleleri snfna sokmak­ tan kaçnmak gerekir. 1421'de Cristoforo Buondelcc.. ti tarafndan kale­ me alnan, sonralan defalarca kopye edilen ve içindeki harita ve tasvir­ ler deiik eller tarafndanyeniden çizilen Liber InsuIarum Archipelagi adl yazma eserde, Ege kylan ve adalan anlathr", Bu yazmann Bod­ rum yanmadasntasvir eden resminde Bodrum Kalesi'nin kuzeydousun­
da tek bana duran ve turris turcborum (Türklerin kulesi) olarak tanmlananbir yap gösterilir (Resim: 61r. 1489 tarihli yazmada bu tasvi­ re ek bir açklama getirilmive durris turchonn distat ab Castello Sancti Petri per tres leucas» eklindeki bir ibare düülmütür". Anthony .Luttrell'in yonimuna göre, kaleden 3000 adm uzaklktaki bu kule, ya Türklerin övalyelerigözetlernek için ina ettikleri ve 1472tarihli Venedik saldrsndayklp yokolan bir kuledir ya da Bodrurr'a Milas'tan ulaan
karayolunu dertetim altnda tutan Hellenistik kule idi ve Türkler tara­ fnda'l kullamlmtr", 1847 tarihinde ngiliz Amirallik Dairesi tara­ Indan Albay Spratt'a çizdirilen Bodrum ve çevresini gösterir toporafik
hariraya (Resim :62) ilenen bu 15.00 x 12,30 m. boyutlanndaki kale ka­ lnts bugün T.E.K. tesisleri içinde kalmtrYe gerek limana egemen bir bak salamasi gerekse Buondelmonti haritasndaki konuma uymas
açsndan Buondelmonti tasvirindeki kule olma olasln korumakta­ dr 30.
Bu açklamadan anlalaca gibi, Müsgebi kulesi, yapld ça
için bir istisna olmayan, ancak içinde bulunduu yerlemeye adn vere­ cek kadar çevre yaplardan farkl bir nitelik tam olan bir yapdr.
Bu aync nitelik ise, birkaç yldr ikamet kuleleri konusunda sürdürdü­ ümüz çalmalannözündeki sorunsaldr.
42
NOTLAR:
(t) Ortakent çalmalar, Kültür ve Turizm Bakanl Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüü'nünizinve ka~klan, Fransz An8d.olu -Aratrmalar Ens­ titüsü'nün maddi destei ile gerçeklemitir; Programn gerçeklemesinde
katks olan bütün kurum ve kiilere, bu arada Y. Mim. Sedat Emir'e, ö­
rencilerim Zeynep Taç, Benal Kabakl ve Adnan Turan'a, çalmalara do­
rudan katlarak bize yardmc olal' Bakanlk temsilcisi Sayn Füsun Ersoy'a, Bodrum Sualt Müzesi Müdürü Sayn Ouz Alpözen'e teekkürü borç bilirim. Fakat bu çalmay olanakl klan, Müsgeb kulesinin 1979 öncesine ait rapor, rölöve ve fotoraflarn tarafma kullanma ve yararlanma izniyle birlikte teslimeden Sayn. Nail V. Çakrhan ile Sayn Prof. Dr. Halet Çambel'in kat­ klardr. Kendilerine minnettarm.
(2) Bkz.e: Alfred Philippson, Reisen und Forschungen 'im westliehe Ktenasien,
Gotha 1913-1915, (Petermanns Mitteilungen V. Heftr. Levha 183{SL Bodrum yarmadasnnkarsndakiadalardan biri olan Telosadasmnda Episkopi ola­ rak anlmas ilginçtir. Ancak Paton ve Myres, Episkopi adnn bu yerleme­
nin bir piskoposluk merkezi olmasndan kaynaklandr görüünü tsavunmu­
lardr. Bkz. W.R. Paton veZ.L. Myres, Flesearches in Kara. The Geôgraphical Journal, 18972, 21, s. 38-54.
(3) Bkz: Yusuf Boysal. -Müsgebi kazs-, BelletenXXXI, T.T.K. Ankara 1967. s. 67 ve ay. yaz., -Karya bölgesinde yeni aratrmalar-, Am:dolu(AnatoliaJ, c; XI, T.T.K. Ankara 1969, s. 1-30.
(4) Piri Reis, Kitab- Bahriye, {yay. F. Kurdolu - H. Alpagut I, Istanbul 1935, S.
213-228, Bkz. ayrca: Piri Re'is, Bahrije : das Turhische Segelhandbuch tü, das Mittellaendische Meer vom Jahre 1521, (yay. P. -Kahle, Berlin 1926. c. II, s. 69-71.
(5) Evliya Çelebi, Seyahatname, c. IX, s. 213-214. Bkz. ayrca, ay. ca., ,(Yay. Zu. huri Danman). Istanbul 1971, Kitap 13, s. 140-142.
(6) BavekaJ.et Arivinde bulunar H. 923/M.1517 tarihli ve 61 no.lu ve H. 97OIM. 1562_63 tarihli 337 no.Ir' Mentee Livas Tahrir Defterlerindeki döküm için bkz. : Ekrem Kuyucu, Mula Tarihi, Ist.anbul 1983, s. 7, 8,96. Aync:a, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüü Arivinde bulunan H. 991/M. 1583 tarihli ve 110 no.Iu Mufassal Mentee Defteri önemlidir. Bu defteri taramamza yar­ dmc olan Ariv Dairesi Müdürü Sayn Yavuz enylmaz ile uzmanlar Ad­ nan Torun ile Yusuf Kara'ya. bu vesileyle teekkür etmek isterim.
(7) Piri Reis'te «Savaralos» olarak anlan bu idari bölge. Evliya Çelebi'decSra­
vala, Saravatas- imlalaryla karmza çkar. Ekrem Kuyucu ise -Eseravolos, Seravalos- okunularn benimsemitir (ay. es., s. 96J. Ankara Vakflar Ge­ nel Müdürlüü Arivindeki 2306 no.lu Mula filristinde ise, kaza Serulus olarak kaydedilmitir. Ankara Tapu ve Kadastro Müdürlüündeki çalma­
larmz srasnda ise, -Isravlos- okunuu yelenmitir. Evliya Çelebi'nin Pe­ çin ile Varvil Tuzlas arasnda gösterdii ~Sarava.las. 1517 tarihinde onüç köyü olan br :nahiye iken, 1562 ylna ait 337 no.lu defterde, çogu padiah
hass olan sekiz müslüman ve dört hrrstiyar köyünden oluan bir kaza ola­ rak kaydolmutur. 1517'de Müsgebi, Karaba, Karaoba, Bozan. Erim.iye. Et­ rim ve Limoncu köylerini kapsayan nahiye, 1583 tarihli 110 no.lu defterde,
43
Varilya, Hendeme-i dier köylerini kapsar, Bu döküm, kazann bugünkü Bodrum ilçesiyle büyük bir ksmn içine aldn göstermektedir. 2306 nolu Mula Vakflan Fihrist Defterinde .ise,· Serulus kazasna bal Gürece, Müs­ gebi, Karatoprak, .Geri, Kadkalesi. Dere, Karakaya. Dirmil (imdiki Gök­ çebell ve Bodrum'abal Müsgebi-i sar köylerisralanmtr..
Paul Wittek,kaza adnn antik bir toponimy içerdii görüündedir: mas Fürstentum Menteshe, Studie zur Geschichte Westkleinasiens im 13-15. Jhdts, Istanbuler Mitteilungen 2, Istanbul 1934, 3. 165>' Tomaschek'in gön­ derme yapt kaynaklarda ise Zur hislorischen Topographie von Kleinasien im Mittelalter 1, Sitzurgberichte d. Kais. Akad. d. Wiss. in Wien, phil.-hist. Classe, CXXIV, Wien 1891, s. 38-39) Kibiria yöresinde, Myrdos'un (Gümü­
lük) ötesinde yer alan ve ortaça'da önem tayan Strobilos limanndan söz edilir. Sekizinci yüzylda kurulmu olduu düünülen (Bkz. H. Ahrweiler, L'histoire et la geographie de la region de Smyrne entre les deux occupations Turques G081-1317) , particulierement ai XIII siecle, I'I'ravaux et memoires -Centre de recherche d'histoire et de civilisations byzantines) Paris 1965, s. 53), 11. ve 12. yüzyllarda önemli bir Venedik liman olarak anlan, 14. yüzyl
bana ait ve Paris'te bulunan ünlü -Pisa haritas»nda Bodrum yarmadasnn
batsnda gösterilen Strobilos limannn «Strovilos», «Strovolo», «Stroçoli», -Estraqol» eklirde.-yazhlar vardr. Pachymeres r, 220.310) Strobilos'u
Türklerin bir bastiyonu olarak zikreder, Idrisi ise m, 135) tahkimatl küçük lsirôbilô kasabasndan söz eder (Bu kaynaklar için bkz : Tomaschek, s. 38-39). Bu özellikler, Strobilos'u Bodrum yanmadasnn güreybatsmdaki
Çft Kalesinin etendeki Aspast iskelesiyle bir tutma eiliminde olan An­ thony LuttreH'in savna uygun dümektedir (Bkz. A. Luttrell, «The later his­ tory of the Maussoleion and its utilization in the Hospitaller Castle at Bod­ rum», in The Maussoleion at Hcüiharnaesos, c. 2 - The Written Sources, IL ksm, Jutland Arch. Sac. Publ. XV : 2, Aarhus 1986, s. 133, 139' n. 68, 158 n. 6, 190).
Ancak. bu sav da, Strobilos adnn, Sravalos, Isravlos, Serulus ve baka yazllaryla Müsgebi köyünün bal olduu kaza adna yansrken,
Aspat'a nasl dönütüünü açklamaya yeterli deiL. Galante ise (Abraham Galante, Bodrum Tarihi'ne Ek, 1946, s. 17) Aspat adnm v-ekilmemi arazi» anlamna gelen Aspartos adndan geldiini öne sürer, ancak görüünü hak­ l gösterecek kaynak zikretmez.
(8) Tp. Kd, On, Md.'deki 110 no.lu Tahrir Defterinde 245 hanelik bir Müsgebi köyü (v. 236 a) ile 260 hanelik bir Müsgebi.i Sar' köyü (v. 235 a) kayda geçmitir. Bu ikinci köy halen Müsgebi yals olarak bilinen yer olmaldr.
Bugün bir bucak olan ve Ortakent olarak ad deien Müsgebi'ye bal köy­ ler Dabeleri (Direlbeler), Geri, Gökçebel (eski Dirmil) , Gölköy. Gündoan (eski Fartlya) , Gürece, Türkbükü, Yahiköy ve Ortakent merkez köyüdür.
(9) Bodrum-Turgut Reis ose yolunun 'yapm srasnda dou ksm ortadan kal­ kan bu mezarlk; tonozlu bir türbe (?) nin etrafnda olumutur. Mezarlk
taki en. eski talar, tarlalara yönelen bir patikann ikiyeayrd bir alana dalmtr. Biraz daha batda, en eskisi 1217 H en yenish ise, 1927 M. tarihini tayan ve bir aile mezarl görünümündeki bir grup mezar tan içermek­ tedir.
44
(10) Köydeki öteki kuleler, içinde hala oturulan, ancak baz ksmlar ortadan kalkm olan ve deiiklie urayan amklar Kulesi (Resim 6) ile kule ka­ rakteri vurgulannambüyükçe bir yap olan Ahmet Çavu evidir (Resim 8). Köyde aktarlan bilgilere baklrsa bu üç kuleden en eskisi Çamklar ku­ lesidir (Resim 7).
(lI) Ortakent (Müsgebi) de bulunan ve «Mustafa Paa Kulesi» olarak tescil edi­ len yapyla ilgili betimlemelerimizde, Sayn Nail V. Çakrhan ile Sayn Üner Eyübolu'nur hazrlayp Antlar Yüksek Kuruluna sunduklar rapor ile ekin­ deki rölöveleri ve fotoraflar esas aldk. Rapor 1.6.1979 tarihinde 572 no. ile kaydolmutur. Gerçekten de, 1979 ylncan bu yana, yapnn iç ksmlaryla
ahap donanmnn büyük ksm ortadar. kalkm, giri merdiveni, eski çek­ me köprü platformunun talar sökülmütür. Ayrca, yaplan onarm girii­
mi srasnda, kuzey ve dou cephesinin çat ksmndaki talar ve mazgal­ lar sökülmü sonra yeniden örülmemitir. Ayni ekilde, onarm için kaldr,
lan dolap, korkuluk ve benzeri aksam, bugün yerinde durmamaktadr. Bi­ zim 1987 çalmalarmz srasnda mevcut rapora ve ekindeki rölövelere yap-o tmz eklemeler. kulenin vaziyet plann çkartmak, görüntüye kuzeydou­
daki hamam kalntsnn rölövesini eklemek ve eski durumla yeni durum arasndaki farklar saptamaktan öte deildir. Döeme tahtalarnn olmamas
yüzünden de, üst katlarda gerei gibi ayrntl incelemeler yapma olana­ rmz kstl kalmtr.
(12) A. Arel, «Osmanl Mimarisinde karnet Kuleler-, X. Türk Tarih Kongresine sunulan bildiri (yaynlanacak); ay. ya., «Ege bölgesi Ayanlk Dönemi Mimarisi hakknda Bir Ön Aratrma»; IV'. Aratrma Sonuçlar Toplants (Ank., 26-30 Mays 1986), Kültür ve Turizm Bakanl Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüü, Ankara 1987, S. 39-77.
(L3) Osman Nuri Bilgin'in rölövesine göre Nail V. Çakrhan tarafndan yeniden çizdirilen kitabe metninin çevrim yazs, Sn. skender Pala'ya aittir. Ancak, baz msralarn okunuu Sayn Hamid Pilehvarian tarafndan düzeltilmi­
tir. Burada- aunduumuz metin çevrim yazsnn düzeltilmi eklidir,
(L4) Vakflar Genel Müdürlüü Arivindeki Mula Defterine (V. 277, H. 1) kayt
numaras ile ilenef vakfiye 587 no.lu Mücedded Anadolu 3 Defterinin 278
sahifesine 345 sra numarasyla kaytldr. H. 1139 tarihli olan bu vakfiye, Miri Frkateyn Kaptanlarndan Kzlhisari Mustafa bey b. Ahmed adn ver­ mektedir. Vakfiye Abraham Galante tarafndan yaynlanmtr (Bodrum Tarihi, 1945, s. 53-56) Ancak eksik olan okunuu, 1987 ylnda Sayn Hayri Üçok tarafndan aadaki ekilde tamamlanmtr
. Hüda bir kulunu tergib edince böyle hayrata n, Ann meyli düer daim nice dürlü ibadata
lll. Mücahid fi sebil-ül-lah o gaazi Mustafa bilkim v, düb ihya bu beytullah talib oldu marazata v, Müyesser oldu itmak duhül iden desin .Amin v. Duadr çün ann tarih dahil ola cennata (cennanavl
fi sene 1136 U723_24)
Kitabeden anlalaca gibi, cami daha eski bir yapnn yerine yaplmtr.
Bu yap, büyük bir olaslkla Kzlhisarl Mustafa Paa'nn ada ve Bodrum'u ele geçiren komutan Polak Mustafa Paa'nn Bodrum kalesi kapsnda yap­ trd bilinen cami olmaldr. Galante, bir yandan Mustafa Paa'nn karde­ i soyundan inen A.. Tengir ile yapt konumalara bir yandan da bibltvog-
4S
rafik kaynaklara atf yaparak, Mustafa Pna'rnn Moru'mn Egriboz Imzas­
nn KzIhisar köyünden olduunu, önce batardalar kumandan sonra kr­
langçlar babuu ve nihayet kaptan- derya olarak görev yap ~[(11",;, Ili Mustafa zamannda bir yl kadar vezirli i oldugunu, Rodos muhafzlgnda
bulunduunu ve 1170 H. ylnda Bedrum'da öldügünü bildiriyor. Og lu Ca­ fer Paa ise. H. 1184/M. 1753 ylnda ölmü olmaldr. t Botirurn Tarihi, s, 53-54)
115) Ümera-i Der'ya'dan olan Mustafa Paa'nn oglu Cafer Paa'nn H. 1179/M. 1753 tarihli vakfiyesi, Vakflar Genel Md. Arivinde Esas 8/1, Sn 2314, Def­ ter 626/2, s. 551-612'de kaytldr. Galante tarafndan yaynlanan bu vakfiye (bkz: Bodrum Tarihine E/, 1946, s. 56, 58". 17:35 tarihinde Bod­ rum'un Tepecik mahallesine Kzlhi~ari Mustafa Paa'nn kahyas tarafn­
dan yaptrlan camiin karsna ina edilen bir medrese ve hamama aittir. Medrese, 1962 ylnda yol yapm srasnda yktrlmtr. Hamam durmakta­ dr (Mula Tarihi, s. 185). Ayrca, Tepecik Camii için bkz : (\. Galante, Bodrum Tarihi, 52).
(16) Mustafa Paa ile olu Cafer Paa'nn türbeleri hakknda bkz. yuk. es, s. 52 ve Mula Tari.hi, s, 186.
(17) Ortakent mezarlndaki talardan H. 1l55/M. 1712 tarihli bir ahide, Hac
shak olu brahim Çelebi'nin adn ta r. Ahmed olu shak Aa'nn me­ zar ise 1174 H. tarihlidir. Çelebi ünvan, ailenin ~raftan olduun