Upload
others
View
2
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
PLASFEDDERGİ
3
BAŞKANIN MESAJI
Selçuk AksoyBaşkan
PLASFEDPlastik Sanayicileri Federasyonu
Değerli sektör mensupları,
Şemsiyemiz altına katılan dernek sayısının her geçen gün artması ile güç birliği içinde
Türkiye’ye yayılan PLASFED’in “2. Olağan Genel Kurulu Toplantısı”nı, yeni katılan derneklerimizle
birlikte, 8 üye dernek temsilcilerinin katılımı ile 11 Haziran 2015 tarihinde gerçekleştirdik. Birinci
dönemde yürüttüğümüz örgütlenme faaliyetlerimizi ve çalışmalarımızı paylaştığımız, sektörün
güncel durumunu da değerlendirdiğimiz toplantımızda; ayrıca yapılan seçim sonucunda onur du-
yarak yerine getirdiğim Yönetim Kurulu Başkanlık görevimi sürdürmem kararı çıktı.
Hüseyin Semerci ve Erol Paksu’nun Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevine seçildiği;
Reha Gür’ün Muhasip Üye, Murat Kökoğlu’nun ise Sekreter Üye olarak görevlendirildiği ikinci dö-
nemde de, sizlerin de güçlü destekleri ile sektörümüzün faydasını gözeten çalışmalarımızı onur
duyarak aynı istek ve heyecanla sürdüreceğiz.
Sektörümüzün ülkeye, ekonomiye katkılarını her daim dile getireceğimiz faaliyetlerimizi
sürdürürken, bizim dışımızda gelişen ve bizleri etkileyen önemli etmenlere dikkat çekmekte yarar
görüyorum: Uzunca bir süredir Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkelerde devam eden
ekonomik büyümenin düşük bir hızda seyretmesi, hepimizi olumsuz yönde etkiliyor. “İSO 2014-İlk
500”e giren fi rmaların mali verileri, Türkiye imalat sanayisinin ve ekonomisinin performansına ışık
tutması açısından önemle incelenmesi gereken bir listedir; biliyoruz ki şirketlerin ne kadar büyü-
düğünün ötesinde ne kadar sağlıklı büyüdüğü önemlidir.
Özellikle 2014 yılında başlayan ve günümüzde devam eden kurlardaki oynaklık - sert yükse-
lişlerin neden olduğu gıda fi yatı artışları, dolayısıyla enfl asyon artışları; ABD Merkez Bankası’nın 10
yıl sonra yapacağı ilk faiz artırımının negatif etkileri, jeopolitik riskler, siyasi gerilimler, yüksek cari
açık gibi önemli nedenler yatırımcı ve üretici fi rmaların faaliyetlerini ciddi bir durgunluğa sürükledi.
Makro fi nansal istikrarın korunması için cari açığın da kontrol edilebilir seviyelerde tutulması gere-
kiyor. 2012 yılında % 2,1, 2013 yılında % 4,2 ve 2014 yılında da ancak % 2,9 büyüyebilen Türkiye
ekonomisinin büyüme hızı, 2015 ilk çeyreğinde % 2,3’e geriledi. Potansiyel büyüme hızının çok
altında gerçekleşen bu büyüme hızları, genel ekonomimizin yaklaşık % 20’sini oluşturan sanayi
sektörünü de olumsuz etkiledi; sanayi sektörü ve imalat sanayi 2014 yılında sırası ile sadece %
3,8 ve % 3,7 büyüyebildi.
2015 yılı ilk çeyreğinde sanayi sektöründe %0 büyüme hızı gösteren, 2015 yılının ilk yarısını
kırılganlık riskleri yaşayarak tamamlayan Türkiye ekonomisi; belirttiğim nedenlerden dolayı yılın
ikinci yarısına da yine riskli bir şekilde giriyor. Türkiye’nin daha önceki kriz¬leri, daha çok mali ke-
simde iken şimdi potansiyel sorun şirketler kesiminde yaşanacak. 2007 sonrası fazlasıyla borç-
lanan fi nans dışı şirketler kesiminin mevcut borç stokunu ve açık pozisyonlarını nasıl yöneteceği
önemli bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Bu da hepimiz üzerinde bir domino etkisi yaratma riskini
taşıyor.
Firmaların ileriye dönük olumlu beklentilerini artıracak adımların bir an önce atılması; ima-
lat sanayisinde, karlılığını arttırarak büyüyen fi rmaların ekonomi ve ülkenin kalkınması üzerindeki
olumlu katkısının göz önüne alınarak fi rmaların makine – ekipman, AR – GE, teknoloji geliştirme ve
inovasyon gibi yatırımları yapabileceği, dünyaya katma değeri büyük ürünleri ihraç edebilmesini
sağlayacak teşvik altyapısının kurulmasının hızlandırılması öncelikler arasında yer alıyor. Dolayı-
sıyla, dünya ve Türkiye’nin siyasi ve ekonomik konjonktüründeki gelişmeleri dikkate alan istikrarlı
bir hükümetin hızlıca kurulması, ülkemiz ve toplumumuz adına büyük önem taşıyor. Türkiye’nin ve
sektörümüzün kaybedecek vakti yok.
Sağlıklı ve kazançlı günler dilerim.
PLASFEDDERGİ
4
Selçuk GülsünPLASFEDDERGİ
Yayın Kurulu BaşkanıPAGDER Plastik Sanayicileri
Derneği Başkan V.
Sektörümüzün yayın organı olmasını hedefl ediğimiz, haber dergisi niteliğiyle, sektör
mensupları yanında dış paydaşlarımızın tamamına erişmeyi amaçladığımız PLASFEDDERGİ’nin
10. sayısıyla karşınızdayız. Federasyonumuz PLASFED ve sektörümüzün köklü sivil toplum ör-
gütü PAGDER son derece başarılı Genel Kurullarını yaptılar. Her iki Genel Kurula ilişkin haber-
lerimizi sayfalarımızda bulabilirsiniz.
Yeni dönemde var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. PLASFEDDERGİ’nin Yayın Ku-
rulu Başkanlığı görevinde sizlerin de destekleriyle sektörümüze katkı vermeyi umuyorum.
Bu sayımızda kapak konusu olarak ilgiyle okuyacağınızı umduğumuz AR-GE ve inovasyon
konusunu ele aldık. Başlıklar itibariyle yararlanabileceğiniz fi nansman olanakları hakkında bil-
gi vermeye çalıştık.
AR-GE ve inovasyon konusunda herkesin birkaç makale-kitap okumuş, konuşma dinlemiş
olduğunu biliyoruz. Bu kez vurgulamak istediğimiz yeni bir bilgi daha var: Dünya literatürüne
“Sanayi 4.0” veya “İkinci Makine Çağı” olarak giren kavram.
Son günlerin popüler sohbet konusu “Nesnelerin (ya da şeylerin) İnterneti –IoT; Machine
to Machine - M2M” günlük hayatımıza girdi. İnternet üzerinden birbiriyle haberleşen ve belirli
bir düzeyde karar alan cihaz ve aletler ile bunların yazılımları. “Nesnelerin İnterneti” Sanayi
4.0’ın üç ana başlığından biri olan bilgi işlem teknolojilerinin, bir alt unsuru durumunda.
Makine çağı, bütün üretim süreçlerinin ve üretimlerin “makineler aracılığıyla” yapılmasını
sağladı. Sonra bu makinelere geniş ölçekli otomasyon eklendi ancak “makine hala makineydi”..
Peki Sanayi 4.0 yeni ne getiriyor? RAND isimli ABD’li düşünce kuruluşu Sanayi 4.0’ın daha ön-
ceki süreçlerin hiçbirine benzemeyen 3 gelişme alanından doğacağını öne sürüyor: Bunları; 1)
Biyoteknoloji ve nanoteknoloji içeren çeşitli teknolojiler 2) Malzeme bilimi ve teknolojisi ve 3)
Bilgi işlem teknolojileri (BİT) olarak sıralıyor. Bu üç alandaki “gelişmeler” her bir sektörü ve her
bir sektörün hammaddeden ürüne, ürün sonrası dağıtım ve satışına yönelik bütün süreçleri
değiştireceğini ileri sürüyor. RAND’a göre bu üç alanda “geliştirme kapasitesi” olan ülkeler var
ve bu ülkelerde dönüşüm başladı.
İşin kötü tarafı, RAND’ın iddiası sanayi çağında (makine çağında) bir ülke olarak çalışarak,
çaba harcayarak “gelişmiş ülkeleri” yakalamak mümkün iken, Sanayi 4.0’ı kaçıran bir ülkenin
oluşacak olağanüstü verimlilik farkı nedeniyle diğer ülkeleri yakalaması çok zor.
Temeli AR-GE ve inovasyona dayanan bu tartışmayı ilginç bulacağınızı düşünüyorum.
PLASFEDDERGİ’nin 10. sayısında üye derneklerimizden ve sektörümüzden haberlerle,
dikkate değer bulacağınız söyleşi ve raporlarla karşınızdayız, keyifl e okuyacağınızı umuyoruz.
Sizlere bol kazançlı ve başarılı günler dilerim.
YAYIN KURULU BAŞKANI’NDAN
PLASFEDDERGİ’den merhaba
PLASFEDDERGİ
6
İÇİNDEKİLER
PLASFEDDERGİPlastik Sanayicileri Federasyonu Dergisi
e-dergi; www.plasfed.org.tr
• PLASFED Adına İmtiyaz SahibiSelçuk Aksoy
• Yayın Kurulu BaşkanıSelçuk Gülsün - Tisan Mühendislik Plastikleri
• Yayın KuruluSibel Destereci Yılmaz - Tapsan Plastik Burç Angan - Hür-mak Plastik Makina Ünal Aykun - Semi ElektronikSelahattin Yılmaz - Erka AmbalajHüseyin Semerci - Şenmak MakinaReha Gür - EurotecYavuz Eroğlu - Sem PlastikMevlüt Çetinkaya - PetkimAhmet Yalçınkaya – Yalçınkaya PlastikKurt Kuruç - FarmamakErdoğan Çiçekçi – Çipitaş SentetikMehmet Turhan Onur – Ravago GroupYakup Ülçer - Ravago GroupMurat Cansever - EurotecTalha Apak – Apak YMMAdnan Akkurt – Gazi ÜniversitesiBehçet Gülenç – Gazi ÜniversitesiHüseyin Yıldırım – Yalova ÜniversitesiKerem Cankoçak – İstanbul ÜniversitesiLevent Kurnaz – Boğaziçi ÜniversitesiMehmet Emin Yurci – Yıldız Teknik ÜniversitesiMehmet Sankır – TOBB Ekonomi ve Teknoloji ÜniversitesiMustafa Öksüz – Yalova ÜniversitesiNevzat Artık – Ankara ÜniversitesiNurseli Uyanık – İstanbul Teknik Üniversitesi Yusuf Menceloğlu – Sabancı Üniversitesi
• Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Barbaros Demirci
• Editör Mehmet Pala
• Yayın Sorumlusu Erol Türker
• Editoryal Hazırlık Mediaetik İletişim Ajansı
• Grafi k TasarımBurak Çetiner – Pusula BasımTel: 90 212 671 8303
• Reklam Koordinatörü Selin Portakal
• İletişim İstanbul Ticaret Sarayı, No:333 Giyimkent – İSTANBULTel: 90 212 438 2619 Faks: 90 212 438 1593www.plasfed.org.tr [email protected]
• Baskı Fabrika Basım ve Tic. Ltd. Ştiwww.fabrikabasim.comTel: 0212 294 38 00
Dergi T.C. yasalarına uygun yayınlanmaktadır.
Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve tüm grafi klerin
her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
60
8076
20
Pano: EGEPLASDER-İMPİOSB işbirliği derinleşiyor
28
Pano: PAGDER’den plastik endüstrisine üç yeni yayınDünya Plastik Atlası Amerika yayınlandı
Söyleşi: BASF Türkiye Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Arzu Deniz Aksoy:“Bizim için kurumsal sosyal sorumlulukta eğitim önemli bir yer tutuyor”
Pano : PAGDER 36. Olağan Genel Kurulu rekor katılımla tamamlandıPAGDER’de Reha Gür dönemi
16
30
Pano: Transatlantik ticaret anlaşması: Türk sanayisi ve ihracatı “doğrudan kayıp” yaşayacak
Araştırma Geliştirme (AR-GE) ya da Araştırma Geliştirme (AR-GE) ya da gelecekten kopuşgelecekten kopuşTürkiye “tamam mı devam mı” Türkiye “tamam mı devam mı” aşamasındaaşamasında
Atlas: İran: Tarihi komşu ile gelecek dönemde ekonomik ilişkiler yoğunlaştırılmaya çalışılıyor
PLASFEDDERGİ
7
88 92
96
72
Söyleşi: SOCAR Türkiye Başkanı (CEO) Kenan Yavuz: “Ortak menfaatlerimiz paralelinde buluşmalıyız”
Endüstriden: İSO 500 listesine 21 plastik ve kauçuk fi rması girdi
22
Pano: PAGDER Ekonomi Bakanlığı ile plastikleri “çevreci ürünler” liste-sine almak için birlikte çalışıyor
From the Industry (Eng): Istanbul Chamber of Industry (ISO) Top 500 list
Breaking News: News In English
Pano : BURPAS, yeni üyelerle büyüyor
42
82
Pano : PLASFED, 2. Olağan Genel Kurulu çalışmalarını tamamladıSelçuk Aksoy PLASFED Başkanlığına yeniden seçildi
Pano : Plastik sektörü çalıştayı raporu yayınlandı: 7 sorun alanına çözüm önerileri geliştirildi
8
Pano: Plastik Sanayinin Sorunları, Odakule’de Gerçekleşen Seminerde KonuşulduPlastikte yatırım ortamı iyileştirilmeli
36
10
PlaSTK:Derneklerden Mesajlar
38-54
Pano : Türk plastik inşaat malzeme üreticileri 7.3 milyar Dolarlık üretim yaptı
34
Pano: Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya:“Türkiye, sentetik kauçuk tesisini bir an önce kurmalı”
24
Söyleşi: Hepsiburada Kategori Direktörü Onur Bayhan:“PET (evcil hayvan) ürünlerinde plastik için geniş bir alan var”
PLASFEDDERGİ
8
PANO
başarıdır. Şunu bir kez daha gururla söylüyo-
rum ki dışarıdan da takdir edilen bir başarıdır.
Küçüğünden büyüğüne, Antep’ten İzmir’e,
plastik sanayicileri olarak üyelerimizi, ortak
bir lisanda buluşturmak için çaba harcıyoruz.
Federasyon ayrı bir kavram değil, sizlerin bir
araya gelmesinin ismi. Hepimiz bunun bir par-
çasıyız. Sizler federasyonun kendisisiniz.
Türkiye ve dünya ekonomisi ciddi riskler-
le karşı karşıya. Bir süredir devam eden düşük
büyüme hızı seviyesinin devam edeceğini
tahmin ediyoruz. Düşük kar marjlarıyla müca-
delemiz sürecek. Bölgemiz için fırsat ise Orta
Doğu’dur. Orta Doğu hammadde sağlar olsa da
Orta Doğunun yeni hedefi artık plastik ham-
madde üretiminden plastik mamul üretimine
geçmektir. Buna önlem olarak katma değeri
yüksek ürünlere geçmemiz gerekiyor. Bugün
hala ithal ettiğimiz ürünlere ihraç ettiğimizden
çok daha fazla para ödüyoruz. Çok fazla ihra-
cat yapıyoruz ama ihraç ettiklerimiz ucuz, ithal
ettiklerimiz pahalı. Bu döngüyü kırabilmek için
eğitim inovasyon, AR – GE ve birliktelik lazım.
Faaliyetlerimiz içinde eğitim faaliyetlerimiz
var, bu eğitim faaliyetlerimizin yaygınlaştırıl-
masını ben özellikle rica ediyorum. Eğitimler
düzenleyerek üyelerinizle bağınızı arttırabilir-
siniz. Bu tür teknik ve ticari eğitimlerle üyele-
rinizin gelişmesini sağlayabilirsiniz”
Sektöre yönelik değerlendirmeler de yapıldı!
PLASFED Genel Kurulu’nda, sektör ve
örgütlenmeye yönelik değerlendirmeler de
yapıldı. PLASFED’in, yerel örgütlenmenin yay-
gınlaştırılması, plastik sanayicilerinin örgütlü
olmadığı bölgelerde yeni dernekler kurulması
yoluyla yaygın ve kapsamlı bir temsil üzerinde
yükselmesi yönündeki örgütlenme modeline
güven teyit edildi.
Karar alıcılar nezdinde PLASFED’in yü-
rüttüğü çalışmalara güven vurgulandı ve et-
kinliğinin daha da geliştirilmesi yönünde ça-
lışılması görüşü benimsendi. PLASFED’in bu
konudaki yol haritası da paylaşıldı.
Genel Kurul’da söz alan PLASFED Başkanı
Yardımcısı Hüseyin Semerci, üye derneklerin
sektör mensuplarıyla, Federasyonun ise der-
neklerle yoğun temas ve bilgi alış-verişinde
Aksoy, “Federasyon ayrı bir kavram değil. Siz-
lerin bir araya gelmesinin oluşturduğu gittikçe
güçlenen, büyüyen bir isim; sizler federasyo-
nun kendisisiniz ve hepimiz bunun bir parçası-
yız! Bu başarı, gurur duymamız gereken, dışar-
dan da takdir edilen bir başarıdır” dedi.
Katma değeri yüksek ürünlere geçmesi zorunlu olan Türkiye plastik sektörü, dış ve iç rekabet-uygulama riskleri ile karşı karşıya!
Selçuk Aksoy, Genel Kurul’un bütün pay-
daşlar tarafından benimsenmesinden duydu-
ğu memnuniyetini vurguladığı konuşmasında,
şunları kaydetti:
“Öncelikle vurgulamak istediğim nokta
bundan üç sene önce beş dernekle genel kurul
yapmıştık, şimdi 8 dernek ile genel kurul yapı-
yoruz. Bu durum gurur duymamız gereken bir
Türkiye plastik sektörünün şemsiye
örgütü Plastik Sanayicileri Federasyonu –
PLASFED 11 Haziran günü 2.’nci Olağan Genel
Kurulunu yaptı. Sektörün kamuoyuna yönelik
mesajlarını içeren bir manifestonun (bildiri)
benimsendiği toplantıda, tek listeyle gidilen
seçimde, 2015-2018 döneminde de “Selçuk
Aksoy ile devam” kararı çıktı. Hüseyin Semer-
ci ve Erol Paksu’nun Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcılığı görevine seçildiği PLASFED 2.’nci
Olağan Genel Kurulu Toplantısı’nda Reha Gür
Muhasip Üye seçilirken, Murat Kökoğlu da
Sekreter Üye olarak görevlendirildi.
Yeni katılan derneklerle birlikte 8 üye
dernek temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen
toplantının açılış konuşmasını PLASFED Yöne-
tim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy yaptı. PLAS-
FED şemsiyesi altına katılan dernek sayısının
her geçen gün artmasının ve bu güç birliği ile
Türkiye’ye yayılmanın önemine vurgu yapan
PLASFED, 2. Olağan Genel Kurulu çalışmalarını tamamladı
Selçuk Aksoy PLASFED Başkanlığına yeniden seçildi
Plastik sektörünün şemsi-
ye örgütü PLASFED (Plastik Sa-
nayicileri Federasyonu) 2.’nci
Olağan Genel Kurulu Toplantısı,
İstanbul’da yapıldı. Toplantıda,
tek listeyle gidilen seçimde, birinci
dönemde Yönetim Kurulu Baş-
kanlığını başarıyla yürüten Selçuk
Aksoy ile yeni döneme de devam
kararı verildi. Sektörün ve örgüt-
lenme faaliyetlerinin değerlen-
dirildiği toplantıda, bir manifesto
da okunarak kamuoyu dikkatine
sunuldu. Selçuk Aksoy tarafından
okunan manifestoda “Sektörü-
müze karşı yürütülen önyargılı
hareketlere karşı çıkmaya; yanlış
algılara, haksızlıklara, sorunlara
karşı tek bir ses olarak güçlü bir
şekilde yanıt vermeye katılıyoruz. Günlük yaşamımızda ve birçok sek-
törün vazgeçilmez, katma değerli mamulü olan plastiğin önemini, bi-
linmeyen faydalarını, ülkeye, ekonomiye katkılarını her daim dile geti-
receğiz” görüşü vurgulandı.
PLASFEDDERGİ
9
PANO
bulunmasının önemine değindi ve Federasyo-
nun özellikle kamu nezdinde ön planda olması
gerektiğini vurguladı. Genel Kurul’da söz alan
Kauçuk Sanayicileri Derneği Başkanı Nurhan
Kaya, veri üretimi ve analiz-rapor çalışmaları-
nın kauçuk ve kompoziti de kapsayacak şekil-
de genişletilmesi gerektiğini vurguladı.
PLASFED Genel Kurulu, Selçuk Aksoy başkanlığındaki yeni yönetimi de belirledi!
Genel Kurul’da yapılan seçimlerde, 2015-
2018 döneminde görev yapacak Selçuk Aksoy
Yönetim Kurulu Başkanlığındaki liste oybirli-
ğiyle kabul edildi. PLASFED yeni Yönetim ve
Denetim Kurulları şu isimlerden oluştu:
Sektör sorunlarına yönelik çözüm üretme, işbirliği, farkındalık, kamuoyu ve karar alıcılar
nezdinde girişimler, sektör savunuculuğu yapma amacı taşıyan ve sektöre yönelik düzen-
li, kapsamlı verileri üreten Plastik Sanayicileri Federasyonu- PLASFED, plastik sektörünün
şemsiye örgütü olması amacıyla 2011 Yılında Kuruldu. PLASFED’e üye 8 sektör derneği bu-
lunuyor:
• Ankara Plastik Sanayicileri Derneği (APSD) Y.K. Başkanı: Yunus KARAKAŞ
• Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Derneği (BURPAS) Y.K. Başkanı: İlker BİLİKTÜ
• Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği (EGEPLASDER) Y.K. Başkanı: Erol PAKSU
• Kayseri Plastik İşletmecileri Derneği (KAYPİDER) : Yusuf ÖZKAN
• Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Y.K. Başkanı: Reha GÜR
• Güneydoğu Plastik ve Kimya Sanayicileri Derneği (GAPLASDER) Y.K. Başkanı: Murat KÖKOĞLU
• Çukurova Plastik Sanayicileri Derneği (ÇUKUROVAPLASDER) Y.K. Başkanı: Selahattin ONATÇA
• Kauçuk Derneği (KAUÇUK DER.) Y.K. Başkanı: Nurhan KAYA
PLASFED 2015-2018 Dönemi Yönetim Kurulu Üyeleri
ADI SOYADI ŞİRKET-KURUM DERNEK
Selçuk Aksoy Aksoy Plastik PAGDER
Hüseyin Semerci Şenmak Makine PAGDER
Reha GürEurotec Mühendislik
PlastikleriPAGDER
Erol Paksu Paksu Plastik EGEPLASDER
M. Murat Kökoğlu Köksan Pet GAPLASDER
Mehmet Gül Na-me Endüstri APSD
İlker Biliktü Bil Plastik BURPAS
Selahattin Onatça Ems Plastik ÇUKUROVA PLASDER
Ahmet Yalçınkaya Yalçınkaya Plastik EGEPLASDER
Nurhan Kaya Derby Konveyor KAUÇUK DERNEĞİ
Ayhan Çatalkaya Enka Polimer KAYPİDER
PLASFED 2015-2018 Dönemi Denetim Kurulu Üyeleri
ADI SOYADI ŞİRKET-KURUM DERNEK
Selçuk GülsünTisan Mühendislik
PlastikleriPAGDER
Hüseyin Yücel Penta Ambalaj KAYPİDER
Muhammet Yıldırım Yılsan Plastik ÇUKUROVA PLASDER
PLASFED 2015-2018 Dönemi YedekDenetim Kurulu Üyeleri
ADI SOYADI ŞİRKET-KURUM DERNEK
Ayhan Aykan Aykan Plastik ANKARA PLAST DRN
Mustafa Akdoğan Mad Plastik GAPLASDER
Hakan Hoşgör Hoşgör Plastik BURPAS
PLASFED 2015-2018 DönemiYönetim Kurulu Yedek Üyeleri
ADI SOYADI ŞİRKET-KURUM DERNEK
Mehmet Yalçındere Güno Pazarlama PAGDER
Sibel DestereciTepsan Tekirdağ
PlastikPAGDER
Hakan Dirgeme Beno Plastik PAGDER
Ayhan Konuk Özay Kalıp APSD
Sabahattin Gaga Sebat Plastik BURPAS
M. Tahir Yalçın Parpen Plastik ÇUKUROVA PLASDER
Serkan Ünverdi Ünverdi Plastik GAPLASDER
Lütfü Büyükkasap Dikey Makina EGEPLASDER
Anıl Türksoy Narsan Plastik EGEPLASDER
Necip Sayman Sayman Kimya KAUÇUK DERNEĞİ
Murat Çingil Erciyes Polimer KAYPİDER
PLASFEDDERGİ
10
PANO
toplu çalışma sonucunda sektörün geleceğine
ilişkin bilgiler ortaya çıktı. Yayınlanan sonuç
raporunda, öncelikli çalışma alanları yanında,
çalıştayda dile getirilen her türlü bilgi de yer
aldı.
Bu kapsamda, beyin fırtınası yöntemiyle
gerçekleştirilen çalıştayın arama bölümünde
sektöre ilişkin 63 güçlü yön, 108 zayıf yön be-
lirlendi. Belirlenen zayıf yönlere ilişkin öncelik
sıralaması yapıldı ve 8 ana madde ortaya çıktı.
Zayıf yönler çalıştaya katılanlar tarafın-
dan sırasıyla; Hammaddede dışa bağımlılık,
yüksek katma değerli ürün üretilememesi,
haksız rekabetin yüksek olması, yüksek enerji
raportörlüğünü ise PLASFED Genel Sekreteri
Barbaros Demirci yaptı.
GAPLASDER Başkanı Murat Kökoğlu, ça-
lıştay raporuna yazdığı önsözde, “Plastik ve
kimya sektörü, modern yaşamın olmazsa ol-
mazıdır. AR-GE ve yenilik faaliyetleri sonucun-
da yeni ürünler ve tasarımlar geliştiriliyor. Ülke
olarak öncelikle bu çalışmaları yakından takip
edip sanayimizi uyumlu hale getirmeli, bunun
yanı sıra teknolojimizi geliştirebilmemiz için
insan kaynağımıza yatırım yapmalıyız” görü-
şünü vurguladı.
Çalıştayda yürütülen beyin fırtınası, grup
çalışmaları ve sorunlar-çözümlere yönelik
GAPLASDER, PLASFED ve Gaziantep Sa-
nayi Odası’nın, sektöre yönelik çalışmalara ışık
tutmak amacıyla düzenlediği “Plastik Sektö-
rünün Gelecek Tasarımı için Stratejik Açılımlar
Çalıştayı” başlığını taşıyan ve GAPLASDER’in
ev sahipliğinde sektörün kamu, özel sektör
ve akademik bütün tarafl arının katıldığı çalış-
tayın sonuç raporu, “Türk Plastik Sektörünün
Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlığı altında
yayınlandı. Raporda, 7 ana sorun ve bunlara
yönelik çözüm önerileri belirlendi. Çalıştay,
Petkim Pazarlama Müdürü Dr. Mevlüt Çetinka-
ya moderatörlüğünde gerçekleşti. Çalıştayın
Plastik sektörünün gelecek tasarımı için stratejik açılımlar çalıştayı:
7 sorun alanına çözüm önerileri geliştirildi
GAPLASDER’in ev sahipliğin-
de PLASFED ve üye kuruluşlar,
sektörün önde gelen isimleriyle
Gaziantep’te sektörün sorunları
ve çözüm önerilerine yönelik bir
çalıştay gerçekleştirdi. Çalıştayın
sonuç raporu da yayınlandı. Beyin
fırtınası ve grup çalışmalarında
gündeme getirilen bütün mad-
deler sonuç raporunda yer aldı.
En fazla önem verilen 7 sorun ve
çözüm önerileri ön plana çıktı. Çö-
züm önerilerinin “nasıl ve ne za-
man çözülebileceğine” ilişkin de
plan hazırlandı.
Sorunlu alanlar, hammaddede
dışa bağımlılık, yüksek katma de-
ğerli ürün üretilememesi, haksız
rekabet, enerji maliyetleri, loko-
motif nitelikli eleman yetersizliği,
AR-GE eksikliği, üniversite-sana-
yi işbirliği eksikliği öncelikli sorun
alanları olarak görüldü. Çözüm
önerilerinde ise teşvikler, nitelikli
eleman yetiştirilmesi, markalaş-
ma üzerinde yoğunlaşıldı.
En Fazla Oy Alan Zayıf Yön Görüşleri
Hammadde
Dışa Bağımlı
%22
Yüksek Katma Değerli
Ürün Üretmeyen Sektör
%14
Haksız Rekabet
%12Enerji Maliyetleri Yüksek
Bir Sektör
%12
Lokomotif Nitelikli Eleman
Sayısı Az Olan Bir Sektör
%10
Yeterince AR-GE
Çalışması Yapılmayan
%10
Üniversite Sanayi
İşbirliğinin Olmadığı
%10
AR-GE’ye Yatırım
Yapmayan Bir Sektör
%10
PLASFEDDERGİ
11
PANO
Yeterince Ar-Ge çalışmasının olmaması:
Sektördeki bu sorunun nedenleri; nitelikli
eleman sıkıntısı, düşük kar marjı, üniversite-
sanayi-kamu koordinasyon eksiklikleri, yeterli
kaynak ayrılamaması, fi rmaların vizyon eksikli-
ği olarak tanımlandı. Yol açtığı sorunlar da yeni
ürün üretilememesi, düşük verimlilik, ürün
çeşitliliğinin artmaması, rekabet gücü kaybı,
müşteri kaybı olarak belirlendi.
Bu sorunun nedenleri de küçük ölçekli
fi rmaların yeterince dışa açık davranamaması,
meslek yüksek okullarının desteklenmemesi,
sanayicinin sadece maliyetlere odaklanması,
sanayicinin üniversitedeki bilgi birikiminden
yararlanmak istememesi, kamunun koordi-
nasyon zayıfl ığı, kazan-kazan ilkesinin yete-
rince farkında olunmaması, sanayicinin işbir-
liği teşvik modellerinden haberdar olmaması,
bazı kötü deneyimler (bilgi sızması vb) olarak
sıralandı. Yol açtığı sorunlar da dışardan gelen
akademisyenlere güvenmeme, yenilikçi çalış-
ma yapılamaması, patent sayısı azlığı, tekno-
lojik altyapı yetersizliği olarak sıralandı.
7 soruna çözüm önerileri: Nasıl ve ne zaman yapılabilir?
Çalıştayda, sektörün sorun alanlarına
yönelik çözüm önerileri de belirlendi. Buna
ilaveten sektör mensupları her bir çözüm öne-
risinin “nasıl hayata geçirilebileceğine” yönelik
öneriler de sundu.
Sektörün sorun alanlarına yönelik çözüm önerileri şöyle:
Hammaddede dışa bağımlılık ve bu ne-
denle döviz kuru seviyesi ve oynaklığına ba-
ğımlılık sorununa çözüm önerileri: Petrokimya
yatırımlarına 5 yıl süreli (uzun vadeli) güçlü
teşviklerin verilmesi. ABD ile Avrupa arasında
yürütülen Serbest Ticaret Anlaşması’na re-
kabet avantajının kaybedilmemesi için dahil
olunması. Kayagazı gibi alternatif hammadde-
nin üretiminin yapılması. Kur riskinin minimize
edilebilmesi için şirketlerin ihracat yaparak
döviz geliri elde etmesine yönelik teşviklerin
yoğunlaştırılması.
Yüksek katma değerli ürünler üretilememesine yönelik çözüm önerileri:
Sektörün nitelikli eleman sorunu çözümü
için eğitim kurumlarına ve sektörel STK’lara
daha fazla destek vermesi, üniversitelerde-
teşvik, arz-talep iletişimsizliği, sanayi-akade-
mi işbirliği zayıfl ığı, yetersiz sermaye, stan-
dartları belirleyememe, Ar-Ge ve inovasyon
rehberi eksikliği-nasıl yapılacağının bilinme-
mesi olarak belirlendi. Bu eksikliğin karlılığın
azalması ve sermayenin küçülmesi sorunları-
na yol açtığı vurgulandı.
Haksız rekabetin yoğun olması:
Haksız rekabetin yoğun olmasının ne-
denleri ise, ilk yatırım maliyetinin düşük ol-
ması nedeniyle çok sayıda kontrolsüz yatırım
yapılması, teknolojinin takip edilememesi ve
teknoloji üreticisi olunamaması, üretimde ka-
lite sürekliliğinin sağlanamaması, tüketici ve
toplum bilincinin sınırlı olmaması nedeniyle
düşük standartlı üretimlerin Pazar bulabilme-
si, denetimin yetersiz olması, fi kri mülkiyet
haklarının sınırlı olması, KDV’nin yüksek olması
nedeniyle kayıt dışı üretim olarak belirlendi.
Yarattığı sorunlar da zayıf fi rmaların üre-
timde kalmaya devam etmesi, plastik sektör
büyüme hızının düşmesi, ihracatta Pazar kay-
betme, kalitesiz ürünlerin sağlık sorunlarına
yol açması, uzmanlaşmanın yapılamaması,
sahtecilik, bilgi hırsızlığı, enerji ve sosyal gü-
venlik kaydı olmadan çalışma, standartlara uy-
gun çalışan fi rmaların karlılığında düşüş olarak
sıralandı.
Enerji maliyetlerinin yüksekliği:
İmalat sanayiinin yapısal sorunların-
dan olan enerji maliyetlerindeki yükseklik ise
sektör için, enerji hırsızlığı, verimsizlik, doğru
hammedde ve katkı maddesi kullanmama,
yetersiz üretim teknolojisi, kalifi ye eleman
eksikliği, yetersiz makine bakımı nedenlerin-
den kaynaklı olarak görüldü. Bunun yarattığı
sorunlar ise boşa enerji harcanması, rekabet
gücü kaybı, karlılığın düşmesi, yatırımın geri
dönüşünün uzaması olarak belirlendi.
Lokomotif nitelikli elemanın az olması:
Zayıf yön, işletmenin verimliliğini artırıp
ileriye taşıyacak, yaratıcı fi kirler katacak tek-
nik eleman ve mühendislerin sektördeki azlığı
olarak tanımlandı. Bunun nedenleri ise eğitim
sıkıntıları, kar marjı düşüklüğü nedeniyle dü-
şük ücretler ve mesleki eğitim yetersizlikleri
olarak belirlendi. Yarattığı sorunlar ise verim-
sizlik, düşük kar marjı, kalite sorunları, uzun
vadede strateji oluşturamama olarak belirlen-
di.
maliyetleri, lokomotif (lider) kişilikli elemanın
az olması, yeterli Ar-Ge çalışması yapılamama-
sı, üniversite-sanayi işbirliğinin zayıf olması
şeklinde listelendi.
Gruplar sorunu tanımladı, sektör çözüm üretti
Sektörel sorun alanlarının belirlenmesi
ve önceliklendirilmesinin ardından grup ça-
lışmalarına geçildi ve iş insanı-kamu yöneti-
cisi-akademisyen dengesine dikkat edilerek
oluşturulan gruplar kendilerine verilen her bir
sorun alanı için, sorunların tanımlanması, ne-
denleri ve çözüm üretmek üzere hazırlık niteli-
ği taşıyan yarattığı sorunlara yönelik bir analiz
yaptı. Bu analizin ardından da sektörün bütün
katılımcıları çözüm önerilerini üretti.
-7 sorun tanımlandı
Yapılan grup çalışmalarında sektörün ön-
celikli 7 sorunu ve analizi şöyle:
Hammaddede dışa bağımlılık:
Hammaddede dışa bağımlılık ve döviz
maliyetleri nedeniyle oluşan kur riski birlik-
te değerlendirildi. Sektörün bu zayıf yönü,
hammaddenin yüzde 85’inin ithalatla temin
edilmesi, Türkiye’nin petrol üreticisi olmaması
nedeniyle hammadde üretiminin ana girdisi
olan naftanın üretilmemesi, hammadde yatı-
rımlarının çok pahalı olması nedeniyle yatırım-
cı kısıtı olarak tanımlandı.
Bu zayıf yönün ortaya çıkmasının neden-
leri ise yeterli petrokimya tesisinin olmaması,
kimya sektörünün yeterince gelişmiş olma-
ması, yeterli Ar-Ge’nin yapılamaması, yurt
dışından kolay tedarik, Petkim’in üretim kapa-
sitesinin yeterli olmaması, yatırım için yeterli
sermaye olmaması-yatırımın uzun sürede geri
dönmesi olarak sıralandı. Yarattığı sorunlar ise
ithalat bağımlılığı nedeniyle kur riski üstlenil-
mesi, dış ekonomik dalgalanmalardan etkilen-
me, gümrük işlemleri zorlukları, yüksek stok
tutma ihtiyacı nedeniyle işletme sermaye
ihtiyacının artması, yüksek navlun fi yatlarının
rekabet gücünü aşındırması, tedarik zorlukları
nedeniyle hizmet aksaması olarak sıralandı.
Yüksek katma değerli ürünler üretememe:
Grup çalışmasında, yüksek katma değerli
ürünler üretilememesinin nedenleri, ham-
madde ve kalıp alanındaki zayıfl ıklar, Pazar
eksikliği, nitelikli eleman yetersizliği, yetersiz
PLASFEDDERGİ
12
PANO
alanına yönlendirilmesi, devlet desteklerinin
artırılması, ortak AR-GE merkezi yatırımları,
projelere üniversitelerden eleman alınması
zorunluluğu getirilmesi ve bunun desteklen-
mesi.
Üniversite-sanayi işbirliği yetersizliğine
yönelik çözüm önerileri: Firmaların stajyer
kabulünü ciddiyetle uygulaması, meslek ko-
miteleri kurulması, fabrikaların “uygulamalı
eğitim-ortak eğitim” modellerini kabul etmesi,
personelin lisans üstü eğitimine izin verilmesi,
sanayi ve ticaret odalarının sanayi-üniversite
işbirliğinin koordinasyonuna katkı vermesi,
üniversitelerin kendi personelinin sanayiye
yönelik yaptığı çalışmayı teşvik etmesi, kalkın-
ma ajanslarının daha fazla destek vermesi.
Bu sorunların çözümüne yönelik projeler
geliştirmek, plastik ve plastikle ilgili sektö-
rel sivil toplum örgütleri arasında işbirliği ve
güçbirliği kurarak, bu öneri ve projeleri ilgili
platformlara taşımak ve devletin ilgili kurum-
larına, bu sorunların çözümüne yönelik tedbir-
ler almasına yardımcı olmak, başta PLASFED
olmak üzere sektörde faaliyet gösteren tüm
sivil toplum kuruluşları ve Sanayi ve Ticaret
Odaları’nın plastikle ilgili meslek komitelerinin
başlıca görevleri olacaktır.
enerjinin kullanılması yollarının bulunması,
enerji etkin yatırımlara ek teşvik verilmesi, ilk
yatırımlara fi zibilite desteği verilerek bilinçsiz
yatırım yapılmasının önüne geçilmesi.
Lokomotif nitelikli eleman sıkıntısı soru-
nuna çözüm önerileri: Üniversitelerle ve diğer
eğitim kuruluşlarıyla işbirliği yapılarak sektör
ihtiyaçlarının anlatılması, sektörün eleman
açığı envanterinin çıkarılması, plastiğe yönelik
eğitim kurumlarının desteklenmesi, şirketler-
de AR-GE kültürünün yerleştirilmesi.
Yeterli AR-GE yatırımı yapılmamasına
yönelik çözüm önerileri: AR-GE (rehberlik) eği-
timlerinin verilmesi, katma değerli ürünlere
geçiş için gerekli AR-GE yatırımlarında yurt-
dışı bilim insanı desteği alınması, yurt dışına
gönderilen yüksek lisans öğrencilerinin plastik
ki olanak ve kapasitelerin sektör tarafından
daha kolay kullanılmasının sağlanması, işve-
renlere rehberlik eğitimi, standartlara uyum
ve standart belirlemeye yönelik girişimlerde
bulunulması.
Sektörün rekabet gücünün artırılamama-
sına yönelik çözüm önerileri: Ürün sınıfl aması
yoluyla tüketiciye daha güçlü ulaşmak, marka-
laşma, bilginin korunması, mevzuatın uygula-
nabilir hale getirilmesi, kayıt dışı ile mücadele
ve bunun için de KDV’nin düşürülmesi, piyasa
gözetim ve denetiminin güçlendirilmesi, ithal
hammaddelere yönelik test imkanının artırıl-
ması.
Enerji maliyetlerinin yüksekliği sorunu-
na yönelik çözüm önerileri: Kayıp kaçak be-
dellerinin sanayiciden tahsil edilmemesi, atık
NASIL NE ZAMAN K�M
SORUN: % 85 oranında dışa bağlı olduğundan döviz kur dalgalanmalarından etkilenmesi.
• Petrokimya yatırımın teşvik edilmesi (liman imkânları olan yer tahsisi vb.)
• Yukarıda ifade edilen yatırım teşviklerinin sadece yatırım aşaması ile kısıtlı kalmayıp
işletme dönemini de kapsayacak şekilde geliştirilmeli. (Ana hammaddeye ÖTV uygula-
masının yapılmaması, SGK’da işveren payına ilave işçi payı için de muafiyet uygulanması
GV ve KV istisnaları)
• Kümelenme yaklaşımı ile sektörel ihtisas bölgelerinin oluşturulması ve lojistik ile AR-GE
sinerjilerinin geliştirilmesi
Uzun vade
( 5+ yıl)
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakan-
lığı, Ekonomi Bakanlığı, Merkez
Bankası
SORUN: Ticaretin zorlukları ve rekabet gücünü azaltan ilave maliyetler.
• AB ile Gümrük Birliği üyesi olarak, AB ile ABD arasında geliştirilen Serbest Ticaret An-
laşması’na mutlaka taraf olunmasının sağlanması
Kısa Vade
(1 Yıl)
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan-
lığı, Ekonomi Bakanlığı, Sivil
Toplum Örgütleri -PLASFED
SORUN: Petrol ve ana girdi eksikliği
• Kaya gazı mısır nişastası gibi petrole alternatif olan yeni hammadde kaynaklarının yakın
coğrafyamızda geliştirilmesine Türkiye’nin liderlik yapması.
Orta Vade
(3 Yıl)
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan-
lığı, Türkiye Petrolleri A.Ş., TÜBİ-
TAK, Üniversiteler, Sivil Toplum
Örgütleri -PLASFED
SORUN:Gümrüklerde yaşanan sorunlar, tedarik sıkıntıları, ilave maliyetler
• Yönetmelik ve tebliğ gibi sektör faaliyetlerini etkileyen yayınların mutlaka sivil toplum
örgütleri ve sanayi temsilcilerinin görüş ve katkısına açılarak, sektörün önünü açacak
kararların sektör paydaşları ile birlikte alınması.
Kısa Vade
(1 Yıl)
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan-
lığı, Ekonomi Bakanlığı, TÜBİ-
TAK, Üniversiteler, Sivil Toplum
Örgütleri – PLASFED
SORUN: Dışa bağımlılık ve kur riski
• Yurtdışı fuar katılım destekleri arttırılarak devam edilmesi.
• Milli bilgi brokerlık sisteminin geliştirilmesi
• Satınalma organizasyonları ile Türkiye’ye yabancı kilit satın alımcılarının getirilmesi
• KOSGEB süreçlerinin iyileştirilmesi
Kısa Vade
(1 Yıl)
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan-
lığı, TÜBİTAK , Üniversiteler,
Sivil Toplum Örgütleri -PLASFED,
Ekonomi Bakanlığı, KOSGEB
SORUN: Dışa bağımlılık kaynaklı işletme sermayesi ihtiyacı.
• İhracat yapan şirketlere Eximbank ve benzeri finansman avantajlarının sağlanması.
Kısa Vade
(1 Yıl)Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Hammaddede dışa bağımlılık:
Plastik sektörü çalıştayının en önemli
çıktılarından biri, çözüm önerilerine yönelik
“nasıl, ne zaman ve kim tarafından” yapıla-
bileceğine ilişkin tasarı oldu. Tanımlanan ve
öneri geliştirilen çözümlerin, çözüm süreci yol
haritası da ortaya konuldu. Sektörün çözüm
önerilerine yönelik “Nasıl, Ne zaman ve Kim” tablosu şöyle:
PLASFEDDERGİ
13
PANO
NASIL NE ZAMAN K�M• Kaçak kayıp maliyetlerinin sanayiciden tahsil edilmemesi onun yerine enerji üretiminde mey-
dana çıkan atık enerjinin değerlendirilmesi.Sürekli Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
• Yatırım teşviklerinde enerji verimliliği yüksek tesislere ilave destek sağlanması Sürekli Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
• Yatırım fizibilitesi desteği verilerek atıl kapasitelere mani olunması SürekliTOBB, Sanayi ve Ticaret Odaları,
Meslek Örgütleri
• Proses bazında doğru hammadde ve katkı seçimi için teknoloji eğitimleri verilmesi SürekliPLASFED, PLASFED Üyesi
Dernekler
• Çocukluktan başlayarak enerji verimliliği eğitiminin verilmesi Sürekli Milli Eğitim Bakanlığı
• İşgücünün enerji ve makine verimliliği ile makine bakımı konusunda eğitilmesi Sürekli
İŞKUR, Sendikalar, PLASFED,
PLASFED Üyesi Dernekler, Meslek
Örgütleri
NASIL NE ZAMAN K�M
Meslek içi eğitimlerin üniversite veya yetkili kurumlarla işbirliği ile verilmesi (kısa dönemli)
• Mesleki eğitimlerin yasal zorunluluğa bağlanması ve/veya teşvik edilmesi (vergi/prim indirimi/
muafiyeti) (Çıraklık, kalfalık ve ustalık sistemi)
İşe başlama
sürecinde veya
işe alındıktan
sonra
• Üniversite veya yetkili kurumlar
eli ile verilebilir
Sektörün eleman istihdam ihtiyacı ve açığının envanterinin çıkarılması
• Devlet eli ile veya devletin görevlendirdiği kurumlar vasıtası ile2016 sonu
• Plastik sektörü ile ilgili dernekler,
• Türkiye İstatistik Kurumu
• Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı,
Plastik alanında eğitim veren meslek liselerinin, Meslek Yüksek Okullarının ve Üniversitelerin
desteklenmesi
• Şirket içi desteklerle (burslarla) ya da devlet eli ile yapılacak desteklerle
İvedilikle
• Plastik sektörü ile ilgili dernek-
ler ve federasyonlar eli ile pilot
bölgelerde
Şirketlerde AR-GE kültürünün yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi.
• Üniversiteler polimer bilimi ve teknolojisi konusunda mevcut ve açılmış ama aktif olmayan
bölümlerde Y. Lisans ve Doktora eğitiminin desteklenmesiyle.
İvedilikle• Üniversiteler ve özel sektör
işbirliği ile
NASIL NE ZAMAN K�M• Nitelikli eleman yetiştirilmesi
• Sektörün STK’lara sahip çıkması gerekli
• STK’ların daha fazla rol alması
• Plastik sektörüne yönelik eğitim kurumlarının çoğaltılması
• STK’ların rapor hazırlaması ve ilgili kurumları bilgilendirmesi gerek.
• İnovatif düşünce yapısının geliştirilmesi
En kısa vadede• Sektör temsilcileri
• STK’lar
• Üniversitedeki olanakların sanayicilere kullandırılması Yapılacak projeler ücret bakımından
öğretim görevlilerine daha cazip hale getirilmelidir.
• Üniversitedeki ilgili bölümlerde gerekli derslerin verilmesi için STK’ların rol alması gerekir.
En kısa vadede• STK’lar
• İlgili Bakanlık
• İşverenlerin eğitilmesi AR-GE ve inovasyonun işverene iyi bir şekilde aktarılması
• Kar sadece hacim değildir algısının işverene geliştirilmesiEn kısa vadede
• Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı
• Nitelikli eleman yetiştirilmesi
• Sektörün STK’lara sahip çıkması gerekli
• STK’ların daha fazla rol alması
• Plastik sektörüne yönelik eğitim kurumlarının çoğaltılması
• STK’ların rapor hazırlaması ve ilgili kurumları bilgilendirmesi gerek.
• İnovatif düşünce yapısının geliştirilmesi
En kısa vadede• Sektör temsilcileri
• STK’lar
• Üniversitedeki olanakların sanayicilere kullandırılması Yapılacak projeler ücret bakımından
öğretim görevlilerine daha cazip hale getirilmelidir.
• Üniversitedeki ilgili bölümlerde gerekli derslerin verilmesi için STK’ların rol alması gerekir.
En kısa vadede• STK’lar
• İlgili Bakanlık
• İşverenlerin eğitilmesi AR-GE ve inovasyonun işverene iyi bir şekilde aktarılması
• Kar sadece hacim değildir algısının işverene geliştirilmesiEn kısa vadede
• Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı
NASIL NE ZAMAN K�M• Devletin üreticinin hammadde konusundaki vergilendirme yükünü hafifletmesi ve üreticiyi
destekleyecek teşvikler getirmesi gerekiyor.
• Mevzuatın iyileştirilmesi noktasında ilgili sanayi örgütleri ve bakanlıklar ile işbirliği yapılması
gerekiyor.
En kısa sürede• Plastik üreticileri ve ilgili sivil
toplum kuruluşları
Yüksek katma değerli ürünler üretememe:
Haksız rekabetin yoğun olması:
Enerji maliyetlerinin yüksekliği:
Lokomotif nitelikli elemanın az olması:
PLASFEDDERGİ
14
PANO
NASIL NE ZAMAN K�M
Nitelikli AR-GE üretecek kalifiye eleman eksikliği
• AR-GE konusunda eğitim desteği
• Katma değeri yüksek ürünlerde yurt dışı uzmanlarının desteğini alma
• Yurt dışına gönderilerilen lisan üstü öğrencilerin ulusal öncelikler konusunda yönlendirilmesi.
• Devletin verdiği destek projelerin devamının sağlanması
Sürekli
• Bakanlıklar
• Sanayi Odaları
• STK’lar tarafından firmalarda ve
üniversitelerde
• TÜBİTAK
• STK’lar
AR-GE için koordinasyon eksikliği (üniversite-sanayi-kamu kuruluşları)
• AR-GE konusunda eğitim desteği
• Yüksek lisans ve doktara tez konularının sanayicilerin ihtiyaçlarını dikkate alınarak ortak belir-
lenmesi
• Ortak projelere daha fazla devlet desteği
• Projelerde üniversite elemanlarının yeralmasının zorunluluk olması
• Ortak projelere daha fazla devlet desteği
• Projelerde üniversite elemanlarının yeralmasının zorunluluk olması
Sürekli
• OSB’ler
• TÜBİTAK
• Bakanlıklar
• Sanayi ve Ticaret Odaları
• STK’lar
• AR-GE merkezi olan firmalar
• Kalkınma Ajansları
• KOSGEB
AR-GE’ye yeterince kaynak ayrılamaması
• AR-GE personeline sağlanacak desteğin vergi indirimine tabi olması
• Harcamaların tamamının arge desteği konusunda vergi indirimine tabii olması
Sürekli
• Bakanlıklar
• KOSGEB
• Kalkınma Ajansları
• TÜBİTAK
• Firmalar
AR-GE’nin yeterince öneminin anlaşılamaması sonucu sektörün giderek çıkmaza girmesi
• Başarı örneklerinin paylaşılması
• AR-GE ve inovasyon konusunda fuar ve toplantılara katılımın özendirilmesi.
Sürekli
• STK’lar
• Bakanlıklar
• KOSGEB
• Kalkınma Ajansları
• Firmalar
• Üniversiteler
Faaliyet gösteren firmaların yeterince kurumsallaşamaması eksıklıgı
• Kurumsallaşma desteklerinin verği indirimine tabi tutulmasıSürekli
• STK’lar
• Bakanlıklar
• KOSGEB
• Kalkınma Ajansları
Yeterince zaman ayıramama
• Kurumsallaşma desteği
• AR-GE konusunda farkındalık ve eğitim faaliyetleri
Sürekli
• STK’lar
• Bakanlıklar
• KOSGEB
• Kalkınma Ajansları
• Firmalar
• Sanayi ve Ticaret Odaları
Firmalarda AR-GE ve nitelikli ürünler konusunda vizyon eksikliği
• Yurtiçi ve yurtdışı AR-GE uzmanı için %100 gider indirimi
• Teknolojik gelişmelerin takip edilmesi
• Mevzuatla ilgili tebliğ ve yönergeler konusunda sanayi ve ticaret odalarının güncel eğitim faali-
yetleri
• Firmaların ülkenin öncelikleri hakkında yönlendirilmesi
Sürekli
• Bakanlıklar
• KOSGEB
• Kalkınma Ajansları
• Firmalar
• Sanayi ve Ticaret Odaları
Üretimdeki kar oranlarının düşüklüğü
• Yeni ve getirisi yüksek ürünlerin üretilmesi
• Markalaşmak
• Inovasyon ve eğitim-tanıtım desteklenmeli
• Ürün tasarım desteği sağlamak
Sürekli
• Bakanlıklar
• KOSGEB
• Kalkınma Ajansları
• Firmalar
• Sanayi ve Ticaret Odaları
NASIL NE ZAMAN K�M
• Ortak platformlar oluşturarak. Hemen
• STK’lar
• TSE
• Teknoloji Transfer Ofisi
• Kalkınma Ajansları
• KOBİ destek büroları
Yeterince Ar-Ge çalışmasının olmaması:
Üniversite-sanayi işbirliği yetersizliği:
PLASFEDDERGİ
16
PANO
olduğu PAGDER yönetiminde bayrağı onurla
taşıyacağını ifade etti.
Çalışma dönemindeki öncelik ve hedefl eri
hakkında bilgi veren Reha Gür, “Hedefi m, her
dönemde yükselen bu çıtayı görev sürem bo-
yunca daha da yükseğe taşımak olacak. Sektö-
rümüzün birlik ve beraberliğini güçlendirecek,
daha hızlı büyümesini, gelişmesini sağlayacak
her tür sonuç odaklı çalışmayı esas alacağım”
dedi.
PAGDER’in 36. döneminde de, geçmişten
devralınan deneyim ve ilkeler kapsamında; si-
yaset dışı ama demokratik bir yapı içinde ha-
reket edeceklerini vurgulayan Gür; yenilikçilik,
fark yaratmak, takım çalışması, kurumsallaş-
mak, verimlilik ilkelerine öncelik vereceklerini
paylaştı.
Merkezi otorite ve diğer kurumlar ile iyi
ilişkilere özen göstereceklerini; bürokraside
artırılmış etkinlik, proaktif eylemler ile önleyici
faaliyetlerde bulunacaklarını vurgulayan Gür,
“Bilinirliğini artıracağımız ve aidiyet duygusuyla
genişleteceğimiz tabanımıza yönelik çalışmala-
rımızı; insanlığa, ülkemize, sektörümüze ve alt
sektör kırılımına ve her bir üyemizin faydalarını
gözeterek, sektörümüzün tamamını kucakla-
yan bir PAGDER olarak yürüteceğiz” dedi.
Hüseyin Semerci veda etti
Genel Kurul konuşmasına, “PAGDER, 60
Türk sanayicilerinin ilk sivil toplum ör-
gütlenmelerinden biri olan Plastik Sanayicileri
Derneği PAGDER, 36. dönem Olağan Genel
Kurulu çalışmalarını tamamladı. İki dönem
PAGDER Başkanlığını yapan Hüseyin Semerci,
başkanlık görevini tek listeyle gidilen seçimde
Reha Gür’e devretti.
Rekor katılımla yapılan ve plastik sanayi-
cilerinin yoğun ilgi gösterdiği genel kurulda,
sektör ve ekonomik konular değerlendirildi.
Genel kurulda, 9 Eylül Üniversitesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal’ın “Dünya ve Türki-
ye Ekonomisinin Geleceğine Bakış” konulu bir
sunum yaptı.
PAGDER’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür çalışma önce-likleri hakkında bilgi verdi
Tek listeyle gidilen seçimlerde,
PAGDER’in yeni Yönetim Kurulu Başkanı seçi-
len Reha Gür konuşmasında, görevi devraldığı
Hüseyin Semerci’ye ayrıca plastik sanayisinde
faaliyet gösteren bir sektör mensubu olarak
da yaptığı değerli ve çok önemli katkılardan
dolayı teşekkür etti. Başkan Yardımcılığı gö-
revinde de bulunduğu çalışma döneminde
Hüseyin Semerci’yle birlikte iyi çalışmalar yü-
rüttüklerinin altını çizdi. Gür, gönüllüğün esas
Türkiye’nin özel sektördeki en
eski sivil toplum örgütlerinden biri
olan Plastik Sanayicileri Derneği -
PAGDER’in 36. Dönem yönetiminin
belirlendiği Olağan Genel Kurulu
rekor katılımla tamamlandı. Tek
listeyle gidilen seçimde yeni Yö-
netim ve Denetim Kurulu üyeleri
belirlendi. Genel Kurul, Türk plastik
sektörünün sorunlarının tartışıldı-
ğı bir fi kir fırtınası niteliğinde geçti.
Başkanlık bayrağını” Reha Gür’e devreden Hüseyin Semerci, “PAG-
DER, 60 yıllık koca bir çınardır” diyerek, kuruluş aşamasından bu yana
emeği geçenlere teşekkür etti. Semerci, sektöre yönelik haksız girişim-
ler, sektörün bilimsel yöntemlerle pazarlama gücüne katkı sağlama ve
yatırım alanları oluşturma yanında, sektöre yönelik olumlu düşünceler
oluşturulması için geliştirilen “Yuvaya Dönüşen Plastikler” kampanyası
hakkında bilgi verdi.
Başkanlığa seçilen Reha Gür de konuşmasında, “Hedefi m, her dö-
nemde yükselen bu çıtayı görev sürem boyunca daha da yükseğe taşı-
mak olacak. Sektörümüzün birlik ve beraberliğini güçlendirecek, daha
hızlı büyümesini, gelişmesini sağlayacak her tür sonuç odaklı çalışmayı
esas alacağım” dedi.
PAGDER 36. Olağan Genel Kurulu rekor katılımla tamamlandı
PAGDER’de Reha Gür dönemi
PLASFEDDERGİ
17
PANO
li; yenilenmenin, gelişmenin önünü açacağı
inancındayım” dedi.
Genel Kurul’da sektör sorunları tartışıldı
PAGDER’in 36. Dönem çalışmalarının şe-
killendiği Olağan Genel Kurulda, sektörün ön-
celikli sorunları da tartışıldı. Ege Bölgesi Sanayi
Odası Meclis Başkanı Salih Esen, Petkim Genel
Müdürü Saadettin Korkut ve İSO Meclis Üyesi
Ömer Karadeniz başta hammadde olmak üze-
re sektör önceliklerini değerlendirdi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı
Salih Esen, gelecek üç yıllık döneme ilişkin gö-
rüşlerini açıklamak üzere söz alarak, Petkim’in
varlığının ve gelişmesinin desteklenmesi ge-
rektiğine çağrıda bulundu.
“Ayağındaki kum torbalarını atamadığı
için Petkim gelişemiyor” diyen Esen, SOCAR’ın
Petkim’i aldığı zaman sevindiklerini, Petkim’in
daha da büyüyeceğini, kapasitesini artırarak
sektörü güçlendireceği umudu taşıdıklarını
ancak bugün gelinen noktaya baktıklarında
Petkim yarımadasının konumu itibariyle ikiye
ayrıldığını; SOCAR’ın rafi neriye, plastik sektö-
rüyle direkt ilişkisi bulunmayan ve kimya sek-
törüne yakınlığı olan PTA’ya, limana, enerjiye
yatırım yaptığını; Petkim’e yapılan yatırımın
istenilen boyutlarda olmadığını ve bundan
üzüntü duymamanın mümkün olamayacağını
kaydetti.
Sektörün dışa bağımlılığı artarken
Petkim’in üretimini artırmamasının, neden
yıllık koca bir çınardır” sözleriyle başlayan Hü-
seyin Semerci, kuruluşundan itibaren sektöre
ve PAGDER’e emek verenlere teşekkür etti.
Beş yıllık görev dönemindeki öncelik ve ça-
lışmaları hakkında bilgi veren Semerci, 14 bin
fi rma ve 250 bin çalışanı ile Avrupa’nın 2.’nci,
dünyanın ise 7.’nci büyük üreticisi konumunda
bulunan plastik sektörüne katkı sağlayacak,
ticari faydalar getirecek yapıcı yaklaşımlar ve
sonuç odaklı faaliyetlere öncelik verdiklerinin
altını çizdi.
Semerci, “Bugün sayısı 500’e yaklaşan
üyemizle, ulusal ve uluslararası paydaşlarımız-
la büyük projelere imza attık. Yuvaya Dönüşen
Plastikler kampanyamızı iki yıldır başarıyla
sürdürüyoruz. Plastik sanayisinin en büyük
ihtiyaçlarından biri olan kümelenmeyi; teşvik-
lerden yararlanma hakkı tanıyan İhtisas OSB
özelliği ile PAGDER&ASLAN OSB ile sağladık.
Dış pazar arayışlarına her türlü yanıtı içeren
Dünya Plastik Atlası’nı sektörümüze sunduk.
Yurt içi, yurt dışı fuar katılımları, eğitimler, se-
miner ve konferanslar düzenledik” dedi.
Sektörel örgütlenmelere her düzeyde
öncülük ettiklerini ve katkı verdiklerini vur-
gulayan Semerci, “Bugün tüm imalat sektör-
lerine ara malı veren plastik sektörü; var olan
zorlayıcı koşullara, yapısal sorunlara ve ülke-
mizin genel ekonomik yavaşlamasına rağmen;
2014’ü de yıllık yüzde 1.9 oranında büyüyerek
kapatmıştır. İlerleyen dönemlerde Türkiye
plastik sektörünün bir konfederasyon çatısı
altında toplanması da düşünülebilecek konu-
lardan biridir. Ama artık bayrak el değiştirme-
Yönetim Kurulu:Reha Gür – BAŞKAN (Eurotec Mühendislik Plastikleri)
Selçuk Gülsün – BAŞKAN YARDIMCISI (Tisan Mühendislik Plastikleri)
Oğuzhan Gürlek- BAŞKAN YARDIMCISI (Gürlek Plastik)
Kenan Benliler- SEKRETER ÜYE (Güven-El Plastik)
Hakan Dirgeme- ÜYE (Beno Plastik)
Burç Angan ÜYE (Hür-mak Plastik)
Erkan Evrenkaya- ÜYE (Ser Rezistans)
Ünal Aykun- ÜYE (Semi Elektronik)
Utku Şahin - ÜYE (Tetra Polimer)
Denetleme Kurulu:Murat İçin (Fortis Plastik)
Erkan Aydın (Gema Polimer)
Burak Erenoğlu (Akay Plastik)
Yönetim Kurulu Yedek ÜyeleriAydın Hülagü (Pimar Plastik)
Sibel Destereci Yılmaz (Tepsan Tekirdağ Plastik)
Kasım Karataş (Karataş Makine)
Enabir Koç (Nur Kalıp Plastik)
Halil Gökhan Can (Gökhan Plastik)
Selahattin Yılmaz (Erka Ambalaj)
Dursun Sevme (Sancar Kimya)
Kenan Özeren (Opkon Optik)
Abdullah Karabulut (Ekin Makine)
Denetleme Kurulu Yedek ÜyeleriSerhat Balta (Enelkon Elektronik)
Ali Emiroğlu (Gurbetçiler Plastik)
Levent Şişman (Pelsan Tekstil)
PAGDER Yönetim ve Denetim KurullarıPAGDER’in 36. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda tek listeyle gidilen seçimlerde yeni
yönetim organları belirlendi. Daha sonra yapılan ilk yönetim kurulunda da görev dağılımı
yapıldı. PAGDER Yönetim Kurulu şöyle oluştu:
PLASFEDDERGİ
18
PANO
yatırım yapılmadığının hep birlikte araştırıl-
ması gerektiğini ve Petkim’in kaderini sadece
SOCAR’a bırakmamak gerektiğini söyleyen
Esen, “Dışardan 6 milyar dolar civarında ithal
zorunluluğumuz bulunan hammaddede % 6,5
civarında gümrük vergisi veriyoruz. Sektör ve
Petkim olarak aynı safta bunun savaşını ver-
meli, birlikte hareket etmeliyiz. PAGDER yeni
yönetimi, Petkim konusunu ele almalı... Birinci
derecede önemli olan polimer üretimi kapasi-
tesi ile ürün çeşitliliği artırılmalı” dedi.
Ömer Karadeniz: “Petkim ve plastik üreticisi kol kola olmalı”
İSO Meclis Üyesi Ömer Karadeniz de yap-
tığı konuşmada, Salih Esen’in aktardıklarına
katıldığını kaydederek, plastik hammadde ko-
nusunda yapılacak her türlü yatırıma destek
verdiklerini, sadece SOCAR değil, tüm STK’lar,
yarı STK’larla hep kol kola olduklarına dikkat
çekti. Karadeniz, sadece SOCAR’ın çalışması-
nın yeterli olmadığını; Petkim ve plastik üreti-
cisinin kol kola olması gerektiğini paylaştı.
Saadettin Korkut: “Sektör ge-lişiyor, yaptığımız yatırımların geri dönüşünü polimer üretimi-ni artırmak için kullanacağız”
Petkim Genel Müdürü Saadettin Korkut,
yeni ürünler ve özellikle polimer üretimi ek-
sikliği konusunda Türkiye plastik sektörünün
haklı olduğunu belirtti.
Rafi neri sonrası Petkim yarımadasında
daha büyük yatırımlar gerçekleştirmeyi plan-
ladıklarını, yeni ürünler üzerinde çalıştıklarını
söyleyen Saadettin Korkut, “Kamu otoriteleri
işbirliği içinde elimizden gelen yatırımları yap-
maya devam edeceğiz. Limana yaptığımız ya-
tırımların getirdiği karlılığımızla öncelikli olarak
polimer üretim kapasitemizi artırma yönüne
gideceğiz. İrili-ufaklı sanayicilerimizle her za-
man kol kola çalışmayı sürdüreceğiz. Dünya
piyasasında da rekabetin yoğun olduğu bu
ortamda fabrikalarımızı ayakta tutmak önce-
liğimiz…” dedi.
Reha Gür: “Petkim’in polimer üretiminde kapasite artırımına gitmesi sektörümüze sürdürü-lebilir bir rekabet getirecektir; biz sektör olarak üzerimize dü-şeni yapacağız!”
PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Reha
Gür de, PAGDER Genel Kurulu’nda yapılan
önemli açıklamalarla ilgili bir değerlendirme
yaptı.
Reha Gür, PAGDER’in hammaddede dışa
bağımlılığının sektöre yüksek maliyetler ge-
tirdiğini; bu yüksek maliyet nedeniyle oldukça
düşen karlılık oranları ile de plastik sanayisinin
gerekli AR-GE, ÜR-GE, inovasyon, eğitim ve
tanıtımlar gibi yatırımlarda bulunmasının zor-
luğuna dikkat çekti.
Türkiye plastik sektörünün teşviklerden
de yeteri kadar yararlanamadığını vurgulayan
Gür, ”Büyüme hızı Türkiye’den daha yüksek;
2014 yılında 5.4 milyar dolar doğrudan olmak
üzere 12 milyar dolar ihracat yaparak ülkemiz
ekonomisine önemli katkılar sağlayan plastik
sanayisinin bu dev ihracata rağmen, önemli
yatırımları yapamaz durumda olması da düşü-
nülmesi gereken bir konudur” dedi.
Özellikle dış pazarlarda ülkemiz ekono-
misinin en önemli ve güçlü, lokomotif sektör-
lerinden biri olan plastik sanayisinin rekabet
gücünü artıracak öncelikli koşullardan birinin
yerli üretim, ucuz hammadde olduğunu kay-
deden Gür; Petkim’in polimer üretiminde ka-
pasite ve ürün çeşitliliği artışına gitmesinin bir
an önce planlanmasının gerektiğini ifade etti.
Reha Gür, “Türkiye plastik sektörü olarak biz
de bu konuda üzerimize düşeni yapar, gere-
ken destekleri veririz” dedi.
PAGDER 36. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür kimdir?
PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür, İs-
tanbul Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği
Bölümü’nden mezun olduktan sonra İstanbul
Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde İşletme İhti-
sası yaptı ve sonrasında iş hayatına atıldı.
Mühendislik plastikleri sektörünün önemli fi rma-
larında satış ve üst düzey yönetici pozisyonların-
da çalışan Reha Gür, 2004 yılından bu yana ku-
rucuları arasında bulunduğu Eurotec Mühendislik
Plastikleri fi rmasında Ticari Direktör ve Yönetim
Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır. Gür aynı
zamanda, İKMİB (İstanbul Kimyevi Maddeler ve
Mamulleri İhracatçıları Birliği)’de Yönetim Kurulu
Üyesi’dir.
PLASFEDDERGİ
20
PANO
EGEPLASDER-İMPİOSB işbirliği derinleşiyor
EGEPLASDER ile İMPİOSB
arasındaki işbirliğinin derinleş-
tirilmesi kararı alındı. İki kurum,
İzmir Menemen Plastik İhtisas
OSB (İMPİOSB) altyapısı ve re-
kabet gücünün artırılması için
birlikte çalışacak. Öteyandan,
EGEPLASDER, üyelerine yönelik
iş gezisi ve incelemelerini Çin ve
Adana ile devam ettirdi.
toplantısı Adana`da yapıldı. Toplantı sonrası
sektör temsilcileriyle, EGEPLASDER üyeleri
Esen Plastik A.Ş. Adana fabrikası ziyaret edi-
lerek yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.
İzmir tesisinden sonra Adana’ daki 43 bin met-
rekarelik ilave üretim tesisi ile birlikte toplam-
da 130 bin metrekarelik alanda üretim yapan
ESEN Plastik, bu tesiste 3000 mm’lik CTP boru
üretimi yapıyor.
Öteyandan, Ege Soğutma Sanayicileri ve
İş Adamları Derneği (ESSİAD) Başkanı Hakan
Semerci, EGEPLASDER Başkanı Erol Paksu’yu
ziyaret etti. Dernek genel merkezinde ger-
çekleşen görüşmede, ESİAD’ın 25. Kuruluş
Yıldönümü anısına yaptırılan plaket de takdim
edildi. Görüşmede, işbirliği projeleri gözden
geçirildi ve gelecek dönemde de birlikte çalış-
ma kararlılığı vurgulandı.
EGEPLASDER’in, bölgenin pazarlama ve
iş kapasitesini artırmaya yönelik faaliyetleri
kapsamında, PAGDER ile birlikte KOSGEB des-
tekli olarak organize ettiği CHINAPLAS 2015
Fuarı iş gezisi tamamlandı. İş gezisi kapsamın-
da, katılımcı iş insanlarıyla birlikte uzmanlarla
görüşme imkanı sağlanan toplantılar da dü-
zenlendi. Firma düzeyinde ikili görüşmeler de
gerçekleştirildi.
Plastik sanayicilerinin de katıldığı Ege
Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ile Adana Sanayi
Odası’nın (ADASO) ortak meclis toplantısında
da, sektör mensupları Esen Plastik Adana fab-
rikasını ziyaret etti. Adana’da 43 bin metreka-
relik alanda kurulu tesiste 3000 mm lik CTP
boru üretimi yapılıyor.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ile Ada-
na Sanayi Odası’nın (ADASO) ortak meclis
Türkiye’nin ilk plastik ihtisas OSB’si olan
İzmir Menemen Plastik İhtisas OSB (İMPİOSB)
ile Ege Plastik Sanayicileri Dayanışma Derneği
(EGEPLASDER) arasındaki işbirliği derinleştiri-
liyor. EGEPLASDER Başkanı Erol Paksu ve İM-
PİOSB Başkanı Salih Esen yönetim kurulu üye-
leriyle birlikte ortak bir toplantı yaptı. Metin
Akdaş, Kazım Sertdemir, Erol Amado ve perso-
nelin katıldığı toplantıda, iki kurumun birlikte
çalışarak, İMPİOSB altyapısının geliştirilmesi
ve ortak çalışmalarla bölge plastik sektörünün
verimliliği, rekabet gücünün artırılması için
projeler geliştirilmesi kararlaştırıldı.
PLASFEDDERGİ
21
PANO
PAGDER’den plastik endüstrisine üç yeni yayın
Sektörü için Çok Dilli Sözlük”ün de kullanıma
sunulduğu kaydedildi.
Duyuruda, “Siz değerli sektörü mensup-
larımın (sektör mensuplarının) bilgiye kolaylık-
la ulaşabileceği bir kaynak olarak kullanacağı
“Plastik İşleme Teknikleri El Kitabı” içerisinde
plastik işleme teknikleri hakkında genel bilgi-
ler ve plastik işlemede karşılaşılan sorunlara
yönelik çözüm önerileri, “Plastik Sektörü İçin
Çok Dilli Sözlük” içerisinde plastik ve plastik
işleme makinaları sektöründe yaygın olarak
kullanılan kelimelerin ve terimlerin Türkçe, İn-
gilizce, Almanca, İtalyanca ve Fransızca olmak
üzere küresel anlamda kabul görmüş 5 ana dil-
de çevirisi yer almaktadır” denildi.
Uluslararası İşletmecilik ve Ticaret Bölümleri
Başkanı Prof. Dr. Ümit Özlale başkanlığındaki
bir ekip tarafından bilimsel analiz yöntemleri
kullanılarak hazırlanıyor. Atlasların her bir cil-
di kendi bölgesi için sanayicilere, ağır rekabet
koşullarında yeni pazarlara girişte anahtar ni-
teliğinde bilgileri sunuyor.
Plastik Atlasında 6 ayrı bölge için yayın-
lanacak 6 kitapta, toplam 97 ülkeye ilişkin
veriler yer alacak. Mamul, hammadde ve maki-
nede, Türkiye’nin görüş alanına giren ülkelerin
iç pazarları ve ithalat-ihracat durumları, hangi
ülkede, hangi ürünle, kimlerle ve nasıl rekabet
edebileceğine yönelik veriler Plastik Atlası’nda
yer alacak. Atlas’ta potansiyel ihracat pazarları
ve yoğun rekabetin yaşandığı yerler hakkında
da bilgiler verilerek, ihracatçılara yol göstere-
rek zaman kazandırılacak.
Yayınlanan Amerika kıtası cildinde top-
lam 18 ülke, avantajlı-dezavantajlı ürünler,
gelecek dönemde tüketimi artacak ürünler, fi -
yatlar, rakip ülkeler, giriş stratejileri kriterleri-
ne göre bilimsel veri sunacak şekilde incelendi.
Sektör için çok dilli sözlük ve plastik işleme teknikleri
PAGDER’den sektöre yapılan duyuruda,
“Plastik İşleme Teknikleri El Kitabı” ve “Plastik
Dünya Plastik Atlası Amerika yayınlandı
PAGDER, sektöre yönelik somut katkılar
sunan yayınlarını sürdürüyor. Bu çerçevede
sektörde ilk kez yapılan ve doğrudan satış
imkanlarına yönelik bilgi sunan Dünya Plastik
Atlası’nın Amerika cildi yayınlandı. PAGDER
Plastik Sektörü için Çok Dilli Sözlük ile Plastik
İşleme Teknikleri El Kitabını da sektöre sundu.
PAGDER, Dünya Plastik Atlası’nın yeni
cildi olan Amerika kıtasına ilişkin kitabın ya-
yınlandığını açıkladı. Sektöre yönelik, satış,
üretim alanlarında somut katkıları hedefl eyen
yayınlardan üçü daha kullanıma sunuldu.
Dünya Plastik Atlası: Amerika cildi yayında
PAGDER’in sektör için “Küresel ekono-
mide rekabet gücüne bilgi dopingi” olarak ni-
telediği Dünya Plastik Atlası’nın Amerika cildi
kullanıma sunuldu.
Dünya Plastik Atlası, plastik mamul, ham-
madde ve plastik işleme makineleri üreticileri
için küresel rekabette anahtar niteliği taşıyor.
Birleşmiş Milletler coğrafi sınıfl aması kulla-
nılarak toplam 6 bölge için hazırlanacak olan
yayınlar, Özyeğin Üniversitesi Ekonomi ve
DÜNYA PLASTİK ATLASI AMERİKA CİLDİNDE
ELE ALINAN ÜLKELER 1 Arjantin Güney Amerika
2 Brezilya Güney Amerika
3 Ekvator Güney Amerika
4 Kolombia Güney Amerika
5 Paraguay Güney Amerika
6 Peru Güney Amerika
7 Şili Güney Amerika
8 Venezuela Güney Amerika
9 Bolivya Güney Amerika
10 JamaikaKuzey Amerika ve Karayipler
11 KanadaKuzey Amerika ve Karayipler
12 Dominik Cum.Kuzey Amerika ve Karayipler
13 ABDKuzey Amerika ve Karayipler
14 Guatemala Orta Amerika
15 Kostarika Orta Amerika
16 Meksika Orta Amerika
17 Nikaragua Orta Amerika
18 Panama Orta Amerika
PLASFEDDERGİ
22
PANO
PAGDER’den plastik mamullerin serbest ticareti için dev adım
Çevreci ürünlerin ayrıcalıklı sayılarak ticaretinin serbestleştiril-
mesinde yeni kuralların belirlenmesi için başlatılan çalışmaya Türki-
ye de dahil oldu. PAGDER bu süreçte, Ekonomi Bakanlığı’nın daveti
üzerine giriştiği çalışmayla, plastik mamullerin bu kapsamda sayıl-
ması ve ülkeler arasında ticaretinin serbestleştirilmesi için başlatı-
lan çalışmaya oluşturduğu listeyi ve raporunu sundu.
PAGDER Başkanı Reha Gür, “Öncelikle belirtmeliyim ki, Ekonomi
Bakanlığı’nın sektör temsilcisi olarak sadece PAGDER’e talepte bu-
lunduğu konuyla ilgili Mart 2015 tarihinden çalışmalarımızı yoğun
bir şekilde sürdürerek sektörümüzün de çabalarıyla, müzakere
masasında sektörümüzün menfaatlerini koruyan bir zemin oluş-
turduk. Anlaşma sağlanır ise ülkeler arasında serbest ticaret ger-
çekleşecek.
plastik hammaddeler dahil tüm plastik mamul-
lerin çevreci yapı taşıdığını ve tümünün müza-
kere listesine alınması gerektiğini içeren; ista-
tistikler ve ölçümlemelerle, ekonomik analizler
ve araştırmalarla kanıtlayan detaylı bir raporu
Bakanlığa sundu.
PAGDER Mevzuat ve Kamu İlişkileri Komi-
tesi ve plastik sektör mensuplarıyla bir araya
gelen, yaptığı toplantılar sonucunda da yal-
nızca bir kaç biyo-plastik GTİP’nin dahil olduğu
listeyi, sektör menfaatlerini de gözeten bir
şekilde yeniden düzenleyen PAGDER; plastik
hammaddelerin yanı sıra tüm plastiklerin mü-
zakere listesinde yer alması konusunda görüş
bildirdiği raporunu tamamladı.
Sürecin başarıyla tamamlanmasının ar-
dından plastik hammadde ve mamullere yöne-
lik yeni bir dönemin başlayacağının altını çizen
PAGDER’in Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür
yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti:
“21. yüzyılın malzemesi olarak tanım-
lanan plastiklerin üretimlerinde harcanan
enerjiden kat be kat fazla enerjinin tasar-
ruf edilmesini sağlayarak sürdürülebilir ve
çevreci bir malzeme olduğunu devamlı dile
kurallara bağlanması ve serbestleştirilmesine
yönelik bir model üzerinde çalışılıyor.
Ekonomi Bakanlığı’nın Türkiye’deki hangi
plastik ürünlerin müzakere kapsamına alına-
bileceğine yönelik ürün belirleme konusunda
plastik sektörü temsilcisi olarak görüşüne baş-
vurduğu tek sivil toplum örgütü olan PAGDER;
Türkiye’nin de doğrudan katılımcı oldu-
ğu “Dünya Ticaret Örgütü Çevresel Ürünler
Anlaşması Müzakereleri” çalışmaları sürüyor.
Türkiye’nin de dahil olduğu müzakere ve ince-
leme sürecinde çalışmaları Ekonomi Bakanlığı
gerçekleştiriyor. Bu kapsamda 16 ülkenin da-
hil olduğu çalışmalarda, çevrenin korunması-
na uygun sanayi ürünlerinin ticaretinin yeni
PLASFEDDERGİ
23
getiriyoruz. Kullanımda sağladıkları avantaj-
larıyla, cam, kâğıt, alüminyum, ahşap, teneke
gibi malzemelerin yerini alarak hızla güçlü bir
alternatif haline gelen; standartlara uygun
üretilmiş ve denetimden geçmiş plastikler, ne
çevreye ne de insan sağlığına hiçbir bir tehdit
oluşturmamaktadır. Bilimsel araştırmalar da
bunu kanıtlamaktadır. Bu görüşlerimizi ve de-
ğerlendirmelerimizi hazırladığımız rapor ile de
paylaştık. Plastik sektörü temsilcisi olarak sa-
dece bizim görüşümüze başvurulan bu önemli
konuda, hem ülkemizin hem de sektörümüzün
çıkarlarını korumak için bir zemin oluşturul-
masına katkıda bulunmaktan memnuniyet
duyuyorum. Bu aşamaya gelinmesinde emeği
geçen bütün PAGDER camiası ve sektör men-
suplarına teşekkür ederim. Plastik mamul ve
hammaddelerin serbest ticaretinde bu önemli
gelişmenin, başarılı bir sonuca ulaşacağına
inanıyorum.”
Plastikler defalarca geri dönüş-türülebilir, muadillerine göre daha az karbon salımı
Reha Gür, plastiklerin üretimi sırasında su
kullanımı, karbon salımı açısından muadilleriy-
le 50 kata kadar daha az çevreyi kirletici özel-
liği olduğunu hatırlattı. Defalarca son derece
ucuz yollarla geri dönüştürülebilme özelliği
nedeniyle de etkin biçimde toplanması halin-
de kıyas kabul etmeyecek çevreci özelliğinin
ortaya çıktığını vurgulayan Gür, “Hayatımızı
kolaylaştıran, modern yaşamın vazgeçilmezi
olan plastiklerin; çevreci ürünler olduğunu,
muadillerine göre çok daha az enerji ve karbon
salımı ile üretilebildiğinin göz önüne alınaca-
ğını ve DTÖ Çevresel Ürünler Anlaşması (EGA)
müzakerelerinin, isteğimiz doğrultusunda
başarıyla tamamlanacağına inanıyoruz. DTÖ
Çevresel Ürünler Anlaşması’nın (EGA) imzalan-
ması halinde, gümrük tarifelerinin sıfırlanması
yoluyla önemli bir pazar açılımı sağlanacak. Bu
da, rekabetten korkmayan çalışkan Türkiye
plastik sektörü için önemli bir fırsat penceresi
olacaktır” dedi.
PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Reha
Gür, yakın zamanda yürütülen çabalarla,
Türkiye’nin pozisyonunu belirlediğini ve 27-
31 Temmuz arasında, taraf ülkelerle birlikte
Türkiye’nin de masaya oturacağını, plastikle-
rin bu özelliklerinin değerlendirilerek çevresel
ürünler listesine dahil olması için PAGDER’in
güçlü bir çalışma yaptığını vurguladı.
Müzakereleri başlatan 14 DTÖ üyesi ülke:
Avustralya, Kanada, Çin, Tayvan, Kosta Rika,
AB, Hong Kong, Japonya, Güney Kore, Yeni
Zelanda, Norveç, İsviçre, Singapur ve ABD idi.
Türkiye İsrail ve İzlanda da müzakerelere katıl-
ma kararı aldılar.
PANO
PLASFEDDERGİ
24
PANO
Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya:
“Türkiye, sentetik kauçuk tesisini bir an önce kurmalı”
Kauçuk Derneği Başkanı
Nurhan Kaya, Türkiye’nin ka-
uçuk hammaddede yüzde 98
oranında ithalata bağımlı oldu-
ğunu belirterek, sektörün ucuz
ürün temini için alım yöntemleri
geliştirmek yanında, yerli sen-
tetik kauçuk üretiminin de el-
zem olduğunu belirtti.
han Kaya, tesislerin kurulması için taleplerini
her düzeyde ilettiklerini vurguladı. Kaya, “Bu
konuda ilgili bakanlıklarla defalarca görüşme-
lerimiz, uyarılarımız, taleplerimiz oldu. Rapor-
lar hazırladık ve kauçuk sektörü için Türkiye’de
üretim yapan bir tesisin kurulmasının şart
olduğunu söyledik. 196O’lı yıllarda Petkim Ya-
rımca tesislerini kuran Türkiye şuanda devle-
tin destekleriyle bunu yapabilecek durumda-
dır. Hammaddesi petrol olan kauçuğun, petrol
fi yatları düşmesine rağmen, Dolar yükseldiği
için alım fi yatlarımız artmaktadır. Sentetik ka-
uçuk üreten bir tesis kurulduğu takdirde bu
konuda sanayicinin hammadde alımında avan-
tajlı ve fi yat değişikliklerinden etkilenmeyecek
duruma geleceğine inanıyoruz” diye konuştu.
Sektörün sorunları ve çözüm önerileri
Nurhan Kaya, kauçuk sektörüne yönelik
yaptıkları analizler ve üyelerin sağladığı bil-
gilerle, sektörün öncelikleri, sorun alanları ve
çözüm önerilerini belirlediklerini ve bunu mu-
hataplarına aktardıklarını da vurguladı. Kaya,
ciddi olumsuzluklar yaşıyoruz. Doğal kauçuk
hammadde fi yatlarında dolar bazında tekrar
yükselme var. Çok uzun süreden beri 4 Dolar
seviyelerinde olan doğal kauçuk, yakın za-
manda 1.50 - 1.80 USD bandına inmişti, fakat
bu günlerde tekrar yükselme eğiliminde, bu da
tedarikçileri tedirgin ediyor, çünkü alımlar do-
lar, satışlar TL bazında, fi yat artışlarını piyasa-
ya kabul ettirmek kolay olmuyor” dedi.
Sektörün bu fi yat dalgalanmalarından ve
yüksek fi yattan korunması için girişimler yap-
tıklarını; borsa fi yatlarından daha ucuz ham-
madde temin etmek için çalıştıklarını belirten
Kaya, bu amaçla 2015 Mart ayı içinde Kauçuk
Derneği Yönetim Kurulu üyelerinin Tayland’a
giderek ucuz hammadde temini için çalıştığını,
Tayvan Ticaret Bakanlığı ile görüşmeler yap-
tıklarını kaydetti.
Sentetik kauçuk üretilmemesi ciddi sorun
Türkiye’de sentetik kauçuk üretilmeme-
sinin önemli bir sorun olduğunu belirten Nur-
Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya,
Türkiye’nin sentetik kauçuk tesisini kuracak
güçte olduğunu belirterek, sektörün öncelik-
leri arasında bulunan bu yatırımın kamu des-
tekli olarak ivedilikle yapılmasını talep ettikle-
rini kaydetti.
Sektöre yönelik bir değerlendirme ya-
pan Nurhan Kaya, “Kauçuk sektörü olarak
hammadde de yüzde 98 dışa bağlıyız ve bu
nedenle, yurt dışında hammadde tedarikinde
PLASFEDDERGİ
25
PANO
Lastik Üretim Teknolojileri ve Kimyasalları Fu-
arının önemli bir yer tuttuğunu belirten Kaya,
Kasım 2014’te gerçekleşen fuarın MADEN
TÜRKİYE 2014 ile eşzamanlı olarak düzenlen-
diğini ve bu zamanlama ile kauçuk ürünleri en
çok tüketenlerden biri olan madencilik sektö-
rüyle, kauçuk imalatçılarını biraraya getirmeyi
amaçladıklarını vurguladı.
Nurhan Kaya, fuara ilişkin olarak, “Tür-
kiye Kauçuk Sektörünün büyük buluşmasına,
Avrasya Bölgesi ve uzak doğudan, 25 ülkeden
194 fi rma ve fi rma temsilciliği katıldı. KAUÇUK
2014 Fuarı, sektör fi rmalarının uluslararası
yeni pazarlara açılma fırsatı buldukları, en son
ürün, teknoloji ve yeniliklerini bir arada sergi-
ledikleri ve dünyanın farklı Kauçuk ülkelerin-
den gelen nitelikli ziyaretçilerle buluştukları
bir ortam yarattı” değerlendirmesinde bulun-
du.
Fuar kapsamında, Kauçuk Derneği tara-
fından düzenlenen “2. Uluslararası Katılımlı
Kauçuk Kongresi”nin de yapıldığını hatırlatan
Kaya, kongrede kauçuk malzemelerin bileşen-
leri, şekillendirilmesi, fi ziksel özellikleri, yeni-
likçi kullanım alanları, iş güvenliği ve mevzu-
atlar gibi konularda güncel bilimsel ve teknik
gelişmeler incelendiğinin altını çizdi.
Kauçuk Derneği ve İstanbul Kimyevi Mad-
deler ve Mamulleri İhracatçılar Birliği organi-
zasyonu, Ekonomi Bakanlığı desteği ile Ekim
2014’te Malezya ve Vietnam’ı kapsayan, kau-
çuk ormanı işletme olanaklarının araştırıldığı
bir iş gezisinin de gerçekleştirildiğini hatırla-
tan Nurhan Kaya, bu tür gezilerin devam ede-
ceğini, yurt dışında Türkiye olarak kauçuk üre-
timi ve hatta toplanan kauçuğun işleneceği bir
tesis kurma imkanlarının araştırıldığını belirtti.
Çözüm Önerileri• Yüzde 98 dışa bağımlı olan kauçuk sek-
töründe hammaddeye olan bağımlılığı azalt-
mak, gerekirse tamamen ortadan kaldırmak
için yatırımların devlet eliyle ve özel sektöre
teşvikler vererek de yapılması,
• Kauçuk organize sanayi bölgelerinin
kurulması,
• Uzun süren bürokratik engellerin kaldı-
rılması,
• Vergilerin düşürülmesi veya tamamen
kaldırılması,
• Enerji ve işçi maliyetlerinin düşürülmesi
gerekir.
Kauçuk Derneği yeni Genel Merkez ofi sine taşındı
Nurhan Kaya, Derneğin üyelerine ve sek-
töre yönelik hizmetlerini geliştirdiğini kapsa-
mını artırdığını belirterek, çalışmalarını daha
etkin hale getirmek amacıyla sosyal tesisleri,
otoparkı, büyük toplantı salonları olan İstanbul
Ticaret Sarayı’nda 150 metrekarelik 2 ofi s ala-
rak altyapılarını güçlendirdiklerini vurguladı.
Kaya, “Yeni yerimizde ilk hedefi miz, araştırma
ve proje oluşturma çalışmaları devam eden,
sektörün çok acil bir ihtiyacı olduğunu dü-
şündüğümüz Kauçuk Test Merkezi’ni kurarak
kauçuk sektörüne hizmet vermek olacaktır.
Sektörel çok büyük bir eksiklik olduğunu dü-
şündüğümüz kauçuk testleri konusunda, test
hizmeti ve uygulamalı eğitimler vererek sek-
törümüzün gelişimine katkıda bulunacağız”
değerlendirmesinde bulundu.
Sektöre yönelik etkinliklerinin devam
ettiğini ve bunlar içinde Tüyap ile birlikte dü-
zenledikleri KAUÇUK 2014, İstanbul 8. Kauçuk,
tespit ettikleri sorunları ve çözüm önerilerini
şöyle sıraladı:
-Türkiye kauçukta yüzde 98 dışa bağım-
lıdır. Bu durum, stok ve navlun maliyetlerinin
artmasına rekabet gücünün olumsuz etkilen-
mesine yol açmaktadır.
-Kauçuk üretiminin temel girdisi olan ve
plastik üretiminde ortaya çıkan C3, C4 gibi
kimyasal hammaddeler, üretim tesisi olmadığı
için yok pahasına yurtdışına satılmaktadır.
-Petrolde kullanılan ÖTV’nin, imalat sa-
nayinin rekabet gücünü zayıfl atıyor olması da
önemli bir sorundur.
-Vergilerdeki artışlar, işçi maliyetlerinin
yüksekliği, enerjideki pahalılık, sektörümüzün
en büyük problemleridir.
-Gümrükten çekilen kauçuk tipi malze-
melerin test işlemlerinden dolayı zaman kaybı
yaşanmakta, bu işlemlerin süresinin kısaltıl-
ması ve bürokratik engellerin aşılması gerekir.
-Yurt dışındaki lastik fabrikalarının başına
dert olan, spekt dışı ve kısmen pişikli kauçuk
hamurları ülkemize çok yüksek miktarlarda
ithal edilmektedir. Bu kauçuk hamurları as-
lında hurdadır ve kanunlarımıza göre hurda
kauçuk hamuru ithalatı yasaktır. Bu hamurlar
4003.0000 gümrük tarifesine sokularak ‘’şerit
veya levha halinde vulkanize olmamış kauçuk
karışımı‘’ şeklinde yanlış tanımlanarak ithal
edilmektedir.
Bu ithalat tamamen kanun dışıdır. Tür-
kiye dışında ülkeler bu hurdaları almamakta,
alamamaktadır. Türkiye’ye hurda ithalatı ya-
saktır. Ama binlerce ton hamur bu yolla gir-
mektedir. Avrupa’da satıcılar bile bu durumu
ifade etmektedir. Bu hamurların bir kalite ana-
liz belgesini veya fi ziki spektlerini isteyince
durum daha da net çıkıyor karşımıza. Hurdanın
spekti mi olur diye cevap geliyor üyelerimize.
Bu durumda Türkiye’de üretilen kauçuk ma-
mullerinde kalite olmuyor.
Bir de hiç bahsedilmeyen maddi zararlar
ve bu hurdaların yarattığı çevre kirliliği var.
Zaten Avrupa Ülkeleri bize bu yüzden satıyor.
1990 yıllarında sırf kurtulsunlar diye bedava
veriyorlardı.
Çözüm çok basit. Giriş gümrüklerinde, kon-
teynerin bir kaç noktasından örnek alıp kontrol
edildiği zaman beyan edilen kaliteye uygunlu-
ğu (hurda olup olmadığı) hemen anlaşılır.
PLASFEDDERGİ
26
PANO
Genel ekonomik yavaşlama plastik sektörünü de etkiliyor
Türkiye ekonomisindeki büyüme hızın-
daki yavaşlama plastik sektöründe de etkisini
gösteriyor. PLASFED Genel Sekreteri Barba-
ros Demirci, 2015 yılı ilk 4 aylık verileri ışığında
yaptığı değerlendirmede, sektörün yıl sonun-
da bir önceki yıla göre miktar bazında artışını
sürdüreceği ancak parite etkisi vb. nedenlerle
üretimin Dolar cinsinden değerinde düşüş gö-
rülebileceğini belirtti.
Barbaros Demirci tarafından yapılan de-
ğerlendirmede, 2013 yılında 8 milyon 92 bin
ton ve 34,2 milyar dolar olarak gerçekleşen
plastik mamul üretiminin, 2014 yılında miktar
ve değer bazında yüzde 2 artarak 8 milyon
234 bin tona ve 34,9 milyar dolara çıktığı ha-
tırlatıldı.
Sektörün 2015 yılının ilk 4 ayında 2,9 mil-
yon ton ve 10,9 milyar dolarlık üretim gerçek-
leştirdiği belirtilen çalışmada, mevcut trendin
devam etmesi halinde 2015 yılı sonunda üre-
timin 8,6 milyon tona yükseleceği, değerin de
32,8 milyar dolar olarak gerçekleşebileceği
vurgulandı.
Üretim artış hızı tekrar ülke büyümesinin üstüne çıkabilir
Çalışmada, “2002-2012 yılları arasında
GSMH artış oranını ikiye katlayan plastik sek-
tör büyümesi 2014 yılında GSMH artış oranının
altına düşmüştür. 2015 yılının sonunda plastik
sektör büyümesinin yüzde 4,2 ile GSMH artış
hızının üzerine çıkması beklenmektedir” ifade-
sine yer verildi.
Miktar bazında yapılan değerlendirmede,
2015 yılının ilk 4 ayında plastik mamulde üre-
timin 2,86 milyon ton, ithalatın 194 bin ton,
ihracatın 501 bin ton ve yurtiçi tüketiminin de
2,55 milyon ton olarak gerçekleştiği kaydedi-
len çalışmada, yıl sonunda 2014 yılına kıyasla
plastik mamul üretiminin yüzde 4,4 artacağı,
ithalat artışının yüzde 9,9 olacağı, ihracatın
yüzde 6,2 gerileyeceği ve yurtiçi tüketiminin
de yüzde 6,2 artacağı tahmini yapıldı.
Değer bazında yapılan değerlendirmede
ise 2015 yılının ilk 4 ayında plastik mamulde
üretimin 10,9 milyar dolar, ithalatın 940 mil-
yon dolar, ihracatın 1,4 milyar dolar ve yur-
tiçi tüketiminin de 10,5 milyar dolar olarak
gerçekleştiği; mevcut eğilimin aynen devam
etmesi halinde ise yıl sonunda 2014 yılına
kıyasla değer bazında plastik mamul üretimi-
nin yüzde 5,8 azalacağı, ithalatın yüzde 8,6
düşeceği, ihracatın yüzde 15,3 gerileyeceği
ve yurtiçi tüketiminin de yüzde 4,7 azalacağı
tahmini yapıldı.
Çalışmada, ihracat ve ithalattaki birim
fi yat dengesizliği ile hammadde sorununun
da önceki yıllara benzer düzeylerde devam
edeceği tahmini yapıldı. Buna göre, 2015 yılın-
da birim ihracat fi yatları kilogram başına 3,11
dolardan 2,8 dolara gerilerken, birim ithalat
fi yatları kilogram başına 5,36 dolardan 4,86
dolara düştü.
2015 yılının ilk 4 ayında plastik hammad-
de üretimi 338 bin ton, ithalat 2,11 milyon ton,
ihracat 217 bin ton ve yurtiçi tüketim de 2,33
milyon ton olarak gerçekleşti. Yıl sonu için ise;
2014 yılına kıyasla plastik mamul üretiminin
aynı düzeyde kalacağı, ithalatın yüzde 4,8
artacağı, ihracatın yüzde 2,7 azalacağı ve yur-
tiçi tüketiminin de yüzde 4,9 artacağı tahmin
edildi.
Plastik Mamul Arz ve Talep Dengesi ( 1000 Ton )
2014 2015 / 4 2015 / TYüzde Artış Tahmini
2015 / 2014
Üretim 8.234 2.858 8.575 4,2
İthalat 575 194 581 0,9
İhracat 1.601 501 1.502 -6,2
Yurtiçi Tüketim 7.208 2.551 7.654 6,2
Dış Ticaret Açığı / Fazlası 1.026 307 921
İhracat / Üretim ( yüzde ) 19 18 18
İthalat / Yurtiçi Tüketim ( yüzde ) 8 8 8
Plastik Mamul Arz ve Talep Dengesi ( Milyon $ )
2014 2015 / 4 2015 / TYüzde Artış Tahmini
2015 / 2014
Üretim 34.876 10.948 32.845 -5,8
İthalat 3.086 940 2.820 -8,6
İhracat 4.976 1.404 4.213 -15,3
Yurtiçi Tüketim 32.987 10.484 31.452 -4,7
Dış Ticaret Açığı / Fazlası 1.889 464 1.393
İhracat / Üretim ( yüzde ) 14 13 13
İthalat / Yurtiçi Tüketim ( yüzde ) 9 9 9
PLASFEDDERGİ
28
PAGDER ÇALIŞMA KOMİTELERİMevzuat Takip ve Bakanlık
İlişkileri Komitesi
Selçuk Gülsün, Oğuzhan Gürlek, Mehmet Gül, Mehmet Yalçındere,
Gökhan Can, Burç Angan, Ünal Aykun, Aydın Hülagü
Fuarlar KomitesiOğuzhan Gürlek, Ünal Aykun, Kenan Özeren, Utku Şahin, Tarık Öz-
demir, Burç Angan, Gökhan Can, Serkan Karataş, Burak Erenoğlu
Üye Kazanım ve Üye
İlişkileri Komitesi
Oğuzhan Gürlek, Erkan Evrenkaya, Enabir Koç, Selahattin Yılmaz,
Erkan Aydın, Murat İçin, Ünal Aykun, Serkan Karataş, Gökhan Can,
Levent Şişman, Serhat Balta
Süreli Yayın KomitesiSelçuk Gülsün, Sibel Destereci Yılmaz, Ünal Aykun, Selahattin Yılmaz,
Burç Angan
Eğitim KomitesiKenan Benliler, Selçuk Gülsün, Ünal Aykun, Tarık Özdemir, Burak
Erenoğlu, Yakup Ülçer, Murat Cansever
Sektör (Mamul – Hammad-
de) Sorunları Komitesi
Erkan Aydın, Levent Şişman, Murat İçin, Hakan Dirgeme, Ahmet
Girgin, Selahattin Yılmaz, Sibel Destereci Yılmaz
Sektör (Makine) Sorunları
Komitesi
Abdullah Karabulut, Kenan Özeren, Ünal Aykun, Burç Angan, Erkan
Evrenkaya, Selahattin Yılmaz, Oğuzhan Gürlek, Serkan Karataş, Serhat
Balta, Ali Emiroğlu, Özkan Mete
Sektörel Araştırmalar ve
Yayın Komitesi
Tarık Özdemir, Utku Şahin, Enabir Koç, Barbaros Demirci, Murat İçin,
Ahmet Girgin, Serhat Balta
Yurtdışı İlişkiler Komitesi Oğuzhan Gürlek, Burç Angan, Serkan Karataş, Ünal Aykun
İletişim KomitesiHakan Dirgeme, Oğuzhan Gürlek, Kenan Benliler, Serhat Balta, Serkan
Karataş
OSB KomitesiHüseyin Semerci, Selçuk Aksoy, Mehmet Yalçındere, Ünal Aykun,
Selçuk Gülsün, Turgut Doyran, Selahattin Yılmaz
Yuvaya Dönüşen Plastikler
Komitesi
Hakan Dirgeme, Hüseyin Semerci, Utku Şahin, Tarık Özdemir, Fatih
Aykun, Önder Akiş, Onur Topuz
PANO
PAGDER 12 çalışma komitesiyle sektöre hizmet verecek
PAGDER “Çöps Çetesi” müzikaliyle çocuklara çevre bilinci aşılayacak
PAGDER, genel kurulun ardından sektöre
hizmet verecek çalışma komitelerini de belir-
ledi. PAGDER’den yapılan açıklamada 12 ayrı
çalışma komitesinin faaliyet yürüteceği kay-
dedildi. Açıklamada, “Sizlerin desteği ile göre-
ve gelen yeni yönetimimiz gerçekleştirdiği ilk
yönetim kurulu toplantısı ile görev dağılımını
yapmış ve sektörümüzün gündem maddeleri-
ne ilişkin çalışma programları oluşturacak ilgili
çalışma komitelerini oluşturmuştur.
Büyümesine paralel olarak giderek ar-
tan sorunlarının çözümünü görev kabul eden
PAGDER Plastik Sanayicileri Derneği’nde 12
yeni Çalışma Komitesi oluşturmuş ve sektör
mensuplarımız da bu çalışma komitelerinde
görev almıştır. Önümüzdeki dönemde, ihtiya-
ca göre yeni çalışma komiteleri oluşturulacak
ve bu çalışma komitelerinin alt grupları da ku-
rulabilecektir” denildi.
PAGDER’in, kamuoyunda beğeni kazanan
ve plastiklere ve endüstriye yönelik ön yargılarla
mücadele etme amacı da bulunan “Yuvaya Dö-
nüşen Plastikler” kampanyası yan etkinliklerle
genişliyor.
PAGDER, 4-10 yaş grubuna yönelik dün-
yaca ünlü oyuncak karakterlerinin rol aldığı, dev
bir çöp kamyonunun içerisinde dolaşarak eğitici
tiyatro oyunları sergileyen “Çöps Çetesi” tiyatro
grubunun tasarladığı bir oyuna destek veriyor.
Geri dönüşüm kültürünü ve kaynağında
ayrıştırma bilincini çocuk yaşta aşılamak, aynı
zamanda projeyi yaymak ve geliştirmek için kat-
kı verilen “Çöps Çetesi” çocuk müzikali, sektör
mensuplarına gösterildi. Dar kapsamlı yapılan
bu etkinlikle, oyunun daha iyileştirilmesi ve olası
senaryo değişiklikleri için görüş toplandı. Gösteri
25 Nisan günü Bayrampaşa Kültür Salonu’nda
yapıldı.
PAGDER’den ya-
pılan duyuruda, “Çöps
Çetesi” oyunuyla ço-
cuklara çevre ve atıklar
konusunda olumlu dav-
ranış oluşturma yönün-
den ulaşılmak istendiği
belirtilerek, “Ülke ça-
pında ses getiren ve
her geçen gün büyü-
yen Yuvaya Dönüşen
Plastikler projemiz kap-
samında çocuklar için
yürüttüğümüz etkin-
liklerden biri olan Çöps
Çetesi, seyircilerin olumlu yorumlarıyla karşılan-
dı. Oyun bitiminde misafi rlerin görüş ve önerileri
alınarak, senaryoda yapılabilecek değişiklikler ve
Yuvaya Dönüşen Plastiklerin oyuna daha nasıl
entegre edilebileceği üzerine konuşuldu.
Oyunun, geri dönüşüm kültürünü ve kay-
nağında ayrıştırma bilincini çocuk yaşta aşıla-
mak açısından çok doğru mesajlar verdiğini dile
getiren konuklar, Çöps Çetesi’nin okullarda ve
belediyenin çocuk etkinliklerinde oynatılması
konusunda destek oldular. “25 Nisan Cumartesi
günü çocuklarıyla birlikte misafi rimiz olan herke-
se katılımlarından ötürü teşekkürlerimizi sunu-
yoruz” denildi.
PLASFEDDERGİ
30
PANO
Transatlantik ticaret anlaşması: Türk sanayisi ve ihracatı “doğrudan kayıp” yaşayacak
ABD ile Avrupa Birliği arasında
görüşmeleri sürdürülen ve hızlan-
dırma kararı alınan “Transatlan-
tik Serbest Ticaret Anlaşması”nın
Türkiye-AB Gümrük Birliği anlaş-
ması kanalından etkisinin olumsuz
olacağı biliniyor. Olası kar ve zarara
ilişkin üç bilimsel çalışma yapıldı.
Brookings Enstitüsü için 2013’te
Kemal Kirişçi tarafından yapılan
çalışma, GSYH’nin yüzde 2,5 sevi-
yesi kadar, araştırma dönemi için
yıllık yaklaşık 20 milyar Dolar bir
kayıp hesaplandı. Yakın zamanda
Dünya Bankası Türkiye ofi si ise “üretici artığı ve tüketici artığı” üzerin-
den bir veri yayınladı. Buna göre, Türk sanayiciler yıllık hali hazırda ka-
zandıkları 120 milyon dolarlık ek bir geliri kaybedecek. Merkez Bankası
bünyesinde yapılan ve yayınlanan çalışmada ise Türkiye’nin Gümrük
Birliği üzerinden riske maruz kaldığı vurgulandı ancak Türkiye’nin an-
laşmaya katılmamasının zararının sınırlı olacağı, katılması halinde ise
bütün tarafl ara fayda sağlayacağı kaydedildi. Türkiye, bu anlaşmaya
dahil olmak yolunda tarafl ara resmi çağrısını yaptı. Diğer yandan AB ile
olan Gümrük Birliği’nin revizesi için “ilk adım atıldı” ancak Türkiye’nin bu
anlaşmaya dahil edilmesi konusunda hiçbir söz verilmiş değil. Dahası
“Türkiye dışarıda kalacak” açıklamaları yapıldı.
Avrupa Birliği ile ABD, görüşmeleri devam
eden Transatlantik Serbest Ticaret Anlaşma-
sıyla (TTIP) iki büyük ekonomik alanı birleştir-
meye hazırlanıyor. Görüşmelerin kesin olarak
sonuçlandırılarak yürürlüğüne ilişkin ilişkin
bir son zaman belirlenmedi ama her iki tarafın
da “hızlı davranmak istediği” açıklandı. Hatta
2016 yılında tamamlanması yönünde istekler
dile getirildi.
2013’te yapılan bir çalışma, anlaşmanın
2027 yılına kadar çeşitli senaryolar altında
yıllık olarak; AB’ye yıllık 68-119 milyar Avro ve
ABD’ye ise 50-95 milyar Avro ek gayri safi yurt
içi gelir sağlayacağı hesaplandı. Bunun, AB kişi
başına gelirde 545, ABD kişi başı gelirde ise
655 Avroya karşılık geleceği ortaya konuldu.
ABD ile AB arasındaki mevcut tarifelerin
oldukça düşük düzeyde bulunuyor olması her
ne kadar aklı karıştırsa da iki taraf da kendisi-
ni korumak için çok yoğun “tarife dışı engel”
uyguluyor. Senaryoların arasındaki farklılıklar
da buradan kaynaklanıyor. Mevcut tarfi lerin
kaldırılıp tarife dışı engellerin kalması veya
hepsinin ciddi biçimde ortadan kaldırılmasıyla
sonuçlar değişiyor.
Öyle veya böyle her iki tarafın yararına
olacak bir sürece girildiği ortada. Bundan en
zararlı çıkacak olan ise şimdilik “Türkiye” ola-
rak görünüyor. Çünkü Türkiye, 1996 yılından
bu yana AB ile dünyada benzeri olmayan bir
“ticaret anlaşması” içinde. AB Gümrük Birliğine
dahil olan Türkiye, AB’nin anlaşmalar dahil ka-
bul ettiği ticaret rejimini uygulamak zorunda.
Ancak AB ile anlaşan ülkeler, AB’ye yönelik re-
jimlerini Türkiye’ye uygulamak zorunda değil.
Uzunca bir süredir tartışılan bu aleyhte
durumu düzeltmek için Türkiye AB tarafı-
nı resmi olarak masaya çağırdı. AB “masaya
oturmakta” gönülsüz davransa da uzunca bir
“oyalamanın ardından” Mayıs ayında “Gümrük
Birliğinin yenilenmesini tartışmaya açmayı ka-
bul ettiğini” ilan etti.
Ancak, bu görüşmeleri yürütecek olan AB
Komisyonu resmi açıklamasında, “Bu nokta-
dan sonra her iki taraf da, bu girişimi benimse-
mek ve ilgili müzakere yetkisi alabilmek üzere
kendi iç prosedürlerini işletecek. Türkiye bir
aday ülkedir ve AB ile katılım müzakerele-
ri devam etmektedir. İkili ticaret ilişkilerinin
güçlendirilmesi Türkiye’nin katılım müzakere-
lerine bir alternatif teşkil etmeyecek aksine
süreci tamamlayıcı rol oynayacaktır” ifadesine
PLASFEDDERGİ
31
Türkiye'nin sürecin dışında kalmasının Türkiye üzerine etkileri
Uygulanan Şok GSYH (% Değişim) İhracat (% Değişim)
Tarifelerin Kaldırılması -0,132 -0,114
Tarifelerin Kaldırılması ve Tarife Dışı Engellerin Kısıtlı
Azaltılması-0,359 -0,268
Tarifelerin Kaldırılması ve Tarife Dışı Engellerin
Azaltılması-0,561 -0,450
Tarifelerin Kaldırılması, Tarife Dışı Engellerin
Azaltılması ve Doğrudan Yayılma Etkisi-0,191 0,129
Türkiye'nin sürece dahil olmasının türkiye üzerine etkileri
Uygulanan Şok GSYH (% Değişim) İhracat (% Değişim)
Tarifelerin Kaldırılması 0,460 1,303
Tarifelerin Kaldırılması ve Tarife Dışı Engellerin Kısıtlı
Azaltılması2,046 3,809
Tarifelerin Kaldırılması ve Tarife Dışı Engellerin
Azaltılması4,001 6,974
Tarfelerin Kaldırılması, Tarife Dışı Engellerin Azaltılması
ve Doğrudan Yayılma Etkisi3,793 6,846
PANO
yer verildi. AB Komisyonu, “izin prosedürünü”
yerine getirmek için ne zaman harekete geçe-
ceği konusunda ise bir açıklama yapmadı.
Türkiye’ye etkisi
Bu anlaşmaya dahil olmaması durumun-
da en olumsuz etkilenecek ülkenin Türkiye,
dahil olması durumunda da en fazla faydayı
sağlayacak ülkenin Türkiye olması oldukça
ilginç bir durum ortaya koydu. Çünkü Türki-
ye, siyasi ve askeri olarak “müttefi klik” ilişkisi
bulunan ABD pazarında neredeyse en fazla
dışlanan ülkelerin başında geliyor. Öyle ki, Tür-
kiye bir dönem ABD pazarına girebilmek için
Türkiye’de özel serbest bölge kurma, hatta
Ürdün’de kurulu ayrıcalıklı “serbest bölgeye
katılma”yı dahi ABD’ye teklif etti. Ancak bu
teklifl er karşı taraftan kabul görmedi.
Anlaşmanın Türkiye’ye etkisine yönelik
olarak üç ayrı bilimsel çalışma yayınlandı. Bun-
lardan ikisi 2013’te, birisi de 2015’te hesaplan-
dı.
Merkez Bankası bünyesinde yapılan çalış-
mada Türkiye’nin anlaşmaya dahil olup-olma-
ması ve ABD-AB arasında kaldırılacak engelle-
re göre farklı senaryolar hesaplandı.
Buna göre, Türkiye bu anlaşmaya katı-
lamazsa ve AB ile ABD arasında sadece ta-
rifeler kaldırılırsa (tarife dışı engeller devam
ederse) Türkiye’nin GSYH’sinin yüzde 0,132
kayıp oluşuyor. Eğer kapsamlı bir serbestleş-
meye giderlerse kayıp yüzde 0,561’e çıkıyor.
Türkiye’nin ihracat kaybı ise yüzde 0,450 do-
layında oluşuyor.
Merkez Bankası, Türkiye’nin “anlaşmaya
dahil olması” halinde ise AB ve ABD tarafının
her ikisine de kendi ülkelerinin yıllık GSYH’sinin
0,009’u ile 0,28’i kadar “ek katkı” sağlayacağı-
nı hesapladı.
Türkiye’nin “kazancı” ise çok daha yüksek
gerçekleşecek. Türkiye’nin yıllık GSYH’sinin
yüzde 2’si ile yüzde 4’ü kadar ek gelir, ihracat-
ta ise 1,3 ile 6,8 oranında ek artış gerçekleşe-
cek.
Dünya Bankası çalışması
Dünya Bankası ise yaptığı çalışmada,
ABD’nin ve ABD ile serbest ticaret anlaşması
olan ülkelerin AB üzerinden “saptırma” yani
ürünün menşeini AB olarak göstererek Tür-
kiye pazarına giriş yapmalarını da içeren bir
çalışma yaptı. Ancak bu çalışmada GSYH’deki
olası etkiyi değil “üretici artığı ve tüketici artı-
ğı (refah payı)” ölçütünü kullandı. Üretici artığı,
üreticinin satmayı kabul edebileceği fi yattan
daha yüksek fi yat veren alıcı bulunması du-
rumlarında, bu iki fi yat arasındaki farkı işaret
ediyor.
Buna göre, Dünya Bankası tarafından ya-
pılan çalışmada, Türkiye’nin dahil olmadığı AB
ile ABD arasındaki her türlü STA’dan olumsuz
etkilendiği ve refah kaybı riskinin 160 milyon
dolara kadar çıktığı tahmin edildi.
Çalışmada, Türkiye’nin ABD ile Avrupa
Birliği’ne kıyasla entegrasyonunun daha az
olduğu vurgulanırken, 1992-2012 arasında
ABD-AB ticaretinin 9 kat, Türkiye-ABD ticare-
tinin 6 kat arttığı belirtildi.
Bazı senaryolar altında incelenen olası
etkilerde, AB ile ABD’nin bütün tarifeleri kal-
dırdığı ama Türkiye ile ABD arasında tarifele-
rin uygulanmadığı, ABD’nin Avrupa üzerinden
ticaret yapmadığı bir ortamda refah kaybı 130
milyon dolar hesaplandı. Bu kaybın 120 milyon
dolarının Türkiye aleyhine olacağı vurgulandı.
Bu senaryo altında Türkiye’nin ABD’li üreti-
cilere tarifeyi kaldırması ya da ABD’li üretici-
lerin AB’yi kullanarak tarife engelini aştığı bir
durumda ise refah kaybının 160 milyon dolara
yükseleceği belirlendi.
Türkiye, olası ABD-AB serbest ticaret
anlaşmasına dahil olamazsa, en büyük ihracat
kaybı motorlu araçlar ve bunların aksam ve
parçalarında yaşanacak. Türkiye serbest tica-
ret anlaşmasına dahil olursa 130 milyon dolar
refah düzeyi kazanımı sağlayacak. Bundan da
en fazla tekstil ve giyim sektörü kazançlı çıka-
cak.
ABD ile AB arasında kapsamı geniş, dü-
zenleyici reform alanlarını da kapsayan bir
STA imzalarsa Türkiye’nin kaybı çok daha fazla
olacak. Çalışmaya göre, kapsamlı bir STA’nın
imzalanması ve buna Türkiye’nin de dahil ola-
bilmesi, ABD ve AB sistemine uyum sağlaması
halinde verimlilik ve pazara erişimde gelişme
olacak.
Kaynak: Dünya Bankası adı geçen yayın
Kaynak: Dünya Bankası adı geçen yayın
PLASFEDDERGİ
32
PANO
Refah kaybı, üreticilerin ürünlerine eko-
nomik olarak hesaplanan fi yattan daha fazla
fi yat veren alıcı bulabilmesi durumunda olu-
şan ek kazanç (üretici artığı) ile tüketicilerin
ödeyebilecekleri fi yattan daha aşağıda fi yatla
ürün bulabilmesi (tüketici artığı) halinde olu-
şan artıkların toplamındaki düşüş olarak ta-
nımlanıyor.
Brookings Enstitüsü çalışması: GSYH’nin yüzde 2,5’i kadar kayıp
ABD merkezli Brookings Enstitüsü ile TÜ-
SİAD için Kemal Kirişçi’nin yaptığı çalışmada
ise olası bir anlaşma sonrasında Türkiye’nin
gayri safi yurt içi gelirinin yüzde 2,5 oranında
azalacağı hesaplandı.
Rapor, Transatlantik Ticaret
Anlaşması’nın Türkiye dahil olmadan yapılma-
sı halinde, ABD’nin avantajlı durumunun altını
çiziyor.
Kirişçi raporunda, ABD ile AB arasındaki
anlaşmanın sadece Türkiye’ye değil, bütün
üçüncü ülkelere olumsuz etki edeceğini, hat-
ta ABD ile STA anlaşması bulunan Kanada ve
Meksika’ya daha yüksek oranda olumsuz etki
edeceğini vurguluyor.
Rapora göre Türkiye, yıllık 20 milyar do-
lar gelir kaybı yaşayacak. İngiltere ve Amerika
yüzde 13,4 ve yüzde 9,7’lik yıllık kazanç ile bu
anlaşmadan en yüksek oranda fayda sağlaya-
cak ülkeler olacak.
Türkiye’nin bu kapsamda bir de stratejik
kaybı olacak. Gümrük Birliği anlaşmasından
kaynaklı Türkiye’nin dezavantajlı pozisyonu
nedeniyle ülkeler Türkiye ile STA anlaşması
yapmaktan daha fazla kaçınacak.
Merkez Bankası bünyesinde yayınlanan çalışmaya göre ABD-AB Transatlantik Ticaret Anlaşması Bağlamında, Türkiye’nin AB Gümrük Birliği’nden kaynaklı Türkiye’nin taşı-dığı riskler
-AB’nin gerçekleştirmekte olduğu STA müzakerelerinde Türkiye’nin herhangi bir söz hak-
kına sahip olmaması.
-Türkiye’nin AB’den bağımsız olarak üçüncü ülkelerle STA yapma hakkına sahip olmaması,
-Türkiye’nin AB ile STA imzalayan her ülke için açık bir pazar konumuna gelmesi yani söz
konusu ülkelerin ürünlerinin Türkiye’ye giriş yapabilmesi ancak menşei kuralı gereği
Türkiye’nin ürünlerinin bu ülkelere ticari engellere tabi olmadan girememesi,
-AB ile müzakere yapan ülkelerin Türkiye ile STA yapma konusunda isteksiz olmaları,
-AB’nin imzaladığı her STA paralelinde Türkiye menşeli ürünlerin AB’deki göreceli avanta-
jının azalması ve rekabetin artması
Türkiye plastik sektörü Transatlantik Ticaret Anlaşması tarafl arına dış ticaret açığı veriyor
Türkiye ile AB ve ABD’nin mamul, hammadde ve makineden kaynaklı dış ticaretinde,
ciddi boyutta dış ticaret açığı sözkonusu. PLASFED Genel Sekreteri Barbaros Demirci’nin
dış ticaret verilerinden derlediği bilgiye göre, AB ile olan dış ticarette mamul bazında dış
ticaret fazlası verilirken, hammadde ve makine sektörlerinden kaynaklı olarak 4,5 milyar
Dolar düzeyinde açık veriliyor. ABD ile dış ticarette ise her üç sektörde de açık sözkonusu.
ABD’nin kayagazı stratejisi ve petrol üretimini artırma kararının ardından, Dünyanın
en büyük petrol üreticisi konumuna gelmesiyle, ABD plastik sektörünün de göreli olarak
rekabet avantajı sağlayacağı belirtiliyor. PlasticsEurope, bu konuda bir bildiri yayınlamıştı.
Plastik sektörü de olası bir anlaşmanın dışında kalması durumunda diğer imalat sanayii
sektörleri ile benzer olumsuz etkileri yaşayacak. Buna ek olarak ABD’nin hammadde ve
makine sektöründe Türkiye pazarında daha etkin olma şansı doğacak.
Türkiye’nin AB Ülkeleri ( 28 ) İle Plastik Dış Ticareti ( Milyon ABD $)
Türkiye’nin AB den ithalatı
2012 2013 2014
Hammadde Toplam 4.486 4.932 4.830
Mamul 1.448 1.604 1.642
Plastik İşleme Makinaları 317 301 344
Toplam 6.251 6.837 6.816
Türkiye'nin AB'ne İhracatı
2012 2013 2014
Hammadde 417 391 433
Mamul 1.425 1.612 1.786
Plastik İşleme Makinaları 29 31 37
Toplam 1.871 2.034 2.255
Türkiye ‘nin AB İle Dış Ticaret Açığı
2012 2013 2014
Hammadde -4.069 -4.541 -4.397
Mamul -23 8 144
Plastik İşleme Makinaları -288 -270 -307
Toplam -4.380 -4.803 -4.560
Türkiye’nin ABD İle Plastik Dış Ticareti( Milyon ABD $ )
Türkiyenin ABD’den ithalatı
2012 2013 2014
Hammadde Toplam 382 532 414
Mamul 89 104 118
Plastik İşleme Makinaları 22 13 11
Toplam 493 649 543
Türkiye’nin ABD’ye İhracatı
2012 2013 2014
Hammadde 7 11 13
Mamul 50 56 70
Plastik İşleme Makinaları 0 0 0
Toplam 57 67
Türkiye ‘nin ABD İle Dış Ticaret Açığı
2012 2013 2014
Hammadde -375 -521 -401
Mamul -39 -48 -48
Plastik İşleme Makinaları -22 -13 -11
Toplam -436 -582 -460
PLASFEDDERGİ
33
PANO
BASF 150. kuruluş yılını Türkiye’de de kutladı
BASF 150. kuruluş yılı nedeniyle faali-
yette bulunduğu ülkelerde yaptığı kutlamalar
çerçevesinde Türkiye’de de bir etkinlik düzen-
ledi. Mayıs ayında, Candan Erçetin’in sahne
aldığı İstanbul’daki kutlamada, BASF yaklaşık
600 müşteri ve iş ortağına ev sahipliği yaptı.
BASF EUE Kıdemli Başkan Yardımcısı
(BDT-Orta Doğu-Afrika) Laurent Tainturi-
er, BASF Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika
Bölgesi Başkanı ve BASF Türk CEO’su Volker
Hammes ve BASF Türk Ülke Müdürü Buğra
Kavuncu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen ge-
cede bir konuşma yapan BASF EUE Kıdemli
Başkan Yardımcısı (BDT-Orta Doğu-Afrika)
Laurent Tainturier, “Başarı hikâyemiz; yük-
sek performans gösteren, motive olmuş bir
liderlik ekibi ve her bir çalışanın işine kendisini
adaması ile mümkün oldu. BASF, faaliyetleri-
ne 1865 yılında 30 çalışan ile başladı. Bugün
113 binden fazla çalışanımız var ve yarısından
fazlası Almanya’nın dışında çalışıyor. Bugün
ekibimizin, kurucularımızın hayal ettiğinden
daha fazla uluslar arası nitelikte ve kadın çalı-
şan sayımızın çok daha yüksek olduğunu söy-
lemeliyim.”
Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Baş-
kanı ve BASF Türk CEO’su Volker Hammes,
“Bu akşam, sadece geçen 150 yılımızı kutlamı-
yoruz, aynı zamanda bu yıldönümünü ileriye
bakmak ve sürdürülebilir bir gelecek oluştur-
mak için bir fırsat olarak görüyoruz. 150. yıldö-
nümümüzü kutlamakta olduğumuz 2015 yı-
lında enerji, gıda ve şehir yaşamı olmak üzere
üç konuya odaklanıyoruz. Bu global zorlukların
üstesinden gelebilmek için yenilikçi çözümler
arıyoruz” dedi.
“2014 yılında Ar-Ge’ye 1.88 milyar Euro yatırdık”
BASF’nin 135 yıldır Türkiye’de faaliyet
gösterdiğine değinen BASF Türk Ülke Müdü-
rü Buğra Kavuncu ise BASF’nin Cumhuriyet’in
kuruluşundan bu yana Türk ekonomisine
ve Türkiye’ye fayda yarattığını söyleyerek,
“Türkiye’de 6 üretim tesisimiz, 8 ofi simiz ve
yaklaşık 800 çalışanımız var ve 34 ülkeyi kap-
sayan geniş bir coğrafyayı İstanbul’dan yöne-
tiyoruz. 2014 yılında Türkiye’de 740 milyon
Euro’luk satış gerçekleştirdik. Önümüzdeki üç
yıl içinde de satışlarımızı sizlerin de desteği
ile 1 milyar Euro’ya yükseltmeyi hedefl iyoruz”
dedi.
BASF Türkiye, Pendik poliüretan tesisindeki üretimini Avrupa’ya kaydıracak
BASF, poliüretan sistemlerinde iş yaklaşımları ve operasyonlarında yeniden yapılan-
dırmaya gideceğini açıkladı. BASF’tan yapılan yazılı açıklamada genele ve özele hitap eden
faaliyetlerinde gözle görülür farklılaşmanın hedefl endiği vurgulandı. “BASF, bu doğrultu-
da özellikle özel üretim anlamında pazar lideri olmasını sağlayan formülasyon uzmanlığını
ve müşteri uygulamalarını daha da geliştirecek” denilen açıklamada, poliüretan sistemleri
konusunda lider durumda olan şirketin yeni düzenlemelerle özel üretim ve uygulamalar
alanındaki inovatif liderliğini de pekiştirmeyi amaçladığının altı çizildi.
BASF Türkiye operasyonlarının da bu yapılandırmaya dahil olduğu kaydedilen açıkla-
mada, “Söz konusu düzenlemeler kapsamında İstanbul-Pendik’te bulunan poliüretan yer-
leşkesindeki üretim 2015 yılı sonuna kadar aşamalı olarak Avrupa’daki Ar-Ge olanakları ve
teknik altyapıları güçlü diğer BASF yerleşkelerine kaydırılacak. Böylelikle pazarın değişen
ihtiyaçlarına daha da iyi cevap vermek prensibiyle araştırma geliştirme çalışmaları devam
edecek ve müşteriler gelişmiş ürünlere ekonomik koşullarda ulaşma imkanına sahip ola-
cak. BASF, Poliüretan Sistemleri iş kolunda önümüzdeki yıllarda tüm bölgelerde büyüme
hedefl eniyor” denildi.
PLASFEDDERGİ
34
PANO
üreticiler tarafından karşılandı ve üretimin de
yüzde 39’u ihraç edilerek, 1 milyar 421 milyon
Dolar dış ticaret fazlası verildi.
Raporda, Türkiye’deki inşaat sektörünün
7,4 milyar TL üretim değeriyle GSYH içinde
yüzde 6 pay aldığı, sektörün 200’den fazla alt
sektöre katkı verdiği kaydedildi. Bu sektörlerle
birlikte GSYH payının yüzde 30’lara kadar çık-
tığı hatırlatılan inşaat sektörüne yönelik yatı-
rımların hızlandığı belirtildi.
Dünya inşaat plastikleri sektörüne yöne-
lik değerlendirmenin de bulunduğu raporda,
“2010 yılında 73,5 milyar dolar ve 21,9 milyon
ton olan dünya plastik inşaat malzemeleri
toplam dış ticaret hacmi, yılda ortalama değer
bazında yüzde 5,7 ve miktar bazında yüzde
6,2 artarak 2014 yılında 91,8 milyar dolara ve
Türk plastik inşaat malzemeleri sektö-
rü 2014’ü iç pazardaki yavaşlamaya rağmen
başarıyla kapattı. Sektör, 2014’te ürettiği 1.8
milyon ton ürünün yüzde 39’unu ihraç etti.
PLASFED, Genel Sekreter Barbaros Demirci
tarafından hazırlanan 2014 yılı plastik inşa-
at malzemelerine yönelik bir analiz yayınladı.
Buna göre, 2014 yılında iç pazar gelişmeleri-
nin de etkisiyle, üretim miktar bazında yüzde
1,6 oranında artmasına karşılık, değer bazında
1,6 oranında azalarak 7 milyar 345 milyon Do-
lar düzeyinde gerçekleşti.
Türk plastik inşaat malzeme üreticileri,
küresel rekabetin sertleştiği bir ortamda ihra-
catta ise başarı sağladı. İhracat değer bazında
yüzde 2,7 oranında artarak 1 milyar 825 mil-
yon dolara ulaştı. İthalat yine değer bazında
yüzde 9,7 oranında azaldı. Türk plastik inşa-
at malzemeleri iç pazarının yüzde 93’ü yerli
Türk plastik inşaat malzeme üreticileri 7.3 milyar Dolarlık üretim yaptı
PLASFED, 2014 yılı plastik inşaat malzemeleri sektörüne yönelik
yaptığı analiz çalışmasında, Türk üreticilerin ihracatını bir önceki yıla
göre yüzde 2,7 artırdığını, üretimin de yüzde 39’unun ihraç edildiğini
açıkladı. Plastik inşaat malzemeleri üretiminde üretim değeri düşse
de miktar bazında artış gerçekleşti. Dış ticaret fazlası 1 milyar 421
milyon TL’ye ulaştı.
PLASFEDDERGİ
35
PANO
27,5 milyon tona çıkmıştır. Yeniden yapılanma
sürecinde bulunan Irak ve Libya gibi ülkeler
dışında plastik inşaat malzemeleri tüketiminin
toplam plastik mamul tüketimi içindeki payı
yüzde 15 – 25 arasında değişmektedir” denildi.
Dünya plastik inşaat malzemeleri ihra-
catını yönlendiren ilk 20 ülkenin toplam ihra-
cattan yüzde 86 pay aldığı belirtilen raporda,
bunların da önde gelenlerinin Almanya, Çin,
ABD, Polonya ve İtalya olduğu, bu 5 ülkenin
toplam ihracatın yüzde 50 sinden fazlasını
gerçekleştirdiği kaydedildi. Türkiye’nin, 2014
yılında toplam dünya plastik inşaat mamul
ihracatından aldığı payın yüzde 3,7 sevisinde
olduğu hatırlatıldı.
Dış ticaret birim fi yatları
Raporda, 2014 yılında birim ithal fi yatının
2013 yılına göre yüzde 6,1 azaldığı, birim ihraç
fi yatının ise yüzde 4 arttığı kaydedildi. “Tür-
kiye, plastik inşaat malzemeleri dış ticaretinde
fazlalık vermesine rağmen, birim ithal fi yatları,
birim ihraç fi yatlarının 2 katından fazladır” de-
nilen raporda, düşük katma değerli ürünlerin
ihracatının yoğun olduğu kaydedildi.
Raporda, 2014 yılında ithalat birim fi yatı-
nın (kg başına) 5,5 dolar olduğu, ithalat birim
fi yatının ise 2,6 dolar olduğu kaydedildi.
Türkiye’nin 70 dolayında ülkeden plastik
inşaat malzemesi ithal ettiği belirtilen rapor-
da, ithalatın miktar bazında yüzde 69’unu,
değer bazında da yüzde 76’sının ilk 10 ülke-
den yapıldığı, bunların da önde gelenlerinin
Almanya, Çin, Fransa; İtalya ve ABD’den oluş-
tuğu kaydedildi.
Buna karşılık, 150’den fazla ülkeye ih-
racat gerçekleştirildiği ve en önemli ihraç
pazarlarının Irak, Rusya Fed. Azerbaycan,
Türkmenistan ve Libya’dan oluştuğu kayde-
dildi. İhracatta en fazla pay alan ilk 10 ülkenin,
toplam plastik inşaat malzemeleri ihracatının
miktar bazında yüzde 66’sını, değer bazında
da yüzde 62’sini oluşturduğu hatırlatıldı. İh-
racatta en ağırlıklı ürün grubunun, PVC bazlı
monofi lamentler, bağlantılar, Rigid PP bazlı
tüpler ve borular ve kapı ve pencere sistemleri
olduğu kaydedildi.
Gelecek dönem tahminleri
Raporda, mevcut gelişme hızları dikkate
alınarak gelecek döneme yönelik beklentiler
de yer aldı. Buna göre, 2017 yılında üretimin
2,2 milyon tona, ithalatın 81 bin tona, ihra-
catın 907 bin tona ve yurtiçi tüketimin de 1,4
milyon tona çıkacağı, sektörün 2017 yılında
825 bin ton dış ticaret fazlası vereceğini ve
üretimin yüzde 40’ının ihraç edileceğini, yurt
içi tüketimin yüzde 6’sının ithalatla karşılana-
cağı tahmini yapıldı.
Rapordan
PLASFED tarafından hazırlanan “2014
Türkiye Plastik İnşaat Malzemeleri Sektör İz-
leme Raporu”ndan bazı ilginç başlıklar şöyle:
-2014’te 1 milyon 809 bin ton üretim,
704 bin ton ihracat ve 73 bin ton ithalat yapıl-
dı. İç pazarda 1 milyon 178 bin ton plastik inşa-
at malzemesi kullanıldı.
-Miktar bazında ithalat yüzde 26 aza-
lırken, ihracat yüzde 9 arttı. Üretimin yüzde
39’u ihraç edildi. Yine miktar bazında ihracatın
ithalatı karşılama oranı yüzde 963 olarak ger-
çekleşti.
-Değer bazında üretim yüzde 2 gerilese
de ithalat yüzde 10 azaldı, ihracat ise yüzde 3
arttı. Yurt içi tüketim ise inşaat sektöründeki
dinamiklerden dolayı yüzde 3 azaldı. İhracatçı-
lar sert rekabet ortamında yüzde 3 artış sağ-
ladılar. Dolar bazında üretimin yüzde 25’i ihraç
edildi ve plastik inşaat malzemelerinde değer
bazında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüz-
de 452 oldu.
Plastik İnşaat Malzemeleri Sektöründe Genel Arz ve Talep Dengesi 1000 Ton
Miktar bazında (bin ton) Değer bazında (Milyon ABD Doları)
2013 2014 % Artış 2013 2014 % Artış
Üretim 1.780 1.809 1,6 7.462 7.345 -1,6
İthalat 76 73 -3,8 448 404 -9,7
İhracat 713 704 -1,2 1.778 1.825 2,7
Yurtiçi Tüketim 1.143 1.178 3,0 6.132 5.924 -3,4
Dış Ticaret Açığı / Fazlası 637 631 -0,9 1.330 1.421 6,8
İhracat / Üretim ( % ) 40 39 24 25
İthalat/Yurtiçi Tüketim(%) 7 6 7 7
İhracat / İthalat (%) 938 963 397 452
PLASFEDDERGİ
36
PANO
Plastik Sanayinin Sorunları, Odakule’de Gerçekleşen Seminerde Konuşuldu
Plastikte yatırım ortamı iyileştirilmeli
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) plastik sek-
törünün paydaşlarını bir araya getiren “Plas-
tik Sektöründe Güncel Gelişmeler Semineri”
Odakule’de gerçekleşti.
Seminere İSO Yönetim Kurulu Üyesi Na-
hit Kemalbay moderatörlük yaptı. Seminer-
de İSO Meclis Üyesi Mustafa Tacir, İSO Meclis
Üyesi Ömer Karadeniz, İKMİB Yönetim Kurulu
Başkanı Murat Akyüz, Gümrük ve Ticaret Ba-
kanlığı, Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı
Mustafa Gümüş, Ekonomi Bakanlığı’ndan Ürün
Güvenliği ve Denetimi Genel Müdür Yardım-
cısı Ahmet Karabay, Ekonomi Bakanlığı’ndan
İhracat Genel Müdürlüğü Kimya Ürünleri ve
İhracat Daire Başkanı Recep Aslan, Ekonomi
Bakanlığı’ndan İthalat Genel Müdürlüğü Daire
Başkanı Ayşegül Atay ve Bilim, Sanayi ve Tek-
noloji Bakanlığı’ndan Sanayi Genel Müdürlüğü
Daire Başkanı Ahmet Can konuşmacı olarak yer
aldı. Toplantıya PLASFED Başkanı Selçuk Aksoy
ve Genel Sekreter Barbaros Demirci de katıldı.
Açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim
Kurulu Üyesi Nahit Kemalbay Avrupa’da ikinci,
dünyada ise yedinci sırada olan plastik sektörü-
nün 250 binden fazla kişiye istihdam sağlayan
önemli bir sektör olduğunu belirtti. Kemalbay
bu seminerde 2023 hedefl erine ulaşmak için
neler yapılması gerektiğini ilgili bakanlıkların
temsilcilerine aktarma fırsatı bulacaklarını ifa-
de etti.
İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ak-
yüz de, “Türkiye’nin en büyük ihracat pazarları
Irak, Almanya, Azerbaycan. Bunlar arasında
Almanya’yı çok önemsiyoruz. Sektör yatırımla-
rını Türkiye’de artıran Almanya’ya 365 milyon
dolar ihracatımız var. Ayrıca sektörün en büyük
imalatçı ülkesi Suudi Arabistan, sahip olduğu
ham madde kaynakları nedeniyle sektörde
haksız rekabet oluşturuyor. Bununla birlikte
kaya gazı üretiminden dolayı ABD de sektör ya-
tırımlarını çekmeye başladı” dedi.
Türkiye’de hammadde üretiminin çok karlı
olmadığına değinen Akyüz, “Gelecek 10 yılda
karlılıkta dev ülke daha dev, cüce ülke daha
cüce olacak. Bu nedenle kaynaklara yatırım
önemli. Yurt dışında rekabet eden ülkeler ara-
sında modernizasyon önemli. Daha ileri seviye-
de üretim yapılmalı. Ölümcül bir rekabetle karşı
karşıyayız. Hammadde ve petrol fi yatlarıyla
doğrudan orantılı olan sektörde, yüksek petrol
fi yatı seviyesi üretimin kar edebilirliğini zayıf-
latıyor. Türkiye’de üretim bu nedenle azalıyor”
dedi.
Ömer Karadeniz: Plastik yüzyılın malzemesi
İSO Meclis Üyesi Ömer Karadeniz ise plas-
tiğin yüzyılın malzemesi olduğunu belirttiği
konuşmasında, plastik sektörünün de içinde
bulunduğu kimya sanayinin ihracatta liderlik
için otomotiv ve tekstil ile yarıştığını hatırlattı.
Karadeniz, sorunlara ilişkin olarak ise “Dahilde
işleme izin belgesi özel şartlar kısmına ilave
olan 117. maddeyle yapılan bu değişiklik kimya
sektörü içerisinde en fazla ihracat payına sahip
olan plastik sektörünün ihracat performansını
artırmak yerine önüne bir engel daha çıkarmak-
tadır. Bu ilave maddenin kaldırılması gerekmek-
tedir.” dedi.
Seminerde konuşan İSO Meclis Üyesi Mus-
tafa Tacir de “Mevzuatlarla ilgili sorunlarımız
var. Pazar bu kadar büyük olmasına rağmen ne-
den yabancı (hammadde) üreticileri Türkiye’ye
rağbet göstermiyor, bunu düşünmemiz lazım.
Plastiğin sonsuz sayıda geri dönüşüme uğ-
rayan bir malzeme olduğunu, bu bakımdan
da stratejik öneme sahip olduğunu söyleyen
Mustafa Tacir “Türkiye’de daha fazla üretim
yapacak fi rmaların önünü açmamız gerekir.
Türkiye’de transit liman eksikliğini çekiyoruz.
Ayrıca liman hizmetlerinin standartize edilmesi
gerekiyor. Her limanda farklı fi yat uygulaması
var” dedi.
Soru cevap bölümü
Seminerde, “Sektörel Sorunlar ve Güncel
Sorunlar” başlığı altında bir soru cevap bölü-
mü de gerçekleştirildi. Bu bölümde, Ekonomi
Bakanlığı tarafından 17 Şubat ve 4 Mart 2015
tarihlerinde yayınlanan ve ham madde itha-
latını zora soktuğu söylenen Ürün Güvenliği
ve Denetimi Tebliği’nin oluşturduğu olumsuz
etkilerin yanı sıra Dahilde İşleme Rejimi’nin
özel şartlar kısmına ilave edilen 117. madde-
nin getirdikleri olmak üzere plastik sektörünün
mevzuatlar ve uygulamalarda yaşadığı sorunlar
geniş yer tuttu.
5 Aralık 2014 tarihinde yürürlüğe gi-
ren genelgenin gerekçesini anlatan Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı, Gümrükler Genel Mü-
dür Yardımcısı Mustafa Gümüş, “Artık kırmızı
hatta yönlendirmek çok maliyetli hale geldi.
Bu maliyetlerin önlenmesi için bu şekilde bir
genelge düzenlendi. Genelgede belirtilen ce-
zaların uygulanacağından emin olabilirsiniz.
Ayrıca limanlarda verilen tahliye ve depolama
gibi ücretler aynı zamanda orayı işletenler için
KDV’den istisna. İthalatçı için KDV kanununa
göre matraha giriyor” dedi.
Ekonomi Bakanlığı, Ürün Güvenliği ve De-
netimi Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Karabay
ise konuşmasında, “Bizim yaklaşık 20 yıldır de-
vam eden her yıl yenilenen uygulamalarımızda
PLASFEDDERGİ
37
PANO
bazen ekonominin ve sanayinin genel ihtiyaç-
larına göre değişiklik yapıyoruz. Bunlardan bir
tanesi bugünkü plastik sektörünü çok yakından
ilgilendiren Çevrenin Korunması Yönünden
Kontrol Altına Tutulan İthalat Denetimi Tebliği.
Bununla ilgili olarak herhangi bir ürünün, mad-
denin çevre açısından tehlike oluşturup oluş-
turmadığına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karar
veriyor. Bu kararları verirken uluslararası anlaş-
malar da göz önünde bulunduruluyor” dedi.
Kimya Sektörü ve Dahilde İşleme Rejimi
(DİR) hakkında bilgi veren Ekonomi Bakanlığı,
İhracat Genel Müdürlüğü Kimya Ürünleri İhra-
cat Daire Başkanı Recep Aslan dahilde işleme
rejimi ile yüzde 46 oranında ihracat yapıldığını
ve bu kapsamda ithalatın da yaklaşık yüzde
13’e tekabül ettiğini belirtti. DİR’in uygulama
nedenlerinin ham madde yetersizliği, rekabet
gücü eksikliği, üretim yetersizliği, ileri teknoloji
eksikliği, AR-GE faaliyetlerinin düşüklüğü, çok
uluslu şirketlerin Türkiye’deki yatırımları oldu-
ğunu belirten Aslan, DİR’in ithalata dayalı üreti-
min sebebi değil sonucu olduğunun altını çizdi.
Ekonomi Bakanlığı, İthalat Genel Müdür-
lüğü Daire Başkanı Ayşegül Atay plastik ham
madde ve mamulleri ithalatı, askıya alma siste-
mi ve ticaret politikası savunma araçları hakkın-
da bilgi verdi. 2015 yılı ithalat rejimi çalışmaları
kapsamında plastik mamullerini de içeren çok
sayıda ürünün gümrük vergilerinin indirilmesi
ve yükseltilmesine ilişkin talepler iletildiğini
belirten Atay, Türkiye’nin Gümrük Birliği uygu-
lamaları kapsamında AB’den bağımsız olarak
gümrük vergisi indirimi yapılması imkanı bulun-
madığını aktardı.
İstiap haddi ile ilgili sorulan bir soru üze-
rine konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ba-
kanlığı, Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı
Ahmet Can “Mevzuatlar vahiy değildir. Hatalıy-
sa düzeltilebilir ve düzeltiliyor da. Belki tatmin
edemiyor ama çözüm üretilebiliyor. Bilim Sa-
nayi Bakanlığı’nın N1 tipi araçların kategorisini
değiştirip N2 kategorisine geçirmesi gibi bir şey
geçerli değil. Ne olacak? Trafi k yönetmeliğinde
yapılacak bir değişiklikle N2 kategorisindeki
araçların ukomeleri de içine alacak şekilde şe-
hir içerisinde taşımacılığa müsaade edilme-
siyle çözülecektir. Bunun Muhatabı da İçişleri
Bakanlığı’dır” dedi.
PLASFEDDERGİ
38
Yunus KarakaşAnkara Plastik Sanayicileri
Derneği Başkanı
Cesur ama bilinçli adımlarla büyüyelim
PlaSTK
Sevgili Dostlar,
Seçimlerin ardından yeni bir döneme girdik. Ülkemiz açısından, dış kaynaklı ekonomik
ve siyasi risklerin yoğun olduğu ortamda görev yapacak yeni Meclisimizi seçtik. Hayırla-
ra vesile olmasını diliyorum. Aynı günlerde Federasyonumuz PLASFED’in de genel kurulu
önemli bir çalışma yaptı, gelecek döneme hazırlandık.
Ülkemiz ekonomisi bir süredir büyüme sıkıntısı yaşıyor. Girişimcilerimiz, işletmelerimiz
yeterince hızlı büyüyemiyor. Yapısal sorunlarımız, fi nansmana erişim, kayıt dışı ve stan-
dardı düşük üreticilerin yarattığı haksız rekabet, dış kaynaklı ucuz ve bazıları sağlığa zararlı
ürünlerin kontrolsüz ya da yeterince kontrol olmadığı için iç pazara girişleri hepsi bizi sıkın-
tıya sokuyor. Büyüme hızımız ülkemiz potansiyel büyümesi olarak hesaplanan yüzde 5’in
altında. Üstelik bu kısıtlı büyümeye sanayinin katkısı son derece sınırlı.
Plastik sektörü açısından da yapısal sorunlarımız aynı ve buna ilave olarak kamuoyun-
daki haksız söylemler ve hammadde sorunumuz var. Yakın zamanda yapılan bazı çalışma-
lar, dünyanın gelişmiş ülkelerinin yeni bir üretim yapısına geçeceğini gösteriyor. 2. Maki-
ne Çağı, malzeme bilimi, biyoteknoloji, nanoteknoloji, bilgi iletişim teknolojileri etrafında,
bütün ürünleri değiştiriyor. Polimerler, bu teknolojilerin en fazla üzerinde uğraş verdiği
malzemelerden biri. Polimerler, sağlıktan enerjiye, uzay-havacılıktan yenilenebilir enerjiye
kadar her alanda var olan “ürünleri-malları-cihazları-sistemleri” yeniden şekillendirirken
üzerinde çalışılan ana malzeme. Oysa biz hala, standartlaşmış ürünlerde katma değerli
ürünler üretmek için dahi zorluklar yaşıyoruz.
Yeni üretim yapısına, yani “nesnelerin interneti” (internet of things - IoT) ve “akıl-
lı cihaz-sistemler” dönemine geçiş için ülkemizi dönüştürmemiz gerekiyor. Üreticilerin
önündeki bariyerlerin kaldırılması, hukuk güvenliği, demokratik iş ve toplumsal yapı, uy-
gun yatırım-iş ortamı yeni dönemin anahtarı. Kafamızı başka şeylerle meşgul etmeden,
üniversitesinden Meclis’ine, iş örgütlerinden, sendikalara kadar herkesin, olağanüstü bir
verimlilik farkı yaratan yeni üretim yapısına, ikinci makine çağına hazır olmak için çalışması
gerekiyor.
Bekleyecek fazla zamanımızın kalmadığı ortada. Cesur ama bilinçli adımlarla, riskleri
göz ardı etmeden ama cesaretle yeni bir sanayileşme hamlesine girişmeliyiz. Bunun için
girişimcilerimizin özgüveni var. Elbette karlı iş yapmak istenecektir ancak, bugün “karlı” gö-
rünen ve büyük kaynakları kullanan imalat sanayii dışındaki sektörlerin hepsinin temelinde
sanayinin yattığını göz ardı etmemek gerekli.
Sizlere, güzel bir yaz ve başarılı çalışmalar dilerim.
PANO
PAGDER ekstrüzyonun dehası Chris Rauwendaal’i sektörle buluşturdu
PAGDER, ekstrüzyon alanında dünya-
nın en saygın isimlerinden biri olan Chris
Rauwendaal’i sektörle buluşturdu. Başarıy-
la tamamlanan seminer 8-9 Nisan günle-
rinde İstanbul’da gerçekleşti. PAGDER’den
yayınlanan duyuruda, “Türkiye’deki Plastik
Sektörü’nde bir yeniliğe daha imza attık. 8-9
Nisan 2015 tarihinde düzenlediğimiz Eks-
trüzyonda Sorun Giderme Semineri, ekstrüz-
yonun dehası olarak dünyaca bilinen Chris
Rauwendaal’ın eğitimci olarak katılımıyla geç-
ti. Derneğimizin, plastik sanayisinde yüksek
maliyetlere yol açan ekstrüzyon sorunlarına
yönelik düzenlediği eğitim; 140 seçkin katılım-
cı ile 2 gün boyunca sürdü” denildi.
Rauwendaal’in ekstrüzyon alanında kay-
nak kişilerden biri olduğu ve kitapları “ders
kitabı” olarak okutulduğu hatırlatılan duyu-
ruda, “İmalatçılara maliyet avantajı sağlayan
önemli bilgiler sunuldu” denildi. Duyuruda,
“Sektörün en yüksek maliyetli ekstrüzyon
sorunlarının efektif ve sistematik bir şekilde
çözülmesi için yöntemlerin örnek olaylarla an-
latıldığı eğitimde; polimer bozunmasına yöne-
lik olarak, ekstrüzyon süreçlerinde bozunmayı
azaltma ve her bir düzensizlikte alınabilecek
önlemler, çözüm yolları da katılımcılara akta-
rıldı. Seminerde, bazı katılımcıların paylaştığı
sorular ve örnek niteliği taşıyabilecek gerçek
sorunlarına da Rauwendaal tarafından çözüm
önerileri getirildi. Dünya çapında 200’e yakın
seminer ve konferans gerçekleştiren Dr. Chris
Rauwendall’ın ekstrüzyon alanında 7 kitabı, 6
ödülü, 9 patentli ürünü ve 240 kadar makalesi
buluyor. Rauwendall’ın Türkiye dahil birçok ül-
kede ders kitabı olarak okutulan yayınları tüm
dünyadaki plastik işletme makineleri üreticile-
ri için referans olarak kabul ediliyor” bilgisine
yer verildi.
PLASFEDDERGİ
39
PANO
PAGDER Başkanı Reha Gür: “Üretime öncelik veren yeni bir Türkiye bekliyoruz”
plastiğin doğasından gelen verimli ve yenilik-
çi ürünlerimizle destek olmaya devam etmek
istiyoruz” dedi.
PAGDER Başkanı Reha Gür, Genel Se-
çimlerin ardından yaptığı değerlendirmede,
“Üretime öncelik veren; sanayinin önündeki
tıkanıklıkların kaldırıldığı yeni bir Türkiye bek-
liyoruz” dedi.
Seçimlerin ardından yazılı bir açıklama
yapan Reha Gür, “Kamuoyunun birleştiği, ül-
kedeki birlik ve beraberliğin demokratik çer-
çeve içinde güçlenmesinin yanı sıra ülke eko-
nomimizin istikrarının da güçlenerek sürmesi
gerektiği görüşüne, biz sanayiciler de öncelikli
olarak katılmaktayız” ifadesini kullandı.
Güçlü bir hükümet beklentisinin önemine
vurgu yapan Reha Gür, plastik sanayicilerinin
öncelikli sorunları bulunduğunu vurgulayarak,
“Biz plastik sanayicileri de, hammadde de dışa
bağımlılığımız nedeniyle, istikrarın yeniden
biran önce tesis edilerek fi nansal piyasalarda
da stabilizasyonun gelmesini istemekteyiz ki,
hammadde maliyetlerimizden başlayarak tüm
girdi maliyetlerimize dair öngörülere sahip
olabilelim. Yatırımlarımıza devam edebilelim”
görüşünü vurguladı.
Gür, sanayicilerin-üreticilerin destek-
lenmesinin bütün partilerin önceliği arasında
görüldüğünü hatırlatarak, “Herkesin ortak
temennisi olan ‘Üreten ve Gelişen Bir Türkiye’
ancak bu şekilde mümkün olacaktır. Büyüme
hızı Türkiye’den daha yüksek; 2014 yılında 5.4
milyarı doları doğrudan olmak üzere 12 milyar
dolar ihracat yaparak ülke ekonomisine önem-
li katkılar sağlayan plastik sanayisi olarak biz-
ler yarınlara umutla bakmak ve ülkenin tüm
lokomotif sektörlerine geçmişte olduğu gibi
Plastik hammadde üzerine faaliyet yürü-
ten “Uçar Plastik Hammadde” İzmir’ deki 3 bin
metrekare kapalı alana sahip fabrikasının dev-
reye alınmasıyla, mikronize polimer üretimine
ilave olarak çift vidalı kompaund hattında özel
formüle edilmiş kompaundların üretimi yatırı-
mını da başlattığını açıkladı.
Uçar Plastik’ten verilen bilgiye göre,
fonksiyonel polimerler konusundaki projeye,
TÜBİTAK desteği de sağlandı. AR-GE faaliyet-
lerinin yürütülmesi için Uçar Plastik bünyesin-
de “Polimer Laboratuvarı” çalışması başlatıldı.
Açıklamada, Uçar Plastik’in TÜBİTAK desteğiy-
le fonksiyonel polimerlerde ambalaj, otomotiv
ve inşaat sektörünün ithalatına alternatif
ürün geliştirmeyi hedefl ediği vurgulandı.
Laboratuvarda, Yüksek Mühendis Ege-
men Uçar’ın yönetiminde polimer teknolojileri
ve polimerik nanokompozitler üzerine çalış-
malar yapılacağı ve bu alandaki bilgi düzeyinin
özel sektörde daha ileri bir seviyeye taşıması-
na imkan sağlanacağı kaydedildi. Açıklamada,
“Fonksiyonel polimerler konusunda yapılan bu
çalışma ile ülkemizde üretimi olmayan fakat
ambalaj, otomotiv ve inşaat sektörünün kul-
landığı katkıların ithalat mecburiyetini ortadan
kaldırmak hedefl enmektedir” denildi.
Aynı zamanda Ege Bölgesi Sanayi oda-
sı Kimyasal Ürünler
Meslek Komitesi üye-
si olan Egemen Uçar,
yatırımlarıyla ilgili
yaptığı değerlendir-
mede, “Türkiye’de bu-
lunmadığı için yüksek
miktarda ithal edilen
hammadde fi yatları
açısından kur istikrarı
çok önemli. Son dö-
nemde yaşanan kur istikrarsızlığı ve buna ek
son 10 yılda yaşanan hammadde fi yatındaki
değişiklikler hem tedarikçileri hem üreticileri
zor durumda bıraktı. Aynı döneme denk gelen,
gümrük vergilerindeki artışlar ve hammadde
ithalatına getirilen ek vergiler sektördeki pek
çok satıcı ve sanayiciyi zor duruma sokuyor”
dedi.
Egemen Uçar, diğer şirketlerle AR-GE fa-
aliyeti işbirliğine açık olduklarını belirtti.
Uçar plastik TÜBİTAK desteğiyle ithal ürüne alternatif geliştirmeyi hedefl iyor
PLASFEDDERGİ
40
PlaSTK
Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları listesinin düşündürdükleri
Değerli Meslektaşlarım,
Kuruluşundan itibaren içinde bulunmaktan mutluluk duyduğumuz, plastik sektörü-
nün şemsiye örgütü PLASFED başarılı bir genel kurulu daha tamamladı. Genel Kurulumuz,
fi kirlerin sunulduğu, gelecek dönem çalışma biçimlerinin konuşulduğu bir ortamda gerçek-
leşti. Bir kez daha dostlarla bir arada bulunmaktan, çalışmaktan mutluluk duyduk.
Ülkemiz demokratik ülkelerde olması gerektiği gibi seçimlerini büyük bir katılımla ger-
çekleştirdi ve yeni dönem Milletvekillerimiz ve Meclisimiz çalışmaya başladı. Beklentimiz,
ülkemizin sanayileşmesine odaklı yapısal reformların önde olacağı bir çalışma dönemi.
Üretimden satışlar sınıfl amasına göre yapılan Türkiye’nin en büyük 500 sanayi ku-
ruluşu listesi İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklandı. Bursa açısından baktığımızda, bir
önceki veri yılı olan 2013’e göre, 2014’te Bursa merkezli fi rma sayısı 33’ten 41’e çıktı. Başta
Bursalı sanayicilerimiz olmak üzere bütün sanayicilerimizi buradan bir kez daha tebrik edi-
yorum.
İSO 500 listesine dikkatle baktığımızda bazı tartışma konularını tekrar gündeme getir-
mekte fayda var. Öncelikle, kısa vadede yapılan bazı çalışmalarda, büyük şirketlerin faaliyet
dışı karlarında artış görülmesi olgusu basına yansıdı. Bu sorunu daha önce da yaşadık ve
sonucu hiç iyi olmadı. Diğer bir husus da listenin sonunda bulunan, dolayısıyla Türkiye’nin
500. büyük sanayi kuruluşunun üretimden satışlarının toplamı 213 milyon TL düzeyinde.
İşte bu da üzerinde düşünmemizi gerektiren bir konu. Bugünkü kurdan 125 milyon Dolar
düzeyinde.
Bu tutar, halen devam etmekte olan ve her gün reklamlarını gördüğümüz yüzlerce
konut projelerinden birinin hacmi kadar. Avrupa’nın bazı futbol kulüplerinin sadece bu yıl
için ayırdıkları transfer bütçelerinden de az. Meslektaşlarımızın başarılarını küçümsemek
anlamında değil ancak ülke olarak sanayimizin daha gideceği çok yol olduğunun da bir gös-
tergesi.
Zenginleşmenin yolu sanayileşmeden geçiyor. Bunu yaparken de tarımı ve çevreyi göz
ardı etmemek gerekliliği herkesin kabul ettiği gerçekler. Elbette ülkemizde hizmet sektö-
rü, fi nansal sektör büyüyecek gelişecek ama bütün bunların üretimin dolayısıyla sanayinin
varlığına bağlı olduğu göz ardı edilmemeli. Biz birkaç milyon nüfuslu bir ülke değiliz ki, sa-
dece fi nans ya da hizmetler sektörleriyle gelişebilelim. Bir an önce, sanayileşmeyi, üretimi
öne alan bir yapısal reform dönemine girmemiz gerekiyor. Zamanımız da giderek daralıyor.
Güzel bir çalışma dönemi olması dileklerimle, bütün meslektaşlarıma başarılar diliyo-
rum.
İlker BiliktüBursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri
Derneği Başkanı
PANO
Japar Plastik’ten 1070 fi danlı koru
Japar Plastik, Ege Orman Vakfı işbirliğiyle
“Japar Plastik ve Çalışanları Korusu” oluşturdu.
Çeşme-Ildırı-Kadıovacık mevkiinde oluşturulan
koruya 1070 fi dan dikildi. Fidanların dikimi ne-
deniyle düzenlenen etkinliğe Japar Plastik A.Ş.
Onursal Başkanı Jaki Pardo ve Eşi Sara Pardo,
Yönetim Kurulu Başkanı Erol Amado, fi rma çalı-
şanları ve aileleri katıldı.
Ege Orman Vakfı Genel Müdür Yardımcısı
Perihan Öztürk, doğaya katkılarından dolayı te-
şekkür ederek Vakıf ve Japar Plastik adına Sara
Pardo’ya plaket sundu. Japar Plastik A.Ş. Yönetim
Kurulu Başkanı Erol Amado da etkinlikte yaptığı
konuşmada, doğal kaynakları koruma misyonu-
na uygun olarak su tasarrufu sağlayan ürünler
ürettiklerini; misyonlarına uygun olarak doğaya
katkıda bulunmak amacıyla 1070 fi danın dikildiği
bir koru oluşturduklarını vurguladı. Amado, do-
ğaya katkı amacına yönelik girişimlerinin devam
edeceğini belirtti.
Polykemi AB PC/ABS ve PC/ASA’da Türkiye’de yaygın-laşmak istiyor
Polykemi AB, PC/ABS ve PC/ASA ürün-
lerinde Türkiye pazarında daha etkin olmak
istediğini açıkladı. Yeni ürünlerinin Kalekimya
ile birlikte, Enes ÇELİK, Ulrik Nilsson ve Karl
Banke’den oluşan bir ekiple Türkiye pazarına
sunulduğunu duyuran Polykemi AB, PC/ABS
ve PC/ASA için özel bir çalışma yapıldığını kay-
detti.
PC/ABS – POLYblend ve PC/ASA SCANB-
LEND ürünleri hakkında konuşan Polykemi AB
Bölge Müdürü Ulrik Nilsson “ Uzun zamandır
teknik karışımlarda tüm ürün yelpazesi mev-
cuttu ama şimdi Türkiye’de daha agresif olma
zamanı geldiğine inanıyoruz ve başlıca POLY-
blend ve SCANBLEND ürünlerine odaklanaca-
ğız“ dedi. Nilsson ürünlerinin önde gelen Av-
rupa otomotiv markalarında başarılı olduğunu,
kaplama ve dekorasyon uygulamalarında kul-
lanılabildiğini kaydetti.
PLASFEDDERGİ
42
PlaSTK
Yeni hedefl er belirlemekDostlar,
Şemsiye örgütümüzü PLASFED, kapsamlı ve doyurucu bir fi kir ortamında genel ku-
rulunu tamamladı. Yakın zamanda, yeni milletvekillerimizi de seçtik. Seçimler demokratik
yaşam biçiminin en güzel ortak faaliyeti. Hepimize hayırlı olmasını diliyorum.
Adana ve Çukurova bölgesi Tarih boyunca önemli bir üretim merkezi oldu. Verimli top-
raklarda tarım, sanayi ve elbette kültür gelişti. Ülkemizin de Cumhuriyetle hızlanan sanayi-
leşme döneminde önde gelen havzalarından biri oldu. Türkiye’nin gözbebeği birçok sanayi
kuruluşuna, sanayiciye baba-ana ocağı oldu. Şimdi hepimiz, bölgeselden ülke çapına, ora-
dan da küresel rekabet ortamına yönelik yeni bir yaklaşım belirleme aşamasındayız. Sektö-
rel bazda bunu yapmak en akılcı yol. Zira artık bırakın yereli, ülke ölçeğinde dahi rekabetten
kaçınma ihtimali kalmadı. Rekabet bütün dünyayı kapsamış durumda. Rakiplerimiz, Ağrı ya
da Edirne’de değil, Montreal’da ya da Sydney’de faaliyet gösteriyor!
İş dünyamızın gelecek 10 yılda, hedefl erinin köklü biçimde değişeceğini, çözmesi ge-
reken öncelikli sorunlarının da bugünkü hiçbir sorununa benzemeyeceğini söylemek yanlış
olmaz.
Geleceğe yönelik olarak yapılan analizlerde şu sonuçlara ulaşılmış: Yakın gelecekte
akıllı ve birbiriyle haberleşen “ürünler” daha verimli ve daha üstün performanslı olacak.
Tıp, tüketici ürünleri, insanların doğrudan kullandığı araç ve cihazlar “kişiselleştirilmiş” yani
şahsa özel hale getirilmiş olacak. Hizmetler de kişiselleştirilecek. Büyük veri yönetimi ve
başta elektrik olmak üzere akıllı ağlar ön plana çıkacak. Bunlara uyum sağlayan işletmeler
ile uyum sağlayamayan işletmeler arasında olağanüstü büyük maliyet dolayısıyla verimlilik
farkı oluşacak. Bazı sektörlerin büyüme hızı çok artacak.
Bizim açımızdan belki çok daha fazla önemli unsurlar da var bu analizlerde: Muadil
ürünler, fi kri haklar ve teknoloji üstünlükler nedeniyle rekabet güçlerini çok kaybedecekler.
Yani artık, yeni bir ürünü, mühendislik yollarıyla (burada taklitten söz etmiyorum) bilgiyi
elde edip, muadiliyle kendine yer edinme imkanı olmayacak. Çünkü hemen hemen bütün
sanayi ürünleri ve sistem-cihazlar “kişiselleşecek”..
Bu analizler yapıldığına göre, Türkçe’deki en güzel atasözlerinden birini hatırlamakta
fayda var: Görünen köy kılavuz istemez.. Bu sözü biraz daha farklı okuyarak, “köyü görü-
yorsanız, aklınızı kullanın ve ulaşın” diye yorumlayabiliriz. Yeni endüstri yapılanması böyle
olacaksa, aklımızı kullanıp hedefl erimizi bu yeni yapıya ulaşmak için belirlemeli ve o yönde
çalışmalıyız.
Sizleri, bereketli ve çalışkan Çukurova’dan saygıyla selamlıyorum.
Selahattin OnatçaÇukurova Plastik Sanayicileri
Derneği Başkanı
PANO
BURPAS, yeni üyelerle büyüyor
Bursa Plastik ve Ambalaj sanayicileri Der-
neği yeni üyelerle gücünü artırıyor. BURPAS,
üyeleri ve plastik sektör temsilcilerine yönelik
gelenekselleştirdiği iftar programını düzenledi.
Sektör mensuplarını buluşturan iftar programın-
da bir konuşma yapan BURPAS Başkanı İlker Bi-
liktü, geçen süre içinde mesleki eğitim konusuna
eğildiklerini ve başarılı adımlar attıklarını vurgu-
ladı. Biliktü, “Gerek mesleki eğitim çalışmaları-
mızda, gerekse düzenlediğimiz yurt dışı seyahat
programlarımızdaki amacımız sektörümüzün
sorunlarını çizebilmek ve sektördeki AR-GE ça-
lışmalarına destek olabilmektir” dedi.
BURPAS’ın 2012 yılından bu yana faaliyet
gösterdiğini hatırlatan Biliktü, PLASFED yöneti-
minde yer aldıklarını vurgulayarak, “Bursa plastik
ve ambalaj sektörünün sorunlarını daha yuka-
rıya taşıyabilmek adına PLASFED yönetiminde
yer alıyoruz” dedi.
Türkiye’nin dünya plastik sektöründe ye-
dinci sırada, Avrupa’da ise ikinci sırada olduğunu
anlatan Biliktü, BURPAS’ın Türkiye’yi bu sevi-
yelerden daha yukarıya taşımak için çalışan bir
yapı olduğunu belirtti. BURPAS’ın üye sayısını
artırdığını belirten Biliktü, iftar programında yeni
üyelere BURPAS rozeti de taktı.
PLASFEDDERGİ
44
PlaSTK
Ortak akıl ile hareket etmeliyiz Bugüne kadar önemli bir büyüme gösteren sektörümüzün yapısal ve sektörel bazı
sorunları var; hammadde, istihdam ve vergi yükleri, haksız rekabet, sigorta sorunları, kredi
maliyetleri, enerji sorunları gibi birçok güncel sorunun yaşandığı bu şartlar altında sanayi-
cilik yapmak önemli bir kahramanlıktır. Problemlerin çok olduğu bu ortamda ortak tek bir
ses ile hareket etmek şarttır. Yasalar ve mevzuatların oluşmasında sanayicinin de görüşü-
nün alınması gerekir. Nitekim geçtiğimiz aylarda hammadde ithalatında yaşanan ve sektö-
rü durdurma noktasına getiren mevzuat sorunu kurulan yoğun diyaloglarla çözülebilmiş-
tir. Bu durum sürdürülebilirlik açısından sektörün karar vericilere zamanında ve yeterince
ulaşamadığı sonucunu da akla getirdi. Bu nedenle kimya sektörü içinde ele alınan plastik-
kauçuk sektörünün TOBB nezdinde ayrı bir meclis olarak örgütlenmesi, oda ve borsalarda
daha ağırlıklı ve etkin temsili için başlanan girişimler sürdürülmelidir.
Sanayi Odaları ve sektörle ilgili tüm kurumların çözüm odaklı bir güç birliği içinde olma-
ları, STK’ların kamuda temsilinde ortak fi kir birliği içerisinde olmaları çok önemlidir ve tüm
STK’ların daha faal ve sonuç odaklı çalışması gerekir. Benzer işlerin farklı STK’larca ayrı ayrı
yapılması sektörümüz için enerji ve kaynak kaybıdır ve hatalı bir iştir. Daha üst bir çatı ku-
rum olan federasyon birlikteliği tarafından, gündeme getirilecek ortak sorunlarda daha et-
kili sonuçlar alınabilir. Geçtiğimiz günlerde plastik sektörünün şemsiye örgütü PLASFED’in
2.’nci Olağan Genel Kurulu Toplantısı yapıldı, Sayın Selçuk AKSOY başkanlığında seçilerek
görevine başlayan yeni yönetim kuruluna başarılar dilerim. Sektörümüzün birer temsilcisi
olduğumuz ve önemli sorumluluklarımızın olduğu bilinciyle çalışmalara devam edilecektir.
Plastik sektöründe fi kir birliği olması şart, PLASFED Genel Kurulunda gördüğümüz
birliktelik tablosu ve faydalı diyalog ortamı bizleri mutlu etti, geleceğe umutla bakmamızı
sağladı. Bu birlikteliğin devamı için daha sık bir araya gelmek, birlik sürecini tesis etmek ve
geliştirmek gerekir. Sektör olarak ciddi biçimde planlanmış, sektörün tüm paydaşları ve Ba-
kanlık yetkilileri ile birlikte geniş bir çalıştay veya bir Arama Konferansı yapılarak sorunların
masaya yatırılması ve ortak harekete dair net kararlar alınması yerinde olur. Uzun vadede
sektörün yol haritasını çıkarması şart. Sektörün envanterinin de çıkarılması gerekli, sağlıklı
veriler yok ve bu yüzden de yatırımcılar uzun soluklu planlar yapamıyor, bu konunun üze-
rinde ciddi biçimde çalışılması gerekir.
Bundan sonraki dönemde hiçbir önyargı ve tabular olmadan birlik ve beraberlik adına
atılacak tüm olumlu adımlara açık olunmalı ve takım oyunu oynamak için tüm güçler sefer-
ber edilmelidir. Tüm plastik STK’larının bir üst PLASFED şemsiyesi altında periyodik olarak
bir araya gelerek, sorunlara karşın ortak tek bir ses çıkarmalarının kamuoyunda etkisinin de
daha pozitif olması kaçınılmaz olacaktır. Önümüzdeki süreçte bu birlik ve beraberlik heye-
canının daha da aratarak büyümesini ve gelişmesini dilerim.
PANO
Erol PaksuEge Plastik Sanayicileri Dayanışma
Derneği Başkanı
Çin, Dünya kıyıları için en büyük tehlike
Çin’in, yanlış yönetilen plastik atık kütle-
sinin 2025 yılında 17,8 milyon tona çıkacağı
ve bunun tüm dünya kıyıları için bir atık teh-
likesi oluşturduğu belirtildi. Plastik atıklar ko-
nusunda “entegre yönetim” tavsiye ediliyor.
Dünyada doğru yönetilemediği için kirli-
liğe neden olan atıkların hızla arttığı belirtildi.
ABD Georgia Üniversitesi’nin yayınladığı bir
araştırmaya göre atık miktarının 2025 yılları-
na kadar çok daha büyük boyutlara ulaşacak.
Çin’in kıyılardaki nüfusu 2025 yılında 2010’a
göre yüzde 3,7 artarken; kirliliğe sebebiyet
veren plastik atık miktarı yüzde 100’ün üze-
rinde bir artışla 8,8 milyon tondan 17,8 mil-
yon tona ulaşacak. Çin böylece dünya için en
büyük tehdidi oluşturacak.
Dünya denizlerindeki kirlilik boyutunun
korkutucu bir hale ulaştığını ve artık hep bir-
likte harekete geçilerek bu durumun önüne
geçilmesi gerektiğini belirten PAGEV Yöne-
tim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Bir ülkenin
sadece kendi kıyılarını temizlemesi yeterli
değil. Türkiye denizlerindeki atıkların yüzde
53’ü dış kaynaklı. Ülkemizin üç tarafı deniz-
lerle çevrili ve maalesef diğer ülke atıkların-
dan büyük oranda nasibimizi alıyoruz. Yapılan
araştırmalar bu tehlikenin boyutlarının gide-
rek artacağına işaret ediyor. Yalnızca Çin de-
ğil, Türkiye’ye de 2010 yılındaki 0,49 milyon
ton yanlış atık yönetimine maruz kalan plas-
tik söz konusu iken 2025 yılında bu miktarın
0,79 milyon tona ulaşması bekleniyor. Acilen
önlem almalıyız. Denizlerdeki atıkların temiz-
lenmesi ve yenilerinin oluşmasını engellemek
için tam anlamıyla entegre bir atık yönetim
sistemine geçmek yapılması gereken tek çö-
züm” dedi.
Yavuz Eroğlu, “Ülkemizde işlevsel bir
‘atık yönetimi’ uygulamasının yeterli düzeyde
olmaması gelişmiş ülkelere göre sürdürüle-
bilirlik açısından geri dönüşüm sektörünün
önündeki en büyük engel. Oysa geri dönüşüm
tüm sektörlerimiz için büyük bir avantaj. Geri
dönüştürülen malzemeler tekrardan üre-
timde kullanılarak ülke ekonomisine önemli
katkılar sağlamaktadır. Aslında atık yönetimi
ve geri dönüşüm konusunda tüketicilere de
önemli görevler düşüyor. Bunların en başında
atıkların kaynağında ayrıştırılması geliyor. An-
cak iş bununla da bitmiyor söz konusu ayrış-
tırılmış atıkların yerel yönetimler tarafından
aynı özenle toplanması ve geri dönüşüm sü-
recinin başlatılması ideal çözüm” dedi. Eroğlu,
PAGEV’in Waste Free Oceans Vakfı’nın atıksız
denizlere ulaşmak için başlattığı projeyi ‘Mut-
lu Balıklar’ adıyla Türkiye’ye taşıdıklarını ha-
tırlattı ve geri dönüşüm konusunda PAGÇEV’i
kurduklarını belirtti.
PLASFEDDERGİ
45
Avusturya merkezli Greiner Holding’in
Özata Grup’a ait Teknik Plastik ve Teknik
IML’nin yüzde 51 hissesini aldığı açıklandı.
Avrupa’nın en büyük kimya şirketlerinden
biri olarak nitelenen Greiner Holding’in İstan-
bul merkezli Özata Grubu’na ait Teknik Plastik
ve Teknik IML adlı fi rmalarının çoğunluk his-
sesini (yüzde 51) aldığı, Greiner Holding’İN, bu
kararla bölgedeki en önemli operasyonlarını
Türkiye’ye taşımış olduğu vurgulandı.
Süt ürünü ambalajında Türkiye’nin en
büyük fi rmalarından olan Teknik Plastik ve
Teknik IML’yi alarak bölgedeki ağını genişlet-
tiklerini söyleyen Greiner Holding’in Yönetim
Kurulu Başkanı Axel Kühner, “Bu satın alma
Ortadoğu ve Asya pazarlarına attığımız ilk adı-
mı temsil ediyor” dedi.
Greiner Holding’in çoğunluk hissesini al-
dığı Teknik Plastik ve Teknik IML’nin toplam
270 çalışanı bulunuyor. Teknik Plastik, faaliye-
te başladığı 1967’de Türkiye’nin ilk termofor-
ming üretimini yaptı. Şirket, Ülker başta olmak
üzere Türkiye pazarında faaliyette bulunan
çok sayıda ulusal-uluslararası dondurma-gıda
üreticisi şirket ve markaya hijyenik plastik am-
balaj ve otomat bardağı üretiyor.
Şirketin ayrıca, damacana üretiminde
de Avusturyalı Watertek fi rmasıyla işbirliği
bulunuyor. Trace Teknik ortaklığı ile de farklı
bir sistemle 4 bin 500 çeşit ürüne çıkabiliyor.
2004’te kurulan Teknik IML ise kalıp etiketle-
me konusunda üretim yapıyor.
Greiner’in 9 bin çalışanı var
İki Türk şirketine ortak olan Greiner Orta
Avrupa’nın en önemli sanayi fi rmalarından biri.
Firmanın geçmişi 1868 yılına dayanırken, ku-
rulduğu yer ise Almanya olarak biliniyor. Mer-
kezi Avusturya’nın Kremsmünster kenti olan
Greiner’in 31 ülkede tesisi faaliyet gösteriyor.
9 bine yakın çalışanı bulunan fi rmanın 2 milyar
dolara yakın cirosu bulunuyor.
Avusturyalı Greiner Holding Teknik Plastik ve Teknik IML’nin çoğunluk hisselerini aldı
PANO
PLASFEDDERGİ
46
PlaSTK
Teşvik programlarının bölgesel analiz çalışması yapılmalı
Değerli dostlar,
Ülkemiz bir seçimi daha geride bıraktı. Sonuçlar halkın tercihiyle oluştu ve yeni bir mec-
lis dağılımı oluştu. Halkımız ve iş dünyamız için, sonuçta ülkemiz için hayırlı sonuçlar doğur-
masını diliyorum. GAPLASDER açısından da geçtiğimiz aylar mutlu gelişmelere sahne oldu.
Federasyonumuz PLASFED ve Gaziantep Sanayi Odası’nın katkılarıyla sektörümüzün gele-
ceğine ışık tutma amacını taşıyan çalıştaya ev sahipliği yaptık. Katkı veren, bizimle birlikte
olan bütün dostlarımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz. Şemsiye örgütümüz PLASFED’in
de Genel Kurulunun başarıyla gerçekleşmiş olmasını da not etmem gerekir.
Türkiye’de uzun bir süredir bölgesel kalkınma programları uygulanıyor. Yüksek oranlı
yatırım ve istihdam (dolaylı olarak da işletme) teşvikleriyle güçlendirilen bu programların
stratejiye oturtulmuş bir genel çerçevesi de var. Ne yazık ki, programların sonuçlarına iliş-
kin bir çıktı analizi bulunmuyor. Genel analiz çalışması başladı ama bizce bu incelemenin
bölgesel sonuçlarının da ortaya konulması şart. Bu yapılmazsa yapılacak revizyonlar için
yeterli bilgi sağlanamaycaktır.
Göreli olarak sanayinin daha az yer aldığı bölgeler için ciddi bir teşvik sözkonusu.
Bunun yarattığı bazı olumlu etkileri son dönemde gözlüyoruz. Özellikle istihdam yoğun
sektörlerde yeni yatırımlar var. SGK ve İŞKUR gibi kamu kurumlarının resmi istatistikler-
den aylık bazda yapılan analizlerde, son dönemde Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde
istihdamda bir canlanmanın olduğu işaretleri var. İşyeri ve istihdam artışı ile diğer bazı gös-
tergelerden elde edilen sonuçlara göre, Batman, Bingöl, Diyarbakır, Hakkari, Kilis, Mardin,
Van ve Yalova’da diğer illere kıyasla daha hızlı artış görüldü. Bu artış bir trend mi yoksa kısa
vadeli bir sıçrama mı analiz edilmesi gerekiyor. Bilim insanlarını bu konuda çalışma yapma-
ya çağırmanın tam sırası. Çünkü ilk akla gelen zaten düşük olan göstergelerdeki az sayıda
artışın oransal olarak büyük görünmesi ve geçici olması.
Plastik ve kimya endüstrisinin gelişmesi için uygun endüstriyel-ekonomik iklimin ol-
ması gerekiyor. Herşeyden önce başka sanayi kolları geliştikçe yakın çevresinde plastik ya-
tırımlarını çekiyor. Bu bakımdan, bölgedeki her türlü imalat sanayii gelişimini dikkatle izle-
mekte fayda var. Elbette, bir an önce siyasi yapılanmanın tamamlanarak hızla sanayileşme
konusuna eğilmesi ana beklentimiz.
Sizlere son olarak 9-12 Eylül 2015 günleri arasında ilkini düzenleyeceğimiz GAPLAST
fuarımızı hatırlatmak istiyorum. Gaziantep’te gerçekleşecek bu ilk plastik ve kimya fuarının,
çok çeşitli alanlarda plastik mamul üreten Gaziantep ve diğer illerdeki potansiyeli daha da
geliştireceği düşüncesindeyiz. Hepinizi fuarımızda görmekten mutluluk duyacağız.
Bu vesileyle işlerinizde başarılar dilerim.
Murat KökoğluGüneydoğu Plastik ve Kimya Sanayicileri
Derneği Başkanı
PANO
Bursa’da plastik ve kauçuk test laboratuvarı hizmete girdi
Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın
(BEBKA) desteğiyle Bursa Teknik Üniversitesi
(BTÜ) Yıldırım Yerleşkesi’nde yapımı tamamla-
nan Bursa Kauçuk-Plastik Test ve Analiz Labo-
ratuvarı faaliyete başladı. Laboratuvar, plastik
sanayicilerine hizmet verecek ve araştırmalara
da ev sahipliği yapacak.
Laboratuvarın faaliyete başlaması nede-
niyle bir açıklama yapan BTÜ Rektörü Prof. Dr.
Arif Karademir, “Üniversitenin en temel fonk-
siyonlarından birisi de, öncelikle bölgesinde
aktif olan sanayiye, yüksek tercih edilir, nitelikli
eleman yetiştirmektir. Vasıfl ı elemanın, en son
bilgilerle donanmış ve yüksek oranda uygulama
yapmış olması beklenir. Böyle elemanlar, fi rma
ve kurumlarına daha fazla değer katabilirler,
atılım yapılmasına destek verebilirler. BEBKA
desteği ile kurulan bu test ve analiz merkezimiz,
eğitim fonksiyonu yanında, özellikle kauçuk-
plastik sektörü açısından uygulama ortamı da
sunmaktadır. Bu açıdan hem sanayicimize ciddi
katkı verecek, hem de konu hakkında yapılacak
eğitim ve AR-GE çalışmalarına pratik ortam su-
nacaktır.” dedi.
BEBKA Genel Sekreteri Tamer Değirmenci
ise, “Yaklaşık 2 milyon TL’lik bir bütçe ile hayata
geçirilen bu laboratuvarla birlikte BEBKA’nın bu
tarz araştırma projeleri için üniversitelere aktar-
dığı toplam kaynak 7.2 milyon TL’ye ulaştı” diye
konuştu.
Laboratuvarda sektörün test ve analiz
ihtiyaçlarına istinaden temin edilen Floresan
Yaşlandırma Test Cihazı, Erime Akış İndeks
Test Cihazı, Vicat Yumuşatma Test Cihazı, Ozon
Yaşlandırma Test Cihazı, Taber Aşındırma Test
Cihazı,Oksijen Geçirgenlik Test Cihazı, Hava Ko-
şullarında Yaşlandırma Test Cihazı, UV Yaşlan-
dırma Test Cihazı, Yatay Yanmazlık Test Kabini
ve Shore Sertlik Tayin Cihazları bulunuyor.
PLASFEDDERGİ
48
PlaSTK
PLASFED ile sesimizi daha güçlü duyuracağımıza inanıyoruz
Kauçuk Derneği olarak 2015 yılının önemli gelişmelerinden biri de başarılı çalışmaları-
nı yakından takip ettiğimiz, kardeş plastik sektörünün çatı örgütü PLASFED’e üye olmamız
oldu. Birlikten kuvvet doğacağına, ulusal ve uluslararası platformlarda hep beraber, sesi-
mizin daha güçlü duyurulacağına inanıyoruz. Bu inançla Federasyona dahil olduk, Kauçuk
Derneği Yönetim Kurulu arkadaşlarımızla, 11 Haziran 2015 tarihinde yapılan kongrede yer
alıp PLASFED’in yeni yönetiminde de görev aldık. PLASFED 2. Olağan Genel Kurulu Toplan-
tısında Yönetim Kurulu Başkanlığına tekrar seçilen, çalışmalarını takdirle takip ettiğimiz
Sn. Selçuk Aksoy’a, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığına seçilen başarılı arkadaşlarımız
Sn. Hüseyin Semerci ve Sn. Erol Paksu’ya, Muhasip Üyeliğe seçilen Reha Gür, Sekreter
Murat Kökoğlu’na çalışmalarında başarılar diliyoruz. Hep beraber sektörel sorunların çözü-
münde dayanışma içinde olmanın olumlu sonuçlar vereceğine inancımız tam.
Ülkemizin seçim sonrası gelişmelerini sanayici olarak dikkatle ve kaygıyla izliyoruz.
Temennimiz odur ki, hükümet kurma çalışmaları bir an evvel sonuçlanır ve bu belirsizlik
ortamından çıkılır. İstikrarsızlık ortamlarından en çok etkilenen sanayicidir. Alım, yatırım
yapacak olanın , “bir bekleyeyim bakalım ne olacak ?” dediği bir ortamda talebin azalması
doğal olarak üretimin hızını düşürür. Talep kısılmasının etkilerini sanayiciler olarak hep be-
raber yaşadık. Kararsızlık ortamının, ülkeye ve ekonomiye zarar vereceği muhakkak. Uma-
rız bu ortamdan bir an önce çıkılır ve ekonomik açıdan, kaosun getireceği ağır faturaları
ödemek zorunda kalmayız.
Seçim sonrası dövizdeki dalgalanma sektörümüzü tedirgin ediyor. Dövizin oransız
olarak yükseldiği, o eski günleri hatırlamak dahi istemiyoruz. Merkez Bankasının müdaha-
leleri sonucu kısmen de olsa artışın durması olumlu ancak kur artışı mutlaka önlenmelidir.
Çünkü hammaddede mecburen dışa bağımlı olan sektörler zorlanacaktır.
Makro iktisadi duruma bakarsak; yüzde 4’lük 2015 büyüme hedefi ne inanç zayıfl ıyor.
Enfl asyon ve işsizlikte görünüm negatif. Ülke ihracatımız Mayısta, yüzde 19 geriledi. İt-
halat ise gerileyen petrol fi yatlarıyla düştü. Ülkemiz, 2002’den sonra yüzde 5,4 ortalama
büyüme hızını koruyamadı ve son üç yılda oran yüzde 3’lere kadar geriledi. Bizce, AB ülke-
lerinin krizden etkilenirken Türkiye’nin bu büyüme hızı bazı çevrelerin hoşuna gitmiyordu.
2014’te yüzde 2,9 büyüdük ve kişi başı gelir 418 dolar azaldı. Nisan ayında sanayi üretimi-
nin bir önceki yıla göre yüzde 3,8 artması umut verici ancak sanayi üretimi dalgalı bir seyir
izliyor.
OECD’ye göre gençlerimizin 16-29 yaş grubunda yüzde 31,3’ü çalışmıyor ve mesle-
ki eğitim almıyor. Eğitilmiş iş gücü açığımız hala ciddi bir sorun. İşsizlik yüzde 11 bandına
yerleşti. Temennimiz o ki, hükümet bir an önce kurulur ve bu sorunlara el atar. Belirsizlik
ortamının ülkemize, işsizlik olarak insanımıza, maddi zararlar olarak biz sanayiciye ciddi
zararlar vereceği muhakkaktır !.
Sizleri Federasyonumuzun yayın organı PLASFEDDERGİ’de selamlamaktan duydu-
ğum memnuniyeti bir kez daha vurgular, işlerinizde başarılar dilerim.
PANO
Nurhan KayaKauçuk Derneği Başkanı
Petkim, PTA kapasite artırım yatırımını tamamladı
Petkim’in, yıllık PTA üretim kapasitesini
70 bin tondan 105 bin tona çıkaran yatırımını
tamamladığını açıkladı. Toplam 50 milyon do-
lar yatırım yapılan PTA fabrikasının devreye
alınması nedeniyle tören düzenlendi. Tören-
de konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci,
“Tam bağımsız bir ekonomi olacaksak sanayi-
de, ara malında bu tür yatırımlara devam et-
meliyiz. Hammaddede enerjide geleceğimizi
garanti altına almak zorundayız. Petkim’in
yaptığı buna en güzel örnektir” dedi.
Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut,
açılış yapılan fabrika ile PET şişe başta olmak
üzere polyester elyaf, fi lm, elektriksel yalıtım
malzemeleri ve kimyasal yapıştırıcılar gibi bir-
çok ürün grubunda vazgeçilmez bir hammad-
de üreticisi konumunda olduklarını söyledi.
Petkim için 2008 yılında bu yana 600 milyon
doların üzerinde yatırımın gerçekleştirildiğini
belirten Korkut, 2015 yatırım programının da
125 milyon dolar tutarında olduğunu belirtti.
Korkut, “2014 itibarı ile ülkemizin PTA itha-
latı yılda 500 bin tona yaklaştı. Türkiye’nin,
Petkim PTA fabrikası gibi en az 5 fabrikaya
daha ihtiyacı var. PTA ürünü en çok cari açık
verdiğimiz ürünlerden biri. Artık daha büyük
yeni PTA kapasitelerini konuşmamız ve ger-
çekleştirmemiz gerekiyor.” dedi.
Petkim’in yarım yüzyıllık birikimi, SOCAR
Türkiye’nin liderliğinde ortaya çıkan Value-
Site 2023 vizyonunun Petkim’le birlikte yeni
değer zincirlerinin oluşmasını sağlayacağını
kaydeden Korkut, “Ülkemizde yatırım or-
tamı iyileştikçe, kalıcı yatırımların gelmesi
kaçınılmaz. Petkim yarımadası, kümelenme
konsepti içerisinde, rafi neri, petrokimya en-
tegrasyonu ile yaratılacak sinerji, kurulacak
yeni ürün fabrikaları ve enerji-lojistik, dağı-
tım yatırımları sayesinde ülkemizin en istis-
na bölgelerinden biri olacak. Yapılacak yeni
yatırımlarla bölgenin, AR-GE’si, tecrübeli ve
kaliteli iş gücü, limanı ve yatırımcılara sundu-
ğu ek fırsatlarla Avrupa’nın en önemli üretim
merkezlerinden biri olacağına tüm kalbimizle
inanıyor ve destekliyoruz.” diye konuştu.
PLASFEDDERGİ
50
PlaSTK
Yeni bir çevre stratejisi oluşturmak için geç değil
Sevgili Dostlar,
Kurucuları içinde bulunduğumuz Federasyonumuz PLASFED yeni bir çalışma dö-
nemini başarılı bir genel kurulla başlattı. Yeni dönemde, sektörümüzün şemsiye örgütü
olarak etkinliğimizi artırarak faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Ülkemizde de Milletvekili Genel
Seçimleri yapıldı. Hayırlı olmasını canı gönülden dilerim.
Sürdürülebilir, istikrarlı büyüme-sanayileşme bütün dünyanın sağlamaya çalıştığı bir
amaç. Sürdürülebilirlik kavramı içinde ise çevreye duyarlı, hatta çevreyi koruyan, verilen
zararı geriye döndüren üretim yöntemleri en önemli arayış alanı.
Plastikler, haksız biçimde bu yönde saldırıya uğruyor. Son kullanıcıları tarafından, geri
dönüşüm sürecine sokulmuş, yani atılmamış, çöp toplama merkezlerine terkedilmemiş her
plastik mamul, muadillerine göre çevre açısından en olumlu üründür.
Bugün, çevre politikaları ve programları açısından en önemli unsur enerji üretimi. Sa-
nayileşme için de, hayat standardı için de olmazsa-olmaz şey enerjidir. Ülkemiz açısından
ise gelecekte tıpkı gıda, doğal su kaynakları gibi karbon salımı da kritik önem taşıyacaktır.
Bu kapsamda AB ve Kyoto süreciyle başlayan yeni bir denge ortamı var. Gelişmiş ülkeler
hızla karbon salımını azaltıcı stratejiler geliştiriyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu
bir dizi ülke ise büyüme çabaları olmak üzere başta enerji üretimi olmak üzere neredeyse
“karbon ithalatçısı” konumuna geldi.
Ülkemiz son dönemde her alanda teknoloji geliştirme çabaları içinde çevreye duyar-
lı ürünleri ortaya çıkarmaya yönelik çalışmalara destek programları uyguluyor. Sağlıklı bir
tartışma ortamında, polimer teknolojileri ve plastik ürünleri de bu kapsama alma yönünde
başlatılacak bir fi kir yarışından, plastik sanayiinin kazançlı çıkacağını düşünüyorum. Çünkü
plastik ürünler daha az atıkla, daha az su kullanılarak üretiliyor. Üstelik, polimer teknoloji-
leri girdiği her ürünü hafi fl etiyor, maliyet etkin hale getiriyor. Dolayısıyla çevreye daha az
zarar verir hale getiriyor.
Bence, plastiklerin de içinde bulunduğu yeni bir çevre stratejisi için geç kalmış sayıl-
mayız. Her ne kadar kamuoyunda plastikler çevre kirliliğinin unsurlarından biri gibi göste-
rilse de aklı selimin üstün geleceğini, akılcı verilerin ortaya konulmasıyla daha sağlıklı bir
sonuca ulaşılacağını düşünüyorum.
Sizlere gelecek günlerin başarı ve bol kazanç getirmesini dilerim.
PANO
Yusuf ÖzkanKayseri Plastik İşletmeciler
Derneği Başkanı
Plastik ambalajlar daha güvenli, daha verimli
Alman teknik danışmanlık fi rması BKV
GmbH, Almanya’nın önde gelen derneklerinden
IK Industrievereinigung Kunststoff verpackun-
gen e.V ve PlasticsEurope Deutschland tara-
fından yapılan araştırmada plastik ambalajla-
rın daha verimli yöntemlerle üretildiğini ve bu
nedenle toplam ağırlıklarının üretimdeki artışa
rağmen düştüğünü belirledi.
2013 yılında üretilen ambalajla, 1991 yı-
lında üretilen ambalajı karşılaştıran GVM’nin
(Ambalaj konusunda çalışan bir Alman piyasa
araştırma enstitüsü) çalışması, üretimdeki ve-
rimlilik artışının yüksek olduğunu belirledi.
Bu çalışmayla, Almanya’da ambalaj için
1991 yılında 3.715 milyon ton plastik tüketilir-
ken, 2013 yılında yalnızca 2.76 milyon ton plas-
tik tüketildiği sonucuna ulaşıldı.
Bu da, nerdeyse bir milyon tonluk bir ta-
sarrufa denk geliyor ve bu malzeme tasarrufu;
yenilikçi ambalaj çözümlerine ilişkin daha sıkı
yasal koşullarla, gıda maddelerinin bölünebi-
lirliği ve dayanıklılığı açısından ticaretin ve tü-
keticilerin artan taleplerine rağmen başarıyla
yapılmış oluyor.
Verimlilik, ucuzluk, daha iyi koruma nede-
niyle, tüm tüketim mallarının yüzde 63’ünün
plastik ambalajlarla sunulduğu belirtilen çalış-
mada, buna karşılık ağırlık açısından tüm am-
balaj miktarının yalnızca yüzde 24’ünün plas-
tiklerden oluştuğu kaydedildi. Bu karşılaştırma,
plastiğin muadil ambalaj malzemelerine göre
çok daha az atık üretiyor olmasının da ispatı
olarak yorumlandı.
Araştırmayı değerlendiren PLASFED Baş-
kanı Selçuk Aksoy, “Son 20 yılda plastik amba-
lajın gelişimine kapsamlı bir bakış sağlayan bu
araştırma; plastik ambalajın, kaynak verimlili-
ğine ve atıktan kaçınmaya nasıl katkı sağladı-
ğını göstermesi açısından büyük değer taşıyor.
Çalışma sonucu gösteriyor ki, plastik ambalaj;
kaynak verimliliğini doğru kullanma, atıktan ka-
çınma gibi konularda sektöre giderek artan bir
katkı sağlıyor. Ayrı örnek serilerine dayalı plas-
tik ambalaj iyileşmesini gösteren ve ambalaj
tüketimi üzerindeki miktar, yapı ve ağırlık etki-
sini analiz eden bu çalışma; ayrıca ticari ambalaj
konusunda ilk kez bu tür bir detay seviyesinde-
ki araştırmada dikkate alınıyor” dedi.
PLASFEDDERGİ
52
PlaSTK
Dünya kompozit sektörü paris’te buluştu!Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) çatısı altında plastik sektörü ile sürdür-
düğümüz işbirlikleri çerçevesinde derneğimiz, bu dönem PLASFED üyesi GAPLASDER tarafından organize edilen “Plastik Sektörünün Gelecek Tasarımı İçin Stratejik Açılımlar Çalıştayı”’na derneğimizin yanı sıra çok sayıda plastik sektör temsilcisi ile birlikte katılarak sektörün güçlü ve zayıf yönlerinin masaya yatırıldığı bir çalışmaya destek vermiştir.
T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü bünyesinde sektör-lerin sorunlarına çözüm üretmek amacıyla kurulan Plastik, Kauçuk ve Kompozit Teknik Alt Komitesi toplantılarının V.’si geçtiğimiz dönemde gerçekleştirilerek sektörün güncel so-runları bakanlık yetkilileri ile birlikte ele alınmıştır.
Sektörün güncel sorunlarının tespit edilmesi ve çözüm bulunması amacıyla İstanbul Sanyi Odası (İSO) tarafından düzenlenen bir başka çalışma olan “Plastik Sektöründe Gün-cel Gelişmeler” konulu seminerde derneğimiz plastik sektörüyle bir araya gelerek karşılıklı görüş alışverişi içerisinde sorunlar ve çözüm önerilerini detaylarıyla paylaşma imkanı bul-muştur.
Derneğimiz, kompozit sektörünü geliştirme faaliyetleri çerçevesinde sürdürdüğü ça-lışmalarına devam ederek kompozit sektörünün en önemli organizasyonu olan JEC Com-posites Paris Fuarı’na geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ile oluşturduğu işbirliği çerçevesinde, Milli İştirak Organizasyonu Şemsiyesi altında 16, ba-ğımsız katılımcı 13 olmak üzere toplam 29 Türk fi rmasıyla katılarak ile JEC Composites 2015 Paris Fuarı’nı başarı ile gerçekleştirmiştir.
Ulusal Katılım Organizasyonu çerçevesinde bu yıl Türk fi rmaları daha geniş teşhir alanlarında ve birbirine bitişik bir düzende ziyaretçilerini ağırlama ve ürünlerini tanıtma fırsatını bulmuşlardır. Fuarda fi rmalarımıza gösterilen ilgi Türk kompozitinin ve Türk kom-pozit fi rmalarının Dünya pazarındaki yerlerini giderek sağlamlaştırdıklarının önemli bir göstergesi olmuştur.
Yine derneğimizin bir başka organizasyonu olan ve ilkini 2013 yılında gerçekleştirdi-ğimiz TURK KOMPOZİT 2013 Kompozit Zirvesi, bu yıl bir fuara dönüşerek 8 Ekim 2015 ta-rihlerinde 1. Türk ve Bölgesel Kompozit Sanayi, Teknoloji ve Uygulamaları Fuarı adı altında, İstanbul Gorrion Hotel’de kapılarını açacaktır. 3 gün sürecek etkinlikte sektörün en önemli fi rmaları ile buluşma imkanı, en yenilikçi ve yaratıcı ürünleri inceleyebilme şansı, birbirin-den faydalı teknik ve ticari sunumları izleme ve yine 3 gün sürecek demo uygulamalarına katılma fırsatı bulabilirsiniz. Ücretsiz olarak katılabileceğiniz etkinliğimiz için 8-9-10 Ekim 2015 tarihlerini ajandanıza not düşerek ederek o günleri şimdiden etkinliğimize ayırmanızı tavsiye ederim.
Ayrıca derneğimiz sektöre yönelik sürdürdüğü eğitim faaliyetlerine devam ederek bu dönemde üyesi Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği (HUKD) ile birlikte İleri Kompozit Malzemeler Çalıştayı’nı Teknopark İstanbul yerleşkesinde gerçekleştirmiştir. Devletimizin yerli üretim uçak, otomobil ve savunma sanayi ürünleri için düğmeye bastığı bu günlerde bu tür seminer ve sempozyumların bu projelerin vazgeçilmez malzemesi olan kompozit malzemenin üreticilerinin farkındalıklarını arttırmak açısından önemli ve tam zamanında gerçekleştirildiğini düşünmekteyim.
Plastik ve Kompozit sektörü işbirliği ve çalışmalarının ülkemizi hedefl eri ve amaçları doğrultusunda başarıya taşıyacağına olan inancımla tüm Türk Plastik ve Kompozit sektö-rüne bol kazançlı ve bereketli işler dilerim.
PANO
Şekip AvdagiçKompozit Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
ÇUKUROVAPLASDER, PLASFED Yönetim Kuruluna ev sahipliği yaptı
Plastik sektörü şemsiye örgütü Plas-
tik Sanayicileri Federasyonu PLASFED
ÇUKUROVAPLASDER’in ev sahipliğinde yöne-
tim kurulu toplantısı gerçekleştirdi. Plastik sa-
nayicileri Adana OSB’yi de ziyaret etti.
PLASFED Mayıs ayı yönetim kurulu top-
lantısı, Çukurova Plastik Sanayicileri Derneği-
nin evsahipliğinde gerçekleşti. Üye derneklerin
tamamının katılımıyla gerçekleşen toplantıda,
gelecek dönem gündemi belirlendi ve yapılacak
çalışmalara yönelik görüş alış verişinde bulu-
nuldu. Sektör mensuplarına Adana ve Çukurova
bölgesi plastik sanayiine yönelik bilgi de verildi.
Yönetim kurulu toplantısı nedeniyle Adana’da
bulunan sektör mensupları Adana Organize Sa-
nayi Bölgesi’ni de gezdiler.
AOSB’ye yapılan ziyarete PLASFED Baş-
kanı Selçuk Aksoy, Çukurova PLASDER Başkanı
Selahattin Onatça, PLASFED Başkan Yardımcısı
Hüseyin Semerci, EGEPLASDER Başkanı Erol
Paksu, BURPAS Başkanı İlker Biliktü, Kayseri
KAYPİDER Başkanı Yusuf Özkan ile Kompo-
zit Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri İsmail
Hakkı Hacıalioğlu katıldı.
Ziyarette, AOSB Bölge Başkanı Bekir Süt-
cü, ÇUKUROVAPLASDER Yönetim Kurulu Üye-
si Vahit Gözek, Ömer Kaya ve aynı zamanda
kendisi de Çukurova PLASDER Yönetim Kurulu
Üyesi olan Hikmet Aslan ile Denetim Kurulu
Üyesi Mustafa Fidan tarafından bölge hakkın-
da bilgi verildi. Plastik sanayicilerinin AOSB yö-
neticileri ile görüşmesinde ağırlık olarak, plastik
sektörünün Çukurova’daki potansiyeli, üretim,
satış ve ihracat rakamları, plastik sanayiinin
gelişmesi yönünde alınabilecek önlemler konu-
sunda fi kir ve bilgi alışverişinde bulundu.
PLASFEDDERGİ
54
PlaSTK
Değerli Meslektaşlarım , Sevgili Dostlar,
Bilirsiniz, bizim sivil toplum kuruluşlarımız yönetim değiştirirken, birden fazla liste ol-
duğunda, çekişme artar genel kurul katılımları da tavan yapar. Tek liste olduğunda, sonucu
belli genel kurul anlayışıyla katılım düşer, coşku söner.
11 Haziran’da gerçekleşen Genel Kurulumuza , tek liste ile girilmesine rağmen ulaşılan
rekor katılım ve yaşanan coşku, azimle çıktığımız hizmet yolunda, bizlere ilave sorumluluk
ve daha çok üretme misyonu yüklerken, azim ve motivasyonumuzu da katlayarak yukarı-
lara taşımış oldu.
Ülkemizin en eski sivil toplum kuruluşlarımızdan PAGDER’imizin 36. Genel Kurulu’nda
bana ve çalışma arkadaşlarıma göstermiş olduğunuz güven ve teveccühten ötürü birkez
daha teşekkürlerimizi sunuyorum.
Sektörlerin büyüklüğü ve önemi sadece yarattıkları iş hacimleriyle ölçülmez. İnsanlığa
sağladıkları toptan faydadan başlayarak, yaşanabilir çevrenin korunmasına olan katkıları,
diğer endüstrilerle olan ilişkileri ve destekleri de bir sektörün önemini ve büyüklüğünü be-
lirleyen faktörlerdendir. Plastik sektörü, insanlığa kattıkları, çevreye olan destekleriyle her
zaman öncü bir sektör olmuştur. Endüstri için önemini ise 2014 yılı üretimden satış değer-
lerine göre hazırlanan ISO 500 listesinde yeralan sektör temsilcileriyle çok net ortaya koy-
du. Ancak, bunlara ilave olarak , plastik sektöründe değilmiş gibi algılandığı halde, plastik-
ten mamul ürünlerin ana girdilerini oluşturduğu otomotiv, beyaz eşya, elektrik-elektronik,
inşaat, tekstil ve gıda sektörü bazlı birçok fi rma da liste de aldıkları yerler ile sektörümüzün
önemini gözler önüne sermiş oldu. Biz de, hem sektör mensuplarımızla, hem de destekle-
rimizle listeye girmiş olan “dolaylı” sektör mensuplarımızla gururlandık. Bizlere yaşattıkları
gurur için kendilerine sektörümüz adına birkez daha teşekkür ediyorum.
Bizler, Dünya’nın en çevreci, en verimli ve yenilikçi malzemesinin üretim sektörü
durumundaki plastik sektörünü temsil edenler olarak, plastiğin izinden giderek, insanı
ön planda tutan, çevre ile dost, verimli ve yenilikçi hizmet ve projeler üretmek için yola
çıktık.Bu yolda, en büyük destekçimiz olarak siz değerli paydaşlarımızı görmekteyiz. Ge-
nel Kurul’da yakaladığımız dinamizm ve coşkuyu birlikte devam ettirebilmek, en büyük
arzumuzdur. Oluşturmuş olduğumuz Çalışma Komitelerimiz gerek duyuru yoluyla sizlere
ulaştırıldı, gerek de web sitemizde görüş, öneri ve katılımlarınız için bilgilerinize sunuldu.
Hepinizi birlikte çalışmaya ve üretmeye davet ederken, Ramazan Bayramınızı en içten
duygularımla kutluyorum.
Saygı ve Sevgilerimle,
Polimerik kompozitler sempozyumutamamlandı
Türkiye’de kompozitlere yönelik kapsam-
lı etkinliklerden olan Uluslararası Polimerik
Kompozitler Sempozyumu, Sergisi ve Çalışta-
yının dördüncüsü 7-9 Mayıs 2015 tarihlerinde
İzmir Çeşme’de gerçekleştirildi. Sempozyumda
Kompozit Derneği Yönetım Kurulu Danışmanı
Ahmet Ünal “Polimerik Kompozitlerin Gelişi-
mi ve Geri Dönüşümü”, Genel Sekreter İsmail
Hakkı Hacıalioğlu ise “Türkiye Kompozit Sek-
törü 2014 Yılı Değerlendirmesi” sunumlarını
yaptı. Üç gün süren sempozyum süresince 13
oturum halinde 57 bildiri sunuldu. Sempozyum
“Dünyada ve Ülkemizde Polimerik Kompozit
Sektörünün Bugünkü Durumu ile Geleceğe
Yönelik Öneriler ve Sürdürebilirlik” konulu bir
panel ile sona erdi. Sempozyumun son günün-
de 5 oturum halinde uygulamalı bir Çalıştay
çerçevesinde 12 sunum ve 2 Kompozit Üretim
Tekniği Uygulaması gerçekleştirildi.
Öteyandan, Marmara Üniversitesi “Türki-
ye Kompozit Sektörü Semineri” de tamamlan-
dı. Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi,
Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü
öğrenci temsilciliğinin daveti üzerine 17 Nisan
2015 tarihinde, Kompozit Derneği Genel Sek-
reteri Sayın İsmail Hakkı Hacıalioğlu sektör ve
malzemeye yönelik bilgileri içeren bir seminer
verdi. Sektördeki bir diğer etkinlik de Hexcel ve
TUSAŞ tarafından gerçekleştirildi.
Havacılık sektörüne yönelik kompozit
ürünler alanında faaliyet gösteren Hexcel fi r-
ması Ankara’da, çeşitli havacılık uygulamalarını
gerçekleştiren TUSAŞ (TAI) yetkili ve uzman-
larının katıldığı bir bilgi paylaşımı günü gerçek-
leştirdi.
PANO
Reha GürPlastik Sanayicileri Derneği Başkanı
Genel Kurulumuzdaki katılım ve coşku, bize ilave sorumluluk ve motivasyon verdi
PLASFEDDERGİ
55
PANO
Ambalaj atıklarının toplanması ÇEVKO’nun uluslar arası seminerinde ele alındı
Sokak toplayıcıları geri dönüşüm sistemine entegre edilmeli
modelinin Rio+20’de Birleşmiş Milletler Çevre
Programı’nca, gelişmekte olan ülkeler için re-
ferans olarak kabul edildiğini vurguladı.
Romanya’dan katılan Ecorom yöneticisi
Lorita Constantinescu ise, sokak toplayıcıla-
rının “genişletilmiş üretici sorumluluğu” çer-
çevesinde gerçekleştirilen yatırımları ve kay-
nakta ayrı toplama ile ilgili devlet politikasını
olumsuz etkilediğini vurguladı.
Seminer programı içinde “Sokak Topla-
yıcılarının Yönetimi Üzerine Çözüm Önerileri”
başlığı altında bir de panel düzenlendi. Semi-
nerin kapanış konuşmasını yapan ÇEVKO Vak-
fı Genel Sekreteri Mete İmer, “Çözüm önerileri
içinde, bir yandan kaynakta ayrı toplamanın,
denetim, yaptırım ve farkındalık yaratarak
etkinleştirilmesi, diğer yandan ise, işin top-
lumsal boyutunu ve sürdürülebilirlik açısından
önemini dikkate alarak, sokak toplayıcılarının
sisteme entegre edilmesi konusunda pilot
projelere başlanmasını konuştuk. Entegras-
yonla ilgili Brezilya modeli hakkında bilgi edin-
dik. Bundan sonra, bizlere düşen, bu konuda,
kendi ülke gerçeklerimize uygun çözümleri
yaşama geçirmek ve uluslararası düzeyde bilgi
paylaşımı ve işbirliğimizi sürdürmektir. ÇEVKO
Vakfı olarak, ambalaj atıklarının insan sağlığını
ön planda tutmak suretiyle, kayıt altında ve
yasal düzenlemelere uygun bir biçimde top-
lanması gerektiğini her zaman savunuyoruz”
dedi.
ÇEVKO Vakfı tarafından düzenlenen ve
uzmanların katıldığı “Ambalaj Atıklarının Ayrı
Toplanması Çalışmalarına Sokak Toplayıcıları-
nın etkisi” başlıklı uluslararası sempozyumda,
geri dönüşüm sürecinde etkinliğin artırılması
için entegre bir sistem kurulması önerildi.
İstanbul’da düzenlenen ve açılış konuş-
malarını Çevre Bakanlığı Müsteşarı Musta-
fa Öztürk ve ÇEVKO Vakfı Yönetim Kurulu
Başkanı Okyar Yayalar’ın yaptığı seminere,
Türkiye’den kamu ve sivil toplum kuruluşların-
dan ilgililer yanında, Bulgaristan, Macaristan,
Makedonya, Yunanistan, Romanya, Sırbistan,
Bosna Hersek, Brezilya ve EXPRA’dan katılım
oldu.
ÇEVKO Vakfı Kamu ve Dış İlişkiler Müdü-
rü Alphan Eröztürk, sokak toplayıcılarının göz
ardı edilemeyeceği ve sisteme entegre edil-
mesinin yararlı olacağı hakkında görüş bildirdi.
Sokak toplayıcılarının sistemde öngörülme-
mesine rağmen, ambalaj atığı toplamayı sür-
dürdüğünü belirten Eröztürk, “kaynakta ayrı
toplama” denilen ambalaj atıklarının organik
atıklara karışmadan toplanması çabalarına za-
rar vermemesi gerektiğini hatırlatarak, sokak
toplayıcıları ile lisanslı işletmeler arasında bir
işbirliği modeli gerektiğini vurguladı.
Kadıköy Belediyesi Temizlik İşleri Müdü-
rü Bülent Özay toplayıcıların iş güvenliği ve iş
sağlığından yoksun bir şekilde toplama yap-
tığını; son iki yıldır Afgan ve Suriyeli göçmen-
lerin de katılmasıyla sorunun daha karmaşık
ÇEVKO Vakfı’nın düzenlediği,
“Ambalaj Atıklarının Ayrı Top-
lanması Çalışmalarına Sokak
Toplayıcılarının Etkileri” konulu
uluslararası seminerde, bu işi ya-
panların geri dönüşüm sistemine
tam entegre edilmesinin yararlı
olacağı kaydedildi.
hale geldiğini belirtti. Özay, sokak toplayıcıla-
rının kayıt altına alınması konusunda bir yön-
tem bulunmadığını hatırlattı. Ataşehir Beledi-
yesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Ayten
Kartal, Bağcılar Belediyesi Çevre Koruma ve
Kontrol Müdürü Hasan Sarı da lisanslı kuruluş-
ların sokak toplayıcılarından atık satın almayı
sürdürmesinin sorunun devamına yol açtığını
kaydetti.
İGEDDER, “Sokak toplayıcıları ana oyuncular ve yasal sistemle entegre olmalılar” dedi!
İGEDDER (İstanbul Geri Dönüşümcüler
Derneği) Başkanı Yüksel Yılmaz, üye hurdacı-
lıktan gelme fi rmaların çoğunun lisans aldığını
ve İGEDKOOP adında İstanbul Anadolu yaka-
sında kooperatif kurduklarını belirterek orga-
nize olarak daha iyi tesisleşmeye hazırlandık-
larını vurguladı. Yılmaz, sokak toplayıcılarının
ana oyuncular olarak faaliyette bulunduklarını
belirtilerek yasal sistemle entegre edilmeleri
gerektiğini, Sultangazi Belediyesi’nde başla-
tılan projenin örnek alınabileceğini vurguladı.
Seminere katılan CEMPRE yöneticisi
Andre Vilhena Brezilya’da kooperatifl eşme
modeli uygulandığını belirterek, 800 bin so-
kak toplayıcısının yüzde 10’unun 1.000 adet
kooperatif kurarak kaynakta ayrı toplamada
etkin hale geldiğine dikkat çekti. Vilhena; be-
lediyelerin bu kooperatifl ere iş verme yoluna
da gidebildiğini kaydetti. Vilhena, Brezilya
PLASFEDDERGİ
56
PANO
Ambalaj Ay-Yıldızları 2015: ödüle layık bulunan ambalajlar belli oldu
(APF) tarafından akredite edilen yarışmalar
arasında bulunuyor.
2015 Ambalaj Ay Yıldızları yarışmasının
sonuçlanmasının ardından yazılı bir açıklama
yapan ASD Başkanı Sadettin Korkut, “Ambalaj
üreticileri, marka sahipleri ve ambalaj tasarım-
cılarının piyasaya sürdükleri birbirinden farklı
ve yenilikçi ambalajlarıyla katılabildiği yarış-
mamızın bu yıl altıncısını düzenledik. Ulusal bir
marka haline gelen Ambalaj Ay Yıldızları Ya-
rışmamızı bu yıl yurt dışından ürünlerin katılı-
mına da açtık. Uluslararası bir yapıya kavuşan
Ambalaj Ay Yıldızları Yarışmamız ile Türkiye,
artık Dünya Ambalaj Ay Yıldızlarını seçecek.
Önümüzdeki yıllarda Yarışmamıza yurt dışın-
dan katılımların artmasıyla Türkiye’yi amba-
lajda sadece bölgesel değil küresel bir çekim
merkezi haline getirmeyi hedefl eniyoruz.”
dedi.
Ambalajda dış ticaret fazlası verildiğini
hatırlatan Korkut, iç pazar büyüklüğünün de
20 milyar dolar sınırına dayandığını hatırlattı.
Korkut, “Sektörümüz bugün AB ülkeleri baş-
ta olmak üzere dünyada 183 ülkeye ambalaj
ihraç ediyor. 2014’te yaklaşık 1,5 milyon ton
ambalaj ihracatı gerçekleştiren ve 4 milyar do-
lar ihracat geliri elde eden sektör, bir önceki
yıla göre yüzde 9 oranında artış kaydetti. Türk
şirketlerinin ambalaj alanındaki başarılı çalış-
malarını ödüllendirmekten ve dünya çapında
tanınır kılmaktan ötürü çok mutluyuz.” dedi.
Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tara-
fından bu yıl 6’ncısı düzenlenen Ambalaj Ay-
Yıldızları yarışmasında kategorilerinde ödüle
layık ambalajlar belirlendi. Bu ambalajlar ara-
sında daha sonra sıralama yapılacak ve ulus-
lararası yarışmalara gönderilecek ambalajlar
belirlenecek. Altın, Gümüş ve Bronz ambalaj
sıralaması ile 2015 yılının büyük ödülü, Eylül
ayında İstanbul’da yapılacak ödül töreninde
açıklanacak.
Yarışmaya başvuru yapan 169 ambalaj,
9 farklı kategoride değerlendirildi ve 88 am-
balaj ödüle layık görüldü. Bu yıl ilk kez yurt dışı
başvuruların kabul edildiği yarışmada bir ödül
de İsviçre’ye gitti. Ambalaj Ay Yıldızları 2015
Yarışması’nda tüm kazananların sıralama so-
nuçları ve tüm kazananların ödülleri 11 Eylül
2015’te Shangri-La Bosphorus İstanbul’da
düzenlenecek törenle verilecek. Şampiyon
fi nalistler WorldStar’ın yanı sıra Asya Ambalaj
Federasyonu (APF) yarışması AsiaStar’a da
katılabilecek.
AsiaStar 2015 organizasyonu Kasım
ayında ASD tarafından İstanbul’da düzenle-
necek. Ambalaj Ay Yıldızları yarışması WPO-
World Packaging Organization (Dünya Am-
balaj Örgütü) ve Asya Ambalaj Federasyonu
Plastik ve plastik makineleri sektörünün
en önemli fuarlarından biri olan Orlando NPE
2015 Fuarı ve Milano Plast 2015 fuarı tamam-
landı. Her iki fuara da PAGDER olarak İKMİB iş-
birliği ile milli katılım gerçekleştirildi.
Orlando NPE 2015’te 12 Türk fi rması milli
katılım kapsamında, bireysel katılım ve ziya-
retçi fi rmalarla birlikte 60’a yakın Türk şirketi
boy gösterdi. PAGDER’den yapılan açıklamada,
Makine Tanıtım Grubu ile işbirliği içinde Türk
plastik sanayisinin tanıtımına yönelik faaliyet-
ler gerçekleştirildiği kaydedildi. Sektörel dergi-
lerde ve fuar gazetelerine reklamlar verildi.
Öteyandan, PAGDER Genel Sekreteri Sel-
çuk Mutlu, Amerikan Plastik Endüstrisi Derne-
ği (SPI) Uluslarası İlişkilerden Sorumlu Yönetim
Kurulu Üyesi Michael Taylor ile biraraya geldi.
Mutlu, Taylor’u Plast Eurasia Fuarı’na davet
etti.
NPE 2015 Uluslarası Plastik Fuarına, mil-
li katılım kapsamında Hürmak Plastik, Gema
Elektro Plastik, Poboplas Plastik, Epsan Plastik,
Başar Ağır Makina, Kuatro Plastik, Termopol
Polimer, Maskom Plastik, Marmara Pet Levha,
Çakırlar Matbaacılık ve Tisan Mühendislik Plas-
tikleri katıldı.
Türk katılımcılar fuar kapsamında, MTG
standında 100’den fazla kişinin katıldığı bir
kokteyl de verdi. Kokteyle PAGDER Başkanı
Reha Gür, Micheal Taylor, MTG Yönetim Kurulu
Üyesi Tamer Güven de katıldı.
Milano fuarı başarıyla gerçekleşti
Öteyandan, milli katılım organize edilen
Avrupa’nın prestijli fuarları arasında bulunan
Milano Plast 2015 Fuarı organizasyonu da
başarıyla gerçekleştirildi. Fuara toplam 1600
fi rmanın katılımı ve 50 binden fazla ziyaret-
çi olduğu kaydedildi. Fuarda, Türkiye plastik
sektörü Avrupa’dan gelen katılımcılara ve zi-
yaretçilere tanıtıldı; yapılan görüşmeler ve ta-
nıtımlarla yeni iş bağlantıları kuruldu. Fuarda,
Türkiye’den 14’ü milli katılım organizasyonu
dahilinde, 13’ü bireysel katılımcı fi rmadan olu-
şan toplam 28 Türk fi rması yerini aldı.
Orlando ve Milano fuarları tamamlandı
makinebirlik.com makinetanitimgrubu.com.tr
200 ülkeninfabrikalarında
“Türk Makinesi”çalısıyor. Ya sizin
fabrikanızda?Bugün tüm dünyada 200 ülkenin sanayicilerinin makine tercihi Türkiye iken, ülkemiz sanayicilerinin tercihi
ithal makine. Kusursuz işçilik ve ileri teknolojiyle üretilen yüksek kaliteli Türk Makineleri ile siz de tanışın.
Hem siz kazanın, hem Türkiye kazansın!
PLASFEDDERGİ
58
Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu
(OSBÜK) Başkanı Cahit Nakıboğlu, OSB’lerin
OSBÜK çatısı altında toplanmasını istediklerini
belirterek, fedekarlığa hazır olduklarını söyle-
di. OSBÜK 13. Genel Kurulu Ankara’da yapıldı.
Genel Kurulun onur konuğu ise Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Fikri Işık oldu.
Fikri Işık, yaptığı konuşmada, Türkiye’nin
teknoloji düzeyini artırması gerektiğini be-
lirterek, bu alana yoğunlaştıklarını vurgula-
dı. OSB’lerin sorunlarına yönelik olarak, boş
parsel olmaması, doğal gaz getirilmesi, emlak
vergisi indirimleri gibi alanlarda çalışmaların
sürdüğünü kaydeden Işık, OSB bünyesinde
teknopark kurulmasıyla ilgili de çalıştıklarını,
bu yönde bütün prosedürü sadeleştiren bir
düzenlemenin TBMM gündeminde olduğunu
kaydetti.
OSBÜK Başkanı Cahit Nakıboğlu ise ko-
nuşmasında, birlik mesajı verdi ve “Biz tüm
OSB’lerin OSBÜK çatısı altında toplanmasını
istiyoruz. Çatlak ses çıkmasın istiyoruz ve bu-
nun için de elimizden gelen her türlü feda-
karlığı yapmaya hazırız” dedi. Konuşmasında
OSB’lerin gelişmesi için taleplerine de yer
veren Nakıboğlu, bu kapsamda, yapı denetim
ücretlerinin indirimli uygulanması, fi nansal
kiralamada kolaylık, kamulaştırma yetkisi so-
rununun çözümü, kapatılan 30 il özel idaresi
hisselerinin Yatırım İzleme Koordinasyon Baş-
kanlıklarına devredilmesini talep etti.
OSB’lerin gelişmesinde ana unsur olarak
dile getirilen öneriyi de tekrarlayan Nakıboğlu,
2 bin metrekareden büyük kapalı alan yatırım-
larının OSB’lere yapılmasının zorunlu hale ge-
tirilmesini istedi.
TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Memiş Kü-
tükçü de konuşmasında, “Üretimin, istihdamın
ve ihracatın önündeki engellerin kaldırılması
gerekir. Önümüzdeki dönemde ekonomi po-
litikasının dikkatli bir şekilde yürütülmesi ge-
rekiyor. Dönüşüm programları yeni hükümet
döneminde de mutlaka devam ettirilmelidir”
dedi.
Genel Kurul’da bir konuşma yapan PAOSB
Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yalçındere de,
iş sağlığı ve güvenliği yasasına uygun örnek
tesis mimarisi oluşturulmasını, taşınmaların
desteklenmesini, altyapı, yatırım ve işletme
teşviki ve daha fazla bilgi paylaşımı yapılması-
nı talep etti.
OSBÜK Genel Kurulunda yeni yönetim ise
şöyle oluştu:
Cahit Nakıboğlu (Başkan), Nurettin Özde-
bir (Başkan Yardımcısı), Bekir Sütçü (Başkan
Yardımcısı), Memiş Kütükçü, Hakkı Attaroğlu,
Ömer Ünsal, Zeki Şahin, Ali Bahar, Tahir Nur-
saçan, Adem Ceylan, Sinan Çakır.
Organize Sanayi Bölgeleri
Üst Kuruluşu (OSBÜK) 13. Genel
Kurulunda konuşan OSBÜK Baş-
kanı Cahit Nakıboğlu, “Biz tüm
OSB’lerin OSBÜK çatısı altında
toplanmasını istiyoruz. Çatlak ses
çıkmasın istiyoruz ve bunun için
de elimizden gelen her türlü fe-
dakarlığı yapmaya hazırız” dedi.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Fikri Işık da OSB’ler içinde tekno-
park kurmak ve diğer işlemlerde
kolaylaştırmayı planladıklarını
açıkladı
OSBÜK Genel Kurulu’nda, birlik çağrısı yapıldı
PANO
PLASFEDDERGİ
60
Küçükçekmece PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi açıldı
kan meselelerden biridir. Yanlış eğitim politi-
kaları ile gençlerimiz üniversite okumazsa bir
hiç olacaklarına inandırıldı. Oysa bugün Türki-
ye sanayisinin en önemli eksiği teknik ve ara
eleman açığıdır. Bu doğrultuda Milli Eğitim
anlayışımızı yeniden revize etmeli ve yeni sis-
temi meslek ve teknik eğitim üzerine kurma-
lıyız. PAGEV’in eğitim sistemimize kazandırdı-
ğı bu okul da eğitimdeki bir eksiği gidermede
atılmış önemli anlamlı bir adım” dedi.
Plastik sektörünün öncelikleri arasında bu-
lunan mesleki eğitim konusunda önemli bir
girişim daha tamamlandı. PAGEV tarafından
yaptırılan Küçükçekmece PAGEV Mesleki ve
Teknik Anadolu Lisesi’nin resmi açılışı Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut
Kavranoğlu’nun da katıldığı bir törenle yapıl-
dı.
PAGEV tarafından Türk plastik sektörü tem-
silcilerinin katkıları ve destekleriyle yapılan
ve Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilen Küçük-
çekmece PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu
Lisesi, 2013-2014 öğretim yılında ilk öğren-
cilerini kabul ederek eğitime başlamıştı. Lise,
1.200 öğrenci kapasiteli olarak planlandı ve
yıllık ortalama 300 mezun vermesi bekleni-
yor.
PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğ-
lu törende yaptığı konuşmada “Vakıf olarak
eğitime verdiğimiz önem doğrultusunda ilk
olarak 2003 yılında Gebze’de bir okulu eği-
tim hayatına kazındırmıştık. Geçtiğimiz yıl
da İstanbul Küçükçekmece’deki okulumuzda
öğrencilerimizi kabul etmeye başladık. Ön-
celikle okulumuzu tamamlamamız için kat-
kılarını esirgemeyen sektör temsilcilerimize
teşekkür etmek istiyorum. Bu okul projesini
hayata geçirirken amacımız bir bina inşaa
etmek değil, uzun yıllardır süren ara eleman
sorununa çözüm üreterek sanayiye nitelikli
ara eleman yetiştirmekti. Sektörümüze her
anlamda destek veren ve bu desteğini bugün
törenimizi onurlandırarak gösteren Sayın
Bakan Yardımcımıza da ayrıca şükranlarımı
sunuyorum” dedi. Türkiye’nin mesleki eğitim
liseleri ile ilgili komplekslerinden kurtulması
gerektiğini vurgulayan Küçükçekmece Bele-
diye Başkanı Temel Karadeniz, eğitimin sa-
nayiciler sayesinde gelişeceğini belirtti.
T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardım-
cısı Davut Kavranoğlu ise açılış konuşmasın-
da “Dünyada söz sahibi bir ülke konumuna
yükselebilmemiz, eğitime nasıl baktığımız
ve nasıl yatırım yaptığımız ile doğrudan ilgili.
Türkiye olarak son 12 yılda çok büyük kalkın-
ma hamlesi içindeyiz. Gelecek hedefl erimize
asker sayımız ya da duble yollarla değil an-
cak eğitimle ulaşabiliriz. Kendimizi aralarında
görmek istediğimiz gelişmiş ülkelere baktığı-
mızda ortak noktalarının doğru eğitim politi-
kalarına borçlu olduklarını görüyoruz. Eğitim
meselesi bugün Türkiye’nin en çok canını ya-
PANO
438 58 410212
438 26 190212
Türkiye’nin lk
Özel Plastik htisas
Organize Sanayi BölgesiVize - K rklareli
PLASFEDDERGİ
Türkiye Türkiye “tamam mı devam mı” “tamam mı devam mı” aşamasındaaşamasında
Araştırma Geliştirme (AR-GE) ya da gelecekten kopuş
Türkiye, “orta gelir tuzağı” olarak tanımlanan, orta ve düşük katma değerli sanayi ürünlerinin üreti-
cisi olarak kalma sorununu aşmaya çalışıyor. Uzunca bir süredir, daha verimli üretim süreçleri ve yüksek
katma değerli ürünleri üretmek, bunları geliştirmek ve nihayet kendi markalarıyla değer zincirinin en çok
gelir getiren unsurlarına sahip olmak için girişimler yapılıyor. Başlatılan teşvik proje ve programlarının
etki analizine yeni başlandı. Olumlu katkısının düzeyi bilinmiyor. Şimdiye kadar yapılan girişimlerin en
önemli çıktısı ise özellikle sanayicilerin, AR-GE ve inovasyon olmadan daha fazla zenginleşmenin müm-
kün olmadığı bilincine erişmesi. AR-GE ve inovasyona yönelik bu aşamada tespit edilen en önemli sorun
ise sanayicilerin önemini anladıkları AR-GE ve inovasyon yatırımını “nasıl yapacaklarını” bilmiyor oluşu.
AR-GE ve inovasyon, sadece mevcut endüstriyel yapı içinde varolmak için gerekli değil. Esas unsur,
şekillenmeye başlayan geleceğin dünyasında var olabilmek. Türkiye’de pek tartışılmasa da bütün dünya
“Sanayi 4.0” ya da “İkinci Makine Çağı”na hazırlanıyor. Yakın zamana kadar, Haberleşen Makineler (Mac-
hine to Machine - M2M) ya da “Şeylerin (Nesnelerin) İnterneti” (Internet of Things –IoT) ile ilgili bir haber
ya da makale okunmuştur. Oysa uzunca bir süredir bu olguları doğuran “nedenler” üzerinde kafa yorulu-
yor. Yeni dönemi adlandırmakta “Bilişim Çağı” kavramı neredeyse terkedildi. Yeni “çağ” adlandırılması AB
dahil Avrupalı’lar tarafından “Sanayi 4.0” MIT merkezli çalışmalarda ABD’liler ise “İkinci Makine Çağı- 2’th
Machine Age” ismini kullanıyor.
Bu yeni “çağın” kritik tartışma konusu ise çerçevesi kadar “hangi ülkelerin” bu çağın sürükleyicisi
olacağı yönünde. Sanayi Çağı, Avrupa’da İngiltere, Fransa ve Almanya’nın etrafında birkaç ülke ve daha
sonra da ABD tarafından şekillendirildi. Buna Japonya ve soğuk savaş döneminde Rusya merkezli SSCB
eklendi. Bu ülkelere son dönemde katılan Çin ve Güney Kore ile hala hemen hemen aynı ülkeler “sanayi-
leşmiş” durumda. Sanayinin ötesine geçilen bir dönemin ise başladığı herkesçe kabul edilmiş durumda.
Bunu başlatan da mevcut “sanayileşmiş” ülkeler. Kritik unsur ise şu: Sanayi çağının başlangıcını kaçıran
bir ülkenin daha sonra “çalışarak” sanayileşmesi mümkün. Ancak Sanayi 4.0’ın başlangıcını kaçıran bir
ülkenin, ortaya çıkan verimlilik farkı nedeniyle, Sanayi 4.0 ülkesini “çalışarak” yakalaması, sanayileşmeyi
yakalaması gibi kolay değil.
GÜNDEM
62
PLASFEDDERGİ
“fakir ülkeler seviyesine” gerileme tehlikesi
bulunuyor.
Sanayi 4.0 ya da 2. Makine Çağı olarak
adlandırılan bu yeni tartışmaya göre, ürün ve
hizmetlerin kendisinden, üretim ve satış-tü-
ketim-geri kazanımı içeren tüm zincirin ye-
niden şekillenmesi sözkonusu. Bu yeni çağı
“üretecek” ülkeler arasında şimdilik Türkiye’ye
yer yok olarak hesaplanıyor.
-Sürdürülebilir kalkınma için AR-GE şart
Dünyanın hemen her bölgesinde ekono-
miye yönelik arayışların başında verimlilik ve
yüksek katma değerli ürünlere geçiş için yol-
lar aranıyor. Ürünlerin tasarımdan başlayarak
her türlü aşamasındaki bilginin, dolayısıyla
en yüksek katma değere sahip olmak hedef-
leniyor. Küreselleşme sonrası, ürünler başka
coğrafyalarda ürettirilebilir olsa da marka ol-
gusu içinde katma değer yine de hak sahibinin
bulunduğu ülkeye akıyor. Sanayide, sadece alt
üretici olmanın riski ortadan kaldırmadığı, bu
imkanın her an başka üretim alanlarına kaydı-
rılabileceği artık biliniyor.
Türkiye, mevcut haliyle sınırlı ölçek kapa-
Türkiye’nin son 10 yılına damgasını vuran
“Araştırma-Geliştirme (AR-GE) ve Yenilik-İno-
vasyon” kavramları yeni bir çerçeveye oturu-
yor. Öğrencilerden sanayi kuruluşlarına kadar
herkesin “farkındalığının” sağlandığı AR-GE ve
inovasyonun, rekabet gücünün, sürdürülebilir
büyümenin, daha yüksek katmadeğer sağla-
manın ve sonuçta da zenginleşmenin-refahın
anahtarı olduğu konusunda herkes hemfi kir.
Buna karşılık, AR-GE ve inovasyonun, yeni bir
“çağın” anahtarı konumuna geldiği ve bu çağa
ayak uydurulamaması halinde, bırakın “orta
gelir seviyesinde kalmak” sorunu, bu gelir-
üretim düzeyinin dahi korunamayarak tekrar
GÜNDEM
63
PLASFEDDERGİGÜNDEM
sitesi ve ağırlıklı olarak başka markaların üreti-
cisi konumuyla tam da bu riskle karşı karşıya.
Yüksek teknolojili ürünler, Türkiye’nin toplam
ihracatının yaklaşık yüzde 3’ünü oluşturuyor.
Üstelik, bu ürünler de standartlaşmış ürün-
lerin üretilmesinden geliyor. Yani Türkiye’de
üretilmiş teknolojilere dayalı olmayan, yine
başka ülkelerdeki AR-GE ve inovasyona da-
yalı olarak üretilebilir hale getirilmiş ürün-
lerin Türkiye’deki imalatçılara ürettirilmesi
şeklinde gerçekleşiyor. OECD sınıfl amasına
göre, ileri teknolojili ürünler, eczacılık ve tıp
kimyasalları-bitkisel ürünleri, bilgi işlem ma-
kineleri, iletişim-haberleşme cihazları, tıbbi
cihazlardan oluşuyor. Dünya Bankası ise ilaç,
elektrikli cihaz ve makineler, bilimsel cihazlar,
havacılık ve bilgisayarı ileri teknoloji ürünleri
kabul ediyor. Dünya Bankası sınıfl aması dikka-
te alındığında ise Türkiye’nin ihracatında ileri
teknolojili ürünlerin oranı yüzde 2’ye kadar
geriliyor. Her iki durumda da Türkiye, orta dü-
zey teknolojili ürünlerin üretildiği bir ülke ola-
rak dikkat çekiyor. Akla her ne kadar otomotiv
ve beyaz-kahverengi eşya gelse de, bunlar da
orta-üst ürünler olarak sınıfl anıyor. Türkiye,
orta-üst teknolojili ürünlerde de çok iyi üretici
olarak dikkat çekiyor. Bu alanda bazıları dünya
ölçeğinde olmak üzere büyük miktarda ürün
yapılsa da küresel etkinliğe ulaşmış herhangi
bir Türk markası bulunmuyor. Bölgesel etkin-
liğe ulaşabilmiş Beko ve Vestel markaları faa-
liyet gösteriyor.
Türkiye’nin mevcut durumu, sürdürüle-
bilir kalkınma veya sanayi ülkesi olmaya yet-
miyor. Türkiye’nin bu süreci kırabilmesi için
ise AR-GE ve inovasyon ile sanayi ürünlerinde
bağımsızlaşması, ithal etmek zorunda kaldığı
temel teknolojilere de sahip olması gerekliliği
vurgulanıyor. Orta gelir tuzağından kurtulma-
ya yönelik yön çizen, Onuncu Kalkınma Planı
ve Sanayi Strateji ve Eylem Planında temel
hedef olarak bu unsur belirlenmiş durumda.
-Türkiye’de AR-GE yatırımlarında mevcut durum
AR-GE yatırımlarını artırmak için kamu
destekli olarak başlayan girişimler sonucu,
özellikle kamunun bu alandaki yatırımları
hızlandı. TÜİK, kapsamlı AR-GE yatırımlarına
yönelik araştırmasını 2013 verileriyle 2014
Kasım ayında açıkladı. Buna göre, 2013 yılında
AR-GE yatırım tutarı 14 milyar 807 milyon TL
olarak gerçekleşti. Bunun 7 milyar 31 milyon
TL’si, kamudan alınan hibe ve destekler dahil
özel sektör kuruluşları gerçekleştirdi. Kamu-
nun doğrudan AR-GE yatırımı ise 1 milyar 543
milyon TL olarak belirlendi. Yine hemen he-
men tamamı bütçeden fi nanse edilen 6 milyar
232 milyon TL’lik yatırım ise yükseköğretim
kurumlarında yapıldı.
Sadece bütçeden AR-GE yatırımları için
ayrılan ödeneği baz alan TÜİK verisi ise 2014
yılını kapsayacak şekilde Nisan 2015’te açık-
landı. Buna göre, 2014 yılı sonu itibariyle büt-
çeden fi nanse edilen AR-GE yatırımı miktarı
(hibe ve diğer programlar dahil) 5 milyar 611
milyon TL oldu. Ancak bu seviye, 2013 yılın-
daki harcamanın altında gerçekleşti. 2013’te
bütçeden AR-GE yatırım ve destekleri için
ayrılan tutar 5 milyar 828 milyon TL seviye-
sindeydi.
TÜİK, bütçe kaynaklı AR-GE yatırımlarının
sınıfl amasına yönelik veri de üretti. Buna göre
endüstriyel ürünlerin geliştirilmesi için ayrılan
AR-GE kaynağı 949 milyon TL, ulaşım-teleko-
münikasyon ve diğer altyapı için 31.1 milyon
TL, hastalık, ilaç vb. dahil sağlık için 26.7 mil-
yon TL, savunma sanayisi için ise 1 milyar 228
milyon TL oldu.
-AR-GE için hükümet yaklaşımı
AR-GE ve inovasyon yatırımlarına yönelik
olarak daha önce sadece Teknoloji Geliştirme
Bölgeleri (Teknokentler) biçiminde verilen ve
mekan sağlamakla sınırlı olan teşvikler, mali
teşviklerle birlikte genişletildi. Temelde, 5746
sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin
Desteklenmesi Hakkındaki Kanun, teşviklerin
etkinliğini artırmak üzere personel çalıştırma
avantajı ve AR-GE süreçlerini disiplin altına
almayı amaçlayan “AR-GE Merkezi” kurulma-
sını düzenledi. Süreç içinde, AR-GE merkezi
kurmak için gerekli personel sayısı 30’a kadar
düşürüldü. Yerli ve yabancı birçok şirket ya da
AR-GE faaliyeti yürütmek amacıyla münha-
sıran bu alana yönelmek isteyen 162 AR-GE
merkezi kuruldu.
İlk faaliyetlerin başladığı 2008 yılından
2014 sonuna kadar bu merkezlerde 10,2 mil-
yon TL harcama yapıldı ve yine 2014 sonu
itibariyle bu merkezlerin bildirdiği personel
sayısı 20 bin 725 kişi oldu.
-Analiz çalışması yeni başladı
Çeşitli programlar altında verilen des-
teklerin sonuçlarına yönelik analiz çalışması
ise 2015 yılı itibariyle başladı. 62. Hükümet
tarafından ilan edilen programa göre, AR-GE
teşvik faaliyetlerinin tamamının ne sonuca
ulaştığı, başarılı olup olmadığına ve çıktılarına
yönelik olarak bir analiz çalışması yapılacak. Bu
analize dayalı olarak teşvikler yeniden gözden
geçirilecek.
-AR-GE yatırımlarında temel sorunlar
AR-GE yatırımlarının özellikle özel sektör
tarafında sınırlı olmasına yönelik çeşitli ne-
denler ileri sürülse de, akademik çalışmalarda
genel kabul gören unsurlar, kaynak yetersiz-
liği, personel yetersizliği ve farkındalık oluş-
masına rağmen yeterince bu tür yatırımların
faydasının kavranmadığı, yapılmaması halinde
de ortaya çıkan riskin büyüklüğünün algılan-
maması olarak sıralanıyor.
Türkiye’de imalat sanayiindeki şirketlerin
küçük olması, bu tür yatırımlara kaynak ayır-
malarını engellediği gibi, görünmeyen neden-
lerden birinin de, özel sektör fi rmalarının şu
veya bu şekilde kayıt dışı ekonomiyle ilişkili ol-
duğu, teşvik programlarına katılmaktan imtina
ettiği ve bu yapılarının fi nansmana erişimde
olduğu gibi, teşviklere de erişmekte fi rmaları
zorladığı kaydediliyor.
KOBİ’lerin yararlanabileceği AR-GE teş-
viklerinin, karmaşık bir uygulamaya sahip ol-
ması ve bu teşvikleri yürüten bakanlık ve ku-
64
PLASFEDDERGİGÜNDEM
rumların rehberlik hizmetlerinin zayıf olması,
rehberli hizmeti vermekle görevli kurumların
da kurumsal kapasite eksikliği de sıralanan ne-
denler arasında.
Kaynak ayırabilen ve istekli olan imalat
sanayii fi rmalarının en önemli sorunu ise; bu
tür yatırımları “nasıl yapacağı” konusunda ye-
terli bilgi alamaması olarak tanımlandı.
-En önemli sorun: Nasıl yapacağız?
TÜBİTAK’ın yaptığı AR-GE anketlerinde
en fazla vurgulanan unsurlardan birisi “AR-GE
yatırım teşviklerinin karmaşık” yapısı ve yeterli
rehberlik hizmetinin olmaması olarak çıktı. Fir-
malar, her ne kadar AR-GE’nin önemini kavra-
dıklarını ve bu alanda bilgiye sahip olduklarını
varsaysalar da, AR-GE yatırımına nasıl başla-
yacakları konusunda yeterli bilgiye sahip değil.
Üstelik, KOBİ’ler ile birlikte çalışması beklenen
ve ana rehberlik rolünü oynayacak üniversite
(akademisyenler) ile şirketler arasında koordi-
nasyon tam kurulabilmiş değil.
Akademik çalışmalara göre AR-GE, yeni
bilgi üretmek ve bunu uygulamak olarak tanım-
lanıyor. OECD ise AR-GE’yi üç temel türde, belirli
bir amaca yönelik olarak yürütülen, bilimsel sis-
tematiğinin uygulandığı yaratıcı faaliyet olarak
görüyor. OECD tanımına göre AR-GE üç türde
yürütülüyor: 1) Herhangi bir konuda, özel bir
uygulama hedefl enmeksizin, bilgi elde etmeyi
amaçlayan araştırma. 2) Sonuçlarında bir uygu-
lamada kullanılmak üzere bir amaca yönelmiş
deneysel veya teorik çalışma, 3) Yeni bir ürün
ya da malzeme, araç veya sistem ortaya çıkar-
mak üzere veya var olanları geliştirmek için ya-
pılan bilimsel disipline uygun yaratıcı faaliyet.
Endüstriyel alanda, inovasyona dönük AR-
GE yatırımının başlangıç aşamasında, öncelikle
ihtiyacı-sorunu belirlemeyle başlaması, bunun
analiz edilerek personel kapasitesi, altyapı du-
rumu vb. teknik yapılabilirlik riskinin belirlen-
mesi, fi nansmanının araştırılması, fi nansmanın
sağlanması ve araştırmaya başlanması aşaması
gerçekleşiyor. Sürecin her aşamasında, ölçme,
takip-yeniden değerlendirme ve sonuç değer-
lendirmesi yapılması gerekiyor.
Uzun vadeli AR-GE yatırımları ise şirket-
ler için çok daha karmaşık bir yapı arzediyor.
Hangi alanda faaliyet gösteriliyorsa, o alana
yönelik olarak ekonomik ya da sosyal “trend-
lerin” tahmin edilip, hatta bunlara yön vermesi
muhtemel ürün ve teknolojilere yönelik AR-GE
yatırımı yapılması gerekiyor. AR-GE yatırımları
içinde en riskli, pahalı, en uzun vadeli ama en
karlı AR-GE yatırımı türü olarak bu gösteriliyor.
KOBİ’ler için “AR-GE ve inovasyon” reh-
berlerinde, en basit organizasyonel yapı, AR-
GE’nin amacının belirlendiği varsayımı altında,
araştırma-tasarım birimi, üretim birimi ve de-
ğerlendirme birimi olmak üzere üç temel yapı
oluşturulması öneriliyor. Bu birimlerde aynı ki-
şilerin çalışmaması tavsiye ediliyor.
Araştırma Geliştirme Faaliyetleri İstatistikleri –Araştırması TÜİK
2001 2007 2012 2013
Gayri Safi Yurt İçi Ar-Ge Harcaması / GSYH 0,54 0,72 0,92 0,95
TOPLAM AR-GE HARCAMASI 1 291 891 387 6 091 178 492 13 062 263 394 14 807 321 926
Toplam Ar-Ge Personel Harcaması 455 623 258 2 931 836 842 6 892 626 906 7 996 726 569
Diğer Cari Ar-Ge Harcaması 488 345 311 2 126 656 932 4 412 684 722 4 874 299 413
Ar-Ge Makine Teçhizat 258 316 508 776 858 175 1 349 081 512 1 433 010 170
Ar-Ge Sabit Tesis 89 606 310 255 826 544 407 870 255 503 285 775
TİCARİ 435 856 643 2 513 487 115 5 891 214 749 7 031 518 974
Ar-Ge Personel Harcaması 85 211 484 967 007 380 2 937 207 043 3 640 398 444
Diğer cari Ar-Ge Harcamaları 150 532 532 986 662 517 2 234 116 947 2 547 075 798
Ar-Ge Makine Teçhizat 168 660 333 400 854 365 620 179 426 656 631 581
Ar-Ge Sabit Tesis 31 452 294 158 962 853 99 711 333 187 413 151
KAMU 95 100 575 642 841 769 1 436 923 417 1 543 493 558
Ar-Ge Personel Harcaması 51 441 924 313 601 161 701 021 702 764 525 623
Diğer cari Ar-Ge Harcamaları 15 499 829 187 700 804 511 058 254 490 458 908
Ar-Ge Makine Teçhizat 17 741 792 113 342 319 158 361 666 194 003 231
Ar-Ge Sabit Tesis 10 417 030 28 197 485 66 481 795 94 505 796
YÜKSEKÖĞRETİM 760 934 169 2 934 849 608 5 734 125 228 6 232 309 394
Ar-Ge Personel Harcaması 318 969 850 1 651 228 301 3 254 398 160 3 591 802 502
Diğer cari Ar-Ge Harcamaları 322 312 950 952 293 611 1 667 509 521 1 836 764 707
Ar-Ge Makine Teçhizat - 71 914 383 262 661 490 570 540 420 582 375 358
Ar-Ge Sabit Tesis 47 736 986 68 666 206 241 677 127 221 366 828
Ar-Ge İNSANGÜCÜ (SAYI) 75 960 119 738 184 301 196 321
Ticari 8753 28 820 61 378 69 018
Kamu 8544 11 798 14 445 13 894
Yükseköğretim 58663 79 120 108 478 113 409
Ar-Ge İNSANGÜCÜ TZE (Tam Zamanlı Eşdeğer) 27 698 63 377 105 122 112 969
Ticari 5 607 24 261 52 233 58 391
Kamu 5 293 9 572 12 088 12 004
65
PLASFEDDERGİGÜNDEM
Türkiye’de AR-GE ve inovasyona yönelik olarak, bakanlıklar
bazında, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Ta-
rım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı’nda bazıları hibe
de içeren teşvik uygulamaları bulunuyor. Bu bakanlıklara ait ku-
rumlar bazında teşvik uygulayanlar ise, Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’nda KOSGEB, TÜBİTAK ve Sanayi Tezleri (SAN-TEZ) prog-
ramı ile Bakanlık Merkezi teşkilatı, 5746 sayılı kanun ile Kurumlar ve
Gelir Vergisi kanunları uygulamasından kaynaklı Maliye Bakanlığı,
hibe teşvik programı ile Tarım Bakanlığı, yerli üretimi teşvik amacıyla
kamu alımları garantili programı nedeniyle Sağlık Bakanlığı, kalkınma
ajansları ile bölgesel kalkınma idareleri kanalıyla uygulanan prog-
ramlar eliyle Kalkınma Bakanlığı’nın AR-GE ve inavasyon teşvikleri
bulunuyor.
Bu teşvik programlarının önde gelenleri ve özellikleri şöyle:
-5746 Sayılı AR-GE Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun
Bu kanunla, 1) KOSGEB Kanunu çerçevesinde kurulan Teknoloji
Merkezleri (TEKMER), 2) AR-GE yapmak isteyen fi rmaların kurduğu
30 tam zaman eşdeğeri AR-GE personeli çalıştıran AR-GE merkezle-
ri, 3) birden fazla kuruluşun ortak parça veya sistem geliştirmek için
oluşturdukları Rekabet Öncesi İşbirliği Projeleri ile 4) lisans, yüksek
lisans, doktora öğrenci ve en fazla 5 yıl önce mezun olmuş lisans,
yüksek lisans ve doktora dereceli kişilerin fi kirlerini hayata geçirme-
ye yönelik yatırım yapılan Teknogirişim Sermayesi teşvik kapsamın-
da sayılıyor.
Bu kapsamdaki kuruluş ve projelere;
a) Kurum kazancının belirlenmesinde tamamen gider yazmaya
imkan veren AR-GE indirimi imkanı sağlanıyor.
b) Bu projelerde ve kuruluşlarda çalışan kişilere eğitim düzeyi
ve kapsamdaki kuruluşa göre değişmekle birlikte aldıkları ücretin ge-
lir vergisinin yüzde 80’i veya 90’ı alınmıyor.
c) 5 yıl süreyle bu personelin sosyal güvenlik primi işveren his-
sesinin yarısını devlet karşılıyor.
d) Damga vergisi alınmıyor.
e) Teknogirişim sermayesine destek olmak amacıyla 100 bin
TL’ye kadar hibe veriliyor.
-TÜBİTAK Destekleri:
Teknoloji ve Yenilik Destek (TEYDEB) Programları
- 1501 Sanayi AR-GE Projeleri Destekleme Programı: Firmalara
ürün geliştirme, yeni ürün, kalite ve standart yükseltme, yeni teknik-
üretim teknolojisi için AR-GE çalışmalarına, proje üst limiti olmaksı-
zın, yüzde 60’a kadar hibe veriliyor.
- 1503 Proje Pazarları Destekleme Programı: Üniversite ile sa-
nayi, ticaret, ticaret-sanayi odaları ile ihracatçı birlikleri ortaklığında
gerçekleştirilen proje pazarı etkinliğine verilen destek. Bu proje pa-
zarına sanayi kuruluşlarınca gerçekleştirilebilecek projelerin sunul-
ması yönüyle sanayi kuruluşlarını ilgilendiriyor. Ana amaç, sanayi-
üniversite işbirliğine katkı sağlamak.
- 1507 KOBİ AR-GE Başlangıç Destek Programı: KOBİ’lerin AR-
GE deneyimi kazanması için, yeni ürün geliştirme, var olanı iyileştir-
me, ürün kalite ve standardının artırılması, yeni üretim teknolojisi
geliştirme projelerine yüzde 75’e kadar hibe veriliyor.
- 1508 Teknoloji ve Yenilik Odaklı Girişim Destekleme Programı
(TEKNOGİRİŞİM): Üniversitelerin lisans, lisans üstü ve doktora prog-
ramlarından en fazla 5 yıl önce mezun olmuş kişileri kapsıyor ve bu
kişilerin yenilik ve teknolojik fi kirlerini hayata geçirmeleri için yüzde
75’e kadar geri ödemesiz hibe uygulanıyor.
- 1509 Uluslararası Sanayi AR-GE Projeleri Destekleme Progra-
mı: EUREKA, EUROSTARS, AB Çerçeve Programları gibi AB destekli
AR-GE ve inovasyon projelerine katılan her düzeyde Türkiye’de ku-
rulu şirketleri kapsıyor. Hibe tutarı büyük sanayi kuruluşları için yüz-
de 50, KOBİ’ler için yüzde 70’e kadar uygulanıyor.
- 1511 TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme
ve Yenilik Destekleme Programı: Ulusal öncelikli sayılan sektörlerde
AR-GE çalışması yapmak isteyen fi rmalara, büyük sanayi kuruluşları
için yüzde 60, KOBİ’ler için yüzde 75’e kadar hibe uygulanıyor.
- 1512 TÜBİTAK Girişimcilik Aşamalı Destek Programı: Li-
sans ve üstü derecelerde mezunu ya da öğrencilerin fi kirden pazar-
lamaya kadar her aşamasında girişimcilere destek veriliyor. 100 bin
TL hibe ile başlayan süreç ilerleyen aşamalarda uygun harcamaların
yüzde 75’i ile yüzde 10’unun hibe olarak karşılanmasını içeriyor.
- 1513 Teknoloji Transfer Ofi sleri Destekleme Programı: Sanayi
kuruluşlarına bilgi transferi yapması amacıyla kurulan ofi sler destek-
leniyor.
- 1514 Girişim Sermayesi Destek Programı: Yenilikçi ürün ve
teknoloji geliştirme potansiyeli bulunan KOBİ’lere başlangıç aşama-
sında, girişim fonlarından destek bulması için aracılık yapılıyor.
Araştırma Destek Programları Teşvikleri (ARDEB)
- Daha çok üniversite ve bireysel araştırmacılara yönelik; temel
AR-G projelerine desteklerden oluşuyor. 1001 üniversitelerin temel
AR-GE, 1002 ivedi ve acil bir soruna çözüm, 1007 kamu kuruluşla-
rının projeleri, 1008 bireylerin patent başvurusuna hibe, 1010 yurt
dışından uzman getirmeye yönelik destek, 1011 yurt dışı projelere
bireysel katılım, 1301 İŞBAP, Türkiye ile uluslararası kuruluşlar ara-
sında işbirliği ağı oluşturma, 3501 kariyerlerine başlayan doktora
dereceli öğrencilere çalışma mali desteği veriliyor.
-KOSGEB AR-GE İnovasyon ve Endüstriyel Destek Programı:
Bilim ve teknolojiye dayalı yeni fi kir ve buluşlara sahip KOBİ’lerin
bunları hayata geçirmek üzere desteğini içeriyor. Ar-Ge ve endüst-
riyel uygulama olmak üzere iki alt programla uygulanıyor. Çeşitli ka-
lemlerde yüzde 75 ile yüzde 100 hibeyi içeren geri ödemesiz 150,
geri ödemeli 200 bin TL’ye kadar destek uygulanıyor.
-4691 Sayılı Kanunla kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TEKNOKENT) teşvikleri:
Türkiye’de AR-GE ve yenilik (inovasyon) teşvikleri
66
PLASFEDDERGİGÜNDEM
Buralarda kurulan AR-GE personeli çalıştıran fi rmalar, yazılım
ve AR-GE faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 2023’e kadar
kurumlar vergisinden muaf tutuldu. AR-GE personelinin yüzde
10’una kadar olanlarıın ücretlerinden 2023 yılına kadar hiçbir vergi
alınmayacak. Bölgedeki fi rmaların sistem yönetimi, veri yönetimi,
iş uygulamaları, sektörel, internet mobil ve askeri kamuta kontrol
yazılımlarının tesliminden KDV alınmayacak.
-Sanayi Tezleri SAN-TEZ Teşvik Programı:
Üniversitelerde lisansüstü derecelerin alınması sırasında
üretilen tezlerin, endüstriyel uygulamaya geçmesi amacıyla oluş-
turulan hibe programı. Uygun maliyetin yüzde 75’ine kadar hibe
veriliyor. Endüstriyel uygulama olabilecek bir tez, ilgili sanayi ku-
ruluşu tarafından üretilmesi hedefl eniyor.
-Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) AR-GE Destekleri
Teknoloji Geliştirme Destekleri: Kavram geliştirme, fi zibilite
etüdü, tasarıma geçişte laboratuvar çalışmaları, prototip üretimi,
pilot üretim, deneme üretimi, patent ve lisanslara yönelik çalış-
malar 1 milyon Dolara kadar en fazla projenin yüzde 50’sine denk
gelecek tutarda 1 yıl geri ödemesiz, 4 yıl faizsiz ve yüzde 3 hizmet
bedeli karşılığı olarak kredilendiriliyor.
Ticarileştirme Proje Desteği: Teknoloji geliştirme desteği ile
prototipi üretilen ürünlerin piyasaya arzına kredi desteği veriliyor.
Kredi şartları teknoloji geliştirme destekleriyne aynı olarak belir-
lendi.
İleri Teknoloji Projeleri Desteği: İleri
malzeme, hassas üretim, tarımsal atık-
tan biyoürün elde etme, yenilenebilir
enerjiye yönelik AR-GE ve ticarileştirme
desteğini içeriyor. 3 milyon Dolara kadar,
proje maliyetinin yüzde 50’sine kadar
kredilendirme sağlanıyor. 1 yıl ödemesiz,
4 yıl faizsiz yüzde 3 hizmet bedeli karşı-
lığı kredi veriliyor.
-AB Fonları
AB Horizon 2020: AB’nin 7. Çerçeve
Programını tamamlamasının ardından
2014-2020 arasında uygulamaya koy-
duğu çerçeve programdır. Bu program
çerçevesinde, TÜBİTAK ile birlikte çeşitli
dönemlerde KOBİ’lerin ya da büyük sa-
nayi kuruluşlarının, sanayi örgütlerinin,
üniversitelerin katılabileceği proje teklif
çağrıları ilan edilmektedir. Programlar-
da hibeler yüzde 100’e kadar çıkmak-
tadır. Teklif çağrıları çeşitli zamanlarda
açıklanmaktadır. Çağrılara ve Horizon
2020’ye ilişkin genel bilgilere www.
h2020.org.tr adresinden erişilebilir.
-Kalkınma ajansları ve Bölgesel Kalkınma İdareleri
Türkiye’de, bölgesel kalkınmada kamu-özel ortak yönetimini
oluşturmak amacıyla 5449 sayılı kanunla 26 kalkınma ajansı ku-
ruldu. Ajansların çalışma alanlarından biri de özel sektör ve sivil
toplum örgütleriyle birlikte, kendi görev sahalarında ihtiyaç duyu-
lan projeleri gerçekleştirmeye yönelik hibe programları ilan etmek
olarak belirlendi. Bu kapsamda, önceden ilan edilen program doğ-
rultusunda, her bir ajans kendi alanlarında, sosyal ya da ekonomik,
AB hibe çağrısı formatıyla çok büyük oranda aynı olan proje teklif
çağrıları yayınlıyor. Bu projelerden bazıları da AR-GE projesi niteli-
ğinde oluyor.
Türkiye’nin GAP Bölgesel Kalkınma İdaresi ile tanıştığı mo-
delin yaygınlaştırılmasıyla, Konya Ovası, Doğu Karadeniz, Doğu
Anadolu Bölgesel Kalkınma idareleri kuruldu. Bu idareler, bölgesel
kalkınma programları kapsamındaki hedefl ere ulaşmak amacıyla
hibe programları uyguluyor ve çeşitli zamanlarda teklif çağırısı
yayınlıyor. Bu çağrılardan bazıları da AR-GE niteliğinde bulunuyor.
-Gıda Tarım ve Hayvyancılık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı
Bakanlıkların yeniden yapılandırılması sürecinde, Tarım Ba-
kanlığı ve Sağlık Bakanlığı’na AR-GE’ye dayalı hibe programları
açma yetkisi verildi. Tarım Bakanlığı 2015 Nisan ayında başvuru
süresi biten tarım ürünleri AR-GE programını uyguladı. Sağlık Ba-
kanlığı ise henüz bir hibe programı açıklamadı.
AR-GE, İNOVASYONA-KOSGEB Ar-Ge, İnovasyon ve Endüstriyel Destek Programı
C-TÜBİTAK Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı
C-TÜBİTAK Proje Pazarları Destek Programı
C-TÜBİTAK KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı
C-TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Odaklı Girişimleri Destekleme Programı
C-TÜBİTAK Uluslararası Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı
C-TÜBİTAK Bilimsel ve Teknolojik Altyapı Projeleri Desteği
C-TÜBİTAK Hızlı Destek Programı
C-TÜBİTAK Kamu Ar-Ge Destekleme Programı
C-TÜBİTAK Patent Başvurusu Teşvik ve Destekleme Programı
C-TÜBİTAK Evrensen Araştırma Programı
C-TÜBİTAK Uluslararası Bilimsel Araştırma Projeleri Desteği
C-TÜBİTAK İŞBAP Programları
C-TÜBİTAK Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Programı
D-5746 AR-GE Ar-Ge İndirimi
D-5746 AR-GE Gelir Vergisi Stopajı
D-5746 AR-GE Sigorta Pirimi Teşviki
D-5746 AR-GE Damga Vergisi İstisnası
D-5746 AR-GE Teknogirişim sermayesi Desteği
F-TEKN.GELİŞ.BÖL. Gelir ve Kurumlar Vergisi Stopajı Teşviki
F-TEKN.GELİŞ.BÖL. Personel Ücret Vergileri Stopajı Teşviki
F-TEKN.GELİŞ.BÖL. Katma değer Vergisi Muafi yeti
F-TEKN.GELİŞ.BÖL. Sigorta Pirimi Teşviki
F-TEKN.GELİŞ.BÖL. Atık Su Teşviki
E- SAN-TEZ Ar-Ge Projeleri
G-TTGV Teknoloji Geliştirme Projeleri Desteği
G-TTGV İleri Teknoloji Projeleri Desteği
G-TTGV Stratejik Odak Konuları Projeleri
M-AB FONLARI İşbirliği Özel Programı
M-AB FONLARI Kişiyi Destekleme Özel Programı
M-AB FONLARI Kapasiteler Özel Programı
M-AB FONLARI Bilgi ve Yenilik Çerçeve Teknolojilerini Destekleme Programı
67
PLASFEDDERGİGÜNDEM
Bilgi işlem teknolojileri ile telekomünikasyonun son 30 yıldaki
“olağanüstü büyümesi” küreselleşme kavramı etrafında tartışıldı
ama işin rengi son 10 yılda değişti. Çünkü Moore Kanunu olarak bi-
linen, Intel’in kurucularından Gordon Moore’un 1965 yılında yayınla-
dığı makalede söylediği ve daha sonra da teyit ettiği “işlemci kapa-
sitesi her iki yılda bir iki katına çıkacak” varsayımı gerçekleşiyor. Her
iki yılda bir piyasaya sürülen işlemci modeli, bir öncekinin birkaç katı
güçte oluyor.
Peki bu ne anlama geliyor? Sanayi 4.0 üzerine çalışanlara göre
artık hiçbir endüstriyel ürün, bilgi işlem teknolojileri, nano-teknoloji
ve biyoteknoloji içerikleri yüzünden artık “kendisine” benzemeye-
cek. Hepsi akıllanacak-farklılaşacak. Bu ürünlerle oluşan “yeni iş ve
süreçler” olağanüstü verimli ve rekabet edebilir hale gelecek. Plastik
plastiğe benzemeyecek, metal metale benzemeyecek. Çünkü bunu
sağlayacak güçte işlemciler, içine girdikleri bu her “şeyi” akıllı hale
getirme kapasitesine sahip. Bu süreci gerçekleştirmeye “aday” ülke-
ler de Avustralya, Kanada, Almanya, İsrail, Japonya, Güney Kore ve
ABD. Türkiye ise aday ülkeler içinde bile değil.
“Sanayi 4.0’ı kaçıranların tekrar yakalaması çok zor”
Sanayi 4.0 olarak tanımlanan yeni hizmet ve üretim biçimine
uyum sağlayanlarla, diğerleri arasında olağanüstü boyutta bir ve-
rimlilik farkı oluşacak. Eğer bir ülke Sanayi 4.0’ın dışında kalırsa, bu
kez diğer ülkeleri “yakalaması” çok daha zor olduğu gibi, mevcut
durumlarında da geri düşmesi olduğu yönünde.(cümle düşük, ya-
rım kalmış gibi) “Sanayi 4.0” ya da “2. Makine Çağı”nın temel özelliği,
artan işlemci kapasiteleri sayesinde bütün makinelerin, süreçlerin,
tedarik ve tüketim kanallarının “akıllanması” olarak çizildi. Bu yete-
nekleri kazanamayan ülkelerin üreticilerinin, rakiplerinin verimliliği
ve yönetim becerisine karşı rekabet etmesi ise neredeyse imkansız.
Sanayi 4.0’ın hangi alanları ön plana çıkaracağı ve ülkelerin
buna ne kadar hazır olduğuna yönelik çalışma ABD Merkezli düşünce
kuruluşu RAND tarafından yapıldı. “The Global Technology Revoluti-
on 2020,In-Depth Analyses” başlıklı raporda, 2020’ye kadar yaygın-
laşacak ve büyük etki edecek 16 teknolojik alan belirledi.
-Yeni bir sektör değil, uygulama alanı
Dünyanın, Sanayi 4.0 ya da 2. Makine Çağı “yeni sektörlerin”
ortaya çıkması anlamına gelmiyor. Üç teknolojik gelişme alanı, diğer
bütün sektör ve teknolojileri etkileyerek bazı sektör ve alanları etki-
leyeceği belirtiliyor. (Sektör ve etkilemek kelimelerini üst üste kul-
lanmışsın, kulağa hoş gelmiyor)
Üç teknolojik gelişme alanı; 1) Biyoteknoloji ve nanoteknoloji
içeren çeşitli teknolojiler 2) Malzeme bilimi ve teknolojisi ve 3) Bilgi
işlem teknolojileri (BİT) olara sıralanıyor.
Bu üç teknoloji alandaki gelişmelerin artan işlemci kapasitesiyle
birlikte her şeyi ve her süreci “akıllandırması” ve başka bir şeye dö-
nüştürmesi ana unsur.
-Türkiye gerilerde
RAND yayınladığı, “The Global Technology Revolution 2020,In-
Depth Analyses” raporunda, üç ana alanda 16 uygulamaya yönelik
analizinde, bu teknolojileri hangi ülkelerin kullanmaya ve geliştir-
meye daha yakın olduğunu da ortaya koydu. Buna göre, Türkiye’nin
şansının şimdilik “yok” göründüğü bir sonuç ortaya çıktı. 2020’ye
kadar Avustralya, Kanada, Almanya, İsrail, Japonya, Güney Kore ve
ABD’nin bu teknolojilere bağlı uygulamaları geliştirip kullanacağı
bilgisi yer aldı. Bu ülkelerden sonra göreli olarak bu süreci yakalama
potansiyeli bulunan ülkeler Çin, Rusya, Polonya ve Hindistan olarak
ortaya çıktı. Türkiye ise bu ülkelerin gerisinde “düşük potansiyel ve
engelleri bulunan” ülkeler kategorisinde.
AR-GE ve inovasyonla doğan yeni çağ: Sanayi 4.0 veya 2. Makine Çağı
Seçilmiş Ülkelerin 16 Kritik Teknoloji Uygulamasını Geliştirme ve Kullanma Yetenek SeviyeleriKaynak: RAND “The Global Technology Revolution 2020,In-Depth Analyses”
Çok yüksek talep/kapasite (2020’de çok yüksek oranda bu teknolojiyi kullanacak ve eknolojiyi üretecek ülkeler) (cümle eksik olabilir mi?)
Yüksek kapasite/talep(Yakalama şansı olan ülkeler)
Orta düzey kapasite/talep Düşük kapasite talep
AvustralyaKanadaAlmanyaİsrailJaponyaGüney KoreABD
ÇinHindistanPolonyaRusya
BrezilyaŞiliKolombiyaEndonezyaMeksikaGüney AfrikaTürkiye
KamerunÇadDominik Cumh.MısırGürcistanİranÜrdün
68
PLASFEDDERGİGÜNDEM
RAND isimli düşünce kuruluşu tarafından belirlenen ve gele-
cekte 2020’ye kadar yaygın olarak bazı ülkeler tarafından kullanı-
lacak ve rekabet avantajı sağlayacak 16 teknoloji uygulaması şöyle:
1. Kişiselleştirilmiş ilaç ve tedavi
2. Böcek ve diğer küçük varlıkların genetik yapılarının değişti-
rilmesi
3. Hesaplanabilir ilaç keşfi ve testleri
4. Moleküler tanımlı “Güdümlü” (hedef gözeten) ilaç verilmesi
5. Biyomimetik (doğayı taklit etme-doğa takliti) ve eski fonksi-
yonu (aynen) sağlayacak eklemeler (function-restoring implants)
6. Biyonano-teknolojiler kullanarak biyolojik deneylerin hızlan-
dırılması, organik maddelerle yeni biyonano malzemelerin üretimi
vb.
7. Gömülü sensörler ve (yüksek kapasiteli) ölçüm araçlarıyla
(akıllandırılmış) ticari ürünler
8. Gelişmiş özellikli nanoölçekli (endüstriyel) malzemeler
9. Küçük ve verimli taşınabilir güç-elektrik üretim sistemleri
10. Endüstriyel üretime uygun organik elektronik sistemler (gü-
neş (elektrik üretim) hücreleri dahil.
11. Akıllı kumaş ve tekstil ürünleri
12. Yaygın arkedilmeyen cameralar ve ileri teknoloji-karmaşık
sensör (algılayıcı) ağları
13. Kişisel ve medikal verilerin detaylı olarak tutulup arama yap-
maya imkan veren geniş veri merkezleri
14. Ticari ürün ve araçların RFID (Radio frequency identifi cati-
on) teknolojisi ile takibi
15. Yaygın (paketlenmiş) bilgi ve iletişim teknolojileri (kablosuz
internet bağlantısı dahil)
16. Kuantum tabanlı şifreli, güvenli bilgi aktarım sistemleri
Geleceğin 16 teknoloji uygulaması
Sanayi 4.0 ile ortaya çıkacak yeni ürünler
ğ )
16. Kuantum tabanlı şifreli, güvenli bilgi aktarım sistemle
ak yeni ürünler ak
Ucuz güneş enerjisi
Kırsal alanlarda kablosuz iletişim
Kırs
Genetiği değiştirilmiş
ürünler
Hibrit taşıt
araçları
Ucuz akıllı evler
Yaygın sensörler
Doku mühendisliği
Hastalığa yönelen (güdümlü)
ilaçlar
rler ve (yüksek kapasiteli) ölçüm araçlarıyla
0 ile ortaya çıkile oorrttaayyaa ççııkkSanayi 4.
16. K
kacakkaaccaa
nşü
Hızlı biyolojit tetkikler
müh
ü
Yeşil (çevreye duyarlı)
üretim
Dokuhendisliği
ür
Yeni tanı ve ameliyat yöntemleri
Kuantumşifrelemesisi
Giyilebilirbilgisayarlar
sal arda osuz
Kırsalanlakablo
ğ şimiletişiğiilmiş ler
mlü)
netştiriünl
ığaüdüm
Yaygın bilgiye her yerde
iletişim imkanı veren araçlar
a
retim
tanıeliyat mleri
KuantumKuantumşifrelemes
Giyilebilirbilgisayarla
ar
Ucuz akıllıevler
K ant m
Yaygın, erişilebilir RFID
teknolojili ticari ürünler,
mallar
Ucü
Ht
güene
Yaygın sensörler
tara
cuz neş erjisi Gen
değişürü
Hızlı biyolojit tetkikler
Hibrit aşıtaşıt açları
Hastalyönelen (gü
il l
Y(çevrey(ç y
ilaçla
Yeşil ye duyarlı)y y )
Su arıtmayı etkinleştiren,
hızlandıran katalizörler
Kaynak: RAND The Global Technology Revolution 2020, In-Depth Analyses Bio/Nano/Materials/Information Trends, Drivers, Barriers, and Social Implications
70
yay n ve çal malar m zart k cebinizde
PAGDER, bir ilke daha imza atarak ak ll telefon
ve tabletlerde kullan lacak mobil uygulama
program n tamamlad ...
Android i letim sistemi ve Apple cihazlarda çal acak uygulamayla, internet eri imine aç k ak ll telefonlardan yay nlanan haberler, bültenler, duyurular ile eri ime aç lan rapor ve di er dokümanlara daha kolay ula abileceksiniz.
PLASFEDDERGİSÖYLEŞİ
SOCAR Türkiye Başkanı (CEO) Kenan Yavuz:
-Öncelikle sektörün ve Türkiye’nin büyük ilgisini çeken STAR rafi nerisi ya-tırımı hakkında bilgi verebilir misiniz? Yapılan yatırımın temel özellikleri ne-lerdir? Şu anda ulaşılan fi ziki yatırımın seviyesi yüzde kaça ulaştı? Yatırım ne zaman tamamlanacak?
Rafi neri yatırımımız PETKİM “Value-Si-
te” vizyonumuz çerçevesinde hayata geçire-
ceğimiz Rafi neri-Petrokimya-Enerji-Lojistik
Entegrasyonunun en temel basamağı… Dün-
yanın en ileri teknolojisine sahip, en çevreci
ülkemizin en büyük yerlileştirme projesi STAR
Rafi nerisi ile pek çok alanda ilkleri gerçekleş-
tiriyoruz. Türkiye’nin ilk “Stratejik Teşvik Ya-
tırım Belgesi’nin sahibi olan rafi nerimiz şim-
diden uluslararası fi nans alanında 3 önemli
ödül kazandı. Yatırım projelerinin fi nansmanı
konusunda referans niteliği taşıyan Infrast-
ructure Journal (IJ), rafi nerimizi Avrupa’da “Yı-
lın Petrol ve Gaz Projesi” ödülüne değer gördü.
Türkiye’de “özel sektör eliyle yapılan ilk rafi -
neri projesi” olma özelliği taşıyan projemizin
3,29 Milyar Dolarlık proje fi nansmanı ise “En İyi
Türkiye’nin köklü kuruluşu PETKİM’in de bünyesinde bulunduğu
SOCAR Türkiye Başkanı ve PETKİM Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Ya-
vuz, şirket olarak son dönemde yaptıkları yatırımlarla rafi neri-petro-
kimya-enerji-lojistik entegrasyonu içinde geniş kapsamlı bir yerlileş-
tirme programı uyguladığını vurguladı. Plastik sektörünün hammadde
sorununa yönelik olarak, ortak faydaların optimize edileceği bir yak-
laşım belirlenmesi gerekliliğinin altını çizen Yavuz, STAR rafi nerisinde
üretilecek naftanın bu alanda önemini vurguluyor.
PETKİM yarımadasındaki “entegrasyonun” sonuç hedefi nin
Türkiye’nin en kapsamlı kümelenme örneği olabilecek “Kimya Endüstri
Parkı”nın hayata geçirilmesi olacağının altını çizen Yavuz, bunun etki-
sinin de kapasite artırım ve yeni fabrika yatırımları konusunda güven-
liğin sağlanması olacağını kaydetti. Kenan Yavuz, PLASFEDDERGİ’ye,
PETKİM ve PETKİM yarımadasındaki yatırımların detayları hakkında
bilgi verdi.
“Ortak menfaatlerimiz paralelinde buluşmalıyız”
72
PLASFEDDERGİSÖYLEŞİ
Rafi neri Finansman Anlaşması” ödülünü aldık.
Projemizin fi nansman paketine altı farklı ülke-
den yedi ithalat kredi kuruluşu, 13 uluslararası
ticari banka, 2 yabancı kalkınma bankası ve
Türkiye’den de Garanti Bankası iştirak ediyor.
Türkiye özel sektör tarihinin en yüksek kredi
tutarına sahip, en uzun vadeli proje fi nansma-
nını gerçekleştirdik. Kaynak çeşitliliği açısın-
dan da Türkiye’de bir ilk oldu.
2011 yılı 25 Ekim tarihinde temelini attı-
ğımız rafi nerimiz, fi nansman maliyeti ile bir-
likte 5,6 Milyar Dolara mal olacak. Bu tutarın
3,29 milyar dolarlık kısmını proje fi nansman
kredisiyle, kalan bölümünü ise öz kaynakları-
mızla gerçekleştireceğiz. Rafi neri projemiz için
bugüne kadar öz kaynaklarımızdan 1 milyar
doların üzerinde harcama yaptık. Yıllık toplam
10 Milyon Ton ham petrol işleme kapasitesi-
ne sahip olacak rafi nerimizde üretilecek her
gram ürün, bugün ülkemizin net ithalatçısı
olduğu ürünler olacak. Bu nedenle yatırımımızı
“Türkiye’nin en kapsamlı yerlileştirme projesi”
olarak çağırıyoruz.
2018 yılının ilk çeyreğinde faaliyete
geçmesini planladığımız rafi nerimiz ile Türk
ekonomisinin cari açık sorununun çözümü-
ne, asgari 2,5 milyar dolarlık katkı sağlayaca-
ğız. Bunun gibi 10 proje daha olsa, cari açığın
enerji ithalatı dışında kalan kısmı ortadan
kalkar. Yılda işleyeceğimiz 10 milyon ton ham
petrol, ülkemizin net ithalatçı olduğu ürünlere
dönüşürken, dövizimiz yurtdışına gitmeyecek.
Yaratılacak katma değer ülkemizde kalacak,
insanımızın refahına ve ülkemizin kalkınması-
na hizmet edecek.
2015 yılı Şubat ayı sonu itibarıyla rafi neri-
mizin hafriyat çalışmalarında 13 Milyon metre-
küp toprak hareketinin 10 milyon metreküpü
tamamlandı. Saha hazırlık çalışmalarını yüzde
87 oranında tamamladık. İnşaat işlerine başla-
dık. Rafi nerimizi İspanyol Tecnicas Reunidas,
İtalyan Saipem, Güney Koreli GS Engineering
& Construction ve Japon Itochu fi rmaların-
dan oluşan konsorsiyum inşa ediyor. Montaj
süresinde yaklaşık 15.000 kişiye geçici, işlet-
meye alınmasından sonra 1.000 kişiye kalıcı
istihdam sağlayacak olan projemiz, iş takvi-
mine uygun olarak devam ediyor. İnşallah bu
takvimde bir gecikme olmayacak, rafi nerimizi
2018 yılının birinci çeyreğinde devreye alaca-
ğız.
Bu rafi neri Türkiye’nin ve PETKİM’in hammadde üretimine hangi ürünlerde katkı yapacak?
PETKİM, bugün için temel hammaddesi
olan nafta ihtiyacının yüzde 85-90’ını ithalat
yoluyla karşılıyor. Bu çok yüksek ve sürdürüle-
mez bir oran. STAR Rafi nerisi ile bu bağımlılık
sıfır noktasına inecek. Bir kimya rafi nerisi olan
rafi nerimiz ile Türkiye’de yeniden rafi neri-pet-
rokimya dikey entegrasyonunu gerçekleştiri-
yoruz. Rafi nerimizde benzin üretmeyeceğiz,
PETKİM’in temel hammaddesi olan 1,6 milyon
ton Nafta’yı rafi nerimizde üreteceğiz. Böylece
PETKİM; depolama, navlun, stok maliyeti gibi
kalemlerle birlikte yılda en az 70 ilâ 100 Mil-
yon Dolar bilanço kârı yazacak. Rafi nerimizde
bunun yanında ülkemizin net ithalatçı olduğu
yakıtlar; 5 Milyon Ton/ yıl ultra düşük kükürtlü
motorin, 1,7 Milyon Ton/ yıl jet yakıtı, 698 bin
ton /yıl Petrokok, 525 Bin ton /yıl Reformat,
460 bin ton / yıl Karışık Ksilen, 261 bin ton / yıl
LPG, 158 bin ton / yıl kükürt üreteceğiz.
PETKİM’in ticari ve operasyonel katkı sağlayacak diğer yatırımları hak-kında bilgi verebilir misiniz?
PETKİM Türk imalat sanayisi için vazge-
çilmez bir üretici. Başta plastik sektörü olmak
üzere, güvenilir hammadde sağladığımız tüm
sektörler için çok önemli bir piyasa yapıcısı-
yız. Value-Site vizyonumuz çerçevesinde,
PETKİM’de sürekli olarak kapasite ve verimlilik
artırıcı, darboğaz giderici yatırımlar yapıyoruz.
SOCAR olarak, PETKİM’i satın aldığımız 30 Ma-
yıs 2008 tarihinden bugüne şirkete 500 Mil-
yon Doların üzerinde yatırım yaptık. Sadece
2015 yılında 125 Milyon Dolar yatırım yapaca-
ğız. 2014 yılında PETKİM’in brüt üretim kapasi-
tesini yüzde 13 artırdığımız, duruş maliyetleri
ile birlikte toplam maliyeti 250 Milyon Doları
bulan Etilen ve PTA kapasite artışı yatırımları-
mızın devreye girmesi ile 2015 yılı için umutlu
bir başlangıç yaptık. Yıllık 3,6 Milyon ton üre-
tim kabiliyetine kavuştuk.
Bu yıl aynı zamanda liman yatırımımız için
tarihi önemde bir yıl olacak. PETKİM Konteyner
Limanı yatırımımızın ilk fazını Eylül ayına kadar
tamamlamayı, açılış törenini gerçekleştirmeyi
hedefl iyoruz. Türk sanayicilerini Pire ve İsken-
deriye gibi limanlarda zaman kaybetmekten
kurtaracak, ihracatçı fi rmaların navlun mali-
yeti azaltacak olan konteyner terminalimizin
başlangıç kapasitesi 1,5 milyon TEU olacak.
Toplamda 400 Milyon Dolara mal olmasını
öngördüğümüz liman yatırımımız iş planına
uygun şekilde devam ediyor. Petlim Limancılık
A.Ş şirketinin yüzde 30’unu, 250 Milyon Dolar
karşılığında dünyanın en büyük yatırım banka-
larından biri olan Goldman Sachs’a devrettik.
Yarımadamızda gerçekleştireceğimiz bir
diğer önemli proje ise PETKİM Rüzgâr Enerji
Santrali (RES) projesi.. 51 MW’lik PETKİM RES
ile enerji çeşitliliğine giderken, elektrik üretim
kapasitemiz yüzde 22 oranında artacak. RES
yatırımına bu sene ortasında başlayıp, 2016
yılı ortasında devreye almayı planlıyoruz. Bu-
nun yanısıra, PETKİM Yarımadasındaki enerji
üretim kapasitesini 1500 MW’ın üzerine çıka-
racak, yarımadanın elektrik ve buhar ihtiyacını
karşılayacak yatırım projelerimize hızla devam
ediyoruz. “Value-Site” Projemiz çerçevesinde
bugüne kadar yapmış olduğumuz yatırımların
tutarı 10,6 milyar dolar seviyesine ulaştı.
73
PLASFEDDERGİ
2008-2018 döneminde Türkiye için
önemli bir altyapı projesi olan asrın projesi
TANAP ile birlikte Türkiye’ye yapacağımız ya-
tırımın tutarı 20 milyar Dolar’ı aşacak. Bu yatı-
rımlarla, Türkiye ekonomi tarihinin en büyük
doğrudan yatırımcısı SOCAR oldu. 2018 yılın-
da Türkiye’nin en büyük ikinci, 2023 yılında En
Büyük Sanayi Şirketi olmayı hedefl iyoruz.
PETKİM’in gelecek vizyonu hakkın-da bilgi verebilir misiniz? Uzun dönem-de nasıl bir PETKİM planlanıyor?
SOCAR Türkiye olarak biz, PETKİM Ya-
rımadası’ndaki tüm yatırımlarımızı “Rafi neri-
Petrokimya-Enerji-Lojistik-Dağıtım” enteg-
rasyonu vizyonumuza hizmet ediyor. Bu full
entegrasyonu başardığımızda, Türkiye için
bir başka “ilk”i, yani en kapsamlı kümelen-
me örneğini, Türkiye’nin ilk Kimya Endüstri
Parkı’nı hayata geçirmiş olacağız... PETKİM’in,
hammadde güvenilirliğine kavuşması, kapasi-
te artıcı ve yeni fabrika yatırımlarını yapmak
konusunda bize cesaret verecek. Hedefi miz
bugün için yüzde 15-20 aralığında seyreden
iç pazar payımızı, 2023 yılında yüzde 25 yap-
mak... Ancak konu petrokimyasallar olunca,
uygun yatırım atmosferi koşullarını izleyerek
yatırım kararlarımızı almak mecburiyetindeyiz.
Kısa ve orta vadede müşteri ilişkile-rine yönelik yaklaşımınız hakkında bilgi verebilir misiniz, hangi ürünlere ağırlık vereceksiniz, yeni bir pazarlama strate-jisi ortaya konulacak mı?
PETKİM, müşterileri ve sektör temsilcile-
ri ile iletişimini sürekli kılmak için dinamik bir
iletişim ortamı ve altyapısına sahip. Müşterile-
rimiz ile elektronik ortamda Müşteri Bilgi Sis-
temi aracılığı ile taleplerin toplanması, sipariş,
sevkiyat gibi tüm operasyonel işlemleri online
olarak yapıyoruz. Müşterilerimiz ve sektörü-
müz ile bilgi ve iletişimi güçlendirmek için yeni
iletişim kanalları geliştirdik. Son olarak içinde
piyasadaki gelişmeler ve yenilikler ile petro-
kimya sektöründeki temel trendlerin yer aldığı
e-bülten’imizi periyodik olarak yayınlamaya
başladık. Bu çalışmamızla müşterilerimizden
ve piyasadan çok pozitif geribildirimler aldık.
Bir diğeri ise, PETKİM’in mevcut teknik birikimi
ve donanımını sektörün hizmetine açmak ve
müşterileriyle paylaşmak için kurulan PETKİM
Akademi projesi oldu. PETKİM olarak, sektörel
sivil toplum kurumları ile de yoğun bir iletişim
ve etkileşim içindeyiz. ASD, TKSD, PAGEV,
PAGDER, EGEPLASDER, PLASFED, TAYÇED
gibi bu kuruluşların yönetiminde aktif görev
alıyor, pek çok alanda işbirliği yapıyoruz. Piya-
sa koşullarını yakından izleyerek müşterilerle
daha yakın ilişki kurma temelinde gerçek-
leştirdiğimiz pazar odaklı dinamik planlama
politikasının sonuçlarını alıyoruz. Tüm satış
ve pazarlama stratejimizin temelinde, müş-
terilerimizin talep ve beklentileri ile sektörde
yaşanan küresel gelişmeler var. Bizi rakipleri-
mizden aytıran en temel özelliğiniz de budur.
Müşterimizin 7 gün 24 saat yanında olan,
teknik destek sağlayan, ortak proje üreten ve
onları iş ortağımız olarak gören bir yapımız var.
Genel olarak, plastik sektörümüzün ham-
madde sorunu var. Yıllık 10 milyar doların üze-
rinde bir ithalat söz konusu. Bu alanda hem
hammadde kullanıcısı üretimi bilen, hem de
bugün bir hammadde üreticisi şirketi yöneten
kişi olarak plastik hammadde konusunda yerli
üretimi sektör ihtiyacını karşılayacak seviyele-
re çıkarmak için neler yapılmalıdır?
Türkiye’de petrokimyasal ürünlere olan
talep, ülkemizin büyüme hızının en az iki katı,
iç talebin çok canlı olduğu bazı yıllarda üç kata
yakın bir oranda artıyor. Bu yönüyle Türkiye,
Çin’den sonra petrokimyasal ürünlerde en
hızlı büyüme gösteren ikinci ülke… Bu talebin
karşılanması noktasında, yerli üretime hayati
bir görev düşüyor. İthalat, sektörümüzün en
önemli problemleri arasında. Enerji ürünleri
ithalatı hariç tutulduğunda, yüzde 20-25’lik
payla dış ticaret açığında kimya sektörü başı
çekiyor. Kimya sektörü içerisinde ise yüzde
61 oranında dış ticaret açığı ile petrokimyasal
ürünler birinci sırada yer alıyor.
Petrokimya sektöründe son 10 yıllık bü-
yüme performansı devam ederse Türkiye,
2023 yılında yıllık 14 Milyar Dolar petrokim-
yasal ürün ithal etmek zorunda kalacak, böy-
lelikle petrokimya sektöründeki ithalatın dış
ticaret açığı içindeki payı bugüne göre iki kat
artacak. Toplam ithalatımız içinde ise ara malı
ürünlerin payı ise yüzde 73 gibi kabul edilebilir
sınırların çok üzerinde.
Bu durum sürdürülebilir olmadığı gibi,
ülkemizin büyüme hedefl erine gölge düşürü-
yor. Türkiye, acil olarak ithalatı azaltıcı ve yerli
üretimi destekleyici yatırımları desteklemek
mecburiyeti ile karşı karşıya. Plastik sektörü
temsilcilerinin geçmişte “PETKİM’in devlet-
ten koruma istediği” söylemlerini üzülerek
dinlemiştik. Hepimiz aynı gemideyiz. PETKİM
bugün bir özel sektör şirketi olarak, dünya-
nın 70’e yakın ülkesindeki yüzlerce üretici ile
rekabet ediyor. Biz rekabetten korkmayız. Ar-
zumuz rekabette adalet olması. Türkiye ultra
liberal bir pazar olarak, dünyanın her ülkesin-
den ürün ithal edebiliyor. Çoğu da sıfır gümrük
ve dahilde işleme rejimi ile... Yerli üreticileri-
mizin, PETKİM’in olmadığı bir iç pazarda neler
olabileceğini düşünerek ortak menfaatlerimiz
paralelinde buluşması gerekiyor. Yerli üretim
gücümüz, geleceğimiz ve kalkınma hedefl eri-
miz için anahtar sözcüktür. Türkiye’deki diğer
sanayi gruplarının; bilgi, semaye ve teknoloji
yoğun olan petrokimyaya yatırım yapmaları
gerekiyor. Sektör kuruluşları olarak bu hedef
için daha çok mesai harcamalıyız.
Ayrıca Türk imalat sanayisinin her unsu-
runun, AB ile ABD arasında görüşmeleri sü-
ren Trans Atlantik Ticaret ve Yarırım Ortaklığı
Anlaşması’nın (TTIP) ülkemize olası etkileri
konusunda çok duyarlı olmalarını istiyorum.
Türk ekonomisi ve geleceğimiz için en önemli
risk unsuru bu anlaşmadır. Doymamış bir paza-
rımız ve genç nüfusumuz var. İthalat yaparak
değil, yerli üretim gücünü artırarak üreticinin
haksız rekabet konularını çözmemiz lazım. Biz
İran’a mal satarken yüzde 60 vergi ödüyorken,
İran bize mal satarken sıfır vergi ödüyorsa; bu-
rada izaha muhtaç bir durum vardır. Gümrük
Birliği anlaşmasının acil olarak revize edilme-
si gerektiğini ve yüzbinlerce insanımızın işsiz
kalabileceğini iddia ediyorum. TTIP dışında
kalırsak, GB’ni hemen tek tarafl ı askıya alma-
lıyız. Hükümetimizin bu yöndeki açıklamalarını
yürekten desteklerken, Türk iş dünyamızın
bu açıklamalara gerekli desteği vermemesi-
ni de bir özeleştiri olarak kaydetmek isterim.
20 yılı geride bırakan Gümrük Birliği artık tam
anlamıyla kapitülasyona dönüşmüş durumda.
Türkiye’nin anlaşmaya dâhil olmaması duru-
munda en büyük zararı petrokimya ve kimya
sanayisi görecek. Kimya sanayisi çok gelişmiş
olan ABD’nin ürünleri sıfır gümrükle Türkiye’ye
akın edecek. Rekabet dezavantajından dolayı
pek çok ürün Türkiye’de üretilemez hale ge-
cek. Şirketler kapanacak ve işsizlik artacak.
Ben, yerli üretici olan ve bunun çilesini çeken
bir işadamı olarak yaklaşan tehlikeye karşı
alarm zillerini çalıyorum. Bu sorunla yüzleşin-
ce çözüm aramaya kalkarsak çok geç kalmış
olacağız.
SÖYLEŞİ
74
PLASFEDDERGİ
İran, Türk özel sektörü açısından gelecek
vadeden bir ülke konumunda görülüyor. Giri-
şimciler, İran’da ihracat yapmak ve hammad-
deleri İran’dan almak şartıyla sanayi amaçlı
ve yüzde 100 yabancı sermayeli şirket kura-
biliyor. İranlı iş insanları da ortaklıklara sıcak
yaklaşan bir topluluk olarak görülüyor. İran
da Türkiye gibi imalat sanayiinde ve hizmet
sektöründe ağırlıklı olarak KOBİ fi rmalarından
oluşuyor. Bankacılık açısından ise Türkiye’nin
İran’ın gelişmesine katkı vermesiyle çok büyük
bir potansiyeli harekete geçirmek mümkün
olarak değerlendiriliyor.
Türkiye ile İran arasında Ağrı Doğubeya-
zıt’taki Gürbulak, Van-Özalp’taki Kapıköy, Hak-
kari-Yüksekova’daki Esendere olmak üzere üç
sınır kapısı bulunuyor. Kapıköy ve Esendere
konulan ambargo ve ekonomik yaptırımlar ne-
deniyle ekonomik olarak zorlansa da dünyanın
en büyük petrol ve doğalgaz üreticilerinden
biri olması, Ortadoğu ve Körfez bölgesinde
dinsel ayrımcılık nedeniyle kendisine yakın
dini gruplar üzerinden sağladığı güç sayesinde
bağımsız olarak varlığını sürdürdü ve baskılara
direnebildi. Son dönem nükleer güç programı-
nı kısıtlamada uzlaşma imkanı nedeniyle yap-
tırımların gevşetilmesi gündemde.
İran’da, her türlü tüketim maddesine
yönelik olarak ihracat potansiyeli bulunuyor.
Üstelik Türkiye’ye ile komşu olması da birçok
alanda imkanı artırıyor. Ancak kısa vadedeki
en önemli sorun, uluslararası yaptırımlar ne-
deniyle para transferleri ve ödeme sistemle-
rinin riskli olması.
İran, 2011’deki 541 milyar dolarlık
GSYH’si, uluslararası yaptırımlar nedeniyle
2014 sonunda tahmini 402 milyar dolarlık
GSYH’ye geriledi. Ancak son dönemde am-
bargonun gevşetilmesi yönünde görüşme-
ler yoğunlaştı ve belirli bir ilerleme sağlandı.
Türkiye’nin olası en büyük ticaret partnerle-
rinden biri durumundaki ülke, başta plastik
sektörü olmak üzere çok çeşitli sektörlerde
avantajlı görünüyor. İran, son dönemde Batı
bloku ile yaşadığı sorunlar ve nükleer güç yatı-
rımları nedeniyle Birleşmiş Milletler tarafından
İran, dünyanın en önemli pet-rol ve doğalgaz üreticisi ülkelerin-den biri olması yanında, Orta Asya ülkelerinin enerji kaynaklarının büyük pazarlara ulaşmasında da kritik bir konumda bulunuyor. İran ile Türkiye’nin ekonomik ilişkileri-nin geliştirilmesi için çaba harca-nıyor. Güçlü iç pazarıyla Türkiye için fırsatlarla dolu olan İran, aynı zamanda Türkiye’nin en önemli enerji kaynağı ithal ettiği ülkele-rin arasında bulunuyor.
Plastik sektörü açısından ise Türkiye’ye en fazla plastik ham-madde satan ülkelerden biri olan İran ile yoğun ticari ilişkiler göz-leniyor. Hatta son verilere göre, plastik hammaddeler iki ülke ticaretinde ilk üç sıra içinde bu-lunuyor. İran’ın uluslararası yap-tırımlardan kaynaklı sorunları çözmesinin ardından, ülkenin hız-la tüketiminin artması, şehircilik ve konut yatırımlarının hızlanma-sı bekleniyor.
Tarihi komşu ile gelecek dönemde ekonomik ilişkiler yoğunlaştırılmaya çalışılıyor
Türkiye-İran ekonomik ilişkilerde geleceğe bakıyor
ATLAS
76
PLASFEDDERGİ
ithal etti. Bu miktarla, en fazla plastik ham-
madde ithal ettiğimiz ülkeler içinde 7. sırada
yer aldı.
İran, Türkiye’nin en fazla plastik mamul
ithal ettiği ülkeler arasında ilk 10 içinde bulun-
muyor.
Türkiye’den İran’a 2014 yılı sonu itibariyle
ihraç edilen plastik mamul 46 bin ton mikta-
rında ve 198 milyon Dolar tutarında. İran bu
miktarla en fazla ihracat yapılan ülkeler içinde
6. sırada.
İran, Türk plastik makine ile aksam ve par-
çaları sektörünün de ana ihraç pazarlarından
biri. 2014 yılı sonunda bu ülkeye 14,8 milyon
dolarlık ürün satıldı. Bu seviyeyle, en fazla ih-
racat yapılan ülkeler içinde ikinci sırada yer
aldı.
-İran’da ekonomi gelişiyorİran, merkezi ekonomik planlama ile pet-
rol, doğal gaz ve diğer büyük işletmelerde
kamu mülkiyetinin sürdüğü bir ekonomik gö-
rünüm sergiliyor. Ülkede, özel sektör ağırlıklı
olarak KOBİ’lerden oluşuyor. Bunun yanında
savaş sonrası yardım amacıyla kurulan vergi
avantajlı vakıfl arın etkinliği büyük oranlara
ulaşmış durumda. Bu vakıfl arın ülke ekono-
misinin yüzde 45’ini etkilediği tahmin ediliyor.
Petrol üretiminin artmasıyla büyüme hızının
artması beklenen ülkede, ihracatının yüzde
80’i, devlet bütçesinin ise yüzde 40-70 aralığı
petrol gelirlerinden oluşuyor.
İran, ekonomiyi geliştirmek için serbest
bölge uygulayan ülkeler arasında bulunuyor.
Yabancı yatırımcılara cazip imkanlar sağlama-
yı da amaçlayan serbest bölgelerde, ülke ge-
neline göre imkanlar sağlansa da bazı kısıtlar
bulunuyor. Bunlara karşılık, nispeten düşük
ithalat vergileri başta olmak üzere avantajlar
sağlanıyor. İran serbest bölgelerde petrokim-
ya sektöründe de yatırımlara ilgi gösteriyor.
Son dönemde yabancı yatırımcılara yönelik tu-
tumda da iyileşmeler gözleniyor. Ülkenin 1993
ile 2009 arasında toplam 34,2 milyar Dolar ya-
bancı sermaye yatırımı aldığı verilere yansımış
durumda. İran’da halen, Çabahar (Pakistan’a
yakın bir liman şehri), Kiş (Basra Körfezi’nde
bir ada) Keşm (Hürmüz Boğazı’nda bir ada)
şehirlerinde serbest bölge bulunuyor. İran’da
yabancı yatırımcılara destek olmak amacıyla
İran Yatırım Ajansı bulunuyor.
-Serbest ticaret merkezleri yo-ğun ticari ilişki sağlıyor
Türkiye’nin son dönemde uygulamaya
koyduğu ve sınır ticaretini sağlıklı, disiplin-
li hale getirmeyi amaçlayan Serbest Ticaret
Merkezi (STM) uygulamaları kapsamında İran
ticareti gelişiyor. Türkiye-İran sınırında kuru-
lan bu merkezlerde, ithal edilecek tarım ürün-
lerinde yüzde 40, sanayi ürünlerinde ise yüz-
de 100 vergi muafi yeti uygulanıyor.
-İran’da petrokimya ve başlıca sektörler
İran’da, başta petrol, gaz ve petrokimya
olmak üzere ekonomik sektörler çok büyük
potansiyel barındırıyor. Ülke imalat sanayiinde
özellikle otomotiv ile dikkat çekerken, tarım ve
gıda sanayii genç nüfusla birlikte önemli bir
potansiyeli barındırıyor. DEİK raporlarına göre
ülkedeki temel ekonomik sektörlerin analizleri
şöyle:
Tarım: İran’da 23.6 milyon hektar
ekilebilir arazi bulunuyor. Bu varlıkla dünya-
nın üçüncü büyük potansiyelini oluşturuyor.
Ancak, bu arazilerin yüzde 56-60’ının sulama
gümrük kapıları, TOBB GTİ tarafından yenilen-
me faaliyetinde bulunuyor. Bu kapıların işlet-
mesi de TOBB GTİ tarafından yapılacak. Esen-
dere gümrük kapısı, bölgesel açıdan önemli bir
konumda bulunuyor. İran, Türk vatandaşlarına
90 gün süreyle seyahatlerde vize rejimi uygu-
lamıyor.
-Plastik sektörüİran ile Türkiye arasında plastik sektö-
ründe yoğun bir ticaret göze çarpıyor. İran
Türkiye’den ciddi sayılabilecek miktarda plas-
tik mamul ithal ederken, Türk fi rmaları da çok
büyük miktarlarda hammadde ithal ediyor.
PLASFED verilerine göre, Türkiye’de
kurulu plastik sektöründeki 293 yabancı ser-
mayeli şirketin 21’i İran menşeli şirketlerden
oluşuyor.
Plastik alanında iki ülke arasındaki en
önemli dış ticaret, hammaddede gerçekleşi-
yor. Türk fi rmaları 2014 yılı sonunda İran’dan
505 milyon Dolar tutarında 305 bin ton ürün
ATLAS
77
PLASFEDDERGİ
imkanı bulunmadığı belirtiliyor. Bu alanda son
dönemdeki yatırımlar, tarımsal plastik mamul-
lerde fırsat sunuyor.
Petrokimya Sanayi: İran pet-
rokimya sanayisini geliştirerek daha yüksek
katma değer ve petrol gelirlerine bağımlılığın
azaltılması yönünde çalışma yürütüyor. Ülke-
nin, 11 petrokimya kompleksi Basra Körfezi’nin
petrokimya üretiminde yüzde 13 ağırlıkta bu-
lunuyor. Buna bağlı olarak petrol dışı gelirlerde
de ilerleme gözleniyor. Petrokimya yatırımları-
nın büyük kısmı Körfez kıyısında bulunan Pars
Özel Ekonomik Bölgesinde yapılıyor. Gelişme
görülse de bu alanda yabancı yatırımcılar ol-
madan çok hızlı büyüme beklenmiyor. DEİK
raporunda petrokimya sektörüne yönelik ola-
rak şu değerlendirme yapıldı: “Son yıllarda İran
petrol konusunda bakış açısını değiştirmiş ve
petrolü bir sermaye malı olarak görerek, pet-
rolün satımından elde edilen gelirlerin başka
yatırımlara dönüştürülmesi konusu üzerine
çalışmalar başlatarak bir de özel bir fon oluş-
turulmuştur. Ama kurulun bu fondan amacına
uygun bir şekilde yararlanılmamıştır. Şu anki
durumda 25 tanesi onshore olmak üzere 32
sahada üretimi yapılmaktadır. Beşinci beş yıl-
lık kalkınma planı çerçevesinde 64 proje yıllık
50 milyon ton kapasite ile ve 44 milyar dolar-
lık yatırımla hayata geçecektir. Bu projeler ile
İran, 2015 yılı sonuna kadar toplam 100 milyon
tonluk petrokimya ürünü üretme kapasitesine
sahip olmak istemektedir. Bu rakam ise İran’ı
Dow Chemical’dan sonra dünyada ikinci büyük
petrokimya ürünü üreticisi yapmaktadır”
Otomotiv ve Yan Sanayi: İran’da, otomotiv sanayii yüksek vergilerle
korunan bir sektör. Ancak, devlet tekelinde-
ki sektör, son dönemde teknoloji transferi
amaçlı olarak başta Nissan (Japon), Peugeot
(Fransa), Renault (Fransa) ve Kia (Güney Kore)
fi rmaları olmak üzere birçok ortaklık anlaşması
imzalayarak yeni modeller üretmeye başladı.
Ülkenin araç üretimi yıllık 882 bin dolayında.
İran’ın otomotivdeki üretici şirketi Khod-
ro, Citroen ve Kia otomobillerini üreten Saipa
ile işbirliği yaparak Fransız Renault fi rması ile
müşterek, Mayıs 2006’dan bu yana Renault’un
bazı modellerini yerel olarak üretti. Ayrıca
ülkede 50 milyon dolar tutarında yatırım ger-
çekleştirilen İran Khodro Dizel şirketinin yıllık
5 bin 500 otobüs üretimi kapasiteli ünitesi
hizmette bulunuyor. İran otomotiv üretimi, şu
anda dünya genelinde 11. büyüklüğe ulaşmış
görünüyor. Son dönemde yaşanan uluslara-
rası gelişmeler neticesinde ülke, yerli model
otomobillere ağırlık veriyor.
Gıda Sanayi: İran, gıda işleme ala-
nında ciddi yatırımlar yapan ülkeler arasında
bulunuyor. Ülkede, 168 adet, 50’den fazla
kişinin çalıştığı geniş ölçekli gıda işleme tesisi
bulunuyor. Bu tesislerde yıllık ortalama 9 mil-
yar Riyal değerinde üretim gerçekleştirilirken,
üretim ve ürün geliştirmede sıkıntılar gözleni-
yor.
Buna rağmen İran gıda sanayii iç talebi
karşılayacak güce ulaşmış durumda ancak
ihracata yönelik ürün geliştirmede zorluklar
gözleniyor.
Petrol sanayii: İran dünyanın en
önemli petrol ve doğalgaz üreticisi ülkelerin-
den biri olarak biliniyor. Ülke, OPEC’in ikinci en
büyük petrol üreticisi ve Suudi Arabistan’dan
sonra dünyanın en büyük 2. petrol rezervleri-
ne sahip durumda. Dünya rezervlerinin yüzde
10.3’ünü elinde bulunduran ülkenin 151 milyar
varil kanıtlanmış petrol rezervi bulunuyor.
İran Petrol Bakanlığı tarafından açıklanan
bilgiye göre, petrol sahalarının modernizas-
yon ve yenileme ihtiyacı nedeniyle mevcut
petrol sahalarından sağlanan üretimin her yıl
yüzde13 azaldığı tespiti bulunuyor. Sorunlara
rağmen İran, 2010 yılına kadar petrol üretimi-
ni günde 5.6 bin varil, 2020 yılına kadar 7 bin
varil seviyesine çıkarmayı planlıyor. Ülke ha-
len 27’si kıyıda olmak üzere toplam 32 sahada
üretim yaparken, bu yatırımı artırmak amacıy-
la 15 milyar dolar ile 20 milyar dolar tutarında
yabancı yatırımı çekerek üretimini artırma yö-
nünde çaba harcıyor.
Doğal gaz: İran, dünyanın en bü-
yük doğal gaz üreticileri arasında bulunuyor.
Türkiye’nin de en büyük alıcısı olduğu bu
ürüne ilişkin olarak, DEİK raporlarında, “İran’ın
Yaklaşık 33.07 trilyon m3 doğal gaz rezervi-
ne sahip olduğu sanılmaktadır. Bu Rusya’dan
sonra dünyanın en büyük doğal gaz rezervine
işaret etmektedir” bilgisi verildi. İran, mevcut
doğal gaz boru hattıyla, Türkiye’ye doğrudan
satış yapıyor.
Altyapı Projeleri: İran, yatırım
ihtiyacına paralel olarak ülkenin imarı için de
yoğun bir altyapı yatırımı planlıyor. Ülke de-
miryoluna yoğun yatırım yapma eğiliminde.
Buna ek olarak havalimanlarının iyileştirilmesi
ile Tahran’daki İmam Humeyni havalimanının
kapasite artırımı gündemdeki yerini koruyor.
İran’da inşaat sektörünün 2011 yılında
yüzde1.4 büyüdüğü, değerinin ise 32.8 milyar
dolar olduğu kaydedildi. Mehr konut projesi ile
İran’da toplam 1.8 milyon konut yapımı günde-
me alındı, bunların 634 bin adeti sözleşmeye
bağlandı ve 440 bini tamamlandı. Ülkenin dış
ilişkilerinin normalleşmesiyle konut ve şehir-
cilik altyapı yatırımlarının artması bekleniyor.
-Sorun alanlarıİki ülke arasında 21.8 milyar Dolara ula-
şan dış ticaret hacminin gelecekte çok daha
üst seviyelere çıkma potansiyeli bulunsa da
kısa vadede bazı zorluklar dikkat çekiyor. DEİK
analizlerine göre, iki ülke arasında, gümrük ta-
rifelerinde, ulaşımda, İran dış ticaret mevzua-
tında, çalışma izinlerinde sorunlar bulunuyor.
Belirlenen bu alanlarla ilgili halen devam eden
sıkıntılara yönelik analizler şöyle:
ATLAS
78
PLASFEDDERGİATLAS
Gümrük tarifelerinde yaşa-nan sıkıntılar: İran’da yerel üreticileri
koruma eğilimi devam ediyor. Bu nedenle, iki
ülke arasında karşılıklı olarak tarifelerin düşü-
rülme kararı alınmasına rağmen yüksek oranlı
vergiler sürüyor. İran’da yüzde 4 ile 200 ara-
sında değişen vergiler sözkonusu.
Ulaşım konusunda yaşanan sıkıntılar: İran’ın Türk araçlarına verdiği
yakıttan akaryakıt fi yat farkı adı altında ek zam
yapması ve yol vergisi maliyetleri yükseltiyor.
İran Dış Ticaret Mevzuatındaki Belirsizlik-
ler: 2009 yılından itibaren tarım ve gıda ürün-
lerinde İran Bitki Koruma Kurumu izni uygula-
nıyor ve sertifi kalar kabul edilmeyebiliyor. İran
ile pamuk tohumu ihracatındaki transit geçiş-
lerde zorluklar dikkat çekici bulunuyor.
Yabancı Personelden Alınan Vergi : İran’da yabancı personel yüzde 33
vergi ödüyor. Ayrıca yönetici pozisyonlarda
çalışanlar için vergi matrahı düzeyini de kendi-
si belirliyor. Bu vergiler ayda birkaç bin Dolara
ulaşabiliyor. Ayrıca, çalışma ve oturma izinleri
çok detaylı formalitelere bağlı olarak uzun sü-
rüyor.
Bunların yanısıra, İran’da son dönemde
uluslararası gelişmelere bağlı olarak ödeme
sisteminde ciddi sorunlar yaşanabiliyor. Eko-
nomik İşbirliği Teşkilatı bünyesinde Türkiye,
Afganistan, İran, Pakistan ve Tacikistan ara-
sında gümrük tarifelerinin indirilmesi yönün-
deki anlaşmanın yürürlük kazanması için ise
çalışmalar sürüyor.
-İran kendine özgü karmaşık siyasi yapı
İran, pers imparatorluğunun kültür mirası
üzerinde bulunuyor. Millattan önce 4 binli yıl-
lardan bu yana kültür ve devlet yerleşimlerinin
bulunduğu coğrafya, Türk tarihi açısından
da büyük önem taşıyor. Anadolu, Ortadoğu-
Körfez ve Kuzey Afrika’da hüküm süren Pers
imparatorluğunun ardından bugünkü İran’ın
coğrafyasında Türk varlığı her dönem oldu
ve Şah dönemi İran’ına kadar kurulan bütün
devletlerde Türk unsuru bulundu. Ülkenin bi-
rinci dünya savaşı sonrası şekillenen yapısın-
da Fars kültürü tek başına hakim oldu. 1924’te
başlayan bağımsız Şah dönemi, 1979’da
Humeyni’nin yönlendirdiği devrimle son bul-
du. Ülke 1979 yılından bu yana ise kendine
özgü bir İslami kurallara dayalı siyasi sistemle
yönetiliyor. Ortadoğu bölgesinin siyasi olarak
en etkili ülkelerinden biri. Ortadoğu’da eskiden
beri var olan ancak son 15 yılda çatışmalarla
derinleşen mezhep ayrımı çerçevesinde Şii
nüfusun bulunduğu bütün ülkelere etki ede-
biliyor. İran’ın yakın tarihindeki en önemli olay
ise komşusu Irak ile 1980-88 yılları arasında
süren savaş oldu.
İran ile ilgili bilinmesi gereken en önemli
unsurlardan biri de 76,9 milyon kişilik ülkede,
tarihi olarak İran’ın kuzeyinde varlığını sür-
düren Azeri nüfus. Ülkede Türk kökenli etnik
yapılar da bulunuyor. Toplamda yüzde 27’ye
varan nüfusun Türkçe ve Türkçe lehçeleri
konuştuğu tahmin ediliyor. Bu kişiler, Azeri
lehçesiyle Türkçe konuşuyor ve büyük oranda
Türkçe anlaşmak mümkün. İran içinde hem ka-
muda, hem iş dünyasında çokça Türkçe konu-
şan insanla karşılaşılıyor.
İran’da Türkiye’dekine benzer şekilde ya-
pılanmış 31 “Ostan” (il ya da eyalet) bulunuyor.
Bu ostanların merkez ilçesine karşılık gelebile-
cek “merkez şehir”leri bulunuyor. Ülkenin en
büyük üç şehri Başkent Tahran, Meşhed, İsfa-
han, Tebriz ve Şiraz.
Ülke, siyasi otoritenin üstünde bulunan
bir dini yapıyla yönetiliyor. Seçimle gelen bir
Cumhurbaşkanı ve onun tarafından oluşturu-
lan Bakanlar Kurulu sözkonusu.
Yasama faaliyetleri ise yine seçimle ge-
len 290 kişilik tek kademeli parlamento tara-
fından yürütülüyor.
Hem Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu,
hem de parlamento kararları dini otorite tara-
fından karar almada bağlı bulunuyor. Yürütme
ve Yasama Organından geçen kararlar üzerin-
de yetki sahibi.
İran’da güç odaklarını oluşturan sistem
karmaşık bir yapıda bulunuyor. Herşeyden
önce dini lider tarafından altı üyesi atanan,
altı üyesi de İran yargısı tarafından belirlenen
Anayasa Koruma Konseyi, Dini lideri seçen ve
yakın çalışan Danışmanlar Konseyinin belirle-
yicisi durumunda. Danışmanlar Konseyi 8 ki-
şiden oluşuyor ve Dini lideri ömür boyu görev
yapmak üzere seçiyor. Bu konsey tamamı gizli
olan kararlar alıyor ve bazı yürütme uygulama-
ları üzerinde veto yetkisine sahip.
-İran’da gezilecek yerlerİran’ın Başkenti durumundaki Tahran,
hem iş hem de seyahat açısından görülecek
yerlerin arasında bulunuyor. Nüfusu 12 milyon
olan tarihi şehrin altyapısı mevcut nüfusu kal-
dırmıyor. İran, son dönemde yeni bir “başkent”
tasarlayıp inşaa etmeyi açık olarak tartışmaya
başladı.
Şiraz ise İran’ın en önemli tarihi kentleri-
nin başında bulunuyor. Bu şehre yakın Perse-
polis, M.Ö. 6. yüzyılda inşa edilmeye başlandı
ve Pers İmparatorluğuna başkentlik yaptı.
Görkemli şehrin kalıntıları çok sayıda turist çe-
kiyor.
İran’ın dini başkenti konumundaki Kum
şehri de İslami mimarinin en önemli eserlerini
görmeye fırsat tanıyor. Tebriz, Gülistan İran’ın
zengin kültürünü ve tarihini tanımak üzere zi-
yaretçi alıyor.
79
PLASFEDDERGİSÖYLEŞİ
BASF Türkiye Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Arzu Deniz Aksoy:
BASF 150. yılında ne gibi kutlama-et-
kinlikler gerçekleştirecek, gerçekleştiriyor?
Tüm dünyada 150. yılımızı kutlarken faali-
yet gösterdiğimiz tüm ülkelerde, çalışanlarımız,
müşterilerimiz ve iş ortaklarımız ile özel etkin-
liklerde bir araya geliyoruz. 150. yıldönümümü-
zü hem bir kutlama vesilesi hem de yeni fi kirler
üretmek için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz.
Sadece geçmiş 150 yılımızı anmak için kutlama
yapmıyoruz aynı zamanda sürdürülebilir bir
dünya hedefi yle gelecek 150 yıl için de projeler
gerçekleştiriyoruz.
Mayıs ayında Türkiye’deki kutlamalarımız
kapsamında 600 iş ortağımız ile özel bir gece-
de bir araya geldik. Bu özel ve bizim için oldukça
anlamlı olan geceye, BASF EUE Kıdemli Başkan
Yardımcısı (BDT-Orta Doğu-Afrika) Laurent Ta-
inturier, BASF Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Af-
rika Bölgesi Başkanı ve BASF Türk CEO’su Vol-
ker Hammes ve BASF Türk Ülke Müdürü Buğra
Kavuncu ev sahipliği yaptı.
150. yılımızda akıllı enerji, gıda ve şehir
yaşamı olmak üzere üç konuya odaklanıyoruz.
Bu global zorlukların üstesinden gelebilmek
için yenilikçi çözümler arıyoruz. Mumbai’de su
tesisleri de dâhil olmak üzere yaklaşık 900 kişi
istihdam ediliyor. BCT, aynı zamanda Ortadoğu,
Kuzey Afrika bölgeleriyle birlikte toplam 1.800
civarındaki çalışanıyla BASF’yi temsil ediyor.
Türkiye’deki üretim tesislerine yenile-
rini eklemeyi düşünüyor musunuz?
Türkiye’de Dilovası, Çayırova, Gebze, Trab-
zon, Adana ve Pendik’te olmak üzere 6 üretim
tesisimiz bulunuyor.
Pazarda genele ve özele hitap eden faali-
yetlerimizi daha gözle görülür şekilde birbirin-
den farklılaştırmayı hedefl iyoruz. Bu doğrultu-
da özellikle özel üretim anlamında pazar lideri
olmamızı sağlayan formülasyon uzmanlığımızı
ve müşteri uygulamalarımızı daha da gelişti-
receğiz. Dünyada poliüretan sistemleri konu-
sunda lideriz. Yeni düzenlemelerle özel üretim
ve uygulamalar alanındaki inovatif liderliğimizi
de pekiştirmeyi amaçlıyoruz. Böylelikle pazarın
değişen ihtiyaçlarına daha iyi cevap vermek
prensibiyle Ar-Ge çalışmaları devam edecek ve
müşterilerimiz gelişmiş ürünlere ekonomik ko-
şullarda ulaşma imkânına sahip olacak.
-Öncelikle, BASF 150. yılında, küresel
bir şirket. BASF ve BASF Türkiye’den kısaca
söz edebilir misiniz? Türkiye’de hangi alan-
lara yoğunlaştınız?
Evet, biz BASF olarak, bu yıl tüm dünyada
150. yılımızı kutluyoruz. Türkiye’de ilk satışı-
mızı 1880 yılında gerçekleştirdik ve 135 yıldır
da Türkiye’deyiz. Faaliyetlerimiz kapsamında,
birçok endüstriyel sektöre kimyasal ürün sağ-
lamayı sürdürüyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz
alanlar arasında; kimyasallar, plastikler, dis-
persiyonlar ve pigmentler, bakım kimyasalları,
özel kimyasallar ve bitki koruma gibi birçok alan
bulunuyor. Ürünlerimiz; elektrik ve elektronik,
otomotiv, inşaat, deterjan ve temizlik, ilaç ve
kozmetik ile hayvan yemi, tarım ve gıda gibi çok
geniş ve önemli sektörlerde kullanılıyor.
Şu anda İstanbul’da yer alan BASF Türkiye
Ofi si oldukça önemli ve stratejik bir konumda
yer alıyor. Merkez ofi simiz “Business Center
Türkiye, Ortadoğu & Kuzey Afrika (BCT)”den,
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan top-
lamda 34 ülke yönetiliyor. BCT ve Türkiye’nin
çeşitli şehirlerinde bulunan diğer ofi s ve üretim
150. kuruluş yılını kutlayan BASF, Türkiye’de ise 135. kuruluş yılında bulunuyor. Türkiye ofi sinden 34 ülkenin yönetimini gerçekleştiren BASF, kurumsal sosyal sorumluluk alanında da güçlü adımlarıyla bili-niyor. Sürdürülebilirlik anlayışıyla yürütülen kurum-sal sosyal sorumluluk projeleri; hayır işleri, kültür ve eğitim olarak üç ana başlık altında toplanıyor. Eği-tim alanındaki faaliyetlere özel önem veren BASF, plastik sektörünün en kapsamlı sosyal sorumluluk faaliyetlerinden biri olan Yuvaya Dönüşen Plastik-ler kampanyasının da en önemli ve sürekli destek-çileri arasında bulunuyor. BASF Türkiye Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü Arzu Deniz Aksoy; BASF 150. yılı, faali-yetleri ve kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımlarını PLASFEDDERGİ’ye anlattı.
“Bizim için kurumsal sosyal sorumlulukta eğitim önemli bir yer tutuyor”
80
PLASFEDDERGİSÖYLEŞİ
erişimi, Kuzey ve Güney Amerika’da kaynak
etkinliğine sahip yetiştiricilik, Şanghay’da akıllı
tüketim, Ludwigshafen’da enerji depolama ve
Sao Paulo’da dar gelirlilere konut gibi zorluklar
konusunda müşterilerimiz ve ortaklarımızla
işbirliği yaparak çözüm geliştirmek üzere çalışı-
yoruz. Bu kapsamda başlatılan “Creator Space
Online” adlı platformda www.creator-space.
basf.com üzerinde iletişime geçen müşteriler,
bilim insanları, halk ve BASF uzmanları; belirtti-
ğim gibi akıllı enerji, gıda ve şehir yaşamı olarak
belirlenen üç konuyla ilgili gelecekte ortaya çık-
ması muhtemel küresel zorluklara çözüm üret-
mek üzere fi kir alışverişinde bulunuyor. 2015
yılı boyunca bu platformdan elde edilecek veri-
lerin, hayata geçirilecek çözümler için bir temel
oluşturması planlanıyor.
BASF Türkiye 2015 hedefl eri hakkında
bilgi verebilir misiniz?
BASF Türkiye’nin ülkemizle ilgili uzun dö-
nemli bir vizyonu bulunuyor. Ülke ekonomisinin
son 10 yıldaki istikrarlı büyümesinin önümüz-
deki yıllarda da devam etmesini bekliyoruz.
Büyüyen ekonomiyle birlikte hizmet verdiğimiz
sektörlerde de büyüme gerçekleşecek ve buna
bağlı olarak BASF de büyümesine devam ede-
cektir.
PAGDER Yuvaya Dönüşen Plastikler
kampanyasını destekliyorsunuz. Bu kam-
panya ve verdiğiniz destek hakkında bilgi
verir misiniz?
Tüm faaliyetlerini sürdürülebilirlik anlayışı
ile yürüten bir kurum olarak, kurumsal sosyal
sorumluluk projelerimize de bu anlayışı yansıtı-
yoruz. Son zamanda, PAGDER ile iş birliği içinde
yürüttüğümüz “Yuvaya Dönüşecek Plastikler”
adlı kurumsal sosyal sorumluluk projesi çevre-
mizde oldukça ilgi gördü. “Sıcak Bir Yuva Her
Canlının Hakkıdır” ilkesiyle yola çıktığımız bu
proje ile geri dönüştürülen plastikler, sokakta
yaşayan hayvan dostlarımızın barınabileceği
yuvalar haline geldi. Bu önemli projenin başarı-
sının devam etmesini ve daha fazla sokak hay-
vanı için yuva temin edilmesini diliyoruz.
BASF Türkiye sosyal sorumluluk pro-
jeleri hakkında bilgi verir misiniz?
BASF Türkiye olarak, sürdürülebilirlik
anlayışıyla yürüttüğümüz kurumsal sosyal
sorumluluk projelerimizi; hayır işleri, kültür ve
eğitim olarak üç ana başlık altında topluyoruz.
Bizim için özellikle eğitim ve kimya alanında-
ki bilgi birikimimizi aktarabileceğimiz önemli
bir alan. Eğitici projeler aracılığıyla çocuklara
bilimi ve kimyayı sevdirmeyi amaçlıyoruz. Bu-
güne kadar öne çıkan çalışmalarımızın başın-
da Kids’ Lab projemiz yer alıyor. Kids’ Lab’in
yanı sıra; bir diğer eğitici projemiz de “81 İlde
81 Kimya Laboratuvarı” projesidir. Milli Eğitim
Bakanlığı ile işbirliği içerisinde olduğumuz bu
proje kapsamında, her ilde bir okulumuza yeni
kimya laboratuvarları kuruyoruz ya da mevcut
laboratuvarları modern ekipmanlarla yenili-
yoruz. 81 İlde 81 Kimya Laboratuvarı çerçeve-
sinde, Anadolu’nun en ücra kasabalarına kadar
Türkiye’nin her ilinde, bugüne kadar eğitim
olanaklarından diğer bölgelere göre daha az
faydalanabilmiş yörelerdeki birçok lisenin la-
boratuvarını yenilendik, bazılarına da ilk kez
laboratuvar kurduk. Bugün itibariyle, 50 farklı
şehirde 50 laboratuvarın yapım ve yenileme
çalışmalarını tamamlamış bulunuyoruz. 2016
yılı sonuna kadar 81 ilde 81 kimya laboratuvarı
hedefi mize ulaşmayı amaçlıyoruz.
Projeye ayrıca “Anadolu’nun Kimyası” baş-
lıklı bir kitap serisini de dâhil ettik. Dört kitaptan
oluşacak serinin ilk kitabını tamamladık. Her ki-
tap bir tema etrafında Anadolu’nun 20 kentini
anlatıyor. Seri tamamlandığında 81 ilimizi tek
tek tanıtmış olacağız. Bu kitaptan oluşan bü-
tün gelirleri de Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı
TEGV’e bağışlayacağız.
BASF çevre politikalarını değerlendi-
rebilir misiniz, örnek iyi uygulamalar var
mı?
Bugünlerde kurum kimliğimizin ayrılmaz
bir parçası olan
sürdürülebilirliği,
günümüz iş dün-
yasının mutlak
bir gerekliliği ola-
rak görüyoruz.
Bugün uyguladı-
ğımız sürdürüle-
bilirlik yönetimi,
BASF’nin “Sür-
dürülebilir bir
gelecek için
kimya yaratıyo-
ruz” ilkesini de
destekliyor. Tüm
ürünlerimizde
ve üretim sü-
reçlerimizde ik-
lim koruması ve
dünyamızın do-
ğal kaynakları-
nın devamlılığını
sağlamak üzere
faaliyetlerimizi
yürütüyoruz.
Çevresel unsurlar göz önüne alındığında
iklim değişikliği, sürdürülebilir bir gelecek için
çalışma doğrultusunda en önemli sorunlardan
biri olarak karşımızda duruyor. Her açıdan ve-
rimli ve ekolojik olarak etkili bir şekilde küresel
iklim koruma konusunda kararlılığımızı sürdü-
rüyoruz. Dünya genelindeki enerji verimlili-
ğimizi arttırmak üzere çalışmalarımız devam
ediyor. 2012 yılının başında yeni ve iddialı bir
iklim koruma hedefi belirlemiştik: 2020 yılı iti-
barıyla satılan ürünlerin tonu başına global sera
gazı emisyonlarını 2002 yılına oranla yüzde
40 oranında azaltmayı hedefl iyoruz. Bu hedef
doğrultusunda çalışmalarımıza devam ediyo-
ruz. Ayrıca, su ağırlıklı alanlarda bulunan tüm
üretim tesislerinde sürdürülebilir su yönetim
sistemleri kurmayı amaçlıyoruz.
BASF’nin benzersiz “Verbund” (entegre
üretim) yaklaşımı, kaynakların etkin kullanımı
ve sürdürülebilirliğe iyi bir örnektir. Büyük te-
sislerimizde yer alan üretim birimlerimiz; kim-
yasallar, boyalar ve bitki koruma ürünleri gibi
yüksek katma değerli ürünler verimli değer zin-
cirleri oluşturuyor. Böylece, bir üretim biriminin
yan ürünleri bir başka birimin ham maddeleri
olarak kullanılabilmektedir. Verbund sistemi
kaynak ve enerji tasarrufu sağlamakta; gaz
salınımlarını en az seviyeye indirmekte; lojistik
maliyetlerini azaltmakta ve altyapısal sinerji-
lere olanak sağlamaktadır. Global üretim Ver-
bund’umuz, BASF’nin tüm bölgelerdeki rekabet
gücünün temelidir.
Türkiye’den örnek
vermek gerekirse; en
yüksek tasarruf potan-
siyeline sahip olduğu
tespit edilen ısı geri ka-
zanımı projesi için BASF
Türk Çayırova tesisimize
yatırım yaptık ve yaptı-
ğımız yatırımın 3 katı de-
ğerinde buhar tasarrufu
sağlamayı başardık. Öte
yandan, enerji verimliliği
alanında Türkiye’de sa-
hip olduğumuz biri LEED
Gold, diğeri LEED Platin
sertifi kalı binalarımız ba-
şarılı iş sonuçlarına birer
örnek teşkil ediyor. Söz
konusu binalarımızda
kullanılan ileri teknoloji
ürünü yalıtım sistemleri
sayesinde enerji gider-
lerinde ciddi tasarruf
sağlıyoruz. Tüm petrol
üretim tesislerinde ise
ham petrol üretimiyle
ilişkili gazların rutin operasyonlarda sürekli ola-
rak yakılmasını durdurduk. Sadece bu girişimle
yılda yaklaşık 2 milyon metrik ton civarında sera
gazı emisyonunu önlüyoruz.
81
PLASFEDDERGİSÖYLEŞİ
PAGDER Yuvaya Dönüşen Plastikler kampanyasının en önemli destekçileri arasında bulunan Hepsiburada Kategori Direktörü Onur Bayhan:
veri toplayarak bir tahmin yapıyoruz.
Türkiye’de bu pazarın büyümesi için çok
fazla fırsat var. Neden fırsat var? Türkiye’de
tüketiciler yani kedi-köpek besleyen insanların
yüzde 90’ı hala yemek artığıyla hayvanlarını
besliyorlar. Yani mama kullanımı oranı çok dü-
şük bir seviyede. Kaldı ki kayıtlı kedi ve köpek
sahipliği sayısı da çok düşük. Türkiye’de tah-
minimiz 750 bin adet kayıtlı kedi-köpek var.
Fransa’da sadece dört milyon kayıtlı kedi var.
Böyle baktığınız zaman Türkiye’deki pazarın
potansiyelinin çok büyük olduğunu ve çok daha
hızlı ilerleyeceğini görebilirsiniz.
Biz de pet kategorisinde, kedi, köpek,
balık, kuş için bütün ihtiyaçları tek çatı altın-
dan karşılayabiliyoruz. Onların ayaklarına ka-
dar götürüyoruz. Dolayısıyla Pet kategorisi
Hepsiburada’nın içinde şu anda en hızlı büyü-
yen sektörlerden bir tanesi.
-Pet kategorisinde kaç müşteriniz var?
Yaklaşık ayda on bin sipariş alıyoruz, yıllık
150 bin müşteri dolayında. Yani bizden son bir
yıl içinde alışveriş yapmış 150 bin müşterimiz
dından da 2012 senesinden beri de buradayım.
Yani perakende geçmişim var ama mağazacılık
market perakendesi. Benim de ilk online dene-
yimim.
Hepsiburada’ya gelecek olursak, hep-
siburada 1998’de kurulmuş olan bir şirket.
2000 yılında Hanzade Doğan Boyner’in al-
masının ardından o tarihten beri de Doğan
Online Holding’in çatısı altında faaliyetine de-
vam ediyor. Hepsiburada şu anda Türkiye’nin
e-ticaretteki açık ara tartışmasız lider platfor-
mu. Otuzdan fazla kategoride 500 bin ürün
satışa açık. Üye sayımız 8 milyonu geçmiş du-
rumda. Günde 40 binden fazla sipariş alıyoruz
ve müşterilerimize ulaştırıyoruz. Aylık yaklaşık 1
milyon 200 bin sipariş alıyoruz müşterilerimiz-
den. Dolayısıyla böyle dev bir şirket.
-Peki pet grubu için neler söylenebilir?
Pet grubu da Hepsiburada’nın altındaki
otuz kategoriden biri. Şirketimizin de çok önem
verdiği bir kategori, çok hızlı büyüyen bir sektör.
Henüz Türkiye’de pet sektörünün değerleri çok
küçük, yaklaşık 300-350 milyon TL arası bir ra-
kamdan söz ediliyor. Tam, sağlıklı veri kaynağı
olmadığı için üretici, ithalatçı, distribütörlerden
-Bize biraz kendinizden ve hepsibura-
da.com’dan söz edebilir misiniz?
Hepsiburada’da kategori (pet ürünleri)
direktörü olarak görev yapıyorum. Şirketteki
dördüncü yılım. Bundan önce offl ine peraken-
de dediğimiz bir tecrübem var. İki yıl Toys’r’us,
sekiz yıl Metro Grup Real, iki yıl Tekin Acar ar-
Türkiye’nin en büyük onli-
ne alış-veriş şirketi Hepsibura-
da (hepsiburada.com), pet (evcil
hayvan) ürünleri Kategori Direk-
törü Onur Bayhan, satışa sunulan
mama dışındaki pet ürünlerinin
büyük kısmının plastik ürünler-
den oluştuğunu vurguladı. An-
cak bunların büyük kısmının ithal
ürünlerden oluşmasının kendile-
rinin de dikkatini çektiğini belir-
ten Bayhan, yerli üreticilerle bir-
likte çalışmak istediklerini, uygun
bir iş ortamına açık olduklarını
vurguladı.
Hepsiburada’nın özellikle pet
kategorisinde sosyal sorumluluk
ve duyarlılık projelerini destek-
lediğini ve yıllık 15 ton mama ba-
ğışında bulunduklarını belirten
Bayhan, PAGDER Yuvaya Dönü-
şen Plastikler kampanyası kap-
samında üretilen kulübelerin de
online mağazada yerini aldığını
belirtti. Onur Bayhan, pet sektö-
rüne yönelik plastik ürün imalatı,
online perakendeciliğin incelikle-
ri, bu kanalda yer almak isteyen
imalatçılara tavsiyeleri ve hepsi-
burada.com’u konuştuk.
“PET (evcil hayvan) ürünlerinde plastik için geniş bir alan var”
82
PLASFEDDERGİSÖYLEŞİ
var ve müşterilerimizin geri dönüş oranları çok
yüksek; yüzde 70’in üzerinde müşterimiz biz-
den alışveriş yaptıktan sonra tekrar alışverişine
devam ediyor. Bu şu anlama geliyor; demek ki
memnun kalmışlar ki bizim onlara götürdüğü-
müz hizmetten, üründen, fi yattan bizi tekrar
tercih ediyorlar, Hepsiburada’yı tercih ediyor-
lar.
-Hepsiburada’nın bu alandaki sosyal
sorumluluk yaklaşımı da dikkat çekici?
Evet, farklı çalışmalar yapıyoruz. Sosyal
yardım kampanyaları yapıyoruz. Barınaklara
destek oluyoruz. Bolluca barınağı, Yedikule ba-
rınağı, Beşiktaş Belediyesi ile ortak yaptığımız
çalışmalarla bağışlar gerçekleştiriyoruz. Geçti-
ğimiz sene bu amaçla sadece 15 ton bağış ma-
masını ulaştırdık.
Beşiktaş Belediyesi ile yürüttüğümüz pro-
jeden ayrıca söz etmek isterim. “Mama paylaş”
kampanyamızda, Beşiktaş Belediyesi’nin so-
rumluluk alanı içinde bulunan bütün mahalle-
lerde besleme yapmak isteyen insanlara bes-
leme yapmaları için mama temin ediyoruz. Aynı
şekilde imkanı olup ama zaman bulamayan
ancak katkı vermek isteyen insanlar, besleme
yapmak isteyenler için mama sağlayabiliyor,
buna aracılık yapıyoruz. Beşiktaş’ta bütün muh-
tarlıklara bilgi verdik ve kampanyamız yürüyor.
PAGDER ile de çok güzel bir işbirliğinin
tohumlarını attık altı ay kadar önce. Yuvaya
Dönüşen Plastikler kampanyası kapsamında
üretilen kulübelerin bağışlanmasına aracılık
ediyoruz. Kampanyaya da Hepsiburada olarak
tam destek veriyoruz. Kulübeler, hepsiburada.
com üzerinde satışa açıldı. Tüketicilerimize bu
bağış imkanını sunup, PAGDER’in sunmuş oldu-
ğu imkanları birleştirip ihtiyacı olan birimlere bu
kulübeleri gönderiyoruz. Bu tip kampanyaları
yapmaya devam edeceğiz çünkü hedefi miz bu
sektördeki bilinilirliği artırmak. Kedi-köpek bes-
leme bilincini artırmak ki Avrupa’daki seviyelere
bu şekilde gelelim.
Pet kategorisinde plastik ürünlerin
yeri nedir, biraz bilgi verebilir misiniz?
Pet sektörü ağırlıklı olarak mamadan olu-
şuyor. Kedi ve köpek mamalarının toplamı bu
sektörün yüzde 80’idir. Onun dışında kuş yem-
leri ve balık yemleri de var. Burada da yerli üreti-
cilerle direkt çalışmaya özen gösteriyoruz. Yerli
üreticilerle yaptığımız çalışmalar da her zaman
kendimize ait özel markalar yaptırıyoruz. Bu-
rada tüketicilerimize fi yat avantajı da sunmuş
oluyoruz ve yurt içindeki fi rmaları, yerli fi rmaları
da desteklemeye çalışıyoruz. Ancak, bunun dı-
şında profesyonel segment dediğimiz yani üst
seviye veterinerlerin sattığı mama markalarının
yüzde 90’ı ithal mamalardan oluşuyor. Baktığı-
mız zaman şu anda ciromuzun yüzde 30’u, 40’a
yakını yerli mamalar, diğer kalanları da ithalat
ağırlıklı oluşturuyor.
Plastik ürünlere gelirsek, sadece kulübe
değil, geniş bir alanda plastik ürünler var: Mama
kapları, saklama kapları, taşıma çantaları gibi
ürünlerin tamamı plastik ve bunlarda biz maa-
lesef yurtdışından ithal eden distribütörlerden
alıyoruz. Mesela; Hollanda’da yapılan bir mama
kabı. Çok da basit bir şey aslında.. Sattığımız
mamaların yanında hediye kampanyası yaptık,
bazen taşıma kutuları için kampanya yapıyoruz
ve maalesef bu ürünler de ithal.
Şu ana kadar bizimle bağlantı kuran, tek-
lif veren bir üretici olmadı. Tedarikçiler (mama
tedarikçileri) kampanya yapılacağı zaman onlar
teklifl eri getiriyorlar. Mesela bir kampanyamız-
daki saklama kabı Türkiye’de yapılmış olsaydı
onu tercih ederdik
PAGDER vasıtası ile böyle bir pazarın po-
tansiyelinin olduğu duyurulursa plastik üreti-
cilerine buradaki fırsatları da üreticilerin değer-
lendirmesinde fayda var.
Belki de Türkiye’de Pazar (henüz) küçük
olduğu için insanlar o işe girmek istemiyor. Bir
defada on bin ürün basmak gerekiyor belki ama
henüz o hacim yok. Bir fi rma girip kendisini çok
yaygınlaştırırsa belki bir çözüm olabilir.
Burada bence bütün toptancıları, itha-
latçıları ve üreticileri böyle biraraya getiren bir
platformda plastik üreticileri bir ortak noktada
buluşup, böyle projeler geliştirebiliriz. Aynı ku-
lübede olduğu gibi, farklı projeler çıkabilir.
Bu noktada soralım o zaman: Online
platformlara girmek isteyen bir imalatçı
nelere dikkat etmeli, özellikli bir alan çün-
kü?
Tabii online dünyanın dinamikleri alışıla-
geldik, offl ine ticarete göre çok farklı. Bu alana
girmek isteyenler, her şeyden önce teknolojik
olarak altyapısını mutlaka iyileştirmek zorun-
da. Çünkü biz bütün tedarikçilerimizle onların
ürün ve stok yönetim sistemlerini bizim satış
sistemimize bağlayan XML dediğimiz bir en-
tegrasyon sistemi ile çalışıyoruz. Dolayısıyla
bu entegrasyon sistemine hazır olacak bir bilgi
işlem altyapısını müesseselerini mutlaka oluş-
turmaları gerekiyor ki maksimum verimlilikte
çalışabilelim. Bu şu anlama geliyor, tedarikçinin
ürününü ve stokunu ve diğer ürün bilgilerinin
eş zamanlı olarak Hepsiburada’da görüntülen-
mesi ve ürünün stokuna bağlı olarak da ürünün
satış olup olmamasının bilgisinin akması gere-
kiyor. Çok fazla ürün çeşidi ile çalıştığımız için
bizim bunu manuel olarak yönetme şansımız
çok zor.
Özetle, tedarikçilerimizle entegrasyonu
yapıyoruz, iki fi rmanın sistemi konuşuyor ve
otomatik çalışıyor. Bu çok önemli. Lojistik olarak
servis düzeyinin üst seviyede olması gerekiyor.
83
PLASFEDDERGİ
Her üründe stoklu çalışmak mümkün değil. Sat-
tığımız ürünlerin büyük kısmı “fl ow-through”
dediğimiz sistemle; Yani stokta olmayan ürünü
satıyoruz, daha sonra tedarikçiden temin edi-
yoruz. Tedarikçiden bu nedenle şunu istiyoruz:
b2b vasıtası ile onların sistemine akan siparişin
ertesi gün depomuza sevkini istiyoruz. Bunu da
her gün yapabilecek lojistik kapasiteye sahip
olmak önemli. Bu bir maliyet çünkü bazen bir si-
pariş, bazen on sipariş geliyor. Tek ürün için bile
üreticinin bize ürün vermesi gerekiyor. Herke-
sin altından kalkabileceği bir durum değil.
Ürün kalitesi, fi yat önemli ama bu unsurlar
çok önemli. Ürünlerin açıklama ve görsellerin
zengin olması gerekiyor. İnternet müşterisi
ürünlerin görsellerini inceliyor, bilgi istiyor, ek
bilgi istiyor. Bazen hatta tedarikçi verirse video
dahi ekliyoruz. Maksimum ürün bilgi detayı ver-
mek gerekiyor.
Sıcak market satışı ile online satış farklı.
Market satışında ürünü anlatan bir kişi var. Bu
imkan online satışta yok. Biz de en detay bilgi-
leri en iyi şekilde açıklayacak bilgileri sunmak
istiyoruz, bunun için sayfa oluşturuyoruz. Hat-
ta bazen satış elamanının verebileceği bilgiden
çok daha detay bilgi verdiğimiz ürünler var.
Online müşterilerin kadın-erkek ve
yaş gruplarına yönelik göstergeler nasıl?
Ciromuzun yüzde 70’i erkeklerden olu-
şuyor. Kategoriden kategoriye değişebiliyor.
Elektronikte ağırlık erkeklerde. Kozmetik, FMCG
(hızlı tüketim malları), zorunlu tüketim malla-
rında, petshop ve pet ürünlerinde kadın-erkek
müşteri yüzde 50-50’ye geliyor. Tekstil-moda,
takı dediğimizde de yüzde 90’ı kadın oluyor.
Yaş olarak da işin yüzde 70-80’i, 18-45
yaş arası grupta oluşuyor. İnternetin doğası
gereği gençler daha fazla internet kullanıyor.
Pet kategorisinde kadınların daha fazla
oranda olacağı tahmini yapılabilir ama aileler
(haneler) söz konusu olduğunda, bir hesap açıl-
dıysa o hesaptan alışveriş sürdüğü için kayıtlar-
da o görünüyor olabilir.
-Müşterilerin hepsi büyük kentlerden
mi?
Hepsiburada’nın hem pet de hem de ge-
nelde müşteri talebi yüzde 40’ı üç büyük il;
İstanbul, Ankara, İzmir.. Fakat bunun dışında
yüzde 60 Anadolu’dur. Bunun sebebi de şu;
tüketiciler Anadolu’da bu ürünleri bulacak satış
noktası bulamıyorlar. Bu ürünleri tedarik ede-
cek nokta bulamadıkları için de Hepsiburadayı
tercih ediyorlar. Dolayısıyla satışımızın yüzde
60’ı diğer Anadolu illerinedir.
Soru: Bu size özgü mü, sektörün geneli
mi?
Bize özgü çünkü; dediğim gibi bütün
tüketicilerin A’dan Z’ye herşeyi bulabilecek-
leri tek çatı özelliğini Türkiye’de sağlayan
Hepsiburada’da .. En geniş ürün gamı en geniş
çeşit en fazla marka sayısı ve en avantajlı fi -
yatları müşterinin ayağına kadar kargosu dahil
kampanyalarla sunuyoruz. O avantajı da tüke-
ticinin ayağına götürüyoruz ve tüketici her ih-
tiyacını bu tek çatı altında toplayıp, tek siparişle
elde edebiliyor.
-Perakende sektörünün iki tarafında
da bulunduğunuz için karşılaştırma yapa-
bilir misiniz?
Çok büyük farklardan söz edemeyiz. Ben
perakende sektöründe satın alma bölümlerin-
de çalıştım ama online
alanda her iki tarafl a
da doğrudan çalışıyor-
sunuz. Yani hem satın
alma, hem de satış. Bu-
rada bizim yaptığımız,
tüketicilerin ihtiyaçlarını
gidermek. Her şey tüke-
ticilerin ihtiyaçlarından
doğuyor. Biz müşteri
iştirakini gidermek için
şirketimizin bize vermiş
olduğu hedefl eri teda-
riklerimizin sağlayabildi-
ği rakamları tüketicileri-
mizin ihtiyaçları ile ortak bir optimum noktada
buluşturuyoruz. Zaten bu şekilde bu iş birlikleri,
iş ortaklıkları ortaya çıkıyor. Yani tek tarafl ı bir iş
ortaklığı hiçbir zaman söz konusu olmuyor.
-Son zamanlarda online satışlarda
markaların kendi ürünlerini doğrudan sat-
tığı bir sunuş-satış şekli yaygınlaştı. Bir çe-
şit “platforma dönüşme” sözkonusu?
Platform yapıyla ilgili biz de Hepsiburada
içinde yeni bir sisteme geçiyoruz. O platform
dediğimiz yani pazaryeri dediğimiz; tüccarların,
markaların gelip ürünlerini satışa sokabilecek-
leri, dükkan dediğimiz ya da ürün sayfalarında,
kendi fi yatları ile ürün teklif edebilecekleri for-
mata biz de geçiyoruz.
Denemeler yavaş yavaş başladı.
Hepsiburada’nın kendi satış kanalı hem de
marka-pet dediğimiz format içinde yer alacak,
Hepsiburada’nın altında yer alacak. Aynı Ame-
rika’daki Amazon gibi. Buradaki amaç; ürün
çeşidini artırmak. 500 bin çeşit ürün satıyoruz
demiştim, bu ortamla, bu platform ile birlikte
amacımız iki milyon ürün çeşidine çıkmak. İki
milyon farklı-çeşitli ürünü tek çatı altında tüke-
ticilerimize sunabilmek.
-Perakende sadece online olur mu?
Ben yüz yüze satışın biteceğine inanmıyo-
rum. Türkiye’de online internet ticareti, toplam
ticaretin yüzde 1,5 seviyelerinde. Avrupa ve
ABD’de yüzde 10’un üstüne geçti. Bazı ürün ka-
tegorileri farklı mesela Kore’de bebek bezinin
yüzde 70’i online satılıyor. Türkiye’de de belli
seviyelere gelecektir, bulunduğu konumdan
yukarı çıkacaktır. En azından 2018’e kadar yüz-
de 5’lere geleceğini düşünüyoruz.
İnternetten alışveriş kolaylığını gören in-
sanlar, bugünkü özellikle büyük kentlerdeki
trafi k ve zamansızlık sorunu göz önüne alındı-
ğında, rutin alışverişe fazla zaman harcamak
istenmiyor. Özellikle kapıya kadar ürünü getir-
tebiliyorsanız. Özellikle hafta sonu alışverişinin
çoğunlukla internet üzerinden olacağını düşü-
nüyorum.
-Bildiğimiz kadarıyla ödeme sistemi ve
güvenliği konusunda ciddi yatırım yapan
bir şirketsiniz?
Evet, müşterilere maksimum ödeme çe-
şitliliği sunuyoruz. Havale, kredi kartı isterseniz
de kapıda ödeme.. Bilgi güvenliği konusunda en
büyük yatırımı yapan şirketlerden biridir. Hatta
o kadar güveniyoruz ki dileyen müşterilerimi-
ze kredi kartı bilgilerini burada saklama imkanı
sunuyoruz. Yani tekrar tekrar bilgi girmeden,
sadece SMS onayıyla alışveriş yapabilir hale
geliyor.
Şu anda 8 milyon üyemizin 1 milyonu bize
kredi kartı bilgilerini saklama onayını verdi. Güve-
nilirlik sorunumuz yok. Bunu takip eden ayrı bir
birimimiz var. Kendimize güveniyoruz, ciddi ya-
tırımlar yaptık, Türkiye’de en büyük güvenlik ya-
tırımları yapanlardan biriyiz. Yatırım yapılması bu
işe ne kadar önem verdiğimizin bir göstergesi.
SÖYLEŞİ
84
PLASFEDDERGİGÖRÜŞ
Ali İbrahim AydınYeminli Mali Müşavir
Sermaye şirketlerinde nakden ödenen sermaye üzerinden hesaplanan faizin gider yazılması
5520 sayılı Kurumlar vergisi Kanununun
10. maddesinin birinci fıkrasına 6637 sayılı Ka-
nunun 8. maddesiyle (ı) bendi eklenmiştir. Söz
konusu bent ile getirilen düzenleme sermaye
şirketlerinin nakden ödemiş oldukları sermaye
tutarı üzerinden belirli ölçülere göre hesapla-
nacak bir tutarın kurum kazancının tespitinde
indirim konusu yapılmasına olanak sağlamak-
tadır.
Düzenlemenin amacı, şirketlerin nakdi
sermayelerini artırmaya teşvik etmek ve bu
suretle özkaynak yapılarının güçlenmesini
sağlamaktır.
1-DÜZENLEMENİN TEMEL ÖZELLİKLERİ01.07.2015 tarihinde yürürlüğe girecek
olan bu düzenlemenin temel özellikleri şu şe-
kildedir.
İndirim uygulamasından yalnızca serma-
ye şirketleri yani anonim şirketler, limited şir-
ketler ve eshamlı komandit şirketler istifade
edebileceklerdir.
Uygulama 01.07.2015 tarihinden sonra
yapılacak nakit sermaye artırışları için geçerli
olacaktır.
İndirim tutarı, yeni kurulan sermaye şir-
ketlerinde, ödenmiş sermayenin nakit olarak
karşılanan kısmı üzerinden hesaplanacaktır.
İndirim tutarının hesaplanmasında, Türki-
ye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından in-
dirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan
“Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere
uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı”
dikkate alınacaktır.
Nakden artırılan ve ödenen sermaye kısmı
için yukarıda belirtilen faiz oranı uygulanmak
suretiyle yıl sonuna kadar olan dönem için he-
saplanacak tutarın % 50’si gider kaydedilmek
suretiyle kurum kazancından indirilebilecektir.
Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörle-
rinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu ikti-
sadi teşebbüsleri bu düzenlemeden istifade
edemeyeceklerdir.
İndirim uygulamasından, sermaye artırı-
mına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasın-
da ana sözleşmenin tescil edildiği hesap döne-
minden itibaren başlamak üzere izleyen her bir
dönem için ayrı ayrı yararlanılabilir. Sonraki dö-
nemlerde sermaye azaltımı yapılması hâlinde
azaltılan sermaye tutarı indirim hesaplamasın-
da dikkate alınmaz.
İndirim tutarı, nakdi sermayenin ödendiği
ay kesri tam ay sayılmak suretiyle hesap döne-
minin kalan ay süresi kadar hesaplanır. Matra-
hın yetersiz olması nedeniyle ilgili dönemde
indirim konusu yapılamayan tutarlar, sonraki
hesap dönemlerine devreder.
Sermaye şirketlerine nakit dışındaki var-
lık devirlerinden kaynaklananlar dâhil olmak
üzere, sermaye şirketlerinin birleşme, devir ve
bölünme işlemlerine taraf olmalarından veya
bilançoda yer alan öz sermaye kalemlerinin
sermayeye eklenmesinden kaynaklanan ser-
maye artırımları, indirim hesaplamasında dik-
kate alınmayacaktır.
Kurumlar Vergisi Kanununun 12. madde-
si kapsamında ortaklarla ilişkili olan kişilerce
kredi kullanılmak veya borç alınmak suretiyle
gerçekleştirilen sermaye artırımları, indirim
hesaplamasında dikkate alınmayacaktır.
Bakanlar Kurulu, Kanunda % 50 olarak
belirtilen genel indirim oranını, Kanunda be-
lirtilen kriterler çerçevesinde sıfıra kadar in-
dirmeye veya %100’e kadar artırmaya yetkili
kılınmıştır.
Bakanlar Kurulu ayrıca, % 50 oranını hal-
ka açık sermaye şirketleri için halka açıklık ora-
nına göre % 150’ye kadar farklı uygulatmaya
da yetkilidir.
2 BAKANLAR KURULUNUN YETKİSİNİ KULLANMAK SURE-TİYLE FARKLILAŞTIRDIĞI İNDİ-RİM ORANLARI
Yazımızın bir önceki bölümünde Bakanlar
Kurulunun oranları farklılaştırma konusun-
daki yetkisini belirtmiştik. Bakanlar Kurulu
bu yetkisini kullanmış ve 26.06.2015 tarih ve
2015/7910 Sayılı Kararla oranlarda bazı fark-
lılıklara girmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı çerçe-
vesinde uygulanacak indirim oranları şöylece
özetlenebilir.
İndirim OranıGenel olarak indirim oranı % 50’dir. Buna
göre, ilgili yıl içinde Merkez Bankasında en son
açıklanan bankalarca açılan TL cinsinden ticari
kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz
oranı dikkate alınmak suretiyle nakden öden-
miş olan sermaye tutarı üzerinden hesaplanan
faiz tutarının % 50’si gider yazılabilecektir.
Payları Borsada İşlem Gören Halka Açık
Sermaye Şirketleri İçin İndirim Oranı
İndirim oranı, Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.
nezdinde kayıtlı payların nominal tutarı, öden-
miş -veya çıkarılmış- sermayeye oranı % 50 ve
daha az olanlar şirketler için genel indirim ora-
nına 25 puan ilave edilmek suretiyle; % 50’nin
üzerinde olanlar şirketler için ise, genel indirim
oranı 50 puan ilave edilmek suretiyle uygula-
nacaktır.
Yatırım Teşvik Belgeli Yatırımların Finansmanında Kullanılan Nakdi Serma-ye İçin İndirim Oranı
Nakdi olarak artırılan sermayenin, yatırım
teşvik belgeli üretim ve sanayi tesisleri ile bu
tesislere ait makine ve teçhizat yatırımlarında
ve/veya bu tesislerin inşasına tahsis edilen
arsa ve arazi yatırımlarında kullanılması duru-
munda, yatırım teşvik belgesinde yer alan sa-
bit yatırım tutarı ile sınırlı olmak üzere, indirim
86
PLASFEDDERGİGÖRÜŞ
oranı 25 puan ilave edilmek suretiyle uygula-
nacaktır.
İndirim Oranı % 0 Olarak Uygulana-cak Şirketler
Aşağıdaki özelliklere sahip şirketler için
indirim oranı yüzde sıfır olarak belirlenmiştir.
Gelirlerinin % 25 veya fazlası şirket fa-
aliyeti ile orantılı sermaye, organizasyon ve
personel istihdamı suretiyle yürütülen ticari,
zirai veya serbest meslek faaliyeti dışındaki
faiz, kar payı, kira, lisans ücreti, menkul kıymet
satış geliri gibi pasif nitelikli gelirlerden oluşan
sermaye şirketleri.
Aktif toplamının % 50 veya daha fazlası
bağlı menkul kıymetler, bağlı ortaklıklar ve işti-
rak paylarından oluşan sermaye şirketleri.
İndirim Oranı % 0 Olarak Uygulana-cak Nakdi Sermaye
Nakdi sermayenin aşağıda belirtilen kı-
sımları için indirim oranı yüzde sıfır olarak uy-
gulanacaktır.
Artırılan nakdi sermayenin başka şirket-
lere sermaye olarak konulan veya kredi olarak
kullandırılan kısmına tekabül eden tutarla sı-
nırlı kısmı.
Arsa ve arazi yatırımı yapan sermaye
şirketlerinde arsa ve arazi yatırımına tekabül
eden tutarla sınırlı kısım.
3.ÖZELLİKLİ DURUMLARArtırılan İndirim Oranının Uygulan-
masıGerek Kanun metninde gerekse Bakanlar
Kurulu Kararında yer alan ifadeler indirim ora-
nının uygulanmasında bazı tereddütlere mahal
bırakacak gibi görünüyor.
Düzenlemede, Bakanlar Kurulunun indi-
rim oranını artırabileceği hükmüne yer veril-
miştir. Bakanlar Kurulu Kararında ise, örneğin
halka açık şirketler için indirim oranının duru-
muna göre 25 puan veya 50 puan ilave edilmek
suretiyle uygulanacağı kararlaştırılmıştır.
Buna göre, gene olarak % 50 olan indirim
oranının, indirim oranı 25 puan artırılan şirket-
ler için % 75 olarak; 50 puan artırılan şirketler
için ise % 100 olarak uygulanması gerektiği
kanaatindeyiz. Zira Bakanlar Kurulu, genel in-
dirim oranının % 25 veya % 50 oranında artı-
rılmasına değil, 25 veya 50 puan artırılmasına
karar vermiştir.
Maliye Bakanlığının kısa bir süre zarfında
yayımlayacağı bir tebliğle konuyu açıklığa ka-
vuşturacağını düşünüyoruz.
Sermayenin Azaltılması ve Tekrar Artırılması
Düzenleme 01.07.2015 tarihinden itiba-
ren yapılacak nakdi sermaye artışları için ge-
çerli olacaktır. Diğer bir ifade ile, 30.06.2015
tarihi itibarıyla bilançoda yer alan sermaye için
indirimden istifade edilemeyecektir.
Kanun koyucu, 01.07.2015 tarihinden
sonraki süreçte önce sermayenin azaltılması
ve ardından tekrar artırılması yoluyla uygula-
manın istismar edilmesini önleyici bir hükmü
de Kanun metnine koymuştur.
Madde metninde, sermaye azaltımı yapıl-
ması hâlinde azaltılan sermaye tutarı indirim
hesaplamasında dikkate alınmayacağı hükmü
yer almaktadır.
Uygulama 01.07.2015 tarihinde yürürlü-
ğe gireceği için sermayenin azaltılması halinde
azaltılan bu kısımla sınırlı olmak üzere indi-
rimden yararlanılamayacağına dair hüküm de
01.07.2015 tarihinden itibaren gerçekleştiri-
lecek sermaye azaltımları için geçerli olacaktır.
Ancak, düzenlemenin yer aldığı 6637
sayılı Kanunun TMMM’ne sevk edildiği
09.03.2015 tarihi ile düzenlemenin yürürlüğe
girdiği 01.07.2015 tarihi arasındaki dönemde
gerçekleştirilen sermaye azaltımları bakımın-
dan bir boşluk oluşmuştur.
Bu boşluk yukarıda belirtilen Bakanlar Ku-
rulu Kararı ile ortadan kaldırılmış ve 09.03.2015
tarihinden, 5520 sayılı Kanunun 10. maddesi-
nin birinci fıkrasının (ı) bendinin yürürlüğe gir-
diği 01.07.2015 tarihine kadar olan dönemde
sermaye azaltımına gidilmiş olması halinde,
azaltılan sermaye tutarına tekabül eden tutar-
la sınırlı olmak üzere indirim hakkından yararla-
nılamayacağı kararlaştırılmıştır.
Buna göre, 01.07.2015 tarihinden itiba-
ren yapılacak nakdi sermaye artırımları bakı-
mından indirimden istifade edebilmek için nak-
den ödenmiş sermaye tutarının 09.03.2015
tarihi itibarıyla nakden ödenmiş sermaye tuta-
rının altında olmaması gerekir.
4-UYGULAMAYA DAİR ÖRNEKLER (A) A.Ş. 18.08.2015 tarihinde yapılan tes-
cil ile sermayesini 800.000 TL artırmış olup,
artırılan sermayenin tamamı aynı ay içerisinde
nakden ödenmiştir. Merkez Bankasının 2015
yılında açıkladığı Bankalarca açılan (TL) cin-
sinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık
ortalama faiz oranını % 12 olduğunu varsay-
dığımızda 2015 yılı hesap döneminde kurum
kazancından indirim konusu yapılacak tutar şu
şekilde hesaplanacaktır.
İndirim Tutarı = Nakden Artırılan Sermaye
x Faiz Oranı x Süre x İndirim Oranı
= 800.000 x 0,12 x (5/12) x 0,50
= 20.000 TL
Buna göre, (A) A.Ş.’nin 2015 yılı hesap dö-
neminde matrahtan indirim konusu yapabile-
ceği tutar 20.000 TL olacaktır.
(B) A.Ş. 2015 yılı Haziran ayında serma-
yesini 500.000 TL azaltmıştır. Şirket bu defa,
20.09.2015 tarihinde yapılan tescil ile ser-
mayesini 400.000 TL artırmış olup, artırılan
sermayenin tamamı aynı ay içerisinde nakden
ödenmiştir. Böyle bir durumda, şirketin nakdi
olarak artırdığı sermaye tutarı 09.03.2015 ta-
rihinden sonra yapılan sermaye azaltımından
daha düşük olduğundan şirketin indirimden
yararlanması söz konusu olmayacaktır.
(C) A.Ş. 2015 yılı Ağustos ayında serma-
yesini 300.000 TL azaltmıştır. Şirket bu defa,
10.10.2015 tarihinde yapılan tescil ile serma-
yesini 500.000 TL artırmış olup, artırılan ser-
mayenin tamamı aynı ay içerisinde nakden
ödenmiştir. Böyle bir durumda, artırılan ve nak-
den ödenen sermaye tutarından azaltılan ser-
maye tutarı düşüldükten sonra kalan 200.000
TL tutarındaki kısım için indirim uygulamasın-
dan faydalanılabilecektir.
İndirim tutarının hesaplanmasında, ser-
maye artırımının gerçekleştirildiği Ekim ayı tam
ay olarak kabul edilmek suretiyle 31.12.2015
tarihine kadar olan 3 aylık dönem dikkate alı-
nacaktır. Faiz oranının aynı şekilde % 12 oldu-
ğu varsayımı altında indirim tutarı aşağıdaki
gibi hesaplanacaktır.
İndiririm Tutarı = (Nakden Artırılan Ser-
maye-Azaltılan Sermaye) x Faiz Oranı x Süre x
İndirim Oranı
= 200.000 x 0,12 x (3/12) x 0,50
= 3.000 TL
87
PLASFEDDERGİENDÜSTRİDEN
İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun üre-
timden satışlar verisine göre sıralandığı İSO 500 listesi yayınlandı. Listeye, plastik ve kauçuk sektöründen
21 fi rma girdi. Firmaların 14’ü plastik, 7’si ise kauçuk fi rmalarından oluştu. İmalat sanayiinin yaşadığı genel
sıkıntıların gözlendiği İSO 500 listesindeki veriler üzerinden yapılan analizde 2014 yılında 2013 yılına kıyasla
ortalama olarak ihracat ve brüt katma değer dışındaki tüm göstergelerde pozitif performans sağlamalarına
karşı, ilk 500’e giren plastik fi rmalarının üretimden satışlar ve satış hasılatı dışındaki tüm göstergelerde ise
negatif gelişme gözlendi.
İSO 500 listesine 21 plastik ve kauçuk fi rması girdiBarbaros DEMİRCİ
Genel SekreterPLASFED
2014 yılında ABD ve İngiltere ekonomilerinde güçlü bir toparlanma
gözlenirken, Euro bölgesi ve Japonya ekonomilerinde durgunluğun de-
vam ettiği görülmektedir. Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan
ülkelerde ekonomik büyüme beklenenin altında kalmıştır. 2014 yılında
Türkiye ekonomisindeki performansın gerilemesinin başlıca nedenleri ;
dış alemdeki düşük büyüme hızı, jeopolitik riskler ve FED’in 10 yıl sonra
yapacağı ilk faiz artırımının olumsuz etkileridir. Diğer taraftan Türkiye
ekonomisini 2014 yılında olumsuz etkileyen en önemli faktörler ; kurlar-
daki oynaklık ve sert artışlar, dünyada gerilerken Türkiye’de artan gıda
fi yatlarıdır. Kurlardaki oynaklık ve sert artışlar yatırımcı ve üretici fi rma-
ların aktivitelerini ve ileriye dönük öngörülerini olumsuz etkilemiştir.
Ayrıca kur artışları ve gıda fi yat artışları enfl asyonun artmasına neden
olmuştur.
Türkiye ekonomisi 2012 yılında % 2,1, 2013 yılında % 4,2 ve 2014
yılında da ancak % 2,9 büyüyebilmiştir. Potansiyel büyüme hızının çok
altında gerçekleşen bu büyüme hızları, genel ekonomimizin yaklaşık
% 20’sini oluşturan sanayi sektörünü de olumsuz etkilemiştir. Nitekim
sanayi sektörü ve imalat sanayi 2014 yılında sırası ile % 3,8 ve % 3,7
büyüyebilmiştir.
2014 yılında ülkemizde özel sektör sanayi kuruluşları borçlanmaya
devam etmektedir. Özel sektörün borçlarının artması aslında ülke eko-
nomisi için önemli bir kırılganlık faktörüdür. İmalat sanayiinin ihracat
performansında da gerileme görülmektedir. AB ülkelerinde yaşanan
durgunluğun olumsuz etkisi sektörün ihracat performansını olumsuz
etkilemiştir.
2014 yılında ihracat performansını olumsuz etkileyen başlıca ko-
şulları ; büyümenin büyük oranda iç talebe bağlı gerçekleşmiş olması,
yüksek ithal girdi bağımlılığının kırılamaması, ithalatta ABD doları, satışta
ise Euro ağırlıklı ödeme nedeni ile kur riskinin artması, düşük orta düzeyli
teknoloji ürünlerinin ağırlıklı ihraç edilmesi şeklinde sıralamak mümkün-
dür.
Değerlendirme, “ İSO - Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2014
Özel Sayısı“ndaki veriler ve Endüstriyel Kodlar Anahtarı’nda tarif edilen
NACE Rev.2, 2015 Kod : 22 “ Kauçuk ve Plastik Ürünlerin İmalatı” altında
yer alan fi rmalar dikkate alınarak değerlendirilmiştir. NACE 22 altında ISIC
Rev. 2 : 355 kod numarası altında kauçuk, ISIC Rev. 2 : 356 ‘da ise Başka
Yerde Sınıfl andırılmayan Plastik Mamulleri imal eden tesisler yer almak-
tadır. Plastik ve kauçuk sektörü ile ilgili olmasına rağmen, değişik NACE
ve ISIC kod numaraları altında yer alan fi rmalar, fi rmaların özel bilgileri
alınamadığından rapor kapsamına dahil edilmemiştir.
2014 yılında Plastik ve Kauçuk sektörlerinde toplam 21 fi rmanın1 ilk
500’e girdiği, bu fi rmalardan 7’sinin kauçuk, 14’ünün de plastik sektörün-
de faaliyet gösterdiği görülmektedir. 2013 yılında kauçuk sektöründen
7, plastik sektöründen de 16 olmak üzere toplam 23 fi rmanın İSO ilk 500
sıralamasına girdiği dikkate alındığında, 2014 yılında plastik sektöründe
İSO sıralamasına giren fi rma sayısı 2 azalmış, kauçuk fi rma sayısı ise aynı
kalmıştır.
2014 yılında İSO ilk 500 sıralamasında yer alan fi rma sayısında gıda
sektörü 100 fi rma ile önde gelmiştir. Sıralamaya giren fi rma sayısı 20’yi
geçen diğer sektörler; Ana Metaller, Mineraller, Tekstil, Otomotiv ve Yan
Sanayi, Elektrikli Tesisat, Kimyasallar ve Plastik ve Kauçuk sanayi kolla-
rından oluşmuştur.
PLASTİK SEKTÖRÜNDE İLK 500’E GİREN FİR-MALARIN PERFORMANS KIYASLAMASI :
İSO sıralamasına giren ilk 500 büyük fi rmanın, 2014 yılında 2013
yılına kıyasla ortalama olarak ihracat ve brüt katma değer dışındaki tüm
göstergelerde pozitif performans sağlamalarına karşı, ilk 500’e giren
plastik fi rmalarının üretimden satışlar ve satış hasılatı dışındaki tüm gös-
tergelerde negatif performans gösterdikleri ve geriledikleri görülmekte-
dir.
1-Bir fi rma ismini saklamıştır.
88
PLASFEDDERGİENDÜSTRİDEN
İSO SIRALAMASINDA İLK 500’E GİREN PLASTİK FİRMALARININ, İMALAT SANAYİ İLK 500 FİRMASI İÇİNDEKİ PAYI :
Plastik sektöründe faaliyet gösteren ve İSO sıralamasında ilk 500
arasına giren fi rmaların 2014 yılında İSO 500 büyük fi rma içindeki payları
şu şekilde gerçekleşmiştir ;
• Üretimden satışlar payı % 1,6’dan % 1,4’e gerilemiş,
• Net satış hasılatları payı % 1,5 ile düzeyde kalmış,
• Yaratılan brüt katma değerin payı % 0,4 ile aynı düzeyde kalmış,
• Öz sermaye toplamlarının payı % 0,8’den % 0,5’e gerilemiş,
• Net aktifl er toplamının payı % 1,1’den % 0,8’e düşmüş,
• Vergi öncesi dönem karı payı % - 0,6’dan % 0,6’ya yükselmiş,
• İhracat toplamının payı % 1,7’den % 1,2’ye gerilemiş,
• Ücretle çalışanlar toplamının payı % 1,8’den % 1,1’e düşmüştür.
KAUÇUK SEKTÖRÜNDE İLK 500’E GİREN FİRMALARIN PERFORMANS KIYASLAMASI :
İSO sıralamasına giren ilk 500 büyük fi rmanın, 2014 yılında 2013 yılına kıyasla ortalama olarak ihracat dışındaki tüm göstergelerde pozitif perfor-
mans sağlamalarına karşı, ilk 500’e giren kauçuk fi rmalarının öz sermaye dışındaki tüm göstergelerde pozitif performans gösterdikleri görülmektedir.
Plastik Sektöründe İlk 500’e Giren FirmalarınPerformans Değişimleri ( 2014 / 2013 ) ( Milyon TL )
PLASTİK SEKTÖRÜ İSO İLK 500 FİRMA Performans Değişimi (%)
2013 2014 2013 2014 Plastik Sektörü İSO İLK 500
Üretimden Satışlar ( Net ) 6.046 6.088 383.036 421.156 0,7 10,0
Satış Hasılatı ( Net ) 6.632 6.857 454.991 472.548 3,4 3,9
Brüt Katma Değer 549 531 131.008 130.847 -3,4 -0,1
Öz Sermaye 1.451 880 179.900 193.972 -39,3 7,8
Net Aktifl er 4.618 3.593 418.177 450.837 -22,2 7,8
Dönem Karı ( Vergi Öncesi ) -133 165 22.137 27.097 - 22,4
İhracat ( 1.000 $ ) 1.040 724 61.345 61.345 -30,4 0,0
Çalışan Sayısı ( Kişi ) 11.255 6.986 613.822 639.680 -37,9 4,2
Kauçuk Sektöründe İlk 500’e Giren FirmalarınPerformans Değişimleri (2014 / 2013) (Milyon TL)
KAUÇUK SEKTÖRÜ İSO İLK 500 FİRMA Performans Değişimi( 2014 / 2013 ) (%)
2013 2014 2013 2014 Kauçuk Sektörü İSO İLK 500
Üretimden Satışlar ( Net ) 5.205 5.460 383.036 421.156 4,9 10,0
Satış Hasılatı ( Net ) 5.853 6.090 454.991 472.548 4,0 3,9
Brüt Katma Değer 1.263 1.528 131.008 130.847 20,9 -0,1
Öz Sermaye 1.992 1.967 179.900 193.972 -1,2 7,8
Net Aktifl er 4.670 4.879 418.177 450.837 4,5 7,8
Dönem Karı ( Vergi Öncesi ) 249 349 22.137 27.097 40,1 22,4
İhracat ( 1.000 $ ) 1.375 1.398 61.345 61.345 1,7 0,0
Çalışan Sayısı ( Kişi ) 9.567 12.759 613.822 639.680 33,4 4,2
Plastik Sektöründe İlk 500’e Giren Firmalarınİmalat Sanayii İlk 500 Firma İçindeki Performans
Payları ( % )2013 2014
Üretimden Satışlar ( Net ) 1,6 1,4
Satış Hasılatı ( Net ) 1,5 1,5
Brüt Katma Değer 0,4 0,4
Öz Sermaye 0,8 0,5
Net Aktifl er 1,1 0,8
Dönem Karı ( Vergi Öncesi ) -0,6 0,6
İhracat ( 1.000 $ ) 1,7 1,2
Çalışan Sayısı ( Kişi ) 1,8 1,1
Kaynak : İSO - 2014 / 500 Büyük Sanayi Kuruluşu
Kaynak : İSO 2014 / 500 Büyük Sanayi Kuruluşu
89
PLASFEDDERGİENDÜSTRİDEN
İSO SIRALAMASINDA İLK 500’E GİREN KAUÇUK FİRMALARININ, İMALAT SANAYİ İLK 500 FİRMASI İÇİNDEKİ PAYI :
Kauçuk sektöründe faaliyet gösteren ve İSO sıralamasında ilk 500
arasına giren fi rmaların 2014 yılında İSO 500 büyük fi rma içindeki payları
şu şekilde gerçekleşmiştir ;
• Üretimden satışlar payı % 1,4’den % 1,3’e gerilemiş,
• Net satış hasılatları payı % 1,3 ile düzeyde kalmış,
• Yaratılan brüt katma değerin payı % 1,0’dan % 1,2’ye yükselmiş,
• Öz sermaye toplamlarının payı % 1,1’den % 1,0’e gerilemiş,
• Net aktifl er toplamının payı % 1,1 ile aynı düzeyde kalmış,
• Vergi öncesi dönem karı payı % 1,1’den % 1,3’ yükselmiş,
• İhracat toplamının payı % 2,2’den % 2,3’e çıkmış,
• Ücretle çalışanlar toplamının payı % 1,6’dan % 2,0’a çıkmıştır.
Kauçuk Sektöründe İlk 500’e Giren Firmalarınİmalat Sanayii İlk 500 Firma İçindeki Performans
Payları (%)2013 2014
Üretimden Satışlar ( Net ) 1,4 1,3
Satış Hasılatı ( Net ) 1,3 1,3
Brüt Katma Değer 1,0 1,2
Öz Sermaye 1,1 1,0
Net Aktifl er 1,1 1,1
Dönem Karı ( Vergi Öncesi ) 1,1 1,3
İhracat ( 1.000 $ ) 2,2 2,3
Çalışan Sayısı ( Kişi ) 1,6 2,0
Kaynak : İSO - 2014 / 500 Büyük Sanayi Kuruluşu
PLASTİK SEKTÖRÜNDE İSO SIRALAMASINDA İLK 500’E GİREN FİRMALARIN TOPLAM PLASTİK SEK-TÖRÜ İÇİNDEKİ PAYLARI :
2013 yılında ilk 500’e giren plastik fi rmaları dolar bazında sektör toplam üretiminden % 9, ihracatından da % 19 pay alırken, 2014 yılında, toplam
plastik mamul üretiminin % 8’ini toplam plastik mamul ihracatının da % 12’sini gerçekleştirmiştir.
İSO sıralamasında ilk 500 fi rma içine giren plastik fi rmaları, gerek toplam sektör üretiminden gerekse toplam sektör ihracatından her yıl azalan
ölçüde pay almaktadır. Bu durum plastik sektöründeki KOBİ düzeyindeki fi rmaların toplam sektör üretiminde ve ihracatındaki paylarının artış göster-
diğini vurgulamaktadır.
KAUÇUK SEKTÖRÜNDE İSO SIRALAMASINDA İLK 500’E GİREN FİRMALARIN TOPLAM PLASTİK SEK-TÖRÜ İÇİNDEKİ PAYLARI :
2013 yılında ilk 500’e giren kauçuk fi rmaları dolar bazında sektör toplam üretiminden % 87, ihracatından da % 56 pay alırken, 2014 yılında
toplam kauçuk mamul üretiminin % 87’sini, toplam kauçuk mamul ihracatının da % 53’ünü gerçekleştirmiştir.
Plastik Sektöründe ilk 500’e Giren FirmalarınToplam Plastik Sektörü İçindeki Payları (Milyon ABD $)
2013 2014
Sektörün Toplam Üretim Değeri 34.224 34.876
İlk 500'e Giren Plastik Firmalarının Toplam Üretimleri 3.182 2.767
İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Sektör Üretimindeki Payı ( % ) 9 8
Sektörün Toplam Ürün İhracatı ( Hammadde Dahil ) 5.611 6.100
İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Ürün İhracatı ( Hammadde Dahil ) 1.040 724
İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Sektör Ürün İhracatındaki Payı ( % ) 19 12
Kauçuk Sektöründe ilk 500’e Giren FirmalarınToplam Kauçuk Sektörü İçindeki Payları (Milyon ABD $)
2013 2014
Sektörün Toplam Üretim Değeri 3.144 3.196
İlk 500'e Giren Plastik Firmalarının Toplam Üretimleri 2.740 2.767
İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Sektör Üretimindeki Payı ( % ) 87 87
Sektörün Toplam Ürün İhracatı ( Hammadde Dahil ) 2.483 2.598
İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Ürün İhracatı ( Hammadde Dahil ) 1.398 1.375
İlk 500'e Giren Firmaların Toplam Sektör Ürün İhracatındaki Payı ( % ) 56 53
Kaynak : İSO 2014 / 500 Büyük Sanayi Kuruluşu
Kaynak : İSO 2014 / 500 Büyük Sanayi Kuruluşu
90
PLASFEDDERGİENDÜSTRİDEN
2014 YILINDA İSO SIRALAMASINDA İLK 500’E GİREN PLASTİK VE KAUÇUK FİRMALARI( Nace : 22 – ISIC : 355 – 356 )
( Milyon TL )
20
14S
ıral
ama
FİRMALAR
Üre
tim
den
S
atış
lar
Net
Sat
ışla
r
BKD
Öz
Kay
nak
Akt
if
Top
lam
ı
Dö
ne
m K
/ Z
FAV
ÖK
İhra
cat
( Mily
on
$ )
Çal
ışan
57BRİSA Bridgestone Sabancı
Lastik San. ve Tic. A.Ş.1.537 1.723 652 557 1.483 185 356 209 2.055
70 Türk Pirelli Lastikleri A.Ş. 1.163 1.303 336 297 718 60 128 341 1.766
90Naksan Plastik ve Enerji San.
ve Tic. A.Ş.947 1.170 235 399 1.366 108 150 122 3.105
95 Goodyear Lastikleri T.A.Ş. 909 1.144 217 340 576 56 84 316 1.311
107 Petlas Lastik San. ve Tic. A.Ş. 809 811 - 503 942 - - 188 2.452
121Köksan Pet ve Plastik Amba-
laj San. ve Tic. A.Ş.747 1.002 - - - - - 128 -
144Korozo Ambalaj San. ve Tic.
A.Ş.640 665 - - - - - 144 857
203Pakpen Plastik Boru ve Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş.
480 482 90 69 595 3 67 22 751
206Polinas Plastik San. ve Tic.
A.Ş.475 495 68 123 509 9 28 70 571
215Süper Film Ambalaj San. ve
Tic. A.Ş.456 463 - - - - - 16 -
236Standard Profi l Otomotiv
San. ve Tic. A.Ş.419 435 115 32 578 -38 15 130 2.275
251Teklas Kauçuk San. ve Tic.
A.Ş.402 445 149 239 338 60 84 160 2.900
252Kalde Klima Orta Basınç
Fittings ve Valf Sanayi A.Ş.402 505 - - - - - - -
268Vatan Plastik San. ve Tic.
A.Ş.375 389 - - - - - 58 388
276Elif Plastik Ambalaj San. ve
Tic. A.Ş.363 373 - - - - - - -
283Adopen Plastik ve İnşaat
Sanayi A.Ş.358 453 97 181 659 21 66 100 1.050
290Polibak Plastik Film San. ve
Tic. A.Ş.346 347 - - 282 - - 56 -
398Georg Fischer Hakan Plastik Boru ve Profi l San. Tic. A.Ş.
265 276 - - - - - - -
463Form Sünger ve Yatak San.
Tic. A.Ş.232 239 40 108 183 24 28 10 264
486Öz-Ka Lastik ve Kauçuk San.
Tic. A.Ş.220 228 58 - 245 26 45 54 -
İHRACAT PERFORMANSI :
İSO sıralamasında ilk 500’e giren fi rmaların 2013 yılındaki 63,3 milyar dolarlık toplam ihracatları 2014 yılında 61,3 milyar dolara inerek % 3,1
azalmıştır. Buna karşılık plastik ve kauçuk sektöründe ilk 500’e giren fi rmaların toplam ihracatlarında % 4,3 gerileme görülmüştür. Otomotiv ve yan
sanayi, Ana Metal, Elektrikli Tesisat ve Gıda sektörleri toplam ihracattan % 10’un üzerinde yer alırken plastik ve kauçuk fi rmalarının toplam ihracattan
aldıkları pay 2013 ve 2014 yıllarında % 3,7 olarak gerçekleşmiştir.
Kaynak : İSO 2014 / 500 Büyük Sanayi Kuruluşu
91
PLASFEDDERGİFROM THE INDUSTRY
Barbaros DEMİRCİSecretary GeneralPLASFED
ICI Top 500 list, which ranks the top industrial enterprises of Turkey by sales-from-production fi gures
has been announced by İstanbul Sanayi Odası (İSO), Istanbul Chamber of Industry (ICI). 21 companies from
the plastic and rubber sector made it to the list. These companies consisted of 14 plastic and 7 rubber
companies. The analysis, which was based on the data in ISO Top 500 list refl ecting the overall distress of
manufacturing sector, demonstrated positive performance in all indicators but those of mean export and
gross added value for 2014 in comparison to 2013, while negative development was observed in all indica-
tors of plastic fi rms ranking in top 500 but sales-from-production and sales revenue indicators.
21 plastic and rubber companies are in İSO (ICI - Istanbul Chamber of Industry) ISO-Top 500 list.
While a strong recovery was observed in 2014 USA and UK eco-
nomies, the economic stagnation in Euro zone and Japan was seen to
persist. The economic growth of developing countries, which covered
Turkey as well, was less than expected. The major reasons for the per-
formance decline in 2014 Turkish economy include low growth rate in
the rest of the world, geopolitical risks and the unfavorable eff ects of
the fi rst interest rate increase by FED in 10 years. On the other hand,
the most signifi cant factors with unfavorable eff ects on 2014 Turkish
economy are oscillations and dramatic increases in exchange rate and
increasing food prices to the contrary of the rest of the world. Oscillati-
ons and dramatic increases in exchange rate had an unfavorable impact
on the activities and prospective estimations of investing and manufac-
turing companies. Furthermore, increases in exchange rate and food
prices led to a rising infl ation rate.
Turkish economy was able to grow by 2.1% in 2012, 4.2% in 2013
and a mere 2.9% in 2014. These growth rates, which are well-below the
potential growth rate, had an unfavorable impact on the industry sector
that constitutes approximately 20% of our overall economy. Hence, in-
dustry sector and manufacturing sector had 2014 growth rates of 3.8%
and 3.7%, respectively.
Private sector industrial enterprises in our country continue bor-
rowing in 2014 as well. The increasing debts of private sector in fact
pose a signifi cant vulnerability factor against the country economy. A
recession is also observed in the export performance of manufacturing
industry. The negative impact of the depression in EU member states
refl ected itself on the export performance of the sector.
The prominent conditions with an unfavorable impact on the 2013
export performance can be listed as majority of growth depending on
the domestic demand, inability to discontinue the high level of depen-
dence on imported inputs, increasing risk of exchange rate due to pay-
ment intensive in US Dollars for import and in Euro for sales, and intense
export of products within the medium-low technology group.
The evaluation has been conducted in consideration of the data in
«ICI - Special Issue 2014 for Top 500 Industrial Enterprises of Turkey»
and the fi rms under NACE Rev.2, 2015 Code: 22 «Manufacture of Rubber
and Plastic Products» described in Industrial Codes Classifi cation. Faci-
lities manufacturing rubber are classifi ed under ISIC Rev. 2 : 355 code
number within NACE 22 while those manufacturing plastic products
not elsewhere classifi ed are classifi ed under ISIC Rev. 2 : 356. Despite of
their relevance to plastic and rubber sector, companies under diff erent
NACE and ISIC code numbers were excluded from the report as their pri-
vate data could not be obtained.
It is seen that a total of 21 companies from plastic and rubber sec-
tors1 ranked in the top 500 in 2014, consisting of 7 from the rubber and
14 from the plastic sector. In consideration of the fact that a total of 23
companies consisting of 7 from the rubber and 16 from the plastic sec-
tor made it to the ICI top 500 list in 2013, the number of companies in
ISO ranking declined by 2 in plastic sector while rubber sector remained
the same in 2014.
The leader sector of ICI Top 500 list by the number of companies
has become food sector with 100 companies in 2014. Other sectors
which ranked in with more than 20 companies consisted of the branc-
hes of industry as follows: Base Metals, Minerals, Textile, Automotive
and Supply Industry, Electrical Systems, Chemicals and Plastic Industry.
PERFORMANCE COMPARISON OF PLASTIC SEC-TOR COMPANIES RANKING IN THE TOP 500
Positive performance in all indicators but those of mean export
and gross added value for 2014 is seen in top 500 companies in ICI list in
comparison to 2013, while negative development is observed in all indi-
cators of plastic fi rms ranking in top 500 but sales-from-production and
sales revenue indicators.
1-One company asked for anonymity.
92
PLASFEDDERGİFROM THE INDUSTRY
THE RATIO OF PLASTIC COMPANIES RANKING IN ICI TOP 500 TO TOP 500 COMPANIES OF MANU-FACTURING INDUSTRY:
The ratio of plastic companies ranking in ICI Top 500 to ICI Top 500
companies of manufacturing industry for 2014 is as follows;
• The ratio of sales-from-production declined from 1.6% to 1.4%,
• Net sales revenue ratio remained stable as 1.5%,
• The ratio of gross added value generated remained stable as 0.4%,
• The ratio of sum of equity capitals declined from 0.8% to 0.5%,
• The ratio of net assets declined from 1.1% to 0.8%,
• The profi t for pretax period increased from -0.6% to 0.6%,
• The ratio of total export declined from 1.7% to 1.2%,
• The ratio of total paid employees declined from 1.8% to 1.1%.
PERFORMANCE COMPARISON OF RUBBER SECTOR COMPANIES RANKING IN THE TOP 500
Positive performance in all indicators but those of mean export for 2014 is seen in top 500 companies in ICI list in comparison to 2013, while
positive performance is observed in all indicators of rubber fi rms ranking in top 500 but equity capital indicators.
Changes in Performance of Plastic Sector Companies Ranking in Top 500 (2014 / 2013 ) (Million TL)
PLASTIC SECTOR ISO TOP 500 COMPANIES Performance Change (%)
2013 2014 2013 2014 Plastic Sector İSO TOP 500
Sales-from-Production (Net) 6.046 6.088 383.036 421.156 0,7 10,0
Sales Revenue (Net) 6.632 6.857 454.991 472.548 3,4 3,9
Gross Added Value 549 531 131.008 130.847 -3,4 -0,1
Equity Capital 1.451 880 179.900 193.972 -39,3 7,8
Net Assets 4.618 3.593 418.177 450.837 -22,2 7,8
Profi t for Period (Pretax) -133 165 22.137 27.097 - 22,4
Export (1,000 $) 1.040 724 61.345 61.345 -30,4 0,0
Number of Employees (Person) 11.255 6.986 613.822 639.680 -37,9 4,2
Changes in Performance of Plastic Sector Companies Ranking in Top 500 (2014 / 2013 ) (Million TL)
RUBBER SECTOR ISO TOP 500 COMPANIES Performance Change (%)
2013 2014 2013 2014 Rubber Sector İSO TOP 500
Sales-from-Production (Net) 5.205 5.460 383.036 421.156 4,9 10,0
Sales Revenue (Net) 5.853 6.090 454.991 472.548 4,0 3,9
Gross Added Value 1.263 1.528 131.008 130.847 20,9 -0,1
Equity Capital 1.992 1.967 179.900 193.972 -1,2 7,8
Net Assets 4.670 4.879 418.177 450.837 4,5 7,8
Profi t for Period (Pretax) 249 349 22.137 27.097 40,1 22,4
Export (1,000 $) 1.375 1.398 61.345 61.345 1,7 0,0
Number of Employees (Person) 9.567 12.759 613.822 639.680 33,4 4,2
Performance Ratios of Plastic Sector Companies Ranking in Top 500 to the Top 500 Companies of
Manufacturing Industry ( % )2013 2014
Sales-from-Production (Net) 1,6 1,4
Sales Revenue (Net) 1,5 1,5
Gross Added Value 0,4 0,4
Equity Capital 0,8 0,5
Net Assets 1,1 0,8
Profi t for Period (Pretax) -0,6 0,6
Export (1,000 $) 1,7 1,2
Number of Employees (Person) 1,8 1,1
Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises
Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises
Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises
93
PLASFEDDERGİFROM THE INDUSTRY
THE RATIO OF RUBBER COMPANIES RANKING IN ICI TOP 500 TO TOP 500 COMPANIES OF MANU-FACTURING INDUSTRY:
The ratio of rubber companies ranking in ICI Top 500 to ICI Top 500
companies of manufacturing industry for 2014 is as follows;
• The ratio of sales-from-production declined from 1.4% to 1.3%,
• Net sales revenue ratio remained stable as 1.3%,
• The ratio of gross added value generated increased from 1.0%
to 1.2%,
• The ratio of sum of equity capitals declined from 1.1% to 1.0%,
• The ratio of gross added value generated remained stable as 1.1%,
• The profi t for pretax period increased from 1.1% to 1.3%,
• The ratio of total export increased from 2.2% to 2.3%,
• The ratio of total paid employees increased from 1.6% to 2.0%.
Performance Ratios of Plastic Sector Companies Ranking in Top 500 to the Top 500 Companies of
Manufacturing Industry ( % )2013 2014
Sales-from-Production (Net) 1,4 1,3
Sales Revenue (Net) 1,3 1,3
Gross Added Value 1,0 1,2
Equity Capital 1,1 1,0
Net Assets 1,1 1,1
Profi t for Period (Pretax) 1,1 1,3
Export (1,000 $) 2,2 2,3
Number of Employees (Person) 1,6 2,0
Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises
THE RATIO OF PLASTIC SECTOR COMPANIES RANKING ON ICI TOP 500 TO THE OVERALL PLASTIC SECTOR:
While plastic companies ranking in the top 500 in 2013 had a share of 9% in total sector production and 19% in export in Dollar basis, these for
2014 had a share of 8% in total plastic product manufacture and 12% in total plastic product export.
Plastic companies which rank in ICI Top 500 have an ever-decreasing share in total sector production and total sector export on an annual basis.
This situation emphasizes the increase of shares belonging to SME-level plastic companies in total sector production and export.
THE RATIO OF PLASTIC SECTOR COMPANIES RANKING ON ICI TOP 500 TO THE OVERALL RUBBER SEC-TOR:
While rubber companies ranking in the top 500 in 2013 had a share of 87% in total sector production and 56% in export in Dollar basis, these
for 2014 had a share of 87% in total plastic product manufacture and 53% in total plastic product export.
The ratio of plastic sector companies ranking on ICI Top 500 to the overall plastic sector: (Million USD)
2013 2014
Total Production Value of Sector 34.224 34.876
Total Production of Plastic Companies Ranking in Top 500 3.182 2.767
The Share of the Companies Ranking in Top 500 in Total Sector Production (%) 9 8
Total Product Exported by Sector (inclusive of Raw Materials) 5.611 6.100
Total Products Exported by the Companies Ranking in Top 500 (inclusive of Raw Materials) 1.040 724
The Share of the Companies Ranking in Top 500 in Total Products Exported by Sector (%) 19 12
The ratio of rubber sector companies ranking on ICI Top 500 to the overall rubber sector: (Million USD)
2013 2014
Total Production Value of Sector 3.144 3.196
Total Production of Plastic Companies Ranking in Top 500 2.740 2.767
The Share of the Companies Ranking in Top 500 in Total Sector Production (%) 87 87
Total Product Exported by Sector (inclusive of Raw Materials) 2.483 2.598
Total Products Exported by the Companies Ranking in Top 500 (inclusive of Raw Materials) 1.398 1.375
The Share of the Companies Ranking in Top 500 in Total Products Exported by Sector (%) 56 53
Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises
Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises
94
PLASFEDDERGİFROM THE INDUSTRY
THE PLASTIC AND RUBBER COMPANIES RANKING IN ICI TOP 500 IN 2014( NACE: 22 - ISIC: 355-356)
(Million TL)
20
14R
anki
ng
FIRMS
Sal
es-f
rom
-P
rodu
ctio
n
Net
Sal
es
GVA
Eq
uit
y C
apit
al
Tota
l Ass
ets
P /
L f
or
Pe
rio
d
EB
ITD
A
Exp
ort
(Mill
ion
$)
Em
plo
yee
s
57BRİSA Bridgestone Sabancı
Lastik San. ve Tic. A.Ş.1.537 1.723 652 557 1.483 185 356 209 2.055
70 Türk Pirelli Lastikleri A.Ş. 1.163 1.303 336 297 718 60 128 341 1.766
90Naksan Plastik ve Enerji San.
ve Tic. A.Ş.947 1.170 235 399 1.366 108 150 122 3.105
95 Goodyear Lastikleri T.A.Ş. 909 1.144 217 340 576 56 84 316 1.311
107 Petlas Lastik San. ve Tic. A.Ş. 809 811 - 503 942 - - 188 2.452
121Köksan Pet ve Plastik Amba-
laj San. ve Tic. A.Ş.747 1.002 - - - - - 128 -
144Korozo Ambalaj San. ve Tic.
A.Ş.640 665 - - - - - 144 857
203Pakpen Plastik Boru ve Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş.
480 482 90 69 595 3 67 22 751
206Polinas Plastik San. ve Tic.
A.Ş.475 495 68 123 509 9 28 70 571
215Süper Film Ambalaj San. ve
Tic. A.Ş.456 463 - - - - - 16 -
236Standard Profi l Otomotiv
San. ve Tic. A.Ş.419 435 115 32 578 -38 15 130 2.275
251Teklas Kauçuk San. ve Tic.
A.Ş.402 445 149 239 338 60 84 160 2.900
252Kalde Klima Orta Basınç
Fittings ve Valf Sanayi A.Ş.402 505 - - - - - - -
268Vatan Plastik San. ve Tic.
A.Ş.375 389 - - - - - 58 388
276Elif Plastik Ambalaj San. ve
Tic. A.Ş.363 373 - - - - - - -
283Adopen Plastik ve İnşaat
Sanayi A.Ş.358 453 97 181 659 21 66 100 1.050
290Polibak Plastik Film San. ve
Tic. A.Ş.346 347 - - 282 - - 56 -
398Georg Fischer Hakan Plastik Boru ve Profi l San. Tic. A.Ş.
265 276 - - - - - - -
463Form Sünger ve Yatak San.
Tic. A.Ş.232 239 40 108 183 24 28 10 264
486Öz-Ka Lastik ve Kauçuk San.
Tic. A.Ş.220 228 58 - 245 26 45 54 -
EXPORT PERFORMANCE:
Total export by companies ranking in ICI Top 500 in 2013 corresponding to 63.3 billion USD declined by 3.1% to 61.3 billion USD in 2014. Ho-
wever, a decline by 4.3% was observed in the total export of plastic and rubber sector companies ranking in top 500. While automobile and supply
industry, base metal, electrical systems and food sectors had a share over 10% in export, share of plastic and rubber companies in total export was
3.7% for 2013 and 2014.
Resource: ICI 2014 / Top 500 Industrial Enterprises
95
PLASFEDDERGİ
AGENDA (COVER)
Research And Development (R&D) or breaking away from the future
Turkey in “do or die” stage R&D and innovation are not suffi cient to exist
within the current industrial structure. The base element is to have a place in the shaping world of the future. Even though it is not quite discussed in Turkey, the entire world is preparing for “Industry 4.0” or “Second Machine Age”. Until very recently, a report or an article has been issued concerning Machine to Machine (M2M) or Internet of Things (IoT). In fact, speculations on the “whys” creating these phenomena have been mulled over for a long time. The notion of “Information Era” has been almost renounced in naming the new age. The Europeans, including the EU, use “Industry 4.0” and the USA, for MIT-based studies, on the other hand, use “2nd Machine Age” for naming the new “era”.
The critical matter of debate of this new “era” is towards “which states” would be the dri-ving force of this era inasmuch as its framework. The launch of a period, which surpasses industry, has been already acknowledged by everyone. Those who launched the said are the “industriali-zed” states. The critical matter of fact here is that a state, who have missed out on the inception of industrial age, can become industrialized if made an eff ort. However, for a state, who have missed out on the inception of Industry 4.0, to catch up on an Industry 4.0 state by “striving” is harder than industrializing due to the generated productivity diff erence.
-R&D is a must for sustainable deve-lopment
In almost every corner of the world, paths for transition to productivity and products with high added value, which rank top at quests on eco-nomy, are sought. Information of every stage, be-ginning from the design of products, the highest added value is targeted. After the globalization, even though the products can be manufactured in diff erent geographies, the added value, within the brand fact, passes over to the country of origin of the title holder. It is not an unknown fact anymore that being a sub-manufacturer does not eliminate the risk and this possibility can be slided to other manufacturing yards at any moment.
-Government approach to R&D The incentives towards R&D and innovation
investments, previously only provided in the man-ner of Technology Development Zones (Techno-polis) and limited with procurement of sites, have been extended with fi nancial incentives. Funda-mentally, the 5746 numbered Law on Support of Research and Development Activities regulated the establishment of “R&D Centres”, which aim to discipline personnel employment advantage and R&D processes in order to increase the effi ciency of incentives. Within the process, the number of required personnel to open a R&D centre has been lowered to 30. Many local and foreign companies or enterprises, which want to exclusively steer to-wards to this area for the purpose of performing R&D centre, have established 162 R&D centres.
BREAKING NEWS
A total of 10.2 million TL have been spent at these centres from 2008, the commencement of initial activities, until the end of 2014 and as of the end of 2014, the number of personnel, employed at these centres has reached 20 thousand 725.
-Analyses have just begun Analyses in respect of supports provided
under the name of various programs have been commenced as of 2015. According to the program, issued by the 62th Government, an analysis will be performed towards the results of all of the R&D in-centive activities, the outcomes and whether the results are successful. The incentives will be revi-ewed based on the aforesaid analysis.
The new era of R&D and innovation: Industry 4.0 or 2nd Machine Age
The “extraordinary growth” in the last 30 years of data processing technologies and tele-communication was debated on the notion of glo-balization however the situation has changed in the past 10 years. This is due to the fact that the assumption of “the processor capacity will double every two years”, which is also known as the Mo-ore Law and narrated and afterwards confi rmed by Gordon Moore, one of the founders of Intel, in an article published in 1965. The processor model, launched to the market once in every two years, is several times more developed than the former.
So, what does that mean? According to tho-se working on Industry 4.0, none of the industrial products will not resemble “themselves” due to data processing technologies, nano-technolgy and biotechnology contents. All of them will get smarter-diff erentiate. The “new jobs and proces-ses”, formed with these products, will become extraordinarily effi cient and competitive. Plastic will not be plastic, metal will not be metal anymore because the processors with such power will have the capacity to smarten every “thing” they are utili-zed for. The countries “candidates” to perform this process are, on the other hand, Australia, Canada, Germany, Israel, Japan, South Korea and the USA. Turkey is not even within the candidate countries.
-Not a new sector but a fi eld of app-lication
The Industry 4.0 or 2nd Machine Age of the world does not mean the emergence of “new sec-tors”. The three technological advancement fi elds seem to eff ect certain sectors and fi elds by eff ec-ting all of the remaining sectors and technologies. (The terms sector and eff ect have been used for multiple times and is not easy on the ear)
The three technological advancement fi elds can be sorted as 1) Various technologies involving biotechnology and nanotechnology 2) Material science and technology and 3) Information Tech-nologies (IT).
The developments within the three techno-logy fi elds are the key elements, which smarten everything and every process together with the increasing processor capacity and transform into something else.
-Turkey has fallen behind The analysis towards the 16 application to
three main fi eld in the “The Global Technology Revolution 2020, In-Depth Analyses” report pub-lished by RAND, has revealed which countries are closer to using and developing these technologi-es. Accordingly, the chance of Turkey for now has been revealed to be next to “nothing”. The infor-mation that Australia, Canada, Germany, Israel, Japan, South Korea and USA will be able to deve-lop and use application in connection with these technologies until the year of 2020 is included in the report. The countries, who relatively have the potential to catch up to this process, following the foregoing have been revealed as China, Russia,
Poland and India. Turkey, on the other hand, falls within the “low-potential and challenged” countri-es category way behind the said countries.
Esteemed sector members,
We held the “2nd Or-dinary General Assembly Meeting” of PLASFED, which have spread with the collaboration of the increasing number of as-sociations joining under our umbrella each passing day, on June 11th, 2015 with the participation of representatives of 8 member association with the newly joined associ-ations. The decision for me to keep my offi ce as
the Chairman of Board of Directors, which I have performed with great honour as a result of the election at the meeting, which we shared our or-ganization activities and studies performed within the fi rst period and evaluated the up-to-date sta-tus of the sector.
We will continue to perform our studies, which oversee the benefi t of our sector with the same desire and excitement and your powerful support in the second period, during which Hüse-yin Semerci and Erol Paksu were elected as Vice-Chairman of Board of Directors and Reha Gür as-signed as Member and Murat Kökoğlu as Secretary Member.
The steps which will enhance the forward looking positive expectations of companies to be taken immediately, the companies to make invest-ments such as machinery – equipment, R&D, tech-nology advancement and innovation, by taking the positive contribution on the economy and deve-lopment of country of companies within the ma-nufacturing industry growing by increasing their profi tability into consideration and acceleration of incentive infrastructure establishment which will ensure the export of products with high ad-ded value to the world are amongst the priorities. Therefore, the swiftly forming of a consistent go-vernment, which takes the developments around the world and within the political and economic conjuncture of Turkey into consideration, is of dire importance in terms of our country and society. Turkey and our sector does not have a minute to spare.
Hello from PLASFEDMAGAZINE
10th issue of PLAS-FEDMAGAZINE is here! With its classifi cation of being a news magazine, we want it to become the media organ of our sector and we aim to re-ach all the external sta-keholders of our sector besides the members of it. Our federation, Plastics Industrialists’ Federation - PLASFED and the roo-ted NGO, Plastics Indust-rialists’ Association have held their General Mee-tings incandescently. You can fi nd the news about both General Meetings within the pages of our
magazine. We will continue pulling out all the stops
during the new term. I hope to contribute to our sector with your support as the Head of Editorial Board of PLASFEDMAGAZINE.
In this issue, we have talked over R&D and innovation subjects which we hope you would like
Selçuk AksoyChairman / Turkish Plastics Industrialists’ FederationGreetings from PLASFED
Selçuk GülsünHead of Editorial Board of PLASFEDMAGAZINE
Vice President of Turkish Plastics Industrialists’ As-sociation - PAGDER
96
PLASFEDDERGİBREAKING NEWS
to read as the cover story. We have tried to provide you some information about the fi nancing oppor-tunities that you can benefi t as you can see from the headings.
What is Industry 4.0 bringing to our sector? RAND from U.S.A. talks about 3 distinct develop-ment fi elds that will arise from Industry 4.0. These fi elds are listed as:
1) Various technologies containing biotech-nology and nanotechnology
2) Material science and technology and3) IT technologies
It’s asserted that “developments” in these three fi elds will change all the processes ranging from raw material to product, and to distribution and sales after production. According to RAND, there are some countries having the “capacity to develop” in these three fi elds and the transforma-tion has started in these countries already.
The attendance and enthusiasm at our General Assembly has provided with additional responsibilities and
motivation. As you all know,
the disputes at our non-governmental organi-zations rise and general assembly attendances reach peak levels in the process of management change and when there is more than one list. In the case of a single list, the attendance drops and the enthusiasm
burns out with the un-derstanding of a defi nite general assembly.
The record attendance and the enthusiasm shown during our General Assembly, held on June 11th, in spite of a single list, have doubled and ta-ken our ambition and motivation to a higher level in the path of service which we set out on with determination while embarking additional res-ponsibility and further manufacturing mission. I would like to once again express my appreciation for the trust and courtesy you have shown to my colleagues and I at the 36th General Assembly of PAGDER, one of the oldest non-governmental or-ganizations of our country.
We, as the representatives of plastics sector, which the world’s most environmentalist, effi cient and innovative material manufacturing sector, set out to produce environment-friendly, effi cient and innovative service and projects prioritizing hu-mans in the trace of plastic.
Let’s grow with courageous but deliberate steps
We have entered a new period in the post-election era. We elected our new Assembly, to perform its duties with a high density of foreign economic and political risks, with regard to our country. We wish it to be
for the best interest of our country. In the same period, the general as-sembly of PLASFED, our
Federation, has conducted an important study and we have prepared for the upcoming period.
Our country’s economy has been struggling to grow for some time now. Our entrepreneurs and businesses are unable to grow at a suffi cient pace. Our structural issues, access to fi nancing, unfair competition created by off -the-record and low standard manufacturers, uncontrolled or in-
suffi cient control of foreign source cheap and some of which are unsanitary products entering domestic market lead us to trouble. Our rate of growth is below 5 per cent, calculated as the po-tential growth of our country and in fact the cont-ribution of the industry is extremely limited to the aforesaid stinted growth.
What comes to mind when glan-cing at Turkey’s largest industrial organizations list
PLASFED, the umb-rella organization of plas-tic sector and which we are happy to be a mem-ber of since its establish-ment, has successfully completed another ge-neral assembly. Our Ge-
neral Assembly was held in an environment where ideas were presented and manners of study for the upcoming period were
discussed. We were once again glad to be together and collaborate with our associates.
Our country has completed the election pro-cess with a high percentage attendance, as it sho-uld be in democratic countries and the new period Members of Parliament and our Assembly have begun their studies. Our expectation is towards an operation period with prioritizing the industriali-zation-oriented structural reforms of our country.
Turkey’s largest 500 industrial organization list, prepared according to classifi cation of pro-duction sales, has been declared by the Istanbul Chamber of Industry. When considered in terms of Bursa, the number of Bursa based companies increased from 33 to 41 in 2014, according to the previous 2013 data year. I would like to once again congratulate all of our industrialists, notably our industrialists of Bursa.
Setting new goals Our umbrella orga-
nization PLASFED has completed its general assembly within a comp-rehensive and satis-factory environment of stream of thoughts. We have also elected our new Members of Parlia-ment very recently. The elections are the most
picturesque common acti-vity of the democratic life style. We wish it to be for the best interest of our country.
Adana and Çukurova region has been an im-portant production centre throughout the History. Agriculture, industry and naturally a culture has sprung from the regions fertile lands. It became one of the prominent basins of our country within the industrialization period, which gained momen-tum with the foundation of Republic. It provided a home to many of Turkey’s many pivotal industrial organizations. Now, we are at a turning point whe-re we are setting a new approach towards regional to national and national to global competition en-vironment. Setting a new approach at the sectoral basis would be the most rational path, as there is no possibility to avoid competition at neither local nor national level. Competition has spread to the whole world. Our competitors are operating in Montreal or Sydney, not in Ağrı or Edirne! It would not be wrong to state that in the upcoming 10 ye-ars of our business world, the goals will go through a fundamental change and primary concerns will be nothing similar to today’s concerns.
We have to act on common sense
There are certain structural and sectoral issues, which need to be addressed of our sector, which have displayed a signifi cant growth up to day; to be active in in-dustrialism under such conditions with facing many current issues such as raw material, emp-loyment and tax burden, unfair competition, in-surance diffi culties, loan costs, energy issues is
an important display of heroics. It is a must to act with a single common voice, in an environment surrounded by problems. The views of the indust-rialists should also be taken in constituting laws and legislations. In fact, the matter of legislation, encountered within the last months concerning import of raw material and brought the sector to a halt, was able to be resolved through intensive di-alogue. This situation also brought to mind the fact that the sector could not be taken to the decision makers in time and adequately in terms of sus-tainability. Therefore, the plastic-rubber sector, addressed within the chemical industry, should be organized as a separate assembly in the presen-ce of Turkish Union of Chambers and Commodity Exchange (TOBB) and the attempts initiated for a more weighted and eff ective representation in chambers and stock exchange should be continu-ed.
It is of vital importance for all Chambers of Industry and institutions related with the sector to form a solution oriented coalition and arrive at a consensus in representation of NGOs in public and every single NGO must be more active and re-sult oriented. It is a loss of energy and resource for our sector and a defective practice when diff erent NGOs separately perform similar works. More ef-fective results can be achieved in common issues, which will be revived with collocation under the federation, a higher form of umbrella organization.
Regional analysis of incentive prog-rams should be conducted
Our country has left behind another election. The results were the out-come of people’s choice and a new allocation of assembly was formed. I wish the elections to bear fruitful results both
for our people and busi-ness world and eventually for our country. We have also witnessed important developments in the past
few months with regard to GAPLASDER. We hos-ted the workshop, with the contributions of our Federation, PLASFED, and Gaziantep Chamber of Industry, which aimed to shed a light to the future of our sector. We would like to once again extend our thanks to all of our friends for their contributi-on and attendance. I, also, would like to underline that the General Assembly of our umbrella orga-nization, PLASFED, has successfully come to a conclusion.
Regional development programs have been implemented in Turkey for a while now. There is also a strategy based general framework of these programs, re-enforced with high rate investment and employment (and implicitly, management) in-centives. Nevertheless, there is a lack of outcome analysis concerning the results of these programs. A general analysis has been initiated however in our opinion, generation of also regional results is a must. Suffi cient information will not be able to be provided for revisions if such regional results are overlooked.
Yunus KarakaşChairman / Association of Ankara Plastics Industrial-ists (APSD)
Erol PAKSUChairman/EGEPLASDER Aegean Plastic Industrial-ists Solidarity Association
Selahattin OnatçaChairman/ÇUKUROVA PLASDER - Çukurova Plastics Industrialists’ Association
Reha GürChairmanPAGDER – Plastic Industri-alists’ Association
İlker BiliktüChairman/Association of Bursa Plastics and Packaging Industrialists (BURPAS)
Murat KökoğluChairman/GAPLASDERSoutheastern Plastic and Chemical Industry Association
97
PLASFEDDERGİ
We believe we can make oursel-ves heard even better with PLASFED
One of the signifi -cant developments of the year 2015 as Rubber Association is to become a member of the brother plastic industry umbrella organization, PLASFED, the successful works of which we have been fol-lowing closely. We belie-ve that there is strength in numbers and we can make ourselves heard even better on national and international plat-
forms, if we stand together. Consequently, we be-came a member of the Federation and participated in the new management of PLASFED by attending to the congress, held on June 11th, 2015 with our colleagues from Board of Directors of Rubber As-sociation. We wish success to Mr. Selçuk Aksoy, who was re-elected to the Chairmanship of Board of Directors and whose work we follow only with appreciation, Mr. Hüseyin Semerci and Mr. Erol Paksu, who were elected to Vice-Chairmanship of Board of Directors, Reha Gür, who was elected to Accounting Membership and Secretary Murat Kö-koğlu. We have complete belief that being in soli-darity for resolving the sectoral problems will bear positive results.
We, as industrialists, monitor the post-election developments of our country with cauti-on and concern. Our desire is for the endeavours to form the government to be concluded as soon as possible and that this atmosphere of uncerta-inty is eliminated. Industrialists are those who are eff ected the most from the atmospheres of insta-bility. The decrease in demand in an atmosphere, where those who will buy and invest to utter the words, “let’s see how it turns out!” would naturally slow down the production rate. We, as the indust-rialists, felt the shortage in demand all together. The atmosphere of instability will certainly harm the country and economy. We hope that this at-mosphere can be scattered as soon as possible and we will not be have to pay the heavy tall of the chaos it will cause in respect of economy.
It is not too late to establish a new environment stra-tegy
Our Federation, PLASFED, of which we are one of the founders, have initiated a new term of operation with a suc-cessful general assembly. We will continue our ac-tivities by gradually inc-reasing our effi ciency as
the umbrella organization of the sector within this new term. The General Elections of Members of
Parliament were also underway in our Country. I, wholeheartedly wish it to be for the best.
A sustainable, stable growth-industrialisation is a goal that the whole world is striving for. Within the scope of the notion of sustainability, on the ot-her hand, the production methods, which are not only environment-friendly and but also protects the environment and recover the damage given.
Plastics, unfairly, are subject to rampage in this manner. Each and every plastic product, en-tered to the recycling process by its end-user, in other words not dumped and left to the garbage collection facilities is the most favourable product in terms of environment.
World composite sector convened in paris!
Within the frame-work of the collaborati-on, we have been main-taining with the plastic sector under the roof of the Plastic Industrialists Federation (PLASFED), our association has at-tended to the “Strategic Initiative Workshop for
Future Design of Plastic Sector”, organized by this term PLASFED member GAPLASDER, together with many representa-
tives of the plastic sector and supported a study, during which the weaknesses of the sector were discussed in detail.
The 5th meeting of the Plastic, Rubber and Composite Technical Sub-Committee, which was established within the body of R.T. Directorate-General of Industry of Ministry of Science, Industry and Technology, for to generate solutions to the problems of the sector, was held within the last period and the current problems of the sector were addressed together with the ministry aut-horities.
Our association came together with the plas-tic sector at the seminar on “Recent Developments in the Plastic Sector”, another topic of study orga-nized by the Istanbul Chamber of Industry (ISO), for to detect and resolve current problems of the sec-tor and found the opportunity to share the prob-lems and solution proposals in detail by means of mutual exchange of views.
PLASFED successfully completed the 2nd Ordi-nary General Assembly
Selçuk Aksoy was re-elected to the Chairmanship of PLASFED
The umb-rella organizati-on of the plastic sector, PLASFED (Plastic Industri-alists Federati-on) held its 2nd Ordinary General Assembly Mee-ting in Istanbul.
The decision to continue with the management of Selçuk Aksoy, who has successfully performed the duty of Chairmanship of Board of Directors during the fi rst term, was given as a result of the election called with a single list during the meeting. A mani-fest was also read and presented for the attention of the public, at the meeting, during which the sec-tor and organizational activities were evaluated. The remark, “We are acceding to protest the pre-judiced movements against our sector and infl u-entially respond to misperceptions, injustices and problems as a single unit. We will always continue to give voice to the importance, unknown benefi ts and contribution to the country and economy of plastic, which is an indispensable product for our daily lives and many sectors with a high added value” was emphasized in the manifest, read by Selçuk Aksoy.
Selçuk Aksoy stated the following in his spe-ech, during which he emphasized his gratitude for embracement of the General Assembly by every stakeholder:
“First of all, I would like to emphasize that three or fi ve years ago we held this general as-sembly with fi ve associations but now that num-ber has increased to 8. This is a success which we must all feel very proud of. I feel like I should state this once again, this is a success that is also admi-red by the outsiders. We, as the plastic industria-
lists, are striving to bring together our members, from all around Turkey no matter their size, under a single roof. The Federation is not an isolated no-tion, it is name which you have created by coming together. We are all a part of this structure. You are the federation itself.
Strategical initiatives workshop for fu-ture design of plastic sector:
Solution proposals have been deve-loped for 7 areas of problem
PLASFED and mem-ber associations held a workshop, hosted by GAPLASDER, towards the problems of the sector and solution proposals with the prominents of the sector in Gaziantep. The result report of the workshop has also been published. All of the items proposed during the brainstorming
and group work sessions were included in the re-port. The most regarded 7 problems and solution proposals came into prominence. The plan on “how and when the problems will be resolved” was also prepared in light of the solution proposals.
Amongst the problems foreign-source de-pendency on raw material, unable to manufacture product with high added value, unfair competition, energy costs, insuffi ciency of leader personnel, R&D insuffi ciency, absence of university-industry collaboration were regarded as problems of top priority. Incentives, training of qualifi ed personnel and branding were specifi cally emphasized as for the solution proposals.
PAGDER completed its 36th Ordi-nary General Assembly with record attendance Reha Gür era in PAGDER
The Ordinary Gene-ral Assembly of PAGDER – Plastic Industrialists As-sociation, one of the fi rst non-governmental orga-nization within the private sector of Turkey, during which the 36th Term ma-nagement of PAGDER was determined, came to a conclusion with a record attendance. The new Ma-nagement and members of
Supervisory Board were determined at the electi-on called with a single list. The General Assembly was held in a form of brainstorming, where the problems of the Turkish plastic sector were dis-cussed.
Hüseyin Semerci, who handed over the “bad-ge of Chairmanship” to Reha Gür, thanked everyo-ne who contributed to the organization as of its establishment be referring to PAGDER as a “mag-nifi cent 60 year old plane tree”. Semerci, apart from the unjust interventions towards the sector, contributing to the marketing force of the sector with scientifi c methods and creating investment areas, provided information on the “Plastics Recy-cled to Housing” campaign, developed for to gene-rate positive attitude towards the sector.
Reha Gür, who was elected as the Chairman, on the other hand stated, “My objective will be to raise the standards, which have been gradually increasing at every turn, to an even higher level during my term of offi ce. I will take a result oriented practice as basis which will strengthen the unity and solidarity of our sector and enable a swifter growth and development” during his speech.
Turkish plastic construction material manufacturers grossed a 7.3 billion Dol-lars of production
PLASFED, within an analysis conducted to-wards the 2014 plastic construction materials
BREAKING NEWS
Şekip AVDAGİÇComposites Industrial-ists Association Chair-man, Board of Directors
Nurhan KayaChairmanRubber Association
Yusuf ÖzkanChairman/Association of Kayseri Plastics Business Owners (KAYPİDER)
98
PLASFEDDERGİ
sector, clarifi ed that export of Turkish manufac-turers, compared to the previous year, increased by 2.7 per cent and that 39 per cent of the whole manufacture was exported. Despite the decrease in manufacture value of manufacturing of plastic construction materials, increase on amount basis has been witnessed. Foreign trade surplus has re-ached 1 billion 421 million TL.
The Turkish plastic construction materials sector, despite the domestic market slowdown, has successfully ended the year of 2014. The sec-tor exported 39 per cent of the manufactured 1.8 billion ton product. An analysis, prepared by the PLASFED General Secretary, Barbaros Demirci, on plastic construction materials of 2014 has been published. According to this analysis, together with the eff ect of domestic market developments in 2014, manufacturing increased by 1.6 per cent on amount basis and decreased by 1.6 per cent on value basis and accrued as 7 billion 345 million Dollars.
Rubber Association Chairman Nurhan Kaya:“Turkey must establish synthetic rubber facility at once”
Rubber Association Chairman Nurhan Kaya,
by pointing out that Turkey is dependent on im-port at a rate of 98 per cent for rubber raw ma-terial, has exerted that alongside with the deve-lopment purchasing methods for cheap product procurement of the sector, the domestic produc-tion of synthetic rubber is a requisite.
Rubber Association Chairman Nurhan Kaya remarked that they demand the urgent estab-lishment of a synthetical rubber facility, which is amongst the priorities of the sector with the public support after indicating that Turkey has the capa-city to establish such a facility.
General economic slowdown is also eff ecting the plastic sector
The slowdown in growth rate of the Turkish economy is also eff ecting the plastic sector. PLAS-FED General Secretary Barbaros Demirci stated within his assessment in the light of the data re-garding the fi rst 4 month period of 2015 that the growth on amount basis will continue increase at the end of the year, when compared to the previ-ous year, however a fall in the value of manufac-turing in Dollars may be witnessed due to reasons such as parity eff ect, etc.
Plastic product manufacturing, which ended with 8 million 92 thousand tons and 34.2 billion Dollars in 2013, was emphasized to have increased by 2 per cent to 8 million 234 thousand tons and 34.9 billion Dollars within the scope of the assess-ment conducted by Barbaros Demirci
PAGDER raises environmental awa-reness through “Çöp Çetesi” musical play
PAGDER’s “Plastics Transforming to Home (Yuvaya Dönüşen Plastikler)” campaign, which gains public appreciation and aims to fi ght against the prejudices for plastics and industry, expands with side events.
PAGDER supports a play which is designed
by “Çöp Çetesi” theatre group that stage didac-tic plays, for children aged 4-10, in which world-famous toy characters act, by travelling in a huge garbage truck.
“Çöp Çetesi” kids’ musical, which is supported in order to raise recycling culture and dissolving at source awareness at an early age, and to promote and develop the project, has been introduced to sector. Opinions and ideas were received during this narrow-scoped event in order to determine the possible scenario changes and to improve the play. The show was performed on April 25 in Bay-rampaşa Kültür Salonu.
BURPAS is expanding with new members
Bursa Plastic and Packaging Industrialists Association is increasing its reach with new members. BURPAS has once again organized its traditionalized iftar program for its members and plastic sector representatives. BURPAS Chairman İlker Biliktü, who gave a speech at the iftar prog-ram, which brought the sector members toget-her, emphasized that they have been trending towards the matter of professional training within the recent years and have taken successful steps. Biliktü stated, “Our goal, both within the scope of the professional trainings and trips abroad, is to outline the problems concerning our sector and support the R&D studies within the sector.”
DISCUSSIONChairman of SOCAR of Turkey (CEO) Kenan Yavuz: “We should meet at common inte-rests”
K e n a n Yavuz, who is the Chairman of SOCAR of Turkey, which incorporates Turkey’s roo-ted company PETKİM, and is a board mem-ber of PETKİM, e m p h a s i z e d that a comp-r e h e n s i v e l o c a l i z a t i o n program has been recently
executed within the integration of oil refi nery - petro-chemistry – power - logistics through the investments of the company. As for the raw ma-terial problem of the plastics industry, Yavuz, un-derlining the necessity that an approach, whereby common interests will be optimized, should be identifi ed, stresses the signifi cance of the naph-tha to be produced in STAR refi nery.
Yavuz, who underlines that the ultimate ob-jective of the “integration” on PETKİM peninsula is the implementation of “Chemistry Industry Park (Kimya Endüstri Parkı)” which may be the most comprehensive illustration of clustering in Tur-key, stated that a result of this would be providing security for capacity increase and new facility in-vestments. Kenan Yavuz, informed PLASFEDDER-Gİ about the details of the investments in PETKİM and PETKİM peninsula.
DISCUSSIONOne of the most important supporters of PAGDER Plastics Transforming to Home (PAGDER Yuvaya Dönüşen Plastikler) campaign and Hepsiburada Category Director Onur Bayhan:
“There is a huge place for plastic in PET (domestic animals) products.”
The biggest online shopping company of Turkey Hepsiburada (hepsiburada.com), pet (do-mestic animals) products Category Director Onur Bayhan stressed that a great deal of pet products,
apart from food, consists of plastic products. Ho-wever; Bayhan, who stated that they also noticed that a great amount of them was imported, emp-hasized that they were willing to work with local manufacturers and they were open to a conveni-ent business environment.
Expressing that Hepsiburada has supported social responsibility and sensitivity projects of especially pet category and that they donated 15 tons of food every year, Bayhan stated that ken-nels produced within the PAGDER Plastics Trans-forming to Home campaign have been present in the online shop. We talked about manufacturing plastic products for pets, details of online retailing, advice for those who wish to take place in this sec-tor and hepsiburada.com with Onur Bayhan.
DISCUSSIONCommunication and Public Relations Director of BASF Turkey Middle East and North Africa Region Arzu Deniz Aksoy:
“For us, education has an important role in institutional social responsi-bility”
C e l e b r a -ting its 150th foundation an-niversary, BASF is in its 135th year in Turkey. BASF, which manages 34 countries from its Turkey offi -ce, is known for its important steps in insti-tutional social responsibility. Its institutional social respon-
sibility projects, which are based on sustainability, are collected under three main titles as charities, cultural and educational. BASF, caring especially for educational activities, is also among the most important and constant supporters of Transfor-ming to Home (Yuvaya Dönüşen Plastikler) cam-paign which is one of the most comprehensive social responsibility activities of plastics industry. Communication and Public Relations Director of BASF Turkey Middle East and North Africa Region Arzu Deniz Aksoy explained BASF’s 150th year, its activities and institutional social approaches to PLASFEDDERGİ.
REPORT21 plastic and rubber companies have taken place in İSO 500 list.
İSO 500 list which is prepared by İstanbul Chamber of Industry (İSO) and in which the biggest
500 industrial enterprise of Turkey are enumera-ted as per their produc-tion and sales data has been released. 21 plastic and rubber companies have taken place in the list. Of all 21 companies in the list, 14 are plastic and 7 are rubber compa-nies. Through the analy-sis carried out according to the data provided by İSO 500 list, in which
general problems of the manufacturing industry are observed, in contrast with
2013, a decrease is observed in all indicators, but sales from production and sales revenue in 2014 although the plastic companies in the fi rst 500 ex-hibited a positive performance in all indicators, but approximate export and gross value added.
BREAKING NEWS
Barbaros DEMİRCİGenel SekreterPLASFED
99