248
A B R A H / \ 1  H . L A DÜN YA EDEB İ YATI NIN Ş A HESER ^ EL'f'iHAÎLL'^l * - GURUR VI A ŞK tP R İÛ E AND P R E . J UliC:. K A Fİf. , . ' **^^S İ yA H'PAftM A H A NA İ T;S..£EF İ L_E=-MO''PE Oi.’-if ' ]  A NOC T 'P E R EGC W lOf T -> C «IOT B A B A )* MOH l ıff.HLic  » Y Û k:K- T A MC A 'N\i--. jL'. ':eES-'IJN CL E rCM'i 'ıL ' 4 İ ÖHTI İ * ■■■İ '.,VAR Y• CH.O‘,‘ f ;V • B A B ü. j , iR vi y i C K ' l t C0t*te?teLO- -' :HRIh-i!^A-'Lii-3U-Ü^<. UM İ T L^-. _____  : ■■■ SV İ TR $ y Ç VtC L ^ A •K A R At/.ÎJ'.- KAPD CŞL LR- "O 'l SA Î İ r 'ÜR •HUCl : ■■ : ■■■ ' i .U(îr;;18a7 DE.'JZC0a ı 'LINiN G OR^^tn Ü ^Ü •Bİ R hANIMiJJ POf i^RL.V ' HO(sâUı ti..».R PftNAVISl' alice HARİ K.ALAR Dİ ’'AR1ND'’-A\-'IA I A • H;;  bEf:fr-rRALTiM£)A?os'‘;rE7i-. ■■ -ciBMiriAL “REv-,'!-:'.* a; l«lPLL!î* [)EfjN EADAS j: . :R İA‘, ^ - A '.TAfOl KAftDE şıı rq ı qwfe''; b ir  ' . - a  :, a î İ  B ^ f ı an t  ar p q  : h  ■ , - ı t j \  Î Â M AN W5 BI. NGA ' ■■e .R AY i, T HIH Â VE s I •OR M A h: . ı ; vJ • 'fl DHNARD'iî^ CURMÜ 'P EMÖ jlM LE » İ D A SI • OOSTA BERLİ NG £^5 Afv;‘; ı •B ..DL'T' ’ S İ KVL İ D A Ç-IM«O fi AÜST-K.'ı L?AZA.'< _A S-':' j NESC^ ‘ fcfl1?SE^a«.IKÇI a ERİ i glj J f i F r .iM. t; r^ vr nrkr. ı r'.; ,< ;T n c. i.- ı r . ı . ^ IS V f tH • A LL A H 'R  fGjKR-KA^fcl TO M JO N p , ... YKiV AKf'fis! U | I Y URU ^ £UG£»JtE GR^ I t\0 K â <  i 05 - r ı I V L / I V I ^?",SSY .' - L *J İ *HARPV' "lii ¥1» " V/t TH-îJ! ro î'^ -j.v v'- ^'i î *1 ■■i’ O l ı :; '' ^ j ;X K / J lf;?! ■■S İ H ÎR LİD ; ^ ;.'. ı î x: r a  ^ inTi fAfi e a l r . G £l W İİ O E K fl$ ¥A !'‘m ». y •'"'• •••• •• ;< rm A H öND f > .' .' ;i ' j u fujti asHA!«‘^ ş lî<DF' 5; -C' ‘ki “i.c; BÜYÜK ROMAN OZET-TEKNIK-KRITIK

Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 1/247

A B R A H /\ 1  H . LAD Ü N Y A E D E B İ Y A T I N I N Ş A H E S E R

^ EL'f'iHAÎLL'^l *

- GURUR VI AŞK tPRİÛE AND PRE.JU liC :. ■K AFİf. , ■•. ■'

**^ ^S İyA H 'PA ftM A H A N A İT;S. .£E FİL_ E= -M O ''PE Oi.’-if '■] A NOCT'P EREGCWlOfT->C«IOT B A B A )* M O H l ıf f .H L ic

 J« »YÛk:K -TO«AM CA 'N \i- -. jL'. ':eES-'IJNCLE rCM 'i 'ıL '

4İÖHTIİ* ■■■İ'.,VAR Y• CH.O‘,‘f;V • BAB ü.j, iR vi ■■ yiCK'ltC0 t* te ?t eLO - -' :HRIh-i!^A-'Lii-3U-Ü^<. UMİTL^-. ■_____   : ■■ ■SVİ TR

$yÇ V tC L^ A •K ARAt/ .ÎJ'.- KAPDCŞLLR- "O 'l SA Îİr 'ÜR •HUCl : ■■:■■■'■i ■.U(îr;;18a7 DE.'JZC0a ı'LINiN GOR^ t̂nÜ^Ü •BİR hANIMiJJ POfi^RL.V '

HO(sâUıti..».R PftNAVISl' alice HARİK.ALAR Dİ’'AR1ND'’-• A\-'IA I A • H;; 

bEf: fr-rRALTiM£)A?os '‘; rE7 i- . ■■ -c iBMir iAL “REv-,'!-:'.* a ;

l « l P L L ! î *[ ) E f j N E A D A S ■ j :.: R İA ‘ , ^ - A ' .T A f O l

K A f t D E ş ı ı r q ı q w f e ' ' ; b i r    '■■ ■■. - a  : , a î İ  • B ^ f ıa n t   ■ a r p q   : h  ■ , - ı ■t j

\  ÎÂ M AN W5 ■BI. N G A '■■e . R AY i, T HIH Â V E s I •OR M A h: ■. ı; vJ •

'flDHNARD'iî^ CURMÜ 'PEMÖ jlM LE » İDASI • OOSTA BERLİNG £^5Afv;‘;ı •B ..DL'T'

E Ö ’ SİK VLİ D A Ç - IM « O f iA Ü S T - K . 'ıL ? A Z A . '< _ A S - ' :' jN E S C ^ ‘fcfl1?SE^a«.IKÇI ‘ aERİigljJfi Fr.iM. t;r̂ vr nrkr. ır'.; ,<;Tnc. i.-ır.ı . ^

ISVftH • A L L A H ' R  

f G j K R - K A ^ f c l

TOMJON p , . . .YKiVAKf'fis! U | I Y

UR U ^ £UG£»JtE GR^ I■t\0 K â

< i»i05-rı IVL/IVI

?̂",SSY .'■-■L*Jİ*HARPV' "lii

¥1» ‘ ■"V/tTH-îJ! fî’roî'̂ -j.v v'-^' i iîî

■*1 ■■i’O lı:; ''^jiî ;X K /Jlf ;?! ■■SİHÎRLİD;^ ; . ' . ı î x: r a  ^ inTifAfi e a l

r . G£lWİİOEKfl$¥A!'‘m

■“ ».y •'"'•■••••■••■ ;< rm A H öNDf >.'■.' ■■■■ ;i'j ufujtiasHA!«‘̂ şlî<DF'5; -C' ‘ki “i.c;

BÜYÜKROMAN

O Z E T - T E K N I K - K R I T I K  K A R A K T E R A N A L İ Z L E R İ  

Y A Z A R B İ Y O G R A F İ L E R İ OTUKEN

Page 2: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 2/247

■ i- ■ 1' 'i l- /''' .: '!’;:**• - i" ,; Milıi'jn

  ^ K L İBat ı Edeb iya t ın ı iy i öğ ren eb i lm ek i ç in bu edeb iya t ı o luş tu ran 

eser le r ve yazar lan hakk ınd a b i lg i sah ib i o lm ak gerek i r , “ 10 0 

B ü y ü k R o m a n ' b u i h ti y a c ı k a r ş ı la m a k iç i n h a z ır l an m ış v e 

d ö r t c i l t h a li n d e o k u y u c u y a s u n u l m u ş t u r .

 A y r ıc a, b ir in c i c i ld in b aş ın d a y azan n  

- ! 1 r: , Rom anc ının real i te görü şü ,

■ L ' R o m a n c ın a s ıl ç a lış ır ? ,

Ro m ana bak ış t a r zı. H i k ây e , Üs lûp

hak k ındak i g i r i ş y az ı s ın ın da roman k onus uy la i l g i l enen le r   

i ç i n f ay da l ı o l duğunu be l i r tmek i s t e r i z .

Bu k i tab ın he rş ey d en ön c e öğ re tm en v e öğ renc i l e r le roman 

merak l ı l a r ına yara r l ı o lacağ ına inan ıyoruz .

DÜNYAEDEB İ YAT I N I NŞ A H E S E R L E R İ

BÜYÜKROMAN

ISBN 975-437-634 ,4

376340

Page 3: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 3/247

Abraham H. Lass

 Dünya Edebiyatının Şaheserleri  

100B ü y ü k  R o m a n

Çeviren:Nejat Muallimoğlu

Özet-Teknik-Kritik

K arakter analizleri

Yazar biyografileri

MÖTÜKEN

Page 4: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 4/247

YAYIN NU: 688EDEBÎ ESERLER: 305

1. Basım: 19802. Basım: 19933. Basım: 1995

4. Basım: 19985. Basım: 2003

TC.

KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞ ISERTİFİKA NUMARASI1206-34-003178

978-975-437-633-3 (Tk)ISBN 978-975-437-634-0

ÖT Ü K EN NEŞRİYAT A.Ş?istiklâl Cad. Ankara Han 65/3 34433 Beyoğlu-İstanbul

Tel: (0212) 251 03 50 • (0212) 293 88 71 - Faks: (0212) 251 00 12Ankara irtibat bürosu:

Yüksel Caddesi: 33/5 Yenişehir - Ankara

Tel: (0312) 431 96 49İnternet: www.otuken.com.tr  E-posta: [email protected] 

Kapak Tasarımı: grataNONgrataDizgi - Tertip: Ötüken

Kapak Baskısı: Birlik OfsetBaskı: Özener Matbaası

Cilt: Yedigün Mücellithanesiİstanbul - 2007

Page 5: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 5/247

İÇİNDEKİLER

Takdim/ 7 

Roman Nasıl Okunur? /1 0  

Don Kişot/ 23 

Robinson Cmsoe / 35 

Güliver’in Seyahatleri / 43 

Candide / 53 

Tom Jones / 64 

Wakefield Papazı / 73 

Gurur ve Aşk / 82 

Kara Şövalye / 91 

Kırmızı ve Siyah /1 0 0  

Pârma Manastırı /1 0 9  

Sefiller/120

Page 6: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 6/247

Nötre Dame’nın Kamburu /129  

Eugenie Grandet /140  

Pere Goriot /144  

Mohikanlar’ın Sonu /154  

Moby Dick /162  

Tom Amca’nın Kulübesi /170  

Ölü Canlar /179  

Monte Kristo Kontu /187  

Madam Bovary / 200 

Oblomov / 209 

Babalar ve Oğullar / 216  

Picku/ick’in Evrakı / 226 

David Copperfield / 233 

İki Şehrin Hikâyesi / 240

6 • 1 0 0 B ü y ü k    R o m a n

Page 7: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 7/247

100  b ü y ü k   R o m a n   ■

Ya z a r l a r a  G ö r e  A l f a b e t İk    Fİh r  İs t

Austin, Jane / Gurur ve Aşk / s. 82Balzac, Honore de / Eugenie Grandet / s. 140

Balzac, Honore de / Pere Goriot / s. 144Cervantes / Don Kişot / s. 23

Cooper, James Fenimore / Mohikanlar’ın Sonu / s. 154Defoe, Daniel / Robinson Crusoe / s. 35

Dickens, Charles / David Copperfıeld / s. 233

Dickens, Charles / İki Şehrin Hikâyesi / s. 240Dickens, Charles / Pickvvick’in Evrakı/ s. 226

Dumas Pere, Alexandre / Monte Kristo Kontu / s. 187Fielding, Henry / Tom Jones/ s. 64

Flaubert, Gustave / Madam Bovary / s. 200

Gogol, Nikolai / Ölü Canlar / s. 179

Goldsmith, Oliver / Wakefıeld Papazı/ s. 73Goncharov, Ivan Alexandrovich / Oblomov / s. 209

Hugo, Viaor / Nötre Dame'nın Kamburu / s. 129Hugo, Victor / Sefiller / s. 120

Melville, Herman / Moby Dick / s. 162

Scott, Sir Walter / Kara Şövalye / s. 91

Stendhal / Kırmızı ve Siyah/ s. 100

Swift, Jonathan / Güliver’in Seyahatleri / s. 43Stendhal / Parma Manastın / s. 109

Stowe, Harriet Beecher / Tom Amca’nın Kulübesi / s. 170

Turgenev, Ivan Sergeyevich / Babalar ve Oğullar/ s. 216Voltaire / Candide / s. 53

Page 8: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 8/247

TaKDİM

Türkiye’de benzeri pek bulunmayan bu tür bir kitapla, her şey

den önce, Türkçe öğretmenlerine, edebiyat fakülteleri ve eğitim

enstitüleri öğrencilerine, lise öğrencilerine faydalı olmak istiyoruz.

Eğitim programlarına giren Batı edebiyatını iyi öğrenebilmenin baş

lıca yolunun, bu edebiyatı oluşturan eserlerin tanıtılması, eleştiril

mesi ve yazarları hakkında bilgi verilmesi olduğuna göre, elinizdekikitaba benzer bir kitabın niye şimdiye kadar yayınlanmadığına hay

ret etmemek elde değil. Ülkemizde bugüne kadar böyle bir eser ya

zılmamış olduğu halde, Batı’daki bu çeşit kitapların da hâlâ tercüme

edilmemesi, şüphesiz bir kayıptı. Biz, dört ciltten oluşacak 100 Bü- 

yü/c Roman  adlı bu kitapta, yokluğu derin bir tarzda hissedilen bu

 boşluğu kapatma yolunda esaslı bir adım attığımıza inanıyoruz.Elinizdeki kitabın yazan Abraham H. Lass, Amerika’da, öğret

menlik, müdürlük ve yazarlık yaptı. Senelerce, New York’un Bro-

oklyn semtindeki Abraham Lincoln Lisesi’nin müdürlüğünü yürüten

Abraham H. Lass’ın, eğitimle ilgili çeşitli kitapları vardır. Mr. Lass,

ayrıca gazete yazarlığı da yaptığı ve haftada bir gün yazdığı “Üni

versite ve Siz” başlıklı yazıları senelerce, New York Herald Tribüne, New York Post, Boston Traveler, The Detroit Free Press, The Phila-

delphia Enquirer ve diğer gazetelerde yayınlandı.

Mr. Abraham H. Lass’ın üç cilt halinde birincisi 1966 yılında ya

yımlanan bu kitabı, Amerika’da milyonlarca (evet milyonlarca) sat

Page 9: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 9/247

tı; lise vc üniversite öğrencilerinin bilhassa okuması gereken kitaplar

arasına alındı. Biz bu tercümeyi, kitabın 1974’deki yedinci baskısın

dan yaptık.

Bu kitabın, sadece öğrenciler için hazırlanmadığına da bilhassa

dikkati çekmek isteriz. Gerçekte Amerikalı yazar, bu kitabı ile iki tür

okuyucuya hitap etmek istediğini söylüyor. Birincisi: Bu kitaplarda,

kendisi için bir hazine gömülü olduğunu bilmesine rağmen, kitapla

rın sadece birkaç tanesini okuyabilenlerde, bu romanların tamamı

nın okuma aşkının yerleştirilmesi. Onun iştahını aiyaklandırmak için

önüne geniş kapsamlı bir panorama koyuyor. Böylece, romanlan

okumadan önce, onlar (karakter, plânlar, tezler, üslûplar) hakkındaçok şey öğrenecek. İkincisi: Bu roman şölenindeki eserlerden çoğu

nu tadan okuyucuya, onların gerçekten nefis eserler olduğunu bir

defa daha göstermek.

Göreceğiniz gibi, her roman, şu şekilde ele alınıyor:

1. Başlıca karakterler kimlerdir, nasıl insanlardır?2. Romanlardaki başlıca hadise ve tezlerin özünün, berrak ve

anlaşılır ifadelerle anlatılması.

3. Romanlann, günümüzdeki eleştirisiyle ilgili kısa bir yazı. Böy

lece ele alınan eserin, roman türünün geliştirilmesinde hangi mevkii

işgal ettiği gösteriliyor; çağdaş okuyucu ve eleştiricilerin onları nasıl

ele aldıkları anlatılıyor.4. Her yazann hayatı hakkında bilgiler.

Şüphesiz, ele alınan kitapların herkesi, memnun etmesi bekle

nemez. Biz, inanıyoruz ki, burada tanıtılan romanlar, zeki ve anla

yışlı okuyucuları, kendi programlarını seçmeye teşvik edecektir.

Okuyacağınız sayfalarda şaheserler var, kilometre taşlan var;“Klâsikler ve ticarî kitaplar” var; büyük kitaplar ve hemen hemen

 büyük sayılan kitaplar var. Beızıları “tohum” kitapları rolünü oyna

dı; bu romanlardan, yeni romanlar vc yeni fikirier çıktı. Hepsi, hâlâ

okunuyor ve tartışılıyor. Hepsi modern okuyucunun mirasının bir

 parçası.

8 • 100 Bü y ü k   R o m a n

Page 10: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 10/247

Eğer aralarındaki yaş ve davranış farklarına rağmen, bu rom an

ların hepsinde müşterek bir nokta var ise, o da, hepsinin (Word-

sworth’un kelimeleriyle), “İnsanların fânilikleri üzerinde durdukları;

 bize kendimiz hakkında, değerlerini hiçbir zaman kaybetmeyecekle

ri şeyler söylemeleri ve bunu sanatın gösterdiği yolla bize iletmiş ol-

maları”dır.

Bu romanları okumak ve yeniden okumak, ruhun, şaheser bir

macerasında yer almaktır. D. H. Lavvrence’in, sanatkâr olduğu için

mazur görebileceğimiz mağrur bir davranışı ile ne demek istediğini

anlamaktır: “Bir romancı olduğum için, kendimi, bir velinin, bir ilim

adamının, bir filozofun ve bir şairin üstünde görüyorum. Roman,

hayatın parlak bir kitabıdır.”

 Nejat Muallimoglu

100 Bü y ü k   R o m a n   • 9

Page 11: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 11/247

Roman Nasıl Okunur?

 Niye rom an okuyacağız? Bin bir güçlükle dolu dünya bizim için yeterli değil mi? Ama yine, nefes alm ak, dinlemek, başka şeyler keşfetmek gerek. Böylece, bir sayfa çe

virir ve bir diğerinin dünyasm a gireriz. Bir rom anda, Gra-ham Green’in dediği gibi, “bir eğlence” bulabiliriz; hikâye, eğlenmemiz, zevk almamız için gözlerimiz önüne se

rilir. Hattâ okuduklarımızı, başkalarına dahi anlatmaktanzevk duyabiliriz. Bir diğer rom anda, üzerinde düşün dü ğü müz bir konunun bazı yönlerinin aydınlandığını görebiliriz. İnsan tecrübesi hakkında bazı şüphelerimiz, yazarın projektör ışıkları altında göz kam aştırırcasına doğrulanır,insanın bir yönü aydınlanır.

Bir roman ekseriya, bize hem macera, hem derin görüşler takd im eder. Joseph Conrad ’m  Lord Jim adlı romanı, bizi, heyecanlı bir yolculuk boyunca Bombay’a, Kalkü-ta’ya, Rangun’a, Penag’a, Batavya’ya, Patna adlı gemi ileArabistan’a, Malaya’nm Patusan ormanlarına götürür. Yine de kendi kendimizi anlamak için bir vasıta. Bu yolculuktan sonra evimize döndüğü m üz zaman, Jim ’in, tüm in

sanların tecrübelerindeki bazı derin “psikolojik-ahlâkî”muğlaklıkları anladığımız için, kendimizi ruhen yükselmiş buluyoruz.

Hangi roman olursa olsun, yazarın dünyasma derinden bakmak iyi olur. Çünkü her roman, sanatkârın ferdî

Page 12: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 12/247

görüşüdür, realitenin, onun üzerinde bıraktığı direkt izlenimdir. Onun keşiflerini paylaşabilmek için, kendi penceresinden gördüğü dünyaya bakmalıyız. Eğer her durum

 bizi hem en huzursuzluğa sevkediyor ve herkes kötü görünüyorsa, kendi peşin hüküm lerimiz, yazarla kendimiz arasına giriyor, onun gö rüşün ü engelliyor demektir. Tess ve }u- de.  Thomas Hardy’nin okuyucularına öylesine hakaret etti ki, yazar Jude the Obscure’ın   karşılaştığı düşmanca muameleden sonra, bir daha roman yazmadı. George Eli-ot’un okuyucuları indinde. Adam Bede’deki Broxton Pa

 pazı, “putperestten pek farklı değildi” . Heatcliff, Ölmeyen  Aşk’ın  (Wuthering Heights) ilk oyuncuları üzerinde öylesine kötü bir intiba bırakmış olmalı ki, Charlotte Bronte,şöyle başlayan meşhur cümlesi ile kızkardeşini savundu;"Heatcliff gibi yaratıkların yaratılmasının doğru olup olmadığını bilmiyorum. Şahsî kanaatim, yaratılması gerek

tiğidir.” Romancıya onun dünyasının yaşanmayacak birdünya olduğunu söyleyerek şikâyet etmeden önce, budünyanın “âdetlerini, iklimini, meclislerini, hükümlerini”

 bize anlatm asına m üsaade etm eliyiz.

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   » İ l

Romancının realite görüşü

Okuyucu tevazu içinde, pekâlâ, der, bana bu hayatın bir parçasını göster.

Romancı A, bu hayatın ufkî kesimini verir; romancı Bde dikey. Bu metodu yakından incelemek gerek.

Düz, kronolojik çizgide giden A, kahramanının hayatının başladığı yerde başlar ve bu yolda, son un a kadar giderve durur. Peter Prentice doğar, okula başlar. Lucy Lovela-ce ile tanışır, gözyaşlarını içine sindirerek harbe gider,(karakter ve saiklerle bağlantılı, bir sayıda ilgi çekici muğlaklıklardan sonra) evlenir ve ölür.

Page 13: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 13/247

Diğer taraftan B ise, kronolojiye s ırt verir ve tam incelememizin ortasmda Peter’i ikiye ayırır. Ne zaman vuku

 bulduklarını gösterm eksizin , onun hatıralarından, ıstırap

larından, coşkunluklarından, hayallerinden bahseder. Geriye gidilerek Lady Grasm ere’nin garden pa rtisinden bahsedilir. Lucy nezaketsiz Cyril Grasmer’e ilk defa bu partide rastlamış. Peter, Swami Vitrananda ile bu toplantıdagarip bir ko nuşm a yapmıştı. Eğer Romancı B oldukça m odern biri ise, romanına son vermeyecek, kahramanını (ki

hiç de bir kahraman değildir), okuyucunun, istediği andageriye veya ileriye gidebileceği tarzda, bir şuur anının ortasına bırakacaktır.

Hakikînin, realiten in mahiyetinin m ânâsı üzerine, filozoflar ve fizikçiler arasında olduğu kadar, romancılar arasında da yarım asırdır süren bir tartışma var. Bu konuda

ki en aydınlatıcı kavgalardan biri, Virginia Woolf ile Ar-nold Bennette, H. G. Wells, John Golsw^orthy (Bn. Woolf,onların “materyalizm’ini, hayatın inkârı olarak görüyordu) arasında vuku buldu. Bn. Woolf, bu romancıların, "B.Brovi^n’da ve Bn. Brown’da, realiteyi kendi romanlarınınmobilyalarıyla nasıl ör ttüğünü anlattı. Tabiî çevrenin, sosyal çevrenin donuk ve kasvetli yönleri, öz yerine kumaşüzerinde o kadar fazla duruyorlar ki, özü görmüyorlar.

The Common Reader’deki  “Modern Rom an” başlıklımeşhur makalesinde, "seziş inceliği”ne sahip romancıların, “Şuur akımı” üslûpçularının takip edeceği yolu gösterdi: "Hayat, sim etrik bir şekilde konm uş sahne ışıklarıdeğildir.” diyen Bn. Woolf (böylece Romancı A’yı yıkar),

sözlerine şöyle devam etti: Hayat, insanı, şuurunun başlangıcından sonuna kadar çevreleyen, "ışıklı bir hale, yarışeffaf bir za rf ”tır.

Bn. Woolf, Mrs. Dalloway, To the Lighthouse ve The Wa- ves adlı romanlarında "realite” hakikatinin yattığına inandığı şuu r altındaki akımları nazik ve ustaca işleyerek ken

12 • 100 Bü y ü k   R o m a n

Page 14: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 14/247

dİ aydınlatıcı, parlak üslûbunu geliştirdi. “Ş uur akım ı”,onun ve Joyce’in ve birçok çağdaşlarımızın eserlerinde,hemen hemen lirik bir akarsu oldu.

Bn. Woolf’un karakterlerinden biri, To the Lighthouse’ daki Bn. Ramsey için, hayat bir ân bütün mânâsını kay bettiğ i ve hareket etm eğe gerek duyulmadığı bir anda, hemen sınırsızca tecrübe yaşanacağı imâ edilir. Kadın, kendi kendisini bulmasının karanlığında, “karanlığın üçgenşeklindeki çekirdeği”nde, hayat üzerinde galebe çalar, “bu

huzur içinde, bu ebed îlik içinde” her şey düzelir.Tabiî, bu, bir çok rom anlardakinden veya pek çok insa

nın kendi tecrübelerinden çok farklı bir realite. Bugün butür realiteyi rom anda gören bir okuyucu, bu nu, bir şiir realitesini ele alırcasma hareket etmelidir. Onun üzerindeduracağı taraf, onun ahengi, muhayyile gücü, zaman tanı

mayan hâtıra ve izlenimlerin akışıdır.

Romanlardaki karakter 

B. Bennett ve Bn. Woolf, hiç olmazsa bir noktada birleşirler: romancının baş düşüncesi “karakterler”dir; rom anın başarılı olm asının ilk şartı, karak terlerin hakikî ol

masıdır.Bunun, belki de başlıca sebebi, bir romandaki karak

terlerin, he r şeyden önce bizi teselli etmeleridir. Biz, ki bugayri-mükemmel dünyada, bırakın başkalarını, kendimizi

 pek anlayamayız; rom ancının dünyasında, "daha fazla an

laşılabilen ve böylece daha fazla yoğrulabilen bir beşer ırkı” gö rür ve böylece, insanlar hakk ında gizli, görünmeyenhakikati anladığımız hayaline kapılarak huzura kavuşuruz.

Okuyucu, romancının, karakterleriyle ilgili ipuçlarını bir araya getirdiği zaman, tanıdıkla rı arasında kendilerine

 benzeyenlerin bulunm am asına rağmen, Heathcliff veya

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   * 1 3

Page 15: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 15/247

Philip Carey veya Pecksinff veyahut Becky Sharp hakk ındaki gerçekleri sezdiği zaman, kendisini âdeta her şeyi bilen Yaratıcı gibi düşünür.

Fakat usta bir romancı ve "Roman Üzerine” adlı yazı

sı ile de en fazla aydınlatıcı bir tenkitçi olduğunu ortayakoyan Elizabeth Bowen’e göre, karakterleri yaratan romancı değildir. Onlar, bulunarak ortaya çıkarılır, onlaronun şuurunda daha önceden mevcutturlar ve “loş birtren kom partımanında karşı karşıya oturan yolcular gibi”,yazmaya başladığı zaman kendilerini, onun sezgisiyle

açıklarlar.Şu hâlde, romancının okuyucudan, yapmasını istediği

şey, hikâyedeki rollerini oynayan insanı tanımalarıdır.Buradaki “oynama” kelimesinin dikkatli kullanılmadı

ğını söyleyelim. Romancının dünyasındaki insanlar, heran çok meşguldürler. Onlar, alternatif tutumlar arasında

 bir tercih yapıyorlar; belirli bir tarzda konuşuyorlar veyakonuşmuyorlar ve meydanda bulunmadıkları zaman da,diğer karakterler tarafından tartışılıyorlar.

Eustacia Vye’i tanıyab ilmek için, H ardy ’nin sayfalarınıokuyanların, kendilerini, bir sahnede oynanan bir dramıseyrettiklerini hissetmeleri gerekir. Sahnede görünen bo

yalı yüzlü kimseler hakkında kendi kendisine gayri şuurîolarak nasıl sorular yöneltiyorsa, aynı soruları romandakikim seler hakk ında da sorabilir:

içinde bulundukları ortamın, bu insanlar üzerindeki tesirle

ri nelerdir?

Daha önce cereyan eden olaylar hakkında neler biliyo

rum?

Kendilerini harekete geçiren dürtülerin hangi iş aretlerini

sezebiliyorum?

Çatış manın (roman kahramanının içinde ve dış ında) de lil

leri nelerdir?

14 • 100 Bü y ü k   R o m a n

Page 16: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 16/247

Bu insan, kendisini nasıl görüyor? Diğ erlerinin, kendisini

nasıl görmelerini istiyor? Diğ erleri, onu nasıl görüyor?

Kendisini -jestleriyle, mimikleriyle, kullandığ ı kelimelerle-

nasıl dış an vuruyor?Bu kimsenin içinde bulunduğ u çatış malar zirveye ne za

man çıkar? Daha önce olup bitenler göz önünde tutuldu

ğ unda, bunun ortaya çıkması kaçınılmaz mıydı?

Ve bunlar gibi... Bu, okuyucunun her gün oynadığıoyundan biraz farklı. “Ben dedikoduyu hiç sevmem.” diyen kom şusunun, kendisine söylenen bir şeyi nasıl başkalarına aktardığını bilir; m etrod a karşısında otura n kim senin yüzündeki ifadeleri okumaya çalışır (ıstırap dolugözler, yaygın bir ağız tıraş olurken çenesini kesmiş), bukom binezon ların ne mânâya geldiklerini anlamaya çalışır.

Romanlarda ise, karakterler izah edilebilir; çünkü yazar böyle istiyor. Ve şayet okuyucunun sezgi gücü kuvvetli ise, her karakterin kalbindeki sırrı meydana çıkarabilir.

İpuçları bazen çok küçüktür. Her okuyucu önemlihâdiseleri, belli başlı kararları anlar. Fakat Henry James,

 bir kadının ellerin i masaya koyarak ayağa kalkar ve size belirli bir tarzda bakarsa, bu da belirli bir olaydır diyor. Ve

Foster de, tesadüfen söylenen bir kelime veya işaretin, birnutuk veya cinayet kadar delil sayılabileceğini belirtiyor.

Tabiî, piyes yazarı, bunları bilir ve işte bunun için de biz, rom an okuyucusundan, âdeta bir piyesi seyrediyor-muş gibi hareket etmesini istiyoruz.

Dramlarında, m elodram değil, hayata vücut veren bin

lerce küçük darbenin akisleri bulunan Çekov, mektuplarından b irinde, sahne de olup bitenlerin muğlak, am a yinegünlük realitede vuku bulanlar kadar basit olmaları gerektiğini söyler. “Meselâ, insanlar, bir masada yemek yiyor,sadece yemek yiyorlar, ama aynı zamanda ya daha mutluoluyorlar veya hayatları parçalanıyor.” der.

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   * 1 5

Page 17: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 17/247

Romanlarda, kaç defa yemek yenir? Onların her biri bir “delil”dir. Hâmisi Lady C atherine de Bourgh ile zevkle hazırlanmış bir yemek yiyen ve adı ağzına alınmayan

Mr. Collins, ağzından dökülen kelimelerle, küstah birsnob olarak suçlanır. Dickens’in  Büyük Ümitleri’nde,  Bn.Joe Gargery’nin Noel partisinde yemek yiyen küçükPip’in, aynı zamanda gözyaşlarını kalbine akıttığını görüyoruz.

(Burada hemen belirtelim ki, Dickens’in karakterleri,

çok defa, hiç de karak ter değil, karikatürlerdir. H er zamanaynı şekilde görünürler, bizi hiçbir zaman hayrete düşürmezler, belirli davranış ve reaksiyonlarıyla kim ler oldu kları hemen bilinir. Mr. Micawber, önceden tahmin edildiği üzere iyimserdir; Uriah Heep her zaman “mütevazı.”.Bu statik karakterler, Forster’in kelimesi ile "tatsız”dır,“düm dü z”dür. Bu tü r karakterler karşısında yer alanlar ise“yuvarlak”tır, dinam iktir; gerçi her zam an kaçınılmazcasına hareket ederlerse de, önceden belirlenmeyecek şekildedavranırlar. Elizabeth Bowen, ideal romanlardaki karakterlerin, sadece "yuvarlak” olmaları gerektiğini söyler.Ama edebî nitelikten ötürü de Dickens’in karakterlerinikaybetmek ne acı bir şey! Dehâ, dünyaya, “dümdüz”lerle

de hareket getirebilir.)Rom anların, tam am en benimsediğim iz canlı karakter

leri, bizim hayatımıza hayat katarlar. O nlarla beraber âşıkolur, ıstırap çeker, nefret ederiz. Onlar, insanın içinde bulundu ğu şartlar hakk ında öğrenm ek istediğim iz bilgiyi bize verirler. Hakikî insanlar, kendilerini, kendilerine sakla

masını bilenlerdir; kitaplardaki karakterler, kalpleriniönümüze sererler. Biz Robinson Crusoe’nin, o ıssız adadakendisini nasıl hissettiğini ve ne dü şün dü ğü nü biliyoruz.Moll Flander’in ağzından, evlendiği bütün kocalarının nasıl insanlar olduklarını öğreniyoruz.

Kahramanların hayatlarını paylaşmak, tâbir caizse, gi

diş gelişe bir yoldur. Okuyucunun rolü nedir? Diğerleri

16 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 18: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 18/247

nin dünyasını anlayabilmek, tahayyülî bir sempati hissi, beşer değerle rini kavrayabilme. Karakterler, bizim m uhayyilemizde büyüdükçe ve sem patimizi kazandıkça, kendilerinden daha büyük bir mânâ, muhtemelen, hayattanda büyük bir m ânâ ifade ederler. Sydney Carton, artık, bironsekizinci asır avukatı olmaktan çıkar, bütün o cana yakın m üsrif ve âvârelerin ve kendi kend ilerini feda eden romantiklerin bir sembolü olur.

Roman okuyucuları, hiç olmazsa, Thoreau’nun Wal-den’de yaptığı gibi, bilhassa kimsenin ziyarete gelmediği

sabahlar, kendi kendilerine arkadaşlık ederler.

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   * 1 7

Romancı nasıl çalışır?

George Eliot dedi ki: “Bir yazar, bizi eğlendirdiği müd

detçe, eğer mizacı, bir hikâyeyi en gayri-m untazam bir şekilde anlatmasını gerektiriyorsa, bu işi niye yapmasın?Okuyucular, çok defa kendi kafalarında esneklik bulunmadığından canlarının sıkıldıklarını hatırlasınlar.”

Hiçbir romancı diğerine benzemez; romanlar, onlarıokuyanlar kadar çeşitlidir. Çok derin edebî analize gir

meksizin, rom anın ı bizi zevklendirmek için yazan rom ancı, bizim hayat hakkındaki m erakımızı ta tm in edebilir.

Aşağıda, bu kontrol noktalarının kısa bir listesini bulacaksınız. H er romancı, bu noktaya, kendine has b ir tarz da ulaşır.

Karakterlerin belirtilmesi

Bir hikâyeyi anlatan insan bir ressam değildir, fakatokuyucunun kafasında imajlar bırakmalıdır.

Gurur  ve A şk’da (Pride and Prejudice) Bay ve Bayan Ben-net, süra tli bir parlaklıkla anlatılır:

Page 19: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 19/247

Mr. Bennet, alaylı bir mizah hissi, ağ ırbaş lılık ve kapris g i

bi küçük parçalardan oluş an öylesine garip b ir birleş imdi

ki, kansı, yirmi üç senelik tecrübeden sonra dahi onun ka

rakterini anlayamıyordu. Kadın, her ş eyi kötüye çeken, bilgisiz ve gayri-muayyen huylu biri idi. Kendisini hoş nut his

setmediğ i zaman, kendisinin sinirli olduğ unu sanırdı. Ha

yatının bütün iş i, kızlarını evlendirmek, tesellisi de, diğ erle

rini ziyaret etmek ve dedikodu idi.

Eğer, yazar Bn. Austen ile işbirliği yaparsanız, daha

fazla zevklenmez misiniz? Bn. Austen, Emma’da, Em-m a’nm Bn. Elton’u, ilk defa nasıl gördüğün ü şöyle anlatır;

"Emma Bn. Elton'u hiç de sevmedi. Gerçi Elton, muhata

bında derhal hatâ bulacak tiplerden değ ilse de, onun par

lak ve zarif bir tarafı olmadığ ını sandı; insanı rahatlatıyor

du, ama zarafeti yoktu ve hattâ genç bir kadın, bir yabancı, bir gelin olarak da, rahatlatıcı fazla bir tarafı da bulun

madığ ına hemen hemen emindi. Huyu, oldukça iyi; yüzü,

hiç de çirkin değ ildi; ama ne vücudu, ne tavırlan, ne ses

tonu zarifti."

Emma Woodhouse’m Hartfieid’deki bu dünyası -Jane

Austen’in dünyası hakkında olduğu kadar- zavallı Bn. Elton hakkında da çok şey anlatıyor.

Büyük Ümitler'de (Great Expectations)  Dickens, insanları, öylesine zengin ve hissî bir teferruatla yeniden yaratırki, bütün dünya, sanki onun icadı imiş gibi görünür. Meselâ, Pip’in, yeni bir elbise için ölçü aldırm ak üzere JVIr.

Trabb’m dükkânını ziyaret edişini şöyle anlatır:

"Mr. Trabb, sıcak ekmeğ ini, üç yün yatak gibi kesmiş ve

battaniyeler arasına tereyağ ı sürerek kapatmak üzere idi...

Ben içeri girdiğ im zaman (Trabb'ın iş çisi çocuk) dükkânı

süpürüyordu ve çöpleri onun üzerine doğ ru süpürerek

18   • 100   B ü y ü k R o m a n

Page 20: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 20/247

emeğ ini tatlılaş tırdı... Raftan bir top kumaş indiren Mr.

Trabb, havada uçuyormuş çasına masa üzerine yaydıktan

sonra, kumaş ın parlaklığ ını bana gösterdi..."

Ve bunlar gibi. Okuyucunun yapacağı ilk şey, romancının şevk ve heyecanını anlamaya çalışmaktır.

100   B ü y ü k R o m a n • 19

Görüş noktası

Percy Lubbock şunları yazıyor: “Romancılık mesleğindeki nazik metod meselesi, görüş noktası, hikâyeyi anlatanın hikâye ile olan ilgisi meselesi etrafında döner.”

Lubbock, Romancılık Mesleği’nde romancının, karakterlerini, tarafsız veya taraflı b ir m üşah it olarak d ışarıdanveya muhtemelen, her şeyi bilen bir kuvvet olarak içeri

den anlatabilir. Yine diğerlerini harekete geçiren saikleri bilmeyen bir karakterin görüş n oktasından hareket edebilir.

Gerçi Harry Jam es, rom ancının, hikâyede bir görüşnoktasına sadık kalmasını ve keyfî olarak yer değiştirmemesini tavsiye etti ise de, Froster, romancının, oldukça iyi

 bir tarzda, bir defadan fazla yer değiştirdiği hâlleri gösterdi: dehâ, her zaman, kendi kurallarını getirir. Bizim için,romancının, fotoğraf m akinesi- gözlerini nasıl kullandığının pek önemi yoktur, yeter ki, bizim gözlerimiz önünehem m uhtem el, hem devamlı olan bir dünya getirebilsin.Onun bize gösterecekleri, romancının ahlakî adeselerine

 bağlıdır.Stendhal, Balzac’a mektubunda diyordu ki: “Ben sade

ce bir tek kural görüyorum; berrak olmak. Eğer berrakolamazsam, b ütü n dünyam parça parça olur.”

Page 21: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 21/247

Plân, Hikâye, Tez

Bunlar, oynanacak kelimeler. Eğer yazar onları iyi kul

lanırsa, okuyucu onlara dikkat etmek mecburiyetinde değil. Fakat ders kitabı terimlerinin kötü ve hoyratçasınakullanıldığına dikkat etti iseniz, buyurun, romanı değerlendirecek bazı tarifler;

Hikâye, "Ve ardından ne oldu?" sorusunun cevabıdır.

Plânı, niye öyle olduğ unu anlatır.Tez, bu belirli hikâyeyi, yazann niye anlatmak istediğ ini

belirtir.

Veya Forster’in zevklendirici basitleştirmesi ile: “Kralöldü ve sonra Kraliçe de öldü.” hikâyedir. “Kral öldü ve

ardından Kraliçe de kederinden öldü.” plândır. (Bununiçin henüz bir tezimiz yok.)

Her şey, hemen hemen her şey, sebebinin gösterilmesine bağlı. Henry James’in, The Princess Casamassima’ya yazdığı takdim yazısında Lionel Triling, ondokuzuncuasırda, muhtelif ülkelerde yazılan bir hikâyenin plânını

anlatır: Bir vilâyetin mütevaz ı hattâ esrarengiz bir ailesinde dünyaya gelen bir delikanlının, sosyeteye nasıl girdiğinin hikâyesi. Bu, şu veya bu şekilde,  Büyük Ümitler’in, Kır

mızı ve Siyah’m, Muhteşem Gatsby’nin  çatısı. B ununla bera ber, plân, hikâye ve tez, hepsinin özü olan bir şey, rom ancının şahsî görüşü, m antık d ışındaki ifadeleri veya sebep

leri olmaksızın hiçbir şey ifade etmez; mevcut olduğuiçin, ken disinden başka bir m azeret tanımayan şairâne b irifade.

Ve bu da bizi, üslûp meselesine getiriyor.

2 0 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

Page 22: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 22/247

Üslûp

Leo Tolstoy’un Tolstoy ile Konuşmaları’nda,  bir yazarın

mesleğini nasıl ele aldığı hakkında şunları okuyoruz:

Sophie Andreevna dedi ki: "Turgenev, ölümünden uzun bir

zaman önce Yasnayalarda kaldığ ı zaman, kendisine sordum:

'Ivan Sergeevich, niye artık yazmıyorsun?' Cevap verdi: 'Yaz

mak için, her zaman biraz âş ık olmam gerek. Ş imdi yaş landım

ve artık âş ık olamam ve iş te bunun için de yazmayı bıraktım.'"

Ve kendisinden bahsed en Tolstoy, çaresizlik içinde der ki:

"Bir kimse, kalemi mürekkep hokkasına batırdığ ı zaman,

kendi vücudundan bir parçasını hokkada bırakmadıkça yaz-mamalıdır"

“Ah, Ruslar böyle düşünür!” dem em eniz için, romanyazmanın ne dem ek o lduğunu bir başkasının kalemindenokuyalım. Arnold Bennette, Journals’ında. şöyle der:

"Romancı çevresini kabaca, basitçe, olduğ u gibi, câhilce

görme yeteneklerine dört elle sanimalı; yaş adığ ı dak ika

dan baş ka b ir ş ey görmeyen, mazi hakkında hiçbir ş ey ha

tırlamayan bir bebek veya çılgın gibi görmeli."

Söylenecekleri söylemeye çalıştık: Rom ancı, okum amız için, her sayfayı bizim için imzaladı. Bu konudaki eneski söz, Buffon’a ait olanı: “Üslûp insandır” bugün hâlâen doğru bir söz.

1 0 0 B ü y ü k R o m a n   • 21

Page 23: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 23/247

Ve şimdi, kitabın başında yönelttiğimiz soruya dönüyoruz; Bir rom anı nasıl okuyacağız? Bundan basit bir sorudüşünülebilir mi? Sol tarafından iyi ışık gelen bir koltuğagömülecek ve kitabın sayfasını çevireceğiz.

Ş imdi biz artık, bir insan ın dün yas ına girdik.

Abraham H. Lass

22 • 100 Bü y ü k   R o m a n

Page 24: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 24/247

Don Kişot

Yazan:Miguel de Cervantes Saavedra 

(1547-1616)

Başlıca Karakterler

I. Kitap

Don Quixote (Alonso: Quijano’nun -ki bu soy adı muhtelif şekillerde

telâffuz edi l i r - takma adı) Romanın kahramanıdır ; kendisinin , sey

yar s i lahşör le r in sonuncusu o lduğuna inanan bu yaş l ı cen t i lmeninâde ta aç l ık tan ve ha s ta l ık tan zay ı flamış b i r görünüm ü vard ı r .

Sancho Panza (Panza -karın veya göbek-) Don Quxiote ' ın uşağı; hayata

 p ra tik aç ıdan b akan bu köylü, e fen d isin in ro m an tik id ea lizm in in

karşı ku tbu nd a ye r al ır ; basi t l ik ve ku rnazl ığın ka r ışım ından oluşan

 b ir karak teri vard ır.

Dulcinea del Toboso: (Don Quixote’ın Aldonza Lorenzo’ya verdiği

isim) İriyarı bir köylü kızı: Don Quixote, muhayyilesinde, kadını,ar is tokrat ik bir a i leden dünyaya gelmiş asi l b ir hanım olarak görür .

Juna Panza: (11. K itapta ken dis ind en T erasa diye b ah so lun ur) San cho’

nun kansı ; kocası g ibi basi t , yapmacık nedir b i lmeyen bir kadın.

Pero Perez: Don Quixote’un köyünün papazı ; Don Quixote’un akl î bo

zukluğu nu düze l tm eğe ça lışı r.

Master Nicholas: Köy be rberi .

Maritornes: Köy otel inde garsonluk yapan bir k ız .

Page 25: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 25/247

Gines de Passamonte: Don Q uixote’un ku rtardığı bir k ad ırga k ölesi, II.

Kitapta gezici b ir kuklacı o larak görün ür .

Fernando: Kadınlar ın güvenemeyecekler i genç bir asi lzade.

Cardenio: Luscinda 'ya âşık cen t ilm en bir del ikanlı .

Luscinda: Cardenio 'yu seviyor , fakat ebeveyler inin zoru i le Fernando' ile nişanlandı.

Dorotea: (Don Quixote’ın Prenses Micomicona diye bildiği kız) Fernan

do taraf ından aldat ı ld ı .

 Aselmo, Lotairo ve Camila: Cardenio 'nun, “Kendi Yarar ını Düşünme

yece k Kadar Meraklı Bir Ada m ın H ikâyesi”nde ki ka rakterler .

Zoroida: Faslı bir kız; Ruy Perez’e âşık; onunla Cezayir’de ayrıldı, Hıris

t iyan olm ak ist iyor .Juan Perez de Viedna: Şimdi bir hâkim olan Kaptanın erkek kardeşi .

Clara: Juan'ın kızı.

Luis: Clara’ya âşık gen ç b ir centilm en.

Rozinante: Don Quixote’un zayıf , sarsak atı .

Cid Hamete Benengali: Cervantes ' in , b i lg isinin kaynağı olarak göster

diği tahayyül! bir Arap tarihçisi .

2 4 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

n. Kitap

Sanson Carrasco: Salamanca Üniversi tesi 'n in yirmi dör t yaşındaki

 bek â r b ir öğrencisi, kaba şak alard a n hoşla n ır.

Don Diçgo de Mirando: Zengin bir köy ağası, nazik ve sevimli.

Don Lorenzo: Don Doego’nu n oğlu; ün iversi te ta lebe si , b ütü n em eli b ir

şair olmak.

Camacho: Zengin bir köylü.

Quiteria: Gamacho ile nişanlı bir kız.

Basilio; Quiteria 'ya âşık fakir bir köylü.

Dük ve Düşes: Don’un ev sahipleri; Don’a, oldukça acı ve kaba şakalar

yapıyor lar .

Dona Rodriguez de Frijalba; Düşes’e refakat eden dadı.

Dertli Duenna: Dük'ün hizmetçi ler inden bir inin takma adı ; Don’a yapı

lan büyük bir oyunda rol a l ı r .

 Altisodora: Don Quixote’a âşıkmış gibi hareket eden bir kız.

Doktor Pedro Recio Tirteafuera: Sancho’nun Barataria valil iğini yap

tığı s ı radaki özel doktoru.

Ricote: Moriscolu bir mülteci; kendisini bir Alman hacısı diye tanıtır .

Roque Guinart: Katalonyalı bir eşkıya.

Page 26: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 26/247

Don Antonia Moreno: Bacelonalı z eng in bir cent i lmen .

 Anna Felix: Ricote 'nin kızı, kendisini bir Arap kaptanı diye tanıtır .

Hikâye

1. Kitap

Onaltıncı asır Ispanya'sında La Mancha bölgesindeki kü

çük bir köyde, baş lıca zevki, genç kız ve hanımlan, karş ılaş tık-

lan tehlikelerden kurtaran, devlerle çarpış an ve ejderhalon ö l

düren eski romantik çağ ların seyyar ş övalyelerinin hayat hikâ

yelerini okunnak olan Alonso Quijano adında bir centilmen

yaş ar. Kendisini, bu tür edebiyata öylesine verir ki, önceki çağ -

lann ş övalyelik müessesesinin canlandırılması gerektiğ ine ina

nır. Böylece, kendisine eski bir zırhlı elbise, paslı bir kılıç, ba

ş ına miğ fer olarak geçirmek üzere bir berber tası alır, Rozinan-

te adındaki bitkin ve sarsak bir ata binerek, macera peş inde

gitmeğ e baş lar. Aynca, okuduğ u hikâyelerdeki bütün seyyar

ş övalyeler aynı zamanda âş ık olarak da gösterildiğ inden, ken

disine bir iki defadan fazla görmediğ i ve hakkında hiçbir ş ey

bilmediğ i, basit ve kaba b ir köylü kızını seçer. Ona, diğ erleri

üzerinde izlenim bırakıcı Dulcinea del Toboso adını verir, onu

kendi muhayyilesinde, aristokratik bir ailede dünyaya gelmişgüzel ve faziletli bir hanım olarak canlandınr Kendisi için de

Don Quixote (Don Kiş ot) ismini seçer. Ş imdi, yapılması gere

ken tek ş ey, ona resmen ş övaJye unvanının verilmesidir ki, bu

nu da, kendisi yapamayacağ ından, baş ka birinin yapması ge

rekecektir.

Macera peş inde yola çıkan Don Quixote, muhayyilesindebüyük bir ş ato olarak canlandırdığ ı b ir hana rastlar. Lord'dan,

yâni, hanın sahibinden kendisini, resmî bir merasimle ş övalye

yapmasını ister. Yolcunun, zararsız bir çılgın olduğ unu sanan

han sahibi, bu rolünü, hanın diğ er misafirlerini de eğ lendire

rek mükemmel bir ş ekilde yerine getirir Köyüne dönen yeni

1 0 0  b ü y ü k   R o m a n   • 2 5

Page 27: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 27/247

Page 28: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 28/247

ralar, romandaki karakterlerin birbirlerine anlattıkları eğ lendi

rici hikâyelerle geniş letildiğ inden, hikâye içinde hikâyeler var

dır 

Bu arada Don Quixote'ın ailesi ve dostlan, onun güvenliğ inden endiş e etmeye baş larlar. Kasaba berberi ve papazı,

hanımı Dulciriea'nın, evine dönmesini istediğ ini söyleyerek.

Don Quixote'ı bir kafese girmeye ikna eder ve bir öküz ara

basıyla geri getirirler. Ş övalye Don Quixote, ş imdi ş aş kın ve

halsizdir; evindekiler ve yeğ eni, onu tekrar aralarında gör

mekten sevinir ve iyileş tirmeye çalış ırlar.

II. Kitap

Don Quixote, sıhhatini yeniden kazanırsa da, aklı hâlâ ye

rinde değ ildir. Bir müddet sonra. Don Quixote ve Sancho, tek

rar yola çıkarlar. İlkin ne onun ne de Sancho'nun gördüğ ü, güzel hanım Dulcinea'yı bulmak üzere Toboso'ya giderler. Sanc

ho, artık efendisinin, her ş eye inanacak kadar çılgın olduğ unu

sandığ ından, rastladıklan ilk köylü kızın Dulcinea olduğ unu

söyler. Don Quixote, bir köylü kızını aristokratik bir hanımdan

hâlâ ayırabildiğ inden, Sancho'ya, eğ er bu köylü kızı, muhayyi

lesindeki hanımefendi ise, kötü niyetli büyücülerin ona büyüyaptıklannı ve ş eklini değ iş tirdiklerini söyler. Daha sonraki bö

lümlerde, Sancho, bu aldatış ını pahalı bir ş ekilde öder.

Don Quixote bir sürü maceradan sonra, onun hayret uyan-

dıncı maceralannı iş iten ve kendisine kaba ş akalar yapmaya

karar veren Dük ve Düş esin ş atosuna ulaş ır. Oynanacak oyu

na göre. Don Quixote'ın söyledikleri gayet ciddiye alınacakkendisi Sir Lancelot veya Sir Rolan imiş cesine eğ lendirilecek,

hürmet edilecek, sıkıntı ve ümitsizlik içindeki hanımlann dertle

rine çare bulunması için Don Quixote'tan yardım istenecek; kı

sacası, Dük'ün komik rolünü oynayacağ ı fakat Don Quixote

için gayret ciddî görüneceğ i bir piyes sergilenecek. Dük'ün ş a

tosundaki delikanlılann ve hizmetçilerin de yer aldığ ı bu oyun

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   • 2 7

Page 29: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 29/247

da, fevkalâde güzel periler ve korkunç cadılar da vardır. Oyun

sırasında, Don Quixote'a Sancho'nun poposuna üç bin üç yüz

kırbaç vurulmasına müsaade ettiğ i takdirde, Dulcinea'nın bü

yüden kurtulacağ ı söylenir. Don Quixote, Sancho'yu derhal kırbaçlamaya hazırdır, fakat Sancho zamanı geldiğ inde, bu ceza

yı kendisinin uygulayacağ ını söyleyerek, kırbaçtan kurtulmasını

bilir. Dük, Don Quixote'ın, Sancho'ya yaptığ ı b ir vaadi de ye

rine getirerek, Sancho'ya yönetmesi, için bir ada verir. Barata

na denen bu "ada" Dük'ün malikânesinin sınırlan içinde bir

köydür. Köy halkına, yeni "vali"lerine itaat etmeleri söylenir.Sancho, okuma yazması olmayan basit bir insan ise de, aptal

değ ildir, görevini, dürüst ve akıllıca yürütün Bununla beraber,

sevdiğ i yemeklerden hiç birisini yemesine müsaade etmeyen

resmî doktoru kendisine ıstırap çektirir Köye sahte bir hücum

düzenlenir ve Sancho, fena halde dövülür. Sonunda, Sancho,

on iki günlük yönetimden sonra, görevinden istifa eder; namusluca yönettiğ ini ispat etmek için de, valiliğ e baş lamadan

önce cebinde beş parası bulunmadığ ını ve aynidığ ı zaman da

meteliksiz olduğ unu söyler Nihayet, Don Quixote, kendi kö

yünden Sanson Carrasco adındaki bir genç sayesinde aklî

durumunu düzeltir. Bir ş övalye gibi giyinen Sanson, mağ lûp

olan, galip gelenin emirlerine riayet etmeye söz verdiğ i takdirde, Don Quixote'u bir düelloya davet eder. Düelloyu Sanson

kazanır ve Don Q uixote'a evine dönerek bir sene silâh taş ıma

masını emreder Don Quixote, üzülürse de sözünde durur ve

hatta, artık çobanlık yapacağ ını, kır hayatı ile ilgili ş iirlerde an

latıldığ ı tarzda bir hayat süreceğ ini söyler. Fakat hastalık, bu

projesini uygulamasına imkân vermez. Don Quixote, yatağ adüş er, çevresindekileri hayrette bırakarak birdenbire tamamen

normal bir insan halini alır Sancho efendisine beraberce ço

banlık yapmalan ve Lady Dulcinea'nın tekrar peş inden gitmek

için iyileş mesini söylerse de. Don Quixote artık hayallerini red

deder, vasiyetini söyler ve aklı baş ında bir Hıristiyan olarak son

nefesini verir.

2 8 • 1 0 0 B ü y ü k   R o m a n

Page 30: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 30/247

Eleştiri

Don Kişot’un diğer özellikleri ne olursa olsun, şöval

yeliği alaylı bir tarzda hicveden bir eser olduğundan şüphe edilemez. Bu kitapları, günüm üzde bilginler ve uzmanlar dışında, okuyan pek bulunmadığından ve KralA rthu r gibi bir kimse dahi artık çocukların m uhayyilelerini harekete geçirmediğinden, Cervantes’i bugün okuyan

 biri, yazarın ölm üş eşeği kamçıladığını sanabilir. Ama

onaltıncı asırda, bu tür kitaplar popülerdi. Bunlar arasında en fazla okunanı, Ariosto’nu n, 1532’de yayımlanan Or- lando Furiose (Öfkeli Orlando)  adlı kitabı idi. Tabiî, şövalyelik artık kaybolmuştu, fakat yine de, karakteri eski ideallegeliştirilen insanlar hâlâ görülüyordu veya kısa bir müddet öncesine kadar vardı. “Le chevalier sans peur et sans

reproche” (kusursuz ve korkusuz şövalye) diye bilinenBayard 1524’de öldü ve Cervantes’in patron ve hâmisiAvusturyalI Don John da, haçlı seferlerine katılan en sonşövalyelerdendi. Cervantes’ten bazen, alayları ve hicivleriyle, orta çağların ideallerine ölüm darbesini indirenadam diye bahso lunur. Fakat onu b u açıdan görmek, onun

görüşünü çok basitleştirmek olur. Gerçi Don Quixote,şövalyeliğin romantik gelenekleriyle alay ederse de, Cervantes ’in kendi karakterinde, hiç de küçüm senm eyecekölçüde şövalyelik vardı. Cervantes, şövalyelerin başlarından geçtiği söylenen maceraların hakikatten son dereceuzak olduğunu idrak etti ise de, onlara olan sempatisini

de devam ettirdi.C ervantes’in, kahramanı karşısındaki m uğlak tutu m u nu anlamaya çalışırken, onun bu kararsızlığını da gözö-nünde bulundurmak mecburiyetindeyiz. Kitabın bazı bölümlerinde, Don Quixote, sadece gülünç bir insan.Böylece kendisinin hazırladığı oyunlarla kendisini gülünç

durumlara soktuğu zamanlarda, ona pek az sempati du

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   • 29

Page 31: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 31/247

yuyoruz. Bu gibi hallerde, ahm ak ve ihtiyar bir adam dır ve başm a gelenlerden tam am en kendisi mesuldür. Bu bölümler, ekseriya hikâyenin başlarmda roman geliştikçe.Don Quixote’m, bütün çılgmlıklarma rağmen, yaradılıştan vakur ve haysiyet sahibi bir insan olduğu anlaşılır. Bilhassa II. Kitapta, kendisine saygısı olan, ağırbaşlı nazik,vakur ve hü rm ete değer bir insan olarak yücelir. Ö te yandan , çevresindeki D ük ve Düşes gibi aklı başında insanlarzalim ve bayağı görünürler. Don Quixote, Dük’ün şatosuna geldiği sırada, artık okuyucu kendisini tamamen benimsemiş, sevmiştir. Biz şimdi bu eski şövalyeyi, şövalyelik taslam asına rağm en değil, kapıldığı hayallerden ötürüsevmeye başlıyoruz. Bu kitap, şu halde bir komedi olmasına rağmen, aşağı seviyede bir komedi veya sahtekârlık

değil, alayın, şefkat ve anlayışla yumuşatıldığı, mizahınsevgi ve merhamete çok yaklaştığı, gayet İnsanî ve öğretici bir komedidir.

En ciddî bir noktadan ele alındığı takdirde. Don Qu-ixote, realite ve hayalin mahiyetinin felsefî bir araştırılması olarak düşünülebilir. Her bölümde bu mesele ile karşıkarşıyayız. İlkin (kolaylıkla görmemezliğe gelinecek), ta-hayyülî Arap tarihçisi Cid Hemata Benengeli meselesivardır ki, Cervantes, Benengeli’nin güvenilir bir tarihçi olmayacağını ikaz etmesine rağmen, hikâyenin kaynağı olarak onu gösterir; böylece, kahramanın gerçek şaşaasınıkıskançlıkla küçültmek istemiş olabilir. Sonra, Don Qu-ixote hakkında, Avellaneda tarafından yazılmış uydurmahikâyeler var. Cervantes, bize bunların masal olarak reddedilmesi gerektiğini söylüyor. Kısacası, Cervantes, diğerlerinin gerçek olmayan hikâyelerine karşı bizi ikaz ederek,kendi hikâyelerine bile tamamiyle güvenilemeyeceğinisöylemesine rağmen, kendi anlattığı hikâyelerin doğru oldu ğun a okuyucuyu hem en hem en inandırıyor.

30 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 32: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 32/247

Realite ve hayal meselesi, şu soruda daha da ısrarlı birşekilde ortaya çıkıyor: Don Q uixote ne derece çılgın biradam? Gerçekten, psikiyatrik stand artlara göre, realite

dünyasından sıyrılarak bir hayal dünyasına daldığı zam anlar var. Diğer zamanlarda, onun tek saplantısıyla ilişkiliolmayan bütün konularda, aklı başında bir insan. MarkVan Doren, onun belki bir rol yaptığını, tıpkı Süpermenrolün ü oynayan bir çocuğun kendi oyununun kendisini aldatmadığını bildiği gibi, o da ne yaptığını tamamen bili

yor. Üstelik, onun bu rolü, boşuna giden bir hareket değildir; zira böylece, taklit ettiği şeyi yaratmış oluyor. Kendisinin bir şair olduğunu sanan bir kimse, eğer fevkalâdeşiirler yazabilirse, artık âdeta şairmiş gibi hareket etmez.Don Quixote’ın şövalyelik karşısındaki tutumu bu. Kendiyaşadığı soysuzlaşmış çağda, şövalyeliğin artık hem en he

men hiç kalmadığını söylemekle beraber, insanlar, şövalyeler gibi düşünür, hisseder ve hareket ederlerse, realitede de bir şövalye olacaklarını anlatıyor. Böylece, neyin hayal, neyin realite old uğun u ayırmak zorlaşıyor. Realite, insanların yaşadıkları hayal dünyasıdır.

Don Quixote’un realitesinin, kendisini, herkese kabul

ettirmesi gerçekten hayret uyandırıyor. Meselâ, Don Qu-ixo te’un, kendisine sadakatle hizm et ettiği takdirde, Sanc-ho’yu, bir adanın valiliği ile mükâfatlandıracağı vaadiniele alalım. Sancho, şüphesiz, pek inanmıyor, şüp he içinde;fakat gayet samimî bir şekilde yapılan bir teklifi de reddetmiyor, temkinli ve zarif hareket ediyor. Ardından,

Sancho’nun bu hayali, inanılmayacak şekilde gerçekleşiyor. Gayet kötü bir şaka yapmayı düşünen Dük, çevresindekilere ve birkaç bin kişinin yaşadığı bir köy halkına.Don Q uix ote’ın çılgın hayalinin âde ta gerçekleşmişçesinehareket etmelerini emreder. Böylece Don Quixote, istediğini yapar ve diğerleri birer aptal rolünde görünürler.

Sancho’ya gelince, görevini öylesine ciddiye alır ve "ada”

1 0 0 Bü y ü iİ R o m a n   • 31

Page 33: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 33/247

Sim o kadar iyi yön etir ki, m evkiini terk ettikten sonra dahi, uzun müddet iyi bir insan olarak hatırlanır. Artık alayedilen insan Dük’tür. Romanın nihaî istihzası, son bö

lümlerde ortaya çıkıyor. Ölüm yatağındaki Don Quixote,uyumadan önce bütün oyuncaklarını bir kenara koyan birçocuk gibi, bütün hayallerini reddediyor. Belki bütün buhayallerinin birer oyuncak olduğunu biliyordu. Fakat şimdi Sancho, oyuna devam etm esi için ona yalvarıyor. İyileştiği takdirde, beraberce güzel Dulcinea’yı yeniden arama

ya koyulacaklarını söylüyor. Artık oyun tamamen tersinedönm üş durum da, kimin akıllı adam ve kim in aptal olduğunu şimdi bilemiyoruz.

Gerçekte, bu hikâyenin göz alıcı noktalarından biri, şövalye ve uşak rollerini oynayanların, bir tek adam halinegelinceye kadar beraberce büyüdükleri, geliştirdikleridir.

Başlangıçta, bu iki insan, birbirinden kutuplar kadaruzaktalar. Efendisinin çılgın biri olduğuna inan an Sancho,onunla devamlı münakaşa eder veya nasihat etmeye çalışır. Bazen kavga ederler. Aylarca aynı tecrübeleri paylaştıktan sonra, şahsiyetleri birbirininki ile karışıyor, her biri diğerinin konuşma üslûbunun bir kısmını benimsiyor.

Sancho, şövalyeliğin gerektirdiği "saray” konuşma tarzının bazı kısımlarını öğrenirken. Don Q uixote de, halk ağzı ile atasözleri ile konuşmaya başlıyor. İkisinin ortaklığı,âdeta, vücut ve ruh arasındaki bir ilişki gibi görülüyor,tartışmaları da ortaçağların sonlarında, edebî türde sık sık başvurulan bir diyalog şeklini, debat de corps et coeur’u  (ruh

ve vücut arasındaki diyalog) akla getiriyor. Aynı şekilde, biz bu iki kişiyi, hepim izde m evcut olan akıl ve hayal veya pragmatizm ve idealizm arasındaki gerginliği temsileden insanlar olarak da ele alabiliriz.

İşte, Don Quixote’un, asırlar boyunca sağladığı popülaritesinin ve ölmezliğe hak kazanışının sırrını burada

aramalıyız. Roman, çürümekte olan bir müessese ile alay

3 2 • 1 0 0 B ü y ü k    R o m a n

Page 34: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 34/247

etmiyor. Ele aldığı tez, daimî ve evrensel. Parlak zırhlı el bisesi iç inde dünyayı dolaşan ve kahram anca işler yapanşövalye, insan hayalinin daim î ve ilk örneğidir. Bazen ona,Herkül yahut Perseus, Amadis veya Roland, Davy Croc-

kett veya Süperman ya da Batman da denir. İnsan hayali, bu kahram anlık num uneleri yanında bir antikahram an yaratır ki, onun, pratik ve günlük hayata yönelik şahsiyeti,adaşında bulunmayan yönleri ve parçaları tamamlar. Böylece, Prens Hal'ın Falstaff’ı Sherlock Holmes’ın DoktorWaltson’u vardır. Her biri, diğeri için gerekli ve her biri

kendi hayatımızın bir parçasıdır.

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   • 33

Yazar

Zaman ve efsane, Cervantes’in hayatını oldukça karanlıklaştırdı ise 

de, esas çizgiler hâlâ açık ve kesin. Hiç de başarılı olmayan bir eczacı

nın oğlu olan Cervantes, Alcala de Heneras’te 1547'de doğdu. Babası, 

mesleğini yürütmek için, sık sık bir şehirden diğerine gitmek zorunda kal

dığından, sistematik bir eğitim yapamadı. Cervantes’in, yaşadığı zaman, 

Ispanyol tarihinin heyecanlı bir çağı idi. ispanya, Avusturya'yı, günümü

zün Belçika ve Hollanda’sını, Napoli’yi, Sicilya’yı, Sardinya’yı, Bur- 

gundy’yi ve Almanya’nın bazı kısımlarını içine alan Hapsburg İmparator- luğu’nun bir parçası idi. İspanya, aynı zamanda, büyük bir dünya impara

torluğunun da merkezi idi. Amerika kıtasından ülkeye gelen zenginlik, 

edebiyat ve güzel sanatların hızla gelişmesine hizmet ediyordu. Bu, Is

panya’nın Altın Çağının başlangıcı idi.

Cervantes, yirmi yaşlarında iken, Ispanya’nın papalıktaki temsilcisi 

ile İtalya’ya gitti. Henüz tanınmış bir edebî şahsiyet olmamakla beraber, 

Don Carlos ve Kraliçe İsabelle’in ölümlerinden sonra yazdığı bir kaç şiir  ilgi toplamıştı. Cervantes, daha sonra 1570’de, Ispanyol ordusuna er  

olarak girdi. Fakat 1575’te, Tunus’tan Ispanya’ya giderken, gemisi, Ceza

yirli Türkler’in eline geçti ve Cervantes Cezayir’e getirildi. Yanında, Avus

tralyalI general Don Juan’dan, onun subay olmasını isteyen bir mektup 

vardı. Böylece kendisinin tanınmış bir kimse olduğu anlaşıldı ve iade edil

mesi için İspanyol hükümetinin büyük bir fidye ödemesi istendi. Cervan-

Page 35: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 35/247

tes, Cezayir’de beş sene kaldı, defalarca kaçmaya çalıştı, yakalandı ve 

nerede İse öldürülmesine bile karar verilecekti.

Nihayet, İspanyol hükümeti, beş yüz düka altın ödemeyi kabul etti

ğinden, Cervantes ülkesine döndü. Kısa bir müddet Portekiz’de görev  

yaptıktan sonra, 1582’den itibaren kendisini edebiyata verdi. Birçok kitap yazdı ise de, sadece bir kitabı, Don Quixote, kendisine şöhret sağladı. 

Çok sayıdaki piyesleri, şöhretine hiçbir şey ilâve etmedi; şiirleri, bir şair  

olmadığını gösterdi ve La Galatea adlı pastoral romanı da artık okunmu

yor. Gayrîmeşru dünyaya gelmiş bir kızı vardı, fakat kızın annesinin kim 

olduğu bilinmiyor. Cervantes, 1584’te, kendisinden onsekiz yaş küçük 

olan Catalina Salazary Palacios adında bir kızla evlendi; kız kendisine bir  

miktar başlık vermişti. Fakat bu çift, birbiri ile anlaşamadı ve çok defa bir

birinden ayrı yaşadılar.

Cervantes, uzun müddet, bir devlet memuriyeti peşinde gitti. 

1587’de, İngiltere’yi istilâ etmeyi düşünen İspanya ordusunun ikmal şu

besine tayin olundu. Bu, kimsenin takdir etmediği zor bir işti. Bir defasın

da, kendisine verilen emirlere uyarak, bir kiliseye ait eşyayı aldı ve kısa 

bir müddet için aforoz edildi. 1590'da, Ispanya'nın Amerika’daki müstemlekelerinde bir iş almak istedi ise de, verilmedi. Cervantes’in şuurlu, fakat 

düzensiz bir yönetici olduğu anlaşılıyor. Hesapları o kadar kötü idi ki, 

1597’de, devlet memurluğundan atıldı ve kısa bir süre için Seville’de hap

sedildi. Daha sonraki hayatı hakkında pek az bilgi var. Sadece, son dere

ce fakir bir hayat sürdü ve işte bu sıralarda da Don Qulxote’u yazdı. Onu  

ölmezliğe kavuşturan bu kitap (I. kitap) 1605’te basıldı ve devrin tanınmış  

edebî şahsiyetlerinin kıskançlık ve nefret dolu yorumlarına rağmen, der

hal ülke çapında tutuldu. Şövalye ve uşağı şimdi atasözlerine geçti ve 

Don Kişotvari sıfatı İspanyolcaya ve ardından diğer dillere geçti. Kitap, 

Cervantes hayatta iken, müteaddit baskı yaptı ise de, yazarı kitabı ile 

zengin olmadı. Hatta Alonzo Fernandez de Avelaneda adlı (muhtemelen 

takma bir ad) biri, 1614’de, bu kitabın, kendisine göre devamını da yaz

mamış olsa idi belki kitabın ikinci kısmını da yazmayacaktı. Cervantes, derhal işe koyuldu ve ertesi yıl, II. Kitap’ı yazdı. Kitabın son kısımlannda, 

edebî çevrelerdeki düşmanlarına hücumlar da vardır.

Hayatının son yıllannda yazdıkları arasında, bilhassa bir tanesi, No- 

velas exemplares (İbret Alınacak Hikâyeler),  Don Quixote’un yazarına 

lâyık bir eser. Cervantes, 1616’da Madrit’te öldü. Mezarı, kesin olarak bi

linmiyor.

3 4 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 36: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 36/247

Robinson Crusoe

Yazan:Danlel Defoe(1660-1731)

Başlıca Karakterler

Robinson Crusoe: Kim sesiz bir aday a bıralcı lm asına rağm en, m aharet i

ve kendis ine o lan güveni sayes inde hayat ın ı devam e t t i ren b i r denizci.

Friday: Crusoe ta rafmdan medeni leş t i r i ld ik ten sonra , onun sad ık b i r

hizmetkâr ı ve arkadaşı olan bir yamyam.

Hikâye

Gerçi babası, kendisinin bir avukat olmasını istiyorsa da

genç Robinson Crusoe, denizci olmaya azimli. Böylece on do

kuz yaş ındaki bu çocuk, 1 Eylül 1651 'de Hull adındaki liman

kasabasından Londra'ya hareket edecek bir gemiye binmeye

karar verir. Limandan aynlır aynimaz, ş iddetli bir fırtına kopar

ve genç Crusoe, eğ er sağ salim bir limana vanrlarsa, anne ve

babasına daima itaat edeceğ ine ve bir daha denize çıkmaya

cağ ına söz verir. Fakat deniz sakinleş tiğ i zaman, bu sözünü

unutur. Denizcilerin cesaretlerinin ve kendisine gösterdikleri ya

kınlığ ın tesiri altında kalan Crusoe, gemici olarak macera pe

ş inde gitmeye karar verir.

Page 37: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 37/247

Afrika'dan ticarî eş ya taş ıyan bir gennide çalış ırken, gemi,

korsanlann hücumuna uğ rar ve Crusoe bir köle olarak satılır

Hayatını tehlikeye atarak, küçük bir kayıkla kaçar ve Brezilya'ya

giden bir Portekiz ş ilebi tarafından kurtanlır Orada, ş eker kamış ı ziraati yapmaya baş lar ve oldukça baş anlı da o lur Fakat

çiftliğ inde çalış maları için kölelere ihtiyacı olduğ unu anlar. Bir

İngiliz ş eker kamış ı ekicisi, kendisini beraberce Afrika'ya gidip

köle getirmeye ikna eder. Ne var ki, gemi Güney Afrika'nın ku

zey doğ u köş esindeki bilinmeyen bir ada açığ ında bator Cru-

soe'den baş ka herkes ölür.Dalgalar Crusoe'yi ıssız bir adaya sürükler, yanında bıça

ğ ından, piposundan ve bir miktar tütününden baş ka hiçbir ş ey

yoktur Geminin tamamen batmamış ve kayalar arasında par

çalanmış olması Crusoe'yi sevindirir. Ertesi gün, deniz sakinle

ş ince, Crusoe, kaba bir sal yapar ve on beş gün, kayalar ara

sındaki parçalanmış gemi ile sahil arasında gidip gelerek silah,barut, birkaç testere, bir balta ve bir çekiç getirir Yine gemide

36 İngiliz lirası bulunduğ unu da gö rür Dünyadaki bütün altın-

lann kendisine bu ıssız adada hiçbir faydası dokunmayacağ ını

bilmesine rağ men parayı da alır. Crusoe, hayatını bağ ış ladığ ı

için Allah'a ş ükreder ve bu adada yaş ayabileceğ ine inanır. Ba

ş ından geçenleri ve düş üncelerini de günü gününe yazmayabaş lar 

Bu dehş et verici hadisenin tesirinden kurtulduktan sonra,

Crusoe, devamlı olarak içinde yaş ayacağ ı b ir kulübe inş a et

meye boş lar. Yiyecek ve giyecek için de adadaki yaban keçile

rini vurur, etlerini yer, derilerini dabak lar Gemiden getirdiğ i ar

pa ve mısırın yansını eker, fakat yanlış bir mevsimde ektiğ i için,boş a gittiklerini dehş etle görür Yağ mur sulannı muhafaza et

mek için küp yapmanın son derece güç bir iş olduğ unu anlar

ve kulübesinin çevresine diktiğ i ağ açlarda bir türlü tutmaz. En

fazla canını sıkan ş ey, kendisini diğ er adalara götürecek bir ka

yık yapamamış olmasıdır Büyük bir sedir ağ acının gövdesi üze

rinde beş ay çalış ır ve nihayet denize hazır bir tekne meydana

3 6 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 38: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 38/247

çıktığ ı zaman da yapıldığ ı yerden sahile taş ınmayacak kadar

ağ ır olduğ unu görür.

Crusoe, nihayet hububat ekmesini, keçileri ehlileş tirmesini

öğ renir ve hatta kendisine arkadaş lık etmesi için bir papağ anıbile eğ itir. Adada hiçbir insan görmemesine rağ men, kulübesi

ni tahkim eder Böyle yapması iyi olmuş tur, zira adada, on iki

sene süren ve tamamen yalnız geçen bir hayattan sonra, Cru

soe, bir gün hayret uyandıncı bir vakıa ile karş ılaş ır: Kulübesin

den çok uzaklardaki bir sohil boyunca, kum üzerinde, insana

ait olduklan belli olan ayak izlerine rastlar onun kim olduğ unuöğ renmeye azmeden Crusoe, ayak izlerinin civannda bir ma

ğ arada saklanır ve senelerce, adanın bu kısmını araş tınr.

Adada yirmi iki yıl yaş adıktan sonra Crusoe, kendisini deh

ş ete düş ürücü bir ş ey daha keş feder Daha önce ayak izleri

gördüğ ü sahilde, insan kemikleri ve parçalanmış insan organ-

lan da görür Güney Amerika kıtasındaki yamyamlann harpesirleriyle buraya geldiklerini ve onlan öldürdükten sonra ye

diklerini sanır 

Crusoe, ilkin böyle bir vakıa karş ısında ürperirse de, öylesi

ne kızgınlık duyar ki, bu vahş î insanlar buraya bir daha geldik

leri takdirde, üzerlerine hücum ederek onlan öldürmeye karar

verir Bir mağ arayı, küçük bir kale haline getirir Ve bir gün, c ivan gözetlediğ i sırada, otuz kadar vahş inin, bir ateş önünde,

tiksindirici bir ş ekilde dans ettiklerini görür Crusoe, dolu iki si

lah ve bir kılıçla üzerlerine hücum ettiğ i zaman, vahş iler, esir

lerden birini piş irmiş ler ve diğ er ikisini de öldürmeye hazırlan-

maktadırlar Crusoe, birçok yamyamı öldürür, diğ erleri de, kö

lelerden birini geride bırakarak kaçarlar Yirmi dört yıl tek baş ına yaş adıktan sonra, Crusoe'nın artık bir arkadaş ı vardır.

Kurtardığ ı adam da bir yamyamdır, fakat Crusoe, ona bu

eski âdetlerinden nefret etmesini öğ retir. Köleyi cuma günü

kurtardığ ından, ona Friday (Cuma) ismini verir Crusoe, Fri-

day'i, kendi kulübesine getirir ve zamanla anlaş abilecek kadar

İngilizce öğ retir Aslında zeki bir insan olan ve bütün bir aş iret

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   » 3 7

Page 39: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 39/247

ten gelen Friday, Crusoe'ye minnettarlık besler ve onun güve

nilir bir hizmetkân ve arkadaş ı olur.

Friday, kendi yaş adığ ı adada on yedi beyazın köle olarak

tutulduklannı Crusoe'ye söyler. Crusoe onlan kurtarmaya karar

verir. Friday ile birlikte, bu defa hemen deniz kenarında, sağ

lam ve her türlü havaya dayanabilecek bir tekne yapar.

Tam denize açılmak üzeredirler ki, üç kayık dolusu vahş î, iki

köleyi Crusoe'nun adasına getirirler; kölelerden biri beyazdır.

Crusoe ve Friday ellerindeki ateş li silahlarla onlara hücum

ederler, yirmi bir vahş inin dördü hariç hepsini öldürür ve iki, kö

leyi kurtanrlar. Kurtarılan kölelerden biri Friday'ın babasıdır

Baba ve oğ ul sevinç içinde kucaklaş ırlar.

Kurtardıklan beyaz adamın, Crusoe'nun senelerce önce

parçalandığ ını gördüğ ü bir gemide bulunan yaş lı bir Ispanyol

olduğ u anlaş ılır. Crusoe, bu Ispanyol'u, Friday'ın babası ile

birlikte, diğ er beyazlan kurtarmaları için, kendi yaptığ ı yeni tek

ne ile adaya gönderir Bu arada, biraz ileride demir atmış bir

İngiliz gemisi görür. Geminin kaptanı, iki safdık gemici gönder

miş tir. Crusoe ve Friday, gemilerini tekrar'ele geçirmeleri için

onlara yardım eder ve aynı gemi ile İngiltere'ye dönerler. İsyan

eden tayfalar, İngiltere'ye dönüp, muhakeme edilerek sonunda

asılmaktansa, Crusoe'nun her türlü yiyecek maddelerini depo

ladığ ı adasında kalmayı tercih ederler Tayfalar geride bırakılır.

İspanyol'un ve Friday'ın babasının, Friday'ın adasındaki

esir beyazlan kurtardıklannı öğ renince, Crusoe, bir gün onlan

ziyaret etmeyi düş ünür.

Fakat ilkin, Friday ile birlikte otuz iki sene sonra İngiltere'ye

döner. Crusoe artık zengin bir adamdın Bdtık İspanyol gemisin

den aldığ ı paradan baş ka, namuslu bir Portekizli kaptan, onun

Brezilya'daki tarlasını da onun nâmına iş letmiş tir ve ş imdi Por

tekiz'de, 10.000 Ingiliz lirası vardır. Ana ve babasının öldükle

rini öğ renir. Nâmına yatınlan parayı almak için, Portekiz'e bir

seyahat yaptıktan sonra, İngiltere'ye döner; evlenir, çoluk ço

cuk sahibi olur. Kansı öldüğ ü zaman, Crusoe, adasının duru

munu görmek için, tekrar denize açılır 

38 • 100 Bü y ü k   R o m a n

Page 40: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 40/247

Daniel Detoe'nın Robinson Crusoe'nun DahaSonrakiMa-

ceraları  adlı öteki kitabında, gemileri porçalanmış Ispanyollar

ve asi İngiliz denizcileri el ele verirler, diğ er bir adanın yerli ka-

dınlanyla evlenirler ve hareketli bir topluluk kurarlar.

Bazı moceralardon sonra (Crusoe'nun sadık dostu Friday,

böyle bir çarpış nnada kahramanca ölür) Crusoe, tekrar İngilte

re'ye döner, denize elveda der, hayatının sonuna kadar tatmin

edici bir hayat sürer.

Eleştiri

Alexander Selkirk, 1 7 H ’de, İng iltere’de bir sansasyonyarattı. Bir gemici olarak, İngiltere’den ayrıldı ve Şili sahillerindeki Juan Ferdandez adasında, beş sene tek başınayaşadıktan sonra İngiltere'ye döndü. Geminin kaptanı ilekavga eden Selkirk, bu adaya bırakılmasını ister ve niha

yet Kaptan Woodes Rogers adlı biri tarafından kurtarılır.Selkirk’in tek başına bu adada yaşaması, ha lkın büyük

ilgisini çekti, adadaki hayatı ile ilgili kitaplar yazıldı. Böyle bir edebî fırsatı kaçırmamak isteyen Defoe, Selkirk’inm aceralarını hayalinde gen işleterek bu m eşhu r kitabı, Ro- binson Crusoe’yu   yazdı. Kitap, öylesine sade ve açık bir

üslûpta, yazılmıştı ki, doğru olduğu sanıldı.Robinson Crusoe, birçok yazarlara tesir etti. Bunlar

arasında Swift (Gulliver’s Travels-Güliver’in Seyahatleri),  Ste-venson (Treasure Island-Define Adası)  ve tabiî, Wyss fSwıssFamily Robinson-İsviçreli Robinson)  da vardır.

Robinson C rusoe’nun, basit ve kaba üs lûbu na rağmen

Homer’in Odyssey’ni   hatırlatan esatirî özellikleri vardır.Adada, ü rkü türcesin e yalnız, bazen h asta ve ekseriya korkulu bir hayat sü ren Crusoe, tek başına geçirdiği bu uzu nyıllar boyunca, sadece aklını başında tutmakla kalmaz;adasında, kendisinin olan küçük bir meden iyet de kurar.

Defoe’nun şunu söylemek istediği anlaşılıyor; Vasat

1 0 0 B ü y ü k R o m a n   • 39

Page 41: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 41/247

 bir insan, ahlâken ne kadar zayıf da olsa, bilinmeyen ve işlenmem iş cesaret, taham m ül ve m aha ret kaynaklarma sahiptir.

Çağdaş bir yazarı, C rusoe ’nun psikolojisi çok dah a faz

la ilgilendirirse de, Defoe, onun fizik faaliyetleri üzerindedurur. Crusoe, şüphesiz, zaman zaman dehşet uyandırıcı bir yalnızlığın acıların ı çeker, anne ve b abasına itaat etm ediğinden ötürü vicdan azabı çeker. Fakat adadaki ilk günlerinden itibaren, hayatını bahşettiği için Allah’a şükıe-der. O andan itibaren de, adasını küçük bir İngiltere hali

ne getirmek için çalışır. Kitabın, okuyucular üzerinde enfazla tesir bırakan yönlerinden biri, on un bu yoldaki azimve kararlılığıdır.

Manzaraya Friday da katıldığı zaman, Brezilya’da kölesahibi olan Crusoe, on u kendisine bir uşak yapar ve iki kişiden oluşan bir müstemleke sistemi kurar. Fakat Friday

aynı zamanda, onun değerli bir arkadaşıdır, efendisineolan sadakat ve minnettarlığını defalarca gösterir.

İnsanlar, Defoe’nin yaşadığı zamanda, bir kimsenin,her türlü şartlar altında hayatını devam ettirebileceğinederind en inanıyorlardı. Am erika kıtasının keşfedilmesineve ehlileştirilmesine imkân veren bu inanış,  Robinson Cru

soe’nun,  hemen hemen her sayfasında kendini hissettiriyor.

Yazar

Bir kasabın oğlu olan Daniet Defoe, muhtemelen 1660’da, Londra’da 

doğdu. Onun, yirmi üç yaşında iken Mary TuffIey ile evlendiği, çorap tüccarlığı yaptığı, Avrupa’da sık sık seyahat ettiği ve 1688’de III. VVilliam’ın 

ordusuna katıldığı dışında, gençlik yılları hakkında fazla bir şey bilinmi

yor.

Defoe, 1702’de, “Muhalifleri ortadan kaldırmanın en kısa yoiu”  adlı 

bir broşür yayımlayarak, kendisinin mensubu bulunduğu dinî grubun na

sıl baskı altında tutulabileceğini istihzalı ve alaylı bir üslûpla anlattı. Bro

4 0 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 42: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 42/247

Page 43: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 43/247

lenen Flanders, on iki çocuk anasıdır. Newgate’e gönderilir. Ele geçtiği zaman pişmanlık duygusunu söyleyen kadın polisleri ikna ede r ve asılm ak yerine, yeni arkadaşı bireşkiya ile birlik te Virginia’ya (Amerika’ya) gitm esine m üsaade edilir. Kadın, Virginia’da, artık hürmet edilen birana ve çiftlik sahibidir. Flanders’in maceralarının anlatıldığı kitapta, onsekizinci asrın ilk yıllarındaki İngiliz hayatı muazzam bir panorama hâlinde önümüze serilir. MollFlanders şehvetli ve tehlikeli bir hayat sürerse de, Robin-son Crusoe’m bastırılamayacak ruh unu akla getirircesine,her güçlüğün altından kalkar ve yeni maceralara başlar.Ekseriya, bir fahişeden başka bir şey olm am asına rağmenMoll, Defoe’nun anladığı mânâda, orta sınıfa mensup insanların özelliklerine sahipti; kadın böylece, bütün hakaret ve istihzaları yener, bu dünyada kendisine bir yer yapmaya azmeder. Moll Flanders, İngiliz romanının, hayatiyetini kaybetmeyen kahram anlarından biridir.

4 2 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

Page 44: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 44/247

Güliver’in Seyahatleri

Yazan Jonathan Swlft (1667-1745)

Başlıca Karakterler

Lemuel Gulliver: Macera tu tku nluğ un un e tk is i a l tında u zak ve egzot ik

ülkelere giden saf ve basit bir İngiliz cerrahı ve denizcisi .

Liliput imparatoru: On beş san t im etre boy und a ve sad ık uyruklar ın ın ,

ke nd isinde n, “K âinatın neşe ve terörü" diye ba hs ettikle ri kral.

Flimnap: Liliput’un, hilekâr, kurnaz ve kıskanç hazinedarı; Güliver’in,

sarayda baş düşmanı olur .

Reldresal: Liliput’un Özel İşleri Vekili, Güliver’in arkadaşı.

Glumdalclitch: Brobdingnaglı bir çiftçinin kızı. Güliver’le arkadaşlıkku rar ve ona, küçük b ir bebe km iş gibi şefkat le m uam ele eder .

Brobdingnag Kralı: Ba rışsever olm asına rağm en bir ordu ya sahip bir

dev.

Lord Munodi: Evi ayakta durduğu ve tarlası mahsûl verdiği için Lapu-

tia sarayı i le arası iyi olmayan çalışkan bir Laputialı .

Strulbruglar: Yegâne arzular ı , ö lmeler ine müsaade edi lmeler i o lan

m utsuz ö lüm süzlerd en ( lâyemut la r ) o luşan b i r ı rk . Yahoolar: Güliver ’ in kendi le r inden o lduğunu idd ia eden ve maymuna

 b en zey e n p is b ir ırk.

Houyhynhnmler: (Whinnim ok unur) Yahooları yön eten m âkul ve nâzik

at larda n oluşan b ir ırk .

Pedro de Mendez: Güliver’ i , insanl ıktan nefret e tmesinden vazgeçir

meye çal ışan Portekizl i nâzik bir kaptan.

Page 45: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 45/247

Hikâye

İyi ahlâklı olduğ undan, Londra'da yürüttüğ ü tıp mesleğ in

de baş anlı olnnayon Lemuel Gultiver, Antelope adlı bir gem i

nin doktoru olarak çalış maya baş lar. Gem i, 4 Mayıs,

1688'de, Güney Denizlerine gitmek üzere Bristol'dan aynlır

Gemi, Van Diemen ülkesinin kuzeybatısında çıkan bir fırtına

neticesinde parçalanır; fakat Güliver, yüzerek karaya çıkar ve

sahile ayak basar basmaz uykusu gelir, yatar. Uyandınidığ ı za

man, kendisinin binlerce incecik iplikle bağ landığ ını görür.

Güliver, ş imdiye kadar kimsenin b ilmediğ i ve boylan on beş

santimetre olan Liliputlann esiridir; vücudu üzerinde oynaş an

bu insanlar, zehirli mızraklanyla Güliver'i tehdit ederler.

Güliver, Liliputlar'ın hayretini uyandınr; ş imdiye kadar böy-

lesine büyük bir insan görmemiş lerdir. Güliver, ülkenin Mil-

dendo adındaki merkez ş ehrine getirilir, kendisine Liliput dili

öğ retilir ve imparatorun huzuruna çıkarılır. Güliver'in tarağ ı,

tabancası ve saati Liliputlar arasında büyük ölçüde hayret ya

ratır; ona OuinbusFlestrin,  yani Büyük İnsan Dağ ı adını verir

le r 

Güliver, basit ve dostça tavırlanndan ve onlann çok garip

olan dil ve âdetlerini bilhassa öğ renmek istemesinden ötürü,

Liliputlar arasında gayet iyi bir intiba yaratır. Liliputlar, tama

men kendileri gibi insanlann yaş adığ ı ve yine iç çatış malan

içinde bulunan Blefuscu adındaki bir ülke ile harp halindedir.

Ülkede, HighHecls  (Yüksek Topuklular) ve LowHeels  (Alçak

Topuklular) adında iki siyasî parti ve yumurtanın en iyi hangisi

tarafından kınlacağ ı üzerine ş iddetli tartış malar yürüten Büyük

Endianlılar ve küçük Endianlılar adında iki dinî hizip vardır. Li

liput sarayı, bir tür muğ lak ve küçültücü ip dansını en iyi oy

nayanlara siyasî çıkar sağ lar.

Güliver, zamanla Liliputlar'ın güzel insanlar olduklannı ân

lar; çok küçük olduklanndan, yüzlerindeki leke ve kusurlan

göremez. Minik vücutlu olduklanndan mekanik iş lerde gayet

4 4 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

Page 46: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 46/247

ustadırlar; fakat onlar orasında da küçük iş ler peş inde giden,

birbirleri aleyhinde plânlar çevirenler, fesat tohumlan saçanlar

vardır.

Böylece Güliver, tedricen saray entrikalanna karış ır. Kendisine ş erefli Nardac unvanı verilir ve Hazinedar Flimnap'ın baş

düş manı o lu r (Flimnap, onu öldürmek ister; çünkü, Liliput'un

yediğ ini Güliver tek baş ına yiyor, aynca Güliver'in, karısına

göz koyduğ unu da sanır.) Güliver'in yeni arkadaş ı Reldresal,

kendisinin, mahkemeye verileceğ ini ikaz eder. Güliver, Krali

çenin sarayındaki bir yangını söndürmekle kendisini sevdireceğ ini umarsa da, bu iş i onların bilmediğ i bir yolla yaptığ ın

dan daha da fazla suçlanır.

Güliver'e, Liliputlar için yapacağ ı b ir büyük hizmet bulun

duğ u söylenir. Blefuscu adasındaki düş manlar bir istilâ hazırlı

ğ ı içindedirler Vücudunun büyüklüğ ünden ötürü, onlann do-

nanmalannı tahrip etmesi istenir İki ada arasındaki mesafe,800 metredir; Güliver, yürüyerek Blefuscudialılar'ın adasına

gider, kendisine fırlotılon ok yağ muru oltmda, donanmalannı

çekerek Liliputlar'a getirir 

Güliver, bu hareketleriyle bir an için sarayın gözünde yü

celirse de, Blefuscudialılar'ı tamamen yıkmayı ve onlan Lili-

putlar'ın köleleri haline getirmeyi reddettiğ inden, tekrar gözden düş er Blefuscidialılar'm hürriyetlerini savunduğ undan,

Güliver artık öldürülecek biridir Güliver öldürüleceğ ini öğ re

nince, Blefusculular'a sığ ınır ve kendisine gayet iyi muamele

edilir 

Bir gün, büyük bir kayık karaya vurur ve Ingiltere gözünde

tüten Güliver, bu kayıkla denize açılır Bir gemi kendisini alırve İngiltere'ye götürü r Güliver'in yanında, baş ından geçenle

ri ispat etmek için minik Liliput inekleri vardın

Ingiltere'de kansına ve çocuklanna kavuş an Güliver, bir

müddet sonra yeniden yerinde duramaz ve bu defa Hindis

tan'a giden Adventura (Macera) adındaki bir gemiye biner

Gemi rotasını ş aş ınr Gemiciler, yiyecek tedariki için bilinme

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 45

Page 47: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 47/247

yen bir ülkeye doğ ru giderler. Karaya çıktıkları vakit, Güliver,

diğ er gemicileri kaybeder ve bu defa kendisini, boylarının on

üç metreye kadar yükseldiğ i bir buğ day tarlası ortasında bu

lur; dev gibi köylüler ekin biçmekle meş gullerdir. Bir tanesi, kızı Glumdalclitch'i eğ lendirmesi için onu evine getirir. Güliver,

kendisinin 10 .000 kilometre uzunluğ unda ve 8.00 0 kilomet

re geniş liğ inde Brobdingnag ülkesinde olduğ unu öğ renir. Lili-

putlar ne kadar küçük ve nazik insanlarsa, onlar da o derece

kaba ve çirkin devlerdir 

Glumdalclitchler, Güliver'e bir ev hayvanı muamelesi yaparlar. Güliver'den servet kazanmak isteyen kızın babası, onu

bir kafese koyarak, bu acayip mahlûku, para karş ılığ ında ha l

ka göstermek için köy köy dolaş ır Söyleş ine kaba muamele

edilen Güliver hastalanınca, köylü Güliver ölmeden çok daha

fazla para kazanabilmek için, "shov/"lann sayısını artırır. Ni

hayet, talih Güliver'e güler, köylü onu. Kraliçeye satar. Güliver, artık Kraliçe'nin bir oyuncağ ı, ev hayvanıdır.

Sarayda, filozoflar ve yaş lı akıllı insanlar Güliver'e güler

ler. Böylesine minik insanlardan oluş an b ir ırk nasıl mevcut

olabilir? Kral, İngiltere hakkında ona bir sürü soru sorar, sıla

hasreti çeken Güliver, İngiltere'nin kazandığ ı büyük zaferler

den gururla bahseder. Mamafih, böylesine küçük insanlannbirbirlerine karş ı harp ilân etmeleri kral üzerinde tiksinti yara

tır 

Güliver, Brobdingnag'taki hayatı sırasında her gün dehş et

verici hâdiselerle karş ılaş ır. Küçüklüğ ünden ötürü, her an teh

likededir. Muazzam büyüklükteki farelere karş ı çarpış ır, fırtına

lı havalarda tenis topu büyüklüğ ünde dolu yağ an Sarayda bile, her zaman tehlikelerle karş ı karş ıyadır. Bir gün, dokuz met

re boyundaki saray cücesi onu kıskanır ve süt güğ ümünün içi

ne atar. Güliver zor zahmet boğ ulmaktan kurtulur. Güliver,

kendisinin ne kadar küçük ve önemsiz bir kimse olduğ unu ay

naya baktığ ı zaman daha iyi anlan Sarayın hanımlan kendisi

ne gayet kaba muamele eder, erkekliğ ini ciddiye almazlar 

4 6 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

Page 48: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 48/247

Böylece, devamlı tehlikeler içinde yaş ayan Güliver, iki se

ne sonra bu ülkeden kaçmayı baş anr: Dev bir kuş , Güliver'i,

içinde yaş adığ ı kafesle birlikte gagasıyla kaldınr ve deniz üze

rinde uçmaya baş lar Fakat kuş , kafesi düş ürür: İngiltere'ye g i

den bir gemi, Güliver'i görür ve alınBrobdingnaglann ülkesinde baş ından geçenlerin tesirin

den kurtulur kurtulmaz, Güliver tekrar denize çıkmak, yeni

maceralar peş inde gitmek için yanıp tutuş ur. Bu yolculuğ un

da, korsanlar gemiye saldınr ve Güliver küçük bir kayığ a ko

nularak denize bırakılır Güliver, Japonya'nın hemen doğ u

sundaki Balnibardi adasına çıkar. Balnibardi, Laputa adı verilen yüzen bir ada tarafından havadan yönetilen bir müstemle

kedir. Laputalılar, normal büyüklükte insanlardır, fakat hayatta

onlan ilgilendiren sadece iki ş ey vardır: Musikî ve matematik.

Derin (soyut) düş ünceler içinde kendilerinden geçen bu insan-

lan normal düş ünmeye sevketmek için uş aklar, sık sık onların

yüzleri önünde çıngırak çalarlar. Fakat bütün entelektüel yeteneklerine rağ men, Laputalılar'ın ellerinden pratik hiçbir iş gel

mez. Elbiseleri vücutlanna uymaz, evleri baş aş ağ ıdır. Sadece

Lord Munodi adında birinin hakikî bir evi ve mahsûl veren tar

lası vardır Fakat bu baş anlanndan ötürü de, diğ er Laputalılarkendisini sevmezler 

Laputa Kralı, Balnibardi müstemlekesi üzerine havadankoca koca kayalar bırakmak suretiyle burasını yönetir, böyle

ce yerlilerin baş kaldırmalannı önler.

Güliver, onlann ülkenin merkezi Lagodo ş ehrindeki pro jek

tör akademisinden bilhassa gurur duyduklannı öğ renir. Lapu-

talı ilim adamlan burada salatalıktan güneş ış ığ ını çıkarmak

veya insan dış kısından yiyecek yapmak gibi aptalca projelerüzerinde senelerce çalış ır Akademide, körler, renkleri, elleriy

le dokunarak tayin ederler Evlerin önce damları yapılın

Güliver, Lagodo'dan, büyücü ve cadılann yaş adığ ı G lub-

budrib adasına giden Adanın valisi, Güliver'in önüne

MakedonyalI İskender, Anibal, Sezar ve Pompey gibi tarihin

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 4 7

Page 49: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 49/247

büyüklerinin hayallerini getirir Hepsi teker teker, bcş ordıklan

iş ler hakkında, Güliver'in sorularını cevaplandınr Her biri,

Güiiver'i hayal kınklığ ına uğ ratan bir hâdise anlatır ve böyle

ce, tarihin resmî kayıtlarının bir sürü yalan olduklarını gösterir.Güliver, Luggnagg adasında da hayal kınklığ ına uğ rar. Bu

adada, lâyemut (ölümsüz) Struldbrug denen insanlar yaş ar.

Kâinatın sırlarını öğ renebilmek için, önlerinde uzun bir zaman

olduğ undan, Güliver, bu insanlann çok mutlu ve çok akıllı ol-

duklannı sanın Fakat, onlan yakından tanıyınca, akıllannm

baş lannda olmadığ ını ve hayata küskünlükle baktıklannı anla r Gerçi ölmüyorlar, ama gittikçe yaş lanıyor ve halsizleş iyor;

yaş amak için bütün ş evklerini kaybediyor ve ölmek istiyorlar

Güliver, Japonya üzerinden İngiltere'ye döner Kısa bir

müddet ailesiyle birlikte oturduktan sonra, 1710 Ağ usto-

su'nda, tekrar denize açılır Bu defa geminin kaptanıdır Gü

ney Denizi'nde, Güliver'in tayfalan, gemiyi ele geçirir ve kendisini hapsederler. Nihayet, uzun bir kayık içinde, Güliver de

nize bırakılır Güliver, Yahoo denen pis, maymun gibi, tiksindi

rici insanların yaş adıklan garip bir adaya ç ıkar Pisliklerini Gü-

liver'e fırlatan Yahoolar, Houyhnhnm denen atlann yaklaş tık-

lannı görünce dehş et içinde kaçarlar (Bu kelimelerin telâffu

zu, atların kiş nemesini and ınr) Adanın yöneticileri bu atlardırHouyhnhnmler, Güliver'in -daha nazik ve mâkul biri olsa

da- bir Yohoo olduğ unu sanırlar, zira bir attan ziyade bir Ya-

hoo'ya benzemektedir Yahoolar, ne kadar vahş î ve mantıksız

mahluklarsa, atlar da o kadar nazik, medenî ve son derece

makul yaratıklardır Onlar, genetik kanunlanna göre evleniyor

ve ölümü, sakin bir ş ekilde kabul ediyorlardı. Güliver, bir Houyhnhnm ailesinin ahırına yerleş ir ve onlann süt, ş ifa verici b it

kiler ve saman pastalanndan oluş an yiyeceklerini bile sever

Güliver, kendi giyeceklerini yapar, fakat Houyhnhnm'lar, onun

çıplak dolaş madığ ına hayret ederler Mam afih, onun bu eg-

zantrikliğ ini, fizikî bünyesinin, kendilerininkinden daha alt se

viyede olmasına hamlederler.

4 8 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 50: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 50/247

Güliver, Houyhnhnmlere İngiliz hayatını anlatır, fakat (Bro-

dingnag Kralı gibi, onlar) böylesine huysuz, kötü bir ırkın ger

çekte Yahoolardan biraz daha iyi insanlar olmalanna rağ men

kendilerini dünyanın hâkimi saymaları karş ısında irkilir, tiksin

ti duyarlar. Atlar, yalan söyleme kavramanın ne mânâ ifade ettiğ ini anlayamaz, zira onlann indinde, kelimeler, bir vakıayı

gizlemek için değ il; yaratıklann aralannda muhabere etmele

ri için kullanılmalıdır. Atlann İngiltere'de yük hayvanı olarak

kullanılmasını hakaret sayarlar. Harbin dehş etlerinden bahset

tiğ i sırada, Güliver, Brobdingnag'da olduğ undan daha tem

kinli ve daha az vatanseverdir Houyhnhnm'lerle birlikte, insanın kötü ve ş eytanî bir yaratık olduğ unu kabul eder ve tama-

miyle rasyonel olan (mantıkî) bu cemiyette, atlarla birlikte ga

yet mutlu bir hayat sürmeye baş lar.

Maamafih, Güliver'in bu banş ülkesindeki mutluluğ u uzun

sürmez. Bir çeş it parlâmento olan Houyhnhnm Büyük Mecli

si, Güliver'in, maymun ırkı sayılan mahallî Yahoolardan dahamedenî görünmesine rağ men, onun gerçekte bir Yahoo oldu

ğ una karar verir. Hatta diş i Yahoolar, Güliver'i cinsel bakım

dan cazip bile görüyorlardı. Güliver'in zeki bir Yahoo olduğ u

nu düş ünen atlar, onun kendi medeniyetleri için b ir tehlike teş

kil ettiğ ine karar verirler. Böylece, hiç arzu etmemesine rağ

men Güliver'in adayı terketmesi istenir. Güliver, kendisine birkayık yapar ve denize açılır; sonunda, anlayış lı ve nazik bir

kaptan olan Pedro de Mendez'in kumandasındaki bir Portekiz

gemisi tarafından kurtanlır.

Güliver artık tam bir mizantrop (insanlardan nefret eden

kimse) olur. Avrupa'ya dönene kadar kabinesine çekilir Fakat

Mendez, kendi nazik davranış ve tutumlanyla, hareketleriyle,herkesin, Yahoolar kadar nefret edilecek kimseler olmadıkla-

nnı göstermeye çalış ır. Güliver, son seyahatinden sonra niha

yet ailesinin yanına döndüğ ü zaman, onlara tahammül ede

mez, uzun bir müddet kendisini, sadece atlann arasında mut

lu hisseder.

1 0 0  b ü y ü k   R o m a n   • 4 9

Page 51: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 51/247

Eleştiri

Hicvedici, hayalî bir seyahat kitabı olarak, Güliver’in Se

 yahatleri  (sansür edilmiş şekli içinde) hem çocuklar için

fevkalâde bir kitap, hem insanlann bayağı, kötü bencil,menfaatçi, zulmedici yönlerine karşı girişilen çok ağır birhücumdur. Svvift’in, başlayıcı bir mizahî üslûpla ele aldığıkonu lar arasında politika, saray entrikası, yobazlık, beşerî bencillik ve zulm ün her şekli vardır. Dünyanın dört köşesine yaptığı geziler sırasında Güliver, fizikî ve kültürel

farklarına rağmen, insanların, her tarafta aslında aynı olduklarını görür. Herkesle kolaylıkla dostluk kurabilen biriyimser olarak başlayan Güliver, sonunda, BrobdingnagKralı’nm bir sözünü benim ser: beşerî yaratıklar, " tabiatın,yeryüzünün sathına bırakmak mecburiyetinde kaldığı için büyük ıstırap duyduğu en iğrenç haşaratın oluşturduğu

en habîs ırktır.” Sadece birkaç kişi, Svvift’in, beşer ırkınılânetleyişi dışında kalır.

Güliver’in Seyahatleri,  Svvift’in mizahî dehasının en iyitemsilcisidir. Dil üzerindeki saplantısı sayesinde, Güliverziyaret ettiği bütün yabancı ülkeler ve oralarda yaşamayanlar için kelime uydurur. İngiliz hükü m etindeki entri

kaları, Liliput sarayındaki entrikalarla anlatmaya çalışır.Teorik ilme olan güvensizliğini de, Lagado Yüksek İlimler Akademisi’ni hicivli bir şekilde anlatmakla gösterir.Tabiî, Svvift’in asıl anlatmak istediği şey, meşhur İngilizİlim Akademisi, English Royal Society’dh.

Güliver’in ziyaret ettiği her ülke, kendisinin dünyanın

en büyük ülkesi, kendi insanlarının bütün yaratıklarınhâkim i o lduklarına inanırlar. Fakat, hepsi büyük veya kü çük, maymun veya at, büyük bir İnsanî kusurdan mustarip olduklarını gösterirler. Güliver, kendi isminin de imâettiği gibi, her şeye inanan saf ve temiz biridir. Fakat seyahatleri sırasında, küçük işler peşinde giden, birbirleri

5 0 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

Page 52: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 52/247

aleyhine entrikalar hazırlayan Liliputlarla, son derece bencil Brobdingnaglarla soyutlaşm ış gayrîinsanî Laputa-lar’la ve pis, iğrenç, insan-altı Yahop’Iarla karşılaşır. H attâen fazla iyi niyetle ele alınan Houyhnhnm’ler bile, Güli-

ver’i aralarından uzaklaştırmakla gös terdikleri şekilde çokmantıkî yaratıklardır. Seyahatlerinin sonunda, Güliver,daha hü zünlü, daha akıllı bir insan olur.

Swift, insanların, birbirlerine yaptıkları zulüm ve işkencenin, şu sebeplerden ö türü , d aha da tiksindirici oldu ğunu söyledi: İnsanın, düşünme kapasitesi vardır, fakat

 bunu ya yanlış kullanır veya hiç kullanmaz, çünkü m ânâ-sızcasma gururlu du r ve onun harp ten, işkenceden ve kandan hoşlanması da, bu gururunu hiçbir zaman haklı gösteremez.

Yazar

İngiliz mizah yazarlarının en büyüğü sayılan Jonatlıan Swift, 1667’de 

Dublin’de doğdu. Şair Jotın Deryden’in kuzeni olan Swift, Dublin’deki Tri- 

nity Koleji’nde eğitim gördü, fakat kolejin disiplinine karşı geldiğinden sık 

sık cezalandınidı. Sonraları, Sir VVilliam Temple’in, sekreteri oldu ve onun 

hizmetinde iken, ilk hiciv kitaplarını yazdı: The Battie of the Books ve A 

Tale of a Tub. Bu kitaplar 1704’te basıldı. Yine bu sırada Esther (Stella) Johnson’a âşık oldu; daha sonra, onunla gizlice evlenmiş olabilir.

Temple 1699’da öldüğü zaman, Swift, bir din adamı oldu ve İrlan

da’da yaşamaya başladı. İngiltere'yi sık sık ziyaret ediyor, politika ve ede

biyat tartışmalarına dalıyordu. Gerçi bir liberal olarak başladı ise de, 

1710’da Muhafazakârlar’a döndü ve üç sene sonra da, St. Patrick kated

raline kardinal tayin edildi.

İnsan tabiatını acı bir şekilde tenkit eden görüşlere sahip de olsa, Swift, cana yakın bir insandı; çağının önde giden edebiyatçılatjyja çok 

yakın dostluklar Sürdürdü; Popye, Arbuthnot ve Gay ile birlikt.e ScriblerusKulübü adı altında bir yazarlar kulübü kurdu. İ r landal I larda onu, kendilerinin bir kahramanı saydılar; çünkü Swift, İrlanda'daki İngili2f yönetiminien kızgın bir şekilde hicvetmişti. Bu tür kitapları arasında en fazla tanına

nı A Modest Proposafdır  (1729).

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   « 5 1

Page 53: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 53/247

Swift, hayatının sonlarına doğru, gittikçe kötüleşen zihnî bir hastalı

ğa yakalandı. Svvift’in karakterini, mezanna, kendisinin yazdırdığı kitabe

sindeki şu sözler kadar hiçbir şey anlatamaz. “Burada, vahşî haksızlıklar  

karşısında kalbi parça parça olan biri yatıyor.”

5 2 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 54: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 54/247

Candide

Yazan

Voltalre 

(Françols Marle Arouet)(1694-1778)

Başbca Karakterler

Not: Can dide’deki düz ine ler le karak terden , sadece aşağıdaki le r devam

lı rol oy nar lar . D iğerleri , bazı b üyü k ta l ihsizl ik ler i veya aşikâr a p tal

l ıklar ı göstermek iç in , tesadüfi o larak bir ik i sayfada görünürler .

Candide: Hikâyenin kahramanı: adı saf l ık ve temizl ik i fade eden, cana

yakın ve maharet l i b ir genç.

Cunegonde: T hu nd erten Tron ckh ’nin kızı ; Can dide’nin sevgil is i .

Pangloss: C andide’n in hocas ı, dah a iy is in in m üm kün o lm adığ ına inan

dığı dünyada yaşadığını söyler . Adının mânâsı , ya onun bi ldikler iniveya lâf ebeliğini imâ edercesine, “sadece dil” demektir .

Cacambo: Candide’nin uşağı; kısmen İspanyol, kısmen Kızılderil i ; kur

naz, azimli ve efendisine sadık.

Martin: Candide’nin dost luk kurduğu fakir b ir i l im adamı. Hayata ka

ramsar bakışı i le Pangloss’ın iyimserliği karşısında yer alır .

Page 55: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 55/247

Hikâye

Westphalia'da, onsekizinci asırda, ikinci derecede olmakla

beraber, kendisini önemli addeden Thunderten Tronckh Baronu, ş iş man kansı Barones ve güzel kızı Cunegonde ile yaş a

maktadır. D r Pangloss adında bir öğ retmen ile Candide adın

da, cana yakın, samimî ve Baron'un gayrimeş ru dünyaya gel

miş yeğ eni d,e aynı konakta otururlar. Pangloss, felsefî bir iyim

serdir; mevcut olabilecek en iyi bir dünyada yaş adığ ına, olup

bitenlerin, vuku bulabilecek en iyi ş eyler olduğ una inanır. Candide, bu doktrini, sorgusuz sualsiz kabul eder. Ardından, bir

gün baron kendisini Cunegonde'yi öperken yakalar ve ş ato

sundan atar. Böylece, hakikî hayata giren Candide, dünyada

ne kadar ıstırap çekildiğ ini, kötülük ve aptallık bulunduğ unu

yavaş yavaş anlar.

Candide, derhal Abare denen bir ülke ile harp halinde bulunan Bulgar ordusunda askere alınır Kanlı bir çatış madan

sonra, dehş et içinde kalan Candide, Bulgar ordusundan kaçar

ve Hollanda'ya sığ ınır. Burada, sefil bir dilenci ile karş ılaş ır ve

onun; eski hocası Pangloss olduğ unu anlar. Candide harbin,

VVestphalia'yı tamamen yıktığ ını ve Cunegonde'nin ailesi ile

birlikte öldüğ ünü anlar. Pangloss ve Candide, beraberce, Portekiz'e giderler ve denizde, hemen hemen boğ ulacak kadar

tehlikeler atlattıktan sonra Lizbon'u yıkan 1755 depreminden

biraz önce ş ehre gelirler. Depremin, din düş manlannı bağ nn-

da banndıran bu ş ehre Allah'ın gönderdiğ i bir ceza olduğ una

inanan Kutsal Engizisyon, Pangloss'u asar ve Candide'yi de

kamçılar.Esrarengiz bir kadın, Candide'ye bakar, iyi eder ve Candi

de, -son derece sevinç içinde- onun, kaybettiğ i Cunegonde'si

olduğ unu görür. Kadın ölmemiş tir; Cunegonde, kendisinin ırzı

na geçtiklerini ve barsaklannm alındığ ını itiraf eder, fakat bun-

lann hiç de öldürücü bir ş ey olmadıklannı söyler.

5 4 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

Page 56: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 56/247

Kadın, ş imdi iki kiş inin ortaklaş a metresidir: biri, bir Yahudi

bankacı; diğ eri Engizisyon Baş hâkimi! Candide, her ikisini de

öldürür ve gereken parayı çalarak, Cunegonde ile birlikte, bir

gemiye binerek Arjantin'e kaçar. Orada, baş lanna baş ka talih

sizlikler gelir. İspanyol valisi Cunegonde'ya göz koyar ve Can

dide, Paraguay'a kaçar. Bu ülke, o zaman, askerî bir teokrasi

olarak Cizvit papazları tarafından yönetilmektedir. Kumandan

(ki hem bir albay, hem de bir papazdır) Candide'yi gayet iyi

karş ılar ve kendisinin Cunegonde'nin kardeş i olduğ unu açık

lar Kumandan, Candide'nin kız kardeş ini hâlâ sevdiğ ini öğ re

nince, onu öldürmek ister. Candide tekrar kaçar.

Cacambo adındaki melez bir uş ağ ı ile beraber Candide,

daha sonra, Eldorada adındaki mitolojik bir krallığ ı ziyaret

eder Bu ülkede, altın ve kıymetli taş lar, kum ve çakıl taş ları ka

dar çoktur. Daha hayret uyandıran tarafı, bütün halkın, akıllı ve

faziletli insanlar olmasıdır. Herkes âdil olduğ undan, avukat bu

lunmaz ve herkes faziletli olduğ undan, rahip de yoktur Güzel

sanatlar ve ilim, devletin destek ve himayesi altındadır ve en

mütevazı bir vatandaş ın dahi yüksek bir hayat standardı vardır

Gerçi bu insanlar, yabancılara gayet nazik davranıyorlarsa da

Candide, hâlâ Cunegonde'yi düş ünür Nihayet, aynimasına

müsaade ederler Candide, yanına kendisini, dış dünyanın

standartlanna göre, inanılmazcasına zengin saydıracak kadarmücevherat alır 

Candide ve Cacambo, Surinam'a giderler Candide, Cu-

negonde/yi geri vermesi için, Cacambo ile Buenos Aires'teki

valiye rüş Vet gönderir ve kendisi de Avrupa'ya giden bir gemi

ye binen Martin adında bir edebiyatçı ile dostluk kurar. Bu ada

mın hayat görüş ü, Pangloss'un iyimserliğ inin tamamiyle karş ı

tıdır Yolculuk boyunca, iyi ve kötü, fazilet ve kötülük, kader ve

hür irade üzerine uzun bir tartış ma yaparlar. Nihayet, beraber

ce Paris'e gelirler ve Candide, Paris sosyetesi, tiyatrolan, kitap

lar ve tenkitçiler, kumar ve ilâhiyat hakkında fikirlerini geliş tirir

Baş ka bir maceralan onlan Venedik'e götürür Candide, bura

1 0 0 B ü y ü k R o m a n   • 55

Page 57: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 57/247

da her ş eyden sıkıntı ve bıkkınlık duyan Senyor Pococuronte

adlı asilzadeden ve §u veya bu ş ekilde ellerindeki krallıklan

kaybetmiş altı kraldan çok ş ey öğ renir Candide artık dünyada

(Eldorada dış ında), yeryüzündeki insanların müş terek kaderi

olan mutsuzluktan kendisini kurtarabilecek kadar zengin ve

güçlü kimsenin bulunmadığ ına derinden inanın

Ş imdi, Hıristiyan dünyasını geride bırakan Candide ve M ar

tin, İstanbul'a giderler ve orada bir dizi mesut tesadüflerle Ca-

cambo, Cunegonde, Pangioss (ki Lizbon'da asılmış tır) ve her

zamanki kavgacı mizacını hâlâ bırokmayan Cunegonde'nin

kardeş i ile buluş urlar.

Cunegonde, artık buruş uk yüzlü, huysuz bir kadındır; fakat

Candide, onu nazik bir ş ekilde kucaklar; bir görev ve mesuli

yet duygusu altında onunla evlenir Candide'nin, Eldorada'dan

getirdiğ i mücevheratın çoğ u gitmiş tir; yine de geride kalanlar

la, Candide, İstanbul ş ehri dış ında mütevazı bir çiftlik satın alır

ve meyve yetiş tirmeye baş larlar Cacambo da, bu meyveleri

pazarlarda satar 

Candide, nihayet, b ir ölçüde felsefî bir huzura kavuş ur Ar

tık büyük bir zenginliğ e sahip bulunmadığ ı gibi romantik bir

aş k peş inde de değ ildir. Samimiyetleriyle ve çalış kanlıklanyla o

ve yanındakiler bir ölçüde güvenlik ve huzura kavuş urlar. C u

negonde, hattâ yemek piş irmesini bile öğ ren ir Hattâ tartış mak

tan zevk alan bilgiç edâlı filozofluğ unu hâlâ muhafaza eden

Pangioss, mümkün olabilecek hayat tarzlan altında, en iyisinin

ş imdi yaş adıklan hayat olduğ unu söyler; ama Candide, mese

leleri artık felsefî yönden ele almaz ve soyut olaylar, münaka

ş alar artık onu ilgilendirmez. Sadece ş u cevabı verir: "Kendi

bahçemizi iş leyelim."

Eleştiri

Candide, ânında, akla geldiği gibi sözlerden o luşan birşaheserdir ve titizlikle plânlanmış bir roman olarak ele

5 6 • 1 0 0 B ü y ü k    R o m a n

Page 58: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 58/247

■ılmmalıdır. Vbitaire, besbelli ki, plânı üzerinde ciddiyetleıltırmadı veya okuyucularının da duracaklarını ummadı.Olaylar, öylesine birbirine eklenmiştir ki, çok az devamlılık vardır ve hikâyeye tesir etmeksizin, bunlardan çoğunun yerleri değiştirilebilir. Hikâyede görülen devamlılıkise, bir dizi akıl almaz tesadüflere bağlıdır. Açıkça gö rülüyor ki, Voltaire, bir macera romanı düşünmüyor, gülünçliir hicviye yazıyordu. Rom anın karakterle ri de, aynı şekilde gelişigüzel ele alınmıştır: Bu karakterler, portreler değil, bir fikri belirten veya bir kötülüğü anlatan karikatürlerdir. Gerçekten, eserin plânı, onların iki boyutlu karakterler olmalarını gerektirir. Çünkü onları, hakikî insanlarolarak kabul edeceksek, başlarına talihsizlikler, kom ik değil, dehşet uyandırıcı olur ve kitabın düşüncesiz, küstahça tonu bizi rahatsız ederdi.

Okuyucunun, daha birinci sayfadan itibaren gördüğülâtifeli, istihzalı, cinaslı ton hâd isele ri dikkatli bir şekildeele almakla kurulur. Voltaire, bağdaşmaz fikir ve imajları biraraya getirm ekten büyük zevk duyar; m eselâ Cunegon-de, Lizbon’daki eng izisyonu anlatırken der ki: “Salondakiyerim fevkalâde idi ve dinî tören ve idamlar arasında kadınlara, meşrubat verdiler.” Tabiî, burada anlatılmak istenen şu ki, idamlar dahi dinleyicilerin hoppalığı ve saçmalığı kadar şaşırtıcı değildir. Olayları anlatırken ele alınan

 bu tü r bir vasıta. Dr. Pangloss’un aşk yapm asının tecrübîfiziğin bir dersi olarak anlatılması gibi, felsefenin teknikterimlerini, onları beklenmeyen veya hatta açık saçık,müstehcen muhtevalar içinde göstererek alay etmektir.Kitapta, nükte li vecizeler veya edebe aykırı, insafsız paradokslar var. Meselâ, Cunegonde, şerefli bir hanımın ırzına geçilebileceğini söylüyor; çünkü bu onun faziletini artırmaya yarar! Fakat sık sık başvurulan vasıta, her yeni ta lihsizlik karşısında, istihzalı bir tarzda, Candide’nin,m üm kün olan en iyi bir dünyada yaşam akta olduğunda ıs

1 0 0  b ü y ü k    R o m a n   • 57

Page 59: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 59/247

rar edişidir. Eser boyunca, Voltaire, çok sade kelimelerkullanır ve Candide’nin şahsiyeti gibi, basit cümleler kurar; fakat onun bu sadelik ve basitliği, büyük bir dünyagörüşüne sahip olduğunu gösteriyor.

Bütün bu şaka ve lâtifeye rağmen, Candide ciddî bireser. Hiciv, kelime oyunlarıyla ifade ediliyor, fakat fikirlerin oyunu üzerine kurulmuştur. Kitabın alay ettiği esaskonu, Alman filozofu Gottfried Wilhelm Leibniz (1646-1716) ve İngiliz şairi Alexander Pope’ın (1688-1744) ortaya sürdükleri iyimser felsefeyi gülünç bir tarzda göstermektir. Her ikisi de, tâ en eski zam anlardan kendi çağlarına (tabiî bizim de çağımıza) kadar gelen kö tülüklerüzerinde durdular: “Her şeye kaadir bir Allah tarafındanyaratıldığı söylenen bir dünyadaki günahları, ıstırapları veölümleri ne ile izah edeceğiz?” Leibnitz, üç çeşit kötülük bulunduğunu söyler: m etafiz ik kötülükler, (bunlar, sın ırlıve gayri mükemmel kötülüklerdir), fizikî kötülükler (başlıca, acı ve ıstırap) ve ahlâkî kötülükler, Leibnitz, bu kötülükleri böylece belirttikten sonra, h er birini teker teker elealarak, bunlardan kaçınılmayacağını veya on ların gerçektedaha büyük bir iyiliğe hizmet ettiklerini anlatır. Böyleceinsanlar, ateşin verdiği acıyı hissettiklerinden, kendilerinin yakılmalarına m üsaade etmeyecekler ve dünyanın, tahammül edeceğinden fazla bir nüfusa erişmemesi içinöleceklerdir. Bu tür münakaşanın esası şu: kötülük, bir bütün olarak ele alındığı zaman, iyi olan İlâhî plânın gerekli bir parçasıdır. Başka bir ifade ile biz, daha büyük biriyiliğin ortaya çıkm asına zemin hazırlayan, iyilik ve kö tülüğün bir tür kombinezonunu yaşarız ve bundan böyle,yaşadığımız dünya, m ükem m el o lmasa dahi, hiç olmazsa,m üm kü n olabilecek bir dünyanın en iyisidir. Pope, bu dü şünceleri, daha da ileri götürdü ve An Essay On Man {İn

san Üzerine Bir Makale, D enem e) adlı şiirinde, daha da pervasız bir şekilde belirtti:

5 8 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 60: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 60/247

 Bütün tabiat, senin bilemeyeceğin bir sanat eseridir.

 Senin görmediğin bütün tesadüfler, yönler.

 Anlamadığın bütün dengesizlikler, ahenkler.

 Bütün bu kısmî kötülükler, evrensel iyilikler;

Gurura, aklın hatâlarına rağmen.

Bir hakikat apaçıktır: Ne oluyorsa olsun, hepsi doğrudur. Candide, bu tür iyimserliği reddetmeye teşebbüsederek, insan içgüdüsünün buna isyan ettiğini söyler;dünyada, kaygan ağızlarla ifıâde edilemeyecek derecede pek çok ıstırap vardır. Voltaire, Leibnitz ile bir tartışm ayagirmez; kahram anın ı, o kadar fazla acı ve istif .pîa karşıkarşıya bırakır ki, "m üm kün olan dünyaların en iyisi”ibaresi bir alay olur. Candide haykırır: “Eğer bu en iyisiise, diğerleri nasıldır?”

Voltaire, görüşlerini desteklem ek için ileri sürdü ğü delilleri, hiç olmazsa, uydurmadığını söyleyebilirdi. Candi-de’deki olayların ekserisi, gerçekte vuku bulm uştu. Böylece, Bulgarlar ve Abereler arasındaki harp gerçekte. YediSene Marbi’dir; Venedik’te bahsedilen, tah tlarından düşürülm üş altı kral, tarihî şahsiyetlerdir; diğerlerinin de ö ldürülmelerine yol açması için öldürülen İngiliz amirali, talihsiz John Byng’dir, ilh... Fakat Voltaire’in, dehşet koleksiyonundaki en değerli eser, 1755’de, Lizbon’u yıkan veotuz bin kişinin enkaz altında kalarak ölmesine yol a:çandepremdir. Bu öylesine büyük bir felâket idi ki, daha büyük bir iyiliğe katkıda bulunm asıyla izah edilemezdi. Volta ire ’in dediği gibi, “Eğer Pope, Lizbon’u görse idi, he r şeyiyi” diyebilir miydi?

Voltaire, iyimserlik dışında, daha pek çok şeye hücumeder. Başlıcası harp. Abere köyünü "beynelmilel kanunlara göre yakan” Bulgarlar’ı anlatırken gösterdiği kızgınlığı,Candide’nin başka hiçbir sayfasında dışarı vurmaz. Harpten sonra, bilhassa Engizisyon ile ilgili sayfalarda, dinî

1 0 0  b ü y ü k   R o m a n   • 59

Page 61: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 61/247

müsamahasızlık ve işkencelere hücum eder. ThundertenTronckh Baronun şahsında, bir mevkiin verdiği gururla.Dr. Pangloss’un şahsında da bilgiçlik taslam akla alay edi

lir. Voltaire, ayrıca, zaman zaman kavga ettiği kimselerede hücum eder: Hollanda kitap yayımcıları, Fransız tenkitçileri ve bü tün bir Alman milleti.

Bu sefalet ve aptallık katalogunda, Eldorada krallığının bir istisna teşkil ettiği anlaşılıyor, çünkü herkes akıllı vefaziletlidir, ama okuyucunun da böyle bir yerin mevcut

olabileceğini düşüneceği beklenemez. Bu ülkenin kitaptaki fonksiyonu, m ukayese için ideal bir cemiyet takd im e tmek suretiyle, hakikî dünyadaki kötülükleri daha iyi belirtmektir. Eldorada’nm m uhtelif yönleri, Voltaire’in bilhassa bazı düşüncelerini aksettiriyor: İlim ve teknolojiyeduyulan h ürm et ve bu ülkede avukat bulunm adığı (Volta

ire’in kendisi de bir avukattı). Daha da önemlisi, halkınhepsi “d eis t’tirler, yani İlâhî tebliğ veya mucizelerle değil,akıl ve vicdanla idrak olunan, kendisine ibadet etm ek içinkiliseye veya rahiplere ihtiyaç his settirm ey en bir Allah’ainanırlar.

Voltaire, kahramanının Eldorado’da kalmasına müsa

ade etmez. Candide, hakikî dünyaya döner ve hayatın hiçolmazsa bazı kötülüklerine karşı kısmî bir hal çaresi bulur: çok çalışmak ve teorilerinden kaçınmak. Bu, m üm künolabilen dünyaların en iyisi olmayabilir, ama onu daha dageliştirm ek m üm kün. Candide, Pangloss’a kendi bahçesini işlemesini söylediği zaman, demek istediği budur.

Candide, zevkle okunacak bir kitap. Berrak ve zarifüslûb u, on u klâsik Fransız nesrin in bir modeli yaptı. Candide, dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, herkesinzevkle okuyacağı bir kitap ve b ü tü n bu lâtife ve şakalar gerisinde, derin bir ahlâkî inanış gizli. Voltaire, her çağdaçok sayıda insanın görmemezliğe geldiği bazı hakikatleri

 berrak bir tarzda görebilm e yetkisine sahip. Yâni harp ve

6 0 • 1 0 0 B ü y ü k   R o m a n

Page 62: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 62/247

Page 63: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 63/247

Voltaire, hür müesseseler altında yaşamanın çok daha akıllıca bir hare

ket olacağına karar verdi ve 1726’da İngiltere’ye giderek üç sene kaldı.

Denilir ki: Voltaire, Fransa’yı bir şair olarak terketti; bilge biri olarak 

■döndü. “Şüphesiz, İngiltere, onun ufkunu genişletti. Burada yeni bir dil öğ

rendi, yeni bir edebiyatı inceledi ve tevkif edilmek korkusu altında kalmaksızın istediğini söyleyebildi. Kendi paralelinde yetenek ve düşüncele

re sahip ve aralarında Swift ve Pope gibi çağın İngiltere’sinin tanınmış ya

zarlarının da bulunduğu edebiyatçılarla dostluk kurdu. Dünyayı, fizikî ka

nunlarla yönetilen düzenli ve mantıkî bir yapı olarak gören Nevvton’un fi

ziğini; insanların, dini, kitaplara ve kiliseye ihtiyaç hissetmeksizin fazilet

le olabileceklerini ve Allah’a ibadet edebileceklerini söyleyen Shaffesbury 

gibi deistlerin eserlerini inceledi. Bilhassa, rasyonalist ve amprisist (her  

türlü bilginin esasının tecrübeye dayandığını ileri süren felsefe) filozof  

John Locke’in etkisinde kaldı.

Voltaire, 1729’da Fransa’ya döndü ve parlak mesleğine başladı. Ar

tık, kitaplarından gelen para ve temkinli yatınıinlanyla zenginlik yolunda 

giden biri de olmuştu. Voltaire, 1734 ve 1749 arasında akıllı ve kurnaz bir  

kadın olan Marguese du Clatelet’in sevgilisi olarak, onun evinde kaldı; kadın edebî ve İlmî zevkleri olan, Nevvton ve Locke hakkında Voltaire’in 

duyduğu heyecanı benimseyen ve Paris sosyetesinin tanınmış bir sima

sı idi. Bütün bu müddet zarfında, Voltaire piyesler, hikâyeler, şiirler, tarih 

ve felsefe eserleri yazdı. Nevvton’un fiziğini popülerleştirmeye çalıştı. 

1746’da da Fransız Akademisi’ne seçildi. Bir ara, en iyi hâmisi kraldı. Fa

kat Voltaire, kralın resmî metresi Madam Pompadour hakkında, ne krali

çeyi, ne de kralı memnun eden bir şiir yazmak dikkatsizliğini gösterdi. Ta

lih kendisine yardım etti, uzun bir zamandır Prusya’yı ziyaret etmesini is

teyen Büyük Frederick’in davetini kabul etti.

Potsdam, ilkin, kollannı heyecanla Voltaire’e açtı: kendisine emeklilik 

bağlandı, altına bir araba verildi ve bir saray unvanı da takdim edildi. Ken

disini güzel sanatların hâmisi sayan kral, Voltaire’i de kendisinin edebî  

çevresine almakla gurur duydu. Voltaire, maamafih, Fransa’da olduğu gibi Prusya’da da baskı altında tutulamayacağını gösterdi ve Frederick de 

dahil herkesle kavga etti. Voltaire, 1753’te tekrar yola çıktı. Bir ara Penns- 

ylvania’ya (Amerika) göç etmeyi dahi düşündü, fakat deniz tutmasından  

korktuğundan vazgeçti ve Cenevre’ye gitti. Fakat burada da, bu şehrin 

dinî bağnazlığı kendisini rahatsız etti; çok sevdiği amatör tiyatro eserle

rini dahi sahneye koyamadı. Nihayet 1760’da Fransa ve İsviçre arasında

62 • 100 B ü y ü k   R o m a n

Page 64: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 64/247

Ferney'de yerleşti. Burası İsviçre sınırına o kadar yakındı ki, bir ülkenin 

bağnazlığından diğerine kaçabilirdi.

Ferney’deki son yıllan, hayatının herhangi bir çağı gibi büyük bir ça

lışma içinde geçti. Artık son derece zengin bir insandı ve sermayesini, 

köyün gelişmesi için kullandı. Dünyaca da tanınıyordu. Avrupa’nın her tarafından onu görmeye geliyorlardı. Kendisini görmeye gelemeyenlerle, 

devamlı surette mektuplaştı; bazen günde otuz mektup yazıyordu. Yine 

de, yazılarına (piyesler, tarihî eserler, hikâyeler, makaleler) ara vermek

sizin devam etti. Ve bilhassa şu bakımdan hürmet görüyordu ki, dünya

nın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, adaletsizlik ve dinî müsamahasızlı

ğa uğrayanların savunuculuğunu yüklendi.

Voltaire’in, halkın sevgi tezahürlerinden öldüğünü söylemek yanlış 

bir şey olmaz. 1778’de, eserlerinin birinin oynandığı Paris’i ziyaret etme

ye ikna olundu. Şehre bir kahraman gibi girdi, yüzlerce tanınmış kimse 

kendisini ziyarete geldi, onbinlerce Paris’linin çılgın nümayişleri arasında 

başına defne dalından çelenk kondu. Kadınlar heyecandan bayıldılar. Bu 

heyecan ve yorgunluk, seksen altı yaşındaki bir kimse için çok fazla idi 

ve aynı yılın mayıs ayında öldü. Böylece, Fransız ihtilâlini bir iki sene ile kaçırdı. Maamafih, bu ihtilâlin aşırılıklan onu muhtemelen dehşet içinde 

bırakacaktı; fakat ihtilâle giden yolun hazırlanmasında bir ölçüde onun da 

rolü olmuştu.

Voltaire, asrın faziletlerinin ekserisini ve kötülüklerinin de bazılannı 

gösterdi. Bir yazar olarak nüktedan, berrak, zarif ve zeki; düşünür olarak, 

derin olmaktan ziyade kolayca anlaşılan biri idi. Onun mahareti, diğerle

rinin fikirlerini popüleştirmekte kendini gösterdi. Hiç de bir filozof değildi, 

fakat her çağın en büyük felsefî yazarı idi. Mantıkî ve şüpheci bir mizacı 

vardı, hislere pek yer ayırmadı. Dindar Hıristiyanlar, bilhassa Fransa’da- 

kiler, onu her zaman bir dinsizlik ucubesi olarak gördüler. Gerçekte ise, 

bir deist idi; dinden değil hurafeden ve bağnazlıktan nefret ediyordu. 

Onun trajik ve esatirî eserleri artık okunmuyorsa da, daha hafif olanlar, 

bilhassa Candide gibi felsefî eserleri öylesine nükteli, öylesine zarif, öylesine düşünceli, öylesine medenîdir ki, sadece Fransa’da değil, dünya

nın her tarafındaki insanlar onları hâlâ zevkle okuyorlar.

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 63

Page 65: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 65/247

Tom Jones

Yazan

Henry Fielding (1707-1754)

Başlıca Karakterler 

Squire Allworthy: Zengin, cömert ve iyi tabiatlı , model bir İngiliz top

rak ağası.

Bridget: Squire Allvvorthy’nin sade ve basit, müşfik kız kardeşi.

Blifil: Bridget’ in , mütemadiyen dolap çevirmekle meşgul oğlu. ,

Tom Jones: Doğduğu zaman, anası ve babası taraf ından terkedilmiş,

gerçekte gayr imeşru olarak dünyaya gelmiş, romanın kahramanı ,

aç ık ka lp l i ve samimî , düşüncesiz hareke t le r i yüzünden b i r sürü

müşkülle karşılaşır.

Mr. Partridge: Fakir , saf bir i lkokul müdürü.

Squire VVestern: Kırmızı yüzlü ve çabuk kızan, başl ıca düşüncesi ye

mek, içmek ve av lanm ak o lan b i r toprak ağas ı.

Sophia: Squire VVestern’in güzel ve dikbaşh kızı.

Thwackum ve Squire: Riyakâr iki pedagog.

Black George: Squire Allvvorthy’nin sarhoş, hiçbir işe yaramayan aylak

 bekçisi.

Bn. Fitzpatrick: Sophia’nın kuzeni , ç ı lg ıncasına kıskanç koca sında n ka

çar.

Lady Bellaston: Bn. Fitzpatrick'in kültürlü ve görgülü Londralı bir dos

tu .

Page 66: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 66/247

Hikâye

Somersetshire'deki toprak sahipleri arasında, cömertliğ inden, iyi mizacından ve zenginliğ inden ötürü, en fazla hürmet

edilen toprak sahibi Squire Allworthy'd ir Bekâr kızkardeş i Brid-

get ile beraber yaş ar Londra'da birkaç ay kaldıktan sonra, bir

gece evine döndüğ ü zaman, bir erkek bebeğ in kendi yatağ ın

da yattığ ını görür ve ş aş kına döner Çocuğ u kilise bekçisinin

^kapısı önüne bırokmaktansa kendisi büyütmeye karar verirÇocuğ un ana ve babasının kimler olduğ u büyük bir sırdır

Toprak ağ ası ve kızkardeş i, çocuğ un annesinin mahallî ilkokul

müdürü Partridge'in hizmetçisi Jenny Jones olabileceğ ini düş ü

nürler Bridget, bir müddet önce hasta olduğ u zaman Jenny

Jones, Allvvorthy'nin evinde kalmış tı. Mahallî dedikodudan

korkan Squire Allvvorthy, Jenny'yi kasabadan dış an gönderirOkul müdürü de aynlır Çocuğ a Tom Jones adı verilir.

Kısa bir müddet sonra, Bridget, servet peş inde koş an Yüz

baş ı Blitil ile evlenir ve ondan bir erkek çocuğ u o lur İki çocuk

bir arada büyütülür Squire Allv^^orthy'nin mirasına konmayı dü

ş ünen Yüzbaş ı Blifil'e inme iner ve oğ lu küçük yaş ta iken ö lür

Tom ve genç Blifll iyi geçinemezler, zira Tom, açık kalpli, samimi ve oldukça yaramaz bir çocuk; Blifil ise, her zaman, bü

yükleri üzerinde nasıl bir izlenim bıraktığ ını düş ünen ruhsuz bir

ukalâdır Allvvorthy, Thvvackum ve Square'den Tom'u yetiş tirme

lerini ister Onlar da, çocuğ u sık sık döverler Fakat Tom, ken

dini bir ş ey sanan, kibirli Square'i kasabanın sürtük kadını

Molly Seagrim'le aş k yaparken yakalar, eğ itimi de böylece sona erer Tom'un bir arkadaş ı Allworthy'nin, tembel, sümsük, ay

lak bekçisi Black George'dır Beraberce kırlarda avlanırlar,

baş lanna bir dizi belâ gelir, bütün bunlar Squire'i üzer 

Civardaki bir malikânede Squire Western adında bir toprak

ağ ası ile güzel kızı Sophic yaş ar Toprak ağ ası çok içen, müte

madiyen at koş turan, çabuk kızan b irid ir Tom, vaktini sık sıkVVestern ailesi ile geçirir; çünkü Squire Western, onun sert ve

1 0 0  b ü y ü k   R o m a n   • 6 5

Page 67: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 67/247

erkekçe tutumlarına ve ata biniş ine hayranlık beslerken, kızı

Sophia da onun samimiyetinin tesirinde kalır. Bir gün, avlan

maya çıktıklan sırada, Tom, Sophia'nın kaçan atını yakalamak

isterken kolunu kırar Bu müddet zarfında VVesternler'in yanında kalır Tom ve Sophia birbirlerine âş ık olurlar 

Tom, Squire Allvvorthy'nin hasta olduğ unu ve muhtemelen

iyileş meyeceğ ini öğ renince, hemen hâmisinin baş ucuna koş ar;

orada Blifil'in, Allvvorthy'e tiksinti verici ş ekilde yaltaklık ettiğ ini

görür Fakat Allworthy, mucizevî bir tarzda iyileş ir ve Tom öyle

sine sevinir ki, zil zurna sarhoş olur. Annesini yeni kaybeden Bli-til, Tom'un bu tutumunu hakaret sayar Tom, özür dilerse de,

Blifil, onun gayrimeş ru olarak dünyaya geldiğ ini söyler ve iki

genç kavga ederler 

Bu arada, Sophia, beş parasız, ihtiyatsız Tom'a olan aş kını

gizlemek için, kadınlann gözdesi Blifil ile ilgilenmeye baş lar.

Sophia'nın Londra'dan gelen teyzesi, Sophia ve Blifil'in evleneceklerini sanır ve Squire VVestern'e, evlilik için hazırlık yapma

sını söyler Fakat Sophia'nın teyzesi, gerçeğ i öğ rendiğ i zaman,

hem o hem VVestern son derece hiddetlenirler Tilki avcısı

VVestern, Tom'u seviyorsa da, gayri meş ru dünyaya gelen bir

kimseyi kendisine damat olarak düş ünemez.

Bu arada Squire Allvvorthy de tamamen iyileş miş tir Blifil,onun çok hasta olduğ u gece, Tom'un nasıl körkütük sarhoş o l

duğ unu, Tom'un bir an önce vasiyeti okumak için sabırsızlan

dığ ını söyler. Tom'a hiddetlenen ve hayal kırıklığ ına uğ rayan

Allvvorthy, onu meş ru yeğ eninden daha fazla sevmesine rağ

men, fena halde azarlar -Tom kendisini sctvunamayacak kadar

dehş et içindedir- ve evinden kovar Baş ının çaresine bakmasıiçin de Tom'a 500 Ingiliz lirası verir Tom parayı har vurup har

man savurur 

Sophia da ailesine leke getirmiş tir Hiçbir ş art altında Blifil

ile evlenmeyeceğ ini söyleyince, babası, onu odasına kilitler

Fakat kurnaz hizmetçisi sayesinde, bir gece evden kaçar ve

Londra'daki teyzesine gitmek üzere yola çıkar 

6 6 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 68: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 68/247

Tom, yolda bir sürü kabadayı ve sarhoş askere rastlar ve

onlarla bir handa kavga eder. Yaralannı mahallî bir berber İyi

leş tirir; bu berber, Somersetshire'den kovulan Partridge'din

Partridge, ş imdi Tom'un macera arkadaş ı olur. Bir ormanda,

kendisine saldırmak isteyen askerlere karş ı koymaya çalış an

Bn. Waters adlı orta yaş lı bir kadın görürler. Tom kadını kurta-

nr ve Upton kasabasında bir hana getirir. Kadın, Tom'u kendi

siyle aş k yapmaya ikna eder.

Bu arada, Londra'ya gitmekte olan Sophia ve hizmetçisi de

Upton hanına gelirler Çok geçmeden handa, bir gürültü, pa

tırtı baş lar: Kansının kendisini terkettiğ ini iddia eden gözü dön

müş bir adama, Tom'un odası gösterilir. Tom, içeride Bn. Wa-

ters ile beraberdir; kansı kaçan adam içeri girer. Bn. Waters

haykırır Adam, Fitzpatrik adında biridir ve Bn. Waters'in koca

sı değ ildir Durum normale dönünce, Partridge, dikkatsiz bir tu

tumla, Sophia'ya âş ığ ının sadakatsizliğ inden bahseder Sop

hia, hiddetle handan aynlır; el kürkünü kasten handa bırakır.

Tom, sabahleyin kürkü görün

Sophia, handan aynidıktan kısa bir müddet sonra, kuzeni

Bn. Fitzpatrick ile karş ılaş ır; Bn. Fitzpatrick kocasının Tom ile g i

riş tiğ i münakaş a sonucu handan kaçmış tır Sophia ve Bn. Fitz

patrick, beraberce, Londra'ya giderler Sophia, bu ş ehirde, bo

zulmamış , saf taş ra kızına, Londra'nın zevklerini tattıracak Bel-

laston adında bir kadınla tanış ın

Tom ve Partridge, Sophia'nın peş inden Londra'ya giderler

Miller adında bir kadının boş evinde kalırlar Tom, kısa bir za

man sonra Londra sosyetesine ve Lady Bellaston ile Bn. Fitzpat-

rick'in yataklanna kabul edilin Tom bir gece, tiyatroda Sop-

hia'yı görür, ona sadakatinden hiçbir ş ey kaybetmediğ ini ısrar

la söyler ve tavrını düzelteceğ ine söz verin İki âş ık banş ırlan

Partridge de, Londra'da Nancy Nightingaie adında bir kadına

âş ık olur, fakat kadının babası Partridge'i damat olarak iste

mez. Tom araya girer, kadının babasını, kızı Nancy'nin Partrid

ge ile evlenmesine razı olmaya ikna eder; buna sadece, Par

tridge değ il, Nancy'nin arkadaş ı Bn. Miller de sevinin

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   » 6 7

Page 69: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 69/247

Sophia'nın evden kaçtığ ını öğ renen Spuire Western, tilki

avını bırakır, kızını bulmak için Londra'ya gider. Kızını Lady Bel-

laston'un evinde bulur, kendi evine getirir. Tom, adamın, kızı

nın kendisi ile evlenmesine hiçbir zaman razı olmayacağ ını bil

diğ inden, kedere bo ğ ulur Partridge, Tom'un kederini daha da

artıran bir haber getirir Squire Allv^orthy de Londra'dadır ve

Blifil, Sophia ile evlenecektir Tom yardım dilemek üzere, Bn.

Fitzpatrick'in evine gider, fakat kötü talih burada da peş ini bı

rakmaz: Bn. Fitzpatrick'in kıskanç kocası Tom'u tanır ve kendi

sini düelloya davet eder. Tom, adamı yaralar ve hapsedilir 

Tom'un Upton'da bir gece geçirdiğ i Bn. Waters, kendisinihapishanede ziyaret eder. Partridge, daha sonra bu kadının

Jenny James, yani Tom'un annesi olduğ unu söyler Tom,

ş aş kınlaş ır ve artık geliş igüzel aş k hayatından vazgeçmeye ye

min eder Bn. Miller Tom'u savunur; Fitzpatrick ile yaptığ ı düel

lodan sorumlu olmadığ ını Squire Allvvorthy'ye anlatır Yaralan

iyileş mekte olan Fitzpatrick de, zarif bir hareketle, Tom'un suçuolmadığ ını söyler 

Squire Allvvorthy, Tom'u affedeceğ i sırada, onun Bn. Waters

ile macerasını öğ renir Bu iyi adam, Tom'a yeniden kızar, hid

detlenir, fakat Bn. Waters, Allvvorthy'ye, Tom'un annesi olmadı

ğ ını anlatır Tom'un hakikî annesi, Allvvorthy'nin kendi kız kar

deş i Bridget idi. Bridget, ölmeden önce, Tom'un annesi olduğ unu anlatan bir yazıyı Blifil'e verdi ise de, Blifil, hainlik ederek

bu mesajı tahrip etti. Blifil, Tom ile yaptığ ı düelloda ölmemesi

halinde, Fitzpatrick'in, Tom'u astırması için rüş vet de teklif et

miş ti.

Böylece temize çıkan Tom, serbest bırakılır ve talih kendisi

ne güler Squire Allvvorthy, kendisini affeder, ona olan eski sevgisi canlanır Allvvorthy, Blifil, ile evlenmesi için zorladığ ı Sop-

hia'dan pzür diler ve Squire Western'e Tom'un kendisinin haki

kî yeğ eni ve vârisi olduğ unu söyler Squire VVestern de, Tom'un,

kızı Sophia He evlenebilecek biri olduğ una karar verir ve iki

sevgili resmen birleş irler İğ renç Blifil dış ında herkes ş imdi

6 8 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 70: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 70/247

memnundur; kendisine yıllık maaş bağ lanarak, baş ka yere

gönderilir. Tom ve Sophia, Squire Allvvorthy'nin malikânesinde

mutlu bir hayat sürmeye baş larlar.

Eleştiri

Fielding, Joseph Andrevvs adlı eserinde olduğu gibi, Tom  Jones’dâ da, kendisinin kom ik diye nitelenc^irdiği bir m acerayı nesir halinde anlatmak istedi. Bu eserde, “samimi bir

insanın başına gelenler, sade ve basit” bir tarzda, genişçeişlenecek, fakat şatafatlı cüm lelerden, saçm a hâdiselerdenveya ahlâkî derslerden kaçınılacaktı. Bir piyes yazarı olarak uzun tecrübesine dayanan Fielding, Tom Jones’m  plânını ustalıkla uyguladı. İngiliz romanının daha emeklemeçağında iken yayımlanan bu eseri, İngiliz romanına yapı,

karakter ve ton standartları getirdi.Tom ]ones,  düzgün ve eşit bir şekilde üç parçaya ayrılmıştır: Birincisi, Allvvorthy ve Western malikânelerinin bulunduğu kırdaki hayat; İkincisi, U pton’daki han m anzarası ile zirveye erişen yoldaki maceralar; üçüncüsü Londra hayatı, Fielding böylece, plânından aynlmaksızm,kendi zamanındaki İngiliz hayatını tastamam önümüzeseriyor. Yoldaki maceralar ve onsekizinci asrın hanları ileilgili kısımlar, bilhassa, Dickens’i etkiledi. Tom Jones’deki 

 panoram ik manzara, o zam andan beri çok sayıda İngilizyazarına tesir etti.

Kitaptaki bölüm lerin her biri, o zamana kadar olup bitenleri, son derece nükteli özetleyen bir yazı ile başlar; romanın karakterleri ve insan tabiatı hakkında gayet yerinde görüşler ileri sürülür. Bu tür yazıların da, her zamanyararlı olm asa da, Dickens, Thackeray ve Trollope üzerinde etkileri oldu. Fielding, akıllı ve müşfik bir insan olduğunu gösteren bu yazıları ile kendi çağdaşlarına hitap ediyordu.

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 69

Page 71: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 71/247

Tom Jones’in  ana tezini, onsekizinci asrın iyimserliğiteşkil eder. Blifıl’in karşısına Tom’u çıkaran Fielding, genellikle dikkatsiz, tecrübesiz ve zevk peşinde giden beşertabiatının, aslında iyi olduğunu ve kendi ahlâkî anlayışınıgeliştirmesi için yalnız bırakılması gerektiğini söylemekistiyor. Düşüncesizce hareket ettiğinden, başını bir dertten diğerine sokan Tom, sonunda gerçekten doğru ve namuslu bir insan olduğunu gösterir.

Öte yandan, Blifıl, her türlü yolu yordamı bilen, gayetnazik bir insan ve dışarıdan bakıldığında da son derecehürmetkâr biri. Fakat gerçekte, Squire Allworthy’nin mirasını konm ak için her türlü hile ve ihane te başvurm aktançekinm eyen tam bir riyakâr ve habis bir insan . F ielding’indünyası ahlâkî bir dünya olmakla beraber, tertemiz birdünya da değildir.

70 • 100 B ü y ü k    R o m a n

Yazar

Desmond Dükü’nün torununun torunu olan Henry Fielding bir asilza

de olarak dünyaya gelmekle beraber, geçimini temin için, hayatının bü

yük bir kısmında mücadele etmek zorunda kaldı, Fielding 12 Nisan 

1707’de dünyaya geldi. Eton lisesine ve Leyden Üniversitesi’ne devam etti. Halk için komedi ve müzikal piyesler yazarak geçimini temin etti. 

1728 ile 1737 arasında, sırf para kazanmak için bu türde çok sayıda eser  

verdi: bunlann en meşhuru, 1730’da yazdığı Tom Thumb \d\.

Fielding, 1734’te Tom  Jones’da Sophia  ve son romanında Amelia 

için model olarak kullandığı söylenen Charlotte Cradocak ile evlendi. 

 Avukatlığa başladı ve 1740’da baroya kabul edildi. Bununla beraber geçimini temin için, Londra’da küçük bir tiyatronun menacerliğini ve gazete

cilik yaptı; 1739 ve 1741 arasında Champion adlı gazetenin editörlüğünü 

yürüttü. 1744'te karısı öldü ve üç sene sonra, hizmetçisi Mary Daniel ile 

evlendi.

Fielding’in, roman yolundaki ilk tecrübeleri Joseph Andrews  (1742) 

ile vahşicesine istihzalı Jonathan  M///d(1743) idi. Fakat 1748’de Middile- 

sex ve VVestminester bölgeleri için hâkim tayin edildikten ve cemiyetin

Page 72: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 72/247

bütün kesimleri hakl<ında bilgi edindikten sonra, son iki romanı (Tom Jo- 

nes, 1749 ve  Amelia,  1751) meydana çıktı.

Samuel Richardson, 1740'da, genellikle, ilk hakiki Ingiliz romanı sa

yılan Pamela’y\ yazmıştı. Kitap baştanbaşa ahlakî öğütlerle dolu idi. Son 

derece popüler olan bu romanın, sahte ve riyakârca ahlâk hocalığı yaptığını iddia eden Fielding, “S/ıame/a" adında kısa bir mizahî eser yazdı 

ve ardından yayınlanan Joseph Andrews'de  konuyu, çok dahıa istihzalı 

ve alaylı bir tarzda inceledi. Böylece, orta oyunu şeklinde mizahî roman- 

, ■ başlayan Fielding, tipik bir şekilde canlı ve zinde, iyi huylu, zengin 

karakter ve hâdiselerle dolu romanlar yazdı.

Fielding, son derece müşfik bir insandı, geçimini temin için piyasa 

yazarlığı ve hâkimliği sırasında edindiği tecrübelerle, ülkede derin bir  

sosyal adaletsizliğin hüküm sürdüğünü gördü. Cemiyeti Richardson’dan 

çok daha iyi bilen Fieldlng’in büyük romanı Tom Jones’a hâkim olan bir  

sağduyusu vardı. Adaletsizlik dışında hiçbir beşerî özellik, onun yabancı

sı değildi ve hem hâkimliği sırasında hem de 1752’de kurduğu Covent 

Garden Journal adlı gazetedeki makalelerinde adaletsizlikle ara vermek

sizin mücadele etti.Fielding’in sıhhati 1754’te fena hâlde bozuldu ve şifa bulmak üzere 

Portekiz’e gitti. Ölümünden sonra yayımlanan Lizbon’a Bir Seyahatin 

l-lil<âyesi adlı kitabında, sıhhatini yeniden kazanmak için Lizbon'a gittiği

ni, içli bir şekilde anlatır. Fielding, 8 Ekim 1754’te Lizbon’da öldü.

Diğer Eserleri

 Joseph Andrews:  Richardson’un Pamela  adlı kitabındakitertemiz, hissî, ahlakî düşünceleri tebessümle karşılayanFielding,  Joseph Andrews’de,  şehvete düşkün Lady Booby’nin üniformalı uşağının (Pamela’nın erkek kardeşi diyetanıtılır) maceralarını anlatır. Lady Booby, bu son derecefaziletli genci baştan çıkarmaya çalışır. Başaramayınca,hem Joseph’i hem de onun gerçek sevgilisi Fanny Good-will’i yanından atar. Bununla beraber, Goodwill’i bu kötüdünyadan kurtaran Joseph değil, son derece basit ve sevimli bir kimse olan Parson Adams’dır. Kitapta üstünlükkuran Adams, muhtemelen Wakefîeld Papazı’ndaki  Dr.

1 0 0  b ü y ü k    R o m a n   * 7 1

Page 73: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 73/247

Primrose’a örnek alınan kimsedir. “Cervantes’i taklit ederek" yazdığını söyleyen Fielding, Joseph Andrews%   bir orta oyunu, komedi olarak başlar ve onşekizinci asırdaki İngiliz hayatının bir gö rün tüsü nü önüm üze sererek bitirir.

 Amelia:  Fielding’in hayatının sonlarına doğru yazıl^ bu eser önceki rom anlarındaki hareketli canlılığ ındanmahrumdur. Gerçekte onşekizinci asrın mahkeme ve ha

 pishanelerindeki adaletsiz liği konu alan ciddî bir kitap.William Booth adında, zayıf iradeli ve masum bir insan, borcunu ödeyemediğinden hapse atılır ve hapishanedeki bir m ahkûm arkadaşına, ıstırap çeken Amelia’ya olan aşkından bahseder. Bu mahkûm Miss Matthews adında katil bir kad ınd ır ve William’ı iğfal eder. Bu arada, Amelia da bir sürü güçlüklerle karşılaşır. Nihayet, son dakikada ya pılan bir m üdahale ile W illiam hapishaneden çıkarıhr veAmelia ile evlenir.

7 2 • 1 0 0 B ü y ü k   R o m a n

Page 74: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 74/247

Page 75: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 75/247

 Arabella VVilmot: George Primrose'in nişanlısı .

Ephraim Jenkinson: Birçok i<isve altında görünen sahtekâr: felsefe ve

eski di l ler hakkındaki sathî b i lgisi , kurbanlar ı üzer inde der in bir iz

lenim bırakır .

Hikâye

VVakefield papazı Mr. Charles Primrose, İngiltere'de hâlin

den en hoş nut insanlardan biridir. İyi bir kadınla evlenen ve a l

tı gürbüz ve güzel çocuğ un babası olan Primrose, hayatın ba

sit yönlerinden zevk alır. Roman baş ladığ ı sırada, Oxford'u henüz bitiren en büyük oğ lu George, komş ulanndan birinin kızı

olan Arabella VVilmot'a âş ıktır ve iki aile, büyük bir sevinç için

de evlilik için hazırlanmaktadır.

Bir gün, Primrose bir kimsenin, kansı öldükten sonra, yeni

den evlenmesi gerekip gerekmeyeceğ i hakkında Arabella'nın

babası ile ş iddetli bir tartış ma yapar (Primrose, bir erkeğ in birkadından baş ka kadınla evlenmemesi gerektiğ ine inanır. Mr.

VVilmot ise, dördüncü defa evlenmeye hazırlanıyordu.) Bu ara

da Primrose'un bir komisyoncunun oyununa geldiğ i ve rahat

hayatının bozulduğ u görülür; artık sadece papazlık maaş ı ile

kıt kanaat geçinmek zorundadır. Hayatındaki bu âni değ iş iklik

ve VVilmot ile kavgasından ötürü, George'la Arabelle arasındaki niş an da bozulur 

George, hayatını kazanması için Londra'ya gönderilir, Prim

rose ailesi de, daha zor bir yaş ayış içine girer Yeni evlerine gi

derlerken, M r Burchell ile karş ılaş ırlar; onun bir diğ er yolcuya

cömertçe hareket etmesi, onu kendilerine sevdirin Primroselar-

la beraber yolculuk yapan Burchel, yeni ev sahipleri SquireThornhilI hakkında bilgi verir ThornhilI, büyük ve yüksek ruhlu

Sir V/illiam ThornhiH'in yeğ enidir; vaktini kadınlar peş inde git

mekle geçirin Bu arada, atından düş en Sophia'yı kurtararak,

kendisini Primroselara daha da sevdirin Primroselar, Burc-

hell'in, kendilerini her zaman ziyaret edebileceğ ini söylerler 

74 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 76: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 76/247

Sonbaharda, Primroselar yeni evlerine yerleş tikten kısa bir

müddet sonra, bir gün ev sahipleri Squire Thornhill'i, at üzerin

de giderken görürler. Olivia bu yakış ıklı toprak ağ asına derhal

âş ık olur, fakat bölgedeki bütün güzel kızlan baş tan çıkardığ ı

söylenen ThornhiH'in "ş öhret"i Primrose'ı rahatsız eder. Bunun

la beraber, Bn. Primrose, ThornhiH'in zenginlik ve sosyal mev

kiinin etkisi altında kalarak, kızını kur yapmaya teş vik eder,

onun kızı ile evleneceğ ine inanır. Kadının indinde, ThornhilI,

artık evlerini sık s'ık ziyaret eden fakir BurchelI'den çok daha

caziptir. Burchell, ciddî, sakin Sophia'ya ilgi duyar ve her geli

ş inde, Primroselann küçük çocuklan Dickve Bili için bisküvi ge

tirir. Mr. Primrose, zaten pek varlıklı olmayan Burchell'in, elin

deki parayı böyle harcamasına üzülür.

Squire ThornhilI, bir gün, gözalıcı bir tarzda giyinmiş iki ha

nımla geldiğ i zaman Primrose ailesi heyecanlanır. Primrosela-

rın, kaba ve samimi köylü komş ulan Mr. Flamboough ile ocak

baş ında bir aile oyunu oynadıkian sırada, Lady Blarney ve Miss

Carolina VVilelmina Amelika Skeggs, ihtiş amla içeri girerler.

Hanımlann kültürlü konuş maları, Sophia ve Olivia üzerinde

derin bir iz bırakır ve Londra'ya gittiklerini söyleyen hanımlar,

ş ayet iki genç kız kendileriyle beraber gelecek olurlarsa gayet

memnun olacaklarını söylerler. Primroselann kızlan buna çok

sevinirler. Bn. Primrose onlann bu teklifini gayet iyi karş ılar, bir

müddet Londra'da kaldıklan takdirde tavırlannın kibarlaş aca

ğ ını ve sosyal evlilikler için daha iyi bir durumda olacaklannı

anlatır. Fakat Mr. Primrose ve Mr. Burchell, Londra'nın saf ve

yeni yetiş miş hanım kızlar için iyi bir yer olmayacağ ını söyleye

rek itiraz ederler.

Bn. Primrose, büyük düş üncelere saplanır; ailenin hantal

atının satılmasında, kendilerini daha gösteriş li bir ş ekilde her

pazar kiliseye götürecek daha iyi bir atın satın alınmasında ıs

rar eder Böylece, Primrose'in ikinci oğ lu Moses -ki iş hayatına

girmeye hazırlanıyordu- bu atı satıp, daha iyisini satın alması

için kasabaya gönderilir. Atı iyi bir fiyatla satar, fakat bir at

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   * 7 5

Page 77: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 77/247

cambazı kendisini aldatır ve önceki atlanndan daha kötü bir atı

kendisine yutturur. Moses, satın aldığ ı atı, gururla eve getirir ve

"günnüş " diye yutturulan baş lığ ının da bakır olduğ u anlaş ılır 

Mr. Burcheli'in itirazlanna rağ men, aile kızlannı Londra'ya

göndermeye hazırlanır. Fakat yolculuktan birdenbire vazgeçilir;çünkü Bn. Primrose, Londralı hanımlara, kızlan hakkında gayet

kötü iftiralarda bulunulduğ unu öğ renin Primroselar, bu iftirala-

n yayanın Mr. Burchell olduğ unu öğ renince papaz, evi terket-

mesini ister Yaptıklanna piş manlık duymayan Burchell evden

aynlır.

Squire ThornhilI, artık Primroselan daha sık ziyaret etmeyebaş larsa da Bn. Primrose, onun evlenmeyi pek düş ünmediğ in

den, ş üphelenir. Bn. Primrose ve Oliv ia, Squire Thornhill'i evli

liğ e zorlamak için, Olivia'nın, yakında Williams adındaki bir

köylü ile evleneceğ ini söylerler. Mr. Primrose, bu oyunu doğ ru

bulmaz; gerçekte, eğ er Squire ThornhilI, Olivia'ya evlenme

teklifinde bulunmazsa, kızının oldukça ağ ır çalış masına rağmen, Mr. VVilliams ile evlenmesinin iyi olacağ ını anlatır Fakat

evlilik hakkındaki bütün bu düş ünceler âniden kaybolur, zira

"evlilik günü"ndeh dört gün önce, Dick Primrose, Olivia'yı, bir

araba içinde iki adamla giderken görün

Primroseler, ilkin kızlannı kaçıranın Spuire ThornhilI olduğ u

nu düş ünürler, fakat ThornhilI hiçbir suçu olmadığ ını söyler.Ş imdi, suç M r Burchell'e yüklenir Mn Primrose, kederli bir hal

de, evden kaçan kızını aramaya koyulun Kızını ararken hasta

lanır ve bir handa üç hafta yatan İyileş ince, tekrar yola koyulur

ve Arabella VVilmot'a rastlar; VVilmot, George'ın nerede oldu

ğ unu soran Mn Primrose, oğ lunun, hayatını kazanmak için

Londra'ya gittiğ inden beri bir haber almadığ ını söylen Ş im di'Squire ThornhilI, Arabella'ya göz koymuş tur; yine de Primro-

se'ın yarasını deş ercesine, Oliv ia'nın nerede olduğ unu soran

Primrose, oğ lu George'ı, bir handa kaldığ ı sırada görür;

George, ş imdi gezici bir aktör grubu ile beraberdin George

Avrupa'ya gittiğ ini, ders verdiğ ini ve musikî ile meş gul

7 6 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 78: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 78/247

olduğ unu söylerse de yanında, Londra'ya gitmek üzere evden

aynidığ ı zamandakinden daha az para vardır. George'in ken

disine bir engel olmamasını isteyen Squire ThornhilI, rüş vetle

onu orduya kaydettirir.

Papaz, kızı Olivia'yı, terkedilmiş ve sefil bir halde, bir han

da bulur ve kız nasıl kaçınidığ ını anlatır. Olivia Mr. Burcheil ile

değ il Squire ThornhilI ile kaçmış tır. Sahte bir papazın yerine

getirdiğ i sahte bir nikâh töreninden sonra, ThornhilI kızı iğ fal

eder. ThornhilI, Olivia'dan kısa bir zaman içinde bıkar ve ken

di baş ına evine dönmesi için onu Londra'da yalnız bırakır. Da

ha önce tanış tırdığ ı Londralı nazik iki hanım ise, gerçekte fahi-

ş edirler. Papaz, yaptıklanna nedamet getiren kızını affeder ve

evlerine dönmek üzere beraberce yola çıkarlar.

O gece evlerine ulaş tıklan sırada, papaz evin alevler için

de yandığ ını ve kansı Deborah'ı iki küçük çocuklan Dick ve

Bill'in yangında kaybolduklannı haykınrken görür. Primrosela-

nn bütün, eş yalan yandığ ından, ş imdi nerede yaş ayacaklannı

bilemezler. Müş fik komş ulan, onlann kınk dökük bir eve taş m-

malanna yardımcı olurlar.

Squire Thornhill'in , Arabeila VVilmot ile evleneceğ i haberi,

onu hâlâ seven Olivia'yı daha da kedere boğ ar ThornhilI ise,

Wilmot'la nikâhını Primrose'ın kıymasını ister ve küstahlığ ını

daha da ileri götürerek, Olivia'yı her zaman görebilmesi için

onun, köyden bir kimse ile evlenmesini tavsiye eder. Thorn-

hill'in küstahlığ ı, Primrose'ı öylesine hiddetlendirir ki, ThornhiH'i

kolundan tutarak evden atar. ThornhilI de, Primrose'dan, dört

aydır ödemediğ i kirasını ister Primrose'ın parası yoktur, ertesi

günü, halkın kızgın protestolan arasında, Primrose, borçlannı

ödeyemeyenlerin tutuklandığ ı hapishaneye götürülür. Ailesi,

kasabada sefil bir yer bulur Primrose'ın iki çocuğ u da, hapis

hanede, babasının yanında kalırlar.

Hapishanede iken, Primrose, Moses'e hiçbir iş e yaramayan

atı satan ve hattâ papazı dahi aldatan Ephraim Jenkinson'a

rastlar. Hayatı sahtekârlık ve suç iş lemekle geçen Jenkinson

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 7 7

Page 79: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 79/247

hapishanede kendisini ıslah etmeye çalış ır. Kendi baş ına gelen

bir sürü felâkete rağ men Primrose, Jenkinson'a ve diğ er suçlu

lara vaaz verir, felâketlere nasıl tahammül edebileceklerini an

latır. Bu arada, Primrose'm baş ına gelen talihsizlikler, Jenkin-

son'un bir haberi ile felâket hâlini alır: Jenkinson, kaçınlıp ter-

kedildiğ inden bu yana solup sararan Olivia'nın öldüğ ünü söy

ler. Deborah Primrose da, eş kıyalann, Sophia'yı kaçırdıklannı

söyleyerek felâketi katmerleş tirir.

Primrose'm baş ına gelen felâketler bir türlü bitmek bilmez.

Her tarafı yara bere içinde olan oğ lu George da hapsedilir.

Squire Thornhill'in kızkardeş inin ş atosuna giderek intikam al

mak ister Fakat Thornhill'in hizmetkârlan kendisini döverler;

George de bu arada, onlardan birini yaralar. George'a ölüm

cezası verilir; asılarak öldürülecektir. Periş an bir hale düş en ve

hastalanan Mr. Primrose, Sir VVilliam ThornhiH'e bir mektup ya

zarak, yeğ eninin ihanet ve zulmünden bahseder.

Mr. Primrose için hayatın kapkaranlık göründüğ ü bir sırada,

talih biraz yüzüne güler, ilkin, kızı Sophia'yı eş kıyalardan kurta

ran Mr. Burchell, Sophia ile birlikte kendisini ziyaret eder Se

vinçten çılgına dönen Primrose, Burchell'e Sophia ile evlenebi

leceğ ini söylen O zaman, Mr. Burchell'in, gerçekte, zengin ve

yüksek ruhlu, kıyafet değ iş tirmiş Squire Thornhill'in amcası Sir

VVilliam ThornhilI olduğ u anlaş ılır (Sophia'nın kendisini, para

sı için değ il, ş ahsî faziletleri için sevip sevmediğ ini anlamak ga

yesiyle kimliğ ini belirtmemiş tin) Kızlan hakkında, Londralı ka

dınlara, iftira eden mektubu o yazmış tır; çünkü kızlann, onların

eline düş tüğ ü takdirde, bütün faziletlerini kaybedeceklerini bil

mektedir Sophia'yı kaçıranlar, Squire Thornhill'in adamlanydı-

lar; zira kızlardan birine mâlik olmayan ThornhilI, diğ erini elde

etmeye azmetmiş ti. Mn Primrose'm yardımıyla, parça parça

olaylan bir araya getiren Sir VVilliam, yeğ enine kızgınlık duyan

Bu arada Ephraim Jenkinson, Olivia ve Squire Thornhill'in,

meş ru bir ş ekilde evlediklerini anlatın ThornhilI, Olivia ile ken

disinin yalancıktan nikâhlannı kıymalan için, Jenkinson'dan,

78 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 80: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 80/247

sahte bir papaz bulunmasını istedi. Fakat Jenkinson, efendisi

hakikî olarak evlendiğ i takdirde, sonraları ondan ş antajla pa

ra sızdırabileceğ ini düş ünerek hakikî bir papaz getirmiş tir.

Primrose, kendisini son derece sevindiren bir haber daha

alır: Olivia ölmemiş tir. Mr. Primrose'm ThornhilI ve ArabellaWilmot'un evlenmelerini onaylaması için Olivia'nın öldüğ ü ha

berini de Jenkinson yaydı; böylece, ThornhiH'in, Jenkinson'un

yeni arkadaş ı hakkında takibat açtırmayacağ ını ummuş tu.

ThornhilI ve Olivia artık gerçekten evli olduklanndan, Thorn-

hill, pek tabiî, ş imdi Arabella W ilmot'la evlenemez. Ve Primro-

se'ın sevincine sevinç katarcasına, Primrose'm parasını alıp kaçan adamın Antwep'de yakalandığ ı ve paranın kendisine aide

edileceğ i haberi gelir. Hayatın binbir tecrübesinden geçmiş pa

paz için artık, hayatta arzu edebileceğ i bir ş ey yoktur; fakat

"felâketleri nasıl metanetle karş ılamış sa, iyi talihinden ötürü

daha da fazla minnettarlık" duyar.

1 0 0  b ü y ü k   R o m a n   • 79

Eleştiri

Wakefield Papazı,  onsekizinci asrın en çok sevilen romanlarından biri idi. Bunun sebebi açık. İlkin, en kültür

lü okuyucular, G oldsm ith’in hisler ve tesâdüfler üzerindenormalden fazla durduğunu sezerlerse de, Primrose aile

sinin başına gelenler, pek çok okuyucunun ilgisini çekecek surette, dramatik bir tarzda anlatılıyor. (Bilhassa ha pishane sahnelerinin anlatılışı, G oldsm ith’in iyi bir piyesyazarı olduğunu gösteriyor.) İkincisi, mütemadiyen kötü

talihle karşılaştıktan sonra, sonunda talihin tekrar yüzüne güldüğü adamın hikâyesi hepimizi ilgilendirir. Mr.Primrose, Fieldings’in, Joseph Adams’ındaki papaz A dam s’dan başlayarak, en başarılı olanlarından biridir. Nihayet,Goldsmith zamanın en iyi bir üslûpla yazanlarından biriidi. Rahat ve akıcı, ılımlı bir tarzda mizahî, fakat gösteriş-

Page 81: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 81/247

S İ Z . Wakefield Papazı’ndaki  cümleler, sadelikleriyle klâsikleştiler.

Olgun bir okuyucu için, G oldsm ith’in, onsekizinci asır

İng iltere’sinin m ütevazi kır hayatını anlatan ifadeleri em salsizdir. “Terkedilmiş köy"   adlı şiirinde olduğu gibi, Gold-smith, bu hayatı bir uzmanmışçasına anlatıyor. Hanları,yolları ve hapishaneleri, büyük malikâneleri ve hepsininüstünde, ocak başında toplanan papaz ailesinin, zam anım ızdan çok daha ba sit ve sade zevk ve eğlencelerini, oku

yanın ilgisini çekecek tarzda anlatmasını biliyor.Mr. Primrose, karşılaştığı bütün talihsizlik ve felâket

lere rağmen, isyan etmez. Allah’a karşı gelmez. Bilâkis,neşeli bir metanetle bütün bunlara tahammül eder, sonunda her şeyin iyi olacağına inanır ve gerçek de, onundüşündüğü gibi tecelli eder.

Gösterişsiz bütün cazibesine rağmen, Wakefield Papazı, gerçekte, stoik m etane t üzerine yazılmış ciddî bir eserdir.Basit plân ına ve tesadüflere bağlı kalm asına rağmen, İngiliz rom anında muazzam bir tesiri oldu. Dickens, bu rom anı çok sevdi ve ondan çok şey öğrendi. Goldsmith’in kırhayatını cazip bir tarzda anlatışı, Jane Austin ve George

Elliot’u etkiledi. Sinikal biri onunla alay ederse de, Wake-  field Papazı,  İngiliz romanı tarihinde emsalsiz bir yer kazandı.

YazarWakefield Papazfnm  XX. Bölümü’nde anlatılan, George Primrose’ın 

avare hayatı, gerçekte oto-biyografik. Bir İrlandalI papazın oğlu olan Oli- ver Goldsmith, 10 Kasım, 1728’de doğdu, hayatı boyunca, nükte ve ma

haretlerine rağmen, daima para sıkıntısı çekti. Dublin’deki Trinity Koleji’ne 

gitti ve bir defa okuldan kaçmasına rağmen, nihayet 1749’da mezun ol

du. Papaz olmak istedi, fakat reddedildi. Ardından Edinburg ve Leyden  

üniversitelerinde tıp tahsil etti, muhtemelen Fransa, İsviçre ve İtalya’da 

dolaşmaları sırasında da diplomasını aldı.

8 0 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 82: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 82/247

Goldsmith, 1756’da Londra’ya döndü; tıp ve öğretnienlik mesleğini 

yürüterek hayatını kazannrıak istedi ise de, başarılı olamadı ve çeşitli 

mecmualarda yazılar yazmaya başladı. 1761’de İngiliz edebî hayatının 

büyük diktatörü Samuel Johnson’la tanıştı ve böylece hayatının en büyük 

dostluğunu kurdu. Goldsmith, gayrıresmî fakat meşhur “Kulüp”ün üyesi oldu. Kulübün üyeleri arasında çağın en tanınmış şahsiyetleri, bu arada 

Garrick, meşhur ressam Sir Joshua Reynolds (ki Goldsmith'in en iyi res

mini o yaptı) vardı.

Goldsmith, bir gün, borcunu ödemediğinden hapishaneye gönderildi , 

paniğe kapılarak Johnson’a acele mektup yazdı. Johnson, Goldsmith’in 

odasında VVakefield Papazfnm  müsveddelerini gördü ve hemen bir ya

yımcıya götürerek 60 İngiliz lirasına sattı. Goldsmith’in borcunu ödedi. 

“Kulüp”ün diğer üyeleri Goldsmith’i, zayıf, beceriksiz bir palyaço, büyük 

şahsiyetlerin yanında ne söyleyeceğini bilmeyen biri olarak gördülerse 

de Johnson, Goldsmith’in edebî değerini takdir ediyordu.

Goldsmith, şiirden sahne eserlerine, siyasî gazetecilikten tarihe ka

dar her sahada eser verdi. Eserleri neşe, cazibe ve sağduyu ile doludur. 

VVakefield Papaz/’ndan sonra en iyi bilinen eserleri şunlar: “Terkedilmiş K öy  (1770): “The Goodnatur’d Marf   (1776) ve “She Stops to Conquef  

(1773) adlı iki gayet neşeli sahne eseri ve “Dünya Vatandaşf  (1762) ad

lı mizahî “Mektuplar”

Bazı şiirlerinin ve sahne eserinin, hayatta iken tutulduğunu görmesi

ne rağmen, Goldsmith her zaman parasız, her zaman başkalarından 

borç alarak yaşadı. Oldukça gariptir ki, kendi kendisini tedâvi etmeye çalıştığı sırada, 4 Nisan 1774’te öldü. Johnson’un “Kulüp”ü, İngiltere’nin en 

tanınmış kimselerinin gömülü bulunduğu VVestminister Abbey’de onun 

nâmına bir âbide dikti.

1 0 0  b ü y ü k   R o m a n   • 81

Page 83: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 83/247

Gurur ve Aşk 

(Pride and Prejudice)Yazan

 Jane Austin 

{1775-1817)

Başlıca Karakterler 

Mr. Bennet: Beş kız babası , kuru bir mizah hiss ine sahip; Hertfordshi-

re’de mütevâzı bir malikânesi vardır .

Bn. Bennet: Mr. Bennet’in aptal karısı, işi gücü dedikodu ve çöpçatan-

hk.Elizabeth Bennet: B ennetler in ikinci kızı, n ük teda n ve h areke tl i bir kız

cemiyeti gayet iyi müşahede eder .

Jane Bennet: Elizabeth’in en büy ük, gü zel k ızkard eşi ha m arat ve nâzik.

Charles Bingley: Cana yakın, zengin bir del ikanlı , centi lmen, Bennetle

rin yanındaki Netherf ield malikânesini kiralar .

Fitzwilliam Darcey: Bingley’nin son derece zengin, mağrur arkadaşı.

George Vickham: Gösterişli ve sefih bir genç subay.

Caroline Bingley: Bingley’nin küçük kız kardeşi Darcy ile evlenmek is

ter.

Papaz William Collins: Kibir ve ahmaklığı hayret uyandır ıcı bir tarzda

şahsında birleştirmiş biri; hâmisi Lady Catherine de Bourgh’dir.

Charlotte Lucas: Sade genç bir kız Elizabeth’in arkadaşı.

Page 84: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 84/247

Lady Catherine de Bourgh: Darcy’nin kü s tah teyzes i , herke s in m ut lak

 bir şek ilde ken d is in e ita a t e tm es in i ister.

Hikâye

Zengin ve genç bekâr Mr. Bingley, civardaki malikâneler

den birini, Netherfield Park'ı kiraladığ ı zaman, evlenme çağ ın

da beş kızlan bulunan Bennet ailesi heyecanlanır. Ne dediğ ini

bilmeyen Bn. Bennet, hiçbir ş eyden ş üphelenmeyen Bingley ile

hangi kızını evlendireceğ ini düş ünür, birtakım p lânlar hazırla

maya baş lar. Fakat kansından çok çeken Mr. Bennet, Bing-ley'in bu konuda bir tercih hakkı olabileceğ ini söyler Nihayet,

Bennet kocasını, Netherfield Park'ını resmen ziyaret ederek,

Bingley'e hoş geldiniz demeye ikna eder.

Bennet'in kızları Merytone balosunda M r Bingley ile tanış

mış lar. Baloda Bingley'in aristokratik arkadoş ı Fitzvvilliam Dar-

cey de vardır Darcey, Bn. Bennet'in kabalığ ından tiksinir vekızlanna da yüz vermez. Bennet ailesinin kızlan arasında en

hareketli ve zeki olan Elizabeth Bennet, Darcey'nin bu kır ce

miyetini aş ağ ılayan sözlerini, onun birisi ile yaptığ ı konuş ma sı

rasında duyan Darcey, Elizabeth Bennet ile tanış mak istemeyin

ce, kız, yakış ıklılığ ına ve zenginliğ ine rağ men, ona cephe alır.

Baloda daha baş arılı olanlar, cana yakın M r Bingley ile güzel, iyi tabiatlı ve Elizabeth'in büyük bir bağ lılık hissettiğ i abla

sı Jane'dir Kısa bir zaman sonra Bingley ve onun kızkardeş i Ja-

ne Bennet ile arkadaş olurlar ve Bingley'le Jane arasında aş k

baş lar Sonunda, Darcey, Elizabeth'e olan tutumunu yumuş atır

ve ikisi garip bir ş ekilde niş anlanırlar 

Bir gün Bingleyleri yağ mur yağ dığ ı sırada ziyaret eden Jane hastalanır ve Netherfield Park'ta kalmaya mecbur kalır Eli

zabeth, kızkardeş ine bakmak için çamurlu yolda beş kilometre

yürüyerek Bingley'in malikânesine gider Saçı baş ı dağ ınık, üs

tü baş ı çamur içinde içeri girince, Bingley'in küçük kız kardeş i,

Elizabeth hakkında derhal bir sürü dedikodu yapar Fakat Bn.

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   • 83

Page 85: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 85/247

Bennet, bu hadiseyi, Jane ve Bingiey arasındaki iliş kileri pekiş

tirmek için büyük bir fırsat olarak görür. Elizabeth, kız kardeş i

ne baktığ ı sırada, Darcey, ona daha fazla yaklaş ır, kompliman

yapar ve bu da Caroline'nin fenia halde kıskançlığ ını çeker.Bingley'nin kızkardeş i Caroline, Darcey'e tutkundur. Eliza

beth hakkında bir sürü yatan söyleyerek, Darcey'i ondan uzak

laş tırmaya çalış ır Bu aş k yolundaki daha c iddî bir engel, Eliza-

beth'in bayağ ı, mütemadiyen .entrika peş inde koş an annesi ve

Bennetlerin küçük kızlandır Hercaî subaylara âş ık Lydia ile Kitty

ve soğ uk, basit Mary.Bu arada Bennetlerin bir kuzeni, Mr. Bennet'ten sonra ma

likânede miras hakkına sahip bulunacak Papaz VVilliam Col-

lins, Bennetleri ziyaret eder Son derece kibirli biri olan Mr. Col-

lins, hâmisi ve Darcey'in teyzesi zengin ve mağ rur Lady Cathe-

rine de Bourgh'dan, bıktıracak kadar bahseder. Kadın, kendi

sinden evlenmesini istediğ inden (ve onun sözleri emirdir), gülünç bir mağ rur eda ile Elizabeth'e evlilik teklif eder. Elizabeth,

onun bu teklifini derhal reddeder. Bn. Bennet, kızının bu tutu

munu beğ enmezse de, kızlan arasında en fazla Elizabeth'i se

ven Mr. Bennet memnun olur.

Reddedilmesine rağ men, yüzü kızarmayan Collins, tekrar

evlenme teklifinde bulunur, fakat sonunda mağ lûbiyeti kabuleder Collins, bunun üzerine, Elizabeth'in bir arkadaş ı olan, uy

sal ve basit Charlotte Lucas ile niş anlanır.

Darcey'nin tanıdıklanndan biri olan, atılgan, çapkın, genç

bir subay George VVickham, Elizabeth'e Darcey'nin kötü niyet

li, soğ uk kalpli bir insan olduğ unu, babasının sözünü yerine

getirmeyerek, kendisini, miras hakkından mahrum bıraktığ ınısöyler Darcey ile yüz yüze gelmekten korktuğ u için VVickham,

Darcey'nin de geleceğ i bir baloya gitmez. VVickham'ın sözleri

ni ve tutumunu yanlış değ erlendiren Elizabeth, Darcey'den

ş üphelenmeye baş lar.

Balodan kısa bir müddet sonra, Bingiey ve kız kardeş leri,

Londra'ya gitmek üzere Netherfieid'den aynlırlar. Elizabeth,

8 4 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

Page 86: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 86/247

kızkardeş lerinin Jane'i, Bingley'e lâyık görmediklerine, ağ a

beyleri ile evlenmesini önlemek istediklerine inanır. Jane, niş a

nın böylece bozulmasını, zahiren üzüntü ile karş ılamazsa da,

kısa bir müddet sonra, Bingley'e rastlayacağ ını umarak, Londra'daki teyzesi Bn. Gardner'i ziyarete gider Ardından Eliza-

beth de kızkardeş inin yanına Londra'ya gider. Elizabeth, Bing-

ley'in, Londra'da Jane'i hiç ziyaret etmediğ ini öğ renince, Dar-

cey'nin Jane'in ş ehirde bulunduğ unu Bingley'den sakladığ ına

inanır 

Mart ayında, Elizabeth, ş imdi Collins ile evli olan CharlotteLucas'ı Kent ş ehrinde ziyaret eder Charlotte 'e büyük sempati

duyan Elizabeth, yaş ı ilerlemiş bu ev kızının, evde kalmaktan,,

yalnız ve sefalet içinde bir hayat geçirmekten korktuğ u için, Mr.

Collins ile evlendiğ ini anlar.

Elizabeth, bu ş ehirde teyzesi Lady Catherine de Bourgh'u zi

yaret eden Darcey'e rastlar. Darcey, Elizabeth'in tekrar peş inedüş er. Kıza öylesine mağ rur bir edâ ile evlenme teklifinde bu

lunur ki, Elizabeth, onun teklifini reddeder, kızkardeş ine yaptığ ı

haksız muameleden ve talihsiz VVickham'a yaptıklanndan ötü

rü onu azarlar. Darcey, bu ithamlan sessizce dinler Ertesi gü

nü, Elizabeth'e bir mektup yazarak, Bennet ailesini, Bingley ai

lesinden küçük gördüğ ünden, Bingley'i Jane'den uzaklaş tırdığ ını itiraf eder. Maamafih Vickham'a, herhangi bir kötülük yap

tığ ını ş iddetle reddeder ve VVickham'ın, mirastan mahrum bıra

kıldığ ı iddiasının doğ ru olmadığ ını ispat eder. Aynca Wick-

ham'ın, kızkardeş i Georgiana ile birlikte fesat plânı hazırlan

dığ ını da Elizabeth'e anlatır.

Bennet ailesine tepeden bakmasına rağ men, bu mektup,Elizabeth'in Darcey hakkındaki hükümlerini yumuş atır Dar-

cey'nin esasında samimî bir insan olduğ una inanmaya baş lar.

Bu arada, uzun yıllardır Darcey ailesinin hizmetinde bulunan

yaş lı kimsenin Darcey hakkındaki sözleri de Elizabeth'i Dar

cey'ye yaklaş tınr. Elizabeth, zeki insanlar olan ve göz alacak

ş ekilde iyi giyinen amcası ve teyzesiyle yaptığ ı bir yolculuk sırasında tekrar Darcey'e rastlar.

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 85

Page 87: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 87/247

Lydia ise, daha önceleri, Elizabeth'in itirazlarına rağ men,

VVickham'ın birliğ inin bulunduğ u Brighton'a gitmekte ısrar

eder. Çok geçmeden, kızkardeş i Jane'den aldığ ı bir mektup,

Elizabeth'i ş aş kın eder. Jöne, mektubunda, Lydia'nın Wick-

ham'a kaçtığ ını anla tır Elizabeth, olup bitenlerden Darcey'ihaberdar eder, sorumluluk hislerinden mahrum kızkardeş i hak

kında endiş e duyarak eve döner.

Bu arada, Elizabeth'in ıstıraplan deha da artar: Kız, artık

sevmeye baş ladığ ı Darcey'nin, kendisini sevmediğ ini anlar, zi

ra kızkardeş i Lydia'nın tutumunun, Darcey'nin Bennet ailesi

hakkında söylediklerini, ailenin alelade bir aile olduğ unu do ğruladığ ına inanır. Mamafih, Darcey, Elizabeth'i hayrete düş ürür,

zira artık kızı sevmeye baş lamış tır, gizlice Londra'ya giderek,

Lydia ve VVickham'ı bulur VVickham'ın bir sürü borcunu öder

ve Lydia'ya evlenmesi için, 100 Ingiliz lirası verir 

M r Bennet, çitti aramak için Londra'ya giderse de bulama

dan dönen Lydia evine döndüğ ü zaman, Elizabeth'e, Darcey'nin, düğ ünde bulunduğ unu anlatır Elizabeth, bu evlenme

de, Darcey'nin büyük bir rol oynadığ ına inanmaya baş lar Bil

hassa teyzesi Bn. Gardiner'den gelen bir mektup, bu inancını

sağ lamlaş tınr Darcey, olup bitenleri bu kadına anlatmış , fakat

kimseye söylememesine yemin ettirmiş ti.

Lydia ve Wickham aynidıktan sonra M r Bingley, Darcey ilebirlikte, Netherfield'e döner Çok geçmeden, Bingley, Bennet

ailesini sevindirir, Jane ile niş anlanır 

Elizabeth ve Darcey'nin niş anlanacağ ı söylentilerini duyan

küstah Lady Catherine de Bourgh de hiddetlenir. (Lady Cathe-

rine, Darcey'nin, soğ uk meziyetsiz, cazibesiz kendi kızı ile ev

lenmesini istiyordu.) Elizabeth'den, küstahçasına, Darcey'denvazgeçmesini talep eden Maamafih Elizabeth gereken cevabı

verin Sakin bir tavırla, kiminle evleneceğ inin Lady Catherine'yi

ilgilendirmeyeceğ ini söylen Lady Catherine Elizabeth'in kendi

sinden vazgeçmediğ ini Darcey'e anlatın Darcey de Elizabeth'in

artık kendisini reddetmeyeceğ ini uman

86 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 88: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 88/247

Böylece cesaretlenen Darcey, Elizabeth'e tekrar ve bu defa

gayet mütevazı bir tavırla evlenme teklifi yapar. Elizabeth de

mutluluk içinde kabul eder. Uç kızını evlendiren Bn. Bennet se

vinç içindedir Mr. Bennet, öteki kızlonnın kısmetlerinin de ya

kında açılacağ ını inanır.

Eleştiri

Jane Austin diyor ki: “Ben, Aşk ve Para hakkında yazıyorum. H aklarında yazılacak başka bir şey var m ıdır?  Aşk  ve Gurur,  aşk ve paranın karşılıklı etkileri üzerinde kurulmuş sosyal bir komedinin mükemmel bir örneği: Darcey,Bingleyler ve Bennetler arasındaki sınıf farkları, Bingleyve Jane, Darcey ve Elizabeth arasındaki aşkı şekillendiriyor. Bu farklar, İng iltere ’de orta sınıfın sosyal bir sın ıf olarak yükselmesini etkiliyor. O zamana kadar, Darcey gibi

 bir kim se ile Elizabeth gibi bir burjuva arasında bir evlilik pek düşünülem ezdi. H attâ hikâyenin geçtiği zam anda bile, çiftin evlenmesinden önce birçok engellerin aşılmasıgerekiyordu.

Romana ismini veren çatışma, Darcey’nin soğuk aristokratik gu ruru ve bir dan sta kendisine dudak büken, te

 peden bakan bu adama karşı Elizabeth’in içgüdüsel hiddeti etrafında toplanır. Çatışma neticelenmeden önce buanlaşmazlık, erkek ve kadın kahraman arasında fevkalâdenük te oyunlarına sahne olur; kitabın bu kısımları, Shakes- peare’nin Much Ado About  Notfımg’indeki Beatrice ve Bene-dick arasındaki karşılıklı istihzalı nükteleri hatırlatıyor.

Satıhdaki nükte ve hafifliğine rağmen.  Aşk   ve Gurur, şefkat ve m erham et hislerinden m ahrum bir hikâye de değildi. Bunu da bilhassa, Jane’in, Bingley’in kayıtsızlığınıkabul edişinde ve evde ka lmak tehlikesi ile karşılaşan Elizabe th’in arkadaşı Charlotte Lucas’m sırf evlenebilmekiçin ehveni şerre tercih etmek zorunda kaldığını görüyo

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   • 87

Page 89: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 89/247

ruz. Gerçi Elizabeth, Mr. CoIIins’e yakasını kaptırmaktankendisini u staca kurtarm asını bilirse de kitabı kapadıktan

sonra, daha az talihli Charlotte’nin, kendisine nasıl birhayat seçtiği düşüncesinden kendimizi sıyıramıyoruz. Ja-

ne Austin’in, Charlotte'e olan muamelesinde, Charlot-te’in içinde bulunduğu acıklı durumu daha da dokunaklı

 bir tarzda görüyoruz.

Jane Au stin’in sanatının emsalsizliği şuradaki, son derece yakından tanıdığı bu hayatın hissî derinliklerine ine biliyor. O nun hayatı, kır kulüplerini ziyaretten, çaylardan,

danslardan ve diğer tâli sosyal fonksiyonlardan oluşmuştu. Kitabında, hayatın şahsen tanıklık etmediği hiçbir yönünden bahsetmez. Bunun içindiS" ki, romanlarının hiçbirinde, yanlarında kadın bulunmayan iki erkek görülmez.Bütün bu sınırlara rağmen Jane Austin, cemiyetin bilhassa genç âşıklar üzerindeki baskısını emsalsiz bir tarzda

analiz eder. Ferdin ihtiyaçları karşısında, sosyal tutumların empoze ettiklerine de sempati besleyen Jane Austin, bu ikisinin gergin liğinden bir komedi çıkarır.

88 • 100 BüvüK R o m a n

YazarJane Austin, 16 Aralık, 1775’te doğdu; babası bir papazdı. Ailede, al

tı erkek çocuğu ve aynca, Jane’in sevgili kızkardeşi Canssandra vardı. 

 Austinler eğitim görmüş bir aile olmalarına rağmen, hiç de varlıklı sayıl

mazlardı. Kendi çağındaki kızların ekserisi gibi, Jane evde eğitim gördü, 

henüz ondört yaşında iken, evlerde sahnelenecek piyesler yazmaya baş

laması, onun diyalogları zaptetmekteki emsalsiz işitme hissini gösterir. 

Yine, genç bir kız iken, aileler arasında oynanacak komik ve saçma piyesler yazdı. Bu piyeslerde Austinlerin anlayabilecekleri şekilde, dostla

rından ve komşulanndan bahsediliyordu.

 Ailenin mutlu olduğu anlaşıl ıyor ve istikbalin romancısı için daha da 

önemli olan yön Austinlerin. Jane’in kelimeleriyle “roman okumaktan son 

derece zevk alan” bir aile olması idi.

Page 90: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 90/247

Babası 1801’de emekli olduğu zaman, Austinler o zaman zengin ai

lelerinin oturdukları deniz kıyısındaki Bath kasabasına gittiler ve burada, 

Jane’in sosyal perspektifi genişledi. Maamafih, Bath’a hareketlerinden 

beş yıl önce Jane,  Aşk ve Gürol ’un ilk müsveddelerini (İlk İzlenimler  

altında) yazmıştı. Kitabı yayınlayacak bir yayınevi bulamamasına rağmen, yazmaya devam etti. 1797’de, datia sonraları Sense and Sensibility 

ve Northanger Abey adları alt ında yaymlanacak romanlarının ilk müsved

delerini hazırladı.

Bath’da geçirdikleri zaman, Jane için, en yararlı seneler oldu; cemi

yeti burada müşahede etti ve gördüklerini daha sonraki kitaplarında kul

landı. Mr. Austin ölünce, aile Southampton’a gitti ve 1806’dan 1809'a ka

dar orada kaldı. Fakat Jane’in bu şehri sevmediği anlaşılıyor. Ne zaman 

ki, Austinler, Jane’in doğduğu Stevenson kadar küçük bir kasaba olan  

Chavırton’a gittiler. Jane yeniden yazmaya başladı. En ihtiraslı romanı 

olan Mar)sfield Park \  1811’de, Emma’yı 1814’te ve en son romanı olan 

ve normalin üstünde romantik Persuasion't da 1815’te yazdı.

Böylece Jane Austin’in bellibaşlı altı romanı, on senelik bir sessizlik

le ayrılan iki grupta toplanabilir. Yayımcılann ve okuyucunun tutumundan  ümitsizliğe düşen, Jane Austin, son romanlarına, ilk üçteki romanların

dan daha ciddî bir hava verdi. Gerçekten de, Mansfield Park ve Persu- 

asiortde, daha öncesi kitaplarındaki neşe ve canlılık pek yoktur.

Jane Austin’in kendi zahir î hayatında hiçbir çatışma görülmedi. İki er

kek kardeşinin deniz askeri olmalanna rağmen, bütün Avrupa’yı kapla

yan Napoleon Harpleri dahi onun hayatını pek etkilemedi. Halkın sezgi  

gücünün kuvvetli bir romancı olduğunu anlayamadığı Jane Austin, 18 

Temmuz 1817’de öldü.

Diğer Eserleri

Sense and Sensibility  (His ve Hassasiyet): Yazarlık haya

tının ilk yıllarında yazdığı bu roman, Jane Austin'in dahasonra üzerinde duracağı tezlerin neler olacaklarını ilânediyordu. Roman, birbirine zıt karakterlere sahip iki kız-kardeşin hayatlarını anlatır. Sağduyu timsali Elinor ile rom antik duygular veya hiper duygularla dolu M arianne’ninhayatları. Her ikisinin başından mutsuz aşk maceraları

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 89

Page 91: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 91/247

Page 92: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 92/247

Kara Şövalye (Ivanhoe)

Yazan:Sir Walter Scott

 

(1771-1832)

Başlıca karakterler 

Cedric the Saxon: Rothervvood Grange Lord’u, Normanlar’a şiddetle

muhalif .

Rowena: Cedric’in güzel yeğeni: Cedric’in vesâyeti altındadır.

 Atheisane of Coningsburgh: Rovvena’nın asil bir aileden gelme Saxon

nişanlısı.

 Wilfred of Ivanhoe: Cedric’in oğlu; Norman Kralı Aslan Yürekli Ric-

hard’ın ordusunda Haçlı Sefer ler i’ne katı ldığı için babası taraf ından

reddedilmiştir .

Sir Brian de Bois-Guillbert:  N orm an K nights T em plar K alesi'n in m ağ

rur kumandan ı .Reginald Front de Boeuf: Zalim bir Norman şövalyesi.

Lucas de Beaumanoir: Knights Templar’ ın büyük üstadı .

Isaac of York: Takibata uğrayan bir Yahudi tefecis i .

Rebecca: Isaac'ın güzel ve iradeli kızı.

Kral I. Richard: Haçlı Sefer ler i s ıras ındaki kahramanlıklar ından ötürü

kendisine Aslan Yürekli Richard denir; uzun yıllar İngiltere’den uzak

kalmıştır.

Page 93: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 93/247

Prens John: Richard’ın kötü ruhlu, ihtiraslı kardeşi; Richard'ın ülke dı

şında bu lund uğ u yı l larda İngi ltere tah t ına v ekâle t eder .

Gurth:  N am uslu b ir Saxon d o m u z çobanı.

 Wamba: Gurth’un arkadaşı, saray komedyeni.

9 2 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Hikâye

Domuz çobanı Gurth ve saray komedyeni VVomba, bir ge

ce ormanda sohbet ederlerken Jorvaux baş rahibi Aymer ve

Knights Templar Locası'nın mağ rur kumandanı Sir Brion de Bo-is-Guilbert, Saxon Cedric'in evinin Rotherwood'un neresinde

bulunduğ unu sorarlar. Onlar, gerçekte, adamlanyla birlikte

Ashby de la Zouche'deki kraliyet yarış malannı seyretmeye gid i

yorlardı, fakat geceyi Cedric'i malikânesinde geçirmeyi düş ün

müş lerdi. Bu Saxonlu serfier, halkın nefret ettiğ i Normanlar'ı,

kasten yanlış b ir istikamete gönderirlerse de. Haçlı Seferle-ri'nden dönen ve Rotherwood'a gitmekte olan bir hacı, onlara

yol gösterir. Normaniar geldikleri sırada, Cedric ve adamları

büyük masada oturmaktadırlar.

Gerçi Cedric, İngiltere'nin Normaniar tarafından istilâ edil

mesini hâlâ hazmedemedi ise de, misafirseverlik kurallanna

hürmet eder ve onlara yer gösterir, karınlannı doyurur. Ced

ric'in vesayetindeki güzel yeğ eni Lady Rowena içeri girdiğ i za

man, Brian de Bois-Guilbert kıza ş ehvetli gözlerle bakar. Sa-

won kraliyet ailesinden gelen kız. Kral Alfred'in sülâlesiriden At-

helstane of Coninsburg'a niş anlıdır. Rovvena, mahcubiyetinden

yüzünü örter.

Hep beraber masa etrafında otururlarken, Normanlar'm

mı, yoksa Saxonlar'ın mı Haçlı Seferleri'nde daha fazla hizmet

ettikleri üzerinde tartış ırlar. Bois-Guilbert, yaptıklanndan gurur

la bahsettiğ i sırada, beraber geldikleri hacı, Ivenhoe'nin ondan

daha fazla hizmet ettiğ ini söyler. Bu hacı ise, gerçekte Norman

Kralı Richard'ın peş inde gittiğ i için evlâtlıktan çıkanlan İvan-

Page 94: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 94/247

hoe, yani Cedric'in oğ ludur. Babası dahi, Ivonhoe'nun gizlice

İngiltere'ye döndüğ ünü ve ş imdi masada karş ısında oturduğ u

nu bilmemektedir. Bois-Guilbert, Ivanho.e'nin gerçekten kahra

man biri olduğ unu kabul ederse de, onunla korş ı karş ıya kav

ga etmekten çekinmeyeceğ ini söyler.O gece Rotherwood'da kalmak için gelenlerden biri de

Yorklu bir Yahudi olan tajzci Isaac'tır. Ivanhoe, Bois-Guilbert ve

adomlan arasındaki fısıltılı bir muhavereye kulak kabartır ve

Knight Templar'ın Yahudi'nin parasına el koymak istediğ ini an

lar Ivonhoe, durumu Isaac'a bildirir ve ertesi sabah, onun giz

lice evden çıkmasını sağ lar Ivanhoe'ya minnettar kalan Yahudi de, Ashby de la Zouche yanş malanno katılması için Ivan-

höe'ye bir at ve zırh verir 

Yanş mayı görmeye gelenler arasında, Aslan Yürekli Richard

ülke dış ında bulunduğ u sırada tahta vekâlet eden ve aslında

tahtı ele geçirmeye çalış an kötü niyetli kardeş i Prens John da

vardır Prens John, müsabakayı seyretmek için gelen kalabalığ a, yanş mayı kazananın. Aş k ve Güzellik Kraliçesi'ni tayin ede

ceğ ini ilân eder, düellolar baş lar 

İlkin, Bois-Guilbert'in baş kanlığ ındaki Normanlar, kendile

rine meydan okuyan herkesi yenerler Ardından, sahaya yeni

bir ş ampiyon çıkan O nun zırhında ş u yazılıdır; "Evlâtlıktan çı-

kanlan". Tabiî, o, yine baş ka bir kisve altındaki Ivanhoe'durIvanhoe, Bois-Guilbert ve diğ er Norman ş övalyelerine meydan

okur ve hepsini mağ lûp eder Bu galibiyet ona, ertesi günkü

yanş malara nezâret edecek Aş k ve Güzellik Kraliçesi'ni tayin

etme hakkını verir. Ivanhoe, bu kraliçenin Rovvena olduğ unu

söyler ve halkın kendisini alkış lamasına bile meydan vermeden

uzaklaş ır, gider Ertesi günkü yanş ma, elliş er kiş ilik ş övalyelerden oluş an iki

grup arasındadır Birinin baş ında, evlâtlıktan çıkanlan Ivanhoe,

diğ erinin baş ında ise Bois-Guilbert vardır Üç kiş i ile çarpış mak

mecburiyetinde kalan Ivanhoe, çok müş kül bir duruma düş er

Tam bu sırada, daha önceki yarış maya katılmadığ ı için halkın

1 0 0 B ü y ü k R o m a n   • 93

Page 95: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 95/247

kendisine Kara Tembel adını verdiğ i, siyah zırhlı bir ş övalye

Ivonhoe'nm yardımına gelir. Beraberce, Bois-Guilbert de dahil,

karş ılanna çıkanların hepsini mağ lûp ederler. Bu arada Bois-

Guilbert'in atı yaralanır 

Rov/ena'nın önüne gelen Ivanhoe, mükâfatını almak üzere

baş lığ ını çıkanr, Rov\^ena kendisini tanır ve heyecandan haykı-

nr Ivanhoe, Rowena'nın elini öperken, çarpış mada aldığ ı ya-

ralann tesiri ile düş er, bayılır. Yorklu Isaac'ın siyah saçlı güzel

kızı, Ivanhoe'nun kendi evlerine getirilerek tedâvi edilmesini

teklif eder. Kara Ş övalye atını mahmuzlar ve uzaklaş ır. Isaac,

Rebecca, Ivanhoe, kendilerine katılan Athelstane ve Saxon

Cedric'Ie birlikte -ki hâlâ bu ş övalyenin kendi oğ lu olduğ unu

bilmiyor- ayrılırlar.

Fakat yolda karş ılanna çıkan Bois-Guilbert ve aralannda

Maurice de Bracy ve Geginald Front de Boeuf'un da bulundu

ğ u ş övalyeler, onlan Front de Boeuf'un ş atosuna (Torguilsto-

ne) götürürler De Bracy, Rovvena'ya göz koyar; çünkü bir Sa-

xon olmasına rağ men, bir kral sülâlesinden gelmiş tir. Bois-Gu-

ilbert, güvel Rebecca'yı ister, Front de Boeuf de, onlan serbest

bırakmak suretiyle Isaac'tan ve onun zengin arkadaş lanndan

para koparmayı düş ünür. Kızını babasından ayıran Bois-Guil-

bert, onunla evlenebilmek için Rebecca'nın Hıristiyanlığ ı kabul

etmesini ister Rebecca, tiksinerek reddeder 

Bu arada, domuz çobanı Gurth, bazı köylülerden ve kanun

dış ı adamlardan oluş turduğ u bir grupla ş atoya hücum etmeye

hazırlanır: Grup arasında Robin Hood ve adamlan da vardır

Kara Ş övalye'nin -ki gerçekte Aslan Yürekli Richard'dır- baş

kanlığ ındaki bu grup, ş atoya hücum eder ve binayı yakar. Ka

ra Ş övalye, Ivanhoe ve Rov^ena'yı kurtarmaya muvaffak olur,

fakat Bois-Guilbert, Rebecca'yı kaçınr, Isaac fidye vermeye ha

zırlanır. Çatış ma sırasında Athelstane, kimyevi bir madde ile

Bois-Guilbert'i ö ldürmek ister, fakat bir kılıç darbesiyle yere dü

ş er ve öldüğ ü anlaş ılır. Yangın arasından kaçmayı baş aran De

Bracy, derhal Prens John'a giderek. Kara Ş övalye'nin, gizlice

9 4 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

Page 96: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 96/247

İngiltere'ye dönen ve tahtını geri isteyecek kardeş i Richard

Plantegenet olduğ unu söyler John, Richard'ı hapsetmeye az

meder.

Isaac, Knights TemjDİar'm büyük üstadı Lucas de Beauma-

noir'e giderek kızı Rebecca'nın iade edilmesini ister, yalvanr.

Gururunu korumak isteyen Bois-Guilbert, kızın bir cadı oldu

ğ unu ve kendisine büyü yaptığ ından terkedemediğ ini söyler.

Lucas, kızın yakılarak öldürülmesini emreder; fakat o zaman

daki âdetlere göre, Rebecca, kendisini savunacak bir ş ampi

yon talep eder ve Lucas de Beaumannoir de kızın arzusunu ka

bul eder.

Rebecca, yakılmak üzere bağ lanır, kendisini müdafaa ede

cek ş ampiyonu bekler. Böyle bir kimsenin bulunup bulunmadı

ğ ı üç defa ilân edildikten sonra, Ivanhoe, atı üzerinde görünür.

Templar Ş övalyeleri'nin ş ampiyonu Bois-Guilbert, ilkin, yaralı

Ivanhoe ile çarpış mak istemez ise de, Ivanhoe ısrar edince, iki

kiş i öldürücü bir kavgaya baş larlar. Bir müddet sonra, Bois-

Guilbert, Ivanhoe'yi atından düş ürür, tam üzerine kılıçla gittiğ i

sırada, Ivanhoe, kendisini öldürür Rebecca serbest bırakılır Kız

ve babası, dinî inanış lannı istedikleri gibi sürdüreceklerine

inandıkları Ispanya'ya gitmeye karar verirler 

Bu arada Torv/uilstone ş atosunda kendisini yanmaktan kur-

tardıklanndan, Cedric, Kara Ş övalyeyi Rotherv/ood'a davet

eder. Richard, onun bu davetini bir ş artla kabul eden Kendisin

den öyle bir ş ey isteyecek ki, bu Cedric'in davetinde ne kadar

samimi olduğ unu gösterecektin Ardından ş atoda ölen Athels-

tane'in ölümü münasebetiyle verilen yemek ziyafetinde. Kara

Ş övalye, kendisinin Kral Richard olduğ unu ifş a eder ve ş imdi

ne istediğ ini bilir, fakat Ivanhoe'nın, Rovvena'nın elinden tuta

bilmesi için, Rowena'nın ş atoda ölen niş anlısı Athelstane'nin

ölümünden itibaren iki sene geçmesini emreder 

Tam bu sırada herkesi hayrette bırakırcasma Athelstane içe

ri giren Bir hayalet gibi solgun yüzlü Athelstane, Bois-Guil-

bert'in kılıç darbesiyle yere düş tüğ ü zaman kendisini kaybetti

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   » 9 5

Page 97: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 97/247

ğ ini ve .ancak, bir kilisedeki açık tabutta yatarken kendisine

geldiğ ini anlatır Rowena'nın, kendisinden de fazla Ivanhoe'yı

sevdiğ ini kabul eden Athelstane, niş anlısını Ivanhoe'ye verir 

Kara Ş övalye, Kights Templar'a gider ve onlan, İngiltere'ninhukukî kralına karş ı gelmekle suçlar Richard, kendisini tekrar

kral ilân eder Temple üzerinde tekrar krallığ ın bayrağ ı dalga-

lannnaya baş lar Robin Hood ve diğ er kanun dış ı Saxonlar,

Ivanhoe ve Rowena'nın düğ ününe katılan Richard'a sadakatle

rini bildirirler.

Düğ ünde, hem Norm anlar'ın hem de Saxsoniar'ın ileri gelenleri vardır Artık Richard, tekrar tahtını ele geçirdiğ inden ve

arkadaş ı Ivanhoe da babası tarafından affedildiğ inden, bölün

müş , İngiltere'de, yeniden bir banş devresinin baş layacağ ı ümit

edilir 

Eleştiri

 Ivanhoe,  Scott’un 1819’da yakalandığı hastalıktan sonraki kısa nekahe t devresinde yazıldı. Scott, bu eserinde,kendi roman üslûbunu olmasa da, olayların cereyan ettiğifonu derinleştirmeye ve ilk defa olarak İskoç kaynaklarına

dayanmaksızın bir roman yazmaya karar verdi. Gerçi Kara Şövalye, onun en popüler rom anlarından biri ise de, eniyileri arasınd a yer almaz.

Olayın geçtiği yer olarak İskoçya’dan ayrılan Scott, İngiliz tarih ve efsânesinin iki gözde konu sunu seçti; AslanYürekli Richard ve Robin Hood. Onları, şövalyelik şerefi

ve rekabet gibi muğlak bir hikâyede bir araya getirir. Bir birlerinin can düşm anları Ivanhoe ve Brian de Bois Guil- bert bile, birbirine şövalye üslûbu ile hitap eder ve feodalçatışma kurallarına göre çarpışırlar. Norman Athelstane,Rovvena’nın, Ivanhoe’yı kendisinden daha fazla sevdiğinigörünce, nişanlısını ona verir. Saxon Cedric, Normanlar'a

 beslediği bü tün nefrete rağmen, evine misafir gelen Bois

9 6 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

Page 98: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 98/247

Guilbert’i gayet nâzik bir şekilde karşılar. Kara Şöval-ye’deki bütün hareketlerin temelini Scott için hayatta enönemli şey olan ve feodalizmin ölümünden yüz yıllarcasonra dahi titizlikle boyun eğilen feodal çağlann şere f kuralları idi.

Kara Şövalye’de bir sürü ku sur var. Modern zevklere hitap etm ek için tesâdüflere çok dayanan rom anın p lânı fazlasıyla basitleştirilmiştir. Romandaki karakterlerin hepsi,istisnasız tek boyutludur ve okumayı zorlaştıran kesik vegayritabiî bir ta rzda konuşurlar. Yine, Scott, on ikinci asrınİngiliz âdetleri hakkında pedantik davranmaktan da kendisini kurtaramaz.

Öyle ise, kitap popülaritesini niye sürdürdü? Bununcevabı şurada: Scott, macera rom anlarında bir üstaddır ve bu tü rün bütün cihazlarını da  Ivanhoe’da  gayet tesirli birşekilde kullanır. Kitapta, kimliği bilinmeyen bir değil ikikahram an vardır (Ivanhoe ve I. Richard). Çok sayıdaki büyük macera ve hareket (Ashby'deki uzun yarışma, Turqu-ilstone şato suna bask ın ve Rebecca’nın yakılarak ö ldü rülmesinden kurtarılması) gösterişli ve iddialı romanın “gü-nahlar’’ını affettiriyor.

Hepsinin üstünde, Scott’un, aristokrasi dışındaki karakterleri de Isaac ve Rebecca, Gurth ve VVamba-hareketlive neşeli gösterecek şekilde İnsanî tarafi da vardır.

Yazar

Sir Walter Scott, 15 Ağustos, 1771’de Edinburg’da doğdu. Lise ve 

üniversite tahsilini Edinburg’da yaptı ve 1892’de Edinburg barosuna l<a- 

bul edildi. Fakat onun büyük aşkı folklor ve halk şarkıları idi. 1803 yılında  

Iskoç halk şarkıları üzerine üç ciltlik bir eser yayımladı. Daha sonra 

efsâne ve folklarla kuvvetlendirdiği romantik şiirler yazdı. Bunların ilki, 

The Lay of the Last Minstrel (1805) son derece tutuldu. Ardından Marmi- 

on’u (1808) ve The Ladyo fthe Lake'\ yazdı (1810).

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   • 9 7

Page 99: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 99/247

Lord Byron’un 1812'de yayımlanan Childe Harold adlı eseri büyük bir  

başarı sağladı. Bu romantik şiir üslûbunda yazılmıştı. Scott, şimdi roma

na döndü ve ilk adımını VVaverley  (1814) ile attığı velüt çağını başlattı. 

Onun zamanında roman hiç tutulmadığından, Scott, romanlarını anonim 

olarak yayımladı. Ve ancak 1827’de, kendisine baron unvanının verilmesiyle, yedi yıl sonra, o romanları kendisinin yazdığını itiraf etti.

Scott’un ilk romanlarının esâsını, onun Iskoç folkloruna olan bağlılığı 

oluşturur. Onun bu romanları, İskoç tarihindeki hâdiselerden alındı ve 

Scott bu sahada bir uzman oldu. VVaverlefm  ardından, Guy Mannering 

(1815) Old Mortality (1816) ve ekseri eleştiriciler tarafından, bu gruptaki  

en iyi roman olarak kabul edilen The Heart o f Midliothian'ı yazdı  (1818).

1819’da yazdığı Kara Şövalye'ye (Ivanhoe)  kadar Scott, roman ma

teryali olarak İskoç kaynaklarından başka materyal kullanmıyordu; fakat 

bu romanının halk arasındaki popülaritesine ve Fransız tarihi fonu üze

rinde yazılan Ouentin Du mard a  (1823) rağmen, Scott’un, VVaverly ve

ya  Iskoç romanlarında, sanatının zirvesine eriştiğine inanılır.

Scott, 1812’de, tarih aşkı ve aristokratik gururunun etkisi altında, Tweed Nehri kıyısında bir yer satın alarak gotik mimarî tarzında büyük bir  

şato yaptırdı. Kitap yayımcılığı yolunda yaptığı yanlış bir yatırım ve İngil

tere'deki büyük ekonomik kriz Scott için malî bir felâketle neticelendi. 

1826’da, 130.000 İngiliz lirası borçlandı.

Başka bir insan, bu borcunu ödemek istemeyebilirdi, fakat Scott, 

kendisine borç verenlerle oturdu, konuştu ve sonunda ölümüne sebep 

olacak bir plân hazırlayarak, borçlarını ödemeye başladı. Scott, kolayca 

yazı yazan biri olmasına rağmen, şimdi insanüstü bir gayretle çalışıyor

du (iki senede 40.000 İngiliz lirası ödedi). Fakat bütün bu çalışmalar, onu  

son derece yordu, bitirdi. Söyleşine sıkı çalışma, onun sadece fizikî bün

yesine tesir etmekle kalmadı, eserlerinin edebî değerini de etkiledi. Ha

yatının sonlarına doğru yazdığı romanlar, önceki romanlardaki sağleımlık 

ve yüksek romantik ruhtan mahrumdur. Yine de, halk onları okudu ve Scott, borcunu ödedi. Sıhhatini kazanmak için İtalya’ya gitti ise de, iyi d a

madan döndü ve 21 Eylül, 1832’de öldü.

98 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 100: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 100/247

Diğer Eserleri

Ouentin Durward: Kara Şövalye gibi. Quentin Durward  da,Waverly  grubundaki romanlardan biri değildir. Maamafih,rom anın kahram anı, XI. Louis çağının sonunda, Fransa’da yerleşen genç bir İskoçyalı’dır. M ensuplarının birbirlerinin kuyularını kazmaya çalıştıkları Fransız sarayında,hain William de la Marck’ın güzel İsabell de Croye’yi kaçırmasını önler. Bir sürü dehşet uyandırıcı maceradansonra, Quentin ve Isabelle evlenirler.

The Heart o f Midlothian:  Genellikle, Waverly romanlarının en iyisi olduğu söylenir. Roman, gerçek bir hâdiseyikonu alır. Hâdise, Effîe Dean ’ın, gayrimeşru çocuğunu ö ldürdüğü için hapsedildiği Edinburg Hapishanesi’nde geçer. Gerçi kadının üvey kız kardeşi Jeanie, ablasını bir yalanla kurtarabilecek durumda ise de bir sürü müşkül vezorluklara rağm en norm al yollarla Effıe’yi kurtarmaya çalışır. Plân üzerinde gerektiği kadar durulmadığından veScott’un birçok romanında görüldüğü üzere, şaşırtıcı karakterlere yer verilmediğinden, The Heart of Midlothian. Jeanie Deans’i psikolojik açıdan inceleyen emsalsiz bireserdir. Kardeşine olan sevgisi ve şeref hissi arasında neyapacağını bilmeyen Jaenie Deans, muhtemelen, Scott’unrom anlarındaki en iyi karakterlerdir.

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 9 9

Page 101: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 101/247

Kırmızı ve SiyahYazanStendhal (Marie-Henri Beyle)(1783-1842)

Başlıca karakterler

Julien Sorel: Romanın kahramanı ; as l ı köyü olan genç b i r adam zeki ,

mağrur , iht iras l ı , kendi hedefine ulaşması için değerler ini kullan

maktan çek inmez .

Pere Sorel: Julian’m babası; mesleği marangozluk; kurnaz, katı ve ta-

m ahkâr b i r insan .

M. de Renal: Verrieres Belediye Başkanı; kendisini önemli biri olarak

gören b i r im alatç ı, k end is ine b i r asi l m uam eles i yapı lm as ın ı i ster .

Mme de Renal: Belediye başkan m m karısı ; a r is tokra t ik b ağlant ı lar ı bu

lunan; bas i t , sade , dünya n imet ler inde gözü o lmayan bi r kadınr ço

cuk lar ına de rin b ir sevgi ile bağlıdır .

 Valenod: Renal’ın, Verrieres’teki başlıca rakibi; bayağı ve sonradan gör

me k üs tah b i r adam.Cure Chelam: Yaşlı bir papa z; so n za m an larda, yaşadığı yerd en kapı dı

şarı edilmiştir; gerçekte iyi bir insan, Julien’in meslekî ve ruhî haya

tının gelişmesini candan is ter .

Mm. Derville: Mme.de Renal’ın kuzeni ve arkadaşı.

Elisa: Renal 'ın ev inde bir hizm etçi ; Jul ian’a âşık olur .

Foılque: Julien'in bir arkadaşı; kereste ticareti i le iştigal eder; samimi,

sadık ve gös ter iş ten uzak b i r genç adam.

Page 102: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 102/247

 Abbe de Pirard: Besançon’daki seminerin direktörü: katı ve sağlam bir

Jansençi .

Marquis de la Mole: Julien’in Paris ' teki patronu; Fransa’ya göç eden bu

asil , ar t ık zengin olmuş, nüfuz kazanmıştır ; Jul ien’e, büyük bir

nezâket ve anlayış la muamele eder . Agde Piskoposu: Sağcı , fesat plânlar ı hazır layan bir papaz.

Mathilde de la Mole: Marquis’ in kızı ; on dokuz, yirmi yaşında; gurur

lu, zeki , neşeli ve son derece nüktedan; çevresindeki erkeklerden

çok daha kuvvetli ve ihtiraslı olduğu için Julien’e yaklaşır.

Norbert de la Mole: M athilde’nin erk ek ka rdeşi , alelade ve sad e bir de

likanlı.

The Cbevalier de Beauvosis: Zarif ve kibar genç bir centi lmen, Juli-

en’le bir d üello ya par .

Conte Altamira: D indar bir dul kadın; Julien, M athilde 'yi kıskand ırm ak

için bu kadına aşk i lân eder .

Prens Krasoff: Kendisini, gerçek bir dün ya ad am ı olarak gören bir Rus;

Jul ien’a , kad ınlan b aştan ç ıkarm a sa nat ı hak kında ders ver i r.

Marquis de Croisenois: Mathilde’nin nişanlısı; cana yakın, sevimli, iyiyet işm iş, faka t başka b i r m eziyet i o lmay an b i r genç.

M. de Frilair: Besançon'da bir papaz; Pirard’ın, s iyasî ve meslekî düş

manı .

Hikâye

Fransa, 1820 'lerde, siyasî ve dinî bir kaynoş ma içindeydi.

Kral X. Charles ülkeyi İlâhî haklarla yönetiyordu. Orduda ve

hükümette, yine asiller hâkimdi; iktidar dış ında geçirdikleri yir

mi yıl, onlara hiçbir ş ey öğ retmemiş ti. Kilise de, cemiyette yeni

den nüfuz sahibi olmuş , papazlar, büyük ölçüde siyasî nüfuz

kazanmış lardı.France-Comte'in küçük bir kasabası olan Verrieres'de otu

ran Julien Sorel, on sekiz yaş ında, zeki ve ihtiraslı bir gencin

Babası bir köylü olmasına rağ men, Julien, oldukça iyi bir eği

tim görmüş tür ve cemiyette, kendi yeteneklerine göre bir mev

ki kazanmak ihtirası içindedir. Birkaç sene öncesi, Napole-

on'un ordusuna girebilir, tıpkı Bernadotte gib i, erlikten krallığ a

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   • 101

Page 103: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 103/247

kadar yükselebilirdi. Fakat ş imdi ülke barış içindedir ve ülkeyi

yönetenler de Bourbonlardır; fakir bir çocuk için iyi mevkilere

giden yol kiliseden geçer. Böylece, Julien, dinî seminere girmek

için Lâtince ve ilâhiyat tahsili yaptı. Kitabın isminden anlaş ıldığ ı üzere, silâhlı kuvvetlerin kırmızısını değ il, din adamlannın si

yahını seçti.

Mektebi iyi bir derece ile bitiren Julien'in, Verrieres Beledi

ye Baş kanı M. de Renal'ın çocuklanna özel öğ retmen olması

istenir. Sosyal mevkiinden ötürü bir aş ağ ılık duygusu içinde bu

lunan Julien, kendisine, alt tabakalardan gelen diğ er insanlara yapıldığ ı ş ekilde muamele ettirmemeye azmeder. Kısa bir za

man sonra, patronunun karısı ile bir aş k hayatı yaş amaya baş

lar. Onu bu yola sevkeden sâikler, ne aş k ne de ş ehvet hislen

dir; sadece erkekliğ ini, ele geçirmek istediğ ine sahip çıkabile

ceğ ini ve patronuna bir darbe vurabileceğ ini ispat etmek iste

mesidir. Onlar bu iş i öylesine açıktan açığ a yürütürler ki, durum imzasız bir mektupla M. de Renal'a anlatılır. Çok mahirce

hareket eden Julien ve Mme de Renal, ş üpheleri baş ka tarafa

çevirmeyi baş arırlarso da, Julien, Verriâres'i terketmeye mecbur

kalır ve Besançon'daki seminere girer.

Maamafih, seminerdeki hayat, dünyevî hayattan uzaklaş

mış bir hayat değ ildir. Seminer, zalim ve entrika dolu siyasî hayatı Julien'e tanıtır. Arkadaş lanndan daha fazla çalış arak, on

ların önüne geçmek ister; fakat talebelerin zekâya hürmet et

mediklerini, bilâkis zeki ve çalış kan kimselere kızgınlık duyduk-

lannı görür. Bağ ımsız bir ruha sahip olduğ undan kendisine.

Martin Luther adını verirler ve her fırsatta onunla alay ederler.

Fakat onun yetenekleri, haş in ve kendisini inandığ ı dâvâyaadamış direktör Abbe Pirard'ın dikkatini çeker. Maamafih, se

minerde, ş iddetli bir iktidar mücadelesi yürütülmektedir: Bir ta

rafta, bir Jansenist olan Pirard, diğ er tarafta da direktör muavi

ninin liderliğ indeki Cizvit yanlısı hizip. Taraflar, Julien'i de bu

oyunları ve entrikaları arasına almak isterler. Julien, elinden

geldiğ i kadar tarafsız hareket etmeye çalış ır. Sonunda, müca

102 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 104: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 104/247

deleden bıkan ve ümitsizliğ e düş en Pirard, mevkiinden istifa

eder, Julien'i de yanma alarak Paris'e gider.

Julien ş imdi, Marquis de ia Mole adlı zengin ve nüfuzlu bir

asilzâdenin özel sekreteri olur, onun evine girer. Kendisine ve

rilen iş leri fevkalâde bir ş ekilde yerine getiren Julien, aynca ş e

hir hayatının inceliklerini öğ renir, iyi giyinmeye baş lar, sık sık ti

yatro ve operalara gider ve hatta biri ile düello bile yapar. Pat

ronu, ona itimat eder, kendisini, gizli ve siyasî görevlere gön

derir. Fakat Julien, adamın on dokuz yaş ındaki kızı Mathilda de

Mole üzerinde de zafer kazanır Mathilde canlı, hareketli bir

kızdır; kendi resmî niş anlısı M. de Croisenois de dahil, çevre

sindeki erkekleri uyuş uk, ilgi çekici olmayan kimseler olarak

görür Kızın idealleş tirdiğ i erkek tipi, Navarreli Marguerite'nin

âş ığ ı Bonifice de la Mole 'dir; bu adam, bir entrikada yer aldı

ğ ı için 1574'te öldürülmüş tü. Bonifice'nin kafası kopanidıktan

sonra, kraliçe, sevgilisinin kafasını kendi elleriyle gömmüş tü.

Mathilde, ölümün böylece yerine getirilmesine hayranlık du

yar, bu tür ölümün satın alınmayacak farklı bir ölüm olduğ unu

söyler. Mathilde, Julien'de ecdadında hayranlık duyduğ u bazı

vasıflan görür, köylü aslından gelmesine rağ men, Julien'i sever.

Bu iki gencin aş k yapması, daima bir çeş it harbi andınr: Juli

en, bir oyuna getirilmemesi veya kendisinin aptal yerine konul

maması için her zaman tetikte bulunur. Julien, Mathilde'yi böy

lece ele geçirmesini, sosyal bir zafer, kendi irade gücünün

sağ lamlığ ının bir baş ansı olarak ele alır. Bir ara, iki âş ık birb i

rinden ayrılır ve Julien, Mathilde'yi kıskandırmak için, dul bir

sosyete kadınına aş k ilân eder. Sonunda, Mathilde hâmile ka

lır; Julien'i, her yönü ile kabul eder ve babasına, onun sekrete

ri ile evleneceğ ini söyler.

De la Mole gazap içindedir, zira kızını bir düke vermeyi dü

ş ünmektedir. Bununla beraber onlann evlenmelerine razı olur

ve Julien'in, cemiyet tarafından biraz daha kolaylıkla kabul

edilmesi için, damadına, özel bir maaş bağ lar, ordudon bir rüt

be temin eder ve küçük bir de unvan sağ lar. Fakat evlilikten ön

100 Bü y ü k    R o m a n   • 103

Page 105: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 105/247

ce. Marki, Julien'in, Verriâres'deki hayatı hakkında araş tırma

yapar Böylece Mme de Renal'dan Julien'in haysiyetini beş pa

ralık eden bir nnektup alır. Mektupta, Julien'in, sosyetede yük

selmekten baş ka hiçbir ş ey düş ünmediğ i, bunun için zengin ai

lelerin teveccühlerini kazanmaya çalış tığ ı ve bu ailelerdeki ka

dınlan baş tan çıkardığ ı anlatılır. Fakat Mme de Renal'ün ger

çek hislerini yansıtmayan bu mektup, onun tarafından değ il,

Mme de Renal'in aş k hayatını itiraf ettiğ i kimse tarafından ya

zılmış tır. Mektup bir trajediyi hazırlar.

Son derece hiddetlenen Marki, kızının hiçbir ş ort altında Ju-

lien ile evlenemeyeceğ ini söyler Julien de, kızgınlıktan ne ya

pacağ ını bilemez. Derhal Verrieres'e gider, iki tabanca alır ve

Mme de Renal'dan kilisede dua ettiğ i sırada intikamını alır. Fa

kat bu yara kadını öldürmez; Julien tevkif edilir, yargılanması

yapıldıktan sonra, öldürülmesine karar verilir. Julien, ş imdi

nisbî bir huzura kavuş muş tur Mahkemede, kendisini savun

maz, âdeta ölümü davet eder Jüriye nüfuz etmek için temaslar

yapılır (bu soysuzlaş madaki baş rolü, mahallî din adamlan oy

nar) ve Julien'in beraat edebileceğ i ihtimalleri ortaya çıkar Fa

kat, jüridekilerden biri, Mme. de Renal'in, daha önce peş inde

gidenlerden b iridir ve kadın kendisine yüz vermediğ inden, ş im

di intikam almak ister Jüri, Julien'i suçlu bulur, kafası kopanlır

Kısa bir müddet sonra, Mme de Renal, aldığ ı yaralardan değ il,

kalp ağ nsından ölün Mathilde de, talihsiz ecdadı, Navarreli

Marguerite'nin sevgilisinin baş ını kendi elleriyle gömmesi gibi,

sevgilisi Julien'in baş ını kendi elleriyle gömen Julien, hiç o l

mazsa öldüğ ü zaman, Mathilde'ye, bu hayalini gerçekleş tir

mek imkânını vermiş tin

Eleştiri

Grenoble’de 1828 Şubatı’nda bir kişinin idam edilmesi, S tendhal’a, en fazla okunan bir rom anm m plânm ı ver

di. Suçlu, Stendhal’m bir arkadaşı M. Michoud de la Tour 

1 0 4 • 1 0 0 B ü y ü k    R o m a n

Page 106: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 106/247

ailesinin çocuklarının özel öğretmeni olan Dauphinoisli bir dem ircinin oğlu, A ntoine Berthet adında zeki, fakat istikrarsız bir gençti. Ya bu genç M. Michould de la Tour'u

 baştan çıkardı veya kadın bu genci baştan çıkardı. Hâdisenasıl cereyan etmiş olursa olsun, Berthet, ailenin yanından kovuldu ve bir Katolik seminerine bırakıldı. Bert-he t’in öğretm enleri ve papazlar, o nu n b ir papaz olacak yeteneklere sahip olmadığını söyledikleri zaman, yenidenmetresine döndü. Fakat, bir diğer gencin, hem ailenin ço

cuklarını eğittiğini hem de kadının yeni âşığı olduğunugördü. Berthet, Comte de Cordon ailesinde öğretmenlik

 buldu; ailenin kızı ile geçirdiği bir aşk m acerasından sonra, buradan da kovuldu. Artık başka bir yerde iş bulamıyordu. Mme, Michoud’a beslediği kızgınlık öylesine artmıştı ki, kadını köyün kilisesinde ibadet ederken öldür

mek istedi, fakat kadın ölmemiş, sadece yaralanmıştı. Busuçundan ötü rü, giyotinde can verdi.

Julien Sorel’in başından geçenler, B erthet’in hayatını okadar andırıyor ki, zam an zam an birbirine karıştırmam akelde değil. Ve Mm e, M echoud de la Tour ailesi, bu rom andan ö türü Stendhal’ı hiçbir zaman affetmedi. G erçekte,

Grenoble’de, romanın ikinci derecedeki şahsiyetleri olanMme, Derville, Abbe Chelan, Papaz Pirardi, Valenod veFouque’nin kendilerinden bahsettiğini anlayan diğer insanlar da muhtemelen vardı. Geniş bir açıdan bakıldığında, bütün Fransa, Kırmızı ve Siyah’taki (Le Rouge et le Noir) 

 portresi için, S tendhal’m önünde oturdu; çünkü Stendhal,

rom andak i karakterlerin, gü nün sosyal ve politik hareke tlerinde yer alan kimseleri canlandırmasını bilhassa istemişti. Romanda, aristokrasinin, yine İhtilâlden, önce yaşadıkları gibi yaşatm ak istediklerini ve m utlak iktidarı elegeçirmek için entrikalar hazırladıklarını görüyoruz. Ticaret ve imalâtla zenginleşen burjuvazinin, asillik unvanla

rını kabul ettiklerini görüyoruz. Hâlâ imparatorluk hayali

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 105

Page 107: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 107/247

içinde yaşayan Bonapartçılar’ı görüyoruz ve artık siyasîiktidarı da eline geçiren kilisenin, elindeki bu gücü hiçbirvicdan azabı duymaksızın uyguladığını görüyoruz. Roman, son Bourbon kralının yönetimindeki Fransa’yı, hiçde dostça olmayan ve partizan hislerle gösteren sosyolo

 jik bir araştırmadır.Bu cemiyette, Sorel, bir nesil öncesi, İhtilâl ve impara

torluk kargaşası arasında, kendilerine birer mevki kapaninsanları sembolize ediyor: Danton, Robespierre veya Na- poleon gibi, gözlerini ihtiras bürüm üş, hedefine erişmekiçin hiçbir vasıtayı kullanm aktan çekinmeyen, kaybetselerdahi hiçbir şey kaybetmiş olmayacak, fakat kazandıklarızam an çok şey kazanm ış olacak insanlar. Napoleon çağında dünyaya gelmeyen Sorel, gizliden gizliye Napoleon’ahayranlık besler, perestiş eder; imparatorun bir resminiyatağında tutar ve Saint Helena Hatıralan’nı  sık sık okur.Onun karakterini, Napoleon efsânesi yoğurdu veya dahadoğrusu dejenereleştirdi. Sorel, ekseri insanların aksine,hiçbir zaman basit hislerle hareket etmez; her hareketi,her adımı, iradesinin, azminin şuurlu bir şekilde uygulanan gücünü gösterir. Sevişirken dahi, iradesinin, iğfal ettiği kadından daha kuvvetli olduğunu göstermek, kendisini tatmin etmek için, zevksizce ve kabaca hareket eder.

Sorel’deki sınıf şuuru bir saplantı hâlindedir; aristokratlar arasında yaşayan bir köylü olduğunu hiçbir zamanun utm az ve kendisine dudak bükülmemesi, hakaret edilm em esi için daim a tetik te bulunur. Fakat çok defa, kendisine hakaret edileceğini, diğerlerinin, kendisiyle alay ettiklerini sanır. Böylece, Mm. de Renal’la ilk defa görüştüğü zaman, kadının kendisine hakaret ettiğini zanneder;halbuki kadın, onun çocuklarına iyi davranacak, yakışıklı

 bir çocuk olduğunu görm üştü. Beauvosis ile düello yapar,çünkü onun uşaklarından biri kendisine kaba bir tarzda bakmıştır. M athilde’nin yatak odasına girdiği zaman, kim

106 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 108: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 108/247

senin hiçbir şeyden şüphelenmemesine rağmen, Norbertveya Croisenois’in kendisine hücum edeceğini sanarak,silâhlanm ıştır. Ve nihayet, M athilde’yi kendisine b en zettiği zaman, bu işi Marki’nin değil de kendisinin yapmış ol

masından acı bir hoşnutluk duyar. Bütün bu hallerde,onun kendi kendisine acımasının, kendi kendisini aldatmasının örneklerini görüyoruz; Julien’in ıstırabı bilhassaşuradadır ki, kendisini veya diğerlerini, oldukları gibi göremez; aşkı dahi bir sınıf harbi hareketi olarak görür.

Mathilde’ye gelince, o da aynı şekilde, kendi hayalleri

nin esiridir. Din harpleriyle geçen yılların hayalini yaşarve gerçekte, Sorel’i değil, bir kraliçenin sevgilisi olan vesonunda idam edilen kendi ecdadı Boniface de la Mole’ısever. Sorel’in ölümü ile bu hayalini gerçekleştirir. Navar-re’nin Marguerite’sinin yaptığı gibi sevgilisinin kafasınıkendi elleriyle gömer. Kitap böylece, belki onaltıncı asıriçin yerinde olabilirse de, ondokuzuncu aşıra hiçbir şekilde uymayan bir tarzda melodramatik bir jestle son bulur.

Eleştiricilerin ekserisi indinde, kitabın başhca meselesi, Sorel’in Mme. Renal’a hücumudur; okuyucu böyle birhareket için hiçbir şekilde uyarılmamıştır. Gerçekte, hâdiseye adları karışan herkes, karakterleri dışında hareketediyor gibi. Mme. de Renal’m, rûhî direktörünün büyük

 baskısı altında, sevdiği adam aleyhinde o m ektubu yazdığını kabul edelim. Ama, kont gibi dünyayı görmüş birkimsenin, terkedilmiş bir metresten gelen bir mektubu,sorup soruşturmaksızın derhal kabul etmesini ne ile izahedeceğiz? Kont, m uh tem eld ir ki, inanm ak istediği için bum ektuba inandı; güvenini kötüye kullanan bir adam a karşı kullanacak bir silahı eline geçirdiğini sandı. Böyle dahiolsa, Sorel’in durumu hâlâ da kuvvetli idi. Mathilde,hâm ile idi ve on un la evlenmek istiyordu; kont da er veyageç, bu realite önünde boyun eğmek zorunda kalacaktı.Şu halde, azimli Mathilde kendinden geçerek Sorel’i Pa

1 0 0 B ü y ü k R o m a n   • 107

Page 109: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 109/247

Page 110: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 110/247

Parma Manastırı

Yazan

Stendhal (Marie-Henri Beyle)

Başbca karakterler 

Teğmen Robert:  N apoleon’u n İta ly a’daki o rd u su n d a b ir subay ; m u h te

melen Fabrizio’nun gerçek babası .

Marchese del Dongo: Avusturya taraf ını tutan Milanolu bir as i lzade:

şişm an, tam ahkâr , yam yass ı yüzlü b i r reaks iyoner .

Marchesa del Dongo: Genç karısı.

 Angelina Valserra (Gina), Kontes Pietranera, sonraları. Düşes Sanseve-r ine: M archese 'in k ızkardeşi; gü zel parlak, iht iras l ı , azimli ve v ic

dans ız .

 Asconio del Dongo: M archese’in en bü yü k oğlu; bab ası ka dar reaksiyo

ne r ve hain .

Fabrizio Valserra, Marcbesina del Dongo: Romanın kahramanı , tez

canlı, yakışıklı, patavatsız, deli dolu bir genç.

Priore Blanes: Yaşlı ve müşfik bir papaz; hobisi astrolojidir .

Umercati; Zengin bir delikanlı; bir ara Gina’nın sevgilisi .

Margot: Savaş alanında ki ask erlere yiyecek ve içki sağlayan kadın, Fab

rizio i le W aterloo’da d o stluk kurar .

General Fabio Conti: Parmalı bir general; Liberal parti üyesi, kibirli ve

kinci.

Clâlia Conti; Kızı; cazibeli, nazik ve sevimli.

Page 111: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 111/247

Page 112: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 112/247

Hikâye

ParmaManastırı (LaChartreusedeParma),  Kuzey İtalya'da

geçer; Napoleon çağ ının son yıllarında baş lar, ardından gelen

reaksiyon devresine kadar uzanır. Hikâyenin kahramanı, zâhi-

ren, muhafazakâr bir asilzâde olan Marchese del Dongo'nun

oğ lu ise de çocuğ un, gerçekte, Napoleon ordusundaki bir su

bayın oğ lu olduğ una inanılın Kendisini anlamayan, sempati

duymayan babası ve mağ rur yaş lı ağ abey Ascanio'dan ötürü,

çocukluğ u ıstıraplı geçer. Çocuğ un, kendisini yakın hissettiğ i

kimse, teyzesi Gina'dır (Kontes Pietranera). Kontes, son za

manlarda dul kalmış tın Büyüdükçe, son derece yakış ıklı ve

câzibeli bir genç olur; teyzesinin, ona karş ı gösterdiğ i sevgi, za

manla aş ka dönüş ürse de bu aş k, hiçbir zaman tamamen açı

ğ a vurulmaz. Çocukluktan eriş kinliğ e geçtiğ i sırada Fabri-

zio'nun baş ından donkiş otvari b ir macera geçen Napoleon, El-

ba'dan döndüğ ü zaman, imparatorluk hisleriyle dolu Fabrizio,

orduya katılmak için derhal Fransa'ya gider ve VVaterloo'ya

ulaş ın Bu tecrübe, onun için öylesine ş aş ırtıcıdır ki, hemen he

men ne olduğ unu anlayamaz. Napoleon çağ ının böylece nihaî

olarak kapanmasından sonra, Fabrizio, İtalya'ya döner ve ül

kesini, reaksiyoner Avusturya hükümetinin sert bir ş ekilde yö

nettiğ ini görün Ağ abeyi kendisini polise haber verdiğ inden,

Fabrizio'nun bir asker veya bir devlet adamı olarak, istikbali

tehlikeye düş müş tün

Teyzesi Gina ş imdi, bağ ımsız Parma Prensliğ inin Baş vekili

Kont Mosco adında metresidir; Kont Mosca, ülkeyi tam bir

Matternich kurnazlığ ı ile yönetin Gina'yı Parma'da yerleş tirmek

için yaş lı ve zengin b ir dükle evlendirir; göz kamaş tıncı niş an

lar da verildiğ inden dük, kendisine böylece boynuz takılmasın

dan memnundun Gina, Parma sarayında, en güzel, en zeki, en

kurnaz ve en nüfuzlu bir kadın olduğ unu ispat eder; hattâ

Prens, Ranuccio-Ernesto IV bile ona iş tahlı gözlerle bakan G i

na ve Kont, Fabrizio için p lânlar hazırlarlar Yapacağ ı tek ş ey

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   » İ l i

Page 113: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 113/247

kiliseye intisap etmektir. Bir asilzâde olduğ undan, onun dindar,

bilgili veya seksüel bakımdan saf olması beklenmeyecektir; ai

le bağ lan ve Mosca'nın nüfuzu onu, sonunda Parma'nm baş

piskoposu yapacaktır. Böylece, ilâhiyat eğ itimi için dört senemüddetle henüz kilise tarafından onaylanan bir papoz değ il

d ir 

Fabrizio, öylesine yakış ıklı bir genç olmuş tur ki. Kont dahi

onu kıskanır Fabrizio, teyzesine sadece minnettarlık duyar;

onun hakkında baş ka bir ş ey düş ünmez; arkadaş ı Mosca'yı da

incitmek niyetinde değ ild ir Böylece, kendisine metres olarakMarietta adında genç bir aktristi seçer Gayet ağ ır baş layan bu

macera, trajik bir kavga ile sona erer: Alelâde bir aktör olan

rakibi Gilletti'yi, kendisini savunmak için öldürür ve polisi tek

rar peş inde görür. Genellikle, böyle bir durumda, beraat ede

bilirdi, fakat ş imdi siyasî düş ünceler, hâdiseyi, mübalâğ alı b ir

tarzda önemli gösteriyordu. Parma'nm liberalleri, bunu, düşmanlan Mosca'yı zor durumda düş ürecek bir fırsat olarak kul

lanırlar Gina'nın kendisinden vazgeçmesini hâlâ kabul ede

meyen prens, Gina'ya sevgili yeğ eni vasıtasıyla bir darbe indir

mek ister Gıyaben yargılanan Fabrizio, yirmi sene hapse

mahkOm edilir Mahkeme kendisini temize çıkarmadıkça, artık

dinî mesleğ i sona ermiş tir Gina, prensi tehdit ederek, Fabrizio serbest bırakılmadığ ı

takdirde, Parma'dan aynlacağ mı söyler Hem Gina'ya malik

olmak hem de onu küçültmek isteyen Ranuccio-Ernesto, hıya

net yoluna baş vurur Fabrizio'yu atfederse de, onun tekrar yar-

gılanamayacağ ı ile ilgili maddeleri kaldırmaz. Böylece, polis

genci ele geçirince, onu Parma Kalesi'ne hapseder Fabrizio,pek üzülmez. Kalenin kumandanı General Conti'nin, Clelia

adında güzel bir kızı vardır Fabrizio genç kızla tanış ır ve haya

tında ilk defa olarak ciddî bir tarzda âş ık olur 

Fabrizio, kalede mutlu bir hapis hayatı geçirirken, Gina,

onu serbest bırakacak plânlar hazırlan Mosca, yüksek mevki-

lerdeki bazılanna rüş vet verir ve Fabrizio, cü r'etl i b ir tarzda ka

112 • 100 Bü y ü k   R o m a n

Page 114: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 114/247

leden kaçırılır. Fabrizio serbest olunca, Clelia 'dan baş ka birini

düş ünmez, teyzesini aklına dahi getirmez. Gine ş imdi, prens

hayatta olduğ u müddetçe, ne kendisinin, ne Fabrizio'nun ve ne

de Mosca'nın güven içinde olacağ ına inanır. Kadın, Ranuccio-Ernesto'yu öldürmek için plânlar hazırlar. Kendisine hayranlık

duyan pek çokları arasında, hafitçe kafadan çatlak Palla adın

da b ir ş air de vardır. Fanatik bir cumhuriyetçi olan Palla, G i

ne'nin öpücüklerine ve parasına dayanamaz, prensi zehirleme

yi kabul eder. Bu iş i yerine getirdikten sonra, kendisine verilen

talimatın ötesine çıkar. Parma'da b ir cumhuriyetçi isyanı baş latırsa da, Mosca bu ayaklanmayı kolayca bastınr.

Gina ve Mosca ş imdi hedeflerine eriş miş lerdir. M ineroloji-

den baş ka birş ey düş ünmeyen yeni prens, Fabrizio'nun temize

çıkanlmasını isteyen Gina'nın ısrarlan karş ısında dayanamaz.

Gina, yeğ eninin temize çıkaniması için onun yeniden muhake

me edilmesini ister; tabiî bu da Fabrizio'nun teslim olmasınıgerektirecektir. Mosca, Fabrizio'nun ş ehir hapishanesinde tu

tulmasını ister ve güvenlik kuvvetleri vekili olarak da, burası

onun kontrolü altındadır. Fakat kara sevdaya tutulan Fabrizio,

Clelia'yı tekrar görebilmek ümidi ile kaleye teslim olur. Kale,

Mosca'nın baş düş manı. Baş Hâkim Rassi'nin kontrolü altında

dır. Rassi'nin de, yargılanması baş lamadan, mahkûmu zehirleyeceğ i anlaş ılır. Gina, yine yeğ enini kaçırmayı düş ünür Prense

giderek, durumunu anlatır. Prens, kendisinin bir hapishanesin

de bir vatandaş ın, bilhassa suçsuz bir vatandaş ın zehirle öldü-

rülemeyeceğ ine inanacak kadar saftır. Bununla beraber, kısa

bir hükümdarlık devresinden sonra, mutlak iktidann zevkli bir

ş ey olduğ unu öğ renmiş tir ve Gina'yı da, tıpkı babası gibi, gayet cazip bir kadın olarak görür. Gina kendisini prense terket-

tiğ i takdirde, Fabrizio'yu serbest bırakacağ ını söyler.

Fabrizio, kesinlikle beraat ettirildikten ve kilisedeki unvanla-

nna bir daha geri alınmayacak ş ekilde sahip olduktan sonra,

Gina, prense olan borcunu mümkün olduğ u kadar geciktirme

ye çalış ır. Prens, bu oyuna gelmez, fakat kazandığ ı zafer uzun

100 Bü y ü k   R o m a n   *113

Page 115: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 115/247

sürmez. Gina'nın yatağ ından aynidıktan yarım saat sonra, ka

dın ülkeyi terkeder. Napoli'de yerleş ir, sadık Mosca da sonun

da yanına gelir. Kadın, Fabrizio'yu Parma'da bırakır. Bir müd

det sonra yaş lı baş piskoposun yerini alacak Fabrizio, artık ül

kenin en güçlü dinî adamıdır. Tabiî artık, Clelia ile evlenemez

ve Clelia da, zengin ve mağ rur bir "marchese" ile evlenmiş tir.

Stendhal bu noktada, Fabrizio ve Clelia arasındaki aş ka,

tatlı-acı son bir hareket ka tar Clelia evlendikten sonra, Fabri-

zio'nun bitkin ve soluk görünüş ü ona, dindar bir kimse olduğ u

hakkında hak etmediğ i bir ş öhret sağ lar ve kiliselerdeki vaaz

larını dinleyenlerin sayısı gitgide kabanr Âş ıklar, bir müddet,

birbirini görmemezliğ e gelirlerse de, ne Clelia'nın evli olması

ne de Fabrizio'nun, cinsî iliş kiler kuramayacağ ına da ir verdiğ i

söz, daîmi bir engeldir. Sonunda, bu iki âş ık ihtiraslarına boyun

eğ erler Clelia Fabrizio'yu hiç görmeyeceğ ine da ir Meryem

Ana üzerine yemin etmiş tir Onu sadece geceleri görür; böyle

ce yeminini çiğ nemediğ ine inanır. Bu birleş meden, Sandrino

adında bir çocuk doğ ar ve henüz iki yaş ıncfa iken ölür. Kısa bir

müddet sonra da Clelia ölür Fabrizio yıkılır; dünyevî saadet ve

baş anya ulaş maya kendisini adamış , fakat her adımda fecî ta

lihsizlikle karş ılaş mış tır Ş imdi onun yapacağ ı tek ş ey, dünyadan

elini ayağ ını çekmektir, böylece, dindar halk, kendilerine lâyık

olmayan bir piskopos tarafından lekelenmiş olmayacaktır Bir

din adamı olarak iş lediğ i bütün günahlara rağ men, hâlâ iyi bir

Katolik olduğ undan ve kendi kendisiyle samimi bir insan oldu

ğ undan, vicdanında, temizlenmesi gereken çok leke bulundu

ğ unu idrak eder. Böylelikle, hayatının, hüzünlü son günlerini

geçirmek için Parma'daki manastıra çekilir 

Eleştiri

Civitavecchia’daki konsolosluğu sırasında, Stendhal’m  hobilerinden biri, onaltıncı ve onyedinci asırlarda, Roma’da işlenen suç ve skandallar hakkında bilgi toplamak

1 1 4 * 1 00 Bü y ü k    R o m a n

Page 116: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 116/247

tı. Topladığı malzeme arasında, daha sonraları III. PapaPaul olarak katolik kilisesinin başına geçecek ve Farnesemalî im paratorluğun u kuracak Alessandro Farnese adındagenç bir İtalyan’ın da hayat hikâyesi vardı. Bu malzemeyegöre, Alessandro, kilise hiyerarşisinde yükselmesini Kardinal Rodrigo Borgia’nm metresi olan teyzesine borçluidi. Gençliğinde, asil bir kadını kaçırdığından hapsedildi,hapishâneden kaçtı; fakat yine de kardinalliğe ve sonunda papalığa yükseldi. M etresinin doğurduğu çocuk, zamanlaParma D ükü oldu. JMateryalin aslında yedi yüz kelimedenoluşan bu ilk izah sayfası, Parma Manastın’nın   başlangıçnoktası idi. Romanın atmosferi, entrikalar ve zehirlemehâdiseleri ile, aynı aile arasındaki aşk ihtirasları ve çeşitliaşk maceraları ile, ondokuzuncu asır İtalya’sından ziyâde,onaltmcı asır İtalya’sını hatırlatır. Stendhal, hikâyeyi modernleştirmek istedi, çünkü III. Paul’un hayatı artık tarihin malı idi ve sanat düşünceleriyle iyi bir tarzda ele alınamazdı. Böylece, romanın geçtiği yer olarak, en iyi bildiği yeri seçti. Kendi zaman ının kuzey İtalya’sı. Tabiî, tem kinli hareket ederek, teferrua tı o ldukça değiştirdi: Par-ma’yı, sanki Farnesi’nin yönetimi devam ediyormuşçasmaanlattı. Gerçekte, bu hânedanlık onsekizinci asırda son

 bulm uştu ve Stendhal’m zamanında Parma’yı, Napole-on’un ikinci karısı olan ve kendi zamanı için oldukça liberal bir hükümdar sayılan AvusturyalI Marie Louise yönetiyordu. Stendhal’m despotik prensi, komşu Modena Dü-kalığmı idare eden IV. Françis olabilir.

Parma, küçük bir devlet olmasına rağmen, tiksindirici politik mücadelelere ve entrikalara sahne olur. Ülkeyi,dip lom asiden ziyade, fesat ve nifak yönetir ve vekillerinkaderi, yatak odalarında tayin edilir. Prens, karikatürleş-miş bir otokrattır. Aptal veya korkak mizaçlı biri olmasına rağmen, her akşam, yatmadan önce muhtemel bir katilin saklanıp saklanmadığından emin olmak için, başve

100  b ü y ü k    R o m a n   • 115

Page 117: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 117/247

kiline, yatağının altına bakmasını emreder. Muhafazakârlider Mosca, ileri görüşlü bir insan olmakla beraber, des-

 potik bir hüküm eti yönetm eye m ecbur kalm ıştır. M uhalefet liderleri, çok daha az liberal insanlardır. G eneraller ba

ruttan korkar, askerlerin üniformalarındaki düğmelerineksik olm am asına b ilhassa dikkat ederler. Baş hâk im Ras-si, eski zamanların melodramlarından kalma bir habistirve bu insanların birbiijerine karşı giriştikleri manevralar bir opera komik’i  hatırlatmaktadır. Sadece, iki durumdaciddî birer mesele ile karşılaşıyoruz. Bu, bayağı saray en

trikaları dışına sadece iki kişi çıkıyor: Kısa bir zam an içinde, eski hânedanlıkları silip süpüren ve İtalya’ya modern bir hüküm et getiren Napoleon; doğm akta olan yeni İtalya’yı -Silvio Pellico ve Mazzini’nin rüyâsını gördükleriİtalya’yı- temsil eden ihtilâlci Ferrante Palla.

Hikâyeye, politika değil de, şaheser bir karakter üçlü

sü canlılık getiriyor: Parlak, şaşaalı Düşes Sanseverina,dünyevî değerlere bağlı Mosca ve yakışıklı haylaz Fabri-zio. Hepsinin ahlâkî inanışları zayıf, hepsi amoral, fakatyine de, sevimliliklerinden, azimlerinden, tehlike karşısında tasasız neşelerinden ötürü kendilerini sevmemekelde değil. En akıllıları Mosca’dır ve ağzından çıkan keli

m eler La Rochefocauld’un vecizelerini andırır. En hareketli, canlı karakter Gina'dır. Fakat belki, en iyileri Fabri-zio’dur; çünkü olgunlaşan veya karakteri yücelen yegâneinsan odur. Çocuk iken, Waterloo’daki tutumu ile yüksek

 bir idealizme de sahip olabileceğini gösterir. Sonraları,kendisini zevke ve dinî riyakârlığa kaptırır. Fakat, hikâye

nin sonunda, kutsal bir insan olm azsa bile, m âzisini un u tturacak bir seviyeye yücelmesini bilir. Zâhiren bir antikahraman olmasına rağmen içinde, kendisinin de bilmediği tarzda, kahramanları oluşturan bir şey vardır.

Hikâyedeki kusurlardan biri şu: Fabrizio’nun meslekhayatını son yılları ve kendisini bir manastıra çekilmeye

116 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 118: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 118/247

Page 119: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 119/247

tu. Daru, Savunma Vekâleti’nde ona bir iş buldu. Fal<at bu iş, genç Henri 

için çok hafifti. Ertesi yıl, henüz on yedi yaşında olmasına rağmen, bir as

teğmen olarak orduya katıldı ve İtalya’daki Fransız ordusuna gönderildi.

Beyle, İtalya'ya gittiği zaman, bu ülke hakkında hiçbir şey bilmiyor idi 

ise de, burası, onun ikinci ülkesi oldu; bellibaşlı romanlarına bu ülkeyi konu seçti. İtalyan operasından büyük zevk duydu. Cimaraso’nun mûsikisi

ni ve Correggio’nun tablolarını çok sevdi; İtalyanlar’ın daha ihtiraslı, da

ha kuvvetli ve (ondokuzuncu asırdaki burjuva anlamı ile) daha az medenî  

olan mizaçlarını çok cazip buldu. İtalya, bilhassa Roma ve Milano, onun 

şahsiyetinin öylesine bir parçası haline gelmişti ki bir defasında, mezar  

taşına, “Enrico Beyle, Milano” yazılmasını teklif etti. Hepsinin başında, 

İtalyan kadınlarını çok sevdi; bu andan itibaren, özel hayatı, genellikle, 

yaşadığı aşk maceralarının hikâyesidir.

 Ardından gelen seneler tam bir faaliyet yılları idi. 1806’da, tekrar dev

let hizmetine girdi ve o zaman Fransız işgalindeki Brunsvvick’te bir yöne

ticilik mevkii ile görevlendirildi. Burada, biraz Almanca öğrendi, cemiyet

te yükseldi. Kendisine hürmet duyulmasına rağmen, canı sıkılıyordu. Da

ha sonraları, Almanya ve Avusturya’ya uzun seyahatler yaptı, hükümet namına Viyana’ya gönderildi ve imparatorun ordusunun peşinden Rus

ya’ya gitti. Smolensk ve Borodino savaşlarında bulundu. Moskova’nın ya

nışını seyretti ve bu büyük yangının estetik bakımdan tatmin edici oldu

ğunu söyledi. Ardından yine aynı vakarla, ordu ile birlikte Batı Avrupa’ya 

çekildi. Napoleon’un imparatorluğu çöküyordu. Paris düştüğü zaman da. 

Beyle, artık hükümetten iş alamayacağını düşünerek Paris’ten ayrıldı.

Şimdi Fransa, Bourbonların yönetiminde idi. Beyle edebiyata döndü, 

artık kendisinden, onu meşhur yapan Stendhal adı ile bahsedeceğiz. Bu 

yıllarda (1820’lerde) çeşitli sahalarda yazılar yazdı: Meşhur kompozitör

lerin bayatlan, İtalyan resminin tarihi, aşk üzerine bir inceleme, turistik  

Roma rehberi, Londra ve Paris mecmualarında çeşitli makaleler, İtalya, 

Fransa ve İngiltere’de kıt kanaat yaşadı. Hükümetin 1830’da değişmesi, 

tahta bir burjuva hanedanının, Louis Philippe’nin gelişi, Stendhal’a, yeniden hükümet kapısını açtı. Aynı yıl, Treste’ye konsolos olarak gönderildi  

ise de, radikal bir insan olarak tanındığından AvusturyalIlar kendisini is

temediler. Ardından papalık devletlerinden Civitavecchia’ya gönderildi. 

Maaş azdı, ama çok sevdiği Roma hemen yakınında idi. Sıhhatinin kötü

lüğünden ötürü, uzun süreler boyunca işinin başında bulunamadı ise de, 

hayatının sonuna kadar bu mevkide kaldı. Kırmızı ve Siyah.  X. Charles

118 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 120: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 120/247

devrinin son yılında yazıldı. Kitap yayımlandığı zaman (1831) zamanının 

dışında kalmış, modası geçmişti. (Kitapta Bourbonlara hücum eden par

çalarından ötürü). Bu arada başka romanlar yazdı. İkinci şaheseri, Par

ma Manastırı,  İtalya’da geçen mâcera ve entrikalarla İlgili olan bu roman, 

1839'da yayımlandı. Uzun bir hastalıktan sonra, kalp sektesinden Pa

ris’te öldü (1842),

Stendhal, şöhrete yavaş erişti. “Az sayıda mutlu insanlar'’ İçin yazdı

ğını İddia etti ve 1880’e kadar da, kendisinin takdir edilmeyeceğini söyle

di. Bunda haklı çıktı. Belki güçlük şurada idi ki, Stendhal, günün edebî ör

neklerinden hiçbirine uymuyordu. Napoleon gibi bencil kahramanlara 

duyduğu sevgi, onu onsekizinci asır insanlanndan uzak tuttu, ama romantiklere de tam mânâsı ile benzemiyordu. Hugo’nun muhteşem mev

kiinden mahrum olduğu gibi, Lamartine’in hissiliği de onda yoktu. Ancak  

bu adamlar, edebî ufuktan çekildikleri vakit, Stendhal’in hangi sahada 

büyük olduğunu görebiliriz: psikolojik realizm’in de.

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   « l i g

Page 121: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 121/247

Sefiller

YazanVictor Hugo(1802-1885)

Başbca karakterler

Jean Va^ean: Romanın kahramanı. İlkin basi t , çal ışkan bir köylü; son

ralar ı b i r mahkû m o larak hayata küskün lük duyar , üm itsiz l ik iç inde

dir . Piskopos Mriel ve evlât edindiği kızı Cosette 'nin or taya koydu

ğu iyi örnekler le ıs lah olur , cemiyette yarar l ı bir insan haline gelir .

Şu takm a ad lar ı va rdır . Pere M adelenie, U ltum us Fau chelevent , Urba-

in Fable, No: 24,601 ve No: 9,430.Charles François Bienvenu Myriel, D’nin Piskoposu (Mösyö Bien- 

 venu): Melek gibi yaşlı bir insan; herkese iyilik yapmayı çok sever.

Mile. Baptistine: Kızkardeşi evlenm em iştir.

Mm. Magloire: Evinin işlerine bakan kadın.

G: Millî İhtilâl Kongresi 'nin önceki bir üyesi; gerçek bir sosyal adalete

inanır.

Petit Gervais: Savoyardlı on iki yaşındaki bir laternacı.

Feliz Tholomyes: Başında kavak yelleri esen Parisli bir talebe.

Fentine: Tholomyes’in metresi . Mizacı i t ibar iyle mütevazı bir kız ise

de, şar t lar kendis ini , bir fahişe olmaya zorlar .

Tholemy£s’in arkadaşları ve onların metresleri: 

Ustolier: Dahlia.

Fameuil: Zephine.

Page 122: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 122/247

Blaheville: Favorite.

Thenardier: Çavuş, hancı , dolandır ıcı ve kr iminal; aç gözlü ve vicdan

s ız b i r adam . Takm a is imler i: Jond ret te , F abontou.

Mm. Thenardier: Karısı, aynı şekilde vicdansız.

Euphrasie (Cosette): Fentine’nin kızı, Valjean'ın evlâtlığı; nâzik, se

vimli bir kız.

Eponine: Thenardier ' in, sefil fakat güzel kızı; Marius’a âşık.

 Azelma: Thenardier ' in , diğer kızı .

Javert: Polis m em uru, h içbir şeki lde sa t ın a l ınmay acak ka dar nam uslu .

Fauchelevent: Yaşlı bir adam; önceler i noterken sonunda Peti t Picpus

rahibe manas t ı r ında bahçıvan o lur .

Bamatobois: Paris d ışında n gelen b i r züp pe; Fent ine'ye h aka re t eder .

Rahibe Simplice: C harty râhibesi ; m elek gibi bir kimse, son derece

sâdık ve sâm imî .

Scaufflaire: M-sur M-de, kiralık at lar ın b ulu nd uğ u tavlaya bak an adam .

Champmathieu: Kendisinin Valjean olduğu sanılan bir köylü.

 Albay Baron Georges Pantmercy: W ater loo 'da çapk ın b i r subay: yaş

lanınca eski huylar ı kalmaz, kendis ini çiçek yetişt irmeye verir .Rahibe Ana Innocent: Petit Picpus’un baş râhibesi.

Marifus Pontmercy: Albayın oğlu , kend is in i bab as ın ın h ât ı ras ına ad a

yan müşfik bir genç.

Gavroche: Başıboş dolaşan bir çocuk: Thenardier’in oğlu.

M. Gillenormand: Eski rej imin bir burjuvası , huysuz, diğerler i üzerin

de hâkim iyet kurm ak is teye n yaşl ı b i r adam.

Mile. Gillenormand: Kızı, iffetlilik taslayan biri; evli değildir.

M. Mabeuf: Pon tm ercy’nin eski b ir arkadaşı; botan is t ; ki tap bir ikt ir ir.

 Abbe Mabeuf: Erkek kardeşi.

Mere Plutarch: Evinin işlerine bakan kadın.

Teodule Gillenormand: Gillenormand' ın yeğeni: yakışıklı bir genç su

 bay. 1832 isy an ın d a rol a lan ta leb e le r ve k ışkırtıc ılar.

E^jolras: Yirmi iki yaşında militan ihtilâlci; genç, yakışıklı ve ciddî.Comlteferre: G rubun f ilozofu .

Prouvaire: Zengin b i r adam ın oğlu; çek ingen ve müşf ik , h iss i ve rom an

tik.

Feuilly: Kendi kendis ini yetişt irmiş bir i ; vanti latör yapıp sat ıyor .

Courfeyrac: Bir asilzâdenin oğlu; şakacı, lâtifeyi sever.

Bahorel: Gözüpek, müşfik, kavgacı , konuşkan, müsrif .

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 121

Page 123: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 123/247

Lesgel (Laigle) de Meaux (Bossuet):  Neşeli fak a t ta lih siz .

Joly: Tıp fakültes i talebesi ; hipokondriak (vesveseli , evhamlı) .

Grantaire: Fizikî bakımdan çirkin bir septik.

Mere Bougon: Gorbeua Malikânesi’nin ev sahibi.

Patron-Menette’nin eşkıyaları:Gueulemer: İri y an , kaba, k üsta h, zorb a.

Babet: Sıska, ku rna z, da ha önc eleri diş çekici.

Claquesous: Esrarengiz b i r adam; esmer ve vantr log (karnından konu

şan). Takma adı: Le Cabuc.

Montparnasse: Genç, yakışıklı ve oldukça da züppe.

Thenardier’le işbirliği yapan diğer kriminaller: 

Bigrenaille.

Brujon.

“Deux Milliards.”

 Magnon: G il leno rm and ’ın bir hizm etçis i; o nd an iki erkek çocu ğu vard ır.

Toussaint: Valjean’ın h izm etçisi.

 M ire Httcheloup:  Reu de la Chanvreri’de hancı.

 Boulatruelle:  Montfermailli bir yol işçisi.

122 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Hikâye

Sefiller'in plânı muazzam ve muğ laktır, fakat merkez doku

su Jean Valjeon adlı bir köylünün, on dokuzuncu asnn ilk otuzsenesindeki maceralarını anlatır. Valjean, aç ailesini doyurmak

için bir somun ekmek çaldığ ından bir kadırgada kürek çekme

ye mahkûm edilmiş tir. Defalarca kaçmak istediğ inden,

mahkûmiyet müddeti on dokuz seneye çıkarılır. Nihayet

1815'te serbest bırakılır. Valjean, ş imdi kızgın, ümidini yitirmiş

bir adamdır; Güney Fransa'da D-kasabasına gider. Bir kürekmahkûmu olduğ undan, kimse onu banndırmak istemez; niha

yet, yaş lı ve çok iyi bir insan olan kasabonın piskoposu, yanı

na alır ve ona gayet nazik davranır. Valjean, onun misafirsever-

liğ ine, piskoposun yemek takımlannı çalmakla karş ılık verir. Po

lis, kısa bir zaman sonra onu tevkif eder ve piskoposa getirir.

Piskopos, Valjean'ı hayrete düş ürürcesine, yemek takımını Vai-

Page 124: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 124/247

 jean'a verdiğ ini, bir hediye olduğ unu söyler ve gümüş ş amdan-

lan niye almadığ ı için de Valjeon'ı azarlar. Voiiean'm, seneler

sonra karş ılaş tığ ı bu müş fik hareket, onu derinden etkiler ve

tavnnı, düş üncelerini değ iş tirir, ıslah olur. Ondan sonra, pisko

posun bu güvenine lâyık olmaya, mümkün olduğ u kadar fazi

letli bir hayat sürmeye söz verir.

Valjean'ı seneler sonra. Kuzey Fransa'da bir kasabada gö

rüyoruz; takma bir ad altında, ucuz mücevherat imalâtçısıdır,

imalâtta, bir iki basit geliş me gerçekleş tirdiğ inden, ş imdi varlık

lı bir insandır; kasaba halkının güvenini kazanmış ve hatta be

lediye baş kanı dahi seçilmiş tir (Bu, mahkûmiyet geçirmiş bir

kimsenin hukukî olarak yapamayacağ ı bir iş tir). Kasabanın po

lis müfettiş i Javert, tam bir dedektiftir ve âmirinin kimliğ inden

ş üphe eder Onu tam yakalattıracağ ı sırada, adının Valjean o l

duğ u bir diğ er insanın, baş ka bir suçtan yakalandığ ını ve tek

rar bir kadırgaya gönderileceğ i haberini alır Çok mahçup bir

duruma düş en polis müfettiş i, belediye baş kanından özür diler,

onun hakkında ş üphelere düş tüğ ünü anlatır ve istifa etmek is

ter; fakat istifası kabul edilmez. Valjean ş imdi, daimî bir gü

venlik içinde bulunduğ unu hissederse de, kendi ismini taş ıyan

suçsuz bir insanın acı çekmesi vicdanını rahatsız eder. Kahra

manca bir hareketle mahkemeye gider, kendisini tanıtır ve ken

di isteğ i ile kürek mahkûmluğ una döner 

Birkaç sene sonra, Valjean kaçar ve kuzeye gider; kapitalist

olarak geçirdiğ i yılların mükâfatı olan parayı gömmüş tür. Para,

onu rahatça geçindirebilecek ve çevresine yardım etmesine de

imkân verecektir. İlk iş i, Cosette adındaki küçük bir kızı aramak

olur. Kız, bir zamanlar yanında çalış an Fentine'nin kızıdır; Fen-

tine kızına bakmak için fahiş elik yapmış tır. Fentine artık ölmüş

tür ve kızı yetiş tiren üvey ana ve babası, ona gayet kötü mu

amele etmektedir. Valjean, kızı evlâtlık alır ve ona derin bir sev

gi ile bakmaya baş lar. Beraberce Paris'e giderler Valjean, bir

rahibe manastınnda bahçıvan olarak çalış maya baş lar ve C o

sette da manastınn okuluna gider. Böylece, Valjean hâlâ ken-

100  b ü y ü k    R o m a n   »123

Page 125: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 125/247

diş inin peş inden giden Javert'ten kurtulur ve senelerce güven

lik içinde yaş ar.

Cosette büyüyünce, Parisli bir talebe olan Marius Pont

Mercy adında bir genç onunla ilgilenir. Marius'u eski bir bur

 juva olan büyük babası yetiş tirmiş tir; fakat o, Napoleon'un

kendisini baron yaptığ ı eski bir subay olan babasının hâtırası

ile yaş ar. Yirmi yaş ındaki Marius yoksul bir hayat sürer ve radi

kallerle arkadaş lık eder. Cosette ve Marius, Paris'in Luxemburg

Gardens adındaki parkında tanış ırlar ve Valjean'm kendisini

ve Cosette'yi gizli tutmasına rağ men, gizliden gizliye mektupla

ş ırlar.

Hâdiseler, ülkedeki iç huzursuzluklar sırasında zirveye eriş ir.

Sosyalistler, 1832'de, Paris'te hanedanlığ a karş ı baş ansız ka

lan bir baş kaldırma hareketine giriş irler. Marius ve arkadaş la-

n, bu isyanda yer alırlar ve sosyal adalete olan bağ lılığ ından

ötürü, kim olduğ unun meydana çıkmasına dahi aldırış etme

yen Valjean da isyana katılır. Sokak çatış malannın ortasında,

eski düş manı Javert ile karş ılaş ır, onun bütün hayatı ş imdi elin

dedir. Gerçi b ir tek kurş un, Javert'i ortadan kaldıracaksa da

Valjean Javert'i serbest bırakır. Valjean'm bu âlicenaplığ ı, Ja-

vert'in keskin meş ruiyet ve hukuka dayanan ahlâkî dünyasını

altüst eder. Hayatında ilk defa olarak, bir mahkûmun, kanuna

saygı duyan bir vatandaş tan daha iyi bir insan olacağ ını düş ü

nür. Bir polis memuru olarak, bütün hayatını, sahte faraziyele-

re göre yürütmüş tür. Valjean'ı tevkif etmek yerine, intihar eder.

Bu arada, barikatlarardına  çekilen âsiler çevrilir. Karş ı ta

rafın kuvvetleri daha fazladır. Çarpış malar sırasında Marius

ağ ır yaralanır. Valjean, Marius'u sırtında taş ıyarak, yer altında,

lâğ ım kanallanna götürür. Burası hoş bir yer olmasa da, çatış

ma sahnesinden uzaktır. Kendisini tamamen kaybetmiş ve he

men hemen ölü olan Marius, büyük babasının evine getirilir;

Marius, hayatını, kimin kurtardığ ını bilmemektedir.

Valjean, ş imdi Cosette ile Marius arasına girmemeye karar

verir. Cosette'nin, Marius'u sevdiğ ini ve onunla evlenmek iste

1 2 4 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 126: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 126/247

diğ ini anlar, Cosette'ye büyük miktarda para verdikten sonra,

eski b ir kürek mahkûmunun, ş imdi b ir barones olan Cosette'yi

mahçûp duruma sokacağ ını düş ünerek inzivaya çekilir. Marius,

ilkin bunu kabul eder, fakat hayatını kurtaranın Valjean olduğ unu öğ renince, Cosette ile birlikte, son bir defa daha görmek

için ihtiyar adamın baş ucuna giderler Karş ılaş ma hazin olu

Her üçü de gözyaş lannı tutamaz. Valjean, ölüm yatağ ında, se

nelerce önce, aziz gibi biri olan piskoposun, inanılmaz bir jest

le kedisine hediye ettiğ i ve böylece Valjean'ın ruhunu kazand

ğ ı gümüş ş amdanlan Cosette'ye hediye eder.

Eleştiri

Yazılmasına 1840’ın ilk aylarında başlanan Sefiller,  daha sonraki on sene zarfında Hugo’yu zaman zaman meş

gul etti. Hugo, romanını, 1860’da Guernsey’de yenidenyazmaya başladı ve erte si yıl tamam ladı. Sefiller, okuyucunun, hem büyüklüğünden, hem de m uhtevasından ötürü,ham asî kelimesi ile anlatacağı b ir eser. H er biri bir rom an büyüklüğünde beş kitap. M uhteviyatı ise daha da derin bir iz lenim bırakıyor; rom anda her şey var. Romanın esa

sını şüphesiz, Jean Valjean’ın hayatı teşkil ediyor ve Marius ve Cosette arasındaki aşk da bu hayatı süslüyor.Hikâyenin büyük bir kısmı vakıalara dayanıyor. PiskoposMyriel, gerçekte. Güney Fransa’daki Digne Piskoposu Mi-ollis idi ve Valjean da kısmen, piskoposun kendisiyledostluk kurduğu önceki kürek mahkûmu (sonradan ser

 best bırakıld ı) Pie rre M aurin adında biridir. Valjean’ın ka pitalist olduğu M -sur M gerçekte M ontreuil Surm er’dirMarius, Hugo’nun kendi gençliğidir ve Albay Ponmercyde, kısmen General Hugo’dur. Tabiî 1832 isyanı ise, sonzamanların tarihidir.

Sefiller,  bir tezi olan roman; adaletsizliğe karşı bir hü

cum. Hugo, insanları, küçük suçlar için küreğe mahkûm

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   * 1 2 5

Page 127: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 127/247

eden, suçluyu ıslah etmekten ziyade cezalandırmak üzerinde duran hafifletici sebepler üzerinde durmayan, gözhapsi altında tahliyeye imkân vermeyen barbarca bir hukuk ve ceza sistem ini ifşa ediyor. Hugo, bu halleri yaratan

ve taham m ül eden cemiyeti suçlar. Mamafih, sosyal m eseleler üzerinde derinden derine durmaz; anlattığı manzaralara sempati beslemekle beraber uzaktan m üşahede eden

 biri intibaın ı yaratıyor. Burada biz sefaletin kokusunu, tadını ve hislerini veren Zola’nın Germinal’indeki  realizmigörmediğimiz gibi, ekonomik sistemin işlemleriyle ilgilendiğinin işaretleri de yok.

Hugo, politikayı gerçekten bilerek anlatıyor. İmparatorluk hakkındaki, Bourbon restorasyonu hakkındaki veTemmuz hanedanlığı hakkındaki sözleri (bir ölçüde mü balağaya taham m ül edersek) okunmaya değer. Meselâ,Louis Philippe’nin karakterleri şaheser bir tarzda İncelenmekte, Marius’un siyasî düşünceleri, tıpkı Hugo’nun geçtiği saflardan geçiyor; ilkin kralcı, ardından Bonapartcı venihayet cumhuriyetçi. Şurası garip: Hugo, senelerce Fransız Millet Meclisi’nde bu lunm asına rağmen, pra tik po litika hakkında bildiklerini anlatıyor. Maamafih, halkı imparatorluğun fanatik destekleyicileri haline getiren veya onları, ölmeleri için barikatlara gönderen siyasî hareketinmistisizmi hakkında şevk ve heyecan duyuyor.

Sefiller,  hepsinin üstünde, kutsallık üzerine ahlâkî vedinî incelemedir ki, bu da bir romancı için belki en zortezlerden biridir. Piskopos Myriel, aziz mertebesinde bir

adam ve onu n Valjean üzerindeki ahlâkî nüfuzu onun,kriminallikten çıkarak iyi bir insan olması yolunda kesin bir rol oynuyor. Valjean’a gelince; aziz m ertebesinde birideğilse de, bir cöm ertlik ve fedakârca sevgi modeli. Böylece, o da diğerlerine tesir ediyor, onların doğru yola girmelerine imkân hazırlıyor. Böylece anlatılan ahlâkî ders, dinî

kitaplardan çıkarılıyor; son derece kötü bir insan bile, af

126 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 128: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 128/247

fedilmekle, kendisine sevgi ile muamele edilmekle, doğruyola girebilir. Myriel, bir mahkûm olmasma rağmen, Val-

 jean’ı kabul eder ve yemek takımmı çalm asmı affeder.Fentine’nin bir fahişe olmasma rağmen, Valjean onunlatem asa geçmekten yüksünm ez. Valjean hayatmı bağışladığı zaman, Javert, hayatının dayandığı ahlakî temellerin

 parçalandığını görür. Ve Hugo, zaman zaman idealist hislerle hareket ettiği intibaını yaratıyorsa, Valjean’ın orijini,mahkûm Maurine’i hatırlayalım: Piskopos Miollis kendi

sini kabul etmiş ve M aurine de, nam uslu bir insan olarak bu dünyadan göçmüştü .Bu sosyal, siyasî ve ahlakî tezlere ilâve olarak Hugo,

hikâye ile organik bir bağlantısı olmayan muazzam miktarda çeşitli bilgi ve yorumu da önümüze koyuyor. Böylece, argonun tarihi, rahibe manastırlarında hayat, Paris’in

lâğımları ve W aterloo savaşı hakkında âdeta bağımsız m akaleler okuyoruz. B unların bazıları göz kamaştırıcı. Böylece meselâ, lağımların anlatılışı, Zola’yı hazırlayan bir realizm ve sembolizm kombinezonu. Waterloo’da olup bitenler şaheser bir tarzda anlatılıyor. Nihayet Hugo’nun,Paris’in eski mahalleleri hakkında sevgi dolu hikâye ve

anekdotlarını da zikretmeliyiz. Hugo bunları yazdığı sırada, bu mahalleler yıkılıyor, yeni ve geniş yollar yapılıyordu ve Hugo’nun bunlarla ilgili yazıları, hızla kaybolmaktaolan sokak ve binalar için duyduğu derin nostaljiyi (hasreti) yansıtıyor. Pek az yazar, şehri, hayat, metabolizma veölüm işlemleriyle yaşayan bir organizm a halinde görebile

cek kadar böylesine der in hislere sahipti.Sefiller,  hiç şüphe edilemez, bir şaheser. Ama bu, kusurları yok demek değil. Onun yaygın, konudan konuyaatlayan yapısını kabul etsek dahi, diğer kusurları var. Rom anın plânı, modern bir zevkin kolaylıkla kabul edemiye-ceği ölçüde melodram ve tesadüflere dayanıyor; üslûp

gösterişli, fazla düşünmeksizin ortaya sürülen anti-tezle-

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   • 127

Page 129: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 129/247

Page 130: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 130/247

Nötre Dame’nm Kamburu

YazanVictor Hugo

Başlıca Karakterler

Quasimodo: Sağır bir kambur; Nötre Dame Kilisesi’nin çanını çalmakla

görev lendiri lm iş. Kuvvet li ve çi rkin bir adam ; kend isiyle a lay e de n

lere vahşîce davranır; efendisi Claude Frollo hariç; cemiyetin hemen

hemen dışında yaşar.

 Arcdecon Claude Frollo: Haşin ve bilgil i papaz; aynı zamanda el-sim-

ya i le uğraşır. Hayat boyu süren bekârlığı ve kendisini bilgiye adaması onu, derhal öfkelenen bir i yapmışt ı r .

Pierre Gringoire: İkinci derecede bir şair ve piyes yazarı. Yazıları hak

kındaki tabiî kibirl i l iği dışında, iyi huylu ve bohem âdetlere sahip

anlayışlı biri.

La Esmeralda: Genç bir ç ingen e d ans özü ; neşel i ve güzelce.

Phoebus de Chateupers: Esmeralda’nın sevdiği genç bir yüzbaşı; bir

sürü kadınla düşüp kalkar, kabadayı .

Jean (Jehan) Frollo, du Moulin: Claude’nin erkek kardeşi; müsrif ve

haylaz.

Pâquetta-la Chantefleurie (Kız kardeş Gudule): Çingenelerin kaçır

dığı çocuğunun mâtemini tu tan bir kadın; inzivaya çeki lmişt i r .

Fleur-de Lys de Gondelaurier: Ph oe bu s’un nişanlısı .

Dame Aloise de Gondelaurier: Annesi ; hürmet edi len bir dul kadın.

Page 131: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 131/247

Jacques Charmoule: Dinî m ahk em enin görevlisi ; Esm eralda 'nm so

ruşturm a işleminden m esuldür .

Paris dilencilerinin liderleri:

Clopin Trouillefou: “Tunus Kralı.”

Mathias Hungyadi Spicali: “Mısır ve Bohemya Dükü.”Guilleume Rousseau: "Galile İmparatoru."

Louis XI: Kral; şeytancasına kurnaz yaşlı bir adam; tamahkâr ve zalim.

Guilleaume Rym: Ghent ' in bir vatandaşı ve kralın ajanı; şeytanî bir en

trikacı.

Jacques Coppenole: G hentl i b i r çorapçı ; Fransız sa raym da delege, halk

tabakas ından ve demokra t .

Hikâye

Sahne, 1842 Ocak ayındaki Paris'tir. Ş ehir heyecan içinde

dir. Kralın en büyük oğ lunun Burgundayli Margaret'le düğ ün

törenlerinde bulunmak üzere Flannan vatandaş larını temsileden bir grup Paris'e gelmiş tir. Her çeş it hareket ve kargaş alı

ğ a müsaade edilen yıllık Aptallar Ziyafeti karnavalı devam et

mektedir. Sokaklardaki kalabalıklar arasında hayatını ş arkı

söylemekle, dans etmekle ve alış tınlmış küçük bir keçisi ile ba

zı oyunlar yaparak kazanan Esmeralda adında bir çingene kı

zı da vardır. Maamofih, Esmeralda dünyaya bir çingene olarakgelmemiş tir; on altı sene önce, çingeneler onu beş iğ inden ka

çırmış ve yerine çirkin ve sakat i>ir çocuk bırakmış lardı; Zavallı

kadın, çocuğ unun çalınıp yendiğ ine inanmış , Nötre Dame Ka

tedrali civannda Place de Greve'de inziva hayatına çekilmiş tir.

Esmeralda, tabiî, bunlar hakkında hiçbir ş ey bilmez. Kendi ma

zisi ile olan yegâne bağ lantısı, boynuna astığ ı bir torba içindesakladığ ı bir bebek patiğ idir. Onun bir gün, kendi annesini bul

masına yardım edeceğ ine inanın

Esmeralda genç, güzel ve bâkiredir. Nötre Dame Katedra-

li'ndeki bir papaz, Arcdecon Claude Frollo, ş ehvanî bakış lan-

nı kızdan ayıramaz. Frollo o zamana kadar, tam bir din adamı

hayatı yaş amış , kendisini bilgiye vermiş ve dünyevî arzulann-

130 • 100 B ü y ü k    R o m a n

Page 132: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 132/247

dan uzak duruş u tavırlarına tesir etmiş tir Arzulanna gem vuru

ş u, kalçasından, sinirli dudaklarından, haş in yüzünden ve kız

gınlık okunan gözlerinden bellidir. Gizliden gizliye el-simya ça

lış ır ve kendisinin tanınmış bir büyücü olduğ u da söylenir.

Frollo'nun baş lıca İnsanî hareketi, on altı yıl önce, merha

metli bir insanın kendisine acıyarak evlât edineceğ i ümidi ile ki

lisenin önünde bırakılan küçük bir çocuğ u alıp yetiş tirmesidir

Bu çocuk bugün yirmi yaş ında ve tarife sığ maz derecede çirkin

ve kambur olan Guasimodo'dır. Besbelli ki, Esmaralda'yı ça

lan çingenelerin, onun yerine bıraktığ ı çocuk budun Frollo'nun

kendisine gösterdiğ i ş efkatten ötürü Guasimodo, ona bir kö

pek sadakati ile bağ lanmış tır; diğ er insanlar, onunla alay veya

ona eziyet eder yohut tiksinti duyarak ondan kaçarlar. Katedra

lin çanlannı çalmakla görevlendirilen Guasimodo, katedralde

yaş ar Büyük çanların çıkardığ ı ses, onun kulaklarını da sağ ır-

laş tırmış tır, fakat o bu çanları sever ve kilise de ev olarak b ildi

ğ i yegâne yerdir.

Eğ lentilerle ilgili olarak, Paris ş ehri, hânedanlık ailesinin dü

ğ ünü münasebetiyle ahlâk üzerine bir piyes sahneler Piyesin

yazarı, Gringoire adlı bir bilgindir; Frollo kadar ihtiraslı olma

sa da, o da güzel Çingene dansöze göz koyar Piyesin sahne

lenmesinden sonra, Gringoire -ki eseri için kendisine telif ücre

ti ödenmemiş tir- Paris'in karanlık sokaklannda dolaş ırken, Es-

meralda'nın, iki kiş inin hücumuna maruz kaldığ ını görür Fa

kat, tesirli b ir ş ekilde savunamaz, kendini koruyamaz; o anda,

muhafız bölüğ ü yüzbaş ısı gelir ve kızı kurtarır. Bir kiş i kaçar ve

polis, onun ş eytanî papaz Frollo olduğ unu bir türlü öğ renemez.

Esmeralda'ya saldıran diğ er insan Guasim odo'dur ve bu suçundan ötürü de çarmıha gerilir. Guasimodo'nun sırtı yediğ i

kırbaçlardan ötürü kan içindedir ve halk kendisiyle alay eder

Bu anda Guasimodo yalvararak su ister ve Esmeralda da ona

su verecek kadar ş efkat hislerine sahip bulunduğ unu gösterir

Guasimodo'nun ağ zına bir maş rapa su tutar Sadece yan be

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   * 1 3 1

Page 133: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 133/247

ş erî bir yaratık sayılacak olan kambur, beklemediğ i bu hareket

karş ısında gözyaş lannı tutamaz.

Bu arada Gringoire 'nin, yatacak yeri yoktur. Ne yapacağ ı

nı bilmeyerek yürürken, kendisini, namuslu hiçbir kimsenin bi

lerek ve silâhsız giremeyeceğ i hırsızlar mahallesinde bulur. Hır

sızlar, Gringoire 'i ele geçirir ve parası olmadığ ını görünce ö l

dürmek isterlerse de, bu esirin, çingene kadınlanndan biri ile

evlendirilebileceğ ini düş ünürler Esmeralda, onun daha önce

kendisini kurtarmaya çalış an kimse olduğ unu görerek Gringo

ire'nin hayatını kurtarmak için, dört sene müddetle, çingene

usulü, onunla evleneceğ ini söyler Esmeralda, bunu sadece İn

sanî hislerle yapmış tır; evlilik yerine getirilmez; çünkü Esmeral

da, kendisini Frollo'dan kurtaran yakış ıklı yüzbaş ı Phoebus da

Chateaupers'e âş ıktır Gringoire, böylece, çingeneler arasına

katılır ve elinden baş ka bir iş gelmediğ inden sokaklarda cam

bazlık yapmaya baş lar Gerçi avını ilk teş ebbüsünde elinden kaçırmış ise de, Arc-

decon Frollo, Esmeralda'yı bırakmış değ ildir. Kızı elde etmek

için, Yüzbaş ı Phoebus'u kullanır Phoebus, iyi bir kadınla niş an

lı olmasına rağ men, Esmeralda, Phoebus'un kendisiyle evle

neceğ ini sanır ve onu kenar mahallelerdeki bir evin tavan ara

sında bekler. Frollo, Phoebus'un peş inden gider, onlan gözetler, kıskançlıkla üzerlerine saldınr Phoebus'u bıçaklar (öldür

düğ ünü sanır) ve yine kaçar 

Esmeralda, Phoebus'u öldürmeye teş ebbüs etmekle suçla

nır ve tevkif edilir Gerçekte onun suçu sadece çingene olması

ve bundan baş ka, büyücülük yaptığ ından ş üphe edilmesidir.

Hattâ onun keçisi bile o kadar zeki bir hyavandır ki, hayvanabile büyü yapıldığ ına inanılır Esmeralda, iş kence altında, ken

disinin itiraf etmesi istenen her ş eyi söyler ve ölüm cezasına

çarptınlır Phoebus, ölmemesine rağ men (sadece ağ ır yaralan

mış tır), kızı kurtarmak için hiçbir ş ey yapmaz; bu nâhoş hâdise

ye j<anş mak istemez. Frollo da, tabiatiyle Esmeralda'nın suçsuz

olduğ unu bilmektedir Kızı hapishanede ziyaret ederek kendisi

1 3 2 • 1 0 0 B ü y ü k   R o m a n

Page 134: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 134/247

ne teslim olduğ u takdirde, serbest bırakacağ ını söyler. Kız,

dehş etle irkilir ve papazı kovar. Frollo, eğ er kıza kendisi sahip

oinnazsa, kimsenin de olmamasını ister; kendi ıstıraplcnno son

vermek için, kızın ölmesini tercih eder.Öldijrüleceğ i gön, zamanın âdetine göre, Esmeralda, Nöt

re Dame Kilisesi'nin önüne getirilir. Aralarında Frollo'nun da

bulunduğ u papazlar, onun günahlarının o f edilmesi için dua

edeceklerdir. Kız, papazlar önünde diz çöktüğ ü sırada, Quasi-

modo, âniden ve dramatik bir tarzda, kilisenin balkonundan

bir iple yere atlar ve Esmeralda'yı kiliseye kaçırır. Kız, buradagüvenlik içindedir, zira en dehş et saçıcı bir katil dahi, katedra

lin içinde tevkif edilemez. Guasimodo, kendisinden geçmiş va

ziyette Esmeralda'yı kilisenin kulesindeki bir odaya götürür, yi

yecek ve giyecek getirir ve sâdıkçasına ona hizmet eder. G u

asimodo, çarmıha gerili olduğ u zaman, Esmeralda'nın kendi

sine su verdiğ ini unutmamış tır ve efendisi Frollo gibi, Esmeral-da'ya prestij edercesine bakarsa da onun bakış ında ş ehvanî

arzulardan ziyade hürmet vardır.

Esmeralda, tabiî, hâlâ kilisede esir durumdadır ve katedra

li terkeder etmez tevkif edilecektir. G ringoire, Frollo'nun da kış

kırtmasıyla, Esmeralda'yı kurtarmalan için Paris çingenelerinin

baş kaldırmalannı teklif eder. G gece, çingeneler ve serserilerden oluş an bir grup sessiz bir ş ekilde Paris sokaklanndan ge

çerek Nötre Dame'ın kilitli kapılan önünde toplanır. Kulesin

den bakan Guasimodo, aş ağ ıdakilerin, Esmeralda'yı kurtar

mak için geldiklerini bilmez; bildiğ i tek ş ey kiliseye hücum edi

leceğ i ve sevgili çingenesinin de tehlike altında olduğ udur. Tek

baş ına kahramanca bir savunmaya geçer; aş ağ ıdakilere taş veodun fırlatır; kaçış merdivenlerini serbest bırakır, hücum eden

lerin üzerlerine erimiş kurş un döker. Nihayet, Chateaupers'in

liderliğ indeki kral muhafızlan yetiş ir ve grubu dağ ıtırlar.

Katedralin önündeki çatış malar sürerken Frollo ve Gringo

ire, kimseye belli etmeksizin katedrale girer ve Esmeralda'yı ka-

çınrlar. Peş lerinden gelenleri nihayet ş aş ırtmaya muvaffak olur 

• 1 00  b ü y ü k    R o m a n   • 133

Page 135: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 135/247

ve Esmeralda'nın daha önce asılacağ ı Ploce de Greve'e gider

ler. Frollo, tekrar Esmaraldc'ya aynı teklifi yapar; yo kendisini

Frollo'ya bırakacak veya idam edilecek! Kız yine reddeder. Se

nelerce bütün çingenelere karş ı fanatik bir nefret hissi besleyen

Hemş ire Gudule'nin hücresi de buradadır. Esmeralda'yı kadı

nın hücresine sürükleye Frollo, hücrenin penceresine vurarak

bağ ırır: "Hemş ire Gudulel iş te bir Mısırlı! Gel intikamını a l!"

Kocakan, Esmeralda'nın kızı olduğ unu bilmeden vahş î bir hay

van gibi üzerine saldınr. Fakat Esmeralda, boynuna asılı torba

içinde hâlâ bebeklik patiğ ini taş ımaktadır. Mücadele sırasında,

ihtiyar kadın, kaybolmuş çocuğ u için iş lediğ i patiğ i tanır. Ş imdi

kızı kurtarmak ister, fakat iş iş ten geçmiş tir. Görevliler gelir ve

Esmeralda'yı orada asarlar.

Frollo ve Guosimodo, Nötre Dame'in kulesinden kızın

idam edilmesini seyrederler, ip, Esmeralda'nın boynuna geçiril

diğ i sırada, Frollo ş eytanî, zalimce, bir kahkaha kopanr. Q u-

asimodo, bunu iş itmez, fakat görür ve âni bir kızgınlıkla efen

disini, balkonun parmaklıklanndan aş ağ ı iter. Frollo düş er, el

leriyle bir boruya asılır; fakat boru, onun ağ ırlığ ı ile kınlır ve

Frollo kaldınma düş üp ölür. Guasimodo kaybolur Montfa-

ucon'daki idam edilenlerin atıldıklan çukura gider ve Esmeral-

da'nın vücuduna sanlarak ölür.

Eleştiri

 Nötre Dame’in Kamburu (Nötre Dame de Paris)  Victor Hu-go tarafından yazılmasına rağmen, Sir Walter Scott’un

dehasına dikilmiş bir âbide. Bu, 1815 ve 1830 arasında,halkı son derece zevklendiren Waverly romanlarındansonra, Fransa’da Hugo’nun zam anında başlayan tarihî roman akımının ilk örneğidir. Bu türün karakteristikleri,canlı bir plân ve kuvvetli hareketler, fazlasıyle pitoreskizahat, mahallî renklendirme ve geçmiş asırlardaki haya

tın canlı teferruatlarıyle an latılması veya anlatıldığının id

134 • 100 Bü y ü k   R o m a n

Page 136: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 136/247

dia edilmesi idi. H ugo’yu etkileyen b ir diğer tesir de kuvvetli sansasyonel plânlara göre hazırlanan, kasvetli şatolardan, şeytanî, kötü niyetli erkeklerin kollarında bayılan

nazik genç kızlardan bahseden ve onsekizinci asrın son raları ile ondokuzuncu asrın başlarında çok tutulan Gotikrom anı idi. Kül gibi yüzü ve alev alev yanan gözleri ve karşı gelinen şehvet hisleri, kendisinin m eşhu r bir büyücüolduğu söylentileri ile Arcdecon Frollo, Lewis’in Papaz adlı eserindeki Am brosio’dur.

Böyle bir rom an, karakterlerin, incelik ve ustalıkla belirtilmesini değil, göz ahcı bir tarzda anlatılmasını gerektirir. O zaman, onların hâdiselere göre şeytanî, faziletli veya gülünç mü olduklarını derhal anlarız. Romanda görülen bu muğlakhk veya hayret unsurları, Hugo’nun, istih-zalı anti-tez usûlünden , bir kim senin akla yatkın olmayan

hislerinin kombinezonundan çıkarılır. Böylece, suç ve şiddet arasında büyüm esine rağmen, Esmeralda, saf ve bakiredir; hain papaz, yerine getiremediği cinsî hisleri altındakıvranır; çirkin Quasimodo, sevgi ve sadakat doludur veChateaupers de karşı tara fta yer alır; zâhiren makul ve iyi,içinden hâin. Daha az dramatik olarak belirtilmiş ise de,

 belki, daha fazla ikna edici yön; bir eğlencede, birininidam edilmesinde veya bir isyanda bir araya gelen alelâdeinsanlardan o luşan kalabalık kitleler bize, hakikî bir hayatın canlı bir manzarasını verirler.

Maamafıh, kitapta, başından sonuna kadar hâkimiyetkuran “karakter”, belirli bir şahsiyete sahip ve muazzam,

ince ve ciddî yapısı ile orta çağların ruhunu sembolizeeden büyük Nötre Dame Katedralidir. Hugo, kiliseyi, anlata anlata bitiremez ve tabiî katedralin kulesi ve muazzam çanları da Q uasimodo’dan ayrılamaz. Kitabın diğersayfalarında, orta çağların Paris’i, dikkatli tarihî araştırmalarla, zevkle anlatılıyor. Ondokuzuncu asrın başların

da, Orta Çağ Fransası’nın Gotik âbidelerinin yeniden sev

1 0 0  b ü y ü k   R o m a n   • 135

Page 137: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 137/247

Page 138: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 138/247

vak’alar. Hugo’nun biyografilerini yazanlardan Andre Ma-urois, karakterlerin sun’iliğini kabul etmekle beraber, yine onları savunuyor.

“Bu karakterler, bütün ülkeler ve ırklardaki okuyuculararasında, kendilerinin olan bir hayata eriştiler. Bu karakterler çevresinde, esatiri mitolojinin ilkel şaşaası görülürve bu dahilî hak ikat de, onların müellifinin özel hayallerini doğurdu.

Yazar

Victor Hugo, Napoleon’un generallerinden birinin oğlu idi. Ailesi, bur

 juva olmakla beraber, hiç de uzak olmayan ecdadı arasında köylü soyun

dan gelenler vardır. Hugo’nun, kendisinin çok daha belirli bir soydan gel

diğini göstermek istemesi, onun daha az başarılı hayalî eserlerinden bi

ridir. Çocukluğu kaotik geçti. Ebeveynleri birbiri ile geçinemediklerinden 

ve genellikle birbirlerinden ayrı yaşadığından, çocuklar kâh analannın, kâh babalarının yanında yaşadılar. Hugo, çocukluk yıllannda, ülke dışın

da görevli babasının yanında uzun zaman kaldı. General, bir ara Mad- 

rit’te idi ve çocuğunun parlak bir istikbali olacağına inanıldı. Üç İspanyol 

vilâyetinin vâliliğini yürüten babasına bir İspanyol kontu unvanı da veril

mişti ve çocukları da, Ispanyol aristokratlan için özel olarak kurulan bir  

okula yazıldılar. Okulun talebeleri, maamafih, Hugo’nun çocuklarını sonradan görme ve Fransız diye aralarına almadılar ve çocukların bu okul

daki hayatları mutlu geçmedi. Hugo’nun biyografisini kaleme alanlardan 

biri, Hugo’nun aristokrasi hakkında beslediği müphem hislerin bu okul

dan sonra yerleştiğini yazar. Bir taraftan prestij ve unvanlara hasret du

yarken, öte yandan da, liberal-demokratik prensiplere bağlandı.

Napoleon düştüğü zaman, Hugo ailesinin durumu da bozuldu. Aile, 

tekrar Paris’e döndü ve Victor, eğitimini, sistematik olmayan bir tarzda yü

rüttü ve daha sonraki hayatında görülen bazı entelektüel sathiliklerin se

bebi de belki bu gayri sistematik eğitimdi. Zihnî gıdasını, genellikle, özel  

olarak okuduğu kitaplardan aldı ve vaktinden önce gelişti. Daha çocuk 

yaşlarında iken muntazam bir şekilde yazmaya başladı. On dokuz yaşın

da iken, annesi öldü ve Victor beş parasız kaldı: Bir sene, aç sefil bir ha

yat sürdü.

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 137

Page 139: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 139/247

Yirmi yaşında il<en ilk şiirlerini yayımladı. Bu şiirlerindeki kesin kralcı 

hislerden ötürü, XVIII. Louis, Hugo’ya aylık bağladı. Durumunu böylece 

düzelten Hugo, bir çocukluk arkadaşı ile evlendi ise de, kardeşi Eughe- 

ne’in davranışı bu evlilik üzerine gölge düşürdü: Karısı Adele’yi, 

Eugene’in de seviyordu ve kardeşi, ertesi günü çıldırdı. Hugo, kendisine, 

“yüce bir çocuk" dediği mâbudu Chateaubriand’ın dikkat ve ilgisini çek

meye başladı. Kısa bir zaman sonra da, çağın, yükselmekte olan yazar

ları arasındaki yerini aldı; Vlgny, Nodier, Gautier ve Lamartine. İlkin poli

tikada kralcı ve üslûpta da gelenekçi idi (gerçekte ikisinin beraber gitme

si gerekiyordu). Fakat romantizm akımı başlıyordu. Böylece 1827’de, ye- 

ni-klâsizmin geleneklerinden tamamen koparak, Cromwelt'\  yazdı ve böylece romantik hareketin manifestosunu hazırladı. Ardından, Hernani 

(1830) geldi. Bu eserin sahnelenmesi sırasında, isyana yaklaşan tezahü

rat yapıldı. Hugo’nun sahnedeki macerası kendisine şöhret, zenginlik ve 

Juliet Drout adında bir metres kazandırdı. Hugo, otuz seneden fazla sa

dık kaldığı bu kadına, aşk şiirlerinden çoğunu ithaf etmişti. Bununla be

raber, aynı sadakat ve şefkati, eleştirici Sainte-Beuve’nin metresi olan  

kendi karısı Adele’ye göstermedi.

 Ardından gelen seneler boyunca Hugo, birbiri ardından şiir, piyes ve 

roman yazdı. Nötre Dame’in Kamburu-ki yayınlayıcı ile yaptığı bir muka

veleyi yerine getirmek için altı ayda yazmıştı- 1831’de yayımlandı. Hugo, 

artık şöhret ve şeref kazanmıştı: 1841’de Fransız Akademisi’ne seçildi ve 

1845’te de, Bourbon’lardan Orleans hânedanlığına geçti ve kendisine, bu 

hanedanlık mensuplarıyla aynı hakka sahip olduğunu gösteren bir unvan verildi.

Hugo, politika hayatında Fransızlar’ın ekserisinin düşüncelerini yan

sıtma yeteneğine sahipti. 1848 ihtilâlinden sonra, kendisinin bir cumhuri

yetçi olduğunu anladı ve cumhurbaşkanlığı için namzetliğini koydu. O yı

lın aralık ayında Louis Napoleon cumhurbaşkanı olunca, ilkin, onu des

tekledi ise de, daha sonra -belki kabinede bir sandalye teklif edilmeme

sinden duyduğu kızgınlıktan ötürü- ona karşı cephe aldı. Napoleon, 

1851’deki darbe ile kendisini imparator ilân ettiği zaman, Hugo ülkeden 

aynidı ve İngiliz toprağı olmakla beraber Fransızca konuşulan Channel 

 Adalan'nda yerleşti. Hugo, burada hemen hemen yirmi sene kaldı. Bu şu

urlu ve dramatik mülteci hayatı sırasında, kendisinin af edilmesi yolunda

ki teklifleri reddetti ve III. Napoleon aleyhinde en şiddetli yazılarını yazdı. 

Sefiller’] de burada tamamladı. (1862)

1 3 8 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 140: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 140/247

Üçüncü Cumhuriyet’in kurulması ile Hugo, bütün ülkenin hayranlığı 

altında Fransa’ya döndü. Tekrar Millet Meclisi’nde yer aldı ise de, pratik 

bir politikacı olarak hiç nüfuzu yoktu. Bu arada cilt cilt eserleri yayımlan

dı, fakat son yıllarındaki kitaplarının kalitesi, onun Fransız edebiyatında 

kazandığı mevkie yeni bir şey ilâve etmedi. Hugo 1855’te öldü ve Pant- 

heon’da gömüldü.

Fransızca’nın konuşulmadığı ülkelerde, Hugo, genellikle bir romancı 

olarak bilinir; Fransa’da ise bir şair. Ölçülerindeki mahareti, sesli armoni

lerinin inceliği ve yeni klâsizmin teamüllerinden sıyrılışı onu, kendi nesli

nin en nüfuzlü şâiri yaptı. Hugo, kendi İngiliz çağdaşı Tennyson’un birçok 

iyi ve kötü taraflarını daha belirli bir tarzda ortaya koydu: Muazzam bir verim, vasat bir entelektüellikle kol kola giden teknik ustalık ve orta sınıf  

okuyuculannın müphem bir şekilde hisettiklerini kuvvetli bir tarzda anla

tabilme yeteneği. Hugo, kompleksli denilebilecek kadar gururlu bir insan

dı ve bu yüzden zaman zaman kendisinden gösterişli , zevksiz ve hümor- 

suz bir mübalâğa ile bahsetti. Fransız edebiyatının, yirminci asırda rahat

ça nefes alabilmesi için, ondokuzuncu asnn sırtına binmiş bu devin yıkıl

ması gerekiyordu.

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   * 1 3 9

Page 141: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 141/247

Eugenie Grandet

YazanHonore de Balzac(1799-1850)

Başlıca Karakterler

Grandet: Saumerli bir fıçı imalâtçısı ve şarapçı; kurnaz, inatçı ve cimri.

Mme. Grandet: Çekingen, uysal karısı .

Eugenie Grandet: Kızları ; saf, dindar ve fedakâr.

Charles Grandet: Grandet ' in yeğeni , i lk in yapmacıkl ı ve züppe bir

genç; sonraları s inikal bir oportünist .Nanon: Grandetlerin, hizmetçisi ; iri yan, sağlam, sadık ve çalışkan bir

köylü kızı.

Saumur halkı:  N oter C ruschot; yeğeni Hâkim C ru se ho t ve Bonfons;

 bankacı de G ranssins; oğ lu A dolphe de G ranssins, Abbe C ruschot,

 b ir p apaz; M ademe de G ranssins.

Hikâye

Bourbon restorasyonu sırasında Sounner'in en zengin ada

mı yaş lı Grandet'tir: Fıçı imâlatçısı, ş arapçı ve önceki belediye

baş kanı. Ne kadar parası bulunduğ unu söylemeyecek kadar

kurnaz olan bu adamın servetinin, milyonlarca frank olduğ unu

da kasaba halkı tahmin eder. Bunun içindir ki, adamın tek ço

Page 142: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 142/247

cuğ u olan kızı Eugenie, kasabada, peş inde en fazla gidilen kız

dır. Bunlar arasında bilhassa Hâkim Cruschot, Grandet'in avu

katının oğ lu ve bankacının oğ lu Adolphe de Granssins vardır.

Tam bir sat ve uysal kız olan Eugenie'nin, bilhassa tercih ettiğ ibir genç yoktur. Böylece Grandet, damat namzetlerini birbirine

karş ı kullanır.

Grandet'in, senelerce önce Paris'e giden ve ş arap tüccarlı

ğ ı yaparak oldukça varlıklı b ir adam haline gelen bir kardeş i

vardın Bu kardeş inin oğ lu, Charles Grandet de, Eugenie için

düş ünülen muhtemel kocalar arasındadır. Bir gün, Cruschot vede Granssins, Eugenie'ye kur yaparlarken, Charles beklenme

dik bir tarzda, birkaç hafta kalmak üzere amcasının evine ge

lir. Zarif bir Parisli olan Charles'in lüks zevkleri ve gardrobunun

zenginliğ i herkesin gözünü kamaş tırır; bir anda kendinden

geçen Eugenie, kuzenine âş ık olur. Charles'in yanında, baba

sından yaş lı Grandet'e muhteviyatını bilmediğ i bir mektup vardır Grandet, mektuptan, kardeş inin iflâs ve utancından intihar

ettiğ ini öğ renir; kardeş i, Charles'i himayesine almasını ve ya

nına yeterince sermâye vererek bir iş tutmasında yardımcı ol

masını veya muhtemelen Indies Adalan'na gönderilmesini rica

eder. Charles, babasının ölümünü öğ renince kederinden yüzü

koyun düş er. Grandet, kendisine tevdi edilen bu mesuliyettenrahatsızlanın Eugenie ve annesi de Charles'e sempati duyarlan

Bu anın verdiğ i hisler altında da Charles ve Eugenie, birbirine

aş k ilân eder ve kader kendilerini birleş tirdiğ i zaman evlenme

ye söz verirler 

Eugenie'nin, niş anlısına yardım etmek için bir plânı vardın

Babası, kendisine seneler boyunca, çeyiz için altın paralar vermiş tin Bunlann değ eri fazlasıyla arttığ ından, paralann toplam

tutan altı bin franka yükselmiş tin Kız, Charles'in, onlan borç

olarak almasını söyler, fakat babasının ne diyeceğ ini bildiğ i

için, bunun gizli kalmasını isten Bu arada, Grandet'in de, ye

ğ eni için hazırladığ ı bir plân vardın Charles'in, en yakın bir li

mana gidebilmesi için yol masrafını ödemeyi kabul eder; aile

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   • 141

Page 143: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 143/247

nin mücevheratını, değ erlerinden az fiyatla ondan satın alır ve

babasının bıraktığ ı malikâneyi, bütün borçlanyla birlikte, ken

disine devretmeye onu ikna eder. Charles, böylece aradan çı

kınca, Grandet, kardeş inin malını satar, elde ettiğ i paranın büyük bir kısmını kendisi için sermaye yapar. Kalan para ile de

kardeş inin borçlonnm bir kısmını öder, mütebakisini de erteler.

Zamanla, bunlann çoğ u, uzlaş maya hazırdırlar ve Grandet,

kardeş inin, onlann elindeki senetlerini hakikî değ erlerinin çok

altında bir fiyatla satın alır.

Grandet, bu baş ansından ötürü, kendi kendini tebrik ederken, Eugenie'nin, elindeki altın paralan Charles'e verdiğ ini ö ğ

renir. Sadece malî ziyan olduğ undan değ il, paralann tarihî de

ğ erlerine de üzülür ve kızının bu beklenmedik hareketi kendisi

ni hayrete boğ ar. O, bu paralan, her zaman kendisinin say

maktadır. Eugenie, bir odaya kapatılır, kendisine sadece ekmek

ve su verilir. Kız, babasının bu cezasına inatla karş ı kor ve hizmetçileri Nanon da geceleri, kendisine her çeş it yiyecek getirir.

Kocasına, önceleri hiçbir zaman karş ı gelmeyen Mme. G ran

det, ş imdi, kızının tarafını tutar, fakat kocası ile yaptığ ı müna

kaş alar ve kavgalar neticesinde hastalanır ve ölüm döş eğ inde

yatar. Grandet, kansının ö.^ "eğ ini anlayınca, kızının annesinin

miras hakkı üzerinde ısrar eJ-’ bileceğ ini düş ünür, böyleceEugenie'ye daha iyi muamele etm t, karar verir. Mme, Gran

det öldükten sonra da, kızının, malikânedeki hakkını, kendine

devretmesini ister. Eugenie de, babasının istediğ ini, mala mül

ke önem vermeyen kimselerin gururu içinde yapar.

Grandet nihâyet ölür; fakat ölmeden önce, papaz son bir

defa odasına geldiğ i zaman, elini papazın, ağ zına koyacağ ıkutsal ekmeğ e değ il de, ekmeğ in muhafaza edildiğ i altın kutu

ya uzatır. Eugenie'nin ş imdi, on dokuz milyon frankı vardır.

Cruschot ve de Granssins, kızla tekrar ilgilenmeye baş lar; fa

kat kız, hâlâ Charles'i beklemektedir ve Charles de, yedi sene

dir kendisine mektup yazmamış tır. Charles döndüğ ü zaman,

tamamen bambaş ka biridir. Köle ticareti ile büyük bir kontun

142 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 144: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 144/247

Page 145: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 145/247

Pere Goriot (Goriot Baba)

Yazan

Honore de Balzac

Başlıca Karakterler

Pere Goriot: Emekli o lmuş bir imalâtçı ; bütün hayat ı , benci l ve düzen

siz kızları üzerine toplanmışt ı r .

Kontes Anastasie de Restaud: Goriot ' ın en büyük kızı; güzel, fakat

 bencil.

Kont de Restaud: Anastasie’nin kocası ; zamana uymayan kayınpederi

ve kalpsiz karıs ı, kend isini m ahçup duru m lara sokarlar .

Barones de Nucingen (Delphine): Goriot’ın ikinci kızı; asiller tarafın

dan kabul edi lmesini is ter .

Baron de Nucingen: Delphine’nin kocası; vicdansız bir maliyeci.

Eugene de Rastignac: Asil bir ai leden gelmekle beraber, çok fakir bir

genç; yükse lm ek için Paris’e gelir; ihtiraslı ; dü şü nc es iz ha rek et eder,

iyi niyetl i ama rüşvetle satın alınabilecek biri .

 Viscountess de Beauseant: Eugene’nin bir kuzeni ; parlak ve m ah are tli.

Mme. Vauquer: Ucuz bir otel in sahibesi : c imri ve küçük hesaplar pe

şinde giden b ir kadın.

 Victorine Taillefer: Moison Vauquer’de o turan saf, tem iz, naz ik ye se

vimli bir kız.

Mme. Counture. Victorine’nin bir akrabası ve hâmisi .

Page 146: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 146/247

 Vautrin; Hapisten kaçmış bir mahkûm: azimli , zeki, becerikli ve beşer

tabiat ı ve cem iyet hak km da sinikal (şüpheci) .

Poiret: Emekli bir kâtip.

Mile. Michonneau: Evde kalmış kupkuru bir kız.

Horace Bianchon: Müşfik ve na zik bir t ıp talebesi; so nra ları m eşhu r bir

doktor.

Kont Mazime de Trailles: Kontes de R estaud’un sevgil is i , zü pp e ve ıs

lah o lmaz b i r kumarbaz .

Marquis d’Adjuda-Pinto: Viscountess de Beauseant’m sevgilisi .

Sylvie ve Christophe: Maison Vauquer’deki hizmetçiler.

Hikâye

1819 senesinde, Mme. Vauquer'in Paris'in her türlü kötü

lüklerin iş lendiğ i bir mahallesindeki yıkık dökük, fakat iyi bir

isinn bırakmış oteline Eugene de Rastignac adında genç bir hu

kuk talebesi gelir. Asil bir ailede dünyaya gelmekle beraber fakirdir ve Paris'te hem mesleğ inde, hem sosyal sahada yüksele

rek ailesinin servetini geri almayı ümit eder Yanında Viscoun

tess de Beauseant'tan bir tavsiye mektubu vardır ve böylece,

Paris'in gıpta edilen sosyetesine girmeyi baş anr. Bu hayatın ca

zibesine kapılarak kendisinden geçen genç, üniversiteyi unutur;

eğ lence ve sefahat âlemine dalar; böylece, annesi ile kızkarde-ş inin mücevherlerini satarak kendisine gönderdikleri parayı

harcar.

Maison Vauquer'de kalanlardan biri, makarna imalâtçılı

ğ ından emekli olmuş Gorio t adında biridir. Otelde kolanlann

anlattıklarına göre, önceleri epeyce zengin ve hürmet edilen

biri olan Goriot, ş imdi en ucuz dairede kalır ve elbiseleri limelime denecek kadar da eskimiş tir. Onun baş ına gelenler, tedri

cen açığ a çıkar. İki güzel kızı asil ailelerin çocuklanyla evlen

miş tir; kızlanndan biri ş imdi kontestir, diğ eri de barones; fakat

kızlan kibirli ve müsrif insanlardır Kocalan, kayınpederlerinin

zenginliğ inden memnun iseler de, onu kendi evlerinde görmek

istemezler Kızlannı ş ımartarak yetiş tiren Goriot, ş imdi hayatı

100 Bü y ü k   R o m a n   * 1 4 5

Page 147: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 147/247

nı, onların kaprislerini yerine getirmekle geçirir; sadece onların

değ il, sevgililerinin dahi borçlannı öder. Fakat para suyunu

çektikten sonra, adamın kızlannı ziyaret etmesine müsaade

edilmez ve onlan ancak, ara sıra sokakta görür.Eugene, Goriot'm büyük kızı Countess de Restaund ile ta

nış ır ve onun kim olduğ unu bilmeksizin delicesine tutulur. Kız,

ilkin, onu evine alır, fakat babasının arkadaş ı olduğ unu öğ re

nince, vazgeçer. Eugene, o zaman kuzeni Viscontes'in tavsiye

si üzerine, Viscountess de Beauseant tarafından kabul edilmek

ve sosyetede yükselmek isteyen kızkardeş i Baroness de Nucin-gen'e kur yapmaya baş lar. Viscontes tarafından kabul edilmek

ş artı ile kız, Eugene'nin sevgilisi olmayı kabul eder. Kız aynı za

manda, Eugene'den, babası Goriot'e, sathî de olsa hürmetle

muamele etmesini ister. Goriot da böylece, Eugene'ye, rahat

bir daire tutar. Burada iki âş ık buluş tuğ u gibi; Goriot, kızını ve

Eugene'yi zaman zaman ziyaret eder.Eugene, bu arada baş ka iş lerin de peş indedir. Maison Va-

uquer'de, Victorine Taillefer adında bir kız yaş ar Zengin bir

adamın kızı olmakla beraber, babası onun kendi kızı olduğ un

dan ş üphe ettiğ inden, Victorine, sefalet içinde yaş amaktadır

Otelde zeki, vicdansız ve oldukça ş eytanî Vautrin adında biri de

vardır Vautrin, Eugene'e Victorine'nin erkek kardeş i öldüğ ütakdirde, babasının ailenin son bulmasını istemeyeceğ ini ve kı

zı tanıyacağ ını söyler. Böyle bir durumda da, kızın kocasının

servete konacağ ını anlatır. Vautrin, Eugene'nin, Victorine'ye

kur yapmasını söyler. Bu arada, Vautrin de, kızın erkek karde

ş ini öldürecek ve kimse bunun bir cinayet olduğ undan ş üphe

lenmeyecektir Vautrin, bu iş için, Eugene'den kânn sadecebeş te birini isten

Eugene, böyle bir teklif karş ısında ş aş kınlığ a uğ rar; onun

için, Delphine'nin sevgilisi olmak, Victorine'nin kocası olmak

tan daha ş evklendiricidir Vautrin, maamafih, bu genç arkada

ş ını soysuzlaş tırabileceğ ine innnır ve onu yoldan çıkarmak için

her çareye baş vurur. Eugene, sonunda Victorine'yu muvakkat

146 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 148: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 148/247

olarak kur yapmaya ve kızın kendisine âş ık olmasına imkân

hazırlamaya karar verir. Ardından, oyunun ikinci safhası ger

çekleş ir. Victorine'nin kardeş i, bir düelloda öldürülür, fakat

dehş et içinde kalan Eugene, kızla evlenemeyeceğ ini söyler. Ozaman Vautrin tevkif edilir. Ote lde, onun bir hapishane kaçağ ı

olduğ unu bilen iki kiş i, polise ihbar ederler.

Bu arada ihtiyar Goriot da ölmek üzeredir. Kızlannın kap

risleri yüzünden, son günleri, periş anlık içinde geçmiş tir. Anas-

tasie, sevgilisinin kumar borçlannı ödemek için, kocasının aile

sinin mücevheratını satmış tır ve Goriot da, sorumluluklannı yerine getirmek için, yıllık tahsisatı ödemek zorundadır. Aynca, bir

gece elbisesi için ödenmesi gereken bin frank meselesi vardır

Delphine ise, Eugene vasıtasıyla davet edildiğ i Viskontes'in ba

losundan baş ka bir ş ey düş ünmez. Babas: ölmek üzere bulun

duğ u bir sırada dahi, Eugene'nin, kedisini baloya götürmesin

de ısrar eder. Goriot, ö lür ve o anda baş ucunda, Eugene ileBianchon adında iyi kalpli bir tıp talebesinden baş ka kimse

yoktun Gömme masrofını onlar üzerlerine alırlar. Kızlan cena

zeye de katılmazlar.

Eugene, böyle olduğ unu hiçbir ş ekilde tahayyül etmediğ i

vicdansız ve sefil Paris sosyetesinden tiksinti duyar. Ş imdi, bu

cemiyetle olan iliş kilerinde daha temkinli hareket etmeye kararverir. Gerçi hâlâ bu cemiyet üzerinde zafer kazanmak isterse

de, bu insanlardan nefret eder. Ondan sonra, Delphine de Nu-

cingen'le birlikte yemek yer.

Eleştiri

Balzac’ın, asrının en gerekli yazarlarından biri olduğusöylenir. Bu müphem sıfat, onun bir yazar olarak başlıcaromantizm ve realizm akımlarında bellibaşlı bir mevkiielinde bu lundurduğunu ve kendi neslinin Fransız cemiyetini gayet başarılı bir tarzda anlattığından Fransız edebi

yatındak i yerini gösterir. Balzac, kendi çağını öylesine fev

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   * 1 4 7

Page 149: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 149/247

kalâde bir tarzda anlattı ki, onun eserlerini okumayan birinin, Louis Philippe çağı hakkında hiçbir şey bilmesineimkân yoktur. Aynı zamanda, “gerekli” sıfatı, ekseri eleştiricilerin Balzac’ı, belirli şartlar altında övdüklerini belirtir; bazıları, onun üslûbu, diğerleri romanlarının plânıüzerinde duruyorlar. Fakat bu şartlarla anlatılm ak istenenne olursa olsun, herkes, Balzac’m sırt çevrilmeyecek biryazar olduğunda müttefik.

İlkin, bir bü tün olarak İnsanlık Komedisi (La Comedie Hu- maine)  diye bilinen romanlarını dü şün ün . Toplam olarakdoksan altı kitap. Ekserisinin konulan, dört Fransız hükümdarının, Napoleon, XVIII. Louis, X. Charles ve LouisPhilippe çağlarından alındı. Romanlardaki karakterler, cemiyetteki her sınıf insanı kapsar; Aristokrasiden gangsterlere kadar. Bu karakterlerin toplam sayısı iki bin ka

dar ve hepsinin hayatları, bir romandan diğerine aktarılır.Kitapların hepsi tamamlanmadı; elimizde, düşünülen veya plânlanan elli romanın daha isimleri var.

Balzac’m romanları, geniş bir başlık altında toplanabilir: Özel Hayattan Manzaralar, Kır Hayatı, Felsefî İncelemeler ve Analitik İncelemeler.

Balzac’m eserlerinin sjnıflandınlışı, tabiî tarihi sınıflandırarak ele alan büyük bilgin Linnaeus’u hatırlatıyor.Balzac, beşeriyeti, birbirleriyle bağlantılı yaratıklarıngruplan olarak gördü: Paris dışında yaşayan biri, köylünün çiftçiden farklı olması kadar, bir Parisliden farklıdırve Balzac, onların hepsini anlatma ve sınıflandırma işini

yüklendi.Bu zengin ve değişik cemiyetin sinir merkezi Paris’tir.Romanların ekserisi orada geçer ve Paris dışında geçenlerin de dahi, Saum er’e yaptığı m utsuz ziyarette, beraberinde hükümet merkezinin şaşaa ve soysuzluğunu getirenCharles Grandet'in durumunda olduğu gibi, Paris stan

dartları kend ilerini hissettirir. Önceki mevkilerini yeniden

1 4 8 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

Page 150: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 150/247

ele geçiren eski aristokrasinin sosyal liderleri şimdi, ihtilâlde maruz kaldıkları zorlukları telâfi etmeye çalışıyorlar. Bununla beraber, onlann günleri sayılıdır, zira yeni in

sanlar gelmişlerdir. Grandet gibi önceleri köylü olan insanlar, şimdi güçlü o rta sınıftadır ve Nucingen gibi şaibeli işadamları da, asiller sınıfına girm ek üzere. Para, her şeyin hâkimidir. Erkekler, daim a çıkar peşindedirler, vicdansızdır ve aşağı yukarı cemiyetin tonunu tayin eden karıları da, onlardan daha az çıkarcı değiller. Saflık ve fazilet,

Eugene Grandet, Nanon veya kız kardeşler Rastignaclardaolduğu gibi, belli belirsiz, gerilerde kalmışlardır. Ama Bal-zac, kır hayatı hakkındaki düşüncelerinde hissî değil; daha az görgülü ve kültürlü olabilirse de Grandet ve kızlarıarasındaki dahilî mücadelenin ortaya koyduğu gibi, onlarda tıpkı Parisliler kadar vicdansız olabilirler.

Balzac’m cemiyet hakkındaki hükümleri haşin, isteraşk, ister iş ve siyasette veya isterse cemiyet haya tında olsun, entrika hâkimdir. Bu çeşitli türdeki entrikalar birleşir; Bir erkek, kadının vereceği başlığı sermaye olarak kullanacağından, bir kadına kur yapabilir veya siyasî hayattayükselmek için onun metresi ile ilişki kurar. Balzac’ın ba

zı çağdaşlarının yaptıkları gibi,  İnsanlık Komedisi’ni ahlâksızlıkla suçlamak, aptalca bir şey olur; Balzac’ınahlâkî hükümleri açık ve kesin. Fakat Balzac’m faziletlerden ziyade kötülüklerden şevkle bahsettiğini sanmamakda elde değil. Okuyucunun sönük ve yavan Victorine’denfazla Vautrin gibi güçlü bir karakteri ha tırlaması çok daha

muhtemel.Balzac’m pek çok karakterleri, kendilerinin, cem iyette

ki mevkilerinin ne o lduğunu veya ne iş yaptıklarını gösteren formüllere hem en hem en irca edilebilir. Onlar, bir tekihtirasın pençesine düşmüşlerdir; Goriot kızlarını sever.Grantet altını sever ve Delphine, sosyete tarafından tanı

mak ister. Diğerleri, sosyal tiplerden başka bir şey değil

1 0 0  b ü y ü k    R o m a n   • 149

Page 151: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 151/247

Page 152: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 152/247

Yazar

Balzac adında asil bir Fransız ailesi vardır, fakat Honore, bu ailenin  

bir mensubu değil. Doğum l<ayıtları, ailenin Bassa adındal^i i<öylülerden 

geldiğini gösteriyor ve tarif edatı “de” bir hileden başl<a bir şey değil. Ya

zarın babası, Tours’un kır bölgelerinde yaşayan bir avukattı; Balzac, 

1799’da burada doğdu. Mafıallî okullara devam ettikten sonra, Paris’te 

hukuk tahsil etti ve bir noterin yanında üç sene kaldı. Bir hukukçu olarak  

edindiği tecrübeler, iş hayatını yakından görmesine zemin hazırladı. Fa

kat Balzac’ın babası, oğlundan, avukatlık mesleğini bilfiil yürütmesini is

tediği zaman, Honore isyan etti. Henüz yirmi yaşlarında iken, düzineler

le roman ve küçük hikâye yazdı; fakat eleştiriciler, bunların hiçbirinde, is

tikbal ümitleri göremediler. Honore, daha sonra kitap yayımcılığına baş

ladı ve bu sahada daha da az başarılı oldu. Daha sonra matbaa harfi  

imalathanesi kurdu ve üç sene sonra iflâs etti. Balzac’ın borçlarını so

nunda annesi ödedi.

Balzac, 1829’da, üst üste yığılan borçlarını ödemek ve yanıp tutuştuğu şöhrete erişmek için yeniden roman yazmaya başladı. Artık, kendisi

ni öldürürcesine, gece gündüz yazıyordu. Her akşam, saat on ikiye kadar  

uyudu sonra uyandı, beyaz manastır kaftanını giydi -bu kaftan, onun ça

lışma üniforması idi- ve çılgın bir hızla, ekseriya, ertesi günün öğle üze

rine kadar yazdı, bol bol kahveden başka bir şey yemedi, içmedi. Hikâye

ler yığıldıkça, onları gevşek bir tarzda birleştirerek, zamanının sosyal ta

rihini anlatan muazzam bir eser yazmayı düşündü ve Dante’yi taklit ede

rek, buna daha sonraları İnsanlık Komedisi adını vereceği çalışmaya ko

yuldu. Bu iş, Balzac’ın büyük plânına göre tamamlanmadı ise de bu hâli 

ile bile hemen yüz başlık altında toplanan kitaplar yazdı. Bu kitaplar ken

disini meşhur yaptı ve tedavi edilemez bir müsrif olmasa idi, zengin de 

olabilirdi.

Her biri aristokrat olan üç metresi, Balzac’ın hayatında önemli roller  oynadılar (Balzac, bu arada, daha muvakkat ve halk tabakalarına mah

sus aşk hayatını da ihmal etmedi). Bu konularda, Balzac, de R a s t i q n a c

veya Charles Grandet kadar sosyal merdivende yükselen biri idi Metreslerinden birincisi, eski rejimin bir üyesi ve annesi olabiiecek yaşta Mme.de Berny idi; kadının oğullarından biri, Balzac’ın yaşında idi. Aralarındaki ilişki, daha ziyade anaerkil idi ve fizikî özelliğini kaybettikten uzun birzaman sonra dahi, platonik taban üzerinde sürdürdü . Balzac'ıff ikinci

100 B ü y ü k    R o m a n   *151

Page 153: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 153/247

macerası, edebî aslan avına çıkan ve Balzac’a, bir erkek olmasından zi

yade, ünlü bir yazar olduğu için bağlanan İVIarquise de Castries ile ilgili 

idi. Balzac da, kadını, romanlarındaki birçok karakterlerde, hiç de övgü- 

cü olmayan bir tarzda göstererek öc aldı. Bu bağlar arasında en romantik olanı, Hanska adındaki PolonyalI bir kontesle sürdürdüğü ilişki oldu. 

Kadın, Balzac'a “yabancı" diye imzaladığı anonim mektuplar gönderiyor

du. Mektuplardan, kadının güzel olduğu, mutsuz bir evlilik iıayatı yaşadı

ğı ve son derece zengin olduğu imâ edildiğinden, Balzac derhal ilgilendi. 

İsviçre’de bir randevu hazırladı ve aralarındaki ilgi normal bir tabana 

oturtuldu. Kont, karısının sevgilisine itiraz etmedi ve birkaç sene sonra da 

öldü.Balzac bu arada birtakım projeler üzerinde de duruyordu ve insanın 

bunlara nasıl vakit bulduğuna hayret etmemesi de elde değil. Politikaya 

atıldı ve Fransız Millet Meclisi’ne seçildi. Yayınlayıcılarıyla yaptığı muka

velelerini yerine getiremediğinden aleyhine dâvâlar açıldı. Yine Sardin- 

ya’da Romanlılar’dan kalma bazı gümüş madenlerini yeniden işleterek 

madencilik yapmayı düşündü. Fakat Balzac, bu konuda olur olmaz yer

lerde konuştuğundan, bir diğeri kendisinden önce davrandı. Balzac, ha

yatının sonuna kadar iş hayatında servet yapmak düşüncesini hiçbir za

man terketmedi.

Balzac’ın dinî görüşleri muğlaktı. İsmen Katolik’ti; fakat çocukluğun

dan itibaren annesinin derin tesiri altında kaldı ve annesinin de Tabiat-üs- 

tü felsefesini, İsveçli Svvedenborgain adlı bir mistiğin eserierini ihtiva 

eden kitaplığı vardı. Eugânie Grandeü okuyan biri, yazarın bu tür görüşlere sahip olduğunu düşünemezse de, Seraphita adlı romanında, bu gö

rüşleri sistematik bir tarzda ileri sürer. Politikaya, Bonapartçı olarak baş

ladı, fakat belki de Mme. de Berny’nin nüfuzu altında, Bourbon’ların ta

rafını tuttu. Maamafih, despotik bir hükümeti teorik olarak desteklemesi

ne rağmen, kendisini genellikle, kanunların dışında tuttu ve 1835’te Millî  

Muhafızlar’da hizmet görmektense, hapse girmeyi tercih etti.

Balzac’ın ölümüne, kısmen çok çalışması, kısmen de, Mme. Hans- 

ka’yı ziyaret etmek için kış aylarında Rusya’ya yaptığı seyahat sebep ol

du. Gerçi nişanlı idilerse de Çar’ın müsaadesini almak gerektiğinden ev

lilik gecikiyordu. Çift, nihayet 1840’da evlendi ve Balzac ve karısı Paris’e 

döndüler. Balzac, karısı için Paris’te bir ev yaptırmıştı ve İçini sanat eser

leriyle doldurmuştu. Bununla beraber, ikisini uzun yıllar birbirine yaklaştı

ran aşk, evlenmeler^den kısa bir müddet sonra uçtu, gitti; çünkü konte

152 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 154: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 154/247

sin serveti, Balzac’ın tahmin ettiği kadar büyük olmadığı gibi, borçlan da, 

kendisinin söylediği kadar az değildi. Bronşit ve kalp yetersizliğinden, bir

kaç ay sonra öldü. Hayatının son saatlerinde. Dr. Bianchon’un getirilme

sini istedi. Bianchon, onun, hayalî karakterlerinden biri idi; Goriot Ba

ha’da bir tıp talebesi olan Bianchon, daha sonraki romanlarında meşhur  

bir doktordur. Kendisinin tahayyül ettiği dünyanın Balzac üzerindeki etki

si öylesine derindi ki, sonunda, bu dünya, onun indinde tamamen gerçek

leşti.

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 153

Page 155: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 155/247

Page 156: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 156/247

 Alice: Co ra’nın sar ışın üv ey kız ka rdeşi; Cora’da n dö rt veya b eş yaş da

ha küçük, bakanın gözünü kamaşt ı racak b i r güzel l ik te , fakat u tan

gaç; şartların derhal tesirinde kalan bir kız.

Binbaşı Duncan Heyvrard: Bir sömürge subayı; cesur, şerefli , samimi,

 b iraz m ağrur; K ızılderili ler ve o n ların nasıl ça rp ıştık la rı hakk ın da

 bilg isi y ok tu r. Alice M unro 'y a âşık tır .

David Gamut: Uzun, zayıf ve hantal ; İlâhiler okumaktan zevk alan bir

genç; hayret uyandıran b i r tahammül gücü vardır .

Hikâye

Sene 1757. Yukarı New York'taki (Amerika), Champlain

Gölü civarındaki ve Albay Munro'nun kumandasındaki Willi-

am Henry Kalesi, Fransızlar ve Huron Kızılderilileri (Mingolar)

tarafından kuş atılmış tır. Cora ve Alice Munro, Edward Kale-

si'nden aynlarak Hudson nehri kıyılarından, babalonnm yanı

na gitmek isterler. Grupta, İlâhi söyleme öğ retmeni olan hantal ve egzotik David Gamut, gösteriş li ve nazik Binbaş ı Duncan

Heyward, vahş î ve kurnaz Kızılderili rehber Magua da vardır.

Magua, onları yanlış , istikamete; yolu kaybettiğ ini söyleyerek,

Huron bölgesine götürür. Fakat yolları, cesur ormancı Natty

Bumppo ve Kızılderili arkadaş ı, Chingachgook ve cesur oğ lu,

"Mohikan lar'ın Sonu" Uncas'm yolu ile birleş ir. Onlar, derhalMagua'yı yakalamak isterlerse de, Magua ormana kaçar.

Mingolar'ın, grubu çevirdiklerini anlayan Natty, karanlık

çökünceye kadar beklemelerini ister. O zaman, Kızılderili arka-

daş lan atlan gizlerken, diğ erlerini, çalılar arasında gizlediğ i bir

kayığ a bindirerek, nehirdeki bir adaya götürür. Burada, nisbe-

ten güvenlik içinde istirahat edebilecekleri bir mağ ara vardır.Fakat üzerlerine gelen kurtlan gören atlar, dehş et içinde kiş ne

meye baş lar ve M ingolar da, düş manlannm nerede olduklan-

nı görerek hücum ederler. Kendisine "Uzun Silâh" da denen

Natty, karş ı sahildeki en cesur Mingo'yu seçer.

Natty ve arkadaş larının mermileri tükenir. Bu kanun kaçak

ları, ölüme hazırdırlar. İki kız kardeş ten daha canlı ve azimli

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   • 155

Page 157: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 157/247

olan Cora, kaçmalarını teklif eder. İstemeyerek de olsa, Notty,

Uncas ve Chingachgook kendilerini akıntıya bırakır ve orma

nın karş ı tarafında kıyıya çıkarlar. Huronlar, Binbaş ı hleyvı/ard,

David Gomut ve genç kızlan yakalarlar Cora, bir dal parçası

ile geçtikleri yollan iş aret ederse de, Kızılderililerden biri, kıza,

seni bununla öldürürüm dercesine baltasını gösterir. İstirahat

sırasında Magua, Cora kendi kansı olmayı kabul ettiğ i takdir

de, Alice'i serbest bırakacağ ını söyler Cora tiksinerek redde

der. Gazaba gelen Magua, elindeki baltasını Alice'e fırlatın

Balta kızın baş ını sıyırarak geçer. Heyv^ard, iplerini çözer ve

kendisini vahş ilerden biri üzerine fırlatır. Kızılderili, onun elin

den kurtulur ve bıçağ ını indirmek üzere kaldınr; fakat o anda,

bir silâh sesi duyulur ve Kızılderili vurularak ölür.

Natty, Chingachgook ve Uncas, onlan kurtarmaya gelmiş

lerdir. Ş iddetli bir çarpış ma baş lar ve Magua hariç, Kızılderili

ler yakalanın Natty, kendisinin ve Kızılderili arkadaş lannın, on

lan takip ettiklerini anlatın

Grup, William Henry Kalesi'ne gitmek üzere tekrar yola ko

yulun Kale, Montcalm 'ın birlikleri tarafından kuş atılmış tın Fakat

kale bir sis perdesi altındadır; gerçi sis kaleyi düş manlardan

gizliyorsa da, onlara da yollarını kaybettirin Keskin gözlü Un

cas, maamafih, kaleden fırlatılan bir topun kovanını yakar ve

grubu sağ salim kaleye götürün

Albay Munro ve kızlan, gözyaş artıcı bir tarzda kucaklaş ırlar

Ama kale muhasara altında olduğ undan, Natty ve Heyvvard,

kendi yollarında gitmek zorundadırlan Kale kumandanı

Natty'ye, bir mektup vererek Edvvard Kalesi kumandanı İngiliz

VVebb'e götürmesini isten Mektupla, yardım istenmektedir

VVebb'in cevabî mektubunu getiren Natty, William Henry Kale

si civannda yakalanın General Montcalm, VVebb'in mektubu

nu alır ve Natty'yi serbest bırakın Ş ahsî bir mülâkat için Mun-

ro'yu davet eden Munro, kendi yerine Heyvvard'ı gönderir, fa

kat Heyvvard da Montcalm'dan tutarlı bir bilgi edinemez. Hey-

ward döndüğ ü zaman Munro, görevi hakkındaki raporundan

156 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 158: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 158/247

önce, hislerini açıklamasını ister. Heyv/aH, o zaman, Alice'i

sevdiğ ini itiraf eder. Fakat melez ilk karısından olan Cora'nın

reddedildiğ ini düş ünen Munro, Heyward'ın Alice'e âş ık olm a

sını tasvip etmez. Heyvvord hiç de samimî olmayan bir tareda,

Munro'nun düş üncesinin yanlış olduğ unu söyleyince Albay,

Heyward'ın raporunu dinler ve onunla birlikte Montcalm'ın ya

nına gitmeye karar verir.

Montcalm, onlara yardım gönderemeyeceğ ini ve bu yüz

den teslim olmalannı tavsiye eden VVebb'in mektubunu göste

rir Büyük bir ümitsizliğ e düş en Albay, durumun kendi aleyhin

de olmasına rağ men çarpış acağ ını söyler. Fakat Montcalm,

kendilerine, ş erefli bir ş ekilde teslim olmak imkânlannı verece

ğ ini söyleyince, Munro kabul eder.

Lâkin Montcalm, birlikler arasındaki Kızılderililer'in vahş eti

ne mâni olamaz. Kızılderililer, kaleden ayrılan bir grup kadın

ve çocuğ a saldırır, zerrece merhamet duymaksızın hepsini öl

dürürler. Liderleri Magua, tekrar Cora ve Alice'i ve -kızlan ko

rumak için elinden geleni yapan- Gamut'u yakalar. Magua,

esirlerini, kendisinin lideri olduğ u Huronlar'ın kampına götü

rür. (Magua, onlann lideri olmakla beraber, viski içtiğ i için, Hu-

ronlar, kendisine lekeli bir kimse olarak bakarlar.) Alice'i onla

ra bırakan Magua, Cora'yı, civardaki Delaware aş iretine götü

rür.

Fakat Natty ve Kızılderili arkadaş lan, Munro ve Heyward'la

birlikte onlann peş indedir. Huronlular'ın kampına geldikleri za

man, hapisten kaçan Gamut'u görürler. Huronlar, Gamut'un

çılgın olduğ unu sanmış lardır. Heyvvard, hastalıktan tedavi eden

bir kimse sıfatı ile Huron kampına girmeye karar verin Kızılde

rililer muvakkaten kabul ederler ve hatta biri çocuğ unun has

ta kansına bakmasını ister. Heyvvard, kadının yanına götürül

meden önce, Uncas yakalanır ve Huronlar, ona ne yapacakla-

n üzerinde bir toplantı yaparlar 

Hasta kadının yanına giderken, bir ayı Heyvvard ve Huron

Kızılderilisi'ni takip eder Huron, bu ayının mahallî bir sihirbaz

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 157

Page 159: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 159/247

Page 160: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 160/247

Page 161: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 161/247

si. Mark Twain, bütün bu menfî tenkitleri komik bir tarzda belirterek, Cooper’in bir hikâye anlatm aktan âciz olduğunu söyledi.

Fakat Cooper, kendisini hâlâ okutuyor.  Mohikanlar’ın 

Sonu’ndaki okuyucuyu soluksuz bırakan hareketler, yarattığı devamlı heyecan, ormanların, kampların ve yerleşim

 bölgelerinin canlı manzarası (D. H. Lawrence, “bütünedebiyattaki en güzel, en parlak m anzara lar” diyor). Amerika’da ilk yerleşenlerin şâirane, pastoral görüntüleri, romanın, büyük ve devamlı popülaritesini haklı çıkarıyor.

 Mohikanlar’ın Sonu,  Amerikan edebiyatındaki en büyükmacera romanlarından biridir.

Yazar

James Fenimore Cooper, 1789’da Amerika’nın New Jersey eyaletin

de doğdu. Cooper bir yaşında iken, babası New York eyaletinin güneyin

de Otsego gölü civarında yerleşti; burada büyük bir toprağı vardı (bugün  

Cooperstown, yani Cooper’in kasabasıdır). Cooper, tabiatla başbaşa ge

çen bu hayatında (Kızılderililer çok daha önce ayrılmışlardı), aktif bir kır  

centilmeni olarak yetişti. Özel olarak yetiştirildikten sonra Yale Koleji’ne 

girdi, fakat bir arkadaşının odasına patlayıcı madde koyarak küçük bir in- 

filâke sebep olduğundan üniversiteden kovuldu. Cooper 1806’da, babasının tavsiyesi üzerine, bir şilepte çalışarak İngiltere’ye gitti; fakat daha 

sonraları. Amerikan Donanması’nda üç sene subay olarak hizmet gördü 

ve babasının ölümü üzerine, ailenin malikânesini yürütme işini yüklendi. 

Cooper 1811’de zengin bir toprak ağasının Susan Augusta Del Lancey 

adındaki kızı ile evlendi. Bu aile. Amerikan istiklâl Harbi sırasında şiddet

le İngilizler’in tarafını tutmuştu.

Cooper’in romancı olacağını kimse sanmıyordu. Fakat 1819’da, kan- 

sına, beraberce okudukları bir romandan daha iyisini yazabileceğini söy

ledi. Karısı, bu sözünü yerine getirmesini istedi. Böylece, İngiltere’de ge

çen nazik ve ahlâkî ve hikâye üzerine Precaution  adlı kitabını yazdı 

(1820). Bir sene sonra yayınlanan ve Amerikan fonu üzerine Amerikan  

karakterleri ile işlenen The Spy  (casus) çok daha önemli bir eserdi ve 

halk arasında muazzam bir tarzda tutundu.

160  • 100  Bü y ü k    R o m a n

Page 162: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 162/247

Cooper, otuz bir yaşından ölümüne kadar, otuz üç roman, ayrıca se

yahat kitapları, sosyal kitaplar ve denizcilik tarihi ile ilgili eserler de yaz

dı. Tabiî bunlar arasında en önemli olanları, Natty Bumppo’nun hayatı ile 

ilgili olan ve Amerika’nın “vahşi” tabiatının “medenîleştirilmesi” üzerinde 

duran Deri Çorap Hikâyelerdir:  Öncüler (1823) Mohikaniar'ın Sonu (1826), Yayla  (1827), İz Sürücü (1840) ve Geyik Öldürücü  (1841), Coo- 

per’in deniz hikâyeleri arasında, Pilot The Red Rover {^828)  ve

İki Amiral (1842) bilhassa tutundu. Canlı ve hareketli hikâyelerin yer aldı

ğı bu kitaplarda, denizcilik tarihinin gerçek vakıaları da anlatılır.

Cooper (1826’dan 1833'e kadar), hem sıhhatini kazanmak hem de 

kitaplarının telif haklarını korumak için, Avrupa’da yaşadı. Avrupa’da iken, 

 jngi lizler’in, Amerika’yı haksız tenkitleri karşısında Amerikan milliyetçiliği

nin tesiri altında  Amerikan Inanışlan  adlı kitabını yazdı (1828). Fakat ül

kesine döndüğü zaman, Jackson demokrasinin Amerika’da yarattığı de

ğişiklikleri tenkit etti. Bu tenkitlerini  Amerikan Demokratı  adlı kitabında 

topladı (1838). Halkın ekseriyeti kitapta yazılanların doğru olduğunu ka

bul etti.

Cooper’in hayatının son on yedi senesi (düşmanlannın genellikle göremedikleri), aristokratik sosyal prensiplerle demokratik siyasî prensiple

rin savunulması mücadelesi uğrunda geçti. Aleyhinde bir sürü dâvâ açıl

dığı gibi, kendi mülkiyetine de sık sık tecavüz ediliyordu (Cooper genel

likle bu hücumlara başarı ile karşı koydu) Cooper, 1851’de Coopers- 

tovvn’da öldüğü zaman, bütün dünya onun, Amerika’nın ilk büyük roman

cısı olduğunu kabul etmişti.

100 Bü y ü k    R o m a n   * 1 6 1

Page 163: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 163/247

Moby Dick

Yazan

Herman Melville(1819-1891)

Başlıca Karakterler

İsmail; Hikâyeyi anla tan k im se; karadaki hay at ından üm its iz liğe d ü ştü

ğü zaman denize aç ı lan b i r genç.

Queequeg: Vücudu dövmel i b i r yamyam; kaptan yardımcıs ı S tar -

 bu ck ’u n m ızrakçısı; İsm ail'in c esu r ve m üşfik yo ldaşı.

 Ahab: Pequod’un kaptanı ; Moby Dick admdaki büyük beyaz bal inanın

aman vermeks iz in peşinde g i t t iğ inden, bütün beşer î h is ve sempa

t i ler inde n ar ınm ış m alûl b ir adam.

Starbuck: Peq uod’un ikinci k aptanı; c esu r ve m akul b ir adam ; Ahab'ı

 bu sa p la n tıs ın d an vazg eç irm ek is te rse de başarılı olam az.

Stubb: Pequ od’un üçü ncü kaptanı; hayat taki fonks iyonu bal ina ö ldü r

mekten başka bir şey olmadığından, beşerî bir yarat ıktan ziyade bir

vası tadır .Flask: Pequod’un dördüncü kaptanı ; d ikkats iz , düşünces iz , korkusuz.

Tashtego: Gay Head aşiretinden bir kızılderili; Stubb’un mızrakçısı.

Daggoo: İri yarı bir zenci; Flask’ın mızrakçısı.

Fedallah: Esrarengiz bir Pars i ; Ahap’ın mızrakçıs ı ; tabiat üstü yetenek

lere sa hip o lduğ un a ve şey tanî kuvv etler le de işbir liği yap tığına ina

nılır.

Page 164: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 164/247

Page 165: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 165/247

tanlarla yaptığ ı mücadele sonunda aldığ ı yara, beyaz saçların

dan yüzüne kadar iner. Bir ayağ ı beyazdır; büyük bir balinanın

diş lerinden yapılmış tır Dehş et saçıcı hikâyelerin kaynağ ı, mu

azzam bir beyaz balina, Moby Dick, onun bacağ ını koparmış

tır. Çok geçmeden Ahab'ın ne yapmak istediğ i anlaş ılır: Her nepahasına olursa olsun Moby Dick'i bulacak ve onu öldürecek

tir.

Ahab, kısa bir müddet sonra, geminin bütün mürettebatını

güvertede toplayarak, geminin ana direğ ine, altın bir İspanyol

parası çiviler ve beyaz balinaya mızrağ ı ilk defa kim indirirse,

parayı ona vereceğ ini söyler. Ardından, sözlerinin mürettebatüzerinde gerçekten derin bir iz bıraktığ ına emin olmak için,

hepsine, büyük ş iş eler içinde rom (bir çeş it içki) verir. Daha

sonra, iradesinin kuvveti ile yardımcılarından, ellerindeki mız

rakları, silâh çatarcasına çatmalarını ister ve her bir mızrağ ın

ortasından tutar; bu onun ş eytanlarla muharebe halinde oldu

ğ unu göstermektedir. Nihayet, mızrakçılardan, mızraklarınoyuk kısımlarını içki ile doldurarak Moby Dick'in ölümü için iç

melerini ister.

Uç kaptan yardımcısının, hayret uyandırıcı çeliş kili özellikle

ri vardır. İkinci kaptan Starbuck cesur, fakat mantıkî bir insan

dır; sadece geçimi için balina avlar. Ahab'ın manyakçasına

saplantısına sadece o karş ı gelir ise de, Ahab'ın azim ve gücüne sahip olmadığ ından baş anlı olamaz. Üçüncü kaptan Stubb,

balinaların öldürülmesinde beş erî bir vasıtadan baş ka bir ş ey

değ ildir. Dördüncü kaptan Flask ise, dikkatsiz, düş üncesiz, kor

kusuz biridir. Her birinin, kumanda ettikleri balina kayıklannda,

mizaçlanna uygun birer mızrakçılan vardır: Starbuck'ın mızrak

çısı Queequeg; Stubb'inki Gay Head Kızılderilisi'nden Tashte-go; Flask'inki de iriyan bir zenci olan Daggoo.

Pequod denizde seyrederken diğ er gemilere rastlar ve ha

ber alıp vermek için durur. Limana, balina yağ ı ile dönen Bac-

helor vardır Bu geminin mürettebatı, Palinezya adalarında yer

li k d a rh evlenmiş lerdir; ş imdi onlan Amerika'ya götürmekte

164   • 100  Bü y ü k   R o m a n

Page 166: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 166/247

dirler. Jereboam adlı gemi ise, Moby Dick ile yaptığ ı mücade

lede yara almış tır ve gemide bulunan Gabriel adındaki çılgın

bir kâhin, beyaz balinanın Tann olduğ unu söyler. Ve en üzücü

olanı da Rachel'in baş ına gelenlerdir: Bu gemi, içinde kaptanın on iki yaş ındaki oğ lunun da bulunduğ u bir balina kayığ ını

kaybetmiş tir. Kaptan, Ahab'm uzun yıllar arkadaş ı olmasına

rağ men, Ahab, kaybolan çocuğ un araş tırılmasına katılmayı

kabul etmez.

Ahab, her geçen gün, kendisini beş erî durumlardan uzak

laş tırır Evinin, genç kansının ve çocuğ unun verdiğ i zevkleri reddettiğ ini göstermek için, piposunu denize atar. Suratı daima

asıktır, küfreder, ümitsizlik içinde olduğ u yüzünden anlaş ılır; fa

kat Moby Dick'i hiçbir zaman unutmaz. Starbuck, zaman za

man, ondan mürettebatı düş ünmesini isterse de, hiçbir netice

alamaz. Ahab'm biraz olsun İnsanî hislerle muamele ettiğ i tek

kiş i, denizde boğ ulmaktan kurtanlan, yan-deli Pip adındaki küçük bir Zenci çocuğ udur.

Ahab'm insanlıktan gittikçe uzaklaş masının sembolü Fedal-

lah 'tır Parsi (ateş e tapan Iranlılar) gruplarından birinin lideri

olan bu adamı Ahab, kimseye göstermeden gemiye almış tır.

Fedallah, Ahab'm mızrakçısı ve Ahab herhangi bir ş eytanî ha

reket yaptığ ı zaman daima yanında bulunduğ undan, belki aynı zamanda onun ş eytanî ruhudur da. Ahab, geminin demir

cisinin yaptığ ı mızrağ ı, üç putperest mızrakçının kanlanyla vaf

tiz eder ve bu iş i yaparken de, Allah'ın adını değ il, ş eytanın adı

nı söyler. Ahab, Parsi'nin gözü önünde, geminin derinlik ölçen

cihazını parçalar. Alevimsi'parlak yuvarlaklann geminin direk

lerinin uçlarını yaladığ ı büyük bir fırtma sırasında Ahab, ayağ ını Parsi'nin üzerine koyar ve bir eli ile de geminin ana direğ i

ni tutarak, ş imş eğ e meydan okur Fırtına, pusulalann yönünü

değ iş tirince Ahab, yelkenci iğ nelerinden pusulalar yapar 

Fedallah, garip kehanetler söyler Ahab bunlan anlamadı

ğ ından iyiye hamleden Fedallah, Ahab'm ne cenaze arabasına

ne de bir tabuta konacağ ını söyler; ölümden önce iki cenaze

100 B ü y ü k    R o m a n   • 165

Page 167: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 167/247

arabası görecektir. Birincisini, fâni olmayan eller yapmış tır;

İkincisi de, Amerika'da yetiş en bir ağ acın kerestesinden yapıl

mış tır Üstelik, Ahab bir iple öldürülebilir ve Fedallah da, onun

pilotu vazifesini görecek, Ahab'dan önce ölecektir.Aylarca süren yorucu bir takipten sonra, mürettebat Moby

Dick 'i görür. Hayvanın göz kamaş tınrcasına parlak sırtı, hafif

çe meydanda olan bafindan çok yüksektedir. Balinanın çevre

sinde yüzlerce deniz kuş u uçuş maktadır. Balinanın muazzam

sırtında, kırık mızraklar görülür Balina kayıkları hemen denize

ind irilir Moby Dick, peş inden gelenleri aldatır; Ahab'ı ve Par-si'yi denize fırlatır. Gemiye alınan Ahab, hâdisenin kötüye

alâmet olduğ unu söylemek isteyen Starbuck'a istihza ile sırt çe

virir.

Ertesi gün Moby Dick, tekrar görülür ve kovalama yeniden

baş lar. Dev balina, bu defa dehş et saçar; üç kayığ ı da devirir,

mızrak iplerini karış tınr ve Ahab'ın balina diş inden yapılmışayağ ını parçolar, kıran Bu dehş et uyandıncı hâdise sırasında

Fedallah kaybolur. Ahab, ikinci defa olarak Starbuck'un sözle

rini dinlemez, balinanın peş inde gitmekten vazgeçmez.

Ertesi gün Moby Dick'in nefes verirken çıkardığ ı su sütunu,

yerini belli eder Ahab, yine balinanın peş indedir. Önceki iki

gün aldığ ı mızrak yaralannın gazaba getirdiğ i balina, kayıkların aralarına girerek suyu karış tırır, onları birbirinden uzaklaş tı

rır ve bu arada, bir gün önce kendisine saplanan mızrağ ın

ucunda Fedallah'ın vücudundan parçalar bulunduğ u görülür.

Parsi'nin kehanetinin bir kısmı doğ rulanmış tır: Fedallah,

Ahab'ın pilotu olmak için ondan önce gitmiş tir. Gazaba gelen

balina, aniden Pequod'un kara gövdesini görür ve hızla üzerine giderek olanca kuvvetiyle gemiye çarpar Gemi derhal yan

yatar ve yavaş yavaş batmaya baş lar. Kehanetin ikinci kısmı da

gerçekleş mek üzeredir: Pequod, ikinci cenaze arabasıdır; Ame

rika'da yetiş en bir ağ açtan yapılmış tın Ahab'ın kayığ ı, beyaz

balinanın yanına gelir ve elindeki mızrağ ı Moby Dick'in üzeri

ne fırlatın Maamafih, mızrak hedefine isabet etmez ve Ahab,

166 • 100 Bü y ü k   R o m a n

Page 168: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 168/247

kendisine çarpmaması için eğ ildiğ i zaman, İp boynuna sanlır

ve derhal kayıktan denize düş er ve hemen ölür. Parsi'nin keha

neti ş imdi tümü ile doğ rulanmış tır; Ahab, bir iple öldürülmüş

tür.

Sadece İsmail kurtulur. Queequeg'in yaptığ ı bir tabutun içi

ne girer. Tabut, Pequod'dan denize düş müş tür. Böylece kapalı

tabutun içinde da lga lar üstünde kalan İsmail, hâlâ kaptanın

oğ lunu arayan Rachel tarafından kurtanlır 

İsmail'in hikâyesi boyunca, balina avı hakkında bölümler

araya sıkış tınimış tır. Gerçi bu hikâyeler, anlatılmak isteneni takviye etmezlerse de, bir fon vazifesini görürler ve bir sembolizmi

iş aret ederler Balinalann nerelerde bulunduklan, balina avı ile

geçinenler, balina çeş itleri, balinanın vücudu, balinalann alış -

kanlıklan hikâyede sık sık yer alıyor ve böylece, hikâyeyi de de

rinleş tiriyorlar.

Eleştiri

Moby Dick, yüce ve derin b ir kitap. Hikâyede, canh birhareket, heyecanlı maceralar ve dramatik çatışmalar davar. Üslûp, böylece şâirane, hümorlu, romantik ve gerçek.

Moby Dick’in, insanı, “hayatını kurtarmak için yüzmeyezorlayan” bir derinliği var.Melville, Moby D ick’i güçlü olduğu bir zam anda

kaleme aldı. Bir m ektubunda, yirmi beş yaşına kadar, kendisinde hiçbir gelişme görmediğini yazdı. “Ben hayatımı,yirmi beş yaşımdan itibaren başlatırım. Yazı sahasındaki

gelişme, ancak o zaman kendisini belli etti.”Öyle anlaşılıyor ki, Moby Dick’i, realist, oldukça komik bir balina avcılığı olarak ele almak istedi ise de, yirmiikinci bölümden sonra, maksadını değiştirdi. Artık Pequ-od, sadece bir balina gemisi değildir, küçük, sınırlı birdünyadır. M onomanyak kaptan ve peşinden gittiği m uaz

zam balina, k itap ta realist yaratıklar olarak gösteriliyorsa

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   * 1 6 7

Page 169: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 169/247

Page 170: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 170/247

ne sonra Amerika’ya döndüğü zaman, kendisini karada tutacak iyi bir iş 

bulamadı ve bu defa, Güney Denizlerinde balina avcılığına çıkan Acush- 

nef adlı bir gemide çalışmaya başladı. Gemideki hayat şartları, tahammül 

edilemeyecek derecede idi. Melville, böylece bir arkadaşı ile birlikte Mar- 

quesas adalarında gemiyi terketti ve bir ay, Typee adlı yamyam bir aşiretin misafiri oldu. Gerçi bu hayat, onun tecrübesini zenginleştirdi ise de, 

balina avına çıkan bir AvustralyalI gemi kendisini kurtardığı zaman mem

nun olmuştu. Fakat yine, bir başkaldırmada yer aldıktan ve kısa bir müd

det için hapsedildikten sonra, Tahiti civarında Eimeo’da gemiden ayrıldı, 

yerliler arasında dolaştı, misyonerlerden ziyade onların yanında kaldı. 

Güney Pasifik’te avlanan bir balina gemisi ile Havvaii’ye geldi. Honolu- lu’da on dörtjıafta bir jimnastik salonunda çalıştı ve Amerika’ya giden bir  

askerî gemiye er olarak girdi.  Acushnet ile deniz çıkmasından üç sene 

sonra Boston’a geldiği zaman, denizcilik hayatı da sona ermişti.

Başka bir iş bulamadığından, Melville yazmaya başladı ve denizde 

geçirdiği tecrübeleri, ilk dört kitabında belirtti. Yamyamlarla geçirdiği ha

yatı anlatan Typee (1846); Tahiti'deki maceralannı anlatan Omoo (1847);  

Liverpool’a yaptığı ilk yolculuğu anlatan Redburn  (1849); ve Birleşik  Amerika’nın bir harp gemisindeki son yolculuğu üzerinde VVhite Jacket 

(1850), Mardi  (1849), romandan ziyade bir allegori (remiz ve kinayeli 

hikâye) fakat mizahî yorumlarında fevkalâde olmasına rağmen muğlâk 

ve bu yüzden, biyografik romanları gibi hiç tutunmadı.

Melville’in büyük romanı Moby Dick, {Mardi  gibi), okuyucuyu mem

nun etmekle beraber, yazarının beğenmediği romantik yarı otobiyografik hikâye anlatış türünden uzaklaştı. Eleştiriciler, kitabı, hem beğendiler, 

hem beğenmediler ve satış hiç de iyi değildi. Daha sonra kitapları da tu

tulmadı ve yazarın verimi ondan sonra düştü.

Melville, 1847’de evlendi ve aile yükümlülüklerinden ötürü, mecmu

alarda yazmaya, konferanslar vermeye başladı. Nihayet, 1866’da, New 

York gümrüğünde müfettiş oldu ve 1886’ya kadar bu işte kaldı. Hemen 

hemen tamamen unutulmuş olarak, 1891’de öldü.

Fakat öldükten sonra, şöhreti bir anda yükseldi. Ondokuzuncu asır  

 Amerika’sının yazarları arasında kitapları en fazla okunan ve kendisin

den en çok bahsedilen iki kişiden biri oldu. Diğeri Mark Tvvain’dir. Melvil- 

le’nin şiirleri, hikâyeleri ve romanları tekrar tekrar basıldı. Bir zamanlar  

sırt çevrilen Herman Melville, bugün Amerika’nın en büyük romancılann- 

dan biri olarak kabul ediliyor.

100 Bü y ü k    R o m a n   • 169

Page 171: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 171/247

Tom Amca'nın Kulübesi (Uncle Tom’s Cabin)

Yazan

Harrlet Beecher Stowe(1811-1896)

Başlıca Karakterler

Tom Amca: Zenci bir köle; nazik, sâdık, mütevazı , iyi l ik yapmakta

azimli.

Chole Teyze: M eşhur bir aşçı, sâ dık b ir hizm etçi; To m ’un, ken disini

fedâ ed en kar ıs ı.

 Arthur Shelby; To m ’un , K entuck y’deki efen disi, “old uk ça iyi bir in

sanı.” iyi tabiatlı ve müsrif .

Emily Shelby: Karısı fevkalâde bir hanım , fakat Tom ’un ken dis ine en

fazla ih t iyaç h isse t t iğ i b i r zamanda, ona yardım edemeyecek kadar

güçsüz .

Dan Haley: Hiçbir beşerî yönü bulunmayan bir köle tacir i .

Tom Loker: Bir köle avcısı, fakat ıslah olabilecek bir adam.

Marks: Onun kurnaz, kendi çıkarı peşinde giden ortağı .

Eliza Harris: Sevimli, cesur bir köle.George Harris: Eliza’nın gururlu ve zeki kocası.

Harry: Son derece sevimli çocukları.

Senatör John Bird: Aslında iyi bir insan, fakat sahte prensipler ve

op or tün is t ik pol it ika , on un İnsanî sem pat i ler in i k ısa b i r m üd det iç in

örter .

Page 172: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 172/247

Rachel Halliday; Cana yakın, iyi huylu bir kadın, anti-kölelik akımını

yürü tü r .

Simoen Halliday: Rachel ' in kocası.

Phineas Flecber: Mücadeleci bir kadın.

Dorcas Teyze: Tom Loker’in dadısı; onu iyi eder ve İnsanî vasıflarının

ger i gelmes ine h izmet eder .

 Augustine St. Clare: Tom’un New Orleans 'daki efendis i ; zâhiren kur

naz , s inikal (şüpheci) bir ada m ise de, a s l ında ide alis t ve ıs t ırap için

de kıvranan biri .

Marie St. Clare: Bencil karısı.

Ophella St. Clare: Vermont eyalet indeki kuzeni: Yeni İngil tere denen bu bölge halk ın ın iyi ve kö tü ta ra fla r ın ı tece s sü m e ttire n b ir kadın;

samimi, vicdanlı , dindar .

Evangeline (Eva): St. Clare’nin melek gibi kızı; kendisini harekete geti

ren sâikler sadece insanlara olan sevgisi, inanışı ve iyilikseverliği

değildir .

Topsy: Eva’nın sevgisi i le reformdan geçene kadar St. Clare’nin evini

karmakarışık bir şekle sokan yaramaz küçük bir zenci kızı .

Simon Legree: Tom'un son efendis i ; sadis t ik ve hayvanı.

Cassy: Tal ihs iz b i r melez; Legree, ke ndis ine en âdi b ir ta rzd a h izm et e t

mesi İçin onu zorlarsa da, şefkat ve fazi let ini muhafaza eder ,

duimbo ve Sambo: Legree’nin dejenereleştirdiği iki zenci kölesi;

Tom’un kahramanlık örneği , onlar ı kurtar ır .

Emmeline: Güzel, fak at ü m itsiz ve d eh şet içinde bir köle; Legree.Cassy’nin y erine koym ak için on u sat ın a lmıştır .

Hikâye

Amerikan Dahilî Harbi'nden önce, Kentucky'deki Shelby

çiftliğ i, mutlu bir yer olarak görünür. Çiftliğ in sahibi ArthurShelby, cömert ve iyi tabiatlı bir insandır; kansı Emily, müş fik ve

samimî bir dindardır; oğ ullan George ise, cana yakın ve nazik

bir gençtir; çiftlikteki herkes kendisini sever. Kölelere, bir eş ya

muamelesi değ il, âdeta bir insan muamelesi yapılır. Dindar ve

sâdık bir Zenci olan Tom Amca, Mr. Shelby'nin mutemet ada

mıdır. Kansı Chole Teyze, sadece mükemmel bir aş çı değ il.

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 171

Page 173: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 173/247

Shelby ailesinin hemen hemen bir mensubudur. Ve çocukların

da, ebeveynleri gibi sağ lam insanlar olarak yetiş ecekleri ümi

dini verir 

Fakat Mr. Shelby, temkinli ve tutumlu bir adam değ ildir;borçlarından ötürü, Tom Amca'yı, Dan Haley adında kaba bir

köle tâcirine satmaya mecbur kalır. Tom ile birlikte, Eliza'nın

beş yaş ındaki oğ lunu ve George Harris'i de satmak mecburi

yetindedir. Harry, onun mülkiyetindeki güzel bir melez, George

Harris de, hissiz köle sahibinin malı bir diğ er mele.zdir. Missi-

sippi Nehri'ndeki köle pazannda satılmaktan korkan ve artıkefendisine tahammül edemeyecek hale gelen George, Kana-

da'ya kaçmaya ve hürriyetine kavuş maya karar verir. Gözyaş

larını tutamayarak, karısından ve çocuğ undan aynlır. Onun ay-

niış ından kısa bir müddet sonra, kadın Shelby'nin, Harry'yi de

satmayı kabul ettiğ ini öğ renir ve böyle bir hâle tahammül ede

meyeceğ ini düş ünerek, o da kaçmaya hazırlanır Çocuğ unu kucağ ına-alarak yola çıkan Eliza, Ohio Neh-

ri'nin kıyılannda bir köye geldiğ i zaman yorgunluktan düş ecek

gib id ir Burada bir hana iner ve kenHisJni, yer yer buz tutmuş

nehir üzerinden karş ı tarafa götürecek oir vapur bekler. Fakat

sefil Haley kadını takip etmiş tir; maamafih kendisine refakat

eden Shelby kölelerinin yanlış yoldan götürmeleri neticesindegecikir. Eliza onu görür Çılgıncasına, nehrin kenanndaki par

maklıktan, su üzerindeki bir buzun üzerine atlar, ardından bir

diğ erine ve baş ka bir buz parçasına. Böylece, sıçrayarak, ka

yarak, düş erek, kanayarak, mucizevî bir ş ekilde Ohio eyaleti

tarafına geçer 

Orada, kendisine. Senatör Bird'in evine gitmesini söylerler.Senatör Bird, "prensipleri"nin mahkûmu olmuş iyi bir insandır.

Kaçak kölelere yardım edilmesinin yasaklanmasını isteyen ka

nun lehinde rey vermesine rağ men, zavallı Eliza ve Harry'yi gö

rünce, ş efkat duyguları ayaklanır ve onlan. Güneyden gelmiş

bir çiftçiye götürür Bu çiftçi, köleliğ in günah olduğ una inandı

ğ ından, kendi kölelerini serbest bıraktığ ı gibi, diğ erlerinin de

172 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 174: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 174/247

kaçmalarına yardım eder. Eliza ve Harry'yi Guakeradlı dinî bir

grubun yerleş im bölgesindeki Rachel ve Simoen Hallidayların

evine götürür Karı koca, kölelikten nefret ederler. Eliza, bu ev

de ümitlenir, ş efkat görür. Halliday'lar, Eliza ve kocası Geor-

ge'ın da buluş masını sağ larlar. Hürriyete âş ık biri olan Geor-

ge, yamana silâh almış ve kendisini bir İspanyol diye tanıtmış

tır.

Haley bu arada, iki köle avcısını hizmetine almış tır, vahş î

Loker ve onun gaddar yardımcısı Marks, göçmenlerin izlerini

takip ederler. Phineas Fletcher adında bir diğ er cesur Guaker

kadınının refakatinde George, Eliza ve Harry yeniden kaçarlar.

Loker ve adamlan, dar bir geçitte onlan kuş atırlarsa da, Geor

ge, kahramanca mücadele eder ve Phineas da, Tom Loker'i

uçuumdan aş ağ ı atar Göçmenler, kayıkla hür bir ülke olan

Kanada'ya geçerler 

Tom Amca'nın hayatı böyle iyi değ ildir. Onun Shelby çiftli

ğ inden aynlış ı, aile efradını kedere boğ ar: Chole Teyze, ümit

sizlik içindedir; çocuklar; gözyaş larını tutamayarak ağ laş ırlar;

âdeta bir çılgına dönen George Shelby, büyüdüğ ü zaman Tom

Amca'yı geri alacağ ına yemin eder Haley, Tom'u Mississippi

Nehri'ndeki vapurlardan biriyle New Orleans'a götürün Va

purda köleliğ in dehş et saçıcı manzaralanyla karş ılaş ır; korkunç

ve tiksindirici fa rt iar altında yaş ayan insanlar, birbirlerine ta

hammül edemeyen kadının kendisini denize atarak intihar edi-ş i.

Tom, Incil'ini okur, İlâhiler söyler, ama yine de ümitsizdir. Al

tın saçlı babası ile birlikte, yolculuk yapan Evangeline (Eva)

adında küçük bir kızla birlikte arkadaş lık kurar. Eva vapurdan

düş tüğ ü zaman, Tom nehre atlayarak onu kurtanr. Kız, bu

hâdiseden sonra, babası St. Clare'ye tesir ederek Tom'u satın

aldınn

St. Clare, Vermont eyaletinden dönmektedir. Orada evlen

memiş kuzeni Ophelia St. Clare'yi ziyaret eder ve onu St. C la

re malikânesine çeki düzen vermesi için beraberinde getirir 

100  b ü y ü k    R o m a n   » 1 7 3

Page 175: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 175/247

Malikânenin iş lerine bakan adam tembeldir, karısı da, hipo-

kondria, kendi kendisine acıma ve bencillik duyguları arasında

kaybolmuş biri. Maamafih, Tom'un oradaki mevcudiyeti olduk

ça rahat geçer Tom Amca, Eva'ya perestiş edercesine bağ la

nır ve kız da ona son derece sevgi ile muamele eder. Kızın te

mel özelliğ i sevgidir ve herkesle sevgiye dayanan iliş ki kurar

Eva, yalan söylediğ inden ve çaldığ ından ötürü zaman zaman

dövülen Topsy adındaki küçük Zenci kızına bile sevgi ile mu

amele eder. Topsy, "Ben, kendiliğ imden yetiş tim, büyüdüm."

der, "kimsenin benim dünyaya gelmemi istediğ ini sanmıyo

rum." Topsy sonunda uslulaş ır; bunda Bn. Ophelia 'nın haş in

liğ i ve ahlakî ölçülerinden çok daha fazla olarak, Eva'nın sev

gisi rol oynar.

Eva, her gün bir adım daha ölüme yaklaş ır. Gittikçe solar,

saranr, fakat ruhî ış ık hâlâ kendisini terketmiş değ ildir. Tom ki

St. Clare, onu Eva'nın ısrarlcn karş ısında serbest bırakacağ ına

söz vermiş tir Eva'nın günlerinin sayılı olduğ unu bilir. Marie b i

le, artık kendi kendisine acımaktan vazgeçer. Eva'nın ölüş ü,

onun Allah'a yükseliş idir 

Eva'nın ölümünden sonra, aile periş an oiu r Fazlasıyla sep

tik (ş üpheci) bir adam olan St. Clare, İlahî gayeler uğ runda dinî

inanış lara bağ lanmak isterse de, baş anlı olamaz. Tom'u bir

gün azad etmeyi düş ünebiliyorsa da, azad gününü mütema

diyen erteler. Bir gün, bir kahvehanede kavga eden iki kiş iyi

ayırmaya çalış ırken, ağ ır bir ş ekilde yaralanır ve ölür. Fakat öl

meden önce, bütün kölelerin serbest bırakılmasını vasiyet eder

Maamafih karısı Marie, kocasının vasiyetini hiçe sayarak, köle

leri satmaya karar verir; Tom da onlar arasındadır. Bir köle deposundaki açık artırma sonunda Tom'u ve on beş yaş ındaki

güzel bir kız olan Emmeline'yi, Simon Legree adındaki hayvanî

bir çiftlik sahibi satın alır. Legree, Tom'dan nefret eder ve ona

zalimce muamele eder, bir hayvan gibi çalış tırır Emmeline'yi,

kendi ş ahsî zevkleri için kullanır; kızı, melez metresi Cassy'nin

yerine kor. Tom ıstırap içindedir; dinî inanış ı kendisini ayakta

174 • 100 Bü y ü k   R o m a n

Page 176: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 176/247

tutar; hattâ hasta bir kadını kamçılamak istemediğ inden Leg-

ree'nin, Quimbo ve Sambo adlı iki soysuz köleye, hemen he

men öldürünceye kadar kendisini kamçılatmasına dahi taham

mül eder.Emmeline ve Cassy arkadaş olurlar. İki çocuğ unun kendi

sinden alınarak satıldığ ı Cassy, Emmeline'i, Legree'nin hay-

vanîliğ inden korumak ister. Kaçmayı düş ünürlerse de, Leg

ree'nin kaçak köleleri yakalamak için yetiş tirilmiş köpekleri,

onlann bu plânlan uygulamalarını önler Sonunda, Cassy bir

plân düş ünür Legree'nin cehaleti ve hurafelerle ilgili korkularıüzerinde durur, (barbarca icraatını yürüttüğ ü) tavan arasının

hayaletler tarafından ziyaret edildiğ ine inandınn Adından, on

lann bataklığ a kaçtığ ı hissini yaratarak, Cassy ve Emmeline,

onun peş lerinden gelmeye cesaret edemeyeceğ ini bildiklerin

den, tavan arasında saklanırlar.

Tom Amca, onlann nerede olduklannı bilir. Legree'nin kendisine iş kence yapmasını ve onun iki uş ağ ı tarafından dövül

mesine rağ men, kızlann saklandıkları yeri söylemez. Tom, bu

iş kenceler sonunda ölü r Ölüm yatağ ında iken, derin dinî ina

nış ını hâlâ terketmeyen Tom'u, artık bir delikanlı olan George

Shelby ziyaret eder Fakat Tom'un fidyesini verip kurtarmak için

vakit çok geçmiş tin Tom, ölürken, George'a minnettar kaldığ ını söyler, Legree'yi de affeder 

George, hiç olmazsa Legree'yi dövmekle ve Tom'u gör

mekle, biraz olsun tatmin olur Mutsuz bir halde, kendisini Ken-

tucky'ye götürecek vapura biner Vapurda, çiftlikteki heyecan

sırasında kaçan Emmeltne ve Cassy'i görür ve onlan korur

Yolculuk sırasında Madam de Thoux adında bir Fransız hanımıile tanış ırlar Kendisinin Kentuckyli olduğ unu öğ renince, Geor

ge Harris hakkında ısrarla bilgi edinmek ister George Harris,

Fransız hanımın erkek kardeş idir; çocuk yaş lannda birbirinden

aynlmış lardır Kadının West Indies âdasındaki zengin çiftlik sa

hibi kocası ölmüş tür ve ş imdi de George'ı aramakla meş gul

dür Cassy, George'm kansının adının Eliza olduğ unu ve onun

100 Bü y ü k   R o m a n   • 175

Page 177: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 177/247

hayatını öğ renince, Eliza'nın senelerce önce kendisinden alı

nan kızı olduğ unu anlar. Genç Shelby hariç, beraberce Kana-

da'ya giderek George ve Elizo'yı ararlar. Nihayet, onlan, mü

tevazı, fakat rahat bir hayat içinde bulur lar Anası ve kızı, George ve ablası sevinç gözyaş lan içinde kucaklaş ırlar.

Simon Legree dış ında hepsi, acı ve ıstırapla geçen bir ha

yattan sonra nispeten mesut, geçirdikleri tecrübelerin kendile

rine imkân verdiğ i ölçüde mutlu bir hayata kavuş urlar. Legree,

çıldırarak ölür Maamatih, Quimbo ve Sambo, Tom'un kahra

manca ölüş ünün etkisi altında yeniden Hıristiyan dinini benimserler. George Harris, kendi ırkına yardım etmek için Eliza ve

Harry ile birlikte Nijerya'ya gider. Tabiî, Cassy de onlarla bera

ber gelir. Elinden alınan öteki çocuğ u, oğ lu, yoğ un bir arama

dan sonra bulunur ve yakında o da Nijerya'ya annesinin yanı

na gidecektir. Topsy, Ophelia St. Clare ile birlikte Vermant'a

döner; vaftiz olur ve misyoner olarak Afrika'ya gider. GeorgeShelby, çiftliğ ine döner ve bütün kölelerini serbest bırakır; arzu

ederlerse, onlann ücretli iş çiler olarak çalış abileceklerini söyler.

176 • 100 Bü y ü k   R o m a n

Eleştiri

Tom Amca’nın Kulübesi’nin   yayımlanmasından, “dünyaroman tarihinin en sansasyonel hâdisesi” diye bahsedildi.Düzinelerle yabancı dille tercüm e edildi, m ilyonlarca nü sha sattı. George L. Aiken tarafından sahneye kondu ve yüzsene müddetle oynadı. Harriet Beecher Stowe’ı, Ameri

ka’nın en çok sevilen ve en çok nefret edilen kadını yaptı.Cumhurbaşkanı Lincoln, Amerika dahilî harbi sırasındakendisiyle tanıştığı zaman, “Dem ek bu büyük harbe sebe

 biyet veren küçük hanım sizsiniz.” dedi.Gerçekte, Harriet Beecher Stowe, hiç de harp davulu

çalmak niyetinde değildi ve onun bu rom anı yayımlanma

mış dahi olsa idi, harp yine de patlayacaktı. Köleliğin ya

Page 178: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 178/247

rattığı zulmü, tahayyülî bir tarzda gösterm ek suretiyle, insanları, kölelikten nefret ettirmeye çalıştı. Fakat bu büyükkitabının kendi iradesi dışında olduğunu söyledi. “OnuAllah yazdı.” dedi. “Ben sadece onun söylediklerini kaydettim.”

Tom Amca’mn Kulübesi’nin,  hislerle, sunilikle, aşikârlık-la ilgili yüz tane hatâsı var. Roman kötü bir tarzda binaedilmiş ve karakterler de daha kötü seçilmiştir. Kitap,hatâ ve tahrifle dolu. Fakat bunların hiçbiri, romanın yarattığı derin izi silemez. Kitap, ihtiraslı ve güçlü. Melodramına, basmakalıp tiplerine herkesçe söylenen klişeleşmiş hâdiseler üzerinde durmasına rağmen, kitabı bugünokuyan birinin dahi, dehşet içinde kalmamasına, o insan

lara acımamasına imkân yok.

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   * 1 7 7

Yazar

Harriet Beecher, Amerika’nın kuzeydoğusunda New England diye 

adlandırılan bölgenin Connecticut eyaletinde doğdu. Papaz Lyman Beec- 

her’in yedinci çocuğu idi ve derin bir dinî inanışla yetiştirildi. Eğer bir er

kek olarak dünyaya gelmiş olsa idi, şüphesiz altı erkek kardeşi, gibi, o da 

papaz olacaktı. Harriet Beecher’in, Henry Ward Beecher adındaki erkek kardeşi, Amerikan tarihinin en tanınmış papazlarından biridir. Fakat bu 

saha ona kapandığından, papazlıktan sonra, yapabileceği şeyi yaptı. On  

dört yaşında iken öğretmen oldu.

Bn, Beecher, yirmi bir yaşına gelince, ailesiyle birlikte Cincinati şeh

rine taşındı ve bir ara bir kolejde ilâhiyat dersi verdi. Babası bu kolejin de

kanı idi. Yirmi dört yaşında iken, çağın İncil üzerindeki tanınmış ilim adamlarından Prof. Calvin E. Stowe ile evlendi.

Harriet'in yedi çocuğu oldu. Ailevî ve dinî görevlerine rağmen Harri

et yazmaya başladı ve çocukluğundan beri başka sahalara yönelti len ta

hayyül gücünü serbest bıraktı.

Harfite, Tom Amca'nın Kulübestni,  ilkin, 1851'de VVashington’daki 

kölelik aleyhtarı The National Era adındaki bir gazetede tefrika etmeye

Page 179: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 179/247

başladı. Romanın büyük bir başarı sağlaması, pek çok eleştiricinin, on- 

>:*an iyi olduğunu söyledikleri diğer kitapları üzerine gölge düşürdü.

Harriet Beecher Stovve, öldüğü 1896’ya kadar elli yıl yazdı, on altı 

eser verdi. Bazılarının “zamanı geçmiştir”, fakat diğerleri, “gerçek olmak

tan başka, büyük bir yazarın olgun eserlerini gösterircesine sevimli ve 

komiktirler.”

178 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 180: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 180/247

ölü Canlar

Yazan

Nikolai Gogol 

(Nikolai Vassilievich Gogol Janovsky)(1809-1852)

Başlıca Karakterler

Pavel İvanovich Chichikov: Hikâyenin kahramanı ; herkes te güven ya

ratan sevimli bir maceracı .

Manilov: Chichikov’un iş yaptığı bir toprak sahibi; sevimli, etkisiz ve

 belirli ö zellik leri b u lu n m ay an biri.Korobochka Anne: Bir diğer to pra k sahibi , iht iya r bir kadın; ekseri ko

nula rda ap ta l, f aka t m al ikânen in yöne timi k onu sund a k urnaz .

Nozdryev: Üçüncü bir toprak sahibi; kendini öven, kabadayı, çok içen

ve coşkun, kumarbaz ve müzmin b i r yalancı .

Sobakevich: Dördüncü bir toprak sahibi; sağlam yapıl ı , kaba, ayı gibi

 b ir insan .

Plevvshkin: Beşinci bir toprak sahibi; cimriliği hastalık haline getiren

 biri.

Selifah ve Petrushka: Chich ikov 'un h izm etç i le r i: vu rdum duym az , ap

tal ve yıkanmayı sevmeyen pis kızlar .

Diğerleri: Vali , val inin kızı , polis müdürü, posta müdürü, hâkim, is im

leri ver i lmeyen iki hanım.

Page 181: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 181/247

Hikâye

Pavel İvanovich Chichikov (ivanoviç Çiçikov) maharetleri ile

yaıayan biri. Kendisinin, "üniversite danış manı" olduğ unu söy

ler. Gerçekte ise, gümrük dairesinde çalış mış ve kaçakçılarla

iş biHiğ i yoptığ ı için koyulmuş tur. Baş lıca özelliğ i övücü sözlerie,

zengin ve nüfuzlu kimselerin güvenini kazanmasıdır. Bu maha

reti, ustaca tertiplenen çabucak zengin olma plânının uygulan

masında kendisine yardım eder.

Çağ ın Rus kanunlanna göre, toprak sahipleri, malikânele

rinde çalış an "canlar"ın yâni serflerin sayısına göre vergi ödü

yordu. Her nüfus sayımında tespit edilen bu rakam, ölümlerin,

hemen hemen doğ umlan dengeleyeceğ i düş üncesi ile bir son

raki nüfus sayımına kadar değ iş tirilmezdi.

Çiçikov, ülkede dolaş arak, son nüfus sayımından itibaren

ölen "ölü canlar"ın ölüm belgelerini satın alır. Toprak sahiple

ri, böyle bir alış veriş ten memnundur, zira vergi memurlanna,

kendi mallonnın satıldığ ını gösteren belgeleri takdim ettikleri

takdirde, onların, malikânelere biçtikleri fiyat da o derecede

düş ük olacaktır. Çiçikov 'un, alanı bu belgeleri -ki hukukî bel

gelerdir- toplamak ve mevcut olmayan mülkiyeti rehine koya

rak para almaktır.

Romanın birinci bölümünde, Çiçikov, bir kasabaya gelir ve

kasabanın ekonomik durumunu, bellibaş lı toprak sahiplerinin

adlannı, devlet memurlannın karakterierini ve serflerin sayısını

iyice öğ renir. Mahallî eş raf, onu önemli ve sevimli bir kimse sa

narak aralanna alırlar. Kendisini eğ lencelere, evlerine davet

eder, kanlan ve kızları da Çiçikov'a kur yapariar. Bu arada,

satın alabildiğ i kodar ölü can belgesi toplar ve tabiî bu alış ve

riş in mahiyetini de gizli tutar. Alış veriş mahallî mahkemede koy

da geçtiğ i zaman, Çiçikov'un efsanevî zenginliğ e sahip biri ol

duğ u ş âyialan yayılır. Kendisi de, Ukrayna'da bir çiftliğ i bulun

duğ unu ve serfleri orada çalış tıracağ ını söyler.

180 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 182: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 182/247

Çiçikov'un i| yaptığ ı kimselerin tedbirsizliğ i yüzünden, iş in

içyüzü meydana çıkar. Toprak sahibi bir kadın, kendisinin alda

tıldığ ını anlayarak, ölmüş serflerin piyasadaki fiyotlannın ne o l

duğ unu sorar. Valinin balosunda bir diğ er toprak sahibi, sar

hoş olur ve Çiçikov'un yaptığ ını anlatır. Fakat kendisi öylesine

müzmin bir yalancıdır ki, sözlerine kimse inanamaz. Bazılan,

Çiçikov 'un, valinin kızı ile evlenmek istediğ ini söylen Diğ erleri

ne göre ise, bir casus, hatta kılık değ iş tirmiş Napoleon Bona-

part'tır. Çiçikov, alelacele kasabadan ayrılır Ve kendisini en

son gördüğ ümüz zaman, bir sonraki macerası için, atlı araba

sı içinde hızla gitmektedir.

Eleştiri

Ölü Canlar,  bir rom anın sadece küçük b ir parçasıdır.Gogol, onu üç kısımdan tamamlamak istedi ve elimizdekikitap, birinci kısmı olacaktı. Günümüze kadar gelen bazı bölümler, tam amlandığı takdirde, rom anın nasıl olacağınıgösteriyor. Çiçikov, daha sonraki maceralarında, aralarında şerefli bir tüccar, adil bir vali, ideal bir toprak sahibi vemükemmel bir kadının da bulunduğu, gerçekten faziletliinsanlarla karşılaşacaktı. Onların etkileri altında, Çiçikov,kendisini reformdan geçirecek; roman, böylece yenidendoğumun bir hikâyesi ve -bundan çıkarılan benzetişler-Rusya’nm bir hikâyesi olacaktı: Rusya, nasıl bir ülke idi,nasıl bir ülke olabilirdi?

Eleştiriciler, tamamlanmamış bölümleri sun’i buldular, inandırıcı olmadığını söylediler. Çiçikov, öylesine sevimli bir sahtekârd ır ki, biz onu n ıslah olmasını istemeyizve kitaptaki faziletli karakterler de zinde değil, komik canlılıkta insanlard ır ve bu yüzden birçok Amerikalı’ya Huck- leberry Fmn’deki bazı sayfaları hatırlatır.

Şu halde, muhtemelen, romanın bitmemiş şekli sanattarihi için büyük bir kayıp sayılmaz. Maamafıh, onun ta-

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   « 1 8 1

Page 183: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 183/247

marnlanmamış oluşu, yapıdaki bir anormalliği gösteriyor, beklenmeyen son bölüm . Burad^, Çiçikov, plânm da başarılı olamayıp kasabayı terkettikten sonra; müellifi, geriyedönerek, kahram anın, okuyucunun o zam ana kadar hiçbir

şey bilmediği, önceki yılları hakkında bilgi verir: Ailesi,eğitim derecesi ve hü kü m et dairelerindeki işleri. Teamüllere göre bu gerçeklerin rom anın başlangıcında anlatılması gerekirdi. Fakat hikâyeyi, Gogol’un gerçekleştirilmemiş

 büyük plânının perspektifi üzerine koyarak değerlendirirsek, bu "flashback"   (geriye dönüp geçmişf aydınlatm a) ye-rindedir.

Kitap, elimizdeki şekli ile tamamlanmış bir eser: On-dokuzuncu asrın başlarındaki Rus cemiyetini kıyasıya hicvediyor.

Ölü Canlar,  unutulmayacak sah tekârların parlak bir galerisi; her şeyden şüphelenen Korobocka Anne, varlığı ileyokluğunun hiçbir tesiri olmayan Manilov, yalancı Nozd-ryev, bir ayıyı andıran Sobakeviç, tamahkâr Plevşkin ve

 bir sürü dejenere ve zorba devlet m em uru, dedikoducukad ınlar ve ayyaş serfler. Romanın devlet m em urlarınahücum edişi, hük üm eti bilhassa kızdırdı. K itapta, sansü redilen parçalardan biri. Yüzbaşı Kopeikin’in başından geçenlerle ilgilidir: Napoleon Harplerinde malûl kalan Ko-

 peikin, kendisine emeklilik hakkı verilmesi veya tazm inatödenm esi için günlerce ve günlerce devlet dairelerinin ka

 pılarını aşındırır. Yüzbaşıya artık taham m ül edemeyenhü küm et, on u h apseder ve o da sonunda eşkıyalığa başlar.Çarlık hükümeti, Rusya’da böyle bir şey olabileceğini ka bul etmiyordu.

Gogol, gün lük hayatı, en küçük teferruatı ile olduğugibi anlattığından, okuyucunun, Rusya’nın bu manzarasının gerçek olduğunu kabul e tm esi kolay. Yazar, bir köy sokağının mimarî tarzmdan, malikâne sahibinin oturduğuevin üslûbundan, kilerde bulunan yiyeceklerden, dükkân-

182 • 1 00 B ü y ü k    R o m a n

Page 184: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 184/247

Page 185: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 185/247

onun istikrarsız bir insan olduğunu değil, bilâkis, Rusya’yı sevdiğini gösterir. Romanın son sayfasında, allak bullak durum daki Çiçikov, arabasında giderken, Gogol,ülkesini, dünyan ın b ir ucunda n ötek ine giden bir atlı ara

 baya benzetir:"Ve sen, Rusya nereye gidiyorsun? Cevap ver! Cevap

vermiyor. Arabanın zilleri melodik bir şekilde çalmaya başlar. Hava, sanki parça parça yırtılm ıştır ve fırtına çıkar;yeryüzündeki her şey, hızla gelip geçiyor ve endişeli gözlerle Rusya’ya bakıyor; diğer milletler ve ülkeler, onu yal

nız bırakmak için geri çekiliyorlar.”

184 • 100 B ü vO k R o m a n

Yazar

Gogol’un kısa süren hayatı müşküller İçinde geçti. Ukrayna’da, küçük 

bir toprağa sahip bulunan bir ailede 1809 yılında doğdu. Ecdadından biri, Polonya krallarının hizmetinde bulunmuştu, fakat ailesindeki bu yaban

cı izi onu daima mahçup bıraktı. Hayatının oldukça erken bir çağında, 

Polonyo dilini hatırlatan Gogol-Janovsky adını, sadece Gogol, olarak kul

lanmaya başladı. Nikolai, henüz on yaşlarında iken babası öldü; bir dedi

ğini iki etmeyen anası ondan daha uzun yaşadı.

On dokuz yaşında Nyezin lisesini bitiren Gogol, Saint Petersburg'a 

gitti. Bir ara aktör olmayı düşündü ve kısa müddet için de devlet memuru olarak çalıştı. Önemli ilk kitaplarının konuları Ukrayna hayatından alın

mıştı. Ukrayna kır hayatını ve folklorunu anlatan bir kitabı, ona geniş bir  

okuyucu kitlesi kazandırdı. Yine, Ukrayna’nın, orta çağlardaki tarihi ile il

gili bir kitap yazmayı düşündü. Bu kitap yazılmadı, fakat bu düşünceleri, 

bir ara Saint Petersburg Üniversitesi’nde tarih dersleri vermesine yol aç

tı. Hem bir bilgin, hem öğretmen olarak yeteneksizdi; derslerinin ekseri

sine gitmedi ve on altı ay sonra da istifa etti. Sonraları, bir kız mektebin

de ders vererek ve özel öğretmenlik yaparak geçimini sağladı. Fakat Go

gol, hiçbir zaman, bilhassa bilgili ve çok okuyan biri değildi; gerçekte, 

onun zamanının büyük Rus yazarları arasında en az eğitim gördüğü söy

lendi.

Page 186: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 186/247

Gogol’un Ukrayna’ya beslediği sevgi, nllıayet Kazaklar’ı konu alan ve 

Sir Walter Scot’un üslûbunda yazılan Taraş Bulba  adındaki kabadayıca 

romanda kendini gösterdi, l^/y adındaki romanı (1835) grotesk folklora 

olan tutkusunu gösterir; roman, şeytanların ortadan kaldırdığı bir adamın 

hikâyesidir. Palto (1842), Rus hikâyeciliğinde önemli bir kilometre taş ıdr  Hikâye, güzel bir paltoya sahip olmanın hayali İçinde yaşayan bir devlet 

memurunu anlatır.

Müfettiş ad\\ kitabının (1836) tezi, devlet dairelerindeki soysuzlaşma

dır. Kitabın (piyes) konusu, hükümet müfettişinin beklendiği bir kasabaya 

gelen sevimli bir sahtekârdır. Bir sürü yolsuz işlerle İştigal eden mahallî  

devlet görevlileri, onu kıyafet değiştirmiş müfettiş sanır ve kim olduğu 

meydana çıkana kadar, bir ziyafetten diğerine davet eder, eğlendirirler. Piyes, hakikî müfettişin beklenmedik bir anda gelmesiyle son bulur. Bu ki

tap, birçok hususlarda Ölü Canlaı’m  temelini hazırladı. Piyes, şüphesiz 

yasaklanırdı, ama Çar kitabı okumuş ve sahnelenmesini emretmişti. Pi

yes büyük başarı sağladı ise de, Gogol’u sevilen biri yapmadı. Aynı yıl, 

Rusya’dan ayrıldı ve kısa ziyaretler dışında, hariçte yaşadı. Rus hayatı

nın unutulmayacak manzaralarını önümüze seren Ölü Canlar,  Roma’da 

yazıldı.

Elimizdeki delillere göre, Gogol derinden derine nörotik bir adamdı 

ve sık sık depresyon geçirirdi; kendisinden, marazi denecek kadar şüp

heleniyordu; son derece dindar birl idi. Bir asır sonra, bir hüküm verecek  

olursak, Gogol’un başlıca meselesi seksüel idi. Kadınlara hiç ilgi duyma

dı. Doğru, bir kıza evlenme teklifinde bulundu ise de, aralarındaki ilgi ta

mamen ruhî kalacaktı. Kadınlar, hakkındaki kararsızlığı, yarattığı karakterlerde de görülür. Onlar, ya Korobocka gibi kocakarılardır veya bir Rus  

tenkitçisinin söylediği üzere, çikolata kutulan üzerindeki dokunulamaz 

mabüdelere benzeyen yaratıklar. Kendisini, ne olduğu gibi kabul ediyor, 

ne de değiştirebiliyordu. Gogol, şahsına ıstırap verircesine, dine sarıldı. 

Gençlik ve orta yaşlarında, realitelerle sağlam bir temas kurmasına 

imkân veren, hayata komikçe bakış tarzı gitgide söndü ve sonraları ken

disini büyük terimlerle anlatan ahlâkî bir hoca ve bir peygamber gibi gördü.

Gogol, Mûfettiş’lne bir sonuç yazarak, bu fevkalâde komediyi vicdan 

üzerine remizli ve kinayeli bir tarzda yorumladı. Çiçikov’un.ıslah olduğu

nu göstermek için Ölü Canlai’ı  devam ettirdi ve Rusya dışından, arka- 

dâşlanna, Rusya hakkında her şeyi ve aslında birer Slav müesseseleri

100 Bü y ü k    R o m a n   • 185

Page 187: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 187/247

olan sertlik ve otokrasiyi de öven, Avrupa’nın hümanist kültürünü yeren 

mektuplar gönderdi. {Arkadaşlarımla Yaptığım Mektuplaşmalardan Se

çilmiş Pasajlar,  1847). Arkadaşları onun bu mektuplarını iyi karşılamadı 

ve Byelinsky adındaki tenkitçinin yazdığı kızgın bir cevap, Avrupa libera

lizmine yönelen entelektüellerin bir manifestosu oldu.

 Arkadaşları tarafından reddedilmesi, Gogol'un kendisine olan itima

dını kökünden sarstı. Ve Kont Alexander Tolstoy (meşhur Leo değil), ken

disini Gogol’un son yıllarında, onun ruhî direktörü olacak Papaz Matvey 

Kontastinovski ile tanıştırdığı zaman, bu yıkım tamamlandı. Hem Tolstoy, 

hem de papaz, fanatik Ortodoks Hıristiyan ve anti-liberaller ve Gogol  

kendisini, kendi benliğinden mazohistik bir tarzda vazgeçercesine onlara 

terketti . Papaz Matvey, her çeşit sanat ve edebiyatın aleyhinde idi ve mü

ridini, cehennem ateşlerinin tehdidi altında dehşet içinde tuttu. Nihayet 

bir gece 1852 Şubat’ında, Gogol, nihaî fedakârlığı yaptı: On senedir üze

rinde çalıştığı müsveddelerini. Ölü Canlaı'm  tamamlanmamış kısmını^ 

tahrip etti. İşlerine bakan Semyon adındaki çocuk, efendisinin durumunu  

görerek önünde diz çöktü ve yazılarını yakmaması için yalvardı. Gogol, 

asık çehresiyle işe devam etti ve müsveddeler kül haline gelince, önünde haç çıkardı. Semyon’u öptü ve yatarak ağlamaya başladı. Artık yaşa

mak istemiyordu. Derin bir depresyona daldı, hiçbir şey yemedi, kendisi

ni tedaviye gelen doktorlarla kavga etti. Dokuz gün sonra öldü. Gogol’un 

son kelimeleri, “Bana merdiveni verin!” idi; fakat kimse ne demek istedi

ğini bilmiyordu.

186 • 100 B ü y ü k   R o m a n

Page 188: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 188/247

Monte Kristo Kontu

Yazan

Alexandre Dumas Pere(1802-1870)

Başhca Karakterler

Edmond Dantes: Marsilyalı bir denizci; Mercedes'le nişanlı. İlkin sami

mî ve güvenil i r bir insandır , fakat hapishanede geçirdiği yı l lar so

nunda intikam hissi i le yanıp tutuşur. Monte Kristo Kontu olarak

gösterişli bir şekilde zengin ve güçlü, arkadaşlarına cömert, düş

m anla rına karşı k inc i ve her zam an es ra rengiz b i r adam .

Dantes’in kendisini tanıttığı diğer isimler:

 Abbe Busoni.

Lord Wilmore.

Gemici Sindebad.

Louis Dantes: Edmond’un babası .

M. Morrell: Marsilyalı bir tüccar; Haroaon adlı geminin sahibi.

Mazimilian Morrel: Oğlu, so nra ları V alentine de V illefort 'a âşık olur.

Haydee; Cenineli Ali Paşa’nın kızı; Mondego tarafından köle pazarında

satıl ır ve Monte Kristo tarafından kurtarıl ır .

Fernand Mondego: Katalanyalı bir balıkçı; sonraları asker ve Arnavut

luk’taki askerî bir maceracı; sonunda, Comte de Morcerf unvanı i le

tümgenera l .

Mercedes: Kuzeni Ed m ond ’la nişanlı; son raları F erna nd ’la evlenir .

Page 189: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 189/247

 Vicomte Albert de Morcerf: Fernand’m oğlu; Eugenie Danglars’la ni

şanlı olmakla be rab er kızı sevm ez.

Dagnlars: D antes’in gem isinde kargo şefi; so nrala rı Baron D anglars,

 bankacı.

Barones Danglars: Karısı; önceleri Villefort'a âşık.Eugenie Danglars: Kızı, bağımsız bir kız, aktr ist olmak istSr.

Lauise d’Armilly: Eugenie’nin arkadaşı ve musikî hocası.

M. Noirtier: Küstah ve azimli bir Bonapartçı fesatçı.

Gerard de Vlllefort: Oğlu, savcı; genellikle vicdanlı bir i olmasına rağ

men, k endi iht i raslar ıyla çe l işki li olduğ u zam anlard a vicdansız .

Marqis ve Marqüise de Saint Meran: Eski ar is tokrasi mensuplar ı ; de

V illefort’un kay ınpe deri ve kay ınvalidesi.

Renee de Saint-Meran: Kızları; V iellefort 'un ilk karısı.

 Valentine de Villeford: Renee'nin kızı; Maximilian Morrel’e âşık.

Heloise: Villefort’un Heloise’den olan oğlu.

General Flavin de Quesnel: Kralcı bir general; Noirtier’le yaptığı bir

düe l loda ö ldü rülür.

Baron Franz d’Epinay: Oğlu, Valentine ile nişanlı.

Gaspard Caderousse: Louis Dantes’in komşusu; terzi, sonraları hancı.

Madelenine Caderousse (Lacarcote diye çağırılır); Karısı.

 Abbe Faria: D’lf Şatosu’ndaki bir mahkûm; Dantes’le arkadaşlık kurar

ve onu eğitir .

Luigi Vampa; Romalı bir eşkıya.

Pepino: Bir çoban; sonraları Vampa’nın eşkıya grubunda yer alır .

Binbaşı Bartolomeo Cavalcanti: İtalyalı bir maceracı.Benedotte: Villeford ve Barones Danglars’ın gayrimeşru çocuğu; kendi

sini Binbaşı Andrea Cavalcanti’nin oğlu olarak takdim eder.

Monte Kristo Kontu’nun hizmetçileri.

Bertuccio.

Baptistin Ali.

 Albert de Morcerrin arkadaşları:

Beauchamp.Debray.

Château-Renaud

D’Avrigny: De Villefort’un doktoru.

1 8 8 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n

Page 190: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 190/247

Hikâye

Bu tür bir kitabın sayfalarında, Monte Kristo Kontu'nun

118 bölümünün özetini vermek mümkün değ il.

Hikâye 1815'te boş lar: Paris'te Kral XVIII. Louis vardır. Na-poleon da Elbe adasındadır. Hikâyenin kahraman! Edmond

Dantes, Marsilyalı bir denizcidir; Pharaon gemisinin de ikinci

kaptanı, Napoli'den Marsilya'ya gittiğ i sırada, geminin kap

tanı âniden ölür ve Dantes kaptan olur. Geminin sahibi, Dan-

tes'in bu mevkide devamlı kalmasını ister. Dantes, üstelik Mer

cedes adlı Katalanyalı güzel bir kızla evlenmek üzeredir. Böylece, henüz on dokuz yaş ında olmasına rağ men, hayatının

baş lıca iki hedefine eriş mek üzeredir. Bununla beraber, Dan-

tes'in düş manları da vardır. Biri, Pharaon'un kargo ş efi -ki

kaptan o lmak ister- ve diğ eri de, Mercedes'in, onunla evlen

mek isteyen Fernand Mondega adlı yeğ eni. Bu iki kiş i, Cade-

rousse adlı ayyaş bir komş ulannın yardımı ile Edmond'u ara

dan çıkarmayı plânlar.

Kargaş alı siyasî durumda onlara yardım eder. Pharaon'un

kaptanı, ölümünden kısa bir müddet önce, kamarotuna mü

hürlü bir paket vererek^ Elbe adasındaki Napoleon'a götür

mesini istemiş ti. Paketi Dantes götürür ve kendisine M. Noirti-

er adında bir Parisli'ye iletilmesi için bir mektup verirler. Dan-

tes'in siyasî inanış lan yoktur; bu muhaberelerin muhtevasınıve böylece, Napoleon'u yeniden iktidara getirmeyi amaçlayan

bir entrikaya ortak olduğ unu bilmez. Gelgelelim, Dagnlars,

olup bitenlerden haberdardır. Mahallî otoritelere bir mektup

yazarak, Dantes'in, Bonapartçı olduğ unu ihbar eder ve mek

tubu de Fernand ile gönderir. Dantes evlenmeden bir iki saat

önce tevkif edilir.Dantes'in ihbar edildiğ i ş ahıs savcı M. de Villefort'tur:

Dantes'in, imparatorun mektubunu götürdüğ ü aynı Noirtier'in

oğ lu. Bourbon rejiminin bir kamu görevlisi olan de Villefort,

ş imdi zor bir durumdadır; zira babası felâh bulmaz bir Bona-

100  b ü y ü k   R o m a n • 1 8 9

Page 191: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 191/247

partçıdır. Dantes'in getirdiğ i mektubu okurken, muhtevası

açıklandığ ı takdirde, meslek hayatının sona ereceğ ini anlar.

Bunun üzerine, mektubu yakar ve Dantes'i tehlikeli siyasî suç

iş leyenlerin tutulduklan Marsilya limanındaki d 'lt Ş atosu'na

gönderir.

Yüz gün süren Napoleon yönetiminin geri getirilmesi sıra

sında, Morrel, Dantes'in, imparatora yaptığ ı hizmetleri olduk

ça mübalâğ alı bir tarzda anlatarak serbest bırakılması için ça

lış ır. Mamafih, Dantes serbest bırakılmadan, rejim düş er ve

Bourbon'lar yeniden iktidara gelirler. Dantes, artık tehlikeli bir

Bonapartçı o larak lekelenir ve d 'lf ş atosu'nda on dört sene

kalır, maruz kaldığ ı adaletsizlik kendisini derinden sarsar. Ş a

todaki bir diğ er mahkûm, Abbe Faria adındaki bir İtalyan pa

pazıdır. Otoriteler papazı çılgın addederler; zira onlara, yerini

ancak kendisinin bildiğ i gizli bir hâzineden pay vereceğ ini söy

leyerek serbest bırakılmasını ister. Dentes, bu papazla gizliden

gizliye muhabere eder ve dostluk kurar. Faria, son derece zeki bir insandır ve mahkûm arkadaş ına birçok ş ey, bu arada

bazı yabancı dilleri de öğ retir İtalyan papazı, bu hâzinenin

mevcut olduğ u hakkında Dantes'e garanti verir ve beraberce

kaçtıklan takdirde, aralannda paylaş acaklannı söyler. Fakat

plânı uygulamaya geçmeden önce papaz ölür. Dantes'in

önünde ş imdi kaçabilmek için b ir tek yol vardır: Papazın cesedini kendi yatağ ına sürükler ve kendisini, Faria'nın gömülece

ğ i torbanın içine kor. Torba denize atılacağ ı zaman, Dantes,

ipleri çözer ve yüzerek sahile çıkar.

Papazın -onaltıncı asra kadar uzanan- hâzinesi Tuscan ta

kım adalanndaki Monte Kristo adında, kimsenin yaş amadığ ı

bir adadır. Dantes oraya gider ve arkadaş ının sözlerinin doğru olduğ unu görür. Dantes artık, tasavvur edilemeyecek kadar

zengin ve her istediğ ini yapacak kadar da güçlüdür. Kendisini

hapseden dört kiş iden intikam almaya yemin eder; Fernanda

Mondego, Danglars, Caderousse ve de Villefort. intikam ş a

irane adaletin ş aheser bir örneğ i olacaktır. O nlara, ölüm dar

190 • 100 B ü y ü k   R o m a n

Page 192: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 192/247

besini Dantes indirmeyecek; bu habislerin her biri kendi kötü

lüklerinin -tamahkârlık, hıyanet ve ihtiras- kurbanı olacaklar

dır. Nihayet, her biri, neden öldürüldüklerini ve intikam alanın

kim olduğ unu bilmelidir. Bu ş eytanî plânını uygulamak için,Dantes'in görünüş ünü değ iş tirmesine ve zamana ihtiyacı o la

caktır.

Böylece, bir müddet sora, 1838'de İtalya'da, kendisinin

Monte Kristo Kontu olduğ unu söyleyen, efsanevî zenginliğ e

sahip, esrarengiz bir yabancı görünür. Yaş ayış ı, doğ u sultan-

lannı akla getirir. Yanında İstanbul'dan satın aldığ ı b ir Yunankızı vardır; daimî uş ağ ı da Nubiyalı bir dilsizdir. Adamın, her

tarafta odamlan vardır ve her ş eyi bilir. Yolculuğ a çıktığ ı za

man, bir papaz veya İngiliz olarak dolaş ır. Onun, Maltalı o l

duğ u, Yunanistan'da bir gümüş madeni keş fettiğ i, korsan ve

eş kıyalarla iş birliğ i yaptığ ı ve üç kıtada haremi bulunduğ u

söylenir. Her gittiğ i yerde bir sansasyon ve hiç olmazsa hanım

lar arasında da hayranlık ve korkunun oluş turduğ u bir ürperti

yaratır 

Kont, ilkin, eski iş yerine ve hâmisi Morre l'e olan borcunu

öder. Marsilya'ya, Morre l'in güçlükler içinde çırpındığ ı bir sı

rada vanr: Morrel'in ş irketinin bütün gemileri denizde batmış

tır ve borçlannı ödeyemez durumdadır. Kont, kendisini bir İn

giliz bankasının temsilcisi olarak tanıtın Morrel'in borçlannıöder, onu intihar etmekten kurtanr ve kendisine ayrıca yeni bir

gemi verir.

Kont'un eski düş manlan arasında en az suçlusu Cadero-

usse'dir, zira Dantes'in hapsedilmesinde pasif bir suç ortağ ı

rolünü oynamış tır. Onun ne kadar tamahkâr olduğ unu bilen

Kont, baş ka bir görünüm altında, ona kıymetli bir elmas verirCaderousse ve kansı, asla beklemedikleri bir zamanda önle

rine gelen bu nimetle yetinmezler; elması bir kuyumcuya satar

ve adamı öldürerek de geri alırlar. Caderousse bu suçundan

ötürü, küreğ e mahkûm edilir. Sonralon kaçarsa da, önceki

suç ortağ ı, de Villefort'un gayrimeş ru çocuğ una ş antaj yapar

ve kendi ölümünü hazırlar.

1 00 B ü y ü k R o m a n * 1 9 1

Page 193: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 193/247

Kontun baş lıca düş manı Fernand Mondega'dır; çünkü

Dantes'in mahkûm edilmesinden istifade ederek Mercedes'le

evlenmiş tir. Aradan geçen yıllar zarfında, Fransız ordusunda

hizmet görmüş ve ardından, Balkanlar'da bir askerî macerası

olmuş tur. Arnavut Ali Paş a'nın hizmetinde bulunduktan sonra,

efendisini sultana ihbar etmiş , Fransa'ya zengin biri olarak

dönmüş ve tümgeneral rütbesini de kazanarak kendisini,

Comte de Morcerf olarak tanıtmaya baş lamış tır. M orcerf'in

ş erefli bir insan olan oğ lu, babasının hakikî karakteri hakkın

da hiçbir ş ey bilmez ve Danglers'in kızı Eugenie ile istemeye

istemeye niş anlanır. Monte Kristo, Danglers'e, Morcerf ailesinin dolabında bir iskelet bulunduğ unu söyler. Mazisi lekelidir.

Danglers araş tırır ve niş an bozulur. Ardından, gazetelerde, Ali

Paş a'ya yapılan hıyanet hakkında îmalı yazılar çıkar ve Lord-

lar Meclisi meseleyi araş tınr. Hâdisenin baş lıca ş ahidi, Monte

Kristo'nun arkadaş ı olan Haydee'dir ve Haydee'nin de Ali Pa-

ş a'nın kızı olduğ u ve Morcerf'i gayet iyi hatırladığ ı ortaya çıkar. Morcerf'in karısı ve kızı kendisini ve servetini reddederek

terkeder ve Morcerf intihar eder.

Dantes'i mahkûm eden de Villefort, bir sürü ciddî suç iş le

mesine rağ men, ş imdi baş savcıdır (Procureurderoi).  Seneler

ce önce, Danglers'in karısından bir çocuğ u olmuş ve bebeğ in

ölü doğ duğ u söylenmiş tir. De Villefort, aslında canlı olan bebeğ i gizlice bahçeye gömmüş tür. Fakat hiç de muhtemel gö

rülmeyen bir dizi hadiseler sonucu, çocuk ölmeden mezardan

çıkanlır, yaş arrıası sağ lanır ve Bertuccio adındaki bir kaçakçı

tarafından yetiş tirilir. Bu çocuk, daha önce, Caderousse'nin

bir suç ortağ ı olarak gördüğ ümüz Benedotte'dir. Benedotte,

kısa bir zaman içinde, suç iş leme temayüllerini ortaya koyar,

üvey ebeveynlerini soyar ve küreğ e mahkûm edilir.

Bu karış ık hâdiseler yumağ ı çözülürken de Viilefort'un bi

rinci kansından Valentine adlı meş ru bir kızı ve ikinci kansın-

dan da Edouard adında hiç de sevimli olmayan bir erkek ço

cuğ u olur. De Viilefort'un ikinci karısı Heloise, sadece çocuğ u

192 • 100 Bü y ü k    R o m a n

Page 194: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 194/247

için yaş ar ve kocasının birinci kansından elde ettiğ i servetin

önüne dikilecek bütün vârislerini ortadan kaldırmak ister Nor

mal olarak bu miras tabiî, bir kaza olmadıkça, Valentine'nin

hakkıdır Monte Kristo Kontu, bu noktada, Heloise ailesiyle

dostluk kurar, kadının güvenini kazanır ve kadının nefes darlığ ım'giderecek ilâçlar gelirmiş çesine bir ş iş e zehir verir.

Bunun takip eden aylar boyunca da Villetort ailesi men

suplarından bazılan esrarengiz bir ş ekilde ölürler; ilkin, birin

ci kansının ebeveynleri, ardından efendisi için hazırlanan içki

yi kazaen içen babasının uş ağ ı, daha sonra Vaientine de Vil-

lefort, ölmez ise de, ağ ır bir ş ekilde hastalanır. De Villefort, katilin birinci karısı olduğ unu anlar. Ş imdi kadını tevkif etmek,

kendisinin resmî görevidir. Kadına, öldürülmekten kurtulması

için intihar etmesini söyler Fakat onun bu teklifi kabul edip et

mediğ ini beklemeden, alelacele Caderousse'm katili olarak

yargılanan Benedotte -ki artık ebeveynlerinin kimler olduğ unu

bilir- ülkenin baş savcısının kendi öz babası olduğ unu ve bebek iken kendisini öldürmek istediğ ini söyler De Villefort, pe

riş an bir halde evine döner. Heloise ve Edouard'm kendilerini

öldürdüklerini ve Dantes'in de onlann cesetlerinin baş ucunda

ş eytanî bir kahkaha kopardığ ını gö rür Baş savcı, birkaç daki

ka sonra çıldınr 

Danglers, daha hafif bir ceza ile kurtulur. 1815'ten bu yana, o da sosyal merdivende yükselmiş , kendisine Baron unva

nı verilmiş tir Aristokratik bir kadınla evlidir Monte Kristo, onu

en hassas iki yönünden vurabilir: Sosyal ihtirası ve tamahkârlı

ğ ı. Danglers'in kızı, mütereddit bir tarzda Albert de Morcerf'la

niş anlanmış tır; fakat Ali Paş a skandali meydana çıktığ ından

beri, Danglers, kendisine daha iyi bir damat arar Monte Kris

to; hapishane kaçağ ı Benedotte'yi teklif eder Göz alıcı bir

tarzda giyindiğ inden, yeterli parası bulunduğ undan ve sahte

bir ş ecere ile de göründüğ ünden, Danglers'in istediğ i bir da

mattır Fakat nikâh kıyılacağ ı sırada, polis, Caderousse'yi öl

dürme suçu ile Benedotte'yi tevkif eder.

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n • 1 9 3

Page 195: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 195/247

Danglers'in itibarı sarsılmış tır, fakat daha da ıstırap çekme

si gerek. Monte Kristo'nun yanında, Denglers'in bankasından

beş milyon lira çekebileceğ ine dair kredi mektupları vardır. Pa

rayı, Danglers'in normalin üstünde kredi verdiğ i bir zamanda

çeker. Danglers yıkılmış tır; Roma'ya kaçar ve orada da,

Kont'un emirleriyle hareket eden eş kıyalar kendisini, derhal

yakalarlar. Bir mağ araya götürülür ve bir tavuğ a beş bin altın

vermedikçe kendisini aç bırakırlar Bu, Danglars'ın yanındaki

bütün para tükenene kadar haftalarca devam eder. Sonunda,

Monte Kristo onu serbest bırakır, fakat bu arada Danglars'ın

saçlan bembeyaz olmuş tur.

Monte Kristo intikamını, düş manlannın çocuklanna götür

mez. (Edouard'ın ölümü kaza idi. Monte Kristo, onun ölece

ğ ini tahmin etmiş ti.) Albert de Morcerf'le arkadaş lık kurar ve

Mercedes'i cezalandırmaktan vazgeçer. Valentine'ye gelince,

zehiri içerek hastalanan kızı kurtarır, gerçekten sevdiğ i erkek

le, kendisinin eski hâmisi Maximilian Morrel'in oğ lu ile evlenmesini mümkün kılar. Aş kın ve nefretin eski borçları artık

ödendiğ inden. Monte Kristo, vicdan azabı duyarak, Allah'ın

intikam meleğ i rolünü oynamakta ileri gidip gitmediğ ini ken

di kendisine sorar. Maamafih, Haydee, hâlâ kendisiyle bera

berdir ve mutluluk ihtimalleri baş gösterir Velentine ve Maxi-

milian'a Allahaısmarladık diyerek, esrarengiz bir ş ekilde, geldiğ i gibi ayrılır.

1 9 4 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n

Eleştiri

 Monte Kristo,  Auguste Macquet ve A..P. Fiorentino ile

 bir likte yazıldı. Kitabın adı, M onte Kristo adasından gelir.Dumas, bu adaya ayak basmamış sadece 1842’de vapurdan görm üştür. Esrarengiz yabancı da, Peuchet’i, La Poliçe 

 Devoile  adlı küçük hikâyesinden gelir. Hikâyenin, ilkinİtalya’da geçmesi düşünülüyo rdu (XXXI. bölüm ün, birinci bölüm gibi yazıldığına dikkat ediniz) ve kontun önceki

Page 196: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 196/247

hayatı daha sonraları anlatılacaktı. Macquet’in teklifi üzerine, Dantes’in mahkûmiyeti ile ilgili ilk otuz bölüm, daha sonra eklendi. Böylece, hikâye, üç bölümde ele alınır;Marsilya, R oma ve Paris. Roman, 1844’te on iki cilt olarak basıldı ve sekiz sene sonra, dört ayrı piyes halinde sahneye kondu.

 Monte Kristo Kontu,  okuyucusunu hiçbir zaman düşünmeye sevketmeyen, fakat bitirme den bırakılamayan kitaplardan biri. Günümüzde bu kitabı bilhassa çocuklar, ergenlik yaşındaki çocuklar okuyor. Bununla beraber, çocuklar için düşünülmemişti. Belki, 1840’larm okuyucuları, günümüzden az sofistike (kültürlü) idiler; zira tefrikaedildiği zaman, her Parisli okudu ve sokaklarda, birbirlerine, Dantes’in, d’If şatosundan kaçıp kaçmadığını sordular. Gautier, Balzac, Stevenson ve Andrew Youn, kitabın bu sih irli yönünden bahsettiler. Kitabın niye bu kadar po

 püler olduğu üzerinde durm ak gerek; çünkü kendi tü rü n de bir şaheser olmakla beraber, ekseri tenkitçilerin üzerinde duracakları tipte bir şaheser değil.

 Monte Kristo Kontu’nda  hatâ bulmak kolay. Romanınmuazzam, muğlâk ve teferruatıyla ele alınmış tesadüfler

le dolu plânı, inanılmazlığın verdiği istekli hayre t dışında-ki Coleridge’e göre, şâirane inanış için gereklidir- hiç dederin bir şekilde ele alınamaz. Hâdiselerin bu derece üstüste yığılmasının sebebi şu idi ki; roman, ilkin, forma,forma tefrika edildi ve "bir sonraki sayıda devam edecekhikâye” okuyucularının ilgisini çekebilmek için, hiç ol

mazsa, her bölümde heyecanlı bir macera anlatmak zorundaydı. Kitabın uzunluğuna ve zaman zaman görünenuzun cüm lelere gelince, D um as’a satır hesabı ücret öden

diğini hatırlayacağız. (Dumas, bu anlaşmadan istifade etmek için, sadece tek heceli kelimelerle konuşan b ir karakter de araya koymak istedi ise de, yayımcılar, yarım satır

100 B ü y ü k R o m a n *195

Page 197: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 197/247

dan az satırlar için ücret ödemek istemediklerinden, bu

karakterden vazgeçildi.)D um as’m karakterleri hakkm da da fazla bir şey söyle

yemeyiz. Onun kitabmdaki habisler, kahramanlar, hanım

hanımcık kadınlarla muğlâklık veya derinlik yoktur. Bugün bu tü r karak terler ikinci derecedeki filmlerde veya çocuklar için hazırlanan televizyon program larında bulunur.Hatırdan çıkmayacak tek yaratık M onte K risto’nun kendisi. Bunun sebebi de, onun diğerlerinden daha fazla hakikîolmasından değil, son derece ve fevkalâde gayri hakiki ol

duğundan. Edebî şecere terimleriyle ele alınacak olursa,Byron’un kahramanları sülâlesinden. Onun kahramanlarıgibi, uzun boyludur, saçları siyah ve solgun yüzlü; yineorijinini gizleyen esrarengiz bir havası var ve mazideki aşkyaralarını örten, dünya görmüş insanlara m ahsu s bir davranış. O ndokuzuncu asrın romanlarında, bu tü r karakterler fazla; Jules Verne’nin Nautilus’un kaptanı Memo böyle biri.

Maamafih, bu noktalar üzerinde durarak. Monte Kris-

to Kontu’nu küçümsemek saçma bir hareket olur. Melodram sanatı, Henry Jam es’in sanatı değildir; on un kendikanunları vardır. Melodramın sırrı, bir arzunun yerine getirilmesidir: Kahraman, okuyucunun hayallerinin istediği

şekilde hareket etmek mecburiyetinde. Şüphesiz, Dantes bazı hallerde D um as’m kendine benziyor: Cömertliğ i, bonkörlüğü, tutum suzluğu, dram atik jestleri çok sevmesiile adadaki mağarasında, Dumas’ın kendisinin de hayalettiği ve hemen gerçekleştirdiği hayatı yaşar. Kendisinezarar verenlerden aldığı dehşetli intikam , şüphesiz, büyük

 babası bir "m arquis” ve büyük annesi ile köle olan fakir bir çocuğun hayallerin i yansıtıyor. Bugün bile. M onteKristo, zengin ve güçlü olmayı, parlak bir hayat yaşamayıhayal eden herkes in tahayyül gücünü harekete geçirir.Dantes öylesine sa f bir efsaned ir ki, okuyanı öylesine te

196 • 100 B ü y ü k    R o m a n

Page 198: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 198/247

siri altında bırakır ki, bugün bile, d ’If Ş atosu’ndaki m uhafızlar, onun mahkûm tutulduğu hücreyi gösterirler.

Yazar

1802 tarihli nüfus kâğıdında Dumas'ın tam ismi, Alexandre Dumas  

Davy de la Pelleterie olarak gösterilir. Davy de la Pelleterie, Santo Do- 

mingo’da yerleşerek çiftçilik yapan bir Fransız markizi olan büyük baba

sının adı idi. Dumas da, bir zenci köle olan büyük annesin in adı idi. Uzun 

boylu ve yakışıklı bir melez olan babası, ihtilâlden önce, bir er olarak or

duya intisap etti ve Napoleon’un, yetenekli herkese ilerleme imkânı ve

ren politikasından ötürü otuz yaşında bir korgeneral oldu. Napoleon’la 

kavga ettikten sonra, Paris civarındaki bir köye çekildi, mahallî bir kızla 

evlendi ve kırk dört yaşında, öldü. Tek çocuğu Alexandre, annesinin ma

vi gözlerini ve beyaz tenini, babasının sağlam vücudunu ve kıvırcık zen

ci saçlarını tevarüs etti.

Dumas, ilkel bir eğitimden geçti. On altı yaşında iken, bilgisiz ve gör

güsüz bir köylü çocuğundan başka bir şey değildi. Fakat yerinde duramı

yordu ve hükümet merkezinde aradığı heyecanı bulacağına inandı ve ba

basının eski bir silâh arkadaşının yardımı ile Paris’te Duc'de Orleans’ın 

sekreteri oldu. Şehirde böylece yerleştikten sonra, tiyatrolara devam et

meye başladı ve -daha önce, edebî bir eğitimden geçmemiş olmasına 

veya böyle bir ihtirası da bulunmamasına rağmen- tiyatro eserleri yazma

ya karar verdi, Eğer Dumas, başka hiçbir şey bilmiyorsa, dramatik etkinliğin ne olduğunu biliyordu ve piyesleri tutuldu. Başarısının büyük bir se

bebi, neo-klâsik trajedinin tantanalı, gösterişli geleneklerinden sıyrılmış 

olmasına borçludur: Terbiyeli bir üslûpla ele alınmış klâsik tezler yerine, 

sansasyonel tezleri işledi; Gotik sahneleri, derin düşünceli ByronvarI 

kahramanlar ve diğer melodramatik vasıtalar kullandı. Bu piyeslerin en 

meşhuru, kasvetli mahzenlerle, gizli odalarla ve cesetlerle dolu. La Tour  

de Nesle (1832) adlı tarihî bir dramdı.

Dumas, bu başarısının tesiri altında Catherine Lebay adında bir ter

zi ile metres hayatı yaşamaya başladı; kadının sonraları, Camille (La Da- 

me axu Camelies] operatik şekli; la Traviata) adlı eseriyle ün kazanacak 

 Alexandre Dumas adlı bir oğlu vardı. Dumas'ın bundan sonra hayatına 

giren kadınların adları uzun bir liste oluşturmuştur. Bu kadınlar, genellik

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   • 197

Page 199: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 199/247

le aktrislerdi ve bunların onuncusu ve en meşlıuru da, ata eyersiz binen 

 Adah Menken adında bir Amerikan aktrisi idi. IVlenken, Gautier, Svvinbur- 

ne ve Dickens gibi edebiyatçılarla da ilişkiler kurmuştu. Metreslerinden  

biri ile bir ara evlendi: Ida Ferrier adındaki bu kadınla ilişkisi, daha önce 

uzun müddet devam etti ise de, evlilik kısa sürdü.

Dumas, bugün bilhassa bir romancı olarak hatırlanır. Roman hayatın

daki mesleği 1840’larda, piyeslerinden birini düzeltmek için kendisine 

yardım eden Mecquet adındaki bir öğretmenle arkadaşlık kurduğu za

man başladı. İkisi 1700’de basılan Memories de Monsieur r'artagnan ad- 

lı eski bir kitaba dayalı tarihî bir roman plânı hazırladılar. Eser, Ûç 

Silâhşörler   (Les Trois Mausquetaries) adı altında yayımlandı. Bilginler, 

onun ne kadarının Dumas, ne kadarının Macquet tarafından yazıldığını uzun uzun tartıştılar. Öyle görülüyor ki, tarihî araştırmanın büyük bir kıs

mını Macguet yaptı ve hikâyenin kabataslak bir plânını da hazırladı. Du

mas ve mesai arkadaşı, inanılmaz bir süratle, bir anda, altı veya on cilt

lik, iki veya üç kitap yayımlıyorlardı. Dumas’ı bir “roman fabrikası” işlet

mekle ve az ücret ödenen yazarlann sırtından zengin olmakla itham 

edenler vardır. Fakat bu suçlamalann yerinde olduğu söylenemez; zira 

Macguet ve diğerleri, kendilerinin iyi ücret aldıklarını söylediler ve her zaman cömert bir adam olan Dumas da, onların yardımlannı daima takdir  

etti. Yine unutmamak gerekir ki, işbirliği yaptığı kimselerin hiçbiri kendi 

başlarına, hatırlanacak bir eser vermedi; bu “roman fabrikası”nın sihiri  

Dumas’dı.

Monte Kristo Kontu, Ûç Silâhşörler   ile hemen hemen aynı zamanda 

yayımlandı ve onun kadar da tutundu. Yine iyi bilinen eserler arasında 

şunlar zikredebilir: Yirmi Sene Sonra (Vigt Ans Apres, 1845) Kraliçe Mar- 

got (La Reine Margot, 1845), Monsoreaulu Hanım (La dame de Monsro- 

reau, 1846), Kırk Beş Muhafız  (Les Quarente-Cing 1847-1848), Le VI- 

comte de Bragelonne  (1848-1850), Kraliçenin Gerdanlığı  (La Collier de 

la Reine, 1849-1850), Kara Lâle  (La Tulipe Noire, 1850) ve OIympe de 

Cleves (1852). Bunlann çoğu, onaltıncı, onyedinci ve onsekizinci asırlar

da geçen aşk ve macera romanlarıydı; bazılarında çağdaş vakıalar üzerinde duruldu ve diğerleri de dedektif hikâyeleri idiler. Muhtemelen, Du- 

mas’ın bütün eserlerini okuyan bir kimse gösteri lemezdi; çünkü Du- 

mas’ın 1860 ile 1880 arasında yazdığı kitapların sayısı 277’dir! Birçokla

rı sahneye kondu ve Dumas, 1847'de de kendi eserlerini sahnelemek için 

bir tiyatro kurdu.

1 98 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n

Page 200: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 200/247

Bu romanlar, Dumas’ı zengin yaptı ise de, hiçbir servet onun için, 

çarçur edilmeyecel< kadar büyük değildi; Paris dışında kendisine “Mon

te Kristo” adını verdiği büyük bir villa yaptırdı; villa hakkında günümüze 

kadar gelen bilgiler, akla ünlü sinema yapımcısı De Mille’nin filmlerinde

ki krallan hatırlatıyor. Dumas, villasında, bir çocuk kadar kibirli bir şekilde de, arkadaşlarını, aktrisleri, merak peşinde gidenleri ve asalakları eğlen

dirdi. Ardından, 1848 ihtilâli geldi; ihtilâl, tiyatro dünyası bilhassa Du- 

mas’ın tiyatrosu için felâket getirdi. Kendi müsrifliği yüzünden uçuruma 

giden yolda daha da fazla yol aldı. Hizmetçilerine verilecek şarap kalma

yınca bir kasa şampanya açtı. Nihayet, villa satıldı ve 1851’de borçlandı

ğı kimselerden kaçmak için Brüksel’e gitti. İki yıllık sıkı bir çalışma ve tu

tumluluk devrinden sonra malî durumunu aşağı yukarı düzelterek Paris’e döndü, şimdi hayatının üçüncü mesleğine başladı: Gazetecilik. 1853’te 

bir gazete kurdu ve içindeki yazılardan çoğunu kendisi yazdı. Ne var ki, 

Parisli okuyucuların zevkleri değişiyordu ve Dumas gitgide, devrini ta

mamlamış bir yazar olarak görünmeye başladı.

Dumas maamafih, enerjisinden hiçbir şey kaybetmemişti ve 1860’da, 

Garibaldi'nin Napoli’yi Bourbonlardan kurtarmasına yardımcı olabilmek 

için İtalya’ya gitti. İtalyan birliğinin kurucusu Garibaldi’nin birliklerinin sırt- 

lanndaki meşhur kırmızı gömleklerin, Dumas’ın tavsiyesi olduğu söylenir. 

Bir ara, Pompei’deki arkeolojik bir araştırmaya nezaret etti, fakat sonra

ları, bu işten bıkarak Paris’e döndü. Hayatının son on senesini ekseriya 

istirahat ederek geçirdi. Nihayet, enerjisi ve canlılığı azalmaya başladı. 

 Ahlâkî eserleri ile tutulan ve sayılan biri olan oğlu, babasının aşırılıklan- 

nı frenlemek istedi. 1870’de, Dumas, sefil ve kötürümdü: Adeta, parçalanmakta olan bir dağı andıran bu adam, Alexandre’nin Dieppe civarın

daki villasında, oğullarının yardımıyla yaşıyordu. Ölüm yatağında iken, 

Prusya birlikleri şehre giriyorlardı, fakat kimse, bu haberi ona iletecek ce

sarete sahip değildi. Biyograficisi Andre Mauris’e göre, son nefesini ver

diği ana kadar, yüzündeki müşfik gülümseme eksik olmadı.

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   « 1 9 9

Page 201: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 201/247

Madam Bovary

YazanGustave Flaubert

 

( 1821- 1880)

Başlıca Karakterler

Charles Bovary;  N o rm an d iy a bö lges in d ek i küçük b ir k asab an ın ask erî

doktoru: Emma Bovary'nin sadık kocası. Alelade, vasat bir insan; iyi

niyetl i uysal v e iht i rassız .

Heloi se Dubuc: Birinci Mme. Bovary orta yaşlı çirkin bir dul; dırdırcı,

kıskanç kad ın.

Emma Bovary: H ikâyen in ba şrolün ü oyn ayan kadın; Ch ar les Bovary 'nin

ikinci karısı . Bir köylünün kızı olmasına rağmen, yerine getir i lmesimümkün o lmayan romant ik i lhamlar peşinde g i t t iğ inden, haya t ın

dan mütemadiyen ş ikâye t eder .

Berthe Bovary: C ha rles ve Emm a’nın yegâne çocuklar ı.

Charles Deniş Bartholome Bovary: Charle Bovary’nin babası; emekli

 b ir subay; e le a ld ığ ı h içb ir şeyi b aşarıy a u laştıram az ; se fah a ta d a

lar.

Mme. Bovary Senior: Charles ' in annesi; evin hâkimi, gelinini kıskanır .

Rouault: Emm a’n m babası , var lıklı , basi t , samim î, z inde, ra hat ına ve a i

les ine d ü şkü n b i r köylü .

Marquis d’Andervilliers: Mahallî bir polit ikacı ve eski bir aristokratik

ai lenin m en su bu . Bovary’lere yem eğe dev am ed er ve Emm a'ya iyi bir

haya t ın ne o ldu ğu nu gös te r ir .

Page 202: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 202/247

Leon Dupuis: Bir av uk at kâtibi; Em ma’nın sevgilisi olur . G üçlü vey a d e

rin bir karakter i yoktur ; kadın, onu cazip bulur , çünkü kadının dav

ranışını yansı t ı r ve onun his ler ini benimser .

Rudolphe Boulanger: Bir kır centilmeni; Emma'nın bir diğer sevgilisi ,

 b encil ve şehvan î. O nun in d in d e b u il işki v ak it g eç irm ek ten başk a b ir şey değild ir.

Homais: Mahallî eczacı. Voltaire’nin geleneğinden bir anti ruhban. Ken

disini , aydınlanmanın ve gel işmenin kuvvetler ini şahsında teces-

süm et t i ren bir i olarak görür ise de gerçekte , sa thî , mağrur , iddiacı

ve kendi ç ıkar ını düşünen bir idir .

Bournisien: Bir köy papazı ça l ışkan, tahayyül gücünden mahrum bir i .

Dr. Lariviere; Hougleur lu tanınmış bir hekim.Leheureux: Emma’yı malî yıkıma sürükleyen vicdansız  b ir esnaf.GüiUoumiıı: Bir avukat.

Hippolyte: Seyis yardımcısı bir çocuk.

Hikâye

Yer, Normandiya; çağ ondokuzuncu asrın ikinci çeyreğ i.Emekli bir subayın oğ lu olan Charles Bovary -ki sağ lam yapılı,

çalış makta istekli değ ildir ve tahayyül gücü zayıftır- adında kır

bölgesinde büyümüş bir çocuk, okula gitmek üzere Rouen'e

gelir. Büyük bir yeteneğ i yoksa da, annesinin zoru ile nihayet,

bir sağ lık görevlisi olmayı baş anr. Annesi, onun Tostes adlı kü

çük bir kasabada mesleğ ini yürütmesi imkânını sağ lar ve hattâevlendirir. Kadın, Charles'den çok daha yaş lı bir duldur; Char

les özerinde hâkimiyet kurar ve kıskançtır 

Charles, kendisine baş ka zevkler bulur ve hostalanndan bi

ri olan Rouault adında zengin bir çift ile dostluk kurar. Adamın,

eğ itimini rahibelerin yönettiğ i b ir mektepte tamamlayan, zevk

sahibi nazik tavırlı biri olduğ u iddiasında Emma adında güzelbir kızı vardır. Charles'in karısı kıskançtır, fakat bir kanama so

nunda ölmesi, onu resimden çıkanrve Charles artık, bir müd

det bekledikten sonra Emme ile evlenebilecek durumdadır.

Onun indinde, evlilik bir aş k oyunudur ve Charles, sakin gös

teriş siz tavırlonyla tamamen mutlu biridir 

100 Bü y ü k   R o m a n   » 2 0 1

Page 203: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 203/247

Öte yandan, Emma, zevklerini çağ ın hissî ronnan ve ş iirle

rinden almış bir romantiktir. Evlilikte, okuduğ u kitaplardaki g i

bi, derin bir hissî bağ lılık bulacağ ını umar. Fakat halayından

sonra, canı sıkılmaya baş lar, bu vurdumduymaz, ihtirassız

adamla geçirdiğ i rutin hayatın, rüyalannda yaş attığ ı evlilik ola

bileceğ ine inanmaz. Hale Markis d'Anden/illiers'in yemek ve

balosuna davet edildiğ i zaman huzursuzluğ u artar. Zengin ve

lüks hayata ş öylece bakış ı dahi, Hostes'ten daha da fazla hoş

nutsuzluk duyması için yeterlidir. Artık moda dergileri okur, Pa

ris'te yaş amanın hayalini görür ve burjuva evine bir miktar za

rafet vermeye çalış ır. Nihayet çaresizlik ve can sıkıntısı, hastalıkarazı ş eklinde görünür ve Charles, kadının sıhhati uğ runa (ş im

di hamiledir), Yonville l'Abbaye adında küçük bir ticaret kasa

basına taş ınır.

Yonville, uyuş uk, belirli bir özelliğ i bulunmayan bir yerdir.

Bovarylere hoş geldiniz diyenler arasında, yeni doktor üzerinde

iyi bir izlenim bırakmak ve onun desteğ ini sağ lamak isteyenMonsieur Homais adındaki eczacı ile Hemais'in kiracısı Leon

Dupuis adında bir avukat kâtibi de vardır. Leon, Emma'nın ro

mantik hayallerini paylaş mak suretiyle onun üzerinde iyi bir in

tiba bırakmak ister. Bovary, her zamanki rutin yaş ayış ına baş

larken Emma, kendisinin Leon'a âş ık olduğ unu sanır, bu hayal

lerle yaş ar; bu gerçekleş tirilmemiş veya hatta belirtilmemiş biraş ktır. Bu hayata artık tahammül edemeyen Leon, Paris'e git

mek üzere kasabadan aynlır.

Bütün hislerini kaybeden Emma ş imdi, civarda yerleş en ve

çağ a ayak uyduran centilmen bir çiftçinin, Rudolphe Boulanger

adlı bir bekânn ilgisini çeker. Kadın onun metresi olur. Bu iliş

ki, Boulanger için hoş ça vakit geçirmekten baş ka bir ş ey değ ildir; fakat Emma uzun zamandır hasretini çektiğ i gerçek bir aş

kın ümidini taş ır. Gittikçe pervasızlaş an Emma, her gün' biraz

daha müsrifleş ir ve kocasının haberi olmaksızın kasabadaki

dükkân sahibi Monsieur Lheureux'a çok fazla borçlanır.

2 0 2 • 1 00 B ü y ü k R o m a n

Page 204: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 204/247

Page 205: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 205/247

na eder ve kendisine gayet soğ uk muamele eden Rudolphe'a

yalvanr. Yardım etmek için gittiğ i bir avukat, onun bu durumun

dan istifade etmek ister Sonunda, çılgıncasına, Homais'in

dükkânına girer; yardımcısını, ecza deposunun anahtannı kendisine vermeye zorlar, avuç dolusu arsenik yutar ve ölmek için

evine gider. Kadının çırpınış ları arttıkça, Charles, felce uğ raya

cak kadar paniğ e kapılır ve Honfleur'dan çağ rılan tanınmış

doktor da iş iş ten geçtikten sonra gelir.

Cenazeden sonra Charles, derin bir kedere boğ ulmuş o l

masına rağ men, evin iş lerini bir düzene koymaya çalış ır. Tedricen, karısının insafsızlığ ını ve sadâkatsizliğ ini öğ renir. Nihayet,

Rudolphe ve Leon'un mektuplannı da bularak, Emma'nın ken

disini sevmemiş olduğ unu anlar. Tamamen periş an bir halde,

kısa bir müddet sonra o da ölür ve kızı Berthe, büyütülmesi için

büyük annesinin yanına gönderilirse de, kadın o yıl ölür ve

Berthe ardından, kızı, bir fabrikada iş çi olarak çalış tıran fakirteyzesinin yanına gönderilir. Homais, diğ er taraftan, zenginle

ş ir; ve bir sürü hileli ve dolambaçlı ve kendi kendisini reklâm

eden bayağ ı yollardan geçtikten sonra en büyük ihtirasına ka

vuş ur; kendisine Fransız devletinin ş eref madalyası verilir 

2 0 4 * 1 0 0 B ü y ü k R o m a n

Eleştiri

Don Kişot’un şövalyelik çağı için yaptığını  Madam Bo- vary  romantik hareket için yapar. Flaubert’in gayesi -birzamanlar kendisinin de geçerli saydığı- romantizm hare

ketinin prensip ve hislerini inceleyen ve onları ciddiyealan boş kafalı bir kadının nasıl felâkete sürüklendiğinigöstermekti. Bunu yaparken, kendi içinden cinleri de çıkarmak istiyordu. Onun, huysuz, çaresizlik içinde, hayaller dünyasındaki şahsiyeti öylesine mükemmeldir ki,Fransız diline yeni bir kelime getirdi: Bovarisme.

Flaubert, karakterleri hakkında hüküm vermek istemediğini söyledi. Kendisini, beşer aptallıklarının açık ka

Page 206: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 206/247

falı ve serinkanlı bir gözlemcisi olarak gördü. Gerçekte,karakterleri hakkında kuvvetli kanaatlere sahip ve onlarınkimler olduklarında da bizi şüphe içinde bırakmaz. Bes

 belli ki, Em m a’yı sevmiyor; fakat kendi şahsiyetinde de, bu kadın ın şahsiyetinden bir parça bulunduğunu id rak ettiğinden, bu hâl, kadına olan tutumunu muğlaklaştırıyor.En acı alaylarını, Flaubert’in, Fransız orta sınıfında nefretettiği her şeyi tecessüm ettiren eczacı Hamais’e saklamıştır: Çıkarcı, bayağı, gösterişli ve aptal. Ö te yandan, ihtiyar

köylü Rouault, sempati duyularak ele alınıyor ve uyuşükve sönük Charles Bovary de olduğundan başka bir şekildegörünmek istemediğinden, şefkatimizi, hattâ hürmetimizi kazanıyor.

Flaubert’in başlıca silâhı istihza ve kahramanlarınaherkesin söylediği sözleri söyletmektir. Bunun en iyi bir

örneği Emma ve Rudolphe arasındaki aşk diyaloğu arasına sıkıştırdığı, yönetim kurulu başkanının, ziraî panayırdaki, en iyi beslenmiş domuz ve iyi bir şekilde hazırlanmış gübrelerin sahiplerine mükâfat verdiği nutkudur. Romanın diğer bir sayfasında, Emma’nın müphem ve kö

 püklü hasreti kısa bir cümle ile anlatılıyor: “Kadın, ölmek

istedi ve Paris’te yaşamak istedi.” İkinci derecedeki olaylar dahi istihzaî maksatlara çevrilir: Jutin adındaki çocuk,Em ma’nın m ezarında ağlarken, zangoç, kendisini, patatesçalan biri sanır.

Şuurlu bir realist olduğundan, Flaubert, hikâyesindekiher teferruatı gerçeklerle yoğurmaya bilhassa dikkat etti.

Gerçekten de, karısının sadakatsizliği ile per işan bir haldeölen Normandiyalı bir kasaba dokto ru vardır: Yonville kasabası ise gerçekte, Honfleur yakınındaki Ry idi. Yine,ikinci derecedeki bazı karakterlerin hakikî kimseler oldukları anlaşıldı ve kitapta kahredici bir tarzda karikatüri-ze edilen Homais’e gelince, Normandiya’daki her eczacı

nın Flaubert’e bu yüzden hakaret ettiği söylenir.

1 00 b ü y ü k R o m a n   • 205

Page 207: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 207/247

Flaubert’in realizmi, genellikle, can sıkıcı, alelâde ob jeler üzerinde harcanır; fakat Em m a’nın ölüm ünü anlatanmanzarada olduğu gibi, Zola’nın natüralizmine öncülükeden korkunç veya tiksindirici teferruatın anlatıldığı zamanlar da vardır. (Flaubert’in, bu manzarayı anlatmakiçin kendisine arseniğin tadına bakacak kadar yoğun birçalışmaya verdiği ve bu yüzden hasta olduğu söylenir.)Diğer teferruat, semboller oldular: Emma, birinci MadamBovary'nin gelinliğinde taktığı solmuş çiçeği gördüğü za

man, parmağını, çiçeğin tutturulduğu tele takar ve kendisinin öldüğü zaman ne olabileceğini düşünür.Flaubert’in ünlü üslûbu, bugün dahi daha iyisinin bu

lunamadığı standartlar getirdi. Onun, sadece yerinde değil, tamamen yerinde kelimeleri, saplantı denecek bir şekilde bulmaya çalışmasını, şüphesiz, en iyi anlayanlar

Fransız okuyucularıdır. Tercümede dahi, kitabın dikkatlim imarisi derhal belli olur; bu arada, bazı paragraf ve cüm ledeki ritmik ahenk de delil olarak gösterilebilir. Okuyucumeselâ birçok bölüm lerin sonundaki kısa ve tam değerleriyle ifade edilmemiş cümlelerin tesirlerine dikkat etmelidir. Üzerinde bilhassa hiç durulmadığı intibaını veren bu

cümleler, gerçekte, kamçı gibi yakıyorlar. Madam Bovary,  kısacası, okuyucu, ister psikolojik sezgi

gücünden, rea list teferru atı tam bir şekilde ele aldığı için,istihzayı mükemmel bir tarzda gösterdiği için veyaüslûbunu tam bir kontrol altında bulundurduğu için okusun, realizm h areketinin klasik bir romanıdır. Bazı tenkit

çiler, hiç de haksız olmayarak, onun kendi asrının en m ükemmel romanlarından biri olduğunu söylediler.

Yazar

Gustave Flaubert’in hayatında pek az sayıda dramatik maceralar gö

rüldü. Bilhassa sarıldığı yegâne zevki sanattı ve bunu da kendisini tama

men adayarak yürüttü. Rouen’de, orta-sınıf bir aileden 1821’de doğdu.

206 • 100 Bü y ü k   R o m a n

Page 208: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 208/247

Babası, Madam Bovary'de Dr. Lariveire'nin örnek aldığı tanınmış bir dok

tordu. Gustave, çocukluğunu ailesinin yaşadığı hastanenin bahçelerinde 

geçirdi. Emma’nın öldüğünü anlatan manzarayı yazarken çocukluğunda, 

hastanenin pencerelerinden otopsilerin yapıldığı yerde gördüklerini hatır

ladı.Flaubert, on sekiz yaşında iken, hukuk tahsili için Paris’e gönderildi; 

fakat hukuku anlaşılmayacak bir konu olarak bulduğundan vazgeçti. 

1844’te, ailesiyle birlikte, Rouen civarında Croisset denen bir aile ma

likânesine yerleşti. Burada, günlerini, katı bir rutinlik ve hemen hemen  

manastırımsı bir yalnızlık içinde geçirdi, artık efsaneleşen yazı tarzını ge

liştirdi. Bir cümlenin, kendi istediği tarzda ahenkli olması yolundaki çalışmaları bazen ona ıstırap veriyordu; zaman zaman, bir tek sayfayı günler

ce, defalarca yazdı. Özelliği nörotik veya nörolojik olan kronik bir hasta

lık, onu daha da fazla yalnızlığa itiyordu. Nadiren Paris’e gidiyordu ve 

edebiyatçı arkadaşlarının kendisini ara sıra ziyaret etmeleri dışında, ta

mamen yalnız bir hayat sürdü. Bu arada, iki defa Fransa dışına çıktı; 

1849-1851’de bir arkadaşı ile birlikte Mısır, Suriye, Türkiye ve Yunanis

tan’ı gezdi. Yine 1858’de, bir eseri için malzeme toplamak üzere eski Kar- 

taca şehrinin bulunduğu yere gitti.

Flaubert hiç evlenmedi. Gençliğinde, Hissf Eğitim (L’education Sen- 

timantale) adlı ki tabında Mme. Arnoux olarak görünen Mme. Schlesinger  

adında birine platonik aşkla bağlandı. Sonraları, Louise Cilet adında 

üçüncü sınıf bir şair olan kadınla metres hayatı yaşadı. Maamafih, bu iliş

ki, onun yazılarını aksattığından, çok defa mektupla haberleştiler. Fakat  Louise bundan memnun değildi. Kendisini Flaubert’e öylesine vermişti ki, 

Flaubert’in peşinden gittiği bir sırada, bir gün, bir garın bekleme salonun

dan bekçiler tarafından zorla dışarı çıkarıldı. Nihayet, Madam Bovary’i 

yazdığı sırada, kadını birdenbire terketti. Madam Bovary büyük güçlükler  

arasında yayımlandı. İlkin, sansürcülerin, radikal görüşleri savunduğun

dan şüphelendikleri Revue de Paris dergisinde tefrika edildi. Hükümet, 

bilhassa bu romandan ötürü dergiyi kapatmak istiyordu. Romanın tezi - 

zina- hükümetin, bu dergiyi kapatması için yeterli idi; ve herhangi bir zor

lukla karşılaşmak istemeyen yayıncılar da bazı bölümleri atmak istedile 

Flaubert, buna razı olmadı ve hükümet de kamunun ahlâk ve dinine ha 

karet ettiği gerekçesiyle dergi aleyhine davâ açtı. Muhakeme (ki beraat- 

le neticelendi) ülke çapında bir hâdise yarattı. Roman, bir gün içinde 

meşhur oldu.

100 B ü y ü k    R o m a n   • 207

Page 209: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 209/247

Flaubert'in daha sonraki yıllan acı içinde geçti. Fransa-Prusya Harbi 

sırasında, Croisset, birl<aç ay Alman askerleri tarafından işgal edildi; ar

kadaşları ölüyor veya kendilerini cemiyete küskün ve yabancı hissediyor

lardı; ailesinin malî durumu kötüleşti ve sıhhati de gittikçe bozuluyordu. 

Hastalık ve melankoliye rağmen, çalışmalannı sürdürdü ve 1880’de felce 

yakalandı ve öldü.

Flaubert, mizacı itibariyle bir romantik idi; kendisini, bir realist olma

ya zorladı. Kendi romantik neslinin melankolik mizacını, istihza zevkini, 

burjuvaziyi sevmelerini, Mısır ve Kartaca gibi egzotik ülkelere duydukları 

sevgiyi paylaştı. Öte yandan, kendi mahallî romantikliğini, şuurlu bir ob- 

 jektivite ile yazılarına, kendi şahsiyetini katmamak için gösterdiği dikkatle ve alelâde hayatı titiz bir realizmle kaydetmesi ile disiplin altında aldı. 

Romantizm ve realizm arasındaki bu gerginlik, romanlarının tezlerindeki 

değişikliklerde kendini gösterir. İlk basılan belli başlı eseri Madam Bovary 

(1857), şuurluca antiromantikti. Ardından, 1864’te, Sa/ammbo geldi; Es

ki Kartaca’nın ve onun kanlı medeniyetinin bir manzarası. 1873’de, mo

dern Paris’te geçen ve genellikle, Flaubert’in talebelik hayatındaki hatıra- 

lanna dayanan Hissi Eğitim  geldi. Bir eserinde, Hıristiyanlık çağının ilk 

yıllarındaki azizlerin ıstırap ve coşkunluklannı (1847) anlatır. Üç Hii<âye 

(1877), her iki mizacı ele aldı: kitapta, Flaubert’in süslü doğuculuğunu 

tatmin eden Herodias’ın hikâyesi ile hayatı dar ve mânâsız bulan ve ça

resizlik içindeki hislerini, ancak doldurulmuş bir papağana gösteren Nor- 

mandiyalı basit bir hizmetçi kadının hikâyesi de vardır. Bu küçük hikâye, 

disiplinli üslûp ve yapının bir modelidir. Hikâyede, kuru ve objektifliğe rağmen, Flaubert’in daha önceki eserlerinde görülmeyen bir şekilde, hikâye

nin kahramanına beslenen şefkat ve anlayış görülür. Flaubert, komedi de 

yazdı. Namzet {La Candidat, 1874). Fakat bu komedi tutulmadı ve beşerî  

cemiyeti hicveden geniş kapsamlı bir romanı, Bouvard et Pecuchet 

(1881), müellifi öldükten sonra yayımlandı. Maamafih, Madam Bovary, 

Flaubert’in şaheseridir ve belki de realist roman tarzının en belirli bir ör

neği.

2 0 8 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n

Page 210: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 210/247

Oblomov

YazanIvan Alexandrovich Goncharov 

(1812-1891)

Başlıca Karakterler

İlya İiyiç Oblomov: Toprağından kazandığı gel i r le yaşayan bir cent i l

men; samim i ve sev iml i, faka t sorum luluk h iss ind en m ahrum ve pa

tolojikçe tembel.

Zahar Trofimiç: Oblomov’un tembel, pis, kavgacı fakat sadık uşağı.

 Volkov: Oblomov’un, kendisini sosyal faaliyetlere veren uşağı Sudbins-

ki: Bir diğer arkadaşı; hükümet yöneticilerinden.Sudbinski: Bir başka ark ada şı , hü kü m et yö net ic i lerinden .

Penkin: Edebiyatla uğraşan başka bir arkadaşı.

İvan Geresimiç Alexeyev: Bir başka arkadaşı; hayatta hiçbir amacı

olmayan bir i .

Mihey Andreyiç Taranteyev: Küstah, huysuz bir asalak; Oblomov’un

arkadaşı olduğunu söyler .

 Andrey İvaniç Stolz: O blom ov'un en yakın arkadaşı ; gerçek bir iş ad a

mı, randımanl ı .

 Anisya: Oblomov’un aşçısı; Zahar’la evli.

Olga Sergeyevna İiyinski: Oblomov’un sevdiği genç bir kız. Zeki ve

hareket l i . Oblomov’u, tembel l iğinden kurtarmak is ter .

Marya Mihailovna: Olga’nın teyzesi; sakin, hislerini dışarı vurmayan

 b ir kadın .

Page 211: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 211/247

Page 212: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 212/247

da olsa harekete geçirebilecek tek insan, Andrey İvaniç Stolz

adındaki çocukluk arkadaş ıdır. Babası Alman olan Stolz, on

dan çalış kanlık, metodiklik, romantik olmamak, hayatı saldır

gan bir hisle ele almak vasıflannı tevarüs etti.

Hâlen genç bir iş adamıdır ve ş üphesiz, zamanla servet vezenginliğ e kavuş acaktır.

Oblomov, Stolz vasıtası ile uyuş uk kalbinde, beklenmeyen

bir aş k heyecanı yaratan Olga Sergeyevna adında genç bir ka

dınla tanış ır. O lga, Oblomov 'un tatlı ve sevimli mizacını görür

se de, baş lıca gayesi, Oblomov'un ş ahsiyeti üzerinde kendi üs

tünlüğ ünü kurarak, onu sorumlu ve yaratıcı faaliyete sürüklemek ve Stolz gibi biri hâline gelmesini sağ lamaktır. Oblomov,

çalış mak ve tembellik arasında ne yapacağ ına karor veremez.

Olga'yı gerçekten sevemeyeceğ ini, onun istediğ i gibi biri ola

mayacağ ını düş ünür. Bu aş k iliş kisi, böylece, derin aş k ilânları

ardından tereddüt ve gözyaş lannın geldiğ i engebeli b ir yol ta

kip eder. Oblomov, Olga'nın halasına, yeğ eni ile evlenmek istediğ ini, bu iş te kendisine yardımcı olmasını, hemen niş anlan

mayı arzu ettiğ ini söylediğ i zaman, iliş kisinin ciddî olduğ unu

gösterir. Oblomov, yeni bir ev için plânlar hazırlar, avukatından

malî durumu hakkında kesin rapor beklerken, evlilik bir türlü

gerçekleş mez. O lga, nihayet tembel niş anlısının hiçbir ş ey ya

pamayacağ ını anlar, niş anı bozar Üzüntü ve kızgınlığ ını gizlemek için de, Avrupa'da bir geziye çıkar, sonunda Stolz ile ev

lenir 

Bu arada, Oblomov, gitgide daha da tembel bir insan olun

(Evden atılacağ ı tehdidi altında) zorla kendini toparlayarak,

Agafya Matveyevna Pshenitsin adında bir genç bir dulun, mül

kiyetindeki bir banliyö apartman dairesine taş ınır. Kadın, zih

nen, Oblomov'dan da tembel olmakla beraber, iyi bir ev ka

dınıdır, iyi bir annedir ve iyi bir aş çıdır. Oblomov, sanki anne

sinin kollarında uyuyormuş casına, kendisini kadının hizmetine

bırakır. Agafya'nın vicdansız erkek kardeş i onun bu halinden

yararlanır ve Oblom ov 'a kendisine borçlu olduğ una dair kâğ ıt

100 B ü y ü k R o m a n *211

Page 213: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 213/247

Page 214: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 214/247

tik uyuşuk luğunu rahatsız eder. Eski ve yeni hayat aras ındaki, yani, Oblomov ve Stolz arasındaki mücadelenin, yenisi lehine sonuçlanm ası gerektiğini biliyoruz; fakat yazar,her ikisi hakkındaki düşüncelerimizde bir ölçüde kararsız

kalmamızı da sağlıyor. Böylece Oblomovko halkına gülüyoruz, am a gizliden gizliye de, onların asırlardır devam ettirdikleri, sakin ve gayri-pratik hayatlarını devam ettirmek istemelerine de gıpta ile bakıyoruz. Aynı şekilde,Stolz’a hürmet besliyorsak da, onun her şeye karışan,doktriner tabiatını da zevksiz buluyoruz. İkisi arasındaki

gerginlik, istihale hâlindeki bütün cemiyetlerin özellikleridir.

Modern eleştiriciler, Oblomov’un sosyolojik tarafınıküçümsemezlerse de, onun psikolojik önemini bilhassaidrak ederler. O blom ov’un uyuşukluğu , sadece bir tek sınıfın veya hat tâ bir milletin kötülüğü değildir. Hepimizde,

 bir ölçüde Oblomovizm vardır. Bu ana rahm inde barışiçinde huzur içinde geçen hayata dönülmek istenmesinitemsil eder. Oblomov’un, sırtındaki eski bir geceliği ilesırt üstü yattığı ılık, karanlık yatağı, ana rahmindeki varlığının takribi bir şekli. Sevildiği, okşandığı, kucaklardagezdirildiği çocukluğu ile bir bakıma, göbeğinin kesilme

diğini gösteriyordu. Olga, onu harekete geçirebilecek birkuvvettir. Fakat tam başarılı olacağı sırada, bütün varlığı

ile kıza itiraz eder. Evliliği sürüncem ede bırakm ası -ki Olga ile nişanlılığının bozulmasına yol açar- şuurlu bir savunma mekanizması değildir. Bir bakıma hayat, Oblo-mov’u, mağlûp etmez. Gerçekte, hayat üzerinde zafer kazanır, zira ne Olga’nın dil döküşleri ne de Stoiz’un at sineğini hatırla tan yapışkanlığı Oblom ov’a, yapm ak iste mediği bir şeyi yaptırabilir. Tam bir ataletle, onun bu tarafı üzerinde zafer kazanır.

Oblomov, bu sebepten ö türü , bir trajedi değil, kom edidir. Klâsik tarife göre, trajedi, bir asilzadenin veya büyük 

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   » 2 1 3

Page 215: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 215/247

 potansiyel gücü olan birinin, kendi mizacındaki bazı eksiklikler tarafından ortadan kaldırılmasıdır: Meselâ, Mac-

 beth ’in ihtirası veya O thello’nun herşeye kolayca inananasil saflığı. Fakat uyu rken gelen sakin bir ö lüm ü yıkım di

ye kabul etmediğimiz takdirde, Oblomov hiç de yıkılmış biri değildir. Oblomov, Gargantua ve F lasstaff’la ve edebiyatın diğer kahramanlarıyla aynı kategoride. Şüphesiz, bütün bu marazî tem belliğine rağmen, hiç de tiksindirici bir insan değil. Dünyada hiçbir şekilde yaşamadığından,arkadaşları, onda bozulmamış cezbedici bir saflık görür

ler. Bilhassa, Olga, onun "ku m run un kin i andıran nezake-ti”nden bahseder. Oblomov, insanın sadık, saf ve hü rm etuyandırıcı faziletlere sahip bulunması gerektiğine inanır.Oblomov’da hiç de sinikallik yoktur. Üst-smıf mensubuarkadaşlarının yaşadığı hayatı sun’i, huzursuz ve bencilolarak tenkit ettiği zaman, ahlâkî değerlerin nasıl olması

gerektiğini on lardan daha iyi anladığını gösteriyor.Hikâyede anlatılmak istenen şey, hiçbir şeyin vuku bulmadığı olduğundan, plân basittir , muğlak değildir. Ol-ga’nın Stolz’la evlenmesi gibi ikinci derecedeki malzeme,esas konunun dışında kalır. Hikâye gayet ağır hareketeder. Yapı, mimarî maharet ve çelişkili tezler üzerinde titizlikle durularak hazırlanmış: Rusya ve Avrupa, aristokrat ve burjuva, kır ve şehir, Agafya ve Olga, Zahar veStolz. Bazı imajlar, semboller gibi tek rar ediliyor: Olga’nınkullandığı leylâk losyonu veya yatağında derin düşünce lere daldığı anlarda Oblomov’un vücudunu saran doğu kaftanı. Belki de en önem li pasaj, Ob lom ov’un 9’uncu BölümI. k ısımdaki çocukluk hayalleridir: Safiyeti bozulmam ış

 bu kır bölgesinde, para hem en hem en hiç kullanılmaz vehattâ günler, sivil takvime göre değil, kilisedeki ziyafetlere göre tespit edilir. Fakat bu “mutlu cennet” mazidedirve ancak bir hayalde düşünülebilir. Belki de bu tü r bir hayat, bir hayalden başka bir şey değildir.

2 1 4 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

Page 216: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 216/247

Yazar

Ivan Alexandrovich ağır ve zaman zaman yazdı, Rusya dışındaki 

okuyucular kendisini, sadece bir tek ki tabı ile tanırlar. Volga bölgesinde

ki bir kır kasabasında, 1812'de doğdu. Zengin bir tüccar olan babası on  

yaşındaki oğlunu Moskova’daki bir liseye ve ardından üniversiteye gön

derdi. Kendi neslinin entelektüel liderlerinin ekserisi de aynı anda talebe 

idiler, fakat Goncharov, onların çevrelerine girmedi. Gayesi, devlet gö

revlisi olmaktı, böylece, hayatının büyük kısmında Maliye Vekaletinde ça

lıştı. Yazılarını boş vakitlerinde yazdı ve böylece, Dostoyevski gibi o da, 

yayımlayıcıların baskısı altında yaşamadı. İlk romanı olan  Alelâde Bir  

Hikâye, hükümet merkezine gelen saf bir kasaba idalistinin, zamanla hayallerini kaybedişi ve sinikal bir oportünist oluşu ile ilgilidir. Bazı hususlar

da, kitabın tezi, aynı şekilde bitmese de, Oblomov’u hatırlatıyor.

Goncharov’un hayatında, çok uzaktan da olsa bir tür macerayı andı

ran tek hâdise, ticaret heyetinin sekreteri olarak Japonya’ya yaptığı seya

hat idi. Deniz yoluyla seyahat etti (o zaman Süveyş kanalı henüz açılma

mıştı) ve Sibirya üzerinden döndü. (Sibirya demiryolu da o zaman yapıl

mamıştı). Söyleşine yorucu bir seyahat, şüphesiz sakin bir hayat yaşayan Goncharov’un mizacı ile bağdaşmıyordu. Bir söylentiye göre, bu heyete 

katılmak için fazla düşünmeden müracaat etti, kabul edildiği zaman da 

caymak istedi, fakat iş işten geçmişti. Bu seyahat hatıralarını 1857’de 

yazdı. Oblomovda aynı yıl yayımlandı ve hiç olmazsa Rusya’da, bellibaş- 

lı bir eser olarak kabul edildi. Kitap, ancak altmış sene sonra İngilizce’ye 

çevrildi. Hemen hemen aynı zamanda, Goncharov, Maliye Vekaleti’ndeki 

işini bıraktı ve Eğitim Vekaletinde edebî sansür dairesinde çalışmaya 

başladı. Bu bilhassa, bir romancı için sönük ve tatsız bir işti, fakat bu gö

revini, ekseri sansürcülerden de az gayrı-liberal bir ruhla, tutumla yürüt

tü.

Goncharov’un üçüncü romanı, Uçurum  (1869) seneler süren çalış

manın mahsulü idi. Volga nehri üzerindeki bir kasaba hayatını anlatan ro

man, yaşlı ve müşfik bir babanın sağlam bir tarzda yönettiği aile etrafında döner. Goncharov, Turgenev’in bu kitaptan aşırmalar yaptığı iddia etti 

ise de, onun bu şüphelerinin yaşlandığı zaman yakalandığı paronianın 

tesirinden doğduğu anlaşılıyor. Hiç evlenmedi. Hayatının son yılları uzun 

ve yalnız geçen bir emeklilik oldu; gerçi nazik ve uysal kahramanından  

çok daha fazla huysuz ve şüpheci bir adam hâline geldi ise de, bu emek

lilik yılları, onu bir çeşit Oblomov yaptı.

1 0 0 Bü y ü k    R o m a n   » 2 1 5

Page 217: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 217/247

Babalar ve Oğullar

YazanIvan Sergeyevich Turgenev 

{1818-1883)

Başlıca Karakterler

Nikolai Petroviç Kirsanov: O rta yaşlı bir kır cen tilm eni; nâz ik ve

müşfik: oğlunu çok sever.

Pavel Petroviç Kirsonov:  N ikola i’n in erk ek kardeşi. G ençliğ inde, m u t

suz bir aşk macerası geçirdiğinden somurtkan ve hissi , tek başına

yaşayan bir bekâr. Tam bir aristokrat; davranışları , kimse ile sıkı f ı

kı dost luk kurmak is temediği int ibaını yara t ı r ; e lbise ler i te r temiz ,

kendisine gayet iyi bakar , konuşuşu zaman zaman acı .

 Arkady Nikolayeviç Kirsanov:  N ik ola i’n in b ü y ü k oğlu; ü n iv e rs ite d en

yeni mezun olmuştur . Asl ında, basi t ve sevimli bir insan ise de par

lak, cem iyete kü skün ve düşma n ark adaşı Bazarov’un çok fazla te si

r i a l t ındad ır .

Fedosya Nikolayevna Savişna (Feniçka):  N ikolai'n in m etresi; m üşfik ,

utan gaç ve güzel bir köylü kızı . Yvgeny Vasiliç Bazarov: Parlak bir t ıp ta lebesi : Arkady'nin bir arka da

şı. Bir nihilistt ir ; her şeyle, bilhassa aptallık, hassasiyet ve insanla

r ın kendi kendiler ini a ldatmalar ıyla a lay eder .

 Vassily İvanoviç Bazarov: Yvgeny’nin babası. Emekli bir subay, kır

 b ö lg es in d e sakin b ir h ay a t sü rer .

Page 218: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 218/247

Page 219: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 219/247

yırmış tır. N ikolai'nin oğ lu Arkady, yirmi yaş larında neş eli iyi ta

biatlı bir gençtir.

Arkady, 1859 Mayısı'nda, üniversiteyi bitirdikten sonra, ba

basının çiftliğ ine döner; yanında, kendisini cazibesine kaptırdığ ı Bazarov adında bir genç ve parlak bir tıp talebesi vardır. Ba-

zarov, bir nihilisttir: Hiçbir ş eye hürmet beslemez, her ş eyle alay

eder. Bazarov, hissiyatla ilgili değ ildir. Hiçbir hayali bulunmadı

ğ ını söyler. Rusya'daki bütün sosyal sınıflarla alay eder ve eski

ye bağ lı her ş eyi gülünç bulur. Bu oturmamış genç, misafir gel

diğ i bu evde uzun bir zaman kalır veya ev sahiplerine, muhte

lif ş ekillerde tesir eder Nikolai ş aş ırmış tır ve hayret içindedir.

Pavel hakarete uğ ramış tır Arkody ona perestiş eder; onun ya

nında kendilerini rahat hissedenler, sadece Feniçka ve bebek

tir 

Bazarov'un bu misafirliğ i sırasında, iki genç, civardaki vi

layet merkezine sık sık giderler; orada, genç bir dul olan Anna

Sergeyevna Odintsov ve onun kızkardeş i Katya ile tanış ırlar

Hızlı ve anti-gelenekçi bir kafaya sahip bulunan Anna, bu

gençleri cazip bulur ve kendilerini davet eder. Bu ziyaretler sı

rasında Bazarov, nihilistlik prensiplerine rağ men Anna'ya âş ık

olur, fakat flörtü seven biri olduğ u intibaını yaratmasına rağ

men, Anna âş ık olmayacak bir kadındır Sebep olduğ u aş k ate

ş i onu dehş ete düş ürür, iliş kiyi keser. Her iş te arkadaş ının yaptığ ını yapmak isteyen Arkady, ilkin, kendisinin de Anna'ya âş ık

olduğ unu sanır, gerçekte, zevkleri kendisininkine daha yakın

olan Katya'ya tutulun

Arkady ve Bazarov, daha sonra kır bölgesinde sakin bir ha

yat yaş ayan Bazarov'un ebeveynlerini ziyaret ederler Babası,

emekli bir ordu subayıdır, annesi de basit, eskiye bağ lı bir kadın. Her ikisi de, oğ uilanna perestiş ederler Bu ziyaret sırasın

da, Arkady, kendisi ile arkadaş ı arasındaki mesafenin geniş le

diğ ini idrak eder. Kalben, hiç de bir nihilist değ ildir ve Baza

rov'un, Pavel Amca ile alay ediş ine gücenir, iki genç bir ara

yumruk yumruğ a kavga edecek hâle gelirlerse de, Kirsanov-

2 1 8 • 1 0 0 Bü y ü k    R o m a n

Page 220: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 220/247

Page 221: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 221/247

genev’in romanları, titizlikle hazırlanmış plânlardan ziyade, her zaman hatırlanan küçük hikâyelerden ve karakterskeçlerinden oluşurlar. Hikâyede iki aşk macerası, bir düello ve bir ölüm vardır ki, başka bir yazar, bu malzemeyi

romantik veya melodramatik bir şekle sokabilirdi; Turge-nev, bun ları, gerçek değerlerinden d aha az işledi. Gerçekte tez, kitabın adıdır: İki nesil arasında, genellikle mizaçlar ve fikirler etrafında dönen ve ifadelerini sadece kon uşm alarda gösteren çatışma.

Bu âşinâsı o lduğum uz bir çatışma. Babaların daha yaş

lı nesli ya Pavel gibi açıktan açığa muhafazakâr veya Niko-lai gibi çekingen liberaldirler. Çocukları, babalarını, başlarını kuma gömmüş insanlar olarak görüyor ve onlarışaşkına çevirmekten zevk alıyorlar. Nikolai, bu durumda,yeni hiçbir şey bulunmadığını, kendi gençliğinde de ebeveynlerine, onların başka bir çağa ait olduklarını söyledi

ğini hatırlatır. Şimdi ise kendi çocuğu isyancılar arasındadır. Maamafıh, çatışma önceden tahmin edildiği şekildesona erer. Arkady’nin oldukça gelenekçi karısı ile yaşam aya başladıktan sonra, kendi çağının muhtevası içinde, ba- basınınkine benzer bir hayat süreceği im a edilir.

Hikâyenin büyük meselesi Bazarov, onun, yaşlandıkça

nasıl bir insan olarak gelişeceği hakkında bir şey söylemeyiz, zira genç yaşında ölür. Şüphesiz, Turgenev'in en meşhur karakteri o. Turgenev’in yarattığı insanlardan ekserisiya Pavel gibi nörotik m alûller veya Nikolai gibi, varlığı ileyokluğu belli olmayan nazik insanlar. Fakat Bazarov başka bir insan; İster Pavel gibi, kendisinden nefret etsinler,ister Arkady gibi tapsınlar veyahut Anna gibi ondan uzakdurmaya çalışsınlar, karşılaştığı herkes üzerinde izini bırakır. Gerçi diğerleri onu, kanatlarına göre değerlendirirlerse de, gerçekte, bir şahsiyet olarak kendi izini bırakır.Ölüm, anında cesur ve bilhassa aptallar hakkında hü kü m lerinde şiddetli ve alaycı. Ve nihayet âşık olduğu zaman.

220 * 100 Bü y ü k   R o m a n

Page 222: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 222/247

kendisini bu aşka, Arkady’nin kur yapması gibi vermez, bü tün vücudunu sarsarcasm a derin bir ihtirasla bırakır.Hizmetçiler ve çocuklar dışında, herkes üzerinde huşû ya

ratır. Öldüğü zaman, beraberce sakin bir hayat yaşayacakArkady ve Katya’nm, bir zam anlar hayatlarında tesiri olan bu garip kuvveti her zaman hatırlayacaklarına eminiz .

Bazarov, ilk nihilisttir veya daha keskin olacaksak, kelimeyi bize ilk defa Turgenev, bu k itabında tan ıttı. Gerçekte kelime, mevcut olan her şeyi reddeden, felsefî skeptik-liği anlatmak için 1836’da görüldü. Turgenev, nihilisti, nekadar hürmet edilirse edilsin, yerleşmiş prensip ve hiçbirotorite tanımayan birini anlatmak için kullanır. BöyleceBazarov, dinle, şiirle (bilhassa romantik şair Puşkin), va-tanseverlilikle, politikacılarla (bilhassa liberal parlaman-terlerle) tabiatla (ki romantik nesil tabiata tapmıştı) vehattâ bir biyolojik olarak değil de his olarak ele alınan

aşkla dahi alay etti. Maamafıh, onu n tanıdığı ve on un karşısında kendi n ihilizminin dahi ikinci derecede kaldığı birgenel prensip vardır: “Hareketlerimizi yöneten ütilitedir(yararlı olma, fayda sağlam a)” diyor. “Günüm üzde en faydalı şey, reddetmektir ve bizim yaptığımız da bu.” Başka bir ifade ile nihilizm, mevcut tarihî şartlar altında, onun

ütiliterciliğinin talep e ttiği stratejidir. A lterna tif yönden bakıldığ ında, onun bir nom inalist (genellikle ilim diye birşey bulunmadığını, sadece faydalı sanatların mevcut olduklarını söyleyen) veya pozitivist (bir kimyagerin otuzşaire bedel olduğunu iddia eden) olduğunu söyleyebiliriz.Söylemeye dahi gerek yok tur ki, İngilizce ko nuşan insan

lar pozitivizm ve ütiliterianizm’in ne olduğunu bilirlersede aradaki fark şudur; Ekolün İngiliz temsilcileri genellikle Bazarov’un hareket teknik ve üslûbuna sahip olmayan akademik kişilerdir. Gerçek Bazarovlar’m sayıları çokazdır; fakat Arkady ve Sitinikov gibi taklitçilerinin, üniversite talebelerinin toplandıkları her yerde, düzinesi on

1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 2 21

Page 223: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 223/247

kuruş. Muhtem eldir ki, onların yaşlıları, gururların ı veentelektüel tembelliklerini devam ettirdikleri müddetçe,her zaman bizimle beraber olacaklardır.

Turgenev’in kadınlarının, erkeklerinden daha fazla iz

lenim b ırakan k imseler oldukları sık sık işitilir. Bu rom anda, liberal entelijansiya ve Batı fikirlerinin dokunmadığıhakiki Ruslar arasında eşit bir tarzda yayılan müteaddidtanınmış kadın vardır. Bn. Kukkin, entelektüel bir kadınıen gülünç bir şekli ile gösterir. Kimya ile meşgul olur, mimarlık yapmaya çalışır ve Amerikan edebiyatını okur.

Emerson’u George Sand’e tercih eder. Bu kadın sun’idir,yapmacıktır, sinirlidir, ta tm in olunm am ıştır. Daha orijinalve zeki bir kadın olan Bn. Odintsov, Bazarov’un özelliklerini, hepsinden fazla takd ir eder ve kitapta, peşin hük üm lere kapılmaksızm ve samimi bir şekilde, Bazarov’la eşitşar tlar altında konuşabilecek yegâne in san odur. Fakat yi

ne de, kadının şahsiyetinin çekirdeğinde, kadının ciddî bağlılıklar kurm asını engellemeyen nörotik bir yara var.

Kadın bazen huzura kavuşuyorsa da gerçekte hiçbir zam an m utlu değildir.

Öteki aşırı uçta da, Bazarov’un annesi yer alıyor: "Eski ekole mensup hakikî bir Rus hanımefendisi, Mosko

va’nın eski günlerinde, iki asır önce yaşamış olabilirdi.”Arina Vlassyevna, kehanetlere ve ruhlara inanır. Senedeazam î bir veya iki m ektup yazar; fakat hizmetçilerine karşı müşfiktir, dilencilere cömert ve oğlunu da sever. Bes

 belli ki, iyi bir kadın. Turgenev, böyle insanların sayılarının çok azaldığına üzülür. Sonra utangaç, nazik ve sevimli Feniçka vardır ki, Arina kadar halis bir Rus. Onun sessiz, kendisini belli etmeyen aşkı, Rus köylüsünün nihayetsiz ıstıraplara dayanabilmek kapasitesinin bir neticesi.

Bu karakter Turgenev’de, Batı ve Slav idealleri arasında bir gerginlik bulunduğu hissini uyandırır. Bazarov, yeni türde b ir Rus; Ne serf ne asil, Rusya’yı Doğu u yuşuklu

2 2 2 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 224: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 224/247

ğundan kurtarmayı vaadeden bağımsız bir ruh. Feniçka,karşı ku tup tak i bir ideal; Entelek tüel olm aktan ziyadesezgi gücü kuvvetli olan biri, sadeliğinden, kuvvetli ve

halkın hayatını yakından biliyor. Slav ruhu nd a. Batı Avru pa ruhunda m evcut olm ayan özel bir derin lik bulunduğunu söyleyen eleştiriciler, bunun en iyi örneğini Feniçka’da bulacaklar. Turgenev, Bazarov’u yarattığı zaman bir Batılı

olarak yazdı; Feniçka’yı yarattığı zaman da, bir Slavofilolarak.

1 0 0  b ü y ü k    R o m a n   • 223

Yazar

İvan Sergeyeviç Turgenev, kendi neslinin Rus yazarları arasında, 

davranışı ile Avrupa’ya en yakın olan ve bu yüzden Batı’nın hayranlık 

duyduğu ilk Rus yazardır. Varlıklı bir çiftçi ailesinde dünyaya geldi. Anne

si, onların beşerî yaratık olduklarını unutarak son derece haşin davranan 

eski ekole mensup otokrat bir Rus kadını idi. Bn. Turgenev’in çocukluğu 

ve evliliği son derece kötü şartlar altında geçtiğinden, çocukları da dahil, 

herkese zalimce muamele etti. Böylece, ilkin Moskova’da, daha sonra 

Saint Petersburg’da ve nihayet Berlin’de eğitim gören İvan, bu haşin at

mosferden kendisini kurtarmış oldu. Rusya’ya 1841’de döndüğü zaman 

yirmi üç yaşında idi; bir devlet dairesinde çalıştı; ardından annesinin iti

razlarına rağmen, edebiyatçı olmaya karar verdi. Annesi ölünceye kadar, yıllarca, bir tür bohem hayatı yaşadı. Daha sonra, rahat bir hayat sürecek 

tarzda servet sahibi oldu.

Turgenev hiç evlenmedi. Gençliğinde -ki sonralan, köleliğin düşmanı 

olarak şöhret kazanacaktı- kendi kuzeninden bir serf kızı satın aldı ve 

onunla, kendi ailesinin malikânesinde metres hayatı yaşadı. Fakat birkaç 

yıl kadar süren bu hayattan bıktı ise de gayrimeşru kızını, şuurlu bir şe

kilde eğitti, evleninceye kadar baktı. Turgenev, maamafih en derin aşkını sonraları Bn. Viardot adını alacak Pauline Garcia adında bir şarkıcıya 

sakladı. Bu ilişki tamamen platonik kaldı (Turgenev, fizikî ihtiyaçlarını 

başka yerlerde tatmin edebiliyordu). Bn. Viardot, Turgenev’e müsamaha 

etti ve kocası da onu bir tehlike olarak görmedi. Bununla beraber Turge

nev, bu kadına gerçekten âşık oldu. Avrupa’da her yerde onu takip etti. 

Turgenev’i kozmopolit biri yapan özellik, kendi entelektüel yönü olduğu

Page 225: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 225/247

kadar kadının cazibesi idi. Turgenev, 1856’dan 1883’e kadar, ülkesine 

yaptığı kısa ziyaretler dışında Batı’da yaşadı.

Turgenev’in belli başlı ilk kitabı, 1840’larda yazıldığı halde 1852’de 

basılan ve kır hayatından manzaralar anlatan Bir Sporcunun Hayatından 

Parçalar \d\. Kitabın bu saf başlığına rağmen, gerçek tez serf ve efendisi arasındaki ilişki idi. Turgenev köylüleri, hissî bir tarzda ele almadı, fa

kat onların da beşerî yaratıklar olduklarını anlattı; bu da, çağın anlayışı

na çok yaklaşmış bulunduğundan, kitap çok ilgi çekti. Sosyal protestonun 

önemli bir belgesi olarak ele alınan bu kitap Tom Amca’nın Kulübesi ile 

mukayese edildi. Kitabın, daha sonraları II. Alekxander olarak tahta ge

çecek Tsareviç’in sertliği ortadan kaldırma yolundaki gayretlerinde yar

dımcı olduğu söylenir. Turgenev, aynı yıl, Ölü Canlaı’m yazarı Nikolai Go- gol’un ölümü üzerine, onu öven bir yazı yazdığından kısa bir müddet için 

hapsedildi; böylece adı, esaret ve zulmün bir düşmanı olarak yerleşti.

Turgenev, daha sonraki kitaplarında sosyal tezler üzerinde durdu. Bir  

ihtilâlciyi anlatan Rudln adlı romanına Turgenev’in Berlin’de tanıdığı Mi- 

keal Bakünin’i örnek tuttuğu söylenir. Sa/c/n İnsanların Bir Yuvası,  aris

tokrasi içinde geçer. Başlıca karakteri Lavretsky -ki Turgenev’in gayrikah- 

raman kahramanlanndan biridir- evlendiği kadın ile sevdiği kadın arasın

da ne yapacağını bilemeyen tesirsiz bir adamdır. Turgenev’in en büyük 

romanı Babalar ve Oğullar’ın kahramanı Bazarov, müellifin 1860’da Al

manya’da tanıştığı bir Rus doktoru örnek tutularak işlendi. Bazarov’u 

kimse sevmedi. Muhafazakârlar, yıkıcı buldular, radikaller de, Bazarov’un 

karikatürize edildiğini söylediler. Okuyucu, Turgenev’in kendi kahramanı 

hakkında ne düşündüğünü merak ediyor. Entelektüel olarak, Bazarov’la beraberdi, fakat onun içgüdüsel sempatileri eski nesilden yana idi.

Babalar ve Oğullaı’m  tutulması neticesinde Turgenev Avrupa’da kal

maya karar verdi. Bunun neticesinde de, daha sonraki romanları, günün 

realiteleri ile bağdaşmadığı söylenerek tenkit edildi. Maamafih, Avru

pa’da bilhassa Flaubert, Edmond de Goncourt, Alphonse Daudet ve 

Emile Zola gibi realistler takdir ettiler. Bu beş kişi, yemeklerini çok defa 

beraberce yediler ve bu anlara da “ıslıklanan yazarların yemeği” adını verdiler. Öte yandan, Turgenev’in Dostoyevski ile münasebetleri gayet kö

tü idi. Tolstoy ile de bir düello yaptı.

Turgenev’in son yılları, bellibaşlı haricî macera veya hâdiseden yok

sundu. 1867’de, son derece cazibeli bir kadına tutulmuş zayıf iradeli bir  

adamın hikâyesini anlatan Duman adlı kitabı yayımlandı. On sene sonra

224 * 100 B ü y ü k   R o m a n

Page 226: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 226/247

Page 227: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 227/247

Pickwick’in Evrakı (The Pickwick Papers)

YazanCharles Dickens(1812-1870)

Başlıca Karakterler

Sammuel Pickwick: İyi huylu, sevimli, saf, ortayaşlı bir adam; herşeyi

 b ilm ek is te r ve m aceray ı sever.

Nathaniel Winkle: Pickvvick Kulübü’nün en utangaç üyesi.

Tracy Tupman: Pickvvick K ulüb ü'nün şişm an , a şk m ace raları pe şind e

giden b ir üyesi.

 Augustus Snodgrass; Pickwick Kulübü’nün şair ruhlu üyesi.

 Alfred Jingle: Gezici bir aktör ve sırdaş; kısa telgrafvari cümlelerledurmaksız ın konuşur .

Mr. Wardle: Rochester civarındaki Manor Çiftl iği’nin sahibi, ir iyarı ve

cana yakın biri .

Rachael Wardle: Mr. Wardle’ın, yaşı ilerlemiş, evlenmemiş kızkardeş.

Emily Wardle; Mr. VVardle'm kızı.

 Arabella Ailen: Mr. VVinkle’in ha ya tının aşkı; m aam afih kız ın erk ek ka r

deşi , onu bir doktor la evlendirmek ister .

Bn. Bardell: Mr. Pickvvick’in Londra’daki ev sahibesi; Pickvvick’in, kendi

sine âşık olduğunu sanır .

Sam Waller: Mr. Pickvvick’in sadık uşağı; azimli ve eşsiz bir insan; bir

“cockney"dir (Londra’nın kenar mahallesinde yetişen bir adam).

Page 228: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 228/247

Mr. Serjean Buzfuz: Bn. Bardell’in vicdansız avukatı.

Mr. Bob Svvyer: Arabella Allen’in reddettiği genç ve sevimli bir t ıp tale

 besi.

1 0 0 B ü y ü k R o m a n   • 2 2 7

Hikâye

Pickwick kulübünün kibar, gözlüklü kurucusu ve yönetim

kurulu dâlmî baş kanı Mr. Samuel PickVVick, 13 Mayıs,

1827'de kulübünün üç üyesi ile birlikte (Mr. Natheniel VVinkle,

Mr. Augustus Snodgrass ve M r Tracy Tupman), bir dtlı arabaile kır bölgelerinde bir geziye çıkar Kulüp üyeleri, İngiltere'nin

uzak bölgelerine giderek, mahallî âdetleri tespit etmeyi teklif

ederler. Bu yan-ilmî gaye yolundaki gayretlerinde, beraberce,

hoş ça vakit de geçirmeyi düş ünürler.

Henüz yola çıkmış lardır ki, bir grup kabadayının hücumu

na uğ rarlar. Mr. Alfred Jingle adında kibar, dünya görmüş 'vemaharetli biri kendilerini kurtarır. Beraberce Rochester'e gider

lerken, ş imdiye kadar yaptığ ı birçok iş leri zevkli bir ş ekilde on

lara anlatır Yolda fıçılarla midye yedikten sonra, Rochester'e

geldikleri vakit, o akş am, handa bir balo tertiplendiğ ini öğ re

nirler M r Jingle, balo için resmî elbisesi bulunmadığ ını üzüle

rek anlatır, zira elbisenin bulunduğ u bavul çalınmış tır M r Jingle, M r Tupman'a baloya gidememesinin çok üzücü olduğ unu,

zira ş iş man, utangaç Tupman'ı balodaki, bütün güzel kızlarla

tanış tırabileceğ ini söyler 

M r Tupman, böylece M r VVinkle'in resmî elbisesini Alfred

Jingle için "ödünç" alır Alfred Jingle de, baloda Dr Slam-

mer'in kur yaptığ ı orta yaş lı bir kadınla flört ederek, çabuk kızan bu doktoru çileden çıkartır 

Ertesi sabah. Dr Slammer'in uş ağ ı M r VVinkle'i ziyaret ede

rek, efendisinin kendisini düelloya davet ettiğ ini söyler Zavallı

M r Winkle ise, geçen akş am doktora hakaret ettiğ ini hatırla

mayacak kadar sarhoş tur. Sanığ ın kendi elbiselerini giyinen M r

Jingle olduğ unu bilmeyen ürkek Pickvvick'li korkudan tir tir tit

Page 229: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 229/247

reyerek, düello yerine gelir. Yordımosı, Pickwick Kulübünün ş a

iri Mn Snodgrass'tır. Dr. Slammer düello yerine geldiğ i zaman,

Mr. Winkle'nin yanlış biri olduğ unu kimse bilmez.

Aynı gün, öğ leden sonra, PickvvickIiler, ş iş man ve sevimli

*M r W ardle'in iki kızı, ş iş man ve evlenmemiş kız kardeş i Racha-el ile birlikte yaş adığ ı Manor çiftliğ ine davet edilirler Ertesi gü

nü öğ leden sonra, zorlu bir yolculuk yaparak, PickvvickIiler, se-

fil-periş an bir vaziyetten, kaldıklan handan on mil mesafedeki

hana ulaş ırlar.

M r Tupman, yaş lı Bn. Wardle'e âş ık olur ve M r Winkle de

güzel Arabella Allen'e tutulur. Yiğ itliğ ini ispat etmek için, M rWinkle, tüfeklerle hiçbir alış veriş i olmamasına rağ men ava çı

kar ve kazaen Mr Tupman'ı elinden vurur 

Kriket maçı sırasında M r Pickwick, tekrar Jingle'e rastlar

Mr. VVardle, bu aktör ve ş arlatanı Manor çiftliğ ine davet eder.

Daima bir fırsat kollayan Jingle, Bn. Wardle'in zengin bir kadın

olduğ unu sanır, onu M r Tupman'dan soğ uttuktan sonra, beraberce kaçarlar M r Wardle ve M r Pickvvick, derhal bu çiftin pe

ş ine takılır, zorlu bir takipten sonra White Hart Hanı'nm akıllı

uş ağ ı Sam VValler'in yardımıyla Londra'da yakalarlar Jingle'e

oldukça yüklü bir para vererek bu iş ten vazgeçmeye ikna eder

ler; zavallı Bn. Wordle de gözyaş lanyla Manor Çiftliğ i'ne geti

rilir Londralı bir arabacının oğ lu olan Sam Waller'in zekâsına

hayran kalan M r Pickvvick, onu kendisine uş ak olarak tutar, be

raberce Gosling Street'teki yerine gelirler Mn Pickvvick'in ev

sahibesi Bn. Bardell, garip düş ünceler içindedir. M r Pickwic'in

kendisine âş ık olduğ unu ve evlenme teklifinde bulunduğ unu

sanır Kadın, Pickv^/ick'in üç arkadaş ı kendisini ziyarete geldiğ ian, bayılmış gibi hareket ederek kendisini M r Pickv»/ick'in kol

larına bırakır 

Bn. Bardell'in bu tutumu karş ısında Londra'da yaş ayama

yacağ ını anlayan M r Pickwick ve arkadaş ları, Eastanswill kasa

basına giderler Kasabada "Blue"lar ve "Buff"lar arasında ş id

228 * 100 B ü y ü k    R o m a n

Page 230: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 230/247

detli seçim mücadelesi yapılmaktadır. Bir "Blue" olan Muhte

rem Scmuel Slumkey, pis bir seçim mücadelesi sonunda,

"Buff", rakibi Horatio Fizkin'e karş ı zafer kazanmış tır. Seçim he

yecanı sırasında, M r Pickvvick, tekrar Jingle'i görür, kendisinin

yatılı bir okula giden zengin bir kızı kaçırmak isteyen Jingle'nin

plânını bozduğ unu sanır.

Londra'ya döndüğ ü zaman Mr. Pickwick, Bn. Bardell'in bir

avukatlık firması vasıtasıyla aleyhine, vaadini yerine getirmedi

ğ i için dâvâ açtığ ını hayretle öğ renir. Fakat muhakeme boş la

madan önce, Mr. Pickvvick, VVardle ailesiyle birlikte mutlu bir

Noel geçirir ve Mr Winkle'nin Arabella Allen'la olan aş kı da

ha da geliş ir.

Londra'ya dönen Mr. Pickvvick, Dodson ve Fogg hukukî fir

masının avukatı Mr. Serjean Buztuz'un oyunu ve sahtekârlıkla-

nna karş ı kendisini savunmalıdır Vicdansız avukat, Mr. Pick-

vvick'in ev sahibesinden akş am yemeğ i için pirzola ve salça is

temek için gönderdiğ i yazının, gerçekte bir aş k mektubu oldu

ğ una hâkimi inandırır. Mr. Pickwick'in ş ahidi iyi niyetli, fakot ta

mamen beceriksiz M r VVinkle, hâkimi daha da kızdırmaktan

baş ka birş ey yapmaz. Sam VValler, efendisini savunmak ister,

fakat hâkim onun kurnaz zekâsının "cockney"lere mahsus bir

küstahlık olduğ unu söyler Fiâkimler, pirzola yer ve ş arap içer

lerken, jüri, Mr. Pickvvick'in suçlu olduğ una karar verir. Adaletin böylece yanlış tecellisi karş ısında gazaba gelen M r Pick-

wick, 750 İngiliz lirası cezanın bir kuruş unu dahi ödemeyece

ğ ini ve hapishaneye gitmeyi tercih edeceğ ini söyler.

Borçiannı ödemeyenlerin gönderildiğ i Fleet Street Hapisha-

nesi'ne yollanılmadan önce, Mr Pickvvick'in, Bath kasabasının

kaplıcalannda bir ay istirahat etmesine müsaade edilir. Mr.Pickvvick burada, arkadaş ı VVinkle ile Arabella Allen'in erkek

kardeş inin evlenmesini istediğ i tıp talebesi Bob Savvyer'i red

dettiğ ini öğ renince, Bn. Allen'in bir parkta, M r VVinkle ile bu

luş masına aracılık eder.

1 0 0  b ü y ü k    R o m a n   • 2 2 9

Page 231: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 231/247

Mr. Pickwick (avukatının ve Sam Waller'in sözlerini, dinle

meyerek), mahkemenin tayin ettiğ i tazminatı ödemek istemez

ve hapishaneye gönderilir. Uş ağ ı Sam da, efendisine hizmet

edebilmek için kendisini hapsettirir ve böylece Mr. Pickv/ick'in

hijcresini mümkün olduğ u ölçüde rahat yaş anacak bir ş eklesokar.. Mr. Pickwick, hapishanede artık ıslah olamayan Jingle

ile bir defa daha karş ılaş ır. Adam çok kötü b ir durumdadır Mr.

Pickv\/ick, adamın hâline acır, kendisine elbise alması ve karnı

nı doyurması için para verir.

Mr. Pickvvick, bir gön Bn. Bardell ve oğ lunun da Fleet Stre

et Hapishanesi'ne atıldıklannı görür. Kadının dâvâsını ücretsizüzerine alan Dodson ve Fogg adındaki hukuk bürosu, Mr. Pick-

wick'in ödeyeceğ i tazminattan kendilerine pay çıkarmayı düş ü

nüyordu. Kadın, onlann ücretlerini ödemeyince, müvekkillerini

hapsettirdiler. Cömertliğ ini hiçbir zaman terketmeyen Mr. Pick

vvick, Bardelllere para verir ve hapisten kurtulmalan için yar

dımcı olacağ ını vaodeder.Bu arada, Arabella, kardeş inin itirazlarına rağ men, Mr.

VVinkle ile evlenir. Bu çitf, Pickwick'i hapishanede ziyaret ede

rek, borcunu ödeyip serbest kalmasını ve Arabella ile kardeş i

ni banş tırmasını rica eder. Mr. Pickwick, buna hayır diyemez.

.Üç ay hapiste kaldıkton sonra, Bn. Bardell'e tazminatı öder ve

hapisten çıkar. Arabella'yı erkek kardeş i ile banş tınr, fakat ş im

di Mr. Winkle'in babasının bu evliliğ e itiraz ettiğ ini ve oğ lunu,

mirastan mahrum bırakacağ ını söylediğ ini öğ renir. Üstelik, Mr.

Pickwick'i ziyaret eden M r Wardle, kızı Emily'nin fakir ş air Mr.

Snodgrass'a derinden tutulduğ unu söyler.

Mr. Pickvvick, bu güçlüklerin hepsini hâlleder. Mr. VVinkle'in

babası, gelinin sevimli bir kız olduğ unu görünce, oğ lunu affe

der. Mr. Snodgrass, Emily Wardle ile evlenir, hattâ Sam Waller

de, bir hizmetçi ile evlenerek, karısı ile birlikte Mr. Pickwick'in

iş lerini yapmaya devam eder 

2 30 » 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 232: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 232/247

Bütün bu yorucu maceralardan sonra, Mn Pickvvick, kulübü

dağ ıtır ve Waller'le birlikte bir kır evine çekilerek Winklelerin ve

Snodgrasslann çocuklarına manevî babalık eden

Eleştiri

1836 yılında bir gün Robert Seymour adında bir sanatkâr, yirmi dört yaşında Dickens’e başvurarak avcılıklailgili bir çizgi romanın yazılarını yazmasını ister. ResimlerSurtees’in halk tarafından beğenilen popüler romanlarını

hatırlatırcasına, bir grup amatör sporcunun komik maceralarını gösteriyordu. Genç bir dehanın kendisine olangüveni ile Dickens, bir şartla bu işi yapabileceğini söyledi:Resimler, ikinci derecede kalacaktı. Kitabın nasıl son bulacağını bilmeksizin Pickwick’in Evrakı  adı altında tefrikaedilmeye başlandı.

Başlangıçta halkın pek ilgisini çekmeyen bu seri, arayaSarh Waller’in girmesiyle derhal tutundu. Bu arada Seymour intihar etti ve Dickens, romanın ortasında ressam-sız kaldı. Bu iş için görüştüğü kimselerden biri, o zaman

 bir ressam olarak kendisine bir yol çizmeye çalışan gençThackeray idi. Maamafıh, bu iş Hablot K. Brov/ne’ye verildi, bu ressam da, “Phiz” imzası ile Dickens’in ilk kitapla

rından birçoklarını resimledi; sonraları onun yerini, büyük ressam George Cruiksahnk aldı.

Dickens dehasını göstermeye başlamıştı. Pickvvick’in Evrakı’m n   oldukça basit orijinal plânı kaldırıldı. Artıkcockney “sporcular”m gülünç maceralarına bağlı kalmayan Pickvvick, çocukluğunda okuduğu rom anlara, Cervan-

tes’in, Fielding’in ve Smollet’in pitoresk romanlarınadöndü ve ondokuzuncu asrın ilk yıllarındaki İngiliz hayatını büyük bir panoram ik rom an halinde gösterdi.

. Çok gevşek bir yapı üzerine kurulmuş olmasına rağmen, Pickwick, onu n en m eşhu r rom anlarından biri oldu,kitabı yazdığı sırada Dickens'in roman konusunda pek az

1 0 0  b ü y ü k    R o m a n   • 231

Page 233: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 233/247

tecrübesi vardı ve rom anı iyi yapan unsu rların neler olduğunu da pek bilmiyordu . Aylık tefrikalar hâlinde yazdığından, roman ilerledikçe, plânı da istediği gibi değiştirdi.Ancak daha sonraları, tefrika edilen bir rom anın d a resmî

 bir düzeni olması gerektiğin i öğrendi.Gelişigüzel plânına, hareketlerin birbirlerine karışma

sına, çok sayıdaki karakterlerine rağmen, Dickens’in büyük tahayyül gücü hiçbir zarar görmüyor. Pickvvick, bugün de zevkle okunan bir kitap. Sanayileşme çağından önceki İngiltere’nin hanları ve atı arabaları, yemek sofraları,

ailelerin Noel’de biraraya gelmeleri, kanunun adaletsizliği ve saçmalığı, borçlarını ödem eyenlerin atıldıkları hapishanelerin dehşet saçıcı durumlarıyla dengeleniyor. Dickens’in daha sonraları ele aldığı tezlerden ekserisi, ilkinPickwick’in Evrakı’ndaki beşerî sayfalarda görüldü.

2 3 2 • 1 0 0 B ü y ü k    R o m a n

Page 234: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 234/247

David Copperfield

Yazan

Charles Dickens(1812-1870)

Başlıca Karakterler

David Copperfield: Hikâyeyi anlatan genç; başarılı bir romancı olma

dan önce başmdan pek çok hadise geçmiş, hayatm iniş ve ç ıkışlar ı

nı tatmıştır.

Betsey Trotvvood: David' in egzantrik, fakat iyi kalpli büyük halası.

Mr. Murdstone: David’in za l im ve asık yü zlü üvey babası .

Jane Murdstone: Mr. Murdstone’in haşin kız kardeşi.

Peggotty: David’in şişman, sevimli dadısı.

Barkis: Sakin, içine kapalı biri.Daniel Peggotty: Peggotty’nin sadık, basit erkek kardeşi.

Küçük Emily: Peggotty’nin saf , yetim yeğeni.

Ham: Peggotty’nin saf , yetim kuzeni.

Mr. Creakle: Salem House okulunun haşin müdürü .

James Steerforth: David’ in der inden romantik, fakat tamamen benci l

çocuk luk arka daşı .

Tommy Traddles: David’in bir diğer okul arkadaşı; iyi tabiatlı ve açıkkalpli.

 Wilkins Micawber: Ezelî nikbin; bir gün, "şu veya bu şekilde” muazzam

 b o rcu n u öd eyeceğ ine inanır.

Mr. VVickfeld: Betsey Trotvvood’un C anterbu ryli av ukatı .

Page 235: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 235/247

 Agnes: Avukatın kızı; güze) ve hissî bir kız.

Mr. Spenlow: Spenlovv ve Jork ins hukuk bürosunun kurucula r ından;

David’i, çırak olarak yanlarına alır.

Dora: Mr. Spenlovv’un güzel, sevimli ve aptal kızı.

Uriah Heep: Mr. VVickfieId’in muhatabını rahatsız edercesine tatlı dillikâtibi.

2 3 4 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Hikâye

David Copperfield'in Suffolk ş ehrinin Blunderstone bölgesinde babası ölür ve genç dul kansıno ayda 105 Ingiliz lirası

bir gelirle Peggoty adında sâdık bir hizmetçi bırakır. David'in

dünyaya geldiğ i gece, onun büyük halası olan egzantrik Bayan

Betsey Trotv^ood da odadodır. Fakat kadın öfke ile çıkar, çün

kü doğ an çocuğ un kız olmasını istemektedir ve bu çocuğ a da

kendi adı verilecektir David'in ilk yıllan mutlu geçer. Çocuğ un güzel, genç anne

si, bir dediğ ini iki etmez. Peggotty bir gün David'i Yarmouth li

man ş ehrine gezmeye götürür. Peggotty'nin burada Daniel

adında bir erkek kardeş i vardır; sahildeki rahat bir balıkçı ka-

yığ ındo yaş ar Daniel'in Ham adında bir yeğ eni ve Emily adın

da bir kuzeni vardır; her ikisi de yetim olan bu çocuklar Da-

vid'le iyi arkadaş olurlar.

David, Yarmouth'dan döndüğ ü zaman annesinin Edward

Murdstone adlı yakış ıklı, hasis ve zalim bir adamla evlendiğ ini

görür. Mr. fy\urdstone dindar ve kasvetli kızkardeş i Jane'i onlar

la yaş aması için getirmiş tir ve Murdstoneler beraberce David'in

ve annesinin ş evklerini kırmaya çalış ırlar. David, onun tarafın

dan hırpalanmaya artık tahammül edemeyince, M r Murdsto-

ne'm elini ısınr ve derhal Salem House okuluna gönderilin

Okulun müdürü, Creakle adında beceriksiz ve sadist biridir

David'i kötü yönetilen bu okulda huzura kavuş turan tek ş ey,

yeni arkodaş landır; yakış ıklı, aristokratik James Steerforth ve

Page 236: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 236/247

her zaman neş eli Tommy Traddles. Fakat okul günleri, annesi

nin doğ um yaparken ölmesi üzerine sona erer Hattâ sadık

Peggotty bile Barkis adında suskun bir taş ıyıcı ile evlenir. David

yalnız kalır, üvey babası da kendisiyle ilgilenmez.David, on yaş ına geldiğ i zaman Londra'ya gönderilerek

Murdstone ve Grinby ticarethanesinde çalış ırsa da, hemen he

men aç kalır iş i farelerin cirit attığ ı depodaki ş arap ş iş elerini yı

kamak ve .etiketlemektir Beraber çalış tığ ı kimseler alelâde in

sanlar olan Mick VValker ile Mealy Potatoes'tır David, Lon

dra'da M r VVilkins Micawber adında birinin yanında kalır Mr.Micav^ber, tujumsuz bir adamdır; borçlulannın mütemadiyen

peş inde gezmelerine rağ men, dört çocuğ unu ayakta tutmaya

çalış ın Islah olmaz bir iyimser olan M r Micavvber, David'e, "Ş u

veya bu ş ekilde iş lerin düzeleceğ i"ni durumun iyileş eceğ ini söy

ler. Fakat M r Micawber, sonunda borçlannı ödemeyenlerin ha

pishanesine gönderilir ve David'in de yatacak yeri kalmaz.

Ruhunu ezen iş inden bıktığ ından ve iş leri oluruna bırakan

Micawber'lerden baş ka bir yerde oturmak istemediğ inden, Da

vid, büyük halası Betsey Trotvvood'un yaş adığ ı Dover'e gitmek

üzere Londra'dan aynlır Yolda, eş kıyalar tarafından dövülen ve

bütün parası alınan David, halasının evine geldiğ i zaman pe

riş an bir haldedir David'in bir kız olmayış ını hiçbir zaman haz

medemeyen Bn. Betsey, bununla beraber, David'i yıkar ve karnını doyurur Bn. Betsey, hafifçe kaçık kiracısı M r Dick 'in tavsi

yesi üzerine, çocuğ u yanma almaya karar verir Kadının bu ha

reketinde, iğ renç Murdstone'lann da Dover'e gelerek David'i

zorla götürmek istemelerinin de tesiri olur 

David bu defa M r Creakle'mkinden çok daha iyi bir okula,

Canterbury'deki Mr Strong'un okuluna gönderilir Orada, büyük halasının avukatı M r Wickfield'in yanında kalır ve M r

VVickfieId'in kaygan ağ ızlı kâtibi Uriah Heep ile tanış ır ve ken

disini hiç sevmez. David, M r Wickfield'in güzel kızı Anges'ten

çok hoş lanır ve ona, âdeta kızkardeş i imiş çesine muamele

eder 

1 0 0 B ü y ü k    R o m a n   • 2 3 5

Page 237: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 237/247

Mr. Strong'un okulundan çok iyi derecede ile mezun olan

David, avukat olmaya karar verir; fakat ilkin, Yarmouth'a gide

rek Peggotty ailesini ziyaret eder. Yolda eski okul arkadaş ı Ste-

erforth'a rastlar; Steerforth, ş imdi nazik ve sevimli bir genç o lmuş tur David, Steerforth'u da davet eder ve Yarmouth'da ge

çirdikleri iki hafta zarfında, Steerforth ve küçük Emily birbirleri

ne âş ık olurlar Emily, Ham ile niş anlıdır 

David, Londra'ya dönerek Spenlow ve Jorkins hukuk firma

sında pratisyen olarak çalış maya baş lar M r Spenlox'un güzel

lâkin aptal kızı Dora'ya âş ık o lur Fakat kısa bir müddet sonra,

halasının bütün parasını kaybettiğ ini ve Uriah Heep'in, dalave

reli yollarla, Mr. VVickfieId'in firmasına ortak olduğ unu öğ renir.

Barkins'in ölmek üzere olduğ u haberi gelir ve David Yarmo

uth'a gider. Orada, Emily'nin, niş anlı olmasına rağ men, Steer

forth ile kaçtığ ını öğ renir. Derin bir kedere boğ ulan, yaş lı Da-

niel Peggotty, yeğ enini aramaya koyulmuş tur 

Halası artık David'in, Mr. Spenlovv'a çıraklık ücretini ödeyemediğ inden, David, stenografi kâtipliğ i yapar Durumundaki

değ iş ikliğ e rağ men, David, Dora'yı görmeye devam eder.

Spenlovv, onlann evlenmek istediklerini öğ rendiğ i zaman kesin

likle karş ı çıkar. Çok geçmeden beş parasız kalan Spenlovv

ölür. David ve Dora evlenirler ve David'in kazandığ ı çok az pa

ra ile geçinmeye çclış ıriar. David, güzel fakat randımansız karısının, evi ekonomik bir tarzda idare etmesini isterse de, kansı

bu iş i beceremez ve karı-koca bir sürü güçlüklerle karş ılaş ırlar

Bununla beraber, sevimli bekâr arkadaş ları Tommy Traddles'i

zaman zaman yemeğ e davet etmeyi de ihmal etmezler.

Bir iş için Canterbury'ye giden David, ş imdi Uriah Heep'in

yanında çalış an M r Micawber'i görün M r Heep, Micav\/ber'inmaaş ından kendisine avanslar vermek suretiyle, Micav^ber

üzerinde tam bir hâkimiyet kurmuş tur. Daha da kötüsü, Mr

VVickfield de önceki kâtibinin hâkimiyeti altındadır David'i, da

ha da üzen bir vakıa, iğ renç Mr. Heep'i, M r Wickfield'in güzel

kızı Agnes'le evlenmek istemesidir 

2 3 6 • 1 0 0 B ü y ü k    R o m a n

Page 238: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 238/247

Nihayet, aslında samimî bir insan olan Mr. Micawber, Da-

vid'e Uriah Heep'in Mr. VVickfieId'den para sızdırdığ ını söyler.

Kâtibin böylece teş hir edilmesiyle bir ölçüde tazminat ödenir ve

Bn. Trotwood, Mr. Micavvber'in Avustralya'ya göç etmesineyardımcı olur ve hâlâ iyimser olan Mr. Micavvber, orada, "ş u

veya bu ş ekilde" durumunun düzeleceğ ine inanır Kendisiyle

birlikte aynı gemide yolculuk edenler arasında Emily ile

Emily'nin amcası da vardır. Steerforth, hissiz bir ş ekilde kendi

ni terkettiğ i zaman, müş fik ve temiz kalpli Daniel Peggotty,.ye

ğ enini atfeder ve ş imdi İngiltere'nin bu müstemlekesinde yenibir hayat bulacaklarını umarlar.

Dora'nın sıhhati -ki gerçekte, her zaman nazikti- tedricen

bozulur. David, henüz çocuk yaş ındaki kansının sararıp solma

sını derin bir üzüntü içinde seyreder. Bu kederli günlerde,

yegâne teselli Agnes'in kendilerini sık sık ziyaret etmesidir. Do-

ra öldüğ ü zaman, Agnes, David'in biraz seyahat ederek tesel

li bulmasını tavsiye eder, ilkin Yarmouth'a gider. Fakat denizde

büyük bir fırtına baş lamış tır. Bir gemi dalgclann tesiri altında

sahile vurmak üzeredir. Ham Peggotty, geminin enkazı arasın

da kalan bir adamı kurtarmak için denize atlar. Steerforth'u

kurtarmaya çalış ırken boğ ulur ve ölür.

David, üç sene Avrupa'da dolaş ır, İngiltere'ye döndüğ ü za

man, Bn. Trotwood'dan, Agnes'in evlenmek üzere olduğ unu

öğ renir. Gerçi David, Agnes'e her zaman bir kızkardeş i imiş çe-

sine muamele etmiş se de, bu habere üzülür. Halasının çöpça

tanlık teş viki altında, Agnes'i ziyaret eder. Yalnız kaldıkları bir sı

rada, Agnes, kendisinden baş ka kimseyi sevmediğ ini David'e

itiraf eder. David ve Agnes evlenirler ve Bn. Trotwood buna çok

sevinir. Çok sayıda çocuklan olur. David de, sonunda, fazlasıyla baş arılı bir yazar olarak kendisine isim yapar.

Eleştiri

Dickens’in en çok sevilen romanları arasında  David  Copperfıeld,  Dickens’in kendisine mahsus özellikleriyle

1 0 0 B ü y ü k R o m a n   • 237

Page 239: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 239/247

dolu büyük ve yaygın otobiyografik bir eserdir. Dickens,Londra’daki bir boya fabrikasında çalıştığı mutsuz günlerinde, David’in Murdstone ve Grindy şirketindeki çıraklığının kâbusunu yarattı. Mr. Micawber, Dickens’in yarı

tenkitçi, yarı sevimli ve tutum su z kendi babasıdır. Bu oto  biyografik unsurlara şifi-eli cümlelerle konuşan Barkis’tenkaygan ağızlı habis Uriah Heep’e kadar çok sayıda egzan-trikleri ihtiva eden bir portre galerisi ekledi. Bu ancak,Dickens’in inamimazcasına velût muhayyilesi ile müm

kün oldu.

Fakat, kitabın gerçek kuvveti, Dickens’in kendi çocukluk yıllarını heyecanlı bir samimiyet ve kızgınlıkla anlatmış olmasıdır. Bu boya fabrikasında geçirdiği altı ay, onuniçin öylesine korkunç bir kâbus idi ki, daha sonraları,onun hakkında hiçbir şey hatırlamak istemedi, en yakınlarına dahi bahsetmedi. Bu kâbusu, sadece sanatı vasıta

sıyla belirtti.  David Copperfieid’de  saf ve temiz çocuklukyıllarını ve Cennetten Mr. M urdstone tarafindan nasıl kovulduğu nu ve çocuk yaşında Londra’nın sefil işçi smifihalkın ın yaşadığı yerlere nasıl dü ştüğü nü anlatır.

 David Copperfield’in  sayfalarında, bir hayalet gibi peşimizi bırakmayan bir diğer hatıra Dickens’in, kendi evlili

ğinden önce tanıdığı Maria Beadnell’e olan aşkı idi. Bu kadın, romandaki Dora’dır. Dickens, hislerini dışarı vurmayan karısı yerine bu zayıf, aptalca, fakat sevimli kız ile evlenm iş olsa idi, bunun nasıl bir evlilik olacağını gayet canlı bir şekilde hatırlıyor. Genç yaşında evlenen D avid’in h ayatını anlatan kısım son derece dokunaklı, fakat tedricenhayatta başarılı bir adam olarak yükseldikçe, kitabın ilkyapısındaki hissî saikler geride kalıyor. Dickens artık, kendi kendini analiz etm em ek için birtakım itiraflarda bulun mak yerine, romanın plânını dokuyan muhtelif iplikleri

 birbirine bağlamakla meşguldür.Dickens’in karakterleri arttıkça ve onlar birtakım tesa-

2 3 8 • 1 0 0 B ü y ü k    R o m a n

Page 240: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 240/247

düfî yollarla birbirlerine bağlandıkça romanın plânı ina-nılmazcas ına derinleşir. David, çocukluk haykırışlarındankurtulduğundan, daha az ilgi çekici hâle geldikçe, romanmuazzam sayıdaki ikinci derecedeki karakterlerin üzerin

de durur. Bu karakterler, Micavvber veya Uriah Heep gibi,geniş bir muhayyile gücünün eseri olarak ortaya çıktıkları zaman rom an gayet canlı. Fakat Steerforth gibi Byron’uha tırlatan stero -tipler veya Victoria çağının m elekvarî tipleri veyahut'Emily gibi terkedilmiş kadın üze rinde d urduğu zam an canlılığından kaybediyor.

 David Copperfıeld,  Dickens’in meslekî hayatının ortalarında yazdığı rom anlara tipik bir örnek. Yüksek derecedeki hümor ve şiddetli bir kızgınlık, plânın hemen hemenkontrol edilmeyen muğlaklığı, romandaki karakterlerinmuazzam sayısı ve egzantrikler üzerinde durulması, Dickens’in tanıtım işaretleridir ki, bunlar da, en iyi bir şekil

de romancının kendi gençlik yıllarını anlattığı zaman görülüyor.

100 B ü y ü k    R o m a n   • 239

Page 241: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 241/247

iki Şehrin Hikâyesi (A Tale of Two Cities)

YazanCharles Dlckens(1812-1870)

Başlıca Karakterler

Dr. Alexandre Manette: Bir zamanların güçlü, parlak doktoru; Bastil le

z ind anınd a geç ird iğ i on sekiz sene son un da hem en hem en y ık ı lm ış

tır.

Luice Manette: Dr. Manette’nin nazik altın saçlı kızı.

Jarvis Lorry: T ellson b ank asının bir "iş adamı"; a ldat ı rcasına huy suz.

Charles Darnay: Kendi ken disini yıkan fakat pa r lak bir avukat .

Madam Defarge: A ris tokra t la rdan in tikam a lm aktan başka b i r şey d ü

şünmeyen kadın .

Sydney Carton: Kendi kendisini yıkan, fakat parlak bir avukat; Charles

D arnay 'a b enzer .

Ernest Defarge: Bn. Defarge’nin "esmer, kızgın, tehlikeli” kocası; Paris’te ihtilâlcilerin sık sık buluştukları bir meyhanenin sahibidir .

Bn. Pross: Lucie’nin kaba ve güçlü hizmetçisi ve arkadaşı.

Jerry Cruncher: Elinden binbir türlü iş gelen, dikbaşlı bir adam. Tell

son bankasında çalışır ve boş vakitlerinde "Kurtarıcı Adam”dır veya

t ıp ta lebeler ine kadav ra tem in eder .

Page 242: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 242/247

Hikâye

1775 senesinin Kasım ayının dondurucu bir gecesinde, es

ki ve hürmet edilen Tellson bankasının temsilcisi Mr. Jervis

Lorry, bir posta arabası ile Dover ş ehrine gider. Orada son

günlerde, Londra'dan geri dönmesi için ülkesine çağ nian Lucie

Manette adında güzel bir Fransız ile buluş acaktır. Beraberce

Paris'e giderler. Manette, babası Dr. Manette, Defargelerin

meyhanesinin üstündeki küçük bir tavan arasında gizlenmekte

dir. Dr Manette, Bastille hapishanesindeki bir hücrede tek ba

ş ına on sekiz yıl hapis tutulmuş tur Ş imdi, aklî dengesi bozulduğ undan, İngiltere'ye mülteci olarak götürülmektedir. Jerry

Cruncher adında sadık, garip görünüş lü bir müstahdemi de re

fakat eder 

Defargelerin meyhanesi, Paris'teki ihtilâlcilerin merkezidir.

Eski rejimin boş düş manlan olan Detargeier, tavan arasını Dr

Manette'ye vermiş lerdir ve Manette de her gün saatlerce mazisini hatırlamaya çalış mış tır Bn. Defarge, bu arada, ihtilâl gel

diğ i zaman ortadan kaldınimasını arzu ettiğ i bütün aristokrat-

lann isimlerini havi garip bir atkı örmekle meş guldür.

Lucie ve Jarvis Lorry'nin, yaş lı Dr. Manette'yi Londra'ya ge

tirmelerinden beş sene sonra (burada kendilerine sadık Jerry

Cruncher bakar) John Barsad adındaki bir adamın İngilterealeyhine casusluk yapmakla itham ettiğ i Charles Darnay adın

daki yakış ıklı bir Fransızca öğ retmeninin yargılanmasında bulu

nurlar Manetteler, beş sene önce Fransa'dan İngiltere'ye dö

nerlerken Darney'e vapurda tesadüf ettiklerini söylerler Dar-

ney'i parlak bir avukat olan Sydney Carton kurtanr. Carton sa

nığ a o kadar benzer ki, diğ er avukat M r Stryver, sanığ ı "tanı-yanlar'ın ifadelerini altüst eder 

Muhakemeden sonra, Darney ve Carton, Manettelerin

mütevazı evlerini sık sık ziyaret ederler Darney'in, St. Evremon-

de'ler denen soğ ukçasına bencil Fransız aristokratlannın vârisi

olduklan anlaş ılır Onlarla hiçbir alış veriş te bulunmamaya az

1 0 0 Bü y ü k   R o m a n   * 2 4 1

Page 243: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 243/247

meden Darney, bir Fransızca hocası olarak Londra'da yaş ama

ya karar vermiş tir.

Parlak, fakat istikrarsız biri olan Carton, Mr. Stryver'in yük

lendiğ i dâvâlann hazırlanması ile görevlendirilirse de, çok defa sarhoş olduğ undan duruş malarda hazır bulunamaz. Her iki

genç de Lude'ye kur yaparlar. Kız Darney'i seçtiğ i zaman, Car

ton asil bir hareketle, Lucie için veya Lucie'nin seçtiğ i bir kim

se için hayatını feda etmeye hazır olduğ unu söyler.

Darney ve Lücie evlenirler Fransa'da ihtilâl patlayıp ih

tilâlciler, nefret edilen Bastille hapishanesini basarak mahkumlan serbest bıraktıklan vakit küçük kızlan altı yaş ındadır. Uzun

yıllardır acı ve ıstırap içinde kıvranan Fransız köylülerini gaza

ba getiren bir hâdise, Charles Darney'in amcası hissiz St. Ev-

remonde Markisi'nin kullandığ ı bir arabanın küçük bir çocuğ u

öldürmesi olmuş tur. Çocuğ un babası. Markisi mahkemeye ge

tirdiğ i baş aramayınca yatağ ında öldürmüş ve bunun neticesinde de asılmış tır.

Bir gün İngiltere'deki yeni St. Evremonde Markisi'ne bir

mektup gelir. Darney, mektuptan, ailesinin eski hizmetçisinin

ihtilâlciler tarafından hapsedildiğ ini öğ renir. Markis'e müdaha

le ederek kendisini kurtarmasını rica eder, zira tevkif edildiğ i

zaman, Charles'in emirlerini yerine getirmeye çalış arak, halkaaile namına tazminat vermektedir. Darney, ş erefli b ir düş ünce

ile Fransa'ya giderek bir ş eyler yapmaya karar verir.

Böylece, Paris'e Tellson bankasının bu ş ehirdeki bir iş ini yü

rütecek Jarvis Lorry ile birlikte gider. Darney, ş ehre gelir gelmez,

ülkeye dönen bir aristokrat diye kendisini tevkif ederler. Haber,

İngiltere'ye ulaş ır ulaş maz, Lucie ve Manetta, yardım için Fransa'ya gelirler Bastille zindanında uzun yıllar hapsedilen Dr

Manette, bu vakıanın, damadının kurtulmasında yardımcı ola

cağ ını düş ünür.

Manetteler Paris'e geldiğ i zaman, Terör Rejimi tam bir hâki

miyet kurmuş tur. Kana susamış ihtilâlciler, yaş lı doktora hürmet

ediyorlarsa da, Defargelerin St. Evremonde ailesi mensuplan-

2 4 2 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 244: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 244/247

rta besledikleri nefret öylesine derindir ki, Darney, mahkeme

önüne çıkarılmadan önce, bir buçuk yıl hapsedilir. Bütün bu

müddet zarfnda do, Lucie'nin, kocasını görmesine müsaade

edilmez.

Darney, nihayet, mahkeme önüne çıkanlır. Bn. Detarge,

mahkeme salonunun ön sırasında oturur, ş eytanî atkısını örer

ve Darney'in öldürülmesini ister Charles, St. Evremondelerle

hiçbir alış veriş i olmadığ mı ısrarla anlatır, gerçekte ailenin ser

vetinin yıllarca zarar verdikleri halka iade edilmesini emrettiğ i

ni söyler Halkın hürmet ettiğ i Dr. Manette damadının lehinde

konuş tuğ u zaman, mahkemedeki dinleyiciler kendisini alkış lar

lar. Darney serbest bırakılır.

Mahkeme kendisini serbest bırakmakla beraber Darney'in,

Fransa'dan İngiltere'ye gitmesine müsaade edilmez. Manet-

teler bu zaferi henüz kutlamış lardı ki, Darney yeniden tevkif edi

lir; Defargeler ve kimliğ i belirtilmeyen esrarengiz bir ş ahit onu,

halk düş manlığ ı ile itham etmiş tir. Darney, hücresinde teselli

edilemez bir vaziyette, kendisini itham edenin kim olabileceğ i

ni düş ünürken, Lucie'nin eski sadık hizmetçisi Bn. Pross, uzun

yıllardır kayıp kardeş ini Paris sokaklannda görür. Bu senelerce

önce İngiltere'deki muhakemede Darney aleyhine ş ahitlik eden

hain John Barsad'dır.

■ Ş imdi, Sydney Carton da Paris'tedir, ihtilâlcilerin bir casusu

olan Barsad'la görüş ün Kendisini, daha önce İngiltere için ca

susluk yapmış biri diye teş hir edeceğ i tehdidinde bulunarak,

onunla gizli b ir anlaş ma yapar.

Darney'in yeni muhakemesinde, M. Defarge, St. Evremon-

deleri iğ renç suçlarla itham ederek bir liste çıkanr Adam, Dr.

Manetta'yı da, Darney aleyhindeki ş ahitler arasında gösterir.

Bu önemli ve lanetleyici belge, ihtiyar doktor tarafından Bas-

til'deki uzun hapis yıllan sırasında yazılmış ve ihtilâlciler bura

sını ele geçirdikleri zaman, Defrge, belgeyi Dn Manette'nin

hücresinde bulmuş tur.

1 0 0 B ü y ü k    R o m a n • 2 4 3

Page 245: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 245/247

Belgede, St. Evremonde Markisi'nin suçsuz bir aile üzerin

de iş lediğ i dehş et saçıcr bir suçu öğ rendiğ i için, Dr Manet-

te'nin nasıl tevkif edildiğ i anlatılmaktadır Soylulann hukukuna

'(le droit de seigneur") göre, Markis, Bn. Defarge'in kızkarde-

§i fakir bir köylü kızının ırzına geçmiş tir Kız ölüm yatağ ında

iken, Dn Manette, St. Evremonde'nin bu suçunu öğ renmiş ve

bu yüzden Bastille'e atılmış tır D r Manette, bu belgede, bütün

St. Evremonde ailesini lânetlemektedir 

Uzun yıllardır unutulan bu belgenin, hâkimler üzerine tesiri

o lur Bunu yazdığ ını reddetmesine ve hâkimlerden merhamet

dilemesine rağ men Dr Manete'nin sözleri göz önüne alınmaz.

Darney'in, ecdadının iş lediğ i suçlann cezasını çekmesi gerekti

ğ i kanaatiyle yirmi dört saat içinde, giyotin altında öldürülme

sine koror verilir 

Fakat yıllardır kendini terkeden Sydney Carton, ş imdi sevdi

ğ i kadjnın kocası namına hareket etmeye karar verir Ş antaj

yaptığ ı Barsad'ın yardımı ile Carton'un hücresine girmeye mu

vaffak olu r Kendisi ile bir elveda içkisi içeceğ ini söyleyerek,

Carton, Darney'in içkisine uyuş turucu madde katar; onunla el

biselerini değ iş tirir ve Barsad'ın arkadaş ını hücreden çıkarma

sını ister Mahkûma çok benzediğ inden, Carton, Darney'in ye

rine, giyotin altına yatacaktır Hapishane dış ındaki halk, çevri

len oyunun farkına varmaz ve Darney ailesine kavuş ur 

Bu arada, Bn. Defarge, Lucie'nin küçük kızı da dahil bütün

aileyi ihbar etmek için Manette'nin evine gider Bn. Defarge'nin

karş ısına, kendisi gib i iriyan ve kuvvetli Bn. Pross çıkar ve Dar-

neylar Fransa'dan kaçarlarken, Defarge'nin onlan yakalama

sını engeller 

İntikamını alamadığ ından gazaba gelen ve bir dakikacık

olsa giyotin altında ölenlerin dehş et saçıcı manzarasını kaçırdı

ğ ına üzülen Defarge, Bn. Pross'la çekiş irken, kendi tabancasıy

la kendini vurur Tabancanın patlaması, Bn. Pross'u, hayatı bo

yunca sağ ır bırakır 

Tümbrel denen iki tekerlekli arabalar, mahkûmları öldüre-

2 4 4 » 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n

Page 246: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 246/247

çekleri yere götürürken, Bn. Detarge'nin bulunmadığ ı dikkati

çeker ve hakkında bahsedilir. Tünnbrellerden birinde, sonuna

kadar asaletini muhafaza eden Sydney Carton da vardır Ya

nındaki, intikam peş inde giden mahkemenin ölüme mahkûm

ettiğ i fakir ve suçsuz bir kadın terzisini teselli etmeye çalış ırGiyotin düş meden önce, Carton der ki: "Ş imdiye kadar

yaptığ ım her iş ten çok çok daha iyi bir ş ey yapıyorum. Ş imdiye

kadar böylesine bir huzura kavuş mamış tım."

1 0 0 B ü y ü k    R o m a n   • 2 4 5

Eleştiri

Muğlak ve heyecanlı plânı,  İki Şehrin Hikâyesi’ni  Dic-kens’in en popüler romanlarından biri hâline getirmişsede, Dickens, tarihî roman yazmakla kendisini hiçbir zaman rahatlık içinde hissetmedi. Bu konuda yazdığı belli

 başlı diğer kitabı,  Barnaby Rudge  (1841), onun belki de enaz tutulan romanıdır. Daha sonraki kitabı gibi,  Barnaby  Rudge  de senelerce önce işlenen bir suçun intikamı üzerinde durur. İngiltere tarihindeki Gondon İsyanları,  anti-Katolik başkaldırmaları gibi kargaşalı fon üzerinde işlenir.

Bununla beraber, Thomas Cariyle’nin Fransız İhtilâli 

adlı kitabının derin tesiri altında kalan Dickens, bir defadaha tarihî bir roman yazmak istedi. Cariyle, romancıya,araştırma yapması için iki mukavva kutu dolusu kitapgönderdi, fakat Dickens, m uhtem elen, onların çoğunuokumadı. Cariyle’in mevcut şartlar altında, ihtilâli en iyi bir şekilde anlattığına em in olduğundan, ihtilâlin tarihini

yeniden yazmak istemedi. Bunun yerine, o zamanın atmosferini bir hikâyede belirterek, Carlyle’ın bu hâdiselerden çıkardığı ahlâkî dersi göstermek istedi: Yâni kan, ancak kan getirir, intikam, sonunda kendisini suçlu mevkiine götürür ve Fransız ihtilâlinin meydana çıkardığı vahşîkan banyosunu, müşfik ve bencil hislerden uzak beşerî

kalpler durdurabilir.

Page 247: Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1

http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 247/247

Bu düşünce ile ortaya çıkaıj kitap aslında bir melodramdır. Dickens’in öteki romanlarındaki yüksek ölçüdekihüm ordan m ahrumdur. Dickens.  İki Şehrin Hikâyesi’ni yaz

dığı  sırada, amatör piyeslerle de ilgileniyor ve Victoriamelodramının etkisindedir.  İki Şehrin Hikâyesi, Pickwick’in Evrakı  ve  David Copperfîeld   gibi önceki romanlarından daha yaygın ve rahatlıkla okunan bir roman değildir. Dic

2 4 6 • 1 0 0 Bü y ü k   R o m a n