Upload
hueseyin-tuerkbuekue
View
267
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 1/247
A B R A H /\ 1 H . LAD Ü N Y A E D E B İ Y A T I N I N Ş A H E S E R
^ EL'f'iHAÎLL'^l *
- GURUR VI AŞK tPRİÛE AND PRE.JU liC :. ■K AFİf. , ■•. ■'
**^ ^S İyA H 'PA ftM A H A N A İT;S. .£E FİL_ E= -M O ''PE Oi.’-if '■] A NOCT'P EREGCWlOfT->C«IOT B A B A )* M O H l ıf f .H L ic
J« »YÛk:K -TO«AM CA 'N \i- -. jL'. ':eES-'IJNCLE rCM 'i 'ıL '
4İÖHTIİ* ■■■İ'.,VAR Y• CH.O‘,‘f;V • BAB ü.j, iR vi ■■ yiCK'ltC0 t* te ?t eLO - -' :HRIh-i!^A-'Lii-3U-Ü^<. UMİTL^-. ■_____ : ■■ ■SVİ TR
$yÇ V tC L^ A •K ARAt/ .ÎJ'.- KAPDCŞLLR- "O 'l SA Îİr 'ÜR •HUCl : ■■:■■■'■i ■.U(îr;;18a7 DE.'JZC0a ı'LINiN GOR^ t̂nÜ^Ü •BİR hANIMiJJ POfi^RL.V '
HO(sâUıti..».R PftNAVISl' alice HARİK.ALAR Dİ’'AR1ND'’-• A\-'IA I A • H;;
bEf: fr-rRALTiM£)A?os '‘; rE7 i- . ■■ -c iBMir iAL “REv-,'!-:'.* a ;
l « l P L L ! î *[ ) E f j N E A D A S ■ j :.: R İA ‘ , ^ - A ' .T A f O l
K A f t D E ş ı ı r q ı q w f e ' ' ; b i r '■■ ■■. - a : , a î İ • B ^ f ıa n t ■ a r p q : h ■ , - ı ■t j
\ ÎÂ M AN W5 ■BI. N G A '■■e . R AY i, T HIH Â V E s I •OR M A h: ■. ı; vJ •
'flDHNARD'iî^ CURMÜ 'PEMÖ jlM LE » İDASI • OOSTA BERLİNG £^5Afv;‘;ı •B ..DL'T'
E Ö ’ SİK VLİ D A Ç - IM « O f iA Ü S T - K . 'ıL ? A Z A . '< _ A S - ' :' jN E S C ^ ‘fcfl1?SE^a«.IKÇI ‘ aERİigljJfi Fr.iM. t;r̂ vr nrkr. ır'.; ,<;Tnc. i.-ır.ı . ^
ISVftH • A L L A H ' R
f G j K R - K A ^ f c l
TOMJON p , . . .YKiVAKf'fis! U | I Y
UR U ^ £UG£»JtE GR^ I■t\0 K â
< i»i05-rı IVL/IVI
?̂",SSY .'■-■L*Jİ*HARPV' "lii
¥1» ‘ ■"V/tTH-îJ! fî’roî'̂ -j.v v'-^' i iîî
■*1 ■■i’O lı:; ''^jiî ;X K /Jlf ;?! ■■SİHÎRLİD;^ ; . ' . ı î x: r a ^ inTifAfi e a l
r . G£lWİİOEKfl$¥A!'‘m
■“ ».y •'"'•■••••■••■ ;< rm A H öNDf >.'■.' ■■■■ ;i'j ufujtiasHA!«‘̂ şlî<DF'5; -C' ‘ki “i.c;
BÜYÜKROMAN
O Z E T - T E K N I K - K R I T I K K A R A K T E R A N A L İ Z L E R İ
Y A Z A R B İ Y O G R A F İ L E R İ OTUKEN
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 2/247
■ i- ■ 1' 'i l- /''' .: '!’;:**• - i" ,; Milıi'jn
^ K L İBat ı Edeb iya t ın ı iy i öğ ren eb i lm ek i ç in bu edeb iya t ı o luş tu ran
eser le r ve yazar lan hakk ınd a b i lg i sah ib i o lm ak gerek i r , “ 10 0
B ü y ü k R o m a n ' b u i h ti y a c ı k a r ş ı la m a k iç i n h a z ır l an m ış v e
d ö r t c i l t h a li n d e o k u y u c u y a s u n u l m u ş t u r .
A y r ıc a, b ir in c i c i ld in b aş ın d a y azan n
- ! 1 r: , Rom anc ının real i te görü şü ,
■ L ' R o m a n c ın a s ıl ç a lış ır ? ,
Ro m ana bak ış t a r zı. H i k ây e , Üs lûp
hak k ındak i g i r i ş y az ı s ın ın da roman k onus uy la i l g i l enen le r
i ç i n f ay da l ı o l duğunu be l i r tmek i s t e r i z .
Bu k i tab ın he rş ey d en ön c e öğ re tm en v e öğ renc i l e r le roman
merak l ı l a r ına yara r l ı o lacağ ına inan ıyoruz .
DÜNYAEDEB İ YAT I N I NŞ A H E S E R L E R İ
BÜYÜKROMAN
ISBN 975-437-634 ,4
376340
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 3/247
Abraham H. Lass
Dünya Edebiyatının Şaheserleri
100B ü y ü k R o m a n
Çeviren:Nejat Muallimoğlu
Özet-Teknik-Kritik
K arakter analizleri
Yazar biyografileri
MÖTÜKEN
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 4/247
YAYIN NU: 688EDEBÎ ESERLER: 305
1. Basım: 19802. Basım: 19933. Basım: 1995
4. Basım: 19985. Basım: 2003
TC.
KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞ ISERTİFİKA NUMARASI1206-34-003178
978-975-437-633-3 (Tk)ISBN 978-975-437-634-0
ÖT Ü K EN NEŞRİYAT A.Ş?istiklâl Cad. Ankara Han 65/3 34433 Beyoğlu-İstanbul
Tel: (0212) 251 03 50 • (0212) 293 88 71 - Faks: (0212) 251 00 12Ankara irtibat bürosu:
Yüksel Caddesi: 33/5 Yenişehir - Ankara
Tel: (0312) 431 96 49İnternet: www.otuken.com.tr E-posta: [email protected]
Kapak Tasarımı: grataNONgrataDizgi - Tertip: Ötüken
Kapak Baskısı: Birlik OfsetBaskı: Özener Matbaası
Cilt: Yedigün Mücellithanesiİstanbul - 2007
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 5/247
İÇİNDEKİLER
Takdim/ 7
Roman Nasıl Okunur? /1 0
Don Kişot/ 23
Robinson Cmsoe / 35
Güliver’in Seyahatleri / 43
Candide / 53
Tom Jones / 64
Wakefield Papazı / 73
Gurur ve Aşk / 82
Kara Şövalye / 91
Kırmızı ve Siyah /1 0 0
Pârma Manastırı /1 0 9
Sefiller/120
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 6/247
Nötre Dame’nın Kamburu /129
Eugenie Grandet /140
Pere Goriot /144
Mohikanlar’ın Sonu /154
Moby Dick /162
Tom Amca’nın Kulübesi /170
Ölü Canlar /179
Monte Kristo Kontu /187
Madam Bovary / 200
Oblomov / 209
Babalar ve Oğullar / 216
Picku/ick’in Evrakı / 226
David Copperfield / 233
İki Şehrin Hikâyesi / 240
6 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 7/247
100 b ü y ü k R o m a n ■
Ya z a r l a r a G ö r e A l f a b e t İk Fİh r İs t
Austin, Jane / Gurur ve Aşk / s. 82Balzac, Honore de / Eugenie Grandet / s. 140
Balzac, Honore de / Pere Goriot / s. 144Cervantes / Don Kişot / s. 23
Cooper, James Fenimore / Mohikanlar’ın Sonu / s. 154Defoe, Daniel / Robinson Crusoe / s. 35
Dickens, Charles / David Copperfıeld / s. 233
Dickens, Charles / İki Şehrin Hikâyesi / s. 240Dickens, Charles / Pickvvick’in Evrakı/ s. 226
Dumas Pere, Alexandre / Monte Kristo Kontu / s. 187Fielding, Henry / Tom Jones/ s. 64
Flaubert, Gustave / Madam Bovary / s. 200
Gogol, Nikolai / Ölü Canlar / s. 179
Goldsmith, Oliver / Wakefıeld Papazı/ s. 73Goncharov, Ivan Alexandrovich / Oblomov / s. 209
Hugo, Viaor / Nötre Dame'nın Kamburu / s. 129Hugo, Victor / Sefiller / s. 120
Melville, Herman / Moby Dick / s. 162
Scott, Sir Walter / Kara Şövalye / s. 91
Stendhal / Kırmızı ve Siyah/ s. 100
Swift, Jonathan / Güliver’in Seyahatleri / s. 43Stendhal / Parma Manastın / s. 109
Stowe, Harriet Beecher / Tom Amca’nın Kulübesi / s. 170
Turgenev, Ivan Sergeyevich / Babalar ve Oğullar/ s. 216Voltaire / Candide / s. 53
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 8/247
TaKDİM
Türkiye’de benzeri pek bulunmayan bu tür bir kitapla, her şey
den önce, Türkçe öğretmenlerine, edebiyat fakülteleri ve eğitim
enstitüleri öğrencilerine, lise öğrencilerine faydalı olmak istiyoruz.
Eğitim programlarına giren Batı edebiyatını iyi öğrenebilmenin baş
lıca yolunun, bu edebiyatı oluşturan eserlerin tanıtılması, eleştiril
mesi ve yazarları hakkında bilgi verilmesi olduğuna göre, elinizdekikitaba benzer bir kitabın niye şimdiye kadar yayınlanmadığına hay
ret etmemek elde değil. Ülkemizde bugüne kadar böyle bir eser ya
zılmamış olduğu halde, Batı’daki bu çeşit kitapların da hâlâ tercüme
edilmemesi, şüphesiz bir kayıptı. Biz, dört ciltten oluşacak 100 Bü-
yü/c Roman adlı bu kitapta, yokluğu derin bir tarzda hissedilen bu
boşluğu kapatma yolunda esaslı bir adım attığımıza inanıyoruz.Elinizdeki kitabın yazan Abraham H. Lass, Amerika’da, öğret
menlik, müdürlük ve yazarlık yaptı. Senelerce, New York’un Bro-
oklyn semtindeki Abraham Lincoln Lisesi’nin müdürlüğünü yürüten
Abraham H. Lass’ın, eğitimle ilgili çeşitli kitapları vardır. Mr. Lass,
ayrıca gazete yazarlığı da yaptığı ve haftada bir gün yazdığı “Üni
versite ve Siz” başlıklı yazıları senelerce, New York Herald Tribüne, New York Post, Boston Traveler, The Detroit Free Press, The Phila-
delphia Enquirer ve diğer gazetelerde yayınlandı.
Mr. Abraham H. Lass’ın üç cilt halinde birincisi 1966 yılında ya
yımlanan bu kitabı, Amerika’da milyonlarca (evet milyonlarca) sat
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 9/247
tı; lise vc üniversite öğrencilerinin bilhassa okuması gereken kitaplar
arasına alındı. Biz bu tercümeyi, kitabın 1974’deki yedinci baskısın
dan yaptık.
Bu kitabın, sadece öğrenciler için hazırlanmadığına da bilhassa
dikkati çekmek isteriz. Gerçekte Amerikalı yazar, bu kitabı ile iki tür
okuyucuya hitap etmek istediğini söylüyor. Birincisi: Bu kitaplarda,
kendisi için bir hazine gömülü olduğunu bilmesine rağmen, kitapla
rın sadece birkaç tanesini okuyabilenlerde, bu romanların tamamı
nın okuma aşkının yerleştirilmesi. Onun iştahını aiyaklandırmak için
önüne geniş kapsamlı bir panorama koyuyor. Böylece, romanlan
okumadan önce, onlar (karakter, plânlar, tezler, üslûplar) hakkındaçok şey öğrenecek. İkincisi: Bu roman şölenindeki eserlerden çoğu
nu tadan okuyucuya, onların gerçekten nefis eserler olduğunu bir
defa daha göstermek.
Göreceğiniz gibi, her roman, şu şekilde ele alınıyor:
1. Başlıca karakterler kimlerdir, nasıl insanlardır?2. Romanlardaki başlıca hadise ve tezlerin özünün, berrak ve
anlaşılır ifadelerle anlatılması.
3. Romanlann, günümüzdeki eleştirisiyle ilgili kısa bir yazı. Böy
lece ele alınan eserin, roman türünün geliştirilmesinde hangi mevkii
işgal ettiği gösteriliyor; çağdaş okuyucu ve eleştiricilerin onları nasıl
ele aldıkları anlatılıyor.4. Her yazann hayatı hakkında bilgiler.
Şüphesiz, ele alınan kitapların herkesi, memnun etmesi bekle
nemez. Biz, inanıyoruz ki, burada tanıtılan romanlar, zeki ve anla
yışlı okuyucuları, kendi programlarını seçmeye teşvik edecektir.
Okuyacağınız sayfalarda şaheserler var, kilometre taşlan var;“Klâsikler ve ticarî kitaplar” var; büyük kitaplar ve hemen hemen
büyük sayılan kitaplar var. Beızıları “tohum” kitapları rolünü oyna
dı; bu romanlardan, yeni romanlar vc yeni fikirier çıktı. Hepsi, hâlâ
okunuyor ve tartışılıyor. Hepsi modern okuyucunun mirasının bir
parçası.
8 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 10/247
Eğer aralarındaki yaş ve davranış farklarına rağmen, bu rom an
ların hepsinde müşterek bir nokta var ise, o da, hepsinin (Word-
sworth’un kelimeleriyle), “İnsanların fânilikleri üzerinde durdukları;
bize kendimiz hakkında, değerlerini hiçbir zaman kaybetmeyecekle
ri şeyler söylemeleri ve bunu sanatın gösterdiği yolla bize iletmiş ol-
maları”dır.
Bu romanları okumak ve yeniden okumak, ruhun, şaheser bir
macerasında yer almaktır. D. H. Lavvrence’in, sanatkâr olduğu için
mazur görebileceğimiz mağrur bir davranışı ile ne demek istediğini
anlamaktır: “Bir romancı olduğum için, kendimi, bir velinin, bir ilim
adamının, bir filozofun ve bir şairin üstünde görüyorum. Roman,
hayatın parlak bir kitabıdır.”
Nejat Muallimoglu
100 Bü y ü k R o m a n • 9
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 11/247
Roman Nasıl Okunur?
Niye rom an okuyacağız? Bin bir güçlükle dolu dünya bizim için yeterli değil mi? Ama yine, nefes alm ak, dinlemek, başka şeyler keşfetmek gerek. Böylece, bir sayfa çe
virir ve bir diğerinin dünyasm a gireriz. Bir rom anda, Gra-ham Green’in dediği gibi, “bir eğlence” bulabiliriz; hikâye, eğlenmemiz, zevk almamız için gözlerimiz önüne se
rilir. Hattâ okuduklarımızı, başkalarına dahi anlatmaktanzevk duyabiliriz. Bir diğer rom anda, üzerinde düşün dü ğü müz bir konunun bazı yönlerinin aydınlandığını görebiliriz. İnsan tecrübesi hakkında bazı şüphelerimiz, yazarın projektör ışıkları altında göz kam aştırırcasına doğrulanır,insanın bir yönü aydınlanır.
Bir roman ekseriya, bize hem macera, hem derin görüşler takd im eder. Joseph Conrad ’m Lord Jim adlı romanı, bizi, heyecanlı bir yolculuk boyunca Bombay’a, Kalkü-ta’ya, Rangun’a, Penag’a, Batavya’ya, Patna adlı gemi ileArabistan’a, Malaya’nm Patusan ormanlarına götürür. Yine de kendi kendimizi anlamak için bir vasıta. Bu yolculuktan sonra evimize döndüğü m üz zaman, Jim ’in, tüm in
sanların tecrübelerindeki bazı derin “psikolojik-ahlâkî”muğlaklıkları anladığımız için, kendimizi ruhen yükselmiş buluyoruz.
Hangi roman olursa olsun, yazarın dünyasma derinden bakmak iyi olur. Çünkü her roman, sanatkârın ferdî
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 12/247
görüşüdür, realitenin, onun üzerinde bıraktığı direkt izlenimdir. Onun keşiflerini paylaşabilmek için, kendi penceresinden gördüğü dünyaya bakmalıyız. Eğer her durum
bizi hem en huzursuzluğa sevkediyor ve herkes kötü görünüyorsa, kendi peşin hüküm lerimiz, yazarla kendimiz arasına giriyor, onun gö rüşün ü engelliyor demektir. Tess ve }u- de. Thomas Hardy’nin okuyucularına öylesine hakaret etti ki, yazar Jude the Obscure’ın karşılaştığı düşmanca muameleden sonra, bir daha roman yazmadı. George Eli-ot’un okuyucuları indinde. Adam Bede’deki Broxton Pa
pazı, “putperestten pek farklı değildi” . Heatcliff, Ölmeyen Aşk’ın (Wuthering Heights) ilk oyuncuları üzerinde öylesine kötü bir intiba bırakmış olmalı ki, Charlotte Bronte,şöyle başlayan meşhur cümlesi ile kızkardeşini savundu;"Heatcliff gibi yaratıkların yaratılmasının doğru olup olmadığını bilmiyorum. Şahsî kanaatim, yaratılması gerek
tiğidir.” Romancıya onun dünyasının yaşanmayacak birdünya olduğunu söyleyerek şikâyet etmeden önce, budünyanın “âdetlerini, iklimini, meclislerini, hükümlerini”
bize anlatm asına m üsaade etm eliyiz.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n » İ l
Romancının realite görüşü
Okuyucu tevazu içinde, pekâlâ, der, bana bu hayatın bir parçasını göster.
Romancı A, bu hayatın ufkî kesimini verir; romancı Bde dikey. Bu metodu yakından incelemek gerek.
Düz, kronolojik çizgide giden A, kahramanının hayatının başladığı yerde başlar ve bu yolda, son un a kadar giderve durur. Peter Prentice doğar, okula başlar. Lucy Lovela-ce ile tanışır, gözyaşlarını içine sindirerek harbe gider,(karakter ve saiklerle bağlantılı, bir sayıda ilgi çekici muğlaklıklardan sonra) evlenir ve ölür.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 13/247
Diğer taraftan B ise, kronolojiye s ırt verir ve tam incelememizin ortasmda Peter’i ikiye ayırır. Ne zaman vuku
bulduklarını gösterm eksizin , onun hatıralarından, ıstırap
larından, coşkunluklarından, hayallerinden bahseder. Geriye gidilerek Lady Grasm ere’nin garden pa rtisinden bahsedilir. Lucy nezaketsiz Cyril Grasmer’e ilk defa bu partide rastlamış. Peter, Swami Vitrananda ile bu toplantıdagarip bir ko nuşm a yapmıştı. Eğer Romancı B oldukça m odern biri ise, romanına son vermeyecek, kahramanını (ki
hiç de bir kahraman değildir), okuyucunun, istediği andageriye veya ileriye gidebileceği tarzda, bir şuur anının ortasına bırakacaktır.
Hakikînin, realiten in mahiyetinin m ânâsı üzerine, filozoflar ve fizikçiler arasında olduğu kadar, romancılar arasında da yarım asırdır süren bir tartışma var. Bu konuda
ki en aydınlatıcı kavgalardan biri, Virginia Woolf ile Ar-nold Bennette, H. G. Wells, John Golsw^orthy (Bn. Woolf,onların “materyalizm’ini, hayatın inkârı olarak görüyordu) arasında vuku buldu. Bn. Woolf, bu romancıların, "B.Brovi^n’da ve Bn. Brown’da, realiteyi kendi romanlarınınmobilyalarıyla nasıl ör ttüğünü anlattı. Tabiî çevrenin, sosyal çevrenin donuk ve kasvetli yönleri, öz yerine kumaşüzerinde o kadar fazla duruyorlar ki, özü görmüyorlar.
The Common Reader’deki “Modern Rom an” başlıklımeşhur makalesinde, "seziş inceliği”ne sahip romancıların, “Şuur akımı” üslûpçularının takip edeceği yolu gösterdi: "Hayat, sim etrik bir şekilde konm uş sahne ışıklarıdeğildir.” diyen Bn. Woolf (böylece Romancı A’yı yıkar),
sözlerine şöyle devam etti: Hayat, insanı, şuurunun başlangıcından sonuna kadar çevreleyen, "ışıklı bir hale, yarışeffaf bir za rf ”tır.
Bn. Woolf, Mrs. Dalloway, To the Lighthouse ve The Wa- ves adlı romanlarında "realite” hakikatinin yattığına inandığı şuu r altındaki akımları nazik ve ustaca işleyerek ken
12 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 14/247
dİ aydınlatıcı, parlak üslûbunu geliştirdi. “Ş uur akım ı”,onun ve Joyce’in ve birçok çağdaşlarımızın eserlerinde,hemen hemen lirik bir akarsu oldu.
Bn. Woolf’un karakterlerinden biri, To the Lighthouse’ daki Bn. Ramsey için, hayat bir ân bütün mânâsını kay bettiğ i ve hareket etm eğe gerek duyulmadığı bir anda, hemen sınırsızca tecrübe yaşanacağı imâ edilir. Kadın, kendi kendisini bulmasının karanlığında, “karanlığın üçgenşeklindeki çekirdeği”nde, hayat üzerinde galebe çalar, “bu
huzur içinde, bu ebed îlik içinde” her şey düzelir.Tabiî, bu, bir çok rom anlardakinden veya pek çok insa
nın kendi tecrübelerinden çok farklı bir realite. Bugün butür realiteyi rom anda gören bir okuyucu, bu nu, bir şiir realitesini ele alırcasma hareket etmelidir. Onun üzerindeduracağı taraf, onun ahengi, muhayyile gücü, zaman tanı
mayan hâtıra ve izlenimlerin akışıdır.
Romanlardaki karakter
B. Bennett ve Bn. Woolf, hiç olmazsa bir noktada birleşirler: romancının baş düşüncesi “karakterler”dir; rom anın başarılı olm asının ilk şartı, karak terlerin hakikî ol
masıdır.Bunun, belki de başlıca sebebi, bir romandaki karak
terlerin, he r şeyden önce bizi teselli etmeleridir. Biz, ki bugayri-mükemmel dünyada, bırakın başkalarını, kendimizi
pek anlayamayız; rom ancının dünyasında, "daha fazla an
laşılabilen ve böylece daha fazla yoğrulabilen bir beşer ırkı” gö rür ve böylece, insanlar hakk ında gizli, görünmeyenhakikati anladığımız hayaline kapılarak huzura kavuşuruz.
Okuyucu, romancının, karakterleriyle ilgili ipuçlarını bir araya getirdiği zaman, tanıdıkla rı arasında kendilerine
benzeyenlerin bulunm am asına rağmen, Heathcliff veya
1 0 0 Bü y ü k R o m a n * 1 3
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 15/247
Philip Carey veya Pecksinff veyahut Becky Sharp hakk ındaki gerçekleri sezdiği zaman, kendisini âdeta her şeyi bilen Yaratıcı gibi düşünür.
Fakat usta bir romancı ve "Roman Üzerine” adlı yazı
sı ile de en fazla aydınlatıcı bir tenkitçi olduğunu ortayakoyan Elizabeth Bowen’e göre, karakterleri yaratan romancı değildir. Onlar, bulunarak ortaya çıkarılır, onlaronun şuurunda daha önceden mevcutturlar ve “loş birtren kom partımanında karşı karşıya oturan yolcular gibi”,yazmaya başladığı zaman kendilerini, onun sezgisiyle
açıklarlar.Şu hâlde, romancının okuyucudan, yapmasını istediği
şey, hikâyedeki rollerini oynayan insanı tanımalarıdır.Buradaki “oynama” kelimesinin dikkatli kullanılmadı
ğını söyleyelim. Romancının dünyasındaki insanlar, heran çok meşguldürler. Onlar, alternatif tutumlar arasında
bir tercih yapıyorlar; belirli bir tarzda konuşuyorlar veyakonuşmuyorlar ve meydanda bulunmadıkları zaman da,diğer karakterler tarafından tartışılıyorlar.
Eustacia Vye’i tanıyab ilmek için, H ardy ’nin sayfalarınıokuyanların, kendilerini, bir sahnede oynanan bir dramıseyrettiklerini hissetmeleri gerekir. Sahnede görünen bo
yalı yüzlü kimseler hakkında kendi kendisine gayri şuurîolarak nasıl sorular yöneltiyorsa, aynı soruları romandakikim seler hakk ında da sorabilir:
içinde bulundukları ortamın, bu insanlar üzerindeki tesirle
ri nelerdir?
Daha önce cereyan eden olaylar hakkında neler biliyo
rum?
Kendilerini harekete geçiren dürtülerin hangi iş aretlerini
sezebiliyorum?
Çatış manın (roman kahramanının içinde ve dış ında) de lil
leri nelerdir?
14 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 16/247
Bu insan, kendisini nasıl görüyor? Diğ erlerinin, kendisini
nasıl görmelerini istiyor? Diğ erleri, onu nasıl görüyor?
Kendisini -jestleriyle, mimikleriyle, kullandığ ı kelimelerle-
nasıl dış an vuruyor?Bu kimsenin içinde bulunduğ u çatış malar zirveye ne za
man çıkar? Daha önce olup bitenler göz önünde tutuldu
ğ unda, bunun ortaya çıkması kaçınılmaz mıydı?
Ve bunlar gibi... Bu, okuyucunun her gün oynadığıoyundan biraz farklı. “Ben dedikoduyu hiç sevmem.” diyen kom şusunun, kendisine söylenen bir şeyi nasıl başkalarına aktardığını bilir; m etrod a karşısında otura n kim senin yüzündeki ifadeleri okumaya çalışır (ıstırap dolugözler, yaygın bir ağız tıraş olurken çenesini kesmiş), bukom binezon ların ne mânâya geldiklerini anlamaya çalışır.
Romanlarda ise, karakterler izah edilebilir; çünkü yazar böyle istiyor. Ve şayet okuyucunun sezgi gücü kuvvetli ise, her karakterin kalbindeki sırrı meydana çıkarabilir.
İpuçları bazen çok küçüktür. Her okuyucu önemlihâdiseleri, belli başlı kararları anlar. Fakat Henry James,
bir kadının ellerin i masaya koyarak ayağa kalkar ve size belirli bir tarzda bakarsa, bu da belirli bir olaydır diyor. Ve
Foster de, tesadüfen söylenen bir kelime veya işaretin, birnutuk veya cinayet kadar delil sayılabileceğini belirtiyor.
Tabiî, piyes yazarı, bunları bilir ve işte bunun için de biz, rom an okuyucusundan, âdeta bir piyesi seyrediyor-muş gibi hareket etmesini istiyoruz.
Dramlarında, m elodram değil, hayata vücut veren bin
lerce küçük darbenin akisleri bulunan Çekov, mektuplarından b irinde, sahne de olup bitenlerin muğlak, am a yinegünlük realitede vuku bulanlar kadar basit olmaları gerektiğini söyler. “Meselâ, insanlar, bir masada yemek yiyor,sadece yemek yiyorlar, ama aynı zamanda ya daha mutluoluyorlar veya hayatları parçalanıyor.” der.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n * 1 5
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 17/247
Romanlarda, kaç defa yemek yenir? Onların her biri bir “delil”dir. Hâmisi Lady C atherine de Bourgh ile zevkle hazırlanmış bir yemek yiyen ve adı ağzına alınmayan
Mr. Collins, ağzından dökülen kelimelerle, küstah birsnob olarak suçlanır. Dickens’in Büyük Ümitleri’nde, Bn.Joe Gargery’nin Noel partisinde yemek yiyen küçükPip’in, aynı zamanda gözyaşlarını kalbine akıttığını görüyoruz.
(Burada hemen belirtelim ki, Dickens’in karakterleri,
çok defa, hiç de karak ter değil, karikatürlerdir. H er zamanaynı şekilde görünürler, bizi hiçbir zaman hayrete düşürmezler, belirli davranış ve reaksiyonlarıyla kim ler oldu kları hemen bilinir. Mr. Micawber, önceden tahmin edildiği üzere iyimserdir; Uriah Heep her zaman “mütevazı.”.Bu statik karakterler, Forster’in kelimesi ile "tatsız”dır,“düm dü z”dür. Bu tü r karakterler karşısında yer alanlar ise“yuvarlak”tır, dinam iktir; gerçi her zam an kaçınılmazcasına hareket ederlerse de, önceden belirlenmeyecek şekildedavranırlar. Elizabeth Bowen, ideal romanlardaki karakterlerin, sadece "yuvarlak” olmaları gerektiğini söyler.Ama edebî nitelikten ötürü de Dickens’in karakterlerinikaybetmek ne acı bir şey! Dehâ, dünyaya, “dümdüz”lerle
de hareket getirebilir.)Rom anların, tam am en benimsediğim iz canlı karakter
leri, bizim hayatımıza hayat katarlar. O nlarla beraber âşıkolur, ıstırap çeker, nefret ederiz. Onlar, insanın içinde bulundu ğu şartlar hakk ında öğrenm ek istediğim iz bilgiyi bize verirler. Hakikî insanlar, kendilerini, kendilerine sakla
masını bilenlerdir; kitaplardaki karakterler, kalpleriniönümüze sererler. Biz Robinson Crusoe’nin, o ıssız adadakendisini nasıl hissettiğini ve ne dü şün dü ğü nü biliyoruz.Moll Flander’in ağzından, evlendiği bütün kocalarının nasıl insanlar olduklarını öğreniyoruz.
Kahramanların hayatlarını paylaşmak, tâbir caizse, gi
diş gelişe bir yoldur. Okuyucunun rolü nedir? Diğerleri
16 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 18/247
nin dünyasını anlayabilmek, tahayyülî bir sempati hissi, beşer değerle rini kavrayabilme. Karakterler, bizim m uhayyilemizde büyüdükçe ve sem patimizi kazandıkça, kendilerinden daha büyük bir mânâ, muhtemelen, hayattanda büyük bir m ânâ ifade ederler. Sydney Carton, artık, bironsekizinci asır avukatı olmaktan çıkar, bütün o cana yakın m üsrif ve âvârelerin ve kendi kend ilerini feda eden romantiklerin bir sembolü olur.
Roman okuyucuları, hiç olmazsa, Thoreau’nun Wal-den’de yaptığı gibi, bilhassa kimsenin ziyarete gelmediği
sabahlar, kendi kendilerine arkadaşlık ederler.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n * 1 7
Romancı nasıl çalışır?
George Eliot dedi ki: “Bir yazar, bizi eğlendirdiği müd
detçe, eğer mizacı, bir hikâyeyi en gayri-m untazam bir şekilde anlatmasını gerektiriyorsa, bu işi niye yapmasın?Okuyucular, çok defa kendi kafalarında esneklik bulunmadığından canlarının sıkıldıklarını hatırlasınlar.”
Hiçbir romancı diğerine benzemez; romanlar, onlarıokuyanlar kadar çeşitlidir. Çok derin edebî analize gir
meksizin, rom anın ı bizi zevklendirmek için yazan rom ancı, bizim hayat hakkındaki m erakımızı ta tm in edebilir.
Aşağıda, bu kontrol noktalarının kısa bir listesini bulacaksınız. H er romancı, bu noktaya, kendine has b ir tarz da ulaşır.
Karakterlerin belirtilmesi
Bir hikâyeyi anlatan insan bir ressam değildir, fakatokuyucunun kafasında imajlar bırakmalıdır.
Gurur ve A şk’da (Pride and Prejudice) Bay ve Bayan Ben-net, süra tli bir parlaklıkla anlatılır:
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 19/247
Mr. Bennet, alaylı bir mizah hissi, ağ ırbaş lılık ve kapris g i
bi küçük parçalardan oluş an öylesine garip b ir birleş imdi
ki, kansı, yirmi üç senelik tecrübeden sonra dahi onun ka
rakterini anlayamıyordu. Kadın, her ş eyi kötüye çeken, bilgisiz ve gayri-muayyen huylu biri idi. Kendisini hoş nut his
setmediğ i zaman, kendisinin sinirli olduğ unu sanırdı. Ha
yatının bütün iş i, kızlarını evlendirmek, tesellisi de, diğ erle
rini ziyaret etmek ve dedikodu idi.
Eğer, yazar Bn. Austen ile işbirliği yaparsanız, daha
fazla zevklenmez misiniz? Bn. Austen, Emma’da, Em-m a’nm Bn. Elton’u, ilk defa nasıl gördüğün ü şöyle anlatır;
"Emma Bn. Elton'u hiç de sevmedi. Gerçi Elton, muhata
bında derhal hatâ bulacak tiplerden değ ilse de, onun par
lak ve zarif bir tarafı olmadığ ını sandı; insanı rahatlatıyor
du, ama zarafeti yoktu ve hattâ genç bir kadın, bir yabancı, bir gelin olarak da, rahatlatıcı fazla bir tarafı da bulun
madığ ına hemen hemen emindi. Huyu, oldukça iyi; yüzü,
hiç de çirkin değ ildi; ama ne vücudu, ne tavırlan, ne ses
tonu zarifti."
Emma Woodhouse’m Hartfieid’deki bu dünyası -Jane
Austen’in dünyası hakkında olduğu kadar- zavallı Bn. Elton hakkında da çok şey anlatıyor.
Büyük Ümitler'de (Great Expectations) Dickens, insanları, öylesine zengin ve hissî bir teferruatla yeniden yaratırki, bütün dünya, sanki onun icadı imiş gibi görünür. Meselâ, Pip’in, yeni bir elbise için ölçü aldırm ak üzere JVIr.
Trabb’m dükkânını ziyaret edişini şöyle anlatır:
"Mr. Trabb, sıcak ekmeğ ini, üç yün yatak gibi kesmiş ve
battaniyeler arasına tereyağ ı sürerek kapatmak üzere idi...
Ben içeri girdiğ im zaman (Trabb'ın iş çisi çocuk) dükkânı
süpürüyordu ve çöpleri onun üzerine doğ ru süpürerek
18 • 100 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 20/247
emeğ ini tatlılaş tırdı... Raftan bir top kumaş indiren Mr.
Trabb, havada uçuyormuş çasına masa üzerine yaydıktan
sonra, kumaş ın parlaklığ ını bana gösterdi..."
Ve bunlar gibi. Okuyucunun yapacağı ilk şey, romancının şevk ve heyecanını anlamaya çalışmaktır.
100 B ü y ü k R o m a n • 19
Görüş noktası
Percy Lubbock şunları yazıyor: “Romancılık mesleğindeki nazik metod meselesi, görüş noktası, hikâyeyi anlatanın hikâye ile olan ilgisi meselesi etrafında döner.”
Lubbock, Romancılık Mesleği’nde romancının, karakterlerini, tarafsız veya taraflı b ir m üşah it olarak d ışarıdanveya muhtemelen, her şeyi bilen bir kuvvet olarak içeri
den anlatabilir. Yine diğerlerini harekete geçiren saikleri bilmeyen bir karakterin görüş n oktasından hareket edebilir.
Gerçi Harry Jam es, rom ancının, hikâyede bir görüşnoktasına sadık kalmasını ve keyfî olarak yer değiştirmemesini tavsiye etti ise de, Froster, romancının, oldukça iyi
bir tarzda, bir defadan fazla yer değiştirdiği hâlleri gösterdi: dehâ, her zaman, kendi kurallarını getirir. Bizim için,romancının, fotoğraf m akinesi- gözlerini nasıl kullandığının pek önemi yoktur, yeter ki, bizim gözlerimiz önünehem m uhtem el, hem devamlı olan bir dünya getirebilsin.Onun bize gösterecekleri, romancının ahlakî adeselerine
bağlıdır.Stendhal, Balzac’a mektubunda diyordu ki: “Ben sade
ce bir tek kural görüyorum; berrak olmak. Eğer berrakolamazsam, b ütü n dünyam parça parça olur.”
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 21/247
Plân, Hikâye, Tez
Bunlar, oynanacak kelimeler. Eğer yazar onları iyi kul
lanırsa, okuyucu onlara dikkat etmek mecburiyetinde değil. Fakat ders kitabı terimlerinin kötü ve hoyratçasınakullanıldığına dikkat etti iseniz, buyurun, romanı değerlendirecek bazı tarifler;
Hikâye, "Ve ardından ne oldu?" sorusunun cevabıdır.
Plânı, niye öyle olduğ unu anlatır.Tez, bu belirli hikâyeyi, yazann niye anlatmak istediğ ini
belirtir.
Veya Forster’in zevklendirici basitleştirmesi ile: “Kralöldü ve sonra Kraliçe de öldü.” hikâyedir. “Kral öldü ve
ardından Kraliçe de kederinden öldü.” plândır. (Bununiçin henüz bir tezimiz yok.)
Her şey, hemen hemen her şey, sebebinin gösterilmesine bağlı. Henry James’in, The Princess Casamassima’ya yazdığı takdim yazısında Lionel Triling, ondokuzuncuasırda, muhtelif ülkelerde yazılan bir hikâyenin plânını
anlatır: Bir vilâyetin mütevaz ı hattâ esrarengiz bir ailesinde dünyaya gelen bir delikanlının, sosyeteye nasıl girdiğinin hikâyesi. Bu, şu veya bu şekilde, Büyük Ümitler’in, Kır
mızı ve Siyah’m, Muhteşem Gatsby’nin çatısı. B ununla bera ber, plân, hikâye ve tez, hepsinin özü olan bir şey, rom ancının şahsî görüşü, m antık d ışındaki ifadeleri veya sebep
leri olmaksızın hiçbir şey ifade etmez; mevcut olduğuiçin, ken disinden başka bir m azeret tanımayan şairâne b irifade.
Ve bu da bizi, üslûp meselesine getiriyor.
2 0 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 22/247
Üslûp
Leo Tolstoy’un Tolstoy ile Konuşmaları’nda, bir yazarın
mesleğini nasıl ele aldığı hakkında şunları okuyoruz:
Sophie Andreevna dedi ki: "Turgenev, ölümünden uzun bir
zaman önce Yasnayalarda kaldığ ı zaman, kendisine sordum:
'Ivan Sergeevich, niye artık yazmıyorsun?' Cevap verdi: 'Yaz
mak için, her zaman biraz âş ık olmam gerek. Ş imdi yaş landım
ve artık âş ık olamam ve iş te bunun için de yazmayı bıraktım.'"
Ve kendisinden bahsed en Tolstoy, çaresizlik içinde der ki:
"Bir kimse, kalemi mürekkep hokkasına batırdığ ı zaman,
kendi vücudundan bir parçasını hokkada bırakmadıkça yaz-mamalıdır"
“Ah, Ruslar böyle düşünür!” dem em eniz için, romanyazmanın ne dem ek o lduğunu bir başkasının kalemindenokuyalım. Arnold Bennette, Journals’ında. şöyle der:
"Romancı çevresini kabaca, basitçe, olduğ u gibi, câhilce
görme yeteneklerine dört elle sanimalı; yaş adığ ı dak ika
dan baş ka b ir ş ey görmeyen, mazi hakkında hiçbir ş ey ha
tırlamayan bir bebek veya çılgın gibi görmeli."
Söylenecekleri söylemeye çalıştık: Rom ancı, okum amız için, her sayfayı bizim için imzaladı. Bu konudaki eneski söz, Buffon’a ait olanı: “Üslûp insandır” bugün hâlâen doğru bir söz.
1 0 0 B ü y ü k R o m a n • 21
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 23/247
Ve şimdi, kitabın başında yönelttiğimiz soruya dönüyoruz; Bir rom anı nasıl okuyacağız? Bundan basit bir sorudüşünülebilir mi? Sol tarafından iyi ışık gelen bir koltuğagömülecek ve kitabın sayfasını çevireceğiz.
Ş imdi biz artık, bir insan ın dün yas ına girdik.
Abraham H. Lass
22 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 24/247
Don Kişot
Yazan:Miguel de Cervantes Saavedra
(1547-1616)
Başlıca Karakterler
I. Kitap
Don Quixote (Alonso: Quijano’nun -ki bu soy adı muhtelif şekillerde
telâffuz edi l i r - takma adı) Romanın kahramanıdır ; kendisinin , sey
yar s i lahşör le r in sonuncusu o lduğuna inanan bu yaş l ı cen t i lmeninâde ta aç l ık tan ve ha s ta l ık tan zay ı flamış b i r görünüm ü vard ı r .
Sancho Panza (Panza -karın veya göbek-) Don Quxiote ' ın uşağı; hayata
p ra tik aç ıdan b akan bu köylü, e fen d isin in ro m an tik id ea lizm in in
karşı ku tbu nd a ye r al ır ; basi t l ik ve ku rnazl ığın ka r ışım ından oluşan
b ir karak teri vard ır.
Dulcinea del Toboso: (Don Quixote’ın Aldonza Lorenzo’ya verdiği
isim) İriyarı bir köylü kızı: Don Quixote, muhayyilesinde, kadını,ar is tokrat ik bir a i leden dünyaya gelmiş asi l b ir hanım olarak görür .
Juna Panza: (11. K itapta ken dis ind en T erasa diye b ah so lun ur) San cho’
nun kansı ; kocası g ibi basi t , yapmacık nedir b i lmeyen bir kadın.
Pero Perez: Don Quixote’un köyünün papazı ; Don Quixote’un akl î bo
zukluğu nu düze l tm eğe ça lışı r.
Master Nicholas: Köy be rberi .
Maritornes: Köy otel inde garsonluk yapan bir k ız .
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 25/247
Gines de Passamonte: Don Q uixote’un ku rtardığı bir k ad ırga k ölesi, II.
Kitapta gezici b ir kuklacı o larak görün ür .
Fernando: Kadınlar ın güvenemeyecekler i genç bir asi lzade.
Cardenio: Luscinda 'ya âşık cen t ilm en bir del ikanlı .
Luscinda: Cardenio 'yu seviyor , fakat ebeveyler inin zoru i le Fernando' ile nişanlandı.
Dorotea: (Don Quixote’ın Prenses Micomicona diye bildiği kız) Fernan
do taraf ından aldat ı ld ı .
Aselmo, Lotairo ve Camila: Cardenio 'nun, “Kendi Yarar ını Düşünme
yece k Kadar Meraklı Bir Ada m ın H ikâyesi”nde ki ka rakterler .
Zoroida: Faslı bir kız; Ruy Perez’e âşık; onunla Cezayir’de ayrıldı, Hıris
t iyan olm ak ist iyor .Juan Perez de Viedna: Şimdi bir hâkim olan Kaptanın erkek kardeşi .
Clara: Juan'ın kızı.
Luis: Clara’ya âşık gen ç b ir centilm en.
Rozinante: Don Quixote’un zayıf , sarsak atı .
Cid Hamete Benengali: Cervantes ' in , b i lg isinin kaynağı olarak göster
diği tahayyül! bir Arap tarihçisi .
2 4 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
n. Kitap
Sanson Carrasco: Salamanca Üniversi tesi 'n in yirmi dör t yaşındaki
bek â r b ir öğrencisi, kaba şak alard a n hoşla n ır.
Don Diçgo de Mirando: Zengin bir köy ağası, nazik ve sevimli.
Don Lorenzo: Don Doego’nu n oğlu; ün iversi te ta lebe si , b ütü n em eli b ir
şair olmak.
Camacho: Zengin bir köylü.
Quiteria: Gamacho ile nişanlı bir kız.
Basilio; Quiteria 'ya âşık fakir bir köylü.
Dük ve Düşes: Don’un ev sahipleri; Don’a, oldukça acı ve kaba şakalar
yapıyor lar .
Dona Rodriguez de Frijalba; Düşes’e refakat eden dadı.
Dertli Duenna: Dük'ün hizmetçi ler inden bir inin takma adı ; Don’a yapı
lan büyük bir oyunda rol a l ı r .
Altisodora: Don Quixote’a âşıkmış gibi hareket eden bir kız.
Doktor Pedro Recio Tirteafuera: Sancho’nun Barataria valil iğini yap
tığı s ı radaki özel doktoru.
Ricote: Moriscolu bir mülteci; kendisini bir Alman hacısı diye tanıtır .
Roque Guinart: Katalonyalı bir eşkıya.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 26/247
Don Antonia Moreno: Bacelonalı z eng in bir cent i lmen .
Anna Felix: Ricote 'nin kızı, kendisini bir Arap kaptanı diye tanıtır .
Hikâye
1. Kitap
Onaltıncı asır Ispanya'sında La Mancha bölgesindeki kü
çük bir köyde, baş lıca zevki, genç kız ve hanımlan, karş ılaş tık-
lan tehlikelerden kurtaran, devlerle çarpış an ve ejderhalon ö l
düren eski romantik çağ ların seyyar ş övalyelerinin hayat hikâ
yelerini okunnak olan Alonso Quijano adında bir centilmen
yaş ar. Kendisini, bu tür edebiyata öylesine verir ki, önceki çağ -
lann ş övalyelik müessesesinin canlandırılması gerektiğ ine ina
nır. Böylece, kendisine eski bir zırhlı elbise, paslı bir kılıç, ba
ş ına miğ fer olarak geçirmek üzere bir berber tası alır, Rozinan-
te adındaki bitkin ve sarsak bir ata binerek, macera peş inde
gitmeğ e baş lar. Aynca, okuduğ u hikâyelerdeki bütün seyyar
ş övalyeler aynı zamanda âş ık olarak da gösterildiğ inden, ken
disine bir iki defadan fazla görmediğ i ve hakkında hiçbir ş ey
bilmediğ i, basit ve kaba b ir köylü kızını seçer. Ona, diğ erleri
üzerinde izlenim bırakıcı Dulcinea del Toboso adını verir, onu
kendi muhayyilesinde, aristokratik bir ailede dünyaya gelmişgüzel ve faziletli bir hanım olarak canlandınr Kendisi için de
Don Quixote (Don Kiş ot) ismini seçer. Ş imdi, yapılması gere
ken tek ş ey, ona resmen ş övaJye unvanının verilmesidir ki, bu
nu da, kendisi yapamayacağ ından, baş ka birinin yapması ge
rekecektir.
Macera peş inde yola çıkan Don Quixote, muhayyilesindebüyük bir ş ato olarak canlandırdığ ı b ir hana rastlar. Lord'dan,
yâni, hanın sahibinden kendisini, resmî bir merasimle ş övalye
yapmasını ister. Yolcunun, zararsız bir çılgın olduğ unu sanan
han sahibi, bu rolünü, hanın diğ er misafirlerini de eğ lendire
rek mükemmel bir ş ekilde yerine getirir Köyüne dönen yeni
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 2 5
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 27/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 28/247
ralar, romandaki karakterlerin birbirlerine anlattıkları eğ lendi
rici hikâyelerle geniş letildiğ inden, hikâye içinde hikâyeler var
dır
Bu arada Don Quixote'ın ailesi ve dostlan, onun güvenliğ inden endiş e etmeye baş larlar. Kasaba berberi ve papazı,
hanımı Dulciriea'nın, evine dönmesini istediğ ini söyleyerek.
Don Quixote'ı bir kafese girmeye ikna eder ve bir öküz ara
basıyla geri getirirler. Ş övalye Don Quixote, ş imdi ş aş kın ve
halsizdir; evindekiler ve yeğ eni, onu tekrar aralarında gör
mekten sevinir ve iyileş tirmeye çalış ırlar.
II. Kitap
Don Quixote, sıhhatini yeniden kazanırsa da, aklı hâlâ ye
rinde değ ildir. Bir müddet sonra. Don Quixote ve Sancho, tek
rar yola çıkarlar. İlkin ne onun ne de Sancho'nun gördüğ ü, güzel hanım Dulcinea'yı bulmak üzere Toboso'ya giderler. Sanc
ho, artık efendisinin, her ş eye inanacak kadar çılgın olduğ unu
sandığ ından, rastladıklan ilk köylü kızın Dulcinea olduğ unu
söyler. Don Quixote, bir köylü kızını aristokratik bir hanımdan
hâlâ ayırabildiğ inden, Sancho'ya, eğ er bu köylü kızı, muhayyi
lesindeki hanımefendi ise, kötü niyetli büyücülerin ona büyüyaptıklannı ve ş eklini değ iş tirdiklerini söyler. Daha sonraki bö
lümlerde, Sancho, bu aldatış ını pahalı bir ş ekilde öder.
Don Quixote bir sürü maceradan sonra, onun hayret uyan-
dıncı maceralannı iş iten ve kendisine kaba ş akalar yapmaya
karar veren Dük ve Düş esin ş atosuna ulaş ır. Oynanacak oyu
na göre. Don Quixote'ın söyledikleri gayet ciddiye alınacakkendisi Sir Lancelot veya Sir Rolan imiş cesine eğ lendirilecek,
hürmet edilecek, sıkıntı ve ümitsizlik içindeki hanımlann dertle
rine çare bulunması için Don Quixote'tan yardım istenecek; kı
sacası, Dük'ün komik rolünü oynayacağ ı fakat Don Quixote
için gayret ciddî görüneceğ i bir piyes sergilenecek. Dük'ün ş a
tosundaki delikanlılann ve hizmetçilerin de yer aldığ ı bu oyun
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 2 7
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 29/247
da, fevkalâde güzel periler ve korkunç cadılar da vardır. Oyun
sırasında, Don Quixote'a Sancho'nun poposuna üç bin üç yüz
kırbaç vurulmasına müsaade ettiğ i takdirde, Dulcinea'nın bü
yüden kurtulacağ ı söylenir. Don Quixote, Sancho'yu derhal kırbaçlamaya hazırdır, fakat Sancho zamanı geldiğ inde, bu ceza
yı kendisinin uygulayacağ ını söyleyerek, kırbaçtan kurtulmasını
bilir. Dük, Don Quixote'ın, Sancho'ya yaptığ ı b ir vaadi de ye
rine getirerek, Sancho'ya yönetmesi, için bir ada verir. Barata
na denen bu "ada" Dük'ün malikânesinin sınırlan içinde bir
köydür. Köy halkına, yeni "vali"lerine itaat etmeleri söylenir.Sancho, okuma yazması olmayan basit bir insan ise de, aptal
değ ildir, görevini, dürüst ve akıllıca yürütün Bununla beraber,
sevdiğ i yemeklerden hiç birisini yemesine müsaade etmeyen
resmî doktoru kendisine ıstırap çektirir Köye sahte bir hücum
düzenlenir ve Sancho, fena halde dövülür. Sonunda, Sancho,
on iki günlük yönetimden sonra, görevinden istifa eder; namusluca yönettiğ ini ispat etmek için de, valiliğ e baş lamadan
önce cebinde beş parası bulunmadığ ını ve aynidığ ı zaman da
meteliksiz olduğ unu söyler Nihayet, Don Quixote, kendi kö
yünden Sanson Carrasco adındaki bir genç sayesinde aklî
durumunu düzeltir. Bir ş övalye gibi giyinen Sanson, mağ lûp
olan, galip gelenin emirlerine riayet etmeye söz verdiğ i takdirde, Don Quixote'u bir düelloya davet eder. Düelloyu Sanson
kazanır ve Don Q uixote'a evine dönerek bir sene silâh taş ıma
masını emreder Don Quixote, üzülürse de sözünde durur ve
hatta, artık çobanlık yapacağ ını, kır hayatı ile ilgili ş iirlerde an
latıldığ ı tarzda bir hayat süreceğ ini söyler. Fakat hastalık, bu
projesini uygulamasına imkân vermez. Don Quixote, yatağ adüş er, çevresindekileri hayrette bırakarak birdenbire tamamen
normal bir insan halini alır Sancho efendisine beraberce ço
banlık yapmalan ve Lady Dulcinea'nın tekrar peş inden gitmek
için iyileş mesini söylerse de. Don Quixote artık hayallerini red
deder, vasiyetini söyler ve aklı baş ında bir Hıristiyan olarak son
nefesini verir.
2 8 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 30/247
Eleştiri
Don Kişot’un diğer özellikleri ne olursa olsun, şöval
yeliği alaylı bir tarzda hicveden bir eser olduğundan şüphe edilemez. Bu kitapları, günüm üzde bilginler ve uzmanlar dışında, okuyan pek bulunmadığından ve KralA rthu r gibi bir kimse dahi artık çocukların m uhayyilelerini harekete geçirmediğinden, Cervantes’i bugün okuyan
biri, yazarın ölm üş eşeği kamçıladığını sanabilir. Ama
onaltıncı asırda, bu tür kitaplar popülerdi. Bunlar arasında en fazla okunanı, Ariosto’nu n, 1532’de yayımlanan Or- lando Furiose (Öfkeli Orlando) adlı kitabı idi. Tabiî, şövalyelik artık kaybolmuştu, fakat yine de, karakteri eski ideallegeliştirilen insanlar hâlâ görülüyordu veya kısa bir müddet öncesine kadar vardı. “Le chevalier sans peur et sans
reproche” (kusursuz ve korkusuz şövalye) diye bilinenBayard 1524’de öldü ve Cervantes’in patron ve hâmisiAvusturyalI Don John da, haçlı seferlerine katılan en sonşövalyelerdendi. Cervantes’ten bazen, alayları ve hicivleriyle, orta çağların ideallerine ölüm darbesini indirenadam diye bahso lunur. Fakat onu b u açıdan görmek, onun
görüşünü çok basitleştirmek olur. Gerçi Don Quixote,şövalyeliğin romantik gelenekleriyle alay ederse de, Cervantes ’in kendi karakterinde, hiç de küçüm senm eyecekölçüde şövalyelik vardı. Cervantes, şövalyelerin başlarından geçtiği söylenen maceraların hakikatten son dereceuzak olduğunu idrak etti ise de, onlara olan sempatisini
de devam ettirdi.C ervantes’in, kahramanı karşısındaki m uğlak tutu m u nu anlamaya çalışırken, onun bu kararsızlığını da gözö-nünde bulundurmak mecburiyetindeyiz. Kitabın bazı bölümlerinde, Don Quixote, sadece gülünç bir insan.Böylece kendisinin hazırladığı oyunlarla kendisini gülünç
durumlara soktuğu zamanlarda, ona pek az sempati du
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 29
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 31/247
yuyoruz. Bu gibi hallerde, ahm ak ve ihtiyar bir adam dır ve başm a gelenlerden tam am en kendisi mesuldür. Bu bölümler, ekseriya hikâyenin başlarmda roman geliştikçe.Don Quixote’m, bütün çılgmlıklarma rağmen, yaradılıştan vakur ve haysiyet sahibi bir insan olduğu anlaşılır. Bilhassa II. Kitapta, kendisine saygısı olan, ağırbaşlı nazik,vakur ve hü rm ete değer bir insan olarak yücelir. Ö te yandan , çevresindeki D ük ve Düşes gibi aklı başında insanlarzalim ve bayağı görünürler. Don Quixote, Dük’ün şatosuna geldiği sırada, artık okuyucu kendisini tamamen benimsemiş, sevmiştir. Biz şimdi bu eski şövalyeyi, şövalyelik taslam asına rağm en değil, kapıldığı hayallerden ötürüsevmeye başlıyoruz. Bu kitap, şu halde bir komedi olmasına rağmen, aşağı seviyede bir komedi veya sahtekârlık
değil, alayın, şefkat ve anlayışla yumuşatıldığı, mizahınsevgi ve merhamete çok yaklaştığı, gayet İnsanî ve öğretici bir komedidir.
En ciddî bir noktadan ele alındığı takdirde. Don Qu-ixote, realite ve hayalin mahiyetinin felsefî bir araştırılması olarak düşünülebilir. Her bölümde bu mesele ile karşıkarşıyayız. İlkin (kolaylıkla görmemezliğe gelinecek), ta-hayyülî Arap tarihçisi Cid Hemata Benengeli meselesivardır ki, Cervantes, Benengeli’nin güvenilir bir tarihçi olmayacağını ikaz etmesine rağmen, hikâyenin kaynağı olarak onu gösterir; böylece, kahramanın gerçek şaşaasınıkıskançlıkla küçültmek istemiş olabilir. Sonra, Don Qu-ixote hakkında, Avellaneda tarafından yazılmış uydurmahikâyeler var. Cervantes, bize bunların masal olarak reddedilmesi gerektiğini söylüyor. Kısacası, Cervantes, diğerlerinin gerçek olmayan hikâyelerine karşı bizi ikaz ederek,kendi hikâyelerine bile tamamiyle güvenilemeyeceğinisöylemesine rağmen, kendi anlattığı hikâyelerin doğru oldu ğun a okuyucuyu hem en hem en inandırıyor.
30 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 32/247
Realite ve hayal meselesi, şu soruda daha da ısrarlı birşekilde ortaya çıkıyor: Don Q uixote ne derece çılgın biradam? Gerçekten, psikiyatrik stand artlara göre, realite
dünyasından sıyrılarak bir hayal dünyasına daldığı zam anlar var. Diğer zamanlarda, onun tek saplantısıyla ilişkiliolmayan bütün konularda, aklı başında bir insan. MarkVan Doren, onun belki bir rol yaptığını, tıpkı Süpermenrolün ü oynayan bir çocuğun kendi oyununun kendisini aldatmadığını bildiği gibi, o da ne yaptığını tamamen bili
yor. Üstelik, onun bu rolü, boşuna giden bir hareket değildir; zira böylece, taklit ettiği şeyi yaratmış oluyor. Kendisinin bir şair olduğunu sanan bir kimse, eğer fevkalâdeşiirler yazabilirse, artık âdeta şairmiş gibi hareket etmez.Don Quixote’ın şövalyelik karşısındaki tutumu bu. Kendiyaşadığı soysuzlaşmış çağda, şövalyeliğin artık hem en he
men hiç kalmadığını söylemekle beraber, insanlar, şövalyeler gibi düşünür, hisseder ve hareket ederlerse, realitede de bir şövalye olacaklarını anlatıyor. Böylece, neyin hayal, neyin realite old uğun u ayırmak zorlaşıyor. Realite, insanların yaşadıkları hayal dünyasıdır.
Don Quixote’un realitesinin, kendisini, herkese kabul
ettirmesi gerçekten hayret uyandırıyor. Meselâ, Don Qu-ixo te’un, kendisine sadakatle hizm et ettiği takdirde, Sanc-ho’yu, bir adanın valiliği ile mükâfatlandıracağı vaadiniele alalım. Sancho, şüphesiz, pek inanmıyor, şüp he içinde;fakat gayet samimî bir şekilde yapılan bir teklifi de reddetmiyor, temkinli ve zarif hareket ediyor. Ardından,
Sancho’nun bu hayali, inanılmayacak şekilde gerçekleşiyor. Gayet kötü bir şaka yapmayı düşünen Dük, çevresindekilere ve birkaç bin kişinin yaşadığı bir köy halkına.Don Q uix ote’ın çılgın hayalinin âde ta gerçekleşmişçesinehareket etmelerini emreder. Böylece Don Quixote, istediğini yapar ve diğerleri birer aptal rolünde görünürler.
Sancho’ya gelince, görevini öylesine ciddiye alır ve "ada”
1 0 0 Bü y ü iİ R o m a n • 31
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 33/247
Sim o kadar iyi yön etir ki, m evkiini terk ettikten sonra dahi, uzun müddet iyi bir insan olarak hatırlanır. Artık alayedilen insan Dük’tür. Romanın nihaî istihzası, son bö
lümlerde ortaya çıkıyor. Ölüm yatağındaki Don Quixote,uyumadan önce bütün oyuncaklarını bir kenara koyan birçocuk gibi, bütün hayallerini reddediyor. Belki bütün buhayallerinin birer oyuncak olduğunu biliyordu. Fakat şimdi Sancho, oyuna devam etm esi için ona yalvarıyor. İyileştiği takdirde, beraberce güzel Dulcinea’yı yeniden arama
ya koyulacaklarını söylüyor. Artık oyun tamamen tersinedönm üş durum da, kimin akıllı adam ve kim in aptal olduğunu şimdi bilemiyoruz.
Gerçekte, bu hikâyenin göz alıcı noktalarından biri, şövalye ve uşak rollerini oynayanların, bir tek adam halinegelinceye kadar beraberce büyüdükleri, geliştirdikleridir.
Başlangıçta, bu iki insan, birbirinden kutuplar kadaruzaktalar. Efendisinin çılgın biri olduğuna inan an Sancho,onunla devamlı münakaşa eder veya nasihat etmeye çalışır. Bazen kavga ederler. Aylarca aynı tecrübeleri paylaştıktan sonra, şahsiyetleri birbirininki ile karışıyor, her biri diğerinin konuşma üslûbunun bir kısmını benimsiyor.
Sancho, şövalyeliğin gerektirdiği "saray” konuşma tarzının bazı kısımlarını öğrenirken. Don Q uixote de, halk ağzı ile atasözleri ile konuşmaya başlıyor. İkisinin ortaklığı,âdeta, vücut ve ruh arasındaki bir ilişki gibi görülüyor,tartışmaları da ortaçağların sonlarında, edebî türde sık sık başvurulan bir diyalog şeklini, debat de corps et coeur’u (ruh
ve vücut arasındaki diyalog) akla getiriyor. Aynı şekilde, biz bu iki kişiyi, hepim izde m evcut olan akıl ve hayal veya pragmatizm ve idealizm arasındaki gerginliği temsileden insanlar olarak da ele alabiliriz.
İşte, Don Quixote’un, asırlar boyunca sağladığı popülaritesinin ve ölmezliğe hak kazanışının sırrını burada
aramalıyız. Roman, çürümekte olan bir müessese ile alay
3 2 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 34/247
etmiyor. Ele aldığı tez, daimî ve evrensel. Parlak zırhlı el bisesi iç inde dünyayı dolaşan ve kahram anca işler yapanşövalye, insan hayalinin daim î ve ilk örneğidir. Bazen ona,Herkül yahut Perseus, Amadis veya Roland, Davy Croc-
kett veya Süperman ya da Batman da denir. İnsan hayali, bu kahram anlık num uneleri yanında bir antikahram an yaratır ki, onun, pratik ve günlük hayata yönelik şahsiyeti,adaşında bulunmayan yönleri ve parçaları tamamlar. Böylece, Prens Hal'ın Falstaff’ı Sherlock Holmes’ın DoktorWaltson’u vardır. Her biri, diğeri için gerekli ve her biri
kendi hayatımızın bir parçasıdır.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 33
Yazar
Zaman ve efsane, Cervantes’in hayatını oldukça karanlıklaştırdı ise
de, esas çizgiler hâlâ açık ve kesin. Hiç de başarılı olmayan bir eczacı
nın oğlu olan Cervantes, Alcala de Heneras’te 1547'de doğdu. Babası,
mesleğini yürütmek için, sık sık bir şehirden diğerine gitmek zorunda kal
dığından, sistematik bir eğitim yapamadı. Cervantes’in, yaşadığı zaman,
Ispanyol tarihinin heyecanlı bir çağı idi. ispanya, Avusturya'yı, günümü
zün Belçika ve Hollanda’sını, Napoli’yi, Sicilya’yı, Sardinya’yı, Bur-
gundy’yi ve Almanya’nın bazı kısımlarını içine alan Hapsburg İmparator- luğu’nun bir parçası idi. İspanya, aynı zamanda, büyük bir dünya impara
torluğunun da merkezi idi. Amerika kıtasından ülkeye gelen zenginlik,
edebiyat ve güzel sanatların hızla gelişmesine hizmet ediyordu. Bu, Is
panya’nın Altın Çağının başlangıcı idi.
Cervantes, yirmi yaşlarında iken, Ispanya’nın papalıktaki temsilcisi
ile İtalya’ya gitti. Henüz tanınmış bir edebî şahsiyet olmamakla beraber,
Don Carlos ve Kraliçe İsabelle’in ölümlerinden sonra yazdığı bir kaç şiir ilgi toplamıştı. Cervantes, daha sonra 1570’de, Ispanyol ordusuna er
olarak girdi. Fakat 1575’te, Tunus’tan Ispanya’ya giderken, gemisi, Ceza
yirli Türkler’in eline geçti ve Cervantes Cezayir’e getirildi. Yanında, Avus
tralyalI general Don Juan’dan, onun subay olmasını isteyen bir mektup
vardı. Böylece kendisinin tanınmış bir kimse olduğu anlaşıldı ve iade edil
mesi için İspanyol hükümetinin büyük bir fidye ödemesi istendi. Cervan-
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 35/247
tes, Cezayir’de beş sene kaldı, defalarca kaçmaya çalıştı, yakalandı ve
nerede İse öldürülmesine bile karar verilecekti.
Nihayet, İspanyol hükümeti, beş yüz düka altın ödemeyi kabul etti
ğinden, Cervantes ülkesine döndü. Kısa bir müddet Portekiz’de görev
yaptıktan sonra, 1582’den itibaren kendisini edebiyata verdi. Birçok kitap yazdı ise de, sadece bir kitabı, Don Quixote, kendisine şöhret sağladı.
Çok sayıdaki piyesleri, şöhretine hiçbir şey ilâve etmedi; şiirleri, bir şair
olmadığını gösterdi ve La Galatea adlı pastoral romanı da artık okunmu
yor. Gayrîmeşru dünyaya gelmiş bir kızı vardı, fakat kızın annesinin kim
olduğu bilinmiyor. Cervantes, 1584’te, kendisinden onsekiz yaş küçük
olan Catalina Salazary Palacios adında bir kızla evlendi; kız kendisine bir
miktar başlık vermişti. Fakat bu çift, birbiri ile anlaşamadı ve çok defa bir
birinden ayrı yaşadılar.
Cervantes, uzun müddet, bir devlet memuriyeti peşinde gitti.
1587’de, İngiltere’yi istilâ etmeyi düşünen İspanya ordusunun ikmal şu
besine tayin olundu. Bu, kimsenin takdir etmediği zor bir işti. Bir defasın
da, kendisine verilen emirlere uyarak, bir kiliseye ait eşyayı aldı ve kısa
bir müddet için aforoz edildi. 1590'da, Ispanya'nın Amerika’daki müstemlekelerinde bir iş almak istedi ise de, verilmedi. Cervantes’in şuurlu, fakat
düzensiz bir yönetici olduğu anlaşılıyor. Hesapları o kadar kötü idi ki,
1597’de, devlet memurluğundan atıldı ve kısa bir süre için Seville’de hap
sedildi. Daha sonraki hayatı hakkında pek az bilgi var. Sadece, son dere
ce fakir bir hayat sürdü ve işte bu sıralarda da Don Qulxote’u yazdı. Onu
ölmezliğe kavuşturan bu kitap (I. kitap) 1605’te basıldı ve devrin tanınmış
edebî şahsiyetlerinin kıskançlık ve nefret dolu yorumlarına rağmen, der
hal ülke çapında tutuldu. Şövalye ve uşağı şimdi atasözlerine geçti ve
Don Kişotvari sıfatı İspanyolcaya ve ardından diğer dillere geçti. Kitap,
Cervantes hayatta iken, müteaddit baskı yaptı ise de, yazarı kitabı ile
zengin olmadı. Hatta Alonzo Fernandez de Avelaneda adlı (muhtemelen
takma bir ad) biri, 1614’de, bu kitabın, kendisine göre devamını da yaz
mamış olsa idi belki kitabın ikinci kısmını da yazmayacaktı. Cervantes, derhal işe koyuldu ve ertesi yıl, II. Kitap’ı yazdı. Kitabın son kısımlannda,
edebî çevrelerdeki düşmanlarına hücumlar da vardır.
Hayatının son yıllannda yazdıkları arasında, bilhassa bir tanesi, No-
velas exemplares (İbret Alınacak Hikâyeler), Don Quixote’un yazarına
lâyık bir eser. Cervantes, 1616’da Madrit’te öldü. Mezarı, kesin olarak bi
linmiyor.
3 4 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 36/247
Robinson Crusoe
Yazan:Danlel Defoe(1660-1731)
Başlıca Karakterler
Robinson Crusoe: Kim sesiz bir aday a bıralcı lm asına rağm en, m aharet i
ve kendis ine o lan güveni sayes inde hayat ın ı devam e t t i ren b i r denizci.
Friday: Crusoe ta rafmdan medeni leş t i r i ld ik ten sonra , onun sad ık b i r
hizmetkâr ı ve arkadaşı olan bir yamyam.
Hikâye
Gerçi babası, kendisinin bir avukat olmasını istiyorsa da
genç Robinson Crusoe, denizci olmaya azimli. Böylece on do
kuz yaş ındaki bu çocuk, 1 Eylül 1651 'de Hull adındaki liman
kasabasından Londra'ya hareket edecek bir gemiye binmeye
karar verir. Limandan aynlır aynimaz, ş iddetli bir fırtına kopar
ve genç Crusoe, eğ er sağ salim bir limana vanrlarsa, anne ve
babasına daima itaat edeceğ ine ve bir daha denize çıkmaya
cağ ına söz verir. Fakat deniz sakinleş tiğ i zaman, bu sözünü
unutur. Denizcilerin cesaretlerinin ve kendisine gösterdikleri ya
kınlığ ın tesiri altında kalan Crusoe, gemici olarak macera pe
ş inde gitmeye karar verir.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 37/247
Afrika'dan ticarî eş ya taş ıyan bir gennide çalış ırken, gemi,
korsanlann hücumuna uğ rar ve Crusoe bir köle olarak satılır
Hayatını tehlikeye atarak, küçük bir kayıkla kaçar ve Brezilya'ya
giden bir Portekiz ş ilebi tarafından kurtanlır Orada, ş eker kamış ı ziraati yapmaya baş lar ve oldukça baş anlı da o lur Fakat
çiftliğ inde çalış maları için kölelere ihtiyacı olduğ unu anlar. Bir
İngiliz ş eker kamış ı ekicisi, kendisini beraberce Afrika'ya gidip
köle getirmeye ikna eder. Ne var ki, gemi Güney Afrika'nın ku
zey doğ u köş esindeki bilinmeyen bir ada açığ ında bator Cru-
soe'den baş ka herkes ölür.Dalgalar Crusoe'yi ıssız bir adaya sürükler, yanında bıça
ğ ından, piposundan ve bir miktar tütününden baş ka hiçbir ş ey
yoktur Geminin tamamen batmamış ve kayalar arasında par
çalanmış olması Crusoe'yi sevindirir. Ertesi gün, deniz sakinle
ş ince, Crusoe, kaba bir sal yapar ve on beş gün, kayalar ara
sındaki parçalanmış gemi ile sahil arasında gidip gelerek silah,barut, birkaç testere, bir balta ve bir çekiç getirir Yine gemide
36 İngiliz lirası bulunduğ unu da gö rür Dünyadaki bütün altın-
lann kendisine bu ıssız adada hiçbir faydası dokunmayacağ ını
bilmesine rağ men parayı da alır. Crusoe, hayatını bağ ış ladığ ı
için Allah'a ş ükreder ve bu adada yaş ayabileceğ ine inanır. Ba
ş ından geçenleri ve düş üncelerini de günü gününe yazmayabaş lar
Bu dehş et verici hadisenin tesirinden kurtulduktan sonra,
Crusoe, devamlı olarak içinde yaş ayacağ ı b ir kulübe inş a et
meye boş lar. Yiyecek ve giyecek için de adadaki yaban keçile
rini vurur, etlerini yer, derilerini dabak lar Gemiden getirdiğ i ar
pa ve mısırın yansını eker, fakat yanlış bir mevsimde ektiğ i için,boş a gittiklerini dehş etle görür Yağ mur sulannı muhafaza et
mek için küp yapmanın son derece güç bir iş olduğ unu anlar
ve kulübesinin çevresine diktiğ i ağ açlarda bir türlü tutmaz. En
fazla canını sıkan ş ey, kendisini diğ er adalara götürecek bir ka
yık yapamamış olmasıdır Büyük bir sedir ağ acının gövdesi üze
rinde beş ay çalış ır ve nihayet denize hazır bir tekne meydana
3 6 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 38/247
çıktığ ı zaman da yapıldığ ı yerden sahile taş ınmayacak kadar
ağ ır olduğ unu görür.
Crusoe, nihayet hububat ekmesini, keçileri ehlileş tirmesini
öğ renir ve hatta kendisine arkadaş lık etmesi için bir papağ anıbile eğ itir. Adada hiçbir insan görmemesine rağ men, kulübesi
ni tahkim eder Böyle yapması iyi olmuş tur, zira adada, on iki
sene süren ve tamamen yalnız geçen bir hayattan sonra, Cru
soe, bir gün hayret uyandıncı bir vakıa ile karş ılaş ır: Kulübesin
den çok uzaklardaki bir sohil boyunca, kum üzerinde, insana
ait olduklan belli olan ayak izlerine rastlar onun kim olduğ unuöğ renmeye azmeden Crusoe, ayak izlerinin civannda bir ma
ğ arada saklanır ve senelerce, adanın bu kısmını araş tınr.
Adada yirmi iki yıl yaş adıktan sonra Crusoe, kendisini deh
ş ete düş ürücü bir ş ey daha keş feder Daha önce ayak izleri
gördüğ ü sahilde, insan kemikleri ve parçalanmış insan organ-
lan da görür Güney Amerika kıtasındaki yamyamlann harpesirleriyle buraya geldiklerini ve onlan öldürdükten sonra ye
diklerini sanır
Crusoe, ilkin böyle bir vakıa karş ısında ürperirse de, öylesi
ne kızgınlık duyar ki, bu vahş î insanlar buraya bir daha geldik
leri takdirde, üzerlerine hücum ederek onlan öldürmeye karar
verir Bir mağ arayı, küçük bir kale haline getirir Ve bir gün, c ivan gözetlediğ i sırada, otuz kadar vahş inin, bir ateş önünde,
tiksindirici bir ş ekilde dans ettiklerini görür Crusoe, dolu iki si
lah ve bir kılıçla üzerlerine hücum ettiğ i zaman, vahş iler, esir
lerden birini piş irmiş ler ve diğ er ikisini de öldürmeye hazırlan-
maktadırlar Crusoe, birçok yamyamı öldürür, diğ erleri de, kö
lelerden birini geride bırakarak kaçarlar Yirmi dört yıl tek baş ına yaş adıktan sonra, Crusoe'nın artık bir arkadaş ı vardır.
Kurtardığ ı adam da bir yamyamdır, fakat Crusoe, ona bu
eski âdetlerinden nefret etmesini öğ retir. Köleyi cuma günü
kurtardığ ından, ona Friday (Cuma) ismini verir Crusoe, Fri-
day'i, kendi kulübesine getirir ve zamanla anlaş abilecek kadar
İngilizce öğ retir Aslında zeki bir insan olan ve bütün bir aş iret
1 0 0 Bü y ü k R o m a n » 3 7
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 39/247
ten gelen Friday, Crusoe'ye minnettarlık besler ve onun güve
nilir bir hizmetkân ve arkadaş ı olur.
Friday, kendi yaş adığ ı adada on yedi beyazın köle olarak
tutulduklannı Crusoe'ye söyler. Crusoe onlan kurtarmaya karar
verir. Friday ile birlikte, bu defa hemen deniz kenarında, sağ
lam ve her türlü havaya dayanabilecek bir tekne yapar.
Tam denize açılmak üzeredirler ki, üç kayık dolusu vahş î, iki
köleyi Crusoe'nun adasına getirirler; kölelerden biri beyazdır.
Crusoe ve Friday ellerindeki ateş li silahlarla onlara hücum
ederler, yirmi bir vahş inin dördü hariç hepsini öldürür ve iki, kö
leyi kurtanrlar. Kurtarılan kölelerden biri Friday'ın babasıdır
Baba ve oğ ul sevinç içinde kucaklaş ırlar.
Kurtardıklan beyaz adamın, Crusoe'nun senelerce önce
parçalandığ ını gördüğ ü bir gemide bulunan yaş lı bir Ispanyol
olduğ u anlaş ılır. Crusoe, bu Ispanyol'u, Friday'ın babası ile
birlikte, diğ er beyazlan kurtarmaları için, kendi yaptığ ı yeni tek
ne ile adaya gönderir Bu arada, biraz ileride demir atmış bir
İngiliz gemisi görür. Geminin kaptanı, iki safdık gemici gönder
miş tir. Crusoe ve Friday, gemilerini tekrar'ele geçirmeleri için
onlara yardım eder ve aynı gemi ile İngiltere'ye dönerler. İsyan
eden tayfalar, İngiltere'ye dönüp, muhakeme edilerek sonunda
asılmaktansa, Crusoe'nun her türlü yiyecek maddelerini depo
ladığ ı adasında kalmayı tercih ederler Tayfalar geride bırakılır.
İspanyol'un ve Friday'ın babasının, Friday'ın adasındaki
esir beyazlan kurtardıklannı öğ renince, Crusoe, bir gün onlan
ziyaret etmeyi düş ünür.
Fakat ilkin, Friday ile birlikte otuz iki sene sonra İngiltere'ye
döner. Crusoe artık zengin bir adamdın Bdtık İspanyol gemisin
den aldığ ı paradan baş ka, namuslu bir Portekizli kaptan, onun
Brezilya'daki tarlasını da onun nâmına iş letmiş tir ve ş imdi Por
tekiz'de, 10.000 Ingiliz lirası vardır. Ana ve babasının öldükle
rini öğ renir. Nâmına yatınlan parayı almak için, Portekiz'e bir
seyahat yaptıktan sonra, İngiltere'ye döner; evlenir, çoluk ço
cuk sahibi olur. Kansı öldüğ ü zaman, Crusoe, adasının duru
munu görmek için, tekrar denize açılır
38 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 40/247
Daniel Detoe'nın Robinson Crusoe'nun DahaSonrakiMa-
ceraları adlı öteki kitabında, gemileri porçalanmış Ispanyollar
ve asi İngiliz denizcileri el ele verirler, diğ er bir adanın yerli ka-
dınlanyla evlenirler ve hareketli bir topluluk kurarlar.
Bazı moceralardon sonra (Crusoe'nun sadık dostu Friday,
böyle bir çarpış nnada kahramanca ölür) Crusoe, tekrar İngilte
re'ye döner, denize elveda der, hayatının sonuna kadar tatmin
edici bir hayat sürer.
Eleştiri
Alexander Selkirk, 1 7 H ’de, İng iltere’de bir sansasyonyarattı. Bir gemici olarak, İngiltere’den ayrıldı ve Şili sahillerindeki Juan Ferdandez adasında, beş sene tek başınayaşadıktan sonra İngiltere'ye döndü. Geminin kaptanı ilekavga eden Selkirk, bu adaya bırakılmasını ister ve niha
yet Kaptan Woodes Rogers adlı biri tarafından kurtarılır.Selkirk’in tek başına bu adada yaşaması, ha lkın büyük
ilgisini çekti, adadaki hayatı ile ilgili kitaplar yazıldı. Böyle bir edebî fırsatı kaçırmamak isteyen Defoe, Selkirk’inm aceralarını hayalinde gen işleterek bu m eşhu r kitabı, Ro- binson Crusoe’yu yazdı. Kitap, öylesine sade ve açık bir
üslûpta, yazılmıştı ki, doğru olduğu sanıldı.Robinson Crusoe, birçok yazarlara tesir etti. Bunlar
arasında Swift (Gulliver’s Travels-Güliver’in Seyahatleri), Ste-venson (Treasure Island-Define Adası) ve tabiî, Wyss fSwıssFamily Robinson-İsviçreli Robinson) da vardır.
Robinson C rusoe’nun, basit ve kaba üs lûbu na rağmen
Homer’in Odyssey’ni hatırlatan esatirî özellikleri vardır.Adada, ü rkü türcesin e yalnız, bazen h asta ve ekseriya korkulu bir hayat sü ren Crusoe, tek başına geçirdiği bu uzu nyıllar boyunca, sadece aklını başında tutmakla kalmaz;adasında, kendisinin olan küçük bir meden iyet de kurar.
Defoe’nun şunu söylemek istediği anlaşılıyor; Vasat
1 0 0 B ü y ü k R o m a n • 39
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 41/247
bir insan, ahlâken ne kadar zayıf da olsa, bilinmeyen ve işlenmem iş cesaret, taham m ül ve m aha ret kaynaklarma sahiptir.
Çağdaş bir yazarı, C rusoe ’nun psikolojisi çok dah a faz
la ilgilendirirse de, Defoe, onun fizik faaliyetleri üzerindedurur. Crusoe, şüphesiz, zaman zaman dehşet uyandırıcı bir yalnızlığın acıların ı çeker, anne ve b abasına itaat etm ediğinden ötürü vicdan azabı çeker. Fakat adadaki ilk günlerinden itibaren, hayatını bahşettiği için Allah’a şükıe-der. O andan itibaren de, adasını küçük bir İngiltere hali
ne getirmek için çalışır. Kitabın, okuyucular üzerinde enfazla tesir bırakan yönlerinden biri, on un bu yoldaki azimve kararlılığıdır.
Manzaraya Friday da katıldığı zaman, Brezilya’da kölesahibi olan Crusoe, on u kendisine bir uşak yapar ve iki kişiden oluşan bir müstemleke sistemi kurar. Fakat Friday
aynı zamanda, onun değerli bir arkadaşıdır, efendisineolan sadakat ve minnettarlığını defalarca gösterir.
İnsanlar, Defoe’nin yaşadığı zamanda, bir kimsenin,her türlü şartlar altında hayatını devam ettirebileceğinederind en inanıyorlardı. Am erika kıtasının keşfedilmesineve ehlileştirilmesine imkân veren bu inanış, Robinson Cru
soe’nun, hemen hemen her sayfasında kendini hissettiriyor.
Yazar
Bir kasabın oğlu olan Daniet Defoe, muhtemelen 1660’da, Londra’da
doğdu. Onun, yirmi üç yaşında iken Mary TuffIey ile evlendiği, çorap tüccarlığı yaptığı, Avrupa’da sık sık seyahat ettiği ve 1688’de III. VVilliam’ın
ordusuna katıldığı dışında, gençlik yılları hakkında fazla bir şey bilinmi
yor.
Defoe, 1702’de, “Muhalifleri ortadan kaldırmanın en kısa yoiu” adlı
bir broşür yayımlayarak, kendisinin mensubu bulunduğu dinî grubun na
sıl baskı altında tutulabileceğini istihzalı ve alaylı bir üslûpla anlattı. Bro
4 0 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 42/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 43/247
lenen Flanders, on iki çocuk anasıdır. Newgate’e gönderilir. Ele geçtiği zaman pişmanlık duygusunu söyleyen kadın polisleri ikna ede r ve asılm ak yerine, yeni arkadaşı bireşkiya ile birlik te Virginia’ya (Amerika’ya) gitm esine m üsaade edilir. Kadın, Virginia’da, artık hürmet edilen birana ve çiftlik sahibidir. Flanders’in maceralarının anlatıldığı kitapta, onsekizinci asrın ilk yıllarındaki İngiliz hayatı muazzam bir panorama hâlinde önümüze serilir. MollFlanders şehvetli ve tehlikeli bir hayat sürerse de, Robin-son Crusoe’m bastırılamayacak ruh unu akla getirircesine,her güçlüğün altından kalkar ve yeni maceralara başlar.Ekseriya, bir fahişeden başka bir şey olm am asına rağmenMoll, Defoe’nun anladığı mânâda, orta sınıfa mensup insanların özelliklerine sahipti; kadın böylece, bütün hakaret ve istihzaları yener, bu dünyada kendisine bir yer yapmaya azmeder. Moll Flanders, İngiliz romanının, hayatiyetini kaybetmeyen kahram anlarından biridir.
4 2 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 44/247
Güliver’in Seyahatleri
Yazan Jonathan Swlft (1667-1745)
Başlıca Karakterler
Lemuel Gulliver: Macera tu tku nluğ un un e tk is i a l tında u zak ve egzot ik
ülkelere giden saf ve basit bir İngiliz cerrahı ve denizcisi .
Liliput imparatoru: On beş san t im etre boy und a ve sad ık uyruklar ın ın ,
ke nd isinde n, “K âinatın neşe ve terörü" diye ba hs ettikle ri kral.
Flimnap: Liliput’un, hilekâr, kurnaz ve kıskanç hazinedarı; Güliver’in,
sarayda baş düşmanı olur .
Reldresal: Liliput’un Özel İşleri Vekili, Güliver’in arkadaşı.
Glumdalclitch: Brobdingnaglı bir çiftçinin kızı. Güliver’le arkadaşlıkku rar ve ona, küçük b ir bebe km iş gibi şefkat le m uam ele eder .
Brobdingnag Kralı: Ba rışsever olm asına rağm en bir ordu ya sahip bir
dev.
Lord Munodi: Evi ayakta durduğu ve tarlası mahsûl verdiği için Lapu-
tia sarayı i le arası iyi olmayan çalışkan bir Laputialı .
Strulbruglar: Yegâne arzular ı , ö lmeler ine müsaade edi lmeler i o lan
m utsuz ö lüm süzlerd en ( lâyemut la r ) o luşan b i r ı rk . Yahoolar: Güliver ’ in kendi le r inden o lduğunu idd ia eden ve maymuna
b en zey e n p is b ir ırk.
Houyhynhnmler: (Whinnim ok unur) Yahooları yön eten m âkul ve nâzik
at larda n oluşan b ir ırk .
Pedro de Mendez: Güliver’ i , insanl ıktan nefret e tmesinden vazgeçir
meye çal ışan Portekizl i nâzik bir kaptan.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 45/247
Hikâye
İyi ahlâklı olduğ undan, Londra'da yürüttüğ ü tıp mesleğ in
de baş anlı olnnayon Lemuel Gultiver, Antelope adlı bir gem i
nin doktoru olarak çalış maya baş lar. Gem i, 4 Mayıs,
1688'de, Güney Denizlerine gitmek üzere Bristol'dan aynlır
Gemi, Van Diemen ülkesinin kuzeybatısında çıkan bir fırtına
neticesinde parçalanır; fakat Güliver, yüzerek karaya çıkar ve
sahile ayak basar basmaz uykusu gelir, yatar. Uyandınidığ ı za
man, kendisinin binlerce incecik iplikle bağ landığ ını görür.
Güliver, ş imdiye kadar kimsenin b ilmediğ i ve boylan on beş
santimetre olan Liliputlann esiridir; vücudu üzerinde oynaş an
bu insanlar, zehirli mızraklanyla Güliver'i tehdit ederler.
Güliver, Liliputlar'ın hayretini uyandınr; ş imdiye kadar böy-
lesine büyük bir insan görmemiş lerdir. Güliver, ülkenin Mil-
dendo adındaki merkez ş ehrine getirilir, kendisine Liliput dili
öğ retilir ve imparatorun huzuruna çıkarılır. Güliver'in tarağ ı,
tabancası ve saati Liliputlar arasında büyük ölçüde hayret ya
ratır; ona OuinbusFlestrin, yani Büyük İnsan Dağ ı adını verir
le r
Güliver, basit ve dostça tavırlanndan ve onlann çok garip
olan dil ve âdetlerini bilhassa öğ renmek istemesinden ötürü,
Liliputlar arasında gayet iyi bir intiba yaratır. Liliputlar, tama
men kendileri gibi insanlann yaş adığ ı ve yine iç çatış malan
içinde bulunan Blefuscu adındaki bir ülke ile harp halindedir.
Ülkede, HighHecls (Yüksek Topuklular) ve LowHeels (Alçak
Topuklular) adında iki siyasî parti ve yumurtanın en iyi hangisi
tarafından kınlacağ ı üzerine ş iddetli tartış malar yürüten Büyük
Endianlılar ve küçük Endianlılar adında iki dinî hizip vardır. Li
liput sarayı, bir tür muğ lak ve küçültücü ip dansını en iyi oy
nayanlara siyasî çıkar sağ lar.
Güliver, zamanla Liliputlar'ın güzel insanlar olduklannı ân
lar; çok küçük olduklanndan, yüzlerindeki leke ve kusurlan
göremez. Minik vücutlu olduklanndan mekanik iş lerde gayet
4 4 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 46/247
ustadırlar; fakat onlar orasında da küçük iş ler peş inde giden,
birbirleri aleyhinde plânlar çevirenler, fesat tohumlan saçanlar
vardır.
Böylece Güliver, tedricen saray entrikalanna karış ır. Kendisine ş erefli Nardac unvanı verilir ve Hazinedar Flimnap'ın baş
düş manı o lu r (Flimnap, onu öldürmek ister; çünkü, Liliput'un
yediğ ini Güliver tek baş ına yiyor, aynca Güliver'in, karısına
göz koyduğ unu da sanır.) Güliver'in yeni arkadaş ı Reldresal,
kendisinin, mahkemeye verileceğ ini ikaz eder. Güliver, Krali
çenin sarayındaki bir yangını söndürmekle kendisini sevdireceğ ini umarsa da, bu iş i onların bilmediğ i bir yolla yaptığ ın
dan daha da fazla suçlanır.
Güliver'e, Liliputlar için yapacağ ı b ir büyük hizmet bulun
duğ u söylenir. Blefuscu adasındaki düş manlar bir istilâ hazırlı
ğ ı içindedirler Vücudunun büyüklüğ ünden ötürü, onlann do-
nanmalannı tahrip etmesi istenir İki ada arasındaki mesafe,800 metredir; Güliver, yürüyerek Blefuscudialılar'ın adasına
gider, kendisine fırlotılon ok yağ muru oltmda, donanmalannı
çekerek Liliputlar'a getirir
Güliver, bu hareketleriyle bir an için sarayın gözünde yü
celirse de, Blefuscudialılar'ı tamamen yıkmayı ve onlan Lili-
putlar'ın köleleri haline getirmeyi reddettiğ inden, tekrar gözden düş er Blefuscidialılar'm hürriyetlerini savunduğ undan,
Güliver artık öldürülecek biridir Güliver öldürüleceğ ini öğ re
nince, Blefusculular'a sığ ınır ve kendisine gayet iyi muamele
edilir
Bir gün, büyük bir kayık karaya vurur ve Ingiltere gözünde
tüten Güliver, bu kayıkla denize açılır Bir gemi kendisini alırve İngiltere'ye götürü r Güliver'in yanında, baş ından geçenle
ri ispat etmek için minik Liliput inekleri vardın
Ingiltere'de kansına ve çocuklanna kavuş an Güliver, bir
müddet sonra yeniden yerinde duramaz ve bu defa Hindis
tan'a giden Adventura (Macera) adındaki bir gemiye biner
Gemi rotasını ş aş ınr Gemiciler, yiyecek tedariki için bilinme
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 45
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 47/247
yen bir ülkeye doğ ru giderler. Karaya çıktıkları vakit, Güliver,
diğ er gemicileri kaybeder ve bu defa kendisini, boylarının on
üç metreye kadar yükseldiğ i bir buğ day tarlası ortasında bu
lur; dev gibi köylüler ekin biçmekle meş gullerdir. Bir tanesi, kızı Glumdalclitch'i eğ lendirmesi için onu evine getirir. Güliver,
kendisinin 10 .000 kilometre uzunluğ unda ve 8.00 0 kilomet
re geniş liğ inde Brobdingnag ülkesinde olduğ unu öğ renir. Lili-
putlar ne kadar küçük ve nazik insanlarsa, onlar da o derece
kaba ve çirkin devlerdir
Glumdalclitchler, Güliver'e bir ev hayvanı muamelesi yaparlar. Güliver'den servet kazanmak isteyen kızın babası, onu
bir kafese koyarak, bu acayip mahlûku, para karş ılığ ında ha l
ka göstermek için köy köy dolaş ır Söyleş ine kaba muamele
edilen Güliver hastalanınca, köylü Güliver ölmeden çok daha
fazla para kazanabilmek için, "shov/"lann sayısını artırır. Ni
hayet, talih Güliver'e güler, köylü onu. Kraliçeye satar. Güliver, artık Kraliçe'nin bir oyuncağ ı, ev hayvanıdır.
Sarayda, filozoflar ve yaş lı akıllı insanlar Güliver'e güler
ler. Böylesine minik insanlardan oluş an b ir ırk nasıl mevcut
olabilir? Kral, İngiltere hakkında ona bir sürü soru sorar, sıla
hasreti çeken Güliver, İngiltere'nin kazandığ ı büyük zaferler
den gururla bahseder. Mamafih, böylesine küçük insanlannbirbirlerine karş ı harp ilân etmeleri kral üzerinde tiksinti yara
tır
Güliver, Brobdingnag'taki hayatı sırasında her gün dehş et
verici hâdiselerle karş ılaş ır. Küçüklüğ ünden ötürü, her an teh
likededir. Muazzam büyüklükteki farelere karş ı çarpış ır, fırtına
lı havalarda tenis topu büyüklüğ ünde dolu yağ an Sarayda bile, her zaman tehlikelerle karş ı karş ıyadır. Bir gün, dokuz met
re boyundaki saray cücesi onu kıskanır ve süt güğ ümünün içi
ne atar. Güliver zor zahmet boğ ulmaktan kurtulur. Güliver,
kendisinin ne kadar küçük ve önemsiz bir kimse olduğ unu ay
naya baktığ ı zaman daha iyi anlan Sarayın hanımlan kendisi
ne gayet kaba muamele eder, erkekliğ ini ciddiye almazlar
4 6 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 48/247
Böylece, devamlı tehlikeler içinde yaş ayan Güliver, iki se
ne sonra bu ülkeden kaçmayı baş anr: Dev bir kuş , Güliver'i,
içinde yaş adığ ı kafesle birlikte gagasıyla kaldınr ve deniz üze
rinde uçmaya baş lar Fakat kuş , kafesi düş ürür: İngiltere'ye g i
den bir gemi, Güliver'i görür ve alınBrobdingnaglann ülkesinde baş ından geçenlerin tesirin
den kurtulur kurtulmaz, Güliver tekrar denize çıkmak, yeni
maceralar peş inde gitmek için yanıp tutuş ur. Bu yolculuğ un
da, korsanlar gemiye saldınr ve Güliver küçük bir kayığ a ko
nularak denize bırakılır Güliver, Japonya'nın hemen doğ u
sundaki Balnibardi adasına çıkar. Balnibardi, Laputa adı verilen yüzen bir ada tarafından havadan yönetilen bir müstemle
kedir. Laputalılar, normal büyüklükte insanlardır, fakat hayatta
onlan ilgilendiren sadece iki ş ey vardır: Musikî ve matematik.
Derin (soyut) düş ünceler içinde kendilerinden geçen bu insan-
lan normal düş ünmeye sevketmek için uş aklar, sık sık onların
yüzleri önünde çıngırak çalarlar. Fakat bütün entelektüel yeteneklerine rağ men, Laputalılar'ın ellerinden pratik hiçbir iş gel
mez. Elbiseleri vücutlanna uymaz, evleri baş aş ağ ıdır. Sadece
Lord Munodi adında birinin hakikî bir evi ve mahsûl veren tar
lası vardır Fakat bu baş anlanndan ötürü de, diğ er Laputalılarkendisini sevmezler
Laputa Kralı, Balnibardi müstemlekesi üzerine havadankoca koca kayalar bırakmak suretiyle burasını yönetir, böyle
ce yerlilerin baş kaldırmalannı önler.
Güliver, onlann ülkenin merkezi Lagodo ş ehrindeki pro jek
tör akademisinden bilhassa gurur duyduklannı öğ renir. Lapu-
talı ilim adamlan burada salatalıktan güneş ış ığ ını çıkarmak
veya insan dış kısından yiyecek yapmak gibi aptalca projelerüzerinde senelerce çalış ır Akademide, körler, renkleri, elleriy
le dokunarak tayin ederler Evlerin önce damları yapılın
Güliver, Lagodo'dan, büyücü ve cadılann yaş adığ ı G lub-
budrib adasına giden Adanın valisi, Güliver'in önüne
MakedonyalI İskender, Anibal, Sezar ve Pompey gibi tarihin
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 4 7
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 49/247
büyüklerinin hayallerini getirir Hepsi teker teker, bcş ordıklan
iş ler hakkında, Güliver'in sorularını cevaplandınr Her biri,
Güiiver'i hayal kınklığ ına uğ ratan bir hâdise anlatır ve böyle
ce, tarihin resmî kayıtlarının bir sürü yalan olduklarını gösterir.Güliver, Luggnagg adasında da hayal kınklığ ına uğ rar. Bu
adada, lâyemut (ölümsüz) Struldbrug denen insanlar yaş ar.
Kâinatın sırlarını öğ renebilmek için, önlerinde uzun bir zaman
olduğ undan, Güliver, bu insanlann çok mutlu ve çok akıllı ol-
duklannı sanın Fakat, onlan yakından tanıyınca, akıllannm
baş lannda olmadığ ını ve hayata küskünlükle baktıklannı anla r Gerçi ölmüyorlar, ama gittikçe yaş lanıyor ve halsizleş iyor;
yaş amak için bütün ş evklerini kaybediyor ve ölmek istiyorlar
Güliver, Japonya üzerinden İngiltere'ye döner Kısa bir
müddet ailesiyle birlikte oturduktan sonra, 1710 Ağ usto-
su'nda, tekrar denize açılır Bu defa geminin kaptanıdır Gü
ney Denizi'nde, Güliver'in tayfalan, gemiyi ele geçirir ve kendisini hapsederler. Nihayet, uzun bir kayık içinde, Güliver de
nize bırakılır Güliver, Yahoo denen pis, maymun gibi, tiksindi
rici insanların yaş adıklan garip bir adaya ç ıkar Pisliklerini Gü-
liver'e fırlatan Yahoolar, Houyhnhnm denen atlann yaklaş tık-
lannı görünce dehş et içinde kaçarlar (Bu kelimelerin telâffu
zu, atların kiş nemesini and ınr) Adanın yöneticileri bu atlardırHouyhnhnmler, Güliver'in -daha nazik ve mâkul biri olsa
da- bir Yohoo olduğ unu sanırlar, zira bir attan ziyade bir Ya-
hoo'ya benzemektedir Yahoolar, ne kadar vahş î ve mantıksız
mahluklarsa, atlar da o kadar nazik, medenî ve son derece
makul yaratıklardır Onlar, genetik kanunlanna göre evleniyor
ve ölümü, sakin bir ş ekilde kabul ediyorlardı. Güliver, bir Houyhnhnm ailesinin ahırına yerleş ir ve onlann süt, ş ifa verici b it
kiler ve saman pastalanndan oluş an yiyeceklerini bile sever
Güliver, kendi giyeceklerini yapar, fakat Houyhnhnm'lar, onun
çıplak dolaş madığ ına hayret ederler Mam afih, onun bu eg-
zantrikliğ ini, fizikî bünyesinin, kendilerininkinden daha alt se
viyede olmasına hamlederler.
4 8 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 50/247
Güliver, Houyhnhnmlere İngiliz hayatını anlatır, fakat (Bro-
dingnag Kralı gibi, onlar) böylesine huysuz, kötü bir ırkın ger
çekte Yahoolardan biraz daha iyi insanlar olmalanna rağ men
kendilerini dünyanın hâkimi saymaları karş ısında irkilir, tiksin
ti duyarlar. Atlar, yalan söyleme kavramanın ne mânâ ifade ettiğ ini anlayamaz, zira onlann indinde, kelimeler, bir vakıayı
gizlemek için değ il; yaratıklann aralannda muhabere etmele
ri için kullanılmalıdır. Atlann İngiltere'de yük hayvanı olarak
kullanılmasını hakaret sayarlar. Harbin dehş etlerinden bahset
tiğ i sırada, Güliver, Brobdingnag'da olduğ undan daha tem
kinli ve daha az vatanseverdir Houyhnhnm'lerle birlikte, insanın kötü ve ş eytanî bir yaratık olduğ unu kabul eder ve tama-
miyle rasyonel olan (mantıkî) bu cemiyette, atlarla birlikte ga
yet mutlu bir hayat sürmeye baş lar.
Maamafih, Güliver'in bu banş ülkesindeki mutluluğ u uzun
sürmez. Bir çeş it parlâmento olan Houyhnhnm Büyük Mecli
si, Güliver'in, maymun ırkı sayılan mahallî Yahoolardan dahamedenî görünmesine rağ men, onun gerçekte bir Yahoo oldu
ğ una karar verir. Hatta diş i Yahoolar, Güliver'i cinsel bakım
dan cazip bile görüyorlardı. Güliver'in zeki bir Yahoo olduğ u
nu düş ünen atlar, onun kendi medeniyetleri için b ir tehlike teş
kil ettiğ ine karar verirler. Böylece, hiç arzu etmemesine rağ
men Güliver'in adayı terketmesi istenir. Güliver, kendisine birkayık yapar ve denize açılır; sonunda, anlayış lı ve nazik bir
kaptan olan Pedro de Mendez'in kumandasındaki bir Portekiz
gemisi tarafından kurtanlır.
Güliver artık tam bir mizantrop (insanlardan nefret eden
kimse) olur. Avrupa'ya dönene kadar kabinesine çekilir Fakat
Mendez, kendi nazik davranış ve tutumlanyla, hareketleriyle,herkesin, Yahoolar kadar nefret edilecek kimseler olmadıkla-
nnı göstermeye çalış ır. Güliver, son seyahatinden sonra niha
yet ailesinin yanına döndüğ ü zaman, onlara tahammül ede
mez, uzun bir müddet kendisini, sadece atlann arasında mut
lu hisseder.
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 4 9
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 51/247
Eleştiri
Hicvedici, hayalî bir seyahat kitabı olarak, Güliver’in Se
yahatleri (sansür edilmiş şekli içinde) hem çocuklar için
fevkalâde bir kitap, hem insanlann bayağı, kötü bencil,menfaatçi, zulmedici yönlerine karşı girişilen çok ağır birhücumdur. Svvift’in, başlayıcı bir mizahî üslûpla ele aldığıkonu lar arasında politika, saray entrikası, yobazlık, beşerî bencillik ve zulm ün her şekli vardır. Dünyanın dört köşesine yaptığı geziler sırasında Güliver, fizikî ve kültürel
farklarına rağmen, insanların, her tarafta aslında aynı olduklarını görür. Herkesle kolaylıkla dostluk kurabilen biriyimser olarak başlayan Güliver, sonunda, BrobdingnagKralı’nm bir sözünü benim ser: beşerî yaratıklar, " tabiatın,yeryüzünün sathına bırakmak mecburiyetinde kaldığı için büyük ıstırap duyduğu en iğrenç haşaratın oluşturduğu
en habîs ırktır.” Sadece birkaç kişi, Svvift’in, beşer ırkınılânetleyişi dışında kalır.
Güliver’in Seyahatleri, Svvift’in mizahî dehasının en iyitemsilcisidir. Dil üzerindeki saplantısı sayesinde, Güliverziyaret ettiği bütün yabancı ülkeler ve oralarda yaşamayanlar için kelime uydurur. İngiliz hükü m etindeki entri
kaları, Liliput sarayındaki entrikalarla anlatmaya çalışır.Teorik ilme olan güvensizliğini de, Lagado Yüksek İlimler Akademisi’ni hicivli bir şekilde anlatmakla gösterir.Tabiî, Svvift’in asıl anlatmak istediği şey, meşhur İngilizİlim Akademisi, English Royal Society’dh.
Güliver’in ziyaret ettiği her ülke, kendisinin dünyanın
en büyük ülkesi, kendi insanlarının bütün yaratıklarınhâkim i o lduklarına inanırlar. Fakat, hepsi büyük veya kü çük, maymun veya at, büyük bir İnsanî kusurdan mustarip olduklarını gösterirler. Güliver, kendi isminin de imâettiği gibi, her şeye inanan saf ve temiz biridir. Fakat seyahatleri sırasında, küçük işler peşinde giden, birbirleri
5 0 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 52/247
aleyhine entrikalar hazırlayan Liliputlarla, son derece bencil Brobdingnaglarla soyutlaşm ış gayrîinsanî Laputa-lar’la ve pis, iğrenç, insan-altı Yahop’Iarla karşılaşır. H attâen fazla iyi niyetle ele alınan Houyhnhnm’ler bile, Güli-
ver’i aralarından uzaklaştırmakla gös terdikleri şekilde çokmantıkî yaratıklardır. Seyahatlerinin sonunda, Güliver,daha hü zünlü, daha akıllı bir insan olur.
Swift, insanların, birbirlerine yaptıkları zulüm ve işkencenin, şu sebeplerden ö türü , d aha da tiksindirici oldu ğunu söyledi: İnsanın, düşünme kapasitesi vardır, fakat
bunu ya yanlış kullanır veya hiç kullanmaz, çünkü m ânâ-sızcasma gururlu du r ve onun harp ten, işkenceden ve kandan hoşlanması da, bu gururunu hiçbir zaman haklı gösteremez.
Yazar
İngiliz mizah yazarlarının en büyüğü sayılan Jonatlıan Swift, 1667’de
Dublin’de doğdu. Şair Jotın Deryden’in kuzeni olan Swift, Dublin’deki Tri-
nity Koleji’nde eğitim gördü, fakat kolejin disiplinine karşı geldiğinden sık
sık cezalandınidı. Sonraları, Sir VVilliam Temple’in, sekreteri oldu ve onun
hizmetinde iken, ilk hiciv kitaplarını yazdı: The Battie of the Books ve A
Tale of a Tub. Bu kitaplar 1704’te basıldı. Yine bu sırada Esther (Stella) Johnson’a âşık oldu; daha sonra, onunla gizlice evlenmiş olabilir.
Temple 1699’da öldüğü zaman, Swift, bir din adamı oldu ve İrlan
da’da yaşamaya başladı. İngiltere'yi sık sık ziyaret ediyor, politika ve ede
biyat tartışmalarına dalıyordu. Gerçi bir liberal olarak başladı ise de,
1710’da Muhafazakârlar’a döndü ve üç sene sonra da, St. Patrick kated
raline kardinal tayin edildi.
İnsan tabiatını acı bir şekilde tenkit eden görüşlere sahip de olsa, Swift, cana yakın bir insandı; çağının önde giden edebiyatçılatjyja çok
yakın dostluklar Sürdürdü; Popye, Arbuthnot ve Gay ile birlikt.e ScriblerusKulübü adı altında bir yazarlar kulübü kurdu. İ r landal I larda onu, kendilerinin bir kahramanı saydılar; çünkü Swift, İrlanda'daki İngili2f yönetiminien kızgın bir şekilde hicvetmişti. Bu tür kitapları arasında en fazla tanına
nı A Modest Proposafdır (1729).
1 0 0 Bü y ü k R o m a n « 5 1
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 53/247
Swift, hayatının sonlarına doğru, gittikçe kötüleşen zihnî bir hastalı
ğa yakalandı. Svvift’in karakterini, mezanna, kendisinin yazdırdığı kitabe
sindeki şu sözler kadar hiçbir şey anlatamaz. “Burada, vahşî haksızlıklar
karşısında kalbi parça parça olan biri yatıyor.”
5 2 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 54/247
Candide
Yazan
Voltalre
(Françols Marle Arouet)(1694-1778)
Başbca Karakterler
Not: Can dide’deki düz ine ler le karak terden , sadece aşağıdaki le r devam
lı rol oy nar lar . D iğerleri , bazı b üyü k ta l ihsizl ik ler i veya aşikâr a p tal
l ıklar ı göstermek iç in , tesadüfi o larak bir ik i sayfada görünürler .
Candide: Hikâyenin kahramanı: adı saf l ık ve temizl ik i fade eden, cana
yakın ve maharet l i b ir genç.
Cunegonde: T hu nd erten Tron ckh ’nin kızı ; Can dide’nin sevgil is i .
Pangloss: C andide’n in hocas ı, dah a iy is in in m üm kün o lm adığ ına inan
dığı dünyada yaşadığını söyler . Adının mânâsı , ya onun bi ldikler iniveya lâf ebeliğini imâ edercesine, “sadece dil” demektir .
Cacambo: Candide’nin uşağı; kısmen İspanyol, kısmen Kızılderil i ; kur
naz, azimli ve efendisine sadık.
Martin: Candide’nin dost luk kurduğu fakir b ir i l im adamı. Hayata ka
ramsar bakışı i le Pangloss’ın iyimserliği karşısında yer alır .
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 55/247
Hikâye
Westphalia'da, onsekizinci asırda, ikinci derecede olmakla
beraber, kendisini önemli addeden Thunderten Tronckh Baronu, ş iş man kansı Barones ve güzel kızı Cunegonde ile yaş a
maktadır. D r Pangloss adında bir öğ retmen ile Candide adın
da, cana yakın, samimî ve Baron'un gayrimeş ru dünyaya gel
miş yeğ eni d,e aynı konakta otururlar. Pangloss, felsefî bir iyim
serdir; mevcut olabilecek en iyi bir dünyada yaş adığ ına, olup
bitenlerin, vuku bulabilecek en iyi ş eyler olduğ una inanır. Candide, bu doktrini, sorgusuz sualsiz kabul eder. Ardından, bir
gün baron kendisini Cunegonde'yi öperken yakalar ve ş ato
sundan atar. Böylece, hakikî hayata giren Candide, dünyada
ne kadar ıstırap çekildiğ ini, kötülük ve aptallık bulunduğ unu
yavaş yavaş anlar.
Candide, derhal Abare denen bir ülke ile harp halinde bulunan Bulgar ordusunda askere alınır Kanlı bir çatış madan
sonra, dehş et içinde kalan Candide, Bulgar ordusundan kaçar
ve Hollanda'ya sığ ınır. Burada, sefil bir dilenci ile karş ılaş ır ve
onun; eski hocası Pangloss olduğ unu anlar. Candide harbin,
VVestphalia'yı tamamen yıktığ ını ve Cunegonde'nin ailesi ile
birlikte öldüğ ünü anlar. Pangloss ve Candide, beraberce, Portekiz'e giderler ve denizde, hemen hemen boğ ulacak kadar
tehlikeler atlattıktan sonra Lizbon'u yıkan 1755 depreminden
biraz önce ş ehre gelirler. Depremin, din düş manlannı bağ nn-
da banndıran bu ş ehre Allah'ın gönderdiğ i bir ceza olduğ una
inanan Kutsal Engizisyon, Pangloss'u asar ve Candide'yi de
kamçılar.Esrarengiz bir kadın, Candide'ye bakar, iyi eder ve Candi
de, -son derece sevinç içinde- onun, kaybettiğ i Cunegonde'si
olduğ unu görür. Kadın ölmemiş tir; Cunegonde, kendisinin ırzı
na geçtiklerini ve barsaklannm alındığ ını itiraf eder, fakat bun-
lann hiç de öldürücü bir ş ey olmadıklannı söyler.
5 4 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 56/247
Kadın, ş imdi iki kiş inin ortaklaş a metresidir: biri, bir Yahudi
bankacı; diğ eri Engizisyon Baş hâkimi! Candide, her ikisini de
öldürür ve gereken parayı çalarak, Cunegonde ile birlikte, bir
gemiye binerek Arjantin'e kaçar. Orada, baş lanna baş ka talih
sizlikler gelir. İspanyol valisi Cunegonde'ya göz koyar ve Can
dide, Paraguay'a kaçar. Bu ülke, o zaman, askerî bir teokrasi
olarak Cizvit papazları tarafından yönetilmektedir. Kumandan
(ki hem bir albay, hem de bir papazdır) Candide'yi gayet iyi
karş ılar ve kendisinin Cunegonde'nin kardeş i olduğ unu açık
lar Kumandan, Candide'nin kız kardeş ini hâlâ sevdiğ ini öğ re
nince, onu öldürmek ister. Candide tekrar kaçar.
Cacambo adındaki melez bir uş ağ ı ile beraber Candide,
daha sonra, Eldorada adındaki mitolojik bir krallığ ı ziyaret
eder Bu ülkede, altın ve kıymetli taş lar, kum ve çakıl taş ları ka
dar çoktur. Daha hayret uyandıran tarafı, bütün halkın, akıllı ve
faziletli insanlar olmasıdır. Herkes âdil olduğ undan, avukat bu
lunmaz ve herkes faziletli olduğ undan, rahip de yoktur Güzel
sanatlar ve ilim, devletin destek ve himayesi altındadır ve en
mütevazı bir vatandaş ın dahi yüksek bir hayat standardı vardır
Gerçi bu insanlar, yabancılara gayet nazik davranıyorlarsa da
Candide, hâlâ Cunegonde'yi düş ünür Nihayet, aynimasına
müsaade ederler Candide, yanına kendisini, dış dünyanın
standartlanna göre, inanılmazcasına zengin saydıracak kadarmücevherat alır
Candide ve Cacambo, Surinam'a giderler Candide, Cu-
negonde/yi geri vermesi için, Cacambo ile Buenos Aires'teki
valiye rüş Vet gönderir ve kendisi de Avrupa'ya giden bir gemi
ye binen Martin adında bir edebiyatçı ile dostluk kurar. Bu ada
mın hayat görüş ü, Pangloss'un iyimserliğ inin tamamiyle karş ı
tıdır Yolculuk boyunca, iyi ve kötü, fazilet ve kötülük, kader ve
hür irade üzerine uzun bir tartış ma yaparlar. Nihayet, beraber
ce Paris'e gelirler ve Candide, Paris sosyetesi, tiyatrolan, kitap
lar ve tenkitçiler, kumar ve ilâhiyat hakkında fikirlerini geliş tirir
Baş ka bir maceralan onlan Venedik'e götürür Candide, bura
1 0 0 B ü y ü k R o m a n • 55
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 57/247
da her ş eyden sıkıntı ve bıkkınlık duyan Senyor Pococuronte
adlı asilzadeden ve §u veya bu ş ekilde ellerindeki krallıklan
kaybetmiş altı kraldan çok ş ey öğ renir Candide artık dünyada
(Eldorada dış ında), yeryüzündeki insanların müş terek kaderi
olan mutsuzluktan kendisini kurtarabilecek kadar zengin ve
güçlü kimsenin bulunmadığ ına derinden inanın
Ş imdi, Hıristiyan dünyasını geride bırakan Candide ve M ar
tin, İstanbul'a giderler ve orada bir dizi mesut tesadüflerle Ca-
cambo, Cunegonde, Pangioss (ki Lizbon'da asılmış tır) ve her
zamanki kavgacı mizacını hâlâ bırokmayan Cunegonde'nin
kardeş i ile buluş urlar.
Cunegonde, artık buruş uk yüzlü, huysuz bir kadındır; fakat
Candide, onu nazik bir ş ekilde kucaklar; bir görev ve mesuli
yet duygusu altında onunla evlenir Candide'nin, Eldorada'dan
getirdiğ i mücevheratın çoğ u gitmiş tir; yine de geride kalanlar
la, Candide, İstanbul ş ehri dış ında mütevazı bir çiftlik satın alır
ve meyve yetiş tirmeye baş larlar Cacambo da, bu meyveleri
pazarlarda satar
Candide, nihayet, b ir ölçüde felsefî bir huzura kavuş ur Ar
tık büyük bir zenginliğ e sahip bulunmadığ ı gibi romantik bir
aş k peş inde de değ ildir. Samimiyetleriyle ve çalış kanlıklanyla o
ve yanındakiler bir ölçüde güvenlik ve huzura kavuş urlar. C u
negonde, hattâ yemek piş irmesini bile öğ ren ir Hattâ tartış mak
tan zevk alan bilgiç edâlı filozofluğ unu hâlâ muhafaza eden
Pangioss, mümkün olabilecek hayat tarzlan altında, en iyisinin
ş imdi yaş adıklan hayat olduğ unu söyler; ama Candide, mese
leleri artık felsefî yönden ele almaz ve soyut olaylar, münaka
ş alar artık onu ilgilendirmez. Sadece ş u cevabı verir: "Kendi
bahçemizi iş leyelim."
Eleştiri
Candide, ânında, akla geldiği gibi sözlerden o luşan birşaheserdir ve titizlikle plânlanmış bir roman olarak ele
5 6 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 58/247
■ılmmalıdır. Vbitaire, besbelli ki, plânı üzerinde ciddiyetleıltırmadı veya okuyucularının da duracaklarını ummadı.Olaylar, öylesine birbirine eklenmiştir ki, çok az devamlılık vardır ve hikâyeye tesir etmeksizin, bunlardan çoğunun yerleri değiştirilebilir. Hikâyede görülen devamlılıkise, bir dizi akıl almaz tesadüflere bağlıdır. Açıkça gö rülüyor ki, Voltaire, bir macera romanı düşünmüyor, gülünçliir hicviye yazıyordu. Rom anın karakterle ri de, aynı şekilde gelişigüzel ele alınmıştır: Bu karakterler, portreler değil, bir fikri belirten veya bir kötülüğü anlatan karikatürlerdir. Gerçekten, eserin plânı, onların iki boyutlu karakterler olmalarını gerektirir. Çünkü onları, hakikî insanlarolarak kabul edeceksek, başlarına talihsizlikler, kom ik değil, dehşet uyandırıcı olur ve kitabın düşüncesiz, küstahça tonu bizi rahatsız ederdi.
Okuyucunun, daha birinci sayfadan itibaren gördüğülâtifeli, istihzalı, cinaslı ton hâd isele ri dikkatli bir şekildeele almakla kurulur. Voltaire, bağdaşmaz fikir ve imajları biraraya getirm ekten büyük zevk duyar; m eselâ Cunegon-de, Lizbon’daki eng izisyonu anlatırken der ki: “Salondakiyerim fevkalâde idi ve dinî tören ve idamlar arasında kadınlara, meşrubat verdiler.” Tabiî, burada anlatılmak istenen şu ki, idamlar dahi dinleyicilerin hoppalığı ve saçmalığı kadar şaşırtıcı değildir. Olayları anlatırken ele alınan
bu tü r bir vasıta. Dr. Pangloss’un aşk yapm asının tecrübîfiziğin bir dersi olarak anlatılması gibi, felsefenin teknikterimlerini, onları beklenmeyen veya hatta açık saçık,müstehcen muhtevalar içinde göstererek alay etmektir.Kitapta, nükte li vecizeler veya edebe aykırı, insafsız paradokslar var. Meselâ, Cunegonde, şerefli bir hanımın ırzına geçilebileceğini söylüyor; çünkü bu onun faziletini artırmaya yarar! Fakat sık sık başvurulan vasıta, her yeni ta lihsizlik karşısında, istihzalı bir tarzda, Candide’nin,m üm kün olan en iyi bir dünyada yaşam akta olduğunda ıs
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 57
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 59/247
rar edişidir. Eser boyunca, Voltaire, çok sade kelimelerkullanır ve Candide’nin şahsiyeti gibi, basit cümleler kurar; fakat onun bu sadelik ve basitliği, büyük bir dünyagörüşüne sahip olduğunu gösteriyor.
Bütün bu şaka ve lâtifeye rağmen, Candide ciddî bireser. Hiciv, kelime oyunlarıyla ifade ediliyor, fakat fikirlerin oyunu üzerine kurulmuştur. Kitabın alay ettiği esaskonu, Alman filozofu Gottfried Wilhelm Leibniz (1646-1716) ve İngiliz şairi Alexander Pope’ın (1688-1744) ortaya sürdükleri iyimser felsefeyi gülünç bir tarzda göstermektir. Her ikisi de, tâ en eski zam anlardan kendi çağlarına (tabiî bizim de çağımıza) kadar gelen kö tülüklerüzerinde durdular: “Her şeye kaadir bir Allah tarafındanyaratıldığı söylenen bir dünyadaki günahları, ıstırapları veölümleri ne ile izah edeceğiz?” Leibnitz, üç çeşit kötülük bulunduğunu söyler: m etafiz ik kötülükler, (bunlar, sın ırlıve gayri mükemmel kötülüklerdir), fizikî kötülükler (başlıca, acı ve ıstırap) ve ahlâkî kötülükler, Leibnitz, bu kötülükleri böylece belirttikten sonra, h er birini teker teker elealarak, bunlardan kaçınılmayacağını veya on ların gerçektedaha büyük bir iyiliğe hizmet ettiklerini anlatır. Böyleceinsanlar, ateşin verdiği acıyı hissettiklerinden, kendilerinin yakılmalarına m üsaade etmeyecekler ve dünyanın, tahammül edeceğinden fazla bir nüfusa erişmemesi içinöleceklerdir. Bu tür münakaşanın esası şu: kötülük, bir bütün olarak ele alındığı zaman, iyi olan İlâhî plânın gerekli bir parçasıdır. Başka bir ifade ile biz, daha büyük biriyiliğin ortaya çıkm asına zemin hazırlayan, iyilik ve kö tülüğün bir tür kombinezonunu yaşarız ve bundan böyle,yaşadığımız dünya, m ükem m el o lmasa dahi, hiç olmazsa,m üm kü n olabilecek bir dünyanın en iyisidir. Pope, bu dü şünceleri, daha da ileri götürdü ve An Essay On Man {İn
san Üzerine Bir Makale, D enem e) adlı şiirinde, daha da pervasız bir şekilde belirtti:
5 8 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 60/247
Bütün tabiat, senin bilemeyeceğin bir sanat eseridir.
Senin görmediğin bütün tesadüfler, yönler.
Anlamadığın bütün dengesizlikler, ahenkler.
Bütün bu kısmî kötülükler, evrensel iyilikler;
Gurura, aklın hatâlarına rağmen.
Bir hakikat apaçıktır: Ne oluyorsa olsun, hepsi doğrudur. Candide, bu tür iyimserliği reddetmeye teşebbüsederek, insan içgüdüsünün buna isyan ettiğini söyler;dünyada, kaygan ağızlarla ifıâde edilemeyecek derecede pek çok ıstırap vardır. Voltaire, Leibnitz ile bir tartışm ayagirmez; kahram anın ı, o kadar fazla acı ve istif .pîa karşıkarşıya bırakır ki, "m üm kün olan dünyaların en iyisi”ibaresi bir alay olur. Candide haykırır: “Eğer bu en iyisiise, diğerleri nasıldır?”
Voltaire, görüşlerini desteklem ek için ileri sürdü ğü delilleri, hiç olmazsa, uydurmadığını söyleyebilirdi. Candi-de’deki olayların ekserisi, gerçekte vuku bulm uştu. Böylece, Bulgarlar ve Abereler arasındaki harp gerçekte. YediSene Marbi’dir; Venedik’te bahsedilen, tah tlarından düşürülm üş altı kral, tarihî şahsiyetlerdir; diğerlerinin de ö ldürülmelerine yol açması için öldürülen İngiliz amirali, talihsiz John Byng’dir, ilh... Fakat Voltaire’in, dehşet koleksiyonundaki en değerli eser, 1755’de, Lizbon’u yıkan veotuz bin kişinin enkaz altında kalarak ölmesine yol a:çandepremdir. Bu öylesine büyük bir felâket idi ki, daha büyük bir iyiliğe katkıda bulunm asıyla izah edilemezdi. Volta ire ’in dediği gibi, “Eğer Pope, Lizbon’u görse idi, he r şeyiyi” diyebilir miydi?
Voltaire, iyimserlik dışında, daha pek çok şeye hücumeder. Başlıcası harp. Abere köyünü "beynelmilel kanunlara göre yakan” Bulgarlar’ı anlatırken gösterdiği kızgınlığı,Candide’nin başka hiçbir sayfasında dışarı vurmaz. Harpten sonra, bilhassa Engizisyon ile ilgili sayfalarda, dinî
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 59
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 61/247
müsamahasızlık ve işkencelere hücum eder. ThundertenTronckh Baronun şahsında, bir mevkiin verdiği gururla.Dr. Pangloss’un şahsında da bilgiçlik taslam akla alay edi
lir. Voltaire, ayrıca, zaman zaman kavga ettiği kimselerede hücum eder: Hollanda kitap yayımcıları, Fransız tenkitçileri ve bü tün bir Alman milleti.
Bu sefalet ve aptallık katalogunda, Eldorada krallığının bir istisna teşkil ettiği anlaşılıyor, çünkü herkes akıllı vefaziletlidir, ama okuyucunun da böyle bir yerin mevcut
olabileceğini düşüneceği beklenemez. Bu ülkenin kitaptaki fonksiyonu, m ukayese için ideal bir cemiyet takd im e tmek suretiyle, hakikî dünyadaki kötülükleri daha iyi belirtmektir. Eldorada’nm m uhtelif yönleri, Voltaire’in bilhassa bazı düşüncelerini aksettiriyor: İlim ve teknolojiyeduyulan h ürm et ve bu ülkede avukat bulunm adığı (Volta
ire’in kendisi de bir avukattı). Daha da önemlisi, halkınhepsi “d eis t’tirler, yani İlâhî tebliğ veya mucizelerle değil,akıl ve vicdanla idrak olunan, kendisine ibadet etm ek içinkiliseye veya rahiplere ihtiyaç his settirm ey en bir Allah’ainanırlar.
Voltaire, kahramanının Eldorado’da kalmasına müsa
ade etmez. Candide, hakikî dünyaya döner ve hayatın hiçolmazsa bazı kötülüklerine karşı kısmî bir hal çaresi bulur: çok çalışmak ve teorilerinden kaçınmak. Bu, m üm künolabilen dünyaların en iyisi olmayabilir, ama onu daha dageliştirm ek m üm kün. Candide, Pangloss’a kendi bahçesini işlemesini söylediği zaman, demek istediği budur.
Candide, zevkle okunacak bir kitap. Berrak ve zarifüslûb u, on u klâsik Fransız nesrin in bir modeli yaptı. Candide, dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, herkesinzevkle okuyacağı bir kitap ve b ü tü n bu lâtife ve şakalar gerisinde, derin bir ahlâkî inanış gizli. Voltaire, her çağdaçok sayıda insanın görmemezliğe geldiği bazı hakikatleri
berrak bir tarzda görebilm e yetkisine sahip. Yâni harp ve
6 0 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 62/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 63/247
Voltaire, hür müesseseler altında yaşamanın çok daha akıllıca bir hare
ket olacağına karar verdi ve 1726’da İngiltere’ye giderek üç sene kaldı.
Denilir ki: Voltaire, Fransa’yı bir şair olarak terketti; bilge biri olarak
■döndü. “Şüphesiz, İngiltere, onun ufkunu genişletti. Burada yeni bir dil öğ
rendi, yeni bir edebiyatı inceledi ve tevkif edilmek korkusu altında kalmaksızın istediğini söyleyebildi. Kendi paralelinde yetenek ve düşüncele
re sahip ve aralarında Swift ve Pope gibi çağın İngiltere’sinin tanınmış ya
zarlarının da bulunduğu edebiyatçılarla dostluk kurdu. Dünyayı, fizikî ka
nunlarla yönetilen düzenli ve mantıkî bir yapı olarak gören Nevvton’un fi
ziğini; insanların, dini, kitaplara ve kiliseye ihtiyaç hissetmeksizin fazilet
le olabileceklerini ve Allah’a ibadet edebileceklerini söyleyen Shaffesbury
gibi deistlerin eserlerini inceledi. Bilhassa, rasyonalist ve amprisist (her
türlü bilginin esasının tecrübeye dayandığını ileri süren felsefe) filozof
John Locke’in etkisinde kaldı.
Voltaire, 1729’da Fransa’ya döndü ve parlak mesleğine başladı. Ar
tık, kitaplarından gelen para ve temkinli yatınıinlanyla zenginlik yolunda
giden biri de olmuştu. Voltaire, 1734 ve 1749 arasında akıllı ve kurnaz bir
kadın olan Marguese du Clatelet’in sevgilisi olarak, onun evinde kaldı; kadın edebî ve İlmî zevkleri olan, Nevvton ve Locke hakkında Voltaire’in
duyduğu heyecanı benimseyen ve Paris sosyetesinin tanınmış bir sima
sı idi. Bütün bu müddet zarfında, Voltaire piyesler, hikâyeler, şiirler, tarih
ve felsefe eserleri yazdı. Nevvton’un fiziğini popülerleştirmeye çalıştı.
1746’da da Fransız Akademisi’ne seçildi. Bir ara, en iyi hâmisi kraldı. Fa
kat Voltaire, kralın resmî metresi Madam Pompadour hakkında, ne krali
çeyi, ne de kralı memnun eden bir şiir yazmak dikkatsizliğini gösterdi. Ta
lih kendisine yardım etti, uzun bir zamandır Prusya’yı ziyaret etmesini is
teyen Büyük Frederick’in davetini kabul etti.
Potsdam, ilkin, kollannı heyecanla Voltaire’e açtı: kendisine emeklilik
bağlandı, altına bir araba verildi ve bir saray unvanı da takdim edildi. Ken
disini güzel sanatların hâmisi sayan kral, Voltaire’i de kendisinin edebî
çevresine almakla gurur duydu. Voltaire, maamafih, Fransa’da olduğu gibi Prusya’da da baskı altında tutulamayacağını gösterdi ve Frederick de
dahil herkesle kavga etti. Voltaire, 1753’te tekrar yola çıktı. Bir ara Penns-
ylvania’ya (Amerika) göç etmeyi dahi düşündü, fakat deniz tutmasından
korktuğundan vazgeçti ve Cenevre’ye gitti. Fakat burada da, bu şehrin
dinî bağnazlığı kendisini rahatsız etti; çok sevdiği amatör tiyatro eserle
rini dahi sahneye koyamadı. Nihayet 1760’da Fransa ve İsviçre arasında
62 • 100 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 64/247
Ferney'de yerleşti. Burası İsviçre sınırına o kadar yakındı ki, bir ülkenin
bağnazlığından diğerine kaçabilirdi.
Ferney’deki son yıllan, hayatının herhangi bir çağı gibi büyük bir ça
lışma içinde geçti. Artık son derece zengin bir insandı ve sermayesini,
köyün gelişmesi için kullandı. Dünyaca da tanınıyordu. Avrupa’nın her tarafından onu görmeye geliyorlardı. Kendisini görmeye gelemeyenlerle,
devamlı surette mektuplaştı; bazen günde otuz mektup yazıyordu. Yine
de, yazılarına (piyesler, tarihî eserler, hikâyeler, makaleler) ara vermek
sizin devam etti. Ve bilhassa şu bakımdan hürmet görüyordu ki, dünya
nın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, adaletsizlik ve dinî müsamahasızlı
ğa uğrayanların savunuculuğunu yüklendi.
Voltaire’in, halkın sevgi tezahürlerinden öldüğünü söylemek yanlış
bir şey olmaz. 1778’de, eserlerinin birinin oynandığı Paris’i ziyaret etme
ye ikna olundu. Şehre bir kahraman gibi girdi, yüzlerce tanınmış kimse
kendisini ziyarete geldi, onbinlerce Paris’linin çılgın nümayişleri arasında
başına defne dalından çelenk kondu. Kadınlar heyecandan bayıldılar. Bu
heyecan ve yorgunluk, seksen altı yaşındaki bir kimse için çok fazla idi
ve aynı yılın mayıs ayında öldü. Böylece, Fransız ihtilâlini bir iki sene ile kaçırdı. Maamafih, bu ihtilâlin aşırılıklan onu muhtemelen dehşet içinde
bırakacaktı; fakat ihtilâle giden yolun hazırlanmasında bir ölçüde onun da
rolü olmuştu.
Voltaire, asrın faziletlerinin ekserisini ve kötülüklerinin de bazılannı
gösterdi. Bir yazar olarak nüktedan, berrak, zarif ve zeki; düşünür olarak,
derin olmaktan ziyade kolayca anlaşılan biri idi. Onun mahareti, diğerle
rinin fikirlerini popüleştirmekte kendini gösterdi. Hiç de bir filozof değildi,
fakat her çağın en büyük felsefî yazarı idi. Mantıkî ve şüpheci bir mizacı
vardı, hislere pek yer ayırmadı. Dindar Hıristiyanlar, bilhassa Fransa’da-
kiler, onu her zaman bir dinsizlik ucubesi olarak gördüler. Gerçekte ise,
bir deist idi; dinden değil hurafeden ve bağnazlıktan nefret ediyordu.
Onun trajik ve esatirî eserleri artık okunmuyorsa da, daha hafif olanlar,
bilhassa Candide gibi felsefî eserleri öylesine nükteli, öylesine zarif, öylesine düşünceli, öylesine medenîdir ki, sadece Fransa’da değil, dünya
nın her tarafındaki insanlar onları hâlâ zevkle okuyorlar.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 63
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 65/247
Tom Jones
Yazan
Henry Fielding (1707-1754)
Başlıca Karakterler
Squire Allworthy: Zengin, cömert ve iyi tabiatlı , model bir İngiliz top
rak ağası.
Bridget: Squire Allvvorthy’nin sade ve basit, müşfik kız kardeşi.
Blifil: Bridget’ in , mütemadiyen dolap çevirmekle meşgul oğlu. ,
Tom Jones: Doğduğu zaman, anası ve babası taraf ından terkedilmiş,
gerçekte gayr imeşru olarak dünyaya gelmiş, romanın kahramanı ,
aç ık ka lp l i ve samimî , düşüncesiz hareke t le r i yüzünden b i r sürü
müşkülle karşılaşır.
Mr. Partridge: Fakir , saf bir i lkokul müdürü.
Squire VVestern: Kırmızı yüzlü ve çabuk kızan, başl ıca düşüncesi ye
mek, içmek ve av lanm ak o lan b i r toprak ağas ı.
Sophia: Squire VVestern’in güzel ve dikbaşh kızı.
Thwackum ve Squire: Riyakâr iki pedagog.
Black George: Squire Allvvorthy’nin sarhoş, hiçbir işe yaramayan aylak
bekçisi.
Bn. Fitzpatrick: Sophia’nın kuzeni , ç ı lg ıncasına kıskanç koca sında n ka
çar.
Lady Bellaston: Bn. Fitzpatrick'in kültürlü ve görgülü Londralı bir dos
tu .
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 66/247
Hikâye
Somersetshire'deki toprak sahipleri arasında, cömertliğ inden, iyi mizacından ve zenginliğ inden ötürü, en fazla hürmet
edilen toprak sahibi Squire Allworthy'd ir Bekâr kızkardeş i Brid-
get ile beraber yaş ar Londra'da birkaç ay kaldıktan sonra, bir
gece evine döndüğ ü zaman, bir erkek bebeğ in kendi yatağ ın
da yattığ ını görür ve ş aş kına döner Çocuğ u kilise bekçisinin
^kapısı önüne bırokmaktansa kendisi büyütmeye karar verirÇocuğ un ana ve babasının kimler olduğ u büyük bir sırdır
Toprak ağ ası ve kızkardeş i, çocuğ un annesinin mahallî ilkokul
müdürü Partridge'in hizmetçisi Jenny Jones olabileceğ ini düş ü
nürler Bridget, bir müddet önce hasta olduğ u zaman Jenny
Jones, Allvvorthy'nin evinde kalmış tı. Mahallî dedikodudan
korkan Squire Allvvorthy, Jenny'yi kasabadan dış an gönderirOkul müdürü de aynlır Çocuğ a Tom Jones adı verilir.
Kısa bir müddet sonra, Bridget, servet peş inde koş an Yüz
baş ı Blitil ile evlenir ve ondan bir erkek çocuğ u o lur İki çocuk
bir arada büyütülür Squire Allv^^orthy'nin mirasına konmayı dü
ş ünen Yüzbaş ı Blifil'e inme iner ve oğ lu küçük yaş ta iken ö lür
Tom ve genç Blifll iyi geçinemezler, zira Tom, açık kalpli, samimi ve oldukça yaramaz bir çocuk; Blifil ise, her zaman, bü
yükleri üzerinde nasıl bir izlenim bıraktığ ını düş ünen ruhsuz bir
ukalâdır Allvvorthy, Thvvackum ve Square'den Tom'u yetiş tirme
lerini ister Onlar da, çocuğ u sık sık döverler Fakat Tom, ken
dini bir ş ey sanan, kibirli Square'i kasabanın sürtük kadını
Molly Seagrim'le aş k yaparken yakalar, eğ itimi de böylece sona erer Tom'un bir arkadaş ı Allworthy'nin, tembel, sümsük, ay
lak bekçisi Black George'dır Beraberce kırlarda avlanırlar,
baş lanna bir dizi belâ gelir, bütün bunlar Squire'i üzer
Civardaki bir malikânede Squire Western adında bir toprak
ağ ası ile güzel kızı Sophic yaş ar Toprak ağ ası çok içen, müte
madiyen at koş turan, çabuk kızan b irid ir Tom, vaktini sık sıkVVestern ailesi ile geçirir; çünkü Squire Western, onun sert ve
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 6 5
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 67/247
erkekçe tutumlarına ve ata biniş ine hayranlık beslerken, kızı
Sophia da onun samimiyetinin tesirinde kalır. Bir gün, avlan
maya çıktıklan sırada, Tom, Sophia'nın kaçan atını yakalamak
isterken kolunu kırar Bu müddet zarfında VVesternler'in yanında kalır Tom ve Sophia birbirlerine âş ık olurlar
Tom, Squire Allvvorthy'nin hasta olduğ unu ve muhtemelen
iyileş meyeceğ ini öğ renince, hemen hâmisinin baş ucuna koş ar;
orada Blifil'in, Allvvorthy'e tiksinti verici ş ekilde yaltaklık ettiğ ini
görür Fakat Allworthy, mucizevî bir tarzda iyileş ir ve Tom öyle
sine sevinir ki, zil zurna sarhoş olur. Annesini yeni kaybeden Bli-til, Tom'un bu tutumunu hakaret sayar Tom, özür dilerse de,
Blifil, onun gayrimeş ru olarak dünyaya geldiğ ini söyler ve iki
genç kavga ederler
Bu arada, Sophia, beş parasız, ihtiyatsız Tom'a olan aş kını
gizlemek için, kadınlann gözdesi Blifil ile ilgilenmeye baş lar.
Sophia'nın Londra'dan gelen teyzesi, Sophia ve Blifil'in evleneceklerini sanır ve Squire VVestern'e, evlilik için hazırlık yapma
sını söyler Fakat Sophia'nın teyzesi, gerçeğ i öğ rendiğ i zaman,
hem o hem VVestern son derece hiddetlenirler Tilki avcısı
VVestern, Tom'u seviyorsa da, gayri meş ru dünyaya gelen bir
kimseyi kendisine damat olarak düş ünemez.
Bu arada Squire Allvvorthy de tamamen iyileş miş tir Blifil,onun çok hasta olduğ u gece, Tom'un nasıl körkütük sarhoş o l
duğ unu, Tom'un bir an önce vasiyeti okumak için sabırsızlan
dığ ını söyler. Tom'a hiddetlenen ve hayal kırıklığ ına uğ rayan
Allvvorthy, onu meş ru yeğ eninden daha fazla sevmesine rağ
men, fena halde azarlar -Tom kendisini sctvunamayacak kadar
dehş et içindedir- ve evinden kovar Baş ının çaresine bakmasıiçin de Tom'a 500 Ingiliz lirası verir Tom parayı har vurup har
man savurur
Sophia da ailesine leke getirmiş tir Hiçbir ş art altında Blifil
ile evlenmeyeceğ ini söyleyince, babası, onu odasına kilitler
Fakat kurnaz hizmetçisi sayesinde, bir gece evden kaçar ve
Londra'daki teyzesine gitmek üzere yola çıkar
6 6 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 68/247
Tom, yolda bir sürü kabadayı ve sarhoş askere rastlar ve
onlarla bir handa kavga eder. Yaralannı mahallî bir berber İyi
leş tirir; bu berber, Somersetshire'den kovulan Partridge'din
Partridge, ş imdi Tom'un macera arkadaş ı olur. Bir ormanda,
kendisine saldırmak isteyen askerlere karş ı koymaya çalış an
Bn. Waters adlı orta yaş lı bir kadın görürler. Tom kadını kurta-
nr ve Upton kasabasında bir hana getirir. Kadın, Tom'u kendi
siyle aş k yapmaya ikna eder.
Bu arada, Londra'ya gitmekte olan Sophia ve hizmetçisi de
Upton hanına gelirler Çok geçmeden handa, bir gürültü, pa
tırtı baş lar: Kansının kendisini terkettiğ ini iddia eden gözü dön
müş bir adama, Tom'un odası gösterilir. Tom, içeride Bn. Wa-
ters ile beraberdir; kansı kaçan adam içeri girer. Bn. Waters
haykırır Adam, Fitzpatrik adında biridir ve Bn. Waters'in koca
sı değ ildir Durum normale dönünce, Partridge, dikkatsiz bir tu
tumla, Sophia'ya âş ığ ının sadakatsizliğ inden bahseder Sop
hia, hiddetle handan aynlır; el kürkünü kasten handa bırakır.
Tom, sabahleyin kürkü görün
Sophia, handan aynidıktan kısa bir müddet sonra, kuzeni
Bn. Fitzpatrick ile karş ılaş ır; Bn. Fitzpatrick kocasının Tom ile g i
riş tiğ i münakaş a sonucu handan kaçmış tır Sophia ve Bn. Fitz
patrick, beraberce, Londra'ya giderler Sophia, bu ş ehirde, bo
zulmamış , saf taş ra kızına, Londra'nın zevklerini tattıracak Bel-
laston adında bir kadınla tanış ın
Tom ve Partridge, Sophia'nın peş inden Londra'ya giderler
Miller adında bir kadının boş evinde kalırlar Tom, kısa bir za
man sonra Londra sosyetesine ve Lady Bellaston ile Bn. Fitzpat-
rick'in yataklanna kabul edilin Tom bir gece, tiyatroda Sop-
hia'yı görür, ona sadakatinden hiçbir ş ey kaybetmediğ ini ısrar
la söyler ve tavrını düzelteceğ ine söz verin İki âş ık banş ırlan
Partridge de, Londra'da Nancy Nightingaie adında bir kadına
âş ık olur, fakat kadının babası Partridge'i damat olarak iste
mez. Tom araya girer, kadının babasını, kızı Nancy'nin Partrid
ge ile evlenmesine razı olmaya ikna eder; buna sadece, Par
tridge değ il, Nancy'nin arkadaş ı Bn. Miller de sevinin
1 0 0 Bü y ü k R o m a n » 6 7
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 69/247
Sophia'nın evden kaçtığ ını öğ renen Spuire Western, tilki
avını bırakır, kızını bulmak için Londra'ya gider. Kızını Lady Bel-
laston'un evinde bulur, kendi evine getirir. Tom, adamın, kızı
nın kendisi ile evlenmesine hiçbir zaman razı olmayacağ ını bil
diğ inden, kedere bo ğ ulur Partridge, Tom'un kederini daha da
artıran bir haber getirir Squire Allv^orthy de Londra'dadır ve
Blifil, Sophia ile evlenecektir Tom yardım dilemek üzere, Bn.
Fitzpatrick'in evine gider, fakat kötü talih burada da peş ini bı
rakmaz: Bn. Fitzpatrick'in kıskanç kocası Tom'u tanır ve kendi
sini düelloya davet eder. Tom, adamı yaralar ve hapsedilir
Tom'un Upton'da bir gece geçirdiğ i Bn. Waters, kendisinihapishanede ziyaret eder. Partridge, daha sonra bu kadının
Jenny James, yani Tom'un annesi olduğ unu söyler Tom,
ş aş kınlaş ır ve artık geliş igüzel aş k hayatından vazgeçmeye ye
min eder Bn. Miller Tom'u savunur; Fitzpatrick ile yaptığ ı düel
lodan sorumlu olmadığ ını Squire Allvvorthy'ye anlatır Yaralan
iyileş mekte olan Fitzpatrick de, zarif bir hareketle, Tom'un suçuolmadığ ını söyler
Squire Allvvorthy, Tom'u affedeceğ i sırada, onun Bn. Waters
ile macerasını öğ renir Bu iyi adam, Tom'a yeniden kızar, hid
detlenir, fakat Bn. Waters, Allvvorthy'ye, Tom'un annesi olmadı
ğ ını anlatır Tom'un hakikî annesi, Allvvorthy'nin kendi kız kar
deş i Bridget idi. Bridget, ölmeden önce, Tom'un annesi olduğ unu anlatan bir yazıyı Blifil'e verdi ise de, Blifil, hainlik ederek
bu mesajı tahrip etti. Blifil, Tom ile yaptığ ı düelloda ölmemesi
halinde, Fitzpatrick'in, Tom'u astırması için rüş vet de teklif et
miş ti.
Böylece temize çıkan Tom, serbest bırakılır ve talih kendisi
ne güler Squire Allvvorthy, kendisini affeder, ona olan eski sevgisi canlanır Allvvorthy, Blifil, ile evlenmesi için zorladığ ı Sop-
hia'dan pzür diler ve Squire Western'e Tom'un kendisinin haki
kî yeğ eni ve vârisi olduğ unu söyler Squire VVestern de, Tom'un,
kızı Sophia He evlenebilecek biri olduğ una karar verir ve iki
sevgili resmen birleş irler İğ renç Blifil dış ında herkes ş imdi
6 8 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 70/247
memnundur; kendisine yıllık maaş bağ lanarak, baş ka yere
gönderilir. Tom ve Sophia, Squire Allvvorthy'nin malikânesinde
mutlu bir hayat sürmeye baş larlar.
Eleştiri
Fielding, Joseph Andrevvs adlı eserinde olduğu gibi, Tom Jones’dâ da, kendisinin kom ik diye nitelenc^irdiği bir m acerayı nesir halinde anlatmak istedi. Bu eserde, “samimi bir
insanın başına gelenler, sade ve basit” bir tarzda, genişçeişlenecek, fakat şatafatlı cüm lelerden, saçm a hâdiselerdenveya ahlâkî derslerden kaçınılacaktı. Bir piyes yazarı olarak uzun tecrübesine dayanan Fielding, Tom Jones’m plânını ustalıkla uyguladı. İngiliz romanının daha emeklemeçağında iken yayımlanan bu eseri, İngiliz romanına yapı,
karakter ve ton standartları getirdi.Tom ]ones, düzgün ve eşit bir şekilde üç parçaya ayrılmıştır: Birincisi, Allvvorthy ve Western malikânelerinin bulunduğu kırdaki hayat; İkincisi, U pton’daki han m anzarası ile zirveye erişen yoldaki maceralar; üçüncüsü Londra hayatı, Fielding böylece, plânından aynlmaksızm,kendi zamanındaki İngiliz hayatını tastamam önümüzeseriyor. Yoldaki maceralar ve onsekizinci asrın hanları ileilgili kısımlar, bilhassa, Dickens’i etkiledi. Tom Jones’deki
panoram ik manzara, o zam andan beri çok sayıda İngilizyazarına tesir etti.
Kitaptaki bölüm lerin her biri, o zamana kadar olup bitenleri, son derece nükteli özetleyen bir yazı ile başlar; romanın karakterleri ve insan tabiatı hakkında gayet yerinde görüşler ileri sürülür. Bu tür yazıların da, her zamanyararlı olm asa da, Dickens, Thackeray ve Trollope üzerinde etkileri oldu. Fielding, akıllı ve müşfik bir insan olduğunu gösteren bu yazıları ile kendi çağdaşlarına hitap ediyordu.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 69
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 71/247
Tom Jones’in ana tezini, onsekizinci asrın iyimserliğiteşkil eder. Blifıl’in karşısına Tom’u çıkaran Fielding, genellikle dikkatsiz, tecrübesiz ve zevk peşinde giden beşertabiatının, aslında iyi olduğunu ve kendi ahlâkî anlayışınıgeliştirmesi için yalnız bırakılması gerektiğini söylemekistiyor. Düşüncesizce hareket ettiğinden, başını bir dertten diğerine sokan Tom, sonunda gerçekten doğru ve namuslu bir insan olduğunu gösterir.
Öte yandan, Blifıl, her türlü yolu yordamı bilen, gayetnazik bir insan ve dışarıdan bakıldığında da son derecehürmetkâr biri. Fakat gerçekte, Squire Allworthy’nin mirasını konm ak için her türlü hile ve ihane te başvurm aktançekinm eyen tam bir riyakâr ve habis bir insan . F ielding’indünyası ahlâkî bir dünya olmakla beraber, tertemiz birdünya da değildir.
70 • 100 B ü y ü k R o m a n
Yazar
Desmond Dükü’nün torununun torunu olan Henry Fielding bir asilza
de olarak dünyaya gelmekle beraber, geçimini temin için, hayatının bü
yük bir kısmında mücadele etmek zorunda kaldı, Fielding 12 Nisan
1707’de dünyaya geldi. Eton lisesine ve Leyden Üniversitesi’ne devam etti. Halk için komedi ve müzikal piyesler yazarak geçimini temin etti.
1728 ile 1737 arasında, sırf para kazanmak için bu türde çok sayıda eser
verdi: bunlann en meşhuru, 1730’da yazdığı Tom Thumb \d\.
Fielding, 1734’te Tom Jones’da Sophia ve son romanında Amelia
için model olarak kullandığı söylenen Charlotte Cradocak ile evlendi.
Avukatlığa başladı ve 1740’da baroya kabul edildi. Bununla beraber geçimini temin için, Londra’da küçük bir tiyatronun menacerliğini ve gazete
cilik yaptı; 1739 ve 1741 arasında Champion adlı gazetenin editörlüğünü
yürüttü. 1744'te karısı öldü ve üç sene sonra, hizmetçisi Mary Daniel ile
evlendi.
Fielding’in, roman yolundaki ilk tecrübeleri Joseph Andrews (1742)
ile vahşicesine istihzalı Jonathan M///d(1743) idi. Fakat 1748’de Middile-
sex ve VVestminester bölgeleri için hâkim tayin edildikten ve cemiyetin
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 72/247
bütün kesimleri hakl<ında bilgi edindikten sonra, son iki romanı (Tom Jo-
nes, 1749 ve Amelia, 1751) meydana çıktı.
Samuel Richardson, 1740'da, genellikle, ilk hakiki Ingiliz romanı sa
yılan Pamela’y\ yazmıştı. Kitap baştanbaşa ahlakî öğütlerle dolu idi. Son
derece popüler olan bu romanın, sahte ve riyakârca ahlâk hocalığı yaptığını iddia eden Fielding, “S/ıame/a" adında kısa bir mizahî eser yazdı
ve ardından yayınlanan Joseph Andrews'de konuyu, çok dahıa istihzalı
ve alaylı bir tarzda inceledi. Böylece, orta oyunu şeklinde mizahî roman-
, ■ başlayan Fielding, tipik bir şekilde canlı ve zinde, iyi huylu, zengin
karakter ve hâdiselerle dolu romanlar yazdı.
Fielding, son derece müşfik bir insandı, geçimini temin için piyasa
yazarlığı ve hâkimliği sırasında edindiği tecrübelerle, ülkede derin bir
sosyal adaletsizliğin hüküm sürdüğünü gördü. Cemiyeti Richardson’dan
çok daha iyi bilen Fieldlng’in büyük romanı Tom Jones’a hâkim olan bir
sağduyusu vardı. Adaletsizlik dışında hiçbir beşerî özellik, onun yabancı
sı değildi ve hem hâkimliği sırasında hem de 1752’de kurduğu Covent
Garden Journal adlı gazetedeki makalelerinde adaletsizlikle ara vermek
sizin mücadele etti.Fielding’in sıhhati 1754’te fena hâlde bozuldu ve şifa bulmak üzere
Portekiz’e gitti. Ölümünden sonra yayımlanan Lizbon’a Bir Seyahatin
l-lil<âyesi adlı kitabında, sıhhatini yeniden kazanmak için Lizbon'a gittiği
ni, içli bir şekilde anlatır. Fielding, 8 Ekim 1754’te Lizbon’da öldü.
Diğer Eserleri
Joseph Andrews: Richardson’un Pamela adlı kitabındakitertemiz, hissî, ahlakî düşünceleri tebessümle karşılayanFielding, Joseph Andrews’de, şehvete düşkün Lady Booby’nin üniformalı uşağının (Pamela’nın erkek kardeşi diyetanıtılır) maceralarını anlatır. Lady Booby, bu son derecefaziletli genci baştan çıkarmaya çalışır. Başaramayınca,hem Joseph’i hem de onun gerçek sevgilisi Fanny Good-will’i yanından atar. Bununla beraber, Goodwill’i bu kötüdünyadan kurtaran Joseph değil, son derece basit ve sevimli bir kimse olan Parson Adams’dır. Kitapta üstünlükkuran Adams, muhtemelen Wakefîeld Papazı’ndaki Dr.
1 0 0 b ü y ü k R o m a n * 7 1
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 73/247
Primrose’a örnek alınan kimsedir. “Cervantes’i taklit ederek" yazdığını söyleyen Fielding, Joseph Andrews% bir orta oyunu, komedi olarak başlar ve onşekizinci asırdaki İngiliz hayatının bir gö rün tüsü nü önüm üze sererek bitirir.
Amelia: Fielding’in hayatının sonlarına doğru yazıl^ bu eser önceki rom anlarındaki hareketli canlılığ ındanmahrumdur. Gerçekte onşekizinci asrın mahkeme ve ha
pishanelerindeki adaletsiz liği konu alan ciddî bir kitap.William Booth adında, zayıf iradeli ve masum bir insan, borcunu ödeyemediğinden hapse atılır ve hapishanedeki bir m ahkûm arkadaşına, ıstırap çeken Amelia’ya olan aşkından bahseder. Bu mahkûm Miss Matthews adında katil bir kad ınd ır ve William’ı iğfal eder. Bu arada, Amelia da bir sürü güçlüklerle karşılaşır. Nihayet, son dakikada ya pılan bir m üdahale ile W illiam hapishaneden çıkarıhr veAmelia ile evlenir.
7 2 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 74/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 75/247
Arabella VVilmot: George Primrose'in nişanlısı .
Ephraim Jenkinson: Birçok i<isve altında görünen sahtekâr: felsefe ve
eski di l ler hakkındaki sathî b i lgisi , kurbanlar ı üzer inde der in bir iz
lenim bırakır .
Hikâye
VVakefield papazı Mr. Charles Primrose, İngiltere'de hâlin
den en hoş nut insanlardan biridir. İyi bir kadınla evlenen ve a l
tı gürbüz ve güzel çocuğ un babası olan Primrose, hayatın ba
sit yönlerinden zevk alır. Roman baş ladığ ı sırada, Oxford'u henüz bitiren en büyük oğ lu George, komş ulanndan birinin kızı
olan Arabella VVilmot'a âş ıktır ve iki aile, büyük bir sevinç için
de evlilik için hazırlanmaktadır.
Bir gün, Primrose bir kimsenin, kansı öldükten sonra, yeni
den evlenmesi gerekip gerekmeyeceğ i hakkında Arabella'nın
babası ile ş iddetli bir tartış ma yapar (Primrose, bir erkeğ in birkadından baş ka kadınla evlenmemesi gerektiğ ine inanır. Mr.
VVilmot ise, dördüncü defa evlenmeye hazırlanıyordu.) Bu ara
da Primrose'un bir komisyoncunun oyununa geldiğ i ve rahat
hayatının bozulduğ u görülür; artık sadece papazlık maaş ı ile
kıt kanaat geçinmek zorundadır. Hayatındaki bu âni değ iş iklik
ve VVilmot ile kavgasından ötürü, George'la Arabelle arasındaki niş an da bozulur
George, hayatını kazanması için Londra'ya gönderilir, Prim
rose ailesi de, daha zor bir yaş ayış içine girer Yeni evlerine gi
derlerken, M r Burchell ile karş ılaş ırlar; onun bir diğ er yolcuya
cömertçe hareket etmesi, onu kendilerine sevdirin Primroselar-
la beraber yolculuk yapan Burchel, yeni ev sahipleri SquireThornhilI hakkında bilgi verir ThornhilI, büyük ve yüksek ruhlu
Sir V/illiam ThornhiH'in yeğ enidir; vaktini kadınlar peş inde git
mekle geçirin Bu arada, atından düş en Sophia'yı kurtararak,
kendisini Primroselara daha da sevdirin Primroselar, Burc-
hell'in, kendilerini her zaman ziyaret edebileceğ ini söylerler
74 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 76/247
Sonbaharda, Primroselar yeni evlerine yerleş tikten kısa bir
müddet sonra, bir gün ev sahipleri Squire Thornhill'i, at üzerin
de giderken görürler. Olivia bu yakış ıklı toprak ağ asına derhal
âş ık olur, fakat bölgedeki bütün güzel kızlan baş tan çıkardığ ı
söylenen ThornhiH'in "ş öhret"i Primrose'ı rahatsız eder. Bunun
la beraber, Bn. Primrose, ThornhiH'in zenginlik ve sosyal mev
kiinin etkisi altında kalarak, kızını kur yapmaya teş vik eder,
onun kızı ile evleneceğ ine inanır. Kadının indinde, ThornhilI,
artık evlerini sık s'ık ziyaret eden fakir BurchelI'den çok daha
caziptir. Burchell, ciddî, sakin Sophia'ya ilgi duyar ve her geli
ş inde, Primroselann küçük çocuklan Dickve Bili için bisküvi ge
tirir. Mr. Primrose, zaten pek varlıklı olmayan Burchell'in, elin
deki parayı böyle harcamasına üzülür.
Squire ThornhilI, bir gün, gözalıcı bir tarzda giyinmiş iki ha
nımla geldiğ i zaman Primrose ailesi heyecanlanır. Primrosela-
rın, kaba ve samimi köylü komş ulan Mr. Flamboough ile ocak
baş ında bir aile oyunu oynadıkian sırada, Lady Blarney ve Miss
Carolina VVilelmina Amelika Skeggs, ihtiş amla içeri girerler.
Hanımlann kültürlü konuş maları, Sophia ve Olivia üzerinde
derin bir iz bırakır ve Londra'ya gittiklerini söyleyen hanımlar,
ş ayet iki genç kız kendileriyle beraber gelecek olurlarsa gayet
memnun olacaklarını söylerler. Primroselann kızlan buna çok
sevinirler. Bn. Primrose onlann bu teklifini gayet iyi karş ılar, bir
müddet Londra'da kaldıklan takdirde tavırlannın kibarlaş aca
ğ ını ve sosyal evlilikler için daha iyi bir durumda olacaklannı
anlatır. Fakat Mr. Primrose ve Mr. Burchell, Londra'nın saf ve
yeni yetiş miş hanım kızlar için iyi bir yer olmayacağ ını söyleye
rek itiraz ederler.
Bn. Primrose, büyük düş üncelere saplanır; ailenin hantal
atının satılmasında, kendilerini daha gösteriş li bir ş ekilde her
pazar kiliseye götürecek daha iyi bir atın satın alınmasında ıs
rar eder Böylece, Primrose'in ikinci oğ lu Moses -ki iş hayatına
girmeye hazırlanıyordu- bu atı satıp, daha iyisini satın alması
için kasabaya gönderilir. Atı iyi bir fiyatla satar, fakat bir at
1 0 0 Bü y ü k R o m a n * 7 5
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 77/247
cambazı kendisini aldatır ve önceki atlanndan daha kötü bir atı
kendisine yutturur. Moses, satın aldığ ı atı, gururla eve getirir ve
"günnüş " diye yutturulan baş lığ ının da bakır olduğ u anlaş ılır
Mr. Burcheli'in itirazlanna rağ men, aile kızlannı Londra'ya
göndermeye hazırlanır. Fakat yolculuktan birdenbire vazgeçilir;çünkü Bn. Primrose, Londralı hanımlara, kızlan hakkında gayet
kötü iftiralarda bulunulduğ unu öğ renin Primroselar, bu iftirala-
n yayanın Mr. Burchell olduğ unu öğ renince papaz, evi terket-
mesini ister Yaptıklanna piş manlık duymayan Burchell evden
aynlır.
Squire ThornhilI, artık Primroselan daha sık ziyaret etmeyebaş larsa da Bn. Primrose, onun evlenmeyi pek düş ünmediğ in
den, ş üphelenir. Bn. Primrose ve Oliv ia, Squire Thornhill'i evli
liğ e zorlamak için, Olivia'nın, yakında Williams adındaki bir
köylü ile evleneceğ ini söylerler. Mr. Primrose, bu oyunu doğ ru
bulmaz; gerçekte, eğ er Squire ThornhilI, Olivia'ya evlenme
teklifinde bulunmazsa, kızının oldukça ağ ır çalış masına rağmen, Mr. VVilliams ile evlenmesinin iyi olacağ ını anlatır Fakat
evlilik hakkındaki bütün bu düş ünceler âniden kaybolur, zira
"evlilik günü"ndeh dört gün önce, Dick Primrose, Olivia'yı, bir
araba içinde iki adamla giderken görün
Primroseler, ilkin kızlannı kaçıranın Spuire ThornhilI olduğ u
nu düş ünürler, fakat ThornhilI hiçbir suçu olmadığ ını söyler.Ş imdi, suç M r Burchell'e yüklenir Mn Primrose, kederli bir hal
de, evden kaçan kızını aramaya koyulun Kızını ararken hasta
lanır ve bir handa üç hafta yatan İyileş ince, tekrar yola koyulur
ve Arabella VVilmot'a rastlar; VVilmot, George'ın nerede oldu
ğ unu soran Mn Primrose, oğ lunun, hayatını kazanmak için
Londra'ya gittiğ inden beri bir haber almadığ ını söylen Ş im di'Squire ThornhilI, Arabella'ya göz koymuş tur; yine de Primro-
se'ın yarasını deş ercesine, Oliv ia'nın nerede olduğ unu soran
Primrose, oğ lu George'ı, bir handa kaldığ ı sırada görür;
George, ş imdi gezici bir aktör grubu ile beraberdin George
Avrupa'ya gittiğ ini, ders verdiğ ini ve musikî ile meş gul
7 6 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 78/247
olduğ unu söylerse de yanında, Londra'ya gitmek üzere evden
aynidığ ı zamandakinden daha az para vardır. George'in ken
disine bir engel olmamasını isteyen Squire ThornhilI, rüş vetle
onu orduya kaydettirir.
Papaz, kızı Olivia'yı, terkedilmiş ve sefil bir halde, bir han
da bulur ve kız nasıl kaçınidığ ını anlatır. Olivia Mr. Burcheil ile
değ il Squire ThornhilI ile kaçmış tır. Sahte bir papazın yerine
getirdiğ i sahte bir nikâh töreninden sonra, ThornhilI kızı iğ fal
eder. ThornhilI, Olivia'dan kısa bir zaman içinde bıkar ve ken
di baş ına evine dönmesi için onu Londra'da yalnız bırakır. Da
ha önce tanış tırdığ ı Londralı nazik iki hanım ise, gerçekte fahi-
ş edirler. Papaz, yaptıklanna nedamet getiren kızını affeder ve
evlerine dönmek üzere beraberce yola çıkarlar.
O gece evlerine ulaş tıklan sırada, papaz evin alevler için
de yandığ ını ve kansı Deborah'ı iki küçük çocuklan Dick ve
Bill'in yangında kaybolduklannı haykınrken görür. Primrosela-
nn bütün, eş yalan yandığ ından, ş imdi nerede yaş ayacaklannı
bilemezler. Müş fik komş ulan, onlann kınk dökük bir eve taş m-
malanna yardımcı olurlar.
Squire Thornhill'in , Arabeila VVilmot ile evleneceğ i haberi,
onu hâlâ seven Olivia'yı daha da kedere boğ ar ThornhilI ise,
Wilmot'la nikâhını Primrose'ın kıymasını ister ve küstahlığ ını
daha da ileri götürerek, Olivia'yı her zaman görebilmesi için
onun, köyden bir kimse ile evlenmesini tavsiye eder. Thorn-
hill'in küstahlığ ı, Primrose'ı öylesine hiddetlendirir ki, ThornhiH'i
kolundan tutarak evden atar. ThornhilI de, Primrose'dan, dört
aydır ödemediğ i kirasını ister Primrose'ın parası yoktur, ertesi
günü, halkın kızgın protestolan arasında, Primrose, borçlannı
ödeyemeyenlerin tutuklandığ ı hapishaneye götürülür. Ailesi,
kasabada sefil bir yer bulur Primrose'ın iki çocuğ u da, hapis
hanede, babasının yanında kalırlar.
Hapishanede iken, Primrose, Moses'e hiçbir iş e yaramayan
atı satan ve hattâ papazı dahi aldatan Ephraim Jenkinson'a
rastlar. Hayatı sahtekârlık ve suç iş lemekle geçen Jenkinson
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 7 7
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 79/247
hapishanede kendisini ıslah etmeye çalış ır. Kendi baş ına gelen
bir sürü felâkete rağ men Primrose, Jenkinson'a ve diğ er suçlu
lara vaaz verir, felâketlere nasıl tahammül edebileceklerini an
latır. Bu arada, Primrose'm baş ına gelen talihsizlikler, Jenkin-
son'un bir haberi ile felâket hâlini alır: Jenkinson, kaçınlıp ter-
kedildiğ inden bu yana solup sararan Olivia'nın öldüğ ünü söy
ler. Deborah Primrose da, eş kıyalann, Sophia'yı kaçırdıklannı
söyleyerek felâketi katmerleş tirir.
Primrose'm baş ına gelen felâketler bir türlü bitmek bilmez.
Her tarafı yara bere içinde olan oğ lu George da hapsedilir.
Squire Thornhill'in kızkardeş inin ş atosuna giderek intikam al
mak ister Fakat Thornhill'in hizmetkârlan kendisini döverler;
George de bu arada, onlardan birini yaralar. George'a ölüm
cezası verilir; asılarak öldürülecektir. Periş an bir hale düş en ve
hastalanan Mr. Primrose, Sir VVilliam ThornhiH'e bir mektup ya
zarak, yeğ eninin ihanet ve zulmünden bahseder.
Mr. Primrose için hayatın kapkaranlık göründüğ ü bir sırada,
talih biraz yüzüne güler, ilkin, kızı Sophia'yı eş kıyalardan kurta
ran Mr. Burchell, Sophia ile birlikte kendisini ziyaret eder Se
vinçten çılgına dönen Primrose, Burchell'e Sophia ile evlenebi
leceğ ini söylen O zaman, Mr. Burchell'in, gerçekte, zengin ve
yüksek ruhlu, kıyafet değ iş tirmiş Squire Thornhill'in amcası Sir
VVilliam ThornhilI olduğ u anlaş ılır (Sophia'nın kendisini, para
sı için değ il, ş ahsî faziletleri için sevip sevmediğ ini anlamak ga
yesiyle kimliğ ini belirtmemiş tin) Kızlan hakkında, Londralı ka
dınlara, iftira eden mektubu o yazmış tır; çünkü kızlann, onların
eline düş tüğ ü takdirde, bütün faziletlerini kaybedeceklerini bil
mektedir Sophia'yı kaçıranlar, Squire Thornhill'in adamlanydı-
lar; zira kızlardan birine mâlik olmayan ThornhilI, diğ erini elde
etmeye azmetmiş ti. Mn Primrose'm yardımıyla, parça parça
olaylan bir araya getiren Sir VVilliam, yeğ enine kızgınlık duyan
Bu arada Ephraim Jenkinson, Olivia ve Squire Thornhill'in,
meş ru bir ş ekilde evlediklerini anlatın ThornhilI, Olivia ile ken
disinin yalancıktan nikâhlannı kıymalan için, Jenkinson'dan,
78 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 80/247
sahte bir papaz bulunmasını istedi. Fakat Jenkinson, efendisi
hakikî olarak evlendiğ i takdirde, sonraları ondan ş antajla pa
ra sızdırabileceğ ini düş ünerek hakikî bir papaz getirmiş tir.
Primrose, kendisini son derece sevindiren bir haber daha
alır: Olivia ölmemiş tir. Mr. Primrose'm ThornhilI ve ArabellaWilmot'un evlenmelerini onaylaması için Olivia'nın öldüğ ü ha
berini de Jenkinson yaydı; böylece, ThornhiH'in, Jenkinson'un
yeni arkadaş ı hakkında takibat açtırmayacağ ını ummuş tu.
ThornhilI ve Olivia artık gerçekten evli olduklanndan, Thorn-
hill, pek tabiî, ş imdi Arabella W ilmot'la evlenemez. Ve Primro-
se'ın sevincine sevinç katarcasına, Primrose'm parasını alıp kaçan adamın Antwep'de yakalandığ ı ve paranın kendisine aide
edileceğ i haberi gelir. Hayatın binbir tecrübesinden geçmiş pa
paz için artık, hayatta arzu edebileceğ i bir ş ey yoktur; fakat
"felâketleri nasıl metanetle karş ılamış sa, iyi talihinden ötürü
daha da fazla minnettarlık" duyar.
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 79
Eleştiri
Wakefield Papazı, onsekizinci asrın en çok sevilen romanlarından biri idi. Bunun sebebi açık. İlkin, en kültür
lü okuyucular, G oldsm ith’in hisler ve tesâdüfler üzerindenormalden fazla durduğunu sezerlerse de, Primrose aile
sinin başına gelenler, pek çok okuyucunun ilgisini çekecek surette, dramatik bir tarzda anlatılıyor. (Bilhassa ha pishane sahnelerinin anlatılışı, G oldsm ith’in iyi bir piyesyazarı olduğunu gösteriyor.) İkincisi, mütemadiyen kötü
talihle karşılaştıktan sonra, sonunda talihin tekrar yüzüne güldüğü adamın hikâyesi hepimizi ilgilendirir. Mr.Primrose, Fieldings’in, Joseph Adams’ındaki papaz A dam s’dan başlayarak, en başarılı olanlarından biridir. Nihayet,Goldsmith zamanın en iyi bir üslûpla yazanlarından biriidi. Rahat ve akıcı, ılımlı bir tarzda mizahî, fakat gösteriş-
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 81/247
S İ Z . Wakefield Papazı’ndaki cümleler, sadelikleriyle klâsikleştiler.
Olgun bir okuyucu için, G oldsm ith’in, onsekizinci asır
İng iltere’sinin m ütevazi kır hayatını anlatan ifadeleri em salsizdir. “Terkedilmiş köy" adlı şiirinde olduğu gibi, Gold-smith, bu hayatı bir uzmanmışçasına anlatıyor. Hanları,yolları ve hapishaneleri, büyük malikâneleri ve hepsininüstünde, ocak başında toplanan papaz ailesinin, zam anım ızdan çok daha ba sit ve sade zevk ve eğlencelerini, oku
yanın ilgisini çekecek tarzda anlatmasını biliyor.Mr. Primrose, karşılaştığı bütün talihsizlik ve felâket
lere rağmen, isyan etmez. Allah’a karşı gelmez. Bilâkis,neşeli bir metanetle bütün bunlara tahammül eder, sonunda her şeyin iyi olacağına inanır ve gerçek de, onundüşündüğü gibi tecelli eder.
Gösterişsiz bütün cazibesine rağmen, Wakefield Papazı, gerçekte, stoik m etane t üzerine yazılmış ciddî bir eserdir.Basit plân ına ve tesadüflere bağlı kalm asına rağmen, İngiliz rom anında muazzam bir tesiri oldu. Dickens, bu rom anı çok sevdi ve ondan çok şey öğrendi. Goldsmith’in kırhayatını cazip bir tarzda anlatışı, Jane Austin ve George
Elliot’u etkiledi. Sinikal biri onunla alay ederse de, Wake- field Papazı, İngiliz romanı tarihinde emsalsiz bir yer kazandı.
YazarWakefield Papazfnm XX. Bölümü’nde anlatılan, George Primrose’ın
avare hayatı, gerçekte oto-biyografik. Bir İrlandalI papazın oğlu olan Oli- ver Goldsmith, 10 Kasım, 1728’de doğdu, hayatı boyunca, nükte ve ma
haretlerine rağmen, daima para sıkıntısı çekti. Dublin’deki Trinity Koleji’ne
gitti ve bir defa okuldan kaçmasına rağmen, nihayet 1749’da mezun ol
du. Papaz olmak istedi, fakat reddedildi. Ardından Edinburg ve Leyden
üniversitelerinde tıp tahsil etti, muhtemelen Fransa, İsviçre ve İtalya’da
dolaşmaları sırasında da diplomasını aldı.
8 0 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 82/247
Goldsmith, 1756’da Londra’ya döndü; tıp ve öğretnienlik mesleğini
yürüterek hayatını kazannrıak istedi ise de, başarılı olamadı ve çeşitli
mecmualarda yazılar yazmaya başladı. 1761’de İngiliz edebî hayatının
büyük diktatörü Samuel Johnson’la tanıştı ve böylece hayatının en büyük
dostluğunu kurdu. Goldsmith, gayrıresmî fakat meşhur “Kulüp”ün üyesi oldu. Kulübün üyeleri arasında çağın en tanınmış şahsiyetleri, bu arada
Garrick, meşhur ressam Sir Joshua Reynolds (ki Goldsmith'in en iyi res
mini o yaptı) vardı.
Goldsmith, bir gün, borcunu ödemediğinden hapishaneye gönderildi ,
paniğe kapılarak Johnson’a acele mektup yazdı. Johnson, Goldsmith’in
odasında VVakefield Papazfnm müsveddelerini gördü ve hemen bir ya
yımcıya götürerek 60 İngiliz lirasına sattı. Goldsmith’in borcunu ödedi.
“Kulüp”ün diğer üyeleri Goldsmith’i, zayıf, beceriksiz bir palyaço, büyük
şahsiyetlerin yanında ne söyleyeceğini bilmeyen biri olarak gördülerse
de Johnson, Goldsmith’in edebî değerini takdir ediyordu.
Goldsmith, şiirden sahne eserlerine, siyasî gazetecilikten tarihe ka
dar her sahada eser verdi. Eserleri neşe, cazibe ve sağduyu ile doludur.
VVakefield Papaz/’ndan sonra en iyi bilinen eserleri şunlar: “Terkedilmiş K öy (1770): “The Goodnatur’d Marf (1776) ve “She Stops to Conquef
(1773) adlı iki gayet neşeli sahne eseri ve “Dünya Vatandaşf (1762) ad
lı mizahî “Mektuplar”
Bazı şiirlerinin ve sahne eserinin, hayatta iken tutulduğunu görmesi
ne rağmen, Goldsmith her zaman parasız, her zaman başkalarından
borç alarak yaşadı. Oldukça gariptir ki, kendi kendisini tedâvi etmeye çalıştığı sırada, 4 Nisan 1774’te öldü. Johnson’un “Kulüp”ü, İngiltere’nin en
tanınmış kimselerinin gömülü bulunduğu VVestminister Abbey’de onun
nâmına bir âbide dikti.
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 81
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 83/247
Gurur ve Aşk
(Pride and Prejudice)Yazan
Jane Austin
{1775-1817)
Başlıca Karakterler
Mr. Bennet: Beş kız babası , kuru bir mizah hiss ine sahip; Hertfordshi-
re’de mütevâzı bir malikânesi vardır .
Bn. Bennet: Mr. Bennet’in aptal karısı, işi gücü dedikodu ve çöpçatan-
hk.Elizabeth Bennet: B ennetler in ikinci kızı, n ük teda n ve h areke tl i bir kız
cemiyeti gayet iyi müşahede eder .
Jane Bennet: Elizabeth’in en büy ük, gü zel k ızkard eşi ha m arat ve nâzik.
Charles Bingley: Cana yakın, zengin bir del ikanlı , centi lmen, Bennetle
rin yanındaki Netherf ield malikânesini kiralar .
Fitzwilliam Darcey: Bingley’nin son derece zengin, mağrur arkadaşı.
George Vickham: Gösterişli ve sefih bir genç subay.
Caroline Bingley: Bingley’nin küçük kız kardeşi Darcy ile evlenmek is
ter.
Papaz William Collins: Kibir ve ahmaklığı hayret uyandır ıcı bir tarzda
şahsında birleştirmiş biri; hâmisi Lady Catherine de Bourgh’dir.
Charlotte Lucas: Sade genç bir kız Elizabeth’in arkadaşı.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 84/247
Lady Catherine de Bourgh: Darcy’nin kü s tah teyzes i , herke s in m ut lak
bir şek ilde ken d is in e ita a t e tm es in i ister.
Hikâye
Zengin ve genç bekâr Mr. Bingley, civardaki malikâneler
den birini, Netherfield Park'ı kiraladığ ı zaman, evlenme çağ ın
da beş kızlan bulunan Bennet ailesi heyecanlanır. Ne dediğ ini
bilmeyen Bn. Bennet, hiçbir ş eyden ş üphelenmeyen Bingley ile
hangi kızını evlendireceğ ini düş ünür, birtakım p lânlar hazırla
maya baş lar. Fakat kansından çok çeken Mr. Bennet, Bing-ley'in bu konuda bir tercih hakkı olabileceğ ini söyler Nihayet,
Bennet kocasını, Netherfield Park'ını resmen ziyaret ederek,
Bingley'e hoş geldiniz demeye ikna eder.
Bennet'in kızları Merytone balosunda M r Bingley ile tanış
mış lar. Baloda Bingley'in aristokratik arkadoş ı Fitzvvilliam Dar-
cey de vardır Darcey, Bn. Bennet'in kabalığ ından tiksinir vekızlanna da yüz vermez. Bennet ailesinin kızlan arasında en
hareketli ve zeki olan Elizabeth Bennet, Darcey'nin bu kır ce
miyetini aş ağ ılayan sözlerini, onun birisi ile yaptığ ı konuş ma sı
rasında duyan Darcey, Elizabeth Bennet ile tanış mak istemeyin
ce, kız, yakış ıklılığ ına ve zenginliğ ine rağ men, ona cephe alır.
Baloda daha baş arılı olanlar, cana yakın M r Bingley ile güzel, iyi tabiatlı ve Elizabeth'in büyük bir bağ lılık hissettiğ i abla
sı Jane'dir Kısa bir zaman sonra Bingley ve onun kızkardeş i Ja-
ne Bennet ile arkadaş olurlar ve Bingley'le Jane arasında aş k
baş lar Sonunda, Darcey, Elizabeth'e olan tutumunu yumuş atır
ve ikisi garip bir ş ekilde niş anlanırlar
Bir gün Bingleyleri yağ mur yağ dığ ı sırada ziyaret eden Jane hastalanır ve Netherfield Park'ta kalmaya mecbur kalır Eli
zabeth, kızkardeş ine bakmak için çamurlu yolda beş kilometre
yürüyerek Bingley'in malikânesine gider Saçı baş ı dağ ınık, üs
tü baş ı çamur içinde içeri girince, Bingley'in küçük kız kardeş i,
Elizabeth hakkında derhal bir sürü dedikodu yapar Fakat Bn.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 83
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 85/247
Bennet, bu hadiseyi, Jane ve Bingiey arasındaki iliş kileri pekiş
tirmek için büyük bir fırsat olarak görür. Elizabeth, kız kardeş i
ne baktığ ı sırada, Darcey, ona daha fazla yaklaş ır, kompliman
yapar ve bu da Caroline'nin fenia halde kıskançlığ ını çeker.Bingley'nin kızkardeş i Caroline, Darcey'e tutkundur. Eliza
beth hakkında bir sürü yatan söyleyerek, Darcey'i ondan uzak
laş tırmaya çalış ır Bu aş k yolundaki daha c iddî bir engel, Eliza-
beth'in bayağ ı, mütemadiyen .entrika peş inde koş an annesi ve
Bennetlerin küçük kızlandır Hercaî subaylara âş ık Lydia ile Kitty
ve soğ uk, basit Mary.Bu arada Bennetlerin bir kuzeni, Mr. Bennet'ten sonra ma
likânede miras hakkına sahip bulunacak Papaz VVilliam Col-
lins, Bennetleri ziyaret eder Son derece kibirli biri olan Mr. Col-
lins, hâmisi ve Darcey'in teyzesi zengin ve mağ rur Lady Cathe-
rine de Bourgh'dan, bıktıracak kadar bahseder. Kadın, kendi
sinden evlenmesini istediğ inden (ve onun sözleri emirdir), gülünç bir mağ rur eda ile Elizabeth'e evlilik teklif eder. Elizabeth,
onun bu teklifini derhal reddeder. Bn. Bennet, kızının bu tutu
munu beğ enmezse de, kızlan arasında en fazla Elizabeth'i se
ven Mr. Bennet memnun olur.
Reddedilmesine rağ men, yüzü kızarmayan Collins, tekrar
evlenme teklifinde bulunur, fakat sonunda mağ lûbiyeti kabuleder Collins, bunun üzerine, Elizabeth'in bir arkadaş ı olan, uy
sal ve basit Charlotte Lucas ile niş anlanır.
Darcey'nin tanıdıklanndan biri olan, atılgan, çapkın, genç
bir subay George VVickham, Elizabeth'e Darcey'nin kötü niyet
li, soğ uk kalpli bir insan olduğ unu, babasının sözünü yerine
getirmeyerek, kendisini, miras hakkından mahrum bıraktığ ınısöyler Darcey ile yüz yüze gelmekten korktuğ u için VVickham,
Darcey'nin de geleceğ i bir baloya gitmez. VVickham'ın sözleri
ni ve tutumunu yanlış değ erlendiren Elizabeth, Darcey'den
ş üphelenmeye baş lar.
Balodan kısa bir müddet sonra, Bingiey ve kız kardeş leri,
Londra'ya gitmek üzere Netherfieid'den aynlırlar. Elizabeth,
8 4 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 86/247
kızkardeş lerinin Jane'i, Bingley'e lâyık görmediklerine, ağ a
beyleri ile evlenmesini önlemek istediklerine inanır. Jane, niş a
nın böylece bozulmasını, zahiren üzüntü ile karş ılamazsa da,
kısa bir müddet sonra, Bingley'e rastlayacağ ını umarak, Londra'daki teyzesi Bn. Gardner'i ziyarete gider Ardından Eliza-
beth de kızkardeş inin yanına Londra'ya gider. Elizabeth, Bing-
ley'in, Londra'da Jane'i hiç ziyaret etmediğ ini öğ renince, Dar-
cey'nin Jane'in ş ehirde bulunduğ unu Bingley'den sakladığ ına
inanır
Mart ayında, Elizabeth, ş imdi Collins ile evli olan CharlotteLucas'ı Kent ş ehrinde ziyaret eder Charlotte 'e büyük sempati
duyan Elizabeth, yaş ı ilerlemiş bu ev kızının, evde kalmaktan,,
yalnız ve sefalet içinde bir hayat geçirmekten korktuğ u için, Mr.
Collins ile evlendiğ ini anlar.
Elizabeth, bu ş ehirde teyzesi Lady Catherine de Bourgh'u zi
yaret eden Darcey'e rastlar. Darcey, Elizabeth'in tekrar peş inedüş er. Kıza öylesine mağ rur bir edâ ile evlenme teklifinde bu
lunur ki, Elizabeth, onun teklifini reddeder, kızkardeş ine yaptığ ı
haksız muameleden ve talihsiz VVickham'a yaptıklanndan ötü
rü onu azarlar. Darcey, bu ithamlan sessizce dinler Ertesi gü
nü, Elizabeth'e bir mektup yazarak, Bennet ailesini, Bingley ai
lesinden küçük gördüğ ünden, Bingley'i Jane'den uzaklaş tırdığ ını itiraf eder. Maamafih Vickham'a, herhangi bir kötülük yap
tığ ını ş iddetle reddeder ve VVickham'ın, mirastan mahrum bıra
kıldığ ı iddiasının doğ ru olmadığ ını ispat eder. Aynca Wick-
ham'ın, kızkardeş i Georgiana ile birlikte fesat plânı hazırlan
dığ ını da Elizabeth'e anlatır.
Bennet ailesine tepeden bakmasına rağ men, bu mektup,Elizabeth'in Darcey hakkındaki hükümlerini yumuş atır Dar-
cey'nin esasında samimî bir insan olduğ una inanmaya baş lar.
Bu arada, uzun yıllardır Darcey ailesinin hizmetinde bulunan
yaş lı kimsenin Darcey hakkındaki sözleri de Elizabeth'i Dar
cey'ye yaklaş tınr. Elizabeth, zeki insanlar olan ve göz alacak
ş ekilde iyi giyinen amcası ve teyzesiyle yaptığ ı bir yolculuk sırasında tekrar Darcey'e rastlar.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 85
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 87/247
Lydia ise, daha önceleri, Elizabeth'in itirazlarına rağ men,
VVickham'ın birliğ inin bulunduğ u Brighton'a gitmekte ısrar
eder. Çok geçmeden, kızkardeş i Jane'den aldığ ı bir mektup,
Elizabeth'i ş aş kın eder. Jöne, mektubunda, Lydia'nın Wick-
ham'a kaçtığ ını anla tır Elizabeth, olup bitenlerden Darcey'ihaberdar eder, sorumluluk hislerinden mahrum kızkardeş i hak
kında endiş e duyarak eve döner.
Bu arada, Elizabeth'in ıstıraplan deha da artar: Kız, artık
sevmeye baş ladığ ı Darcey'nin, kendisini sevmediğ ini anlar, zi
ra kızkardeş i Lydia'nın tutumunun, Darcey'nin Bennet ailesi
hakkında söylediklerini, ailenin alelade bir aile olduğ unu do ğruladığ ına inanır. Mamafih, Darcey, Elizabeth'i hayrete düş ürür,
zira artık kızı sevmeye baş lamış tır, gizlice Londra'ya giderek,
Lydia ve VVickham'ı bulur VVickham'ın bir sürü borcunu öder
ve Lydia'ya evlenmesi için, 100 Ingiliz lirası verir
M r Bennet, çitti aramak için Londra'ya giderse de bulama
dan dönen Lydia evine döndüğ ü zaman, Elizabeth'e, Darcey'nin, düğ ünde bulunduğ unu anlatır Elizabeth, bu evlenme
de, Darcey'nin büyük bir rol oynadığ ına inanmaya baş lar Bil
hassa teyzesi Bn. Gardiner'den gelen bir mektup, bu inancını
sağ lamlaş tınr Darcey, olup bitenleri bu kadına anlatmış , fakat
kimseye söylememesine yemin ettirmiş ti.
Lydia ve Wickham aynidıktan sonra M r Bingley, Darcey ilebirlikte, Netherfield'e döner Çok geçmeden, Bingley, Bennet
ailesini sevindirir, Jane ile niş anlanır
Elizabeth ve Darcey'nin niş anlanacağ ı söylentilerini duyan
küstah Lady Catherine de Bourgh de hiddetlenir. (Lady Cathe-
rine, Darcey'nin, soğ uk meziyetsiz, cazibesiz kendi kızı ile ev
lenmesini istiyordu.) Elizabeth'den, küstahçasına, Darcey'denvazgeçmesini talep eden Maamafih Elizabeth gereken cevabı
verin Sakin bir tavırla, kiminle evleneceğ inin Lady Catherine'yi
ilgilendirmeyeceğ ini söylen Lady Catherine Elizabeth'in kendi
sinden vazgeçmediğ ini Darcey'e anlatın Darcey de Elizabeth'in
artık kendisini reddetmeyeceğ ini uman
86 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 88/247
Böylece cesaretlenen Darcey, Elizabeth'e tekrar ve bu defa
gayet mütevazı bir tavırla evlenme teklifi yapar. Elizabeth de
mutluluk içinde kabul eder. Uç kızını evlendiren Bn. Bennet se
vinç içindedir Mr. Bennet, öteki kızlonnın kısmetlerinin de ya
kında açılacağ ını inanır.
Eleştiri
Jane Austin diyor ki: “Ben, Aşk ve Para hakkında yazıyorum. H aklarında yazılacak başka bir şey var m ıdır? Aşk ve Gurur, aşk ve paranın karşılıklı etkileri üzerinde kurulmuş sosyal bir komedinin mükemmel bir örneği: Darcey,Bingleyler ve Bennetler arasındaki sınıf farkları, Bingleyve Jane, Darcey ve Elizabeth arasındaki aşkı şekillendiriyor. Bu farklar, İng iltere ’de orta sınıfın sosyal bir sın ıf olarak yükselmesini etkiliyor. O zamana kadar, Darcey gibi
bir kim se ile Elizabeth gibi bir burjuva arasında bir evlilik pek düşünülem ezdi. H attâ hikâyenin geçtiği zam anda bile, çiftin evlenmesinden önce birçok engellerin aşılmasıgerekiyordu.
Romana ismini veren çatışma, Darcey’nin soğuk aristokratik gu ruru ve bir dan sta kendisine dudak büken, te
peden bakan bu adama karşı Elizabeth’in içgüdüsel hiddeti etrafında toplanır. Çatışma neticelenmeden önce buanlaşmazlık, erkek ve kadın kahraman arasında fevkalâdenük te oyunlarına sahne olur; kitabın bu kısımları, Shakes- peare’nin Much Ado About Notfımg’indeki Beatrice ve Bene-dick arasındaki karşılıklı istihzalı nükteleri hatırlatıyor.
Satıhdaki nükte ve hafifliğine rağmen. Aşk ve Gurur, şefkat ve m erham et hislerinden m ahrum bir hikâye de değildi. Bunu da bilhassa, Jane’in, Bingley’in kayıtsızlığınıkabul edişinde ve evde ka lmak tehlikesi ile karşılaşan Elizabe th’in arkadaşı Charlotte Lucas’m sırf evlenebilmekiçin ehveni şerre tercih etmek zorunda kaldığını görüyo
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 87
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 89/247
ruz. Gerçi Elizabeth, Mr. CoIIins’e yakasını kaptırmaktankendisini u staca kurtarm asını bilirse de kitabı kapadıktan
sonra, daha az talihli Charlotte’nin, kendisine nasıl birhayat seçtiği düşüncesinden kendimizi sıyıramıyoruz. Ja-
ne Austin’in, Charlotte'e olan muamelesinde, Charlot-te’in içinde bulunduğu acıklı durumu daha da dokunaklı
bir tarzda görüyoruz.
Jane Au stin’in sanatının emsalsizliği şuradaki, son derece yakından tanıdığı bu hayatın hissî derinliklerine ine biliyor. O nun hayatı, kır kulüplerini ziyaretten, çaylardan,
danslardan ve diğer tâli sosyal fonksiyonlardan oluşmuştu. Kitabında, hayatın şahsen tanıklık etmediği hiçbir yönünden bahsetmez. Bunun içindiS" ki, romanlarının hiçbirinde, yanlarında kadın bulunmayan iki erkek görülmez.Bütün bu sınırlara rağmen Jane Austin, cemiyetin bilhassa genç âşıklar üzerindeki baskısını emsalsiz bir tarzda
analiz eder. Ferdin ihtiyaçları karşısında, sosyal tutumların empoze ettiklerine de sempati besleyen Jane Austin, bu ikisinin gergin liğinden bir komedi çıkarır.
88 • 100 BüvüK R o m a n
YazarJane Austin, 16 Aralık, 1775’te doğdu; babası bir papazdı. Ailede, al
tı erkek çocuğu ve aynca, Jane’in sevgili kızkardeşi Canssandra vardı.
Austinler eğitim görmüş bir aile olmalarına rağmen, hiç de varlıklı sayıl
mazlardı. Kendi çağındaki kızların ekserisi gibi, Jane evde eğitim gördü,
henüz ondört yaşında iken, evlerde sahnelenecek piyesler yazmaya baş
laması, onun diyalogları zaptetmekteki emsalsiz işitme hissini gösterir.
Yine, genç bir kız iken, aileler arasında oynanacak komik ve saçma piyesler yazdı. Bu piyeslerde Austinlerin anlayabilecekleri şekilde, dostla
rından ve komşulanndan bahsediliyordu.
Ailenin mutlu olduğu anlaşıl ıyor ve istikbalin romancısı için daha da
önemli olan yön Austinlerin. Jane’in kelimeleriyle “roman okumaktan son
derece zevk alan” bir aile olması idi.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 90/247
Babası 1801’de emekli olduğu zaman, Austinler o zaman zengin ai
lelerinin oturdukları deniz kıyısındaki Bath kasabasına gittiler ve burada,
Jane’in sosyal perspektifi genişledi. Maamafih, Bath’a hareketlerinden
beş yıl önce Jane, Aşk ve Gürol ’un ilk müsveddelerini (İlk İzlenimler
altında) yazmıştı. Kitabı yayınlayacak bir yayınevi bulamamasına rağmen, yazmaya devam etti. 1797’de, datia sonraları Sense and Sensibility
ve Northanger Abey adları alt ında yaymlanacak romanlarının ilk müsved
delerini hazırladı.
Bath’da geçirdikleri zaman, Jane için, en yararlı seneler oldu; cemi
yeti burada müşahede etti ve gördüklerini daha sonraki kitaplarında kul
landı. Mr. Austin ölünce, aile Southampton’a gitti ve 1806’dan 1809'a ka
dar orada kaldı. Fakat Jane’in bu şehri sevmediği anlaşılıyor. Ne zaman
ki, Austinler, Jane’in doğduğu Stevenson kadar küçük bir kasaba olan
Chavırton’a gittiler. Jane yeniden yazmaya başladı. En ihtiraslı romanı
olan Mar)sfield Park \ 1811’de, Emma’yı 1814’te ve en son romanı olan
ve normalin üstünde romantik Persuasion't da 1815’te yazdı.
Böylece Jane Austin’in bellibaşlı altı romanı, on senelik bir sessizlik
le ayrılan iki grupta toplanabilir. Yayımcılann ve okuyucunun tutumundan ümitsizliğe düşen, Jane Austin, son romanlarına, ilk üçteki romanların
dan daha ciddî bir hava verdi. Gerçekten de, Mansfield Park ve Persu-
asiortde, daha öncesi kitaplarındaki neşe ve canlılık pek yoktur.
Jane Austin’in kendi zahir î hayatında hiçbir çatışma görülmedi. İki er
kek kardeşinin deniz askeri olmalanna rağmen, bütün Avrupa’yı kapla
yan Napoleon Harpleri dahi onun hayatını pek etkilemedi. Halkın sezgi
gücünün kuvvetli bir romancı olduğunu anlayamadığı Jane Austin, 18
Temmuz 1817’de öldü.
Diğer Eserleri
Sense and Sensibility (His ve Hassasiyet): Yazarlık haya
tının ilk yıllarında yazdığı bu roman, Jane Austin'in dahasonra üzerinde duracağı tezlerin neler olacaklarını ilânediyordu. Roman, birbirine zıt karakterlere sahip iki kız-kardeşin hayatlarını anlatır. Sağduyu timsali Elinor ile rom antik duygular veya hiper duygularla dolu M arianne’ninhayatları. Her ikisinin başından mutsuz aşk maceraları
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 89
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 91/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 92/247
Kara Şövalye (Ivanhoe)
Yazan:Sir Walter Scott
(1771-1832)
Başlıca karakterler
Cedric the Saxon: Rothervvood Grange Lord’u, Normanlar’a şiddetle
muhalif .
Rowena: Cedric’in güzel yeğeni: Cedric’in vesâyeti altındadır.
Atheisane of Coningsburgh: Rovvena’nın asil bir aileden gelme Saxon
nişanlısı.
Wilfred of Ivanhoe: Cedric’in oğlu; Norman Kralı Aslan Yürekli Ric-
hard’ın ordusunda Haçlı Sefer ler i’ne katı ldığı için babası taraf ından
reddedilmiştir .
Sir Brian de Bois-Guillbert: N orm an K nights T em plar K alesi'n in m ağ
rur kumandan ı .Reginald Front de Boeuf: Zalim bir Norman şövalyesi.
Lucas de Beaumanoir: Knights Templar’ ın büyük üstadı .
Isaac of York: Takibata uğrayan bir Yahudi tefecis i .
Rebecca: Isaac'ın güzel ve iradeli kızı.
Kral I. Richard: Haçlı Sefer ler i s ıras ındaki kahramanlıklar ından ötürü
kendisine Aslan Yürekli Richard denir; uzun yıllar İngiltere’den uzak
kalmıştır.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 93/247
Prens John: Richard’ın kötü ruhlu, ihtiraslı kardeşi; Richard'ın ülke dı
şında bu lund uğ u yı l larda İngi ltere tah t ına v ekâle t eder .
Gurth: N am uslu b ir Saxon d o m u z çobanı.
Wamba: Gurth’un arkadaşı, saray komedyeni.
9 2 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
Hikâye
Domuz çobanı Gurth ve saray komedyeni VVomba, bir ge
ce ormanda sohbet ederlerken Jorvaux baş rahibi Aymer ve
Knights Templar Locası'nın mağ rur kumandanı Sir Brion de Bo-is-Guilbert, Saxon Cedric'in evinin Rotherwood'un neresinde
bulunduğ unu sorarlar. Onlar, gerçekte, adamlanyla birlikte
Ashby de la Zouche'deki kraliyet yarış malannı seyretmeye gid i
yorlardı, fakat geceyi Cedric'i malikânesinde geçirmeyi düş ün
müş lerdi. Bu Saxonlu serfier, halkın nefret ettiğ i Normanlar'ı,
kasten yanlış b ir istikamete gönderirlerse de. Haçlı Seferle-ri'nden dönen ve Rotherwood'a gitmekte olan bir hacı, onlara
yol gösterir. Normaniar geldikleri sırada, Cedric ve adamları
büyük masada oturmaktadırlar.
Gerçi Cedric, İngiltere'nin Normaniar tarafından istilâ edil
mesini hâlâ hazmedemedi ise de, misafirseverlik kurallanna
hürmet eder ve onlara yer gösterir, karınlannı doyurur. Ced
ric'in vesayetindeki güzel yeğ eni Lady Rowena içeri girdiğ i za
man, Brian de Bois-Guilbert kıza ş ehvetli gözlerle bakar. Sa-
won kraliyet ailesinden gelen kız. Kral Alfred'in sülâlesiriden At-
helstane of Coninsburg'a niş anlıdır. Rovvena, mahcubiyetinden
yüzünü örter.
Hep beraber masa etrafında otururlarken, Normanlar'm
mı, yoksa Saxonlar'ın mı Haçlı Seferleri'nde daha fazla hizmet
ettikleri üzerinde tartış ırlar. Bois-Guilbert, yaptıklanndan gurur
la bahsettiğ i sırada, beraber geldikleri hacı, Ivenhoe'nin ondan
daha fazla hizmet ettiğ ini söyler. Bu hacı ise, gerçekte Norman
Kralı Richard'ın peş inde gittiğ i için evlâtlıktan çıkanlan İvan-
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 94/247
hoe, yani Cedric'in oğ ludur. Babası dahi, Ivonhoe'nun gizlice
İngiltere'ye döndüğ ünü ve ş imdi masada karş ısında oturduğ u
nu bilmemektedir. Bois-Guilbert, Ivanho.e'nin gerçekten kahra
man biri olduğ unu kabul ederse de, onunla korş ı karş ıya kav
ga etmekten çekinmeyeceğ ini söyler.O gece Rotherwood'da kalmak için gelenlerden biri de
Yorklu bir Yahudi olan tajzci Isaac'tır. Ivanhoe, Bois-Guilbert ve
adomlan arasındaki fısıltılı bir muhavereye kulak kabartır ve
Knight Templar'ın Yahudi'nin parasına el koymak istediğ ini an
lar Ivonhoe, durumu Isaac'a bildirir ve ertesi sabah, onun giz
lice evden çıkmasını sağ lar Ivanhoe'ya minnettar kalan Yahudi de, Ashby de la Zouche yanş malanno katılması için Ivan-
höe'ye bir at ve zırh verir
Yanş mayı görmeye gelenler arasında, Aslan Yürekli Richard
ülke dış ında bulunduğ u sırada tahta vekâlet eden ve aslında
tahtı ele geçirmeye çalış an kötü niyetli kardeş i Prens John da
vardır Prens John, müsabakayı seyretmek için gelen kalabalığ a, yanş mayı kazananın. Aş k ve Güzellik Kraliçesi'ni tayin ede
ceğ ini ilân eder, düellolar baş lar
İlkin, Bois-Guilbert'in baş kanlığ ındaki Normanlar, kendile
rine meydan okuyan herkesi yenerler Ardından, sahaya yeni
bir ş ampiyon çıkan O nun zırhında ş u yazılıdır; "Evlâtlıktan çı-
kanlan". Tabiî, o, yine baş ka bir kisve altındaki Ivanhoe'durIvanhoe, Bois-Guilbert ve diğ er Norman ş övalyelerine meydan
okur ve hepsini mağ lûp eder Bu galibiyet ona, ertesi günkü
yanş malara nezâret edecek Aş k ve Güzellik Kraliçesi'ni tayin
etme hakkını verir. Ivanhoe, bu kraliçenin Rovvena olduğ unu
söyler ve halkın kendisini alkış lamasına bile meydan vermeden
uzaklaş ır, gider Ertesi günkü yanş ma, elliş er kiş ilik ş övalyelerden oluş an iki
grup arasındadır Birinin baş ında, evlâtlıktan çıkanlan Ivanhoe,
diğ erinin baş ında ise Bois-Guilbert vardır Üç kiş i ile çarpış mak
mecburiyetinde kalan Ivanhoe, çok müş kül bir duruma düş er
Tam bu sırada, daha önceki yarış maya katılmadığ ı için halkın
1 0 0 B ü y ü k R o m a n • 93
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 95/247
kendisine Kara Tembel adını verdiğ i, siyah zırhlı bir ş övalye
Ivonhoe'nm yardımına gelir. Beraberce, Bois-Guilbert de dahil,
karş ılanna çıkanların hepsini mağ lûp ederler. Bu arada Bois-
Guilbert'in atı yaralanır
Rov/ena'nın önüne gelen Ivanhoe, mükâfatını almak üzere
baş lığ ını çıkanr, Rov\^ena kendisini tanır ve heyecandan haykı-
nr Ivanhoe, Rowena'nın elini öperken, çarpış mada aldığ ı ya-
ralann tesiri ile düş er, bayılır. Yorklu Isaac'ın siyah saçlı güzel
kızı, Ivanhoe'nun kendi evlerine getirilerek tedâvi edilmesini
teklif eder. Kara Ş övalye atını mahmuzlar ve uzaklaş ır. Isaac,
Rebecca, Ivanhoe, kendilerine katılan Athelstane ve Saxon
Cedric'Ie birlikte -ki hâlâ bu ş övalyenin kendi oğ lu olduğ unu
bilmiyor- ayrılırlar.
Fakat yolda karş ılanna çıkan Bois-Guilbert ve aralannda
Maurice de Bracy ve Geginald Front de Boeuf'un da bulundu
ğ u ş övalyeler, onlan Front de Boeuf'un ş atosuna (Torguilsto-
ne) götürürler De Bracy, Rovvena'ya göz koyar; çünkü bir Sa-
xon olmasına rağ men, bir kral sülâlesinden gelmiş tir. Bois-Gu-
ilbert, güvel Rebecca'yı ister, Front de Boeuf de, onlan serbest
bırakmak suretiyle Isaac'tan ve onun zengin arkadaş lanndan
para koparmayı düş ünür. Kızını babasından ayıran Bois-Guil-
bert, onunla evlenebilmek için Rebecca'nın Hıristiyanlığ ı kabul
etmesini ister Rebecca, tiksinerek reddeder
Bu arada, domuz çobanı Gurth, bazı köylülerden ve kanun
dış ı adamlardan oluş turduğ u bir grupla ş atoya hücum etmeye
hazırlanır: Grup arasında Robin Hood ve adamlan da vardır
Kara Ş övalye'nin -ki gerçekte Aslan Yürekli Richard'dır- baş
kanlığ ındaki bu grup, ş atoya hücum eder ve binayı yakar. Ka
ra Ş övalye, Ivanhoe ve Rov^ena'yı kurtarmaya muvaffak olur,
fakat Bois-Guilbert, Rebecca'yı kaçınr, Isaac fidye vermeye ha
zırlanır. Çatış ma sırasında Athelstane, kimyevi bir madde ile
Bois-Guilbert'i ö ldürmek ister, fakat bir kılıç darbesiyle yere dü
ş er ve öldüğ ü anlaş ılır. Yangın arasından kaçmayı baş aran De
Bracy, derhal Prens John'a giderek. Kara Ş övalye'nin, gizlice
9 4 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 96/247
İngiltere'ye dönen ve tahtını geri isteyecek kardeş i Richard
Plantegenet olduğ unu söyler John, Richard'ı hapsetmeye az
meder.
Isaac, Knights TemjDİar'm büyük üstadı Lucas de Beauma-
noir'e giderek kızı Rebecca'nın iade edilmesini ister, yalvanr.
Gururunu korumak isteyen Bois-Guilbert, kızın bir cadı oldu
ğ unu ve kendisine büyü yaptığ ından terkedemediğ ini söyler.
Lucas, kızın yakılarak öldürülmesini emreder; fakat o zaman
daki âdetlere göre, Rebecca, kendisini savunacak bir ş ampi
yon talep eder ve Lucas de Beaumannoir de kızın arzusunu ka
bul eder.
Rebecca, yakılmak üzere bağ lanır, kendisini müdafaa ede
cek ş ampiyonu bekler. Böyle bir kimsenin bulunup bulunmadı
ğ ı üç defa ilân edildikten sonra, Ivanhoe, atı üzerinde görünür.
Templar Ş övalyeleri'nin ş ampiyonu Bois-Guilbert, ilkin, yaralı
Ivanhoe ile çarpış mak istemez ise de, Ivanhoe ısrar edince, iki
kiş i öldürücü bir kavgaya baş larlar. Bir müddet sonra, Bois-
Guilbert, Ivanhoe'yi atından düş ürür, tam üzerine kılıçla gittiğ i
sırada, Ivanhoe, kendisini öldürür Rebecca serbest bırakılır Kız
ve babası, dinî inanış lannı istedikleri gibi sürdüreceklerine
inandıkları Ispanya'ya gitmeye karar verirler
Bu arada Torv/uilstone ş atosunda kendisini yanmaktan kur-
tardıklanndan, Cedric, Kara Ş övalyeyi Rotherv/ood'a davet
eder. Richard, onun bu davetini bir ş artla kabul eden Kendisin
den öyle bir ş ey isteyecek ki, bu Cedric'in davetinde ne kadar
samimi olduğ unu gösterecektin Ardından ş atoda ölen Athels-
tane'in ölümü münasebetiyle verilen yemek ziyafetinde. Kara
Ş övalye, kendisinin Kral Richard olduğ unu ifş a eder ve ş imdi
ne istediğ ini bilir, fakat Ivanhoe'nın, Rovvena'nın elinden tuta
bilmesi için, Rowena'nın ş atoda ölen niş anlısı Athelstane'nin
ölümünden itibaren iki sene geçmesini emreder
Tam bu sırada herkesi hayrette bırakırcasma Athelstane içe
ri giren Bir hayalet gibi solgun yüzlü Athelstane, Bois-Guil-
bert'in kılıç darbesiyle yere düş tüğ ü zaman kendisini kaybetti
1 0 0 Bü y ü k R o m a n » 9 5
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 97/247
ğ ini ve .ancak, bir kilisedeki açık tabutta yatarken kendisine
geldiğ ini anlatır Rowena'nın, kendisinden de fazla Ivanhoe'yı
sevdiğ ini kabul eden Athelstane, niş anlısını Ivanhoe'ye verir
Kara Ş övalye, Kights Templar'a gider ve onlan, İngiltere'ninhukukî kralına karş ı gelmekle suçlar Richard, kendisini tekrar
kral ilân eder Temple üzerinde tekrar krallığ ın bayrağ ı dalga-
lannnaya baş lar Robin Hood ve diğ er kanun dış ı Saxonlar,
Ivanhoe ve Rowena'nın düğ ününe katılan Richard'a sadakatle
rini bildirirler.
Düğ ünde, hem Norm anlar'ın hem de Saxsoniar'ın ileri gelenleri vardır Artık Richard, tekrar tahtını ele geçirdiğ inden ve
arkadaş ı Ivanhoe da babası tarafından affedildiğ inden, bölün
müş , İngiltere'de, yeniden bir banş devresinin baş layacağ ı ümit
edilir
Eleştiri
Ivanhoe, Scott’un 1819’da yakalandığı hastalıktan sonraki kısa nekahe t devresinde yazıldı. Scott, bu eserinde,kendi roman üslûbunu olmasa da, olayların cereyan ettiğifonu derinleştirmeye ve ilk defa olarak İskoç kaynaklarına
dayanmaksızın bir roman yazmaya karar verdi. Gerçi Kara Şövalye, onun en popüler rom anlarından biri ise de, eniyileri arasınd a yer almaz.
Olayın geçtiği yer olarak İskoçya’dan ayrılan Scott, İngiliz tarih ve efsânesinin iki gözde konu sunu seçti; AslanYürekli Richard ve Robin Hood. Onları, şövalyelik şerefi
ve rekabet gibi muğlak bir hikâyede bir araya getirir. Bir birlerinin can düşm anları Ivanhoe ve Brian de Bois Guil- bert bile, birbirine şövalye üslûbu ile hitap eder ve feodalçatışma kurallarına göre çarpışırlar. Norman Athelstane,Rovvena’nın, Ivanhoe’yı kendisinden daha fazla sevdiğinigörünce, nişanlısını ona verir. Saxon Cedric, Normanlar'a
beslediği bü tün nefrete rağmen, evine misafir gelen Bois
9 6 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 98/247
Guilbert’i gayet nâzik bir şekilde karşılar. Kara Şöval-ye’deki bütün hareketlerin temelini Scott için hayatta enönemli şey olan ve feodalizmin ölümünden yüz yıllarcasonra dahi titizlikle boyun eğilen feodal çağlann şere f kuralları idi.
Kara Şövalye’de bir sürü ku sur var. Modern zevklere hitap etm ek için tesâdüflere çok dayanan rom anın p lânı fazlasıyla basitleştirilmiştir. Romandaki karakterlerin hepsi,istisnasız tek boyutludur ve okumayı zorlaştıran kesik vegayritabiî bir ta rzda konuşurlar. Yine, Scott, on ikinci asrınİngiliz âdetleri hakkında pedantik davranmaktan da kendisini kurtaramaz.
Öyle ise, kitap popülaritesini niye sürdürdü? Bununcevabı şurada: Scott, macera rom anlarında bir üstaddır ve bu tü rün bütün cihazlarını da Ivanhoe’da gayet tesirli birşekilde kullanır. Kitapta, kimliği bilinmeyen bir değil ikikahram an vardır (Ivanhoe ve I. Richard). Çok sayıdaki büyük macera ve hareket (Ashby'deki uzun yarışma, Turqu-ilstone şato suna bask ın ve Rebecca’nın yakılarak ö ldü rülmesinden kurtarılması) gösterişli ve iddialı romanın “gü-nahlar’’ını affettiriyor.
Hepsinin üstünde, Scott’un, aristokrasi dışındaki karakterleri de Isaac ve Rebecca, Gurth ve VVamba-hareketlive neşeli gösterecek şekilde İnsanî tarafi da vardır.
Yazar
Sir Walter Scott, 15 Ağustos, 1771’de Edinburg’da doğdu. Lise ve
üniversite tahsilini Edinburg’da yaptı ve 1892’de Edinburg barosuna l<a-
bul edildi. Fakat onun büyük aşkı folklor ve halk şarkıları idi. 1803 yılında
Iskoç halk şarkıları üzerine üç ciltlik bir eser yayımladı. Daha sonra
efsâne ve folklarla kuvvetlendirdiği romantik şiirler yazdı. Bunların ilki,
The Lay of the Last Minstrel (1805) son derece tutuldu. Ardından Marmi-
on’u (1808) ve The Ladyo fthe Lake'\ yazdı (1810).
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 9 7
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 99/247
Lord Byron’un 1812'de yayımlanan Childe Harold adlı eseri büyük bir
başarı sağladı. Bu romantik şiir üslûbunda yazılmıştı. Scott, şimdi roma
na döndü ve ilk adımını VVaverley (1814) ile attığı velüt çağını başlattı.
Onun zamanında roman hiç tutulmadığından, Scott, romanlarını anonim
olarak yayımladı. Ve ancak 1827’de, kendisine baron unvanının verilmesiyle, yedi yıl sonra, o romanları kendisinin yazdığını itiraf etti.
Scott’un ilk romanlarının esâsını, onun Iskoç folkloruna olan bağlılığı
oluşturur. Onun bu romanları, İskoç tarihindeki hâdiselerden alındı ve
Scott bu sahada bir uzman oldu. VVaverlefm ardından, Guy Mannering
(1815) Old Mortality (1816) ve ekseri eleştiriciler tarafından, bu gruptaki
en iyi roman olarak kabul edilen The Heart o f Midliothian'ı yazdı (1818).
1819’da yazdığı Kara Şövalye'ye (Ivanhoe) kadar Scott, roman ma
teryali olarak İskoç kaynaklarından başka materyal kullanmıyordu; fakat
bu romanının halk arasındaki popülaritesine ve Fransız tarihi fonu üze
rinde yazılan Ouentin Du mard a (1823) rağmen, Scott’un, VVaverly ve
ya Iskoç romanlarında, sanatının zirvesine eriştiğine inanılır.
Scott, 1812’de, tarih aşkı ve aristokratik gururunun etkisi altında, Tweed Nehri kıyısında bir yer satın alarak gotik mimarî tarzında büyük bir
şato yaptırdı. Kitap yayımcılığı yolunda yaptığı yanlış bir yatırım ve İngil
tere'deki büyük ekonomik kriz Scott için malî bir felâketle neticelendi.
1826’da, 130.000 İngiliz lirası borçlandı.
Başka bir insan, bu borcunu ödemek istemeyebilirdi, fakat Scott,
kendisine borç verenlerle oturdu, konuştu ve sonunda ölümüne sebep
olacak bir plân hazırlayarak, borçlarını ödemeye başladı. Scott, kolayca
yazı yazan biri olmasına rağmen, şimdi insanüstü bir gayretle çalışıyor
du (iki senede 40.000 İngiliz lirası ödedi). Fakat bütün bu çalışmalar, onu
son derece yordu, bitirdi. Söyleşine sıkı çalışma, onun sadece fizikî bün
yesine tesir etmekle kalmadı, eserlerinin edebî değerini de etkiledi. Ha
yatının sonlarına doğru yazdığı romanlar, önceki romanlardaki sağleımlık
ve yüksek romantik ruhtan mahrumdur. Yine de, halk onları okudu ve Scott, borcunu ödedi. Sıhhatini kazanmak için İtalya’ya gitti ise de, iyi d a
madan döndü ve 21 Eylül, 1832’de öldü.
98 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 100/247
Diğer Eserleri
Ouentin Durward: Kara Şövalye gibi. Quentin Durward da,Waverly grubundaki romanlardan biri değildir. Maamafih,rom anın kahram anı, XI. Louis çağının sonunda, Fransa’da yerleşen genç bir İskoçyalı’dır. M ensuplarının birbirlerinin kuyularını kazmaya çalıştıkları Fransız sarayında,hain William de la Marck’ın güzel İsabell de Croye’yi kaçırmasını önler. Bir sürü dehşet uyandırıcı maceradansonra, Quentin ve Isabelle evlenirler.
The Heart o f Midlothian: Genellikle, Waverly romanlarının en iyisi olduğu söylenir. Roman, gerçek bir hâdiseyikonu alır. Hâdise, Effîe Dean ’ın, gayrimeşru çocuğunu ö ldürdüğü için hapsedildiği Edinburg Hapishanesi’nde geçer. Gerçi kadının üvey kız kardeşi Jeanie, ablasını bir yalanla kurtarabilecek durumda ise de bir sürü müşkül vezorluklara rağm en norm al yollarla Effıe’yi kurtarmaya çalışır. Plân üzerinde gerektiği kadar durulmadığından veScott’un birçok romanında görüldüğü üzere, şaşırtıcı karakterlere yer verilmediğinden, The Heart of Midlothian. Jeanie Deans’i psikolojik açıdan inceleyen emsalsiz bireserdir. Kardeşine olan sevgisi ve şeref hissi arasında neyapacağını bilmeyen Jaenie Deans, muhtemelen, Scott’unrom anlarındaki en iyi karakterlerdir.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 9 9
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 101/247
Kırmızı ve SiyahYazanStendhal (Marie-Henri Beyle)(1783-1842)
Başlıca karakterler
Julien Sorel: Romanın kahramanı ; as l ı köyü olan genç b i r adam zeki ,
mağrur , iht iras l ı , kendi hedefine ulaşması için değerler ini kullan
maktan çek inmez .
Pere Sorel: Julian’m babası; mesleği marangozluk; kurnaz, katı ve ta-
m ahkâr b i r insan .
M. de Renal: Verrieres Belediye Başkanı; kendisini önemli biri olarak
gören b i r im alatç ı, k end is ine b i r asi l m uam eles i yapı lm as ın ı i ster .
Mme de Renal: Belediye başkan m m karısı ; a r is tokra t ik b ağlant ı lar ı bu
lunan; bas i t , sade , dünya n imet ler inde gözü o lmayan bi r kadınr ço
cuk lar ına de rin b ir sevgi ile bağlıdır .
Valenod: Renal’ın, Verrieres’teki başlıca rakibi; bayağı ve sonradan gör
me k üs tah b i r adam.Cure Chelam: Yaşlı bir papa z; so n za m an larda, yaşadığı yerd en kapı dı
şarı edilmiştir; gerçekte iyi bir insan, Julien’in meslekî ve ruhî haya
tının gelişmesini candan is ter .
Mm. Derville: Mme.de Renal’ın kuzeni ve arkadaşı.
Elisa: Renal 'ın ev inde bir hizm etçi ; Jul ian’a âşık olur .
Foılque: Julien'in bir arkadaşı; kereste ticareti i le iştigal eder; samimi,
sadık ve gös ter iş ten uzak b i r genç adam.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 102/247
Abbe de Pirard: Besançon’daki seminerin direktörü: katı ve sağlam bir
Jansençi .
Marquis de la Mole: Julien’in Paris ' teki patronu; Fransa’ya göç eden bu
asil , ar t ık zengin olmuş, nüfuz kazanmıştır ; Jul ien’e, büyük bir
nezâket ve anlayış la muamele eder . Agde Piskoposu: Sağcı , fesat plânlar ı hazır layan bir papaz.
Mathilde de la Mole: Marquis’ in kızı ; on dokuz, yirmi yaşında; gurur
lu, zeki , neşeli ve son derece nüktedan; çevresindeki erkeklerden
çok daha kuvvetli ve ihtiraslı olduğu için Julien’e yaklaşır.
Norbert de la Mole: M athilde’nin erk ek ka rdeşi , alelade ve sad e bir de
likanlı.
The Cbevalier de Beauvosis: Zarif ve kibar genç bir centi lmen, Juli-
en’le bir d üello ya par .
Conte Altamira: D indar bir dul kadın; Julien, M athilde 'yi kıskand ırm ak
için bu kadına aşk i lân eder .
Prens Krasoff: Kendisini, gerçek bir dün ya ad am ı olarak gören bir Rus;
Jul ien’a , kad ınlan b aştan ç ıkarm a sa nat ı hak kında ders ver i r.
Marquis de Croisenois: Mathilde’nin nişanlısı; cana yakın, sevimli, iyiyet işm iş, faka t başka b i r m eziyet i o lmay an b i r genç.
M. de Frilair: Besançon'da bir papaz; Pirard’ın, s iyasî ve meslekî düş
manı .
Hikâye
Fransa, 1820 'lerde, siyasî ve dinî bir kaynoş ma içindeydi.
Kral X. Charles ülkeyi İlâhî haklarla yönetiyordu. Orduda ve
hükümette, yine asiller hâkimdi; iktidar dış ında geçirdikleri yir
mi yıl, onlara hiçbir ş ey öğ retmemiş ti. Kilise de, cemiyette yeni
den nüfuz sahibi olmuş , papazlar, büyük ölçüde siyasî nüfuz
kazanmış lardı.France-Comte'in küçük bir kasabası olan Verrieres'de otu
ran Julien Sorel, on sekiz yaş ında, zeki ve ihtiraslı bir gencin
Babası bir köylü olmasına rağ men, Julien, oldukça iyi bir eği
tim görmüş tür ve cemiyette, kendi yeteneklerine göre bir mev
ki kazanmak ihtirası içindedir. Birkaç sene öncesi, Napole-
on'un ordusuna girebilir, tıpkı Bernadotte gib i, erlikten krallığ a
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 101
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 103/247
kadar yükselebilirdi. Fakat ş imdi ülke barış içindedir ve ülkeyi
yönetenler de Bourbonlardır; fakir bir çocuk için iyi mevkilere
giden yol kiliseden geçer. Böylece, Julien, dinî seminere girmek
için Lâtince ve ilâhiyat tahsili yaptı. Kitabın isminden anlaş ıldığ ı üzere, silâhlı kuvvetlerin kırmızısını değ il, din adamlannın si
yahını seçti.
Mektebi iyi bir derece ile bitiren Julien'in, Verrieres Beledi
ye Baş kanı M. de Renal'ın çocuklanna özel öğ retmen olması
istenir. Sosyal mevkiinden ötürü bir aş ağ ılık duygusu içinde bu
lunan Julien, kendisine, alt tabakalardan gelen diğ er insanlara yapıldığ ı ş ekilde muamele ettirmemeye azmeder. Kısa bir za
man sonra, patronunun karısı ile bir aş k hayatı yaş amaya baş
lar. Onu bu yola sevkeden sâikler, ne aş k ne de ş ehvet hislen
dir; sadece erkekliğ ini, ele geçirmek istediğ ine sahip çıkabile
ceğ ini ve patronuna bir darbe vurabileceğ ini ispat etmek iste
mesidir. Onlar bu iş i öylesine açıktan açığ a yürütürler ki, durum imzasız bir mektupla M. de Renal'a anlatılır. Çok mahirce
hareket eden Julien ve Mme de Renal, ş üpheleri baş ka tarafa
çevirmeyi baş arırlarso da, Julien, Verriâres'i terketmeye mecbur
kalır ve Besançon'daki seminere girer.
Maamafih, seminerdeki hayat, dünyevî hayattan uzaklaş
mış bir hayat değ ildir. Seminer, zalim ve entrika dolu siyasî hayatı Julien'e tanıtır. Arkadaş lanndan daha fazla çalış arak, on
ların önüne geçmek ister; fakat talebelerin zekâya hürmet et
mediklerini, bilâkis zeki ve çalış kan kimselere kızgınlık duyduk-
lannı görür. Bağ ımsız bir ruha sahip olduğ undan kendisine.
Martin Luther adını verirler ve her fırsatta onunla alay ederler.
Fakat onun yetenekleri, haş in ve kendisini inandığ ı dâvâyaadamış direktör Abbe Pirard'ın dikkatini çeker. Maamafih, se
minerde, ş iddetli bir iktidar mücadelesi yürütülmektedir: Bir ta
rafta, bir Jansenist olan Pirard, diğ er tarafta da direktör muavi
ninin liderliğ indeki Cizvit yanlısı hizip. Taraflar, Julien'i de bu
oyunları ve entrikaları arasına almak isterler. Julien, elinden
geldiğ i kadar tarafsız hareket etmeye çalış ır. Sonunda, müca
102 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 104/247
deleden bıkan ve ümitsizliğ e düş en Pirard, mevkiinden istifa
eder, Julien'i de yanma alarak Paris'e gider.
Julien ş imdi, Marquis de ia Mole adlı zengin ve nüfuzlu bir
asilzâdenin özel sekreteri olur, onun evine girer. Kendisine ve
rilen iş leri fevkalâde bir ş ekilde yerine getiren Julien, aynca ş e
hir hayatının inceliklerini öğ renir, iyi giyinmeye baş lar, sık sık ti
yatro ve operalara gider ve hatta biri ile düello bile yapar. Pat
ronu, ona itimat eder, kendisini, gizli ve siyasî görevlere gön
derir. Fakat Julien, adamın on dokuz yaş ındaki kızı Mathilda de
Mole üzerinde de zafer kazanır Mathilde canlı, hareketli bir
kızdır; kendi resmî niş anlısı M. de Croisenois de dahil, çevre
sindeki erkekleri uyuş uk, ilgi çekici olmayan kimseler olarak
görür Kızın idealleş tirdiğ i erkek tipi, Navarreli Marguerite'nin
âş ığ ı Bonifice de la Mole 'dir; bu adam, bir entrikada yer aldı
ğ ı için 1574'te öldürülmüş tü. Bonifice'nin kafası kopanidıktan
sonra, kraliçe, sevgilisinin kafasını kendi elleriyle gömmüş tü.
Mathilde, ölümün böylece yerine getirilmesine hayranlık du
yar, bu tür ölümün satın alınmayacak farklı bir ölüm olduğ unu
söyler. Mathilde, Julien'de ecdadında hayranlık duyduğ u bazı
vasıflan görür, köylü aslından gelmesine rağ men, Julien'i sever.
Bu iki gencin aş k yapması, daima bir çeş it harbi andınr: Juli
en, bir oyuna getirilmemesi veya kendisinin aptal yerine konul
maması için her zaman tetikte bulunur. Julien, Mathilde'yi böy
lece ele geçirmesini, sosyal bir zafer, kendi irade gücünün
sağ lamlığ ının bir baş ansı olarak ele alır. Bir ara, iki âş ık birb i
rinden ayrılır ve Julien, Mathilde'yi kıskandırmak için, dul bir
sosyete kadınına aş k ilân eder. Sonunda, Mathilde hâmile ka
lır; Julien'i, her yönü ile kabul eder ve babasına, onun sekrete
ri ile evleneceğ ini söyler.
De la Mole gazap içindedir, zira kızını bir düke vermeyi dü
ş ünmektedir. Bununla beraber onlann evlenmelerine razı olur
ve Julien'in, cemiyet tarafından biraz daha kolaylıkla kabul
edilmesi için, damadına, özel bir maaş bağ lar, ordudon bir rüt
be temin eder ve küçük bir de unvan sağ lar. Fakat evlilikten ön
100 Bü y ü k R o m a n • 103
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 105/247
ce. Marki, Julien'in, Verriâres'deki hayatı hakkında araş tırma
yapar Böylece Mme de Renal'dan Julien'in haysiyetini beş pa
ralık eden bir nnektup alır. Mektupta, Julien'in, sosyetede yük
selmekten baş ka hiçbir ş ey düş ünmediğ i, bunun için zengin ai
lelerin teveccühlerini kazanmaya çalış tığ ı ve bu ailelerdeki ka
dınlan baş tan çıkardığ ı anlatılır. Fakat Mme de Renal'ün ger
çek hislerini yansıtmayan bu mektup, onun tarafından değ il,
Mme de Renal'in aş k hayatını itiraf ettiğ i kimse tarafından ya
zılmış tır. Mektup bir trajediyi hazırlar.
Son derece hiddetlenen Marki, kızının hiçbir ş ort altında Ju-
lien ile evlenemeyeceğ ini söyler Julien de, kızgınlıktan ne ya
pacağ ını bilemez. Derhal Verrieres'e gider, iki tabanca alır ve
Mme de Renal'dan kilisede dua ettiğ i sırada intikamını alır. Fa
kat bu yara kadını öldürmez; Julien tevkif edilir, yargılanması
yapıldıktan sonra, öldürülmesine karar verilir. Julien, ş imdi
nisbî bir huzura kavuş muş tur Mahkemede, kendisini savun
maz, âdeta ölümü davet eder Jüriye nüfuz etmek için temaslar
yapılır (bu soysuzlaş madaki baş rolü, mahallî din adamlan oy
nar) ve Julien'in beraat edebileceğ i ihtimalleri ortaya çıkar Fa
kat, jüridekilerden biri, Mme. de Renal'in, daha önce peş inde
gidenlerden b iridir ve kadın kendisine yüz vermediğ inden, ş im
di intikam almak ister Jüri, Julien'i suçlu bulur, kafası kopanlır
Kısa bir müddet sonra, Mme de Renal, aldığ ı yaralardan değ il,
kalp ağ nsından ölün Mathilde de, talihsiz ecdadı, Navarreli
Marguerite'nin sevgilisinin baş ını kendi elleriyle gömmesi gibi,
sevgilisi Julien'in baş ını kendi elleriyle gömen Julien, hiç o l
mazsa öldüğ ü zaman, Mathilde'ye, bu hayalini gerçekleş tir
mek imkânını vermiş tin
Eleştiri
Grenoble’de 1828 Şubatı’nda bir kişinin idam edilmesi, S tendhal’a, en fazla okunan bir rom anm m plânm ı ver
di. Suçlu, Stendhal’m bir arkadaşı M. Michoud de la Tour
1 0 4 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 106/247
ailesinin çocuklarının özel öğretmeni olan Dauphinoisli bir dem ircinin oğlu, A ntoine Berthet adında zeki, fakat istikrarsız bir gençti. Ya bu genç M. Michould de la Tour'u
baştan çıkardı veya kadın bu genci baştan çıkardı. Hâdisenasıl cereyan etmiş olursa olsun, Berthet, ailenin yanından kovuldu ve bir Katolik seminerine bırakıldı. Bert-he t’in öğretm enleri ve papazlar, o nu n b ir papaz olacak yeteneklere sahip olmadığını söyledikleri zaman, yenidenmetresine döndü. Fakat, bir diğer gencin, hem ailenin ço
cuklarını eğittiğini hem de kadının yeni âşığı olduğunugördü. Berthet, Comte de Cordon ailesinde öğretmenlik
buldu; ailenin kızı ile geçirdiği bir aşk m acerasından sonra, buradan da kovuldu. Artık başka bir yerde iş bulamıyordu. Mme, Michoud’a beslediği kızgınlık öylesine artmıştı ki, kadını köyün kilisesinde ibadet ederken öldür
mek istedi, fakat kadın ölmemiş, sadece yaralanmıştı. Busuçundan ötü rü, giyotinde can verdi.
Julien Sorel’in başından geçenler, B erthet’in hayatını okadar andırıyor ki, zam an zam an birbirine karıştırmam akelde değil. Ve Mm e, M echoud de la Tour ailesi, bu rom andan ö türü Stendhal’ı hiçbir zaman affetmedi. G erçekte,
Grenoble’de, romanın ikinci derecedeki şahsiyetleri olanMme, Derville, Abbe Chelan, Papaz Pirardi, Valenod veFouque’nin kendilerinden bahsettiğini anlayan diğer insanlar da muhtemelen vardı. Geniş bir açıdan bakıldığında, bütün Fransa, Kırmızı ve Siyah’taki (Le Rouge et le Noir)
portresi için, S tendhal’m önünde oturdu; çünkü Stendhal,
rom andak i karakterlerin, gü nün sosyal ve politik hareke tlerinde yer alan kimseleri canlandırmasını bilhassa istemişti. Romanda, aristokrasinin, yine İhtilâlden, önce yaşadıkları gibi yaşatm ak istediklerini ve m utlak iktidarı elegeçirmek için entrikalar hazırladıklarını görüyoruz. Ticaret ve imalâtla zenginleşen burjuvazinin, asillik unvanla
rını kabul ettiklerini görüyoruz. Hâlâ imparatorluk hayali
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 105
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 107/247
içinde yaşayan Bonapartçılar’ı görüyoruz ve artık siyasîiktidarı da eline geçiren kilisenin, elindeki bu gücü hiçbirvicdan azabı duymaksızın uyguladığını görüyoruz. Roman, son Bourbon kralının yönetimindeki Fransa’yı, hiçde dostça olmayan ve partizan hislerle gösteren sosyolo
jik bir araştırmadır.Bu cemiyette, Sorel, bir nesil öncesi, İhtilâl ve impara
torluk kargaşası arasında, kendilerine birer mevki kapaninsanları sembolize ediyor: Danton, Robespierre veya Na- poleon gibi, gözlerini ihtiras bürüm üş, hedefine erişmekiçin hiçbir vasıtayı kullanm aktan çekinmeyen, kaybetselerdahi hiçbir şey kaybetmiş olmayacak, fakat kazandıklarızam an çok şey kazanm ış olacak insanlar. Napoleon çağında dünyaya gelmeyen Sorel, gizliden gizliye Napoleon’ahayranlık besler, perestiş eder; imparatorun bir resminiyatağında tutar ve Saint Helena Hatıralan’nı sık sık okur.Onun karakterini, Napoleon efsânesi yoğurdu veya dahadoğrusu dejenereleştirdi. Sorel, ekseri insanların aksine,hiçbir zaman basit hislerle hareket etmez; her hareketi,her adımı, iradesinin, azminin şuurlu bir şekilde uygulanan gücünü gösterir. Sevişirken dahi, iradesinin, iğfal ettiği kadından daha kuvvetli olduğunu göstermek, kendisini tatmin etmek için, zevksizce ve kabaca hareket eder.
Sorel’deki sınıf şuuru bir saplantı hâlindedir; aristokratlar arasında yaşayan bir köylü olduğunu hiçbir zamanun utm az ve kendisine dudak bükülmemesi, hakaret edilm em esi için daim a tetik te bulunur. Fakat çok defa, kendisine hakaret edileceğini, diğerlerinin, kendisiyle alay ettiklerini sanır. Böylece, Mm. de Renal’la ilk defa görüştüğü zaman, kadının kendisine hakaret ettiğini zanneder;halbuki kadın, onun çocuklarına iyi davranacak, yakışıklı
bir çocuk olduğunu görm üştü. Beauvosis ile düello yapar,çünkü onun uşaklarından biri kendisine kaba bir tarzda bakmıştır. M athilde’nin yatak odasına girdiği zaman, kim
106 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 108/247
senin hiçbir şeyden şüphelenmemesine rağmen, Norbertveya Croisenois’in kendisine hücum edeceğini sanarak,silâhlanm ıştır. Ve nihayet, M athilde’yi kendisine b en zettiği zaman, bu işi Marki’nin değil de kendisinin yapmış ol
masından acı bir hoşnutluk duyar. Bütün bu hallerde,onun kendi kendisine acımasının, kendi kendisini aldatmasının örneklerini görüyoruz; Julien’in ıstırabı bilhassaşuradadır ki, kendisini veya diğerlerini, oldukları gibi göremez; aşkı dahi bir sınıf harbi hareketi olarak görür.
Mathilde’ye gelince, o da aynı şekilde, kendi hayalleri
nin esiridir. Din harpleriyle geçen yılların hayalini yaşarve gerçekte, Sorel’i değil, bir kraliçenin sevgilisi olan vesonunda idam edilen kendi ecdadı Boniface de la Mole’ısever. Sorel’in ölümü ile bu hayalini gerçekleştirir. Navar-re’nin Marguerite’sinin yaptığı gibi sevgilisinin kafasınıkendi elleriyle gömer. Kitap böylece, belki onaltıncı asıriçin yerinde olabilirse de, ondokuzuncu aşıra hiçbir şekilde uymayan bir tarzda melodramatik bir jestle son bulur.
Eleştiricilerin ekserisi indinde, kitabın başhca meselesi, Sorel’in Mme. Renal’a hücumudur; okuyucu böyle birhareket için hiçbir şekilde uyarılmamıştır. Gerçekte, hâdiseye adları karışan herkes, karakterleri dışında hareketediyor gibi. Mme. de Renal’m, rûhî direktörünün büyük
baskısı altında, sevdiği adam aleyhinde o m ektubu yazdığını kabul edelim. Ama, kont gibi dünyayı görmüş birkimsenin, terkedilmiş bir metresten gelen bir mektubu,sorup soruşturmaksızın derhal kabul etmesini ne ile izahedeceğiz? Kont, m uh tem eld ir ki, inanm ak istediği için bum ektuba inandı; güvenini kötüye kullanan bir adam a karşı kullanacak bir silahı eline geçirdiğini sandı. Böyle dahiolsa, Sorel’in durumu hâlâ da kuvvetli idi. Mathilde,hâm ile idi ve on un la evlenmek istiyordu; kont da er veyageç, bu realite önünde boyun eğmek zorunda kalacaktı.Şu halde, azimli Mathilde kendinden geçerek Sorel’i Pa
1 0 0 B ü y ü k R o m a n • 107
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 109/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 110/247
Parma Manastırı
Yazan
Stendhal (Marie-Henri Beyle)
Başbca karakterler
Teğmen Robert: N apoleon’u n İta ly a’daki o rd u su n d a b ir subay ; m u h te
melen Fabrizio’nun gerçek babası .
Marchese del Dongo: Avusturya taraf ını tutan Milanolu bir as i lzade:
şişm an, tam ahkâr , yam yass ı yüzlü b i r reaks iyoner .
Marchesa del Dongo: Genç karısı.
Angelina Valserra (Gina), Kontes Pietranera, sonraları. Düşes Sanseve-r ine: M archese 'in k ızkardeşi; gü zel parlak, iht iras l ı , azimli ve v ic
dans ız .
Asconio del Dongo: M archese’in en bü yü k oğlu; bab ası ka dar reaksiyo
ne r ve hain .
Fabrizio Valserra, Marcbesina del Dongo: Romanın kahramanı , tez
canlı, yakışıklı, patavatsız, deli dolu bir genç.
Priore Blanes: Yaşlı ve müşfik bir papaz; hobisi astrolojidir .
Umercati; Zengin bir delikanlı; bir ara Gina’nın sevgilisi .
Margot: Savaş alanında ki ask erlere yiyecek ve içki sağlayan kadın, Fab
rizio i le W aterloo’da d o stluk kurar .
General Fabio Conti: Parmalı bir general; Liberal parti üyesi, kibirli ve
kinci.
Clâlia Conti; Kızı; cazibeli, nazik ve sevimli.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 111/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 112/247
Hikâye
ParmaManastırı (LaChartreusedeParma), Kuzey İtalya'da
geçer; Napoleon çağ ının son yıllarında baş lar, ardından gelen
reaksiyon devresine kadar uzanır. Hikâyenin kahramanı, zâhi-
ren, muhafazakâr bir asilzâde olan Marchese del Dongo'nun
oğ lu ise de çocuğ un, gerçekte, Napoleon ordusundaki bir su
bayın oğ lu olduğ una inanılın Kendisini anlamayan, sempati
duymayan babası ve mağ rur yaş lı ağ abey Ascanio'dan ötürü,
çocukluğ u ıstıraplı geçer. Çocuğ un, kendisini yakın hissettiğ i
kimse, teyzesi Gina'dır (Kontes Pietranera). Kontes, son za
manlarda dul kalmış tın Büyüdükçe, son derece yakış ıklı ve
câzibeli bir genç olur; teyzesinin, ona karş ı gösterdiğ i sevgi, za
manla aş ka dönüş ürse de bu aş k, hiçbir zaman tamamen açı
ğ a vurulmaz. Çocukluktan eriş kinliğ e geçtiğ i sırada Fabri-
zio'nun baş ından donkiş otvari b ir macera geçen Napoleon, El-
ba'dan döndüğ ü zaman, imparatorluk hisleriyle dolu Fabrizio,
orduya katılmak için derhal Fransa'ya gider ve VVaterloo'ya
ulaş ın Bu tecrübe, onun için öylesine ş aş ırtıcıdır ki, hemen he
men ne olduğ unu anlayamaz. Napoleon çağ ının böylece nihaî
olarak kapanmasından sonra, Fabrizio, İtalya'ya döner ve ül
kesini, reaksiyoner Avusturya hükümetinin sert bir ş ekilde yö
nettiğ ini görün Ağ abeyi kendisini polise haber verdiğ inden,
Fabrizio'nun bir asker veya bir devlet adamı olarak, istikbali
tehlikeye düş müş tün
Teyzesi Gina ş imdi, bağ ımsız Parma Prensliğ inin Baş vekili
Kont Mosco adında metresidir; Kont Mosca, ülkeyi tam bir
Matternich kurnazlığ ı ile yönetin Gina'yı Parma'da yerleş tirmek
için yaş lı ve zengin b ir dükle evlendirir; göz kamaş tıncı niş an
lar da verildiğ inden dük, kendisine böylece boynuz takılmasın
dan memnundun Gina, Parma sarayında, en güzel, en zeki, en
kurnaz ve en nüfuzlu bir kadın olduğ unu ispat eder; hattâ
Prens, Ranuccio-Ernesto IV bile ona iş tahlı gözlerle bakan G i
na ve Kont, Fabrizio için p lânlar hazırlarlar Yapacağ ı tek ş ey
1 0 0 Bü y ü k R o m a n » İ l i
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 113/247
kiliseye intisap etmektir. Bir asilzâde olduğ undan, onun dindar,
bilgili veya seksüel bakımdan saf olması beklenmeyecektir; ai
le bağ lan ve Mosca'nın nüfuzu onu, sonunda Parma'nm baş
piskoposu yapacaktır. Böylece, ilâhiyat eğ itimi için dört senemüddetle henüz kilise tarafından onaylanan bir papoz değ il
d ir
Fabrizio, öylesine yakış ıklı bir genç olmuş tur ki. Kont dahi
onu kıskanır Fabrizio, teyzesine sadece minnettarlık duyar;
onun hakkında baş ka bir ş ey düş ünmez; arkadaş ı Mosca'yı da
incitmek niyetinde değ ild ir Böylece, kendisine metres olarakMarietta adında genç bir aktristi seçer Gayet ağ ır baş layan bu
macera, trajik bir kavga ile sona erer: Alelâde bir aktör olan
rakibi Gilletti'yi, kendisini savunmak için öldürür ve polisi tek
rar peş inde görür. Genellikle, böyle bir durumda, beraat ede
bilirdi, fakat ş imdi siyasî düş ünceler, hâdiseyi, mübalâğ alı b ir
tarzda önemli gösteriyordu. Parma'nm liberalleri, bunu, düşmanlan Mosca'yı zor durumda düş ürecek bir fırsat olarak kul
lanırlar Gina'nın kendisinden vazgeçmesini hâlâ kabul ede
meyen prens, Gina'ya sevgili yeğ eni vasıtasıyla bir darbe indir
mek ister Gıyaben yargılanan Fabrizio, yirmi sene hapse
mahkOm edilir Mahkeme kendisini temize çıkarmadıkça, artık
dinî mesleğ i sona ermiş tir Gina, prensi tehdit ederek, Fabrizio serbest bırakılmadığ ı
takdirde, Parma'dan aynlacağ mı söyler Hem Gina'ya malik
olmak hem de onu küçültmek isteyen Ranuccio-Ernesto, hıya
net yoluna baş vurur Fabrizio'yu atfederse de, onun tekrar yar-
gılanamayacağ ı ile ilgili maddeleri kaldırmaz. Böylece, polis
genci ele geçirince, onu Parma Kalesi'ne hapseder Fabrizio,pek üzülmez. Kalenin kumandanı General Conti'nin, Clelia
adında güzel bir kızı vardır Fabrizio genç kızla tanış ır ve haya
tında ilk defa olarak ciddî bir tarzda âş ık olur
Fabrizio, kalede mutlu bir hapis hayatı geçirirken, Gina,
onu serbest bırakacak plânlar hazırlan Mosca, yüksek mevki-
lerdeki bazılanna rüş vet verir ve Fabrizio, cü r'etl i b ir tarzda ka
112 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 114/247
leden kaçırılır. Fabrizio serbest olunca, Clelia 'dan baş ka birini
düş ünmez, teyzesini aklına dahi getirmez. Gine ş imdi, prens
hayatta olduğ u müddetçe, ne kendisinin, ne Fabrizio'nun ve ne
de Mosca'nın güven içinde olacağ ına inanır. Kadın, Ranuccio-Ernesto'yu öldürmek için plânlar hazırlar. Kendisine hayranlık
duyan pek çokları arasında, hafitçe kafadan çatlak Palla adın
da b ir ş air de vardır. Fanatik bir cumhuriyetçi olan Palla, G i
ne'nin öpücüklerine ve parasına dayanamaz, prensi zehirleme
yi kabul eder. Bu iş i yerine getirdikten sonra, kendisine verilen
talimatın ötesine çıkar. Parma'da b ir cumhuriyetçi isyanı baş latırsa da, Mosca bu ayaklanmayı kolayca bastınr.
Gina ve Mosca ş imdi hedeflerine eriş miş lerdir. M ineroloji-
den baş ka birş ey düş ünmeyen yeni prens, Fabrizio'nun temize
çıkanlmasını isteyen Gina'nın ısrarlan karş ısında dayanamaz.
Gina, yeğ eninin temize çıkaniması için onun yeniden muhake
me edilmesini ister; tabiî bu da Fabrizio'nun teslim olmasınıgerektirecektir. Mosca, Fabrizio'nun ş ehir hapishanesinde tu
tulmasını ister ve güvenlik kuvvetleri vekili olarak da, burası
onun kontrolü altındadır. Fakat kara sevdaya tutulan Fabrizio,
Clelia'yı tekrar görebilmek ümidi ile kaleye teslim olur. Kale,
Mosca'nın baş düş manı. Baş Hâkim Rassi'nin kontrolü altında
dır. Rassi'nin de, yargılanması baş lamadan, mahkûmu zehirleyeceğ i anlaş ılır. Gina, yine yeğ enini kaçırmayı düş ünür Prense
giderek, durumunu anlatır. Prens, kendisinin bir hapishanesin
de bir vatandaş ın, bilhassa suçsuz bir vatandaş ın zehirle öldü-
rülemeyeceğ ine inanacak kadar saftır. Bununla beraber, kısa
bir hükümdarlık devresinden sonra, mutlak iktidann zevkli bir
ş ey olduğ unu öğ renmiş tir ve Gina'yı da, tıpkı babası gibi, gayet cazip bir kadın olarak görür. Gina kendisini prense terket-
tiğ i takdirde, Fabrizio'yu serbest bırakacağ ını söyler.
Fabrizio, kesinlikle beraat ettirildikten ve kilisedeki unvanla-
nna bir daha geri alınmayacak ş ekilde sahip olduktan sonra,
Gina, prense olan borcunu mümkün olduğ u kadar geciktirme
ye çalış ır. Prens, bu oyuna gelmez, fakat kazandığ ı zafer uzun
100 Bü y ü k R o m a n *113
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 115/247
sürmez. Gina'nın yatağ ından aynidıktan yarım saat sonra, ka
dın ülkeyi terkeder. Napoli'de yerleş ir, sadık Mosca da sonun
da yanına gelir. Kadın, Fabrizio'yu Parma'da bırakır. Bir müd
det sonra yaş lı baş piskoposun yerini alacak Fabrizio, artık ül
kenin en güçlü dinî adamıdır. Tabiî artık, Clelia ile evlenemez
ve Clelia da, zengin ve mağ rur bir "marchese" ile evlenmiş tir.
Stendhal bu noktada, Fabrizio ve Clelia arasındaki aş ka,
tatlı-acı son bir hareket ka tar Clelia evlendikten sonra, Fabri-
zio'nun bitkin ve soluk görünüş ü ona, dindar bir kimse olduğ u
hakkında hak etmediğ i bir ş öhret sağ lar ve kiliselerdeki vaaz
larını dinleyenlerin sayısı gitgide kabanr Âş ıklar, bir müddet,
birbirini görmemezliğ e gelirlerse de, ne Clelia'nın evli olması
ne de Fabrizio'nun, cinsî iliş kiler kuramayacağ ına da ir verdiğ i
söz, daîmi bir engeldir. Sonunda, bu iki âş ık ihtiraslarına boyun
eğ erler Clelia Fabrizio'yu hiç görmeyeceğ ine da ir Meryem
Ana üzerine yemin etmiş tir Onu sadece geceleri görür; böyle
ce yeminini çiğ nemediğ ine inanır. Bu birleş meden, Sandrino
adında bir çocuk doğ ar ve henüz iki yaş ıncfa iken ölür. Kısa bir
müddet sonra da Clelia ölür Fabrizio yıkılır; dünyevî saadet ve
baş anya ulaş maya kendisini adamış , fakat her adımda fecî ta
lihsizlikle karş ılaş mış tır Ş imdi onun yapacağ ı tek ş ey, dünyadan
elini ayağ ını çekmektir, böylece, dindar halk, kendilerine lâyık
olmayan bir piskopos tarafından lekelenmiş olmayacaktır Bir
din adamı olarak iş lediğ i bütün günahlara rağ men, hâlâ iyi bir
Katolik olduğ undan ve kendi kendisiyle samimi bir insan oldu
ğ undan, vicdanında, temizlenmesi gereken çok leke bulundu
ğ unu idrak eder. Böylelikle, hayatının, hüzünlü son günlerini
geçirmek için Parma'daki manastıra çekilir
Eleştiri
Civitavecchia’daki konsolosluğu sırasında, Stendhal’m hobilerinden biri, onaltıncı ve onyedinci asırlarda, Roma’da işlenen suç ve skandallar hakkında bilgi toplamak
1 1 4 * 1 00 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 116/247
tı. Topladığı malzeme arasında, daha sonraları III. PapaPaul olarak katolik kilisesinin başına geçecek ve Farnesemalî im paratorluğun u kuracak Alessandro Farnese adındagenç bir İtalyan’ın da hayat hikâyesi vardı. Bu malzemeyegöre, Alessandro, kilise hiyerarşisinde yükselmesini Kardinal Rodrigo Borgia’nm metresi olan teyzesine borçluidi. Gençliğinde, asil bir kadını kaçırdığından hapsedildi,hapishâneden kaçtı; fakat yine de kardinalliğe ve sonunda papalığa yükseldi. M etresinin doğurduğu çocuk, zamanlaParma D ükü oldu. JMateryalin aslında yedi yüz kelimedenoluşan bu ilk izah sayfası, Parma Manastın’nın başlangıçnoktası idi. Romanın atmosferi, entrikalar ve zehirlemehâdiseleri ile, aynı aile arasındaki aşk ihtirasları ve çeşitliaşk maceraları ile, ondokuzuncu asır İtalya’sından ziyâde,onaltmcı asır İtalya’sını hatırlatır. Stendhal, hikâyeyi modernleştirmek istedi, çünkü III. Paul’un hayatı artık tarihin malı idi ve sanat düşünceleriyle iyi bir tarzda ele alınamazdı. Böylece, romanın geçtiği yer olarak, en iyi bildiği yeri seçti. Kendi zaman ının kuzey İtalya’sı. Tabiî, tem kinli hareket ederek, teferrua tı o ldukça değiştirdi: Par-ma’yı, sanki Farnesi’nin yönetimi devam ediyormuşçasmaanlattı. Gerçekte, bu hânedanlık onsekizinci asırda son
bulm uştu ve Stendhal’m zamanında Parma’yı, Napole-on’un ikinci karısı olan ve kendi zamanı için oldukça liberal bir hükümdar sayılan AvusturyalI Marie Louise yönetiyordu. Stendhal’m despotik prensi, komşu Modena Dü-kalığmı idare eden IV. Françis olabilir.
Parma, küçük bir devlet olmasına rağmen, tiksindirici politik mücadelelere ve entrikalara sahne olur. Ülkeyi,dip lom asiden ziyade, fesat ve nifak yönetir ve vekillerinkaderi, yatak odalarında tayin edilir. Prens, karikatürleş-miş bir otokrattır. Aptal veya korkak mizaçlı biri olmasına rağmen, her akşam, yatmadan önce muhtemel bir katilin saklanıp saklanmadığından emin olmak için, başve
100 b ü y ü k R o m a n • 115
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 117/247
kiline, yatağının altına bakmasını emreder. Muhafazakârlider Mosca, ileri görüşlü bir insan olmakla beraber, des-
potik bir hüküm eti yönetm eye m ecbur kalm ıştır. M uhalefet liderleri, çok daha az liberal insanlardır. G eneraller ba
ruttan korkar, askerlerin üniformalarındaki düğmelerineksik olm am asına b ilhassa dikkat ederler. Baş hâk im Ras-si, eski zamanların melodramlarından kalma bir habistirve bu insanların birbiijerine karşı giriştikleri manevralar bir opera komik’i hatırlatmaktadır. Sadece, iki durumdaciddî birer mesele ile karşılaşıyoruz. Bu, bayağı saray en
trikaları dışına sadece iki kişi çıkıyor: Kısa bir zam an içinde, eski hânedanlıkları silip süpüren ve İtalya’ya modern bir hüküm et getiren Napoleon; doğm akta olan yeni İtalya’yı -Silvio Pellico ve Mazzini’nin rüyâsını gördükleriİtalya’yı- temsil eden ihtilâlci Ferrante Palla.
Hikâyeye, politika değil de, şaheser bir karakter üçlü
sü canlılık getiriyor: Parlak, şaşaalı Düşes Sanseverina,dünyevî değerlere bağlı Mosca ve yakışıklı haylaz Fabri-zio. Hepsinin ahlâkî inanışları zayıf, hepsi amoral, fakatyine de, sevimliliklerinden, azimlerinden, tehlike karşısında tasasız neşelerinden ötürü kendilerini sevmemekelde değil. En akıllıları Mosca’dır ve ağzından çıkan keli
m eler La Rochefocauld’un vecizelerini andırır. En hareketli, canlı karakter Gina'dır. Fakat belki, en iyileri Fabri-zio’dur; çünkü olgunlaşan veya karakteri yücelen yegâneinsan odur. Çocuk iken, Waterloo’daki tutumu ile yüksek
bir idealizme de sahip olabileceğini gösterir. Sonraları,kendisini zevke ve dinî riyakârlığa kaptırır. Fakat, hikâye
nin sonunda, kutsal bir insan olm azsa bile, m âzisini un u tturacak bir seviyeye yücelmesini bilir. Zâhiren bir antikahraman olmasına rağmen içinde, kendisinin de bilmediği tarzda, kahramanları oluşturan bir şey vardır.
Hikâyedeki kusurlardan biri şu: Fabrizio’nun meslekhayatını son yılları ve kendisini bir manastıra çekilmeye
116 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 118/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 119/247
tu. Daru, Savunma Vekâleti’nde ona bir iş buldu. Fal<at bu iş, genç Henri
için çok hafifti. Ertesi yıl, henüz on yedi yaşında olmasına rağmen, bir as
teğmen olarak orduya katıldı ve İtalya’daki Fransız ordusuna gönderildi.
Beyle, İtalya'ya gittiği zaman, bu ülke hakkında hiçbir şey bilmiyor idi
ise de, burası, onun ikinci ülkesi oldu; bellibaşlı romanlarına bu ülkeyi konu seçti. İtalyan operasından büyük zevk duydu. Cimaraso’nun mûsikisi
ni ve Correggio’nun tablolarını çok sevdi; İtalyanlar’ın daha ihtiraslı, da
ha kuvvetli ve (ondokuzuncu asırdaki burjuva anlamı ile) daha az medenî
olan mizaçlarını çok cazip buldu. İtalya, bilhassa Roma ve Milano, onun
şahsiyetinin öylesine bir parçası haline gelmişti ki bir defasında, mezar
taşına, “Enrico Beyle, Milano” yazılmasını teklif etti. Hepsinin başında,
İtalyan kadınlarını çok sevdi; bu andan itibaren, özel hayatı, genellikle,
yaşadığı aşk maceralarının hikâyesidir.
Ardından gelen seneler tam bir faaliyet yılları idi. 1806’da, tekrar dev
let hizmetine girdi ve o zaman Fransız işgalindeki Brunsvvick’te bir yöne
ticilik mevkii ile görevlendirildi. Burada, biraz Almanca öğrendi, cemiyet
te yükseldi. Kendisine hürmet duyulmasına rağmen, canı sıkılıyordu. Da
ha sonraları, Almanya ve Avusturya’ya uzun seyahatler yaptı, hükümet namına Viyana’ya gönderildi ve imparatorun ordusunun peşinden Rus
ya’ya gitti. Smolensk ve Borodino savaşlarında bulundu. Moskova’nın ya
nışını seyretti ve bu büyük yangının estetik bakımdan tatmin edici oldu
ğunu söyledi. Ardından yine aynı vakarla, ordu ile birlikte Batı Avrupa’ya
çekildi. Napoleon’un imparatorluğu çöküyordu. Paris düştüğü zaman da.
Beyle, artık hükümetten iş alamayacağını düşünerek Paris’ten ayrıldı.
Şimdi Fransa, Bourbonların yönetiminde idi. Beyle edebiyata döndü,
artık kendisinden, onu meşhur yapan Stendhal adı ile bahsedeceğiz. Bu
yıllarda (1820’lerde) çeşitli sahalarda yazılar yazdı: Meşhur kompozitör
lerin bayatlan, İtalyan resminin tarihi, aşk üzerine bir inceleme, turistik
Roma rehberi, Londra ve Paris mecmualarında çeşitli makaleler, İtalya,
Fransa ve İngiltere’de kıt kanaat yaşadı. Hükümetin 1830’da değişmesi,
tahta bir burjuva hanedanının, Louis Philippe’nin gelişi, Stendhal’a, yeniden hükümet kapısını açtı. Aynı yıl, Treste’ye konsolos olarak gönderildi
ise de, radikal bir insan olarak tanındığından AvusturyalIlar kendisini is
temediler. Ardından papalık devletlerinden Civitavecchia’ya gönderildi.
Maaş azdı, ama çok sevdiği Roma hemen yakınında idi. Sıhhatinin kötü
lüğünden ötürü, uzun süreler boyunca işinin başında bulunamadı ise de,
hayatının sonuna kadar bu mevkide kaldı. Kırmızı ve Siyah. X. Charles
118 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 120/247
devrinin son yılında yazıldı. Kitap yayımlandığı zaman (1831) zamanının
dışında kalmış, modası geçmişti. (Kitapta Bourbonlara hücum eden par
çalarından ötürü). Bu arada başka romanlar yazdı. İkinci şaheseri, Par
ma Manastırı, İtalya’da geçen mâcera ve entrikalarla İlgili olan bu roman,
1839'da yayımlandı. Uzun bir hastalıktan sonra, kalp sektesinden Pa
ris’te öldü (1842),
Stendhal, şöhrete yavaş erişti. “Az sayıda mutlu insanlar'’ İçin yazdı
ğını İddia etti ve 1880’e kadar da, kendisinin takdir edilmeyeceğini söyle
di. Bunda haklı çıktı. Belki güçlük şurada idi ki, Stendhal, günün edebî ör
neklerinden hiçbirine uymuyordu. Napoleon gibi bencil kahramanlara
duyduğu sevgi, onu onsekizinci asır insanlanndan uzak tuttu, ama romantiklere de tam mânâsı ile benzemiyordu. Hugo’nun muhteşem mev
kiinden mahrum olduğu gibi, Lamartine’in hissiliği de onda yoktu. Ancak
bu adamlar, edebî ufuktan çekildikleri vakit, Stendhal’in hangi sahada
büyük olduğunu görebiliriz: psikolojik realizm’in de.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n « l i g
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 121/247
Sefiller
YazanVictor Hugo(1802-1885)
Başbca karakterler
Jean Va^ean: Romanın kahramanı. İlkin basi t , çal ışkan bir köylü; son
ralar ı b i r mahkû m o larak hayata küskün lük duyar , üm itsiz l ik iç inde
dir . Piskopos Mriel ve evlât edindiği kızı Cosette 'nin or taya koydu
ğu iyi örnekler le ıs lah olur , cemiyette yarar l ı bir insan haline gelir .
Şu takm a ad lar ı va rdır . Pere M adelenie, U ltum us Fau chelevent , Urba-
in Fable, No: 24,601 ve No: 9,430.Charles François Bienvenu Myriel, D’nin Piskoposu (Mösyö Bien-
venu): Melek gibi yaşlı bir insan; herkese iyilik yapmayı çok sever.
Mile. Baptistine: Kızkardeşi evlenm em iştir.
Mm. Magloire: Evinin işlerine bakan kadın.
G: Millî İhtilâl Kongresi 'nin önceki bir üyesi; gerçek bir sosyal adalete
inanır.
Petit Gervais: Savoyardlı on iki yaşındaki bir laternacı.
Feliz Tholomyes: Başında kavak yelleri esen Parisli bir talebe.
Fentine: Tholomyes’in metresi . Mizacı i t ibar iyle mütevazı bir kız ise
de, şar t lar kendis ini , bir fahişe olmaya zorlar .
Tholemy£s’in arkadaşları ve onların metresleri:
Ustolier: Dahlia.
Fameuil: Zephine.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 122/247
Blaheville: Favorite.
Thenardier: Çavuş, hancı , dolandır ıcı ve kr iminal; aç gözlü ve vicdan
s ız b i r adam . Takm a is imler i: Jond ret te , F abontou.
Mm. Thenardier: Karısı, aynı şekilde vicdansız.
Euphrasie (Cosette): Fentine’nin kızı, Valjean'ın evlâtlığı; nâzik, se
vimli bir kız.
Eponine: Thenardier ' in, sefil fakat güzel kızı; Marius’a âşık.
Azelma: Thenardier ' in , diğer kızı .
Javert: Polis m em uru, h içbir şeki lde sa t ın a l ınmay acak ka dar nam uslu .
Fauchelevent: Yaşlı bir adam; önceler i noterken sonunda Peti t Picpus
rahibe manas t ı r ında bahçıvan o lur .
Bamatobois: Paris d ışında n gelen b i r züp pe; Fent ine'ye h aka re t eder .
Rahibe Simplice: C harty râhibesi ; m elek gibi bir kimse, son derece
sâdık ve sâm imî .
Scaufflaire: M-sur M-de, kiralık at lar ın b ulu nd uğ u tavlaya bak an adam .
Champmathieu: Kendisinin Valjean olduğu sanılan bir köylü.
Albay Baron Georges Pantmercy: W ater loo 'da çapk ın b i r subay: yaş
lanınca eski huylar ı kalmaz, kendis ini çiçek yetişt irmeye verir .Rahibe Ana Innocent: Petit Picpus’un baş râhibesi.
Marifus Pontmercy: Albayın oğlu , kend is in i bab as ın ın h ât ı ras ına ad a
yan müşfik bir genç.
Gavroche: Başıboş dolaşan bir çocuk: Thenardier’in oğlu.
M. Gillenormand: Eski rej imin bir burjuvası , huysuz, diğerler i üzerin
de hâkim iyet kurm ak is teye n yaşl ı b i r adam.
Mile. Gillenormand: Kızı, iffetlilik taslayan biri; evli değildir.
M. Mabeuf: Pon tm ercy’nin eski b ir arkadaşı; botan is t ; ki tap bir ikt ir ir.
Abbe Mabeuf: Erkek kardeşi.
Mere Plutarch: Evinin işlerine bakan kadın.
Teodule Gillenormand: Gillenormand' ın yeğeni: yakışıklı bir genç su
bay. 1832 isy an ın d a rol a lan ta leb e le r ve k ışkırtıc ılar.
E^jolras: Yirmi iki yaşında militan ihtilâlci; genç, yakışıklı ve ciddî.Comlteferre: G rubun f ilozofu .
Prouvaire: Zengin b i r adam ın oğlu; çek ingen ve müşf ik , h iss i ve rom an
tik.
Feuilly: Kendi kendis ini yetişt irmiş bir i ; vanti latör yapıp sat ıyor .
Courfeyrac: Bir asilzâdenin oğlu; şakacı, lâtifeyi sever.
Bahorel: Gözüpek, müşfik, kavgacı , konuşkan, müsrif .
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 121
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 123/247
Lesgel (Laigle) de Meaux (Bossuet): Neşeli fak a t ta lih siz .
Joly: Tıp fakültes i talebesi ; hipokondriak (vesveseli , evhamlı) .
Grantaire: Fizikî bakımdan çirkin bir septik.
Mere Bougon: Gorbeua Malikânesi’nin ev sahibi.
Patron-Menette’nin eşkıyaları:Gueulemer: İri y an , kaba, k üsta h, zorb a.
Babet: Sıska, ku rna z, da ha önc eleri diş çekici.
Claquesous: Esrarengiz b i r adam; esmer ve vantr log (karnından konu
şan). Takma adı: Le Cabuc.
Montparnasse: Genç, yakışıklı ve oldukça da züppe.
Thenardier’le işbirliği yapan diğer kriminaller:
Bigrenaille.
Brujon.
“Deux Milliards.”
Magnon: G il leno rm and ’ın bir hizm etçis i; o nd an iki erkek çocu ğu vard ır.
Toussaint: Valjean’ın h izm etçisi.
M ire Httcheloup: Reu de la Chanvreri’de hancı.
Boulatruelle: Montfermailli bir yol işçisi.
122 • 100 Bü y ü k R o m a n
Hikâye
Sefiller'in plânı muazzam ve muğ laktır, fakat merkez doku
su Jean Valjeon adlı bir köylünün, on dokuzuncu asnn ilk otuzsenesindeki maceralarını anlatır. Valjean, aç ailesini doyurmak
için bir somun ekmek çaldığ ından bir kadırgada kürek çekme
ye mahkûm edilmiş tir. Defalarca kaçmak istediğ inden,
mahkûmiyet müddeti on dokuz seneye çıkarılır. Nihayet
1815'te serbest bırakılır. Valjean, ş imdi kızgın, ümidini yitirmiş
bir adamdır; Güney Fransa'da D-kasabasına gider. Bir kürekmahkûmu olduğ undan, kimse onu banndırmak istemez; niha
yet, yaş lı ve çok iyi bir insan olan kasabonın piskoposu, yanı
na alır ve ona gayet nazik davranır. Valjean, onun misafirsever-
liğ ine, piskoposun yemek takımlannı çalmakla karş ılık verir. Po
lis, kısa bir zaman sonra onu tevkif eder ve piskoposa getirir.
Piskopos, Valjean'ı hayrete düş ürürcesine, yemek takımını Vai-
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 124/247
jean'a verdiğ ini, bir hediye olduğ unu söyler ve gümüş ş amdan-
lan niye almadığ ı için de Valjeon'ı azarlar. Voiiean'm, seneler
sonra karş ılaş tığ ı bu müş fik hareket, onu derinden etkiler ve
tavnnı, düş üncelerini değ iş tirir, ıslah olur. Ondan sonra, pisko
posun bu güvenine lâyık olmaya, mümkün olduğ u kadar fazi
letli bir hayat sürmeye söz verir.
Valjean'ı seneler sonra. Kuzey Fransa'da bir kasabada gö
rüyoruz; takma bir ad altında, ucuz mücevherat imalâtçısıdır,
imalâtta, bir iki basit geliş me gerçekleş tirdiğ inden, ş imdi varlık
lı bir insandır; kasaba halkının güvenini kazanmış ve hatta be
lediye baş kanı dahi seçilmiş tir (Bu, mahkûmiyet geçirmiş bir
kimsenin hukukî olarak yapamayacağ ı bir iş tir). Kasabanın po
lis müfettiş i Javert, tam bir dedektiftir ve âmirinin kimliğ inden
ş üphe eder Onu tam yakalattıracağ ı sırada, adının Valjean o l
duğ u bir diğ er insanın, baş ka bir suçtan yakalandığ ını ve tek
rar bir kadırgaya gönderileceğ i haberini alır Çok mahçup bir
duruma düş en polis müfettiş i, belediye baş kanından özür diler,
onun hakkında ş üphelere düş tüğ ünü anlatır ve istifa etmek is
ter; fakat istifası kabul edilmez. Valjean ş imdi, daimî bir gü
venlik içinde bulunduğ unu hissederse de, kendi ismini taş ıyan
suçsuz bir insanın acı çekmesi vicdanını rahatsız eder. Kahra
manca bir hareketle mahkemeye gider, kendisini tanıtır ve ken
di isteğ i ile kürek mahkûmluğ una döner
Birkaç sene sonra, Valjean kaçar ve kuzeye gider; kapitalist
olarak geçirdiğ i yılların mükâfatı olan parayı gömmüş tür. Para,
onu rahatça geçindirebilecek ve çevresine yardım etmesine de
imkân verecektir. İlk iş i, Cosette adındaki küçük bir kızı aramak
olur. Kız, bir zamanlar yanında çalış an Fentine'nin kızıdır; Fen-
tine kızına bakmak için fahiş elik yapmış tır. Fentine artık ölmüş
tür ve kızı yetiş tiren üvey ana ve babası, ona gayet kötü mu
amele etmektedir. Valjean, kızı evlâtlık alır ve ona derin bir sev
gi ile bakmaya baş lar. Beraberce Paris'e giderler Valjean, bir
rahibe manastınnda bahçıvan olarak çalış maya baş lar ve C o
sette da manastınn okuluna gider. Böylece, Valjean hâlâ ken-
100 b ü y ü k R o m a n »123
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 125/247
diş inin peş inden giden Javert'ten kurtulur ve senelerce güven
lik içinde yaş ar.
Cosette büyüyünce, Parisli bir talebe olan Marius Pont
Mercy adında bir genç onunla ilgilenir. Marius'u eski bir bur
juva olan büyük babası yetiş tirmiş tir; fakat o, Napoleon'un
kendisini baron yaptığ ı eski bir subay olan babasının hâtırası
ile yaş ar. Yirmi yaş ındaki Marius yoksul bir hayat sürer ve radi
kallerle arkadaş lık eder. Cosette ve Marius, Paris'in Luxemburg
Gardens adındaki parkında tanış ırlar ve Valjean'm kendisini
ve Cosette'yi gizli tutmasına rağ men, gizliden gizliye mektupla
ş ırlar.
Hâdiseler, ülkedeki iç huzursuzluklar sırasında zirveye eriş ir.
Sosyalistler, 1832'de, Paris'te hanedanlığ a karş ı baş ansız ka
lan bir baş kaldırma hareketine giriş irler. Marius ve arkadaş la-
n, bu isyanda yer alırlar ve sosyal adalete olan bağ lılığ ından
ötürü, kim olduğ unun meydana çıkmasına dahi aldırış etme
yen Valjean da isyana katılır. Sokak çatış malannın ortasında,
eski düş manı Javert ile karş ılaş ır, onun bütün hayatı ş imdi elin
dedir. Gerçi b ir tek kurş un, Javert'i ortadan kaldıracaksa da
Valjean Javert'i serbest bırakır. Valjean'm bu âlicenaplığ ı, Ja-
vert'in keskin meş ruiyet ve hukuka dayanan ahlâkî dünyasını
altüst eder. Hayatında ilk defa olarak, bir mahkûmun, kanuna
saygı duyan bir vatandaş tan daha iyi bir insan olacağ ını düş ü
nür. Bir polis memuru olarak, bütün hayatını, sahte faraziyele-
re göre yürütmüş tür. Valjean'ı tevkif etmek yerine, intihar eder.
Bu arada, barikatlarardına çekilen âsiler çevrilir. Karş ı ta
rafın kuvvetleri daha fazladır. Çarpış malar sırasında Marius
ağ ır yaralanır. Valjean, Marius'u sırtında taş ıyarak, yer altında,
lâğ ım kanallanna götürür. Burası hoş bir yer olmasa da, çatış
ma sahnesinden uzaktır. Kendisini tamamen kaybetmiş ve he
men hemen ölü olan Marius, büyük babasının evine getirilir;
Marius, hayatını, kimin kurtardığ ını bilmemektedir.
Valjean, ş imdi Cosette ile Marius arasına girmemeye karar
verir. Cosette'nin, Marius'u sevdiğ ini ve onunla evlenmek iste
1 2 4 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 126/247
diğ ini anlar, Cosette'ye büyük miktarda para verdikten sonra,
eski b ir kürek mahkûmunun, ş imdi b ir barones olan Cosette'yi
mahçûp duruma sokacağ ını düş ünerek inzivaya çekilir. Marius,
ilkin bunu kabul eder, fakat hayatını kurtaranın Valjean olduğ unu öğ renince, Cosette ile birlikte, son bir defa daha görmek
için ihtiyar adamın baş ucuna giderler Karş ılaş ma hazin olu
Her üçü de gözyaş lannı tutamaz. Valjean, ölüm yatağ ında, se
nelerce önce, aziz gibi biri olan piskoposun, inanılmaz bir jest
le kedisine hediye ettiğ i ve böylece Valjean'ın ruhunu kazand
ğ ı gümüş ş amdanlan Cosette'ye hediye eder.
Eleştiri
Yazılmasına 1840’ın ilk aylarında başlanan Sefiller, daha sonraki on sene zarfında Hugo’yu zaman zaman meş
gul etti. Hugo, romanını, 1860’da Guernsey’de yenidenyazmaya başladı ve erte si yıl tamam ladı. Sefiller, okuyucunun, hem büyüklüğünden, hem de m uhtevasından ötürü,ham asî kelimesi ile anlatacağı b ir eser. H er biri bir rom an büyüklüğünde beş kitap. M uhteviyatı ise daha da derin bir iz lenim bırakıyor; rom anda her şey var. Romanın esa
sını şüphesiz, Jean Valjean’ın hayatı teşkil ediyor ve Marius ve Cosette arasındaki aşk da bu hayatı süslüyor.Hikâyenin büyük bir kısmı vakıalara dayanıyor. PiskoposMyriel, gerçekte. Güney Fransa’daki Digne Piskoposu Mi-ollis idi ve Valjean da kısmen, piskoposun kendisiyledostluk kurduğu önceki kürek mahkûmu (sonradan ser
best bırakıld ı) Pie rre M aurin adında biridir. Valjean’ın ka pitalist olduğu M -sur M gerçekte M ontreuil Surm er’dirMarius, Hugo’nun kendi gençliğidir ve Albay Ponmercyde, kısmen General Hugo’dur. Tabiî 1832 isyanı ise, sonzamanların tarihidir.
Sefiller, bir tezi olan roman; adaletsizliğe karşı bir hü
cum. Hugo, insanları, küçük suçlar için küreğe mahkûm
1 0 0 Bü y ü k R o m a n * 1 2 5
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 127/247
eden, suçluyu ıslah etmekten ziyade cezalandırmak üzerinde duran hafifletici sebepler üzerinde durmayan, gözhapsi altında tahliyeye imkân vermeyen barbarca bir hukuk ve ceza sistem ini ifşa ediyor. Hugo, bu halleri yaratan
ve taham m ül eden cemiyeti suçlar. Mamafih, sosyal m eseleler üzerinde derinden derine durmaz; anlattığı manzaralara sempati beslemekle beraber uzaktan m üşahede eden
biri intibaın ı yaratıyor. Burada biz sefaletin kokusunu, tadını ve hislerini veren Zola’nın Germinal’indeki realizmigörmediğimiz gibi, ekonomik sistemin işlemleriyle ilgilendiğinin işaretleri de yok.
Hugo, politikayı gerçekten bilerek anlatıyor. İmparatorluk hakkındaki, Bourbon restorasyonu hakkındaki veTemmuz hanedanlığı hakkındaki sözleri (bir ölçüde mü balağaya taham m ül edersek) okunmaya değer. Meselâ,Louis Philippe’nin karakterleri şaheser bir tarzda İncelenmekte, Marius’un siyasî düşünceleri, tıpkı Hugo’nun geçtiği saflardan geçiyor; ilkin kralcı, ardından Bonapartcı venihayet cumhuriyetçi. Şurası garip: Hugo, senelerce Fransız Millet Meclisi’nde bu lunm asına rağmen, pra tik po litika hakkında bildiklerini anlatıyor. Maamafih, halkı imparatorluğun fanatik destekleyicileri haline getiren veya onları, ölmeleri için barikatlara gönderen siyasî hareketinmistisizmi hakkında şevk ve heyecan duyuyor.
Sefiller, hepsinin üstünde, kutsallık üzerine ahlâkî vedinî incelemedir ki, bu da bir romancı için belki en zortezlerden biridir. Piskopos Myriel, aziz mertebesinde bir
adam ve onu n Valjean üzerindeki ahlâkî nüfuzu onun,kriminallikten çıkarak iyi bir insan olması yolunda kesin bir rol oynuyor. Valjean’a gelince; aziz m ertebesinde birideğilse de, bir cöm ertlik ve fedakârca sevgi modeli. Böylece, o da diğerlerine tesir ediyor, onların doğru yola girmelerine imkân hazırlıyor. Böylece anlatılan ahlâkî ders, dinî
kitaplardan çıkarılıyor; son derece kötü bir insan bile, af
126 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 128/247
fedilmekle, kendisine sevgi ile muamele edilmekle, doğruyola girebilir. Myriel, bir mahkûm olmasma rağmen, Val-
jean’ı kabul eder ve yemek takımmı çalm asmı affeder.Fentine’nin bir fahişe olmasma rağmen, Valjean onunlatem asa geçmekten yüksünm ez. Valjean hayatmı bağışladığı zaman, Javert, hayatının dayandığı ahlakî temellerin
parçalandığını görür. Ve Hugo, zaman zaman idealist hislerle hareket ettiği intibaını yaratıyorsa, Valjean’ın orijini,mahkûm Maurine’i hatırlayalım: Piskopos Miollis kendi
sini kabul etmiş ve M aurine de, nam uslu bir insan olarak bu dünyadan göçmüştü .Bu sosyal, siyasî ve ahlakî tezlere ilâve olarak Hugo,
hikâye ile organik bir bağlantısı olmayan muazzam miktarda çeşitli bilgi ve yorumu da önümüze koyuyor. Böylece, argonun tarihi, rahibe manastırlarında hayat, Paris’in
lâğımları ve W aterloo savaşı hakkında âdeta bağımsız m akaleler okuyoruz. B unların bazıları göz kamaştırıcı. Böylece meselâ, lağımların anlatılışı, Zola’yı hazırlayan bir realizm ve sembolizm kombinezonu. Waterloo’da olup bitenler şaheser bir tarzda anlatılıyor. Nihayet Hugo’nun,Paris’in eski mahalleleri hakkında sevgi dolu hikâye ve
anekdotlarını da zikretmeliyiz. Hugo bunları yazdığı sırada, bu mahalleler yıkılıyor, yeni ve geniş yollar yapılıyordu ve Hugo’nun bunlarla ilgili yazıları, hızla kaybolmaktaolan sokak ve binalar için duyduğu derin nostaljiyi (hasreti) yansıtıyor. Pek az yazar, şehri, hayat, metabolizma veölüm işlemleriyle yaşayan bir organizm a halinde görebile
cek kadar böylesine der in hislere sahipti.Sefiller, hiç şüphe edilemez, bir şaheser. Ama bu, kusurları yok demek değil. Onun yaygın, konudan konuyaatlayan yapısını kabul etsek dahi, diğer kusurları var. Rom anın plânı, modern bir zevkin kolaylıkla kabul edemiye-ceği ölçüde melodram ve tesadüflere dayanıyor; üslûp
gösterişli, fazla düşünmeksizin ortaya sürülen anti-tezle-
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 127
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 129/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 130/247
Nötre Dame’nm Kamburu
YazanVictor Hugo
Başlıca Karakterler
Quasimodo: Sağır bir kambur; Nötre Dame Kilisesi’nin çanını çalmakla
görev lendiri lm iş. Kuvvet li ve çi rkin bir adam ; kend isiyle a lay e de n
lere vahşîce davranır; efendisi Claude Frollo hariç; cemiyetin hemen
hemen dışında yaşar.
Arcdecon Claude Frollo: Haşin ve bilgil i papaz; aynı zamanda el-sim-
ya i le uğraşır. Hayat boyu süren bekârlığı ve kendisini bilgiye adaması onu, derhal öfkelenen bir i yapmışt ı r .
Pierre Gringoire: İkinci derecede bir şair ve piyes yazarı. Yazıları hak
kındaki tabiî kibirl i l iği dışında, iyi huylu ve bohem âdetlere sahip
anlayışlı biri.
La Esmeralda: Genç bir ç ingen e d ans özü ; neşel i ve güzelce.
Phoebus de Chateupers: Esmeralda’nın sevdiği genç bir yüzbaşı; bir
sürü kadınla düşüp kalkar, kabadayı .
Jean (Jehan) Frollo, du Moulin: Claude’nin erkek kardeşi; müsrif ve
haylaz.
Pâquetta-la Chantefleurie (Kız kardeş Gudule): Çingenelerin kaçır
dığı çocuğunun mâtemini tu tan bir kadın; inzivaya çeki lmişt i r .
Fleur-de Lys de Gondelaurier: Ph oe bu s’un nişanlısı .
Dame Aloise de Gondelaurier: Annesi ; hürmet edi len bir dul kadın.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 131/247
Jacques Charmoule: Dinî m ahk em enin görevlisi ; Esm eralda 'nm so
ruşturm a işleminden m esuldür .
Paris dilencilerinin liderleri:
Clopin Trouillefou: “Tunus Kralı.”
Mathias Hungyadi Spicali: “Mısır ve Bohemya Dükü.”Guilleume Rousseau: "Galile İmparatoru."
Louis XI: Kral; şeytancasına kurnaz yaşlı bir adam; tamahkâr ve zalim.
Guilleaume Rym: Ghent ' in bir vatandaşı ve kralın ajanı; şeytanî bir en
trikacı.
Jacques Coppenole: G hentl i b i r çorapçı ; Fransız sa raym da delege, halk
tabakas ından ve demokra t .
Hikâye
Sahne, 1842 Ocak ayındaki Paris'tir. Ş ehir heyecan içinde
dir. Kralın en büyük oğ lunun Burgundayli Margaret'le düğ ün
törenlerinde bulunmak üzere Flannan vatandaş larını temsileden bir grup Paris'e gelmiş tir. Her çeş it hareket ve kargaş alı
ğ a müsaade edilen yıllık Aptallar Ziyafeti karnavalı devam et
mektedir. Sokaklardaki kalabalıklar arasında hayatını ş arkı
söylemekle, dans etmekle ve alış tınlmış küçük bir keçisi ile ba
zı oyunlar yaparak kazanan Esmeralda adında bir çingene kı
zı da vardır. Maamofih, Esmeralda dünyaya bir çingene olarakgelmemiş tir; on altı sene önce, çingeneler onu beş iğ inden ka
çırmış ve yerine çirkin ve sakat i>ir çocuk bırakmış lardı; Zavallı
kadın, çocuğ unun çalınıp yendiğ ine inanmış , Nötre Dame Ka
tedrali civannda Place de Greve'de inziva hayatına çekilmiş tir.
Esmeralda, tabiî, bunlar hakkında hiçbir ş ey bilmez. Kendi ma
zisi ile olan yegâne bağ lantısı, boynuna astığ ı bir torba içindesakladığ ı bir bebek patiğ idir. Onun bir gün, kendi annesini bul
masına yardım edeceğ ine inanın
Esmeralda genç, güzel ve bâkiredir. Nötre Dame Katedra-
li'ndeki bir papaz, Arcdecon Claude Frollo, ş ehvanî bakış lan-
nı kızdan ayıramaz. Frollo o zamana kadar, tam bir din adamı
hayatı yaş amış , kendisini bilgiye vermiş ve dünyevî arzulann-
130 • 100 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 132/247
dan uzak duruş u tavırlarına tesir etmiş tir Arzulanna gem vuru
ş u, kalçasından, sinirli dudaklarından, haş in yüzünden ve kız
gınlık okunan gözlerinden bellidir. Gizliden gizliye el-simya ça
lış ır ve kendisinin tanınmış bir büyücü olduğ u da söylenir.
Frollo'nun baş lıca İnsanî hareketi, on altı yıl önce, merha
metli bir insanın kendisine acıyarak evlât edineceğ i ümidi ile ki
lisenin önünde bırakılan küçük bir çocuğ u alıp yetiş tirmesidir
Bu çocuk bugün yirmi yaş ında ve tarife sığ maz derecede çirkin
ve kambur olan Guasimodo'dır. Besbelli ki, Esmaralda'yı ça
lan çingenelerin, onun yerine bıraktığ ı çocuk budun Frollo'nun
kendisine gösterdiğ i ş efkatten ötürü Guasimodo, ona bir kö
pek sadakati ile bağ lanmış tır; diğ er insanlar, onunla alay veya
ona eziyet eder yohut tiksinti duyarak ondan kaçarlar. Katedra
lin çanlannı çalmakla görevlendirilen Guasimodo, katedralde
yaş ar Büyük çanların çıkardığ ı ses, onun kulaklarını da sağ ır-
laş tırmış tır, fakat o bu çanları sever ve kilise de ev olarak b ildi
ğ i yegâne yerdir.
Eğ lentilerle ilgili olarak, Paris ş ehri, hânedanlık ailesinin dü
ğ ünü münasebetiyle ahlâk üzerine bir piyes sahneler Piyesin
yazarı, Gringoire adlı bir bilgindir; Frollo kadar ihtiraslı olma
sa da, o da güzel Çingene dansöze göz koyar Piyesin sahne
lenmesinden sonra, Gringoire -ki eseri için kendisine telif ücre
ti ödenmemiş tir- Paris'in karanlık sokaklannda dolaş ırken, Es-
meralda'nın, iki kiş inin hücumuna maruz kaldığ ını görür Fa
kat, tesirli b ir ş ekilde savunamaz, kendini koruyamaz; o anda,
muhafız bölüğ ü yüzbaş ısı gelir ve kızı kurtarır. Bir kiş i kaçar ve
polis, onun ş eytanî papaz Frollo olduğ unu bir türlü öğ renemez.
Esmeralda'ya saldıran diğ er insan Guasim odo'dur ve bu suçundan ötürü de çarmıha gerilir. Guasimodo'nun sırtı yediğ i
kırbaçlardan ötürü kan içindedir ve halk kendisiyle alay eder
Bu anda Guasimodo yalvararak su ister ve Esmeralda da ona
su verecek kadar ş efkat hislerine sahip bulunduğ unu gösterir
Guasimodo'nun ağ zına bir maş rapa su tutar Sadece yan be
1 0 0 Bü y ü k R o m a n * 1 3 1
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 133/247
ş erî bir yaratık sayılacak olan kambur, beklemediğ i bu hareket
karş ısında gözyaş lannı tutamaz.
Bu arada Gringoire 'nin, yatacak yeri yoktur. Ne yapacağ ı
nı bilmeyerek yürürken, kendisini, namuslu hiçbir kimsenin bi
lerek ve silâhsız giremeyeceğ i hırsızlar mahallesinde bulur. Hır
sızlar, Gringoire 'i ele geçirir ve parası olmadığ ını görünce ö l
dürmek isterlerse de, bu esirin, çingene kadınlanndan biri ile
evlendirilebileceğ ini düş ünürler Esmeralda, onun daha önce
kendisini kurtarmaya çalış an kimse olduğ unu görerek Gringo
ire'nin hayatını kurtarmak için, dört sene müddetle, çingene
usulü, onunla evleneceğ ini söyler Esmeralda, bunu sadece İn
sanî hislerle yapmış tır; evlilik yerine getirilmez; çünkü Esmeral
da, kendisini Frollo'dan kurtaran yakış ıklı yüzbaş ı Phoebus da
Chateaupers'e âş ıktır Gringoire, böylece, çingeneler arasına
katılır ve elinden baş ka bir iş gelmediğ inden sokaklarda cam
bazlık yapmaya baş lar Gerçi avını ilk teş ebbüsünde elinden kaçırmış ise de, Arc-
decon Frollo, Esmeralda'yı bırakmış değ ildir. Kızı elde etmek
için, Yüzbaş ı Phoebus'u kullanır Phoebus, iyi bir kadınla niş an
lı olmasına rağ men, Esmeralda, Phoebus'un kendisiyle evle
neceğ ini sanır ve onu kenar mahallelerdeki bir evin tavan ara
sında bekler. Frollo, Phoebus'un peş inden gider, onlan gözetler, kıskançlıkla üzerlerine saldınr Phoebus'u bıçaklar (öldür
düğ ünü sanır) ve yine kaçar
Esmeralda, Phoebus'u öldürmeye teş ebbüs etmekle suçla
nır ve tevkif edilir Gerçekte onun suçu sadece çingene olması
ve bundan baş ka, büyücülük yaptığ ından ş üphe edilmesidir.
Hattâ onun keçisi bile o kadar zeki bir hyavandır ki, hayvanabile büyü yapıldığ ına inanılır Esmeralda, iş kence altında, ken
disinin itiraf etmesi istenen her ş eyi söyler ve ölüm cezasına
çarptınlır Phoebus, ölmemesine rağ men (sadece ağ ır yaralan
mış tır), kızı kurtarmak için hiçbir ş ey yapmaz; bu nâhoş hâdise
ye j<anş mak istemez. Frollo da, tabiatiyle Esmeralda'nın suçsuz
olduğ unu bilmektedir Kızı hapishanede ziyaret ederek kendisi
1 3 2 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 134/247
ne teslim olduğ u takdirde, serbest bırakacağ ını söyler. Kız,
dehş etle irkilir ve papazı kovar. Frollo, eğ er kıza kendisi sahip
oinnazsa, kimsenin de olmamasını ister; kendi ıstıraplcnno son
vermek için, kızın ölmesini tercih eder.Öldijrüleceğ i gön, zamanın âdetine göre, Esmeralda, Nöt
re Dame Kilisesi'nin önüne getirilir. Aralarında Frollo'nun da
bulunduğ u papazlar, onun günahlarının o f edilmesi için dua
edeceklerdir. Kız, papazlar önünde diz çöktüğ ü sırada, Quasi-
modo, âniden ve dramatik bir tarzda, kilisenin balkonundan
bir iple yere atlar ve Esmeralda'yı kiliseye kaçırır. Kız, buradagüvenlik içindedir, zira en dehş et saçıcı bir katil dahi, katedra
lin içinde tevkif edilemez. Guasimodo, kendisinden geçmiş va
ziyette Esmeralda'yı kilisenin kulesindeki bir odaya götürür, yi
yecek ve giyecek getirir ve sâdıkçasına ona hizmet eder. G u
asimodo, çarmıha gerili olduğ u zaman, Esmeralda'nın kendi
sine su verdiğ ini unutmamış tır ve efendisi Frollo gibi, Esmeral-da'ya prestij edercesine bakarsa da onun bakış ında ş ehvanî
arzulardan ziyade hürmet vardır.
Esmeralda, tabiî, hâlâ kilisede esir durumdadır ve katedra
li terkeder etmez tevkif edilecektir. G ringoire, Frollo'nun da kış
kırtmasıyla, Esmeralda'yı kurtarmalan için Paris çingenelerinin
baş kaldırmalannı teklif eder. G gece, çingeneler ve serserilerden oluş an bir grup sessiz bir ş ekilde Paris sokaklanndan ge
çerek Nötre Dame'ın kilitli kapılan önünde toplanır. Kulesin
den bakan Guasimodo, aş ağ ıdakilerin, Esmeralda'yı kurtar
mak için geldiklerini bilmez; bildiğ i tek ş ey kiliseye hücum edi
leceğ i ve sevgili çingenesinin de tehlike altında olduğ udur. Tek
baş ına kahramanca bir savunmaya geçer; aş ağ ıdakilere taş veodun fırlatır; kaçış merdivenlerini serbest bırakır, hücum eden
lerin üzerlerine erimiş kurş un döker. Nihayet, Chateaupers'in
liderliğ indeki kral muhafızlan yetiş ir ve grubu dağ ıtırlar.
Katedralin önündeki çatış malar sürerken Frollo ve Gringo
ire, kimseye belli etmeksizin katedrale girer ve Esmeralda'yı ka-
çınrlar. Peş lerinden gelenleri nihayet ş aş ırtmaya muvaffak olur
• 1 00 b ü y ü k R o m a n • 133
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 135/247
ve Esmeralda'nın daha önce asılacağ ı Ploce de Greve'e gider
ler. Frollo, tekrar Esmaraldc'ya aynı teklifi yapar; yo kendisini
Frollo'ya bırakacak veya idam edilecek! Kız yine reddeder. Se
nelerce bütün çingenelere karş ı fanatik bir nefret hissi besleyen
Hemş ire Gudule'nin hücresi de buradadır. Esmeralda'yı kadı
nın hücresine sürükleye Frollo, hücrenin penceresine vurarak
bağ ırır: "Hemş ire Gudulel iş te bir Mısırlı! Gel intikamını a l!"
Kocakan, Esmeralda'nın kızı olduğ unu bilmeden vahş î bir hay
van gibi üzerine saldınr. Fakat Esmeralda, boynuna asılı torba
içinde hâlâ bebeklik patiğ ini taş ımaktadır. Mücadele sırasında,
ihtiyar kadın, kaybolmuş çocuğ u için iş lediğ i patiğ i tanır. Ş imdi
kızı kurtarmak ister, fakat iş iş ten geçmiş tir. Görevliler gelir ve
Esmeralda'yı orada asarlar.
Frollo ve Guosimodo, Nötre Dame'in kulesinden kızın
idam edilmesini seyrederler, ip, Esmeralda'nın boynuna geçiril
diğ i sırada, Frollo ş eytanî, zalimce, bir kahkaha kopanr. Q u-
asimodo, bunu iş itmez, fakat görür ve âni bir kızgınlıkla efen
disini, balkonun parmaklıklanndan aş ağ ı iter. Frollo düş er, el
leriyle bir boruya asılır; fakat boru, onun ağ ırlığ ı ile kınlır ve
Frollo kaldınma düş üp ölür. Guasimodo kaybolur Montfa-
ucon'daki idam edilenlerin atıldıklan çukura gider ve Esmeral-
da'nın vücuduna sanlarak ölür.
Eleştiri
Nötre Dame’in Kamburu (Nötre Dame de Paris) Victor Hu-go tarafından yazılmasına rağmen, Sir Walter Scott’un
dehasına dikilmiş bir âbide. Bu, 1815 ve 1830 arasında,halkı son derece zevklendiren Waverly romanlarındansonra, Fransa’da Hugo’nun zam anında başlayan tarihî roman akımının ilk örneğidir. Bu türün karakteristikleri,canlı bir plân ve kuvvetli hareketler, fazlasıyle pitoreskizahat, mahallî renklendirme ve geçmiş asırlardaki haya
tın canlı teferruatlarıyle an latılması veya anlatıldığının id
134 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 136/247
dia edilmesi idi. H ugo’yu etkileyen b ir diğer tesir de kuvvetli sansasyonel plânlara göre hazırlanan, kasvetli şatolardan, şeytanî, kötü niyetli erkeklerin kollarında bayılan
nazik genç kızlardan bahseden ve onsekizinci asrın son raları ile ondokuzuncu asrın başlarında çok tutulan Gotikrom anı idi. Kül gibi yüzü ve alev alev yanan gözleri ve karşı gelinen şehvet hisleri, kendisinin m eşhu r bir büyücüolduğu söylentileri ile Arcdecon Frollo, Lewis’in Papaz adlı eserindeki Am brosio’dur.
Böyle bir rom an, karakterlerin, incelik ve ustalıkla belirtilmesini değil, göz ahcı bir tarzda anlatılmasını gerektirir. O zaman, onların hâdiselere göre şeytanî, faziletli veya gülünç mü olduklarını derhal anlarız. Romanda görülen bu muğlakhk veya hayret unsurları, Hugo’nun, istih-zalı anti-tez usûlünden , bir kim senin akla yatkın olmayan
hislerinin kombinezonundan çıkarılır. Böylece, suç ve şiddet arasında büyüm esine rağmen, Esmeralda, saf ve bakiredir; hain papaz, yerine getiremediği cinsî hisleri altındakıvranır; çirkin Quasimodo, sevgi ve sadakat doludur veChateaupers de karşı tara fta yer alır; zâhiren makul ve iyi,içinden hâin. Daha az dramatik olarak belirtilmiş ise de,
belki, daha fazla ikna edici yön; bir eğlencede, birininidam edilmesinde veya bir isyanda bir araya gelen alelâdeinsanlardan o luşan kalabalık kitleler bize, hakikî bir hayatın canlı bir manzarasını verirler.
Maamafıh, kitapta, başından sonuna kadar hâkimiyetkuran “karakter”, belirli bir şahsiyete sahip ve muazzam,
ince ve ciddî yapısı ile orta çağların ruhunu sembolizeeden büyük Nötre Dame Katedralidir. Hugo, kiliseyi, anlata anlata bitiremez ve tabiî katedralin kulesi ve muazzam çanları da Q uasimodo’dan ayrılamaz. Kitabın diğersayfalarında, orta çağların Paris’i, dikkatli tarihî araştırmalarla, zevkle anlatılıyor. Ondokuzuncu asrın başların
da, Orta Çağ Fransası’nın Gotik âbidelerinin yeniden sev
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 135
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 137/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 138/247
vak’alar. Hugo’nun biyografilerini yazanlardan Andre Ma-urois, karakterlerin sun’iliğini kabul etmekle beraber, yine onları savunuyor.
“Bu karakterler, bütün ülkeler ve ırklardaki okuyuculararasında, kendilerinin olan bir hayata eriştiler. Bu karakterler çevresinde, esatiri mitolojinin ilkel şaşaası görülürve bu dahilî hak ikat de, onların müellifinin özel hayallerini doğurdu.
Yazar
Victor Hugo, Napoleon’un generallerinden birinin oğlu idi. Ailesi, bur
juva olmakla beraber, hiç de uzak olmayan ecdadı arasında köylü soyun
dan gelenler vardır. Hugo’nun, kendisinin çok daha belirli bir soydan gel
diğini göstermek istemesi, onun daha az başarılı hayalî eserlerinden bi
ridir. Çocukluğu kaotik geçti. Ebeveynleri birbiri ile geçinemediklerinden
ve genellikle birbirlerinden ayrı yaşadığından, çocuklar kâh analannın, kâh babalarının yanında yaşadılar. Hugo, çocukluk yıllannda, ülke dışın
da görevli babasının yanında uzun zaman kaldı. General, bir ara Mad-
rit’te idi ve çocuğunun parlak bir istikbali olacağına inanıldı. Üç İspanyol
vilâyetinin vâliliğini yürüten babasına bir İspanyol kontu unvanı da veril
mişti ve çocukları da, Ispanyol aristokratlan için özel olarak kurulan bir
okula yazıldılar. Okulun talebeleri, maamafih, Hugo’nun çocuklarını sonradan görme ve Fransız diye aralarına almadılar ve çocukların bu okul
daki hayatları mutlu geçmedi. Hugo’nun biyografisini kaleme alanlardan
biri, Hugo’nun aristokrasi hakkında beslediği müphem hislerin bu okul
dan sonra yerleştiğini yazar. Bir taraftan prestij ve unvanlara hasret du
yarken, öte yandan da, liberal-demokratik prensiplere bağlandı.
Napoleon düştüğü zaman, Hugo ailesinin durumu da bozuldu. Aile,
tekrar Paris’e döndü ve Victor, eğitimini, sistematik olmayan bir tarzda yü
rüttü ve daha sonraki hayatında görülen bazı entelektüel sathiliklerin se
bebi de belki bu gayri sistematik eğitimdi. Zihnî gıdasını, genellikle, özel
olarak okuduğu kitaplardan aldı ve vaktinden önce gelişti. Daha çocuk
yaşlarında iken muntazam bir şekilde yazmaya başladı. On dokuz yaşın
da iken, annesi öldü ve Victor beş parasız kaldı: Bir sene, aç sefil bir ha
yat sürdü.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 137
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 139/247
Yirmi yaşında il<en ilk şiirlerini yayımladı. Bu şiirlerindeki kesin kralcı
hislerden ötürü, XVIII. Louis, Hugo’ya aylık bağladı. Durumunu böylece
düzelten Hugo, bir çocukluk arkadaşı ile evlendi ise de, kardeşi Eughe-
ne’in davranışı bu evlilik üzerine gölge düşürdü: Karısı Adele’yi,
Eugene’in de seviyordu ve kardeşi, ertesi günü çıldırdı. Hugo, kendisine,
“yüce bir çocuk" dediği mâbudu Chateaubriand’ın dikkat ve ilgisini çek
meye başladı. Kısa bir zaman sonra da, çağın, yükselmekte olan yazar
ları arasındaki yerini aldı; Vlgny, Nodier, Gautier ve Lamartine. İlkin poli
tikada kralcı ve üslûpta da gelenekçi idi (gerçekte ikisinin beraber gitme
si gerekiyordu). Fakat romantizm akımı başlıyordu. Böylece 1827’de, ye-
ni-klâsizmin geleneklerinden tamamen koparak, Cromwelt'\ yazdı ve böylece romantik hareketin manifestosunu hazırladı. Ardından, Hernani
(1830) geldi. Bu eserin sahnelenmesi sırasında, isyana yaklaşan tezahü
rat yapıldı. Hugo’nun sahnedeki macerası kendisine şöhret, zenginlik ve
Juliet Drout adında bir metres kazandırdı. Hugo, otuz seneden fazla sa
dık kaldığı bu kadına, aşk şiirlerinden çoğunu ithaf etmişti. Bununla be
raber, aynı sadakat ve şefkati, eleştirici Sainte-Beuve’nin metresi olan
kendi karısı Adele’ye göstermedi.
Ardından gelen seneler boyunca Hugo, birbiri ardından şiir, piyes ve
roman yazdı. Nötre Dame’in Kamburu-ki yayınlayıcı ile yaptığı bir muka
veleyi yerine getirmek için altı ayda yazmıştı- 1831’de yayımlandı. Hugo,
artık şöhret ve şeref kazanmıştı: 1841’de Fransız Akademisi’ne seçildi ve
1845’te de, Bourbon’lardan Orleans hânedanlığına geçti ve kendisine, bu
hanedanlık mensuplarıyla aynı hakka sahip olduğunu gösteren bir unvan verildi.
Hugo, politika hayatında Fransızlar’ın ekserisinin düşüncelerini yan
sıtma yeteneğine sahipti. 1848 ihtilâlinden sonra, kendisinin bir cumhuri
yetçi olduğunu anladı ve cumhurbaşkanlığı için namzetliğini koydu. O yı
lın aralık ayında Louis Napoleon cumhurbaşkanı olunca, ilkin, onu des
tekledi ise de, daha sonra -belki kabinede bir sandalye teklif edilmeme
sinden duyduğu kızgınlıktan ötürü- ona karşı cephe aldı. Napoleon,
1851’deki darbe ile kendisini imparator ilân ettiği zaman, Hugo ülkeden
aynidı ve İngiliz toprağı olmakla beraber Fransızca konuşulan Channel
Adalan'nda yerleşti. Hugo, burada hemen hemen yirmi sene kaldı. Bu şu
urlu ve dramatik mülteci hayatı sırasında, kendisinin af edilmesi yolunda
ki teklifleri reddetti ve III. Napoleon aleyhinde en şiddetli yazılarını yazdı.
Sefiller’] de burada tamamladı. (1862)
1 3 8 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 140/247
Üçüncü Cumhuriyet’in kurulması ile Hugo, bütün ülkenin hayranlığı
altında Fransa’ya döndü. Tekrar Millet Meclisi’nde yer aldı ise de, pratik
bir politikacı olarak hiç nüfuzu yoktu. Bu arada cilt cilt eserleri yayımlan
dı, fakat son yıllarındaki kitaplarının kalitesi, onun Fransız edebiyatında
kazandığı mevkie yeni bir şey ilâve etmedi. Hugo 1855’te öldü ve Pant-
heon’da gömüldü.
Fransızca’nın konuşulmadığı ülkelerde, Hugo, genellikle bir romancı
olarak bilinir; Fransa’da ise bir şair. Ölçülerindeki mahareti, sesli armoni
lerinin inceliği ve yeni klâsizmin teamüllerinden sıyrılışı onu, kendi nesli
nin en nüfuzlü şâiri yaptı. Hugo, kendi İngiliz çağdaşı Tennyson’un birçok
iyi ve kötü taraflarını daha belirli bir tarzda ortaya koydu: Muazzam bir verim, vasat bir entelektüellikle kol kola giden teknik ustalık ve orta sınıf
okuyuculannın müphem bir şekilde hisettiklerini kuvvetli bir tarzda anla
tabilme yeteneği. Hugo, kompleksli denilebilecek kadar gururlu bir insan
dı ve bu yüzden zaman zaman kendisinden gösterişli , zevksiz ve hümor-
suz bir mübalâğa ile bahsetti. Fransız edebiyatının, yirminci asırda rahat
ça nefes alabilmesi için, ondokuzuncu asnn sırtına binmiş bu devin yıkıl
ması gerekiyordu.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n * 1 3 9
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 141/247
Eugenie Grandet
YazanHonore de Balzac(1799-1850)
Başlıca Karakterler
Grandet: Saumerli bir fıçı imalâtçısı ve şarapçı; kurnaz, inatçı ve cimri.
Mme. Grandet: Çekingen, uysal karısı .
Eugenie Grandet: Kızları ; saf, dindar ve fedakâr.
Charles Grandet: Grandet ' in yeğeni , i lk in yapmacıkl ı ve züppe bir
genç; sonraları s inikal bir oportünist .Nanon: Grandetlerin, hizmetçisi ; iri yan, sağlam, sadık ve çalışkan bir
köylü kızı.
Saumur halkı: N oter C ruschot; yeğeni Hâkim C ru se ho t ve Bonfons;
bankacı de G ranssins; oğ lu A dolphe de G ranssins, Abbe C ruschot,
b ir p apaz; M ademe de G ranssins.
Hikâye
Bourbon restorasyonu sırasında Sounner'in en zengin ada
mı yaş lı Grandet'tir: Fıçı imâlatçısı, ş arapçı ve önceki belediye
baş kanı. Ne kadar parası bulunduğ unu söylemeyecek kadar
kurnaz olan bu adamın servetinin, milyonlarca frank olduğ unu
da kasaba halkı tahmin eder. Bunun içindir ki, adamın tek ço
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 142/247
cuğ u olan kızı Eugenie, kasabada, peş inde en fazla gidilen kız
dır. Bunlar arasında bilhassa Hâkim Cruschot, Grandet'in avu
katının oğ lu ve bankacının oğ lu Adolphe de Granssins vardır.
Tam bir sat ve uysal kız olan Eugenie'nin, bilhassa tercih ettiğ ibir genç yoktur. Böylece Grandet, damat namzetlerini birbirine
karş ı kullanır.
Grandet'in, senelerce önce Paris'e giden ve ş arap tüccarlı
ğ ı yaparak oldukça varlıklı b ir adam haline gelen bir kardeş i
vardın Bu kardeş inin oğ lu, Charles Grandet de, Eugenie için
düş ünülen muhtemel kocalar arasındadır. Bir gün, Cruschot vede Granssins, Eugenie'ye kur yaparlarken, Charles beklenme
dik bir tarzda, birkaç hafta kalmak üzere amcasının evine ge
lir. Zarif bir Parisli olan Charles'in lüks zevkleri ve gardrobunun
zenginliğ i herkesin gözünü kamaş tırır; bir anda kendinden
geçen Eugenie, kuzenine âş ık olur. Charles'in yanında, baba
sından yaş lı Grandet'e muhteviyatını bilmediğ i bir mektup vardır Grandet, mektuptan, kardeş inin iflâs ve utancından intihar
ettiğ ini öğ renir; kardeş i, Charles'i himayesine almasını ve ya
nına yeterince sermâye vererek bir iş tutmasında yardımcı ol
masını veya muhtemelen Indies Adalan'na gönderilmesini rica
eder. Charles, babasının ölümünü öğ renince kederinden yüzü
koyun düş er. Grandet, kendisine tevdi edilen bu mesuliyettenrahatsızlanın Eugenie ve annesi de Charles'e sempati duyarlan
Bu anın verdiğ i hisler altında da Charles ve Eugenie, birbirine
aş k ilân eder ve kader kendilerini birleş tirdiğ i zaman evlenme
ye söz verirler
Eugenie'nin, niş anlısına yardım etmek için bir plânı vardın
Babası, kendisine seneler boyunca, çeyiz için altın paralar vermiş tin Bunlann değ eri fazlasıyla arttığ ından, paralann toplam
tutan altı bin franka yükselmiş tin Kız, Charles'in, onlan borç
olarak almasını söyler, fakat babasının ne diyeceğ ini bildiğ i
için, bunun gizli kalmasını isten Bu arada, Grandet'in de, ye
ğ eni için hazırladığ ı bir plân vardın Charles'in, en yakın bir li
mana gidebilmesi için yol masrafını ödemeyi kabul eder; aile
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 141
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 143/247
nin mücevheratını, değ erlerinden az fiyatla ondan satın alır ve
babasının bıraktığ ı malikâneyi, bütün borçlanyla birlikte, ken
disine devretmeye onu ikna eder. Charles, böylece aradan çı
kınca, Grandet, kardeş inin malını satar, elde ettiğ i paranın büyük bir kısmını kendisi için sermaye yapar. Kalan para ile de
kardeş inin borçlonnm bir kısmını öder, mütebakisini de erteler.
Zamanla, bunlann çoğ u, uzlaş maya hazırdırlar ve Grandet,
kardeş inin, onlann elindeki senetlerini hakikî değ erlerinin çok
altında bir fiyatla satın alır.
Grandet, bu baş ansından ötürü, kendi kendini tebrik ederken, Eugenie'nin, elindeki altın paralan Charles'e verdiğ ini ö ğ
renir. Sadece malî ziyan olduğ undan değ il, paralann tarihî de
ğ erlerine de üzülür ve kızının bu beklenmedik hareketi kendisi
ni hayrete boğ ar. O, bu paralan, her zaman kendisinin say
maktadır. Eugenie, bir odaya kapatılır, kendisine sadece ekmek
ve su verilir. Kız, babasının bu cezasına inatla karş ı kor ve hizmetçileri Nanon da geceleri, kendisine her çeş it yiyecek getirir.
Kocasına, önceleri hiçbir zaman karş ı gelmeyen Mme. G ran
det, ş imdi, kızının tarafını tutar, fakat kocası ile yaptığ ı müna
kaş alar ve kavgalar neticesinde hastalanır ve ölüm döş eğ inde
yatar. Grandet, kansının ö.^ "eğ ini anlayınca, kızının annesinin
miras hakkı üzerinde ısrar eJ-’ bileceğ ini düş ünür, böyleceEugenie'ye daha iyi muamele etm t, karar verir. Mme, Gran
det öldükten sonra da, kızının, malikânedeki hakkını, kendine
devretmesini ister. Eugenie de, babasının istediğ ini, mala mül
ke önem vermeyen kimselerin gururu içinde yapar.
Grandet nihâyet ölür; fakat ölmeden önce, papaz son bir
defa odasına geldiğ i zaman, elini papazın, ağ zına koyacağ ıkutsal ekmeğ e değ il de, ekmeğ in muhafaza edildiğ i altın kutu
ya uzatır. Eugenie'nin ş imdi, on dokuz milyon frankı vardır.
Cruschot ve de Granssins, kızla tekrar ilgilenmeye baş lar; fa
kat kız, hâlâ Charles'i beklemektedir ve Charles de, yedi sene
dir kendisine mektup yazmamış tır. Charles döndüğ ü zaman,
tamamen bambaş ka biridir. Köle ticareti ile büyük bir kontun
142 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 144/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 145/247
Pere Goriot (Goriot Baba)
Yazan
Honore de Balzac
Başlıca Karakterler
Pere Goriot: Emekli o lmuş bir imalâtçı ; bütün hayat ı , benci l ve düzen
siz kızları üzerine toplanmışt ı r .
Kontes Anastasie de Restaud: Goriot ' ın en büyük kızı; güzel, fakat
bencil.
Kont de Restaud: Anastasie’nin kocası ; zamana uymayan kayınpederi
ve kalpsiz karıs ı, kend isini m ahçup duru m lara sokarlar .
Barones de Nucingen (Delphine): Goriot’ın ikinci kızı; asiller tarafın
dan kabul edi lmesini is ter .
Baron de Nucingen: Delphine’nin kocası; vicdansız bir maliyeci.
Eugene de Rastignac: Asil bir ai leden gelmekle beraber, çok fakir bir
genç; yükse lm ek için Paris’e gelir; ihtiraslı ; dü şü nc es iz ha rek et eder,
iyi niyetl i ama rüşvetle satın alınabilecek biri .
Viscountess de Beauseant: Eugene’nin bir kuzeni ; parlak ve m ah are tli.
Mme. Vauquer: Ucuz bir otel in sahibesi : c imri ve küçük hesaplar pe
şinde giden b ir kadın.
Victorine Taillefer: Moison Vauquer’de o turan saf, tem iz, naz ik ye se
vimli bir kız.
Mme. Counture. Victorine’nin bir akrabası ve hâmisi .
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 146/247
Vautrin; Hapisten kaçmış bir mahkûm: azimli , zeki, becerikli ve beşer
tabiat ı ve cem iyet hak km da sinikal (şüpheci) .
Poiret: Emekli bir kâtip.
Mile. Michonneau: Evde kalmış kupkuru bir kız.
Horace Bianchon: Müşfik ve na zik bir t ıp talebesi; so nra ları m eşhu r bir
doktor.
Kont Mazime de Trailles: Kontes de R estaud’un sevgil is i , zü pp e ve ıs
lah o lmaz b i r kumarbaz .
Marquis d’Adjuda-Pinto: Viscountess de Beauseant’m sevgilisi .
Sylvie ve Christophe: Maison Vauquer’deki hizmetçiler.
Hikâye
1819 senesinde, Mme. Vauquer'in Paris'in her türlü kötü
lüklerin iş lendiğ i bir mahallesindeki yıkık dökük, fakat iyi bir
isinn bırakmış oteline Eugene de Rastignac adında genç bir hu
kuk talebesi gelir. Asil bir ailede dünyaya gelmekle beraber fakirdir ve Paris'te hem mesleğ inde, hem sosyal sahada yüksele
rek ailesinin servetini geri almayı ümit eder Yanında Viscoun
tess de Beauseant'tan bir tavsiye mektubu vardır ve böylece,
Paris'in gıpta edilen sosyetesine girmeyi baş anr. Bu hayatın ca
zibesine kapılarak kendisinden geçen genç, üniversiteyi unutur;
eğ lence ve sefahat âlemine dalar; böylece, annesi ile kızkarde-ş inin mücevherlerini satarak kendisine gönderdikleri parayı
harcar.
Maison Vauquer'de kalanlardan biri, makarna imalâtçılı
ğ ından emekli olmuş Gorio t adında biridir. Otelde kolanlann
anlattıklarına göre, önceleri epeyce zengin ve hürmet edilen
biri olan Goriot, ş imdi en ucuz dairede kalır ve elbiseleri limelime denecek kadar da eskimiş tir. Onun baş ına gelenler, tedri
cen açığ a çıkar. İki güzel kızı asil ailelerin çocuklanyla evlen
miş tir; kızlanndan biri ş imdi kontestir, diğ eri de barones; fakat
kızlan kibirli ve müsrif insanlardır Kocalan, kayınpederlerinin
zenginliğ inden memnun iseler de, onu kendi evlerinde görmek
istemezler Kızlannı ş ımartarak yetiş tiren Goriot, ş imdi hayatı
100 Bü y ü k R o m a n * 1 4 5
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 147/247
nı, onların kaprislerini yerine getirmekle geçirir; sadece onların
değ il, sevgililerinin dahi borçlannı öder. Fakat para suyunu
çektikten sonra, adamın kızlannı ziyaret etmesine müsaade
edilmez ve onlan ancak, ara sıra sokakta görür.Eugene, Goriot'm büyük kızı Countess de Restaund ile ta
nış ır ve onun kim olduğ unu bilmeksizin delicesine tutulur. Kız,
ilkin, onu evine alır, fakat babasının arkadaş ı olduğ unu öğ re
nince, vazgeçer. Eugene, o zaman kuzeni Viscontes'in tavsiye
si üzerine, Viscountess de Beauseant tarafından kabul edilmek
ve sosyetede yükselmek isteyen kızkardeş i Baroness de Nucin-gen'e kur yapmaya baş lar. Viscontes tarafından kabul edilmek
ş artı ile kız, Eugene'nin sevgilisi olmayı kabul eder. Kız aynı za
manda, Eugene'den, babası Goriot'e, sathî de olsa hürmetle
muamele etmesini ister. Goriot da böylece, Eugene'ye, rahat
bir daire tutar. Burada iki âş ık buluş tuğ u gibi; Goriot, kızını ve
Eugene'yi zaman zaman ziyaret eder.Eugene, bu arada baş ka iş lerin de peş indedir. Maison Va-
uquer'de, Victorine Taillefer adında bir kız yaş ar Zengin bir
adamın kızı olmakla beraber, babası onun kendi kızı olduğ un
dan ş üphe ettiğ inden, Victorine, sefalet içinde yaş amaktadır
Otelde zeki, vicdansız ve oldukça ş eytanî Vautrin adında biri de
vardır Vautrin, Eugene'e Victorine'nin erkek kardeş i öldüğ ütakdirde, babasının ailenin son bulmasını istemeyeceğ ini ve kı
zı tanıyacağ ını söyler. Böyle bir durumda da, kızın kocasının
servete konacağ ını anlatır. Vautrin, Eugene'nin, Victorine'ye
kur yapmasını söyler. Bu arada, Vautrin de, kızın erkek karde
ş ini öldürecek ve kimse bunun bir cinayet olduğ undan ş üphe
lenmeyecektir Vautrin, bu iş için, Eugene'den kânn sadecebeş te birini isten
Eugene, böyle bir teklif karş ısında ş aş kınlığ a uğ rar; onun
için, Delphine'nin sevgilisi olmak, Victorine'nin kocası olmak
tan daha ş evklendiricidir Vautrin, maamafih, bu genç arkada
ş ını soysuzlaş tırabileceğ ine innnır ve onu yoldan çıkarmak için
her çareye baş vurur. Eugene, sonunda Victorine'yu muvakkat
146 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 148/247
olarak kur yapmaya ve kızın kendisine âş ık olmasına imkân
hazırlamaya karar verir. Ardından, oyunun ikinci safhası ger
çekleş ir. Victorine'nin kardeş i, bir düelloda öldürülür, fakat
dehş et içinde kalan Eugene, kızla evlenemeyeceğ ini söyler. Ozaman Vautrin tevkif edilir. Ote lde, onun bir hapishane kaçağ ı
olduğ unu bilen iki kiş i, polise ihbar ederler.
Bu arada ihtiyar Goriot da ölmek üzeredir. Kızlannın kap
risleri yüzünden, son günleri, periş anlık içinde geçmiş tir. Anas-
tasie, sevgilisinin kumar borçlannı ödemek için, kocasının aile
sinin mücevheratını satmış tır ve Goriot da, sorumluluklannı yerine getirmek için, yıllık tahsisatı ödemek zorundadır. Aynca, bir
gece elbisesi için ödenmesi gereken bin frank meselesi vardır
Delphine ise, Eugene vasıtasıyla davet edildiğ i Viskontes'in ba
losundan baş ka bir ş ey düş ünmez. Babas: ölmek üzere bulun
duğ u bir sırada dahi, Eugene'nin, kedisini baloya götürmesin
de ısrar eder. Goriot, ö lür ve o anda baş ucunda, Eugene ileBianchon adında iyi kalpli bir tıp talebesinden baş ka kimse
yoktun Gömme masrofını onlar üzerlerine alırlar. Kızlan cena
zeye de katılmazlar.
Eugene, böyle olduğ unu hiçbir ş ekilde tahayyül etmediğ i
vicdansız ve sefil Paris sosyetesinden tiksinti duyar. Ş imdi, bu
cemiyetle olan iliş kilerinde daha temkinli hareket etmeye kararverir. Gerçi hâlâ bu cemiyet üzerinde zafer kazanmak isterse
de, bu insanlardan nefret eder. Ondan sonra, Delphine de Nu-
cingen'le birlikte yemek yer.
Eleştiri
Balzac’ın, asrının en gerekli yazarlarından biri olduğusöylenir. Bu müphem sıfat, onun bir yazar olarak başlıcaromantizm ve realizm akımlarında bellibaşlı bir mevkiielinde bu lundurduğunu ve kendi neslinin Fransız cemiyetini gayet başarılı bir tarzda anlattığından Fransız edebi
yatındak i yerini gösterir. Balzac, kendi çağını öylesine fev
1 0 0 Bü y ü k R o m a n * 1 4 7
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 149/247
kalâde bir tarzda anlattı ki, onun eserlerini okumayan birinin, Louis Philippe çağı hakkında hiçbir şey bilmesineimkân yoktur. Aynı zamanda, “gerekli” sıfatı, ekseri eleştiricilerin Balzac’ı, belirli şartlar altında övdüklerini belirtir; bazıları, onun üslûbu, diğerleri romanlarının plânıüzerinde duruyorlar. Fakat bu şartlarla anlatılm ak istenenne olursa olsun, herkes, Balzac’m sırt çevrilmeyecek biryazar olduğunda müttefik.
İlkin, bir bü tün olarak İnsanlık Komedisi (La Comedie Hu- maine) diye bilinen romanlarını dü şün ün . Toplam olarakdoksan altı kitap. Ekserisinin konulan, dört Fransız hükümdarının, Napoleon, XVIII. Louis, X. Charles ve LouisPhilippe çağlarından alındı. Romanlardaki karakterler, cemiyetteki her sınıf insanı kapsar; Aristokrasiden gangsterlere kadar. Bu karakterlerin toplam sayısı iki bin ka
dar ve hepsinin hayatları, bir romandan diğerine aktarılır.Kitapların hepsi tamamlanmadı; elimizde, düşünülen veya plânlanan elli romanın daha isimleri var.
Balzac’m romanları, geniş bir başlık altında toplanabilir: Özel Hayattan Manzaralar, Kır Hayatı, Felsefî İncelemeler ve Analitik İncelemeler.
Balzac’m eserlerinin sjnıflandınlışı, tabiî tarihi sınıflandırarak ele alan büyük bilgin Linnaeus’u hatırlatıyor.Balzac, beşeriyeti, birbirleriyle bağlantılı yaratıklarıngruplan olarak gördü: Paris dışında yaşayan biri, köylünün çiftçiden farklı olması kadar, bir Parisliden farklıdırve Balzac, onların hepsini anlatma ve sınıflandırma işini
yüklendi.Bu zengin ve değişik cemiyetin sinir merkezi Paris’tir.Romanların ekserisi orada geçer ve Paris dışında geçenlerin de dahi, Saum er’e yaptığı m utsuz ziyarette, beraberinde hükümet merkezinin şaşaa ve soysuzluğunu getirenCharles Grandet'in durumunda olduğu gibi, Paris stan
dartları kend ilerini hissettirir. Önceki mevkilerini yeniden
1 4 8 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 150/247
ele geçiren eski aristokrasinin sosyal liderleri şimdi, ihtilâlde maruz kaldıkları zorlukları telâfi etmeye çalışıyorlar. Bununla beraber, onlann günleri sayılıdır, zira yeni in
sanlar gelmişlerdir. Grandet gibi önceleri köylü olan insanlar, şimdi güçlü o rta sınıftadır ve Nucingen gibi şaibeli işadamları da, asiller sınıfına girm ek üzere. Para, her şeyin hâkimidir. Erkekler, daim a çıkar peşindedirler, vicdansızdır ve aşağı yukarı cemiyetin tonunu tayin eden karıları da, onlardan daha az çıkarcı değiller. Saflık ve fazilet,
Eugene Grandet, Nanon veya kız kardeşler Rastignaclardaolduğu gibi, belli belirsiz, gerilerde kalmışlardır. Ama Bal-zac, kır hayatı hakkındaki düşüncelerinde hissî değil; daha az görgülü ve kültürlü olabilirse de Grandet ve kızlarıarasındaki dahilî mücadelenin ortaya koyduğu gibi, onlarda tıpkı Parisliler kadar vicdansız olabilirler.
Balzac’m cemiyet hakkındaki hükümleri haşin, isteraşk, ister iş ve siyasette veya isterse cemiyet haya tında olsun, entrika hâkimdir. Bu çeşitli türdeki entrikalar birleşir; Bir erkek, kadının vereceği başlığı sermaye olarak kullanacağından, bir kadına kur yapabilir veya siyasî hayattayükselmek için onun metresi ile ilişki kurar. Balzac’ın ba
zı çağdaşlarının yaptıkları gibi, İnsanlık Komedisi’ni ahlâksızlıkla suçlamak, aptalca bir şey olur; Balzac’ınahlâkî hükümleri açık ve kesin. Fakat Balzac’m faziletlerden ziyade kötülüklerden şevkle bahsettiğini sanmamakda elde değil. Okuyucunun sönük ve yavan Victorine’denfazla Vautrin gibi güçlü bir karakteri ha tırlaması çok daha
muhtemel.Balzac’m pek çok karakterleri, kendilerinin, cem iyette
ki mevkilerinin ne o lduğunu veya ne iş yaptıklarını gösteren formüllere hem en hem en irca edilebilir. Onlar, bir tekihtirasın pençesine düşmüşlerdir; Goriot kızlarını sever.Grantet altını sever ve Delphine, sosyete tarafından tanı
mak ister. Diğerleri, sosyal tiplerden başka bir şey değil
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 149
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 151/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 152/247
Yazar
Balzac adında asil bir Fransız ailesi vardır, fakat Honore, bu ailenin
bir mensubu değil. Doğum l<ayıtları, ailenin Bassa adındal^i i<öylülerden
geldiğini gösteriyor ve tarif edatı “de” bir hileden başl<a bir şey değil. Ya
zarın babası, Tours’un kır bölgelerinde yaşayan bir avukattı; Balzac,
1799’da burada doğdu. Mafıallî okullara devam ettikten sonra, Paris’te
hukuk tahsil etti ve bir noterin yanında üç sene kaldı. Bir hukukçu olarak
edindiği tecrübeler, iş hayatını yakından görmesine zemin hazırladı. Fa
kat Balzac’ın babası, oğlundan, avukatlık mesleğini bilfiil yürütmesini is
tediği zaman, Honore isyan etti. Henüz yirmi yaşlarında iken, düzineler
le roman ve küçük hikâye yazdı; fakat eleştiriciler, bunların hiçbirinde, is
tikbal ümitleri göremediler. Honore, daha sonra kitap yayımcılığına baş
ladı ve bu sahada daha da az başarılı oldu. Daha sonra matbaa harfi
imalathanesi kurdu ve üç sene sonra iflâs etti. Balzac’ın borçlarını so
nunda annesi ödedi.
Balzac, 1829’da, üst üste yığılan borçlarını ödemek ve yanıp tutuştuğu şöhrete erişmek için yeniden roman yazmaya başladı. Artık, kendisi
ni öldürürcesine, gece gündüz yazıyordu. Her akşam, saat on ikiye kadar
uyudu sonra uyandı, beyaz manastır kaftanını giydi -bu kaftan, onun ça
lışma üniforması idi- ve çılgın bir hızla, ekseriya, ertesi günün öğle üze
rine kadar yazdı, bol bol kahveden başka bir şey yemedi, içmedi. Hikâye
ler yığıldıkça, onları gevşek bir tarzda birleştirerek, zamanının sosyal ta
rihini anlatan muazzam bir eser yazmayı düşündü ve Dante’yi taklit ede
rek, buna daha sonraları İnsanlık Komedisi adını vereceği çalışmaya ko
yuldu. Bu iş, Balzac’ın büyük plânına göre tamamlanmadı ise de bu hâli
ile bile hemen yüz başlık altında toplanan kitaplar yazdı. Bu kitaplar ken
disini meşhur yaptı ve tedavi edilemez bir müsrif olmasa idi, zengin de
olabilirdi.
Her biri aristokrat olan üç metresi, Balzac’ın hayatında önemli roller oynadılar (Balzac, bu arada, daha muvakkat ve halk tabakalarına mah
sus aşk hayatını da ihmal etmedi). Bu konularda, Balzac, de R a s t i q n a c
veya Charles Grandet kadar sosyal merdivende yükselen biri idi Metreslerinden birincisi, eski rejimin bir üyesi ve annesi olabiiecek yaşta Mme.de Berny idi; kadının oğullarından biri, Balzac’ın yaşında idi. Aralarındaki ilişki, daha ziyade anaerkil idi ve fizikî özelliğini kaybettikten uzun birzaman sonra dahi, platonik taban üzerinde sürdürdü . Balzac'ıff ikinci
100 B ü y ü k R o m a n *151
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 153/247
macerası, edebî aslan avına çıkan ve Balzac’a, bir erkek olmasından zi
yade, ünlü bir yazar olduğu için bağlanan İVIarquise de Castries ile ilgili
idi. Balzac da, kadını, romanlarındaki birçok karakterlerde, hiç de övgü-
cü olmayan bir tarzda göstererek öc aldı. Bu bağlar arasında en romantik olanı, Hanska adındaki PolonyalI bir kontesle sürdürdüğü ilişki oldu.
Kadın, Balzac'a “yabancı" diye imzaladığı anonim mektuplar gönderiyor
du. Mektuplardan, kadının güzel olduğu, mutsuz bir evlilik iıayatı yaşadı
ğı ve son derece zengin olduğu imâ edildiğinden, Balzac derhal ilgilendi.
İsviçre’de bir randevu hazırladı ve aralarındaki ilgi normal bir tabana
oturtuldu. Kont, karısının sevgilisine itiraz etmedi ve birkaç sene sonra da
öldü.Balzac bu arada birtakım projeler üzerinde de duruyordu ve insanın
bunlara nasıl vakit bulduğuna hayret etmemesi de elde değil. Politikaya
atıldı ve Fransız Millet Meclisi’ne seçildi. Yayınlayıcılarıyla yaptığı muka
velelerini yerine getiremediğinden aleyhine dâvâlar açıldı. Yine Sardin-
ya’da Romanlılar’dan kalma bazı gümüş madenlerini yeniden işleterek
madencilik yapmayı düşündü. Fakat Balzac, bu konuda olur olmaz yer
lerde konuştuğundan, bir diğeri kendisinden önce davrandı. Balzac, ha
yatının sonuna kadar iş hayatında servet yapmak düşüncesini hiçbir za
man terketmedi.
Balzac’ın dinî görüşleri muğlaktı. İsmen Katolik’ti; fakat çocukluğun
dan itibaren annesinin derin tesiri altında kaldı ve annesinin de Tabiat-üs-
tü felsefesini, İsveçli Svvedenborgain adlı bir mistiğin eserierini ihtiva
eden kitaplığı vardı. Eugânie Grandeü okuyan biri, yazarın bu tür görüşlere sahip olduğunu düşünemezse de, Seraphita adlı romanında, bu gö
rüşleri sistematik bir tarzda ileri sürer. Politikaya, Bonapartçı olarak baş
ladı, fakat belki de Mme. de Berny’nin nüfuzu altında, Bourbon’ların ta
rafını tuttu. Maamafih, despotik bir hükümeti teorik olarak desteklemesi
ne rağmen, kendisini genellikle, kanunların dışında tuttu ve 1835’te Millî
Muhafızlar’da hizmet görmektense, hapse girmeyi tercih etti.
Balzac’ın ölümüne, kısmen çok çalışması, kısmen de, Mme. Hans-
ka’yı ziyaret etmek için kış aylarında Rusya’ya yaptığı seyahat sebep ol
du. Gerçi nişanlı idilerse de Çar’ın müsaadesini almak gerektiğinden ev
lilik gecikiyordu. Çift, nihayet 1840’da evlendi ve Balzac ve karısı Paris’e
döndüler. Balzac, karısı için Paris’te bir ev yaptırmıştı ve İçini sanat eser
leriyle doldurmuştu. Bununla beraber, ikisini uzun yıllar birbirine yaklaştı
ran aşk, evlenmeler^den kısa bir müddet sonra uçtu, gitti; çünkü konte
152 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 154/247
sin serveti, Balzac’ın tahmin ettiği kadar büyük olmadığı gibi, borçlan da,
kendisinin söylediği kadar az değildi. Bronşit ve kalp yetersizliğinden, bir
kaç ay sonra öldü. Hayatının son saatlerinde. Dr. Bianchon’un getirilme
sini istedi. Bianchon, onun, hayalî karakterlerinden biri idi; Goriot Ba
ha’da bir tıp talebesi olan Bianchon, daha sonraki romanlarında meşhur
bir doktordur. Kendisinin tahayyül ettiği dünyanın Balzac üzerindeki etki
si öylesine derindi ki, sonunda, bu dünya, onun indinde tamamen gerçek
leşti.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 153
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 155/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 156/247
Alice: Co ra’nın sar ışın üv ey kız ka rdeşi; Cora’da n dö rt veya b eş yaş da
ha küçük, bakanın gözünü kamaşt ı racak b i r güzel l ik te , fakat u tan
gaç; şartların derhal tesirinde kalan bir kız.
Binbaşı Duncan Heyvrard: Bir sömürge subayı; cesur, şerefli , samimi,
b iraz m ağrur; K ızılderili ler ve o n ların nasıl ça rp ıştık la rı hakk ın da
bilg isi y ok tu r. Alice M unro 'y a âşık tır .
David Gamut: Uzun, zayıf ve hantal ; İlâhiler okumaktan zevk alan bir
genç; hayret uyandıran b i r tahammül gücü vardır .
Hikâye
Sene 1757. Yukarı New York'taki (Amerika), Champlain
Gölü civarındaki ve Albay Munro'nun kumandasındaki Willi-
am Henry Kalesi, Fransızlar ve Huron Kızılderilileri (Mingolar)
tarafından kuş atılmış tır. Cora ve Alice Munro, Edward Kale-
si'nden aynlarak Hudson nehri kıyılarından, babalonnm yanı
na gitmek isterler. Grupta, İlâhi söyleme öğ retmeni olan hantal ve egzotik David Gamut, gösteriş li ve nazik Binbaş ı Duncan
Heyward, vahş î ve kurnaz Kızılderili rehber Magua da vardır.
Magua, onları yanlış , istikamete; yolu kaybettiğ ini söyleyerek,
Huron bölgesine götürür. Fakat yolları, cesur ormancı Natty
Bumppo ve Kızılderili arkadaş ı, Chingachgook ve cesur oğ lu,
"Mohikan lar'ın Sonu" Uncas'm yolu ile birleş ir. Onlar, derhalMagua'yı yakalamak isterlerse de, Magua ormana kaçar.
Mingolar'ın, grubu çevirdiklerini anlayan Natty, karanlık
çökünceye kadar beklemelerini ister. O zaman, Kızılderili arka-
daş lan atlan gizlerken, diğ erlerini, çalılar arasında gizlediğ i bir
kayığ a bindirerek, nehirdeki bir adaya götürür. Burada, nisbe-
ten güvenlik içinde istirahat edebilecekleri bir mağ ara vardır.Fakat üzerlerine gelen kurtlan gören atlar, dehş et içinde kiş ne
meye baş lar ve M ingolar da, düş manlannm nerede olduklan-
nı görerek hücum ederler. Kendisine "Uzun Silâh" da denen
Natty, karş ı sahildeki en cesur Mingo'yu seçer.
Natty ve arkadaş larının mermileri tükenir. Bu kanun kaçak
ları, ölüme hazırdırlar. İki kız kardeş ten daha canlı ve azimli
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 155
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 157/247
olan Cora, kaçmalarını teklif eder. İstemeyerek de olsa, Notty,
Uncas ve Chingachgook kendilerini akıntıya bırakır ve orma
nın karş ı tarafında kıyıya çıkarlar. Huronlar, Binbaş ı hleyvı/ard,
David Gomut ve genç kızlan yakalarlar Cora, bir dal parçası
ile geçtikleri yollan iş aret ederse de, Kızılderililerden biri, kıza,
seni bununla öldürürüm dercesine baltasını gösterir. İstirahat
sırasında Magua, Cora kendi kansı olmayı kabul ettiğ i takdir
de, Alice'i serbest bırakacağ ını söyler Cora tiksinerek redde
der. Gazaba gelen Magua, elindeki baltasını Alice'e fırlatın
Balta kızın baş ını sıyırarak geçer. Heyv^ard, iplerini çözer ve
kendisini vahş ilerden biri üzerine fırlatır. Kızılderili, onun elin
den kurtulur ve bıçağ ını indirmek üzere kaldınr; fakat o anda,
bir silâh sesi duyulur ve Kızılderili vurularak ölür.
Natty, Chingachgook ve Uncas, onlan kurtarmaya gelmiş
lerdir. Ş iddetli bir çarpış ma baş lar ve Magua hariç, Kızılderili
ler yakalanın Natty, kendisinin ve Kızılderili arkadaş lannın, on
lan takip ettiklerini anlatın
Grup, William Henry Kalesi'ne gitmek üzere tekrar yola ko
yulun Kale, Montcalm 'ın birlikleri tarafından kuş atılmış tın Fakat
kale bir sis perdesi altındadır; gerçi sis kaleyi düş manlardan
gizliyorsa da, onlara da yollarını kaybettirin Keskin gözlü Un
cas, maamafih, kaleden fırlatılan bir topun kovanını yakar ve
grubu sağ salim kaleye götürün
Albay Munro ve kızlan, gözyaş artıcı bir tarzda kucaklaş ırlar
Ama kale muhasara altında olduğ undan, Natty ve Heyvvard,
kendi yollarında gitmek zorundadırlan Kale kumandanı
Natty'ye, bir mektup vererek Edvvard Kalesi kumandanı İngiliz
VVebb'e götürmesini isten Mektupla, yardım istenmektedir
VVebb'in cevabî mektubunu getiren Natty, William Henry Kale
si civannda yakalanın General Montcalm, VVebb'in mektubu
nu alır ve Natty'yi serbest bırakın Ş ahsî bir mülâkat için Mun-
ro'yu davet eden Munro, kendi yerine Heyvvard'ı gönderir, fa
kat Heyvvard da Montcalm'dan tutarlı bir bilgi edinemez. Hey-
ward döndüğ ü zaman Munro, görevi hakkındaki raporundan
156 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 158/247
önce, hislerini açıklamasını ister. Heyv/aH, o zaman, Alice'i
sevdiğ ini itiraf eder. Fakat melez ilk karısından olan Cora'nın
reddedildiğ ini düş ünen Munro, Heyward'ın Alice'e âş ık olm a
sını tasvip etmez. Heyvvord hiç de samimî olmayan bir tareda,
Munro'nun düş üncesinin yanlış olduğ unu söyleyince Albay,
Heyward'ın raporunu dinler ve onunla birlikte Montcalm'ın ya
nına gitmeye karar verir.
Montcalm, onlara yardım gönderemeyeceğ ini ve bu yüz
den teslim olmalannı tavsiye eden VVebb'in mektubunu göste
rir Büyük bir ümitsizliğ e düş en Albay, durumun kendi aleyhin
de olmasına rağ men çarpış acağ ını söyler. Fakat Montcalm,
kendilerine, ş erefli bir ş ekilde teslim olmak imkânlannı verece
ğ ini söyleyince, Munro kabul eder.
Lâkin Montcalm, birlikler arasındaki Kızılderililer'in vahş eti
ne mâni olamaz. Kızılderililer, kaleden ayrılan bir grup kadın
ve çocuğ a saldırır, zerrece merhamet duymaksızın hepsini öl
dürürler. Liderleri Magua, tekrar Cora ve Alice'i ve -kızlan ko
rumak için elinden geleni yapan- Gamut'u yakalar. Magua,
esirlerini, kendisinin lideri olduğ u Huronlar'ın kampına götü
rür. (Magua, onlann lideri olmakla beraber, viski içtiğ i için, Hu-
ronlar, kendisine lekeli bir kimse olarak bakarlar.) Alice'i onla
ra bırakan Magua, Cora'yı, civardaki Delaware aş iretine götü
rür.
Fakat Natty ve Kızılderili arkadaş lan, Munro ve Heyward'la
birlikte onlann peş indedir. Huronlular'ın kampına geldikleri za
man, hapisten kaçan Gamut'u görürler. Huronlar, Gamut'un
çılgın olduğ unu sanmış lardır. Heyvvard, hastalıktan tedavi eden
bir kimse sıfatı ile Huron kampına girmeye karar verin Kızılde
rililer muvakkaten kabul ederler ve hatta biri çocuğ unun has
ta kansına bakmasını ister. Heyvvard, kadının yanına götürül
meden önce, Uncas yakalanır ve Huronlar, ona ne yapacakla-
n üzerinde bir toplantı yaparlar
Hasta kadının yanına giderken, bir ayı Heyvvard ve Huron
Kızılderilisi'ni takip eder Huron, bu ayının mahallî bir sihirbaz
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 157
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 159/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 160/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 161/247
si. Mark Twain, bütün bu menfî tenkitleri komik bir tarzda belirterek, Cooper’in bir hikâye anlatm aktan âciz olduğunu söyledi.
Fakat Cooper, kendisini hâlâ okutuyor. Mohikanlar’ın
Sonu’ndaki okuyucuyu soluksuz bırakan hareketler, yarattığı devamlı heyecan, ormanların, kampların ve yerleşim
bölgelerinin canlı manzarası (D. H. Lawrence, “bütünedebiyattaki en güzel, en parlak m anzara lar” diyor). Amerika’da ilk yerleşenlerin şâirane, pastoral görüntüleri, romanın, büyük ve devamlı popülaritesini haklı çıkarıyor.
Mohikanlar’ın Sonu, Amerikan edebiyatındaki en büyükmacera romanlarından biridir.
Yazar
James Fenimore Cooper, 1789’da Amerika’nın New Jersey eyaletin
de doğdu. Cooper bir yaşında iken, babası New York eyaletinin güneyin
de Otsego gölü civarında yerleşti; burada büyük bir toprağı vardı (bugün
Cooperstown, yani Cooper’in kasabasıdır). Cooper, tabiatla başbaşa ge
çen bu hayatında (Kızılderililer çok daha önce ayrılmışlardı), aktif bir kır
centilmeni olarak yetişti. Özel olarak yetiştirildikten sonra Yale Koleji’ne
girdi, fakat bir arkadaşının odasına patlayıcı madde koyarak küçük bir in-
filâke sebep olduğundan üniversiteden kovuldu. Cooper 1806’da, babasının tavsiyesi üzerine, bir şilepte çalışarak İngiltere’ye gitti; fakat daha
sonraları. Amerikan Donanması’nda üç sene subay olarak hizmet gördü
ve babasının ölümü üzerine, ailenin malikânesini yürütme işini yüklendi.
Cooper 1811’de zengin bir toprak ağasının Susan Augusta Del Lancey
adındaki kızı ile evlendi. Bu aile. Amerikan istiklâl Harbi sırasında şiddet
le İngilizler’in tarafını tutmuştu.
Cooper’in romancı olacağını kimse sanmıyordu. Fakat 1819’da, kan-
sına, beraberce okudukları bir romandan daha iyisini yazabileceğini söy
ledi. Karısı, bu sözünü yerine getirmesini istedi. Böylece, İngiltere’de ge
çen nazik ve ahlâkî ve hikâye üzerine Precaution adlı kitabını yazdı
(1820). Bir sene sonra yayınlanan ve Amerikan fonu üzerine Amerikan
karakterleri ile işlenen The Spy (casus) çok daha önemli bir eserdi ve
halk arasında muazzam bir tarzda tutundu.
160 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 162/247
Cooper, otuz bir yaşından ölümüne kadar, otuz üç roman, ayrıca se
yahat kitapları, sosyal kitaplar ve denizcilik tarihi ile ilgili eserler de yaz
dı. Tabiî bunlar arasında en önemli olanları, Natty Bumppo’nun hayatı ile
ilgili olan ve Amerika’nın “vahşi” tabiatının “medenîleştirilmesi” üzerinde
duran Deri Çorap Hikâyelerdir: Öncüler (1823) Mohikaniar'ın Sonu (1826), Yayla (1827), İz Sürücü (1840) ve Geyik Öldürücü (1841), Coo-
per’in deniz hikâyeleri arasında, Pilot The Red Rover {^828) ve
İki Amiral (1842) bilhassa tutundu. Canlı ve hareketli hikâyelerin yer aldı
ğı bu kitaplarda, denizcilik tarihinin gerçek vakıaları da anlatılır.
Cooper (1826’dan 1833'e kadar), hem sıhhatini kazanmak hem de
kitaplarının telif haklarını korumak için, Avrupa’da yaşadı. Avrupa’da iken,
jngi lizler’in, Amerika’yı haksız tenkitleri karşısında Amerikan milliyetçiliği
nin tesiri altında Amerikan Inanışlan adlı kitabını yazdı (1828). Fakat ül
kesine döndüğü zaman, Jackson demokrasinin Amerika’da yarattığı de
ğişiklikleri tenkit etti. Bu tenkitlerini Amerikan Demokratı adlı kitabında
topladı (1838). Halkın ekseriyeti kitapta yazılanların doğru olduğunu ka
bul etti.
Cooper’in hayatının son on yedi senesi (düşmanlannın genellikle göremedikleri), aristokratik sosyal prensiplerle demokratik siyasî prensiple
rin savunulması mücadelesi uğrunda geçti. Aleyhinde bir sürü dâvâ açıl
dığı gibi, kendi mülkiyetine de sık sık tecavüz ediliyordu (Cooper genel
likle bu hücumlara başarı ile karşı koydu) Cooper, 1851’de Coopers-
tovvn’da öldüğü zaman, bütün dünya onun, Amerika’nın ilk büyük roman
cısı olduğunu kabul etmişti.
100 Bü y ü k R o m a n * 1 6 1
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 163/247
Moby Dick
Yazan
Herman Melville(1819-1891)
Başlıca Karakterler
İsmail; Hikâyeyi anla tan k im se; karadaki hay at ından üm its iz liğe d ü ştü
ğü zaman denize aç ı lan b i r genç.
Queequeg: Vücudu dövmel i b i r yamyam; kaptan yardımcıs ı S tar -
bu ck ’u n m ızrakçısı; İsm ail'in c esu r ve m üşfik yo ldaşı.
Ahab: Pequod’un kaptanı ; Moby Dick admdaki büyük beyaz bal inanın
aman vermeks iz in peşinde g i t t iğ inden, bütün beşer î h is ve sempa
t i ler inde n ar ınm ış m alûl b ir adam.
Starbuck: Peq uod’un ikinci k aptanı; c esu r ve m akul b ir adam ; Ahab'ı
bu sa p la n tıs ın d an vazg eç irm ek is te rse de başarılı olam az.
Stubb: Pequ od’un üçü ncü kaptanı; hayat taki fonks iyonu bal ina ö ldü r
mekten başka bir şey olmadığından, beşerî bir yarat ıktan ziyade bir
vası tadır .Flask: Pequod’un dördüncü kaptanı ; d ikkats iz , düşünces iz , korkusuz.
Tashtego: Gay Head aşiretinden bir kızılderili; Stubb’un mızrakçısı.
Daggoo: İri yarı bir zenci; Flask’ın mızrakçısı.
Fedallah: Esrarengiz bir Pars i ; Ahap’ın mızrakçıs ı ; tabiat üstü yetenek
lere sa hip o lduğ un a ve şey tanî kuvv etler le de işbir liği yap tığına ina
nılır.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 164/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 165/247
tanlarla yaptığ ı mücadele sonunda aldığ ı yara, beyaz saçların
dan yüzüne kadar iner. Bir ayağ ı beyazdır; büyük bir balinanın
diş lerinden yapılmış tır Dehş et saçıcı hikâyelerin kaynağ ı, mu
azzam bir beyaz balina, Moby Dick, onun bacağ ını koparmış
tır. Çok geçmeden Ahab'ın ne yapmak istediğ i anlaş ılır: Her nepahasına olursa olsun Moby Dick'i bulacak ve onu öldürecek
tir.
Ahab, kısa bir müddet sonra, geminin bütün mürettebatını
güvertede toplayarak, geminin ana direğ ine, altın bir İspanyol
parası çiviler ve beyaz balinaya mızrağ ı ilk defa kim indirirse,
parayı ona vereceğ ini söyler. Ardından, sözlerinin mürettebatüzerinde gerçekten derin bir iz bıraktığ ına emin olmak için,
hepsine, büyük ş iş eler içinde rom (bir çeş it içki) verir. Daha
sonra, iradesinin kuvveti ile yardımcılarından, ellerindeki mız
rakları, silâh çatarcasına çatmalarını ister ve her bir mızrağ ın
ortasından tutar; bu onun ş eytanlarla muharebe halinde oldu
ğ unu göstermektedir. Nihayet, mızrakçılardan, mızraklarınoyuk kısımlarını içki ile doldurarak Moby Dick'in ölümü için iç
melerini ister.
Uç kaptan yardımcısının, hayret uyandırıcı çeliş kili özellikle
ri vardır. İkinci kaptan Starbuck cesur, fakat mantıkî bir insan
dır; sadece geçimi için balina avlar. Ahab'ın manyakçasına
saplantısına sadece o karş ı gelir ise de, Ahab'ın azim ve gücüne sahip olmadığ ından baş anlı olamaz. Üçüncü kaptan Stubb,
balinaların öldürülmesinde beş erî bir vasıtadan baş ka bir ş ey
değ ildir. Dördüncü kaptan Flask ise, dikkatsiz, düş üncesiz, kor
kusuz biridir. Her birinin, kumanda ettikleri balina kayıklannda,
mizaçlanna uygun birer mızrakçılan vardır: Starbuck'ın mızrak
çısı Queequeg; Stubb'inki Gay Head Kızılderilisi'nden Tashte-go; Flask'inki de iriyan bir zenci olan Daggoo.
Pequod denizde seyrederken diğ er gemilere rastlar ve ha
ber alıp vermek için durur. Limana, balina yağ ı ile dönen Bac-
helor vardır Bu geminin mürettebatı, Palinezya adalarında yer
li k d a rh evlenmiş lerdir; ş imdi onlan Amerika'ya götürmekte
164 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 166/247
dirler. Jereboam adlı gemi ise, Moby Dick ile yaptığ ı mücade
lede yara almış tır ve gemide bulunan Gabriel adındaki çılgın
bir kâhin, beyaz balinanın Tann olduğ unu söyler. Ve en üzücü
olanı da Rachel'in baş ına gelenlerdir: Bu gemi, içinde kaptanın on iki yaş ındaki oğ lunun da bulunduğ u bir balina kayığ ını
kaybetmiş tir. Kaptan, Ahab'm uzun yıllar arkadaş ı olmasına
rağ men, Ahab, kaybolan çocuğ un araş tırılmasına katılmayı
kabul etmez.
Ahab, her geçen gün, kendisini beş erî durumlardan uzak
laş tırır Evinin, genç kansının ve çocuğ unun verdiğ i zevkleri reddettiğ ini göstermek için, piposunu denize atar. Suratı daima
asıktır, küfreder, ümitsizlik içinde olduğ u yüzünden anlaş ılır; fa
kat Moby Dick'i hiçbir zaman unutmaz. Starbuck, zaman za
man, ondan mürettebatı düş ünmesini isterse de, hiçbir netice
alamaz. Ahab'm biraz olsun İnsanî hislerle muamele ettiğ i tek
kiş i, denizde boğ ulmaktan kurtanlan, yan-deli Pip adındaki küçük bir Zenci çocuğ udur.
Ahab'm insanlıktan gittikçe uzaklaş masının sembolü Fedal-
lah 'tır Parsi (ateş e tapan Iranlılar) gruplarından birinin lideri
olan bu adamı Ahab, kimseye göstermeden gemiye almış tır.
Fedallah, Ahab'm mızrakçısı ve Ahab herhangi bir ş eytanî ha
reket yaptığ ı zaman daima yanında bulunduğ undan, belki aynı zamanda onun ş eytanî ruhudur da. Ahab, geminin demir
cisinin yaptığ ı mızrağ ı, üç putperest mızrakçının kanlanyla vaf
tiz eder ve bu iş i yaparken de, Allah'ın adını değ il, ş eytanın adı
nı söyler. Ahab, Parsi'nin gözü önünde, geminin derinlik ölçen
cihazını parçalar. Alevimsi'parlak yuvarlaklann geminin direk
lerinin uçlarını yaladığ ı büyük bir fırtma sırasında Ahab, ayağ ını Parsi'nin üzerine koyar ve bir eli ile de geminin ana direğ i
ni tutarak, ş imş eğ e meydan okur Fırtına, pusulalann yönünü
değ iş tirince Ahab, yelkenci iğ nelerinden pusulalar yapar
Fedallah, garip kehanetler söyler Ahab bunlan anlamadı
ğ ından iyiye hamleden Fedallah, Ahab'm ne cenaze arabasına
ne de bir tabuta konacağ ını söyler; ölümden önce iki cenaze
100 B ü y ü k R o m a n • 165
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 167/247
arabası görecektir. Birincisini, fâni olmayan eller yapmış tır;
İkincisi de, Amerika'da yetiş en bir ağ acın kerestesinden yapıl
mış tır Üstelik, Ahab bir iple öldürülebilir ve Fedallah da, onun
pilotu vazifesini görecek, Ahab'dan önce ölecektir.Aylarca süren yorucu bir takipten sonra, mürettebat Moby
Dick 'i görür. Hayvanın göz kamaş tınrcasına parlak sırtı, hafif
çe meydanda olan bafindan çok yüksektedir. Balinanın çevre
sinde yüzlerce deniz kuş u uçuş maktadır. Balinanın muazzam
sırtında, kırık mızraklar görülür Balina kayıkları hemen denize
ind irilir Moby Dick, peş inden gelenleri aldatır; Ahab'ı ve Par-si'yi denize fırlatır. Gemiye alınan Ahab, hâdisenin kötüye
alâmet olduğ unu söylemek isteyen Starbuck'a istihza ile sırt çe
virir.
Ertesi gün Moby Dick, tekrar görülür ve kovalama yeniden
baş lar. Dev balina, bu defa dehş et saçar; üç kayığ ı da devirir,
mızrak iplerini karış tınr ve Ahab'ın balina diş inden yapılmışayağ ını parçolar, kıran Bu dehş et uyandıncı hâdise sırasında
Fedallah kaybolur. Ahab, ikinci defa olarak Starbuck'un sözle
rini dinlemez, balinanın peş inde gitmekten vazgeçmez.
Ertesi gün Moby Dick'in nefes verirken çıkardığ ı su sütunu,
yerini belli eder Ahab, yine balinanın peş indedir. Önceki iki
gün aldığ ı mızrak yaralannın gazaba getirdiğ i balina, kayıkların aralarına girerek suyu karış tırır, onları birbirinden uzaklaş tı
rır ve bu arada, bir gün önce kendisine saplanan mızrağ ın
ucunda Fedallah'ın vücudundan parçalar bulunduğ u görülür.
Parsi'nin kehanetinin bir kısmı doğ rulanmış tır: Fedallah,
Ahab'ın pilotu olmak için ondan önce gitmiş tir. Gazaba gelen
balina, aniden Pequod'un kara gövdesini görür ve hızla üzerine giderek olanca kuvvetiyle gemiye çarpar Gemi derhal yan
yatar ve yavaş yavaş batmaya baş lar. Kehanetin ikinci kısmı da
gerçekleş mek üzeredir: Pequod, ikinci cenaze arabasıdır; Ame
rika'da yetiş en bir ağ açtan yapılmış tın Ahab'ın kayığ ı, beyaz
balinanın yanına gelir ve elindeki mızrağ ı Moby Dick'in üzeri
ne fırlatın Maamafih, mızrak hedefine isabet etmez ve Ahab,
166 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 168/247
kendisine çarpmaması için eğ ildiğ i zaman, İp boynuna sanlır
ve derhal kayıktan denize düş er ve hemen ölür. Parsi'nin keha
neti ş imdi tümü ile doğ rulanmış tır; Ahab, bir iple öldürülmüş
tür.
Sadece İsmail kurtulur. Queequeg'in yaptığ ı bir tabutun içi
ne girer. Tabut, Pequod'dan denize düş müş tür. Böylece kapalı
tabutun içinde da lga lar üstünde kalan İsmail, hâlâ kaptanın
oğ lunu arayan Rachel tarafından kurtanlır
İsmail'in hikâyesi boyunca, balina avı hakkında bölümler
araya sıkış tınimış tır. Gerçi bu hikâyeler, anlatılmak isteneni takviye etmezlerse de, bir fon vazifesini görürler ve bir sembolizmi
iş aret ederler Balinalann nerelerde bulunduklan, balina avı ile
geçinenler, balina çeş itleri, balinanın vücudu, balinalann alış -
kanlıklan hikâyede sık sık yer alıyor ve böylece, hikâyeyi de de
rinleş tiriyorlar.
Eleştiri
Moby Dick, yüce ve derin b ir kitap. Hikâyede, canh birhareket, heyecanlı maceralar ve dramatik çatışmalar davar. Üslûp, böylece şâirane, hümorlu, romantik ve gerçek.
Moby Dick’in, insanı, “hayatını kurtarmak için yüzmeyezorlayan” bir derinliği var.Melville, Moby D ick’i güçlü olduğu bir zam anda
kaleme aldı. Bir m ektubunda, yirmi beş yaşına kadar, kendisinde hiçbir gelişme görmediğini yazdı. “Ben hayatımı,yirmi beş yaşımdan itibaren başlatırım. Yazı sahasındaki
gelişme, ancak o zaman kendisini belli etti.”Öyle anlaşılıyor ki, Moby Dick’i, realist, oldukça komik bir balina avcılığı olarak ele almak istedi ise de, yirmiikinci bölümden sonra, maksadını değiştirdi. Artık Pequ-od, sadece bir balina gemisi değildir, küçük, sınırlı birdünyadır. M onomanyak kaptan ve peşinden gittiği m uaz
zam balina, k itap ta realist yaratıklar olarak gösteriliyorsa
1 0 0 Bü y ü k R o m a n * 1 6 7
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 169/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 170/247
ne sonra Amerika’ya döndüğü zaman, kendisini karada tutacak iyi bir iş
bulamadı ve bu defa, Güney Denizlerinde balina avcılığına çıkan Acush-
nef adlı bir gemide çalışmaya başladı. Gemideki hayat şartları, tahammül
edilemeyecek derecede idi. Melville, böylece bir arkadaşı ile birlikte Mar-
quesas adalarında gemiyi terketti ve bir ay, Typee adlı yamyam bir aşiretin misafiri oldu. Gerçi bu hayat, onun tecrübesini zenginleştirdi ise de,
balina avına çıkan bir AvustralyalI gemi kendisini kurtardığı zaman mem
nun olmuştu. Fakat yine, bir başkaldırmada yer aldıktan ve kısa bir müd
det için hapsedildikten sonra, Tahiti civarında Eimeo’da gemiden ayrıldı,
yerliler arasında dolaştı, misyonerlerden ziyade onların yanında kaldı.
Güney Pasifik’te avlanan bir balina gemisi ile Havvaii’ye geldi. Honolu- lu’da on dörtjıafta bir jimnastik salonunda çalıştı ve Amerika’ya giden bir
askerî gemiye er olarak girdi. Acushnet ile deniz çıkmasından üç sene
sonra Boston’a geldiği zaman, denizcilik hayatı da sona ermişti.
Başka bir iş bulamadığından, Melville yazmaya başladı ve denizde
geçirdiği tecrübeleri, ilk dört kitabında belirtti. Yamyamlarla geçirdiği ha
yatı anlatan Typee (1846); Tahiti'deki maceralannı anlatan Omoo (1847);
Liverpool’a yaptığı ilk yolculuğu anlatan Redburn (1849); ve Birleşik Amerika’nın bir harp gemisindeki son yolculuğu üzerinde VVhite Jacket
(1850), Mardi (1849), romandan ziyade bir allegori (remiz ve kinayeli
hikâye) fakat mizahî yorumlarında fevkalâde olmasına rağmen muğlâk
ve bu yüzden, biyografik romanları gibi hiç tutunmadı.
Melville’in büyük romanı Moby Dick, {Mardi gibi), okuyucuyu mem
nun etmekle beraber, yazarının beğenmediği romantik yarı otobiyografik hikâye anlatış türünden uzaklaştı. Eleştiriciler, kitabı, hem beğendiler,
hem beğenmediler ve satış hiç de iyi değildi. Daha sonra kitapları da tu
tulmadı ve yazarın verimi ondan sonra düştü.
Melville, 1847’de evlendi ve aile yükümlülüklerinden ötürü, mecmu
alarda yazmaya, konferanslar vermeye başladı. Nihayet, 1866’da, New
York gümrüğünde müfettiş oldu ve 1886’ya kadar bu işte kaldı. Hemen
hemen tamamen unutulmuş olarak, 1891’de öldü.
Fakat öldükten sonra, şöhreti bir anda yükseldi. Ondokuzuncu asır
Amerika’sının yazarları arasında kitapları en fazla okunan ve kendisin
den en çok bahsedilen iki kişiden biri oldu. Diğeri Mark Tvvain’dir. Melvil-
le’nin şiirleri, hikâyeleri ve romanları tekrar tekrar basıldı. Bir zamanlar
sırt çevrilen Herman Melville, bugün Amerika’nın en büyük romancılann-
dan biri olarak kabul ediliyor.
100 Bü y ü k R o m a n • 169
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 171/247
Tom Amca'nın Kulübesi (Uncle Tom’s Cabin)
Yazan
Harrlet Beecher Stowe(1811-1896)
Başlıca Karakterler
Tom Amca: Zenci bir köle; nazik, sâdık, mütevazı , iyi l ik yapmakta
azimli.
Chole Teyze: M eşhur bir aşçı, sâ dık b ir hizm etçi; To m ’un, ken disini
fedâ ed en kar ıs ı.
Arthur Shelby; To m ’un , K entuck y’deki efen disi, “old uk ça iyi bir in
sanı.” iyi tabiatlı ve müsrif .
Emily Shelby: Karısı fevkalâde bir hanım , fakat Tom ’un ken dis ine en
fazla ih t iyaç h isse t t iğ i b i r zamanda, ona yardım edemeyecek kadar
güçsüz .
Dan Haley: Hiçbir beşerî yönü bulunmayan bir köle tacir i .
Tom Loker: Bir köle avcısı, fakat ıslah olabilecek bir adam.
Marks: Onun kurnaz, kendi çıkarı peşinde giden ortağı .
Eliza Harris: Sevimli, cesur bir köle.George Harris: Eliza’nın gururlu ve zeki kocası.
Harry: Son derece sevimli çocukları.
Senatör John Bird: Aslında iyi bir insan, fakat sahte prensipler ve
op or tün is t ik pol it ika , on un İnsanî sem pat i ler in i k ısa b i r m üd det iç in
örter .
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 172/247
Rachel Halliday; Cana yakın, iyi huylu bir kadın, anti-kölelik akımını
yürü tü r .
Simoen Halliday: Rachel ' in kocası.
Phineas Flecber: Mücadeleci bir kadın.
Dorcas Teyze: Tom Loker’in dadısı; onu iyi eder ve İnsanî vasıflarının
ger i gelmes ine h izmet eder .
Augustine St. Clare: Tom’un New Orleans 'daki efendis i ; zâhiren kur
naz , s inikal (şüpheci) bir ada m ise de, a s l ında ide alis t ve ıs t ırap için
de kıvranan biri .
Marie St. Clare: Bencil karısı.
Ophella St. Clare: Vermont eyalet indeki kuzeni: Yeni İngil tere denen bu bölge halk ın ın iyi ve kö tü ta ra fla r ın ı tece s sü m e ttire n b ir kadın;
samimi, vicdanlı , dindar .
Evangeline (Eva): St. Clare’nin melek gibi kızı; kendisini harekete geti
ren sâikler sadece insanlara olan sevgisi, inanışı ve iyilikseverliği
değildir .
Topsy: Eva’nın sevgisi i le reformdan geçene kadar St. Clare’nin evini
karmakarışık bir şekle sokan yaramaz küçük bir zenci kızı .
Simon Legree: Tom'un son efendis i ; sadis t ik ve hayvanı.
Cassy: Tal ihs iz b i r melez; Legree, ke ndis ine en âdi b ir ta rzd a h izm et e t
mesi İçin onu zorlarsa da, şefkat ve fazi let ini muhafaza eder ,
duimbo ve Sambo: Legree’nin dejenereleştirdiği iki zenci kölesi;
Tom’un kahramanlık örneği , onlar ı kurtar ır .
Emmeline: Güzel, fak at ü m itsiz ve d eh şet içinde bir köle; Legree.Cassy’nin y erine koym ak için on u sat ın a lmıştır .
Hikâye
Amerikan Dahilî Harbi'nden önce, Kentucky'deki Shelby
çiftliğ i, mutlu bir yer olarak görünür. Çiftliğ in sahibi ArthurShelby, cömert ve iyi tabiatlı bir insandır; kansı Emily, müş fik ve
samimî bir dindardır; oğ ullan George ise, cana yakın ve nazik
bir gençtir; çiftlikteki herkes kendisini sever. Kölelere, bir eş ya
muamelesi değ il, âdeta bir insan muamelesi yapılır. Dindar ve
sâdık bir Zenci olan Tom Amca, Mr. Shelby'nin mutemet ada
mıdır. Kansı Chole Teyze, sadece mükemmel bir aş çı değ il.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 171
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 173/247
Shelby ailesinin hemen hemen bir mensubudur. Ve çocukların
da, ebeveynleri gibi sağ lam insanlar olarak yetiş ecekleri ümi
dini verir
Fakat Mr. Shelby, temkinli ve tutumlu bir adam değ ildir;borçlarından ötürü, Tom Amca'yı, Dan Haley adında kaba bir
köle tâcirine satmaya mecbur kalır. Tom ile birlikte, Eliza'nın
beş yaş ındaki oğ lunu ve George Harris'i de satmak mecburi
yetindedir. Harry, onun mülkiyetindeki güzel bir melez, George
Harris de, hissiz köle sahibinin malı bir diğ er mele.zdir. Missi-
sippi Nehri'ndeki köle pazannda satılmaktan korkan ve artıkefendisine tahammül edemeyecek hale gelen George, Kana-
da'ya kaçmaya ve hürriyetine kavuş maya karar verir. Gözyaş
larını tutamayarak, karısından ve çocuğ undan aynlır. Onun ay-
niış ından kısa bir müddet sonra, kadın Shelby'nin, Harry'yi de
satmayı kabul ettiğ ini öğ renir ve böyle bir hâle tahammül ede
meyeceğ ini düş ünerek, o da kaçmaya hazırlanır Çocuğ unu kucağ ına-alarak yola çıkan Eliza, Ohio Neh-
ri'nin kıyılannda bir köye geldiğ i zaman yorgunluktan düş ecek
gib id ir Burada bir hana iner ve kenHisJni, yer yer buz tutmuş
nehir üzerinden karş ı tarafa götürecek oir vapur bekler. Fakat
sefil Haley kadını takip etmiş tir; maamafih kendisine refakat
eden Shelby kölelerinin yanlış yoldan götürmeleri neticesindegecikir. Eliza onu görür Çılgıncasına, nehrin kenanndaki par
maklıktan, su üzerindeki bir buzun üzerine atlar, ardından bir
diğ erine ve baş ka bir buz parçasına. Böylece, sıçrayarak, ka
yarak, düş erek, kanayarak, mucizevî bir ş ekilde Ohio eyaleti
tarafına geçer
Orada, kendisine. Senatör Bird'in evine gitmesini söylerler.Senatör Bird, "prensipleri"nin mahkûmu olmuş iyi bir insandır.
Kaçak kölelere yardım edilmesinin yasaklanmasını isteyen ka
nun lehinde rey vermesine rağ men, zavallı Eliza ve Harry'yi gö
rünce, ş efkat duyguları ayaklanır ve onlan. Güneyden gelmiş
bir çiftçiye götürür Bu çiftçi, köleliğ in günah olduğ una inandı
ğ ından, kendi kölelerini serbest bıraktığ ı gibi, diğ erlerinin de
172 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 174/247
kaçmalarına yardım eder. Eliza ve Harry'yi Guakeradlı dinî bir
grubun yerleş im bölgesindeki Rachel ve Simoen Hallidayların
evine götürür Karı koca, kölelikten nefret ederler. Eliza, bu ev
de ümitlenir, ş efkat görür. Halliday'lar, Eliza ve kocası Geor-
ge'ın da buluş masını sağ larlar. Hürriyete âş ık biri olan Geor-
ge, yamana silâh almış ve kendisini bir İspanyol diye tanıtmış
tır.
Haley bu arada, iki köle avcısını hizmetine almış tır, vahş î
Loker ve onun gaddar yardımcısı Marks, göçmenlerin izlerini
takip ederler. Phineas Fletcher adında bir diğ er cesur Guaker
kadınının refakatinde George, Eliza ve Harry yeniden kaçarlar.
Loker ve adamlan, dar bir geçitte onlan kuş atırlarsa da, Geor
ge, kahramanca mücadele eder ve Phineas da, Tom Loker'i
uçuumdan aş ağ ı atar Göçmenler, kayıkla hür bir ülke olan
Kanada'ya geçerler
Tom Amca'nın hayatı böyle iyi değ ildir. Onun Shelby çiftli
ğ inden aynlış ı, aile efradını kedere boğ ar: Chole Teyze, ümit
sizlik içindedir; çocuklar; gözyaş larını tutamayarak ağ laş ırlar;
âdeta bir çılgına dönen George Shelby, büyüdüğ ü zaman Tom
Amca'yı geri alacağ ına yemin eder Haley, Tom'u Mississippi
Nehri'ndeki vapurlardan biriyle New Orleans'a götürün Va
purda köleliğ in dehş et saçıcı manzaralanyla karş ılaş ır; korkunç
ve tiksindirici fa rt iar altında yaş ayan insanlar, birbirlerine ta
hammül edemeyen kadının kendisini denize atarak intihar edi-ş i.
Tom, Incil'ini okur, İlâhiler söyler, ama yine de ümitsizdir. Al
tın saçlı babası ile birlikte, yolculuk yapan Evangeline (Eva)
adında küçük bir kızla birlikte arkadaş lık kurar. Eva vapurdan
düş tüğ ü zaman, Tom nehre atlayarak onu kurtanr. Kız, bu
hâdiseden sonra, babası St. Clare'ye tesir ederek Tom'u satın
aldınn
St. Clare, Vermont eyaletinden dönmektedir. Orada evlen
memiş kuzeni Ophelia St. Clare'yi ziyaret eder ve onu St. C la
re malikânesine çeki düzen vermesi için beraberinde getirir
100 b ü y ü k R o m a n » 1 7 3
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 175/247
Malikânenin iş lerine bakan adam tembeldir, karısı da, hipo-
kondria, kendi kendisine acıma ve bencillik duyguları arasında
kaybolmuş biri. Maamafih, Tom'un oradaki mevcudiyeti olduk
ça rahat geçer Tom Amca, Eva'ya perestiş edercesine bağ la
nır ve kız da ona son derece sevgi ile muamele eder. Kızın te
mel özelliğ i sevgidir ve herkesle sevgiye dayanan iliş ki kurar
Eva, yalan söylediğ inden ve çaldığ ından ötürü zaman zaman
dövülen Topsy adındaki küçük Zenci kızına bile sevgi ile mu
amele eder. Topsy, "Ben, kendiliğ imden yetiş tim, büyüdüm."
der, "kimsenin benim dünyaya gelmemi istediğ ini sanmıyo
rum." Topsy sonunda uslulaş ır; bunda Bn. Ophelia 'nın haş in
liğ i ve ahlakî ölçülerinden çok daha fazla olarak, Eva'nın sev
gisi rol oynar.
Eva, her gün bir adım daha ölüme yaklaş ır. Gittikçe solar,
saranr, fakat ruhî ış ık hâlâ kendisini terketmiş değ ildir. Tom ki
St. Clare, onu Eva'nın ısrarlcn karş ısında serbest bırakacağ ına
söz vermiş tir Eva'nın günlerinin sayılı olduğ unu bilir. Marie b i
le, artık kendi kendisine acımaktan vazgeçer. Eva'nın ölüş ü,
onun Allah'a yükseliş idir
Eva'nın ölümünden sonra, aile periş an oiu r Fazlasıyla sep
tik (ş üpheci) bir adam olan St. Clare, İlahî gayeler uğ runda dinî
inanış lara bağ lanmak isterse de, baş anlı olamaz. Tom'u bir
gün azad etmeyi düş ünebiliyorsa da, azad gününü mütema
diyen erteler. Bir gün, bir kahvehanede kavga eden iki kiş iyi
ayırmaya çalış ırken, ağ ır bir ş ekilde yaralanır ve ölür. Fakat öl
meden önce, bütün kölelerin serbest bırakılmasını vasiyet eder
Maamafih karısı Marie, kocasının vasiyetini hiçe sayarak, köle
leri satmaya karar verir; Tom da onlar arasındadır. Bir köle deposundaki açık artırma sonunda Tom'u ve on beş yaş ındaki
güzel bir kız olan Emmeline'yi, Simon Legree adındaki hayvanî
bir çiftlik sahibi satın alır. Legree, Tom'dan nefret eder ve ona
zalimce muamele eder, bir hayvan gibi çalış tırır Emmeline'yi,
kendi ş ahsî zevkleri için kullanır; kızı, melez metresi Cassy'nin
yerine kor. Tom ıstırap içindedir; dinî inanış ı kendisini ayakta
174 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 176/247
tutar; hattâ hasta bir kadını kamçılamak istemediğ inden Leg-
ree'nin, Quimbo ve Sambo adlı iki soysuz köleye, hemen he
men öldürünceye kadar kendisini kamçılatmasına dahi taham
mül eder.Emmeline ve Cassy arkadaş olurlar. İki çocuğ unun kendi
sinden alınarak satıldığ ı Cassy, Emmeline'i, Legree'nin hay-
vanîliğ inden korumak ister. Kaçmayı düş ünürlerse de, Leg
ree'nin kaçak köleleri yakalamak için yetiş tirilmiş köpekleri,
onlann bu plânlan uygulamalarını önler Sonunda, Cassy bir
plân düş ünür Legree'nin cehaleti ve hurafelerle ilgili korkularıüzerinde durur, (barbarca icraatını yürüttüğ ü) tavan arasının
hayaletler tarafından ziyaret edildiğ ine inandınn Adından, on
lann bataklığ a kaçtığ ı hissini yaratarak, Cassy ve Emmeline,
onun peş lerinden gelmeye cesaret edemeyeceğ ini bildiklerin
den, tavan arasında saklanırlar.
Tom Amca, onlann nerede olduklannı bilir. Legree'nin kendisine iş kence yapmasını ve onun iki uş ağ ı tarafından dövül
mesine rağ men, kızlann saklandıkları yeri söylemez. Tom, bu
iş kenceler sonunda ölü r Ölüm yatağ ında iken, derin dinî ina
nış ını hâlâ terketmeyen Tom'u, artık bir delikanlı olan George
Shelby ziyaret eder Fakat Tom'un fidyesini verip kurtarmak için
vakit çok geçmiş tin Tom, ölürken, George'a minnettar kaldığ ını söyler, Legree'yi de affeder
George, hiç olmazsa Legree'yi dövmekle ve Tom'u gör
mekle, biraz olsun tatmin olur Mutsuz bir halde, kendisini Ken-
tucky'ye götürecek vapura biner Vapurda, çiftlikteki heyecan
sırasında kaçan Emmeltne ve Cassy'i görür ve onlan korur
Yolculuk sırasında Madam de Thoux adında bir Fransız hanımıile tanış ırlar Kendisinin Kentuckyli olduğ unu öğ renince, Geor
ge Harris hakkında ısrarla bilgi edinmek ister George Harris,
Fransız hanımın erkek kardeş idir; çocuk yaş lannda birbirinden
aynlmış lardır Kadının West Indies âdasındaki zengin çiftlik sa
hibi kocası ölmüş tür ve ş imdi de George'ı aramakla meş gul
dür Cassy, George'm kansının adının Eliza olduğ unu ve onun
100 Bü y ü k R o m a n • 175
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 177/247
hayatını öğ renince, Eliza'nın senelerce önce kendisinden alı
nan kızı olduğ unu anlar. Genç Shelby hariç, beraberce Kana-
da'ya giderek George ve Elizo'yı ararlar. Nihayet, onlan, mü
tevazı, fakat rahat bir hayat içinde bulur lar Anası ve kızı, George ve ablası sevinç gözyaş lan içinde kucaklaş ırlar.
Simon Legree dış ında hepsi, acı ve ıstırapla geçen bir ha
yattan sonra nispeten mesut, geçirdikleri tecrübelerin kendile
rine imkân verdiğ i ölçüde mutlu bir hayata kavuş urlar. Legree,
çıldırarak ölür Maamatih, Quimbo ve Sambo, Tom'un kahra
manca ölüş ünün etkisi altında yeniden Hıristiyan dinini benimserler. George Harris, kendi ırkına yardım etmek için Eliza ve
Harry ile birlikte Nijerya'ya gider. Tabiî, Cassy de onlarla bera
ber gelir. Elinden alınan öteki çocuğ u, oğ lu, yoğ un bir arama
dan sonra bulunur ve yakında o da Nijerya'ya annesinin yanı
na gidecektir. Topsy, Ophelia St. Clare ile birlikte Vermant'a
döner; vaftiz olur ve misyoner olarak Afrika'ya gider. GeorgeShelby, çiftliğ ine döner ve bütün kölelerini serbest bırakır; arzu
ederlerse, onlann ücretli iş çiler olarak çalış abileceklerini söyler.
176 • 100 Bü y ü k R o m a n
Eleştiri
Tom Amca’nın Kulübesi’nin yayımlanmasından, “dünyaroman tarihinin en sansasyonel hâdisesi” diye bahsedildi.Düzinelerle yabancı dille tercüm e edildi, m ilyonlarca nü sha sattı. George L. Aiken tarafından sahneye kondu ve yüzsene müddetle oynadı. Harriet Beecher Stowe’ı, Ameri
ka’nın en çok sevilen ve en çok nefret edilen kadını yaptı.Cumhurbaşkanı Lincoln, Amerika dahilî harbi sırasındakendisiyle tanıştığı zaman, “Dem ek bu büyük harbe sebe
biyet veren küçük hanım sizsiniz.” dedi.Gerçekte, Harriet Beecher Stowe, hiç de harp davulu
çalmak niyetinde değildi ve onun bu rom anı yayımlanma
mış dahi olsa idi, harp yine de patlayacaktı. Köleliğin ya
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 178/247
rattığı zulmü, tahayyülî bir tarzda gösterm ek suretiyle, insanları, kölelikten nefret ettirmeye çalıştı. Fakat bu büyükkitabının kendi iradesi dışında olduğunu söyledi. “OnuAllah yazdı.” dedi. “Ben sadece onun söylediklerini kaydettim.”
Tom Amca’mn Kulübesi’nin, hislerle, sunilikle, aşikârlık-la ilgili yüz tane hatâsı var. Roman kötü bir tarzda binaedilmiş ve karakterler de daha kötü seçilmiştir. Kitap,hatâ ve tahrifle dolu. Fakat bunların hiçbiri, romanın yarattığı derin izi silemez. Kitap, ihtiraslı ve güçlü. Melodramına, basmakalıp tiplerine herkesçe söylenen klişeleşmiş hâdiseler üzerinde durmasına rağmen, kitabı bugünokuyan birinin dahi, dehşet içinde kalmamasına, o insan
lara acımamasına imkân yok.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n * 1 7 7
Yazar
Harriet Beecher, Amerika’nın kuzeydoğusunda New England diye
adlandırılan bölgenin Connecticut eyaletinde doğdu. Papaz Lyman Beec-
her’in yedinci çocuğu idi ve derin bir dinî inanışla yetiştirildi. Eğer bir er
kek olarak dünyaya gelmiş olsa idi, şüphesiz altı erkek kardeşi, gibi, o da
papaz olacaktı. Harriet Beecher’in, Henry Ward Beecher adındaki erkek kardeşi, Amerikan tarihinin en tanınmış papazlarından biridir. Fakat bu
saha ona kapandığından, papazlıktan sonra, yapabileceği şeyi yaptı. On
dört yaşında iken öğretmen oldu.
Bn, Beecher, yirmi bir yaşına gelince, ailesiyle birlikte Cincinati şeh
rine taşındı ve bir ara bir kolejde ilâhiyat dersi verdi. Babası bu kolejin de
kanı idi. Yirmi dört yaşında iken, çağın İncil üzerindeki tanınmış ilim adamlarından Prof. Calvin E. Stowe ile evlendi.
Harriet'in yedi çocuğu oldu. Ailevî ve dinî görevlerine rağmen Harri
et yazmaya başladı ve çocukluğundan beri başka sahalara yönelti len ta
hayyül gücünü serbest bıraktı.
Harfite, Tom Amca'nın Kulübestni, ilkin, 1851'de VVashington’daki
kölelik aleyhtarı The National Era adındaki bir gazetede tefrika etmeye
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 179/247
başladı. Romanın büyük bir başarı sağlaması, pek çok eleştiricinin, on-
>:*an iyi olduğunu söyledikleri diğer kitapları üzerine gölge düşürdü.
Harriet Beecher Stovve, öldüğü 1896’ya kadar elli yıl yazdı, on altı
eser verdi. Bazılarının “zamanı geçmiştir”, fakat diğerleri, “gerçek olmak
tan başka, büyük bir yazarın olgun eserlerini gösterircesine sevimli ve
komiktirler.”
178 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 180/247
ölü Canlar
Yazan
Nikolai Gogol
(Nikolai Vassilievich Gogol Janovsky)(1809-1852)
Başlıca Karakterler
Pavel İvanovich Chichikov: Hikâyenin kahramanı ; herkes te güven ya
ratan sevimli bir maceracı .
Manilov: Chichikov’un iş yaptığı bir toprak sahibi; sevimli, etkisiz ve
belirli ö zellik leri b u lu n m ay an biri.Korobochka Anne: Bir diğer to pra k sahibi , iht iya r bir kadın; ekseri ko
nula rda ap ta l, f aka t m al ikânen in yöne timi k onu sund a k urnaz .
Nozdryev: Üçüncü bir toprak sahibi; kendini öven, kabadayı, çok içen
ve coşkun, kumarbaz ve müzmin b i r yalancı .
Sobakevich: Dördüncü bir toprak sahibi; sağlam yapıl ı , kaba, ayı gibi
b ir insan .
Plevvshkin: Beşinci bir toprak sahibi; cimriliği hastalık haline getiren
biri.
Selifah ve Petrushka: Chich ikov 'un h izm etç i le r i: vu rdum duym az , ap
tal ve yıkanmayı sevmeyen pis kızlar .
Diğerleri: Vali , val inin kızı , polis müdürü, posta müdürü, hâkim, is im
leri ver i lmeyen iki hanım.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 181/247
Hikâye
Pavel İvanovich Chichikov (ivanoviç Çiçikov) maharetleri ile
yaıayan biri. Kendisinin, "üniversite danış manı" olduğ unu söy
ler. Gerçekte ise, gümrük dairesinde çalış mış ve kaçakçılarla
iş biHiğ i yoptığ ı için koyulmuş tur. Baş lıca özelliğ i övücü sözlerie,
zengin ve nüfuzlu kimselerin güvenini kazanmasıdır. Bu maha
reti, ustaca tertiplenen çabucak zengin olma plânının uygulan
masında kendisine yardım eder.
Çağ ın Rus kanunlanna göre, toprak sahipleri, malikânele
rinde çalış an "canlar"ın yâni serflerin sayısına göre vergi ödü
yordu. Her nüfus sayımında tespit edilen bu rakam, ölümlerin,
hemen hemen doğ umlan dengeleyeceğ i düş üncesi ile bir son
raki nüfus sayımına kadar değ iş tirilmezdi.
Çiçikov, ülkede dolaş arak, son nüfus sayımından itibaren
ölen "ölü canlar"ın ölüm belgelerini satın alır. Toprak sahiple
ri, böyle bir alış veriş ten memnundur, zira vergi memurlanna,
kendi mallonnın satıldığ ını gösteren belgeleri takdim ettikleri
takdirde, onların, malikânelere biçtikleri fiyat da o derecede
düş ük olacaktır. Çiçikov 'un, alanı bu belgeleri -ki hukukî bel
gelerdir- toplamak ve mevcut olmayan mülkiyeti rehine koya
rak para almaktır.
Romanın birinci bölümünde, Çiçikov, bir kasabaya gelir ve
kasabanın ekonomik durumunu, bellibaş lı toprak sahiplerinin
adlannı, devlet memurlannın karakterierini ve serflerin sayısını
iyice öğ renir. Mahallî eş raf, onu önemli ve sevimli bir kimse sa
narak aralanna alırlar. Kendisini eğ lencelere, evlerine davet
eder, kanlan ve kızları da Çiçikov'a kur yapariar. Bu arada,
satın alabildiğ i kodar ölü can belgesi toplar ve tabiî bu alış ve
riş in mahiyetini de gizli tutar. Alış veriş mahallî mahkemede koy
da geçtiğ i zaman, Çiçikov'un efsanevî zenginliğ e sahip biri ol
duğ u ş âyialan yayılır. Kendisi de, Ukrayna'da bir çiftliğ i bulun
duğ unu ve serfleri orada çalış tıracağ ını söyler.
180 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 182/247
Çiçikov'un i| yaptığ ı kimselerin tedbirsizliğ i yüzünden, iş in
içyüzü meydana çıkar. Toprak sahibi bir kadın, kendisinin alda
tıldığ ını anlayarak, ölmüş serflerin piyasadaki fiyotlannın ne o l
duğ unu sorar. Valinin balosunda bir diğ er toprak sahibi, sar
hoş olur ve Çiçikov'un yaptığ ını anlatır. Fakat kendisi öylesine
müzmin bir yalancıdır ki, sözlerine kimse inanamaz. Bazılan,
Çiçikov 'un, valinin kızı ile evlenmek istediğ ini söylen Diğ erleri
ne göre ise, bir casus, hatta kılık değ iş tirmiş Napoleon Bona-
part'tır. Çiçikov, alelacele kasabadan ayrılır Ve kendisini en
son gördüğ ümüz zaman, bir sonraki macerası için, atlı araba
sı içinde hızla gitmektedir.
Eleştiri
Ölü Canlar, bir rom anın sadece küçük b ir parçasıdır.Gogol, onu üç kısımdan tamamlamak istedi ve elimizdekikitap, birinci kısmı olacaktı. Günümüze kadar gelen bazı bölümler, tam amlandığı takdirde, rom anın nasıl olacağınıgösteriyor. Çiçikov, daha sonraki maceralarında, aralarında şerefli bir tüccar, adil bir vali, ideal bir toprak sahibi vemükemmel bir kadının da bulunduğu, gerçekten faziletliinsanlarla karşılaşacaktı. Onların etkileri altında, Çiçikov,kendisini reformdan geçirecek; roman, böylece yenidendoğumun bir hikâyesi ve -bundan çıkarılan benzetişler-Rusya’nm bir hikâyesi olacaktı: Rusya, nasıl bir ülke idi,nasıl bir ülke olabilirdi?
Eleştiriciler, tamamlanmamış bölümleri sun’i buldular, inandırıcı olmadığını söylediler. Çiçikov, öylesine sevimli bir sahtekârd ır ki, biz onu n ıslah olmasını istemeyizve kitaptaki faziletli karakterler de zinde değil, komik canlılıkta insanlard ır ve bu yüzden birçok Amerikalı’ya Huck- leberry Fmn’deki bazı sayfaları hatırlatır.
Şu halde, muhtemelen, romanın bitmemiş şekli sanattarihi için büyük bir kayıp sayılmaz. Maamafıh, onun ta-
1 0 0 Bü y ü k R o m a n « 1 8 1
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 183/247
marnlanmamış oluşu, yapıdaki bir anormalliği gösteriyor, beklenmeyen son bölüm . Burad^, Çiçikov, plânm da başarılı olamayıp kasabayı terkettikten sonra; müellifi, geriyedönerek, kahram anın, okuyucunun o zam ana kadar hiçbir
şey bilmediği, önceki yılları hakkında bilgi verir: Ailesi,eğitim derecesi ve hü kü m et dairelerindeki işleri. Teamüllere göre bu gerçeklerin rom anın başlangıcında anlatılması gerekirdi. Fakat hikâyeyi, Gogol’un gerçekleştirilmemiş
büyük plânının perspektifi üzerine koyarak değerlendirirsek, bu "flashback" (geriye dönüp geçmişf aydınlatm a) ye-rindedir.
Kitap, elimizdeki şekli ile tamamlanmış bir eser: On-dokuzuncu asrın başlarındaki Rus cemiyetini kıyasıya hicvediyor.
Ölü Canlar, unutulmayacak sah tekârların parlak bir galerisi; her şeyden şüphelenen Korobocka Anne, varlığı ileyokluğunun hiçbir tesiri olmayan Manilov, yalancı Nozd-ryev, bir ayıyı andıran Sobakeviç, tamahkâr Plevşkin ve
bir sürü dejenere ve zorba devlet m em uru, dedikoducukad ınlar ve ayyaş serfler. Romanın devlet m em urlarınahücum edişi, hük üm eti bilhassa kızdırdı. K itapta, sansü redilen parçalardan biri. Yüzbaşı Kopeikin’in başından geçenlerle ilgilidir: Napoleon Harplerinde malûl kalan Ko-
peikin, kendisine emeklilik hakkı verilmesi veya tazm inatödenm esi için günlerce ve günlerce devlet dairelerinin ka
pılarını aşındırır. Yüzbaşıya artık taham m ül edemeyenhü küm et, on u h apseder ve o da sonunda eşkıyalığa başlar.Çarlık hükümeti, Rusya’da böyle bir şey olabileceğini ka bul etmiyordu.
Gogol, gün lük hayatı, en küçük teferruatı ile olduğugibi anlattığından, okuyucunun, Rusya’nın bu manzarasının gerçek olduğunu kabul e tm esi kolay. Yazar, bir köy sokağının mimarî tarzmdan, malikâne sahibinin oturduğuevin üslûbundan, kilerde bulunan yiyeceklerden, dükkân-
182 • 1 00 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 184/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 185/247
onun istikrarsız bir insan olduğunu değil, bilâkis, Rusya’yı sevdiğini gösterir. Romanın son sayfasında, allak bullak durum daki Çiçikov, arabasında giderken, Gogol,ülkesini, dünyan ın b ir ucunda n ötek ine giden bir atlı ara
baya benzetir:"Ve sen, Rusya nereye gidiyorsun? Cevap ver! Cevap
vermiyor. Arabanın zilleri melodik bir şekilde çalmaya başlar. Hava, sanki parça parça yırtılm ıştır ve fırtına çıkar;yeryüzündeki her şey, hızla gelip geçiyor ve endişeli gözlerle Rusya’ya bakıyor; diğer milletler ve ülkeler, onu yal
nız bırakmak için geri çekiliyorlar.”
184 • 100 B ü vO k R o m a n
Yazar
Gogol’un kısa süren hayatı müşküller İçinde geçti. Ukrayna’da, küçük
bir toprağa sahip bulunan bir ailede 1809 yılında doğdu. Ecdadından biri, Polonya krallarının hizmetinde bulunmuştu, fakat ailesindeki bu yaban
cı izi onu daima mahçup bıraktı. Hayatının oldukça erken bir çağında,
Polonyo dilini hatırlatan Gogol-Janovsky adını, sadece Gogol, olarak kul
lanmaya başladı. Nikolai, henüz on yaşlarında iken babası öldü; bir dedi
ğini iki etmeyen anası ondan daha uzun yaşadı.
On dokuz yaşında Nyezin lisesini bitiren Gogol, Saint Petersburg'a
gitti. Bir ara aktör olmayı düşündü ve kısa müddet için de devlet memuru olarak çalıştı. Önemli ilk kitaplarının konuları Ukrayna hayatından alın
mıştı. Ukrayna kır hayatını ve folklorunu anlatan bir kitabı, ona geniş bir
okuyucu kitlesi kazandırdı. Yine, Ukrayna’nın, orta çağlardaki tarihi ile il
gili bir kitap yazmayı düşündü. Bu kitap yazılmadı, fakat bu düşünceleri,
bir ara Saint Petersburg Üniversitesi’nde tarih dersleri vermesine yol aç
tı. Hem bir bilgin, hem öğretmen olarak yeteneksizdi; derslerinin ekseri
sine gitmedi ve on altı ay sonra da istifa etti. Sonraları, bir kız mektebin
de ders vererek ve özel öğretmenlik yaparak geçimini sağladı. Fakat Go
gol, hiçbir zaman, bilhassa bilgili ve çok okuyan biri değildi; gerçekte,
onun zamanının büyük Rus yazarları arasında en az eğitim gördüğü söy
lendi.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 186/247
Gogol’un Ukrayna’ya beslediği sevgi, nllıayet Kazaklar’ı konu alan ve
Sir Walter Scot’un üslûbunda yazılan Taraş Bulba adındaki kabadayıca
romanda kendini gösterdi, l^/y adındaki romanı (1835) grotesk folklora
olan tutkusunu gösterir; roman, şeytanların ortadan kaldırdığı bir adamın
hikâyesidir. Palto (1842), Rus hikâyeciliğinde önemli bir kilometre taş ıdr Hikâye, güzel bir paltoya sahip olmanın hayali İçinde yaşayan bir devlet
memurunu anlatır.
Müfettiş ad\\ kitabının (1836) tezi, devlet dairelerindeki soysuzlaşma
dır. Kitabın (piyes) konusu, hükümet müfettişinin beklendiği bir kasabaya
gelen sevimli bir sahtekârdır. Bir sürü yolsuz işlerle İştigal eden mahallî
devlet görevlileri, onu kıyafet değiştirmiş müfettiş sanır ve kim olduğu
meydana çıkana kadar, bir ziyafetten diğerine davet eder, eğlendirirler. Piyes, hakikî müfettişin beklenmedik bir anda gelmesiyle son bulur. Bu ki
tap, birçok hususlarda Ölü Canlaı’m temelini hazırladı. Piyes, şüphesiz
yasaklanırdı, ama Çar kitabı okumuş ve sahnelenmesini emretmişti. Pi
yes büyük başarı sağladı ise de, Gogol’u sevilen biri yapmadı. Aynı yıl,
Rusya’dan ayrıldı ve kısa ziyaretler dışında, hariçte yaşadı. Rus hayatı
nın unutulmayacak manzaralarını önümüze seren Ölü Canlar, Roma’da
yazıldı.
Elimizdeki delillere göre, Gogol derinden derine nörotik bir adamdı
ve sık sık depresyon geçirirdi; kendisinden, marazi denecek kadar şüp
heleniyordu; son derece dindar birl idi. Bir asır sonra, bir hüküm verecek
olursak, Gogol’un başlıca meselesi seksüel idi. Kadınlara hiç ilgi duyma
dı. Doğru, bir kıza evlenme teklifinde bulundu ise de, aralarındaki ilgi ta
mamen ruhî kalacaktı. Kadınlar, hakkındaki kararsızlığı, yarattığı karakterlerde de görülür. Onlar, ya Korobocka gibi kocakarılardır veya bir Rus
tenkitçisinin söylediği üzere, çikolata kutulan üzerindeki dokunulamaz
mabüdelere benzeyen yaratıklar. Kendisini, ne olduğu gibi kabul ediyor,
ne de değiştirebiliyordu. Gogol, şahsına ıstırap verircesine, dine sarıldı.
Gençlik ve orta yaşlarında, realitelerle sağlam bir temas kurmasına
imkân veren, hayata komikçe bakış tarzı gitgide söndü ve sonraları ken
disini büyük terimlerle anlatan ahlâkî bir hoca ve bir peygamber gibi gördü.
Gogol, Mûfettiş’lne bir sonuç yazarak, bu fevkalâde komediyi vicdan
üzerine remizli ve kinayeli bir tarzda yorumladı. Çiçikov’un.ıslah olduğu
nu göstermek için Ölü Canlai’ı devam ettirdi ve Rusya dışından, arka-
dâşlanna, Rusya hakkında her şeyi ve aslında birer Slav müesseseleri
100 Bü y ü k R o m a n • 185
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 187/247
olan sertlik ve otokrasiyi de öven, Avrupa’nın hümanist kültürünü yeren
mektuplar gönderdi. {Arkadaşlarımla Yaptığım Mektuplaşmalardan Se
çilmiş Pasajlar, 1847). Arkadaşları onun bu mektuplarını iyi karşılamadı
ve Byelinsky adındaki tenkitçinin yazdığı kızgın bir cevap, Avrupa libera
lizmine yönelen entelektüellerin bir manifestosu oldu.
Arkadaşları tarafından reddedilmesi, Gogol'un kendisine olan itima
dını kökünden sarstı. Ve Kont Alexander Tolstoy (meşhur Leo değil), ken
disini Gogol’un son yıllarında, onun ruhî direktörü olacak Papaz Matvey
Kontastinovski ile tanıştırdığı zaman, bu yıkım tamamlandı. Hem Tolstoy,
hem de papaz, fanatik Ortodoks Hıristiyan ve anti-liberaller ve Gogol
kendisini, kendi benliğinden mazohistik bir tarzda vazgeçercesine onlara
terketti . Papaz Matvey, her çeşit sanat ve edebiyatın aleyhinde idi ve mü
ridini, cehennem ateşlerinin tehdidi altında dehşet içinde tuttu. Nihayet
bir gece 1852 Şubat’ında, Gogol, nihaî fedakârlığı yaptı: On senedir üze
rinde çalıştığı müsveddelerini. Ölü Canlaı'm tamamlanmamış kısmını^
tahrip etti. İşlerine bakan Semyon adındaki çocuk, efendisinin durumunu
görerek önünde diz çöktü ve yazılarını yakmaması için yalvardı. Gogol,
asık çehresiyle işe devam etti ve müsveddeler kül haline gelince, önünde haç çıkardı. Semyon’u öptü ve yatarak ağlamaya başladı. Artık yaşa
mak istemiyordu. Derin bir depresyona daldı, hiçbir şey yemedi, kendisi
ni tedaviye gelen doktorlarla kavga etti. Dokuz gün sonra öldü. Gogol’un
son kelimeleri, “Bana merdiveni verin!” idi; fakat kimse ne demek istedi
ğini bilmiyordu.
186 • 100 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 188/247
Monte Kristo Kontu
Yazan
Alexandre Dumas Pere(1802-1870)
Başhca Karakterler
Edmond Dantes: Marsilyalı bir denizci; Mercedes'le nişanlı. İlkin sami
mî ve güvenil i r bir insandır , fakat hapishanede geçirdiği yı l lar so
nunda intikam hissi i le yanıp tutuşur. Monte Kristo Kontu olarak
gösterişli bir şekilde zengin ve güçlü, arkadaşlarına cömert, düş
m anla rına karşı k inc i ve her zam an es ra rengiz b i r adam .
Dantes’in kendisini tanıttığı diğer isimler:
Abbe Busoni.
Lord Wilmore.
Gemici Sindebad.
Louis Dantes: Edmond’un babası .
M. Morrell: Marsilyalı bir tüccar; Haroaon adlı geminin sahibi.
Mazimilian Morrel: Oğlu, so nra ları V alentine de V illefort 'a âşık olur.
Haydee; Cenineli Ali Paşa’nın kızı; Mondego tarafından köle pazarında
satıl ır ve Monte Kristo tarafından kurtarıl ır .
Fernand Mondego: Katalanyalı bir balıkçı; sonraları asker ve Arnavut
luk’taki askerî bir maceracı; sonunda, Comte de Morcerf unvanı i le
tümgenera l .
Mercedes: Kuzeni Ed m ond ’la nişanlı; son raları F erna nd ’la evlenir .
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 189/247
Vicomte Albert de Morcerf: Fernand’m oğlu; Eugenie Danglars’la ni
şanlı olmakla be rab er kızı sevm ez.
Dagnlars: D antes’in gem isinde kargo şefi; so nrala rı Baron D anglars,
bankacı.
Barones Danglars: Karısı; önceleri Villefort'a âşık.Eugenie Danglars: Kızı, bağımsız bir kız, aktr ist olmak istSr.
Lauise d’Armilly: Eugenie’nin arkadaşı ve musikî hocası.
M. Noirtier: Küstah ve azimli bir Bonapartçı fesatçı.
Gerard de Vlllefort: Oğlu, savcı; genellikle vicdanlı bir i olmasına rağ
men, k endi iht i raslar ıyla çe l işki li olduğ u zam anlard a vicdansız .
Marqis ve Marqüise de Saint Meran: Eski ar is tokrasi mensuplar ı ; de
V illefort’un kay ınpe deri ve kay ınvalidesi.
Renee de Saint-Meran: Kızları; V iellefort 'un ilk karısı.
Valentine de Villeford: Renee'nin kızı; Maximilian Morrel’e âşık.
Heloise: Villefort’un Heloise’den olan oğlu.
General Flavin de Quesnel: Kralcı bir general; Noirtier’le yaptığı bir
düe l loda ö ldü rülür.
Baron Franz d’Epinay: Oğlu, Valentine ile nişanlı.
Gaspard Caderousse: Louis Dantes’in komşusu; terzi, sonraları hancı.
Madelenine Caderousse (Lacarcote diye çağırılır); Karısı.
Abbe Faria: D’lf Şatosu’ndaki bir mahkûm; Dantes’le arkadaşlık kurar
ve onu eğitir .
Luigi Vampa; Romalı bir eşkıya.
Pepino: Bir çoban; sonraları Vampa’nın eşkıya grubunda yer alır .
Binbaşı Bartolomeo Cavalcanti: İtalyalı bir maceracı.Benedotte: Villeford ve Barones Danglars’ın gayrimeşru çocuğu; kendi
sini Binbaşı Andrea Cavalcanti’nin oğlu olarak takdim eder.
Monte Kristo Kontu’nun hizmetçileri.
Bertuccio.
Baptistin Ali.
Albert de Morcerrin arkadaşları:
Beauchamp.Debray.
Château-Renaud
D’Avrigny: De Villefort’un doktoru.
1 8 8 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 190/247
Hikâye
Bu tür bir kitabın sayfalarında, Monte Kristo Kontu'nun
118 bölümünün özetini vermek mümkün değ il.
Hikâye 1815'te boş lar: Paris'te Kral XVIII. Louis vardır. Na-poleon da Elbe adasındadır. Hikâyenin kahraman! Edmond
Dantes, Marsilyalı bir denizcidir; Pharaon gemisinin de ikinci
kaptanı, Napoli'den Marsilya'ya gittiğ i sırada, geminin kap
tanı âniden ölür ve Dantes kaptan olur. Geminin sahibi, Dan-
tes'in bu mevkide devamlı kalmasını ister. Dantes, üstelik Mer
cedes adlı Katalanyalı güzel bir kızla evlenmek üzeredir. Böylece, henüz on dokuz yaş ında olmasına rağ men, hayatının
baş lıca iki hedefine eriş mek üzeredir. Bununla beraber, Dan-
tes'in düş manları da vardır. Biri, Pharaon'un kargo ş efi -ki
kaptan o lmak ister- ve diğ eri de, Mercedes'in, onunla evlen
mek isteyen Fernand Mondega adlı yeğ eni. Bu iki kiş i, Cade-
rousse adlı ayyaş bir komş ulannın yardımı ile Edmond'u ara
dan çıkarmayı plânlar.
Kargaş alı siyasî durumda onlara yardım eder. Pharaon'un
kaptanı, ölümünden kısa bir müddet önce, kamarotuna mü
hürlü bir paket vererek^ Elbe adasındaki Napoleon'a götür
mesini istemiş ti. Paketi Dantes götürür ve kendisine M. Noirti-
er adında bir Parisli'ye iletilmesi için bir mektup verirler. Dan-
tes'in siyasî inanış lan yoktur; bu muhaberelerin muhtevasınıve böylece, Napoleon'u yeniden iktidara getirmeyi amaçlayan
bir entrikaya ortak olduğ unu bilmez. Gelgelelim, Dagnlars,
olup bitenlerden haberdardır. Mahallî otoritelere bir mektup
yazarak, Dantes'in, Bonapartçı olduğ unu ihbar eder ve mek
tubu de Fernand ile gönderir. Dantes evlenmeden bir iki saat
önce tevkif edilir.Dantes'in ihbar edildiğ i ş ahıs savcı M. de Villefort'tur:
Dantes'in, imparatorun mektubunu götürdüğ ü aynı Noirtier'in
oğ lu. Bourbon rejiminin bir kamu görevlisi olan de Villefort,
ş imdi zor bir durumdadır; zira babası felâh bulmaz bir Bona-
100 b ü y ü k R o m a n • 1 8 9
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 191/247
partçıdır. Dantes'in getirdiğ i mektubu okurken, muhtevası
açıklandığ ı takdirde, meslek hayatının sona ereceğ ini anlar.
Bunun üzerine, mektubu yakar ve Dantes'i tehlikeli siyasî suç
iş leyenlerin tutulduklan Marsilya limanındaki d 'lt Ş atosu'na
gönderir.
Yüz gün süren Napoleon yönetiminin geri getirilmesi sıra
sında, Morrel, Dantes'in, imparatora yaptığ ı hizmetleri olduk
ça mübalâğ alı bir tarzda anlatarak serbest bırakılması için ça
lış ır. Mamafih, Dantes serbest bırakılmadan, rejim düş er ve
Bourbon'lar yeniden iktidara gelirler. Dantes, artık tehlikeli bir
Bonapartçı o larak lekelenir ve d 'lf ş atosu'nda on dört sene
kalır, maruz kaldığ ı adaletsizlik kendisini derinden sarsar. Ş a
todaki bir diğ er mahkûm, Abbe Faria adındaki bir İtalyan pa
pazıdır. Otoriteler papazı çılgın addederler; zira onlara, yerini
ancak kendisinin bildiğ i gizli bir hâzineden pay vereceğ ini söy
leyerek serbest bırakılmasını ister. Dentes, bu papazla gizliden
gizliye muhabere eder ve dostluk kurar. Faria, son derece zeki bir insandır ve mahkûm arkadaş ına birçok ş ey, bu arada
bazı yabancı dilleri de öğ retir İtalyan papazı, bu hâzinenin
mevcut olduğ u hakkında Dantes'e garanti verir ve beraberce
kaçtıklan takdirde, aralannda paylaş acaklannı söyler. Fakat
plânı uygulamaya geçmeden önce papaz ölür. Dantes'in
önünde ş imdi kaçabilmek için b ir tek yol vardır: Papazın cesedini kendi yatağ ına sürükler ve kendisini, Faria'nın gömülece
ğ i torbanın içine kor. Torba denize atılacağ ı zaman, Dantes,
ipleri çözer ve yüzerek sahile çıkar.
Papazın -onaltıncı asra kadar uzanan- hâzinesi Tuscan ta
kım adalanndaki Monte Kristo adında, kimsenin yaş amadığ ı
bir adadır. Dantes oraya gider ve arkadaş ının sözlerinin doğru olduğ unu görür. Dantes artık, tasavvur edilemeyecek kadar
zengin ve her istediğ ini yapacak kadar da güçlüdür. Kendisini
hapseden dört kiş iden intikam almaya yemin eder; Fernanda
Mondego, Danglars, Caderousse ve de Villefort. intikam ş a
irane adaletin ş aheser bir örneğ i olacaktır. O nlara, ölüm dar
190 • 100 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 192/247
besini Dantes indirmeyecek; bu habislerin her biri kendi kötü
lüklerinin -tamahkârlık, hıyanet ve ihtiras- kurbanı olacaklar
dır. Nihayet, her biri, neden öldürüldüklerini ve intikam alanın
kim olduğ unu bilmelidir. Bu ş eytanî plânını uygulamak için,Dantes'in görünüş ünü değ iş tirmesine ve zamana ihtiyacı o la
caktır.
Böylece, bir müddet sora, 1838'de İtalya'da, kendisinin
Monte Kristo Kontu olduğ unu söyleyen, efsanevî zenginliğ e
sahip, esrarengiz bir yabancı görünür. Yaş ayış ı, doğ u sultan-
lannı akla getirir. Yanında İstanbul'dan satın aldığ ı b ir Yunankızı vardır; daimî uş ağ ı da Nubiyalı bir dilsizdir. Adamın, her
tarafta odamlan vardır ve her ş eyi bilir. Yolculuğ a çıktığ ı za
man, bir papaz veya İngiliz olarak dolaş ır. Onun, Maltalı o l
duğ u, Yunanistan'da bir gümüş madeni keş fettiğ i, korsan ve
eş kıyalarla iş birliğ i yaptığ ı ve üç kıtada haremi bulunduğ u
söylenir. Her gittiğ i yerde bir sansasyon ve hiç olmazsa hanım
lar arasında da hayranlık ve korkunun oluş turduğ u bir ürperti
yaratır
Kont, ilkin, eski iş yerine ve hâmisi Morre l'e olan borcunu
öder. Marsilya'ya, Morre l'in güçlükler içinde çırpındığ ı bir sı
rada vanr: Morrel'in ş irketinin bütün gemileri denizde batmış
tır ve borçlannı ödeyemez durumdadır. Kont, kendisini bir İn
giliz bankasının temsilcisi olarak tanıtın Morrel'in borçlannıöder, onu intihar etmekten kurtanr ve kendisine ayrıca yeni bir
gemi verir.
Kont'un eski düş manlan arasında en az suçlusu Cadero-
usse'dir, zira Dantes'in hapsedilmesinde pasif bir suç ortağ ı
rolünü oynamış tır. Onun ne kadar tamahkâr olduğ unu bilen
Kont, baş ka bir görünüm altında, ona kıymetli bir elmas verirCaderousse ve kansı, asla beklemedikleri bir zamanda önle
rine gelen bu nimetle yetinmezler; elması bir kuyumcuya satar
ve adamı öldürerek de geri alırlar. Caderousse bu suçundan
ötürü, küreğ e mahkûm edilir. Sonralon kaçarsa da, önceki
suç ortağ ı, de Villefort'un gayrimeş ru çocuğ una ş antaj yapar
ve kendi ölümünü hazırlar.
1 00 B ü y ü k R o m a n * 1 9 1
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 193/247
Kontun baş lıca düş manı Fernand Mondega'dır; çünkü
Dantes'in mahkûm edilmesinden istifade ederek Mercedes'le
evlenmiş tir. Aradan geçen yıllar zarfında, Fransız ordusunda
hizmet görmüş ve ardından, Balkanlar'da bir askerî macerası
olmuş tur. Arnavut Ali Paş a'nın hizmetinde bulunduktan sonra,
efendisini sultana ihbar etmiş , Fransa'ya zengin biri olarak
dönmüş ve tümgeneral rütbesini de kazanarak kendisini,
Comte de Morcerf olarak tanıtmaya baş lamış tır. M orcerf'in
ş erefli bir insan olan oğ lu, babasının hakikî karakteri hakkın
da hiçbir ş ey bilmez ve Danglers'in kızı Eugenie ile istemeye
istemeye niş anlanır. Monte Kristo, Danglers'e, Morcerf ailesinin dolabında bir iskelet bulunduğ unu söyler. Mazisi lekelidir.
Danglers araş tırır ve niş an bozulur. Ardından, gazetelerde, Ali
Paş a'ya yapılan hıyanet hakkında îmalı yazılar çıkar ve Lord-
lar Meclisi meseleyi araş tınr. Hâdisenin baş lıca ş ahidi, Monte
Kristo'nun arkadaş ı olan Haydee'dir ve Haydee'nin de Ali Pa-
ş a'nın kızı olduğ u ve Morcerf'i gayet iyi hatırladığ ı ortaya çıkar. Morcerf'in karısı ve kızı kendisini ve servetini reddederek
terkeder ve Morcerf intihar eder.
Dantes'i mahkûm eden de Villefort, bir sürü ciddî suç iş le
mesine rağ men, ş imdi baş savcıdır (Procureurderoi). Seneler
ce önce, Danglers'in karısından bir çocuğ u olmuş ve bebeğ in
ölü doğ duğ u söylenmiş tir. De Villefort, aslında canlı olan bebeğ i gizlice bahçeye gömmüş tür. Fakat hiç de muhtemel gö
rülmeyen bir dizi hadiseler sonucu, çocuk ölmeden mezardan
çıkanlır, yaş arrıası sağ lanır ve Bertuccio adındaki bir kaçakçı
tarafından yetiş tirilir. Bu çocuk, daha önce, Caderousse'nin
bir suç ortağ ı olarak gördüğ ümüz Benedotte'dir. Benedotte,
kısa bir zaman içinde, suç iş leme temayüllerini ortaya koyar,
üvey ebeveynlerini soyar ve küreğ e mahkûm edilir.
Bu karış ık hâdiseler yumağ ı çözülürken de Viilefort'un bi
rinci kansından Valentine adlı meş ru bir kızı ve ikinci kansın-
dan da Edouard adında hiç de sevimli olmayan bir erkek ço
cuğ u olur. De Viilefort'un ikinci karısı Heloise, sadece çocuğ u
192 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 194/247
için yaş ar ve kocasının birinci kansından elde ettiğ i servetin
önüne dikilecek bütün vârislerini ortadan kaldırmak ister Nor
mal olarak bu miras tabiî, bir kaza olmadıkça, Valentine'nin
hakkıdır Monte Kristo Kontu, bu noktada, Heloise ailesiyle
dostluk kurar, kadının güvenini kazanır ve kadının nefes darlığ ım'giderecek ilâçlar gelirmiş çesine bir ş iş e zehir verir.
Bunun takip eden aylar boyunca da Villetort ailesi men
suplarından bazılan esrarengiz bir ş ekilde ölürler; ilkin, birin
ci kansının ebeveynleri, ardından efendisi için hazırlanan içki
yi kazaen içen babasının uş ağ ı, daha sonra Vaientine de Vil-
lefort, ölmez ise de, ağ ır bir ş ekilde hastalanır. De Villefort, katilin birinci karısı olduğ unu anlar. Ş imdi kadını tevkif etmek,
kendisinin resmî görevidir. Kadına, öldürülmekten kurtulması
için intihar etmesini söyler Fakat onun bu teklifi kabul edip et
mediğ ini beklemeden, alelacele Caderousse'm katili olarak
yargılanan Benedotte -ki artık ebeveynlerinin kimler olduğ unu
bilir- ülkenin baş savcısının kendi öz babası olduğ unu ve bebek iken kendisini öldürmek istediğ ini söyler De Villefort, pe
riş an bir halde evine döner. Heloise ve Edouard'm kendilerini
öldürdüklerini ve Dantes'in de onlann cesetlerinin baş ucunda
ş eytanî bir kahkaha kopardığ ını gö rür Baş savcı, birkaç daki
ka sonra çıldınr
Danglers, daha hafif bir ceza ile kurtulur. 1815'ten bu yana, o da sosyal merdivende yükselmiş , kendisine Baron unva
nı verilmiş tir Aristokratik bir kadınla evlidir Monte Kristo, onu
en hassas iki yönünden vurabilir: Sosyal ihtirası ve tamahkârlı
ğ ı. Danglers'in kızı, mütereddit bir tarzda Albert de Morcerf'la
niş anlanmış tır; fakat Ali Paş a skandali meydana çıktığ ından
beri, Danglers, kendisine daha iyi bir damat arar Monte Kris
to; hapishane kaçağ ı Benedotte'yi teklif eder Göz alıcı bir
tarzda giyindiğ inden, yeterli parası bulunduğ undan ve sahte
bir ş ecere ile de göründüğ ünden, Danglers'in istediğ i bir da
mattır Fakat nikâh kıyılacağ ı sırada, polis, Caderousse'yi öl
dürme suçu ile Benedotte'yi tevkif eder.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 1 9 3
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 195/247
Danglers'in itibarı sarsılmış tır, fakat daha da ıstırap çekme
si gerek. Monte Kristo'nun yanında, Denglers'in bankasından
beş milyon lira çekebileceğ ine dair kredi mektupları vardır. Pa
rayı, Danglers'in normalin üstünde kredi verdiğ i bir zamanda
çeker. Danglers yıkılmış tır; Roma'ya kaçar ve orada da,
Kont'un emirleriyle hareket eden eş kıyalar kendisini, derhal
yakalarlar. Bir mağ araya götürülür ve bir tavuğ a beş bin altın
vermedikçe kendisini aç bırakırlar Bu, Danglars'ın yanındaki
bütün para tükenene kadar haftalarca devam eder. Sonunda,
Monte Kristo onu serbest bırakır, fakat bu arada Danglars'ın
saçlan bembeyaz olmuş tur.
Monte Kristo intikamını, düş manlannın çocuklanna götür
mez. (Edouard'ın ölümü kaza idi. Monte Kristo, onun ölece
ğ ini tahmin etmiş ti.) Albert de Morcerf'le arkadaş lık kurar ve
Mercedes'i cezalandırmaktan vazgeçer. Valentine'ye gelince,
zehiri içerek hastalanan kızı kurtarır, gerçekten sevdiğ i erkek
le, kendisinin eski hâmisi Maximilian Morrel'in oğ lu ile evlenmesini mümkün kılar. Aş kın ve nefretin eski borçları artık
ödendiğ inden. Monte Kristo, vicdan azabı duyarak, Allah'ın
intikam meleğ i rolünü oynamakta ileri gidip gitmediğ ini ken
di kendisine sorar. Maamafih, Haydee, hâlâ kendisiyle bera
berdir ve mutluluk ihtimalleri baş gösterir Velentine ve Maxi-
milian'a Allahaısmarladık diyerek, esrarengiz bir ş ekilde, geldiğ i gibi ayrılır.
1 9 4 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
Eleştiri
Monte Kristo, Auguste Macquet ve A..P. Fiorentino ile
bir likte yazıldı. Kitabın adı, M onte Kristo adasından gelir.Dumas, bu adaya ayak basmamış sadece 1842’de vapurdan görm üştür. Esrarengiz yabancı da, Peuchet’i, La Poliçe
Devoile adlı küçük hikâyesinden gelir. Hikâyenin, ilkinİtalya’da geçmesi düşünülüyo rdu (XXXI. bölüm ün, birinci bölüm gibi yazıldığına dikkat ediniz) ve kontun önceki
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 196/247
hayatı daha sonraları anlatılacaktı. Macquet’in teklifi üzerine, Dantes’in mahkûmiyeti ile ilgili ilk otuz bölüm, daha sonra eklendi. Böylece, hikâye, üç bölümde ele alınır;Marsilya, R oma ve Paris. Roman, 1844’te on iki cilt olarak basıldı ve sekiz sene sonra, dört ayrı piyes halinde sahneye kondu.
Monte Kristo Kontu, okuyucusunu hiçbir zaman düşünmeye sevketmeyen, fakat bitirme den bırakılamayan kitaplardan biri. Günümüzde bu kitabı bilhassa çocuklar, ergenlik yaşındaki çocuklar okuyor. Bununla beraber, çocuklar için düşünülmemişti. Belki, 1840’larm okuyucuları, günümüzden az sofistike (kültürlü) idiler; zira tefrikaedildiği zaman, her Parisli okudu ve sokaklarda, birbirlerine, Dantes’in, d’If şatosundan kaçıp kaçmadığını sordular. Gautier, Balzac, Stevenson ve Andrew Youn, kitabın bu sih irli yönünden bahsettiler. Kitabın niye bu kadar po
püler olduğu üzerinde durm ak gerek; çünkü kendi tü rü n de bir şaheser olmakla beraber, ekseri tenkitçilerin üzerinde duracakları tipte bir şaheser değil.
Monte Kristo Kontu’nda hatâ bulmak kolay. Romanınmuazzam, muğlâk ve teferruatıyla ele alınmış tesadüfler
le dolu plânı, inanılmazlığın verdiği istekli hayre t dışında-ki Coleridge’e göre, şâirane inanış için gereklidir- hiç dederin bir şekilde ele alınamaz. Hâdiselerin bu derece üstüste yığılmasının sebebi şu idi ki; roman, ilkin, forma,forma tefrika edildi ve "bir sonraki sayıda devam edecekhikâye” okuyucularının ilgisini çekebilmek için, hiç ol
mazsa, her bölümde heyecanlı bir macera anlatmak zorundaydı. Kitabın uzunluğuna ve zaman zaman görünenuzun cüm lelere gelince, D um as’a satır hesabı ücret öden
diğini hatırlayacağız. (Dumas, bu anlaşmadan istifade etmek için, sadece tek heceli kelimelerle konuşan b ir karakter de araya koymak istedi ise de, yayımcılar, yarım satır
100 B ü y ü k R o m a n *195
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 197/247
dan az satırlar için ücret ödemek istemediklerinden, bu
karakterden vazgeçildi.)D um as’m karakterleri hakkm da da fazla bir şey söyle
yemeyiz. Onun kitabmdaki habisler, kahramanlar, hanım
hanımcık kadınlarla muğlâklık veya derinlik yoktur. Bugün bu tü r karak terler ikinci derecedeki filmlerde veya çocuklar için hazırlanan televizyon program larında bulunur.Hatırdan çıkmayacak tek yaratık M onte K risto’nun kendisi. Bunun sebebi de, onun diğerlerinden daha fazla hakikîolmasından değil, son derece ve fevkalâde gayri hakiki ol
duğundan. Edebî şecere terimleriyle ele alınacak olursa,Byron’un kahramanları sülâlesinden. Onun kahramanlarıgibi, uzun boyludur, saçları siyah ve solgun yüzlü; yineorijinini gizleyen esrarengiz bir havası var ve mazideki aşkyaralarını örten, dünya görmüş insanlara m ahsu s bir davranış. O ndokuzuncu asrın romanlarında, bu tü r karakterler fazla; Jules Verne’nin Nautilus’un kaptanı Memo böyle biri.
Maamafih, bu noktalar üzerinde durarak. Monte Kris-
to Kontu’nu küçümsemek saçma bir hareket olur. Melodram sanatı, Henry Jam es’in sanatı değildir; on un kendikanunları vardır. Melodramın sırrı, bir arzunun yerine getirilmesidir: Kahraman, okuyucunun hayallerinin istediği
şekilde hareket etmek mecburiyetinde. Şüphesiz, Dantes bazı hallerde D um as’m kendine benziyor: Cömertliğ i, bonkörlüğü, tutum suzluğu, dram atik jestleri çok sevmesiile adadaki mağarasında, Dumas’ın kendisinin de hayalettiği ve hemen gerçekleştirdiği hayatı yaşar. Kendisinezarar verenlerden aldığı dehşetli intikam , şüphesiz, büyük
babası bir "m arquis” ve büyük annesi ile köle olan fakir bir çocuğun hayallerin i yansıtıyor. Bugün bile. M onteKristo, zengin ve güçlü olmayı, parlak bir hayat yaşamayıhayal eden herkes in tahayyül gücünü harekete geçirir.Dantes öylesine sa f bir efsaned ir ki, okuyanı öylesine te
196 • 100 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 198/247
siri altında bırakır ki, bugün bile, d ’If Ş atosu’ndaki m uhafızlar, onun mahkûm tutulduğu hücreyi gösterirler.
Yazar
1802 tarihli nüfus kâğıdında Dumas'ın tam ismi, Alexandre Dumas
Davy de la Pelleterie olarak gösterilir. Davy de la Pelleterie, Santo Do-
mingo’da yerleşerek çiftçilik yapan bir Fransız markizi olan büyük baba
sının adı idi. Dumas da, bir zenci köle olan büyük annesin in adı idi. Uzun
boylu ve yakışıklı bir melez olan babası, ihtilâlden önce, bir er olarak or
duya intisap etti ve Napoleon’un, yetenekli herkese ilerleme imkânı ve
ren politikasından ötürü otuz yaşında bir korgeneral oldu. Napoleon’la
kavga ettikten sonra, Paris civarındaki bir köye çekildi, mahallî bir kızla
evlendi ve kırk dört yaşında, öldü. Tek çocuğu Alexandre, annesinin ma
vi gözlerini ve beyaz tenini, babasının sağlam vücudunu ve kıvırcık zen
ci saçlarını tevarüs etti.
Dumas, ilkel bir eğitimden geçti. On altı yaşında iken, bilgisiz ve gör
güsüz bir köylü çocuğundan başka bir şey değildi. Fakat yerinde duramı
yordu ve hükümet merkezinde aradığı heyecanı bulacağına inandı ve ba
basının eski bir silâh arkadaşının yardımı ile Paris’te Duc'de Orleans’ın
sekreteri oldu. Şehirde böylece yerleştikten sonra, tiyatrolara devam et
meye başladı ve -daha önce, edebî bir eğitimden geçmemiş olmasına
veya böyle bir ihtirası da bulunmamasına rağmen- tiyatro eserleri yazma
ya karar verdi, Eğer Dumas, başka hiçbir şey bilmiyorsa, dramatik etkinliğin ne olduğunu biliyordu ve piyesleri tutuldu. Başarısının büyük bir se
bebi, neo-klâsik trajedinin tantanalı, gösterişli geleneklerinden sıyrılmış
olmasına borçludur: Terbiyeli bir üslûpla ele alınmış klâsik tezler yerine,
sansasyonel tezleri işledi; Gotik sahneleri, derin düşünceli ByronvarI
kahramanlar ve diğer melodramatik vasıtalar kullandı. Bu piyeslerin en
meşhuru, kasvetli mahzenlerle, gizli odalarla ve cesetlerle dolu. La Tour
de Nesle (1832) adlı tarihî bir dramdı.
Dumas, bu başarısının tesiri altında Catherine Lebay adında bir ter
zi ile metres hayatı yaşamaya başladı; kadının sonraları, Camille (La Da-
me axu Camelies] operatik şekli; la Traviata) adlı eseriyle ün kazanacak
Alexandre Dumas adlı bir oğlu vardı. Dumas'ın bundan sonra hayatına
giren kadınların adları uzun bir liste oluşturmuştur. Bu kadınlar, genellik
1 0 0 Bü y ü k R o m a n • 197
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 199/247
le aktrislerdi ve bunların onuncusu ve en meşlıuru da, ata eyersiz binen
Adah Menken adında bir Amerikan aktrisi idi. IVlenken, Gautier, Svvinbur-
ne ve Dickens gibi edebiyatçılarla da ilişkiler kurmuştu. Metreslerinden
biri ile bir ara evlendi: Ida Ferrier adındaki bu kadınla ilişkisi, daha önce
uzun müddet devam etti ise de, evlilik kısa sürdü.
Dumas, bugün bilhassa bir romancı olarak hatırlanır. Roman hayatın
daki mesleği 1840’larda, piyeslerinden birini düzeltmek için kendisine
yardım eden Mecquet adındaki bir öğretmenle arkadaşlık kurduğu za
man başladı. İkisi 1700’de basılan Memories de Monsieur r'artagnan ad-
lı eski bir kitaba dayalı tarihî bir roman plânı hazırladılar. Eser, Ûç
Silâhşörler (Les Trois Mausquetaries) adı altında yayımlandı. Bilginler,
onun ne kadarının Dumas, ne kadarının Macquet tarafından yazıldığını uzun uzun tartıştılar. Öyle görülüyor ki, tarihî araştırmanın büyük bir kıs
mını Macguet yaptı ve hikâyenin kabataslak bir plânını da hazırladı. Du
mas ve mesai arkadaşı, inanılmaz bir süratle, bir anda, altı veya on cilt
lik, iki veya üç kitap yayımlıyorlardı. Dumas’ı bir “roman fabrikası” işlet
mekle ve az ücret ödenen yazarlann sırtından zengin olmakla itham
edenler vardır. Fakat bu suçlamalann yerinde olduğu söylenemez; zira
Macguet ve diğerleri, kendilerinin iyi ücret aldıklarını söylediler ve her zaman cömert bir adam olan Dumas da, onların yardımlannı daima takdir
etti. Yine unutmamak gerekir ki, işbirliği yaptığı kimselerin hiçbiri kendi
başlarına, hatırlanacak bir eser vermedi; bu “roman fabrikası”nın sihiri
Dumas’dı.
Monte Kristo Kontu, Ûç Silâhşörler ile hemen hemen aynı zamanda
yayımlandı ve onun kadar da tutundu. Yine iyi bilinen eserler arasında
şunlar zikredebilir: Yirmi Sene Sonra (Vigt Ans Apres, 1845) Kraliçe Mar-
got (La Reine Margot, 1845), Monsoreaulu Hanım (La dame de Monsro-
reau, 1846), Kırk Beş Muhafız (Les Quarente-Cing 1847-1848), Le VI-
comte de Bragelonne (1848-1850), Kraliçenin Gerdanlığı (La Collier de
la Reine, 1849-1850), Kara Lâle (La Tulipe Noire, 1850) ve OIympe de
Cleves (1852). Bunlann çoğu, onaltıncı, onyedinci ve onsekizinci asırlar
da geçen aşk ve macera romanlarıydı; bazılarında çağdaş vakıalar üzerinde duruldu ve diğerleri de dedektif hikâyeleri idiler. Muhtemelen, Du-
mas’ın bütün eserlerini okuyan bir kimse gösteri lemezdi; çünkü Du-
mas’ın 1860 ile 1880 arasında yazdığı kitapların sayısı 277’dir! Birçokla
rı sahneye kondu ve Dumas, 1847'de de kendi eserlerini sahnelemek için
bir tiyatro kurdu.
1 98 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 200/247
Bu romanlar, Dumas’ı zengin yaptı ise de, hiçbir servet onun için,
çarçur edilmeyecel< kadar büyük değildi; Paris dışında kendisine “Mon
te Kristo” adını verdiği büyük bir villa yaptırdı; villa hakkında günümüze
kadar gelen bilgiler, akla ünlü sinema yapımcısı De Mille’nin filmlerinde
ki krallan hatırlatıyor. Dumas, villasında, bir çocuk kadar kibirli bir şekilde de, arkadaşlarını, aktrisleri, merak peşinde gidenleri ve asalakları eğlen
dirdi. Ardından, 1848 ihtilâli geldi; ihtilâl, tiyatro dünyası bilhassa Du-
mas’ın tiyatrosu için felâket getirdi. Kendi müsrifliği yüzünden uçuruma
giden yolda daha da fazla yol aldı. Hizmetçilerine verilecek şarap kalma
yınca bir kasa şampanya açtı. Nihayet, villa satıldı ve 1851’de borçlandı
ğı kimselerden kaçmak için Brüksel’e gitti. İki yıllık sıkı bir çalışma ve tu
tumluluk devrinden sonra malî durumunu aşağı yukarı düzelterek Paris’e döndü, şimdi hayatının üçüncü mesleğine başladı: Gazetecilik. 1853’te
bir gazete kurdu ve içindeki yazılardan çoğunu kendisi yazdı. Ne var ki,
Parisli okuyucuların zevkleri değişiyordu ve Dumas gitgide, devrini ta
mamlamış bir yazar olarak görünmeye başladı.
Dumas maamafih, enerjisinden hiçbir şey kaybetmemişti ve 1860’da,
Garibaldi'nin Napoli’yi Bourbonlardan kurtarmasına yardımcı olabilmek
için İtalya’ya gitti. İtalyan birliğinin kurucusu Garibaldi’nin birliklerinin sırt-
lanndaki meşhur kırmızı gömleklerin, Dumas’ın tavsiyesi olduğu söylenir.
Bir ara, Pompei’deki arkeolojik bir araştırmaya nezaret etti, fakat sonra
ları, bu işten bıkarak Paris’e döndü. Hayatının son on senesini ekseriya
istirahat ederek geçirdi. Nihayet, enerjisi ve canlılığı azalmaya başladı.
Ahlâkî eserleri ile tutulan ve sayılan biri olan oğlu, babasının aşırılıklan-
nı frenlemek istedi. 1870’de, Dumas, sefil ve kötürümdü: Adeta, parçalanmakta olan bir dağı andıran bu adam, Alexandre’nin Dieppe civarın
daki villasında, oğullarının yardımıyla yaşıyordu. Ölüm yatağında iken,
Prusya birlikleri şehre giriyorlardı, fakat kimse, bu haberi ona iletecek ce
sarete sahip değildi. Biyograficisi Andre Mauris’e göre, son nefesini ver
diği ana kadar, yüzündeki müşfik gülümseme eksik olmadı.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n « 1 9 9
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 201/247
Madam Bovary
YazanGustave Flaubert
( 1821- 1880)
Başlıca Karakterler
Charles Bovary; N o rm an d iy a bö lges in d ek i küçük b ir k asab an ın ask erî
doktoru: Emma Bovary'nin sadık kocası. Alelade, vasat bir insan; iyi
niyetl i uysal v e iht i rassız .
Heloi se Dubuc: Birinci Mme. Bovary orta yaşlı çirkin bir dul; dırdırcı,
kıskanç kad ın.
Emma Bovary: H ikâyen in ba şrolün ü oyn ayan kadın; Ch ar les Bovary 'nin
ikinci karısı . Bir köylünün kızı olmasına rağmen, yerine getir i lmesimümkün o lmayan romant ik i lhamlar peşinde g i t t iğ inden, haya t ın
dan mütemadiyen ş ikâye t eder .
Berthe Bovary: C ha rles ve Emm a’nın yegâne çocuklar ı.
Charles Deniş Bartholome Bovary: Charle Bovary’nin babası; emekli
b ir subay; e le a ld ığ ı h içb ir şeyi b aşarıy a u laştıram az ; se fah a ta d a
lar.
Mme. Bovary Senior: Charles ' in annesi; evin hâkimi, gelinini kıskanır .
Rouault: Emm a’n m babası , var lıklı , basi t , samim î, z inde, ra hat ına ve a i
les ine d ü şkü n b i r köylü .
Marquis d’Andervilliers: Mahallî bir polit ikacı ve eski bir aristokratik
ai lenin m en su bu . Bovary’lere yem eğe dev am ed er ve Emm a'ya iyi bir
haya t ın ne o ldu ğu nu gös te r ir .
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 202/247
Leon Dupuis: Bir av uk at kâtibi; Em ma’nın sevgilisi olur . G üçlü vey a d e
rin bir karakter i yoktur ; kadın, onu cazip bulur , çünkü kadının dav
ranışını yansı t ı r ve onun his ler ini benimser .
Rudolphe Boulanger: Bir kır centilmeni; Emma'nın bir diğer sevgilisi ,
b encil ve şehvan î. O nun in d in d e b u il işki v ak it g eç irm ek ten başk a b ir şey değild ir.
Homais: Mahallî eczacı. Voltaire’nin geleneğinden bir anti ruhban. Ken
disini , aydınlanmanın ve gel işmenin kuvvetler ini şahsında teces-
süm et t i ren bir i olarak görür ise de gerçekte , sa thî , mağrur , iddiacı
ve kendi ç ıkar ını düşünen bir idir .
Bournisien: Bir köy papazı ça l ışkan, tahayyül gücünden mahrum bir i .
Dr. Lariviere; Hougleur lu tanınmış bir hekim.Leheureux: Emma’yı malî yıkıma sürükleyen vicdansız b ir esnaf.GüiUoumiıı: Bir avukat.
Hippolyte: Seyis yardımcısı bir çocuk.
Hikâye
Yer, Normandiya; çağ ondokuzuncu asrın ikinci çeyreğ i.Emekli bir subayın oğ lu olan Charles Bovary -ki sağ lam yapılı,
çalış makta istekli değ ildir ve tahayyül gücü zayıftır- adında kır
bölgesinde büyümüş bir çocuk, okula gitmek üzere Rouen'e
gelir. Büyük bir yeteneğ i yoksa da, annesinin zoru ile nihayet,
bir sağ lık görevlisi olmayı baş anr. Annesi, onun Tostes adlı kü
çük bir kasabada mesleğ ini yürütmesi imkânını sağ lar ve hattâevlendirir. Kadın, Charles'den çok daha yaş lı bir duldur; Char
les özerinde hâkimiyet kurar ve kıskançtır
Charles, kendisine baş ka zevkler bulur ve hostalanndan bi
ri olan Rouault adında zengin bir çift ile dostluk kurar. Adamın,
eğ itimini rahibelerin yönettiğ i b ir mektepte tamamlayan, zevk
sahibi nazik tavırlı biri olduğ u iddiasında Emma adında güzelbir kızı vardır. Charles'in karısı kıskançtır, fakat bir kanama so
nunda ölmesi, onu resimden çıkanrve Charles artık, bir müd
det bekledikten sonra Emme ile evlenebilecek durumdadır.
Onun indinde, evlilik bir aş k oyunudur ve Charles, sakin gös
teriş siz tavırlonyla tamamen mutlu biridir
100 Bü y ü k R o m a n » 2 0 1
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 203/247
Öte yandan, Emma, zevklerini çağ ın hissî ronnan ve ş iirle
rinden almış bir romantiktir. Evlilikte, okuduğ u kitaplardaki g i
bi, derin bir hissî bağ lılık bulacağ ını umar. Fakat halayından
sonra, canı sıkılmaya baş lar, bu vurdumduymaz, ihtirassız
adamla geçirdiğ i rutin hayatın, rüyalannda yaş attığ ı evlilik ola
bileceğ ine inanmaz. Hale Markis d'Anden/illiers'in yemek ve
balosuna davet edildiğ i zaman huzursuzluğ u artar. Zengin ve
lüks hayata ş öylece bakış ı dahi, Hostes'ten daha da fazla hoş
nutsuzluk duyması için yeterlidir. Artık moda dergileri okur, Pa
ris'te yaş amanın hayalini görür ve burjuva evine bir miktar za
rafet vermeye çalış ır. Nihayet çaresizlik ve can sıkıntısı, hastalıkarazı ş eklinde görünür ve Charles, kadının sıhhati uğ runa (ş im
di hamiledir), Yonville l'Abbaye adında küçük bir ticaret kasa
basına taş ınır.
Yonville, uyuş uk, belirli bir özelliğ i bulunmayan bir yerdir.
Bovarylere hoş geldiniz diyenler arasında, yeni doktor üzerinde
iyi bir izlenim bırakmak ve onun desteğ ini sağ lamak isteyenMonsieur Homais adındaki eczacı ile Hemais'in kiracısı Leon
Dupuis adında bir avukat kâtibi de vardır. Leon, Emma'nın ro
mantik hayallerini paylaş mak suretiyle onun üzerinde iyi bir in
tiba bırakmak ister. Bovary, her zamanki rutin yaş ayış ına baş
larken Emma, kendisinin Leon'a âş ık olduğ unu sanır, bu hayal
lerle yaş ar; bu gerçekleş tirilmemiş veya hatta belirtilmemiş biraş ktır. Bu hayata artık tahammül edemeyen Leon, Paris'e git
mek üzere kasabadan aynlır.
Bütün hislerini kaybeden Emma ş imdi, civarda yerleş en ve
çağ a ayak uyduran centilmen bir çiftçinin, Rudolphe Boulanger
adlı bir bekânn ilgisini çeker. Kadın onun metresi olur. Bu iliş
ki, Boulanger için hoş ça vakit geçirmekten baş ka bir ş ey değ ildir; fakat Emma uzun zamandır hasretini çektiğ i gerçek bir aş
kın ümidini taş ır. Gittikçe pervasızlaş an Emma, her gün' biraz
daha müsrifleş ir ve kocasının haberi olmaksızın kasabadaki
dükkân sahibi Monsieur Lheureux'a çok fazla borçlanır.
2 0 2 • 1 00 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 204/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 205/247
na eder ve kendisine gayet soğ uk muamele eden Rudolphe'a
yalvanr. Yardım etmek için gittiğ i bir avukat, onun bu durumun
dan istifade etmek ister Sonunda, çılgıncasına, Homais'in
dükkânına girer; yardımcısını, ecza deposunun anahtannı kendisine vermeye zorlar, avuç dolusu arsenik yutar ve ölmek için
evine gider. Kadının çırpınış ları arttıkça, Charles, felce uğ raya
cak kadar paniğ e kapılır ve Honfleur'dan çağ rılan tanınmış
doktor da iş iş ten geçtikten sonra gelir.
Cenazeden sonra Charles, derin bir kedere boğ ulmuş o l
masına rağ men, evin iş lerini bir düzene koymaya çalış ır. Tedricen, karısının insafsızlığ ını ve sadâkatsizliğ ini öğ renir. Nihayet,
Rudolphe ve Leon'un mektuplannı da bularak, Emma'nın ken
disini sevmemiş olduğ unu anlar. Tamamen periş an bir halde,
kısa bir müddet sonra o da ölür ve kızı Berthe, büyütülmesi için
büyük annesinin yanına gönderilirse de, kadın o yıl ölür ve
Berthe ardından, kızı, bir fabrikada iş çi olarak çalış tıran fakirteyzesinin yanına gönderilir. Homais, diğ er taraftan, zenginle
ş ir; ve bir sürü hileli ve dolambaçlı ve kendi kendisini reklâm
eden bayağ ı yollardan geçtikten sonra en büyük ihtirasına ka
vuş ur; kendisine Fransız devletinin ş eref madalyası verilir
2 0 4 * 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
Eleştiri
Don Kişot’un şövalyelik çağı için yaptığını Madam Bo- vary romantik hareket için yapar. Flaubert’in gayesi -birzamanlar kendisinin de geçerli saydığı- romantizm hare
ketinin prensip ve hislerini inceleyen ve onları ciddiyealan boş kafalı bir kadının nasıl felâkete sürüklendiğinigöstermekti. Bunu yaparken, kendi içinden cinleri de çıkarmak istiyordu. Onun, huysuz, çaresizlik içinde, hayaller dünyasındaki şahsiyeti öylesine mükemmeldir ki,Fransız diline yeni bir kelime getirdi: Bovarisme.
Flaubert, karakterleri hakkında hüküm vermek istemediğini söyledi. Kendisini, beşer aptallıklarının açık ka
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 206/247
falı ve serinkanlı bir gözlemcisi olarak gördü. Gerçekte,karakterleri hakkında kuvvetli kanaatlere sahip ve onlarınkimler olduklarında da bizi şüphe içinde bırakmaz. Bes
belli ki, Em m a’yı sevmiyor; fakat kendi şahsiyetinde de, bu kadın ın şahsiyetinden bir parça bulunduğunu id rak ettiğinden, bu hâl, kadına olan tutumunu muğlaklaştırıyor.En acı alaylarını, Flaubert’in, Fransız orta sınıfında nefretettiği her şeyi tecessüm ettiren eczacı Hamais’e saklamıştır: Çıkarcı, bayağı, gösterişli ve aptal. Ö te yandan, ihtiyar
köylü Rouault, sempati duyularak ele alınıyor ve uyuşükve sönük Charles Bovary de olduğundan başka bir şekildegörünmek istemediğinden, şefkatimizi, hattâ hürmetimizi kazanıyor.
Flaubert’in başlıca silâhı istihza ve kahramanlarınaherkesin söylediği sözleri söyletmektir. Bunun en iyi bir
örneği Emma ve Rudolphe arasındaki aşk diyaloğu arasına sıkıştırdığı, yönetim kurulu başkanının, ziraî panayırdaki, en iyi beslenmiş domuz ve iyi bir şekilde hazırlanmış gübrelerin sahiplerine mükâfat verdiği nutkudur. Romanın diğer bir sayfasında, Emma’nın müphem ve kö
püklü hasreti kısa bir cümle ile anlatılıyor: “Kadın, ölmek
istedi ve Paris’te yaşamak istedi.” İkinci derecedeki olaylar dahi istihzaî maksatlara çevrilir: Jutin adındaki çocuk,Em ma’nın m ezarında ağlarken, zangoç, kendisini, patatesçalan biri sanır.
Şuurlu bir realist olduğundan, Flaubert, hikâyesindekiher teferruatı gerçeklerle yoğurmaya bilhassa dikkat etti.
Gerçekten de, karısının sadakatsizliği ile per işan bir haldeölen Normandiyalı bir kasaba dokto ru vardır: Yonville kasabası ise gerçekte, Honfleur yakınındaki Ry idi. Yine,ikinci derecedeki bazı karakterlerin hakikî kimseler oldukları anlaşıldı ve kitapta kahredici bir tarzda karikatüri-ze edilen Homais’e gelince, Normandiya’daki her eczacı
nın Flaubert’e bu yüzden hakaret ettiği söylenir.
1 00 b ü y ü k R o m a n • 205
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 207/247
Flaubert’in realizmi, genellikle, can sıkıcı, alelâde ob jeler üzerinde harcanır; fakat Em m a’nın ölüm ünü anlatanmanzarada olduğu gibi, Zola’nın natüralizmine öncülükeden korkunç veya tiksindirici teferruatın anlatıldığı zamanlar da vardır. (Flaubert’in, bu manzarayı anlatmakiçin kendisine arseniğin tadına bakacak kadar yoğun birçalışmaya verdiği ve bu yüzden hasta olduğu söylenir.)Diğer teferruat, semboller oldular: Emma, birinci MadamBovary'nin gelinliğinde taktığı solmuş çiçeği gördüğü za
man, parmağını, çiçeğin tutturulduğu tele takar ve kendisinin öldüğü zaman ne olabileceğini düşünür.Flaubert’in ünlü üslûbu, bugün dahi daha iyisinin bu
lunamadığı standartlar getirdi. Onun, sadece yerinde değil, tamamen yerinde kelimeleri, saplantı denecek bir şekilde bulmaya çalışmasını, şüphesiz, en iyi anlayanlar
Fransız okuyucularıdır. Tercümede dahi, kitabın dikkatlim imarisi derhal belli olur; bu arada, bazı paragraf ve cüm ledeki ritmik ahenk de delil olarak gösterilebilir. Okuyucumeselâ birçok bölüm lerin sonundaki kısa ve tam değerleriyle ifade edilmemiş cümlelerin tesirlerine dikkat etmelidir. Üzerinde bilhassa hiç durulmadığı intibaını veren bu
cümleler, gerçekte, kamçı gibi yakıyorlar. Madam Bovary, kısacası, okuyucu, ister psikolojik sezgi
gücünden, rea list teferru atı tam bir şekilde ele aldığı için,istihzayı mükemmel bir tarzda gösterdiği için veyaüslûbunu tam bir kontrol altında bulundurduğu için okusun, realizm h areketinin klasik bir romanıdır. Bazı tenkit
çiler, hiç de haksız olmayarak, onun kendi asrının en m ükemmel romanlarından biri olduğunu söylediler.
Yazar
Gustave Flaubert’in hayatında pek az sayıda dramatik maceralar gö
rüldü. Bilhassa sarıldığı yegâne zevki sanattı ve bunu da kendisini tama
men adayarak yürüttü. Rouen’de, orta-sınıf bir aileden 1821’de doğdu.
206 • 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 208/247
Babası, Madam Bovary'de Dr. Lariveire'nin örnek aldığı tanınmış bir dok
tordu. Gustave, çocukluğunu ailesinin yaşadığı hastanenin bahçelerinde
geçirdi. Emma’nın öldüğünü anlatan manzarayı yazarken çocukluğunda,
hastanenin pencerelerinden otopsilerin yapıldığı yerde gördüklerini hatır
ladı.Flaubert, on sekiz yaşında iken, hukuk tahsili için Paris’e gönderildi;
fakat hukuku anlaşılmayacak bir konu olarak bulduğundan vazgeçti.
1844’te, ailesiyle birlikte, Rouen civarında Croisset denen bir aile ma
likânesine yerleşti. Burada, günlerini, katı bir rutinlik ve hemen hemen
manastırımsı bir yalnızlık içinde geçirdi, artık efsaneleşen yazı tarzını ge
liştirdi. Bir cümlenin, kendi istediği tarzda ahenkli olması yolundaki çalışmaları bazen ona ıstırap veriyordu; zaman zaman, bir tek sayfayı günler
ce, defalarca yazdı. Özelliği nörotik veya nörolojik olan kronik bir hasta
lık, onu daha da fazla yalnızlığa itiyordu. Nadiren Paris’e gidiyordu ve
edebiyatçı arkadaşlarının kendisini ara sıra ziyaret etmeleri dışında, ta
mamen yalnız bir hayat sürdü. Bu arada, iki defa Fransa dışına çıktı;
1849-1851’de bir arkadaşı ile birlikte Mısır, Suriye, Türkiye ve Yunanis
tan’ı gezdi. Yine 1858’de, bir eseri için malzeme toplamak üzere eski Kar-
taca şehrinin bulunduğu yere gitti.
Flaubert hiç evlenmedi. Gençliğinde, Hissf Eğitim (L’education Sen-
timantale) adlı ki tabında Mme. Arnoux olarak görünen Mme. Schlesinger
adında birine platonik aşkla bağlandı. Sonraları, Louise Cilet adında
üçüncü sınıf bir şair olan kadınla metres hayatı yaşadı. Maamafih, bu iliş
ki, onun yazılarını aksattığından, çok defa mektupla haberleştiler. Fakat Louise bundan memnun değildi. Kendisini Flaubert’e öylesine vermişti ki,
Flaubert’in peşinden gittiği bir sırada, bir gün, bir garın bekleme salonun
dan bekçiler tarafından zorla dışarı çıkarıldı. Nihayet, Madam Bovary’i
yazdığı sırada, kadını birdenbire terketti. Madam Bovary büyük güçlükler
arasında yayımlandı. İlkin, sansürcülerin, radikal görüşleri savunduğun
dan şüphelendikleri Revue de Paris dergisinde tefrika edildi. Hükümet,
bilhassa bu romandan ötürü dergiyi kapatmak istiyordu. Romanın tezi -
zina- hükümetin, bu dergiyi kapatması için yeterli idi; ve herhangi bir zor
lukla karşılaşmak istemeyen yayıncılar da bazı bölümleri atmak istedile
Flaubert, buna razı olmadı ve hükümet de kamunun ahlâk ve dinine ha
karet ettiği gerekçesiyle dergi aleyhine davâ açtı. Muhakeme (ki beraat-
le neticelendi) ülke çapında bir hâdise yarattı. Roman, bir gün içinde
meşhur oldu.
100 B ü y ü k R o m a n • 207
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 209/247
Flaubert'in daha sonraki yıllan acı içinde geçti. Fransa-Prusya Harbi
sırasında, Croisset, birl<aç ay Alman askerleri tarafından işgal edildi; ar
kadaşları ölüyor veya kendilerini cemiyete küskün ve yabancı hissediyor
lardı; ailesinin malî durumu kötüleşti ve sıhhati de gittikçe bozuluyordu.
Hastalık ve melankoliye rağmen, çalışmalannı sürdürdü ve 1880’de felce
yakalandı ve öldü.
Flaubert, mizacı itibariyle bir romantik idi; kendisini, bir realist olma
ya zorladı. Kendi romantik neslinin melankolik mizacını, istihza zevkini,
burjuvaziyi sevmelerini, Mısır ve Kartaca gibi egzotik ülkelere duydukları
sevgiyi paylaştı. Öte yandan, kendi mahallî romantikliğini, şuurlu bir ob-
jektivite ile yazılarına, kendi şahsiyetini katmamak için gösterdiği dikkatle ve alelâde hayatı titiz bir realizmle kaydetmesi ile disiplin altında aldı.
Romantizm ve realizm arasındaki bu gerginlik, romanlarının tezlerindeki
değişikliklerde kendini gösterir. İlk basılan belli başlı eseri Madam Bovary
(1857), şuurluca antiromantikti. Ardından, 1864’te, Sa/ammbo geldi; Es
ki Kartaca’nın ve onun kanlı medeniyetinin bir manzarası. 1873’de, mo
dern Paris’te geçen ve genellikle, Flaubert’in talebelik hayatındaki hatıra-
lanna dayanan Hissi Eğitim geldi. Bir eserinde, Hıristiyanlık çağının ilk
yıllarındaki azizlerin ıstırap ve coşkunluklannı (1847) anlatır. Üç Hii<âye
(1877), her iki mizacı ele aldı: kitapta, Flaubert’in süslü doğuculuğunu
tatmin eden Herodias’ın hikâyesi ile hayatı dar ve mânâsız bulan ve ça
resizlik içindeki hislerini, ancak doldurulmuş bir papağana gösteren Nor-
mandiyalı basit bir hizmetçi kadının hikâyesi de vardır. Bu küçük hikâye,
disiplinli üslûp ve yapının bir modelidir. Hikâyede, kuru ve objektifliğe rağmen, Flaubert’in daha önceki eserlerinde görülmeyen bir şekilde, hikâye
nin kahramanına beslenen şefkat ve anlayış görülür. Flaubert, komedi de
yazdı. Namzet {La Candidat, 1874). Fakat bu komedi tutulmadı ve beşerî
cemiyeti hicveden geniş kapsamlı bir romanı, Bouvard et Pecuchet
(1881), müellifi öldükten sonra yayımlandı. Maamafih, Madam Bovary,
Flaubert’in şaheseridir ve belki de realist roman tarzının en belirli bir ör
neği.
2 0 8 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 210/247
Oblomov
YazanIvan Alexandrovich Goncharov
(1812-1891)
Başlıca Karakterler
İlya İiyiç Oblomov: Toprağından kazandığı gel i r le yaşayan bir cent i l
men; samim i ve sev iml i, faka t sorum luluk h iss ind en m ahrum ve pa
tolojikçe tembel.
Zahar Trofimiç: Oblomov’un tembel, pis, kavgacı fakat sadık uşağı.
Volkov: Oblomov’un, kendisini sosyal faaliyetlere veren uşağı Sudbins-
ki: Bir diğer arkadaşı; hükümet yöneticilerinden.Sudbinski: Bir başka ark ada şı , hü kü m et yö net ic i lerinden .
Penkin: Edebiyatla uğraşan başka bir arkadaşı.
İvan Geresimiç Alexeyev: Bir başka arkadaşı; hayatta hiçbir amacı
olmayan bir i .
Mihey Andreyiç Taranteyev: Küstah, huysuz bir asalak; Oblomov’un
arkadaşı olduğunu söyler .
Andrey İvaniç Stolz: O blom ov'un en yakın arkadaşı ; gerçek bir iş ad a
mı, randımanl ı .
Anisya: Oblomov’un aşçısı; Zahar’la evli.
Olga Sergeyevna İiyinski: Oblomov’un sevdiği genç bir kız. Zeki ve
hareket l i . Oblomov’u, tembel l iğinden kurtarmak is ter .
Marya Mihailovna: Olga’nın teyzesi; sakin, hislerini dışarı vurmayan
b ir kadın .
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 211/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 212/247
da olsa harekete geçirebilecek tek insan, Andrey İvaniç Stolz
adındaki çocukluk arkadaş ıdır. Babası Alman olan Stolz, on
dan çalış kanlık, metodiklik, romantik olmamak, hayatı saldır
gan bir hisle ele almak vasıflannı tevarüs etti.
Hâlen genç bir iş adamıdır ve ş üphesiz, zamanla servet vezenginliğ e kavuş acaktır.
Oblomov, Stolz vasıtası ile uyuş uk kalbinde, beklenmeyen
bir aş k heyecanı yaratan Olga Sergeyevna adında genç bir ka
dınla tanış ır. O lga, Oblomov 'un tatlı ve sevimli mizacını görür
se de, baş lıca gayesi, Oblomov'un ş ahsiyeti üzerinde kendi üs
tünlüğ ünü kurarak, onu sorumlu ve yaratıcı faaliyete sürüklemek ve Stolz gibi biri hâline gelmesini sağ lamaktır. Oblomov,
çalış mak ve tembellik arasında ne yapacağ ına karor veremez.
Olga'yı gerçekten sevemeyeceğ ini, onun istediğ i gibi biri ola
mayacağ ını düş ünür. Bu aş k iliş kisi, böylece, derin aş k ilânları
ardından tereddüt ve gözyaş lannın geldiğ i engebeli b ir yol ta
kip eder. Oblomov, Olga'nın halasına, yeğ eni ile evlenmek istediğ ini, bu iş te kendisine yardımcı olmasını, hemen niş anlan
mayı arzu ettiğ ini söylediğ i zaman, iliş kisinin ciddî olduğ unu
gösterir. Oblomov, yeni bir ev için plânlar hazırlar, avukatından
malî durumu hakkında kesin rapor beklerken, evlilik bir türlü
gerçekleş mez. O lga, nihayet tembel niş anlısının hiçbir ş ey ya
pamayacağ ını anlar, niş anı bozar Üzüntü ve kızgınlığ ını gizlemek için de, Avrupa'da bir geziye çıkar, sonunda Stolz ile ev
lenir
Bu arada, Oblomov, gitgide daha da tembel bir insan olun
(Evden atılacağ ı tehdidi altında) zorla kendini toparlayarak,
Agafya Matveyevna Pshenitsin adında bir genç bir dulun, mül
kiyetindeki bir banliyö apartman dairesine taş ınır. Kadın, zih
nen, Oblomov'dan da tembel olmakla beraber, iyi bir ev ka
dınıdır, iyi bir annedir ve iyi bir aş çıdır. Oblomov, sanki anne
sinin kollarında uyuyormuş casına, kendisini kadının hizmetine
bırakır. Agafya'nın vicdansız erkek kardeş i onun bu halinden
yararlanır ve Oblom ov 'a kendisine borçlu olduğ una dair kâğ ıt
100 B ü y ü k R o m a n *211
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 213/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 214/247
tik uyuşuk luğunu rahatsız eder. Eski ve yeni hayat aras ındaki, yani, Oblomov ve Stolz arasındaki mücadelenin, yenisi lehine sonuçlanm ası gerektiğini biliyoruz; fakat yazar,her ikisi hakkındaki düşüncelerimizde bir ölçüde kararsız
kalmamızı da sağlıyor. Böylece Oblomovko halkına gülüyoruz, am a gizliden gizliye de, onların asırlardır devam ettirdikleri, sakin ve gayri-pratik hayatlarını devam ettirmek istemelerine de gıpta ile bakıyoruz. Aynı şekilde,Stolz’a hürmet besliyorsak da, onun her şeye karışan,doktriner tabiatını da zevksiz buluyoruz. İkisi arasındaki
gerginlik, istihale hâlindeki bütün cemiyetlerin özellikleridir.
Modern eleştiriciler, Oblomov’un sosyolojik tarafınıküçümsemezlerse de, onun psikolojik önemini bilhassaidrak ederler. O blom ov’un uyuşukluğu , sadece bir tek sınıfın veya hat tâ bir milletin kötülüğü değildir. Hepimizde,
bir ölçüde Oblomovizm vardır. Bu ana rahm inde barışiçinde huzur içinde geçen hayata dönülmek istenmesinitemsil eder. Oblomov’un, sırtındaki eski bir geceliği ilesırt üstü yattığı ılık, karanlık yatağı, ana rahmindeki varlığının takribi bir şekli. Sevildiği, okşandığı, kucaklardagezdirildiği çocukluğu ile bir bakıma, göbeğinin kesilme
diğini gösteriyordu. Olga, onu harekete geçirebilecek birkuvvettir. Fakat tam başarılı olacağı sırada, bütün varlığı
ile kıza itiraz eder. Evliliği sürüncem ede bırakm ası -ki Olga ile nişanlılığının bozulmasına yol açar- şuurlu bir savunma mekanizması değildir. Bir bakıma hayat, Oblo-mov’u, mağlûp etmez. Gerçekte, hayat üzerinde zafer kazanır, zira ne Olga’nın dil döküşleri ne de Stoiz’un at sineğini hatırla tan yapışkanlığı Oblom ov’a, yapm ak iste mediği bir şeyi yaptırabilir. Tam bir ataletle, onun bu tarafı üzerinde zafer kazanır.
Oblomov, bu sebepten ö türü , bir trajedi değil, kom edidir. Klâsik tarife göre, trajedi, bir asilzadenin veya büyük
1 0 0 Bü y ü k R o m a n » 2 1 3
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 215/247
potansiyel gücü olan birinin, kendi mizacındaki bazı eksiklikler tarafından ortadan kaldırılmasıdır: Meselâ, Mac-
beth ’in ihtirası veya O thello’nun herşeye kolayca inananasil saflığı. Fakat uyu rken gelen sakin bir ö lüm ü yıkım di
ye kabul etmediğimiz takdirde, Oblomov hiç de yıkılmış biri değildir. Oblomov, Gargantua ve F lasstaff’la ve edebiyatın diğer kahramanlarıyla aynı kategoride. Şüphesiz, bütün bu marazî tem belliğine rağmen, hiç de tiksindirici bir insan değil. Dünyada hiçbir şekilde yaşamadığından,arkadaşları, onda bozulmamış cezbedici bir saflık görür
ler. Bilhassa, Olga, onun "ku m run un kin i andıran nezake-ti”nden bahseder. Oblomov, insanın sadık, saf ve hü rm etuyandırıcı faziletlere sahip bulunması gerektiğine inanır.Oblomov’da hiç de sinikallik yoktur. Üst-smıf mensubuarkadaşlarının yaşadığı hayatı sun’i, huzursuz ve bencilolarak tenkit ettiği zaman, ahlâkî değerlerin nasıl olması
gerektiğini on lardan daha iyi anladığını gösteriyor.Hikâyede anlatılmak istenen şey, hiçbir şeyin vuku bulmadığı olduğundan, plân basittir , muğlak değildir. Ol-ga’nın Stolz’la evlenmesi gibi ikinci derecedeki malzeme,esas konunun dışında kalır. Hikâye gayet ağır hareketeder. Yapı, mimarî maharet ve çelişkili tezler üzerinde titizlikle durularak hazırlanmış: Rusya ve Avrupa, aristokrat ve burjuva, kır ve şehir, Agafya ve Olga, Zahar veStolz. Bazı imajlar, semboller gibi tek rar ediliyor: Olga’nınkullandığı leylâk losyonu veya yatağında derin düşünce lere daldığı anlarda Oblomov’un vücudunu saran doğu kaftanı. Belki de en önem li pasaj, Ob lom ov’un 9’uncu BölümI. k ısımdaki çocukluk hayalleridir: Safiyeti bozulmam ış
bu kır bölgesinde, para hem en hem en hiç kullanılmaz vehattâ günler, sivil takvime göre değil, kilisedeki ziyafetlere göre tespit edilir. Fakat bu “mutlu cennet” mazidedirve ancak bir hayalde düşünülebilir. Belki de bu tü r bir hayat, bir hayalden başka bir şey değildir.
2 1 4 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 216/247
Yazar
Ivan Alexandrovich ağır ve zaman zaman yazdı, Rusya dışındaki
okuyucular kendisini, sadece bir tek ki tabı ile tanırlar. Volga bölgesinde
ki bir kır kasabasında, 1812'de doğdu. Zengin bir tüccar olan babası on
yaşındaki oğlunu Moskova’daki bir liseye ve ardından üniversiteye gön
derdi. Kendi neslinin entelektüel liderlerinin ekserisi de aynı anda talebe
idiler, fakat Goncharov, onların çevrelerine girmedi. Gayesi, devlet gö
revlisi olmaktı, böylece, hayatının büyük kısmında Maliye Vekaletinde ça
lıştı. Yazılarını boş vakitlerinde yazdı ve böylece, Dostoyevski gibi o da,
yayımlayıcıların baskısı altında yaşamadı. İlk romanı olan Alelâde Bir
Hikâye, hükümet merkezine gelen saf bir kasaba idalistinin, zamanla hayallerini kaybedişi ve sinikal bir oportünist oluşu ile ilgilidir. Bazı hususlar
da, kitabın tezi, aynı şekilde bitmese de, Oblomov’u hatırlatıyor.
Goncharov’un hayatında, çok uzaktan da olsa bir tür macerayı andı
ran tek hâdise, ticaret heyetinin sekreteri olarak Japonya’ya yaptığı seya
hat idi. Deniz yoluyla seyahat etti (o zaman Süveyş kanalı henüz açılma
mıştı) ve Sibirya üzerinden döndü. (Sibirya demiryolu da o zaman yapıl
mamıştı). Söyleşine yorucu bir seyahat, şüphesiz sakin bir hayat yaşayan Goncharov’un mizacı ile bağdaşmıyordu. Bir söylentiye göre, bu heyete
katılmak için fazla düşünmeden müracaat etti, kabul edildiği zaman da
caymak istedi, fakat iş işten geçmişti. Bu seyahat hatıralarını 1857’de
yazdı. Oblomovda aynı yıl yayımlandı ve hiç olmazsa Rusya’da, bellibaş-
lı bir eser olarak kabul edildi. Kitap, ancak altmış sene sonra İngilizce’ye
çevrildi. Hemen hemen aynı zamanda, Goncharov, Maliye Vekaleti’ndeki
işini bıraktı ve Eğitim Vekaletinde edebî sansür dairesinde çalışmaya
başladı. Bu bilhassa, bir romancı için sönük ve tatsız bir işti, fakat bu gö
revini, ekseri sansürcülerden de az gayrı-liberal bir ruhla, tutumla yürüt
tü.
Goncharov’un üçüncü romanı, Uçurum (1869) seneler süren çalış
manın mahsulü idi. Volga nehri üzerindeki bir kasaba hayatını anlatan ro
man, yaşlı ve müşfik bir babanın sağlam bir tarzda yönettiği aile etrafında döner. Goncharov, Turgenev’in bu kitaptan aşırmalar yaptığı iddia etti
ise de, onun bu şüphelerinin yaşlandığı zaman yakalandığı paronianın
tesirinden doğduğu anlaşılıyor. Hiç evlenmedi. Hayatının son yılları uzun
ve yalnız geçen bir emeklilik oldu; gerçi nazik ve uysal kahramanından
çok daha fazla huysuz ve şüpheci bir adam hâline geldi ise de, bu emek
lilik yılları, onu bir çeşit Oblomov yaptı.
1 0 0 Bü y ü k R o m a n » 2 1 5
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 217/247
Babalar ve Oğullar
YazanIvan Sergeyevich Turgenev
{1818-1883)
Başlıca Karakterler
Nikolai Petroviç Kirsanov: O rta yaşlı bir kır cen tilm eni; nâz ik ve
müşfik: oğlunu çok sever.
Pavel Petroviç Kirsonov: N ikola i’n in erk ek kardeşi. G ençliğ inde, m u t
suz bir aşk macerası geçirdiğinden somurtkan ve hissi , tek başına
yaşayan bir bekâr. Tam bir aristokrat; davranışları , kimse ile sıkı f ı
kı dost luk kurmak is temediği int ibaını yara t ı r ; e lbise ler i te r temiz ,
kendisine gayet iyi bakar , konuşuşu zaman zaman acı .
Arkady Nikolayeviç Kirsanov: N ik ola i’n in b ü y ü k oğlu; ü n iv e rs ite d en
yeni mezun olmuştur . Asl ında, basi t ve sevimli bir insan ise de par
lak, cem iyete kü skün ve düşma n ark adaşı Bazarov’un çok fazla te si
r i a l t ındad ır .
Fedosya Nikolayevna Savişna (Feniçka): N ikolai'n in m etresi; m üşfik ,
utan gaç ve güzel bir köylü kızı . Yvgeny Vasiliç Bazarov: Parlak bir t ıp ta lebesi : Arkady'nin bir arka da
şı. Bir nihilistt ir ; her şeyle, bilhassa aptallık, hassasiyet ve insanla
r ın kendi kendiler ini a ldatmalar ıyla a lay eder .
Vassily İvanoviç Bazarov: Yvgeny’nin babası. Emekli bir subay, kır
b ö lg es in d e sakin b ir h ay a t sü rer .
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 218/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 219/247
yırmış tır. N ikolai'nin oğ lu Arkady, yirmi yaş larında neş eli iyi ta
biatlı bir gençtir.
Arkady, 1859 Mayısı'nda, üniversiteyi bitirdikten sonra, ba
basının çiftliğ ine döner; yanında, kendisini cazibesine kaptırdığ ı Bazarov adında bir genç ve parlak bir tıp talebesi vardır. Ba-
zarov, bir nihilisttir: Hiçbir ş eye hürmet beslemez, her ş eyle alay
eder. Bazarov, hissiyatla ilgili değ ildir. Hiçbir hayali bulunmadı
ğ ını söyler. Rusya'daki bütün sosyal sınıflarla alay eder ve eski
ye bağ lı her ş eyi gülünç bulur. Bu oturmamış genç, misafir gel
diğ i bu evde uzun bir zaman kalır veya ev sahiplerine, muhte
lif ş ekillerde tesir eder Nikolai ş aş ırmış tır ve hayret içindedir.
Pavel hakarete uğ ramış tır Arkody ona perestiş eder; onun ya
nında kendilerini rahat hissedenler, sadece Feniçka ve bebek
tir
Bazarov'un bu misafirliğ i sırasında, iki genç, civardaki vi
layet merkezine sık sık giderler; orada, genç bir dul olan Anna
Sergeyevna Odintsov ve onun kızkardeş i Katya ile tanış ırlar
Hızlı ve anti-gelenekçi bir kafaya sahip bulunan Anna, bu
gençleri cazip bulur ve kendilerini davet eder. Bu ziyaretler sı
rasında Bazarov, nihilistlik prensiplerine rağ men Anna'ya âş ık
olur, fakat flörtü seven biri olduğ u intibaını yaratmasına rağ
men, Anna âş ık olmayacak bir kadındır Sebep olduğ u aş k ate
ş i onu dehş ete düş ürür, iliş kiyi keser. Her iş te arkadaş ının yaptığ ını yapmak isteyen Arkady, ilkin, kendisinin de Anna'ya âş ık
olduğ unu sanır, gerçekte, zevkleri kendisininkine daha yakın
olan Katya'ya tutulun
Arkady ve Bazarov, daha sonra kır bölgesinde sakin bir ha
yat yaş ayan Bazarov'un ebeveynlerini ziyaret ederler Babası,
emekli bir ordu subayıdır, annesi de basit, eskiye bağ lı bir kadın. Her ikisi de, oğ uilanna perestiş ederler Bu ziyaret sırasın
da, Arkady, kendisi ile arkadaş ı arasındaki mesafenin geniş le
diğ ini idrak eder. Kalben, hiç de bir nihilist değ ildir ve Baza
rov'un, Pavel Amca ile alay ediş ine gücenir, iki genç bir ara
yumruk yumruğ a kavga edecek hâle gelirlerse de, Kirsanov-
2 1 8 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 220/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 221/247
genev’in romanları, titizlikle hazırlanmış plânlardan ziyade, her zaman hatırlanan küçük hikâyelerden ve karakterskeçlerinden oluşurlar. Hikâyede iki aşk macerası, bir düello ve bir ölüm vardır ki, başka bir yazar, bu malzemeyi
romantik veya melodramatik bir şekle sokabilirdi; Turge-nev, bun ları, gerçek değerlerinden d aha az işledi. Gerçekte tez, kitabın adıdır: İki nesil arasında, genellikle mizaçlar ve fikirler etrafında dönen ve ifadelerini sadece kon uşm alarda gösteren çatışma.
Bu âşinâsı o lduğum uz bir çatışma. Babaların daha yaş
lı nesli ya Pavel gibi açıktan açığa muhafazakâr veya Niko-lai gibi çekingen liberaldirler. Çocukları, babalarını, başlarını kuma gömmüş insanlar olarak görüyor ve onlarışaşkına çevirmekten zevk alıyorlar. Nikolai, bu durumda,yeni hiçbir şey bulunmadığını, kendi gençliğinde de ebeveynlerine, onların başka bir çağa ait olduklarını söyledi
ğini hatırlatır. Şimdi ise kendi çocuğu isyancılar arasındadır. Maamafıh, çatışma önceden tahmin edildiği şekildesona erer. Arkady’nin oldukça gelenekçi karısı ile yaşam aya başladıktan sonra, kendi çağının muhtevası içinde, ba- basınınkine benzer bir hayat süreceği im a edilir.
Hikâyenin büyük meselesi Bazarov, onun, yaşlandıkça
nasıl bir insan olarak gelişeceği hakkında bir şey söylemeyiz, zira genç yaşında ölür. Şüphesiz, Turgenev'in en meşhur karakteri o. Turgenev’in yarattığı insanlardan ekserisiya Pavel gibi nörotik m alûller veya Nikolai gibi, varlığı ileyokluğu belli olmayan nazik insanlar. Fakat Bazarov başka bir insan; İster Pavel gibi, kendisinden nefret etsinler,ister Arkady gibi tapsınlar veyahut Anna gibi ondan uzakdurmaya çalışsınlar, karşılaştığı herkes üzerinde izini bırakır. Gerçi diğerleri onu, kanatlarına göre değerlendirirlerse de, gerçekte, bir şahsiyet olarak kendi izini bırakır.Ölüm, anında cesur ve bilhassa aptallar hakkında hü kü m lerinde şiddetli ve alaycı. Ve nihayet âşık olduğu zaman.
220 * 100 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 222/247
kendisini bu aşka, Arkady’nin kur yapması gibi vermez, bü tün vücudunu sarsarcasm a derin bir ihtirasla bırakır.Hizmetçiler ve çocuklar dışında, herkes üzerinde huşû ya
ratır. Öldüğü zaman, beraberce sakin bir hayat yaşayacakArkady ve Katya’nm, bir zam anlar hayatlarında tesiri olan bu garip kuvveti her zaman hatırlayacaklarına eminiz .
Bazarov, ilk nihilisttir veya daha keskin olacaksak, kelimeyi bize ilk defa Turgenev, bu k itabında tan ıttı. Gerçekte kelime, mevcut olan her şeyi reddeden, felsefî skeptik-liği anlatmak için 1836’da görüldü. Turgenev, nihilisti, nekadar hürmet edilirse edilsin, yerleşmiş prensip ve hiçbirotorite tanımayan birini anlatmak için kullanır. BöyleceBazarov, dinle, şiirle (bilhassa romantik şair Puşkin), va-tanseverlilikle, politikacılarla (bilhassa liberal parlaman-terlerle) tabiatla (ki romantik nesil tabiata tapmıştı) vehattâ bir biyolojik olarak değil de his olarak ele alınan
aşkla dahi alay etti. Maamafıh, onu n tanıdığı ve on un karşısında kendi n ihilizminin dahi ikinci derecede kaldığı birgenel prensip vardır: “Hareketlerimizi yöneten ütilitedir(yararlı olma, fayda sağlam a)” diyor. “Günüm üzde en faydalı şey, reddetmektir ve bizim yaptığımız da bu.” Başka bir ifade ile nihilizm, mevcut tarihî şartlar altında, onun
ütiliterciliğinin talep e ttiği stratejidir. A lterna tif yönden bakıldığ ında, onun bir nom inalist (genellikle ilim diye birşey bulunmadığını, sadece faydalı sanatların mevcut olduklarını söyleyen) veya pozitivist (bir kimyagerin otuzşaire bedel olduğunu iddia eden) olduğunu söyleyebiliriz.Söylemeye dahi gerek yok tur ki, İngilizce ko nuşan insan
lar pozitivizm ve ütiliterianizm’in ne olduğunu bilirlersede aradaki fark şudur; Ekolün İngiliz temsilcileri genellikle Bazarov’un hareket teknik ve üslûbuna sahip olmayan akademik kişilerdir. Gerçek Bazarovlar’m sayıları çokazdır; fakat Arkady ve Sitinikov gibi taklitçilerinin, üniversite talebelerinin toplandıkları her yerde, düzinesi on
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 2 21
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 223/247
kuruş. Muhtem eldir ki, onların yaşlıları, gururların ı veentelektüel tembelliklerini devam ettirdikleri müddetçe,her zaman bizimle beraber olacaklardır.
Turgenev’in kadınlarının, erkeklerinden daha fazla iz
lenim b ırakan k imseler oldukları sık sık işitilir. Bu rom anda, liberal entelijansiya ve Batı fikirlerinin dokunmadığıhakiki Ruslar arasında eşit bir tarzda yayılan müteaddidtanınmış kadın vardır. Bn. Kukkin, entelektüel bir kadınıen gülünç bir şekli ile gösterir. Kimya ile meşgul olur, mimarlık yapmaya çalışır ve Amerikan edebiyatını okur.
Emerson’u George Sand’e tercih eder. Bu kadın sun’idir,yapmacıktır, sinirlidir, ta tm in olunm am ıştır. Daha orijinalve zeki bir kadın olan Bn. Odintsov, Bazarov’un özelliklerini, hepsinden fazla takd ir eder ve kitapta, peşin hük üm lere kapılmaksızm ve samimi bir şekilde, Bazarov’la eşitşar tlar altında konuşabilecek yegâne in san odur. Fakat yi
ne de, kadının şahsiyetinin çekirdeğinde, kadının ciddî bağlılıklar kurm asını engellemeyen nörotik bir yara var.
Kadın bazen huzura kavuşuyorsa da gerçekte hiçbir zam an m utlu değildir.
Öteki aşırı uçta da, Bazarov’un annesi yer alıyor: "Eski ekole mensup hakikî bir Rus hanımefendisi, Mosko
va’nın eski günlerinde, iki asır önce yaşamış olabilirdi.”Arina Vlassyevna, kehanetlere ve ruhlara inanır. Senedeazam î bir veya iki m ektup yazar; fakat hizmetçilerine karşı müşfiktir, dilencilere cömert ve oğlunu da sever. Bes
belli ki, iyi bir kadın. Turgenev, böyle insanların sayılarının çok azaldığına üzülür. Sonra utangaç, nazik ve sevimli Feniçka vardır ki, Arina kadar halis bir Rus. Onun sessiz, kendisini belli etmeyen aşkı, Rus köylüsünün nihayetsiz ıstıraplara dayanabilmek kapasitesinin bir neticesi.
Bu karakter Turgenev’de, Batı ve Slav idealleri arasında bir gerginlik bulunduğu hissini uyandırır. Bazarov, yeni türde b ir Rus; Ne serf ne asil, Rusya’yı Doğu u yuşuklu
2 2 2 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 224/247
ğundan kurtarmayı vaadeden bağımsız bir ruh. Feniçka,karşı ku tup tak i bir ideal; Entelek tüel olm aktan ziyadesezgi gücü kuvvetli olan biri, sadeliğinden, kuvvetli ve
halkın hayatını yakından biliyor. Slav ruhu nd a. Batı Avru pa ruhunda m evcut olm ayan özel bir derin lik bulunduğunu söyleyen eleştiriciler, bunun en iyi örneğini Feniçka’da bulacaklar. Turgenev, Bazarov’u yarattığı zaman bir Batılı
olarak yazdı; Feniçka’yı yarattığı zaman da, bir Slavofilolarak.
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 223
Yazar
İvan Sergeyeviç Turgenev, kendi neslinin Rus yazarları arasında,
davranışı ile Avrupa’ya en yakın olan ve bu yüzden Batı’nın hayranlık
duyduğu ilk Rus yazardır. Varlıklı bir çiftçi ailesinde dünyaya geldi. Anne
si, onların beşerî yaratık olduklarını unutarak son derece haşin davranan
eski ekole mensup otokrat bir Rus kadını idi. Bn. Turgenev’in çocukluğu
ve evliliği son derece kötü şartlar altında geçtiğinden, çocukları da dahil,
herkese zalimce muamele etti. Böylece, ilkin Moskova’da, daha sonra
Saint Petersburg’da ve nihayet Berlin’de eğitim gören İvan, bu haşin at
mosferden kendisini kurtarmış oldu. Rusya’ya 1841’de döndüğü zaman
yirmi üç yaşında idi; bir devlet dairesinde çalıştı; ardından annesinin iti
razlarına rağmen, edebiyatçı olmaya karar verdi. Annesi ölünceye kadar, yıllarca, bir tür bohem hayatı yaşadı. Daha sonra, rahat bir hayat sürecek
tarzda servet sahibi oldu.
Turgenev hiç evlenmedi. Gençliğinde -ki sonralan, köleliğin düşmanı
olarak şöhret kazanacaktı- kendi kuzeninden bir serf kızı satın aldı ve
onunla, kendi ailesinin malikânesinde metres hayatı yaşadı. Fakat birkaç
yıl kadar süren bu hayattan bıktı ise de gayrimeşru kızını, şuurlu bir şe
kilde eğitti, evleninceye kadar baktı. Turgenev, maamafih en derin aşkını sonraları Bn. Viardot adını alacak Pauline Garcia adında bir şarkıcıya
sakladı. Bu ilişki tamamen platonik kaldı (Turgenev, fizikî ihtiyaçlarını
başka yerlerde tatmin edebiliyordu). Bn. Viardot, Turgenev’e müsamaha
etti ve kocası da onu bir tehlike olarak görmedi. Bununla beraber Turge
nev, bu kadına gerçekten âşık oldu. Avrupa’da her yerde onu takip etti.
Turgenev’i kozmopolit biri yapan özellik, kendi entelektüel yönü olduğu
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 225/247
kadar kadının cazibesi idi. Turgenev, 1856’dan 1883’e kadar, ülkesine
yaptığı kısa ziyaretler dışında Batı’da yaşadı.
Turgenev’in belli başlı ilk kitabı, 1840’larda yazıldığı halde 1852’de
basılan ve kır hayatından manzaralar anlatan Bir Sporcunun Hayatından
Parçalar \d\. Kitabın bu saf başlığına rağmen, gerçek tez serf ve efendisi arasındaki ilişki idi. Turgenev köylüleri, hissî bir tarzda ele almadı, fa
kat onların da beşerî yaratıklar olduklarını anlattı; bu da, çağın anlayışı
na çok yaklaşmış bulunduğundan, kitap çok ilgi çekti. Sosyal protestonun
önemli bir belgesi olarak ele alınan bu kitap Tom Amca’nın Kulübesi ile
mukayese edildi. Kitabın, daha sonraları II. Alekxander olarak tahta ge
çecek Tsareviç’in sertliği ortadan kaldırma yolundaki gayretlerinde yar
dımcı olduğu söylenir. Turgenev, aynı yıl, Ölü Canlaı’m yazarı Nikolai Go- gol’un ölümü üzerine, onu öven bir yazı yazdığından kısa bir müddet için
hapsedildi; böylece adı, esaret ve zulmün bir düşmanı olarak yerleşti.
Turgenev, daha sonraki kitaplarında sosyal tezler üzerinde durdu. Bir
ihtilâlciyi anlatan Rudln adlı romanına Turgenev’in Berlin’de tanıdığı Mi-
keal Bakünin’i örnek tuttuğu söylenir. Sa/c/n İnsanların Bir Yuvası, aris
tokrasi içinde geçer. Başlıca karakteri Lavretsky -ki Turgenev’in gayrikah-
raman kahramanlanndan biridir- evlendiği kadın ile sevdiği kadın arasın
da ne yapacağını bilemeyen tesirsiz bir adamdır. Turgenev’in en büyük
romanı Babalar ve Oğullar’ın kahramanı Bazarov, müellifin 1860’da Al
manya’da tanıştığı bir Rus doktoru örnek tutularak işlendi. Bazarov’u
kimse sevmedi. Muhafazakârlar, yıkıcı buldular, radikaller de, Bazarov’un
karikatürize edildiğini söylediler. Okuyucu, Turgenev’in kendi kahramanı
hakkında ne düşündüğünü merak ediyor. Entelektüel olarak, Bazarov’la beraberdi, fakat onun içgüdüsel sempatileri eski nesilden yana idi.
Babalar ve Oğullaı’m tutulması neticesinde Turgenev Avrupa’da kal
maya karar verdi. Bunun neticesinde de, daha sonraki romanları, günün
realiteleri ile bağdaşmadığı söylenerek tenkit edildi. Maamafih, Avru
pa’da bilhassa Flaubert, Edmond de Goncourt, Alphonse Daudet ve
Emile Zola gibi realistler takdir ettiler. Bu beş kişi, yemeklerini çok defa
beraberce yediler ve bu anlara da “ıslıklanan yazarların yemeği” adını verdiler. Öte yandan, Turgenev’in Dostoyevski ile münasebetleri gayet kö
tü idi. Tolstoy ile de bir düello yaptı.
Turgenev’in son yılları, bellibaşlı haricî macera veya hâdiseden yok
sundu. 1867’de, son derece cazibeli bir kadına tutulmuş zayıf iradeli bir
adamın hikâyesini anlatan Duman adlı kitabı yayımlandı. On sene sonra
224 * 100 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 226/247
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 227/247
Pickwick’in Evrakı (The Pickwick Papers)
YazanCharles Dickens(1812-1870)
Başlıca Karakterler
Sammuel Pickwick: İyi huylu, sevimli, saf, ortayaşlı bir adam; herşeyi
b ilm ek is te r ve m aceray ı sever.
Nathaniel Winkle: Pickvvick Kulübü’nün en utangaç üyesi.
Tracy Tupman: Pickvvick K ulüb ü'nün şişm an , a şk m ace raları pe şind e
giden b ir üyesi.
Augustus Snodgrass; Pickwick Kulübü’nün şair ruhlu üyesi.
Alfred Jingle: Gezici bir aktör ve sırdaş; kısa telgrafvari cümlelerledurmaksız ın konuşur .
Mr. Wardle: Rochester civarındaki Manor Çiftl iği’nin sahibi, ir iyarı ve
cana yakın biri .
Rachael Wardle: Mr. Wardle’ın, yaşı ilerlemiş, evlenmemiş kızkardeş.
Emily Wardle; Mr. VVardle'm kızı.
Arabella Ailen: Mr. VVinkle’in ha ya tının aşkı; m aam afih kız ın erk ek ka r
deşi , onu bir doktor la evlendirmek ister .
Bn. Bardell: Mr. Pickvvick’in Londra’daki ev sahibesi; Pickvvick’in, kendi
sine âşık olduğunu sanır .
Sam Waller: Mr. Pickvvick’in sadık uşağı; azimli ve eşsiz bir insan; bir
“cockney"dir (Londra’nın kenar mahallesinde yetişen bir adam).
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 228/247
Mr. Serjean Buzfuz: Bn. Bardell’in vicdansız avukatı.
Mr. Bob Svvyer: Arabella Allen’in reddettiği genç ve sevimli bir t ıp tale
besi.
1 0 0 B ü y ü k R o m a n • 2 2 7
Hikâye
Pickwick kulübünün kibar, gözlüklü kurucusu ve yönetim
kurulu dâlmî baş kanı Mr. Samuel PickVVick, 13 Mayıs,
1827'de kulübünün üç üyesi ile birlikte (Mr. Natheniel VVinkle,
Mr. Augustus Snodgrass ve M r Tracy Tupman), bir dtlı arabaile kır bölgelerinde bir geziye çıkar Kulüp üyeleri, İngiltere'nin
uzak bölgelerine giderek, mahallî âdetleri tespit etmeyi teklif
ederler. Bu yan-ilmî gaye yolundaki gayretlerinde, beraberce,
hoş ça vakit de geçirmeyi düş ünürler.
Henüz yola çıkmış lardır ki, bir grup kabadayının hücumu
na uğ rarlar. Mr. Alfred Jingle adında kibar, dünya görmüş 'vemaharetli biri kendilerini kurtarır. Beraberce Rochester'e gider
lerken, ş imdiye kadar yaptığ ı birçok iş leri zevkli bir ş ekilde on
lara anlatır Yolda fıçılarla midye yedikten sonra, Rochester'e
geldikleri vakit, o akş am, handa bir balo tertiplendiğ ini öğ re
nirler M r Jingle, balo için resmî elbisesi bulunmadığ ını üzüle
rek anlatır, zira elbisenin bulunduğ u bavul çalınmış tır M r Jingle, M r Tupman'a baloya gidememesinin çok üzücü olduğ unu,
zira ş iş man, utangaç Tupman'ı balodaki, bütün güzel kızlarla
tanış tırabileceğ ini söyler
M r Tupman, böylece M r VVinkle'in resmî elbisesini Alfred
Jingle için "ödünç" alır Alfred Jingle de, baloda Dr Slam-
mer'in kur yaptığ ı orta yaş lı bir kadınla flört ederek, çabuk kızan bu doktoru çileden çıkartır
Ertesi sabah. Dr Slammer'in uş ağ ı M r VVinkle'i ziyaret ede
rek, efendisinin kendisini düelloya davet ettiğ ini söyler Zavallı
M r Winkle ise, geçen akş am doktora hakaret ettiğ ini hatırla
mayacak kadar sarhoş tur. Sanığ ın kendi elbiselerini giyinen M r
Jingle olduğ unu bilmeyen ürkek Pickvvick'li korkudan tir tir tit
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 229/247
reyerek, düello yerine gelir. Yordımosı, Pickwick Kulübünün ş a
iri Mn Snodgrass'tır. Dr. Slammer düello yerine geldiğ i zaman,
Mr. Winkle'nin yanlış biri olduğ unu kimse bilmez.
Aynı gün, öğ leden sonra, PickvvickIiler, ş iş man ve sevimli
*M r W ardle'in iki kızı, ş iş man ve evlenmemiş kız kardeş i Racha-el ile birlikte yaş adığ ı Manor çiftliğ ine davet edilirler Ertesi gü
nü öğ leden sonra, zorlu bir yolculuk yaparak, PickvvickIiler, se-
fil-periş an bir vaziyetten, kaldıklan handan on mil mesafedeki
hana ulaş ırlar.
M r Tupman, yaş lı Bn. Wardle'e âş ık olur ve M r Winkle de
güzel Arabella Allen'e tutulur. Yiğ itliğ ini ispat etmek için, M rWinkle, tüfeklerle hiçbir alış veriş i olmamasına rağ men ava çı
kar ve kazaen Mr Tupman'ı elinden vurur
Kriket maçı sırasında M r Pickwick, tekrar Jingle'e rastlar
Mr. VVardle, bu aktör ve ş arlatanı Manor çiftliğ ine davet eder.
Daima bir fırsat kollayan Jingle, Bn. Wardle'in zengin bir kadın
olduğ unu sanır, onu M r Tupman'dan soğ uttuktan sonra, beraberce kaçarlar M r Wardle ve M r Pickvvick, derhal bu çiftin pe
ş ine takılır, zorlu bir takipten sonra White Hart Hanı'nm akıllı
uş ağ ı Sam VValler'in yardımıyla Londra'da yakalarlar Jingle'e
oldukça yüklü bir para vererek bu iş ten vazgeçmeye ikna eder
ler; zavallı Bn. Wordle de gözyaş lanyla Manor Çiftliğ i'ne geti
rilir Londralı bir arabacının oğ lu olan Sam Waller'in zekâsına
hayran kalan M r Pickvvick, onu kendisine uş ak olarak tutar, be
raberce Gosling Street'teki yerine gelirler Mn Pickvvick'in ev
sahibesi Bn. Bardell, garip düş ünceler içindedir. M r Pickwic'in
kendisine âş ık olduğ unu ve evlenme teklifinde bulunduğ unu
sanır Kadın, Pickv^/ick'in üç arkadaş ı kendisini ziyarete geldiğ ian, bayılmış gibi hareket ederek kendisini M r Pickv»/ick'in kol
larına bırakır
Bn. Bardell'in bu tutumu karş ısında Londra'da yaş ayama
yacağ ını anlayan M r Pickwick ve arkadaş ları, Eastanswill kasa
basına giderler Kasabada "Blue"lar ve "Buff"lar arasında ş id
228 * 100 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 230/247
detli seçim mücadelesi yapılmaktadır. Bir "Blue" olan Muhte
rem Scmuel Slumkey, pis bir seçim mücadelesi sonunda,
"Buff", rakibi Horatio Fizkin'e karş ı zafer kazanmış tır. Seçim he
yecanı sırasında, M r Pickvvick, tekrar Jingle'i görür, kendisinin
yatılı bir okula giden zengin bir kızı kaçırmak isteyen Jingle'nin
plânını bozduğ unu sanır.
Londra'ya döndüğ ü zaman Mr. Pickwick, Bn. Bardell'in bir
avukatlık firması vasıtasıyla aleyhine, vaadini yerine getirmedi
ğ i için dâvâ açtığ ını hayretle öğ renir. Fakat muhakeme boş la
madan önce, Mr. Pickvvick, VVardle ailesiyle birlikte mutlu bir
Noel geçirir ve Mr Winkle'nin Arabella Allen'la olan aş kı da
ha da geliş ir.
Londra'ya dönen Mr. Pickvvick, Dodson ve Fogg hukukî fir
masının avukatı Mr. Serjean Buztuz'un oyunu ve sahtekârlıkla-
nna karş ı kendisini savunmalıdır Vicdansız avukat, Mr. Pick-
vvick'in ev sahibesinden akş am yemeğ i için pirzola ve salça is
temek için gönderdiğ i yazının, gerçekte bir aş k mektubu oldu
ğ una hâkimi inandırır. Mr. Pickwick'in ş ahidi iyi niyetli, fakot ta
mamen beceriksiz M r VVinkle, hâkimi daha da kızdırmaktan
baş ka birş ey yapmaz. Sam VValler, efendisini savunmak ister,
fakat hâkim onun kurnaz zekâsının "cockney"lere mahsus bir
küstahlık olduğ unu söyler Fiâkimler, pirzola yer ve ş arap içer
lerken, jüri, Mr. Pickvvick'in suçlu olduğ una karar verir. Adaletin böylece yanlış tecellisi karş ısında gazaba gelen M r Pick-
wick, 750 İngiliz lirası cezanın bir kuruş unu dahi ödemeyece
ğ ini ve hapishaneye gitmeyi tercih edeceğ ini söyler.
Borçiannı ödemeyenlerin gönderildiğ i Fleet Street Hapisha-
nesi'ne yollanılmadan önce, Mr Pickvvick'in, Bath kasabasının
kaplıcalannda bir ay istirahat etmesine müsaade edilir. Mr.Pickvvick burada, arkadaş ı VVinkle ile Arabella Allen'in erkek
kardeş inin evlenmesini istediğ i tıp talebesi Bob Savvyer'i red
dettiğ ini öğ renince, Bn. Allen'in bir parkta, M r VVinkle ile bu
luş masına aracılık eder.
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 2 2 9
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 231/247
Mr. Pickwick (avukatının ve Sam Waller'in sözlerini, dinle
meyerek), mahkemenin tayin ettiğ i tazminatı ödemek istemez
ve hapishaneye gönderilir. Uş ağ ı Sam da, efendisine hizmet
edebilmek için kendisini hapsettirir ve böylece Mr. Pickv/ick'in
hijcresini mümkün olduğ u ölçüde rahat yaş anacak bir ş eklesokar.. Mr. Pickwick, hapishanede artık ıslah olamayan Jingle
ile bir defa daha karş ılaş ır. Adam çok kötü b ir durumdadır Mr.
Pickv\/ick, adamın hâline acır, kendisine elbise alması ve karnı
nı doyurması için para verir.
Mr. Pickvvick, bir gön Bn. Bardell ve oğ lunun da Fleet Stre
et Hapishanesi'ne atıldıklannı görür. Kadının dâvâsını ücretsizüzerine alan Dodson ve Fogg adındaki hukuk bürosu, Mr. Pick-
wick'in ödeyeceğ i tazminattan kendilerine pay çıkarmayı düş ü
nüyordu. Kadın, onlann ücretlerini ödemeyince, müvekkillerini
hapsettirdiler. Cömertliğ ini hiçbir zaman terketmeyen Mr. Pick
vvick, Bardelllere para verir ve hapisten kurtulmalan için yar
dımcı olacağ ını vaodeder.Bu arada, Arabella, kardeş inin itirazlarına rağ men, Mr.
VVinkle ile evlenir. Bu çitf, Pickwick'i hapishanede ziyaret ede
rek, borcunu ödeyip serbest kalmasını ve Arabella ile kardeş i
ni banş tırmasını rica eder. Mr. Pickwick, buna hayır diyemez.
.Üç ay hapiste kaldıkton sonra, Bn. Bardell'e tazminatı öder ve
hapisten çıkar. Arabella'yı erkek kardeş i ile banş tınr, fakat ş im
di Mr. Winkle'in babasının bu evliliğ e itiraz ettiğ ini ve oğ lunu,
mirastan mahrum bırakacağ ını söylediğ ini öğ renir. Üstelik, Mr.
Pickwick'i ziyaret eden M r Wardle, kızı Emily'nin fakir ş air Mr.
Snodgrass'a derinden tutulduğ unu söyler.
Mr. Pickvvick, bu güçlüklerin hepsini hâlleder. Mr. VVinkle'in
babası, gelinin sevimli bir kız olduğ unu görünce, oğ lunu affe
der. Mr. Snodgrass, Emily Wardle ile evlenir, hattâ Sam Waller
de, bir hizmetçi ile evlenerek, karısı ile birlikte Mr. Pickwick'in
iş lerini yapmaya devam eder
2 30 » 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 232/247
Bütün bu yorucu maceralardan sonra, Mn Pickvvick, kulübü
dağ ıtır ve Waller'le birlikte bir kır evine çekilerek Winklelerin ve
Snodgrasslann çocuklarına manevî babalık eden
Eleştiri
1836 yılında bir gün Robert Seymour adında bir sanatkâr, yirmi dört yaşında Dickens’e başvurarak avcılıklailgili bir çizgi romanın yazılarını yazmasını ister. ResimlerSurtees’in halk tarafından beğenilen popüler romanlarını
hatırlatırcasına, bir grup amatör sporcunun komik maceralarını gösteriyordu. Genç bir dehanın kendisine olangüveni ile Dickens, bir şartla bu işi yapabileceğini söyledi:Resimler, ikinci derecede kalacaktı. Kitabın nasıl son bulacağını bilmeksizin Pickwick’in Evrakı adı altında tefrikaedilmeye başlandı.
Başlangıçta halkın pek ilgisini çekmeyen bu seri, arayaSarh Waller’in girmesiyle derhal tutundu. Bu arada Seymour intihar etti ve Dickens, romanın ortasında ressam-sız kaldı. Bu iş için görüştüğü kimselerden biri, o zaman
bir ressam olarak kendisine bir yol çizmeye çalışan gençThackeray idi. Maamafıh, bu iş Hablot K. Brov/ne’ye verildi, bu ressam da, “Phiz” imzası ile Dickens’in ilk kitapla
rından birçoklarını resimledi; sonraları onun yerini, büyük ressam George Cruiksahnk aldı.
Dickens dehasını göstermeye başlamıştı. Pickvvick’in Evrakı’m n oldukça basit orijinal plânı kaldırıldı. Artıkcockney “sporcular”m gülünç maceralarına bağlı kalmayan Pickvvick, çocukluğunda okuduğu rom anlara, Cervan-
tes’in, Fielding’in ve Smollet’in pitoresk romanlarınadöndü ve ondokuzuncu asrın ilk yıllarındaki İngiliz hayatını büyük bir panoram ik rom an halinde gösterdi.
. Çok gevşek bir yapı üzerine kurulmuş olmasına rağmen, Pickwick, onu n en m eşhu r rom anlarından biri oldu,kitabı yazdığı sırada Dickens'in roman konusunda pek az
1 0 0 b ü y ü k R o m a n • 231
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 233/247
tecrübesi vardı ve rom anı iyi yapan unsu rların neler olduğunu da pek bilmiyordu . Aylık tefrikalar hâlinde yazdığından, roman ilerledikçe, plânı da istediği gibi değiştirdi.Ancak daha sonraları, tefrika edilen bir rom anın d a resmî
bir düzeni olması gerektiğin i öğrendi.Gelişigüzel plânına, hareketlerin birbirlerine karışma
sına, çok sayıdaki karakterlerine rağmen, Dickens’in büyük tahayyül gücü hiçbir zarar görmüyor. Pickvvick, bugün de zevkle okunan bir kitap. Sanayileşme çağından önceki İngiltere’nin hanları ve atı arabaları, yemek sofraları,
ailelerin Noel’de biraraya gelmeleri, kanunun adaletsizliği ve saçmalığı, borçlarını ödem eyenlerin atıldıkları hapishanelerin dehşet saçıcı durumlarıyla dengeleniyor. Dickens’in daha sonraları ele aldığı tezlerden ekserisi, ilkinPickwick’in Evrakı’ndaki beşerî sayfalarda görüldü.
2 3 2 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 234/247
David Copperfield
Yazan
Charles Dickens(1812-1870)
Başlıca Karakterler
David Copperfield: Hikâyeyi anlatan genç; başarılı bir romancı olma
dan önce başmdan pek çok hadise geçmiş, hayatm iniş ve ç ıkışlar ı
nı tatmıştır.
Betsey Trotvvood: David' in egzantrik, fakat iyi kalpli büyük halası.
Mr. Murdstone: David’in za l im ve asık yü zlü üvey babası .
Jane Murdstone: Mr. Murdstone’in haşin kız kardeşi.
Peggotty: David’in şişman, sevimli dadısı.
Barkis: Sakin, içine kapalı biri.Daniel Peggotty: Peggotty’nin sadık, basit erkek kardeşi.
Küçük Emily: Peggotty’nin saf , yetim yeğeni.
Ham: Peggotty’nin saf , yetim kuzeni.
Mr. Creakle: Salem House okulunun haşin müdürü .
James Steerforth: David’ in der inden romantik, fakat tamamen benci l
çocuk luk arka daşı .
Tommy Traddles: David’in bir diğer okul arkadaşı; iyi tabiatlı ve açıkkalpli.
Wilkins Micawber: Ezelî nikbin; bir gün, "şu veya bu şekilde” muazzam
b o rcu n u öd eyeceğ ine inanır.
Mr. VVickfeld: Betsey Trotvvood’un C anterbu ryli av ukatı .
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 235/247
Agnes: Avukatın kızı; güze) ve hissî bir kız.
Mr. Spenlow: Spenlovv ve Jork ins hukuk bürosunun kurucula r ından;
David’i, çırak olarak yanlarına alır.
Dora: Mr. Spenlovv’un güzel, sevimli ve aptal kızı.
Uriah Heep: Mr. VVickfieId’in muhatabını rahatsız edercesine tatlı dillikâtibi.
2 3 4 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
Hikâye
David Copperfield'in Suffolk ş ehrinin Blunderstone bölgesinde babası ölür ve genç dul kansıno ayda 105 Ingiliz lirası
bir gelirle Peggoty adında sâdık bir hizmetçi bırakır. David'in
dünyaya geldiğ i gece, onun büyük halası olan egzantrik Bayan
Betsey Trotv^ood da odadodır. Fakat kadın öfke ile çıkar, çün
kü doğ an çocuğ un kız olmasını istemektedir ve bu çocuğ a da
kendi adı verilecektir David'in ilk yıllan mutlu geçer. Çocuğ un güzel, genç anne
si, bir dediğ ini iki etmez. Peggotty bir gün David'i Yarmouth li
man ş ehrine gezmeye götürür. Peggotty'nin burada Daniel
adında bir erkek kardeş i vardır; sahildeki rahat bir balıkçı ka-
yığ ındo yaş ar Daniel'in Ham adında bir yeğ eni ve Emily adın
da bir kuzeni vardır; her ikisi de yetim olan bu çocuklar Da-
vid'le iyi arkadaş olurlar.
David, Yarmouth'dan döndüğ ü zaman annesinin Edward
Murdstone adlı yakış ıklı, hasis ve zalim bir adamla evlendiğ ini
görür. Mr. fy\urdstone dindar ve kasvetli kızkardeş i Jane'i onlar
la yaş aması için getirmiş tir ve Murdstoneler beraberce David'in
ve annesinin ş evklerini kırmaya çalış ırlar. David, onun tarafın
dan hırpalanmaya artık tahammül edemeyince, M r Murdsto-
ne'm elini ısınr ve derhal Salem House okuluna gönderilin
Okulun müdürü, Creakle adında beceriksiz ve sadist biridir
David'i kötü yönetilen bu okulda huzura kavuş turan tek ş ey,
yeni arkodaş landır; yakış ıklı, aristokratik James Steerforth ve
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 236/247
her zaman neş eli Tommy Traddles. Fakat okul günleri, annesi
nin doğ um yaparken ölmesi üzerine sona erer Hattâ sadık
Peggotty bile Barkis adında suskun bir taş ıyıcı ile evlenir. David
yalnız kalır, üvey babası da kendisiyle ilgilenmez.David, on yaş ına geldiğ i zaman Londra'ya gönderilerek
Murdstone ve Grinby ticarethanesinde çalış ırsa da, hemen he
men aç kalır iş i farelerin cirit attığ ı depodaki ş arap ş iş elerini yı
kamak ve .etiketlemektir Beraber çalış tığ ı kimseler alelâde in
sanlar olan Mick VValker ile Mealy Potatoes'tır David, Lon
dra'da M r VVilkins Micawber adında birinin yanında kalır Mr.Micav^ber, tujumsuz bir adamdır; borçlulannın mütemadiyen
peş inde gezmelerine rağ men, dört çocuğ unu ayakta tutmaya
çalış ın Islah olmaz bir iyimser olan M r Micavvber, David'e, "Ş u
veya bu ş ekilde iş lerin düzeleceğ i"ni durumun iyileş eceğ ini söy
ler. Fakat M r Micawber, sonunda borçlannı ödemeyenlerin ha
pishanesine gönderilir ve David'in de yatacak yeri kalmaz.
Ruhunu ezen iş inden bıktığ ından ve iş leri oluruna bırakan
Micawber'lerden baş ka bir yerde oturmak istemediğ inden, Da
vid, büyük halası Betsey Trotvvood'un yaş adığ ı Dover'e gitmek
üzere Londra'dan aynlır Yolda, eş kıyalar tarafından dövülen ve
bütün parası alınan David, halasının evine geldiğ i zaman pe
riş an bir haldedir David'in bir kız olmayış ını hiçbir zaman haz
medemeyen Bn. Betsey, bununla beraber, David'i yıkar ve karnını doyurur Bn. Betsey, hafifçe kaçık kiracısı M r Dick 'in tavsi
yesi üzerine, çocuğ u yanma almaya karar verir Kadının bu ha
reketinde, iğ renç Murdstone'lann da Dover'e gelerek David'i
zorla götürmek istemelerinin de tesiri olur
David bu defa M r Creakle'mkinden çok daha iyi bir okula,
Canterbury'deki Mr Strong'un okuluna gönderilir Orada, büyük halasının avukatı M r Wickfield'in yanında kalır ve M r
VVickfieId'in kaygan ağ ızlı kâtibi Uriah Heep ile tanış ır ve ken
disini hiç sevmez. David, M r Wickfield'in güzel kızı Anges'ten
çok hoş lanır ve ona, âdeta kızkardeş i imiş çesine muamele
eder
1 0 0 B ü y ü k R o m a n • 2 3 5
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 237/247
Mr. Strong'un okulundan çok iyi derecede ile mezun olan
David, avukat olmaya karar verir; fakat ilkin, Yarmouth'a gide
rek Peggotty ailesini ziyaret eder. Yolda eski okul arkadaş ı Ste-
erforth'a rastlar; Steerforth, ş imdi nazik ve sevimli bir genç o lmuş tur David, Steerforth'u da davet eder ve Yarmouth'da ge
çirdikleri iki hafta zarfında, Steerforth ve küçük Emily birbirleri
ne âş ık olurlar Emily, Ham ile niş anlıdır
David, Londra'ya dönerek Spenlow ve Jorkins hukuk firma
sında pratisyen olarak çalış maya baş lar M r Spenlox'un güzel
lâkin aptal kızı Dora'ya âş ık o lur Fakat kısa bir müddet sonra,
halasının bütün parasını kaybettiğ ini ve Uriah Heep'in, dalave
reli yollarla, Mr. VVickfieId'in firmasına ortak olduğ unu öğ renir.
Barkins'in ölmek üzere olduğ u haberi gelir ve David Yarmo
uth'a gider. Orada, Emily'nin, niş anlı olmasına rağ men, Steer
forth ile kaçtığ ını öğ renir. Derin bir kedere boğ ulan, yaş lı Da-
niel Peggotty, yeğ enini aramaya koyulmuş tur
Halası artık David'in, Mr. Spenlovv'a çıraklık ücretini ödeyemediğ inden, David, stenografi kâtipliğ i yapar Durumundaki
değ iş ikliğ e rağ men, David, Dora'yı görmeye devam eder.
Spenlovv, onlann evlenmek istediklerini öğ rendiğ i zaman kesin
likle karş ı çıkar. Çok geçmeden beş parasız kalan Spenlovv
ölür. David ve Dora evlenirler ve David'in kazandığ ı çok az pa
ra ile geçinmeye çclış ıriar. David, güzel fakat randımansız karısının, evi ekonomik bir tarzda idare etmesini isterse de, kansı
bu iş i beceremez ve karı-koca bir sürü güçlüklerle karş ılaş ırlar
Bununla beraber, sevimli bekâr arkadaş ları Tommy Traddles'i
zaman zaman yemeğ e davet etmeyi de ihmal etmezler.
Bir iş için Canterbury'ye giden David, ş imdi Uriah Heep'in
yanında çalış an M r Micawber'i görün M r Heep, Micav\/ber'inmaaş ından kendisine avanslar vermek suretiyle, Micav^ber
üzerinde tam bir hâkimiyet kurmuş tur. Daha da kötüsü, Mr
VVickfield de önceki kâtibinin hâkimiyeti altındadır David'i, da
ha da üzen bir vakıa, iğ renç Mr. Heep'i, M r Wickfield'in güzel
kızı Agnes'le evlenmek istemesidir
2 3 6 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 238/247
Nihayet, aslında samimî bir insan olan Mr. Micawber, Da-
vid'e Uriah Heep'in Mr. VVickfieId'den para sızdırdığ ını söyler.
Kâtibin böylece teş hir edilmesiyle bir ölçüde tazminat ödenir ve
Bn. Trotwood, Mr. Micavvber'in Avustralya'ya göç etmesineyardımcı olur ve hâlâ iyimser olan Mr. Micavvber, orada, "ş u
veya bu ş ekilde" durumunun düzeleceğ ine inanır Kendisiyle
birlikte aynı gemide yolculuk edenler arasında Emily ile
Emily'nin amcası da vardır. Steerforth, hissiz bir ş ekilde kendi
ni terkettiğ i zaman, müş fik ve temiz kalpli Daniel Peggotty,.ye
ğ enini atfeder ve ş imdi İngiltere'nin bu müstemlekesinde yenibir hayat bulacaklarını umarlar.
Dora'nın sıhhati -ki gerçekte, her zaman nazikti- tedricen
bozulur. David, henüz çocuk yaş ındaki kansının sararıp solma
sını derin bir üzüntü içinde seyreder. Bu kederli günlerde,
yegâne teselli Agnes'in kendilerini sık sık ziyaret etmesidir. Do-
ra öldüğ ü zaman, Agnes, David'in biraz seyahat ederek tesel
li bulmasını tavsiye eder, ilkin Yarmouth'a gider. Fakat denizde
büyük bir fırtına baş lamış tır. Bir gemi dalgclann tesiri altında
sahile vurmak üzeredir. Ham Peggotty, geminin enkazı arasın
da kalan bir adamı kurtarmak için denize atlar. Steerforth'u
kurtarmaya çalış ırken boğ ulur ve ölür.
David, üç sene Avrupa'da dolaş ır, İngiltere'ye döndüğ ü za
man, Bn. Trotwood'dan, Agnes'in evlenmek üzere olduğ unu
öğ renir. Gerçi David, Agnes'e her zaman bir kızkardeş i imiş çe-
sine muamele etmiş se de, bu habere üzülür. Halasının çöpça
tanlık teş viki altında, Agnes'i ziyaret eder. Yalnız kaldıkları bir sı
rada, Agnes, kendisinden baş ka kimseyi sevmediğ ini David'e
itiraf eder. David ve Agnes evlenirler ve Bn. Trotwood buna çok
sevinir. Çok sayıda çocuklan olur. David de, sonunda, fazlasıyla baş arılı bir yazar olarak kendisine isim yapar.
Eleştiri
Dickens’in en çok sevilen romanları arasında David Copperfıeld, Dickens’in kendisine mahsus özellikleriyle
1 0 0 B ü y ü k R o m a n • 237
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 239/247
dolu büyük ve yaygın otobiyografik bir eserdir. Dickens,Londra’daki bir boya fabrikasında çalıştığı mutsuz günlerinde, David’in Murdstone ve Grindy şirketindeki çıraklığının kâbusunu yarattı. Mr. Micawber, Dickens’in yarı
tenkitçi, yarı sevimli ve tutum su z kendi babasıdır. Bu oto biyografik unsurlara şifi-eli cümlelerle konuşan Barkis’tenkaygan ağızlı habis Uriah Heep’e kadar çok sayıda egzan-trikleri ihtiva eden bir portre galerisi ekledi. Bu ancak,Dickens’in inamimazcasına velût muhayyilesi ile müm
kün oldu.
Fakat, kitabın gerçek kuvveti, Dickens’in kendi çocukluk yıllarını heyecanlı bir samimiyet ve kızgınlıkla anlatmış olmasıdır. Bu boya fabrikasında geçirdiği altı ay, onuniçin öylesine korkunç bir kâbus idi ki, daha sonraları,onun hakkında hiçbir şey hatırlamak istemedi, en yakınlarına dahi bahsetmedi. Bu kâbusu, sadece sanatı vasıta
sıyla belirtti. David Copperfieid’de saf ve temiz çocuklukyıllarını ve Cennetten Mr. M urdstone tarafindan nasıl kovulduğu nu ve çocuk yaşında Londra’nın sefil işçi smifihalkın ın yaşadığı yerlere nasıl dü ştüğü nü anlatır.
David Copperfield’in sayfalarında, bir hayalet gibi peşimizi bırakmayan bir diğer hatıra Dickens’in, kendi evlili
ğinden önce tanıdığı Maria Beadnell’e olan aşkı idi. Bu kadın, romandaki Dora’dır. Dickens, hislerini dışarı vurmayan karısı yerine bu zayıf, aptalca, fakat sevimli kız ile evlenm iş olsa idi, bunun nasıl bir evlilik olacağını gayet canlı bir şekilde hatırlıyor. Genç yaşında evlenen D avid’in h ayatını anlatan kısım son derece dokunaklı, fakat tedricenhayatta başarılı bir adam olarak yükseldikçe, kitabın ilkyapısındaki hissî saikler geride kalıyor. Dickens artık, kendi kendini analiz etm em ek için birtakım itiraflarda bulun mak yerine, romanın plânını dokuyan muhtelif iplikleri
birbirine bağlamakla meşguldür.Dickens’in karakterleri arttıkça ve onlar birtakım tesa-
2 3 8 • 1 0 0 B ü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 240/247
düfî yollarla birbirlerine bağlandıkça romanın plânı ina-nılmazcas ına derinleşir. David, çocukluk haykırışlarındankurtulduğundan, daha az ilgi çekici hâle geldikçe, romanmuazzam sayıdaki ikinci derecedeki karakterlerin üzerin
de durur. Bu karakterler, Micavvber veya Uriah Heep gibi,geniş bir muhayyile gücünün eseri olarak ortaya çıktıkları zaman rom an gayet canlı. Fakat Steerforth gibi Byron’uha tırlatan stero -tipler veya Victoria çağının m elekvarî tipleri veyahut'Emily gibi terkedilmiş kadın üze rinde d urduğu zam an canlılığından kaybediyor.
David Copperfıeld, Dickens’in meslekî hayatının ortalarında yazdığı rom anlara tipik bir örnek. Yüksek derecedeki hümor ve şiddetli bir kızgınlık, plânın hemen hemenkontrol edilmeyen muğlaklığı, romandaki karakterlerinmuazzam sayısı ve egzantrikler üzerinde durulması, Dickens’in tanıtım işaretleridir ki, bunlar da, en iyi bir şekil
de romancının kendi gençlik yıllarını anlattığı zaman görülüyor.
100 B ü y ü k R o m a n • 239
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 241/247
iki Şehrin Hikâyesi (A Tale of Two Cities)
YazanCharles Dlckens(1812-1870)
Başlıca Karakterler
Dr. Alexandre Manette: Bir zamanların güçlü, parlak doktoru; Bastil le
z ind anınd a geç ird iğ i on sekiz sene son un da hem en hem en y ık ı lm ış
tır.
Luice Manette: Dr. Manette’nin nazik altın saçlı kızı.
Jarvis Lorry: T ellson b ank asının bir "iş adamı"; a ldat ı rcasına huy suz.
Charles Darnay: Kendi ken disini yıkan fakat pa r lak bir avukat .
Madam Defarge: A ris tokra t la rdan in tikam a lm aktan başka b i r şey d ü
şünmeyen kadın .
Sydney Carton: Kendi kendisini yıkan, fakat parlak bir avukat; Charles
D arnay 'a b enzer .
Ernest Defarge: Bn. Defarge’nin "esmer, kızgın, tehlikeli” kocası; Paris’te ihtilâlcilerin sık sık buluştukları bir meyhanenin sahibidir .
Bn. Pross: Lucie’nin kaba ve güçlü hizmetçisi ve arkadaşı.
Jerry Cruncher: Elinden binbir türlü iş gelen, dikbaşlı bir adam. Tell
son bankasında çalışır ve boş vakitlerinde "Kurtarıcı Adam”dır veya
t ıp ta lebeler ine kadav ra tem in eder .
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 242/247
Hikâye
1775 senesinin Kasım ayının dondurucu bir gecesinde, es
ki ve hürmet edilen Tellson bankasının temsilcisi Mr. Jervis
Lorry, bir posta arabası ile Dover ş ehrine gider. Orada son
günlerde, Londra'dan geri dönmesi için ülkesine çağ nian Lucie
Manette adında güzel bir Fransız ile buluş acaktır. Beraberce
Paris'e giderler. Manette, babası Dr. Manette, Defargelerin
meyhanesinin üstündeki küçük bir tavan arasında gizlenmekte
dir. Dr Manette, Bastille hapishanesindeki bir hücrede tek ba
ş ına on sekiz yıl hapis tutulmuş tur Ş imdi, aklî dengesi bozulduğ undan, İngiltere'ye mülteci olarak götürülmektedir. Jerry
Cruncher adında sadık, garip görünüş lü bir müstahdemi de re
fakat eder
Defargelerin meyhanesi, Paris'teki ihtilâlcilerin merkezidir.
Eski rejimin boş düş manlan olan Detargeier, tavan arasını Dr
Manette'ye vermiş lerdir ve Manette de her gün saatlerce mazisini hatırlamaya çalış mış tır Bn. Defarge, bu arada, ihtilâl gel
diğ i zaman ortadan kaldınimasını arzu ettiğ i bütün aristokrat-
lann isimlerini havi garip bir atkı örmekle meş guldür.
Lucie ve Jarvis Lorry'nin, yaş lı Dr. Manette'yi Londra'ya ge
tirmelerinden beş sene sonra (burada kendilerine sadık Jerry
Cruncher bakar) John Barsad adındaki bir adamın İngilterealeyhine casusluk yapmakla itham ettiğ i Charles Darnay adın
daki yakış ıklı bir Fransızca öğ retmeninin yargılanmasında bulu
nurlar Manetteler, beş sene önce Fransa'dan İngiltere'ye dö
nerlerken Darney'e vapurda tesadüf ettiklerini söylerler Dar-
ney'i parlak bir avukat olan Sydney Carton kurtanr. Carton sa
nığ a o kadar benzer ki, diğ er avukat M r Stryver, sanığ ı "tanı-yanlar'ın ifadelerini altüst eder
Muhakemeden sonra, Darney ve Carton, Manettelerin
mütevazı evlerini sık sık ziyaret ederler Darney'in, St. Evremon-
de'ler denen soğ ukçasına bencil Fransız aristokratlannın vârisi
olduklan anlaş ılır Onlarla hiçbir alış veriş te bulunmamaya az
1 0 0 Bü y ü k R o m a n * 2 4 1
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 243/247
meden Darney, bir Fransızca hocası olarak Londra'da yaş ama
ya karar vermiş tir.
Parlak, fakat istikrarsız biri olan Carton, Mr. Stryver'in yük
lendiğ i dâvâlann hazırlanması ile görevlendirilirse de, çok defa sarhoş olduğ undan duruş malarda hazır bulunamaz. Her iki
genç de Lude'ye kur yaparlar. Kız Darney'i seçtiğ i zaman, Car
ton asil bir hareketle, Lucie için veya Lucie'nin seçtiğ i bir kim
se için hayatını feda etmeye hazır olduğ unu söyler.
Darney ve Lücie evlenirler Fransa'da ihtilâl patlayıp ih
tilâlciler, nefret edilen Bastille hapishanesini basarak mahkumlan serbest bıraktıklan vakit küçük kızlan altı yaş ındadır. Uzun
yıllardır acı ve ıstırap içinde kıvranan Fransız köylülerini gaza
ba getiren bir hâdise, Charles Darney'in amcası hissiz St. Ev-
remonde Markisi'nin kullandığ ı bir arabanın küçük bir çocuğ u
öldürmesi olmuş tur. Çocuğ un babası. Markisi mahkemeye ge
tirdiğ i baş aramayınca yatağ ında öldürmüş ve bunun neticesinde de asılmış tır.
Bir gün İngiltere'deki yeni St. Evremonde Markisi'ne bir
mektup gelir. Darney, mektuptan, ailesinin eski hizmetçisinin
ihtilâlciler tarafından hapsedildiğ ini öğ renir. Markis'e müdaha
le ederek kendisini kurtarmasını rica eder, zira tevkif edildiğ i
zaman, Charles'in emirlerini yerine getirmeye çalış arak, halkaaile namına tazminat vermektedir. Darney, ş erefli b ir düş ünce
ile Fransa'ya giderek bir ş eyler yapmaya karar verir.
Böylece, Paris'e Tellson bankasının bu ş ehirdeki bir iş ini yü
rütecek Jarvis Lorry ile birlikte gider. Darney, ş ehre gelir gelmez,
ülkeye dönen bir aristokrat diye kendisini tevkif ederler. Haber,
İngiltere'ye ulaş ır ulaş maz, Lucie ve Manetta, yardım için Fransa'ya gelirler Bastille zindanında uzun yıllar hapsedilen Dr
Manette, bu vakıanın, damadının kurtulmasında yardımcı ola
cağ ını düş ünür.
Manetteler Paris'e geldiğ i zaman, Terör Rejimi tam bir hâki
miyet kurmuş tur. Kana susamış ihtilâlciler, yaş lı doktora hürmet
ediyorlarsa da, Defargelerin St. Evremonde ailesi mensuplan-
2 4 2 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 244/247
rta besledikleri nefret öylesine derindir ki, Darney, mahkeme
önüne çıkarılmadan önce, bir buçuk yıl hapsedilir. Bütün bu
müddet zarfnda do, Lucie'nin, kocasını görmesine müsaade
edilmez.
Darney, nihayet, mahkeme önüne çıkanlır. Bn. Detarge,
mahkeme salonunun ön sırasında oturur, ş eytanî atkısını örer
ve Darney'in öldürülmesini ister Charles, St. Evremondelerle
hiçbir alış veriş i olmadığ mı ısrarla anlatır, gerçekte ailenin ser
vetinin yıllarca zarar verdikleri halka iade edilmesini emrettiğ i
ni söyler Halkın hürmet ettiğ i Dr. Manette damadının lehinde
konuş tuğ u zaman, mahkemedeki dinleyiciler kendisini alkış lar
lar. Darney serbest bırakılır.
Mahkeme kendisini serbest bırakmakla beraber Darney'in,
Fransa'dan İngiltere'ye gitmesine müsaade edilmez. Manet-
teler bu zaferi henüz kutlamış lardı ki, Darney yeniden tevkif edi
lir; Defargeler ve kimliğ i belirtilmeyen esrarengiz bir ş ahit onu,
halk düş manlığ ı ile itham etmiş tir. Darney, hücresinde teselli
edilemez bir vaziyette, kendisini itham edenin kim olabileceğ i
ni düş ünürken, Lucie'nin eski sadık hizmetçisi Bn. Pross, uzun
yıllardır kayıp kardeş ini Paris sokaklannda görür. Bu senelerce
önce İngiltere'deki muhakemede Darney aleyhine ş ahitlik eden
hain John Barsad'dır.
■ Ş imdi, Sydney Carton da Paris'tedir, ihtilâlcilerin bir casusu
olan Barsad'la görüş ün Kendisini, daha önce İngiltere için ca
susluk yapmış biri diye teş hir edeceğ i tehdidinde bulunarak,
onunla gizli b ir anlaş ma yapar.
Darney'in yeni muhakemesinde, M. Defarge, St. Evremon-
deleri iğ renç suçlarla itham ederek bir liste çıkanr Adam, Dr.
Manetta'yı da, Darney aleyhindeki ş ahitler arasında gösterir.
Bu önemli ve lanetleyici belge, ihtiyar doktor tarafından Bas-
til'deki uzun hapis yıllan sırasında yazılmış ve ihtilâlciler bura
sını ele geçirdikleri zaman, Defrge, belgeyi Dn Manette'nin
hücresinde bulmuş tur.
1 0 0 B ü y ü k R o m a n • 2 4 3
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 245/247
Belgede, St. Evremonde Markisi'nin suçsuz bir aile üzerin
de iş lediğ i dehş et saçıcr bir suçu öğ rendiğ i için, Dr Manet-
te'nin nasıl tevkif edildiğ i anlatılmaktadır Soylulann hukukuna
'(le droit de seigneur") göre, Markis, Bn. Defarge'in kızkarde-
§i fakir bir köylü kızının ırzına geçmiş tir Kız ölüm yatağ ında
iken, Dn Manette, St. Evremonde'nin bu suçunu öğ renmiş ve
bu yüzden Bastille'e atılmış tır D r Manette, bu belgede, bütün
St. Evremonde ailesini lânetlemektedir
Uzun yıllardır unutulan bu belgenin, hâkimler üzerine tesiri
o lur Bunu yazdığ ını reddetmesine ve hâkimlerden merhamet
dilemesine rağ men Dr Manete'nin sözleri göz önüne alınmaz.
Darney'in, ecdadının iş lediğ i suçlann cezasını çekmesi gerekti
ğ i kanaatiyle yirmi dört saat içinde, giyotin altında öldürülme
sine koror verilir
Fakat yıllardır kendini terkeden Sydney Carton, ş imdi sevdi
ğ i kadjnın kocası namına hareket etmeye karar verir Ş antaj
yaptığ ı Barsad'ın yardımı ile Carton'un hücresine girmeye mu
vaffak olu r Kendisi ile bir elveda içkisi içeceğ ini söyleyerek,
Carton, Darney'in içkisine uyuş turucu madde katar; onunla el
biselerini değ iş tirir ve Barsad'ın arkadaş ını hücreden çıkarma
sını ister Mahkûma çok benzediğ inden, Carton, Darney'in ye
rine, giyotin altına yatacaktır Hapishane dış ındaki halk, çevri
len oyunun farkına varmaz ve Darney ailesine kavuş ur
Bu arada, Bn. Defarge, Lucie'nin küçük kızı da dahil bütün
aileyi ihbar etmek için Manette'nin evine gider Bn. Defarge'nin
karş ısına, kendisi gib i iriyan ve kuvvetli Bn. Pross çıkar ve Dar-
neylar Fransa'dan kaçarlarken, Defarge'nin onlan yakalama
sını engeller
İntikamını alamadığ ından gazaba gelen ve bir dakikacık
olsa giyotin altında ölenlerin dehş et saçıcı manzarasını kaçırdı
ğ ına üzülen Defarge, Bn. Pross'la çekiş irken, kendi tabancasıy
la kendini vurur Tabancanın patlaması, Bn. Pross'u, hayatı bo
yunca sağ ır bırakır
Tümbrel denen iki tekerlekli arabalar, mahkûmları öldüre-
2 4 4 » 1 0 0 Bü y ü k R o m a n
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 246/247
çekleri yere götürürken, Bn. Detarge'nin bulunmadığ ı dikkati
çeker ve hakkında bahsedilir. Tünnbrellerden birinde, sonuna
kadar asaletini muhafaza eden Sydney Carton da vardır Ya
nındaki, intikam peş inde giden mahkemenin ölüme mahkûm
ettiğ i fakir ve suçsuz bir kadın terzisini teselli etmeye çalış ırGiyotin düş meden önce, Carton der ki: "Ş imdiye kadar
yaptığ ım her iş ten çok çok daha iyi bir ş ey yapıyorum. Ş imdiye
kadar böylesine bir huzura kavuş mamış tım."
1 0 0 B ü y ü k R o m a n • 2 4 5
Eleştiri
Muğlak ve heyecanlı plânı, İki Şehrin Hikâyesi’ni Dic-kens’in en popüler romanlarından biri hâline getirmişsede, Dickens, tarihî roman yazmakla kendisini hiçbir zaman rahatlık içinde hissetmedi. Bu konuda yazdığı belli
başlı diğer kitabı, Barnaby Rudge (1841), onun belki de enaz tutulan romanıdır. Daha sonraki kitabı gibi, Barnaby Rudge de senelerce önce işlenen bir suçun intikamı üzerinde durur. İngiltere tarihindeki Gondon İsyanları, anti-Katolik başkaldırmaları gibi kargaşalı fon üzerinde işlenir.
Bununla beraber, Thomas Cariyle’nin Fransız İhtilâli
adlı kitabının derin tesiri altında kalan Dickens, bir defadaha tarihî bir roman yazmak istedi. Cariyle, romancıya,araştırma yapması için iki mukavva kutu dolusu kitapgönderdi, fakat Dickens, m uhtem elen, onların çoğunuokumadı. Cariyle’in mevcut şartlar altında, ihtilâli en iyi bir şekilde anlattığına em in olduğundan, ihtilâlin tarihini
yeniden yazmak istemedi. Bunun yerine, o zamanın atmosferini bir hikâyede belirterek, Carlyle’ın bu hâdiselerden çıkardığı ahlâkî dersi göstermek istedi: Yâni kan, ancak kan getirir, intikam, sonunda kendisini suçlu mevkiine götürür ve Fransız ihtilâlinin meydana çıkardığı vahşîkan banyosunu, müşfik ve bencil hislerden uzak beşerî
kalpler durdurabilir.
8/11/2019 Abraham H. Lass - 100 Büyük Roman 1
http://slidepdf.com/reader/full/abraham-h-lass-100-bueyuek-roman-1 247/247
Bu düşünce ile ortaya çıkaıj kitap aslında bir melodramdır. Dickens’in öteki romanlarındaki yüksek ölçüdekihüm ordan m ahrumdur. Dickens. İki Şehrin Hikâyesi’ni yaz
dığı sırada, amatör piyeslerle de ilgileniyor ve Victoriamelodramının etkisindedir. İki Şehrin Hikâyesi, Pickwick’in Evrakı ve David Copperfîeld gibi önceki romanlarından daha yaygın ve rahatlıkla okunan bir roman değildir. Dic
2 4 6 • 1 0 0 Bü y ü k R o m a n