Ahmet Ümit - Agatha'Nın Anahtarı

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Özel

Citation preview

  • AGATHA'NIN ANAHTARI

    Pera Palas'n pastanesinde oturmu hsan' bekliyorum. Gzlerim, pastanenin kartonpiyerlerle sslenmi tavanlarnda, eski avizelerinde, nakl aynalarnda rkek rkek gezinirken, niversiteden mezun olduumuzdan beri hsan'la grmediimizi anmsyorum. Telefondaki sesini bile glkle tamdm. O beni gazetelerden izliyormu, son romanm da okumu. "Nereden kt bu polisiye sevdas?" diye sormutu. "Bilmem, kt ite," demitim, anlamszca glmseyerek. "yi olmu. Ben de seni bunun iin aryorum." Neden sz ettiini anlamamtm. "Agatha Christie'nin Trkiye'ye gelip kaldn bilirsin," diye aklamt. "Pera Palas'ta kald odada bulunan anahtar... " "Sylenti," diye, dudak bkmtm. "Bende bu sylentilerin gerekliini kantlayacak bilgiler var, desem." Baka biri olsa dalga geiyor, derdim ama hsan, insann cann skacak kadar ciddi biriydi. Yine de inanmakta acele etmeyerek, "Ne o," demitim, alayc bir sesle, "sen de mi polisiye yazmaya karar verdin?" "nanmas g, ama sylediim doru. Yarn leden sonra Pera Palas'n pastanesinde bulualm. Olanlar anlataym sana." "Tamam," diyerek nerisini kabul etmitim. Arkadam grmek houma gidecekti.

    imdi, bu tarihi otelde hsan' beklerken, sylediklerini dnyor, ama hibir sonuca yaramyordum. Duvardaki antika saatin gonguyla dncelerim dald. Ayn anda kapdan girmekte olan hsan'n bana glmsediini grdm. Ksa bir sohbetten sonra aylarmz yudumlarken, "Sylediklerim aka deildi," dedi hsan. "Sahiden de Agatha Christie'nin Trkiye'de geirdii gnlere ilikin bilgiler var elimde." "Nasl bilgiler?" diye sordum, inanmam gzlerle arkadam szerek. "Gnlk," dedi, kendinden emin bir tavrla, "Kmuran Daym'n gnl." "Kmuran Dayn m?" "Hatrlarsn canm. Yazlar takldmz Bykada'daki kkn sahibi." "Hani, Robert Kolej'deki apknlklarm anlatan dayn," diye mrldandm. "Sporcuydu yanlmyorsam." "Eski milli yzc," diye aklad hsan. "Ayn zamanda polisiye roman hastas..." "Polisiye roman merakls olduunu bilmiyordum," dedim. "Benim kitaplardan birini yollayaym o zaman." "Yollayamazsn," dedi, buruk bir glmsemeyle, "geen ay ld." "Ban sa olsun, zldm," dedim ama aklm gnlklerdeydi. "Biz de ok zldk," dedi hsan, gzleri dalarak. "Onu ok severdim. Son yllarda pek kendinde deildi. Neyse... Kmuran Daym'n ocuu yoktu. Mal mlk bana kald. Geenlerde adadaki kke gittim. Ortal toplarken, alma odasndaki elik kasay atm. Kasadaki tapu gibi evraklarn arasndan be kaln defter kt. Gz atnca, bunlarn ingilizce olarak kaleme alnm gnlkler olduunu anladm. armtm, daymn gnlk tuttuunu bilmiyordum. elik kasann iinde bir de gizli blme saptadm ama anahtarn hibir yerde bulamadm. Bir uzman getirip baktrdm, bu kasann zel olarak yaptrld, amak iin anahtarn bulmam gerektiini syledi. Ben de, belki gnlkte, bununla ilgili bir eyler vardr diye, daymn yazdklarn okumaya baladm. Daym, 1920'den beri ne yaptysa hepsini yazm." Bir yandan hsan'n szlerinin nereye varacan merak ederken, bir yandan da Christie'nin hangi tarihte Trkiye'ye geldiini dnyordum. Tam karamyordum ama 1920'lerin yarsndan sonra olmalyd. lk kocas Archibald Christie'nin, onu aldatmasndan sonra kimseye haber vermeden ngiltere'yi terk ederek, stanbul'a atmt kendini. Sanki dndmden haberliymi gibi, hsan sz 1920'lere getirdi. "Gnlkte bizi ilgilendiren konu, 1926 ylnda balyor. Daym o sralar kendisinden on be ya byk Mualla Hanm ile evliymi. Babasnn mali durumu bozulan daym, para iin yapm bu evlilii. Ama hastalk derecesinde gen erkeklere dkn olan Mualla Hanm, daymla da yetinmek niyetinde deilmi. Evliliklerinin ikinci ylndan sonra kendine gen bir sevgili bulmu. Daym ektii aclar, kskanlklar olduu gibi aktarm gnlne." "Boanmay dnmemi mi?" diye soruyorum. "Karsndan kurtulmay planlyormu ama bunun iin boanmaktan farkl bir yntem varm kafasnda. te tam o gnlerde karlamlar Agatha Christie ile. O yl Cumhuriyet Balosu iin Pera Palas'a geldiklerinde, asansre binmekte olan Agatha Christie'yi gren daym, gzlerine inanamam, yaklam yanna. 'Siz Agatha Christie deil misiniz?' diye sormu. nl yazar kaamak yantlar vererek, kurtulmak istemi, ama bizimki brakmam peini. Bir hayran olduunu, o gne kadar yazd btn romanlar okuduunu sylemi, ingiltere'de daha o yl baslan 'Roger

  • Ackroyd Cinayeti'ni bile okuduunu syleyince, Agatha yumuam. Bundan cesaret alan daym, onu Bykada'daki kke davet etmi. Arbal bir insan olan Agatha Christie, stelik o sralar yreinde ihanet yaras da tarken, bu yakkl Trk'n iltifatlarna pek aldrmam. Ama daym ylmam. Her gn iek yollam, telefon etmi; sonunda kadncaz pes ettiinden midir, yoksa tek bana yaamaktan skldndan mdr bilinmez, daveti kabul etmi. Ama kalabalklardan holanmad iin, davette fazla insan olmamasn tercih ettiini, kibarca belirtmi. Daymn canna minnet, elinden gelse karsn da atlatp Agatha'yla ba baa kalmaya alacak. Ama Mualla Hanm, daymla ayn grte deilmi; bu ingiliz yazarn evlerine geldiini herkesin bilmesini istiyormu. Daymn itirazlarna aldrmadan, sosyetenin nemli kiilerini de arm davete. Davet gn Agatha'nn etrafn saran hayran kitlesinden frsat bulup bir trl konuamam daym onunla. Ama yazarmz gece yarsndan nce, izin isteyip kalknca arad frsat yakalam. Kadnn itirazlarna aldrmadan oteline kadar refakat etmi. Vapurda evlilik zerine konuurken bulmular kendilerini. Agatha zel yaamndan hi sz etmemesine karn daym onun ilikisinin de iyi olmadn sezinlemi. Belki alr diye, kendi evliliinin yrmediini anlatm. Yazar da, zr dileyerek bunun dardan da grldn sylemi. 'Yaknda ondan kurtulacam,' diye mrldanm daym, gizleyemedii bir kinle. 'Boanacak msnz?' diye sormu, yazar. 'Bir syleinizi okumutum,' diyerek konuyu deitirmeye alm daym. 'Kusursuz cinayet yoktur, diyordunuz.' Agatha glmseyerek aklam. 'Evet yle dnyorum. Tasarlanm cinayet iyi bir organizasyonu gerektirir. Zamann, meknn, cinayet aletinin doru seilmesi, ortalkta kant braklmamas ya da sahte kantlarn braklmas gibi zek gerektiren davranlarn yannda, birini ldrebilecek kadar soukkanl bir cesarete veya vahilie sahip olmaldr insan. Konuurken, yazarken basit olgularm gibi grnen bu gereklilikler cinayet annda yerine getirilmesi olduka zor eylemler haline gelebilir. Hele bir de cinayet annda srprizlerin ortaya ktn dnrsek... Evet, evet, bundan eminim, bence kusursuz cinayet yoktur.' Agatha'nn ilk kez byle cokuyla konutuunu fark eden daym, belki de yazarla yakalad bu yaknl yitirmemek iin, 'Bu konuda size katlmyorum,' demi. 'Kii yeterince soukkanl, cesur, akllysa, iledii cinayet de vicdannda yara amayacak kadar hakl bir nedene dayanyorsa kusursuz bir cinayet ilenebilir.' 'ok zor,' demi Agatha, 'ben byle bir cinayet duymadm.' 'Duymam olabilirsiniz ama eminim rnekleri vardr,' diye diretmi daym. 'Yine de denemenizi nermem,' demi Agatha. 'Bence boanmak cinayetten daha kolay bir yoldur.' Yalnzca bir saat kadar ba baa konumu olmalarna karn, bu ksa birliktelik bile, daymn, zaten ilgi duyduu yazara srlsklam k olmasna yetmi. Ne yazk ki Agatha ayn duygular tamyormu. Daymn ertesi gn, Boaz'da gezi teklifini nazik ama souk bir tavrla reddetmi. 'Yaammn en mutsuz gnlerinden biriydi,' diye yazm daym gnlne. Agatha'nn davetini reddetmesinden sonra bir de Mualla Hanm'la kavga etmi. fkeyle km evden. Heybeliada'da oturan ocukluk arkada Rauf'un yanna gitmi. Todori'nin meyhanesinde kfelik olana kadar imiler. O gece Rauf'un yalsnda kalm. Ertesi sabah uyandnda byk bir srpriz bekliyormu onu. Kkten gelen telefon karsnn bahede l bulunduunu bildiriyormu. Bulduu ilk tekneyle Bykada'ya gitmi. Kkn kapsnda polisler karlamlar onu. Hemen sorguya almlar. Daym itiraz edecek olmu, polisler, yan komu shak'n dn gece bahede birini grdn sylemiler. Karn seni aldatyormu, daha bir gn nce kavga etmisiniz, gibi szlerle sktrmaya balamlar. Daym o gece Rauf'la birlikte olduunu syleyerek, kendini syrmaya alrken, hkmet tabibi, Mualla Hanm'n lm nedeninin oka bal kalp krizi olduunu aklam. Bylece soruturma durdurulmu. O gn, Mualla Hanm'n servetinin tek varisi olarak, karsna kar son grevlerini yerine getirirken Agatha Christie'yi aramay da unutmam." Szn burasnda hsan'n ara vererek, anlaml gzlerle bana baktn fark ettim. Sanki daysnn yllar nce yapt bu tuhaf davrana, benim bir aklama getirmemi bekliyordu. "Belki Agatha cenazeye gelir de, onu bir daha grrm, diye dnm olabilir," diye, aklma ilk gelen olasl syledim. "Daym da byle yazm gnle," diye aklad hsan. '"Bu tr yldrm aklarnda insan deliye dnyor. Hele bir de reddedilince, her frsatt kullanarak, bu karsnn lm bile olsa sevgilisine ulamaya alyor. Ne yazk ki ben de bu alakl yaptm,' diyor daym." "Peki Agatha Christie, nasl karlam bunu?" diye soruyorum merakla. "zldn belirtmi, her zamanki gibi mesafeli bir tavrla. Ama cenaze kalktktan bir gn sonra kk aram, taziyeye gelmek istediini sylemi. Hl mesafeli tavrn srdrmeye alyormu, ama sesindeki heyecan, onulmaz bir merak duygusuyla kvrandn ele veriyormu. Zaten ertesi gn de damlam kke. lk geliindeki gibi onu iskelede karlam daym. Karsnn lmnn zerinden henz birka gn gemi olmasna karn, ii gc brakp onunla ilgilenmi. Agatha ise ustaca sorularla olay demeye alm.

  • Polislere ne sylediyse, ona da ayn eyleri aktarm, daym. Ald yantlar, kadnn baklarndaki kuku bulutlarm datmam. Beni asl hayrete dren daymn tavr," diyerek yine gzlerini yzme dikti hsan: "nanabiliyor musun, seni, karn ldrmekle suluyorlar buna kzmyor, hatta tuhaftr sanki bu cinayeti ilediini ima etmeye alyorsun." "Nasl yani, dayn karsn ldrdn m sylemi Agatha'ya?" "Sylememi ama sanki hissettirmi." Kafamda bir n yanp sndn hissediyorum. "Kusursuz cinayet," diye mrldanyorum. "te Agatha da bundan kukulanm. O geceki tartmadan sonra daymn hem sevmedii karsndan kurtulmak, hem de kusursuz cinayet ilenebileceini kantlamak iin Mualla Hanm' ldrdn dnm. Hatta kendi bana Heybeliada'ya giderek soruturma yrtmeye bile balam. Daymn o gece evinde kald Rauf'la, komu shak'la konumu. lgintir bu arada daym ile kadn yazar arasndaki arkadalk ilerlemi. Ve sk dur, Agatha otelden ayrlp bir sre kkte yaam. O tarihlerde gnln sayfalar bo! Anlalan daym Agatha ile o kadar megulm ki ok sevdii gnln bile ihmal etmi. Yeniden yazmaya baladnda, Agatha'nn ngiltere'ye dndn anlyoruz." "ster misin, gerekten de Mualla Hanm' dayn ldrm olsun," diye kesiyorum hsan'n szn. "Agatha da zeksn kullanp olay kantlam, ama dayn sevmeye balad iin bu gerei saklam..." "nce ben de byle dndm," dedi hsan, szm bitirmeme izin vermeyerek. "Ama vazgetim. nk Agatha daha sonraki yllarda Trkiye'ye gelmeyi srdrm. Gelince de mutlaka dayma uruyormu. Daym gnlnde yazarn, karsnn lmyle ilgili yeni sorular sorduunu yazyor. Bu da gsteriyor. ki Agatha'nn kukusu sryor." "Haklsn," dedim, dalgn bir ifadeyle. "Peki, ne zamana kadar srm bu stanbul ziyaretleri?" "Sir Max Mallowan ile evleninceye kadar," diye aklad hsan. "Daym, bunu rendiinde ok zlm." "Gnlkte, Agatha ile ilikilerinden bahsetmiyor mu dayn?" "Aslnda o da ilgin. Agatha'nn ilk geldii yl, olanlar tm itenliiyle kaleme dken daym, daha sonra bu konuda inanlmaz bir ketumluk gsteriyor. Sadece birlikte yemek yedikleri, gezdikleri yerleri yazyor. Bir de u kusursuz cinayet konusunda sohbet ettiklerini belirtiyor. Ne kendi duygularndan, ne de Agatha'nnkilerden hi bahsetmiyor." "Peki evlendikten sonra bir daha stanbul'a gelmemi mi Agatha?" "Bir yl sonra yine gelmi. Sanrm bir veda ziyareti. Kkte vedalamlar. Vedalarken, Agatha'ya bir anahtar verdiini yazm daym. Cinayet tartmalarn sona erdirecek aklamann, anahtarn aaca gizli blmedeki mektupta yazl olduunu sylemi. Ama kendisi lmeden o mektubu amayacana dair yazardan sz alm." Paralar bir anda btnleniyor, heyecanma engel olamadan soruyorum, "Ne yani, Agatha'nn kald odada bulunan u anahtar gerek miymi?" "Seninle grme nedenim de bu," diyor hsan. "Eer otelde byle bir anahtar varsa, bu daymn verdii anahtar olabilir. Anahtar alp mektubu okuyabiliriz." "Tamam da," diyorum, aknlkla hsan'n yzne bakarak, "bunu ben olmadan da yapabilirdin, neden beni ardn?" hsan'n dudaklarn mahcup bir glmseme sslyor, "Aslna bakarsan, otel yneticileriyle grtm," diyor. "Anahtar vermekten yana deiller. Ben de bunun zerine onlara senden bahsettim. Zaten tanyorlarm. lk kitabnn basn toplants bu otelde, Agatha Christie Salonu'nda yaplm. Senin de iin iinde olduunu, iinde anahtar olaynn da getii, otellerini konu alan bir yk yazabileceini syledim Bunun zerine tavrlar deiti." Bunlar anlatrken yzm inceliyor. Sesimi karmadm grnce zr dilercesine krk dkk bir sesle devam ediyor. "Biliyorum nce sana sormam lazmd. Ama adamlar vermeyiz deyince... " "yi yapmsn," diyorum, dosta eline vurarak. "Bana bunlar anlattn iin ayrca teekkr de borluyum sana. Hadi gidip konualm u adamlarla." Otel Mdr scak bir tavrla karlyor bizi. Durumu yeniden anlatyoruz. Sorular soruyor, hsan ayrntlaryla yantlyor. Ben de, eer olay dndmz gibiyse otelleri iin iyi bir tantm olacan anlatyorum. Adam uzatmyor, anahtar en ge yarn sabah getirmek kouluyla bize veriyor. Otelden kar kmaz Kabata'a iniyoruz, oradan deniz otobsyle doru Bykada'ya. Kmuran Bey'in kk adann en eski ahap yaplarndan. Yzyllk kestane aalarnn, manolyalarn serinlettii geni baheden geip, ikinci kattaki alma odasna kyoruz. hsan giderek artan bir telala ayor kasay. Kk kasann ii rengi sararm evraklarla dolu. Titreyen ellerle evraklar yana ekip gizli blmenin kapan ortaya kartrken, ben soluumu tutarak izliyorum onu. Arkadam elleri titreyerek otelden aldmz anahtar gizli blmenin kilidine uydurmaya alyor. lk deneme baarsz olunca mitsizlie kaplyorum, ama o ylmyor yeniden deniyor. Bu defa anahtar kilide oturuyor. evirmeden, yzme bakarak glmsyor. Sonra eviriyor, ard ardna iki kez dnyor anahtar kilidin iinde. "Ayor," diye baryorum kendimi tutamayarak, "demek Agatha'nn anahtar doruymu."

  • hsan gizli blmeyi dar ekiyor. elik ekmecenin iinde, elli yl akn sredir hapsolan zarf, sanki gerek kurtarclarn bulmu gibi yzmze bakarak almay bekliyor. Onu daha fazla bekletmeyi gze alamayacak kadar heyecanlyz. hsan zarf eline alyor. Laciverdi solmu bir mrekkeple Mrs. Agatha Christie, yazyor zarfn zerinde. Bir an gz gze geliyoruz, sonra aceleyle ayor hsan mektubu. "Sevgili Agatha, Sen bu mektubu okurken ben lm olacam. Umarm yaptklarm iin beni balarsn. Bandan beri sen haklydn. Kusursuz cinayet, diye bir ey yoktur. Evet, senin de saptadn gibi o gece Mualla'y ldrmek niyetindeydim. Heybeliada'ya gitmem, alkole dayanamayan Rauf'la herkesin gz nnde iip, sarho numaras yapmam bu plann birer parasyd. Yolda szan Rauf'u yalya gtrr gtrmez yatana yatrdm. Hizmetilere grnmeden, evin nndeki kumsaldan sessizce denize girdim. Yzerek Bykada'ya ktm. O sabah gizlediim giysilerimi, karm ldreceim ba alp kkn yolunu tuttum. Kke vardmda herkes uyuyordu. Evden ayrlmadan nce ak braktm alt kattaki alma odamn penceresinden ieriye szldm. Karmn yatak odasna ktm. Ama senin bahsettiin trden kt bir srpriz bekliyordu beni: Karm yatanda yoktu. Benim evde olmamam frsat bilip sevgililerinden birine gitmiti anlalan. Umarm stanbul'a inmemitir, diye dnerek, bahede, kuytu bir keye sinerek beklemeye baladm. Gece yarsna doru bahenin kaps gcrdayarak ald. Nefesimi tutarak kapya baktm; kr tanrya, gelen karmd. Kendinden emin admlarla ta yolda yryordu. Ba sa elimde smsk tutarak, sessizce ona yaklatm. Ba tam kalbine saplamay tasarlyordum. Bylece ilk darbede lecek, ben de dikkat ekmeden oradan kaacaktm. Karmla aramzda iki adm mesafe kalmt ki karsna ktm, bir an gz gze geldik. Onu ldrmenin tam zamanyd ama ne olduysa oldu ba indiremedim. Olanlar anlayamayan karm bir adm geriledi, sonra elimdeki ba grerek, 'Aman Allahm!' diyerek olduu yere yld. Korkuyla eve baktm. Hayr kimse bizi grmemiti. Karm beni tehis etmi olabilirdi, onu mutlaka ldrmem gerekiyordu. Yere meldim. Mualla upuzun yatyordu. Ba kaldrdm, kalbinin zerine indireceim ama yapamyorum. Gzlerimi kapyorum, ayorum, konumumu deitiriyorum, hayr yapamyorum. Sonunda karm ldremeyeceimi anladm. Aklma baka bir fikir geldi. Karm uyandracak, onu hrsz sandm syleyecektim. Bu dnceyle usulca sarstm. Ama karm uyanmad. Elini tutup kaldrmaya altm, braknca olduu gibi yere dt. Yine ok imi diye sylenerek, onu sarsmay srdrdm, boa aba, Mualla kprdamyordu. Neredeyse kkteki hizmetilerden yardm isteyecektim ki, baklarm Mualla'nn ok iinde donup kalm gzlerine takld. Soluumu tutarak yaklatm. Elimi gznn nnde gezdirdim, kprt yok. Korkuyla sa bileini elime alp nabzna baktm; atmyordu. Emin olamadm boynundaki damar da yokladm. Hayr, o da atmyordu. Panik iinde olduum yerde dona kaldm. Sonra sakinletim, dndke bunun bana Allah'n bir ltf olduunu anladm. Sessizce doruldum, kant brakmadmdan emin olmak iin etrafma bakndktan sonra hzla baheden ktm. Karm lmt, lmne ben neden olmutum ama bu ustaca tasarlanm bir cinayetten ok, beceriksiz bir katilin ans sonucu gereklemiti. Senin konuyla ilgilendiini sezer sezmez aklma bu olay kullanmak geldi. Belki bylece dikkatini zerime ekebilir, akma karlk vermeni salayabilirdim. Bu yzden istanbul'a geldiin yedi yl boyunca, kusursuz bir cinayet ilemiim duygusunu vermeye altm sana. Bunun ie yaramadn da syleyemezsin. Ama, ben adam ldrecek cesarete ya da vahilie sahip deilim. Zeksn yalnzca sevdii kadn kendine balamak iin kullanabilecek iflah olmaz bir m sadece. Yaptklarm iin senden zr diliyorum. Umarm bu yeteneksiz katili, yalanc balarsn." Kmuran Aknil

    KTAP KATL

    Bakomiser Nevzat ile yardmcs Ali gzlerini dikmi, pr dikkat beni izliyorlar. Sigara dumanna boulmu bu kk odaya girdiimizden beri nc kez uyaryor Bakomiser Nevzat, "Cumartesi saat 17:30 ile 19:00 arasnda nerede olduunuzu sylemezseniz, sizi gzaltna almak zorunda kalrz." "Anlamyorum," diyorum, aknlkla, "o eletirmeni neden ldreyim ki?" "Son romannz yerin dibine batrm," diyerek lafa karyor Ali. k giysileri, ukala davranlaryla polisten ok gen bir broker andryor. "Bunun iin adam ldrlr m?" "Ne diyorsun sen," diyor, "adam yan bakt diye cinayet ileyenler var bu memlekette." "Ben onlardan deilim." "Bundan emin olamayz," diyor Nevzat. "stelik bize yalan sylemiken," diyerek ta gediine koyuyor Ali. "Gya Cumartesi gn Eskiehir'de imza gnnde olacakmsnz." "Ben size yalan sylemedim... mza ii son anda iptal oldu." "Bize,deil ama karnza sylediniz," diyor Ali, karnz szcnn stne basa basa. "Karsna yalan sylemekten ekinmeyen biri kim bilir bize ne masallar anlatr." Durum sandmdan ciddi grnyor. Galiba gerei anlatmaktan baka arem yok.

  • "Bakn," diyorum alttan alarak, "sizin de banza gelmitir... evlilik zamanla monotonlayor, insan heyecan aryor. " Lafn nereye varacan anlayan Ali kkrdarken, Bakomiserin kalar atlyor. "Ltfen daha ak konuur musunuz?" diyor. "Peki," diyerek aklyorum... "Cumartesi gn bir bayan arkadamla birlikteydim. Kakts Kafe'de bulutuk, Beyolu'nda. leden sonra saat be buuk sularnda." Ben anlatrken, Ali de nndeki kk deftere notlar almaya balyor. "Kafede sylediklerini dorulayacak kimse var m?" "Barmen hsan beni tanr," diyorum. "Ona sorabilirsiniz." "Peki sonra ne yaptnz?" "Ortaky'e indik, bir restoranda yemek yedik, oradan da kzn evine gittik," diyorum. "Kz kimdi?" "Ad Nermin, gen bir air." "Telefonu var m?" Numaray ezberden sylyorum. Nevzat, rakamlar kaydeden yardmcsna dnyor: "Hadi u Kakts Kafe'deki garsonla, kz bir ara." "Ba stne amirim," diyerek kalkyor Ali. Yardmcs kmadan Bakomiser yeni bir direktif daha veriyor: "ocuklara da sor, kapcy getirmiler mi? Yaynevinin sahibiyle yzletireceiz." Bir de yaynevi sahibi var! Kim acaba? Yoksa benim yaync m? Ama bu ok sama! "u yaync," diyorum, Ali odadan ktktan sonra, "Aytu Gke mi?" Nevzat biraz arm ama soukkanlln yitirmeden yzme bakyor. "Nereden biliyorsunuz?" "Kitabm eletirdi diye, beni Sleyman Sami'nin katili yaptnza gre yayncm haydi haydi sulu sayarsnz. Aytu Abi'yi de sorguladnz m?" Sorumu yantlamak yerine masann zerindeki 2000 paketine uzanyor. Bir sigara karp dudaklarna gtrecekken gzleri bana taklyor, "er misiniz?" diyerek uzatyor. Alyorum, sigaralarmz bitene kadar pek konumuyoruz. Aslnda konuyu amak iin bir iki denemede bulunuyorum ama Bakomiser ketum davranyor. Bu ketumluk, Ali gelip anlattklarmn garson ve Nermin tarafndan dorulandn aklamasna kadar sryor. Bu konumadan sonra Bakomiser yumuuyor. Keli suratndaki sert izgiler geviyor, baklarna babacan bir ifade gelip oturuyor. "Aytu Gke'yi iyi tanr msnz?" diye soruyor. "Tanrm. Onun sulu olduunu mu dnyorsunuz?" "Sleyman Sami'nin eletirdii son kitap onun yaynevinden km." Glmeye balyorum. "ok mu komik?" diyor Nevzat. "Komik," diyorum, "rahmetlinin yerdii kitaplar, vdklerinden daha ok satard." ki polis aknlkla birbirlerini szyor. nce Nevzat topluyor kendini. "Ama," diyor, "yayncnz cumartesi maktuln evinde tashihi Salih tarafndan grlm." "Ne ii varm onun, eletirmenin evinde?" diyorum aknlkla. "Sleyman Sami'nin yeni kitabnn dzeltmelerini getirmi. O evdeyken Aytu Bey gelmi. Salih onlar ba baa brakp km." "Bunda yadrganacak bir ey yok, iyi arkadalard. Hem Salih Bey'in dzeltmelerini yapt kitap da bizim yaynevinden kacakt." Bir sre odada kimse konumuyor. Sessizlii Bakomiser bozuyor yine: "Peki Yakup Kra' tanr msn?" "Arkadamdr," diyorum. "Trkiye'nin en iyi ykclerinden biridir." "Bu sizin iyi ykc ka gndr ortalkta yok." "Deli doludur Yakup," diyorum arkadam savunmak iin. "Can isteyince kimseye haber vermeden eker gider." " gn nce bir panelde Sleyman Sami'yle birbirlerine girmiler." "Duydum, tatsz bir olay. Ama Yakup Kra kimseyi ldremez." "Onu bulunca anlayacaz," diyor Nevzat ban sallayarak. "Sleyman Sami yazarlarn arasnda pek sevilmezmi," diyerek, bu defa Ali balyor sorguya. "Sen de kzar miydin ona?" "nceleri ok kzardm ama sonra yapt eletirinin ou zaman haksz, fke kaynakl olduunu anladm. Kendini bitiriyordu zavall." "Ama birileri senin gibi dnmyor olacak ki, defterini drmler herifin," diyor Ali. "Neden katilin edebiyat olduunu dnyorsunuz? Baka biri, bir hrsz olamaz m?"

  • "Evden hibir ey alnmam. Bir de cinayetten sonra katil, nemli edebiyat dergilerini arayarak, eletirmeni ldrdn haber vermi. Kendisini bir edebiyat tutkunu olarak tantp, Sleyman Sami'yi de kitap katili, bir edebiyat bezirgan olarak tanmlam. Cinayetin gerekesi olarak da Sleyman Sami'nin edebiyata zarar vermesini gstermi." "lgin," diyorum. "Belki de katil, fanatik bir okurdur. Sleyman Sami, hayran olduu yazar eletirince o da bu cinayeti ilemitir." "Hakl olabilirdin ama katili eve Sleyman Sami alm. nsanlarla aras pek de iyi olmayan eletirmenin yle her okuru eve alacan sanmyoruz. Katil, eletirmenin tand biri olmal. Cinayet bak ya da haner gibi delici bir aletle ilenmi. Bunun eletirmene 25. Sanat Yl'nda armaan edilen gm mektup aaca olduunu sanyoruz. Her zaman masann zerinde duran mektup aacan bulamadk, kant yok etmek isteyen katil alm olmal." "Bu telefonlar," diyorum dalgn bir ifadeyle, "hedef artmak iin olamaz m? Belki katil, cinayeti edebiyatlarn zerine ykmak iin bu yolu semitir." "Olabilir ama bu ynde hibir kant yok elimizde," diyor Nevzat. Sonra kartn uzatarak ekliyor. "Sizden ricam, bir ey renir ya da duyarsanz bize haber vermeniz." "Merak etmeyin," diyorum, kalkarken, "bir ey renirsem haber veririm." Eve gelip karmn sorularn usturuplu yantlarla geitirdikten sonra alma odama kapanp Sleyman Sami'yi kimin ldrm olabileceini dnmeye balyorum. Katilin yazar olmas bana zayf bir olaslkm gibi geliyor. Yazarlarn ou ister farknda olsunlar ister olmasnlar lmszlk peindedirler. Ama bu lmszl iledii cinayetlerle deil, yazdklaryla salamaya alrlar. Bu nedenle, eer ok aptal biri deilse hibir yazarn, lmszlk dn bir eletirmeni ldrmeye feda edeceini sanmyorum. Peki o zaman kim olabilir bu katl? Akrabalar desem, adam zengin deil ki ldnde ykl bir miras braksn. Kadn, ak desem, Sleyman Sami, andropoz snrn geceli yllar oluyor. Politik bir cinayet desem, btn o solcu sylemine karn, etliye stlye karmama konusunda nasl byk bir beceriye sahip olduunu herkes bilir. O halde kim, niin ldrd bu adam? Sanki sorumun yantym gibi pe pee almaya balyor telefon. "Alo buyrun?" "Alo," diyor neeli bir ses. "Ben Yakup" "Yakup... Olum nerdesin? Polis seni sorup duruyor." "Eve gelmiler, duydum. Sleyman Sami yznden. Ulan ne cenabet herifmi. ls bile rahat brakmyor bizi." "yle konuma, ne de olsa edebiyata katkda bulunmu bir adam." "O herif mi? Gldrme adam... Sen de bir tuhafsn! Herif, hakknda yazmadn brakmad. Neredeyse adam savunacaksn bana." "Olan olmu," diyorum. "ld gitti, arkasndan konumayalm imdi." "Niye konumayalm? lm olmas onu aklamaz." "Belki sana ktl dokundu ama..." diyecek oluyorum. "Bana ktl dokunmas nemli deil," diyerek patlyor. "Asl ktl edebiyata dokundu. Onu pohpohlayanlarn yaptlarn gklere karr, kendisine boyun emeyenleri yerin dibine sokmaya alrd. Byle eletirmenlerin olduu bir lkede edebiyat geliir mi? O bir bezirgand... Kitap katiliydi." "O szleri nereden duydun?" diye soruyorum, kukuyla. "Hangi szleri?" diyor afallayarak. "O bir bezirgand, kitap katiliydi, szlerini." "Hatrlamyorum... Gazetede okumuumdur herhalde." Kafam karyor, Yakup, eletirmeni ldrm olabilir mi? Dayanamayp soruyorum. "Neredesin, syle de gelip alaym." "Bover... stanbul dnda bir yerdeyim ite." "Ne zaman ayrldn stanbul'dan?" "Cumartesi gecesi." Cinayetten sonra diye geiriyorum aklmdan. "Orada burada dolap durma," diyorum uyaran bir ses tonuyla. "Yakalayacaklar, ban belaya girecek. Kalk gel, polise teslim ol." "Gelemem. Burada keyfim yerinde. O herif ld diye rahatm bozacak halim yok." "Anlamyorsun," diyecek oluyorum. "Anlyorum, anlyorum... bu kadar muhabbet yeter Hadi eyvallah," diyerek kapatyor. O srada kap alyor, karm ieri giriyor. "Sylemeyi unuttum," diyor, elindeki dosyay bana uzatrken, "tashihi Salih Bey urad. u msveddeleri brakt. Dzeltmeleri yapm, sayfalk da bir ek yazm." Aklm hl Yakup'ta, bir an karmn neden bahsettiini anlayamyorum. Bana uzatt dosyay alrken alglyorum her eyi. Eski romanmn ikinci basks iin hazrlk yapyoruz. Dosyay ap iindekileri karyorum. Sayfalarda krmz kalemle iaretlenmi harfler, cmleler gryorum. Bunlar iyi, gzel de romann sonuna eklenen "Eletiri ve neriler" bal altndaki u sayfa da ne oluyor?

  • Karm odadan kmadan nce, Salih Bey'in bir de ricas olduunu, dzeltmeleri yaptktan sonra evine yollamamz istediini sylyor. Tuhaf, hi byle istekleri olmazd, yaynevinden alrd msveddeleri. Karm knca Yakup'un katil olup olamayacan dnyorum bir sre daha. Polisi arasam, hayr bunu Yakup'a yapamam. En iyisi az nceki telefon konumasn unutmak. Salih Bey'in dzeltmelerine dnyorum. nce, ne yazm u adam diye merak ederek 'Eletiri ve nerileri' okumaya balyorum. Tipleri daha iyi izmem iin birka neride bulunuyor ki hi de haksz saylmaz. Kurguyla ilgili de notlar dm. zerinde dnlmeye deer. Ama beni asl arpan notlarnn sonuna ekledii, iyi romann, belirsizliin bilgelii zerinde ykseldiini anlatan paragraf. Bu paragraf, roman tarihinin zeti gibi, yle derin, yle anlam ykl ki, insan ok gzel bir iirin karsndaym gibi heyecanlandryor. Bir yerden alm olmal, diye dnyorum. Bu varsaymm bile aknlm, yazya duyduum hayranlm azaltmyor. Onunla konumak istiyorum. Ve Salih Bey'in evine msveddeleri kendim gtrmeye karar veriyorum. Ertesi gn Yakup Bodrum'da yakalanyor. Apar topar stanbul'a getiriliyor. Yakup cinayet saatinde evde yalnz olduunu sylyor ama inanmyorlar ona. Evini aryorlar, neyse ki mektup aacan bulamyorlar. Ama sorgusu sryor. Sleyman Sami'nin topraa verilecei gn, ben de Salih'in evine gidiyorum. Kurtulu'ta eski bir apartmanda oturuyor. Beni grnce, yz allak bullak oluyor. Ama sonra toparlyor, "Msveddeleri getirdiniz herhalde," diyor, kendinden emin bir tavrla. "Ben de sizi bekliyordum buyrun." Bu adama ne olmu byle diye dnmekten kendimi alamyorum. Duvarlar ktphaneye dntrlm genie odann ortasnda, ahap masann nnde duran eski koltuklardan birini iaret ederek, "Buyrun oturun," diyor masaya otururken, "Notlarm okuma frsat buldunuz mu?" "Evet, okudum," diyorum, onun otoritesini kabul ettiime kendim de aarak. Bu sahneyi daha ncede yaadm anmsyorum. lk romanm kmazdan nce Sleyman Sami'ye gitmitim. Tpk Salih Bey gibi stenci bir tavrla konumutu benimle. "Bu roman karmakta acele etmisin," diyor, szn saknmadan. "Eksikleri var." "Ama," diye savunmaya geecek oluyorum. "Amas mamas yok, siz genler hep byle yapyorsunuz," diyor. "Kitabnz ksn da nasl karsa ksm. n, an peinde kouyorsunuz... " Adam dpedz hakaret ediyor bana. Sleyman Sami'yi de geti, diye dnyorum. Ama asl yanl yapan o, artk ben toy bir yazar deilim. "Kendinize gelin Salih Bey," diye baryorum. "Siz ne biim konuuyorsunuz." Adam afallyor, gzbebeklerindeki sert parltlar yumuuyor, bir av kpeinin lgn baklarna dnyor. Artk karmda bildiimiz o yorgun, ezik Salih Bey var. "Bakn," diyorum, biraz sesimi alaltarak, "siz ok iyi bir tashihisiniz. Ama bu, bana hakaret etme hakkn vermez size." Orta yal adam koltua ekilip, iyice klyor. Ona acmaya balyorum. Zavall ar ar deliriyor olmal. "Ayrca," diyerek, gnln almaya alyorum, "yazdnz notlan da ok iyi bulduumu belirtmeliyim. Hele o son paragraf... Saptamalarnz iin sizi tebrik etmek gerekir." "O yazy ben yazmadm," diyor, utanga bir tavrla. "Kim yazd?" Gzleri korkuyla odann giri kapsna evriliyor, ' birinin duymasndan ekinirmi gibi "Salih Sami," diye fsldyor. Salih Sami de kim? Karmdaki adamn soyad Barem. Salih Sami nereden kt? "Sleyman Sami mi demek istiyorsunuz?" diyorum. "Hayr o ld. Artk Salih Sami var," diye aklyor. rkek gzleri hl odann kapsnda. Ben de kapya dnyorum. "Onu tanmyorum," diyorum adamn nereye baktn anlamaya alarak. "Nasl tanmazsnz," diye baryor birden. aknlkla ona dnyorum. Ezikliini zerinden atm, az nceki acmasz tavryla konuuyor. Adamn ldrdn anlyorum. Ama alttan alrsam, Salih Sami'nin canma okuyacan da biliyorum. "Sesini ykseltme," diye ben de en az onunki kadar gl bir sesle baryorum. "Uyduruyorsun. Salih Sami diye biri yok." Umduum gibi olmuyor, gzlerindeki fke yumuamyor. "Cahil," diyor, eliyle arkadaki raf gstererek. "Bu kitaplar kim yazd sanyorsun?" Raflara bakyorum, Sleyman Sami'nin kitaplarn gryorum. O anlatmay srdryor, "Alttakiler de kitaplamam almalarm. Sleyman Sam kskand baslmalarna izin vermedi." aknlk iinde susuyorum. "Hl inanmyorsan al una bak," diyerek masann ekmecesini ayor. Dikkatle bakyorum, ekmeceden ald gm mektup aacan bana uzatyor. "Bunu bana 25. Sanat Yl'nda armaan ettiler," diyor. nce korkuyla geriliyorum, bir an kamay dnyorum. Sonra kendimi toparlayarak,

  • "Bakabilir miyim una?" diyerek an bir hareketle mektup aacan kapyorum. "Yalan sylyorsun. Bu senin deil Sleyman Sami'nin." Yznde beliren aknl grr grmez, iyice ykseltiyorum sesimi. "Sen Salih Sami deilsin, sen Salih Barem'sin." Yeniden tashihi Salih Bey oluyor karmdaki adam. Boynunu eerek, uysal ezik baklarla beni szmeye balyor. Ama artk gerilemeye hi niyetim yok. "Sen eletirmen deilsin," diyorum. "Olabilirdim," diyor titrek bir sesle. "Sleyman Sami engelledi beni. Ona deer verirdim. Her yazdm ona gtrrdm. Beenmez, beni aalard. Senden olsa olsa tashihi olur derdi." "Mesleim kmseme," diyorum, amacm Salih Sami'nin yemden ortaya kmasna engel olmak. "Tashihilik de nemli bir itir." . "Salih Sami yle demiyor ama." "Bo ver onu. Yalan sylyor. Biliyorsun o bir katil. stelik suu da Aytu Bey'in zerine ykmak istiyor." "Kt niyeti yoktu aslnda. Sleyman Sami'ye yaptklarnn yanl olduunu sylemek istiyordu. Ama tam o srada Aytu Bey geldi. Onun yannda konuamazd. Dar kp bekledi. Aytu Bey gidince yeniden eve girdi. Eletirmene hatal olduunu, insanlara daha zenli davranmasn syledi. Ama Sleyman Sami bana yapt gibi ona da hakaret etti." Sesinin ykselmeye baladn hissediyorum Salih Sami yeniden ortaya kmak zere. "Onu ldrmeye hakk yoktu," diyorum serte. "Yarn fkelenip Salih Barem'i de ldrebilir." Tashihi yardm dileyen gzlerle bana bakyor. "Polisi arayp onu yakalatalm, tek are bu," diyorum kesin bir ifadeyle. "Yapamam," diyor. "Sen yapmazsan ben yaparm," diyorum. "Telefon nerede." Usulca, kitapln alt rafndaki siyah telefon ahizesini gsteriyor. Telefona sarlp Nevzat' aryorum. Hemen geleceklerini sylyorlar, ikimiz de susmu onlar beklerken sanki hibir ey olmam gibi,

    "Biliyor musun," diyor, "ok tashih vard romannda."

    KR BCAN'I KM VURDU? Gecenin nde, telefonun sesiyle uyanyorum. Uykum pek hafif saylmaz, epeydir alyor olmal. ki kiilik geni yatamda dnerek komodinin zerindeki telefona uzanyorum. "Alo?" "Alo, Bakomiser Nevzat m?" diyor stma grmemi bir erkek sesi. "Evet, sen kimsin?" diye soruyorum, esneyerek. "Ben Recep, Bican Abi tarafndan aryorum." Annda alyor uykum. Bu, Kr Bican'n sa kolu Recep. Ksa bir duraksamadan sonra, "Ev telefonumu nereden buldun?" diye soruyorum. "Bican Abi'de varm," diyor anlaml bir ses tonuyla. "Bican komada deil mi?" "kr Allah'a, at gzlerini," diyor. Sesinde gurura benzer bir sevin var. Yardmcm olacak Ali salann haberi yok. Gya adamn yatt odann kapsnda nbet tutuyor. "Ne zaman oldu bu?" diye soruyorum, nemsemez grnerek. "Birka saat nce," diye aklyor. "Bican Abim seninle konumak istiyor." lgin! Demek Bican komadan kar kmaz beni istiyor. gndr kafam kurcalayan dm sonunda zlecek... zlecek mi? Bu herifler, yle kolay kolay konumazlar... "Ne anlatacakm bana gecenin bu saatinde? Yarn sabah konuuruz," diyerek ne kadar ciddi olduklarm anlamaya alyorum. "Ne anlatacan bilmiyorum Bakomiserim, sana syleyecekmi," diyor, uysal bir ses tonuyla. "Mutlaka bu gece konumalymsnz. Hayat memat meselesi, dedi Bican Abim." Biraz dndkten sonra, "Peki, yarm saat sonra hastanedeyim," diyorum. Emektar Renault glk karmadan alyor. Ana cadde bizim sokak gibi sakin yine de hzl gitmiyorum. Kr Bican'la konumadan nce biraz dnmeliyim. Paketimdeki son sigaray yerletiriyorum dudamn kysna. Canm ektiinden deil, ksa yoldan kafay toparlamak iin. Her ey gn nce, Kr Bican'n Boaz'da lks bir restoranda vurulmasyla balad. Olay duyduumda aklma gelen ilk ihtimal, byk apl bir mafya hesaplamasyd. Kr Bican deyip gemeyin, yeralt aleminin en nemli, en ilgin ahsiyetlerinden biridir. Delikanllk raconlarn el stnde tutan, kendine gre ahlak kurallar olan eski babalara hi mi hi benzemez. Ucunda para olduktan sonra eroin ticaretinden tutun da ocuk pazarlamasna kadar akla gelebilecek her trl pis ie girmekten ekinmez. Yeralt aleminde herkes ondan korkar, ona bulamak istemez.

  • Sonunda birileri onun da biletini kesmeye karar verdi anlalan. Ama baka pis kokular da geliyor burnuma. Henz kant olmamasna ramen kimi gazeteler, Kr Bican'n vurulmasnn u mehur eteyle balantl olduunu yazd. Her gn ipe sapa gelmez ihbarlar alyoruz. Bunlar neyse de istihbarat rgtnn de olay soruturduu haberleri yaylmaz m ortala. etenin bu ie bulam olmas henz kesinlik kazanmasa da ben Kr Bican suikastnn ardnda byk bir gcn olduunu dnyorum. Bu yle bir g ki, Kr Bican'n en ok gvendii korumalar, yeralt aleminin naml delikanllar Keskin Nejat'la, Kalafat Kenan' bile satn alabilecek kadar zengin ve korkutucu. ki korumay bizzat ben sorguladm. Nasl olduunu anlayamadklarn, krmz BMW ile gelen bir delikanlnn Bican Abilerini kurun yamuruna tuttuunu anlattlar. Gerektiinde on kiiyle atmaya girecek kadar iyi silah kullanabilen bu iki bitirim, gzlerimin iine baka baka yalan sylyorlard. Benden ekinmemelerini anlyordum ama Kr Bican etesinin teki elemanlarndan korkmamalar tuhaft. Bunun aklamas basitti: Kr Bican' vuranlar daha belal adamlard. Emniyet amirimiz de ayn eyi dnm olacak ki, "Aman Nevzat olum, dikkat et. Bu nazik bir konuya benziyor, i yukarlara uzanabilir, durup dururken bamza i almayalm," diyerek, beni uyarma gerei hissetmiti. Restorandaki garsonlar da krmz BMW ile gelen bir delikanldan sz ettiler. Korumalardan farkl olarak, delikanlnn yannda gzel bir kzn olduunu da eklediler. Kr Bican kzn masasna gitmi, tartmlar, delikanl da tabancasn ekip, mafya babasn yere sermi. Bu ifade korumalarnkini doruluyordu ama suikastn arkasnda kimin olduu sorusuna aklk getirmiyordu. Ne yazk ki korumalar da garsonlar da BMWnin plakasn almamlard. Daha ilginci, olay yerinde bir arjre yakn kurun yaklm olmasna karn ne bir mermi ekirdei, ne de bir kovana rastlanamamt. Bunun anlam akt; birileri delil kalmasn, diye tek tek kovanlar toplamt. Kr Bican'a yakn mesafeden ate edildiinden kurunlar delip gemi, adamn gvdesinden de ekirdek kmamt. Bir tek krmz BMW kalyordu geriye, plakas saptanamam olmasna ramen, gndr arabann sahibini bulmak iin urap duruyorduk. Aslna bakarsanz beni de rktyordu bu olay. Ya gerekten de ete filan karsa bu iin altndan. Kr Bican'n da 1980'den sonra yurtdndaki gizli operasyonlarda kullanld syleniyordu. Hastanenin park yerine gelinceye kadar bu dnceler geiyor kafamdan. Arabadan karken, karanln iinden ince uzun bir glge yaklayor yanma. Bizimkilerden biri mi, hayr, bu Recep. Saygyla ceketini dmeleyerek, "Ho geldiniz Bakomiserim," diyor, "yle buyrun." Hastanenin kapsna yrrken, "Peki konuabilecek hali var m Kr Bican'n?" diye soruyorum. "Bican Abi byle ok varta atlatt," diyor kendinden emin bir tavrla. "Gzn atktan sonra korkma. Seni beni uyutur da sabaha kadar konuur evvel Allah!" Kr Bican'n yatt oda nc katta. Asansrden indiimi gren Yardmcm Ali ile yanndaki iki polis memuru aknlkla toparlanyor. "Hayrola amirim, bir ey mi oldu?" diye soruyor Ali, uyku sersemi gzlerini yzme dikerek. "Kr Bican komadan km," diyorum. "m... imknsz..." diye kekeliyor. "Sen yle san," diyorum, kzgnlkla yzne bakarak. "Adam hastaneden karsalar haberimiz olmayacak." "Ama bakomiserim," diyecek oluyor. "Tamam, tamam seninle sonra konuacaz," diyerek, Bican'n odasna yryorum. Kr Bican, geni odann ortasndaki yatakta koluna balanm serum ieleriyle yatyor, ieri girdiimizi fark edince ban hafife kaldryor. Yz solgun ve endieli. Yataa yaklarken, Recep bir iskemle yetitiriyor. "Gemi olsun," diyorum iskemleye otururken. "Sa olasn," diyor. gnlk koma onu epeyce sarsm. Ona Kr Bican lakabn kazandran, sa kann ortasndan balayp enesine kadar uzanan bak yaras sanki daha da derinlemi. "Kusura bakma Bakomiserim..." diyor. "Seni de buraya kadar yorduk." "Anlatacaklarn nemli olmal," diyorum. "Nedir bu i? Kim vurdu seni?" Sorumu yantlamadan nce gzleriyle Recep'e odadan kmasn iaret ediyor. Adam knca bana dnerek, "nce sz vermelisin," diyor, adeta yalvaran bir ses tonuyla. "Bu konuyu kimseye anlatmayacaksn." "Byle bir koulu kabul etmeyeceimi biliyorsun." "Anlatacaklarm kimseye sylemezsen, sana nemli bir tyo vereceim," diyerek pazarlk yapmaya balyor. "Belki anlatacan ey, verecein tyodan daha deerlidir," diyorum kurnazca glmseyerek. "Deil," diyor. "Allah ahidim olsun, deil." "Duymadan bir ey syleyemem," diyerek, kestirip atyorum. aresiz gzlerle yzme bakarak, "Olanlar renince eminim bana yardm edeceksin." "nce anlat," diyorum, byle belal bir babay kstrm olmann verdii keyfin tadn kartarak. "Peki, dinle o zaman," diyerek, balyor anlatmaya: "Pazar gn, Boaz'da, Orfoz Restoran'da oturuyorduk. Bir ara gzlerim kapdan giren bir kza takld. Gn n arkasna almt yzn gremiyordum ama kz

  • ok iyi tandm birini hatrlatyordu bana. Yry, ban yana eii, san savuruu her eyi ona benziyordu." "Kime benziyordu?" diye soruyorum merakma yenilerek. Kr Bican'n solgun yz kederle glgeleniyor. "ermin'e," diyor, titrek bir sesle, "ilk sevgilim ermin'e. Sanki onca sene gememi gibi, tazecik, gencecik duruyordu karmda. nmden geene kadar hayran hayran bakp durdum. Ben kendimi kzn bysnden kurtaramamken, 'Ne bakyorsun lan yle ay gibi?' diyen bir ses duydum. Bam evirdim ki, uzun boylu, yeniyetme bir olan fkeyle bakyor. Olan grr grmez, kzn manitas olduunu anladm. Bizim ocuklar ayaa frlayp olan benzetmek zereydiler ki, onlar durdurarak, ocua dndm, 'Hemen azn bozma,' dedim, alttan alan bir sesle, 'kz birine benzettim.' 'Yiyecek gibi bakyordun ama,' diye diklendi. 'Yanl anladn koum...' diyerek, yattrmaya altm. 'Yanl anlamadm. Bir daha olmasn,' dedi. Bizim ocuklar ldrmak zereydi. Delikanl uzaklarken, Keskin Nejat, 'Abi emret, indireyim u lavuu aaya,' dedi. 'Bo ver be Nejat,' dedim. 'Diisinin yannda erkek sereye bile eyvallah ekmek lazm.' ocuklar bendeki bu deiiklii anlamadan akn akn yzme baktlar. Bu arada delikanl gidip kzn masasna oturmutu. Kz, ne konutuunu sormu olacak ki bize ters ters bakarak bir eyler anlatt. Kzn tatl baklar sertleti, dmanlkla doldu. nemsememeliydim ama yapamadm. Barmak iin garsonla iki gnderdim. Delikanl ikrammz geri evirdi. Bu defa bizim Kalafat Kenan, 'Abi bu dallamann yapt yetti artk, brak, u olan halledeyim,' dedi. 'Olmaz,' dedim. 'Onlar k. Aklara dokunulmaz. Ben gider konuurum.' 'Konutuuna demez Abi,' dedi Nejat. 'ok cann ektiyse kz kaldralm.' Yapmadmz i deildi, ama bana ermin'i hatrlatan bir kza bunu yapamazdm. 'Bunu duymam olaym Nejat,' dedim. 'Ne zamandan beri siz bana akl verir oldunuz?' ocuklar susup, balarn ne ediler. Ben de kzn masasna yollandm. Onlara yaklatm grnce olan yine dik dik bakt yzme. Aldrmadan ktm masalarna; 'Bak arkada,' dedim, btn samimiyetimle, 'benim kt bir niyetim yok... ' 'Ulan, sen kim oluyorsun da izin almadan benim masama oturuyorsun,' diyerek kesmez mi szm. 'Delikanl adamsn, ulan diye konuma,' diyerek uyardm. 'Ha siktir lan, delikanll senden mi renecem,' diye barnca, dayanamayp suratna bir tokat indirdim. Tokat yiyince sandalyeden yere dt. Yere der dmez de ceketinin altndan silahn ekip ate etmeye balad. Bu toy olanda silah bulunacan nereden bilirdim? Kendimi masann arkasna attm ama ge kalmtm, olan vurmutu beni. Bizim Nejat'la, Kenan ilk aknlklarn atar atmaz, silahlan fora edip yetitiler. O ara gzlerim kza takld, zavallck sandalyesine bzlm, korkuyla olanlar izliyordu. Olan delik deik etmek zere olan bizim ocuklar durdurdum. Tkenmekte olan son gcm de kullanp, 'Brakn, gitsinler,' dedim. 'Nasl brakrz Ab' dedi Nejat fkeden lgna dnm gzlerle bana bakarak. 'Herif seni vurdu.' 'Brakn,' dedim, emredercesine, 'onlar k. Onlara dokunmayn.' Sonra kza dnerek ekledim. 'Sevgilini al da git... ' Kzn gzlerindeki korku, sevince dnt; hemen toparland, hl yerde yatan olan elinden tutarak srkleyip gtrd. Bizim ocuklara olanlar kimseye anlatmamalarn, bo kovanlar, duvara saplanan ekirdekleri toplamalarn syledim. Onlar znt ve aknlk iinde balarn sallayarak dediklerimi yaparlarken kendimi kaybetmiim... " Derinden bir i geirerek szlerine son noktay koyuyor Kr Bican. "ite hepsi bu Bakomiserim." "Gzel hikye," diyorum inanmam gzlerle szerek, "neden senaryo yazmyorsun?" Gzlerinde masum bir ifade beliriyor. "nan ki doru," diyor. "stersen beni vuran ocukla da yzletiririm seni." "Nasl!" diye syleniyorum.. "ocuun kim olduunu biliyor musun?" "Biliyorum, dviz zenginlerinden Hilmi Kaya'nn olu. Bizimkiler olan bulup, olanlar anlatmamas iin gzn korkuttular. Zaten benim kim olduumu rendikten sonra kaacak yer aryormu zavall. Babas defalarca zr dilemi bizimkilerden." Kr Bican' tanmasam, yeralt aleminin en irkef, en iren adamlarndan biri olduunu bilmesem, tamam diyeceim. Ama benim bildiim Kr Bican bunu yapacak adam deil. Fakat yle de iten anlatyor ki, stelik tan da var... Duraksamamdan hl ona inanmadm kartarak, "Valla olay tam tamna anlattm gibi oldu," diyor. Sesinde az nceki itenlii buluyorum. "stersen kzla da konuabilirsin." "Diyelim ki doru sylyorsun, ama niye yaptn bunu?" diye soruyorum merakla.

  • "ermin yznden," diyor i geirerek. "lk akm, ilk gz arm, ilk cinayetim ermin yznden." "Sevdiin kz, ermin'i de mi ldrdn?" "Dur, bilir bilmez sulama hemen," diyor, ilk kez fkelendiini gryorum. "Bir dinle ondan sonra karar ver. lkokuldan beri seviyordum ermin'i. O da beni sevdiini sylyordu. Szl gibiydik, askerliimi yapar yapmaz evlenecektik. Derken bizim mahalleye bir araba galerisi ald. Galeri sahibi cenabet herifin bin. Bir de uzun boylu, yavak bir olu var. Selamsz sabahsz dolar dururdu mahallede. Bunla kalsa yine iyi. Bir gn ermin geldi yanma. Bu herif bana aslyor, demez m? O zaman bu ilerle ilgimiz yok ama sapma kadar delikanlyz. Kz evine braktm gibi gittim lavuun yanna. 'Ulan,' dedim. 'Bir daha benim kza aslrsan, alrm faan aaya.' Tnmad dallama, efelenmeye kalkt. Ben de yerletirdim kafay suratnn ortasna. Azndan burnundan nasl kan geliyor. Kavgay gren, babas da, araba levyesini kapp stme gelmez mi? Herif bir tane yerletirdi omzumuza. Sendeledim ama dmedim. Herifin de suratna aktm bir tane. yle bir salland, ekip aldm levyeyi elinden. fkeyle indirdim kel kafasna. Olduu yere kt adam. Baba olu kan iinde brakp tydm. Ama akama kalmadan polis enseledi bizi. ki ay ieri attlar. Dar ktmda byk bir kahpelik bekliyordu beni. Bizim ermin gen lavukla piirmiti ii. Kestim bir gn kzn yolunu, 'Ne yaptn, nasl oldu bu i ermin?' diye sordum. Utand, skld. 'Kusura bakma Bican,' dedi. 'Ona k oldum.' k oldum, dedii adam da tipsizin Allah'. Fasulye sr gibi bir boy var, hepsi o. Sen olana deil, parasna k oldun kzm, diyecektim, dilimin ucuna kadar geldi, diyemedim. 'Beni istemeyen birini ben de istemem,' diyerek brakp gittim. Ama sen, bir de bana sor; nasl gcme gidiyor, nasl iim yanyor anlatamam. Neyse uzatmayalm, iimiz yanyor ama yapacak bir ey de yok. O zamanlar daha toyuz, dnyann nasl put, nasl adi bir yer olduunun farknda deiliz. Barmza ta bastk, babamzn bakkal dkknnda iimize gcmze bakmaya devam ettik. Bir ikindi vakti dkknn nnde iskemlede otururken, ermin'le o uzun boylu lavuk kt sokan altndan. Tam nmden geerlerken gzlerim gayri ihtiyari onlara kayd. Lavuk fark edince, 'Ne bakyorsun lan?' demez mi! Ben sesimi karmadm yine. Ama herifin iinde yedii dayan acs var ya efelenmeyi srdrd. Efelensin, yine bir ey diyeceim yoktu ama ermin de kmseyen gzlerle bana bakarak, 'Brak unu, hadi gidelim,' demez mi! te o zaman kan beynime srad, akmdaki iskemleyi kaptm gibi indirdim herifin kafasna. Ama tam isabet ettiremedim. Lavuk frlad gibi yandaki kasaba girdi. Az sonra da elinde kocaman bir bakla kt. Kasam kaarm ama ermin'in nnde kamay kendime yediremedim. lk darbeyi savuturduk, fakat ayam kaynca, herif izdi suratmz. Sa gzm kanla ykanyor ama herifin elini yakalamay baardm. Kvrp aldm ba elinden, baladm lavuu sslemeye, neresi gelirse saplyorum. O arada ermin de 'Katil, katil... nianlm ldryor,' diyerek, antasyla bana vurmaya balaynca, fkeyle dnp ona da saplamaya baladm. Kendime geldiimde ermin'in donmu gzlerim grdm yalnzca... " Sustu Kr Bican. Sanki o an yeniden yayor. "te byle," diyerek serum bal eliyle yzndeki yara izini gstermeye alyor sonra. "Bu yara o gnlerden kalma. O gnden sonra bu dnyann ne boktan bir yer olduunu anladm. Yreimi kararttm, silahma sarldm. te ayaktaym. Ama ne yaparsam yapaym, her gece gzlerimi kapadmda ermin'in ac iindeki yzn grmekten kurtaramadm kendimi. te bu yzden ldrmedim o ocuu." Kr Bican'n anlattklar beni sarsmt ama belli etmemeye alyorum. O szlerini srdryor. "Sana bunlar neden anlattma gelince. Nasl olsa Krmz BMWyi bulacak, olay renecektin. Sen renmeden benden duy, Kr Bican' toy bir olan vurdu, diye ite kpee rezil etme bizi diye anlattm bunlar." "yi de bir sr tank var," diyecek oluyorum. "Sen onlar bana brak Bakomiserim. nemli olan sensin," diyerek kapatyor azm. "Peki millete ne syleyeceiz?" "in iinde uranyum kaakl olduunu, beni Rus mafyasnn vurduunu syle. Ben de ifademde Ruslardan bahsederim." "Olabilir," diyorum, henz ikna olmadm belirtmek iin, "ama nce u verecein tyoyu duyalm." Bir ay nce Bursa-Yalova yolunda ldrlen Musevi iadamn kimlerin, niin vurduunu anlatmaya balayan Kr Bican'n yaral, solgun yznde mutlulua benzer bir ifade belirir gibi oluyor.

    SAVCIYI LDRMEK!

    Mevsim sonbahar ama scaklar sryor. Yap yap bir nem brakmyor yakam. Soluk almakta zorluk ekiyorum, stanbul'dan uzaklamalym, diye dnyorum. Altnoluk'ta her yaz gittiim motelin teras geliyor gzlerimin nne. Akam zerileri hanmellerinin iyice baygnlaan kokularn duyar gibi oluyorum;

  • biraz beyaz peynir, bir dilim kavunla yudumladm buzlu raknn tad damam yakyor. Ben byle dte de olsa yava yava kafay bulurken, Bakomiser Cevat heyecanla dyor masama. "Saim ztrk lm." "Ne..! u nl savc m?" diyerek toparlanyorum. "Ta kendisi." "Cinayet mi?" "Gidip bakarsan, anlayacaz." "Bakarm bakmasna da, siyasi ubedekiler pek holanmayacak bu iten." "ster holansn, ister holanmasnlar," diye kestirip atyor mirim. "Bu ehirdeki cinayetler bizim grev alanmza girer." aresiz ayaklanyorum. Merdivenlerden inene kadar ayrntlar zerine konuup duruyor Bakomiser Cevat. Savcnn sokanda resmi plakal bir polis minibs duruyor. Evin kapsnda iki beyaz Renault var. Siyasi ube oktan damlam. Uzun bir holden geerek ulayorum evin salonuna. Siyasi ubenin acar komiseri Sadi'den nce kularn cvltlar karlyor beni. Bir evin salonundan ok kuu dkknna benziyor buras. Ssl kafeslerde rengrenk yirmiye yakn ku neeyle tyorlar. Sanki l evi deil dn yeri. Savc Bey, gz gibi bakt bu kularn vefaszln grseydi, kahrlanr hatta kendini kaybedip bunlarn kafasn birer birer koparrd, diye sakn aklnza getirmeyin, iflah olmaz bir ku tutkunu olarak ben, byle olmayacan size garanti ederim. yle karlksz bir sevdadr ki bu, servetinizin tmn yeseler bile kulara kzamazsnz. Ku sesleri arasnda geni salonu yarlamken, Komiser Sadi kesiyor yolumu. "Burada ne aryorsun?" "Taziyeye geldim," diyorum. "Babalar ld ya, zavall kular teselli etmek gerek." "akann sras deil," diyor ciddi bir suratla. "Ortada bir l var." "Nerede?" diyerek Sadi'nin omzundan arkaya bir gz atyorum ve rahmetli savcmz, renkli bir rtyle kapl divann zerinde yatarken gryorum. "te oradaym," diyorum, ama Komiser Sadi iri bedeniyle hemen kapatyor nm. "Raporumda senin yzn m tarif edeyim?" diyerek gzlerinin iine bakyorum Sadi'nin.. "Benim iin hava ho. Bakomiserime ayrntlaryla anlatrm seni. Bylece, snf arkada olan emniyet mdrmzle ierken konu sknts ekmekten kurtulmu olurlar." Kfredercesine bakyor yzme. "Elini hibir eye srmeyeceksin," diyor. "Anladn m? yle bir bakacaksn. Sonra da ekip gideceksin." Partiyi kazanm olmann keyfiyle, "Anlatk," diyerek uzaklayorum. Savc Bey uzanp kald divanda pozunu hi bozmadan ylece duruyor. Az orta halli bir elmay ime alacak kadar alm, dizlerini karnna ekmi, sol eli aada, iaret parma yerdeki beyaz halya dedi deecek. Yzne bakyorum, yara bere yok. Eilip yerdeki haly incelerken, birinin baucumda dikildiini fark ediyorum. Bam kaldrnca bizim iko Raif'i gryorum. "Vay Raif, ne haber?" "yidir," diyor Raif, komiserine bir gz attktan sonra. Benimle samimi grnmekten ekiniyor. Dorularak, sigara paketimi uzatyorum. "Yaksana." "Sa ol, braktm," diyor. Ben bir tane yakyorum. "Ne iin var burada?" Gzleri hl Sadi'de. Ben de dnp bakyorum. ansm yolunda, polislerden biri Sadi'yi dar aryor. "Korumasydm," diyor Raif rahatlayarak, "cesedi ben buldum." "Onu, en son ne zaman grdn?" diye soruyorum. "Dn akam," diyor kesin bir ifadeyle. "Konuu var myd?" "Yoktu. Geleni gideni pek olmazd." "Yemeini filan kim yapard?" "Hate Bac... " diyor. Ne dndm anlam gibi ekliyor, "O kadndan kimseye zarar gelmez. Bence kalp krizi." "ok kesin konuuyorsun!" "Kalp hastasyd," diyor. Yzndeki derin kaygnn farkna ilk o zaman varyorum. Bu olaydan sorumlu tutulmaktan korkuyor. "Haklsn, doal bir lme benziyor," diyorum. "Yine de otopsi yaplmas gerek." "Herhalde yaparlar," diyor Raif. Sigaramdan bir soluk daha alacakken ucunda uzayan, klleri fark ediyorum. Bakmyorum, ilerdeki masada duran cam kll gryorum. Yaklayorum. Klleri siyah camdan klle dkerken kahverengi sumen dikkatimi ekiyor. Sumenin kapan kaldrnca ak bir zarf gryorum, yannda bir de mektup var.

  • Gnderen: Zahir Kirmanolu / P.K. 303 Sirkeci/ST. Ortalarda savcnn ad, adresi yazl. Sonra mektuba bir gz atyorum. "Sayn Saim ztrk," diye balyor. "Afrika Papaan'na merakl bir bey olduunuzu basndan rendim. Bende bir ift Afrika Papaan (Psittacus erithacus) var. Yaknda bir ift yavrular olacak. Yavrularn paras bol grgszlerin elinde soysuzlamasna gnlm raz olmuyor. Aralarnda sizin de bulunduunuz elli ku meraklsna mektup yazarak, yavrulara isim bulmalarn istedim. En iyi ismi bulan kiiye yavrular cretsiz vereceim. lgileniyorsanz kular iin bulduunuz isimleri P. K. 303 Sirkeci/stanbul adresine gndermenizi rica ederim. Zahir Kirmanolu Not: 1) Sizi klfete sokmamak iin, yollayacanz mektubun posta pulunu da zarfn iine koyuyorum. 2) Kular kazanamazsanz bile kimin kazandn ve kulara nerilen isimleri size bildireceim." Al ite, benim gibi bir ku merakls daha... Savc Bey isimleri yazp gnderdi mi acaba? Bir de kazanyor mu? u adresi yazp durumu anlatsam. Neden olmasn. Kusever biri olarak bu benim grevim. Hem iki isim de ben yazarm. Ne zamandr bir ift Afrika Papaanm olsun istiyordum. Not defterime adresi yazarken, Sadi'nin sesi duyuluyor. "Ne yapyorsun orada?" "Rapor iin not alyorum," diyerek, defteri cebime atyorum. Sadi kukuyla izliyor hareketlerimi. Aldrmadan mutfaa giriyorum, banyoya gz atyorum. Her ey normal grnyor. Yeniden salona dnyorum. Cesedin banda dikilen Sadi'ye yaklap, "Benim iim tamam," diyorum, "ama cesedin otopsiye ihtiyac var." "Fikrini kendine sakla," diyor. "Sen bilirsin," diyorum ayrlrken. Akamzeri geliyorum merkeze. Bakomiser Cevat ortalkta yok. Oturup, temkinli bir rapor yazyorum. Durumu ksaca zetledikten sonra mutlaka otopsi yaplmas gerektiini belirtiyorum. Sonra Afrika Papaan'nn sahibi olan Zahir Kirmanolu'na bir mektup deniyorum. Olanlar anlatp, yarmaya katlmak istediimi syleyerek, iki ku ismi de ben neriyorum. Bir saat sonra geliyor Bakomiser Cevat. Raporu uzatyorum. Okuyor. Houna gidiyor. Hayatndan memnun grnyor. zin istemenin tam sras. "Bakomiserim," diyorum. "Biliyorsunuz ben bu yl izin yapmadm." "Eee," diyor serte bakarak. "E'si. zin istiyorum." "Ya savc!" diyecek oluyor. "Adam eceliyle gitmi, cinayet olsa bile siyasi ube bize brakmaz. Hem burada benden baka dedektif yok mu?" Gevrek gevrek glyor Bakomiser Cevat. "Ka gn gideceksin?" "Hepi topu on gn." "Peki, yarndan itibaren izinlisin." "Tamam," diyorum ve belki dncesini deitirir diye hemen ayrlyorum yanndan. Eve gelir gelmez valizlerimi topluyorum, vaktin ge olmasna aldrmadan kyorum yola. Altnoluk'taki motele doru topukluyorum arabay. Gece yars varyorum otele. Ertesi gn leye kadar uyuyorum. Uyannca nefis bir kahvalt yapyorum. Bir ara gzlerim gazetelere taklyor. Savcnn lm birinci sayfadan verilmi. Otopsi sonular henz yok. O gn denizin tadn karyorum. Motelin nnde stsz gnelenen Fransz kzlarn seyrediyorum. Ve akam zeri zlemiyle yanp kavrulduum rakma kavuuyorum. Ertesi gn biraz daha ge kalkyorum. Kahvalt iin aa indiimde benim gibi ge kalm bir mterinin gazetesine taklyor gzlerim. Be stun stne manetten u haber haykryor: "nl Savc Zehirlenmi!" Adamn elinden gazeteyi kaparcasna alyorum. fkeyle yzme bakyor, ona aldrmadan haberi okuyorum. Otopsi sonucunda savcnn arsenikle zehirlendii belirlenmi, iileri bakan, katilleri bulacaz diye kkryor. Savcnn mahkm ettii rgt yeleri ve yaknlar gz altna alnp sorgulanmaya balanm bile. Eyvah, diyorum kendi kendime. Bakomiser beni aracak... Korktuum gibi olmuyor. Ne bakomiser ne de baka biri beni aramyor. Ben de savcnn davasn gazetelerden takip ediyorum. Bir sr insan gzaltna alnyor, aklamalar yaplyor ama katil bulunamyor. On gn sonra iyice dinlenmi bir halde giriyorum merkezin kapsndan, herkes gptayla bakyor bana. Bakomiser Cevat intikam almak istercesine, Etiler'de ilenen bir cinayeti zmekle grevlendiriyor beni. Adamn teki, karsnn n vurmu olaya kaza ss vermeye alyor. Delilleri topluyoruz, tanklarla konuuyoruz. Ne yapsak bouna biliyorum herif pahal avukatlarla yrtacak iten. Yine de brakmyoruz iin peini. stanbul'a geldikten iki hafta sonra bir akam eve dnerken bo posta kutusunu grnce aklma Afrika Papaanlar geliyor. Mektubuma karlk almadm fark ediyorum. Oysa adamn mektubunda yarmaya katlan kazanmasa bile, kular alacak kiinin kimliinin ve kulara bulduu isimlerin aklanaca yazyordu.

  • Yoksa birisi savcyla dalga m geti diye dnyorum. Ve olay unutuyorum. Bu arada bizim Etiler cinayetinin n sorgulan bitiyor. Davay savcla gnderiyoruz. Ama savc cinayetinde hl bir ilerleme yok. Ha bire rgt yeleri tutuklanyor, sorgulanyor. Savc Bey de o kadar ok insan cezalandrm ki, ilerinden katili bulup karmak hi de kolay bir i deil. Bo gnlerimden birinde evde oturmu sakin sakin gazetemi okurken arka sayfada Afrika Papaanlar'nn iftlemesini anlatan yaz dikkatimi ekiyor ve tabii bizim mektup aklma geliyor. Bu adama' ulamann bir yolu olmal diye dnyorum. Ne yapt, kime verdi kular acaba? Onu bulabileceim tek adres Sirkeci Postanesi. Ertesi gn uruyorum postaneye. Posta kutularna bakan grevliye kimliimi gsterip, 303 No'lu kutuyu kiralayan Zahir Kirmanolu'nun adresini soruyorum. Grevli, bir nndeki deftere bir bana bakyor, ekinir gibi bir hal var. "Merak etme kimseye sylemem," diyorum, olanca sevimliliimi taknarak. "Devlet memurlar birbirlerine yardmc olmal." Sonunda defteri nme uzatyor. Adamn adnn karsnda Fatih'te bir evin adresi yer alyor. Hemen yola dyorum. Ama Fatih'te ne yle bir mahalle ne de o ad tayan bir sokak var. Postaneye dnyorum. Grevli beni yeniden karsnda grnce tedirgin oluyor. "Adres sahteymi," diyorum. "Ben sahte olduunu nereden bileyim?" diyor kendisini suladm sanarak. "Yoo, beni yanl anladnz. Sizi sulamyorum. Yalnzca o adam grp grmediinizi soracaktm." "Mutlaka grmmdr ama o kadar ok insanla karlayoruz ki, onu hatrlamam mmkn deil." "u kutuya bir gz atabilir miyiz?" diye soruyorum. "Yapamam," diyor. "Mdrden izin almanz gerek." "Mdr rahatsz etmeyelim. Yalnzca bakacam, hibir ey almayacam." Ciddi ciddi korkuyor adam. "ok nemli bir cinayet davas," diye steliyorum. "Emniyete iin derse ben de sana yardm ederim." "Peki," diyor sonunda, "gel benimle." Posta kutularnn bulunduu blme geiyoruz. Gelen mektuplar kutulara buradan konuyor. 303 No'lu kutuyu bulmak zor olmuyor. Grevli arka kapa ayor. Kutuda iki mektup var. Alp, bir gz atyor. "Ooo, bunlar postaya verileli neredeyse bir ay olmu." Aceleyle alyorum elinden mektuplar. Kargack burgack el yazm hemen tanyorum. br zarfn zerinde ise gzel bir el yazsyla savcnn ad ve adresi yer alyor. "Vay canna, demek bizden baka kimse mektup gndermemi!" Sahte bir adres, alnmam mektuplar. Btn bunlarn savcnn lmyle bir ilgisi olmal diye dnyorum. Grevli bn bn suratma bakyor. "Bu mektuplar alabilir miyim?" diyerek ansm denemek istiyorum ama skmyor. "Olmaz. Savclk izni gerekli." Hakl. aresiz ayrlyorum yanndan. Doru merkeze gidip olan biteni Bakomiser Cevat'a anlatyorum. Benim mektup yazmama bozulur gibi oluyor, ama sonra bu iin savcnn zehirlenmesi olayyla ilgili olduunu, siyasi ubeyi atlatp davay bizim zebileceimizi renince yumuuyor. "O mektupta ne bulmay umuyorsun?" "Bilmiyorum," diyorum. "Belki bir ifre, ya da gizli bir mesaj... " "Peki," diyor, "izin alacam. Umarm kepaze olmayz." zin kar kmaz savcnn mektubunu alp merkeze geliyorum. Bakomiser Cevat'la birlikte okuyoruz. "Sayn Zahir Kirmanolu, ncelikle abanz takdir ettiimi belirtmeme izin verin. Sizin gibi ku severler olduu mddete bu memleket ayakta kalmaya devam edecektir. Naizane isim nerilerim, Ayku'la, Gkku'tur. Kazandm mjdeleyen haberinizi heyecanla bekliyorum. Sayglarmla, Emekli Savc Saim ztrk" Bakomiser Cevat fkeyle yzme bakarak, "Hani ifre?" diyor. "Bilmiyorum," diyorum mektubu elimde evirerek. "Bilemiyorum." "1. ube'dekiler duysa nasl glerlerdi halimize. Hemen mektubu yeni bir zarfa koy ve aldn posta kutusuna at. Belki alcs kar gelir. Daha fazla rezil olmayalm." Yenilmi bir halde masama dnyorum. ekmeceden bir zarf kartyorum. Mektubu iine koyuyorum. ekmecelerin birinde posta pulu da olacakt. En alttakinde buluyorum. Pul yalamay da hi sevmem. Islak bir snger aryorum. Hi kimsede yok. Herkes dalga geiyor. Pul olay tarihe kart. Artk posta makineleri var, diye. Birden jeton dyor. Savcya gelen mektuptaki notu hatrlyorum. "Sizi herhangi bir klfete sokmamak iin pulu da yolluyorum." Hzla odama dnyorum. Savcnn mektubuna bakyorum. Pulun zerinde bir ku resmi var, altnda da 'Manyas Ku Cenneti' yazyor. Mektubu kaptm gibi adli tptaki Remzi'nin yannda alyorum soluu. "u pulu incele," diyorum.

  • "kyordum," diyor. "ok nemli." Kfrederek, nln giyiyor. ki saat sonra pulun arkasna arsenik srld kantlanyor. "Tamam," diyor Komiser Cevat. "Cinayetin nasl ilendiini zdk. Ama katil kim?" "Bence terr rgtlerinin ii deil bu." . "Neden?" diye soruyor. "yle olsayd oktan ilan etmilerdi." "yi de soruma hl cevap vermedin. Katil kim?" "Savcnn cann yakt biri. Bulmak iin dava dosyalarna bakacaz." "Siyasi ube bunu gnlerdir yapyor." "Onlar plkte toplu ine bulmaya alyorlar. Oysa biz arsenikten anlayan, kulardan holanan birini arayacaz." Tam bir hafta sryor, savcnn at davalara bakmak. Bir hafta gnde be saat uykuyla yetinmek zorunda kalyorum. Ama adammz bulamyorum. Son dosyann da kapan kapadktan sonra tam mitsizlie kaplmak zereyken, aklma baka bir olaslk geliyor. Ya davay aan savc deil de katilse! Yeniden dalyorum mahkeme arivinin karanlk koridorlarna. Sonunda aradm dosyay buluyorum. On be yl nce Kerim Lokman adnda bir eczac dava am savcya. Konu ne biliyor musunuz: Afrika Papaanlar. Kerim Bey'in dava dosyasnda adresi de yazl. Zengin biri olmal, adres Yeniky'de bir yal. Yalda uzun boylu kumral bir gen kz karlyor beni. Yzndeki gzellii glgeleyen bir kederle ne istediimi soruyor: Kerim Bey'le grmek istediimi sylyorum. Gen kzn gzleri doluyor, "Babam ok hasta, sizinle grmesi imknsz." "zldm," diyorum. "Ama onunla grmeliyim. ok nemli." Kzn beni terslemesini bekliyorum, yapmyor, beni tepeden trnaa szerek "Yoksa siz polis misiniz?" diyor. "Evet," diyorum. "Konu da Afrika Papaanlar diye tahminde bulunuyor... " "Evet, ama nasl bildiniz?" "Babam syledi," diyor. "Sizi onunla grtreceim. Tek ricam onu fazla yormamanz. yle buyrun." Birlikte uzun bir koridordan geerek, deniz gren bir yatak odasna geiyoruz. Kocaman yatakta, zayf bir adam hareketsizce yatyor. Kz adamn yanna yaklayor, kulana fsldayarak bir eyler sylyor. Adamn kprdadn gryorum. Kz ona yardm ediyor. Adam yatakta doruluyor. Gzlerini ksarak bana bakyor. Kz eliyle iaret ederek yaklamam istiyor. Yaklayorum, adama elimi uzatyorum. Ama adamcazn elimi skacak hali yok. Yatan yanndaki koltua oturmam sylyor ancak benim duyabileceim kadar ksk bir sesle. Demek bizim Kerim Bey lm deindeymi, diye dnerek koltua iliiyorum. Yal adamn gs krk gibi inip kalkyor ama sanki soluk alamyormu gibi azn yar yarya aarak geni pencerenin dndaki baheye bakyor. "Pencereyi aaym m baba?" diye soruyor gen kz. "stemem," diyerek ban sallyor. "Rica etsem beyefendiyle bizi yalnz brakr msn?" Kzcaz hi alnganlk belirtisi gstermeden kyor odadan. Kerim Bey derin derin soluklandktan sonra, "Sonunda beni buldunuz," diyor. Bunu sylerken klrengine dnen yeil gzlerinde ocuksu bir parlt yanp snyor. Sanki bir an aclarndan kurtuluyor, bir an hasta olduunu unutuyor. "Adnz bilmiyorum," diye srdryor ayn ksk sesle. "Ama bunun nemi yok zaten. Beni bulduunuza gre olduka zeki biri olmalsnz..." Szleri ani bir ksrk nbetiyle kesiliyor. Baucundaki komodinin zerindeki srahiden bir bardak su doldurup uzatyorum ona. Bir yudum alp, barda bana uzatyor. "Fazla zamanm yok. Sz uzatmayacam," diyerek yeniden balyor anlatmaya: "Evet, Savc Saim ztrk' ben ldrdm. Savcyla davamz on be yl ncesine dayanr. O yllarda Londra'dan lkeye kesin dn yapyordum. Yanmda ok sevdiim iki Afrika Papaanm vard. Girite zorluk karp papaanlarm almadlar. Devlet dairelerinde ok tandm var. Nasl olsa birilerini araya sokar alrm diyerek kular gmrkte brakmaya raz oldum. Bir hafta sonra da gerekli kiileri bulup kularm almaya geldim. Ama kular yoktu. Sonradan rendiimize gre, tamamyla keyfi bir tutumla komiserin biri kular Savc Bey'e hediye etmi. Bunun zerine savcy aradm. Durumu anlattm. Kularn yumurtadan ktklar andan beri benimle birlikte olduklarn, onlar ocuklarm gibi sevdiimi belirttim. Gerekirse kendisine baka bir ift papaan bulabileceimi bile syledim. Ama Savc telefonu yzme kapad. Ben de ona dava atm. Ama Savc Bey etkili oldu ve davay kaybettim. Bu kadar byk bir hakszlkla ilk kez karlayordum. Daha sonra savcnn kularma bakamadn bir yl iinde ikisinin de ldn rendim. Aslnda savcy ldrmeyi o gnlerde dndm. Fakat korktum. Ailem, itibarm vard. Ama adamdan nefret etmeyi srdrdm. Sk sk olaylarda ad getii iin de hi aklmdan kmyordu. Geen yl kan kanseri olduumu rendim. oku atlatr atlatmaz ilk aklma gelen ey savcy ldrmek oldu. Doktorlar yaklak bir yl mr bimilerdi bana.

  • Planm ona gre yaptm. Artk beni tespit etmeniz olduka zordu. Ama bunu baaran insana gerei seve seve aklayacaktm. Ayrca eer kular seven biriyse ona bir ift Afrika Papaan'n hediye etmeyi de dndm." Yal adamn gzlerinde yine o ocuksu parlt beliriyor. "Kularla aranz nasl," diye soruyor. "Uruna cinayet ileyecek kadar olmasa bile ok severim," diyorum. "O halde size bir ift Afrika Papaan hediye edebilirim." "Memnun olurum," diyorum. Glmsemeye alyor ama baaramyor. Gzlerini yzme dikerek, "Beni tutuklamayacaksnz herhalde," diyor.

    "Sanmyorum," diyorum, kalkmaya hazrlanrken. "Bu bouna aba olurdu."

    ALINAN CESET Kuzguncuk'ta eski yalnn giriindeki akasya aacnn altnda durup, etrafa gz atyorum. Baklarm, sonbahar sabahn gzelletiren iri gllerin, arbal kasmpatlarn, uyuklayan akamsefalarnn zerinde zntyle geziniyor. Yllar ncesinden kalma bir grnt beliriyor gzlerimin nnde: Rahmetli Latife Teyze hafife kamburlam belinin arlarna aldrmadan ieklerin zerine eilmi, kurumu yapraklar koparyor, topra tazeliyor. Derinden bir i geirerek kapya yryorum. Kapy dil ayor. Dudaklarnda iten bir glmseme var ama yz hl glgeli. "Ho geldin Nevzat Amca," diyerek ieri buyur ediyor beni. n taraftaki terasa geene kadar bir ey konumuyoruz. Terasta kahvalt masas her zamanki yerine kurulmu. Az m kahvalt ettim bu evde. Beni gren Memduh'la ei Nermin saygyla ayaa kalkp elimi skyorlar. Denize bakan bir iskemleye yerleiyorum. "Kahvalt iin zel bir ey ister misin Nevzat Abi?" diye soruyor Memduh kibarca. "Karnmn tok," diyorum, "Ama sade bir kahveye hayr demem." Hizmeti benim kahve iin mutfaa yollanrken, "Seni de buraya kadar yorduk, kusura bakma Nevzat Amca," diyor dil, ezik bir tavrla. "Bak byle konuursan bozuuruz," diyorum, gzlerimi sakin sakin akan mavi sulardan alarak. "Eee anlatn bakalm. Nedir sizi zntye boan i?" "Annemin cesedi alnd," diyor Memduh, damdan dercesine. "Ne," diyorum aknlkla. "Ne zaman?" "Ne zaman olduunu bilmiyoruz," diyerek dil giriyor lafa. "Dn leden sonra farkna vardk. Duymusundur, babam ok sevdii annesine projesini benim izdiim bir mezar yaptrmak istiyordu. Onun bu teklifini seve seve kabul ettim. Birka gndr bir ustayla alyoruz. Dn usta arad. lnz alnm, dedi. l almak iin mezara gitmi. Mezarn yeniden kazldndan kukulanm. Durumu mezarlktaki yetkililere bildirmi. Mezar amlar ve cesedin olmadn grmler. nce inanmadm ustann sylediklerine, atlayp mezarla gittim. Mezar gerekten de botu. Babaannemin ls alnmt... " dil anlatmakta zorlanyor, gzlerinin dolduunu gryorum. "dil bana telefon etti," diyerek Memduh balyor anlatmaya. "Ben de Mezarlklar Mdrl'n aradm. nce atlatmaya kalktlar, onlar mahkemeye vereceimi syleyince zr dilediler. Bu tr olaylarn olduunu, nne geemediklerini sylediler. Ne yapacamz bilemedik. Amerika'y Sezai Abimi aradm. O da ok zld. Keke cenazeden sonra birka gn daha Trkiye'de kalsaydm, diye yazkland. kili grmeler olmasa uaa atlayp gelecek ama bilirsin devlet ileri ... Sonra seni aramam syledi... " "Merak etmeyin," diyorum, yattrmak iin, "onlar bulacaz" "Anlayamadm," diyor Nermin Hanm, "bir ly neden alarlar ki?" "Kadavra olarak hastanelere satmak iin," diyorum. "Aman Allahm," diyor kadncaz. "Merak etmeyin," diyorum, "buna izin vermeyeceiz." Sonra cep telefonumu karp yardmcm Ali'nin numarasn eviriyorum. "Alo," diyor Ali. "Amirim siz misiniz?" "Evet benim. imdi iyi dinle. Eyp Mezarlndan bir ceset alnm. Civardaki hastanelere git. Yeni gelen kadavra var m, kim kadavra getiriyor, bir sorutur. Merkezde buluuruz." Kkten dil uurluyor beni. Kapdan karken tandk bir yz beliriyor karmda. Emektar dad Hasibe Hanm. Ama nedense gzlerindeki parltlar hi de dosta deil. "Bununla birlikte mi ilediniz cinayeti?" diye soruyor dil'e, bayla beni gstererek. dil'in yz kpkrmz oluyor. "O ne biim sz Hasibe Dad. Nevzat Amca'y tanmadn m?" Yal kadn duraksyor, gzlerini yzme dikerek, hatrlamaya alyor. "Ben Nevzat, Sezai'nin arkada. Hani senin gl reellerine musallat olan Nevzat." Baklar yumuuyor,

  • "Ah Nevzat Bey olum siz misiniz? Kusura bakmayn, sizi onlardan biri sandm." "Onlar da kim?" Kt gzlerle dil'i szdkten sonra, kolumdan tutarak bir keye ekiyor beni. "Gel sana syleyeceklerim var." Biraz yal kadn kramadmdan ama daha ok merakmdan pei sra yryorum. Utan, kayg karm gzlerle beni izleyen idil'e, her ey yolunda gibilerden iaretler yapyorum. O da boynunu bkerek durumu kabullendiini gsteriyor. "Bu kza dikkat et," diyor, bayla dil'i gstererek. "O bir katil." "Anlayamadm," diyorum. "Yani dil'in cinayet ilediini mi sylyorsun? "Evet, aynen yle," diyor, derin izgilere boulmu yznde fkeyle parlayan gzlerini yzme dikerek. "dil babaannesini, Latife Hanm' ldrd." "Bakn Hasibe Hanm bu ok ciddi bir iddia. Bundan emin misin?" "Emmim. Latife Hanm iki gece nce ryamda syledi bana." Kendimi tutamayarak glmeye balyorum, "lahi Hasibe Hanm, hi ryanzda sylediler diye bir insan katil olmakla sulanr m?" "Rya gerek karsa sulanr," diyerek anlatmaya balyor: "Ryamda Latife Hanm'n mezarnn basndaydm. Birden mezar ald, Latife Hanm kefenini syrp, dar kt. 'Sen lsn, o mezardan kamazsn,' dedim. Her zaman yapt gibi elimi tuttu. 'l olduumu biliyorum Hasibeciim,' dedi. 'Ama katilim yakalanmadan ben bu mezarda rahat yatamam.' Katil kim, diye sordum. 'Torunum dil,' dedi. 'O yakalanmadan, bu mezar bana haram.' Kan ter iinde uyandm uykudan. Bir gn sonra da Latife Hanm'n mezarnn bo olduu haberi geldi." "Rastlant," diyorum. "Peki, o gece Latife Hanm'a stn dil'in gtrmesi de mi rastlant?" "Neden gtrmesin? Babaannesini ok severdi." "Her zaman ben gtrrdm. stelik Latife Hanm o gece ld." "Yapmayn!" diyorum. "dil neden ldrsn babaannesini?" "nk Latife Hanm horluyordu," diye samalamaya balyor. "dil horlamadan rahatsz olurdu. Bu yzden... " Zavall kadn akln karm diye dnrken, o birden konumasn keserek koridorun sonuna bakyor... Ben de baknca Memduh'u gryorum. Yal kadn telalanyor, "Bu kz ok tehlikeli onu tutuklayn. Yoksa beni de ldrecek," diyerek uzaklayor. "Umarm seni rahatsz etmemitir," diyor, dil'le birlikte yanma gelen Memduh. "ok yaland. Annemin lmnden sonra iyice bunad. " "Sana ne syledi?" diye atlyor dil, merakl gzlerini yzme dikerek. "Latife Teyze'yi senin ldrdn," diyorum, inanmadm gsteren alayc bir sesle. "Onu bir hastaneye ya da huzurevine yatrmalyz," diyor dil, fkeyle amcasna dnerek. "Haklsn," diyor Memduh dnceli bir tavrla. "Onu evden uzaklatrmalyz." Merkeze le zeri varyorum. Ali erken gelmi. Beni grr grmez raporu veriyor. "Btn hastanelere baktm. Bir haftadr yeni kadavra gelmemi amirim. En son gittiim hastanenin bahekimine onlara kadavra satan kiileri nasl bulacam sordum. Bulamazsn dedi. Adamlar ceset getirecekleri zaman telefon ediyorlarm. Birka saat iinde de mal teslim ederek, paralarn alp tyyorlarm. Ama bahekim, adamlarn yaknda gelebileceklerini syledi. Adamlar telefon edince bizi haberdar edecek... " "Yani bekleyeceiz" "Baka aremiz yok..." diyor Ali. "Ama akln kurcalayan bir ey var." "kar bakalm dilinin altndaki baklay," diyorum. "Konutuum bahekim, daha ok kimsesiz lleri getirdiklerini syledi. Varlkl bir kadnn cesedini almaya cesaret etmeleri zormu... Bu iin altnda baka bir i olmasn?" "antaj m?" diye mrldanyorum. "Cesede karlk para m isteyecekler?" "Sanmyorum," diyor. "yle olsayd, imdiye oktan ararlard aileyi... Siz daha iyi bilirsiniz ama Latife Hanm'n lm bir cinayet olmasn. Otopsi yaplmasn istemeyen bin... " Hasibe Hanm'n syledikleri geliyor aklma ama hemen kovuyorum bu dnceleri. "Sama. Latife Teyze'yi niye ldrsnler ki?" "Kim bilir. Belki miras. Kadn varlkl." "Sanmyorum," diye tekrarlyorum ama iime bir kurt dmesini de engelleyemiyorum. Akamzeri Sezai ile ortak dostumuz olan aile avukat Nesim'e uruyorum. Vasiyet var m, diye soruyorum. Olmadn sylyor. Latife Teyze'nin tm miras Sezai ile Memduh arasnda bllecekmi. Bu bilgi, Ali'nin kukularnn yersiz olduunu gsteriyor. im rahatlam olarak ayrlyorum Nesim'den. Artk yaplacak tek ey mezar hrszlarnn ortaya kmasn beklemek. Allahtan fazla bekletmiyorlar bizi. Ertesi gn akama doru bahekim aryor. Bu gece adamlarn bir teslimat yapacaklarn sylyor. ansmz varsa yapacaklar teslimat Latife Teyze'nin cesedidir, diye dyorum. Bir

  • saat sonra dil aryor. Bir gelime olup olmadn soruyor. Mezar farelerini tespit ettiimizi bu gece enseleyeceimizi anlatyorum. Seviniyor. Hava kararmadan hastanede tertibat alyoruz. Bir doktor gmlei giyerek bizzat ben ynetiyorum operasyonu. Mezar fareleri saat on birde, eski bir minibsle arka kapdan giriyorlar hastaneye. Minibste iki kii olduunu bildiriyor telsizle Ali. Minibs morgun nnde durur durmaz kskvrak ele geiriyoruz herifleri. Hemen minibse atlyorum. Arkada mavi naylona sarlm bir ceset var. Umutla ayorum kaln naylonu. Ama ne yazk ki iindeki l Latife Teyze deil, yznn yars paralanm gen bir delikanl. Yine de yitirmiyorum umudumu. Ne de olsa mezar farelerini ele geirdik. Ama onlar gren bahekim, "Bizimle irtibat kuran kii yok bunlarn arasnda," diyor. "Asl onu yakalamalydnz." "Onu da ele geiririz," diyorum. "Ne de olsa ipin ucunu yakaladk bir kere." Merkezde hemen sorguya alyoruz herifleri. kisinin de dosyalan kabark; adam yaralamak, hrszlk, ne ararsanz var. nce inkr etmeye kalkyorlar. Ama biraz sktrnca blbl gibi akyorlar. Elebalarnn Durdu adnda eski bir mezar kazcs olduunu, Zeytinburnu'nda ikamet ettiini sylyorlar. Onlara Latife Teyze'nin cesedini soruyorum. Bir ey bilmediklerini sylyorlar ama gen olannn heyecanlandn fark ediyorum. "Bu ii sen yapmsn," diyorum, ansm deneyerek. "Mezarlktaki beki grm." "Valla ben yapmadm Abi," diyor. "Ben o akam hasta anamn yanndaydm." "Kim yapt peki?" Duraksyor ocuk. Bu durumu Ali de fark etmi, "Sylemezsen, i senin zerine kalr," diye steliyor, gzlerinin iine bakarak. "Kimin yaptn bilmiyorum," diyor, korkuyla. "Ama Durdu Abi'nin, bir l almaktan sz ettiini duydum. Kyak i, diyordu, bir mezar aacam, dnyann parasn kazanacam." "Latife Hanm'n mezarn m aacakm?" "Kadnn ad gemedi. Ama alacak mezar Eyp'teymi, onu duydum." "Latife Hanm'n mezar da Eyp'teydi," diye mrldanyorum. Ben size sylemitim amirim, dercesine bakyor Ali yzme. Hakl ama yine de canm skyor baklar. stelik iin asln renmek iin nce Durdu'yu yakalamamz gerek. O akam basyoruz Zeytinburnu'ndaki evi ama Durdu yok. Babas Hayri'yi buluyoruz. Dut gibi sarho. Komular onu ayk grmediklerini sylyorlar. Bir zamanlar l ykaycsym. Kars onu bir marangoz iin gen yata terk edince oluyla ba baa kalm. O da teselliyi alkolde bulmu. ocuk da mezar soyguncusu olmu km. Olunu soruyoruz. Eve gelmediini sylyor. Sivil bir ekip brakp ayrlyoruz Zeytinburnu'ndan. Gece yatakta dnp duruyorum. Durdu'yu kim kiralam olabilir? Hasibe Hanm'n syledikleri geliyor aklma. Kadn bunam onu ne kadar ciddiye alabilirim ki? stelik dil neden babaannesini ldrsn? Geri Sezai, kznn ilerinin yolunda olmadn sylemiti. Bu yzden iki ay nce yalya tanm. Bir mimarlk irketi kurmak iin de babasndan yklce bir para istemi. Ama bir devlet memurunda o kadar para ne gezer? Babaanneden kalacak miras iini grrd. Ama dil bunun iin cinayet iler mi? Sabah, Ali'nin ok haberiyle uyanyorum. "Durdu l bulundu amirim." "Nerede?" diye soruyorum. "Baclar'da patika bir yolda. Grg tanklar biri cipin arpp katn sylyorlar... " "Cip mi?" Hemen dil'in klstr Landge Rover' geliyor aklma. "Ben yalya gideceim," diyorum, Ali'ye. "Sen bir yere ayrlma, ihtiyacm olabilir." dil'in cipi yalnn nnde duruyor. Cipin tamponunda kahverengimsi bir leke var, dikkatle baknca kan olduunu anlyorum. Okkal bir kfr savurarak, cipin tekerine bir tekme indiriyorum. Sezai'ye annesini ldren kiinin kz olduunu nasl anlatrm ben. Telefonla Ali'yi arayp buraya acele bir teknik ekip yollamasn syledikten sonra yalya giriyorum. Ama idil de Memduh da yalda yok. "Miras ileri iin Nesim'in brosuna gittiler," diyor, Nermin Hanm. Burada beklemenin bir anlam yok, dnnce beni arasnlar, diyerek ayrlyorum yaldan. Merkeze dnnce Nesim'i aryorum. Sekreter kz, nn birlikte ktklarn sylyor. "dil'i sorgulamamz gerek," diyor Ali. "u kan tahlili gelsin de," diyorum, sonucun ne kacan adm gibi bilmeme karn. "Sezai yakn arkadanz m amirim?" diye soruyor Ali, iten bir tavrla. "yleydi," diye geitiriyorum. Telefon alyor, dil sanarak ayorum. Yanlmm, kapdaki memurmu. "Hayri adnda biri sizi grmek istiyor amirim. Durdu adndaki ahsn babasym." "Durdu'nun babas m?" diyorum, gzlerimi Ali'ye dikerek. "Hemen yukar gnderin."

  • Hayr yklm bir halde giriyor ieriye. Giysileri, soluu hl alkol kokuyor. Akamdan beri hi uyumad belli. Ayakta durmakta zorlanyor, onu bir iskemleye oturtuyoruz. "Olumu, Durdu'mu ldrdler," diyor. "Nerden biliyorsun?" diyorum. Kir pas iindeki ceketinin cebinden be milyonluklardan oluan iki demet kartyor. "Bunlar yatann altnda buldum," diye aklyor. "Bunlar kimden aldn biliyor musun?" "Zengin bir adamdan sz ediyordu. Bir lnn mezarn deitireceklermi... " "Bir adam m?" diye mrldanyorum. "Adam olduuna emin misin?" diye soruyor Ali. "Eminim, Durdu yle syledi. ok para verecekmi adam ona." Ali'nin gzleri Hayri'nin elinde tuttuu para destelerine kayyor. "unlara bakabilir miyim?" diye soruyor. Adam paralan uzatyor. Ali desteleri ortadan tutan kt banda baktktan sonra, "Memduh ne i yapyordu amirim?" "Demir ticaretiyle urayor. Perembe Pazar'nda," deyince, Ali dudaklarnda tuhaf bir glmsemeyle, bandn zerindeki kaeyi gsteriyor. Kaede T. Bankas Perembe Pazar ubesi yazyor. Altnda bir de tarih var. "Memduh mu?" diye soruyorum, Ali'ye mi yoksa kendime mi olduunu bilmeden. "Olabilir," diyor Ali. "Belki de dil'le Memduh birlikte ilediler cinayeti." "Artk bunu anlamak kolay," diyorum."Hemen Perembe Pazar'ndaki Bankas'na git. Sor bakalm Memduh'un hesab var m? Para destelerinin zerinde yazlan tarihte para ekmi mi? Esnaf da bir aratr. Memduh'un ticari durumu naslm." Ali ayaklanrken, Hayri'ye dnyorum. "Sen de biraz konuumuz olacaksn." "Yoksa beni tutuklayacak msnz?" diyor, korku dolu gzlerini iri iri aarak. "Hayr," diyorum. "Olunun katilini yakalayacaz. Sen de bize yardm edeceksin." Bir saat sonra Memduh beni aryor. Ona, bir adamn telefon ettiini, cesedin kaybolmasyla dn gece l bulunan mezar hrsz Durdu arasnda bir balant olduunu, yaknda daha ayrntl aklamalarda bulunacan sylyorum. Beklememiz gerek, diyorum. Memduh'un sesindeki heyecan hissedilmeyecek gibi deil. Ali Perembe Pazar'ndan iimize yarayacak bilgilerle dnyor. O gn bankadan paray Memduh ekmi. Piyasadaki durumu son zamanlarda ok ktlemi. Yakasn tefecilere kaptrm, eksenet mafyasndan srekli tehditler alyormu. Zavall Latife Teyze demek z olu tarafndan ldrlm, diye dnyorum zntyle ama zlmekle kaybedecek vaktimiz yok. Hayri'yi yukar alp, kk aryoruz. Hayri rettiimiz gibi Memduhla konuuyor. Ona Durdu'nun babas olduunu, annesini gmdkleri mezarn yerini bildiini, eer yarna kadar on milyar getirmezse, polise gideceini sylyor. Memduh dikkatle dinledikten sonra saldrganlayor. Hayri'yi ldrmekle, tutuklatmakla tehdit ediyor. Ama Hayri roln eksiksiz oynuyor, hi gerilemeden, eer yarna kadar on milyar bulmazsa, mezar polise gstereceini syleyerek kapatyor telefonu. "Memduh'un bu gece mezarla geleceinden emin misiniz amirim?" diye soruyor Ali. "Gelecek," diyorum, "cesedin yerini deitirmek on milyar vermekten daha krldr." O gece tam kadro Eyp Mezarl'ndayz. Tarihi mezarln serin havasn cierlerimize ekerek bekliyoruz. Akamdan beri yalnn nnde pusuya yatan Ali'nin, Memduh'un yola ktn haber vermesinden bu yana btn ekip tetikteyiz. Czrdamaya balayan telsizden, "Hedef mezarla yaklayor amirim, tamam," diyen Ali'nin sesini duyunca balyoruz. "Mezar bulmadan ortaya kmak yok," diyerek, son kez uyaryorum ocuklar. Soluumuzu tutarak bekliyoruz, on dakika sonra mezarln dar yolunda Memduh'un silueti grnyor. Elinde bir anta var. Saklandm mezar tann iki metre tesinden geerek, bir mezarn nnde duruyor. antay ap, iinden portatif bir kazma ile krek kartyor. Mezar kazmaya balyor. Daha fazla beklemenin anlam yok. "Kolay gelsin," diye yaklayorum. "Bakyorum da bulmusun annenin lsn." Sesimi duyan Memduh panik iinde dnyor. Ayn anda ekiptekiler el fenerlerini yzne tutuyorlar. Karanlkta bir anne katilinin korku ve utanla gerilmi yz parldyor. Memduh'un eksik brakt kaz iim bizim ocuklar tamamlayarak, Latife Teyze'nin cesedini kartyorlar. Yaplan otopsi yal kadnn zehirlenerek ldrldn kantlyor. Memduh da suunu saklamyor zaten. "Ticari ynden zor durumdaydm. Annemden yardm istedim ama artk tek bana ayakta kalmay ren diyerek reddetti. Eer paray bulamasaydm mafya beni ldrecek, ocuklarm babasz kalacakt. Annemi bu yzden ldrdm. dil'in olayla hibir ilgisi yok. Ama cesedin alnd anlalnca, sulayacak birim aramaya baladm. Hasibe Hanm'n grd rya bu kiinin dil olabileceini gsterdi bana. Bylece kukular dil'in

  • zerinde toplamaya altm. Durdu korkup da beni araynca, dil'den habersiz cipini alarak onu ezdim. Eer kant bulunursa izlerin dil'de toplanmasn istiyordum. ok zgnm ama baka arem de yoktu."

    ARSADAK BACAK

    Kent merkezinden kilometrelerce uzakta, birbirinin ayn gecekondularn yan yana sraland varolardan birindeyiz. Cepheleri svasz, badanasz briket evler, inaat halindeki arsalarla evrili toprak yolda ilerlerken Ali eliyle ilerdeki aalkl tepelii gstererek, "te uras amirim," diyor. "Baca u am aalarnn altnda bulmular." "Topraa gml deil miymi?" diye soruyorum gzlerimi yeniden yola evirirken. "Gmlym, kpekler eeleyip karm olmal." "Karakola haber veren kim?" "Baca bulan ocuklardan birinin babas." "Glsm'n evinin yakldn syleyen de mi o?" "Hayr. Yangn haberini telefonla bildirmiler. Telefon eden kii, Glsm'n yangnda lm olabileceini, iin sorumlusunun da muhtar olduunu sylemi." Toprak yol birden dzgnleiyor birka metre sonra da asfalta kyoruz. imdi kk bir mahalle meydanndayz. Bir eczane, ayn zamanda kaset de satan bir berber, tezghnda rengrenk meyvelerin sergilendii manav, kapsnda yal iki kpein uyuklad kasap, byke bir kahvehane, bakkal-market karm bir dkkn pek de geni olmayan bu meydanda karlkl sralanyor. stndeki kan lekeleriyle bezenmi beyaz bir nlkten kasap olduunu anladmz adamn nnde durduruyorum arabay. "Muhtar'n brosunu aryoruz?" diyor Al, merakla bize bakan adama. "Ne yapacaksnz Muhtar?" diye soruyor Kasap, hi de dost olmayan baklarla. "Biz polisiz." Kasap'n rengi atyor. "u bulunan bacak iin mi?" "Ne biliyorsun bulunan bacak hakknda?" "Bir ey bilmiyorum," diyor manal bir ses tonuyla. "Ama Muhtar'a sorun, o, size anlatr. Burada sinek vzldasa onun haberi olur." "Peki," diyor Ali, "nerede Muhtar'n yeri?" Kasap, ba tutan eliyle aadaki sokan ban gsteriyor. "Muhtar'n yeri orda. kinci dkkn. Birinci dkkn da onlarn. Komisyonculuk yapyorlar. Olu Yiit altryor; topra parselleyip parselleyip satyorlar." Muhtar'n brosunda kimsecikler yok. n cephesine satlk arsa ilanlar yaptrlm, yandaki komisyoncuya giriyoruz. Ahap masada, sa eli beyaz merhemle kaplanm bir gen oturuyor. Yer yer kabarm derinin altnda, pembe eti grnyor. Bu, Muhtar'n olu olmal. Kasabnkinin tersine glmseyen baklarla karlyor bizi. "Muhtar' aryoruz." "Arsa meselesi iin gelmi olacaksnz," diyor. " Babam evde hemen araym." Hi bozuntuya vermiyoruz. Delikanl kapya ynelirken soruyorum. "Eline ne oldu senin?" "Hi..." diyor dkkndan karken. "Yand." "Yanm," diye mrldanyorum Ali'ye bakarak. Yardmcmn aln kryor ama ne dndn sylemiyor. Merakla, masann zerindeki paftaya eiliyor, "uraya bakn amirim, da, ta arsa yapmlar," diyor dalgn bir ifadeyle. Ali'nin eildii paftadaki parsel parsel blnm topraa bakyorum. Ona yant vermediimi gren Al kendi kendine konumay srdryor. "Muhtar'a gelmekle doru yaptk galiba amirim," diyor. "u kesik bacan arsa rantyla ilgisi varm gibi geliyor bana." Az sonra, yznde ylk bir glmsemeyle elli yalarnda bir adam grnyor kapda. "Ho gelmisiniz, kusura bakmayn sizi beklettim," diyerek bir rpda sralayveriyor szckleri. "Arsay grdnz, beendiniz mi?" "Arsayla falan ilgimiz yok," diyorum kimliimi gstererek. "Biz polisiz. u bulunan bacak meselesini soruturuyoruz." Muhtar bir an ne diyeceini bilemiyor ama kendini abuk toparlyor. "O zaman buyrun benim broya geelim." Brosuna geiyoruz. Biz koltuklara otururken, "Kahveleri nasl ierdik?" diye soruyor, ylk glmsemesini srdrerek. "Sa olun," diyorum ask bir suratla "Kahve iecek vaktimiz yok... ncelikle Glsm'n evinden balayalm. Ev nasl yand, anlatr msnz?" "Sz baca soruturmuyor musunuz? Glsm'le ne ilgisi var bacan?" "Her ey birbiriyle ilgilidir," diye atlyor Ali. "Siz sorulanlara cevap verin yeter." ikimizin de ciddi olduunu anlayan Muhtar,

  • "Tamam canm, kzmayn hemen," diyerek balyor anlatmaya. " Biz, Glsm' namuslu bir kadn sanmtk. Ama anladk ki kadn yolluymu. Her gece evinin nnde bir araba, ierde arklar, trkler... Gece yarlar sarholar nara atp dolayor. Millet rahatsz oldu tabi. Ben de gidip bu kadnla konutum. Konuurken yannda kocas m, affedersiniz pezevengi mi ne, o iri yar Gyas denen herif de var. Ya edebinizle oturun, ya da mahalleyi terk edin, dedim. Gyas Efendi diklendi, sen de kim oluyorsun, diyerek stme yrmeye kalkt. Allahtan yanmda bizim Yiit vard da fazlasna cesaret edemedi. Neyse, ben de durumu mahalleliye bildirdim. Mahalleli ok kzd. Ama ben mahkemeye gidelim diyerek mahalleliyi yattrdm. Her ey normale dnmt ki bir gece yars, daha nce Glsm'le oynam adam geldi. Evinin nnde tam iki arjr kurun yaktlar. Dar k ulan kahpe, diye uludular. Ama kimse dar kmad. Adamlar da pencerelerden ieriye benzin dkerek evi yaktlar." "Peki aklnza karakola haber vermek gelmedi mi?" "Herkes can korkusuna dmt. Adamlar gidince de yangn sndrmeye altk." "Glsm'n cesedini ne yaptnz?" "Ne cesedi... Ceset filan bulamadk... O gece evde kimse yokmu." "Biz yle duymadk ama?" diyorum, gzlerimi Muhtar'a dikerek. "Glsm'n evini sen yakmsn? stelik fahielik yapt iin deil, evine el koymak iin. Kadn da dumandan boulmu. Bunun zerine cesedini paralayp deiik yerlere gmmsn." "Yalan," diye baryor Muhtar, "ben byle bir ey yapmadm." "Kasap yle sylemiyor ama," diyor Ali. "Demek o dmbk syledi," diye mrldanyor Muhtar ban sallayarak. "Kasap'n sylemesine gerek yok. Herkes biliyor byle olduunu." "O sylemitir, o sylemitir. Kars brakp kat ya, adam kinim bizden karyor." "Nereye kat?" diye soruyor Ali. "Bilmiyoruz ki. Bu Kasap erkeklik grevini yerine getiremiyormu. Kadn da mahallede bir oyna tutmu kendine. Kasap bunu renince her gece kadn dvmeye balad. Ama bir haftadr kadn ortalkta grnmyor. Kasap, annesinin evine dndn sylemi ama kadnn kimi kimsesi yok. Sizin anlayacanz kadn oynayla kam... " "Neyse," diyerek araya giriyorum,, "brakn imdi kasabn karsn. Sen anlat bakalm, ne yaptnz Glsm'n cesedini?" "Yapmayn," diye yalvaryor Muhtar. "Allahtan korkun. Ben kimseyi ldrmedim." "Ama evi yaktn?" diye steliyor Ali. "Evi de yakmadm," diyor ama sesi nceki kadar inandrc deil. "Olunun eli orba piirirken mi yand?" Bir an duraksyor sonra hemen yant yetitiriyor. "Yangn sndrrken, valla billa yangn sndrrken oldu." "Peki Glsm nerede?" "Ne bileyim? Onu bilse bilse pezevengi Parlak Gyas bilir." "Nerede buluruz Gyas'?" "irinevler'de bir evi daha varm. Ama adresini bilmiyorum," diyor sonra duraksyor. "Belki karakoldakiler bilirler. Glsm'e gelenler arasnda polisler de vard." Ali bana dnyor. "Ne dersiniz amirim soraym m telsizden? irinevler Karakolu'nda bizim Ragp var." "yi olur. Bakalm tanyorlar mym Gyas'?" Ali arabaya yollanrken, muhtarn olu Yiit'in kapda durmu bizi dinlediim fark ediyorum. Ona baktm grnce, "Bence yanl yoldasnz amirim," diyor. "O bacak Kasap'n kars Makbule'nin." "yle mi?" diyorum abartl bir aknlkla. "Nereden biliyorsun?" "Bunu bilmeyecek ne var," diyor ieri girerek. "Kasap'n kars bir haftadr ortalkta yok. Kadn ldrp paralasa kimsenin ruhu bile duymaz. Adamn dkkn zaten kan iinde... " Anlatrken yzn inceliyorum, bebek yzl, kadnlarn holanaca tiplerden. "Peki kadnn sevgilisi kim biliyor musunuz?" diye soruyorum. Delikanlnn yz gerilir gibi oluyor. Ondan nce babas atlyor. "Bilmiyoruz. Kimbilir kimin nesidir?" Ali'nin ieri girmesiyle blnyor konumamz. "Gyas' tanyorlar amirim. Birahane randevuevi karm bir yere taklyormu." "O halde hemen gidelim," diyerek ayaklanyorum. O gece basyoruz Kk Birahanesi ad altnda fuhu yaplan yeri. anslyz, Gyas' bulduumuz gibi Glsm' de tek para halinde ele geiriyoruz. Evini Muhtar'n yaktn sylyor kadn. Sizi yeniden burada grrsem ldrrm, diyerek tehdit de etmi adam onlar. Bu yzden bir daha mahalleye uramamlar. Muhtar'dan ok korkuyorlar. Hemerileriyle btn mahalleyi ellerine geirdiler, diye dert yanyor Gyas. Ama bizim konumuz arsa speklasyonu deil, cinayet.

  • Ertesi gn yine mahallede alyoruz soluu. Bizi erkenden karsnda gren Kasap, "Buldunuz mu Glsm'n cesedini?" diye soruyor, merak kuku karm bir ifadeyle. "Cesedini deil kendisini bulduk," diye aklyor Ali. "Hem de sapasalam." "Glsm' brakalm da u senin hanmndan bahsedelim biraz," diyerek yaklayorum tezghn arkasnda kocaman bir budu elinde tutmakta, olan Kasap'a. "Ne olmu benim hanma?" diye soruyor adam gergin bir tavrla. "Bir haftadr ortalkta grnmyormu." "Gitti. iddetli bir kavga ettik. Ertesi gn gitti." "Nereye gitti?" "Bilmiyorum. Kimi kimsesi yoktur. Nereye gider, kimde kalr kestirmek zor." "Dkknnda kk bir arama yapabilir miyiz?" diye soruyorum. "Benden mi pheleniyorsunuz," diyerek elindeki budu fkeyle nndeki tezgha atyor. "Ben karm ldrmedim. Kat gitti ite. Bunda benim ne suum var?" "Suun yoksa aramamza izin verirsin," diyorum otoriter ama iten bir tavrla. "Benim saklayacak hibir eyim yok. Arayabilirsiniz, buyrun her yere bakn." "Sa ol," diyerek hemen arkadaki byk buzdolabna yneliyoruz. Gergin bir ifadeyle derin dondurucunun kapsn ayor Ali. Aslnda ben de en az onun kadar huzursuzum. Sabah sabah paralanm bir kadn bedeniyle karlamak hi de ho olmasa gerek. st ste ylm etlerin arasnda yaptmz be dakikalk aratrma derin dondurucuda ceset paralarnn bulunmadn gsteriyor bize. Dkknn iini aratrmaya balyoruz. Hayr, bu kann pisliin iinde de aradklarmz yok. "Grdnz gibi ben temizim," diyor Kasap, keyifli bir glmsemeyle. "Evin uzakta m?" diye soruyorum. "Evime de mi bakacaksnz?" diye syleniyor. "Madem temizsin, evini aramamzda da bir saknca yoktur herhalde." "Ev dank, belki daha sonra..." diyecek oluyor. "Hayr," diyorum kararl bir tavrla. "imdi." Skntyla bizi szdkten sonra, nln karyor, "Gidelim o zaman. Evim hemen arka sokakta," diyor. Arka sokak dedii yer de Muhtar'n yazhanesinin kars. Biz Kasap'n evine girerken Muhtar'n olu Yiit'in dkknna oturmu bizi izlediini fark ediyorum. Ev, Kasap'n sylediklerinin tersine olduka dzenli. Her yer prl prl, bal dk yala. Mutfaktan balyoruz aratrmaya. Kap kaak konulan dolaplara bakarken, "Bunlar da ne?" diye baryor Ali. Dolabn iinde kanl kocaman bir satrla, keskin ulu bir bak duruyor. "Satrla, baaak," diyor Kasap gayet rahat bir tavrla, "bazen evde de alrm." "Yine de biz yanmza alalm bunlar," diyorum Ali'ye gz krparak. Kasap gz krptm gryor ama bir ey sylemiyor, ban sallamakla yetiniyor. Banyoya giriyoruz. Lavabonun deliini iyice kontrol ediyoruz, kana benzer bir ey gremiyoruz. amar makinesinin ii kirli amar dolu. Ali, Kasap'n itiraz etmesine frsat vermeden elini sokup amarlar ortaya seriyor. amarlarn arasnda krmz bir leke dikkat ekiyor. Krmz lekenin gs boyunca yayld gecelii elime alyorum. "Karmn kan," diyerek aklamaya balyor Kasap. "Evden ayrlmadan nceki gece aramzda tartmtk. Burnu kanad. Bir kere kanad m durmak bilmez." Yzmzdeki ifadeden ona inanmadmz anlaynca, "sterseniz komulara sorun. Herkes bilir bunu." "Karn eek sudan gelinceye kadar dvdn de bili