75
AKAİD Bölüm 3

Akaid

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Akaid

Citation preview

  • AKAD

    Blm 3

  • nc Blm

    Akaid

    Akaid, akd kknden tretilmi olan akde kelimesinin ouludur. Akde, szlkte "gnlden balanlan, dm atmasna salam inanlan ey" demektir. Din literatrde akde, "inanlmas zorunlu olan ilke" (iman esas, m'menn bih), oulu olan akaid kelimesi ise "slm dininde inanl-mas farz olan hususlar, iman esaslar, dinin temel kural ve hkmleri" an-lamna gelmektedir. Buna gre, dinin temel kural ve hkmlerini oluturan iman esaslarndan bahseden ilme de akaid ilmi denir.

    slm akaidinin ilk ve en nemli kayna Kur'n- Kerm, daha sonra da sahih hadislerdir. slm akaidini oluturan esaslar, Kur'n- Kerm'de ve hadislerde hibir yoruma mahal brakmayacak ekilde ak, yaln ve sade olarak yer almtr. Kur'an'da Allah'a, peygamberlerine, kitaplara, meleklere, hirete, kaz ve kadere iman konusuna temas eden ve yer yer ayrntl bil-giler veren birok yet vardr. Hadis kitaplarnn iman, enbiya, tevhid, cen-net, cehennem, kader, kyamet gibi blmlerinde, iman esaslaryla ilgili eitli aklamalar yer almaktadr. Bu sebeple de Kur'an yetleri ile bata mtevtir hadisler olmak zere sahih hadisler akaidin temel kaynaklarn tekil eder. Duyu organlarnn verileri ve akl her ne kadar akaid ilminin kaynaklar arasnda ise de, bu ikisi dorudan doruya din prensiplerin ve

  • 68 LMHAL

    iman esaslarnn belirlenmesinde kaynak saylmazlar. Akl ve duyu organ-larnn verileri, daha ok yet ve hadislerin belirledii esaslarn aklanmas, yorumu ve ispatlanmas konusunda malzeme olutururlar, nakli destekler-ler. Bu sebeple iman esaslarnn belirlenmesinde tek kaynak vahiydir.

    slm akaidini oluturan esaslar, hem kesin delile dayanmaktadr hem de apaktr. Zamana, mekna, fert ve toplumlara gre deiiklik gstermez. Bu hkmler bir btn tekil edip, blnme kabul etmezler. Yani bir ksmna inanp bir ksmna inanmamak sz konusu olamaz.

    I. MAN

    A) MANIN TANIMI ve KAPSAMI

    man szlkte, "bir kiiyi syledii szde tasdik etmek, dorulamak, sylediini kabullenmek, gnl huzuru ile benimsemek, karsndakine g-ven vermek, gvenlikte olmak, pheye yer vermeyecek biimde iten ve yrekten inanmak" anlamlarna gelir.

    Terim olarak ise, Hz. Peygamber'i, Allah Tel'dan getirdii kesin olarak bilinen hkmlerde (zarrt- dniyye) tasdik etmek, onun haber verdii eyleri tereddtsz kabul edip bunlarn gerek ve doru olduuna gnlden inanmak demektir.

    Buna gre; imann hakikati ve z kalbin tasdikidir. Kalbin tasdiki imann deimeyen asl unsurudur. manla bilgi arasnda ok yakn bir iliki sz ko-nusudur. Her inanan kii, neye inandn bilir, fakat her bilme inanmay ge-rektirmez. nanlacak esaslarla ilgili bilgiye iman denilebilmesi iin, kiinin gnlnde ve kalbinde hr iradeye dayal bir boyun eiin, teslimiyetin ve tas-dikin bulunmas gerekir. man edene sevap, etmeyene ceza verilmesinin da-yana, kiinin gnlden ballnn ve tasdikinin bulunup bulunmamasdr.

    mann, bir kalp ii, kalbin tasdiki olduunu gsteren yet ve hadisler-den bazlar unlardr:

    "Ey Peygamber, kalpleri iman etmedii halde, azlaryla inandk diyen-lerden ve yahudilerden kfr iinde kouanlar seni zmesin..." (el-Mide 5/41).

    "Allah kimi doru yola iletmek isterse onun kalbini slm'a aar..." (el-Enm 6/125).

  • AKAD 69

    "Allah cennetlikleri cennete, cehennemlikleri cehenneme koyacak, sonra

    da bakn kalbinde hardal tanesi kadar iman olan birisini bulursanz onu

    cehennemden karn diyecektir" (Buhr, mn, 15; Mslim, mn, 82).

    Grld zere imann esas, inanlacak eyleri kalbin tasdik etmesidir. Bir kimse diliyle inandn sylese bile kalbiyle tasdik etmezse mmin ola-maz. Buna karlk kalbiyle tasdik edip inand halde, dilsizlik gibi bir zr sebebiyle inancn diliyle aklayamayan veya tehdit altnda olduu iin kfir ve inansz olduunu syleyen kimse de mmin saylr. Bunun en belirgin rnei u olaydr:

    Sahblerden Ammr b. Ysir, Kurey mriklerinin ar basklarna ve lm tehditlerine dayanamayarak kalben inanmakla birlikte, diliyle mslman olmadn, Hz. Muhammed'in dininden ktn sylemi, bu olay hakknda yet-i kerme inerek, Ammr'n mmin bir kimse olduu belirtilmitir: "Kalbi imanla dolu olduu halde (inkra) zorlanan kimse hari, kim iman ettikten sonra Allah' inkr ederse ve kim kalbini kfirlie aarsa, ite Allah'n gazab bunlaradr. Onlar iin byk bir azap vardr" (en-Nahl 16/106).

    mann asl unsuru kalbin tasdiki olmakla birlikte kalpte neyin gizli ol-duunu insanlar bilemedii iin, kalpteki inancn dil ile sylenip aa vu-rulmas, o kiinin de dnyada bu sz ve ikrarna gre bir ileme tbi tutul-mas gerekmektedir. Bu sebeple ikrar, yani kalpte bulunan inancn dil ile ifade edilmesi, imann bir paras deil, deta onun dnyev artdr.

    Kalplerde neyin gizli olduunu ancak Allah bilir. Bir kimsenin iman et-tii, ya kendisinin sylemesiyle veya cemaatle namaz klmak gibi mmin olduunu gsteren belli ibadetleri yapmasyla anlalr. O zaman bu kimse mmin olarak tannr, mslman muamelesi grr, mslman bir kadnla evlenebilir. Kestii hayvann eti yenir, zekt ve r gibi din vergilerle y-kml tutulur. lnce de cenaze namaz klnr, mslman mezarlna def-nedilir. Eer bir kimse inancn diliyle ikrar etmezse ona, mslmana zg bu tr hkmler uygulanmaz.

    manda ikrarn ok nemli olduunu Peygamber Efendimiz u hadisle-riyle dile getirmilerdir:

    "Kalbinde buday, arpa ve zerre ls iman olduu halde Allah'tan baka Tanr yoktur. Muhammed O'nun elisidir diyen kimse cehennemden kar" (Buhr, mn, 33; Tirmiz, Cehennem, 9; bn Mce, Zhd, 37).

  • 70 LMHAL

    "nsanlar Allah'tan baka Tanr yoktur. Muhammed O'nun elisidir deyin-ceye kadar kendileriyle savamakla emrolundum. Ne zaman bunu sylerlerse can ve mal gvenliine sahip olurlar. Ancak kamu hukuku gerei uygulanan cezalar bundan mstesnadr. yzlerinin muhasebesi ise Allah'a aittir" (Buhr, Cihd, 102; Mslim, mn, 8; Eb Dvd, Cihd, 104).

    Dil ile ikrar bu derece nemli olduu iin genellikle iman, "Kalp ile tasdik ve dil ile ikrardr" eklinde tanmlanmtr. Fakat iman bu ekilde tanmla-mak, kalbi ile inanmad halde inandm diyenin mmin olmasn gerektir-mez. Bu konuda bir yet-i kermede, "nsanlardan bazlar da vardr ki, inanmadklar halde Allah'a ve hiret gnne inandk derler" (el-Bakara 2/8) buyurulmutur.

    Gnlden inanmad halde, diliyle inandn syleyen kii kalpteki inan ve ikrar bilinemedii iin dnyada mslman gibi ilem grr. Fakat iman bulunmad ve mnafk olduu iin hirette kfir olarak ilem gre-cek ve cehennemde ebed kalacaktr.

    Bu bilgilerden de anlalaca gibi kalbin tasdiki, imann rkn, olmazsa olmaz unsuru ve deimez temelidir. Dilin ikrar da, bu asl ve gerein ta-nnmasn salayan bir arttr.

    B) CML ve TAFSL MAN

    man, inanlacak hususlar asndan icml ve tafsl iman olmak zere ikiye ayrlr.

    a) cml man

    nanlacak eylere ksaca ve toptan inanmak demektir. mann en zl ve en ksa ekli olan icml iman, tevhid ve ehadet kelimelerinde zetlenmitir.

    Tevhid kelimesi: L ilhe illallah Muhammedn Reslullah (Allah'tan baka hibir Tanr yoktur. Muhammed O'nun elisidir) cmlesidir. ehadet keli-mesi de: Ehed enl ilhe illallah ve ehed enne Muhammeden abdh ve reslh (Ben Allah'tan baka hibir Tanr olmadna, Muhammed'in O'nun kulu ve elisi olduuna inanr ve tanklk ederim) ifadesidir.

    mann ilk derecesi ve slm'n ilk temel direi budur. Gerekte Allah' yegne Tanr tanyan, Hz. Muhammed'i O'nun peygamberi olarak kabulle-nen kii, dier iman esaslarn ve Peygamberimizin getirdii dini de toptan kabullenmi demektir. nk dier iman esaslar bize Hz. Peygamber arac-

  • AKAD 71

    lyla bildirilmitir. yleyse Allah elisini tasdik etmek, getirdii hkmleri de tasdik etmek demektir. nanlacak eyler ayr ayr sylenmediinden do-lay bu imana icml (toptan) iman denmektedir. Mmin saylabilmek iin, icml iman yeterli olmakla birlikte, slm'n dier hkmlerini ve inanlmas gerekli olan eylerin her birini kiinin teker teker renmesi zorunludur.

    b) Tafsl man

    nanlacak eylerin her birine, ak ve geni ekilde, ayrntl olarak inan-maya tafsl iman denilir. Tafsl iman derecede incelenir:

    Birinci derece, Allah'a, Hz. Muhammed'in Allah'n peygamberi olduuna ve hiret gnne kesin olarak inanmaktr. Bu, icml imana gre daha ge-nitir. nk burada hirete iman da yer almaktadr.

    kinci derece, Allah'a, meleklerine, kitaplarna, peygamberlerine, hiret gnne, ldkten sonra tekrar dirilmeye, cennet ve cehennemin, sevap ve azabn varlna, kaz ve kadere ayr ayr inanmaktr. Tafsl imann ikinci derecesi amentde ifade edilen prensiplerdir.

    nc derece, Hz. Muhammed'in Allah katndan getirdii, bize kadar da tevtr yoluyla ulatrlan btn haberleri ve hkmleri tasdik etmektir. Bir baka ifadeyle, mnas apak (muhkem) yet ve mtevtir hadislerle sabit olan hususlarn hepsine ayr ayr, Allah ve Resul'nn bildirdii ve emir buyurduklarn da iine alacak ekilde btn ayrntlar ile inanmaktr. Bu durumda namaz, oru, hac ve dier farzlar, hell ve haram olan davra-nlar renip btn bunlarn farz, hell ve haram olduklarn yrekten tasdik etmek tafsl imann nc derecesini oluturur.

    Mslman olmayan bir kimse, icml iman ile slm'a girmi olur. Bu iman zere lrse neticede cennete girer. Fakat tafsl iman ile mslmann iman ycelir, olgunlar, salam temeller zerine oturur. Bir insann, Allah' ve O'ndan geleni gnlden tasdik ettikten sonra, Hz. Peygamber'in aklad buyruk ve yasaklar btnyle, farz farz, haram haram bilerek renmesi, kabullenmesi ve uygulamas gerekir. Tafsl imann nc derecesi, zarrt- diniyye denilen ve inanlmas zorunlu bulunan btn inan, ibadet, mumelt ve ahlk hkm-lerine inanmay iermektedir.

    C) TAKLD ve TAHKK MAN

    Delillere dayal olmakszn sadece evrenin telkini ile meydana gelen ve deta kiinin slm toplumunda doup bym olmasnn tabii sonucu

  • 72 LMHAL

    olarak gzken imana takld iman denilir. Ehl-i snnet bilginlerinin ouna gre bu tr iman geerli olmakla beraber, kii iman akl ve din delillerle glendirmediinden dolay sorumludur. Takld iman, inkrc ve sapk kim-selerin ileri srecei itirazlarla sarsntya urayabilir. Bunun iin iman, din ve akl delillerle glendirmek gerekir. nk deliller, ileri srlecek phe ve itirazlara kar iman korur. Delillere, bilgiye, aratrma ve kavramaya dayal imana ise tahkk iman denir. Aslolan her mslmann tahkk imana sahip olmas, neye, niin ve nasl inandnn bilincini tamasdr.

    D) MAN ile AMEL ARASINDAK BA

    Amel, iradeye dayal i, davran ve eylem demektir. Esasen tasdik ve ikrar da birer ameldir. Ancak amel deyince daha ok kalp ve dil dnda ka-lan organlarn ameli anlalmaktadr. Bu durumda iman ile amel birbirinden ayr eyler olmasna, amelin imann bir paras olmamasna ramen, her ikisi arasnda ok sk bir ba ve iliki bulunmaktadr.

    a) Amel mann Ayrlmaz Paras Deildir

    Ehl-i snnet bilginlerine gre amel, imann paras, rkn ve olmazsa olmaz unsuru deildir. Bu sebeple btn din esaslar kalpten benimsemi fakat eitli sebeplerle buyruklar yerine getirmemi veya yasaklar inemi olan kimse, iledii gnah hell saymad mddete mmin saylr. nk:

    a) Kur'n- Kerm'de "man edenler ve slih amel ileyenler..." diye ba-layan pek ok yet vardr (el-Bakara 2/277; Ynus 10/9; Hd 11/23). Bu yetlerde iman edenlerle slih amel ileyenler ayr ayr zikredilmitir. Eer amel imann bir paras olsayd, "iman edenler" denildikten sonra bir de "slih amel ileyenler" denmesine gerek olmazd.

    b) Baz yetlerde iman, amelin geerli olabilmesi iin art klnmtr. Mesel: "Her kim mmin olarak iyi iler yaparsa, artk o, ne zulmden ne de hakknn inenmesinden korkar" (Th 20/112) buyurulmutur. Eer iman ile amel ayn ey veya amel imann paras olsayd, o zaman ayr ayr zikre-dilmezdi ve iman, amelin geerli olmasnn art saylmazd.

    c) Baz yetlerde de byk gnahn imanla birlikte bulunabilecei ifade edilmitir. Bunlardan birinde: "Eer mminlerden iki grup birbirleriyle vuru-urlarsa aralarn dzeltin..." (el-Hucurt 49/9; ayrca bk. el-Bakara 2/178; et-Tahrm 66/8) denilmi, byk gnah saylan ldrme fiilini ileyerek ameli terkeden kiilerden "mminler" diye sz edilmitir.

  • AKAD 73

    d) Peygamber Efendimiz dneminden itibaren byk din bilginleri, kal-binde iman bulunduu ve bunu diliyle syledii halde dinin emrettii amel-leri ilemeyen veya baz yasaklar ineyen kimseleri yaptklarn hell ve mer grmedikleri srece mmin saymlar, ancak bu kimselerin gnah-kr mmin olduklarn ifade etmilerdir. Bu, Ehl-i snnet limlerinin ortak grdr.

    b) Amelin Gereklilii ve manla Olan lgisi

    Amel ile iman arasnda ok yakn bir iliki vardr. Kur'n- Kerm'in bir-ok yetinde iman ile sahih amel yan yana zikredilmi, mminlerin slih amelleri ileyerek madd-mnev gelimelerini salamalar srarla istenmitir. nk dnce ve kalp alanndan eylem ve hareket alanna kamam olan iman meyvesiz bir aaca benzer. Kalpte mevcut olan iman nn hi sn-meden parlamas, giderek gcn artrmas slih amellerle mmkn olabilir. Ayrca imann olgunluuna ermek, iman stn bir dereceye getirmek ve byle iman sahiplerine Allah'n vaad ettii sonsuz nimetlere kavumak iin de amel gereklidir. nsan sadece inanlmas gerekli eyleri tasdik eder, ameli umursamayan bir tavr sergileyip yasaklar inerse, dine, Allah'a ve Pey-gamberine olan ball yava yava azalr, gnn birinde kalbindeki iman da snp gider. O halde amelin hem iman glendirmede stlendii rol, hem de mminin cehennem azabndan kurtularak nimetlere ulamasna arac olmas ve Rabbine kar kulluk grevini gerek anlamda yerine getir-mesi bakmndan nemi ok byktr.

    E) MANIN ARTMASI ve EKSLMES

    man, inanlmas gereken hususlar (iman esaslar) asndan artmaz ve eksilmez. Bir kimse iman esaslarnn hepsini kabul edip de, bir veya bir ka-na inanmasa mesel meleklere inanmasa veya namazn farz yahut adam ldrmenin haram oluunu inkr etse, iman etmi saylmaz. Bu durumda iman gereklemediinden artmas ve eksilmesi sz konusu olamaz. Herkes ayn hususlara iman etmekle ykmldr. nanlacak esaslar konusunda bilginle cahil, peygamber olan ve olmayan, kadnla erkek arasnda hibir fark yoktur.

    man, gl veya zayf olma asndan farkllk gsterir. Kiminin iman kuvvetli kiminin zayftr. Kiminin iman tam anlamyla iine sinmi, kimi-ninki yzeysel kalmtr. Kimininki iitme ve dnmeye bal bilgi ve inan seviyesinde, kimininki grmeye dayal bilgi ve inan seviyesinde, kimininki

  • 74 LMHAL

    de yaamaya, gnlden duymaya ve i tecrbeye dayal bilgi ve inan sevi-yesindedir. manda bu eit bir farklln bulunduuna yet ve hadislerde de iaret edilir. brhim (a.s.) lleri nasl dirilttiini gstermesini Allah'tan is-temi, yette buyurulduu gibi yce Allah'n "inanmadn m?" sorusuna "(gzmle de grerek) kalbim tam yatsn diye" (el-Bakara 2/260) cevabn vermitir. Bylece onun Allah'n lleri nasl dirilttiini grdkten sonraki imannn nceki imanndan daha gl olduu belirtilmitir.

    Kur'n- Kerm'deki "man etmi olanlara gelince (her inen sre) daima onlarn imann artrmtr" (et-Tevbe 9/124); "O, mminlerin yreklerine imanlarn katmerli bir imanla artrmalar iin mnev kuvvet indirendir" (el-Fetih 48/4); "Mminler ancak onlardr ki, Allah anld zaman yrekleri titrer. Allah'n yetleri kendilerine okunduu zaman bu onlarn imann art-rr" (el-Enfl 8/2) anlamndaki yetler ile bu konudaki hadisler, imann kuv-vet, kalbin derinliklerine nfuz ynyle farkl seviyelerde olabileceini, nite-lik ynyle artma ve eksilme gsterebileceini ifade etmektedir.

    F) MANIN GEERL OLMASININ ARTLARI

    mann geerli olabilmesi ve sahibini hirette ebed kurtulua erdirebil-mesi iin u artlar tamas gerekir:

    1. mann dnyada hr iradeye dayal bir tercih olmas, bask, tehdit veya dnya hayatndan mit kesme (ye's) durumunda gereklememi bu-lunmas gerekir. Daha nce mmin olmayan bir kimsenin, hayattan midini kestii son nefesinde urayaca azab farkedip iman ettim demesi ha-linde, onun bu iman geerli olmaz. Bir yette "Artk o etin azabmz gr-dkleri zaman Allah'a inandk ve O'na ortak kotuumuz eyleri inkr ettik derler. Fakat azabmz grdkleri zaman imanlar kendilerine bir fayda ver-

    meyecektir. Allah'n kullar hakknda sregelen kanunu budur. te kfirler burada hsrana uramlardr" (el-M'min 40/84-85) buyurulmutur.

    2. Mmin, iman esaslarndan birini inkr anlamna gelen tutum ve davranlardan kanmaldr. Mesel Allah Tel'y ve btn peygamberleri tasdik edip de Hz. Muhammed'in peygamberliine inanmayan yahut farz veya haram olduu kesin olarak bilinen bir hkm, mesel namazn farz, arap imenin haram olduunu kendi hr iradesiyle inkr eden, yahut alaya alan, puta, haa vb. eylere tapan bir kimseye mmin denilemez.

    3. Mmin Allah'n rahmetinden ne mitsiz ne de emin olmaldr. Korku ile mit arasnda bulunmaldr. Mminin "Nasl olsa imanm var, o halde

  • AKAD 75

    muhakkak cennete giderim" dncesiyle kendinden emin olmas veya "ok gnah iledim, ben muhakkak cehennemliim" diye Allah'n rahmetinden mit kesmesi imann kaybetmesine sebep olabilir. Bu konuda Kur'an'da yle buyurulur: "Dorusu kfirlerden bakas Allah'n rahmetinden mit kesmez" (Ysuf 12/87), "Fakat byk zarar gze alanlar topluluundan bakas Allah'n azabndan (azabnn olmayacandan) emin olmaz" (el-Arf 7/99).

    G) MAN-SLM LKS

    slm szlkte, "itaat etmek, boyun emek, balanmak, bir eye teslim olmak, esenlikte klmak" anlamlarna gelir. Terim olarak, yce Allah'a itaat etmek, Hz. Peygamber'in din adna bildirmi olduu eylerin hepsini kalp ile tasdik edip dil ile syleyerek, inandklarn yaamak, szleri ve davranlar ile kabul edip benimsediini gstermek demektir.

    Kur'n- Kerm'de iman ile slm, bazan ayn bazan farkl anlamda kul-lanlmtr. man ile slm ayn anlamda kullanlrsa bu durumda slm keli-mesi, slm'n gerekleri olan hkmlerin dinden olduuna inanmak, slm' bir din olarak benimsemek ve ona boyun emek mnasna gelir. slm ok geni bir kavramdr ve teslimiyet demektir. Teslimiyet ise trl olur. Ya kalben olur ki, bu kesin inan demektir. Ya dille olur ki, bu da ikrardr. Ya da organlarla olur ki, bunlar da amellerdir. te slm'n eklinden biri olan kalbin teslimiyetine ve ballna iman denilir. u yette iman ile slm ayn anlamda kullanlmaktadr: "...Ancak yetlerimize inanp da teslim olan-lara duyurabilirsin" (en-Neml 27/81). Eer iman ile slm ayn anlamda kullanlrsa, o zaman her mmin mslimdir, her mslim de mmindir.

    man ile slm'n farkl kavramlar olarak ele alnmas durumunda her mmin, mslim olmakta, fakat her mslim, mmin saylmamaktadr. nk bu anlamda slm, kalbin balan ve teslimiyeti deil de, dilin ve organla-rn teslimiyeti, belli amellerin ilenmesi demektir. Bu durumda slm daha genel bir kavram, iman daha zel bir kavram olmaktadr. Mesel mnafk, diliyle mslman olduunu syler, buyruklar yerine getiriyormu izlenimi verir, fakat kalbiyle inanmaz. Mnafk gerekte inanmad halde, dnyada mslmanm gibi gzkebilir. u yet-i kermede iman ile slm ayr kav-ramlar olarak gemektedir: "Bedevler inandk dediler. De ki: Siz iman etme-diniz, ama boyun edik deyin. Henz iman kalplerinize yerlemedi..." (el-Hucurt 49/14).

  • 76 LMHAL

    H) BYK GNAH KAVRAMI

    Arapa'da kebre (oulu kebir) kelimesi ile ifade edilen byk gnah, bozgunculua sebep olan, hakknda tehdit edici bir nas (yet ve hadis) bulu-nan, ileyenin dnyada veya hirette cezalandrlmasna sebep olan byk sular ve davranlara denir.

    Byk gnahlarn en by Allah'a irk komak ve O'nu inkr etmek-tir (kfr). Byk gnahlarn neler olduu konusunda hadislerde eitli bil-giler vardr. Peygamberimiz bir hadisinde, "Size byk gnahlarn en b-yklerinden haber vereyim mi? Onlar: Allah'a ortak tanmak, ana babaya

    itaatsizlik ve yalanc ahitliktir" (Buhr, Edeb, 6; Mslim, mn, 38; Tirmiz, Tefsr, 5) buyurmu, bir baka hadislerinde "Mahveden yedi g-nahtan saknnz. Onlar: Allah'a ortak komak, sihir yapmak, haksz yere adam ldrmek, yetim mal yemek, rib (faiz), savatan kamak, iffetli ve iman sahibi bir kadna zina iftirasnda bulunmaktr" (Buhr, Vesy, 23; Mslim, mn, 38; Eb Dvd, Vesy, 10) diyerek, byk gnahlarn yedi tanesini zikretmitir. Bir baka hadiste byk gnahlarn says dokuz olarak belirtilmi, ana babaya itaatsizlik ve Mescid-i Harm'da yaplmas yasak bir fiili ilemek de bunlara eklenmitir (Eb Dvd, Vesy, 10).

    Kalbinde inanc olduu halde inancn diliyle syleyen, fakat eitli se-beplerle ameli terkeden, dolaysyla irk ve kfr dndaki byk gnah-lardan birini ileyen (fsk ve fcir) kimse, iledii gnah hell saymyorsa mmindir, kfir deildir. Fakat byk gnah iledii iin ceza grecektir. Ancak bu kimse iin tvbe kaps aktr. Yce Allah byle bir kimseyi hirette dilerse affeder, efaat olunmasna izin verir, dilerse gnah l-snde cezalandrr. Neticede ise, kalbinde inanc bulunduu iin cennete girdirir.

    Sahblerden Eb Zer el-Gfr'nin anlattna gre, Hz. Peygamber: "Al-lah'tan baka hibir Tanr yoktur deyip de bu inanc zere len kimse cen-nete girer" buyurmu, Eb Zer, "O kii zina yapsa, alsa da m?" diye sor-mu, "Evet, zina yapm, hrszlk etmi de olsa cennete girer" cevabn ver-mitir. Eb Zer soruyu kez tekrar edip ayn karl alnca, drdnc sorusunda Allah elisi, "Eb Zer bu durumdan holanmasa bile o kimse cennete girer" buyurmutur (Buhr, Tevhd, 33; Rikak, 16; Mslim, mn, 40; Tirmiz, mn, 18).

  • AKAD 77

    I) TASDK ve NKR BAKIMINDAN NSANLAR

    nsanlar tasdik ve inkr asndan grupta incelenebilirler.

    a) Mmin

    Allah'a, Hz. Peygamber'e ve O'nun haber verdii eylere yrekten inanp, kabul ve tasdik eden kimseye mmin denir. Mminler hirette cennete gire-cekler, orada pek ok nimetlere kavuacaklardr. Gnahkr mminler, sular lsnde hirette cezalandrlsalar da sonunda cennete konulacaklardr. M-minlerin ebed cennetlik olacana dair Kur'an'da pek ok yet vardr.

    b) Kfir

    slm dininin temel prensiplerine inanmayan, Hz. Peygamber'in yce Allah'tan getirdii kesin olan ve tevtr yoluyla bize kadar ulam bulunan esaslardan (zarrt- dniyye) bir veya birkan yahut da tamamn inkr eden kimseye kfir denir. Mesel namazn farz, arabn haram oluunu in-kr eden, meleklerin ve cinlerin varln kabul etmeyen kimse kfirdir.

    Kfir szlkte "rten" anlamna gelmektedir. Gerek ve doru inanc rtt, yanl eylere inand iin byle kimselere kfir denmitir. Bir in-san kfir olarak lrse ebed cehennemde kalacaktr. Bu konudaki yetler-den birinde yle buyurulmutur: "(yetlerimizi) inkr etmi ve kfir olarak lm olanlara gelince, ite Allah'n, meleklerin ve btn insanlarn lneti onlarn stnedir. Onlar ebediyen o lnet iinde kalrlar. Artk ne azaplar

    hafifletilir, ne de onlarn yzlerine baklr" (el-Bakara 2/161-162).

    c) Mnafk

    Allah'n birliini, Hz. Muhammed'in peygamberliini ve onun, Allah'tan getirdiklerini kabul ettiklerini syleyerek, mslmanlar gibi yaadklar halde, kalpten inanmayan kimselere mnafk denir. Mnafklarn ii baka d bakadr. Sz zne uygun deildir. Bir yette yle buyurulur: "nsan-lardan bazlar da vardr ki, inanmadklar halde Allah'a ve hiret gnne

    inandk derler" (el-Bakara 2/8). Mnafklarn gerekte kfir olduklar bir baka yette yle ifade edilir: "Onlarn Allah yolundan sapmalarnn se-bebi, nce iman edip sonra inkr etmeleridir. Bu yzden kalpleri mhrlen-

    mitir. Artk onlar hi anlamazlar" (el-Mnfikun 63/3).

    Mnafklar slm toplumu iin ak kfirden daha tehlikelidirler. nk onlar dtan mslmanm gibi gzktklerinden tannmalar mmkn de-ildir; iten ie mslman toplumun huzur ve dzenini bozar, kuzu postuna

  • 78 LMHAL

    brnerek dikkatsiz ve bilgisiz mslmanlar yanl ynlere srklerler. Peygamberimiz vahiyle kimlerin mnafk olduunu bilir, bu sebeple de on-lara nemli grevler vermezdi. Hz. Peygamber'den sonra insanlar iin byle bir bilgi kayna (vahiy) sz konusu olmadndan ve mslman olduunu syleyenlerin i dnyasn aratrmak da doru olmadndan mnafk, dnyada mslman gibi ilem grr. Onun cezas hirete kalmtr. Bir yette akland zere cehennemin en alt tabakasnda mnafklar bulunur: "phe yok ki mnafklar, cehennemin en alt katndadrlar (derk-i esfel). Artk onlara asla bir yardmc da bulamazsn" (en-Nis 4/145).

    J) KFR ve RK

    Kfr kelime olarak "rtmek" demektir. Din literatrde ise Hz. Peygam-ber'i Allah'tan getirdii eylerde yalanlayp, onun getirdii kesinlikle sabit din esaslardan bir veya birkan inkr etmek anlamna gelir.

    Szlkte "ortak kabul etmek" anlamna gelen irk, terim olarak Allah Tel'nn tanrlnda, isim, sfat ve fiillerinde, ei, dengi ve orta bulundu-unu kabul etmek demektir. Mrikler Allah'n varln inkr etmezler. O'ndan baka ilh olduunu kabul edip, onlara da taparlar veya isimleri, sfatlar, irade ve otorite sahibi olmas asndan Allah'a edeer g ve var-lklar tanrlar.

    irk ile kfr birbirine yakn iki kavramdr. Aralarndaki fark, kfrn daha genel, irkin ise daha zel olmasdr. Bu anlamda her irk kfrdr, fakat her kfr irk deildir. Her mrik kfirdir, fakat her kfir mrik de-ildir. nk irk sadece Allah'a, zt, isim ve sfatlarna ortak tanma so-nucu meydana gelir. Kfr ise, kfr olduu bilinen birtakm inanlarn kabul ile gerekleir. Kfr olan inanlardan biri de Allah'a ortak tanma-dr. Mesel Mecslik'te olduu gibi iki tanrnn varln kabul etmek irk olduu gibi ayn zamanda kfrdr. Halbuki hiret gnne inanmamak kfrdr, ama irk deildir.

    Allah'a irk komak gnahlarn en bydr. irk dndaki gnahlar, Allah'n diledii kimse iin balayaca bir yette yle ifade edilir: "Allah kendine ortak koulmasn asla balamaz. Bundan bakasn diledii kimse iin balar. Kim Allah'a ortak koarsa bsbtn saptmtr" (en-Nis 4/116).

    Kur'an'a gre, gklerde ve yerde hkimiyetin yegne sahibi Allah'tr. Yaratma O'na mahsustur. Her ey O'na istese de istemese de boyun e-mitir. Her eyde O'nun hkm geerlidir. Yaratma ve hkmranlkta hi kimse O'na ortak olamaz.

  • AKAD 79

    K) MAN ile KFR ARASINDAK SINIR

    man, Hz. Peygamber'in getirdiklerinin hepsini tasdik, kfr de inkr etmektir. Buna gre, iman ile kfr belirleyen balca ayra kalbin tasdiki-dir. Ancak kalbin tasdiki, insanlar tarafndan bilinemediinden, ikrar ve ikrar gsteren din grevleri yerine getirmek, yani amel, kalpteki imann varlnn gstergesi olarak kabul edilmitir.

    Kfrn en belirgin almeti, dinin temel esaslarndan birini veya tamamn reddetmek yahut onlar beenmemek, nemsememek ve deersiz saymaktr.

    Mslman olduunu syleyen bir kimsenin, bu dnyada mmin kabul edilmesi ve slm toplumundan dlanmamas gerekir. nk dnyada d grne ve ikrara gre ilem yaplr. ten inanp inanmadn tesbit ise Allah'a mahsus ve hirete ilikin bir meseledir: ...Size selm verene dnya hayatnn geici menfaatine gz dikerek, sen mmin deilsin demeyin... (en-Nis 4/94) buyurularak buna iaret edilir. Hz. Peygamber de imanda ikrarn nemini vurgulamak ve kelime-i tevhidi syleyenin, mslman ka-bul edilmesi gereine iaret etmek iin yle buyurmutur: "nsanlar Allah'-tan baka Tanr yoktur, Muhammed O'nun elisidir deyinceye kadar kendile-riyle savamakla emrolundum. Ne zaman bunu sylerlerse, can ve mal g-venliine sahip olmu olurlar..." (Buhr, Cihd, 102; Mslim, mn, 8; Eb Dvd, Cihd, 104). Bu sebeple imann diliyle ikrar ettii veya davra-nlarna yanstt srece herkesin slm toplumunun tabii bir yesi olarak grlmesi, can ve mal gvenliine sahip olmas, dnyev-din ahkm, sos-yal ve beer ilikiler bakmndan da mslmann sahip olduu btn stat, hak ve sorumluluklara muhatap olmas gerekir.

    L) TEKFR

    Tekfir, mslman olduu bilinen bir kiiyi, inkr zellii tayan inan, sz veya davranndan tr kfir saymak demektir. rtidad ise mslma-nn dinden kmas anlamna gelir. Dinden kana mrted denilir. Bu itibarla tekfir bir ahsn bakalar tarafndan kfrne hkmedilmesi, irtidad ise kii-nin kendi irade ve ifadesiyle slm'dan ayrlmas ve hukuk dzeni tarafn-dan da mrted saylmas demektir.

    Bir mslmann kfir olduuna hkmedilmesi onu pek ar dnyev so-nulara, meyyide ve mahrumiyetlere mahkm etmek anlamna geldiin-den, tekfir konusunda ok titiz davranmak gerektii aktr. Bu, bireysel bir isnat ve iddia anlamndaki tekfir iin de toplumsal bir yarg anlamndaki

  • 80 LMHAL

    irtidad iin de byledir. Geliigzel tekfir iddialarna dayanlarak irtidad h-kmleri uygulanamaz.

    slm kltrndeki tekfir ve irtidad kavramlar, din ve vicdan hrriyeti-nin snrlandrlmas ve tehdit altnda tutulmas deil, toplumun ortak deer-lerine ve din inanlarna kar alen saygszlk ve saldrganl nleme, toplumda gerekli olan huzur ve sknu gvence altna alma, nesilleri inkr-cln olumsuz etkilerinden koruma, tekfir edilen ahsa gerekli yaptrmlarn uygulanmasyla da kamu vicdan asndan adaleti gerekletirme gibi ga-yelere mtuf bir tedbir ve toplumsal saduyu refleksi niteliindedir.

    Yersiz yaplan tekfir, fert asndan ar sonular dourmasnn yannda toplum hayatnda kapatlamayacak yaralarn almasna, birlik ve btnl-n zedelenmesine ve paralanmaya sebep olur. nk bu durumdaki bir kimse, gerek durumunu Allah bilmekle birlikte, toplumda mslman mua-melesi grmez, selm alnmaz, kendisine selm verilmez, kestikleri yenil-mez. Mslman bir kadnla evlenmesine msaade edilmez. ldnde ce-naze namaz klnmaz. Mslman kabristanna gmlmez. Tekfir bu denli ar sonular dourduu iindir ki, Hz. Peygamber Medine toplumunda, mnafklarn varln bildii halde onlar kfrle itham etmemi, temelleri hogrye bal bir slmlatrma siyaseti izlemi, pek ok hadiste de "Ben mslmanm" diyeni kfrle sulamaktan saknmay tavsiye etmitir. Bir hadiste "Kim bir insan kfir diye arrsa, yahut yle olmad halde ey Allah dman derse syledii sz kendisine dner" (Buhr, Feriz, 29; Mslim, mn, 27) buyurulurken, bir baka hadiste de yle denilmitir: "Bir insan mslman kardeine ey kfir diye hitap ettii zaman, ikisinden biri bu sz zerine alm olur. ayet syledii gibi ise kfr onda kalr, de-ilse syleyene dner" (Buhr, Edeb, 73; Mslim, mn, 26).

    Hadislerden de anlalaca gibi bir kimseyi kfrle itham ederken gz nnde bulundurulmas gereken husus, o kimsenin kfr olan bir inanc gnlden benimsediinin iyi tesbit edilmesidir. Muhatap kfr aka be-nimsemiyorsa, onun inan, sz veya davran ile kfre girdiini syleme konusunda temkinli olmak gerekir. Hz. Peygamber'in anlan tavsiyelerini gz nnde bulunduran bilginler "ehl-i kbleden olup da gnah ilemi bulu-nan bir kimseyi bundan dolay tekfir etmemeyi" Ehl-i snnet'in temel pren-sipleri arasnda zikretmilerdir.

  • AKAD 81

    II. MAN ESASLARI

    slm dininin iman esaslar ilmihal kitaplarnda ment terimiyle ifade edilir. Arapa mene fiilinin birinci tekil ahs olan ment, "inandm" de-mektir. Terim olarak, iman esaslarn ksa ve z olarak ihtiva eden metni ifade etmek iin kullanlr. mentnn metni udur: "ment billhi ve meliketih ve ktbih ve ruslih ve'l-yevmi'l-hiri ve bi'l-kaderi hayrih ve

    errih minallhi tel ve'l-bas bade'l-mevti hakkun. Ehed enl ilhe illallh ve ehed enne muhammeden abduh ve raslh" (Allah'a, melek-lerine, kitaplarna, peygamberlerine, hiret gnne, kadere, hayr ve errin Allah'tan olduuna inandm. ldkten sonra dirili haktr. Allah'tan baka ilh olmadna, Muhammed'in O'nun kulu ve elisi olduuna ahitlik ede-rim).

    mentde belirtilen esaslarn hepsi Kur'an'da eitli ifadelerle yer alm-tr: "...Asl iyi olan kimse, Allah'a, hiret gnne, meleklere, kitaba, pey-gamberlere inanan...dr" (el-Bakara 2/177), "Kim Allah', meleklerini, kitap-larn, peygamberlerini ve hiret gnn inkr ederse, phesiz derin bir sapkla sapmtr" (en-Nis 4/136) melindeki yetlerde iman esaslar Al-lah'a, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve hirete iman olmak zere be ilkede toplanm, kader bunlar arasnda zikredilmemitir. Ancak baz yet-lerde (er-Rad 13/8; el-Hicr 15/21; el-Furkan 25/2; el-Kamer 54/49) her eyin Allah'n takdirine bal bulunduuna dair ifadelerden hareketle limler hayr ve erri ile birlikte kadere inanmay bir iman esas olarak zikretmilerdir. Cibrl hadisinin Mslim, Eb Dvd, Tirmiz ve bn Mce rivayetleri de kader konusunu bir iman esas olarak zikreder. Kader konusunun iman esaslarn belirten yetlerde yer almay, Allah'n ilim, irade, kudret ve tekvn sfatlarnn kapsam iinde yer almasna balanmaldr. nk Allah'n an-lan sfatlarna gereince inanan, kadere de inanm olmaktadr.

    mentde yer alan esaslardan Allah'a iman ile kader ve kazya iman konularnda, vahiyle birlikte akl-mantk aklama ve ispatlar yaplabilecei, his ve tecrbeye dayal bilgilerden yararlanlabilecei kabul edilmi ise de, hirete iman ve meleklere iman konularnda bu mmkn grlmemi, bu hususlarda sadece vahyin verdii bilgilere gvenilebilecei belirtilmitir.

  • 82 LMHAL

    A) ALLAH'A MAN

    a) Allah nanc

    Kinat yaratan, idare eden, kendisine ibadet edilen tek ve en yce var-lk olan Allah'a iman, iman esaslarnn birincisi ve temelidir. Btn ilh dinlerde Allah'n varl ve birlii (tevhid) en nemli inan esas olmutur. nk btn inan esaslar Allah'a imana ve O'nun birlii esasna dayan-maktadr.

    "Allah" kelimesinin, kendisine ibadet edilen yce varln zel ismi oldu-unu kabul eden btn slm limleri konu ile ilgili aklamalar srasnda O'nu yle tanmlamlardr: "Allah, varl zorunlu olan ve btn vglere lyk bulunan yce varln addr". Tanmdaki "varl zorunlu olan" kayd, Allah'n yokluunun dnlemeyeceini, var olmak iin baka bir varln O'nu var etmesine ve desteine muhta olmadn, dolaysyla O'nun, evre-nin yaratcs ve yneticisi olduunu ifade etmektedir. "Btn vglere lyk bulunan" kayd ise, yetkinlik ve aknlk ifade eden isim ve sfatlarla nite-lendiini anlatmaktadr. Allah kelimesi, slm metinlerde, gerek mbudun (ibadet edilen varln) ve tek yaratcnn zel ismi olarak kullanlagelmitir. Bu sebeple O'ndan baka bir varla ad olarak verilmemi, gerek Arapa'da, gerekse bu lafz kullanan dier mslman milletlerin dillerinde herhangi bir oul ekli de olumamtr.

    Allah'a iman, Allah'n var ve bir olduuna, btn stnlk sfatlaryla nitelenmi ve noksan sfatlardan uzak ve yce bulunduuna inanmaktr. Bir baka deyile Allah hakknda vcip (zorunlu, gerekli), ciz ve imknsz s-fatlar bilip ylece kabul etmektir.

    Her eyi bilen ve her eye gc yeten bir Allah'a inanmak, ergenlik a-na gelmi ve akll her insann ilk ve asl sorumluluudur. lh dinlerin kesintiye urad dnemlerde yaam olan veya hibir dinden haberi ol-mayan kimseler de bir Allah inancna sahip olmakla ykmldrler. nk insan yaratltan getirdii mutlak ve stn gce inanma duygusu ile evren-deki akllara durgunluk veren dzeni grdkten sonra bu dzeni salayan bir ve esiz yaratcnn varl inancna kolaylkla ular. "...Gkleri ve yeri yaratan Allah hakknda phe mi vardr?..." (brhim 13/10) melindeki yet bu gerei dile getirmektedir.

  • AKAD 83

    b) Allah'n Varl ve Birlii

    Allah inanc insanda ftr (yaratltan) olduu iin, normal artlarda evre-den olumsuz bir ekilde etkilenmemi bir kiinin Allah'n varln ve birliini kabullenmesi gerekir. Bu sebeple Kur'n- Kerm'de Allah Tel'dan bahseden yetlerin ou, O'nun sfatlarn konu edinmitir. Bu yetlerde zellikle tevhid inanc zerinde durularak Allah'n orta ve benzeri olmad srarla vurgu-lanmtr. Allah'n var oluu konusu, Kur'an'da insan iin bilinmesi tabii, zo-runlu ve apak bir gerek olarak kabul edilmitir. Selim yaratl bozulmam insann normal olarak yaratann tanyaca belirtilmitir.

    Ancak her toplumda eitli sebeplerle inanmayanlar veya phede olanlar bulunabilecektir. te byleleri iin Allah'n varlnn ispat edilmesi nem arzetmektedir. Bu da ncelikle Allah'n varlnn ve birliinin delille-rinin renilmesi ile mmkn olur.

    slm akaidine gre Allah birdir ve tektir. Bu bir olu, say ynyle bir "bir"lik deildir. nk say blnebilir ve katlanabilir. Allah byle olmaktan ycedir. O'nun bir oluu, ztnda, sfatlarnda, isimlerinde ve fiillerinde, rab oluunda ve hkimiyetinde ei ve benzeri olmay ynndendir. hls sre-sinde Allah'n bir olduu, hibir eye muhta olmad, dourmad ve dourulmad, O'nun hibir denginin bulunmad ifade edilirken, Kfirn sresinde de ibadetin ancak Allah'a yaplaca, Hz. Peygamber'in, kfirlerin taptklarna nceden tapmad gibi, sonra da tapmayaca srarla vurgu-lanmaktadr. Kur'n- Kerm'in pek ok sresinde Allah'n birliini, ei ve benzerinin bulunmadn vurgulayan pek ok yet vardr: "Allah evlt edinmemitir. O'nunla beraber hibir Tanr da yoktur. Aksi takdirde her Tanr kendi yarattn sevk ve idare eder ve onlardan biri mutlaka dierine stnlk salard. Allah onlarn yaktrdklar eylerden mnezzehtir" (el-M'minn 23/91), "Eer yerde ve gkte Allah'tan baka tanrlar bulunsayd yer ve gk kesinlikle bozulup gitmiti..." (el-Enbiy 21/22). Evrendeki dzen Allah'n birliinin en ak delilidir.

    Mekke'de nzil olan Kur'an yetlerinin birou dorudan tevhidi telkin etmekte, bir ksm da irki reddetmektedir. Allah' yegne ilh, Rab ve oto-rite olarak tanmak, birliini ikrar etmek, her eit ortaktan uzak olduuna inanmakla gerekleen tevhid, slm dininin en nemli zelliidir. slm, bu zelliiyle hem Chiliye putperestliinden, hem Yahudilik ve Hristiyanlk gibi dinlerin sonradan bozulmaya uram ekillerinden, hem de Mec-slik'ten ayrlr.

  • 84 LMHAL

    c) Allah'n Varlnn Delilleri

    Bir ksm slm bilginine gre insandaki Allah inanc, zorunlu ve yarat-ltan olduu iin Allah'n varlna dair dardan deliller aramaya, mantk ve akl deliller sunmaya ihtiya yoktur. Yaratl bozulmam, akl karma-m her insan Allah'n var ve bir olduunu bulur ve anlar. Bu yoldaki deliller sadece insan uyarmak, iindeki zorunlu bilgiyi ve uuru gelitirmek iindir. Mknats ile demir birbirine yaklanca mknats demiri eker. nk bu onun tabiatnda gizlenmitir. Bu zellii bozulmadka da yaratlnn gerei gerekleecektir. te insan da byledir. O, sadece i ve d dnyada Allah'n varln ispat eden eylere bakarak Allah'n varln bunlardan anlayabile-cek zellikte yaratlmtr. Ayrca insann kendi yaratl da bizzat Allah'n varlnn ak bir delilidir.

    slm bilginlerinin ouna gre insan, z benliinde ve d dnyada Al-lah'n varln gsteren birtakm deliller zerinde durup dnerek Allah'n varlna ulamak durumundadr. "O'nu gzler idrak edemez. Fakat O, gzleri idrak eder" (el-Enm 6/103) melindeki yet, Allah'n duyularla dorudan doruya idrak edilemeyeceini bildirir. Fakat duyular, Allah' tan-yacak olan akla, gnle ve kalbe malzeme temin ederler. Bu malzeme de yaratlm olan her eydir, evrenin henk ve dzenidir. Bunlar Allah'n var-ln gsteren belirtiler, izler ve delillerdir. nsan, akl ile bu belirti, iz ve delillerden hareketle yaratcy bulmaya alr. Bu bir yette yle dile geti-rilir: "nsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde yetlerimizi gstereceiz ki, onun gerek olduu, onlara iyice belli olsun..." (Fusslet 41/53; ayrca bk. el-Mminn 23/12-14; el-Furkan 25/47; er-Rm 30/20-22; Ysn 36/37-40; Kaf 50/6-10).

    Allah'n varlna dellet eden ve insan bu konuda dnmeye ve iman etmeye aran Kur'an yetlerini ve hadisleri dikkatlice inceleyip hem de d dnyay ve insann yaratln gzlemleyen limler, Allah'n varln ispat-lamak iin insann ftraten Allah inancna sahip oluu (ftrat delili), lemin ve lemdeki varlklarn sonradan yaratlm olup bir yaratcya muhta ol-duu (huds delili), mmkin bir varlk olan lemin var olmas iin bir sebebe ihtiya olduu (imkn delili), tabiatn byk bir henge ve amaz bir d-zene sahip olup bunun bir yaratcnn eseri olmasnn gerektii (nizam delili) gibi baz deliller ortaya koymulardr.

  • AKAD 85

    d) Allah'n sim ve Sfatlar

    Mminin Allah' tanmas amacyla ilh zt nitelendiren kavramlara isim veya sfat denilir. Hay (diri), alm (bilen), hlik (yaratan) gibi dil asndan sfat kalbnda olan kelimeler isim kabul edilirken, bunlarn masdarlarn oluturan ve Allah'n ztna nisbet edilen kavramlar sfat olarak deerlendirilir.

    1. "Allah" zel smi

    Kendisine ibadet edilen yce varln zel ismidir. zel isimler dier dil-lere tercme edilemezler. Hatta Arapa olan bir baka kelimenin onun yerini tutmas da mmkn deildir. Bu sebeple bilginler ister Arapa olsun, ister dier herhangi bir dilden olsun, baka bir kelimenin "Allah" isminin yerini tutamayaca konusunda fikir birlii iindedirler. Ancak Kur'an'da, Allah kelimesinin iaret ettii zt iin ilh, mevl, rab gibi isimler de kullanlmtr. Bu sebeple Farsa'daki Hda ve Yezdn, Trke'deki Tanr ve alab... gibi isimler her ne kadar Allah zel isminin yerine gemezse de ilh, mevl, rab gibi yet ve hadislerde geen Allah'n dier isimlerinin yerine kullanlabilir.

    2. sm-i Azam

    Bu tamlama, szlkte en byk isim anlamna gelmektedir. Terim ola-rak Allah'n en gzel isimleri ierisinde yer alan baz isimleri iin kullanlmtr.

    Bir grup slm limi, Allah'n isimlerinin hepsinin eit derecede byk ve stn olduunu sylemi, birini dierlerinden ayrmamlardr. Bir grup ise hadisleri gz nnde bulundurarak, baz isimlerin dierlerinden daha byk ve faziletli olduu grn benimsemilerdir. Hz. Peygamber'in baz ha-dislerinde ism-i azamdan bahsedilmekte, bu isimle dua edildii zaman, du-ann mutlaka kabul edilecei bildirilmektedir (bk. Eb Dvd, Vitr, 23; Tirmiz, Daavt, 64, 65, 100; Nes, Sehv, 58; bn Mce, Du, 9, 10). Fakat Allah'n en byk isminin hangisi olduunu kesin olarak belirlemek mmkn deildir. nk bu hadislerin bir ksmnda Allah ismi, bir ksmnda ise rahmn, rahm (esirgeyen, balayan), el-hayy'l-kayym (diri ve her eyi ayakta tutan), z'l-celli ve'l-ikrm (ululuk ve ikram sahibi) isimleri Al-lah'n en byk ismi olarak belirtilmektedir.

    3. Esm-i Hsn

    smin oulu olan esm kelimesi ile, en gzel anlamndaki hsn kelimesinin oluturduu bir sfat tamlamas olan esm-i hsn (el-esm'l-hsn), yce Allah'n btn isimleri iin kullanlan bir terimdir.

  • 86 LMHAL

    "Allah, kendisinden baka ilh olmayandr. En gzel isimler O'na mah-sustur" (Th 20/8), "...En gzel isimler O'nundur. Gklerde ve yerde olanlar O'nun ann yceltmektedirler. O galiptir, hikmet sahibidir" (el-Har 52/24) melindeki yetlerde de ifade edildii gibi en gzel isimler Allah'a mahsus-tur. nk btn kemal ve yetkinliklerin sahibi O'dur. O'nun isimleri en yce ve mutlak stnlk ifade eden kutsal kavramlardr. Allah'n isimlerine esm-i ilhiyye de denilir.

    Allah Tel'nn Kur'an'da ve sahih hadislerde geen pek ok ismi vardr. Kul bu isimleri renerek Allah' tanr, O'nu sever ve gerek kul olur. Kur'an'da "En gzel isimler Allah'ndr. O halde O'na o gzel isimlerle dua edin..." (el-Arf 7/180) buyurularak, esm-i hsn ile dua ve niyazda bulu-nulmas emredilmitir. Esm-i hsnnn birden fazla olmas, iaret ettii ztn birden ok olmasn gerektirmez, btn isimler o tek zta dellet eder-ler: "De ki: ster Allah deyin, ister rahmn deyin, hangisini deseniz olur..." (el-sr 17/110).

    Hz. Peygamber bir hadislerinde, yce Allah'n 99 isminin bulunduunu, bu isimleri sayan ve ezberleyen kimselerin cennete gireceini haber vermi-tir (Buhr, Daavt, 68; Tevhd, 12; Mslim, Zikr, 2; Tirmiz, Daavt, 82). Hadislerde geen saymak (ihs) ve ezberlemek (hfz) ile maksat Allah gzel isimleriyle tanmak ve Ona iman, ibadet ve itat etmektir. Allahn isim ve sfatlar 99 isimden ibaret deildir. Allah'n yet ve hadislerde geen baka isimleri de vardr. Hadiste 99 saysnn zikredilmesi, snrlama anlamna deil, bu isimlerin Allah'n en mehur isimleri olmas sebebiyledir. Tirmiz ve bn Mce'nin rivayet ettikleri bir hadiste bu doksan dokuz isim tek tek saylmtr (Tirmiz, Daavt, 82; bn Mce, Du, 10). Bu isimler unlardr:

    Allah, Rahmn (esirgeyen), Rahm (balayan), Melik (buyruklar tutu-lan), Kudds (noksanlklardan arnm), Selm (yaratklarn selmette klan), M'min (inananlar gvenlikte klan), Mheymin (hkm altna alan), Azz (ulu, galip), Cebbr (dilediini zorla yaptrma gcne sahip olan), Mtekebbir (yegne byk), Hlik (yaratc), Br (eksiksiz yaratan), Musavvir (her eye ekil veren), Gaffr (gnahlar rtc, mafireti bol), Kahhr (isyankrlar kahreden), Vehhb (karlksz veren), Rezzk (rzklandran), Fetth (hayr kaplarn aan), Alm (her eyi bilen), Kabz (ruhlar kabzeden, can alan), Bst (rzk genileten, mrleri uzatan), Hfd (kfirleri alaltan), Rfi (mminleri ykselten), Muiz (ycelten, aziz klan), Mzil (deersiz klan), Sem (iiten), Basr (gren), Hakem (hkmedici, iyiyi ktden ayrt edici), Adl (adaletli), Latf (kullarna lutfeden), Habr (her eyden haberdar), Halm (yumuaklk sahibi),

  • AKAD 87

    Azm (azametli olan), Gafr (ok affedici), ekr (az amele bile ok sevap veren), Al (yce, yceltici), Kebr (byk), Hafz (koruyucu), Muht (kuatan), Rezzk (rzklarn yaratc), Hasb (hesaba eken), Cell (ycelik sfatlar bulunan), Kerm (ok cmert), Rakb (gzeten), Mcb (dualar kabul eden), Vsi (ilmi ve rahmeti geni), Hakm (hikmet sahibi), Vedd (mminleri seven), Mecd (erefi yksek), Bis (ldkten sonra dirilten ve peygamber gnderen), ehd (her eye ahit olan), Hak (hakkn kendisi), Vekl (kullarn ilerini yerine getiren), Kav (gl, kuvvetli), Metn (gl, kudretli), Vel (mminlere dost ve yardmc), Hamd (vgye lyk), Muhs (her eyi sayan, bilen), Mbd (her eyi yokluktan karan), Mud (ldrp yeniden dirilten), Muhy (hayat veren, dirilten), Mmt (ldren), Hay (diri), Kayym (her eyi ayakta tutan), Vcid (istediini istedii anda bulan), Mcid (an yce ve keremi ok), Vhid (bir), Samed (muhta olmayan), Kadir (kudret sahibi), Muktedir (her eye gc yeten), Mukaddim (istediini ne alan), Muahhir (geri brakan), Evvel (balangc olmayan), hir (sonu olmayan), Zhir (varl ak olan), Btn (zt ve mahiyeti gizli olan), Vl (sahip), Mtel (noksanlklardan yce), Ber (iyilii ok), Tevvb (tvbeleri kabul edici), Mntakim (silerden intikam alan), Afv (affedici), Raf (efkati ok), Mlik'l-mlk (mlkn gerek sahibi), Z'l-celli ve'l-ikrm (ululuk ve ikram sahibi), Muksit (adaletli), Cmi (birbirine zt eyleri bir araya getirebilen), Gan (zengin, kimseye muhta olmayan), Mun (dilediini muhta olmaktan kurtaran), Mni (istedii eylere engel olan), Zr (dilediini zarara sokan), Nfi (dilediine fayda veren), Nr (aydnlatan), Hd (hidayete erdiren), Bed (ok gzel yaratan), Bk (varl srekli olan), Vris (mlkn gerek sahibi), Red (yol gsterici), Sabr (ok sabrl).

    Allah'n isimleri konusundaki temel dayanak vahiy olduu iin, bu isimler insanlar tarafndan deitirilemez. yet ve hadisler Allah' nasl isimlendirmi ise yle isimlendirmek gerekir.

    4. Allah'n Sfatlar

    Allah Tel'ya iman etmek demek, O'nun yce varl hakknda vcip ve zorunlu olan kemal ve yetkinlik sfatlaryla, ciz sfatlar bilip, ylece inan-mak, ztn noksan sfatlardan yce ve uzak tutmaktr. Allah, anna lyk olan btn kemal sfatlaryla nitelenmi ve noksan sfatlardan mnezzehtir.

    Allah Tel'nn sfatlarnn hepsi ezel ve ebed sfatlardr. O'nun sfatlar-nn balangc ve sonu yoktur. Allah'n sfatlar, yaratklarn sfatlarna benze-mez. Her ne kadar isimlendirmede bir benzerlik varsa da Allah'n ilmi, iradesi, hayat, kelm; bizim, ilim, irade, hayat ve kelmmza benzemez. Biz, Allah'n ztn ve mahiyetini bilemediimiz ve kavrayamadmz iin O'nu isim ve

  • 88 LMHAL

    sfatlaryla tanrz. Kur'n- Kerm "Onu gzler idrak edemez. Fakat O, gzleri idrak eder. O, eyay pek iyi bilen, her eyden haberdar olandr" (el-Enm 6/103) buyurarak, Allah'n ztn idrak etmenin, mahiyetini bilmenin imknsz olduunu aklamtr. Hz. Peygamber de bu konuda yle buyurmutur: "Al-lah'n yaratklar hakknda dnnz. Fakat Allah'n zt hakknda dn-meyiniz. Gerekten siz buna hi g yetiremezsiniz" (Syt, el-Cmiu's-sagr, I, 132; Acln, Kef'l-haf, I, 311).

    Yce Allah'n varl zorunlu ve vcip olan sfatlar iki gruba ayrlr: Zt sfatlar, sbt sfatlar.

    aa) Zt Sfatlar

    Sadece Allah Tel'nn ztna mahsus olan, yaratklarndan herhangi bi-rine verilmesi ciz ve mmkn olmayan sfatlardr. Zt sfatlarn ztlar Allah hakknda dnlemedii, bu sebeple noksanlk, sonluluk ve eksiklik ifade eden bu zelliklerden O'nun tenzih edilmesi gerektiinden bu sfatlara ten-zh sfatlar ve selb sfatlar da denilmitir. Zt sfatlar unlardr:

    1. Vcd. Var olmak demektir. Allah vardr, varl bakasndan de-il, ztnn gereidir, varl zorunludur. Vcdun zdd olan yokluk Allah hakknda dnlemez.

    2. Kdem. Ezel olmak, balangc olmamak demektir. Hibir zaman dnlemez ki, bu zamanda Allah henz var olmam olsun. nk zaman denilen eyi de O yaratmtr. Ne kadar geriye gidersek gidelim O'nun var olmad bir zaman dnlemez, bulunamaz. Allah sonradan meydana gelmi varlk deildir. Ezel (kadm) varlktr. Kdem sfatnn zdd olan sonradan olma (huds) Allah hakknda dnlemez.

    3. Beka. Varlnn sonu olmamak, ebed olmak demektir. Allah'n sonu yoktur. Ezel olann ebed olmas da zorunludur. Bekann zdd olan sonu olmak (fen) Allah hakknda dnlemez. Ne kadar ileriye gidilirse gidilsin, Allah'n olmayaca bir an dnlemez. Kur'n- Kerm'de Allah'n ezel ve ebed oluu hakknda yle buyurulur: "O, ilktir, sondur..." (el-Hadd 57/3), "...Allah'n ztndan baka her ey yok olucudur..." (el-Kasas 28/88).

    4. Muhlefetn li'l-havdis. Sonradan olan eylere benzememek demektir. Allah'tan baka her varlk sonradan olmutur. Allah, sonradan olan eylerin hibirisine hibir ynden benzemez. Allah, kendisi hakknda bizim hatra getirdiklerimizin de tesinde bir varlktr. Bu sfatn zdd olan, sonradan olana benzemek ve denklik (mbehet ve mmselet) Allah hak-

  • AKAD 89

    knda dnlemez. Kur'an'da yle buyurulur: "...O'nun (benzeri olmak yle dursun) benzeri gibisi (dahi) yoktur..." (e-r 42/11).

    5. Vahdniyyet. Allah Tel'nn ztnda, sfatlarnda ve fiillerinde bir ve tek olmas, ei, benzeri ve ortann bulunmamas demektir. Vahdniy-yetin zdd olan birden fazla olmak (taaddd), ei ve orta bulunmak (irk), Allah hakknda dnlmesi imknsz olan sfatlardandr. slm'a gre Al-lah'tan baka ilh, yaratc, taplacak, snlacak, hkm ve otorite sahibi bir baka varlk yoktur. hls ve Kfirn sreleri ile Kur'an'n pek ok yeti Allah'n tek ve esizliini ortaya koyarken, irki reddeder (bk. el-Enbiy 21/22; el-sr 17/42; ez-Zmer 39/4).

    6. Kym bi-nefsih. Varl kendiliinden olmak, var olmak iin bir baka varla ihtiya duymamak demektir. Allah kendiliinden vardr. Var olmak iin bir yaratcya, bir yere, bir zamana, bir sebebe muhta deildir. Bakasna muhta olmak (kym bi-gayrih), Allah hakknda dnlemez. Kur'n- Kerm'de bu sfatla ilgili olarak yle buyurulur: "De ki: O Allah birdir. O, sameddir (bakasna ihtiya duymayandr)..." (el-hls 112/1-2), "Ey insanlar, Allah'a muhta olan sizlersiniz. Zengin ve vlmeye lyk olan

    ancak O'dur" (el-Ftr 35/15).

    bb) Sbt Sfatlar

    Varl zorunlu olan ve kemal ifade eden sfatlardr. Bu sfatlar "Allah di-ridir, irade edendir, g yetirendir..., hayat, irade ve kudret... sfatlar vardr" gibi msbet (olumlu) ifadelerle Allah' tantt iin sbt sfatlar adn al-mlardr. Sbt sfatlarn ztlar olan zellikler Allah hakknda dnle-mez. Bu sfatlar ezel ve ebed olup, yaratklarn sfatlar gibi sonradan mey-dana gelmi deildir. ster hay (diri), lim (bilen), kadr (g sahibi) gibi dil kurallar asndan sfat kelimeler olsun, ister hayat, ilim, kudret gibi masdar kalbndaki kelimeler olsun btn sbt sfatlar Allah'a verilebilir. simlen-dirmede bir benzerlik olsa da sbt sfatlar hibir ekilde yaratklarn sfat-larna benzememektedir. nk Allah'n ilmi, kudreti, iradesi... sonsuz, mutlak, ezel ve ebeddir, kemal ve yetkinlik ifade eder. Kullarnki ise sonlu, kaytl, snrl, sonradan yaratlm, eksik ve yetersiz sfatlardr. Sbt sfat-lar sekiz tanedir.

    1. Hayat. Diri ve canl olmak demektir. Yce Allah diridir ve canldr. Her eye, kuru ve l topraa can veren O'dur. Ezel ve ebed bir hayata sahiptir. Hayat sfatnn zdd olan l olmak (memt) Allah hakknda dnlemez. Kur'an'da bu sfatla ilgili olarak yle buyurulur: "lmsz ve

  • 90 LMHAL

    daima diri olan Allah'a gvenip dayan..." (el-Furkan 25/58), "(Artk btn) yzler, diri ve her eye hkim olan Allah iin eilip boyun bkmtr..." (Th 20/111).

    2. lim. Bilmek demektir. Allah her eyi bilendir. Olmuu, olan, ola-ca, gelmii, gemii, gizliyi, a bilir. Allah'n bilgisi yaratklarn bilgisine benzemez, artmaz, eksilmez. O, her eyi ezel ilmiyle bilir. Allah, her eyi olaca iin bilir. Yoksa her ey Allah bildii iin olmaz. lemde grlen bu gzel dzen, tertip ve amaz henk, onun yaratcsnn engin ve sonsuz ilminin en byk gstergesidir. lim sfatnn zdd olan cehl (bilgisizlik), Al-lah hakknda dnlmesi imknsz olan bir sfattr. lim sfat ile ilgili yet-lerden ikisinde yle buyurulur: "O karada ve denizde ne varsa bilir. O'nun ilmi dnda bir yaprak dahi dmez..." (el-Enm 6/59), "Gklerde ve yerde olanlar Allah'n bildiini grmyor musun?..." (el-Mcdele 58/7).

    3. Semi. itmek demektir. Allah iiticidir. Gizli, ak, fslt halinde, yava sesle veya yksek sesle ne sylenirse Allah iitir, duyar. Bir eyi duymas, o anda ikinci bir eyi iitmesine engel deildir. itmemek ve sar-lk Allah hakknda dnlemez.

    4. Basar. Grmek demektir. Yce Allah her eyi grcdr. Hibir ey Allah'n grmesinden gizli kalmaz. Sakl, ak, aydnlk, karanlk ne varsa Allah grr. Grmemek (mlk) Allah hakknda dnlemez. Allah'n iitici ve grc olduuna dair pek ok yet vardr. Bunlardan birinde yle buyrulur: "(Allah) gzlerin hain bakn ve kalplerin gizlediini bilir. Allah adaletle hkmeder. O'nu brakp taptklar ise hibir eye hkmedemezler. phesiz ki Allah, hakkyla iiten ve grendir" (el-M'min 40/19-20).

    5. rade. Dilemek demektir. Allah dileyicidir. Allah varlklarn konumla-rn, durumlarn ve zelliklerini belirleyen varlktr. Allah'n diledii olur, dile-medii olmaz. rade sfatnn zdd olan iradesizlik ve zorunda olmak (cb bi'z-zt) Allah hakknda dnlemez. Meet de irade anlamna gelen bir kelime-dir. Kur'an'daki "De ki: Mlkn gerek sahibi olan Allahm, sen mlk diledi-ine verirsin ve mlk dilediinden alrsn. Dilediini yceltir, dilediini de alaltrsn..." (l-i mrn 3/26), "Gklerin ve yerin mlk Allah'ndr. O, diledi-ini yaratr..." (e-r 42/49) yetleri irade sfatnn nakl delillerindendir.

    Allah Tel'nn iki trl iradesi vardr:

    Tekvn rde. Tekvn (yapma, yaratma ile ilgili) irde; btn yaratklar kapsamaktadr. Bu irde, hangi eye ynelik gerekleirse, o ey derhal meydana gelir. "Biz bir eyin olmasn istediimiz zaman ona sz-

  • AKAD 91

    mz sadece "ol" dememizdir. Hemen oluverir" (en-Nahl 16/40) anlamndaki yette belirtilen irade bu eit bir iradedir.

    Ter rade. Ter (yasama ile ilgili) iradeye din irade de denir. Yce Allah'n bir eyi sevmesi ve ondan honut olmas, onu emretmesi demektir. Allah'n bu mnadaki bir irade ile bir eyi dilemi olmas, o eyin meydana gelmesini gerekli klmaz. "Muhakkak ki Allah adaleti, iyilii ve akrabaya yardm etmeyi emrediyor (irade ediyor)..." (en-Nahl 16/90) melindeki yetteki irade bu eit bir iradedir. Tekvn irade hayra da erre de, iyilie de ktle de ynelik olarak gerekletii halde ter irade, sadece hayra ve iyilie ynelik olarak gerekleir. Allah, hayr da erri de irade edip yaratr. Ancak Onun erre rzs yoktur, erri emretmez ve erden holanmaz.

    6. Kudret. Gc yetmek demektir. Allah sonsuz bir g ve kudret sahi-bidir. Kudret sfatnn zdd olan acizlik ve g yetirememek (acz), Allah hak-knda dnlemez. O'nun kudretinin yetiemeyecei hibir ey yoktur. Ki-natta her ey Allah'n g ve kudretiyle olmaktadr. Yldzlar, galaksiler, btn uzay, canl-cansz tm varlklar Allah'n kudretinin ak delilidir. Kur'an'da Allah'n kudreti ile ilgili olarak yle buyurulur: "Allah gece ile gndz birbi-rine eviriyor. phesiz bunda basiret sahipleri iin mutlak bir ibret vardr. Allah her canly sudan yaratt. te bunlardan kimi karn stnde srnr, kimi iki aya stnde yrr, kimi drt aya stnde yrr. Allah dilediini yaratr. phesiz Allah her eye kdirdir" (en-Nr 24/44-45).

    7. Kelm. Sylemek ve konumak demektir. Allah bu sfat ile peygamberlerine kitaplar indirmi, baz peygamberler ile de konumutur. Ezel olan kelm sfatnn mahiyeti bizce bilinemez. Ses ve harflerden meydana gelmemitir. Kelmn zdd olan konumamak ve dilsizlik, Allah hakknda dnlemez. Allah kelm sfatyla emreder, yasaklar ve haber verir. Bu sfatla ilgili olarak Kur'an'da yle buyurulur: "Ms tayin ettiimiz vakitte (Tr'a) gelip de Rabbi onunla konuunca Rabbim, bana (kendini) gster, seni greyim dedi..." (el-Arf 7/143), "De ki: Rabbimin szlerini (yazmak) iin btn denizler mrekkep olsa ve bir o kadar daha ilve getirsek

    dahi, Rabbimin szleri bitmeden nce deniz tkenecektir" (el-Kehf 18/109).

    8. Tekvn. Yaratmak, yok olan yokluktan varla karmak demektir. Yce Allah yegne yaratcdr. O, ezel ilmiyle bilip diledii her eyi sonsuz g ve kudretiyle yaratmtr. Yaratmak, rzk vermek, diriltmek, ldrmek, nimet vermek, azap etmek ve ekil vermek tekvn sfatnn sonulardr. Bir yette "Allah her eyin yaratcsdr. O, her eye vekildir" (ez-Zmer 39/62) buyurulmutur.

  • 92 LMHAL

    B) MELEKLERE MAN

    a) Melek Kavram ve Meleklere man

    Szlkte "haberci, eli, g ve kuvvet" anlamlarna gelen melek, Allah'n emriyle eitli grevleri yerine getiren, gzle grlmeyen nrn ve ruhan varlktr.

    Kur'an'da meleklere imann farz olduunu bildiren birok yet vardr: "Peygamber Rabbi tarafndan kendisine indirilene iman etti, mminler de.

    Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarna, peygamberlerine iman ettiler..." (el-Bakara 2/285).

    "...Asl iyilik Allah'a, hiret gnne, meleklere, kitaplara ve peygamber-

    lere iman edenlerin iyi amelidir..." (el-Bakara 2/177).

    Meleklere inanmayan kii, bu yetlerin hkmn inkr ettii iin kfir olur. Ayrca Cenb- Hak, Kur'an'da meleklere dman olanlar kfir diye nitelemi ve byle kimselerin Allah dman olduunu vurgulamtr (el-Bakara 2/98).

    Meleklere inanmamak, dolayl olarak vahyi, peygamberi, peygamberin getirdii kitab ve tebli ettii dini de inkr etmek anlamna gelir. nk din hkmler, peygamberlere melek araclyla indirilmitir.

    b) Meleklerin Mahiyeti

    Melekler duyu organlaryla alglanamayan, gzle grlmeyen, srekli Allah'a kulluk eden, asla gnah ilemeyen, nrn ve ruhan varlklardr. Bu sebeple onlar hakkndaki tek bilgi kayna yetler ve sahih hadislerdir. Onun tesinde bir ey sylemek mmkn deildir. Meleklerin gzle grl-mez, duyu organlaryla alglanamaz varlklar oluu, inkr edilmeleri iin bir gereke olamaz. Gerek akla gerekse pozitif bilimlere dayanlarak, meleklerin var veya yok olduklarna dair kesin deliller ileri srlemez. nk melekler, gzlem ve deneye dayanan pozitif bilimlerin ilgi alan dnda kalan fizik tesi varlklardr. artlanmam insan akl da meleklerin varln imknsz deil, ciz ve mmkn grr.

    c) Meleklerin zellikleri

    Melekleri dier varlklardan ayran birtakm zellikler vardr. Bunlar u ekilde sralamak mmkndr:

  • AKAD 93

    1. Melekler nrdan yaratlm; yemek, imek, erkeklik, diilik, uyumak, yorulmak, usanmak, genlik, ihtiyarlk gibi fiillerden ve zelliklerden arnm nrn ve ruhan varlklardr: "...O'nun huzurunda bulunanlar, O'na ibadet hususunda kibirlenmezler ve yorulmazlar. Onlar, bkp usanmakszn gece

    gndz (Allah') tesbih ederler" (el-Enbiy 21/19-20), "Onlar rahmnn kullar olan melekleri dii kabul ettiler. Acaba meleklerin yaratllarn m grmler? Onlarn bu ahitlikleri yazlacak ve sorguya ekileceklerdir" (ez-Zuhruf 43/19); ayrca bk. es-Sfft 37/149; en-Necm 53/27-28).

    2. Melekler Allah'a isyan etmezler, Allah'n emrinden kmazlar, asla gnah ilemezler, hangi i iin yaratlm iseler o ii yaparlar. "Onlar, stle-rindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emrolunursa onu yaparlar" (en-Nahl 16/50; ayrca bk. el-Enbiy 21/26-28; et-Tahrm 66/6).

    3. Melekler, son derece sratli, gl ve kuvvetli varlklardr: "Gkleri ve yeri yaratan, melekleri ikier er ve drder kanatl eliler yapan Allah'a hamdolsun. O, yaratmada diledii artrmay yapar. phesiz Allah her eye gc yetendir" (el-Ftr 35/1). slm kaynaklarda meleklerin kanatlar ol-duu bildirilmekle birlikte bu kanatlarn mahiyeti konusunda bir ey syle-mek mmkn deildir. Meleklerin nrn varlklar olduu gz nnde tutu-lursa, bunlar ku veya uak kanatlar gibi madd nitelemelere konu etmenin doru olmayaca ortadadr. Kanatlarn mahiyetini ancak Allah ve melekleri gren peygamberler bilebilirler. Meleklerin kanatlar onlarn sretini, kanat-larnn fazlal onlarn g ve srat ynnden derecelerini, Allah katndaki deerlerini gsterdii eklinde anlalabilir.

    4. Melekler Allah'n emir ve izniyle eitli ekil ve klklara brnebilir-ler. Cebril (a.s) Hz. Peygamber'e ashaptan Dihye eklinde grnm, bazan kimsenin tanmad bir insan eklinde gelmitir. Yine Cebril (a.s), Hz. Meryem'e bir insan eklinde grnm (Meryem 19/16-17), meleklerden bir grup, Hz. brhim'e bir olu olaca mjdesini getiren insanlar eklinde gel-mi, o da onlar misafir zannederek kendilerine yemek hazrlam, fakat yemediklerini grnce korkmu, sonra da melek olduklarn anlamtr (Hd 11/69-70). Bu yetten meleklerin yiyip imedikleri sonucu da kmaktadr.

    5. Melekler gzle grnmezler. Onlarn grnmeyileri, yok olduklarndan deil, insan gznn onlar grebilecek kabiliyet ve kapasitede yaratlmam olmasndandr. Melekler peygamberler tarafndan asl ekilleriyle grlmler-dir. Asl ekillerinden kp bir baka madd ekle, mesel insan ekline girme-leri durumunda dier insanlarca da grlmeleri mmkn olur. Cibrl hadisi diye bilinen, iman, islm ve ihsan kavramlarnn tanmlarnn yapld hadiste

  • 94 LMHAL

    belirtildii gibi, Cebril ashap tarafndan insan eklinde grlmtr (bk. Buh-r, mn, 37; Mslim, mn, 1; Eb Dvd, Snnet, 15).

    6. Melekler gayb bilemezler. nk gayb, ancak Allah bilir. Eer Allah tarafndan kendilerine gayba dair bir bilgi verilmi ise, ancak o kadarn bilebilirler. Kur'an'da ifade edildiine gre Allah, Hz. dem'e varlklarn isim-lerini retmi, sonra da isimlerin verildii varlklar meleklere gstererek, bunlarn isimlerini haber vermelerini onlardan istemi, bunun zerine me-lekler "Seni tenzih ederiz. Senin bize rettiinden baka bizim hibir bilgi-miz yoktur. nk her eyi hakkyla bilen, hkm ve hikmet sahibi olan sensin" demilerdir. Bunun zerine de Cenb- Hak Hz. dem'in, varlklarn isimlerini haber vermesini emretmi, o da syleyiverince yle seslenmitir: "Size demedim mi ki, gklerin ve yerin gaybn phesiz ben bilirim. Neyi aklarsanz neyi de gizlemiseniz ben bilirim" (el-Bakara 2/31-33).

    d) Meleklerin Grevleri ve eitleri

    yet ve hadislerde saylar hakknda herhangi bir bilgi bulunmayan fa-kat pek ok olduklar anlalan meleklerin temel grevleri Allah'a kulluk ve O, neyi emrederse onu yerine getirmektir. Melekler grevleri asndan u gruplarda incelenebilirler:

    Cebril, drt byk melekten biridir. Allah tarafndan vahiy getirmekle grevlidir. Cebril'e (a.s.) gvenilir ruh anlamna gelen "er-Rhu'l-emn" de denilmitir: "O (Kur'an') korkutuculardan olasn diye Rhulemn senin kalbine indirmitir" (e-uar 26/193-194). Bir baka yette de ona Rhul-kuds ad verilmitir: "...Kur'an' Rabbinden hak olarak Rhulkuds indir-mitir" (en-Nahl 16/102). Cebril, meleklerin en stn ve en by, Al-lah'a en yakn olduu iin kendisine meleklerin efendisi anlamnda seyyi-d'l-melike denilmitir. Mkl, drt byk melekten biri olup, kinattaki tabii olaylar ve yaratklarn rzklarn idare etmekle grevlidir. srfl, sra flemekle grevli melektir. srfil, sra iki kez fleyecek, ilkinde kyamet kopacak, ikincisinde ise tekrar dirili meydana gelecektir. Azril ise, grevi lm srasnda canllarn ruhunu almak olduu iin "melek'l-mevt" (lm melei) adyla anlmtr: "De ki: Size vekil klnan lm melei cannz alacak, sonra Rabbinize dndrleceksiniz" (es-Secde 32/11).

    Kirmen Ktibn, insann sanda ve solunda bulunan iki melein ad-dr. Sadaki melek iyi i ve davranlar, soldaki ise kt i ve davranlar tesbit etmekle grevlidir. Hafaza melekleri ad da verilen bu melekler kya-met gn hesap srasnda yaplan ilere ahitlik de edeceklerdir. Kur'an'da

  • AKAD 95

    bu melekler hakknda yle buyurulmutur: "ki melek (insann) sanda ve solunda oturarak yaptklarnz yazmaktadrlar. nsan hibir sz sylemez ki, yannda gzetleyen yazmaya hazr bir melek bulunmasn" (Kaf 50/17-18), "unu iyi bilin ki zerinizde bekiler, deerli yazclar vardr. Onlar yap-makta olduklarnz bilirler" (el-nfitr 82/10-12; ayrca bk. ez-Zuhruf 43/80).

    Mnker ve Nekir, lmden sonra kabirde sorgu ile grevli iki melektir. Bilinmeyen, tannmayan, yadrganan anlamndaki mnker ve nekir, me-zardaki lye, hi grmedii bir ekilde grnecekleri iin bu ismi almlar-dr. Bu iki melek kabirde llere, "Rabbin kim? Peygamberin kim? Kitabn ne?" diye sorular yneltecekler, alacaklar cevaplara gre lye iyi veya kt davranacaklardr.

    Hamele-i Ar, ar tayan meleklerin addr. Kur'an'da haklarnda yle buyurulur: "Ar yklenen, bir de onun evresinde bulunanlar (melek-ler) Rablerini hamd ile tesbih ederler. O'na iman ederler..." (el-M'min 40/7; ayrca bk. el-Hkka 69/17).

    Mukarrebn ve lliyyn adyla anlan melekler, Allah' tesbih ve an-makla grevli olup, Allah'a ok yakn ve O'nun katnda erefli mevkii bulu-nan meleklerdir (en-Nis 4/172). Cennet ve cehennemdeki ileri yrtmekle grevli melekler de vardr (bk. er-Rad 13/23-24; et-Tahrm 66/6; el-Mddessir 74/29-31).

    Bunlardan baka, insann kalbine doruyu ve gerei ilham etmekle (Tirmiz, Tefsr, 3), namaz klanlarla birlikte Ftiha sresinin bitiminde "min" demekle (Buhr, Ezn, 111, 112; Daavt, 63; Mslim, Salt, 18), hergn sabah ve ikindi namazlarnda mminlerle birlikte olmakla (Buhr, Mevkt, 16; Mslim, Mescid, 37), Kur'an okurken yeryzne inmekle (Buhr, Fezil'l-Kur'n, 15; Mslim, Msfirn, 36), sokaklar ve yollar dolap zikir, Kur'an ve ilim meclislerini arayp bulmakla (Buhr, Daavt, 66; Mslim, Zikr, 8), mminlere (Ahzb 33/43) zellikle bilgin olan mminlere rahmet okumakla (Tirmiz, lim, 19), sadece Allah'a hamd ve secde etmekle (Arf 7/206) grevli melekler de vardr.

    e) nsanlarla Melekler Arasndaki stnlk Derecesi

    Ehl-i Snnet'e gre insanlar iinden seilen peygamberler, meleklerin peygamberleri durumunda olan byk meleklerden daha stndr. nk yce Allah insan iin "halife" tabirini kullanarak (el-Bakara 2/30) onu me-lekler karsnda yceltmi, Hz. dem'e secde etmeleri iin meleklere emret-mi, eya ve lemi meleklere gsterip bunlarn adlarn sorduu zaman me-

  • 96 LMHAL

    lekler cevap verememi, Hz. dem ise birer birer saymtr (el-Bakara 2/31-34). Ayrca meleklerin Allah'a kulluklar ve hayrl eyleri yapmalar, ira-deye bal olmayan hareketlerdir. Halbuki insan Allah'a kulluunu ve iyi ileri, kendisini doru yoldan ayracak pek ok engeli aarak yapar. Btn bunlar insan cinsinin melek cinsinden stn olduunu gsterir. Meleklerin nde gelenleri, peygamber olmayan btn insanlardan; takv sahibi m-minler, ehidler, salih amel ileyenler, dinde dosdoru hareket edenler, dier meleklerden; dier melekler de insanlarn kfir, mnafk, mrik, inanc bozuk, amelsiz, ahlksz olanlarndan daha stndr.

    f) Cin ve eytan

    aa) Cin

    Szlkte, "gizli ve rtl varlk, grlmeyen ey" anlamna gelen cin, terim olarak duyu organlaryla alglanamayan, eitli ekillere girebilen; ateten yaratlm, mnev, ruhan ve gizli varlklara verilen bir addr.

    Cin kelimesi geni anlamyla ele alndnda, insan kelimesinin kart olarak kullanlr ve herhangi bir kaytla snrlandrlmamsa, duyu organla-rndan gizlenmi btn mnev varlklar ifade eder. Dar anlamyla ise cin kelimesi, ruhan varlklarn bir ksmn belirtmek iin kullanlr. nk gzle grlmeyen ruhan varlklar: Hayrl olan ve Allah'n emrinden kmayan ve insana iyi eyler ilham eden melekler, insan aldatan ve erre ynelten ey-tanlar, hem hayrllar hem de erlileri bulunan cinler, olmak zere e ay-rlmaktadr.

    Cinler, duyu organlaryla alglanamayan varlklar olduu iin, onlar hakkndaki tek bilgi kayna vahiydir. Kur'n- Kerm ve sahih hadisler, cinlerden bahsetmekte, doru dnebilen akl da bunu imknsz grme-mektedir. nsanlarn cinleri gremeyii, gzlerinin cinleri grecek yetenekte yaratlmam olmasndandr.

    Kur'an'a gre insan topraktan, cinler ise ateten yaratlmtr: "Cinleri z ateten yaratt" (er-Rahmn 55/15), "Andolsun biz insan, kuru kara amur-dan, ekillenmi kara balktan yarattk. Cinleri de daha nce, zehirli ateten yarattk" (el-Hicr 15/26-27). Sonuncu yet cin trnn insan trnden nce yaratldn da gstermektedir.

    Kur'an'da cinlerden bahseden, yirmi sekiz yetten oluan ve Cin sresi diye bilinen bir sre bulunmaktadr. Bu srede de dile getirildii gibi, cinler eitli gruplara blnmlerdir. Cinlerin bir ksm mslmandr. Bir ksm da

  • AKAD 97

    kfirdir. Kfir olanlar cinlerin ounluunu olutururlar. Cinlerin mmin olanlar, mminlerle beraber cennette, kfir olanlar da kfirlerle beraber cehennemde kalacaklardr.

    Cinler eitli ekillere girebilecek ve insanlarn yapamayaca baz ilerin s-tesinden gelebilecek yetenekte yaratlmtr. Hz. Sleyman Sebe melikesinin tahtn getirtmek istediinde cinlerden birinin, o henz yerinden kalkmadan taht getirebileceini sylemesi (en-Neml 27/39) bunu gstermektedir. Cinin Hz. S-leyman'la karlkl konumas, onlarn gzle grlebilecek bir ekle girebilecek-lerine iarettir. Allah cinleri Hz. Sleyman'n emrine vermi, o da cinleri ar ve meakkatli ilerde kullanmtr.

    Cinlerin mutlak gayba dair bilgileri yoktur. Ancak hayat srelerinin uzunluu, ruhan ve mnev varlklar olmalar, meleklerden haber almalar gibi sebeplerle, insanlarn bilmedii, gemie ve u ana ait baz olaylar bile-bilirler. Ancak bu durum, cinlerin insandan daha stn varlklar olduunu gstermez. Bir yette, "Sleyman'n lmne hkmettiimiz zaman, onun ldn, ancak deneini yiyen bir aa kurdu gsterdi. (Sonunda) yere yklnca anlald ki cinler gayb bilselerdi, o kk drc azap iinde kalmazlard" (Sebe 34/14) buyurularak, onlarn gayb bilmedikleri ak bir ekilde ortaya konulmutur.

    Cinler de insanlar gibi iman ve ilh emirlere itaat etmekle ykmldr-ler: "Ben cinleri ve insanlar ancak bana kulluk etsinler diye yarattm" (ez-Zriyt 51/56). Cinler tpk insanlar gibi yerler, ierler, evlenir ve oalrlar, erkeklik ve diilikleri vardr, doar, byr ve lrler. Ancak cinlerin mr, insanlarnkine gre epeyce uzundur.

    Baz durumlarda cinlerin insanlara zarar vermesi sz konusu olabilirse de, mslman bir kimsenin cinlerden korkmamas ve Allah'n izni olmadan, bir varln baka bir varla zarar veremeyeceine gnlden inanmas gere-kir. Dier varlklardan gelebilecek zararlara kar Allah'a snmak gerektii gibi cinlerden gelebilecek zararlar hususunda da ayn tutum gsterilmelidir. Nitekim Hz. Peygamber'in de cinlerin insanlar etkilemesine kar yet'l-krs'yi, Felk ve Ns srelerini okuduu bilinmektedir (bk. Buhr, Vekle, 10; Fezil'l-Kur'n, 10; Tirmiz, Tb, 16). Mslmanlar, cinlerden zarar grdklerini sandklar durumlarda Hz. Peygamber'den rendii tedbirlerle yetinmeli, cahil cinci ve frklerin tuzana dmekten saknmaldrlar.

  • 98 LMHAL

    bb) eytan

    Gzle grlmeyen fakat varl kesin olan, azgnlk ve ktlkte ok ileri gi-den, kibirli, si, insanlar saptrmaya alan cinlere eytan ad verilir.

    Kur'n- Kerm'de ilk eytandan bls diye sz edilir, bls, azm ve Rab-binin buyruuna isyan ederek sapkla dm cinlerdendir. "Hani biz me-leklere dem'e secde edin demitik. bls hari hepsi secde ettiler. O yz e-virdi, byklk taslad ve kfirlerden oldu" (el-Bakara 2/34) anlamndaki yet, onun melek olduunu gstermez. nk bu yette, ifadenin oun-lua gre dzenlenmesi kuralna uygun bir slp kullanlmtr. "...bls cin-lerdendi; Rabbinin emrinden dar kt..." (el-Kehf 18/50) yetinden de aka anlalaca gibi, aslnda o bir cindir. Allah'a ibadet ederek derecesini ykseltmi, melekler arasna karm, daha sonra da isyan yznden bu konumunu yitirmitir.

    Melekler ve cinler gibi duyu organlaryla alglanamayan fakat varl Kur'n- Kerm ve sahih hadislerde kesin biimde haber verilen eytan, ateten yaratlmtr. Hz. dem'in amurdan, kendisinin ise ateten yaratl-d gerekesiyle ondan stn olduunu iddia etmi, dem'e secde etmekten kanm, Allah'n lnetine uram ve O'nun huzurundan kovulmutur. Daha sonra Hz. dem ve ei Havv'y yanltarak, onlarn cennetten karl-malarna sebep olmutur.

    eytan ilk insandan beri btn insanlara ktlkleri, kfr ve gnahlar ssleyip gzel gstermi, insanlar hak yoldan uzaklatrmak iin elinden geleni yapmtr.

    Allah'n gsterdii dosdoru yoldan uzaklamak, yasaklar inemek, eytana imkn ve frsat vermek demektir. Sapklk ve azgnlkta devam edenler, eytann kendilerini epeevre kuatmasna, kendilerinin de eyta-nn esiri olmalarna sebep olurlar. Yce Allah insanlar eytann dmanl-na, hile ve aldatmacalarna kar uyarmtr: "nk eytan sizin dma-nnzdr. Siz de onu bir dman sayn. O, kendi taraftarlarn ancak ate eh-linden olmaya arr" (el-Ftr 35/6).

    Dnyada insanlar hak ve hakikatten uzaklatran eytan, hirette de on-lar iledikleri ile babaa brakacak, bu konuda kendisini sulamamalarn syleyecektir. eytanlar, her peygambere dman klnd gibi, her insan yoldan karmaya alacak ve kt eyleri ssl gsterip, yasaklar inemeye tevik edecek bir eytann bulunaca da Hz. Peygamber tarafndan bildirilmitir (bk. Mslim, Mnfikun", 11).

  • AKAD 99

    Yce Allah, Kur'an okunduunda kovulmu eytandan kendisine s-nlmasn emrettikten sonra, Allah'a itenlikle inanp ibadet eden, yasakla-rn inemeyen kimseler zerinde eytann hibir etki ve hkimiyetinin olmayacan ifade etmitir (bk. en-Nahl 16/98; el-sr 17/65; el-Arf 7/21).

    Allah Tel varlklar, biri dierinden ayrt edilebilsin ve aralarndaki fark insanlarca kolaylkla anlalabilsin diye ztlaryla birlikte yarattndan, ey-tan da yaratklarn en temiz ve en ereflilerinden olan, hak ve hayr tavsiye eden meleklerin varlna zt ve alternatif olarak yaratmtr. nk belli fiillerin ibadet, hayr, gzel ve iyi oluu, ancak ztlarnn varl ile bilinebilir ki, insanlara er ve irkin fiillerde yol gsteren de eytandr.

    C) KTAPLARA MAN

    a) lh Kitap Kavram ve Kitaplara man

    Kitap, szlkte "yazmak ve yazl belge" anlamna gelir. Terim olarak ise, Allah Tel'nn kullarna yol gstermek ve aydnlatmak zere peygam-berine vahyettii szlere ve bunun yazya geirilmi ekline denilir. oulu "ktb"dr. Hristiyan ve yahudilere ilh kitap olarak ncil ve Tevrat verildi-inden onlara "Ehl-i kitap" denilmitir. lh kitaplara Allah katndan indiril-mi olmas sebebiyle "ktb-i mnzele" veya "semav kitaplar" da denilir.

    Kitaplara iman, Allah tarafndan baz peygamberlere kitaplar indirildiine ve bu kitaplarn ieriinin tmyle doru ve gerek olduuna inanmak de-mektir. Yce Allah Hz. Peygamber'e, "te onun iin sen (tevhide) davet et ve emrolunduun gibi dosdoru ol. Onlarn heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah-'n indirdii kitaba inandm ve aranzda adaleti gerekletirmekle emrolundum..." (e-r 42/15) diye hitap etmi, mminlere de "Ey iman edenler, Allah'a, peygamberine, peygamberine indirdii kitaba ve daha nce indirdii kitaba iman ediniz. Kim Allah', meleklerini, kitaplarn, peygamberle-rini ve kyamet gnn inkr ederse tam mnasyla saptmtr" (en-Nis 4/136) buyurarak, kitaplara inanmann bir iman esas olduunu belirtmitir. slm'da iman esaslar birbiriyle balantl ve birbirinden ayrlmaz olduu iin kitaplara iman dier esaslardan ayrlmaz. Allah'a inanmak, bizi O'nun birer yol gsterici olan peygamberler gnderdiini kabul etme sonucuna gtrr. Peygamberlere iman da onlarn Allah'tan getirip tebli ettiklerini tasdik etmeyi gerektirir. Peygamberlerin tebli ettikleri eyler de Allah'n kitaplardr.

  • 100 LMHAL

    Her ilh kitap bir peygamber araclyla gnderilmitir. Kendisine kitap indirilen peygamber de, ondaki emir ve yasaklarn uygulanmasn gstermi ve bunlarn yaanabilir olduunu ortaya koymutur.

    lh kitaplar konusu Allah'n kelm sfat ile ilgilidir, bu sfatn eseridir. Peygamberlerine vahiy yoluyla bildirildii mesajnn ortaya km eklidir. Peygambere indirilen kitaplara ilh kitap denilmesinin sebebi, bu kitaplarn Allah tarafndan gnderilmesi, sz ve ierik olarak onlarda hibir beer kat-ksnn bulunmamasdr.

    Bizler bugn kitaplarn u andaki ekillerine deil, Allah'tan gelen bo-zulmam ekillerine inanmakla ykmlyz. nk ilh kitaplara inanma-dka kiinin iman gerekleemez. lh kitaplardan bir ksm tamamen kay-bolmu, bugn iin elimizde ondan hibir ey kalmamtr. Hz. brhim'in sahifeleri byledir. Tevrat, Zebur ve ncil ise zamanla insanlarn iyi veya kt niyetli mdahaleleri sonucu deiiklie ve bozulmaya uramtr. Al-lah'n vahyettii ekilde varln korumu, hibir bozulma ve deiiklie uramadan gnmze kadar gelmi ve kyamete kadar da bu zelliini sr-drecek olan yegne kitap Kur'n- Kerm'dir: "Kur'an' kesinlikle biz indir-dik. Elbette onu yine biz koruyacaz" (el-Hicr 15/9) yetiyle Allah, insan-lara Kur'an'n ilh koruma altnda bulunduunu ve kyamete kadar deiik-lie uramadan kalacan bildirmektedir.

    Kur'n- Kerm, kendinden nceki kitaplar tasdik etmi, fakat onlarn koymu olduu baz hkmleri ortadan kaldrarak yeni hkmler getirmi-tir. Mmin olabilmek iin, Hz. Peygamber'e ve ona indirilen Kur'an'a uy-may srarla vurgulamtr (bk. l-i mrn 3/31; en-Nis 4/47; el-Mide 5/15; el-Enm 6/153; el-Arf 7/3). Buna gre Ehl-i kitabn mmin diye nitelene-bilmesi ve kurtulua eriebilmesi iin Hz. Peygamber'i ve Kur'an'n hkm-lerini gnlden benimsemesi gerekmektedir.

    Peygamber gndermek ve kitap indirmek Allah iin bir grev ve zorun-luluk deildir. Fakat insanlarn peygamberlere ve kitaplara ihtiyac vardr. Geri insan yaratlrken birtakm yeteneklerle donatlmtr. Bu yetenekler sayesinde insan kendi gayretiyle kendisi, evresi ve dier yaratklar hakkn-da baz bilgiler edinebilir, birtakm gerekleri kavrayabilir. Fakat btn bun-lar snrl ve kendi gc oranndadr. nsann gcn aan hususlarda, ye-terli olmad konularda ilh yardma, vahye ve kutsal kitaba olan ihtiyac ortadadr. nsann bu ihtiyacn en iyi bilen Allah, kuluna bir lutuf ve ikram olarak peygamberleri araclyla kitaplar indirmi ve yol gstermitir. lh kitaplar indirildii mmet iin Allah'n hkmlerinin akland ilk kay-

  • AKAD 101

    naktr. Dinin inan esaslar, amel ve ahlk hkmleri, farz ve haramlar kitap ile belirlenir.

    lh kitaplar dorudan Allah katndan gelir. Bu bakmdan hem sz hem de mna asndan Allah kelmdr. lh kitaplarn hedefi ise insanl sa-pklktan kurtarmak, hidayete, iyilie, aydnla karmak ve sonunda iki dnyada mutlu klmaktr.

    b) lh Kitaplar

    lh kitaplar Allah kelm olmak bakmndan aralarnda farkllk bulun-mamasna ramen, hacimleri ve hitap ettikleri kitlenin byklne gre, suhuf ve kitap olmak zere ikiye ayrlrlar.

    aa) Suhuf

    Sahife kelimesinin oulu olan suhuf, dar bir evrede, kk topluluklara, ihtiyalarna cevap verebilecek ekilde indirilen birka sayfadan olumu k-k kitap ve rislelere denilir. Kur'n- Kerm'de Hz. brhim ve Ms'ya indi-rilen sayfalardan bahseden iki yet vardr (en-Necm 53/36-37; el-Al 87/14-19). Bunun dnda Kur'an'da ve mtevtir hadislerde suhuf ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadr. Eb Zer'den rivayet edilen bir zayf hadise gre sayfalarn says 100 olup u peygamberlere indirilmitir: Hz. dem'e 10 sayfa, Hz. t'e 50 sayfa, Hz. drs'e 30 sayfa, Hz. brhim'e 10 sayfa (bk. Syt, ed-Drr'l-mensr, VIII, 489; ls, Rhu'l-men, XV, 141-142). Bugn bu sayfalardan elimizde hibir ey yoktur.

    Suhufa gre daha hacimli ve kitap eklinde olan ve evrensel mesajlar ieren ilh kitaplar ise Tevrat, Zebur, ncil ve Kur'an olmak zere drt tanedir.

    bb) Tevrat

    Tevrat brnce bir kelime olup "kanun, eriat ve reti" anlamlarna ge-lir. Hz. Ms'ya indirilmitir. Tevrat'a Ahd-i Atk ve Ahd-i Kadm de (Eski Ahit) denilir. Tevrat'n aslnn Allah kelm ve peygamberine indirdii kutsal bir kitab olduuna inanmak her mslmana farz olup, bunu inkr etmek kiiyi kfre drr. nk Kur'n- Kerm'de Tevrat'n Allah'n kutsal ki-taplarndan biri olduu aklanmtr: "Biz, iinde doruya rehberlik ve nur olduu halde Tevrat' indirdik..." (el-Mide 5/44).

    Tevrat Hz. Ms araclyla sriloullar'na gnderilmitir. Ancak onlar tarihte yaadklar srgn ve esirlik dnemlerinde Tevrat'n Allah'tan gelen eklini koruyamamlardr. Tevrat'n asl nshas kaybolunca, yahudi din

  • 102 LMHAL

    bilginleri tarafndan kaleme alnan Tevrat nshalar ortaya kmtr. Bugn elde mevcut olan Tevrat tahrif edilmi, btnyle ilh kitap olma zelliini yitirmitir.

    cc) Zebur

    Kelime olarak yazl ey ve kitap anlamna gelen Zebur, Hz. Dvd'a indirilmi olan ilh kitabn addr. Bu konuda Kur'an'da yle buyurulur: "...Gerekten biz, peygamberlerin kimini kiminden stn kldk. Dvd'a da

    Zebur'u verdik" (el-sr 17/55).

    Zebur, ilh kitaplarn en k olup, yeni din hkmler getirmemitir. Bugn elde mevcut olan Zebur nshalar, lirik syleyi ve ilhlerden, Al-lah'a vg ve hikmetli szlerden ve birtakm nasihatlardan meydana gel-mitir. Mezmrlar adyla Eski Ahid'de yer almaktadr.

    dd) ncil

    ncil kelime olarak mjde, tlim ve retici anlamna gelir. Hz. s ara-clyla sriloullar'na indirilmitir: "Kendinden nce gelen Tevrat' doru-layc olarak peygamberlerin izleri zerinde, Meryem olu s'y arkalarndan gnderdik. Ve ona, iinde doruya rehberlik ve nur bulunmak, nndeki Tevrat' tasdik etmek, saknanlara bir hidayet ve t olmak zere ncil'i verdik" (el-Mide 5/46).

    ncil'e, Allah'tan Hz. s'ya indirildii ekliyle inanmak imann gerekle-rindendir. Fakat bugn ncil'in orijinal metni de dier bozulmu kitaplar gibi elde yoktur. Bozulmu ve insanlar tarafndan mdahaleye mruz kalm ekli vardr. ncil'e Ahd-i Cedd de (Yeni Ahit) denilir.

    Bir mslmana nceki kutsal kitaplarda bulunan bir hususun haber veril-mesi durumunda; eer bu husus, Kur'an ve sahih hadislerdeki bilgilere uy-gunsa kabul edilir. yet ve hadislere aykr ise reddedilir. yet ve hadislerde hi bahsedilmiyor ve slm'n temel prensiplerine de zt dmyorsa Hz. Pey-gamber'in u tavsiyesi dorultusunda hareket edilir: "Ehl-i kitab tasdik de etmeyin, tekzip de (yalanlamayn). Biz Allah'a, bize indirilene, brhim'e... indirilene inandk deyin" (Buhr, Tefsr, sre: 2/11; tism, 25).

    ee) Kur'an

    Allah tarafndan gnderilen ilh kitaplarn sonuncusu olan Kur'n- Ke-rm, son peygamber Hz. Muhammed'e indirilmitir. Szlkte "toplamak, oku-mak, bir araya getirmek" anlamna gelen Kur'an terim olarak yle tarif edilir:

  • AKAD 103

    "Hz. Peygamber'e indirilen, mushaflarda yazl, Peygamberimiz'den bize kadar tevtr yoluyla nakledilmi, okunmasyla ibadet edilen, insanln benzerini getirmekten ciz kald ilh kelmdr". Bu tarifte baz hususlar gze arpmaktadr: "Peygambere indirilen" derken Hz. Muhammed kaste-dilmektedir. "Tevtr yoluyla nakledilmi olan" derken, her devirde yalan zerine birlemelerini akln imknsz grd bir topluluk tarafndan nakle-dildii ve nesilden nesile byle getii iin onun, Allah'a ait oluunun kesin-lii ifade edilmektedir. "Okunmasyla ibadet edilen" derken de, okumann ibadet olduuna, namaz ibadetinde vahyedilen metnin okunmas gerekti-ine ve Kur'an tercmelerinin namazda okunmasnn ciz ve geerli olmad-na iaret edilmektedir.

    1. Kur'an'n Nzl

    Kur'n- Kerm, Allah Tel'dan Hz. Peygamber'e Cebril araclyla ve vahiy yoluyla indirilmitir. Kolayca ezberlenebilmesi, ksa zamanda etrafa yaylmas, mnasnn kolaylkla anlalmas, zihinlerde ve akllarda derece derece bir gelime ve altrma salamas, inanlarn ve deer yarglarnn yava yava glenip kklemesi vb. sebeplerle, o bir defada toptan indiril-memi, yaklak 23 senede, blmler halinde indirilmitir. Yce Allah Kur'an'n bir defada toptan indirilmeyiinin sebebini yle aklamaktadr: "nkr edenler: Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli deil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerletirmek iin byle yaptk ve onu tane tane okuduk" (el-Furkan 25/32).

    yetler dorudan doruya indii gibi, ounlukla meydana gelen bir olayn hemen sonrasnda olay zmlemek ve sorulan sorular cevaplamak iin inerdi ki, yetin inmesine sebep olan olay veya soruya sebeb-i nzl (ini sebebi) denilir.

    Kur'n- Kerm kendisinin, bir yette ramazan aynda, bir baka yette mbarek bir gecede, bir dierinde de Kadir gecesinde inmeye baladn haber vermektedir (bk. el-Bakara 2/185; ed-Duhn 44/1-3; el-Kadr 97/1). Kadir gecesinin ramazan aynda mbarek bir gece olduu gz nnde tutu-lursa, yetler arasnda bir elikinin de bulunmad anlalacaktr.

    2. Kur'an'n Muhtevas

    nsanlar hem bu dnyada hem de hirette mutlulua kavuturmak iin gnderilmi bulunan Kur'n- Kerm balca u konular kapsamaktadr:

  • 104 LMHAL

    1. tikad. Bata Allah'a iman olmak zere peygamberlere, meleklere, ki-taplara, kaz ve kadere, hirete ait nemli konular ve inanla ilgili eitli meseleler, Kur'an'n kapsad konularn banda gelir.

    2. badetler. Kur'an'da mslmanlarn yapmakla ykml bulunduklar namaz, oru, hac, zekt vb. ibadetlere dair yetler vardr.

    3. Mumelt. Kur'an bir toplumun devamn salayan ve toplum fertleri-nin aralarndaki ilikileri dzenleyen birtakm hkmleri kapsar. Kur'an'da alveri, emanet, ba, vasiyet, miras, aile hayat, nikh ve boanma gibi kiiyi ve toplumu ilgilendiren konulara dair aklamalar ve hkmler vardr.

    4. Ukubat. slm toplumunun mutlulua eriebilmesi, bu toplum fertleri-nin, slm'n koyduu kurallara aynen uymasyla mmkn olur. Toplumun dzenini bozan, insan haklarn ve yasaklar ineyen kimseler cezay hak edecekleri iin Kur'an bunlarla ilgili hkmleri de kapsamaktadr.

    5. Ahlk. Kur'an, kiilerin dnya ve hiret mutluluunun salamasna yardmc olmak zere, ana babaya hrmet, insanlarla iyi geinme, iyilii emretme, ktlkten sakndrma, adalet, doruluk, alak gnlllk, mer-hamet, sevgi... gibi ahlk hkmleri de kapsamna almaktadr.

    6. Nasihat ve Tavsiyeler. nsanlara emir ve yasaklar konusunda duyarl olmalarn, nefislerine esir dmemelerini, dnyay hirete tercih etmemele-rini, dnyada imtihana ekildiklerini hatrlatan, eitli tehlikelerden koruyan nasihat ve tavsiyeler de Kur'an'n ierdii konular arasndadr.

    7. Vad ve Vad. Allah'n emirlerine boyun eip yasaklarndan kanan-larn cennetle mkfatlandrlacaklarna, buyruklarn terkedip yasaklarn ineyenlerin cehennemle cezalandrlacaklarna dair Kur'an'da pek ok yet bulunmaktadr.

    8. lm Gerekler. Kur'an, insanla gerekli olan ilm gereklerin ve tabiat kanunlarnn ilham kaynan tekil eden yetleri de kapsamaktadr. Kur'an, bu ilm gereklerden bir pozitif bilim kitab gibi bahsetmek yerine insanlar, lemin yaratcsnn kudret ve bykln dnmeye, Allah'n nimetlerini anarak O'nu yceltmeye tevik eder.

    9. Kssalar. Kur'n- Kerm nceki mmetlerle, peygamberlerin hayatn-dan da sz eder. Ancak bunlar bir tarih kitab gibi deil, insanlarn ibret alacaklar bir slp ile anlatr.

    10. Dualar. nsan yapaca ilerde srekli Allah'n yardmna muhta ol-duu iin Kur'an'da eitli dualar da yer almtr.

  • AKAD 105

    3. Kur'an'n Mcize Oluu

    Kur'an, slbu ve ierii bakmndan akllara durgunluk veren, hayrette brakan byk ve ebed bir mcizedir. Dier peygamberlerin mcizeleri, dnemleri geince bittii, onlar yalnz o dnemde yaayanlar grd halde, Kur'an mcizesi kyamete kadar srecektir.

    Kur'n- Kerm hem sz hem de mna ynnden mcizedir ve esizdir. Onun sz ynnden mcize oluu, Arap edebiyatnn en st noktada olduu bir dnemde inmesine ramen, Araplar'a kendisinin bir benzerini getirmeleri iin meydan okumu olmas, onlar bu konuda ciz brakmasdr:

    "De ki: Andolsun, bu Kur'an'n bir benzerini ortaya koymak zere insan-

    lar ve cinler bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini

    ortaya getiremezler" (el-sr 17/88).

    "Eer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir pheye dyorsanz, haydi onun benzeri bir sre getirin. Eer iddianzda doru iseniz Allah'tan baka ahitlerinizi (yardmclarnz) arn. Bunu yapamazsanz ki elbette yapamayacaksnz yakt, insan ve ta olan cehennem ateinden saknn..." (el-Bakara 2/23-24; ayrca bk. Hd 11/13; et-Tr 52/33-34).

    Kur'n- Kerm mna ynyle de mcizedir. Hz. Muhammed'in okuma yazma bilmeyen bir kimse iken, Allah'tan ald vahiy ile insanlara bildirdii Kur'an, en yksek gerekleri de kapsamaktadr. ster pozitif ister sosyal bi-limler alannda, insanln asrlar sonra ulat gerekler, asrlar nce Kur'an tarafndan haber verilmi, hibir bulu, onun getirdiklerinin aksini ortaya koyamamtr. Aksine bilimsel gelimeler, Kur'an'n anlalmasn kolaylatrmtr.

    4. Kur'an' Dier Kutsal Kitaplardan Ayran zellikler

    Hz. Peygamber'e Cebril araclyla Arapa olarak indirilen ve bize ka-dar tevtr yoluyla gelen Kur'an' dier kutsal kitaplardan ayran ve esiz klan zelliklerin balcalar unlardr:

    1. O, Peygamberimize dier kutsal kitaplarda olduu gibi toptan deil, zamann ve olaylarn akna gre yetler ve sreler halinde indirilmitir.

    2. Kur'an, en son kutsal kitaptr ve ondan sonra baka bir ilh kitap gelmeyecektir. Getirdii hkmler ve bunlarn geerlilii kyamete kadar srecektir.

  • 106 LMHAL

    3. Kur'an, bize kadar hi bozulmaya ve deitirilmeye uramadan gel-mi, kyamete kadar da yle kalacaktr.

    4. O, Hz. Muhammed'in peygamber olduunu gsteren mcizelerin en by ve srekli olandr.

    5. Kur'an'n kapsad yce gerekler kyamete kadar btn insanlarn ve alarn ihtiyacn karlayacak deerdedir. Bilimin ve akln, ondaki ger-eklerde eliki bulaca bir zamann gelmesi dnlemez.

    6. Kur'an'n bir baka stnl kolayca ezberlenebilmesidir. Bu zellik tarihte hibir kitaba nasip olmamtr.

    7. Kur'an, ayn zamanda baka din mensuplar arasndaki ihtilflar -zme kavuturacak bir zellie sahiptir.

    D) PEYGAMBERLERE MAN

    a) Peygamber Kavram ve Peygamberlere man

    Peygamber, Farsa'da haber tayan ve eli anlamlarna gelir. Din te-rim olarak, Allah'n kullar arasndan setii ve vahiyle ereflendirerek emir ve yasaklarn insanlara ulatrmak zere grevlendirdii eliye peygam-ber denir. Arapa'da, peygamber kelimesinin karl olarak, gnderilmi ve eli demek olan resul ve mrsel kelimesi kullanlr. Terim olarak resul ve mrsel, yeni bir kitap ve yeni bir eriatla insanlara gnderilen peygambere denilir. oullar "rsul" ve "mrseln"dr. Neb de Allah'n emir ve yasakla-rn insanlara haber veren, fakat yeni bir kitap ve yeni bir eriatla gnderil-meyip, nceki bir peygamberin kitap ve eriatn mmetine bildirmeye g-revli olan peygamberdir. oulu "enbiy"dr. Rislet ve nbvvet kelimeleri masdar olup, peygamberlik anlamna gelmektedir.

    Peygamberlere iman, imann alt esasndan biridir. Peygamberlere iman demek, insanlara doru yolu gstermek iin, Allah tarafndan sekin kimsele-rin gnderildiine, bu kimselerin Allah'tan getirdii btn bilgilerin gerek ve doru olduuna inanmak demektir. Yce Allah her mslmana, aralarnda herhangi bir ayrm yapmadan btn peygamberlere inanmay farz klmtr: "Peygamber de kendisine Rabbi tarafndan indirilene iman etti, mminler de.

    Her biri Allah'a, meleklerine, kitaplarna, peygamberlerine iman ettiler. Allah'n

    peygamberlerinden hibiri arasnda ayrm yapmayz..." (el-Bakara 2/285). Bu sebeple peygamberlerin bir ksmna inanp, dierlerini tasdik etmemek kfr saylmtr: "Allah' ve peygamberlerini inkr edenler ve Allah ile peygamberle-

  • AKAD 107

    rini birbirinden ayrmak isteyip bir ksmna iman ederiz, ama bir ksmna

    inanmayz diyenler ve bunlar arasnda bir yol tutmak isteyenler yok mu? te gerekten kfirler bunlardr..." (en-Nis 4/150-151).

    Kur'an'da da belirtildii gibi yce Allah, asrlar boyunca peygamberler gndermi, insanlar onlar araclyla gerei benimseyip yaamaya ar-mtr. Kendilerine peygamber gelmemi hibir topluluk ve mmet bulunma-d Kur'an'da yle dile getirilmektedir: "(Gemi) her mmet iinde mut-laka bir uyarc peygamber bulunagelmitir" (el-Ftr 35/24), "Allah'a andol-sun ki biz senden nceki mmetlere de peygamberler gndermiizdir..." (en-Nahl 16/63; ayrca bk. Ynus 10/47).

    Peygamberlik, Allah vergisidir. alma, ibadet ve taatla elde edilemez. Allah, peygamberlik ykn tayabilecekleri ve lyk olanlar bilir ve diledi-ini peygamber olarak seer: "Bu, Allah'n lutfudur. Onu dilediine verir..." (el-Cuma 62/4). Bu seimde mal, mlk, an, hret ve makam etkili deil-dir.

    Her konuda olduu gibi peygamberlik konusunda da orta yolu gzeten slm, onlar ilh mertebesine kartmam, Allah'n elisi ve kulu saymtr. Biz peygamberlerin vahiyle ereflendirilmi ve dier insanlarda bulunmayan niteliklere sahip, sekin kiiler olduklarn kabul ederiz. Fakat onlarn hibiri-sinde Tanrlk zellii olmadna, Allah'n msaadesi dnda fayda salama ve zarar giderme glerinin bulunmadna, Allah'n bildirdikleri dnda gayb bilmediklerine inanrz (bk. el-Mide 5/72-73, 75; el-Arf 7/188; et-Tevbe 9/30).

    Peygamberler sadece dini teblile yetinmemiler, din esaslar aklam-lar, sonra mmetlerine retmiler, onlar eitip ktlklerden arndrmlar-dr. Bu ileri yaparken davalarndan tviz vermemiler, bu uurda pek ok eza ve skntya gs germilerdir.

    Kur'n- Kerm'de de bildirildii gibi, peygamberlik Hz. Muhammed ile son bulmutur: "Muhammed sizin erkeklerinizden hibirinin babas deildir. Fakat o, Allah'n resul ve peygamberlerin sonuncusudur..." (el-Ahzb 33/40). Artk ondan sonra peygamber gelmeyecektir. Onun getirdii mesaj da kyamete