Upload
others
View
5
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 1
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ
Levent Büdüş
Akdeniz’den Daha Akdeniz © 2018 Levent Büdüş
Yazan Yayımlayan: Levent Büdüş (İstanbul-Türkiye)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI
ISBN: 978-605-67235-2-0
Tüm hakları saklıdır. Bu elektronik kitabın yayın hakkı yazarına
aittir. Yazarını ilgili yayında belirtmek şartıyla alıntı yapılabilir.
Yayın Numarası: 04
Kapak ve Tasarım: Kariha Konsept
İletişim: [email protected]
Ş İ İ R
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 3
İ ç i n d e k i l e r
Öndeyiş 5 Kim 6 Mahkûm 7 Tutsaklar ve Özgürler 8 Sahte Özgür 8
Okçu 9 Karanlıkların Efendisi ve Müridi 10 Öğretmenim 11 Zafere Uçmak
12 Bugün Kapalıyız 13 Altın Tas 14 Eskiler Eskide Kaldı 15 Beyaz Gürültü
16 Kutsallar Yalnız Ölür Yalnız Doğar Yalnız Yaşar 18 Hicaz Makamında Ölüm
Marşı 19 Uzadıkça Uzayan Uzun Hava 21 Hemşire Kılığında 22 Ölüm Vadisi
23 Dervişin Dilinden 24 Ruhsal Mevta 25 Komşusuz 26 Mavisi Bozuk
Bulanık Neşeli İlahiler 27 Yeni Bir Adla Anacağım Tanrımı 28 Endüstriyel
Çiçekler 29 Üç Ateş 29 Gişeler ve Porno Kuşağı 30 Ticaret Helaldir 30
Yoldan Çıkan Sevgide Körelmiştir 31 Oyun Mahkûmu 32 Hür Yaşamak 32
Ataların Labirenti 32 Aldatan ve Aldatılan 33 Akdeniz’in Ebedi Limanı 33
Tacirler ve Yahudalar 34 Sevdiğimin Mabedinde Ölümsüzlük Gecesi 35 Konu-
şuyor 37 Fazlar 37 Ruhların Dili 38 Bilgisever 38 Bir Dram 39 Çek Bir
Yaşam Koçu 40 İyilik Saçan Kötü 43 Bedelsiz Bir Şey Aranıyor 44 Sıradanlar
Günü 45 Bön Şair 46 Yaşamın Zehirli Tortusu 47 İş Aşkı 48 Kurbağa 48
İlk Sevgili 49 Üçüncü Bahar 49 Seni O Zaman Asacaklar 49 Moda ve Çağdaş
Sanat 50 Elektrik Sion 50 Ruhların İniltileri 52 Sade Günler 53 Öteleri
Bilmek 53 Doğa Ananın Yaşam Kitabı 54 Gökler Senin İçin Yorumlayana Kadar
55 Nasibin Tanyelindedir 55 Akdeniz Ebedidir 56 İnsanım Diyenden İrkiliyo-
rum 56 Doğa Ana Seni Piç Doğurmadı 57 Üçüncü Göz 57 Tapınak Şantiyesi
58 Beynin İrin 59 Ahmak Israrkeş 60 Öğle Paydosu 61 Yalnız İşçi 61
Tapınağın Taşları 62 Veysel’e Selam 62 Truva Atı Kapıda 63 Kahkahalar
Alaylar Diyarı 64 Seni Sinemaya Uyarlayacaklar 65 Ebediyetin İlk Mumu 65
Yeni Dünya Atom 67 Gelecek Kuşağa 7 Şifre 70 Ozanın Dilinden Son Mısralar
71
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 4
Adı hiç bilinmemiş
Adı unutulmuş
Anılmayan ve anılmaz olmuş
Ozanlara
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 5
ÖNDEYİŞ
En başından beri daha derinlere düşündürülüyoruz,
Bizi kim çekiyor düşündüklerimizin daha derinine?
İç dünyalarımız daima biçimlendiriliyor,
Kimlerle iç dünyalarımızı biçimlendiriyoruz?
Bir an boşluktan bir şamar doğar beni cezalandırır,
Ya da tabi olmazsam biçimlere başıma bir kaza gelir,
Hiç böyle korktun mu, korkutuldun mu?
Gözlüyor, gözetleniyorsun
Kaydediyor, kaydediliyorsun
Oynuyor, oynatılıyorsun
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 6
KİM
Umutsuzluğa kapıldığında yardımına gelen kim
Kim gelir düşüncene seni kim teselli eder
Kim hükmeder umutsuzluğun kaynağına
Kim topraktandır da kim değil
Kim ölüme güler oynar gider
Kim ağlar sızlar
Kim düşünmediğinde huzur duyar, kim azap
Kim gerçekte kim olduğunu bilir de kim bilmez
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 7
MAHKÛM
Sabahları uyanırken güne mahkûm,
Yataktan çıkmadan hatırlar soyut zincirlerini
Memnun etmek için efendisini yoklar
Mahkûm
Tatmin edince bağımlılığını
Haykırır ‘gücünüz bana yeter mi’ diye
Sonra karanlık çökünce
Uyku vakti gelince
Yatağa girince
Gözleri kapanınca
Başlar efendisinin oyunu
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 8
TUTSAKLAR VE ÖZGÜRLER
Sesler yankılanır ele geçirilmiş belleklerde
Özgürler birbirleriyle daima suskun konuşur
Tutsaklar yankılanan seslerini bilmek istemez
Özgürler çağrıları kaynağından bilir
SAHTE ÖZGÜR
Vicdanını pazarlamayla özgür olduğunu unutmuşsun
Öldürdüğün vicdanını lokma lokma kesip harcamışsın
Aldıktan sonra da satmışsın
Alıp satmışsın
Neyi sattığını bilmeden
Özgürlüğünü de böyle satın almışsın
Kime yarayacak hayatın
Sattığın ve satın aldığın
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 9
OKÇU
Okçu yayını gerip meydan okursa sana
Öde çabuk haracını da şaşırma yolunu
Bırak içeri girsin okçu, oku da kirişinde
Ayaklarına kapan senden içeri oh olsun
Okçu
Okçuya haracını ödedikçe kuyruğun uzuyor
Sıçan oluyorsun, kıvrılıyor kuyruğun okçunun ayaklarına
Kızdırma okçunu yoksa salar okunu aşağılara
Çıkarmasınlar merdiveni ortaya
Korkutmasınlar okçunu
Okçunun boyunu hiç aşma
Kuyruğunla sev ayaklarını
Açılma sakın
Avlanırsın!
O
Okçundur
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 10
KARANLIKLARIN EFENDİSİ
ve MÜRİDİ
İkna eden karanlıkların efendisi
Emrindeyim sen benim barışımsın
Aydınlığım sayıyorum karanlığını
Diyorsun ya herkese uyma diye
İkna eden karanlıkların efendisi
Kimse birbirine uymuyor artık
Emrindeyim, ne güzel
Korku ruhunu sen verdin
İliklerime işledim korkunu
Korku ruhuna büründüm
Sen benim barışımsın ya
Aydınlığım sayıyorum savaşını
İkna eden karanlıkların efendisi
Korkutarak okşuyorsun seviyorsun ya
Gölge âlemimde benimle oynuyorsun ya
Azabımsın, seni umudum sanıyorum
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 11
ÖĞRETMENİM
Yarattığım karanlık bulutlar içinden
Yalnız sen parıldayan geleceğimsin
Sevgi merdivenini örersin yüreğime
Karanlık gökyüzümden derinliğime
Aydınlatırsın
Karanlıkta biçimlenen korkuların ölümüdür
Parıltının doğuşuyla dile gelişin
Bana öğrettiğin bildiğimdir öğretmenim!
Ölümün kapıları açılır durur karanlık bulutlarda
Çarpar karanlık zindanların azmış asma kilitleri
İblisleri görmeyi bana sen öğrettin öğretmenim
Yalnız sen parıldayan geleceğimsin
Ruhum kanat çırpar diktiğin hedefe
Başım ekin olur ebedi güneşe dönen
Bilgi toprağında köklenerek büyür bedenim
Yerle göğü bir edip yaşamayı bana sen öğrettin öğretmenim
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 12
ZAFERE UÇMAK
Zafere kanat büyüttüm imkânsız dönmem geriye
Topraktan aldığım her şeyi verdim toprağa
Artık bakmam geriye
Anbean ölüme yaklaşırken oralarda
Oralarda, toprağa doymak için yaralanınca
Lejyonerler dedi ki Levent’le de artık işimiz bitti
Yaralarına damlatacağımız bir damla keder
Küçücük bir gam damlası ölmesine yeter
İntiharına kâfidir, dediler
Tamamen ele geçirdik Levent’i dediler
Ve vakti geldiğinde
Cinayetleri kabrini açtığında yüzüme
Zafere kanat çırptım kaldı ölüm ellerinde
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 13
BUGÜN KAPALIYIZ
Söz yok konuşmak yok
Seviyeli iletişim de yok
Beden ve ağız hücrede
Günaydın, merhaba, iyi akşamlar
Nasılsınız, iyi günler, hoşça kal yok
Aklım nerede ben neredeyim
Bilmene gerek yok
Seni beni iyileştirmek yok
Bir kere daha
Yeni başlangıçların şerefine içmek yok
Bugün kapalıyız!
Bugün kapalıyız, bugün kapalıyız, bugün kapalıyız
Hooop! bugün kapalıyız bugün kapalıyız bugün kapalıyız
Hooop! bugün kapalıyız bugün kapalıyız bugün kapalıyız
Hooop! bugün kapalıyız bugün kapalıyız bugün kapalıyız
Hooop! bugün kapalıyız bugün kapalıyız bugün kapalıyız
Hooop! bugün kapalıyız bugün kapalıyız bugün kapalıyız
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 14
ALTIN TAS
Bir kuş öttü, bir böcek cırladı
Bir kaplumbağa geçti, bir meyve düştü
Evrensel bilginin şavkı yüzüme vurdu
Balıkların doğum günü
Kuşların doğum günü
Çiçeklerin doğum günü
Hayat Ağacı’nın doğum günü
Tohumun doğum günü
Nektarın doğum günü
Altın Tas’ın doğum günü
Taştı Altın Tas bir damla damladı
Boşa harcanmış ömrün kuru yapraklarına
Oradan bilgelik tohumuna ram oldu
Açtı gözünü Yeni Kentte
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 15
ESKİLER ESKİDE KALDI
Eski şeyler içimi karartıyor
Her tapınak bir gün çöker biliyoruz
Sonra da içinde dans edip şarkı söylerler
Pasın, küfün cilayla ırzına geçerek
Ama onlar da solup gidecek
Kör bir ibne kral gibi
Siliyorum insanın tüm işlerini zihnimden
İnsanın diktiği her taşı yıkıyorum kendi içimde
Ve doğanı içime çekiyorum
Veçhini görüyorum çiçeklerin krallığında
Akdeniz’de derine dalıp yüzüyorum
Ve göklerden düşüyorum!
Koşuyorum
Haykırarak ebedi güneşe
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 16
BEYAZ GÜRÜLTÜ
Zaman öyle hızlı akıyor ki
Ömür öyle çabuk bitiyor ki
Gezmeli, görmeli mümkün olan her şeyi
Hayatın akışı sürükler birinden bir diğerine
Akıl yetişirken peşinden
Sözü laf olanın kırbacı sırtında şaklar
Sürer seni hipodromda at arabası gibi
Bir açılır bir kapanır sarayların haz kapısı
Gerçeğini bir kavrar bir yitirir beynin
Seyahat, müze, pavyon biletlerinde
Kulüplerde, barlarda, tapınaklarda
Ruh ışıksızdır beyaz gürültü yoksa
Nihayetinde bilgi tasnif edilmiştir
Bulmaca çözmeye yarar 1/2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 17
Kalabalık dizilince omuz omuza
Ruhlar yürürdü açıkça
Hakir görülen Anadolu’daki,
Evrensel birlikten kuvvet doğardı
Toprağa bir İHTİS çizerdi Nikolas amca
Roma’nın kızgın pabuçlarıyla şehit edilmeden önce
Ama şimdi!
Geçmişin ağzından ırlayan işkenceler zevke fon gibidir
Ağızlar şekerlemelerle, kurabiyelerle kapatılmış olsa da
Zamanda erimez İstefanos’a atılan taşlar haykırır
İşte bu beyaz gürültü!
Sonsuza kadar çınlar
Cemaatsiz kilisenin tinden tavanında 2/2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 18
KUTSALLAR
YALNIZ ÖLÜR
YALNIZ DOĞAR
YALNIZ YAŞAR
Kutsallar yalnız ölür yalnız doğar yalnız yaşar
Golgota Tepesi’nde elem sürer gider
Sonrasında çay partileri de
Kutsallar yalnız ölür yalnız doğar yalnız yaşar
En nefis şampanya patlatılır
En âlâ şarap açılır
Herkes kendine göre olanı kutlar
Ama
Kutsallar yalnız ölür yalnız doğar yalnız Kutsallar yaşar
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 19
HİCAZ MAKAMINDA ÖLÜM MARŞI
Yeniden televizyonu açtım bu akşam
Sonuna kadar değişir diye bekledim
Bu akşam
Umut ediyordum bir mucize olur diye
Ama aynı nakarat
Batı medeniyeti yaşlı, batı medeniyeti cani
O hain, bu üçkağıtçı ve batı medeniyeti çöküyor
Fuhuş almış başını gitmiş
Anneler babalar alkolikmiş
Çocuklarına ilgisizmiş
Söyler bize bumbar amca kendi teneşirini 1/2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 20
Yeniden radyoyu açtım bu akşam
Sonuna kadar değişir diye bekledim
Bu akşam
Umut ediyordum bir mucize olur diye
Ama aynı nakarat
Avrupa hantal, Avrupa ikiyüzlü
Bize düşman ama muhtaç
Fuhuş almış başını gitmiş
Anneler babalar alkolikmiş
Çocuklarına ilgisizmiş
Anlatır bize şirden profesör kendi teneşirini 2/2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 21
UZADIKÇA UZAYAN UZUN HAVA
Henüz on dördünde
Yaşarken ölmüştü
Yetmişine de gelse fark etmez idi
Kaderi bu ya yanmıştı bir dilbere
Alamamıştı
Alamamıştı
Vermemişlerdi
Patladı yüzünde feleğin tokadı
Aman of!
Henüz on dördünde
Yaşarken ölmüştü
Yetmişine de gelse fark etmez idi
Hep aşkı aramıştı aşk uğruna yaşarken ölmüştü
Geçince de böyle beyhude ömrü dedi ki son nefesinde
Gelsin başınıza eviniz yansın yıkılsın
Aman of!
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 22
HEMŞİRE KILIĞINDA
Korkma!
Acımayacak
Zerk edeyim sana ruhsal acıyı
Sonra da
Herkes mutluyken sen bir köşede ağla
Korkma!
Acımayacak
Dilim dudağım hafiftir benim
Gel yaranı emip zerk edeyim sana
Ruhsal acıyı
Korkma!
Acımayacak
Söyle bakalım çocuğum
İyileşince yine hangi ölümlere güleceksin?
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 23
ÖLÜM VADİSİ
Nefret içen ruh yutan aldatan
Gönlünde mi yaşarsın halkların
Acılarını emdirerek hayalin bulut memelerinden
Gözler ters bakar da görür kendi gözbebeklerini
Doğan bebekleri daha doğmadan kasap masasında
Yalan aşk gönülde mi yaşar
Gönlü mü vurur yalan âşık!
Gönlümde değil hafızamdadır sevgi
Nasıl geçerim Ölüm Vadisinden
Hafızamda ne olduğunu bilmezsem
Ölüm vadisinden geçmek için
Bir kasaptan artan kemiklerime
Bir de hafızama ihtiyacım var
Üç de hareketi sağlayan kutsal kalbe!
Ne ona ne de başka bir şeye
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 24
DERVİŞİN DİLİNDEN
Tekrar tekrar okuduğum suretlerindeki aynı ifadeler
Gelen ebedi evrensel çağı öldürmek için bilerler bıçaklarını
Sense derviş onlar gibi
Onlar gibi talebe-i sütlaç değilsin
Şehirde barınamayan inancınla
Derinin en inceldiği yerde artık dernekte değil teksin
Sen ise dernek dervişi!
Yolda susuz kaldığında
Bir pınara rastladığında
Pınarın başını tutan bir güzelle ev kurarsın
Memeler sütlü, kalçalar dolgun, mide yağlı, tatlı ballı
Bilgi rüzgârı nereden gelir nereye gider?
Bilmezsin dernek dervişi!
Şehirde dolanıp durursun derviş
Musikide, barlarda keşiş
Ha keşiş olmuşsun ha derviş
Ne fark eder be ibiş
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 25
RUHSAL MEVTA
Hayale bakıyordu gerçek dünyaya değil
Yerinden kalktı, imajın arkasındaki hayal kırıklığı
Aldattı kendi gibi çevresini de kendi gönlünün çektiğiyle
Yerinden kalktı, imajın arkasındaki hayal kırıklığı
Yılları geçiyor mevsimleri değişiyor
Ayları
Haftaları
Günleri
Saatleri
Dakikaları
Saniyeleri
Saliseleri geçiyor
Kendi değişmedi
Tabuta bindi gitti
İmajının arkasında hayal kırıklığı
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 26
KOMŞUSUZ
Yorgun, yaralı ruhsal savaşçı
Surları yıkık kente vardı
Meydan ıssızdı
Köşeden bir kadın arkasından baktı
Dudaklarını aralayıp “Hey!” demedi
Yorgun, yaralı ruhsal savaşçı
İman kalkanını yerde sürüye sürüye
Issız meydanda yıkıldı
Köşeden bakan kadın
Sirkeyle, zeytinyağıyla ardından koşup yarasını sarmadı
Ancak onun için bunlar salata sosuydu!
Mamma mia, ooh la la, âlâ, keşgül-ü fukara
Muhallebi harika
Öldürmemişti şehveti ve asla şanlı bir rahibe değildi!
Hiçbir adam da geçmiyordu meydandan
Yalnız ellerde yalnız öldü Komşusuz
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 27
MAVİSİ BOZUK BULANIK
NEŞELİ İLAHİLER
Neşeli ilahiler söylüyorum
İçim dışım paramparça
Yüreğim kanayarak söylüyorum
Gözüm seğiriyor
Dudaklarım titriyor
Neşeli ilahileri hüsranla söylüyorum
Söylemeye çalışıyorum
Ne ki ağzımı dahi zor açıyorum
Direniyor ruhum söyleme diye
Kilitleniyor dilimin dümeni
Ortak olma!
Mavisi bozuk bulanık neşeli ilahilere
Gözlerimi mavimsiye yumarak söylemeye çalışıyorum
Söyleyemiyorum mavi sütü bozuk bulanık neşeli ilahileri
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 28
YENİ BİR ADLA ANACAĞIM TANRIMI
Yeni bir söz söylemek istiyorum Tanrıma
Dünyada hiç söylenmemiş yeni bir adla
Sessizce çizip gizledim adını
Artık bende adın
Böyle seslenmek istiyorum Tanrıma
Kendini besili kılmak için daima ver ver ağızlarla değil
Kutsalı madara edenler gibi, alınca şımaranlar gibi değil
Yepyeni, pırıl pırıl ve kapağını bilenden başkasının açamadığı
Tanrımdan başka kimsenin anlayamayacağı sözler;
Evrensel, ezeli ve ebedi sözler söylemek istiyorum
Ve bu sözcükleri yaşamak istiyorum yeni bir dille
Tanrım seni kirletilmemiş bir adla anmak istiyorum
Ben çağırılan Sen kirletilemeyensin!
Bugünden sonra yüreğimde Seni,
Yalnız Seni sevenin anlayacağı bir dille yaşayacağım
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 29
ENDÜSTRİYEL ÇİÇEKLER
Yarın çöpe atılacaktır
Bugünün endüstriyel çiçekleri
Sana kırdan bir ezgi söyleyeceğim
Ölümsüzlüğe kavuşan sevgililer gibi
Sana ormandan bir ezgi söyleyeceğim
Öpeceğim Hayat Ağacı’nın yapraklarını
Değeri bilinmez çocuklar gibi
ÜÇ ATEŞ
Gözümün önünde yanan üç ateş
Sakin, sabırlı dalgalanıyor iyiliğe
Gözümün önünde yanan üç mum
Sakince sabırlı parıldıyor sevgiye
Kara karaysa, ak aksa sende kalsın gökkuşağı
Üç alev bana yeter, senin olsun gökkuşağı
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 30
GİŞELER ve PORNO KUŞAĞI
Gişeler anlar mı sevgiden
Anlayabilir mi sevginin yollarını
Porno kuşağında bir kadın
Göğüslerinin arasında haç yanığı
Rahibe kılığında başı örtülü bir kadın
Göğüslerinin arasında haç yanığı
Petrol, yol ve gişeler amin!
TİCARET HELALDİR
Her çeşit milletin cinselliği
Kültürel tabii, tabii ki kültürel!
İnançsal değil ki sanatsal ve yasal
Alan memnun satan memnun
Uzatma hadi, ticaret helaldir.
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 31
YOLDAN ÇIKAN
SEVGİDE KÖRELMİŞTİR
Yoldan çıkan sevgide körelmiştir
Yolu unutur gider
Çok yol vardır zaten öyle ya
Özgürlük diye
Bulabilir misin o diyarı başka yollardan birini seçtiysen
Varabilir mi seçtiğin yol o diyara aklın tünellerinden
Yoldan çıkan sevgide körelmiştir
Yoldan çıkan sevgide körelmiştir
Mağaraların içinde akışkan yüzlerle
Tünellerin içinde yanan yüzüyle
Yolların iniltileri umduğunu ve ummadığını hazırlar
Yoldan çıkan sevgide tükenmiştir
Varamaz o vaat edilmiş diyara
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 32
OYUN MAHKÛMU
İnsanlara acımaktır oyuna mahkûm olmak
Dost olmaya karşı kurulmuş ölümcül kötülük oyunu
Aynı mı sanıyorsun oyun dünyanı, oyunları yazanlarla
HÜR YAŞAMAK
Kaynağa inmek ana damardan köke
Derinlere ve boşluğa varıp hür yaşamak
Hür yaşamak! boşluktaki gerçekle birlikte
ATALARIN LABİRENTİ
Atalarının kurduğu labirentte kayboldun
Bir köşede herkes gibi kaybı yaşarken gömdüler seni
Suçum neydi diye sordun kendi kendine
Atalarının kurduğu labirentte kayboldun
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 33
ALDATAN ve ALDATILAN
Tedavülden kalkmışın, modası geçmişin
Kural koyucuların avare oyuncusu
Oyunun ne kadar gelişmişse erdin bilinmeze
Aldatmakla birlikte aldatılmanın bedeliyse
Ebedi ölülerin cıvıltısı
AKDENİZ’İN EBEDİ LİMANI
Kimse yok mu ben vardım ebedi limana
Boğazımda sevgimin düğümleri ve ben geldim
Kimse yok mu?
Günlerce engine baktım çölde, taşıdım sırtımda
Kaplumbağa gibi vaftiz teknemi
Akdeniz’in maviliklerinde ebedi limanı ıssız buldum
Boğazımda sevgimin düğümleri
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 34
TACİRLER ve YAHUDALAR
Perde örtmüş tacirlerin gözlerini
Zihinleri sis içinde gün ve gece
Paralar, paracıklar konmuş
Yahudaların ölü gözlerine
Mezar taşları parıldıyordu
Akdeniz’in kıyılarında
Ay ışığı vuruyordu
Tacirlerin mezar taşlarına
Ve ışık diyordu:
İnsan sadece parayla yaşamaz!
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 35
SEVDİĞİMİN MADEBİNDE
ÖLÜMSÜZLÜK GECESİ
Sevdiğim mabedine çağırdı beni dün gece
Meyvelerle bezenmiş pastayı gösterdi
Yanında da bir kadeh ahududu likörü
Ve limonlu tarçınlı kurabiye mutlu adam biçiminde
Bıçak dayadım gırtlağıma yemedim
Sevdiğim pastayı dört eşit parçaya bölüp yan yana dizdi
Yanında mutlu adam biçiminde limonlu tarçınlı kurabiye
Ye haydi, kadehten de bir yudum iç dedi
Bıçak dayadım gırtlağıma ne yedim ne içtim 1/2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 36
Bir sofra gördüm gözlerinin içinde
Başında ihtişamlı bir madrabazla
Dik dik bakıp sihir ediyordu kupaya
Kan olsun ahududu likörü diye
Sevdiğim gözlerini kırptı aktı gitti görüntü
Meyveli pastayı, limonlu tarçınlı kurabiyeyi
Ve ahududu likörünü
Koydu benden biraz uzağa
Sevdiğim teldolabını açtı kutsal göğsünde
Kapattım gözlerimi görmeye
Işıktan ekmekle bir yudum gölge şarabı
Yemeye ve içmeye 2/2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 37
KONUŞUYOR
Uzattı kollarını bana ve dedi ki:
“Sen bilgeleri dost edinmişsin
Ama Ben Bilgelerin Bilgisiyim beni sevdiğini anladım
Ben de seni seviyorum.”
FAZLAR
Fazları tek tek araladım gündüz gece
Arpın tellerine bir bir vurdum
Liri titrettim gündüz gece
Peçeleri geçtim gündüz gece
Hades’e indim, Göğe çıktım gündüz gece
Rutin çarkları kundakladım gündüz gece
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 38
RUHLARIN DİLİ
Kendi dilinde sürgün yaşar insan
Nefes alıp veremezse ruhu ne eder
Kendi diliyle sürgün, bilinmezliklere
Ruhların diliyle haykırıyorum
Duy beni Tanrım, dinleyin Tanrı’ya yürüyenler
İşitiyorum Tanrımı ruhların diliyle
Ancak herkes bilsin ki! Tanrı çok iyi konuşuyor
Herkese kendi anladığı dilde
BİLGİSEVER
Kendini öldürerek dirilen sayısı az bir avuç insan idik
Diyarlar, kalabalıklar, ruhlar içinde oradan oraya geçtik
Balon dünyayı patlatmış sayısı az bir avuç insan idik
Kim suçlayabilir ki bizi, biz yalnız Bilgiyi sevdik
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 39
BİR DRAM
Şehrin en güzel yerinde oturuyorum
Yıllardır aynı manzarayı seyrediyorum
En pahalı mağazalardan giyiniyorum
Kaliteli yaşamın soluğuyum
Organik beslenirim, cildim pırıl pırıl
Ve hep hoş kokarım
Sürekli yenilediğim otomobilim var
Her mevsim başka bir ülkeye giderim
Oralarda güzel şeyler yer içerim
Oralarda güzel şeyler seyrederim
Müzeler, sergiler gezerim
Görgü ve zevk sahibiyim
Mobilyalarımla uyumlu kitaplarım var
Plastik satın almam
Sokmam evime dokunmam plastiğe
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 40
ÇEK BİR YAŞAM KOÇU
Sabah erken kalkar, kendini özel hissettiği törensellerini ya-
pardı. Güne başlama törenselini yaptıktan sonra çevreye
verdiği görsel ve işitsel zararı çevresini eğitmenin bir yolu
olduğuna inanarak hayata katılırdı.
Çek bir yaşam koçu biraz da burjuva olsun
Var olduğunu hissetme ve hissettirme eylemi sevmediklerini
küçümsediğinde daha da belirginleşirdi. Özgürlük alanım
dediği de aslında fısıltılarla dolu kulisti.
Çek bir yaşam koçu biraz da sonradan görme olsun
Alışverişe dair güdülenmelerle birlikte Güneş ve Ay herkes
içindir, toprak ve deniz de…
Çek bir yaşam koçu biraz da klişe olsun 1/3
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 41
Tabularına dokunanları derhal yok etmek isterdi vaiz, vaazını
da tabularına göre seçerdi. Kaynağıysa:
Çek bir yaşam koçu biraz da çok satan matbaa işi olsun
Kızdırılırsa ya da kendi kendini kızdırırsa kendi aklında yarat-
tığı bir bardak suda fırtına koparıp karşısındakine patlardı;
Çek bir yaşam koçu biraz da rakı balık meyhane olsun
Ben böyleyim işine gelirse
Kalıplarım, ilkelerim var
Ben böyleyim, köşeliyim
Çek bir yaşam koçu biraz da benbenci olsun 2/3
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 42
Kendisinin özgün ve farklı olduğunu düşünürdü bu yüzden
her sabah resmini çerçeveler asar, kendine hayran kalırdı.
Ve nihayet gün geldi.
Topladılar ve tek tek ayırıp sınıflandırdılar. ‘Taksonomi’ dedi
biri, anlayamadı. Tutup kendisini bir salona götürdüler.
Yalnız ya da kendi gibi birkaç seçkin insanla orada olacağını
düşünüyordu. Bu ona yeterdi. Kapı açıldı. İçerisi tıka basa
kendi gibi kendi kaynıyordu. Yüzleri farklı farklıydı, kokuları
farklı farklıydı ama duvarda şöyle yazıyordu:
ÖZGÜN DEĞİL YAŞAM KOÇU 3/3
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 43
İYİLİK SAÇAN KÖTÜ
İyilik yaptım
Yaptım bir iyilik yaptım
Sonra sana bir iyilik daha yaptım
Çok da iyi davrandım
İyilik yaptım, iyi davrandım
Davrandım, yaptım
Bir iyilik daha yaptım
Bir iyilik daha yaptım
Seni seviyorum
İyilik, iyilik, iyilik yaptım
Yılmadan sana iyilik yaptım
Sana hep iyi davrandım
Hep seni alttan aldım
Yalan mı?
Seni seviyorum
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 44
BEDELSİZ BİR ŞEY ARANIYOR
Eskiden kıyılarda kuytularda kendi halinde oturan
Tek ya da birkaç kişi gördüğümde
Onlarda bir giz bir bilgi olduğunu düşünürdüm
Onları gözlemledikten sonra da yanlarına yaklaşırdım
Yaklaşınca da anlardım ki
Onlarda benim düşlediğim kavramlar, idealler yokmuş
Kimi bireysel savaşlarda
Kimi kaçışta
Kimi kendini arayışta
Kimi de sadece zaman öldürüyordu
Yine de düşündüm bunun üstünde
Neden kıyılarda kuytulardaydık
Para ödemeden bir şey yapmak istiyorduk
Akdeniz’de parasız bir geçit arıyorduk
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 45
SIRADANLAR GÜNÜ
Fikir pazarları renkleri alıp satarken
Sahte gazeteler sokaklarda uçarken
Seyredip onları zevklenebilirsiniz
Bugün çünkü bugün sıradanlar günü
Tıpkı her gün yaptığınız gibi
Bugün de sizin gününüz
Sizin için çekilen filmlerle
Size yazılan kitaplarla
Size bestelenen şarkılarla
Sizin gününüz bugün
Bugün sıradanlar günü
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 46
BÖN ŞAİR
Sabırla katlanılan yalnızlık, ardından gelen sevinç
Sevincin de kedere dönüşeceği ayrılık döngümüz
Bak! Güneş yine batıyor karanlığa
Kalplerimizin kendimize batması gibi
Bu akşam bizi birbirimize gösteren aydınlığın sonu
Yüreğimiz, güneşimiz beraber batıyoruz hüznün karanlığına
Şairin yeniden doğma vakti geldi, fırtına uyanıyor kalbinde
Gece denizi örtüyor
Ölüm diyor buna, anlamıyor bön şair
Bencilliği göğe kara perdeler çekti
Sandı ki sonsuz sevgi kendinden saklandı ve kilitledi 1/2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 47
Karanlığı ve güneşi tek boyut olan bön şair
Gelgiti değiştiremiyor
Güneşin ışığındaki anlığın hayaline dalıp gidiyor
Yaşamla ölüm arasındaki tek ışık bu sanıyor
Zayıflığının hırçınlığında eski duygulardan bir dal arıyor
Kendini kendi kalemine gererek inliyor
Güneş ne de zalim batıyor bugün yine diyor
Bön şair bunu değiştiremiyor 2/2
YAŞAMIN ZEHİRLİ TORTUSU
Yapmak istemediğim şeylerin acısı, kederi
Çökelti, zehirli bir tortu hayat havuzunda
Ömrüm kısaldıkça
Kendimi kandırmayı daha çok istiyorum
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 48
İŞ AŞKI
İş molalarında sevgilimle buluştum
İkimizin elleri daha yıpranmamıştı
Dinlenirken tartışırdık şimdi komik gelir
Konuşurduk
Hafta sonu ve geleceğimiz hakkında
Hafta sonu ve gelecek yoktu oysa
Dedim ya tartışırdık molada şimdi komik gelir
KURBAĞA
Var mı kurbağa gibi fırlamak esaretten
Zıplamak şimdiki modanın yüzüne tükürüp sekmeye
Dalmaya andan içeri, derin gölden içeri
Zamansız gerçeğe
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 49
İLK SEVGİLİ
Sürüp sürüştürmeyi beceremezdi ilk sevgilim
Öyle göründüğünde her kadından daha güzeldi
ÜÇÜNCÜ BAHAR
Engine dalıyorum artık etsiz diyarlara
Arkama, başkalarının ardına bakmadan
İnsan bir hiçmiş özüne kattığından başka
Yaş farkımız var ya da yok ne fark eder
SENİ O ZAMAN ASACAKLAR
Sistem kemikleri öğütürken mutlu ol güzellik salonunda
Memnun olunca doyunca aşka ve paraya
İşte seni o zaman asacaklar
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 50
MODA ve ÇAĞDAŞ SANAT
Eskinin modası avantür ile besili yağlı göbekti
Şimdi çağdaş sanat ve baklava göbek
Kaynağı ise aynı süte papara beyin gücünün
ELEKTRİK SİON
Bencil gözyaşı denizinizden
Çıkıp basmayın ayaklarınızı
Bu iskeleye
Gofer özünden bedenimiz hazır demir almaya
Gönüllü mü bireyci olduk sanıyorsun?
Gözyaşlarınızın karanlık derinliklerinde
Paranın, altının karşılığı yok
Gofer özünden gemimiz hazır demir almaya
Gönüllü mü terk eden olduk sanıyorsun? 1/2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 51
Sirenler çalarken kulağını kapatanların
Kavrasın girdaplar şimdi ağlayan ayaklarını
Para beyleri, hanımları ve onların çağdaş köleleri
Çekiyor hepsini kendi ağlayışlarının kendi derinliği
Sirenleri doğru dinlemeyi, Tanrı Kuzusu’ndan öğrendik
Çığlıklarıyla beraber çalgı çalıp oynayanları
Kirletilmiş kupalarla birlikte çalıp çırpanları
Kendi sırtını kendi kırbaçlayan zevk arsızları
Sanayinin ve metropollerin gaibe müptela ruhları
Sizden ayrılıp Elektrik Sion’a varmayı
Agnus Dei’den öğrendik 2/2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 52
RUHLARIN İNİLTİLERİ
Günler gelip geçti
Birçok anı biriktirdik dünlerden bugüne
Son günümüze
Gördük!
Nihayet göremediklerimizi de
Saf insanlara neler yapıyorlardı, bildik!
Duyduk, ruhlarının iniltilerini
Görmeye gittik!
Süslüyorlardı kendilerini kendilerine verilenlerle
İnliyorlardı karanlıkların yalnızlığında
Aydınlığın karanlığında bir fabrika
Girdik içeri, dolaştık ünitelerinde
Tutsak ettikleri saflardan sızma ter sağıyorlardı
Mesh ediyorlardı birbirlerini ve sevişiyorlardı aşkla
Ruhlarının iniltilerini duyduk
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 53
SADE GÜNLER
Sadece seninle geçirdiğim günleri anıyorum
Her şeyi anlamakla içe dolan sadelik hissini
Bilgeliğin sadeliği
Sade günler
Ve sadeliğin neden göründüğü gibi sade olmadığını
Sadece seninle geçirdiğim o sade günleri anıyorum
ÖTELERİ BİLMEK
Gözlerimi kapadığımda belirir yaşamak istedikçe öteler
Kapalıysa öteler
Kalırsın yeryüzünde
Çağrı gelirse yanıtlarsın, senin de var mı bir arayanın?
Bir mekân açarsın, biri duyar gelir
Ya da bir ses duyar peşine düşersin 1/2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 54
Senin için öteleri bilmenin anlamı yok
Beton, fosil, plastik ve nükleer bomba
Yanlış annelerin doğurduğu
Yanlış duaların eserisin
Öteleri bilmenin anlamı yok
Hatta hiç bilmemelisin 2/2
DOĞA ANANIN YAŞAM KİTABI
Yabana, çıplak taşlara ve o büyük kayaya
Değer biçmekten yoksun mudur kalbim
Kırlarla beraber tapınakları da kirletenlerle büyüdüysem
Unutma ki gün gelir doğa geri alır, beni de alıyor yaşasın!
Gün gelir öç biter
Sarmaşıklar biter
Hasat biter
Doğa Ananın yaşam kitabında
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 55
GÖKLER
SENİN İÇİN YORUMLAYANA KADAR
Çıktıysan göklere biraz sonra inersin
Boşu boşuna çıktıysan bu neye yarar
Yorumlamayı öğrenmek zorundasın
Gökler senin için yorumlayana kadar
NASİBİN TANYELİNDEDİR
Ormanın derinliklerinde yıldızla ay parlar
Sonra son gelir
Nasibin tanyerindedir
İç uzayın derinliklerine süzülür ince bulutlar
Asıl gün şimdi başlar
Uç bakalım
Nasibin tanyelindedir
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 56
AKDENİZ EBEDİDİR
Yeni tapınak inşa ediliyor eski kirişlere
Değişiyor gibi her şey
Ama Akdeniz’in yapı taşları yerinde kalıyor
Temeli sökülemez ezeli Akdeniz’in
Uğultu var kulaklarımda
Hayvanlığını yanlış yaşayanların iniltisi
Duyuyor musun her çağın eğri hayvanlığını
Aldırma onlara Akdeniz ebedidir
İNSANIM DİYENDEN İRKİLİYORUM
İnsanım diyenlerden irkiliyorum
Biçimlendirilmiş insandan korkuyor ve kaçıyorum
İnsanlığını her vurguladığında, her taklit sergilediğinde
İrkiliyor ve kaçıyorum
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 57
DOĞA ANA SENİ PİÇ DOĞURMADI
Doğa Ana seni piç doğurmadı
Babanı sen bulmak istedin
Sonunda da babanı buldun
ÜÇÜNCÜ GÖZ
İnşa edilen tapınak medyadan muaftır
Bir gözü var ki alnında alnı da bulutların içinde
Sen de kendine bakıyorsun orada
Kendini görüyorsun orada
Neredesin
Ve ne yapıyorsun
Nereye ve kime aitsin
Biliyorsun
Gözlerini her kapadığında
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 58
TAPINAK ŞANTİYESİ
Çağrı, dış hat!
-Alo, kimsin?
-Kimsem oyum!
Zaten kim olduğumu bilmek istemiyorsun
Kim olduğuma duyarsız kalmak iyi geliyor sana.
-Tapınak şantiyesi burası
Başkasının dilinden anlamayız.
Çağrı, dış hat!
-Alo, kimsin?
-Kimsem oyum!
İnsanlığının basitliğini anlatamayacak kadar korkaksın
Korkak olduğun için insanlığının basitliğinde biçaresin.
-Alo, kimsin?
-Kim olduğunu seyrediyorsan oyum!
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 59
BEYNİN İRİN
Engel tanımazsın hazların çark edince
Arzularını doyurmak için bocalıyorsun
Bir ifade edebilsen arzularını
Beynin irin, beyninin içi irin
İkna edemem seni doğruyu görmen için
Soracaksın doğru nedir?
Sana söylemeyeceğim doğru nedir
Beynin irin, beyninin içi irin
Başka beden dillerinden sesler var sende
Senin dilin ezelden yabancı olmuş masmavi diyara
Bilerek anlamıyorum
Anlamak da istemiyorum seni
Beynin irin, beyninin içi irin
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 60
AHMAK ISRARKEŞ
Israrla arıyorsun
Israrla yanıtlıyorum
Israrla aynı şeyleri yeni diye anlatıp kapatıyorsun
Kendine arkadaş arıyorsan eğer
İradesi hür olanlar arkadaşın değildir bunu bil
Israrla arıyorsun
Israrla yanıtlıyorum
Alışmışsın başkasına göre yanıt satmaya
Başkasına göre soru cevap satıyorsan eğer
İradesi hür olanlar alıcı değildir bunu bil
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 61
ÖĞLE PAYDOSU
Kalem kâğıtla beraber bağırsak gurultusu
Klavyeler, monitörler, bilgisayarlar dinleniyor
Yemiş içmiş, işemiş sıçmışsın
Fanı çalıştırıp dibinde sigaranı tüttürmüşsün
Öğle paydosunda
YALNIZ İŞÇİ
Yalnızlığı kendi seçimidir yalnız işçinin
Koklar bir çiçeği bütün bir gün
Bakar gökyüzüne bir başka bütün bir gün
Ücreti onurdur sınırsızlıktan
İşi bakışmaktır hayvanlarla bütün bir gün
Varoluşa çektirilen sıkıntıları da kaydeder bütün bir gün
Kendi bedeninde tabiatın acısını duyar da çalışır
Yalnız işçinin tek işi budur
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 62
TAPINAĞIN TAŞLARI
Tapınağın taşları ışık taşları
Beton değil, ahşap değil, çelik değil
Tapınağın taşları ışık taşları
Değişmez dönüşmez
İçine helalar yapılmaz
Modern, lüks olmaz altın karşılığında
Gerçek tapınağın taşları ışık taşları
VEYSEL’e SELAM
Peynir ekmek
Susam kokusu
Bir testi şarap
Sizin güneşiniz artık benim için de parlamıyor
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 63
TRUVA ATI KAPIDA
Truva Atı kapıda
Truva Atı kapıda
Truva Atı kapıda
Teröristin aklı mutlak deliliğinin içinde intikamdır
Töre ve terörist günü geldiğinde intikam alacaktır
Yazılı yasalar ölüm getirir ruhsal yasalar ebedidir
Truva Atı kapıda
Truva Atı kapıda
Truva Atı kapıda
Truva Atı kapıda
Truva Atı kapıda
Truva Atı kapıda
Truva Atı kapıda
Boşaltıyor içini toprağa
O toprağa karışıyorsun
Dönüşümün tamamdır!
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 64
KAHKAHALAR ALAYLAR DİYARI
Kahkahalar atılıyorsun kahkahalar
Alaylar ediliyorsun alaylar
Sodom’dan Gomora’ya
Orta Doğu’ya
O kentten bu kente
Kahkahalar atıyorsun kahkahalar
Alaylar ediyorsun alaylar
Doğaya dair alaylar
Kinle nefretle kahkahalar
Coşuyorsun ganimetlerinle
Kayıp bir kahkahasın gerçek âlemde
Yitip gidiyorsun gölgede, varacağım diye
Tapıp cennet diye cehenneme
Daha da derinlere
Batıyorsun ahmakların âleminde
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 65
SENİ SİNEMAYA UYARLAYACAKLAR
Seni de sinemaya uyarlayacaklar
Hiç merak etme muradına ereceksin
EBEDİYETİN İLK MUMU
Boşa savaşmaktan elim kuruyunca acıyla uyandım
Günlerce kıpırdatmadan sakladım elimi o şafak vaktine
Yaktığım ilk mumun tayfıyla da geçtim ötelere
Kurumuş elime büzüşmüş damarlarımdan ışık yürüdü
Görünmez iskeletim parladı ve her şey yepyeniydi
Zindanlarında gördükleriyle çekişenler var burada
Kemik üstünde et kalmayıncaya dek kabre tutsak olanlar var 1/2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 66
Yaktığım ilk mumda gördüm kabrin ve zindanın dışını
İçi de dışı da biçim biçim biçimlenmiş ve dirilmişti
Yaktığım ilk mumda gördüm kabrin içindekileri
Rahim diye toprakta, tabutta, lahitte dönenler vardı
Yaktığım ilk mumda zaman kusan cesetler gördüm
Atalarının kışkırtan vaazlarını
Beddualarını, kinlerini süt diye içenleri gördüm
Bu sütü içmekle cennet diye cehenneme tapanları
Yeraltında baş aşağı asılanları gördüm
Kellelerden bir tapınak gördüm
İçinde demir çubuklarla dans edenleri
Yamyamların eğri soyunu gördüm
Kıtalararasında bir köprü gördüm
Ölmemek için cambaz olanları
Düşüp gelip yeniden sıra olanları
Yaktığım ilk mumun ışığında gördüm 2/2
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 67
YENİ DÜNYA ATOM
Çekip gidersin dünyadan Yeni Dünya’ya
Yetkinlik, Yeni Dünya’daki nefesimizdir
Erdemlerle evrenselleşen kutsal olur
Kutsallık atomlarda olgunluğundur
Sorumluluk hissetmeden öldüğünde ölü topluma
Kendi aklına, endüstri ürünlerinin cürufuna öldüğünde
Geride kalanlara ne yaptıklarını anlarsın
Atomların Yeni Dünya’sı
Onu sadece Oğul inşa edebilir
Ancak onda yaşayabilirsin vardırırsa seni emeğin
Vardırırsan kendini iç yıldızlıktaki kutsal toprağa
Geride kalanlara ne yaptıklarını bilirsin o zaman 1/3
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 68
Atomların doğurduğu esintiler bilgisinde
Esince o atomların samanyolu
Canlılarla konuşup susarsın
Parlarsın uyanışın atom güneşiyle
Bildiğin artık Yeni Dünya’dır
Geçtin işte ötelere
Kutsalsın şimdi evrensel bilgiyle
Burası ilahi göklerde bir elektrik diyarı
Oğul’un evrensel diyarı
Âlemler içinde bir yerde elektrik diyarı
Gözlerimin önünde sen de sönme ölüme
Başlatıldı çoktan ruh göçü ötelerde
Vursun yüreğin güveyin davulları gibi
Bitimsiz zafer zurnaları gibi yayılsın sesin
Çık da gel şölende ol sen de
Atom şehrinin giriş kapılarına 2/3
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 69
Bir daha geri dönmemek üzere gir kapıdan
Yürü ilahi ışıkla parlayan caddelerinde
Kapadığında gözlerini artık yürümelisin ötelere
Yürümelisin iradenin kuvvetiyle
Dünyada bırak ve alma hiçbir şeyi!
Aldanmadan yürü doğru örüntü bilgiyi
Yürü diyara
Ardında kalacak olan parıltılı bir yol çizgisi
Atomların Yeni Dünya Diyarına vardığın zaman
Gözlerinde sevgi ağında olgunlaşmış haklı mutluluk
Bu yolda kırdıklarında seni, o mutluluğun buğusu
Kırıla kırıla çıkanlardansın arşa
Yalnız Kutsal İraden titretsin
Yaşayacağımız yer
Yeni Dünya Atomlar Diyarında 3/3
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 70
GELECEK KUŞAĞA YEDİ ŞİFRE
1
Pasın küfün olmadığı o yerde seni satacak ekonomi yok
2
Teslim olmamayı öğren
Öğren doğru örüntü gerçekliği
3
Vahşi yaşam tek medeniyettir
Göründüklerinde tabii varlıklar onlarla konuşmayı bil
4
Bilinçli bekle takıldığın yerde
Sorunun cevabı seni bulacak kaldığın yerde
5
Kurutulmuş balık ve ekmek sever misin?
6
Ay’ı bul
7
Bilgi bağını yozlaştırma ve koparılmasına izin verme
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 71
OZANIN DİLİNDEN SON MISRALAR
Teker teker öleceğiz yanlışlardan tüm doğrulara
Doğruda kendimizi bulmaya
Öldürüp kör insanlığımızı gören gerçek varlık olmaya
Bu yeni ölümler ve doğumlar iyiydi
Biz iyi olduğunu gün geçtikçe daha iyi bildik
Bildik!
Şiirini okuyan has ozanın ezgisinden bildik
Has şair de bildi!
Bu mısraları okuyanların gözlerinden bildi
Şölende söyleyen de yazan da okuyan da birdi
Başkası değildi
Yine başkaları olup yine bir olacağımızı da bildik
Birdik!
Biz bir birliktik
AKDENİZ’DEN DAHA AKDENİZ Levent Büdüş 72