16
“Paranın İcat Edildiği Topraklardan Koleksiyonerlere” 5 Mart / 2008 50.000 Liralık Osmanlı Kağıt Parası 3 Kayseri Akçesi 6 16. Yüzyıl Sonuna Kadar Balkanlar, Avrupa ve Osmanlılarda Kıymetli Metaller 8 İnönü Portreli Kağıt 5 Lira 12 III.Selim Dönemi Hakkında Genel Bir Görüş 14

Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Nümismatik ile ilgili her şey. Numismatics on Anatolian coins.

Citation preview

Page 1: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

“Paranın İcat Edildiği Topraklardan Koleksiyonerlere”

5 Mart / 2008

50.000 Liralık Osmanlı Kağıt Parası 3 Kayseri Akçesi 616. Yüzyıl Sonuna Kadar Balkanlar, Avrupa ve Osmanlılarda Kıymetli Metaller

8

İnönü Portreli Kağıt 5 Lira 12III.Selim Dönemi Hakkında Genel Bir Görüş

14

Page 2: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

2 www.osmanliparalari.com

Merhaba, Birinci seneyi bitirdik, ikinci seneye başladık ve hâlâ ücretsiz olarak devam ediyoruz. Bu sayıdan itibaren PTT ile postalamayı kaldırıyoruz. PTT ile isteyen eski abonelerimize gene aynı yolla göndereceğiz ancak yeni

aboneler özel kargo şirketlerinden birini seçmek zorunda. PTT ile gönderdiğimiz bültelerde çok sorun yaşadık. Zaten ücretsiz gönderdiğimiz bir bültenin bir de kaybolma sorunlarıyla uğraşmamak için bu değişikliği yapmamız gerekliydi. Türkiye Cumhuriyeti paraları üzerine yaptığımız katalog bu bülten ile beraber çıkacak. Diğerlerinden farkımız olsun diye kılı kırk yararak çalıştığımızdan hazırlık safhası tahminimizden uzun sürdü. Ama buna değdiğini göreceksiniz. Tekrar görüşmek üzere Kaan UsluYASAL UYARI :

Anadolu Nümismatik Bülteni (ANB) koleksiyonerleri bilgilendirme amaçıyla üç ayda bir basılır ve isteyene ücretsiz olarak posta ile gönderilir. Bu bültende yer alan bütün bilgiler , bülteni hazırlayanlar tarafından herhangi bir maddi menfaat temin edilmeksizin genel anlamda bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Bültenimizde yer alan tablo, grafik, resim, fotograf ve fiyatlar doğrulukları tarafımızca garanti edilmemekte olup, bu bilgiler belli bir getirinin sağlanmasına yönelik olarak verilmemektedir. Bu nedenle bu bültende yer alan bilgilerinin yer aldığı tablo ve grafiklerdeki hatalardan, eksikliklerden ya da bu tablolara, fiyatlara dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak doğrudan veya dolaylı her türlü maddi/manevi zararlar ve masraflardan ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zarar ve masraflardan dolayı bülten sahipleri sorumlu tutulamaz.

BU SAYIDA KATKISI OLANLAR

Kemal Özmen

Kaan Uslu ([email protected])

Güçlü Kayral, Mehmet Tezçakın

Necdet Kabaklarlı ([email protected])

Fatih Beyazıt ([email protected])

YAYINA HAZIRLAYAN

Kaan Uslu

Nal Plastik A.Ş.’nin katkılarıyla hazırlanmıştır

ABONE OLMAK İÇİN :

Bültene abone olmak için [email protected] adresine, posta adresinizi göndermeniz yeterlidir.

KAPAK FOTOĞRAFI

Kayseri, Erciyes DağıCharles Texier, Description de l’Asie Mineure, Paris 1849Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi, Ankara

KoleksiyonlarınızaEkspertiz Yapılır

Nakden Satın Alınır

Yeni dükkanımızın adresini lütfen not ediniz

Rumeli Cad. Rumeli Pasajı No:45/22Nişantaşı 34371 İstanbul

(212) 296 43 [email protected]

nümismatikganzilis

Page 3: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

www.turkishbanknotes.info 3

Osmanlı İmparatorluğu’nda 1840 ile 1918 yılları arasında muhtelif değerlerde kağıt para basılmıştır. Basılan bu kağıt paralar son zamanlarda çeşitli yönleriyle incelenmekte ve bu incelemeler yayınlanmaktadır.Bunlar arasında “Standart Catalog of World PaperMoney” adlı Mr. Albert Pick’in hazırladığı Dünya Kağıt Para Standart Kataloğu’nun 1007’nci sayfasında Osmanlı İmparatorluğu kağıt paraları arasında 42 katalog sırasında 50.000.- lira çok nadir işareti ile ilgi çekmektedir (bu para en son katalogda sayfa 1094’de pick95 numarası ile yer almaktadır). Belirtilen bu kağıt paraların tarihi hakkında bilgimiz çok kısıtlıdır. İlgili kağıt paranın İstanbul’da 1928 yılında basılan Borsa Rehberinde yayınlanan 28 no’lu Specimen fotoğrafı sayın Dr. Mine Erol tarafından (Osmanlı İmparatorluğu’nda Kağıt Para TTK. Ankara1970) etraflıca tanıtılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu mali tarihi içinde özel bir yeri olan kağıt para konusu hakkında ve buna bağlı olarak dış borçlar konusunda kısa bir açıklama yapmak faydalı olacaktır. Osmanlı İmparatorluğu 1854 yılında başladığı dış borçlanmalara 1874 yılma kadar 15 ayrı dış borçlanma yapılmıştır. Bu dönem içinde 239 milyon lira borçlanılmış fakat eline 127 milyon lira geçmişti (yani alınan borcun faizi peşin olarak ödenmişti). 1875 yılı gelirleri aynı yıl ödenecek borçları ödemek için yetmediği gibi 5 milyon lira da açık kalıyordu. Bu bir iflas durumuydu. Hükümet 6 Ekim 1875 günü yayınlanan bir kararname ile iflas durumunu resmen açıklamış ve yabancı elçilere verilen 7-10 Ekim 1985 tarihli notalar ile iç ve dış borçların faiz ve amortismanlarının 5 yıllık bir süre için yarıya indiğini altı ay sonra ise ödemenin tamamen durdurulduğunu açıklamıştır. Beş yıl süre ile hiçbir ödeme yapılmadı. Ramazan Kararnameleri adı verilen bu tasarruf tedbirleri mali alanda olumsuz etki yarattı. (1) Altının fiatı 235 kuruştan 900 kurusa çıktı (2). Daha sonraları Galata bankerlerinin alacakları için özel kararları alınarak bazı kolaylıklar getirildi (3). Bu durum diğer yabancı devletler alacaklıları arasında huzursuzluk yarattı. Bunun üzerine hükümet 8-20 Aralık 1881’de adına “Muharrem Kararları” denilen kararlar neticesinde dış

borçların ödenmesi için tek ve genel yol tutulmasını kabul etti (4). İlgili kararnameler neticesinde borçların ödenmesi “Düyunu Umumiye İdaresi” tarafından gerçekleştirilecekti. Düyunu Umumiye İdaresinin kuruluş şeklinin devletler hukuku veya iç hukuk alanına girip girmediği konuşu uzun tartışmalara yol açmıştır(5). Bununla birlikte devlet borçlarının tarafsız bir kuruluş eliyle kontrol edilmesi ve zamanında ödenmesi için çaba sarfetmesi hükümetin mali itibarım yükseltmiştir. Bu duruma bir örnek vermek gerekirse Osmanlı maliyesinde çalışan memur sayışı 5000 dolayında iken Düyunu Umumiye İdaresinde çalışan memur sayışı 8000’e ulaşmıştır. (6)

Düyunu Umumiye Konseyi gelirlerinin toplanması konusunda ilk ciddi tehlike ile Kurtuluş Savaşı sırasında karşılaşmıştır. Mustafa Kemal önderliğinde ulusal hareket kendi kontrolü altındaki yerlerden gelirleri kendi hesabına topluyordu. Konsey 15 Ocak 1920 tarihinde Osmanlı lükümetine bir protesto gönderdi. İstanbul hükümeti 1.4.1920’tarihinde Ankara hükümetinin düyun gelirlerim toplamasını yasakladı. Fakat Ankara hükümetinin Anadolu’daki etkinliği çoğaldıkça ve daha sonraları 1922 Eylül ve Ekim askeri ve diplomatik zaferleri neticesi durum değişmeye başladı. Ankara hükümeti 16 Ekim 1922’de konseye gönderdiği bildiri ile İstanbul’daki yönetimin Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayı olmaksızın yapacağı anlaşmalar ve hazine adına yapacağı ödemelerin geçersiz olacağını bildirdi (7). Düyunu Umumiye İdaresi 1922’de Ankara’da “Düyunu Umumiye Müdürlüğü” kurmuş ve Lozan Antlaşmasından sonra belirlenen taksitleri süresinde tahsil ederek 25 Mayıs 1954 yılında ödenen son taksit ile Osmanlı İmparatorluğu dış borçlar meselesin kapatmıştır. Osmanlı İmparatorluğu mali tarihinde acı hatıralar bırakmış olan Düyunu •Umumiye İdaresi kurulduğu tarih olan 1881 (AH1299)’den Lozan Antlaşmasına (1923) kadar geçen 42 yıl devlet içinde devlet gibi bir tavır göstermiştir. Kağıt para tedavülünü kontrol amacıyla ilk hareketi 30 Mart 1331 (12.4.1915) tarihli kararname ile başlamıştır. Bu tarihte hükümetin idare ile yapmış olduğu mukavele gereği çıkarılacak 1 ve 5 liralık kağıt para üzerinde Maliye Nazırı ile Düyunu Umumiye Meclisi İdare Reisinin de imzaları vardı.(8) Bu tarihte Düyunu Umumiye Meclis Reisi olarak Janko ve Düyunu Umumiye Meclisi namına Hüseyin Cahid imzalı paralar vardır. Aynı tarihte Maliye Nazırı olarak Talat imzası

50.000 Liralık Osmanlı Kağıt ParasıKemal Özmen

Aşağıdaki yazı Dündar Nümismatik Dergisinin Kasım 1985 sayısından alınmıştır. Tarafımdan güncelenmiş ve fotoğraf ilaveleri yapılmıştır. Güncellemeler italik olarak belirtilmiştir. Kaan Uslu

Page 4: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

4 www.osmanliparalari.com

50.000 Liralık Osmanlı Kağıt ParasıKemal Özmen

vardır. Sultan Reşat devrine ait bu paralar Leipzig’de basılmış ve altın fiatından farksız olarak tedavül etmiştir. Savaş devam etmekte olduğundan para ihtiyacım gidermek amacıyla yeniden para basmak icap etti. 18 Ekim 1331 (29.12.1915) tarihinde 1/4, 1/2, 1 ve 5 liralık kağıt para çıkarıldı. Kağıt para değerlerinin büyük olması küçük kıymette para ihtiyacını fazlalaştırıyordu. 16.12.1331 (16 Aralık 1915) tarihli kararname ile kağıt paraların ortadan ikiye kesilerek üzerinde yazılı değerin yansı değerde tedavül etmesi sağlandı. 22 Aralık 1331 (4.1.1916) tarihli kararname ile yeniden küçüp küpürlü 5 ve 20 kuruşluk kaimeler çıkartıldı.Osmanlı Devletinin harp ve sair masraflarının 5 milyon liraya yaklaşması üzerine Almanya’dan 35.941.400liralık yeni bir avans alınarak 6 Ağustos 1332 (19.8.1916) tarihli kanun ile dördüncü tertip kağıt paralar tedavüle çıkarılmıştır. Hazine ile Düyunu Umumiye İdaresi arasında 21.8.1332 tarihinde yeni bir anlaşma yapılmıştır. Çıkarılan kağıt paralar 500, 50, 10, 5, 1 ve 1/2lira ile 20 ve 5 kuruşluktan ibaretti. Konumuz olan 50.000 liralıklar da aynı tarihte basılmıştır. 21 adet olarak basılan bu kağıt paralar 23.5.1332 (5.6.1916) tarihli kararname gereği 1 ve 1/2kuruşluk kağıt para teminatı olarak Osmanlı Bankasına verilmiştir. (Bu paralar hiç bir zaman tedavüle etmemiştir) 50.000 liralık kağıt paranın 16 adedi, toplam 800.000 liralık basılmış olan 1 Kuruş (Pick#85) ve 2½ Kuruşluk (Pick#86) kağıt para karşılığı olacaktı. Geri kalan 5 adet 50.000 liralık kağıt para ise Battal Meskukatlar (9) için teminat olacaktı. Böylece 21 adet 50.000 liralık toplam 1.050.000 liralık kağıt para her sene eşit kısımda karşılığının tediye edilerek beş sene sonunda tamamiyle bedeli altın olarak ödenerek tedavülden kaldırılması temin edilecekti. Aynı tarihlerde ise posta ve damga pullarının para olarak tedavül edilmesi de temin edilmiştir.Prof.Dr. Mine Erol’un kitabına aldığı 50.000 liralık kağıt para örneği 1928 yılında İstanbul’da yayınlananBorsa Rehberinden alınmıştır. Specimen olarak yayınlanan örnek paranın seri numarası 28’dir. 21 adet kullanılan paranın 28 Specimen olarak basılması düşündürücüdür. Osmanlı Bankasi’na teminat olarak verilen paraların bulunması Osmanlı mali tarihine ışık tutacak bir buluş olacaktır. (Bu yazının yayımlandığı tarihe kadar bu paranın örneği görülmemişti).

1- Kurtuluş Savacının Mail Kaynakları - Alptekin MüderrisoğluMaliye Bakanlığı Ellinci yıl yiyınlafl, Ankara, 1973 s. 1222- Meydan Larousse, Ç4 s. 14 Düyunu Umumiye Maddesi3- işletme Fakültesi Dergisi - Salata Bankerleri - Kurt Grun-wold, J.D. Ronall - Prof. Haydar Kazgan çevirisi - Makale,1977 4- Osmanlı i mparatorluğu’nda Avrupa Mali Denetimi • DonaldÇ. Blaisdell, Doğu Batı Yayınları, 1979 istanbul s. 955- Osmanlı Tarihi, Birinci Meşrutiyet ve istibdat Devirleri-Ord. Prof. Enver Ziya Karal, TTK 1983 Ankara s. 4296- Kurtuluş Savaşının Mali Kaynakları - s. 1257- Osmanlı I mparatorluğu’nda Avrupa Mail Denetimi -s. 1818- Osmanlı Devletinden Türkiye Cumhuriyetine DevredilenKaimeler ve Osmanlı Bankası Banknotları - YKB. Nümisma-tik yayınları, istanbul 1979- S. 7 Nezihi Aykut9- Osmanlı i mparatorluğunda Kağıt Para (Kaime) Dr. MineErol TTK. Ankara, 1970 S. 3610- Standart Catalog of World Paper Money - Albert Pick11- Osmanlı Kaimeleri - Ömer Diler, Dündar NümismatikDergisi, 198312- Osmanlı İmparatorluğu Kağıt Paraları, M.Tezçakın-G.Kayral

Prof.Dr. Mine Erol’un “Osmanlı İmparatorluğunda Kağıt Para” isimli kitabında yayımlanmış olan 28 numaralı specimen. Baskı kalitesi çok kötü olduğundan ancak aşağıdaki

kadar aktarılabilmiştir.

Page 5: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

www.turkishbanknotes.info 5

50.000 Liralık Osmanlı Kağıt ParasıKaan Uslu

Mehmet S.Tezçakın ve Güçlü Kayral tarafından yayımlanmış olan “Osmanlı İmparatorluğu Kağıt Paraları” kitabından alınan örnek.

TuğraDevlet-i Aliye-i Osmaniye

6 Ağustos 1332 tarihli kanun mucibince karşılığı tamamen tevdi edilmiş ellibin liralık varaka-i nakdiyeMaliye Nazırı Vekili

Talat

50000Bu tertip evrak-ı nakdiye’nin karşılığı Düyun-i umumiye-i Osmaniye idaresinde tevdi edilmiş olup

karşılığının her sene müsavi bir kısmı olmak üzere bu tertibin beş sene zarfında kâmilen tedavülden ref ’i surteiyle altın olarak tahsisini idare-i müşarünileyha taahüt eyler. Bu müddet sulhun akdinden iki sene

sonra ibtidar edecektir.Düyun-i Umumiye-i Osmaniye Meclis-i İdaresi namına

Reis

Page 6: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

6 www.osmanliparalari.com

Kayseri ovası içindeki Kültepe höyüğünden çıkarılan çivi yazısı tabletlerden

öğrendiğimize göre şehrin ilk adı Kaniş idi. Yine bugünkü Kayseri’nin 1 kilometre güneybatısında Erciyas dağının ovaya bakan son sırtları üzerinde kurulmuş olan şehrin en eski ismi Mazaka idi. Kapadokya kralı IV.Ariarathes tarafından M.Ö.222’de konulan bu isim daha sonra Özepya olarak değiştirilmiştir. Kapadokya kralların sonuncusu Arkhelaos, Tiberius zamanında Roma İmparatorluğu yönetimine girince şehrin ismi zorla “Kayzerin Şehri” anlamına gelen Cesaréa olarak değiştirilmiştir. 1174’de II.Kılıç Aslan, Kayseri’yi Selçuklu topraklarına katana kadar kadar pek çok kez el değiştiren şehire bu tarihiten itibaren Kayseriye denilmeye başlanmıştır. Anadolu Selçuklularından sonra Kayseri , önce İlhanlılar daha sonra da Akkoyunlular yönetimi altına giren Kayseri 1399 yılında Yıldırım Bayezid Osmanlı Devletine geçmiştir. Timurlenk’in Ankara savaşında Yıldırım Bayezid’i yenip Osmanlı İmparatorluğunu parçaladıktan sonra Fatih Sultan Mehmet zamanına kadar Karamanoğulları idaresinde kalan Kayseri, 1474’de kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmıştır. Cumhuriyet ile beraber şehrin Kayseriye olan adı Kayseri olarak değiştirilmiştir. Anadolu’nun en eski yerleşimlerinden birisi olan Kayseri her zaman ticaret açısından önemli olmuştur. Şehiri yönetimleri altına alan imparatorluklar hatta beylikler burada pek çok para bastırırken, yaklaşık 450 yıl boyunca Kayseri’yi idare eden Osmanlı

İmparatorluğunun burada sadece 2 kez akçe bastırmış olması ilginçtir. Başkaca bilinen Kayseri darplı Osmanlı parası yoktur. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Anadolu darphanelerinde bastırılan akçelerin neredeyse tamamında cülus tarihi 926 bulunduğundan, paranın üzerinde tarihe bakarak tam basım tarihini belirlemek imkansızdır. Ancak kalıp tarzlarına bakılarak Kanuni Sultan Süleyman’ın ilk dönemlerinde bastırıldığı söyleyebiliriz. Osmanlı madeni paralarının nadir parçalarından olan Kayseri akçeleri iki tiptir. Arka yüzleri aynı olan bu akçelerin ön yüzlerinde aynı yazılar bulunmakla beraber istifleri farklıdır. Kaynaça

1) Kayseri, Osman Yalçın, Özyürek Yayınları, 1963 İstanbul2) İslam Ansiklopedisi, cilt 253) www.eroncoins.com

I.Alaeddin Keykubad1220-1237 (AH 616-634)

Kayseriyye, Dirhem 618 (Ag) (2,90gr / 23mm)

ortada : El-İmam el-Nasır Lidinallah Emir’ül

müminin (Allah’ın dininin yardımı ile en

önde olan inananların başı)çevrede : sene seman aşar

ve sitte mie (sene 618)

ortada : Es-sultan’ül muazzam Alaaddin veddin Keykubad bin Keyhüsrev (Keyhüsrev’den olma heybetli

hükümdar Alaattin Keykubat)çevrede : duribe haza el-

dirhem bi Kayseriyye (bu dirhem Kayseriye’de darbedildi)

Kayseri AkçesiKaan Uslu

KE1612

III.Gıyaseddin Keyhüsrev1266-1284 (AH 663-682)

Kayseri, Dirhem 671 (Ag) (2,78gr / 22mm)

ortada : El-mülkü lillah (Mülk Allah’ındır)

çevrede : Duribe bi-medine Kayseriye fi sene ehad ve seb’in ve sitte mie

(671 senesinde Kayseriye şehrinde darbedildi)

Es’sultan’ül azam Gıyaseddünya veddin Ebu’l

feth Keyhüsrev bin Kılıç Arslan

(Kılıçarslandan olma ,azamet sahibi,dinin yayılmasına

sebep,fetihler sahibi Keyhüsrev)

KE1884

Page 7: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

www.turkishbanknotes.info 7

Kanuni Sultan Süleyman1520-1566 (AH 926-974)

Kayseri, Akçe (Ag) (0,68 gr / 11 mm)

Sultan Süleyman Şah bin Selim Şah Azze nasara darebe Kayseri sene 926

Tip : SS [A-I] (0,72gr / 11 mm)

Tip : SS [B2a-I] (0,00gr / 00 mm)

Kayseri AkçesiKaan Uslu

Page 8: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

8 www.osmanliparalari.com

1514 yılında İran ‘a 1517 yılında Mısır’a yapılan seferler ve 1515’de Bağdat’ın ele

geçirilmesi sonucu Anadolu’nun doğu bölgeleri ve Arabistan yarımadası Osmanlı egemenliğine geçmiştir. Sultan Süleyman’ın 1541 de Buda’yı ele geçirmesi ve Magrib ülkelerinin Osmanlı denetimine girmesiyle birlikte güçlü bir imparatorluk oluşturulmuştur. Memlûk hâkimiyetine son verilip Kızıldeniz’in denetim ve kontrol altına alınması sonucu doğu-batı ticareti kontrol altına alınmıştır. Böylece, Osmanlının sağlamış olduğu ekonomik gücü şu şekilde özetleyebiliriz; 1-Doğu-batı ticaretinin yer aldığı Mısır, Yemen, Habeşistan, Hicaz, Şam, Halep, Amid ve Bağdat’ın bulunduğu geniş bölgelerden bütçe fazlası olarak sağlanan 1.500.000,- sultani altın, her sene merkeze aktarılmıştır. Bu miktar 6750 kg altına eşdeğer bir gelir ifade etmektedir. Bu gelirin çok daha fazlası “Nevagora” adlı yazara dayanarak 1533yılı için 2.600.000.- düka altın olarak verilmiştir. Yalnız Mısır’dan merkeze gönderilen yıllık ödemeler 500 bin altındır. 1

2-Habeşistan’daki çok önemli altın madenlerinin denetim ve kontrolü Osmanlıların eline geçmiştir.2 3-Habeşistan ve Kızıldeniz civarındaki eskiden beri devam etmekte olan esir ticaretinden elde edilen gümrük vergileri önemli bir gelir kaynağı oluşturmuştur. 4-Hac yolunun güvenliğinin sağlanması sonucu Müslüman ülkelerle olan ticaret artmıştır. 5-Batı limanlarından bu bölgelere gelen gemilerin yaptığı ticaret sonucunda batının değerli metalleri bölgeye akmaya başlamıştır. Bu trafik Osmanlı öncesinde de devam etmekteydi. Anadolu’da, Selçuklu döneminde eskiden beri üretilmekte olan ve Anadolu’nun doğusunda yer alan kıymetli gümüş ve bakır madenlerine Osmanlılar ancak 16 yy, ın ilk çeyreğinde ulaşabilmişlerdir. Buna karşılık Balkanlar’da daha rahat ilerleme olanakları yakalamışlardır. 1390 yılında 1460 yılına kadara Osmanlılar Makedonya, Sırbistan ve Bosna’daki gümüş madenlerini ele geçirdiler. Bu hareketliliği bu maden merkezlerinde darbedilen akçeler üzerindeki darp tarihlerinden izlememiz mümkündür. Bu darb yerleri sırasıyla Serez de H816/1413, Üsküp’te H826/1422 ve Nova Berde de H834/1430 yıllarında görmemiz mümkündür. Kratova’nın ve Serbernika’nın 1460 yıllarda alınmasına karşın, 15.asrın sonunda Sidrakapri de 16. asrın başlarında Serbernika da ve Kravato’da

altın ve gümüş para darbedilmiş. Osmanlılar ayrıca Kuçayna, Kosova (Piriştina), Filibe, Sofya, Saray, Bosna, Mudova (Romanya - Moldova) ve Banaluka ‘da (Bosna) para darp etmişlerdir. Osmanlılarılar 1450 ve 1460 yıllarında Sırbıstan ve Bosna gümüş madenlerini ele geçirilince dışarıya gümüş ihracatını yasaklamıştır. 1470 ve 1480 de Bohemya ve Saksonyada gümüş madenleri bulunana kadar Venedik ve Avrupa’nın kuzey ve güneyi metal kıtlığından etkilenmiştir. 16.yy, başlarında Sıdrekapsi en verimli madenler konumundadır. Buralarda 6 ton gümüş üretildiği tahmin edilmektedir. Nova Brdo’da burası kadar üretim yapılmaktaydı. 16 yy, ortalarında yıllık üretim 26-27 ton olduğu tahmin edilmekteydi. Avrupa’ya Amerikan gümüşünün gelmesiyle birlikte 16 yy, dan itibaren gümüş üretimi gerilemeye başlamıştır. Osmanlılarda 17 yy, den itibaren bu eğilime girmeye başladılar.16 yy ,nin başlarında Serbennika’da evvelce 2.5 ton olan gümüş üretiminin 5-6 tona yükseldiği varsayılmaktadır. Aynı tarihlerde Nova Brdo kasabasının yıllık gelirlerinden hareketle burada 7.5 -9 ton arasında bir üretim hesap edilmiştir. J.Tadic, en azından benzer üretim yapan kırk firmanın aktif olduğunu farz ederek’’500 bin’’ dukadan fazla değeri olan nerdeyse 25.000 kg gümüşün sadece Ragusa aracılığıyla ihraç edildiğini hesaplamıştır. Bu durumda Osmanlı idaresindeki Sırbistan Bosna’da Makedonya’daki muhtelif madenlerde elde edilen gümüşün 25.000 kg olduğu varsayımıyla, Sıdrekapsi’nin üretimiyle birlikte 16.yy, ortasında Osmanlı idaresindeki balkanlarda 50 tonluk üretimin gerçekleştiğini varsayabiliriz. Nitekim Rheodes Murphy’in Osmanlı Balkanlarındaki 50 ton olarak hesap ettiği gümüş üretim tahmininin gerçekçi olduğunu kabul etmeliyiz.Serbernika ve Nova Brdo ile ilgili veriler karşılaştırılınca, 15 yy, ın ilk yarısında Sırbıstan ve Bosna’daki gümüş veriminin 10 tondan az olmadığı sonucu çıkarılmıştır. Yukarıdaki veriler Sima Çirkovic’in balkanların orta bölümünde kıymetli metallerin üretimi hakkındaki değerli çalışmasından çıkartılmıştır. 3

Avrupa’da 15 yy,in başlarında 20 yıl süreyle ve ortalarında 30 yıl süreyle yaşanılan gümüş kıtlığı oldukça şiddetliydi. Bu kıtlıkların nedeni Bohemya ve Macaristan’daki gümüş madenlerinin artan talepleri karşılayamaz duruma gelmesinden kaynaklanmıştır. Doğu Akdeniz ve Asya ile yapılan ticarette yapılan

16. Yüzyıl Sonuna Kadar Balkanlar, Avrupa ve Osmanlılarda Kıymetli Metaller

Necdet Kabaklarlı

Page 9: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

www.turkishbanknotes.info 9

ödemeler kıymetli metallerle yapılmaktaydı.1370’lerden itibaren Sırbistan ve Bosna’daki kıymetli metaller Ragusa kanalıyla Venedik’e oradan da doğu Akdeniz’e yönlenmekteydi. Osmanlıların buraya gelmesiyle kıymetli metallerin ihracatı yasaklanmıştı. Bu kaynaklar kesilince 1397-1398 yılında Memluklar gümüş basmayı durdular. Mısırda Eşrefilerin ve doğu Akdeniz’de duka taklitlerinin yaygınlaşarak çoğalması batıdan doğuya akan değerli metallerden kaynaklanmaktadır.4 Avrupa bölgesinde Saksonyada (Schneeberg, Annaberg, Marienberg), Thuringia’da (Eisleben, Hettstedt), Avusturya Tirol’ünde (Schwarz bölgesi), Bohemya’da (Joachimsthal, Kutna Hora, Kasperska Hora) Slovakyada (Thurzo-Fugger co) ve Macaristan’da (Naggbanya ve Körmocbanya) gümüş madenleri faal olarak çalışmaktadır. Bu madenlerle ilgili veriler Toronto Üniversitesi Profesörlerinden John H. Munro yayınladığı çalışma belgesinde verilmiştir.5 Bu değerli çalışmada 1470 yılından 1550 ye kadar bu madenlerdeki tahmini üretim verileri çeşitli kaynaklardan yararlanarak verilmiştir. 1550 ye kadar Avrupa’da kıymetli metallerde artan üretimin doğal olarak fiyatlarda enflasyonist bir etki yaratarak eşya fiyatlarında bir artış yaratması gerekirken, tam aksine herhangi bir artışın olmayışının doğu-batı ticaretinde bu kıymetli metallerin doğudan temin edilen ürünlerin gümüş, altın ve bakır olarak ödenmesinden kaynaklandığını incelemektedir. Yukarıda belirtilen madenlerdeki gümüş üretimi 1470 de 13 ton, 1480 de 20 ton, 1495 de 25 ton,1570 de 30 ton, 1520 de 35 ton, 1525 de 40 ton, 1535 de 50 ton, 1540 da 55 ton olarak verilmektedir. Aynı devirde Flander ve Brabant’da senelik takriben 5 ton civarında gümüş üretilmekteydi 1540’larda İngiltere’de 20 ton /sene civarında gümüş üretilmekteydi. Yavaş yavaş 1550’den sonra Amerika dan İspanya’ya akmaya başlayan gümüş; 1550 de 65 ton, 1560 da 75 ton , 1565 de 85 ton, 1980 de 141 ton, 1590 da 205 ton ve 1600 da 223 tona çıkmıştır. Aynı devirde 1550 de 5 ton altın, 1560 da 4 ton sonraki yıllarda 1600 yılına kadar 1 ton civarında altın Avrupa’ya akmıştır. İşte bu devir de Avrupa’da gerçek enflasyon etkisini göstermeye başlamıştır. Bu etki Osmanlı ülkesinde de görülmüştür. Nitekim 1575-1650 yılları arasında enflasyon etkisiyle akçenin ağılığı 5 misli düşürülmüş ve bu devirde ülkede sosyal çatışmaların çıkmasına neden olmuştur.6 Osmanlı idaresinin balkanlarda erken

döneminde durgunluktan kurtulmak için fetih ettikleri bölgelerde buldukları madenlerin üretimini artırmak için çok büyük gayretler gösterdiğini görmekteyiz. 15 yy-16 yy da eldeki mevcut belgelerde madencilik tekniği, maden yasağı ve ekonomik ilişkilerle ilgili detay bilgiler verilmektedir. Belgelerdeki teknik terimlerin çoğu Slavca ve Almancadan devşirilmiş terimlerdir. Açılacak kuyularda yapılacak sondajlardan, kuyuların nasıl açılacağını, kuyu ortaklık paylarına iştirakten, kuyudan elden karların paylaşılmasına, kuyu kazımında kullanılan aletlerden, kuyuların derinliğine kadar, kuyudaki suların tahliyesinden, cevherlerin soğuk sıcak etkisiyle nasıl kırılacağına, kuyudan kuyuya açılan kanalların paylaşımının nasıl olacağına, kuyuda çalışanların ücretlerinin tespitinden, çarklara, cevherlerin kuyudan nasıl çıkartılacağına kadar tüm bilgiler verilmektedir. Fatih döneminde Bosna Sancağı Kanunnamelerinde Seribernice Maden Yasaknamesi, Sırbıstan Sancağı Kanunnamelerinde Ruddnik, Zaplanina ve Planina Madenleri Yasaknameleri, Selanik Sancağı Kanunnamelerinde Sıdrekapsi Maden Kanunnamesi, Serez Sancağı Kanunnamelerinde Serez (Siroz) darphane kanunları, Bulçıtrın Sancağı Kanunnamelerinde Novaberde maden kuyuları kanun namesi ve yasaknameleri, Üsküp sancağı kanun nağmelerinde Kratova Maden kanunnamesi ve yasak namesi bütün detaylarıyla verilmektedir.7 II. Bayazıt döneminde fatih devrindeki madenlere ilaveten İzvornik Sancağında Serapniç, Çerniçe, Sas, Kopniçe, Girmik, Oluk, Manastır sancağında Sırniçe Köstendil sancağında Kıratova ayrıca Yerkofca, Tirepçe, Yanova, Belasıca madenleri hakkında bilgiler vardır. 7

Balkanlardaki madenler ve darbhaneler hakkında elimizde geniş bilgiler mevcuddur. Kısacası Osmanlı her şeyi belirli bir kanun çerçevesinde belirli bir denetim ve kontrol altına almıştır. Tüm bu belgeler tarihçilerimizin ve nümismatlarımızın ilgisini beklemektedir. Osmanlılar Makedonya Sırbistan ve Bosnayı egemenliklerine almadan önce buradaki madenler Ragusa’lıların denetin ve kontrolü altındaydı Balkan ülkelerinde madenciliğin başlangıcı buralara madencilik tekniklerini ve kanun esaslarını getiren Sakson’larla ilgilidir. Moğolların Macaristan’ı istilasında Sakson’lar balkanlara 13 yy ortalarına geldiler. Makedonya’daki Kratova Madeni nerdeyse 500 yıl çalıştırıldı. 1254 de,

16. Yüzyıl Sonuna Kadar Balkanlar, Avrupa ve Osmanlılarda Kıymetli Metaller

Necdet Kabaklarlı

Page 10: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

10 www.osmanliparalari.com

Tara Nehrinin üst bölümündeki zor ulaşılır dağlık bölgedeki. Brskova ilk madenlerdendir. 1301-1319 da acılan Nova Brdo da ilk madenlerdendir. 14 yy da başlıca Kopaonik bölgesinde Koporic, Plana, Ostraca ve Drine Basinde (Tiresnjica, Lipinik, Serbenca)(1352), Bosnada Ostruznica (1349), Fornica (1365) ve Sıderkapsa Alman madencilik tekniği ve Alman Slav terminolojisine sahipti. Balkan dağları yamacında bulunan Ciporovci’de gümüş ve bakır üretiliyordu Samabor yakınındaki bakır madeninin gelişimi 1565 deki alman madencilerinin göçüyle hızlandı.3 Madenlerin eritme hazırlığı, ayırma, yıkama, ezme, yakma proseslerini içerir. Bu konuda detay bilgi sayın Metin Erüreten’le birlikte hazırladığımız bir makalede tüm detaylarıyla verilmiştir.8 Madenler arasında uygulamaları ilgilendiren ilişkiler onların karşılıklı servisleri, kanalizasyon bakımı ve havalandırma kanalları detaylandırılmış ve tamdı. Metal ticaretinde Ragusalı’ların önemli ortaklarla yaptığı işbirliğiyle önemli bir rol oynamışlardı. Büyük ve küçük parçalar halinde kalıba dökülen metaller yük hayvanları kervanlarını kullanan tüccarlar tarafından Adriyatik kıyılarındaki kasabalar nakledilirdi. Metaller saflıklarına göre değerlendiriliyordu. 15yy, ait belgelerde büyük miktarda bakır Kotara ve Dubrovnik’e geldi. Almanlarla birlikte Ragusalılar Venedik’te başlıca bakır üreticisi olarak değerlendiriliyordu. Bakır Sırbistan’dan Rudnikten, Bosnadaki Ostruzniça’dan geliyordu. Bakır “Rame” ve “Bronco” adları altında, sert bakır (r.durum) ve saf bakır (r.finum) olarak iki şekilde oluyordu. 1321 de 328 kg bakır 20.5 düka,1518 de 21 düka’ya mal oldu. Aynı devirde 358 kg kurşun 7.5-11 düka arasında değişiyordu. 3

Orta Avrupa madenlerinde bakır üretimi 1491 yılında 1980 ton, 1550 yılında 3000 ton,1510 da 5000 tondu Bakır 14 yy. de sonunda hala Levant’a ihraç ediliyordu. Kastamonu Bakır Madeni 1475 de 150.000 duka altın getiriyordu. 9 Bu bilginin doğruluğunu kabul ederek ve yukarıdaki bakır fiyatlarıyla mukayese edersek (328 kg*150.000 duka/21 duka=2.342.576) Kastamonu Küre Bakır Madeninin tahmini üretiminin 2000 ton civarında olduğunu varsayabiliriz. Ancak bu tahminimizin ciddi olarak tetkiki gerekir. Çünkü 1527 mali yılı bütçesinde Küre madeninin geliri 2.507.400.- akçe olarak verilmiştir. Ancak bu miktarın sadece Küre madeninin senelik karı olarak değerlendirilmesi gerekir.

Raguzalaların metal ticaretiyle yakından ilgilenip maden bölgelerine tüccar kolonisiyle yerleşiyorlardı. Ragusalı tüccarlar tüm balkanlarda süre gelen ticari faaliyetleriyle belirli bir egemenlik kurmuşlardı. Türklerin altın ve gümüş ticaretini yasaklama politikası son fetihlerden önce bile metal ticaretini etkilemiştir. Balkanlardaki fetihler sonrası Osmanlılar maden yerlerinden Raguzalı tüccarları çıkardılar. Fakat Adriyatik sahiline doğru gümüş akışı tamamen kesilmedi 15 yy 2. Yarısında belli bir miktarda gümüş Dubrovnık’e ulaştı. Kaçakçılık yaygındı ve kaçakçılığa bazı Osmanlı yetkilileri bile karışıyordu. Novaberde, Srebnica, Krotova, Pristina, Serez, Salonica, Sofya Osmanlının önemli maden üretim merkezleriydi. İlk üçü eski ve iyi bilinen madenlerdi, sonraki dört kasaba madenciliğin geliştiği önemli maden bölgeleriydi. Osmanlılar üretilen madenlerin % 8 -10 ‘u devlete gelir olarak alırlardı. II. Bayazıt zamanında bu oran %8 düşürüldü. Bu oran en uygun ve karlı bir uygulamaydı. İstanbul, Edirne, Selanik, Niğbolu, Serez, Saraybosna, Üsküp, Manastır, Tırhala, Sofya, Larisa Osmanlının balkanlardaki başlıca şehirleriydi bu şehirlerarasında yapılan ticarette Ragusalılar önemli roller oynamışlardır. Maden ihracatının yasaklanmasına karşın Ragusa Cumhuriyetinin kayıpları onlara sağlanan bazı kolaylıklar ve bazı özel anlaşmalarla giderilmiştir. Osmanlı- Dubrovnık ilişkileri ile balkanlardaki ticaret trafiğiyle ilgili detay bilgileri değerli tarihçimiz H.İnancık’ın Dubrovnık ve Balkanlar adlı incelemesinde verilmiştir.10

KAYNAKÇA1. S. J. Show, The Financial and Administrative Development of Otoman Egypt, 1510-1798, Princeton Uni. Pres; 1962, 8-283-13122. Orhonlu, Cengiz; Habeş Eyaleti, Ank.19963. Cirkovic, Sima; Production of Gold Silver and Copper in the Central Parts of the Balkans from 13th to 16 Cencuy, in Herman Kallenbenz (ed) Precious Metals in the age of enpansion, Stat., 19814. Pamuk Şevket, Osmanlı İmparatorluğunda Paranın Tarihi, Tarih Vakfı Yurt Yay., 1999 İst.5. Munro John, The Monatary Origins of the “Prince Revolution” www.Chase.Untronto.ca/ecipa/archieve/UT-ECIPA-MUNRO-99-02-.pdf6.Kabaklarlı Necdet, Mangır Osmanlı İmparatorluğu Bakır Paraları, Uşaklılar Eğitim ve Kültür Vakfı-İst. 19987. Akgündüz Ahmet;8.Kabaklarlı Necdet-Erüreten Metin, Osmanlı Paralarında Ölçü ve Ayar, Kabaklarlı Necdet, Mangır Tire’de Darbedilen Osmanlı Bakır Paraları, İst. 2007.9.İnalcık Halil, Doğu Batı, Makaleler I, Doğu Batı Yay. Sayfa 171, 2005, İst.10.İnalcık Halil, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal tarihi, cilt I, 2000, İst.

16. Yüzyıl Sonuna Kadar Balkanlar, Avrupa ve Osmanlılarda Kıymetli Metaller

Necdet Kabaklarlı

Page 11: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

www.turkishbanknotes.info 11

Maltepe Litrosyolu No:15 Hacılar Sanayi Çarşısı Z-142 Topkapı İstanbulTel : (212) 567 97 21 - 612 00 59 Fax : (212) 576 02 53 GSM : (532) 447 42 00

www.savasmetaliskele.com

Derneğimizin bu senekiikinci mübadelesi

20 Nisan 2008 Pazar

günü Dernek merkezinde gerçekleştirilecektir.

Hacı Emin Efendi Sokak Murat Apt. No: 7 D: 4 Teşvikiye / İSTANBULTel : (212) 234 22 68 Fax : (212) 234 25 67 [email protected]

Page 12: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

12 www.osmanliparalari.com

banknotlar deniz yoluyla ülkeye gelirken, gemi Almanlar tarafından Yunanistan’da batırılmış, paralar devletin eline geçmeden halkın eline geçmiştir. Hükümet piyasada dolaşan bu banknotların tamamını dolaşımdan çekebilmek için yoğun uğraş vermek durumunda kalmıştır. Bu olaylar üzerine, banknotların Türkiye’deki basılması için bir takım çabalar içine girilmiştir. Kağıt paraların ithal edilmesi yerine mevcut kaynaklarla üretilebilmesine çalışılmıştır. Ancak, yukarıda belirtildiği gibi, ilk kağıt paranın basımı 1950 lerin sonuna gelindiğinde gerçekleşebilmiştir. Konuyla ilgili daha detay bilgiyi içeren kaynaklar araştırmacıları bekliyor olsa da ele geçen bir deneme baskısı nümismatik açısından önemlidir. Resimde görülen İnönü portreli 5 liralık küpür denemesi, üzerindeki ibareden anlaşıldığı gibi, Maarif Matbası tarafından gerçekleştirilmiştir. Paranın üzerinde bulunan Umum Müdür Kemal Sunel ve Umum Müdür

Muavini Nedim Ersun imzaları basım işleminin 1942-1947 yılları aralığında gerçekleştirildiğinin ispatıdır. İnönü döneminde (1938-1952) 50 kuruş, 1, 2½, 10, 50, 100, 500 ve 1000 liralık küpürler tedavül etmiş olmasına rağmen 5 liralık küpür bastırılmamıştır. Sarı kağıt üzerine sadece önyüzü basılmış olan para üzerinde yeşil-mavi renk hakimdir. Küpür kısmı yeşil tonlarında, İnönü resmi gridir. Seri numaraları kırmızı basılmıştır. Seri numarası D20 00000 boyutları 54 x 133 mm dir. Bu para, nümismatiğin tarihe ışık tutan bir konu olduğunun tartışmasız belgesidir. Ayrıca, Türk nümismatik camiası için çok önemli ve kıymetli bir parça olduğu şüphesizdir.

1 923’te kurulan Cumhuriyet yönetiminin ilk kağıt parası, İngiltere’de bastırılarak, Aralık

1927 yılında tedavüle çıkarılmıştır. Harf devriminden önce olduğundan, bu paralar eski Türkçe ve Fransızca olarak basılmışlardır. 1923-1927 aralığında ise Osmanlı Devletinin 1914-1918 yılları içinde, Almanya ve Avusturyada bastırdığı paralar kullanılmıştır. Banknot basımı, kullanılan kağıt teknolojisi ve sahteciliği önleyici özel güvenlik tedbirleri nedeniyle, bir ihtisas işi olarak değerlendirilmektedir. Türkiye bu ihtisası uzunca bir süre edinememiş, yüksek maliyetlere katlanarak paralarını İngiltere, Amerika ve Almanya ‘daki matbaalarda bastırıp ithal etmek durumunda kalmıştır. Devlet banknot matbaasının kurulması ve ilk yerli banknot basımı, 1958 yılında gerçekleştirilebilmiştir. Para ithalatının bir diğer sorunlu yanı da tedariği olmuştur. 1930’lu ve 40’lı yıllarda havacılık endüstrisi henüz ticari anlamda gelişmemiş durumdadır. Uzun

mesafelerden gelecek kargolar için tek alternatif denizyoludur. Denizyolu da, süre olarak uzun olmakla birlikte, güvenlik açısından sıkıntılı bir seçenektir. Özellikle ikinci dünya savaşının sürdüğü yıllarda bu sıkıntı fazlasıyla yaşanmıştır. Savaşan devletler, birbirleri için her türlü ikmal yolunu kapatmak için uğraşmışlar; bundan da en çok deniz taşımacılığı etkilenmiştir. Bu süreçte, Türkiye Cumhuriyeti’nin yurt dışında bastırdığı banknotların da başına birtakım olaylar gelmiştir. İngiltere sipariş verilen banknotların bir miktarı, bombardımanda telef olmuştur. Seri tamamlanamıyacağından, evvelden teslim edilenler de imha edilmek durumunda kalınmıştır. Bir diğer örnekte de, yine İngiltere’de basılan

Mehmet Tezçakın Koleksiyonu

İnönü Portreli Kağıt 5 LiraGüçlü Kayral - Mehmet Tezçakın

Page 13: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

www.turkishbanknotes.info 13

İnönü Portreli Kağıt 5 LiraGüçlü Kayral - Mehmet Tezçakın

Kaynak : Aykırı Paralar, Tunç Buyurgan, 2008 İstanbul

Page 14: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

14 www.osmanliparalari.com

Napolyon Bonapart’ın Türk ordusunda hizmet vermek için müracaatının reddi

ve sonrasında Fransa’daki ihtilal , Selim-i salis’in (III.Selim) mektup arkadaşı XVI Louis’nin başını yiyince ihtilal komitesi insan haklarını yaygınlaştırma ve geliştirme maksatlı harekatına önce Fransız sonra Avrupalı kanı dökerek eşitlik ve adaleti Avrupaya yayacaktır. Eşitlik ve adalet fikri amaçlanmıştır ama gelişen olaylar bu ilkelerin yalnız Fransızlar için düşünüldüğünü de ortaya çıkarmıştır. Bugünkü Batı medeniyeti bu ihtilal sonrasında önce Osmanlı sonra Afrika ve ulaşabildiği her noktaya insan hak ve hukukunu götürmüş ancak kendi dışındakini insandan saymadığı için kendisi ile çelişkiye de düşmemiştir. Avrupalılaşma hareketi Osmanlı için biraz hayranlık biraz modernleşme talebiyle başlamış, bugün de taklit ve yamanma projesi ile gönüllü kapıkulluğu ve/veya şamaroğlanlığı şekliyle sürdürülmektedir. İşte bu hareketin öncülerinden başta geleni III.Selim, I.Abdülhamit’in 7 Nisan 1789’da ölümü ile yaşadığı oda hapsinden kurtulur,Osmanlı mülküne sahip olur. 1791’de Avusturya ile Ziştovi,1792’de Rusya ile Yaş antlaşmaları yapılır.Kan kaybı başlamıştır. Ordunun eski usulden modern eğitim ve techizata ihtiyaç duyması zarureti ile III.Selim 1793’de “yeni düzen” anlamında “Nizam-ı Cedit” birliklerini kurar. Avrupa’da hakimiyetini tamamlayan Fransa etkisini artırmak amacı ile Bonapart komutasındaki orduları başında 1798’de Mısır’a savaş ilan etmeden çıkar ve 3 yıl sürecek fiili bir işgal başlatır. Akka önlerindeki 1801’de yaşanacak bozguna kadar sürecek (Ariş antlaşması) bu işgal ile Osmanlı, Batı Afrikadaki hakimiyetini tamamen kaybetmese de haberleşme ve ikmal zorlukları ile problemler yaşamaya başlayacak, sonraki yıllarda bu topraklarını sırası ile bu medeniyet taşıyacılarına birer birer terkedecektir. 1807’de Kabakçı Mustafa isyanı ile Nizam-ı Cedit birlikleri dağıtılır, III.Selim tahttan çekilir.Amca oğlu IV.Mustafa tahta geçer. 14 ay sonra 1808’de Alemdar Mustafa paşanın yeniden III.Selim’i tahta geçirmek için başlattığı harekat IV.Mustafa tarafından III.Selim’in boğdurulması ile neticelenecek ancak saltanat da II.Mahmut’a geçecektir.

III.Selim hakkında genel bir görüş ve bu dönem enteresan para örnekleri

M.Fatih Beyazıt

III.Selim1789-1807 (AH 1203-1222)

Cezayir, ¼ Bucu 1231 (Ag) (3,13gr / 19mm)

Darebe fiCezayir

1231 (tarih hatalıdır)

SultanSelim Hanazze nasara

Cezayir, ¼ Bucu 1331 (Ag) (2,96gr / 19,4mm)

Darebe fiCezayir

1331 (tarih hatalıdır)

SultanSelim Hanazze nasara

Cezayir, 3 Mazuna 1207 (Ag) (1,70gr / 14mm)

be dar(e)

fi Cezayir

1207

Sultan Selim Han azze nasara

Page 15: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

www.turkishbanknotes.info 15

Bütün nümismatikkitapları bu adreste :

dukkanlar.gittigidiyor.com/Osmanli_Paralari/

Page 16: Anadolu Nümismatik Bülteni 2008 #5

Türkiye Cumhuriyeti paraları üzerine şimdiye kadar yapılmış

en ayrıntılı çalışma• Tamamı renkli, mat kuşe kağıt, 300 sayfa

• Madeni paralar• Kağıt paralar

• Hatıra paraları ve hatıra setleri• Darphane setleri

• Darphane jetonları• Dört ayrı kondüsyonda fiyatlar

• Paralar hakkında her türlü teknik bilgi

www.turkishbanknotes.infowww.osmanliparalari.com