99

BD TEMMUZ 2018

Nasıl başlasam?.. Boyumdan büyük bir iş olacak ama, genom araştırmalarındaki ilerlemeler

sayesinde J1-M267 haplogrubunun (Babaya dayalı en eski Y-DNA gruplarından birisi-32.000 yıl önce J

grubundan ayrılmış) tamamıyla Semitik olma-dığı kanıtlandı. Birçok halkta görülüp yoğun-

laştığı yer Orta Asya ve Kafkasya. Buna Türkler, Çeçenler, Azeriler, Türkmenler, Nogaylar ve Tatarlar gibi halklar da dahil. İkinci olarak yoğun görüldüğü yer ise güney

Mezopotamya (%81). Bilindiği üzere Güney Mezopotamya, Sümerlerin yaşadığı coğrafya

ve J1 haplogrubunun esasen Sümere dayandığı iddia ediliyor. Bu grubun sadece tek bir dalı Arap

Türklük

Katun (Kadın) Altay Cumhuriyetinin

en büyük ve güzel nehri. Efsaneye göre burası yaratılışın başladığı

yer ve Türkler burada doğup yayılmışlar.

Yazan: M. ÖMER DEDEOĞLU

Ulu Önder Atatürk'ün Türklerin dil, tarih ve kökeninin araştırılmasında ısrar edip ön ayak olması, günümüzde de araştırmalardan çıkan sonuçlar bu öngörüsünde yanılmadığının kanıtıdır.

100

BD TEMMUZ 2018

gibi fiil bakımından çok zengin, ses uyumu var ve erkek, dişi ayrımı yok. Kısa anlatımla geniş anlam veriyor. Yapılan bir sürü araştırma sayesinde Sümerlilerin Türk olduğu artık kanıtlanmış durumda ve kabul görmeyi bekliyor. Bu, tarihin baştan yazılması demek çünkü kayıtlı tarih Sümer ile başlıyor. Dilimiz kök

dil…Bu arada yaratılışın

başladığı yerin Kadın nehrinin kaynağı olması da Türklerde kadına verilen değerin somut bir örneğidir. Türklerde kadın ve erkek eşittir. İskitler ve Sarmatlar gibi MÖ 800-MS 200 arası Çin

yarımadasında görülmekte ve sadece Araplara özgü bir grup olsaydı daha fazla dalının burada görülmesi gerekirdi. Bu araş-tırma ışığında ve tarihi kaynak-ların desteğiyle yeni iddialardan bir tanesi de Hz. İbrahim’in (Musevi, Hristiyan ve Müslü-manların atası) Sümer kökenli olduğu. Genlerimiz kök gen…

Gelin Orta Asya’ya bir uzanalım. Katun (Kadın)

Altay Cumhuriyetinin en büyük ve güzel nehri. Nehrin başladığı yer Türkler için kutsal bir hac yeri. “Kadın Başı Üç Sümer” diye geçiyor. Üç Sümer de deniyor. Efsaneye göre burası yaratılışın başladığı yer ve Türkler burada doğup yayılmışlar. Altay’ın Koş Ağaç beldesinde beyaz taşlarla yapılmış kurganın Sümerlerin ataları tarafından yapıldığı, Sümerlilerin bu bölgeden göç ettiği söyleniyor. Sümerlilerin dilinin Altay dili olduğu, bölge-deki dağların ise Sümer dağları diye adlandırıldığı, Mısırlıların da piramitleri bu ulustan esinlenerek yaptığı ek bilgiler arasında. Sümer kelimesi ise Altay’da günlük Türkçe’nin bir parçası. Altayca sözlükte anlamı: “ortası sivri dağ”. Sümer dilinde de kelimeler Türkçede olduğu gibi kök halinde, ekler yapı-larak yeni kelimeler oluşturuluyor. Türkçe

Türklerde kadın ve erkek eşittir. Türk kavimlerinde kadınlar da savaşçıdır.

Yapılan bir sürü araştırma sayesinde Sümerlilerin Türk olduğu artık kanıtlanmış durumda ve kabul görmeyi bekliyor.

101

BD TEMMUZ 2018

Seddi’nden Tuna nehrine uzanan bir coğrafyaya hükmetmiş Türk kavimlerinde kadınlar da savaşçıdır. Hatta üç tane düşman öldürmemiş kadınların evlenmesine müsaade edilmiyor. Bu kadınlar Yunanların Amazonlarına ilham kaynağıdır.

Şimdi bir de inanç sistemimize bakalım. Sofi Tram-Semen; “Din bir inanç olarak başlar, ideolo-jiye dönüşür ve halkın ilerleme yönünü belirler. Din, aklın ilk ciddi adımıdır. “Ben kimim” sorusundan hareketle kendi özel yönünü tayin eder” tespitinde bulunmuş. Kadim Türk inançlarını incelediğimizde karşımıza hep benzer temalar çıkıyor. Evrensel bütünlük ve çok yönlü kâinat başta olmak üzere yaratan ve yaratılan arasındaki bağlar, özü önemseyip şekli dışla-ması, hayat ağacı sembolü, manevi

arayışların derinliği, ahlâki kavram-ların aydınlığı bize bu inancın arkasında belirli bir gelişim sevi-yesine ulaşmış bir kültür olduğunu

gösteriyor. Temiz bir manevi anlayış; yara-

tıcılık ve hür fikri destekler. MÖ 8000-7000 yıllarındaki inanç siste-mimizden bahsediyoruz. Bilinen daha eski kültürlerin dinleriyle de paralellik gözleniyor.

Bu varlık birliği çerçevesinde, sadece sevgi ve fedakârlık ile

yaratıcı güce (enerjiye) ulaşılabilen, bilim-ahlâk-akıl temeline otur-tulmuş, korkutucu olmayan, yaratıcı ve uyarıcı olan bir inanç sistemidir. Dualar pazarlık üzerine kurulu değil iyiliğe yönelmek içindir. Asıl hedef bilgidir. Müzik, dans ve sanat vardır. Ölüm korkusu yoktur. Sevgi ne kadar harcanırsa o kadar çoğalır. Hayvan ve doğa sevgisi esastır. Yeryüzü korunması ve yaşatılması gereken bir varoluştur. Toplumda ve bireyde hedef maddi zenginlik değil halk için önemli bir iş yapmaktır. Gelişimde ve dengeyi korumada herkes eşit sorumluluk sahibidir ve bu ahlâki bir kuraldır. Yalan ve riya suçtur. Suçu önlemeyen de suçlu kadar ceza alır. Ceza verilirken suçu işleyenin niyetine de bakılır. Söz senet niteliğindedir.

Nart Türkleri şöyle demiş: “Zenginlik, gelen gelinin gönlü ve yüreğinde olsun, mal zenginliği ise meraklısına kalsın.” Derin bir manevi varlık için uzun bir tarih ve olgun bir milli yaş yanında serbest irade ve mantık gereklidir. Bu manevi varlık Türk milletinin genetiğine işlemiştir.

Bakalım Şems ne demiş:

Kadim Türk inançlarında dualar

pazarlık üzerine kurulu değil iyiliğe yönelmek içindir. Asıl hedef bilgidir. Müzik, dans ve sanat vardır. Ölüm korkusu yoktur.

102

BD TEMMUZ 2018

kapsayıcılığı ve genişliği, Ulu Önder gibi gerçek bir aydın ve ente-lektüelin bu kararı alışında şüphesiz önemli bir rol oynamıştır. Bu duygusal veya ırkçılığa dayalı değil, rasyonel bir karardır. Türklerin dil, tarih ve kökeninin araştırılmasında ısrar etmesi, ön ayak olması ve

günümüzde de araştırmalardan çıkan sonuçlar bu öngörüsünde yanılmadığının kanıtıdır. Kendisi bizzat cumhuriyet kurulduktan sonra iki sene boyunca dünya tarihini incelemiş ve “Büyük devletler kuran atalarımız yaygın uygarlıklara da sahip olmuşlardır. Bunu aramak ve incelemek, Türklüğe ve evrene bildirmek bizim için bir borçtur” temennisinde bulunmuştur. Mantıklı düşününce “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur”derken

hamaset yapmadığı anlaşılıyor.Bu kimlik bize neden yetersiz

geliyor veya neden sürekli bölüp parçalamaya, yerine kendimize uygun olmayan şeyler koymaya çalışıyoruz.

Atatürk’e ve Türklüğe dil uzat-madan önce iyi düşünmek lazım…

Bir de özde ne olduğumuzu unutmamak…

Ne mutlu Türk’üm diyene! •Kaynakça:• Sumerliler Türklerin Bir Koludur-Muazzez ilmiye Çığ• Mevlevilikte Şamanizm izleri-Günnur Yücekal Ermetin• Nart Boyu Türkleri-Sofi Tram-Semen• İskitler-İlhami Durmuş• Sarmatlar-İlhami Durmuş• Ön-Türk Uygarlığı-Haluk Tarcan• http://www.haplogruplar.com/j1-haplogrubu-semi-tik-degildir/

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet için

kimlik ve benlik olarak Türklüğü seçmesi ve benimsemesine fazla şaşırmamalı. Türk olgusunun

Benim dinim ne ümittir ne korku,

Tanrıma sevdiğimden taparım.Ne cennet ne cehennem bir

koku,Almaksızın vazifemi yaparım.Anlayacağınız dinimiz ve kültü-

rümüz de kök…

“Büyük devletler kuran atalarımız yaygın uygarlıklara da sahip olmuşlardır. Bunu aramak ve ince-lemek, Türklüğe ve evrene bildirmek bizim için bir borçtur”