11

BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VEisamveri.org/pdfdrg/G00240/2016/2016_ARSLANE.pdf · 2018-05-29 · kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VEisamveri.org/pdfdrg/G00240/2016/2016_ARSLANE.pdf · 2018-05-29 · kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları
Page 2: BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VEisamveri.org/pdfdrg/G00240/2016/2016_ARSLANE.pdf · 2018-05-29 · kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları

BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VE M‹RASI ULUSLARARASI SEMPOZYUMU

B‹LD‹R‹ K‹TABI26-27 Nisan KIRIKKALE/TÜRK‹YE

Editörler:Prof. Dr. Eyüp BAfi

Yrd. Doç. Dr. Ayten EROLYrd. Doç. Dr. Adem YILDIRIM

Yrd. Doç. Dr. Fatıma Zeynep BELEN

Bildirilerde yer alan yazıların hakları saklı olup, yazıların tamamı veyabir kısmı kaynak gösterilmeden iktibas edilemez.

Bildirilerde yer alan yazıların dil, bilim ve hukuksal açıdan her türlü sorumlulu¤u yazarlarına aittir.

Dizgi-Düzenleme:Ali ÇEL‹K

Baskı:ÖZEL OFSET Bas›n Yay›n Mat. Rek. ‹nfl. Tur. San. Ltd. fiti.Matbaac›lar Sanayi Sitesi 1514. Sok. No:6Yenimahalle–ANKARATel: 0.312.395 06 08Sertifika No: 29514

ISBN 978-975-8626-13-7

Birinci Basım Aralık 2016KIRIKKALE ÜN‹VERS‹TES‹ ‹SLAMÎ ‹L‹MLER FAKÜLTES‹Kırıkkale Üniversitesi Kampüsü 71450 Yahflihan/KIRIKKALE

Page 3: BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VEisamveri.org/pdfdrg/G00240/2016/2016_ARSLANE.pdf · 2018-05-29 · kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları

FETVA EDEB‹YATI AÇISINDAN OSMANLICA VEFETVÂHÂNE-Î ÂLÎ DEFTERLER‹NE YANSIYAN ARAP HARFLER‹N‹N

YER‹NE LAT‹N HARFLER‹N‹N KABULÜ TALEB‹NE VER‹LEN3 REBÎULEVVEL 1328 TAR‹HL‹ CEVAP

YRD. DOÇ. DR. EM‹NE ARSLAN

KIRKLAREL‹ ÜN‹VERS‹TES‹

Fetvâ kitapları ve Fetvâhâne-i Âlî Defterleri fıkıh ilminin Osmanlı dönemine dair bilgi sa-

hibi olabilmek için müracaat edilmesi gereken kaynaklar arasında önemli bir yere sahiptir. Os-

manlı Dönemine ait fetva mecmûaları daha önce farklı kifliler tarafından verilmifl fetvaların

toplandı¤ı eserler olabildi¤i gibi tek bir alim ya da fleyhülislamın verdi¤i fetvaların cem edil-

di¤i kitaplar da olabilmektedir. Fetvâhâne-i Âlî Defterleri ise Fetvâhâne'ye mahkeme

kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları ihtiva eden def-

terlerdir. Fetvâhâne'nin hem kendi iç iflleyifli hem de sosyal ve siyasi hayattaki de¤iflim ve

tartıflmaları bünyesinde saklayan bu defterler fıkhın pratik hayata yansıması olan fetvaların ilk

formlarını ve ayrıntılarını içermesi açısından oldukça mühimdir. Tebli¤imizde Osmanlıcanın

fıkıh-fetva-Türk hukuk tarihi açısından yerini fetva mecmûaları ve Fetvâhâne-i Âlî Defterleri

çerçevesinde ele almaya çalıflaca¤ız. Zira fıkhî faaliyetin Osmanlı döneminde daha çok risâle-

ler ve fetva mecmûaları üzerinden gerçekleflti¤i görülmektedir. Fetvâhane Defterleri ise

fıkhın-hukukun Osmanlı Devleti'ndeki uygulamasının seyir defteri görünümündedir.

Malum oldu¤u üzere dînî ilimlerin dili Arapça'dır. Fakat Osmanlı fleyhülislamlarının ka-

hir ekseriyetinin verdikleri fetvalar Arapça de¤il, Türkçe kaleme alınmıfltır. Feâvâ-yı Ali Efen-

di, Fetâvâ-yı Abdürrahîm, Fetâva-yı Feyziyye, Behcetü'l-fetâvâ ve Netîcetü'l-fetâvâ bu mecmû-

Page 4: BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VEisamveri.org/pdfdrg/G00240/2016/2016_ARSLANE.pdf · 2018-05-29 · kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları

alardan bazılarıdır. Bahsetti¤imiz eserler matbu olmakla beraber baflka pek çok fetva mecmu-

ası yazma halinde kütüphanelerde yer almaktadır. Bu eserlerde verilen cevaplar genellikle tek

kelimelik olur-olmaz fleklinde verildi¤i için sorunun da bu cevaba uygun nitelikte bütün farklı

ihtimalleri eleyen dakîk bir dil olmasına dikkat edilmifltir.

Fetva mecmualarında içerik Türkçe olmasına ra¤men bazı mukaddimelerin Arapça ol-

ması, yine fetvaların nukûlünün Arapça olması, az da olsa bazı mecmualarda Türkçe-Arapça

karıflık fetvalara yer verilmesi fetva mecmualarının çift dilli bir görünüm arz etmesine sebep

olmaktadır. Ancak fıkhın temel eserlerinin Arapça olması da zaten bunu gerektirmektedir.

Fıkhın prati¤i olan fetva ve kaza faaliyetinde ise yol gösterici olmaları açısından -fleyhülislamlık

ya da kenar müftülü¤ü olsun- ifta faaliyetinde bulunanların vermifl oldu¤u fetvaların genellik-

le muhataplarının dili olan Türkçe oldu¤u ve mecmualarda da bu flekilde kaydedildikleri

müflahede edilmektedir. Ancak az sayıda da olsa Arapça ve Farsça sorulmufl sorulara bu diller-

de cevap verildi¤ine de rastlanmaktadır.

Fıkıh ilminin furû-ı fıkh bölümünün fetva alt dalının iflleyifli bu mecmualarda görülebil-

mektedir. Bu sebeple medreselerde usûl ve furûya dair eserler okutulurken uygulamada müf-

ti ve kadılara yol gösteren eserler yukarıda da zikretti¤imiz üzere büyük ölçüde fetva mecmua-

ları olmaktaydı. Mesela, 15-16. y.y. alim ve idarecilerinden Müeyyedzâde Abdurrahman Efen-

di'nin fetva kitaplarından derledi¤i mecmua bir dönem oldukça yaygın olarak müfti ve kadılar

tarafından kullanılmaktaydı. Bu mecmuanın dili sadece nakillerden ibaret olması hasebiyle

Arapça'dır. Kütüphanelerde nüshası mevcut en eski fieyhülislam fetva mecmûası ise bir yıl

fleyhülislamlık yapan Molla Arab1 (Alâaddîn Arab (ö. 901/1496))'a ait olan mecmûadır.2 Bu

mecmûanın özelli¤i ise -bafllangıcında Arapça hamdele-salvele ve fazilet elkâbı bulunmakla

birlikte- mukaddimenin ve soruların Türkçe, cevabın ise Arapça olmasıdır.3 Eserin mukaddi-

me kısmında soruların soruldukça mecmuaya kaydedildi¤i belirtilmektedir. Bu sebeple eser

konulara göre tasnifli de¤ildir, sadece soru bafllarında hangi alt bafllı¤a ait oldu¤u bilgisi bu-

lunmaktadır. Alâaddin Çelebi'den yaklaflık yedi yıl sonra fleyhülislamlı¤a gelip 23 yıl bu ma-

kamda kalan Zembilli Ali Efendi'nin verdi¤i fetvalardan derlenen mecmuada ise artık hem so-

rular hem de cevapları Türkçedir.4

Fetva mecmualarını içerdikleri fetvaların niteli¤ine göre flu flekilde bölümleyerek de¤er-

lendirebiliriz:

1- ‹çeri¤indeki fetvaların nispet edildi¤i kifliye ait olmadı¤ı mecmualar:

Bu tür mecmûalarda daha önce fıkıh ve fetva kitaplarında yer alan görüfllerin/fetvaların

bir araya getirildi¤ini görmekteyiz. Bu flekilde direk kaynaklardan alıntı yapılarak hazırlanan

mecmûalara, menkûl fetva mecmûası denir. Bu eserlerde fetvalar fıkıh bâblarına göre tasnif

276 I Bütün Yönleriyle Osmanlıca ve Mirası Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı

1. Hayatı hakkında bilgi için bknz. ‹pflirli, Mehmet, D‹A, "Alâeddin Arabî Efendi", II, s.319.

2. Milli Ktp., Nevflehir Ürgüp Tahsin A¤a ‹lçe Halk Ktp., nr. 457, 138 vr.

3. Cevapların “olur” “olmaz” gibi kısa ifadelerle Türkçe olarak verildi¤i vaki olmaktaysa da bu oldukça nadirdir ve ancak bir iki kelimelikcevaplara mahsustur. Fetvalar “kezâ eftâ” veya “kezâ eftâ sellemehû” ibaresiyle sona ermektedir. Fetvaların birço¤undan sonra ayrıcael-Hidâye, el-Hulâsa, Kâdıhân, Câmi'u'l-Fusûleyn gibi muteber kaynaklardan Arapça nakiller verilmekte, zaman zaman bu gibi nakillerbirkaç varak boyunca devam etmektedir.

4. Zeytino¤lu ‹lçe Halk Ktp., nr. 43 Ze 148, vr. 6+269; Konya Koyuno¤lu Müzesi Ktp., nr. 0252.

Page 5: BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VEisamveri.org/pdfdrg/G00240/2016/2016_ARSLANE.pdf · 2018-05-29 · kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları

edilir ve kullanılan dil de tabi olarak fetvanın aslının yer aldı¤ı kitabın diliyle aynıdır. Müey-

yedzâde'nin (ö. 922/1516) fetva mecmûası menkûl fetva mecmualarının tipik bir örne¤idir.

Yine Kırk Emre Mehmed b. Mustafa el-Hamîdî el-Karamânî'nin (ö. 880/1475) Câmiu'l-fetâvâ'sı

da benzer bir mecmuadır.5

Osmanlı Döneminde yaflamıfl birden fazla fleyhülislam ya da alimin vermifl oldu¤u fetva-

ların orjinal haliyle kaydedildi¤i mecmualar da bulunmaktadır. Bu mecmûalarda fetvaların aslı

Türkçe olsa da nukûlü bulunanlarda bu kısım genellikle Arapça olmaktadır. Zira zaman zaman

özet fleklinde alıntılar yapılsa da birebir aktarım daha sıklıkla tercih edilmektedir. Osmanlı Dev-

leti'nin fıkıh birikiminde Maverâünnehir alimlerinin, meflâyıhının tesiri çok açıktır. O kadar ki

fetvâ kitaplarında referans gösterilen, alıntılar yapılan eserler arasında bu bölge alimleri

yüzyıllar boyunca ilk sıralarda yer almıfllardır. Fetâvâ-yı Bezzâziyye, Fetâvâ-yı Kâdıhân, Hulâsa-

tü'l-ecvibe, Kunye bunlardan sadece bir kaçıdır. Bu bölgenin ürünleri olmasalar da Fetâvâ-yı

Hindiyye, Fetâvâ-yı Tatarhâniyye gibi eserler de önemli baflvuru kitaplarındandır. Mamafih za-

man içerisinde -bir açıdan bu eserlerin üzerine bina edilen- Osmanlı dönemi fieyhülislam ve

alimlerinin fetva mecmuaları da hukuk prati¤i açısından mühim el kitapları haline gelmifllerdir.

Fetâvâ-yı Cevâhir6, Fetâvâ-yı hallî7, Fethu'l-bârî8, Hâtimetü'l-fetâvâ9, Mecmûatü'l-fetâvâ,10 Fetâ-

vâ-yı Rızâ11 ile Tuhfetü'l-fetâvâ12 Türkçe fetvaların ve Arapça nakillerinin kaydedildi¤i eserler-

dir. Sefînetü'l-fetâvâ13 gibi Arapça, Türkçe fetvaların karıflık olarak kaydedildi¤i eserler de bu-

lunmaktadır. Yine Netîcetü'l Fetâvâ'da14 da çok sayıda fleyhülislamın fetvası bulunmaktadır.

Fetva Edebiyatı Açısından Osmanlıca ve Fetvâhâne-i Âli Defterlerine Yansıyan Arap Harflerinin Yerine... / Yrd. Doç. Dr. Emine Arslan I 277

5. Defalarca istinsah edilen bu mecmûanın Türkiye kütüphanelerinde en az 65 nüshası mevcuttur.

6. Bu mecmûada Ebussuud Efendi, Yahya Efendi gibi alimlerin verdi¤i fetvalar yer almaktadır. Dolayısıyla dili Türkçedir. Eserde mecmûayıkimin tertip etti¤ine dair bir bilgi bulunmamaktadır. (Manisa ‹l Halk Ktp., Akhisar Zeynelzâde Koleksiyonu, nr. 45 Ak Ze 449, vr.V+244+V.)

7. Eserin derleyicisi ‹brahim b. ‹smail Kastamonî'dir. Mecmûanın bir nüshası için bknz. Milli Ktp., Ankara Adnan Ötüken ‹l Halk Ktp., nr.06 Hk 3338, 439 vr.

8. Derleyeni Fındık Mustafa b. fieyh Mehmed (ö. 1105/1694) olan mecmûada Ebussuûd Efendi, Sunullah Efendi, Yahya Efendi, AliEfendi, Mehmed Bahâî Efendi, Bolulu Mustafa Efendi gibi fleyhülislâmların Türkçe fetvaları ve bunların Arapça nakilleri yer almaktadır.

9. Hüseyin b. Ali (ö. 1181) eserin mukaddimesinde, fetvaları kendi için derledi¤ini, herkesin faydalanması için ise Türkçe olarakkaydetti¤ini belirtmektedir. Mecmûada yer alan fetvaların kime ait oldu¤u bilgisi yer almazken cevapların uzun tutuldu¤u, bazenkaynak eserlerin sadece ismi zikredilirken bazen de tam alıntı yapıldı¤ı görülmektedir. (Milli Ktp., Adana ‹l Halk Ktp., nr. 01 Hk 473,447 vr.)

10. Boyabâdî Sa¤ır Mehmed Efendi (ö. 1066/1656) tarafından derlenen mecmuada; Abdürrahim, Ahmed (‹bn-i Kemâl), Ahmed(Kadızâde), Ahmed (Muîd), Ali el-Cemâlî, Ebû Saîd, Ebussuûd, Esad, Hâmid, Hüseyin, Mehmed (Bostanzâde), Mehmed b. Sadeddin,Mesûd, Mehmed (Çivizade), Mehmed el-Fenârî, Mehmed (Malulzâde), Mustafa (Ebü'l-Meyâmin), fieyh Abdülkâdir, fieyh Mehmed(Koca Çivi), Sa'dî, Sunullah,gibi fleyhülislam ve alimlerin on bin fetvası bulunmaktadır. (Manisa ‹l Halk Ktp., nr. 45 Hk 8496/1, istinsahtarihi: 1103/1691, 373 vr.)

11. Seyyid Mehmed Rızâ Efendî (öl. 1169/1756) tarafından derlenip tertip edilmifl, nakilleri çıkarılmıfltır. Müellif eserin mukaddimesindefaydalandı¤ı kaynakları belirtmektedir. (Çorum Hasan Pafla ‹l Halk Ktp., nr. 19 Hk 1682, istinsah tarihi :1216/1800, 259 vr.)

12. Ömer b. Sâlih el-Kırîmî (ö. 1159/1746'da hayatta) tarafından derlenen eserin mukaddimesinde Arapça olarak Sultan Mahmud b.Mustafa'nın cülûsunun (19 Rebîulevvel 1143) baflından 1159 yılına kadar 16 sene müsevvidlik yaptı¤ını ve bu arada verilen fetvalarıderleyip tertib ederek Tuhfetü'l-fetâvâ ismini verdi¤ini belirtmekte, ardından, mecmuada fetvalarına yer verdi¤i ve fetva sonlarındakullandı¤ı fleyhülislamlara ait rumuzları sıralamaktadır. Bu mecmûada; Mirzazâde fieyh Mehmed, Paflmakçızâde Seyyid Abdullah,Damadzâde Ebü'l-Hayr Ahmed b. Mustafa, Feyzullahefendizâde Seyyid Mustafa ve Pîrîzâde Mehmed Efendi'ye ait fetvalar yeralmaktadır. Mecmûanın bafl tarafında nukûlde faydalanılan muteber fıkıh kitaplarının isimleri cetvel halinde kaydedilmektedir. (MilliKtp., Adnan Ötüken ‹l Halk Ktp., nr. 06 Hk 1094, istinsah tarihi :1216/1800, 87 vr.; Milli Ktp. Yazmalar Koleksiyonu, nr. 06 Mil YzA 946, istinsah tarihi :1159/1746, 82 vr.)

13. Erzurum Müftüsü Seyyid Abdurrahman b. Mustafa tarafından derlenmifltir. Uzun bir Türkçe mukaddime kısmı bulunan eserdefetvaların nukûlü bulunmaktadır. (Milli Ktp. Yazmalar Koleksiyonu, nr. 06 Mil Yz B 597, Müstensih: Mehmed b. Ebû Bekir b. ‹brâhîm,istinsah tarihi : 1254/1838, 379 vr.)

14. Gedizli Mehmed Efendi'nin hazırladı¤ı Arapça nukûl ile birlikte 1237/1827 ve 1265/1849 yıllarında ‹stanbul'da yayınlanmıfl olupmatbaanın kurulmasından sonra basılan ilk fıkıh kitabı olma özelli¤ini taflımaktadır. ‹ki baskıda da yer alan fera¤ kaydında Gedûsî bunüshayı 8 fievval 1226 senesinde tamamladı¤ını ifade etmektedir. 1237 baskısı 683, 1265 baskısı 639 sayfadır.

Page 6: BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VEisamveri.org/pdfdrg/G00240/2016/2016_ARSLANE.pdf · 2018-05-29 · kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları

2. ‹çeri¤indeki fetvaların müellifine ait oldu¤u mecmualar:

Üsküb müftüsü Üskübî Pîr Mehmed Efendi (ö. 1020/1611) tarafından verilen fetvaları

içeren Muînü'l-müftî fi'l-cevâb ale'l-müsteftî (Fetâvâ-yı Üskübî)15, Kadızâdeliler hareketinin

mensuplarından Üstüvânî Mehmed b. Ahmed b. Mehmed el-fiami (ö.1072-1661) tarafından ka-

leme alınan Fetâvâ-yı Üstüvânî16, Kara Pîrî lâkablı Pîr Muhammed b. Yusuf el-Karamanî el-

Ere¤lî el-Ankaravî (ö. 886/1481) tarafından verilen fetvaları ve nakillerini içeren Zübdetü'l-fe-

tâvâ17, el-Hac Mehmed ‹lmî ibni Abdülkadir el-Merzifoni tarafından kaleme alınan Fetâvâ-yı

‹lmî18 nisbet edildikleri alimlerin fetvalarını içeren mecmualardır.

3. Tek bir fleyhülislama ait fetvaları içeren mecmualar:

Fetâvâ-yı Vassâf19, Fetâvâ-yı Müntehab20,Fetâvâ-yı ‹bn Kemal21, Minkârizâde Yahya22,

Zekeriyyazâde Yahya23, Fetâvâ-yı Sunullah,24 Fetâvâ-yı Ali Efendi,25 Fetâvâ-yı Feyzullah,26 ve

Behcetü'l-fetâvâ27 tek bir fleyhülislama ait fetvaları içeren mecmualardır. Bu eserlerde fetvalar

Türkçe, var ise nakiller Arapçadır. Ancak az sayıda da olsa baflka bir fleyhülislamın vermifl ol-

du¤u Türkçe fetvanın da nakil olarak kaydedildi¤i olmaktadır. Bu mecmûalardan bazılarının

Arapça nakillerinin tek bir eser haline getirildi¤i de görülmektedir. Fetâvâ-yı Ankaravî28 ise so-

ru cevap tarzında olmayıp Arapça olarak konu açıklaması mahiyetindedir.

4. Aslı Türkçe olmakla birlikte Arapçaya sonradan çevrilen fetvaları içeren mecmûalar:

Yeniflehirli Abdullah Efendi'nin fetvaları Türkçe'dir, ancak Fetva Emini Mehmed Fıkhî

Efendi Keflfü'l-gavâmız an reddi'r-revâfız29 adlı eserinde hocasının Rafızîler hakkında verdi¤i

278 I Bütün Yönleriyle Osmanlıca ve Mirası Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı

15. Çorum Hasan Pafla ‹l Halk Ktp., nr. 19 Hk 1694, 233 vr.

16.‹man konularıyla bafllayan eserde meseleler açıklamalı bir flekilde Türkçe ele alınmıfltır. (Milli Ktp. Adnan Ötüken ‹l Halk Ktp., nr: 06 Hk3696, istinsah tarihi: 1140/1727, 89 vr.)

17. Bu nüshayı hizmetinde çalıflan müsevvidi hazırlamıfltır. (Milli Ktp. Tokat Zile ‹lçe Halk Ktp., nr. 60 Zile 53, 688 vr.)

18. Eserde önce Türkçe soru-cevap sonra da nakil verilmektedir. (Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu, nr. 06 Mil Yz A 8792,müstensihin ismi: ‹brahim ez-Zührî Merzifônî, istinsah tarihi :1320/1902, 240 vr.)

19. Vassâf Abdullah Efendi (ö. 1174/1761)'nin fetvalarının yer aldı¤ı eserde soru-cevap Türkçe, sayfa kenarlarındaki nakiller Arapçadır.(Edirne Selimiye Yazma Eser Ktp., nr. 22 Sel 1033.)

20. Hocazâde Esad Efendi (ö. 1034/1625)'nin fetvalarının yer aldı¤ı eserde soru-cevap Türkçe, sayfa kenarlarındaki nakiller Arapçadır.(Edirne Selimiye Yazma Eser Ktp., nr. 22 Sel 1045.)

21. Bu nüsha tahrip olmufl, eksik bir nüshadır ve nakil de bulunmamaktadır . (Milli Ktp. Yazmalar Koleksiyonu, nr. 06 Mil Yz A 5607/1,99 vr.)

22. Milli Ktp. Nevflehir Ürgüp Tahsin A¤a ‹lçe Halk Ktp., nr. 50 Ür 88'de kayıtlı Fetâvâ-yı Atâiyye, Minkârizâde fetvalarının nukûl çıkarılmıflhalini ihtiva etmektedir. Eser 363 varaktır.

23. Milli Ktp. Adana ‹l Halk Ktp., nr. 01 Hk 1054, 352 vr.

24. Kastamonu ‹l Halk Ktp., nr. 37 Hk 1934, 80 vr.

25. fieyhülislam Çatalcalı Ali Efendi'nin (ö. 1103/1192) on iki yılı aflan fleyhülislamlı¤ı döneminde vermifl oldu¤u fetvâları içeren eserin 11baskısı yapılmıfltır. Bunlar; I, ‹stanbul 1245; I-II, ‹stanbul 1258, 1266, 1272, 1278, 1283, 1286, 1289, 1311, 1322, 1324-1325 [Fetâvâ-yı Feyziyye ile birlikte] fleklindedir.

26. fieyhülislam Feyzullah Efendi'nin (ö. 1115/1703) fetvalarını içeren, Fetâvâ-yı Feyziyye adıyla da anılan eser nukûllü olarak Fetâvâ-yıFeyziyye ma'a'n-nukûl adıyla tek cilt halinde 1266/1850 senesinde Matbaa-i Âmire'de 572 sayfa olarak ve Fetâvâ-yı Ali Efendi'ninkenarında olmak üzere h.1324-1325 senesinde ikinci defa basılmıfltır.

27. Yeniflehirli Abdullah Efendi'nin (ö. 1156/1743) verdi¤i fetvaların bir araya getirildi¤i bu eser h. 1266 ve h.1289 tarihlerinde iki defabasılmıfltır.

28. fieyhülislâm Ankaravî Mehmed Emin Efendi'nin (ö. 1098/1687) fetvalarını bir araya getiren eserdir. Kitap Bulak'ta ve ‹stanbul'da aynıtarihte (1281 ) iki cilt halinde yayımlanmıfltır.

29. Atıf Efendi Ktp., Atıf Efendi; nr.1179.

Page 7: BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VEisamveri.org/pdfdrg/G00240/2016/2016_ARSLANE.pdf · 2018-05-29 · kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları

fetvaları Arapça'ya çevirmifl, yine kendisinin verdi¤i fetvaları da el-Ecvibetü'l-kâni'a30 adlı ese-

rinde Arapça'ya çevirmifltir.

5.Tek bir konuya hasredilen mecmûalar:

Bu türe örnek olarak Beyânât-ı Fetâvâ-yı Ömeriyye fi't-tarâikı'l-aliyye31 adlı eseri örnek

olarak verebiliriz. Da¤ıstânî Hafız Ömer Ziyâeddin Nakflibendî (ö. 1339/1920) tarafından Arap-

ça kaleme alınan eserin özelli¤i sadece tasavvufa dair fetvaları içermesidir.Bu mecmûada da

soru ve cevap kısmı Türkçe, nakil kısmı ise Arapçadır. Fakat konunun tasavvuf olması hase-

biyle kaynaklar da bu alana dair kitaplardan seçilmifltir.

Tebli¤imizin fetva mecmûaları kısmına dair netice mahiyetinde diyebiliriz ki, fıkhın/hu-

kukun Osmanlı Dönemindeki uygulamasının temel kaynaklarından olan bu mecmûaların ka-

hir ekseriyeti Türkçe kaleme alınmıfltır ve bu alanda yapılacak çalıflmaların artmasına olan ih-

tiyaç da ortadadır.

Fetvâhâne-i Âlî Defterleri32

Tebli¤imizde Osmanlı fıkıh birikiminin müflahade edildi¤i bir di¤er saha olan ve tabii

olarak Türkçe tutulan Fetvâhâne-i Âlî defterlerine de bir miktar iflaret etmek istemekteyiz. Zi-

ra bu defterler fıkhın olaylara tatbikini çeflitli evreler halinde gösteren son derece kıymetli

sınırlı sayıdaki kaynaklardandır. Burada öncelikle Meflîhat Arflivi'nde kayıtlı olan Osmanlı son

dönemine ait Fetvâhâne-i Âlî defterlerinin bazı özelliklerine yer vermeye çalıflaca¤ız.33 Fetvâ-

hâne'nin hem kendi iç iflleyifline dair bilgileri hem de sosyal ve siyasi hayattaki de¤iflim ve

tartıflmaları bünyesinde saklayan bu defterlerde ne tür bilgilerin yer aldı¤ını en genifl flekilde

379 numaralı defterdeki çizelge üzerinde gösterebiliriz. Bu çizelge di¤er pek çok defterde de

aynen ya da benzeri flekilde kullanılmaktadır. Mezkûr çizelgede; defter numarası, varak numa-

rası, tarih-i havâle, târih-i evrâk, târih-i iâde, hulâsa-i evrâk, aded-i melfûfât, muâmelât-ı câriye

ve hulâsa-i derkenâr ile mülâhazât bölümleri yer almaktadır. Evrak numarası kısmında belge-

nin nereden geldi¤i (Hâriciye Nezâreti, Maliye Nezâreti, Adliye Nezâreti, Evkaf Nezâreti,

Sıhhat Nezâreti, fiûra-yı Devlet, ‹stanbul Kadılı¤ı vb. ), geldi¤i yerdeki numarası ve bu defter-

de daha önce kaydı var ise o numaralar da yer almaktadır. Hulâsa-i evrâk kısmında konunun

mahiyeti, aded-i melfûfat kısmında ise asıl belgeye ek olarak gelen di¤er belgelerin niteli¤i (is-

tîdâ, tahrîrât sureti, ilmühâl, harita, pusula, mazbata sureti, telgraf vb.) ile sayıları bildirilmek-

tedir. Hulâsa-i evrâk kısmında konunun mahiyeti, muâmelât-ı câriye ve hulâsa-i derkenâr

kısmında ise evraktaki talep hakkında ne karar verildi¤i belirtilerek tarih atılmaktadır.34 Bazı

defterlerde ise bilgilerin daha sınırlı tutuldu¤u görülmektedir.

Soruların geldikleri yerler açısından defterlere baktı¤ımızda, defterlerin mahkeme

kadılarından gelen, resmi dairelerden gelen, müftülerden gelen ve hem flahıs hem de daireler-

Fetva Edebiyatı Açısından Osmanlıca ve Fetvâhâne-i Âli Defterlerine Yansıyan Arap Harflerinin Yerine... / Yrd. Doç. Dr. Emine Arslan I 279

30. Tam adı el-Ecvibetül'l-kâni'a an esileti'l-vâkıa olan eser ‹stanbul Müftülü¤ü Ktp., nr.176'da bulunmaktadır ve 69 varaktır.

31. Manisa ‹l Halk Ktp. Akhisar Zeynelzade Koleksiyonu, nr: 45 Ak Ze 1357, Müstensihin ismi: Ahmed Nureddin b. Mehmed EminVeysicânî, istinsah tarihi: 1340/1920, 50 vr.

32. Daha genifl bilgi için bknz: Arslan Emine, Din ve Hayat Dergisi, "‹stanbul Müftülü¤ü Arflivi'ndeki Fetvâhâne-i Âlî Defterleri" ‹stanbulMüftülü¤ü Tarihi Sayısı, 2015, s. 126-131.

33. Bu çalıflma ‹stanbul Müftülü¤ü Meflihat Arflivi'nde kayıtlı 374-382 ve 386-400 aralı¤ındaki defterlerden elde edilen bilgilere görehazırlanmıfltır.

Page 8: BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VEisamveri.org/pdfdrg/G00240/2016/2016_ARSLANE.pdf · 2018-05-29 · kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları

den gelen soruları ihtiva edecek flekilde farklı farklı tutuldu¤unu söyleyebiliriz. Bu defterler-

de Fetvâhâne'nin, halktan kiflilerin yanında -II. Abdülhamit'in o¤lu35 ve Sultan Abdülaziz'in

kızı36 ile o¤lunun37 babalarının flahsi malları ve bu mallarla kurdu¤u vakıflar hakkında bir ne-

vi flikayetçi olarak fetva istemeleri durumunda oldu¤u gibi- hanedan üyeleri tarafından da

baflvurulan bir makam oldu¤u görülmektedir. Defterlerde ekseriyetle müslümanlardan gelen

sorular yer aldı¤ı halde gayrı müslim flahısları ilgilendiren sorulara da zaman zaman rastlan-

maktadır. Sorunun nereden geldi¤i ve ifllem tarihleri defterlerin önemli bir kısmında yer al-

maktadır. Fetvayı soran flahıs ise, ismi muhakkak orjinal haliyle kaydedilirken fetvanın içe-

ri¤inde isimler klasik usule uygun olarak Zeyd, Amr, Hind vb. olarak kullanılmaktadır.

Defterlerde yer alan soru ve cevapların mahiyeti ise dönemlerinin pek çok özelli¤ine

ıflık tutacak mahiyettedir.38 Fetvâhâne defterlerinde önemli yer tutan bir di¤er alan da muhâ-

keme usûlüdür. Bu konudaki görüfl talepleri ekseriyetle mahkemelerden geldi¤i halde

flahısların da zaman zaman bu meseleleri sordu¤u müflahede olunmaktadır. Hangi davaların

kadı tarafından dinlenebilece¤ine dair soruların yanında, hangi flahitlerin sözünün evla ol-

du¤una, örfün, adetin ne zaman delil olarak geçerli olaca¤ına dair sorular da defterlere kayde-

dilen fetva taleplerindendir.

Defterler son döneme ait olmaları hasebiyle Balkan savaflları ve I. Dünya Savaflı'nda farklı

cephelerde savaflmak zorunda kalan Osmanlı Devleti'ndeki harp kaynaklı sorunları da ihtiva

etmektedir. Bu tür fetvalarda maddi olarak zor durumda olan devletin çözmekte aciz kaldı¤ı

durumlarla ilgili çareler arandı¤ı görülmektedir. Mesela Müdâfaa-i Milliye Cemiyeti Riyâse-

ti'nden 14 fiubat 1328 tarihinde gönderilen bir dilekçede vakıfların fazla gelirlerinin iâne-i har-

biyye olarak verilmesinin caiz olup olmadı¤ı sorulmufl, Fetvâhâne ise verdi¤i cevapta vakfın

aslının acilen tamire ihtiyacının olmadı¤ı durumlarda fazla gelirinin müslüman esirlerin kur-

tarılmasında harcanmasının caiz oldu¤u belirtilmifltir.39 Yine savafl sebebiyle kurbanların ke-

silmeyip bedellerinin ya da kendilerinin savaflanlara gönderilmesinin cevazının soruldu¤u 22

Zilkâde 1330 tarihli bir fetvada, vacip olan kurbanın bilfiil kesilmesi gerekti¤i, vacip olmayan-

ların ise bedel olarak da ayni olarak da savafl alanlarına gönderilebilece¤i ifade edilmektedir.40

Osmanlı Devleti'nin kendi hakimiyet alanında oldu¤u gibi savafllar neticesinde vatan

toprakları dıflında kalan yerlerdeki müslümanların da bazı konuları Fetvâhâne'ye sormaya de-

vam ettikleri defterlerden anlaflılmaktadır41Yine ferâiz, intikal ve miras da her devir ve durum-

280 I Bütün Yönleriyle Osmanlıca ve Mirası Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı

34. Mezkûr defterde bu kısım genellikle ayrı bir ka¤ıda yazılarak deftere ilifltirilmifl, mülâhazât kısmı ise neredeyse tamamen boflbırakılmıfltır.

35. 398 Numaralı Defter, s.70.

36. 398 Numaralı Defter, s.129.

37. 398 Numaralı Defter, s.81.

38. Mesela 378 numaralı defterde "1325 sene-i maliyyesinde yeniden teflkîl ve tenmîk olan Fetvâhâne memuriyyetinin vezâif ve sıfat-ımemuriyetleri hakkında talimattır." bafllı¤ının altında 23 madde ve bir hâtime ile bütün Fetvâhâne görevlilerinin ifl tanımlarıyapılmaktadır. Dönem dönem vefat, terfi ya da nakil gibi sebeplerle yapılan görev de¤iflikliklerinde ise iç hiyerarflinin gözetilerektayinlerin yapıldı¤ını görmekteyiz. En alt kademede boflalan 400 kurufl maafllı müsevvid mülazımlı¤ı için ise dıflarıdan memur alımı içinilana gidilmekte, hatta bu ilan son dönemlerde gazete yoluyla yapılmaktadır. s.58.

39. 378 Numaralı Defter, s.57.

40. 378 Numaralı Defter, s. 52.

41. 1339 senesinde sorulan bir soruda flu an Yunan hükümetinin idaresinde olan Selanik vilayetinde miras olarak intikal eden miri arazininnasıl paylaflılaca¤ı sorulmakta, Fetvâhâne de miras paylarının nasıl olaca¤ını açıklamaktadır. (398 Numaralı Defter, s.162.)

Page 9: BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VEisamveri.org/pdfdrg/G00240/2016/2016_ARSLANE.pdf · 2018-05-29 · kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları

da sorulan konulardan olmakla birlikte bu konuların bazı defterlerde yo¤unluklu olarak kay-

dedildikleri görülmektedir. Özellikle 393 ve 400 numaralı defterleri bu defterlere örnek vere-

biliriz. Bilhassa 400 numaralı defterde miras paylaflımları önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca

miri arazinin intikaline dair yapılan kanun de¤iflikliklerinin de fetvalara konu oldu¤u görül-

mektedir.42

Meflîhatin vermifl oldu¤u bu fetvalar her ne kadar önemli ise de bir zamanlar verilmifl

olan her fetvayı tartıflmasız hala yürürlükte olan fetvalar olarak de¤erlendirmek do¤ru olmaz.

Mesela, "Seyyib olan Hind parasını bankaya teslim edip de faizini ekl haram olur mu? Olmaz,

‹lzâm-ı ribh ile helal olur deyû cevap verilmifltir. (25 Eylül 1334/m.1918.)"43 ve yine "Bofl diflle-

rini doldurma ve kaplamada cevâz-ı fler'î var mıdır? Yoktur cevabı verilmifltir. (25 Eylül

1334/m.1918.)"44 fetvaları aynen uygulanamayacak hükümlerdendir. Yine hutbelerin Türkçe

okunması, yahut Arapça okunmasından sonra Türkçe tercümesinin verilmesinin cevazının so-

ruldu¤u fetvaya, hutbenin Arapça okunmasının örfü âmm oldu¤u, de¤ifltirilmesi için bir mas-

lahatın da bulunmadı¤ı, zaten Osmanlı topraklarında da halkın hutbeyi anlaması için namaz-

dan sonra vaizlerin gerekli açıklamaları yaptıklarının uzun uzun ifade edildi¤i fetva artık uygu-

lanmamakta ve hutbelerin önemli bir kısmı Türkçe okunmaktadır.

Son olarak 378 numaralı defterde dikkatimi çeken ve bu sempozyumun konusuyla da

do¤rudan ilgili olan bir fetvayı zikrederek tebli¤imi tamamlamak istiyorum. Malumunuz Cum-

huriyet'ten çok önce Osmanlı Devleti'nde Latin harflerinin kabulüne dair tartıflmalar bafllamıfl

idi. Bu minvalde Meflîhate gelen iki talep de¤erlendirilerek sorular ve cevabı flu deftere kay-

dedilmifltir. Buna göre Sinop mebusu Hasan Fehmi Efendi tarafından Osmanlı ülkesinde Latin

harfleri ile e¤itim-ö¤retimin mümkün olup olmadı¤ı sorusu ile Arnavutluk'un Tiran kazası ule-

ması ve müslüman halkı tarafından gönderilen iki telgraf birlefltirilerek cevap verilmifltir. Bu

cevapta özetle; Kur'ân-ı Kerîm'in Arapçadan baflka bir alfabe ile yazılmasının caiz olmadı¤ı,

hatta kesik kesik Arapça harflerle de yazılsa bunun Kur'an sayılmayaca¤ının muteber fıkıh ki-

taplarında mevcut oldu¤u, her müslümanın kafi derecede Kur'an tilavetini bilmesi gerekti¤i

ve müslüman çocuklarına da Kur'an ö¤retilmesine karflı çıkacak kimsenin olamayaca¤ı belir-

tildikten sonra Arap harflerini ö¤renmenin ne kadar kolay oldu¤una vurgu yapılmaktadır.

Arap harfleriyle e¤itimin zor oldu¤u iddiası bu iflten anlamayanların bilgiye dayanmayan bir

zannıdır. Maarifin yayılmasının önündeki engelleri ise dînî ve resmi harflerimizin zor ö¤renil-

mesinde de¤il kasaba ve flehirlerimizdeki mekteplerin eksikliklerinde aramak gerekir. Arna-

vutçanın Latin harfleriyle yazılması mevzusunda ise Arnavut ulemasının Arap harflerinin üze-

rine özel iflaretler koymalarıyla sıkıntıların giderilebilece¤i ifade edilerek, bizimle hiçbir ala-

kası olmayan Latin harfleri kabul edildi¤i takdirde ortaya çıkabilecek mahzurlar sıralanmak-

tadır. Buna göre, Latin harfleriyle e¤itime geçilirse çocuklar hem Latin harflerini hem de di-

nen ö¤renmeye mecbur oldukları Arap harflerini ö¤renmek zorunda kalacaklar, bu da kolaylık

de¤il zorlu¤a sebep olacak ya da dinen gerekli olan Arap harflerinin unutulmasına yol aça-

Fetva Edebiyatı Açısından Osmanlıca ve Fetvâhâne-i Âli Defterlerine Yansıyan Arap Harflerinin Yerine... / Yrd. Doç. Dr. Emine Arslan I 281

42. Mesela 1284-1331 tarihli arazi-i mîriyeye dair fermanlar 393 numaralı defterdeki intikallerle ilgili fetvalarda sıkça gündemegelmektedir. Söz konusu defterler bu alanlarda çalıflacaklar için önemli kaynaklardandır.

43. 400 Numaralı Defter, No: 949.

44. 400 Numaralı Defter, No: 950.

Page 10: BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VEisamveri.org/pdfdrg/G00240/2016/2016_ARSLANE.pdf · 2018-05-29 · kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları

caktır. Birinci durumda daha e¤itimin bafllangıcında gereksiz bir zaman kaybı oluflacak, ikinci

durumda ise müslüman çocukları hem Kur'an kıraatini ö¤renmekten hem de Arap harfleriyle

yazılmıfl pek çok eser ve ‹slâmî ilimleri tahsilden mahrum kalacaklardır. Her iki durumda da

dînî mefsedet ve pek çok zarar bulunmaktadır. Bir fleyde mazarrat ve mefsedet var ise menfa-

at ve maslahat elde etme düflüncesi olsa da o iflin terk edilmesi yapılmasına tercih edilir. Bu

sebeple Latin harflerinin kabulü ve ‹slam mekteplerinde okutulması kesinlikle caiz olmaz.

EK: "Memâlik-i Osmaniyye'de Latin hurûfunun kabul ve tedrisi muvâfık olup olmayaca¤ı

hakkında bazı mütalaatı hâvî Sinop Mebusu Hasan Fehmi Efendi'nin 27 d. 327 tarihli muhav-

vel takriri ve hurûf-ı mezkûrenin adem-i kabulü istirhamına dair tiran kazası ulema ve ahâl-i

‹slâmiyyesi canibinden keflîde olunup havâle buyurulan 2 fiubat 325 (19 fiubat 1910) tarihli

telgrafnâme birlefltirilerek mütalaa olundu. Malûm-ı dekâyık-ı melzûm hazret-i fetvâpenâhîleri

buyuruldu¤u üzere mâ bihîn-necât-ı müminîn ve nasb-ı ayn-ı müslimîn olan Kurân-ı latîfül be-

yân ve Furkân-ı celîlü'l-unvânın hurûf-ı mürekkebe-i arabiyyenin ¤ayrı hurûf ile takriri cevâz-ı

flerîye iktiran etmeyüb hatta hurûf-ı mukattıa-i arabiyye ile dahi yazılsa sıfat-ı celîle-i Kurâniy-

ye iktisâb etmeyece¤i muteberât-ı fıkhiyyede mansustur.45

Ve her mümin için mertebe-i malûme mikdarı talîm-i Kur'ân-ı Kerîm etmek farz-ı ayn ol-

du¤u gibi etfal-i müslimînin kırâat-i Kur'ân'ı teallümü dinen lazım mıdır sualine (evet) diye ce-

vâb-ı tasdîkten baflka söz söyleyecek müslimîn-i mu'tekıdîn meyanına ferdan ferîd tasavvur

olunamayaca¤ı bedîhattandır. Hurûf-ı arabiyyenin tahsili be-¤âyet sehil oldu¤u erbabınca ma-

lum olmakla beraber evlâd-ı vatanın eflkâl-i hurûf-ı arabiyyeyi müddet-i kalîlede ö¤rendikleri

dahi çeflm-i flükrân ile ..... meflhûd oldu¤undan tahsîl-i mezkûra usret isnadı emr-i tahsîlin nasıl

olabilece¤ini henüz ö¤renmeyip kendisini zümre-i tahrîrînden farz ve ad eden bazısının zan-

niyât-ı ¤ayr-ı vâkıfânesinden münbe'ıs hatîât-i azîmedendir. Neflr-i meârifin maniini âmiyâne

olarak hurûfu diniyye ve resmiyyemizin usret-i tahsilinde aramaktan ise köylerimizin mektep-

sizli¤ine ve kasaba ve flehirlerimiz mekteplerinin intizamsızlı¤ı ve muallimlerinin iktidar ve ih-

timamsızlı¤ında aramak daha do¤rudur.

Hurûfu Arabiyye'nin Arnavut lisanına kifayetsizli¤ine gelince Arnavud ulemâ-yı muhte-

remesinden ve erbâb-ı tecrübeden bazı zevât-ı kazâi'l- müsemmât? tarafından kaleme alınıp

müflahede olunan (elifbâda) hurûf-ı Arabiyye üzerlerine vaz' olunan iflârât-ı mahsûsa ile esvât-

ı müteaddide-i matlûbe tahsîl ve bu suretle lehçe-i lisân tekmîl edilmifl olmakla usûlü mezkû-

ra tevfîkan Arnavut mekteplerinde tahsîle ihtimam olundu¤u halde maksûd hasıl olaca¤ından

dinen ve maslahaten kabulüne asla bir iztırâr-ı meflrû bulunmayan ve hiç bir suretle bizimle

münasebeti olmayan Latin hurûfunu kabul evlâd-ı etfâl-i muvahhidîni dinen tahsile mecbur ol-

du¤u hurûfu Arabiyye'den baflka bir de Latin hurûfunu tahsil mecburiyyetine sevk edece¤in-

den tahsilde teshîl zannedilen fley tas'ibattan ibaret kalacak ve yahut dinen tahsili taht-ı mec-

buriyyette olan hurûfu Arabiyye'nin kûfle-i nisyânda bırakılmasını bâdî olacaktır.

fiıkk-ı evvel henüz ibtidâ-yı tahsilde bilâ fâide izâa-i evkâtı mûcib ve flıkk-ı sânî ise etfâl

ve evlâd-ı ‹slâmiyye'nin hem Kur'ân-ı mübîn kıraatini teallümden ve hem de hurûfu Arabiyye

ile tahrîr ve imlâ edilmifl bir çok âsâr ve ulûmu mevrûse-i ‹slâmiyye'yi tahsilden mehcûriyyeti

282 I Bütün Yönleriyle Osmanlıca ve Mirası Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı

45. s. 10

Page 11: BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VEisamveri.org/pdfdrg/G00240/2016/2016_ARSLANE.pdf · 2018-05-29 · kadılarından, resmi dairelerden, müftülerden ya da flahıslardan gelen soruları

müstelzim olup her halde mefâsid-i dîniyyeden ve mehazîr-i flettâdan ¤ayr-ı hâlî olmakla bir

fleyin fiiline mazarrat ve mefsedet havfı bulundukça onda menfaat ve maslahat melhûz olsa bi-

le terki fiiline tercih olunaca¤ı kavâid-i esâsiyye-i fleriyyeden bulundu¤undan bu surette zikro-

lunan latin hurufunun kabulü ve mekâtib-i ‹slâmiyye'de tedrîsi asla mukârin-i cevâz-ı fler'-i âlî

olmaz. Ol bâbda. 3 Rabîulevvel 1328."46

Fetva Edebiyatı Açısından Osmanlıca ve Fetvâhâne-i Âli Defterlerine Yansıyan Arap Harflerinin Yerine... / Yrd. Doç. Dr. Emine Arslan I 283

46. 378 numaralı defter, s.10-11.