269

Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,
Page 2: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,
Page 3: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ANTONÇEHOV

BütünÖYKÜLER(1880-1884)

TürkçesiMehmetÖzgül

Page 4: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

DÜNYAKLASİKLERİ

BÜTÜNÖYKÜLER(1880-1884)AntovÇehov

Türkçesi:MehmetÖzgül2.Basım:Ocak2000ISBN975-406-605-1CEMYAYINEVİ

Küçükparmakkapı,İpekSokağıNo:1180060Beyoğlu-İstanbul

Tel:(0212)2934170•Faks:2441533

Page 5: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

SUNUŞ

Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlıkdöneminde 300 kadar öykü, üç perdelik, tek perdelik piyesler yazarak dünyayazınındasaygınbiryertutmuştur.TürkokurlarıÇehov'uyeterincetanırlar.Öyküdalında,özelliklekısaöyküde

neredeyse dünyanın bir numaralı ustası sayılan, piyesleriyle tiyatro sanatınabüyük yenilikler getiren yazar, öykülerinin defalarca çevrilip yayınlanmış,oyunlarının devlet ve İstanbul şehir tiyatrolarında, özel tiyatro sahnelerindebirçokkezsergilenmişolmasıylaülkemizokurlarının, izleyicilerininsürekli ilgiodağıolmuştur.Çehov'a ülkemizde ilk ilgiyi Hilmi, ikbal, Akbaba gibi özel yayınevlerinin

Haydar Rifat, Adnan Tahir Tan, Vahdet Gültekin gibi çevirmenlere Batıdillerindenyaptırıpbastıktanöyküçevirilerindegörüyoruz.Ardından1940-1950yıllarındadevletinbaşlattığıaydınlanmadönemindeTercümeBürosuveTercümeDergisi çevresinde toplanan birçok çevirmen arasında Nihal Yalaza Taluy,Hasan Ali Ediz, Oğuz Peltek, Servet Lunel, Gaffar Güney, Erol Güney, RanaÇakıröz, Zeki Baştimar, Kemal Kaya, Şahap İlter'in doğrudan doğruyaRusça'dan yaptıktan çevirilerle Çehov 'un yapıtları Milli Eğitim Bakanlığıyayınları aracılığıyla Türk okurlarına ulaşır. Zamanla çoğalıp gelişen Varlık,Cem,Remzi,Bilgi,Can,Sosyal,Yeditepe,Adamvb.özelyayınevleriMilliEğitimBakanlığı Yayınevi'nin bastığı kitapların yeni basımlarını yaparlar, bu aradayeni kuşak çevirmenlerden Ergin Altay, Ataol Behramoğlu, Mazlum Beyhanvb.nin Çehov çevirilerini yayımlarlar. Bu arada şunu belirtmeyi borç bilirim:NihalYalazaTaluy,RusasıllıbirkişiolmaklabirlikteTolstoy,Dostoyevskigibiyazarlar yanında Çehov'dan yaptığı çevirilerde şaşırtıcı, parıltılı bir dilkullanmıştır. Bu inanılmaz başarıyı tanınmış yazıncılarımızın bu çevirmenebüyük destek vermesine, onun çevirilerini yeni baştan Türkçeleştirmesinebağlıyorum.Anton Çehov'u her zaman büyük bir zevkle okudum. «Bozkır» adlı uzun

öyküsünüÇehov üzerine bir incelemeyle birlikte 1959'da fakülte bitirme tezim

Page 6: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

olarakhazırlamıştım.1970'liyıllardaçevirmenlikçalışmalarımyenidenÇehov'ayöneldi.Otarihlerdeyaptığımçevirilerbirkaçkezbasılarakokurkarşısınaçıktı.Sizokurlarasunulan,elinizdekibuçalışmaylasonbirkez,amabuseferbütünöykülerinin çevirisini bitirerek Çehov'a hayranlığımı belirtmiş olacağım. Buçevirileri,«Pravda»yayınevininMoskova1970basımlı8ciltlik«AntonPavloviçÇehov'un Bütün Yapıtları» adlı yayınını esas alarak yaptım. Böylece AntonÇehov'un öykülerinin tümü 8 cilt olarak Türkçe'ye kazandırılmış olacaktır. BuçalışmamızınüçteikisiilkkezTürkçe'deokurkarşısınaçıkmaktadır.Yukarıda belirttiğim gibi Çehov ülkemizde her zaman sevilerek okunmuş,

yapıtları tekrar tekrar basılmıştır. Ancak tüm yapıtlarının topluca yenidençevrilmesi, bir bütün olarak yayımlanması ülkemiz için bir övünç kaynağıolacaktır.Cumhuriyetimizinyetmişyıllıkkültürbirikimineböylesineönemlibiryazarın bütün öyküleriyle katkıda bulunması kaçınılmazdı. Öyle sanıyorum kiBatı yazınları arasında klasik Rus yazınına Türk okurlarınca büyük değerverilmektedir. Önde gelen Rus yazarlarının neredeyse bütün yapıtlarınınTürkçe'yeçevrilmesibunugösteriyor.Türkçe'miz sürekli gelişmekte, çeşitli engellemelere karşın «ulusal dil»

kimliğini kazanma süreci devam etmektedir.Her 20-30 yılda bir geriye dönüpbaktığımızda daha önce yazılanların dilinin eskidiğini görürüz. Tutucu bakışaçısı taşıyan kişiler Türkçe'mizin bu gelişmesinden ürkmekte, kuşaklarınbirbirini anlamakta güçlük çektiğini ileri sürmektedirler. Batı dillerininbaskısından kurtulamamakla birlikte dilimizin gitgide anlaştığını, kendikökenindengelensözcüklerlezenginleştiğinikimseyadsıyamaz.İştebunedenleÇehov 'un yeni bir çevirisi dildeki zenginleşmeyi yansıtmalıdır. Bizim buçalışmamız Türkçe'deki gelişmeyi ne derece yansıtmıştır, buna okurlar kararverecektir. Arı Türkçe kullanırken aşırılıklardan, tam yerleşmemiş sözcüklerinkullanılmasındankaçınılmıştır.İlk öykülerinde sıradan insanları yergici bir dille, gülünç yönleriyleanlatan

buizlenimci,eleştirelgerçekçiyazarınsonrakiöykülerigüldürücülüğüyanındahüzünlü bir havaya bürünür. Bu büyük yazardaki değişimi düşünürken, onun,Rus halkının içinde bulunduğu ağır yaşam koşullarını yakından tanıdıkçaumutsuzluğa düştüğü kanısına varırım. Hiçbir ideolojiye bağlı olmayan, buyüzden çağdaşlarınca eleştirilen Çehov bize 19. yüzyılın ikinci yarısının Rustoplumundan çarpıcı insan tabloları çizmektedir. Olgunluk dönemindekiyapıtlarında gördüğümüz karamsarlığa karşın onun insanlığı genelde aydınlıkbirgeleceğin beklediğine inandığını hissederiz. Bilimin gelişmesiyle birliktesağduyu, insanların yüreğini dolduran iyicillik., doğütya, güzele olan sonsuz

Page 7: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

inançkötülüklereyenikdüşmeyecektir.

MehmetÖZGÜLİstanbul,1996

Page 8: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

EĞRİAYNA

(Noelöyküsü)

Karımlaevinsalonunagirdik.İçerisiküfkokuyordu.Işığıyaktığımızzamantamyüzyıldır aydınlık yüzügörmemiş irili-ufaklı binlerce sıçandört bir yanakaçıştı.Arkamızdankapıyıkapatmamızlabirliktebirrüzgarsavruldu,köşelerdeyığılıkâğıtlardanhışırhışır seslergeldi. Işığınaydınlattığıbukağıtlararasındaeski günlerden kalma bir sürü mektup, resim çarptı gözümüze. Rutubettençillenen duvarlarda atalarımın portreleri asılıydı. Dedelerim beni gururla, sertbakışlarıylasüzerlerken;—Sanatemizbirsopaçekmeli,azizim!dergibiydiler.Yürüdükçe adımlarımız tüm evde gümbür gümbür ötüyordu. Şöyle bir

öksürecekoldum;dedelerimin,nineleriminsertyanıtlarıyankılandıheryandan.Rüzgârdurmadanuğulduyor,inliyordu.Şömineninbacasındanağlayanbirinin

umutsuz hıçkırıkları duyuluyordu kesik kesik. Dışarının karanlığındandonuklaşan pencere camlarına çarpan iri yağmur damlalarının tıpırtısı hüzünveriyorduinsanıniçine.Anlamlıanlamlıiççekerekkarımabaktım.— Ah, atalarım, atalarım! diye söylendim. Yazar olsaydım şu portrelere

bakarakuzunbirromanyazardım.Öyleya,ihtiyarcıklarınhepsidebirzamanlargençtilerveherbirininbirgönülserüvenivardı...Hemdeneserüven!Örneğinninemin ninesi şu yaşlı kadına bir bak. Bu ucube, çirkin kadının son dereceilginçbiröyküsüvardır.Şuköşedeasılıduranaynayıgörüyormusun?Böylediyerekbüyüknineminresmininyanındaki,tunçtançerçevesikararmış

aynayıgösterdim.—Buaynanınsihirlibirgücüvarmış,oyüzdennineminbaşınagelmedikolay

kalmamış. Kadıncağız bu ayna için etek dolusu para ödemiş, ölünceye değinyanındanayırmamış.Gecedemez,gündüzdemez.hepaynasınabakar,uyurkenyatağınaalır,yemekyerkenbilegözünüondanalamazmış.Hattaöldüğündeonu

Page 9: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

yanınakoymalarınısöylemiş,amatabutasığdıramadıklarıiçinvasiyetiniyerinegetirememişler.—Gençliğindehoppabirkadınmıymışseninbüyükninen?diyesordukarım.—Orasınıbilemem.Amaöyledeolsabundandahagüzelaynalarıyokmuydu

sanki?Nedenbaşkabiraynayıdeğildebunuseviyordu?Hayır,sevgilim,bundakorkunç bir giz saklı olmalı, başka bir neden göremiyorum. Anlattıklarınabakılırsa aynadabir iblisgizliymiş,büyükninemde sözdeo iblise tutkunmuş.Banakalırsa bunların hepsi saçma, genede tunç çerçeveli aynanın gizemli birgüçtaşıdığıkesin.Aynanın tozunusilkerekbaktım,bakarbakmazdakahkahayıbastım.Boğuk

biryankıodalardankahkahamayanıtverdi.Eğribiraynaydıbu,suratımıdörtbiryanaçarpıtmıştı.Burnumsolyanağımınüzerinekaymış,çenemikiyeayrılarakçatallaşmıştı.—Nineminnetuhaftutkularıvarmış!dedim.Karımçekineçekineaynayayaklaştı,baktıvebakarbakmazürkütücübirşey

oldu:Yüzüsarardı,tümbedenititremeyebaşladı,osıradakorkunçbirçığlıkattı.Derken, elindeki şamdan yere düştü, içindeki mum yuvarlanarak söndü,çevremizi zifiri bir karanlık sardı. Karanlıkta bir gümbürtü duydum, karımbayılıpyeredüşmüşolmalıydı.Rüzgar acı acı uludu, sıçanlar kaçıştılar, kağıtlar hışır hışır etti. Bu sırada

panjurlardanbirininmenteşesindenkoparakpaldırküldüraşağıyuvarlanmasıbiroldu.Penceredenaygözüktü,tüylerimdikendikenoldu.Karımı kaptığım gibi kucağıma aldım, atalarımın evinden dışarı çıkardım.

Ancakertesigün,akşamüzerigözleriniaçabildi.Kendinegelirgelmez;—Ayna!Aynayıgetirin!dedi.Aynamnerede?Ondansonrabirhaftaneyedi,neiçti,nedegecelerigözlerineuykugirdi.Hep

aynayı getirmemi istiyor, ağlıyor, saçlarını yoluyor, kendini yerden yereçalıyordu. Sonunda eve çağırdığımız doktor karımın zayıflıktan öleceğini,durumunun ciddi olduğunu söyleyince içimdeki korkuyu yenerek, geceleyinaşağı indim; büyük ninemin aynasını getirdim. Karım aynayı görüncesevincinden bir kahkaha attı, sonra onu kucağına aldı, öptü, gözleriniayırmaksızınbaktıbaktı...Ogündenberiaradantamonyılgeçti;karımhepaynayabakıyor,gözlerinibir

anolsunondanayıramıyor.Mutluluktanpembeleşenyüzüneyayılansevinçveheyecanla;—Gerçektenbubenmiyim?diyesoruyor.Evet,benimya!

Page 10: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

İnsanlaryalansöylüyorlar,kocamyalansöylüyor,doğruyusöyleyenyalnızcabuayna!Yüzümüngüzelliğinigörüpkendimiböyletanısaydımkocamolacakşuadama varır mıydım? O, bana uygun bir koca değil. En yakışıklı, en soyluşövalyelertırnağımakurbanolsunlar!Bir gün karımın arkasında dururken gözlerim istemeden aynaya kaydı ve o

anda korkunç gizi keşfettim. Aynada gördüğüm, o güne değin eşinerastlamadığım,gözkamaştırıcıgüzelliktebirkadındı.Bu,doğanınbirharikası;güzellik, incelik, kadın yumuşaklığının gerçek simgesiydi, işin aslınıkavrayamadım bir an. Ne olmuş, nasıl olmuştu da benim çirkin, ucube karımaynadabirdengüzelleşivermişti?Olayın açıklaması kolaydı. Eğik ayna karımın biçimsiz yüzünü çarpıtırken

dört bir yana kayan uyumsuz çizgiler bir rastlantı sonucu yepyeni, güzel birbiçimalmışlardı.Kısacası,ikieksininbirleşmesindenbirartıçıkıyordu.Şimdi karımla ben, ikimiz de aynanın karşısına oturup, gözümüzü bir an

ondanayırmaksızınbakıyoruz:Benimburnumsolyanağımınüstünekaykılıyor.çenem ikiye ayrılarak çatallaşıyor; karımın yüzü ise insanı deli edecek denligüzelleştiğiiçin,onabaktıkçakendimdengeçecekgibioluyorum.Ben;—Kah-kah-kah!diyeçılgınbirçığlıkatıyorum.Karımiseyavaşbirsesle;—Ah,bennekadargüzelim!diyefısıldıyor.

Page 11: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

SEVİNÇ

Saatgecenin12'siydi.MityaKuldarovheyecandansaçlarıdimdik,hışımlaevegirdi,ohızlaodadan

odaya dolaşmaya başladı. Annesi ile babası yatmak üzereydiler. Kız kardeşiyatağa uzanmış. elindeki romanın son sayfasını okumaktaydı.Liseye giden ikierkekkardeşiiseçoktanuyumuşlardı.Annesiilebabası;—Busaatteneredengeliyorsun?Nebutelaş?diyesordular.— Ah, hiç sormayın! Böylesini hiç beklemiyordum! Yok, yok, hiç

beklemiyordum!Bu...buakılalacakşeydeğil!Mitya bir kahkaha attı, mutluluktan ayakta duracak gücü kalmadığı için

oracıktabirkoltuğaçöktü.—Buolacakşeydeğil!Düşünebiliyormusunuz?Bakınişte!Kız kardeşi karyoladan atladı, omzuna yorganını alarak ağabeyine yaklaştı.

Liselikardeşleriuyandılar.—Neoldu?Benzinkülgibi.— Sevinçten, anneciğim! Daha ne olsun! Beni şimdi bütün Rusya tanıyor.

Önceleri yeryüzünde 10. dereceden evrak memuru Dimitri Kuldarov adındabirinin yaşadığını yalnız siz biliyordunuz. Oysa şimdi bütün Rusya'nın haberivar.Ah,anneciğim!..Nasılbirşeybu.Tanrım!..Mityaayağafırladı,odadaşöylebirdolandıktansonragelipaynıyereoturdu.—Neoldu,canım,doğru-dürüstanlatsana!—Vallahi, tıpkı ilkel insanlargibiyaşıyorsunuz?Nebasındanhaberinizvar,

ne gazete okuyorsunuz. Oysa gazetelerde öyle olağanüstü şeyler yazılıyor ki!Basın aracılığıyla olaylar hızla duyuluyor, gizli-kapaklı bir şey kalmıyoryeryüzünde. Ah, ne kadar mutluyum. Tanrım! Biliyor musunuz, gazetelerdeyalnızönemlikişilerhakkındayazıyazarlar.Şimdidetutmuşlar,beniyazmışlar!—Nediyorsun,haninerede?Babası sarardı, annesi aziz tasvirlerine dönerek istavroz çıkardı. Liseli

Page 12: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

kardeşleridon-gömlekayağafırlayıpağabeylerininyanınakoştular.— Evet, işte böyle! Beni de yazdılar! Şimdi Rusya'da tanınan biriyim.

Anneciğim,bugazeteyiiyisaklayın!Arasıraaçar,okuruz.Bakın,işteburada!Mitya cebinden bir gazete çıkardı, babasına uzattı, mavi kalemle

çerçevelenmişbiryeriişaretederek;—Şurayıokuyun!dediBabasıgözlüğünütaktı.—Hadi,okusanıza!Annesi tasvirleredönüpbirdaha istavrozçıkardı,babasıöksürerekboğazını

temizledikten sonra okumaya başladı: «Aralık ayının 29'unda, saat 11'e doğruevrakmemuruDimitriKuldarov...»—Gördünüzmü?Gördünüzmü?Sonra?..«...evrak memuru Dimitri Kuldarov. Malıy Bronnıy sokağında bulunan,

Kozıhin'inmeyhanesindensarhoşbirhalde...»— Semyon Petroviç'le birlikteydim... Olay tüm ayrıntılarına dek anlatılmış.

Devamedin!Herkesiyidinlesin!Sonra?«...sarhoşbirhaldeçıkarkenayağıkayarakdüşmüş,oradaduran,Yuhnovski

ilçesi,Durikinköyündenkızaksürücüsü İvanDrotov'unatınınayakları arasınayuvarlanmıştır. Bundan ürken at, Kuldarov'u tepeleyip geçmiş, daha sonraMoskovalı II. dereceden tüccar Stepan Lukov'un bindiği kızağı yukarıda adıgeçenkişininüzerindensürükleyereksokaktadörtnalakoşmayabaşlamıştır.Atancak kapıcılar tarafından durdurulabilmiştir. Önceleri baygın halde bulunanKuldarov karakola götürülerek orada doktor muayenesinden geçirilmiştir.Ensesineyediğidarbenin...»— Kızağın okuna çarpmışım, babacığım... Sonra? Sonunu da okusanıza!

«Ensesine yediği darbenin hafif olduğu belirtiliyor. Durum bir tutanaklasaptanmış,kazageçirenkişiyegereklisağlıkyardımındabulunulmuştur...»—Evdebirkaçkezensemepansumanyapmamısöylediler.Okudunuzya!İşte

böyle!HaberşimditümRusya'yayayıldı.Gazeteyiverin!Mityagazeteyikaptığıgibicebinesoktu.— Şimdi bir de Makarovlara göstereyim. İvanitskiler de duymalı. Natalya

İvanovna'ya, Anisim Vasilyeviç'e de gösteririm. Hadi, ben gidiyorum. Hoşçakalın!Mityaresmikasketinigiydi,ünkazanmışbirininsevinciylesokağafırladı.

Page 13: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

BERBERDÜKKANINDA

Sabah. Saat daha yedi olmadığı halde Makar Kuzmiç Bliostkov'un berberdükkânı açık. Şık giyimli, ama üstü-başı kir içinde, henüz yüzünü bileyıkamamış bulunan, yirmi yaşlarındaki dükkan sahibi Makar sabah temizliğiyapmakta. Aslında nereyi temizlediği de belli değil, gene de hayli terlemiş.Elindeki bezle bir yerleri siliyor, şuraya-buraya parmağını sürüyor, duvardagördüğübirtahtakurusunafiskeatıyor...Dükkan küçükmü küçük, daracık, pis bir yer. Kütüklerden örülü duvarlara

arabacılarıngömleğigibisolukduvarkağıtlarıyapıştırılmış.Camlarırutubettendonuklaşmış, ışık sızdırmaz iki pencere arasında elinizi hızla vursanızparçalanacakmışgibi duran,gıcırtılı bir tahtakapı; kapınınüstünde isedurdukyerdemarazlı marazlı şıngırdayan, titrek sesli, pastan yeşillenmiş bir çıngırakgözeçarpıyor.Duvardakiaynayaşöylebirbakmayagörün,suratınızdörtbiryanaçarpılır,kendinizi tanıyamazsınız.Makar,buaynanınkarşısındasaç,sakal tıraşetmektedir.Aynanınönünde isedükkânsahibikadarpis,yağabulanmışberbergereçleri var: Taraklar, makaslar, usturalar, birkaç kapiğe alınan krem vepudralar, içine bolca su katılmış bir şişe kolonya... Berber dükkanını toptansatmayakalksanızbeşrublebileetmez.Kapınınüstündekizilinhastalıklısesiduyuluyor,içikürklübirgocukvekeçe

çizmeler giymiş yaşlıca bir adam dükkâna giriyor. Adamın başı, boynu kadınşalıyla sarılı. Makar Kuzmiç'in vaftiz babası Erast İvanoviç Yagodov'dur bugelen. Kendisi konservatuvarda bekçiydi bir zamanlar, şimdi ise oturduklarıKrasnıyPrudmahallesindetesviyecilikyapıyordu.TemizlikişiyleuğraşanMakarKuzmiç'e:— Merhaba, Makar'cığım! Ne haber, gözümün nuru? diye sesleniyor içeri

girergirmez.Öpüşüyorlar. Yagodov şalı basından çekip alıyor, istavroz çıkardıktan sonra

biriskemleyeçöküyor.—Yol ne kadar uzunmuş! diyor oflayıp puflayarak. Şaka değil, ta Krasnıy

Page 14: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Prud'danKalugakapısınadeğinyayageldim.—E,nasılsınızbakalım?İyimisiniz?—Hiçsorma,iyideğilim.Yakınlardabirhastalıkatlattım.—Nehastalığı?— Evet, bir ay kadar ateşler içinde kıvrandım. Öleceğim sanıyordum, ama

sonunda kefeni yırttık. Şimdi de saçlarım dökülüyor. Doktor saçlarımıkestirmemi söyledi. Yerine daha gür çıkarmış. Ben de tuttum, sana geldim.«Yabancıyagitmektensebiryakınımkessin saçlarımı.Hemdaha iyi tıraş eder,hemdeparaalmaz»dedim.Doğrusunusöylemekgerekirseyolbirazuzun,amanezararıvar?Benimiçinbirgezintioldu.—Neolacakmış,canım.Sevesevetıraşederim.Buyurun,oturun!Makar Kuzmiç saygıyla eğilerek tıraş masasının arkasındaki koltuğu

gösteriyor.Yagodov gösterilen yere oturarak aynada kendine bakıyor.Oradakigörüntüden pek memnun kalmış olmalı. Neden derseniz, Moğol dudaklı, küt,yayvanburunlu,gözlerialnınakaymışbirsuratbeliriyororada.MakarKuzmiçvaftiz babasının omuzlarına sarı sarı lekeli, beyaz bir çarşaf örttükten sonramakasışıkırdatmayabaşlıyor.—Saçlarınızıcascavlakkeseceğim,nedersiniz?— En güzelini yapmış olursun. Tatarlara benzet beni, bomba gibi bir şey

olayım.Sonundadahagürçıkacaknasılolsa.—E,hanımteyzemiznasıllar?— Nasıl olsun, yuvarlanıp gidiyor işte. Geçenlerde binbaşının karısına

doğumaçağırmışlardı,tambirrublevermişler.—Ya,birrublevermişler,ha?Kulağınızıtutarmısınızbiraz?— Tuttum... Sakın keseyim deme, e mi? Of, acıttın be! Neden çekiyorsun

saçımı?—Zararıyok,zararıyok.Bizimmeslekteböyleşeylerolmadanolmaz.Anna

Erastovnaiyilermi?— Kızım mı! Yerinde rahat durduğu yok ki! Geçen çarşamba Şeykin'le

nişanınıyaptık.Senniçingelmedin?Makas şıkırtıları şıp diye kesiliyor. Makar Kuzmiç'in elleri aşağı düşüyor,

korkuokunanbirsesle;—Kim?Kiminişanladınız?diyesoruyor.—BizimAnna'yı,canım!—Nasılolur?Kiminle?— Şeykin'le. Prokofi Petroviç Şeykin'le. Teyzesi Zlatoustenski sokağında

zengin bir ailenin vekilharçlığını yapıyor, iyi bir kadındır. Şükürler olsun,

Page 15: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

hepimizi sevindiren bir iş kıvırdık. Bir hafta sonra da nikahı var. Sen de gel,eğleniriz.ŞaşkınlıktanyüzüsararanMakarKuzmiçomuzlarınısilkiyor.— Nasıl olur, Erast İvanoviç? Bunu nasıl yaparsınız? Olamaz!.. Anna

Erastovnaileben...benonakarşıiyiduygularbesliyordum...Niyetimonunla...Bunasılşey,bilmemki!Makar Kuzmiç'in yüzünde ter damlaları tomurcuklanıyor. Makası masanın

üstünebıraktıktansonrayumruğuylaburnunuovuşturmayabaşlıyor.—Benimonakarşıtemizniyetlerimvardı.Olacakşeydeğil,Erastİvanoviç!

Ben onu sevdim, en saf duygularımı sundum. Karınız, hanım teyze de sözvermişti.Sizekarşıhepözbabamgibisaygıgösterdim...herzamanbedavatıraşediyorum. Benden iyilikten başka ne gördünüz? Babam öldüğü zaman evdekikanepeileonrublemialdınız,sonragerivermediniz.Anımsıyorsunuz,değilmi?—Anımsamazolurmuyum?Hatırımdadırhep.Ama,gözümünnuru,seniyi

bir güvey olabilirmisin,Makarcığım? Söyle, iyi bir güvey olabilirmisin?Neparanvar,nemevkiin,nedeişeyararbirmesleğin!—Peki,Şeykinzenginmi?— Taşeronluk yapıyor. Tam bin beş yüz ruble pey akçesi yatırmış bu işe.

Yetmez mi, iki gözüm? Her neyse, olan oldu bir kere; geri dönemeyiz.Makar'cığım,senkendinebaşkabirkızara.Elinisallasanellisigelirsana.E,neduruyorsun?Hadi,tıraşetsene!Makar Kuzmiç konuşmadan dikiliyor, sonra cebinden mendilini çıkararak

ağlamayabaşlıyor.Erastİvanoviçonuyatıştırmayaçalışıyor:—Aman canım, böyle şeylere de ağlanır mı? Hadi, sus bakalım. Kadınlar

gibisinvallahi!..Öncesaçımıkes,sonraneyaparsanyap.Hadi,makasıaleline!Makar Kuzmiç makası alıyor, ona bir dakika şaşkın şaşkın baktıktan sonra

tekrarmasayabırakıyor.Elititremektedir.— Yapamayacağım. Kalsın şimdi, elimin gücü kesildi. Ah, ne talihsiz bir

insanmışımben?Odaçokmutsuzşimdi...Birbirimiziseviyorduk,sözvermiştik.Kötüinsanlaracımadanayırdılarbizi.Dükkanımdangidin,Erastİvanoviç!Sizigördükçetuhafoluyorum.—Öyleyseyarıngelirim,Makar'cığım.Tıraşıyarınbitirirsin.—Peki,nasılisterseniz.—Senyarınkendinitoparlarsın,benerkendenuğrarım.Erast İvanoviç saçlarının yarısı kökünden kesilmiş başıyla tıpkı bir kürek

mahkumuna benziyor. Böyle bir başla ortalıkta dolaşmak pek hoş değil amabaşka ne yapabilir? Başına şalı yeniden sarıyor, berber dükkanından çıkıyor.

Page 16: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

MakarKuzmiçyalnızkalıncabir sandalyeyeoturuyor, sessizsessizağlamasınısürdürüyor.Ertesi sabahErast İvanoviçerkendendükkandadır.MakarKuzmiçsoğukbir

sesle:—Birşeymivar?Neistiyorsunuz?diyesoruyor.—Tıraşıbitir,Makar'cığım.Bak,dahayarısıduruyor.—Parasıpeşin,lütfen.Bedavatıraşetmem!Erast İvanovic tek söz söylemedenkalktığıgibidükkândandışarı fırlıyor.O

gündenberi başının yarısında saçları uzun, öbür yarısında ise kısacık.Para iletıraş olmayı lüks saydığından başının yarısındaki saçların kendiliğindenbüyümesinibekliyor.Kızınındüğünündebileortalıktaböyledolaştı.

Page 17: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

YENE'NİNUTKUSU

(Emeklibirevrakmemurununöyküsü)

Paskalya haftasını kutluyorduk. Cuma günü hepimiz amirimiz Alekseyİvanoviç Kozulin'in evine gözleme yemeye gittik. Kozulin'i tanır mısınız,bilmem.Sizegöreobirhiç,ciğeribeşparaetmezbiriolabilir,amayükseklerdekanat çırpmayan bizler için o, gücüne erişilmez, son derece ileri düşünceli biradamdı. İşte böyle bir adamın evine gitmiştik hepimiz, öyle birinin yanındabizlerolsaolsaayaktakımındansayılırdık.Babamdagelmiştibizimlebirlikte.Gözlemeleranlatılacakgibideğildi, sayınbayım,yumuşacık,pespembe,puf

böreği gibi kabarık kabarık... Bir tanesini tereyağına banıp yediniz mi, öbürükendiliğinden ağzınıza giriverir. Gözlemelerin yanında kaymak, taze siyahhavyar,sombalığı,rendelenmişkaşarpeyniridevardı.Votkaileşarapderseniz,derelergibiakıyordu.Gözlemedensonramersinbalığıçorbası,ardındansalçalıkeklikkızartmasıverildi.Öyleçoktıkınmışolmalıyızki,babamgizlice,karnınınüstüne gelen yelek düğmelerini çözdü; bu serbest hareketini kimse görmesindiye önünü peçeteyle örttü. Aleksey İvanoviç aklına eseni yapmakta özgür,dediğimdedikbirbüyüğümüzolduğundan,hemyeleğinin,hemdegömleğinindüğmeleriniçözdü.Yemektensonrasayınamirimizinizniylesigaralartüttürüldü,söyleşiye geçildi. Daha doğrusu, bizler dinliyor, Aleksey İvanoviç beyefendikonuşuyorlardı.Konular paskalya yortusuna yakışacak cinsten, güldürücü, hoşşeylerdi... Sayın büyüğümüz durmadan anlatıyor, belli ki, özellikle nüktelikonuşmaya çalışıyordu. Anlattıklarına pek gülmeyecek olursam babam hemenböğrümüdürtüp:—Hadi,gülseneoğlum!diyefısıldıyordukulağıma.Ağzımı kocaman açıp kah-kah gülüyordum ben de. Bir ara kahkahalarını

çığlığadönüşmüşolmalıki,herkesindikkatiniüzerimeçektim.Babam;—Çok iyi, çok iyi!Aferin!diyehenidestekliyordu.Gördünmü,beyefendi

Page 18: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

banabakıyor,odagülmeyebaşladı.İyigidiyor.Belkibirgünyazıcıyardımcısıolarakalırseniyanına.Sayınbüyüğümüzoflayıppuflayarakanlatıyordudurmadan:—Buişlerböyledirişte!Şimdigözlemeleri,havyarlarıafiyetleyiyor,aktenli

karılarımızı okşuyoruz. Zamanı geldi, bizim kızlar da yetiştiler artık. Biliyormusunuz, kontlar. dükler benim kızlardan gözlerini alamıyorlar; güzellikteüstlerineyoktur,görenleriççekiyorlar.Amasakınniyetlenmeyin,sizegöredeğilonlar.Yabizimevibirgörseniz,hayrankalırsınız!Keh-keh-keh!Hepböyledirbu işler! insan, yaşantısının ilerde neler getireceğini bilmeden, yazgısındandolayı yakınmamalı! insanın yaşantısında neler olur, neler: ne beklenmedikdeğişiklikler! Diyelim, siz şimdi önemsiz biri, sıfır, bir hiçsiniz. Ama ilerdenerelere yükseleceğinizi bilebilir misiniz? Bir gün bir de bakmışsınız,başkalarınınyazgısınıetkileyecekbirioluvermişsiniz.Alekseyİvanoviçbiransustu,başınısalladı.—Eskigünlerimidüşünüyorumda,amanTanrım,inanasımgelmiyor!Ayakta

kundurayok,pantolontiftimiş,bakışlarürkek,yürekhelecaniçinde...Birrublekazanacağım diye iki hafta koştur dur. Onu da doğru-dürüst verseler bari...Avuçlarının içinde buruşturup suratına fırlatırlar. Herkes seni ezmeye kalkar,sövgünün, tokadın bini bir para. Amirine bir yazı imzalatmaya gideceksindir,bakarsın, kapısının önünde bir köpek. Hadi, dersin, şuna da saygıda kusuretmeyelim. «Günaydın, önünüzden geçtiğim için özür dilerim!» dersin. Amaköpek sana hırlar. Odacı bir dirsek vurur: sen şakaya alır, «Bozukluğum yok,İvan Patapıç, bağışlayın!» der yakayı sıyırırsın... Ama bana en çok çektiren,anamdan emdiğim sütü burnumdan getiren işte şu... şurada süklüm püklümoturanKuritsın'dırişte!Ah,bilmezsiniz,onetimsah,nekaşalottubirzamanlar!Alekseyİvanoviçböylediyereksofradababamınyanındaoturan,ufak tefek,

kamburu çıkmış ihtiyarı gösterdi. Adamcağız köşesinde gözlerini kırpıştırıpduruyor,isteksizisteksizsigaraiçiyordu.Aslındasigaraylaarasıiyideğildi,amaiçmesi için amiri beyefendi verdiğinden içmemeyi saygısızlık saymıştı.Kendisine doğru çevrilen parmağı görünce çok utandı, oturduğu yerdekıvranmayabaşladı.Kozulin:—İştebusünepeadamınbanaetmediğikalmadı,diyesürdürdükonuşmasını.

Onun buyruğu altında çalışıyordum o zamanlar. İlk gün süt dökmüş kedi gibisessiz,sıkılgan,korkuiçindegeldimyanına;benikarşısınaoturttu.Dahaogünkemirmeyebaşladıbenimgibibirzavallıyı.Hersözükeskinbirbıçak,herbakışıgöğsüme saplanan bir kurşundu. Şimdi burada zavallı bir adam gibi miskin

Page 19: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

miskinoturduğunabakmayın.Zamanındabirkasırga,göklerikılıcıylayaranbiryarı tanrıydı. Ah, onun elinden neler çektim, bir bilseniz! Bana yazılarınıyazdırdığı yetmiyormuş gibi, bir de dışarıya börek aldırtmaya gönderiyor,kalemlerini sivrilttiriyor, kaynanasını tiyatrodan tiyatroya dolaştırmamıistiyordu. Ona yaranmak için her işine koştum. Enfiye çekmesini de ondanöğrendim.Olaki,diyordum,canıenfiyeçekmekister,tütüntabakasınıyanımdanayırmayayım! Hey, Kuritsın, anımsar mısın? Bir gün toprağı bol olası annemgelmişti de,miras paylaşma işi için teyzemin yanına gideyim diye senden birgün izin istemişti. Gözlerini faltaşı gibi açıp kadıncağızın üstüne öyle biryürüdün ki! «Senin oğlun tembelin biri, aldığı aylık haram olsun! Bana bak,kadın, bu gidişle oğlun mahkemeye düşecek!» Zavallıcık eve gelir gelmezyatağadüştü,okorkuylahastalandı,azkaldıtahtalıköyüboyluyordu...Aleksey İvanoviçmendille yüzünü sildi, sonra bir bardak şarabı bir dikişte

içti.Bir arabenikızlarındanbiriyle evlendirmek istemişti.Bereketversin, tamo

sırada ateşli bir hastalığa yakalandım da altı ay hastanede yattım... İştegörüyorsunuz, neler çekmişim ben bu adamdan! Ne günler yaşamışız! Amaşimdi, peh, ben onun tepesindeyim. Şimdi o benim kaynanamı tiyatrolaragötürüyor, enfiye kutusunu uzatıyor, ben sigara verince içiyor... Keh-keh-keh!Şimdiyaşamıonabenzehir-zıkkımediyorum.Hey,Kuritsın!Kuritsınsandalyedenayağafırladı,dimdikayaktadurmayaçalışarak;—Buyursunlar,efendim!diyekarşılıkverdi.—Bizebirtragedyaoyna,bakalım!—Başüstüne,beyefendi!Kuritsın gerindi, kaşlarını çattı, bir elini havaya kaldırdı, suratını ekşiterek

kısık,titreksesiyle,şarkısöylergibi;—Geberey,dinsizkadın!Kanınasusadım!diyebağırdı.Daha önce tıka-basa doyan Kuritsın masadaki kocaman bir çavdar ekmeği

diliminialdı,üzerinebiberekip,kahkahalarımızarasındayedi.Kozulin;— İşte yaşamımızda umulmadık değişiklikler diye buna denir, dedi. Otur,

Kuritsın! Masadan kalkacağımız zaman bize şarkı söylersin. Bir zamanlarsendin,şimdiben!Neyaparsın!Yaşlıanamınömrükısaldıseninyüzünden!Kozulinoturduğuyerdendoğruldu,ayaktaşöylebirsallandı.—Senbeniezerkensesimiçıkaramazdım,çünküyanındaufacıkbirböcek,bu

işlerden anlamayan toyun biriydim. Sizi gidi acımasızlar, barbarlar! Ya, böyleolur işte, şimdi de ben!.. Keh-keh-keh! Hey, sen, oradaki! Sana söylüyorum,

Page 20: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

bıyıksız!Kozulin,babamınoturduğuyönedoğruuzattıparmağını.—Masanınçevresindedolanarakhorozgibiötbakalım!Babam gülümsedi, yüzüne tatlı bir gülümseme yayıldı, sonra masanın

çevresindebadibadikoşturmayahaşladı.Bendeonunarkasından...—Ü-ürü-üüüü!diyerekhızımızıartırdık.Ben hem koşuyor, hem de «Yazıcı yardımcısı oldum gitti!.» diye

seviniyordum.

Page 21: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

AKILLIKAPICI

Kapıcı Filip mutfağın ortasında dikilmiş, herkese öğüt veriyordu. Onudinleyenlerisekonağınuşakları,seyisi,ikiodahizmetçisi,birikadın,birierkekikiahçıileerkekahçınınikioğluydu.Hersabahyapardıbuişi,bugünküsöylevibilgiedinmeyleilgiliydi.Kokartlıkapıcışapkasınıelindeçevirerek;—Hepinizdomuzsürüsündenfarksızbiryaşamsürüyorsunuz.Gece-gündüz

buradatoplanıpçeneçalmaktanbaşkaneişinizvar?Topunuzcahilsiniz,uygarcayaşamaklabirilişkinizigörmüyorum.Mişkahepdamaoynuyor.Matrionafındıkçıtırdatıyor. Nikifor gerekli-gereksiz yerde sırıtıp duruyor. Bunlar aklı başındainsanların işimi?Hayır, budalalığın daniskası!Hiçbirinizde düşünmeyeteneğikalmamış.Amaniçin?Erkekahçı:—Orası öyle, FilipNikondriç, diye söze karıştı.Bizde akıl olsa hile ne işe

yararki?Mujikaklıişte.Şusöylediklerinizikaçkişianlıyor?Kapıcısöylevinisürdürdü:— Peki, niçin düşünme yeteneği kalmamış? Çünkü aklınızı neye

yönelteceğinizi bilmiyorsunuz da ondan. Kitap filan okuduğunuzu görmedim,yazılıbilgikaynağınedir,haberinizyok?Elinizebirkitapalsanız,köşeyeçekilipokusanız, kötümü olur?Herhalde okuma-yazmanız var, harfleri tanıyorsunuz.Örneğinsen,Mişka,elinebirkitapal,okuşurada.Hemkendinzevkalırsın,hemde başkalarına bir yararın dokunur. Kitapta bilgilerin her türlüsü bulunur.Doğaya,dine,başkaülkelere ilişkinpekçokbilgiyiedinebilirsin.Neyinnedenyapıldığı, çeşitli ulusların hangi dillerde konuştuğu hepsi orada yazılıdır. Putatapanlardandasözedilir,aradığınherşeyibulursun,yeterki,sendeistekolsun.Oysamutfaktaocağınkarşısındaoturmuş,durmadantıkınıyorsunuz;dörtayaklıyaratıklargibisiniz.Tühsize!Ahçıkadın:—Şey...nöbetsaatinizgeldi,diyecekoldu.

Page 22: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

— Biliyorum. Benim işlerime karışmak sana düşmez! Size biraz dakendimden söz edeyim. Bu geçkin yaşımda yararlı nasıl bir şeyleoyalanabilirim?Ruhumudoyuracakneolabilir?İşte...kitaplar,gazetelernegüneduruyor?Bakınnöbetsırasışimdibende.Kapıdatamüçsaatdurmamgerekiyor.Sanıyor musunuz ki, esnemekle, kadınlarla çene çalmakla vakit öldüreceğimorada?Hayır,yanılıyorsunuz!Kitabımıyanımaalır,oturur, zevkleokurum.Nesandınızya!Filipdolaptanyıpranmışbirkitapçıkardı,koynunasoktu.—İştebenimhoşlanarakyaptığımişbu.Küçükyaştanberialışmışım.Bilim

ışıktır,cahillikdekaranlık,işittinizmibunu?Öyledir,ya!Şapkasınıbaşınageçirdi,öksürdü,homurdanahomurdanaçıktı.Konağındış

kapısının yanındaki sıraya kuruldu, suratını astı. Mutfaktaki kalabalığıdüşünüyorduhep.—Bunlardüpedüzhayvan!diyesöylendikendikendine.Sinirleribirazyatıştıktansonrakitabıkoynundançıkardı,gururlaiçiniçekerek

okumaya başladı. Birinci sayfayı bitirince. «Oh, be!Öyle şeyler yazmışlar ki,bundaniyisicansağlığı!Okumayaönemverdiğimiçinaklımlabinyaşayayım!»diyerekbaşınısalladı.Moskova'dabasılmışgüzelbirkitaptıbu.Adıdaşöyleydi:«KöklüBitkilerin

Üretimi:TarlaŞalgamınınYararlarıÜstüne»Kapıcıikincisayfayıdabitirinceanlamlıanlamlıbaşınısalladı.—Çokgüzelyazmışlarvallahi!dedi.Üçüncü sayfayı da bitirince derin düşüncelere daldı. Canı eğitim, eğitimle

birlikte nedense Fransızları düşünmek istiyordu. Derken, başı önüne düştü,dirseklerinidizlerininüzerinedayadı.gözleriusulusulkapandı...Tatlı bir düş görüyordu şimdi. Düşünde yaşadığı yerler, evler, apartman

kapıları aynıydı da insanlar tümüyle değişmişti. Gördüğü insanların hepsi deokumuştu, aralarında akılsızı, salağı yoktu: Sokaklarda yalnız Fransızlardolaşıyordu. Evlere su taşıyan saka bile akıllıca laflar ediyor. «Havalar birdennasıldeğişti?Gideyimdetakvimebakayım!»gibişeylersöylüyordu.Elindeisekalınbirkitapvardı.Filipadama;—Takvimyapraklarınıokursanhavalarıngidişinidahaiyianlarsın,dedi.Aptalın aptalı ahçı kadın bile akıllıca konuşmalara katılıyor, kendi

düşünceleriniçekinmedensöylüyordu.Filipkapıcılığınıyaptığıapartmanayenitaşınanbirkiracıyıyazdırmakiçinkarakolagittiğindeşaştıkaldı.Buzgibisoğukkarakoldaherkesçokbilgiliydi,masalarınüstünekitaplaryığılmıştı.

Page 23: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

İşte o sırada birisi uşak Mişka'ya yaklaşıyor, omzundan tutup sarsarakbağırıyor:«Nasıluyursunburada?Sanasoruyorum,nasıluyursun?»Filipgökgürültüsünüandıranbirsesin;—Nöbetteuyursun,ha!Buradauyunurmu,hayvanherif,kalınkafalı!diye

bağırdığınıişitiyor.Filip yerinden fırladı, gözlerini ovuşturdu. Karşısında karakol komiser

yardımcısıdikiliyordu.—Uyursun,ha!Sanacezavereyimdegör,mendebur!Nöbetteuyumanınne

demekolduğunugöstereceğimsana,odun!İki saat sonra kapıcıyı karakola çağırdılar. Filip oradan dönünce doğruca

mutfağa gitti. Onun öğütlerinden etkilenen uşaklar masanın çevresinetoplanmışlar,heceleyeheceleyekitapokuyanMişka'yıdinliyorlardı.Suratıbirkarışasık.öfkedenkıpkırmızıkapıcıoturanlarayaklaştı:Mişka'nın

okuduğukitabaeldiveniylevurarak,acıbirsesle:—Bırakokumayı!dedi.

Page 24: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ANLAŞILMAZBİRTIP

İkincimevkibirkompartıman.Böğürtlen rengi kadifeyle kaplı kanepenin üstünde güzel bir bayan yarı

uzanmış. Bayan, elinde tuttuğu, çepeçevre saçaklı değerli bir yelpazeyiçıtırdatarak, sinirli sinirli sallıyor. O, yelpazeyi salladıkça küçücük burnununüstündeki sapsız gözlük ikide bir aşağı kayıyor, göğüslerinin arasındaki broştıpkı dalgaya kapılmış sandal gibi inip inip kalkıyor. Kadın heyecanlıdır...Karşısındakikanepededegençbiradamoturmaktadır.Genç,ilyönetimindeözelulaktır; yerel gazetelerde sosyete yaşamıyla ilgili acemice öyküler, kendideyimiyle«nuveller»yazdığından,kadınınyüzünedikdikbakarkenkendinionuinceleyen bir ruhbilim uzmanı saymaktadır. Kadının davranışlarını gözlüyor,hareketlerini irdeliyor, içindengeçenleri anlamaya çalışıyor; sonundabugarip,anlaşılması zor tipi derinliğine kavradığına inanıyor. Onun bütün gizlerineerişmiştir;onuavucununiçigibibilmekte,ruhunuokumaktadır.Kadınınelinibileğineyakınbiryerdenöperek;—Oh, diyor, sizi anlıyorum! içli, çok duyarlı ruhunuz yaşam labirentinden

çıkış yolları arıyor... Evet, yaman, çetin bir savaş içerisindesiniz. Ama sakınüzülmeyin,çünküsonundatümgüçlükleriyeneceksiniz.Kadınhüzünlübirgülümsemeyle;— Voldemar, diyor, ne olur, duygularımı açıklığa kavuşturunuz! Öylesine

renkli, değişken, serüvenlerle dolu bir yaşantım var ki! Bütün bunlara karşınmutsuzum,Dostoyevskitarzıbirçilekeşimben...Voldemar,yalvarırım,ruhumu,şu zavallı ruhumu açıp bütün evrene tanıtınız! Bir ruhhilimcisiniz siz.Kompartımanda tanışıp konuşalı daha bir saat bile olmadı, beni derinlemesinekavrayıpöğrendiniz.—Öyleyseanlatınız,dahaçokanlatınızkendinizi!—Peki, dinleyin öyleyse...Yoksul birmemur ailesinden gelmeyim.Babam

iyi yürekli, akıllı bir adamdır. Ama çağımız, içinde yaşadığımız ortam böyle;vous coprenez ben zavallı babamı suçlu bulmuyorum... Kendini içkiye verdi,

Page 25: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

kumar oynadı. rüşvet aldı... Anneme gelince, söylemeye ne gerek var!Yoksulluk,birlokmaiçindidinmek.Sonundabirhiçolduğunuanlamak...Bütünbunlarıanımsamayazorlamayınbeni.İsteristemezkendiyaşamyolumuçizmekdurumundakaldım...KızEnstitüsününçarpıkeğitimi,aptalcayazılmışromanlar,gençlik yanılgıları, ilk ürkek aşk... İçinde bulunduğum ortama karşı savaşagelince, korkunç bir şey! Ya kuşkular, insanlara, kendine güvenememeninverdiğiacılar!Ah,biryazarsınızsiz,kadınları tanırsınız, iyi tanırsınızbizleri...Ne yazık ki, serbest yaradılışlı biriyim ben. Yıllarım mutluluğu beklemeklegeçti, hep onun yolunu gözledim. Gerçek bir insan olmanın susuzluğuiçindeydim.Evet,gerçekinsanolursamdilediğimmutluluğakavuşacaktım.Yazar kadının elini bileğinin üstünden tutup öptükten sonra şöyle

mırıldanıyor:— Siz bulunmaz bir kadınsınız! Elinizi değil, insanca acılarınızı öpüyorum

ben.Raskolnikov'uanımsarmısınız?Odaböyleöperdi...—Oh,Voldemar!Bütünistediğimşöhretti.Nediyealçakgönüllülükedeyim,

her sıra dışı kadın gibi ben de parıltılı, gösterişli bir yaşam arıyordum.Kadınların kolayca ulaşamayacağı, olağanüstü bir şeyi özlüyordum ben de...Derken,yolumazengin,amayaşlıbirgeneralçıktı.Benianlayınız,Voldemar!..Ona karşı son derece özverili davrandım: söylediklerime inanıyorsunuz, değilmi?Zatenbaşka türlüdedavranamazdım.Sonunda annem-babambiraz rahataerdiler.Bençeşitliyolculuklaraçıkıyor,fırsatbuldukçainsanlaraiyiliketmektengeri durmuyordum. Bu arada çektiğim acıları anlatamam! Hakkını yememekgerekir, gençliğinde birçok savaşta kahramanca çarpışan yaşlı generalinokşamalarına dayanamıyordum. Onunla birlikteyken öyle korkunç dakikalaryaşadım ki, anlatamam! Tek avuntum vardı, o da ihtiyarın bugün değilse bileyarın öleceği düşüncesiydi, ancak o hayalle katlanabiliyordum ona. O ölünceistediğim gibi yaşayacak, kendimi sevdiğim adama tümüyle vererek mutluolacaktım.Gönlümdeböylebiradamvar,Voldemar,Tanrıtanığımolsun,böylebirivar!Kadınyelpazeyidahahızlısallıyor,yüzüağlamaklıbirhalalıyor.—Beklediğimgibi,ensonundayaşlıgeneralöldü.Bana,eh,birşeylerbıraktı

sayılır.Artıkkuşlargibiözgürüm.Şimdimutluolabilirim,değilmi.Voldemar?Mutluluk kapımı çalmış, kapıyı açıp onu içeri almalıyım... Ama hayır,Voldemar!Ne olur, beni iyi dinleyin!Artık sevdiğim adama kendimi vermek,onun dostu, ülküdaşı, her alanda yardımcısı olmak, doya doya mutluluğutatmak...huzurakavuşmak...Bütünbunlarbenimhakkım,değilmi?Gelgelelimdünyaöylesinebozuk, bayağı, iğrençki,Voldemar!Ben çok talihsizbir kadın

Page 26: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

olmalıyım, çünkü gene mutsuzum. Önümde gene bir engel duruyor,mutluluğumu benden uzaklaştırdığını hissediyorum. Bilseniz ne acılariçindeyim,nasılıstırapçekiyorum!— Peki, nedir o? Yolunuzun üstüne çıkan engel nasıl bir şey? Yalvarırım,

söyleyin!—Başkazenginbirihtiyar!Bunu söylerken kadının ikiye parçalanmış yelpazesi güzel yüzünü gizliyor.

Yazar, düşüncelerin ağırlaştırdığı başını yumruklarına dayıyor. İçini çekiyor,uzman bir ruhbilimci tavrıyla yeniden düşüncelere dalıyor.O sırada lokomotifbuhar püskürterek ıslık çalıyor... Batan güneşin ışıkları pencerenin küçücükperdelerinikızıllaştırıyor...

Page 27: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

BİRSAYMANYARDIMCISININGÜNLÜĞÜNDEN

11 Mayıs 1863. Bizim altmışlık sayman Glotkin şiddetli bir öksürüğetutulduğu için son günlerde sütlü kanyağa dadanmış, bu yüzden adamcağızdaalkol sayıklaması başlamış Doktorlar yalnız bu meslektekilere özgü kendinegüvenlesaymanınbirgünsonraöleceğinibildirmişler.Eh,budurumgöreonunyerinehensaymanolacağımdemektir.Onunmakamınabenigeçireceklerisözüçoktandırortalıktadolaşıyorduzaten.YazmanKleşçev,işiçingelenbiryurttaşıkendinikırtasiyeciliklesuçladıdiye

pataklamaya kalkmış, mahkemelik olmuşlar. Zaten başka türlü sonuçlanmazböyleişler.Midemdekigastridekarşışurupalıyorum.

3 Ağustos 1865. Sayman Glotkin gene ciğerlerinden rahatsız. Öksürüktenkurtulamadıbirtürlü,sütlükanyakiçmeyisürdürüyor.Eğerölürseyerininhanakalacağıkesin.Ancakalkolsayıklamasındanötürükolaykolayölünmediğinden,onunyerinialmaumudumbirazzayıf.Kleşçev,birErmeniyurttaşınelindenzorlaaldığıbonoyuyırtıvermiş.Adam

genemahkemeyedüşecek.Yaşlıbirkadın(BayanGuryeva)bendegastritdeğil,gizlibasurolduğunusöyledi.Nediyebilirimki?

30Haziran1867.GazetelerArabistan'dakolerasalgınıbaşladığınıyazıyorlar.Bakarsın, hastalık Rusya'ya da sıçrar. İşte o zaman görün boşalanmakamları!Sayman Glotkin ölünce yeri benden başka kime kalacak ki? Ama adam yedicanlı,birtürlüölmekbilmiyor.Banakalırsaböylesineuzunyaşamakbirazayıpkaçıyor.Gastridimiçinnekullansamacaba?Pelinotutohumumuyutsam,neyapsam?

Nedersiniz?

2Ocak1870.Glotkin'inköpeğisabahadeğinavludaulududurdu.Ahçıkadın

Page 28: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Pelageya bunun bir şeyin göstergesi olduğunu ileri sürüyor. Sayman olduğumzamankendimealacağırakunkürkten,sabahlıktanuzunuzunkonuştuk.Bununladakalmaz,tutarevleniveririmbelki.Kızalacakdeğilimelbetteyaşımauygunbirdulbulurum.Dün Klesçev, açık-saçık fıkralar anlattığı. Ticaret Odası üyelerinden

Ponyukov'un yurtseverlik duygularıyla alay ettiği için kulüpten kovuldu.DuyduğumagörePonyukovbizimkinimahkemeyeverecekmiş.GastridimiçinDr.Botkin'egideceğim.Hastalarınıkesintedaviediyormuş...

4Haziran1878.GazetelerVertlianka'davebasalgınıçıktığınıyazıyor.Sinekgibi insan ölüyormuş.Glotkin korkusundan biberli votka içiyor. Eh, böylesineyaşlanmışbiradamabiberlivotkanınbiryararsağlayacağınısanmıyorum.Vebabizimkentekadargelsedesaymanolacağımyüzdeyüz.

4Haziran1887.Glotkinölümdöşeğinde.Kendisiniziyaretettim,dörtgözleölümünü beklediğimi söyledim ağlayarak, beni bağışlamasını istedim. Adamyüce gönüllülük gösterdi beni bağışladığı gibi, üstelik gastridim için pelitkahvesiiçmemsalıkverdi.Kleşçev az kaldımahkemeye düşeyazdı.Kirayla alıp kullandığı piyanosunu

para karşılığında Yahudi bir rehinciye bırakmamış mı? Adamın bu gibidalaverelerinekarşınStanislavnişanıvar,ayrıca7.derecedendevletmemuru.Şudünyadanegaripislerdönüyor?Zencefil2miskal,kalganotu1.5miskal,sertvotka1miskal,yedikardeşkanı5

miskal... İşte bütün bunlar elli dirhem votkanın içinde karıştırıldıktan sonrasabahlarıgastridekarşıbirerkadehiçilecekmiş.

7Haziran,yılaynı.DünGlotkin'itoprağaverdik.İhtiyarınölümüneyazıkkibana bir yarar sağlamadı. Geceleri beyaz kefeniyle düşlerime giriyor, gözdağıverircesinebanaparmaksallıyor.Ah,bennekarabahtlıbir adammışım!Kimisayman yaptılar, biliyor musunuz? Elbet beni değil, şu tıfıl Çalikov'u. Birgeneral karısının teyzesinden tavsiye mektubu getirdi diye bu yüce makamagencecikbiradamgetirildi.Yazık,tümumutlarımsuyadüştü.

10Haziran 1886. BizimÇalikov'un hanımı başkasına kaçmasınmı! ZavallıÇalikov karısının özleminden ne yapacağını bilmiyor, belki üzüntüyedayanamayıp canına kıyar. İşte o zaman benim saymanlık işi çantada keklikdemektir Şimdi herkes bundan söz ediyor. Bu duruma göre umudumu

Page 29: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

yitirmemeliyim. Yaşam güzel ne de olsa! Rakun kürke kavuşacağım günlersayılı...Evlenmeyegelince,nedenolmasın?Karşımaiyibirkısmetçıkarsanedenevlenmeyeyim? Ancak bu ciddi bir iştir; evlenmeden önce birilerinedanışmalıyım.Kleşçev yanlışlıkla bizim müsteşar Lirmans'ın lastik ayakkabılarını giymiş.

Rezalet!KapıcıPayisigastridekarşısüblimekullanmamıöğütledi.Birdenemelimi,ne

yapmalı?

Page 30: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

MEMURUNÖLÜMÜ

Güzel bir akşam vaktiydi. Yazı işlerinde memurluk yapan İvan DimitriçÇerviakov tiyatroda önden ikinci sıradaki bir koltuğa oturmuş, dürbünle«Kornevil'in Çanları» adlı oyunu izliyordu. Adamın oturuşuna bakılırsamutluluğun doruklarında olmalıydı. Derken, birdenbire... Öykülerde sık sıkrastlanır«derken,birdenbire»sözüne.Yazarlarınhakkıvar,yaşambeklenmedikşeylerleöylesinedopdoluki!..İştesevimliÇerviakov'unsuratıböylebirdenbireburuştu,gözlerikaydı, soluğudaraldı.Dürbününügözünden indirdi,öneeğildivehapşu!!!Aksırmakhiçbir yerde, hiçbir kimseyeyasaklanmamıştır.Köylülerdeaksırır, emniyetmüdürleride,hattamüsteşarlarda.Yeryüzündeaksırmayaninsanyokgibidir.Çerviakov hiç utanmadı, mendiliyle ağzını, burnunu sildi; kibar bir insan

olduğu için, birilerini rahatsız edip etmediğini anlamak amacıyla çevresinebakındı. İşte o zaman utanılacak bir durum olduğu ortaya çıktı. Tam önünde,birinci sırada oturan yaşlı bir zat başının dazlağını, boynunumendiliyle çabukçabuk siliyor, bir yandan da homurdanıyordu. Çerviakov, UlaştırmaBakanlığı'ndagörevlisivilpaşalardanBrizjalov'utanımaktagecikmedi.«Tüh. adamın üstünü kirlettim! Benim amirim değil ama ne fark eder? Bu

yaptığım çok ayıp, kendisinden özür dilemeliyim.» diye düşündü. Birkaç kezhafifçeöksürdü,gövdesinibirazileriverdi,paşanınkulağınaeğilerek;—Bağışlayın,beyefendi!diyefısıldadı,istemeyerekoldu,üzerinizeaksırdım.—Zararıyok,zararıyok...—Affınızasığınıyorumefendim,hoşgörünbuhareketimi.Ben...ben,böyle

olmasınıistemezdim.—Oturunuz,lütfen!Rahatbırakındapiyesiizleyelim.Çerviakov utandı, alık alık sırıttı, sahneye bakmaya haşladı. Temsili tüm

dikkatiyleizliyoramaartıkzevkalmıyordu.İçinibirkurtkemirmeyebaşlamıştı.Perde arasında Brizjalov'un yanına sokuldu, yanından şöyle bir yürüdü,çekingenliğiniyenerek;

Page 31: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

— Efendimiz, üstünüzü... şey... Bağışlayın! Oysa ben... böyle olmasınıistemezdim...Paşaöfkelendi,altdudağınıgevelemeyehaşladı.—Yeterartıksizde!Benonuçoktanunuttum,oysasiz...Çerviakov paşaya kuşkuyla bakarak, «Unutmuş! Ama gözleri sinsi sinsi

parlıyor, benimle konuşmak bile istemiyor! Aksırmanın çok doğal bir şeyolduğunu söylemeliydim ona. Yoksa kasten tükürdüğümü sanabilir. Şimdideğilse bile sonradan böyle gelir aklına. Oysa hiç istemeden oldu.» diyedüşündü.Çerviakov eve gelir gelmez, yaptığı kabalığı karısına anlattı. Ancak karısı,

görünüşebakılırsa,bu işegerekenönemivermedi.Başlangıçtabirazkorktuysadapaşanınbaşkabirbakanlıktanolduğunuöğrenincepekumursamadı.— Gene de gidip özür dilesen iyi olur, dedi. Toplum yaşamında nasıl

davranılacağınıbilmediğinisanabilir.—Bendebununiçinçabaladımdurdum.Ondanbirkaçkezözürdiledimama

oçok tuhafdavrandı,beniyatıştıracak teksözsöylemedi,Hoş,konuşacakpekvaktiyoktuya...ErtesisabahÇerviakovgüzelcetıraşoldu,yeniüniformasınıgiydi,Brizjalov'u

makamında görmeye gitti. Kabul odasına girince orada toplanan birçok dileksahibinidinleyenBrizjalov'lakarşılaştı.Paşaöncegelenlerlekonuşuyor,onlarınisteklerinidinliyordu.SıraÇerviakov'agelincepaşagözlerinionaçevirdi.—Dün geceArkadi tiyatrosunda... Eğer anımsamak lütfunda bulunursanız,

aksırmış ve... istemeden üstünüzü... şey... özür... dilerim, diye konuşmayabaşladı,Çerviakov.—Genemisiz?Böylesinebirsaçmalıkgörmedim!dediktensonrabaşkabir

dileksahibinedöndü.—Sizneistiyorsunuz?Çerviakov sarardı, «Benimle konuşmak istemiyor, çok kızdığı belli. Ama

yakasınıbırakmayacağım,durumumuanlatmalıyım.»diyedüşündü.Paşa son dilek sahibiyle konuşmasını bitirip odasına yöneldiği sırada

arkasındanyürüdü.—Beyefendihazretleri!Zatınızırahatsızetmekcüretindebulunuyorsam,bu,

yalnızca içimdeki pişmanlık duygusundan ileri geliyor. Siz de biliyorsunuz ki,efendim,isteyerekyapmadım.Paşanınsuratıağlamaklıbirdurumagirdi,adamelinisalladı.—Beyim,sizbenimlealaymıediyorsunuz?Bunlarısöylediktensonrakapınınarkasındakayboldu.

Page 32: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Çerviakov eve giderken şöyle düşünüyordu: «Ne alay etmesi? Niçin alayedecekmişim?Koskocapaşaolmuşamaanlamakistemiyor.Budurumagörebende bir daha bu gösteriş budalası adamdan özür dilemeye gelmem. Canıcehenneme!Kendisinemektupyazarım,olurbiter.Yüzünüşeytangörsün!»Evine giderken düşündükleri böyleydi. Gelgelelim paşaya bir türlü mektup

yazamadı, daha doğrusu iki sözü bir araya getirip istediklerini anlatamadı.Bununüzerineertesigüngeneyollaradüştü.PaşasoranbakışlarınıyüzünedikinceÇerviakov;—Efendimiz, dün buyurduğunuz gibi kesinlikle sizinle alay etmek gibi bir

niyetim yoktu, diye mırıldandı. Aksırırken üstünüzü berbat ettiğim için özürdilemeye gelmiştim. Sizinle alay etmek ne haddime? Bizler de alay etmeyekalkarsak,efendimesöyleyeyim,artıkinsanlararasındasaygıkalırmı?Suratımosmorkesilipzangırzangırtitreyenpaşa;—Defol!diyebağırdı.KorkudanÇerviakov'unbetibenziatmıştı.Ancak;—Ne?Nedediniz?diyefısıldayabildi.Paşaayaklarınıyerevurarak;—Yıkılkarşımdan!diyegürledi.Çerviakov'un karnının içinden sanki bir şeyler koptu. Gözleri bir şey

görmeksizin, kulakları hiçbir ses işitmeksizin geri geri dış kapıya doğru gitti,sokağaçıktı,yürüdü...Kurulmuşbirmakinegibievinegelinceüniformasınıbileçıkarmaksızınkanepeninüzerineuzandıveoracıktacanverdi.

Page 33: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

YARAMAZÇOCUK

İvan İvanıç Lapkin yakışıklı bir delikanlıydı, Anna SemyonovnaZamblitskaya ise burnununucuhafifçe yukarı kalkık, güzel bir gençkız. İkisibirliktedikbayırdanaşağıiniporadakiküçükbirsırayaoturdular.Sıra,körpebirsalkım söğüdün sıkdalları arasında, ırmağın tamkıyısındaydı.Gençler içinneuygunbiryer!Buradabütüngözlerden ıraksınız.Siziyalnızbalıklar ile suyunüstündeyıldırımhızıylakoşuşturansuörümceklerigörebilir.İkigençoltalarını,yemlik kurt dolu kutularını, balık avlamaya yarar öbür avadanlıklarınıgetirmişlerdi.Sırayaotururoturmazhemenbalıkavınakoyuldular.Lapkinçevresinebakındı.—Ensonundayalnızkalabildiğimiziçinöylesinesevinçliyimki!dedi.Anna

Semyonovna, size çok söyleyeceklerim var... Sizi ilk gördüğüm zaman... hey,oltanıza balık vuruyor... yaşamın anlamını, uğruna dürüstçe, seve seve tümçalışkan varlığımı adayacağım putumun kim olduğunu anladım... Büyük birbalıkolmalı...vuruyor,vuruyor...Sizigördüğümilkgüngönlümükaptırdım,siziçıldırasıya sevdim. Oltayı hemen çekmeyin, zokayı iyice yutsun... Sevgilim,yalvarıyorum, söyler misiniz? Siz de beni benim sizi sevdiğim kadar değilsebile...hayır,layıkdeğilimbuna,okadarınıdüşünememzaten...genede...şimdiçekiniz!Anna Semyonovna oltayı tuttuğu elini hızla yukarı kaldırıp çekti, bir çığlık

attı.Havadagümüşyeşilibirbalıkparlıyordu.—Amantanrım,kocamanbirsudakbalığı!..Çabukçıkar!Ah,ipikopardı!Balık zokadankurtuldu, otlar üzerindebirkaçkez zıpladıktan sonradoğanın

koynuna,ırmağınserinsularına«cump»diyeatladı.Onu tutmak için yekinen Lapkin balığın yerine, her nasılsa, Anna

Semyonovna'nın elini yakaladı, istemeyerek dudaklarına götürdü... Genç kızelini çekmeye çalıştıysa da geç kalmıştı, ikisinin dudakları birleşti. Sankiistemedenolanbirşeydibu.Amailköpücüktensonrabaşkalarıgeldi:ardındanyeminler, söz vermeler, mutluluk dolu dakikalar... Şurası bir gerçek ki,

Page 34: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

yeryüzündesaltmutlulukdiyebirşeyyoktur.Mutlulukkendizehriniiçindetaşıryadadışarıdanbaşkabirşeyişiniçinekarışıponuzehirler.Buradadaöyleoldu.Gençler öpüşürlerken yakınlarda bir kahkaha koptu. Başlarını çevirip baktılar,bakar bakmaz donakaldılar. Irmakta yarı beline değin suya girmiş, çıplak biroğlan çocuğu duruyordu. Anna Semyonovna'nın kardeşi, ortaokul öğrencisiKolya'dıbu.Çocuk,ikigencegözlerinidikmişbakıyor,hainhaingülümsüyordu.—Ya,demeköpüşüyorsunuz?iyi!Annemesöyleyeyimdegörün!Lapkinkızarıpbozararak:— Ben de sizi akıllı bir çocuk sanırdım, diye kekeledi. Başkalarını

gözetlemekmertliğe sığmaz.Müzevirlik ise daha da kötü, iğrenç, aşağılık birdavranıştır...Umarımsizmert,soylubirinsanolarak...Mertçocuk:—Birrubleverirsenizsöylemem,dedi.Yoksayandınızgitti.Lapkincebindenbir rubleçıkarıpçocuğauzattı.Çocukparayı ıslakavucuna

sıkıştırdıktan sonra bir ıslık çaldı, yüze yüzeoradanuzaklaştı. İki gencin artıköpüşmeyeisteklerikalmamıştı...Ertesi gün Lapkin kentten Kolya'ya resim boyası ile lastik bir top getirdi.

AnnaSemyonovnaisekardeşinebiriktirdiğiboşilaçkutularınıverdi.Ardındanarmağan olarak köpek başlı bir çift kol düğmesi geldi. Bütün bunlar yaramazçocuğunöylesinehoşunagitmişolmalıki,başkaşeylereldeetmekiçingençlerigözetlemeyi sıklaştırdı. Lapkin ile Anna Semyonovna nereye giderlerse o dapeşlerindenayrılmıyordu.İkigencinbaşbaşakalmasıolanaksızgibiydi.Lapkindişlerinigıcırdatarak:— Alçak! diye söyleniyordu. Yaşı ufak ama tam baş belası! Bu gidişle

bakalımbaşımızadahaneişleraçacak!O haziran ayı boyunca Kolya sevdalılara soluk aldırmadı. Onları annesine

haber vermekle korkutuyor, nereye gitseler adım adım izliyor, durmadan yeniarmağanlaristiyordu.Aldığıufaktelekşeyleriazbulduğuiçinsonundacepsaatiistemeyebaşladı.Eldennegelir,gençleristeristemezoğlanabircepsaatialmasözüverdiler.Bir gün öğle yemeğinde sofrada hep birlikte ballı çörek yenilirken Kolya

birdenbirebirkahkahaattı,birgözünükırparakLapkin'eşöylededi:—Nasıl,söyleyeyimmi?Lapkin kıpkırmızı kesildi, tabağındaki çörek yerine peçeteyi çiğnemeye

başladı.AnnaSemyonovnaiseayağafırladı,kendinibaşkabirodayaattı.Gençlerağustossonuna,yaniLapkin'inAnnaSemyonovna'yıresmenistediği

güne değin aynı şeyler sürüp gitti. Ama Lapkin kızın ana-basıyla evlilik

Page 35: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

konusunu konuşup onların onayını aldıktan sonra ilk işi bahçeye fırlayıpKolya'yı aramak oldu. O günkü mutluluğunun üzerine ikinci bir sevinç dahaeklenmişti.Yaramazçocuğunyakasınıelinegeçirdiğindeazkalsınsevincindenağlayacaktı. Oğlanın kulağına o öfkeyle yapıştığında. kardeşini aramakta olanAnnaSemyonovnadayetişipçocuğunöbürkulağınayapıştı.Kolyaağlıyor;—Anacığım, ne olur, yapmayın!Kulunuz, köleniz olayım, bağışlayın beni!

diyeyalvardıkçaikisevgilininyüzlerindekisevincigörmeliydiniz.İki sevdalı, birbirlerini sevmeye başladıklarından beri, Kolya'nın kulaklarını

çektiklerioankikadarmutluolmadıklarınıbirçokkezanlatıpdurdular...

Page 36: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ÇEYİZ

Yaşam boyunca birçok ev görmüşümdür. Taştan, ağaçtan yapılmış, büyüğüküçüğü, eskisi yenisiyle birçok ev.Ama bunlar arasında özellikle birisi hendederinbirizbıraktı.Evbüyükdeğildi,üstelik,minnacıkbirşeydi.Tekkatlıydı,üçpenceresi vardı; ilk bakışta ufak tefek, kamburu çıkmış, başı örtülü, yaşlı birkadına benzetilebilirdi.Duvarları beyaz sıvalı, çatısı kiremitle kaplıydı; bacasıyıkılmaya yüz tutmuştu. Ev, şimdiki sahiplerinin dedelerince, dedelerinindedelerince dikilmiş dut, akasya, kavak ağaçları arasında yeşilliğe gömülmüşgibiydi. Gene de gür yeşillik bu küçük evin bir kent evi havasını taşımasınaengel değildi.Geniş avlusu komşu evlerin avlularıyla birleşerekMoskovskayasokağınıoluşturuyordu.Busokaktanbirkerecikbileatyadaarabageçmemişti,yayagidipgelenlereiseseyrekrastlanırdı.Küçük evde oturanların ışığa pek gereksinme duymamalarından olacak,

panjurlar hep yarı kapalı dururdu. Pencereler de öyle. Çünkü kimsenin temizhavaaradığıyoktu.Ömürleridut,akasyaağaçları,dulavratotlarıarasındageçtiğiiçindoğagüzelliklerine aldırmazolmuşlardı.Tanrı, yalnızyazlıkmeraklılarınadoğanın güzelliklerini anlama yeteneği vermiştir, öbür insanlar bu güzelliklerkarşısında bir çeşit bilgisizlik karanlığına gömülmüş gibidirler. Böyleleriellerindekizenginliğindeğerinibilmezler,sahipolduklarınıkorumazlar,dahadakötüsübunlarakarşıiçlerindebirsevgiyoktur.Küçük evin çevresi bir yeryüzü cennetiydi, o güzelim ağaçlar arasında cıvıl

cıvılkuşlaröterdi.Birdesizburadaoturanlarıtanıyınbakalım,nediyeceksiniz!Yazınkapalıodalardaboğucusıcak,havasızlık;kışıngeneheryerhamamgibisıcak,üstelikislidumankokusu...Kısacasıcansıkıntısındanpatlardıinsan.Eviilkziyaretiminüzerindenhaylizamangeçti.AlbayÇikamasov'dankarısı

ilekızınaselamgetirmiştim.Builkziyaretimihiçunutmadım.Unutmakeldemiki?Sizi evin girişinde karşılayıp salona götürürken yüzünde korku ve şaşkınlık

okunan, ufak tefek, solgun, kırk yaşlarında bir kadıncağızı gözünüzün önüne

Page 37: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

getirin.Onagöresizhem«yabancıbirkonuk»,hem«gençbirerkek»siniz,iştebunlar onu şaşırtıp korkutmaya yetmiştir. Elinizde ne sopa, ne balta, ne detabanca vardır, üstelik dostça gülümsemektesinizdir; gene de kadıncağızıkuşkudankurtaramazsınız.Kadınürkekbirsesle:—Kiminleonurlanıyorum,efendim?diyesordu.SizonunÇikamasov'unkarısıolduğunuhemenanlarsınız.Kendinizitanıtır,niçingeldiğinizisöylersiniz.Buseferkorkunun,şaşkınlığın

yerini sevinç çığlıkları, bayılmak üzere baygınlaşan gözler alır. Sevinç anlatan«ah»lar evin girişinden salona, salondan oturma odasına, oturma odasındanmutfağa, oradan da bodruma yankılanır. Çok geçmeden küçük evin köşesi-bucağı her tondan neşeli «ah»lara boğulur. Beş dakika sonra oturma odasındabüyük, yumuşak, insanı sımsıcak kucaklayan kanepeye kurulduğunuzda bütünsokağın«ah»larlaçınladığınıduyarsınız.Oturduğumyerinhemenyanıbaşındamendilesarılıpbirsandalyeyekonulmuş

terliklerhemtazekeçiderisi,hemdenaftalinkokuyordur.Pencereönlerindekisaksılarda ıtırlar, tül perdeler, perdelerde besili sinekler. Duvarda, camının birköşesi kırık, çerçeveli bir piskopos portresi. Piskoposun arkasında sıralanan,solmaktan limonrenginialmışbirsürünine,dederesimleri...Masanınüstündebir yüksük, birmakara iplik, yarısı örülmüş bir çorap; yerde kumaş parçaları,ipekişlemelibirkadınbluzu.Bitişikodadaşaşkın,ürkmüşbirkocakarıyerdekikumaşkırpıntılarınıtoplamayaçalışmakta...BayanÇikamasova;—Bağışlayın,bizimburasıçokdağınık,dedi.Benimle konuşurken bir yandan da yerdeki kumaş kırpıntılarının toplandığı

odayasıkıntılıbakışlarlabakıyordu.Odanınkapısıikidebirbirazcıkaralanıyor,sonrahemenkapanıyordu.Çikamasovakapıyadoğruseslendi:—Nevar?Neistiyorsun?Kapınınarkasındanbirkadınsesi;— O est mon cravatte, lequel mon père m'avait envoyé deKoursk[1] diye

sordu.—Ah, est-ce,Marie que...[2] Şimdi uygunolurmu?Nous avons done chez

nousunhommetrèspeuconnuparnous...[3]Neyse,Lukerya'yasoruver.Çikamasov'un kıvançtan kızaran yüzünden; «Görüyorsunuz, biz ne güzel

Fransızca konuşuyoruz!» diye böbürlenme okunuyordu. Az sonra kapı açıldı;uzunmüslinbirentarigiymiş,ondokuzyaşlarında,selviboylu,incecikbirgençkız girdi içeriye. Beline sırma işlemeli bir kemer takmıştı, kemerden sedef

Page 38: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

kakmalıbiryelpazesarkıyordu.Kıziçerigirergirmezreveransyaptı,aynıandada yüzü kızardı. Kızarıklık önce uzun, çopur burnuna, oradan gözlerine,şakaklarınayayıldı.Çikamasovaşarkısöylergibi;—Kızım!diyetanıttıonu.Maneçka,buda...Adımı söyledim, sonra evlerinde gördüğüm dikiş işlerinin çokluğuna

şaşırdığımıbelirttim.Anne-kızbaşlarınıönlerineeğdiler.BayanÇikamasova:— Voznesenye kasabasında panayır vardı da. Panayırdan her zaman çokça

kumaş alır, bir sonraki panayıra değin hepsini dikeriz, dedi. Dikişler terziyeyaptırılmaz bizim evde. Kocam Piotr Semyonoviç'in fazla bir geliri yoktur, onedenlebizfazlalüksekaçmayız.Herzamankendiişimizikendimizgörürüz.—Amabuncagiyeceğikimgiyer?Evdeyalnızikikişideğilmisiniz?—Ah,bunlargiymekiçindeğil!Giyilirmihiç?Çeyizbunlar!Gençkızınyüzüpancargibikızardı.—Amananne,sennelersöylüyorsun?Konuğumuzdasöylendiklerinigerçek

sanacaklar.Benhiçevlenmeyeceğimki...«Evlenme»sözünüsöylerkengözlerininparladığınıaçıkçagörmüştüm.Derken,sofrayaçay,bisküvi,reçel,tereyağıkondu;ardındanahududu,kanyak

geldi. Saat yedide altı çeşitten oluşan akşam yemeği sofrasına oturduk. Bizyemek yerken bitişik odada birinin yüksek sesle esnediğini duydum. Benşaşırarakkapıyabaktım,çünküancakbirerkekböyleesneyebilirdi.ŞaşırdığımıgörenÇikomasova;— Piotr Semyonoviç'in kardeşi, kaynım Yegor Semyonoviç, diye durumu

açıkladı.Biryıldanberibizimlebirlikteoturuyor.Kusurunabakmayın,yanınızaçıkamaz, insankaçkınıdır,yabancılardanutanırhep.Sonzamanlardamanastırakapanmak gibi bir niyeti var... Görevdeyken hakkını yemişler. O daüzüntüsündenböyleyapıyor.Akşam yemeğini bitirdiğimizde, Çikamasova, Yegor Semyonıç'ın kiliseye

bağışlamakamacıylakendieliyleişlediğipapazatkısınıgösterdi.BununüzerineManeçka da bir an ürkekliğini üzerinden atarak babası için ördüğü bir parakesesi getirdi. Ben örgüyü çok beğenmiş gibi yapınca genç kız kıpkırmızıkesildi, eğilip annesinin kulağına bir şeyler fısıldadı. Bunun üzerine annesininyüzükıvançlaparladı,banabirliktesandıkodasınagitmemiziönerdiler.Buradabeştanebüyüksandık,bunlardanbaşkabirçokküçüksandıkvekutulargördüm.BayanÇikamasova;—Bunlarhepçeyiz.Hepsinikendielimizleişledik,diyefısıldadı.

Page 39: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

İnsanın içini karartan bu sandıkları gördükten sonra konuksever evsahiplerinden izin isteyip yanlarından ayrıldım. Gitmeden önce benden ilerdegenegelip,kendileriniziyaretetmemkonusundasözaldılar.Ancak aradan yedi yıl geçtikten sonra, bir davada bilirkişi olarak aynı

kasabayayolumdüştüğündeverdiğimsözüyerinegetirebildim.Tanıdıkevegirergirmez gene aynı «ah»ları duydum. Beni tanımışlardı... Ama tanımayabilirlermiydi? İlk ziyaretim bu insanlar için önemli bir olaydı, az rastlanan önemliolaylarisekolaykolayunutulmaz.Dahadaşişmanlayan,saçlarıkırlaşanBayanÇikamasovayerdesürünerekmavibirbezibiçiyor;kızı isekanepeyeoturmuş,gergef işliyordu. Odanın tabanında gene bez kırpıntıları, evin her yerindenaftalin kokusu, duvarda gene çerçevesi kırık aynı portre... Bununla birliktebirtakım değişiklikler yok değildi. Piskopos portresinin yanına PiotrSemyonoviç'inresmiasılmıştı,evsahibeleriiseyasgiysileriiçindeydi.GeneralolmasınınardındanPiotrSemyonoviçbirhaftabileyaşayamadanölmüştü.Eskigünleranıldı,birarageneralindulkarısıağlamayabaşladı.— Ah, üzüntümüz büyük! Artık Piotr Semyonoviç yok! Kızımla yetimiz

şimdi, bizi düşünecek kimsemiz kalmadı. Gerçi Yegor Semyonoviç sağ amaonunla ilgili iyi şeyler söyleyemeyeceğiz. Alkole düşkünlüğünden... manastıradaalmadılar.Şimdikederindendahaçokiçiyor.SoylularBirliğiBaşkanı'nagidipiçkiciliğini anlatacağım. Biliyor musunuz, birkaç kez sandıkları açıpManeçka'nınçeyizlerinialdıktansonragezginduacılaradağıtmış.BöylegiderseManeçka'mbüsbütünçeyizsizkalacak.Sandıklardanikisitamtakırboşalmış.Maneçkasıkıntıyla;— Siz neler söylüyorsunuz, anne! dedi. Duyanlar da gerçek sanacak. Ben

hiçbirzamanevlenmeyeceğim,hiç!Maneçka bunları söylerken heyecan içinde tavana bakıyordu. Sözlerinin

doğruluğunakendinindeinanmadığıbelliydi.Osıradaevingirişindedazlakkafalı,çizmeyerinelastikayakkabılargiymiş,

ufak yapılı bir adam bir an görünüp kayboldu. Oradan sıçanların çıkardığıhışırtıyabenzerbirtakımseslerduyulmayabaşladı.«YegorSemyonoviçolmalı.»diyedüşündüm.Anneilekızınadahabirdikkatli

baktım.İkisideyaşlanmış,çökmüşlerdi.Anneninsaçlarıgümüşgibiparlıyordu,kızın rengi sararıp solmuştu. İkisini görenler annenin kızından ancak beş yaşbüyükolduğunusanırlardı.Annebirazönceaynışeyisöylediğiniunutmuşolmalıki;— Soylular Birliği Başkanı'na gidip anlatacağım durumu, kaynımı şikâyet

edeceğim, dedi. Yegor Semyonoviç diktiklerimizin hepsini gizlice aşırıp,

Page 40: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

günahlarınıbağışlatmak içinyoksullaradağıtıyor.Maneçka'mçeyizsizkalacak,dedi.Maneçkautancındankızardıysadabuseferbirşeydemedi.Anne;—Hepsiniyenidendikmekgerekiyor,bizseokadarvarlıklıdeğiliz,dedi.Maneçkada;—Bizartıkyetimiz,diyeekledi.Yazgımda o evi bir daha görmek varmış.Geçen yıl küçük ev karşıma gene

çıktı.OturmaodasınagirdiğimdeBayanÇikomasova'yı tepeden tırnağakaralargiymiş, kanepede dikiş dikerken buldum. Yanında da kahverengi redingotlu,çizme yerine lastik ayakkabı giymiş, yaşlı bir adam vardı. Adam beni görürgörmezoturduğuyerdenfırlayıpdışarıkaçtı.BayanÇikomasovaselâmımakarşılık:—Jesuischarméedevousrevoir,monsieur![4]dedi.Aradanbirsürevakitgeçince—Nelerdikiyorsunuz,bakalım?diyesordum.—Gömlek.Bitirirbitirmezpapazefendiyegötüreceğim.Oradasaklamazsam

YegorSemyonoviççalıyor.Önündekimasanınüstündedurankızınınresminebakarakiçiniçekti.—Bizyetimiz.Kızıneredeydiacaba?Maneçkanereyegitmişti?Karalargiymişanneyeböyle

birşeysormadım,sormakiçimdengelmedi.Oradaoturduğumsürece,evlerindenkalkıp giderken Maneçka ne beni görmeye, ne de uğurlamaya çıktı. İçeridenkonuşmalarını, ürkek, sessiz ayak seslerini duymadım. Her şeyi anlamıştım,yüreğimdeöylesineağırbirduyguvardıki!

Page 41: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ALBİON'UNKIZI

Şişmanbir arabacının sürdüğü, tekerlerine lastik kaplamageçirilmiş, kadifeşilteli sık bir yaylı araba toprak ağası Griabov'un konağının önünde durdu.Arabadan ilçe Soylular Birliği Başkanı Fiodor Andreyiç Otsov indi, onu evingirişindekarşılayanuşağa;—Nasıl,seninkilerevdelermi?diyesordu.— Hayır, efendim. Hanımefendi çocuklarla birlikte bir ziyarete gittiler,

beyefendiisemürebbiyeilebalıkavlıyorlar.Sabahtanberiderekıyısındalar.Otsov bir süre durup düşündükten sonra dere kıyısında Griabov'u aramaya

karar verdi. Evden iki kilometre kadar uzaklaşmıştı ki, rastladı onlara. Dikkıyıdan aşağı bakıp Griabov'u görünce gülmekten kendini alamadı, iri yapılı,şişman,kocamankafalıGriabovbağdaşkurmuş,oturduğuyerdebalıkavlıyordu.Kravatı yana, şapkası ensesine kaymıştı.Uzun boylu, değnek gibi ince, patlakyengeçgözlüİngilizmürebbiye iseonunyanındaayaktadikiliyordu.Tamikisibirbirine ters! Matmazelin kuş gagasını andıran burnu burundan çok kancagörünümündeydi. Sırtında müslin bir entari vardı, bunun altından kemikliomuzlarının sarımtırak derisi seçilebilirdi. Belindeki sırma işlemeli kemerdenküçükbiraltınsaat sarkıyordu.Griabovgibiodabalıkavınadalmıştı.Birölüsessizliği içindeydiler ikisi de. Yüzeyinde olta mantarlarının yüzdüğü dereninsuyugibikıpırdamadanduruyorlardı.Otsovgülerek;—Şunlarabakın,neamansızavcılar!dedi.Neyazıkki,bugünşanslarıyok!

Merhaba,İvanKuzmiç!GözlerinioltadanayıramayanGriabov;—Vay,senmisin?diyebağırdı.—Gördüğüngibibenim...Bakıyorum,geneaynısaçmalıklarlauğraşıyorsun.

Bıkmadınmıdaha?—Tüh. şu işe bak!Sabahtanheri avlanıyoruz amaboş.Bugünher şey ters

gidiyor. Ne ben tek balık tutabildim, ne de şu kikirik. Boşuna bekleyip

Page 42: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

duruyoruz, bari birimiz şeytanın bacağını kırsak. Neredeyse «İmdat!» diyebağıracağım.—Hadi,boşverbalıkavına!Gidelimdekafayıçekelim.—Durbiraz.Belkibir şeyleryakalarız.Akşamüzeri iyivurur...Şuavlama

sevdasınaneredenkaptırdımkendimi?Saçmaolduğunubildiğimhaldesabahtanberioltanınbaşındanayrılamıyorum.Öylecansıkıcıki,anlatamam!Kafasızın,budalanın biriyim ben! Kürek mahkumu gibi oturuyor, durgun suya alık alıkbakıyorum. Öbür yanda harman işleri bekliyor ama aldıran kim? DünHarponyev'deayinvardı,orayadagitmedim:şucadaloz,mıymıntıkarıylaoltabaşındabekledimdurdum.Otsovarkadaşınınsöylediklerindenutanarak,yangözlemürebbiyeyebaktı.—Yahu,senaklınımıkaçırdın?Birhanımınyanında,üstelikonasövmekiçin

kullanılırmıbusözler?— Bırak, canı cehenneme! Sövsen de, sövmesen de, onun için hepsi bir!

Rusçaanladığıfilanyokki!..Şununburnunabakbirkere!İnsanyalnızburnunugörsekorkudanbayılır.Günlerdiryanyanaduruyoruz,teklafettiğiniduymadım.Bostankorkuluğugibidikilmiş,gözlerinibelertiphepsuyabakıyor.İngilizkadınesnedi,yeminideğiştirdiktensonraoltasınıyenidensuyaattı.Griabovkonuşmasınışöylesürdürdü:— Sen ne dersen de, çok şaşıyorum, kardeşim! Rusya'ya geleli tam on yıl

olmuş, o günden beri tek sözcük öğrenememiş. Bizim soylu takımından bukarının ülkesine gidenler kısa bir süre sonra çat pat bir şeyler konuşuyorlar...Şununburnunabakbirkere!Böylebirburungördünmühiç!—Kesartık,ayıpoluyor!Bukadınlanealıpveremediğinvar?—Kadın değil ki o, kız oğlan kız!Belki de burada birini bulup evlenmeyi

düşlüyordur, cadaloz!Çevresineyaydığı şuküf kokusunahakbir kere!Ondannasıl nefret ediyorum, bilemezsin! Suratını görünce afakanlar basıyor. Hele opatlak gözlerini yüzüme dikti mi, merdivenlerden yuvarlanırken dirseklerimtrabzana çarpmış gibi bütün bedenim titriyor. O da balık avına pek düşkün.Şununduruşunabaksen!Sankikutsalbirişyapıyormuşçasınasorutupduruyor.Balık avlamanın dışında her şeye boş veriyor, kardeşim. Kayıtsız tavırlarınıgördükçe küçük dağları onun yarattığını sanırsın. Kendini insandan sayıyor,pezevenk,üstelikdoğanınhakimi!Birdeadınıduysan,aklınşaşar!UvilkaÇarlzTfayz!Tüh!Söylerkeninsanındilidolaşıyor.Mürebbiye adının söylendiğini duyunca burnunu yavaş yavaş Griabov'dan

yana çevirdi, onu küçümseyen gözlerle süzdü. Sonra bakışlarını Otsov'akaydırdı,onudanefretindenyerindibinegeçirdi.

Page 43: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Bütünbunlarıkurumlu,suskunbirdeveninağırkanlılığıylayapmıştı.Griabovkahkahayıbastı.—Gördünmü!«Nahsize!»demekistiyor.Vaysenikikirikseni!Buyengece

yalnızca çocuklarım için katlanıyorum. Çocuklar olmasa onu çiftliğimin onfersah yakınına sokmazdım... Burun, atmaca gagasından farksız. Ya belinininceliğine ne demeli?Biliyormusun, onu uzun eğseri gibi görüyorum. Şeytandiyor ki, al eline bir çekiç, kafasına vurduğun gibi çak yere!A, dur bakayım!Benimoltayabalıkmıvuruyorne?Griabovayağafırladı,oltasınınkamışınıhızlakaldırdı, ipgerildi.Sopayıbir

dahaçekti,amaoltanınkancasınısudançıkaramadı.— Takıldı! diyerek yüzünü buruşturdu. Taşın altına saplanmış olmalı. Hay,

aksişeytan!Çok üzüldüğü belliydi. Derin derin iç çekerek, lanetler yağdırarak, yerinde

dörtdönerekipiçekiştirmeyebaşladı.Ancakoltayıkurtaramamıştı,yüzüsapsarıkesildi.—Çokkötü,suyagirmektenbaşkaçıkaryolyok!dedi.—Hadi,avlanmayıbırakdagidelim.—Olmaz.Akşamüzeri iyi vuruyor... Tanrım, sen bilirsin!Bu iş de başıma

nereden çıktı? Soyunmak istemiyorum, ama suya girmeden olmayacak. İngilizkarısını buradan uzaklaştırmalı. Önünde soyunmak yakışık almaz. Ne de olsabayan.Griabovşapkasını,kravatınısıyırıpattı,mürebbiyeye;— Mis... e-e-e-e... dedi. Mis Tfays! Je vous prie.[5] Nasıl anlatsam ona,

bilmemki!Şey,bayan,baksanıza!Oraya...orayagidin!Beniişitiyormusunuz?MissTfaysadamınefretlesüzdü,burnundangaripseslerçıkardı.— Nasıl, anlamıyor musun? «Buradan git!» diyorum sana! Soyunacağım,

cadaloz!Orayagit!Hadi,git!Griabov, Miss Tfays'ın kolundan çekti, çalılığı gösterdi, çömeldi. Yani

«Çalılığın arkasına git de orada saklan!» demek istiyordu. Ama İngilizmürebbiye kaslarını çatarak hızlı hızlı oynattı, İngilizce bir sürü laf etti, ikitoprakağasışaşkınlıkiçindegüldüler.—Cadınınsesiniilkkezişitiyorum,dediGriabov.Sesinedediyecekyokmuş,

doğrusu!Anlamakistemiyor.Şimdihenneyapacağım?—Buiştenvazgeç!Gidipvotkaiçelim!—Yapamam!Şimdi tambalık tutmanın sırası.Dedik ya, akşamvakti...Ne

yapsamacaba!Neredençıktıbukarıkarşıma! ister istemezönündesoyunmamgerekecek.

Page 44: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Redingotunu,yeleğiniçıkaranGriabovayaklarındançizmeleriniçekmekiçinkumlarınüstüneoturdu.SoylularBirliğiBaşkanıyumruğunuağzınadayadı,kahkahalarınıbastırmaya

çalıştı.—Banabak,İvanKuzmiç!Seninbuyaptığınakarşındakiniaşağılamaderler.

Kadınladüpedüzalayediyorsun.—Oanlamakistemiyorsasuçbenimdeğil.Onungibikafasızyabancılarabir

dersolsun!Griabov böyle diyerek çizmelerinin ardından pantolonunu, iç çamaşırlarını

sıyırıp attı; ortada Adem baba kılığıyla kaldı. Otsov kasıklarını tutarakgülüyordu. Hem gülmekten, hem de utanmaktan yüzü kıpkırmızı kesilmişti.Mürebbiye kaşlarını oynattı, gözlerini kırpıştırdı... Sarışın yüzünden gururlu,alaycıbirgülümsemeyalazlanıpgeçti.Griabovkalçalarınavurarak;—Terimkurusunbiraz,dedi.FiodorAndreyiç,söylermisiniz, lütfen,neden

heryazgöğsümdesivilcelerçıkıyoracaba?—Çabuksuyagir,hayvan!Yadabirşeyleörtün!Griabovsuyagiripbiryandandaistavrozçıkarırken;— Şuna bakın! Hiç utandığı var mı kahpenin! dedi. U-u-uv! Su da buz

gibiymiş! Ya kaşlarını oynatışına ne demeli? Namussuz, yerinden bilekıpırdamıyor! Kendini herkesten üstün gördüğü nasıl da belli! Keh-keh-keh!Bizleriadamyerinekoyduğuyok!Dizlerinedeğinsuyagirdi,kocamangövdesiylegerindi,birgözünükırptı.—Anlasınbakalım,burasıİngilteremiymiş!MissTfayssoğukkanlılıklaoltasınıçekipyeminideğiştirdi,esnedi,genesuya

attı.Otsovbaşınıöbüryanaçevirdi.BuaradaGriabovoltasını takıldığıyerdenkurtardı,suyabirdalıpçıktı,pofurdayarakkıyıyadoğruyürüdü.İkidakikasonragenekumunüstündeoturuyor,balıkavlıyordu.

Page 45: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

MAHKEMEKALEMİNDE

Öğle sularıydı. Uzun boylu, etine dolgun, saçları kısaca kesilmiş, patlakgözlütoprakağasıVoldırevpaltosunuçıkardı,ipekmendiliylealnınısildi,ürkekadımlarla kalem odasının kapısından içeri yürüdü. Yazıcıların divit cızırtılarıduyuluyordudörtbiryandan.Tepsisininüstündebirkaçbardakladışarıyaçıkmaküzereolanodacıylaburun

burunageldi.— Bakar mısın! Bazı bilgiler edinmek istiyorum, bir de evrak kopyası

alacağım.Kimebaşvurabilirim?Odacıtepsiylesalonunucundakipencereyigösterdi.—Aha,şupencerenindibindeoturanadamagidin!Voldırevöksürdü,dippencereyeyöneldi.Oradayeşil çuhaörtüsümürekkep

lekelerinden benek benek bir masada oturan, setresinin rengi atmış, dağınıksaçlı,patlıcanburunlu,gençbiradamgördü.Adam,iriçopurburnununeredeysekağıtlara gömmüş, habire yazı yazıyordu. Bir yandan da sağ burun deliğininkenarında gezinen bir sineği kovmak için alt dudağını şişirip burnuna havaüflüyor,budaonasonderecesıkıntılıbirhavaveriyordu.Voldırevçekineçekine;—Şey...burada...sizden,diyebaşladı.Birdosyaylailgilibilgialacaktımda...

Birde2Marttarihliduyurunuzdansuretisteyecektim.Memur divitini hokkaya batırdı, çok mürekkep almış mıyım, diye baktı,

divitin ucundan mürekkep damlamayacağını anlayınca cızırtıyla yazmasınısürdürdü.Altdudağıyenidenuzadı,amasinekuçupkulağınakonduğuiçinhavaüflemesinegerekkalmadı.BirdakikasonraVoldırevbirdahadavrandı:—Şey,birkonudabilgiedinebilirmiyim?AdımVoldırev,çiftliksahibiyim...Yazıcı, Voldırev'in ayrımında değilmiş gibi yandaki memur arkadaşlarından

birineseslendi:— İvan Andreyiç, tüccar Yalikov geldiğinde lütfen kendisine bildir de

Page 46: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

dilekçesinipoliseonaylatmadanvermesin.Bensöyleyesöyleyedilimdetüybitti.Voldırevderdinianlatmayaçalışıyordu:—Bakın, benPrensGogulina'nınmirasçılarıyla davalıyım.Buradaherkesin

bildiğibirdosyadırbu.Neolur,şuişleilgileniverin.Çokricaedeceğim.Yazıcı,Voldırev'igenegörmezliktengelerekdudağınakonansineğiyakaladı,

dikkatleincelediktensonrahavayasaldı.Toprakağasıöksürdü,damalımendiliniçıkarıpgürültüylesümkürdü,amabiryararıolmadıbunların.Kimseonuişitmekistemiyordu. İki dakikaböylece sessizlik içindegeçti.Bir an aklı başınagelenVoldırev cüzdanından kağıt bir ruble aldı, bunu memurun önünde açık durandefterin üstüne bıraktı. Aynı anda memurun alnı buruştu, üzüntülü bir yüzledefterikendinedoğruçekipkapatıverdi.— Küçük bir bilgi... Yalnız şu kadarını öğrenmek istiyorum. Gogulina'nın

mirasçılarıneyedayanarakbenden...Sizirahatsızettiğimiçinözürdilerim.Amamemurhiçoralıolmadı.Kafasındabinbirdüşünceylemasasındankalktı,

dirseğini kaşıyarak evrak dolabına doğru yürüdü. Bir dakika sonra masasınadönüp gene yazı yazmaya koyuldu.Defterin üstünde gıcır gıcır bir ruble dahaduruyordu.—Siziyalnızcabirdakikarahatsızedeceğim.İstediğimbilgiyivermekfazla

vaktinizialmaz.Bunlar memurun bir kulağından girip öbüründen çıkıyordu. Şimdi de yazı

suretiçıkarmayabaşlamıştı.Voldırev yüzünü buruşturdu, salondaki yazıcılara umutsuzlukla baktı. Sonra

içiniçekerek,«Yazıyorlar,durmadanyazıyorlarkahrolasıcalar!»diyedüşündü.Masanın yanından uzaklaştı, ne yapacağını bilmeksizin kolları iki yanına

düştü, salonun ortasında öylece dikildi kaldı. Yeniden tepsinin üzerindebardaklarla salona giren odacı onun yüzündeki umarsızlığı görerek yanınasokuldu,alçakseslesordu:—Nasıl,istediğinizbilgiyialdınızmı?—Adambenimlekonuşmuyorki...Odacı;—Onaüçrubleverin,dedi.—Amaikirubleverdim.—Olsun,birrubledahaverin.Voldırev yenidenmasaya yaklaştı, açık duran defterin üstüne yeşil bir ruble

dahakoydu.Memur defteri önüne çekti, sayfaları çevirmeye başladı, sonra yeni farkına

varmış gibi gözlerini Voldırev'in yüzüne kaldırdı. Çopur burnu aydınlandı,

Page 47: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

kızardı,yüzüneyayılangülümsemedendolayıburuştu.Voldırev'e;—Ah,birşeymiistiyorsunuz?diyesordu.—Evet,davadosyamhakkındabilgialmakistiyorum.SoyadımVoldırev.—Memnunoldum,Voldırev!Gogulinadavasıdeğilmi?Başüstüne,efendim!

Dosyaylailgilineistediğinizisorabilirmiyim?Voldırevneistediğinibildirdi.Memur kasırgaya tutulmuşçasına birden canlandı, istenen bilgiyi araştırıp

buldu, suret çıkarma işini bir arkadaşına rica etti, oturması içinVoldırev'e yergösterdi.Bütünhepsi bir dakika içindeolupbitmişti.Bu aradahavalardan sözetti, çiftliğin o yıl ki üretimiyle ilgili sorular sordu.Voldırev kalem odasındanayrılırkendeonumerdivenbaşınadeğingeçirdi.Hattagüleryüzlülüğü,saygılıdavranışlarıyla, her dilek sahibinin buyruğuna hazır, ona canla-başla hizmetetmek kendisi için büyük bir zevkmiş gibi tavırlara girdi. Voldırev bu saygılıuğurlamakarşısında bir tuhaf oldu, içinden gelen bir sese uyarak cüzdanındanbirrubledahaçıkardı,yılışanmemurauzattı.Berikiezilipbüzüldü.gülümsedi,rubleyi bir hokkabaz çabukluğuyla kaptı. Yeşil kağıdın havada görünmesiyleadamıncebinegirmesibirolmuştu.Toprak ağası dışarı çıkınca, «Ne adam, yahu!» demekten kendini alamadı.

Oracıktabirandurupmendiliylealnınıkuruladı.

Page 48: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ŞİŞMANİLEZAYIF

İkieskiarkadaşNikolayevistasyonundakarşılaştılar;bunlardanbirişişman,öbürü zayıftı. Şişman olanı az önce gar lokantasında karnını doyurmuştu, oyüzdenyağlıdudaklarıolgunikivişnegibiparlıyordu.Pahalıİspanyolşarabıveportakalçiçeğikokusuyayılıyorduçevresine.Zayıfolanisehenüzyenitrendeninmişti; valizlerle, bohçalarla, karton kutularla yüklüydü elleri, kolları... Onunağzından da jambon ve kahve telvesi kokusu yayılıyordu. Adamın arkasındauzunçeneli,sıskabirkadınileuzunboylu,gözlerinikısarakbakan,gözlüklübirlise öğrencisi başlarını uzatmış bakıyorlardı. Zayıf adamın karısı ile oğluydubunlar.Şişmanzayıfıgörünce;— A Porfiri! diye haykırdı. Bu sen misin, iki gözüm? Görüşmeyeli yıllar

geçti.Zayıfapışıpkalmıştı.—Mişa,azizdostum!Çocuklukarkadaşımbenim!Neredençıktınböyle?İkidostkucaklaştılar,üçkezöpüştüler,yaşdolugözlerinibirbirlerinediktiler,

ikisidehoşbirşaşkınlıkiçindeydiler.Sarılıpöpüşmedensonrazayıfolanı;— Ah, sevgili dostum! dedi. Doğrusu, karşılaşacağımızı hiç tahmin

etmezdim!Bunegüzelrastlantı!Dur,sanaşöylebirbakayım!Geneeskisigibiyakışıklısın, içten bakışların da, şıklığın da hiç değişmemiş.Hey,UluTanrım,bakınşuişe!Ee,nasılsın,iyimisin?Zenginmisin?Evlendinmi?Gördüğüngibi,benevliyim...Bu,benimhanımLuiza,kızlık soyadıWanzenbach'tı...Lüteryenbir ailedengelme...Buda oğlumNafanail, lise üç öğrencisi.Nafanail, bu beybenimçocuklukarkadaşımdır.Liseyibirlikteokuduk.Nafanailbirazdüşündü,şapkasınıçıkardı.— Liseyi birlikte okuduk, diye sürdürdü konuşmasını zayıf olanı. Mişa,

anımsıyormusun,seninlenasılalayederlerdi?Okulcadağıtılankitabısigaraylayaktın diye sana Herostrat adını takmışlardı. Bana da arkadaşlarımın arasını

Page 49: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

bozduğum için Efialt diye takılırlardı. Kah-kah-kah! Çocukluk günleri negüzeldi! Korkma, Nafanail'ciğim, sokul arkadaşımın yanına! Yaa, işte bu dakarım,kızlıksoyadıWazenbach...Lüteryendir...Nafanailbirandüşündüktensonrababasınınarkasınagizlendi.Şişman,sevinçdolugözleriniarkadaşındanayıramıyordu.— Anlat, bakalım! Nasılsın, neler yapıyorsun? Görevin nerede, hangi

rütbedesin?[6]—Memurluktanbaşkaneyapabilirizki!7.derecedendenetçigörevindeyim.

Bir de Stanislav nişanım var. Aldığım aylık yetersiz ama yetiştirmeyeçalışıyoruz.Ayrıcakarımmüzikdersleriveriyor,bendeağaçtansigaraküllüğüoyup satıyorum. Tanesi bir rubleden gidiyor, çok güzel kül tablalarıdır. Ontaneden fazla alana, anlıyorsun ya, biraz indirim yapıyorum. Yuvarlanıpgidiyoruz işte... Başkentte görevliydim, şimdi de buraya.Aynı bakanlığa bağlıdairede kısım şefliğine atandım. E, sen hangi görevdesin, bakalım? Epey üstrütbelereyükselmişsindir,sanırım.Daireamirifilan...Şişman;—Hayır, dostum, daha yüksek, dedi. Bakanlık müsteşarıyım... Nişanım da

var.Çiftyıldız.Zayıfbirdensarardı,dondukaldı,sonrabiraztoparlanarakyüzüneçarpıkbir

gülümsemeyayıldı; aynı andadagözlerindekıvılcımlar çaktı.Bununardındanezildi, büzüldü, kamburlaştı, ufaldı... Karısının çenesi daha bir sivrildi, oğluNafanail«hazırol»ageçti,dikyakalısetresininbütündüğmeleriniilikledi.— Beyefendi hazretleri... bendeniz çok memnun oldum. Nasıl desem ki...

çocuklukarkadaşım,birdenbireburütbeyeyükselmiş!Kih-kih-kih!Şişmanyüzünüburuşturdu.—Bırak,canım!Butavırlaragerekvarmı?Bizseninleçocuklukarkadaşıyız.

Aramızdarütbeninönemimivar?Zayıfdahabirufalarakyılıştı.— Aman, efendimiz, öyle şey mi olur? Yüce kişiliğinize saygı göstermek

bizim görevimizdir. Bizimle konuşmanız bile biz aciz kulunuz için büyük birlütuftur. Beyefendi hazretleri, oğlum Nafanail, eşim Luiza, yani Lüteryen birailedencariyenizsaygılarsunarız.Şişman,birşeylersöyleyerekonlarakarşıdurmakistediysede,zayıfınsuratı

aşırı saygıdan, kölece duygulardan ötürü ekşimsi bir hal aldı; berikininneredeyse midesi bulandı. Zayıfın ezik tavırlarına daha fazla dayanamayacağıiçinbaşınıçevirdi,ayrılmaküzereeliniuzattı.Zayıf,uzatılanelinüçparmağınısıkabildi,yerleredekeğilip.Çinlilergibi«kih-kih-kih»diyegülerekselamverdi.

Page 50: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Yayvanbirgülümsemekarısınınbütünyüzünükaplamıştı.Nafanail«hazırol»ageçipayaklarınıbirbirinevurdu,busıradaşapkasıyereyuvarlandı.Üçüdeohoş,büyükşaşkınlığınetkisialtındaydılar.

Page 51: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

TRAJEDİOYUNCUSU

OgünkütemsilingeliritrajedioyuncusuFenogenov'abırakılacaktı,oynananoyununadıise«PrensSerebriannıy»dı.Fenogenov'unkendisiViazemski, tiyatrosahibiMorozov,BayanBeobahtova

iseYelenarollerineçıktılar.Temsilçokbaşarılıgeçti.ÖzellikletrajedioyuncusuFenogenov harikalar yarattı. Yelena'yı kaçırma sahnesinde kadını tek kolununüstünde havaya kaldırarak taşıdı, temsil boyunca durmadan bağırdı, öfkeliçığlıklar attı, ayaklarını döşemeye vurarak tepindi, cüppesinin göğsünüparamparçaetti.Morozov'ladüelloyapmayıreddederkendegerçektenkimseninbeceremediği biçimde titredi. «Ah» sesleri seyirci salonunu çınlattı. Sonundaalkışlardan koca tiyatro yerinden oynadı. Gösterdiği başarıdan dolayı sahneyeçağrılmalarınınsonugelmeyecekgibiydi.Fenogenov'a başarı armağanı olarak upuzun kurdeleli bir buket çiçek ile

gümüş bir sigara tabakası verdiler. Bayan seyirciler mendillerini salladılar,alkışlamaları için kocalarını zorladılar, aralarından hüngür hüngür ağlayanlarçıktı. Ama oyundan en çok etkilenen, heyecanlanan seyirci, ilçe emniyetamirinin kızıMaşa oldu. Genç kız babasıyla birlikte ilk sıradaki koltuklardanbirineoturmuştu;perdearasındabilegözlerinisahnedenayırmaksızın,büyükbircoşkuylaizledioyunu.İncecikkolları,bacaklarıdurmadantitredi,gözleriyaşladoldu,yüzürenktenrengegirdi.Oyundanetkilenmesininbaşkabirnedenideilkkeztiyatroyagelmişolmasıydı.Temsilinbitimindeperdeinipinipkalktıkçababasına;—Ne güzel oynadılar, değilmi, baba?Harika!Hele Fenogenov'un üzerine

yok!diyordu.Eğer ilçe emniyet amiri insanın yüzünden duygularını okumayı bilseydi,

kızınınyüzünebakıncaduyduğuheyecanın ıstırapderecesinevardığınıanlardı.Genç kız hem oyundan, hem oyunculardan, hem de tiyatro ortamından çokhoşlanmıştı.İkinci perdenin bitiminde alay bandosu izleyicilere güzel müzik parçaları

Page 52: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

çalarkengençkızbabasınayalvarmayabaşladı:—Babacığım,hemensahnearkasınagit,oyuncularıyarınbizeyemeğeçağır!

Neolur!Emniyet amiri sahne arkasına gitti, başarılı oyunlarından dolayı herkesi tek

tekkutladı.BayanBeobahtova'yadaşöyleiltifatetti:—Tuvale geçirilmeye uygun, çok güzel bir yüzünüz var! Fırça kullanmayı

beceremediğimiçinöylesineüzgünümki!Sonraayaklarınıaskercevurarakonlarıselamladı,ertesigünhepsiniyemeğe

buyurederken;—Kadınoyunculardışındaherkesibizimeveyemeğedavetediyorum.Çünkü

yetişkinbirkızımvar,böylesidahauygun,dedi.Ertesi günöğleyemeğini oyuncular emniyet amirinin evindeyediler.Ancak

gelenlertoputopuüçkişiydiler:TiyatronunsahibiLimonadov,trajedioyuncusuFenogenov ile güldürü oyuncusu Vodolazov. Öbürleri çeşitli nedenler ilerisürerek gelmemişlerdi. Yemek çok sıkıntılı geçti. Limonadov, ilçe ilerigelenlerinden biri olması dolayısıyla emniyet amirine büyük saygı duyduğunuvurguladıdurmadan.Vodolazovsarhoştüccarları,Ermenileritaklitederekonlarıeğlendirmeye çalıştı. Uzun boylu, kara gözlü, çatık kaşlı, etine dolgun birUkraynalı olan Fenogenov (nüfus kağıdındaki soyadı Knış'tı) rol aldığıpiyeslerden «tören geçidi» ve «olmak ya da olmamak» adlı bölümleri oynadı.Limonadov, heyecandan gözleri yaşararak, ilin eski valisiGeneralKanyuçin'leilk karşılaşmasını anlattı. Emniyet amiri oyuncuları dinlerken sıkıldığını bellietmemek için hep gülümsemeye çalıştı. Çünkü sevgili kızı oyunculardanhoşlanmıştı, eğleniyordu, bu da onun için yeterliydi.Maşa gerçekten hoşnuttuoyunculardan, gözlerini ayırmaksızın izliyordu onları. O yaşına dek böylesineakıllı,böylesineolağanüstüinsanlarlahiçkarşılaşmamıştı.Ogününakşamıemniyetamiriilekızıgenetiyatrodaydılar.Aradanbirhafta

geçmeden oyuncular ilçenin bu saygıdeğer kişisinin evine bir daha öğleyemeğineçağrıldılar.Ondansonrahergünyaöğle,yadaakşamyemeğindeevinkonuğu oldular.Maşa tiyatroya daha bir bağlandı, neredeyse bütün temsillerindemirbaş izleyicisi oldu. Sonuçta trajedi oyuncusu Fenogenov'a delicesinetutuldu.Emniyetamiri ilçeyeyeniatananpiskoposukarşılamayagittiğigünMaşada

Limonadov'untiyatrosuylabirliktebabaevindenkaçtı.Tiyatrogrubununtemsilvermek için uğradığı bir yerde ise gönül verdiği adamla evlendi. Düğündensonra oyuncular bir araya geldiler, emniyet amirine uzun, duygulu birmektupyazmayakoyuldular.

Page 53: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

LimonadovmektubukalemealanVodolazov'uboyunadürtüyordu:—İyi şeyleryazadamcağıza, iyi şeyler!Onaduyduğumuzsaygıyıözellikle

vurgula. Onun gibi şöhret düşkünleri pohpohlanmaktan pek hoşlanırlar... Öyleşeylersokuşturki,okurkengözleriyaşarsın!Ancakmektubababanın verdiği yanıt hiç de iç açıcı değildi.Emniyet amiri

«belli bir mesleği olmayan, boşta gezen bir budalayla» evlendiği için kızınıreddettiğiniyazıyordu.Babasından mektup alışının ertesi günü Maşa kaleme sarıldı: «Babacığım,

kocambenidövüyor,bizibağışla!»Evet, trajedi oyuncusu onu bir güzel pataklamıştı, hem de sahne arkasında,

Lomadov'un,kostümcünün,ikiışıkçınınyanında...Düğündendörtgünöncebirakşamtiyatrooyuncularıhepbirlikte«Londra»

meyhanesinde toplanmışlar,Maşa'nın durumunukonuşuyorlardı. Fenogenov'unbütün arkadaşları, özellikle gözü yaşlı Limonadov onun bu kızı almasındaısrarlıydılar.—Böylebirkızıkaçırmakaptallık,düpedüzenayilikolur!İnsanbabasından

gelecekpara için,değilevlenmek,Sibirya'yabilegitmeyerazıolur.Evlenirsin,alacağındrahomaylakenditiyatronukurarsın,bizideyanınaalırsın.Limonadovda;—Patronbendeğilsenolursunozaman,diyordu.Fenogenov yumruklarını sıkarak arkadaşlarına bu sözlerini unutmamalarını

söyledi.—Eğerbabasıdrahomavermezsegörünbukızaneyapacağım!Aptalyerine

konmaktanhoşlanmam!Tanrıbenikahretsinyapmazsam!Bir gün bir il merkezinde temsil verdikten sonra kumpanyaMaşa'ya haber

vermeksizinoradankaçmayakalkıştı.AmadurumuöğrenenMaşahemengarakoştu, ikinci kampanadan sonra trenin kalkmasını bekleyen oyunucularıyakaladı.Trajedioyuncusu,Maşa'ya;—Babanızbeniaşağıladı.Aramızdaherşeybitmiştir,dedi.Kompartımanın tıklım tıklımdolu olmasına karşınMaşa incecik bacaklarını

büküpsevdiğioyuncununönündedizçöktü,yalvararakkollarınıuzattı.—Siziseviyorum,Kondratiİvanıç!Neolur,benikovmayın!Sizolmazsanız

benyaşayamam!Yalvarmalara dayanamayan oyuncular kendi aralarında görüştüler.Maşa'nın

«hazır kontes» rolüne çıkmasına karar vererek onu da kumpanyaya aldılar.Çoğunluklakalabalıkarasındasahneyeçıkan,kendisinehiçsözdüşmeyenufak

Page 54: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

kadın rollerine bu adı vermişlerdi. Maşa hizmetçi, iç oğlanı rolleriyle sahneyaşamına başladı, ama bir gün Limonadov kumpanyasının göz bebeğiBeobahtovatiyatroyubırakıncaingénuerolüne[7]onuçıkardılar.AncakMaşa'nınoyunubeğenilmedi.İkidebirşaşırıyor,peltekpeltekkonuşuyordu.Amazamanlarolüne alıştı, hatta izleyicilerin hoşuna gitmeye başladı. Gene de Fenogenovondanmemnundeğildi.— Böyle oyuncu mu olur? Ne işe yarar bir duruşu var, ne tavır hareket

biliyor!Salağınteki,anlayacağınız...Başka bir il merkezinde Limonadov'un tiyatro grubu Schiller'in

«Haydutlar»ını oynadı. Fenogenov, Franz, Maşa ise Amalia rollerine çıktılar.Fenogenov her zamanki gibi bağırarak ortalığı birbirine katıyordu. Maşa dadersini iyiçalışmışbiröğrenciözeniyle rolününsözlerinidüzbirsesle,sugibiokuyordu.Eğerufakbirterslikçıkmasaydıtemsilbütüntemsillergibibaşarıylasonuçlanacaktı. Franz'ın Amalia'ya aşkını ilan ettiği yere gelince Ukraynalıbirdencoştu,sesini iyiceyükseltti, titredi,çeliksertliğindekikollarıylaMaşa'yısımsıkıkucakladı.Maşa'nınbusıradaadamınkılıcınıtutuponuiterek,«Defol!»diye bağırması gerekiyordu. Ancak o, böyle yapmadı. Sevgilisinin kucağındaminicik bir kuş gibi bir an çırpındı, sonra kendini onun kollarına bırakaraköylecekaldı.BiryandandaFenogenov'unkulağına;—Acıyınbana!Neolur,acıyın!Öylesinemutsuzumki!diyefısıldıyordu.Trajedioyuncusukılıcınıda,Maşa'yıdabırakıverdi.—Rolünübilmiyorsansuflörüdinle!dedi.Temsilin sonunda Limonadov ile Fenogenov gişede oturmuşlar,

konuşuyorlardı.TiyatronunsahibiLimonadov;— Haklısın, azizim, dedi. Karın rolünü tam öğrenemedi, piyesteki yerini

bilmiyordaha.Oysaherkesinbiryerivardır...Bunubilmesigerekir.Fenogenovonudinledi,dinledikçeiçiniçekti,kaşlarınıçattı.ErtesisabahMaşagirdiğiküçükbirdükkandaşöylebirmektupyazdı:«Baba,kocambenidövüyor.Bizibağışla!Paragönder!..»

Page 55: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

YEŞİLDİL

Küçükbirroman

BÖLÜMI

KendiminveromankahramanlarımıntuttuğugüncelerdeadıYeşilDil[8]diyegeçen,Karadenizkıyısındakibiryerdegüzelmigüzelbiryazlıkevyükselir.Katıüslup kurallarına uygun yapılmış binaları sevenlerin ya da mimarlarınbirçoğununbakışaçısındanbuyazlıkevbelkidebeşparaetmez,amaozanların,ressamlarınbakışaçısındaneşsizgüzelliktebiryapıdır.Benimhoşumagidenyanıisegüzelliğiyleçevresindekigüzellikleriezmemesi;

mermerlerinin soğukluğu, sütunlarının görkemiyle caka satmaması; kendihalinde,uysalgörünüşüdür.Gülümseyen,romantikduruşuinsanıniçineferahlıkverir.Gümüşrenkli,endamlıkavaklararasındaburçları,kulelerininsivriuçları,mazgallarıylaortaçağhavasıestirir.Bueveuzaktanbaktığımzamanşövalyeleri,şatoları, bilge filozofları, gizemli kontesleriyle duygu yüklü Alman romanlarıgelir aklıma.Bir tepeninüstündeyükselmiştir.Çevresinde isedüzgünyolların,fıskiyelerin,seralarınsüslediği,sıkağaçlıbirbahçevardır.Birazötesindemavi,azgındenizkıyıyıdöverdurur.Aradabirnemliesintinindeğiştirdiğihavası,herçeşitten kuşların cıvıltısı, sürekli açık göğü, denizinin duru suyuyla şahane biryerdirburası...Yazlığın sahibi, Gürcümü desem, Çerkezmi,MariyaYegorovnaMikşadze

adında,uzunboylu,etinedolgun,besbelligençliğindegüzelliğiylenicegönülleryakmış, elli yaşlarında hoş bir hanımdır. Soylu bir aileden gelen MariyaYegorovna konukseverdir, sevecendir ama çevresindekilere karşı davranışlarıçokserttir.Dahadoğrusubirdediğiniikiettirmez,bizlereheristediğiniyaptırır.Biryandanbolbolyediririçirir,öteyandanhepimizdenborçparaalır,ayrıcahernazını çektirir...Etiketdüşkünlüğübaşlıcaözelliğidir.Başkabir özelliği debir

Page 56: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Kafkas beyinin kızı, yani prenses olmasıdır. İşte bu özelliğiyle kök söktürürbizlere. Yüzünün güldüğü pek görülmemiştir, onun anlayışına göre grandes-dames'n[9] gülümsemesi yakışık almaz. Kendinden bir yaş küçüklere bile toygözüylebakar.PrensesMikşadze'yegöre soyluluk, erdemlerinenbüyüğüolupbunun dışında başka bir şeye önem vermez. Uçarılığın, hoppalığın candüşmanıdır. Belki kendisi fazla konuşmayı sevmediğinden olacak, ağzınıaçmadanoturanlarabayılır.Öylegünlerolurki,PrensesMikşadze'yekatlanmakiyicezorlaşır.EğerbirdeOlyaolmasaböylegünlerdeYeşilDilhiççekilmezdiherhalde. O bakımdan bu iyi yürekli hanımefendi gri renkli bir leke olarakkalmıştırbelleklerimizde...GelgelelimOlya, BayanMikşadze'nin on dokuz yaşındaki kızı, Yeşil Dil'in

süsüdür.Çıtıpıtı,sarışın,güzellergüzeliOlya!..Hemelineçabuktur,hemzeki...Güzelresimyapar,bitkibilimle ilgilenir,Fransızca'yıkusursuz,Almanca'yıçatpat konuşur, çok kitap okur, kıvraklıkta dans perisiTerpsihora'ya taş çıkartırdıherhalde. Konservatuvarda müzik öğrenimi görmüştür, güzel parçalar çalar,söyler.Bizerkeklerbumavigözlüdilberebayılırız,onaâşıkdeğilizamaonsuzda edemeyiz. O, hepimiz için candan bir dost, arkadaş çevremizin yeridoldurulmazbir üyesidir.HiçbirimizYeşilDil'i onsuzdüşünemeyiz.OolmasaYeşil Dil'in şiirselliği bir hayli eksilirdi. Olya güzel bir manzara resmindekikadın figürü gibidir, ben, insansız manzara resimlerinden oldum olasıhoşlanmam.Denizinçalkantısı,ağaçlarınhışırtısıkulağakendiliğindenhoşgelirzaten,amabirdeOlya'nınsopranosesinepiyanomuz,bizerkeklerinbasvetenorseslerieslikedincedenizilebahçebirercennetkösesioluverir...İşte Olya'mızı hepimiz çok severiz, başka türlü de olamazdı zaten. Biz

subaylar onu alayımızın gözdesi yapmıştık. Onun bize tutkunluğu dabizimkindenaşağıdeğildir.Erkeklerletopluarkadaşlığakatılır,aramızdakendinibulur.Çevresindebizolmazsaktümneşesikaçar, iştahıkesilir,şarkısöylemeyifilanbırakır...Toplu eğlencelerimizdekimleryokturki?YeşilDilyazlığındadinlencelerini

geçiren biz dışarlıklılar, komşular, birçok insan... Dışarıdan gelenler arasındaDoktor Yakovkin, Odessalı gazeteci Muhin, fizik masteri Fiyevski (şimdidoktor),üniversiteöğrencisi,ressamÇehov,mesleğihukukçulukolanHarkovlubir kont ve bir zamanlar Olya'nın öğretmenliğini yapmış olan bendenizsayılabiliriz. (Çat patAlmanca konuşmayı, saka kuşu yakalamayıOlya'ya benöğrettim.)Mayıs ayı geldi mi, hepimiz dört bir yandan Yeşil Dil'e üşüşür, ortaçağ

şatosunun bütün kullanılmayan odalarını, ek bölmelerini yaz süresince tutarız.

Page 57: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

MartayındaherbirimizebiziYeşilDil'eçağıranikişermektupgelir:Bunlardanbiri Bayan Mikşadze'nin yazdığı, sert, tumturaklı, öğütlerle dolu; öteki iseOlya'dan aldığımız, uzun, neşeli, ileriye dönük tasarılar içeren, bizi çoközlediğinibildirenikimektup...Eylülayınadeğinbütünyazımızoradageçer.Komşularımıza gelince... Her yazı bizlerle birlikte geçiren, iki kez harp

akademisi sınavlarına girdiği halde başarısızlığa uğramış, topçu üsteğmenirütbesiyleordudanayrılma,çokokumuş,ileridüşüncelibirgençolanYegorov,tıpöğrencisiKorobov ilekarısıYekaterina İvanovna, toprakağasıAlieutovvebunlargibibirsürüordudanayrılmış,ayrılmamış,neşeli,cansıkıcıtoprakağası,iptenkazıktankurtulmuşit,kopuk...Bizimtopluluğunarkadaşlarıyazboyuncagece-gündüzyer-içer,çalar-söyler,

havai fişekler atarak eğlenir, hoş fıkralar anlatırız. Olya biz eşkiya sürüsüarasında kendinden geçer. Hepimizden çok o bağırır, şamata eder, ortalıktadolaşır...TopluluğumuzunruhudurOlya'cık.PrensesMikşadzebizleriherakşamevininsalonundatoplar.Yüzüpancargibi

kızarmıştır, vicdansız davranışlarımızdan ötürü hepimize sitem eder, bizleriayıplar, bizim yüzümüzden başının ağrıdığını söyler. Bize öğüt vermekten,haddimizibildirmektenbüyükzevkaldığıbellidir,öğütlerininbizebüyükyararıdokunacağına inanır. En çok da Olya'ya yüklenir. Annesine göre suçun çoğuondadır.PrensesMikşadze'dençekinenOlyaonunöğütlerinisesiniçıkarmadanayakta dinler, utancından yüzü kıpkırmızı kesilir. Gene de taparcasına severannesini.Yaşlıprensesegöreodahabirçocuktur.Cezaolsundiyekoskocakızıköşeyediker,kahvaltıyı,yemeğiyasaklar.Olya'yaarkaçıkmayakalkmamıziseyangına körükle varmak demektir. Elinden gelse Prenses Mikşadze bizi deköşeyedikerdi.Gittiğikiliseayinlerinebizleridegötürür,azizlerianlatanÇetyi-Mineyi kitabını yüksek sesle okutur, giydiğimiz iç çamaşırlarını bile gözdengeçirir, her işimize burnunu sokar. Buna karşılık biz de onun dikiş makasınıortalıktanyokeder,ispirtosunusaklar,yüksüğünübulunmayacakyerleresokarız.Kızdığızamanlararamızdanbirineşöylebağırdığıçokolmuştur:— Ağzı açık ayran budalası gibi orada ne dikilip duruyorsun? Yere

düşürdüğün o şeyi görmedin mi? Kaldır onu oradan? Hemen kaldır! Sizinyüzünüzden daha ne kadar çekeceğim bakalım!Hadi, git artık buradan! Fazlacereyandakalıyorsun!Aramızdan biri eğlence olsun diye Prensesin canını sıkacak bir şey yapar,

sonradaşikâyetüzerineyakayıeleverereksorguyaçekilir:— Söyle bakalım, karıkları (evlekleri) niçin çiğnedin? Yazık değil mi

çiçeklere?

Page 58: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—İstemedenoldu,prensesim.—Susbakayım,çiçeklereacımadınmı,diyorumsana!Sorgulamaelöpüpbağışlanmamızlasonbulur.Yargıcımızınodasındançıkar

çıkmazkahkahayıbasarız,gülmektenkasıklarımızçatlar.PrensesMikşadzeişteböylesine serttir bizlere karşı. Yüzü yalnızca kocakarılara, bir de küçükçocuklaragüler.Öncedebelirtmiştim,onungülümsediğinigörenolmamıştır.Pinpon bir emekli general pazar günleri şatoya prensesle kâğıt oynamaya

gelir.Kâğıtoynamayaoturduklarındaprensesonaalçakseslekoskocaadamları,bilim doktorlarını, masterleri, ressamları. yazarları, hatta aramızdaki budalabaronları kendisinin yönettiğini, bizim onun verdiği akılla işimiziyürüttüğümüzüanlatır.Bizdesesimiziçıkarmayız.bununlakendiniavutmasınıisteriz.GenedeprensesMikşadzesabahları8'denöncekalkmamızda,akşamlarıda 11'de yatmamızda ısrar etmeseydi ona katlanabilirdik. ZavallıOlya saat 11oldumu, tıpış tıpışyatakodasınagitmekzorundadır.Hiçbirimizyaşlıprensesekarşıçıkamayız,özgürlüğümüzüsınırladığıiçinonunlaalayetmektenbaşkabirşey gelmez elimizden. Alay etmek de şöyledir: Yanına topluca özür dilemeyegideriz, Lomonosov[10] tarzında şiirler yazarız. Mikşadze prenslerinin soyağacını gösteren resimler çizeriz. Kadıncağız bunları ciddiye alır. Prensesinsevmediği kişi yoktur aramızda. Bize kendi çocukları gibi alışmıştır. Bizlerinprenslersoyundangelmediğimizeüzülür,buyüzdenah-vaheder...Bütünbunlarakarşınhoşlanmadığıbirkişivardıraramızda:Emekli üsteğmen Yegorov. Nedense adamcağıza kanı bir türlü ısınamadı.

Üsteğmenievinekabuletmesininnedeniaralarındakibirtürparailişkisi,birdeyaşlıprensesin rütbedüşkünlüğüydü...Oysaeskidenaralarındansu sızmazmış.Yakışıklı, nükte yapmasını bilen, duruma göre de uzun süre ağzını açmadanoturan biridir Yegorov; ayrıca eski bir subay olduğunu unutmamak gerekir.(Prenses için en önemlisi de budur.) Ama Yegorov arada bir keçileri kaçırır.Oturduğu yerde başını ellerinin arasına alır, başlar şuna-buna sövmeye.Sövgülerinden herkes, canlısı-cansızıyla her şey payını alır. Böyle zamanlardaprensesküplerebiner,Yegorov'unağzındançıkanlarıduymamamıziçinhepimizievdenkovar.Bir gün öğle yemeğinde Yegorov gene başını yumruklarına dayadı, durup

dururken Kafkas beyleriyle ilgili tatsız bir konu açtı. Sonra da cebinden bir«Strekoza»dergisiçıkarıpPrensesMikşadze'ninkızacağınaaldırmadanbiryazıokumaya başladı. «Tiflis güzel bir kenttir. Sokaklarını "beyler"in süpürdüğü,hattaotellerdeayakkabıboyacılığıyaptığıbukentin erdemleri arasında şunlarısayabiliriz. ..»gibi satırlar vardıyazıda.Prenses sofradankalktığı gibi öfkeyle

Page 59: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

yanımızdan uzaklaştı. Başka bir seferinde Yegorov, prensesin hazırladığı,kilisedeanılacaklarçizelgesindeadlarımızınyanınasoyadlarımızıdayazınca[11]kadıncağızbüsbütünçiledençıktı.Kadının çileden çıkması, Yegorov'un onun kızıyla evlenmeyi düşlediği,

Olya'nın da bu konuda istekli olduğu bir zamana rastlaması bakımından çoktalihsiz bir durumdu. Yegorov, Olya ile evlenmesinin olanaksızlığını bile bileonunla evlenme düşleri kurmaktan kendini alamıyordu. Eski töreye göreOlyaüsteğmenle gönül ilişkisini açığa vuramazdı, o nedenle onu, kimseyesezdirmeden,gizligizlisevmekteydi.Kızcağızınbirinegönülvermesi,kaçamakyapmak,annesininkoyduğubiryasayıçiğnemekgibibir şeydi.AnnesinegöreOlyakimseyisevemezdi,sevmemeliydi...

BÖLÜMII

Buortaçağ şatosundaneredeyse saçmaortaçağ sahnelerindenbirioynanmaküzereydi.Yedi yıl kadar önce, PrensMikşadze henüz hayattayken,YeşilDil'e prensin

yakın dostu olan, Prens Çayhidzev adında, Yekaterinoslavlı bir toprak ağasıkonuk gelmişti. PrensÇayhidzev çok varlıklı bir adamdı.Yaşamını hovardacasürdürdüğü, paralarını saçıp savurduğu halde son günlerine değin zenginkalmıştı. PrensMikşadze bütün bu hovardalıklarında onun kadeh arkadaşıydı.Gençliklerinde ikisi el birliği edip bir kızı baba evinden kaçırmışlar, kız sonraPrensÇayhidzev'in karısı olmuştu. İkiKafkas beyinin dostluklarını pekiştiren,iştebuolaydı.ÇayhidzevYeşilDil'ekonukgeldiğigünsiyahsaçlı,daromuzlu,pırtlakgözlüliseöğrencisioğlunudayanındagetirmişti.Beylereskigünlerdekigibi içki alemine dalınca bu yeniyetme, o zaman 13 yaşında olanOlya'ya kuryapmaya başladı. Çocuğun kıza duyduğu ilgi gözden kaçamazdı. İki babakimseyeçaktırmadanbirbirlerinegözkırptılar,ufaklıklarınilerdeuygunbirçiftolacağı konusunda aralarında anlaştılar. Bunun üzerine iki küçük çağrılıpöpüştürüldü, sonra da iki baba el sıkışıp kendileri öpüştüler. Hatta PrensMikşadze gözyaşlarını tutamadı, «Tanrı böyle istemiş. Senin oğlun var, benimkızım, yüce buyruğa karşı gelemeyiz!» dedi. Çocukların parmaklarına bireryüzüktakıldı,birliktefotoğraflarçekildi.Bufotoğrafşimdisalonda.başköşedeasılı durur.Resim, ilk zamanlarYegorov'u hayli tedirgin etti, arkadaşların onatakılmalarınasebepoluşturdu.İkibabanındüşüncesiMaryaYegorovna'nındahoşunagitti.Çocuklarıçağırıp

gelecekteki evliliklerini tantanalı bir biçimde kutsadı. Çayhidzev'lerin

Page 60: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ayrılışından bir hafta sonraOlya postadan son derece pahalı bir armağan aldı.Sonra bu armağanlar her yıl birbirini izledi. Genç Çayhidzev bu evlilik işinebekleneninüzerindeönemvermişolmalıydı.Gerçeğisöylemekgerekirsekendisipek ahım şahım bir genç sayılmazdı. Her yaz Yeşil Dil'e gelip bir haftayıMikşadze ailesinin yanında geçiriyor, ancak orada kaldığı sürece kimseylekonuşmuyor, odasından Olya'ya aşk mektupları gönderiyordu. Olya'cık neyapsın! Mektupları okuyup okuyup utancından kızarıyordu. Zeki bir kızolduğunu daha önce söylemiştik. Koskoca adamın, babasının böyle salakçaşeyleryapmasınaakılerdirememişti.Bundan iki yıl önce Prens Mikşadze ölüverdi. Ölürken Olya'ya şunları

söyledi: «Bak, kızım! Sakın aptallık edip Çayhidzev'den başkasıyla evlenme!Akıllı,değerlibirgençtir.»Olyanişanlısınınnedereceakıllıolduğunubiliyordu,ama babasına karşı çıkamazdı. Çayhidzev'le evleneceği konusunda babasınaşerefsözüverdi.Bukonuaçılıncabize;—Babamınisteğiböyle,derdi.Bunu gururla söylerken önemli bir görevi yerine getiriyormuş, neredeyse

kahramanlıkyapıyormuşgibihavalaragirerdi.Babası, sankionunverdiğisözüyanında mezara götürmüş de bundan dolayı büyük bir övünç duyuyordu. Neromantik,neolağanüstübirsözdübu!Gelgelelim doğa ile insanoğlununmantığı kendi bildiğini okudu:Üsteğmen

Yegorov, Olya'nın çevresinde dolanmaya başladı, Çayhidzev ise genç kızıngözündeyıldanyıladahabirmaskaradurumunadüştü.Bir keresinde üsteğmen cesaret edip genç kıza aşkını açtığında Olya ona

sevgiden söz etmemesini rica etti, babasına verdiği sözü anımsattı, sonra dabütün gece gözyaşı döktü. Öte yandan prenses Mariya Yegorovna her haftaMoskova'ya, Çayhidzev'e mektuplar döşeniyor, delikanlının bir an önceüniversiteyi bitirip gelmesini istiyordu. «Yazlıktaki kiracılarımın senin gibisakallarıyok,amaokullarınıçoktanbitirdiler,birermesleksahibidirhepside.»diye yazıyordu. Pembe kağıtlara yazdığımektuplarla saygılı yanıtlar gönderenÇayhidzeviseikisayfayı,okulunusüresindenöncebitiremeyeceğinikanıtlayansatırlarladolduruyordu.OlyadayazıyorduÇayhidzev'e.Amaonunbanayazdığımektupların Çayhidzev'e yazdıklarından kat kat güzel olduğuna kalıbımıbasarım. Prenses, kızının bu Gürcü delikanlısıyla evleneceğinden öylesineemindi ki! Değilse, kızını rahatça aramıza salmaz; bizim gibi bey soyundangelmeyen, şamatacı, uçarı, tanrıtanımaz gençlerin yanında boş şeylerle vakitöldürmesine izin vermezdi. Prenses ne istediğini biliyordu. Ayrıca kocasının

Page 61: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

isteğionuniçinkutsaldı.Olyadaöyle,enindesonundaBayanÇayhidzevolacağıkonusundahiçbirkuşkusuyoktu.Ancakolaylarumulduğugibigelişmedi.ikibabanıntasarısıtamgerçekleşme

aşamasında başarısızlığa uğradı.Demek oluyor ki, Çayhidzev'in romanımutlusonlabitmeyecekmiş.Mutlusonladeğilamavodvillebitti.Geçen yaz Çayhidzev, Yeşil Dil'e geldiğinde haziranın sonuydu. Ancak bu

gelişindeartıküniversiteöğrencisideğil,kapıgibidiplomasıylamesleğinieldeetmiş biriydi. PrensesMariya Yegorovna onu coşkuyla, gösterişli bir biçimdekucaklayarakkarşıladı,buaradauzunöğütlervermektendegeridurmadı.Olyanişanlısını karşılamak için özel olarak diktirdiği en pahalı giysisini giymişti.Kentten şampanyalar getirtildi, havai fişekler atıldı, ertesi günün sabahında iseyazlık şato temmuzun sonunda yapılacak düğün haberiyle çalkalandı. BizOlya'yısevenlerortalıktahayalgibidolaşıyor,Gürcüdelikanlınınbahçeyebakanpenceresininefretle süzerek,«ZavallıOlya, zavallıOlya!»diye söyleniyorduk.YüzüsolgunlaşanOlyadabahçedegezinirkenoçıtıpıtılığıylayarıölügibiydi.Neyapıpyapıpdurdurmalıydıkbukızı.Gelgelelimbizdostları aklını çelmeyeçalıştıkça o, «Babamın, annemin isteği böyle!» diyor, başka bir şeysöylemiyordu.Biz«Amadelilikbu!Seninyaptığındüpedüzaptallık!»diyeısrarettiğimizzamandaomuzsilkiyor,üzüntülüyüzünübizdenkaçırıyordu.Nişanlısıise eskisi gibi odasından dışarı çıkmamakta, uşaklarla Olya'ya, onu sevdiğinibildirenmektuplargöndermekteydi.PenceredenbakıpbizimOlya'ylakarşılıklıdavranışımızdaki rahatlığı görünce çok şaşırıyor olmalıydı.Ara sıra odasındanayrılırsaodayalnızcabizlerleyemekyemekiçindi.Sofradaoturduğusürecehiçkonuşmuyor, kimsenin yüzüne bakmıyor, sorularımıza kısa, kuru yanıtlarveriyordu. Bir keresinde, nasıl cesaret ettiyse, bir fıkra anlatmaya kalktı.Hepimizinbildiği,bayatbirfıkraydıbu.Yemekten sonra Prenses onu karşısına oturtuyor, ikili oyunlardan birini

öğretmeye çalışıyordu. Çayhidzev'in, terin-suyun içine batmış bir halde altdudağını ısırarak, derin derin düşünerek öyle bir kâğıt oynaması var ki,görülmeyedeğerdi.AmaonunbusıkılganlığıPrenses'inçokhoşunagidiyordu.Bir keresinde Çayhidzev kâğıt oyunundan paçasını kurtardığı gibi kendini

bahçeyeattı.OsıradaOlyadabahçeyegezmeyeçıkmışbulunuyordu.Çayhidzev;— Olya Andreyevna! diye seslendi kızın arkasından. Biliyorum, beni

sevmiyorsunuz. Bu durumda nişanlı kalmamız garip geliyordur size. Gene deilerdebeniseveceğiniziumuyorum...Bunları söyledikten sonra öyle utandı ki, yan yollardan geçerek odasına

Page 62: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

kapandı.O sıralar Yegorov çiftliğinden ayrılmamaya çalışıyordu. Çayhidzev'in

varlığınakatlanamadığıiçinYeşilDil'epekuğradığıyoktu.Çayhidzev'ingelişindensonrakiikincipazargünü,sanıyorumtemmuzunbeşi

filandı, Prenses'in yeğeni olan genç üniversiteli, kaldığımız odalara tek tekuğrayarakteyzesininisteğinibizlereiletti.Hepimizakşamahazırlanıpkendimizeçeki-düzen verecektik. Koyu takımlarımızı giyecek; beyaz boyunbağı, eldiventakacak;ciddi,saygılı,akıllıdavranıpancakaradabirnükteyapacak;saçlarımızıkıvıracak(süsköpeklerigibi),gürültüetmeyecek,odalarımızıdüzenlitutacaktık.BütünYeşilDilbirçeşitgizlihazırlığakoyulmuştu.Kenttençeşitçeşitşaraplar,votkalar, mezeler getirtildi. Uşaklar, hizmetçiler odalarımızdan alınıp mutfağayollandı.Bir de baktık, öğleden sonra konuklar sökün etmeye başladı.Akşamgeçvakitleredeğininsanlar,akınakıninsanlargeldi.Saatsekizdesandalgezisibitincebalobaşladı.Balodayazlıkçılardanbizerkeklerkafakafayaveripnepahasınaolursaolsun,

isterse sonunda rezalet çıksın, Olya'yı Çayhidzev'in elinden kurtarmayıkararlaştırdık. Üsteğmen Yegorov'u Yeşil Dil'e getirme işini ben yüklendim.Yegorov'unçiftliği20kilometreuzaktaydı.Hemen işekoyuldumveonuoradaelimle koymuş gibi buldum. Buldum ama ne durumda? Üsteğmen bulut gibisarhoştu, üstelik kafayı vurup yatmıştı. Onu sarsa sarsa uyandırdım, yıkayıpgiydirdim,sövmelerine,karşıkoymalarınaaldırmaksızın,neredeysezorlaYeşilDil'egetirdim..Gece saat lO'da balo tam kıvamını bulmuştu. İki piyanonunmüziğiyle dört

odada dans ediliyordu. Dansa ara verildiği zaman kalabalık bahçeye çıkıyor,orada, tepenin üstünde beşinci piyano çalmaya başlıyordu. Bahçede, denizkıyısında, hatta sandala binip açıklarda attığımız havai fişekler prensesin bileçok hoşuna gitti. Şatonun çatısından ateşlediğimizmaytaplar bütünYeşil Dil'iaydınlığaboğdu.Biribahçede,biriyazlıkeviniçindekurulanikisofraherkesinbol bol yiyip içmesine yetiyordu. Görünüşe bakılırsa, gecenin kahramanıÇayhidzev'di. Daracık frağının içinde, burnunun üstü terlemiş, yanakları al alolmuş bir durumda, hep Olya ile dans ediyordu. Garip bir biçimdegülümsemesindenkendinihiçderahathissetmediğianlaşılabilirdi.Danstaadımatışlarınahileözengöstermesigözkamaştırmakistediğinigösteriyordu,amagözkamaştıracak bir şeyciği yoktu ki zavallının... Olya daha sonra bana, prensÇayhidzev'eçokacıdığınısöyledi.GerçektenacınacakdurumdaydıGürcübeyi.Üniversitede ders dinlerken, gece yatağına yatarken, sabahleyin kalkarkenaklından çıkaramadığı nişanlısının elinden alınacağını sezmiş gibiydi; bize

Page 63: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

bakarkengözlerindenyalvarışokunuyordu.Onungözündehepimizbaşedilmesigüç,acımasızbirerrakiptik...Masalarauzunkadehlerinkonulmasından,MariyaYegorovna'nın ikidebirde

saatine bakışından görkemli resmi törenin yaklaştığını, saat 12'yi vuruncaÇayhidzev'in,annesindenOlya'yıöpmeizniisteyeceğinianladık.Elimiziçabuktutmalıydık. Saat 11.30'da soluk görünmek için yüzümü bol hol pudraladım,boyunbağımı yana kaydırdım, saçlarımı dağıtıp üzgün gözükmeye çalışarakOlya'yayaklaştım.Gençkızınelinitutupyalvarmayabaşladım:—OlgaAndreyevna...şey...-Nevar?Neoldu?— Yalvarırım... üzülmeyin, Olga Andreyevna! Hiç istemediğimiz bir olay

geldibaşımıza...Önündesonundaböyleolacağıbelliydi...—Neoldu,söyleyin!— Korkmayacaksınız ama... şey... Yalvarırım, ne olur, çok üzülmeyin!

Yevgraf...—NeolduYevgraf'a?Kızcağızdabetbenizattı;güven,sevecenlikdoluirigözlerinigözlerimedikti.—Yevgrafbitkindurumda...belkiölecek,dedim.Olya'cıksarsıldı,elinisapsarıkesilenalnınakoydu.— Sonunda beklenen şey oldu... Ölmek üzere... Kurtarın onu, Olga

Andreyevna!Gençkızellerimesarıldı.—Neredeşimdi?Söyleyin!— Bahçede... kameriyede... Korkunç bir durum, Olya'cığım! Durun, bize

bakıyorlar. Hadi, kapının önüne, dışarıya çıkalım. Kendisi sizi kesinliklesuçlamıyor...Onuseviyorsunuz...Biliyoroda...—Şuandadurumunedir!—Korkunç!Korkunç!— Bir an önce gidelim öyleyse. Hemen gidelim! Böyle bir şeyin olmasını

istemezdim.Benimyüzümden,hepsibenimyüzümden!..Böylece salondan çıktık.Kızcağız ayakta zor duruyordu.Ben göz yaşlarımı

siler gibi yaptım... Önümüzden sık sık bizim çetenin üyeleri gelip geçiyor;tedirgin,üzgün,korkuiçindekiyüzlerinibizdengizlemekiçinpekdebüyükbirçabaharcamıyorlardı...Fizikmasteriarkamızdan,bizeduyuracakbiçimde;—Sonundakanıdurdurduk,dedi.

Page 64: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Olya'cıkkolumayapışarak;—Çabukgidelim!diyefısıldadı.Merdivenlerden bahçeye indik. Sessiz, aydınlık bir geceydi. Piyano

tıngırtıları, koyu ağaçların hışırtısı, çekirgelerin cırıltıları hoş bir biçimdeokşuyordukulaklarımızı.Dalgalarınşapırtısıduyuluyorduaşağılardan.Olya;—Amatümüylebenimsuçumdeğil,diyefısıldadı.Neyapabilirdim,babam

öyleistedi!Yevgrafanlamalıydıheni...Durumuçokmutehlikeli?—Tamolarakbilmiyorum.MihailPavloviçelindengeleniyaptı.Kendisiiyi

birdoktordur,Yevgraf'ıdaçoksever...Yaklaştık,OlgaAndreyevna...—Korkutucubirdurumlakarşılaşmayacağım,değilmi?Böyleşeylerdençok

korkarım...Bakamam...Niyeböyleyaptı,bilmemki...Kızcağızağlamayabaşladı.—Suçumyokbenim...Durumumuanlamalıydı...Kendisineaçıklarım...Kameriyeyegelmiştik.—Burada.dedim.Olyagözlerinikapadı,ikieliylebirdenbanatutundu.—İçerigirememben...—Korkmayın...Hey,Yevgraf,ölmedindaha,değilmi?İçerdenyanıtgeldi:—Henüzdeğil...Niçinsordun?Üsteğmen,yeleğinindüğmeleriçözülmüş,saçı-başıdağılmış,sarhoş,solukbir

yüzlekameriyeninönüne,ayışığınaçıktı.—Nevar?diyesordubirdaha.Olya başını kaldırdı, Yegorov'u gördü... Bir bana baktı, bir Yevgraf'a baktı,

sonra yeniden bana baktı... Ben gülmeye başladım. Genç kızın yüzü deaydınlandı.Birsevinççığlığıatarakileridoğruyürüdü.Oysabizeçokkızacağınısanmıştım.Demekkikızmasınıbeceremiyormuş...Biradımyürüdü,duraksadı.sonraYegorov'un kollarına atıldı. O aradaYegorov yeleğinin önünü iliklemiş.kollarını açmıştı. İkisi kucak kucağa geldiler. Yegorov neşeyle güldü, soluğukızın yüzüne gelmesin diye başını yana çevirdi, saçma sapan bir şeylermırıldandı.Olyadaşöylefısıldadı:—Böyleyapmayahakkınızyoktu...Suçbendedeğil...Bunubabamlaannem

istediler...Geriye döndüm, şıkır şıkır aydınlanmış yazlık şatoya doğru hızlı adımlarla

yürüdüm.

Page 65: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Konuklar gelin ile güveyi kutlamaya hazırlanıyorlardı. Saat 12'ye geliyorduneredeyse. Tıpası açılmış şişelerin, kadehlerin konulduğu tepsiler ellerinde,uşaklarhazırbeklemekteydiler.Çayhidzevsıkıntılısıkıntılıelleriniovuşturuyor,gözleriyleOlya'yıarıyordu.PrensesMariyaYegorovnadakızınagerekliöğütlerivermek, nasıl davranması gerektiğini söylemek için onu her yerdearattırmaktaydı.Bizimçeteninadamlarıkıskısgülüyorlardı.Prenses;—Olyanerede?diyesordubana.—Bilmiyorum.—Gitdeşunubul!Yenidenbahçeye indim, ellerimarkada, evin çevresinde iki tur attım.Bizim

ressam ikide bir borusunu öttürüyordu. Bunun anlamı, «Sıkı tut! Sakınbırakma!» demekti. Yegorov da kameriyeden ona baykuş ötüşüyle yanıtveriyordu.Buda,«Tamam,sıkıtutuyorum!»demekti.İkinci turdan sonra şatoya döndüm. Uşaklar tepsileri masalara bırakmışlar,

elleri bomboş, kalabalığa bön bön bakıyorlardı. Konuklar ne yapacaklarınışaşırmış durumdaydılar. Saat 12 olmuş, hatta çeyrek geçmişti. Piyanolar dasustuğuiçin,bütünodalarainsanıağırlığıylaezenbirsessizlikçökmüştü.YüzüpancargibikızaranPrensesgeldiğimigörünce;—Olyanerede?diyesordu.—Bilmiyorum...Bahçedeyok...Kadıncağızşaşkınşaşkınomuzsilkti,sonrakolumdançekti.—Saatinçoktangeldiğinibilmiyormubukız?Ben de omuz silktim. Prenses benden ayrılıp Çayhidzev'in yanına gitti,

kulağına bir şeyler fısıldadı. Çayhidzev de omuz silkti. Prenses bu sefer onunkolunuçekti.—Bukızneaptalmış?diyerekeviniçindekoşturmayabaşladı.Hizmetçiler, uşaklar, liseli öğrenciler, prensesin akrabaları paldır küldür

merdivenlerdenaşağıya indiler,ortadanyokolangelinibulmaküzerebahçeninderinliklerine daldılar. Arkalarından ben de bahçeye gittim. Yegorov'un birbeceriksizlik yapıp Olya'yı elinden kaçırmasından, böylece hepimizi reziletmesindenkorkuyordum.Ancakkorkumboşunaymış.Olyaüsteğmeninyanındakuzu kuzu oturuyor. parmaklarını delikanlının yüzünde dolaştırarak kulağınadurmadanbir şeyler fısıldıyordu...Omırılmırılkonuşmasınıbitirincebu seferüsteğmen başlıyordu konuşmaya... Üsteğmenin, PrensesManyaYegorovna'nın«kafasınadüşüncesokmak»dediğişeyiyaparkenbiryandandaöpücüklerlebudüşünceleri tatlandırdığı görülmekteydi. işte böyle alçak sesle konuşurken.

Page 66: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

sözlerini öpücüklerle tatlandırırken ağzından yayılan votka kokusunu kızınanlamaması için yüzünüyana çevirmeyi de ihmal etmiyordu. İkisi deöylesinemutluydularki,dünyadaherşeyi,buaradasaatinkaçolduğunudaunutmuşlardı.Kameriyeninkapısındabirsüredikildim,gördüklerimeçoksevindim,gençlerinmutluluğunubozmamakiçinyüzgerişatoyadöndüm.Neredeyse aklını kaçıracak duruma gelen Prenses bayılmamak için ispirto

kokluyordu. Ne yapacağını şaşırmıştı. Bir yandan güveyinden, bir yandankonuklardanutanıyor;öfkesiniçıkaracakbiriniarıyordu.Ogünedeğinkimseyebir fiske vurmadığı halde hizmetçilerden biri gelip genç hanımı bulamadığınısöyleyince kızın yanağına bir tokat patlattı. Şampanyayı, kutlamalarıbeklemekten sıkılan konuklar aralarında fiskos edip gülüşerek yeniden dansabaşladılar.Saatbiroldu,Olyahâlâortalıktayoktu.İyiceçılgınadönenPrensesbusefer

bizimarkadaşlardanbirineçattı:— Bu işler hep sizin başınızın altından çıkıyor! O kız bir gelsin, bak, ona

neleryapacağım!Söyle,onerede?NedensonraOlya'nınbulunduğuyerisöyleyenbiriyilikseverçıktı.Prenses'in

yeğenlerinden, ilkokul öğrencisi, ufak telek bir yumurcaktı bu.Bahçedenkoşakoşa geldi, teyzesine sokularak kucağına oturdu, kadının başını eğdi, kulağınabir şeyler fısıldadı. O anda yüzü sapsarı kesilen Prenses bağırmamak içindudağınıısırdı.—Nededin?Kameriyedemi?—Evet.Prensesayağakalktı,gülümsemeyiandırançarpıkbiryüzleOlya'nınbaşının

ağrıdığını,düğüntöreninekatılamayacağı içinözürdilediğiniduyurduherkese.Konuklarüzüntülerinibildirdiler,çarçabukyemekleriniyiyipşatodanayrıldılar.Saat ikide (Yegorovgençkızı saat ikiyedekoyalamabecerisinigöstermişti)

benevingirişinde,zakkumlarınoluşturduğuduvarınarkasındaduruyor;Olya'nınbahçeden dönüşünü bekliyordum. Bütün amacım geçerken onun yüzünügörmekti. Çünkü mutlu kadınların yüzünü seyretmeye bayılırım. Ayrıcaüsteğmene karşı duyduğu aşk ile anne korkusunun bu yüze nasıl yansıdığını,aşkınmı,yoksakorkununmudahaağırbasacağınıçokmerakediyordum.Zakkumçiçeklerinikoklayarakbeklememuzunsürmedi.Olyauzaktagözüktü

az sonra. Gözlerimi ondan ayıramıyordum. Uzun eteğini toplamıştı, ağır ağıryürüyordu.Ay aydınlığında, bu aydınlığı titrek ışıklarıyla bozan, ağaçlara asılıfenerlerin ışığı altında küçük ayaklarını, yüzünü açık seçik görüyordum.Yüzüciddi ve solgundu, yalnızca dudaklarının ucu gülümsüyordu. Dalgın dalgın

Page 67: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

önüne bakışından zihninde çok zor bir problemi çözmeye girişmiş sanırdınız.Genç kız merdivenin birinci basamağına adımını atar atmaz bakışları birdentedirginleşti: Aklına annesi gelmiş olmalıydı. Elini kaldırıp bozulan saçlarınıdüzeltti,basamaktabir sürekararsızdurdu, sonrabaşını silkti,cesaretlekapıyadoğru yürüdü. Kapıyı açınca solgun yüzü salondan taşan parlak ışıklaaydınlandı.Işığıgörürgörmezirkildi,biradımgeriledi,hattahafifçeyereçöktü.Sanki birisi onu başından tutup geriye itmiş gibiydi. Onu böylesine irkiltenşuydu: Öfkeden, utançtan kıpkırmızı kesilen annesi eşikte dikiliyordu. Başıdimdikti ama tir tir titriyordu... İki dakika kadar süren bir sessizlikten sonraannesionuşöyleazarladı:— Bir bey kızı, üstelik bir beyin nişanlısı, Yevgraf adındaki bir üsteğmen

bozuntusuylagizligizlibuluşsunha!Senişıllıkseni!Bu hakaretin ağırlığı altında ezilen Olya zangır zangır titremeye başladı,

annesininyanındakiboşluktan sıyrılarakdoğrucaodasınakoştu.Orayavarıncayatağınınüstüneoturdu,kaygılı,korkudolubakışlarınıpencereyedikti,sabahakadardaöylekaldı.O gece saat üçte bizim çetenin üyeleri bir araya geldik,mutluluktan sarhoş

olan Yegorov'la bir süre dalga geçtikten sonra Harkovlu hukukçu barona,Çayhidzev'legörüşmesiiçingörevverdik.Baronneyapıpetmeli,Çayhidzev'in,içinde bulunduğu durumun garipliğini anlamasını, hatta uygar bir insan olarakbizim girişimimizi hoş karşılayıp bizleri bağışlamasını sağlamalıydı. Bütünbunlar aramızıbularak,dostçayapılmalıydı...Çayhidzevbizimbaronadurumuçok iyi anladığını, babasının vasiyetine fazla önem vermediğini, ama Olya'yısevdiği için onunla evlenmekte kararlı olduğunu bildirmiş. Baronun elini«dostça»sıkmış,ertesigünYeşilDil'denayrılacağınısöylemiş.Ertesi sabah Olya süklüm püklüm kahvaltıya indi. Yüzü solgundu, hem

korktuğu, hem utandığı belliydi; anlaşılan, gelecekle ilgili beklentileri hiç deumutvericideğildi.Amahepimizibirdenyemeksalonundagörüncebirazyüzügüldü.Orada toplanmış, Prenses'in yüzünekarşı bağırıp çağırıyorduk.Hemdehepbirağızdan...Artıkküçüklükmaskemiziatmıştıkyüzümüzden,Yegorov'ungeçen akşamOlya'nın kafasına soktuğu düşüncelerin aynısını biz de Prenses'etelkin etmeye çalışıyorduk. Kadınların özgür olduğu, evlilikte seçme haklarıbulunduğu,onlarındakişilik taşıdığıgibidüşünceler...Prenses, suratıbirkarışasık, Yegorov'un gönderdiği mektubu sesini çıkarmadan dinledi. Bu mektubuhepimiz el birliğiyle yazmıştık. İçerisinde «yaşımın küçüklüğünden,deneyimsizliğimden,eğersizuygungörürseniz...»gibisözlersıksıkgeçiyordu.MektubuokuyupbitirmemizisessizcebeklediktensonraPrenses;

Page 68: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

— Benim gibi yaşını başını almış bir kadına ders vermek sizin gibi sütkuzularının işi değil, dedi. Ben ne yaptığımı biliyorum. Şimdi çayınızı için,sonradabaşkabirinibulupvereceğinizaklıonaverin!Anlaşılıyor.sizinbenimgibi kocakarılarla işiniz yok artık, birlikte yaşayamayız. Siz çok akıllısınız,bense aptalın biri... Yollarımız burada ayrılıyor beyler, sizlere güle güle!Hepinizeçokminnettarım!Prensesdüpedüzevindenkovuyordubizi.Onabir teşekkürmektubuyazdık,

sırayagiripeliniöptük,istemeyeistemeyeYegorov'unçiftliğinetaşındık.Oradatümyaptığımızaralıksıziçkiiçmek,Olya'nınözleminiçekmek,dertliYegorov'uavutmaya çalışmaktı. Üçüncü ayrılık haftamıza giriyorduk ki, hukukçu baronarkadaşımız Prenses'ten birmektup aldı. Prenses ondanYeşilDil'e bir zahmetuğramasını, kendisi için bir evrak düzenlemesini istiyordu. Baron hemen yolakoyuldu. Aradan üç gün geçip baron çiftliğe dönmeyince biz de, sözümona,arkadaşımızıyoklamakiçinyollaradüştük.YeşilDil'evardığımızdavakitöğleyibuluyordu. Hemen yazlık şatoya girmedik, bahçede oyalanarak pencerelerebakmayabaşladık.Prensesgeldiğimizigörmüştü.Penceresinden;—Neişinizvarburada?Nedengeldiniz?diyesordu.—Geldikişte...—Yoksabendenistediğinizbirşeymivar?—Baronugötürecektikde...—Baronunsizingibizıpırlarla,haydutbozuntularıylabiralışverişiolamaz!O

şimdioturmuş,birsürüyazıhazırlıyor.Şapkamızıçıkarıppencereyeyaklaştık.—Sağlığınıznasıl,Prensesim?diyesordumben.—Dahaortalardanedolaşıyorsunuz?Hadi,gidinodalarınıza!..Bu çağrı üzerine hepimiz odalarımıza dağıldık, sesimizi çıkarmadan

beklemeyebaşladık.BusessizlikbizleriçoközleyenPrenses'inhoşunagitmişti.Ardından öğle yemeğine alıkonulduk. Yemekte kaşığını yere düşüren birarkadaşımızı Prenses «Ayran budalası!» diyerek haşladı. Ona göre daha kaşıktutmayı bile öğrenememiştik. Yemeğin bitiminde Olya ile bahçede dolaştık, ogeceyişatodageçirdik...Ertesi gün aynı şey yinelendi, böylece eylülün sonuna değin Yeşil Dil'den

ayrılmadık.Prenses'learamızdakendiliğindenbarışyapılmıştı.Moskova'ya döndükten sonra Yegorov'dan bir mektup aldım. Üsteğmen kış

boyunca Prenses'e dil döküp. sonunda onu tavlamayı başardığını, öfkesinisevgiyedönüştürdüğünüyazıyor.Önümüzdekiyazkızıylaüsteğmenindüğününü

Page 69: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

yapacağınasözvermiş.Kısabirsüresonraikimektupdahaalacağım.BiriPrenses'tengelenresmive

sertbirmektup,ötekiiseOlya'nıntasarılarladolu,uzun,neşelimektubu...MayıssonundaYeşilDil'egeneyolgörünüyor...

Page 70: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

HEPDİLİMİNYÜZÜNDEN

Gülünecekbirolay

Öylesineağlamakistiyorumki!Ah,birağlasam,birazcıkaçılacağım.Olağanüstübirakşamdı.İkidirhembirçekirdekgiyindim,tarandım,kokular

süründüm, bir Don Juan tavrıyla sevdiğim kızın evine gittim. Sokolnikisemtindeki yazlıklardan birinde oturuyorlar. Sevdiğim kız gençtir, güzeldir,30.000 ruble drahoması vardır, yeterince öğrenim görmüştür, bu satırlarınyazarınıdeligibisever.Sokolniki'ye vardığımda onu parkta, göğe dimdik yükselen köknarların

altında,herzamanbuluştuğumuzsıramızdaotururbuldum.Benigörünceayağafırladı,yüzüsevinçtenparlayarakhızlabanadoğruyürüdü.— Çok katı yüreklisiniz! dedi. Bu kadar gecikilir mi? Biliyorsunuz,

beklemektençoksıkılırım.Birdahaböyleyapmayın,olurmu?Cici, tatlı elini öptüm;mutluluktan titreyerek, yan yana, sıramıza oturmaya

gittik. Yüreğim sızılar içinde, sanki göğsüm yarılıp dışarı fırlayacakmışçasınakütkütatıyordu.Yürekatışlarımgibinabzımdahızlıhızlıvuruyordu.Belli ki bir nedeni vardı heyecanımın. Sevgilimle buluşmaya, geleceğimizle

ilgilikesinbir sonuçalmak içingitmiştim.Yahepyahiçti, her şeyoakşamkigörüşmemizebağlıydı.Havaçokgüzeldiamabenhavanıngüzelliğinealdıracakdurumdadeğildim.

Başımızın üstünde bülbüller şakıdığı halde dinlemiyordum, aşk buluşmalarınınkaçınılmazsüsüolanbugibişeylervızgeliyordubana.Sevgilimyüzümebakarak;—Niçinkonuşmuyorsunuz?dedi.—Hiç...öyle...Nasıl,anneniziyimi?—İyi...—Ya...demek,öyle...Şey,ben...VarvaraPetrovna,burayasizinlekonuşmaya

geldim. Sizinle buluşmamızın nedeni... Şey... bugüne dek sustum hep, artık

Page 71: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

konuşacağım...Varya başını önüne eğdi, titreyen parmakları arasında tuttuğu çiçeği

örselemeyebaşladı.Kendisinenesöyleyeceğimibiliyordu.Birsüresuskunbeklediktensonraasılkonuyuaçmayakararverdim.—Evet,susmayacağımartık.Bugünedekkonuşmaktançekiniphepsustum,

ama artık duygularımı açıklamak zorundayım. Belki de söyleyeceklerimdendolayıgüceneceksiniz,belkibenihiçanlamayacaksınız.Amaneyapalım?..Genesustum.Endoğrusözcükleriseçmeyeçalışıyordum.Osıradasevgilimin

gözlerindedeaynıheyecanıokudum.«Hadi,konuş!Dahaneduruyorsun?Sende ammamıymıntıymışsın!Banane acılar çektirdiğini bilmiyormusun?Hadi,durma!»dergibiydi.—Burayahergünniçinsizinlebuluşmayageldiğimi,niçinçevrenizdedönüp

dolaştığımıtahminediyorsunuzdurherhalde.Bundatahminedilmeyeceknevarzaten? O size özgü derin kavrama yeteneğinizle içimde beslediğim duyguları,sizekarşıbeslediğimduygularıanlayacağınızı...(Genesustum)umarım,VarvaraPetrovna!..Varyabaşınıdahabiraşağıeğdi,parmaklarınınçiçekleoynamasıhızlandı.—Evet,sizidinliyorum...—Ben...ben...amasöylemeyegerekvarmı?Herşeyaçıkçaortada...Şey...

seviyorum sizi. Tanrım, evet. oldu işte! (Gene sustum) Delice seviyorum!Öylesine çok seviyorum ki, yeryüzündeki bütün romanları, bu romanlardayazılan bütün aşk açıklamalarını, yeminleri, verilen sözleri bir araya getirin,ancak o zaman... yüreğimde size karşı beslediğim... duyguları. .. VarvaraPetrovna!(Genesustum)VarvaraPetrovna!Peki,sizniçinsusuyorsunuz?—Nedememibekliyorsunuz?—Banasöyleyecekbirsözünüzyokmu?..Varyabaşınıkaldırdı,gülümsedi.«Tüh, ne beceriksizim!» diye geçirdim içimden. Ama o gülümsemesini

sürdürdü,dudaklarıkıpırdandı,bellibelirsizbirsesle,«Niçinolmasın?»dedi.Oh, dünyalar benimdi şimdi. Kendimden geçercesine eline sarıldım, o cici,

tatlıeliöptüm,öptüm...Sonraçılgıncasınaötekinesarıldım.Bir taneydibenimsevgilim,onungibisiyoktu!Beneliniöperkenodabaşınıgöğsümedayamıştı.İşteozaman,ancakozamangürsaçlarınınbaştançıkarıcılığınıfarkedebildim.Busaçlarıöptüm,birandayüreğimısındı,içimekorparçalarıdüştüsandım.OsıradaVaryabaşınıkaldırıpyüzümebaktı,banadadudaklarınıöpmektenbaşkabirşeykalmadı.İşteVaryaartık tümüylekollarımdayken,30.000 rublelikdrahomasınınbana

Page 72: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

verilmesi bir imzaya kalmışken, sözün kısası, güzel bir eşin, iyi bir paranın,parlak bir geleceğin çantada keklik olduğu hemen hemen kesinleşmişken körşeytanbirdenbiredürttübeni.Nasıloldu,bilmem,kısmetiminkarşısındaböbürlenmek,onuilkelerinebağlı

bir adamolduğuma inandırıp caka satmak istedimherhalde.Dahadoğrusu, neistediğimi kendim de bilmiyordum, içimde karşı konulmaz, dehşetli bir duyguselikabardı.Kızıdudaklarındanöptüktensonra;—VarvaraPetrovna!dedim.Sizdenkarımolacağınızıbildirensözüalmadan

önce. ilerde doğabilecek yanlış anlamaları şimdiden önlemek amacıyla birkaçsöz söylemeyi kaçınılmaz bir görev sayıyorum. Kısa konuşacağım... VarvaraPetrovna, beni yeterince tanıyor musunuz? Nasıl bir insan olduğumu biliyormusunuz? Ben dürüstüm, çalışmayı severim, sonra... sonra onurluyum. Bukonulardabanakimsebirşeydiyemez.Bunlarınötesinde...iyibirgeleceğimvar.Amazüğürdünbiriyimben...Neparamvar,nemalım-mülküm...—Biliyorum.Mutlulukparaylaeldeedilmezki...—Aslında benimde paraya aldırdığımyok.Yoksulluğumla gurur duyarım!

Edebiyat çalışmalarındanaldığımbeş-on rubleyi,başkayollardankazanacağımyüzlercerubleyedeğişmem...—Anladım.Başka?—Yoksulluğaçoktanalıştım...Artıkaldırmıyorum.İstesembirhaftayemek

yemedendurabilirim...Amasiz?İkiadımöteyearabasızgitmeyen,hergünyenişeyler giyen, adım başı para harcayan, yoksulluk nedir bilmeyen, size alınançiçekmodayauygundeğilsebundanbüyükmutsuzlukduyanbiriolarakbenimleevlenmekuğrunayeryüzünimetlerinitepebilirmisiniz?—Amabenimparamvarya?Drahomagetireceğim.—O,pekönemlideğil!Getireceğinizotuzbinrublebirkaçyıldabiter.Sonra?

İsteklerinizbitermipeki?Sonuç,acıgözyaşları!Deneyimlerimeinanın!Hepsinibiliyorum. Şimdi ağzımdan çıkan sözlerin anlamını da... İsteklerinizidizginlemekiçingüçlübirirade,insanüstübirçabagerekecek.Saçmalıyorumgaliba,diyedüşündümamakonuşmamısürdürdüm:— İyi dinleyin, Varvara Petrovna!Nasıl bir adım attığınızı bilin! Bu yolun

dönüşüyoktur.Evlilikönerimeyanıt verirkenöncedemin söylediklerimi iyiceölçüptartın!Sizyaşamboyuhuzurunuzdanyoksunkalacağınıza,bensevdiğimbirindenyoksunkalayım.Edebiyattanaydakazandığımyüzrubleyetmezbize.Bununlageçinemeyiz.Yolyakınkeniyidüşünün!Heyecandanayağakalkmıştım.

Page 73: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

— Her şeyi ölçüp biçin! Olanaklarımız sınırlı olacağına göre kendinizigemleyemeyeceksenizbununsonundagözyaşları,sitemler,erkenağaransaçlarvar demektir. Dürüst bir insan olduğum için uyarıyorum sizi. Birçok yönüylesizinkinden ayrı, size yabancı bir yaşamı benimle paylaşacak kadar iradenizegüveniyormusunuz?(Suskunluk)—Benimdrahomamnegüneduruyor!—Ne kadar? Yirmi binler, otuz binler neye yarar ki? Kah-kah-kah! Yoksa

milyonmu?Ayrıcabenböylebirşeyi...kabuledebilecekmiyimsanıyorsunuz?Hayır!Hiçbirzaman!Gururumelvermez!Oturduğumuzsıranınçevresindebirkaçturattım.Varyadüşünceleredalmıştı.

Beniçiniçinseviniyordum.Sözlerimonuetkilediğinegörebanasaygıduyuyordemekti.—Budurumdayabenveyoksunluklar, yadabenolmaksızınvarlık içinde

yaşama şansı... Bunlardan birini seçin! Birincisini seçmeye gücünüz var mı?SevgiliVarya'mıngücüyetecekmibuna?Kendimi kaptırmıştım, konuştukça konuşuyordum. Bir yandan da ikiye

bölünmüşgibiydim.Biryarım,sözleriminanlamınıbiliyor,durumunciddiyetinikavrıyordu; öbür yarım ise «Sakın beni bırakma, güzelim! Senin otuz binekonuncabak,nelerolacak!Drahomanbizeömürboyuyeter!» tatlıhayallerinedalmıştı.Varyabenidinledi,dinledi...Sonundaayağakalkarakeliniuzattı.—Sizeçokteşekkürederim!Bunu öyle bir sesle söylemişti ki, yerimden hopladım, yüzüne bakakaldım.

Gözleri,yanaklarıyaşlariçindeydi.— Bana karşı dürüst, mert davrandığınız için size ne denli teşekkür etsem

azdır.Evet,benbaşkatürlüyetiştirildim...sıkıntıyakatlanamam...Sizindenginizdeğilimben...Böyle diyerek hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Ne yapacağımı şaşırmıştım...

Ağlayankadıngörüncehepböyleolurum.Heleo sırada!..BenneyapacağımıtasarlarkenVaryakendinitoparlayıpgözyaşlarınısildi.— Haklısınız. Bu durumda sizinle evlenecek olursam kendi kendimizi

aldatmış oluruz. Size uygun biri değilim. Zengin aile kızıyım, el bebek, gülbebek yetiştirildim.Hep arabalarda gezer, çulluk eti, ballı börekli yerimben...Sadesuyatirit,halkıniçtiğilahanaçorbasıbanagöredeğil.Bukonulardaannemdebeğenmezhuyumu,amaelimdennegelirki?Yayayürümekhoşumagitmez,çabucakyorulurum...Giyimkuşamzevkimdeöyle...Bütünbunlaranasılpara

Page 74: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

dayandıracağız?Kesinlikleolmaz!Ayrılalımeniyisi,hoşçakalın!Eliyleyüreğimiparalayanbirhareketyaptıktansonraondanhiçbeklemediğim

birşeydahasöyledi:—Hayır,hayır!Bensizelayıkdeğilim!Elveda!Bunu söyledikten sonra dönüp hızla yanımdan uzaklaştı. Bense aptal gibi

orada kalakaldım. Sevdiğim kız benden uzaklaşırken arkasından bön bönbakıyor,ayaklarımınaltındakitoprağınsarsıldığınıhissediyordum.Nedensonrakendimitoparladığımdabaşımaneişleraçtığımıanlamayabaşladım.Bennehaltetmiştim? Hepsi şu dilimi tutmasını bilememektendi! Nerdeyse ağlayacaktım.Arkasından bakıp «Ne olur, geriye dön!» diye bağırmak istedim ama kızınyerindeyelleresiyordu.Böylece kendi gözümde rezil olduktan, bir hayli acılı dakikalar yaşadıktan

sonraevegitmeyekararverdim.işinkötüsü,parkıngirişindeatlı tramvayfilangözükmüyordu.Yanımdaaraba tutacakparamolmadığı için ister istemezyayayolakoyuldum.Üç gün sonra yeniden Sokolniki'deydim. Sevgilimin yazlığına vardığımda

onun hasta olduğunu, yakında babasıyla birlikte Petersburg'a gideceğinisöylediler.Bunabiranlamveremedim.Şimdiyatağımdayatarkenhıncımdanyastığımıdişliyor,kendikendimetokat

atıyorum.İçimdenefırtınalarkoptuğunubirbilseniz!..Ey,değerliokurum,benbu işi nasıl düzelteceğim?Sevdiğimkızane söyleyeyimşimdi?Yoksamektupmuyazayım?Amanasılulaştıracağımmektubuona?..Hepçektiklerimşudiliminyüzünden!

Page 75: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

HANIMEFENDİ

I

Birçiftsafkanatınçektiğiyaylıarabakurumuş,tozluotlarıçıtırçıtırezerekköyünyaşlılarındanMaksimJurkin'inevineyaklaştı.ArabadaYelenaYegorovnaStrelkovaadındabirhanımefendiileonunçiftliğininyöneticiliğiniyapanFeliksAdamoviç Rjevetski vardı. Feliks Adamoviç arabayı durdurarak çevik birhareketleyereatladı,eliyleevinpencerecamınabirkaçkezvurdu.Fersizbirışıkyandıodada.—Kimo?diyesoranyaşlıbirkadınsesiduyulduiçeriden.AzsonraMaksimJurkin'inkarısınınbaşıcamınarkasındagözüktü.Hanımefendi;—Nine,birdakikadışarıçıkarmısın?diyeseslendi.Yaşlı kadınla birlikte Maksim Jurkin de kapıda belirdi. Ikisi yerlere kadar

eğilereköncehanımefendiye,sonraçiftlikyöneticisineselamverdiler.Hanımefendiyaşlıadamaşöylebirbaktı.—Söylermisin,bunedemekoluyor?—Birşeymiolmuş,hanımefendi?—Birdebilmezgibisoruyorsun?NeredeStepan?—Evdedeğil.Değirmenegitti.—Söylermisin,okendininesanıyor?Nedenişinibırakıpgitti?Nedirbizden

istediği?—Hanımefendibizdebilmiyoruz.Neredenbilebilirizki?..—Onunbudavranışıçokkötü!Gördüğünüzgibiarabamsürücüsüzkaldı.Bu

seferlik Feliks Abramoviç bir iyilik yapıp hem atları koştu. hem de yaylıyıburaya kadar getirdi. Oğlunuzun yaptığı düpedüz düşüncesizlik! Başka nediyebilirimki?Yoksaaylığınıazmıbuluyor?Yaşlıadam.pencerelerisüzençiftlikyöneticisineyanyanbakarak;— Onun aklından geçenleri yalnız Hazreti İsa bilir, dedi. Bize de bir şey

Page 76: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

söylemedi.Nedüşündüğününeredenbilebiliriz?Aklınaesmiş.çekipgitmiş.Çokbaşınabuyruktur.Dediğinizgibibelkideaylığınıazbuldu.FeliksAdamoviçpencerelerdenbirinegözünüdikmişti.—Şurada,kutsaltasvirlerinbulunduğuköşedebiriyatıyor.Kimdiro?—BüyükoğlumSemyon,beyim.Stepanevdedeğil.Hanımefendibirsigarayaktı.— Onunkisi saygısızlığın dikâlâsı. Hiç iyi yapmadı. Mösyö Rjavetski,

Stepan'aneücretödüyoruz?—Aydaonruble.—Mademon ruble az geliyor, biz de on beş verelim.Amakendisi bir şey

söylemediki!Çekipgitti.Vicdana,dürüstlüğesığarmı?Rjevetskihersözcüğüvurgulayarakhanımefendiyidestekledi:— Ben her zaman söylemişimdir: Bu insanlara fazla yüz vermeyeceksiniz!

Ama siz beni dinlemediniz, asalakları şımarttınız! Aylığının tümünüödemeyecektiniz. Gördünüz, bir yararı dokundu mu? Şimdi de ücretiniyükseltmeye kalkıyorsunuz. Merak etmeyin, işini bırakamaz. Anlaşmayapmışsınız,işebaşlamış...Lehasıllıyöneticiyaşlıbabayadöndü.—Bak,Maksim!Seninoğlanınyaptığıdomuzluktanbaşkabirşeydeğil!—Finissez,done![12]—İşittinmi beni, cahil köylü?Madem işe başladı, adamgibi hizmet etsin!

Kafasına estiği zamanbırakıpgitmekdeneoluyor?Heleyarınbir gelsin, benonaneyapacağımıbilirim!Sendeiyidüşün,kocakarı!Elimdençekeceğinizvar!—Finissez,Rjevetski!—Alacağınızolsun!İşinizdüştüğündeyanımagelebilecekmisiniz,bakalım!

Hiçbirinizin gözünün yaşına bakmam! Siz insan mısınız, be? İyi sözden deanlamıyorsunuz!Amanedenanladığınızıbiliyorumben:Kötek,kötüdavranış!Onu-bunubilmem,yarınStepan'ıkarşımdagöreceğim!—Söylerimkendisine.Söyleyincegelir...Gelmeyipdeneyapacak?YelenaYegorovna;—Aylığınıartırdığımıdasöyle,dedi.Arabacısıznasılyaparımben?Çalışmak

istemiyorsa açıkça söylesin, o zaman başkasını ararız. Yarın sabah konaktaolsun,tamammı?Bukabadavranışındanötürüçoküzüldüğümübildirin.Sendeoğlunun kulağını bük, nine! Umarım fazla bekletmez, bir daha peşine adamgöndermeye zorlamaz beni. Yanıma yaklaş, anacığım! Bu senindir, oldu mu?Böylekocabebeklerleuğraşmaksanadazorgelmeli.Hadi,al,al!Cebindençıkardığıgüzelsigaratabakasınınkapağınıaçtı,sigaralarınaltından

Page 77: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

sarıbirkağıtparaalıpyaşlıkadınaverdi.— Bak, oğlun gelmeyecek olursa aramız iyice bozulur. Böyle şeylerden

hoşlanmam.Umarım,bekletmedengelecektir.Sizgenedekulağınıbükün!Hadi,FeliksAdamoviç,gidelimartık!Esenkalın!..Rjevetski arabaya sıçradı, dizginleri toplamasıyla yaylının yumuşak yolda

hareketetmesibiroldu.Yaşlıköylü;—Kaçparaverdi?diyesordukarısına.—Birruble.—Getironubana!Böyle diyerek kağıt parayı aldı, iki eliyle birden okşadı, özenle katlayıp

cebinesoktu.Evlerinegirdiklerindeoğlunukaldırdı.— Bu iş tamam, Stepan. Değirmene gittin diye hanımefendiye bir yalan

kıvırdım.Öylekorktuki,görmeliydin!Yaylı iyice uzaklaşarak görünmez olunca Stepan pencereye yaklaştı.

Korkusundan bet beniz kalmamıştı, titriyordu. Pencereyi açıp yarı beline dekdışarı sarktı, ağaçları uzaktan koyu koyu gözüken bahçeye doğru yumruğunuuzattı, birilerine gözdağı verircesine sallamaya başladı. Bahçe, bey konağınınbahçesiydi. Yumruğunu beş-altı kez salladıktan sonra geriye çekildi, pencerekanadınıgürültüylekapattı.HanımefendiningidişindenyarımsaatsonraMaksimJurkin'inevindeakşam

yemeğiyeniliyordu.Yaşlı Jurkin ilekarısıyağ lekeleriylekaplımasanınocağayakın ucuna oturmuşlardı. Karşılarında ise eve iznini geçirmeye gelen büyükoğullarıSemyonvardı.Sarhoşkırmızıyüzlü, uzunçopurburunlu, hafifçe sulugözlü Semyon, saçlarının kırlaşmış, tepesinin açılmış olmamasına, gözleribabasının çingene gözleri gibi kurnaz kurnaz kırpışmamasına karşın tıpa tıpJurkin'inaynısıydı.Semyon'unyanında iseevin ikincioğluStepanoturuyordu.Güzel, sarışın başını yumruklarına dayayarak oturan Stepan'ın fazla bir şeyyediğiyoktu,islekaplıtavanadikdikbakarkenderindüşünceleredalmıştı.Stepan'ın karısı Mariya'nın sofraya koyduğu lahana çorbasını sessizce içip

bitirdiler.ÇorbabitinceMaksimJurkin;—Götür!dedi.Mariya boş tası masadan aldı, ocak uzakta olmadığı halde oraya kadar

götüremedi.Ayağıbiryeretakılıptökezledi,hemenoracıktakisırayakapaklandı.Tas elinden düştü, eteğinden aşağı kayıp yere yuvarlandı. Ardından hıçkırahıçkıraağlamayabaşladı.

Page 78: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Niçinağlıyorsun?diyesordukaynatası.Mariya'nın hıçkırıkları daha bir yükseldi. İki dakika kadar böyle geçti. Bu

duruma dayanamayan kocakarı yerinden doğruldu, ocakta ısınan lapayı alıpsofrayagetirdi.Stepanayaklandıonunardından.Öksürerek;—Sus!Ağlama!diyeçıkıştıkarısına.AmaMariya'nınhıçkırıklarıkesilmekbilmiyordu.Stepan;—Sus,dediksana!diyebağırdıbirkezdaha.BuseferSemyonkarıştıişe.Gürsaçlarınörttüğüensesiniöfkeylekaşıdı.— Karı zırlamasından hiç hoşlanmam! Durmadan zırlarlar ama niçin

zırladıklarını kendileri de bilmezler. «Karı milleti!» dememişler boşuna...Mademkendinitutamıyorsun,gitozamandışardazırla!— Kadınlar gözü suludur, dedi babaları. Neyse ki, akıttıkları suya para

vermiyoruz, kendiliğinden akıp gidiyor. E, daha ne ağlıyorsun, gelin kızım?Hadi,kesartık!Korkma,Stepka'yıelindenalmazlar!Elbebek,gülbebek,senifazlaşımarttık,anlaşılan.Hadikalkdalapanıye!Stepankarısınadoğrueğildi,dirseğinehafifçevurdu.—E,susmayacakmısındaha?Hadi,kesartık!Mariyagenesusmayıncaonunüzerindeyattığısırayayumruğunuindirdi.—E-e-e!Pezevenginkızısende!O anda kendi gözünden de bir damla yaş parlayarak yanağından aşağı

yuvarlandı. Stepan göz yaşını sildi, masaya oturdu, lapasını yemeye koyuldu.BununüzerineMariyadakalktı,amahıçkırarakocağınyanına,herkestenuzakbiryereoturdu.Masadakilerlapalarınıbitirdiler.— Maşa, kvas getir! diye bağırdı Maksim Jurkin. Evin gelini görevini

unutmamalı! Küçük değilsin artık, sümüklerini akıtıp durmaktan utanmıyormusun?Mariya soluk, ağlamaklı bir yüzle, oturduğu yerden doğruldu, kimseye

bakmaksızın, kvas dolu kepçeyi kaynatasına uzattı. Kepçe elden ele dolaştı.İçmesırasıkendisinegelinceSemyonkepçeyialdı, istavrozçıkardı,biryudumiçtiamakvasboğazındadüğümlenipkaldı.—Niçinkıkırdıyorsun!diyesordubabası.—Hiç...Aklımabirşeygeldide...Semyon böyle dedikten sonra başını arkaya attı, kocaman ağzını açarak

kıkırdamasınısürdürdü.Biryandandasinsisinsikardeşinebakıyordu.—Deminhanımefendigeldiğindenededi,biliyormusun?Kıh-kıh-kıh!Stepan'ıngözleriağabeyininyüzüneçakılmıştı.Utancındankıpkırmızıkesildi.—Onbeşrubleyaptıaylığını,diyearayagirdibabaları.

Page 79: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Odaneki!Yüzrubleyebileçıkarır.Yeterkiistemesinibil.Tanrıcanımıalsın,çıkarır!Semyonbunlarısöylediktensonragözkırptı,gerindi.—Ah,okarıbenimelimebirgeçse!İliğiniemer,sömürürdüm.Hüffpt!Büzüşerekkardeşininomzunabiryumrukindirdi,kahkahayıbastı.—Amaneredesendeoyürek?Çokutangaçsın,bekardeşim!Erkekmilletine

utanmakyaraşırmı?Kısaca,salağıntekisin!Hemdedikâlâsı!—Salakolduğukesin!dediyaşlıadamda.Ocağınyanındangenehıçkırıklaryükseldi.— Görüyorsun, senin avrat zırlıyor durmadan. Kıskançlıktan bütün bunlar.

Hani, öbür karıya gideceksin ya... Zavallının ödü patlıyor. Karı zırlamasındanoldumolası nefret etmişimdir. Şuramabir bıçak saplanır sanki.Ah, siz karılaryok musunuz! Tanrı sizleri ne diye yaratmış, bilmem ki!.. Yeryüzündekivarlığınızın sebebi nedir?Eh, yedirdiğiniz yemek için teşekkürler! Şimdi olsa,birdeşarapiçseydik!Negüzeldüşlergörürdük!Seninhanımefendininşarabıdabololmalı,Stepan!İçiçebildiğinkadar!Amahepsiseninolsun,benistemem.—Ağabey,çokduygusuzbiradamsınsen!Stepan böyle söyledikten sonra arabanın yaygısını kucakladı, evden çıktı.

Semyondaarkasından...AvludaRusya'yaözgü,durgunmudurgunbiryazgecesikaranlığıbastırmıştı.

Uzaklardan,tepelerinarkasındanayyükseliyordu.Gökyüzününkarşıköşesindeiseparçaparçadağılmış,kenarlarıgümüşparlaklığındabulutlarvardı.Gökyüzübaştan başa sarımsı yeşil karışımı, hoş bir renge bürünmüştü. Yıldızlar, ayınyükselmesiylebirlikteürküpparlaklıklarınıiçlerineçekmişgibiydiler.Irmaktançevreye insanın yüzünü okşayan, serin bir nem yayılıyordu. Peder Grigori'ninevindeki saat akşamın 9'u olduğunu çatlak sesiyle bütün köye duyurdu. Çıfıtmeyhaneci, dükkânınınkepenklerini çarpa çarpakapadı, kapısınınüstüne istenkararmış küçük fenerini astı. Sokakta, köyün evlerinin avlularında in cin topoynuyorduşimdi.Stepan araba yaygısını otların üstüne serdi, üzerine uzanıp yattı, bir kolunu

başınınaltınakoydu.OsıradaSemyondaöksürerekonunayakucunaoturdu.—Mmmm!diyehafifbirsesçıkardı.Bunun ardından bir sessizlik çöktü. Semyon oturuşunu düzeltti, küçücük

piposunuyaktı.— Bugün Trofim'in meyhanesine gitmiştim. dedi. Bira içtim. Tam üç şişe

bitirmişim...Pipodanbirkaçkezçekmekistermisin,Stepan?—Yok.istemem.

Page 80: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—İyi tütündür.Şimdiçayolsada içsek.Hiçhanımefendininkonağındaçayverdilermisana?Güzelmiydi?Çokgüzelolmalı.Kilosuonrubledirenazından.Kilosuikiyüzrubleyeolanlardavardır.Yeminederimvardır.Kendimiçmedimama bilirim. Kentte bir dükkânda tezgâhtarlık yaptığım sırada gördüm...Hanımefendilerden biri alırdı da... Ah, nasıl mis gibi kokardı, bir bilsen!Kokusunu unutamıyorum... Yarın hanımefendinin konağına gidiyorsun, değilmi?—Benirahatbırak!—Hemen kızma, canım! Seninle konuşuyoruz, kötü bir şey söylemiyorum

ki...Kızmangerekmez...Ancakorayaniçingitmek istemediğini anlamıyorum.Sen de bir tuhafsın. Parası bol, yemekleri nefis, içebildiğin kadar da içki...isterseneniyisindençay,türlütürlüsigaralar...Birsüresustu,sonrayenidenbaşladı:—Üstelikgüzelkadın!Karıyaşlıolsabaşınabelayıaldındemekti,amaböyle

biriyleyaşamakbüyükmutluluk!Kadındeğilateş,korparçasıvallahi!Boynudanegüzel,biçimli,inceincetüylü!Stepandöndü,ağabeyininyüzünedikdikbaktı.—Günah!Günahhiçdüşündünmü?—Negünahı?Yoksuladamagünahmıolurmuş?—Cehennem ateşinde yanmak için zengini de bir, yoksulu da...Ayrıca biz

yoksulmuyuz?Yoksuldeğiliz.—Yok, canım!Günah bunun neresinde?Onu sen baştan çıkarmadın ki! O

kendiayağıylageldi.Bostankorkuluğundanbaşkabirşeydeğilsinsen!—Sendehaydutunbirisin!Düşüncelerindenbelli.Semyoniçiniçekti.—Dedikya, salaksınsen!Salak!Mutluluğunnedemekolduğunuanladığın

yok! Duygularını yitirmişsin. Anlaşılan, çok paran olmalı. Cebine para girsinistemiyormusun?—İsterimamakendiparamolursa...—Amahırsızlıkyapmıyorsunki!Kadınkendielceğiziyleveriyorsana...Ben

de tutmuş, senin gibi bir mankafaya laf anlatmaya çalışıyorum! Sana lafanlatmak,deveyehendekatlatmaktandahagüç!Semyondoğruldu.birkaçkezgerindi.—Birgünpişmanlıkduyarsınamaozamandaiş iştengeçer.Bak,aslanım,

bundan böyle gözüm görmesin seni! Stepan diye bir kardeşim yok artık!Cehennemekadaryolunvar!..Seninaptalineğinsanayeterdeartarbile...—Mariyamıinek?

Page 81: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Hemdedaniskası!—Ya,demeköyle!Senbanabakarmısın! İnekdediğinbukadınıneline su

dökecekadamdeğilsinsen!Yıkılkarşımdan!—Hemseniniçiniyiolurdu,hemdebizimiçin,aptal!—Hadi,basgit!—Gidiyorumişte!Sanabirgüzelsopaçekmeli!Semyon döndü, ıslık çala çala evlerine doğru yürüdü. Aradan beş dakika

kadar geçmişti ki, Stepan yakınlarda bir yerde kuru otların çıtırdadığını işitti.Karısı Mariya'ydı gelen. Mariya yaklaştı, bir süre dikildikten sonra Stepan'ınyanınauzandı.—Gitme,Stepan!diyefısıldadıgençkadın.Gitme,birtanem!Senimahveder

bu kadın! Polonyalısı yetmedi, şimdi de sana el atıyor. Sakın gitme ona.Stepan'cığım!—Üzerimefazladüşme!Mariya'nın göz yaşları sicim sicim yağan, sıcak yağmur damlaları gibi

Stepan'ınyüzünedöküldü.— Acı bana. Stepan! Üstelik boğazına kadar günaha batacaksın. Benden

başkasını sevme, gitme o kadına! Madem Tanrı önünde benimle nikahlandın,benimleyaşayacaksın.Öksüzünbiriyimben.Sendenbaşkakimsemyok...—Artıkboşlarmısınyakamı?«Gitmeyeceğim»dedimya!Şimdibirdesana

mılafanlatalım!— Gitme, ne olursun, yiğidim! Buna dayanamam. Stepan'cığım! Yakında

çocuklarımız olur. Beni bırakırsan vebal altında kalırsın. Baban ile Semyonaklınıçeliyorlar.Aldırmasenonlara!Onlarinsandeğil,hayvan!—Hadi,uyuartık.—Uyuyorum.Stepan'cığım.uyuyorum.MaksimJurkin'insesiduyulduosırada:—Mariya?Neredesin?Gel,seniananarıyor!Mariya ayağa fırladı, saçlarını düzeltti, eve doğru koştu. Maksim Jurkin

oğlunun yanına geldi. Sırtından giyeceklerini çıkarıp yalnız iç çamaşırlarıylakaldığı için ay ışığında hortlağa benzetilebilirdi. Kafasının dazlak yerinde,çingenegözlerindeayınışıltısıyansıyordu.—Yarınhanımefendiyegitmiyormusun?diyesorduStepan'a.Delikanlıdanyanıtgelmedi.— Gideceksen erkenden git. Belki atlar gebrelenecektir. On beş ruble

alacağınıdaaklındançıkarma.Onrubleyerazıolayımdemesakın!—Hayırorayagidecekfilandeğilim!

Page 82: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Budaneredençıktı?—Öyleişte...istemiyorum.—Amaneden?—Kendindahaiyibilirsin!—Bak.Stepan!Kocamanadamsın,sanasopaçekmeyezorlamabeni!—Döversendöv!—Babayaböylemikarşılıkverilir?iyidüşün,Stepan!Babanlakonuştuğunu

unutma! Emdiğin sütün kokusu daha ağzında duruyor, benimle böyle nasılkonuşursun?— Çalışmayacağım, dedim. Hepsi o kadar! Hem kiliseye gidiyor, hem de

Tanrıdankorkmuyorsunuz.—Bakşukafasıza!Bendeyenibirevyaptırıpkarınlasenibizdenayırmayı

düşünüyordum. Peki, şimdi ne olacak? Keresteyi kimden alacağız? BayanStrelkova'dan, yani hanımefendiden başka güvendiğimiz kim var?Ayrıca borçparaisteyecekolsakkimegideriz?Strelkova'yamı,yoksabaşkabirinemi?isteyincekerestedeverir,parada...Geriyeistemez,öylecebağışlar.Armağan

gibi...—Onunarmağanıkendininolsun!—Bak,döverimsonra!—Döversendöv!MaksimJurkinsırıttı,eliniileriuzattı.Elindebirkırbaçtutuyordu.—Bak,döverim,diyorum!Stepan «Beni rahatsız etme artık!» dercesine sırtını babasına döndü, istifini

bozmadanyatmasınısürdürdü.—Ya,demekgitmeyeceksin!Ciddimisin?—Öyle...GidersemTanrıcezamıversin!Maksim elini havaya kaldırdı; Stepan kolunda, yanağında şiddetli bir acı

duydu.Bununüzerinedeligibiayağafırladı.—Vurma,baba,vurma!işitiyormusunbeni?Vurma!Maksim bir anlık duraksamadan sonra ikinci kez vurdu, ardından üçüncü

kez...—Babanınbuyruğunuyerinegetirmelisin!Söyle,gidecekmisin,dürzü!—Vurma!Vurma,dediksana!Böylediyerekyaygınınüstüneyığıldı,hüngürhüngürağlamayabaşladı.Bir

yandanda;—Gideceğim,tamam,gideceğim!..Amaşunuunutma!Bundanböylemutlu

olamayacaksın!Lanetlisinçünkü!diyesöyleniyordu.

Page 83: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Hah, şimdi aklın başına geldi mi? Benim için değil, kendi iyiliğin içingitmelisin!Yenievisteyenbendeğilim...Döverim,demiştim.bakişte,gördün!—Gi...gideceğim...amabenikırbaçlamanıdaunutmayacağım!—Kesartık!Bulaflarlagözümükorkutamazsın!Bunubirdahasöylersen!..—Peki...peki...Yarıngideceğim.Stepanhüngürhüngürağlamayıbıraktı,karınüstüuzanıpsessizceağlamasını

sürdürdü.—İstediğinkadarağlaşimdi.Busanadersolsun!Yarınerkendengideceksin!

Biraylıkücretiniöncedenal!Dörtgünlükdeçalıştığınakarşılık!Avradınaeşarpparasıolur.Kırbaçladığımiçingönülkoymabana!Babanımben,istersever,isterdöverim.Bunuböylebil.Uyuşimdi...MaksimJurkinsakalınısıvazlayarakevininyolunututtu,içerigirerken;—Birgüzelkırbaçladımonu!dergibigeldiStepan'a.Semyonkıskısgülüyordu.Saat 10 sularında Peder Grigori'nin evinden ayarı bozuk bir piyanonun

tıngırtıları duyuldu. Karısı hemen hemen her gece çalışma yapardı. Gariptıngırtılar köyün bir ucundan öbürüne yayıldı. Stepan uyandı, bahçenin çitiüzerinden atlayıp sokağa çıktı, ırmak kıyısına doğru yürüdü. Irmak civaışıltısıyla parlıyor; durgun yüzeyinde yıldızlarıyla, ayıyla birlikte gökyüzünüolduğu gibi yansıtıyordu. Çepeçevre bir ölü sessizliği vardı. Tek yaprakçıkkımıldamıyordu.Yalnızca duyulan, bir cırcır böceğinin ara sıra cırıldamasıydı.Stepanırmakkıyısınaoturdu,başınıyumruklarınınarasınaalıpgözlerinidurgunsuyadikti.Karanlıkdüşüncelerbirbiripeşindenzihninedoluşuyordu...Çiftliğin bahçesini çevreleyen düzgün kavaklar dimdik göğe yükseliyordu.

Kavaklar arasından, bey konağının pencerelerinden ışık sızdığına görehanımefendi uyumamıştı daha. Stepan, kırlangıçlar ırmağın üzerinde uçmayabaşlayıncaya değin orada oturmasını sürdürdü. Güneş doğup, gökte ay iyicedonuklaşıncaoturduğuyerdenkalktı,eliniyüzünüyıkadı,doğuyadönüpduasınıokudu, sonra hızlı, kararlı adımlarla geçit yerine doğru yürüdü.Derin geçittengeçipkarşıyakayaulaşıncabeykonağınayöneldi.

II

SabahleyinuyanıruyanmazYelenaYegorovnaStrelkova'nınilkişi:—Stepangeldimi?diyesormakoldu.—Geldi,dediodahizmetçisi.

Page 84: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Strelkovagülümsedi.—Aaa!İyi...Neredeşimdi?—Ahırda,hanımefendi.Hanımefendi yatağından aşağı atladı, çabucak giyindi, yemek odasına

kahvesiniiçmeyeindi.Strelkovaepeycegençgösteren,ortayaşlardabirkadındı.Ancakgözlerionu

elevermekteydi:Otuzunudevirmiş.kadınlıkçağınınçoğunugeridebırakmıştı.Derinden,kuşkuylabakanelagözleridahaçokbirerkeğingözleriniandırıyordu.Aslında güzel sayılmazdı ama erkeklerin başını döndürmeyi bilirdi. Sağlıklı,dolgun,şirinbiryüzüvardı;Semyon'unsözünüettiğiboynu ilegövdesininüstbölümü ise gerçekten baştan çıkarıcıydı. Semyon eğerminicik kadın ellerinin,ayaklarının güzelliğinden anlamış olsa herhalde hu konuda da epey çenesiniyorardı. Hanımefendinin sade, hafif, ince bir giyimi vardı. Tembellik ediptuvaletineözenmediğiiçinsaçınınbiçimipekgözdoldurmuyordu.İçinde yaşadığı bütün bu yerler, bu çiftlik kendinin değildi aslında, hiç

evlenmemiş bulunan erkek kardeşinindi. Kardeşi Petersburg'dan ayrılmaz,çiftlikle de pek kafasını yormazdı.YelenaYegorovna kocasıAlbayStrelkov'laboşanıncaburayayerleşmişti.Biryılbilesürmeyenbirevliliktibu.Evliliklerinindahayirmincigünündekadın adama ihanet etmiş, daha sonrada ayrılmışlardı.Aklı başında bir adam olanAlbay Strelkov da Petersburg'da oturur; boşandığıkarısını,kadınınkardeşininçiftliğinidüşündüğükadarbiledüşünmezdi.Kahvesini bitirir bitirmez Strelkova. Stepan'ı çağırmalarını söyledi. Stepan

geldi, kapıda dikildi. Öfkeli. sıkıntılı bir duruşu vardı. Yüzünün solukluğu,saçlarının dağınıklığı, sert bakışları ile kapana kısılmış bir kurdu andırıyordu.Hanımefendigençköylüyebaktı,yüzühafifçekızardı.Kendinebirkahvedahadoldurarak;—Merhaba,Stepan!dedi.Nenumaralarçevirdiğinisöylermisinlütfen!Dört

gün çalıştıktan sonra bırakıp gittin. İnsan ayrılmadan önce izin alır, öyle değilmi?Haberbilevermedengitmişsin!—Haberverdim.—Kime?—FeliksAdamıç'a.Strelkovabiranduraksadı.—Birinemikızdınyoksa?Hadi,Stepan.söyle!..Birinemikızdın,diyorum!—Banaöylelaflaretmeseydinizgitmezdim.Benburayaatlarınbakımıiçin,

arabanızısürmekiçingeldim,başkaşeyleriçindeğil.—Şimdiokonuyuaçma!Benianlamamışsın.Ayrıcabuyüzdenbanakızman

Page 85: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

gerekmez. Senden özellikle bir şey istemedim ki... istesem bile bundagücenecek, alınacak ne var, canım? Gene de... şey... sana gereksiz sözlersöylemiş olabilirim... buna hakkım var. Bak. aylığını da artırıyorum.Umarım.bundanböylearamızdabiranlaşmazlıkçıkmaz...Stepangeriyedöndü.gitmeküzereyürüdü.—Dur!Dur!Daha söyleyeceklerim bitmedi. Bak. Stepan!Yeni bir arabacı

üniformasıalmıştım.Sırtındakibirşeyebenzemiyor.Fiodor'lagöndereyimsana.Güzeldir,beğeneceksin.—Peki...—Şununyüzünebakınhele!Nesuratasıpduruyorsun?Çokmugücendirdim

seni?Hadi,bırakartıkküsmeyi!Bendensanazarargelmez...Buradanmemnunkalacaksın.Kızma,hadi!Kızmıyorsun,değilmi?—Sizenasılkızabilirimki?..Stepanelinisalladı,gözlerinikırpıştırdı,geriyedönüpyürüdü.—Stepan,neleroluyor,söylermisin?—Hiç...Sizekızabilirmiyim?Kızacakbirşeyyokki...Hanımefendi yerinden doğruldu, kaygılı bir yüzle genç köylünün yanına

vardı.—Stepan...sen...ağlıyormusun?Delikanlınınkolundantuttu.—Neoluyor?Nelerolduğunusöylebana!Hadi,söyle!Birisimigücendirdi

seni?Stepangeneelinisalladı,gözlerinikırpıştırdı,ağlamayabaşladı.—Hanımefendi...seniseveceğim.Tamam,heristediğiniyapacağım.Yalnız,o

lanet olasılara bir şey verme! Avuçlarını yalasınlar!Metelik koklatma onlara!Her şeye razıyım! Ruhumu şeytana satarım, yeter ki onların eline bir şeygeçmesin!—Kim«onlar»dediğin?—Babam ile ağabeyim.Zırnıkkoklatmaonlara!Kahrolasılar, kıskançlıktan

çatlasınlar!Hanımefendigülümsedi,gözlerinisildi,sonrayüksekseslegüldü.—Peki,peki.Gitşimdi.ÜniformanıhemengöndereceğimStepançıktı.Genç köylünün arkasından geniş omuzlarını hayran hayran seyreden

hanımefendi,«Aptalınbiri!İyi, iyi.Benibirsürüaçıklamayapmaktan,aramızıbulmak için uğraşmaktan kurtardı. Sevmekten söz ettiğine göre işler yolunagirecekdemektir...»diyegeçirdiiçinden.

Page 86: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Ufka doğru eğilen güneşin gökyüzünü erguvan, yeryüzünü altın rengineboyadığı o akşam üzeri, Strelkova'nın atları uçsuz bucaksız bozkırda köydenuzaklaradoğruuçarcasnakoşturmaktaydı...Yaylıarabayoldaikidebir topgibizıplıyor,çavdarlarınyolunüzerinesarkmışdolgunbaşaklarınıacımasızcabiçipgeçiyordu.ArabanınsürücüsüStepan'dı.Atlarıdeligibisürmesindendizginleriparçaparça edecek sanırdınız.Sırtında şık,gıcırgıcır bir arabacıgiysisi vardı.Güzelgiyinmesiiçinhemçokpara,hemdezamanharcanmıştı.Pahalıkadifeilekırmızıkumaştanüniformasıtamıtamınagüçlübedeninegöreydi.Göğsündebirzincire dizili, şıngır şıngır eden metal süsler ışıldıyordu. Kat kat kıvrımlaryapmış çizmeleri gerçek Avrupa cilasıyla parlatılmıştı. Kıvırcık sarı saçlarıüzerine oturttuğu tavus tüylü şapkası handiyse uçacak gibiydi.Yüzünden hemkörükörünebağlılık,hemdeacısınıatlardançıkarmayaçalıştığıçılgınbiröfkeokunuyordu... Yaylının içinde ise sere serpe oturmuş, sağlam bozkır havasınıderin derin ciğerlerine dolduran hanımefendi vardı. Yanaklarında gençliğinkırmızılığıdolaşankadının,yaşamıntadınıtümbenliğindeduyduğubelliydi.Kadınbiryandandabağırıyordu:—Sür,Stepan,sür!Kırbaçla!Yapıştırdizginleri!Uçsunatlarrüzgargibi!..Tekerler altındakiyol taştanolsa çevreyekıvılcımlar saçılırdıherhalde.Köy

gittikçegerilerdekalıyordu.Önceevler, sonrabeykonağınınambarlarıgözdensilindi.Çokgeçmedendekiliseninçankulesi...Köytagerilerde,üzeridumanlıbir şerit gibi gitgide ufalıp inceldi. Stepan atları dizginlerle dövüyordudurmadan. Korkusu yüreğini titreten günahtan bir an önce uzaklaşıp ondankurtulmaya çalıştığı belliydi. Oysa günah gerilerde değil, hemen yakınında,yaylının içindeydi. O gece tüm çabalarına karşın günahtan kendinikoruyamamış,bozkırvegökyüzü,ruhunusattığınıntanığıolmuşlardı.Gecenin 11'inde atlar döngeri edip köye doğru dörtnala koşturmayı

sürdürdüler...Oklarınarasınakoşulanatköpükleriçindekalmış,yanakoşuluatise topallamaya başlamıştı. Yaylının bir köşesinde pelerinine sarılmış oturanhanımefendinin gözleri yarı kapalıydı. Dudaklarında kendinden memnunolanların gülümsemesi vardı. Soluk alışları öylesine rahat, öylesine genişti ki!Öte yandan Stepan hep ölmeyi düşünüyor, aklına bundan başka bir şeygelmiyordu. Kafası bomboş, sanki sisler içindeydi; benliğini büyük bir sıkıntıkemiriyordu.O günden sonra her akşam üzeri ahırdan dinlemiş atlar çıkarıldı. Stepan

bunlarıyaylıyakoşupyaylıyıbahçekapısınaçekti.Yüzümutluluktan ışıldayanhanımefendi ise bahçe kapısına gelip arabaya kurulduktan sonra çılgın birkoşturmaca başladı. Stepan'ın şanssızlığına bakın ki, bütün akşamlar yağışsız

Page 87: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

geçtiğiiçinbukırgezilerininyapılmadığıgünyokgibiydi.ÇılgıncagezilerdenbirindendönüşteStepanbeykonağınınahırındançıktıktan

sonradoğruca ırmakkıyısına indi.Kafasının içigenebomboştu,yüreğinegeneaynıkuntsıkıntıçöreklenmişti.Sessizmisessiz,güzelbirgecekucaklamıştıheryeri.Otların,havayıdolduranincekokularıStepan'ınyüzüneyumuşakyumuşakdokunuyorgibiydi.Stepanilerde,ırmağınötegeçesindekaraltısıseçilenköyünüanımsadı.Baba evi, bostanlar, atlar,Mariya ilemutluluk içindeüzerineuzanıpyattıklarısıradüştüaklına...Yüreğinidağlayansızıdayanılmazbirdurumaldı.Zayıfbirsesin;—Stepaaan!diyeünlediğiniduydu.Bakındı çevresine.Mariya'ydıgelen.Geçittenyenigeçmiş, pabuçları elinde,

onadoğruyürüyordu.—Stepan,niçingittinevden?dedi.Stepankarısınabönbönbaktı,sonrayüzünükaçırdı.—Stepuşka,kimlerebıraktınöksüzünü?—Gitkarşımdan!—Tanrı bunun cezasını verir, Stepuşka!Bedelini ödemeden kurtulamazsın!

Tövbe bile edemeden alır canını! Trofim dayının asker karısıyla yasamasınınsonucunuunutmadın.değilmi?Tanrımkimselereçektirmesin!—Sennedırdıredipduruyorsun?Stepan böyle diyerek ileri doğru iki adım attı, Mariya ellerini uzatıp ona

sarıldı—Benseninkarınım,Stepuşka!Beniyüzüstübırakıpgidemezsin!Mariyakendikendinesöylenerekağlamayabaşladı.—Yiğidimbenim,ayaklarınıyuyupsuyunuiçeyim!Gel,evimizegidelim!Stepan karısının kollarından kurtuldu, ona bir yumruk savurdu. İstemeye

istemeye, kederinden vurmuştu yumruğu... Ama yumruk tam karnına geldi.Kadıncağızbirkezgıketti,karnınıtuttu.inleyerekolduğuyereyığıldı.Ne yapacağını şaşırmıştı Stepan. Gözlerini kırpıştırdı, iki yumruğunu

şakaklarınadayadı,arkasınabakmaksızınbeykonağınınavlusunadoğruyürüdü.Ahıragelinceoradakisıranınüzerineseriliyatağaçöktü,başınıyastığınaltına

soktu.canıiyiceyananadekeliniısırdı.Osıradahanımefendiyatağınaoturmuş,falaçıyordu:Ertesigünhavaaçıkmı

olacaktı.yoksakapalımı?Kâğıtlaraçıkolacağınıhaberverdi.

III

Page 88: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Rjevetskibirsabah,arabayla,geceyigeçirdiğikomşutoprakağasınınevindendönüyordu. Saatin ya dördüydü ya da öyle bir şey, güneş henüz doğmamıştı.Yarıdançoğuormanlararasındangeçenyoldaarabasınısürerkenoturduğuyerdehafifhafifsallanıyordu.Yöneticiliğini yaptığı, Strelkova'nın çiftliğine hayli yaklaşmıştı ki. «Bu da

nesi? Ormandan ağaç kesiyorlar!» diye irkildi. Gerçekten de balta takırtıları,yaprak hışırtıları duyuluyordu yakınlarda bir yerden. Hemen atları durdurdu,kulakları kirişte, bir süre dinledi; sonra arabadan beceriksizce aşağıya atlayıpsesleringeldiğiyereyöneldi.Semyon Jurkin toprağın üstüne oturmuş, baltasıyla yeşil dalları yontuyordu.

Üçkızılağaçtomruğuyatırılmıştıyanıbaşına.Hemenilerdearabayakoşulubiratbaşınıileriuzatauzataotluyordu.Jurkin'igörünceRjevetski'nintümsarhoşluğu,uyuşukluğugeçiverdi.Yüzüsapsarıkesilerekgençköylüyeyaklaştı.—Neyapıyorsunburada?Söylermisin?diyehaykırdı.—Neyapıyorsunburada?Söylermisin?diyeyankılandısesiormandan.AmaSemyonhiçistifinibozmadı,piposunutüttürerekişinisürdürdü.—Ahmakherif!Neyaptığınısoruyorumsana!—Gözünkörmü?Görmüyormusun?—Nededin?Nededin?Birdahasöylermisin?—Basgitşuradan!Başkalafmıişitmekistiyorsunbenden?—Nelerzırvalıyorsunsen,beadam?—Basgit,diyorum.Karşımdabağırıpdurma!Rjevetskipancargibikızardı,şaşkınşaşkınomuzsilkti.—Ne?Bunanasılcüretedersin?— Bunda cüret edecek ne var? Kimsin sen? Beni korkutacağını mı

sanıyorsun?Günde senin gibi sürüyle adam çıkıyor karşıma. Her birinize hoşgörünmeyekalksaknasılbaşedeceğiz?—Peki,necesaretleağaçkesersin?Burasıbabanınmalımı?—Senindemalındeğil!RjevetskikırbacınıkaldırdığıgibiSemyon'unsuratınayapıştırdı.Bunu,beriki

onabaltayıgösterdiğiiçinyapmıştı.—Ulanhergele!Burasınınkiminormanıolduğunubilmiyormusun?— Biliyorum, Strelkova'nın ormanı. Ben Strelkova'ya karşı sorumluyum,

ancakonayanıtveririm.Sendekimoluyorsun?Biruşaktan,hizmetkulundanbaşkanesin?Senitanımıyorumbile!Hadi,geç-gitburadan!Çekarabanı!Semyon böyle diyerek piposunu baltaya vura vura temizledi, batıcı bir

gülümsemeylesırıttı.

Page 89: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Rjevetski çok öfkelenmişti. O öfkeyle arabasına atladığı gibi hızla köyünyolunu tuttu. Köye varınca birkaç kişi topladı, onları tanık olarak suç yerinegetirdi. Semyon eskisi gibi aynı işi yapıyordu. Az, sonra muhtar, muhtaryardımcısı, köy bekçileri, yazıcı da geldiler. Hepsinin katkısıyla birkaç yazıyazılıp tutanak düzenlendi. Tutanağı önce Rjevetski imzaladı, ardındanSemyon'adaimzalattılar.BerikisalaksalakgülümsüyorduÖğle üzeri Semyon hanımefendinin konağına gitti. Bayan Strelkova

ağaçlarının kesildiğini biliyordu. Semyon hanımefendinin karşısına çıkarılınca,selamvermeksizin,yaşamınzorluklarından,Polonyalı'nınkavgacılığından,toputopuüçağaçkestiğindenfilandemvurmayabaşladı.Hanımefendizıvanadançıkmıştı.—Hangicesaretlebaşkasınınormanındanağaçkesersin?diyebağırdı.Kadınınöfkelenmesini zevkle seyreden,Polonyalı'yadakızdığınıgöstermek

isteyenSemyon;—Adamınınçektirdiğieziyetleryeterartık!dedi.Birşeysöylemeyekalksan

hemen kamçısına sarılıyor. Olur mu öyle şey? Yapılacak iş mi yani! Biz deinsanız,değilmi?—Bensananehaklabenimormanımdanağaçkestiğinisoruyorum!Önceonu

söyle,edepsiz!—Adamınızkıtıratmış,hanımefendi!Kesmesinekestimama...şey...Nediye

vuruyorodabana?Strelkova'nın beykızı damarı kabardı birden. Semyon'un Stepan'ın ağabeyi

olduğunu,herşeyi,herşeyiunutarakadamınyüzünebirtokatpatlattı.Oysaiyieğitimalmışbiriolarakbunuyapmamasıgerekiyordu.— Pis köylü suratınla yıkıl karşımdan! Defol! Hemen git buradan! diye

bağırdı.Semyon utancından kıpkırmızı kesildi. Böylesine aşağılanacağını hiç

beklemiyordu...—Hoşçakalın,efendim,dedi.Başkanediyebilirim!Hoşçakalın!Homurdana homurdana dışarı çıktı. Öylesine şaşkındı ki, sokakta bile

şapkasınıgiymeyiunuttu.İki saat sonraMaksim Jurkin çıktı hanımefendinin karşısına. Yüzü uzamış,

gözlerinekoyubirgölgeçökmüştü.Orayaağırbirkonuşmayapmaya,gerekirserezaletçıkarmayageldiğibelliydi.—Neistiyorsun?diyesorduhanımefendi.—iyigünler,hanımefendiciğim.Burayasizdenbirdilektebulunmayageldim.

Bizebirazkeresteverseniz,hanımefendiciğim!Stepan'ayenibirevyaptıracağız

Page 90: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

da...Amaağacımızyok.—Olur...Alın...Maksim'inyüzüaydınlandı.— Çocuğa bir evceğiz yaptıralım, dedik. Ama nerede bizde kereste? Hani,

nasıl derler, yemeğe oturmuşsunuzdur, lahana çorbası bile yoktur sofranızda...Keh-keh-keh! Biraz kereste... ağaç yani. .. Semyon size karşı terbiyesizliketmiş... Siz onun kusuruna bakmayın, değerli hanımefendi. Bağışlayın onu.salağın biridir! Bu yaşa geldi, daha aklını başına toplayamadı. Bir şeydenanladığıyok.Cahillikişte...Şey,tomruklarıgötürmemizeizinveriyormusunuz'?—Gelindegötürün.—FeliksAdamıç'agereklibuyruğuverirsinizöyleyse.Tanrımsizlereesenlik

bağışlasın,efendim.BudurumdaStepan'ındabirevceğiziolacakdemektir.— Ama bu size çok pahalıya oturur, Jurkin. Biliyorsun, ben kereste

satmıyorum,kendi işlerimizdekullanıyoruz.Ama satmayakalkarsamçokparaisterim.Maksim'inyüzübirdenuzadı.—Nasılyani?—Nasılıvarmı?Herşeydenönceparasıpeşin,sonra...—Amabenparaylaistemiyorumki!..—Nasılistiyorsunya?—Nasılistediğimbelli...Kendinizdebiliyorsunuz...Köylükısmındaparane

gezer!Tekmeteliğimyoktur.—Benkimseyebedavakerestevermem!Maksimşapkasınıavucununiçindesıktı,gözlerinitavanadikti.—Doğrumusöylüyorsunuz,hanımefendi?—Tamdediğimgibi!Söyleyeceğinizbaşkabirşeykaldımı?— Başka ne söyleyebilirim ki!.. Yapacağımız ev için kereste vermedikten

sonra... Hadi, esenlikle kalın! Şunu bilin ki. ağaçları vermemekle hiç iyietmediniz! Böyle şeyler bize vız gelir de acısını sonra siz çekersiniz! Stepanahırdamı?—Bilmiyorum.Maksim Jurkin hanımefendinin yüzüne anlamlı bir bakış fırlattı, öksürdü,

süklümpüklümodadançıktı.Öfkedenyüzüseğiriyordu.«Seni kancık! Demek, öyle ha!» diye söylenerek ahıra yollandı. O sırada

Stepansırayaoturmuş,önündeduranatınböğrünütembeltembelkaşağılıyordu.MaksimJurkiniçerigirmedi,kapıdadikildi.—Stepan!

Page 91: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Stepanyanıtvermedi.hattadönüpbakmadıbilebabasına.Oysatımarladığıatadamınansızınbağırmasındanirkilmişti.—Çabukevegit!dediMaksim.—İstemiyorum.—Bunubananasılsöylersin?—Gördüğüngibisöylüyorumişte.—Emrediyorumsana!Stepanoturduğuyerdenhızlakalktı,ahırınkapısınıbabasınınyüzünekütdiye

kapattı.OakşamköydengelenbiroğlançocuğuStepan'ababasınınMariya'yıevden

kovduğunuhaberverdi.Zavallıkadıngeceyineredegeçireceğinibilmiyormuş.—Kiliseduvarınındibindeoturuyor,durmadanağlıyor,dediçocuk.Köylüler

Mariya'nınbaşındatoplandılar,sanaçokkızıyorlar.Ertesi sabah bey konağında herkesin uyuduğu bir saatte Stepan erkenden

kalktı, eski giysilerini giyip köye yollandı. Kilisenin çanları sabah ayini içinçalıyordu. Günlerden pazardı, bulutsuz, açık bir hava vardı; insanın içindenneşelenmek,gülüpoynamakgeliyordu.Stepankiliseninönündengeçerkenboşgözlerle çan kulesine baktı, meyhaneye doğru yürüdü. içeri girdiğinde birkaçkişininöndekitezgâhtadikilerekiçkiiçtiklerinigördü.—Votka!diyebağırdı.Bir bardak votka doldurdu meyhaneci, Stepan bunu tepesine dikti, biraz

oturduktansonrabirkadehdaha ısmarladı.Çakırkeyifolmuştu.Bununüzerineöbüriçenleredeısmarlamayahaşladı.Meyhanebirdenşenlendi.İçkicilerdenSidor;—Strelkova'danaydaaldığınparayüklüolmalı,dedi.—Seniçmenebak,öküz!Gerektiğikadaralıyorumherhalde.—Ooo! Çok iyi, çok iyi! Sana hayırlı pazarlar dilerim, StepanMaksimıç!

Kutsalpazarınuğurluolsun!E.buradasabahsabahneişinvar?—Sizingibibende...bendeiçiyorum.—Orasıgüzel işte!..Bukonudanedüşündüğümüsoracakolursanızçok iyi

ediyorsunuz!Kutlarımsizi.StepanMaksimıç!Şimdisöyleyinbakalım,aydaonrublealıyormusunuz?— Kah-kah-kah! Sen ne diyorsun, arkadaş, beyimiz on rubleye geçinebilir

mi?Enazındanyüzrublealıyordur.Stepanbunlarısöyleyenebaktı:AğabeyiSemyon'danbaşkasıdeğildi.Köşede

bir sıraya oturmuş, zangoçManafuilov'la birlikte kafa çekiyorlardı. Zangocunyüzündesinsibirgülümsemevardı.

Page 92: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Semyonşapkasınıçıkarıpselamverircesineeğildi.— Sorabilirmiyim, bayım, hanımefendinin atları güzelmi bari? Beğeniyor

musunuz?Stepanbirbardakvotkadahadoldurdu,sessizceiçti.—Atlaradiyecekyoktur,canım!Ancak,neyazıkki,arabacısıyok.Arabacı

olmayıncada...Manafuilov,Stepan'asokuldu,başınısalladı.—Sendomuzunbirisin,biliyormusun,domuz!Günahişlemektenkorkmuyor

musun? Ey, Ortodokslar! Söyleyin, bu adamın yaptığı boğazına kadar günahagirmekdeğilmi?Kutsalkitaptaneyazıyor,ha?—Sataşmabana,mankafa!—Benmankafayımdasenakıllımısın?Hani,atlarıkimebırakıpgeldin?Ne

biçim arabacısın sen?Keh-keh-keh!Hanımın sana kahve de ikram ediyormubari?Stepan elindeki şişeyi kaldırdığı gibi zangocun kocaman kafasına indirdi.

Adamsendelediamadüşmedi.—Aşk!Aşk nasıl bir duygudur acaba? diye sürdürdü alaylarını. O kadınla

evlenemeyeceksin, ne yazık ki! Sen de bir bey oğlu olsaydın o başka! Hey,arkadaşlar, bu adamdan iyi bir bey olurdu, öyle değil mi? Sert mi sert, ilerigörüşlübirbeyefendi!Kahkahalar yükseldi. Stepan ikinci kez kulaçlanıp şişeyi zangocun kafasına

olanca gücüyle vurdu, adam bu sefer sendeleyerek yere yığıldı. Semyonkardeşininüzerineyürüdü.—Nediyekavgaçıkarıyorsun,beadam!Kadınlaönceevlen,sonraonuniçin

dövüşeceksendövüş!Çocuklar,buadamınderdinedir,Tanrıaşkına?Niyekavgaediyor?Böyle diyen Semyon gözlerini kıstı, Stepan'ın yakasını toplayarak karın

boşluğuna bir yumruk yerleştirdi. Bu sırada yerden doğrulan Manafuilov dauzunparmaklarınıaçmışStepan'ınsuratınahabirevuruyordu.—Çocuklar, işteşimdigerçekkavgahaşladı!Hadi,durma,vur!diyordubir

yandanda.Meyhanenin içinde bir şamatadır koptu.Gülüşmelerle birlikte sataşmalar da

haşladı.Kapının önünde de bir yığın insan toplanmıştı bu arada. Stepan'ın,

Manafuilov'un yakasına sarılmasıyla onu kapının dışına fırlatması bir oldu.Zavallızangoçbirçığlıkkoyverdi,merdivendenaşağıpaldırküldüryuvarlandı.Gülüşmelerdahadaçoğaldıbununüzerine.Çünküsabahınilerleyensaatlerinde

Page 93: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

meyhanenin müşterisi bayağı kalabalıklaşmıştı. Bu sefer Sidor girdi kavgaya,onu ilgilendiren bir şey olmadığı halde Stepan'ın sırtına bir yumruk indirdi.Stepanağabeyininomuzlarından tuttu,onu ite-kakakapıdandışarıattı.Ohızlakafasını kapının pervazına çarpan Semyon merdivenlerden aşağı top gibiyuvarlandı, yüz üstü tozlu yola kapaklandı. Stepan bununla da yetinmedi,ayaklarıylaağabeyininkarnınınüstünde tepinmeyebaşladı.Öfkeyle,büyükbirzevkalarakhopladı,zıpladı,uzuncabirsüresıçrayasıçrayadansetti...«Yeter!» işareti verildi neden sonra. Stepan durup çevresine bakındı.

Birbirinden sarhoş bir sürü neşeli surat sırıtıyordu dört bir yanında. Onundurmasıyla ağabeyi de toparlanıp kalktı. Bayağı hırpalanmış, kanlar içindekalmıştı.Yumruklarınısıkarkenyırtıcıbirhayvangörünümündeydi.Manafuilovise hâlâ yerde yatıyordu. Ağzı-yüzü toza bulanmıştı, ağlıyordu durmadan.Ortalıktamana-babagünüydü.Stepan biraz kendine gelince sapsarı bir suratla kalabalığın arasından

kudurmuşgibikaçmayahaşladı.Birkaçkişipeşinedüştü.—Yakala!Yakala!Kaçıyor!Adamöldürdü!diyebağırıyorlardı.Stepan'ın yüreğini bir korku sarmıştı, onu yakalasalar oracıkta öldürecekler

sanıyordu.Okorkuylatabanlarıyağladı.—Yakala!Tut!diyebağırıyorlardıarkasından.Deligibikoşarakbabasınınevineyetiştiğindeancakozamannereyevardığını

anlayabildi. Dış kapı ardına değin açıktı. Kapı kanatları rüzgârdan iki yanasallanıpduruyordu.Stepanavluyaattıkendini.Sokakkapısınınbirkaçadım ilerisindeağaçyongalarının, talaşlarınüzerinde

Mariya oturmaktaydı. Ayaklarını altında toplamış. dalgın gözlerini önünedikmişti.Güçsüzkolları ileriuzatılıydı.KarısınıbudurumdagörünceStepan'ınkarmakarışık,içkidenuyuşmuşbeynindebirdüşünceparladı.Çılgıngibisevdiği,yüzüölüuçukluğundakibuumarsızkadınlauzaklara,çok

uzaklara mı kaçsaydı? Bu yerlerden, bu acımasız insanlardan kaçıp birlikteKuban'amıgitselerdi?NegüzelbiryerdiKuban!Piotrdayınınyazdığınagöreorada büyük bir özgürlük vardı. Yaşam daha bir rahat, yazlar uzun, insanlarmertti...İlkgünlerMariyailebirilerininyanındaırgatdururlar.sonrakendilerineyetecek bir toprak parçası alıp yerleşirlerdi. Böylece ne çingene bakışlıbabasının,nedesinsisinsisırıtan,ayyaşağabeyininsuratınıgörürlerdi...işte bu aydınlık düşünceyle Mariya'nın yanına yaklaşıp karşısına dikildi,

içkiden başı fırfır dönüyor, gözlerinin önünde renkli renkli benekler uçuşuyor,tümbedenisızlıyordu.Ayaktaduracakdurumdadeğildineredeyse.Dilininkeçeleştiğinihissederek;

Page 94: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Şey...Kuban'a...Piotrdayınınyanınagitsek!Biliyorsun...hanibizearadabirmektupyazar,diyekekeledi.Mariya yalvaran gözlerini kaldırıp, kocasının haylidir taranmamış uzun

saçlarının yarı yarıya örttüğü, solgun serseri yüzüne dik dik baktı; oturduğuyerdendoğruldu.Dudaklarıtitriyordu.— Bunu söyleyen sen mi, sen misin? Herhalde suratını meyhanede

dağıtmışlardır. Kahrolası herif! Beni sen mahvettin! Sömüre sömüre bak, nedurumadüşürdün!Dilerim,sendeöbürdünyadacezanıçekersin!ZavallıStepanneummuştu,sonundanebuldu!BirandaKubanda,Kuban'la

birliktetatlıdüşlerideyokolupgitti.—Sus!—Boyudevrilesiler!Hıristiyandemeyipeziyetederler!Haydutlar!Sendeo

haydutlardan birisin işte! Bak, Stepka, Meryem Ana belanı verecektir senin!Bekle, bakalım! Yaptıkların yanına kalacak mı sanıyorsun? Kalmaz! Cezanıçekeceksin!Stepansendeledi,gözlerinikırpıştırdı.—Sus!Tanrıaşkınasus,Mariya!— Sarhoş herif! Kimin parasıyla sarhoş olduğunu bilmediğimi sanma!

Biliyorum,hepsinibiliyorum!Keyfindeniçtin,değilmi?Çokmutlumusunbari?—Sus,Mariya'cığım,susartık!—Niçingeldinburaya?Niçin,hadi, söyle!Övünmeye,değilmi?Bizecaka

satmanagerekyok!..Bütündünyabiliyor!Herkes seni gösterip gösterip alayaalıyor,gözüçıkası!Stepan ayağını yere vurdu, gözlerinden ateş saçarak dirseğiyle Mariya'yı

dürttü.—Sana«sus»dedim!Yeterartık!— Susmayacağım işte! Yoksa beni dövmekmi istiyorsun? Döv, hadi, döv!

Zaten senden başka ne beklenir?Dayaktan başka bildiğin bir şey varmı ki?..Bendebuişeyarıyorumancak!Sevmeyegelincehanımefendinegidiyorsun!Ozengin...güzel...soylu...Bensebirköylüparçasıyım!Hadi,dahaneduruyorsun?Vursana!Stepan kulaçlandı, Mariya'nın öfkeden çarpıklaşan yüzüne olanca gücüyle

vurdu. Sarhoş bilmezliğiyle savurduğu yumruk Mariya'nın şakağına gelmişti.Mariyasendeledi,gıkdemedenyereyığıldı.TamdevrileceğisıradaStepanikinciyumruğukadınıngöğsüneindirdi.Stepan karısının sıcak ama cansız yatan gövdesinin üstüne eğildi, çok acı

çekmişyüzünebulanıkgözlerlebaktı,birşeyanlamaksızınölününyanınaçöktü.

Page 95: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Güneş köyün üzerinde hayli yükselmiş, cayır cayır yakıyordu. Rüzgarınsoluğu bile yakıcıydı. Stepan ile Mariya'nın çevresindeki kalabalığın üzerineçöken kavurucu sıcak insanların yüreğine sıkıntı gibi çöreklenmişti. Herkesönlerindeki cesedi görüyor, bir cinayet işlendiğini anlıyor, ama gözlerineinanamıyorlardı.Stepanpuslubakışlarınıkalabalığınüzerindegezdirdi,dişlerinigıcırdattı, abuk sabuk bir şeyler homurdandı. Ama kimse onun kollarınıbağlamayakalkışmadı.MaksimJurkin,Semyon,Manafuilovkorkudanyanyanakenetlenmiş, kalabalığın ortasında dikiliyorlardı. Üçünün de yüzleri ölü gibisapsarıydı.—Nediyeöldürdükarısını?diyesoruyorlardıbirbirlerine.Stepan'ınannesiortalıktadolanıyor,birşeylersöyleyerekağlıyordu.Olanlarıhanımefendiyeilettiler.BayanStrelkovaderindenbirahçekti;ispirto

şişesinesarıldı,amabayılıpdüşmedi.—Nekorkunç insanlarbunlar!dedi.Böylesigörülmemiştir!Hergele takımı

hepsi de! İyi, iyi, ben onlara göstereceğim! Benim nasıl bir insan olduğumuanlasınlar!Hanımını avutmak için Rjevetski koştu geldi. Koştu geldi ve kaprisli

hanımefendinin onun elinden alıpStepan'a verdiği yerine yenidenkavuştu.Buyerbolgelirliydi,sımsıcaktı,tamonagöreydi.Yıldaonkezonuoradankovarlar,amaherseferindeelindenaldıklarınıgeriverirlerdi.Verdiklerihiçdeazdeğildi...

Page 96: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

BARON

Baron altmış yaşlarında, sıska, ufak telek bir adamdır. Sırtında, boynundanaşağıya doğru kocaman bir kabarıklık bulunmakta olup hu kabarıklık ancakmezaragirdiktensonradüzeleceğebenzer.Adamınköşelibirkafası, şişburnu,sulu gözleri, leylak rengine kaçan çenesi vardır. Hafif mavilik tüm yüzüneyayılmıştır,maviliğenedenolduğusanılanispirtoşişesiaksesuarcınındalgınlığısonucukilitlemeyiunuttuğudolaptadurur.BeylikispirtodışındaBaronaradabirşampanya da içer, şampanyayı ise soyunma odalarında şişelerin, bardaklarındibinde bolca bulma olanağı vardır. Baron'un sarkık yanakları, gözlerininaltındaki torbalarenufakharekette,kurumak içinasılmışçamaşırlargibi titrer.Kulaklıklı kürk şapkasının astarından kalasının dazlak yerinde yeşil bir izkalmıştır.Baronşapkasınıgiymediğizamanlargötürür,bozulduğu içinhaylidiryanmayan,üçüncükulistekiboynuzbiçimligazlambasınaasar.Sesinegelince,çatlakbirtencerenintınlamasınıandırır.Peki, giyim-kuşamı nasıldır, dersiniz? Eğer onun kılığıyla alay etmeye

kalkarsanızetkiliinsanlarıfazlatakmıyorsunuzanlamınagelirki,budasizebirsaygınlık kazandırmaz. Hele günlük takımının üstüne giydiği kahverengipardösüyü hiç sormayın! Düğmeleri kopmuştur, dirsekleri parlar, astarı saçakgibiliymeliymesarkar.Pardösüadamındaromuzlarındakırıkbiraskıdadururgibiduruyorsabundanneçıkar?Bunakarşılıkbir zamanlarbüyükbirgüldürüustasının bedenini sarmış olması yetmez mi? Mavi çiçeklerle süslü kadifeyeleğinegelince;enazındanyirmi tanedeliğivesayısız lekesinekarşınbüyükbirdeğer taşımaktadır,çünküSalvini'ninkaldığıbiroteldebulunmuşolup,onubu güçlü trajedi oyuncusunun giymediğini kimse kanıtlayamaz. Yelek devsanatçının ayrıldığının ertesi günü odasında bulunduğuna göre bunungerçekliğinden kuşku duyulmaması gerekiyor. Baronun boynuna taktığıkravatının da ayrı bir özelliği vardır. Sağlığa ve estetik anlayışına uygunluğubakımındanbukravatınyerinedahadayanıklısı,dahaazyağlanmışıtakılabilirsede, ünlü Erneste Rossini'nin «Makbet» piyesinde cadılarla konuşurken giydiği

Page 97: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

pardösü kalıntısından yapıldığı için Baron kravatıyla ne kadar övünse azdır.Baronboynunadoladığıbunesnedeasalaktüründenminikyaratıklarararken;—BenimkravatımdaKralDünkan'ınkanıkokar,diyeböbürlenir.Gene de onun çizgili, alaca bulaca pantolonuyla istediğiniz kadar alay

edebilirsiniz. Baron'un çalıştığı tiyatronun oyuncuları pantolonun, SaraBernard'ın Amerika'ya yolculuk ettiği geminin yelkeninden dikildiği yolundaşakayaparlarsadaonudahaöncehiçbirünlügiymemiştir.Baron'unpantolonutiyatronunyergöstericisindenaldığıherkesçebiliniyor.Baron, çizmeleri çabuk eskimesin, suflörlük görevini yürüttüğü kulübenin

tabanından eksik olmayan hava akımında bacakları üşümesin diye yaz-kış bollastikayakkabılargiyer.Tiyatroda üç yerde bulabilirsiniz Baron'u: Bilet gişesi, suflör kulübesi,

erkeklersoyunmaodası.Bunlarındışındaonuhiçbiryerdearamayakalkmayın.Geceleri gişede uyur, gündüzleri ise boş vakitlerini loca tutanların listeleriniçıkarmakla, bir de gişe görevlisiyle dama oynayarak geçirir. Gişe görevlisisıracalıihtiyaronuntekdostudur;onunanlattıklarınıdinler,sorularınıyanıtlar.Suflörkulübesi onunkutsal görevini yaptığı, ekmekparası kazandığı yerdir.

Sizkulübenindışınınpırılpırılbeyazaboyandığınabakmayın: içerisiörümcekağlarıyla, çatlaklarla, batıcı kıymıklarla kaplıdır; boğucu havası isli rutubet,balık, ispirto kokar. Baron işini bitirir bitirmez perde aralarında erkeklersoyunmaodasınakoşar.Soyunmaodasınailkkezgelenler,acemileronuoyuncusanıpalkışlarlar.—Bravo!Bravo!Makyajınızçokgüzel!Nekadargülünçbiryüzünüzvar!Ya

şuözgüngiysilersizeçokyakışmış!diyerekkahkahayıbasarlar.ZavallıBaron!insanlaronundakendiyüzüolabileceğinianlamakistemezler.SoyunmaodasındaBaronünlüoyuncularıhayranlıklaizler,eğerooradaböyle

biri yoksa dağarcığında bolca bulunan görüşlerini oradakilerin konuşmalarıarasına sokuşturmaktan büyük zevk duyar. Ancak onun sözlerine pek aldırançıkmaz, çünkü düşünceleri onlara göre bayatlamıştır, ayrıca söylene söylenekabak tadı verir olmuştur. Genelde Baron'u adam yerine koymazlar, eğerortalıktafazladolanır,birilerineayakbağıolursa,«Çekgitbaşımdan,beadam!»diye azarlayıverirler. Kulübesinde gereğinden çok alçak ya da yüksek seslesuflörlük ettiğinde de öyle. Adamcağızı bir güzel haşlarlar, ceza vermekle,tiyatrodan kovmakla gözünü korkuturlar. Sahne arkasında her türlü şakanın,takılmaların, söz oyunlarının başlıca hedefidir. Birisi nüktesinin etkisinidenemekistiyorsabuyursun;o,böyleşeylerekesinliklealdırmaz!Adamcağızlaalay etmek için «baron» adını takalı tam yirmi yıl oluyor, ama onun bir gün

Page 98: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

kızdığı,takılanlarakarşıçıktığıgörülmemiştir.Oyuncular para ödemeden Baron'a rollerinin metnini kopye ettirirler,

akıllarınaesenherişiyaptırırlar.Biriayağınabasacakolursaönceoözürdiler,yüzüne utangaç bir gülümseme yayılır. İsterseniz buruşuk yüzüne herkesinortasında bir tokat atın, size kendi adıma güvence veriyorum ki, davaetmeyecektir sizi. Geçenlerde jön prömiyerin yaptığı biçimde, o değerli, canıgibi sevdiği pardösüsünün astarından bir parçayı koparıp atın, o genekızmayacak, yüzü pancar gibi kızararak gözlerini kırpıştırmaya başlayacaktır.Ezikliğin,uysallığınböylesigörülmemiştir!Böylebiradamıkimsayar?Kimse!Yaşadığı sürece ipini pazara çıkaracaklar, öldükten sonra da hemenunutacaklardır. Baron'un ne zavallı bir adam olduğu yeterince anlaşılmıştır,sanıyorum.Bundan hayli zaman önceydi. Sevip saydığı, önünde hayranlıkla eğildiği

insanlar (Hamlet ya da Frans Moor rollerine çıkan sahne sanatçılarını sevipsaymamak elinde miydi?) arasında bir arkadaş, hatta kardeş olarak kabuledilmesine ramak kalmıştı. Eğer gülünç derecede basit bir durum onuengellemeseydi, şimdi çoktan ünlü bir oyuncu olmuştu...Buna yeteneği vardı,isteğide...Fakatbasitdediğimizşuengel,yanikendinegüvensizliğiolmasaydı...Bir an sahneye çıkacak olsa beş katlı seyirci salonunu dolduran insanlar

başlarınıuzatıpkahkahaylagülmeye,onayuhçekmeyebaşlayacaklarmışgibibirkorku vardı içinde.O nedenle, ona piyeste rol almasını önerdiklerinde kızarıpbozarıyor,eliayağıtutularak;—Durun,birazdahabekleyelim!diyordu.Sonunda yaşlılık gelip çatıncaya, sıfırı tüketinceye, güç bela bir suflörlük

görevibuluncayadeğinbekledi.Aslındasuflörlüğedeçoktanrazıydı,çünkübirkuruşödemedenönsıradanda

ilerdeoturuyor,oyunlarıherkesteniyiizliyordu.Bundaniyisicansağlığı!Görevini başarıyla yürütmede kimse Baron'un eline su dökemez.Yanlışlık

yapmamak için temsilden önce piyesi bir-iki kez okuması yeter de artar bile.Birinci zil çalar çalmazkulübesindeyerini alır, kitabın sayfalarını yavaşyavaşçevirmeyebaşlar.Tiyatrodaondandahahamaratınıbulmakzordur.Gene de onu suflörlükten kovmayı gerektirecek davranışlarda bulunmaktan

kendinialamaz.Tiyatrodüzensizliklerekesinliklemeydanverilmeyenbiryerdir.Baronkimizamanöylealışılmadıkişleryaparki,neredeysebirrezaletçıkacak,tiyatrobirbirinegirecek.Sahnede oyunculardan biri rolünü güzel oynadı mı. Baron heyecanlanıp

elindekikitabıkapatır,suflörlükyapmayıunutur.Hatladahailerigidip,«Bravo!

Page 99: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Çokgüzel!»diyebağırır, izleyicilerinyeterince tepkigöstermediği zamanlardakendisialkıştutar.Birkeresindebaşarısızbiroyuncuya«Yuh!»diyebağırmıştıdaazkaldıyerindenoluyordu.Pis kokulu kulübesinde oturup suflörlük yaparken seyredin siz onu. Yüzü

renkten renge girer, kollarını-bacaklarını oynatır, derin derin içini çeker,gereğinden daha yüksek sesle fısıldar... Sesini iyice yükselttiği zamanlarkoridordaaylakaylakdolaşanyergöstericilerbileduyarlarfısıldamalarını.Hattadahailerigiderekoyuncularaçıkışır,onlaraakılvermeyekalkar.— Sağ elinizi yukarıda tutun! Ateşli sözler söylüyorsunuz ama yüzünüz

kaskatı!Bu,sizegörebirroldeğil,başarmanıziçindahabirfırınekmekyemenizgerekir! Bu rolde Ernesto Rossi'nin nasıl oynadığını görmenizi isterdim!Oynamıyor, maskaralık yapıyorsunuz! Sizin gibi dar kafalılar her şeyi berbatederler!..Suflör olarak kitapta yazılanları fısıldayacağı yerde böyle şeyler fısıldar

Baron. Onun gibi garip bir adamı tiyatroda neden tutarlar, bilmem. Eğer onukovsalardı, geçenlerde yaşanan bir olayın tanığı olmaktan kurtulurlardıseyirciler.Burezillikderecesindekiolayşöyleoldu:Sahnede«Hamlet»temsilediliyordu,salontıklımtıklımdoluydu.Günümüzde

Shakespeare yüz yıl önce nasılsa gene aynı ilgiyle izlenir. Shakespeare'inpiyesleri oynanırken ise Baron en heyecanlı günlerini yaşar. Çok içer, çokkonuşur, durmadan şakaklarını ovuşturur. Yumruklarıyla şakaklarını ovalarkenkafasının içi fokur fokur kaynıyor dernektir. Gerçekten de yaşlı zihni çılgıncakıskançlıktan, umutsuzluktan, nefretten, düşlere dalıp gitmekten allak bullakolmuştur.ÇünküHamlet'i oynamak onun en büyük amacıdır.Ona göre bugünuşak, ertesi gün çöpçatan rolüne çıkan cüce oyuncuların harcı değildirHamletoynamak. Öte yandan sırtında kamburu, aksesuarcının dolaba kilitlemeyiunuttuğu ispirtoya karşı büyük tutkusu varmış, bu da Hamlet'i oynamayagitmezmiş, onu düşündüğü yoktur. Tam kırk yıldır dinleye dinleye bu rolünsözlerini ezberlemiştir, oynayanları izlerken acıdan kıvranır, kendini o roldedüşlerkeniçiniçinyanar.Artıkbirayağıçukurdasayılır,Azrailbirgünkapısınıçalıp onu tümüyle tiyatrodan koparacaktır. Hiç olmazsa bir kerecik prensceketinisırtınageçiripdenizkıyısında,ıssızkayalararasındasahnedenşöylebirgeçmeyecek;

UçurumunderinliklerinebakıpUzakdalgalarınhışırtısınıduyduğundaBuıssızlıksürüklerseniumutsuzluğa!

Page 100: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

diyeseslenmeyecekmi?Böyledüşlerkurarakbırakıngündengüne,saattensaateeriyiptükenenzavallı

Baronacababudüşlergerçekleşsehangiateşleriçindeyanardı?OlayıngeçtiğiakşamBaronöfkeden,kıskançlıktankuduracakgibiydi.Neden

derseniz, Hamlet rolünü ince sesli, en önemlisi de kızıl saçlı bir çocuğavermişlerdi.Hamletkızılsaçlıolabilirmiydi?Dikenüzerindeoturuyorgibiydikulübesinde.HenüzHamletsahnedeyokken

bir dereceye kadar sakindi, ama ince sesli, kızıl saçlı delikanlı ortaya çıkıncaoturduğuyerdekıvranmaya,çektiğiacıyadayanamıyormuşgibihopoturuphopkalkmayabaşladı.SuflörolarakHamlet'insözlerinifısıldamasıgitgideinlemeyedönüştü.Ellerititriyor,kitabınsayfalarıbirbirinekarışıyor,şamdanlarbirileribirgeri gidip gidip geliyordu. Bir ara gözlerini Hamlet'i oynayan gence dikti,fısıldayarakyardımetmeyibıraktı.Oandabıraksalardelikanlınınkızılsaçlarınıtutam tutam yolardı. Hamlet kızıl saçlı olacağına dazlak olsun daha iyiydi.Mademrolükuşaçevirmişti,iyicemaskarayadönsündüHamletbozuntusu!Oyunun ikinci perdesinde fısıldayarak okumayı tümüyle bıraktı; öfkeli

kıkırdamalarla, azarlamalarla ikide birde laf atmaya başladı. Bereket versinoyuncularrolleriniiyiezberlemişlerdi,onunfısıldayarakyardımetmesinegerekkalmıyordu.—Aman ne Hamlet! Böylesi de görülmemiş! Kıh-kıh-kıh! Herkes haddini

bilmeli! Sahneye çıkmak kim, sen kim! Hadi sen git de terzi çırağı kızlarınpeşinden koş! Hamlet'in böyle aptal bir suratı olsa herhalde Shakespeare bupiyesiyazmayakalkışmazdı!Kızıl saçlı delikanlıyı azarlamaktan yorulunca bu sefer ona akıl öğretmeye

başladı.Ellerini,başınıbiroyana,birbuyanadöndürüyor;yumruğunuönündekikitaba vuruyor, kızıl saçlı gençten öğütlerine uymasını istiyordu. Bütün amacıShakespeare'i kurtarmaktı, bu büyük sanatçıya karşı saygısızlık edenleridurdurmakiçinherrezilliğigözealır,gerekirsecanınıortayakoyardı.Baron,kızılsaçlıgençöbüroyuncularlasahnedışındaarkadaşlıkederkenbile

ifritoluyordu.Hamlet'inpiyeste«Böyleadamlaraelimdengelsegüzelbirsopaçekerdim!» diye sözünü ettiği, uzun boylu, iri-yarı oyuncunun tavırlarıylakırıtması dayanılacak gibi değildi. Ama şimdi gel bir de onun sahnedekioyununakatlan!Baronsolukalmaktagüçlükçekiyormuşgibisolelinigöğsününüstüne koydu, başı heyecandan kulübesinin tavanına çarparken elini havadasallamaya başladı. İyice yükselen çatlak sesi kızıl saçlının konuşmasını yarıdakesti,gencindönüpsuflörkulübesinebakmasınanedenoldu.

Page 101: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Zırhınınüzerindekanlarkurumuş,ÖfkedenyüzükıpkırmızıolmuşPirrAteşsaçan,kudurgangözlerlePederPriam'ıarıyor!

Hamlet'in bu sözlerini yarı beline dek kulübesinden dışarı uzanarak okuyanBaron «İşte böyle konuşacaksın!» dercesine başını salladı; sonra heyecanınıyitirmiş,ölgünbirsesle;—Sonrasınısizdevamedin!dedi.Konuşması yarıda kesilen Hamlet hemen başlayamadı, biraz bekledi, bu

sırada seyirci salonu büyük bir sessizliğe gömüldü. Baron eğilip yenidenkulübesine girerken kafasını tavana «küt» diye çarpmasından çıkan tok sesbozdubusessizliği.Arkasıralardakiseyircilerdenkahkahalaryükseldi.—Bravodavulcu!Oradakiler Hamlet'in konuşmasını suflörün değil, orkestranın uyuklayan

davulcusunun kestiğini sanıyordu. Davulcu ayağa kalktı, bir palyaçokıvraklığıyla seyircileri selamladı. Bu sefer seyircilerin hepsi birden gülmeyebaşladı. Tiyatro seyircisi bu gibi yanlışlıkları çok sever, eğer sahnede oyunyerineyanlışlıklargüldürüsüsunulsaikimisliparaödemeyehazırdır.Kızıl saçlı delikanlı rolünü oynamaya başlayınca salon yavaş yavaş eski

sessizliğinedöndü.KahkahalaryükselinceBaronutancındanyerindibinegeçmişti.Bir zamanlar güzel kadınların hayran kaldığı saçlarının yerinde durduğunu

sanarak ikieliylebirdenbaşınındazlakyerine sarıldı.Şimdibütünkent,bütüngüldürü dergileri onunla alay edecek, bununla da kalmayıp onu tiyatrodanatacaklardı. Yüzü utançtan yanıyor, böyle davrandığı için kendine kızıyordu.Hamlet oyuncusunun yerine onun konuşmuş olmasından dolayı duyduğuheyecantamolarakgeçmemişti,tirtirtitriyordu.«Sahnedekonuşmakkim,senkim?Senin işinsuflörlükyapmak!Başkasının

rolüne el atarsan paparayı yersin! Evet, bütün bunlar doğru da kızıl saçlınınkırıtmalarına nasıl dayanılır? Bu çocuk ne zaman adam gibi rol yapmayıöğrenecek? Piyesin bu bölümü böyle mi oynanılır?» diye söyleniyordu kendikendine.Böylesöylenmesinekarşıngenedayanamayıpkızılsaçlınınyüzünegözlerini

dikti,çocuğaöğütvermeyebaşladı.Birarayaptığıgaripbirhareketledebütünseyircilerigüldürdü.Hamletoyuncusununkırıtmalarınaöylesinesinirlenmiştiki,

Page 102: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

oyunun ikinci perdesinde delikanlının sonmonoloğunu söylemek üzere durupbaşınısessizcesallamasınıfırsatbilereköfkeli,nefretdolu,amayıllarınyıpratıpgüçsüzleştirdiğisesiniyenidenyükseltti:

Eykanlışehvetdüşkünü,ikiyüzlüalçak!Satılık,duygusuz,aşağılıkzalim!

Biransustu,derinderinsolukaldı,dahaalçaksesle;—Aptalherif!Sonunusengetir!dedi.Eğer yeryüzünde yaşlılık diye bir şey olmasa gerçek Hamlet'in sesi böyle

olurdu, kızıl saçlınınki gibi değil! Ancak yaş her şeyi bozuyor, işleri berbatediyordu.ZavallıBaron!Oneilkti,nedesonolacak!Onu bu sefer tiyatrodan kovacakları kesindir... Böyle bir önlem kaçınılmaz

gözüküyor.

Page 103: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

İNSANINİKİYÜZÜ

Gelindebuyezitlerin,bukalemunların tavırlarınakanın!Çağımızdainsanıninançlarınıyitirmesieskieldiveniniyitirmesikadarkolaydır.İştebendeinancınıyitirenlerdenim!Birakşamatlı tramvaylaevedönüyordum.Benimgibiyüksekderecedenbir

memurun tramvaya binmesi yakışık almaz, ama o gün kürkümü giydiğimden,kunduzderisiyakamıkaldırıncayüzümükimsegöremeyeceği için içimrahattı.Hem,biliyorsunuz,tramvaylayolculukucuzdur.Vaktinhayliilerlemiş,havanında soğuk olmasına karşın içerisi tıklım tıklım doluydu. Gerçekten beni kimsetanıyamadı,kunduzyakabenitanınmazinsanyapmıştı.Yolculuğumrahatrahatsürerkenbiryandanuyukluyor,biryandandavagonudolduransıradaninsanlarıizliyordum.Tavşankürkündenyakalı,ufaktefekbiradamdikkatimiçektibirden.«Hayır,

o değildir. Bizimki olamaz!» diye düşünürken, «Yok! Ta kendisi!» demeyebaşladım.Gözlerimeinanamıyordum.Omuyduacaba?Tavşankürklüyakalıadam,bizimdairedeemrimaltındaçalışanmemurlardan

İvan Kapitonıç'a öylesine benziyordu ki! İvan Kapitonıç çelimsiz, ezik,sünepenin biriydi. Yerlere kadar eğilerek bayramınızı kutlamaktan, bayanlarınyere düşürdüğü mendilleri almaktan başka bir işe yaramazdı. Yaşının geçkinolmamasına karşın eğilmekten sırtı kamburlaşmış, dizleri bükülmüştü; kirliellerini iki yanından hiç ayırmazdı. Onunla karşılaşmadan az önce kafasınıkapıyaçarpmışyadaıslaktahtabeziylebirgüzelpataklamışlardır,diyegeçerdiaklınızdan. O süklüm püklüm duruşuna bakınca içiniz cız ederdi: Öylesinezavallı, acınacak biriydi işte. Beni gördüğü zaman da kaçacak delik arar, neyapacağınışaşırırdı.Onuboğazlayacak,birlokmadayutacakmışımgibikorkardıbenden. Hele biraz azarlamayagöreyim, ayaz vurmuşçasına zangır zangırtitremeyebaşlardı.Ondan daha ezik, daha suskun, daha umarsız birini gördüğümü

anımsamıyorum.

Page 104: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Yakası tavşan kürklü adam işte bu İvanKapitonıç'ı getirdi aklıma.Nasıl dabenziyorlardı birbirlerine! Bununla birlikte İvanKapitonıç'ınmıymıntı, zavallıgörünüşü yoktu yüzünde. Arkadaşlarıyla konuşurken, daha da önemlisi,siyasetten söz ederken kendini dinletmesini biliyordu. Elini-kolunu sallayaraköylerahatbirkonuşmasıvardıki,hiçsormayın!— Hambet'in ölümü Bismark'ın ekmeğine yağ sürdü. Akıllı bir adamdı

Hambet, biraz daha yaşasa Almanlara kök söktürürdü. En azından büyük birsavaş tazminatı koparırdı. Kendisi bir Fransız'dır ama gerçek bir Rus ruhutaşıdığınaeminim.Yeteneklibirdevletadamıydı.Vay,vay!Bakınşusünepeninsöylediklerine!BiletçionadoğruyaklaşıncabizimkiBismark'ıbırakıpberikineçullandı.— Bu tramvayın içerisi neden bu kadar karanlık, bakayım?Mumunuz mu

kalmadıyoksa?Bendahaböylebirdüzensizlikgörmedim!Haddinizibildirecekbiri yok da onun için. değil mi? Avrupa'da olsa size çoktan gerekli cezayıverirlerdi!Halk sizin içindeğil, siz halk içinvarsınız!Tanrı hepinizinbelasınıversin!Anlamıyorum,niyeamirlerinizdenbirigelipdebudurumugörmez?Azsonrailerlememiziçinbizleriuyardı:— Hadi, kıpırdayın biraz! Hey, sizlere söylüyorum! Oturanlardan biri şu

bayana yer versin! insanlarda nezaket denen şey kalmamış! Biletçi, çabukburayagelin!Sizparatoplamaktanbaşkabirşeybilmezmisiniz?Bayanabiryerbulsanıza!Alçaklıksizinbuyaptığınız!Vay, teres vay! Suratına baktıkça inanasım gelmiyor. Hayır, hu bizim İvan

Kapitonıç olamaz!Bizimki nereden bilecekHambet'i,Bismark'ı?Böyle laflarıalmışmıdırağzına?Berikisigarasınıyereatarak;—Neyapalım?Düzenböylegerektiriyorsauyacaksın!Geldebuadamlarla

birlikte yaşa bakalım! Akılları şekilcilikten, gösterişten başkasına ermez!Bunların hepsi şaklaban, ikiyüzlü! Zor dayanıyorum, aralarında boğulacağımvallahi!Dayanamayıp bir kahkaha attım. Kahkahayı duyunca bizimkisi dönüp bana

şöyle bir baktı. Kahkahamı tanımış, sırtımdaki kürkü görmüştü. Sesi birdentitrekleşti,birandasırtıkamburlaştı,suratıçarpıldı,ardındansesisoluğukesildi,elleri iki yanına yapıştı, dizlerinin bağı çözüldü.Bune büyükbir değişmeydi!Artık kuşkum kalmamıştı, bu bizim memurcuk İvan Kapitonıç'tan başkasıdeğildi.Oradaoturacakbiryereçöktü,burnunutavşankürkününarasınasakladı.Zavallıadamınsuratınabirdahabaktım.«Bu sünepe, bu mıymıntı deminki lafları söyleyebilir mi? Söyleyebilir mi?

Page 105: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Evet,söyleyebilir... İnanılmasıgüçbirşeyamadoğru...Ahsenihergele!»diyegeçirdimiçimden.Gelindezavallıbukalemunlarainanınsiz!Öldürselerinanmam.Kimnederse

desinkülyutmam!

Page 106: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

MANİYAGRANDİOZA[13]OLAYLARI

"Hekim"gazetesinindikkatine

Uygarlığın insanlığa yararları yanında büyük zararları dokunduğundankimseninkuşkusuolmasın.Sonyıllardasıksıkkarşılaşılansinirbozukluklarınıntemelinde uygarlığın ilerlemesini gören hekimler konunun üzerinde önemleduruyorlar.Amerika'da,Avrupa'da en hafifinden en ağırına kadar adambaşınasinir hastasına rastlarsınız. Ben kendim de kaynağını uygarlığın gelişmesindearadığımbirçokağırruhhastalığıolayıilekarşılaştım.Geçenlerdeemekliolanbirzabıtamüdürünüalalımele.Adamcağız«toplantı

yasağı»na takmış kafayı. Kalabalıktan ürktüğü için ailesiyle birlikte yemekyemeyi bıraktı, köyün sürülerini toprağına sokmaz oldu, ağaçları toplucagörmemekiçinormanınıkesti.Birgünonubirtoplantıyaçağıranlara;—Toplanmanınyasakolduğunubilmiyormusunuz?diyeçıkıştı.Doğrucu başı olduğundan mı, yoksa tam tersine düzenbazlığı yüzünden mi

(gerçek durumu bilmiyorum) sürgün edilen bir polis memuru da «deliğetıkmak»la bozmuş aklını. Bir kutuya kapattığı kedileri, köpekleri, tavuklarıgünlerceoradatutar.Yakaladığıhamamböceklerini,tahtakurularını,örümceklerişişelere tıkmaktanbüyükzevkalır.Heleelibirazparagördümü,dayanamayıpsokağafırlar,parakarşılığındahapisteyatacakadamarar.—Biraziçerigirdeyat,ikigözüm!Hapistebirsürekalsanneçıkar?Kırma

beni,istediğinzamançıkarırım!der.Gönüllübirinibuldumuhemenhapseatar,başındagece-gündüznöbet tutar,

anlaştıklarısüresonaermedendedışarıbırakmaz.Levazımastsubayıamcamçokelisıkıdır.Karnınıyalnızpeksimetledoyurur,

ayakkabısınıniçinekâğıttantabankoyar,ailesindenkimonungibiyaparsabolcaödüllendirir.Vergimemuru eniştem de kafayı «başkalarının foyasını çıkarmak»la bozdu.

Rüşvet almaktan dolayı gazetelerin diline düşünce bu iş geldi başına. Şimdi

Page 107: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

bütün başkent gazetelerine abone oldu, ama okumak için değil. İşi-gücü elinekırmızı kalem alıp «suç işleyenler»in altını çizmek. Gazeteleri baştan başakırmızıyaboyayıncaiçirahataeriyor,sonrabunlarıgötürüpsigarasarmalarıiçinarabacılaraveriyor.Ertesigüngelsinyenigazeteler!

Page 108: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

KOCASINIBIRAKIPGİTIİ

Birlikteakşamyemeğiyediler,azsonramidelerininbulunduğuyerdetatlıbirgevşeklikduydular.Derken,esnemeyebaşladılar,gözleriyavaşyavaşbüzüldü.Adam bir sigara yaktı, gerinerek sedire uzandı, kadın ise gidip kocasınınbaşucunaoturdu.İkisideçokmutluydular.—Anlat,bakalım,dediadamesneyerek.—Ne anlatayım. bilmem ki!.. Ha, şey... Duydunmu, Sofi Okurkova... adı

nasıldıhele,vonTrambileevlenmiş.Böylerezillikolmaz!—Neresirezillikbunun?—Tramb'ınalçağınbiriolduğunubilmiyormusun?Vicdansızbiradamdıro!

İlke, inanç tanımaz! Ahlaksız herifin tekidir! Baronun işlerini yönetirkenvurgunu vurdu, şimdi de demiryolu yapımında soygunculuğunu sürdürüyor...Kızkardeşinibilesoyupsoğanaçevirdi.Hırsızlıktaüstüneyoktur.İşteböylebiradamlaevlendizavallıSofi.İffetlibirkıztutsundaböylebirnamussuzavarsın!Olacak şeydeğil!Milyonerdeolsabenböylebir herifle evlenmezdim. İstersedünyanın en yakışıklı adamı olsun! Alçağın birine koca diye varayım, hiçdüşünemiyorum!Kadın,yüzükıpkırmızı,odanıniçindebiraşağıbiryukarıdolaşmayabaşladı.

Bakışlarından çok öfkelendiği anlaşılıyordu. Duygularının içtenliği öylesinebelliydiki!— Tramb denen adam hayvanın biridir! Onun gibilerle evlenen kadınların

aklınaşaşarım!—Anlaşılıyor, senin böyle birine varmayacağın belli. Şey... Peki, benimde

onungibibeşparalıkbiriolduğumuöğrensenneyapardın?—Benmi?Hemenbırakırdımvallahi!Birsaniyebiledurmazdım.Benancak

namuslu bir erkeği sevebilirim. Tramb'ın yaptığının yüzde birini yapsan o ançekergiderdim.—Ya!Neymişsinsenbe!Böylebirkadınolduğunubilmiyordum.Kah-kah-

kah!Tüh!Birdeyüzünkızarmadanyalansöylüyorsun!

Page 109: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Benmiyalansöylüyorum?Yapöylebirşeyde,gör,başınanelergeliyor!—Denemeyenegerekvar.canım?Kocanıtanımıyormusun?Düzenbazlıkta

Tramb benim yanımda çaylak kalır. Onu suya götürür, susuz getiririm. Niyegözlerini belerttin öyle? Anlamıyorum. doğrusu... (Suskunluk) Benim yıllıkkazancımnekadar,söylermisin?—Üçbinruble.—Birhaftaöncesanaarmağanettiğimkolyekaçapatladıbize?İkibine,değil

mi? Dün yeni giysine beş yüz ruble ödedik... Yazlık ev için ne kadar paravermiştik? İki bin de o... Peki, dün baban gelip dilenci gibi bin rublemize elkoymadımı?—AmaPiyer,bizimyangelirlerimizvar...— Daha atları, özel doktorumuzu; terziden her ay gelen faturaları hesaba

katmadık.Üçgünöncebezikoyunundayüzrubleüttürdün.Ayağakalkanadamkarısınabu türdenbirdizimasrafsaydı, sonramasasına

yaklaşarakbumasraflarlailgilimaddikanıtlargösterdi.— Görüyorsun, anacığım. Senin von Tramb'ın benim yanımda yunmuş

yıkanmışkalır.Odakimoluyorki?Ufakbircephırsızı!Eh,hadihoşçakal!Sensenol,birdahabaşkalarınaçamuratmayakalkma!Öykümüzburadabitiyor.Amaokurlarsorabilirler:—Peki,kadınkocasınıbırakıpgittimi?Evet,gitti...Amakendiodasına...

Page 110: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ÇİVİDE

Daireden çıkanyazıcı, kayıtmemurugibi küçükmemur takımındanbeş-onkişi Neva caddesine döküldü. Onları böyle sokağa döken şey, arkadaşlarıStruçkov'un[14]doğumgününütoplucakutlamakistemeleriydi.Struçkovçağrılıarkadaşlarınıevinegötürürkenhayalkuruyordu:—Arkadaşlar,evevarırvarmazbirgüzelkarnımızıdoyurur,içkimiziiçeriz...

Karımnefisböreklerpişirmiştir,ununudahadündenaldım.Konyağımızdavar,hemeniyisindenVorontsovkonyağı!Kadıncağızıngözleriyoldadırşimdi.Struçkov'unevineyazıkkikentinöbürucundaydı.Uzunbiryürüyüşsonunda

eve ulaştılar. İçeri girdiklerinde börek ve kızarmış kaz kokusu burunlarınındireğinisızlattı.Struçkovkıvancındankıkırdayarak;— Kokuyu aldınız, değil mi? dedi. Baylar, hemen paltolarınızı çıkarın!

Şuradakisandığınüstünekoyarsınız...E,bizimhanımnerelerde?Hey,Katya,bizgeldik!Tabur görüşe hazırdır, komutanım!Akulina, gel de beylerin paltolarınıçıkarmalarınayardımet!Gelenlerdenbiriparmağıyladuvarıgösterdi.—Bakın,içerdekimvar!Duvardakiuzunçividekokardı,şeridisırmaişlemelipırılpırılbirşapkaasılı

duruyordu.Yüzlerininrengikaçanmemurlarbirbirlerinebaktılar.—Bizimmüdürünşapkası!Odamıgelmişburaya?— Evet, o burada! diye fısıldadı Struçkov. Katya ile baş başa vermişler.

Gidelim,baylar!Meyhanelerdenbirindebirazvakitgeçiripbizimkiningitmesinibekleyelim.Arşivmemuryardımcısı;—Seninburasıniçinkızarmışkazkokuyor,biliyormusun?Bizimbüyükkaz

içerideoturuyordaondan,diyeespriyaptı.Anladıkamaonunburadaneişivar?Hemengidermidersiniz?—Gider,gider.İkisaattenfazlakalmaz.Karnımdaöyleacıktıki!

Page 111: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Önce çaça balığı ile birer duble yuvarlarız. İkinci kadehleri içerken gelsinsıcak sıcak börekler!Böylece iştahımız iyice açılmış olur.Karımınböreklerinibirtatsanız!Ardındanlahanaçorbası...—Sardalyebalığıdaolsaydıbari...—Hemdeikikutubirdenaldım.Dörtçeşitdesucuk...Kadıncağız,kimbilir,

nasılacıkmıştırşimdi!Körşeytan,neredençıktıbuadamkarşımıza?Meyhanedebirbuçuksaatkadaroturuplafolsundiyebirerbardakçayiçtiler.

Sonra Struçkov'un evine gitmek üzere kalktılar. Eve girdiklerinde eskisindendahakeskinbirkokuçarptıburunlarına.Mutfakkapısınınaralığındankızarmışkazilebirtabakhıyarturşusugördüler.Akulinanfırındanbirşeylerçıkarıyordu.—Bugünişlertersgidiyor,arkadaşlar!—Genenevar?Açlıkmemurlarınmidelerini acımasızcaburmayabaşlamıştı.Amaçividebu

sefersansarkürkündenbaşkabirşapkaasılıduruyordu.Struçkov;—Prokatilov'un[15] şapkası, dedi. Hadi, çıkalım, beyler! Bir yerlerde biraz

dahavakitgeçirelim.Çokoturmaz...Oturmaodasındankalınbirerkeksesiduydular:—Böyleçirkinbiradamınbukadargüzelbirkarısıolsun!Ardındankadınsesi:—Öyledir,beyefendi.Aptallarşanslıolur...—Çabukgidelimburadan!diyeinlediStruçkov.Doğruca aynı meyhaneye gittiler, birer bira ısmarladılar. Arkadaşları

Struçkov'uavutmaylaçalışıyorlardı:Prokatilov güçlü adamdır. Bir saat bile oturmadan çıkar. Senin başına talih

kuşukondu,arkadaş.Artıkonyılsırtınyeregelmez...Niyeokadarüzülüyorsunki?Hadi,üzülmeyibırak!— Üzülmemem gerektiğini ben de biliyorum. Ama asıl sorun o değil!

Açlıktankarnımzilçalıyor...Bir buçuk saat sonra Struçkov'un evine yeniden gittiklerinde sansar şapkayı

yerindeasılıbuldular.İsteristemezçıktılarevden.Ancak saat 8'de şapkanın yeri boşaldı, konuklar yemeklerin tadına bakma

fırsatı bulabildiler. Ne var ki börekler kurumuş, lahana çorbası soğumuş, kazfırındabekleyebekleyegereğindenfazlakızarmıştı.Kısacası,Struçkov'unparlakgeleceğiuğrunadoğumgünüyemeğiberbatolmuştu.Genedeiştahlayediler.

Page 112: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

BECERİKSİZ

Bizim çocukların eğiticisi Yuliya Vasilyevna'yı geçenlerde çalışma odamaçağırdım.Verdiğiderslerinparasınıödemekistiyordum.—Oturun,YuliyaVasilyevna,dedim.Hesabınızıkapatalım.Herhaldesizinde

paraya gereksinmeniz vardır. Siz kendiniz istersiniz sandım ama istemediniz.Teşrifatıseviyorsunuz,demekki...Neyse,ayda30rubleyeanlaşmıştık,değilmi?—Hayır,40rubleye.—Hadi,canım,sizde!Benburaya30diyeyazmışım.Eğiticilerehep30'dan

öderim.ikiaydırmıkalıyorsunuzbizde?—Hayır,ikiaybeşgün.—Tamikiay!Böylekaydetmişim...Demekki60 rubleödememgerekiyor.

Bundan 9 pazar, 3 de bayram tatil düşersek... O günlerde Kolya'yıçalıştırmadınız,yalnızgezdirdiniz,değilmi?Kıpkırmızı kesilen Yuliya Vasilyevna ceketinin cep kıvrımıyla oynamaya

başladı,ağzındanteksözçıkmadı.—Budurumagöre12rubleeksiködeyeceğiz.Kolya'nınhastayattığı4gün

de onunla ders yapmadınız, yalnız Varya'yı çalıştırdınız. Ayrıca 3 gün dişinizağrıdığı için karım öğleden sonraları sizi izinli yazmış. 12'nin üzerine 7 dahaeklersek, 19 ruble daha düşmemiz gerekiyor.Bunu 60'tan çıkarırsak geriye nekalır?41...Hesapdoğrumu?YuliyaVasilyeva'nınsolgözükızarıpsulandı,çenesititremeyebaşladı.Sinirli

sinirliöksürüpburnunusildiysedegeneteksözsöylemedi.—Yeniyılagirerkenbirçayfincanı ile tabağınıkırmıştınız.12rublebunlar

içinödemenizgerekiyor.Gerçifincanaileyadigarıolupdahapahalıdıramaöyleolsun. Fincana gelinceye kadar nerelere gitmiyor ki! Sonra dikkat etmediğiniziçinKolyaağacatırmanırkensetresiniyırtmış.Bununiçinde10rubledüşeceğiz.GenedikkatsizliğinizyüzündenhizmetçikızVarya'nın çizmelerini aşırmış.Sizbunlariçinaylıkalıyorsunuz,gözünüzüdörtaçacaksınız!Ettimibeşrubledaha!Ocakayındabenden10rublealmıştınız.

Page 113: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

YuliyaVasilyevna;—Öylebirşeyalmadım!diyecekoldu.—Buradayazılı,işte...—Peki,öyleolsun...—41'den27çıkarsageriye14rublekalıyor.Zavallı kızın gözlerine yaşlar doldu, güzel uzun burnunun üzerinde ter

tomurcuklarıbelirdi.—Birkerecikparaaldım.Karınızdan...Üçrublevermişti,diyebildi titreyen

sesiyle.— Ya? Burada yazılı değil! Düşün öyleyse üç ruble daha! Alın, paranız

burada!Üçtaneonrublelik,ikidebirerrublelik.Tamammı?Gençeğiticiverdiğimparalarıtitreyeneliylecebinesokarken;—Teşekkürler,diyefısıldadı.—Niçinteşekkürediyorsunuz?—Paraverdiğiniziçin.—Amabensizialdattım!Soydumsizi!Paranızıçaldım!Birdebanateşekkür

ediyorsunuz!—Başkaevlerdebukadarınıdavermiyorlar.—Vermezlerya!Seningibilerevermezler,iştebendesizeiyibirdersolsun

diye böyle davrandım. Seksen rubleniz şurada, zarfta duruyor. insan böylesinebeceriksiz olabilir mi? Neden sesinizi yükseltmiyorsunuz, başkalarınıntavırlarına karşı çıkmıyorsunuz? Bu dünyada hakkınızı söke söke alacaksınız!Gevşekliğegerekyok!Kızın yüzündeki «gevşek» gülümsemeyi görünce böyle insanların varlığına

iyiceinandım.Kendisine verdiğim böyle bir dersten dolayı özür dileyip seksen rublesini

verdim. Çekine çekine teşekkür edip çıktı. Arkasından bakarken bu dünyadagüçlüolmanınkolaylıklarınıdüşünüyordum.

Page 114: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ŞUİŞBİLİRÇAĞIMIZDA

Burnunun ucumorarmış adam istasyon kampanasına yaklaştı, ipini isteksizisteksiz çekerek çaldı. O ana değin sakin dolaşan kalabalık birden canlandı,sağa-solakoşuşturmayabaşladı,bagajyüklüarabalarıngürültüsükoptudörtbiryandan. Vagonların üzerinden ipler atıldı, bir lokomotif düdük çala çalavagonlara yaklaştı, tam katara bağlanırken birilerinin telaştan yere düşürdüğüşişe şangırtıyla kırıldı.Vedalaşanlar arasında hıçkırarak ağlayanlar oluyor,kadınlarbağrışıyorlardı.İkincimevkivagonlardanbirininönündebirdelikanlıilegençkızduruyorlar,

gözyaşlarıarasındabirbirlerineayrılıksözlerisöylüyorlardı.Kızınsarısaçlarınıöpendelikanlı;— Hoşça kal, bir tanem, dedi. Bir süre görüşemeyeceğimiz için öylesine

üzgünümki!Seviyorumseni,birhaftanasıldayanacağım,bilmem.Hadi, esenkal!Gözyaşlarınısil,ağlamaartık!Genç kızın gözlerinden yeni yaşlar fışkırdı, bir damla da delikanlının

dudağınadüştü.—Gülegüle,Varya!Tanıdıklaraselamsöyle!Ha,azkaldıunutuyordum.Eğer

Mrakov'u[16]görecekolursan...şunu...şuyirmibeşrubleyiver,olurmu?Cebindençıkardığıyirmibeşlikbanknotukızınelinetutuşturdu.—Verirsençokiyiolur...Onaborcumvar...Sendenayrılmakçokzor!— Üzülme, Petya, cumartesiye döneceğim. O gün kesin buradayım. Beni

unutma,emi?KızınsarışınbaşıPetya'nıngöğsünekapandı.—Seniunutmakmı?Nasılunutabilirim?.İkincikampanavurdu.SevgilisinikollarındasıkanPetyagözlerinikırpıştırdı,

hüngür hüngür ağlamaya başladı. Kız inleyerek delikanlının boynuna sarıldı,ikisibirdenvagonagirdiler.—Gülegüle,sevgilim,güzelim,birtanem!Birhaftasonragörüşürüz.SevgilisinisonkezöpenPetyavagondanaşağıatladı,gelippencereninönünde

Page 115: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

dikildi, kıza sallamak üzeremendilini çıkardı. Varya ise yaşlı gözlerini ondanayıramıyordu.Kondüktörünsesiduyuldubirden:— Yolcular yerlerini alsınlar! Üçüncü kampana vuracak! Kimse dışarıda

kalmasın!Gerçekten az sonra üçüncü kampana çaldı. Petya mendilini sallıyordu.

Derken,birdenyüzüuzadı,birşeyanımsamışçasınaeliylealnınavurdu,gerisingeriyevagonaatladı.— Varya! dedi soluk soluğa. Demin sana yirmi beş ruble vermiştim ya!

Mrakov'a iletesin diye. İki gözüm, bir kâğıt imzalar mısın? Çabuk ol, tatlım!Nasıldaaklımdançıktı?Hadi,hemenyazdaver!—Çokgeç,Petya!Trenhareketetti.Gerçekten de tren kalkmış, gidiyordu. Petya kendini dışarı attı, büyük bir

üzüntüiçindemendilinisallamayabaşladı.Penceredenaşağısarkarakonaelsallayankızaşöyleseslendi:—Varır varmaz parayı aldığını bildiren bir kâğıt gönder bana. Sakın ihmal

etme!Trençoktanuzaklaştığıhaldeohepaynışeyidüşünüyordu:«Ah, ne aptalım ben! İmza almadan para verilir mi? Çocukluk, düpedüz

salaklık benim yaptığım! (İçini çekti) Ah, canım benim! Şimdi ilk istasyonavarmıştır...»

Page 116: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ADKONULMASIZORBİRÖYKÜ

Bengin bir bayram sofrasında yirmi kadar kişi öğle yemeği için toplanmış,yaşamıntadınıçıkarıyorduk.Uzunmasayıbirucundanöbürucunadoldurandizidizi şişelerden, havyar, İstakoz, som balığı tabaklarından alamıyorduk baygınbakangözlerimizi.MidelerimizeateşdüşmüşyadaAraplarındeyimiylegüneşçarpmış gibiydi. Durmadan yiyor, kadeh üstüne kadeh kaldırıyorduk.Konuştuğumuz konular ise öylesine çeşitliydi ki! Hoşgörünüze sığınabilirmiyim, değerli okurum? Yani konuşmalarımız yalnız çileklerle, atlarla sınırlıdeğildi. Kesinlikle! Önemli konuları tartışıyorduk. Köylümüzün durumu,polisimiz, parasal işler... (Bizi ele vermezsiniz değil mi?) Arkadaşlardan biricebinden bir kağıt çıkarıp gülmeceli bir şiir okudu. Şiirinde çift gözünükullananlardanon, tekgözlülerdenbeş rublevergi alınmasını, körlerdenhiçbirşey alınmamasını öğütlüyordu. Her zaman uysal, saygılı bir insan olanLiubostajayev (Fiodor Andreyiç) bile genel havaya kaptırdı kendini. Ayağakalktı,dairebaşkanımızlailgiliolarak«ŞubizimlvanProhorıç'ınsırıkgibiboyuvar!» deyiverdi.Bu sözler üzerine hep bir ağızdan «Pereat!»[17] diyebağırdık.İnsanların kardeşliği adına zorla içirerek garsonları da doğru yoldan ve baştançıkardık.Benbile-Hoşgörünüzesığınabilirmiyim?-doğalbilimleringelişmesinidilegetirenbirkaçsözsöyledim.Sıra şampanyaya gelince, bizim hem Renan'ımız, Hem Spinoza'mız olan

vilayet kalemi yazıcısı Ottigayev'e söz verdik. Ottigayev biraz nazlandıktansonragözlerinikapıyadikerek;—Arkadaşlar!diyebaşladı.Buradakilerinçeşitlirütbelerdeolmasıbirsorun

yaratmasagerek.Sözgelimiben,vilayetkalemiyazıcısıolarak,aranızdaoturanevrakmemurlarınatepedenbakmakgibibirniyettaşımıyorum.Umarım,buradaoturan şube müdürleri, şefler de bana karşı önemsiz biriymişim gibi tavırtakınmazlar.Şimdi izninizle...hımmm... izninizle...Bakın,çevrenizebirbakın!Nelergörüyorsunuz?Çevremizebakıncasaygıylagülümseyenkölesuratlarıgördük.

Page 117: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Konuşmacıkapıyadoğrubirdahagözattı.— Acılardan, ezinçten başka bir şey çarpıyor mu gözünüze? Hırsızlık,

soygunculuk, yağmacılık, dolandırıcılık, her türlü kötülük sarmış dünyamızı!Herkes umutsuzluktan kendini içkiye vermiş! Zorbalık diz boyu! Gücü, gücüyetene!.. Sonuçta bir sürügözüyaşlı, acı çeken insan! işte buradabizler onlariçinağlıyor(konuşmacınıngözleriyaşarmıştı)vekadehimizi...Tambusıradakapıaralandı,birisessizceiçeriyesüzüldü.Başımızıdöndürüp

baktığımızda, tepesinde geniş dazlağı, dudaklarında babacan gülümsemesiyleufaktefekbiradamgördük.Çokyakındantanıdığımızbiriydibu.Adamdurdu,konuşmayakulakkabarttı.Bizimfilozofunsesidahabircanlandı:— Evet, kadehimizi amirimiz, koruyucumuz, velinimetimiz İvan Prohorıç

Kuldaçayev'inonurunakaldırıyorum!Çokyaşayın,saygıdeğerbüyüğümüz!Yirmi gırtlaktan birden «Çok yaşa!» haykırışı yükseldi, tatlı şampanya aynı

gırtlaklardanaşağılıkırlıkıraktı.Saygıdeğer pinponmasaya yaklaştı, gülümseyerek bizleri başıyla selamladı.

Çokheyecanlanmışolmalıydı...

Page 118: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

SÖĞÜTAĞACI

B.veT.ilçeleriarasındakipostayolundanyürüyordum.Bu yoldan gelip geçenler Kozyavka deresinin kıyısında tek başına duran

Andreyev'indeğirmeniniçokiyibilirler.Köhnedeğirmenheranyıkılmayahazırgibidir; kamburu çıkmış, pılı pırtı içinde, ufak tefek, yaşlı bir kadınabenzetilebilir. Belki yüz yıldır orada durmakta olup, uzun süredir çalıştığınıgörenyok.Eğerbelinikocamanbirsöğüdedayamamışolsabugünedeğinyerlebirolmasıiştendeğildiherhalde.Söğütdedeğirmengibiyaşlanmıştır,gövdesiniikikişizorkucaklar.Söğütağacınınüstdallarıdeğirmenindamına,subendinesarkar; alt dalları ise aşağıya dökülen suya, toprağa değer. Gövdesindeki dibigörünmez bir kovuk ağacı çirkinleştirmiştir. Elinizi kovuktan içeri sokacakolursanız koyu renk bir bala ulaşırsınız.Aynı anda da başınıza bir sürü yabanarısı üşüşür, vızıldaşarak sizi sokmaya çalışırlar. Bu koca ağaç kaç yaşında,dersiniz? Ağacın eski dostu Arhip'e soracak olursanız bey konağında eğitici,sonra da hanımefendinin uşağı olarak çalıştığı günlerde bile böyle yaşlıolduğunusöyleyecektir.Ogünlerinüstündenöyleçokzamangeçtiki!Söğüt ağacı yalnız değirmene değil, Arhip'e de desteklik etmektedir. Arhip

bütüngünağacınkökleriarasındaoturupbalıkavlar.Kendisidesöğütağacıgibikocayıpkamburlaşmıştır,dişsizağzıağacıngövdesindekiderinkovuğuandırır.Gündüzleribalıkavlamayıbitirdiktensonrageceleriaynıyerdeoturupkarakaradüşünür. Ağaçla ikisi, durmadan fısıldaşan karı-koca gibidirler. Ömürleriboyunca, kim bilir, neler görüp neler geçirmişlerdir!.. Şimdi onlarınanlatacaklarınıdinleyelim.BundanotuzyılkadarönceSöğütYortusudenilenbirkutsalpazargünüArhip

yaşlısöğüdündibindeoturmuş,balıkavlıyordu.Herzamankigibiçevresibüyükbirsessizlikiçindeydi.SöğütileyaşlıArhip'infısıldaşmaları,aradabirzıplayanbalıkların şıpırtısından başka çıt çıkmıyordu. Arhip öğleye değin balıkavladıktan sonra tuttuğu balıkları ayıklayıp kendine çorba pişirirdi. Söğüdüngölgesikarşıkıyıdanuzaklaşmayabaşlayıncaöğlevaktigelmişdemekti.Birde

Page 119: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

postaarabalarınınçıngıraklarındananlardıöğlenolduğunu.TamöğlesaatindeT.kentiyönünegidenpostaarabasıbendinyanındangeçerdi.OpazargünüdeArhipçıngıraksesleriniduyuncaoltayıelindenbırakıpbent

yönüne bakmaya başladı.Üç atlı posta arabası tepeyi aştı, ağır ağır yürüyerekbende doğru indi. Postacı önde uyumaktaydı. Araba bende yaklaşınca birdendurdu.ÇoktandırşaşırmayıunutanArhipçokşaştıbuişe.Olağandışıbirşeydiposta arabasının orada durması. Postacının yanında oturan sürücü tedirginbakışlarla çevresine bakındı, yerinde şöyle bir kıpırdandı, postacının uyurkenyüzüne örttüğü mendili hızla çekip başına elindeki demir sopayla vurdu.Postacıdan gık çıkmadı, ama sarı saçlarının arasından kanlar fışkırdı. Bununüzerinearabacıaşağıyaatladı,demirsopayıpostacınınkafasınabirdahaindirdi.Birdakikasonrahızlasöğüdedoğruyöneldi.Güneştenyanmışyüzüsapsarıydı,çevresine bön bön bakıyordu. Bütün bedeni zangır zangır titrerken koşaraksöğüdünyanınageldi,Arhip'inyakındabulunuşunufarketmedenelindekipostatorbasını ağacın kovuğuna tıkıştırdı. Sonra hızla arabaya tırmandı, yerineyerleştiktensonrademirsopayıansızınkendişakağınaindirdi.Arhipnelerolupbittiğinianlamamıştı.Yüzükanabulanansürücübağırmayabaşladı:—İmdat!Yetişin!Adamöldürüyorlar!Atları hızla sürerek uzaklaşan arabacının haykırışı o sessizlikte birkaç kez

yankılandı.Aradan bir hafta kadar geçmişti ki, olayı soruşturmak üzere birileri geldi.

Adamlar çevreninplanını çıkardılar, bendin suyununderinliğini ölçtüler, söğütağacınınaltındaöğleyemeğiyediktensonraçekipgittiler.BusıradadeğirmeninyanındaoturanArhipkorkudan tir tir titrerkengözünükovuktanayıramıyordu.Daha önce görmüştü, kovuktaki çantanın içinde her biri beşermühürlü birçokzarf vardı. Fırsat buldukça çantayı açıp zarflara bakıyor, yaşlı söğüt isegündüzleri susup geceleri için için ağlıyordu. Ağacın sessiz ağıtlarınadayanamayanArhip aradan bir hafta daha geçince çantayı kaptığı gibi ilçeninyolunututtu.—Derdimikimeanlatabilirim?diyesordukarşısınaçıkanlara.Önünde çizgili nöbetçi kulübesi bulunanbüyücek sarı bir binayı gösterdiler.

İçeri girdiğinde karşısına ceketinin düğmeleri ışıl ışıl parlayan bir bey çıktı.Adam bir yandan piposunu tüttürüyor, bir yandan da nöbetçiyi azarlıyordu.Arhipdoğrudandoğruyaonayaklaştı, yaşlı söğütle ilgiliöyküyüzangır zangırtitreyerek anlattı. Beriki hemen nöbetçiyi azarlamayı bıraktı, Arhip'in elindekiçantayıaldı,kapağınıaçtı,yüzüöncesapsarı,sonrakıpkırmızıoldu.—Senburadadur!dediktensonrakalemodasınakoştu.

Page 120: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Oradaçevresinebirsürümemurtoplandı.Telaşlasağa-solakoşturmaya,kendiaralarındafısıldaşarakkonuşmayabaşladılar.Ondakikakadarsonraaynıadamgeriyedöndü,çantayıArhip'evererek;—Senyanlışyeregelmişsin,arkadaş,dedi.Burasımalmüdürlüğü.Biralttaki

sokaktapoliskarakoluvardır,orayagideceksin.Arhip çantayı alıp karakolun yolunu tuttu. Giderken bir yandan da, «Çanta

bayağıyeğnileşmişebenziyor.Eskibüyüklüğüdekalmamış.»diyedüşünüyordu.Bir alttaki sokakta, önünde iki nöbetçi kulübesi bulunan başka sarı bir bina

gösterdiler. Arhip içeri girdi. Burada kalem odası hemen girişteydi. Arhipmasalardanbirineyaklaştı,yazıcılaradurumukısacaanlattı.Birkaçkişiçantayıelinden kaptı, aralarında bağırıp çağırmaya başladılar, amirlerinin gelmesi içinbirini gönderdiler. Koca bıyıklı, iri kıyım bir polis geldi az sonra. Kısa birsorgulamadansonrakocabıyıkçantayıonlardanalıpodasınakapandı.Birdakikabilegeçmedenodadanşöylebağırdığıduyuldu:—Buçantaboş!Sorunbakalım,paranerede?Neyse,çantayıgetirenihtiyara

söyleyin de beklemesin! Durun, durun, gitmesin bir yere! İvan Markoviç'inyanınagötürünadamı!Şey...gitsineniyisi!Arhip selam vererek oradan ayrıldı. Ertesi gün sazanlar, kızılkanatlar onu

ırmakkıyısındayenidengörmeyebaşladılar.Bu olay güz mevsiminin sonlarına rastlıyordu. Yaşlı adam çok üzgündü,

yaprakları sararan söğüt ağacı gibi kedere gömülmüştü. Güz mevsiminisevmezdizaten.Birkaçgünsonrapostasürücüsünüdebendinkıyısındagörünceüzüntüsü daha bir arttı. Arabacı gene onun varlığının farkına varmadan ağacayaklaştı, elini kovuktan içeri soktu. Islak, uyuşuk arılar adamın kolunasıvandılar. Eli kovukta aradığını bulamayınca arabacının yüzü sapsarı kesildi.Tamosıradabalıkavlayanyaşlıadamıfarketti.—Hey,babalık!Buradakiçantanereyegitti?Somurtarak oturan Arhip yanıt verecek durumda değildi. Üstelik gözünün

önünde adamöldüren arabacının kendine de bir şey yapmasındankorkuyordu.Amaadamındurgunsularadalıpgidenbakışlarınadayanamayıp;—Çantayıpolisegötürdüm,dedi.Ancakkorkmanızgerekmez.Onlaraçantayı

söğüdünaltındabulduğumusöyledim.Bunları duyunca posta sürücüsü çok öfkelendi, yaşlı adamın üzerine

çullanarakdövmeyebaşladı.Yüzüne,kafasınavurmasıyetmiyormuşgibibirdeyere yatırıp ayaklarının altında çiğnedi. Neden sonra öfkesi geçince dövmeyibıraktı, ama oradan ayrılmayıp Arhip'le birlikte değirmende kaldı. Gündüzleriuyumakla geçiriyor, kimseyle konuşmuyor, geceleri ise bendin çevresinde

Page 121: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

dolaşıpduruyordu.Birileriylegizligizlifısıldaştığınagöreöldürdüğüpostacınıngölgesi de oralarda dolaşıyor olmalıydı. Arabacı bahar mevsimi boyunca dakimseylekonuşmadı,bendinçevresindegezinmelerinisürdürdü.OnaacıdığıiçinbirgünArhip;—Aptalaptalnedolaşıpduruyorsun?Gitartıkburalardan,dedi.Aynışeyipostacınıngölgeside,söğütağacıdafısıldadılar.— Yok! Buraları bırakıp bir yere gidemem. İçim sızlıyor, daha fazla

dayanamayacağım.Bunun üzerine Arhip arabacının koluna girip ilçemerkezine götürdü, posta

çantasını teslim ettiği polis karakoluna gittiler. Karakol kaleminde arabacıyerlerekapanıpsuçunuitirafetti,amakocabıyıklıkarakolamiriçokşaşırdı.—Nediyekendinekaraçalıyorsun,beadam?Sarhoşmusun,nesin?İstersen

senikodesetıkayımdaaklınbaşınagelsin!Bakşununyediğinaneye!Bualçağınaklının karışmasının nedenini bir türlü anlamadım! «O cinayetin katilibulunmadı.»dedik.Dahaneüstümedüşüyorsun?Çekarabanıburadan,gitartık!Arhipgetiriponlarateslimettiğiçantadansözetti.Yazıcılar,«Odaneymiş?»

gibisindenpekşaşırdılar,kocabıyıkkahkahayıbastı.Adamlar tümbellekleriniyitirmişlerdi,anlaşılan.Posta sürücüsü karakolda da ruh huzuruna kavuşamayınca Arhip ile ikisi

söğütağacınınyanınadöndüler.Arabacı vicdan sızısından kurtulmanın tek yolunu ırmağa atlayıp intihar

etmektebuldu.Arhip'inoltamantarınınyüzdüğüdurgunsularbulandıbirsüre.Bendin üzerinde şimdi iki gölge dolaşıyor.YaşlıArhip ile yaşlı söğüt ağacı

belkidebugölgelerlefısıldaşıyorlardır...

Page 122: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

HIRSIZ

Saaton ikiyivuruncaFiodorStepanıçkürkünügiydi, sokağaçıktı.Geceninrutubeti bir anda sardı bedenini. Bir yandan ince bir çisenti serpiştiriyor, biryandan da nemli, soğuk bir yel savruluyordu. Fiodor Stepanıç yarı yıkılmışbahçeçitininüzerindenatladıktansonrasokakboyuncasessizceyürüdü.Sokaköylesinegeniştiki,böylesiAvrupaRusyası'ndabilezorbulunurdu.Sokakdeğil,sankiupuzunbiralan...Amaneyayakaldırımı,nede feneraramayın.Bugibilüksünburalardayeriolabilirmiydi?Kiliseye giden insanlar duvarların, çitlerin dibinden gölge gibi süzülerek

geçiyorlardı. Fiodor Stepanıç birkaç adım ilerisinde, ayakları ıslak yoldaşapırdayarak yürüyen iki kişi gördü. Bunlardan ufak tefek, kamburumsu olanıhükümet tabibiydi; ilçenin tek «okumuş kişisi» sayılırdı. Yaşlı doktor, sürgüncezasını orada çeken Fiodor Stepanıç'a tepeden bakmaz, onunla konuşurkendostça içini çekerdi.O gece kilisede yortuyu kutlama nedeniyle eskimoda üçköşeli şapkasını giymişti. Arkadan bakınca boyunları birleşmiş iki ördekkafasına benziyordu şapkası. Belindeki kılıç adım attıkça kürkünün altındandizinidövüyordu.Doktorunyanındaisegeneüçköşelişapkagiymiş,zayıf,uzunboylubiradamyürümekteydi.FiodorStepanıç;—HazretiIsaadınaselam,Guriİvanıç!diyerekarkalarındanyaklaştı.Doktordurupbirşeysöylemedenonunelinisıktı,göğsündetakılı«Stanislav»

nişanıgörünsündiyekürkününyakasınıcakaylakaldırdı.—Ayindensonrasizievinizdekutlamayagelebilirmiyim?diyesorduFiodor

Stepanıç. İzin verirseniz perhizi sizde bozmak istiyorum. Memlekette büyükperhizihepailemlebirliktekutlardımda...Birliktegüzelbiranıolur...Doktorşaşırdı.—Sananasılsöyleyeyim,bilmemki!..Şey...tekbaşımaoturmuyorumben....

Ailem,karım...Sizse... şey...Neyse,benimkidekör inanç...Gelinbakalım,nediyelim!Öhö-öhö!

Page 123: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Doktorböylediyereköksürmeyebaşladı.FiodorStepanıçküçükgörenbirgülümsemeyle,sinirlisinirlidoktorusüzdü.— Peki, Barahayev'e karşı neden başka türlü davranıyorsunuz? Birlikte

yargılandık,birlikteburayasürgünedildik.Onuhergünevinizdekabulediyor,birlikte yiyip içiyorsunuz. Onun çalıp çırptığı benimkinden kat kat fazlaydıüstelik.FiodorStepanıçdurdu,doktorlayanındakigeçipgitsinlerdiyeıslakçiteiyice

yaklaştı.Genişsokağınucundabirtakım ışıklar ıpıl ıpılyanıpsönerekhepaynıyöne,

kiliseyedoğruilerliyordu.«Mumlarlaistavrozyürüyüşü...Tıpkıbizimoralardakigibi...»diyegeçirdiiçinden.Işıkların bulunduğu yönden çan sesleri geliyordu. Kadife yumuşaklığındaki

herperdedentenorçınlamalarardıardınayayılıyordudörtbiryana.«Busoğuktailk paskalya... Sonuncusu olacağa da benzemez... Öf, ne berbat! Oysa bizimorada...»diyerekdüşünceleredaldıFiodorStepanıç.«Bizim orada»yla ilgili anıları canlandı. Şimdi orada buradaki gibi çamurla

karışmış karlar, buzlu su birikintileri yoktu; kırlar baştan başa körpe yeşillebezenmişti. Rüzgâr buradaki gibi insanın yüzüne ıslak paçavra gibi çarpmaz,baharın ılık soluğunu taşırdı. Geceleyin gökyüzü daha bir koyu olurdu, amayıldızlardaışılışılparlar,busaattedoğudaaydınlıkbirşeritbelirirdi.Üçodasıda ışıklar içinde, sıcacık evinin pencerelerinin önünde şimdiki kirli çit yerineyeşil bir bahçe uzanırdı. Odalardan birinde masada paskalya simitleri, votka,çeşitlimezelerbulunurdu...«Ah,şimdioranınvotkasıolmalıdakafayıbirgüzelçekmeli!Buranınberbat

votkasıboğazdangeçmiyorki!..»diyehayıflandı.Sabaha doğru derin bir uykuya dalarlardı. Öğle üzeri uyanınca eş-dost

ziyaretlerinebaşlarlar,hergittikleriyerdebirkaçbardakyuvarlarlardı...Kedilerinbakışları gibi ıslak bakışlı güzel Olya geldi hatırına. Olya şimdi mışıl mışıluyuyorolmalıydı, düşündeonugördüğü filandayoktu...Şukadınlar nekolayavunurlar, her şeyi ne çabuk unuturlardı! Olya olmasa hu berbat yerde ne işivardıFiodorStepanıç'ın?Olyaonudüpedüzfakabastırmış,salakyerinekoyupaldatmıştı. Giyimine düşkün her kadın gibi o da parasız edemezdi. Parasızyaşayamaz,sevemez,acıyakatlanamazdı...— Ya beni Sibirya'ya sürerlerse? Sen de gelir misin? diye sormuştu, o işe

girişmedenönce.—Nedengelmeyeyim?Seniniçindünyanınöbürucunabilegelirim,demişti

Olyada.

Page 124: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Fiodor Stepanıç sevgilisi uğruna hırsızlık yapmış, sonra yakayı ele veripSibirya'yı boylamıştı. Olya sonradan korkmuş, onu yalnız başına ortadabırakmıştı. Şimdi akılsız başını dantelli yumuşakyastıklara koyarakuyuyordu,ayaklarıiseçamurlakarışıkkarlardanuzaktı.«Mahkemeye süslenip püslenerek geldi. Bir kere olsun yüzünü çevirip

bakmadıbana.Avukat şakayollubir şeyler söylediğindeutanmazcakahkahayıbastı.Okadınıöldürmekbileaz...»Dalıp gittiği anılarından yorulduğunu hissetti. Tüm bedeni anılarına

katılmışçasına bitkin düşmüş, neredeyse hastalanmıştı; bacakları onu taşıyacakdurumda değildi. Çok sevdiği ayini izlemek için kiliseye kadaryürüyemeyeceğini anlayınca gerisin geriye evine döndü; çizmelerini, kürkünüçıkarmadanyatağadevrildi.Karyolasınınbaşucundaasılıkafesteevsahibininkuşuvardı.İrigagalı,sıska,

garip mi garip, cinsini bilmediği bir kuştu bu. Kanatlarının uçları kesilmiş,kafasındakitüyleraraarayolunmuştu.Evsahibikuşusasımışyemlerlebeslediğiiçin oda havası bütün gün pis pis kokardı. Kuşun işi-gücü kafesin içindedolaşmak, sudolu tenekekutuyugagalamak,kimizamansığırcık,kimizamandaötleğengibiötmekti.«Bu hayvan yüzünden uyku-tünek yok! Kahrolası!» diye geçirdi içinden

FiodorStepanıç.Yattığıyerdendoğrulupeliylekafesisarstı.Birsüresustukuş.Bununüzerine

yenidenyatağauzandı,çizmelerinikaryolanınkenarınatakarakçıkardı.Osıradakuşyenidenkafestetıkırdamayabaşladı.Aynıandadagagasındandüşensasımışbiryemparçasıadamınsaçlarınayapıştı.— Yeter artık! Orada ne kıpırdanıp duruyorsun? Rahat yüzü görmeyecek

miyiz?diyerekkafesikaptığıgibiodanınbirköşesinefırlattı.Kuştantısçıkmadı.Ama on dakika geçti, geçmedi, kuş kafesinden çıkmış da odanın toprak

tabanını gagasıyla eşeliyormuş gibi garip sesler duyulmaya başladı. Burguylaoyarcasına eşeliyor, eşeliyordu... Fiodor Stepanıç sanki odanın ortasındayatıyordu da kuşun kanatları pat pat şakaklarına çarpıyordu. Çarpa çarpakanatları kırıldı, bütün tüyleri havaya uçtu. O sırada Fiodor Stepanıç uykuyadaldı.— Seni canavar! Niye kuşun canına kıydın! diye bağıran bir sesle açtı

gözlerini.Karşısındayaşlıevsahibinindahadaçarpılmışsuratınıgördü.Adamıngözleri

yaşlarladoluydu,öfkedentitriyordu.—Kuşumunediyeöldürdün,kahrolası?Güzelgüzelötenhayvancağızınsana

Page 125: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

nezararıvardı?Hadi,söyle,niyekıydıncanına?Utanmazherif,acımasızköpek!Bugündenteziyok,çıkevimden!Gözümgörmesinseni!Hemengitburadan!Fiodor Stepanıç kürkünü, çizmelerini giydi, evden çıktı. Kurşun rengi,

somurtkanbulutlarörtmüştüsabahgöğünü.Durmamacasınayağmurçiseliyordu.Kurşun koyuluğundaki gökyüzünün tepesinde güneşin parladığını kimsegözününönünegetiremezdi.Sokağaadımınıatmıştıki;—Bonjour!Yortunuzkutluolsunmoncher,[18]diyenbirsesduydu.Gıcır gıcır arabasıyla önünden hızla geçen, birlikte sürgüne geldikleri

Barabayev'di. Silindir şapkasının üstünde bir de şemsiyesini açmıştı.«Ahbaplarınıziyaretegidiyor,namussuzherif!Buradadabirilerineyaranıpyenidostlar edinmiş.Ah, ben de onun gibi yapıp çokça çalsaydım!» diye düşündüFiodorStepanıç.Kiliseyeyaklaştığındabaşkabirses,buseferbirkadınsesiduydu.Karşıdan

içerisi tıklım tıklım bavullarla dolu bir posta arabası geliyordu. Bavullarınarasındanbirkadınbaşıuzanmıştı:—Lütfensöylermisiniz,FiodorStepanıç'ıneredebulabilirim?A,sizmisiniz?Arabaya koştu, kadının yüzüne gözlerini dikti ve o anda tanıdı. Sevinçle

ellerinesarıldı.— Düş görmüyorum, değil mi? Nasılsın, iyi misin? Bana geldin, ha,

Olya'cığım?Sonundakararınıverdin!—Barabayev'inneredeoturdğunubiliyormusun?—Barabayev'densanane,söylermisin?—Beniburayaçağırdıda...Düşünebiliyormusun,tamikibinrublegönderdi!

Ayrıcaherayikiyüzrubleverecek.Opera,tiyatrovarmıburada?FiodorStepanıçogünakşamadeğin taban tepti,pansiyon,kalacakevaradı.

Günboyuncayağmurkesilmemiş, güneşbir andaolsayüzünügöstermemişti.Ayaklarınınaltındakisulukarıvıcıkvıcıkçiğnerken;«Bu hayvanlar güneş görmeden nasıl yaşayabiliyorlar? Keyiflerinden

yanlarınavarılmadığınagöreyaşayabiliyorlar,demekki.Onlarındakendilerinegöreyaşamdanaldıklarıbirtadolmalı...»diyedüşünüyordu.

Page 126: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

LAF,LAF,YALNIZLAF...

Telgrafçı Gruzdov bir akşam otel odasındaki geniş kanepeye uzanmışyatıyordu. Altın sarısı saçlı başının altına yumruğunu koymuştu. Karşısındadikilen,ufaktefek,kızılsaçlıgençkadınabakarakiçiniçekti.—Katya,söylermisin,böylesinedüşmeniçinsebepneydi?Şunabakın,çok

daüşümüşsün!Dışarıdaberbatmıberbatbirmarthavasıvardı.Sokakfenerlerinindonukışığı

kirli, cıvık karları zar zor aydınlatıyordu. Her şey kül rengine bulanmış,kirlenmiş, ıslanmıştı. Rüzgar sanki korka korka esiyor, sesini yükseltmesineengel olan bir şey varmışçasına yavaştan yavaşa uğulduyordu. Uzaklardan biryerden birilerinin sulu karda ayak şapırtısı duyuldu.Doğanın içi dışına çıkmışgibiydi.Gruzdev;—Katya,böylesinedüşmeniçinsebepneydi?diyesordubirdaha.GençkadınGruzdev'eürkekürkekbaktı.Onurlu,sıcak, içtenbakışlarıvardı

soruyusoranadamın;dahadoğrusuonaöylegeldi.Budüşmüşyaratıklaronurlubakışlara bayılırlar, pervanelerin ışığa üşüştükleri gibi atarlar kendilerini...Böylelerine başka bir şey vermeniz gerekmez, bir kerecik sıcacık bakmanızyeter.MasaörtüsününsaçaklarıylaoynayanKatyaacıklıöyküsünüutanasıkılabir çırpıda Gruzdev'e anlattı. Hepimizin bildiği, sıradan bir öyküydü bu da.Karşısınaçıkanbirerkek,verilensözvealdatılma...Gruzdevöfkeylebağırdı:— O ne alçak adammış! Ama biliyorum, her yerde vardır böyleleri. Tanrı

hepsinincezasınıversin!Zenginbirimiydi?—Evet,zengindi.—Tahminetmiştim...Evet,güzelsiniz,onabirsözümyok.Sizkadınlarparayı

niçinböylesineçokseversiniz?Paraçokönemlibirşeymi?— Bana yaşam boyu bakacağına söz vermiş, büyük yemin etmişti. Bana

bakmak istemesi kötü bir şeymi?Hemencecik inandım.Yaşlı anamdan başka

Page 127: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

kimsemyok.—Hımm!Ah, sizibahtıkaralar!Bütünbunlar aptallığınız,boşkafalılığınız

yüzünden geliyor başınıza. Üstelik siz kadınlar çok da korkaksınız. Sizlereacımaktanbaşkanegelirelden?Bak,Katya,beniiyidinle!Seninnasılyaşadığınbeni ilgilendirmez. Ayrıca başkasının işine burnumu sokmayı sevmem. Amaöylemutsuz bir yüzün var ki, seninle yakından ilgilenmeden duramayacağım.Söyler misin, niçin doğru yolu bulmaya çalışmıyorsun? Utanmıyor musun şudurumundan?Görünüşe bakılırsa tümüylemahvolmuş değilsin, kurtulman içinumut var. Öyleyse yaşam tarzını düzeltmen için çaba göstermelisin.Kurtulabilirsin,Katya.Öylegüzelbiryüzünvarki!Bakışlarınhüzünlü,iyicil...Gülümsemeninsanıniçineişliyor.Gruzdev,Katya'nın iki elini birden tutup gözlerinin içine bakarak ona alçak

sesle başka güzel sözler söyledi. Titreyen, tenor sesi vardı, gözlerinden yaşlarsüzülüyordu...Sımsıcaksoluğuyüzünü,boynunuyalıyordugençkadının.—Doğruyolubulabilirsin,Katya!Çokgençsinhenüz,denemelisin!— Denedim, denemedim değil. Ama bir sonuç çıkmadı. Bir eve hizmetçi

girdim. Oysa iyi bir aileden gelmeyim. Namusumla çalışırsam işlerindüzeleceğini sandım.Enkirli işbilebizimkinden iyidir.Hizmetçigirdiğimyerbir tüccarın eviydi. Bir ay çalıştım, her şey iyi gidiyordu, ama karısı tüccarıbenden kıskanmaya başlayınca oradan ayrılmak zorunda kaldım. Oysa adamaaldırdığımyoklu.Böyleceeskiyaşantımyenidenbaşladı...Yeniden!Kalya son sözünün ardından acı bir çığlık attı, yüzü sapsarı kesildi, gözleri

irileşti.Bitişikodalardanbirindebirisi çığlıktanürkmüşolmalıki,yerebir şeydüşürdü. Gruzdev de bir an korktu, su getirmek için dışarı fırladı. On dakikasonrageriyedöndüğündeKalyasedirdeyatıyor,hüngürhüngürağlıyordu.—Bensürtüğün,aşağılıkrezilinbiriyim!Dünyadahendendahadüşüğüyok!

Kim demiş düzelirim diye? Düzelemem, hiçbir zaman düzelemem. Oh olsunbana!Buldumiştelayığımı!Katya'nın hu sözlerinden her şeyi anlamak olanaklıydı. Zavallı kadın

konuşmak,Gruzdevgibiyüceltici sözler söylemek istiyordu.Elindengelseher«onurlu ahlak düşkününün» yaptığı gibi içini dökecek, derdini karşısındakineaçacaktı. Ama sözleriyle kendine manevi tokat atmaktan başka bir şeyyapamıyordu.— Denedim ama elimden bir şey gelmedi, diyerek içini çekti, dağılan

saçlarınıdüzeltmeyebaşladı.Gruzdevsaatinebaktı.—Bendenadamolmazartık,bunuiyibilin!Genedeteşekkürederim...Böyle

Page 128: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

gönülalıcısözleriyaşamımdailkkezsizdenişitiyorum.Yoldançıkmış,düşmüşbirkadınolduğumhaldebanainsangibidavrananyalnızsizsiniz.Katyabunlarısöylersöylemezdurdu.Birzamanlarokuduğuküçükbirromanı

anımsamıştı.Romanınkahramanıdüşmüşbirkadınıevinegötürüyor,uzunsüreuğraşarakonudoğruyolagetirdikten sonrayaşamınıonunkiylebirleştiriyordu.Acaba bu sarışın genç de o romandaki erkek kahramanın bir benzeri miydi?Evet, benziyordu ona. Hem de çok! Yüreği heyecandan güm güm vururkendelikanlınınyüzünebaktı.Durupdururkengözlerindenyaşlarakmayabaşladı.Gruzdevbirdahabaktısaatine,içiniçekerek;—Yeter,Katya!dedi.Ağlamaartık.EğerçokistiyorsanTanrı'nınyardımıyla

düzelirsin.Gözlerinden sicim gibi yaşlar inen Katya kürkünün üstten üç düğmesini

çözdü, ağır ağır soyunmaya başladı. Düşmüş kadını yola getiren kahramanınromanıçoktançıkmıştıaklından.Rüzgar bir dilim ekmek uğruna insanın bazan nelere katlandığını ilk kez

görmüşçesineazgınazgınuludu.Otelinüstkatlarındanbirindeayarsızbirgitarıntıngırtısıduyuldu.Öf,neberbatbirmüziktibu!

Page 129: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

YİRMİALTI

(Birgüncedenalıntılar)

Aynıayın2'si:ÖğleyemeğiyediktensonraBatıAvrupamâliyesininağlanasıdurumuüzerineepeykafayordum.Bizimevinişleriniçekipçevirecekbirkadınbulmalıeniyisi.

18Haziran:Öğleyemeğiyediğimizsıradabizimhanımisyanbayrağınıaçtı.Ruhunda kopan fırtınayı daha fazla gizleyemediği belli. Sakın bütün bunlaryenidensevdalanmanındışayansımasıolmasın?«Ses»gazetesininbaşyazısınıokudumbugün.Olmazböyleşey,efendim!

4Aralık: Bahçe kapısı bütün gece çarptı durdu. Sabahın 5'inde kalktığımdabaşkanlığını yaptığım dairenin kaleminde çalışan Karyavov'u evin avlusundagördüm.Sabahsabahburalardanearadığınısorduğumdaapışıpkaldı.Kötübirniyetiolmalıdürzünün.Yolyakınkeniştenatmalı,yoksabaşımızaişaçacak.

Aynı ayın 28'i: Bizim hanım gene isyan bayrağını açtı. Bütün gün yokortalarda. Nerelerde sürtüyor acaba? 1302 numaralı dosyanın içinde bir sıçanbuldum.Oracıktageberttimiğrençyaratığı.

Yeniyıl:Kutlamalarıkabulettim.Bizimhanımokusundaaklıbaşınagelsindiye bir öğütler kitabı armağan ettim. Canım öylesine sıkılıyordu, daha fazladayanamadığımiçin«KıpçaklarınUfailiniEleGeçirmeleri»başlıklıbirmakaleyazdım.Sonraoturduğumyerdehayalleredaldım.

Aynıayın4'ü:Öğütlerkitabınıda,yazdığımmakaleyideyırtıpattım.Benimhanım,«Karyavov'uyenidenişealacaksın!»diyetutturmazmı?Nahsana,geriyealırım!Oakşamevinaltınıüstünegetirdi,yazdığımbütünyazıları,resmievrakı

Page 130: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

yırttı. İsteri nöbeti başladığında da, göğsündeki hastalığı iyileştirmek içinSamarailinegideceğinisöyledi.Gönderirimseni,dahaçokgidersin!

6 Şubat: Dediğini yaptı, çekip gitti. Bütün gün onun yatağında yattım, ikigözümikiçeşmeağladım.Niyegitmiştidurupdururken?Bununaltındagönülişivardı yüzde yüz. Hem de başkanlığını yaptığım dairedeki ana kuzularındanbiriyle... Hangi kerata becerdi acaba bu işi? Yarından tezi yok, öğrenirim.Bizimkininpeşindengitmekiçinizinisteyecektirnasılolsa.İzindilekçesiverirvermez yakasına yapışırım.Geceleyin bahçe kapısı çarpmadı ama gene de iyiuyuyamadım. Bütün üzüntüme karşın Fransa'nın acınacak durumunudüşünmekten alamadım kendimi.Üst üste iki düş birden gördüm. Tanrım, bizgünahkârlarıbağışla!

7 Şubat: Tam yirmi kişi birden izin için dilekçe vermesin mi bugün! Yanineredeysememurların hepsi. Tümünün isteği deKronştat'a gitmek.Nerede buKronştat?Samarailindedeğilmi?Bakınşuişe!

8Şubat:Öyleüzgünümki!Canımınsıkıntısınımemurlardanaldım.Herbirinibaşkabir göreveverdimdürzülerin.Görsünler bakayımgönül işiyle uğraşmakneymiş!GeceleyindüşümdeKronştat'ıgördüm.

Aynı ayın 14'ü: Dün, yani pazar günü Karyavov kentten ayrılıp bir yerleregitmiş. Bugün kaleme geldiğimde baktım, ortalıkta dolaşıyor, alaycı alaycıgülüyor.Dürzüyügörevdenatayımdagörsüngününü!

Aynı ayın 25'i: Karımdan bir mektup aldım. Para göndermemi, Karyavov'uyenidengörevealmamı istiyor.Alırımhemen,dahaçokbeklersin!Memurlarınüçü daha işe gelmedi. Onlar da kent dışına çıkmışlar. Acaba geceleri kiminbahçekapısınıçarpıyorlardersiniz?

Page 131: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

KIZININAVUKATI

Bu olay güzel bir sabah vakti, Mişel Puzıryov'un Liza Mamulina ileevlenmesindentambiraysonraoluyor.Mişelkahvesiniiçipişinegitmeküzeregözleriyleşapkasınıaradığısıradaodayakaynanasıgirdi.— Sizi beş dakikalığına alıkoyacağım, Mişel. Hemen suratınızı asmayın,

kuzum! Damatların kaynanalarıyla konuşmaktan hoşlanmadığını biliyorum.Amabizsizinleiyigeçiniyoruz,değilmi?Damat-kaynanailişkisindençokakıllıikiinsanınilişkisivararamızda.Ortaknoktamızçok!..Kaynanailedamatkanepeyeoturdular.—Sizenasılyardımcıolabilirim,mutterchen?[19]— Akıllı, çok akıllı bir insansınız. Ben de aptal sayılmayacağıma göre

birbirimizihemenanlayacağızdemektir.Böylebirkonuşmayapmayıçoktandıristiyordum, mon petit.[20] Size şimdi bir soru soracağım. Doğruyusöyleyeceğinize yeryüzünde en kutsal saydığınız şey üzerine yemin edin!Kızımaneyapmakniyetindesiniz,söylermisiniz?Gençadamıngözlerifaltaşıgibiaçıldı.Kaynanakonuşmasınısürdürdü:— Ben de sizin gibi düşünüyorum... Ne yapalım, istediğiniz gibi olsun.

Olmaması için bir neden yok. Bilim, edebiyat güzel şeyler... Şiir de öyle...Hepsini anlıyorum. Eğer kadın eğitilirse en güzel şey budur. Ben de eğitimgördüğümiçinbilirim.Ancakaşırılığakaçmanınalemivarmı,monange?[21]—Nasılyani?Dediklerinizebiranlamveremiyorum.— Sözün kısası, Liza ile ilişkilerinize pek aklım ermiyor. Kızımı beğenip

evlendiniz,amagerçektenkarınızmıo,yaşamarkadaşınızmı?Bilime,kitaplara,çeşitli kuramlara saygım sonsuz. Öte yandan Liza da benim kızım. Bunu hiçaklınızdan çıkarmayın. Onu ezmenize izin veremem. Benden bir parçadır,canımdırobenim.Gözümünönündeeriyipgidiyor.Sizinleevlenelibirayoldu,çöpe döndü neredeyse. Sabahtan akşama dek masa başında oturtuyor, aptalkitaplarınızı,dergileriniziokuttuktanbaşkabirdeyazıkopyaettiriyorsunuz.Nezaman insan arasına çıkıp eşiyle dostuyla görüşecek? Bir kez bile baloya

Page 132: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

gitmediniz.Dansa,baloyagötürdünüzmüonuhiç?— Doğru, hiç baloya gitmedik, çünkü kendisi istemedi. İnanmazsanız ona

sorun, doğru söylemiyor muyum! Balolar, danslar konusunda ne diyecek,bakalım. İşingerçeği,onunböyle saçmalıklarla ilgisiyok.Kitaplara,dergilere,masa başında oturmalara gelince, buna kimse zorlamıyor onu.Kendi isteğiyleyapıyor. Liza'yı bu yüzden seviyorum zaten. Anlaşıldığı üzere, anneciğim,saygılarsunarım,birdahaaramızagirmeyin!EğerLizabendenbirşeyisteyecekolursakendisiister.—Öylemi dersiniz? Sizden ne denli çekindiğini görmüyormusunuz?Aşk

kızımın dilini bağlamış. Ben olmasam bir de boynuna yular takardınız. Evet,beyim, siz zorbanın, despotun birisiniz. Bugünden tezi yok, davranış tarzınızıdeğiştirin.—Hayır,sizidinleyecekdeğilim.— Kendiniz bilirsiniz. Bana göre hava hoş. Kızım istedi diye açtım bu

konuyu.Onaacıdığımiçin...«Konuş,konuş!»diyebaşımınetiniyedi.—İştebuyalan!Balgibiyalansöylüyorsunuz!—Yalanmı?Gözlerinizlegörünöyleyseneresiyalanmış!Kaynana böyle diyerek oturduğu yerden fırladı, gidip hızla kapıyı açtı.

Mişel'in sevgili karısı Liza kapının arkasında, ellerini önünde kavuşturmuş,ayaktadikiliyor,hüngürhüngürağlıyordu.Mişelkarısınaatıldı.—Konuştuklarımızı işittin, değilmi?Hadi, anneneyanıt ver!Nasıl bir kızı

olduğunuanlasın!Lizamızıldanmayabaşladı:— Annem... annem doğru söylüyor... Ben daha fazla dayanamayacağım.

Bıktımartık.—Ya!Demeköyle!Tuhaf,doğrusu...Peki,niçinkonuşmadınbenimle?—Ben...ben...banakızacaksındiyekoktum.— Tamam da, boş oturmanın kötülüklerinden söz eden sen değil miydin?

Ayrıcabenidüşüncelerimdendolayısevdiğini,geldiğinçevredenhoşlanmadığınıanlatırdın hep. Sana bu yüzden gönül vermiştim. Benimle evlenmeden önceaylaklıktan ne denli nefret ettiğini söylemez miydin? Neden birdenbire budeğişiklik?— Beni beğenmezsin, benimle evlenmezsin diye korkuyordum. Mişel,

sevgilim,neolur,MariyaPetrovna'nıngününegidelimbuakşam!Lizaböylediyerekkocasınıngöğsünekapandı.Bununüzerineavukatkaynana

gururladikildi.Odadandışarıçıkarken;

Page 133: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Gözlerinlegördünişte!Şimdiinanmışsındır,dedi.—Ah,aptal!diyeinlediMişel.—Kimmişoaptal?—Kimolacak?Seninsöylediklerineinanan!

Page 134: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

SEÇİMKURBANI

L.İ.Palmin'eadanmıştır.

—Sus!Burasıuygundeğil.Kapıcıbölmesinegeçelim!Kimseduymasınbizi!Kapıcı bölmesinegeçtiler.Konuştuklarını dinleyipdairebaşkanına iletmesin

diyekapıcıMakar'ıapartoparsaymanlığagöndermişlerdi.AmaMakarşapkasınıgiydi. evrak teslim defteri elinde, saymanlığa gideceği yerde merdivenlerinaltınasaklandı,konuşmalarıdinlemeküzerebekledi.ÖnceKaşalotovaldısözü,ardındanDezdemonov,onunardındandaZraçkov...

Genel bir başkaldırıydı bu. herkes heyecanla konuşuyordu. Kızarmış yüzleröfkedenkasılıyor,yumruklarhavayakalkıyordu...Kaşalotovşöylegürledi:—Tarihinbilmemneçağındadeğil,19.yüzyılın ikinciyarısındayaşıyoruz!

Kocagöbeklerbirzamanlaryaptıklarınıbirdahayapamazlar!Çektiğimizyeter,onlarındönemikapanmıştır!Dezdemonov'unsöylediklerideaşağıyukarıaynışeylerdi.Zraçkovdahaileri

gitti, işi sövmeye kadar vardırdı. Bu laf curcunası arasında aklı başında sözsöyleyenbirkişiçıktı.Adam,kaygılıyüzünümendiliylebirkezdahasildiktensonra:— Arkadaşlar, bütün bunlara değer mi? diye başladı. Yerden göğe kadar

haklısınız, diyelim. Peki, bundan ne geçecek elinize? Siz başkalarını hangiölçüyleölçerseniz.başkalarıda sizinboyunuzunölçüsünüonagörealırlar.Birgün sizler de amir olduğunuzda astlarınız aynı şeyi size yapmazlarmı?Onuniçin sözlerime kulak verin. Böyle davranmanızın cezasını yalnız kendinizçekersiniz.Ama bu aklı başında sözlere kulak asan çıkmadı. Adamı daha fazla

konuşturmadan kapı dışarı etmeye kalktılar. Bunun üzerine beriki incedüşünmeyibırakıpötekilergibiişizırtapozluğavurdu.Dezdemonov'unsöylediklerişöyleydi:

Page 135: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Bizimkocagöbeğinanlamasıgerekir,arkadaşlar.Ondannefarkımızvar?Bizdeinsanız;köle,uşak,savaştutsağıdeğiliz.Bizimlealayetmeye,«sen»diyekonuşmaya hakkı var mı? Makamına girdiğimizde selamımızı almıyor,konuşurken basını öbür yana çeviriyor. Durup dururken azarlaması da caba!Bırakınbizimgibi efendilere, uşaklarabile«sen»diyenkalmadı.Biri çıkıpdaonabütünbunlarısöylemeyecekmi?Birbaşkasılafakarıştı:— Geçenlerde bana, «Suratının durumu ne böyle?Makar'a git de paspasla

silsinbiraz!»demezmi?«Şakayaptı»desen,şakadeğil!Birgünde...TamosıradaZraçkovatıldı.— Biz de hanımla birlikte gidiyorduk. Baktım, karşıdan bizimki geliyor.

«Hey,kocakafa,sokakkarılarıylasürttüğünyetmezmi?»diyebağırmasınmıtauzaktan? «Beyefendi, yanımdaki karımdır.» diye düzelttiysem de özür biledilemedi, cık cık çekerek uzaklaştı. Benim hanım nasıl gücendi, bilemezsiniz,tam üç gün zırıltısını dinledim. Hepiniz tanıyorsunuz, sokak karısı mı benimkarım?—Kısacası,beyler,bundanböyle ilişkilerdeğişmeli!Yaodefolupgitsinbu

daireden,yadabiz!Artıkbiraradaçalışamayız!Adımızrezileçıkmaktansaişsizkalalım daha iyi! 19. yüzyılda yaşıyoruz. Herkesin onuru, herkesin öz saygısıvar.Benşuradaküçükbirmemursam,genedeeşekbaşıdeğilim,kendimegörebir değer taşımaktayım. Onun için kendimi küçük düşürtmem. Biri bunu onasöylemeli. Aramızdan biri çıksın, işlerin böyle gitmeyeceğini söylesin!Hepimizinadına...Hadi,kimyapacakbuişi?Çekinmeden,dobradobraanlatsın!Korkmayın,birşeyolmaz!E,kimgidecek?Tüh,sesimdeöylekısıldıki!Herkesi temsil edecekkişinin seçiminegeçildi.Uzun tartışmalar, çekişmeler

sonunda en gözü pek, en akıllı, en güzel konuşanmemur olarakDezdemonovbelirlendi.Kütüphaneyeüyeydi,düzgünyazıyazardı,kültürlükızlarlaarkadaşlıkederdi;budurumagöreneyinasılsöyleyeceğinieniyiobilirdi.Gözüpekliğinegelince,bunun lafıbileolmazdı.Çünkübirgünbölgezabıtamemurudernekteonu uşak sanınca Dezdemonov memurdan özür dilemesini istemişti. Zabıtamemuru neden özür dilemesi gerektiğini anlamayıp Dezdomonov'a ters tersbaktı. Gene de Dezdemonov bu cesur çıkışından dolayı arkadaşları arasındakorkusuzadamünükazandı.— Durma, Senya, hadi git! diye Dezdemonov'u öne sürdüler. Bunda

korkulacakbirşeyyok!Açıkaçıksöyle!Gösteronagününü!Nasıladamlaraçattığınıanlasın!Bizonunsandığıgibisalakdeğiliz.Gitsinde

kendine başka eğlence arasın. Artık kafa ütülediği yeter! işte söyleyeceğin bu

Page 136: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

gibişeyler.Hadi,durmaartık!Saçınıdüzeltbiraz.Açıkaçıkkonuş!—Bensinirlibiradamım,beyler...Ağzımdanistemediğimlaflarçıkabilir.En

iyisibenimyerimeZraçkovgitsin.—Senya,seningitmenenuygunu.Zraçkovancakkuzularakarşıkurttur,oda

kafayıiyiceçekerse...Bu,onunaltındankalkacağıişdeğil.Senbaşkasın.Hadi,aslanım!Dezdemonovsaçlarınıtarayıpyeleğinidüzeltti,saygılıbirbiçimdeavucunun

içine öksürerek yürüdü. Herkes «Ne olacak?» beklentisi içinde soluğunututmuştu.BaşkanınodasınagirinceDezdemonovbir anduraksadı, söyleyeceğişeyleriunuttuğuiçinelinidudaklarınagötürdü.Sayınbaşkanıntepesindekigenişdazlakilebununüstündekikoyubenigörüncedizlerininbağıçözülmüş,kolları,sırtı karıncalanmaya başlamıştı. Böyle durumlarda herkesin başına gelecektürdenbirşeydibu.Hadi,korkmaaslanım,yüreğiniberktut!—Evet,neistiyorsun?Dezdemonov bir adım ileri attı, dilini ağzının içinde oynattı, ancak tek söz

çıkmadıağzından.Dilidonupkalmışgibiydi.Yalnızdilikatılsagene iyi,karınboşluğunda da kıpırdanmalar oluyordu. Yüreğinden sıvışan korkusuzlukduygusu önce karnına, orada gurul gurul sesler çıkardıktan sonra bacaklarına,bacaklarından topuklarına yürüdü; çizmelerinde takılıp kaldı. Ama çizmeleridelikdeşikti.İştebufelaket!—Nesöyleyeceksensöyle!Oradadikilipdurma!—Beyefendi...şey...diyecektimki...Dezdemonovdilinikımıldatmayaçalışıyor,amadilionudinlemiyordu.—İş...işittiğimegöreeşinizhanımefendiarabasınıpiyangoyaarmağanetmiş.

Çekilişyapılacakmış.Bendebiletalsam,diyorum...Eğerlütfederseniz...—Biletmidedin?Elimizdebeşbiletkaldı.Beşinidealıyormusun?—Yok,yok,birtanealayım...Birbiletyeter,efendim.—Beşinidealacakmısın,diyesordum.—Alırım,alırım,beyefendi!—Tanesialtırubleden.Amasanabeşerrubledenbırakırız.Şurayabirimzaat.

Hadi,uğurlugelsin.Kazanmanıdilerim.—Keh-keh-keh!Teşekkürler,beyefendi.İyioldudabitmedenyetiştim.—Peki,githadiartık!Bir dakika sonra Dezdemonov kapıcı bölmesinin ortasında dikilmiş, alı al,

moru mor, gözyaşları içinde arkadaşlarından 25 ruble borç toplamayaçalışıyordu.— Tamı tamına 25 rublem vardı, hepsini verdim. Oysa kaynanamın kira

Page 137: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

parasıydı,bugünödeyecektim.Neolur,buparayıborçolarakverinhana!—Hadi,zırlayıpdurma!Birarabanolacak,daireyeonunlagidipgeleceksin.— Her şeyim tamam da geriye araba mı kaldı? Araba benim neyime?

Piyangodanbanaçıksabilenereyekoyupneredekoruyacağım?MemurlarböylekonuşurkenMakarhepnotalıyordu.(Okumasıyazmasıvardı

kapıcının.)Aldığınotlarıneyapacağıbelliydi.Kısacası, bütünbunlardan şöyle bir sonuç çıkıyor:Memursanmemurluğunu

bil,boyundanbüyükişlerekarışma!

Page 138: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

KALEGİBİKADIN

Lidiya Yegorovna sabah kahvesini içmek üzere terasa çıktı. Vaktin öğleyeyakın,havanınsıcakolmasınakarsınüstündekiipeklisiyahgiysinindüğmeleriniçenesine dek iliklemişti.Belini cendereyegirmişçesine sıkanbukoyugiysininaltınsarısısaçlarınıaçtığını,yüzününserthatlarınauygundüştüğünübildiğiiçinondanyalnızyatmadanyatmayaayrılırdı.Çin işi fincandan tam bir yudum almıştı ki, terasa gelen postacı ona bir

mektupuzattı.Kocasındangeliyordumektup.Şöyleyazıyordu:«Dayınbirkuruşborçvermedi.Çiftliğini satmakzorundakaldık.Yapacakbaşkabir şeyyoktu.»Yüzü sapsarı kesilen kadın iskemlesinde şöyle bir sarsıldı. «İki aylığınaOdessa'ya gidiyorum. Orada önemli işlerim var. Öperim.» diye sürdürdüokumasını.— Her şeyimi yitirdim! Kocam Odessa'ya gidiyormuş. Kime gittiği belli

değil.AmanTanrım!diyerekderinbirahçekti.Göz yuvarlağı yukarı kaydı, sendeledi, düşmemek için önündeki korkuluğa

tutundu.Osıradaaşağıdanbirilerininayakpatırtılarıduyuldu.Yazlık komşusu, aynı zamanda kuzeni, emekli general Zazubrin çıkıyordu

merdivenden yukarı. Yaşlılıktan yanağı sarkan köpekler gibi kocamış, yenidoğan kediler gibi cılız bir adamdı Zazubrin. Basamakların sağlamlığınıyoklarcasına bastonuyla vurarak, ağır ağır çıkıyordu merdivenden. Generalinarkasından da, başında geniş kenarları yukarı kalkık, Nuh Nebi'den kalmaşapkası, sinekkaydı tıraşlı, emekli profesörPavel İvanoviçKnopkabastonunubasamaklara vura vura yürüyordu. Ufak yapılı profesör de merdivenlerinsağlamlığını sınıyor gibiydi. Birinci konuk iki dirhem bir çekirdek giyinmişti,ikincisiisedüzgüntıraşı,giysilerininbeyazlığıyladikkatçekiyordu.Emekligeneraltitreyensesiyle;— Biz de size geliyorduk, meleğim, dedi. Sabahlar hayırlı olsun! Güzel

meleğimizkahvesefasımısürüyor?Onun bu sözleri üzerine Lidiya Yegorovna ile profesör gülüştüler. Kadın

Page 139: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ellerini korkuluktan çekti, dikleşti, yüzünde tatlı bir gülümsemeyle iki elinibirdenkonuklarınauzattı.Berikilerkendilerineuzatılanbirereliöptüktensonraoturdular.—Sevgilikuzenim,bakıyorum,bugünkeyfinizyerinde.Neşeliolmakiyidir,

dediLidiyaYegorovna.—İyidiriyidir...Ha,nediyordum?Güzelperimizsabahsefasısürüyor,demek

ki...Profesörilebendebanyomuzualdık,kahvaltımızıyaptık,dostlarıziyareteçıktık. Bizim profesörle başım belada, kuzenim, size biraz dert yanayım.Onuyakındamahkemeye vermezsem adam değilim. Keh-keh-keh! Başımıza özgürdüşünceliVoltairkesildi.—O nasıl şey? diye güldü Lidiya Yegorovna. Bir yandan da «iki aylığına

Odessa'ya...geneokadına...»diyedüşünüyordu.— Vallahi doğru! Öyle düşünceler ileri sürüyor, öyle şeyler söylüyor ki,

aklınızdurur!Kızılınteki!Bakınsizenediyeceğim,Pavelİvanoviç.Kızılrengikimler sever, bilir misiniz? Keh-keh-keh! Hadi, söyleyin bakayım! Sizin gibiözgürdüşüncelilerebirçelmeişte!Profesördüzgüntıraşlıçenesinioynatarakkahkahayıbastı:—Kah-kah-kah!Öyleysebendetutucularabirçelmeatayımdagörün!Kızıl

renktenkimmikorkar?Boğalar!Kah-kah-kah!Nasıl,beğendinizmi?—O,nelergörüyorum?Bahçenizdezakkumlaraçmış!Kontes Dromaderova'ydı bunları söyleyerek merdivenlerden çıkan. Lidiya

Yegorovna'nınyazlıkkomşusukontesazsonraterasageldi.—Aaa!Yanınızdaikidebeyefendivarmış!Bugündalgınlığımüstümde,özür

dilerim!Nelerkonuşuyorsunuz.bakalım?Kesmeyin,general,sizeengelolacakdeğilim.—Kızıl renkten söz ediyorduk. Bununla ilgili olarak boğalardan da... Çok

haklısınız,Pavelİvanoviç!Gürcistan'databurkomutanlığıyaptığımyıllardabirgün pelerinimin kırmızı astarını gören bir boğa üzerime saldırdı. Hayvankırmızıdan ürkmüş, boynuzlarıyla beni delik deşik edecek. Hemen kılıcımadavrandım.Bereketversin,yakındakibirKazakerigeberesiyisırıklakovaladıdakurtuldum.E,niyegülüyorsunuz?Yoksainanmadınızmı?Yeminederim,doğrusöylüyorum.Lidiya Yegorovna çok şaşırmış gibi bir ah çekti, aynı anda da «Odessa'da

şimdi.Ahlaksız!»diyegeçirdiiçinden.ProfesörKnopkaboğalardanmandalarageçti.KontesDromaderovakonudan

sıkıldığınısöyleyincekırmızıpelerinastarınadöndüler.AğzındabirgevrekgeveleyenZazubrin;

Page 140: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Kırmızıastarlailgilibiranımdahavar,dedi.Gürcistan'dagörevyaptığımsırada Konvertov adında ufak tefek bir albay vardı. Çoktan ölmüştür şimdi,toprağı bol olsun. Kendi halinde, hoş bir ihtiyarcıktı. Birkaç savaşa katılıpçarpıştığınıbiliyorum..Yararlıhizmetlerindenötürüer rütbesinden taalbaylığayükseltmişler. Çok severdim rahmetliyi. Albaylığı aldığında ata binecekdurumda değildi. Manevralarda kınından çıkardığı kılıcını geriye sokamadığıiçin emireri yardım ederdi.Kaputunun düğmelerini bile emireri iliklerdi. Benibağışlayın, bu tiride dönmüş adamın tek bir düşü vardı, o da general olmak.Yaşlı,çökmüş,birayağıçukurdaamagönlündeneaslanlaryatıyor!Adamcağız general olmayı kafasına koyduğundan emekliliğini de

istemiyordu.Böylece bizde beş yıl daha hizmet etti ve diyebiliriz ki, sonundaamacına ulaştı.Amanasıl ulaştığını tahmin edemezsiniz.Adamcağızın yazgısıböyleymiş, demek ki. Generallik rütbesini verdikleri gün ansızın katıldı kaldı.Sol yüzüne, sağ koluna, iki bacağına birden inme inmişti... Bizim gösterişdüşkününe sırmalı general apoleti takmak nasip olmadı, istemeye istemeyeemekliye ayrıldı. Yaşlı karısıyla birlikte memleketleri Tiflis'in yolunu tutmakzorunda kaldılar.Giderlerken adamcağızın bir yüzü ağlıyor, öbür yüzü kaskatıduruyordu. Pelerininin kırmızı astarıyla övünmek artık tek sevinç kaynağıydıonuniçin.Yoldagiderkeneteğinikanatgibiaçıpiçindekikırmızıyıgöstermektengurur duyuyordu. Hamama bile gittiği zaman pelerininin astarını dışa çeviripöylekoyardı.«Görüniştehenkimim?»dercesine.Küçükbirçocuksanki...Birsüreböyleavundu.Yaşıçokilerlediğiiçingözleridesönüverdibirgün.Tuttular,caddelerde dolaştırsın diye yanına bir adam verdiler. Bizim kır saçlı, tiridedönmüşihtiyarüfürsenyeredüşecekdurumdaydı.gelgelelim«Bengeneralim!»diye gururlanmasından yanına varılmıyordu. O karda-kışta böbürlenerekpelerininin önünü açıp gezmesi görülmeye değerdi. Ne garip adamdı! Çokgeçmeden karısı da öldü. Bizim bunak ağlayıp sızlıyor, karısıyla birliktegömülmek istiyordu, ama bir yandan da pelerininin astarını papazlaragöstermektenkendinialamıyordu.Karısınınölümündensonraeviniçekipçevirmesi içindulbirkadınbuldular.

Kadın işini iyi biliyordu, doğrusu. Fırsat buldukça generalin çayını, şekerini,parasını çaldı; adamı soyup soğana çevirdi. Zavallıyı tavuk gibi yolmasıyetmemişgibi.birgün tuttu.pelerinininastarını sökerekkendinebluzdiktirdi.Benekli boz bir bezi de kırmızı astarın yerine koydurdu.Bizim Piotr Petroviçnereden bilsin? Cakayla eteğini herkesin önünde açıyor, general pelerinininastarıyerinebeneklibozbezigösteriyordu...KontesDramoderovabundandasıkıldı,asteğmenoğlunuanlatmayakoyuldu

Page 141: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Derken. öğle yemeğine doğru anneleriyle birlikte iki genç kız çıkageldiler.Lidiya Yegorovna'nın komşusu Kliançinlerdi bunlar. Kızlardan biri piyanonunbaşına oturdu, öbürü söyledi; Zazubrin'in sevdiği bir parçayı seslendirdiler.Sonraöğleyemeğineoturuldu.—Aman,turpnegüzelmiş!Neredenaldınız?diyesorduprofesör.—ŞimdiOdessa'da...okadınlabirlikte!dediLidiyaYegorovna.—Anlamadım.—Ah,benbaşkabirşeydüşünüyordum...Bilmiyorum,alışverişibizimaşçı

yapar...Tanrıaşkına,neoluyorbanaböyle?”LidiyaYegorovna başını geriye atıp dalgınlığına kahkahayla güldü.Yemeği

bitirmişlerdiki,profesörünkarısı,çocuklarıgeldiler;kâğıtoynamayabaşladılar.Akşamüzerikenttenbaşkakonuklarsökünetti.Gecegeçvakitkonuklardansonuncusudaevdenayrılıpayakseslerikesilince

Lidiya Yegorovna ellerini terasın korkuluğuna dayadı, iki yana sallanarakağlamayabaşladı.Hıçkırahıçkıraağlarken;—Malımımülkümühovardacasaçıpsavurmasıyetmiyormuşgibibirdebana

ihanetediyor!diyordu.Ilıkyaşlarsicimgibiakıyordugözlerinden.Büyükbirüzüntüiçindeydi.Şimdi

artıkgözyaşlarınıtutmasınıgerektirenhiçbirengelkalmamıştı.insanoğlunasıltüketiyorkendini!Hemdeboşyere!

Page 142: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

NASILEVLENDİĞİMİNRESMİDİR

Küçükbiröykü

Konyaklıçayımızbitinceannelerimizilebabalarımızbizibaşbaşabıraktılar.Babamayrılırken;—Hadi,oğlum,göreyimseni!dedi.Bendearkasındanşöylefısıldadım:—Onusevmediğimhaldesevdiğiminasılsöyleyebilirim?—Aptallıketme!Anlamazsınsen!Dediğimiyap!Babamöfkeligözlerlesüzdübeni,kameriyedençıktı.Tamosıradayaşlıbirel

kapı aralığından uzanıp masanın üstündeki mumu aldı. Tümüyle karanlıktakaldık.«Neolacaksaolsun!»diyegeçirdimiçimdenvekızaşunlarısöyledim:—Durumtümüylebenimlehime,ZoyaAndreyevna.Yalnızız,üstelikiçerisi

karanlık. Bu durumda yüzümün kızardığını göremeyeceksiniz. Kızarmamınnedeni,yüreğimiyakanduygulardır.Durdum. Zoya Jelvakova'nın yüreğinin küt küt atışını, dişlerinin birbirine

vuruşunuişitebiliyordum.İkimizinoturduğusıranıntitremesiyleonunbedenindeoluşan sarsıntı bana ulaşıyordu.Zavallı kızcağız beni sevebilirmiydi?Bendennefret etmesi bir yana, eğer aptalların birini küçük görmesi olasıysa tamanlamıyla küçük görüyordu beni. Çünkü orangutandan farklı bir görünüşümyoktu. Rütbemin, aldığım madalyaların omuzlarımı, göğsümü süslemesinekarşın sivilceli, kıllı, ablak suratımla çirkin bir hayvana benziyordum. Süreklinezleoluşumdan,içkiyedüşkünlüğümdenburnumpatlıcangibişişti.Hantallıktaayılardangerikalmazdım.Ruhsalnitelikleryönünden iseövünülecekdurumdadeğildim. Zoya henüz nişanlım değilken ondan aldığım rüşvet utandırıyordubeni.Kızcağızaacıdığımiçinkonuşmamıyarıdakesmiştim.—Gelin,bahçeyeçıkalım.Burasıhavasız,dedim.Ağaçlar arasındaki yoldan yürüdük. Kameriyeden çıktığımızı gören

Page 143: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

annelerimiz,babalarımızkendilerini çalıların arkasına attılar.Ay ışığıZoya'nınyüzünevuruyordu.Ozamanbudalanınbiriolmamakarşınkızıngüçsüzlüğündenilerigelensevimliliğikaçmadıgözümden.İçimiçekerek;—Bülbülötüyor,sevgilisiningönlünüeğlendiriyor,dedim.Yabennezaman

birinieğlendireceğim?Kızcağız kızardı, gözlerini önüne eğdi. Böyle rol yapması öğretilmişti ona.

Yüzümüz ırmağa dönük, sıraya oturduk. Irmağın karşı yakasında beyaz birkilise, kilisenin arkasında ise Zoya'nın gönlünü çalan Bolnitsın adındakimemurun oturduğu,KontKuldarov'un kocaman evi yükseliyordu.Zoya otururoturmaz gözlerini o eve dikti. Onun bakışları karşısında yüreğim cız etti,kendime acıdım.Ey, anam-babamolacak insanlar; sizdehiç anlayış, insaf yokmu?Cehennemdeçatırçatıryanmaktankorkmuyormusunuz?—Mutluluğumbirkişininelinde,diyesürdürdümkonuşmamı.Okişiyekarşı

özelduygular,büyükbirhayranlıkbesliyorum.Gönlümüonaverdim...Amaobeni sevmiyorsaben...öldüm,bittimdemektir. İşteokişi sizsiniz...Peki, sizinbana karşı duygularınız nedir? Siz de sevebilir misiniz beni? Daha doğrususeviyormusunuz?—Seviyorum...İtiraf edeyim, onun bu sözü beni irkiltti. Oysa ben neler beklemiştim!

Nişanlım başkasını sevdiği için bana ret yanıtı vereceğini sanıyordum.Ummadığımbirdurumlakarsıkarşıyaydımsimdi.Kızcağızınbirtakımzorluklarıgöğüslemeyigözealamadığıbelliydi.Tirtirtireyerekveağzımdandökülensözlerinneanlamageldiğinibilmeyerek;— Doğru değil! dedim. Zoya Andreyevna, iki gözüm, inanmayın demin

söylediklerime!Sizi sevmiyorum!Eğer seviyorsamkahrolayım!Üslelik siz debenisevmiyorsunuz.Bizimyaptığımızdüpedüzsaçmalık!Oturduğumuzsıranınçevresindefırfırdönüyordum.—Yapmamalıyızbunu!ikimizdegüldürüoynuyoruz.Bizibirbirimizlezorla

evlendiriyorlar.Mal-mülkkaygısıylaoluyorhumaskaralık,sevgininbundayeriyok! Sizi aldatmaktansa boynuma taş bağlayıp kendimi suya atarım daha iyi!Analarımızın, babalarımızın bizi zorlamaya hakları var mı? Kölesi miyiz bizonların?Hayır, evlenmeyeceğiz! inat olsundiye evlenmeyeceğiz!Şimdiyedekonları dinlediğimiz yeter! İşte şimdi yanlarına gidip seninle evlenmeyeceğimisöyleyeceğim!Zoya'nıngözleribirdenbirekurudu,ağlamayıbıraktı.— Hemen gidip konuşacağım onlarla! İsterseniz siz de gelin! Beni

Page 144: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

sevmediğinizi, gönlünüzü Bolnitsın'a verdiğinizi söyleyin! Ben de onunlaevlenmenizdenyanayım.Onunedenlisevdiğinizibiliyorum.Zoyamutluluktangülerekbenimlebirlikteyürüdü.—Bendesizinbaşkakızısevdiğinizibiliyorum.Sizindegönlünüzmatmazel

Debe'de.— Evet, matmazel Debe'yi deli gibi seviyorum. Gerçi kendisi başka bir

mezhepten,üstelikvarlıklıdeğil.Onagönülvermeninnedeniakıllıoluşu,başkaerdemleridir.Annem-babamisterlersebenilanetlesinler,genedeevleneceğimokızla.Onuyaşamımdançokseviyorum.Onsuzedemem.Onunlaevlenmediktensonra yaşamamın ne anlamı kalır? Gidiyorum iste. Gelin, bizimkilere birliktesöyleyelim.Sizenasıl teşekkür edeceğimibilemiyorum.Beniöyle rahatlattınızki!DuyduğummutluluktandolayıZoya'yateşekkürüstüneteşekkürediyordum,o

da benden aşağı kalmıyordu. Büyük bir sevinç içinde ve minnetle ben onunellerini, o da benim saçımı, kıllı yüzümü öpmeye, birbirimize iltifatlaryağdırmaya başladık. Hatta bir ara terbiye kurallarını unutup onukucaklayıverdim. Diyebilirim ki, birbirimizi sevmediğimizi söylemektenduyduğumuz mutluluk, başkalarının karşılıklı sevgilerini bildirmelerindenduyduklarımutluluktandahabüyüktü.İkimizdesevinçtenuçarak,coşkuiçinde,yüzümüz pespembe, kararımızı bildirmek üzere bizim eve koştuk. Yoldabirbirimiziyüreklendiriyorduk:—İsterlersesövsünler,dövsünler,hattaevdenkovsunlar!Evin girişinde eşikte bizi bekler bulduk onları. Yüzlerimizdeki sevinci,

mutluluğu görünce uşağa işaret ettiler. Uşak koşup şampanya getirdi. Benellerimi sallamaya, karşı koymaya, şamata çıkarmaya başladım. Zoya bağırdı,zırlayarakağladı.Büyükbirgürültükoptu,şampanyayıiçemediler.Genedeevlendirdilerbizi.Şimdievliliğimizingümüşyıldönümünükutluyoruz.Birliktetam25yıluçup

gitmiş. Başlangıçta zor yıllar geçirdik. Hep azarladım Zoya'yı, gerektiğindepatakladım, istemeye istemeye sevdim. İstemeye istemeye çocuklarımız oldu.Sonra...yavaşyavaşalıştıkbirbirimize...Şu an Zoya'cık arkamda ayakta duruyor; elleri omuzlarımda, tepemdeki

dazlağıöpüyor.

Page 145: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

YILDABİRKEZ

Prenses'in üç pencereli küçük evinde sanki bayram hazırlığı var.Pencerelerden parmaklıklı pancurlar çıkartılmış, kapı kanatları ardına dekaçılmış, çevresi tertemiz süpürülmüş, bütün bunların sonunda küçük evgençleşivermiş birden. Bahar güneşi vurdukça yeni silinmiş camlarda ürkekışıltılaryansıyor.YıllarıneskitipçökerttiğikapıcıMarkkapıdadurmuş,üzerindegüve delikleriyle dolu bir üniforma var. Sabah erkenden kalkıp titreyen eliyletıraşettiğiyüzünde,armalıdüğmelerinde,pırılpırılcilalıçizmelerindegüneşinışınları oynaşıyor. Onun sabah sabah kulübesinden çıkması boşuna değil.Prenses'indoğumgünübugün.Evingirişindekapıdadikilecek,gelenkonuklarınadını bağıra bağıra söyleyecek. Hol her zamanki gibi kahve telvesi ve perhizyağıylapişirilmişçorbakokmuyorbugün;tamtersine,missabunlarınıanımsatanburamburamesanskokusuyayılıyor.Odalar tepeden tırnağadüzenekonmuş,pencerelere ütülü perdeler takılmış, tabloların üzerindeki tüller indirilmiş,tahtaları yıpranan döşemeler cilalanmış... Prenses'in bir sürü yavru doğurankedisihuysuzJulkailecivcivleriakşamadeğinçıkmamacasınakilerekapatılmış.Prensessalondakigenişkoltuğundaotururkenbeyaztülgiysisininkıvrımlarını

arada bir parmaklarıyla düzeltiyor. Kamburu çıkmış, yüzü iyice buruşmuş;yeryüzünde gençlik denen bir şeyin olduğunu anımsatan tek şey, çökküngöğsüneiliştirdiğigül.Koltuğundakonuklarınıbekliyor...Yirmikadarkonukgelecekkutlamaya.BunlararasındaoğluilebirlikteBaron

Tramb'ı, PrensHalahadze'yi,mabeyinciBurlastov'u, Prenses'in kuzeniGeneralBitkov'u sayabiliriz.Hepsi degelecekler, konuşmalarıyla salonudolduracaklar,PrensHalahadzevşarkısöyleyecek,GeneralBitkovPrenses'ingöğsündekigülüisteyecek... Konuklarına karşı nasıl davranılacağını biliyor Prenses.Tavırlarından erişilmezlik, güngörmüşlük, görkem akacak. Bu arada tüccarsınıfındanHtulkinilePereulkovdagelecekler.Ancakonlariçinholdekimasayakâğıt ile kalem konuldu. Bu baylar çizmeyi aşmamaları gerektiğini bilmeliler,ikisidesalonagirmedenimzalarınıatıpgidecekler.

Page 146: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Saat12oluncaPrensesgöğsündekigülüdüzeltiyor.Tamo sıradagürültüylebir araba geçiyor sokaktan. Prenses kulak kabartıyor: Acaba gelen birileri mivar?Kapınınzilininçalmasınıbekliyor,beşdakikageçtiğihaldekimseçalmıyorzili.«Gelenyok.»diyedüşünüyorPrenses.Evetgelenkimseyok,Prenses.Sonyıllardayaşanandurumbirdahayaşanacağabenziyor.Ah,acımasızlar!..Saat2'yivuruncaPrensesodasınaçekiliyor,nışadırruhukokluyor,ağlıyor.—Kimsegelmedigene!Hiçkimse!İhtiyar Mark Prenses'in çevresinde dört dönüyor. Onun üzüntüsü de

hanımınınkinden az değil. Yozlaştı bu insanlar. Eskiden sineğin bala üşüştüğügibiüşüşürlerdi.Oysaşimdi...Prensesdurmadangözyaşıdöküyor.—Kimsecikler gelmedi. Ne baron, ne Prens Halahadze, ne Jorj Buvitski...

Terk ettiler beni. Ben olmasam bugünkü durumlarına erişebilirler miydi?Mutluluklarını,meslekteilerlemelerinibanaborçlular,yalnızbana!Benyardımetmesemşimdikimyüzlerinebakardı?—Kimsebakmazdıyüzlerine!diyeonayladıMark.—Kimsedenminnettarlık beklediğimyok.Teşekkür etmelerini de istemem.

Amabiraz olsun duyarlılık gösteremezlermiydi?Ah, ne acı, ne acı!YeğenimJan bile gelmedi. Peki, onun gelmesini engelleyen ne? Ne yaptım hen ona?Başkalarına taktığı borçları, senetlerini ödedim; kız kardeşi Tanya'yı iyi birdelikanlıyla evlendirdim. Varımı-yoğumu onun uğruna harcadım, diyebilirim.Böylecekardeşime,Jan'ınbahasınaverdiğimsözüyerinegetirdim.Onuniçinneparalardöktüğümüsendebiliyorsun,değilmiMark?—Hanımefendi,yeğeninizehembabalık,hemdeannelikettiniz.Bilmezolur

muyum?—İşte,yaptıklarımınkarşılığıbu,görüyorsun!Ah,şuinsanlar!Saat üçte, geçen yıl olduğu gibi, gene Prenses'in sinir nöbetleri tuttu. Çok

kaygılanan Mark sırmalı şapkasını giydi, pazarlık ederek bir araba kiraladı,doğruca Prenses'in yeğeni Jan'ın evine yollandı. Bereket versin, Jan'ın dayalıdöşeli evi çokuzaklardadeğildi.Markonuyataktakıvranırkenbuldu.Birgünönceki içkialemindendöneliçokolmamıştı.Ablak,ekşisuratıkıpkırmızı,alnıter içindeydi. Kafasının içindeki şamata, midesindeki kargaşa dursa hemenuyuyacaktı, amabir türlü yatışıp uyuyamıyordu. İçinde sabunlu su ve bir sürüpislikdolu,yüzyıkamaleğeninedikmiştigözlerini.Kusmakistediğibelliydi.Darmadağınık odaya giren Mark biraz çekinerek, ama daha çok iğrenerek

yatağayaklaştı.— Size bu yaptığınız yakışmıyor, İvan Mihalıç! Böyle davranmamalısınız!

Page 147: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

dedi.—Neymişoyakışmayan?—Halanızınyaşgününenedengelmediniz?Gelipkutlasanıziyiolmazmı?LeğendengözlerinialamayanJan;—Defolkarşımdan!diyebağırdı.—Halanızçokkırıldı.Ah,efendim,bunuonayapmamalıydınız!Yüreğinizde

hiçacımaduygusuyokmu?Onuniçinincitiyorsunuz!—Benkimseyeziyaretegitmiyorumartık.Halamaböylesöyle.Başkalarına

ayıracak vaktim yok. Eğer senin varsa kapı kapı dolaşabilirsin. Şimdi yıkılkarşımdan,benirahatbırak!Uyumakistiyorum.—Uyumak istiyormuş!.. Sanki uyuyunca suratı insan suratına benzeyecek!

Halanızdanutandığınıziçingitmiyorsunuz,değilmi?—Kessesini,mankafa!Oradadırlanıpdurma!Mark gücenerek gözlerini kırpıştırmaya haşladı. Uzun bir sessizlik çöktü

ortalığa.SonraMarksesiniyumuşattı.— Beyefendiciğim. gidip de kutlayıverin halacığınızın doğum gününü.

Yatağından çıkmıyor, durmadan ağlıyor. Biraz gönül almasını bilin, saygılıdavranın...Geleceksiniz,değilmi.efendiciğim?—Biryeregitmemben!Gitmekiçinnedenyok,vaktimde...Sonra,gidipo

ihtiyarkızınevindeneyapacağım?—Biryoluğrasanıznerenizeksilir?Halanızakarşısaygıdakusuretmemeniz

gerekir.Gitmekle ona büyük bir iyilik yapmış olacaksınız.Bu nankörlüğünüz,nobranlığınızonuöylesineincitiyorki,bilemezsiniz!Markböylederkenyeniylegözlerinisildi.—Hadi,huiyiliğiyapınhalanıza.—Hımm!Peki,gitsemkonyakverirmi?—Verir,verir,efendiciğim!—Konyakverirha!Janböylediyerekgözkırptı.—Ee,birdeyüzrubleverirmi?—İşteoyok,beyefendi.Sizdebiliyorsunuz,eskigünlergeçti,parasıkalmadı

halanızın. Akrabaları soyup soğana çevirdiler, İvan Mihalıç. Paramızınbolluğundakapımızıaşındırırlardı,şimdikimseyibulamazsın.—Geçen yılki gelişimde kaç ruble almıştım? İki yüzmü?Şimdi yüz ruble

hileyok,öylemi?Leşkargası, senbenimledalgamıgeçiyorsun?Kocakarınınkirliçıkınındabirşeylerbulunur.Neyse,uyumakistiyorum,gitkarşımdan!— Biraz gönlü yüce olun, efendim. Halanız çok yaslı, güçsüz. Cancağızı

Page 148: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

neredeyseçıktıçıkacak.Acıyınkadıncağıza,İvanMihalıç,beyefendiciğim...Ama Jan acıma nedir bilmiyordu. Bunun üzerine Mark çözümü pazarlığa

girişmekte buldu. Saat 5'e doğru Jan halasının uşağının ısrarlarına daha fazlakarşıkoyamadı,birlikteevdençıktılar.—Ah,matante[22]dediJanhalasınıneliniöpmekiçinuzanırken.Koltuğa oturduktan sonra bir yıl önce anlattığı bir öyküye yeni baştan

başladı:—MariKriskina,ma tante,Nis'tenmektup almış.Hani kocası olacak adam

varya,ondan.Adamkızyüzündenİngiliz'inbiriyleyaptığıdüelloyumektubundahiçutanmadanaçıkaçıkanlatıyormuş.Kızınadınasıldıbakalım,unuttumişte...—Ya!..Bakınşuişe!Prensesgözyuvarlaklarınıarkayadevirdi,elleriniçırptı,korkuylakarışıkbir

şaşkınlıkiçinde;—Doğrusöylüyorsun,değilmi?diyesordu—Sorulurmu?. ..Herifdüellolardadövüşsün,kızpeşindekoşsun,karısıda

burada...kocayolubeklerkenkurusungitsin...iştebunuanlamıyorum,matante!Prenses yeğeninin anlattıklarından canlandı, mutluluk duydu, ona sokuldu.

Konuşmalaruzadıkçauzadı,sonrakonyakgeldi...Kadıncağız bir yandan mutlu kahkahalar atarken bir yandan da korkusunu,

şaşkınlığını dile getiriyor;Mark ise sandıkların, kutuların diplerini yoklayarakparaarıyordu.YeğenJanhalasınıyaşgünündeziyaretetmeklebüyükbirlütuftabulunmuştu,onueliboşgöndermemekgerekirdi.Amaellirubleyidenkleştirmekiçinbirkaçsandığındibinikarıştırmakyetmedi...

Page 149: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

GÜZSOĞUĞU

Akşam geceye dönüşüyordu. Arabacıların, gezgin dervişlerin oluşturduğukalabalık Tihon dayının meyhanesini doldurmuştu. Onları sokaktan burayasüren,soğukgüzsağanağıileyüzlerekamçıgibiinensertrüzgardı.Meyhaneyesığınan bu insanlar yorgun ve sırılsıklam ıslaktılar; duvar diplerindeki sıralaradizilmiş otururlarken, rüzgarın uğultusunu dinleyerek uyumaya çalışıyorlardı.Hepsininyüzündedebüyükbirsıkıntıvardı.Çopuryüzütırmıklariçindekigençbir arabacı dizine koyduğu ıslak akordeonunu bir iki kez çaldıktan sonra yerebıraktı.Kapınınüstündeasılıfenerdışarıdanvuranyağmurserpintileriarasındafersiz

fersizışıldıyor,rüzgarazgınatılışlarlauğulduyor, ıslıkçalıyor,menteşelerindensöküpatacakmışgibikapıyayükleniyordu.Atpofurtuları,koşaninsanlarınayakşapırtılarıduyuluyordudışarıdan.Havasoğukveıslaktı.Uzun boylu, iri suratlı bir köylü olan Tihon dayı tezgahının arkasında

otururken neredeyse şişik gözlerini kapatıp uyuyacak gibiydi. Karşısında,tezgahın öbür yanında ise yoksul, kirli giyimine karşın efendi görünüşlü, kırkyaşlarındabir adamoturmaktaydı.Sırtındakiyazlık,buruşukpardösü ıslanmış,çamura bulanmıştı; çıplak ayaklarında lastik ayakkabılar vardı. Pardösüsününceplerine soktuğu elleri, sıska dirsekleri, başı üşümekten tir tir titriyor; butitreme, arada bir, baygın yüzünden başlayıp cılız gövdesinden geçerek lastikayakkabılarınadoğruyayılanbirsarsıntıyadönüşüyordu.Adamtenekemsi,çatlaksesiyle;—İsaaşkınabirduble!dedi.Birdublecik!Parasınısonraveririm.—Boşunabekleme!Sokaktaseningibiserserilerinsürüsünebereket.Kılıksız sarhoş, Tihon dayıya nefretle, tiksintiyle baktı. Elinden gelse onu

hemenoracıktagebertebilirdi.— Anlamıyor musun beni, mankafa? dedi. Votka içmeyi ben istemiyorum,

seninköylüdilinde söylersek, içim istiyor. İçkihastasıyım, içmedenduramam,anlamadınmıdaha?

Page 150: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Benimböyleşeylereaklımermez!Hadi,çekarabanı!—Bak,beniiyidinle!Eğerşimdiiçmezsem,içimdekiyangınısöndürmezsem

elimden kötü bir şey çıkabilir.Ne yapacağımı kimse bilemez.Yıllardır şuradameyhanecilik, çaycılık yapıyorsun, nice sarhoşa içki verdin; bunların ne türinsanlarolduklarıkafanadanketmedimidaha?Bizlerhepimizhastayız.istersenzincirevur,döv,öldür,amavotkasızbırakma!Sendenricaediyorum,buiyiliğiyapbana!Karşındanekadaralçaldığımıgörüyorsun.Dahaneyapabilirim?Sarhoşadambaşınısalladı,yeretükürdü.—Hayır!dedimeyhaneci.Parasınıver,içiçkini!—Şimdiparayıbenneredenbulurum?İçkiyeverdimhepsini!Tekmeteliğim

kalmadı. Yalnız şu sırtımdaki pardösü var. Onu veremem, çünkü içindeçırılçıplağım.AListersenşapkamıvereyim.Astarının yırtıklarından pamuk parçaları gözüken şapkasını Tihon'a uzattı.

Tihonşapkayıaldı,eviripçevirdiktensonrageriyeverdi.—Bunubedavayaversenalmam.Görmüyormusun,gübreyebatmış.—Beğenmedin, demek...Öyleyse sendeveresiye say.Kenttendönüşte beş

kapiğiniöderim.Boğazınatıkılsınobeşkapik,emi,boğazınatıkılsın!—Nebiçimbiradamolduğunbelli.Senidolandırıcı!Parasızburadaneişin

var?— Votka içmeye geldim. Girmedi mi kafana? Votkayı ben istemiyorum,

içimdekihastalıkistiyor...— Beni daha fazla rahatsız etme! Sokaklarda senin gibi bir sürü it-kopuk

dolaşıyor, hangi birinize yetişeceğim? Ama istersen şapkanı aç, dilen, belkiacıyıpyardımederler.Bendilencilereyalnızekmekparasıveririm.— Verirmiş... Sen insanları soyarsın he! Başka ne beklenir zaten senden?

Serseri kılıklı birden durdu, yüzü kıpkırmızı kesildi, kilise kilise dolaşandervişleredönerek;—Buadamındediğidoğrugaliba,dedi.Neolur,banabeşkapikverin,lütfen.

İçimistiyor.Hastayım...Çopuryüzlüarabacıgüldü.—Seneniyisibirazsuiç!Busözdenutanansarhoşadamöksürereksustu,amabeşdakikasonraTihon'a

yeniden dil dökmeye başladı. Hatta bu kadarla kalmayıp işi ağlamaya kadarvardırdı,birdublevotkakarşılığındasırtındakiıslakpardösüyüçıkarıpvermeyiönerdi.Ancakalacakaranlıktagözyaşlarınıkimse seçemedi,kadındervişlerinçıplak bir erkeği görmeleri uygun kaçmayacağı için meyhaneci pardösüyüalmadı.

Page 151: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Serserikılıklıyatışmakbilmiyordu.—Söyle,şimdibenneyapayım?İçmedenduramam!Yabirsuçişleyeceğim

yadakendimiöldüreceğim.Hangisiniistiyorsun?Böylediyerekmeyhaneninortasındaşöylebirdolandı.Osıradaçıngıraklarıçınçınötenbirpostaarabasıyanaştıavluya.Yağmurdan

ıslanmışarabacıiçerigirdi,birbardakvotkaiçtiktensonraarabayaatlayıpgitti.—Bak,sanaaltındanyapılmışbirparçavereceğim,dediserserikılıklıadam

meyhaneciye.Yüzüsapsarıydı.—Onusanavereceğim.Vermekzorundayım.Buyaptığımdüpedüzalçaklık

amabaşkaçıkışyolumkalmadı.Çünkübenianlamıyorsun.Böyleyaptığımiçindekendimi suçluhissetmiyorum.Yalnızbirkoşulumvar:Dönüşteonu sendengerialacağım.İştetanıklarınyanındaveriyorum...Böyle diyerek ıslak elini koynuna soktu, oradan altın birmadalyon çıkardı.

Madalyonumeyhaneciye vermeden önce kapağını açıp içindeki resme bir gözattı.—Aslında resmiçıkarmamgerek, fakatçok ıslandım,koyacakbaşkayerim

yok. İster istemez soyguncunun eline resmi de bırakıyorum. Şimdi senden birdileğim var: Sakın resme parmağını sürme! Bu konuda yalvarıyorum sana.Deminkikabalığımdandolayıdaözürdilerim.Sanakarşıkabalıkettim.Aptalınbiriyimben.Parmağınısürme,yüzünedebakmaresmin...Tihondayımadalyonualdı,altınınkıratınısınadıktansonracebinesoktu.—Çalıntısaat...Neyse,al,içbakalım.Adam önüne sürülen kadehi aldı; baygın, bulanık bakışlarını meyhanecinin

suratınadikipbirsarhoşunbakabileceğidenlisertbaktı;sonrabüyükbiristekle,içindenyükselensarsıntıdandolayıduraduravotkasınıiçti.Madalyonunuiçkiyeyatırması onu utandırmıştı; gidip bir köşeye, sırada oturan derviş kadınlardanbirininyanınaçöktü,gözleriniyumdu.Sessizlik içinde bir yarım saat geçti. Rüzgarın bacada çaldığı güz

rapsodisinden başka çıt çıkmıyordu. Derviş kadınlar dualarını ettiler, geceyigeçirmeküzeresıralarınaltınakıvrılıpyattılar.Tihonmadalyonunkapağınıaçtı.Altınçerçeveiçindeona,meyhaneye,içkişişelerinetatlıtatlıgülümseyenküçükkadınresminebaktı.Tamosıradakarlarıkıtırkıtırezentekersesleriduyuldudışarıdan.Birisiatları

«dübrr» diyerek durdurdu, yağmur sularında ayaklarını şapırdata şapırdatayürüdü. Ardından, kısa bir gocuk giymiş, çamurlar içinde, sivri sakallı, ufaktefek bir köylü girdimeyhaneye.Köylü elindeki beş kapikliği tezgahın üstüne

Page 152: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

çarptı.—Al.bakalım!iyisindenbirbardakmadaravotkası!Çabukol!Birbacağınınüstündegeriyeçarketti,meyhaneyicakaylasüzdü.— Şunlara bakın! Korkularından hepsi buraya sığınmışlar! Yağmurdan

korkulurmube?Şekermisinizhemeneriyecek?Hey,odanesi?..Ufaktefekköylüserserikılıklıyasokuldu,yüzünedikdikbaktı.—Bakınşuişe!Beyefendi!SemyonSergeyiç!Beyimizinburadaneişivar?

Bumeyhanesizegörebiryermi?Ah,bahtıkaram!Yazıkoldusize!Bey, ufak yapılı köylüye baktı, yeniyle yüzünü kapattı. Beriki umutsuzca

başını,ellerinisallayıpderinderiniçiniçekti,içkisiniiçmekiçintezgâhayanaştı.SonraTihon'adöndü.— Bizim bey, toprak ağamız Semyon Sergeyiç! Gördün, ne durumlara

düşmüş!Ayyaşlığıninsanıneyebenzettiğinianlaişte!diyefısıldadı.İçkisinibitirdi,yeniyledudaklarınısildi.—Benonunköyündenim.Ahtilovkaburaya 40km. uzaklıktadır.Babasının

zamanında bizler onların toprak kölesiydik.[23] Ah, çok üzüldüm! Şunundurumuna bakın! Oysa gerçek bir beyefendiydi... Dışarıdaki arabaya koşulubeygirikendisiarmağanettibana.Kah-kah-kah!Şufeleğinişinebak!Ondakikasonraufaktefekköylübaşınatoplananarabacılara,dervişleregüz

rüzgârının uğultusu arasında, sinirli ince sesiyle, heyecandan elini-kolunusallayarak beyefendinin öyküsünü anlatıyordu. Onu dinleyenler arasındaköşesinekıvrılıpoturan,kendikendinehomurdananSemyonSergeyiçdevardı.—Zavallının başına gelenler hep zayıflığı yüzündendir. Eyalette ün salmış,

varlıklıbirçiftliksahibiydi.Yediğiönünde,yemediğiarkasında...Belkisizlerdebilirsiniz.Bumeyhaneninönündenarabasıylakaçkezgeçtik!Çokdaeliaçıktı.BundanbeşyılönceMikişkin'insalıylaırmağıgeçtiğimizdebeşkapikyerinebirruble fırlatıverdiönüne.Hiçyokyereeldençıktıbuzenginlik.Birincisi,kadınyüzünden...Bey, kentli bir kızagönül verdi.Anlayacağınız, düpedüz ateşe attıkendini.Şahindi,kargayakuloldu.AdıMariyaYegorovna'ydıkızın.Yaramazıntekiydi,amaadınıngörkeminebakın!Sevmiştikızı,Tanrı'nınemridir,nişanlanıpevlenmek istedi.Adı batası, kaçırırmı fırsatı?Anlı-şanlı, ağzına içki koymaz,malı-mülkü bol bir bey...Hiç unutmam, bir akşambey konağının bahçesindengeçiyordum.Baktım,bizimkilerbirağacınaltındaöpüşüyorlar.Beyonubirkezöpüyorsa, o beyi iki kez öpüyor.Bey onun elini tutuyor, kız ise sarılıyor ona,«Semyon, seni seviyorum!» diye yaltaklanıyor. Bizim beyin aklı bir karışhavada,güzelbirkızıdeligibisevdiğinisöyleyerekönüneçıkanabirruble, ikirubledemeyipdağıtıyor.Banadaatıişteozamanarmağanetti.Osevinçletüm

Page 153: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

köylününborcunubağışladı.Neyse, düğüngünüyaklaştı, gereği gibi nikahlarıkıyıldı. Ama akşam olup beyler yemeğe oturduklarında sen arabaya atladığıngibi kente, aşığın avukatın yanına kaç! Yapılacak iş mi bu? Sanki nikahınınkıyılmasını bekledi kör olası! Bizim bey işte ondan sonra aklını oynattı.Gördüğünüz gibi, orası senin, burası benim dolaş dur. Bir yandan da kızıaklından çıkarmıyor. Aha, şimdi de kente gidiyordur besbelli. Kahrolasıyıuzaktandaolsagörmekistiyordur...Batmasının ikinci nedeni de eniştesi, kız kardeşinin kocası olacak

dolandırıcıdır. Bankalardan borç alacakmış, bizim beyi kefil yapmış. Amaköpoğlusugünügelinceborçlarınıödemedi,onunyerineotuzbinrubleyibizimbeyden aldılar. Akılsız adam, ahmaklığının cezasını çekiyor işte. Karısı dosttuttuğu avukattan çocuk edindi, eniştesi Poltava 'da çiftlik satın aldı, keyifsürüyor. Bizim akılsızsa meyhane meyhane dolaşıp herkese dert yanıyor.Neymiş?«insanlaraolaninancımıyitirdim,kimseyegüvenimkalmadı...»Hepside kendi zayıflığından.Ona böyle yaptılar diye ayyaş olup içmekmi gerekir?Bizim muhtarı ele alalım. Karısı güpegündüz köy öğretmenini evine alıyor,muhtarınparasıylakeyifçatıyorlar.Amamuhtarınbunaaldırdığıyok,karısınınyediğiherşeyegülüpgeçiyor.Birazzayıfladı,hepsiokadar.Tihon;—Tanrıherkeseayrıdayanmagücüvermiş!diyerekiçiniçekti.—Orasıöyle...Ufak tefek köylü bir süre daha konuştu. Anlatacaklarını bitirdiğinde bir

sessizlikçöktüortalığa.SessizliğedayanamayanTihonserserikılıklıyadöndü:—Hey, sen!Adınneydibakayım?..Gerçektenbahtsızbiradammışsın.Gel,

birkadehdebendendahaiç!Serseri kılıklı bey tezgaha yaklaştı,meyhanecinin doldurduğu kadehi büyük

birzevkleiçti.— Şey... madalyonu bir dakikalığına verir misin? Bir kere daha bakmak

istiyorum.Tihonyüzündealaycıbirgülümsemeylemadalyonueskibeyeuzattı.Osırada

çopur yüzlü arabacı derin derin içini çekerek başını salladı,meyhaneciden birkadehvotkaistedi.—Hadi, şunu da iç, bey!Hiç içmesen iyi olur ama votka olunca daha iyi!

İnsaniçtikçederdiniunutur.Durma,iç.hadi!Üstüstebirkaçkadehyuvarlayanbeysonundaköşesineçekildi,madalyonun

kapağını açtı, sevdiği kızı görmek için baygın gözlerini resme dikti.Ama yüz

Page 154: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

yoktuyerinde.iyilikseverTihon'untırnaklarıylakazınıpatılmıştı.Fenerbiranparlayıptümüylesöndü.Dervişkadınlardanbiriçabukçabukbir

şeyler sayıkladı. Çopur arabacı dua okuyarak tezgaha yaklaştı, uyumak içinüzerine çıkıp uzandı. Derken, bir araba daha yanaştı meyhaneye. Yağmurdurmamacasınayağıyordu.Rüzgarın şiddeti arttıkçaartmıştı;bıktırıcı,karanlıkgüz gecesinin sonu gelmeyecek gibiydi. Gözlerini madalyondan ayıramayankılıksızbeyorada sevdiğikızınyüzünügörmeyeçalışıyordu...Birdenmumdasöndü.Bahar,nezamangeleceksin?

Page 155: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ÖZGÜRDÜŞÜNENADAM

Yeniyılöyküsü

Yeni yılın ilk günü bir araya gelen insanlar duygulandırıcı, hoş bir tablooluşturuyordu.Herkescoşkulubirsevinç içindebirbirlerinikutluyor,en iyi,enyürektendileklerdebulunuyorlardı.Herkesmutlu,herkeskıvançlıydı.Yaşamından hoşnut olmayan bir kişi vardı, o da valilik yazıcılarından

Ponimayev'di.Oilkgününöğlevaktibaşkentsokaklarındanbirindesağkolunufenerdireğinedolamış, solkolunusağa-sola sallayarakağzınageleni söylüyor,sankibirşeyleriprotestoediyordu.Osıradakarısıdayanındaydı.Üzgün,hattaağlamaklıbirduruşuvardıkadıncağızın.— Başımın belası! Senden çektiklerim yetmedi mi daha? Sen utanmaz, ne

sarhoşmuşsun!Hadi,gelartık!Vakitgeçirmedengidelimdebeyefendininyeniyılını kutla! Deftere bir imza atacaksın, hepsi o kadar! diyordu kocasınısürüklemeyeçalışarak.—Hayır,kesinliklegitmem!Benokumuşbiradamım,cahilbirherifekulluk

edemem!Eğerçokistiyorsansenkendingitdeatimzanı!Benimyakamıbırak!Benkimseninkölesiolamam!— Gel, diyorum! İmzanı atmazsan sonra pişman olursun. İşinden

kovulacağını bilmiyor musun, alçak? Yoksa beni açlıktan gebertmek miistiyorsun?Hadi,gel,köpek!— Tamam, anladık! Mahvolacaksam ben kendim mahvolacağını. Üstelik

doğruolanıyaptığımiçin.Bırakbeni!Ponimayevkarısınınelindenkurtulmakiçinboştadurankolunuhızlaçekince

elihavadabiryayçizdi.Tamosıradasırtındagıcırgıcıryenikaputuylamahallebekçisiönlerindengeçmekteydi.BekçibirandurarakPonimayev'ebaktı.—Ayıptır,beyim.edebinizitakınınbakayım!Ponimayev bu sözlerden utanmış olacak, fener direğinden kolunu kurtardı.

Page 156: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Karısıiştebufırsatıkolluyordu.Adamıyenindenyakaladığıgibi,tutunabileceğiher nesneden uzak tutarak sürüklemeye başladı. On dakika bile geçmedenamaçladıklarıyerevardılar.Burası,kocasınıneviydi.Eveiyiceyaklaşıncakadınkocasınınazikçeiçeriitti.—Hadi,Alyoşa'cığım!Çekinmenehiçgerekyok! içerigiripadını, soyadını

yazıver.Fazlakalmadangeridönersin.İmzanıatarsançaylabirliktesanakonyakdaveririm.Eveiçkiligeldiğindebağırıpçağırmam.Mahvetmebeni,Alyoşa!Acıkarına!—Aa, burası onun evimi? Peki, peki, anlaşıldı.Atalım bakalım imzamızı.

Adımınaltınaöyleşeyleryazacağımki,herifinaklıbaşındangidecek.Hakkındaneler düşündüğümü çekinmeden belirteceğim. Kovarsa ondan sonra kovsun!Amagerçektenkovarsabilki,sebebisensin!Ponimayevbunlarısöylediktensonrasallanasallanayürüdü,omzuylakapıyı

itippaldırküldüriçerigirdi.Kapıdan girişte yeni yıl dolayısıyla sinekkaydı tıraş olmuş kapıcı Yegor

karşıladı onu. İmza defterinin konulduğu sehpanın yanında ise Ponimayev'inmemurarkadaşlarıVezuviyevileÇernosvinskidikiliyorlardı.Sıska,uzunboyluVezuviyev deftere bir şeyler karalarken ufak tefek Çernosvinski sırasınıbekliyordu. Her ikisinin suratında da, «Yeni yılınızı kutlar. mutluluk dileriz.»yazılıydısanki.Deftereyazılanlarayürektenkatıldıklarıbelliydi.ArkadaşlarınınbuduruşunugörüncePonimayevonlarıküçümsercesinegülümsedi,kürkünesıkısıkıyasarıldı.— Anlaşılıyor, anlaşılıyor... Beyefendinin yeni yılını kutlamamak olmaz.

Kutlayınbakalım.Kah-kah-kah!Köleceduygularınızıdilegetirmeyiunutmayınama!Vezuviyev ile Çernosvinski ona şaşkın şaşkın baktılar. Böyle sözleri daha

öncehiçişitmemişlerdi.Ponimayevsataşmalarınısürdürdü:—Sizinyaptığınızkendinibilmezlik,uşaklıkdeğilmi?Hadi,yaltaklanmayı

bırakın,asılkişiliğiniziortayakoyun!Yumruğunu sehpaya vurdu, deftere yazı yazmakta olan Vezuviyev'in adının

üstünebirmürekkeplekesidüştü.AynıandaYegorsehpanınyanınageldi,defterikapıpbaşınınüstündekaldırdı.— Efendim, rezalet çıkarmayın! Böyle yaptığınız için başınıza neler

geleceğinibiliyorsunuz.Tamo sıradakapı açıldı, ayı kürküveüçköşeli şapkagiymiş, boyluposlu,

yaşlıca bir adam girdi içeriye. Ponimayev'in daire başkanı Veleleptov'un ta

Page 157: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

kendisiydi gelen. Onu görür görmez Yegor, Vezuviyev, Çernosvinski oklavayutmuşçasınadimdikdurdular.Ponimayevdedüzgündurduamagülümseyerekbıyığınıburmayıdaunutmadı.Veleleptovbuyruğualtındaçalışanmemurlarıgörünce;— A, siz miydiniz? dedi. Aferin, aferin, iyi etmişsiniz. Hoş geldiniz.

(Beyefendinin çakır keyif olduğu gözden kaçmıyordu.) Hoş geldiniz, sefalargetirdiniz. Ben de sizin yeni yılınızı kutlarım.Geldiğiniz için teşekkürler... E,Ponimayev, neler yazdın deftere, bakalım? Hadi, utanma, utanma! Bir şeyleriçin,beyler!içindeneşenizibulun!—Hernimetbizinsanlariçindir,diyesözekarıştıVezuviyev.—Evet,doğrusöylüyorsun.Nasıl?Nimetmidedin?Nimetya...Peki,beyler,

artıkgidebilirsiniz.Yo,durun,durun!NikitaProhorıç'adauğradınızmı?Demek,uğramadınız? Çok güzel! Şimdi size birkaç kitap vereceğim, kendisinegötürürsünüz.Okumam için iki yıl önce vermişti de...Artık geri versem iyi olacak.Hadi,

gidelimdegetirelimiçerden.Paltonuzuçıkarın.KürklüpaltolarınıçıkaranmemurlarVeleleptov'unpeşindenyürüdüler.Önce

hole,sonraçokzengindöşenmişgenişsalonagirdiler.Büyük,yuvarlakmasadabeyefendinin karısı ile iki yanında, biri siyah, öbürü beyaz eldivenli iki bayanoturuyordu.Veleleptovarkasındangelenlerioradabırakıpyalnızbaşınaçalışmaodasınagirdi.Memurlarsıkıla,utanakaldılarortayerde.Adamlar ne yapacaklarını, ne söyleyeceklerini bilmeden on dakika kadar

dikildiler. Bayanlar aralarında Fransızca konuşuyorlar, arada bir memurlarakaçamakbakıyorlardı.Necansıkıcıbirdurum!SonundaVeleleptovodasındançıktı,kollarındakocamanikikitapyığınıvardı.—İştebunlarıProhorıç'averipteşekkürettiğimibildirin,dedi.Banagetirdiği

kitapların hepsidir. Akşamları fırsat buldukça okudum. Eh, sizlere deunutmadığınız için teşekkürler... Saygılarını sunmak için gelmişler. Benimmemurlarımbunlar.(Bayanlarasöylüyordu.)Gördünüz,değilmi?Keh-keh-keh!Çekinmeyin, bakın! İşte şu Vezuviyev, şu Çernosvinski, şu da bizimPonimayev... Bir gün dairede nöbetçi odasına giriyordum. Bir de ne göreyim.Ponimayev lokomotif taklidi yapmıyor mu? Nasıldı hele? Pof-pof. fış-fış!Bacağınınbirinidesallıyordurmadan.Öylesinebenzetiyorduki!Hadi,azizim,birdahagösterirmisin?BayanlargözleriniPonimayev'edikipgülümsediler.Berikiöksürüğetutuldu.— Nasıl yaptığımı unuttum, beyefendi. Unuttum gitti... Yapamam, üstelik

istemiyorumda...

Page 158: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Veleleptovafalladı.—Nasıl?istemiyormusun?Yazık,çokyazık!Yaşlıbiradamıkırıyorsun,ha?

Neyse,hoşçakalın!Üzüldüm...Gidebilirsiniz...Vezuviyev ile Çernosvinski, Ponimayev'i dürttüler. Zavallı, kendisi de

yaptığına pişman olmuştu. Gözlerinin önü karardı birden. Siyah eldivenler ilebeyaz eldivenler birbirine karıştı, karşısındaki suratlar çarpıldı, mobilyalaryerinden oynadı, Veleleptov iri bir parmak gibi inip inip kalkmaya başladı...Ponimayev bir deste kitabı göğsüne bastırdı, homurdana homurdana kendinisalondandışarıattı.Sokakta karısı korkudan, soğuktan tir tir titrerken onu bekliyordu, yüzü de

sapsarı kesilmişti. Bir yanında Vezuviyev, öbür yanında Çernosvinski ellerini,kollarınısallayarakkadıncağızakorkunçşeyleranlatıyorlardı.«Bakalım,bundansonra başına neler gelecek!» diyen tavırları vardı. Karısına umutsuzca bakanPonimayevarkadaşlarıylabirlikteoradanuzaklaştı.Akşam eve döndüğünde ağzına tek lokma koymadı, çay bile içmedi.

Geceleyinisekorkuludüşlerdensıksıkuyandı.Birarakalkıpkaranlığagözlerinidikti.Siyah-beyazeldivenler,Veleleptov'un

şakaklarındaki kır saçlar birbirine karışıyor, güzünün önünde hoplayıpzıplıyorlardı.Birgünönceolanlarhatırınageldi.—Hayvanımhen,hayvan!diyehomurdandı.Anladık,amirinekarşıkişiliğini

koru ama ne diye saygısızlık ediyorsun? Lokomotif taklidi yapsaydın geberirmiydin?Ondansonrabirdahagözünükırpmadı.İçineçöreklenensıkıntı,vicdansızısı,

pişmanlık, karısının hıçkırıkları onu sabaha dek rahat bırakmadı. Sabahleyinkalkıp aynadayüzünebaktığındakarşısında tanımadığı biri, solgun, zayıflamışkeyifsizbiradamgördü.—Artıkgörevefilangitmem!Nasılolsakovacaklar!diyesöylendi.Yeni yılın ikinci gününü evinde oturma odasını bir köşeden öbür köşeye

arşınlayarak geçirdi. Bir yandan da şöyle düşünüyordu: «Nereden tabancabulurumacaba?Böyleyaşayıpdaneolacak?Eniyisişakağınabirkurşunsıkıpherşeyebirsonvermek...»Ama üçüncü gün dayanamayıp daireye koştu. Masalarından onu izleyen

memurlar;—Öylebirfırtınakopacakki!diyetetiktebekliyorlardı.Ponimayev'in korkusu onlardan aşağı kalmıyordu. Vezuviyev'in kulağına

eğildi.— Ne yapalım? Kovarsa kovsun. Kendime kıysam beyefendinin çok

Page 159: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

üzüleceğinidüşündüm,dedi.Veleleptovsaat11'degeldi.Ponimayev'inönündengeçerkensolgun,çökkün,

korkudanküçülmüşyüzünebaktı;biranduraklayarakbaşınısalladı.— Bu kadar da içilir mi, be aslanım? Bak, yüzün ne hale gelmiş? Ölçüyü

kaçırmamakgerekir.İnsansağlığınıyitirirsebirdahazortoparlanır.BöylediyerekPonimayev'inomzunutapışladı.Memurlarafalladılar.Hepsibu

kadarmıydı?Ponimayev'in birden neşesi yerine geldi. Hatta sevincini gizleyemediği için

kuşgibi«cikcik» sesleri çıkardı.Ancakaz sonra suratıyenidenasıldı, kaşlarıçatıldı,yüzüneküçümseyenbirgülümsemeyayıldı.Veleleptovuzaklaşıncaarkasındanşöylemırıldandı:— Şansın varmış da içkiyi biraz kaçırmışım. Yoksa gösterirdim ben sana.

Vezuviyev,evindeonanasılkarşılıkverdiğimiişittin,değilmi?Dairedenevedönüştebüyükbiriştahlayemeğiniyedi.

Page 160: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

İKİMEKTUP

I.Ciddibirsoru

Sevgili,değerliamcacığımAnisimPetroviç,Sizin de yakından tanıdığınız olan Bay Kuroşeyev az önce bendeydi:

konuşmamızsırasındaondankomşunuzBayMurdaşeviç'inailesiylebirlikteyurtdışından döndüğünü öğrendim. Bu habere ne denli şaşırdığımı bilemezsiniz,çünkü Murdaşeviç'in yurt dışına yerleşeceği söyleniyordu. Değerli, sevgiliamcacığım! Eğer ben yeğeninizi birazcık seviyorsanız, lütfen hemenMurdaşeviçlere gidiniz ve evlatlıkları Maşa'nın sağlık durumunu benim içinöğreniniz.Şimdi size bir gönül gizimi (sırrımı) açacağım.Bu konuda size, yalnız size

güveniyorum.BenMaşenka'yıbütünyüreğimlesevmiştim,şimdideseviyorum,hem yaşamımdan daha çok... Aradan geçen altı yıl ona karşı duyduğum aşkıdahadakörükledi.Nasıldırşimdi,iyimidir,merakiçindeyim.Banadurumunu,beni unutup unutmadığını, eskisi gibi sevip sevmediğini bildirin lütfen.Kendisine mektup yazmamı ister mi? Bütün bunları bana ayrıntılarıyla yazın,amcacığım.Maşa'yabenimeskiçekingen,yoksulöğrenciolmadığımıanlatın...Artıkbir

sorgu yargıcıyım ben, mesleğim, param var. Kısacası, mutluluğum için tekeksiğimMaşenka'dır.Hemenyanıtvermenizdileğiylesizikucaklar,öperim.

YeğeninizVladimirGreçnev

Ayrıntılıyanıt

SevgiliyeğenimVolodya,MektubunualdığımınertesigünüMurdoşeviç'egittim.Ah,oneolağanüstübir

insan!Yurtdışındakaldıklarısüredeyaşlanmış,saçlarıağarmış.Amabeni,eski

Page 161: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

dostunu unutmamış, ortak anılarımız eskisi gibi onda da yaşıyor. İçerigirdiğimde beni kucakladı, yüzüme uzun uzun baktıktan sonra nazik bir sesle,özür dileyerek. «Sizi tanıyamadım.» dedi. Ben kendimi tanıtınca. «Tamam,şimdi anımsadım.» diyerek bir kez daha kucakladı. Konuksever, çok iyi birinsan.Evindeyedirdi,içirdi,oturupbirkaçkapiğineprafabileoynadık.Yurtdışıizlenimlerini çeşitli yönleriyle aktardı, Almanların tuhaf geleneklerini onlarınyaşantısındangülünçörneklervererekanlattı.DediğinegörebilimAlmanya'daçok ileri gitmiş. İtalya'dan geçerlerken satın aldığı, edebe aykırı garip giysilergiymişbirkadınresmigösterdi.Bu arada Maşenka'yla da konuştum. Maşenka, üzerinde değişik süsler

bulunan,pemberenkli,gösterişlibirentarigiymişti.Şunuhemenbelirteyimki,seni hiç unutmamış, hatta senden söz ederken gözleri yaşardı.Kendisine karşıbeslediğin duygulardan dolayı sana teşekkür ediyor, senden mektup yazmanıistiyor. Bir mesleğinin, paranın olduğunu bildiriyorsun. Paranı iyi kullan,yeğenim;yerinde,zamanındaharca.Gençlikyıllarımdabenfazlacahovardalığadüşmüştüm,hoş,böyleyaşadığımiçinhiçdepişmandeğilim.Buvesileylesevgilerimi,eniyidileklerimiiletirim.

AmcanAnisimGreçnev

Not: Yazdıklarını tam olarak anlayamadıysam da güzel, çekici bir anlatımtarzın olduğunu söylemeliyim. Mektubunu bütün komşulara gösterdim. Onuokuyanlar sende yaratıcı bir zeka olduğunu bildirdiler, peder Grigori'nin oğluVladimir gazeteye gönderip yayımlatmak üzere bir kopyasını hile çıkardı.Mektubunu Maşa'ya, hatta geçen yıl evlendiği Alman kocası Urmaher'e degösterdim.Alman'ınçokhoşunagitti,öveövebitiremedi.işteböyle,yazdıklarınıherkesçokbeğeniyor,yeğenim.Geneyaz,emi?Benimektupsuzbırakma.Ah,Murdaşeviç'inhavyarınıntadıhâlâdamağımda!Seniunutmayan«dalaksızadam»

Page 162: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

İYİLİKSEVERMEYHANECİ

Yoksullaşanbiradamınağıdı«ikigözüm,verbirmeze,soğukolsun!

Birdublede...votka...»Mezartaşıyazıtı

Şimdioturduğumyerdecansıkıntısındankarakaradüşünüyorum.Birzamanlar,atadankalmaçiftliğimdetavuklar,kazlar,hindilerüretirdim.Bu

yaratıklarıntopudaaptal,beyinsizdiramaetinintadınadoyumolmaz.Tavlamdaçeşitçeşitatlaryetişirdi.«Ah,oatlar,oatlar!»Değirmenlerimhiçboşdurmaz,ocaklarımdan kömür çıkar, köylü kadınlar toplaya toplaya böğürtlenleribitiremezlerdi.Çiftliğimingenişkırlarındayetişendireyvebiteyin(hayvanatvenebatatın) sayısı belli değildi. Bunlardan istersen doyasıya ye, istersendirimbilimle (biyoloji) uğraş. Tiyatroya gittiğimde en ön sırada oturur,hovardalıktaherkesleyarışır,kapatmalarımlaövünürdüm...Artıkogünlergeridekaldı,şimdihiçbiriyok...Bir yıl önceydi. İlya yortusunda çiftlik evinin terasında oturuyordum,

patlayacak derecede sıkıntılıydım. İnce kıyılmış çay demlediğim çaydanlıkönümde duruyor, üzüntüden içim içime sığmıyordu. Nerdeyse ağlamaküzereydim.Öylesineüzgündümki, özgürlüğünükazanmadanönce toprakkölemizolan,

köyün şimdiki meyhanecisi Yefim Susıkov'un terasa girdiğini bile farkedemedim.Adamyanıma gelince durdu, saygılı bir tavırlamasanın üstüne birşişevotkakoyduktansonra;—Beyefendiciğim,nedenevinizinçatısınıboyatmıyorsunuz?dedi.Saçkaplı

çatıboyanmazsakısasürededelikleraçılır.—Hangiparaylaboyatacağım,Yefimuşka?Durumumusendebiliyorsun.—Borç alırsınız. Boyamazsanız sonu çok kötü. Sonra çiftliğe bir de bekçi

tutun.Ağaçlarınızıkesiyorlar.—Ah,onuniçindeparagerekli.

Page 163: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

— İsterseniz ben verebilirim. İlk kez alıyor değilsiniz ya... Sonra hepsinitoptanödersiniz.Susıkovhemenoracıkta500rubleverdi,karşılığındabirsenetalıpgitti.Onun

gitmesinin ardından başımı yumruklarıma dayadım, halkımızın güzeldavranışları,erdemlerikonusundadüşünceleredaldım,hatta«Rus»dergisinebirmakaleyazmayıbileistedim.—Neyücegönüllüinsanlar!İyiliketmektenzevkalıyorlar.Oysabirzamanlar

adamcağıza kötek atmıştım. Yapılan kötülüğü unutmuş, demek ki... Eyyabancılar,bundandersalın!Aradan daha bir hafta geçmeden samanlığım yandı. Yardıma ilk koşanlar

arasında Susıkov da vardı. Korkmadan yangının içine daldı, alevlerin evimesıçrayacağıkorkusuylakoşupbrandagetirdi.Sankikendimalınıkoruyordu;üstübaşııslandı,yorgunluktanbitkindüştü.Ertesigün;— Yeni bir samanlık yaptırmalısınız, dedi. İsterseniz, kerestem var,

göndereyim.Sonrasubendinidetemizletmenizgerekir.Geçenlerdegermeağlabalıkavlıyorduk,yosunlarınağırlığındanağyırtıldı.Üçyüzrubleyebitirirsinizbuişi.Buparayıveririmbensize.Böylece adamın her önerisini yerine getirdim. Çatı boyandı, su bendi

temizlendi,samanlıkonarıldı...HepsideSusıkov'unverdiğiparalarla...Bir hafta önceydi. Baktım, gene Susıkov gelmiş. Saygıyla avucunun içine

öksürerekkapıdadikiliyor.—Beyefendi,çiftliğinizbaştanbaşayenilendi.Kontlara,soylularayaraşırbir

yer oldu, görenler tanıyamazlar. Bent temizlendi, kışlık ekim bitirildi, ahırdüzenegirdi.Neredeysesevincindenağlayacakgibiydi.—Hepsiseninsayende,Yefimuşka,dedim.Kalktım,eniçtenduygularlameyhaneciyikucakladım.— İşlerimbiraz daha düzelsin,Tanrı'nın yardımıyla borçlarımı ödeyeceğim,

dedim.Hemdefaiziylebirlikte.Gel,senibirdahakucaklayayım!—Eksiklertamamlandı,eskileronarıldı.Tanrı'nınyardımıylabütünisteklerim

oldu.Şimdibirdeiçeridekitilkiyitütsüleyipkaçırsak!—Hangitilkiyi,Yefimuşka?—Sizdebiliyorsunuz,hangitilki!Biransustu.—İcramemurudışarıdabekliyor...Masadakişuiçkişişesinikaldırırmısınız?

Ayyaşlık ettiğimi sanabilir... İsterseniz size köyde küçük bir ev kiralayayım.

Page 164: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Yoksakentemitaşınacaksınız?Şimdikarakaradüşünmeyipdeneyapayım?

Page 165: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

YAZLIKÇIBAYAN

Yirmi yaşlarında sarışın güzeli Lelya. NN.'deki yazlığının bahçesindeçenesini çite dayamış; enginlere bakıyor. Uzaklardaki kırlar, gökyüzünükaplayanparçaparçabulutlar. ileridekidemiryolu istasyonu,yazlığınonadımötesinde durgun akan dere ufuktaki tepenin ardından yükselen ayın donukışığıyla aydınlanmış... İnce bir esinti derenin yüzeyini kırıştırıyor, otlarınüzerindegeziniyor.Çepeçevrederinbirsessizlikvar...Lelyadüşünceli...Güzelyüzü öylesine hüzünlü, gözleri öylesine keder dolu ki, onun üzüntüsünüpaylaşmamak katı yüreklilik olur, hem de nezakete sığmaz. Bakalım, derdineymişgüzelimizin?Bu alımlı kadın, içinde bulunduğu zamanı geçmiş günleriyle karşılaştırıyor.

Bundan tam bir yıl ünce. gene böyle mis kokulu, şiirsel mayıs ayında kızenstitüsünde okuyor, bitirme sınavlarına hazırlanıyordu. Sınıf öğretmenlerimatmazelMorceau fotoğrafçektirmeleri için toplamıştıonları.Burnununüzerisürekliterleyen,içinekapanık,yaşamaktankorkan,hastalıklıbirkızkurusuydubayanMorceau.Fotoğrafçıdükkanınagirdiklerindeilksözü;—Ah,sizdenricaedeceğim,kızlaraçektiğinizerkekresimlerinigöstermeyin,

lütfen,olmuştu.Hem de gözlerinde yaşlarla, neredeyse yalvararak... Zavallı sürüngen,

yaşamında erkek nedir, bilmediği için, erkek yüzü görünce kutsal bir korkuyakapılırdı. O «İblislerin» bıyığında, sakalında kadınların başlarını döndüren,onları korkunç uçurumlara sürükleyen aldatıcı bir baştan çıkarıcılık görürdü.Enstitülü kızlar aptal Morceau'yla alay etmesine ederlerdi ama kendileri de«gençlik ülküleri»yle dopdolu oldukları için, kız kurusunun kutsal korkusunakapılmaktankendilerinialamazlardı.Kızcağızlaröyleeğitilmişlerdiki, illetlibabalarıileaklınaeseniyapanerkek

kardeşlerini saymazsak, enstitü duvarları dışındaki dünyanın saçı sakalınakarışmışozanlarla,solukyüzlüşarkıcılarla,öfkelieleştirmenlerle,kellekoltukta

Page 166: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

gidenyurtseverlerle,parasınınhesabıbelirsizmilyonerlerle,konuşmalarınakarşıdurulmaz,yakışıklıavukatlarladoluolduğunusanırlardı.Bukaynaşan,ürkütücükalabalığa bak ve seç seçebildiğini! En başta Lelya, enstitüyü bitirir bitirmezTurgenyev'inyadaokuduğubaşkabiryazarınyarattığıkahramanlardanbirininkarşısına çıkacağından adı gibi emindi. Bütün romanlar, hatta ilkçağ, ortaçağ,yakınçağ tarihdersikitaplarıböyleyiğitleri,gerçeklikveuygarlıksavaşçılarınıyüceltmedebirbiriyleyarışırlar...Lelya o mayıs ayında evlendi. Kocası genç, yakışıklı, zengin, okumuş,

herkesin sevip saydığı biri olmasına karşın (şu şiirselmayıs ayında gerçekleriitiraf etmekpekuygunkaçmıyorsada) kaba saba, yontulmamış, patavatsız biradamdır. Hani çevremizde gördüğümüz binlercesinden biri... Sabahın 1O'undauyanır, sabahlığını giyer, tıraş olmaya oturur. Sanki önemli bir icatpeşindeymişçesine tasalı bir yüzle uzun uzun uğraşır tıraş işiyle. Sonra genekaygılıbiryüzleLelya'nınaklınınermediğisulariçer.Bununardındanpırılpırıltemizlenmiş, ütülü giysilerini giyerek karıcığının elini öper, kendi arabasınaatladığı gibi «sigorta şirketi»ndeki işine gider. Şirkette kocasının ne yaptığınıbilmez Lelya. Orada yazı mı temize çekiyordur, akıllıca tasarılar mı üretiyor,yoksabirilerininalınyazısınımıdeğiştiriyordur,orasıbellideğil.Saat4oldumu, iştengelir.Çokyorulduğunu, terlediğinisöyleyerekçamaşır

değiştirir. Sofraya oturduğunda doymak bilmez, bir yandan da durmadankonuşur.Konusuhepyüceşeylerdir.Kadınözgürlüğünü,maliyesorunlarınıbirçözümebağlar. İngiltere'ye atar tutar,Bismark'a acıdığını söyler.Gazeteler, tıpbilimi, tiyatro oyuncuları paylarını alırlar eleştirilerinden. Sık sık «Gençlikkorkunç derecede yozlaştı.» sözünü kullanır. Bir yemek boyunca öylesine çoksorunaçözümgetirirki!Hepsindenkorkuncuiseyemeğeçağrılıkonuklarınbuçekilmez adamı seslerini çıkarmaksızın dinlemeleridir. Durmadan saçmalayan,bayatlamışdüşüncelerilerisürenbuadamherkestenakıllı,herkonudauzmandıronlarabakılırsa...—Bizdeartıkiyiyazaryetişmiyor,deyişivarki,öldürürinsanı.Bu kanıya çok kitap okuduktan sonra varsa bari! Değil kitap, dergi dahi

okuduğu görülmemiştir. Turgenyev'i Dostoyevski ile karıştırır, karikatürden,şakadananlamaz.Lelya'ıntavsiyesiüzerinebirkeresindeŞçedrin'iokumuştudabuyazarı«bulanık»bulmuştu.— Puşkin'e gelince, ma chere, o daha iyidir. Güldürücü şeyler yazmıştır,

bilirim,der.Yemekten sonra terasa çıkar, koltuğuna gömülür, gözlerini yarı kapatıp

düşüncelere dalar. Suratı bir karış asık, alnı kırışıklar içinde, düşünür de

Page 167: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

düşünür... O sırada hangi sorunları çözdüğünü bilemez Lelya. Tek bildiği şey,kocasınınbuderindüşüncelersonundaaklınıniyicekarıştığı,hersöylediğişeyinonasaçmageldiğidir.Akşamlarıhepbirlikteiskambiloynarlar.BukonudadaçokciddidirLelya'nın

kocası. Her elde uzun uzun düşünür, ortağının yanlış kağıt atması durumundaoyunun kuralları konusunda ona bir güzel ders verir. İskambil oyunu bitipkonuklarevlerinedağılıncageneçeşitlisulariçer,kaygılıbiryüzleyatağagirer.Kütük gibi uyur, hiç kıpırdamaz. Arada bir sayıkladığı olur, doğallıkla saçmasapanşeylerdirsöyledikleri.Evlendiklerininikincigecesi;—Arabacı!Arabacı!diyebağırmıştıuykusunda.Uyurkenburnundan,göğsünden,karnındanhışırtılar,gurultularçıkar.Lelya kocası hakkında bunlardan başka ne söyleyebilir ki? Şimdi bahçenin

çitine dayanmış dururken kocasını düşünüyor, gene de onu tanıdığı başkaerkeklerlekarşılaştırıncahepsindenüstünbuluyor.Amasıkıntısınıazaltmıyorbusonuç.MatmazelMorceau'nunkutsalkorkusunelervaatetmiyordukiona?

Page 168: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

VODVİL

Yemek sona ermişti. Ahçı kadına sofrayı sessizce toplaması, tabak-çanakşangırtısıçıkarmadanişlerinibitirmesibuyruldu.Çocuklariseapartoparormanagötürüldü.Bütünhuhazırlıklarınnedeni,zayıflıktangüzleriçukurlarınakaçmış.burnu sivrilmiş. veremli ev sahihi Osip Fiodoroviç Kloçkov'un kendi yazdığıvodvilikonuklarınaokumakistemesiydi.Adamın cebinden bir defter çıkarıp utangaç utangaç öksürerek okumaya

başladığı vodvil kısacık bir şeydi. konusu da şöyleydi: Yasnosertsev adlı birmemur koşarak sahneye giriyor, karısına, müsteşar rütbesindeki amirinin azsonra evlerini onurlandıracağını söylüyor. Çalıştığı dairenin amiri müsteşar,kızları Liza'yı cok beğenmiştir. Piyes Yasnosertsev'in general[24] kayın babasıolmanınolumluyönleriyle ilgilikonuşmasıylasürüyor:«Sırmalıapoletler,pırılpırılyıldızlartaşıyanbirininyakınıolmaknehoş!Şuyalancıdünyadazurnanınson deliği olmadığını anlamak gibi var mı?..» İşte böyle hayaller kuran,geleceğingeneralkayınbabasımemur,önemlikonuğukarşılayacaklarıevlerininkızarmışkazkoktuğunufarkediyoransızınvekarısınıazarlıyor.Karısıda«Sanayaranılmazzaten!»diyerekağıdıkoyveriyor.BununüzerineYasnosertsevsaçını-başını yoluyor, daire amirini yaşlı gözlerle karşılamanın yakışık almayacağınısöylüyor.«Aptalkarı!Silgözlerini!Şunabak,nasıldamumyagibiçirkinleştin!»diyerekbağırıyorkarısına.Bununüzerinekadın isteriye tutuluyor.KızlarıLizadaböyleanne-babaylabiraradaoturamayacağınıbildirerekevdengitmeküzeregiyinmeyebaşlıyor.Vodvilönemlikonuğunevegelinceoradabirdoktor,birdepolislekarşılaşmasıylasürüyor.Doktor,karısınaöfkelenenYasnosertsev'inalnınıkurşunlusirkeyleovmakta,polisisetoplumhuzurunubozduklarıiçinkarı-kocahakkında tutanak yazmaktadır. Liza ile evlenmek isteyen Granski adında birhukukdoktorundandasözedilmektedirkısapiyeste.Granski iyibirbaşlangıcıtemsil eden, yenilikçi, ilkeli olmanın savunucusu bir gençtir. İşte bütün vodvilbuydu.Kloçkov bir yandan okuyor, bir yandan da gülenler varmı diye göz ucuyla

Page 169: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

dinleyenleri süzüyordu. Bereket versin konuklar arada bir sıkılı yumruklarıylaağızlarınıkapataraktuhaftuhafbakışıyorlardı,hepsiokadar.OkumabitinceKloçkov;—E,nediyorsunuz?Nasılolmuş?diyesordu.Busoruüzerinekonukların ilerigelenlerindenkır saçlı, tepesindeayparçası

gibi bir dazlağı bulunan Mitrofan Nikolayeviç Zamazurin ayağa kalktı; yaşlıgözlerleKloçkov'ukucakladı.—Teşekkürederim,ikigözümbizlerisevinceboğdun,dedi.Öylegüzelşeyler

yazmışsın ki, gördüğün gibi, göz yaşlarımı tutamadım. Gel seni... bir dahakucaklayayım...— Mükemmel! Olağanüstü! diye bağırdı Polumrakov da. Büyük bir

yeteneksinsen!Gerçekbiryetenek!Sanagörevinibırakıpyazmanıönereceğim.Yaz,durmadanyaz!Böylebiryeteneğitoprağagömmekalçaklıkolur!Coşkulukutlamalar, kucaklamalarbirbirini izledi.Rus şampanyası getirmesi

içindışarıyabirinigönderdiler.Heyecandan ne yapacağını şaşıran Kloçkov pancar gibi kızararak masanın

çevresindebirkaçkezdöndü.Elleriniçırpıpöksürdü.—Bendeki yeteneği haylidir seziyordum.Neredeyse çocukluğumdan beri...

Edebi bir anlatım gücüm var, nükteli şeyler yazarım, on yıldır amatörtiyatrolardadirsekçürüttüğümiçinsahnesanatınedir,anlarım.İyibiryazariçindaha ne gerekli, bilmem ki!.. Yalnızca bu alanda çalışsam, bir-iki şey dahaöğrensemyazarlıktabellibiryerevaracağımainanıyorum.—Gerçekten, öğreneceğin fazla bir şey kalmamış, dedi Zamazurin. Doğru

söylüyorsun.Yalnız şöyle bir durum var, iki gözüm. Bunu ortaya attığım içinözür dilerim. Yapıtında müsteşar rütbesindeki Kleşçev fazlaca göze batıyor.Bana kalırsa dikkat etmek gerekir.Aslına bakılırsa pek önemli değil, gene de,biliyorsun, netameli bir konu, başına iş açarsın. Generalmiş, falanmış... Bırakböyle şeyleri, kardeşim! Bakarsın, bizim başkan kendi üzerine alır, üzersinihtiyarı...Zatenkötülüğündenbaşkanegördükki!...Bırak,canıcehenneme!Kloçkov'ubirkorkualdı.—Doğrusözenedenir,arkadaş!Orasınıdeğiştirelimgitsinİyisi mi, «Beyefendi» diyerek geçiştireyim. Ya da daha doğrusu, rütbesini

belirtmeyeyim,yalnızKleşçevkalsın.Polumrakov;— Şöyle bir şey daha var, diye söze karıştı. Gerçi pek önemli değil, ama

bakarsın, birilerinin hoşuna gitmeyebilir. Hani şu Liza'yla evlenmek isteyenGranski var ya, bir yerde annesi-babası Liza'nın onunla evlenmesine razı

Page 170: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

olmazlarsaonlarakarşıkoyacağınısöylüyor...Bencebundabirkötülükyok,ana-babaların ne zorba varlıklar olduğu herkesçe bilinir. Bununla birlikte içindebulunduğumuz şu çağda duyarlı bir konudur, başka türlü anlatılmalı... Yoksakabakseninbaşındapatlayabilir.—Evet,biraz ilerigitmişsin,diyeaynıgörüşekatıldıZamazurin.Obölümü

tümüyle karala. General kayın babası olmayla ilgili düşünceleri de bırak biryana.Hoşşeyleryazmışsın,incebiralaykokuyor.Neyaparsınki,böyleşeylerlealayedilmez.Bizimkideyoksulbirkızlaevlendiğinegörehundankendinepayçıkarabilir.Sendeöyledüşünmüyormusun?Alınıpkızmazmı?Varsayalım,birgüntiyatroyagidiyor,oradaseninpiyessahnede...Hoşunagidermisanıyorsun?Gitmez!Nankörlüketme,nedeolsaiyiliğinigördün.Salalayevileikinizyardımdileğinde bulunduğunuzda. «Kloçkov hastadır, yardım yapılacaksa onayapılsın.»demedimi?Unutmahunu!Bulyakingözkırptı.—Hadi,hadi,saklama!Başkanadokundurduğunortada.— Aklımdan bile geçmedi! diye savundu kendini Kloçkov. Eğer belli bir

kişiyedokundurmakistediysemTanrıcezamıversin!—Bıraksenşimdibulafları!Bizimkininkadıncinsinedüşkünlüğüherkesçe

bilinir.Yazdıklarındatamisabetvar!Neyse...Şupolisleilgilibölümvarya,senorasını da çıkar. Granski'yi de... Neyle uğraştığı, ne tür numaralar çevirdiğianlaşılmayanbirkahramanseçmişsin...Piyesindebugencikınasan,neyse, tamtersine, destek veriyorsun.Belki iyi bir insandır, ona bir diyeceğimyok.Genede...Aklaherşeygelebilir.— Peki, şu Yasnosertsev'in kim olduğunu hiç düşündünüz mü? Bizim

Yenyakin'intakendisi!AzizimKloçkov,düpedüzonuimaettiğinortada.Rütbesiaynı rütbe, karısıyla durmadan kavga ediyor, yetişkin bir kızları var. Tıpatıpaynı... Teşekkürler, dostum. Alçağın foyasını açığa vurmuşsun. Kendini nesanıyoroherif?Zamazuriniçiniçekti.—Diyelim,Yenakin'itefekoydun.Pisdürzününbiridirzaten.Amasenievine

çağırmaz mı fırsat buldukça.? Bildiğim kadarıyla sizin Hastuşa'nın da vaftizbabasıymış.İyiyapmamışsın,Osip.Çıkaronuvodvilden.Banakalırsabuişlerlehiç uğraşma sen. Doğru söylüyorum. Bir sürü dedikodu yayılacak şimdi.Sonundapişmanolursun.Polumrakovdaonuonayladı.—Dediği doğru. Seninkisi işgüzarlık. Sonunda başına öyle bir iş açılır ki,

altındankalkamazsın.Boşuna çabalıyorsun.Sanagöre iş değil vodvil yazmak.

Page 171: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Gogol'e,Krılov'aözenmekistemişsin.Herkesinharcıdeğil.Onlargerçektenbuişineğitiminigörmüşlerdi,peki,seninöğreniminne?Onlarınyanındaufacıkbirsolucansın. Seni sinek gibi eziverirler bu insanlar. Boş ver piyesle miyesleuğraşmayı,arkadaş!Bizimkininkulağınaulaşmadanunutyazdıklarını.—Yırtpiyesi!diye fısıldadıBulyagin.Aramızdandışarıya laf sızmaz.Eğer

bir soran olursa senin bir şeyler okuduğunu, amane olduğunu anlamadığımızısöyleriz.Zamazurinde;— Böyle şeyler başkasına söylenir mi? dedi. Ağzımız sıkıdır bizim. Ama

sorarlarsaonabirşeydiyemem.Yalanlayakamızısıyıramayız.Herkoyunkendibacağından asılır.Başkası bir sürüpislik yapsın, hesabını bizden sorsunlar.Ençok korktuğum budur. Hastasın diye sana ellerini sürmezler, ceremesini bizçekeriz.Aman,bendenuzakdursun!— Baylar, sesinizi yükseltmeyin! Birileri geliyor galiba. Sakla elindekini,

Kloçkov!ZavallıKloçkovdefterisakladı,ensesinikaşıyarakdüşünceleredaldı.— Haklısınız, dedi içini çekerek. Bir sürü dedikodu çıkaracaklar, herkes

kendine göre yorum yapacak. Belki de yazdığım şu kısa vodvilde bizimgöremediğimizdahanelerbulurlar!Yırtayımgitsin,en iyisi.Sizde,dostlarım,bundankimseyesözetmeyin!Ozamanakadar ısmarlananRus şampanyası gelmişti.Konuklar birer kadeh

içerekevlerinedağıldılar.

Page 172: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

DÜŞKÜNLERYURDUNDA

Yırtık pabuçlu, sıracalı küçük bir kız çocuğu olan Saşa Yenyakina hercumartasigünüannesiylebirlikteXdüşkünleryurdunagider.Hassaordusundaasteğmenken emekliye ayrılan dedesi Parfeni Savviç bu yurtta kalmaktadır.Dedesinin havasız, boğucu sıcak odasına pis bir zeytinyağı kokusu sinmiştir.Duvarlardaaçıksaçıkresimlerasılıdır.Hemdeneresimler!«Niva»dergisindenkesilmiş, banyo yapan bir bayan, güneşlenen esin perileri, kapı aralığındançıplakkadınseyreden,şapkasıensesinekaymışbiradam...Tavanınköşelerindeörümcek ağları, masanın üstünde ekmek kırıntıları, balık pulları. .. Dedeningörüntüsüdepekiçaçıcıdeğildir.Kocamış,kamburuçıkmış,hepenfiyeçekenbirdede,babasınınbabası.Durmadangözlerisulanır,ağzıhepaçıkdurur.Saşaile annesi odasına girdiklerinde zoraki gülümser, ancak gülümsemesi derin birkırışıkgibidir.Saşaeliniöpmekiçinyaklaşınca;—E,babandannehaber?diyesorar.Küçükkızkarşılıkvermez,annesisessizceağlamaktadır.—Yoksagenemeyhanemeyhanedolaşıppiyanomuçalıyor?Demeköyle...

Gururundan, baba sözüdinlememektenbütünbunlar.Annenolacak şu kadınlaevlendidenegeçti eline?Enayiliğinedoymasın...Soylubirbabanınoğlubulabula bir aktrisi, Seryojka'nın kızını buldu. Kim bu Seryojka? Ahırtemizleyicisiydi,benimyanımdaklarnetçalardı.Hadi,ağlama,bekadın!Doğrusöylemiyormuyum?Eskidenneysengeneo'sun.Saşa, Seryojka'nın aktris kızı olan annesine baktıkça onu da bir ağlamadır

tutar. Ağır, ürkütücü bir sessizlik çöker üçünün Üzerlerine. Bir ayağı ağaçtanyapılmış ufak tefek dede kırmızı bakır semaverini çıkarır bir yerlerden.Semaverebirtutamirikıyılmış,kurşunrengiçaykoyupdemlemeyebırakır.Çaydemlenincekocamanüçfincanıdoldurur.—Çayınızıiçin.Hadi,içbakalım,aktrishanım.Konuklar fincanlarını alırlar. Berbat bir çaydır bu, küf kokar, ama dede

Page 173: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

gücenmesin diye seslerini çıkarmadan içerler. Çaydan sonra Parfeni Savviçtorununudizineoturtur,gözleriyaşarayaşara,sevgiyleokşar.— Bak. yavrum. sen tanınmış bir aileden geliyorsun... Bunu hiç unutma!

Bizim soyumuzda aktris filan yoktur. Benim sefilce yaşamama, babanınmeyhanelerde piyano tıngırdatmasına bakma sen. Babanınki boş bir gururdan,söz dinlememekten, benimki ise yoksulluktan; aslında biz önemli kisileriz,istersensorbaşkalarına.Öğreninceşaşıracaksın.DedebiryandandakemiklielleriyleSaşa'nınbaşınısıvazlar.— Eskiden ilimizin ileri gelenlerinden en önde üç kişi vardık: Kont Yegor

Grigoryiç, vali ve ben. Zenginlik dersen zengin sayılmazdım. İyi-kötü 5000dönümkadarfazlabirişeyaramayantoprağım,bununüzerindeisesayısı600'übulan köylüm vardı. Öyle başkaları gibi garnizon komutanlarıyla, ilinkodamanlarıyladüşüpkalkmazdım.Ayrıcayazarlığım,Rafaelgibiressamlığım,filozofluğum da yoktu. Bildiğin, gördüğün adamlardan biriydim işte...Gelgelelim-burasınıiyidinle-kimseninönündeboyunkırmaz,valiyleVasya[25]diyerek konuşur, metropolitin elini sıkardım. Kont Yegor Grigoryiç'le içli-dışlıydım.Nasılyapardımbütünbunları,diyesorarsan,görgüm,kültürümvardı;Avrupatarzıbiryaşamsürerdim.ParfeniSavviçbuuzungiriştensonrageçmişyaşantısınıballandıraballandıra,

büyükzevkduyarakanlatır.Zamanındayaptığıyaramazlıklarıdagizlemezhiç.— Yere nohut taneleri saçar, köylü kadınları dizleri üstüne oturturdum.

Acıdan yüzlerini buruşturmaları köylülerin çok hoşuna giderdi. Ben dekahkahalarla güler, eğlenirdim. Okuması-yazması olanlar için başka cezalardüşünürdüm, daha yumuşak cezalar... Ya muhasebe kitabından birkaç sayfaezberletiryadaadamıçatıyatırmandırıp,sesiniodamdamduyayımdiye,bağırabağıra«YuriMiloslavski»kitabınıokumasınıisterdim.Eğerböyletinsel(ruhsal)cezalarazgelirsetensel(bedensel)cezalarverirdim.Kendi deyimiyle, disiplinsizliğin uygulaması olmayan kurama (teoriye)

benzediğini vurgulayan dede ceza vermenin yanında ödüllendirmenin gereğinedeinanmaktadır.—Gözüpekdavranışınıgördüklerimi,diyelim,hırsızyakalayanları,yaşlıysa

gençbirkızlaevlendirir,gençseyerinebaşkasınıaskeregönderirdim.Dedeozamanlar«günümüzdekimsenineğlenemeyeceğikadar»eğlenirmiş.—Parasalolanaklarımyeterlideğilkenbilemüzisyenler, şarkıcılar tutardım.

ÇalgıcıtakımınıbirYahudiyönetirdi,şarkıcılarıdamanastırınzangocu...Yahudiyamanmüzisyendi;namussuz,çalgıaletlerinikonuştururdusanki.Rubinştayn'ın,Bethoven'inkemandançıkaramadığıseslerikontrbastançekeralırdı.Yurtdışında

Page 174: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

nota öğrenmişti, her aleti çaldığı yetmiyormuş gibi, eliyle orkestrayı sustadurdururdu. Ancak iki kusuru vardı: Biri pis pis kokmak, öteki de çirkingörünüşü.Onedenlebayramlardakonuklarımınkarşısınaçıkarmaz,birparavanaarkasınagizlerdim.Manastırınzangocudaondanaşağıkalmazdı.Notabilgisininyanındakoroyuyönetmedeüstüne yoktu.Şarkıcılardanbiri onudinlemesin degöreyim! Her dediğini yaptırırdı. Baslar çocuklar gibi tiz sesler çıkarır, köylükarıları kalın sesleriyle baslara taş çıkartırdı. İşinin ustasıydı, namussuz!Öyleçalımlı,oturaklıbirduruşuvardıki!Ayyaşlıkta isekimseyepabuçbırakmazdı.Ayyaşlıkkiminegörezararlı,kiminegöredeyararlıdır.Şarkısöyleyenbiriiçinvotkaiyigelir,çünküsesinikalınlaştırır.Çıfıtınyıllıkücretiyüzrubleydi,zangoçiseparaistemez,kurudanalırdı.Darı,et,tuz,odun;aradabirkadın-kız...Sıksıksopa çekmeme karşın hergele konağımda kış kedisi gibi semirmişti. Bir günnamussuzufalakayayatırdım.Seryojka'yı,şuannenolacakkadınınbabasınıda...Yermisin,yemezmisin!Saşa dedesinin dizinden aşağı sıyrılıp annesine sarılır. Bu sırada kadıncağız

titremektedir,yüzüsapsarıdır.—Anneciğim.evegidelim,korkuyorum,derküçükkız.—Neo,yavrucuğum?Nedenkorktun?diyesorardede.Torununu kucağına almak için doğrulur, ama çocuk ona varmaz, titrer,

annesinedahabirsokulur.Zavallıanneözürdilercesine;—Başıağrıyorolmalı,der.Uykusaatigeldide...Bizartıkgitsek...Ayağakalkarlar;kadınyaşlıadamayaklaşır,kulağınabirşeylerfısıldar.Dedekaşlarınıçatar,cıkcıkeder.—Vermem!Zırnıkvermem!Babasımeyhanelerde sürteceğinekızınapabuç

parasıkazansın!Bendenmetelikkoparamazsınız!Artıkçokşımardınız!Sizehepyüzverdik,arsızcamektupyazmaktanbaşkabirişeyaradığınızyok.Bak,kadın,geçenlerde kocan bana nasıl bir mektup yazmış, biliyor musun? «Meyhanemeyhanedolaşır,kuruekmekleyetinirimdeseningibibirPliuşkin'in[26]önündekendimiküçükdüşürtmem.»diyor.Özbabasınasöylüyorbunları!—Hoşgörünoğlunuzu.Öylesinemutsuz,öylesinesinirlikisongünlerde.Kadıncağızparakoparmakiçinbirsürüdildöker.Sonundadedeöfkeyleyere

tükürür, sandığını açar, bütün bedeniyle önüne gerilerek sararmış, ta diptenbumburuşukbir kağıt para çıkarır. Parayı iki parmağıyla iğrenerek tutankadınelini kirletmekten korkarcasına bunu cebine sokar. Bir dakika sonra anne-kızdüşkünleryurdununkaranlıkkapısındandışarıdoğruhızlıhızlıyürümektedirler.Saşatitreyensesiyle;

Page 175: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Anne,benibirdahadedeminyanınagetirme,emi!der.Çokkorkuyorum.—Olmaz, Saşa, dedene gelmeden olmaz.Gelmezsek ne yiyip ne içeceğiz?

Babanparakazanmıyorki.Hemhasta,hemiçiyor...—Babamnedeniçiyor,anne?—Mutsuzluktan, kızım. Eve varınca sakın ona dedene gittiğimizi söyleme,

olur mu? Gittiğimizi öğrenirse kızar, öksürmesi iyice artar. Bahan çokgururludur, dedenden para dilenmemizi kesinlikle istemiyor. Söylemeyeceksin,değilmi?

Page 176: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

YÜZBAŞIÜNİFORMASI

Çatıkkaşlıgüneşinilçemerkezininufkundayükselmeyebaşladığı,horozlarınhenüzuzunuzunötüştükleriosabah.Rılkindayınınmeyhanesineilkmüşterilergelmişlerdi.Üçkişiydiler erkencikuşlar:TerziMerkulov,polismemuru JratvavemalmüdürlüğüulağıSmehunov.Üçüdeçakırkeyiftiler.Merkulov,polismemurununceketiniöndensımsıkıkavradı.—Bıraksenşimdio lafları!Sivilbakanlıklarınüstdüzeymemurlarıgiyim-

kuşam konusunda generalleri yaya bırakırlar. Alalım saray mabeyincilerini.Onların makamlarına, derecelerine bakmadan önce kaç metre kumaştanüniforma ısmarladıklarını sor bana. «Prundil ve Oğulları» fabrikasınınkumaşından tam üçmetre gidiyor adamların üniformasına.Düğmeleri, sırmalıyakave cepkapakları, göğüs kordonları, kol şeritleri, ayrıca sırma zıhlı beyazpantolonlarıkaçapatlar,hiçhesapettinmi?Genealalımelebaşkabakanlıklarınteşrifatmemurlarını.One şatafat, oneparıltı, efendim!Hiçunutmam, teşrifatmüdürüKontAndreySemyonıçVonliarevski'yebirüniformadikmiştim.Öf,öf,öf! Gösterişinden yanına varamazsın! Üniformanın eteğinden tutmaya kalk,hemenateşinyükselir.Sonra bu beyefendiler üniforma ısmarladıklarında fazla rahatsız edilmek

istemezler. Bir kere ölçülerini alırsın, o kadarı yeter. Artık prova mrovayapmaman gerekir. Eğer usta terziysen aldığın ölçüye göre tıpatıp üstüneoturtmalısın. Dünmüş gibi anımsarım, çalıştığım terzi dükkanına yakın birjandarma alayı vardı. Ustam Osip Yakliç jandarma erlerinden bedence uygunolanı seçer, aldığı ölçüye göre üniformayı diker, erin üzerinde prova ederdi.Diyelim, bir kont bize gelip istediği biçimdebir giyim ısmarlamış.Hemenbirjandarma çağırırsın, dikişleri onun üstünde ayarlarsın. Bütün dikişler bitti mi,son provada seçtiğin erin sırtına üniformayı geçirirsin ki, vay anam vay!Göğüslerdeki,kollardakişatafatkarşısındadüşüpbayılacakgibiolursun.—Hiçemniyetamirinediktiğinizoldumu?diyesorduSmehunov.— O da bir şey mi? Petersburg'da adım başına emniyet amirine rastlarsın.

Page 177: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Buralarda herifi gördün mü kaçacak delik ararsın ama orada onları kimsenintaktığıyoktur.Bizimişlikteyalnızsubaylara,birdeilkdörtderecedekibakanlıkmensuplarına özenle giysi dikerdik. Öbür rütbedekiler önemsizdi bizim için.Diyelim, sen beşinci dereceden memursun, bize bir üniforma ısmarladın.Yakasında, kol ağızlarında süsler olmadığı için bir haftada çırpıştırır verirdik.Amadördüncü, üçüncü, ikinci, birinci derecedenbir beyefendigelirseustamızensemizde boza pişirirdi. İşte alaydan bir jandarma eri çağırmanın tamzamanıdır... İyi anımsıyorum, İran konsolosuna bir üniforma dikecektik.Göğsüne,sırtınatambeşyüzrubleliksırmaişlemegitti.Adamödeyemezsandıkama bana mısın demeyip hemen ödedi. Petersburg'da Tatarlarda bile ayrı birsoylulukvardır.Merkulov'unanlattıklarıuzadıkçauzadı.Saat9'ubulduğundaanılarınverdiği

heyecanla ağlamaya; onu, küçük tüccar ve esnaf takımından başka kimseninbulunmadığı bu ücra kasabaya tıkankara bahtındandolayı yakınmayabaşladı.Polis memuru emniyete iki kişiyi götürüp gelmiş, ulak postaneye ve malmüdürlüğüne evrak iletmiş, o hâlâ feleğin ona ettiklerindenötürü sızlanmasınısürdürüyordu.Öğleüzerimeyhaneyeonuaramakiçinuğrayanzangocugörüncegöğsünüyumruklayarakşöylehomurdandı:— Bu kentin ıvır zıvır adamlarına bir şey dikmek istemiyorum! Dikmek

zorunda da değilim. Petersburg'da Baron Şputsel'e, subaylara seve sevedikmişimdir, çünkü içimdengelmiştir.Bak,kardeşim, senen iyisi semtimehiçuğrama!Karacübbelilerlealıpvereceğimyokbenim.— Bana kalırsa senin burnun Kaf dağında, Trifon Panteleyiç. İşinin ustası

olduğunubiliyoruzamaiçindeTanrıkorkusu,dinesaygıyok.BirzamanlarArideseningibiböbürlenmeyekalkmıştıdateztarafındangeberipgitti.Seninsonundaodur.—Gebereceksemgeberirim.Seningibilereyakasızmintandikmektense...Tamosıradakapınındışındanbirkadınsesigeldi:—Oboyudevrilesiherifburadamı?Merkulov'un karısı Aksinya'ydı bunu söyleyen. Kadın hışımla içeri daldı,

meyhanedekileriöfkeyleşöylebirsüzdü.Yaşıgeçkinceydi,iribirgöbeğivardı,kollarınıçemremişti.—Demekburadasın,kahrolası!Şimdihemenevedön,orada senibir subay

bekliyor.Merkulovafalladı.—Ne?Subaymı?—Üniformamıdiktirecekmiş,neymiş.Bekleyipduruyor.

Page 178: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Merkulov bir şeye şaşırdığında yaptığı gibi, beş parmağıyla birden burnunusıvazladı.—Bizimkarıaklınıoynatmışolmalı.Onbeşyıloldu,soylutakımındankimse

şimdiyedekkapımızıçalmasındaperhizayındaüniformadiktirmeyegelsinler!Gidipbirbakalımşuna!Böyle homurdanarak meyhaneden çıktı, sendeleye sendeleye evinin yolunu

tuttu.Karısıaldatmamıştıonu.BölgedekigarnizondanYüzbaşıUrçayevkapıdaonu

bekliyordu.Yüzbaşı;—Nerelerdesürtüyorsun,beadam?dedi.Birsaattirşuradadikiliyorum.Bana

birüniformadikebilirmisin?Merkulov'uneliayağıdolaştı.Saygıylaşapkasınıçıkarayımderkenbaşından

birtutamdasaçkopardı.— Şey... Beyefendi, beyefendi hazretleri! İlk size mi dikiyorum sandınız?

Aman tanrım! Kimlere dikmedim ki! Baron Şputsel, Edvard Karlıç Şputselmüşterimdi.AsteğmenZembulatovdaöyle.Hattabubeydeon rublealacağımkaldı. Hanım! Beyefendiyi niçin ayakta bekletiyorsun? Bir iskemle versene!Efendim,ölçünüzüalayımmı,yoksagözkararıylamıdikmemiistersiniz?—Nasılistersen...Kumaşısenden,birhaftasonrahazırolsun!Kaçapatlarbu

işbana?— Şimdi bunun sırası mı, beyefendiciğim? Yoksa beni tüccar filan mı

sandınız?Bey-paşa takımınanasıl davranılacağınıbilirizbiz. İrankonsolosunadiktiğimdedefiyatkonuşmamıştık.Yüzbaşınınölçüsünüalıp saygıylauğurladıktan sonragelipodanınortasında

birsaatdikildi.Karısınaalıkalıkbakıyordu.Sonundadiliçözüldü.—Baksenşuişe!Başımatalihkuşukondu,bekadın!Burasıiyideşimdiben

kumaşı neyle alacağım? Şey, Aksinya! Hani bizim ineği satmıştın ya, onunparasındanbanabirazborçverirmisin?Aksinya ona yumruğunu gösterdi, öfkeyle yere tükürdü. Ardından

Merkulov'untepesineocakdemirinipatlattı,elinegeçirdiğikapkacaknevarsabaşına fırlattı, sakalından tutup sürükledi, ama sonunda sokağa fırlayıp, «Beniişiten,Tanrı'nınbirkuluyokmu?Yetişin,herifbeniöldürecek!»diyebağırmayabaşladı. Ama kimselerden yardım gelmedi. Ertesi gün kadıncağız yataklaraserildi, terzikalfalarındanyarasını,beresini saklamayaçalıştı.Karısındanzorlapara koparan Merkulov o sırada dükkan dükkan dolaşıyor, tüccarlarla kavgaederekyüzbaşıyaüniformalıkkumaşseçiyordu.

Page 179: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Terzi ustasının yaşamında yeni bir dönem başladı o günden sonra. Sabahkalktığında o küçücük dünyasını pespembe görüyor, yerlere tükürmüyor,kimseciklere sövmüyordu. En garibi demeyhaneye gitmeyi şıp diye kesmesi,işliğinden bir an ayrılmadan sürekli çalışmasıydı. Sabah duasından sonra telçerçeveli iri gözlüğünü takmak, kutsal bir görevi yerine getirircesine üniformakumaşınımasayayaymak,kesipbiçmek,dikmekenbüyükzevkiolmuştu.Bir hafta sonra dikişi tamamlamıştı. Merkulov üniformayı güzelce ütüleyip

askıya taktı, götürüp bahçe çitine astı. Şimdi sıra kırpıntıları temizlemeyegelmişti.Fırçaylabuişibirsüreyapıpbirkaçadımgeriçekiliyor,sonrayenidenfırçalamayakoyuluyordu.ikisaatkadarböylesürdü.Buaradagelipgeçene;—Beylerle uğraşmak büyük dert! diyordu. Okumuş insanlar, nezaketlerine

diyecekyok,genedeonlarayaranabileneaşkolsun!Ertesi gün saçlarını briyantinledi, uzun uzun tarandı, üniformayı bir beze

sardıktan sonrayüzbaşınınevininyolunu tuttu.Yoldakarşısınaçıkanlara şöylesöylüyordu:— Vallahi oyalanacak vaktim yok! Görüyorsun, yüzbaşıya üniformasını

götürüyorum.Yarım saat sonra eve döndü. Karısı Aksinya adamcağıza yaptıklarından

utanmışçasına;—Elinesağlık,TritonPanteleyiç,dedi.Nasıl,paranıdaaldın,değilmi?—Bakşusalağınsöylediğine!Gerçekbeyefendilerparayıhemenöderlermi?

Karşındakitüccardeğilki,parayıçıkarıpşıpdiyeversin!Aptalkarı,neolacak!Merkulov iki gün evinin fırını üstünde sırt üstü yattı, yemedi içmedi;

mucizelerin tümünü gerçekleştiren Herküles gibi, görevini yerine getirmenintatlımutluluğunuyaşadı.Üçüncügündikişparasıalmakiçinyolakoyuldu.—Yüzbaşıhazretlerikalktılarmı?diyesorduUrçayev'inemirerine.Kalkmadığını öğrenince gidip kapısına dikildi, beklemeye başladı.Uzun bir

bekleyişinardındanyüzbaşınınhırlayansesiniduydu:—Kovgitsindürzüyü!Cumartesigünügelmesinisöyle!İlk cumartesinden sonra ikinci, üçüncü cumartesiler aynı şeyler yinelendi...

Terzi ustası böylece bir ay gitti-geldi, yüzbaşının kapısında dikilip sabırlabekledi. Bu gidiş-gelişler onu canından bezdirdimi dersiniz?Ne gezer! Hattadenilebilir ki biraz semirip şişmanladı, «Kovgitsin dürzüyü!» sözleri kulağınatatlıbirezgigibigelmeyebaşladı.Yüzbaşınınevindeneliboşdönerkenyüreğigururdandoluptaşıyordu.— Soyluluğun ne demek olduğunu görsünler işte! Petersburg'da terzilik

yaparkenhepsiböyleydi.

Page 180: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Karısı ineğin parasını bir an önce eline saymasını istemese belki ölünceyedeğinyüzbaşınınevinegidipgelecekti.—Genemigetirmedinparayı,boyudevrilesiherif?Seninelindençektiklerim

nedir?Mitka,çabukgetirocakdemirini!BirakşamüstüMerkulovsırtındakömürçuvalıylaevedönüyor,Aksinyaise

arkadan ona yetişmeye çalışıyordu. Kadının aklından ineğin parası hiççıkmadığından;—Evevarıncagösteririmbensana!Senigidi,soytarı!diyesöyleniyordubir

yandanda.Merkulov yürürken bir ara yerinde çakıldı kaldı, ardından bir sevinç çığlığı

attı. Önünden geçtikleri «Neşe» meyhanesinin kapısından silindir şapkalı,kırmızı yüzlü, sarhoş bir adam paldır küldür dışarı fırlamıştı. Elinde bilardosopasıbulunanyüzbaşıUrçayeviseonukovalıyordu.Yüzbaşışapkasızdı,saçı-başı dağılmıştı; ayrıca yeni diktirdiği o güzelim üniforması tebeşir tozunabulanmış,apoletleribiryanakaymıştı.Yüzbaşıbilardosopasınısallayarakşöylebağırdı:—Dolandırıcı herif!Ben seni zorla oynatmayı bilirim!Dön geriye, dön de

insanlaranasıldavranılacağımöğreteyim!Merkulovkarısınıdürttü,neşeylesırıttı.—Salak,soyluluğunnasılbirşeyolduğunugözlerinlegördünmüşimdi?Ben

o üniformayı bir tüccara diksem on yılda eskitemezdi. Oysa bak. yüzbaşı nedurumagetirmiş!Biryenisinidiktirseyeridir.Aksinya,parayıistemesiiçinkocasınabaskıyapmayabaşladı.—Hadi,tamsırasıdır!Gidipisteseneparanı!—Aptalkarı!Sokaktaolurmu?Sakınha!Merkulov'un direnmesi boşunaydı. Sonunda, zıvanadan çıkmış yüzbaşının

yanınasokularakparayıistedi.Yüzbaşınınkarşılığıaynıydı:—Defolkarşımdan!Bıktımsenden,be!—Beyefendiciğim. anlıyorum sizi... Peki, peki, vermeyin... Şu bizim kadın

istedide...Onlarınnekafasızyaratıklarolduğunubilirsiniz...Yüzbaşı öfkeden çılgına dönmüştü. Bulanık, baygın gözlerini terzi ustasına

dikti.—Canımdanbezdirdinbeni!Hemenyıkılkarşımdan!—Anlıyorum, anlıyorum, beyim...Hep şu karının yüzünden... Para onundu

da...PederYuda'yasattığıineğinparası...—Şunubakın,dahakonuşuyor!Aliştesana!YüzbaşısopayıkaldırdığıgibikütdiyeMerkulov'untepesine,kafasınaindirdi.

Page 181: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Çuvaladamınsırtındansavruldu,gözlerindenkıvılcımlarsaçıldı,şapkasıelindenfırladı. Aksinya olduğu yerde apışıp kalmıştı. Lut peygamberin karısı gibi birsüre tuz sütunu olup dikildi. kendine gelince kocasının karşısına geçti, korkuiçindesuratınabakmayabaşladı.Akılalmazbirgörünüşüvardıkocasının:Yüzümutlubirgülümsemeyleışıldıyor,gözlerindensevinçgözyaşlarıdökülüyordu.—Gerçekbeyefendiişte!Hemokumuş,hemnazik...BaronŞputsel'e,Edvard

Karlıç Şputsel'e kürkünü dikip götürdüğümde de aynı şeyi yapmıştı. Sopayıkaldırdığıgibikütkafama!AsteğmenZembulatovdaöyle...Odaparamıalmayagidince sopa attıydı. Ah, karıcığım, geçti artık eski günler! Ama sen neredenanlayacaksın?Ogüzelgünlerbirdahagelirmi?Elinisalladı,yeresaçılankömürleritopladı,çuvalısırtlayarakevineyollandı.

Page 182: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

BAŞKANINKARISININEVİNDE

İlçeeskisoylularbirliğibaşkanıTrifonLvoviçZavziatkov'undünyayageldiği1ŞubatErmişTrifongünüdahasabahtankonaktabirtelaştırbaşlar.DulBayanLiubovPetrovnakocası içinanma törenidüzenlemiştir, anma töreniylebirlikteölümduasıdaokunacaktır.Anmagününe ilçe ileri gelenlerinin hepsi çağrılıdır. Şimdiki soylular birliği

başkanıHrumov, çiftçiler birliği başkanıMarfutkin, üyelerden Potraşkov, sulhmahkemesinin iki yargıcı, emniyet amiri Krinolinov ile yardımcısı, üzerineiyodoformkokususinmiş,çiftçilerbirliğitabibiDvorniagin,büyük-küçükbütüntoprak ağaları... Herkesi, herkesi burada görebilirsiniz. En azından elli kişiyibulurçağrılılar.Saat 12'yi vurunca konukların yüzleri birden ciddileşir, salonda toplanmaya

başlarlar. Taban halıyla döşeli olduğu için gürültü çıkmaz, gene de anmatöreninin görkeminden dolayı herkes ayağının ucuna basarak yürür, yürürkenkollarınıaçarakdengesağlamayaçalışırlar.Çağrılılarınhepsisalonagelinceufaktefek bir ihtiyar, peder Yevmeni, rengi atmış mintanının üzerine cübbesinigeçirir. Giyinmesini çoktan tamamlamış bulunan, kırmızı yüzlü zangoçKonkordiyev dua kitabının yapraklarını sessizce çevirir, arada bir sayfalararasına kağıtlar koyar. Ön odaya açılan kapının dibinde zangoç çömezi Lukaavurtlarını şişire şişire buhurdanlığa üflemektedir. Salon yavaş yavaş saydam,bozbirdumanlavegünlükkokusuyladolar.Yenigiysisininiçindeçuvalagirmişgibi gözüken, ürkek, yüzü sivilcelerle kaplı, gencecik halk eğitimi öğretmeniGelikonskibirtepsininüzerindemumlardolaştırır.EvsahibesiLiubovPetrovna,aşuretabağıkonulmuşbirsehpaylabirlikteenöndedikilmektedir,başıörtülüdür.Arada bir iç çekişlerin bozduğu bir sessizlik çökmüştür koca salona; yüzlergergin,yapılacaktöreningörkemineuygundur.Anma töreni başlar. Buhurdanlıktan yükselen bozdumanlar pencerelerden

gelen eğik ışınlarla aydınlanarak kımıldanır, yanan mumlar çıtır çıtır seslerçıkarır. Başlangıçta kulak tırmalayıcı bir çığırtkanlıkla söylenen ilahiler,

Page 183: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

şarkıcıların kısa sürede salonun akustiğine alışmasıyla düzelir, uyumlu birhavaya bürünür. İlahilerin ezgisi iç karartıcı, hüzünlüdür. Bu melankolikortamdan etkilenen konuklar derin düşüncelere dalarlar. İnsan yaşamınınkısalığı, yeryüzünde her şeyin sonunun boşluğu ve gereksizliği inancı tümağırlığıyla yüreklere çöreklenir. Bir dikişte koca bir şişe şampanyayı bitiren,kafasıylabirvuruştaaynayıparçalayan.kırmızıyanaklı,tıknazZavziatkovgelirakıllara.Rahmetliiçinokunan«erenlerhuzurversin»duasıylabirliktedulbayanZavziatkova'nınhıçkırıklarıduyulur,konuklarcansıkıntısındandurmadanayakdeğiştirirler.Aralarındankimisiningözkapakları,boğazlarıgıcıklanır;neredeyseonlardaağlamaküzeredirler.ÇiftçilerbirliğibaşkanıMarfutkinağırlaşanhavayadayanamadığıiçinemniyetamirininkulağınaeğilipşunlarıfısıldar:—DünİvanFiodoroviç'egitmiştim.PiotrPetroviç'leikisibriçtekozsuzşlem

oynadılar.Belkiinanmazsın,OlgaAndreyevnaöylesineafalladıki,oşaşkınlıklaağzındantakmadişifırladı.İşte «sonsuz anı» ilahisi de okunur.Gelikonski büyük bir saygıylamumları

toplar. Törenin sonuna gelinmiştir. Bu sırada kısa süren bir kargaşa yaşanır,cüppedeğiştirmetelaşıiçindeokunacakdualarbirbirinekarışır.Dualarındasonbulmasıyla peder Yevmeni cüppesini sırtından çıkarır, konuklar ellerinioğuşturaraköksürürler,LiubovPetrovnakocasınıniyiyönlerindensözeder.Sıraşölenegelmiştir.—Bayanlar,baylar,sofrayabuyurun!Birbirlerini itip kakmamaya, ayaklara basmamaya çalışan konuklar hızla

yemekodasınayönelirler.Buşöleninadına«kahvaltı»denmiştir,amayiyecekleröylesinebolveçeşitlidirki,zangoçKonkordiyevsofranınzenginliğikarşısındakollarınıikiyanaaçıpbaşınısallayarak;— Olağanüstü! Peder Yevmeni, şu gördükleriniz biz ölümlü insanlar için

değil,tanrıçalarasunulmuşadağabenziyor!diyebağırmaktankendinialamaz.Adıneolursaolsunşölengerçektenolağanüstüdür.Hani,nasılderler,yalnız

kuş sütü eksiktir sofradan. Ancak eksik olan başka bir şey daha vardır, o daalkollüiçkilerdir.LiubovPetrovna,kocasınınerkenölümünenedenolanikişeyi,oyunkâğıdıilealkollüiçkiyihaylidirevinesokmamaktadır.Masayaiçkiyerinesirke ve zeytinyağı şişelerinin konulması aymaz içkici, ayyaşlardan oluşankonuklartopluluğunaacımasızbiralay,hattacezagibigözükür.LiubovPetrovna;— Hepinize afiyet olsun! Ne yazık ki soframızda içki yok, evde

bulundurmuyoruz,der.Konuklar masaya yaklaşırlar, böreğe kararsızca uzanırlar. Tüm iştahları

Page 184: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

kaçmışgibidir.Böreğibıçaklakesişlerinde,çataltutuşlarında,çiğneyişlerindebirgevşeklik,biristeksizlikaçıkçaokunur.Bireksiklikduyarlarhepside.Emniyetgörevlilerindenbiriötekine;—Birboşlukhissediyorum,der.Karımbenibırakıpmühendislekaçtığındada

aynıduygulariçindeydim.Görüyorsun,yemekgelmiyoriçimden...Marfutkin yemeğe başlamadan önce uzun uzun ceplerini karıştırır, mendil

arar.Sonrabirdenanımsamışçasına;— Hah, mendili paltomun cebinde unutmuşum! diye bağırarak kürklerin,

paltolarınasılıbulunduğuönodayaseğirtir.Oradan döndüğünde gözleri ışıldamaktadır, büyük bir iştahla yemeklere

saldırır.BirarapederYevmeni'yeşöylefısıldar:—Kurukuruiyigitmiyor,değilmi?İstersensendeönodayauğrayıver,orada

paltomuncebindebirşişevar.Amasakınkimseyebellietme!Peder Yevmeni zangoç çömezi Luka'ya bir şey söylemesi gerektiğini

anımsayarakönodayayönelir.ArkasındanDvorniaginkoşar.—Peder...Sizesöyeleyeceklerimvar.Gizlidir...Hrumovdahafazladayanamaz.—Baylar,yeni satınaldığımkürkümügöstermek istiyorum.Enazındanbin

rubleeder,oysabenikiyüzelliyealdım.İnanmazsınız...Başka zaman olsa kimsenin ilgisini çekmeyecek bu haber konukları

heyecanlandırır, şaşırtır. Ön odaya üşüşen kürk meraklıları uşak Mikeşka'nıntopladığı şişelerin sayısı beşi buluncaya değin oradan ayrılmayıp yeni kürküincelerler. Masaya mersin balığı buğulaması konulduğunda Marfutkin ansızınsigara tabakasınıkızağındaunuttuğunuanımsar,almak içinahırınyolunu tutar.Ancakorayayalnızbaşınagitmekistemediğinden,yenisatınaldığıatınımerakedenzangocudabirliktegötürür.OgününakşamıLiubovPetrovnaçalışmaodasındaoturmuş.Petersburglubir

hanımarkadaşınaşusatırlarıyazmaktadır:«Geçenyıllardaolduğugibibugündetoprağıbololasıkocamiçinevdeanma

toplantısı yapıp dua okuttuk. İlçenin ileri gelenleri, konu komşunun tümüçağrılıydı. Konukların çoğunun ilkelliği, kabalığı bilinen şey, ancak hepsi decoşkuyla kutladılar anma gününü. Kahvaltı sofrası şanımıza yaraşırzenginlikteydi,öteyandaneskisigibigenebirdamlaiçkivermedim.Bizimkininfazla alkolden ölmesi yüzünden ilçemizde içki içme alışkanlığına karşı savaşaçtım,bukonudaandımvar.Böylecerahmetliningünahlarınıbağışlatacağımıdasanıyorum. O nedenle içki içme yasağına önce bizim evde başladım. PederYevmeni bu konuda benim en büyük destekçim, bana maddi, manevi hiçbir

Page 185: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

yardımıesirgemiyor.Ah, ma chere, sevimli ayılarımın bana gösterdikleri ilgiyi görmeliydin!

ÇiftçilerbirliğibaşkanıMarfutkinkahvaltıdansonraelimiuzunuzunöptü,başısarsıla sarsıla ağladı. Bana karşı duyguları açıkça ortada, ancak beklediğimsözlerhalayok.PederYevmeni,hanişusevimliihtiyardaöyle.Birçocukgibidizimin dibine oturdu, gözleri ıslak ıslak, bir sürü gevezelik etti. Gerçisöylediklerini pek anlamadım, ama gönlünden geçenleri anladığımısöyleyebilirim. Önceki mektuplarımda sana tanıttığım yakışıklı emniyet amiriönümdedizegeldi,kendiyazdığışiirleriniokudu(ozanımızdırobizim),ancakdaha ötesini getirmeye gücü yetmedi... çünkü birden sarsıldı, güm diye yeredüştü.Oheyecanadayanamamışolmalı...Nasılduygulandığımıgözününönünegetirebiliyormusun?Toplantıdabazı tatsızlıklardaolmadıdeğil.Birazşişman,saralıbirbeyolan

tüccarlarbirliğibaşkanıAlahkinbirdenkötüleşerekbayıldı,kanepeninüstündeikisaatöyleceyattı.Yüzünesuserpipayıltmayaçalıştıysakdaboşuna.DoktorDvorniagin'in kendi eczanesinden bir şişe konyak getirtip bununla şakaklarınıovmasındansonraadamcağızkendinegeldi,kaldırıpevinegötürdüler...»

Page 186: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

KOLKIRILIRYENDEKALIR

Garnizon komutanı Albay Rebrotyosov telgraf direği gibi ince uzun biradamdı. Karanlık bir ağustos gecesi arkadaşlarıyla birlikte şehir kulübündençıkarlarkenonlaradediki:— Baylar, şimdi yiyecek bir şeyler bulsak da açlığımızı bastırsak ne iyi

olurdu. Saratov'a filan gitmiş olsanız, böyle düzenli kentlerin kulüplerinde herzaman akşam yemeği yiyebilirsiniz. Ama bizim kokmuş Çercansk'ta votka vesinekli çaydan başka ne bulunur? Yanında adamakıllı meze olmadıktan sonravotkaiçmişsin,neyeyarar?Rüzgara çıkar çıkmaz kızıl tüylü paltosuna sıkıca sarınan, ruhban okulu

müfettişiİvanİvanoviçDvoyetoçiyev,albayıonaylamaktagecikmedi.— Evet, evet... Birkaç lokma bir şey... Gecenin ikisi, aksilik, bütün

meyhaneler de kapalı... insanın canı da öyle çekiyor ki!.. Hani şimdi ringatuzlamasımıolur,mantarmı,şöyleikilokmacık...Müfettiş havada parmaklarını oynattı, canının çektiği şeyi yüzünün

kıpırtılarıyla betimlemeye çalıştı. Betimlediği yiyecek öylesine lezzetliydi ki,ona bakanların ağızlarının suyu aktı. Hepsi durmuşlar, yiyecek bulmanın biryolunuarıyorlardı.Ancak,hayalkurmaktanbaşkabirşeygeçmiyorduellerine.EmniyetamiriyardımcısıPrujina-Prujinskiderinderiniççektiktensonra;—DünGolopyosovlar'daöylegüzelbirhindikızartmasıyedikki!dedi.Şey...

sanırım sizin de yolunuz Varşova'ya düşmüştür. Şu Polonyalılar sazanı nasılpişiriyorlar,biliyormusunuz?Hepimizintanıdığısazanbalığınıtutupcanlıcanlısütüniçineatıyorlar.Körolasılaroradatambirgüncıbılcıbılyüzüyor.Sonradakaymağabulayıpcızırdayanyağıniçineyatırıveriyorlar.Kardeşimah,onetad!Senin ananasın, yanında halt etmiş!Ağzında tereyağı gibi eriyor vallahi.Ya okokuya ne demeli! Şöyle birkaç kadeh de votka yuvarladınmı, artık yeme deyanındayat!..Rebrotyosovtümiçtenliğiyleberikinekatıldı.—Helehıyar turşusudavarsa!..Polonya'dabulunduğumsıralarbiroturuşta

Page 187: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

iki yüz pelmen[27] yediğimi bilirim. Bir tabağa tepeleme pelmen doldurursun,üstüne de biber ekip,maydanoz ile dereotu doğrarsın.Varın artık lezzetini sizdüşünün!AlbayRebrotyosovbirandüşünceleredaldı.1856yılındaTroitsManastırı'nda

içtiğiçığabalığıçorbasıgelmiştiaklına.Misgibibalıkçorbasıburcuburcutüttüburnunda, elinde olmaksızın ağzını şapırdattı.O sırada çizmesinin boğazındanayağınaçamurdolduğununfarkınabilevarmamıştı.— Yok, yok, dayanamayacağım artık, dedi. Hemen eve gidip açlığımı

bastırmalıyım.Bakınbaylar,hepbirliktebizegidelim.Ciddisöylüyorum.Birkaçkadehatarız,Tanrıneverdiyseyeriçeriz.Hıyarturşusu,sucukvar...Semaverideyaktık mı, tamam... E, ne diyorsunuz? Sonra rahatça oturur konuşuruz, eskigünleri anarız. Karım uyumuştur ama uyandırmayız onu. Sessizce gireriziçeriye...Hadi,dahaneduruyorsunuz?Rebrotyosov'un önerisinin ne büyük bir coşkuyla karşılandığını anlatmaya

gerek var mı? Yalnız şu kadarını belirteyim ki, Rebrotyosov, arkadaşlarının ogecekikadaristeklidavrandıklarınıdahaöncehiçgörmemişti.Konuklarevinkaranlıkholünegirerlerkenalbayemirerinibirgüzelhaşladı.—Bakşukerataya!Kulaklarınıkoparırımsonrasenin!Yüzkeresöylemedim

mi,holdeyatarkenoberbatkokulutütünüiçmediye?Aptalherif,şimdidoğrucagit, semaveri ateşle; İrina'ya da söyle gelsin. Şey... gelirken kilerden hıyarturşusuileturpgetirsin.Bak,birazdaringabalığıtemizleyeceksin.Üzerinetazesoğan doğra, dereotu serp. Patatesi yuvarlak yuvarlak dilmeyi unutma sakın.Sirkesi, zeytinyağı eksik olmasın... Hardal koy, üstüne biber ek... Yani şöylegüzelbirgarnitürhazırlayacaksıniyiceanladınmıbakalım?Rebrotyosov parmaklarıyla garnitürü karıştırır gibi yaptı, üzerine daha neler

konulmasıgerektiğiniemirerininanlamasıiçinkaşını,gözünüoynattı.Herkes lastik ayakkabılarını çıkarmış, holden karanlık salona girmişti.

Garnizon komutanı bir kibrit çaktı. İçerisi pis pis kükürt koktu.Duvarlardaki,«Niva» dergisinden kesme resimler. Venedik görüntüleri, yazar Lajeçnikov ileşaşkınşaşkınbakanbirgeneralinportreleribirdenaydınlanıverdi.Ortadakimasanınkanatlarınıkaldıranalbay;— Şimdi sofrayı kurar keyfimize bakarız, dedi. Benim Maşa bugün biraz

rahatsız gibiydi de...Artık onun kusuruna bakmazsınız...Kadınların zayıflamahastalığı, bilmez değilsiniz ya... Doktor Gusin. «Perhiz yemekleri yüzünden.»diyor...Doğrusöylüyorvallahi.Karımahepdiyorumki:«Acanım,niyeaklınıhep yemeklerle bozdun? Sen ağzına girene değil ağzından çıkana bak. Birperhizdirtutturmuşsun...Bedenineeziyetetmekyerineüzülmeyibırak,gereksiz

Page 188: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

konuşmamaya çalış.» Ama beni dinlemiyor ki. «Küçükten beri böyleyetişmişiz.»diyor.O sırada emireri içeri girdi, albayın kulağına eğilerek bir şeyler fısıldadı.

Albaykaşlarınıçattı.—Hımmm,diyerekhomurdandı...Dostlarım,banabirdakikalığınaizinverir

misiniz?BizimMaşauşaklaryüzündenkilerinkapısını,mutfakdolabınıkilitler,anahtarlarıyanınaalırda...Şimdigidergetiririm.Albayparmaklarınınuçlarınabasarakyatakodasınayürüdü,içerigirdi.Karısı

uyuyordu.Yavaşçakaryolayasokuldu.—Maşa,Maşunya,uyan,hadi.Birsaniyeliğineaçgözlerini.—Kimo?Senmisin?Neistiyorsun?—Benim.Maşenka,şeyiisteyecektimde...Bakmeleğim,anahtarlarıvermeni

söyleyecektim... Uyu sen, mışıl mışıl uyu, merak etme... Ne gerekirse benyaparım.Önlerinebirerparçaturşukoyacağım,hepsiokadar...Şeytançarpsınkiöyle.Gelenleryabancıdeğil.Dvoyetoçiyev,Prujina-Prujinski, iki-üçkişidaha.Hepsi de saygıdeğer, iyi insanlar... Prujinski'nin dördüncü derecedenVladimirnişanıbilevar.Sonrasanakarşıöylebüyükbirsaygıbesliyorki,bilsen!—Ee,kafayıneredeçektinbakalım?— Gördün mü, gene sinirlenmeye başladın!.. Hep böylesin işte... Önlerine

birer hıyar koyacağım, dedim sana. Tıkınır tıkınmaz giderler. Seni rahatsızedecekdeğiliz,kendimyaparımnegerekiyorsa.Senuyumanabak,bebeğim.E,sağlıkdurumunnasıl,bakalım?BenyokkenGusingeldimi?Hadiverdeeliniöpeyim...Konuklarınhepsininsanasaygılarısonsuz...Dvoyetoçiyevöyledindarbiradamki!..VeznedarPrujinadaaynı.Seninasılsayıyorlar,birbilsen!«MaryaPetrovnakadındeğil,eşibulunmazbirmelek!»diyorlar.— Zevzekliği bırak da zıbar hadi. Kendisi gibi ipsizlerle kulüpte kafayı

çekiyor, sonra da gelip gece yarısı dırdır ediyorlar... Utan, utan! Bir de babaolacaksın!—E,babaysamneolmuş?Amasensinirlenme,Maneçkam!Sıkmacanını...

Senisayıyor,seviyorum...Çocuklarımızıngeleceğinidedüşünmekteyim.Mita'yıliseyeyerleştireceğim.Şey,adamlarıkovamamki!Ayıp...Peşimibırakmadılar,bir şeyler atıştıralım diye yakama sarıldılar... Biliyorsun. Dvoyetoçiyev ilePrujina-Prujinski çok cana yakın insanlar... Sana karşı da öyle anlayışlı,saygılılar ki!.. Birer hıyar, birer kadeh de votka... Tıkınsınlar, gitsinler... Senbanabırakoişi.— Tanrı'nın başıma sardığı ceza mısın sen? Yoksa düpedüz aklını mı

oynattın? Bu saatte konuk getirilir mi? Gecenin ortasında insanları rahatsız

Page 189: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ettikleriiçinkafasıkopasıcalarınbirazutanmalarıgerekmezmi?Böylesinikim,neredegörmüş?Yoksameyhanemisandılarburasını?Eğeranahtarlarıverirsembendeinsandeğilim!Geleceklerseyarınakşamvakitlicegelsinler.—Hımmm!Şunuşöylesöyleyeydinya!Demindenberibenikarşısınaalmış,

horlayıp duruyorsun. Demek oluyor ki, ne can dostumsun sen benim, ne deKutsal Kitap'da yazıldığı gibi kocasının hayat yoldaşı! Söylemeye dilimvarmıyoramabiryılansınsen,yılan!—Ne,şimdideküfürha!Senirezil!Kadın böyle haykırarak yatakta doğruldu, Rebrotyosov yanağını kaşıdı,

konuşmasınısürdürdü:— Demek rezilim. öyle mi? Teşekkürler!.. Bir dergide okumuştum:

«Başkalarının yanında melek, evde kocasıyla iblis.» diye. Kadınlar hakkındasöylenmişnedoğrubirsöz.Senhepiblistin,iblis,geneöyleibliskalacaksın!—Alsana,öyleyse!— Vur, hadi, vur!.. Biricik kocanı döv! İşte önünde diz çöküyorum.

Yalvarıyorum, Maneçka!.. Bağışla beni, ver şu anahtarları... Maneçkam,meleğim...Böylekatıyüreklimisinsen?Arkadaşlarımınyanındayüzümükaramıçıkaracaksın?Nekadaracımasızmışsın!Banaeziyetetmektenbıkmadınmıdaha?Vur,vurhadi,patlat!Teşekkürederim...Neolur,dizçöküpyalvarıyorumişte!..Karı-kocaböyleuzunsürekonuştular.Rebrotyosovkarısınınönünde ikikez

diz çöküp ağladı, sonra kızarak sövdü saydı, yanağını kaşıdı. Sonunda iş,karısınınyataktankalkmasıyla,adamınyüzünetükürerek;— Görüyorum ki senden çekeceklerim daha bitmedi. Şu sandalyeden

giyeceklerimiver,domuzundölü!demesiylebitti.Albay.karısınıngiysileriniözenleuzattı, saçlarınıdüzelttikten sonra salonda

bekleyen arkadaşlarının yanına döndü. Konuklar generalin portresi önündeyığılmışlar; generalin şaşkın gözlerine bakarak onun mu, yoksa yazarLajeçnikov'un mu daha büyük bir adam olduğunu tartışıyorlardı. Yazarlarınölümsüzlüğüne dayanan Dvoyetoçiyev, Lajeçnikov'un daha büyük olduğunusavunuyordu.Prujinski'ninsavıisedeğişikti:—Obakımdanbirdiyeceğimyok;kimizamangüldürücü,kimizamanacıklı

öyküler yazdığı için yazarlığına kimse toz konduramaz. Ama gönder onubakalım cepheye, bir bölüğü komuta edebilecek mi? Ya general, öyle mi?Komutasınakocabirkolorduyuversen,banamısındemez!Garnizonkomutanısalonagirincekonuşmalarkesildi.—BenimMaşaazsonragelecek,dedialbay.Hazırlanmasıuzunsürüyorda...

Page 190: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Sizi çok rahatsız ettikvallahi... Şey,FyodorAdamıç, yanağınızaneolduöyle?AmanTanrım,gözünüzünaltıdamorarmış!Durupdururkenbaşınızaneişleraçıldı?— Yanağım mı dediniz? Ne yanağı? Ha, şey... demin Maneçka'nın yanına

girerken onu korkutmak istemiştim de, karanlıkta karyolasını görmemişim...Kah,kah!iştebenimManeçka'mdageldi...Ah,Manyunya'mbenim,senneelitezsin!LuizeMichele'intakendisi!Marya Petrovna saçı-başı dağınık uykulu uykulu içeri girdi.Ama neşeliydi,

gözlerininiçigülüyordu.— Ah, ne iyi ettiniz de bize uğradınız! dedi. Gündüzleri kapımızı

çalmadığınıza göre, hiç olmazsa geceleyin getirdiği için kocama teşekküretmeliyim. İçeride uyuyordum, bir de baktım, sesler var... Düşündüm, kimolabilir? Fyodor kalkmamam için çok ısrar etti ama ben dayanamadım, kalkıpgeldim.Kadın böyle diyerek mutfağın yolunu tuttu. Az sonra konuklar yemeğe

başladılar.Bir saat sonra evden ayrıldıklarında Prujina-Prujinski içini çekerek

arkadaşlarınaşunlarısöyledi:— Evli olmak iyi şey doğrusu. Canın istediğinde yemek yersin istediğinde

içkini içersin... Evde seni düşünen bir varlığın bulunması ne hoş, değil mi?Neşesigeldiğindesanapiyanobileçalar...MutluadamşubizimRebrotyosov!OnudinleyenDvoyetoçiyevsesiniçıkarmadı.Düşüncelibirhalivardı.Evine

gelinceöylederindenbiriçgeçirdiki,karısıuykusundanuyandı.Kadınhemenhomurdanmayabaşladı:—Çizmelerinlenepatırdayıpduruyorsun,saygısızherif!Kulüptegeceyarısı

zıkkımlanıyorsun,sonranepaldırküldürherkesinrahatınıkaçırıyorsun.Müfettişbirdahaiçgeçirdi:— Sen de insanı azarlamaktan başka bir şey bilmezsin. Git de

Rebrotyosovların nasıl yaşadıklarına bir bak! Düşündükçe ağlayasım geliyor...Negüzelanlaşıyorlar!Mutsuzyaşayantekbenim;kadındeğil,cadıyaçattık,neyaparsın:Hadi,birazöteyegit!Böyle diyerek yorganı başına çekti. yazgısına küskün bir halde uyumaya

çalıştı.

Page 191: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

POSTANEDE

GeçenlerdebizimyaşlıpostanemüdürüSladkopertsev'in[28]gencecik,güzelkarısını toprağa verdik. Cenaze töreninden sonra dedelerimizin, babalarımızıngeleneklerineuyup,ölenianmayemeğiyemekiçinmüdürünevinegittik.Sıragözlemeleregeldiğindeyaşlımüdürgözyaşlarınıtutamadı.—Ah,gözlemelerebakın!Toprağıbololasınınyanaklarıgibikırmızıkırmızı,

onungibidegüzel!Anmatöreninekatılanlardulkocanındüşüncesinionayladılar.—Evet,gerçektengüzellergüzelibirkadındı.—Yüzünügörenlerhayrankalırlardı.Ama,baylar,benonunegüzelliği,ne

de yumuşak huylu oluşundan dolayı sevdim. Bu iki nitelik kadın doğasına enyaraşanşeylerdir,yeryüzündeböylelerineçokçarastlayabilirsiniz.Benonuasılruhununbaşkabirözelliğiiçinseviyordum.Toprağıbololasışen,şuhbirkadınolmasınakarşın.Allah gani gani rahmet eylesin, kocası olarakbanahep sadıkkalmıştır.Kendisiancakyirmiyaşındaydı,bensealtmışınamerdivendayamışbiradamım;bana,işteböyleyaşlıbirkocayabağlıkaldı.Bizimlebirlikteşölenekatılanzangoçanlamlıanlamlıhomurdanıpöksürerek

kuşkusunuaçığavurdu.Dulkocaona;—Demek,sizinanmıyorsunuz?diyesordu.Zangoçbozuldu.—Hayır,öylebirşeydemedim.Ama,nebileyim.şimdikikadınlargizligizli

buluşuyor,kaçamakyapıyorlarda...—Madem aklınızdan böyle şeyler geçiyor, ben de sözlerimin doğruluğunu

kanıtlayacağım.Rahmetlininbanabağlılığını, destekleyici birtakımönlemlerle,nasıl söyleyeyim, askeri hilelere başvurarak güçlendirdim. Kurnazlığını,başkalarınınkarımakarşıdavranışınıdenetimaltındatutmamsonucundaonagözdikenleri engelledim. Evlilik haklarımı başkalarının saldırılarından korumakamacıylahertürlükandırmacayıkullandım,diyebilirim.Öyleşeylersöyledimki,

Page 192: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

bunlar gizli bir parola etkisi yaptı.Bu sözleri söyledimmi, tamamdır, karımınbanabağlılığıkonusundakorkuduymadanrahatrahatuyurum.—Negibisözlerbunlar?—Oho,ondanbolnevar?..Örneğinkentteherkesinduyabileceğisöylentiler

yayarım. Siz de çok iyi biliyorsunuz: «Karım Alyona, emniyet müdürü İvanAlekseyeviç Zalihvatski'nin metresidir.» falan gibi... Eh, bu sözler yeterlidir.Şimdi bir babayiğit çıksın da Alyona'yı baştan çıkarmaya kalksın bakayım!Emniyetmüdüründenkimkorkmazki?Zalihvatski'ningözünegörünmemekiçinkaçacak delik ararlar. Olur da, aklına kötü bir şey gelir diye... Kah-kah-kah!Bizim posbıyık eline geçeni anasından doğduğuna pişman eder. En suçsuzlarabile temizlikkurallarınauymadığı içinbasarcezayı.Birisininkedisisokağamıçıktı, hemen serseri hayvanları sokağa saldığını söyleyerek tutanak düzenler.Hadi,ondansonraayıklapirincintaşını!Hepimizçokşaşırmıştık.—Demek,karınızİvanAlekseyeviç'inmetresideğildi,öylemi?— Yok, canım!.. Benim uydurmamdı. Keh-keh! Siz gençleri nasıl faka

bastırdım,değilmi?Tıpkısöylediğimgibidir.Üçdakikasessizlik içindegeçti.Kimsedençıtçıkmıyordu.Buşişko,kızarık

burunlu moruğun bizi aldatmış olması hepimizi güç durumda bıraktığı gibionurumuzadadokunmuştu.Zangoçhomurdandı.—Neyse,dilerimbirdahaevlenirsin!

Page 193: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

DENİZDE

(Birtayfanınanlattıktan)

Geride kalan limanın donuk ışıkları ile kapkaranlık gökyüzünden başka birşeygözükmüyordu.Nemli,soğukbirrüzgarçıkmıştı.Heranüstümüzeyağmurboşaltmaya hazır koyu bulutların varlığını hissediyor; tüm soğuğa, rüzgârakarşıniçeridekisıcaktanbunalıyorduk.Bütün tayfalar ortak kamarada toplanmış, kura çekmenin heyecanına

kaptırmıştıkkendimizi.Gürültü,patırtı,sarhoşbağırışlarıarasındakimisinüktelisözlersöylüyor,kimisideeğlenceolsundiyehorozgibiötüyordu.Bir ara ensemde bir delik açılmış da gövdemden aşağı minicik, buz gibi

saçmalar dökülmüşçesine tepeden tırnağa bir titremeyle sarsıldım. Hemsoğuktan,hemdeşimdianlatacağımolayıbeklemektenötürütirtirtitriyordum.Banasorarsanızinsanoğluoldumolasıiğrençbiryaratıktır;helebiztayfalar,

itirafetmekgerekirse,yeryüzündeherkesten,hayvanlarınenpisindenbiledahabayağıyızdır. Dört ayaklı yaratıklar hiç olmazsa içgüdüleriyle hareket ettikleriiçin hoş görülebilirler. Öte yandan, yaşamı yeterince tanımadığım için belkişimdi söyleyeceklerim doğru olmayabilir. Bence tayfa takımı başka insanlaragörekendisindennefretedecek,kendiniaşağıgörecekbirçoknedenleyüzyüzegelirherzaman.Ayrıcasıksıkgemidireğindenaşağıuçupdalgalaragömülmetehlikesiyle karşılaşan, direkten düşme, suda boğulma anından başka Tanrı'yıhatırına getirmeyen bu kişilerin ne kimseye bir gereksinmesi vardır, ne debaşkalarına acırlar. işte bu yüzden biz tayfalar durmadan votka içer, her türlüahlaksızlığıyaparız.Bizesorarsanızdenizdeerdemlilikkimseninişineyaramaz.Neyse,anlatacaklarımadönelim...Evet,kuraçekiliyordu.Nöbetinisavan,başkabir işiolmayanyirmi iki tayfa

toplanmıştık.Buyirmiikikişidenyalnızcaikisibirsüresonraeşineazrastlanırbir seyrin zevkini tadacaklardı.Durum şuydu:Vapurumuzdabir «yeni evliler»kamarası bulunmaktaydı, olayın geçtiği gün de kamarayı yeni evli bir çifttutmuştu. Daha önce kamaranın duvarında iki kişinin gözetleme yapacağı iki

Page 194: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

delik açılmış bulunuyordu.Deliklerden birini ben kendim önce burguyla delipsonraeltesteresiylegenişletmiştim.Öbürünüdebirarkadaşımçakıylaoymuştu.Buişebirhaftadanfazlazamanımıngittiğinisöylemeliyim.—Deliklerdenbirisanadüştü.—Kime?Baktım,benigösteriyorlar.—Peki,ötekikime?—Odababana!Suratı haşlak bir elma gibi buruşuk, kambur, kart bir denizci olan babam

yanımagelerekomzumabirşaplakindirdi.—Delikanlı,şansbugünikimizinyüzünegüldü!Duydunmubeni,aslanım?

Kör talih aynı zamanda ikimizi birden sevindirdi. Bunun da kendine göre biranlamıolmalı!Böylediyereksabırsızlıkiçindesaatisordu.Saathenüzgecenin11'iydi.Kamaramaçıktım,pipomuyaktım,deniziseyrekoyuldum.Ortalıkzındangibi

karanlıktı,ancakosıradaruhumdaolupbitenleringözümünönündecanlandığınıtahmin edebilirsiniz. Neden derseniz, gecenin koyu zemininde birtakımgörüntüler seçebiliyordum. Yaşımın hayli genç olmasına karşın, rezilliğinçamuruna batmış yaşamımda eksikliğini duyduğum şeyleri gözümün önünegetiriyordumoanda...Saat12'yivuruncayolcusalonununönündengeçerkenkapıdaniçeriyebirgöz

attım. Yeni evli, sarışın, genç Protestan papazı masaya oturmuş; elinde İncil,uzunboylu,zayıfçabirİngilizkadınınabirşeyleraçıklıyordu.Papazınyanındada endamlı, genç, güzel karısı vardı. Yeni gelinmavi gözlerini kocasının sarısaçlarındanayırmaksızınonahayranhayranbakıyordu.Gördüğümdördüncükişiise, salonunbirköşesindenöbürünedolaşıpduran,uzunboylu, şişko,yüzününkırmızılığıyla insanıkendinden iten,geçkinceyaşlıbir İngilizbankeriydi.Yenievlipapazınkonuştuğu,yaşlıbayanınkocasıydıİngilizbanker.«Protestan papazları konuşmayı çok severler. Bıraksalar sabaha dek

konuşurlar.»dedimkendikendime.Saat1'egelincebabamkolumdançekti.—Hadi,tamzamanıdır.Yolcusalonundakilerçıktılar.Dikmerdivenlerdenaşağıuçarcasınaindim,tanıdıkduvaradoğrukoştum.Bu

duvarilevapurunbaşkabirkamarasıarasındabirboşlukvardı.Boşluktasıçanlarcirit atıyordu; burasını bacadan dökülen kurum ve pis sular doldurmuştu. Azsonra babamın ayak seslerini de işittim. Karanlıkta yaklaşırken çuvallara, gazyağıtenekelerinetakılaraktökezliyor,durmadansövüyordu.

Page 195: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Elimle yoklaya yoklaya deliği buldum, içerisine özenle yerleştirdiğim dörtköşeağaçtıkacıçıkardım.Veçıkarırçıkarmazarasındanhafifpembebir ışığınsızdığı, ince, saydam tül perdeyi gördüm. Pembe ışığın ardından, heyecandancayır cayır yanan yüzüme geniz gıcıklayıcı, son derece hoş bir koku çarptı.Soylularınyatakodalarındakullandıklarıbirkokuolmalıydıbu.Kamaranıniçinigörmek için iki parmağımı sokup tül perdeyi aralamam gerekiyordu, bunu dayaptım.Babamböğrümebirdirsekatarak;—Bırakdasenindeliktenbenbakayım!Oradandahaiyigözüküyor,dedi.Onaaldırışetmedim.—Bak,delikanlı, seningözlerinbenimkilerdendahakeskin.Ayrıcauzaktan

seyretmişsin,yadayakından,seningibitıfıllariçinpekfarketmez!—Sus,içeridekilerişitebilirler!Yeni gelin karyolanın ucuna oturmuş, sütun gibi ince bacaklarını aşağı

sarkıtmıştı.Ayaklarınındibinde,yereserilibirkürkvardı.Oradadurduğuyerdegözlerini aynı noktaya dikmişti nedense. Sarışın kocası tam karşısında ayaktadikiliyordu.Adambirşeylersöylüyorduamavapurungürültüsündennedediğinianlayamıyordum.Gençkoca elini, kolunu sallayarak, gözleri parlayarak, ateşliateşli konuştu durdu. Gelin onu dinliyor, bir yandan da «olmaz» anlamındabaşınısallıyordu.—Allahkahretsin,sıçanayağımıısırdı!diyebağırdıbabam.Yüreğimdışarıfırlarcasınaçarptığıiçingöğsümüsımsıkıduvarayapıştırdım.

Başımateştençatlıyordu.Gençevlilerintartışmasıuzunsürdü.Sonundapapazdizçöktü,bellikikadına

yalvararak ellerini ileri uzattı. Gelin başını olumsuz olumsuz salladı bir daha.Bunun üzerine sarışın koca kamaranın içinde dört dönmeye başladı. Yüzününanlatımından,elhareketlerindenkarısınagözdağıverdiğianlaşılıyordu.Az sonra gelin ayağa kalktı, arkasında bulunduğum duvara doğru ağır ağır

yürüdü, gelip tam deliğin önünde durdu. O böyle kıpırtısız, düşünceler içindedikilirken ben yiyecekmiş gibi yüzüne bakıyordum. Genç kadının acı çektiği,kendi kendisiyle çatıştığı, duraksamalar geçirdiği, aynı zamanda yüzününöfkeden kasıldığı açıkça belliydi. Gene de durumdan fazla bir şey anlamışdeğildim.Gelinleböyleyüzyüzeüçdakikakadardurmuşuzdurmuhakkak.Sonragenç

kadın duvardan uzaklaştı, kamaranın ortasına gelince durdu, «olur» anlamındabaşını salladı. O sırada genç kocanın sevincine diyecek yoktu. Gülümseyerekkarısınıneliniöptü,hemendışarıçıktı.

Page 196: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Üçdakikageçmedenkapıaçıldı,sarışınkocaiçerigirdi,ardındandayukarıdasözünüettiğimyaşlıcabanker...Şişmanİngilizkaryolayayaklaşarakgüzelgelinebir şeyler söyledi. Beriki adamın yüzüne bakmaksızın, beti benzi uçuk, başınıolumlusalladı.O zaman banker elini cebine sokup bir deste kağıt çıkardı, para olmalıydı

bunlar,parayıpapazaverdi.Sarışınkocaparayıözenlesaydıktansonrabankerinönündesaygıylaeğilipdışarıçıktı.Bankeronunarkasındankapıyıkapattı...Yılanısırmışçasınaduvardangeriyeattımkendimi.Dehşetekapılmıştım.Bir

fırtınaçıkıpvapuruparamparçaetmiş,şimdidenizindibiniboyluyormuşuzgibiduygulariçindeydim.Dünyadakibütünnamussuzlaraahlaksızlıkta taşçıkartan,ayyaşbabamgelip

elimituttu,yalvarmayabaşladı:—Neolur,gidelimburadan,oğlum!İçerideolacaklarıgörmemelisin!Toysun

daha!..Ayakta zor duruyordu. Koluna girip dik merdivenlerden döne döne yukarı

çıkardım.Güvertedegerçekbirgüzyağmuruçiseliyordu...

Page 197: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

KARAÇALMA(İftira)

Yazı öğretmeni Sergey Kapitonıç Ahineyev, kızı Natalya'yı tarih-coğrafyaöğretmeni İvan Petroviç Loşadinıh'la[29] evlendiriyordu. Düğün eğlencesi tamkıvamını bulmuştu. Konuklar salonda şarkı söyleyip dans ediyorlar; kentkulübünden ücret karşılığı tutulan fraklı, kirli beyaz kravatlı garsonlar odadanodaya koşturarak herkesin hizmetine yetişmeye çalışıyorlardı. Konuşmalar,gürültü-patırtı...Birşamatadırsarmıştıevindörtbiryanını...Matematik öğretmeni Tarantulov[30], Fransızca öğretmeni Pas de Quoi[31],

denetleme bölümünden denetçi yardımcısı Yegor Venediktıç Mzda[32] oturmaodasında bir kanepeye yan yana oturmuşlar; heyecandan birbirlerinin sözünükeserek, canlı canlı gömülmeolayları ve ispritizmakonularında tartışıyorlardı.Aslındahiçbirinin ispritizmaya inandığı filanyoktu,genedeyeryüzünde insanaklının ermediği birçok şeyin varlığına inanmaktaydılar. Başka bir odada iseyazın öğretmeniDodonski arkadaşlarına nöbetçi bir askerin hangi durumlardaateş edebileceğini açıklıyordu. Görüleceği üzere konular bayağı ürkütücüydü,ama herkesin ilgisini çektiği de bir gerçekti. Düğüne katılmaya haklarıolmayanlaravludapencerelerinönündebirikmişler,içerisinigözetliyorlardı.Tam gece yarısı ev sahibi Ahineyevmutfağa girerek yemeklerin hazır olup

olmadığınabaktı.Mutfağınhavasıkızarmışkaz,ördekkokularıyla,yemeklerdençıkan dumanla dolmuştu. İki büyük masanın üstünde çeşit çeşit mezeler, hertürden içkiler diziliydi. Göbeği kat kat, yüzü terlemekten kızarmış aşçı kadınMartamasalarınçevresindedörtdönüyordu.Ahineyevelleriniovuşturupdudaklarınışaplatarak;—Marfuşa,mersinbalığınıgösterbana,bakayım!dedi.Aman,bumutfağın

içi de ne güzel kokuyor!Mis gibimis! Tümmutfağı yiyesim geliyor vallahi!Hadi,mersinbalığınasılolmuş,görelim!Marfa masanın arkasındaki sıralardan birine yaklaştı, yağlı bir gazete

kağıdınınucunuusulcakaldırdı.Gazeteninaltında,kocabirkayıktabağıniçindedefneyaprağı,zeytintaneleri,havuçdilimleriylebezenmiş;iribirmersinbalığı

Page 198: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

uzanmışyatıyordu.Ahineyevbalığıgörünceiştahlaiçiniçekti,yüzüaydınlandı,gözleribaygınlaştı.Tabağınüzerineeğildi,dudaklarıyla,çoktandıryağlanmamışbir tekerin cızırtısını andıran bir ses çıkardı. Orada bir süre daha dikildiktensonra neşeyle parmaklarını şaklattı, yeniden dudaklarını şapırdattı. O sıradabitişikodadanbirinin;— Vay, ateşli bir öpüşme sesi! Orada kiminle öpüşüyorsun, bakalım.

Marfuşa?dediğiduyuldu.Biraz sonra da yardımcı etüd öğretmeni Vankin'in, saçları kısacık kesilmiş

başıkapıaralığındanuzandı.—Ya,demeköyle.SergeyKapitonıç'la, ha?Eh,nediyelim,pekuygundur!

Bizim dedenin keyfine diyecek yok, doğrusu! Bu yaşta cinsi latiflerle kucakkucağa!Ahineyevkızardı.—Sennelersöylüyorsun,budala!Öpüştüğümüzüdeneredençıkardın?Ben...

öyle...dudaklarımışaplatmıştım.Balığıgörüncepekhoşumagittide...—Senonukülahımaanlat!Vankin'in yayvan yayvan gülümseyen yüzü kapı aralığından geri çekildi.

Ahineyev daha bir kızardı. «Hay, Allah kahretsin! Alçak herif şimdi gidipherkese dedikodu yapacak! Bütün kentte rezil olduğumun resmidir! Hayvan!»diyesövdüiçinden.Kafasında bu düşüncelerle korka korka salona girdi, Vankin'i görmek için

kimseye belli etmeden çevresine bakındı. Yardımcı etüd öğretmeni piyanonunyanında dikilmiş, denetçi yardımcısı Mzda'nın sandalyede oturan baldızınınüzerine bir bıçkın tavrıyla abanarak, kahkahadan kırılan kadına bir şeyleranlatıyordu.«Benden söz ediyorlar!» diye düşündü Ahineyev. «Kahrolası, mutfakta

duyduğunuanlatıyor,berikideonainanıyor...Şunungülüşünebakın!Yok,bunuböyle bırakmaya gelmez! Öyle yapmalı ki, bu adama inanmasınlar. Herkesleteker tekergörüşeyimdegörsünhergele!Bendurumuaçıklayıncaherkesonunnededikoducuolduğunuanlar,onagörenotunuverir!»Ahineyev ensesini kaşıdı, utanmasını üzerinden tam atamamış bir durumda

FransızasıllıPasdeQuoi'yasokuldu.— Demin mutfaktaydım, aşçı kadına yemekle ilgili bir şey söylüyordum.

Balığı sevdiğinizi bilirim, öyle iri bir mersin balığı aldım ki, nah! Boyuneredeysebirkulaç!..Şey,azkaldıunutuyordum!İşteoradabalıklailgilenirkenbaşıma garip bir olay geldi. Ha, ne diyordum, yemeklere bakarken... Tabağakonulan balığın duruşu öyle hoşuma gitti ki! Kendimi tutamayıp dudaklarımı

Page 199: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

şaplattım.TamosıradabizimsersemVankinoradangeçmiyormuymuş!Dudakşapırtısını duyunca başını kapıdan uzatıp ne dese beğenirsiniz?Kah-Kah-Kah!«Marfa'yla öpüşüyordunuz!» diye bir yalan kıvırmaz mı? Yani bizim aşçıkadınla, Marfuşay'la öpüşüyormuşum! Neler uyduruyor bu sersem herif!Öpülecek kadın bir o mu kaldı? Eti de bir işe yaramaz, budu da... Ama«öpüşüyordunuz»diyetutturdubudala!—Kimmişobudala?diyerekyaklaştıTarantulov.—Kimolacak,Vankin!Deminmutfağagitmiştim...Ahineyevolanlarıbirdahaanlattı.— Garip adam, doğrusu... Aslında söylediklerine gülüp geçmek gerekir.

BizimavludakizağarlaöpüşürümdeMarfa'ylayapmambuişi!TambusözlerisöylediğisıradaarkalarındaMzda'yıgördü.—ŞuVankin'i konuşuyorduk.Olmadık şeyler söylüyor.Mutfağagirdi, beni

Marfa'yla yan yana görünce bir sürü gülünç şeyler uydurmaya başladı. «Niçinöpüşüyordunuz?»diyetutturmazmı?Marfa'ylaöpüşeceğimehindiyleöpüşürümdahaiyi.Üstelik,evlibarklıbiradamımben!Budala,şaşarımseninaklınaben!Konuşanlaradindersiöğretmeniyaklaştı.—Kiminaklınaşaşıyorsun?—Vankin denilen adamın!Biliyormusunuz,mutlakta durmuş. aşçı kadının

pişirdiğimersinbalığınabakıyordum...Böylece sürdü gitti... Aradan yarım saat bile geçmeden konuklar arasında

mersinbalığıileVankin'inöyküsünüİşitmeyenkalmadı.Ahineyev ellerini ovuşturarak; «Varsın şimdi kime anlatırsa anlatsın.» diye

düşünüyordu.«Odahaağzınıaçaraçmaz,"Hadicanımsende,saçmalıyorsun!"diyeceklerdir.»Bu düşünceyle öylesine rahatladı ki, o sevinçle fazladan dört kadeh votka

daha yuvarladı. Düğün şöleni bitince yeni evlileri gerdek odasına uğurladılar.Ahineyev de huzurla kendi odasına çekilip masum bir çocuk gibi mışıl mışıluyudu.Ertesi günmersin balığı öyküsünü çoktan unutmuş bulunuyordu. Ancak ne

yazıkkikulunhesabıçoğukezTanrıkatındayanlış çıkar.Kötüdilyapacağınıyapmış, Ahineyev'in bütün çabası boşa çıkmıştı. Tam bir hafta sonra, yaniçarşambagünüüçüncüdersinbitimindeAhineyevöğretmenlerodasınagirerekmeslektaşlarına öğrencisiVısekin'in[33] kötü davranışlarından söz ediyordu ki,okulmüdürüyanınagelerekonubirkenaraçekti.— Bakın, Sergey Kapitonıç! Özür dilerim, bu benim görevim değil ama

dikkatinizi çekmeden edemeyeceğim. Sonunda sizinle konuşmak zorunda

Page 200: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

kaldım. Biliyor musunuz, sizin şu... ahçı kadınla yaşadığınız söyleniyor. Beniilgilendirmez; onunla yaşarsınız da, öpüşürsünüz de... bu sizin bileceğiniz iş...Yalnız, çok rica ederim, dile düşmeden yapın yapacağınızı. Bir öğretmenolduğunuzuunutmamalısınız!Ahineyev apıştı kaldı.Bir kovandolusu arı tarafından sokulmuş, tepesinden

aşağı kaynar sular dökülmüşçesine ne diyeceğini bilemedi. Okuldan evinegiderken sanki herkes ona katrana bulanmış bir adama bakar gibi bakıyordu.Evinde ise yeni bir felaket beklemekteydi adamcağızı. Öğle yemeği yerlerkenkarısı;—Neo,iştahınmıkaçtı.niçinzıkkımlanmıyorsun?diyeçattı.Pekdüşünceli

birhalinvar,yoksayavuklunmudüştüaklınaMarfuşa'yıözledin,değilmi?Seniyezidin dölü, her şeyi biliyorum ben, her şeyi! Eksik olmasınlar iyilikseverinsanlargözlerimiaçtılar!Ah,senibarbarherif!Ardından yanağına bir tokat!.. Ahineyev sofradan kalktı; nereye bastığını

bilmeden,şapkasız,paltosuzsokağafırladı.DoğruVankin'e...Adamevdeydi.— Seni alçak! Beni bütün dünyaya rezil, kepaze edersin, değil mi? Niçin

benimhakkımdaiftiraattın?Niçin?..—Neiftirası?Sizneleruyduruyorsunuz?—Marfaileöpüştümdiyekimdedikoduçıkardı?Bunusenyaptın,değilmi?

Sendeğilsenbaşkakimyapar,haydut?Vankin gözlerini kırpıştırdı, rengi uçmuş yüzünün bütün kaslarını oynattı,

sonragözlerinikutsaltasvireçevirerek;—HakkınızdateksözsöyledimseTanrıcanımıalsın!dedi.Enyakınımınölü

yüzünüöpeyimkiağzımdanböylebirsözçıkmadı!Doğruyusöylemiyorsambendünyanınenaşağılıkinsanıyım!Vankin'in doğruyu söylediği kesindi.Onun böyle bir dedikodu yaymadığına

inandıAhineyev.Düğün şölenine katılan bütün arkadaşlarını, yakınlarını gözden geçirirken

göğsünüyumrukluyordu:«Pekiamakim?Kimyaydıböylebudedikoduyu?»Bizdesizesoralım:—Peki,kim?

Page 201: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

MADALYA

AskeriortaokulöğretmeniLevPustiakov'un[34]yılbaşısabahıilkişikomşusuüsteğmenLedentsov'unevineuğramakoldu.Normalyılbaşıkutlamasındansonraüsteğmene;—Azizim,çokzordurumdayım,yoksasenisabahsabahrahatsızetmezdim,

dedi. Bana bugün için Stanislav nişanını ödünç verir misin? Öğle yemeğinetüccar Spiçkin'in evine çağrılıyım da... Bilmezsin, bu Spiçkin dürzüsümadalyalaraöylesinedüşkündürki!Boynundayadagöğsündesallananböylebirşeyolmazsayandığıngündür,adamyerinekoymazseni.Yetişkinikikızıolmasaboşvereceğimherife,amaNastiaileZina'yısendetanırsın.Senidostbildiğimiçinkapınıçalıyorum.Benieliboşgöndermezsin,değilmi?İyiliğiniunutmam.Pustiakovbunları söylerkenkızarıp bozarıyor, dili sürçüyor, arada bir ürkek

ürkekkapıyabakıyordu.Üsteğmenhomurdanahomurdanaverdimadalyayı.Öğle üzeri saat ikide bir arabaya binen Pustiakov doğruca Spiçkin'in evine

yollandı.Arabada giderken arada bir kürkünün sağ yakasını kaldırıp ceketiningöğsündeki madalyaya hayranlıkla bakıyordu. Madalya da madalyaydı hani!Altınkaplamasıveminesiparılparıl!Büyükbirneşeyle,«Bunutakıncainsanınkendine saygısı artıyor.Ufacık birmaden parçası, satsan beş ruble etmez amaverdiğigururparaylaölçülmez!»diyedüşündü.Spiçkin'lerin evine varınca kürkünün önünü büsbütün açtı, ağırdan alarak

arabacının ücretini ödedi. O sırada arabacı apoletlerini, yaldızlı düğmelerini,madalyasını görünce hayranlıktan apışıp kalmış gibi geldi ona. Pustiakovhoşnutlukla öksürererek evden içeri girdi. Holde kürkünü çıkardı, bu sıradasalondaniçeribirgözattı.Orada,uzunbirmasanınçevresindeonbeşkişikadartoplanmış; tabak, çatal sesleri, gürültülü konuşmalar arasında yemekleriniyiyorlardı.Evsahibiiçeridenseslendi:—Kimmişo, zili çalan?Vay,LevNikolayaviç, sizmisiniz?Hadi,buyurun,

buyurun!Birazgeciktinizamazararıyok.Bizdeşimdioturmuştuk.

Page 202: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Pustiakovgöğsünüşişirdi,başınıdikleştirdi,elleriniovuşturaovuşturasalonagirdi. Ama girer girmez onu irkilten bir görüntüyle karşılaştı: Meslektaşı,Fransızca öğretmeni Mösyö Tramblan sofrada tam Zina'nın karşısındaoturuyordu. Fransız, madalyayı görecek olursa ona bir sürü soru yöneltecek,ardından onu okulda rezil edip başına olmadık işler açacaktı. Pustiakovmadalyayıkoparmakyadageridönüpsalondankaçmakistedi.Ancakmadalyagöğsüne çok sağlam dikilmişti, kaçmak için ise artık çok geçti. Sağ eliylemadalyayı çarçabuk örterek iki büklüm eğildi, herkese birden beceriksizce birselam verdi, hiç kimsenin elini sıkmaksızın doğruca Fransız meslektaşınınkarşısınageçti,bedeninintümağırlığıylaoradakiiskemleyeçöktü.OtururkenFransız'ınsıkıntılısıkıntılıduruşunabakarak,«Birazkafayıbulmuş

galiba.»diyedüşündü.Pustiakov'unönünebirtabakçorbakoydular.Kaşığısolelinealdıamaböyle

düzeylibirtopluluktasolelleyemekyemeninuygunkaçmayacağıdüşüncesiyle,gelmedenbirazönceyemekyediğini,karnınıntokolduğunusöyledi.— Teşekkür ederim, yiyemem. Dayım piskopos Yeleyev'e uğramıştım...

Beni...şey...yemeğealıkoydu...Oysaoandayüreğibüyükbirsıkıntıvekudurganbiröfkeyledoluydu.Çünkü

çorbadannefiskokulargeliyor,mersinbalığındaniseburundeliğinigıcıklayan,iştah kabartıcı buğular yükseliyordu. Sağ elini serbest bırakıp madalyayı soleliylekapatmayıdüşündüysedebununyakışıksızkaçacağıkararınavardı.«Herkesin dikkatini çeker sonra... Elim göğsümde çaprazlama dururken

sürekli selamveriyormuşumgibi olur.Tanrı'm, şu yemek bir an önce bitse deburadankurtulsam!Çıkıncalokantadabirgüzelkarnımıdoyururum.»Üçüncü kap yemekten sonra çaktırmadanFransız'a baktı.Tramblan nedense

bugün pek durgun görünüyordu. O da karşısındaki meslektaşını kaçamakbakışlarlasüzüyor,üstelikteklokmayemiyordu.Biraralıkbakışlarıkarşılaşıncaikisi de çok utandılar, gözlerini, önlerinde dokunulmadan duran tabaklarınaindirdiler.Pustiakov, «Farkına vardı, alçak!Farkına vardığını bakışlarından anlıyorum.

Dürzününnededikoducuolduğunubilirim.Yarınhemenmüdüreyetiştirir!»diyegeçirdiiçinden.Ev sahipleri ile konukları dördüncü kap yemeği bitirdikten sonra Tanrı'nın

yardımıylabeşinciyidesilipsüpürdüler.Yaratılıştangözlerininkısık olduğu anlaşılan, uzunboylu, kemerli burnunun

kocaman deliklerinden uzun kıllar fışkırmış bir bay ayağa kalktı; bir eliylesaçlarınısıvazladıktansonra;

Page 203: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

— E-e-e-e... bu-bu-burada oturan ha-bayanların sa-sağlıkları için i-içmeyiöneriyorum!dedi.Yemek yiyenler gürültüyle ayağa kalktılar, kadehlerini ileri doğru uzattılar,

«Yaşa!Varol!»sesleriortalığıçınlattı.Kadınlargülümseyerekkadehtokuşturmaişinegiriştiler.Pustiakovdaayağakalktı,kadehinisolelinealdı.Osıradakonuklardanbirionabirkadehiçkiuzattı.—LevNikolayeviç!ZahmetolmazsaşukadehiNastasya[35]Timofeyevna'ya

verin,almakistemezsezorlaiçirin!dedi.Pustiakov bütün korkusuna karşın sağ elini kullanmak zorundaydı. Kırmızı

kurdelesi kıvrılmış Stanislav böylece gün ışığına kavuştu ve neşeyle parladı.Askeri ortaokul öğretmeni yüzünün sarardığını hissetti, başını önüne eğerekFransız meslektaşına doğru kaçamak bir bakış fırlattı. Beriki soran, şaşkınbakışlarını ona dikmişti. Dudaklarında sinsi bir gülümseme vardı, yüzündekiutangaçlığınbirazazaldığıbelliydi.Evsahibi,Fransız'a;—YuliAvgustoviç!dedi.Şişeyibutarafagönderirmisiniz,lütfen!Tramblan ürkek ürkek sağ elini şişeye uzattı ve... Aman Tanrı'm. bu ne

mutluluk! Pustiakov onun göğsünde de bir madalya gördü. Hem de Stanislavdeğil. anlı şanlı bir Anna! Demek, Fransız da düzenbazın biriydi. Pustiakovsevinçle güldü, iskemlesine çökerek serbestçe yayıldı... Artık Stanislav'ısaklamaya gerek kalmamıştı. İkisi de aynı haltı işlediklerine göre ortada nededikoduyapacak,nedeonureziledecekbirivardı...EvsahibiSpiçkin,Pustiakov'ungöğsündekimadalyayıgörünce;—O-o-o!Hımm!diyemırıldandı.Pustiakov,Fransız'abaktı.—Öyledeğilmi,YuliAvgustoviç,anlaşılmasızorbirdurum!Okuldabunca

öğretmenvarkengeçenbayramdamadalyayıyalnızikimizaldık!Akılerdirmekkolaydeğil.Yemekten sonra Pustiakov bütün odaları dolaştı, madalyasıyla genç kızlara

caka sattı. Midesi açlıktan buruluyordu ama ne gam! Yüreği kuş gibi hafifti,neredeysesevinçtenuçacaktı.Spiçkin'le madalyalar konusunda bir konuşmaya dalan Tramblan'a

kıskançlıklabaktı,«BöyleolacağınıbilsemStanislavdeğil,Vladimir takardım.Neyazıkkiakıledemedim!»diyedüşündü.Osıradacanınısıkantekdüşüncebuydu,onundışındakeyfiyerindeydi.

Page 204: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ÖĞRETMEN

LisesonsınıföğrencisiYegorZiberov,PetyaUdodov'unelinisıkarkenbuişilütfen yapıyor gibiydi. Gri takım giymiş, al yanaklı, dar alınlı, sert saçlarıbaşında fırça gibi dik dik duran, 12 yaşlarındaki Petya Udodov saygıylaayaklarını birbirine vurdu, defterlerini almak için dolabına uzandı. Dersbaşlıyordu.BabaUdodov'layaptıklarıanlaşmayagöreZiberov,Petya'yahergünikisaat

ders verecek, bunun karşılığında kendisine ayda altı ruble ödenecekti.Çocuğubütün derslerden ortaokul ikinci sınıfa hazırlamaktı görevi. Geçen yıl da dersvermiş,amaPetyasınıfınıgeçememişti.Ziberovbirsigarayaktı.— Geçen dersimiz dördüncü küme ad çekimiydi. Şimdi Fructus'u çekin

bakalım.Petyaverilensözcüğüçekmeyeçalışıyor.Ziberovayağakalkarak;—Derse çalışmamışsınız! diyor.Dördüncü küme çekim için tam altı örnek

verdim, gene kafanız almamış! Dersinizi ne zaman tam yapacaksınız, söylermisiniz?Kapının arkasından öksürmeler duyuluyor. Petya'nın babası, valilik

yazmanlığındanemekliUdodov;— Gene mi çalışmamış? diyerek içeri giriyor. Söyle, neden hazırlamadın

derslerini,Petya?Ah, seni domuzyavrusu!YegorAlekseyeviç, inanırmısınız,dündesopayedibenden!Udodoviçiniçekerekoğlununyanına,iskemleyeçöküyor,Küner'inyıpranmış

«Latince» kitabını karıştırmaya başlıyor. Petya'nın sınavı bu sefer babasınınyanındasürecektir.«Ahmakherif,varsınnasılaptalbiroğluolduğunugörsün!»diye geçiriyor içinden Ziberov, çocuğu sorularıyla ezmek için yanıptutuşmaktadır.Alyanaklı,tombuloğlana,bukalınkafalıyumurcağakarşıyüreğinefret doludur. Elinden gelse onu neredeyse babasının yanında pataklayacak.Zavallıçocukrastgeledoğrubiryanıtversebileöfkeleniyor,çünküPetyahaylazı

Page 205: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

canınataketmiştir.—İkincikümeadçekiminidebilmiyorsunuz,birincikümeyide!..Derslere nasıl hazırlandığınız ortada!Peki, söyleyin bakayım,meus filius'un

ünlemedurumunasıldır?-—Meusfiliusmu?Meusfilius...şey...Petyagözlerini tavanadikiyor,dudaklarınıdurmadankıpırdatıyor,amayanıt

yok...—Dea'nınçoğul-edurumunuyapınöyleyse.Petyasözcüklerebasabasa—Deabus...filiabus!diyeyapıyorçekimi.Baba Udodov onaylarcasına sallıyor başını, yardımcı öğretmen, çocuktan

doğruyanıtbeklemediğiiçinbozuluyor.Ardındanbaşkabirsoruyapıştırıyor:—Abus,birdehangiadın-edurumundaçekimidir,söylermisiniz?Anima'ın-edurumudaabus'muşamaKüner'inkitabıbunugöstermemektedir.Udodovdayanamayıpsözekarışıyor.— Şu Latince'nin sesleri kulağa ne hoş geliyor, değil mi? Alon... tron...

donus... antropos[36] Akıl almaz işler! Demek, bu bilgilerin hepsi de gereklihayatta?diyerekiçiniçekiyor.Ziberov çok öfkelidir. «Çalışmamıza engel oluyor, hayvan! Sözde tepemize

dikilip nasıl çalıştığımı denetleyecek. Böyle denetlenmekten hiç hoşlanmam!»diyedüşünüyor.Petya'yadönerek;—Evet,durumbu.GelecekderseLatince'denaynıkonularıhazırlayın.Şimdi

aritmetiğegeçelim...Taştahtayıalın.Hangiproblemdeydisıra?diyor.Petya taş tahtaya tükürüp yeniyle siliyor. Öğretmen yardımcısı problem

kitabınıaçarakyazdırmayabaşlıyor.«Tüccar540rubleveriptoplam138arşınsiyahvelacivertçuhasatınalıyor.

Lacivert çuhanın arşını 5 ruble, siyahınki 3 ruble olduğuna göre her renktenkaçararşınçuhaalmış?Şimdisoruyubirdesizyineleyin.»Petya soruyu bir de kendisi okuyor, sonra fazla düşünmeksizin 540'ı 138'e

bölmeyebaşlıyor.—Niçin bölüyorsunuz?Durun?Şey... tamam, bölme işlemini bitirin.Kalan

varmı?Böyleproblemlerdekalanolmaz.Verin,benböleyim.Ziberov bölme işlemini bir de kendisi yapıyor. Sonuç 3'tür, ama kalan da

vardır.Saçlarınıkarıştırmayabaşlıyor,kızarıpbozarıyor.«Tuhaf.buprobleminbaşkatürlüçözümlenmesigerekirdi.Amanasıl?Hımm!

İki bilinmeyenli bir denklem bu, basit bir aritmetik problemi değil.» diye

Page 206: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

geçiriyoriçinden.Problemlerkitabınınarkasındakisonuçlarabakıyor,75ve63sayılarınıgörüyor.«Hımm! Tuhaf! 5'le 3'ü toplayıp 540'ı 8'e mi böleceğiz yoksa? Ama o da

olmazki!..»Petya'yadönerek;—Hadi.çözseneproblemi?diyeçıkışıyor.Udodovdayanamayıparayagiriyor:—Petya,niyeşaşırdın,delikanlı?Zorbirproblemdeğilki...Amansendeçok

aptalmışsın!YegorAlekseyiç,şunusizçözündegörsün!Yardımcı öğretmen eline taş tahtayı alıp çözüm işine girişiyor, kızarıyor,

bozarıyor,sararıyor,kekelemeyebaşlıyor...—Daha doğrusu bir cebir problemi bu, x ve y bilinmeyenlerini kullanarak

çözmek gerekir. Aslında başka bir çözüm yolu daha olmalı. Durun, buldumişte...Şey...böylemiyapılacaktı?..Eniyisibizbunuyarınabırakalım.Üstündebirazdüşünün,olurmu?Petya'nın yüzünde şeytansı bir gülümseme beliriyor, babası da sırıtıp

durmaktadır. Ama Ziberov, onlar biraz anlayışla da karşılasa lise son sınıföğrencisiolarakkendineçokkızıyor,ayağakalkıpodadadolaşmayabaşlıyor.OsıradababaUdodovduvardaasılıduranhesapkutusunualarak;—Buproblemcebirolmadandaçözülebilir,diyor.İştebakın!Hesapkutusununtoplarınıbirkaçkezsağa-solaittiktensonraçözümübuluyor:

Sonuç75ve63'tür.—Bizokumamışlarhesabıböyleyaparız!diyeböbürleniyor.Dayanılması zor bir sıkıntı basıyor öğretmeni. Yüreği ezilerek saatine göz

atıyor.Dersinbitiminedahabirsaat15dakikavardır.Of,negeçmekbilmezbirzaman!Yazı dersinin ardından coğrafya, coğrafyanın ardından din bilgisi, bunun

ardındanRusça!Yeryüzündeneçokbilimadıvar?Amasonundaikisaatgeçipogünküders verme süresi doluyor.Ziberov şapkasını alıyor,Petya'ya elini genelütfenuzatıyor,babasınada«Hoşçakalın»diyor.—Banabirazparaödeyebilirmisiniz?diyor tamodadançıkmaküzereyken.

Yarınokulaücretyatıracaktımda...Altıaylıkalacakbiriktisizde...Udodov,Ziberov'unyüzünebakmaksızın;—Nasıl?Ha,evetevet,diyemırıldanıyor.Seveseve!Ancakşuandayanımda

yok.Şöylebir-ikihaftadahageçsin...Ziberov ister istemez razı oluyor, girişte, çamurdan ağırlaşmış çizmelerini

giyiyor,dersvermeküzerebaşkabireveyollanıyor.

Page 207: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ŞİKAYETDEFTERİ

Budefterdemiryoluistasyonununbeklemeodasında,yüksekçebirmasanınçekmecesindedurur.Odada,«çekmeceninanahtarıistasyonbekçisindedir»diyebiryazıasılıysadaaçmakiçinanahtaragerekyoktur,çünkühepaçıktırçekmece.Şimdidefterinyapraklarınıçevirerekokuyalım:«Sayınbay,divitimisınamakiçinyazıyorum.»Yazının altında uzun burunlu, boynuzlu bir surat çizilmiştir. Altında da şu

satırlar:«Sen resimsin, ben portreyim; sen hayvansın, ben değilim. Ben senin

suratınım.»«Trenle istasyona gelirken pencereden görüntüyü seyrediyordum, şapkam

başımdanuçuverdi.İ.Yarmokin.»«Bunukiminyazdığınıbilmiyorum,amaokuyanbenimgibibirbudaladır!»«Başvuru bölüm şefi Kolovroyev bir anı olarak kalsın diye bunları buraya

yazdı.»«Karıma kaba davrandığı için kondüktör Kuçkin'den şikayetçiyim. Karım

gürültü yapmıyor, tam tersine gürültüyü önlemeye çalışıyordu. Kalabalıktaomzumdançekiştiren istasyonbekçisiKliatvinden[37]de şikâyetçiyim.Nasılbirkişi olduğumu bilen Andrey İvanoviç İşçeyev'in çiftliğini adres olarakverebilirim.MaliyeciSamoluçşev.»[38]«Nikondrovsosyalisttir.»«Bu çirkin davranışın etkisinden kurtulamayarak... (karalanmıştır)

istasyondan geçerken bu çirkin davranışın beni derinden etkileyen...(karalanmıştır)Demir yollarımızın düzensiz işleyişini tüm çıplaklığıyla gözlerönüneserenşuçirkinolayatanıkoldum...(İmzadışındakiyazılarkaralanmıştır)KurskLisesisonsınıföğrencisiAlekseyZudyev.»[39]«Treninhareketetmesinibeklerken istasyonşefininsuratını inceledimvehiç

hoşumagitmediBunubütündemiryolcularaduyururum.Şenyazlıkçı.»«Bunukiminyazdığınıbiliyorum.M.D'ninişidir.»

Page 208: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

«Baylar!Teltsov[40]madrabazınbiridir!»«Dün istasyon bekçisinin kansı ile büfeci Kostka yan yana ırmağın karşı

yakasınageçtiler.Hayırlısıolsun.Senhiçtasalanma,baybekçi!»«Buistasyondangeçerikençokacıkmışbulunduğundanbirşeylerısmarlayıp

yemek niyeti ile lokantaya geldiğimde perhiz yemeği[41] bulunmadığınısöylediler...ZangoçDuhov[42]«Önünenekorlarsaonuzıkkımlan!»«Deri sigaralığımı yitirdim. Bulan, istasyon gişe görevlisi Andrey Yegorıç'a

teslimetsin.»«Ayyaşım diye işime son vermek isteyenlerin hepsinin hırsız, dolandırıcı

olduklarınıduyururum.Telgrafmem.Kozmodemyanski.»«Sizebiriyilikedenesizdahafazlasınıyapın.»«Katya'cığım,senidelicesineseviyorum!»«Şikâyet defterine ilgisiz şeylerin yazılmamasını rica ederim. İvanov

Sedmoy.»[43]«Anladık,Yedincisinamasalağıntekisin.»

Page 209: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

PERPETİUMMOBİLE[44]

Yeni düzenden önce göreve başlamış bulunan yaşlı sorgu yargıcıGrişutkinilemelankolik yaratılışlı doktor Svistitski[45] birlikte bir otopsiye gidiyorlardı.İlerledikleriköyyolundakaranlıktangözgözügörmüyor,ardıarkasıkesilmeyenbiryağmuryağıyordu.Sorguyargıcı;—Ne pis hava! diye homurdandı. İnsanlığı, uygarlığı bırakın bir yana, işe

yarar bir iklimimiz bile yok! Bizimkine de memleket demişler! Hem deAvrupa'ymışız!..Gökyüzüyarılmışsanki,durmakbilmiyor,alçak!BöyledediktensonraarabayısürenuşağıMişka'yaçıkıştı:— Sen de çabuk sür atları, kör olası! Eğer dişlerini dökmemi istemiyorsan

eliniçabuktut!Derinderiniçiniçekipıslakkürkünesarınandoktor;—Negarip,AgeyAlekseyiç!dedi.Benimhavayapekaldırdığımyok,ancak

içimi ezen, tuhaf bir önsezi var yüreğimde. Az sonra başıma bir felaketgelecekmişgibibirduyguiçindeyim.Önsezilereinanır,buyüzdenhepbirşeylerbeklerim. Ne bileyim, ölüden mikrop kapabilirim, sevdiğim bir yakınımıyitiririm...—Siz de tıpkı kadınlar gibisiniz, azizim!Hiç olmazsaMişka'dan utanın da

onun yanında önsezilerden söz etmeyin! Şu anda içinde bulunduğumuzdurumdan,şuberbatyağmurdandahakötüneolabilir?Sizebirşeysöyleyeyimmi, Timofey Vasilyeviç? Ben bu durumda daha fazla yol gidemeyeceğim.İsterseniz öldürün beni, gidemem! Bir yer bulup konaklayalım. Buraya yakınoturanbirtanıdığınızvarmı?—İvanİvanoviçYojov'unevivar,dedi.Hemenormanınarkasında,köprüyü

geçince.— Şu bizim Yojov mu? Sür oraya! Çoktandır görüşmedik şu günahkar

ihtiyarla!Ormandan, sonra köprüden geçtiler; önce sola, sonra sağa saptılar; sulh

Page 210: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

mahkemesi başyargıcıYojov'un çiftlik evinin geniş avlusuna girinceGrişutkinarabadanatladı,ışıkgörünenpencerelerebakarak;—Morukevde,dedi.Evdeolmasıçokiyi.Karnımızıdoyurur,birşeyleriçer,

geceyi burada geçiririz. Mıymıntının tekidir ama konukseverliğine diyecekyoktur.HoldeonlarıYojovkarşıladı.Muşmulagibiburuşuksuratıbatıcıkıllarlakaplı,

ufaktefekbirihtiyardı.— O, ne iyi ettiniz geldiğinize! Hoş gelmişsiniz! dedi. Sofraya az önce

oturmuştuk, domuz söğüşü yiyorduk... Otuz üç ve derhal! İçerde başka birkonuğum daha var. Savcı. Beni almaya gelmiş, yarın birlikte bir toplantıyakatılacağız...Otuzüçvederhal!Grişutkin ile Svistitski oturma odasına girdiler. Mezelerle, şaraplarla

donatılmış,genişbirmasaduruyorduortada.MasadaevsahibininkızıNadejdaİvanovnailesavcıTülpanskioturuyorlardı.Esmergençkadın,kocasıyakınlardaöldüğüiçintepedentırnağakaralargiymişti.Gençbiradamolansavcınınyüzümavidamarağıylakaplıydı,uzunfavorilerivardı.Yojovmasadakileriparmağıylagöstererek;—Tanışıyormusunuz?Bubizimsavcı,dedi.Budakızım...Esmer dul gözlerini kısıp gülümseyerek yeni gelenlere elini uzattı. Yojov

kadehinevotkadoldurarak;—Baylar,hoşgeldiniz!dedi.Hadi,davranınbakalım!Kadehimionurunuza

kaldırıyorum!Otuzüçvederhal!Sağlığınıza!Bir dikişte içkilerini bitirdiler. Grişutkin önce ağzına bir hıyar turşusu attı,

sonra domuz söğüşüne uzandı. Doktor derin derin içini çekmekle yetindi.Tülpanski yanındaki bayandan izin isteyip bir puro yaktı.Bunuyaparken öyleyayvanyayvansırıttıki,ağzındatastamamyüzdişvarsanırdınız.Yojov;—E,baylar,aylaklıketmeyinbakalım!Kadehlerhoşbırakılmaz!Yargıçbey,

doktor! Şimdi hekimlerin onuruna içelim! Severim hekimleri! Özelliklegençlerin hayranıyımdır! Otuz üç ve derhal! Kim ne derse desin, gençler herzamanenöndegidecektir!Sağlığınıza!SavcıTülpanskidışındaherkesbirbiriylekonuşmayahaşladı;savcıisesuskun

oturuyor,burnundantütündumanlarıpüskürtüyordu.Tavırlarındankendinisoylutakımından saydığı, doktor ile sorgu yargıcını küçük gördüğü gözdenkaçmıyordu.YemekbitinceYojov,Grişutkin,savcıprafaoynamakiçinbaşkabirmasaya geçtiler, doktor ile Nadejda İvanovna ise piyanonun yanına çekilerekkoyubirsöyleşiyedaldılar.

Page 211: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Güzeldul;—Otopsiyemigidiyorsunuz,doktor?diyebaşladı.Ölükesmekkolayişdeğil.

Yüzünüzü buruşturmadan, gözünüzü kırpmadan neşteri elinize alıp cansız birinsanın bedenine saplamak azmı irade ister.Ben, biliyormusunuz, doktorlarakarşıbüyükhayranlıkduyarım.Benceonlarherkestenayrı,kutsalyaratıklardır.E,doktor,nedenböyleüzgüngörünüyorsunuz?— Nedense içimde garip bir önsezi var. Beni ağırlığıyla ezen bir önsezi...

Sevdiğimbiriniyitirecekmişimgibibirduyguiçindeyim.—Evlimisiniz,doktor?Buradayakınlarınızvarmı?—Hiçkimsemyok.Yalnızım,yakınbir tanıdığımbilevarsayılmaz.Söyler

misiniz,hanımefendi,önsezilereinanırmısınız?—Ah,çok,çokinanırım.Doktor ile güzel dul önseziler üzerine konuşadursunlar, Yojov ve Grişutkin

aradabiroyunubırakıpmasayaiçkialmayagidiyorlardı.OyundayenilenYojovgeceninikisinedoğrubirdenertesigünkütoplantıyıanımsadı,alnınavurarak;—Çocuklarbizneyaptık?Yarınsabaherkendentoplantıyakatılacağız,ama

bizoturmuş,kağıtoynuyoruz.Hadihemenyataklara!Otuzüçvederhal!Nadya,sendedoğrucaodana!Marş,marş!Duruşmanınbittiğiniduyururum!Nadejdaİvanovnadoktorlavedalaşırken;— Böyle bir gecede uyuyabilirseniz ne mutlu size! dedi. Yağmur pencere

camını tıklatırken, bahçede zavallı çam ağaçları rüzgarda uğuldarken benimgözümeuykugirmez.Şimdigider, elimebir kitap alır, sonra can sıkıntısındanpatlarım.Öldürseleruyuyamam!Koridorda, kapınınkarşısınadüşenpenceredekandilinışığıgözüküyorsa,bilinkibenuyumuyorum,sıkıntıdankendikendimiyiyorum.Doktorilesorguyargıcıkendilerineayrılanodadayereserilmiş,kuştüyünden

kocaman iki yatak buldular. Doktor soyunur soyunmaz kendini döşeğe attı,yorganıbaşınaçekti.Sorguyargıcıdasoyunupyattıamayatağındabiroyana.birbuyanadöndüdurdu;sonrakalkıpodadadolaşmayabaşladı.—Şugüzelbayanı,gençduluaklımdançıkaramıyorum,dedi.Ah,one tatlı

şey! Canımı istesin vereyim! O gözler, o omuzlar, eflatun çoraplar içindekidüzgün bacaklar! Kadın değil, ateş parçası! Her yanından kadınlık fışkırıyor!Üstelik bu güzel kime nasip oldu acaba? Şu hukukçu bozuntusu savcıya mı?İngilizlere benzeyen sıska budalanın hakkı mı bu? Kim ne derse desin,hukukçularıçekemiyorum!Deminsenkadınlaönsezilerindensözederkensavcıkıskançlığındançatlıyordu.Nefisbirkadın,doğrusu!Nefis!Doğaharikası!Doktorbaşınıyorganınaltındançıkardı.

Page 212: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Evet, saygı duyulacak bir kadın. İnce ruhlu, duyarlı, çabuk etkilenen birvarlık...Şimdibizseninlehorulhoruluyuyacağız,oisedostsöyleşileriylegeçenbirakşamınetkisiylegözünükırpmadanyatacak.Ayrılmadanöncebanasabahadek sıkıntılar içinde, kitap okuyarakvakit öldüreceğini söyledi.Zavallı! Şimdilambasıyanıyordur...—Nelambası?— Koridorun ucundaki pencerede aydınlık varsa, bu, uyumadığının

belirtisiymiş.Öylededi.—Bunuomusöyledi?Sanamı?—Evet,osöyledi.—Pes,vallahi!Senihiçanlamıyorum,bekardeşim!Bunusanasöylediysesen

ölümlülerin en talihlisisin! Ne denli kıskanırsam kıskanayım, seni kutlamadanedemeyeceğim!Ayrıcabeni en çok şuhukukçubozuntusunundüşeceği durummutlu ediyor. Böyle bir kadın savcıya kalıyorsa, çilli kerataya boynuztaktıracağın için ne kadar sevinsem azdır! Hadi, çabuk giyin. Marş, marş,kadınınodasına!KafayıbulduğuzamanGrişutkinherkesle«sen»diyekonuşmayabaşlardı.Doktorutangaçutangaç;—Siznediyorsunuz,AgeyAlekseyiç!dedi.Tanrıbiliyorya,sizinkide...—Hadi, fazlauzatma!Giyindeyürü!Hani,bir şarkıvardır. «Çarınuğruna

can feda!Yaşamyolunda, aşk için, hergünüçiçekkoparır gibikoparırız... ! »Giyin,canımıniçi!Hadi,Timoşa!Doktor!Hadisene,behayvan!—Bağışlayın,sizianlamıyorum...—Bundaanlamayacaknevar?Konumuzastronomideğilki!Giyin,lambanın

yandığıodayagit!Hepsibukadar...— Bir hanımefendi ile benim hakkımda böyle düşündüğün için çok

şaşıyorum.Grişutkiniçerleyerek;—Felsefeyibırak!dedi.Dahaneduruyorsun?Bunakalınkafalılıkderler.Doktorukandırmak içinuzunzamandildöktü,kızdı,yalvardı,hattaönünde

diz çöktü; sonunda kendini tutamayıp ağır bir küfür savurdu, yere tükürerekgidipyatağınayattı.Amaçeyreksaatgeçmedenyenidenuyandırdıdoktoru.Sertbirsesle;—Banabakarmısınız!dedi.Kadınınyanınagitmeyecekmisiniz?— Yoo. Niçin gidecekmişim? Siz de çok huzursuz bir insansınız, Agey

Alekseyiç!Sizinleotopsiyegitmekbaşabelaalmakdemekmiş!— Öyleyse canın cehenneme! Oraya ben gideceğim. Ben bir savcı

Page 213: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

bozuntusundan ya da karı kılıklı bir doktordan aşağı bir insan değilim. Kararverdim,gideceğim!Ardındançabucakgiyinipkapıyayöneldi.Doktor, önce bunun anlamını soran gözlerle sorgu yargıcına baktı, sonra

yerindenfırladı.Onunönünükeserek;—Sanırım,şakayapıyorsunuz,dedi.—Seninletartışacakvaktimyok.Bırakdageçeyim!—Hayır,bırakmam,AgeyAlekseyiç!Yatağınızayatın.Sarhoşsunuzsiz!—Ey,hekimlertanrıçası,şunabakın!Hangihaklabırakmazmışsınbeni?— Soylu bir kadını korumak durumunda kalan bir insanın hakkıyla. Agey

Alekseyiç, aklınızı başınıza toplayın! Nasıl bir işe kalkıştığınızı biliyormusunuz?Yaşlıbirisinizsiz,altmışınızıdevirdiniz.Bunuunutmayın!Grişutkinbirdengücendi.—Benimyaşlandığımısöyleyenhaltetmiş!—AgeyAlekseyiç,içkiyikaçırdığınızbelli,duygularınızdepreşti.Birhayvan

değil, insan olduğunuzu aklınızdan çıkarmayın! Hayvan içgüdüsüne boyuneğebiliramasizdoğanınövüpyarattığıbirvarlık,birinsansınız.Doğanınövüpyarattığıvarlıkpancargibikızardı,elleriniceplerinesokaraktiz

birçığlıkattı.—Sanasonkezsöylüyorum.Bırakacakmısınbeni,hergele?Sanki karşısında arkadaşı değil de bir arabacı vardı. Ama aynı anda

çığlığından kendisi de korkarak kapıdan uzaklaştı, pencerenin yanına gitti.Sarhoş olmasına karşın tiz çığlığıyla evdekileri uyandırmış olmaktan dolayıbüyükbirutançduyduğuanlaşılıyordu.Kısabirsuskunluktansonradoktoronayaklaştı, elini omzuna koydu. Doktorun gözleri yaşlıydı, yanakları cayır cayıryanıyordu.Titreyenbirsesle;—AgeyAlekseyiç,dedi.Söylediğinizağırsözlerden,tümterbiyekurallarını

unutarak bana «hergele» diye bağırmanızdan ötürü sizinle aynı çatı altındakalamayacağım. Kabul etmelisiniz, beni çok aşağıladınız. Diyelim, suçluyum,ama suçumun altı-üstü nedir?Hiç yoktan, iffetli, soylu bir kadına karşı böylekötüniyetlerbeslediniz.Bağışlayınamaartıkdahafazlaarkadaşkalamayız!—Memnunoldum.Böylearkadaşlıkbendenuzakdursun.— Sizinle daha fazla birlikte kalamayacağıma göre hemen gidiyorum.

Umarım,birdahakarşılaşmayız.—Peki,neylegideceksiniz?—Arabamvarya!—Amabennasılgideceğim?Bunebiçimiştir?Demek,sonunadekalçaklık

Page 214: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

etmek niyetindesiniz? Madem buraya sizin arabanızla geldik, gene sizinarabanızlagideceğiz.— İsterseniz sizi evinize bırakabilirim.Ama hemen şimdi!Ben derhal yola

çıkıyorum.Öyleheyecanlıyımki,buradabirdakikabilekalamam.Bundan sonra Grişutkin ile Svistitski sessizce avluya çıktılar. Mişka'yı da

uyandırdılar,arabayabinerekyoladüzüldüler.Yoldasorguyargıcıdurmadan;—Budala!Namuslu insanlaranasıldavranılacağınıbilmiyorsanevindeotur,

kadınlarınbulunduğuyerlereadımınıatma!diyesöyleniyordu.Busözlerlekendinemi,yoksadoktoramıçıkışıyordu,orasıpekbellideğildi.

Arabaonunoturduğuevinönündeduruncaaşağıyaatladı,kapıdaniçerigirerkenhomurdandı:—Seningibibirarkadaştanımıyorumartık!Aradanüçgüngeçmişti.Viziteleribitirdiktensonraodasındakanepeyeuzanan

doktor, yapacak başka işi olmadığı için, eline aldığı «hekimler takvimi»albümünde Petersburg ve Moskovalı doktorların adlarını okuyor; bunlarıniçindenhangisininenahenkli,engüzelolduğunubulmayaçalışıyordu.Osırada,gökyüzünün maviliklerinde süzülen bir toygar kuşunun dinginliği, şiirselliğivardı yüreğinde; bunun da nedeni, bir gece önce düşünde yangın görmesiydi.Yangın mutluluk anlamına geliyordu. Böyle oyalanıp dururken ansızın evinönündeduranbirkızağın(havakarlıydı)gıcırtısınıduydu,ardındansorguyargıcıGrişutkineşiktegözüktü.Hiçbeklemediğibirkonuktubu.Doktoryattığıyerdendoğruldu;korkudolu,utangaçgözlerlegelenebaktı.Grişutkingözleriniönüneindirereköksürdü.yavaşadımlarlakanepeyeyaklaştı.— Özür dilemeye geldim, Timofey Vasilyeviç, dedi alçak sesle. Size karşı

birazkabadavrandım,hattasanırım,hoşagitmeyeceksözlersöyledim.Benimozamanki heyecanlı durumumu anlayacağınızı umarım. O dürzünün evindeiçtiğimizromunetkisiyleneyaptığımıbilmiyorum.Benibağışlayın!Doktorarkadaşınadoğruatıldı,uzatılaneligözleriyaşararaksıktı.—Amanricaederim...Mariya,çaykoy!— Hayır, çay istemez. Vakit yok, mümkünse çay yerine kvas getirsin.

Kvasımızıiçer,otopsiyegideriz.—Ne?Hangiotopsi?—Hanişubaşçavuşvarya?Seninlegidiyordukda,yarıyoldadönmüştük...Grişutkin ile Svistitski kvaslarını içtiler, otopsiye gitmek üzere yola

koyuldular.Yoldasorguyargıcı;

Page 215: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Sizekarşımahcubum,dedi.Ozamankendimdedeğildim,genede,biliyormusunuz,şusavcıkeratasınaboynuztaktırmamanızgücümegidiyor.Alimonovo kasabasından geçerlerkenmeyhanenin önündeYojov'un kızağını

gördüler.Grişutkin;— Yojov burada, dedi. Atlardan tanıdım. Hadi, gidip onunla birkaç laf

edelim...Birersoda içer,hemdemeyhanecikadınıgörürüz.Çokünlüdür!Benkarıdiyeonaderim!Of,nefisparçadır,doğrusu.Yolcular kızaktan inipmeyhaneyedaldılar. İçerdeYojov ile savcıTülpanski

oturmuşlar,çilekşurubuiçiyorlardı.Yojov,Grişutkiniledoktorugörünceşaşırdı.—Nereyeböyle?Buralardaneişinizvar?Gene şu otopsiye gidiyoruz ama varamıyoruz bir türlü.Büyülü bir çembere

düştüksanki...içindençıkamıyoruz.Sizinyolculuknetarafa,bakalım?—Bizdetoplantıyagidiyoruz.— Sizin böyle sık sık toplantılarınız mı oluyor? Üç gün önce katılmıştınız

ya!..— Ne gezer? Savcının dişleri ağrıyordu, ben de o gün kendimi iyi

hissetmiyordum. E, söyleyin, bakalım, ne içeceksiniz? Şuraya geçip oturun!Otuz üç ve derhal! Votka mı içeceksiniz, bira mı? Buraya bakın, tezgahtarbayan!Bizevotkavebira!Ah,azizim,netezgahtar!Sorguyargıcınınkadınlailgilidüşüncesideaynıydı.—Evet,meyhanecimizediyecekyok!Nekarıya,biriçimsu!İki saat sonra doktorun arabasının sürücüsü Mişka meyhaneden çıktı,

generalin arabacısına atları koşumdan çözüp ahıra çekmesini söyledi. Eliniumutsuzcasallayarak;—Beyefendi söyledi,kağıtoynamayaoturuyorlarmış.Yarınakadarburadan

ayrılamayacağızdemektir.Hah,işte,emniyetamiridegeliyor.Budurumagöreyarında,öbürgündeburadayız.Emniyetamirininkızağımeyhaneninönüneyanaştı.Emniyetamiri,Yojov'un

atlarınıtanıyıncasevinçlegülümsedi,merdivendenyukarıhızlakoştu...

Page 216: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

OKUMANINYARARLARI

(Birhinoğluhininanlattıktan)

Bir gün şehir tiyatrosu müdürü Galamidov, saygıdeğer amirimiz İvanPetroviç Semipalatov'un çalışma odasında oturmuş, tiyatrodaki kadınoyuncularınyetenekvegüzelliklerindenküçümsercesinesözediyordu.MasasındaaylıkbordrolarıimzalayanamirimizİvanPetroviç;—Sizinleaynıdüşüncededeğilim,azizim,dedi.SofyaYuryevna'yıelealalım;

güçlü bir oyunculuğu, kendine özgü bir yeteneği vardır. Öte yandan incecikyapısıylaöylenefisbirparçaki!..Hayranlığınıanlatacaksözbulamadığıiçinbirandurdu,sonrayüzünegeniş,

tatlıbirgülümsemeyayıldı.AmirimizigözleriniaçarakdinleyenGalamidov'un,onunyüzündekigülümsemeninetkisiyleağzındabirşekertatlılığıduyduğundaneminim.Amirimiz;— Evet, onda asıl beğendiğim... e-e-e... şey... monologları söylerken körpe

göğüslerinin titremesi, kalkıp kalkıp inmesidir, diye konuşmasını sürdürdü.Göğüsleriateşsaçıyor,ateş...Böyleanlarda,kendisinesöyleyinlütfen,onuniçinherşeyiyapmayahazırım!— Beyefendi, Herson Emniyet Müdürlüğü'nün şu tezkeresini de imza

buyurun!İvan Petroviç gülücükler saçan yüzünü kaldırdı ve karşısında yazıcı

Merdiayev'i gördü. Merdiayev patlak gözleriyle tam önünde dikilmiş,imzalamasıiçinbiryazıuzatıyordu.Amirimizyüzünüburuşturdu;sıradanbiriş.şiirdolukonuşmanıncanınaokumuştu.—Bunusonradagetirebilirdiniz.Konuştuğumugörüyorsunuz.Neterbiyesiz,

nezaketsiz insanlar var!.. Bay Galamidov, bir de toplumumuzda Gogol'ünyarattığı tiplerinkalmadığını söylersiniz. İştekarşınızdaaradığınız tip!Pasaklı,dirsekleri tiftimiş, saçlarını hiç taramaz, üstelik gözleri şaşı... Hele şunun

Page 217: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

yazısınabakın!Buyazınıniçindenşeytanbileçıkamaz.Düzenfilanarama,bellikiokuması-yazmasıkıt.Kunduracıçıraklarıböyleyazarancak!Galamidovyazıyabaktı.—Evet,gerçektenöyle.Siz,BayMerdiayev,anlaşılan,pekazokuyorsunuz.Amirimiz;— Böyle olmaz, azizim, dedi. Sizin adınıza ben utanıyorum. Niçin

okumuyorsunuz,söyleyin!Kitapokuyacaksınız!Tiyatromüdürügereksizyereiçiniçekti.—Doğru,okumainsanaçokşeykazandırır.Evet,çokşey...Okumayabaşlar

başlamaz görüş açınızın birden değiştiğini göreceksiniz.Kitaplara gelince, heryerdebulabilirsiniz.Örneğinbendebirdoluvar...Seveseveveririm.İstersenizhemengetireyim.Amirimiz;—Gördünüzmü?Beyefendiyeteşekküredin.dedi.Merdiayev beceriksizce eğildi, dudakları sessiz kıpırdadı, apar topar dışarı

çıktı.Ertesi günGalamidov amirimizin odasına kucağında bir yığın kitapla girdi.

İşte asıl öykümüz bundan sonra başlıyor. Çocuklarımız, torunlarımız İvanPetroviç'inbudüşüncesizliğinihiçbirzamanbağışlamayacaktır.Böyledavranangenç biri olsaydı gene neyse, biraz hoş görülebilirdi, ama güngörmüş koskocaamirimiz kesinlikle bağışlanamaz! Tiyatro müdürünün gelişinin ardındanamirimizMerdiayev'içağırdı.Kitaplararasındanbiriniseçerek;—İştealın,okuyunbunu!dedi.Merdiayev titreyen elleriyle kitabı alıp dışarı çıktı. Yüzü sapsarıydı. Şaşı

gözleri tedirginlik içinde çevreyi tarıyor, sanki yardım edecek birini bulmayaçalışıyordu. Kitabı elinden aldık, incelemeye koyulduk. «Monte Kristo Kontuadındabirkitaptıbu.YaşlısaymanımızProhorSemyonıçBudılgaiçiniçekti.— Bizimkinin dediği dediktir, ona karşı gelemezsin. Biraz çaba göster,

kendinizorla...Yavaşyavaşokumayabaşlarsın;dahasonra,inşallah,ounutuncasendebırakırsın.Hiçkorkma,enönemlisikafayıfazlayormamaktır...Okuamabuzekaişinisakınanlamayakalkma!Merdiayevkitabıbirkağıdasardı,gidipmasasınayazıyazmayaoturdu.Ama

artık çalışmak ne mümkün! Elleri titriyor, gözleri başka başka yönlere, biritavana,biridemürekkephokkasınabakıyordu.Ertesigünişegözlerikıpkırmızıgeldi.— Dört kez okudum, ama bir şey anlamadım, dedi. Bir sürü yabancı ad

Page 218: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

geçiyor.Beş gün sonra amirimiz masaların arasından geçerken gelip Merdiayev'in

önündedurdu.—E,nasıl,kitabıokudunuzmu?—Okudum,efendim.—Neleryazıyoriçinde?Anlatınızbakayım.Merdiayevbaşınıdikleştirdi,dudaklarınıkıpırdattı.Birdakikasonra;—Unuttum.efendim,dedi.— Öyleyse okumamışsınız ya da... dikkatsiz okumuşsunuz. Anlamaya

çalışmadan...Böyleşeyolmaz!Birdahaokuyun!Sizlerede,baylar,okumanızıöneririm. Lütfen, hepiniz okuyun! Pencerenin önündeki kitaplardan birer tanealın! Paramonov, seçin bir kitap! Podhotsev, hadi, durmayın, iki gözüm!Smirnov,sizde...Tümünüzalın.baylar!Ricaediyorum.Hepimiz gidip birer kitap aldık. Yalnızca ihtiyar Budılga karşı koymak

yürekliliğinigösterdi.Elleriniikiyanaaçıpbaşınısalladı.—Benihoşgörün,beyefendi.Kitapokumaktansagörevimdenistifaederim...

Bu eleştiri ve edebiyat kitaplarının başımıza ne işler açtığını çok iyi bilirim.Onlarınyüzündentorunlarımdanenbüyüğüanasına«Salak!»dedi,perhizayındautanmayıpsütiçti.[46]Benibuiştenbağışlayın!İhtiyarınçıkışlarınaçoğuzamansesiniçıkarmayanamirimiz;—Seninaklınermez!diyeçıkıştı.Ancakamirimizinyanıldığıçokgeçmedenortayaçıktı,meğeryaşlısaymanın

epey aklı eriyormuş. Bir hafta sonra kitap okumanın sonuçlarını gördük.«Ezelden Beri Yahudi» kitabının ikinci cildini okuyan Podhotsev saygıdeğersaymanımıza«Yezit!»dedi,Smirnovişesarhoşgelmeyebaşladı.Amaokumanınetkisi en çok Merdiayev'in üzerinde görüldü. Adamcağız zayıfladı. çöktü,kendiniiçkiyeverdi.Budılga'ya;—ProhorSemyonıç!diyeyalvarmayabaşladı.Neolur,beyefendiyericaedin,

beni bu işten bağışlasın. Ömrüm oldukça size dua ederim. Okumayıbeceremiyorum... Gece-gündüz okuyorum, gözüme uyku girmiyor, yiyipiçmekten kesildim... Karım bağıra bağıra okumamdan perişan oldu. Gene dekafamabirşeygirmiyor.Tanrıaşkınabanabuiyiliğiyapın!Budılga birkaç kez bunu amirimize bildirmek yürekliliğini gösterdiyse de

amirimiz her seferinde elini sallamakla yetindi, Galamidov'la birlikte masalararasındadolaşarakmemurlarıcahilliklesuçladı.Aradanikiaydahageçmiştiki,olayenacıklıbiçimdesonaerdi.

Page 219: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Bir gün Merdiayev işe geldiğinde masasının başına geçeceği yerde odanınortasındadizçöktü.İkigözüikiçeşmeağlıyordu.—Benibağışlayın,adostlar,benkalpparabasıyorum!dedi.Sonraamirimizinodasınagirdi,önündedizçöktü.—Benibağışlayın,beyefendi,düngeceözçocuğumukuyuyaattım!Alnınıyerevurdu,ağlamasınısürdürdü.Amirimizşaşırdı.—Bunedemekoluyor?GözleriyaşlarladolanBudılgaileriatıldı.— Demek oluyor ki, beyefendi, aklını oynatmış. Çıldırmış adamcağız. İşte

Galamidov'un kitaplarının sonucu! Tanrı her şeyi görüyor, beyefendi.Söylediklerimhoşunuzagitmiyorsa istifamıkabulbuyurun.Bugeçkinyaşımdaböyleşeylergörmektenseaçlıktanöleyimdahaiyi.İvan Petroviç'in yüzü sarardı, odada bir aşağı bir yukarı dolaşmaya başladı.

Sonrasoğukbirsesle:—Bundan böyleGalamidov'u daireye sokmayın! dedi. Siz de, baylar. artık

içinizrahatolsun!Yanıldığımışimdianlıyorum.Teşekkürederim,ihtiyar!Ozamandanberiamirimizlearamızdabaşkacabirolaygeçmedi.Merdiayev

iyileşti ama tümüyle değil.Kitap görünce şimdi bile titriyor, başını öbür yanaçeviriyor.

Page 220: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ALBÜM

Sırık gibi ince uzun bir adam olan memur Kraterov bir adım ileri çıktı,Jmıhov'a[47]döndü.— Beyefendi hazretleri! Uzun yıllardır süregelen başkanlığınız sırasında

bizlerebabacakol-kanatgermenizdendolayıbütünkalbimizleduygulanarak...Zakusin[48];—Onyıldanfazlasürenbirzamaniçerisinde...diyefısıldadı.— On yıldan fazla süren bir zaman içerisinde zatı devletlerinin buyruğu

altındagörevyapmakonurunaermişbizler...bizimiçinbüyükbiranlamtaşıyanböyle bir... e-e-e... günde, zatı alilerine karşı duyduğumuz derin saygı veşükranımızın belgesi olmak üzere... fotoğraflarımızın konulduğu işbu albümüsize sunar ve daha nice nice yıllar, yaşamınızın sonuna dek bizleri yalnızbırakmamanızıdileriz...Zakusinalnındabirikenterlerisildi.— Gerçeklik ve ilerleme yolunda büyüğümüz olarak bizleri öğütlerinizden

yoksunkılmayınız...Daha bir şeyler söylemek için kıvranıyordu; anlaşılan, böyle bir gün için

şatafatlıbirsöylevehazırlanmıştı.— Sancağınız; dehanızın, çalışkanlığınızın, toplum bilincinizin açtığı yolda

dahauzunyıllardalgalansın...Jmıhov'unkırışıklariçindekisolyanağındanbirdamlagözyaşıyuvarlandı.Titreyensesiyle:—Baylar,dedi.Pekdeönemtaşımayanyaşgünümükutlayacağınızıaklımdan

bilegeçirmezdim...Duygulandım...hatta sonderece...Bugününanısınımezaradeğin götüreceğim ve inanın... inanın, dostlarım... hiç kimse size karşıyüreğimdekiiyilikdileklerikadardilektebulunamaz...Eğeraramızdabazışeylergeçmişsebu...sizinyararınıziçindi...Ondan sonra Jmıhov,okoskocagenelmüdür,yazıcıKraterov'a sarılıpöptü.

Böyle bir onura erişmeyi beklemeyen Kraterov duyduğu mutluluktan sapsarı

Page 221: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

kesildi. Jmıhov ise heyecandan daha fazla konuşamayacağını bildiren bir elhareketi yaptıktan sonra hüngür hüngür ağlamaya başladı. Sanki kendisinedeğerli bir albüm armağan edilmiyordu da, tam tersine, albüm zorla elindenalınıyordu. Neden sonra biraz yatıştı, dokunaklı birkaç söz söyledi, bütünmemurlarınınelinisıktı, sevinçgözyaşlarıarasındamerdivenlerdenaşağı indi,arabasınayerleşti,hayırduaylauğurlanarakevineyollandı.Arabasındagiderkenşimdiye dek tatmadığı sevinç duyguları göğsünü kabartıyordu, bunadayanamayıpyenidenağladı.Evdeonucoşkuylabekliyorlardı.Çolukçocuğu,dostlarıtanıdıkları,onuöyle

bir alkış tufanıyla karşıladılar ki, yurduna büyük hizmetlerde bulunan bir kişiolduğuna kendi de inanmaya başladı. Eğer anası onu dünyaya getirmeseyurdunun hali duman olurmuş gibi duygular içindeydi. Yaş günü onurunadüzenlenen şölende şerefe kadeh kaldırmaların, övücü konuşmaların,kucaklaşmaların, öpüşmelerin ardı arası kesilmedi. Kısacası, Jmıhov, yaptığıhizmetlerinböylesineşükranlakarşılanacağınıhiçmihiçummuyordu.Sofrayatatlıkonulduğusırada;— Baylar, bayanlar! dedi. Bundan iki saat önce. benim gibi canla-başla

yurduna hizmet edenlerin çektiği acıları unutturan bir ödül aldım. Göreve ilkbaşladığımgündenberiilkemşuolmuştur:Halkbizimiçindeğil,bizlerhalkiçinvarız.İştebututumumunödülünüaldım.Memurlarımbanabiralbümarmağanettiler...İştebakın!Nedenliduygulandığımısöyleyemem!Şölene katılan bütün konukların başları albümün üzerine eğildi, onu

incelemeyekoyuldular.Jmıhov'unyetişkinkızıOlya;—Ah,nekadargüzelbiralbüm!dedi.Enazındanellirubleeder.Necicişey

bu! Baba, ne olur, onu bana ver! işitiyor musun? Onu en iyi ben saklarım...Şunungüzelliğinebakın!Yemekten sonra Olya albümü odasına götürdü, masasının çekmecesine

kilitledi.Ertesigündememurlarınalbümdekifotoğraflarınınhepsiniçıkarıpyereattı,yerlerineenstitülükızardaşlarınınkinikoydu.Koyuresmigiysileryerlerinibeyaz pelerinlere bıraktılar. Beyefendinin oğlu Kolya fotoğrafları yerdentoplayıpüniformalarınıkırmızıyaboyadı;bıyıksızlarayeşilbıyıklar,sakalsızlarakahverengisakallarekledi.Başkaboyayacakyerkalmayıncaresimlerimakaslaoydu, gözlerine iğneler batırdı, bunlarla askercilik oyunu oynamaya başladı.YazıcıKraterov'un fotoğrafını da kesip bir kibrit kutusuna yapıştırdı. babasınagöstermekiçinçalışmaodasınagitti.—Baba,bak,minikbirmezartaşı.

Page 222: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Jmıhov kahkahayı bastı, koltuğunun arkasına yaslanıp ileri-geri sallandı,oğlununyanaklarınıbüyükbirsevgiyleşapurşupuröptü.—Hadi,yaramaz,git,bunuannenedegöster!Odagülsün...

Page 223: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

BEYİNLERİNKIZIŞMASI

(Birkentinvakayinamesinden)

Cehennem sıcağı basmıştı her yeri. Öğle sonrası güneşi ortalığı öylesinekasıp kavuruyordu ki, duvarda asılı reomür derecesi 35,8'e çıktıktan sonrakararsızlık içinde donup kalmıştı. Kent halkı koşturmaktan bitkin düşen arababeygirlerigibiydi,silmeyeüşendikleriiçinteryüzlerindekuruyupkalıyordu.Pazarmeydanından, pancurları sıkı sıkıya kapalı evlerin önünden iki ahbap

çavuş geçiyorlardı. Bunlardan biri veznedar Poçeşihin[49], öteki ise, başkalarıadına iş kovalayarak geçimini kazanan (aynı zamanda Anayurdun Oğlugazetesinin muhabiri) Optimov'du.[50] Kavurucu havanın etkisiyle ikisi desuskundu.Pazarmeydanındakipislik,toz-toprakyüzündenOptimovbelediyeyeatıp tutmak istiyorsa da, arkadaşının uysal, uzlaşıcı doğasını bildiği için sesiniçıkarmıyordu.Tammeydanın ortasına gelmişlerdi ki, Poçeşihin birden durarak gökyüzüne

bakmayabaşladı.—Neyebakıyorsunuz,YevplSerapionıç?diyesorduarkadaşı.— Sığırcıkların uçtuğunu gördüm de, nereye konacaklarına bakıyorum.

Karabulut gibi, nasıl da çoklar! Şimdi elimde bir tüfek olsa, ateş edip birkaçtanesinivursam,sonrabunlarıtoplasam...Ah,görüyormusun?Papazefendininbahçesineindiler.—Hayır,YevplSerapionıç,papazındeğil,zangoçVraloadov'un[51]bahçesine

indiler. Buradan ateş etsen bile vuramazdın, çünkü saçmalar küçüktür, orayavarana değin hızları kesilir. Ancak ne diye öldürmeli kuşçağızları? Gerçimeyvelere zararları dokunuyor, gene de can taşıyorlar bizler gibi. Belki bazıyararları dokunuyordur insanlara. Örneğin sığırcıklar öterler. Ne demektirsığırcıkların ötmesi? İşte onların dua etmesi ölmeleridir... Her canlı varlıkkendine göre dua ederYaradan'a.Durun!Bunlar papaz efendinin bahçesindenbaşkayereinmemişlerdir.

Page 224: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Böyle konuşup duran ahbap çavuşların yanından elleri bohçalı, ayaklarıçarıklı, manastır sığıntısı üç dilenci kadın geçiyordu. Kadınlar, papazın evinebakanPoçeşihinileOptimov'usorangözlerlebirsüresüzdüktensonraadımlarınıyavaşlattılar,onlardaaynıyerigözetlemeyebaşladılar.Optimovarkadaşına;—Evet,haklısınız,dedi.Sığırcıklarpapazınbahçesineindiler,çünküvişneler

olgunlaştışimdi.O sırada papazın evinin kapısı açıldı, papaz Vosmistişyev[52] ile zangoç

Vratoadovdışarıçıktılar.Adamlar,meydandadikilenlerinonlardanyanahavayabaktıklarınıgörüncebunabiranlamveremeyerekdurdular,onlardagökyüzünebakmayabaşladılar.Poçeşihin,—Papazefendikiliseyeayineyetişecekgaliba,dedi.Tanrıyardımcısıolsun.Yakındaki dereden yüzmekten dönen Purov fabrikasının işçileri meydandan

geçiyorlardıosırada.Azilerdebaşlarınıgöğedikmişikikutsalkişiilemanastırsığıntısı kadınları görünce durup onlar da yukarı baktılar. Kör bir dilenciyigezdiren bir oğlan çocuğu ile bozulmuş sardalye fıçısını çöplüğe boşaltmayagidenbirköylüdeaynışeyiyaptı.Poçeşihin:—Galiba orada bir şeyler oluyor, dedi. Yoksa yangın filanmı çıktı?Ama,

yok.yangınçıksadumanıgözükürdü.Yoldadikilipduranköylüyeseslendi:—Hey.Kuzma!Nevar,neoluyororada?Köylübir şeyler söyledi amane söylediğiniPoçeşihinde işitmedi,Optimov

da. Bu sesler üzerine dükkanların kapılarından tezgahtarların uykulu suratlarıgözüktü. Tüccar Fertikulin'in ambarının duvarlarına sıva çeken sıvacılariskeleden aşağı inerek fabrika işçilerinin yanına gittiler. Yangın gözetlemekulesinde yalın ayak tur atan itfaiye eri bir an durup aşağı baktı, sonra o dakalabalığın yanına indi. Yangın kulesinin nöbetçisiz kalması herkeste kuşkuuyandırmışolmalıydı.—Yoksayangınmıçıktı?dedibirisi.Hey,itipdurma,domuzundölü!—Hani,neredeyangın?Yangınıgörenmivararanızda?Hadi,dağılın,baylar!

Sizeinsancasöylüyorum!—Yangınkapalıbiryerdeçıkmışolmalı...— Şuna bakın! «insanca söylüyorum» diyor ama kendisi itip kakıyor.

Kollarınız rahat dursun bakalım! Amir olmanız size başkalarını itme hakkıvermez!

Page 225: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Of,nasırımabastı!Senindeayaklarınezilsin,emi!—Ezilenkim?Beyler,birisiniezmişler!—Bukalabalıkniçintoplanmış?Buradanedentoplandınızbakalım?—Komiserbey,adamınbiriniezmişler!—Hani, nerede?Dağılın, baylar! İyilikle söylüyorum.Bak, sana adamgibi

söyledik,kütük!—Köylüleriitipkakabilirsinamasoylularadokunayımdeme!Çekelini!— Bunlar da insan mı! Bu iblisler iyilikten ne anlar? Sidorov, koş, Akim

Danilıç'ıçağır!Çabukol!Baylar,bundansonraolacaklarabenkarışmam!AkimDanilıç gelince canınıza okuyacak! Şuna bak, sen de mi buradasın. Parfen?Yaşınıbaşınıalmışbiradam,üstelikkör!Gözleringörmezamahiçbirseyirliktengerikalmazsın!Simirnov,Parfen'idedefterineyazbakalım!— Baş üstüne! Purov'un işçilerini de yazayım mı! İşte şu yanağı şiş olan

Purovfabrikasınınişçisidir.— Purov'un işçilerine şimdilik dokunma! Yarın fabrikatörün doğum günü,

bizlerişöleneçağıracağınıunutma!Sığırcıklar, kara bir bulut benzeri, papazın bahçesinin üzerinden geçerek

geldiklerigibiçekipgittiler.PoçeşihinileOptimovbundansonraisteselerdebirdaha göremezlerdi onları. Gelgelelim, kalabalığın burada niçin toplandığınımerakettikleriiçinbirtürlüoradanayrılıpgitmiyorlardı.Derken,uzaktanAkimDanilıç gözüktü. Ağzında bir şeyler çiğniyordu. Kalabalığa yaklaşıncadudaklarını silerek avazı çıktığınca bağırmaya başladı, toplananların ortasınadaldı.—İtfaiyeciler,hazırol!Kalabalıkçabukdağılsınburadan!BayOptimov,bir

anönceterkedinburayı!Gitmezsenizsonucunakendinizkatlanırsınız!Namusluinsanları eleştireceğinize biraz kendi davranışlarınıza dikkat etseniz iyi olur!Gazetecilerdeninsanlaraneiyilikgelmiş?Optimoviçerledi.—Basınadiluzatmamanızıdilerim!Benbirgazetemuhabiriyim,gazetecilere

çatmanızaizinveremem!Gerçibiryurttaşolarakbabamyaşındakisizingibibirbüyüğümüsaymakboynumunborcudurama...—İtfaiyeciler,susıkmayabaşlayın!—Müdürbey,suyok!—Uzunlafistemem!Sugetirin,çabuk!—Efendim,sugetirmekiçinaraçyok!İtfaiyeamiriteyzesiniuğurlamakiçin

atlarınikisinidealdılar.—Hadi,dağılın!Geriçekil,şeytanındölü!Hey,sanasöylüyorum!Bumelunu

Page 226: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

dadefterekaydet,bakalım!—Beyefendi,kalemibulamıyorum!Kalabalık çoğaldıkça çoğalıyordu. Greşkin'in meyhanesinde, Moskova'dan

yenigetirtilmişorgundenenmesinebaşlanmamışolsaydınekadarinsanındahatoplanacağını kimse bilemezdi. Meyhaneden «Streloçka» şarkısının ezgisiyükselincehalkbir«ah»çekerekorayadoğrusökünetti.Böylece hiç kimse pazar meydanında kalabalığın niçin toplandığını

öğrenemedi.İkiahbapçavuş,OptimovilePoçeşihiniseolayıngerçeksuçlularısığırcıkları çoktan unutmuş bulunuyorlardı. Bir saat sonra kentte yaşam eskisigibi sessiz ve kıpırtısızdı, göz önünde dolaşan bir kişi vardı, o da yangıngözetlemekulesindeyalınayakturatanitfaiyeeriydi.O akşamFertikulin'in dükkânında oturanAkimDanilıç tezgahta bir yandan

limonlugazoziçerkenbiryandandaşunlarıyazıyordu:«Resmivakayinamenindışında,beyefendihazretleri,kendimdendebirşeyler

eklemekcüretindebulunacağım.Sizbizimbabamız,büyüğümüzsünüz.Kentimizyakınındaki cennet benzeri yazlığınızda dinlenen saygıdeğer eşinizin dualarısayesinde bugünkü olaylar dayanılacak derece sınırını aşmamıştır. Gün boyuçektiklerimi burada anlatmaya gücüm yetmez. Kruşenski ile itfaiye amiriPortupeyev'in başarılarını dile getirmek için uygun sözcük bulmakta güçlükçekiyorum.Yurdumuzunbuikihayırlıevladınınyaptıklarıylagöğsümkabarıyor.Ben naçiz kölenize gelince, hemcinslerine iyilikten başka bir şey düşünmeyenbir insanın yapabileceği her şeyi yaptım. Kendi aile yuvamda çoluk çocuğumarasında otururken, kan dökülmesine meydan vermeyen herkese hayır duaediyorum. Sanıklar şimdilik yeterli kanıt bulunamadığı için hapse atılmayıpgözaltına alınmışlardır. Şöyle bir hafta kadar geçsin, sonra hepsini serbestbırakmak niyetindeyim. Ne yaparsınız, cahillikleri yüzünden böyle yasalaraaykırıhareketlerdebulunuyorlar!»

Page 227: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

YÜKSELMESINAVI

Saçına-sakalına kır düşmüş, önünde iri göbeği, başında saygı uyandıran birdazlağıolan,XpostanesimemurlarındanBayYelimZaharıçFendrikov,kan-teriçinde,ellerinisinirlisinirliovuşturarak;— Coğrafya öğretmeni Galkin[53] bana düpedüz kin besliyor, dedi. Evet,

sınavdabanageçernotuvermeyecek!Bunuadımgibibiliyorum!Aslındabanakızması bir hiç yüzünden... Nedeni de şu: Geçenlerde taahhütlü bir mektupgöndermek üzere postaneye gelmişti. Elinde zarfla kalabalığı yararak yanımayaklaştı, herkesten önce onun mektubunu almamı istedi. Olur mu öyle şey,canım? Okumuş, kültürlü bir adam; düzene uyup beklemesi gerekmez mi?Kendini sert bir biçimde uyardım: «Sayın bayım, sıranızı bekleyin!» dedim.Utancındankıpkırmızıkesildi,ogündenberiaramızbozuk.OğlumYegoruşka'ya1'denbaşkanotvermiyor,benimhakkımdadakentteolur-olmazlaflaryayıyor.Bir gün Kuhtin'in meyhanesinin önünden geçiyordum, o da içeride bilardooynuyormuş. Beni görünce pencereden aşağı sarktı, elinde bilardo sopasıyla,sarhoşsarhoş:—Baylar,bakındamgalıpulgidiyor!diyebağırmazmı?Lise girişinde Fendrikov'la birlikte dikilirken onun verdiği sigarayı geri

çevirmeyip yakan lise Rusça öğretmeni Pivomiodov[54] posta memurunuyatıştırmayaçalışıyordu:— O kadar da değil! Bizde sudan nedenlerle kimsenin hakkını yemezler.

Heyecanlanmayın,sınavıveripgeçernotalırsınız.Ama Fendrikov'un yatışması uzun sürmedi. O sırada yelken bezinden

pantolon üstüne frak giymiş, köse sakallı coğrafya öğretmeni Galkin girdiokuldaniçeri.Fcndrikov'ugörüncedikdikbaktıvegeçipgitti.Bununardındanmüfettişinokulagelmekteolduğuhaberiyayıldı.Fendrikov'unheryeribuzkesti:ilk kez sınava giren ya da yargılananların yakından tanıdığı bir ürküntüylemüfettişin gelmesini beklemeye koyuldu. Derken, okulun personel müdüryardımcısıHamov[55]koşakoşadışarıçıktı.Onunardından,başındauzunpapaz

Page 228: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

hotozu, göğsünde haçıyla din dersi hocası Zmiyejalov[56]müfettişi karşılamaküzeredışarıcıktı.Onunarkasındandaokuluntümöğretmenleri...Devletokullarımüfettişi Ahahov[57] gür bir sesle herkesi selamladı, havadaki toz-topraktandolayıhoşnutsuzluğunudilegetirdiktensonraöğretmenlerinönündeokulagirdi.Onungelişininüzerindenbeşdakikageçmedensınavbaşladı.Enbaştapapazın ikioğluköyöğretmenliği için sınavagirdi.Bunlardanbiri

sınavıkazandı,ötekikazanamadı.Kazanamayan,cebindençıkardığıkırmızıbirmendilesümkürdüktensonraoradabirazoyalandı,sonrasüklümpüklümçekipgitti. Ardından gönüllü askerlik için başvuran iki ortaokul mezunu sınavaalındılar.OnlarınçıkışıylaFendrikov'asırageldi.Müfettiş,Fendrikov'asordu:—Görevyerinizneresidir?Fendrikovellerinintitremesibelliolmasındiyearkasındasaklayıp«hazırol»a

geçerek:—-Beyefendi,bendenizkentimizinpostanesindeçalışıyorum,dedi.Yirmiyıl

hizmetimvardır, efendim.Şimdide10. baremderecesineyükselmekamacıylayeterlik belgesi almaya çalışıyorum. Haddime düşmeden yeterlik sınavınageldim.—Peki...Şimdisizebiryazıyazdıracağız.Pivomiodov ayağa kalktı, kulakları yırtan gür sesiyle yazı dikte ettirmeye

başladı. Yazıda, özellikle, söylendiği gibi yazılmayan sözcükler seçilmişti.Ancak bütün sinsi şaşırtmacalara karşın Fendrikov diktede başarılı oldu.Geleceğin1O.baremderecesindendevletmemuru,tümdikkatiniharfleringüzelgözükmesi için harcamasına karşın gene de fazla dil bilgisi yanlışı yapmadı.Yaptığı yazım yanlışlarından biri müfettişin gülümsemesine neden olduysa dageneldebüyükyanlışsayılmazdıböyleşeyler.—Diktesınavınıbaşarıylaverdiniz,dedimüfettiş.Bu sözlerden yüreklenen Fendrikov yan gözle düşmanı Galkin'i süzdükten

sonra;— Müfettiş hazretleri, dedi. İzin verirseniz belirteyim ki, geometriye

Davıdov'unkitabından,bizeyazaylarıdinlenceyegelen,Troits-SergiyevruhbanokuluörencisiyeğenimArsonofi ilebirliktehazırlandım.Düzlem,geometrivetasarıgeometriyeayrıayrıçalıştık.—Sınavprogramındatasarıgeometribulunmuyor.—Nasılolmaz?Tambirayboşunamıçalıştımşimdi.Tüh!— Şimdi geometriyi bırakalım da öbür bilimlere geçelim. Postanememuru

olarak sizi en yakından ilgilendiren bilim coğrafyadır. Coğrafyayı seversiniz,

Page 229: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

sanıyorum.Sınav ayırtmanları bu sözler üzerine saygıyla gülümsediler. Coğrafyanın

postanede çalışanları yakından ilgilendiren bir bilim olduğunu kabul etmeyenFendrikov(çünküböylebirşeyinekitaplaryazıyordu,nedePTTyönergelerindevardı)genedesaygıyla,«Severim.efendim.»diyerekkarşılıkverdi,amasinirlisinirliöksürmektenkendini alamadı, sorulacak soruyukorku içindebeklemeyebaşladı.CandüşmanıGalkin iskemlesininarkasınayaslandı,birazağırdanalarak ilk

soruyupatlattı:—Söyleyin,bakayım.TürkDevleti'nin[58]yönetimbiçiminedir?—Şey...Bunubilmeyeceknevar!BirTürkdevletidirorası.—Hmm!..Türkdevletiymiş...Buyanıtdoğrudeğil...Meşrutiyettiryönetim

biçimi.ŞimdibanaGanjnehrininkollarınısayın.—BudersiSmirnov'unkitabındançalıştıysamdapekanlayamadım.Bildiğim

kadarıylaGanj,Hindistan'dadır...Şey...okyanusadökülür.— Ben onu sormuyorum. Ganj'ın kollarını söyleyin siz bana. Demek,

bilmiyorsunuz? Öyleyse Aras nehrinin geçtiği ülkeleri söyleyin. Bunu da mıbilmiyorsunuz?Tuhaf,doğrusu...Jitomirkentihangiilimizdebulunuyor?—Dağıtımbölgesi18,noktakodu121.Bunları söylerken Fendrikov'un alnında ter domurcukları belirdi, gözlerini

kırpıştıraraköylebiryutkunduki,adamcağızdiliniyuttusanırdınız.—Beyefendi,sizeşuradaçocuklarımınüzerineyeminederimki,yirmiyıllık

hizmetim vardır. İsterseniz din hocamız saygıdeğer pedere sorun...Ama şimdiiçine düştüğüm şu durum... Nasıl söylesem bilmem ki... Ömür boyu duacınızolurum...—Bırakalımcoğrafyayı.Aritmetiktennelereçalıştınız?— Aritmetiğe de yeterince hazırlanamadım. Aziz peder bilirler ya...

Yapmayın, ömür boyu duacınız olayım... Pokrov yortusundan beri sınavahazırlanmaktayım... amagördüğünüzgibi...Kafa işi için yaşlanmışolmalıyım.Genedeyardımınızıesirgemeyin,ölünceyedekduaederimsize...Fendrikov'unkirpiklerindengözyaşlarısüzüldü.—Onurla, dürüstçe hizmet ettim devlete... Her yıl orucumu tutarım... Aziz

pedertanığımdırişte...Beyefendihazretleri,lütfunuzuesirgemeyinbenden...—Yanisınavahazırlıklıdeğilmisiniz?—Hazırlıklı olmazmıyım?Amaheyecandanhepsi aklımdançıktı.Yakında

altmışımı dolduracağım, beyefendiciğim, bu yaşta bilimle uğraşmak bizimharcımızmı?Biriyiliktebulununişte...

Page 230: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

PapazZmiyejalov;—Şapkasınınkokardınıbileısmarlamış!diyerekgüldü.Müfettiş;—Peki,çıkın!dedi.Yarım saat sonra ayırtmanlar ileFendrikovbir şeyler içmeküzereKuhtin'in

meyhanesinde birlikteydiler. Fendrikov'un cakasından yanına varılmıyordu.Yüzü sevinçten pırıl pırıldı, gözlerimutluluktan ışıldıyordu, ikide bir ensesinikaşımasındanzihninibirdüşünceninkurcaladığıbelliydi.Sonundadayanamayıp;—Çokyazık,değilmi?dedi.Aslındabenimyaptığım,aptallığındaniskası!—Neymişo?diyesorduPivomiodov.—Mademsınavsorularıarasındayoktudanediyetasarıgeometriyeçalıştım

durdum?Kocabirayboşagitti!Yazık,değilmi?

Page 231: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

CERRAHLIK

Ciftçiler Birliği hastanesi. Evlenmek üzere izine ayrılan doktorun yerinehastaları sağlık memuru Kuryatkin[59] kabul ediyor. Kuryatkin yıpranmış birceketileeskipüskübirpantolongiymiş,kırkyaşlarında,şişmancabiradamdır.Duruşunda görevine düşkün, yardımsever bir insanın görünüşü var. Sol elininortaveişaretparmaklarıarasındatuttuğusigaraçevreyepiskokularsaçıyor.Belinden geniş meşin kemerle sıktığı kahverengi bir cüppe giymiş, uzun

boylu,çamyarmasıgibiiribiradamolanzangoçVonmiglasovmuayeneodasınagirer.Zangocunyarıkapalıdurangözüneperde inmiştir;burnunda,uzaktan iribir sineğe benzeyen koyu bir ben vardır. Muayene odasına girince istavrozçıkarmak için gözleriyle aziz tasviri arar, ama bulamayınca tezgahtaki kezzapşişesine dönerek istavroz çıkarır. Sonra kırmızı bir bohçaya sardığı ekmeğioradanalır,okuyupüflediktensonrasağlıkmemurununönündesaygıylaeğilir,götürüpmasanınüstünekoyar.Sağlıkmemuruesneyerek;—O-o...Saygıbizden,der.Şikâyetiniznedir?— Kutsal pazar gününüz hayırlı olsun, Sergey Kuzmiç. Merhametinize

sığınıyorum.Zebur'daçokdoğruolarakbelirtildiğigibi.«Kutsalşarabıacıgözyaşlarımızı katarak içelim.»Geçenlerde bizim hatunla oturmuş, çay içiyorduk.Oh,Tanrım,boğazımdanbirdamlasıgeçsebari!Yatıporacıktaölsemdahaiyi.Amanoneağrı,onesancı!Yalnızdizimolsageneiyi,bütünşutarafımsızımsızımsızlıyor.Osızıyakimsedayanamaz!Oradandakulağımavurmazmı?Çivimi desem, beni bağışlayın, kazıkmı desem, sanki böyle bir şey çakılmış gibikulağımzonklayıpduruyor.İşlediğimgünahlarıncezasıydıbelkibu.Ah,SergeyKuzmiç,günahlarımız,hepgünahlarımızyüzünden.çektiklerimiz!UluTanrı'nınbuyruklarını dinlemiyoruz, tembellik ediyoruz. Papaz efendi ayin sırasında birde bana çıkışıyor: «Yefim, kekememi oldun, nedir?Okuduğun ilahilerden birşey anlaşılmıyor.» diye. İnsan doğru-dürüst ağzını açamazsa, bağışlayın beni,bütüngecegözünükırpmazsa,nasıldüzgünilahiokuyabilir?

Page 232: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Hımm!Oturun,açınağzınızı!Vonmiglasovoturur,ağzınıaçar.Kuryatkin'in kaşları çatılır; zangocun açılmış ağzına bakınca sigaranın ve

yıllarınsararttığıdişlerarasındakocamankovuğubulunanbirdişgörür.—Başzangocun tavsiyesineuyarakhardalkökü ilevotkakoydum,amabir

yararıdokunmadı,diyeanlatırzangoç.Kulaklarıçınlasın,GlikeriyaAnisimovnada Aynoroz dağından getirdiği ipliği bileğime bağlayıp ağzımı sıcak sütleçalkalamamı öğütledi. İpliği bileğime bağladım, ama sıcak sütle gargarayapmadım.Tanrı'dankorktum,olurda,perhizimbozulur,diye.— Boş inançlar bunlar. (Sessizlik) Hepsi boş inançlar. Dişinizi çekmek

gerekiyor.YefimMiheyiç.—Siz bilirsiniz, SergeyKuzmiç.Çekmekmi gerekir, yoksa damlayla filan

ağrıyı dindirmekmi. Siz daha iyisini bilirsiniz... Bunun öğrenimini gördünüz.Sizler gibi velinimetimize Ulu Tanrım uzun ömürler versin, diye gece-günüzölünceyedekduaetmekboynumuzunborcudur.Sağlıkmemuruezilipbüzülür.—Canım,bizimyaptığımıznedirki!Önemlideğilbunlar,hiçönemlideğil...Sonradolabınyanınagider,içindekialetlerikarıştırır.—Bütün işbirazalışkanlıkedinmekte,birazdabilekgücünde.Elimeşöyle

birtükürdümmü,tamam...GeçenlerdetoprakağasıAleksandrİvanıçYegipetskigelmişti, dişi ağrıyordu. Eğitim, öğrenim görmüş bir adam... Her şeyi sorupöğrenmek ister, işin girdisini çıktısını anlamaya çalışır. Öyle de kibardır ki,elinizi sıkmadan, hal hatır sormadan derdini anlatmaya geçmez. Tam yedi yılPetersburg'daoturmuş;tanımadığıprofesör,ünlüadamkalmamış.Dişiyleepeyceuğraştım... Yalvarıp yakarıyor, «Tanrı aşkına, Sergey Kuzmiç, beni bu diştenkurtarın,çıkarıpatın!»diyor.Niçinçekmeyeyim?Çekmekzorbirişdeğil...Amaöncedurumuiyiceanlamakgerekir,anlamadanyapamazsın.Dişlerçeşitçeşittir.Kimini kerpetenle çekersin, kimini çatal ayakla, kimini de keskiyle. Dişinegöre...Sağlıkmemuruçatalayağıalıyor,birsüreşaşkınşaşkınbakıyoralete,sonra

onubırakıpkerpetenialıyor.Elindekerpetenlezangocayaklaşıyor.—Hadi,bakalım,ağzınızıadamakıllıaçın!Şimdibizonu... tuttuğumuzgibi

çekeriz. Elimize şöyle bir tükürdük mü... Yalnız diş etini biraz kesmekgerekecek. Sonra düşey dimdik yukarı kaldırdık mı, işi bitiktir. (Diş etinikesmeyekoyulur.)— Siz bizim velinimetimizsiniz. Bizim gibi budalalar ne anlar böyle

şeylerden?UluTanrımsizlerehertürlübilgiyibağışlamış...

Page 233: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Ağzınızaçıkkenkonuşmayın.Budişiçekmekzordeğil.Bazanöyledişlerolurki,yalnızkökükalmıştır.Elimeşöylebirtüküreyimdesizbakınozaman.(Kerpetenizangocunağzınasokar.)Durun,kıpırdamayın!Size«Kıpırdamayın!»dedim. Bu diş elimden kurtulamaz! (Kanırır.) Asıl iş ta dipten yakalamada.(Çeker.)Dişinucukırılmasındiyeçalışıyorum.—AmanTanrım!Kutsalanamız!Uvvv!— Ne oluyor, yahu? Ne yapıyorsunuz? Ellerimi tutmayın! (Dişi bir daha

çeker.)Şimdiçıkarırımonu.Kolayişdeğilki...— İsa babamız! Of, anacığım! (Bağırır.) Hadi, çeksene şunu! Ne uğraşıp

duruyorsun?—Nesandındıya!Cerrahlıkkolaymı?Birdenolmazki!..Şimdigörüro!Vonmiglasov dizlerini kaldırıp dirseklerine dayar, parmaklarıyla garip

hareketleryapar,gözlerifaltaşıgibiaçılır,kesikkesiksolumayabaşlar...Kırmızıyüzüteriçindekalmış,gözlerineyaşlardolmuştur...Kuryatkinburnundansolur,zangocundişinehabireasılır,acıvericibiryarımdakikabuuğraşiçindegeçer.Derken,kerpetençatdeyipdiştenkurtulur,zangoçağrıyadayanamayıpyerindenhoplar,parmaklarınıağzınadaldırır...Neyazıkkiçürükdişeskiyerindedir.Hemağlamaklı,hemdealaycıbirsesle;—Hah,çekmiş!der.Sanadaöbürdünyadaböyleçektirsinler,emi?Madem

beceremeyecektin, ne diye giriştin bu işe?Bütün dünyamı kararttın, be adam!Teşekkürler!..Sağlıkmemurukızar.— Sen de, niçin ellerinle tutuyorsun? Ben dişini çekmeye çalışıyorum, sen

dirseğimedürtüyor,budalacalaflarediyorsun!Salak!—Sensinsalak!—Çarıklıköylü!Senböyleşeylerdenneanlarsın?Denedebirgörelim!Buiş

kuleyeçıkıpçançalmayabenzemez! (Kızdırır.)«Madembeceremeyecektin,nediye giriştin bu işe!» Başıma bilgiç kesildi. Toprak ağası Aleksandr İvanıçYegipetski'nin dişini çektiğimde adamın gıkı bile çıkmadı. Bir kerecik biledokunmadıelleriyle...Otur,hadi!«Otur!»diyorumsana!—Amanındünyayıgözümgörmüyor!..Durdabirazkendimegeleyim!Ah!

(Oturur.)Fazlauğraşma,çekivergitsin!..Birdenbireasıl!— Tereciye tere satma!! Aman Tanrım, ne cahil adamlara çattık! Bunların

yanındaçıldırmakiştendeğil!Açsanaağzını!(Kerpeteni zangocun ağzına sokar.) Şaka mı sandın, cerrahlık bu! Kutsal

kitabı okumaya benzemez! (Kanırır.)Kımıldama!Anlaşılan, köhne bir diş bu.Kökleritanereleregitmiş...«Kımıldama!»diyorumsana!işleböyle,işteböyle...

Page 234: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Kıpırdanma!(Birçatırtıişitilir.)Hay,aksişeytan!Böyleolacağınıbiliyordum...Vonmiglasovbirsürebayılmışgibikıpırtısızdurur.Adamcağızneyapacağını

bilememektedir.Çevresinealıkalıkbakınır.solgunyüzündeterlerbirikmiştir.Sağlıkmemuruhastasınadönerekmırıldanır:—Keşkeçatalayakkullansaydık!Neterslik!Biraz kendine gelen zangocun ilk işi parmaklarını ağzına sokmak olur.

Ağrıyandişininyerindeikisivrilikdurmaktadır.—Şeytanındölü!Seniburayabizlerincanınıçıkarasındiyemigönderdiler?

Yezit!Sağlıkmemurukerpetenidolabakoyarken:— Sen istediğin kadar söv, der. Eline bundan ne geçecekse!.. Cahil herif!

Papaz okulunda yediğin kızılcık sopaları az geldi herhalde. Toprak ağasıAleksandr İvanıçYegipetskiyediyılPetersburg'dayaşamış:görgülü,bilgilibiradam. Yalnız sırtındaki giysi yüz ruble eder. Ama o bile sövmedi bana. Senkendininesanıyorsun?Korkma,acıpatlıcanıkırağıçalmaz!Gebermezsin!Zangoçokunmuşekmeğimasanınüstündenalır,eliyleyanağınıtutatutaevine

yollanır.

Page 235: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

BUKALEMUN

Polis komiseri Oçumelov[60] elinde bir çıkın, sırtında yeni kaputuyla pazarmeydanından geçmekte, onun arkasından da tepeleme dolu bir kalbur taşıyan,kızılsaçlıbirpolismemuruyürümektedir.Kalburuniçinde,pazardaelkonulanfrenk üzümleri vardır. Çevre ölü sessizliği içinde, ortalıkta onlardan başkakimsecikler gözükmüyor. Dükkan ve meyhanelerin ardına değin açık kapıları,karnı acıkmış hayvanların ağızları gibi, ölümlü dünyaya hüzünlü hüzünlübakmakta.Görünürlerdedilencilerbileyok.Oçumelov'unkulağınabirdenbirebirsesçalınır;—Isırmayaçalışırsınha,geberesihayvan!Çocuklar,bırakmayınonu!Şimdi

yasalarkimseninkimseyiısırmasınaizinvermiyor.Tutunşunu,sıkıtutun!Ardından bir köpek çenlemesi duyulur. Oçumelov başını yana çevirince bir

köpeğinoduntüccarıPiçugin'indeposundançıkıp,üçayağıüstündesıçrayarak,arkasına baka, baka meydana doğru koştuğunu görür. Yakası kolalı basmagömlek ve bütün düğmeleri çözük yelek giyen bir adam kaçan köpeğikovalamaktadır. Basma gömlekli adam bir ara kendini yere atıp yüz üstükapaklanır,busıradaköpeğiarkaayaklarındanyakalar.Geneköpekçenlemeleri,birisinin «Bırakmayın onu!» diye bağırması... Dükkanların kapılarındantezgahtarların uykulu suratları gözükür, çok geçmeden odun deposununçevresindeyerdenbitmişçesinebirkalabalıktoplanır.Polismemuru;—Galibabirolayvar,komiserim,der.Oçumelovsolaçarkedipkalabalığıntoplandığıyereyönelir.Odundeposunun

yanında,yukarıdabetimlenenyelekdüğmeleriçözükadamdurmakta: sağelinihavayakaldırarakkanlıparmağınıoradabirikenleregöstermektedir.Yarısarhoşsuratında,«Dur,bensanagöstereceğim,kahpe!»diyenbiranlamvardır,havayakalkıkparmağıisebirçeşitutku(zafer)işaretigibidir.Komiser bu adamın kuyumcu Hriukin'den başkası olmadığını anlar.

Kalabalığın tam ortasında, tüm gövdesi zangır zangır titrerken ön ayaklarını

Page 236: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

yana açarak oturan bir tazı yavrusu, yani olayın asıl sorumlusu, kuyumcununileri atılarak arka ayaklarından yakaladığı, beyaz tüylü, sivri burunlu, sırtı sarıbenekliköpekdurmaktadır.Hayvancağızınağlayangözlerindeüzüntüylekarışıkkorkuokunmaktadır.Oçumelovkalabalığıyararak;— Burada niçin toplandınız, bakalım? diye sorar. Neler oluyor? Sen

parmağınınedenkaldırıpduruyorsun?Kimdirobağıran?Hriukinavucununiçineöksürereksaygılıbirbiçimde;— Şuradan geçiyordum, kimseye bir zararım yoktu, komiser bey, diye

anlatmaya başlar.MitriMitriç'le odun işini konuşacaktık. İşte şu alçak, durupdururken,ansızınparmağımayapışmazmı?Bağışlayın,çalışanbiradamımben,kuyumculuk ince bir zanaattır... Bu durumda parmağımı belki bir haftakımıldatamam, bana tazminat ödesinler... Hayvanların yüzünden zarargörmemizeyasalarbileizinvermez.Önümüzeçıkanherhayvanbiziısıracaksayaşamayalımdahaiyi...Oçumelovöksürerekkaşlarınıoynatır.sertbirsesle;— Hımm, peki! der. Söyleyin bakayım, kimindir bu köpek? Bir işi yarım

bırakmambenüstünegiderim!Köpeklerisokaklarabaşıboşsalmanınnedemekolduğunugöstereceğim!Kurallarıtakmayanbugibibaylarındikkatiniçekmeninzamanıgeldi.Benoalçağacezakeseyimdeköpeğini,hertürlühayvanınısokağabırakmanınkarşılığınıgörsün!Dünyakaçbucakmış,anlasınodürzü!Polismemurunadöner:—Yeldırin!Buköpeğinkiminolduğunuöğren,sonradatutanakyaz!Köpek

hemen telef edilsin!Kuduzdur belki de... Sizlere soruyorum, kimindir bu başıboşhayvan?Kalabalığınarasındanbiri;—Sanıyorum,GeneralJigalov'un[61]köpeğidir,der.— General Jigalov'un mu? Hımm! Yeldırin, kaputumu sırtımdan çıkar,

bakayım!..Havadanekadarsıcakmış!Yağmuryağacağabenziyor...Hriukin'edöner:— Yalnız anlamadığım bir şey var. Bu köpek nasıl oldu da seni ısırdı?

Gördüğün gibi ufacık bir hayvan, oysa sen, maşallah kadana gibi irisin.Parmağınaerişebilirmi?Banaöylegeliyorki,parmağınbirçiviyefilan takılıpyaralandı,sonrasuçubuhayvanınüstüneattın.Benseningibileritanırım.Banakülyutturamazsın!—Komiserim,alayolsundiyebuherifmuhakkaksigarasınıköpeğinsuratına

bastırmıştır,odaenayideğilya,parmağını ısırıvermiştir.Buadamı tanıyorum,

Page 237: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

işeyaramazınbiridir,komiserim.— Sen neler zırvalıyorsun, bakalım? Gözünle görmediğin şeyi uydurmak

yakışır mı sana! Bay komiser akıllı adamdır, kimin yalancı, kimin Tanrıhuzurundahaklıolduğunuçokiyianlar...Yalan söylüyorsam gözüm çıksın, isterseniz mahkemeye verin beni. Yargıç

yasalara göre haklıyı, haksızı ayıracaktır. Şimdi herkes yasalar önünde eşit...Zatenbenimkardeşimdejandarmadır,bunuböylecebilin!..—Kapaçeneni!Polismemurudurumukavramışçasına;—BuköpekGeneralJigalov'unolamaz!der.Generalinevindeböyleleriyok.

onunkilerhepavköpeğidir.—İyibiliyormusun!—Adımgibibiliyorum,komiserim.—Evet, doğru, ben de biliyorum.Generalin köpekleri hem pahalı, hem de

cins hayvanlardır. Bu ise bir şeye benzemiyor. Ne tüyü tüy, ne görünüşügörünüş! Pis bir yaratık, kısacası! Bir de böyle mıymıntıları köpek diyebesliyorlar! Şaşarım akıllarına! Bu köpek Moskova'da ya da Petersburg'dayakalansaydı, ne yaparlardı, biliyor musunuz? Orada yasaya filan bakmazlar,hemen gebertirlerdi. Hriukin, bu işten zarar gördün, arkasını bırakma!.. Böyleinsanlaradersinivermekgerekiyor.Zamanıçoktangeldi...Polismemuruyükseksesledüşünmeyebaşlar:—Kimbilir,belkidegeneralinköpeğidir.Kiminolduğusuratındayazılıdeğil

ki...Geçenlerdeonunavlusundaböylebirköpekgörmüştüm.Genekalabalığınarasındanbirses:—Generalinolduğukesin!Hımm!Yeldırin, şukaputugiymemeyardımet, bakayım!..Rüzgârmı çıktı,

nedir?.. Soğuk insanın iliklerine işliyor... Sam, köpeği götür, generale kendielinle teslim et. Benim sokakta bulduğumu söylersin. Bir daha başı boşbırakmasınlar. Cins bir köpeğe benziyor, her önüne gelen suratında sigarasöndürürsehayvancağızbunanasıldayanır?Köpekdediğinnazikbiryaratıktır...Sen de artık parmağını havada tutup durma! Parmağım da parmağım, aklınıonunlabozmuşsun!Aslındabütünsuçsende!..— Durun. generalin aşçısı geçiyor, ona soralım... Hey, Prohor, bir dakika

burayagelirmisin!Şuköpeğebirbak.Sizinmi?—Budaneredençıktı?Bizimevdeböyleköpeklerinneişivar?Oçumelov;—Anlaşıldı,der.Uzunuzadıyaaraştırmayagerekkalmadı.Buhayvansokak

Page 238: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

köpeğidir, besbelli. Deminden beri lafı uzatıp duruyorsunuz. Ben «Sokakköpeğidir!»demişsemöyledir.Enkestirmeyoldanortadankaldırılmalı.AşçıProhoraçıklamasınısürdürür:—Evet, bizim köpeğimiz değil ama, birkaç gün önce beyefendinin kardeşi

bize konuk gelmişlerdi, köpek onundur. Bizim beyefendi tazıdan pekhoşlanmazlar,oysakardeşipekdüşkündür.Oçumelov'unyüzüneçoksevindiğinigösterenbirgülümsemeyayılır.—Nediyorsun, generalin kardeşi geldiler, ha?Vladimir İvanoviç, öylemi?

Baksenşuişe!Benimhaberimbileolmadı...«Konukgeldiler»midemiştin?—Evet,bizdekalıyorlar.— Ya, demek öyle! Ağabeylerini görecekleri gelmiş. desene!.. benimse

bundanhaberimyok!DemekbuhayvanVladimirİvanıç'ınköpeği?Hemdeatikmiatikbirköpek!Birsıçrayıştaherifinparmağını«hap»diyeısırıver!Kah-kah-kah! Dur bakayım, sen ne diye titreyip duruyorsun orada? Hırrr hırrr! Şunabakın,kızıyorda...Senigidiyaramazseni!..Prohor köpeği yanına çağırır, birlikte odun deposundan uzaklaşırlar.

OradakilerHriukov'laalayetmeyebaşlarlar.Oçumelovdagözdağıverir:—Görürsün,birgünseninyuvanıyapacağım!Sonra kaputuna sarılır, polis memuru arkasında, pazar meydanından geçip

gider.

Page 239: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

IVIRZIVIRLAUĞRAŞANLAR

(ikiperdelikpiyes)

BİRİNCİPERDE

Belediyemeclisitoplantıdadır.Belediye başkanı— (Zevkten dudaklarını şaplatırken parmağıyla kulağını

temizler) Bu duruma göre, baylar, konunun uzmanı itfaiye amiri SemyonVavilıç'ıdinlememizgerekiyor.Önceonudinleyelim,sonrakonuyuhepbirliktetartışırız.İtfaiye amiri — Benim düşüncem şu ki... (Damalı mendiline sümkürür)

itfaiye faslına ayrılan on bin ruble size belki çokmuş gibi gözükebilir, fakat...(başının dazlağını siler) gerçekleri göz önüne alırsanız hiç de öyle değildir.Hepinizesoruyorum:Ayrılanhuparanedirki!Bencefasafiso...Onbinrubleyede itfaiye örgütü çalıştırabilirsiniz. Ama nasıl bir itfaiye örgütü? Herkesikendinizegüldürmeklekalırsınız,okadar...Şunubilesinizki, insanyaşamındaitfaiye kulesi önemli bir yer tutar, hangi aklı eren adama sorsanız size böylesöyleyecektir. Oysa bizim yangın kulesi, kesin bir dille belirtirsek, hiçbir işeyaramaz,çünküçokalçaktır.Apartmanlaryüksek(Eliniyukarıkaldırır),yangınkulesiniçepeçevrekuşatmışlar,bunlarınarasındanyangınıgörmekşöyledursun,gökyüzünü bile zor seçersiniz. Ben elimden geldiğince adamlarımı işekoşturuyorum, ancak yangını göremedikten sonra onlar ne yapsınlar? At, fıçısorunlarına gelince... (Yeleğinin düğmelerini çözer, derin derin içini çeker,konuşmasınıbutarzdasürdürür)Meclis üyeleri — (Hepsi birden) İtfaiye faslına iki bin ruble daha

ayrılmasını!..Belediye başkanı, toplantı salonundaki bir gazete muhabirinin oradan

Page 240: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

çıkarılmasıiçinoturumabirdakikaaraverir.İtfaiye amiri — Peki... Bu duruma göre itfaiye kulesini iki metre daha

yükseltmeyi uygun görüyorsunuz demektir. Anlaşılmıştır... Amacımız toplumahizmet, aynı zamanda kamunun çıkarını korumak olduğundan, sayın meclisüyeleri, ilginizi bir konuya daha çekmek isterim: Kuleyi yükseltme işiyükleniciye (müteahhide) verilecek olursa kentimize iki kat pahalıyamal olur.Çünküyüklenicikamuyararındanöncekendiçıkarınıdüşünecektir.Eğeryapımişinikendiolanaklarımızla, aceleetmedengerçekleştirirsek, tuğlanınbin tanesionbeş ruble tuttuğuna,bunları dakendi atlarımıza taşıtacağımızagöre (Hesapyapıyormuş gibi gözlerini tavana diker), buna on iki arşın uzunluğunda, beşparmakkalınlığındaelliadetkalasdaeklersek...(Hesabadalar)Meclisüyeleri—(Eziciçoğunlukla)YangınkulesiniyükseltmeişininSemyon

Vaviloviç'e bırakılmasını, aynı amaçla bir kereyemahsus olmak üzere bin beşyüzyirmiüçrublekırkdörtkapiğinadıgeçenkişiyeverilmesini!..İtfaiye amirinin karısı —(Dinleyiciler arasında oturmaktadır, yanındaki

bayanınkulağınafısıldar)Anlamıyorum,benimSenya[62]buncasorumluluğunediyeüzerinealıyor!Sağlıkdurumuyapı işleriyleuğraşmayaelverişlideğilki...Her gün işçilerle didiş dur artık! Dövsen bir türlü, dövmesen bir türlü!.. İşikendisi üstlenip beş yüz ruble kazandırayım derken sağlık yönünden bizi binrublezararasokacak,iyiliğininkurbanıoluyor,salak!İtfaiye amiri — Anlaşılmıştır... Şimdi de itfaiyede çalışanların durumuna

gelelim... Örgütün başında bulunmam dolayısıyla şurasını belirtmedengeçemeyeceğim. Kızarıp bozarır) Aslında benim kendim için bir beklentimyoktur, çünkü artık genç değilim, üstelik sağlığım bozuk, bugün, yarınölebilirim... Doktorlar bende damar sertliği olduğunu söylüyorlar: sağlığımadikkat etmezsem bir gün damarlarım çatlayıverir, ben de tövbe etmeye fırsatbulamadanölebilirmişim...(Dinleyicilerarasındafısıldaşmalar)—Köpeğeköpekçeölümyaraşır!..İtfaiyeamiri—Ancak burada söz konusu kendim değilim.Tanrı'ya şükür,

yaşadığım kadar yaşadım... Kendim için bir şey istemiyorum. Aklımınermediği... hatta üzüldüğüm bir durum var... (Elini umutsuzca sallar) Aldığınaylık karşılığında hakkıyla, namusunla çalışıyorsun... gece-gündüz demeden,sağlığına acımadan... Ama neye yarıyor bütün bunlar? Niçin didinipçırpınıyorsun? Çıkarın için mi? Kendi hakkımda değil, genelde söylüyorumbunları...Başkasıolsabuaylıklageçinemez,çalışmazda...Ancakbirayyaşrazıolabilir böyle bir göreve. Aklı başında, becerikli bir adam bu aylığaitfaiyecilikle,atlarlauğraşmaktansaacındanölmeyiyeğler...(Omuzlarınısilker)

Page 241: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Bunun bana yararı ne? Yabancılar bizdeki düzeni, daha doğrusu düzensizliğigörseler gazetelerinde çarşaf çarşaf yazı yazarak bizi tefe koyarlardı. BatıAvrupa'da,örneğinParis'tehersokağınbaşındabiryangınkulesiyükselir:itfaiyeamirleriyıldabirkaçkezaylıklarıkadarikramiyealırlar.İnsanböylebirülkedenasılsevesevehizmetetmez?Meclis üyeleri — Uzun yıllar başarılı hizmetleri dolayısıyla Semyon

Vaviloviç'ebirdefalıkolmaküzereikiyüzrubleödenmesini!..İtfaiyeamirininkarısı—(Yanındaoturankadınafısıldar) İyiettideparayı

kopardı...Aferin!Geçengünpiskoposunevinekonukgitmiştik,kağıtoyunundatamonrubleüttürdük...Öyleacıdımki!(Esner)Çoküzüldüm!Artıkevegitsekdesıcaksıcakçayımızıiçsek...

İKİNCİPERDE

Sahnedeyangınkulesi.Nöbetçiitfaiyeciler...Kuledeki itfaiye eri — (Aşağıya bağırır) Hey, kereste fabrikası yanıyor!

Tehlikeçanınıçalın!Aşağıdaki itfaiye eri— Yangını daha yeni mi gördün? Halk oraya koşalı

yarım saat oldu, sen dangalak şimdi farkına varıyorsun! (Bilgece bir tavırla)Budalayıisteryukarıyadik,isteraşağıya,ikisideaynıkapıyaçıkar!(Çanıçalar)Üç dakika sonra kulenin karşısındaki evin penceresinden itfaiye amirinin

uykuluyüzügörünür.İtfaiyeamiri—Yangınnerede,Denis?Aşağıdaki itfaiye eri — (Hazırola geçip askerce selam verir) Kereste

fabrikasında,efendim!İtfaiye amiri — (Başını sallar) Tanrım korusun! Bu rüzgarda, bu kurak

havada!.. (Elini silkeler) Tanrı göstermeye! Sık sık gelen afetlerden başımızhelada! (Yüzünü sıvazlar) Bana hak, Denis... Adamlara söyle, yavrum, atları,arabalarıhazırlayıpyolaçıksınlar!Bendeşimdi...azsonragelirim...Giyinmekbirazzamanalırda...Aşağıdakiitfaiyeeri—İyiama,efendim, takımdaadamkalmadıki!Hepsi

şurada,burada...YalnızAndreyvar.İtfaiyeamiri—(Korkuiçinde)Nereyegitmişbualçaklar?Aşağıdaki itfaiye eri — Makar, zangocun çizmesinin tabanını onarmıştı,

birazönceonuteslimetmeyegitti.Mihail'isizyulafsatmayagönderdiniz.Yegoritfaiye arabasıyla hapishane müdürünün baldızını derenin karşı yakasına

Page 242: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

gezmeyegötürdü.Nikitasızmış,yatıyor.İtfaiyeamiri—YaAleksey?Aşağıdaki itfaiye eri — Aleksey dereye istakoz yakalamaya gitti. Yarın

öğleyekonuklarınızıngeleceğinisöyleyipkendinizgöndermiştiniz.İtfaiyeamiri—(Dudak büker, elini sallar) Gel de şimdi bu insanlarla çalış!

Rezalet, cehalet, içki düşkünlüğü!Yabancılar iç yüzümüzübilseler gazetelerdetefekoyarlardıbizi!Onlardaöylemiya?Paris'ialalımele...Oradaitfaiyetakımısokaklardangeçerken, insanlarınezilipezilmediğinebakmazbile. İs teryangınolsun,isterolmasın...Birdebizebakın!Kerestefabrikasıtutuşmuşyanıyor,çoktehlikeli bir durum var, ama ortada kimsecikler yok! Sanki topunu ibliscehenneme yollamış! Yok, canım, böyle olmaz! Avrupa nerede, biz nerede?(Başınıgeriyeçevirir)Maşenka,cancağızım,üniformamıhazırla!..

Page 243: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

İSTİRİDYE

Oyağmurlu, alacakaranlıkgüzakşamını tümayrıntılarıylaanımsamam içinkendimifazlazorlamamagerekyok.BabamlabirliktekalabalıkMoskovasokaklarındanbirindedikilirkengaripbir

hastalığın yavaş yavaş bütün bedenime yayıldığını hissediyordum. Ne tuhaf,ağrıyan hiçbir yerim yoktu; ancak bacaklarım bükülüyor, söylemek istediğimsözlerboğazımdadüğümleniyor,başımhalsizliktenyanadüşüyordu.Neredeyseoracıktayığılıpkalacakgibiydim.O anda hastaneye kaldırsam, doktorlar karyolamın ayak ucundaki hasta

tabelasına tıp kitaplarında geçmeyen fames[63] hastalığının adını yazarlardıyüzdeyüz.Babamınsırtındaincecik,eskibirpardösü,başında,yanlarındanbeyazbeyaz

pamuklar sarkanbirkasketvardı.Ayaklarıbol, ağır lastikler içindekaybolmuşgibiydi.Nevesveseliadamdır;lastikleriçıplakayaklagiydiğinikimsegörmesindiyebaldırlarına,dizlerinekadargelen,eskiçizmesininkonçlarınıgeçirmişti.Babacığım,buzavallı,birazdasafadam(Onu,birzamanlar şıkolanyazlık

pardösüsüeskiyipkirlendikçedahaçokseviyordum.)beşaykadarönceyazıcılıktüründenbirişedinmeküzerebaşkentyollarınadüşmüştü.Bubeşayiçerisindeaylakaylakdolaşarakişaramış,bulamayıncadayukarıdasözünüettiğimakşam,sokağaçıkıpdilenmeyekararvermişti.... Tam karşımızda, giriş kapısının üstünde laciverde boyanmış «Meyhane»

tabelası asılı üç katlı bir bina vardı... Başım dermansızlıktan yana, biraz daarkaya düştüğü için, binaya bakınca ister istemez en üst kattaki aydınlıkpencerelerigörüyordum.Gelipgeçeninsanlarınkaraltıları,birorgunsağköşesi,taş basması renkli bir resim ile tavandan sarkan lambalar camlardangözüküyordu. Pencerelerden birine dikkatle bakınca duvardaki beyaz bir lekedikkatimiçekti.Lekekımıldanmadanduruyor,düzkenarlarıonuduvarınkoyuzemininden belirgin biçimde ayırıyordu. Bakışlarımı üzerinde yoğunlaştırıncabununbirafişolduğunuanladım.Afişteyazılardavardı,amaneleryazıldığını

Page 244: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

anlamakzordu.Gözlerimiafiştenyarımsaatkadarayıramadım.Benibüyülemişçesine,beyaz

parlak renkleri dikkatimi hep oraya çekiyordu.Yazıyı okumaya çalıştıysamdabirtürlübaşaramadım.Gariphastalığınensonundabütünbedenimikapladığınıhissettim.İşteoanda,gelipgeçenarabalarıntakırtılarıbanagökgürültüsügibigelmeye,

sokağınpishavasındabinbirkoku saçmaya,meyhanenin lambalarından, sokakfenerlerinden gözlerimde köreltici şimşekler çakmaya başladı. Beş duyumöylesinekeskinleşmişolmalıki,herşeyinormalinüstündealgılıyor,dahaöncegöremediğimşeyleriaçıkçaseçiyorum.İşteafiştekiyazıyıdakolaycaokuyorumşimdi:«istiridye»Netuhafsöz!Tamsekizyıl,üçaydıryaşıyorumşuyeryüzünde,ogünedeğin

böylebirsözduymadım.Anlamınıdabilmiyorum.Yoksameyhanesahibininadımıydı?Amameyhanesahibininadıolsaduvaradeğil,sokakkapısınınüstündekitabelayayazılmazmıydı?Yüzümübabamadoğrudöndürmeyeçalışarak,kısıkbirsesle;—Baba,istiridyenedemek?diyesoruyorum.Babambeniişitmiyor;kendiniinsanselininakışınavermiş,önündengeçenleri

tüm dikkatiyle izliyor. O sırada bir şeyler söylemek istediğini gözlerindenokuyorum, amaouğursuz sözler titreyendudaklarındadonupkalmışçasınabirtürlüdüşmekbilmiyor.Biraraonun,biryayanınardındanbiradımatıpadamınkolunadokunduğunugörüyorum,berikibaşınıçeviripbakıncababamutanarak«Bağışlayın»dediktensonrageriçekiliyor.—Baba,istiridyenedemek?diyesoruyorumbirdaha.—İşteöylebircanlı...Denizdeyaşar,karşılığınıveriyor.Adını ilk kez duyduğum yaratığı gözlerimde canlandırmaya çalışıyorum.

Herhalde balık ile ıstakoz arasında bir şeydi. Denizde yaşadığına göre ondanbiberli, defne yapraklı, yemeyedoyulmaz,mis gibi bir çorba, kıkırdaklarındanekşili lahana oturtması, ıstakoz sosu ve hardal eklenerek soğuk tirit yapılıyorolmalıydı. Bu yaratığı balık pazarından alıp getirdiklerini, çabucak temizleyipgüvece koyduklarını tüm canlılığıyla gözlerimin önüne getiriyorum. Her şeyçarçabuk yapılıp bitiriliyor, çünkü herkes çok acıkmış, bir an önce karınlarınıdoyurmak istiyorlar. Taze taze kızartılmış balık ve ıstakoz çorbası kokusugelmeyehaşlıyorburnuma.Bu kokunun genzimi, burun deliklerimi gıcıkladığını, yavaş yavaş bütün

bedenimi sardığını hissediyorum.Babamdan,mayhaneden, duvarda asılı beyazafişten, hatta ceketimin yenlerinden aynı kokular yayılıyor; kokunun etkisiyle

Page 245: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ağzımla çiğneme hareketleri yapıyorum.Ağzımda deniz yaratığından yapılmışyemektenbirlokmavarmışçasınaçiğneyipçiğneyipyutkunuyorum...Duyduğum hazdan bacaklarım bükülüyor; bayılıp yere düşmemek için

babamın koluna tutunuyorum, başımı ıslak pardösüsünün göğsüne dayıyorum.Babambüzülüptortopolmuş.titremelerindennekadarüşüdüğübelli.—Baba,istiridyeorucu[64]bozarmı?diyesoruyorum.— Öyle şey olur mu? İstiridye pişirilmeden, hatta canlı canlı yenilir.

Kaplumbağalargibikabuğuvardır,amaçifttironunkabuğu.Hoşkokununbedenimisarmasıbirandasonbuluyor,canlandırdığımlezzetli

yemekhayalleriuçupgidiyor.—Iğğğ!İğrençbirşey!Nasılyiyorlarbunu?diyorum.Ya, demek, istiridye denen şey buymuş! Kurbağaya benzettiğim yaratığı

gözlerimin önüne getirmeye çalışıyorum. Çift kabuğu içine kıvrılmış kurbağaoradan bana patlak gözleriyle bakıyor, iğrenç çenelerini oynatıyor. Kabuklarıiçine kıvrılmış. kıskaçlı, parlak gözlü, kaygan derili, bu yaratıklardan birdolusunu pazardan alıp eve getirmeleri canlanıyor gözlerimin önünde. Evdekiçocuklar kaçıp saklanıyorlar, aşçı kadın yüzünü tiksintiyle buruşturarak pisyaratıklarıkıskaçlarındantutupbirtabağadolduruyor,yemekodasınagötürüyor.Evin büyükleri bunları yiyorlar... Canlı canlı yiyorlar; gözleriyle, dişleriyle,bacaklarıyla birlikte çıtır çıtır yiyorlar! Bu sırada canlı yaratıklar viyaklamasesleriçıkarıyor,yiyenlerindudaklarınıkıskaçlarıylakıstırmayaçalışıyorlar...Yüzümüburuşturuyorumama... amaniçindurmadanbir şeyler çiğniyorum?

Bunlar iğrenç, tiksindirici şeyler ama, bir tanesi ağzımda, ben de yiyorum;tadını, kokusunu almaktan korkarak, tıkınırcasına yiyorum... Ağzımdakiniçiğneyip yutmuşum bile, ardından ikincisinin, üçüncüsünün parlak gözleriduruyorkarşımda...Onlarıdayiyipbitiriyorum...Ardındanönümdekipeçeteyi,tabağı,babamınlastikayakkabılarını,duvardakibeyazafişiyalayıpyutuyorum.Gözümeneilişirsehepsini,hepsinigövdeyeindiriyorum,çünküyalnızkarnımıdoyurmakla hastalığımın geçeceğini hissediyorum. İstiridyeler korkunçgözleriyle bana bakıyorlar, iğrenç görünüşleriyle önümde durdukça tiksintidentitriyorum,amahepyemekistiyorum,durmadanyemek!Ansızınbirçığlıkatıyorum:—İstiridyeistiyorum!Banaistiridyeverin!Ellerimideileriyeuzatıyorum.Busıradababamkısık,boğuksesiyle;— Bir sadaka, baylar! Dilenmek ayıp ama ne yapabilirim? Artık

dayanamıyorum!diyor.Babamıneteğiniçekiyorumdurmadan;

Page 246: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—İstiridyeistiyorum!İstiridyealbana!Birazötedebiriningüldüğünüişitiyorum.—Hey,gerçektenistiridyemiyiyorsunsen?Hemdebuyaşta?Birdebakıyorum,önümüzdesilindirşapkalıikikişiduruyor.Gülerekyüzüme

bakıyorlar.— Ufaklık, sen istiridye mi yiyorsun? Doğru mu? Çok ilginç! Peki, nasıl

yiyorsun?Güçlü bir elin beni yakaladığı gibi parlak ışıklı meyhaneden içeri

sürüklediğinianımsıyorum.Birdakikasonraçevremizdebirkalabalıkoluşuyor.Kahkaha atarak, merakla bakıyorlar bana. Ben bir masada oturuyorum; küf,rutubet kokan, tuzlu, kaygan bir şey yiyorum. Tıkınırcasına, çiğnemedenyuttuğumnesneninnebiçimbirşeyolduğunabakmadan,neyediğimisormadan,alıp alıp ağzıma atıyorum. Gözümü açacak olsam tabağımda parlak gözlü,kıskaçlı,keskindişliyaratıklargöreceğimibiliyorum.Birdenağzımasertbirşeygeliyor,çatırçatırseslerçıkarıyorum.— Kah-kah-kah! diye gülüyor bütün kalabalık. Şuna bakın, kabuğunu da

yiyor!Hayseniküçükbudala!İstiridyeninkabuğuyenirmi?Daha sonra çok susadığımı anımsıyorum. Nasıl oldu, bilmem, yatağıma

yatırmışlar beni. Ateşten kavrulan ağzımda hissettiğim garip tattan, mideminyanmasından dolayı bir türlü uyuyamıyorum. Elleriyle garip hareketler yapanbabamodanıniçindebiraşağı,biryukarıdolaşıpduruyor.Biryandanda;—Soğukaldımgaliba,diyor.Başımdabirağırlıkvar.Belkidebugün...şey...

yemekyemedimdeondan.Bennegaripadamım!Hatta salağınbiriyim...Sanaistiridye ısmarlayan bayların bunun için meyhaneciye on ruble ödediğinigördüğüm halde... Şey... birkaç ruble borç istemedim. İsteseydim verirlerdiherhalde.Sabahadoğrudalıyorum.Düşümdekabuklarıiçindekıvrılmışduran,gözlerini

oynata oynata bana bakan kıskaçlı bir kurbağa görüyorum.Öğleyin susuzluğadayanamayıp uyandığımda gözlerimle babamı arıyorum. O hep öyle, odadagidipgelerekelleriylegariphareketleryapıyor...

Page 247: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

KORKUNÇBİRGECE

İvanPetroviçPanihidin[65]sarardı, lambanınfitilinikıstı,heyecanlıbirsesleanlatmayabaşladı:— 1883 yılı Noel gecesi, şimdi rahmetli olan bir arkadaşımın evinde geç

vaktekadarruhçağırmaoturumunakatıldıktansonraevedönüyordum.Koyumukoyu,gözgözügörmezbirkaranlıkvardı.Sokakfenerleriyanmadığıiçinönümüseçemiyor, neredeyse el yordamıyla yolumu buluyordum. Moskova'nıngömütlüklerinin(mezarlıklarının)bulunduğumahallede,yaniArbatsemtinindipköşesindeTrupov[66]adlımemurarkadaşımınyanındakalıyordum...Kafamıniçiağır,karmakarışıkdüşüncelerledoluydu.«Sanaöbürdünyayayolgözüküyor...Tövbeetmedengitme!»RuhunuçağırmayıbaşardığımızSpinoza'nınbanaulaştırdığıiletibuydu.Büyük filozoftan, hakkımda bildiklerini bir daha yinelemesini istediğimde

parmaklarımızı bastırdığımız çay tabağı aynı yazıyı yazdıktan sonra şunu daekledi:«Bugeceöleceksin!»Aslındaruhlara,ispritizmayafilaninanmam,gelgelelimölümdüşüncesi,daha

doğrusuöleceğimleilgiliaçıklamalarcanımısıkmayayetmişti...Siznedersiniz.baylar, her ne kadar ölüm kaçınılmaz, doğal bir olguysa da birisi yakındaöleceğinizi söylese hanginizin tüyleri ürpermez? O zaman da öyle, buz gibisoğukhavada.gözgözügörmezkaranlıklayolumubulmayaçalıştığım,tepemdehırçınrüzgârınhüzünlühüzünlüuluduğu,yağmurdamlalarınınkudurmuşçasınasavrulduğu, çevremde tek canlı varlık görmediğim, tek insan sesi işitmediğimboylebirgecedeyüreğimianlatılmazbirkorkusarmıştı.Saçmainançlarapabuçbırakmayan bir insan olduğum halde korkudan ne arkama, ne de iki yanabakabiliyor, habire yürüyordum... Başımı arkaya çevirsem «ölüm» denen şeyihortlakkılığındakarşımdagörüvereceğimsanıyordum.Panihidin derin bir soluk aldı, bir bardak su içtikten sonra anlatmasını

sürdürdü:

Page 248: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

— Yüreğimi dolduran, kaynağı belirsiz, ama hepinizin çok iyi anlayacağıkorku, Trupov'un oturduğu apartmanın dördüncü katına çıktıktan, benimkaldığımodanınkapısınıaçıpiçerigirdiktensonradayakamıbırakmadı.Bekarodam zindan gibi karanlıktı. Rüzgar sobanın içinde de uğulduyor, sanki sıcakodaya onu da almamı istercesine hava deliğinin kapağını zangır zangırtitretiyordu.Gülümseyerek, «Eğer Spinoza'ya inanmak gerekirse bu gece, rüzgarın

inlemesini dinleye dinleye öleceğim. Gene de çok korkunç!» dedim kendikendime.Bir kibrit bulup çaktım. Rüzgar kudurmuşçasına saldırarak evin çatısına

yüklendi, aynı anda da hüzünlü iniltisi öfkeli kükremelere dönüştü.Aşağıdakikatlardan birinde sürgüsü kopan bir panjur kanadı duvara hızla çarptı, havadeliğininkapağıimdatistercesineacıacıgıcırdadı...«Böylebirgecedevayevsizlerinhaline!»diyedüşündüm.Ama bu tür düşüncelere dalmanın sırası değilmiş... Kükürtlü kibrit mavi

aleviyle parladığında odaya şöyle bir göz attım, aynı anda da beklenmedik,korkunç bir görüntüyle karşılaştım. Keşke rüzgarın saldırısı kibrit alevine deulaşsaydı! O zaman belki gözlerim bu görüntüyle karşılaşmaz, tüylerim dikendikenolmazdı.Korku içindeçığlıkattım,kapıyadoğrubirkaçadımgeriledim,büyükbirşaşkınlıkveürpertiylegözlerimikapadım.Odanınortasındabirtabutduruyordu.Mavi alevin parlaması uzun sürmemişti, ama tabutu açık-seçik görmüştüm.

Tabutunpırılpırılparlayan,sırmaişlemelipembebirörtüsü,bununüstündedeışıl ışıl yaldızlı bir haç vardı. Yeryüzünde öyle şeyler olur ki, baylar, onu birsaniye gördüğünüz halde belleğinize çakılır. Tabutta da öyle oldu. Onu biranlığınagörmüştüm,amaşimdibiletümayrıntılarıylaanımsıyorum.Ortaboylubir insan için yapıldığı belliydi, pembe örtüsüne bakılırsa bir genç kız içindi.Sırma işlemeli örtüsü, tunç tutamakları, alttaki destekleri ölenin zengin birailedengeldiğinigösteriyordu.Arkamabakmadandışarı fırlamışım.Nebir şeydüşünebiliyor,nedeaklıma

başka bir şey geliyordu... Anlatılmaz bir korku içinde, yıldırım hızıylamerdivenlerdenaşağıkoşmayabaşladım...Basamaklar,merdivensahanlığı,heryerkaranlıktı.Kürkümünetekleriayaklarımadolanadolanakoşarkennasılolduda basamaklardan yuvarlanıp kafamı yarmadım, hala şaşıyorum. Kendimisokakta bulunca ıslak bir fener direğine yaslandım, biraz yatışmaya çalıştım.Yüreğimkütkütatıyordu,soluğumtıkanacakgibiydi...Panihidin'i dinleyenlerden bir bayan lambanın fitilini açarak ona daha çok

Page 249: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

sokuldu.Berikianlatmasınısürdürdü:—Odamdakuduzbirköpek,birhırsızgörsemyadaansızınyangınçıksabu

derecekorkmazdım.Tavançökse,döşemeyarılsa,duvarlarçatlasageneöyle...Çünkübunlarınhepsiolabilecekşeylerdi.Amatabutorayaneredengelebilirdi?Odanıniçindeböylebirşeyinneişivardı?Birkadın,hemdeanlaşıldığınagöregenç, soylubir kız içinyapıldığı belli, pahalı bir tabut nasıl olurdaküçükbirmemurun odasına bırakılabilirdi? Boş muydu, yoksa içinde ceset mi vardı?Beklenmedik, ürkütücü ziyaretiyle beni şaşkına çeviren, zamansız ölmüş buzenginbayankimdi?İşkencevericibirgiz!..«Eğerbubirmucizedeğilseyüzdeyüzcinayettir»düşüncesidoğduzihnimde.

Gene de bu durumu açıklayamıyordum. Ben yokken odanın kapısı hep kilitlidururdu, anahtarın yerini ise yalnız yakın arkadaşlarım bilirlerdi. Tabutu onlargetiripkoymuşolamazlardı.Birolasılıkvardı,oda tabutçununonuyanlışlıklaoraya getirip bırakmasıydı. Belki bırakacakları katı ya da odayı şaşırmışlardı.Ancak bunun böyle olması da zordu, çünkü tabutçular yaptıkları işin parasını,getirenkişiisebahşişalmadangitmezdi.«Çağırdığımız ruh öleceğimi haber vermişti. Sakın tabutu da o göndermiş

olmasın?»diyegeçirdimiçimden.Baylar, önceden de söylediğim gibi, ispritizmaya inanmam, şimdi de

inanmıyorum.Ancakböylebir rastlantıbir filozofubiledoğaüstüdüşüncelere,hattainançlaraitebilir.Bir yandan da, «Bunlar tümüyle saçma!Okullu bir çocuk gibi boşu boşuna

korktum.Gördüklerim,gözyanılmasındanbaşkabirşeydeğildi.Evedönerkenkafamda öylesine karanlık düşünceler vardı ki, sinirlerim zayıfladığı içinodamdabirtabutgördüm.Bundaşaşılacakbirşeyyok.Düpedüzgözyanılması,başkabirşeydeğil!»diyesöyleniyordum.Sokakta eskisi gibi yağmur yüzümü kamçılıyor, rüzgar şapkamı uçuruyor,

kürkümün eteklerini tartaklıyordu. Soğuktan iyice üşümüş, üstelik sırılsıklamıslanmıştım.Sokaktaduramazdım,sıcakbiryeregitmeliydim.Amanereye?Evedönsem tabutu bir kere daha görmek zorunda kalacaktım, bu da sinirlerimindayanamayacağı bir şeydi. Çevremde tek canlı yaratık görmediğim, tek insansesiduymadığımböylebirgecedebelkideiçindebirölününyattığıtabutlabaşbaşa kalınca aklımı oynatabilirdim. Buz gibi soğuk bir havada, bardaktanboşanırcasınayağanyağmurunaltındadikilmekiseolacakşeydeğildi.Düşündüm-taşındım, arkadaşım Upokoyev'in[67] yanına gidip geceyi orada

geçirmeye karar verdim. Tüccar Çerepov‘un[68] Mertvets[69] sokağındakipansiyonunda oturan arkadaşımUpokoyev'i hepiniz tanırsınız, hani geçenlerde

Page 250: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

intiharetmişti...Panihidin böyle diyerek yüzünde biriken soğuk ter damlalarını sildi, içini

çekerekanlatmasınısürdürdü:—Ancakevinevardığımdaarkadaşımıbulamadım.Kapısınıbirkaçkezçalıp

evde olmadığını iyice anlayınca üst tereği elimle yokladım, orada bir anahtarbuldum,kapıyıaçıp içerigirdim.İlk işimıslanankürkümüçıkarıpatmakoldu.Karanlıktaelyordamıylasediribuldum,kendimihemenbununüstünebıraktım.Odada gene zifiri bir karanlık vardı. Pencerenin açık kalan hava kapağındarüzgarıniçkarartıcıuğultusuileiçerigirmişbircırcırböceğinintekdüzecırıltısıduyuluyordu.OsıradaKremlinkiliseleriNoelayiniiçinçançalmayabaşladılar.Ben bir kibrit çaktım. Keşke çakmaz olaydım! Parlayan alev beni karanlıkdüşüncelerdenkurtaracağıyerde,tamtersine,tüylerürpertici,anlatılmasızorbirdehşetin içine attı. O korkuyla avazım çıktığınca haykırdığımı anımsıyorum.Zangırzangırtitreyerekkendimiodadandışarıattım...Arkadaşımınodasındadabenimodamdakininaynısıvardı:Birtabut!Yalnız onun odasındaki benim odamda gördüğümün neredeyse iki kat

büyüklüğündeydi, koyu kahverengi örtüsünün daha iç karartıcı bir görünüşüvardı.Hadi,gelindeişiniçindençıkın!Tabutorayanasılgelmişti?Bunungenebir göz yanılması olduğu kesindi.Girdiğim her odada tabut bulunacak değildiya! Anlaşılan, sinirlerimin iyice yıpranması sonucunda abuk subuk şeylergörmeye başlamıştım. Şimdi nereye gitsem karşımda bir tabut, ölülerinkonulduğu o korku verici nesneyi görecektim. Bu duruma göre aklımıoynatıyordum,«tabutomani»adıverilecekbirhastalığınpençesinedüşmüştüm.Delirmemin sebebini ise uzun uzadıya araştırmanın gereği yoktu, ruh çağırmatoplantısıileSpinoza'nınsöylediklerinianımsamakyeterdi...Korku içinde, «Amanın, aklımı oynatıyorum! Tanrım, şimdi ben ne

yapacağım?»dedim,başımıelleriminarasınaaldım.Beynim zonkluyordu, tir tir titreyen bacaklarımın üzerinde zor

durabiliyordum. Kürksüz, şapkasız, sokağın ortasında kalakalmıştım. Sağanakbütün şiddetiyle sürüyor, soğuk iliklerime İşliyordu.Kürkümle şapkamı almakiçinpansiyonadönsem;butümüyleolanaksız,gücümünyetmeyeceğibirşeydi.Çünkü artık iyice korkunun etkisine girmiştim. Gördüğüm tabutların bir gözyanılması olduğunu bildiğim halde kendimi korkunun pençesindenkurtaramıyordum.Sırtımdansoğukterlerboşanıyordu,dehşettentüylerimayağakalkmıştı.Panihidin:— Ne yapacağımı iyice şaşırmıştım, diye sürdürdü konuşmasını. Aklımı

Page 251: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

oynatmamaramakkalmıştı.Üsteliküşütüpyatağadüşecektim...Bereketversin,tamosırada,benimlebirlikteruhçağırmaoturumunakatılanarkadaşımDoktorPogostov[70] geldi aklıma,kendisi az ilerdeMiortvıy[71] sokağındaoturuyordu.Doğruca onun evine yöneldim. Arkadaşım Pogostov henüz şu zengin tüccarkızıyla evlenmemişti, bakanlık müsteşarlarından Kladbişçenski'nin[72]pansiyonunda,beşincikattakibirodadakalıyordu.Kladbişçenski'nin pansiyonunda sinirlerimin yeni bir işkenceye katlanması

alnımın yazısıymış. Merdivenlere tırmanmaya başlamıştım ki, korkunç birgürültüyle irkildim. Ayaklarıyla gümbür gümbür sesler çıkararak, kapılaraçarparakbirisiyukarıdanaşağıyakoşuyordu.—Neredesin,kapıcı?Çabukburayagel!diyehaykırıyordubiryandanda.Birdakikasonrasırtındakürkü,başındatepesiçökmüşsilindirşapkasıylabir

karaltının merdivenlerden aşağı hızla süzüldüğünü gördüm. ArkadaşımPogostov'danbaşkasıdeğildibu.—Pogostov,neleroluyor?Birşeymivar?diyesordum.Arkadaşımkoşmayıbırakaraktitreyenelleriyleellerimesarıldı.Yüzünderenk

kalmamıştı, soluk almakta güçlük çekerken zangır zangır titriyordu. Tedirginbakışlarıbiryerdeduramıyor,göğsükalkıpkalkıpiniyordu...Boğukbirsesle;—Sizmisiniz,Panihidin?diyesordu.Durunbakalım,gerçektensizmisiniz?

Niye yüzünüz mezar kaçkınları gibi solgun? Sakın siz bir hortlak ya da gözyanılgısıolmayasınız?AmanTanrım,korkunçbirdurumdasınız!Neoldusize?—Amasizdedebetbenizkalmamış.Neleroluyor,Allahaşkına?—Hiçsormayın.azizim! İzinverinde soluklanayım...Eğerkarşımdakigöz

yanılgısıdeğildegerçektensizseniz,sizerastladığımaçoksevindim.Kahrolasıispritizmatoplantısı!Sinirlerimöylesinebozulmuşki,evedöndüğümdeodamdanegördüm,biliyormusunuz?Birtabut!Kulaklarımainanamıyordum,birdahasöylemesiniistedim.Arkadaşımayakta

duramadığıiçinbirbasamağaoturdu.— Evet, yanlış duymadınız. Tabut, gerçek bir tabut... Ben ödlek bir adam

değilim, ama iblis bile ispritizma denemesinden sonra odasında bir tabutlakarşılaşsatüyleridikendikenolurduherhalde.Dilimdolaşarak,kekeleyerekbendedoktoragördüğümtabutlarıanlattım.Gözlerimiz belermiş, ağızlarımız şaşkınlıktan bir karış açık, birbirimizin

yüzüne baktık. Sonra hortlak ya da düşte olmadığımızı anlamak için karşılıklıbirerçimdikattık.Doktor;

Page 252: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Ben acı duyduğuma göre herhalde siz de duymuşsunuzdur. Bu durumdaikimiz de uykuda değiliz, düş görmüyoruz.Öyleyse odadaki tabutlar gerçekti,gözyanılmasıolamaz.E,şimdineyapacağız?Tam bir saat dondurucu merdivenlerde oturup tahminler, varsayımlar ileri

sürerek iliklerimize değin üşüdükten sonra korkuyu bir yana bırakıp kapıcıyıuyandırmaya,onunlabirliktedoktorunodasınagirmeyekararverdik.Dediğimizgibideyaptık.Odayaçıktığımızdabirmumyaktık;gerçektendebeyazörtülü,sırmasaçaklı,püsküllübirtabuttamortadaduruyordu.Kapıcıdindarcaistavrozçıkardı.Doktorunyüzününkanıçekilmişti,tirtirtitriyordu.—Bakalımtabutboşmu,yoksaiçindebirivarmı?Şimdianlarız,dedi.Genedebirtürlükapağıaçmayakararveremiyorduk.Sonundadoktoreğildi,

korkudan dişleri kenetlenmiş bir halde kapağı yavaş yavaş kaldırdı, üçümüzbirdentabutuniçinebaktık...Tabutbomboştu...İçindeölüyoktuamaoradaşumektububulduk:«AzizimPogostov!Kayınbabamınişlerininbozulduğunubiliyorsun.Boğazına

dekhorcabatmışdurumdadır.Yarınöbürgüneşyalarınıhaczetmeyegelebilirler.Bu,hemonun,hemdebenimailemiziyoketmeye,namusumuzulekelemeyeyeter.Benonurunadüşkünbiradamım.Dünyaptığımızailetoplantısındakaynatamındeğerli,paraedernesivarsasaklamayakararverdik.Adamcağızıntümvarlığıtabutları olduğu için (Bildiğin gibi kendisi kentimizin en iyi tabut ustasıdır)bunlardanendeğerlileriniseçtik.Birdostolarakbizeyardımetmeniistiyorum,desteğini bizden esirgeme, malımızı, onurumuzu kurtar! Bunu bizdenesirgemeyeceğiniumarak,azizdostum,geriisteyinceyedekodandakalmasıiçinbir tabut gönderiyorum. Yakın arkadaşlarımın, dostlarımın yardımı olmazsamahvolacağımız yüzde yüz. Tabut sende en fazla bir hafta kalacaktır. Gerçekdost bildiklerime birer tane gönderiyorum. Sizlerin gönlü yüceliğinize, iyilikseverliğinizegüvenimsonsuzdur.İvanÇelyustin[73]»Buolaydan sonraben sinirkliniğinde tamüçay tedavigördüm, tabutçunun

güveyidostumuzisehemonurunu,hemdekaynatasınınmalvarlığınıkurtardı.Şimdikendisidebircenazeişleribürosuaçtı;gömüttaşları,üzeriyazıtmermerlevhalar satıyor. Şu sıralar isleri iyi gitmiyormuş. Şimdi her aksam odamagirerken karyolamın dibinde mermer bir yazıt ya da katafalk bulacağım diyeödümpatlıyor...

Page 253: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

KEYİFSİZLİK

Emniyet amiri Semyon İlyiç Praçkin,[74] çalışma odasında bir aşağı, biryukarıvoltaatıyor,göğsündekıpırdanannahoşduyguyubastırmayaçalışıyordu.BirgünÖnceişiçinuğradığıgarnizonkomutanlığındahiçniyetiolmadığıhaldekâğıtoyununaoturmuş,oyununsonundasekiz rublezararagirdiğinianlamıştı.Aslında üttürdüğü para hiç önemli değildi, ama açgözlülük, çıkar düşkünlüğüşeytanıkanınagirmiştibirkere,kendinisavurganlıklasuçlayıpduruyordu.Praçkin,içindekibuşeytanısusturmayaçalışarak;—Altı-üstüsekizruble,nedeğerivarki!Başkalarıdahaçoğunuüttürüyorlar

da. lafını Bile etmiyorlar. Üstelik hen bu parayı kolayca kazanabilirim.Fabrikalardan birine ya da Rılov'un[75] meyhanesine baskın yapsam işte sanasekizruble,hattadahafazlası!diyekendiniyatıştırmayaçalışıyordu.Bitişik odada ise emniyet amirinin oğlu küçükVanya biteviye bir sesle şiir

ezberlemeyeçalışıyordu:—«Kış...köylügururla...köylügururlayolaçıyor...yolaçıyor...»—Sonra istesem sekiz rubleyi geriye bile ütebilirim...Niyeymiş o «gururla

yolaçması»?Söylermisin,Vanya?—«Köylügururla...yolaçıyor...yolaçıyor...»Praçkinkafasınıtoparlamayaçalışıyordu.— Gururla yol açıyormuş! Ona bir güzel sopa çeksem görür gururla yol

açmayı! Pis köylü, vergisini doğru-dürüst ödeyeceğine gurur peşine düşmüş!..Sekizruble,amanneçokpara!Sekizbindeğilya,nezamanolsaçıkarırım!—«Atkarkokusualarak...karkokusualarak...tırısakalkıyor...»—Tamtırısakalkacakatıbuldunsende!Uyuzköylüatınınkoşacakhalimi

vardır?Şunasütçübeygiridesene!Dangalakmujikkafayıçekincehayvancağızıbuz deliğine[76] ya da dereye yuvarlarsa çıkarmak için işin yoksa uğraş dur!Atını tırısa kaldırmak istiyorsan getir de arkasına neft yağı süreyim! 0 zamantırısa kaldırmayı görürsün!.. Oyuna niçin önce küçük kağıdı atarak başladım?Sinekasınıilkeldeoynasamikiiçerigitmezdim!

Page 254: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—«Pamukgibibeyazçizgileraçarak... çizgileraçarakkızakhızla ilerliyor...Pamukgibibeyazçizgileraçarak...»— Çizgiler açarak... Pamuk gibi beyaz çizgiler... Ne saçma sapan sözler

bunlar! Böyle anlamsız şiir yazmalarına nasıl göz yumuyorlar? Sen sabır ver,Tanrım!.. Bütün suç onludaydı!Hiç sırası değilken bu kâğıdı elime tutuşturanşeytanıntakendisidir!—«Al yanaklı bir oğlan çocuğu koşuyor... Al yanaklı bir oğlan çocuğu

koşuyor...Fındık'ıkızağabindirmiş...Fındık‘ı...»— Koşup yaramazlık ettiğine göre karnı tok, sırtı pek! Analar, babalar

çocuklarına iş gördürmeyi akıllarından geçirmezler! Köpeği kızaklagezdireceğineodunkırsa yada İncil okusaya!.. Şuköpekdenenyaratıklar daöylesine çoğaldı ki! Adım başı karşına çıkarlar!.. Akşam yemeğini bitirirbitirmezevedönmeliydim.Niçinoyunaoturdum,bilmemki!..—«Çocukhemacı çekiyor, hemgülüyor... annesi de... annesi depencereden

onaparmağınısallıyor...»— Salla bakalım parmağını! Dışarı çıkıp dövmeye üşenirsin, değil mi?

Gocuğunun arkasını kaldırıp poposuna birkaç kez patlattın mı, parmaksallayarak korkutmaktan daha iyidir! Kalıbımı basarım eğer ilerde bu çocukayyaşınbiriolmazsa!—Puşkin,babacığım!—Puşkinmi?...Hımm!GaripbiradammışşuPuşkin!Yazmasınayazıyorlar

da ne yazdıklarını kendileri de bilmiyorlar! Böyle şeyleri yazsalar ne olacak,yazmasalarneolacak?—Babacığım,köylülerungetirdiler!diyeseslendiVanya.—Söyledeiçerialsınlar!AncakköylülerinungetirmişolmasıPraçkin'ineşelendirmeyeyetmedi.Kendi

kendini avutmaya çalıştıkça üttürdüğü para gözünde büyüyordu. Sekiz rubledeğildesekizbinrubleüttürmüştüsanki.Öylesinecanısıkkındıki!Vanyadersçalışmayı bitirip sesini kesince Praçkin pencerenin önünde durdu, üzgünbakışlarını kar kürtüklerine dikti. Kar kürtükleri adamcağızın acısınıdepreştirmekten başka bir işe yaramıyordu, anlaşılan. Çünkü bir gün öncegarnizon komutanlığına gidişi gene gelip kafasına saplandı. Artık tüm neşesikaçmıştı.Duyduğuüzüntüsonkertesinevarıncadahafazladayanamadı,hıncınıbirindençıkarmakisteğiyleoğlunaseslendi:—Vanya, gel buraya! Dün pencerenin camını kırdığın için pataklayacağım

seni!

Page 255: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

ELMAYÜZÜNDEN

Ufak tefek bir adam olan toprak ağası Trifon Semyonoviç'in, birbirine pekuygun enlem ve boylamlarda, Pont Evksin ile Solovki köyleri arasındakaratoprak (çernaziyom)dan oluşan, atadan kalma bir çiftliği vardır. TrifonSemyonoviç, tınlayıcı Latince bir kökten türetilmiş, uzunmu uzun bir soyadıtaşımaktaolup,busoyadı,sayısızinsanlıkerdemlerindenbirininanlamınıtaşır.Toprağı sondereceverimli çiftliğinyüzölçümü tam30.000dönümdür.Burasıbir çiftlik, Trifon Semyonoviç de bir toprak ağası olduğundan, çiftlik rehineverilip satışa çıkarılmıştır.[77] Satış işlemleri Trifon Semyonoviç'in tepesindehenüz dazlak yokken başlamıştı; o günden beri ipotek koyan bankayöneticilerinin beceriksizliği, bizim toprak ağasının açıkgözlüğü sayesindeuzayıpgitmektedir.Gününbirindebankayüzdeyüzgümleyecektir,çünkübirçokbenzerleri gibi Trifon Semyonoviç rehin karşılığında paraları almış, amataksitleregelinceödememektedir.Ödesebilenazlananazlana,dilenciyesadakaverir gibi... Dünyamız için boşu boşuna «Ah, şu dünya!» dememişler. Bizinsanlar herkesi ona uygun asıl adıyla çağırabilsek, Trifon Semyonoviç'e deTrifonSemyonoviçdemez;eşeklere,ineklereyaraşırbiradlaçağırırdık.Açıkçasöyleyecekolursak,TrifonSemyonoviç,adıüstünde,hayvanınbiriydi.İsterimkiodabenimdüşüncemekatılsın.Eğerbirgünbudileğimkendisinekadarulaşırsa(Arada bir «Strekoza» dergisini okuduğunu biliyorum) bana gücenmeyipbenimleaynıdüşünceyegelecek,hattauzunsoyadınıburadaaçıklamadığım,buseferlik adı ve baba adıyla yetindiğim için bir cömertliği tulup sonbaharda onadet Antonov elmasını adresime postalayacaktır. Triton Semyonoviç'inerdemlerinegelince...Eniyisibunlarısıralamayakalkmayalım!Nedenderseniz,TritonSemyonoviç'i elleriyle, ayaklarıyla bir öyküye sığdırmaya çalışacağımıziçin,irimiiribirYahudininresmedildiği«Yahudi»tablosununyaratıcısıYevgeniSiu'nun tual başında oturduğu süre kadar yazı masamızda oturmak zorundakalırdık. Onun ne kağıt falı açmadaki hilelerine. ne borç ve faiz ödemedekisiyasetine, ne papaz efendi ile zangoca karşı çevirdiği dolaplara, ne de Nuh

Page 256: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

Nebi'denkalmakılığıylaatınınüstünekurulupköysokaklarındacakasatmasınadokunduracakdeğilim.Benyalnızcaonuninsanlarakarşıtutumunugözlerönüneserenbirsahneyleyetineceğim.Neresindenbaksanızbeğeneceğinizbirsabah(yazmevsimininbitimineyakın

birsabah)TrifonSemyonoviçzenginbahçesininağaçlararasındakibirbirinedikyollarında gezinmekteydi. Ulu Tanrı'nın ozanlara esin vermede yararlandığıbütüngüzelliklerbolcaserpiştirilmiştibahçeye.«Eyinsanoğluyaklaş!Yaklaşdagüzbastırmadanbütünzevkleri tad!»dergibiydiler.Ancakbizimbahçe sahibiağamızozanfilandeğildi,ayrıcaosabahnedensekendinizarardahissettiğinden,ruhu soğuk bir uyuşukluk içindeydi. Toprak ağasının arkasından ise gönüllüolarak uşaklığını yapan Karpuşa yürüyor, sağına soluna bakarak efendisinegözcülük ediyordu. Karpuşa dedim de aklıma geldi, bu altmışlık düzenbazerdemlerininçokluğubakımındanefendisinetaşçıkartır...İyiçizmeboyar,sokakköpeklerini yakaladığı gibi ipte sallandırır, eline düşeni soyup soğana çevirir,müzevirlik yapmada üstüne yoktur! Gün geçmez ki köylülerden, TritonSemyonoviç'inkomşularındanKarpuşa'yla ilgilibiryakınmagelmesin...Ancakbütün bunlar bir işe yaramaz, çünkü ağamızın çiftliği Karpuşa'sız yürümez.Gezintiye çıktığı zamanlar Trifon Semyonoviç sadık uşağını da yanına alır:onunlahemdahaçokgüvencededir,hemdekeyifli...Karpuşadedikoduyapar.tekerlemeler söyler, masal anlatır. Susmak bilmez bir gevezedir... Eğer bir anağzınıkapadığınıgörürseniz,bilinki,ilginçbulduğubirşeyidinlemekiçinkulakkesilmiştir.AnlatacağımızolayıngeçtiğiosabahKarpuşaefendisininarkasındayürüyor:

beyaz kasketli, tanımadığı iki liseli öğrencinin ellerinde tüfeklerle yakındangeçerlerken ondan bahçede avlanma izni istemelerini allayıp pullayarakTrifonSemyonoviç'e anlatıyordu. Sözümona gençler içeri alınmaları karşılığında onayarım gümüş ruble vermeye kalkmışlar, kime hizmet ettiğini çok iyi bilenKarpuşa ise onlara kızıp üzerlerineKızıltüy ile Boztüy'ü salmıştı. Karpuşa buöyküyübitiripköyünsağlıkmemurununakıllaradurgunlukverenserüvenleriniparlak çizgilerle betimlemeye koyulmuştu ki, bahçenin elma ve armutağaçlarının bulunduğu köşesinden gelen bir hışırtı konuşmasını yarıda kesti.Karpuşa bir anda sus pus oldu, kulaklarını dikip dinlemeye başladı.Hışırtınınkuşku uyandırıcılığı iyice aklına yatınca efendisini eteğinden çekip durdurdu,sesingeldiğiyönedoğruokhızıylafırladı.TrifonSemyonoviçdebiryaramazlıkkokusu almıştı: o da hemen toparlandı, köpek sinsiliğiyle seğirten uşağınınardındanufakadımlarlakoştu.Vekoştuğunadadeğdi...Bahçeçitininyakınında,dal-budaksalmışbirelmaağacınındibindeduranbir

Page 257: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

köylükızıağzındabirşeylerçiğniyor,onunhemenyanındagenişomuzlubirköydelikanlısı ise yerde diz üstü sürünürken, rüzgarın düşürdüğü elmalarıtopluyordu. Delikanlının yaptığı bir şey daha vardı, o da elmaların hamlarınıağaçların arasına fırlatmak, olgunlarını ise yayvan, nasırlı elleriyle sevgiliDulçina'sına sunmaktı... Görünüşe bakılırsa, midesi yönünden bir korkusubulunmayan genç kız verilen elmaları büyük bir iştahla, soluk almamacasınatıkınıyor;yerdesürünerekelmatoplayanşövalyesi iseDulçina'sındanbaşkabirşeydüşünmüyordu.Köylükızısesiniyükseltmemeyeçalışarak;—Hadi,birazdaağaçtankoparsana!diyor.—Yok,koparamam,korkuyorum...—Korkacaknevar?Ağanınyardakçısışimdimeyhanedekafaçekiyordur.Delikanlı ayağa kalkıp havaya zıpladı, bir elma koparıp Dulçina'sına verdi.

Ancak Adem ile Havva'nın başına gelenler bu sırada iki sevgilinin başına dageldi. Elmanın tadını çıkarmaya fırsat bulamadılar... Genç kız elmayı dişleyipkopardığı parçayı tam delikanlıya uzatmıştı ki, ikisi de ağızlarının içinde birekşilikduydular;yüzleriönceçarpılıpuzadı,sonrasapsarıkesildi.Bu,elmanınekşiliğinden dolayı değil, karşılarında Trifon Semyonoviç'in mahkeme duvarıgibiaçıksuratıileKarpuşa'nınsinsisinsi,kötücülsırıtmasınıgörmelerindendi.GençleredoğruyürüyenTrifonSemyonoviç;—Merhabaçocuklar!Elmamıyiyorsunuz?Sizeengelolmuyorumya?dedi.Delikanlı şapkasını çıkarıp başını önüne eğdi. Genç kız ise önlüğünün

nakışlarınıincelemeyekoyuldu.TrifonSemyonoviçdelikanlıyadöndü.—E,nasılsınbakalım,Grigori?İşlernasılgidiyor!—Yediğimyalnızbirelma!Onudayerdenaldım...TrifonSemyonoviçbuseferkızaçevirdibaşını.—E,seninişlerinnasılgidiyor?İyimisin?Kızcağızönlüğününişlemeleriyledahafazlaoynamayabaşladı.BununüzerineTrifonSemyonoviçyenidendelikanlıyadöndü.—Söylehele,düğününüznezaman?Evlenmedinizmidaha?—Yok...Şey,ben,efendim...birelmayedim...onuda...—İyietmişsin,aferin...Okuma-yazmabiliyormusun?—Hayır.Şey,vallahi,efendim...benbirtaneyedim,onuda...— Okuma-yazma bilmiyorsun ama başkasının elmasını çalmayı

öğrenmişsin... Zaten okuma-yazmayı ne yapacaksın? Söyle bakalım, hırsızlıkişineçoktanmıbaşladın?

Page 258: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

—Benbirşeyçalmadımki...BuseferişeKarpuşakarıştı.—Hele bir söyleyiver, yavuklun niye öyle derin düşüncelere daldı? Yoksa

onuyeterincesevmiyormusun?TrifonSemyonoviçonudurdurdu:— Sen sus, Karp!.. Grigori, bize bir masal anlatır mısın? Hadi, seni

dinliyoruz?Grigoriöksürdü,gülümsedi.— Efendim, ben masal bilmem ki... Şey, başka yerde elma bulamadım mı

sanıyorsunuz?İstesemparaveripalırdım.— İyi, iyi. Çok paran olmasına sevindim. E, masal anlatacak mısın bize?

Anlat da dinleyelim. Karpuşa dinler, yavuklun dinler, ben dinlerim... Hadi,utanma,anlat!Hırsızlıktanutanmadıktansonrabundanniçinutanacaksın?Haklıdeğilmiyim,aslanım?Trifon Semyonoviç, bahçesinde hırsızlıktan yakaladığı genç köylünün

yakasınıkolaybırakacağabenzemiyordu.Onundikbakışlarıaltındadelikanlınınalnındatertomurcuklarıbirikti.Karpuşasevimsiz,incesesiylearayagirdi.— Bu salak masal anlatmayı nereden bilsin? Siz ona en iyisi bir şarkı

söyletin!—Sensus,Karp!Öncemasalanlatsınbize.Hadi,birtaneanlatıver,yiğidim!—Masalbilmiyorum.— Ya! Demek, bilmiyorsun? Peki, çalıp çırpmayı biliyor musun? Bana

İncil'densekizinciöğüdüezbereokuöyleyse!..—Benöyleşeylerinasılbilirim,efendim?Bilsemokurdum...Yeminederim

ki,birtaneelmayemiştim,onudayerdenaldım.—Hadi,anlatbirmasal!!Karpuşa oradan ısırgan otu yolmaya başladı. Bunun ne anlama geldiğini

Grigoriçokiyibiliyordu.TrifonSemyonoviç'inkendineözgüyöntemlerivardı,tıpkıkendibenzerlerigibi...Adamlarındanbirihırsızlıkyaptımı,yabirgünlüksüreyle bodruma kapatır, ya ısırgan otuyla bir güzel dağlar, ya da çırılçıplaksoyuportalığasalardı.Hiçböyleşeylerduymadınız,değilmi?Amancanım,sizde!..TrifonSemyonoviç'indahanemarifetleriolduğunubilsenizaklınızşaşar!Grigori ısırgan otuna şöyle bir baktıktan sonra suçlu suçlu öksürdü, ezilip

büzüldü. sonunda bir masal anlatmaya, daha doğrusu uydurmaya başladı.Öksürmeler, ter silmeler, sümkürmeler, kekelemeler arasında eski Rus masalkahramanlarınıncenktedüşmanlarınıyenipgüzelkızlarlaevlenmeleri türünden

Page 259: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

yalan yanlış bir şeyler dökülüyordu ağzından. Trifon Semyonoviç hiç sesiniçıkarmadandinliyor,bakışlarınıdelikanlınınyüzündenayırmıyordu.Grigoriiyicesapıtıpsaçmalamayabaşlayınca:—Tamam!İyianlattınamahırsızlıktadahaiyisin,dedi.Sonrayenidengençkızadöndü.—E,güzelim,sendebize«Babamız»duasınıokurmusun?Köylükızıpancargibikızardı,zorişitilirbirsesle«Babamız»duasınıokudu.—Şimdidesekizinciöğüdüoku!Delikanlıumutsuzlukiçindeelinisalladı.—Çokelmanızıyemedikki!Yeminederizsize.Bizeniçininanmıyorsunuz?— Demek, peygamberin öğütlerini de bilmiyorsunuz? Birisi bunları size

öğretmeli! E, söyle bakalım güzelim, hırsızlık yapmayı sana bu mu öğretti?Neden susuyorsun, meleğim? Hadi, konuş! Madem susuyorsun, dediklerimikabul ediyorsundemektir.Budurumda sanahırsızlıkgibikötü şeyleröğrettiğiiçinyakışıklıyavuklunukendiellerinlecezalandırmalısın.Şimdi,dövonu!Gençkız;—Dövmem!dedifısıltıyla.—Birazcıkvurursun,canım.Bundanneçıkar?Akılsızlarcezalarınıçekmeli!

Hadi,vur,cancağızım!Yoksaistemiyormusun?ÖyleyseMatvey'ideçağırayım,Karpuşaileikisiseniısırganotuylaokşasınlarbiraz.Onudamıistemiyorsun?—Hayır,dövemem!—Karp,gelburaya!Gençkızbirsıçrayıştadelikanlınınyanınavardı,yanağınabirtokatattı.Beriki

alıkalıkgülümsediktensonragözlerindenyaşlarboşandı.—Aferin.güzelim!Şimdidesaçlarınayapış!Hadi,çeksaçlarını!Onudamı

istemiyorsun?Karp,gelburaya!Gençkıznişanlısınınsaçlarınıkavradı.—Yok,canım,tutmaklaneçıkar?Saçındançekereksürükleonu!Genç kız delikanlının saçlarını çekiştirmeye başladı. Bu durumKarpuşa'nın

öylesinehoşunagittiki,çatlaksesiylegevrekgevrekgüldü.TrifonSemyonoviç:— Bu kadarı yetişir, dedi. Teşekkürler, cancağızım. Kalın kafalı yavuklun

cezasınıbuldu.Sonradelikanlıyadöndü.—E,sırasende,aslanım!Şimdidesenonucezalandır!—Siznelersöylüyorsunuz,efendim.Nediyedövecekmişimonu?—Odanedemek?Deminsenidövdüya!Sendeonavur!Göreceksin,çokiyi

Page 260: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

olacak.Dövmekistemiyormusun?Senbilirsin...Karpuşa,Matvey'içağır!Delikanlıöksürdü,yeretükürdü,nişanlısınınsaçlarınıavcununiçindetoplayıp

yüzünevurmayabaşladı.Zamanlabuişekendiniöylesinekaptırdıki,nişanlısınıdeğil,TrifonSemyonoviç'idövdüğünüsanarakvurdukçavurdu.Gençkızacıdankıvranıyordu. Eğer Trifon Semyonoviç'in kızı, güzeller güzeli Saşenka çalılararasındançıkıp;—Babacığım,çayiçmeyegel!diyeseslenmese,sonrababasınınyaptıklarını

görüpçınlayıcıbirkahkahaatmasaişinsonuneylebiterdi,kimsebilemez...TrifonSemyonoviç;— Bu kadarı yeter! dedi. Artık gidebilirsiniz, canlarım. Sağlıkla kalınız.

Düğününüzebendensizebirsepetelmaarmağan!Cezalandırdığıgençleriyerekadareğilipselamladıktansonraçektigitti.Delikanlıilegençkızkendilerinegeldiktensonraoradanayrıldılar.Delikanlı

biryana,gençkızbiryana...Ondansonrabirdahakarşılaşmadılar.EğerSaşenkaçalılararasındançıkmasaherhaldeısırganotundanpaylarınadüşenidealırlardı...Trifon Semyonoviç'in bu geçkin yaşında gönlünü nelerle eğlendirdiğini

gördünüz. Aile bireylerine gelince, onlar da ondan geri kalmazlar. Kızlarıevlerine«aşağısınıftan»konuklargelinceşapkalarınaarkadansoğaniliştirirler,sarhoşların sırtlarına «eşşek», «salak» gibi sözcükler yazarlar. Toprak ağasınınordudanasteğmenrütbesiyleemekliolanoğluMityaisebukonudababasınıbilegeçti. Karpuşa ile bir olup eski bir askerin evinin kapısını katranla boyadılar.Eskiaskerinsuçunemiydi?YakaladığıbirkurtyavrusunuMitya'yavermemişti,birde sözümona,kendikızlarını asteğmeningetirdiğibonbonve şekerlemelerialmamalarıiçinuyarmıştı.ŞimdigelindeTrifonSemyonoviç'ibaşkabiradlaçağırmayın!

Page 261: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

[←]

1.BabamınKursk'tangönderdiğikravatımnerede?(Fr.)

[←]

2.Amansende,Mari.(Fr.)

[←]

3.Evimizdeyakındantanımadığımızbiradamvar.(Fr.)

[←]

4.Siziyenidengördüğümiçinçokmemnunum.(Fr.)

[←]

5.Sizdenricaediyorum.(Fr.)

[←]

6.Sivildairelerdedebaremderecesinegörerütbevardı.(Ç.N.)

[←]

7.Safkız(Fr.)

[←]

8.Denizeuzanandarvealçakkaraparçası,inceyarımada.(Ç.N.)

[←]

9.Soylubayanlar.(Ç.N.)

[←]

Page 262: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

10.İlkRusbilgini,ozan(1711-1765)(Ç.N.)

[←]

11.Kilisedeanılacakkişilerçizelgesineyalnızadlaryazılır.(Ç.N.)

[←]

12.Yeterartık!(Fr.)

[←]

13.Büyüklükhastalığı.

[←]

14.Yongagil,ufaktefek.Çehov,öykükahramanlarınabiranlamıolansoyadlarıvermıştır.BubakımdanbizdebusoyadlarıTürkçeleştirmeyeçalıştık(ÇN.).

[←]

15.Gelipgeçengil.(Ç.N.)

[←]

16.Karanlıkoğlu.(Ç.N.)

[←]

17.Kahrolsun!(Lat.)

[←]

18.Günaydın...azizim.(Fr.)

[←]

Page 263: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

19.Anneciğim.(Alm.)

[←]

20.Küçüğüm.(Fr.)

[←]

21.Meleğim.(Fr.)

[←]

22.Halacığım.(Fr.)

[←]

23.Birderebeyinin,toprakağasınıntopraklarınabağlı,oradayaşayıpçalışanköylüler.(Ç.N.)

[←]

24.ÇarlıkRusyası'ndasivilüstbaremdereceleriOsmanlıDevleti'ndekipaşalıkgibigeneralliğedenksayılıyor.(Ç.N.)

[←]

25.Vasili'ninyakınarkadaşlararasındakullanılanbiçimi.(Ç.N.)

[←]

26.Gogol'ün«ÖlüCanlar»romanındanbircimritipi.(Ç.N.)

[←]

27.İçmantıbenzeriküçüketlibörek.(Ç.N.)

[←]

Page 264: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

28.Acıbiber.

[←]

29.Atçıl.

[←]

30.Örümcekgil.

[←]

31.Birşeydeğil.

[←]

32.Ödül(Ç.N.).

[←]

33.Dayakdüşmanı.(Ç.N.)

[←]

34.Boşadam.

[←]

35.Nastya.

[←]

36.YunancasözcükleriLatincesananUdodov'uncahilliğivurgulanmakisteniyor(Ç.N.)

[←]

37.İftiracı.

Page 265: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

[←]

38.Eniyi.

[←]

39.Kaşıntı.

[←]

40.Danacı.

[←]

41.Perhizayındayenilebilenyemek.

[←]

42.Ruhçu.

[←]

43.Yedinci.(Ç.N.)

[←]

44.Süreklidevinim.(Lat.)

[←]

45.Islıkçı.

[←]

46.Perhizayındahayvansalbesinleryiyipiçmekharamdır.(Ç.N.)

[←]

Page 266: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

47.Posagil.

[←]

48.Mezecioğlu.(Ç.N.)

[←]

49.Kaşıntı.

[←]

50.Eniyisi.

[←]

51.Cehenneminkapısı.(Ç.N.)

[←]

52.Sekizşiirgil.

[←]

53.Kargagil.

[←]

54.Bira-balcı.

[←]

55.Küstahoğlu.

[←]

56.Yılandiş.(Ç.N.)

Page 267: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

[←]

57.Aşçı.(Ç.N.)

[←]

58.OsmanlıDevleti.(Ç.N.)

[←]

59.Tavukgil(Ç.N.)

[←]

60.Şaşkıngil.(Ç.N.)

[←]

61.Yakaroğlu.(Ç.N.)

[←]

62.Semyon,buadınküçükleriçinsöylenenbiçimi,yakınlarıncadakullanılır.(Ç.N.)

[←]

63.Açlık.(Fr.)

[←]

64.Hayvansalyağla,kırmızıetlepişirilenyemeklerHristiyanlarınperhizini(orucunu)bozar.(Ç.N.)

[←]

65.Cenazetörengil.

Page 268: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

[←]

66.Cesetoğlu.(Ç.N.)

[←]

67.Rahmetligil.

[←]

68.Kafatasıoğlu.

[←]

69.Cesetgil.(Ç.N.)

[←]

70.Tahtalıköygil.

[←]

71.Ölüler.

[←]

72.Mezarcıoğlu.(Ç.N.)

[←]

73.Çenekemiğigil.

[←]

74.Çamaşırcıoğlu.

[←]

Page 269: Bütün Öyküler 1 (1880-1884) - okumedya.com · 2019-01-13 · SUNUŞ Anton Pavloviç Çehov kısa ömrünün (1860-1904) son 25 yıllık yazarlık döneminde 300 kadar öykü,

75.Domuzsurat.

[←]

76.Kışındonannehirlerdesualmakyadabalıkavlamakiçinaçılır.(Ç.N.)

[←]

77.XIX.yüzyılsonlarınadoğrubirçoktoprakağası(derebeyi)çiftliğinitüccarlara,fabrikasahiplerinesatmakzorundakalmıştır.(Ç.N.)