Upload
others
View
3
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Matiiridi'nin Dii§iinceDunyasl
Editor Saban Ali Diizgiin
41~ T.C. KULTUR VE TURiZM BAKANLIGI
© T.C. KOLTUR VE TIJRiZM BAKANLI<~H :KoTUPHANELER VE YAYIMLAR GENEL MUDURLU(r(} 3322
BiLi:MiN VE FELSEFENiN DOGUW ONCULER1 DiZiSi 3
ISBN: 978-975-17-3579-9
\V\VW.kulturizm.gov.tr e-posta: yayim}[email protected]
TASARIM ve UYGULAMA Sinan Sungur
YAPIM Ozyurt MatbaacJ..tk
BiRiNCi BASKI 2000 adet
BASIM YERi - TARiHi Ankara, 2011
Matu.ndi'nin Dii§iince Dunyas1/ Ed. f;laban Ali Diizgii.n. Ankara: Kultur ve Turizm Bakanhg1, 2011. 495 s. i 21 em.- (Kultur ve Turizm Bakanhg1 yaym}an; 3322,
Kutiiphaneler ve Yayunlar Gene! Mudiirlugii bil.imin ve felsefenin dogulu onculeri dizisi; 3).
ISBN: 978-975-17-3579-9 I. Matiiridi. II. Diizgiin, f;laban Ali. III. Seriler.
297.4013
HZ. MUHAMMED
Mehmet OZDEMiR·
PEYGAMBER'iN RiSALET ONCESi HAYATI
Kir'an-1 Kerim'de Hz. Muhammed'in peygamberlik oncesi
hayahna dair bi.rk.ag yerde k1sa deginmeler mevcuttur. Bu aglamda Duha suresinde onun kimsesiz kalnu§ken bannmlmasl, fakirken zenginle§tirilmesi ve §a§km vaziyette biri
J~en dogru yola i.leti.lmesi §U §elillde ifade edi.lmektedir:
"Rabbin seni yetim bu/up banndmnadr mr? Seni yolunu kaybetmi§ o/arak bu/up da yo/a i/etrnedi mi? Seni i/1ti'yag igerisinde bulup zengin etmedi mi?"1
Bu ayetlerde, usluptan da anla§Jacag1 iizere, Hz. Muhammed'in risalet oncesi hayatma ait bu ktsa fal~at son derece oneml.i bi.lgi.ler, geli§i giizel degJ, ilk vahiylerin ardmdan, vahiy alma siirecinin kesintiye ugramasma ve "Rabbi Muhammed'i b~rakh" mealinde dedi.lwdulann ortaltkta dola§masma iizulen Hz. Peygamber'e gegmi§te Allah'm destek ve himayesinin kendisiyle birlikte oldugunu ve gelecekte de boyle olacag1n1, dolaylSlyla da zikredi.len tiirden de~odulann higbir gergekllge tekabul etmedigini hatu:latmak igin serdedilmi§tir. Matmidi, bu sebeple soz konusu ayetlerin yorumuna gegmeden once bu ayetlere sebep te§kJ eden ve surenin ba§mda yer alan "Rabbi Muhammed'i terk etti, yiiziisti.i b~rakh" soziiniin kaynag1n1 tespit etmeye gah§maktadu·. Bu baglamda once iki farkh rivayeti aktanr. Bu rivayetlerden bu-ine gore Peygamber'e mii§ri.klerce bir §ey so1ulur, o da "in§allah" demeden "yann cevab1n1 veririm" der. Bunu birkag gun vahyin kesi.lmesi takip eder. Mii§ri.kler bu manzaraJl goriince "Rabbi Muhammed'i terk etti ve ona kzdt" derler. ikinci gorii§te ise vahly kesi.lince Hz. Peygamber'in korkuya ve iiziintiiye kapJd1glW goren e§i Hz. Hatice "Zanmmca Rabbin seni ter:k etti" der ve bunun iizerine de sure iner.
Prof. Dr., Ankara Universitesi Uahiyat Fakulleoi 1 Duhs 93.6-8.
HZ . HUHAHHEO
· Mati.i.rldi, her iki rivayeti de meselenin aydw.lab.lmasmda yeterl.i gormez. Bu sebeple de "meselenin ger~ekte nasJ oldugunu bilm.iyoruz" ciim.lesini sarfeder. Birinci rivayeti ihtimal dl§t gormemekle beraber yeterl.i bulmaz. ikinci rivayeti ise kesin bir dille reddeder. Zira Hz. Hatice, Allah'm Hz. Peygamber'i brrakmayacagmt ve ona l~IZmayaca~lD.l bilir. Keza butiin mi.imin.ler Allah' m hi~bir elgisini yiiziistii brrakmayacagma inanu. Matfuldi, bundan sonra kendi yorumunu orlaya koyar ve ozetle §6yle der: "Rabbi Muhammed'i terk etti ve ona kudt" ayetini ba§l~a bir §ekilde anlamak gerekir. $oyle ki: Hz. Peygamber goriini.i.rde melaikeden destekgileri, yardrmcJan olmakstzm ve insanlann gonli.i.nu yonlendirecek bir zenginlige sab.ip bulunmakslZlD firavunlara, miitekebbirlere gonderJdi. Bunlarin yegane i§i, mu hali.flerine dii§manhk edip onlan helak etmekti. Orfte kim birini, yardrmslZ ve maddi giicii olmakstzm dii§mant oldugunu bJdigi §abslara tesl.im ederse, "o, o ki§iyi rezJ etti, ona kiZdt" denilir. "Onunla {Peygamber'le) birl.ikte bir melek indirJmesi ve {bu melegin
· de Peygamber'le birl.ikte uyanda bulunmast gerekmez miydi? Ya da ona bir hazine verJmel.i yahut bir bahgesi olup da oradan yemel.i degJ miydi", "Bu Kur'an iki memeleketin giiglii bir §ahsma indirJmeli de-gil miydi?" clemeleri de bundandtr.2 .
Matfuldt'ye gore "Rabbi onu terk etti" ibaresi, mii§riklerin Hz. Muhammed'in Allah' m elgisi oldugunu fark ve itiraf ettiklerine delalet eder. Diger taraftan, §ayet Peygamber dedikl~ri §ekJde vahyi kendJiginden uydursaydt, buna ara vermez, hep devam eder, bu suretle de muhataplan "Rabbi onu terk etti" demezlerdi. Vahyin kesJmesi, onun Peygamber clt§mdaki bir kaynaktan {emr) oldugunu ve Peygamber'in de bunu haber vermekle mukellef bulundugunu gosterir.
Matiirldi bundan sonra tek tek ayetlerin anlamlanna dair bJgiler vermektedir. Bu meyanda "Seni yetim bulup da banndtrmadt ffil? I ayetini.n birkag §ekilde anla§Jal>ilecegine dikkat ~ekmekte Ve kendi yorumlanm aktarmaktadtr. Bu yorumlardan Jkinde Allah' 111
Hz. Muhammed'in yetirnlikten kaynaklanan stkmtlSlw, onun bakmlDl amcasma tevdi ebnekle giderdigini, amcasilllD onu yeti§tirdigini, ondan butiin eziyet ve sJ~tJan uzalJa§trrdtgrm, keza Allah' m biitun iyilik ve hayrrlan ona dogru yonlendirdigini dile getirmektedir.
2 Tcvilat, 17/243.
HZ. ~!UHA~I~!EO
ikinci yoru.mda bir dii§marun:m elinde Hz. Peygam.ber'in yetimlikten kaynaklanan sJunttlai:mm giderildigine vurgu yapJmaktadu-. Burada kastedilen dii§man, mii§rik olmasi nedeniyle Hz. Peygamber'in amcas! Ebu Talip'tir. Bnna ragmen o, Hz. Muhammed' e iyilik yapmi§, merhamet gostermi§, ondan eza}'l ve kerih olam defebni§fu. Klsacas1 Allah' m lutfuyla bir mii§rik, dola}'lSlyla da Allah' m dininin dii§maru, Hz. Muhammed' e en §efkatli ve sevgili biri oluvermi§tir. Ugiincii yoru.mda ise Matii.ridi, Hz. Muhammed'in yetim kah§l ve sonrasmda barmdmlmasliD, daha gene! bir bakt§ aglSlyla ele almal~ta Allah' m "Seni yetim bulup da barmdmnad, 1m?" ayetiyle adeta §oyle dedigini anlatmaktadu-: " (Allah), seni yetim buldu ancak bizzat l~endisi banndud1; sana sevgisini verdi ve seni risalet ve ni.ibiivvet igin segti. Bu suretle dunya ve ahirette namm yadedilir oldu, herkes sana muhtag hale geldi". Matii.ridi'ye gore biitiin bunlar tek ba§ma bir yetimin yapacag1 i§ler degildir. Ancak Allah yetimken bu yiice mertebelere onu ula§hrmi§tu. Bu Allah'm Peygam.ber'e olan nimetleri.dir.
Matii.ridi, "seni dalalette bulup hidayete eri§tirmedi mi" ayetinin te'vi.li iizerinde dmurken dart goriige yer vermektedir. Birinci. yorum, Allah'm Hz. Muhammed'i. dalalette olan bir kavmin iginde buldugu ve dinl inanglarllli payla§mi§ degildi. Ancal~ Allah miidahale etmeseydi onlar Hz. Muhammed'i kendi i.nanglanna gaguacaklar, hatta bunun igin bask yapacaklardl. Bu tuhunlanndan vazgegmeleri.nin tek yolu, onun onlann di.nine girmesi olacakh. iki.nci yoru.m ayeti daha basit bir olaydan, Peygam.ber'in Mekke yakmlannda yolunu §a§mp kaybolmasma dair bir rivayetten harel~etle agtklamaya gah§maktadu-. Buna gore gocukken §a§trd1g1 igin Mekke'nin dola}'lslyla da evi.nin yolunu kaybeden Hz. Muhammed, Allah'm yardumyla tekrar evi.ne kaVU§maya nail olmu§tllr. Ugiincii yorum, "seni §irk dalaleti igi.nde buldu, tevhide ulagtu-dt" cu.mlesinde ozetlenmektedir. Ancak Matii.ridi, Hz. Muhammed'in risaletten once korur~dugu ve dola}'lSlyla da §irke bula§masmm miimkiin olmadtgma inand1g1 igin bu yoru.mu gok kotii bir gorii§ olaral~ nitelendirir. Son yoru.mda ise, Hz. Muhamined'in ni.ibiivvet hakknda bir §ey bilmezken buna ir§ad edi.lmesi. gorii§ii one gtkanlmal~tadu-. Matiilidi, "bu bizirn gorii§iimiize yakn bir yorumdur" demektedir.
102 ·~&~
HZ. HUHA~IHED
Bu §U ayetteki mana gi.bidir: ·~te§ gukurunun tam ktytsmda iken AJ/a/1 sizi ona dii§mekten kurtardt ''3. Yani Allah sizi kurtarmasaydl ate§ gukuruna dii§ecektiniz, demektir. Yine "§ayet biz seni sabit k.Jmasaydtk, az da olsa on.lann arzulanna meyledecektin" ayeti de bu manayt destelJeyen bir omektir. insanoglu diinya nimetlerine ve ges;ici olan~ meyilli!arzulu yarat.Jnu§hr. Fakat Allah fazh ve keremiyle seni korumu§; duygulann.la ba§ ba§a buakmarru§hr". Netice itibanyla Mati.irldl'ye gore, Allah Hz. Muhammed'i hak dine ula§hrrru§, bu sebeple de dalalet is;inde bulmarru§hr.
Matiicid1, "dal" kelimesini "cehalet" kelimesiyle irtibatlanduarak agtklama cihetine gitmektedir. Bu yorum baglammda der ki ayettek.i "dala/", sonradan ogrenme yoluyla ve bilingli bir tercih sonucu tabian bir tavrra degi.l, insawn yaratJd1g1 anda var olan "bi.lgisizlik" (cehl) durumuna delalet eden bir kelimedir. <;un.l~u insan.lar diinyaya geldikleri anda "cahi.l"dirler. Bu durumdaki insanda J.mi idral~e yarayan vas1ta/vas1talar heniiz mevcut degi.l~ bundan dolayt da kmanmazlar. Buna mukabi.l bi.lgi sahi.bi olduktan sonra sergi.lenen cehalet kaza~ bir cehalettir, yani sapkmhktrr, o neden.le bu durumdaki hl§i l~mamr. 0 halde .. seni dalalette bulup hidayete eri§tirdi" a yeti, "Allah seni dogdu~undaki ve kus;uklugiindeki cehalet/bi.lgisizlik bali iizerinde buldu ve hidayete erdirdi, yani sana ogretti " an.lammdadu. "Daha once bir hltaptan okumaSl01 bilmezdin"4 ayeti de bu §eki.ldedir. Allah burada zat-1 ilahlsi ogretene ve bi.ldirene kadar Peygarnber'in bir §ey bi.lmedigini haber vermektedir. 5
Mati.iridi, ayru ayetle i.lgili olarak us;iincu bir yorum da daha bulunmaktadrr. Bu yorumun temel fikri §Udur: Hz. Muhammed, Allah bi.ldirene kadar gerek onceki iimmetlerden ve haberlerinden gerekse Kur'an'm igeriginden tamamen habersizdi. i§te bu halde ~en Allah onu her ili konuda da bilgi sahibi kJd1, dogru bi.lgiye ula§hrd1. "Biz sana bu Kur' an' 1 vahyetmekle kssalarm en giizellerini aktarmaktaytZ, halbuki daha once sen bun.lardan habersizdin"6 ayeti de ashnda boyle bir gergege i§aret etmektedir.
3 Al-i i11U"8n 3.103. 4 Ankebu~ 29.48. 5 Te 'v;/at, 17/247. 6 Yusuf 12.3.
HZ. NUHA~INE 0
Bilindi~F g.ibi, siyer kitapla.nnda Hz. Muhammed'in ~ocuklu.k yJlanndan soz edilirken, siit annesinin yalllllda bulundugu suada melekler tarafmdan gogsiiniin ya:nhp kalbinden siyah bir pilihnm ~Ikanldtgt, sonra gogsiiniin tekrar kapahldtgt rivayetine de yer verilir, aynca in§irah suresinin "Biz senin gogsiinii a~madtk (ne§rah) nu?" mealindeki ilk ayetinin "$akku's-sadr" diye bilmen bu olaya ahlta bulundugu beli.rtil..ir. Keza tefsir kitaplannda da bu ayetin izab baglammda soz konusu hadiseyi i~eren rivayetlere tesaduf etmek mu.mkiindiir.
ilginqtir, Matiiridi, bu rivayetlerden haberdar olmasma ragmen ayetin tefsirirlde ne bunlara ne de bu xivayetleti kullanan yorum.lara yer verir. Bunun yerine ayetteki "§erh" kelimesine mecazi olarak "gogsiinii islama a~mak", "geni§letmek" ve "yurnu§atmak" manalanru veren yorumlan aktarma)'l tercih eder. Bu yorumlaxdan biri Ebu Bekir el-.&sam'a aittir. Bu alim, Peygamber'in insanlaxa ve cinlere, i§leti gu~leri oldiirmek ve .ibadet eb.l.inm kokiinii kazrmak olan firavunlara ve zorbalara tebli.gde bulunmakla gorevlendirilince, kendini zorda hissettigini ve gogsiiniin stkt§hgrm, a neal~ Allah' m agtk ayetlerle ve deli.llerle onun gogsiinii geni§lettigini, bu suretle de stkmhsmt hafiflettigini di.le getirir. Sonug olarak "§erh", "i§in kolayla§tmlmast", "suhna yiiklenen yiikiin hafJJ.etilmesi" anlammdadu. 7
ill§irah suresinde Hz. Muhammed'in belini buken bir "yiik"ten (vizr) kurtanldtgt da beli.rtilmektedir. Soz konusu "yuk"ii, "Peygamber'in i§ledigi bir giinah" §eklinde anlayanlar oldugu gibi, "risalet oncesinde §irke bula§mt§ olma" §eklinde izah edenler de vardu. Matiiridi ~inci gorii§ii hi~ zikretmez. Te'vi.l ehli.nin gogunun birirlci gorii§ii benimsemi§ olmasrm ise yadugar ve yak§tkslZ bulur. Buna mukabil. kendi kanaatini ozetle §6yle a~tklar: "Vizr", aguhk, yiik demektir . .Ayette sanki §6yle denmektedir: "Senin iizerine yiiklenen nubiiwet ve risalet yii}Jeriyle digex yiikleri hafJJ.etti.l~. $ayet boyle yapmasaydtk, belin bukuliird ii."
Siyer ve Delai.l kitaplan.nda "irl1asat ve teb§irat" ba§ltklan alhnda sualanan pek ~ok rivayet, bize, Hz. Muhammed'in peygamber olarak gonderi.leceginin bili.ndigi ve beklendigini anlatmaya gah§maktadu. Buna mukabil Kur'an'daki bazt ayetler risalet oncesinde Hz. Muhammed'in ne peygamberli.k beklentisi i~inde oldugunu ne de
7 Tc 'vilot, 171254-5.
\
HZ. N U HA~INEO
peygamberlikl.e ala.kah kitap ve iman kavramlanndan haberdar bulundugunu gostermektedi.r. Acaba Matiiridi gerek sozii edi.len rivayetler gerekse ayetler baglammda ne dii§iinmektedi.r?
.Matw.idi, irhasat ve teb§ir8t kabili.nden rivayetlere pek itibar . etmemel~tedi.r. Peygamber'in risalet oncesinde iman ve kitap konulanndaki bJgi durumuna ise " .. J§te boy/ece emrimiz/e sana Kur 'an 't vahyettik. Sen kitap nedir iman nedir b;/mezdin ... "8 ayetinin yorumunu yaparken temas etmektedi.r. Ona gore Peygamber, §iiphe yok ki Allah haberdar edene kadar "Kitap'\ yani Kur'an\ bi.lmiyordu. Keza "iman" kavranundan da habe1-sizdi, ancak bu konudaki habersizligini ii~ cihetten ele alma.k gereki.r: Bi.rincisi, lisan olarak habersizlikti.r. Eger Allah'm murach bu kapsamda bi.r "habersiz olu{ ise gayet a§~ardu: ki o, yani Peygamber, ba§lang1~ta, imanm tasd~ten yahut kelime-i tevhidi telaffuz etmekten ibaret oldugunu bi.lmiyordu. Diger butiin l.isan ehl.i de ancal~ Peygamber onlara ogrettigi zaman bunu idrak etmi§lerdir. Ikincisi, iman etme eyleminden habersizl.ik olabi.li.r. Bi.r kimsenin iman etmemesi, bunu miidrik olmachgmdandu:. Eger bi.lmiyorsa, yani imanm mahlyetini miid~ degi.lse, bu ki§i "iman cahill" diye vasfedilmez. Nitekim ~ocuklar mudrik olmachklarmdan "cahill.ik"le tavsif edi.lmezler. Bir ki.rnse dii§iinme kudretine ve ilim elde etme yollanna sahip ~en bunlan terk ederse, yani kullanmazsa i§te o zaman "cehalet"le tavsif edJi.r. Bu ~an ve kapasiteye sahip olmayanlar ise boyle nitelenmezler. U~iinciisii, imanm Allah nezdindel~i ye1-ini, kymetini biL.neme manasmda habers~fu·. Bebel~ ornegi bunu a~JJayabJi.r. Anne karru.ndaki bi.r bebegin i§itmesinden, gormesinden ve benzer eylemlerinden soz edilmez, ~iinkii o i§itme ve gorme fonksiyonlanru ger~ekle§ti.rebJecegi bi.r mekanda degJdir; ancak ana rahminden ~Jmktan sonra ona i§itme, gorme giicii verili.r. T1pb bunun gibi Peygamber de Allah bJdi.rdigi zaman ancak imanm kendi nezdindeki yerini ve degerini kavrar.9 Sonu~ olarak, Matiiridt'ye gore Hz. Muhammed risalet oncesinde ne teleffuz bi~i.rni, ne imanm na~J ger~ekle.§ecegi ne de bu kavramm Allah nezdindeki onem ve degerinden haberd~rdr. Allah heniiz iman hakl~mda bi.lgi vermedigi igin
8 Sw-a 42.52. 9 Tc'vilat, 13/216-7.
HZ. ~IUHA~INEO
de Hz. Mu.hammed'in bu kavranu kendiliginden tarumas1 miim.kiin degJdi.
1"1UMiNLERiN PEYG.AHBER'E KARSI YOI<O:t-•1LULUKLERi
Peygam.ber' e itaat Matiiridt Nisa suresinin "By iman edenler Al/a/1 'a ve Resale 'e ve
sizden o/an emir sahip/erine ;taat edin, bir konuda ;/,tila/a dii§erseniz
onu AJ/a/1 'a ve Resul'e havale edin ... " mealindeki 59. ayetini ~u ~ekJde a'SJJar: Allah' 1 taruyan onun mabud oldugunu, verdigi nimetlere ve i.mkanlara mukabJ olarak 0' na ~uki.ir ve itaat edil.mesi gerel~tigini kavrar. Keza Peygamber'i taruyan da ona itaatin Allah' a itaat oldugunu idral~ eder. <;iinku Peygamber insanlan O'na 9agmr, O'nun emriyle emir ve nehiyde bulunux. <;iinku o, O'nun insanlara el9isidir.10
Aynca, lisanda ah~tk olunan husus ~udur ki itaat emir konusunda olur. Peygam.ber'e, emrettigi her §eyde itaat edilir. Eger bir emrin ondan geldigi kesin ise, bu Allah' m emri kabul edilir. DolaylSlyla Peygamber (A.S)'e itaat da Allah' a itaat demektir.
Pel~i, Allah' a itaatla Peygamber' e itaat arasmda higbir fark yol~ mudur? Matiiridt Nisa suresinin "Kim Resul'e itaat ederse Allah'a itaat etmi§ olur" mealindeki 80. ayetini yorumlarken bu soruya cevap te§kJ edebJecek Jging bir izahta bulunmaktadu. Buna gore, ki§i ancak Allah' a itaat amactyla Peygamber'e itaat edebilir. <;iinku emir, ki~inin, Peygamber Allah' a davet ettigi igin ona itaat etmesi §eklindedit-. Allah, Peygamber' e itaati ibadet kJmarru§tu·, giinl~ii Peygamber' e ibadet caiz degJdir. Ancak Peygamber'e itaati kendisine ibadete donii§tiirmii§ti.ir. itaat, bazen ibadet kategorisinde degerlendiril.me hakkuu kazanmaz. Bu nedenle de bazen itaat edJen ki~i, "muta" (kendisine itaat edJen) olarak vasJI.andu:Jsa da "mabud" (kendisine ibadet edJen) olaral~ vasJI.andmlamaz."11 .
Matiiddt sozii Nisa,. 59'un " . . . Eger bir /1Ususta aramzda anla§maz/,k g1karsa onu AJ/a/1 'a ve Resu/iine /1ava/e edin ... " mealindeki lmmma gefui.r. Bu ifadeye dayanarak islam alimleri arasmda bir grubun
10 Te'vifat, 3/298. 11 Te'vilat, 3/344.
H Z. N U H A ~HIE D
igtihadm batJ oldugw:ia hukmettigini, ancal~ bu huk.miin dogru olmad1grm belutir ve kendi yorumunu verir. A.yetin bu k.tsmmm iki a§amah olarak anla§Jabilecegine dikkat geker: Oncelikle nizamn, yani ihtJafm ne zaman m·eydana geldigine bak.J.rr. Peygamber hayatta iken niza meydana geli..rse, o zaman mesele Peygamber' e goti.i.rii.lur ve hukmii sorulur, dolaYls1yla bu durumda igtihada gerek yoktur. Bu Jk a§amadrr. fkinci a§ama ise nizarun Peygamber' den sonra meydana gelmesi duru:mudur. Bu durumda ise ihtil.afa du§ulen mesele once Kitab' a, sonra Resul'iin siinnetine, bunlarda hukmu yoksa icmaa havale edilir. Eger iigiinden biriride hukiim ortaya gJ~yorsa o hukum ag~anrr, bu olmad1g1 takdirde igtihad yapJrr ve bu suretle hukiim verili..r.12
Peygam.ber'e itaat baglammda Nisa, 6S'te gikan bir ihtJafta Peygamber hal~em tayirl edJmedikge ve verdigi hukme gonul rahathg1yla tam bir tesli:miyet sergilenmedikge gergek manada iman etmi§ olunamayacagi belirtJir. Matiindi, bu ayette Peygamber'in diger butiin insanlara olan ustiinliigiinii gosteren bir i§aretin bulundugu kanaatindedir.
Peygamber' e itaat gergevesinde degerlenduil:mesi gereken ayetlerden bir digieri Ha§r suresinde gegmektedir. "Peygamber size neyi veriyorsa onu alm, neden de nehyediyorsa ondan uzak durun" mealindeki lm ayetin oncesinde fey mallanmn taksiminden soz edilmektedir. Ma.tundi de bu baglamda ayete "Peygamber'in ganimetten size verdigini, "korudiir" zanr1ma kapJmakslZm alm, size feyden yasakladlgl k1sundan da uzak durun" anlaiDUll vermektedir. Ona go1e buradaki nehy §eri bir nehiy (nef1yu zecr ve §er ') degJ, menetme/sal~mdrrma amagh ida1-i bir nehlydir (nef1yu men').
Bununla birlJ~te ibn Mesud' un okuyu§ tarzmda "Peygamber size neyi verdiyse onu alm" ifadesindel~i "verme" fiilinin hem "i'ta"
(mull~ olarak verme) hem de "emretme" anlamma geldigini belirtir. Bu §el~Jde "Peygamber size ne verirse" pin "Peygamber size neyi emrede~se" anlanu kazand1gma i§arette bulunur. Matiiridl'nin i§aret ettigi bir diger husus ise, fukaharun geneliriiu de "verme" kelimesini, zahiren oyle olmasa da, "emir" mal~ammda delJ gostermi§ olmalandn·. Bununla §U kasdedilir: "Allah bize Peygamber'in mamf (orfte giizel/ iyi) olan bir emrini almaYl emrediyorsa - ki Peygamber haricinde biri-
12 Te 'vi/at, 3/295.
HZ . HUHA~IHEO
nin maxuf olan emrine uyup uymamakta lci§i serbesttir-, onun emrine uymak, itaat etmek daha da evla ve ·elzemdix."13
PEYG.AHBER VE G.AYB Hz. Muhammed, gaybdan ancak Allah' m bil.dirmesiyle ve bil.dix
digi kadanyla haber verebil.i.r. Bu bil.gil.er, esasmda onun risaletilli ispat eden delil.ler manzumesinden bixixri te§kil. eder.
Matiirldi, bu ve benzeri ayeUerin aslmda Hz. Peygamber' e yoneltil.en sorular tizerine nazil oldugu.nu soylemekle bixlikte iizexinde durulan ayet baglammda soru veya sorulann tam nasJ oldugu.nun bi.l.inmedigilli, bu sebeple de bunlan tefsir cihetine gitmeyecegini soyledikten sonra, ayetin belki de bn· ba§l~a ayette ortaya atbklan "bize yerden pmarlar ~kutmad~ga ya da senin bix iiziim ve hwn1a bahgen olana kadar sana inanmayacaglZ" §eklindeki taleplere bix cevap te§kil ettigilli kaydeder. 14
Matiirldi, "Eger ben gayb1 bi.liyor olsaydun, daha gok hayu elde etmek isterdim ve bana kotuluk doku.nmazdt"15 ayet:inl yonunlarken, mufessixlerin gogunlugu.nd~n faklt bix izah orlaya koyar. Yine kendisixlin verdigi bilgilerden anla§Jmaktadrr ki mufessirlerin gogunlugu, ibn Abbas' dan gelen bix rivayeti niizul sebebi olarak kabul etmi§lerdix. Rivayette MelJ~eliler'm Hz. Peygamber'den Allah'm ona I~arh bix ticareti nasJ yapacaklannt, ne zaman kthk ne zaman darhk olacagrm bildi.n:nesilli istemi§ler, Peygamber de bu soruyu "§ayet gaybdan olan luthk ve bolluk zamaDlill onceden bilebilseydim, bu bilgiye dayanarak hazrrhk yapardun ve bu suretle bana k1thgm bix zaran dokunmazdt" demi§fu. Mamafih, soz konusu mufessixlerden bazJan, "§ayet gayb1 bilseydim" ifadesinde bilinmek istenen gaybm hl§inill ne zaman olecegmin bi.linmesi oldugunu soylemi§ler, dolayts1yla da "§ayet ne zaman olecegimi bilseydim, o zaman gok .fazla amel-i salih i§lerdim" manast vermi§lerdix. Fahat Matiirld1, bu yoruma i§fuak etmez, mananm tam tersi olmast gerektigilli, dolaytSlyla da oliim zamarurun bilinmemesi durumu.nda amel-i salihm daha .fazla i§lenecegilli il.eri siirer, keza k-
13 Te'vilat, 15/71. 14 Te "vi/at, 5/70. 15 Kr:af 7.88.
HZ. I>IUHAI>HIED
§inin gayb1 bilmesi durumunda fazla mal bi..ri.ktirecegi §eklindeki bir yorumu da pek makul bulmaz.
Kur' an bize gostermektedir ki Mekkli mii§ri.klerin en gok merak. etti.kleri ve Peygamber' den ogrenmek istedi.kleri hususlardan bi.J.i., k1yameti.n ne zaman kopacag1drr. Mesela N aziat, 42' de bu soru ve cevab1 "Sa17a k1yametten sorarlar, ne zaman ge/ip qatar diye. Onu /1atlr/amak, ne zaman ge/ece§ini bi/mek nerde sen nerde! En son vaktine kadar onun i/mi Rabbine aittir" §eklinde ortaya konurken, Ahzab, 62' de "Insanlar sana kyamet saatini sorarlar. De ki onuo bilgisi ancak Rabbimin katmdad!I. Belki de o gok yabdrr" §ekli.nde terkib edilir. Matlirldi, soruoun hem Musliimanlardan hem de mii§ri.klerden gelmi§ olabJecegi ihtimalme kar§l ikili yorum denemesmde bulunmaktadrr. $ayet soruyu Musliiman.lar sormu§ iseler, daha fazla ir§ad edilmel~, bilgi sahibi olmak igi.n sormu§lardrr. Eger soru rnii§1.JJerden gelmi§se, bu Peygamber'le alay etmek ve onu hafife almak mal~sad1yla so1u.lmu§ bir soruydu. Bunu yaparken Peygamber'i.n boyle bir tasarnrlta bulunamayacagrrun farkmdaydJar; ancak amaglan bu sorularla taraftarlannm zihnmi bulandmnak, Peygamber'i dedigini yapamayan biri olarak tescillemekti.
Ktyamet saatiyle alaka1 so1-ulara ayetlerde verilen cevap gok agtk ve nettir: "De ki onuo bilgisi ancak Rabbi.mirl katmdadrr". Matlirldi, bu cevapla Hz. Muhammed' in kyametirl ne zaman kopacag1 konusunu bJmedigi bildirmek yanmda, muhataplan bu gibi sonJan sormaktan menetmenin amagland1grm da ifade eder.
Ote taraftan Matiirid1, uzermde dunJan ayetlerde Peygamber'm risaletini ispat eden bir yanm da bulunduguna di.kkat geker. <;ii.nku muellife gore Peygamber, kyameti.n ne Zaman kopacagwa dair SOluya muhatap olduguoda bunu, kendisirle emredilen bigimde Allah'a havale etmi§fu. Eger gergek peygamber olmasayd1, onlara bilsi.n ya da bilmesi.n bir cevap verirdi. Nitek.im siyaset talipleri hep boyle yaparlar. Kendilerine bir mesele sorulsa, bilmeseler de bir §eyler soyleder. <;iinku bu onlara siyasetle1-i.n.i devam ettirme imkam verir. Peygamber ise siyaset erbab1 gibi davranmaYlp, "k1yameti.n bilgisi Allah' m yanmda-
HZ. HUHAHNED
drr" demi§fu. Bu da onun kendisine teblig ehnesi emredileni teblig eden bir elgi oldugunu gi:isterir. 16 .
. PEYGAMBER VE CiNLER
Kur' an' da Ahkaf ve Cin surelerinde cinlerden bir grubun gelerek Hz. Peygamber'i Kur'an okurken dinl~dikleri, Kur'an'dan etkilenerek Peygamber' e irnan" ettikleri, aynca kendi topluluklanna donduklerinde onlan da Peygarnber' e uymaya gagrrdtklan ifade edilir. Matiiridi bu surelerdeki Jgili ayetlerden baz1 dikkat gekici sonuglara ula§maktadrr. Bu sonuglan maddeler halinde a§ag1daki §ekilde srralamak miimkiindiir:
l. Hz. Peygamber hem insanlara hem de cinlere gonderilmi§ bir elgidir, 17 bu nedenle de Allah cinleri onu dinlemeye yonlendirmi§tir. Cinler, Peygamber'i dinledikten sonra kendi kavirnlerine giderek inzarda bulunrnu§lar ve Allah' m haber verdigi husus fuerine tebligde Peygamber' e yardrmc1 olmu§lardrr. .
2. Cinlerin Peygamber' e icabet etmek iizere ko§malan/gayret gostermele1i, Peygamber'in kavmi igin utarulacak bir duruma i§arettir. Zira bu kavirn, Peygamber kendi aralannda yeti§tiginden, onun adJ ve an duru ~iligini biliyordu, ondan yalan sadrr olmad1gma da vakfn. Diiriistliigiiyle bJinen bir kimseyi, hemen tasdiklemese bJe, en azmdan yalanlamak igin acele ehnemesi hakkaniyetli bir davraw§ olurdu. Bir diger ifadeyle yalan sadrr olana kadar beklenmesi gerekirdi. Halbuki si:iz lwnusu kavirn tam al<sini yaparak hemen onu yalanlamaya koyuldu, adaleti ve temiz ki§iligiyle malum birisine davranrr gibi davranmad1. Cinler ise, Peygarnber'in sayJan i:izelliklerini bJmedikl~ri halde risalet alameti gozukiir gozukmez hemen tasdiklemek igin harekete gegmi§ler, ona diiriistliigiiyle maruf olan bir ki§iye kaq1 nasJ davrawlmasl gerekiyorsa oyle davranml§lardrr.
3. Burada yine Hz. Peygamber'in risaletirlin bir delili vardrr. (.;unkii "(hakikate ula§trran) muhte§em bir Kur'an dinledik" §eklinde cinlerin kendi aralannda gegen diyalog, gayb alerninden haber ver-
16 Te 'v;/at, 11/387-8. 17 lvlaruridi, En'am suresinin 130. ayetin.i te'vil sadedinde cinlerden resul var mtdtr yok
mudur tarb~mast ~er~evesinde hem ba~ka al.imlere hem de kendisine ait muhtelil yorurnlan aktarmaktadt.r. Bkz. Tevilat, V, 215vd.
HZ. ~IUHA~I~IED
mek~edir . . Bu ancak yarunda gaybdan bJgi bulunan biri tarafmdan bilin.ir. Bu §ekJde sabit olrnaktadrr ki Hz. Peygamber Allah' m bJdirmesiyle bi.lmektedir.
4. Keza cinleri Peygamber'e iman etmeye, onun meydan okunamaz.bir mucizeyle gelrnesi, Kur'an'm manalarmm, tel.ifve tanziminin mukemmel.igi de sevk etrni§ olabil.ir. Yalmz buradan anla§Jmaktadrr ki Peygamber, cinlerin ge.l.i§ini h.issetmemi§, ona durum vahiy yoluyla bJdirilmi§fu. Bu, BatmJerin Peygamber'in vahyi "ruham cesed"le aldtklan §ekl.inde.ki. iddialanmn gegersizligine delJdir. $ayet dedikleri gibi olsayd1, Peygamber cinler geldiginde onlan goriirdii, zira ~ani cisim boyle bir kapasiteye sahlptir. Eger oyle olsayd1, o zaman Peygamber' e cinlerin geldigi vahiyle haber verilrnezdi. Peygamber' den rivayet edildigine gore o, CebraJ'i asl.i suretinde gormek istediginde, CebraJ buna giig yetiremeyecegini, giinkii yeryiiziiniin onu ku§atamayacagrru, ufka bakmasmm yeterl.i olacagrru soylemi§tir. $ayet Peygamber vahyi ruhani cisimle alsayd1, CebraJ'i asl.i suretinde gorebil.irdi. Dola}'lsyla BahnJerin iddiasmm bir gegerlil.igi yoktur.18 Bu durumda Peygamber'in vahyi cismani bedenle ald1g1 orlaya gtknn§ olur ki zaten "Ben de sizin gibi bir be§erim, (ancak ) bana vahyedilir"19 ayeti de bu gergegi teyit eder.20
5. "Biz cinlerden bir gmbu sana gonderdik/yonlendirdik"21
ayeti, Peygamber'in onlann geli§ini hissetmedigini haber vennektedir. Bununla birJThte Resulullah'tan gelen bir rivayet onun cinleri gordiigiine, en azmdan gel.i§lerini hi.ssettigine i§aret etmektedir. Bu rivayete gore Hz. Peygamber, Rahman suresini ashabma okudugunda, daha once bu sureyi kendJerine okudugu cinlerin tepkJerinin onlannkinden daha olumlu oldugunu hatrrlabru§trr. Tenakuz gibi goriinen bu durum §oyle te'vJ edJebilir: Cinler birkag kez Peygamber'i di.nlemeye gelmi§lerdi.r. Peygamber de onlann bir sefer gel.i§ini hlssetrni§, bir ba§kasmda h.issetmemi§ olabil.ir, ya da Allah ona onlan gorme giicii bah§etrni§, bu suretle gorebilmi§, onwi d1§mdakJer bundan mahrum olmu§lardrr. Melaike hediyelerle geldiklerinde cennet ehl.inin Allah' m
18 Tc 'vllat, 16/150-51. 19 Kebf 18.110. 20 Tc'vllat, 16/152. 21 Ahkaf 46.29.
111 ~"\''@J@~
HZ. HUHA~!HED
verdigi giigle onlan gorebilecek ol.rnas1, bu husus igin de bir karutttt." Yine Allah' w cin.leri insan suretinde gostermesi de miimkiindiir.22
Matiindi cin.lerin niye Peygamber'i din.lemeye yonlendi..rildigi konusunda iig ihtimalden soz etmektedir. Bi.rinci ihtimal, Peygamber'i din.lemeye gelenlerin, cin.lerin uyancJan olmas1drr. Bu uyancJar, kavirnlerini uyarmada kullana.bi.lecekleri bir peygamber bulmak iimidiyle yeryiiziine dagJmakta ya da haber ahp kavirnlerini uyarmak igi.n semaya yiikselmekteydi.ler. Fakat bu son yol onlara kapanlrru§h. Onlar da Allah' w kendi.lerini garesi.z ve §a§km brrakmayacag1 mulahazas1yla, kendi.lerinden §iipheleri giderecek, deli.lleri agrklayacak birisirll bulmal~ igin saga sola dagJmr§lar, i§te bu suada Hz. peygamber sayesinde maksudlanna kavu§mu§lardrr. ikinci ihtimal, biraz daha farklrdrr. Buna gore cin.lerin uyandan, "Biz insanlann ve cin.lerin Allah'a yalan nisbet etmeyecekleri zanrundaydrk" ayetinde belirti.ldigi gibi, ba§lang1gta artrk Allah' a yalan izafe edi.lmeyecegi kanaatindeydi.ler. Ancak zamanla insanlann ve cin.lerin Allah adwa nasJ yalan soyledilJerine §ahit olunca, dogm yolun ne oldugu konusunda §iipheye dii§tuler ve bundan kurtulmak igin yeqiiziine dagilip en dogm yolu kendilerine agiklayacak birini aramaya koyuldular. i§te bu esnada Hz. Peygamber'le kar§Ja§hlar. Ugiincii bir i.htimal baglammda §6yle bir yon.un da miirnl~iindiir: Cinler, semaya grktrklannda ora)'l bekgiler ve alevlerle korurimu§ bulunca, bU:nu vuku bulacak bir ola)'ln ya da yeryiiziinde indirilecel~ bir musibetin i§areti olaral~ gormii§ ve bu konuda kesin bilgiye ula§mak igin yer yiiziine dagJml§ olabilirler. Kehanetin kesilmesi, diinya semasmm bel~gi.ler ve alev pargalanyla lwmudugu gergegini gosterir. Aksi olsayd1, kehanet kesintiye ugramazd1. Onceden §eytanlar semaya gJ~p haberleri toplar ve onlan kahinlere ~erirlerdi; kahin.ler de bu suretle insanlan saphnrlard1. Kim bugiin kehanet iddiasmda bulunursa, sadece Peygamberlerin adma uydurduklan
22 Te'vllat, 16/152-3.
112 ~~~~
HZ . HUHA~I~lEO
§eyleri soylemi§ olurlar, dola}'lSiyla da gelecege dair bilgi vermeleri soz konusu olamaz.23
PEYGAHBER VE GA.RANiK
Baz1 siyer kaynaklannda risaletin Mekl<e doneminin be§inci }TLhna dogru; ·Hz. Muhammed'in putlan koayan ayetlerden dolaYJ.ofkelenen mii§ri.klerle araswda bir yumu§ama meydana gel.mesini temenni ettigi ve bu duyguyla Kabe'de Necm suresini okumaya ba§la}'lp da "Gordiiniiz mii o Lat, Uzza ve ugiinculeri olan Menat\?"u ayetini okuduktan. hemen sonra §eytanw telkiniyle bu putlan metheden "onlar ulu meleklerdir, onlann §efaati umulur" mealinde bir ciim.leyi ayetmi§ gibi telaffuz ettigi, bunu duyan mii§riklerin "Muhammed ilahlanrruzi ovdii" diyerel< surenin sonunda Hz. Peygamber'le birlikte secdeye kapandLklan1 ancak ·bir muddet sonra Cebrail'in gelerek vahiy mahsulii olmayan soz konusu ciimleyi iptal ettigine dair rivayetler vard1r. Bu hadise Garanil< Ola}'l diye bilinir. Babh ara§mmacJar bu rivayetlere gok fazla ilgi gostermi§ler ve Peygamber'in agzwdan gtkug1 soylenen kiSzru "$eytan A.yetleri" diye me§hur etmi§lerdir.
Babh oryantalistlerin tamazrunw gergek oldugiWa inandLklan Garanil< OlaYJ. kaq1smda gegmi§ten giiniirniize islam alimleri ug farkh tuhrm. iginde ol.mu§tur. Bir grup, bu ola}'l rivayetlerdeki §ekliyle kabul eder, ancak, §eytanm telkin ettigi bsrnm daha sonra Cebrail tarafmdan iptal edildigini belirtirler. Bir ba§ka grup1 rivayetlerden hareketle bu meselenin bir ash.ru.n. bulundugunu kabul etmekle birli.kte1
nasJ oldugu l<onusunda suskun kalma}'l terci.h ederler. Bir iigiincii grup ise, Peygamber'in ismet stfabyla bagda§madtgi igin bahse konu rivayetleri kesi.nlikle reddederler. 25
Matiirldt iigiincii grup igerisinde yer alan alimlerdendir. 0, Necm suresinin 19 ve 20., Hac suresinin 52., isra suresinin 73 ve 74., Hakka suresinin 441 45 ve 46. ayetlerini yorurnlarken bu meseleye dogrudan ya da dolayh bigimde temas etmektedir. Bunu yaparken b~-§l<a baz1 ayetlerle26 ilgi l~unnaktad1r. Farkh ayetlere dair yorumlanru
23 Tc'dat, 16/153-4. 24 Nccm 53.19-20. 25 Tc'vr!at, 14/202. 26 Bkz. Yunus 10.15; Nisa 4.65; Ab.zab 33.36, 57; Enfal8.1.
HZ. HUHAHHED
ayn ayn ele almak yerine, konu butiinlugiinii saglamak bakmundan topluca ozetlemek her ·halde daha uygun olacakhr.
Mati.irldl, l~endi ele§tiri V<e yorumlan.ndan orice te'vil ehli.nin go
gunun yahut bir boliirniiniin zikretti~F ve de i§tirak ettigi rivayetleri srralar. <;ogunluk tarafmdan kabul goren bir rivayet §U §ekildedir: Peygamber namazda tilavette bulunw:ken yahut kendi l~endi.ne bir §eyi du§iiniirken, "ve 'n-necmi iza heva"Yl okumaya ba§laYJ.p da "Lat, Uzza ve ugiinciisu olan Menat' 1 gordiiniiz mu ?" ayeti.ne geldigi.nde §eytan onun agzma "onlar yiice garaniktir, onlan.n §efaatleri umulur ve onlar gibiler unutulmaz" ciimlesi.ni yerle§tinni.§tir. Bunu yaparken Cebrail suretinde goziikmii§tii. Sonra da Cebrail gelmi§ ve Peygarnber'e asla bu tiir bir ayet indirmedigi.ni baber venni§tir. Bu mufessirlerin igi.nde "garani.k" in "melekler" anlammda geldigi.ni soyleyenler oldugu gibi, §efaatgiliklerine i.naruld1~1 igin tapJan putlar olduklanru ifade edenler de vardu. Mati.irldl, Isra suresi.ni.n 73. ayetini te'vil ederken yi.ne bir §ekilde Garani.k meselesiyle ilgi l~urmu§, dogrudan Peygamber'i.n ismet s.fahm JgJendiren ba§ka bir rivayeti aktanm§hr. Te'vil ehli.nden bazJan.nm ziltrettigi bu rivayete gore mii§rikler Peygarnber' e "eger bizim Jahlaruruza istilamda bulu.nmazsan (yani onlan ziyaret edip el siirmezsen biz de seni.n Hacerulesved'e istilamda bulunmana miisaade etmeyiz" derni§lerdir.
Mati.irldi, Garani.k ri.vayetindeki ifadelerin Peygamber'i.n agzmdan g~ olmasma kesinli.kle ihtimal vermez. <;iinku en ba§ta Allah "Eger {Peygamber) bize isnat ederek baz1 saz/er uydurmu§ olsayd, mut/aka onu kudretimiz/e yakalard,k. Sonra da onun §ah damanm mutfaka keserdik "27 demek suretiyle Peygamber' den putlan metheden bir ciimleni.n sadrr olamayacagiDl gok ag.k bigimde orlaya koymu§tur. Eger Peygamber'i.n dili.nden bu tiir bir soziin gikroasma cevaz verilecel~ olursa, onun uydurma yapmasmdan §iiphe edilir ki bu imkanslZdu. Diger taraftan rivayette §eytanm yukandaki soziin soylenmesi.ni saglarken Peygamber'e Cebrail suretinde goziiktiigii, daha sonra ise Cebrail'i.n gelerek §eytanm soylettigi turden bir ayet i.ndirmedigi.ni dile getirdigi ifade ediliyor. Peki, eger bu rivayet dogruysa, Peygamber, i.kinci gelenin §eytan degil de Cebrai.l oldugunu nasJ fark edebilrni§tir? A:z. once de ifade edildigi gibi, rivayet dog1u kabul edildigi takdirde, benzeri
27 Hilla 69.44-46.
HZ . ~IUHANNEO
duruinlarin Peygarn.ber'in ba§ma ba§ka zamanlarda da meydana gelmeyeceginden emin olunamaz.
Matiiricll, Garan.ik rivayetiyle irti.batlandmlan Hac suresinin 52. ayeti i~in diger miife~sirlerinkinden tamamen farkL bir yorum getir-
. mektedu·. Bu yo1um bize "Senden once /1igbir resuf ue nebi gondermedik ki bir §ey temenni ettigi zamai1, §eytan onun bu temennisine dair uesuese uermi§ olmasm"28 ayetinde §eytanm, kafirlerin kalplerine Peygamber Kur' an okurken onunla miicadele edecek bir duygu yerle§tirdigini, bununla birlikte Allah'm Peyga.rn.ber'le miicadele etmeleri ve talit.§malan. i~in §eytanm onlann kalplerine Jka ettigi, yani yerle§tirdigi §eyleri izale ettigini ve bu suretle ayetlerini saglamla§hrd1g1W anlatmaktadl.L
Biitiin bunlarla birW~te, Matiirldt zaviyesinden ilia da kabul edilecekse, Garan.ik rivayeti tek bir §ekilde dog1U olabilu·. Eger · Peygarn.ber'in agzmdan bu sozler ~~hysa, §U §ekilde olmahdu: "Onlarm (m~§rik.lerin) · iddialanna gore, kendi nazarlannda Garanik yii
cedirler ve §efaatleri umulur". Bu, Hz. Musa'nm buzag1ya tapman ki§iyi kastederek dile getirdirF §U sozii gibidir: "Hele §U ibadet edip durdugun ilaha bak!"29 Yani "senin mabud kabul ettigin ilaha bak" anlammdadu. Yoksa Hz. Musa'nm buzag1yt. ilah kabul etmi§ olmas1 miimkiin ve muhtemel degildir. 30
Matiirldi, Peygarn.ber'in ismet srlahyla ilgili olan ve Garanik meselesiyle irti.batlandud1g1 Isra suresinin "Onlar, sana ua/1yettigimizden ba§kasml bize kar§' uydurman ifin az kafsm seni ondan §a§lriacak/ar
J, ... " mealindeki 73. ayetini te'vil ederken de ele§tiri ve itirazlan.ru tekrarlamakta olup ozetle §oyle demektedir: A.yet, kafirlerin, olumlu cevap vermesi durumunda Peygamber'in fitneye siiriiklenecegi bir arzu i~inde olduklanna delalet etmektedir. Zaten kafirlerin yol ve yonterni hep boyleydi. Peygamber'i fitneye dii§iirmek ve dogru yoldan saphrmak amac1n1 ta§1yorlard1. Ona tuzak olmak iizere Allah adma iftirada bulunmas1n1 ve yanh§a dii§mesini istiyorlar~. Ancak bunu ~ok a~~ ku.&ir ve sapkm.L.k §eklinde degil de, kufre gotiirecel~ dolarn.ba~h yollar iizerinden ger~ekle§tiln1eye ·~ah§1yorlard1. Fakat Allah gerek kitabmda zikrettigi ayetlerle gerekse akli delillerle Peygamber'i bu fi.tnelerden
28 Hnc 22.52. 29 T&-ha 20.97. 30 Tc'utlat, 14/202; 9/393-7.
liZ. ~IUHAHHEO
korudu. Kim bazl ay~tlere yapt.J.gt te'villerle yahut bir rivayetle ondan ismet sJatrm kaldmnaya kalkarsa~ onun ne bu te'vili ne de rivayeti kabul edilmel.i, bJakis onun yalanc1 olduguna htikmedi.lmel.idir.
Mii§ri.klerin Peygamber'e Hicr' de istilamda bulunabilmesi igin ilahlanna istilarnda bulunrnaYl §art ko§malan da Matiiridi tarafw.dan asla muhtemel goriilmez ve ash astan olrnayan bir hayal olarak vasJlandt.nk. "<;iinku Hz. Muhammed, kugu.kken bile putlara yana§marm§, onlar da onun putlara yalcla§hgma §ahlt olrnarm§lardrr. Hal boyle iken ve ondan kugi.i.kken putlara istilamda bulunrnaslDl beklememi§lerken, vahiy ahp peygamber olduktan sonra boyle davranmaslDl nasJ bekleyebil.irler?! "31
Matii.rid1, isra suresinin 74. ayetinden hareketle Hz. Peygamber'in dairna .Allah'm gozetirni ve himayesi altmda oldugu, dolaYlstyla da ismet s1fatma higbir zaman hale! gelrnedigi fil~rini i§ler. Onun nazannda "Eger biz sana sebat vermi§ olmasaydtk, az kalsm onlara biraz meyledecelrnn" meal.indeki bu ayet, ashnda te'vi.l ehl.inin turn soylediklel"i.n.i reddetmektedir. <;iinku ayet, Allah'm Peygamber'i sabit ve sebatkar kJdtglDl, bu sw:etle Peygamber'in mii§ri.klerin taleplerine meyletmedigini ispat etmektedir. A.yetteki "az bu· §ey" ifa_ desi oneml.idir. $ayet Peygamber mii§ri.klerin arzulanna meyletseydi, bu "az bir §ey" degil, "gok buyiik bir §ey" olurdu, dahasl kufre varrrd1. Bu da te'vi.l ehl.inin zUuett:igi §eylerin vuku bulrnad1g1D1 gostermektedir. Diger taraftan ayette §arta bagh bir ifade vardrr: "§ayet seni sebatkar k,fmasayd,k, az da olsa on/ara mey/edecektin". Bunun manas1 §udur: "Biz seni sebatkar kJdtglmlz igin onlara meyletmedin". Bunun bir benzeri, Yusuf bssasma deginen §U ayette goriiliir: ".Andolsun, kadm ona (goz koyup) istek duymu§tu. Eger Rabbinin de/ilini gormemi§ ofsayd,, Ytisu/ da ona istek duyacakfl ... "32 Burada Yusuf ne meyletmi§ ne de bu manada bir davram§ta bulunmu§tur. Baz1 te'vi.l ehli, mii§ri.klerin Musliiman olabilmeleri igin Peygamber'den kendilerine bir mecl.is hazrrl~maslDl istedi!Jerini, onun da buna olumlu yakla§hglDl z~retmi§lerdir. Bu ancak Allah'm izin vermesi durumunda caizdir. <;iinku peygamberlerin, Allah'm izni d1§mda goli! onemsiz, kuguk bir §eyi bile yapmalan miirnkiin degildir. Matiiridi bu gori.i§ii igin Yunus
31 Tc'cilat, 8/332-3. 32 Yusuf 12.24.
HZ. ~I UHA~IN ED
Peygamber'i omek verir ve "Gonnez misin ki Yunus (a.s.), Allah'm izni olm~dan kavmini terk ettigi igin siteme muhatap olmu§tur".33
iSRA-:t-'liRAC Isra ve Mirag'm siyer kaynaldarmm ittifa.kla zikrettigi, tefsir
l~itaplannda ise Isra suresinin 1., Necm suresinin 5-18. ayetleri agtklarurken iizerinde durulan konulardan oldugu bili.nmektedir. Kayna.klarda her iki olaym aym anda rru yoksa ayn ayn zamanlarda rru,
bedenle mi yoksa riiya halinde mi gergekle§tigi, Peygamber'in Mirag' a gili:arken gok katlannda hangi peygamberlerle kar§Ja§hg1 ve neler yaphgi, Sidretillmiinteha'ya, .&§-1 Xla'ya van§I, Allah'la kar§Ja§niasi, be§ vakit namazm farz k~§I a§amasmda Peygamber'le Hz. Musa ve Allah arasmJa gergekle§en diyaloglar vb. hususlan ihtiva eden bazen birbiriyle uyu§an bazen birbirinden tamamen farkhla§an pek gok rivayetin bulundugu bilinen bir ba§ka husustur. Biitiin bunlarla birlikte, klasi.k Siin.niliteratiirde Isra olaYI Kitap'tan, yani Kur'an nassmdan, Mirag olaYI ise bir boliimiinii hadislerin te§kil ettigi gok saYidal~ rivayetten hareketle gergek kabul edilir. Mamafih, baz1 mufessirlerin Necm suresinin yukanda zikri gegen ayetleriyle Mirag hadisesi arasmda bag kurduklanm da bektmeden gegmemeliyiz. Acaba bu i.l~ olay hillmda Mati.iridl ne dii§iinmektedir? A§ag1da Isra suresinin 1., Necm suresinin 5-18. ve Secde suresinin 23. ayetleri igin yaphg1 agJdamalardan hareketle muellifin bu konulardaki gorii§lerini tespit etmeye gahgacaglZ.
Daha meselenin ba§mda §unu ifade etmeliyiz 1~ Isra ve Mirag olaylanrun gergeliligi konusunda, Mati.iridi diger Siinnl muellifl.erle aym. kanaati payla§m~adlr. Bu olaylan tefsir sadedinde bazen diger mufessirlerin yorumlanndan farkhla§an dikkate deger yorurnlara getirmel~tedir. Soz gelimi Isra olaJiyla alakah olarak "0 k; kulunu bir gece Mescid-i Haram 'dan Mescid-i Aksa'ya yiiriittu"34 ayetini tefsir ederken meseleye nubiivvet vazifesinin genel penceresinde bakmakta ve §5yle bir yorum yapmaktad1r: "Bu ayeti -Allah daha iyi bilir- sa.n.ki §UDU anlatmak igin zikretmektedir: Kuluna bir gecede bir ayhk yolu yiiriitmeye l<adir olan (var1k), oliim sonrasmda mevtalan diri.ltmeye
33 Tc 'vrlat, 8/333-4. 34 i.m 17.1.
HZ . 1>1 UHAI>IH EO
de kadirdir, lml.unu kommaya ve onu muzaffer kJmaya, nubiiwetinin delillerini izhar etmeye, dii§man :ve muhalifl.erioin biitiin hilelerini bo§a ~Ikarmaya mali.ktir" .
. Matiitidi, ayette zikri. ge~en Mescid-i Aksa' run Beytii'l-Makdis oldugu kanaatindedir. Ona gore belki de o zaman yeryiiziinde sadece bu iki mescid, yani Mekke'deki Mescid-i Haram ve Kudiis'teki Beytii'l-Makdis mevcuttu.
A.yette yolculugun amact "Peygamber' e Allah' m buyiik ayetlerini gostermek" §ekli.nde belirlenir. Matiitidi bu hususta di.kkat gekici bir degerlendume yapar. Allah'm Peygamber'ine ak1 ayetlerinden sonra, §iipheleri gidermede ve vesveselere son vermede daha etkili olduklan igin mii§ahhas hiss! ayetlerini de gostermek istedigini sayler ve ekler: "Akli deliller lwnusunda alJa §iiphe anz olabili.rse de, bilgi I~aynagt mii§ahede ve temasa dayah olaolar §iiphe etmezler. <;unl~ii lug kimse kendisinin kendisi oldugu konusunda §iiphe duymaz. Allah el~isine insaf sahiplerinin onun elgil.igine inanmalan igin mii§ahhas deliller gostermek istemi§tir. <;~ii {muhataplan), onun falancanm kervamm ve ba§ka bazt §eylerini gordiigiinii haber vermesinin ancak bunlan -bizzat ·gormesiyle miim.kiin olacagrm bil.iyorlard1. Oysa onlar, Peygamber alili deliller getirdiginde "bu sihirdir" demi§lerdi. Onceki kitaplardaki nebilerden haber verdiginde "eskileri.n masallan" yakt§hrmasrm yapmt§lardt.
Hadis ve siyer kaynalJannda, keza ozellilJe bazt l"ivayet tefsirlerinde isra olayrm.n nasJ ba§ladtgt ve cereyan ettigine dair rivayetlerde olduk~a tafsilath bilgiler vardu. N e var ki Matiiridt, her ne kadar ba§kalanndan nakiller yaparken buolara az ya da ~ok deginmekle birlikte kendi yorumunda bu bilgileri kullanma konusunda pek istelili degildir. Bunun sonucu olarak ne Burak'tan, ne Peygarnber'in Burak'la nasJ yolculuk ettiginden ne de Beytiilmakdis'te yaphklanndan ve kar§Ja§hgt kimselerden soz eder. Ayru tavnru Mirag meselesinde de sergiler. Bu hususta Hz. Peygamber'i.n ;Beytiilmakdis'ten semaya yiikseldigine ve orada gegmi§ peygamberlerden bazt l~arde§lerini gordiigiine dait rivayetler nakledildigini hatrrlatttktan sonra aynen §5yle der:
"Biz bu konuda es-S,Jd;k 'in dedigini tekrar ederiz: Eger Peygamber bunu dcmi~se dogru soylcmi§tir, ben de buna §Oltitlik ederim. Eyer Haberlcr dogru degilse, ayette 'anlatdanla ikt;fa ederiz, iizcrine ba§ka bir ilavede
HZ . ~IUHA~I~IEO
~u/unmaY.:z, fiinkii rivayetler altaddrr, bun/ara dayanarak tanrkMdtasdik yaprfmaz.
Gorii.ldugii gi.bi, gerek gegmi§te gerekse giiniimiizde bir gol~ eserde anfta bulunan rivayetler tarh§maslZ kabul edilir ve bunlardan hareketle olu§huulan oldukga detayh Mirag senaryolan toplurnsal hahzaya ayni §ekilde tarh§madan uzal~ tarilu gergeklik olarak kaz1.0.1rken, Mati.i.ridi son derece ihtiyath bir tutum takmma}'l tercih etmektedir.35
Matii.ridi, Mirag meselesinde bu tutumunu Secde suresinin 23. ayetinin ve Necm suresinin 5-18. ayetlerini te'v:il ederken de tekrar eder. Nitekim Secde suresinin ilgili ayetindeki "sen ona kauu§acagmdan §iip/1e etme!" ciimlesinin te'vili sadedinde kaVU§ulacak hl§inin kim olduguna dair farkh rivayetlerin bulunduguna isaret edip bunlardan bui.nde Hz. Muhammed'in isra olayuun akabinde goge yiikseldiginde Hz. Musa ile bulu§tugundan, Musa'run ona namazdan ve ba§ka baz1 hususlardan soz ettigine deginildigini nal~lettil~ten sonra "Bu {1-ivayet) sahih midir degil midir bilemeyiz. $a yet sahih ise nasJ olmu§tu? Ona vahyedilmi§ o da onu mu soylemi§ti, ya da onu riiyasmda rm gormii§tii -nebilerin riiyas1 hakhr- ya da mesele nasJ idi? Allah daha iyi bilir" demi§ olmas1, 36 ashnda bu ihtiyath tavnrun bir sonucudur.
Mati.i.ridi' nin hu konularla alakah yorum ve agJJamalanna gelince, o, bir iki yerde Mirag hadisesine anfta bulunmakla birlikte, ayet ve I~avramlan, asJ Cebrail-Peygamber ili§kisi gergevesinde, daha ag~ bir ifadeyle Peygamber'in Cebrail'i asl.i suretinde gormesi ve gordiigii yer baglammda ele ahr. Bu gergevede Necm suresin.in 7. ayetinden ba§layacal~ olursak, Mati.i.ridi, bu ayette "el-u/uku '1-a 'Ia {en yUksek ufuk)" da bulunarun Cebrail oldugunu tereddi.itsiiz ifade ederken, "el-u/uku '1-a 'Ia" run neresi oldugu hususur1da iki ihtimale yer verir. Birinci ihtimale gore buras1 "semarun iizeri" dir. ikinci bir ihtimal ise, burasmm "Melaikenin mekaru" olmas1du: Nitekim Hz. Peygamber'den Cebrail'i kendi mekarunda gordi.igiine dair bir rivayet gelmi§tir. Yine "ufuk", Peygamber Cebrail'i asli suretiyle gormek istediginde melegin kendisine "yer beni ifine alamaz, el-u/uku '1-a '/a 'ya bak" dedigi ve Peygamber'in de bakp melegi gordiigi.i yer de olabilir. Bir sonraki ayette Peygamber' e yava§ yava§ yakla§an varll Cebrail olmah-
35 Tc"urlat, 8/223-4. 36 Tc'uilat, 11/287.
II Z. ~I U H A ~nl E 0
du. Yava§ yava§ ol.mas1 insan tabiahmn melegi birden gortneye yatktn olmarnasmdandu. Niteki.rn insan Yi.icudunun adapte olabilmesi i~in nasJ §iddetli bir soguktan sonra giine§in harareti ·yahut s1caktan sonra sogugun §iddeti tedricen arhyor ise melek de Peygarnber tarafmdan gorulebilsin diye kendisini yava§ yava§ ya.kla§arak gosterrni¥U.
9. ayette gegen "kabe kavseyn"e, "iki yay araLgt", "yaym I~ab~ zas1yla ucu arasmdaki rnesafe", "iki zira" gibi farkh rnanalar veril~ rni§tir. Biitiin bu manalar, hangisi dogtu olursa olsun, Cebrail'm Peygarnber'in ~ok yak.uunda olduguna delalet eder. Bu mesafe ne ilave bir gayret sarfetmeyi gerektirecek kadar uzak ne de gormeyi engelle~ yebilecek kadar yabdu. "{,;i.inku" der Matiiridi, "bir §ey gorii§ mesa~ fesinden uzak olursa tarn olarak gorulernez, ancak zorlanarak tanma~ bilir, keza goze ~ok yakm olursa da gorii§ ksahg1 nedeniyle tarn idral~ edilernez. Uzakla yakm arasmda bir yerde ise goz gorecegi objeyi tam olarak ihata eder". 10. ayete, iki §ekilde mana veri.lebilir: Eger ayette hldirn teb.ir oldugu kabul edilirse, mana "Cebrail, Allah'm kendisine vahyettigini Hz. Muhammed'e vahyetti" §eklmde olur. Takdirn teb.ir yoksa, o zarnan da ayete "Allah, Cebrail'e onun Hz. Muharnrned'e vahyettigni vahyetti" rnanas1 verilir.
Matiiridi tarn bu noktada baz1 kimselerce Peygarnber'in Cebrail'i degil, Allah' 1 gordiigiiniin, l~eza Peygarnber' e yakla§anm da Cebrail degil Allah oldugunun soyleodigini hamlam, ancak hemen ardmdan once Peygarnber'in Allah't gorrnesirlin Kitap ve rniitevatir siinoetle sabit olup Allah'm ahirette gorulecegini ifade eden gorii§e aykm oldu~ guna dikkat ~el~er. Ona gore bu ki§llerin dedikleri dogtu olsayd1, bu durumda Peygarnber'm Allah'm buyiik ayetle1i.ni gorrnesine ihtiyac1 kalmazd1. Zaten Peygarnber de Allah' 1 zahiri gozle degil, kalb goziiy~ le gordugiinii soylerni¥U. Muell.if sonra ·~ah Peygamber'e ya.kla§h" ifadesini ele ak ve bunu Allah'a mekan izafe eden ve te§bihte bu~ lunan, dolayts1yla da Allah' m yiicel.igiyle bagda§rnayan gok kotii bir gorii§ oldugu ele§tirisini yapar.
Matiiridi Necm suresirlin 13. ve 14. ayetlerinde Peygamber'e has kJman baz1 hususiyetlerden soz edildigini belirttil~ten sonra bun~ lan Cebrail'i kendi asli §ekliyle gormesi, eger rivayet sahihse Allah'1 kalp goziiyle gorrnesi, ve onceki peygamberlerden hi~ birinin ula§arna~ d1g1 Sidretu'l-rniinteha'ya ula§mas1du. Peki Sidretu'l-miinteha nedir
120
~~
HZ. HUHAH~IED
veya ~eres~dir? Matiiridi bu konuda iig ayn agJJamamn yapJd~lD.l soyler. Bunlar su:as1yla a§agtda.ki §ekildedir:
1. Sidretu'l-D?-iinteha, insanlann bi.lgisin.in ula§hgt, ancak otesine gegemedigi yerdir.
2. Sidre' nin agag oldugu rivayet edilmi§tir. ibn Mesud l~anahy·Ia gelen bir rivayette Hz. Peygarnber'in "Cebrail'i §U kadar kanad1yla Sidretuhniinteha' da gordum" dedigi nakledilir.
3. $ehitlerin ruhunun ula§hgt yer oldugu igin Sidretu'l-miinteha denmi§tir.
Matiiridi'nin bu iig agJJamadan sonra ihtimal dahilinde gordugii kendi agJJamaslUl yapar: Hz. Peygamber Cebrail'i bir kez yerde sidretii'l-miinteha denilen agacm yanmda ya perdenin kaldmlmast ya da goziine gormesini saglayacak ilave bir kuvvet verilmesiyle gormii§tfu; bir kez de Sidretu'l-miinteha'ya yii.kseltildiginde gormii§ olabilir. Muellif, 15. ayetteki cenneta'l-me'va konusunda ise buranm semada Musliimanlann girecegi cermet oldugunu soyler. "Sidre 'yi kaplayan kaplamt§tl" mealindeki 16. ayetin tefsiri sadedinde mufessirlerin gogunun dile getirdigi "Sidre'yi kaplayan altm do§ektir" agJJamaslUl sadece zi.kretmekle yetinir, ancak Allah tarafmdan miiphem bu:alulrltgt igin kendisin.in de bu ayetin tefsirinden sarl-1 nazar ettigini, aynca tefsir yapabilmek igin miitevatir bir hadis bulunrnas1 gerektigini kaydeder.
Matiirldi, 18. ayette gegen "Rabbinin en buyiik alametlerinden bir kmruru gordu" ifadesiyle Peygamber'in Cebrail'i asli. suretinde gormesinin kastedilmi§ olabilecegini soyler ve bu hususta Peygamber'in Cebrail'i i.ki l<!ez goruldugiine dair ibn Mesud'dan gelen bir rivayete ahlt:a bulunur. Muellif, iizerinde durulan ayete yoneli.k ba§ka yorumlann da olabilecegini beli.rterek, bir kez daha o ihtiyath tavnn1 keli.melere doker: ''Ancak biz bunu tefsir etmeyiz. "31
' PEYGAMBER'E iKAziAR Kur'an'da "sakm §iiphecilerden olma!", "sakm mii§riklerden
olma", "sakm cahillerden olma", "sen insanlar iizerinde bir .zorba degilsin", "Alllah'tan lwrk, I~afirlere ve miinafJJara uyrna", "kafirlere arka gtkma" gibi dogrudan Hz. Peygamber'e hitabeden ve onu uya-
37 Ta'uilat, 14/190-99.
121 ~~~
HZ. l>IUHAI>HIEO
nyor goriinen birgok ayetle kar§Ja§Jabilmektedir. B11nunla birlikte mufessirler arasmda .bu agtk uyanlarm muhatablD.lD. kim oldugu konusunda farkh gorii§ler orlaya gtknu§hr. Mufessirlerden bazJan, muhatabm miinhasuan Hz. Peygamber oldugunu soylerler. Diger bazllan, hltap Hz. Peygamber'e olmakla beraber asJ muhatabm b~§kalan oldugu gorii§iindedirler. Bu· iigi.incii grup ise hitabm da mesajm da ba§kalanna yonelik oldugunu ifade ederler. Matfu-tdt, esas itibanyla ikinci gorii§ii benimsemektedir. Bu sebeple de uyan igerikli ayetleri genelde bu istikamette yoru.mlama cihetme gibni§tir. Mamafih, baz1 ayetler baglammda hitabm dogrudan Hz. Peygamber'in olmas1 ihtimalini de tamamen d1§lar gozukmemektedir. Bu durumda kendi yorumlanyla meseleyi vu.zu.ba kavu§turmaya gah§maktadu. Biitii.n bunlarda Matfu-tdt' nin yo1umunu yonlendiren temel kavram, Hz. Peygamber'in "ismet" sdahdu. Bunun nasJ oldugunu anlamak igin a§ag1daki uyan tiiriine gore tasnif ed~ omekleri gozden gegirmek gerekecektir.
UCf•• J •/, d f II ~up 1ec1 er en oJma
Ah.zab suresinin 59. ayetmde Hz. isa'p.m yarahh§l i.le Hz. isa'runki arasmda benzerlik I~urul.duktan sonra 60. ayette §6yle denir: "Hak Rabbindendir. 0 hafde sakm §iiphe edenlerden olma!". ~ati.irldi bu son ayetm birkag §eki.lde anla§Jabilecegine i§aret eder. Birinci §eki.lde muhatap, goriinii§te ve dogrudan Hz. isa bakkmda soz soyleyenlerden biri olabi.lir. Bu durumda ayete, "isa' nm Allah' m sadece kulu, size gonderi.lmi§ nebi ve elgisi oldugundan §iiphelenme!" manas1 verilebi.lir. ikinci §eki.lde ise mu.hatap goriinii§te Hz. Peygamber olmakla birlikte mesajm hedefi ba§kalandrr.
Peki mesaj nigin dogrudan degi.l de Hz. Peygamber iizerinden ba§kalanna ula§hnlmaktadrr? Matiiridi, kendi doneminin devlet gelenegindeki uygulamayla benzerlik kurarak bu soruya cevap te§ki.l edecek bir agtklama yapmaktadu: Hiikiimdarlar, tebalanna bir hususu duyunnak istedilJerinde toplumun dii§ul~ seviyede olanlanw muhatap ahnaya tenezziil etmeksizin en akJlJanna, en fazi.letli.lerine ve segkinlerine hltap ederler. Burada da Allah, toplumu igindeki ~sek ve §erefli konumunu teyit ve takdir maksad1yla hitabm muhatab1 olarak Peygamber'i segmi§tir. Peki Peygamber'in ismet sdah, boyle bir hitaba
HZ . ~IUHA~lHED
m~atap ol.rnasma mani degil. midir? Matili.idi'ye gore, Peygamber'in ismet sJah nedeniyle §liphecil.erden olmas1 ihtimal d1§1drr. Bununla birli.kte ismet s1fah, emri ve nehyi engellemez, bil.aki.s ziyadele§tirir,
1 ·c+;,.· 38 peru~ ...... u.
. Matiiri:ck Yunus suresinin "Eger sana indirdigimiz §eyden §iip/1e
iginde isen, senden once Kitab'1 (Tevrat'1) akuyanlara sar. Andalsun k; sana Rabbinden l1ak gelmi§tir. 0 fu1lde sakm §iip/1e edenlerden alma!" mealindeki 94. ayetini te'vil. ederken, yukanda tefsircilere ait ug farkh yakla§lffil orlaya koymaktadrr. Bunlardan hi.tabm Peygamber' e, mesajm ba§kalarma yonelik oldugunu ifade eden gorii§li biraz daha geni§ge akta~as1, kendi genel yakla§lffilna da uygun ohm bu yorumu benimsedigini du§iindiirmektedir. Bu yorum gergevesinde bir taraftan hukiimdarlann tebalanna duyuru yapmak igin §erefli ve mevki. sahibi olanlan segmeleri omegi tel~rar edil.irken diger taraftan "muhatabm Peygamber, hedefin ba§kalan oldugu" g5rii§iinli teyid sadedinde "anlardan biri yahid /1er ikisi sen in yanmda ihtiyarl1k ya§ma ula§tJkfarmda ... "
ayetinin omek olarak ziltredil.mesi dil~at gekicidir. Matili.idi, bu ayet nazi!. oldugunda Peygamber'in ana ve babaslD.lD. hayatta olmad1grm hahrlafuktan sonra, bize hitabm ana babas1 olmayan Peygamber uzerinden an'a babas1 olan ba§kalanna yonelik oldugunu anlatmaktadrr. "Sakm Allah 'm ayetlerini yalanlayanlardan da alma!. .. " mealindeki bir sonraki ayetine anlam verirken "Peygamber'in §liphecil.erden yahut Alla/1
1
/11 ayetlerini yalanlayanlardan alma 51 mul1temel degildir" diyerek, burada da h.itabm Peygamber' e, mesajm ba§kalarma yonelik oldugu golii§linu tekrar eder.39
"Cahil/erden ofma!" Kur' an' da Peygamber' e yonelik cahi.llerden olmamasi uyans1,
sadece En' am suresinin 35. ayetinde gegmekte ve §5yle denmektedir:
"Eger on/ann yilz t;evinne/eri sana a§1r ge/di!Jse; bir de/ik ag1p yerin dibine ·inerek, yalwt bir merdiven kurup go§e g1karak onlara bir mucize
· fletirmeye gilciln yeti!/orsa dunna, pap! Eger AJ/a/1 di/eseydi efbette on/an hidayet iizere top/ard1. 0 halde sakm cahillerden alma!"
38 Te'vilat, 2/321. 39 Te'v;/at, 7/108-110.
HZ . ~IUHAH~IED
Mii§rikler inanmak igin Peygamber' den mucizeler istiyorlard!, Peygamber de mucizeler verildigi takdirde onlann imana gireceklerini ummal~tayd1. Fakat Allah onlann inanmak igin degil, su.f inatlan ned~niyle mucize talep ettiklerini bildiginden Peygamber' e "... bir delik ag1p yerin dibine inerek, yahut bir merdiven kurup goge gikarak onlara bir mucize getirmeye giiciin yetiyorsa dunna, yap!" §ekbde hitap etti. ibn Abbas'tan nakledilen bir bssada mii§liklerin Hz. Peygamber'e "onceki peygamberler kavimleri kendilerinden mucizeler istediklerinde getirirlerdi, sen de bize mucizeler getir ki sana inanahm ve seni tasdik edelim" dediklerinde, Allah bu talebi kar§Jamallll§, onlar da bunun tize1-ine ytiz gevil-ince bu tavulan Peygamber'e agJI gelm.i§tir. Bunun tizerine soz konusu ayet nazil olmll§ ve Peygamber' e "sakm ca/?i//erden ofma!" uyans1 yapJnu§hr.
"KA£! /, k k 1 " apr ere ar a fi' mat uyma Kasas suresinin 86. ayetinde Hz. Muhammed' den, elgi olarak
gorevlendirili§i oncesinde boyle bir gorevlendirmeyi ummadtg1 ve bu.nun Allah'm bir rahmeti oldugu vurgulandJ~tan sonra kafu:lere arka gikroamas1 uyans1 yapJmaktadJI. Matiirid!'ye gore bu uyan birl~ag §ekilde agJJanabilir:
1. Nehiy olarak "kafirlere arka gikma~' demektir. ismet sdab nedeniyle Peygamber'in boyle yapmayacag1 bilinse de bu srlatm varhg1 emxi ve nehyi engellemez. Bilakis ismet srlahnm faydas1 emir ve nebiyle birlikte ottaya gikar.
2. Allah, Peygamber'in bir giin kafirlere arka gikabilecegi §eklmde iginde beliren endi§eyi gidennel~ ve ismet srlanyla bunun olmayacagrm haber vermek, dolayts1yla da onu ternin etmek igin sanki §oyle demektedir: "Korba, sen onlara arka gtkmayacaksm".
3. Hitap Peygamber'e olsa da mesaj ba§kalannadu. Birgok ayette bur~un omelJexi vardii.
Matiirid1, aym surenin 87. ayetindeki "asla mii§riklerden olma!" ve 88. ayetindeki "Allah ile birlikte ba§ka· bir ilaha taplp yalvarma" ifadelerini de iigiincii yo rum istikametinde anlamland!IIDaktadJI. 40
Matiirid1, ayete dair birbu-inden faxkh yorumlara yer ve1i.r. Bir yorumda Uhud sava§l sonrasmda aralannda Ebo. Sufyan'm da bu-
40 Tc 'vrlat, 11/90-91.
HZ . HUHAH~IEO
lundugu Mekkel.i bir mii§ri.k heyeti Medine'ye gel.ir ve Peygamber'in miisaadesiyle miinahklann ba§l ibn Ebt Ubey'le gorii§tiikten sonra Hz. Peygamber'e putlanru -Lat, Menat, Uzza- dil.ine dolamaktan vazge~erse kendilerinin de onu ve Rabbini (islam kastedilmeli) rahat bual~acaklan t~klifinde bulunw·. Bunun uzerine a yet iner. Bir rivayette bu esnada Hz. Peygamber'in yamnda olan Hz. Orner ofl~elenir ve ondan telJif sahiplerinin boyunlanru vurmas1 i~in izin ister, ancak Hz. Peygamber onlara eman verdigini soyleyerek Omer'in tekli.fin.i geri ~eviri.r. Matiindi, eger ayetin inme gerek~esi buysa, o zaman Peygamber'in ahdi bozmaktan ya da mii§rikle1-in istegini yerine getirmekten nehyedi.ldigi degerlendirmesini yapar. Bir ba§ka rivayette Mekkel.i mti§rikler Hz. Peygam.ber'e putlanru ve kendi.lerini rahat buakmasl igin mal ve kadm tekli.fi.nde bulunurlar. Eger bunl.an kabul ehnezse baz1 miinahklar tarahndan oldurulecegi ikazmda bulunurlar. i§te bunun iizerine tevekkulu ernrederek bu a yet Peygamber' e nazil olmll§tur.
"S kb· I" en anca 1r uym"ICIStn.
Kur' an' daki baz1 ayetlerden biliyomz 1~ Mekl~eli mii§ril.Jer, inanmalan i~in Hz. Peygamber'in kendisine gelen vahiyleri tebl.ig etmesini yeterl.i gormemi§ler, ondan mucizeler gostermesini de talep etmi§lerdi. Hud suresinin 12. ayeti, mii§rikle1-in bu turden taleple1-ine ve bunlann Peygamber' de hasJ ettigi a§m iiziintiiye i§aret eden ayetlerden buidir. Ayette Peygamber'e "Belk.i de sen (mii§rikler'in) ona gokten bir hazine mdirilseydi veya onunla beraber bir melek gelseydi demelerinden otiirii sana vahyoluna ayetlerin bi.r klsrruru terk edeceksin ve bu yiizden gogsiin daralacaktu" dendikten sonra "Sen ancak bir uyanc1sm" hahrlahnasi yapJmaktadu.
Matfu-ldi, ayette gok ozlii bigimde "Sana vahyolunanw bir lusrruru terk etme!" uyansmm yapJd1g1lll, Allah'm, "Mii§riklerden o/ma!"4 \
"$uphe edenlerden olma!"42 ayetlerinde oldugu gibi Resulullah'm bunu yapmayacag1lll bilmekle birl.ikte boyle bir nehiyde bulundugunu bel.irti.r. Bunun yanmda ·ayetle Peygamber'i inanmamalan nedeniyle kavmi igin gosterdigi §efkat nedeniyle kendisini telef edecek bir yiikiimluliigiin altma girmekten nehiy yahut iginde bulundugu sik.m-
41 En'am 6.14. 42 Bakra 2.147; Eoam 6.114; Yunusl0.94.
HZ. ~!UHAH~IED
hJI hafi.fletme de amaglanrru§ olabili.r. Ikinici durumda nehly degil "tahflf", yani hafi.fletme soz koriusudur .
. "Emrolundugun gibi dosdogru o/!" Hz. Peygamber'den Hud suresinin "Oyle ise emrolundugun gibi
dosdogru ol. . . " mealindeki 112. A.yetinin kendisini i.htiyarlathgrm soyledigi nakledilir. Matiiridt ayetin tefsirinde boyle bb: rivayetten soz etmez. Bunun yerine ayette gegen "istikamet" kel.imesine dair bir ta~amaJI aktanr: istil~amet, ki§inin nefsinde ve butiin i§lerinde rububiyyeti, uluhiyeti ve ubudiyyeti Allah' a has kJmas1, bu §Uur iginde yapmas1 gerekeni yapmas1, kagmmas1 gerekenden kagmmas1, 0' nun butiin emir ve yasaklanna uymas1du. Bu tarum da hatuda tutularak ayete "Onlara risaleti teblig etme hususunda dosdogru ol! " manas1
ril b.J. 43 ve e !lll'.
PEYGAMBER'E iTABLAR
"itab", bir kimseye sitemde bulunmak demel~tir. Kur'an'da baz1 ayetlerde, nasslann zahirine bakarak ifade etmek gereku-se, Allah tarafmdan Peygamber' e tevci.h edilen uyanlar gibi sitemlerle de kar§Ja§Jmaktadu. Bunlar Abese suresindeki "yiiz ek§itme ve yiiz gevirme", Tahrim suresindeki "Peygamber 'in /1e/a/ alan bir §eyi kendine haram k ,/. mas,", digeri ise "bedevilere sava§a · kablmamalan igin izin vermesi" du· . .A§ag1daki sahrlarda Matiiridl' nin suas1yla bu iig meseleyi nasJ yorumladigrm gorecegiz.
Surat ek§itmeye sit em Bu mesele, Abese suresinin 1-12. yetlerinde zikredilir. Once
olay ozlii bigimde tasvir edilir, sonra muhataba sitemle birlikte ders verme yoluna gidilir.
1,2. Kendisine ~ ama geldi diye yiiziinii ek§itti ve oteye dondu. 3. Ne bil.irsin, belki de o annacak 4. Yahut ogiit alacak da bu ogiit kendisine fayda verecek. 5. Kendini muhtag hlssetmeyene gelince; 6 . Sen, ona yoneliyorsun. 7 . (isterniyorsa) onun annmamasmdan sana ne!
43 Tc 'vilat, 7/247-S.
126 oe'"\f~~
HZ. ~IUHAN~IED
8,9,10. Allah'a kai§l derin bir sayg1yla korku iginde ko§arak sana geleni ise buakp, ona aldmruyorsun.
11. Hayu, boyle yapma! <;unkii bu { Kur' an) bir ogiilliir . .12. Dileyen ondan ogiit ahr. . . Ayette, go1-uldugii iizere, hitabm mu.hatab1 agtkga zikredilmi§ de
. gildir. Bu nedenledir ki mu.hatab1 belirleme baglanunda Maturtd1 bixi Hasan' dan digeri ise diger tefsix ehlinden mu.hatabm aslmda Peygamber oldugunu gosteren iki. rivayeti aktarmaktadu. Hasan' m rivayetine gore bir giin Peygamber mii§riklerin onde gelenleriyle birliktedir ve onlan islama davet eder. Derken Abdullah b. Ummii Mektum adh bir a rna ~i gelerek Peygamber' e soru sorar. Peygamber, mii§riklerin yiiksek mevk.Ji kimseler olmalan ve onlann islama gixmelerini gok arzulamasmdan dola)'l Abdullah' a surahm ek§itir ve ondan yiiz geviru. Diger rivayette ise Peygamber'in surat ek§itmesirlin sebebi, tebl.ig yaparken Abdullah tarafmdan soziiniin l~esilmi§ olmasldu.
Matiirldi, bundan sonra kendi yorumlanm sunmakta ve ozetle §oyle demektedir: Hz. Peygamber'in surat ek§itmesi, insanoglunun yapabilecegi butiin hayu ve hasenatm sevabmdan daha fazlasrm kazanduacak bir hususta idi. 0 miisliiman olmalanm saglamak iimidiyle mii§rikJ.erin ululanna vaaz ve nasi.hatte bulunuyordu. Onlann islama girmeleri vas1tastyla kabilelerinin de islama gixecekleri iimidini ta§lyordu. Bunun ba§anlmastyla l~azarulacak sevab1 ba§ka higbir iyil.ikle kar§Ja§hnnak mi.irnkiin degildi. Abdullah b. Ummii Mektum'un sorusu, bu arzu ve iimidi engelleyici nitelikteydi. Bu durumda sural: ek§itme kolaydu, kerih goriilmez yahut mu.htemel olmayan bir davraDl§ olarak nitelenmez.
Bix diger husus §Udur ki yiiz ek§itme ve ba§ gevixme amaya zahir olan bir davram§ degildir, gunkii o bunlan gormez. Bu sebeple de sert bir davram§ olarak degerlendirmez. Peygamber'in mii§~ toplulukla giizel sohbet yapmasmm ve onlara ragbet gostermesinin gerisinde, onlan islama kazanma umudu yatmaktayd1. Onlar, onun kendilerine ola~ ragbetini ve giizel sohbetini goriiyorlardt. Peygamber §ayet onlardan yiiz gevirseydi, soz konusu umut bo§a gidecekti, aynca onlara kaba davranrru§ olacakh. Kim kabahktan uzak, hidayete gaguan, din ve diinyarun salah1 ogelerixli igeren bir yol tutarsa, bu h.ilim sahipleri nezdinde ovgiiye degerdir. Peygamber'in onlara gosterdigi ragbetin
HZ. HUHA~lHED
amac1, on.lan islama gagumakh. Zaten Musliimanlar mallanru, hatta hayatlanru yitirme pahasma da olsa kafirleri islama gagmnakla emrolunmu§ degiller rnidir? Bu durumda bir miisliimana ek§imi§ bir surat gosterme pahasma davetin yapJ.mas1 daha evla bir davraru§hr.
Meselenin ozii §Udur k.i Peygamber' den bu gibi davraru§lar bir igtihat neticesi sadu olmu§tw:. Nebtlere itab, yani sitem, Allah tarahndan veri.lmi§ bir izin ohnal~stzm kendil.JJerinden yaphklan i§ler dola}'l~Hyla gelmi§tir, bu i§ler ovgiiye deger olsalar bJe. Yunus Peygamber'in teblig suasmda luz1p kavmini terk el:mesi, bu kabJden bir olaydu. Aslmda onun Peygamber'in davram§I.D.l ba§ka bir insan yapsa bu nedenle ovgiiye mazhar olurdu.
Matiirid1 §oyle bir yot'1lmu da miiml~iin goriir: Peygarnber'in iginde ta§ldtgl merhamet o l~adar fazlaydt l~i l~avminin yiiz gevirmesi kaq1smda kendisini helak edercesine iizhliiyordu. Bu iiziintiini.i.n hasJ ettigi rahats1Zhg1 surat ek§imesi §eklinde dt§a yansLIDJ§ olmas1 ve buna binaen Jgili ayetlerin ind~ olmas1 da muhtemeldir. Bu durumda surat ek§irnesi, Peygamber igin zemmedilecek bir davraw§ olmakt:an g~ar.
Matiirid1, itab ayetlerinden hareketler baz1 sonuglara ula§lr. Bunlardan birl~agi.D.l §U §ekilde sualayabiliriz:
1. igtihada dayah i§ yapmak caizdir. Peygamber yukanda degerlendirJen davram§I.D.l bir nassa miistenid ol.makslZm kendi igtihadlyla gergekle§tirmi§tir. $ayet, surat ek§itme ve ba§ gevinne konusunda daha once Allah'm verdigi bir ru.hsat/izin olsaydt, sitem olmazd1. ·
2. Bit· kafir kendi l~avrni arasmda yiiceltJse ve azarni sayg1ya mazhar olsa da, Musliimanlann ona bu §el~Jde davrawnalan soz konusu olamaz, aksine onu hafi.fe almakla ~umludiirler. Buna kar§~ bir Miisliirnan, ba§kalanmn goziinde en dii§uk hl§i olarak da goriilse sayg1 goste.rilrneye layJmr.
3. Bu ayetlerde Peygam.ber'in risaletinin hak oldugunun, Kur'an'm onun tarahndan uydurulmadtgmm delili mevcuttur. Kim bir fiili bizzat l~endisi i§lerse, onu gizleme hakkma sahlptir. Eger risaleti tebligle vazifelendiri.lrn.i§ olmasayd1, Peygarnber sitem ayetlerini gizler ve kimseye gostermezdi. Fakat o bir elgi oldugundan emredJdigi gibi halka tebligde bulunmu§tur.44
44 Tc'uiltit, 17/45-52.
HZ . NUHAH~IED
Miihallefuna izin verilmesine sitem Tevbe suresinin 43. ayetinde bir onceki meselede oldugu gibi
muhatap agikga ifade edilrn.eksizin "Al/a/1, seni af/etsinl Dogru soy/eyenler sana iyice belli o/up, yalancJ/an bi/inceye kadar beklemeden ni-
. gin onlara izin verdin?" denmektedir. Matiiridi 38. ayeti agtklarken Allah, sefe~e gxkmakta isteksiz davrananlann miim:inlerden bir grup olduguna dik.kat gekmektedir. Daha sonra 43. ayetin tefsiri sadedinde "Peygamber'in izin verdi~F husus bir ksrm insanlann seferden geri kalmalandrr" demek suretiyle sitemin Hz. Muhamr.ned' e yoneli.k ol-dugu tespitini yapmaktadrr. Peki, Hz. Peygarnber nigin siteme maruz kal.nu§trr? Matiiridi'ye gore buna iki §eki.lde cevap veri.lebi.lir: Birincisi, §ayet Peygamber beklemi§ olsayd1 Allah ona sava§a katJmaktan kagmanlann nifaklannl haber verecek ve bu nubiivvetin deWlerinden biri olacakh. Ikincisine gelince, §ayet Peygamber onlara izin vermeseydi, onlar yine de geride kalacaklardl. Bunun sayesinde Peygarnber' e soziiniin eri olanlarla sahtel~arlar ayan beyan belli olacakh.
Matfuidi zaviyesinden bu olay, Peygamber'in Allah' dan izin olmakSIZm, geride kalanlann mazarellerinin dogru oldugu zanruyla ve kendi igtihad1yla karar verdigini, dolaYls1yla da igtihadm caiz oldugunu gostermektedir. Peygamber, §ayet Allah'm izniyle onlam1 geride kalmalarma miisaade etmi§ olsaydt, siteme maruz kalmazdt.
Helal.in haram luhnmasma sitem
Yu.kandaki iki sitem ayetinden farkh olarak Tab.im suresinin ilk ayetinde dogrudan Peygamber arularak ona "By neb/! E§lerinin nzasmJ arayarak, AJ/a/1'm sana /1e/a/ kdd1§1 §eyi nigin sen kendine /1aram ediyorsun ?" mealinde bir sitem yoneltilrn.ektedir. Ayette Peygamber'in Allah nazarmda helal olan bir davralll§l kendisi igin haram saymas1 esas vurguyu te§ki.l etmel~te, fakat helalken haram sayJan hususun ne oldugu beli.rtilrn.emektedir. Tefsi.r kaynaklannda Matiirldi' nin de i§aret ettigi gibi, Peygamber'in kendisln.e yasaklad1g1, yahut ayetteki ifadesiyle haram kJd1g1 husus hak.kmda birden fazla rivayet vardrr. Bir rivayette Peygamber'in, kendisine M1srr hal~imi Mukavk1s tarafmdan hediye edJen Mariye adh cariye i.le cinsel i.li§l~ide bulundugu, ancak bundan haberdar olan e§lerinden Hz. Hafsa yahut Hz. Ai§e' nin k1zmas1 iizerine, bir daha Mariye'ye yakla§mayacagrm belirtmek ba-
HZ. ~IL'HA~INED
bmda "bundan sonra o bana haramdli" ifadesini kullandtgt anlatJ.u.. Bir ba§ka rivayette Hz. Muhammed' in kendisine yasakladtgt §eyin bal §erbeti olduguna dikkat !rekilir. Bir ii!riincii rivayete gore ise Ummii $iireyk adh bir kadm Peygarnber'le evlenmek ister, ancak Peygamber e§lerinin ho§nutsuz olabilecekleri endi§esiyle bu tekl.ife olurnlu cevap vermez. Matiitidi' nirt !rok a!r~!ra ifade etmese de yorum yaparken zrmnen Mariye ile ili§kiye att.fta bulunmast, ayetin ini§ine birinci rivayetin sebep te§kil etti.gi kanaatinde oldugunu soyleyebiliriz.
Mamafih Matiiridt a!rtsmdan asJ onem arzeden husus, ayetin. hangi hadise nedeniyle indigi degJ, Peygarnber'in gergekten de Allah' m helal kJdtgt bir §eyi haram khp kJmadtgt, boyle bir tasarrufa yetkisinirl bulunup bulunmadtgt hususudur. Onun penceresinden bakJdtgmda, Peygamber asla Allah'm !rok agtk bir bigimde helal kJdtgt ve helalligini agtkladtgt bir hukmu harama gevirmi§ degildir. Son derece korkung ve iirkutiicii olan boyle bir davraru§ kesi.nlikle Peygamber'e nispet edJemez. Kim Peygarnber'in Allah tarafw.dan helal kJman bir §eyi harama gevirdigini soylerse, gok girkin bir soz etmi§, dahast buna inamrsa kufre girmi§ olul'. <;u.nku Allah' lil helal kJdtglW haram kJan kafirdir . .Kimirt Peygarnber hakkmdaki kanaati bu §eklide ise, o ki§i ·kafirdir.
0 halde Peygarnber'in siteme maruz kalan davrant§lW nasJ anlamak gerekir? Matiiridi, bu hususta iki ayn yorum gel.i§tirmektedir. Birinci yorum ktsaca §oyle ozetlenebilir: Peygamber'in kendisine Mariye ile cinsel ili§kiyi yasaklarken helal.i harama gevirdigi, dolaylSlyla da arhl o kadl.Ilm ona haram oldugu kanaatinde degildi, bilakis, yemin yoluyla, ondan yararlanmaktan imtina etmi§ti. Yemin yoluyla olu§an yasak, sebebi insan eylemi olsa da, ashnda kaynagt Allah'a dayandmlan bir yasakb. YemirJe fi.il.m kendisi haram olmaz ve bu helal.i haram, haramt helal yapmak da saytbaz. Ya da haram kJmakla, fiJin helal oldugu bilgisi dahil.inde haram kilinmast kastedilmeksizin, nefsin istifadesinirl engellerunesi murat edi.lmi§tir. Ki§i herhangi bir nedenle helal olan bir §eyi yapmaktan imtina edebilir.45 ikinci y9rum kapsanunda ise Peygarnber'in e§lerine olan §efkat ve merhametinirt onlarla giizel geginme ve nzalanru kazanma arzusunun onu Allah'm helal kJdtgt bir §eyden yararlanma konusunda bile kendini smrrlama
45 Tc'uilat, 15/248.
HZ. HUHAHHED
noktasma gotiirdiigii, i§te bu dururn kai§lSmda Allah' m ona "By nebi, e§lerine alan §e/kat ve giizel davram§ln seni helal alan §eyden yararlanmaktan al,kayma5m" hattrlatmaslDl yapbg1 fi.kri. i§lenir.46
EHL-i KiTAB'IN PEYGAMBER BiLGiSi Kur'an'da Bakara, 89, 146; Araf, 157 ve Saf, 6'da degi§ik bi
~imlerde, fakat ayru konuya delalet edecek §ekilde Tevrat ve incil' de Hz. Muhammed' e dair bilgJerin bulundugu, dolaYls1yla da bu kitaplara inananlarm bir §ekilde Hz. Muhammed'i tamyor olduklan vur
gularur. "Kendi/erine e//erindekini (Teurat',) tasdik eden bir kitap ( Kur'an)
gelince onu inkar etti/er. Oysa, da/1a once (bu kitab, getirecek peygamber i/e) inkarc1/ara (Arap mii§rik/erine) ka"J.' yardmt istiyorfard1. (Tevrat'tan) tam!I'P bi/dik/eri (bu peygamber) kendi/erine ge/ince ise omt inkar ettiler. Allah 'm laneti inkarcdann iizerine olsun. "~1
"&ndi/erine kitap verdik/erimiz onu (Peygamberi) ogul/anm tamd,kfan gibi tamrlar. Boyle iken i~/erinden bir ~aknm bile bile !Jerfe§i giz/er/er. "48
"On/ar, fJOIIfanndaki Tevrat'ta ve Inci/'de yazd1 bu/Juklan o iimmi resufe uyan kimseferdir. "49. .
"Hani, Meryem ogfu I sa, 'B}J Israi/ogul/an! $_iip/tesiz ben, Al/aft 'm size, benden once ge/en Tevrat ', do§rulayJcl ve benden sonra ge/ecek, Ak med ad111da bir peygamberi miijde/eyici (o/arak gonderdigi} peygamberiyim' demi§fi. ''30
Kitap eb.li, yani Yahudi ve Hristiyanlar oncelikle Tevrat sayesinde Hz. Muhammed'i tammaktadu:lar, bunun yanmda incJ'de de Hz. Muhammed hakkmda malumat mevcuttur. Her iki kaynakta mevcut olan bilgiler, Hz. Muhammed'in peygam.berl.igini kesin bir §ekilde ortaya koyrnaktadJI. Bir diger ifadeyle onlar ogullannm kendi oz evlatlan oldugundan ne kadar emin iseler, Hz. Muhammed' in peygam.berllginden de o kadar ernindirler. Ustel.ik, Hz. Muhammed'in adt, Hz. isa'nm agzmdan Ahmed §ekl.inde Hristiyanlara da duyuru}mu§bu:.
Acaba Tevrat ve Incil' de Hz. Muhammed' e dair ne tiir bilgiler vardt? Bir bun rivayetlerde ifade edildigi gibi onun baz1 fiziki ozellikleri, nesebi, zuhur edecegi mekan vb. bJgiler rniydi soz konusu
46 Tc'vilat, 15/247-50. 47 Bakara 2.89. 48 Bakara 2.146. 49 A:raf 7.157. 50 Saff 61.6.
131 ee~@"&>
HZ . ~IUHA~HI ED
olan yoksa bir peygarnber olarak yapacag1 tasarruflar nu? Matiirid! yukandaki. ayetleri yorumlarken her i.ki i.htim.ali de ~§lamaz. Bi.rinci i.htim.al baglanunda "kendi evlatlan gibi tamrlar" ifadesinden hareketle, evla~ tarunmasmm daha once ortaya gikan baZl alamet ve sebeplerle miimkiin oldugunu, bunun gibi Peygamber'in tarunmasrm miirnkun kJacak baz1 alamet ve delillerin de onceden gayet agtk bir §eki.lde mevcut bulundugunu di.le geti.rir. Bu hususta Yahudi iken Miisliirnan olan Abdullah b. Selam'dan gelen §U rivayeti hahrlatrr: "Onu (Hz. Muhammed'i) evladmu tamdtgrmdan daha iyi tamyorum. ~ii.nkii ben ka~ann benden sonra ne i§lediklerini {gayr-i me§ru bir ili§kiye girip girmedi.lJerini) bilemem." Matiirid!, bu rivayete istmad ederek, Hz. Muhammed zuhur ettiginde soz konusu stfat ve alametlerinin Ehl-i Ki.tap kaynalJannda mevcut oldugu, ancal< sonradan degi§tirildigi kanaatme ula§maktadu. Ona gore ayette "iflerinden bir grup bile bile gerfe§i gizfer" denrnesi, bilinen ve var olan bir §eyin gizlendigini ifade etmek igindir.
Mati.irid1 ikinci yorumunda ise Peygamber hakkwda Ehl-i Kitap kaynaklanndaki bi.lgi.leri baz1 davram§lara hasrehne egilirnindedir. Nitekim Bakara, 146'Yl te'vil ederken aynen §oyle demektedir: "Yahudiler Tevrat'ta Hz. Muhammed' in ancak Allah'm emretmesi i.le bir §eyi helal veya haram kJd1grm, emrettigini yahut yasaklad1g1111 yaZth olarak bulurlar." Bu yorumun dogal sonucu olarak Hz. Muhammed'in Ki.tap ehli tarahndan tanmmasrm saglayan alamet ve deliller, onun ayette ifadesini bulan iyiligi emredip kotuliigii yasaklamast; temiz ve iyi §eylerin helal, kotii ve pis §eylerin haram oldugunu i.lan etmesi, insanlann iizerindeki agrr yiikleri ve zincirleri kaldumast gibi tasarruflanydt. 51
Mati.iridl nazannda onceki kutsal metinlerde fizi.ki ozellikleriyle yahut yapacag1 eylemlerle zikredilmi§ ve haber verilmi§ olmak, sadece Hz. Muhammed igin degi.l, Hz. isa ve diger butiin peygarnberler igin de gegerlidir. Nitekim Saf smesinin 6. ayetindeki "musaddikan" kelimesini agtklarken tam da bunu soylemel<tedir. Onun agtklamalanyla butiinle§tirdigimizde Hz. isa bu ayette taraftarlannda §oyle demi§ olmaktadu:: Size Tevrat'ta vasfedi.ldigim s1fatlarla geldim, Tevrat't ve Allah' m kitaplarl111 tasdiklemek igin. ~ii.nkii sonradan gelen peygam-
51 Te'vildt, 6/79-81.
HZ. ~IUHANHEO
berler i~i.n kendileri.nden onceki kitaplan ve peygamberleri tasdiklemek temel bir vazifedir. Keza iimmetleri de aym. vazifeyle mukelleftirler. Tevrat'ta size emredildigi gibi, ben de Allah' a ibadeti ve anun bir~enmesini size emrederim. <;u.nku Peygamberleri.n di.ni tektir; hepsi Allah' a ibadete ve tevhide ~agmr. ~eriatler degi§ebilir, bu diode degi§iklik manasma gelmez. Hatta bir peygamberi.n §eriabnda da degi§iklikl.er alur, bu anun teblig ettigi di.nin degi§mesi manasma gelmez.
Yi.ne Matiiridi'ni.n bu kapsamda yaphg1 a~Iklamalann devammda, ayette de ifade edildii;F iizere, Hz. isa'wn kendisi.nden sonra kendisi gibi Tevrat' 1 teyit edecek bir el~i.nin gonderilecegi.ni haber verdigi, taraftarlannm belki de "ad1 ne?" diye sormalan iizeri.ne ''Ahmed" cevablnl verdigi kaydedilir. 52
Kitap ehlini.n kendi kutsal meti.nleri.nde var alan bi..lgilere ragmen Hz. Muham.med'i.n peygamberligi.ni tarumamalanru, Matiiridi anlann i~lerinde ta§1dJdan "ksl~anghk" ve "haset"e baglar. Bi..lhassa Yahudileri.n yeni peygamberi.n kendi iimmetleri alan israi..logullan'ndan gonderilmesi.ni istediklerini, ancak Hz. Muhammed ismai..lagullan' ndan segilip gonderili.nce hasetleri nedeniyle onu inkar ettiklerini belirti.r.
PEYGAMBER'iN E~LERiNE UYARI VETA VSiYELER
A9~ giin.ah i§lemekten sakmduma Ahzab, 30'da Peygamber'i.n egleti.nin apagtk bir girki.nlik yap
malan, yani giinah iglemeleri halinde cezalanrun iki kat verilecegi vurgularur. Mati.irldi' nin aktard1g1 ba§l~a yanrmculara a it gorii§lerden biri.ne gore ayette gegen apagtk girki.n.lik (el-fal1i§etii'l-mubeyyene), "agtk nil§ftz", bir digeri.ne gore ise "§eksiz giiphesiz zi.na" anlammdadu. Yi.ne bu meyanda, Peygamber e§leri.nden biri.nin boyle bir su~ iglemesi durumunda kendisi.ne diger kadmlara aym. sug nedeniyle verilen diinyevi cezawn iki katmm verilecegi kaydedilir. Fakat Matiiridi, bu yanrmu sargulaL Bu gergevede eger diinyadaki bir cezalanduJma soz konusuysa, mesela recm cezastwn iki katmm nasJ bilinebi..lecegini sarar? Ona gore "iki kat cezalanduma", obiir diinyaya yonelik olmahdu. Zaten onlara giizel i§leri.nden dalayt iki kat sevabm verilmesi de ahiret hayattnda gergeklegecel~ degi..l midir? Yine ona gore bu ayet, bit· bagka zaviyeden bakJd1gmda " ... diinya hayatlnl ve nimetlerini tercib.
52 Te'uilat, 15/136-7.
HZ. ~IUHAHHEO
ederseniz"le irti.bath, daha dogrusu onun devairu da olabilir. Yani du.nya hayabm ve siislerini tercih eder de "a~tk bir fuhu{ ortaya korlarsa i§te p zaman cezalan i.ki kat veril.i.r. Bunun yerine Hz. Peygamber'le kalma)'l ve ahret yurdunu tercih. ederlerse o zaman da mukafatlan iki. kat verifu:. ·
Ci.lveli Sozden S akmdmna .Ahzab suresinin 32. ayetinde Hz. Peygamber'in ha~anna, .
onlann diger ha~ardan farkh olduklan bi.lduilmekte, bu sebeple de erkeklerle konu§urken kotii niyetli olanlann iimide kapJmalanw engellemek i~in ci.lveli bir iislup kullanmamalan uyans1 yapJmaktadrr. Bu nokta akla Peygamber e§lerini diger kadwlardan farkh kJan faktoriin ne oldugu sorulabik. Matundi'nin bu soruya verecegi cevap hazudu: Peygarnber'in e§leri sabah al~§am vahyin niizuliine tarukltk etmi§lerdir. Onun butiin i§ ve amellerini gormii§lerdir. Binaenaleyh onlar, Peygarnber'i sadece belirli ve s1Il1Ih vakitlerde gorebi.lenlere ktyasla takvaya ve dii.nyaya meyletmemeye, oniinde diz gol~memeye daha ehil, daha yatlillldrrlar. Aynca onlar ahret hayatmda Hz. Peygarnber'in derecesine ula§acak ve onun e§leri olacaklardu. Bu sebeple diger kadmlardan daha iistiindiirler.
Peki, Peygarnber'in e§lerinin konu§malanndan kendi.lerine pay gtkaracak hasta kalpli insanlar kimlerdir? Onlann kalplerindeki hastahk nedir? Matundl'ye gore hasta l~alpli insanlar, nifak ehli kimselerdir. Kalplerinde ta§tdtklan hastahk ise "nifak"tu. Peygarnber'in ashabuun higbiri, onun e§lerinden biriyle evlenmeyi ummu§ olmalarl asla miiml~iin ve muhtemel d~gi.ldir. Boyle bir istegi ancak nifak ehli ta§lyabi.lir. ·
ibadet ve Taata Te§vi.k Ahzab suresinin 33. ayetinde Peygarnber'in e§lerine evlerinde
oturmalan, cahi.liye donemi kadwlan gibi agilip sa~J.mamalan, namazt bhp zekah vermeleri, keza Allah' ave peygarnberine itaat etmeleri gagns1 yapJmaktadrr. Matiirldi, ayette ge~en "teberriice'l-cal1i/iyye" (cahi.liye agtk sa<;akhgt) ibaresini agtklarken, her ne kadar bazt yOlumculann bununla Hz. ibrahim. donemindel~i kadmlann agtk sa~tk dola§malannm kastedi.ldigi §eklindeki gorii§iinii nakletse de kendisi bu gorii§e i§tirak etmez. Ona gore, Hz. Muhammed'in peygarnberligi
HZ. ~lUHA~l~lED
oncesiode kadm.lar zioetlerini gostererek ch§an gtkarlarch. Bu gelenege mu halefet etmek ii.zere Hz. Peygamber'io ha~anna orti.inm.eleri ve cilbablanD..l ii.zerlerine almalan ernredilmi§tir. Matiiridt, bu agJJamayla birli.kte ayett:eki "Jk cahiliye" ifadesini.n hangi doneme delalet ettiginin tam bilinemedigi §erhini dii§meyi ihmal etmez.
Diger taraftan Matiiridt, "zel~ah verin" emriyle aslmda Peygamber e§lerinden sahip olduklan zmetlerin zekahru vennelerinin istendigioi belirtir. Peki, diger mallannm zekah? Matiiridt, Peygamber'in ha~an.w.n zinetleri di§mda ba§kaca mallara sahip bulunmadJJanm soyler ve §Oyle devam eder: "Gormiiyor musun, Peygamber onlara diinyaYI ve nimetlerini tercih etmeleri durumunda bunlardan yararlanma ve giizell.ikle bo~ama vaadiode bulunmu§tur. Eger Resulullah'm yanmda olmaJip da kendi yanlannda diinya nimetleri olsa bundan yararlamrlar ve Peygam.b_er' den bu gibi §eyleri istemezlerdi. Bu da onlann bu l~abil nimetlere sahip bulunmadJJanna delalet etmelrledir." Soz konusu ayetin zahiri, Matiiridl'yi, zioet e§Yalanndan zekat vermenin vacip oldugu sonucuna ula§hnr. 53
ElJ-i Beyt Ayw ayetin (Ahzab, 33) sonunda, butiin bu uyan ve taleplerin
Peygamber'in Ehl-i Beyti' ni tertemiz yapma amacma maruf oldugu vurgulamr. Matiiridi, bu ayeti agtklama sadedinde once Rafiziler'in gorii§lerine yer verir. Buna gore onlar, ayetin . oncel~i k1smmm Peygamber'in e§leri, son bsiiUIU.U ise Ehl-i Beyt haklm1da oldug~nu ileli. siirerler ve bu hususta iig delil ileri siirerler: Bunlardan bui Ummii Seleme hadisi, digeri birinci klSlmda miiennes (di§ll) ikioci k1srmda miizekker {eril) kahplarmm kullawlmast, nihayet iigiinciisii ise "sekaleyn hadisi" dir.
Buna mukabil Matiirldt kendi zaviyesinden bakhgmda, Rafiziler'in bu izahlanru yersiz bulmaktadu:. <;iinku onlann iddia ettigi gibi ayetio Jk brmyla ikioci ksrm birbirinden ayn ve kopuk degildir. Burada ya bir erk.ek-kadm mii§terekl.igi vardrr -zira orfte ehl-i beyt tamlamasl iki ciosi birden igine ahr-, ya da ayet miinhasu:an kadtnlara yonelilrlir. Peygamber'in hanrmlannm Ehl-i Beyt'io d1§mda kalmas1 muhtemel degildir. Birinci k1smm miiennes, ikincisioin mii-
53 Tc'vrlat, 11/340-42.
HZ. HUHAHHED
zekker kahbmda zikrine gelince, J~i cins kan§tk oldugunda miizekker kahbmm kullanJd1guu hatrrlatmal~ gerel~ir. Ummii Seleme hadisinde Peygamber e§leri Ehl-i Beyt' e zaten dahil edi.lmi§lerdir. Ote taraftan Peygamber'in e§lerinden "rics" olarak nitelenebJecel~ bir eylem de sadu olmanu§hr. Sekaleyn hadisine geli.nce, Hz. Peygamber sanki §oyle demi§tir: "Iki. sekaleyn buaktrm: Allah'm kitab1 ve beninl siin-
Ehl . B ytim "54 netim ey -1 e .
Zeynep Brnt Cah §'la i zdivac Ahzab suresi.nin 36-40. ayetlerinde, esas itibanyla evlatlJJa ili§
kJerin gergevesi baglammda Hz. Muhammed'in Zeynep bint Cah§'la evl.Jigi konusu i§leni.r. 36. ayette Allah ve Peygamber bir hususta karar verdJJerinde mumirJerin bru1a uymakla mukellef olduklan, 37. ayette Peygamber'in lSrarla "hanrmma sahip g~" demesine ragmen evlathg1 Zeyd b. Harise'nin Zeynep bint Cah§'tan bo§anmas1 ve evlathgm hanrm1yla evlenmede bir sakmca bulurrmad1guu gostermek amaciyla Allah'm emdyle Hz. Peygamber'in Zeynep'le ~ablanmas1, 38. ayette Allah' m helal kJd1g1 bir hususta Peygamber igin bir s~mtmm bulurunad1g1, zaten gegmi§ peygamberlerle alakah siinnetirlin de bu §ekJde oldugu, vurgtJu bir us[upla dJe getirJen temalardu. Matur!di, bunlarla alal~ah agJJamalanna 38. ayetin niiztJ sebebine degi.nerek ba§lar. Bu baglamda once te'vil ehli.nin ayetin Zeynep bi.nt Cah§ hakkmda indigi hususunda ittifak ettigi tespiti.ni yapa1; sonra bir rivayeti aktan.r. Bu rivayete gore Hz. Peygamber azadhs1 Zeyd' e halasmm kz1 Zeyneb'i ister, ancak Zeyneb'ten "ben, onu kendirne yaki§hrmlyomm, Kurey§ kadmlannlll en iyisiyirn" cevabuu ahr. Peygamber'in "ben onu sana yaki§trrdrm, evlen" diye yaphg1 1srar kar§Ismda Zeyneb'in yille itiraz etmesi, ~andal~i ayetin i.nmesi.ne neden olur.
Ne var ki Matur1d1, Hz. Peygamber'in "dul kadm konusunda velini.n bir hakk1 yoktur" ve "bekar klZ hal~mda veli soz sahibidu·, dtJ Je isti§are edJir" meali.ndeki sozlerini hatrrlatarak, onun kendiligi.nden Zeynep'i nikaha zorlanu§ olmasm1 i.htirnal dahJmde gormez. Bu dmumda Peygamber'in 1sran, ancak evlenme emrinin Allah l~abndan olmasi nedeniyledir. I§te o zaman Zeynep igin segme ve itiraz etme
54 Tc'vtlat, 11/342-3.
HZ . HUHAHHED
hal~ yoktur; giinkii Allah diledigi kim.seyi diledigi kimseyle n.ikaha zorlayabilir. Allah kahndan bir emir soi konusu olmad1g1 durumda n.ikahta zorlama olmaz. Nitekim Hz. Peygamber Ummii Seleme'yi istediginde o veWerini ileri siirmii§, Peygamber de onlan.n iginde itiraz eden birini.n bulunmad1grm dile getirmi§tir. Burada onemli olan
. Peygamber'in onu nikaha zorlamarm§ olmas1drr.55
Akab, 37'de Zeyd b. Sabit'e ahlta bulu.nulurken " ... Allah'm kendisine nimet verdigi, seni.n de iyilikte bulundugu.n kim.se ... " ifade-si kullarulrr. Bu ifadeni.n agJJamas1 sadedinde mufessirlerin Allah' m Zeyd'e olan J;Jimetini onu islamla mii§erref kJmas1, Peygamber'in nimetini ise onu once azad sonra evlat edinmesi §elJi.nde anlamalan.na Mati.irldi' ni.n itirazda bulunmad1g1 mii§ahede edilme.ktedir .
.A.yete de yans1d1g1 gibi, Zeyd'le. Zeynep arasmda nikahtan bir siire sonra gegimsizW~ zuhur etmi§ti. Zeyd, oyle anla§iliyor ki Zeynep'i bo§ama a§amasma gelmi§ti. Ancal~ Peygamber ona "E§ini nikahmda tut (onu bo§ama) ve Al/a/1 'tan sakm" diyordu. Mamafih, te'vil ehhnden bazJal'liD.n naklettigi bir rivayette bo§anma a§amasma gelmi§ olma, farlili bir gerekgeye baglanmal~tadrr. $oyle ki: Bir giin Peygamber, Zeyd'in hammliD goriir, ondan ho§lanrr ve iginde ona yonelik bir muhabbet filizlenir. Zeyd bu.nu ogreni.nce Hz. Peygamber'e Zeyneb'in l<ibirli oldugu.nu ve kendisini incittigi soyleyip bo§ama niyetini dJe getirir. Bunu.n iizerine Hz. Peygamber ona "e§ini mulw/aza et, onu bo§ama konusunda Allah 'tan sakm!" tavsiyesinde bulunur. Matiirid1, kesin bir dille reddetmese de, bu rivayeti.n sthhatini biraz §iipheli bulmal~tadrr. Bu sebepledir 1~ kendisini "Ancak biz, bu hususta Resulullah'tan boyle olduguna dair bir haber sabit ise bu.nu soyleyebi.l.iriz, bunun dl§mda bir §ey soylememiz miirnkiin degildir." agJJamasrm yapmal~ zoru.nda hlsseder.
Mati.irldi ag1smdan Zeyd' in b~mll nedeniyle Zeyneb'i bo§amak igin izin istemi§ olmas1 da muhtemeldir. Bu durumda Hz. Peygamber Zeyd'e "E§ini nikahmda tut {onu bo§ama) ve Allah' tan sakm" derken asl.inda ona "e§ini bo§ama}'l gerektiren bir sebep olmadan bo§ama, giinkii ki§i.nin hakh bir sebep olmadan e§ini bo§ama hakk1 yoktur" diye seslenmi§ olmaktadrr. Yahut "E§ini yanmda tut" ifadesi, "e§ini zevce olarak muhafaza et!" anlammda da olabilir. Bu dmumda
55 Te'vifat, 11/349·50.
HZ. ~IUHAHHED
Zeyneb'e nasJ Zeyd'le evlenmesi vacip idiyse, Zeyd'e de onu nikalu altmda tutmas1 vacip olmaktaydx. ·
Peygambe1·, bir taraftan Zeyd' e yukandaki tavsiyeyi yap1yo.rdu, ancak diger taraftan da iginde Allah'm bJahare de§ifre edecegi bir "s~r" saklamaktaydx. A.yette bu husus ".Al/a/1'm ag1§a g,karaca§1 §eyi iginde sakf,yordun" §eklinde Jade edJmektedir. Bu noktada dogal olarak Peygamber'in iginde sakladxg1 SUTI.ll ne oldugu merak edJecektir. Marundt' nin verdigi bJgJere gore te' vJ ehl.inin geneli, soz konusu s~rnn, Peygamber'in kalbinde Zeyneb' e kar§l uyanan tutkudan ibaret oldugu gorii§iindedirler, dolayxs1yla da Peygamber'in gonliinden "Ke§ke Zeyd Zeyneb'i bo§asa" §eklinde bir dii§iincenin gegtigini var sayarlar. Ne var ki Matiirldi, bunu imkansiZ goriir. <;ii.nku, eger Peygamber te'vJ ehl.inin dedigi gibi gonliinde boyle bir dii§iince ta§1sayd1, Zeyd'e " ... e§ini nikahmda tut (onu bo§ama) ve Allah'tan sakm" demezdi. Muellife gore Peygamber'in iginde neyi saklad1g1Ill biz bJmeyiz, "§unu §UOU sakla~ diyemeyiz". Bunu diyebJmemiz igin ondan "§unu sakladrm" diye bir haberin gelmesi lazrmd~r. Aksi takdirde vehim iizerine konu§mu§ oluruz.
Marundi, bu ayette, risaletin gergekligine delalet eden bir deW mevcut olduguna ioanli ve bunu §oyle agJJar: Peygamber, insanlann dedi.kodulanndan gel~indigi igin igi.ndeki Slin d1§a vurmaktan gekioiyordu. Orfte iginde bir §ey gizleyen bir insan, bunu, insanlar tarafmdan bi.lin.mesinden haya ederse gizli tutmaya devam eder, ag1ga vurmaz. Peygamber'in insanlann hakkmda konu§tuklan §eye dair korkusunu gizlemeyip a§i.kar l~Jmas1, resul olduguna delalet eder; ege~ elgi olmasaydx bu dururnu i~a ve izhar etmez, saklx tutardt. "$ayet Peygamber Kur'an'dan bir §ey saklasayd1 bu ayeti saklard1" demek suretiyle Hz. Orner ve Hz. Ai§e 'nin de boyle dii§iindukleri rivayet edilir.
Ahzab, 38' de gegen "onceki peygamberlerle Jgili siinnet debudur" ifadesini bazt mufessirler, gok e§Wik uygulamastyla ilintJendirerek, bunun Hz. Muhammed'le ba§lamayxp, onceki peygamberlerce de uygulanan bir gelenek oldugunu soylerken diger bazJan da, Hz. Davud ornegini vererek, Peygamber'le Zeynep omeginde oldugu gibi, daha once de bir peygamber bir kadma Jgi duydugunda Allah' m bunlan nikahla birle§tirdigini dJe getirmi§lerdir. Marundi pek makul bulmadtgt bu iki yorumdan farklx olarak, ayette zikredJen iladenin gegmi§
138 ~@~
HZ. HUHAHHED
peygamberlere de evlathklanmn hanun.lanyla evlenmelerinin helal b.hnd1g1 §ekli.nde anla§Jabilecegini beli.rnr. 56
Cahiliye donemi Araplan, evlathkla gergek evlat arasmda bir aynp1 gozetmiyorlard1. Bu nedenle de Hz. Peygamber'in evlathg1 Zeyd'in bo§a~gi Zeynep bint Cah§'la nikahlanmaslll kabullenememi§lerdi . .Ahzab suresinin 40. ayetinde, tam da bu anlaYl§a bir reddiye olmak iizere §5yle denmel~tedir: "Mul1ammed erkeklerinizden /1er/1angi birinin babas1 degi/di, /a kat o Allah 'm e&isi ve elgilerin sonuncusudur ... "
Matiiridi, bu ayeti agiklarken de d~at gekici izahlar getinnektedir: Hz. Muhammed, ona nesep bag1 iddiasmda bulunacak ve onun adma nispet edecek §ekilde kirnsenin babasr degildir. Bir ba§ka deyi§le o, hlg bir kirnse igin, ogullara helal olanlann haram b.lmd1gr bir baba degildir. MekkeWer Zeyd'i Hz. Muhammed' e nispet ediyorlar ve bu sebeple de Zeyd b. Muhammed diye gagmyorlard1. Herne kadar tebennl {evlat edinme) caiz ise de evlathgm nesebini dogrudan evlat edinen babaya nispet etmek, dolaYlsiyla da evlathgi evlat edinen adamm ad1yla gagrrmak caiz degildir. "On/an babalanmza nispet ederek gagmnamz Allah nezdinde daha dogrudur" ayeti de bu hususa delalet etmektedir. Arrcak bu, Hz. Muhammed' in butun Musliimanlann mecazi anlamda babas1 olmas1 gergegini ortadan I~aldrrmaz. Nitekim ayette §oyle buyrulmu§tur: "Nebi miiminlere l<endi nefislerinden daha evladrr ve e§leri onlann anneleridir". Eger e§leri annelerimiz ise, o da bizim babanuz olur. Bu fizil<i anlamda babahk degil; tebcil, tazim ve merhamet bababg1drr. Onun babahg1 ve §efkati dicldir. Babalann §efkati ise diinyevidir.
Hz. Muhammed, Matiiridi' nin ifadesiyle butun miiminlerin babasl olmas1 yanmda, Ahzab, 40' m sonunda ifade edildigi iizere "Allah 'm e/gisi ve nebilerin sonuncusudur." Yine Matiiridi'nin ifadesiyle onunla risalet tamamlarm§ ve ondan sonra artJ~ bir nebi olmayacaktrr. Y iice Allah'm ondan sonra nebilJ< iddiasmda bulunacaklann g~acaglll bildigi igin Peygamber'i "nebilerin son~cusu" ~1atemii'n-nebiyyln) diye tavsif etmi§ olmasi da caizdir. Nitekim Batmiyye "Kairnuzzaman"m nebi oldugunu iddia etmi§tir. Yuce Allah "nebilerin sonuncusu" nitelemesini kullanmakla, daha sonra peygamber~ iddiasmda bulunacaklardan ne huccet ne deW istenecegini, dogrudan yalanlanacaklanru
56 Te 'vllat, 11/357-8.
HZ. HUHAHMEO
haber vermi§tir. Keza Peygamber de "benden sonra nebi yoktur" demi§ ve bu suretle kendisiyle nubuvvetin muhiirlendigini haber vermi§tir.57
HZ. PEYGM1BER'iN BAZI VASIFIARI
Ustiin Ahlal~ Sahibi Olu§U ilk inen surelerden olan Kalem suresmm 4. ayetinde Hz.
Muhammed'in ahlak tavsif edilirken "Sen, §iiphesiz buyiik bir a/1-lak iizerindesin" denmektedir. Maturridi'ye gore Peygamber'in buyiik ahlak Kur'an'dlr. Kur'an'm terbiyesiyle kendisinde meydana gelen degi§im de denebilir. Bu degi§im §U ayetlerde ortaya kondugu gibi gergekle§mi§tir: "Aifedici o/, iyi/i/igi emret, cahillerden yiiz gevir"58, "Kotuliigii en giize/ yol/a savu§tur"59, "Kanatfanm miiminlerin iizerine iirt".60
Affedici, iyiligi emredici, cahillerden yiiz gevirici, kotulugii iyilikle saVU§turucu ve kanatlanm mum.i.n.ler iizerine ortiicii olmak, en buyiik ahlaki tezahud.erdir. Hz. Muhammed butiin bunlarla Kur'an'm kendisini terbiye etmesi suretiyle donannu§hr. Baz1 mufessirlerin dedigi gibi, Peygamber'in ahlaktnl islam olarak kabul ehnek de miirnkiindur. "islam" ve "istislam", Allah'm emrine uymak demel~tir. Allah'm emrine boyun egdigi igin insanlar Hz. Muhammed' in elinden ve dilinden higbir zarann kendi.lerine dokurrmayacagmdan emin olmu§lardu. Bu ancak en yiice bir ahlakla mi.imkiin olur.
Matiiridi Peygamber'in yiikiiniin aguhgtyla ahlakmm buyiiklugii arasmda bag kurar ve ozetle §6yle der: Aslmda Hz. Peygamber dii§manlanyla ve dostlanyla, buyii}Jerle ve kuguklerle, alimlerle ve cabillerle, insanlarla ve cinlerle, butiin bunlara ilave olarak e§leriyle te§rik-i mesaide bulunrnalJa, aynca diinya nimetlerinden uzak durmakla mukellef ~h. Bu kadar mukellefiyet alhna giren biri, bunu ancak buyuk bir ahlak Je yapabilir. Bu sebepledir ki Allah ona buyuk bir ahlak bah§etmi§, ve bu suretle o muhataplarma giizel muamelede bulurunu§tur. Hatta muamele tarzmm guzelliginden dolayt baz1 ayetlere61 yanstdtgt bigimiyle ilalu iradenin sitemine bile maruz
57 Te'viLst, 11/360-61. 58 A:..af 7.199. 59 Fussilet 41.34. 60 Hicr 15.88. 61 Tevbe, 43; Tahrim, l; Kehf, 6; Fatu, 8.
140 ~€11~
HZ. HUHAHHED
kalnu§br. Onu bu derecede me§akkat ve ki.ilfet alhna sokan, ahlaktmn giizelligi, §efkat ve merhametinin hlzl.ahgt idi. Oyle ki ahlalillllD. buyiikliigii nefst kuwelerini a§ml§ ve nefsi bu buyiik ahlak1 ta§rma noktasmda acze dii§mii§, hatta helak smuma yakla§mt§b.r. Diger insanlann ahlaklan nefs1 kuwelerinin gerisinde kahr. Nefi.sleri bu sayede iize~de bulunduklan ahlakm bi.rkag katnn ta§irlar ve ahlaklan bundan dola)'l daralma h.isseder. 62
.Ale:mlere Rahmet Olu§U Matiirid1, "Seni ba§ka degil, ancak alemlere rahmet olarak
gonderdik."63 ayetini te'vil ederken, oncelikle biitiin p.eygamberlerin ve Allah' m indi.rdigi butiin kitaplann insanltk igin "rahmet" oldugu gergegine dikkat geker, Ku.r' an' da Hz. isa hakkmda "bizden bi.r rahmet"64 nitelemesinin yapJnu§ olmasrm da omek gosterir. Bununla bi.rlikte ayetin Hz. Muhammed' e hasredilmesini de miiml<iin goriir. Bu durumda ayette Hz. Muhammed'in alemlere, yani hem insanlara hem de cinlere rahmet olmas1 soz konusudu.r; zi.ra o, her iki tai.feye de peygamber olaral< gonderilmi§tir. Bu noktada dogal olarak "rahmet" srhrtmm igerigi de merak edilecektir. Matiiridi birl<ag ihtimalden soz . eder. Bi.rincisi, rahmet srlah, Peygamber'in muhataplan igin azabm gecikfu.Jmesidir. ikinci ihtimat muhataplannm Peygamber'e tabi olmalan dururnunda hem diinya hem de ahrette kurtulu§a ermeleridir. Bu dUlumda Peygamber'in varhg1 onlar igin bi.r rahmettir. Ugiincii ihtimal ise, Peygarnber'in ahirette buyiik giinah sahipleri igin §efaatta bulunrnas1drr.
Ummi Olu§U Ku.r' an' da "iimmi" kelirnesi iki ayette65 Hz. Peygamber'in, iig
ayette66 ise, tebl.igde ilk muhatab1 olan mii§riklerin srlab olarak kullarulmaktadrr. Matiiridi, Peygamber igin l<ullamlan "iirmni" srlatnn, kelirnenin gegtigi Xraf su.resinin 157 ve 158. ayetle1i.ni te'vil ederken degil de, .A.nkebut su.res~ "Sen bundan once ne bir kitap okur ne de
62 Tc'vrlat, 16/9-10. 63 Enhiyii 21.107. 64 Meryem 19.21. 65 Xraf 7.157, 158. 66 Al-i Irnran 3.20, 75; Cuma 62.2.
141 ~~r§;<f./'b~
HZ. HUHAHNED
onu sag e/in/e yazardm. Oy/e o/saydt batt/a uyanlar §iip/1eye dii§erlerJ;" rnealindeki 48. ayetini te'vil ederken agJJar. Onun kelimeleriyle ifade etrnek gerekirse, Hz. Muhammed, Kur'an'dan once ba§ka .bir kitap okurnu§ degildi. Eger okurnu§ olsayd1, batJ ehli §i.iphelenir ve "haber verdiklerini eski kitaplardan yahut hukernarun eserlerinden aldm" derlerdi. Peygarnber yaz1 yazrnayt bJse, bu sefer de "bu kitap senin tel.ifin" diye itiraz ederlerdi. Marn.afi.h, Kur' an bu ayette iki bakrn.dan onlara kaq1 huccet sunar: Bunlardan Jki §udur ki Kur' an' da gegrni§ kavirnlere dair verilen bJgiler, Hz. Muharnrn.ed'in lisanmm d1§mdayd1 ve rnuhataplan onun bu bJgJere tanJJtk etrnedigine yahut yabanCl kaynaklardan alrnad1gma, tarn aksine bunlan, ancak Allah' m bJdirrnesiyle bJdigine vabft.Jar. ikinci huccet ise, Kur' an' m nazrm ve telifinin bir rnucize oldugunu ve bunun bir be§er tarafmdan tel.if edJrnedigini Peygarnber'in rnuhataplannm bil.iyor olrnalandu. Sonug itibanyla Hz. Muhammed, rnuhataplannm "bu senin tel.ifin ve nazrn.m" dernelerini rniimkiin kJacak ve iginde onceki peygarnberlerin haberlerinin bulundugu bir kitap okurnu§ ve eli.yle de onu yazrru§ degJdi. Aksi takdirde batJ ehli inat ve kibirlerinden dolayt §iipheye dii§erler, ancak hakikat ehli ise boyle bir §iipheden uzak dururlardl. 67
Matiirid!, Yunus suresinin 2. ayetini te'vil ederken de ayetin rnuhternel yorurnlarmdan biri gergevesinde bir kez daha iirnrni keli.rnesine doner ve "rnii§riklerin kendi iglerinden birine vahiy indirilrn.esi kar§Ismda §a§kmhga dii§rneleri"ni §U ciirn.lelerle agJJar: "iglerinden iirnrn.i birine vahyetrnernize §a§urnasuJar. Bu delil olrnal~ ve bJgi bakurundan daha katidir. <;i.inku Allah, onlara, gegrni§ kitaplan ara§tudlgma veya onlardan okuduguna, yahut kitap sahiplerinden birine ogrenrnek igin gittigine, ya da bir §ey yazdlgma dair hig bir bJgi sahibi olrnadJJan bir iirnrn.iyi elgi olarak gonderrni§tir. Bu ki§i onlara kitaplannda kendisininkiyle rnuvah.k olan §eyleri haber verrni§tir, iisteli.k bu kitaplann dill Arapga olrnad1g1 halde. Biitiin bunlar Peygarnber'in, Allah bJdirrnesiyle bildigine delalet eder. 68
67 Tc'vilot, XI, 131-32. 68 Tc'vilot, VII, 8-9.