Upload
others
View
9
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
11-13APRIL
2019
INTERNATIONAL
CONGRESS OF
ECONOMICS &
BUSINESS
INTERNATIONAL
CONGRESS OF
ECONOMICS &
BUSINESS
5th
"New Economic Trends and Business Opportunities"
Hosted by Uludag University
ABSTRACT
E-BOOK
icebconference.org | [email protected] Uludag University
Görükle, Bursa, Turkey
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
HONORARY CO-PRESIDENTS OF THE CONGRESS / KONGRE ONURSAL EŞ BAŞKANLARI
Prof. Dr. Yusuf ULCAY Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Ahmet Kemal ÇELEBİ Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Fatih SAVAŞAN Sakarya Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Fadıl HOCA Uluslararası Vizyon Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Tahsin Erkan TÜRE Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Aleksandar ANDREVIC Educons Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. İbrahim USLAN Gazi Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Edalet MURADOV Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Sebahattin BALCI Kırgız Türk Manas Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Fatma Seniha Nükhet HOTAR Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Muhsin KAR Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Gulchohra MAMMADOVA Azerbaycan Mimarlık ve İnşaat Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Bolat A. MYRZALİYEV Kazakistan Miras Üniversitesi Rektörü
Doç. Dr. Zahariya SERGEİ Komrat Devlet Üniversitesi Rektörü
COORDINATORS OF THE CONGRESS / KONGRE KOORDİNATÖRLERİ
Prof. Dr. Mustafa MIYNAT (Manisa Celal Bayar University)
Prof. Dr. Ahmet Vecdi CAN (Sakarya University)
Assoc. Dr. Abdülmecid NUREDİN (International Vision University)
Prof. Dr. Rıdvan KARLUK (AKEV University)
Prof. Dr. Nenad PENEZIC (Educons University)
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
ORGANISATION COMMITTEE / ORGANİZASYON KOMİTESİ
Prof. Dr. Barış ÖZDAL Bursa Uludağ Üniversitesi
Doç. Dr. B.Aydem ÇİFTİOĞLU Bursa Uludağ Üniversitesi
Doç. Dr. Mehmet ÇINAR Bursa Uludağ Üniversitesi
Doç. Dr. Zerrin FIRAT Bursa Uludağ Üniversitesi
Dr. Öğretim Üyesi Filiz ERYILMAZ Bursa Uludağ Üniversitesi
Dr. Öğretim Üyesi Esra GÜLER Bursa Uludağ Üniversitesi
Dr. Öğretim Üyesi Melih ENGİN Bursa Uludağ Üniversitesi
Dr. Öğretim Üyesi Burak ÖZDOĞAN Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Araştırma Görevlisi Dr. Taner TAŞ Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Dr. Öğretim Üyesi Adem AKBIYIK Sakarya Üniversitesi
Dr. Öğretim Üyesi Kamil TAŞKIN Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi
Doç. Dr. Coşkun ÇILBANT Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Doç. Dr. Mine BİNİŞ Balıkesir Üniversitesi
Doç. Dr. Fevzi Serkan ÖZDEMİR TBMM
Doç. Dr. Umut ÖNAL AKEV Üniversitesi
Doç. Dr. Fariz AHMADOV Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi
Doç. Dr. Tauşanjı KONSTANTIN Komrat Devlet Üniversitesi
Prof. Dr. Mensur NUREDİN Uluslararası Vizyon Üniversitesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
SCIENTIFIC COMMITTEE / BİLİMSEL KOMİTE
Prof. Dr. Mehmet YÜCE Bursa Uludağ Üniversitesi
Prof. Dr. Ahmet Kemal ÇELEBİ Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Prof. Dr. Ahmet Vecdi CAN Sakarya Üniversitesi
Prof. Dr. Aleksandar ANDREJEVİĆ Educons Üniversitesi
Prof. Dr. Haluk BENGÜ Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi
Prof. Dr. Birol KOVANCILAR Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Prof. Dr. Hüseyin AKTAŞ Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Prof. Dr. Cengiz YILMAZ Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Prof. Dr. Doğan UYSAL Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Prof. Dr. Erman COŞKUN İzmir Bakırçay Üniversitesi
Prof. Dr. Fadıl HOCA Uluslararası Vizyon Üniversitesi
Prof. Dr. Florya MİFTARİ FON Üniversitesi
Prof. Dr. İbrahim EROL Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Prof. Dr. Kadir ARDIÇ Sakarya Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet SARIIŞIK Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi
Prof. Dr. Musa EKEN Sakarya Üniversitesi
Prof. Dr. Ansgar BELKE Universität Duisburg-Essen
Prof. Dr. Helmut PERNSTEİNER Johannes Kepler Universität
Prof. Dr. Mustafa MIYNAT Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Prof. Dr. Orhan BATMAN Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi
Prof. Dr. Ramazan GÖKBUNAR Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Prof. Dr. Semra ÖNCÜ Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Prof. Dr. Sibel SELİM Manisa Celal Bayar Üniversitesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
Prof. Dr. Nenad PENEZIC Educons Üniversitesi
Prof. Dr. Sasho KOZUHAROV Turizm ve Yönetim Üniversitesi
Prof. Dr. Asılbek KULMIRZAEV Kırgız Türk Manas Üniversitesi
Prof. Dr. Anarkul URDALETOVA Kırgız Türk Manas Üniversitesi
Prof. Dr. Halit YANIKKAYA Gebze Teknik Üniversitesi
Prof. Dr. Zoran FILIPOVSKI Uluslararası Vizyon Üniversitesi
Prof. Tülin CANBAY Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Prof. Dr. Mahabbet MAMMEDOV Azerbaycan Mimarlık ve İnşaat Üniversitesi
Prof. Dr. Selahattin KARABINAR İstanbul Üniversitesi
Prof. Dr. Remzi ALTUNISIK Sakarya Üniversitesi
Prof. Dr. Rıdvan KARLUK AKEV Üniversitesi
Prof. Dr. Yaşar KELBİYEV Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi
Prof. Dr. Mutlu Başaran ÖZTÜRK Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi
Prof. Dr. Hakan ALTUNTAŞ Bursa Uludağ Üniversitesi
Prof. Dr. Filiz GİRAY Bursa Uludağ Üniversitesi
Prof. Dr. Barış ÖZDAL Bursa Uludağ Üniversitesi
Prof. Dr. Yüce OĞURLU İstanbul Ticaret Üniversitesi
Prof. Dr. Ömer ÖZKAN Hasan Kalyoncu Üniversitesi
Prof. Dr. Şakir SAKARYA Balıkesir Üniversitesi
Prof. Dr. Tamer BOLAT Balıkesir Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet Emin AKKILIÇ Balıkesir Üniversitesi
Prof. Dr. Seyfettin ERDOĞAN İstanbul Medeniyet Üniversitesi
Prof. Dr. Mensur NUREDİN Uluslararası Vizyon Üniversitesi
Doç. Dr. B. Aydem ÇİFTİOĞLU Bursa Uludağ Üniversitesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
Doç. Dr. Mehmet ÇINAR Bursa Uludağ Üniversitesi
Doç. Dr. Zerrin FIRAT Bursa Uludağ Üniversitesi
Doç. Dr. Umut ÖNAL AKEV Üniversitesi
Doç. Dr. Fevzi Serkan ÖZDEMİR TBMM
Doç. Dr. Ayten HUSEYNOVA Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi
Doç. Dr. Nurhoca AKBULAYEV Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi
Doç. Dr. Sult GEORGİ Komrat Devlet Üniversitesi
Doç. Dr. Yanak İGOR Komrat Devlet Üniversitesi
Doç. Dr. Dudoglo TATYANA Komrat Devlet Üniversitesi
Doç. Dr. Samira ŞAHMALOVA Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi
Doç. Dr. Halit AKER Bursa Uludağ Üniversitesi
Doç. Dr. Sabahattin YÜREKLİ Erzincan Üniversitesi
Doç. Dr. Mine BİNİŞ Balıkesir Üniversitesi
Doç. Dr. Suat KARA Balıkesir Üniversitesi
Doç. Dr. Sinan AYTEKİN Balıkesir Üniversitesi
Doç. Dr. Ayfer GEDİKLİ İstanbul Medeniyet Üniversitesi
Dr. Öğretim Üyesi Şükrü DOKUR Bursa Uludağ Üniversitesi
Dr. Öğretim Üyesi Filiz ERYILMAZ Bursa Uludağ Üniversitesi
Dr. Öğretim Üyesi Esra GÜLER Bursa Uludağ Üniversitesi
Dr. Öğretim Üyesi Melih ENGİN Bursa Uludağ Üniversitesi
Dr. Slobodan RAKIC Educons Üniversitesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
CONGRESS SECRETARY / KONGRE SEKRETERYASI
Dr. Öğretim Üyesi Filiz ERYILMAZ Bursa Uludağ Üniversitesi
Öğr.Gör. Neslihan KIZILER Bursa Uludağ Üniversitesi
Araş.Gör. Muhammed ÇELİK Bursa Uludağ Üniversitesi
Prj.Asist. Nilay AKBULUT Bursa Uludağ Üniversitesi
Prj.Asist. Servet TAŞDELEN Bursa Uludağ Üniversitesi
Araş.Gör. Tuna Can GÜLEÇ Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Araş.Gör. Osman GÜLDEN Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Araş.Gör. Tolga CAĞLAYANSUDUR Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Araş.Gör. Şükrü Çağrı ÇELİK Manisa Celal Bayar Üniversitesi
TYPESETTING / DİZGİ
Araş.Gör. Muhammed ÇELİK (Bursa Uludag Unıversity)
E- ISBN: 978-975-6149-91-1
YAYIN TARİHİ: 15.04.2019
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
ÖNSÖZ
11-13 Nisan 2019 tarihleri arasında Türkiye'den ve dünyadan 15 üniversitenin ortaklığıyla Bursa Uludağ
Üniversitesi’nde gerçekleştireceğimiz Uluslararası Ekonomi ve İşletme Kongresi ICEB'19’un duyurusunu
yapmaktan ve sizleri davet etmekten büyük mutluluk ve onur duymaktayız. Her yıl olduğu gibi bu yılda
kongremizin ana teması “Ekonomi ve İş Fırsatlarındaki Yeni Trendler”dir. Bu bağlamda kongremiz ekonomik
değişimin Türkiye ekonomisine etkileri, Arap Baharı’nın Türkiye ekonomisi ve bölgesel fırsatlara etkisi, rekabet
edebilirlik, bölgesel pazarlama, bölgesel turizm, sermaye piyasaları ve doğrudan yabancı yatırımlar, birleşmeler
ve satın almalar, ekonomik ve politik bağlam açısından enerji politikaları, uluslararası ticarette bölgesel işbirliği,
mülteciler ve göç, ekonomik sektörlerin değişim sürecinde adaptasyon yeteneği, beşeri sermaye, ekonomik
büyüme ve kalkınma, sanayileşme, tarım, bilgi ekonomisi ve bilgi teknolojisi, teknolojik gelişme ve yatırımlar,
uluslararası sermaye akımları, yatırım ve borçlanma, uluslararası finansal kurumlar, sermaye birikimi ve
bankacılık sistemi, ekonomik bütünleşmeler, yenilenebilir enerji kaynakları yatırımı ve bölgesel etkileri, finans,
finansal ekonomi, finansal piyasalar ve kurumlar, uluslararası finans, uluslararası ekonomi, çalışma ekonomisi,
sermaye piyasaları, girişim sermayesi, muhasebe ve denetim, kamu ekonomisi, sosyal politika, çalışma ve istihdam
psikolojisi, çalışma sosyolojisi, yoksulluk, sosyal dışlanma, işsizlik, çalışma ilişkileri, insan kaynakları ve
ayrımcılık, piyasa özgürlüğü ve küresel krizler, krizler için maliye politikası, kriz ortamında para ve maliye
politikası uyumlaştırması, kriz döneminde teşvik politikaları, hükümetin değişen rolü ve maliye politikasının
dönüşümü, mali disiplin ve bütçe politikaları gibi çeşitli bilim dallarında ve sektörlerde güncel ve çok yönlü
konuları kapsayacaktır. Kongremizde belirtilen konu başlıklarında, güncel ve gündeme dair sorun ve konu
alanlarının ele alınması, küresel ve yerel gelişmelerin değerlendirilmesi, bilim insanları arasında kültür
alışverişlerinin yapılması, işbirliklerinin oluşturulması ve sorunlara çözüm geliştirmesine öncülük edecek
projelerin geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Kongrenin gerçekleştirilmesinde önemli katkıları olan paydaşlarımız Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Sakarya
Üniversitesi ve Uluslararası Vizyon Üniversitesine teşekkür ederim. Her aşamada bizden desteğini esirgemeyen
Prof.Dr. Mustafa Mıynat, Prof.Dr. Ahmet Vecdi Can, Prof.Dr. Şakir Sakarya ve Prof.Dr. Mensur Nureddin’e
çalışma arkadaşlarım Doç.Dr. Başak Aydem Çiftçioğlu, Doç.Dr. Zerrin Fırat, Dr.Öğr.Üyesi Filiz Eryılmaz,
Öğr.Gör. Neslihan Kızıler, Araş.Gör. Muhammed Çelik, Proj.Asist. Nilay Akbulut ve emeği geçen tüm
arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Kongremiz kapsamında sizleri Bursa ilimizde ağırlamanın gururu ile hepinizi bilimsel ve sosyal bir paylaşıma
davet ediyor, saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz.
Prof. Dr. Mehmet YÜCE (Bursa Uludağ University)
Prof. Dr. Mustafa MIYNAT (Manisa Celal Bayar University)
Prof. Dr. Ahmet Vecdi CAN (Sakarya University)
Prof. Dr. Şakir SAKARYA (Balıkesir University)
Assoc.Dr. Abdulmecit NUREDİN (International Vision University)
Coordinators of The Congress / Kongre Koordinatörleri
Bursa Uludağ University
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
5. INTERNATIONAL CONGRESS OF ECONOMICS AND BUSINESS5. ULUSLARARASI EKONOMİ VE İŞLETME KONGRESİ
11 Nisan 2019 / April 11, 2019 09:00-10:00 Kayıt / Registration
10:00-10:30 Açılış Töreni / Opening Ceremony Bursa Uludağ Üniversitesi Mete Cengiz Kültür Merkezi (Büyük salon) / Bursa Uludag University Mete Cengiz Culture Center (Big hall)
10:30-12:30 Açılış Paneli/ Opening Panel Bursa Uludağ Üniversitesi Prof.Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi (Büyük salon) / Bursa Uludag University Prof.Dr. Mete Cengiz Culture Center (Big hall)
13:00-14:30 Öğle Yemeği / Lunch
15:00-16:15 1.Oturumlar / I. SessionsSalon 1, Salon 2, Salon 3, Salon 4, Salon 5
16:15-16:30 Çay-Kahve Arası / Coffee Break
16:30-17:45 2. Oturumlar / II. SessionsSalon 1, Salon 2, Salon 3, Salon 4, Salon 5
19:00 Gala Yemeği / Gala Dinner
12 Nisan 2019 / April 12, 2019 09:30-10:45 3. Oturumlar / III. Sessions
Salon 1, Salon 2, Salon 3, Salon 4, Salon 5
10:45-11:00 Çay-Kahve Arası / Coffee Break
11:00-12:15 4. Oturumlar / IV. SessionsSalon 1, Salon 2, Salon 3, Salon 4, Salon 5
13:00-14:30 Öğle Yemeği / Lunch
15:00-16:15 5. Oturumlar / V. SessionsSalon 1, Salon 2, Salon 3, Salon 4, Salon 5
I. OTURUM - SESSION I 15:00- 16:15
11 NİSAN 2019 PERŞEMBE
1.Salon
Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz
Turkey-Iran Economıc Relations under Shadow of Syrian War Babak Sadri Sayyad, Sadri Alibabalu Sakarya University
Comparative Analysis Of The Relationship Between The Expected Credit Loss Model And The Capital Regulation in Banks Prof.Dr. Daniela Feschiyan, Chief.Asist.Dr. Radka Andasarova University of National and World Economy
Impact of the British Colonial Rule in Bengal (1764-1835) Abdulla Al Mahmud Quality Education College, Khilgaon, Dhaka
Reflections Towards UNSC Resolution 2341/2017: Framing International Legal Protection For Critical Infrastructure Vesna Poposka International Vision University
2.Salon
Prof. Dr. Ahmet
Vecdin Can
Pay Senedi Getirilerinin Belirleyicilerinin Analizi: Borsa İstanbul'da Araştırma
Dr. Anıl Gacar, Araş.Gör. Burcu Kocarık Gacar, Doç.Dr. Kadir Karagöz
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Geleneksel Bütçeleme ve Bütçe Ötesi Model
Dr.Öğr.Üyesi Tekmez Kulu, Doç.Dr. Mustafa Kırlı
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Üniversitelerin Bölge Ekonomilerine Etkileri: Manisa Celal Bayar Üniversitesi Örneği
Doç.Dr.Rabia Aktaş, Doç.Dr.Sibel Karğın, Dr.Öğr.Üyesi Nuray Demirel Arıcı
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Türkiye Altın Piyasasında Mevsimsellik ve Alternatif Yatırım Araçlarının Etkisi
Doç.Dr. Kadir Karagöz, Dr. Anıl Gacar
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
3.Salon
Dr.
Ahmet Serdar
Arap Baharının Türkiye’nin Uluslararası Ticaretine Etkisi: Panel Çekim Modeli
Dr.Öğr.Üyesi Ayberk Şeker
Bursa Teknik Üniversitesi
Klasik Dönem Osmanlı İktisadi Düşüncesinin Weberyen Açıdan Ele Alınması
Öğr.Gör.Dr. Ahmet Yavuz Çamlı
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Martin Buber -Edgar Morin Hattı ya da Siyaset Felsefesi Perspektifinden İnsan Doğası Kavramı Bağlamında
Paradigmatik Bir Dönüşüm
Dr. A.Emre Zeybekoğlu
Bursa Uludağ Üniversitesi
Türkiye ile Balkan Ülkeleri Arasında Uluslararası Ticarette Bölgesel İşbirliğinin Önemi Dr. Ahmet Serdar Bursa Uludağ Üniversitesi
Avrupa’nın Doğalgaz Talebini Karşılamada Rekabet Ortamının Geliştirilmesinde Azerbaycan’ın Rolü
Dr.Öğr.Üyesi Tekmez Kulu, Doç.Dr. Elşad Yusifov
Manisa Celal Bayar Universiteti- Azərbaycan Memarlıq və İnşaat Universiteti
4.Salon
Doç. Dr. Başak
Aydem Çiftçioğlu
Yöneticilerin Makyavelist Yönetsel Uygulamalara Başvurma Eğilimlerinin Bireysel Öncüllerinin İncelenmesi
Dr.Öğr.Üyesi Emrah Özsoy
Sakarya Üniversitesi
Psikolojik Sermayenin Çalışan Tutumlarına Etkisi
Dr.Öğr.Üyesi Osman Uslu
Sakarya Üniversitesi
Örgütsel Esnekliğin Örgütsel Çeviklik Üzerine Etkisi: Sakarya Organize Sanayi Bölgesi'nde Faaliyet Gösteren Orta ve Büyük Ölçekli İşletmeler Üzerinde Bir Uygulama
Yeşim Koçyiğit, Bülent Akkaya
İstanbul Gelişim Üniversitesi- Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Sığorta Biznesin Təşkilinin Təkmilləşdirilməsi
Doç.Dr. Vəliyev Anar, Dr.Öğr.Üyesi Tekmez Kulu
Azərbaycan Dövlət İqtisad Universiteti- Manisa Celal Bayar Universiteti
Taraftarların Spor Klübüne İlişkin Prestij Algısının Taraftarlık Özdeşleşmesi Üzerindeki Etkilerini İncelemeye Yönelik Bir Çalışma
Doç.Dr. Başak Aydem Çiftçioğlu, Benan Gök
Bursa Uludağ Üniversitesi
5.Salon
Prof. Dr. İbrahim Bakırtaş
A Global Branding Program: "TURQUALITY®" with a New Perspective
Dr. Tuğçe Danacı Ünal, Asst.Prof.Dr. Ayberk Şeker, Assoc.Prof.Dr. Ramazan Nacar
Manisa Celal Bayar University- Bursa Technical University
The Financial Consequences of Earthquakes On the Stock Markets and Economic İndicators
Res.Asst.Dr. Tuna Can Güleç
Manisa Celal Bayar University
Financial Stability or Enviromental Quality: A Dilemma Could Be Exist for Emerging Countries?
Asst.Prof.Dr. Mümin Atalay Çetin, Prof.Dr. İbrahim Bakırtaş
Aksaray University
The Relationship Between Currency Depreciation and Dollarization of Savings in Turkish Economy Res.Asst.Dr. Tuna Can Güleç Manisa Celal Bayar University
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
II. OTURUM - SESSION II 16:30 - 17:45
11 NISAN 2019 PERŞEMBE
1.Salon
Dr. Öğr.
Üyesi Filiz
Eryılmaz
The Impact of Foreign Direct Investment on Economic Growth in Somalia
İsmail Adan Mohamed
Kocaeli University
An Empirical Analysis of the Environmental Kuznets Curve: The Case Study of Cameroon Aboubakary Nulambeh Ndzembanteh, Nueraili Wusiman Bursa Uludag University
Financial Institutions in Kosovo and Their Role in Economic Stability
Dr.Sc. Luan Vardari, Gülay Keskin
Prizren University- Çanakkale University
The Iron Silk Road and Its Role in the Turkey- Afghanistan Economic Relations
Ghulam Faroq Keskin
Balkh University
2.Salon
Prof. Dr. Adnan Gerçek
Vergi Hukukunda Kıyas Yasağı İlkesinin Değerlendirilmesi
Dr.Öğr.Üyesi Özge Önkan
Sinop Üniversitesi
Konkordatonun Vergisel Sonuçlarının İncelenmesi
Dr.Öğr.Üyesi Feride Bakar Türegün
Bursa Uludağ Üniversitesi
Türk Gelir İdaresinde Dijital Dönüşüm ve Yansımaları
Prof.Dr. Adnan Gerçek
Bursa Uludağ Üniversitesi
Gümrük Kabahatlerinin "Ölçülülük İlkesi" Açısından Anayasa Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Değerlendirilmesi Prof.Dr. Mehmet Yüce, Öğr.Gör. Neslihan Kızıler Bursa Uludağ Üniversitesi
3.Salon
Prof. Dr. Ahmet Vecdi
Can
Meslek Liseleri Muhasebe Bölümü Öğrencilerinin Mesleki Yeterliliklerinin İşletmeler Açısından Değerlendirilmesi: Gebze Örneği
Halil İbrahim Göksu
Sakarya Üniversitesi
Devlet Üniversitelerinde Kurumsal Yönetime Giden Yolda Önemli Bir Adım: İç Kontrol
Öğr.Gör. Hatice Türk
Bursa Uludağ Üniversitesi
Adli Muhasebe: Adli Muhasebecilik Mesleği Yetkinlikleri ve Önemi
Ece Özcan, Dr.Öğr.Üyesi Hakan Aracı
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Vergisel Bilgilerin Otomatik Değişimi ve Türkiye’ye Etkileri
Gökhan Güney
Bursa Uludağ Üniversitesi Denetim Komitesinin Örgüt İçindeki Yeri ve İlişki Boyutları Arş.Gör.Dr. Batuhan F. Mollaoğulları, Prof.Dr. Semra Öncü Manisa Celal Bayar Üniversitesi
4.Salon
Katılım Bankaları Müşterilerinin Hizmet Kalite Algıları: Demografik Özellikler Açısından Bir Araştırma
Müslime Sözen, Doç.Dr. Erkan Özdemir
Bursa Uludağ Üniversitesi
Ölçek Ekonomileri ve Optimal İşletme Büyüklüğü Dilek Durak, Doç.Dr. Emine Karo, Havva Şaban Uluslararası Vizyon Üniversitesi- South Russian Üniversity
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
Doç. Dr. Erkan
Özdemir
İslami Finansın Küresel Finans Sisteminin Yerini Alması ve Yeni Finansal Sistem
Prof.Dr. Mensur Nureddin, Araş.Gör. Günter Mercan, Araş.Gör. Nazife Yakubova Domazet
Uluslararası Vizyon Üniversitesi- Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi- Uluslararası Vizyon Üniversitesi
Yabancı Yatırımların Teşvikinde İşçi Maliyetlerin Etkisi -Makedonya Örneği
Doç.Dr. Bülent Derviş
Uluslararası Vizyon Üniversitesi
5.Salon
Prof. Dr. Mustafa Mıynat
Elektronik Ticaretin Etkileri ve Elektronik Ticarette Karşılaşılan Sorunlar Doç.Dr. Davran Yuldaşev Kırgızistan- Türk Manas Üniversitesi
Teknokentlerin Yüksek Teknolojili Ürün İhracatına Etkisi: Türkiye Örneği Doç.Dr. İlkay Dilber, Beyza Nur Mıynat Taşdemir Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Yapay Zeka ve Ticaret Savaşları Saleh Mehdiyev, Dr.Öğr.Üyesi Hayriye Başçı Nur Manisa Celal Bayar Üniversitesi
E-İhracat Uygulamaları, Gelişimi ve Türkiye'nin E-İhracat Potansiyeli Hüseyin Atay, İsmail Gürhan Zübeyir Bursa Uludağ Üniversitesi- Yalova Üniversitesi
Örgütsel Destek ve Psikolojik Sahipliğin, Risk Alma Eğilimi ve Bireysel Performansa Etkisi, Güvenlik
Personeli Üzerine Bir Araştırma
Dr.Öğr.Üyesi Serhat Erat Gebze Teknik Üniversitesi
III. OTURUM - SESSION III
09:30 - 10:45 12 NİSAN 2019 CUMA
1.Salon
Prof. Dr. Mehmet
Yüce
Mali Güce Göre Vergilendirme
Arş.Gör.Dr. Hakan Bay
Dokuz Eylül Üniversitesi
Vergi Direnci- Vergi Uyumu
Prof.Dr. Zeynep Arıkan, Araş.Gör. Ahmet İnneci
Dokuz Eylül Üniversitesi Yargı Kararları Çerçevesinde Ticari Defterlerin Delil Nİteliğinin Değerlendirilmesi Ezel Altunay, Prof.Dr. Mehmet Yüce Bursa Uludağ Üniversitesi
Plastik Poşet Vergisi ve Seçilmiş Ülke Uygulamaları
Prof. Dr. Tülin Canbay, Arş.Gör. Yücel Ergün
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Türkiye'de Yenilebilir Enerjiye Yönelik Vergisel Teşvikler
Doç.Dr. Mine Biniş
Balıkesir Üniversitesi
2.Salon
Doç. Dr.
Başak Aydem
Çiftçioğlu
Büyük ve Orta Boy işletmeler İçin Finansal Raporlama Standardı'nın (BOBİ FRS) TMS/TFRS'ye Getirdiği Yenilikler ve Uygulamasında Karşılaşılan Güçlükler
Dr.Öğr.Üyesi Fatma Akyüz, Öğr.Gör.Dr. Tolga Yeşil, Yeliz Uslu
Uşak Üniversitesi Yeni Nesil Kurumsal Kaynak Planlaması ve İşletme Açısından Önemi Dr.Öğr.Üyesi Hakan Aracı, Vildan Şen Manisa Celal Bayar Üniversitesi
BIST'te İşlem Gören Aracı Kurumların Finansal Performanslarının Değerlendirilmesi: ARAS ve CORPAS Yöntemleri ile Bir Uygulama
Dr.Öğr.Üyesi Özlem Kuvat, Araş. Gör. Melek Aksu, Prof.Dr. Şakir Sakarya
Balıkesir Üniversitesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
Stratejik Yönetim Sürecinde Orta Düzey Yöneticiler
Araş.Gör. Şükran Gökçe
Necmettin Erbakan Üniversitesi
İş Aramada Örgüt ve Çalışan Uyumu: Beş Faktör Kişilik Özelliklerinin İş Değerleri ile İlişkisi
Seda Mumlu Karanfil İstanbul Üniversitesi
3.Salon
Prof. Dr. Filiz
Giray
Risk İştahı ile Likidite Arasındaki İlişki: Türkiye Örneği Arş.Gör. Gönül Çifçi, Dr.Öğr.Üyesi Şükriye Gül Reis
Adıyaman Üniversitesi- Gaziantep Üniversitesi
Enerjiyle Genişletilmiş Üretim Fonksiyonunun ARDL ve Ridge Regresyonla Tahmini: Türkiye'den Bulgular
Mehmet Fırat Olgun, Dr.Öğr.Üyesi Hasan Ağan Karaduman
Yıldız Tenik Üniversitesi
Eğitim, Bilgi Ekonomisi, Ekonomik Gelişme İlişkisi Araş.Gör. Betül İnam Bursa Uludağ Üniversitesi
Tüketicilerin Uzak Doğu Asya Kökenli Ürünlere Karşı Tutumu: Çin ve Güney Kore Karşılaştırması
Araş.Gör. Ayşenur Efe
Bursa Teknik Üniversitesi
Türkiye’de Kurulan İslami ve Geleneksel Yatırım fonlarının Karşılaştırmalı Performans Analizi
Melek Aksu, Doç.Dr.Sinan Aytekin, Prof.Dr. Şakir Sakarya
Balıkesir Üniversitesi
4.Salon
Doç. Dr.
Zerrin Fırat
Kadınlara Yönelik Ayrımcılık, Cam Tavan Sendromu ve Kadın Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin Karşılaştıkları Zorluklar Ebru Güler, Doç.Dr. Zerrin Fırat Bursa Uludağ Üniversitesi
Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi Uygulamalarında Maliyet Faktörü Dr.Öğr.Üyesi Gülay İrak, Arş.Gör. Nihal Altun Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi- Bursa Teknik Üniversitesi
SMMM Adaylarının Zorunlu Olarak Yaptıkları Stajın Mesleki Gelişimlerine Etkileri Adem Şen, Doç.Dr. Zerrin Fırat Bursa Uludağ Üniversitesi
Yükseköğretim Kurumlarında Öğrenim Yönetim Sistemlerinin Bilgi Teknolojileri Kapsamında Eğitsel Faaliyetlerde Kullanımı: Uludağ Üniversitesi Örneği Erdem Özüçelik Bursa Uludağ Üniversitesi
5.Salon
Prof. Dr.
Şakir Sakarya
Vergi Oranlarındaki İndirimin Sektör Endeksleri Üzerindeki Etkisi: BIST'de Bir Araştırma
Dr.Öğr.Üyesi Hasan Hüseyin Yıldırım, Kemal Faruk Yazgan, Prof.Dr. Şakir Sakarya
Balıkesir Üniversitesi
Marka Değeri ve Hisse Getirisi Arasındaki İlişkinin Tespiti: BIST 50 Endeksi İçin Bir Araştırma
Prof.Dr. Mehmet Emin Akkılıç, Dr.Öğr.Üyesi Hasan Hüseyin Yıldırım
Balıkesir Üniversitesi
Türk Bankacılık Sektöründe Etkinlik- Rekabet İlişkisi
Dr. Deniz Erer, Dr. Elif Erer
Ege Üniversitesi
Türkiye'de Tüketici Güven Endeksi ve Seçilmiş Makro Ekonomik Değişkenler Arasındaki İlişki
Doç.Dr. Melih Özçalık, Doç.Dr. Ece Demiray Erol
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Türkiye’de Enflasyon ve Vergi Gelirleri İlişkisi
Doç.Dr. Melih Özçalık, Doç.Dr. Ece Demiray Erol
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
IV. OTURUM - SESSION IV
11:00 - 12:15 12 NİSAN 2019 CUMA
1.Salon
Doç. Dr.
Başak Aydem
Çiftçioğlu
Integration of Activity Based Costing to the Environmental Management Accounting
Asst.Prof.Dr. Funda Özçelik
Bursa Uludag University
The Role of Microfinance on Welfare and Poverty Reduction in Somaliland Prof.Dr. Halit Yanıkkaya, Ahmed Moumin Hussein Gebze Technical University
Differences Of National Treatment Principle Under The GATT And GATS Asst.Prof.Dr. Sinan Misili Bursa Uludag University Investigation of Marketing Strategies using Porter’s Five Forces Frameworks in Still Converting Equipments at Converting Industry Ryan S.Erbaş, Daisy G.Erbaş Westcliff University
2.Salon
Prof. Dr. Filiz Giray
Türkiye'de GSYH’nin Vergi Gelirlerine Etkisi: Doğu Marmara Bölgesine İlişkin Panel Veri Analizi Prof.Dr. Filiz Giray, Öğr.Gör. Özgür Mustafa Ömür Bursa Uludağ Üniversitesi- Giresun Üniversitesi
Bütçenin Yargısal Denetimi Kapsamında Sayıştay’ın Rolü Dr.Öğr.Üyesi Güngör Özcan Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Denge Reel Döviz Kuru Üzerinde Kamu Borcunun Rolü: Doğrusal Olmayan Bir Yaklaşım
Dr. Elif Erer, Dr. Deniz Erer
Ege Üniversitesi
Yoksulluğu Azaltma Çabalarının Etkinliğinin Değerlendirilmesi
Prof.Dr. Mehmet Yüce, Nilay Akbulut
Bursa Uludağ Üniversitesi
Eğitim Harcamaları İçinde Kamu Payı: Türkiye-OECD Ülkeleri Karşılaştırması
Prof.Dr. Filiz Giray
Bursa Uludağ Üniversitesi
3.Salon
Prof. Dr. Mustafa Mıynat
Yabancı Akademisyenlerin Örgütsel Bağlılık Türleri ve Düzeyleri
Dr.Öğr.Üyesi Nilüfer Rüzgar
Bursa Teknik Üniversitesi
Bankacılık Sektörü Risk- Getiri Karakteristikleri Dr.Öğr. Üyesi Hakan Aracı, Gökhan Berk Özbek, Öğr.Gör. Bahadır Bilge Aycan Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Küreselleşme Bağlamında İslami Endeks Değerlerinin İncelenmesi Dr.Öğr. Üyesi Hakan Aracı, Gökhan Berk Özbek, Öğr.Gör. Uğur Bilgen
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Sektörü Çalışanlarının Görev Performansı ve Bağlamsal Performans Davranışlarının Lider-Üye Etkileşimi Teorisi Çerçevesinde İncelenmesi Dr.Öğr.Üyesi Nilüfer Rüzgar, Araş.Gör. Ömer Faruk Çelebi Bursa Teknik Üniversitesi Bireysel Yenilikçilik Eğitiminin Turizm Lisans Eğitimi Alan Öğrenciler Açısından Değerlendirilmesi Dr.Öğr.Üyesi Sağbetullah Meriç, Doç.Dr. Öznur Bozkurt, Hamit Işık Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi-Düzce Üniversitesi-Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Türkiye'de Genç İşsizlik - Büyüme İlişkisi Üzerine Bir Ekonometrik Analiz
Doç.Dr. İlkay Dilber, Ecem Börekci
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Bütçeleme Süreçlerinde Etik İklim ve Rol Belirsizliğinin Bütçesel Katılım ve Dağıtımsal Adalet Üzerindeki Etkisi
Doç.Dr. Rahmi Yücel, Öğr.Gör. Derya Yücel
Abant İzzet Baysal Üniversitesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
4.Salon
Doç. Dr. Rahmi Yücel
Tarım Ekonomisi Dergisi'nin Bibliyometrik Analizi (1992-2018)
Dr. Şener Uysal Manisa Bağcılık Enstitüsü Müdürlüğü
SSCB Sonrası Kırgızistan'ın Kalkınması Açısından Sosyo-Ekonomik ve Dış Politik Etkenlerin Önemi (Atılması Gereken Adımlar)
Cholpon Kambarova, Luiza Hamrabaeva
Bursa Uludağ Üniversitesi
Kırgızistan'dan Gerçekleşen İşgücü Göçünün Nedenleri ve Göçü En Aza İndirmek İçin Çözüm Önerileri
Doç.Dr. Gulnara Pulatova
Uluslararası Kantörö Şaripoviç Toktomamatov Üniversitesi
5.Salon
Prof. Dr.
Ahmet Vecdi Can
İşyükü Sorunuyla Mücadele Bağlamında Cebri İcra Organizasyon Reformu İhtiyacı: Türkiye Örneği
Dr.Öğr.Üyesi Cengiz Topel Çelikoğlu Bursa Uludağ Üniversitesi
E- Ticaret İşlemlerinde Vergilendirme Sorunları
Prof.Dr.Mensur Nureddin, Arş. Gör.Nazife Yakupova Domazet
Uluslararası Vizyon Üniversitesi
Değişen Konjonktürde Türkiye’nin Entegrasyonlar ile Dış Ticaret Analizi Doç.Dr. Erdem Hepaktan, Arş.Gör. Betül Sarı Aksakal Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Markanın Makedonya’da Önemi, Marka Değerlendirme Yöntemleri ve Finansal Açıdan Marka Değerinin Ölçülmesine Yönelik Örnek Metod Yusuf Ayrula Uluslararası Vizyon Üniversitesi
Sürdürülebilir Enerji Politikaları Kapsamında Karbon Emisyonu ve Karbon Vergisi Uygulamaları Dr.Öğr.Üyesi Pelin Mastar Özcan, Cevriye Yüksel Yıldırım Manisa Celal Bayar Üniversitesi
V. OTURUM SESSION V 15:00 - 16:15
12 NİSAN 2019 CUMA
1.Salon
Prof. Dr. Mehmet Eryılmaz
The Political Economy of Taxation and Economic Growth : An Econometric Analysis in Turkey (1923-2018) Dr. Hülya Bulut İstanbul Arel University
The Role of Foreign Direct Investment on Female Labor Force Participation: Evidence From Emerging Markets Asst.Prof.Dr. Mümin Atalay Çetin Aksaray University
Education, Patent and Economic Growth: A Comparative Analysis between Malaysia and Turkey Nueraili Wusiman, Aboubakary Nulambeh Ndzembanteh Bursa Uludag University
Investigation of Organizational Development and Change Management for an US California Bank Daisy G.Erbaş, Ryan S.Erbaş Westcliff University
2.Salon
Prof. Dr. Mehmet
Yüce
Eğitimin Ekonomiye ve Kalkınmaya Etkisi (Makedonya Örneği) Doç.Dr. Osman Emin Uluslararası Vizyon Üniversitesi
Sosyal Sorumlu Yatırımlar Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma: Avrupa Birliği ve Türkiye Örnekleri Dr.Öğr.Üyesi Nuray Demirel Arıcı Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Günümüz Modasına Uyarlanmış Kazak Türklerinin Milli Kıyafetlerin Üretiminin Kültürel Önemi ve Ekonomiye Katkısı Prof.Dr. Mehmet Yüce, Gulkhanys Arystanova Bursa Uludağ Üniversitesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
Endüstri 4.0 Işığında Yalın Üretim ve Yalın Muhasebe Dr.Öğr.Üyesi İlkay Ejder Erturan, Doç.Dr. Emre Ergin Düzce Üniversitesi- Kocaeli Üniversitesi
3.Salon
Doç. Dr.
Osman Emin
Hedonik ve Faydacı Tüketim Davranışları ile Online Alışveriş Sıklığı Arasındaki İlişki Prof.Dr. Mehmet Marangoz, Öğr.Gör. Taha Coşkun Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
Son Dönemde Türkiye'ye Gelen Doğrudan Yatırımlardaki Gelişmeler: Doğrudan Yabancı Yatırım Güven Endeksi ve Küresel Rekabet Endeksi Açısından Bir Değerlendirme Dr.Öğretim Üyesi Pelin Mastar Özcan, Doç.Dr. Gül Kayalıdere Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Pazarlama Psikolojisi (NöroPazarlama) Doç.Dr. Osman Emin, Havva Şaban Uluslararası Vizyon Üniversitesi
Termal Turizm İşletmelerinde Deneyimsel Pazarlamanın Müşteri Memnuniyetine Etkisi: Bursa İlinde Bir Araştırma Prof.Dr. Ahmet Gürbüz, Adil Karasu Karabük Üniversitesi
Ekonomi Haberlerinin Ortaya Çıkış Şekillerinin Bireysel Yatırım Kararları Üzerindeki Etkisi Dr.Öğr.Üyesi Murat Atik, Dr.Öğr.Üyesi Bülent Yılmaz, Dr.Öğr.Üyesi Hakan Yapar Milli Savunma Üniversitesi
4.Salon
Doç. Dr. Başak
Aydem Çiftçioğlu
Türkiye'de Finansal Serbestleşme ve Enflasyon İlişkisi Dr.Öğr.Üyesi Serap Barış, Öğr.Gör.Serap Oruç Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Finans 4.0 ve FinTech Firmalarının Ekonometrik Analizi Dr.Öğr.Üyesi Umut Burak Geyikçi, Dr.Öğr.Üyesi Fatma İzmirli Ata Manisa Celal Bayar Üniversitesi
BIST30 Endeksine Giren ve Çıkan İşletmelerin Hisse Senedi Getirilerindeki Değişimin Olay Çalışması Yöntemi ile Belirlenmesi Dr.Öğr.Üyesi Hasan Hüseyin Yıldırım, Dr.Öğr.Üyesi Haşim Bağcı Balıkesir Üniversitesi- Aksaray Üniversitesi
İnovasyonun Finansal Tablolarda Gösterilmesi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri Dr.Öğr.Üyesi Fatma İzmirli Ata, Dr.Öğr.Üyesi Umut Burak Geyikçi Manisa Celal Bayar Üniversitesi
5.Salon
Doç. Dr. Öznur
Bozkurt
Girişimcilik 4.0 Ama Nasıl? Kavramsal Bir Çerçeve Doç. Dr. Öznur Bozkurt Düzce Üniversitesi
Veri Güvenliğinde Hash Fonsksiyonların Önemi Öğr.Gör. Fehmi Skender, Öğr.Gör. İlker Ali Uluslararası Vizyon Üniversitesi
Yenilikçi Eğitim ile Dijital Yetkinlik ve Girişimcilik Becerilerinin Geliştirilmesi - Kuzey Makedonya Örneği Dr. Aybeyan Selimi, Arafat Üsein Uluslararası Vizyon Üniversitesi
MCBÜ Bünyesindeki Öğrenci ve Personelin Harcamalarının Analizi Doç.Dr. Çiğdem Sofyalıoğlu, Doç.Dr. Burak Kartal, Dr.Öğr.Üyesi Aynur İncekırık Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Mesleki Bağlılık ve Meslek Odasından Memnuniyetin Kayıtdışılık Algısına Etkisi: Muhasebe Meslek Mensupları Üzerinde Bir Araştırma Doç.Dr. Rahmi Yücel Abant İzzet Baysal Üniversitesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
İÇİNDEKİLER
Comparative Analysis of the Relationship between the Expected Credit Loss Model and the Capital Regulation
in Banks ................................................................................................................................................................ 1
Turkey-Iran Economic Relations under Shadow of Syrian War (2011-2018) ..................................................... 2
Impact of the British Colonial Rule in Bengal (1764 – 1835) .............................................................................. 3
Reflections Towards UNSC Resolution 2341/2017: Framing İnternational Legal Protection for Critical
İnfrastructure ........................................................................................................................................................ 4
Pay Senedi Getirilerinin Belirleyicilerinin Analizi: Borsa İstanbul’da Bir Araştırma ......................................... 5
Geleneksel Bütçeleme ve Bütçe Ötesi Model ...................................................................................................... 6
Üniversitelerin Bölge Ekonomilerine Etkileri: Manisa Celal Bayar Üniversitesi Örneği .................................... 7
Türkiye Altın Piyasasında Mevsimsellik ve Alternatif Yatırım Araçlarının Etkisi .............................................. 8
Arap Baharının Türkiye’nin Uluslararası Ticaretine Etkisi: Panel Çekim Modeli ............................................... 9
Klasik Dönem Osmanlı İktisadi Düşüncesinin Weberyen Açıdan Ele Alınması ............................................... 11
Martin Buber - Edgar Morin Hattı ya da Siyaset Felsefesi Perspektifinden İnsan Doğası Kavramı Bağlamında
Paradigmatik Bir Dönüşüm ................................................................................................................................ 12
Türkiye ile Balkan Ülkeleri Arasında Uluslararası Ticarette Bölgesel İşbirliğinin Önemi ................................ 13
Avrupa’nin Doğalgaz Talebini Karaşilamada Rekabet Ortaminin Geliştirilmesinde Azerbaycan’in Rolü ...... 14
Yöneticilerin Makyavelist Yönetsel Uygulamalara Başvurma Eğilimlerinin Bireysel Öncüllerinin İncelenmesi
............................................................................................................................................................................ 15
Psikolojik Sermayenin Çalışan Tutumlarına Etkisi ............................................................................................ 16
Örgütsel Esnekliğin Örgütsel Çeviklik Üzerine Etkisi: Sakarya Organize Sanayi Bölgesi’nde Faaliyet Gösteren
Orta ve Büyük Ölçekli İşletmeler Üzerinde Bir Uygulama ................................................................................ 17
Sığorta Biznesin Təşkilinin Təkmilləşdirilməsi ................................................................................................. 18
Taraftarların Spor Kulübüne İlişkin Prestij Algısının Taraftarlık Özdeşleşmesi Üzerindeki Etkilerini
İncelemeye Yönelik Bir Çalışma ....................................................................................................................... 19
A Global Branding Program: “TURQUALITY®” with a New Perspective ...................................................... 20
The Financial Consequences of Earthquakes On the Stock Markets and Economic Indicators ......................... 21
Financial Stability or Environmental Quality: A Dilemma Could Be Exist for Emerging Countries? .............. 22
The Relationship Between Currency Depreciation and Dollarization of Savings in Turkish Economy ............ 23
The Impact of Foreign Direct Investment on Economic Growth in Somalia ..................................................... 24
An Empirical Analysis of the Environmental Kuznets Curve: The Case Study of Cameroon ........................... 25
Financial Institutions in Kosovo and Their Role in Economic Stability ............................................................ 26
The Iron Silk Road and Its Role in the Turkey-Afghanistan Economic Relations ............................................. 27
Vergi Hukukunda Kıyas Yasağı İlkesinin Değerlendirilmesi ............................................................................ 28
Konkordatonun Vergisel Sonuçlarının İncelenmesi ........................................................................................... 29
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
Türk Gelir İdaresinde Dijital Dönüşüm ve Yansımaları .................................................................................... 30
Gümrük Kabahatlerinin “Ölçülülük İlkesi” Açısından Anayasa Mahkemesi Kararları Çerçevesinde
Değerlendirilmesi ............................................................................................................................................... 31
Meslek Liseleri Muhasebe Bölümü Öğrencilerinin Mesleki Yeterliliklerinin İşletmeler Açısından
Değerlendirilmesi: Gebze Örneği ....................................................................................................................... 32
Devlet Üniversitelerinde Kurumsal Yönetime Giden Yolda Önemli Bir Adım: İç Kontrol .............................. 33
Adli Muhasebe: Adli Muhasebecilik Mesleği Yetkinlikleri ve Önemi .............................................................. 34
Vergisel Bilgilerin Otomatik Değişimi ve Türkiye’ye Etkileri .......................................................................... 35
Denetim Komitesinin Örgüt İçindeki Yeri ve İlişki Boyutları ........................................................................... 36
Katılım Bankaları Müşterilerinin Hizmet Kalite Algıları: Demografik Özellikler Açısından Bir Araştırma..... 37
Ölçek Ekonomileri ve Optimal İşletme Büyüklüğü ........................................................................................... 38
İslami Finansın Küresel Finans Sisteminin Yerini Alması ve Yeni Finansal Sistem ......................................... 39
Elektronik Ticaretin Etkileri ve Elektronik Ticarette Karşılaşılan Sorunlar ...................................................... 41
Teknokentlerin Yüksek Teknolojili Ürün İhracatına Etkisi: Türkiye Örneği ..................................................... 42
Yapay Zeka ve Ticaret Savaşları ........................................................................................................................ 43
E- İhracat Uygulamaları, Gelişimi ve Türkiye’nin E-İhracat Potansiyeli .......................................................... 44
Örgütsel Destek Ve Psikolojik Sahipliğin, Risk Alma Eğilimi Ve Bireysel Performansa Etkisi, Güvenlik
Personeli Üzerine Bir Araştırma ........................................................................................................................ 46
Mali Güce Göre Vergilendirme .......................................................................................................................... 47
Vergi Direnci – Vergi Uyumu ............................................................................................................................ 48
Yargı Kararları Çerçevesinde Ticari Defterlerin Delil Niteliğinin Değerlendirilmesi ....................................... 49
Plastik Poşet Vergisi ve Seçilmiş Ülke Uygulamaları ........................................................................................ 50
Türkiye’de Yenilebilir Enerjiye Yönelik Vergisel Teşvikler ............................................................................. 51
Büyük ve Orta Boy İşletmeler için Finansal Raporlama Standardı’ nın (BOBİ FRS) TMS/TFRS’ ye Getirdiği
Yenilikler ve Uygulanmasında Karşılaşılan Güçlükler ...................................................................................... 52
Yeni Nesil Kurumsal Kaynak Planlaması ve İşletme Açısından Önemi ............................................................ 53
BIST’te İşlem Gören Aracı Kurumların Finansal Performanslarının Değerlendirilmesi: ARAS ve COPRAS
Yöntemleri ile Bir Uygulama ............................................................................................................................. 54
Stratejik Yönetim Sürecinde Orta düzey Yöneticiler ......................................................................................... 55
İş Aramada Örgüt ve Çalışan Uyumu: Beş Faktör Kişilik Özelliklerinin İş Değerleri ile İlişkisi ...................... 56
Risk İştahı ile Likidite Arasındaki İlişki: Türkiye Örneği .................................................................................. 57
Enerjiyle Genişletilmiş Üretim Fonksiyonunun ARDL ve Ridge Regresyonla Tahmini: Türkiye’den Bulgular
............................................................................................................................................................................ 58
Eğitim, Bilgi Ekonomisi, Ekonomik Gelişme İlişkisi ........................................................................................ 59
Tüketicilerin Uzak Doğu Asya Kökenli Ürünlere Karşı Tutumu: Çin ve Güney Kore Karşılaştırması ............ 60
Türkiye’de Kurulan İslami ve Geleneksel Yatırım Fonlarının Karşılaştırmalı Performans Analizi .................. 61
Kadınlara Yönelik Ayrımcılık, Cam Tavan Sendromu ve Kadın Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin
Karşılaştıkları Zorluklar ..................................................................................................................................... 62
Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi Uygulamalarında Maliyet Faktörü ................................................................... 63
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
SMMM Adaylarının Zorunlu Olarak Yaptıkları Stajın Mesleki Gelişimlerine Etkileri ..................................... 64
Yükseköğretim Kurumlarında Öğrenim Yönetim Sistemlerinin Bilgi Teknolojileri Kapsamında Eğitsel
Faaliyetlerde Kullanımı: Uludağ Üniversitesi Örneği ........................................................................................ 65
Vergi Oranlarındaki İndirimin Sektör Endeksleri Üzerindeki Etkisi: BIST’de Bir Araştırma ........................... 66
Marka Değeri ve Hisse Getirisi Arasındaki İlişkinin Tespiti: BIST 50 Endeksi İçin Bir Araştırma .................. 67
Türk Bankacılık Sektöründe Etkinlik-Rekabet İlişkisi ....................................................................................... 68
Türkiye’de Tüketici Güven Endeksi ve Seçilmiş Makro Ekonomik Değişkenler Arasındaki İlişki .................. 69
Türkiye Ekonomisinde Enflasyon ve Vergi Gelirleri İlişkisi ............................................................................. 70
Integration of Activity Based Costing to the Environmental Management Accounting .................................... 71
The Role of Microfinance on Welfare and Poverty Reduction in Somaliland ................................................... 72
Differences Of National Treatment Principle Under The GATT And GATS .................................................... 73
Investigation of Marketing Strategies using Porter’s Five Forces Frameworks in Sthill Converting Equipments
at Converting Industry ........................................................................................................................................ 74
Türkiye’de GSYH’nin Vergi Gelirlerine Etkisi: Doğu Marmara Bölgesine İlişkin Panel Veri Analizi ............ 75
Bütçenin Yargısal Denetimi Kapsamında Sayıştay’ın Rolü ............................................................................... 76
Denge Reel Döviz Kuru Üzerinde Kamu Borcunun Rolü: Doğrusal Olmayan Bir Yaklaşım ........................... 77
Yoksulluğu Azaltma Çabalarının Etkinliğinin Değerlendirilmesi...................................................................... 78
Eğitim Harcamaları İçinde Kamu Payı: Türkiye OECD Ülkeleri Karşılaştırması ............................................. 79
Yabancı Akademisyenlerin Örgütsel Bağlılık Türleri ve Düzeyleri .................................................................. 80
Bankacılık Sektörü Risk-Getiri Karakteristikleri ............................................................................................... 81
Küreselleşme Bağlamında İslami Endeks Değerlerinin İncelenmesi ................................................................. 82
Sağlık Sektörü Çalışanlarının Görev Performansı ve Bağlamsal Performans Davranışlarının Lider-Üye
Etkileşimi Teorisi Çerçevesinde İncelenmesi .................................................................................................... 83
Bireysel Yenilikçilik Eğiliminin Turizm Lisans Eğitimi Alan Öğrenciler Açısından Değerlendirilmesi .......... 84
Türkiye’de Genç İşsizlik- Büyüme İlişkisi Üzerine Bir Ekonometrik Analiz .................................................... 85
Bütçeleme Süreçlerinde Etik İklim ve Rol Belirsizliğinin Bütçesel Katılım ve Dağıtımsal Adalet Üzerindeki
Etkisi .................................................................................................................................................................. 86
Tarım Ekonomisi Dergisi’nin Bibliyometrik Analizi (1992-2018) .................................................................... 87
SSCB Sonrası Kırgızistan’ın Kalkınması Açısından Sosyo-Ekonomik ve Dış Politik etkenlerin Önemi
(Atılması Gereken Adımlar) ............................................................................................................................... 88
Kırgızistan’dan Gerçekleşen İşgücü Göçünün Nedenleri ve Göçü En Aza İndirmek için Çözüm Önerileri ..... 89
İşyükü Sorunuyla Mücadele Bağlamında Cebri İcra Organizasyon Reformu İhtiyacı: Türkiye Örneği ............ 90
E-Ticaret İşlemlerinde Vergilendirme Sorunları ................................................................................................ 91
Değişen Konjonktürde Türkiye’nin Entegrasyonlar ile Dış Ticaret Analizi ...................................................... 92
Markanın Makedonya’da Önemi, Marka Değerlendirme Yöntemleri ve Finansal Açıdan Marka Değerinin
Ölçülmesine Yönelik Örnek Metod ................................................................................................................... 93
Sürdürülebilir Enerji Politikaları Kapsamında Karbon Emisyonu Ve Karbon Vergisi Uygulamaları ............... 94
The Political Economy of Taxation and Economic Growth: An Econometric Analysis in Turkey (1923-2018)
............................................................................................................................................................................ 95
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
The Role of Foreign Direct Investment on Female Labor Force Participation: Evidence from Emerging
Markets ............................................................................................................................................................... 96
Education, Patent and Economic Growth: A Comparative Analysis between Malaysia and Turkey ................ 97
Investigation of Organizational Development and Change Management for an US California Bank ............... 98
Eğitimin Ekonomiye ve Kalkınmaya Etkisi (Makedonya Örneği) ..................................................................... 99
Sosyal Sorumlu Yatırımlar Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma: Avrupa Birliği ve Türkiye Örnekleri ......... 100
Günümüz Modasına Uyarlanmış Kazak Türklerinin Milli Kıyafetlerin Üretiminin Kültürel Önemi ve
Ekonomiye Katkısı ........................................................................................................................................... 101
Endüstri 4.0 Işığında Yalın Üretim ve Yalın Muhasebe .................................................................................. 102
Hedonik ve Faydacı Tüketim Davranışları ile Online Alışveriş Sıklığı Arasındaki İlişki ............................... 103
Son Dönemde Türkiye’ye Gelen Doğrudan Yatırımlardaki Gelişmeler: Doğrudan Yabancı Yatırım Güven
Endeksi ve Küresel Rekabet Endeksi Açısından Bir Değerlendirme ............................................................... 104
Pazarlama Psikolojisi (NöröPazarlama) ........................................................................................................... 105
Ekonomi Haberlerinin Ortaya Çıkış Şekillerinin Bireysel Yatırım Kararları Üzerindeki Etkisi ...................... 106
Türkiye’de Finansal Serbestleme ve Enflasyon İlişkisi ................................................................................... 107
Finans 4.0 ve FinTech Firmalarının Ekonometrik Analizi ............................................................................... 108
BIST30 Endeksine Giren ve Çıkan İşletmelerin Hisse Senedi Getirilerindeki Değişimin Olay Çalışması
Yöntemi İle Belirlenmesi ................................................................................................................................. 109
İnovasyonun Finansal Tablolarda Gösterilmesi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri ............................................... 110
Veri Güvenliğinde Hash Fonksiyonların Önemi .............................................................................................. 111
Yenilikçi Eğitim ile Dijital Yetkinlik ve Girişimcilik Becerilerinin Geliştirilmesi – Kuzey Makedonya Örneği
.......................................................................................................................................................................... 112
MCBÜ Bünyesindeki Öğrenci ve Personelin Harcamalarının Analizi ............................................................ 113
Mesleki Bağlılık ve Meslek Odasından Memnuniyetin Kayıtdışılık Algısına Etkisi: Muhasebe Meslek
Mensupları Üzerinde Bir Araştırma ................................................................................................................. 114
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
1
Comparative Analysis of the Relationship between the Expected Credit Loss
Model and the Capital Regulation in Banks
Daniela Feschiyan* Radka Andasarova**
Abstract
The present article shows the synergistic effect of applying the bank capital regulation in determining
the expected credit losses under IFRS 9 Financial instruments. The recognition of expected credit losses
is a specific accounting item in bank system. The main theoretical-applied problems and difficulties in
the recognition of expected credit losses in banks under the standardized approach to credit risk
assessment (Standardized Approach-SA) are discussed. Special attention has been paid to the
measurement of the basic economic indicators for calculating the expected losses: PD (probability of
default) and LGD (loss given default). The financial reporting of information about the impairment of
financial assets is useful to provide transparent information for accountability and supervision in the
banking.
Keywords: Banks, Expected Credit Losses, Bank Capital, IFRS 9, Basel 3.
* Prof. Dr., University of National and World Economy, Bulgaria. ** Chief. Assist. Dr., University of National and World Economy, Bulgaria.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
2
Turkey-Iran Economic Relations under Shadow of Syrian War (2011-2018)
Babak Sadri* Sayyad Sadri Alibabalu**
Abstract
The continuing war on Syria inflicted damaging effects on the economies of the region. Although Iran
and Turkey did not enter a direct battle with each other, they entered to a bloody proxy war unwittingly.
The geopolitical rivalry between the two countries also affected their economic relations. A look at the
volume of economic relations shows that, at the peak of the proxy war, the economic interaction between
the two countries has fallen sharply. After huge efforts, the volume of economic relations between the
two countries reached $ 22 billion in 2012, but it fell to $ 9 billion in 2016. Although other issues in
Iran’s foreign policy, including the nuclear issue and its dynamics, affected this decline, the reality is
that the economic relations between the two countries depend on political relations. By combining
quantitative and qualitative methods, the authors try to explore the political roots of economic relations
between the two countries. The findings show that Turkey’s losses are higher than Iran’s damages
because Turkish export-oriented economy needs dynamic relations with its neighbours. But Iran’s oil-
based economy is local and not integrated into the global economic system; hence it suffered less
damage.
Key words: Syrian War, Economy, Policy, Turkey, Iran
JEL Code: F5
* MA Student in International Relations, Ferdowsi University of Mashhad, Iran, Email: [email protected]. ** Responsible author, Ph. D. candidate in Middle East Studies at Sakarya University, Turkey. Email: [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
3
Impact of the British Colonial Rule in Bengal (1764 – 1835)
Abdulla Al Mahmud*
Abstract
Bengal Presidency is one of the important regions of the Mughal Empire (Babur Shah Empire). This
region on the Indian Ocean was originally known as the best rich region of South Asia for various
aspects, including wealth, crop production, business, and trade. Many nations and groups have come
here for trading in different ages. Around the 16th century, the English also came here to trade for the
first time. Later, the English got a chance to occupy the political power of Bengal through a battle in
1757. In 1757 AD, A fatal battle was fought between Nawab Sirajuddoula, the Muslim ruler of Bengal
and the British East India Company forces. The Muslim force was defeated in this battle and the British
conquered Bengal as the first region of Hindustan. Afterward, the British conquer the whole Hindustan
gradually. From 1764 AD, the British began to change all systems established by the Muslims in Bengal.
They introduced new policies in all walks of life including administration, social education, etc. For
example, they expelled the Muslims completely from the administration and adopted the Hindus as their
collaborator. They also forfeited the land properties from the Muslims. In 1930 AD, the British
introduced the English language as the medium of education. And, they also occupied the economic
sources of the Islamic education. Consequently, the religious education of the Muslims came to an end.
The British also introduced European laws replacing Islamic law, and this fact severely impacted on the
daily lives of the Muslims. Thus, the British Imperial Force deprived the Muslims of all rights including
political, religious, social, and educational. The Muslims were mostly affected by these British policies.
Keyword: Bengal, Muslim, British colonial rule.
* Lecturer, Department of History, Quality Education College, Khilgaon, Dhaka, Bangladesh.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
4
Reflections Towards UNSC Resolution 2341/2017: Framing İnternational Legal
Protection for Critical İnfrastructure
Vesna Poposka*
Abstract
Importance of CI protection escalated through the 2001, 2004 and 2005 terror attacks in New York,
Washington, Madrid, London, Istanbul, as well as in response to a number of disasters such as
Hurricane Katrina in 2005 or the UK flooding in 2007. Against this changing landscape, societies have
become highly vulnerable towards a broad and diffuse spectrum of possible threats. Terrorism and
counterterrorist strategies still miss unique definition, approach and legal framework, which gives
different contextualization of the problem. First global approach through UN was the adoption of the
UNSCR 2341 that addresses protection of critical infrastructure against terrorist threats. In a resolution
2341 adopted unanimously in February 2017, the 15-member Council reiterated “the need to strengthen
efforts to improve security and protection of particularly vulnerable targets, such as infrastructure and
public places.” The resolution aims towards global framework policy but the modus operandi will be
the crucial factor of effectiveness for both the essential protection, and development of international
legal norms in the field.
Key words: international law, security, UNSCR, critical infrastructure
* PhD candindate, International Vision University, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
5
Pay Senedi Getirilerinin Belirleyicilerinin Analizi: Borsa İstanbul’da Bir
Araştırma
Anıl Gacar* Burcu Kocarık Gacar** Kadir Karagöz***
Özet
Halka açık şirketlerin finansal performansının, kurumsallaşma ile doğrudan bağlantılı olduğu
söylenebilir. Kurumsal yönetim endeksi, Borsa İstanbul’da kurumsal yönetim uygulayan şirketlerin yer
aldığı endeks olarak tanımlanabilmektedir. Başka bir deyişle, derecelendirme şirketleri tarafından
kurumsal yönetim notları 10 üzerinden en az 6,5 olan şirketlerin bulunduğu endeks olarak kabul
edilmektedir. Bu çalışmada, Borsa İstanbul’da Kurumsal Yönetim Endeksi’nde ve imalat sektöründe
yer alan şirketlerin pay (hisse) senedi getirilerinin belirleyicileri araştırılmıştır. Finansal oran
hesaplamaları finans dışı (reel) sektörden farklı olan holding, bankacılık, yatırım ortaklıkları,
gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve finans sektörü dışında kalan 27 şirketin ve imalat sektöründen rastsal
olarak seçilen 40 şirketin 2017 yılına ait oranları analizde yer almaktadır. Çalışmanın sonucunda,
regresyon analizi ile pay senedi getirilerinin belirleyicileri olan bağımsız değişkenler (finansal oranlar)
belirlenerek, kurumsal yönetim endeksindeki şirketler ve imalat sektöründeki işletmeler arasında
farklılık olup olmadığı belirlenmiştir.
Anahtar Sözcükler: Finansal Oran, Pay Senedi Getirileri, Lojistik Regresyon
* Dr. Öğr. Üyesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü, [email protected]. ** Arş. Gör, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Ekonometri Bölümü,
[email protected]. *** Doç. Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Ekonometri Bölümü, kadir.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
6
Geleneksel Bütçeleme ve Bütçe Ötesi Model
Tekmez Kulu* Mustafa Kırlı**
Özet
Günümüzde işletmeler, küreselleşme olgusunun artık tüm kurum ve kurallarıyla dünya üzerinde
bütünüyle yerleşmesi, giderek artan teknolojik gelişmeler ve müşteri odaklı bakış açısının tamamen
benimsenmesiyle yoğun hatta acımasız bir rekabet ortamında faaliyet göstermektedirler. İşletmelerin
bu rekabet ortamında, tüm faaliyetlerini planlamaları; faaliyetlerini gerçekleştirirken etkin bir yönetim
ve denetim mekanizması kurmaları hayati derecede önem taşımaktadır. Bir planlama ve kontrol aracı
olarak bütçeler, işletmelerin sahip oldukları ekonomik kaynaklarla hedefledikleri çıktıları elde etme
sürecinde kullanılmaktadır. Bu bağlamda geleneksel bütçeleme, işletmelerin amaç ve hedeflerine
ulaşmada yöneticilere sayısal içerikli bir yol haritası çizmektedir. Ancak yukarıda söz edilen gelişmeler
karşısında geleneksel bütçeleme yetersiz kalmakta; zaman ve maliyet açısından işletmeleri olumsuz
etkilemekte, değişen koşullar karşısında esneklik yeteneği taşımamakta ve işletmelerin stratejik amaç
ve hedeflerine uyum gösterememektedir. 1990’lı yılların sonlarından itibaren muhasebe literatüründe
tartışılmaya başlanan bütçe ötesi model, geleneksel bütçelemenin söz edilen yetersizliklerine radikal bir
tepki olarak bütçe kullanılmaksızın; yönetime esneklik kazandıracak ilkeler, yerinden yönetim, yetki
devri vb. ilkeler temelinde biçimlendirilmiş bir modeldir. Bütçe ötesi model, geleneksel bütçelemeyle
karşılaştırıldığında; dinamik bir planlama ve koordinasyon anlayışı taşımakta, esnek uygulamalar
içermekte, göreli ölçütler kullanmakta, talebe göre kaynak tahsisi yapmakta ve meydana getirilecek
değere odaklanmaktadır.
Anahtar Sözcükler: Bütçe, Geleneksel Bütçeleme, Bütçe Ötesi Model.
Jel Kodu: M10, M20, M41.
* Dr.Öğr.Üyesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Ahmetli Meslek Yüksekokulu, Yönetim ve Organizasyon Bölümü, Altı
Eylül Mah. Atatürk Bulvarı No:4 45450Ahmetli / MANİSA, [email protected], +90 0236 768 33 44. ** Doç. Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Ahmetli Meslek Yüksekokulu, Muhasebe ve Vergi Bölümü, Altı Eylül Mah.
Atatürk Bulvarı No:4 45450Ahmetli / MANİSA, [email protected], +90 0236 768 33 44.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
7
Üniversitelerin Bölge Ekonomilerine Etkileri: Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Örneği
Rabia Aktaş* Sibel Karğın** Nuray Demirel Arıcı***
Özet
Üniversitelerin iki temel görevi; eğitim ve araştırmadır. Bununla birlikte üniversitelerin bulundukları
bölgelerin ekonomik, demografik, politik, kültürel, sosyal yaşam, altyapı ve bölgesel imajları üzerinde
önemli etkileri söz konusudur. Son yıllarda üniversitelerin bölgesel ekonomik kalkınmada bir araç
olduğu düşüncesi yaygınlaşmıştır. Bir üniversitenin bulunduğu il ya da bölgeye ekonomik etkilerinin
saptanması, üniversitenin profiline ve saygınlığına önemli bir katkı sağlamaktadır. Diğer yandan
üniversitelere ilişkin ekonomik etki çalışmaları, bölgesel politikaların belirlenmesinde oldukça faydalı
bir araçtır. Bu çalışmanın amacı, Manisa Celal Bayar Üniversitesinin Manisa il ekonomisine katkısını
ortaya koymaktır. Çalışmada ekonomik etki çalışmaları literatüründe yaygın olarak başvurulan girdi-
çıktı analizinden faydalanılmıştır. Bu sayede üniversitenin ekonomik etkilerinin yalnızca girdiler
(geriye doğru bağlantılar) veya yalnızca çıktılar (ileriye doğru bağlantılar) kanalıyla tek yönlü ele
alınması yerine girdi ve çıktı etkilerini bir araya getiren bir yol izlenmiştir. Çalışmada harcama tabanlı
ekonomik modelin çözümünde hem birincil hem de ikincil kaynaklardan elde edilen veriler
kullanılmıştır. Böylece doğrudan, dolaylı ve uyarılmış etkiler dikkate alınarak MCBÜ'nün Manisa il
ekonomisine toplam etkisi hesaplanmıştır. Çalışma sonucunda üniversitenin toplam ekonomik
katkısının arttırılabilmesi için bir yol haritası oluşturulmuştur.
Anahtar Sözcükler: Ekonomik etki, yükseköğretim, bölgesel ekonomik kalkınma, girdi-çıktı analizi,
Manisa
Jel Kodu: I23, R11, R15
* Doç.Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman
Anabilim Dalı, e-posta: [email protected].** Doç.Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Muhasebe-Finansman
Anabilim Dalı, e-posta: [email protected].*** Dr.Öğr.Üyesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi İşletme (İngilizce) Bölümü, Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı, e-posta:
*
*Manisa Celal Bayar Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri birimi tarafından 2018-082 proje numaralı "25. Yılında Manisa Celal Bayar Üniversitesinin Manisa İlinin Ekonomisine Etkilerinin Araştırılması" konusu ile ilgili olup ilgili birimce desteklenmiştir.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
8
Türkiye Altın Piyasasında Mevsimsellik ve Alternatif Yatırım Araçlarının
Etkisi
Kadir Karagöz* Anıl Gacar**
Özet
Türkiye’de altın hem ziynet eşyası hem de bir yatırım aracı olarak öteden beri önemli bir yere sahiptir.
Zamanla ortaya çıkan döviz, bono, tahvil ve hisse senedi gibi gelişmiş alternatiflere rağmen geleneksel
bir yatırım aracı olarak hâlâ oldukça rağbet görmektedir. Türkiye’deki altın talebinin yaklaşık yarısı
kuyumculuk sektöründen kaynaklanmaktadır. Dünya’daki kuyumculuk sektörü altın talebinde ise
Türkiye dünyada beşinci sıradadır. Bu bakımdan, önemli bir altın piyasasına sahip olan Türkiye’de altın
fiyatı ve getirilerinin karakteristiklerinin ortaya koyulması hem tüketici hem de piyasa oyuncuları
açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’deki altın fiyat getirilerinin mevsimsellik içerip
içermediği ve alternatif yatırım araçlarının getirilerinden ne yönde etkilendiği araştırılmaktadır. 2009-
2018 dönemine ait günlük verilerin kullanıldığı analizden elde edilen bulgular altın getirilerinde ocak
ve ağustos aylarında pozitif yönlü bir mevsimsellik bulunduğunu, diğer aylar itibariyle ise düzenli bir
davranışın bulunmadığını ortaya koymaktadır. Haftanın günü etkisinin araştırıldığı analizde ise
Pazartesi ve Cuma günlerinin pozitif getiriyle sonuçlandığı bulunmuştur. Diğer taraftan, alternatif
yatırım araçları olarak hisse senedi ve döviz piyasası (ABD Doları açısından) getirilerinin etkisi de
araştırılmıştır. Ampirik bulgulara göre altının getirisi hisse senedi ve döviz piyasası getirilerinden
anlamlı biçimde etkilenmektedir. Bunlardan ilkinin etkisi negatifken ikincisinin etkisi pozitif ve daha
büyüktür. Buna göre, hisse senedi piyasası altına bir alternatif oluşturmaktadır. Dövizin alternatif
olmaması ise altın fiyatlarının ABD Doları paritesine paralel hareket etmesi ve ABD’nin önemli bir
altın ihracatçısı olmasına bağlanabilir.
Anahtar Kelimeler: Altın Fiyatı, Getiri, Mevsimsellik.
Jel kod: C32, G10, G41.
* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İİBF, Ekonometri Bölümü, [email protected]. ** Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İİBF, İşletme Bölümü, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
9
Arap Baharının Türkiye’nin Uluslararası Ticaretine Etkisi: Panel Çekim Modeli
Ayberk Şeker*
Özet
Tunus’ta ortaya çıkan ve Kuzey Afrika ile Ortadoğu ülkelerinde devam eden Arap Baharı; Tunus, Libya
ve Mısır’da yönetimin devrilmesine; Suriye ve Libya’da halk arasında iç savaşa; Cezayir, Fas, Ürdün
ve Suudi Arabistan’da küçük ayaklanmalar sonrasında meydana gelen değişimlere neden olmuştur.
Arap ülkelerinde oluşan işsizlik, yozlaşma, ekonomik bunalımlar ve özgürlükleri kısıtlayan yaklaşımlar,
söz konusu ülkelerde sivil halkın tepki göstermesine ve giderek artan gerilimler sonrasında büyük çaplı
halk hareketlerine dönüşmesine sebep olmuştur. Küreselleşme süreci dolayısıyla, uluslararası sisteme
entegre olan, Arap ülkeleriyle ticaret gerçekleştiren ve bu ülkelere yatırımlar yapan ülkeler bu süreçten
etkilenmiştir. Bu çalışma ile Arap dünyasında yaşanan çalkantılı sürecin Türkiye’nin Arap Baharı
yaşanan ülkeler ile gerçekleştirdiği ticarete olan etkisini ortaya koymaktır. Ticari bağlar ve ticaret
potansiyeli kapsamında ihracatın, Arap Baharından etkilenme düzeyi hem bölge için hem de özellikle
Türkiye için büyük önem arz etmektedir. Bu doğrultuda, Türkiye’nin ihracat yaptığı Arap Baharı
ülkeleri arasında yer alan Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün, Moritanya, Suudi
Arabistan, Umman, Lübnan, Fas, Kuveyt ve Sudan çalışma kapsamında analizlere dâhil edilmiştir.
Türkiye’nin Arap Baharı ülkelerine gerçekleştirdiği ihracatın yaşanan gerilimler ile ilişkisini ortaya
koymak amacıyla oluşturulan panel çekim modellerine, Türkiye’nin Arap ülkelerine gerçekleştirdiği
ihracat miktarı, Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYİH), Arap ülkelerinin GSYİH’ları, Türkiye
ile Arap ülkeleri arasındaki uzaklık (mesafe), Arap Baharı (gölge değişken), Arap ülkelerinin gümrük
tarifeleri ile Türkiye ve Arap ülkelerinin ticari açıklık oranları değişken olarak eklenmiştir.
Değişkenlerin frekansı yıllık olup, 1996-2016 yılları arasındaki süreci kapsamaktadır. Araştırma
kapsamında panel çekim modelinin seçilme nedeni, ülkeler arasındaki mal ve hizmet ticaretini açıklayan
en uygun model olmasıdır. Bu doğrultuda, panel çekim modelinin temel değişkenlerinin yanı sıra
Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticareti etkileyeceği öngörülen Arap Baharı değişkeni, gümrük
tarifesi değişkeni ve Türkiye ile Arap ülkelerinin ticari açıklık oranları modellere eklenmiştir.
Gerçekleştirilen testler sonucunda oluşturulan modeller aşağıdaki gibidir;
ln(İhracat) = ln(GSYİHtr) + ln(GSYİHarab) + ln(Mesafe)
(Model 1)
ln(İhracat) = ln(GSYİHtr) + ln(GSYİHarab) + ln(Mesafe) + Arapbaharı
(Model 2)
ln(İhracat) = ln(GSYİHtr) + ln(GSYİHarab) + ln(Mesafe) + Arapbaharı + ln(Tarife) +
Ticariaçıklıktr
+ Ticariaçıklıkarap
(Model 3)
Analizler sonucunda; Türkiye’nin Arap Baharı ülkelerine gerçekleştirdiği ihracat üzerinde, Türkiye ve
Arap ülkelerinin GSYİH’larının, Arap Baharı sürecinin ve Arap ülkelerinin ticari açıklık oranının
pozitif ve anlamlı olduğu görülmüştür. Modelde yer alan ve Arap ülkelerinin Türkiye ile arasındaki
coğrafik uzaklığı temsil eden mesafe değişkeninin Türkiye’nin Arap Baharı ülkelerine gerçekleştirdiği
ihracat düzeyi üzerinde negatif ve istatistiki olarak anlamlı bir etkisinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Bununla birlikte, Arap ülkelerinin ithalatlarında uygulamış oldukları gümrük tarife oranlarının model
kapsamında beklendiği üzere negatif işaretli olduğu, ancak istatistiki olarak anlamlı olmadığı ortaya
koyulmuştur. Analiz sonuçlarına doğrultusunda, Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasındaki %1’lik
artışın Türkiye’nin Arap Baharı ülkelerine gerçekleştirdiği ihracatı %0.79 arttırdığı tespit edilmiştir.
Bununla birlikte, Arap ülkelerinin gayrisafi yurtiçi hasılalarındaki %1’lik artış Türkiye’nin Arap Baharı
yaşayan ülkelere yaptığı ihracatı %0.44 düzeyinde arttırmaktadır. Türkiye ile Arap Baharı yaşayan
ülkeler arasındaki coğrafik mesafe arttıkça Türkiye ile ilgili Arap ülkeleri arasındaki ticaretin -1.08
birim azalacağı ortaya koyulmuştur. İlgili ülkelerde Arap Baharı’nın yaşanması ve ülke içindeki üretim
* Dr. Öğr. Üyesi, Bursa Teknik Üniversitesi, İTBF Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü, E-mail: [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
10
düzeyinin iç savaş ve çatışmalar dolayısıyla oldukça olumsuz bir şekilde etkilenmesi sonucu gerekli
ihtiyaçların yurtdışından sağlanması dolayısıyla, Arap Baharı sürecinin Türkiye’nin ilgili Arap
ülkelerine gerçekleştirdiği ihracatı 0.29 birim arttırdığı görülmüştür. Ayrıca, ilgili Arap ülkelerinin ticari
açıklık düzeylerinin %1’lik artışı karşılığında, Türkiye’nin Arap ülkelerine ihracat düzeyinin %0.69
yükseldiği tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Uluslararası Ticaret, Arap Baharı, Çekim Modeli, Panel Veri Analizi.
JEL Sınıflandırması: F10, F14, F19.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
11
Klasik Dönem Osmanlı İktisadi Düşüncesinin Weberyen Açıdan Ele Alınması
Ahmet Yavuz Çamlı*
Özet
Max Weber, Osmanlı iktisadi düşünce ve sistemini ‘patrimonyalizm’ teorisi çerçevesinde inceler.
Weber, Osmanlı’da iktisadi düşüncenin, patrimonyalizmin en katı ve keyfi kategorisi olan
‘sultanizm’den refere edildiğini ileri sürer. Ona göre Osmanlı’da iktisadi alan tamamen Sultanların
keyfiliğince idare edilir. İktisadi faaliyetlerin esas amacı da Sultanların şahsi çıkarlarını garanti altına
almaktır. Bilindiği gibi Osmanlı üç kıtada egemenlik kuran, sayıları milyonları bulan topluluklara
hükmeden, çeşitli etnik grupları himayesine alan ve bunu hoşgörü politikası çerçevesinde yerine getiren
bir yapıya sahiptir. Elbette bu kadar özelliği barındıran ve klasik dönemde yaklaşık 15 milyon
kilometrekarelik alana yayılan bir devletin yöneticilerinin çeşitli faktörlerden etkilenmeleri tabiidir.
Keza birçok toplum ile etkileşim ve iletişim içinde olan Osmanlı gerek bünyesindeki toplulukların gerek
komşu devletlerin uygulamalarını rasyonel bir süzgeçten geçirerek bünyesine dâhil eder. Bütün bu
ilişkiler ağında toplumun kendine has düşünce yapısı, politikaları, uygulamaları ve bunları besleyen
özgün ilke ve değerlerinin olması kaçınılmazdır. Osmanlı’da iktisadi düşünceyi araştırırken bu ilke ve
değerlerin referans alınması gerekir. Bu çalışmanın amacı Osmanlı’nın iktisadi politika ve faaliyetlerini
şekillendiren düşünce dünyasını tahlil, tasnif ve kısaca izah etmek, elde edilen bulguların Weber’in
teorisine uygun olup olmadığını değerlendirmektir. Bu zihniyet araştırmasında, Osmanlı klasik iktisadi
düşüncesinin günümüz kavramları ile modifikasyonu ise konunun daha iyi ve doğru anlaşılması
gayesine yöneliktir.
Anahtar Sözcükler: Osmanlı, İktisat, Düşünce, Gelişme, Tarih, Kalkınma, Sanayi, Tarım, Ticaret.
Jel Kod: B00, B29, N00.
* Öğr. Gör. Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Kula Meslek Yüksekokulu, İşletme Yönetimi Bölümü, 4 Eylül Mahallesi
Yabaayak Cad. No:5/1Kula / Manisa, [email protected], +90 0236 816 40 60
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
12
Martin Buber - Edgar Morin Hattı ya da Siyaset Felsefesi Perspektifinden İnsan
Doğası Kavramı Bağlamında Paradigmatik Bir Dönüşüm
A. Emre Zeybekoğlu*
Özet
İnsan doğası hakkındaki geniş külliyat kabaca ikiye ayrılabilir: Bir yanda insan doğasının verili bir özü
olduğunu öngören teoriler, öte yanda insan doğasının içinde bulunduğu tarihsel, toplumsal ve psikolojik
şartlar tarafından şekillendirildiğini savunan teoriler. “Özcü” olarak nitelenebilecek ilk teori öbeğine
göre, insan doğasının öznesi yine insanın kendisidir. Buna karşılık ikinci teori öbeği insanın sabit bir
özü olmadığını, tarihsel, toplumsal ve psikolojik şartlar tarafından belirlendiğini iddia etmekle birlikte,
son tahlilde bu şartlar kişinin kendisini belirlemekte, dolayısıyla belirlenen bir türev olarak kişinin
kendisi odak noktası olarak alınmaktadır. Yani her iki yaklaşımın odak noktası nihayetinde insanın
kendisidir. Bu bildirideki temel savlardan biri, bu bağlamda farklı bir yaklaşımın da söz konusu
olabileceği ve bunun için Martin Buber’den hareket edebileceğimizdir. Martin Buber odak noktasını
kişinin kendisinden alarak farklı bir alana kaydırmaktadır. Ona göre, Ben “insani karşılaşmaların somut
karşılıklılığı içinde meydana gelir… Asıl gerçeklik Ben ile Sen arasında yatar”. Ben ile Sen’i (insan
doğasını) belirleyen, karşılaşma sırasında belirlenen bölgedir. Buber, sonuçta ikinci teori öbeğine yakın
durmakla birlikte, insan doğasının odak noktasını benliğin kendisinde değil, benlikler arası
karşılaşmaların ara bölgesinde bulduğu için insan doğasına yeni bir yaklaşım getirmektedir. Bildirinin
ikinci kısmında ise, insan doğası hakkındaki yakın tarihli birkaç görüş ışığında Buber’in görüşünün
sınırlılıkları ele alınacaktır. Buber karşılaşmanın kendisini karşılaşanların önüne koyarak “benlik” ve
“insan doğası” kavramlarına yeni bir bakış açısı getirmekle birlikte, bu bakış açısı karşılaşanların
biyolojik varlıklarına gözünü kapamaktadır. Dolayısıyla siyaset felsefesi alanındaki iddiaların bilimsel
bir karakter kazanabilmeleri için biyolojiye dayanmaları gerektiğini iddia eden Richard Dawkins ve
Dick Swaab gibi yazarların teorileriyle çelişmektedir. Örneğin Swaab’a göre çeşitli hastalıklardan
saldırganlık ve stres düzeyine, cinsiyetten cinsel yönelime kadar birçok husus genetik olarak ve anne
karnında mevcut şartların etkisine bağlı olarak belirlenmektedir. Keza Dawkins, tüm canlılara özgü
karakter özelliklerinin genetik düzeyde belirlendiğini iddia ederken benzer bir yaklaşım sunmaktadır.
Biyolojiden hareket eden bu yaklaşım karşısında sosyo-biyolojiyi esas alan farklı bir perspektif bulunur.
Bu multi-disipliner yaklaşımın sahiplerinden Edgar Morin, salt biyolojiyi esas alan yaklaşımların,
mekanizma kavramını mikro düzeye indirgemekle hata yaptıklarını savunur. Ona göre, “mekanizma,
kurucu öğelerine indirgenemeyecek örgütlü bir bütünlülüktür”. Canlı varlığın kurucu öğeleri içine
gömülü olduğu bütünden yalıtılarak kavranamaz. Bir “üst-birlik” olarak tanımladığı mekanizma temel
unsurlarına parçalanamaz, “tersine öğelerin ortaya koydukları niteliklere anlaşılırlık kazandırır”. Morin
canlı varlıkların örgütlenmesini sibernetiğin yardımıyla “yukarıya doğru bir açılımla” açıklar. Mikro
alandansa makro alana odaklanan bu bakış açısı biyolojik yaklaşımın tersidir. Canlı varlıklar, içinde
yaşadıkları coğrafi-fiziksel mekânla “küresel bir birlik veya ekosistem” oluştururlar. Bu sistem içindeki
karşılıklı etkileşimler, bağımlılıklar ve ihtilaflar “kendiliğinden bir özörgütlenmeye yol açar”. Doğa
“küresel bir organizmadır”. Bu ekolojik yaklaşım doğa fikrini değiştirmekte ve ekosistem,
bütünleştirdiği canlı sistemlerini eşgüdümlü bir biçimde örgütleyen ve programlayan bu fikrin öznesi
haline gelmektedir. Bu bağlamda Morin’in yaklaşımı hem karşılaşmanın kendisini ön plana çıkaran
Buber’inkini yankılamakta, hem de bir yandan biyolojik yaklaşımı da hesaba katarak Buber’e açıklık
getirmekte, öte yandansa Buber’inkine benzer bir yaklaşımla biyolojinin mikro perspektifinden hareket
eden Dawkins ve Swaab’a mesafeli durmaktadır. Bildiride tüm bu yazarların teorilerinin siyaset
felsefesi alanına yansımaları üzerinde de özetle durulacaktır.
* Dr., Bursa Uludağ Üniversitesi, Hukuk Fakültesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
13
Türkiye ile Balkan Ülkeleri Arasında Uluslararası Ticarette Bölgesel
İşbirliğinin Önemi
Ahmet Serdar*
Özet
Bu çalışma Türkiye dışındaki on bir Balkan ülkesinin demografik durumlarıyla birlikte bu ülkelerin dış
ticaret hacimlerine ve dış ticarete konu olan ürün yelpazelerine bir göz gezdirilecektir. Bu ülkelerin
uluslararası ticarette mukayeseli üstünlükleri ve eksiklikleri konusunda da fikir verecek olan veriler
doğrultusunda bu ülkelerle yapılan bölgesel ticaretin önemi üzerinde durulacaktır. Balkan ülkeleriyle
Türkiye arasında 2018 yılı dış ticaret verileri değerlendirildiğinde aynı coğrafyada yer alan 62
milyonluk balkan coğrafyası ile 82 milyonluk Türkiye’nin dış ticarette rakamsal olarak tatminkâr bir
boyutta olmadıkları sonucu ortaya çıkar. Bu ülke kültürleriyle iç içe olan birçoğunun organik
bağlarının olduğu Türkiye’nin batı kesiminde özellikle Bursa’da faaliyet gösteren Balkan kökenli
STK’ların, iş örgütlerinin bu işbirliğine muhtemel katkıları araştırtacaktır. Ayrıca söz konusu
ülkelerden Yunanistan ve Slovenya haricindekilerin uluslararası ticarette kullanılan konvertible bir para
birimine sahip olmadıkları düşünülecek olursa bağlı ticaret ya da takas olanaklarıyla, ulaştırma
maliyetlerinin de minimize edildiği bölgesel ekonomik işbirliğinin önemi vurgulanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Balkanlar, Bölgesel İşbirliği, Ticaret
Jel Code: F 60, F14, F15
* Dr.Öğr.Gör., Bursa Uludağ Üniversitesi Yenişehir İ.O. MYO / Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Bursa Şubesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
14
Avrupa’nin Doğalgaz Talebini Karaşilamada Rekabet Ortaminin
Geliştirilmesinde Azerbaycan’in Rolü
Tekmez Kulu* Elşad Yusifov**
Özet
Makalemiz, Azerbaycan doğal gazının ülke dahilinde ve Avrupa’nın bazı gelişmiş ülkelerinin enerji
güvenliğinin sağlanmasında yapmış olduğu katkılarını göz önüne sermektedir. Bu yönüyle
makalemizde “Güney Doğalgaz Koridoru” projesinin Azerbaycan ve projeye katılan diğer ülkeler için
ne derecede önem arz ettiğine dikkat çekilmiştir.
Aynı zamanda projenin Azerbaycan ekonomisinin gelişmesine sağlayacağı katkılardan
bahsedilmektedir. Bu proje Avrupa’da enerji sektöründeki rekabet ortamını geliştirilmesine ve
ekonomik istikrarın sürdürebilmesine önemli katkılar sağlayacaktır.
Anahtar kelimeler: Güney Doğalgaz Koridoru”, “Şahdeniz-2”, “TAP”, “TANAP”, Doğalgaz, Altyapı,
Enerji, Proje, Ekonomik Istikrar.
* Dr.Öğr.Üyesi, Celal Bayar Universiteti Ahmetli Meslek Yüksekokulu, Manisa 4 Demirciler Cd., Güldede Mahallesi, Manisa,
Turkey, 45450 Tel: +905332700563, E-mail: [email protected]. ** Doç.Dr., Azərbaycan Mimarlıq və İnşaat Universitetinin “Hizmet sektörü ekonomisi ve yönetimi” bölümü öğretim üyesi.
A.Sultanova küç. 11.,Bakü, Azerbaycan Tel: +994517517651, E-mail: [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
15
Yöneticilerin Makyavelist Yönetsel Uygulamalara Başvurma Eğilimlerinin
Bireysel Öncüllerinin İncelenmesi
Emrah Özsoy*
Özet
Bu çalışmanın amacı yöneticilerin Makyavelist yönetsel uygulamalara başvurma eğilimlerinin bireysel
farklılıklar bağlamında öncüllerinin incelenmesidir. Bu kapsamda yöneticilerin genel öz-yeterlilik,
psikolojik sağlamlık ve içsel kontrol odağı eğilimlerinin Makyavelist yönetsel uygulamalara başvurma
eğilimleri ile ilişkisi incelenmiştir. Araştırmaya Sakarya’da faaliyet gösteren büyük ölçekli bir özel
sektör işletmesinde çalışan 53 yönetici katılmıştır. Yöneticiler kendi öz-yeterlilik, psikolojik sağlamlık,
içsel kontrol odağı ve Makyavelist yönetsel uygulamalara başvurma eğilimlerini öz-bildirim yöntemiyle
değerlendirmiştir. Araştırma bulgularına göre yöneticilerin Makyavelist yönetsel uygulamalara
başvurma eğilimleri ile genel öz-yeterlilikleri negatif ilişkilenmiş, psikolojik sağlamlık ve içsel kontrol
odağı düzeyleri ilişkilenmemiştir. Araştırma kapsamında elde edilen bulgular teorik ve ampirik arka
plan bağlamında tartışılmış ve birtakım araştırma önerilerinde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Makyavelist Yönetsel Uygulamalar, Psikolojik Sağlamlık, Genel-Öz-yeterlilik,
İçsel Kontrol Odağı.
JEL Sınıflandırması: M10, M12.
* Dr.Öğr. Üyesi Emrah ÖZSOY, Sakarya Üniversitesi, İşletme Fakültesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
16
Psikolojik Sermayenin Çalışan Tutumlarına Etkisi
Osman Uslu*
Özet
Bu çalışmada psikolojik sermayenin çalışanların iş tatmini ve işten ayrılma niyetleri üzerine etkilerini
incelemek amaçlanmıştır. Çalışmanın amacına bağlı olarak nicel yöntem benimsenmiş ve anket tekniği
vasıtasıyla gerekli veriler elde edilmiştir. Araştırmanın örneklemini farklı sektörlerde çalışan 173
katılımcı oluşturmaktadır. Araştırma bulguları psikolojik sermayenin çalışan tutumları üzerinde etkili
olan bir faktör olduğunu koymaktadır. Bulgulara göre psikolojik sermaye iş tatmin düzeyini orta
şiddette pozitif yönde (β: .545; p< .000) etkilemektedir. Öte yandan psikoloji sermaye çalışanların işten
ayrılma niyetleri üzerinden negatif etkili (β: -.272; p< .000) bulunmuştur. Psikolojik sermayenin umut
boyutunun diğer boyutlara kıyasla iş tatminini ve işten ayrılma niyetini en yüksek düzeyde etkileyen
boyut olduğu görülmüştür. Geleceğe umutla ve iyimser bir bakış açısıyla bakmanın, zorluklar karşısında
baş edebilme gücüne sahip olabilmenin ve sabretmenin iş tatmini üzerinde olumlu, işten ayrılma niyeti
üzerinde olumsuz etkisinin olduğu söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Psikolojik Sermaye, İş Tatmini, İşten Ayrılma Niyeti
Jel Kodu: M10, M12, J63
* Dr. Öğretim Üyesi, Sakarya Üniversitesi, İşletme Fakültesi, İşletme Bölümü, [email protected]
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
17
Örgütsel Esnekliğin Örgütsel Çeviklik Üzerine Etkisi: Sakarya Organize Sanayi
Bölgesi’nde Faaliyet Gösteren Orta ve Büyük Ölçekli İşletmeler Üzerinde Bir
Uygulama
Yeşim Koçyiğit* Bülent Akkaya**
Özet
Bu çalışmanın amacı firmaların örgütsel esnekliğinin, örgütsel çeviklik üzerindeki açıklama gücünü
tespit etmektir. Bu doğrultuda, Sakarya 1. Organize Sanayi Bölgesi ve 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde
faaliyet gösteren, sayıları sırasıyla 51 ve 77 olmak üzere toplamda 128 firmadan 46’sının üst düzey
yöneticilerinden anket yöntemiyle veriler toplanmış ve analizi gerçekleştirilmiştir. Sonuçlara
ulaşabilmek için regresyon analizleri yapılmıştır. Analizler sonucu elde edilen bulguların
incelenmesiyle; firmaların örgütsel esneklik düzeyinin örgütsel çeviklik ve onun yetkinlik, esneklik,
cevap verme ve hız alt boyutlarını önemli derecede ve anlamlı olarak etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Örgütsel Esneklik, Örgütsel Çeviklik, Hız, Cevap Verme, Yetkinlik
* İstanbul Gelişim Üniversitesi. ** Manisa Celal Bayar Üniversitesi
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
18
Sığorta Biznesin Təşkilinin Təkmilləşdirilməsi
Vəliyev Anar* Tekmez Kulu**
Xülasə
Azərbaycanda sığorta bazarının inkişafının təhlili və qiymətləndirilməsi üzrə müqayisəli təhlil və
sistemli yanaşma metodlarından istifadə olunmuş, sığorta bazarının zəif inkişaf edilməsinin əsas
amilləri müəyyən edilmiş və onun inkişaf yolları müəyyən edilmişdir.
Açar sözlər: sığorta biznesi, sığorta bazarı, informasiya axınları, risk menecment, sığorta riski.
* Dosent Doktor, Azərbaycan Dövlət İqtisad Universiteti. ** Dr, Calal Bayar Universiteti.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
19
Taraftarların Spor Kulübüne İlişkin Prestij Algısının Taraftarlık Özdeşleşmesi
Üzerindeki Etkilerini İncelemeye Yönelik Bir Çalışma
Başak Aydem Çiftçioğlu* Benan Gök**
Özet
Bu çalışmada, ihtiyatlılık kavramıyla üyelik edilen bir örgütte örgütsel prestij algısının bireylerin
örgütsel özdeşleşmeleri üzerindeki etkisi irdelenmektedir. İlgili yazında bireylerin üyesi oldukları
kurumu prestijli algılamalarının ilgili kurumla özdeşleşme düzeylerini etkilediği ve artırdığı yönünde
sayısız çalışmanın yer aldığı görülmektedir. Söz konusu çalışma bulgularına dayanılarak bu çalışmada
bireylerin gönüllülük ilişkisi ile üyelik ettikleri bir örgütte ilişkin prestij algılamalarının söz konusu
kuruluş ile özdeşleşme düzeyleri üzerindeki etkili olup olmadığı mercek altına alınmıştır. Bu kapsamda
bir futbol takımının taraftarlarından oluşan bir örneklem üzerinde bir anket formu vasıtasıyla
yürütülecek olan saha çalışması ile söz konusu ilişki test edilerek, saha çalışması bulguları üzerinden
söz konusu varsayım değerlendirilecek elde edilen veriler sizlerle paylaşılacaktır.
Anahtar Sözcükler: Örgütsel Özdeşleşme, Algılanan Prestij, Spor Taraftarları
Jel Kodu: M1, M10, M14, Z20
* Doç. Dr., Uludağ Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme Bölümü, Görükle Kampüsü, [email protected]. ** Doktora Öğrencisi, Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Görükle Kampüsü, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
20
A Global Branding Program: “TURQUALITY®” with a New Perspective
Tuğçe Danacı Ünal* Ayberk Şeker** Ramazan Nacar***
Abstract
TURQUALITY® is the first and the only state-supported program for global branding in the world. In
order to facilitate branding activities of Turkish companies, the program began in 2004. Over last 15
years, TURQUALITY® program has contributed to a wide range of Turkish companies’ activities
namely from designing to sales, from institutionalization to patenting, etc. Apart from other government
subsidy programs, TURQUALITY® encompasses a comprehensive variety of supports and specifically
focuses on branding, not only to increase exports directly. However, building strong and famous global
brands has global outcomes as well such as increasing branded exports. In order to increase Turkish
exports, branding investments take up a crucial room for competing in global markets. In this study,
TURQUALITY® program has taken into consideration as a new global branding program, but its
outcome is not only to construct concrete Turkish brands in global markets but also to multiply Turkish
exports to global markets via branding activities. This way of investing in global branding is considered
as a vital route for assisting Turkish exports in a more durable manner. Therefore, in this study, the link
between the dimensions and components of global branding activities with export activities is proposed
in a model and the topic is discussed to inspire research.
Keywords: TURQUALTY, global branding, government subsidies, export.
JEL Classification Codes: M31, M38, F13.
* Dr., Manisa Celal Bayar University, School of Applied Sciences, Department of International Trade,
[email protected]. ** Asst.Prof.Dr., Bursa Technical University, Faculty of Humanities and Social Sciences, Department of International Trade
and Logistics, [email protected]. *** Assoc.Prof.Dr., Bursa Technical University, Faculty of Humanities and Social Sciences, Department of Business
Administration, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
21
The Financial Consequences of Earthquakes On the Stock Markets and
Economic Indicators
Tuna Can Güleç*
Abstract
This study aims to explain the financial and economic consequences caused by the impact of
earthquakes in Turkey. In order to be able to model this relationship, destructiveness of earthquakes has
been modelled, and their effects of economic indicators such as growth inflation or exchange rates has
been tested using a 30-year data of daily frequency. Results indicate the existence of a significant
threshold effect which points to the conclusion that earthquakes below a certain destructiveness rating
do not have a significant relationship with the economic and financial indicators. However, results also
demonstrate a very steep curve of significant relationship once this threshold is surpassed, which
indicates that earthquakes that are big enough to have a significant relationship with the market have
exponentially more destructive consequences to the economic and financial system.
JEL Codes: G10, F30, E30
* Res. Asst. PhD., Manisa Celal Bayar Üniversitesi İİBF, [email protected]
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
22
Financial Stability or Environmental Quality: A Dilemma Could Be Exist for
Emerging Countries?
Mümin Atalay Çetin* İbrahim Bakırtaş**
Abstract
Especially since 1990s, academics and policy makers have been focused on environmental issues that
usually caused from over-use of fossil based energy sources. Therefore, many theoretical approaches is
asserted in the literature to explain the possible long-run interactions between socio-economic indicators
and environmental quality. Most known framework is called Environmental Kuznets Curve (EKC)
hypothesis which explained the possible effects of economic development process on environment. At
about the same time, increasing financial intermediary activites worldwide attracts researchers' attention
to this field. Thereby, many researchers investigated the possible long-run impacts of foreign direct
investments (FDI) on environmental quality especially for developing world. This mechanism usually
explained with Pollution Haven (PHH) hypothesis. According to the PHH, rich countries lean to transfer
their pollutant industries to the developing or less-developed countries which has relatively soft
environmental laws and restrictions in the production process. So, increasing FDI levels of developing
countries stimulate the environmental pollution due to the increased economic activity. However, the
latest financial crisis in 2008 revealed that foreign investors would be stay away from the possible
financial instability havens like emerging markets. Thereby, it is rational to expect that decreasing FDI
levels of emerging countries negatively effect the economic growth process. So, the less economic
activity causes less pollution with the decreasement in energy consumption. On the other hand, since
the financial crisis in 2008, global and domestic monetary authorities developed a new un-conventional
monetary policies and tools to overcome the possible destructive effects of financial imbalances. This
new prudential policy framework aims to smooth possible distruptive impacts of fluctuations on real
economic indicators. By this policies, economic and financial system resiliences could be strengthen
and thus foreign investments might encouraged. Once again, rising FDI levels could stimulate the GDP
which induces increased energy consumption. According to that approach, financial stability policies
could cause environmental pollution due to increased FDI. Considering this fact, it needs to be
questioned that what could be the possible impacts of financial stability policies on environmental
quality. This study aimed to investigate the possible long-run impacts of prudential policies on
environmental quality during 2000-2017 for 18 emerging countries by using heterogeneous dynamic
panel data techniques. This long-run impacts of prudential policies examined with an interaction term
that included in to the empirical model. In this regard, possible effects of financial stability policies on
environmental pollution analyzed by means of FDI levels. Panel ARDL estimation findings of the first
model which is not considering the prudential policy implications effects, indicate that any statistically
significant relationship could not found between the FDI levels and CO2 emissions in the long run. But,
the long-run ARDL results of the second model which includes interaction term revealed that
implementation of financial stability policy tools negatively effect the environmental quality due to
increased FDI levels. According to the empirical findings, emerging countries policy makers should re-
consider the new policy framework of financial stability in terms of environmental costs to provide
sustainable development.
KeyWords: Financial Stability, CO2 Emissions, Emerging Countries, Panel Data
Jel Code: C33, Q50, Q56.
* Aksaray University, Faculty of Economics and Administrative Sciences, Department of Economics,
[email protected] ** Aksaray University, Faculty of Economics and Administrative Sciences, Department of Economics,
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
23
The Relationship Between Currency Depreciation and Dollarization of Savings
in Turkish Economy
Tuna Can Güleç*
Abstract
Individuals in the countries that have constantly depreciating currencies have a tendency to deposit their
savings in foreign currencies in order to protect their wealth. Gradual depreciation of currency has
significantly different effects on the market compared to a sharp loss of value even if both cases result
in the same figures. The aim of this study is to compare the currency depreciation patterns and their
consequences to other market variables. With this purpose, TRY, the most sharply depreciated currency
of the year 2018 has been selected. Over a course of XX years, depreciation patterns of TRY have been
divided into two categories under years in which there is an instantaneous loss of value and in the years
that the currency gradually loses its value. Results of the study indicate that depreciation of the currency
in a short span of time has significantly longer lasting ill effects on an economy compared to the
gradually occurring one.
JEL Codes: G10, F30, E30
* Ars. Gör., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, tunacan.gulec.edu.tr.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
24
The Impact of Foreign Direct Investment on Economic Growth in Somalia
Ismail Adan Mohamed*
Abstract
After the end of civil war of Somalia, the integration of the country with the global economy increased
and Somalia has started to attract with greater inflow of foreign direct investment (FDI). FDI is assumed
to benefit the developing economy by supplementing domestic investment, generating employment and
through the transfer of technology. Many Studies investigated the impact of foreign capital on economic
growth in developing countries and some of them found that negative relationship between impact of
FDI and Economic growth while others found positive relationship between FDI and Economic growth.
Therefore this paper examines the impact of FDI on economic growth in Somalia using detailed sectoral
data for FDI inflows to Somalia over the period 1980-2015s. Multiple Regression Analyses were used
to measure the relationship between independent (FDI) and dependent variables (macroeconomic
indicators). The results obtained in this research signify a negative correlation between FDI and
economic growth and may be a concern for the government of Somalia. The government might focus
on required reforms and policy implications to make foreign investment more beneficial. The
implication of this is that the policy linkage between real GDP and FDI is weak and there is need for
policy to ensure provision of adequate infrastructure to maximize the potential benefit of FDI in
Somalia.
Keywords: Foreign Direct investment, Economic growth, Somalia, Empirical analysis
* Mr., Kocaeli Üniversitesi, [email protected] +905373724558.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
25
An Empirical Analysis of the Environmental Kuznets Curve: The Case Study of
Cameroon
Aboubakary Nulambeh Ndzembanteh* Nueraili Wusiman**
Abstract
The main objective of this study is to investigate the long run relationship between financial
development, economic globalization, income per capita and environmental quality in Cameroon for
the period 1980-2016. In other to examine the relevant of the Environmental Kuznets Curve (EKC) in
Cameroon, income per capita and income per capita squared are included in the model. The co-
integration test is conducted and the results demonstrate that a robust long-run relationship exist
between financial development, economic globalization, income per capita and environmental air
quality. Specifically, income per capita negatively impact environmental quality meanwhile the squared
of income is positively related with environmental quality. The causality tests also indicate that income
per capita and income per capita squared caused environmental air quality uni-directionally in the short-
run with no feedback. This result pinpoint that Cameroon has not yet reached the threshold income
level, where more priorities are given in protecting her environment. It is therefore suggested that the
government should focus on implementing policies that raise growth with minimal emission of
pollutants.
Keywords: Financial Development; Openness; Growth; Pollutant Emissions; Cameroon.
JEL Classification Codes: Q51, Q53, O44
* PhD student, department of Economics, Faculty of Economics and Administrative Sciences, Bursa Uludag University,
Görükle Campus, 16059 Nilüfer/Bursa, Turkey, [email protected]. ** Master student, department of Economics, Faculty of Economics and Administrative Sciences, Bursa Uludag University,
Görükle Campus, 16059 Nilüfer/Bursa, Turkey, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
26
Financial Institutions in Kosovo and Their Role in Economic Stability
Luan Vardarı* Gülay Keskin**
Abstract
This topic analyzes banking system developments over the years, as the most important part of our
financial system. Linking the financial system to macroeconomic developments based more on the
most important moments, the crisis and the turbulence in 1995 and 2019. Analyzing the main features
of the banking system as well as the factors affecting this sector, it is proved the fragility that
characterizes it. After this fragility lies the financial crisis caused by pyramid schemes, which directly
affected the formation of the public. The growth of the trust of the latter directly affects the banking
sector. By thus providing a real economy development, improving the payment system and boosting
competition.
Most of the financial system is dominated by the banking sector, which is then associated with the
privatization of state-owned banks. The financial market situation is characterized by good liquidity
conditions. The purpose of the Bank of Kosovo is to maintain stability. This will be achieved through
taking measures to promote lending. The latter remains one of the main problems of the banking sector.
The roles of the financial system in the economy are irreplaceable, as they make possible the creation
of payment instruments as well as the financial intermediation process. The analysis of financial
intermediaries clearly shows their importance in an economy.
Keywords: Financial Institutions, Kosovo, Economic stability
* Dr. Sc., Prizren University “UKSHIN HOTI”. ** PhD. C., Çanakkale University, Gokçeada Vocational School.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
27
The Iron Silk Road and Its Role in the Turkey-Afghanistan Economic Relations
Ghulam Faroq Keskin*
Abstract
The revival of the Silk Road opens a new page in Turkey-Afghanistan relations. By offering new
opportunities to citizens and businessmen’s of the two countries, this project will make Turkey’s access
to Central Asia easier and at the same time facilitates Afghanistan’s access to Europe. Since 40 years
ago Afghanistan’s market depends on Iran and Pakistan’s markets. By the realization of this project,
Afghanistan will get rid of the two countries and will open its doors to the world. This is because this
road is the easiest and most reliable in terms of transit. Afghanistan produces cheap agricultural products
and using this way to reach Turkey and the European market is importance for Afghan markets.
Similarly, Afghanistan can import various products from Turkey. In this context, this research discusses
the importance of the Iron Silk Road in the Turkey-Afghanistan relationship with quantitative and
qualitative methods. The findings show that the successful implementation of this project revives the
Afghanistan’s economy. At the same time, this project will be effective in alleviating the internal
conflicts of Afghanistan. Therefore, Turkey will intervene in the civil war in Afghanistan indirectly as
a neutral and well-intentioned actor.
Keywords: Railway, Economy, Turkey, Afghanistan, Development.
JEL code: B17, F5.
* Lecturer at Balkh University in Afghanistan, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
28
Vergi Hukukunda Kıyas Yasağı İlkesinin Değerlendirilmesi
Özge Önkan*
Özet
Kıyas ilkesi,bir olay hakkında kanunda yer alan bir kural, nitelikleri ve kuruluşları itibariyle ona
benzeyen fakat kanunda düzenlenmemiş başka bir olaya uygulanmasıdır. Anayasanın 73. maddesi
gereğince; vergiler kanunla konulmakta, değiştirilmekte veya kaldırılmaktadır. Kıyas ilkesinin vergi
hukukunda uygulanması durumunda, kanun koyucu dışındaki diğer organ ve kurumlara göre işlem
tahsis edilmesi sonucu doğurmakta, bu da; mükellefin vergi ödevini yerine getirmesi konusunda
sorunlar yaratmaktadır. Ayrıca, bu durum kanun koyucunun yetkisini genişletmektedir. Dolayısıyla,
vergi hukukunda kıyas yasağı ilkesinin uygulanması gerekmektedir ve yaratabileceği söz konusu
sorunlar nedeniyle büyük önem arz etmektedir. Vergi hukukunda kıyas yasağı ilkesinin uygulanması ve
uygulanmaması durumlarının, Türk vergi sistemini hangi yönlerden etkileyebildiği çalışmanın amacını
oluşturmaktadır. Bu amaca yönelik olarak, çalışmada, vergi hukukunda kıyas yasağı ilkesi; vergi
kanununun maddeleri, vergisel olaylar ve vergi mahkemeleri kararları çerçevesinde incelenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kıyas Yasağı İlkesi, Vergide Kanunilik İlkesi, Kanun Koyucu
Jel Kodu: K34, H19, D72
* Dr. Öğretim Üyesi, Sinop Üniversitesi, Boyabat İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İşletmecilik ve Ticaret
Bölümü, E-mail: [email protected]
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
29
Konkordatonun Vergisel Sonuçlarının İncelenmesi
Feride Bakar Türegün*
Özet
7101 sayılı Kanunla “iflasın ertelenmesi” müessesesi kaldırılmış, konkordato ve onun başvuru süreci
daha etkin hale getirilmiştir. Artık, borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde
ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu konkordato talep edebilir. Konkordatonun
vergiyle ilgili sonuçları birden fazla alanı ilgilendirmektedir. Bu sebeple son dönemde daha fazla ön
plana gelen bu uygulamanın vergisel sonuçlarını bütün olarak ele alma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu
çalışmada konkordatonun sonuçları, birincisi borçlu, ikincisi alacaklı, üçüncüsü bazı vergi alacakları ve
son olarak mevcut amme alacakları olmak üzere ele alınacaktır. Konkordatonun alacaklı tarafından
sonuçları bazı hallerde “şüpheli alacak” ve genellikle “değersiz alacak” kabul edilmesi ve gider
yazılmasıdır. Borçlu açısından sonucu “vazgeçilen alacak” tutarının bir karşılık hesabında üç yıl takip
edilmesi ve bu yıllarda oluşan zararlarla itfa etmesi gerekmektedir. Zararla itfa edilemeyen borç, kar
hesabına aktarılacaktır. Bu durum bir “vergi ertelemesi” niteliği taşımaktadır. Başvurucuya, İcra ve İflas
Kanunu 308/g maddesine göre; harçlar, damga vergisi, BSMV açısından da ayrıcalıklar sağlamaktadır.
Ayrıca İcra ve İflas Kanunu 294’e göre mahkemece verilen kesin mühlet içinde borçlu aleyhine 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre yapılan takipler de dahil olmak üzere
hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur. Bununla birlikte, ihtiyati tedbir ve ihtiyati
haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü süreler
işlemez. Fakat, mahkeme tarafından kabul edilen konkordato kararı 6183 Sayılı kanun kapsamındaki
amme alacakları için mecburi değildir. Sonuç olarak konkordatonun vergi ile ilgili dikkat edilmesi
gereken kural ve ayrıcalıkları mevcuttur. Konkordato kararı verilen işletmeler, uygulamada bu
düzenlemelere dikkat ederek işlemlerini gerçekleştirmelidirler.
Anahtar Kelimeler: Konkordato, vergi, vergi ertelemesi.
Jel kod: K34, K39, H25
* Uludağ Üniversitesi, İİBF, Maliye Bölümü, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
30
Türk Gelir İdaresinde Dijital Dönüşüm ve Yansımaları
Adnan Gerçek*
Özet
Birçok ülkede olduğu gibi, Türk Gelir İdaresinde dijital uygulamaların etkin bir şekilde kullanılmasına
büyük önem verilmiştir. Türkiye’de e-vergileme sisteminin gelişimi 1998 yılında uygulamaya konulan
Vergi Dairesi Otomasyon Projesi (VEDOP) ile başlamıştır. 1998-2001 yılları arasında yürütülen
VEDOP-1 2004-2007 yılları arasında yürütülen VEDOP-2 ve 2008-2010 yılları arasında yürütülen
VEDOP-3 aşamalarının tamamlanmasıyla Türkiye’de e-vergileme sisteminin altyapısı oluşturulmuştur.
2010 yılından sonra Türk Gelir İdaresinde dijital dönüşüm uygulamaları başlamıştır. Bunların başında;
e-beyanname, e-fatura, e-defter, önceden hazırlanmış kira beyannamesi, e-arşiv fatura, e-yoklama, e-
bilet, e-tebligat, hazır beyan sistemi, mükellef bilgi sistemi, defter beyan sistemi, e-irsaliye, e-serbest
meslek makbuzu, e-müstahsil makbuzu, e-dekont uygulamaları gelmektedir.
E-Beyanname uygulaması 2004 yılında başlamış olmasına rağmen, 2008 ve 2011 yıllarında kapsamı
genişletilmiş ve 2019 yılından itibaren tüm beyannamelerin elektronik ortamda verilmesi sağlanmıştır.
2010 yılında başlatılan e-fatura uygulamasının kapsamı 2014 ve 2016 yıllarında genişletilmiştir.
1/7/2019 tarihinden itibaren e-fatura uygulamasının kapsamı daha da genişletilecektir. 2011 yılı
sonunda başlayan e-defter uygulaması kademeli olarak yaygınlaştırılmıştır. 2013 yılında kayıtlı
kullanıcı sayısı 47 iken bu sayı 1/1/2019 itibariyle 87.000’e ulaşmıştır. 2020 yılında bu uygulamanın
kapsamı daha da genişletilecektir. Önceden Hazırlanmış Kira Beyannamesi Sistemi 1/3/2012 tarihinde
hayata geçirilmiştir. 1/3/2016 tarihi itibariyle uygulanmaya başlanan Hazır Beyan Sistemi ile kira
gelirinin yanı sıra ücret, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratların da internet üzerinden kolayca
gönderilme imkanı sağlanmıştır. Ayrıca 1/1/2018 tarihinde uygulanmaya başlanan Defter-Beyan
Sistemi sayesinde serbest meslek erbabı, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ile basit
usule tabi olan mükelleflerin kayıtlarının elektronik ortamda tutulması ve bunlara dayanarak
beyannamelerini kolayca verilmesine imkan sağlanmıştır. 1/1/2020 tarihinden itibaren bilanço usulüne
göre tutulan defterlerin de Defter-Beyan Sistemine dahil edilmesi beklenmektedir.
Mükellefler nezdinde yoklama ve denetim faaliyetlerinin mobil teknolojilerden yararlanarak etkin bir
şekilde yürütülmesi amacıyla 1/9/2015 tarihinde tüm Türkiye’de E-Yoklama Sistemi uygulamaya
konulmuştur. Diğer taraftan Türk gelir idaresinde e-Tebligat uygulaması 01/04/2016 tarihinde
kullanılmaya başlanmış olup, günümüzde etkin bir şekilde yürütülmektedir. Ayrıca 01/07/2017
tarihinden itibaren uygulamaya konulan “Mükellef Bilgi Sistemi” ile mükellefler vergi mevzuatına
uygun olarak yerine getirildikleri ödev ve yükümlülükler açısından analiz edilmekte ve vergiye gönüllü
uyum seviyeleri değerlendirilmektedir. Türk Gelir İdaresi tarafından mükelleflerin vergi dairesine
gitmeden tüm işlemlerini elektronik ortamda yapılabilmesi amacıyla İnteraktif Vergi Dairesi
Şubat/2018’de kullanıma açılmıştır. Diğer taraftan mal hareketlerinin, sunulan serbest meslek
hizmetinin ve alınan zirai ürünlerin elektronik ortamda düzenli bir şekilde izlenebilmesi amacıyla
1/1/2018 tarihinden itibaren ihtiyari olarak başlayan e-irsaliye, e-serbest meslek makbuzu ve e-
müstahsil makbuzu uygulamaları 1/7/2019 tarihinden itibaren zorunlu hale gelecektir. Vergi borcu
ödemelerin elektronik ortamda izlenebilmesi amacıyla 1/7/2019 tarihinden itibaren ihtiyari olarak e-
dekont uygulamasına geçilecektir. Türk Gelir İdaresinde yaşanan bu dijital dönüşüm süreci sayesinde;
vergilendirme işleminin maliyeti azaltılmakta, ekonomik faaliyetlerin kayıt dışında bırakılması
önlenmekte, mükelleflerin hızlı ve hatasız ödevlerini yerine getirmeleri sağlanmakta ve vergiye gönüllü
uyumları artırılmaktadır. Dijital dönüşüm süreci sadece gelir idaresinde değil, mükellef ve muhasebe
uygulamalarında da yaşanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: gelir idaresi, VEDOP, e-vergileme, dijital dönüşüm
Jel kodu: H83, D73, H29
* Prof.Dr., Bursa Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
31
Gümrük Kabahatlerinin “Ölçülülük İlkesi” Açısından Anayasa Mahkemesi
Kararları Çerçevesinde Değerlendirilmesi
Mehmet Yüce* Neslihan Kızıler**
Özet
Demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez ilkesi olan ölçülülük ilkesi, temel hak ve özgürlüklerin ne
ölçüde sınırlandırılacağını belirleyen, yaptırımların uygulanmasında keyfiliğin önüne geçilerek, hakkın
özüne dokunulmamasını ifade eden anayasal ilkedir. Ölçülülük ilkesi, yasa koyucu ve idarenin ulaşmak
istediği amaç(lar) doğrultusunda, “elverişlilik”, “gereklilik”, ve “orantılılık” alt ilkelerini araç olarak
kullanmaktadır.
4458 sayılı Gümrük Kanunu, ülkeye giren, ülkeden çıkan eşya ve taşıtlara uygulanacak gümrük
kurallarına ilişkin esasları düzenlemektedir. Kanun hükümlerine aykırılık oluşturan eylemler
neticesinde “vergi kaybı” ve “usulsüzlük” kabahatlerine ise “İdari para cezası” ve “idari tedbirler”
uygulanmaktadır.
“Gümrüklenmiş değer” kavramı gümrük para cezalarının hesaplanmasında özel öneme sahip bir
kavramdır. Ancak gümrüklenmiş değer üzerinden hesaplanan para cezalarının, hukuk devleti ilkesinin
unsurlarından biri olan “suç ve cezalarda ölçülülük ilkesine aykırılık oluşturduğu” gerekçesiyle
Anayasa Mahkemesi’ne ilgili kavramın kanundan iptal istemiyle başvuru olmuştur. Mahkeme, “milli
ekonominin korunması, vergi kaybının önlenmesi, yerli üretimin haksız rekabet karşısında dezavantajlı
konuma düşürülmemesi, idarenin takdir yetkisinin kanun koyucu tarafından yerinde kullanıldığı
gerekçeleri ile amaç ile araç arasında makul ve uygun bir ilişkinin olduğunu ortaya koyarak, istemin
gerekçesini haklı bulmamıştır.
Anahtar Kelimeler: Ölçülülük ilkesi, Gümrüklenmiş değer, İdari yaptırım.
Jel Kodu: K00, K30, K34.
* Prof.Dr., Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye, [email protected] ** Öğr.Gör., Bursa Uludağ Üniversitesi Karacabey Meslek Yüksekokulu, İşletme Yönetimi, [email protected]
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
32
Meslek Liseleri Muhasebe Bölümü Öğrencilerinin Mesleki Yeterliliklerinin
İşletmeler Açısından Değerlendirilmesi: Gebze Örneği
Halil İbrahim Göksu*
Özet
Günümüzde işletmeler arasındaki rekabet artmakta ve bilgi teknolojileri hızla gelişmektedir. Bu
gelişmeler her mesleği ve meslek mensubunu ilgili alanda meydana gelen değişim ve gelişime ayak
uydurma zorunluluğuyla karşı karşıya bırakmaktadır. Bu değişim ve gelişim muhasebecilik mesleğinde
de söz konusudur. Her işletmenin ön muhasebesinden başlayıp da, muhasebe süreci kapsamında mali
yılın sonuna kadar iş ve işlemlerini takip edecek kişilere ihtiyaçları vardır. Bunlar da öncelikli olarak,
eski adıyla Ticaret Meslek Lisesi yeni adıyla Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Muhasebe alanı mezunu
öğrenciler arasından tercih edilmektedir. Bu noktada liselerdeki muhasebe eğitiminin kalitesi konusu
önem kazanmaktadır.
Ülkemizde Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde verilen muhasebe eğitiminin süresi dört yıldır.
9.sınıfta diğer liselerle ortak kültür dersleri müfredatı uygulanmakta olup mesleki eğitim
verilmemektedir. 10. ve 11. sınıflarda ise meslek dersleri ağırlıklı eğitim verilmektedir. Öğrenciler
12.sınıfa geldiğinde haftanın 3 günü piyasadaki firmaların muhasebe birimlerinde veya mali müşavir
bürolarında staj uygulaması yaparak okulda aldıkları teorik eğitimi pratikte nasıl uygulandığını
görmektedir. Bir bakıma okulda kazanılan mesleki yeterliliklerin işletmelerde staj uygulamasıyla test
edilmesi söz konusudur.
Bu bağlamda çalışmada, Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinde yürütülmekte olan muhasebe öğretim
programı sonucunda hedeflenen yeterliliklerin, muhasebecilik mesleği için gereken temel bilgi ve
becerileri sağlamaya etkisi ortaya konulup, mesleki okullarda verilen muhasebe eğitiminin, işletmelerin
beklentilerine ne derece uygun olduğunun tespiti amaçlanmıştır.
Anahtar Sözcükler: Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Muhasebe Eğitimi, Muhasebe Öğretim
Programı.
* Sakarya Üniversitesi İşletme Enstitüsü Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
33
Devlet Üniversitelerinde Kurumsal Yönetime Giden Yolda Önemli Bir Adım: İç
Kontrol
Hatice Türk*
Özet
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 24.12.2003 tarihli Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile birlikte kamu yönetiminde yeni bir dönem başlamış, Kanunda yer
alan yeni kavramlar yeni uygulamaları gündeme getirmiştir. Mali süreçlerin yanında diğer bütün
faaliyetlerin de işleyişi ve denetimine ilişkin hususları içeren “İç kontrol uygulamaları” da bunlardan
birisidir. 5018 sayılı kanun hükümleri ve iç kontrol uygulamaları ile birlikte kamu mali yönetimi bir
disiplin altına alınması ile yürütülen çalışmalar kamu kurumlarında kurumsal yönetimin oluşmasına
önemli katkılar sağlamıştır. Bu çalışmada Devlet Üniversitelerinde iç kontrol uygulamaları kapsamında
yürütülen çalışmalarının kurumsal yönetimin oluşmasına sağlayacağı katkıyı göstermek hedeflenmiştir.
Bu kapsamda öncelikle 5018 sayılı kanun ve bu kapsamda yürütülen iç kontrol uygulamaları hakkında
mevzuat ve literatür taraması yapılarak Kamu İç Kontrol Standartları”nın kurumsal yönetim ilkeleri ile
paralellik gösteren uygulamaları açıklanarak iç kontrolün kurumsal yönetime sağladığı katkıdan
bahsedilmiş, Devlet Üniversitelerinde İç Kontrol çalışmalarının hangi aşamaya gelindiği hakkında bilgi
verilmiştir. Sonuç olarak Devlet Üniversitelerinde kurumsal yönetim anlayışının oluşmasını sağlamak
adına iç kontrol çalışmalarına Kurum çalışanlarının tamamının dahil edilmesine yönelik tavsiyelerde
bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Kamu Mali Yönetimi, İç Kontrol, Kurumsal Yönetim
Jel kod: G34
* Öğr.Gör. Hatice TÜRK, Bursa Uludağ Üniversitesi, Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu, İşletme Yönetimi Programı,
Atariye Mahallesi Cumhuriyet Caddesi No: 4/1 PK 16500 Mustafakemalpaşa/BURSA, [email protected], +90 0224
613 31 02
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
34
Adli Muhasebe: Adli Muhasebecilik Mesleği Yetkinlikleri ve Önemi
Ece Özcan* Hakan Aracı**
Özet
Günümüzde insanların mal ve hizmet ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulan işletmeler giderek artış
göstermekte, gelişen bilgi ve iletişim teknolojileriyle de küresel boyutlarda hizmet verme imkânının
sağlanması ticari faaliyet hacminin artmasına neden olmaktadır. Ancak bu artış ve gelişmelerin olumlu
yönlerinin yanında işletmelerin faaliyetlerinin gerçek sonuçlarını yansıtmamaları, rakamlar üzerinde
oynama, hile ve yolsuzlukların ekonomik maliyetlerinin artmasıyla birlikte özel araştırma yetkinliği ve
uzmanlığı gerektiren işlemlerin icrasını gerçekleştiren adli muhasebecilik mesleği giderek önemli bir
konuma gelmiştir.
Adli muhasebeciler, hile ve yolsuzlukların araştırılması; ticari ve ekonomik anlaşmazlıkların çözümü
için ihtiyaç duyulan muhasebe ve hukukun birleştirdiği eğitimli, tecrübe ve uzmanlıklarından
yararlanılan bilirkişilerdir. Bu amaçlar doğrultusunda şüpheci ve araştırmacı kimlikleriyle objektif
görüşlere ulaşmayı amaç edinen meslek mensuplarının üstlendikleri misyon oldukça önemlidir.
Çalışmada, öncelikle adli muhasebecilik kavramı incelenecek, sonrasında adli muhasebecilik
mesleğinin kapsam, özellik ve çalışma alanları ile önemi açıklanmaya çalışılacaktır.
Anahtar Sözcükler: Adli muhasebe, Adli muhasebecilik mesleği, Bilirkişi.
Jel Kodu: M41, M42.
* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Doktora, Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Kampüsü 45140
/Yunusemre –Manisa, [email protected], +90 0236 201 27 57. ** Dr. Öğr. Üyesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Kampüsü
45140 - Yunusemre – Manisa, [email protected], +90 0236 233 38 65.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
35
Vergisel Bilgilerin Otomatik Değişimi ve Türkiye’ye Etkileri
Gökhan Güney*
Özet
Günümüzde vergiler, devletler açısından en önemli gelir kaynağıdır. Toplumsal ihtiyaçların
karşılanabilmesi ve devlet organizasyonunun sürekliliği vergi gelirlerine bağlıdır. Bu yüzden devlet
kavramı kadar eski bir tarihe sahip olan vergiler, vazgeçilemez bir niteliğe sahiptir. Vergiler, devlet için
kaynak niteliğinde iken vergi mükellefi açısından bir tür gider mahiyetindedir. Bu sebeple zor şartlarda
gelir elde eden vergi mükellefi vergi ödemek istememektedir. Küreselleşen dünyada ortaya çıkan
birtakım kolaylıkları da kullanarak, vergi mükellefleri gelir ve servetlerini başka ülkelere taşıyabilmekte
ve böylelikle vergi ödemekten kaçınabilmektedir. Bu durum ülkelerin vergi idarelerini işbirliği
yapmaya zorlamaktadır. Vergi idareleri birlikte hareket ederek vergiden kaçınan vergi mükelleflerinin
mevcut bilgilerini birbirleriyle değişebilmektedir. Söz konusu bilgi değişimleri sayesinde vergi
mükellefleri gelir ve servetlerini hangi ülkeye taşırlarsa taşısınlar vergi ödemek zorunda kalmaktadırlar.
Birçok bilgi değişim yöntemi olmakla birlikte özellikle otomatik bilgi değişimi anlaşmaları yapılarak
ülkeler vergileme güçlerini artırabilmektedir. Otomatik bilgi değişimi bilgilerin düzenli olarak
değişimini de sağladığı için ülkeler açısından oldukça ilgi görmektedir. Otomatik bilgi değişimiyle
ülkeler vergi anlaşmaları imzalarken vergi mükelleflerinin özel bilgilerini üçüncü kişilerle paylaşmayı
da taahhüt etmektedirler. Hangi tür bilgilerin paylaşılacağı noktasında; vergi mahremiyeti ve mükellefin
tepkisi gibi konular önem kazanmaktadır. Çünkü olumlu ekonomik etkilerin yanı sıra olumsuz hukuki
durumlar da meydana gelebilmektedir. Bu çalışmada otomatik bilgi değişimi ve Türkiye’de yakın
dönemde uygulamaya konulan bu işbirliğin ortaya çıkarabileceği olumlu ve olumsuz etkilerine
değinilecektir.
Anahtar Kelimeler: Otomatik Bilgi Değişimi, Vergi İdareleri, Türkiye.
Jel Kodu: E62, H21, H71.
* Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi, [email protected] ,
05425147388.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
36
Denetim Komitesinin Örgüt İçindeki Yeri ve İlişki Boyutları*
Batuhan F. Mollaoğulları** Semra Öncü***
Özet
Denetim komitesi, yönetim kurulu adına iç denetim ve bağımsız denetim faaliyetlerinin etkinliğinden,
denetim süreçlerinden ve bu faaliyetler sonucu ortaya çıkan raporların kontrolünden ve gözetiminden
sorumludur. Denetim komitesi bu faaliyetleri yürütürken CEO, CFO gibi üst düzey yöneticiler, yönetim
kurulu, bağımsız denetçilerle ve iç denetim birimiyle koordinasyonu da sağlamakla yükümlüdür. Bu
anlamda denetim komitesi, etkin bir kurumsal yapının temel bileşenidir. Denetim komitelerinin kendi
sorumluluklarını düzgün bir şekilde yerine getirebilmeleri, kurumsal değeri çoğaltabilmeleri ve
koruyabilmeleri için kurumsal yapının işletmedeki yürütücüleri ile oluşturulan bu koordinasyon,
işletmenin daha çevik yapıya kavuşmasını sağlayacaktır.
Bu çerçevede çalışmada; denetim komitesinin, işletme içindeki yeri ve ilişki boyutu kavramsal olarak
ele alındıktan sonra yönetim kurulu, CEO, CFO, bağımsız denetçiler ve iç denetim birimi ile nasıl
etkileşimde bulunabileceği ve denetim komitesinin bu birimlerle olan ilişkisi tartışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Denetim Komitesi, İç Denetim, Bağımsız Denetim
Jel Kod: M42, M48, M49
* Bu çalışma Denetim Komitesinin İç Denetim Birimi Çalışmalarına Etkisi: Türkiye’de İç Denetim Birimi Yöneticilerinin
Algısı Araştırması başlıklı doktora tezinden çıkarılmıştır. ** Arş.Gör.Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İ.İ.B.F, Muhasebe – Finansman Anabilim Dalı, [email protected],
0(236) 2018000-8140 *** Prof.Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İ.İ.B.F, Muhasebe – Finansman Anabilim Dalı, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
37
Katılım Bankaları Müşterilerinin Hizmet Kalite Algıları: Demografik Özellikler
Açısından Bir Araştırma
Müslime Sözen* Erkan Özdemir**
Özet
Hizmet işletmelerinden en önemlileri olan bankalar açısından müşterilerinin algıladıkları hizmet
kalitesi oldukça önemlidir. Yoğun rekabet içerisinde olan katılım bankaları açısından müşterilerin
demografik özelliklerine göre hizmet kalitesinin hangi boyutlarının ne şekilde farklılaştığını
öğrenmek önemlidir. Çünkü bu verilere göre katılım bankaları pazarlama stratejilerini ve
uygulamalarını şekillendirebileceklerdir. Bu çalışmanın amacı, katılım bankları müşterilerinin katılım
bankalarının sundukları hizmet kalitesine yönelik algılarını ve bu algıların katılımcıların demografik
özelliklerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemektir. Bu amaçla katılım bankalarının
müşterileri üzerinde bir alan araştırması gerçekleştirilmiştir. Servqual ölçeğinin kullanıldığı araştırma
Bursa’da yapılmıştır. Araştırma verileri yüz yüze anket yöntemiyle toplanmıştır. Araştırmada,
kolayda örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen veriler frekans analizi, t-testi ve Anova testi
ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda hizmet kalitesinin (somutluk, güvenilirlik, isteklilik, güvenlik
ve empati) boyutları katılımcıların demografik özellikleri açısından değerlendirilmiştir. Analiz
sonucunda, katılım bankaları müşterileri tarafından algılanan hizmet kalite boyutlarının cinsiyet,
eğitim ve gelire göre farklılık göstermediği bulunmuştur. Güvenilirlik boyutunun ise sadece yaş
açısından farklı algılandığı bulunmuştur. İlginç bir şekilde en önemli farklılık katılım bankalarının
müşterilerinin medeni durumuna göre olmuştur. Hizmet kalitesinin tüm boyutları, katılımcıların
medeni durumuna göre farklılık göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Katılım Bankacılığı, Hizmet Kalitesi, Servqual Ölçeği, Demografik Özellikler.
Jel Kodu: M30, M31, G21
* Doktora Öğrencisi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Doktora Programı, Karamazak Mah.
İncisigüzel Sok. Muti Apt. No:6/4 Yıldırım/Bursa, [email protected], 0533205 9811 ** Doç. Dr, Bursa Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü, Görükle Yerleşkesi
Nilüfer/Bursa, [email protected], 02242941153
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
38
Ölçek Ekonomileri ve Optimal İşletme Büyüklüğü
Dilek Durak* Emina Karo** Havva Şaban***
Özet
Bu çalışmada, işletmelerin fonksiyonlarında ölçek ekonomilerini sağlayıp sağlayamadıkları
tartışılmaktadır. Küreselleşmenin yoğunlaştırdığı rekabet ortamı, firmaları ve ülkeleri, bu küresel
ekonomik ortamda daha avantajlı duruma geçmek için çalışmalar yapma konusunda zorlamaktadır.
Bunun içinde yapılması gereken, bilgiyi, teknolojiyi, geliştirmek ve iyi kullanmaktır. Günümüzde
özellikle iletişim ve ulaşım teknolojilerinde gerçekleşen ilerlemeler, firmalara ve ülkelere, ulusal
pazarlarını aşmaları ve dünya pazarlarına ulaşmalarında kolaylıklar sağlamaktadır. Böylece fırsatları iyi
kullanarak, daha çok ve daha ucuza üretecek, daha çok satarak daha çok gelir elde edecek ve daha üst
yaşam düzeylerine ulaşabileceklerdir. Buna göre yapılan işletme harcamaları ve maliyet
karşılaştırmasında, gelir artışının gerçekleştiği yıllarda, ölçek ekonomileri uygulanarak ortalama üretim
maliyetlerinde gözle görülür bir düşüş sağlanması, gelirin düştüğü yıllarda ise ölçek ekonomileri
uygulaması yapılmayarak yine gözle görülür bir şekilde ortalama işletme maliyetlerinde bir artış ortaya
çıkartılması genel kabul görmektedir. Çalışmamız literatür tarama yöntemi kullanılarak hazırlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Optimal İşletme, İşletme Yönetimi, Ölçek Ekonomisi,
Jel Kodu: F12,M21,L25
* Öğr. Gör., MR.PhD. Candidate., Uluslar arası Vizyon Üniversitesi, İktisat Bölümü, Ul. Major C. Filiposki No.1,
Gostivar/Makedonya , South Russian Üniversity, Instıtute of Management, Busıness and Law, Institute of Social Sciences,
Rostov-Na-Donu/ Russian Federation, [email protected]. ** Öğr. Üye., Doç. Dr., Uluslar arası Vizyon Üniversitesi, Hukuk Bölümü, Ul. Major C. Filiposki No.1, Gostivar/Makedonya
Makedonya/Gostivar, [email protected]. *** Öğr. Üye., MR.PhD. Candidate., Uluslar arası Vizyon Üniversitesi, Psikoloji Bölümü, Ul. Major C. Filiposki No.1,
Gostivar/Makedonya, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
39
İslami Finansın Küresel Finans Sisteminin Yerini Alması ve Yeni Finansal
Sistem
Mensur Nureddin Günter Mercan ** Nazife Yakubova Domazet ***
Özet
Neoliberalizmin doruk noktasını teşkil eden 1990’lı yıllardan başlayarak gevşetilen kurallar, büyümeyi
ve yaratıcılığı teşvik edecek gibi görünürken, zamanla daha fazla kazanmak için ahlak dışı yollara
sapmayı özendirecek bir ortamın doğmasına yol açtı. Kurallar gevşetildikçe yayılan “ahbap çavuş
kapitalizmi” gelişmiş ve gelişmekte olan hemen her ülkede, adil olmayan gelir dağılımı, sermayenin
belirli ellerde yoğunlaşması, finansal sistemin kırılgan yapısı, faiz ve döviz kuru hareketlerinden elde
edilen spekülatif kazançların artması, yoksulluk, üretim için gerekli fon kaynaklarına erişimin zor
olması gibi problemler, mevcut sistemin güvenirliğini kaybetmesine ve ekonomideki ana akımın
alternatif iktisadi modellere yönelik arayışlarını sürdürmesinde etkili olmuştur.
İslam’ın ekonomik sisteminin ideolojik çerçevesine baktığımız zaman, kapitalist açgözlülüğe ve
bireyler tarafından gerçekleştirilen acımasız sömürülere karşı en büyük güvenceyi sağladığını görürüz.
Bu ekonomik sistem bireyin bağımsızlığını ve onun iş ile mülkiyete karşı olan eğilimini kabul
etmektedir. Fakat, İslami ekonomik sistemi, bireyi, onun sermayesini veya proleteryayı hiçbir şekilde
tanrı seviyesine yüseltmez; girişimciliği ise savunur. İslami finansal sistemi ele aldığımızda kesin faiz
yasağı, belirsizlik ve spekülatif unsurlar içeren yüksek riskli faaliyetlerin yasaklaması; modern finansa
bulaşan sorunların çözümüne yardımcı olabilecek etik ve eşitlikçi bir alternatif sunması, borç ve paraya
dayanan ve trajik biçimde son bulacak mevcut sisteme göre yeni ve daha iyi bir sistem ortaya
çıkarmaktadır.
2008 Küresel Krizi’ni tetikleyen faaliyetlerin birçoğunun İslami finansal sistemde olmayışı,
çalışmamızda bu sistemin üzerine gidilmesi gerektiğinin açık ve net bir göstergesidir. İslami finansı
daha iyi anlayarak ve finansal krizlerin geçmişine bakarak İslami finanstan alınacak dersler olup
olmadığına; mevcut sistemde karşılaştığımız sorunlara ahlaki çözümler üreten İslami finansın kavram
ve felsefesinin küresel finans sisteminin yerini almasının gerekliliğini inceleyeceğiz.
Anahtar kelimeler: Finansal krizler, Ahlaki yoksunluk, İslami finans, İslami bankacılık
JEL Sınıflandırması: G01, G21, P51
Prof. Dr., Uluslararası Vizyon Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Gostivar, Kuzey Makedonya, e-mail: [email protected] ** Arş. Gör., Aziz. Kiril ve Metodiy Üniversitesi, Ekonomi Fakültesi, Üsküp, Kuzey Makedonya, e-mail:
[email protected] *** Arş. Gör. Mr., Uluslararası Vizyon Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Gostivar, Kuzey Makedonya, e-mail:
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
40
Yabancı Yatırımların Teşvikinde İşçi Maliyetlerin Etkisi – Makedonya Örneği
Bülent Derviş*
Özet
Gelişmekte olan ülkeler daha fazla yabancı yatırımcı çekebilmek için adeta birbiri ile bir yarış
içerisindedirler. Birçok gelişmekte olan ülke kendi yatırımcı ve üreticisine sağlamadığı teşvik ve
yardımı yabancı yatırımcıya sağlamaktadır. Yabancı yatırımcıları teşvik etmek için uygulanan
kolaylıklar arasında gelir ve kurumlar vergi muafiyet ve indirimleri, hammade ithalatı ve diğer gümrük
vergilerin sıfırlanması, emek piyasasındaki düzenlemeler yer almaktadır. Makedonya’ya baktığımızda
özellikle 2007 – 2016 yılları arasında dış yatırımların ülkeye girişini sağlamak için yabancı yatırımcılara
birçok kolaylık sağlanmıştır. Yabancı yatırımcıların ülkede faaliyet göstermesi, yeni iş alanların ve yeni
şirketlerin kurulması anlamına gelmektedir. Makedonya, bölgede işçi başına maliyeti en düşük ülkedir.
Yabancı yatırımları çekmek amacıyla Makedonya işçiye ödenen sosyal güvenlik paylarını minimum
düzeye çekmiştir. Bununla, yabancı ve yerli yatırımcılar üzerinde yük olan işçiye ödenen vergi
maliyetini azaltarak yeni yatırımların girişi teşvik edilmiştir.
Aşağıdaki tabloda 2008 ve 2018 yıllarında işçi başına ödenen vergi oranları yer almaktadır.
TABLO: İşçi Başına Ödenen Vergi Oranları
İŞÇİ BAŞINA ÖDENEN VERGİLER
(BRÜT MAAŞ ÜZERİNDEN % PAY)
2008 2018
Zorunlu emeklilik ve malul sigortası 21.2 18
Zorulu sağlık sigortası 9.2 7.3
İşsizlik sigortası 1.6 0.5
İlave sağlık sigortası 0.5 1.2
TOPLAM 32.5 27 Kaynak: Makedonya Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı Makedonya Cumhuriyeti Emek ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
Son yıllarda yabancı yatırımlarda gözle görünür bir artış sağlanmıştır. Bütün bu gelişmeler karşısında
ister doğrudan üretime bağlı olsun ister hizmet sektöründe olsun yabancı şirketlerin ülkedeki faaliyetleri
istihdamı artırırken, işsizliği azaltma eğilimi göstermiştir. Makedonya istatistik kurumu verilerine göre
2010 yılında ülkede işsizlik oranı yaklaşık yüzde 37 iken 2018 yılnda bu oran yüzde 20’lere kadar
gerilemiştir. İşsizliğin azalması yabancı yatırmlara bağlanmakla beraber özellikle hükümetin uyguladığı
işsizlikle mücadele politikaların etkisi de söz konusudur.
* Doç. Dr., Uluslararası Vizyon Üniversitesi.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
41
Elektronik Ticaretin Etkileri ve Elektronik Ticarette Karşılaşılan Sorunlar
Davran Yuldaşev*
Özet
Teknoloji gün geçtikçe hızla ilerlemektedir. Bilgisayar teknolojisi ise bunun en önemli etkilerinden
birisi. Ticaret kavramı da internette yerini alarak elektronik ticaret (E-ticaret) meydana gelmiştir.
Elektronik ticaret henüz ülkemizde yeterince yaygınlaşmamıştır. İnternet teknolojisinin getirdiği hızlı
bilgi iletişimi sayesinde işletmeler, işyerleri müşterilerine, tedarikçilerine daha hızlı ve kolay
erişebilmekte ve çeşitli faaliyetlerinin maliyetini bu yolla azaltabilmektedir.
İnternet sayesinde rekabet etme fırsatı yakalama, hatta rekabet üstünlüğü elde etme ihtimali ortaya
çıkmıştır. Üstelik günümüzde bu fırsatları değerlendirememenin maliyeti eskisine göre çok daha
fazladır. Gelişmekte olan ve genç nüfusa sahip olan bir Ülke olarak İnternet teknolojilerinden
yararlanmak için çaba harcamanın da her zamankinden daha çok şimdi zamanıdır.
Anahtar Kelimeler: Teknoloji, Alışveriş, E-ticaret
* Д.Л.Юлдашев, PhD., и.о.доцента, Заведующий кафедрой менеджмента и туризма Международного Кыргызско-
Турецкого института Международного университета им. К.Ш.Токтомаматова (г.Жалал-Абад, Кыргызская Республика).
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
42
Teknokentlerin Yüksek Teknolojili Ürün İhracatına Etkisi: Türkiye Örneği
İlkay Dilber* Beyza Mıynat Taşdemir**
Özet
Teknokentler, günümüzde teknoloji geliştirme amacına hizmet eden en önemli mekanizmalardır.
Üniversite-sanayi-devlet-toplum işbirliğinin kurulması adına köprü işlevi gören teknokentler son 30-40
yıldır gelişmiş ülkelerin teknolojik ilerlemesinde büyük bir öneme sahip olmuştur. Türkiye’de ise 2001
yılında yürürlüğe giren “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri” kanunu ile gelişim göstermeye ve sayıları
günden güne artmaya başlamıştır. Çalışmada, Türkiye’de teknokentlerin gelişim sürecine, bu yapıların
yaygınlaştırılması ile ulaşılmak istenen ekonomik, sosyal ve kültürel amaçlara yer verilerek,
teknokentlerin önceliği olan Ar-Ge faaliyetlerinin ve bu faaliyetler sonucunda ortaya çıkan yüksek
teknolojili çıktıların ekonomik gelişmenin sağlanabilmesi hususunda oynadığı role değinilmiştir. 2001-
2017 yıllarını kapsayan dönem için Türkiye’deki teknokentlere ait değişkenlerin yüksek teknolojili ürün
ihracatı üzerindeki etkisini belirlemek çalışmanın temel hedefidir. Teknokentlere ait değişkenler;
teknokent sayıları, teknokentler aracılığıyla elde edilen patent başvuru sayıları ve Ar-Ge proje
sayılarıdır. Bu değişkenler kapsamında uygulanan regresyon analizi sonucunda teknokentlerin yüksek
teknolojili çıktı elde etme hususunda etkinliği yüksek olan bir yapılanma olduğu ortaya konmuştur.
Anahtar Kelimeler: Teknokentler, Üniversite-Sanayi İşbirliği, Ar-Ge, Yüksek Teknolojili Ürün
İhracatı.
* Doç. Dr. Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Anabilim Dalı, [email protected],
0236 233 06 57-154. ** PhD, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
43
Yapay Zeka ve Ticaret Savaşları
Saleh Mehdiyev* Hayriye Başçı Nur**
Özet
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından küreselleşmenin başlaması ve özellikle yıkılan Avrupa’nın tekrardan
inşa edilmesi için diğer ülkelerden emek göçü ülkelerin birbirleriyle etkileşimde bulunmasını
sağlamıştır. Ülkelerararsı fiyat farklılaşması, yerli üretim yetersizliği, mal farklılaşması, mevsimsel
etkiler gibi faktörler dış ticarete iten etmenler arasında yer almaktadır. Global ticaretin bu yükselişi
ülkelerin bunu bir silah gibi de kullanmasına sebep olmuştur. İki ülke arasında çıkan anlaşmazlık
zamanı uygulanan ambargolar ülkelere ekonomik zararlar vermektedir. Teknolojik yeniliklerin getirdiği
ekonomik kalkınmalar ülkelerin birbirleriyle ticaret savaşı başlatmasına neden olan faktör haline
gelmiştir. Özellikle Sanayi 4.0 olarak adlandırılan bir çağda yapay zekanın hız kazanması ülkeler
arasındaki ticari davranısları bambaşka bir boyuta getirmiştir. 30 Kasım 2018 tarihinde Arjantinde
gerçekleştirilen G20 zirvesinin gündemindeki konular özellikle ; çelik üretimindeki fazla kapasite,dijital
geleceğin sürdürülebilirliği,bilgi ekonomisi ve tüm liderlerin dikkat merkezinde olan ticaret savaşlari
olmuştur. Yüksek teknolojili sektörler üzerinden tırmanan bu savaşın ne kadar genişleyeceği ve
sonuçların neler olacağı tartışma konusudur.
Çalışmanın ilk bölümünde yapay zekanın kavramsal çerçevesi verilmiş, ikinci bölümde etkilediği
alanlar incelenmiştir. Bir sonraki bölümde ticaret savaşlarına bazı örnekler verilmiş ve son bölümde
sonuç kısmı yer almıştır.
Anahtar kelimeler: Yapay zeka, Ticaret savaşları, Teknoloji
JEL Kodu: F10, O30, O38
* Manisa Celal Bayar Üniversitesi Yüksek Lisans öğrencisi Saleh MEHDİYEV. Manisa Yunusemre. Muradiye mah. 38.
Sokak. [email protected] +90 0552 337 5049 ** Manisa Celal Bayar Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü Dr. Ögr. Üyesi BAŞÇI NUR. [email protected] ,+90 0555 508
5976.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
44
E- İhracat Uygulamaları, Gelişimi ve Türkiye’nin E-İhracat Potansiyeli
Hüseyin Atay* İsmail Gürhan Zübeyir**
Özet
Dünyamız; siyasal, ekonomik ve sosyal olarak birçok alanı etkileyen hızlı bir küreselleşme sürecine
tanıklık etmektedir.
Bu değişim ve dönüşüm, 21’inci yüzyılda bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelere paralel
olarak yükselen bir “bilgi toplumunu” beraberinde getirmiş; geleneksel iş yapma metotlarından
vazgeçilmesi ve teknolojiye dayalı iş yapma metotlarına odaklanılması ile birlikte ‘dijital ekonomi’
doğmuştur. Bu yeni ekonominin temel taşı “İnternet”; iş yapma metodu ise "Elektronik Ticaret (e-
ticaret)" olmuştur.
Her değişimde olduğu gibi, bilgi çağıyla gelişen bilişim ekonomisi de toplumsal yapının yeniden
tanımlanmasına neden olmuş; bu kapsamda ekonominin kuralları, yöntemleri, işleyişi, kısaca üretim
ilişkileri kadar, yasal düzenlemeler de değişime uğramıştır.
Günümüzde ekonomik ortamın büyük ölçüde bilgi ağlarına kayması sonucunda gelişen yapı "Bilişim
Ekonomisi" olarak adlandırılmakta; mal ve hizmetlerin, üretim, tanıtım, satış, sigorta, dağıtım ve ödeme
işlemlerinin bilgisayar ağları üzerinden yapılması şeklinde tanımlanan "Elektronik Ticaret" ise bu yapı
içerisinde önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
İnternet ekonomisinin en hızlı büyüyen parçalarından biri olarak karşımıza çıkan e-ticaret, perakende
ticaret ve uluslararası ticareti değiştirip dönüştürmekte; bu sürecin ürünü olarak e-ticarette yeni küresel
trendler ortaya çıkmaktadır. Dünyada e-ticaretin küreselleşmesi olarak adlandırılan süreç içerisinde
ortaya çıkan global trendlerden biri de, “Elektronik İhracat(e-ihracat)” tır.
Küreselleşme ile beraber genişleyen ticaret hacmi bir taraftan uluslararası ticarette yer alan aktör
sayısını artırmış, diğer taraftan da işlemlerin karmaşık hale gelmesine sebep olmuştur Ticaretin
yoğunlaşması ile artan uluslararası rekabet ekonomi ve işletmelerde yeni alanların ortaya çıkmasını
tetiklemiştir.
Teknolojik gelişmeler, ulaşım ve iletişim maliyetlerindeki büyük azalış ve liberal politikalar,
kapitalizmin küreselleşmesini sağlayarak uluslararası mal ticaretine büyük bir ivme kazandırırken diğer
taraftan hacmi artan küresel ticaret dünyasının müdahaleler karşısında kırılganlığı artmıştır.
Bu durum uluslararası ticaretin gelişebilmesi için ticaretin kolaylaştırılması ihtiyacını ortaya çıkarmış,
ticaretin kolaylaştırılması kavramının uluslararası girişimler ile düzenlenmesi ve desteklenmesine yol
* Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası Ticaret Bölümü, Organize Sanayi Bölgesi, Sarı Cadde No:1/A
Nilüfer / Bursa, [email protected], 0507 745 99 96. ** Yalova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, İktisat Bölümü, , Organize Sanayi Bölgesi, Sarı
Cadde No:1/A Nilüfer / Bursa, [email protected], 0555 536 80 81.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
45
açmıştır. Ülkemizde ihracata dayalı büyüme stratejisi çerçevesinde bu düzenlemeler desteklenmekte ve
uygulanmaktadır.
Gayri safi yurt içi hasılanın bir unsuru olan ihracatın hasıla üzerinde pozitif yönde etkisi bulunmaktadır.
İhracat artarken yurt içi gelir de artmaktadır. Aynı zamanda ihracat ülkenin işsizlik oranını azaltır ve
ülkeye olan para girişini arttırır. Böylece, ihracat artışı ülke refah seviyesinin artmasına yol açar. Bu
çerçevede, her ülkenin en önemli hedeflerinden biri ülke ihracatının artmasının sağlanması olmaktadır.
Söz konusu hedefe paralel olarak ülkemizde Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yürütülen
“2023 Türkiye İhracat Stratejisinin Sektörel Kırılım Projesi” kapsamında Türk ihracat rakamlarının
2023 yılına kadar kademeli olarak artarak 2023 yılında 500 milyar dolar seviyesine ulaşması ve bu
projenin hedeflerinden biri de, ihracatçılarımızın küresel alanda rekabetçiliğinin arttırılmasıdır.
Bu çalışmanın temel amacı, teknolojinin gelişimine paralel olarak ortaya çıkan elektronik ticarette yeni
bir küresel trend olarak ortaya çıkan e-ihracatın tanıtılması; Türkiye’nin İhracat Rakamları ve 2023
İhracat Hedefinin Gerçekleştirilmesi Noktasında E-İhracatın Önemi, potansiyeli ve geliştirilmesi
noktasında gümrük işlemlerinin basitleştirilmesi ve iyileştirilmesi boyutuyla gümrük idaresine düşen
rolün değerlendirmesinin yapılması ve bu kapsamda öneriler sunulmasıdır.
Anahtar Kelimeler: E-Ticaret, E-Ticaret Girişimcisi, Firmadan Müşteriye E-ticaret, E-İhracat,
Gümrük İşlemleri
Jel kodu: F02, F19, H11, H20
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
46
Örgütsel Destek Ve Psikolojik Sahipliğin, Risk Alma Eğilimi Ve Bireysel
Performansa Etkisi, Güvenlik Personeli Üzerine Bir Araştırma
Serhat Erat*
Özet
Bu araştırmada örgütsel destek ve psikolojik sahipliğin, çalışanların risk alma eğilimi ve bireysel
performanslarına etkisi incelenmiştir. Araştırmanın örneklemi devlet üniversitelerinde görev yapan 715
güvenlik personelinden oluşmaktadır. Araştırmanın amacı önemli yönetsel algıların risk alma eğilimi
ve bireysel performans üzerine etkisini belirlemek ve alan yazındaki boşluğu doldurmaktır.
Araştırmadan elde edilen veriler SPSS programı ile analiz edilmiş ve açıklayıcı faktör analizi,
korelasyon analizi ve regresyon analizleri ile test edilmiştir. Araştırma bulguları göstermektedir ki,
Örgütsel Destek ile Risk Alma Eğilimi ve Bireysel Performans arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir
ilişki olduğu bulunmuştur. Benzer şekilde Psikolojik sahiplik ile Risk Alma Eğilimi ve Bireysel
Performans arasında da anlamlı bir ilişkinin varlığı tespit edilmiştir. Ayrıca bu araştırma ile ortaya çıkan
sonuçlar bu konularda yapılacak yeni araştırmalara ve literatüre önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.
Anahtar Sözcükler: Örgütsel Destek, Psikolojik Sahiplik, Risk Alma Eğilimi, Bireysel Performans
Jel Kodu: M0,M10,M19
* Dr. Öğr. Üyesi, Gebze Teknik Üniversitesi, İşletme Fakültesi, Strateji Bilimi Bölümü, Gebze / Kocaeli, [email protected], +90
0262 605 14 85.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
47
Mali Güce Göre Vergilendirme
Hakan Bay*
Özet
Kişilerin mali güce göre vergilendirilmesi sosyal devletin vergi adaletini sağlaması ile ilgilidir. Bu ilke
gereğince karşılıklı ya da karşılıksız her fert kamusal hizmetler için elde ettiği gelir ya da sahip olduğu
servetine göre vergi yüküne katlanmak zorundadır. Ancak bu yüke katlanırken kişinin kendisinin ve
ailesinin geçimini sağlayacak miktarın üzerindeki gelir ve servetin vergilendirilmesi gerekmektedir.
Mali güç vergi sistemimize 1961 Anayasası ile girmiş bir kavramdır. 1982 Anayasasının “vergi ödevi”
ile ilgili 73’üncü maddesinin birinci fıkrasında da herkesin mali gücüne göre vergilendirilmesi gerektiği
belirtilmiş ve bu şekilde adil bir vergilendirmenin gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Bunu yapabilmek
için vergi yükünün adil ve dengeli dağıtılması gerekir. Mali güç uygulamada kamu maliyesi açısından
“ödeme gücü ilkesi” ilkesi olarak değerlendirilmektedir. Kamu maliyesinde gelir, servet ve harcamalar
mali gücün göstergesi olmaktadır. Mali güce ulaşılmasında Türk Vergi Sisteminde asgari geçim
indirimi, artan oranlı tarife yapısı, istisna ve muafiyet uygulamaları, emek gelirlerinin sermaye
gelirlerinden ayrılması gibi birtakım uygulamalardan yararlanılmakta ve vergi adaletine ulaşılmaya
çalışılmaktadır. Mali güce göre vergilendirme dar anlamda vergilendirme yetkisi kapsamında
uygulanabilecek bir ilkedir. Çünkü dar anlamda vergilendirme yetkisi kapsamına vergi, geniş anlamda
vergilendirme yetkisi kapsamına ise vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler girmektedir.
Vergi dışındaki diğer yükümlülüklerde kısmen “karşılık” ve “faydalanma ilkesi” geçerli olmaktadır. Bu
çalışmada ödeme gücüne ulaşılmasında gelirin mi? servetin mi? harcamanın mı? dikkate alınacağı,
hangisinin ne ölçüde vergilendirilmesi gerektiği hususlar üzerinde durulmuş ve Türk Vergi Sisteminde
mali güce ne ölçüde ulaşılabildiği değerlendirilmiştir. Ayrıca Anayasa Mahkemesinin “mali güç”
kavramına yaklaşımı ortaya konularak kavramın “hukuki” ve “iktisadi” açıdan ifade ettiği anlam
belirlenmeye çalışılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Alım Gücü, Ödeme Gücü, Mali Güç, Vergi Adaleti, Fedakarlık Teorisi, Anayasa
Mahkemesi.
JEL Kodu: H20, K10, K30, K34.
* Araş. Gör. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü, Dokuzçeşmeler Kampüsü, 24
Sokak No:2 PK: 35160 Buca / İzmir, [email protected], +90 0232 301 02 64.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
48
Vergi Direnci – Vergi Uyumu
Zeynep Arıkan* Ahmet İnneci**
Özet
Ekonomik birimlerden hukuki cebir altında ve karşılıksız olarak devlete kaynak şeklinde aktarılan vergi,
herkesin ödeme gücüne göre ödemekle yükümlü olduğu bir görevdir. Vergi ödevinin yerine getirilmesi
zorunlu ve önemlidir. Gelirin, servetin ya da harcamanın vergilendirilmesinde mükellefin rızasına göre
işlem yapılmaz. Çünkü vergi cebren tahsil edilen bir kamusal geliridir. Ödenmesi mükellefin rızasına
bağlı değildir. Vergilendirme sürecindeki alacak-borç ilişkisinde borçlu taraf olarak mükellef iki şekilde
hareket edebilir. Ya vergiye uyum sağlar ya da direnç gösterir. Vergi direnci mükellefin vergiyi
ödememek ya da az ödemesi için gösterilen tepkisel bir harekettir. Vergiye karşı gösterilen tepkiler
çeşitli olabilir. Verginin reddi, vergi kaçırma, vergiden kaçınma, vergi planlaması, vergi cennetlerine
göç, vergiyi yansıtma, tüketim ve tasarrufu kısma, ikame etkisi, vergi isyanı bu tepkiler arasında yer
alır. Mükelleflerin vergiye karşı direnç göstermeleri oranların yüksekliği, cezalar ve denetimin yetersiz
ve etkisiz kalması, vergi bilincinin oluşmaması, vergi sisteminden ve idareden kaynaklanan sorunlar,
vergisel uygulamalar gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır. Alacaklı durumunda olan devletin ise sahip
olduğu hukuki ve fiili gücü kullanırken mükellef haklarına dikkat etmesi ve vergilendirme yetkisinin
sınırlarını aşmaması gerekir. Vergiye karşı direnci azaltmada kamusal hizmetlere yönelik algılamaların
iyileştirilmesi de önemlidir. Bu nedenle vergiye gönüllü uyumun sağlanmasında verginin alınması ve
harcanması önemli bir rol oynamaktadır. Çalışmamızda vergi direncini etkileyen faktörler açıklandıktan
sonra vergiye karşı mükelleflerin tepkileri ortaya konmaya çalışılmıştır. Böylelikle vergiye gönüllü
uyumun sağlanmasında alınması gereken önlemlere değinilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Vergi Direnci, Vergi Uyumu, Vergiye Tepki, Vergi Ödevi, Vergi İsyanı.
Jel Kodu: H20, K30, K34.
* Prof. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü, Dokuzçeşmeler Kampüsü 24 Sokak
No:2, 35160 Buca/İzmir, Tel: 0 232 301 02 74, [email protected]. ** Arş. Gör., Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü, Dokuzçeşmeler Kampüsü 24 Sokak
No:2, 35160 Buca/İzmir, Tel: 0 232 301 02 83, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
49
Yargı Kararları Çerçevesinde Ticari Defterlerin Delil Niteliğinin
Değerlendirilmesi
Ezel Altunay* Mehmet Yüce**
Özet
Ticari işletmenin tüm işlemlerinin kaydedildiği ticari defterler, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda
düzenlenmiştir. Ancak, ticari defterlerle ispat hükümleri bu kanun kapsamına alınmamıştır. Bu
hükümler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu kapsamda ticari defterlerin
delil olarak kullanılabilmesi genel şartlara bağlanmış olup, sahibi lehine delil olabilmesi için de
HMK’nın 222. maddesinde belirtilen şartları taşıması gerekmektedir. Ancak, kanun koyucu ticari
defterlerin sahibi aleyhine delil teşkil etmesi için özel bir şart belirtmemiştir. Bu da, kanunda belirtilen
şartlara uygun olarak tutulmamış defterlerin sahibi aleyhinde delil olacağı sonucunu ortaya
koymaktadır. Kanunda belirtilen şartları taşıyan defterlerin kesin delil niteliği taşımakta ve sahibi
açısından en önemli ispat araçlarından biri olmaktadır.
Anahtar Sözcükler: Ticari Defterler, İspat, Delil
Jel Kodu: M40,M41
* Yüksek Lisans Öğrencisi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Maliye Bölümü, Görükle Yerleşkesi/Bursa,
[email protected], +90 0532 162 7683. ** Prof. Dr., Bursa Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Görükle Yerleşkesi/Bursa,
[email protected], +90 0224 2941091- 41091.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
50
Plastik Poşet Vergisi ve Seçilmiş Ülke Uygulamaları
Tülin Canbay* Yücel Ergün**
Özet
Çevresel sorunlar günümüzde giderek artmaktadır. Bu sorunların azaltılmasına yönelik çeşitli müdahale
araçları uygulanmaktadır. Plastik poşet vergisi de bu müdahale araçlarından biri olmaktadır. Plastik
poşetler okyanusları en fazla kirleten maddelerden biridir. Bu durumun nedeni her yıl plastik poşetlerin
milyarlarca üretilmesi ve doğaya bırakılması neticesinde yüzyıllarca yok olmamasıdır. Plastik
poşetlerin çok fazla üretilmesinin sebebi ucuz, hafif ve dayanıklı olmaları nedeniyle günlük hayatın
birçok alanında kullanılmasıdır. Bu nedenle çevreye verdiği zarar da büyük olmaktadır. Bu çalışmada
plastik poşetlerin yapısını, çevreye verdiği zararları ve plastik poşet vergisini uygulayan seçilmiş ülke
örneklerine yer verilecektir.
Anahtar Kelimeler: Plastik poşet, çevre, plastik poşet vergisi, çevre sorunları.
JEL Kodları: F64, H2, H23, Q5.
* Prof. Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü, tü[email protected] ,
Tel No: 0 (236) 2018174. ** Arş. Gör., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü, [email protected] ,
Tel. No: 0 (236) 2018185.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
51
Türkiye’de Yenilebilir Enerjiye Yönelik Vergisel Teşvikler
Mine Biniş*
Özet
Günümüzde petrol ve kömüre dayalı fosil enerji kaynaklarından ziyade yenilenebilir, doğaya ve çevreye
duyarlı enerji kaynaklarına doğru bir yönelim ortaya çıkmıştır. Yenilenebilir enerji yatırımları ülkelere
sağladığı çevresel ve ekonomik çıktılarından dolayı teşvik edilecek alanlar arasında yer aldığı
görülmektedir. Özellikle sürdürülebilir kalkınmanın temin edilmesi için yenilenebilir enerji
kaynaklarının payının artırılmasına ilişkin teşvikler önem arz etmektedir.
Yenilenebilir enerji yatırımları çok yüksek maliyet gerektiren ve yüksek risk taşıyan yatırımlardır.
Teşvikler ile enerji üretiminin maliyetini azaltma veya yatırımcıların gelirlerini artırmaya yönelik
belirlenecek politikalar ile yatırımcılar yenilenebilir enerjiye yönelik yatırımlara özendirilebilir. Türkiye
gibi enerji kaynaklarında dışa bağımlılık gösteren ülkelerde izlenecek uygun teşvik politikaları ile dışa
bağımlılık azaltılıp, yerli kaynaklardan optimal bir şekilde faydalanılması temin edilebilir. Bu noktada
çeşitli kamu politikaları izlenebilir. Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımları yatırım teşvik belgeli
olmak şartıyla Genel Yatırım Teşvik Belgesi kapsamındaki desteklerden yararlanma imkânına sahiptir.
Vergisel teşvikler kapsamında KDV ve Gümrük Vergisinden muafiyet tanınması ile birlikte ek destekler
şeklinde 10 yıllık Tarife Garantisi (FIT) uygulaması, lisanslama ücretlerinin daha düşük olması, lisans
muafiyeti ve arazi edinimi gibi fırsatlar da sunulmaktadır.
Çalışmanın amacı, Türkiye’de yenilenebilir enerjiye yönelik mali teşviklerin özelde de vergi
teşviklerinin mevcut durumunu ortaya koyup, değerlendirmesini yapmaktır. Bu amaçla öncelikle
yenilenebilir enerji kavramı incelenmiş olup, enerji sektörünün vergisel yükümlülükleri üzerinde
durulmuştur. Daha sonra Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımlara sağlanan teşvikler
değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda Türkiye’de yenilenebilir enerjiye yönelik ayrı bir
vergi teşvik rejiminin düzenlenmediği, yıllar itibariyle enerji tüketiminin artış göstermesiyle ile birlikte
yenilenebilir enerjiye yönelik yatırımların ve teşviklerin aynı ivmeyi yakalamada yetersiz olduğu
sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Yenilenebilir enerji, Vergi Teşviki, Yenilenebilir enerji yatırımları
Jel Kodu: H20, H23, H25
* Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü, Balıkesir Üniversitesi Çağış
Yerleşkesi, 10145, Balıkesir, +90 0266 249 65 35-111, [email protected]
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
52
Büyük ve Orta Boy İşletmeler için Finansal Raporlama Standardı’ nın (BOBİ
FRS) TMS/TFRS’ ye Getirdiği Yenilikler ve Uygulanmasında Karşılaşılan
Güçlükler
Fatma Akyüz* Tolga Yeşil** Yeliz Uslu***
Özet
Avrupa Birliği’ne aday üye ülke olunması sürecinde, Türkiye Muhasebe Sistemi’nde önemli gelişmeler
yaşanmaktadır. Bu gelişmeler ile işletmelerin hazırladıkları finansal tablolardan yararlanacak kişi veya
kurumların ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap verilmesi amaçlanmıştır. 2018 yılından itibaren
uygulanmaya başlanan Büyük ve Orta Boy İşletmeler İçin Finansal Raporlama Standartları (BOBİ FRS)
da yerel finansal raporlama çerçevesinde bağımsız denetime tabi olup, Kamu Yararını İlgilendiren
Kuruluşlardan (KAYİK) olmayan büyük ve orta boy işletmelerin ihtiyacını karşılamak için
hazırlanmıştır. Bu çalışmada BOBİ FRS kapsamlı bir şekilde incelenmeye çalışılmıştır. BOBİ FRS’ nin
Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) ve Türkiye Muhasebe Standartları’na (TMS) getirdiği
yenilikler ve uygulanmasında karşılaşılan güçlükler ele alınmıştır. Çalışmanın sonucu olarak BOBİ
FRS, ulusal anlamda diğer mevzuat ve kanunlarla uyumsuzluk taşımakta olduğu tespit edilmiştir. Bu
sebeple, BOBİ FRS uygulayıcıları tarafından konuyla ilgili sıkıntıların yaşanması kaçınılmazdır.
Anahtar Kelimeler: BOBİ FRS, TFRS, TMS, Finansal Raporlama.
Jel Kodu: M40, M41, M48.
* Dr. Öğr. Üyesi, Uşak Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü, Muhasebe ve Finansman Anabilim
Dalı, Ankara-İzmir Karayolu 8. Km. 1 Eylül Kampüsü Merkez/ Uşak, [email protected], +90 (0276) 221 21 21,
dâhili no:2365. ** Öğr. Gör. Dr., Tehlikeli Mallar Güvenlik Danışmanı, Uşak Üniversitesi, Banaz Meslek Yüksekokulu, Yönetim ve
Organizasyon Bölümü, Ankara-İzmir Karayolu 3. Km Banaz / Uşak, [email protected], +90 0276 221 21 21/35 25-
+90 0276 221 21 50. *** Tezli Yüksek Lisans Öğrencisi, Uşak Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü, Ankara-İzmir
Karayolu 8. Km. 1 Eylül Kampüsü Merkez/ Uşak, [email protected], +90 0553 360 38 37.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
53
Yeni Nesil Kurumsal Kaynak Planlaması ve İşletme Açısından Önemi
Hakan Aracı* Vildan Şen**
Özet
Bu çalışmada, Kurumsal Kaynak Planlama sistemlerinin muhasebe süreçlerine etkisi araştırılmıştır.
Muhasebe bilgi sisteminin temeli, işletmede bölümler arasında koordinasyonun sağlanması, toplanan
verilerin ortak bir veri setinde değerlendirilmesi ve elde edilen bilgilerin tüm kullanıcılara ihtiyaç
duyulduğu anda anlamlı bir şekilde sunulmasıdır. Muhasebe sistemi tarafından üretilen bilgilerin;
doğru, zamanlı, tam ve uygun nitelikler taşıması gerekmektedir. Bu anlamda işletme yöneticileri
stratejik önemi olan ERP sistemleri ile kayıt ve raporlama değil aynı zamanda analiz ve stratejik
kararlarda alabilmelidir.
ERP sistemleri, bir işletmenin bütün kaynakları, bilgi ve fonksiyonların paylaşılan bilgi depolarından
yönetilebilmesi ve koordinasyonunu sağlayan ve kurumsal çaplı ve entegre bilgi sistemleridir.
Kurumsal kaynak planlama (ERP) sistemi, lojistik, üretim, finans, muhasebe ve insan kaynakları gibi
bir kurumun fonksiyonel alanlarını kapsayan tamamen entegre işletme yönetim sistemidir. ERP sistemi
işletmenin birden çok fonksiyonunu (satın alma, satış, üretim planlama, satış, depo yönetimi, muhasebe
ve insan kaynakları) bir araya getirerek, tek bir veri tabanı üzerinden verilere ulaşımı sağlayarak,
işletmenin tüm birimleri ile koordineli çalışan entegre bir üretim sistemini mümkün hale getirir. Çalışma
sonucunda, ERP projesinin işletmeye adaptasyonu beş aşamada gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Muhasebe, Kurumsal Kaynak Planlama Sistemi, Entegre İşletme Yönetimi.
JEL Kodları: M40, M41
* Dr. Öğretim Üyesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi, [email protected], 0555
443 66 66. ** Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme – Muhasebe Finansman Tezli Yüksek Lisans,
[email protected], 0553 310 30 94.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
54
BIST’te İşlem Gören Aracı Kurumların Finansal Performanslarının
Değerlendirilmesi: ARAS ve COPRAS Yöntemleri ile Bir Uygulama
Özlem Kuvat* Melek Aksu** Şakir Sakarya***
Özet
Aracı kurumlar, sermaye piyasalarında tasarruf sahipleri ile yatırımcılar arasında bilgi ve fon akımını
sağlayarak finansal derinliğin artırılmasına hizmet etmektedir. Türkiye’de finansal derinliğin artırılması
hedefine ulaşmada aracı kurumların büyük rolünün olması, aracı kurumların finansal performanslarının
hem yatırımcılar hem de aracı kurum yöneticileri tarafından değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bu
çalışmanın amacı, Borsa İstanbul (BIST)’da işlem gören aracı kurumların finansal performanslarını
2011-2017 yılları aralığında değerlendirmektir. Çalışmada aracı kurumların çeşitli finansal
göstergelerinin bir arada değerlendirilebilmesine olanak sağlayan ARAS (Additive Ratio Assesment)
ve COPRAS (Complex Proportional Assessment) çok kriterli karar verme yöntemleri kullanılmıştır.
Aracı kurumların finansal göstergelerinin finansal performans üzerindeki etki dereceleri (ağırlıkları) ise
geliştirilmiş Entropi yöntemi ile belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Finansal Performans, BIST, Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri
Jel Kod: C30, C44, C81
* Dr. Öğr. Üyesi, Balıkesir Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme Bölümü, [email protected]. ** Arş. Gör., Balıkesir Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme Bölümü, [email protected]. *** Prof. Dr., Balıkesir Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme Bölümü, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
55
Stratejik Yönetim Sürecinde Orta düzey Yöneticiler
Şükran Gökce*
Özet
Bu çalışma konum olarak örgüt hiyerarşisinin ortasında yer alan yöneticilerin stratejik yönetim
sürecindeki rolü ve katkısı üzerine literatüre katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Geleneksel yönetim
anlayışında üst düzey yönetim/yöneticiler örgütün nihai sorumlusu olarak geleceğe yönelik amaç ve
hedeflerin belirlenmesinden, orta düzey yönetim/yöneticiler bu amaç ve hedefleri gerçekleştirmek için
plan ve eylemlerin koordine edilmesinden, alt düzey yönetim/yöneticiler ise günlük faaliyetlerin yerine
getirilmesi için yönetsel işlevleri olmayan iş görenleri yönetmekten sorumlu tutulmaktadırlar. Ancak
belirsizliği ve karmaşıklığı giderek artan bir çevrede faaliyet gösteren günümüz örgütlerinde üst düzey
yöneticiler işgal ettikleri konum sebebiyle çoğu zaman olaylara uzak ve yetersiz kalabilmektedir. Bu
nedenle etkin bir örgüt yönetiminde organizasyon içerisinde pek çok görevi yerine getiren orta düzey
yöneticilerin stratejik yönetim sürecindeki rollerini ortaya koymak önemlidir. Bu doğrultuda, “orta
düzey yönetici” ve “orta düzey yöneticilerin rolleri” ile stratejik yönetim bağlamında bu konuyu ele
alan, Google ve akademik veri tabanındaki dergiler üzerinden 1975-2017 yılları arasında yayınlanmış
olup, ulaşılabilen ulusal ve uluslararası çalışmaların genel bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Öncelikle
bu konuda yapılan ulusal çalışmaların uluslararası çalışmalara göre azlığı dikkat çekmektedir. Ayrıca,
orta düzey yöneticilerin rolleri arasında önemli düzeyde örtüşme vardır ve rollerin kapsamı örgütsel
bağlam, zaman ve yöneticilerin tutumuna bağlı olarak şekillenmektedir. Araştırmacılar söz konusu
yöneticilerin özellikle iletişim ve işbirliği rolüne vurgu yaparken, karar verme rolünü göz ardı
etmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: Orta Düzey Yönetici, Rol, Stratejik Yönetim
Jel kod: M10, L10, M12
* Arş. Gör. Necmettin Erbakan Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Köyceğiz Yerleşkesi, Meram/Konya,
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
56
İş Aramada Örgüt ve Çalışan Uyumu: Beş Faktör Kişilik Özelliklerinin İş
Değerleri ile İlişkisi
Seda Mumlu Karanfil*
Özet
Amaç: Günümüz iş yaşantısında çalışanların kişilik özellikleri ve iş değerleri önemli bir hale gelmiştir.
Kişiler kendi kişilik ve değerlerine uygun örgütlerde çalışmak isterken şirketlerde kurumlarının
değerlerine, kültürüne uygun kişileri işe almak isterler. Bu durumun sebebi ise bireylerin farklı kişilik
ve değerlere sahip olması ve örgüte uyum sağlama, iş tatmini, örgütsel bağlılık, verimlilik gibi
konularda bu iki kavramın önem arz etmesidir. Kişilik kapsamı en geniş kavramlardan birini
oluşturmaktadır. Kişinin doğumu ile şekillenmeye başlayan kişilik aileden, çevreden ve toplumdan da
etkilenmektedir. Bilimsel çalışmalar ışığında kişilik bireyi diğerlerinden ayıran davranışları
içermektedir. Kişilik beş boyuttan oluşmaktadır. Bu boyutlar; Dışadönüklük, Uyumluluk, Sorumluluk,
Nevrotiklik ve Değişime Açıklık şeklindedir. Kişiliğin bir parçası da değerlerdir. Değerler kişilik
tarafından etkilenmektedir. Bu konuya iki şekilde açıklama getirilmiştir. Birincisi kişilerin dünyayı
görme biçimi, hisleri onların işe olan bakışını etkilemektedir. İkincisi ise farklı kişilik tipine sahip kişiler
farklı iş türlerine yönelmektedir. Kişilik gibi değerlerde bireyleri, toplumları, grupları birbirinden ayıran
önemli kavramlar ve fikirlerden oluşmaktadır. Hofstede (1980)’de değeri bir durumun diğerine tercih
edilmesi olarak tanımlamıştır. Schwartz (2006) ise kişilerin sahip olduğu değerlerin belirli kriter ve
standartlarının olduğunu ve olayların, politikaların seçimine yardımcı olduğunu ifade etmektedir. İş
değerleri kavramı ise çalışanların işteki rollerinin tanımlanması, geliştirilmesi, ayarlanması olarak ifade
edilmektedir. Kişilerin işe karşı sahip olduğu düşünce ve tutumlarda iş değerlerini ortaya koymaktadır.
İş değerleri dört boyuttan oluşmaktadır. Bu boyutlar İşin anlamlılığı ve Yararlılığı, İnsani İlişkiler, İş
ortamı ve Özerklik şeklindedir. Çalışanların iş ile ilgili tutumları, inançları, tercih ve ilgileri vardır.
Çalışma hayatı insanın yaşamında büyük bir yer kaplamakta ve insanlar kendi değerlerine benzer
değerlere sahip işlerde ve şirketlerde çalışmak istemektedirler. Dolayısıyla çalışanların iş değerleri ile
firma seçimi arasında olumlu yönde bir ilişki vardır. Araştırmada beyaz yakalı çalışanların iş değerlerine
verdikleri önemi belirlemek ve kişilik özellikleri ile iş değerleri arasında bir ilişkinin var olup
olmadığını ortaya koymak amaçlanmıştır. Çalışmada beyaz yakalı çalışanların 4 iş boyutunu ne ölçüde
önemli bulduğu, hangi iş değerlerini daha fazla önemsediği araştırma konusu olmuştur. Özetle
çalışanların iş ararken kişilik özelliklerinin iş değerlerini belirlemede bize yol gösterip göstermediği
sorgulanmıştır. Yöntem: Çalışma kapsamında nicel bir araştırma yapılmakta ve veri toplama yönetimi
olarak anket yöntemi kullanılmaktadır. Anket; Goldberg vd. tarafından 1992 yılında geliştirilen ve 1999
yılında John ve Srivastava tarafından güncellenen beş faktör kişilik ölçeği ve Kaya (2010) tarafından
geliştirilen iş değerleri ölçeklerinden oluşturulmuştur. Sonuç: Çalışanların iş değerleri ve kişilik
özellikleri iş başarısı, iş tatmini, iş verimliliği, çalışan motivasyonu ve kariyer planlaması gibi konular
üzerinde etkilidir. Kişilerin işlerinden memnun olması, işlerine devam etmesi, ayrılması gibi konularda
iş ile ilgili özellikler önem arz etmektedir. Bu bağlamda hangi kişilik özelliklerinin hangi iş değerleri
ile ilişkili olduğu, çalışanların motivasyonu, başarısı, iş tatmini ve kariyerleri açısından önemli bir konu
olmaktadır. Araştırma ile kişilik ve iş değerleri ilişkisi ele alınacak ve önemi tekrar vurgulanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Kişilik, İş Değerleri, Beş Faktör Kişilik Özellikleri
* İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesi, İnsan Kaynakları Anabilim Dalı, Türkiye, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
57
Risk İştahı ile Likidite Arasındaki İlişki: Türkiye Örneği
Gönül Çiftçi* Şükriye Gül Reis**
Özet
Likit sermaye piyasaları alım-satım fiyat aralığının dar olduğu, elden çıkarılma hızının yüksek ve işlem
maliyetlerinin düşük olduğu piyasaları ifade etmektedir. Ayrıca literatürde, likiditenin yüksek olduğu
piyasalarda sermaye maliyetinin daha düşük olduğu ve kurumsal yönetişim uygulamalarının daha etkin
kullanıldığına ilişkin çalışmalar yer almaktadır. Likiditenin bu özellikleri yatırım kararı alınırken
likiditeyi değerlendirme kriterleri arasına yerleştirmiştir.
Sermaye piyasalarında yatırımcıların davranışlarını etkileyen çeşitli unsurlar bulunmaktadır.
Davranışsal finansın ortaya çıkması ile piyasalarda görülen rasyonel olmayan hareketlerin nedeni
anlaşılmıştır.Sonuç olarak, bazı yatırımcıların rasyonel olmadığı, yatırım kararlarını sadece geçmiş
verilere göre değil kendi duygusal yaklaşımlarına göre yaptıkları bulunmuştur. Yatırımcıların riske
bakış açısı da davranışsal bir durum olup hesaplanan risk iştahı endeksi ile ölçülebilmektedir. Çeşitli
değişkenlerle hesaplanan bu indeks Türkiye için Merkezi Kayıt Kuruluşu(MKK) tarafından 2008
yılından beri her hafta yayınlanmaktadır .
Bu çalışmada, sermaye piyasası aktörlerinin yatırım davranışlarını yansıtan risk iştahı endeksi ile piyasa
likiditesi arasındaki ilişki nedensellik analizi ile ortaya konulmuştur. Veri seti 01.01.2013’den
01.01.2019’a kadar olan altı yıllık bir süreyi kapsamaktadır. Borsa İstanbul’un likiditesini ölçmek için
Amihud likidite yetersizliği oranı kullanılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Risk İştahı Endeksi, Likidite, Amihud Likidite Yetersizlik Oranı.
Jel Kodu: G12, G32,G33, G41.
* Arş. Gör., Adıyaman Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü, Altınşehir Mahallesi Gölbaşı
Caddesi, Merkez/ Adıyaman, [email protected], +90 553 205 0718. ** Dr.Öğr.Üyesi, Gaziantep Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Merkez Kampüs, Şahinbey/Gaziantep,
[email protected], +90 342 317 2038.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
58
Enerjiyle Genişletilmiş Üretim Fonksiyonunun ARDL ve Ridge Regresyonla
Tahmini: Türkiye’den Bulgular
Mehmet Fırat Olgun* Hasan Ağan Karaduman**
Özet
Bu çalışmada 1963-2017 dönemine ait yıllık veriden hareketle Türkiye için emek ve sermayenin yanı
sıra enerjiyi de girdi olarak alan Cobb-Douglas üretim fonksiyonu tahmin edilmiştir. Öncelikle Gayri
Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) ve üretim faktörleri arasındaki uzun dönemli ilişkinin varlığı tek eşitliğe
dayanan Auto Regressive Distributed Lag (ARDL) modeli ile saptanmaya çalışılmıştır. Elde edilen
bulgular çıktı ve girdilerin eş bütünleşik olduğunu göstermektedir. Emek, sermaye ve enerji girdilerine
ait uzun dönem çıktı esneklikleri istatistiksel olarak anlamlıdır ve pozitiftir. Diğer yandan kısa dönemli
dinamikleri de yansıtan hata düzeltme modelinin sonuçları da beklentilerle uyumlu sonuçlar
sergilemiştir. Uzun dönemli ilişkinin saptanmasının ardından ikame esnekliğinin hesaplanması için
Translog üretim fonksiyonu da tahmin edilmiştir. Kullanılan değişkenler arasındaki yüksek dereceden
çoklu doğrusal bağıntı nedeniyle Translog model Ridge Regresyonu yardımıyla tahmin edilmiştir.
Ridge Regresyon tahmin sonuçları, girdiler arasındaki ikame esneklik katsayılarının istatistiksel
bakımdan birden farklı olmadığını göstermektedir.
Anahtar Sözcükler: Üretim Fonksiyonu, ARDL, Ridge Regresyon
Jel Kodu: C01,C32, C67, E23
* Yüksek Lisans Öğrencisi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü,
[email protected], +90 545 245 23 01.** Dr. Öğr. Üyesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü, Davutpaşa Kampüsü PK:
43220 İstanbul, [email protected], +90 532 302 38 24.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
59
Eğitim, Bilgi Ekonomisi, Ekonomik Gelişme İlişkisi
Betül İnam*
Özet
Geçmişten bu yana eğitim toplumların yapısal dönüşümlerinde rol oynayan en önemli aktörlerden biri
olmuştur. Eğitim sistemi ekonomik sistemin bir tamamlayıcısıdır. Eğitim bireyler için daha iyi bir gelir
ve daha iyi yaşam koşullarının sunmanın yanında onlara etkili seçimler yapabilme kabiliyeti kazandırır.
Toplumlar için ise eğitim, beşeri sermayeyi arttırır, toplumsal çatışmaları önler, kurumları daha verimli
hale getirebilir. Daha adil, daha hızlı ve sürdürülebilir bir ekonomik gelişmeye yardımcı olur.
Günümüzde beşeri sermaye bilimsel ve teknolojik bilginin üreticisi, transferi ve kullanımının en önemli
aracıdır. Ülkelerin küresel rekabetin dışında kalmaması için teknolojik çıktıya ihtiyacı vardır ve bunu
üretebilmenin yolu insan kaynağına gereken önemi vermekte saklıdır. Eğitim sistemini bilim ve
teknoloji üreten verimli bir mekanizmaya dönüştürmek Türkiye gibi ülkeler için hayati önem
taşımaktadır. Ekonomik ve sosyal sorunları büyük ölçüde çözmenin risksiz yolunun bu olduğu
söylenebilir. Bu çalışmada Türkiye, dünyanın çeşitli ülkeleri ile eğitim, bilim ve teknoloji, ekonomik
gelişme bakımından karşılaştırılmıştır. 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında olma hedefi
olan Türkiye’nin hedefe ulaşabilmesi için daha fazla çaba göstermesi gerekmektedir. Ar-Ge
çalışmalarına daha fazla yatırım yapması, beşeri sermayeyi ve teknolojik çıktıları arttırmak için farklı
eğitim ve ekonomi politikaları geliştirmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Beşeri Sermaye, Eğitim Harcamaları, Ekonomik Gelişme, Bilgi Ekonomisi.
Jel Kodu: I25, H52, O38.
* Arş Gör, Bursa Uludağ Üniversitesi, İİBF, Maliye Bölümü, Görükle Kampüsü, Nilüfer/ Bursa, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
60
Tüketicilerin Uzak Doğu Asya Kökenli Ürünlere Karşı Tutumu: Çin ve Güney
Kore Karşılaştırması
Ayşenur Efe*
Özet
Bu çalışmada, yakın zamanda özellikle gençler arasında artan Uzak Doğu Asya ülkelerine olan ilginin
Uzak Doğu Asya kökenli ürünlere karşı tutumunda ülke faktörünün etkisi incelenmiştir. Bu çalışma,
literatürde animosity (tüketici düşmanlığı) ve allosentrism (diğer merkezcilik) olarak geçen iki kavram
temelinde gerçekleştirilmiştir. Yapılan araştırma sonucunda tüketicilerin Çin’e karşı hissettiği tüketici
düşmanlığı tutumunun Çin kökenli ürünleri tercihinde olumsuz bir etki yapmaktadır. Aynı bağlamda
tüketicilerin Güney Kore’ye karşı hissettiği diğer merkezci tutumun sonucunda, Güney Kore kökenli
ürün tercihi olumlu yönde gerçekleşmektedir. Çalışma nicel bir çalışma olup 462 kişilik bir örneklem
grubuna anket yöntemi uygulanmıştır.
Anahtar Kelimeler: ürün kökeni, ürün tercihi, animosity, allosentrizm
JEL Sınıflandırması: M00, M10, M30
* Arş. Gör., Bursa Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü,
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
61
Türkiye’de Kurulan İslami ve Geleneksel Yatırım Fonlarının Karşılaştırmalı
Performans Analizi
Melek Aksu* Sinan Aytekin** Şakir Sakarya***
Özet
Bu çalışmada Türkiye’de kurulmuş 35 adet geleneksel yatırım fonu (hisse senedi fonu) ve 22 adet islami
yatırım fonunun (katılım fonu) 04.01.2016-31.12.2018 tarihleri arasındaki 3 yıllık dönemde göstermiş
oldukları performansların Sharpe Oranı, Treynor Oranı, Sortino Oranı, Jensen Alfa, Beta, Bilgi Oranı
(Information Ratio) ve Calmar Oranları ile karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu
amaçla elde edilmiş olan performans göstergeleri öncelikle varyansların homojenliği için Levene testi
ile sınanmıştır. Daha sonra performans göstergelerine bağımsız örneklemler için t-testi uygulanmıştır.
Elde edilen sonuçlara göre islami ve geleneksel yatırım fonlarının performansları arasında Sharpe Oranı,
Sortino Oranı, Jensen Alfa, Bilgi Rasyosu, Calmar Oranı ve Beta değerleri açısından istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık olduğu tespit edilmiştir. Bu performans ölçütlerinden Sharpe Oranı, Sortino Oranı
ve Bilgi Rasyosu göstergelerinde geleneksel fonlar ortalama değerler açısından daha başarılı olmalarına
karşın istatistiksel olarak anlamlı fark bulunan Jensen Alfa, Calmar Oranı ve Beta değerleri ortalamaları
açısından ise islami fonların daha başarılı olduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan istatistiksel olarak
anlamlı farklılık olmamasına karşın Treynor Oranı ile fon brüt getiri ve fon net getiri ortalama değerleri
açısından islami fonların 3 yıllık dönemde daha başarılı olduğu görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Yatırım Fonu, Fon Performansı, Portföy Yönetimi
Jel Kod: E44, G11, G20
* Arş. Gör., Balıkesir Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme Bölümü, [email protected]. ** Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme Bölümü, [email protected]. *** Prof. Dr., Balıkesir Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme Bölümü, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
62
Kadınlara Yönelik Ayrımcılık, Cam Tavan Sendromu ve Kadın Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlerin Karşılaştıkları Zorluklar
Ebru Güler* Zerrin Fırat**
Özet
Çalışma hayatında tarihsel sürece bakacak olursak dünya genelinde kadınlar belirli zorluklarla
karşılaşmaktadırlar. Türkiye’de kadınlar, erkeklere oranla çalışma hayatında daha pasif kalmışlardır.
Pasif kalmalarının sebeplerinden biriside cinsiyet ayrımcılığıdır. Cinsiyet ayrımcılığı eğitim hayatından
başlayıp çalışma hayatına kadar uzanmaktadır. Araştırmalar sonucunda kadınların çalışma hayatında
karşılaştıkları bu engeller cam tavan sendromu olarak adlandırılmıştır.
Bu çalışmada bağımlı çalışan meslek mensuplarının bağımsız çalışan kadın meslek mensuplarına göre
daha çok bu sendromuna maruz kaldıkları tespit edilmesi amaçlanmaktadır.
Bu çerçevede, çalışma şekline göre; bağımlı ve bağımsız çalışan meslek mensubu kadınlara yönelik
tutumlarda, cam tavan sendromunun alt boyutları arasında anlamlı fark olup olmadığı incelenmek
istenmiştir. Çalışmada kadın ve erkek ayrımı yapılmadan toplamda 300 meslek mensubuna anket
uygulanmıştır. Bulunan bulguların analizi için SPSS programı kullanılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Cinsiyet Ayrımı, Cam Tavan, Kadın Muhasebeciler
Jel Kodu: J16, M12, O15
* Uudağ Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü, Muhasebe ve Denetim Bölümü, Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü 16059 Görükle / Nilüfer / Bursa, [email protected], +90 0537 746 1249. ** Doç. Dr., Uludağ Üniversitesi, İnegöl İşletme Fakültesi, İnegöl Yerleşkesi Cerrah Yolu 16400 İnegöl / Bursa ,
[email protected], +90 0224 294 2695.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
63
Yeşil Tedarik Zinciri Yönetimi Uygulamalarında Maliyet Faktörü
Gülay İrak* Nihal Altun**
Özet
Doğal kaynakların tahribi ve artan çevresel felaketler, işletmeleri üretim süreçlerinde daha bilinçli
davranmaya sevk etmiştir. Kaynakların kıt olması, müşteri beklentilerinin değişmesi (sosyal ve çevresel
fayda beklemeleri), yasal zorunluluklar, çevresel sivil toplumun faaliyetleri gibi etkenler işletmelerin
faaliyetlerine devam ederken sadece kar maksimizasyonu odaklı değil sosyal ve çevresel boyutu da
içine alan bir dönüşüm geçirmesine yol açmıştır. Bu bağlamda işletmelerde yeşil uygulamalar, stratejik
bir önem kazanmış ve tüm tedarik zincirine doğru genişlemiştir. Tedarik zincirine yeşil uygulamaları
dahil etmek isteyen işletmeler, iç ve dış engellerle karşı karşıya kalmışlardır. Bu çalışmada, yeşil
politika uygulamalarının önündeki iç engellerden maliyetlerin, işletmeler açısından olumlu ve olumsuz
etkileri literatürde yer alan çalışmalar incelenerek ortaya konulmuştur.
Anahtar Sözcükler: Yeşil Tedarik Zinciri, Engeller, Maliyet Faktörü
Jel Kodu: M10, Q52, Q56
* Dr. Öğr. Üye. Gülay İRAK, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası Ticaret
ve İşletmecilik Bölümü, [email protected] ** Arş. Gör. Nihal ALTUN, Bursa Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Uluslararası Ticaret ve Lojistik
Bölümü, [email protected], 0505-018-23-58
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
64
SMMM Adaylarının Zorunlu Olarak Yaptıkları Stajın Mesleki Gelişimlerine
Etkileri
Adem Şen* Zerrin Fırat**
Özet
3568 sayılı meslek yasasına göre serbest muhasebeci mali müşavir (smmm) adaylarının mesleğe
girebilmeleri için staja giriş sınavını başarıyla geçmelerinin ardından yerine getirmesi gereken staj
yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yasayla zorunlu olan staj dönemi tüm adayları kapsamakta olup, staj
ruhsatlı en az bir meslek mensubu gözetiminde veya denetiminde yapılabilmektedir. Muhasebecilik
mesleği vergi mükellefiyeti olan vatandaş ya da kurum ile devlet arasında bir köprü vazifesi
gördüğünden bu etkileşimin sağlıklı bir şekilde yürümesi için smmm mesleğini kariyer olarak seçmiş
olan adayların yeterince bilgi ve deneyime sahip olmaları gerekmektedir. Çünkü mükellefler devlet
karşısında yükümlülüklerini yerine getirirken ihtiyaç duyacakları bilgiler smmm’ler tarafından
sağlandığından mükellefler açısından herhangi bir mağduriyet yaşanmamasının yanı sıra ekonomik
hayatın dinamizminin de eklenmesiyle mesleğin etkin bir biçimde sürdürülebilmesi için sadece
uygulamadan bağımsız olarak ele alınan teorik bilgilerle sağlanan kaynaklar ne yazık ki yetersiz
kaldığından güncel hayata da tatbikini içeren stajyerlik yükümlülüğünü de beraberinde getirmiştir.
Elbette günümüz piyasa şartlarında stajyerler açısından yükümlülüğü yerine getirme noktasında meslek
camiasında yaşanan eksiklikler ve çözümü bekleyen sorunlar olsa da stajyerlerin bunu bir yükümlülük
olarak görmekten ziyade bu mesleği hakkıyla icra etmelerine yardımcı olacak kazanımları olduğunu
stajyerlik sürecinin ilerleyen dönemlerinde yararını görecekleri bir süreçtir. Bu çalışmanın temel amacı;
staj sürecinin mesleki gelişime katkısını incelemektir.
Anahtar kelimeler: Serbest muhasebeci mali müşavir, Stajerlik, Meslek.
* YL Öğr, Bursa Uludağ Üniversitesi, İnegöl İşletme Fakültesi. ** Doç.Dr., Bursa Uludağ Üniversitesi, İnegöl İşletme Fakültesi.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
65
Yükseköğretim Kurumlarında Öğrenim Yönetim Sistemlerinin Bilgi
Teknolojileri Kapsamında Eğitsel Faaliyetlerde Kullanımı: Uludağ Üniversitesi
Örneği
Erdem Özüçelik*
Özet
Zaman kavramının hızla ilerlediği 21.yüzyıl’da insanoğlunun en büyük buluşlarından olan bilgi
teknolojileri, hayatımızda vazgeçilmezler arasına girmektedir.
Yüksek Öğretim kurumlarının maliyetlerini minimum seviyeye indirgemek adına bilgi
teknolojilerinden faydalanmaları, kurumları uzaktan eğitim sistemlerine yöneltmektedir. Örgün
eğitimde ihtiyaç duyulan derslikler, bu dersliklerin ihtiyaçları, ısınma, öğrencilerin ulaşım giderleri gibi
maliyetler bu kurumları bilgi teknolojilerine yönlendirmektedir. Bu yönelim, kurumların maliyetlerini
azalttığı gibi hem öğrenciler eğitimlerini çevrimiçi ve çevrimdışı olarak alabilmekte hem de
akademisyenler eğitimlerini rahat bir şekilde teknolojik sanal platformlarda, öğrenci ile iletişimlerini
zaman ve mekân kaydı olmaksızın yapabilmektedirler.
Uzaktan eğitim sistemleri çerçevesinde kullanılan öğrenim yönetim sistemleri, eğitim alanında
teknolojiyi kullanma adına başvurulan en yaygın yazılım sistemidir. Bu yazılım sistemleri, ders
etkinliklerinin yapılması, ödev teslimi ve kontrolü, öğrencilerin birbirleri ile iletişimi ve ders
paylaşımları ile öğrenmenin yaygınlaştırılması için yardımcı bilgi teknolojileridir. Bu durum akademik
bilgiye olan ulaşımın kolaylaştırılması yönünde teknolojik bir değişime sebep olmaktadır. Bu değişimi
gerçekleştirmek adına yapılan Uludağ Üniversitesi Kurumsal Eğitim ve Araştırma Faaliyetleri
Yönetişim Sistemi yazılımı eğitim ve öğretim adına fayda sağlamaktadır.
Bu çalışmada Uludağ Üniversitesi’nin örgün eğitim sistemlerine entegre etmiş olduğu UKEY
sisteminin, öğrenciler tarafından kullanımı, teknoloji kabul modeli çerçevesinde incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Uzaktan eğitim, Öğrenim Yönetim Sistemleri, Eğitim, Bilgi Teknolojileri
Jel kod: I21, I23, I25
* Uludağ Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü İşletme Bölümü Yönetim ve Organizasyon Anabilim dalı Doktora öğrencisi,
Görükle Kampüsü 16059 Nilüfer/BURSA, [email protected], +90 531 329 12 02.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
66
Vergi Oranlarındaki İndirimin Sektör Endeksleri Üzerindeki Etkisi: BIST’de
Bir Araştırma
Hasan Hüseyin Yıldırım* Kemal Faruk Yazgan** Şakir Sakarya***
Özet
Ülkelerin ekonomi yönetimleri belirlemiş oldukları hedeflere ulaşmak için para ve maliye politikası
araçlarını kullanırlar. Özellikle ekonominin daralma dönemlerinde genişletici politikalar uygulanarak
üretim ve istihdam arttırılmaya çalışılır. Genişletici politikalar olarak kamu harcamalarındaki artış,
vergi indirimleri, borçlanmadaki artış, para arzı ve faiz oranlarındaki düşüşler örnek gösterilebilir.
Uygulanan politikaların başarılı sonuçlar doğurabilmesi için politikaların birbiri ile uyumlu olması
gerekmektedir. 2018 yılının ikinci yarısından sonra yaşanan döviz kurundaki yükseliş Türkiye
ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler oluşturmuştur. Karşılaşılan bu durumla mücadele etmek için mal
ve hizmetlere uygulanan Katma Değer Vergisi (KDV) ve Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarında
31.10.2018 tarihinde bir takım indirimlere gidilmiştir. Uygulanan bu vergi indirimleri ile piyasalarda
bir canlanmanın olması hedeflenmiştir. Bu çalışmanın amacı, KDV ve ÖTV’de yapılan vergi
indirimlerinin ilgili sektör endekslerinin performansları üzerindeki etkisinin incelenmesidir. Çalışmanın
uygulama kısmında olay çalışması yönteminden yararlanılmıştır. Buna göre elde edilen sonuçlar
değerlendirilerek önerilerde bulunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, Olay Çalışması, Finansal
Performans
JEL Kodu: E62, G14, H25
* Dr. Öğr. Üyesi, Balıkesir Üniversitesi, Burhaniye Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Bankacılık ve Finans, Türkiye,
[email protected] ** Vergi Müfettiş Yardımcısı, Haliç Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı, İstanbul, Türkiye,
[email protected] *** Prof. Dr., Balıkesir Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü, Türkiye, [email protected]
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
67
Marka Değeri ve Hisse Getirisi Arasındaki İlişkinin Tespiti: BIST 50 Endeksi
İçin Bir Araştırma
Mehmet Emin Akkılıç* Hasan Hüseyin Yıldırım**
Özet
Giriş: Günümüz dünyasında, marka ürün veya hizmetlerin birbirlerinden ayırt edilmesinde rol oynayan
çok önemli bir stratejik rekabet aracıdır. Marka isim, terim, tasarım, sembol gibi kavramların
bileşiminden oluşmaktadır. Markaya dayalı olarak oluşturulan günümüzün önemli unsurlarından bir
tanesi de marka değeridir. Marka değerinden etkilenen önemli birçok paydaş vardır. Bu paydaşların
oluşturan asli unsurlar; yatırımcılar, aracılar ve tüketicilerdir. Gerek yatırımcılar, gerek aracılar ve
gerekse tüketiciler ürün ve hizmetlere ilişkin karar alırken, marka değerini göz önünde bulundururlar.
Bu etkiden dolayı marka değeri her geçen gün daha da önemli bir hale gelmektedir. Günümüz
işletmecilik anlayışında işletmelerin sahip olduğu marka değerinin finansal performans üzerinde etkili
olup olmadığı araştırmacıların ilgisini çekmektedir. Amaç: Bu çalışmanın amacı marka değeri ile
işletmelerin hisse senedi getirileri arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Yöntem: Çalışmanın yöntem
kısmında, 2016-2018 yılları için Brand Finance ve BİST'ten seçilen firmaların marka değeri ve hisse
senedi getirileri dikkate alınarak korelasyon ve regresyon analizi uygulanmıştır.
Anahtar Kelimeler: BIST, Marka, Marka Değeri, Firma Değeri, Korelasyon Analizi, Regresyon
Analizi
JEL Kodu: C30, G10, L10
* Prof. Dr., Balıkesir Üniversitesi, Burhaniye Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Uluslararası Ticaret, Türkiye,
[email protected]. ** Dr. Öğr. Üyesi, Balıkesir Üniversitesi, Burhaniye Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Bankacılık ve Finans, Türkiye,
hhyildirim@balıkesir.edu.tr.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
68
Türk Bankacılık Sektöründe Etkinlik-Rekabet İlişkisi
Deniz Erer* Elif Erer**
Özet
Finansal sistemin temel kuruluşlarından biri olan bankacılık sektörü, fon arz-talep ve ödeme işlemlerine
aracılık yaparak ekonominin finansmanını sağlamakta, merkez bankasının para politikasının
yürütülmesinde önemli rol oynamaktadır. Bankaların diğer ekonomik birimler ile yakından etkileşimi
nedeniyle, bankacılık sektöründe meydana gelecek herhangi bir problem, ekonominin tamamını
etkilemektedir. Bu nedenle bankacılık sisteminin krizler karşısında gücünün arttırılmasına yönelik
olarak yapılan düzenlemeler, bankaların etkinliğinin ve rekabetinin artmasına neden olmuştur.
Literatürde “rekabet-etkinlik” hipotezi olarak adlandırılan bu teoriye göre, rekabet düzeyi arttıkça
etkinlik düzeyinin de arttığı varsayılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, 2006-2019 dönemi için Türkiye’de
faaliyet gösteren ticari bankaların etkinliğini karşılaştırmak ve bankacılık sektöründeki rekabet-etkinlik
ilişkisini ortaya koymaktır. Bankaların etkinliğinin ölçümünde etkin sınır yaklaşımdan, rekabet
yapısının ölçümünde ise Lerner İndeksi’nden yararlanılmıştır. Çalışmada etkinlik ve rekabet arasındaki
uzun dönemli ilişkiyi ortaya koyabilmek amacıyla yatay kesit bağımlılığını dikkate alan Westerlund
eşbütünleşme analizi kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçları, Türk bankacılık sektöründe rekabet ile
etkinlik arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Bankacılık Sektörü, Etkinlik, Rekabet
Jel kod: C23, G21
* Dr., Ege Üniversitesi, İktisat Bölümü, [email protected]. ** Dr., Ege Üniversitesi, İktisat Bölümü, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
69
Türkiye’de Tüketici Güven Endeksi ve Seçilmiş Makro Ekonomik Değişkenler
Arasındaki İlişki
Melih Özçalık* Ece D. Erol**
Özet
Ekonomik karar birimlerinin geleceğe yönelik öngörülerini ve beklentilerini çeşitli endeksler
yansıtmaktadır. Tüketicilerin ekonomi ile ilgili eğilimlerini ve değerlendirmelerini ölçmek amacıyla ise
Tüketici Güven Endeksi hesaplanmaktadır. Endeks, tüketicilerin mali durumları, ekonomiye ilişkin
mevcut durumları, gelecek dönem beklentileri ile yakın gelecekteki harcama ve tasarruf eğilimlerini
gösteren öncü bir göstergedir. Tüketici Güven Endeksi, her ay Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından tüketici eğilimi anketi ile oluşturulmaktadır.
Bu çalışmada 2007-2018 Türkiye ekonomisinin tüketici güven endeksi ile seçilmiş makroekonomik
değişkenler arasındaki ilişki incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Tüketici güven endeksi, döviz kuru, enflasyon
* Doç.Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü,[email protected]. ** Doç.Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü,[email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
70
Türkiye Ekonomisinde Enflasyon ve Vergi Gelirleri İlişkisi
Melih Özçalık* Ece Demiray Erol**
Özet
Enflasyon oranları ve vergi gelirleri arasındaki ilişkinin incelenmesi uzun yıllardır sürmektedir. Bunun
önemli nedenlerinden birisi Tanzi etkisi olarak bilinen enflasyonun vergi gelirlerini reel anlamda
azalttığı yaklaşımdır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşanan yüksek enflasyon sorunu, elde edilen
kamu gelirlerinin bir süre sonra reel anlamda azalmasına yol açmaktadır. Bu durum bütçe dengesini
etkilemekte ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinin üzerinde daha büyük bir baskı yer almaktadır.
Çalışmada 2006- 2019 yılları arasında aylık temelde enflasyon oranı ile vergi gelirlerinin arasındaki
ilişki Türkiye ekonomisi için zaman serisi ekonometrisi kullanılarak incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Olivera Tanzi, Vergi harcamaları, Bütçe açığı.
* Doç.Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü,[email protected]. ** Doç.Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü,[email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
71
Integration of Activity Based Costing to the Environmental Management
Accounting
Funda Özçelik*
Abstract
Nowadays with increasing consciousness of stakeholders on environmental issues, there is an intense
pressure on firms about their environmental impacts on the society. The pressure related with the
environmental issues force firms to look for new and cost-efficient ways to manage and minimize
environmental impacts. For this purpose, firstly, it is a prerequisite to identify the environmental impacts
and related costs firms cause and bear. Conventional accounting systems trace environmental costs in
general overhead accounts that makes them hidden and allocated them to products roughly that distorts
product costs. The managers and executives have no incentive to reduce these environmental costs as
they are unaware of the magnitude of these costs. Calculating product costs incorrectly lead to
inaccurate pricing and faulty management decisions as well. Environmental management accounting
allows management to identify and assess environmental costs correctly. Besides this, allocation of
environmental costs to related cost objects is important. Activity based costing (ABC) improves cost
calculation by seperately identifying environmental costs and allocating them only to the polluting
activities and products. In this paper, integration of ABC to the environmental management accounting
is proposed and results of traditional cost allocation system and ABC are compared with an example.
Key Words: Environmental management accounting, environmental costs, activity based costing
(ABC).
Jel Code: M40, M41, M49
* Asst. Prof., Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü, Görükle, Bursa,
[email protected], 02242941195.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
72
The Role of Microfinance on Welfare and Poverty Reduction in Somaliland
Halit Yanikkaya* Ahmed Moumin Hussein**
Abstract
Poverty is a serious problem in which the less developed countries are struggling to overcome. Today,
however, microfinance has become an efficient method of reducing poverty and improving the economy
of the societies. The role of microfinance in socio-economic improvements, however, varies from
country to country. The purpose of this study is to observe the role of Microfinance on poverty reduction
as well as the welfare of the society in Somaliland. Sub-Saharan Africa countries are examples of the
world’s most poverty disturbed regions. Global efforts are also being made to eradicate all forms of
extreme poverty in 2030, known as the Sustainable Development Goals (SDGs). The number one
priority of these 17 goals is to end all forms of extreme poverty in the world at the year 2030. The world
committed an agenda in 2000 to decrease the number of individuals residing on extreme poverty in the
year 2015, but more than 800 million individuals around the globe still live on fewer than $ 1.25 per
day. An assessment about this goal in 2005 discloses that SSA countries have failed to reduce the
extreme poverty while other regions in the world have achieved success in this effort. However, the use
of microfinancing has reduced the extreme poverty among the users of microcredit. It also creates a
class of micro-entrepreneurship (Mondal, 2009).
Microfinance is a key development tool to improve the socioeconomic development of poor people and
recent years its rapidly continue to grow in Sub-Saharan Africa. A study on the impact of Microfinance
on Sub-Saharan Africa shows that microfinance has positive effects as well as a harmful effect to the
livelihoods of the poor. The authors of this paper have considered impacts on income, savings,
expenditure, and the accumulation of assets, as well as non-financial outcomes including health,
nutrition, food security, education, child labor, women’s empowerment, housing, job creation, and
social cohesion (Van Rooyen, Stewart, & De, 2012)
A study done by the World Bank states that Somalia is recovering from 25 years of political instability
and civil war that fragmented the country and created widespread vulnerability. The prolonged civil war
caused a widespread drought and instability. Poverty is defined as having a total consumption
expenditure lower than the international poverty line of US$1.90 at 2011 PPP, also varies across the
Somali population, ranging from 26 to 70 percent. Regional differences in poverty between the North
East (27 percent) and the North West (50 percent) are much larger than urban/rural variation (45/52
percent). In urban areas, poverty ranges from 26 (North East) to 57 percent (Mogadishu). In rural areas,
poverty ranges from 34 percent (North East) to 61 percent (North West) (“Report No: AUS19442
Poverty & Global Practice, Africa,” n.d.) The target population of my study is Somaliland which is a
self-declared state internationally recognized as an autonomous region of Somalia. It has a total
population of 3.5 million. In Somaliland, the Kaaba Microfinance Institution (K-MFI) and Salaam
Financial Services are able, with their financial services, to reach the economically active poor in both
urban and rural areas. The researcher therefore wishes to shed some light on the role of Microfinance
on welfare and poverty reduction in Somaliland.
Key words: Microfinance, welfare, poverty reduction, Somaliland
* Prof. Dr., Gebze Tecnical University ** Gebze Tecnical University
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
73
Differences Of National Treatment Principle Under The GATT And GATS
Sinan Misili*
Abstract
The law of World Trade Organization (WTO) has complex nature. WTO law is constituted by
multilateral agreements with lots of matters like agriculture, textiles and clothing, telecommunications,
banking, intellectual property and much more. It is very clear that to achieve these agreements, some
fundamental principles are needed. It is maintained that the greatest economic challenge facing the
world is the need to create an international system. It seems that to create an international system, it is
needed to prevent discrimination with some uniform, worldwide known and accepted principles. There
is two main principles for non-discrimination in WTO law. These are firstly, the most favoured nation
(MFN) treatment principle and secondly, the national treatment (NT) principle. NT principle may find
within the General Agreement on Tariffs and Trade (GATT), the General Agreement on Trade in
Services (GATS) and the Agreement on Trade-Related Aspects of Intellectual Property Rights (TRIPS).
This work will focus on differences of national treatment principle under GATT and GATS. To explain
the NT obligation in TRIPS is not aim of this work. NT obligation is a principle which aims to constitute
equal treatment between domestic and import products or services. But essential question is ‘Does the
NT principle same in different agreements or is there any factors differentiate the NT principle meaning
under different agreements? As mentioned, this work will focus on differences of NT principle only
under the GATT and GATS. In the first section, the general concept of NT principle under GATT and
later GATS will be examined. In each part, the process of the NT principle will be examined and basic
differences will be indicated briefly. In the second section under the title of “same principle but different
implementation” this work will focuse on solely the main differences of two agreement regarding NT
principle. In this section, we try to compare and contrast NT principle of GATT and NT principle of
GATS and this paper will indicate how same principle is implemented differently. Second section will
be divided into four subsections and focuses on particular subjects. These subsections will be under the
title of ‘GATS’, ‘scope and applicability of NT principle under GATT and GATS’, ‘ “like products”
and “like service and service suppliers” ’ and lastly ‘the resemblances and differences: Article III.4
(GATT) and Article XVII (GATS)’. Interpretation of the NT principle of GATT has been made by
Panel and Appellate Body (AB) of the WTO in several cases. But in the first place, it must be borne in
mind that NT principle of GATS has not been examined much by AB and Panel of WTO. However NT
principle of GATT has been examined sufficiently by AB and Panel of WTO. Because of the
importance of cases regarding NT principle, this paper will also examine the related cases in the dispute
settlement bodies (Panel and AB body reports) of WTO.
Keywords: The National Treatment Principle, World Trade Organization (WTO), General Agreement
on Tariffs and Trade (GATT), General Agreement on Trade in Services (GATS).
Jel Code: K33, K39
* Dr. Öğr. Üyesi, Bursa Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD., Yenikaraman Mh. Sanayi. Cd. UMİ
Plaza N:150 K:4 D:33 Osmangazi Bursa, [email protected], 0532 4789887.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
74
Investigation of Marketing Strategies using Porter’s Five Forces Frameworks in
Sthill Converting Equipments at Converting Industry
Ryan S. Erbas* Daisy G. Erbas**
Abstract
In the globalization world, organizations need to make their competitive structures more suitable for
diversification to survive and grow. In other words, in the global marketplace where competition is at
its highest level, it is required for companies to develop effective marketing strategies to be successful.
The fact that organizations follow innovations in the sector, continuously integrate the developing
technology into the product/service quality, and keep the customer-oriented product / benefit parity high
plays an important role in creating an effective and efficient marketing strategy. In this context, the
current marketing strategies of Sthill Converting Equipments which operates in the transforming
industry, were examined and the analysis and development based on Porter’s five power models was
chosen as the study subject. The efficiency of the company's current marketing strategies were examined
by taking into account the competition in the sector, threats in the sector, the threats of the suppliers to
the market, the threats of the substitutes and the bargaining powers of the buyers. In addition, the main
criteria such as the size of the market, competitors, supplier network, product range, target group, which
the company should deal with in the new market researches were also evaluated and discussed with
Porter's Five Forces model.
KeyWords: Marketing Strategy, Porter’s Five Forces Model, Target Group, Competitors, Supplier
Network
* DBA Student, Westcliff University, Business Administration-Management, 601 Lewis St, Orange, CA 92868, USA,
[email protected]. ** DBA Student, Westcliff University, Business Administration-Marketing, 601 Lewis St, Orange, CA 92868, USA,
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
75
Türkiye’de GSYH’nin Vergi Gelirlerine Etkisi: Doğu Marmara Bölgesine
İlişkin Panel Veri Analizi
Filiz Giray* Özgür Mustafa Ömür**
Özet
Vergiler sadece bir kamu geliri olmaktan öte ekonomide makroekonomik değişkenler üzerinde önemli
belirleyici işlevlere sahiptirler. Bu değişkenlerin başında gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) gelmektedir.
Çünkü GSYH; yatırım, tasarruf, ticaret dengesi gibi birçok unsuru içermektedir. GSYH ekonomik
kalkınmayı büyük ölçüde temsil etmektedir. Dolayısıyla vergi gelirleri GSYH ilişkisi, vergilerin birçok
ekonomik değişkenle bağlantısını da gösterecektir. Vergi gelirlerinin yeterli miktarda toplanamaması
bütçe açıkları sorunu yaratacaktır. Vergi gelirlerini artırmanın yollarından biri yüksek ekonomik
büyümedir. Teorik olarak GSYH’nin artması vergi gelirlerini artıracağı beklentisine karşın bu
gerçekleşmeyebilir. Bunun temel nedenleri arasında ülkedeki vergi kaçakçılığı, kayıtdışı ekonominin
yüksekliği gibi etkenler sayılabilir. Vergileme ile ilgili ampirik çalışmalar, vergi gelirlerini artırmak ve
vergilerin bileşenlerini değiştirmede stratejiler belirlenmesine olanak sağlayacaktır. Bu çalışmanın
amacı; GSYH’deki değişmelerin vergi gelirleri üzerine etkisini, ülkemizde Doğu Marmara illeri (Bursa,
Eskişehir, Bilecik, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova) için 2008-2017 dönemi verileri ile analiz
etmektir. Böylece ülkemizde hem vergi gelirleri hem de GSYH’ya katkı bakımından önemli bir yere
sahip olan bu bölge analizi ile bu değişkenler arasındaki ilişki görülebilecektir. Analiz alana katkı
sağlayacaktır. Ekonometrik model olarak panel veri yöntemi kullanılmıştır. Hausman testi
kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, GSYH ile vergi gelirleri arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki
söz konusudur. Bulunan sonuç literatürde yer alan ilgili sonuçlarla benzerlik göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla, Vergi, Vergi Gelirleri
JEL Kodu: O12, O47, H21.
* Prof. Dr., Uludağ Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü, [email protected]. ** Öğr. Gör., Giresun Üniversitesi, Alucra Turan Bulutcu MYO, Uludağ Üniversitesi, SBE, Maliye Anabilim dalı doktora
öğrencisi, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
76
Bütçenin Yargısal Denetimi Kapsamında Sayıştay’ın Rolü
Güngör Özcan*
Özet
Yargı denetimi bütçe uygulama sürecinde rolü bulunan kamu görevlilerinin hukuka aykırı işlemlerinin
tespiti ve gerekli cezai yaptırımların uygulanması ile ilgili denetimdir. Ülkemizde bütçenin yargı
denetimini yapma yetkisi TBMM’nde olup bu yetki Sayıştay tarafından yerine getirilmektedir. Sayıştay
bu yetkiyi başta anayasa olmak üzere çeşitli kanunlardan almaktadır. Sayıştay’ın kanunla verilen
görevlerinin yanında yapacağı denetimle ilgili hedefleri de bulunmaktadır. Bu hedefler ise kurumun
misyon ve vizyonu ile ilgilidir. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamında kurum
üç tane önemli görevi yerine getirmektedir. Bu denetim türleri mali, uygunluk ve performans
denetimidir. Sayıştay bu denetimleri yaparken mevzuatlar ve yayınlanan stratejik planlar temelinde
hareket eder. Nitekim 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 9’uncu maddesine
göre kamu idareleri; kalkınma planları, programlar, ilgili mevzuat ve benimsedikleri temel ilkeler
çerçevesinde geleceğe ilişkin misyon ve vizyonlarını oluşturmak, amaçlar ve ölçülebilir hedefler
saptamak, performanslarını önceden belirlenmiş olan göstergeler doğrultusunda ölçmek ve bu sürecin
izleme ve değerlendirmesini yapmak amacıyla katılımcı yöntemlerle stratejik plan hazırlamak
zorundadırlar. Stratejik planların yapılma amacı güçlü bir Sayıştay’ın varlığını sağlamaktır.
Çalışmamızda bütçenin yargısal denetiminde Sayıştay’ın rolünün çerçevesi çizilecek olup 2019-2023
stratejik plan açısından da değerlendirilmesi yapılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Bütçe, Kamu Denetimi, Sayıştay
Jel Kodları: H61, K23, K15
* Dr.Öğr. Üyesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Salihli İ.İ.B.F, Maliye Bölümü, Bütçe ve Mali Planlama ABD.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
77
Denge Reel Döviz Kuru Üzerinde Kamu Borcunun Rolü: Doğrusal Olmayan
Bir Yaklaşım
Elif Erer* Deniz Erer**
Özet
Ülkenin kırılganlık göstergelerinden biri olan kamu borcunun yüksek seviyelere ulaşması, reel döviz
kurları üzerinde baskı yaratmakta, bu durum özellikle reel kesimi etkiyerek ülkelerin krize girmelerine
yol açmaktadır. Belirli bir eşik düzeyine kadar ekonomik büyüme ve yatırımlar üzerinde pozitif etkiye
sahip olan kamu borcu, bu eşik düzeyinin üzerine çıkması durumunda yatırımcıların daha fazla sermaye
sağlama istekliliğini azaltarak ekonomik büyüme ve borcun sürdürülebilirliğini olumsuz olarak
etkilemekte, dolayısıyla, reel döviz kurunun sert bir şekilde değer kaybetmesine neden olmaktadır.
Böyle bir durumda yabancı yatırımcılar, ulusal paraya olan taleplerini azaltarak ve ulusal varlıkları
almaktan vazgeçerek, portföylerini daha az riskli ve daha likit varlıklar içerecek şekilde yeniden
oluşturmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de Ocak 1996 – Aralık 2018 dönemi için kamu borç
düzeyinin ve dış borç düzeyinin yüksek ve düşük olduğu rejimler için döviz kuru dinamiklerinin
belirlenmesidir. Bu amaçla eşik değişkenli vektör otoregresif modelden yararlanılmış ve kamu
borcu/GSYH oranı ve net dış borç/GSYH oranı eşik değişken olarak dikkate alınmıştır. Oluşturulan
modelde kontrol değişkenler olarak ise enflasyon oranı, faiz oranı, cari açık/GSYH oranı, kamu
harcaması/GSYH oranı, brüt kamu borcu/GSYH oranı, dış ticaret dengesi/GSYH oranı kullanılmıştır.
Analizden elde edilen sonuçlar, söz konusu makro değişkenlerin denge reel döviz kuru üzerindeki
etkisinin, kamu borç rejimlerine göre değişiklik gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kamu Borcu, Denge Reel Döviz Kuru, Doğrusal Olmayan Modelleme
Jel kod: C50, F00, F41
* Dr., Ege Üniversitesi, İktisat Bölümü, [email protected]. ** Dr., Ege Üniversitesi, İktisat Bölümü, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
78
Yoksulluğu Azaltma Çabalarının Etkinliğinin Değerlendirilmesi
Mehmet Yüce* Nilay Akbulut**
Özet
Hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde farklı biçimlerde ortaya çıkan yoksulluk
günümüzde çözülmesi gereken önemli sosyo-ekonomik sorunlar arasında yer almaktadır. Bu konuda
gerek Dünya Bankası'nın yapmış olduğu çalışmalar gerekse, Bin Yıllık Kalkınma Hedefleri,
yoksulluğun giderilmesine katkıda bulunmuş ancak kesin çözüm getirememiştir. Dünya Bankası
yoksulları aşırı derecede yoksul ve orta dereceli yoksul olarak ayırmıştır, diğer basamak olarak
zenginleri göstermiştir. Yapılan çalışmaların öncelikli yoksulluğu azaltma hedefi, aşırı yoksulların bu
basamakları çıkmalarını sağlamaktır. Yıllardır yapılan çalışmalar kayda değer sonuçlar vermiştir.
Ancak Dünya'nın bazı bölgelerinde hala aşırı yoksulluğun giderilemediği görülmektedir. Yapılan tüm
çalışmalara rağmen; açlık ve çocuk ölümlerinin azalmış ancak çok az ilerleme kaydeden ülkelerin
varlığı ve sağlık sorunlarının hala devam ettiği de bir gerçektir.
Yoksulluğun giderilmesine ilişkin uygulanan politikalara rağmen tam sonuç alınamamıştır. Bunu bir
tek faktörle açıklamak mümkün değildir. Çünkü yoksulluk sorunu çok karmaşık bir sorun olup, farklı
faktörlerin varlığıyla açıklanabilir. Ülkelerin yapılan çalışmalar sonucunda hala aşırı yoksulluk içinde
kalmasının en önemli nedenlerden biri ekonomik gelişmişliğin bölgesel düzeyde kalması, bütün ülkeyi
kapsayacak şekilde dağılmamasıdır. Yoksulluğun giderilemeyişine neden olan diğer etkenler; zayıf ve
dengesiz küresel ekonomik iyileşme, devletin uygulamış olduğu yanlış politikalar, veri eksikliğinin
etkili politika yapmayı engellemesi, çıkarcı endüstrilerin varlığı, toplumun kültürel faktörleri, yerel
düzeyde bir çözüm üretilmemesi, yoksulluğun giderilmesine yardımcı olacak bir yoksulluk kavramının
belirginleştirilememesi olarak sıralanabilir.
Anahtar Kelimeler: Yoksulluk, Ekonomik Büyüme, Az Gelişmiş Ülkeler, Uluslararası Örgütlerin Rolü
Jel Kodu: O18, 019, O2, O4, O5, R0.
* Prof. Dr., Bursa Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü. ** Prj. Asist., Doktora Öğrencisi, Bursa Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
79
Eğitim Harcamaları İçinde Kamu Payı: Türkiye OECD Ülkeleri
Karşılaştırması
Filiz Giray*
Özet
Eğitim bugünün dünyasında ekonomik ve sosyal kalkınmanın anahtar kaynağıdır. Kamu ekonomisinde
eğitim yarı kamusal mal ve hizmet grubu içinde yer alır. Yarı kamusal mal olması yükseköğretimin
kamu kesimi tarafından sunulmasını gerektirir. Bu çalışmanın konusunu oluşturan yükseköğretimde
kişisel faydalar (daha yüksek gelir, daha iyi iş ve sosyal statü)ve toplumsal faydalar veya pozitif
dışsallıklar (Çevre duyarlılığının artması, daha düşük suç işleme oranı, daha bilinçli oy kullanma,
verimlilik artışı, üretim artışı, vergi gelirlerinde artış) temel eğitimden (ilkokul, lise) farklılık gösterir.
Yükseköğretimin kişisel faydalarına yönelik hem Türkiye’de hem diğer ülkelerde çalışmalar
yapılmıştır. Örneğin ABD’de gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, üniversite eğitimi bireyin gelirinde %
75 oranında artışa yol açabilmektedir. Ancak kişisel faydalar yükseköğretimde düzeyinde temel
eğitimden daha fazladır. Bu kapsamda ülkelerde yükseköğretimde kamu harcamalarının temel
eğitimlere göre daha az olması gerekmektedir. Genellikle gelişmiş ülkelerde temel eğitim kamu
harcamalarının nispi payı yükseköğretim kamu harcamalarından daha fazladır. Yükseköğretimin
özelliği gereği hizmetin maliyetinin bir kısmının özel harcamalarla karşılanmasına yönelik ideolojik,
teknik, pragmatik, politik ve stratejik gerekçeler ileri sürülmüştür. Bu çalışmanın amacı; Türkiye’de
temel eğitim ve yükseköğretime ayrılan kamu harcamalarının payını OECD ülkeleriyle 2000 sonrası
dönem için bazı verilerle karşılaştırmalı değerlendirmesini yapmaktır. Analiz sonucu daha iyi nitelik ve
nicelikte eğitim sistemi için kamu harcamalarının düzeyinin ne olması gerektiği
değerlendirilebilecektir.
Anahtar Sözcükler: Kamusal mallar, Yarı Kamusal Mal Olarak Eğitim, Kamu Eğitim Harcamaları
Jel Kodu: H41, H44, I23, I28
* Prof.Dr., Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü Nilüfer/Bursa, [email protected], +90
224 2941093.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
80
Yabancı Akademisyenlerin Örgütsel Bağlılık Türleri ve Düzeyleri
Nilüfer Rüzgar*
Özet
Günümüz globalleşen dünyasında, rekabet avantajı elde edebilmek adına, bilginin üretilmesi ve
paylaşımı son derece önemlidir. Üniversiteler, bu bağlamda, akademisyenler vasıtasıyla ürettikleri bilgi
ve dolayısıyla yeniliklerle ve yaratıcı bilgilerle, rekabet avantajı elde etmede bir adım önde olan
kurumlar arasında kabul edilmektedirler. Bilgi üretiminin ve paylaşımının kalıcı kılınması ise
çalıştıkları üniversiteye bağlılıkları yüksek olan akademisyenler vasıtasıyla gerçekleştirilebilir. Ancak,
gerek maddi sebepler gerekse manevi sebeplerle doğup büyüdüğü ülkeden ayrılarak farklı ülkelerdeki
üniversitelerde çalışmayı tercih eden akademisyenlerin sayısı da oldukça fazladır. Bu grubun örgütsel
bağlılıkları ise, bilgi üretiminin sürekliliği ve kalitesi açısından daha büyük önem derecesine sahip
olmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye genelindeki üniversitelerde çalışan yabancı uyruklu
akademisyenlerin örgütsel bağlılık düzeylerini ölçmek ve bağlılık türlerinden hangisinin daha ağırlıklı
olarak benimsendiğini tespit etmektir. Ölçüm aracı olarak demografik soruların olduğu bir ölçek ve
Allen ve Meyer’ın “Örgütsel Bağlılık Ölçeği” kullanılmıştır. Her iki ölçeğin bulunduğu bir anket formu
hazırlanarak İstanbul şehrinde çalışan yabancı akademisyenlere e-posta aracılığıyla gönderilmiş, 184
akademisyenden geri dönüş alınmıştır. Elde edilen anket verileri, SPSS 20.0 paket programı
kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre katılımcılar; devam ve duygusal bağlılık
hissetmekte, bu bağlılık türlerine ilişkin olumlu bakış açısına sahip olan katılımcılar ise ağırlıklı olarak
kadın, 50-59 yaş grubunda, 6000TL ve üzeri gelir sahibi ve profesör pozisyonunda bulunan
akademisyenlerdir.
Anahtar Kelimeler: Örgütsel bağlılık, akademisyenler, yabancı uyruklu akademisyenler.
Jel Kodu: M00,M10, M19
* Dr. Öğr. Üyesi, Bursa Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, nilufer.rü[email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
81
Bankacılık Sektörü Risk-Getiri Karakteristikleri
Hakan Aracı* Gökhan Berk Özbek** Bahadır Bilge Aycan***
Özet
Çalışma kapsamında payları Borsa İstanbul’da işlem gören bankacılık sektörü şirketlerinin getiri
performansları ve volatiliteleri incelenmiştir. Şirketlerin risk-getiri profillerinin saptanmasında Sharpe,
Treynor ve Jensen rasyolarından faydalanılmıştır. Çalışmaya araştırmanın gerçekleştirildiği tarih
itibariyle BİST’de işlem görmekte olan 12 banka dahil edilmiştir. Şirketlerin 2 yıllık dönemi kapsayan
periyottaki günlük kapanış verileriyle çalışılmıştır. Pazar getirisi için BİST100 endeksi verileri, risksiz
getiri oranı için ise 2 yıllık devlet tahvili getiri oranları kullanılmıştır. Bu sayede bankacılık sektörü
şirketlerinin risk/getiri profilleri saptanmış ve karşılaştırılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Bankacılık Sektörü, Sharpe Rasyosu, Treynor Rasyosu, Jensen Rasyosu.
Jel Kodları: G11, G17, G21.
* Dr. Öğr. Üyesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme Bölümü, MCBÜ Muradiye Kampüsü Muradiye/Manisa,
[email protected], +902362333865. ** Bilim Uzm., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Muhasebe-Finansman, MCBÜ Muradiye Kampüsü Muradiye/Manisa,
[email protected], +905337433798. *** Öğr. Gör., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Gördes MYO, Gördes Meslek Yüksekokulu 45750 Gördes / Manisa,
[email protected], +905415471710.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
82
Küreselleşme Bağlamında İslami Endeks Değerlerinin İncelenmesi
Hakan Aracı* Gökhan Berk Özbek** Uğur Bilgen***
Özet
İslami endeksler, faaliyetlerini İslami değerler perspektifinde sürdüren şirketlerin hisse senetlerinden
oluşan borsa endeksleridir. Bu endeks kapsamındaki hisse senetleri yalnızca İslam dinine mensup
yatırımcılar tarafından değil, farklı gayeler taşıyan farklı dinlere mensup yatırımcılar tarafından da ilgi
görmektedir. Özellikle son yıllarda İslami endekslerin popüleriteleri dünya çapında artmış ve
yatırımcıların tasarruflarını değerlendirme konusunda önemli bir opsiyonu haline gelmiştir. Çalışmanın
başlıca amacını farklı ülkelere dair İslami endekslerin sağladıkları değerler bakımından, küreselleşme
etkisinin de altında uzun dönemli bir benzerlik mi gösterdikleri yoksa ait oldukları ülkelerin finansal
piyasa konjonktürlerinden etkilenerek farklılaştıkları mı sorusuna yanıt bulmak oluşturmaktadır.
Çalışmada, ‘’Financial Times Stock Exchange’’ ve ‘’Borsa İstanbul’’dan sağlanan İslami endeksler
kullanılmıştır. Çalışma dahilinde, ABD, Japonya, Çin, Hindistan, Malezya ve Türkiye olmak üzere, 6
farklı ülkeye dair İslami endekslerin değerleri incelenmiştir. Çalışmada ele alınan süreç ise Ocak
2015’ten Aralık 2018’e değin 1024 günlük bir süreyi kapsamaktadır. Bu veri setleri üzerinde Johansen
Eşbütünleşme Testi, Granger Nedensellik Testi ve Varyans Ayrıştırma Analizi uygulanarak, uzun
dönemli eşbütünleşik bir ilişkinin varlığı ve detayları araştırılmıştır.
Anahtar Kelimeler : İslami Endeks, Katılım Endeksi, Küreselleşme.
Jel Kodları : G11, G15, G17.
* Dr. Öğr. Üyesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme Bölümü, MCBÜ Muradiye Kampüsü Muradiye/Manisa,
[email protected], +902362333865. ** Bilim Uzm., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Muhasebe-Finansman, MCBÜ Muradiye Kampüsü Muradiye/Manisa,
[email protected], +905337433798. *** Öğr. Gör., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Kırkağaç MYO, Memiş Mah. Atatürk Cad. No:1 Kırkağaç/Manisa,
[email protected], +905369660045.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
83
Sağlık Sektörü Çalışanlarının Görev Performansı ve Bağlamsal Performans
Davranışlarının Lider-Üye Etkileşimi Teorisi Çerçevesinde İncelenmesi
Nilüfer Rüzgar* Ömer Faruk Çelebi**
Özet
Lider-Üye Etkileşimi Teorisi (LÜE), bir liderin tüm alt gruplara karşı aynı liderlik tarzını
benimsemediğini ve her bir çalışan için farklı liderlik özellikleri sergilediğini öne sürmektedir. LÜE
teorisi sevgi, sadakat, katkı ve profesyonellik boyutlarından oluşmaktadır. Bu bağlamda lider ve üye
arasındaki etkileşim, çalışan performansı üzerinde büyük öneme sahip olmaktadır. Literatürde bu alanda
yer alan çalışmalar, genellikle görev performansı ve bağlamsal performansa odaklanmaktadır. Görev
performansı, resmi iş tanımlarında yer alan temel faaliyet ve görevlerle ilişkili bir kavramdır. Bağlamsal
performans ise, resmi iş tanımında yer almasa da örgütün sosyal ve psikolojik ortamına katkı sağlayan
gönüllü davranışlar olarak tanımlanmaktadır. Bu araştırma lider-üye etkileşiminin çalışanların görev
performansı ve bağlamsal performansları üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın
ana kütlesini Bursa ilindeki özel hastaneler oluşturmakta olup bu hastaneler içerisinden kolaylıkla
bulunabilen örnekleme yoluyla iki özel hastane seçilmiştir. Araştırma yöntemi olarak anket uygulaması
yapılmıştır. Anketler hastane çalışanlarına elden ulaştırılmış olup katılımcıların geri dönüşleri kısa süre
içerisinde beklenmektedir. Toplanan veriler, SPSS 20.0 paket programında analiz edilecektir.
Anahtar Kelimeler: Liderlik, Lider-Üye Etkileşimi, Görev Performansı, Bağlamsal Performans.
Jel Kodu: M00, M10, M19
* Dr.Öğr.Üyesi, Bursa Teknik Üniversitesi,İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, İşletme Bölümü,152 Evler Mahallesi Eğitim
Caddesi No:85 Yıldırım/Bursa, nilü[email protected], +90 0224 300 34 42. ** Arş.Gör., Bursa Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, İşletme Bölümü, 152 Evler Mahallesi Eğitim
Caddesi No:85 Yıldırım/Bursa, [email protected], +90 0224 300 33 53.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
84
Bireysel Yenilikçilik Eğiliminin Turizm Lisans Eğitimi Alan Öğrenciler
Açısından Değerlendirilmesi
Sağbetullah Meriç* Öznur Bozkurt** Hamit Işık***
Özet
Yenilikçilik, mevcut olandan uzaklaşmayı ve hızlı olmayı gerektiren bir faaliyet sürecidir. Bu süreç
etkin bir şekilde yönetildiğinde ve başarı ile sonuçlandığında, işletmelere büyük avantajlar sağlar.
Üniversite lisans düzeyinde eğitim gören öğrencilerin bireysel yenilikçilik derecelerini belirlemek
amacı ile gerçekleştirilen bu araştırmada veriler anket tekniği kullanılarak elde edilmiştir. Araştırmada
Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu öğrencilerinin bireysel yenilikçilik eğilimleri
belirlenmeye çalışılmıştır. Yenilikçilik eğilimini belirleyen dört faktör (deneyime açıklık, risk alma,
fikir önderliği, değişime direnç) bu çalışma kapsamında öğrencilerin yenilikçilik eğilimlerini
değerlendirmek amacı ile kullanılmıştır. Elde edilen verilere göre öğrencilerin yenilikçiliğe meyilli
olduğu, değişime direnç konusunda da kararsız bir tutum sergilediği görülmüştür. Ayrıca demografik
özellikler açısından gruplar arasında herhangi bir farklılık olmadığı çalışma sonucunda elde edilen bir
diğer bulgudur.
Anahtar kelimeler: Yenilikçilik, Bireysel Yenilikçilik, Turizm, Lisans Öğrencileri
JEL Kodu: M10, 030, Z29
* Dr.Öğr.Üyesi, [email protected], 05469798036, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi. ** Doç. Dr., [email protected], 05055765314, Düzce Üniversitesi. *** Yüksek Lisans Öğrencisi, [email protected], 05535956339, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
85
Türkiye’de Genç İşsizlik- Büyüme İlişkisi Üzerine Bir Ekonometrik Analiz
İlkay Dilber* Ecem Börekci**
Özet
Çağımızda işsizlik tüm dünya ülkelerinin temel sorunlarından biri haline gelmektedir. Dünyada küresel
bir sorun olarak nitelendirilen işsizlikten en çok etkilenen kesim ise 15-24 yaş aralığındaki gençlerdir.
1960’lı yıllardan beri işsizlikle mücadele içinde olan ülkede, genç nüfusun tamamının istihdamını
sağlayacak olanakların yaratılamaması, eğitim- istihdam arasında bağın kurulamaması, gençlerin
piyasaya ilk kez giriş yapıyor olmasından dolayı işgücü piyasa koşullarının talep ettiği nitelik ve
özelliklere sahip olamamaları ve özellikle üniversite mezunu gençlerin kendi alanlarına uygun işlerde
çalışmak istemeleri üzerine düşük ücretli ve daha az nitelikli işleri kabul etmek istememeleri gibi
sebeplerden dolayı genç işsizlik her geçen gün artış göstermektedir.
Çalışmada öncelikle Türkiye’de genç işsizliğin mevcut durumu analiz edilecek, ardından 1991-2017
dönem aralığında genç işsizlik ve büyüme arasında birbiri yönünde bir nedensellik ilişkisinin olup
olmadığının ortaya konulmaya çalışılacaktır. Çalışmanın ekonometrik analiz kısmında, zaman
serilerinin durağanlığının test edilmesi için ADF (Augmented Dickey-Fuller) testi uygulanmış, seriler
durağan hale getirildikten sonra, seriler arasındaki ilişkiler Johansen Eş Bütünleşme Testi ve VAR
Analizi ile gerçekleştirilmiş, ardından değişkenler arasındaki ilişkinin ne yönde olduğunu saptamak için
Granger Nedensellik Testi uygulanmıştır. Sonuç olarak Türkiye’de bu iki değişkenin birbirinin nedeni
olmadığı sonucuna varılmış, fakat varyans ayrıştırıldıktan sonra kısa vadede çok yüksek olmasa da uzun
dönemde giderek artan bir trend göstererek, verilerin belli oranda birbirlerine etki ettiği görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Genç İşsizlik, Ekonomik Büyüme, VAR Analizi, Granger Nedensellik Testi.
Jel Kodu: J64, B22, O11.
* Doç. Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü, [email protected], 0236 233 06 57-154. ** Doktora Öğrencisi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
86
Bütçeleme Süreçlerinde Etik İklim ve Rol Belirsizliğinin Bütçesel Katılım ve
Dağıtımsal Adalet Üzerindeki Etkisi
Rahmi Yücel* Derya Yücel**
Özet
Bütçeleme literatüründe dağıtımsal adalet “paylaşım adaleti” ile ilgilidir. Paylaşım adaleti kaynak
tahsisinin büyüklüğü ile ilgili beklentidir. Bir yöneticiye diğer yöneticilere göre kaynak tahsis
edilmelidir. Yöneticinin önceki bütçe döneminde aldığı temel kaynak, firmanın toplam kaynaklarındaki
artış veya azalışla orantılı olarak düzenlenmelidir. Bu nedenle dağıtımsal adalet yöneticilerin
performanslarının bütçelere dayalı değerlendirilmesinde, ödüllendirilmelerinde ve performansa ilişkin
geri besleme sağlanmasında üstlerinin ne derece adil olduğunu ifade eder ve yöneticilerin bütçesel
hedefleri başarma arzularını doğrudan etkiler. Bütçeleme açısından çıktı ve sonuçların adaleti daha çok
performansın değerlendirilmesi ve sonuçların paylaşımına dönük bir olgudur. Adalet algısı yüksek olan
yönetici hedeflere yapacağı olumlu katkının adil değerlendirileceğini düşünerek bütçe hedeflerinin
başarılmasına pozitif yaklaşır ve bu yönde çaba gösterir. Bütçesel hedeflerin belirlenmesi sürecinde yer
alan yöneticiler ise, iki nedenle belirlenen hedeflerin daha gerçekçi olmasını isterler. Bunlardan ilki her
bölümün kaynaklardan adil yararlanacağına olan inançları ikincisi ise sonuçların adil dağıtılacağı
düşüncesidir.
Bu çerçevede tasarlanan çalışmada, firmaların bütçeleme süreçlerinde yer alan katılımcıların dağıtımsal
adalet algılarının bütçesel katılım, etik iklim ve rol belirsizliği algılarından nasıl etkilendiği
incelenmiştir. Doğu Marmara Bölgesi ve İstanbul’daki 305 katılımcıdan elde edilen veriler LISREL 8.7
ortamında yapısal eşitlik analizi ile incelenmiştir.
Çalışma bulguları bütçesel katılım ve dağıtımsal adalet algısı arasında pozitif ve anlamlı bir ilişkinin
varlığını ortaya koymaktadır. Ayrıca, katılımcıların etik iklim algısındaki artışın bütçesel katılım ve
dağıtımsal adalet algılarını pozitif etkilediğini de göstermektedir. Bulgulara göre, bütçeleme sürecinde
rol belirsizliği yaşayan katılımcıların dağıtımsal adalet algılarının bundan negatif etkilendiği de
gözlenmektedir. Çalışmada ayrıca etik iklim ve bütçesel katılımın rol belirsizliğini azaltarak dağıtımsal
adalet algısını pozitif etkilediği saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Bütçesel Katılım, Dağıtımsal Adalet, Rol Belirsizliği, Etik İklim.
* Doç.Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi, [email protected]. ** Öğr.Gör., Abant İzzet Baysal Üniversitesi, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
87
Tarım Ekonomisi Dergisi’nin Bibliyometrik Analizi (1992-2018)
Şener Uysal*
Özet
Tarım Ekonomisi Dergisi, 26 yıldan beri hakemli olarak düzenli bir şekilde yayınlanmaktadır. Dergi,
Türkiye tarımı ve tarım ekonomisini ilgilendiren üretim ekonomisi, işletme, pazarlama, politika,
uluslararası ticaret, yayım, kantitatif metotlar vb konularda yayın kabul etmektedir. Çalışmanın amacı,
1992-2018 yılları arasında yayınlanan 248 makaleyi bibliyometrik özellikleri kapsamında incelemektir.
Bulgulara göre; makale başına yazar sayısı ortalama 2’dir. En fazla yayın yapan kurumlar sırasıyla Ege,
Adnan Menderes ve Atatürk Üniversiteleri, akademik unvana göre ise Prof. Dr., Araştırma Görevlisi ve
Dr. Öğretim Üyeleridir. Yayınlanan çalışmaların tamamına yakını Türkçe (242 makale) olup
çoğunlukla Ekonometri, Üretim Ekonomisi, Tarım Politikaları ve Tarımsal Pazarlama konularında
analizler yapılmıştır. İlişkisel analiz yapılan makale sayısı 186’dır. Makalelerin başlıca veri toplama
araçları sırasıyla belge taraması, anket ve mülakat olarak tespit edilmiştir. Makale başına ortalama
kaynakça sayısı 20 ve sayfa sayısı 10’dur. Özellikle 2012 yılından itibaren Tarım Politikaları, Tarımsal
Pazarlama ile Uluslararası İlişkiler ve Tarım konusundaki makale sayısı oransal artışları diğer araştırma
konularına göre daha fazladır.
Anahtar Sözcükler: Bibliyometrik Analiz, Tarım Ekonomisi Dergisi, Makale, Tarım Ekonomisi,
Türkiye
Jel Kodu: D83, Q10, Q19, A19
* Dr., Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Atatürk Mahallesi Horozköy Caddesi No: 268 Pk:12 45125
Yunusemre / MANİSA, [email protected]; [email protected], +90 236 211 10 71.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
88
SSCB Sonrası Kırgızistan’ın Kalkınması Açısından Sosyo-Ekonomik ve Dış
Politik etkenlerin Önemi (Atılması Gereken Adımlar)
Cholpon Kambarova* Luiza Hamrabaeva**
Özet
Bu çalışmada Soğuk Savaş sonrası, SSCB’nin dağılmasıyla birlikte Orta Asya’da bağımsızlığını
kazanan Cumhuriyetler arasında Kırgızistan Cumhuriyeti’nin ekonomik kalkınması, dış politikası ve
güvenlik alanının belirlemesini, yürütülmesini etkileyen temel faktörler ve bu alanda karşılaşılan
sorunlarla birlikte çözüm arayış yolları ele alınmaktadır. Bu alanlar çerçevesinde devletin başat ve
bölgesel aktörlerle olan ilişkilerinin etkileri incelenmeye çalışılmıştır. SSCB Milletler Politikasının hala
Orta Asya Devletleri üzerinde kalan izleri, özellikle bağımsızlıktan sonra Kırgızistan’ın yaşadığı siyasi
istikrarsızlık sosyo-ekonomik kalkınma ve güvenliği sağlama konularının gelişmesine engel olmuştur.
Dolayısıyla sürekli siyasi yönetim değişikliği ile iktidarın yenilenmesi ve yaşanan devrimler sonucunda
iç politika sorunları, ekonomik ve sosyal sorunların yaşanması ve demokratikleşme yolunda güvenliğin
sarsılmasına sebep olmuştur. Global aktörlerin farklılaşan bölgesel çıkarları ve bu çıkarların yol
açabileceği çatışmalar veya gerginlikler Orta Asya’nın istikrarını olumsuz etkileyebilecek bir unsur
olarak, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla diplomasinin yenidünyasına zayıf bir durumda giren
Kırgızistan’ı da olumsuz etkileyen faktörler arasındadır. ABD, Rusya, Çin, Avrupa Birliği, Türkiye,
Iran ve uluslararası örgütlerin de yakından ilgilenmeye başlaması, bütün yeni cumhuriyetler gibi
Kırgızistan’ın da Dış Politikasını belirlemesinde etkili olmuştur. Kırgızistan’ın dış politikasının
belirlenmesi ve yürütülmesi için en önemli zemini iç politikadadır. Dolayısıyla iç politikadaki
değişimler dış politikayı de etkilemektedir.
Küresel güçlerin 1990 yıllarda SSCB’nin dağılmasını takip eden dönemde Orta Asya bölgesinde ABD
dış politikası öncelikleri arasında yer alması da, Rusya’nın SSCB sonrası doğan boşluğu doldurmaya
çalışması, Çin’in bölgede etkili olmaya başlaması, ABD merkezli petrol şirketlerinin bölgede artan
çıkarları ve ABD’nin tek hegemon güç olarak dünya sistemi ile ilgilenmesi gibi nedenler etkili olmuştur.
Demokratikleşme sürecinde ülkede yaşanan iç politika ve dış politikada güvenliğin ve siyasi istikrarın
sağlanması için çözüm arayışında küresel aktörlerin ve özellikle dünya süper gücü ABD’nin Orta Asya
önceliklerinde Kırgızistan’a olan özel ilgisini doğuran nedenler arasındadır.
Anahtar Kelimeler: SSCB Milletler Politikası, Kırgızistan, Ekonomik Kalkınama, Dış Politika,
Güvenlik
* Doktora Öğrencisi, Uludağ Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü, e-mail: [email protected]. ** Yüksek Lisans Öğrencisi, Uludağ Üniversitesi, İşletme Bölümü, e-mail: [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
89
Kırgızistan’dan Gerçekleşen İşgücü Göçünün Nedenleri ve Göçü En Aza İndirmek için Çözüm
Önerileri
Gulnara Pulatova*
Özet
Bu çalışmada, göçe sebebiyet veren ekonomik, sosyal ve politik faktörler göz önünde bulundurularak
nüfusun göç eğilimleri detaylı kolarak araştırılmıştır. Bu bağlamda Kırgız Cumhuriyeti’nde görülen
dışarıya göçlerin durum analizi yapılarak, ülkenin uygulaması gereken göç politikalarının düzenlenmesi
ve dışarıya göçü en aza indirmenin metotları belirlenerekrasyonel çalışmaların yapılması büyük önem
arz etmektedir. Araştırma Kırgız Cumhuriyeti’nin istatistik komitesi tarafından yayınlanan veriler baz
alınarak, son yıllarda gerçekleşen dış göçlerin sebep ve sonuçlarını izah etmeye yönelik olarak
değerlendirilmiş; yaş, cinsiyet ve sosyal statüye göre istatistiksel olarak analiz edilmiştir.
Ayrıca yurt dışına gerçekleşen göçlerin ve göçmenlerin bulundukları ülkelerde yaşadıkları zorluklar ve
çalışma şartlarına değinilerek; araştırmanın sonucuna bağlı olarak dışarıya göçün en aza indirilmesinin,
Kırgızistan’daki üretim faktörlerinin ve istihdamın optimum şekilde revise edilmesine bağlı olduğu;
bunu gerçekleştirebilmek için ülkedeki işgücü kaynaklarının dağılımının düzenlenmesi ve göçmenlerin
mali kaynaklarını ülke içine aktarmalarının büyük öneme sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Orta ve
uzun vadede gerçekleştirilmesi gereken sosyo-ekonomik programların hangi amaca yönelik olması
gerektiği, devlet, sivil toplum örgütleri ve özel girişimlerin yapması gerekenler öneri olarak
sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Göç, işgücü göçü, göç süreci, işgücü kaynakları, Kırgızistan, Ekonomik
Göstergeler.
Jel kod: F22, O15.
* Uluslararası Kantörö Şaripoviç Toktommatov Üniversitesi, Ekonomi Fakültesi, Finans ve İstatistik Bölümü, Kırgız
Cumhuriyeti, [email protected], International University named after, Kantoro Sharipovich Toktomamatov, Faculty of Economy, Department of Finance and Statistics, Kyrgyz Republic, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
90
İşyükü Sorunuyla Mücadele Bağlamında Cebri İcra Organizasyon Reformu İhtiyacı: Türkiye
Örneği
Cengiz Topel Çelikoğlu*
Özet
Özel hukuka ilişkin hak veya alacakların devlet gücüyle yerine getirtilmesine ilişkin cebri icra faaliyeti,
hukuk sistemimizde Adalet Bakanlığı bünyesinde örgütlenen, icra-iflâs daireleri tarafından
yürütülmektedir. İcra-iflâs daireleri kısa sayılmayacak bir süredir niceliksel işyükü baskısı altında olup
bu durum cebri icra faaliyetinin etkin-verimli surette yürütülmesini engellemektedir. Bakanlıkça bir
süredir icra teşkilatının ıslahı yönünde çalışmalar yapılmakla birlikte, yüksek işyükü verileri karşısında
bunun sadre şifa olmayacağı öngörülebilir. Bir hukuk sisteminde benimsenen icra teşkilatının sosyo-
ekonomik gelişmelere uyarlanmaması halinde işlevsel olmaması kaçınılmazdır. Bu hususta,
doktinimizde, cebri icranın mahkeme teşkilatı bünyesinde yeniden yapılandırılması ve ilamlı icra
bakımından özerk icra görevliliği kurumunun devreye sokulması önerileri ortaya atılmıştır. Bununla
birlikte, meseleye yeterince dikkat çekilmiş ve öneriler tartışılmış değildir. Belirtilen amaçla hazırlanan
bu Tebliğde, sözkonusu sorun ve mücadele stratejileri ortaya koyulup öneriler irdelenerek ve
geliştirilerek meselenin halline katkıda bulunulmaya çalışılmaktadır. Tebliğde, sorunun çözümü için,
hem arz hem de talep yönüne birlikte müdahale edilmesi gerektiği mülahazasıyla; neticeten: i)cebri icra
hizmet arzına müdahale zımnında, icra organlarının çeşitlendirilmesi yönündeki öneri kapsamında
özerk icra görevliliği kurumuna tahsis edilecek faaliyet alanının genişletilmesi ve icra-iflas dairelerinde
işlerin icra kâtibi bazında taksim edilerek yürütülmesi, ii)cebri icra hizmet talebi yönüne müdahale
zımnında, ilamsız icranın belgede natık alacak talepleriyle sınırlanıp başvuru harçlarının artırılması ve
borçluluğun caydırılmasına ilişkin mevcut bazı araçların işlevsel hale getirilmesi, şeklinde ilave
önerilerde bulunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Cebri icra işyükü, cebri icra organizasyon modelleri, cebri icra organları, cebri
icra hizmet arzına müdahale edilmesi, cebri icra talebinin kontrol altına alınması.
Jel Kodu: K4, K49, K490.
* Dr. Öğretim Üyesi / Lecturer, BUÜHF, M. Usûl ve İcra-İflâs Hukuku ABD, Asım Kocabıyık Kampüsü, Gemlik/BURSA
([email protected] // 0543 2856207).
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
91
E-Ticaret İşlemlerinde Vergilendirme Sorunları
Mensur Nureddin Nazife Yakupova Domazet**
Özet
Dünyada bilgi ve iletişim teknolijilerinde yaşanan gelişmeler insan hayatını günden güne değiştirmeye
devam etmektedir. Bu bağlamda internet tüm dünyada yaygın olarak kullanılmakta ve bir çok alana etki
etmektedir. İnternetin ticari amaçla kullanılışı ‘E-ticaret’ olarak adlandırılan yeni bir ticaret şeklinin
ortaya çıkmasına neden olmuştur. Zamanla bu ticaretin yaygınlaşmasıyla birlikte vergilendirme
sorunlarıda ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu çalışmada, e-ticaret işlemlerinin vergisel boyutu ve
vergilendirilmesinde yaşanan yasal ve teknik sorunları üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelimeler: Elektronik ticaret, E-ticaret, Vergilendirme, Vergi sorunları
JEL Sınıflandırması: L81, H21, K34.
Prof. Dr., Uluslararası Vizyon Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Gostivar, Kuzey Makedonya, e-mail: [email protected] ** Arş. Gör. Mr., Uluslararası Vizyon Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Gostivar, Kuzey Makedonya, e-mail:
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
92
Değişen Konjonktürde Türkiye’nin Entegrasyonlar ile Dış Ticaret Analizi
Erdem Hepaktan* Betül Sarı Aksakal**
Özet
Küreselleşme olgusunun önemli boyutlara ulaşması ile ülkeler arasındaki siyasi, iktisadi, sosyal ve
kültürel ilişkiler artmıştır. Söz konusu sürecin, ülkelerin dış ticaret ilişkilerini olumlu ya da olumsuz
yönde etkilemesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu eksende, Türkiye ile Orta Doğu ülkeleri arasındaki dış
ticaret ilişkilerinin özellikle son 10 yılda negatif bir seyir izlemeye başladığını söylemek mümkündür.
Öte yandan, özellikle Rusya ile son birkaç yılda yaşanan siyasi krizler, yine Türkiye ile dış ticaret
ilişkilerinde olumsuz olarak etkisini hissettirmiştir. Bu olumsuz etkiler, Türkiye’nin çeşitli ülke grupları
ile gerçekleştirdiği ithalat ve ihracat faaliyetlerinde gözlemlenebilmektedir. Tüm bu bağlamlarda, bu
çalışmanın temel amacı, Türkiye’nin değişen konjonktürde çeşitli ülke gruplarıyla ve bu grupların
kurdukları ekonomik entegrasyonlarla dış ticaret ilişkilerinin ne yöne gittiğini incelemek, ayrıca bu
ülkelerle olan siyasi ilişkiler çerçevesinde konuyu değerlendirmek olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Ekonomik Entegrasyon, Dış Ticaret, İthalat, İhracat.
Jel Kodları: F15, F14, F13.
* Doç.Dr., Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü. ** Arş .Gör., Celal Bayar Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
93
Markanın Makedonya’da Önemi, Marka Değerlendirme Yöntemleri ve
Finansal Açıdan Marka Değerinin Ölçülmesine Yönelik Örnek Metod
Yusuf Ayrula*
Özet
Dünya markalaşmak peşinde. İyi bir markaya sahip olmak her şirketin hayali, çünkü markanın getirileri
sayısız derecede nitelenebilir. Markalaşmış bir ürün tüketiciler açısından çok daha kolay kabul
edilmekte, şirket daha az pazarlama giderlerine sahip olmakta ve bunla daha büyük satış yakalabilmekte.
Buna göre pazarda iyi imaj yaratmış çoğu markalaşmış şirketlerin finansal değerlerinin bilançolardaki
değerlerinden çok daha yüksek olduğunu son zamanlarda sık sık görmekteyiz. Zaten şirketlerin
markalaşmak gayretlerinin bir sebebi de bundan ibaret. Marka değerinin ne ifade ettiği, değerinin
tüketiceler ve şirketler açısından ayrımı, her iki modele göre ne ifa ettiği açıklanmıştır. Marka değeri
tüketiciler ve şirketler açısından farklı şekillerde ve metodlarla ölçülmektedir ve metodlar genelde elde
edilmesi aranan neticeye göre ayrım göstermektedirler. Şirketlerin alım satımında ya da birleşmelerinde
birhayli kullanılan finansal metodların kullanım amaçları açıklanmış olup, Makedonya’da reel şirket
üzerinde elde edilen sayısal rakamlar üzerinden ve kullanılan örnek finansal metod ile şirketin marka
değeri saptanmıştır.
Anahtar kelimeler: marka, finansal değerlendirme
JEL Sınıflandırılması: O1
* Phd. Cand., Uluslararası Vizyon Üniversitesi, İktisat Fakültesi, Gostivar, [email protected], Major C. Filiposki
No.1 – Gostivar – Macedonia +389 78 47 55 85.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
94
Sürdürülebilir Enerji Politikaları Kapsamında Karbon Emisyonu Ve Karbon
Vergisi Uygulamaları
Pelin Mastar Özcan* Cevriye Yüksel Yıldırım**
Özet
Giriş: Enerji üretimi, dönüşümü ve tüketimi çevre ve sürdürülebilir kalkınma için önemli bir girdidir.
Enerji üretimi, ekosistemi bozan önemli çevresel sorunlara neden olmaktadır. Bunlardan en önemlisi
şüphesiz ki sera gazı salınımlarıdır. Bu bağlamda sera gazı salınımlarını azaltmaya yönelik çeşitli
tedbirler alınmaktadır. Enerji elde etmede yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş ve karbon vergisi
uygulamaları şüphesiz ki bu tedbirlerin başında gelmektedir. Karbon vergisi uygulamaları ile sera gazı
salınımlarının azaltılması amaçlanmaktadır. Amaç: Bu çalışmada gelişmekte olan ülkelerde uygulanan
çevre vergilerinin CO2 emisyonunu azaltmadaki etkinliği araştırılmıştır. Yöntem: Bu amaçla, CO2
emisyonu ve çevre vergileri arasındaki kısa ve uzun dönemli ilişkiyi ortaya koymak için panel veri
analizi yöntemlerinden yararlanılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Karbon Emisyonu, Karbon Vergisi, Gelişmekte Olan Ülkeler
* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Maliye Bölümü, Dr. Öğr. Üyesi, [email protected]. ** Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Maliye Doktora Öğrencisi, cevriye.yyü[email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
95
The Political Economy of Taxation and Economic Growth: An Econometric
Analysis in Turkey (1923-2018)
Hülya Bulut*
Abstract
Political economy is not based on the economy considered as not only from the point of supply and
demand but also from the social and historical point of view. It examines the usage of economic theory
and methods that influence and develop various economic and social systems. Moreover, political
economy analyzes the way public policy is formed and applied. It is possible to say that development
and taxation are most significant points to search at the distinctive features of economy.
When it comes to development, Gross Domestic Product (GDP) is accepted as a generalized gradation
to compute economic growth. It is also important that GDP is not enough to see a big picture; there are
other factors needed to see such as education, health, security etc. The effects of government
intervention by means of taxation is one of the key responsibilities of government to create and maintain
a prosperous economy. By designing tax systems in such a way that they can offer incentives for growth,
increase revenue collection and meet distributional demands can lead to state effectiveness and viability.
In this context, this paper also includes an econometric analysis which shows the effects of taxes on
GDP in Turkey between the years of 1993 and 2018.
Keywords: Political Economy, Taxation, Development, GDP.
* Dr., Istanbul Arel University.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
96
The Role of Foreign Direct Investment on Female Labor Force Participation:
Evidence from Emerging Markets
Mümin Atalay Çetin*
Abstract
Unlike the short-term capital flows, foreign direct investments (FDI) includes long-term investments
which usually defined as the key factor of economic development process especially for developing
countries. Because, FDI inflows not only increases the material output production but also provides
possible technology transfers from developed world to developing countries. By this positive
externalities, emerging countries might lower their production costs and thereby increase their
competitiveness especially in foreign trade. In addition, new job opportunities could arise with increased
productivity. Therefore, it is also rational to expect that FDI inflows has a positive impact on
employment rates of emerging countries. However, the possible effect of FDI inflows on female labor
force participation needs to be questioned in that manner. In the literature, it is asserted that increased
productivity due to FDI inflows brings strong competition to emerging countries. Besides, as indicated
by many researchers, female workers’ average wages are oftenly have found lower than male workers
worldwide. In this regard, this competitive business environment which induced by FDI inflows, could
increased the demand of lower-waged female labor force. Especially if the family’s subsistence mainly
depends on female autonomy in an economy, that would decreases female reservation wages and
increases female labor force participation. Consequently, rapidly increasing populations of emerging
countries burdens economic responsibilities to females in every passing day. Thus, FDI inflows could
increase female labor force participation in emerging markets. Although, technology-intensive foreign
investors could provide job opportunities with good conditions for relatively well-educated female
workers. By this way, the female labor force participation might increase in emerging countries. This
study aims to reveal the possible long-run impacts of FDI on female labor force participation during
2001-2016 by using panel ARDL techniques in emerging markets. Long-run elasticity results indicate
that urbanization, female education level and GDP are still the most important drivers of female labor
force participation in emerging countries. In addition, panel ARDL long-run results show that FDI
increase has a positive and statistically significant impact on female labor force participation of
emerging markets. Based on this finding, emerging markets' policy makers should re-design their
employment policies in order to sustainable growth by considering the FDI impacts on female labor
force participation.
KeyWords: Female Labor Force Participation, FDI, Urbanization, Panel Data.
Jel Code: C33, E44, J01.
* Aksaray University, Faculty of Economics and Administrative Sciences, Department of Economics,
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
97
Education, Patent and Economic Growth: A Comparative Analysis between
Malaysia and Turkey
Nueraili Wusiman* Aboubakary Nulambeh Ndzembanteh**
Abstract
The objective of this paper is to examine the impact of Education (secondary) and Patent on economic
growth in Malaysia and Turkey, over the period 1988-2013. The ADF and Phillips-Perron tests are
employed to verify the integrating properties of the variables and both tests indicate that the variables
are non-stationary at level but became stationary after taking the first difference in both countries. The
Johansen Co-integration Test is conducted and the results pinpoint the variables are co-integrated in the
long-run for Malaysia and Turkey, permitting us to employ the Vector Error Correction Model. The
VECM of Malaysia shows that, Education, Patent and Physical Capital have a significant positive effect
on economic growth while Labor Force has a negative effect. For the case of Turkey, Education, Patent,
Labor Force and Physical Capital have a significant positive effect on economic growth in the long-run.
The Granger Causality Test indicates unidirectional causality running from Education and Patent to
economic growth and bidirectional causality running between Education and Patent in Malaysia’s
variables; but there is no Granger Causality between the Turkey’s variables, in the short-run.
Keywords: Education, Patent, Economic Growth, VECM, Malaysia, Turkey
JEL Classification Codes: C59, I25, O47, O57
* Master student, department of Economics, Faculty of Economics and Administrative Sciences, Bursa Uludag University,
Görükle Campus, 16059 Nilüfer/Bursa, Turkey, [email protected],+905531152047. ** PhD student, department of Economics, Faculty of Economics and Administrative Sciences, Bursa Uludag University,
Görükle Campus, 16059 Nilüfer/Bursa, Turkey, [email protected], +905523371657.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
98
Investigation of Organizational Development and Change Management for an
US California Bank
Daisy G. Erbas* Ryan S. Erbas**
Abstract
Organizational development is a key element for companies to be successful in the competitive global
market. Organizations need to follow the trends, technology, innovations and have to make required
changes in order to be competitive. US California Bank which was establisted in 1938, had experienced
loss of profits, high employment turnover rate, low customer satisfaction rates and low new customer
retention rate for last three years in a row. All these issues point out organization needs to create a new
organizational development plan and make some changes. Organization’s top managemet need to make
root cause analysis to find out main reasons behind the issues. After identification of problems, bank’s
upper management have to create a strategic plan. Making changes in the organization may cause other
problems. One of the biggest challenge is resistance to change. Change has to be done systematically in
order to be successful. In theoretical framework Lewin’s Change Management Model was investigated
to solve issues within the bank.
Keywords: Organizational Development, Change Management, Lewin’s Change Management Model.
Jel Code: M1,M10.
* DBA Student, Westcliff University, Business Administration-Management, 601 Lewis St, Orange, CA 92868, USA,
[email protected]. ** DBA Student, Westcliff University, Business Administration-Marketing, 601 Lewis St, Orange, CA 92868, USA,
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
99
Eğitimin Ekonomiye ve Kalkınmaya Etkisi (Makedonya Örneği)
Osman Emin*
Özet
Ülkelerin ekonomik sosyal ve siyasal gelişmişlik düzeylerini belirleyen en önemli faktörlerden biri
eğitimdir. Günümüzde toplumlar, eğitim düzeyinin artmasıyla ekonomik kalkınma arasında bağ
kurmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, eğitimin ekonomi ve kalkınmadaki önemini vurgulamaktır.
Toplumlar, eğitim düzeyinin artmasıyla, verimlilik arasında bağ kurmakta, bireyin yaşadığı topluma,
aldığı eğitim ölçüsünde katkıda bulunduğuna inanmaktadır. İnsanların aldıkları eğitim oranında
topluma katkıda bulundukları düşüncesi artmıştır. Eğitim, iktisadi kalkınmanın temelini
oluşturmaktadır. Eğitimin amacı, hem ülkenin hem de insanların her çeşit istek ve ihtiyaçlarını
karşılamaktır. Eğitim etkinliklerinin nitelik düzeyinin ise bireyin yaşadığı toplumun ekonomik, sosyal,
politik ve kültürel gelişiminin niteliği üzerine etki ettiği kabul edilmektedir. Bilimsel araştırmalar eğitim
düzeyi ile kalkınmanın unsurları olan ekonomik büyüme, siyasal ve toplumsal gelişme arasında
doğrusal ilişkiler olduğunu ortaya çıkarmıştır. Üretim tekniklerinin hızlı değişmesi, eğitime daha fazla
önem verilmesi sonucunu doğurmuştur. Bunun neticesinde bilgiye ve gelişmeye daha fazla yatırım
yapma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Eğitimin amacı hem ülkenin hem de halkın her çeşit istek ve
ihtiyaçlarını karşılamaktır. Makedonya'da nüfusun eğitim durumu, ekonomik ve toplumsal göstergeleri
ile gelişmiş ülkelerin verileri karşılaştırıldığında, Makedonya'nın ekonomik göstergelerinin gelişmiş
ülkelerin ortalamasına yakın olmadığı belirlenmiştir. Makedonya’nın gerekli önlemleri alarak nüfusun
eğitim düzeyini yükseltmesi, kalkınma açısından önem taşımaktadır.
Anahtar kelimeler: Eğitim, Ekonomi, Kalkınma, Etki
* Doç. Dr., Uluslararası Vizyon Üniversitesi.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
100
Sosyal Sorumlu Yatırımlar Üzerine Karşılaştırmalı Bir Çalışma: Avrupa Birliği
ve Türkiye Örnekleri
Nuray Demirel Arıcı*
Özet
Geleneksel olarak yatırımcılar yatırım kararlarını finansal kriterleri göz önünde bulundurarak
almaktadırlar. Ancak sürdürülebilir kalkınma kavramının ortaya çıkmasıyla birlikte sürdürülebilirlikle
ilgili konular yatırım kararlarında yer almaya başlamıştır. Sürdürülebilir kalkınma kavramıyla tutarlı
olarak, sosyal sorumlu yatırımlar son yıllarda uluslararası alanda oldukça dikkat çekmektedir. Sosyal
sorumlu yatırım kavramı, olumlu yönde bir sosyal değişikliğe sebep olan, çevresel zararları ortadan
kaldıran ve dini inanç ya da etik ilkelerle uyumlu olan yatırımları ifade etmek için kullanılan bir
kavramdır. Sosyal sorumlu yatırımlar çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim faktörleri temel alarak
gerçekleştirilmektedir. Genel olarak sosyal sorumlu yatırımlar çevre yönetimi, tüketici hakları, insan
hakları gibi konulara odaklanırken; alkol, tütün, silah üretimi, nükleer enerji gibi alanlarda faaliyet
gösteren şirketlere yatırım yapmaktan kaçınmaktadırlar. Sosyal sorumlu yatırımların amacı,
işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluklarını geliştirmek ve paydaşların ihtiyaçlarını karşılamaktır.
Sosyal sorumlu yatırımlar bir yandan yatırımcılara finansal bir getiri sunarken, diğer yandan dünyanın
sürdürülebilir gelişimine katkıda bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı; sosyal sorumlu yatırımlar
üzerine karşılaştırmalı bir analiz sunmaktır. Bu amaçla çalışmada sosyal sorumlu yatırımların tarihi
geçmişi ve Birleşmiş Milletler sorumlu yatırım ilkeleri hakkında kısaca bilgi verilecek, Avrupa Birliği
ve Türkiye’deki sosyal sorumlu yatırımlar incelenerek karşılaştırılacaktır. Ayrıca Türkiye’de sosyal
sorumlu yatırımların arttırılması için öneriler geliştirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Sosyal sorumlu yatırımlar, sürdürülebilirlik, etik
Jel kodu: G20, G23, M14
* Dr. Öğr. Üyesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi İşletme (İngilizce) Bölümü, Muhasebe-Finansman Anabilim Dalı, e-posta:
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
101
Günümüz Modasına Uyarlanmış Kazak Türklerinin Milli Kıyafetlerin
Üretiminin Kültürel Önemi ve Ekonomiye Katkısı
Mehmet Yüce* Gulkhanys Arystanova**
Özet
Kıyafet insanın doğasının bir gereği olup, insanlığın var oluşuyla birlikte ortaya çıktığını söylemek
mümkündür. İnsanoğlu öncelikle doğa koşullarından korunmak amacıyla icat ettiği kıyafetleri zamanla
kültürünün bir unsuru haline getirmiştir. Bu nedenle kıyafetler de insanlığın gelişim sürecine paralel bir
süreç izleyerek doğal, toplumsal, ekonomik, ahlaki ve dini değerlerin etkisiyle biçim değişiklikleri
göstererek bugüne kadar gelmiştir. Kıyafetler ait olduğu toplumun folklorik, sosyo-ekonomik yapısı,
yaşanılan coğrafya, kullanılan malzeme, iklim gibi faktörlerin etkisiyle şekillenmiştir. Dolayısıyla
geleneksel öğeler içeren kıyafetler ait olduğu toplulukla ilgili pek çok bilgi sunabilmektedir.
Bu çalışmada Kazakistan’ın geçmişte ev sahipliği yaptığı Göktürk, Hun dönemlerindeki arkeolojik
buluntular, müze, seyahatname, balbal taşlar ve minyatürlerdeki giysi renkleri, kesimleri, çizgileri,
modellerinden örnek vererek kalıpları çıkartılan kalıplar esas alınarak günümüz modasına uyarlanmış
kıyafetlerin Türk Kültürünü sağlayacağı katkının yanı sıra bir ekonomik değer olarak yaratacağı katma
değer üzerinde durulacaktır.
Öncellikle arkeolojik buluntulardaki giysi, kumaşları ve kumaş isimlerini toplayarak terminoloji
sözlüğü hazırlayarak dilin zenginleşmesine katkıda bulunabileceğini ifade etmek mümkündür. Diğer
taraftan kültür mirası olarak giyim-kuşam, bezemeler, kumaşlar ve renkler derlenerek, analiz edilerek
el sanatları, giysi teknolojisi, giyim öğretmenliği gibi Üniversitelerin Uygulamalı Sanat bölümlerinde
okutulması faydalı olacağı kanısındayız.
Ayrıca milli giysilerin tanıtılması ve bu konuda talep oluşturulması ülke ekonomisine de olumlu katkı
yaratacaktır. Bilindiği üzere ekonomi yapı içerisinde giyim ve tekstil sektörünün önemli bir katma değer
oluşturduğu gibi dolaylı olarak da diğer sektörleri etkileyerek bir çarpan etkisi yaratmaktadır. Milli
kıyafetlerin günümüz modasıyla da birleştirilip geleneksel-çağdaş çizgileri içeren bir kompozisyonla
tasarlanmış bir şekilde piyasaya sunulması iç talebi canlandıracağı gibi turizm sektörüne de ciddi katkı
sağlayacağı kuşkusuzdur. Sonuç olarak milli kıyafetlerin geleneksel özelliklerinin bozmadan günümüz
anlayışıyla yeniden tasarlanarak piyasaya sunulması hem kültürel hem de ekonomik açıdan önemli katkı
sağlayacaktır.
Anahtar kelime: Gelenek, Kültür, Milli Kıyafetler, Bezemeler, Moda, Tasarım, Üretim.
* Prof.Dr., Bursa Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü, [email protected]. ** Doktora Öğrencisi, Bursa Uludağ Üniversitesi.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
102
Endüstri 4.0 Işığında Yalın Üretim ve Yalın Muhasebe
İlkay Ejder Erturan* Emre Ergin**
Özet
Yalın üretim felsefesi uzun yıllardır uygulanmaya çalışılan başarılı bir yöntemdir. Yalın muhasebenin
uygulanması durumunda sonuçlarını mali tablolarda hemen görülmesi mümkündür. Muhasebeciler için
bu yansımaları görmek biraz zaman alıcı olacaktır. Bu durum somut verilerle çalışan ve somut olarak
mali tablolarda bir değer olmasını bekleyen muhasebeciler için tanımlanması zor kavramdır. Bir
işletmede yalın çalışmalar üç şeye odaklanmaktadır; müşterilere değer suma, iş süreçlerinde iyileştirme
ve israfı yok etmedir. Değer ve değer akışı, müşteri memnuniyeti, müşteri algısı parasal değer olarak
tanımlaması ve bilançoda aktifleştirilmesi zor olan soyut kavramlardır. Bu durum işletmeye uzun
süreçte bir değer olarak dönecek olsa da operasyon açısından bakıldığında elde edilen sonuçlar bir
anlam ifade etmez. Yapılan yalın çalışmanın finansal sonuçlara olan yansımasının görülmemesi üst
yönetim tarafından yalın sistemin çalışmadığı algısı uyandırabilir. Yalın çalışmaların işletmede devam
etmesi ve üst yönetimin ikna edebilmesi amacıyla operasyonel ve finansal bakış açılarını birleştirmek
daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Bu anlayışla yalın felsefe benimsemiş işletmelerde muhasebe sistemi
de yalınlaşmalı üretim sistemin yeni yapılanmasına uygun olarak tasarlanmalı ve faydalı bilgi sunmaları
sağlanmalarıdır. Yalın üretim sisteminin uygulanması endüstri 4.0 ile hızlanacaktır. Endüstri 4.0’da
kullanılan teknolojiler yalın üretim ve yalın muhasebenin uygulanabilirliğini kolaylaştırmaktadır.
Endüstri 4.0 ile uygulanmaya başlanılan veri analitiği, robotik sistemler (Sensör ve RFID altyapısı),
makine ve sistemlerin birbiriyle iletişimde olduğu endüstriyel internet, bulut sistemler, simülasyon,
sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojileri, eklemeli üretim (üç boyutlu yazıcılar yardımıyla geometrik
olarak üretim karmaşıklığına sahip parça, yedek parça ve nihai ürünlerin hazırlık süresi azaltılarak esnek
bir şekilde üretimi) (Conner, 2014), siber güvenlik, sensörler gibi sistemlerden söz edilebilir. Bu çalışma
ile hedeflenen, yalın üretim ve yalın muhasebe uygulamasının endüstri 4.0 ile tam zamanlı ve daha
kolay yapılabileceğidir.
Anahtar Sözcükler: Yalın Üretim, Yalın Muhasebe, Endüstri 4.0, Teknoloji, Muhasebe
Jel Kodu: M11,M41
* Dr.Öğr.Üyesi, Düzce Üniversitesi, Çilimli Meslek Yüksekokulu Muhasebe ve Vergi Bölümü, Muh.ve Fin
[email protected] +90 0534 355 22 44. ** Doç.Dr., Kocaeli Üniversitesi, İzmit MYO, Muhasebe ve Vergi Bölümü, Muh.ve Fin. [email protected], +90 0532
256 70 89.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
103
Hedonik ve Faydacı Tüketim Davranışları ile Online Alışveriş Sıklığı
Arasındaki İlişki
Mehmet Marangoz* Taha Coşkun**
Özet
Bu araştırmada, tüketicilerin hedonik ve faydacı tüketim davranışlarında online alışveriş yapma
sıklığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Tarama modelindeki araştırmanın örneklemi, Muğla, İzmir ve
İstanbul illerinde ikamet eden n=421 katılımcıdan oluşmaktadır. Veriler “Hedonik ve Faydacı Tüketim
Davranışları-HETD/FATD” ile toplanmıştır. Hedonik ve faydacı tüketim davranışlarının
çözümlenmesinde, verilerin analizi aritmetik ortalama ve standart sapma kullanılarak
gerçekleştirilmiştir. Hedonik ve faydacı tüketim davranışlarının online alışveriş sıklığına göre
farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesi için tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır.
Görüşler arasında anlamlı farklılıkların olduğu durumlarda etki derecesini belirlemede 2 (eta-squared)
istatistiği kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, araştırmaya katılanların yarısından fazlası ağırlıklı
olarak yüksek faydacı tüketim davranışları, dörtte birlik bir kısmı ağırlıklı olarak yüksek hedonik
tüketim davranışları, diğer katılımcılar ise hem hedonik hem de faydacı tüketim davranışları
sergilemektedir. Araştırma sonuçlarına göre hedonik tüketim davranışları arttıkça online alışveriş
yapma sıklığı artmakta, faydacı tüketim davranışları arttıkça online alışveriş yapma sıklığı
azalmaktadır. Farklılıkların etki düzeyi 2 incelendiğinde her iki tüketim davranışında yüksek etki
düzeyi olduğu görülmüştür. Haftada birkaç kez online alışveriş yapanların en yüksek hedonik tüketim
davranışlarına sahip oldukları, yılda birkaç kez online alışveriş yapanlarla hiçbir zaman yapmayanların
ise en düşük hedonik tüketim davranışlarına sahip olduğu görülmüştür. Faydacı tüketim davranışlarında
ise tersi yönde bir farklılık ilişkisi görülmüştür.
Anahtar Sözcükler: Hedonik Tüketim, Faydacı Tüketim, Online Alışveriş
Jel Kodu: M30, M31, E20, E21
* Prof. Dr., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, İİBF, İşletme Bölümü, Menteşe/Muğla, [email protected], +90
252 211 31 44. ** Öğr. Gör., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Yatağan MYO, Menteşe/MUĞLA, [email protected], +90 252 211 31
60.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
104
Son Dönemde Türkiye’ye Gelen Doğrudan Yatırımlardaki Gelişmeler:
Doğrudan Yabancı Yatırım Güven Endeksi ve Küresel Rekabet Endeksi
Açısından Bir Değerlendirme
Pelin Mastar Özcan* Gül Kayalıdere**
Özet
1950’li yılların sonundan itibaren sermayenin liberalleşmesi ile birlikte sınır ötesi sermaye hareketleri
hız kazanmıştır. Bu doğrultuda ülkeler, ekonomik büyüme ve kalkınmalarını gerçekleştirebilmek için
yabancı sermayenin önemini anlamışlar ve adeta yabancı sermayeyi kendi ülkelerine çekebilmek için
yarış içerisine girmişlerdir. Ülkeler özellikle istidam garantisi vaat eden ve katma değer yaratan uzun
vadeli yabancı sermayeyi ülkelerine çekebilmek için bir dizi yapısal düzenlemeler yapmışlardır.
Türkiye’de bu süreç serbest piyasa ekonomisine geçişi takip eden 1980’li yıllara rast gelmektedir. 1980
yılından günümüze ülkemizde yabancı sermayenin önündeki yatırım engellerini kaldırmaya yönelik
gerekli düzenlemeler yapılmaktadır. 2000 sonrasında ülkemizde siyasi ve ekonomik istikrarın da temin
edilmesiyle birlikte yabancı sermayeye yönelik düzenlemeler de hız kazanmıştır. Bu düzenlemelerin
neticesinde doğrudan yabancı sermaye girişleri özellikle 2012 yılından sonra artmıştır. Türkiye, Batı
Asya ülkeleri içinde en fazla doğrudan yabancı sermayeyi çeken ülke olup 2023 hedeflerine
ulaşabilmesi açısından söz konusu konumun sürdürülebilirliği büyük önem arz etmektedir. Son
dönemde elde edilen veriler değerlendirildiğinde yabancıların gayrimenkul alımları dikkate
alınmadığında katma değer yaratacak doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında bir azalma olduğu ifade
edilebilmektedir. Bu kapsamda çalışmanın amacı; gerek küresel gerekse ulusal konjonktürün ülkemize
gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını nasıl etkilediğini Yabancı Yatırım Güven Endeksi ve
Küresel Rekabet Endeksi verileri ile değerlendirilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Doğrudan Yabancı Sermaye, Yabancı Yatırım Güven Endeksi, Küresel Rekabet
Endeksi
Jel Kodu: F20, F21, F29
* Dr.Öğr. Üyesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F, Maliye Bölümü, Mali Hukuk ABD. ** Doç. Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F, Maliye Bölümü, Bütçe ve Mali Planlama ABD.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
105
Pazarlama Psikolojisi (NöröPazarlama)
Osman Emin* Havva Şaban**
Özet
Satın almaya nasıl kara veririz, bizi satın almaya yönlendiren güdülerin ve motivasyon kaynakları
nelerdir? Pazarlamacıların üstünde en çok durdukları nokta dışarıdan insan beynine mudahele edip
tüketicileri davranışlarını satın almaya yönlendirmenin yollarını bulmaya odaklanmışlardır. Son yıllarda
Üreticiler pazarlama uyaranlarının (sloganlar, reklamlar, logolar, ambalajlar fiyatlar.) tüketiciler
üzerinde ne kadar etkili olduğunu gösteren araştırmalar üzerinde yoğunlaşmışlardır. Tam bu noktada
nörö bilim ve pazarlama bir araya gelerek nöröbim veya duyusal pazarlama kavramı ortaya çıkmıştır.
Nöromarketing insan beyninin nasıl çalıştığını ve nasıl karar verdiğini bilimsel tekniklerle ölçer, insan
davranışlarına odaklanıp insanların karar verme eğilimlerini bilimsel yol ile analiz etmektedir. Yapılan
araştırmalara göre insan istediği kadar mantıklı kararlar alıyorum dese bile verdiğimiz kararların %95
ini bilinç dışı etkilerle veriyoruz ve bu kararlar doğrudan dışardan müdahale edilebiliyor.
Nöröpazarlama teknikleri ile hedef kitlenin satılma güdüleri doğru tespit edilip, tüketicileri satınalmaya
motive etmeye yönelik adımlar geliştirilmektedir. Bu çalışmanın amacı, pazarlamada insan psikolojisini
ve bilinç dışına dışardan müdahale edilebilecek teknik ve çalışmaları yakından tanımak ve incelemektir.
Anahtar Kelimeler: Nöropazarlama, Pazarlama Psikolojisi, Pazarlama teknikleri,
* Assoc. Prof. Dr., International Vision University. ** PhD Candidate, International Vision University.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
106
Ekonomi Haberlerinin Ortaya Çıkış Şekillerinin Bireysel Yatırım Kararları
Üzerindeki Etkisi
Murat Atik* Bülent Yılmaz** Hakan Yapar***
Özet
Bireysel yatırımcıların yatırım algısını etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerin arasında
görsel, sosyal ve yazılı medyada çıkan ekonomi haberleri olabilmektedir. Ekonomi haberlerinin ortaya
çıkış şekli, içeriği, türü, kaynağı, yayınlandığı yer ve zaman gibi faktörler, yatırımcıların ekonomi
haberlerine yükledikleri anlamı farklılaştırabilmektedir. Bu faktörlerin bilinmesi durumunda yatırımcı
veya tasarruf sahibinin hangi habere nasıl bir tepki verebileceği tahmin edilebilecektir. Merkez
Bankalarının piyasalara sözlü müdahalesi gerektiğinde özellikle yatırımcı açısından hangi haberlerin
önemli olduğu bilgisi bilindiği takdirde Merkez Bankası tarafından yapılan müdahalenin etkisinin
artırılabilmesi de mümkün olabilecektir. Böylece Merkez Bankasının elindeki araçları daha etkin
kullanabilmesine yardımcı olabilecektir. Bu çalışmanın amacı, bireysel yatırımcıların ekonomi
haberlerinin ortaya çıkış şekillerine göre yükledikleri önem derecesini belirlemektir. Yatırımcı
açısından önemli görülen ekonomi haberlerinin tespit edilmesi ile piyasaların ekonomi haberleri
karşısında verebileceği tepkinin etkisi daha doğru tahmin edilebilecektir. Çalışma da yöntem olarak
kesikli seçim analizi (konjoint) seçilmiştir. Konjoint analizinin diğer analiz yöntemlerinden farkı
gelecekteki muhtemel hareket tarzlarının neler olabileceği hakkında bir öngörü sunabilmesidir. Sonuç
olarak ekonomi haberlerinin çıkış biçiminden çok içeriğinin yatırımcıların algısını etkidiği ve Merkez
Bankası tarafından son dakika haberi olarak televizyon üzerinden duyurulan haberlerin yatırımcıları
daha fazla etkilediği tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Piyasa Algısı, Konjoint Analizi, Yatırım Algısı, Sözlü Müdahale.
JEL Sınıflandırması: C8, M31, M37.
* Dr.Öğr.Üyesi. , Milli Savunma Üniversitesi, Kara Harp Okulu İşletme ve Yönetim Bilimleri Bölümü, Devlet Mah. Kara Harp
Okulu Cd. Ankara / Türkiye, 06654, [email protected], +90 505 335 34 27. ** Dr.Öğr.Üyesi. , Milli Savunma Üniversitesi, Kara Harp Okulu İşletme ve Yönetim Bilimleri Bölümü, Devlet Mah. Kara Harp
Okulu Cd. Ankara / Türkiye, 06654, [email protected], +90 532 663 65 30. *** Öğ.Grv., Milli Savunma Üniversitesi, Kara Harp Okulu İşletme ve Yönetim Bilimleri Bölümü, Devlet Mah. Kara Harp Okulu
Cd., Ankara / Türkiye, 06654, [email protected], +90 536 347 16 43.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
107
Türkiye’de Finansal Serbestleme ve Enflasyon İlişkisi
Serap Barış* Serap Oruç**
Özet
Dünya genelinde hükümetler 1980’li yılların başlarından itibaren bankacılık ve finans sistemi
üzerindeki kontrol ve sınırlamaları kaldırmaya başlamışlardır. Bu politikanın bir sonucu olarak
sermayenin ülkeler arasındaki dolaşımı artmıştır. Türkiye’de bu gelişmelerden payını almış ve “24
Ocak 1980 Ekonomik İstikrar Kararları” ile ekonomisini dışa açma konusunda önemli adımlar atmıştır.
Ticari serbestleşme ile başlayan süreç finansal serbestleşmeyi de beraberinde getirmiştir. Finansal
serbestleşmenin tasarruf ve yatırımlardaki uyarıcı etkisiyle büyümeyi artışa geçireceği savunulsa da
ekonomik büyümede de dahil olmak üzere makroekonomik ve politik değişkenlerini nasıl etkilediği
konusunda henüz bir görüş birliğine varılamamıştır. Dünya ekonomisinin yaşadığı son krizle birlikte
serbestleşme, küreselleşme ve korumacı politikalar yeniden tartışılır hale gelmiştir.
Bu çalışma ile Türkiye’de finansal serbestleşme ile enflasyon arasında bir ilişki olup olmadığı
araştırılmaktadır. Çalışmada kullanılan veriler yıllık olup 1980-2015 dönemini kapsamaktadır. Bu
veriler kullanılarak değişkenler arasındaki ilişki Johansen eşbütünleşme ve hata düzeltme modeli (VEC:
Vector Error Correction Model) ile incelenmiştir. Bulgulara göre, değişkenler arasında eşbütünleşme
olduğu ve kısa dönemde faiz ile enflasyon arasında ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Finansal Serbestleşme, Küreselleşme, Enflasyon Oranı.
Jel kod: F30, F40, G10.
* Dr. Öğr. Üyesi, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü,
[email protected], 0506 740 26 88. ** Öğr.Gör., Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Almus Meslek Yüksekokulu, Büro Hizmetleri ve Sekreterlik Bölümü,
[email protected], 0546 442 78 48.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
108
Finans 4.0 ve FinTech Firmalarının Ekonometrik Analizi
Umut Burak Geyikçi* Fatma İzmirli Ata**
Özet
Şu anda 4. Endüstri devriminin başındayız. Nesnelerin internetinden, yapay zekaya kadar pek çok
konudaki hızlı ilerlemeler, tüm ülkelerdeki her bir endüstri kolunu etkilemekte ve değiştirmektedir. Bu
değişime ayak uyduramayan endüstriler ve firmaların yaşamlarını devam ettiremeyecekleri bir çağa
giriyoruz. Finans sektörü de dahil olmak üzere hiçbir sektörün bu durumdan kaçma şansı yok. Meydana
gelen değişimler finansal teknolojinin de önceleri olmadığı kadar hızlı ilerlemesine ve yeni kavramların
hayatımıza girmesine neden olmaktadır. Özellikle en son teknoloji ve inovasyonları kullanarak geneksel
finansın koyduğu engelleri rahatlıkla aşmaya başlayan staruplar hızla büyüyerek yeni iş sahalar açıp
finansı olduğundan çok daha ileri noktalara taşıyorlar. Kısaca fintech startuplar denilen bu firmalar
çektikleri inanılmaz miktarlardaki yatırımlar ile hiç olmadığı kadar hızla büyüyorlar. Bir yandan
fintech’lerin hızlı ilerleyişi sürerken, diğer piyasa oyuncuları da ortaya çıkan bu yeni duruma hızla
adapte olmaya çalışıyorlar. Yeni teknoloji tüm endüstrileri etkilemeyi sürdürürken, beraberinde teknolji
alanındaki araştırmalar ve yeniliklerde aynı paralel de artarak devam ediyor. Bahsedilen tüm bu
çabaların temelinde yetersiz kaynaklarla çok sayıdaki insanın hayat kalitesini artırmak yatmaktadır.
Fintech firmaları hayat kalitesini artırmaya çalıştıkları insanların artan talepleri karşısında daha fazla
yatırım alıyorlar. Özellikle büyüyen fintech pastasından pay almak isteyen küçük yatırımcıların da dahil
olduğu kitlesel fonlama, melek yatırımcılar, risk sermayesi şirketleri fintech firmalarına önemli
finansman desteği sağlarken, Avrupa ve Amerika da halka arzlarla şirketler sermaye piyasalarında da
yatırımcılara ortaklık imkanları sunuyorlar. Fintech firmaları henüz çok yeni, ancak hızla büyüyen
finansal hizmet firmaları oldukları için bu firmalar üzerine henüz çok az sayıda çalışma mevcuttur. Bu
çalışmanın temel amacı da Fintech firmaların finansal performanlarını mukayeseli olarak ölçerek
literatüre katkı sağlamaktır. Bu çalışma da ABD, Almanya, Avustralya, Japonya, İngiltere, Hong
Kong’da halka arz edilmiş fintech firmaları günlük hisse fiyatları, piyasa kapitalizasyonları gibi
değişkenleri vasıtasıyla karşılaştırılmıştır. Elde edilmiş olan sonuçlar, yatırım öncelikleri ve portföy
çeşitlendirme teorisi açısından literatürdeki önemli bir eksikliği giderilmesine katkı sağlayacaktır.
Anahtar Kelimeler: FinTech, Finans 4.0, Finansal Hizmetler, Endüstri 4.0
Jel kod: G11, G15, G20, G32
* Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İşletme Fakültesi, İşletme Bölümü,[email protected]. ** Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İ.İ.B.F. İşletme Bölümü, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
109
BIST30 Endeksine Giren ve Çıkan İşletmelerin Hisse Senedi Getirilerindeki
Değişimin Olay Çalışması Yöntemi İle Belirlenmesi
Hasan Hüseyin Yıldırım* Haşim Bağcı**
Özet
Giriş: Sermaye piyasasında işlem yapan yatırımcılar tekil menkul kıymetlere yaptırım yapmak yerine
portföye yatırım yapmayı tercih ederler. Böylelikle tek bir menkul kıymet yerine portföyden elde
edecekleri ortalama bir kazanca karşılık riski düşürmüş olurlar. Yatırımcılar portföylerinde
bulunduracakları hisse senetlerini seçerken hisse senetlerinin risk ve getirilerini hesaplamak için
matematiksel hesaplamalarda bulunurlar. Bu durum yatırımcı için zorlayıcı olduğundan ve vakit
aldığından dolayı yatırımcılar borsalara tarafından oluşturulmuş endekslere yatırım yapmayı tercih
ederler. Bu noktada endeksler yatırımcı için hazır bir portföy olarak yatırım alternatifi imkanı
sağlamaktadır. İşletmeler endekslere alınırken işlem hacmi, piyasa değeri gibi bir takım kriterler göz
önünde bulundurulur. Kriterleri yerine getiren işletmeler endekse dahil olurken kriterleri yerine
getirmeyen işletmeler endeksten çıkarılırlar. Amaç: Bu çalışmanın amacı, 2015-2019 yılları arasında
BIST 30 endeksine giren ve bu endeksten çıkan işletmelerin hisse senedi getirilerinde bir değişimin
olup olmadığını araştırmaktır. Yöntem: Bu bağlamda öncelikli olarak ilgili tarih aralığında BIST 30
endeksinin yeniden belirleme dönemleri tespit edilmiştir. Belirlenen endeks belirleme dönemlerinde
endekse dahil olan ve endeksten çıkan şirketlerin getirilerinde anormal bir getirinin olup olmadığı olay
çalışması yöntemi ile tespit edilecektir.
Anahtar Kelimeler: BIST, Hisse Senedi Getirisi, Olay Çalışması
JEL Sınıflandırması: F21, G14, O16
* Dr.Öğr.Üyesi, Balıkesir Üniversitesi, Burhaniye Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Bankacılık ve Finans, Türkiye,
[email protected]. ** Dr.Öğr.Üyesi, Aksaray Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Sağlık Yönetim Bölümü, [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
110
İnovasyonun Finansal Tablolarda Gösterilmesi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Fatma İzmirli Ata* Umut Burak Geyikçi**
Özet
İnovasyonlar işletmelerin gelecekte değer yaratmasını bekledikleri maddi olmayan duran varlıklarıdır.
Ancak gelecekte yaratılması beklenen bu değer işletmelerin muhasebe kayıtlarında yer almamakta
dolayısıyla finansal tabloları da bu bilgiyi içermemektedir. Geleneksel muhasebe sisteminde inovasyon
harcamaları gider olarak (ar-ge giderleri) algılanarak kayıtlara geçirilmekte iken bir varlık olarak
kaydedilememektedir. Bu nedenle işletmelerin finansal tabloları ar-ge ve diğer inovatif faaliyetlere
ilişkin çok az ve yetersiz bilgiye sahip olmaktadır. Oysa son yıllarda Dünya’da ve Türkiye’de
işletmelerin finansal durum tablolarında maddi duran varlıkların yerini maddi olmayan duran varlıkların
aldığı ve buna bağlı olarak da işletmelerin özkaynak ve firma değerlerindeki artışların patent, marka,
lisans ve fikri haklar gibi varlıklarla sağlandığı görülmektedir. İşletme yöneticilerinin, var olan ve
potansiyel yatırımcıların kısaca kamuoyunun bilgilendirilmesinde ve karar süreçlerinde inovatif
faaliyetlere ilişkin bilgilerin finansal tablolar, sürdürülebilirlik raporları, entegre raporlar aracılığı ile
sunulduğu görülmektedir.
Çalışmamızda BİST 100’de yer alan teknoloji işletmelerinin inovatif faaliyetlerine ilişkin bilgilerin
neler olduğu, hangi raporlar ile sunulduğu içerik analizi ile incelenecek ve hem finansal hem de finansal
olmayan bilgilerin yer aldığı birleşik bir raporlama için öneri sunulacaktır.
Anahtar Kelimeler: İnovasyon, Muhasebe, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Sürdürülebilirlik
Raporlaması, Finansal Raporlama.
Jel kod: O30, M41, M14, Q56.
* Dr. Öğr. Üyesi Fatma İzmirli Ata, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İ.İ.B.F., İşletme Bölümü, [email protected]. ** Dr. Öğr. Üyesi Umut Burak Geyikçi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, İşletme Fakültesi, İşletme Bölümü,
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
111
Veri Güvenliğinde Hash Fonksiyonların Önemi
Fehmi Skender* Ilker Ali**
Özet
Ekonomide ve işletme yönetimi yazılımında, sistemin bilgi güvenliği ve saklanması gerekli ve bilgi
edinme, elde etme ve saklama gibi önemine sahiptir. Bilgi teknolojilerinin hızlı gelişimi ile bilgileri
ekonomi ve iş dünyasında elde etmek, depolamak ve kullanmak kolaydır, ancak ne yazık ki, yazılımdaki
verileri kaybetme, çalma veya silme durumları da bir gerçek. Bilgi Güvenliği Yönetimi'nin başarıyla
uygulanmasında gereken birçok çözümler, yöntemler, teknolojiler ve ürünler hazırda tutulmuş olmasına
rağmen, pratik uygulamalarda bazı zorluklar yaşanmakta ve sisteme yönelik konularda yanlış
yaklaşımlar sergilenmesi sonucunda bilgi güvenliği sorunları da artarak devam etmektedir.
Bilgi güvenliği konusunda, gerek içinde yaşadığımız Balkan ülkelerinde ve gerekse diğer ülkelerde
devam eden birçok teknolojik çözümler, yöntemler, standartlar, yasalar ve yönetmelikler
bulunmaktadır. Tüm bunlara rağmen görülmektedir ki, bilgi güvenliğinde gerekli sistemler
kurulamadığı için önlenemeyen kayıplar, zararlar, açıklar, sorunlar gittiçe artmakta ve bilgi güvenliği
riskleri beklenilen ve olması gereken derecede azaltılamamakta veya kontrol edilememektedir.
Araştırmamızda, temel de bilgi güvenliğine, bireylerin ve toplumun bakış açısı, algılanma ve
yaklaşımına yönelik hataların, yetersizliklerin araştırılması konusuna değinilerek, mevcutta
gerçekleşmiş olan örnekler üzerinden de ‘’Hash’’ fonksiyonlarının önemi ve etkisini de açıklamış
olacağız. Bilgiye sahip çıkma sorumluluğunuzu hafifletecek çalışmalarımız yapılmıştır ve makalemizde
yer almıştır. Kısacası, bilginin saklanması ve güvenli kullanılması için kullanıcıların şimdiye kadar
alışılagelmiş oldukları genel bakış açılarından bir an evvel kurtulmuş olmalarından büyük fayda vardır.
Anahtar kelime: Bilgi Güvenliği, Veri Merkezleri, Şifreleme Algoritmaları, Veri çakışması.
* Öğr. Gör., MR.PhD. Fehmı Skender, Uluslararası Vizyon Üniversitesi, Bilişim Fakültesi, Ul. Major C. Filiposki No.1,
Gostivar/Makedonya, irtibat: [email protected], +389 70 736 690. ** Öğr. Üye., MR.PhD. Ilker Ali, Uluslararası Vizyon Üniversitesi, Bilişim Fakültesi, Ul. Major C. Filiposki No.1,
Gostivar/Makedonya Makedonya/Gostivar, [email protected], + 389 70 251 654.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
112
Yenilikçi Eğitim ile Dijital Yetkinlik ve Girişimcilik Becerilerinin Geliştirilmesi
– Kuzey Makedonya Örneği
Aybeyan Selimi* Arafat Üseini**
Özet
Dijital yeterlilik, dijital formatta bilgi bulma, analiz etme, değerlendirme, oluşturma ve aktarma
yeteneğini ifade eder. Bu yeteneklere sahip kişi günümüzde bilgisayar donanımının temel ilkeleri,
bilgisayar ağlarını kullanma, çevrimiçi topluluklara ve sosyal ağlara katılma becerisine sahiptir. Dijital
yetkinlik geleneksel okuryazarlık biçimlerinin yerini almaz, o yirmi birinci yüzyılda çağdaş
okuryazarlığın yeni biçimlerinden yalnızca birini temsil eder. Dijital yetkinlik kavram olarak son on
yılda ortaya çıkmıştır ve dijital metin, hipermetin ve multimedya metinlerini okuma ve anlama yanında
bilgi teknolojilerine erişim ve kullanım yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Bu becerilerin güvenli veri
depolamada, bilgilerin sistematik uygulanmasında, öğrenme sürecinde ve iş hayatında aktif katılımı
vardır. Eğitim sistemlerinin temel amacı dijital yetkinliği yalnızca bir kavram olarak anlamak değil,
aynı zamanda toplumun gelişiminde nasıl yardımcı olabileceğini bilmektir. Bundan dolayı son yıllarda,
modern eğitim sistemlerinin programlarında dijital yetkinlik ve girişimcilik becerilerinin
geliştirilmesine vurgu yapılmaktadır. Modern yaşam tarzı ve dinamik çalışma hayatı, çalışanların, aile
bireylerinin ve kuruluşların dijital yetkinlik becerilerini geliştirmelerini gerektirir. Her hükümet,
girişimcilik zihniyetinin gelişmesine yol açan becerilerinin ve tutumlarının gelişimine özen
göstermektedir. Bu çalışmada, düz ve meslek liselerindeki öğrencilerin dijital yetkinlik ve girişimcilik
becerilerinin geliştirilmesine yönelik teknikler incelenmiş ve öğretmenlerin bu becerilerin gelişimine
etkisi analiz edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Dijital Yetkinlik, Hayat Boyu Öğrenme, Yenilikçi Okul, İstihdam ve Sosyal
İçerme.
* Dr., Uluslararası Vizyon Üniversitesi, Bilişim Fakültesi, emaıl: [email protected]. ** M.Sc, Uluslararası Vizyon Üniversitesi, Bilişim Fakültesi, emaıl: [email protected].
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
113
MCBÜ Bünyesindeki Öğrenci ve Personelin Harcamalarının Analizi
Çiğdem Sofyalıoğlu** Burak Kartal*** Aynur İncekırık****
Özet
Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ), Ege Bölgesinin en büyük üçüncü üniversitesi olup, Manisa
ilindeki tek üniversitedir. Bu kapsamda, üniversitenin il ekonomisine oldukça önemli bir katkısı söz
konusudur. Ancak, İzmir’e olan yakınlığın üniversitenin Manisa’ya olan katkısını sınırladığına yönelik
uzun yıllardan beri süregelen bir eleştiri de söz konusudur. Bu yüzden üniversitedeki öğrenci ve
personel Manisa’ya etkide bulunan harcamalarını detaylı biçimde belirlemek önem arz etmektedir. Bu
çalışmada MCBÜ öğrencilerinin ve personelinin Manisa ilinde yaptıkları harcamalarının çeşitli
istatistiksel analiz yöntemleri kullanılarak incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla, MCBÜ merkez
kampüslerinde yer alan fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarında 2017 yılı eğitim-öğretim
döneminde yer alan öğrenciler ile akademik ve idari personele yapılan anketler değerlendirmeye
alınmıştır. Öğrenciler ve personel için iki ayrı anket formu düzenlenmiştir. Çalışmada yüz yüze anket
yöntemi kullanılarak, elde edilen veriler SPSS 22 paket programı ile analiz edilmiştir. Tanımlayıcı
istatistiklere ek olarak çeşitli parametrik ve parametrik olmayan farklılık analizleri kullanılmıştır.
Araştırma sonuçlarından elde edilen veriler ışığında, MCBÜ’nün il ekonomisine katkılarını arttırmaya
yönelik gerek yerel yönetimlere gerekse üniversite yönetimlerine çözüm önerileri sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Öğrenci harcamaları, Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Manisa
Jel kod: C10, C12, C14
** Doç.Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Üretim Yönetimi ve Pazarlama
Anabilim Dalı, e-posta: [email protected]. *** Doç.Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Üretim Yönetimi ve Pazarlama
Anabilim Dalı, e-posta: [email protected]. **** Dr.Öğr.Üyesi, Manisa Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü İstatistik Anabilim
Dalı, e-posta: [email protected].
*Manisa Celal Bayar Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri birimi tarafından 2018-082 proje numaralı "25. Yılında Manisa Celal Bayar Üniversitesinin Manisa İlinin Ekonomisine Etkilerinin Araştırılması" konusu ile ilgili olup ilgili birimce desteklenmiştir.
ICEB'19 - International Congress of Economics and Business 11- 13 April 2019
Bursa/Turkey
114
Mesleki Bağlılık ve Meslek Odasından Memnuniyetin Kayıtdışılık Algısına
Etkisi: Muhasebe Meslek Mensupları Üzerinde Bir Araştırma
Rahmi Yücel*
Özet
Muhasebe meslek mensupları mükelleflerin sürekli düşük vergi ödeme talepleri ile muhasebenin sosyal
sorumluluğu arasında baskı yaşamakta ve çoğu kez kayıtdışı ekonominin sessiz şahitleri olmaktadırlar.
Bu açıdan meslek mensuplarının kayıtdışılık algılarını etkileyen unsurların anlaşılması, akademik
olarak geliştirilecek çözüm önerileri açısından önem taşımaktadır.
Bu çerçevede tasarlanan çalışma, muhasebe meslek mensuplarının mesleki bağlılık ve bağlı
bulundukları meslek odalarından memnuniyet algılarının kayıtdışı ekonomiye dair hassasiyetlerine olan
etkilerini incelemeye odaklanmıştır. Çalışma kapsamında aralarında Ankara, İstanbul, Kocaeli ve Bolu
gibi illerin yer aldığı 330 meslek mensubuna uygulanan anket yardımıyla veri toplanmış, yapısal eşitlik
analizi (SEM) yardımıyla değişkenler arasındaki ilişkiler analiz edilmiştir.
Çalışmadan elde edilen bulgular mesleki bağlılığın meslek mensuplarının kayıtdışı hassasiyetlerini
artırdığı, meslek odalarından memnuniyetin ise kayıtdışı hassasiyetini azalttığını ortaya koymaktadır.
Bulgular ayrıca meslek odasından memnuniyet düzeyinin mesleki bağlılığı artırarak kayıtdışı
hassasiyetini dolaylı olarak artırdığını göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Mesleki Bağlılık, Memnuniyet, Kayıtdışılık, Muhasebe Meslek Mensubu.
* Doç.Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi, [email protected].