1
} } 15 TEMMUZ 2011 SAYFA 11 eko-magazİn BULMACA Haz›rlayan Nalan M. ALAKENT [email protected] SOLDAN SAĞA: 1- 2002-2007 yılları arasında Adalet Bakanı olarak görev yapan, 61. Hükümet döneminde TBMM Başkanı olarak görev üstlenen siyasetçi… 2- Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm… Zehirsiz, çok iri bir yılan türü… 3- Satranç oyununda şah ve kalelerle gerçekleştirilen özel bir hamle… İki ayak üzerine tutturulmuş çubuklu jimnastik aracı… 4- Bir ticarethanenin veya malın adını kullanma karşılığında talep edilen hak… Bir haber ajansımızı simgeleyen harfler… 5- Sodyum elementinin simgesi… Bir mal veya paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeksizin sağladığı gelir… 6- Tarım makineleri alanında, kurucusunun soyadını taşıyan yerli bir marka… Karakter… 7- Romanya’nın internet kodu… Alışverişte çok kâr amacı güden kimse… 8- Gerçek… Binicisine göre kişneyen hayvan… 9- Bir şey sayılırken birim olarak alınan sayıya gelindiğinde söylenen uyarma sözü… Marsa’nın rafine soya yağı markası… 10- O gösterme sıfatının eski hali… Somali’nin plaka işareti… Kredi kartı ile satın alınan mal veya hizmet karşılığında bankanın yetki verdiği iş yeri tarafından düzenlenen, satın alanca imzalanan, ödeme taahhüdünü gösteren belge… 11- Kaba şeyler dikmeye, bağlamaya yarayan ince sicim veya kalın iplik… Başka, diğer… 12- Pamuğu, narenciyesi ve kebabıyla ünlü güney ilimiz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1- Bir kambiyo işleminin yapıldığı anda söz konusu olan kur… Ticaret mallarını saklamak için rıhtımda yapılan büyük depo… 2- Adını, Yunan mitolojisindeki aşk tanrısından alan iç çamaşırı markası… İşlenen bir suç karşılığı olarak suçlunun malının bütünü veya bir bölümü üstündeki mülkiyetine son verilmesi ve bu mülkiyetin bir başka kuruluşa devredilmesi, müsadere… 3- Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması… Yakınların dışında kalan kimse, yabancı… 4- İzlanda’nın internet harfleri… Mülkiyeti altında bulunan taşınır ve taşınmaz malların listelenerek istenen makama sunulması… 5- Litvanya’nın internet harfleri… Bir göz rengi… 6- Çaba göstermeden, çabalamadan… “Şifalı sular ile yapılan bakım” anlamında kullanılan yabancı kökenli kısaltma… 7- Avrupa Konseyi anlamındaki kısaltma… Unilever’in deterjan markalarından biri… 8- Bir eksenin döndürdüğü tekerlek biçimindeki makine parçası… 100 m2 değerinde yüzey ölçü birimi… Galyum elementinin simgesi… 9- Fırıl fırıl… 1986 yılında kurulan, simgesi fil olan, hareketli ve çok fonksiyonlu mobilya üretimiyle tanınan bir firma… 10- Karadeniz Bakır İşletmeleri için kullanılan kısaltma… Çelik Grup tarafından Bolu Yeniçağ’daki tesislerde üretilen meyve aromalı maden suyu markası… 11- İstanbul’un Tuzla ilçesinde faaliyet gösteren özel bir üniversite… Kaynağı mitolojik çağlara dayanan kirişli bir çalgı… 12- Türk- İtalyan ortak yatırımı olarak üretilen boya markası… Rublenin yüzde biri değerindeki para. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 9. SAYFADA HAFTALIK İsmail Şen [email protected] Henry Ford, 1863’te Detroit’teki bir çiftlikte doğduğunda Detroit henüz Detroit değildi. Yani Amerikan otomobil sanayinin kalbi… İrlanda göçmeni bir çiftçi olan babasının mesleğinden nefret eden Henry, 1879’da Detroit’te bir makinistin yanına çırak verilir. Birkaç iş değiştirdikten sonra Westinghouse’da teknisyenlik yapar. 1888’de evlenir ve bir kereste fabrikası işletmeye başlar. 1891’den 1896’ya kadar daha sonra dost olacakları Thomas Edison’un yanında çalışır ve Edison için çeşitli motorlar geliştirir. 1899’da birkaç yatırımcıyla başlayan Detroit Automobile Company macerası iki yılın sonunda başarısız olur. Henry Ford, 1903’te 11 yatırımcının desteği ve 28 bin dolar sermaye ile Ford Motor Company’yi kurar. Asıl başarısı, Ransom Eli Olds tarafından basit bir şekli uygulanmaya başlayan “bant üretim”i geliştirmesidir. Böylece daha sonra Fordizm olarak ifade edilecek önemli bir sistemin temellerini atar. Parçaları standardize edip, üretim süreçlerini hızlandırıp, kaliteyi yükseltirken, maliyetleri düşüren sistemi sayesinde dünyayı değiştirir. Bu sistemle 1908 yılında ilk üretimi gerçekleşen Ford T Modeli büyük bir başarı elde eder. Bu öyle bir başarıdır ki, 10 yıl sonra ABD’deki tüm arabaların yarısı Ford Model T idi… Sendikaya karşı olan Henry Ford’un tüm fabrikalarına, ancak 1945’te şirketten ayrılmasıyla sendika girebilir. İki yıl sonra da Ford ölür… Çiftçi çocuğu, makinist çırağı, keresteci, mühendis ve dahi işadamı... Henry Ford, sadece “bant üretimi”ni geliştirseydi bile ekonomi tarihinde önemli bir yere sahip olurdu. Ancak biz onu daha çok Ford firmasının kurucusu bir işadamı olarak biliyoruz. Aslında tüm servetini geliştirdiği bir fikre borçlu… Sadece o mu? Bant üretiminin yayılması sayesinde tüm dünyadaki fabrikalarda verimliliğin artışıyla, binlerce fabrikatör servetini o fikre borçlu. Kereste Tüccarı Henry Ford TİCARET TARİHİNDEN 22 Teşrin-i Sani 1339 / 22 Kasım 1923 Akbaba Dergisi 17 Temmuz 1790’da bugün ekonomist Adam Smith öldü. Üstte şaheseri “Ulusların Zenginliği”nin 1776’daki ilk baskısı ve bir başka kitabındaki portre çizimi görülüyor. 1879’da bugün İstanbul’da tersane işçileri greve gitti. 18 Temmuz 1941’de bugün Milli Savunma giderlerini karşılamak üzere tasarruf bonoları çıkarıldı. 1969’da bugün Başbakan Süleyman Demirel, siyasi çatışmalar üzerine “Birbirimizi yemeyelim. Birbirimizi yiyerek karnımızı doyuramayız” dedi. 19 Temmuz 1943’te bugün yapılan açıklamada Varlık Vergisi tahsilatının 19 milyon lirayı geçtiği belirtildi. 1957’de bugün Türkiye ile Mısır arasında ticaret anlaşması imzalandı. 20 Temmuz 1972’de bugün Almanya’ya giden 500 bininci işçi törenle yola çıktı. 1978’de bugün Türk-İş ile Bülent Ecevit hükümeti arasında, Jean Jacques Rousseau’nun “Du Contrat Social”inden mülhem, “toplumsal anlaşma” imzalandı. DİSK, böylesi biçimsel anlaşmaların kağıt üzerinde kalmaya mahkum olduğunu belirterek imza atmadı. 21 Temmuz 1946’da bugün açık oy, gizli sayımla son genel seçim yapıldı. 465 milletvekilinin 395’ini CHP, 66’sını DP kazandı. 1969’da bugün ABD’ye ait Apollo 11 Ay’a indi. Neil Armstrong, Ay’a ilk ayak basan ve tarihi repliği zikreden insan olma onuruna erişti: “Bu benim için küçük, ama insanlık için büyük bir adım.” 22 Temmuz 1948’de bugün 16 yaşından küçük çocukların ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması yasaklandı. 1949’da bugün, İstanbul’da ilk ampul fabrikasının temeli atıldı. 23 Temmuz 1953’te bugün Vicdan ve Toplanma Hürriyetinin Korunması Hakkında Kanun çıktı. Böylece dinin siyasi amaçlara alet edilmesi engellenmeye çalışılıyordu. 1981’de bugün Devlet Başkanı Kenan Evren, ilk ve orta dereceli okullara zorunlu din dersi konulacağını açıkladı. TARİHTE BU HAFTA O BİR İŞADAMI Üstte: Ekmek piyasası Altta: - Açıldı on altı on para, kapandı on altı otuz para!... - Demir yolu tahvilatı mı?... - Yok, ekmek fiyatı!... FAHRİ SARRAFOĞLU T ÜRK ihracatçısının ülke seçme lüksü olmadığını belirten İstanbul Ticaret Odası Meclis Üyesi Mehmet Zengin, “20 milyon kilometrekarelik bir alanda yaşayan 550 milyonu aşkın nüfusu barındıran Latin Amerika ülkeleri ihracat için iyi bir kapı” dedi. Zengin, 2 trilyon doları aşkın GSYİH üreten, 700 milyar doların üzerinde dış ticaret hacmi olan ve 33 ülkeyi kapsayan bu kıtada Panama’nın da değerlendirilmesini tavsiye etti. Ülkelerin kapılarının özellikle fuarlar yoluyla açıldığına dikkat çeken Zengin, bu fuarların iyi takip edilmesi gerektiğini vurguladı. “Çin mal satıyorsa biz de satabiliriz” diyen Mehmet Zengin, Kanada, Japonya, Singapur, ABD, Çin ve Güney Kore gibi ülkelerin Panama’ya mal sattıklarını hatırlattı. Zengin, “Türkiye, bir zamanlar Panama’ya sadece fındık satarken bugün makine ve ekipmanları da ihraç ediyor” diye konuştu. Zengin, Panama’nın ihraç ürünleri arasında muz, kahve, mineraller, şeker ve alüminyumun yer aldığını da sözlerine ekledi. PANAMA’YA SİGORTADA SORUN YOK LATİN Amerika ülkelerine yapılacak ihracatta sigorta konusuna değinen İTO Meclis Üyesi Hasan Usta da, öncelikle bu bölgede güvenlik zafiyetinin bulunduğu ülkeler olduğunu hatırlattı. Usta, ancak Türk sigorta sektörünün Panama’ya yapılan ihracatta bir sorun yaşamadığını, bu ülkeye sigortaların yapıldığını belirtti. TÜM RİSKLERİ İÇERMELİ İTO Meclis Üyesi Akif Metin Bengi de, sigorta poliçeleri konusunda bilgi aktardı. İhracatçı firmaların ihraç ürünlerini sigorta ettirmek istediğinde iki türlü poliçe yapıldığını belirten Bengi, bunların teminatlar açısından farklılıklar taşıdığını söyledi. Bengi, şunları dile getirdi: “İhracatçıların en doğru olarak yapması gereken, tüm riskleri içeren nakliyat emtia poliçesi, buna gidiş ve güzergâh ülkeleri uygunsa verilebilecek sigorta diliyle harp, grev teminatının da eklenmesi. Bu şekilde muafiyet de söz konusu değilse tam bir nakliyat riskleri poliçesi alınmış olur. Grev harp teminatı ek olarak verildiği için özel olarak istenmesi gerekir. Bu teminatın ne şartlarda verileceği poliçe teklifi sırasında belli olmaktadır. Bazı bölgelerde bu teminat kısıtlı olarak verilmekte veya hiç verilememektedir. Örneğin, şu anda Latin Amerika ülkeleri arasında Bolivya-Kolombiya riskli olarak görülmektedir. Bu durumda sadece grev harp teminatı hariç poliçe düzenlenebilir. Bu, sigorta yapılması açısından riskli addedilen bölgedir.” Panama’ya Çin mal sat›yorsa biz niye satmayal›m? 550 milyondan fazla nüfusu, 2 trilyon doları aşkın GSYİH’si ve 700 milyar doların üzerinde dış ticaret hacmi olan Latin Amerika ülkeleri ihracat için iyi bir kapı. Çin’in dahi ihracat yaptığı Panama pazarında Türk ihracatçısı da yerini almalı. ‘VEL‹N‹MET KRAL’ ÇA⁄INA HOfi GELD‹N‹Z Henüz manifatura dükkanlarında kumaş toplarının açıldığı tezgahlara boyum erişmezken, bazı tezgahtarların tutumlarına da aklım ermezdi. Evin erkeğini temsilen annemle alışverişe çıktığımızda, manifatura ve tuhafiye mağazalarına da uğrardık. O efsunlu kokulu dükkanların her rafında, her çekmecesinde farklı bir sürpriz gizliydi. Ancak beni en çok etkileyen, tezgahtarların güler yüzle, saygıda kusur etmeden ve sıkılmadan onlarca çeşit ürünü tezgaha yığmaları olurdu. Ben sıkılır, alışveriş bitse de oyuna dönsem düşüncesiyle acele ederdim, ancak annem birkaç top kumaş daha indirmelerini söylerdi raflardan ve uzun uzun özellikleri, fiyatlarıyla ilgili sorular sorardı. Bazen hiçbir şey almadığımız halde, güleryüzle uğurlanır, “tekrar beklenirdik.” Bir mağaza müstesna… O mağazadaki tezgahtarlar hiç tezgahtara benzemezdi. Bir kere kravatlıydılar, sonra hiç gülmezlerdi. Çeneleri hafif kalkıktı. Sanki sürekli tavandaki titreşen floresana doğru bakarlardı. Bizi dinlerken gözlerini indirmek zorunda kalırlardı, tabii başları konumunu korurdu. Mağazaya girdiğimizde “buyurun”, çıkarken “tekrar bekleriz” demezlerdi. Beni en çok şaşırtan ve ne yalan söyleyeyim tek olumlu bulduğum yönleri, raflardaki her kumaşı indirmezlerdi. Üç, bilemediniz beş top indirdikten sonra “bugün bu kadar” gibi kabaca bir şeyler mırıldanırlar ve biz o gün başka kumaşa bakamayacağımızı anlardık. Bu mağazanın adı da bir garipti: Sümerbank… Manifaturacı bankacı gibi… Çalışanları memur, ürünleri ucuz, bu nedenle sürekli zarar eden bir garip “şey”… ★★★ Müşterinin satıcıya mahkum olduğu dönemin en uç örneği Sümerbank ve benzeri kurumlardı. Rekabetin pek yaşanmadığı dönemlerden sıradan manzaralar… Müşteri, “olmayan” dolayısıyla “yok satan” ürüne ve tabii satıcıya “mahkûm”du… ★★★ Satıcı fiyatı belirlerdi; müşteri öderdi. Ürün kalitesi hak getireydi, kaliteli ürünler sadece Almancılara mahsustu. Garanti “bizzat” verilirdi, yani hiçbir ürünün hiçbir garantisi yoktu. Müşteri utana sıkıla şikayetini dile getirirse, “işine gelirse” denirdi. Her dükkanda “müşteri velinimetimizdir” levhası asılıydı, ancak bu genellikle göstermelikti. ★★★ Sonra yavaş yavaş herşey değişmeye başladı. Dünya için üretmeye ve dünyaya satmaya başlayan Türkiye’de kaçınılmaz olarak dünya kuralları işlemeye başladı. O eski seçeneksiz müşteriler, tercihler cangılında ürün sağanağına tutuldular. ★★★ Rekabet, herkese müşterinin gerçekten velinimet olduğunu hatırlatmakla kalmadı, üstüne bir de “kral” veya “kraliçe” ünvanını verdi. Müşterinin sadece ağzından çıkanları değil, gözünün içine bakarak ima ettiklerini, hatta zihnini okumaya çalışarak düşündüklerini emir telakki etme zamanıdır… “Velinimet Kral” çağına hoş geldiniz. Bitmeyen Kavga; Ekmek Fiyatları Bazıları özel girişimi vurulması gereken bir yırtıcı olarak görür, diğerleri ise sağılması gereken bir inek olarak… Ama arabayı çeken güçlü bir at olduğunu görenler çok azdır. O eski seçeneksiz müşteriler, tercihler cangılında ürün sağanağına tutuldular. Sir Winston Churchill 1874-1965 yılları arasında yaşamış, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda İngiltere’yi yönetenlerden, inanılmaz hitabetiyle ve güçlü kalemiyle 1953 Nobel Edebiyat Ödülü’ne lâyık görülmüş, yazar, siyasetçi, asker… Zafer işaretinin hakkını en çok vermiş lider. ‘‘ Sayfa11_Sayfa 10.qxd 15.07.2011 00:13 Page 1

eko-magazİn HAFTALIK İsmail Şen ‘VEL‹N‹MET KRAL’ ÇA ...ismailsen.com/pdf/07.15.2011.pdf2011/07/15  · }15 TEMMUZ 2011} SAYFA 11 eko-magazİn BULMACA Haz›rlayan Nalan

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: eko-magazİn HAFTALIK İsmail Şen ‘VEL‹N‹MET KRAL’ ÇA ...ismailsen.com/pdf/07.15.2011.pdf2011/07/15  · }15 TEMMUZ 2011} SAYFA 11 eko-magazİn BULMACA Haz›rlayan Nalan

} }1 5 T E M M U Z 2 0 1 1

SAYFA 11

eko-magazİn

BULMACAHaz›rlayan

Nalan M. ALAKENTile ti sim@so rus hop.com

SOLDAN SAĞA: 1- 2002-2007 yılları arasında Adalet Bakanıolarak görev yapan, 61. Hükümet döneminde TBMM Başkanıolarak görev üstlenen siyasetçi… 2- Çarşılarda veya alışverişbölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm…Zehirsiz, çok iri bir yılan türü… 3- Satranç oyununda şah vekalelerle gerçekleştirilen özel bir hamle… İki ayak üzerinetutturulmuş çubuklu jimnastik aracı… 4- Bir ticarethanenin veyamalın adını kullanma karşılığında talep edilen hak… Bir haberajansımızı simgeleyen harfler… 5- Sodyum elementininsimgesi… Bir mal veya paranın, belirli bir süre içinde emekverilmeksizin sağladığı gelir… 6- Tarım makineleri alanında,kurucusunun soyadını taşıyan yerli bir marka… Karakter… 7-Romanya’nın internet kodu… Alışverişte çok kâr amacı güdenkimse… 8- Gerçek… Binicisine göre kişneyen hayvan… 9- Birşey sayılırken birim olarak alınan sayıya gelindiğinde söylenenuyarma sözü… Marsa’nın rafine soya yağı markası… 10- Ogösterme sıfatının eski hali… Somali’nin plaka işareti… Kredikartı ile satın alınan mal veya hizmet karşılığında bankanın yetkiverdiği iş yeri tarafından düzenlenen, satın alanca imzalanan,ödeme taahhüdünü gösteren belge… 11- Kaba şeyler dikmeye,bağlamaya yarayan ince sicim veya kalın iplik… Başka, diğer…12- Pamuğu, narenciyesi ve kebabıyla ünlü güney ilimiz.YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1- Bir kambiyo işleminin yapıldığı andasöz konusu olan kur… Ticaret mallarını saklamak için rıhtımdayapılan büyük depo… 2- Adını, Yunan mitolojisindeki aşktanrısından alan iç çamaşırı markası… İşlenen bir suç karşılığıolarak suçlunun malının bütünü veya bir bölümü üstündekimülkiyetine son verilmesi ve bu mülkiyetin bir başka kuruluşadevredilmesi, müsadere… 3- Bir alet veya taşıtın hareketetmesini sağlayan mekanizması… Yakınların dışında kalankimse, yabancı… 4- İzlanda’nın internet harfleri… Mülkiyetialtında bulunan taşınır ve taşınmaz malların listelenerek istenenmakama sunulması… 5- Litvanya’nın internet harfleri… Bir gözrengi… 6- Çaba göstermeden, çabalamadan… “Şifalı sular ileyapılan bakım” anlamında kullanılan yabancı kökenli kısaltma…7- Avrupa Konseyi anlamındaki kısaltma… Unilever’in deterjanmarkalarından biri… 8- Bir eksenin döndürdüğü tekerlekbiçimindeki makine parçası… 100 m2 değerinde yüzey ölçübirimi… Galyum elementinin simgesi… 9- Fırıl fırıl… 1986 yılındakurulan, simgesi fil olan, hareketli ve çok fonksiyonlu mobilyaüretimiyle tanınan bir firma… 10- Karadeniz Bakır İşletmeleri içinkullanılan kısaltma… Çelik Grup tarafından Bolu Yeniçağ’dakitesislerde üretilen meyve aromalı maden suyu markası… 11-İstanbul’un Tuzla ilçesinde faaliyet gösteren özel bir üniversite…Kaynağı mitolojik çağlara dayanan kirişli bir çalgı… 12- Türk-İtalyan ortak yatırımı olarak üretilen boya markası… Rubleninyüzde biri değerindeki para.

BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 9. SAYFADA

HAFTALIK İsmailŞen

[email protected]

Henry Ford, 1863’te Detroit’teki bir çiftliktedoğduğunda Detroit henüz Detroit değildi. YaniAmerikan otomobil sanayinin kalbi… İrlandagöçmeni bir çiftçi olan babasının mesleğindennefret eden Henry, 1879’da Detroit’te birmakinistin yanına çırak verilir. Birkaç işdeğiştirdikten sonra Westinghouse’dateknisyenlik yapar. 1888’de evlenir ve bir kerestefabrikası işletmeye başlar. 1891’den 1896’ya kadardaha sonra dost olacakları Thomas Edison’unyanında çalışır ve Edison için çeşitli motorlargeliştirir. 1899’da birkaç yatırımcıyla başlayanDetroit Automobile Company macerası iki yılınsonunda başarısız olur. Henry Ford, 1903’te 11yatırımcının desteği ve 28 bin dolar sermaye ileFord Motor Company’yi kurar.

Asıl başarısı, Ransom Eli Olds tarafından basitbir şekli uygulanmaya başlayan “bant üretim”igeliştirmesidir. Böylece daha sonra Fordizmolarak ifade edilecek önemli bir sistemintemellerini atar. Parçaları standardize edip,üretim süreçlerini hızlandırıp, kaliteyiyükseltirken, maliyetleri düşüren sistemisayesinde dünyayı değiştirir. Bu sistemle 1908yılında ilk üretimi gerçekleşen Ford T Modelibüyük bir başarı elde eder. Bu öyle bir başarıdırki, 10 yıl sonra ABD’deki tüm arabaların yarısıFord Model T idi…

Sendikaya karşı olan Henry Ford’un tümfabrikalarına, ancak 1945’te şirketten ayrılmasıylasendika girebilir. İki yıl sonra da Ford ölür…

Çiftçi çocuğu, makinist çırağı, keresteci,mühendis ve dahi işadamı... Henry Ford, sadece“bant üretimi”ni geliştirseydi bile ekonomitarihinde önemli bir yere sahip olurdu. Ancak bizonu daha çok Ford firmasının kurucusu birişadamı olarak biliyoruz. Aslında tüm servetinigeliştirdiği bir fikre borçlu… Sadece o mu? Bantüretiminin yayılması sayesinde tüm dünyadakifabrikalarda verimliliğin artışıyla, binlercefabrikatör servetini o fikre borçlu.

Kereste TüccarıHenry Ford

TİCARET TARİHİNDEN22 Teşrin-i Sani 1339 / 22 Kasım 1923 Akbaba Dergisi

17 Temmuz1790’da bugün ekonomist Adam Smith öldü.

Üstte şaheseri “Ulusların Zenginliği”nin1776’daki ilk baskısı ve bir başka kitabındakiportre çizimi görülüyor.

1879’da bugün İstanbul’da tersane işçilerigreve gitti.

18 Temmuz1941’de bugün Milli Savunma giderlerini

karşılamak üzere tasarruf bonoları çıkarıldı. 1969’da bugün Başbakan Süleyman

Demirel, siyasi çatışmalar üzerine “Birbirimiziyemeyelim. Birbirimizi yiyerek karnımızıdoyuramayız” dedi.

19 Temmuz1943’te bugün

yapılan açıklamadaVarlık Vergisitahsilatının 19milyon lirayı geçtiğibelirtildi.

1957’de bugünTürkiye ile Mısırarasında ticaret anlaşması imzalandı.

20 Temmuz1972’de

bugünAlmanya’yagiden 500 bininciişçi törenle yolaçıktı.

1978’de bugün Türk-İş ile Bülent Ecevit

hükümeti arasında, Jean JacquesRousseau’nun “Du Contrat Social”indenmülhem, “toplumsal anlaşma” imzalandı.DİSK, böylesi biçimsel anlaşmaların kağıtüzerinde kalmaya mahkumolduğunu belirterek imzaatmadı.

21 Temmuz1946’da bugün açık oy,

gizli sayımla son genelseçim yapıldı. 465

milletvekilinin395’ini CHP,66’sını DPkazandı.

1969’dabugün ABD’ye ait Apollo 11 Ay’aindi. Neil Armstrong, Ay’a ilk ayakbasan ve tarihi repliği zikreden

insan olma onuruna erişti: “Bu benim içinküçük, ama insanlık için büyük bir adım.”

22 Temmuz1948’de bugün 16 yaşından

küçük çocukların ağır ve tehlikeliişlerde çalıştırılması yasaklandı.

1949’da bugün, İstanbul’da ilkampul fabrikasının temeli atıldı.

23 Temmuz1953’te bugün Vicdan ve

Toplanma HürriyetininKorunması Hakkında Kanunçıktı. Böylece dinin siyasiamaçlara alet edilmesiengellenmeye çalışılıyordu.

1981’de bugün DevletBaşkanı Kenan Evren, ilk ve ortadereceli okullara zorunlu dindersi konulacağını açıkladı.

TARİHTE BU HAFTA

O BİR İŞADAMI

Üstte: Ekmek

piyasasıAltta:

- Açıldı on altıon para,

kapandı onaltı otuz para!...

- Demir yolutahvilatı mı?...- Yok, ekmek

fiyatı!...

FAHRİ SARRAFOĞLU

TÜRK ihracatçısının ülke seçme lüksüolmadığını belirten İstanbul TicaretOdası Meclis Üyesi Mehmet Zengin,“20 milyon kilometrekarelik bir alanda

yaşayan 550 milyonu aşkın nüfusu barındıranLatin Amerika ülkeleri ihracat için iyi bir kapı”dedi.

Zengin, 2 trilyon doları aşkın GSYİH üreten, 700 milyardoların üzerinde dış ticaret hacmi olan ve 33 ülkeyikapsayan bu kıtada Panama’nın da değerlendirilmesinitavsiye etti. Ülkelerin kapılarının özellikle fuarlar yoluylaaçıldığına dikkat çeken Zengin, bu fuarların iyi takipedilmesi gerektiğini vurguladı. “Çin mal satıyorsa biz desatabiliriz” diyen Mehmet Zengin, Kanada, Japonya,Singapur, ABD, Çin ve Güney Kore gibi ülkelerinPanama’ya mal sattıklarını hatırlattı.

Zengin, “Türkiye, bir zamanlar Panama’ya sadecefındık satarken bugün makine ve ekipmanları da ihraçediyor” diye konuştu. Zengin, Panama’nın ihraç ürünleriarasında muz, kahve, mineraller, şeker ve alüminyumunyer aldığını da sözlerine ekledi.

PANAMA’YA SİGORTADA SORUN YOKLATİN Amerika ülkelerine yapılacak

ihracatta sigorta konusuna değinen İTO MeclisÜyesi Hasan Usta da, öncelikle bu bölgedegüvenlik zafiyetinin bulunduğu ülkelerolduğunu hatırlattı. Usta, ancak Türk sigortasektörünün Panama’ya yapılan ihracatta birsorun yaşamadığını, bu ülkeye sigortaların yapıldığınıbelirtti.

TÜM RİSKLERİ İÇERMELİİTO Meclis Üyesi Akif

Metin Bengi de, sigortapoliçeleri konusundabilgi aktardı. İhracatçıfirmaların ihraçürünlerini sigorta

ettirmek istediğinde iki türlü poliçeyapıldığını belirten Bengi, bunlarınteminatlar açısından farklılıklartaşıdığını söyledi.

Bengi, şunları dile getirdi:

“İhracatçılarınen doğruolarak yapmasıgereken, tümriskleri içerennakliyat emtiapoliçesi, buna gidiş ve güzergâh ülkeleri uygunsaverilebilecek sigorta diliyle harp, grev teminatının daeklenmesi. Bu şekilde muafiyet de söz konusu değilse tambir nakliyat riskleri poliçesi alınmış olur. Grev harp teminatı

ek olarak verildiği için özel olarakistenmesi gerekir. Bu teminatın neşartlarda verileceği poliçe teklifisırasında belli olmaktadır. Bazıbölgelerde bu teminat kısıtlı olarakverilmekte veya hiç verilememektedir.Örneğin, şu anda Latin Amerika ülkeleriarasında Bolivya-Kolombiya riskliolarak görülmektedir. Bu durumdasadece grev harp teminatı hariç poliçedüzenlenebilir. Bu, sigorta yapılmasıaçısından riskli addedilen bölgedir.”

Panama’ya Çin mal sat›yorsa biz niye satmayal›m?

550 milyondan fazla nüfusu, 2 trilyon doları aşkın GSYİH’si ve 700 milyar dolarınüzerinde dış ticaret hacmi olan Latin Amerika ülkeleri ihracat için iyi bir kapı. Çin’in

dahi ihracat yaptığı Panama pazarında Türk ihracatçısı da yerini almalı.

‘VEL‹N‹MET KRAL’ ÇA⁄INA HOfi GELD‹N‹ZHenüz manifatura

dükkanlarında kumaş toplarınınaçıldığı tezgahlara boyumerişmezken, bazı tezgahtarlarıntutumlarına da aklım ermezdi.

Evin erkeğini temsilenannemle alışverişe çıktığımızda,manifatura ve tuhafiyemağazalarına da uğrardık. Oefsunlu kokulu dükkanların herrafında, her çekmecesinde farklıbir sürpriz gizliydi. Ancak benien çok etkileyen, tezgahtarlarıngüler yüzle, saygıda kusuretmeden ve sıkılmadan onlarcaçeşit ürünü tezgaha yığmalarıolurdu. Ben sıkılır, alışveriş bitsede oyuna dönsem düşüncesiyleacele ederdim, ancak annem birkaç top kumaşdaha indirmelerini söylerdi raflardan ve uzunuzun özellikleri, fiyatlarıyla ilgili sorular sorardı.Bazen hiçbir şey almadığımız halde, güleryüzleuğurlanır, “tekrar beklenirdik.”

Bir mağaza müstesna… O mağazadaki tezgahtarlar hiç tezgahtara

benzemezdi. Bir kere kravatlıydılar, sonra hiçgülmezlerdi. Çeneleri hafif kalkıktı. Sanki süreklitavandaki titreşen floresana doğru bakarlardı.Bizi dinlerken gözlerini indirmek zorundakalırlardı, tabii başları konumunu korurdu.Mağazaya girdiğimizde “buyurun”, çıkarken“tekrar bekleriz” demezlerdi. Beni en çok şaşırtan

ve ne yalan söyleyeyim tek olumlu bulduğumyönleri, raflardaki her kumaşı indirmezlerdi. Üç,bilemediniz beş top indirdikten sonra “bugün bukadar” gibi kabaca bir şeyler mırıldanırlar ve bizo gün başka kumaşa bakamayacağımızı anlardık.

Bu mağazanın adı da bir garipti: Sümerbank… Manifaturacı bankacı gibi…Çalışanları memur, ürünleri ucuz, bu nedenle

sürekli zarar eden bir garip “şey”…★★★

Müşterinin satıcıya mahkum olduğu döneminen uç örneği Sümerbank ve benzeri kurumlardı.Rekabetin pek yaşanmadığı dönemlerdensıradan manzaralar…

Müşteri, “olmayan” dolayısıyla “yoksatan” ürüne ve tabii satıcıya“mahkûm”du…

★★★

Satıcı fiyatı belirlerdi; müşteri öderdi. Ürün kalitesi hak getireydi, kaliteli

ürünler sadece Almancılara mahsustu. Garanti “bizzat” verilirdi, yani hiçbir

ürünün hiçbir garantisi yoktu.Müşteri utana sıkıla şikayetini dile

getirirse, “işine gelirse” denirdi.Her dükkanda “müşteri

velinimetimizdir” levhası asılıydı, ancakbu genellikle göstermelikti.

★★★

Sonra yavaş yavaş herşey değişmeyebaşladı. Dünya için üretmeye ve dünyaya

satmaya başlayan Türkiye’de kaçınılmaz olarakdünya kuralları işlemeye başladı.

O eski seçeneksiz müşteriler, tercihlercangılında ürün sağanağına tutuldular.

★★★

Rekabet, herkese müşterinin gerçektenvelinimet olduğunu hatırlatmakla kalmadı,üstüne bir de “kral” veya “kraliçe” ünvanınıverdi.

Müşterinin sadece ağzından çıkanları değil,gözünün içine bakarak ima ettiklerini, hattazihnini okumaya çalışarak düşündüklerini emirtelakki etme zamanıdır…

“Velinimet Kral” çağına hoş geldiniz.

BitmeyenKavga;Ekmek

Fiyatları

Bazıları özelgirişimi vurulmasıgereken bir yırtıcıolarak görür, diğerleriise sağılması gerekenbir inek olarak… Amaarabayı çeken güçlübir at olduğunugörenler çok azdır.

O eski seçeneksiz müşteriler, tercihlercangılında ürün sağanağına tutuldular.

Sir WinstonChurchill

1874-1965 yıllarıarasında yaşamış, Birinci ve

İkinci Dünya Savaşı’ndaİngiltere’yi yönetenlerden,

inanılmaz hitabetiyle vegüçlü kalemiyle 1953 Nobel

Edebiyat Ödülü’ne lâyıkgörülmüş, yazar, siyasetçi,

asker… Zafer işaretininhakkını en çok vermiş lider.

‘‘

Sayfa11_Sayfa 10.qxd 15.07.2011 00:13 Page 1