164
ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (18001850) Sonay KEKEÇOĞLU Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin Tarih Anabilim Dalı Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı Ġçin Öngördüğü YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Olarak HazırlanmıĢtır. TEZ DANIġMANI Prof. Dr. Ömer DEMĠREL SĠVAS Eylül 2007

ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER

(1800–1850)

Sonay KEKEÇOĞLU

Cumhuriyet Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin Tarih Anabilim Dalı Yakınçağ

Tarihi Bilim Dalı Ġçin Öngördüğü

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Olarak HazırlanmıĢtır.

TEZ DANIġMANI

Prof. Dr. Ömer DEMĠREL

SĠVAS

Eylül 2007

Page 2: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

2

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne

Sonay KEKEÇOĞLU‟nun hazırlamıĢ olduğu bu çalıĢma jürimiz tarafından

Tarih Anabilim dalı Yakınçağ Tarihi bilim dalında YÜKSEK LĠSANS TEZĠ olarak

kabul edilmiĢtir.

BaĢkan:

Prof. Dr. Ömer DEMĠREL

(DanıĢman)

Üye:

Doç. Dr. Adnan GÜRBÜZ

Üye:

Yrd. Doç. Dr. Galip EKEN

Onay

Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

05/09 /2007

Prof. Dr. Zafer CĠRHĠNLĠOĞLU

Enstitü Müdürü

Page 3: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

I

ÖZET

Osmanlı Devleti‟nde gayrimüslimlerin durumu uzun zamandır gündemi

meĢgul eden bir konudur. “ġer‟iyye Sicillerine Göre Kayseri‟de Gayrimüslimler

(1800-1850)” adlı tezimizde öncelikli olarak gayrimüslimler hakkında yapılmıĢ

çalıĢmalar hakkında bilgiler verilmiĢ, daha sonra Ġslam hukuku ve Osmanlı

Devleti‟nde ki durumları anlatılmıĢ ve gayrimüslimlerin sahip oldukları haklar

incelenmiĢtir. Ġslam hukukunun gayrimüslimlerin hayatlarına ait kısıtlama gibi

görülebilecek olan bazı hükümlerinin Osmanlı devleti‟nde ne derece uygulandığı

Ģerîyye sicillerinden hareketle incelenmiĢ ve görülmüĢtür ki Osmanlı

gayrimüslimleri hiçbir baskıya maruz kalmadan her türlü hak ve hürriyete sahip

olmuĢtur.

Kayseri Ģehri içerisinde gayrimüslimlerin nüfus sayıları, yerleĢim yerleri

tespit edilerek gayrimüslimlerin oldukça maharetli olduğu, hatta Müslümanları dahi

geride bıraktıkları ekonomik hayattaki yerleri, sosyal yaĢamları, dini hayatları ve

Müslimlerle olan iliĢkileri ayrıntılı olarak değerlendirilmiĢtir. ÇalıĢmamızın bu

konuda yapılacak olan diğer araĢtırmalara örnek teĢkil etmesi ve bir nebzede olsa

katkı sağlamasını ümit ediyoruz.

Page 4: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

II

ABSTRACT

Status of non-Muslims in Ottoman State is a subject occupying the agenda

for a long time. In our thesis headed “Non-Muslims in Kayseri According to

Registers under Canonic Legislation (1800-1850)”, information particularly about

studies on non-Muslims was presented, and their status according to Islamic law in

the Ottoman state were explained, and rights owned by non-Muslims were studied.

Level of application of some provisions of the Islamic law that can be regarded as

restrictions were examined under the light of registers under canonic law and it was

seen that the Ottoman non-Muslims had all the rights and freedoms without any

pressure.

Population numbers and locations of settlement of the non-Muslims in

Kayseri city were found, and it was seen that non-Muslims were rather skilful and

even surpassed Muslims; and their social lives, religious lives, and relations with

Muslims were evaluated in detail. We hope that our study with be an example for

other studies on the same subject, and contribute to the literature even to a very

small degree.

Page 5: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

III

ĠÇĠNDEKĠLER

ĠÇĠNDEKĠLER……………………………………………………………………..III

TABLO VE ÇĠZĠMLER ÇĠZELGESĠ……………………………………………....V

ÖNSÖZ…………………………………………………………………………...VIII

KISALTMALAR…………………………………………………………………..IX

GĠRĠġ………………………………………………………………………………..1

A. Konu ve Kaynaklar…………………….…………...…….…………………1

B. Ġslam Hukukunda Gayrimüslimler……...………………….……………….9

C. Osmanlı Devleti‟nde Gayrimüslimlerin Durumu……………………….....11

D. Kayseri ġehir Tarihi……………...……….……………………………..…18

I. BÖLÜM………………………….………………………………………………21

A. Kayseri ve Çevresinde Etnik Yapı…………………….…………….………21

B. Kayseri‟de Demografik Durum…………………………….………..……...25

C. YerleĢim Yerleri ve Mahalleler……………………………….……………..34

II. BÖLÜM: KAYSERĠ GAYRĠMÜSLĠMLERĠNĠN EKONOMĠK

HAYATI.....................................................................................................………..39

A. Ticari Hayat…...…………………………………………………….……….39

B. Meslekler……….…………………………………………….………………47

C. Mal Varlığı…………………………………………………………………...52

D. Borç-Alacak ĠliĢkileri ………………………………………...…………… 58

E. Mülk Alım – Satımı…………...………………………….….……………….65

III. BÖLÜM: KAYSERĠ GAYRĠMÜSLĠMLERĠNĠN SOSYAL

HAYATI…………..…………………………….……………………………...….73

A. Evler………………………………………………….…………….………...73

B. Ev EĢyaları………………………………...………….……………….……..77

C. Giyim-KuĢam ve Ziynet EĢyalar……………………….…………………….80

D. Aile…………………………………………………...………………….…...84

1. Evlenme………………………………………….………………….…...85

2. Çocuk...………………………………………………………………..…89

3. Ailenin Dağılması……………...………………………..……………….91

Page 6: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

IV

4. Nafaka………………………………………………….………………...94

5. Miras- Veraset……………………………….……………..…………….95

6. Vasi Tayini (Vesayet)……………………..……………………….…...100

IV.BÖLÜM KAYSERĠ’DE DĠNĠ HAYAT………………………...…………..107

A.Dini Yapılanma ve Din Adamları…………...……………………….………107

B. Ġbadethaneler………………………………….…………………………..…110

C. Suçlu Zimmîlerin Cezalandırılmasında Kilisenin Rolü…………………………….117

D. Kayseri‟de Ġhtida……………………………………………………..……...119

E. Mezarlık – MaĢatlık…………………………………………………………124

V. EĞĠTĠM-KÜLTÜR……………...………………………………...………….125

VI. MÜSLĠM-GAYRĠMÜSLĠM ĠLĠġKĠLERĠ………………………………...127

SONUÇ……………………….…………………………………………………...130

KAYNAKÇA……………………………………………………………………..133

EKLER……………………………………………………………………………147

Page 7: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

V

TABLO VE ÇĠZĠMLER ÇĠZELGESĠ

I. TABLOLAR

TABLO I: Ġncelenen Kayseri Kadı Sicilleri…………………………………………6

TABLO II: Kayseri‟de Gayrimüslim Erkek Ġsimleri………………………………...7

TABLO III: Kayseri‟de Gayrimüslim Kadın Ġsimleri……………………………….8

TABLO IV: 1831 Osmanlı Nüfus Sayımının Sonucu……………………………...27

TABLO V: 1831 Sayımı Kayseri Erkek Nüfusu…………………………………...28

TABLO VI: Osmanlı Devleti‟nde Nüfusun Dinlere Göre Dağılımı (1844)………..29

TABLO VII: Osmanlı Devleti‟nin Nüfusu (1884-1897)…………………………...30

TABLO VIII: 1881/82- 1893 Sayımı Kayseri Nüfusu……………………………..31

TABLO IX: 1914 Sayımına Göre Kayseri Vilayeti Nüfusu……………………….33

TABLO X: 1921‟de Kayseri Vilayeti Nüfusu……………………………………...33

TABLO XI: Devlet Salnamesine Göre 1925-1926 Yıllarında Kayseri Vilayetinin

Nüfusu………………………………………………………………………………34

TABLO XII: XIX. Yüzyıl Kayseri‟sinde Ermeni Mahalleleri……………………..37

TABLO XIII: XIX. Yüzyılda Kayseri‟de Karma Mahalleler……………………...38

TABLO XIV: Tarsus‟ta Faaliyet Gösteren Kayserili Tüccarlar……………………42

TABLO XV: Kayseri ġer‟iyye Sicillerinde Tespit Edilen Tüccarlar………………46

TABLO XVI: 1831 Tarihli Nüfus Kayıtlarına Göre Kayseri‟de Hıristiyan (Rum -

Ermeni) Meslekleri…………………………………………………………………48

Page 8: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

VI

TABLO XVII: Kayseri Gayrimüslimleri Meslekleri………………………………49

TABLO XVIII: Terekelere Göre Kayseri Gayrimüslimlerinin Mal Varlığı……….54

TABLO XIX: Kayseri Gayrimüslimlerinin Zenginlik Aralığı……………………..55

TABLO XX: Borç-Alacak ĠliĢkileri………………………………………………..64

TABLO XXI: SatıĢı Yapılan Mülk Türleri………………………………………...66

TABLO XXII: Ev SatıĢları…………………………………………………………70

TABLO XXIII: Terekelerde Geçen Gayrimüslim Erkek Kıyafetleri………………81

TABLO XXIV: Gayrimüslim Erkek KiĢisel EĢyaları……………………………...83

TABLO XXV: Kayseri‟de Gayrimüslim Ailelerin Çocuk Sayıları Ve Çocukların

Cinsiyeti…………………………………………………………………………….89

TABLO XXVI: Kayseri‟de Vasi Tayini…………………………………………..104

TABLO XXVII: Kayseri‟de Ġhtida Edenler (1800-1850)……………………...…121

Page 9: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

VII

II. GRAFĠKLER

GRAFĠK I: Terekelere Göre Ev Sahipliği………………………………………….56

GRAFĠK II: Evin Bölümleri………………………………………………………..76

GRAFĠK III: Gayrimüslim Ailelerin Çocuk Sayısı………………………………...90

GRAFĠK IV: Çocuk Cinsiyet Dağılımı…………………………………………….90

GRAFĠK V: Vasi Tayini…………………………………………………………..106

GRAFĠK VI: Ġhtida Oranları……………………………………………………...122

III. RESĠMLER

RESĠM I: Talas Rum Kilisesi……………………………………………………..113

RESĠM II: Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi………………………………………..115

RESĠM III: Tomarza Kilisesi…………………………………………………...…115

RESĠM IV: Tomarza Manastırı…………………………………………………...116

Page 10: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

VIII

ÖNSÖZ

Osmanlı Devleti, çeĢitli dil, din ve mezheplere mensup farklı toplulukları,

yüzyıllar boyunca bünyesinde bulundurmuĢ ve millet sistemi vasıtası ile tüm

tebaasını, sorunsuz bir Ģekilde yönetme gayreti içerisinde olmuĢtur.

Ġslam Hukuku‟nun uygulandığı Osmanlı Devleti topraklarında yaĢamlarını

sürdüren gayrimüslimler XIX. yüzyıla gelindiğinde toplumdaki yerini sorgulamaya

baĢlamıĢtır. Bunu tetikleyen durum ise Fransız Ġhtilali sonrası çok uluslu devletleri

tehdit etmeye baĢlayan milliyetçilik fikirleri ve böyle bir ortamı fırsat bilen dıĢ

ülkelerin, gayrimüslimlerin koruyuculuğuna talip olmasıdır. XIX. yüzyıl Osmanlı

toplum yapısı için bir dönüm noktası haline gelmiĢ ve devlet yaptığı ıslahatlarla

gayrimüslimlere geniĢ hak ve hürriyetler tanımıĢtır.

Osmanlı Devleti‟nin önemli unsurlarından biri olan gayrimüslimlerin XIX.

yüzyılın ilk yarısında Kayseri Ģehrindeki durumlarını, hayatın her yönüyle ilgili

bilgiler ihtiva eden Ģer‟iyye sicilleri aracılığı ile değerlendireceğimiz bu çalıĢmada,

Kayseri gayrimüslimlerinin yaĢantıları, sahip oldukları haklar, ekonomideki yerleri,

aile hayatları, kısaca toplumdaki yerleri irdelenecektir. Böylelikle Osmanlı

Devleti‟nin gayrimüslimlere karĢı izlemiĢ olduğu siyasetin uygulanabilirliği

konusunda Kayseri Ģehri özelinden hareketle bir genellemeye varılması

sağlanacaktır.

Bu çalıĢma esnasında fikirlerinden yararlandığım ve bir hayli zamanını

aldığım saygıdeğer hocam Prof. Dr. Ömer DEMĠREL‟e teĢekkürü bir borç bilirim.

Ayrıca bu çalıĢmayı vücuda getirmem konusunda teĢvik ve yardımlarını

esirgemeyen değerli hocalarım Prof. Dr. Hasan YÜKSEL‟e, Prof. Dr. Saim

SAVAġ‟a, Doç. Dr. Adnan GÜRBÜZ‟e, Yrd. Doç. Dr. Galip EKEN‟e, Dr. Adem

IġIK‟a, maddi katkılarından dolayı CÜBAP‟a, manevi olarak daima yanımda olan

Hülya AKBULUT‟a ve diğer tüm arkadaĢlarıma, aileme teĢekkür ederim.

Sonay KEKEÇOĞLU

Page 11: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

IX

KISALTMALAR

KŞS : Kayseri Şer’iyye Sicili

BOA : Başbakanlık Osmanlı Arşivi

İA : İslam Ansiklopedisi

TDVİA : Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

s : sayfa

Bkz : bakınız

KYTSB : Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri

Çev : Çeviren

JESHO : Journal of the Economic and Social History of the Orient

TTK : Türk Tarih Kurumu

v : veled

KAYTAM : Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi

OTAM : Osmanlı Tarih Araştırma Merkezi

TŞS : Tarsus Şer’iyye Sicili

Page 12: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

1

GĠRĠġ

A. KONU VE KAYNAKLAR

Tarih boyunca birçok devlet kurmuĢ olan Türkler, yönetim alanında oldukça

usta bir millettir.1 KurulmuĢ Türk devletleri içerisinde de en baĢarılı olan ise hiç

Ģüphesiz ki yine Osmanlı Devleti‟dir. Avrupa‟da dinin insanları kesin çizgilerle

ayırdığı bir dönemde, dinsel veya siyasal nedenlerle ülkelerini terk edenler için bir

sığınma yeri, Katolik Ġspanya‟nın kendi Musevi yurttaĢlarını ülke dıĢına attığı,

Müslümanlara da din değiĢtirme baskısı yaptığı bir dönemde de gerek Yahudilere ve

gerekse Müslümanlara kapılarını açan da Osmanlı Devleti‟dir. 2

Osmanlı Devleti, sadece dıĢardan gelen sığınmacılara değil kendi sınırları

içindeki tüm milletlere de Ġslami kurallar çerçevesinde hoĢgörülü davranmıĢtır. Fetih

politikası doğrultusunda sınırlarını geniĢleten ve böylece onlarca ayrı ırk, din, dil ve

coğrafyadan insanı bir çatı altında toplayan devlet, tüm unsurları uzun yıllar barıĢ

içerisinde yönetmeyi baĢarmıĢtır. Çok uluslu bir devletin 600 yıl gibi bir zaman

tebaa‟sı ile sorunsuz yaĢaması hem devletin hem de mevcut etnik grupların karĢılıklı

olarak hoĢgörü temelli bir siyaset izlemelerinden kaynaklanmaktadır. Osmanlı

bünyesindeki tüm gruplara gerekli hakları tanımıĢ ve huzurlu bir yaĢam sürmeleri

gayreti içerisinde olmuĢtur. Buna karĢılık etnik gruplarda kendilerine tanınan

haklarla yetinmeyi bilmiĢler ve herhangi bir sorun çıkarmadan Osmanlı tebaa‟sı

olarak varlıklarını devam ettirmiĢlerdir.3 Bu bağlamda Osmanlı klasik dönemindeki

Müslim-gayrimüslimler iliĢkileri batılı araĢtırmacıların dahi dikkatinden kaçmamıĢ

1Ramazan Çalık, Alman Kaynaklarına Göre II. Abdülhamit Döneminde Ermeni Olayları,

Ankara 2000, s.11 2 Ġsmigül Çetin, “19. Yüzyılda Kayseri Sancağında Türk-Ermeni ĠliĢkilerinin Ekonomik Boyutu”,

HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, II, Kayseri 2007, s.441; Emin Yolalıcı, H. 1267-1277 Yıllarına

Ait Samsun ġer‟iye Sicil Defteri‟ne Göre Gayr-i Müslimlerin Durumu, Birinci Tarih Boyunca

Karadeniz Kongresi (Samsun 13-17 Ekim 1986) Bildirileri, Samsun 1988, s. 455 3Yavuz Ercan, “Osmanlı Devleti‟nde Müslüman Olmayan Topluluklar (Millet Sistemi)”, Osmanlı,

IV, Ankara 1999, s.197; Bilal Eryılmaz, Osmanlı Devletinde Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi,

Ġstanbul 1996, s. 26; Bilal Eryılmaz, “Osmanlı Devleti‟nde Farklılıklara ve HoĢgörüye Kavramsal Bir

YaklaĢım”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, s.236; Ziya Kazıcı, “Osmanlılarda HoĢgörü”, Türkler, X,

Ankara 2002, s. 223; Cevdet Küçük, “Osmanlı Devleti‟nde Millet Sistemi”, Osmanlı, IV, Ankara

1999, s. 210

Page 13: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

2

ve onlar tarafından bu dönem Pax Ottoman (Osmanlı BarıĢı) olarak

nitelendirilmiĢtir.4

Osmanlı Devleti, Ġslam Hukuku esasına dayalı bir yönetim anlayıĢına sahip

olduğu için hâkimiyeti altındaki insanları sınıflandırırken de Ġslam Hukuku‟nu

kullanmıĢtır. Ġslam Hukukçuları insanları öncelikle Müslümanlar ve gayrimüslimler

olarak ikiye ayırmaktadır. Gayrimüslimler de devletle iliĢkileri bakımından Ehl-i

Harb (Müslümanlara karĢı savaĢ halinde olanlar) ve Ehl-i Ahd (Müslümanlarla

anlaĢma yapmıĢ olanlar) olarak ayrılırken, din ve inanıĢları açısından da Ehl-i Kitap

ve Ehl-i Kitap Olmayanlar olarak sınıflandırılmıĢlardır.5

Ġslam Hukukunda gayrimüslimler, içinde yer aldıkları sınıfa göre farklı

statülerde bulunmaktadırlar. Ancak vatandaĢ olmak fert ile devlet arasında ki

hukuki, siyası bağ anlamına geldiği için Ġslam ülkesinde sürekli olarak yaĢayan

insanların hepsi ister Müslüman ister gayrimüslim olsun bulundukları ülkenin

vatandaĢları sayılmaktadırlar. Ġslam hukuku, Ġslam ülkesi vatandaĢı gayrimüslimleri

ifade etmek üzere “zımmi” kavramını ortaya koymuĢtur. Zımmi kelimesi, and, söz

verme, himaye, koruma anlamlarına gelmektedir ve Müslüman olmadığı halde Ġslam

topraklarında dinlerinin gereğini yerine getirerek, devletin güvencesi altında

hayatlarını serbest bir Ģekilde sürdüren kiĢiler için kullanılmaktadır. Zımmi statüsü

bir gayrimüslimin Ġslam devleti ile zımmet anlaĢması yapması ile mümkün

olabilmektedir. Bu zımmet anlaĢmasını gayrimüslimlerden yalnızca ehl-i kitap

olanlar yapabilmektedir. Zımmi statüsüne giren gayrimüslim artık Ġslam

toplumunda yaĢama hakkını elde etmiĢ ve her konuda devletin güvencesi altına

girmiĢtir. 6

4 Ġlber Ortaylı, Osmanlı BarıĢı, Ġstanbul 2005, s.11; Yavuz Ercan, “Osmanlı Devleti‟nde Müslüman

Olmayan Topluluklar (Millet Sistemi)”, s.197 5 Yavuz Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a Kadar Sosyal,

Ekonomik ve Hukuki Durumları, Ankara 2001, s. 51; B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın

Yönetimi, s.19; Cevdet Küçük, “Osmanlı Devleti‟nde Millet Sistemi”, s.208; Önder Kaya,

Tanzimat’tan Lozan’a Azınlıklar, Ġstanbul 2005, s. 13-14; Ahmet Hikmet Eroğlu, Osmanlı

Devleti’nde Yahudiler, Ankara 2003, s.3-4; Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Ankara

1990, s.6 6 H. Cin- Gül Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, Konya 2003, s.1-2; Gülnihal Bozkurt, Alman ve

Ġngiliz Belgelerinin ve Siyasi GeliĢmelerin IĢığı Altında Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının

Page 14: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

3

Kendi topraklarında baĢka din mensuplarına da geniĢ haklar tanıyan Ġslam

Hukuku‟nun bu temel anlayıĢı tarih boyunca değiĢmeyen bir esas olarak varlığını

Osmanlı Devleti‟ne kadar sürdürmüĢtür. Osmanlı Devleti de çok uluslu toplum

modelinin en iyi örneği olarak bünyesindeki farklı etnik grupları asimile etmeye

çalıĢmadan, onların kendi kültürlerini korumalarını sağlamıĢ ve adaletli bir yönetim

sergilemiĢtir. Bu tespitten hareketle bir nevi milletler federasyonu olarak

değerlendirebileceğimiz Osmanlı Devleti‟nde7 gayrimüslimlerin durumu Ģüphesiz

araĢtırılmaya değer bir konudur. Ancak konu ile ilgili yakın tarihimizde yapılan

çalıĢmalar Yavuz Ercan‟ın söylediği gibi pekte sağlıklı değildir. Çünkü Osmanlı

Ġmparatorluğu‟nda gayrimüslimlerin durumu, genellikle ani geliĢen siyasi olaylara

bağlı olarak incelenmiĢtir. Mesela, Kıbrıs, Batı Trakya Sorunu, Türk- Yunan

AnlaĢmazlığı ve son dönemde de Ermeni Soykırım Ġddiaları gibi sorunlar ortaya

çıktıkça Osmanlı‟da Rum ve Ermenilerin durumu dikkat çekmiĢ ve konuyla ilgili

belli bir plan ve program olmadan çeĢitli çalıĢmalar vücuda getirilmiĢtir.8 Bu

araĢtırmalarda ağırlıklı olarak gayrimüslimlerin toplumdaki hak ve hürriyetleri,

Müslim- gayrimüslim münasebetleri, gayrimüslimlerin sosyal, dini ve kültürel

hayattaki yerleri ve devletle olan iliĢkileri gibi konular üzerinde durulmuĢtur.

Gayrimüslimlerle ilgili çalıĢmaların baĢında Bilal Eryılmaz‟ın “Osmanlı

Devletinde Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi‟‟, Gülnihal Bozkurt‟un “Alman ve

Ġngiliz Belgelerinin IĢığı Altında Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki

Durumu (1839-1914)‟‟ ve Yavuz Ercan‟ın “Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler

KuruluĢtan Tanzimat‟a Kadar Sosyal, Ekonomik ve Hukuki Durumları” adlı eserleri

gelmektedir. Bu üç kaynak aracılığı ile Osmanlı Devleti içerisinde bulunan

gayrimüslim unsurların kimlikleri, nüfus bilgileri, hakları ve yükümlülükleri,

yerleĢim alanları, yaĢam Ģartları gibi konularda yeterli düzeyde bilgi sahibi

olabilmekteyiz. Bu eserlerin dıĢında konuyla alakalı birçok kitap, makale ve tezler

bulunmaktadır. Ġçlerinde baĢarılı çalıĢmalar olsa da mevcut eserlerde gayrimüslimler

Hukuki Durumu: 1839-1914, TTK, Ankara 1996, s.8; Ahmet Tabakoğlu, “Osmanlı Ġçtimai

Yapısının Ana Hatları”, Osmanlı, IV, s.23 7 B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s. 12

8 Y. Ercan, “Osmanlı Devleti‟nde Müslüman Olmayan Topluluklar (Millet Sistemi)”, s.197; Y.

Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s. VI

Page 15: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

4

genellikle tek bir pencereden değerlendirilmiĢ ve birinci elden kaynak kullanımına

da baĢvurulmamıĢtır. Böylece birbirinin tekrarı diyebileceğimiz türden çalıĢmalar

meydana getirilmiĢtir. Birinci elden kaynak olarak değerlendirilen arĢiv kayıtları

kullanılarak yapılan tez çalıĢmalarında da yalnızca belgelerin transkripsiyonları

verilmiĢ ve herhangi bir değerlendirme yapılmamıĢtır.

Yüzyıllar boyu, Hıristiyan olan Rumlar ve Ermeniler ile Müslümanlar aynı

Ģehirlerde, aynı köylerde yan yana yaĢamıĢlar ve iyi iliĢkiler kurmuĢlardır. Bu

Ģehirlerden biri de Kayseri‟dir. “ġer‟iyye Sicillerine Göre Kayseri‟de

Gayrimüslimler (1800-1850)‟‟ adlı bu çalıĢmamızda birinci elden kaynak

niteliğindeki Ģer‟iyye sicilleri yanında, Ali Aktan‟ın “Osmanlı Belgelerine Göre

Kayseri‟deki Gayrimüslim Tebaanın Durumu” ve “Kayseri Kadı Sicillerindeki

Tereke Kayıtları Üzerine Bazı Değerlendirmeler” adlı makaleleri, Ömer Demirel‟in

“Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafının Borç- Alacak ĠliĢkileri” adlı

çalıĢması ve 1996, 1998, 2000 ve 2003 yıllarında yapılmıĢ olan Kayseri ve Yöresi

Tarih Sempozyumlarına sunulan Kayseri‟yle ilgili birçok eserden faydalanılmıĢtır.

Ayrıca tezimizi hazırlamaya baĢladığımız dönemde Kayseri‟de gerçekleĢtirilen

HoĢgörü Toplumunda Ermeniler adlı sempozyuma sunulan bildiriler de en önemli

kaynaklarımızı teĢkil etmektedir. Kayseri örneğinden yola çıkarak Osmanlı

toplumunun mahiyeti, Osmanlı idaresindeki zimmîlerin statüsü, toplumlar arasında

ki iliĢkiler ve Osmanlı Devleti‟nin koyduğu kuralların uygulanabilirliği hakkında bir

sonucu araĢtırmaya çalıĢacağız.

ÇalıĢmamızda dönem olarak gayrimüslimlerin, dıĢ etkiler ve kendilerinden

kaynaklanan bazı durumlar nedeniyle kıpırdanmaya baĢladıkları ve Osmanlı

Devleti‟nde gayrimüslimler için bir dönüm noktası diyebileceğimiz XIX. yüzyıl

seçilmiĢtir. Osmanlı ile çıkar çatıĢmaları olan büyük devletler Osmanlı düzenini

bozabilmenin yolunu gayrimüslimler olarak tespit etmiĢ ve XIX. yüzyılla beraber

her büyük devlet bir gayrimüslim gruba hamilik yapmaya baĢlamıĢtır. Bu zamana

kadar Rum, Rumluğundan, Ermeni, Ermeniliğinden, Yahudi, Yahudiliğinden

memnun Osmanlı bünyesinde hür ve huzurlu bir Ģekilde yaĢarken koruyuculuğa

soyunan milletlerin etkisi ile milliyetçilik ateĢi ile yanmaya baĢlamıĢlardır. XIX.

Page 16: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

5

yüzyıl ortalarına doğru yaĢanan bu durumun altında yatan sebepleri daha iyi

anlayabilmek için XIX. yüzyılın ilk yarısı araĢtırma dönemi olarak belirlenmiĢtir.

Osmanlı Devleti‟nin en önemli yargı organı olan Ģer‟i mahkemelerde,

devletin çeĢitli devirlerindeki hukuki, iktisadi, dini, askeri ve idari müesseseleri ile

ilgili bilgileri veren her türden kayıt, Ģer‟iyye sicilleri dediğimiz defterlerde

tutulmuĢtur. Kadıların devlet merkezi ile yapmıĢ oldukları yazıĢmalar, halkın

Ģikâyet ve dilekleri, ferman ve hükümleri, beratlar, buyrulduları, hüccetleri ve daha

birçok belge çeĢidini içeren kadı sicilleri, Osmanlı tarihinin kaynakları arasında

birinci derecede öneme sahip olduğu gibi Ģehir tarihi araĢtırmaları içinde mühim bir

kaynak niteliğindedir.9 Bu yüzden tez çalıĢmamızda ana kaynak olarak Kayseri

ġer‟iyye Sicillerini kullanacağız.

Kayseri ġer‟iyye Sicilleri‟ne Ankara Milli Kütüphane Mikrofilm

bölümünden ulaĢılmıĢ ve 1800-1850 yılları arasındaki 25 defter taranarak

gayrimüslimlerle alakalı kayıtlar tespit edilmiĢ ve kopyaları alınarak günümüz

Türkçesine çevirileri yapılmıĢtır. Ana kaynağımız Ģer‟iyye sicilleri olmasına

rağmen, Osmanlı tarihine birinci elden kaynaklık eden eserlerin yer aldığı Ġstanbul

BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi‟nden de gayrimüslimlerle ilgili kısıtlı sayıda belgeye

ulaĢılmıĢ ve onlarında çevirileri yapılarak kaynak çeĢitliliği sağlanmıĢtır.

9 Ahmet Akgündüz, ġer’iye ġicilleri ve Toplu Kataloğu, I, Ġstanbul 1988, s.11; M. Zeki Pakalın,

Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, III, Ġstanbul 1983, s.343

Page 17: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

6

TABLO I

ĠNCELENEN KAYSERĠ KADI SĠCĠLLERĠ 10

Sır

a N

o

Def

ter N

o

Tarih

Hicri - Miladi

Sayfa Sayısı Belge Sayısı

Tespit

Edilen

Belge

Sayısı

1 176 1213-1215 1800- 244 433 9

2 177 1215-1216 1801 218 322 9

3 178 1216-1217 1802 84 154 4

4 179 1217-1219 1804 280 518 1

5 180 1219-1220 1805 84 145 6

6 181 1220-1222 1805-1807 296 610 73

7 182 1222-1224 1809 164 255 16

8 183 1224-1225 1810 96 136 3

9 184 1225-1228 1813 384 619 6

10 185 1228-1229 1814 152 291 8

11 186 1229-1231 1815 354 784 87

12 188 1232-1234 1818 126 324 49

13 189 1234- 1818 48 109 10

14 190 1234-1237 1818-1821 120 247 6

15 191 1237 1821 74 132 27

16 192 1235-1240 1824 120 140 10

17 193 1239-1242 1826 229 345 5

18 194 1242-1243 1827 200 321 7

19 195 1243-1245 1829 233 335 3

20 196 1245-1247 1831 190 328 4

21 198 1249-1251 1835 196 270 2

22 200 1251-1254 1836 303 494 5

23 204 1256-1258 1842 294 940 4

24 208 1266-1268 1851 180 520 8

25 210 1267-1270 1853 135 338 4

Toplam 4974 9438 366

10

Erciyes Üniversitesi Kayseri ve Yöresi Tarih AraĢtırmaları Merkezi (Kaytam) ArĢivi

Page 18: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

7

Kadı sicillerinden tespit edip incelenen belgeler, alım-satım, alacak-verecek,

miras, vergi, vasi tayini, malın zaptı, kilise tamiri, kefalet gibi çeĢitli konulara aittir.

Bunlar arasında çoğunluğu alım-satım anlaĢmaları, miras taksimi, vasi tayini ve

terekeler oluĢturmaktadır. Zimmîlerle ilgili evlenme ve boĢanma konularına ise

kayıtlarda nadir olarak rastlanmaktadır.

Defterlerde Gayrimüslim reayayı ifade etmek için erkeklerde “zımmi”,

kadınlarda “zımmiye” ve “nasraniye” kelimeleri kullanılırken “halik”, “veled”,

“mûrd”, “veledet”, “bint”, “nâpaki zımmi”11

gibi kavramlardan da belgede

geçenlerin gayrimüslim oldukları anlaĢılabilmektedir. Kayıtlarda geçen

gayrimüslimlere has isimlerde belge tespitini kolaylaĢtıran bir etken olmuĢtur.

Kayseri ve çevresinde gayrimüslimlerin Murat, Aslan, Nazlı, Sultan, Akkız12

gibi

Türk isimleri kullandıklarına rastlanmasına rağmen ağırlıklı olarak kullanılan

gayrimüslim isimleri Ģu Ģekildedir;

TABLO II

KAYSERĠ’DE GAYRĠMÜSLĠM ERKEK ĠSĠMLERĠ

Abraham Mihayil Lefter Sihak

Agob Karabet Haçador Nolet

Artin Martoros Ebustol Vasil

Bedros Ġstefan Sava Yorika

Bogos Ohannes Murat Ġlya

Kirkor Serkiz Simon Sefer

Mıgırdıç Yasef Uğurlu Anastas

11

Kayseri ġer’iyye Sicilleri, 191-62-135; 188-12-35; 188-12-37; 185-116-242; 188-71-186; 188-86-

225 12

Kayseri ġer’iyye Sicilleri, 188-14-36; 188-71-186; 188-86-225

Page 19: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

8

Kivrik Nikola Kigork Yordan

Asador Ayvaz Mıgdısı Yani

Toros Oseb Haçik Danil

Ovakim Ohan Dimitri Yorki

TABLO III

KAYSERĠ’DE GAYRĠMÜSLĠM KADIN ĠSĠMLERĠ

Maryem Marta Navrız Varna

Nazlı Elena Hursi Taku

Sultan Akgül Gülana Katarina

Sara Hurmüsemmi Serpuhi Agya

Anna Agsabet Torika Despine

Turfende Kıymet Akkız Altun

Sofya Marye Yazgül Gülvaret

Gayrimüslim nüfus yoğunluğuna sahip Osmanlı Ģehirlerinden biri olan

Kayseri‟de, XIX. yüzyılın ilk yarısında kadı sicillerine yansımıĢ olan zimmîlerle

ilgili kayıtlar ve mevcut kaynaklardan hareketle gayrimüslimlerin hukuki,

ekonomik, sosyal ve kültürel yaĢantıları, Müslim- gayrimüslim iliĢkileri, devletle

olan durumları değiĢik açılardan ele alınmaya çalıĢılmıĢtır. Umarız ki çalıĢmamız

daha önce yapılmıĢ olanlar arasında iyi bir yer edinsin ve bu konuda yapılacak

çalıĢmalara da yol göstersin.

Page 20: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

9

B. ĠSLAM HUKUKUNDA GAYRĠMÜSLĠMLER

Müslümanlarla Gayrimüslimler arasındaki hukuki münasebetlerin baĢlangıcı

622 yılında Hz. Muhammed‟in Medine‟ye göç etmesi ve böylece buradaki Yahudi

topluluğu ile temasa geçilmesi ile baĢlar. Bu andan itibaren baĢlayan süreçte Ġslam

hukuku insanları genelde Müslim ve Gayrimüslim olmak üzere iki sınıfa ayırır.13

Ġslam‟ın, dolayısıyla Ġslam hukukunun esasını oluĢturan Kur‟an-ı Kerim‟in

“Ġnsanları Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et. Onlarla mücadeleni en

güzel tarik (yol) hangisiyse onunla yap” (Nahl 125), “Dinde zorlama yoktur”

(Bakara 253), ve “Rabbin isteseydi yeryüzündekilerin hepsi mutlaka inanırdı. O

halde sen mi insanları inanmaları için zorlayacaksın” (Yunus 99) ayetleri, Ġslam‟ın

ve Müslümanların baĢka din, sistem ve anlayıĢlara sahip olan insanlara karĢı

tutumlarının nasıl olması gerektiğini göstermektedir. Yine Hz. Peygamber‟in ölüm

döĢeğinde söylediği “Benim Gayrimüslimlere verdiğim emana (himayeye)

ihtimamla riayet edin” sözleri de Ġslam Peygamberi‟nin bu konudaki hassasiyetini

göstermektedir.14

Ġslam hukukuna göre Gayrimüslimler, hâkimiyetini kabul ettikleri Ġslam

devletiyle yaptıkları anlaĢma sonucu “zimmî tebaa” statüsüne kavuĢurlar ve bu

sayede bazı siyasi haklar ve inançla ilgili farklı uygulamalar dıĢında bütün medeni

ve kamu haklarında Müslümanlarla eĢit olurlardı.15

Zimme, himaye, sahip çıkma,

koruma mecburiyeti, birinin emniyetini taahhüt etmek gibi manalara gelir. Zimmet

anlaĢması ile zimmîler, can, mal ve namus dokunulmazlığı, vicdan ve ibadet

hürriyeti ve Ġslam ülkesinde oturma hakkı kazanırlar. DüĢmana karĢı ve her tür

tehlikeye karĢı onu artık Ġslam Halifesi koruyacaktır. Ġcap ederse onların güvenliği

için savaĢa dahi gidecektir. Zimmî, Müslüman idareye bağlılık ve sadakat göstermek

ve cizye ödemekle yükümlüdür.16

Dolayısıyla Gayrimüslimlerin, bu haklardan

13

Ö. Kaya, Tanzimat’tan Lozan’a Azınlıklar, s.13 14

Z. Kazıcı, “Osmanlılarda HoĢgörü”, s.221; B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.21-

23 15

U. Gülsoy, Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlik Serüveni, Ġstanbul 2000, s.13 16

G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.8; C. Küçük, “Osmanlı

Devleti‟nde Millet Sistemi”, s.208

Page 21: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

10

faydalanabilmeleri yapmıĢ oldukları zimmet anlaĢması hükümlerine uymaları ve her

Ģeyden önce, bu anlaĢmanın en önemli maddesi olan cizyeyi17

muntazaman

ödemelerine bağlıdır.18

Gayrimüslimlerin yaĢayıĢlarını belirleyen bazı hak, kural ve sınırlamaları

kısaca Ģu Ģekilde özetlemek mümkündür:

Zimmîler, özel hukuk alanında, kendi aralarında mensubu bulundukları din

ve toplulukların sosyal hayata ait kurallarına, kamu hukuku alanında ise Ġslam

hukukunun Müslüman olmayanlara iliĢkin kurallarına tabi idiler.19

Ġslam hukukçuları zimmîlerin kamu hizmetinde çalıĢtırmalarında bir sakınca

görmemiĢtir. Devlet baĢkanlığı, ordu komutanlığı ve hâkimlik gibi doğrudan

doğruya egemenlikle ilgili üst düzeydeki görevler hariç Gayrimüslimler herhangi bir

idari göreve tayin edilebilir ve kendilerine Müslüman memurların maaĢlarına

eĢdeğer ücret ödenir. Nazır olarak atanmaları da meĢru görülürdü.20

Gayrimüslimlerin çalıĢma, diledikleri yerde ikamet etme, seyahat etme ve

toplanma hürriyetleri vardır. Ġnanç, ibadet ve öğrenim hürriyetlerine dokunulmaz.

Her türlü sosyal iliĢkilerde ayrım gözetilmez. Bununla beraber özel hukuk alanında

Gayrimüslim topluluklara bazı kısıtlayıcı müeyyideler getirildiği de görülmektedir.

Örneğin; Müslüman kadınların zimmi erkeklerle evlenememesi, zimmilerin ata

binememesi, evlerinin Müslüman evlerinden yüksek olmaması, Müslüman ve

Gayrimüslimlerin giyim kuĢamda birbirlerine benzememesi, Ramazanda göstererek

yiyip içmemeleri, Müslüman mabetleri etrafında yerleĢmemeleri, haç ve domuz

17

Cizye, Gayrimüslim halk içinde belli Ģartları taĢıyan kimselerden, kiĢi baĢına alınan vergi idi.

ġartlar ise, belli bir yaĢta olmak (14-75), hasta, sakat ve iĢsiz olmamak, ehl-i zimmet olmaktı. Bkz.

Halil Ġnalcık, “Cizye” ĠA, VIII, Ġstanbul 1993, s.42; Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde

Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.251; Ahmet Özel, “Gayri Müslim”, TDVĠA, XIII,

Ġstanbul 1996, s. 420-421 18

U. Gülsoy, Osmanlı’da Gayrimüslimlerin Askerlik Serüveni, s.13; G. Bozkurt, Gayrimüslim

Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.8 19

Ö. Kaya, Tanzimat’tan Lozan’a Azınlıklar, s.15; Ġlber Ortaylı, “Osmanlı Ġmparatorluğu‟nda

Millet Sistemi”, Türkler, X, Ankara 2002, 216; Ali Aktan, “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri‟deki

Gayrimüslim Tebaanın Durumu”, III. Kayseri Yöresi Tarihi Sempozyumu Bildirileri (06-07

Nisan 2000), Kayseri 2000, s.8 20

B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s. 21; U. Gülsoy, “Cizye‟den VatandaĢlığa:

Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlik Serüveni”, s. 82-84

Page 22: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

11

göstermemeleri, Müslümanlarla Ģarap ticareti yapmamaları, umuma açık yerlerde

Ģarap içmemeleri, çan çalmamaları gibi.

Bütün bu tavırlar ve kurallar çerçevesinde Ġslam devletlerinin

Gayrimüslimlere haksızlık yapılmaması hususunda mümkün olduğu kadar titiz

davrandığını söyleyebiliriz.21

Osmanlı‟da da Ġslam hukukunun esasları birtakım değiĢikliklerle beraber

büyük ölçüde benimsenmiĢ olmasına rağmen pratikte tam manasıyla uygulama alanı

bulması söz konusu olmamıĢtır. Buna iliĢkin örnekleri çalıĢmamızın değerlendirme

kısmında göreceğiz.

C. OSMANLI DEVLETĠ’NDE GAYRĠMÜSLĠMLERĠN DURUMU

Osmanlı Devleti‟nin Gayrimüslim topluluklara karĢı politikasını ve onlara

tanıdığı statüyü iyi değerlendirmek için, devletin kuruluĢ öncesi Ģartlarını dikkate

almak gerekir.22

Selçuklu Türkleri, Anadolu‟yu kendilerine yurt edinmek maksadıyla bölgeye

akınlar düzenledikleri andan itibaren Anadolu‟da yaĢamakta olan Ermeni azınlık

tarafından olumlu karĢılanmıĢlardı. Özellikle Bizans‟ın Ermenileri OrtodokslaĢtırma

siyaseti izleyerek asimile etmeye çalıĢması ve hatta Romanos Diogenes önderliğinde

belli bölgelerde Ermenileri kıyıma uğratması, Ermenilerin Türk akınlarına bir

ölçüde destek olması sonucunu doğurmuĢtur. Selçuklu da bu durumu iyi

değerlendirmiĢ ve Ermenilerle olan iliĢkilerini her fırsatta geliĢtirme yolunu

tutmuĢtur. Kilise yapımına izin vermesi, çan çalma yasağını dikkate almaması,

Hıristiyan kadınlarla evlenmenin yaygınlaĢtırılması, önemli devlet görevlerine

21

Cin, Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, s.173-178; A. Özel, “Gayri Müslim”, s. 421-426 22

B. Eryılmaz, “Osmanlı Devleti‟nde Farklılıklara ve HoĢgörüye Kavramsal Bir YaklaĢım”, s.240

Page 23: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

12

getirilmeleri gibi yaklaĢımlar Türklerle Ermenilerin yakın iliĢkiler kurmasını

sağlarken birlikte yaĢama becerilerini de geliĢtirmiĢtir.23

Anadolu Selçuklu Devleti zamanında da iyi iliĢkiler devam etmiĢtir. Anadolu

Selçuklu Devleti‟nin yıkılması ve bölgedeki Moğol hâkimiyetinin zayıflaması

üzerine Anadolu‟daki siyasi birlik ve bütünlük parçalandığından burada sayıları

yirmiye yaklaĢan beyliklerin dönemi baĢlamıĢtı. Bu dönemde de Gayrimüslimler

için farklı ve olumsuz bir durumun meydana geldiği söylenemez. BaĢlangıçta

Anadolu beyliklerinden biri olan Osmanlı beyliğinde de bu durumun farklı

olmadığını düĢünmek yanlıĢ olmaz. Zira Osmanlıların mensubu bulunduğu din

(Ġslam) onların baĢka türlü hareket etmelerine rıza göstermezdi.24

Osmanlı Ġmparatorluğunda kuruluĢtan itibaren Müslüman-Gayrimüslim

iliĢkileri uyumluluğunu korumuĢ, ancak bu dönemde devlet ile Gayrimüslim reaya

arasındaki iliĢkiler hukuki bir zemine oturtulamamıĢtır. Orhan Bey‟in, Ermenileri

himaye altına alması ve Beyliğin baĢkenti Bursa‟da bulunan Ermeni kilisesi ve

patrikliğini resmen tanımıĢ olmasına rağmen bu konudaki ilk hukuki düzenlemeler

Fatih Sultan Mehmed zamanında yapılmıĢtır. Ġstanbul‟un fethinden hemen sonra

“millet sistemi” genel çizgileriyle doğmuĢ, II. Mehmed, Rum, Yahudi ve

Ermenilere, yani imparatorluğun dini anlamda tanımlanmıĢ topluluklarına (ehl-i

kitap), sırasıyla o zaman hüküm süren Yunan Ortodoks kilisesinin patriği Gennadios

Scholarias, baĢhaham Moses Capsali ve Ermeni kilisesinin piskoposu Joachim

vasıtasıyla özerklik bahĢetmiĢtir. Nitekim Fatih‟in siyaseti ve hedefi, bütün

vatandaĢların din, dil, ırk ve mezhep farkı gözetmeksizin hepsinin sevgi ve

teveccühünü kazanmak olmuĢtur. Bu bağlamda Osmanlı‟nın zimmîlerle ilgili

getirdiği en önemli yenilik “millet sistemi” denilen yapı içinde Gayrimüslim teb‟aya

23

B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.26; Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde

Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.24; Ömer Demirel, “Sosyo-Ekonomik Açıdan Sivas

Ermenileri”, Osmanlı Dönemi Sivas ġehri Makaleler, Sivas 2006, s.1; A. Hikmet Eroğlu, Osmanlı

Devletinde Yahudiler, s. 3 24

Ö. Kaya, Tanzimat’tan Lozan’a Azınlıklar, s.23-25; Z. Kazıcı, “Osmanlılarda HoĢgörü”, s.224;

B. Eryılmaz, “Osmanlı Devleti‟nde Farklılıklara ve HoĢgörüye Kavramsal Bir YaklaĢım”, s. 240

Page 24: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

13

özel bir konum sağlamıĢ ve adeta bu gurupları her biri kendi içine kapalı

kompartımanlar halinde örgütlemiĢ olmasıdır.25

Kendi içlerinde önemli bir özerklik alanına sahip cemaatler, devletin küçük

bir modeli olarak yapılanmıĢlardı. Bu cemaatsel yapının temel direği millet

sistemidir. Buradaki “millet” kavramı, ırki ve etnik bir toplumu değil, dini bir

aidiyeti ifade etmektedir. Osmanlıda klasik anlamda millet kavramı dini ve sosyal

topluluğu ve bunların idari dini yapısını ifade eder. Batılı düĢünürler bu yapıyı

millet sistemi olarak kavramlaĢtırmıĢlardır. Millet sistemi, esas itibariyle Ġslam‟daki

zimmî hukukuna dayanır.26

Ehl-i kitab veya zimmî statüsü, özel idari-mali

düzenlemelerle idare edilirdi. Ruhani sınıfları ve yöneticileri belliydi, inançları

açıktı ve sadece dini değil dünyevi iĢleri de ruhani liderlerine bırakılmıĢtı.27

Her

milletin baĢında, o cemaatin seçtiği ve Osmanlı devletinin bir beratla onayladığı bir

dinî Ģef bulunmaktaydı. Yüzyıllarca içerikleri hiç değiĢmeyen bu beratlarda Ģefin

dini ve hukuki yetkileri belirtilmiĢtir. Dini Ģefin topluluğun mallarını idare etme,

ayin ve diğer dini iĢleri yürütme, cemaatinden belli miktar vergi toplama yetkileri

vardı. Ayrıca cemaat mensuplarının özel hukuka iliĢkin evlenme, boĢanma, miras

gibi meselelerini çözme yetkisiyle de donatılmıĢtı. Hepsinden önemlisi dini liderler

cemaatleriyle ilgili bütün iĢlerden dolayı hükümete karĢı sorumlu sayılmıĢlar,

devletle cemaatleri arasında aracı ve temsilci görevini yürütmüĢlerdir. Her cemaat

belli bir hiyerarĢi içinde en küçük yerleĢim birimine kadar örgütlenmiĢti.

Gayrimüslimlerin yaĢadığı mahallelerde papaz ve kocabaĢılar mahallenin mülki ve

belediyeye iliĢkin iĢlerinde kadının temsilcisi sayılmıĢlardır. Ayrıca ölüm, doğum

gibi nüfus kayıtlarını da tutmuĢlardır. Her millet eğitim, din, devlet, toplumsal

güvenlik gibi görevleri yerine getirmek için kendi kurumlarını yaratıp idare etmiĢler,

25

Cin, Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, s.175; Ġ. Ortaylı, “Osmanlı Ġmparatorluğu‟nda Millet

Sistemi”, s.216; Nuri Adıyeke, “Islahat Fermanı Öncesinde Osmanlı Ġmparatorluğu‟nda Millet

Sistemi ve Gayrimüslimlerin YaĢantılarına Dair”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, s.255-256 26

Cin, Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, s.173-176 Benjamin Braude, “Millet Sisteminin Ġlginç

Tarihi”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, s. 245-246 27

Ġlber Ortaylı, Osmanlı Ġmparatorluğu’nda Ġktisadi ve Sosyal DeğiĢim-Makaleler I, Ankara

2004, s.339

Page 25: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

14

bu çerçevede dini liderler hastane, vakıf ve eğitim kurumlarının yönetiminde de

geniĢ yetkilere sahip olmuĢlardır.28

Ġslâm anlayıĢında din, kiĢilerin birbirleriyle iliĢkilerini düzenleyen hukuk

kurallarını da içerdiğinden din ve vicdan hürriyetinin bir uzantısı olarak zimmîlere

kendi hukuklarını uygulama imkânı tanınmıĢtır. Bu anlayıĢ sonucunda özellikle dini

kuralların yakın etkisi altında bulunan Ģahıs, aile ve miras hukuku alanlarında

Gayrimüslimlere kendi hukuk kurallarını yine kendi mahkemelerince uygulama

imkânı getirilmiĢtir ve böylelikle ortaya cemaat mahkemeleri çıkmıĢtır. Öte yandan

Gayrimüslimler dilerlerse Ġslâm mahkemelerine (Ģer‟iyye mahkemesi) baĢvurma

hakkına da sahiptirler ki bu durumda kendilerine Ġslâm hukuku hükümleri

uygulanmıĢtır.29

Millet sistemi içinde zimmîler geniĢ bir din ve vicdan hürriyetine sahiptirler.

Ġslâm hukukunun Gayrimüslimlere tanıdığı ve Osmanlı Devleti‟nin de kabul edip,

uyguladığı din ve vicdan hürriyeti; inanç hürriyeti, dini ayin ve ibadet hürriyeti,

öğretim ve eğitim hürriyeti, hukuki ve kazai muhtariyet Ģeklinde kendini

göstermiĢtir.30

Usul hukuku açısından baktığımızda zimmîlerin kendi aralarındaki

davalarını cemaat mahkemelerine götürme haklarının bulunduğunu biliyoruz.

Ancak taraflardan biri Müslümansa davaya mutlaka Ģer‟iyye mahkemesinde

bakılarak Ģer‟i hükümlerin uygulanması gerekliydi, yani böyle bir durumda cemaat

mahkemesine gitmek söz konusu değildi. Zimmîler Ģer‟iyye mahkemelerindeki

davalarda davacı ve davalı olabilmekteydiler. Ayrıca herhangi bir sınırlama olmadan

Divan-ı Hümayun‟a baĢvurabilmiĢlerdi.

28

Cin, Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, s.186; B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi,

s.44; Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.17 29

Cin, Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, s.178; B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi,

s.44; G.Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.17; Y. Ercan,

Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.244; Ġ. Ortaylı, “Osmanlı Ġmparatorluğu‟nda Millet

Sistemi”, , s.217 30

Cin, Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, s.178; N. Adıyeke, “Islahat Fermanı Öncesinde Osmanlı

Ġmparatorluğu‟nda Millet Sistemi ve Gayrimüslimlerin YaĢantılarına Dair”, 255-261; B. Eryılmaz,

Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.44; G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının

Hukuki Durumu, s.17; C.Küçük, “Osmanlı Devleti‟nde Millet Sistemi”, s.209

Page 26: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

15

Usul hukuku açısından Gayrimüslimlere getirilen en önemli kısıtlama

Müslümanlara karĢı Gayrimüslimlerin Ģahitliğinin kabul edilmemesidir. Eğer bir

davada taraflardan biri Müslüman‟sa Ģahitlerin de Müslüman olması gerekir. Ġki

taraf da zimmî ise Ģahitlikte bir problem yoktur.31

Borçlar ve ticaret hukuku, ceza hukuku ve vergi hukuku alanlarına

baktığımızda zimmîlere Ġslam hukukunun tatbik edildiğini görüyoruz. Bunun

yanında zimmîlerin kendi aralarında yaptıkları sözleĢmelerde Ġslam hukuku

kurallarına bağlı olma zorunluluğu yoktu. Mesela içki ve domuz alıĢveriĢi

yapabilirler, bu malları hibe edebilirlerdi. Fakat bu tip malların ticaretini

Müslümanlarla yapmaları kesinlikle yasaktı.32

Ceza hukuku konusunda, Müslümanlarla zimmîler arasında fark gözetilmez,

aynı suç aynı cezayla karĢılanırdı. Örneğin, kısas ve diyet gibi cezalar her durumda

iki taraf için de geçerliydi.33

Vergilendirme konusunda bilindiği üzere zimmîlerden hukuki ve toplumsal

statülerini belirleyen ve Müslüman reayadan toplanmayan iki ayrı vergi alınırdı ki

bunlar, haraç ve cizye idi. Buna mukabil askerlik hizmetinden ve kamu

görevlerinden muaf tutulurlardı. Tabii ki zimmîler, Müslüman reayanın ödediği

diğer vergileri ödemekle de yükümlü idiler. Dini niteliği bulunan zekât yerine de bir

tür gelir vergisi ödemekteydiler.34

Kamu hizmetlerinde görev alma açısından konuya yaklaĢtığımız zaman,

bilindiği üzere ve yukarıda da belirttiğimiz gibi, zimmîler cizye vergisi ödemek

suretiyle askerlik hizmetinden muaf tutulmuĢlardır. Bununla birlikte XIV. ve XV.

Yüzyıllarda Osmanlı Devletinde Hıristiyan tımarlı sipahilerin bulunduğu

bilinmektedir. Ayrıca zimmîler doğrudan askere alınmasalar bile askeri inzibat

31

Cin, Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, s.181 32

Cin, Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, s.181,182,186; G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı

VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.16-17 33

Cin-Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, s.182; G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının

Hukuki Durumu, s. 25 34

Cin, Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, s.186; B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi,

s.51; Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.251-272;

Ahmet Turan Alkan, “Sivaslı Ermenilere Dair”, Revak 98, Sivas 1998, s.7

Page 27: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

16

görevi yapan voynuk, martolos, eflak, derbentçi gibi zimmî guruplar olduğu,

donanmada kürekçilik yaptıkları, baruthanenin korunmasının zimmî ailelere

verildiği de malumdur. Özellikle Ermeniler ve Fenerli Rumlar resmi ya da yarı

resmi pozisyonlarda devlete hizmet vermiĢlerdir. Ermeni Amire sınıfı, darphane ve

baruthane sorumluluğunu taĢırken, Fenerli Rumlar, Divan-ı Hümayun tercümanlığı

yaparak dıĢ politikaya etki edebilmiĢlerdir. Bu durum, devletle Gayrimüslimler

arasında herhangi bir güven probleminin olmadığını göstermektedir.35

Son olarak, sistem içinde Gayrimüslimlere ikametgâh, giyim, binit ve silah

taĢıma konusunda getirilen kısıtlamalara göz atalım. Ġslâm hukuku genel olarak

Müslümanlarla zimmîlerin mahallelerini birbirinden ayırmamıĢtır. Fakat

uygulamada karĢımıza çıkan sonuç zimmîlerin Ģehirlerin belirli mahallerine

yerleĢtirilmeleri olmuĢtur. Ancak bu durum kesinlikle Ģehrin diğer kesimlerinden

kopuk gettolar Ģeklinde değildir. Üstelik çalıĢmamızda pek çok örneğini

göreceğimiz üzere her iki taraf da sıklıkla aynı mahallelerde oturmayı tercih

etmiĢlerdir.

Zimmîler esas itibariyle seyahat ve ikâmet hürriyetine sahip olmakla birlikte

Müslümanlarca kutsal sayılan bazı bölgelere yerleĢmeleri de yasaktı.36

Zimmîlerin evlerinin Müslümanlarınkinden yükseklik ve renk olarak farklı

olması gerektiğine dair birtakım kurallar Osmanlı Devleti‟nde uygulanmıĢ, zaman

zaman bu konuda fermanlar çıkartılmıĢtır. Bu fermanlardan III. Selim‟in fermanı

dikkate değerdir. III. Selim zimmîlerin evlerinin siyaha boyanmasını,

Müslümanlarınsa evlerini siyaha boyamamalarını böylece zimmîlerin evlerinin ayırt

edilmesini istemiĢtir. Hatt–ı Hümayuna göre bu evlerin Müslümanların evlerine

bakan pencereleri de olmayacaktır.37

35

Cin, Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, s.186; Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler

KuruluĢtan Tanzimat’a, s.283-286; G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki

Durumu, s.153-154 36

G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.18 37

G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.19

Page 28: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

17

Zimmîlerin kıyafetleri açısından Osmanlı toplumunda Ġslâm hukukuna

uygun olarak çeĢitli kısıtlamalar getirilmiĢtir. Bu düzenlemelerle zimmîlerin

Müslümanlara benzemesi önlenmek istenmiĢtir. Osmanlı‟da çeĢitli zimmî

topluluklar farklı renkte elbise giyip baĢlık takmıĢlardır. Müslümanların kavuk ve

ayakkabıları sarı, Ermenilerin Ģapka ve ayakkabıları kırmızı, Rumların siyah,

Yahudilerin ise mavidir. Ubicini de zimmî kadınların feracelerinin kahverengi, gri

gibi koyu renk kumaĢtan olduğunu, Müslüman kadınlar sarı pabuçlar giyerken,

Ermeni ve Yahudi kadınların siyah ve kahverengi pabuçlar giydiğinden

bahsetmektedir. 1630 tarihli bir fermanla da zimmî kadınların ferace ve yaĢmak

takmaları yasaklanmıĢtır. Hamamda bile Müslümanlarla zimmîleri ayırt edebilmek

için zimmîler farklı havlu almıĢ ve takunya giymemiĢlerdir. 38

Bu tür sınırlamalar daha çok simgesel nitelikte olup, kendilerine teklif

edildiği halde hak dinini kabul etmeyen zimmîlerin, Müslüman bir devletteki ikincil

nitelikteki konumlarını vurgulamak üzere getirilmiĢ sınırlamalardır.39

Netice olarak diyebiliriz ki, bütün imparatorluk tarz-ı siyasi düzenler gibi

Osmanlı gündelik hayatı da farklılıkların ahengini temin eden bir hukuk üzerine

bina edilmiĢ ve bu hukuk zamanla görgüye, insanlık tecrübesine dönüĢerek tabii ve

sıradan bir ayrıntı haline gelmiĢti. Gayrimüslim topluluklar, vaktiyle Anadolu‟nun

beĢeri coğrafyasını zenginleĢtirdi. Gayrimüslimler, sanat ve zanaatlarıyla,

kendilerine mahsus içtimai kurumları ile lisanları, musikileri, gelenekleri ve

hepsinden önemlisi inançları ile Osmanlı‟nın Müslüman ahalisi için farklılıklara

hürmet pratiği veren unsurlardı.40

Bu bağlamda Osmanlı milletleri, bir

gökkuĢağındaki renkler kadar faklı, fakat bir o kadar da ahenkli ve daima yan yana

idi.

38

Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.181-182; B.

Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.54-55, G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı

VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.19-20 39

B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.54-56; Yavuz Ercan, “Osmanlı

Ġmparatorluğunda Gayrimüslimlerin Giyim, Mesken ve DavranıĢ Hukuku”, OTAM, 1-1, Ankara

1990, 117-125; Cin, Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, s.188 40

A. Turan Alkan, “Sivaslı Ermenilere Dair”, s.6-8

Page 29: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

18

D. KAYSERĠ ġEHĠR TARĠHĠ

Kayseri ili 16.917 kilometrekarelik yüzölçümü, bir milyonun üzerindeki

nüfusu ile dünyanın en eski Ģehirlerindendir ve M.Ö. 3500 ile M.S. 2000 arasında

olmak üzere 5500 yıllık uzun bir geçmiĢe sahiptir.41

Kayseri klasik çağlarda Kapadokya adı verilen ve Kızılırmak‟ın güneyinde

bulunan bölgede, Erciyes Dağı‟nın kuzey etekleri ile kuzeyindeki ova üzerinde yer

almıĢtır.42

Kayseri Ģehrini ilk adı, antik dönemde Eusebiya ve Mazak olarak

bilinmektedir. Mazak bugün bilinen Kayseri değildir. Burası eski Ģehir olup

günümüz Kayseri‟sinin iki kilometre kadar batısında Erciyes Dağı‟na doğru

yükselen tepe üzerindedir. Eski Ģehrin bugünkü yerine taĢınması olayının ne zaman

olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur. Kayseri, Roma döneminde Roma

Ġmparatoru Caiser Augustus‟un adına itafen “Kaisaria‟‟ adını almıĢtır. Türk

hâkimiyetine girince ise Kaysariye, Kayseriye olarak isimlendirilmiĢ ve Cumhuriyet

dönemiyle birliktede bugünkü hali olan Kayseri Ģeklini almıĢtır.43

Kayseri ve çevresinde bilinen en eski yerleĢim yeri, bugün Ģehre 20

kilometrelik bir mesafede olan Kültepe Höyüğü‟dür. Bu höyük, Ġç Anadolu‟da ki en

büyük höyüklerden biri olup, yalnız Kayseri‟nin değil tüm Anadolu‟nun geçmiĢini

aydınlatması bakımından çok önemli bir yerleĢmedir. Tarihi boyunca bazı göçler ve

savaĢlar sonucu kesintiler olmakla beraber höyükte sürekli olarak bir yerleĢmenin

olduğu Ģüphe götürmez. Tarihi seyri içerisinde birçok kavime beĢiklik etmesi de

bunu destekler mahiyettedir.

Anadolu‟nun en eski yerleĢim merkezlerinden olan Kayseri; coğrafi

bakımdan orta Anadolu‟yu Doğu ve Güneydoğu Anadolu‟ya, Batı Anadolu‟yu

Mezopotamya ve Mısır gibi tarihi ve kültürel bakımdan çok önemli medeniyet

muhitlerine bağlayan güzergâhta bir kapı konumundadır. Tarihin en eski

41

Mustafa Keskin- M. Metin Hülagü, GeçmiĢteki Ġzleriyle Kayseri, Kayseri, s.2 42

M. Keskin- M. M. Hülagü, GeçmiĢteki Ġzleriyle Kayseri, s.2 43

Mehmet ĠpĢirli, “Kayseri‟‟, TDVĠA, XXV, Ankara 2002, s. 96

Page 30: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

19

zamanlarından bu yana hem dini hem de ticari merkez durumunda olan Ģehir, askeri

ve ticari yolların kavĢağında yer alması dolayısıyla her zaman önemini

korumuĢtur.44

Hatta bu özelliğinden dolayı da birçok kavimin ele geçirmek istediği

bir yer olmuĢ ve eski çağlardan itibaren sayısız milletlere ev sahipliği yapmıĢtır.

ġehir, tarihi boyunca Hitit, Asur, Lidya, Pers, Kapadokya Krallığı, Roma

Ġmparatorluğu, Sasaniler ve Bizans‟ın hâkimiyetinde bulunmuĢtur. Bizans

hâkimiyeti sırasında bir ara VII. yüzyılda Araplar tarafından zapt edilmiĢtir.45

Ardından 1071 Malazgirt Zaferi ile Türkler Anadolu‟ya girmeye baĢlamıĢlar ve

Kayseri‟ye de o dönemde Selçuklulara tabi olan DaniĢmentliler hakim olmuĢlardır.

Hatta Kayseri, DaniĢment Melik Mehmet döneminde, beyliğin baĢkentliğini dahi

yapmıĢtır. DaniĢment Beyliği‟nin askeri ve idari zafiyet içerisine düĢmesiyle Ģehir el

değiĢtirmiĢ ve Sultan II. Kılıçarslan zamanında Selçuklu idaresine geçmiĢtir.

Selçuklu hâkimiyeti zamanında konumu dolayısıyla önemli bir ticaret merkezi

haline gelmiĢ ve diğer Anadolu Ģehirleri gibi kısa sürede tam bir Türk Ģehri

görüntüsünü kazanmıĢtır.46

Kayseri, 1243 Kösedağ SavaĢı ile beraber Moğollar tarafından ele geçirilmiĢ

ve büyük ölçüde tahribata maruz kalmıĢtır. ġehir Moğol istilası sonrası, önceleri

Ġlhanlıların genel valisi iken sonraları Sivas merkezli müstakil bir devlet kuran Emir

Eretna‟nın hâkimiyetine geçmiĢtir. Kısa süre sonra Eretna Beyliği ile

Karamanoğulları mücadele içerisine girmiĢler ve Ģehirde bu dönemde yeniden el

değiĢtirerek Kadı Burhaneddin‟in hükümranlığı altına girmiĢtir. Kadı

Burhaneddin‟in ölümü sonrası Kayseri Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı

idaresine alınmıĢtır. Ancak Yıldırım Bayezid‟in 1402 Ankara SavaĢı‟nda Timur‟a

yenilmesi ve Anadolu Türk Birliği‟nin bozulmasıyla serbest kalan Karamanoğulları

44

Mehmet Karagöz, “ XVI.-XVIII. Yüzyıllarda Kayseri ġehrinin Fiziki Görünümü ve Mahallelerin

Durumu”, II. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (16-17 Nisan 1998 ), Kayseri

1998, s.246 45

M. Keskin- M. M. Hülagü, GeçmiĢteki Ġzleriyle Kayseri, s.2; Kemal Göde, “Kayseri ve

Yöresindeki Tarihi Mekânların DüĢündürdükleri”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu

Bildirileri (06-07 Nisan 2000), Kayseri 2000, s.166-167; Besim Darkot, “Kayseri”, ĠA, VI, Ġstanbul

1993, s.484-486; Hamiyet Sezer, “ġer‟iyye Sicillerine Göre III. Selim Dönemi Kayseri ġehri”, IV.

Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri ( 10-11 Nisan 2003 ), Kayseri 2003, s.463 46

M. ĠpĢirli, “ Kayseri”, s.96

Page 31: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

20

yeniden Kayseri‟ye hakim olmuĢlardır. Dulkadiroğulları, Akkoyunlular,

Ramazanoğulları ve Karamanoğulları arasında XV. yüzyıl boyunca mücadele sahası

olan Kayseri Gedik Ahmet PaĢa tarafından Osmanlı Devleti hâkimiyetine alınmıĢ ve

yeni oluĢturulan Karaman Eyaleti‟ne bir liva olarak bağlanmıĢtır.47

XVI. yüzyıl boyunca sakin bir hayat süren Kayseri, XVII. yüzyılda Celali

Ġsyanlarına sahne olurken, XVIII. yüzyılda da bazı kötü idarecilerin zulmüne maruz

kalmıĢlardır. Özellikle Kalaycıoğlu, Emir Ağaoğulları, Zennecioğulları ve

Çapanoğulları XVIII. Yüzyılda Ģehrin mütesellimlik ve ayanlığını ele geçirme

mücadelesi dolayısıyla halkı oldukça rahatsız etmiĢlerdir.48

Osmanlı idari yapılanması eyalet, sancak, kaza, nahiye ve köy

teĢkilatlanması özerine kuruluydu. Kayseri ġehri bu idari yapılanmada XVI.

yüzyıldan XIX. Yüzyıla kadar Karaman Eyaleti‟ne bağlı bir sancak olarak yer

almıĢtır. 1856-1857 yıllarında ise Bozok Eyaleti‟ne bağlanmıĢ, ardından da 1860‟lı

yıllarda Ankara, Yozgat, KırĢehir sancaklarından oluĢan Ankara Vilayetine

bağlanmıĢtır.49

Ġkinci MeĢrutiyet‟in ilanı sonrası 1909 tarihinde müstakil vilayet

haline getirilen Kayseri, 1923 de il olmuĢ, 1988‟de de Büyük ġehir statüsüne

kavuĢmuĢtur.50

Kayseri ve çevresi siyasi, ilmi, askeri, ticari yönden eski Anadolu ve Türkiye

Tarihi‟nin en önemli kültür ve medeniyet merkezlerinden biri olma özelliğini daima

korumuĢ ve tarihin en eski Ģehirlerinden biri olarak kendisine Eski Anadolu ve

Türkiye Tarihi içerisinde değiĢmez bir yer bulmuĢtur.

47

M. ĠpĢirli, “Kayseri”, s.96 ; M. Keskin- M. M. Hülagü, GeçmiĢteki Ġzleriyle Kayseri, s.3 48

M. Keskin- M. M. Hülagü, GeçmiĢteki Ġzleriyle Kayseri, s.3 49

Galip Eken, “Kayseri ġehir Yönetimine Ait Bazı Bilgiler”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih

Sempozyumu Bildirileri (06-07 Nisan 2000), Kayseri 2000, s.142 50

M. Keskin-M. M. Hülagü, GeçmiĢteki Ġzleriyle Kayseri, s.11

Page 32: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

21

I. BÖLÜM

A. KAYSERĠ VE ÇEVRESĠNDE ETNĠK YAPI

Müslüman Türkler Anadolu‟ya geldiklerinde burası farklı kavim ve

mezheplerden oluĢan bir Hıristiyan ülkesi idi. Anadolu çeĢitli din ve etnik kökene

sahip insanların bir arada yaĢadığı bir coğrafya haline gelmiĢ olmasına rağmen

Türkler, adaletli ve hoĢgörülü siyasetleri neticesinde bu karıĢık unsurları bir bütün

olarak tutmayı baĢarmıĢlardır.51

Bilindiği gibi, Osmanlı Devletinde gayrimüslim unsurların sayısı yirmi ikiyi

bulmaktadır. Bunlardan Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler hem sayı bakımından hem

de devlet protokolündeki statüleri bakımından en önemli unsurlardır.52

Osmanlı

Devleti‟nin bir sancağı konumunda olan Kayseri‟de de birbirinden farklı etnik

köken ve kültüre sahip insan toplulukları bir arada yaĢamaktaydılar. Kayseri‟de

gayrimüslim nüfus içerisinde Osmanlı‟daki durumun bir yansıması olarak Rumlar

ve Ermeniler ön planda bulunmaktadır. Osmanlı bünyesinde yoğunluk olarak

Rumeli‟de bulundukları tespit edilen Yahudilere ise Kayseri‟de rastlanılmamıĢtır.

Sadece Evliya Çelebi Seyahatname adlı eserinde Kayseri‟de bir Havra‟nın

varlığından bahsetmektedir. Ancak Evliya Çelebi Ġle aynı dönemde yaĢamıĢ olan

diğer müelliflerin bunu kabul etmemesi, zaman zaman Ģüpheli rivayetler nakleden

Evliya Çelebi‟nin Kayseri‟de ki havra rivayetini de bu anlayıĢ içerisinde

değerlendirmemize sebep olmuĢtur.53

Hâlbuki Kayseri, Yahudiler için önemli bir

yer olmalıdır. Çünkü Kayseri ticari yollar üzerinde bir yerdir ve ticari hayatta son

51

Ramazan Adıbelli, “19-20.yy. Kayseri ve Civarında Hıristiyan Gruplar Arasındaki ĠliĢkiler‟‟, IV.

Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (10-11 Nisan 2003), Kayseri 2003, s. 1 52

Ali Güler, “Kayseri‟de Demografik Durum (1831-1914)”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih

Sempozyumu Bildirileri (06-07 Nisan 2000), Kayseri 2000, s.201 53

Ahmet AkĢit, “Selçuklular Devrinde Kayseri ġehrinin Nüfus ve Etnik Durumu”, I. Kayseri ve

Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (11-12 Nisan 1996), Kayseri 1996, s. 9

Page 33: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

22

derece canlıdır. Ama Yahudiler anlaĢılamayan bir sebeple, Kayseri yerine ticaret

için Konya ve Ankara‟yı tercih etmiĢlerdir.54

ġemseddin Sami ünlü eseri Kamusü‟l-A‟lam‟da Kayseri‟nin etnik yapısını

Ģöyle açıklamaktadır; “Kayseri nüfusu Müslim, Ermeni, Ermeni Katolik, Ermeni

Protestan ve Rumlardan oluĢmaktadır. Bunların hepsinin dili Türkçe‟dir ve sima,

ahlak ve adetçe bir farkları yoktur”.55

Jennigns‟e göre Kayseri‟de Rum olarak

belirtilen unsurlar Grek Ortodoks Hıristiyanlarıdır. Ermeniler ise Gregoryen

Hıristiyanlardır. Kayseri zımmilerinin Türkçe konuĢtukları farz edilmektedir.

Polonyalı seyyah Simeon, 1608‟de Kayseri Ermenilerinin Ermenice bilmediklerini

seyahatnamesinde belirtmektedir.56

Kayseri ve civarı, Ġç Anadolu‟nun en eski Ġskân sahalarından biridir.57

Kayserinin Türkler tarafından fethediliĢi 1067 yılına rastlamakla ise de, buradaki

Türk hâkimiyetinin tesisi, esasen 1071 Malazgirt Zaferi‟nden sonra olmuĢtur.58

Bu

tarihten önce Kayseri, yoğun bir Ermeni nüfusuna sahipti ve Hıristiyanlığın da en

önemli merkezlerinden biriydi. ġimdi Kayseri‟de uzunca bir müddet sorunsuz olarak

yaĢayan gayrimüslim grupların (Rum, Ermeni), ne Ģekilde buraya geldiklerini

mevcut kaynaklar çerçevesinde kısaca açıklamaya çalıĢacağız.

Antik çağda, Kayseri ve Yöresine Kapadokya adı verilmekteydi ve burada

ortak bir dil ve dini paylaĢan Kapadokyalılar yaĢamaktaydı. M.Ö. IV. yüzyılda

Büyük Ġskender, Kapadokya‟yı ele geçirerek burada Helen kültürünü yaymaya

baĢlamıĢtır. M.Ö. II. yüzyılda da ülkeye Grekler gelmiĢlerdir. Ardından da

Kapadokya‟da Bizans hâkimiyeti baĢlamıĢ ve buradaki halk baskılar neticesinde

Ortodoks Hıristiyanlığın etkisinde kalmıĢtır. Zamanla da kendi özelliklerini

tamamen kaybederek HıristiyanlaĢmıĢlardır. Greklerin ve Bizans‟ın etkisinde kalıp

değiĢen Kapadokyalılar, Türklerin Anadolu‟yu fethi sonrası “Rum” olarak

54

M. Akif Erdoğru, “XVI-XVII. Yüzyıllarda Kayseri Zimmîleri”, I. Kayseri ve Yöresi Tarihi

Sempozyumu Bildirileri (11-12 Nisan 1996 ), Kayseri 1996, s.73-74 55

ġemseddin Sami, Kamusü’l A’lam, Ġstanbul 1896, , s.3803 56

M. Akif Erdoğru, “XVI-XVII. yüzyıllarda Kayseri Zimmîleri” s.72 57

Besim Darkot, “Kayseri”, s.485 58

A. Güler, “Kayseri‟de Demografik Durum ”, s. 204

Page 34: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

23

isimlendirilmiĢlerdir. Rumların içerisinde Bizans topraklarını korumak amacıyla,

balkanlardan Anadolu‟ya getirilen Hıristiyan Türkler (Karamanlılar)‟inde olduğu

söylenmektedir. Bunlar Rum cemaati içinde Türkçe adlarını, gelenek ve

göreneklerini sürdürmelerine rağmen din olarak Ortodoks Hıristiyanlığı kabul

etmiĢler ve Rum milletinin bir parçası olmuĢlardır.59

Özetle Kayseri‟de Rum olarak

adlandırılan milletin, Kapadokyalılar, Grekler ve Karamanlılardan oluĢtuklarını

söyleyebiliriz.

Kayseri ve çevresinde bulunan ve önemli derecede nüfusa sahip olan ikinci

etnik grubun Ermeniler olduğunu daha önce belirtmiĢtik. Ermenilerin ana yurtları

olan bugünkü Ermenistan‟dan, Anadolu‟ya ilk geliĢleri Bizans Ġmparatorluğu

zamanındadır. Ermeniler Anadolu‟da iç kısımlara doğru dağılmıĢlar60

ve Kayseri‟ye

de X. ve XI. yüzyıllarda gelebilmiĢlerdir. Daha sonra Bizans Ġmparatoru olan II.

Basilius zamanında da önemli bir Ermeni nüfusu Orta Anadolu‟ya nakledilmiĢtir.

Ayrıca Anadolu‟da Türk hâkimiyeti yerleĢtikten sonrada Kayseri‟ye zaman zaman

Ermeni göçleri olmuĢtur. Örneğin, XV. yüzyıl sonları ile XVI. yüzyıl baĢlarında

Safevi Devleti‟nin baskıları nedeniyle Doğu Anadolu ve Kafkasya‟dan 80 hane

kadar Ermeni Talas‟a gelerek yerleĢmiĢlerdir.61

Kayseri‟de Müslüman nüfusla bir bütün halinde yaĢayan Rum ve Ermeniler

Hıristiyan olmalarına rağmen Hıristiyanlığın farklı mezheplerini benimsemiĢlerdir.

Rumların büyük çoğunluğu Ortodoks olmasına karĢın Protestan olanları da vardır.

Ermeniler arasında ise IX. yüzyılda Gregoryenlik, XIX. yüzyıl ortalarından itibaren

de Katoliklik ve Protestanlık kabul görmüĢtür.

Hıristiyan iki grup, Rum ve Ermeni milletlerinin farklı mezhepleri kabul

etmeleri dolayısıyla bazen birbirleri ile mücadele içerisinde dahi oldukları

görülmüĢtür. Mesela, Bizans döneminde Kayseri Metropoliti Markos “Ermenilere

59

R. Adıbelli, “19-20.yy. Kayseri ve Civarında Hıristiyan Gruplar Arasındaki ĠliĢkiler”, s.2-3;

Zübeyir Kars, “ Kayseri Ortodoksları‟nın Türklüğü Üzerine Bir Deneme”, II. Kayseri ve Yöresi

Tarih Sempozyumu Bildirileri ((16-17 Nisan 1998 ), Kayseri 1998, s. 273 60

Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.88 61

R. Adıbelli, “19-20.yy. Kayseri ve Civarında Hıristiyan Gruplar Arasındaki ĠliĢkiler”, s.4

Page 35: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

24

karĢı sürekli küfrediyor ve köpeğine Armen diye sesleniyordu”.62

Bu da Rumların

Ermenilere karĢı nasıl bir kin duyduklarının göstergesidir. Ermeniler, ancak

Kayseri‟nin Türkler tarafından fethi ile baskılardan kurtulabilmiĢler ve dini

özgürlüğe kavuĢmuĢlardır. Hatta Kayseri, Ermeniler için baĢpiskoposluk çevresi

olmuĢtur. Kayseri çevresinin piskoposluk merkezi, Kayseri‟nin 18 km

kuzeydoğusunda bulunan Efkere yakınlarında ki Sırp Garabet Manastırı (Efkere

Höyük Manastırı)‟dır. Kayseri baĢpiskoposluk çevresine ait 35 köy ve Ģehrin aĢağı

yukarı hepsinin birer kilisesi, XIX. yüzyıldan baĢlayarak da okulları mevcuttu.63

Bu veriler gösteriyor ki bütün Osmanlı Ģehirlerinde olduğu gibi Kayseri‟de

de mevcut etnik ve dini gruplar aralarındaki farklılıklara rağmen huzur ve ahenk

içerisinde yaĢamayı baĢarmıĢlar ve Osmanlı Devleti‟nin tebaası olarak, hür vatandaĢ

muamelesi görmüĢlerdir. Çünkü Osmanlı Devleti hepsinin devletiydi.64

Aralarındaki her tür farklılığa rağmen insanlar bir arada yaĢamak

zorundadır. Bir arada yaĢaman da Ġki farklı modeli vardır. Ya güçlünün zayıfı ezdiği

ve yaĢam hakkı tanımayan “medeniyetler çatıĢması” modeli ya da her türlü farka

rağmen huzur içinde barıĢçı bir toplum oluĢturan “birlikte yaĢama” modeli. Türkler

daima “birlikte yaĢama” modelini benimsemiĢler ve bunun uygulamasında da

baĢarılı olmuĢlardır.65

Zira uzun yıllar hiçbir sorun çıkmadan yirmi iki farklı etnik

grubun bir arada yaĢaması mümkün olabilirimiydi?

62

A. AkĢit, “Selçuklular Devrinde Kayseri ġehrinin Nüfus ve Etnik Durumu”, s. 10 63

R. Adıbelli, ; “19-20.yy. Kayseri ve Civarında Hıristiyan Gruplar Arasındaki ĠliĢkiler”, s.5 64

Mustafa Keskin, “Osmanlı Toplumsal Hayatına Ait Tespitler: Kayseri ve Yöresi Örneği”,

GeçmiĢteki Ġzleriyle Kayseri, s.25 65

R. Adıbelli, “19-20.yy. Kayseri ve Civarında Hıristiyan Gruplar Arasındaki ĠliĢkiler”, s.16

Page 36: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

25

B. KAYSERĠ’DE DEMOGRAFĠK DURUM

Nüfus, sosyal yapıyı oluĢturan önemli faktörlerden biridir. Ġnsan nüfusunun

olmadığı bir yerde toplumdan ve onun temel öğelerinden bahsetmek mümkün

değildir. Toplumun iktisadi, sosyal ve kültürel yönünün bütüncül ve gerçekçi olarak

izah edilebilmesi için o toplumun nüfusu hakkında bilgi sahibi olmak gerekir.66

Bu

bakımdan XIX. yüzyılın ilk yarısında Kayseri gayrimüslimlerini incelediğimiz bu

çalıĢmada, Osmanlı Devleti‟nde ve Kayseri‟de gayrimüslimlerin nüfuslarını tespit

etmek yararlı olacaktır.

Osmanlı Devleti baĢta yeni fethedilen yerler olmak üzere, imparatorluk

toprakları üzerinde yaĢayan halkın sayım ve yazımını yaptırdı.67

Kayseri Ģehrinde

gayrimüslim grupları ve nüfuslarını tespit ederken de bu sayımlardan, devlet

salnamelerinden ve mevcut kaynaklardan yararlanılacaktır.

Bugün elimizde olan Osmanlı nüfus yapısı ile ilgili verileri doğrudan

yansıtan en erken tarihli kaynaklar XV. yüzyılın ortalarından kalmadır. Bu

kaynaklardan hareketle Osmanlı Ģehir ve kırsal bölgelerinin vergiye tabi yetiĢkin

erkek nüfusunu tespit etmek mümkündür. XVI. yüzyıla gelindiğinde periyodik

sayımlar yapılmaya baĢlanmıĢ ve nüfus düzenli bir Ģekilde takip edilebilmiĢtir.68

Bu

verilere göre XVI. yüzyılda Osmanlı ülkesinde nüfus artıĢı yaĢanmıĢ ve Kayseri

Ģehri de XVI. yüzyıl baĢlarından itibaren nüfusu çok hızlı büyüyen Anadolu

Ģehirlerinden biri olmuĢtur.

Osmanlı tarihçisi Ronald C. Jennings‟in araĢtırmalarına göre Kayseri‟nin

Müslüman ve gayrimüslim nüfusu vergi hanesi rakamı olarak 1500 yılında 2.287

iken 1584‟de bu rakam 8.251‟e çıkmıĢtır. Jennings‟in yapmıĢ olduğu nüfus

tahminine göre Ģehirli nüfus, etraf, kaza ve köylerin nüfusu hariç tutulmak Ģartıyla,

66

Hayri Erten, Konya ġer’iyye Sicilleri IĢığında Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı

(XVIII. Y.Y. Ġlk Yarısı), Kültür Bakanlığı yay. , Ankara 2001. s.29 67

B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.76 68

Yunus Koç, “Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun Nüfus Yapısı (1300-1900)‟‟, Osmanlı, IV, s.537

Page 37: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

26

1500-1584 yıları arasında 8.000 kiĢiden 29.000 kiĢiye yükseltmiĢtir. Suraiya

Faroqhi, ise bu rakamı 35.000 kiĢi olarak açıklamaktadır. 69

XVI. yüzyıl sonlarında Kayseri, Konya, BeyĢehir, Ġçel, Tarsus, Niğde,

Aksaray, KırĢehir ve AkĢehir‟den oluĢan Karaman vilayeti içinde sayısal olarak en

fazla zimmî nüfusu barındıran bir sancaktı. Bunun sebebi Karaman vilayetinin diğer

kaza merkezlerinde ĠslamlaĢma ve TürkleĢmenin tamamlanmasına rağmen

Kayseri‟de hala devam ediyor olmasıydı. 1522‟de kayseri livasında 11.637 Müslim

ve 3.070 gayrimüslim olmak üzere 14.707 hane yaĢıyordu. 1584‟de ise nüfusun

%78‟i Müslüman Türk olmasına karĢın geri kalan %22‟si halen gayrimüslim idi.

Diğer Karaman vilayeti Ģehirlerinde ise bu oran %9 ile %1 arasında

önemsenmeyecek kadar düĢüktü. Kayseri‟de ĠslamlaĢmanın gecikmesi muhtemelen

Doğu Anadolu‟dan Kayseri‟ye gelen gayrimüslim nüfusun etkisiyle olmuĢtur. 70

XVII. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti derin bir bunalım içerisine girmiĢ,

Celali Ġsyanları, Tımar sisteminin yozlaĢması gibi olaylardan dolayı tahrirler düzenli

olarak yapılamamıĢtır. Bu dönemle ilgili nüfus bilgilerine çeĢitli seyahatnameler,

kronikler gibi kaynaklardan ulaĢılabilmesine rağmen ciddi tahminlerde bulunmak da

mümkün değildir.71

Ancak XVII. yüzyılda, tüm Anadolu Ģehirlerinde olduğu gibi

Kayseri‟de de Ġhtida hadiselerinin devam etmesi bir yüzyılda gayrimüslim nüfusun

giderek azaldığının bir göstergesi olabilir. Bu dönemde ihtidaların ne kadar fazla

olduğunun anlaĢılması bakımından Ģu örneği verebiliriz; Kayseri‟nin Ardamsun

karyesinden Lazaroz adlı bir rahip Develü kadısına gelerek, karyesinde ki tüm

zımmi reayanın Müslüman olduğunu ve kendisinin yalnız kaldığını söylemiĢ, kendi

ekip biçebileceği toprağı olmadığı içinde baĢka bir yere gitmek istediğini

bildirmiĢtir.72

69

M. Akif Erdoğru, “XVI-XVII. yüzyıllarda Kayseri Zimmîleri”, s.71 70

M. Akif Erdoğru, “XVI-XVII. yüzyıllarda Kayseri Zimmîleri”, s.72 71

Tevfik Çavdar, “Osmanlı Döneminde Nüfus Bilgileri”, Osmanlı, IV, s.551; Mutullah Sungur, “

XIX. Yüzyılda Osmanlı Devleti‟nde Nüfus ve Nüfus Sayımları”, Osmanlı, IV, s.559 72

Selahattin DöğüĢ, “Kayseri‟nin 25 No. lu ġer‟iye Sicili IĢığında ġehrin Nüfus Yapısı (1624-

1625)”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri ( 06-07 Nisan 2000), Kayseri 2000,

s.127

Page 38: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

27

XVII. yüzyıl Kayseri‟sinde gayrimüslim nüfus hakkında ulaĢabildiğimiz tek

veri bu yüzyıl baĢlarında Anadolu‟ya gelen Polonyalı seyyah Simeon‟un verdiği

bilgilerdir. Simeon, iki kat surla çevrili Ģehrin merkezinde yeraltında ve karanlık

yerlerde, tahta merdivenlerle inilen iki Ermeni kilisesi olduğunu, Ģehirde 500 hane

Ermeni‟nin yaĢadığını belirtmektedir. 73

XVIII. yüzyılın sonlarından itibaren yenileĢme dönemine giren Osmanlı

Devleti, XIX. yüzyılın baĢlarında yeni bir vergi, askerlik ve yönetim düzeni için bir

takım verilere ihtiyaç duymuĢ ve sayımlar bir zorunluluk olarak belirmiĢtir. Bu

anlamda ilk sayım için 1830‟da özel bir meclis oluĢturulmuĢtur. Ancak sayım iĢlemi

ülkenin sadece belli bir bölümünde gerçekleĢtirilebilmiĢ ve bu sayımda yalnızca

erkek nüfus sayılmıĢtır. Bu nüfusun, din esasına dayalı olarak kabaca etnik

özellikleri ve iĢ güç durumları da belirlenmiĢtir. Buna göre Anadolu ve Rumeli‟de

erkek nüfusun toplamı 7,5 milyon olarak gözükmektedir. Cizye ve bedel-i

askeriyeye tabi gayrimüslim erkek nüfus reayaya, Ermeni, Yahudi ve Kıpti olarak

tasnif edilmiĢtir. 74

TABLO IV

1831 OSMANLI NÜFUS SAYIMININ SONUCU75

MĠLLET RUMELĠ ANADOLU TOPLAM

Nüfusu %’si Nüfusu %’si Nüfus %

Ġslam 513.428 37.48 1.995.215 83.70 2.508.643 66.33

Reaya 811.546 59.25 359.379 15.07 1.170.925 31.19

Kıpti 29.530 2.16 7.143 0.30 36.673 0.98

Yahudi 11.674 0.85 5.396 0.23 17.070 0.46

Ermeni 3.566 0.26 16.743 0.70 20.309 0.54

Toplam 1.369.744 100 2.383.876 100 3.753.620 100

73

Mustafa Keskin- Hüseyin Cömert, “XIX. Yüzyıl Sonlarında ve XX. Yüzyıl BaĢlarında Türk-

Ermeni ĠliĢkileri: Kayseri Örneği”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, III, Kayseri 2007, s.284 74

Y. Koç, “Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun Nüfus Yapısı (1300-1900)‟‟, s.547; M.Sungur,

“ XIX. Yüzyılda Osmanlı Devleti‟nde Nüfus ve Nüfus Sayımları”, s.559-560; Abdullah Saydam,

“YenileĢme Döneminde Osmanlı Toplumu”, Türkler, XIII, s.879 75

Enver Ziya Karal, Osmanlı Ġmparatorluğunda Ġlk Nüfus Sayımı 1831, BaĢvekâlet Ġstatistik

Umum Müdürlüğü, Ankara 1943, s.215

Page 39: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

28

1831 sayımında Karaman eyaletine bağlı yedi Ģehirden biri olan Kayseri‟nin

toplam nüfusu ise 36.906 idi. Bunun 21.005‟i Müslüman (%56.91), 15.901‟i reaya

(%43.09) idi. Kayseri sancağının nüfusu da tamamı Müslüman toplam 13.466

kiĢiden oluĢmaktaydı. Kayseri Ģehir nüfusu ise Müslüman 5.014 kiĢiydi.76

TABLO V

1831 SAYIMI KAYSERĠ ERKEK NÜFUSU77

Müslüman Reaya Kıpti Yahudi Ermeni Toplam

Kayseriyye(Ģehir) 5.014 - - - - 5.014

Kayseriyye(sancak) 13.466 - - - - 13.466

Kayseriyye(vilayet) 21.005 15.901 - - - 36.906

Karaman Eyaleti 229.242 34.461 - - - 263.703

Avrupa 487.971 783.333 33.905 10.133 2.099 1.317.441

Anadolu 2.002.921 297.130 1.802 5.164 16.643 2.332.660

Osmanlı

D.Toplamı

2.490.892 1.080.463 35.707 15.297 18.742 3.641.101

Tanzimat‟tan sonra Osmanlı Devleti‟nde yeni bir nüfus sayımı yapılması

gerekliliği ortaya çıkmıĢtır. Orduyu yeniden düzenlemek amacıyla Müslüman

erkeklerle, cizye mükellefi olan gayrimüslimlerin tespiti karalaĢtırılmıĢ ve Harbiye

Nazırı Rıza PaĢa baĢkanlığında 1844‟te yeni bir nüfus sayımı yapılmıĢtır. Ancak

sayım baĢarılı bir Ģekilde gerçekleĢtirilmesi mümkün olmamıĢtır. Çünkü halk

kendilerine ağır vergiler yükleneceğini düĢünmüĢ ve bu sayıma tepki göstermiĢtir.

76

A.Güler, “Kayseri‟de Demografik Durum ”, s.206 77

A. Güler, “Kayseri‟de Demografik Durum ”, s.210

Page 40: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

29

Bu yüzden kesin verilere de ulaĢılamamıĢtır. Resmi olmamakla beraber bu sayımın

sonuçlarını Fransız diplomat Ubicini yayınlamıĢtır.78

Buna göre Osmanlı genelinde

nüfusun dinlere göre dağılımı Ģu Ģekildedir:

TABLO VI

OSMANLI DEVLETĠ’NDE NÜFUSUN DĠNLERE GÖRE DAĞILIMI (1844)79

Avrupa Asya Afrika Toplam %

Müslümanlar 3.800.000 12.950.000 3.800.000 20.550.000 58.13

Rum -

Ortodokslar

11.370.000 2.360.000 - 13.730.000 38.84

Katolikler 260.000 640.000 - 900.000 2.55

Yahudiler 70.000 100.000 - 170.000 0.48

Toplam 15.500.000 16.050.000 3.800.000 35.350.000 100.00

Ubicini‟nin yapmıĢ olduğu 1844 sayımı dökümlerine göre nüfusun

%58.13‟ünü Müslümanlar oluĢtururken, gayrimüslimlerin oranı ise %41.87‟dir.Bu

bilgiler, Osmanlıların, Rumeli ve Anadolu‟da TürkleĢme ve ĠslamlaĢma yolunda

izledikleri siyaset doğrultusunda mesafe elde ettiklerini göstermesi bakımından son

derece önemlidir. 1844 sayımına göre Kayseri‟de nüfus ve etnik yapıyı tespit

edebilecek bilgiler yetersiz olduğu için herhangi bir tahminde bulunmamızda

mümkün olmamıĢtır.

78

B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.79; A. Saydam, “YenileĢme Döneminde

Osmanlı Toplumu”, s.879; M. Sungur, “ XIX. Yüzyılda Osmanlı Devleti‟nde Nüfus ve Nüfus

Sayımları”, s.561, Galip Eken, “Tanzimat Dönemi Osmanlı TaĢrasında Rum Cemaatinin Sosyo-

Ekonomik Durumuna Dair Bir Deneme: Tokat Örneği”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, s. 352 79

M.A. Ubicini, Türkiye 1850, I, s.48-49; B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.81

Page 41: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

30

Modern anlamda kadın- erkek tüm nüfusun kaydedildiği ilk sayım 1882 „de

yapılmaya baĢlayan ve 1890‟da tamamlanan nüfus sayımıdır. Ġstatistik Umumi

Ġdaresi 1884-1897 aralığındaki dönemde Osmanlı Devleti‟nin toplam nüfusunu ve

bunların cemaatlere göre dağılımını Ģöyle vermektedir;80

TABLO VII

OSMANLI DEVLETĠ’NĠN NÜFUSU (1884-1897)

Yıllar Müslüman

lar

Gayrimüsli

mler

Toplam

1884 12.590.352 4.553.507 17.143.859

1885 12.707.638 4.578.774 17.286.412

1886 12.824.924 4.603.041 17.427.965

1887 12.942.210 4.637.308 17.579.518

1888 13.059.496 4.661.579 17.721.071

1889 13.176.782 4.685.842 17.862.624

1890 13.294.068 4.701.109 18.400.177

1891 13.411.354 4.734.376 18.145.730

1892 13.411.361 4.763.381 18.174.742

1893 13.578.647 4.776.737 18.316.295

1894 13.645.933 4.804.640 18.457.845

1895 13.763.219 4.832.543 18.599.398

1896 13.890.910 4.848.849 18.739.759

1897 14.111.945 4.938.362 19.050.307

Bu sayımda Kayseri‟nin nüfus yapısı ile ilgili bilgiler ayrıntılı olarak ilk kez

ortaya çıkmakta ve hem kayseri sancağı‟nın bütünü hem de bağlı Ģehirlerin nüfusu,

80

B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.85

Page 42: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

31

dini cemaatler ve cinsler (kadın- erkek) dağılımı olarak öğrenilebilmektedir. Kayseri

Sancağı‟nın toplam nüfusu 90.482‟si kadın, 92.857‟si erkek olmak üzere 183.339

idi. Dini gruplara göre dağılım ise Ģu Ģekildedir; 120.357 Müslüman, 24.895 Rum,

35.819 Ermeni bulunmaktadır. Ayrıca 2.268 Katolik ve Protestan vardır.

Gayrimüslim toplam nüfus 62.982‟dir. Katoliklerin tamamı merkez kazada,

Protestanlar ise merkez kaza ve Develi‟dedir. Rumlar ve Ermeniler ise merkez kaza,

Develi ve Ġncesu‟da bulunuyorlardı. Osmanlı geneline bakıldığında gayrimüslim

unsurlardan Rumların, Ermenilere göre daha fazla oldukları tespit edilmesine karĢın

Kayseri sancağı‟nda bu durumun aksine Ermenilerin, Rumlardan sayıca fazla

oldukları gözlenmektedir. 81

TABLO VIII

1881/82- 1893 SAYIMI KAYSERĠ NÜFUSU

Kayseri

Sancağı

Müslüman Rum Ermeni Katolik Yahudi Protestan Toplam

Kayseri

Merkez

Kaza

85.163 18.406 24.950 715 - 1.314 130.549

Develi 21.778 1.821 10.846 - - 238 34.683

Ġncesu 13.411 4.668 23 - - - 18.107

Toplam

Kayseri

Sancağı

120.357 24.895 35.819 715 - 1.553 183.339

Toplam

Ankara

Vilayeti

735.766 35.005 67.490 6.303 415 2.240 847.132

81

A. Güler, “Kayseri‟de Demografik Durum”, s.207

Page 43: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

32

Ali Cevat, Memalik-i Osmaniyye‟nin Tarih ve Coğrafya Lügati adlı eserinde

1897/98‟de Ankara Vilayeti‟ne bağlı bir sancak olan Kayseri‟nin toplam nüfusunu

210.000 olarak vermektedir. Bunun 136.590‟ı Müslüman, 73.410‟u gayrimüslimdir.

Yine Ali Cevat‟a göre Kayseri Kazası‟nın toplam nüfusu da 72.000‟dir. Bunun

45.000‟i Müslüman, 27.000‟i de gayrimüslimlerden meydana gelmektedir. 82

XX. yüzyıla gelindiğinde ise Osmanlı Devleti genelinde 1906 ve1914 nüfus

sayımlarına göre Ģöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Buna göre 1906‟da

15.518.478‟i Müslüman, 5.3759.139‟u gayrimüslim olmak üzere toplam nüfus

20.897.617‟dir. 1914‟de ise nüfusta önemli ölçüde bir azalma olmuĢ ve toplam

nüfus 18.520.016‟ya düĢmüĢtür. Buradaki azalma esasen Rum nüfustaki azalmadan

kaynaklanmaktadır. Çünkü I. Dünya SavaĢı öncesi Batı Anadolu, Marmara civarı ve

Ġstanbul‟dan Yunanistan‟a, Karadeniz‟den de Rusya‟ya büyük göçler olmuĢtur. Bu

sayıma göre nüfusun 15.044.846‟sını Müslümanlar, 3.475.170‟ini de gayrimüslimler

oluĢturuyordu.83

1906‟da Kayseri sancağında toplam nüfus 208.584‟idi. Bunun 138.273‟ü

Müslüman, 24.012‟si Rum, 44.200‟ü Ermeni ve 1.951‟i de Protestan‟dı.84

1914‟de

ise yapılan sayıma göre Kayseri merkez kaza ile Develi, Bünyan ve Ġncesu

kazalarında oluĢan Kayseri Vilayeti‟nde nüfus dağılımı Ģu Ģekildedir:85

82

A. Güler, “Kayseri‟de Demografik Durum ”, s.207 83

A. Güler, “Kayseri‟de Demografik Durum ”, s.208; B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın

Yönetimi, s.94, 84

A. Güler, “Kayseri‟de Demografik Durum ”, s.208 85

R. Adıbelli, “19-20.yy. Kayseri ve Civarında Hıristiyan Gruplar Arasındaki ĠliĢkiler”, s.8

Page 44: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

33

TABLO IX

1914 SAYIMINA GÖRE KAYSERĠ VĠLAYETĠ NÜFUSU

Müslüman Rum Ermeni K. Ermeni Protestan

184.292 26.590 48.659 1.515 2.018

1921 yılında bağımsız hale gelen Kayseri Ġncesu, Bünyan ve Develi

kazalarından oluĢmaktaydı ve merkeze bağlı Erkilet, Talas, Gesi ve Muncusun

olmak üzere de dört nahiyesi vardı. Kayseri Nüfus Müdürlüğü‟nün yaptırmıĢ olduğu

1921‟de ki bir araĢtırmaya göre Kayseri Vilayeti‟nin nüfusu 189.014 Müslüman,

26.975 Rum, 542 Protestan Rum, 5.239 Ermeni, 416 Katolik Ermeni ve 216

Protestan Ermeni‟den oluĢmaktaydı.86

TABLO X

1921’DE KAYSERĠ VĠLAYETĠ NÜFUSU

Müslüman Rum P.Rum Ermeni K. Ermeni P. Ermeni

189.014 26.975 542 5.239 416 261261

%‟si 85.00 12.20 0.20 2.30 0.20 0.10

1921 Kayseri‟siyle ilgili verilere bakıldığında Müslüman ve Rum nüfusunda

küçük bir artıĢ olmasına karĢın Ermeni nüfusunda büyük oranda bir azalmanın

olduğu gözlenmektedir. Bunun sebebi, Osmanlı topraklarına göz diken dıĢ güçlerin

desteği ile XIX. asrın sonu ile XX. Asrın baĢlarında azınlıkların baĢkaldırması ve

bunun sonucunda da Millet-i Ermeniyan‟dan olanların bir kısmının 14 Mayıs

1915‟de tehcire tabi tutulmasıdır.

Millet-i Rumiyan ise Lozan BarıĢ AntlaĢması gereğince 30 Ocak 1923‟de

imzalanan Türk ve Rum Nüfus Mübadelesine iliĢkin sözleĢme ve protokol

hükümlerine göre zorunlu mübadeleye tabi tutulmuĢtur. Gerek tehcir kanunu ve

86

R. Adıbelli, , “19-20.yy. Kayseri ve Civarında Hıristiyan Gruplar Arasındaki ĠliĢkiler”, s.9

Page 45: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

34

gerekse mübadele Kayseri‟de nüfusa iliĢkin tüm rakamları tamamen değiĢtirmiĢtir.

Mübadeleden sonra Rumların Yunanistan‟a nakledilmesi ve bunların yerine

Balkanlar‟dan getirilen Türklerin yerleĢtirilmesi neticesinde Rum nüfus büyük

oranda yok olmuĢ, bunun yanında Müslüman nüfusta da belli bir artıĢ olmuĢtur. Bu

durumu 1925-1926 yılları Devlet Salnamesi‟nin verdiği rakamlar vasıtasıyla daha

iyi anlayabilmekteyiz:87

TABLO XI

DEVLET SALNAMESĠNE GÖRE 1925-1926 YILLARINDA KAYSERĠ

VĠLAYETĠNĠN NÜFUSU

Müslüman Ermeni Ermeni

Katolik

Ermeni

Protestan

Nüfus Sayısı 196.082 1.813 146 66

%’si 98.97 0.91 0.07 0.003

C. YERLEġĠM YERLERĠ VE MAHALLELER

Osmanlı Ģehirlerinde mahalle, birbirini tanıyan bir ölçüde birbirlerinin

davranıĢlarından sorumlu, sosyal dayanıĢma içerisinde olan kiĢilerin meydana

getirdiği topluluğun yaĢadığı yerdir. Aynı zamanda mahalle sosyo-kültürel, iktisadi

ve idari anlamda iliĢkilerin düzenlendiği Ģehrin en küçük birimidir. 88

ġehirde mahalleler, iç kale ile dıĢ kale arasında ve surların dıĢında olmak

üzere kurulmuĢlardır. Osmanlı devletinde zimmîler genellikle Ģehrin kenar

semtlerinde, Rum, Ermeni, Yahudi mahallelerinde gruplar halinde yaĢarlardı.

ġehirlerde kendi mahallelerinde, kırsal kesimde ise kendi köylerinde yaĢayan

zimmîlerin Müslümanlarca kutsal sayılan bazı bölgelerde yerleĢmeleri ise

87

R.Adıbelli, “19-20.yy. Kayseri ve Civarında Hıristiyan Gruplar Arasındaki ĠliĢkiler”, s.9-10 88

Ömer Demirel, “ KuruluĢundan Günümüze ÇeĢitli Yönleriyle Bir Osmanlı Mahallesi: Sivas Küçük

Minare Mahallesi”, XIII. Türk Tarih Kongresi, 4-8 Ekim Ankara 1999, s.140

Page 46: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

35

fermanlarla yasaklanmıĢtı.89

Çünkü Osmanlı Devleti hâkimiyeti altındaki

toplulukları etnik özelliklerine göre millet sistemi içinde değerlendirmekte ve Ġslam

hukukuna göre yönetmekteydi. Bu durum Müslim ve gayrimüslimlerin yerleĢim yeri

olarak farklı mekânlarda yaĢamaları sonucunu doğurmaktaydı.90

Ancak Müslüman

mahallelerinde Yahudi ve Hıristiyanların da yaĢamaları konusunda merkez

tarafından uygulanan bir yasaklamada mevcut değildi. Böylece Müslimlerle

gayrimüslimler pek çok Osmanlı Ģehrinde bir arada komĢu olarak da

yaĢayabilmiĢlerdir.

Bir Osmanlı Ģehri olan Kayseri‟de de Osmanlı Devleti‟nde ki durumun

yansımasını görmek mümkündür. BaĢlangıçta aynı dinden, hatta aynı meslekten

insanların beraber oturdukları farklı mahalleler bulunmaktaydı.91

Ancak zaman

içerisinde ortaklaĢa yaĢanılan karıĢık mahallelerde meydana gelmiĢtir. Özellikle

XVI. yüzyıla gelindiğinde karma mahalleler büyük oranda artmıĢ, gayrimüslimler

cemaat, taife ve zimmî adı altında Müslümanlarla beraber aynı mahallede

oturmuĢlardır.92

Kayseri‟de ortaklaĢa yaĢanılan mahalle ve köylerdeki huzur ve

güvenlikten karĢılıklı olarak Ģikâyette bulunulmamıĢ ve farklı inanç sahipleri

birbirinin sevinç ve üzüntülerini paylaĢabilmiĢlerdir. Evleri, mabetleri hatta iĢyerleri

iç içe olabilmiĢtir.93

Mahallelerde ki etnik yapıyı belirlemenin en kolay yolu Ģehirdeki mimari

eserlerin dağılımına bakmaktır. Çünkü mimari eserler bir mahallenin Müslim

Mahallesi mi yoksa gayrimüslim mahallesi mi olduğunu net bir Ģekilde

göstermektedir. Bu eserler eski saray, çarĢı, han, tekke, camii, kilise gibi yapılardır.

Kayseri‟de Selçuklu Devleti zamanında gayrimüslimler Sivas Kapısı ile Kiçi Kapı

arasındaki alanda ikamet etmiĢlerdir. Zira bu alanda hiçbir Türk eserine

89

G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.18 90

Mehmed Karagöz, “XVI.- XVIII. Yüzyıllarda Kayseri ġehrinin Fiziki Görünümü ve Mahallelerin

Durumu”, s.250-257 91

Nurcan Abacı, Bursa ġehrinde Osmanlı Hukukunun Uygulanması (17.yy), Ankara 2001, s.199 92

M. Akif Erdoğru, “ XVI-XVII. Yüzyıllarda Kayseri Zimmîleri”, s.72 93

M. Keskin – H. Cömert, “XIX. Yüzyıl Sonlarında ve XX. Yüzyıl BaĢlarında Türk-Ermeni

ĠliĢkileri: Kayseri Örneği”, s.283

Page 47: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

36

rastlanılmaması da bunu doğrular niteliktedir. Bu devirde tespit edilen tek Hıristiyan

mabedi olan Ayavasıl Kilisesi‟de burada bulunmaktaydı.94

Osmanlı ülkesinde Müslümanlar ile zimmî unsurları oluĢturan Rum, Ermeni,

Yahudi ve diğer bazı azınlıklar arasındaki münasebetler baĢta Dersaadet olmak

üzere, taĢrada da iyi komĢuluk iliĢkileri Ģeklinde devam etmiĢtir. Buna en iyi örnek

Müslim ve gayrimüslim toplulukların zamanla ortak mahalleleri paylaĢmalarıdır

diyebiliriz. Kayseri Ģehrinde de diğer Osmanlı ġehirlerinde olduğu gibi durum

böyledir. Örneğin 1543‟te Kayseri‟de Hacet, Hasünlü, Hacı Mansur Mescidi,

Samur, Neseb Hatun, Emir Sultan, Hacı Ġvaz mahallerinde, 1583‟te ise Hacı

Mansur, Sasuk, Nesibe Hanım, DerviĢ Bey, Gürcü, Ġslim PaĢa ve Deveci

mahallerinde Müslümanların yanında gayrimüslim varlığına da rastlanmaktadır. 95

XVI. yüzyıl ve XVIII. yüzyıl arasında ise Kayseri‟de Müslümanlarla

gayrimüslimlerin birlikte yaĢadıkları mahalleler Silaldı, Oduncu, Mermerli,

Rumyan, Kiçikapı Sayacı, Karabet, Hacet, Tavukçu, Andronik, Enderlük, Vekse,

Ġstefana ve Tomarza mahalleleridir. Bu durumu yalnızca mahalleyle de sınırlamak

mümkün değildir. Çünkü Kayseri‟ye bağlı Talas, Erkilat, BektaĢ gibi karyelerde de

Müslümanlarla beraber yaĢayan zimmîlerin yoğun olarak bulundukları kadıya

intikal eden davalardan anlaĢılmaktadır.

Türklerin Anadolu‟ya girmesiyle beraber buraların TürkleĢtirilmesi için

Ģehirlere büyük gruplar halinde Türkler iskân edilmiĢtir. Kayseri‟de de iskân

faaliyetleri ile Hıristiyan çoğunluğun yerini Türklerin alması sağlamıĢ ve Kayseri

tam anlamıyla bir Türk Ģehri olmuĢtur. Ancak Kayseri TürkleĢirken kesinlikle

mevcut gayrimüslimler dıĢlanmamıĢ, hatta onların yerleĢim yerlerine vermiĢ

oldukları isimlere dahi saygılı davranılmıĢtır. Kayseri Ģehri kapsamında mahallelerin

isimlerine baktığımızda bu durumu daha net olarak anlaĢılabilir. Rumyan, Andronik,

Arkilat, Vekse, Sasun, Efkere, Enderlük, Gesi gibi yerleĢim yerlerinin halen eski

isimlerini muhafaza etmektedirler.

94

A. AkĢit, “ Selçuklular Devrinde Kayseri ġehrinin Nüfus ve Etnik Durumu”, s.11 95

M. Akif Erdoğru, “ XVI-XVII. Yüzyıllarda Kayseri Zimmîleri”, s.72

Page 48: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

37

Kayseri Müfredat Defteri‟ne göre Kayseri‟de XIX. yüzyılda 75 mahalle

bulunduğu tespit edilmektedir. Bu mahallelerin 36‟sı Müslüman, 2‟si Rum, 17‟si

Ermeni mahallesiydi. Karma olan mahallelerin 8‟inde Müslümanlarla Ermeniler, 3

mahallede Müslümanlarla Rumlar, 8 mahallede Rumlar ile Ermeniler ve sadece 1

mahallede de Müslüman, Rum ve Ermeniler beraber yaĢamaktaydı. XIX. yüzyılda

Kayseri‟de Rum, Ermeni ve Müslimlerle gayrimüslimlerin beraber oturdukları

karma mahallelerin isimleri Ģöyledir:96

TABLO XII

XIX. YÜZYIL KAYSERĠ’SĠNDE ERMENĠ MAHALLELERĠ

Batman Karabet Sınıkcı Genlik

Dader Karakiçi Süleyman Harput

Emirsultan Köyyıkan Tavukcu PuĢegan

Fıruncu Mürekebci Tutak Sayacı

Konaklar

96

Mustafa Keskin, “1247-1277 Tarihli (Kayseri) Müfredat Defterine Göre Kayseri ve Tabi YerleĢim

Yerlerinde Nüfus Dağılımı (1831-1860)” , II. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri

(16-17 Nisan 1998), Kayseri 1998, s.291-298

Page 49: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

38

TABLO XIII

XIX. YÜZYILDA KAYSERĠ’DE KARMA MAHALLELER

Mahalle Müslüman Rum Ermeni

Baldöktü X X

BektaĢ X X

ĠslimpaĢa X X

Güllüki X X

Gürcü X X

Hacı Kasım X X X

Hacı Mansur X X

Hasan Fakih X X

Hasinli X X

Hisayünlü X X

Kiçikapı X X

Oduncu X X

Rumiyan X X

Sasık X X

Selaldı X X

Sisliyan X X

Sultan X X

ġarkiyan X X

Tus X X

Varsak X X

Page 50: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

39

Kayseri‟de bu dönemde iki Rum mahallesi olduğunu daha önce belirtmiĢtik.

Bu iki mahallenin adları Ahi Ġsa Mahallesi ve Mermerlü Mahallesi‟dir. Her üç

grubun ortaklaĢa yaĢadığı tek mahalle ise Hacı Kasım Mahallesi‟dir. XIX. yüzyılda

Kayseri‟ye bağlı köyler ile bu köyleri oluĢturan mahallelere bakıldığında ise toplam

112 köy ve 114 mahalleden 109 köy ve mahallede Müslümanlar, 66 köy ve

mahallede Rumlar, 23 köy ve mahallede ise Ermeniler yaĢıyordu. 7 Mahallede

Müslümanlarla Rumlar, 5‟inde Müslümanlarla Ermeniler, 15 köy ve mahallede

Rumlarla Ermeniler, 1 mahallede ise Müslüman, Rum ve Ermeniler beraber

yaĢamaktaydılar.97

Kayseri‟de yerleĢim yerlerinin etnik özelliklerine bakıldığında Ermenilerin

genellikle Kayseri‟nin merkez mahallelerinde, Rumların ise Kayseri‟ye bağlı

Enderlük, Germir, Talas, Zincidere gibi karyelerde yoğun olarak yaĢadıklarını

görmekteyiz. YerleĢim yerleri hakkında yine dikkat çeken bir durumda Müslim ve

gayrimüslimlerin birçok mahallede karma olarak yaĢamalarına rağmen yalnızca

birer mahallede Müslüman, Rum ve Ermenilere bir arada rastlanılmasıdır.98

II. BÖLÜM: EKONOMĠK HAYAT

A. TĠCARĠ HAYAT

18. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı Devletinin içine düĢtüğü siyasi bunalım

ve komĢularıyla olan savaĢları, Balkanlardaki ayaklanmalar, içerdeki eĢkıyalık

eylemleri, ayanların devlete kafa tutarak bölgelerinde özerk bir yönetim kurmaları

Osmanlı ekonomisini ve dolayısıyla ticaretini de etkilemiĢtir. 19. yüzyıl ortalarına

kadar devam eden iç isyanlar devleti içte ve dıĢta bazı ödünler vermeye zorlamıĢ

böylece siyasi ve ekonomik bunalımlar ortaya çıkmıĢtır. Osmanlı Devleti‟nde bu

geliĢmeler olurken Avrupa da baĢlayan Sanayi Devrimi ve fabrikasyon üretimi de

97

M. Keskin, “1247-1277 Tarihli (Kayseri) Müfredat Defterine Göre Kayseri ve Tabi YerleĢim

Yerlerinde Nüfus Dağılımı (1831-1860)” s.291-298 98

M. Keskin, “1247-1277 Tarihli (Kayseri) Müfredat Defterine Göre Kayseri ve Tabi YerleĢim

Yerlerinde Nüfus Dağılımı (1831-1860)” , s.291-298

Page 51: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

40

Osmanlı‟yı kötü yönde etkilemiĢ ve el tezgâhları yoluyla üretim yapan Osmanlı

esnafı oldukça zor günler geçirmeye baĢlamıĢtır.99

Böylesi bir ortamda memleketin maddi gücü ve insan gücü tükenmiĢtir.

Türkler genel olarak ordu ve yönetimden sorumlu oldukları için ekonomik alanda,

özellikle ticarette, gayrimüslim Osmanlı tebaası etkili olmaya baĢlamıĢtır.100

Gayrimüslimlerin yabancı dil bilmeleri de onlara avantaj sağlamıĢ ve kısa sürede

Osmanlı ekonomik hayatının vazgeçilmez öğesi olmuĢlardır.

Osmanlı Devleti genelinde ekonominin lokomotiflerinden olan

gayrimüslimler Osmanlı Ģehirleri bazında da oldukça etkili olmuĢlardır.

Gayrimüslimlerin ekonomik hayatta ileri oldukları Ģehirlerden biri de Kayseri‟dir.

Kayseri bölgesi eski çağlardan beri ticaretin canlı olarak sürdüğü önemli

merkezlerden biridir. Suriye ve Mezopotamya‟dan baĢka Anadolu‟nun her yeri ile

ticari iliĢkisi olan bir Ģehirdir. Bunda ipek yolu üzerinde kurulmuĢ olması da büyük

oranda etkilidir.101

Kervan ticaretinin önemli uğrak yerlerinden birisi olan Kayseri

de büyük çaplı pazarlar, hanlar ve çarĢılar bulunmaktadır. ġehrin iki büyük çarĢısı

Kapalı ÇarĢı ve Bedesten‟dir.102

Osmanlı Devleti‟nin yaĢamıĢ olduğu ekonomik bunalım Kayserili

tüccarlarını da etkilemiĢtir. Ancak Kayseri tüccar ve esnafı bu durumdan

kurtulmanın yolunu kısa sürede bulmayı baĢarmıĢtır. Bu doğrultuda Kayserili tüccar

19. yüzyılda yabancı ülkelerle olan ticaretini büyük oranda artırmıĢtır. Ayrıca daha

önceden kara ticareti ve kervan yollarının merkezi konumunda olan Kayseri,

99

Ali Tuzcu, “19.yy‟ın BaĢlarından- 20.yy‟ın Ġlk Çeyreğine Seyyahların Gözüyle ve Konsolosluk

Raporlarında Kayseri‟nin Ġktisadi Yapısı”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri

(6-7 Nisan 2000), Kayseri 2000, s.540 100

Musa Çadırcı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı,

Ankara1991, s.9 101

Halil Ġnalcık, “Bursa: XV. Asır Sanayi ve Ticaret Tarihine Dair Vesikalar”, Osmanlı

Ġmparatorluğu Toplum ve Ekonomi, Ġstanbul 1993, s.204; Sebahattin Bayram, “Koloni Çağında

Kayseri‟nin Ticari Hayatı”, I. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (11-12 Nisan

1996), Kayseri 1996, s.36; Hamiyet Sezer, “ ġer‟iyye Sicillerine Göre III. Selim Dönemi Kayseri

ġehri”, s. 463-464; Mehmet ĠnbaĢı, “XVI. Yüzyılda Kayseri‟nin Ġktisadi Yapısı ve Esnaf TeĢkilatı”,

I. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (11-12 Nisan 1996), Kayseri 1996, s.129 102

M. ĠnbaĢı, “XVI. Yüzyılda Kayseri‟nin Ġktisadi Yapısı ve Esnaf TeĢkilatı”, s.132

Page 52: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

41

ticaretin deniz yollarına kaymasıyla kaybettiği önemini de Samsun, Tarsus ve

Mersin limanları aracılığıyla tekrar kazanmıĢtır.103

19. yüzyıl sonlarına gelindiğinde Kayserili tüccarlar Ġstanbul, Ġzmir gibi

liman Ģehirlerinde Avrupalı iĢadamları ile temas kurmuĢlar ve onlarla ortaklıklar

kurarak bayilikler almıĢlardır. Böylece Kayseri‟de büyük mağazalar açarak

getirdikleri malları satmaya baĢlamıĢlardır. Yabancı tüccar ve devletlerin

himayesine giren bu tüccarlar, dıĢarıdan ithal edilen mallara çok düĢük gümrük

vergisi konduğu için kısa sürede zenginleĢmiĢlerdir. Avrupalılar ile ortaklık kuran

bu Kayserili tüccarların büyük çoğunluğunu Rum ve Ermeni milletinden

Kayserililer oluĢturmaktadır. Onların ticarette ilerlemesi Müslüman tüccarların da

ikinci plana düĢmesine sebep olmuĢtur.

Liman ticareti alanında etkili olan Tarsus Ģehrinde 19. yüzyıla ait Ģer‟iyye

sicillerine yansıyan kayıtlarda pek çok Kayserili tüccarın ismi geçmektedir.104

Kayseri, baĢka Ģehirlere açılarak sekteye uğrayan ekonomisini toparlamaya çalıĢmıĢ

ve bunda da baĢarılı olmuĢtur. Hatta Kayseri‟nin 19. yüzyıldaki durumu hakkında

bilgiler veren ünlü seyyah Halil Abbasizade, ticari hayatın zenginliği ve canlılığı

karĢısında Kayseri‟yi “ikinci Ġzmir” ve bir “iskele” olarak nitelendirmektedir.105

103

ġaban Bayrak, “18-19. yüzyılda Kayseri‟nin Ticari Hinterlandı”, IV. Kayseri ve Yöresi Tarih

Sempozyumu Bildirileri (10-11 Nisan 2003), Kayseri 2003, s.73-74 104

Tarsus ġer‟iyye Sicilleri, 292-2-1, 292-15-1, 293-17-1, 287-9-1, 295-11-2, 290-8-1 105

Üçler Bulduk, “ Halil Abbasizade‟ye Göre XIX. yy‟da Kayseri”, II. Kayseri ve Yöresi Tarihi

Sempozyumu Bildirileri ( 16-17 Nisan 1998), Kayseri 1998, s.97

Page 53: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

42

TABLO XIV

TARSUS’TA FAALĠYET GÖSTEREN KAYSERĠLĠ TÜCCARLAR

Sayı Ġsim Geldiği Yer YerleĢtiği Yer Defter

No

Sayfa

No

1 Artin Kayseri 292 2

2 Terzi Artin Kayseri Günhanı(Tüccar) 292 15

3 Yorki Kayseri ġabanağa Hanı 293 17

4 Sihak v. Meledos Kayseri - 293 16

5 Agob v. Bogos Kayseri - 293 5

6 Bedros v. ġeref Kayseri - 291 4

7 Talaslı Manos Talas 287 9

8 Semetoğlu Bedros Kayseri 287 1

9 Toros v. Artin Kayseri Devecizadehan 295 11

10 Ağız b. Hanım Kayseri Zimmiyan 295 11

11 Yovan v. Abraham Talas - 290 8

12 Arslan Talas Kefre Karyesi 297 17

Kayserili Gayrimüslim tüccarların ticari aktivitede bulundukları yerler

yukarıda da bahsedildiği üzere ağırlıklı olarak liman Ģehirleridir. Ancak bu durum

sadece Ġstanbul, Samsun, Ġzmir, Tarsus gibi Ģehirler ile ticaret yapıldığı anlamına da

gelmez. Anadolu‟nun ortasında yer alan Çankırı, Çorum, Tokat, Erzurum,

Kastamonu, Karaman, Yozgat gibi yerler ile de Kayseri‟nin yoğun bir ticari iliĢkisi

bulunmaktadır. Ömer Demirel‟in Çorum tüccar ve esnafının borç-alacak iliĢkilerini

incelediği makalesinde tespit ettiği üzere 11 tüccarın 5‟i Çorum‟da ticari faaliyette

Page 54: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

43

bulunan Kayserili tüccarlardır. Bu kiĢilerden sadece tüccar Ġbrahim Ağa

Müslümandır. Diğerleri ise gayrimüslim Kayserili tüccarlardır. Çorum‟da ticaret

yapan Kayserili tüccar Mihail veled Yasef ve ortağı Kayserili Bedros‟un 50.906

kuruĢ, Talaslı tüccar Hacı Abraham‟ın 40.006,20 kuruĢluk malvarlıkları olması da

bu kiĢilerin ticari güçlerinin ileri düzeyde olduğunu göstermesi bakımından son

derece önemlidir.106

Ġncelenen Ģer‟iyye sicilleri içerisinde mesleği belli olan Kayserili

gayrimüslim sayısı 57 kiĢidir. Bunlardan 16 kiĢi ticaretle meĢgul olmaktadır.

Tüccarların 12‟si aslen Kayserili, 4‟ü ise Tokat, Erzurum, Diyarbakır ve Acem

Ernenisi olan tüccarlardır. Kayseri Ģer‟iyye sicillerinde tespit edilen tüccarlara

Tarsus ve Çorum‟da ticaret yapan Kayserilileri de katarsak bu sayı 33‟e

ulaĢmaktadır.

Kayseri tüccar ve esnafının veya genelde Kayserililerin tarihi geçmiĢlerine

bağlı olarak, geniĢ bir coğrafya ile yoğun bir iktisadi iliĢkiye girdikleri kaynaklara

yansımıĢtır. Bu durum tüccar ve esnafın farklı Ģehirlerde bizzat kendileri veya

ortakları aracılığı ile kurmuĢ oldukları ticari iliĢkiler Ģeklinde olmaktadır.

Kayserili tüccarlardan Talas karyesinde ikamet eden Gülabi veled Gülbeg,

Kayseri merkez olmak üzere Ġzmir, Erzurum, Gürün, Yozgat, Sivas, Karahisar-i

Ģarki gibi merkezler baĢta olmak üzere birçok köy ve Ģehirle ticaret yapmaktadır.

Aynı zamanda tüccar ve esnafın da en zengini olan Gülabi veled Gülbeg, 200.000

kuruĢluk mal varlığına sahiptir. Kitre, yapağı ve penbe ticareti yanında tefecilikte

yapmaktadır.107

Ticari iliĢkileri dolayısıyla gittikleri Ģehirlerde vefat eden tüccarlar dahi

bulunmaktadır. Talaslı Serkiz Karamandaki odasında vefat etmiĢtir.108

Yine

106

Ömer Demirel, “Çorum Esnaf ve Tüccarının Mal Varlıkları ve Borç-Alacak ĠliĢkileri”, Osmanlı

Dönemi Çorum Sempozyumu (28 Eylül- 3 Ekim 2004), s.101 Bkz. Tablo I 107

Ömer Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafının Borç-Alacak ĠliĢkileri”,

IV. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (10-11 Nisan 2003), Kayseri 2003,

s.140,145; KġS, 208, s.60-61 108

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafının Borç-Alacak ĠliĢkileri”,

s.146

Page 55: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

44

Kayserili Toros veled Artin, Devecizadehanı‟nda109

ve Yorki adlı zimmî110

de

Tarsus‟ta, Tücar Emirhan Edirne‟de111

, Agya v. Sava Kastamonu‟da112

, Dülger

Karabet v. Murat Ġstanbul‟da vefat eden bazı Kayserili tüccarlardır. Ayrıca Kayserili

tüccarların baĢka Ģehirlerde tüccarlık yaparken ölmelerine karĢın aynı Ģekilde Tokat,

Erzurum gibi yerlerden gelerek Kayseri‟de hanlarda kalarak tüccarlık yapan ve

buralarda ölen gayrimüslimlerde vardır. Ancak bu kiĢiler çok zengin olmayıp

yalnızca kendi geçimleri için çalıĢanlardır. Örneğin aslen Tokatlı olan Ayvaz nam

zimmî Kayseri‟de vefat etmiĢ ve 17 kuruĢluk mal varlığı da Beytü‟l-mala

kalmıĢtır.113

Kayserili tüccarlar, Ģehrin konumu dolayısıyla Anadolu‟nun birçok yeri ile

bağlantı içerisindedir. Kayserili tüccarların satın alıp getirdikleri veya yabancı

tüccarların Kayseri‟ye getirip sattıkları mallar, üretim merkezleri açısından

incelendiğinde de geniĢ bir coğrafya ile bağlantıları ortaya çıkmaktadır. Ġngiltere,

Fransa, Rusya, Amerika, Venedik, Trablus, Mısır, Kıbrıs, Girit, Sakız, ġam,

Diyarbakır vb. ülke ve merkezlerde üretilen mallar Kayseri‟de satılmak suretiyle

kullanılmaktadır.114

DıĢ ülkeler ile Kayseri arasındaki ticari iliĢkilere bir örnek verirsek, 1269

Kayserili Boyacı Karabet, Erzurum‟a yerleĢerek buradan Rusya ile ticarette

bulunmaktadır. Aynı zamanda Rusyalı Kirko ile de müĢtereken ticari faaliyetlerini

gerçekleĢmektedirler.115

Tespit edilen belgelere bakıldığında Kayserili gayrimüslimlerden mesleği

tüccarlık olanların zaman zaman ticari ortaklıklar kurma yoluyla da faaliyetlerde

bulundukları anlaĢılmaktadır. Talas Karyesi‟nden Hendioğulları Agob ve Mardolos

veladan Toros adlı zimmî kardeĢler ortak olarak kumaĢ ticareti yapmaktadırlar.

Ayrıca yatırımlarını da yine kardeĢ olmaları hasebiyle beraber

109

Tarsus ġer‟iyye Sicili 295-11-2 110

TġS 293-17 111

KġS 181-100-201 112

KġS 186-289-635 113

KġS 191-13-42 114

Ö. Demirel ,“Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafının Borç-Alacak ĠliĢkileri”, s.146 115

ġ. Bayrak, “18-19. yüzyılda Kayseri‟nin Ticari Hinterlandı”, s. 74; BOA. HR.MKT.60/78

Page 56: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

45

gerçekleĢtirmektedirler. Ancak daha sonra ortaklıklarının bozulmasından dolayı

malların ayrımı amacı ile mahkemeye baĢvurmuĢlar, çoğunluğunu ev ve bağların

oluĢturduğu gayrimenkuller kadı mahkemesi tarafından paylaĢtırılmıĢtır.116

Yine bu

belgenin devamında yer alan ikinci bir kayda göre Agob, kardeĢini Ģirket malından

olan 830 kuruĢ değerinde Halep alacası, setari gibi çeĢitli mallar ve Ģirket parasını

zapt ettiği için de dava etmiĢtir. Ama bunu ispat edemediği için mahkeme tarafından

reddedilmiĢtir.117

ĠĢ ortaklıklarında bazen farklı bir ortaklık uygulamasının olduğunu

görmekteyiz. Buna göre bir taraf sermayeyi ortaya koymakta, diğer taraf ise iĢleri

yürütmektedir. Emek- sermaye ortaklığı anlamındaki bu tür iliĢkilere mudarabe adı

verilmektedir. Bu Ģekilde iĢ yapan kiĢiler elde ettikleri karlarını da aralarında

belirledikleri orana göre paylaĢırlardı.118

Sınıkçı mahallesinden Bodos ile Ebustol

zimmîler tüfek ticareti konusunda ortak olmuĢlardır. Bodos gerekli olan parayı

sağlamıĢ, Ebustol ise tüfeklerin Ġzmir‟e gönderilmesini ve satılmasını sağlamıĢtır.

Ancak satıĢta zarara uğradığını iddia eden Bodos, Ebustol‟dan zararının telafisini

istemiĢtir. Ancak mahkeme Ģahitlere baĢvurmuĢ ve durumu tespit ederek Bodos‟un

haksızlığına karar vermiĢtir.119

Bu belge aracılığı ile ilginç bir durumda ortaya

çıkmaktadır. Ġslam hukuku gereği gayrimüslimlerin silah bulundurmaları bazı özel

durumlar dıĢında yasak olmasına rağmen, tüfek ticaretinde bulundukları ve bunu

meslek edindiklerini dahi görmekteyiz.

116

KġS 186-486-221 117

KġS 186-486-222 118

Kenan Ġnan, “Trabzon ġer‟iye Sicillerine Göre 17. Yüzyıl Ortalarında Borç- Alacak ĠliĢkileri”,

Ġslamiyat, II, Sayı 4, Ekim-Kasım 1999, s.97 119

KġS 191-55-123

Page 57: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

46

TABLO XV

KAYSERĠ ġER’ĠYYE SĠCĠLLERĠNDE TESPĠT EDĠLEN TÜCCARLAR

Sıra Ġsim YerleĢim Yeri Defter No Sayfa No Belge No

1 Bogos ve Ģeriki

Ebustol zimmîler

Sınıkçı

Mahallesi

191 55 123

2 Aslen Diyarbakırlı

bir zimmî Artin

--- 188 118 298

3 Fermanoğlu Orabil

veled Yorki

Oduncu 186 80 184

4 Agob veled Malagor Süleyman 178 21 28

5 Barsıh oğlu Barsıh --- 176 54 120

6 Emirhan Sayacı 181 100 201

7 Ohannis veled

Karabet ve Ģeriki Ġsa

veled Bedros

Tavukçu 176 20 48

8 Gülabi veled Gülbeg --- 208 10-11 60

9 Serkiz veled Kiferok --- 208 113

10 Agob veled Toros

ve Ģeriki Mardos

veled Toros

Talas 186 486 222

11 Manik Oduncu 186 251 543

12 Karabet v. Murat Efkere 183 28–29 40

13 Ağya v. Suzek ġerefyan 186 289 635

19. yüzyılda Kayseri bölgesinde ileri olunan üretim dalları, deri ve sahtiyan

iĢlemesi, kilim ve cicim dokumacılığı, yazma ve yemeni yapımı, ipekten halı ve

seccade dokumacılığı, pastırmacılık, cehri120

ve güherçiledir121

. 1850‟lerde ayakkabı

yapımında kullanılan sarı Kayseri sahtiyanı, debbağhanelerde iĢlenen deriler,

120

Cehri: Boya yapımının ana maddesi. 1841‟de 200.000 okka, 1842‟de 350.000, 1843‟de 500.000,

1849‟da 400.000 ve 1850‟de 560.000 okka cehri Kayseri‟den Avrupa‟ya ihraç edilmiĢtir. 121

Güherçile: Barut ve patlayıcı madde yapımında kullanılan potasyum nitrat.

Page 58: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

47

Erzurum Öküzü olarak bilinen büyük baĢ hayvanların kesildiği salhanelerden elde

edilen etlerden yapılan pastırma, eyer, basmahanelerde iĢlenen bez ve kumaĢlar her

tarafa gönderilen Kayseri‟nin ihraç malları olmuĢtur.122

Kayseri‟de imal edilen

ayakkabı derileri Romanya‟ya dahi ihraç edilmiĢtir.123

Tereke kayıtlarında geçen Diyarbakır alacası, Kuveyt bezi, Tokat havlusu,

Musul pamuğu, Tosya kuĢağı, Halep kuĢağı gibi tabirlerden Kayseri‟ ye birçok

yerden ticari malların geldiğini de anlamaktayız.124

B. MESLEKLER

Ġnsanlar, ihtiyaçlarının tamamını tek baĢlarına karĢılama gücünden yoksun

olduklarından bu ihtiyaçlarını gidermek için baĢka bireylerin üretimine bağlı

durumdadırlar. Bu durumda toplumda iĢ bölümü zorunlu hale gelmektedir. Ġnsanlar

böylece farklı Ģeyleri üreterek çok farklı Ģeyleri de tüketebilmektedir. Dolayısıyla

kiĢiler ürettiklerine ve üstlendikleri sosyal rollere nispetle çeĢitli meslekler

edinmiĢlerdir.125

Müslüman olmayan halk Osmanlı Devleti‟nde ve Kayseri de özellikle ticari

hayata egemen olmuĢtur. Bunda gayrimüslimlerin ticari yetenekleri ve gelenekleri

ön planda olmakla beraber Müslümanların sanat ve ticareti pek makbul iĢlerden

saymaması da etkili olmuĢtur.126

Zimmîlerin en çok rağbet ettikleri meslekler hekimlik, kuyumculuk,

tüccarlık, mimarlık ve diğer el sanatlarıyla ilgili iĢlerdi.127

Bu mesleklerin dıĢında

122

Ü. Bulduk, “ Halil Abbasizade‟ye Göre XIX. yy‟da Kayseri”, s.97; Bruce McGowan, “Tüccar ve

Zanaatkârlar”, Osmanlı Ġmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, II 1600-1914, Ġstanbul

2004, s.828, 855 123

Donald Quataert, “19. Yüzyıla Genel Bir BakıĢ”, Osmanlı Ġmparatorluğu’nun Ekonomik ve

Sosyal Tarihi, II 1600–1914, Ġstanbul 2004, s.893 124

Kayseri ġer‟iyye Sicilleri 191–110–229; 188–118–298; 176–34–75 125

H. Erten, Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.28 126

Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.217 127

Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s. 227

Page 59: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

48

gayrimüslimler Müslümanların yaptığı hemen hemen tüm iĢlerde de

çalıĢmıĢlardır.128

XIX. yüzyılın ilk yarısında Kayseri‟de gayrimüslimlerin icra ettikleri zanaat

ve ticaret dallarını incelediğimizde kuyumculuk, kalaycılık, pastırmacılık, tüccarlık,

dökmeci gibi iĢlerde daha etkili oldukları görülmektedir. Seyyah Halil Abbasizade

ise Kayserili gayrimüslimlerin sarraflık, pastırmacılık, kereste iĢleri ve

değirmencilik yapmakta meĢhur oldukları bilgisini vermektedir.129

TABLO XVI

1831 TARĠHLĠ NÜFUS KAYITLARINA GÖRE KAYSERĠ’DE HIRĠSTĠYAN

(RUM - ERMENĠ) MESLEKLERĠ

Abacı Amele Astarcı Atar Bağcı Bakırcı Bakkal

Balıkçı Baltacı Basmacı Berber Bezzaz Bezirgân Bıçakcı

Bohçacı Boyacı Çadırcı Çakıcı Çalgıcı Çerçi Çilingir

Çizmeci Çölmekçi Çubukçu Çulhacı Değirmenci Dellal Demirci

Dikici Doğramacı Dökmeci Duhancı Dülger Eğerci Ekici

Gazar Gazaz Haffaf Hamamcı Hekim Hizmetkâr Hurdacı

Ġmameci Ġplikçi Ġğneci Kahveci Kalaycı Kaltakçı Kasap

Kavcı Kavukçu Kazancı Kelleci Keresteci Kundakçı Kuyumcu

Külahçı Kürkçü Manav Muallim-

i sıbyan

Muytapçı Mübayacı Müstecir

NakkaĢ Nalband Nalçacı Oymacı Palancı Papaz Papuçcu

Pastırmacı Pekmezci Pençeci Postalcı Sandalcı Sarraf Savakçı

Semerci Simsar Sirkeci Sıvacı Tacir Tarakçı TaĢçı

Tellak Terzi Tutkalcı Tüccar Tüfekçi Urgancı Yağlıkçı

Yapıcı Yemenici Zanbıkçı Ziraatçı

128

Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s. 224-225 129

Ü. Bulduk, “ Halil Abbasizade‟ye Göre XIX. yy‟da Kayseri”, s.97

Page 60: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

49

1800–1850 yıllarına ait Kayseri Ģer‟iyye sicillerine yansımıĢ olan davalardan

tespit edebildiğimiz mesleği belli olan gayrimüslim sayısı 57‟dir Farklı meslek

gruplarından olan bu kiĢilere bakıldığında 27 değiĢik meslek bulunmaktadır.

Bunlardan bazıları kuyumculuk, kasaplık, abacılık, pastırmacılık, tüccarlık ve

tütüncülükdür.

TABLO XVII

KAYSERĠ GAYRĠMÜSLĠMLERĠ MESLEKLERĠ

Sayı Defter No Meslek KiĢi Adı Mahallesi

1 186/486/222 Tüccar(ortak) Agob v. Toros,

Mardos v. Toros

Talas

2 186/226/502 Kalpakçı Kirok v. Vasil Oduncu

3 188/14/36 Çerçi Bali v. Havnur ġerefyan

4 191/110/229/ Kuyumcu Garabet

5 191/62/135 Papuçcu Bedros v.Toros Karabet

6 191/62/136 Kasap Karabet Germir

7 191/53/123 Çömlekçi Yasef Sınıkçı

8 191/55/123 Tüfek Tüccarı Bogos

Ebustol (ortak)

Sınıkçı

9 178/70/124 Basmacı Garabet Caferbey

10 188/71/186 Kasap Garabet Sınıkçı

11 188/76/1198 Dökmeci Horobil v. Kumru ĠslimpaĢa

12 188/76/198 Terzi Kaplan oğlu

Kaplan

ĠslimpaĢa

13 188/76/198 Tütüncü Garabet ĠslimpaĢa

14 188/85/222 Dökmeci Belayan Talas

15 188/86/223 Kazaz _____ Kiril

16 188/86/225 Dökmeci Ġsa Oduncu

17 188/86/226 Kürekçi Vasıl Germir

Page 61: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

50

18 188/87/227 Pastırmacı Ağya v. Manuk Hacıkasım

19 188/94/243 Kürkçü Marat v. Anastas ġerefyan

20 188/94/243 Düvenci Gumru v. Guyabil ġerefyan

21 188/118/298 Tüccar - An-asl

Diyarbakır

22 186/80/184 Tüfekçi(ortak) Fermanoğlu Orabil

v. Yorki

Oduncu

23 186/352/780 Abacı Bodos Karaca

24 181/86/171 Abacı Danil Tos

25 181/100/201 Tüccar Emirhan Sayacı

26 176/54/120 Tüccar Barsıh oğlu Barsıh ___

27 176/20/48 Tüccar(ortak) Ohannis v.

Garabet, Ġsa

v.Bedros

Tavukçu

28 178/20-21/28 Tüccar Abob v. Malagor Süleyman

29 189/34/73 Keresteci Yorgi

30 189/34/73 Kuyumcu Yumak

31 186/255/552 Kuyumcu Acı Halik Tolcan

32 186/255/552 Kuyumcu Garabet

33 186/160/361 Terzi Acı v. Abraham Emir

Sultan

34 186/142/320 Kalaycı Ohannis

35 186/136/306 Külhancı Artin v. Kaspar Rumyan

36 186/73/128 Abacı Yusan v.Sefer Germir

37 183/28-29/40 Dülger Garabet v. Marat Efkere

38 192/47/1 Tütüncü Agob

39 192/47/1 NakkaĢ Makaryos

40 180/40/1 Kalpakçı Agob v. Acı

Garabet

Tavukçu

41 189/14/31 Pastırmacı Kirkor Salman

Page 62: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

51

42 189/37/83 Tütüncü Vasıl

43 186/75/175 Kuyumcu Salman v. ArĢon Ahi Ġsa

44 204/70-71 Bezzaz(ortak) Danyel v. Agob

Kirkor v. Artin

-

45 208/10-11/60- Tüccar Gülabi v. Gülbeg

46 191/110/229 Çırak Artin

47 196/184-186 NakkaĢ Yakop v. Avorik ĠslimpaĢa

48 208/113 Tüccar Serkiz v. Kiferok

49 186/250/543 Tüccar Manik

50 191/18/54 Terzi Serkis v. Barsık Tavukçu

51 191/18/54 Terzi Çırağı Karabet v. Uğurlu Tavukçu

52 188/75/196 Tüccar

Kigork v. Kirkor Sekikuyu

53 191/19/57 Sarraf Serkiz v. Kivrik Tekkeönü

Rum ve Ermeniler daha öncede belirttiğimiz gibi tüccarlıkta oldukça

maharetli ve ön planda idiler. Bu yüzden tüccarlık yapanların çoğunlukta olması da

beklenen bir sonuçtur. Kuyumculuk ise daha çok Ermeniler arasında yaygın bir

meslektir. Buda o alandaki yetenek ve geleneklerinin bir uzantısıdır. Bunun dıĢında

birçok meslekte gayrimüslimler faaliyetlerde bulunmuĢlardır.

Kayseri gayrimüslimleri Osmanlı genelinde de olduğu üzere istedikleri gibi

meslek edinebilmiĢler, ekonomik faaliyetlerde bulunmuĢlardır. Ġcra ettikleri

meslekler göz önüne alındığında da her türlü mesleği rahatlıkla yapabilmiĢler ve bir

kısıtlamaya maruz kalmamıĢlardır. Sadece Müslümanlarla olan ticaretlerinde

Ġslam‟a göre yasak olan malları Müslümanlara satmaları yasaklanmıĢtır.

Page 63: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

52

C. MAL VARLIĞI

Osmanlı döneminde herhangi bir kiĢi öldüğünde, eğer mirasçıları arasında

anlaĢmazlık çıkarsa veya mirasçılar herhangi bir nedenle mahkemeden bir belge

alma gereğini duyduklarında, kadı ölen kiĢinin malvarlığının dökümünü çıkarırdı.

Mahkemelerin kentlerde olması nedeniyle terekeler daha çok kentli nüfusun

servetlerini yansıtmaktadır. Zaten büyük zenginlerde kentliler arasından

çıkmaktadır. Kırsal kesimde oturan, geçimini tarımla sağlayanlar arasında çok

büyük zenginlere rastlanmaz.130

Tereke kayıtları, öncelikle ölen kiĢinin kimlik ve tüm mal varlığının cins,

adet ve fiyat açısından tespiti ile varislere dağılımını göstermektedir. Aynı zamanda

bu defterlerden kiĢilerin mesleki özellikleri, borç-alacak iliĢkileri ve dönemin ticari

hayatı hakkında bilgilere ulaĢılmaktadır.131

Ancak hiçbir zaman bir tereke kaydının

o kiĢinin serveti hakkında kesin bilgiler verdiğinden emin olamayız. Çünkü kiĢilerin

servetlerinin sadece bir kısmı kadı önüne getirilmiĢ olabileceği gibi, mahkemeye

gelmeden önce olabilecek herhangi bir olay nedeniyle de yanıltıcı durumlar ortaya

çıkabilmektedir.132

Osmanlı Devleti‟nde servet kaynakları askeri sınıfın, yani sultanla iliĢkisi

olan sınıfın kontrolündedir. Tımar, mülk ve vakıf yoluyla toprağın askeri sınıfın

kontrolünde olması gibi zamanla ticaret ve sanatlarda da askeri sınıf mensuplarını

görmek mümkündür. Halil Ġnalcık ekonomik hayatta askeri sınıfın denetimi

olmasını sivil toplumun geliĢememesi ve sosyal sınıfların geliĢmesini sağlayan

130

ġevket Pamuk, “Osmanlı Zenginleri Servetlerini Nasıl Kullanıyorlardı?”, Osmanlı Bankası ArĢiv

ve AraĢtırma Merkezi www. obarsiv.com.tr 131

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”, s.

139 132

ġ. Pamuk, “Osmanlı Zenginleri Servetlerini Nasıl Kullanıyorlardı?”

Page 64: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

53

serbestliğin olmamasının nedeni olarak aktarmaktadır.133

Zenginlik açısından askeri

sınıftan sonra ise ticari faaliyetleri yürüten esnaf ve tüccarlar gelmektedir.134

Terekeleri kayda geçirilmiĢ olan gayrimüslim Kayserililerin toplam

servetleri 161.946 kuruĢtur. Bu miktarın 142.600 kuruĢluk kısmı erkeklere, 19.346

kuruĢluk kısmı ise kadınlara aittir.

Mal varlıkları açısından elimizdeki 28 kayıt içerisinde en zengin olan kiĢi

59.262 kuruĢluk mal varlığına sahip olan Abraham v. Yordan‟dır.135

33.419 kuruĢ

mal varlığı bulunan Toros v. Emirhan‟da136

diğer bir Kayserili zengindir. Aynı

tereke gurubu içerisinde en düĢük mal varlığının sahibi ise aslen Tokatlı olup ta

Kayseri‟de Künbet Hamamında kalırken ölen 17 kuruĢluk mal varlığına sahip olan

Ayvaz nam zimmîdir.137

Osmanlı genelinde olduğu gibi Kayseri‟de de kadınlar aynen erkekler gibi

mal sahibi olabilmekteydiler. Mevcut terekeler içerisinde gayrimüslim kadınlara ait

kayıtların da bulunması bunu destekler niteliktedir. Ġncelediğimiz dönemde 4 kadın

terekesi tespit ettik. Bu kadınlarda en yüksek mal varlığına sahip olanı 11300

kuruĢluk mal varlığı ile Enzeran veledet Ohan‟dır.138

Davud Mahallesinde

oturmakta olan Anna veledet Agob139

2390 kuruĢ, Killik Mahallesinden

Hürmüsemmi veledet Mardos140

ise 434 kuruĢluk bir servete sahiptir.

133

Halil Ġnalcık, “Eyüp Sicillerinde Toprak, Köy ve Köylü”, 18.yüzyıl Kadı Sicilleri IĢığında

Eyüp’te Sosyal YaĢam, Ġstanbul 1998, s.9-14 134

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”,

s.140; Ö. Demirel,”Tereke Kayıtlarına Göre Çorum Tüccar ve Esnafının Borç-Alacak iliĢkileri”,

s.93 135

KġS 210-97-253 136

KġS 188-50-137 137

KġS 191-13-42 138

KġS 186-277-602 139

KġS 186-210-468 140

KġS 186- 81- 186

Page 65: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

54

TABLO XVIII

Sayı Ġsim Mal Varlığı Sicil No Sayfa No Belge

No

1 Toros v. Emirhan 33.419 188 50 137

2 Bali v.Havnur 450 188 14 36

3 Ġstefan v.Nolet 16.290 191 111 229

4 Acı baba v. Minas 2.000 185 116 242

5 Acem Ermenisi Artin 45,5 188 56 154

6 Hürmüsemmi v. Madros 434 186 81 186

7 Ohannes v.Agya 2.363 181 142 293

8 Bodos v. Ġstoro 490 176 34 75

9 Agob v. Malagoz 2.000 178 21 28

10 Karebet v. Serkiz 1.222 186 142 320

11 Yorgi nam zimmî 2.238 191 26 64

12 Ayvaz nam zimmî 17 191 13 42

13 Selman 3.160 186 75 175

14 Ohannes v. Mıgırdıç 1.568 186 335 737

15 Erzurumlu Ayvaz zimmî 42,5 186 260 566

16 Anna veledet Agob 2.400 186 210 468

17 Aslen Diyarbakırlı… 89 191 31 79

18 Enzeran veledet Ohan 11.300 186 277 602

19 Karabet 321 186 229 508

20 Abraham v. Yasef 1.540 208 122 324

21 Bedos v. Abraham 2.500 198 141 132

22 Abraham v. Yordam 59.262 210 97 253

23 Yovan v. Abraham 3.600 210 24 65

24 Agob 5.100 198 143 140

25 Vasil binti Gözme 5.212 196 101 192

26 Basmacı Vartan 326 193 21 47

27 Serkiz v. Toros 2.779 198 129 107

28 Ağya v. Yasef 1.778 188 75 193

Page 66: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

55

TABLO XIX

KAYSERĠ GAYRĠMÜSLĠMLERĠNĠN ZENGĠNLĠK ARALIĞI

0-1000 1001-2000 2001-5000 5001-

10.000 10.000+ Toplam

KiĢi % KiĢi % KiĢi % KiĢi % KiĢi % KiĢi %

9 32 6 21 7 25 2 7 4 14 28 100

Ġncelediğimiz dönemde Kayseri tüccar ve esnafının borç-alacak iliĢkilerini

inceleyen Ömer Demirel, oldukça zengin olduklarını söyleyebileceğimiz 12

gayrimüslimin terekesi tespit etmiĢtir. Bu kiĢilerden Hacı Agob 237. 467 kuruĢluk,

Gülabi v. Gülbeg ise 200.000 kuruĢluk mal varlıkları ile dikkat çekmektedir. 12

gayrimüslimden serveti 10.000 kuruĢun altında olan sadece 3 kiĢi bulunmaktadır. 9

Kayserili gayrimüslimin mal varlıkları ise 20.000-50.000 kuruĢ aralığındadır.141

Ömer Demirel‟in bu tespitleri ve Çankırı, Çorum, Sivas, Trabzon, Mardin tüccar ve

esnaflarının mal varlıklarını ve borç-alacak iliĢkilerini incelediği diğer çalıĢmaları

vasıtası ile Kayserililerin belirgin bir zenginlik farkına sahip olduğunu

söyleyebiliriz.142

Gayrimüslimlerin mal varlıklarını terekelerde yer alan tutarları üzerinden Ģu

ana kadar değerlendirmeye çalıĢtık. Bu meblağların içeriğinde neler olduğuna

bakarsak ilk dikkat çeken gayrimenkullerdir. Birçok tereke sahibinin mülkü

bulunmaktadır. Gayrimenkuller arasında en çok menzil yani evlere

rastlanılmaktadır. Tereke sahiplerinden 17 kiĢinin, genellikle değerleri de yüksek

olan evleri vardır. En yüksek değer biçilen ev 20.000 kuruĢ ile Abraham v.

Yordam‟a143

aittir. Bodos veledi Yasef‟in144

ġerefyan mahallesinde bulunan 320

kuruĢluk evi ise en düĢük değere sahip evdir. Bazı Kayserili gayrimüslimlerin de iki

141

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”,

s.148-150 142

Ö. Demirel, “Trabzon Tüccar ve Esnafının Mal Varlıkları Ġle Borç-Alacak ĠliĢkileri (1800-1840)”,

Karadeniz Tarihi Sempozyumu (25-26 Mayıs 2005), I, Trabzon 2007, s.385 143

KġS 210- 97-253 144

KġS 191- 56

Page 67: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

56

evleri olduğunu görmekteyiz. 2.600 ve 300 kuruĢluk iki evi olan Artin v. Kirkor145

ve Acı baba v. Minas146

bu kiĢilerdendir. Tereke kayıtlarında eve rastlanmayan 11

kiĢinin ise kirada oturduklarını söylemek mümkündür.

GRAFĠK I

TEREKELERE GÖRE EV SAHİPLİĞİ

61%

39%

0%0%

Ev Sahibi Olanlar

Evi Olmayanlar

Ev sahibi olmayanlara bakıldığında bunların genellikle baĢka Ģehirlerden

gelerek Kayseri‟de ticaret yapan kiĢiler olduğu ortaya çıkmaktadır. Zaten bunların

bir handa konaklarken öldükleri görülmektedir. Belki geldikleri Ģehirlerde evleri

vardır ama bunlar terekelere yansıtılmamıĢtır. Bu kiĢilerin mal varlığını, öldüğü

vakit üzerinde bulunan cüzi miktarlardaki para ve eĢyalar oluĢturmaktadır. Ticaret

için Kayseri‟de bulunan ve hanlarda ölen kimselerin mal varlıkları da bu sebeple

oldukça düĢüktür. Hatta çoğunlukla mirasçıları dahi çıkmamakta ve mal varlıkları

Beytü‟l-mala kalmaktadır. Bu kiĢiler kendi çaplarında çok küçük ticari aktivite

içerisinde olan gayrimüslimlerdir diyebiliriz BaĢka Ģehirlerden Kayseri gibi büyük

bir ticari hinterlanda sahip bir yere gelerek geçimlerini sağlama gayretinde

olmuĢlardır.

145

KġS 193-21-48 146

KġS 185-116-242

Page 68: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

57

Gayrimenkul mal varlıkları içerisinde evden sonra bağ, dükkân gibi mülkler

gelir. Kayseri bağları ile ün yapmıĢ olması dolayısıyla kiĢilerin mal dökümlerinde

bağlar, tarlalar ve arsalar da bulunmaktadır. Birde ticari aktiviteye paralel olarak

dükkânları olanlar vardır. Gayrimenkul varlıkları arasında dükkânı olanlar da

esnaflık yapan kiĢilerdir.

Mal varlığı içerisinde bulunması gereken nakit paralara ise çok az

rastlanılmıĢtır. Bu durumun iki sebebi olabilir. Ġlki, paranın aktif halde ticaret ve mal

üretiminde kullanılması, ikincisi ise mirasçıların ölenin nakit mevcudunu kadıdan ve

birbirlerinden gizleme ihtimalleridir.147

Gayrimüslimlerin mal varlıkları arasında gayrimenkul dıĢında giyim-kuĢam,

ev eĢyaları, çeĢitli hayvanat, ziynet eĢyaları, baĢka Ģahıslarda olan alacakları ve

mesleklerine göre değiĢiklik gösteren dükkân alet ve edevatları bulunmaktadır.

Gayrimüslim terekelerinde giysi ve kumaĢlara fazlaca rastlanılmaktadır.

Bunda, gayrimüslimlerin genellikle köylerde ziraat ve hayvancılık yapmak yerine,

Ģehirdeki iĢ yerleri ile meĢgul olmaları etkili olmaktadır. Zaten genel olarak Ģer‟iyye

sicillerindeki tüm kayıtlara bakarsak Müslümanların genellikle tarla, bağ, bahçe

anlaĢmazlıklarını, gayrimüslimlerin ise daha çok dükkân, nakit para, borç-alacak

içerikli davaları mahkemeye taĢıdıkları görülmektedir. Bu da gayrimüslimlerin

taĢınır mallarda ve sermayede daha zengin olduklarını ve hayatlarını bunlar üzerine

kurduklarını gösterir.148

147

Ö. Demirel, “Çorum Esnaf ve Tüccarının Mal Varlıkları ve Borç-Alacak iliĢkileri”, s.96 148

Mehmet YetiĢgen, “Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun Son Döneminde MaraĢ Sancağındaki Ermenilerin

Ekonomik Durumları ve Yönetimdeki Yerleri”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, III, Kayseri

2007, s.104

Page 69: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

58

D. BORÇ-ALACAK ĠLĠġKĠLERĠ

Borçlar hukuku, kiĢiler arasındaki iliĢkilerden doğan borç ve alacakları

düzenleyen bir medeni hukuk dalıdır.149

Osmanlı Devleti‟nde gayrimüslimler, kendi

aralarında borçlar hukuku açısından tam bir serbestliğe sahiptiler. Ancak

Müslümanlarla girdikleri borç iliĢkilerinde domuz eti, Ģarap, Müslüman köle satıĢı

ve benzeri konularda kısıtlamaya tabi idiler. Müslümanlarla bu mallara iliĢkin

sözleĢme yapamazlar veya faiz Ģartı koyamazlardı.150

Bu kısıtlamalar bu dönemde

Kayseri‟de de mevcut olan gayrimüslimlerin Müslümanlarla olan borç ve alacak

iliĢkilerinde de geçerli olmuĢtur. 1800-1850 yılları arasında borç-alacak iliĢkileri ile

alakalı olarak elimizde 25 adet kayıt bulunmaktadır.

Borç-alacak iliĢkileri Osmanlı toplumunda sosyal, dini ve iktisadi hayatın bir

neticesi olarak çeĢitli boyutlarda ortaya çıkmıĢtır. Bilhassa tereke kayıtları bu

iliĢkilerin sık ve zengin olarak izlendiği önemli bir kaynak gurubudur.151

Tereke

kayıtları dıĢında Kayseri Ģer‟iyye sicillerinde, alacak-verecek anlaĢmazlıkları

nedeniyle mahkemeye intikal etmiĢ olan durumların kayıtları da fazlaca

bulunmaktadır.

Bir baĢka husus borç-alacak miktarının küçük veya büyük olmasına dikkat

edilmeksizin, büyük bir titizlikle terekelere kayıt edilmiĢ olmasıdır. Kayseri

sicillerinde bu tip iliĢkilerin bilhassa XVIII. ve XIX. asırda çok daha yaygın hale

geldiği özellikle belirtilmelidir. Terekelerde borç-alacak iliĢkilerinin nasıl yer aldığı

sorusu aĢağıdaki farklı ifadelerle cevaplanabilir. Genellikle borç-alacakla ilgili

belgelerde Ģu ifadeler yer almıĢtır: “Der zimmet-i”, “Zimem-i nâsta sermaye,

Zimem-i müteferrika”, “Düyûn-ı müsebbet”, “Deyn-i müsebbet”, gibi örnekler

çoğaltılabilir. 152

Belgelerde yer alan temessüklü yani senetli borç-alacaklara ilaveten, ikrar ve

Ģahadet ile tespit edilenler ve alacaklının veya borçlunun tuttuğu defterde bulunan

149

ġanal Görgün, Hukukun Temel Kavramları, Ankara 1994, s.73 150

G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.16 151

Ö. Demirel,”Tereke Kayıtlarına Göre Çorum Tüccar ve Esnafının Borç-Alacak iliĢkileri”, s.92 152

KġS 188-87-227; 190-26-46; 186-308-675; 186-250-541

Page 70: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

59

kayıtların da kabul edildiği anlaĢılıyor. Aynı zamanda sözlü ve Ģahadete dayalı olan

borç ve alacaklar terekeler vasıtasıyla resmileĢtirilmektedir. Bununla beraber borç-

alacak ve vasilik ile ilgili yüzlerce Ģikâyet ve müracaat kaydı da sicillerde yer

almıĢtır.153

Kayseri gayrimüslimlerinin borç-alacak iliĢkilerine toplu rakamlar ile

bakarsak, 51 Kayserili Müslim ve gayrimüslimin borç-alacak iliĢkisi içerisinde

bulunduğu görülmektedir. Kayseri‟de ticari faaliyetler açısından çok yoğun bir alıĢ-

veriĢin varlığı anlaĢılmakla beraber, borçların alacaklardan fazla olması dönemin

özelliklerini göstermesi bakımından da önemlidir. Osmanlı genelindeki iktisadi ve

siyasi bunalımın, Kayseri esnaf ve tüccarını da etkilemiĢ olduğu tahmini

yapılabilir.154

Ancak mal varlıklarının borçlarından daha fazla olduğu da gözden

kaçmamalıdır. Hatta Kayseri tüccarının Sivas, Çankırı, Çorum, Ġzmir, Konya,

Bursa, Ankara, Erzurum ve Karaman gibi hemen tüm Anadolu Ģehirlerinde riski

yüksek bir borç-alacak iliĢkisine dayanan ticaret sergilediği gözlenmektedir. Aynı

zamanda Kayseri tüccarının sermaye birikiminin de oldukça yüksek olduğu

kaynaklara yansımaktadır.155

Gayrimüslimlerin borç alacak iliĢkilerinde Kayseri kadı mahkemesine gelen

davaların hepsinde davacı taraf gayrimüslimlerdir. Terekeler dıĢında kalan 20

belgenin bir tanesinde davalı taraf Müslim, diğerlerinde ise gayrimüslimlerdir.

Osmanlı toplumunda borç-alacak davalarında en sık rastlanan borç Ģekli

karı-koca arasında olan mehr-i müecceldir. Çünkü mehrin ölüm sonrası alınan kısmı

olan mihr-i müeccel kocanın karısına ödemek zorunda olduğu borcu olarak

görülmektedir. Ġslam medeni hukukunun unsurlarından olan mehr-i müeccel

borçlanması genellikle Müslimler arasında yaĢanmaktadır. Kayseri

gayrimüslimlerine ait kayıtları taramak sureti ile yaptığımız bu çalıĢmada mehr

153

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”, s.

143 154

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”, s.

142 155

Ö. Demirel, “Sosyo Ekonomik Açıdan Mardin Tüccar ve Esnafı (19.yüzyıl)”, I. Uluslar arası

Mardin Tarihi Sempozyumu, Mardin 2007, s.632

Page 71: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

60

uygulamasına rastlayamadık. Ancak mehr vesilesi ile olmasa da, kadı mahkemesini

Kayseri‟de rahatlıkla kullanma imkânı bulmuĢ olan gayrimüslim kadınlarında gerek

mevcut iki kadın terekesi ve gerekse diğer kayıtlar vesilesi ile borç-alacak iliĢkisi

içerisinde yer aldıklarını söyleyebiliriz.

Kayseri ġebirkapan mahallesinde oturan ve maktulen ölen GümüĢhaneli

Yani veledi Bogos‟un eĢi Despine156

, hem kocasının varisi hem de çocuklarının

vasisi olarak eĢine 200 kuruĢ borcu olan Kirkor veledi Yased‟den bu meblağı almıĢ,

Kirkor‟un da mahkemedeki tasdiki ile bu durum kayda geçirilmiĢtir. Bu belgeden

gayrimüslim kadınların ölen kocalarından kendilerine ve çocuklarına intikal eden

borçları ve alacakları da üstlendiklerini ve gerektiğinde mahkeme önünde bu

durumları kaydettirebildiklerini görmüĢ oluyoruz.

Yine Kayserili kadınların çocuklarının haklarını korumak için zaman zaman

çocukların vasileri konumunda bulunan kiĢileri de Ģikâyet etmiĢlerdir. Gürcü

mahallesinden Bogos veledi Marat‟ın varisi ve eĢi olan Marta, çocuklarının vasisi

amcaları Bedros veledi Bogos‟u bir borç ödeme anlaĢmazlığı sebebi ile dava

etmiĢtir. 3000 kuruĢluk bir meblağı fuzuli yere ödediğini söyleyerek bunu kabul

etmemektedir. Davalı olan Bedros ise durumun öyle olmadığını ve kardeĢi

Bogos‟un 3000 kuruĢluk borcu olduğunu ve alacaklılara bu miktarı ödediğini

Ģahitleri aracılığı ile ispat etmiĢtir.157

Terekelerde sıkça rastlanılan faizsiz borçlanma Ģekli, günlük hayatın akıĢı

içerisinde berbere, bakkala, hamamcıya, kahveciye, hamala vb. zaman ve faiz farkı

belirtilmeden yapılan küçük çaplı borçlanmalardır. Bunlar esnaf ile müĢteri arasında

olabileceği gibi, esnafın kendi içerisinde de olması muhtemeldir.158

Tüccar Ayvaz

nam zimmînin kahveciye, kasaba olan borçları örneğinde olduğu gibi.159

Bu tür

borçlanmalar faizsiz borçlanmalar olarak değerlendirilebilir.

156

KġS 180-52 157

KġS 186- 278-603 158

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”, s.

143 159

KġS 191-13-42

Page 72: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

61

Faizsiz olarak yapılan borçlanmalarda zaman zaman anlaĢmazlıklarda ortaya

çıkmıĢ ve kadı mahkemesi aracılığı ile bunların da çözüme kavuĢturulması

sağlanmıĢtır. ġerefyan mahallesinden Embos veledet Yovani adlı kadın Nikola nam

zimmîye 1183 kuruĢ borç verdiğini ve bunun ödenmesini talep ederek mahkemeye

müracaat etmiĢtir. Ancak Nikola bu kiĢiden yalnızca 500 kuruĢ aldığını ve geriye

kalan 683 kuruĢun Embos tarafından faiz olarak istendiğini söylemiĢtir. Borç

verilirken faiz Ģartıyla verilmediği için Embos‟un isteği reddedilmiĢ ve Nikola‟nın

500 kuruĢtan baĢka borcu olmadığı üzerine Ġncil ve Hz. Ġsa üzerine yemin etmesi ile

500 kuruĢluk borcun ödenmesine karar verilmiĢtir.160

Bu belge aracılığı ile eğer

baĢlangıçta faizsiz olarak verilmiĢ bir borç varsa sonrasında da faiz talep edilemezdi.

Hatta bu belgenin içinde konuyla alakalı bir fetvada verilerek de duruma kesin bir

açıklık getirilmiĢtir. Ayrıca bu kayıtta olayın ispatının yapılabilmesi için yemine de

baĢvurulduğunu da görmekteyiz. Çünkü Ġslam muhakeme usulünde delillerle davayı

ispat etmek davacıya, yemin ise iddiayı reddedene düĢmektedir.161

Bu genel kural

zimmîler içinde geçerlidir. Davacının iddiasına delil getirememesi halinde, davalının

kendi inancına göre yemin etmesi yeterli olmakta idi.162

Burada da davalı Nikola ,

“ala vechi‟l- meshur yemin-i billahi‟l azim ellezi enzele‟l Ġncil ala rasuluhi Ġsa

aleyhisselam” Ģeklinde yemin etmiĢ ve Embos‟un isteği reddedilmiĢtir.

Borç- alacak iliĢkilerinde görülen bir durum da alacakların tahsili için vekil

tayin edilmesidir. Tavukçu mahallesinden Kalpakcı esnafından Agob veledi Acı

Garabet Ġstanbul‟da ölmüĢ ve varisleride mevcut eĢya ve zimem-i nasda olan

alacağını alabilmek için Abacıoğlu Kirkor‟u vekil tayin etmiĢtir.163

Bunda ölen

kiĢinin malları ve alacaklarının Ġstanbul‟da kalmıĢ olması ve ailesinin belki de

Kayseri‟den Ġstanbul‟a gitmesinin zamanın Ģartlarındaki zorluklardan kaynaklanıyor

olabilir.

Borçların tahsilinde bazen karĢılıklı olarak sulh yoluna gidilmiĢtir. Borç alan

kiĢinin ödeme güçlüğü çekmesi sebebi ile alacaklı paranın bir kısmını tahsil ederek

160

KġS 188-12-36 161

Kemal Çiçek, “Cemaat Mahkemesinde Kadı Mahkemesine Zimmîlerin Yargı Tercihi”, s.37 162

Ali Aktan, “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri‟deki Gayrimüslim Tebaanın Durumu”, III.

Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (06-07 Nisan 2000), Kayseri 2000, s.22 163

KġS 180-40-65

Page 73: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

62

geriye kalanı sulh yoluyla borçluya bağıĢlamaktadırlar. Ohannis veledi Toros adlı

zimmî 1235 tarihinde ĠslimpaĢa mahallesinden Kirkor veledi Ohannis‟den 18206

kuruĢ borç almıĢ bunun 6530 kuruĢluk kısmını bu iki yıl içerisinde parça parça

ödemiĢtir. Geriye kalan 11720 kuruĢluk miktar konusunda ise iki taraf karĢılıklı

anlaĢmıĢ 7500 kuruĢ ödeme yapılmasıyla sulh olmuĢlardır.164

Osmanlı genelinde olduğu gibi Kayseri Ģehrinde de aynı toplumun parçaları

olmaları sebebi ile Müslim ve gayrimüslimler arasında her alanda olduğu gibi borç-

alacak konusunda da iliĢkiler bulunmaktadır. 1236 tarihli bir kayıtta Bedros veled

Bogos nam zimmî, Erkilet Karyesi‟nden Culhaoğlu Yusuf Ġbn Mehmet adlı kiĢiye 5

sene önce verdiği 192 kuruĢu almak için mahkemeye baĢvurmuĢtur. Yusuf bin

Mehmet, bu gayrimüslimden 192 kuruĢu borç olarak aldığını ve hala ödemediğini

ikrar eder. 192 kuruĢun Bedros zimmîye ödenmesi için ilam verilir ve dava

sonuçlandırılmıĢ olur.165

Terekelerde borç-alacak iliĢkileri bakımından sıkça rastlanılan bir uygulama

ise, ölenin borçları bıraktığı mirastan fazla olunca, kadının emriyle tereke satılarak

bedeli alacaklılar arasında herkesin alacağı ile mütenasip bir Ģekilde yani orijinal

ifadesiyle “garâmeten” dağıtılmasıdır.166

Kayseri gayrimüslimleri arasında

borçlarını ödeyemeden ölenlere de rastlanılmaktadır.

Tereke kayıtlarında dikkati çeken, borçlar arasında zikredilen ve el-ihracat

olarak kaydedilen Resm-i adi, Kalemiye, Hüddamiye, Çukadariye gibi tereke

dökümünden dolayı ödenmesi gerekli olan vergilerdir. Bunlarda direkt kiĢiler

arasında ki borç-alacak iliĢkisi olmasa da ölenin arkasından devlete ödenmesi

gereken bir borç türüdür.

Kredi veya faiz uygulamasının var olduğu tahmin edilen borç-alacak

iliĢkileri ise çok farklı Ģekillerde uygulanmıĢtır. Ġlki, Halil Ġnalcık‟ın da belirttiği

gibi bazı tereke sahiplerinin mesleği veya herhangi bir gelir kaynağı

164

KġS 190-26-46 165

KġS 190-5-16 166

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”, s.

145

Page 74: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

63

belirtilmemesine rağmen çok sayıda kiĢiden alacaklı olmalarıdır. Bu durumu

vereceğimiz örneklerde en çarpıcı haliyle görmek mümkün olacaktır. En iyi örnek

40563,1 kuruĢ mal varlığına karĢılık, 85761 kuruĢ borcu bulunan Ġslim PaĢa

mahallesi mütemekkinlerinden NakkaĢoğlu Yakop veled Avarik‟dir.167

Borcunu

ödeyemeden ölen Yakop‟un 38 kiĢi veya kurumun parasını çalıĢtırdığı tahmin

edilmektedir. Özellikle, Meryem Ana Kilisesi‟nin vakıf parası olan 11000 kuruĢu,

Efkere Manastırı‟nın 2500 kuruĢu, Mercan Mahallesi Avarız Vakfı‟nın 220 kuruĢu

ile müslim gayr-ı müslim çeĢitli esnaftan Kuyumcu Karabet‟in 7000 kuruĢu,

Kasapoğlu Serkiz‟in 2200 kuruĢu ve aynı aile fertlerinden Birungözlü Hacı PaĢa

Ağa‟nın 4000 kuruĢu, Birungözlü Hacı ġakir Efendi‟nin 550, Birungözlü El-hac

Mehmed‟in 2200 kuruĢu benzer Ģekilde iĢletilmektedir.

BaĢka bir örnek ise, Talas karyesi zimmî tüccarlarından aynı zamanda tüccar

ve esnafın en zengini olan Gülabi veled Gülbeg‟dir.168

200.000 kuruĢluk mal

varlığının yaklaĢık %76‟sı( 151850 kuruĢu) 81 kiĢiden alacağı karĢılığıdır. Kitre,

yapağı ve penbe ticareti de yaptığı da anlaĢılan Gülabi‟nin Kayseri, Ġzmir, Erzurum,

Gürün, Yozgat, Sivas, Karahisar-ı ġarkî gibi merkezler ile baĢta Talas olmak üzere

çok sayıda köyle ticari veya tefecilik anlamında iliĢkisi vardır. Ġzmir‟e kitre, yapağı

ve penbe gönderen Gülabi‟nin güvendiği veya kendi hesabına çalıĢtırdığı kiĢiler

vasıtasıyla baĢka Ģehirlerdeki borç-alacak iĢlerini takip ettiği de kaynaklara

yansımıĢtır. Erzurum‟da Sava ismindeki zimmî eliyle rum milletine 7000 kuruĢ,

Zübeyir oğluna 14600 kuruĢ vermiĢ, yine Ġzmir‟de Hacı Karabet‟te 33400 kuruĢ,

Markos oğlunda 3000 kuruĢ ve kendi köyü olan Talas‟ta ise 28 kiĢide küçük

miktarlarda alacağı vardır. 169

Benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ġnci, yakut, elmas, zümrüt taĢları

ve altın iĢiyle uğraĢan Kuyumcu Hacı Agob‟un 9089 kuruĢluk mal varlığına karĢılık,

167

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”, s.

144; KġS, 196-184/186 168

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”, s.

145; KġS, 208- 60/61. 169

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”,

s.145; KġS, 208, s. 60-61

Page 75: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

64

17 kiĢiye olan borcu 22036 kuruĢtur.170

Bezzaz Danyel ve ortağı Kirkor‟un 56

kiĢiden 13706,5 kuruĢu alacak olmak üzere toplam mal varlığı 31219 kuruĢ, buna

karĢılık 55 kiĢiye olan borçları 95941 kuruĢtur.171

Attar Bedros‟un 39 kiĢiye 53025 kuruĢ borcu bulunmakta, mal varlığı ise

10605‟dir.172

Yine ĠslimpaĢa mahallesinden Ġstefan veledi Nolet‟in de 18 kiĢiden

793 kuruĢ alacağı vardır.173

TABLO XX

BORÇ-ALACAK ĠLĠġKĠLERĠ

SIRA BORÇLU ALACAKLI MĠKTAR DEFTER NO

1 Pastırmacı Agya Yovani BedaĢ 1050 188-87-227

2 Agob v. Serkiz Karabet 4000 186-210-470

3 Kirkor v. Ovannis Ovannis v. Toros 18206 190-26-46

4 Karabet v. Serkis GümüĢoğlu Serkis 1178 186-142-322

5 Embos v. Yovani Nikola 1183 188-12-36

6 Kiroki v. Yased Yani v. Bogos 200 180-52-

7 Yorki Zimmi Madros 500 186-308-675

8 Kuyumcu

Karabet

Acı….. 600 186-255-552

9 - Karabet v. Mardos 1750 186-250-541

10 Yusuf ibn

Mehmed

Bedos v. Bogos 192 190-5-16

11 Murat v. Yovan Yağcıoğlu Yavan 3500 186-216-482

Sefer Zimmi 3800

12 18 kiĢiden Ġstefan v. Nolet 6612 793

170

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”,

s.145; KŞS, 210, s.132. 171

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”,

s.145; KŞS, 204, s.70-71 172

Ö. Demirel, “Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafı‟nın Borç-Alacak ĠliĢkileri”,

s.148, Bkz. Tablo I 173

KġS 191-111-229

Page 76: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

65

13 Toros v. Emirhan 3000 188-50-137

14 Yorgi nam Zimmi Gücüklü AĢiretinden

3 Müslim

890 191-26-64

15 Acı Arzıman Vasil bint Gözme 1000 196-101-192

16 Hacı Bodos Abraham v. Yordam 3000 210-97-253

Abraham Abraham v. Yordam 12112 210-97-253

E. MÜLK ALIM – SATIMI

Mülk edinme, kiĢinin birikimlerini tasarruf etmesinin değiĢmez yollarından

biridir. S. Faroqhi‟nin de vurguladığı gibi “baĢka toplumlarda olduğu gibi Osmanlı

toplumunda da gayrimenkul sahipliği iĢ hayatında yaĢanabilecek kayıplara karĢı bir

emniyet unsuru oluĢturmaktadır.”174

Osmanlı Devletinde yaygın durumda olan Hanefi ve ġafi mezheplerine göre

hukuki açıdan satıĢla ilgili sözleĢmelerin yazıyla belgelenmesi gibi bir sorumluluk

bulunmuyordu. Buna rağmen incelenen kadı sicilleri arasında birçok mülk alım-

satımı belgesine rastlamakta mümkündür. ġer‟iyye sicillerinde alım-satım kayıtların

yer almasının en önemli sebebi, toplum yaĢamında ortaya çıkabilecek

anlaĢmazlıkları önlemektir. Satıcı ve alıcı hem ilerde yaĢanabilecek sorunlara mahal

vermemek hem de satıĢ anlaĢmasına toplum önünde geçerlilik kazandırmak için bu

sözleĢmelerini mahkemeler aracılığı ile kayıt altına aldırmıĢlardır.175

Osmanlı genelinde olduğu gibi Kayseri Ģehrinde de alım-satım ilgili

anlaĢmalar kadı sicillerinde yer almıĢtır. Bu konuda Müslim ve gayrimüslimler

arasında herhangi bir fark da bulunmamaktadır. Dolayısıyla mülk satıĢıyla ilgili

174 Miraç Tosun, “ġeriye Sicillerine Göre Trabzon‟da Satılan Mülklerin Fiyatları ve Özellikleri

(1735-1741)”, Karadeniz Tarihi Sempozyumu (25-26 Mayıs 2005), I, Trabzon 2007, s.245

175 M.S Erkek, “ġer‟iyye Sicillerine Göre 18. yy‟ın Ġlk Yarısında Mardin‟de Hukukun UygulanıĢı”, I.

Uluslar arası Mardin Tarihi Sempozyumu (26-28 Mayıs 2006), Mardin 2007, s.756

Page 77: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

66

kayıtların veya bu konu ile ilgili yaĢanan anlaĢmazlıklarını gayrimüslim Osmanlı

vatandaĢları da Ģer‟i mahkemelere getirmiĢlerdir. Böylece kadı mahkemesi yoluyla

yapmıĢ oldukları satıĢa ve alıma aleniyet kazandırmıĢlar ve kendi haklarının

muhafazasını sağlamıĢlardır.

1800–1850 yıları arasında Kayseri Ģehrinde yapılan her türden

gayrimenkulün satıĢ iĢlemi sicillere yansımıĢtır. Sicillere kaydedilen mülk satıĢ

belgelerinde satılan mülk hakkında da birçok bilgiler bulunmaktadır. Bu kayıtlar

aracılığı ile mülklerin ve arazilerin nerede bulunduğu, fiyatları etkileyen faktörler,

Ģehir halkının sosyal ve ekonomik durumları ile yaĢanılan evlerin mimari özellikleri

hakkında bilgilere ulaĢılmaktadır.176

XIX. yüzyıl Kayseri‟sinde gayrimüslimlerin mülklerine ait incelenen

defterlerde 40 adet belge tespit edilmiĢtir. Bu kayıtlardan 17 tanesi ev satıĢı, 7 tanesi

bağ ve 1 tanesi tarla, 1 tanesi de dükkân satıĢına aittir. Bunların dıĢında malın zabtı

veya miras paylaĢımı gibi dava kayıtları içerisinde de mülklerle alakalı bilgilere

rastlanılmaktadır. Bu türden kayıtların sayısı ise 14‟dür.

TABLO XXI

SATIġI YAPILAN MÜLK TÜRLERĠ

Sıra Satılan Mülk

Türü

Adet %

1 Ev 17 65

2 Bağ 7 27

3 Tarla 1 4

4 Dükkân 1 4

Toplam 26 100

176

Hüseyin MuĢmal, “1640-1650 Yılları Arasında Konya‟da Sosyal ve Ekonomik Hayata Dair Bazı

Tespitler”, Türkiyat AraĢtırmaları Dergisi, s.225

Page 78: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

67

Ġncelenen dönemde Kayseri de 17 tane ev satıĢ iĢlemi sicillere

kaydedilmiĢtir. Bu belgelerden, satıcı ve alıcıların isimleri, ikamet ettikleri yerler,

mülkteki satıĢa konu olan hisse miktarı gibi bazı bilgilere ulaĢılmaktadır. Ayrıca

satıĢa konu olan evin bulunduğu yer komĢuları, evin müĢtemilatı, satıĢ bedeli ve bu

bedelin günün Ģartlarına uygun olup olmadığı, ödeme Ģekli konularında da yeterli

bilgi bulunmaktadır. Ev satıĢ iĢlemleri kayıt altına alınırken belli bir düzene göre

yazımı yapılırdı yukarıda belirttiğimiz bilgilerde bu belge düzeni vasıtasıyla

öğrenilebilmektedir.

Ev satıĢı ile ilgili 1235 Tarihli Kayseri Ģer‟iye sicilindeki bir kaydın tam

metnini vererek çıkarılabilecek bilgileri ve bunların nasıl bir düzende yazıldığını

görmemiz daha kolay olacaktır.

Medine-i Kayseriyede Karabet Mahallesi mütemekkinlerinden PapuĢçu

Sarıoğlu demekle Ģehir Bedros veledi Toros nam zımmi mecliste Tahtaburunoğlu

Mığdısı Mıgırdıç mahzarında ikrâr-ı tamm ve takrîr-i kelâm edüb mutasarrıf

olduğum mahalle-i mezburda bir tarafı Ġmameci Mıgırdıç,bir tarafı Yumurtacıoğlu

Karabet ve Kula‟nın oğlu Barsıh ve tarîk-i âmm ile mahdûd bir sofa tahtı zir-i zemin

ve bir tabhâne tahtı zir-i zemin ve bir haram odası ve bir yer odası üzerinde köĢk ve

önünde sallık ve def „a köĢk ve tahtında bir oda ve sallığın tahtında bir sagîr oda ve

bir ahûr ve derununda yine ahûr sekisi ve yanında aĢhâne ve sokak tahtında bir kenif

ve fevkâni kapusu ve havlu-yu müĢtemil ve sokak kapusu ardında dam yolu dahi

dahil olarak nedaili dahil ile iĢ bu talîb ve râgıb olan Mıgdısı Ohannisin oğlu

Mıgırdıç nam zımmiye tarafından ikâb ve kabulü hâvî ve Ģûrut-ı müfsideden ârî ve

takrîr-i gabni fahiĢden beru olarak hüsnü rızâ ve tıb-ı hatırım ile iĢ bu Mıgırdıç

zımmiye 5000 guruĢ ile bir kabza fuluse bey‟-i bât-ı sahîh Ģer‟i ile bey‟ ve teslim

eyleyüb ol dahi iĢtirâ eyledikten sonra semeni olan meblağ-ı mezkûru mesfur

Mıgırdıç yedinden bi‟t- tamam ahz eyledüm fi mâ bâd menzil-i mahdud mezkurda

benim asla alakam ve medhalim kalmayub mesfur Mıgırdıç‟ın mülkü müĢterâsı ve

hakk-ı sarfı olmuĢtur. Keyfe mâ yeĢâ ve yehtâr mutasarruf olsun didikde mukurrı

Page 79: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

68

mesfur dahi vicahen bi‟t-tahkik ve Ģifahen tasdik etmekle mâ vâka bi‟t-taleb ketb

olundu.Fi‟l yevmi‟l-aher cemaziy‟el-evveli sene hamsi ve selâsîn ve mieteyn ve

elf.177

Kayseri Ģer‟iyye sicillerinden tespit edilen ev alım-satımı kayıtlarına göre ev

satan kiĢilerin tamamı gayrimüslimdir. Alıcıların ise 9„u gayrimüslim 2‟si

müslümandır. Bu bilgiler ıĢığında mülk satıĢında dinin bir etkisinin olmadığı

anlaĢılmaktadır. Çünkü hem gayrimüslimler hem de Müslümanlar bir birleriyle çok

rahat alım-satım yapabilmiĢlerdir. R. Jennings 17 yy. Kayseri‟sinde 1765 mülk ve

arazi satıĢı ile ilgili yaptığı değerlendirmenin sonuçlarına göre bu satıĢlardan 308‟i

(%17) farklı dine mensup tarafların kendi aralarında yaptıkları alım-satımlardır.178

Bu da demektir ki komĢu evlerin sahipleri aynı kalırken satıĢı yapılan binalara sahip

olan kiĢiler farklı dinlere mensup olabiliyorlardı. Bu durum Müslim ve

gayrimüslimlerin birbirlerini benimsediklerinin ve yakın komĢuluk iliĢkileri

içerisinde yer aldıklarının en güzel örneğidir.179

Ġncelenen dönemde satıĢı yapılan

evlerin yerleri tarif edilirken komĢulardan bahsedilmektedir. Genel olarak

komĢulara bakıldığında gayrimüslime ait bir evin etrafında yer alan evlerde yine

gayrimüslimlerin oturdukları görülmektedir.

SatıĢı yapılan evlerin tamamının hangi mahalle veya karyede yer aldığını

belgelerden öğrenmemiz mümkündür. Enderlik Karyesi, ĠslimpaĢa, ve Karabet

mahallelerinde iki ev, Saltan, Sayacı ve Rumyan mahalelerinden ise birer tane evin

satıĢı yapılmıĢtır. Evlerin alımını yapan kiĢilerde genellikle aynı mahalleden

kiĢilerdir.

Ev satın alanlar ya kendileri bu evlerde oturmak için ya da kira geliri elde

etmek için bu evleri satın alabilirler. Ancak bu konuda kesin bir kanaat belirtmekte

doğru değildir. Evlerini satan kiĢiler hakkında ise belgelerde bazı ipuçları yer

almaktadır. Örneğin bir kısmı miras olarak kendilerine intikal eden hissesini, ya

oturduğu bir evi olduğu için ya da söz konusu malın bakım ve onarım maliyetinin

177

KġS 191-62-135 178

R. Jennings; “Zimmîs in Ottoman Judicial Records”, Otoman Socıal Hıstory, s.367 179

Suraiya Faroqhi, “Kentlerde Toplumsal YaĢam”, Osmanlı Ġmparatorluğu’nun Ekonomik ve

Sosyal Tarihi (1600-1914), II, Ġstanbul 2004, s.704

Page 80: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

69

çok tutması ve mirasçıların da buna gücü yetmediğinden satmaktadır. Ayrıca

mülkün baĢka hissedarlarının olması ve ortaklaĢa kullanım imkânının zorluğundan

dolayı da evin satıĢı da söz konusu olabilmektedir. Böyle bir durumda alıcılar

genellikle aile içinden olmaktadır.

Miras taksiminde kız ve erkek evlat baba malının mirasçısıdır. Ancak

genellikle kadınlar ekili-dikili araziler ve evlerdeki paylarını erkek kardeĢlerine

uygun bir fiyatla satarlardı.180

Bu satıĢların hemen hepsi çok cüzi miktarlar

üzerinden olmaktadır. Hatta bazı kayıtlarda geçen “hibe yoluyla tabirinden bunların

bir satıĢ iĢlemi değil de, bir nevi kendi payına düĢen hakkın devri diyebiliriz.

Gayrimüslim Osmanlı vatandaĢları arasında Kayseri‟de yaĢanan bu durum

Anadolu‟da halen dahi görülebilen miras dağılımındaki kız-erkek eĢitsizliğinden

kaynaklanıyor olabilir. Çünkü baba ocağı genelde erkek evlada ait olarak

görülmekte ve kızlara ya hiç pay verilmemekte ya da payına düĢen miktar para

karĢılığı olarak yeniden erkek evlada geçmektedir. Böyle bir durumun

gayrimüslimlerde de yaĢanması Müslümanlar ile gayrimüslimler arasında sosyo-

kültürel bir etkileĢimin olduğunun göstergesidir.

Kayseri‟de tespit ettiğimiz ev satıĢlarına bakıldığında fiyatların 10.000 ile

106 kuruĢ arasında olduğu görülmektedir. Kayseri‟de en yüksek fiyatlı ev satıĢı

ĠslimpaĢa Mahallesi‟nde Sava adlı zimmî tarafından, Yorki oğlu Mihail‟e 10.000

kuruĢa satılan evdir. En düĢük fiyatlı ev ise 106 kuruĢluk değeri ile Zencidere

Karyesi‟nde Konstantin zimmîye satılan evdir. Mülk satıĢları dıĢında, tereke

kayıtları aracılığı ile de Kayseri‟de ki ev fiyatları hakkında bilgi sahibi

olabilmekteyiz. Terekelerde tespit edilen en değerli ev Tavukçu Mahallesi‟nde

bulunan ve Talaslı Toros veled Emirhan‟a ait 15.000 kuruĢluk evdir.181

ĠslimpaĢa

Mahallesi sakinlerinden maktulen ölen Ġstefan veled Nolet‟in sahip olduğu evin

değeri ise 12.000 kuruĢtur.182

Kayseri gayrimüslimlerinin sahip oldukları evler genel

180

Jennings, “Women in Early 17 th Century Ottoman Judicial Recdords-The Sharia Court of

Anatolian Kayseri”, JESHO, XVIII, 1. Bölüm, s.55; Abdulkadir Yuvalı, “Kayseri‟de XVII. Yüzyıl

Sonlarında Kadın‟ın Sosyal Statüsü”, I. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (11-

12Nisan 1996), Kayseri 1996, s.373 181

KġS 188- 50-137 182

KġS 191-111-229

Page 81: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

70

olarak değeri yüksek olan evlerdir. Bu evler Kayseri‟nin en gözde mahalle ve

karyelerinde yer almaktadır. Ġslam hukuku hükümlerine göre gayrimüslimlerin

oturabilecekleri evlere bazı kısıtlamalar getirildiği düĢünülse de bunun uygulama da

böyle olmadığı anlaĢılmaktadır. Gerek incelediğimiz dönemde gerekse de

sonrasında gayrimüslimler çok katlı, geniĢ, gösteriĢli ve paralelinde fiyat olarak da

pahalı evlere sahip olabilmiĢler ve bu evlerin alım ve satımını da kolaylıkla

yapabilmiĢlerdir.

TABLO XXII

EV SATIġLARI

SIRA YER SATICI ALICI FĠYATI DEFTER

1 Enderlik Yakuf Abraham zimmî 200 181/278/574

2 Enderlik Usine nasraniye Yakuf 600 181/279/575

3 ĠslimpaĢa Sava Yorki 10.000 188/79/207

4 Saltan Asvador Kigork Zimmî 2.200 181/292/603

5 Rumyan (?) nasraniye El-hac Ahmed 530 181/289/594

6 Zencidere (?) v. Yorki Konstantin 106 181/271/557

7 Karabet Bedros v. Toros Mıgırdıç Zimmî 5.000 191/62/135

8

ĠslimpaĢa

Despine, Sianon,

Katarina, Emun

Sava

300

188/76/198 Kumru 1.500

9 Sayacı Karabet ve kardeĢi

Agob

Mıgırdıç v.

Mıgdısı Ohannis

8.500 186/352/779

10 Karabet Serkiz v. Karabet Ali Ağa 420 176/39/86

11 Ürgüp

Kasabası

Matman v. Nikola Todor 1.116 192/82-83/1

12 Kerim

Karye

Abraham v.

Nursiz

Barsık v. Hator 1000 180/53/1

13 Enderlik Badi v. Ġsak Bodos v. Umur 510 190/5/15

Page 82: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

71

14 Emirsultan Menna vt. Bedros Oğulları Serkiz

ve Kirkor

2500 192/47/1

15 Caferbey Kirkor Ohannis Sakaf 600 178/70/124

16 Salman Pastırmacı Kirkor Ġbrimli vt.

Kirkor

600 189-14-31

17 Oduncu Karabet v. Serkis Mağna 1000 186-142-323

Trabzon, Sivas, Tarsus gibi Osmanlı Ģehirleri ile Kayseri‟de ki ev fiyatlarını

karĢılaĢtırdığımızda, Kayseri gayrimüslimlerinin sahip oldukları evlerin fiyatlarının

yüksekliği dikkat çekmektedir. Bu durum Kayseri gayrimüslimlerinin tüccarlık ve

esnaflıkta maharetli olmasından ve gelirlerinin yüksekliğinden kaynaklanıyor

olabilir. Çünkü sahip olunan mülk türü ve değeri, ekonomik gelir seviyesinin en

bariz yansımasıdır.

Ev fiyatlarının belirlenmesinde Ģüphesiz en etkili olan unsurlar evin sahip

olduğu özellikler ve bulunduğu mahalle ve mahalledeki konumudur. Alım ve satımı

yapılan evlerin durumu kayıtlarda zaman zaman genel hatları ile bazen de ayrıntılı

olarak geçmektedir. Bu bilgilerden hareketle gayrimüslimlere ait satıĢı yapılan evler

genellikle asli mekânları geniĢ ve yanında müĢtemilatları da bulunan iĢlevsel

evlerdir. Ayrıca sahip olunan evin oda sayısı, bahçesinin, ahırının bulunması, evin

tek katlı veya iki katlı olması gibi unsurlarda satıĢ fiyatı üzerinde etkili olan unsurlar

arasındadır.

Kayseri‟de ev satıĢları sırasında fiyatların müzayede yoluyla belirlendiği

durumlara da rastlanılmaktadır. 1805 tarihli bir kayıtta bu duruma örnek teĢkil

edecek türden bir kayıt tespit ettik. Buna göre; Kayseri‟ye bağlı Kerim Karye‟sinden

Elibüyük Barsık veledi Hator adlı zimmî vasiliğini yapmakta olduğu Abraham

veledi Nursızın aynı karyede bulunan evini nafaka ve kisveye muhtaç olmasından

dolayı satıĢa çıkarmıĢtır. 900 kuruĢ değer biçilmiĢ ancak bu miktarın üzerinde bir

para veren de çıkmamıĢtır. Bunun üzerine Barsık veledi Hator 30 kuruĢ daha fazla

vererek 930 kuruĢa kendisi için satın almıĢtır. Bu alımı da mahkeme de Ģahitler

Page 83: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

72

aracılığı ile kaydettirmek istemiĢtir.183

Bu örnekten hareketle, ihtiyaçların

karĢılanabilmesi amacı ile de mülk satıldığını söyleyebiliriz.

Kayseri gayrimüslimlerinin sahip oldukları mülk türlerinden biri de bağ ve

bahçelerdir. ġehirde bağcılık kültürünün geliĢmiĢliği ister Müslüman ister

gayrimüslim olsun Kayserililerin bağ sahibi olmasını da beraberinde getirmiĢtir.

1233 yılında Talas karyesi‟nde bağ zabtıyla ilgili bir davada Sarrafoğlu

Maksud zimmînin, Talas‟da Türkmenler mevkiinde bir tarafı Yasefoğulları ve

Dökmeci Belayan mülkleri ve bir tarafıda yol ile çevrili bulunan bir kıta‟ bağının

zabt edildiği iddiası ile mirasçıları davacı olmuĢtur. Zabt ettikleri iddia edilen

Ovannis ve Artin‟in vekilleri, halik mesfurun bağı oğlu Uğurlu‟ya sattığını onun da

8 sene önce 1850 guruĢa müvekkillerine sattığını ve zabt olayı olmadığını

bildirmektedir. Bu durumun tespiti için Ģahitlere baĢvurulmuĢ ve onlarında

Ģahadetleri ile bağın zabt edilmediğine ve mirasçıların müdahalesinin

engellenmesine karar verilmiĢtir.184

Kayseri Tos Mahallesi‟nden Arif adlı Müslim, Merkep meydanında bulunan

ve tahminen 10 keyl tohum alan bir kıta tarlasının yarısını, bağ yapılması için

Kelekoğlu Avadın‟a 250 kuruĢa satmıĢtır.185

Tarlanın sınırları Ģu Ģekilde

verilmektedir; “ bir tarafı mesfur Arif mülkü, bir tarafı Kara Mehmet ve bir tarafı

Agob ve bir tarafı tarik-i amm ile mahdud.” Bu belge aracılığı ile Müslim ve

gayrimüslimler arasında alım-satımın yapıldığı ve Müslim ve gayrimüslimlerin tarla

ve bağlarda da komĢu olduklarını görmekteyiz.

Kayseri‟de Müslim ve gayrimüslimler arasında her türlü mülkü alıp

satmalarında, kullanmalarında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Sahip olunan

mülklerle ilgili gayrimüslimlerin gerek kendi aralarındaki gerekse Müslümanlarla

olan sorunları da yine Ģer‟iyye mahkemelerinde çözüme kavuĢturulmuĢtur ve hiçbir

Ģekilde mağdur edilmemiĢlerdir.

183

KġS 180-53 184

KġS 188-85-222 185

KġS 188-118-296

Page 84: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

73

III. BÖLÜM: SOSYAL HAYAT

A. EVLER

Toplumun en küçük yapı birimi olan ailenin içinde yaĢadığı bir kültür ünitesi

evdir.186

Evlere içinde yaĢayan ailenin dünya görüĢünü, yaĢam tarzını, ekonomik

konumunu, bulunduğu bölgenin fiziki özelliklerini ve iklim durumunu

yansıtmaktadır.187

Bu yönüyle ev, insanın sadece basit bir ihtiyacını karĢılayan unsur

değildir. Dolayısıyla ev, insanın basit bir ihtiyacını karĢılayan mimari bir yapıdan

öte toplumsal bir mekândır.188

Ev, belgelerde “menzil”, “konak”, “oda”, “beyt” ve “hane” tabirleri ile

geçmektedir. Ancak bu tabirlerden evlerin büyük, küçük oluĢlarını ya da içerisinde

barındırdığı unsurları anlamamız mümkün değildir. Kayseri Ģer‟iyye sicillerinde

tespit ettiğimiz gayrimüslimlere ait evler, tüm belgelerde menzil olarak

kaydedilmiĢtir. Evler hakkında ki bilgilere terekelerdeki kiĢilerin mal varlığı

içerisinden ya da mülk alım-satımı ile alakalı kayıtlardan ulaĢılmaktadır.

Terekelerde bahsi geçen evlerin hiçbir özelliği belirtilmemiĢ, yalnızca değeri

verilerek hangi mahallede yer aldığı yazılmıĢtır. Gayrimüslim evlerinin Ģekli, asli

mekânların ve müĢtemilatların neler olduğu bilgisine tereke kayıtlarından

ulaĢmamız mümkün değildir. Ancak ev satıĢıyla alakalı kayıtlar vasıtası ile oldukça

ayrıntılı bilgiler edinilebilmektedir. Buna göre evlerin etrafında bulunan komĢuların

kimler olduğu, evlerin kaç katlı oldukları, mevcut oda sayıları, ahır, mutfak, avlu,

kiler, sofa, samanlık, kenif, çeĢme, kuyu gibi eve ait unsurların ne Ģekilde

bulundukları hakkında tatmin edici bilgilere ulaĢılmaktadır.

Kayseri gayrimüslimlerinin sahip oldukları evlerin mimari özellikleri

konusunda sicillerde herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Ġslam Hukukunun

gereği olarak Osmanlı Devleti‟nde gayrimüslimlerin evlerinin yükseklikleri, renkleri

186

Ġbrahim Bakır, “Ailenin YaĢama Mekânı Ev”, Türk Aile Ansiklopedisi, II, Ankara 1991, s.462 187

H. Erten, Ailenin Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.155, Sümeyra Çelik, Sosyo-

Ekonomik Açıdan Osmanlı Kadını, Cumhuriyet Üni. Sosyal Bilimler Enst., YayınlanmamıĢ

Yüksek Lisans Tezi, Sivas 2005, s.30 188

Ruhi Özcan , “Kayseri‟nin 13 Numaralı Kadı Siciline Göre Evler”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih

Sempozyumu Bildirileri ( 06-07 Nisan 2000), Kayseri 2000, s.349

Page 85: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

74

gibi konularda zaman zaman fetvalar yayınlanarak gayrimüslimleri kısıtlayıcı bazı

kurallar konmuĢtur. Ancak diğer birçok konuda olduğu gibi gayrimüslimlerin sahip

oldukları mülklerde de bu kısıtlamalara hem Kayseri‟de hem de Osmanlı genelinde

pek fazla uyulmamıĢtır. Müslim ve gayrimüslimlerin birbirlerinden ev alıp satmaları

da bu durumun en güzel ispatıdır. Eğer iki tarafın oturdukları evler arasında büyük

farklar olsa idi böyle bir alıĢ-veriĢ içerisine girmezlerdi. Tüm bilgilere dayanarak

Kayseri gayrimüslimlerinin sahip oldukları evlerinin de klasik Osmanlı ev yapısıyla

hemen hemen aynı olduğunu söyleyebiliriz.

Evlerin genel özellikleri, büyük bir kapı ile dar sokağa açılması, bahçe içinde

bulunması, bir veya iki katlı inĢa edilmiĢ olmasıdır; zemin katları ahır, depo, kiler

olarak kullanılırken, iki katlı evlerde esas yaĢanılan mekân üst katlarda olmaktadır.

Burada da sofa, sofaya açılan odalar, mutfak bulunmaktadır. Sofa, evlerde odalara

geçit veren ve aynı zamanda ailenin tüm fertlerinin topluca oturduğu bir

mekândır.189

Kayseri‟de evlerin temel unsurunu oluĢturan diğer bir bölümde

tabhanelerdir. Tespit ettiğimiz gayrimüslim Kayserililere ait evlerin birçoğunda

tabhane bulunmaktadır. Tabhane, ocak veya soba ile ısıtılan kıĢlık mekân, kıĢ evi

olarak tarif edilmektedir.190

Garabet Mahallesinden Serkiz oglu Garabet veledi

Arakil‟in Es-Seyyid El-hac Ali Ağa‟ya sattığı bir bab mülkte191

, Tolman

Mahallesinden Haçer adlı zimmînin Oduncu Mahallesinde bulunan evinde192

ve

Caferbey Mahallesinden Kirkor veledi Ohannes‟in evinde193

birer tabhane

bulunmaktadır.

189

Suraiya Faroqhi, “ġehir Evinin Fiziki ġekli”, Sosyo- Kültürel DeğiĢme Sürecinde Türk Ailesi,

III, Çev. Ġbrahim Kalın, Ankara 1992, s.1152; Tuğba Yalçın, Sivas’ın Ġki Yılı (1821-1822 Yılları 12

Numaralı ġer’iyye Sicil Defterine Göre), Cumhuriyet Üni. Sosyal Bilimler Enst. ,YayınlanmamıĢ

Yüksek Lisans Tezi, Sivas 2002, 190

S. Faroqhi, “ġehir Evinin Fiziki ġekli”, s.1152 191

KġS 176 -39-86 192

KġS 188 -12-37 193

KġS 178 -70-124

Page 86: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

75

17. yüzyıl Kayseri‟si hakkında S. Faroqhi‟nin vermiĢ olduğu bilgiler ıĢığında

1600 yılında Kayseri‟de evlerin %75,8‟inde, 1690‟da ise %86,2‟sinde tabhane

bulunduğunu görmekteyiz.194

ġer‟iyye çeĢitli belgelerde varlığı ifade edilen ancak büyüklüğü belli

olmayan avlu ve bahçe, ailelerin yoğun olarak kullandıkları diğer mekânlardır. Bu

avluların bazılarını içinde su kaynağı olarak çeĢme veya kuyu bulunmaktadır. Eğer

evin sahibi arazi geniĢ ise bir kısmını bahçe olarak düzenlemekte ve buraya ağaçlar

dikmekte idi.195

Bu ağaçlarda belgelerde eĢcar-ı müsmire ve eĢcar-ı gayri müsmire

(meyveli-meyvesiz) olarak yer almaktadır.

Osmanlı evlerinde ayrıca ahır, samanlık, ambar, gibi elemanlar avlunun bir

uzantısı ve ayrılmaz bir parçası olarak yer almaktadır. Bulunduğu konuma göre

avlu ve bahçenin değiĢik yerlerine bina edilen evler ya tek katlı ya da fevkani ve

tahtani olmak üzere iki katlı yapılmaktadır.

19.yüzyılın ilk yarısına ait Ģer‟iyye sicillerine göre yaptığımız incelemelerde

de iki katlı olan evlere de rastlamakla beraber Gayrimüslim Kayserililerin evlerinin

fazla odası olmayan küçük evler olduğunu gördük. Evler genellikle Ģöyle tasvir

edilmiĢtir, “bir sofa ve bir sayegah ve bir ahur ve havluyu müĢtemil bir bab menzil”

olarak kayıtlarda yer almıĢtır. 196

Az odalı, küçük evlere sahip olunması odaların çok yönlü kullanıma açık

olduğunu göstermektedir. Bu sebeple odalar, yemek piĢen, yemek yenilen, oturulan,

akĢamları da yatakların serilmesi ile yatak odası olarak kullanılan çok yönlü

mekânlardır.197

Kayseri‟de bir oda, bir sofa ve avludan oluĢan küçük evler çoğunlukta

olmakla beraber bazı evlerinde oldukça geniĢ ve içerisinde birçok asli mekân ve

müĢtemilatı barındırdığın da söyleyebiliriz. Sayacı Mahallesinden KarakaĢoğlu

194

S. Faroqhi, “ġehir Evinin Fiziki ġekli”, s. 1158, Bkz. Tablo 1 195

S. Faroqhi, “ġehir Evinin Fiziki ġekli”, s.1152; R. Özcan, “Kayseri‟nin 13 Numaralı Kadı Siciline

Göre Evler”, s.357 196

KġS 188 -71-186 197

H. Erten, Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.157

Page 87: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

76

Garebet ve kardeĢi Agob‟a ait olan evin özellikleri Ģöyledir; “ bir sofa taht-ı zir-i

zemin ve bir tabhane taht-ı zir-i zemin ve bir harem odası taht-ı zir-i zemin ve bir

köĢk taht-ı zir-i zemin ve harasında bir bahçe ve bir aĢhanetaht-ı zir-i zemin ve bir at

ahuru ve bir kıĢ odası tahtı samanlık ve taĢrada bir köĢk ve piĢgahında sallık ve iki

biri ma ve iki kenif ve havluyu müĢtemil bir bab menzil.” 198

GRAFĠK II

EVĠN BÖLÜMLERĠ

Oda; 17

Sofa; 10

Tabhane; 15Ahur; 9

Örtme; 8

Aşhane; 6

Havlu; 10

Kenif; 5

Kayseri gayrimüslimlerinin sahip oldukları evlerle ilgili olarak 19. yüzyıla

ait vergi kayıtlarında en yüksek değere sahip evler gayrimüslimlere, özellikle de

Ermenilere aittir. Fiyatları 20.000 kuruĢun üzerinde olan yaklaĢık 160 adet evin

%87‟sinin mülkiyeti Ermenilerin tasarrufundadır. Fiyatı 85.400 kuruĢ olan ev dahi

bulunmaktadır. Değeri bu derece yüksek olan evlerin özellikleri düĢünüldüğünde

evlerin oldukça geniĢ, gösteriĢli yapılar olduğu sonucunu çıkarabiliriz. Zengin

gayrimüslimlere ait bir nevi konak diyebileceğimiz bu evler Oduncu, Sayacı,

198

KġS 186-352-779

Page 88: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

77

Tavukçu, Mermerli, Sınıkçı, ĠslimpaĢa gibi gayrimüslim nüfusun fazlaca bulunduğu

mahallelerde yoğunlaĢmıĢ Ģekildedir.

Sonuç olarak Kayseri gayrimüslimlerinin meskenler konusunda herhangi bir

kısıtlamaya maruz kalmadan rahat bir Ģekilde ev sahibi olduklarını görmekteyiz.

Evlerin mimari özellikleri, içerisinde barındırdığı mekânlar açısından da herhangi

bir farklılık bulunmadan Osmanlı klasik ev yapısını aynen kullanmıĢlardır.

B. EV EġYALARI

Evler ve ev eĢyaları, ailelerin kültürel yaĢam tarzını ve toplumdaki statülerini

yansıtan önemli unsurlardandır.199

EĢyaların çeĢitliliği ve sayısı, kiĢinin veya

ailenin, sosyal, ekonomik ve kültürel durumunu yansıttığı kadar hayat tarzını da

ortaya koyar. Kayseri gayrimüslimlerinin sahip oldukları ev eĢyaları hakkında

bilgilere, siciller arasında günlük hayatın aynası olarak nitelendirilebilecek olan

tereke kayıtlarından ulaĢılmaktadır.200

Elimizde bulunan 28 adet tereke kaydından

anlaĢılacağı üzere Kayseri‟de ki gayrimüslimlerin zengin olduklarını söyleyebiliriz.

Tereke kayıtları aracılığı ile gayrimüslimlerin evlerinde bulunan eĢyaların fiyatlarını

da öğrenebilmekteyiz.

Ev eĢyaları, belgelerde durumlarına göre köhne (eski), müsta‟mel veya cedid

( yeni) olarak nitelendirilmektedir.

Gayrimüslimlere ait ev eĢyaları, kullanımdaki özelliklerine göre, sergi ve

döĢemeler, yatak takımları, mutfak takımları, yiyecek malzemeleri, keyif ve koku

verici aletler, temizlik aletleri, aydınlatma aletleri, silahlar Ģeklinde bir tasnife tabi

tutulabilir.201

199

H. Erten, Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.161 200

Ö. Demirel- M. TuĢ- A. Gürbüz, “Osmanlı Anadolu Ailesinde Ev, EĢya ve Giyim-KuĢam (XVI-

XIX Yüzyıllar)”, Sosyo-Kültürel DeğiĢme Sürecinde Türk Ailesi, II, Ankara 1992, s.706 201

Ö. Demirel- M. TuĢ- A. Gürbüz, “Osmanlı Anadolu Ailesinde Ev, EĢya ve Giyim-KuĢam (XVI-

XIX Yüzyıllar)”, s.707

Page 89: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

78

Günün büyük bir bölümünün içerisinde geçirildiği, ailenin bir arada

bulunduğu oturma odasında çoğunlukla yere serilen ve oturma rahatlığı sağlayan

eĢyalar ve süs olarak kullanılan eĢyalar bulunmaktadır. Sergi amacıyla kullanılan

eĢyaların baĢında halı, kilim, cecim, çul, keçe, seccade ve hasır gelmektedir. Yine

sergi ve döĢeme olarak nitelendirilebilecek diğer ev eĢyaları da minder, yastık ve

makat takımlarıdır. Oturulmak için yere konan minderler ve yaslanmak üzere

kullanılan yastıklar, günümüz koltuk ve sandalyesinin görevini yerine

getirmektedir.202

Tereke kayıtlarına bakıldığında Kayseri gayrimüslimlerinin kullanmıĢ

oldukları ev eĢyaları arasında ağırlıklı olarak halı, kilim, minder, yastık dibi eĢyalar

bulunmaktadır. Bu eĢyalar terekelerde sahip oldukları özelliklere göre farklı

Ģekillerde kaydedilmiĢtir. Tüm eĢyalarda olduğu üzere öncelikle eski- yeni ve

büyük-küçük olma durumları yazılmakta daha sonra ise eĢyaların kumaĢ türlerine

göre, çuka, dimi, çit, Ģilte gibi tabirler kullanılmaktadır. Yine bu eĢyalar ev

içerisinde kullanıldıkları yerlere göre de değiĢik isimler almaktadırlar. Yan minderi,

yan kilim, orta kilim, köĢe minderi gibi adlandırmalar terekelerde yer alan bazı

örneklerdir.

Osmanlı Devleti‟nde ki Müslümanların tereke dökümleri içerisinde sıkça

bulunan seccadeler, hem ibadet amaçlı hemde bunun yanında sergi olarak ta evlerde

kullanılmaktadır. Bu durum Ġslamiyet‟in benimsenmesi ve namaz kültürü

paralellinde son derece normaldir. Bunun yanında Kayseri‟de ve Trabzon, Tarsus,

Sivas gibi diğer Osmanlı Ģehirlerinde gayrimüslim Osmanlı tebaasının eĢyaları

arasında da seccadelere rastlanmaktadır. Bu durum iki Ģekilde yorumlanabilir.

Birincisi, Müslimlerle iyi komĢuluk iliĢkileri içerisinde olan gayrimüslimlerin,

evlerine gelebilecek Müslüman komĢuları için seccade bulundurmaları olabilir. Ya

da sadece sergi amacıyla evlerinde seccade kullanmalarıdır diyebiliriz.

202

Ö. Demirel- M. TuĢ- A. Gürbüz, “Osmanlı Anadolu Ailesinde Ev, EĢya ve Giyim-KuĢam (XVI-

XIX Yüzyıllar)”, s.707-709; Galip Eken, “XVIII. Yüzyıl Ortalarında Antep‟te Aile”, Selçuk Üni.

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Konya, s. 479

Page 90: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

79

Ev eĢyaları arasında, yatak takımlarının da önemli bir yeri vardır. Bu eĢyalar

arasında yatak-döĢek, yorgan, yastık ve çarĢaf sayılabilir. Geleneksel Osmanlı

evinde yer alan bu eĢyalar her evin zaruri ve temel ihtiyaçlarıdır.203

Tabiî ki Kayseri

gayrimüslimleri içinde bu durum geçerlidir. Geceleri serilip kullanılan ve gündüzleri

de toplanarak yüklüklere kaldırılan yatak takımları terekelerde bez, kutnu, çit, dimi,

mitil, Ģilte, ceyyit olarak özelliklerine göre adlandırılmaktadır.

Osmanlı döneminde matbah olarak anılan mutfaklarda kullanılan eĢyalar ise

yapılıĢ ve kullanımındaki özelliklere göre çeĢitlilik göstermektedir. Mutfak eĢyaları

genellikle bakır, pirinç, demir, porselen, cam ve taĢ malzemelerden meydana

gelmekte idi. Mutfak eĢyaları terekelerde fazla yer tutmamaları için genelde tek tek

belirtilmeden evani-i nühhas olarak kaydedilmektedir.204

Ama zaman zaman bazı

terekelerde kazan, sini, leğen, güğüm, bıçak, kaĢık, sahan, demir sofra altı, mangal,

havan, yayık değirmeni, yağ kutusu, kara küp gibi mutfak eĢyalarının ayrıca

yazıldığını da görmekteyiz.

Ev eĢyaları içinde yer alan diğer bazı malzemeler ise leğen, hamam

peĢtamalı, havlu, sabun, peĢkir gibi temizlik aletleri, mum, Ģamdan fener, yağdanlık

gibi aydınlatma aletleri ile kahve kültüründen kaynaklanan cezve ve kahve

fincanlarıdır.

203

Ö. Demirel- M. TuĢ- A. Gürbüz, “Osmanlı Anadolu Ailesinde Ev, EĢya ve Giyim-KuĢam (XVI-

XIX Yüzyıllar)”, s. 710 204

Ö. Demirel- M. TuĢ- A. Gürbüz, “Osmanlı Anadolu Ailesinde Ev, EĢya ve Giyim-KuĢam (XVI-

XIX Yüzyıllar)”, s.711

Page 91: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

80

C. GĠYĠM-KUġAM VE ZĠYNET EġYALARI

Ġnsan fıtratından kaynaklanan örtünme ihtiyacı kültürlere, dinlere, iklime,

coğrafyaya ve malzemeye göre değiĢiklikler göstermektedir. Osmanlı toplumunda

sahip olunan dini ve örfi kültürün etkisi ile zengin ve çeĢitli bir giyim- kuĢam

kültürü ortaya çıkmıĢtır. 205

Osmanlı Ģehirlerinde yaĢayan azınlıkların Müslüman ahaliden kıyafet ve

görüntü açısından ayrılması için bazı düzenlemeler yapılmıĢtır.206

Osmanlı tarihinde

bu tür kısıtlamaların en çok olduğu dönem III. Murat dönemidir. Hatta 4 Eylül 1577

tarihli bir fermanla kıyafet yasağına aykırı davrananlara siyaset cezası uygulanması

emredilmiĢtir. III. Murat zamanındaki bazı kısıtlamalar Fatih döneminde de devam

etmiĢtir. Ancak bu kısıtlama ve cezalar sadece gayrimüslim vatandaĢlar için geçerli

olmayıp, Müslümanlar içinde aynı uygulama yapılmaktaydı. Yani tek taraflı olarak

gayrimüslimlerin kıyafetlerinde bir kısıtlama yoktu. Bu husus, belgelerde geçen

“zimmîlerin Müslümanlara benzer elbiselerle dolaĢmamaları” hükmünden

anlaĢılmaktadır. 207

ġer‟iyye sicillerinde erkek-kadın herkesin kullandığı eĢyalar ve giysilerle

ilgili olarak da değerli bilgiler bulunmaktadır. Özellikle tereke kayıtları içerisinde

ölen kiĢinin kullanmıĢ olduğu özel eĢyalarda tek tek yazıldığı için bu konuda fikir

sahibi olunabilmektedir. Kayseri gayrimüslimlerine ait terekelerden yola çıkarak

Kayserili gayrimüslim erkek ve kadınların giyim-kuĢam ve kiĢisel eĢyalarının

oldukça çeĢitli olduğunu söyleyebiliriz. Terekelerde giyim-kuĢam çeĢitleri, aynen ev

eĢyalarında olduğu gibi eski-yeni olarak, küçük veya büyük oldukları belirtilerek

kaydedilmiĢtir.

Gayrimüslim erkeklerin terekelerine bakıldığında kullandıkları kıyafetler

arasında gömlek, kuĢak, don, fes, kürk, kemer, entari, cüppe, mintan, Ģal gibi eĢyalar

205

Ö. Demirel- M. TuĢ- A. Gürbüz, “Osmanlı Anadolu Ailesinde Ev, EĢya ve Giyim-KuĢam (XVI-

XIX Yüzyıllar)”, s.717 206

Metin Akis, “ XVI. Yüzyılda Kilis ve Antep Sancaklarında Ermeniler ile Türkler Arasında Sosyal

ve Kültürel ĠliĢkiler”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, III, Kayseri 2007, s.231

Yavuz Ercan, “ Osmanlı Ġmparatorluğu‟nda Gayrimüslimlerin Giyimi”, Belleten, s.117-118

Page 92: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

81

görülmektedir. Bu kıyafetler, terekelerde genellikle kumaĢ cinsi, kullanılmıĢ olma

durumu, rengi ve alındığı yer belirtilerek yazılmaktadır. Örneğin, ĠslimpaĢa

Mahallesi‟nden maktulen ölen Ġstefan veled Nolet‟in eĢyalarından bazıları, köhne

cüppe, çuka entari, incili fes, beyaz cüppe, köhne gömlek, köhne Ģal, Diyarbakır

kuĢağı, köhne çuka Ģalvar, olarak kaydedilmiĢtir. 208

Yine Kayseri Sekban Mahallesi‟nden Acı baba veled Minas‟ın giyim-kuĢam

eĢyaları da Ģu Ģekildedir; ġal entari, bez kaftan, gömlek, don, yakasız gömlek,

köhne Ģal cüppe, gömleklik bez ve terlik. 209

TABLO XXIII

TEREKELERDE GEÇEN GAYRĠMÜSLĠM ERKEK KIYAFETLERĠ

Çuka Ģalvar Tosya Ģalı ġalvar entarisi

Aba Frenk Ģalı Haleb kuĢağı

Cüppe Don Gömlek

KuĢak Keten gömlek Beyaz cüppe

Kıl Ģalvar Kemer Çorap

Kürk Sim kavuk Bez kaftan

Entari Ġncili fes Yakasız gömlek

Fes Pirinç kuĢak Kutnu entari

Alaca entari Bez kalpak Diyarbakır kuĢağı

Miltan Tosya kuĢağı BiniĢ

Gayrimüslim kadınların kullandıkları giyim-kuĢam eĢyalarından bazıları,

kutnu entari, çuka cüppe, cari cüppe, kaftan, Ģalvar ve sim kuĢaktır.

Kayserili gayrimüslimlerin kullanmıĢ oldukları kıyafetleri haricinde

terekelerinde çeĢitli kumaĢlarda bulunmaktadır. Genelde kutnu, çuka, bez, keten,

astar, alaca türlerindeki kumaĢlar ağırlıklı olarak terekelerde yer almaktadır. Bu

208

KġS 191-110-229 209

KġS 185-116-242

Page 93: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

82

kumaĢların, küçük parçalar halinde olanları kiĢilerin kıyafet ihtiyacını karĢılamak

içindir Ģüphesiz. Ancak bazı kiĢilerde toplar halinde kumaĢlar bulunmaktadır.

Giyim-kuĢam için bu kadar kumaĢın elde bulundurulması mümkün olmayacağı için,

bu kiĢilerin kumaĢ ticareti ile uğraĢtıkları aklımıza gelmektedir.

Killik Mahallesi sakinlerinden Hürmüsemmi‟nin210

terekesinde alaca parçası,

çit parçası gibi kumaĢlar yer almaktadır. Bu kumaĢların parça olarak kaydedilmesi

ve fiyatlarının cüzi miktarlarda olması kıyafet dikimi için alınmıĢ olduklarının

göstergesidir.

Kayseri ġerefyan Mahallesi‟nden Bodos veled Ġstoro‟nun211

tereke kaydında

ise mesleği belirtilmeden sahip olduğu eĢyaları yazılmıĢ ve mal paylaĢımı

gerçekleĢtirilmiĢtir. Bodos veled istoro‟nun terekesinde yer alan, birer adet köhne

çuka Ģalvar, cüppe, aba, bez entari ve don kiĢinin kendi kullandığı eĢyalarıdır.

Ancak 2 top Gürün bezi, 3 Tosya Ģalı, 6 top kırmızı bez, 8 top çit, 11 Talas astarı, 5

iplik kuĢak, 2 top pur beyazı, 10 kıl Ģalvar, 3 Tokat havlusu, 4 peĢtamal ve birçok

yastık yüzü, Musul pamuğu gibi eĢyalar bir kiĢinin kullanabileceği Ģekilde eĢyalar

değildir. Bu yüzden bu kiĢi kumaĢ ticareti yapmakta ve birçok Ģehir ile bağlantısı

vardır diyebiliriz.

Kıyafet dıĢında gayrimüslim erkeklerin diğer kiĢisel eĢyaları arasında sakal

tarağı, nargile, saat, enfiye kutusu, ustura, ayna, kehribar tespih, altın yüzük, sim

tepelik, tabanca, makas, simli bıçak sayılabilir.

210

KġS 186-80-186 211

KġS 176-34-75

Page 94: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

83

TABLO XXIV

GAYRĠMÜSLĠM ERKEK KĠġĠSEL EġYALARI

Simli nargile Enfiye kutusu Sakal tarağı

Saat Tespih Yağlık

Ustura Makas Terlik

Ayna Tabanca Sim tepelik

Altın yüzük Kitaplar Tabanca

Tüfek Ceviz nargile

Kayserili gayrimüslim kadınların kiĢisel eĢyalarında ilk dikkat çeken özellik

de ziynet eĢyalarının çokluğudur. Bu ziynet eĢyaları hem zenginlik hem de zarafet

iĢaretidir.212

Kayseri Killik Mahallesi‟nden Hürmüsemmi adlı kadına ait ziynet

eĢyaları arasında sim burma, altın küpe, sim kutu, altın yüzük, sim düğme, altın

bilezik sayılabilir.213

Ziynet eĢyaları dıĢında gayrimüslim kadınların terekelerinde bulunan diğer

kiĢisel eĢyalar, sim enfiye kutusu, ayna, sim kutu, yağlık, iĢlemeli peĢkir ve

çocukları için beĢik takımlarıdır.

Kayseri ġer‟iyye sicillerinde gayrimüslimlerin kullanmıĢ oldukları

ayakkabılar hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Sadece Sekban

Mahallesi‟nden Acı baba adlı kiĢinin 1 kuruĢ değerinde terliği olduğu

kaydedilmiĢtir.214

Sonuç olarak, Osmanlı toplumunun küçük bir parçası olan Kayseri

gayrimüslimlerinin giyim-kuĢam ve kiĢisel eĢyalar anlamında farklı çeĢitlerde

birçok eĢyası bulunmaktadır. Bizim incelediğimiz dönemi temel alarak Sümeyra

212

Jülide Akyüz, “Ermeni Kadınlarına Ait Terekeler”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, II,

Kayseri 2007, s.463 213

KġS 186-80-186 214

KġS 185-116-242

Page 95: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

84

Çelik‟in hazırlamıĢ olduğu “Sosyo-Ekonomik Açıdan Osmanlı Kadını (1800-

1850)”adlı yüksek lisans tezinde Ankara, Sivas, Diyarbakır, Manisa, Trabzon,

Konya, Amasya, Bursa gibi birçok Ģehirde bulunan kadınların giyim- kuĢamları ve

kiĢisel eĢyaları incelenmiĢtir.215

Sümeyra Çelik‟in tespitleri ile Kayseri

gayrimüslimlerini karĢılaĢtırdığımızda bölgesel bazı faklılıklar dıĢında kullanılan

eĢyaların hemen hemen aynı olduğunu görmekteyiz.

Dini ve sosyal faklılıklar nedeniyle bazı hukuki ayrımlar getirilmeye çalıĢılsa

da temelde çok fazla farklılıklar bulunmamaktadır. Hatta bu durum kadın ve erkek

için de geçerlidir. Her ne kadar görünüĢün farklı olacağı düĢünülse de, kadın ve

erkek hemen hemen aynı isimde kıyafetleri giymektedirler.

Yüzyıllar boyu birlikte yaĢayan Müslümanlar ve gayrimüslimlerin

birbirinden faklı bir yaĢantıları olmamıĢ ve o günün koĢullarında benzer hayatlar

sürmüĢlerdir.216

Dolayısıyla günlük hayatın devamı için gerekli olan eĢyaları

arasında da büyük farklılıklar olmamıĢ ve ihtiyaçları olan her Ģeye gayrimüslim

Kayserililer de sahip olabilmiĢlerdir.

D. AĠLE

Aile toplumun en temel birimi olması sebebiyle önemini daima korumuĢ bir

kurumdur. Ailenin tarifi yapılacaksa; aynı çatı altında oturan bireylerin oluĢturduğu

küçük bir birim denilebilir.

Osmanlı Devleti içerisindeki gayrimüslimlerin aileyle ilgili konularına devlet

hemen hemen hiç karıĢmamıĢ ve bunu tamamen onların din adamlarına bırakmıĢtır.

Zimmiler arasındaki evlenme boĢanmayla ilgili olarak belgelerde bulunan Ģu kayıt

bu durumu kanıtlayan en güzel örnektir: “….bir zimmiye erinden kaçsa veya bir

215

Sümeyra Çelik, Sosyo-Ekonomik Açıdan Osmanlı Kadını, s.20-29 216

J. Akyüz, “Ermeni Kadınlarına Ait Terekeler”, s.465

Page 96: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

85

zimmi avret almalı veya boĢamalı olsa, aralarına rahib-i mezburdan baĢka hiç kimse

girmeye ve karıĢmaya….” 217

Genel uygulama bu Ģekilde olmasına rağmen gayrimüslimlerin zaman

zaman aile hukuku alanında Ģer‟i mahkemelere baĢvurdukları da görülmektedir.

Gayrimüslimlerin Ģer‟i hüküm veren bir kuruma evlenme, boĢanma, nafaka, vasi

tayini gibi konularda zorunlu olmadıkları halde baĢvurmalarının altında farklı

düĢünceler bulunmaktadır. Çünkü kadı huzuruna gelen gayrimüslim dahi olsa Ġslam

hukukuna göre muamele de bulunuluyordu. Bu durumu bilerek ve kabul ederek

gelen zimmînin Ģüphesiz baĢka amaçları vardır. ġer‟iyye sicillerine yansıyan bu

türden davalara bakıldığında miras, alacak-verecek mal zabtı gibi konular

paralelinde olan davalara rastlanmaktadır. Yani gayrimüslim Osmanlı vatandaĢları

Ġslam hukukunun uygulayıcısı kadının vereceği hükümle kendilerini koruma altına

almayı düĢünmüĢ olabilirler.

1. EVLENME

Gayrimüslimler kendi dinsel inançlarına göre evlenirken aranan Ģartlar

Ģöyledir; evlenecek kadın ve erkek mutlaka Hıristiyan olmalıdır. Hatta Ortodoks,

Katolik, Proteston gibi mezhep ayrılıkları bile evlenmeye engel oluĢturabilirdi. Bir

erkek yalnız bir kadınla evlenebilirdi. Nikâh kilisede ve bir dinsel baĢkanın gözetimi

altında olur ve evlenme töreni Ģu Ģekilde gerçekleĢir; tören niĢan ve taç giyme

Ģeklinde iki aĢamalı olarak yapılmaktadır. NiĢan, yüzüklerin takılması ile evliliğe ilk

adımın atılmasıdır. Törenin temelini oluĢturan taç giyme ise Kilisede toplumun

önünde yapılarak ayin yerine getirilmiĢ olmaktadır. Ayin sırasında gelin ve damat,

papazın Ġncil‟den okuduğu bölümlere ve dualara katılmaktadır. Yapılan ayin iki

kiĢinin verdiği kararın kilise tarafından kutsanmasıdır. Papaz evlenecek çiftin

verdikleri kararı açıklamalarını isteyerek ayine geçer. Ayin sonrası papaz tarafından

kutsanmıĢ olan Ģarap, gelin ve damat tarafından üçer yudum olarak içilmektedir.

217

Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.204

Page 97: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

86

Ardından evlilik, töreni yürüten Hıristiyan din baĢkanı tarafından kutsanır ve

böylece tören tamamlanmıĢ olur.218

Zımmiler nikâh ve evlenme iĢlerini kendi dini temsilcileri huzurunda kilisede

yapabilecekleri gibi kendi istekleri doğrultusunda kadı huzurunda da yapabilirlerdi.

Bu durumda Müslümanların ödediği evlenme vergisi olan resm-i gerdek‟in de

yarısını ödemeye mecbur olurlardı. (Alası 60, Evsatı 40, Ednası 20 akçe)219

Ġslam hukukuna göre bir zımmi, Müslüman bir kadınla evlenemez, ancak

Müslüman erkekler gayr-i Müslim bir kadınla evlenebilirler. Bu durumda aile

hukuku ile ilgili iĢler Ġslam hukukuna göre yapılır.220

Müslüman bir erkekle evlenen

zimmî kadın isterse kendi dini üzere kalabilirler, fakat doğan çocuklar Müslüman

sayılırlar.221

Nikâh akdi ile toplumsal onayı ve hukuki meĢruiyetini kazanan evlilik,

tarihin ilk çağlarından bugüne kadar çeĢitli kültürlerde farklı gelenek ve görenek

sahne olan yükümlülükler getirmiĢtir. Mehr de bunlardan bir tanesidir.

Nikâh sebebiyle erkek tarafından kadına verilen ve onun için ekonomik

güvence özelliğini taĢıyan para veya mala, Ġslam toplumlarında ”mehr” adı

verilmiĢtir.222

Mehr miktarının belirlenmesinde tarafların ekonomik durumlarıyla,

kadının yaĢ, asalet ve güzellik gibi özellikleri de etkili olmaktadır.223

.

Mehrin niĢanlandıktan sonra veya nikâh akdi sırasında peĢinen ödenen

kısmına mehr-i muaccel ya da mukaddem, evlenme sırasında erkeğin kadına

218

Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.204; Mustafa BaĢ,

Türk Ortodoks Patrikhanesi, Ankara 2005, s.136-137 219

G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.14 220

CI.Cahen, “Zimmi”, ĠA, XIII, Ġstanbul 1993, s.367 221

G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s 15 222

H. Erten, Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.51 223

H. Erten, Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.52

Page 98: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

87

sonradan vermeyi taahhüt ettiği ve boĢanma veya ölüm halinde verilecek olanına da

mehr-i müeccel denmekteydi.224

Evlenme ve mehr ile ilgili kayseri gayrimüslimleri ile alakalı incelenen

Ģer‟iye sicillerinde herhangi bir kayda rastlayamadık. Ama tüm Osmanlı genelinde

olduğu gibi zaman zaman Kayseri‟de de gayrimüslimlerin ailevi konularda Ģer‟i

mahkemelere baĢvurdukları muhakkaktır.

17.yüzyıl Kayseri‟sinde nikâh ve mehr ile alakalı kayıtlar bulunmaktadır.

Bunlardan örnek vermek gerekirse, 1655 de Gülvaret binti Andrik adlı kadın 7 yıl

önce Temür veled-i HıdırĢeh adlı zimmînin büyük oğlu Minnet ile evlenmiĢ ve

kendisine mehr karĢılığı olarak Gediris‟te bir bağ hibe edilmiĢtir. Kadın, eĢinin

babası Temür‟ün kendisine mehr karĢılığı verilen bağı kullandırmadığını ve engel

olduğunu söyleyerek mahkemeye baĢvurmuĢ ve bunun düzeltilmesini istemiĢtir.

Temür‟ün inkâr etmesi üzerine kadı Ģahit talebinde bulunmuĢ Ģahitler dinlendikten

sonrada bağın Ģikâyetçi olan Gülvaret‟te kalmasına karar verilmiĢtir.225

Bu kayıttan

da anlaĢılacağı üzere ailevi konularda gayrimüslimlerin Ģer-i mahkemelere gelmesi

genellikle dolaylı yollardan olmaktadır.

Evlilik tüm toplumlarda görünen çok eski bir olgudur. Bazı toplumlarda tek

eĢle evlilik görünürken bazılarında ise birden fazla eĢle yapılan evliliklere

rastlanılmaktadır. Osmanlı aile hukuku Ġslam hukukunun ortaya koyduğu esaslar

çevresinde oluĢmuĢtur. Ġslam dini bir erkeğin Ģartlı olarak 4 kadınlı aynı anda evli

olmasına izin veriyordu. Ancak bu duruma izin verilmesine rağmen tek eĢle evlilikte

224

H. Erten, Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel, s.52; M. Zeki Pakalın, Tarih Deyimleri ve

Terimleri Sözlüğü, II, s.443-444; Ali Aktan, “XVII. Yüzyıl BaĢlarında, Kadı Sicillerine Göre

Kayseri‟de Evlenme ve BoĢanmaya ĠliĢkin Uygulamalar”, IV. Kayseri ve Yöresi Tarih

Sempozyumu Bildirileri ( 10-11 Nisan 2003), Kayseri 2003, s.29; Saim SavaĢ, “ Fetva ve ġer‟iye

Sicillerine Göre Ailenin TeĢekkülü ve Dağılması”, Sosyo- Kültürel DeğiĢme Sürecinde Türk

Ailesi, III, Ankara 1992, s.518-519; Ġlber Ortaylı, “Osmanlı Aile Hukukunda Gelenek, ġeriat ve Örf”,

Sosyo- Kültürel DeğiĢme Sürecinde Türk Ailesi, II, Ankara 1992, s.458-459 225

K.ġ.S. 60/1

Page 99: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

88

daima tavsiye edilmekteydi. Yani bilinenin aksine çokta rağbet edilen bir durum

değildi. 226

Kayseri Ģehrinde 1738–1749 yılları arasında Müslüman 156 evli erkekten

yalnızca 13‟ü ikinci evliliğini yapmıĢ, üçüncü ve dördüncü evlilik yapan ise hiç

bulunmamaktadır.227

Osmanlı Devleti‟nde çeĢitli bölge ve dönemlere ait çalıĢmalara

bakıldığında çok eĢli evliliğin yaygın olmadığı kanısına varabiliriz. H.Özdeğer, XV-

XVII. yy Bursa‟sında birden fazla kadınla evlilik yapanların %5, Ö.L.Barkan, XVI-

XVII. yy Edirne Ģehrinde bu oranın %7 olduğunu ortaya çıkarmaktadırlar. XVIII.

yüzyılda Bursa‟da Tereke Kayıtları üzerine çalıĢmalar yapan Gerber, 2000 örnekten

sadece 20‟sinde erkeklerin iki veya daha fazla eĢleri olduğunu tespit etmiĢtir. Yine

Ankara ve Kayseri ile ilgili XVIII. yy baĢlarına ait çalıĢmalarda ise bu oran %9 ve

%12‟dir. XVIII, yüzyılın baĢlarında Kayseri‟de ailelerin durumu ile alakalı bir

incelemede 115 Müslüman erkeğin sadece 10‟u birden fazla kadınla evli olup,

bunlar içerisinde bir kiĢi 3, diğerleri ise iki evlidir. Bu durumda birden fazla

evliliğin oranı %8,7‟dir.228

Osmanlı toplumunda ve Kayseri‟de Müslüman erkekler

arasında görülebilen birden fazla kadınla evlilik, gayrimüslimlerde ise hiç

görülmemektedir. Bunun sebebi, Hıristiyanlığın evliliği, medeni bir olgu olarak

değil, dini bir taahhüt olarak kabul etmesi, bu yüzden de eĢ hayatta olduğu sürece

tekrar evlenmeyi onaylamaması olabilir.229

226

A. Aktan, “Kayseri Kadı Sicillerindeki Tereke Kayıtları Üzerinde Bazı Değerlendirmeler (1738-

1749)”, s.50; Ö. Demirel-M.TuĢ- A.Gürbüz, “Osmanlı Anadolu Ailesinde Ev, EĢya ve Giyim-KuĢam

(XVI-XIX Yüzyıllar)”, s.102; A. Tabakoğlu, “Osmanlı Ġçtimai Yapısının Ana Hatları”, s.25; Ö.

Demirel, “1700- 1730 Tarihlerinde Ankara‟da Ailenin Niceliksel Yapısı, Belleten, LIV/211, s.950 227

A. Aktan, “Kayseri Kadı Sicillerindeki Tereke Kayıtları Üzerinde Bazı Değerlendirmeler (1738-

1749)” , s.50 228

Gül Akyılmaz, “ Osmanlı Aile Hukukunda Kadın”, Türkler, X, Ankara, s.367; H. Erten, Ailenin

Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.68; Said Öztürk, “Osmanlı‟da Çok Evlilik”, Türkler, X,

Ankara 2002, s.379-380; Ömer Demirel, Muhiddin TuĢ, Adnan Gürbüz, “Osmanlılarda Ailenin

Demografik Yapısı” Sosyo- Kültürel değiĢme Sürecinde Türk Ailesi, I, Ankara 1992, s.103 229

H. Erten, Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.68; A. Aktan, “Kayseri Kadı

Sicillerindeki Tereke Kayıtları Üzerinde Bazı Değerlendirmeler (1738-1749)”, s.50; A. Tabakoğlu,

“Osmanlı Ġçtimai Yapısının Ana Hatları”, s.25

Page 100: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

89

2. ÇOCUK

Aileyi oluĢturan unsurlardan olan çocuklar, neslin devamını sağlamanın yanı

sıra, evliliğin önemli gayelerinden birini oluĢturur. Aynı zamanda ailenin huzuru ve

mutluluğunu bütünleyen, geleceğinde önemli roller üstlenen bir parçasıdır.230

Çocuk

sayılarının tespiti Ģer‟iye sicilleri içerisinde önemli bir yer tutan tereke kayıtlarıdır.

Tereke kayıtlarından vefat eden kiĢinin mevcut çocuklarının sayısı ve cinsiyetlerini

öğrenmek mümkün olmaktadır.

Ġncelenen kayıtlardaki 59 gayrimüslim ailenin çocuk sayısı 224‟dür.

Bunların 128‟i kız ve 96‟sı erkektir. Ayrıca henüz doğmamıĢ ve anne karnında olan

bir çocuk da bulunmaktadır. 7 ailenin tek, 14 ailenin 2, 10 ailenin 3, 28‟i ise dört ve

üzeri sayıda çocuğa sahiptir. En fazla çocuğa sahip ailenin 9 çocuğu

bulunmaktadır.231

Örneğin Emir sultan Mahallesi‟nden Madros‟un 5 kız ve 4 erkek

olmak üzere 9 çocuğu vardır.232

TABLO XXV

KAYSERĠ’DE GAYRĠMÜSLĠM AĠLELERĠN ÇOCUK SAYILARI VE ÇOCUKLARIN

CĠNSĠYETĠ

Çocuk Sayıları Aile Toplamı Kız Erkek To

plam

1 Çocuklu 7 3 4 7

2 14 14 14 28

3 10 13 17 30

4 6 14 10 24

5 10 34 16 50

6 5 16 14 30

7 ve üzeri 7 34 21 55

Toplam 59 128 96 22

4

230

Ö. Demirel-M.TuĢ- A.Gürbüz, “Osmanlılarda Ailenin Demografik Yapısı”, s.107; Galip Eken,

“XVIII. Yüzyıl Ortalarında Antep‟te Aile”, s.487 231

KġS 188-85-222 232

KġS 186-308-675

Page 101: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

90

GRAFĠK III

GRAFĠK IV

ÇOCUK CĠNSĠYET DAĞILIMI

KIZ

57%

ERKEK

43%

7

14

10

6

10

57

0

5

10

15

1

Çocuklu

3

Çocuklu

5

Çocuklu

7 ve

Üzeri

GAYRİMÜSLİM AİLELERİN ÇOCUK SAYISI

Page 102: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

91

Köy ve Ģehir, yerleĢim birimleri bakımından iki farklı merkez olup, ailelerin

sahip oldukları çocuk sayıları bakımından da önem taĢımaktadır. Osmanlı Ģehir

ailesinin sahip olduğu çocuk sayısına göre, köy ailesindeki çocuk sayısının fazla

olduğunu söylemek Ģuana kadar yapılan araĢtırmalar neticesinde mümkündür.

Teknoloji ve sanayileĢme imkânlarından söz etmenin pek mümkün olmadığı ve

üretimde tarım ve hayvancılığın ağır bastığı köy yaĢamında insan gücü önemli

olduğu için ve fazla çocuk, fazla iĢ gücü ve kuvvet anlamına geldiğinden köylü

aileler, Ģehirli ailelere göre daha fazla çocuk sahibi olmuĢlardır diyebiliriz.233

Ömer Demirel, XVIII. yüzyıl Ankara‟sında ortalama olarak bir aileye düĢen

çocuk sayısını Müslümanlarda 2.4, gayrimüslimlerde 2.7 olarak tespit etmiĢtir.234

Ahmet Gündüz ise XVIII. yüzyılın son çeyreğinde Kayseri Ģehrinde 37 müslim ve

gayrimüslim ailenin 128 çocuğu olduğunu ve çocuk sayısı ortalamasının da 3.459

olduğunu belirlemiĢtir.235

Ġncelediğimiz Ģer‟iyye sicilleri vasıtası ile XIX. yüzyılın

ilk yarısında Kayserili 59 gayrimüslim ailenin 224 çocuğu vardır ve aile ortalaması

da 3.79‟dur.

3. AĠLENĠN DAĞILMASI

Aile kurumu boĢanma ile sona erer. BoĢanma taraflardan birinin ya da her

ikisinin arzusuzla evliliğin geçersiz hale gelmesidir. Ancak boĢanma tüm

toplumlarda ailenin çocuk yapma, yetiĢtirme ve en önemlisi çocuğu

toplumsallaĢtırma iĢlevine zarar verdiği için, denetlenmek ve kısıtlanmak

istenmiĢtir.236

Ġslam dini evlenmeyi teĢvik etmekle beraber mümkün mertebe eĢlerin

ayrılmaktan kaçınmalarını, ancak tüm çabalara rağmen evlilik çözülmeye doğru

233

Ö. Demirel-M. TuĢ- A. Gürbüz, “Osmanlılarda Ailenin Demografik Yapısı”, s.108; H. Erten,

Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.102 234

Ö. Demirel, “1700- 1730 Tarihlerinde Ankara‟da Ailenin Niceliksel Yapısı”, s.952 235

A. Gündüz, “XVIII. Yüzyılın Son Çeyreğinde Kayseri‟de Aile”, IV. KYTSB, s.264 236

Abdurrahman Kurt, Bursa ġer’iyye Sicillerine Göre Osmanlı Ailesi (1839-1876), Bursa 1998, s.

55

Page 103: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

92

giderse tarafların karĢılıklı bir Ģekilde birbirlerinin haklarına riayet ederek

ayrılmalarını önermektedir.237

Katolik Hıristiyan toplumlarda ise Katolik kilise hukuku boĢanmayı kabul

etmemekte hatta yasaklamaktadır.238

Bu nedenle Hıristiyanlar Ģer-i mahkemelere

baĢvurmuĢlar ve Ġslam hukukunun tanıdığı boĢanma kolaylıklarında yararlanmak

istemiĢlerdir. Ayrıca boĢandıktan sonra yeniden evlenmeyi kolaylaĢtırmak ve

çocukları için gerekli olan nafakayı temin etmekte Ģer-i mahkemeleri boĢanma

konusunda tercih ediliĢ nedenleri arasındadır.239

Ġslam hukukuna göre boĢanma yetkisi kocaya verilmekle beraber kadına da

çeĢitli Ģekil ve sebeplerle boĢanma fırsatı verilmiĢtir. BoĢanmanın sebepleri

geçimsizlik, ahlaki sebepler, gaiplik durumu, din değiĢtirme olayları, olarak

sayılabilir. BoĢanma çeĢitleri ise talak, muhalaa ve tefriktir.240

Talak, kocanın tek taraflı olarak eĢini boĢamasıdır. BoĢamanın olabilmesi

için sadece karısını boĢadığını söylemesi yeterlidir. BoĢamadan kadının haberdar

edilmesi ya da mahkemede gerçekleĢmesi Ģart değildir. Fakat koca, o zamana kadar

karısına mehr-i müeccel borcunu ödememiĢse mehrini ve iddeti doluncaya kadar da

iddet nafakasını ödemek zorundadır.241

Ġkinci tür boĢanma ise Ġslam hukukunda “hul” veya “muhalaa” kavramıyla

ifade edilen yani eĢlerin anlaĢmalı olarak boĢanmasıdır. Evliliğini sürdürmek

237

H. Erten, Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.107 238

Halil Cin, Eski Hukukumuzda BoĢanma, 2.basım, Konya 1988 s.16; H. Erten, Ailenin Sosyo-

Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.106-107; Ahmet Kankal, “18. Yüzyılda Mardin‟de Aile”, I.

Uluslararası Mardin Tarihi Sempozyumu, Mardin 2007, s.740 239

Ali ihsan KarataĢ, “Tanzimata Kadar Bursa‟nın Sosyal ve Ekonomik Hayatında Ermeniler”,

HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, I, Kayseri 2007, s.372 240

A. Aktan, “XVII. Yüzyıl BaĢlarında, Kadı Sicillerine Göre Kayseri‟de Evlenme ve BoĢanmaya

ĠliĢkin Uygulamalar”, s.31; H. Erten, Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.112-120 241

A. Aktan, “XVII. Yüzyıl BaĢlarında, Kadı Sicillerine Göre Kayseri‟de Evlenme ve BoĢanmaya

ĠliĢkin Uygulamalar”, s.31; S. SavaĢ, “ Fetva ve ġer‟iye Sicillerine Göre Ailenin TeĢekkülü ve

Dağılması”, s. 528-530; G. Akyılmaz, “Osmanlı Aile Hukukunda Kadın”, s.369

Page 104: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

93

istemeyen kadının kocasına bir miktar para veya mal vererek boĢanmasını sağlaması

olarak ta açıklanabilir.242

Tefrik veya kazai boĢanma ise evlilik hayatını sürdürmenin imkânsız olduğu

durumlarda eĢlerden birinin ve genelde kadının baĢvurusu üzerine mahkeme

tarafından verilen ayrılık kararıdır. Tefrik sebepleri arasında hastalık ve kusur, din

ayrılığı, gaiplik durumu, kötü muamele ve nafakanın karĢılanmaması sayılabilir.243

Ġncelenen dönemde Kayseri gayrimüslimleri aile hukuku ile alakalı evlenme,

boĢanma, mehr sorunlarını çok fazla Ģer‟i mahkemelere yansıtmamıĢlardır. Çünkü

bu tür kayıtlar gayrimüslimlerin kendi kilise defterlerine kaydedilmiĢtir. Her ne

kadar evlenme ve mehr ile ilgili kayda rastlayamasak da boĢanma konusunda iki

tane örneğimiz bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi din değiĢtirme sebebiyle, diğeri

de gaiplikten dolayı gerçekleĢen boĢanmalardır.

Ġhtida konusunda da bahsettiğimiz üzere ihtida yani din değiĢtirerek

Müslüman olan kiĢilerin medeni halleri de bu durumdan etkilenmektedir. Ġhtida

eden kiĢi kadın ise kocasına Müslüman olması teklif ediliyordu. Eğer kabul etmezse

kadının mutlaka gayrimüslim olan kocasından boĢanması gerekiyordu. Ġhtida eden

kiĢi erkek ise, karısından boĢanma gibi bir zorunluluğu yoktu. Kadın kendi isteğine

göre Müslüman olabilir ya da gayrimüslim kalabilirdi. Ancak gayrimüslim kadın,

Müslüman olan kocasıyla evliliğe devam etmek istemiyorsa, kocasından ayrılma

hakkına da sahipti.

Örneğin Kayseri‟ye tabi Tavansun karyesi ahalisinden Ġbrahim bin Abdullah

nam mühtedi, karısı Ağsabet veledet Ohan nam nasraniyeden boĢanmıĢtır. Gerekçe

olarak kendisi Müslüman olduktan sonra gayrimüslim karısı Ağsabet „in zevcelik

242

Hamza Aktan, “Ġslam Aile Hukuku” Sosyo. Kültürel DeğiĢme sürecinde Türk Ailesi, II, Ank.

1992 s.412; H. Erten, Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı, s.114; A. Aktan, “XVII.

Yüzyıl BaĢlarında, Kadı Sicillerine Göre Kayseri‟de Evlenme ve BoĢanmaya ĠliĢkin Uygulamalar”,

s.32; S. SavaĢ, “ Fetva ve ġer‟iye Sicillerine Göre Ailenin TeĢekkülü ve Dağılması”, s. 530; G.

Akyılmaz, “Osmanlı Aile Hukukunda Kadın”, s.369 243

A. Aktan “XVII. Yüzyıl BaĢlarında, Kadı Sicillerine Göre Kayseri‟de Evlenme ve BoĢanmaya

ĠliĢkin Uygulamalar”, s.32; G. Akyılmaz, “Osmanlı Aile Hukukunda Kadın”, s.370

Page 105: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

94

görevlerini yerine getirmediği belirtmiĢtir. Mahkeme tarafından da boĢanmalarına

ve istedikleri ile evlenmelerine izin verilmiĢtir.244

Erkeklerin herhangi bir nedenle gittikleri yerden dönmemeleri halinde de

kadınlar yeni bir evlilik yapabilmek için ya kadı kararı ile boĢanmalı ya da bir

Ģekilde boĢanmıĢ olduklarını kanıtlamalılardı.245

ĠslimpaĢa mahallesinden Saltan veledet Sava‟nın kocası tarih-i kitapdan 8

sene önce Ġstanbul‟a gitmiĢ ve oradan da Rumeli canibine geçmiĢtir. Kadın,

kocasının 6 sene önce maktulen öldüğü yolunda haberler olduğunu söyleyerek

boĢanma kararı verilmesini istemiĢtir. Kadının kocası Simon veled Yasef‟in

Rumeli‟de iken öldürülmüĢ olduğuna Ģahitlik eden Yordan veled Anastas ve Kapril

veled Mıgırdıç adlı zimmîlerin Ģahadetleri ile kadın boĢanmıĢ sayılarak baĢkası ile

evlenebilmesine izin verilmiĢtir.246

4. NAFAKA

Nafaka, geçim için gerekli olan erzak, eĢya ve para anlamındadır. Nafakayı

karĢılamak ise ailede erkeğin yüklendiği bir görevdir. Ailede koca evinde

sorumluluklarını yerine getirip aile üyelerinin ihtiyaçlarını karĢılıyorsa görevini

yerine getiriyor demektir. Ancak sorumluluklarından kaçan ve ailesine bakmayan

kocalarda karıları tarafından yargıya intikal ettiriliyor ve yargı aracılığı ile de

kocanın gelirlerinden bir kısmı kadına ve çocuklara nafaka olarak verilebiliyordu.

Böylece aile müessesesinin devamı sağlanmaya ve korunmaya çalıĢılmıĢtır. 247

Jennings bu durumu XVII. yy Kayseri‟sinde tespit etmiĢ ve “çok iyi bir model”

olarak değerlendirmiĢtir.248

244

KġS 194- 41/87 245

N. Abacı, Bursa ġehri’nde Osmanlı Hukuku’nun Uygulanması (17. Yüzyıl), , s.161 246

KġS 181-41-87 247

H. Erten, Ailenin Sosyo- Ekonomik ve Kültürel Yapısı s.121 248

R. C. Jennings, Women in Early 17 th Centry Ottaman Judical Records” , JESHO, XVIII, Part 1,

Leiden 1975 s.92-93

Page 106: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

95

Evlilik iliĢkileri içerisinde nafaka iki farklı Ģekilde talep edilmektedir. Ġlk tür

nafaka herhangi bir nedenle evinden uzakta olan erkeğin, eĢinin temel ihtiyaçlarını

karĢılamak için ödemek zorunda oldukları miktardır. Kocası olmayan kadın, kadıya

baĢvurarak nafaka talebinde bulunur ve geçimini sağlaması için gerekli miktarı

alırdı. Bu miktar koca üzerine borç kaydedilir ve döndüğü zaman koca bunu ödemek

zorunda kalırlardı.

Ġkinci tür nafaka, boĢanma ya da ölüm sonrası geride kalan çocukların ve

eĢin geçimi için bağlanan nafakadır.249

Osmanlı toplumunda nafaka ile ilgili uygulamalar Ģer‟i hükümlerin

uygulayıcısı olan kadı tarafından tayin edilmiĢ ve ailenin devamında boĢanma, ölüm

gibi olaylar sonrasında da kadın ve çocukların mağdur edilmemesi konusunda

yararlı bir uygulama olmuĢtur. Ġslam toplumunun nafaka kurumu gayrimüslim

Osmanlı tebaası tarafından da benimsenmiĢ ve onlarda Ģer‟i mahkemeye baĢvurarak

nafakadan yararlanabilmiĢlerdir.

5. MĠRAS- VERASET

Osmanlı toplumunda aile üyelerinden birinin ölümü halinde hayatta

kalanların onun bıraktıklarını hukuken paylaĢmaları gerekiyordu. Ölen kiĢinin

bıraktıklarına Osmanlı belgelerinde tereke veya metrukât tabirleri kullanılmaktaydı.

Ayrıca buna miras dendiği de oluyordu. Tereke, Arapça bir kelime olup terk etmek,

bırakmak anlamına gelmektedir. ġer‟iyye sicilleri içerisinde miras paylaĢımı ile

alakalı olan kayıtlarda tereke olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla bu tereke

kayıtları için “ölenlerin terk ettiği menkul ve gayri her türlü malların ve alacak,

249

N. Abacı, Bursa ġehri’nde Osmanlı Hukuku’nun Uygulanması (17. Yüzyıl), s.168-169

Page 107: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

96

borç, vasiyet, hibe gibi tasarruflarla meydana gelen hakların ayrıntılı bir

dökümüdür” demekte yerinde olacaktır. 250

Osmanlı Devleti‟nde gayrimüslimlerin kendi aralarındaki miras meseleleri

genellikle mensubu oldukları dinin kurallarına göre halledilir ve ortaya çıkan

problemler de kendi cemaatlerinin din adamları vasıtası ile çözüme

kavuĢturulurdu.251

Ancak zaman zaman gayrimüslimler miras konularında

aralarında çıkan anlaĢmazlıkları kadı mahkemesine götürebiliyorlardı. Dolayısıyla

gayrimüslimler aralarında ortaya çıkan anlaĢmazlığın çözümünde din ayrılığını

dikkate almayarak dönemin siyasi gücünün atadığı Müslüman hakimi

kabulleniyorlardı.252

Kayseri Ģer‟iyye sicillerinde bu durumu tespit ettiğimiz üzere

gayrimüslimler kendi istekleri doğrultusunda mirasla ilgili konularını Ģer‟i

mahkemeler aracılığı ile halletmiĢlerdir.

1800-1850 yılları arasında Kayseri Ģer‟iyye sicillerinde mirasla ilgili olarak

tespit edilen belge sayısı 50‟dir. Bunlardan 28‟i ölen bir gayrimüslimin geride

bırakmıĢ olduğu malların dökümünün yapılarak, mirasçılara pay edilmesi ile

alakalıdır. 22 kayıt ise mirasçılar arasında çıkan problemlerin çözümünü

içermektedir.

Kayseri gayrimüslimlerine ait tereke kayıtlarına baktığımızda ölen kiĢinin

kimliği, oturduğu yer, mirasçılarını kimlikleri, eĢ ve çocuk sayıları, mirasa konu

olan tüm malların cinsi, miktarı ve değerleri hakkında bilgilere ulaĢılmaktadır.

Mevcut mallar kaydedilirken genellikle ev, dükkân, arsa, bağ, tarla gibi taĢınmaz

mallar önce, günlük hayatta kullanılan diğer eĢyalar ise daha sonra yazılmaktadır.

Miras kalan malların dökümü yapılırken resm-i adi, kalemiye, hüdamiye,

çukadariye, ihdariye gibi vergi ve masrafların da kaydı yapılmaktadır. Ölen kiĢinin

250

Ġbrahim Güler, “XVIII. Yüzyılda Aile: Sinop Örneği”, Türkler, XIV, Ankara 2002, s. 33-34; A.

Aktan, “Kayseri Kadı Sicillerindeki Tereke Kayıtları Üzerine Bazı Değerlendirmeler (1738-1749)”,

s.47; N. Abacı, Bursa ġehri’nde Osmanlı Hukuku’nun Uygulanması, s.170-171, 251

G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.15, Y. Ercan, Osmanlı

Yönetimünde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.206 252

Said Öztürk, “ Kayseri ve Çevresinin Sosyo-Ekonomik Tarihi Ġçin Önemli Bir Kaynak: Karaman

Ahkam Defterleri”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (06-07 Nisan 2000),

Kayseri 2000, s.411

Page 108: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

97

tüm borçları ve vergiler, toplam mal varlığı içerisinden çıkarılarak, geriye kalan

rakam (sahhü‟l-baki) yazılmıĢ ve mirasçılar arasında taksimi gerçekleĢtirilmiĢtir.

Sekban mahallesinden Acı baba veledi Minas‟ın mirasını oluĢturan ev, ev

eĢyaları ve giyim kuĢam eĢyalarının tutarı 2000 kuruĢ olarak kaydedilmiĢ ve 74

kuruĢluk vergi ile 100 kuruĢluk borçları bu rakamdan çıkarılarak, üç kızı ve oğlu

arasında 1825 kuruĢluk mirasın dağılımı gerçekleĢtirilmiĢtir.253

Yine Killik mahallesinden Hürmüsemmi veledet Madros‟un veraset

kaydından da mal varlığı toplamının 434 kuruĢ olduğunu görmekteyiz. Bu terekede

ise 16 kuruĢluk vergi kesilmiĢ ve kalan 418 kuruĢluk miras varisler arasında

paylaĢtırılmıĢtır.254

ġer‟i mahkemeye miras konusunda baĢvuran Kayserili gayrimüslimlere de

Ġslam miras hukukunun aynen tatbik edildiğini söyleyebiliriz. Zaten gayrimüslim bir

kiĢi Ģer‟i mahkemeye hangi konuda baĢvurursa vursun Ģer‟i hükümlere göre

muamele edileceğini bilerek gelmekte ve kararı kabul etmektedir.

Ġslam hukuku miras taksimatı için belli kurallar içermektedir. Buna göre,

ölen kiĢinin çocukları yoksa karısına malların 1/4‟ü kalmaktadır. Eğer çocukları

varsa 1/8‟ine sahip olmakta ve geriye kalan miktarda çocuklar arasında

paylaĢılmaktadır. Miras dağılımında çocukların kız ve erkek olmasına göre

farklılıklarda bulunmaktadır. Kız çocuk tek mirasçı ise payı 1/2, erkek çocuk yok ve

kızların sayısı birden fazla ise mirasın 2/3‟ü kızlar arasında paylaĢtırılmaktadır.

Erkek çocuk varsa mirasta hisse paylaĢımı yapılmakta ve bir erkeğe iki kız hissesi

verilmektedir. 255

Kayseri ġerefyan mahallesinden Mirici Bali veledi Havnur‟un ölümü üzerine

terekesi kaydedilmiĢ ve miras toplamı olan 450 kuruĢtan 17 kuruĢluk vergi

düĢülerek geriye kalan miktar varisleri olan karısı, oğlu, üç kızı ve annesi arasında

253

KġS 185- 116-242 254

KġS 186 - 80-186 255

H. Aktan, Mukayeseli Ġslam Miras Hukuku, s.102-111; Serkan Sarı, “18. 19. Yüzyıl Tereke

Kayıtlarına Göre Mardin‟de Sosyal- Ġktisadi Hayat”, I Uluslar arası Mardin Tarihi Sempozyumu,

Mardin 2007, s.771

Page 109: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

98

dağıtılmıĢtır. Buna göre; karısına 54 kuruĢ, oğluna 122, kızların her birine 61 kuruĢ

ve annesine de 71 kuruĢ kalmıĢtır.256

Kayseri Varhan Mahallesinden Ohannis veledi Mıgırdıc‟ın 1536 kuruĢluk

mal varlığı eĢi Serpuhi, oğlu Kirkor ve kızı Eva arasında pay edilmiĢtir. Bu

paylaĢımda eĢine 192, oğluna 896, kızına ise 448 kuruĢ verilmiĢtir.257

Tereke sahibinin mirasçıları arasında anne karnındaki çocuklarda

görülmektedir. Ölen kiĢinin karısı hamile ise anne karnındaki çocuk, “hissetü‟l-

haml” veya “haml-i mevkuf” olarak ifade edilmiĢ ve doğmamıĢ çocuk erkek kabul

edilerek iki kız hissesi almıĢtır.258

Mermerli Mahallesinden Ohannis veledi Ağya

öldüğünde karısı Hürmüsemmi hamiledir. Ohannis‟in mirası eĢi, iki oğlu, bir kızı ve

anne karnında bulunan bebek için taksim edilmiĢtir. Taksimatta bu bebek “haml-i

mevkuf olarak ifade edilmiĢ ve erkek çocuk hissesi olarak 568 kuruĢa sahip

olmuĢtur.259

Gayrimüslim tereke sahipleri, zaman zaman değiĢiklikte göstermektedir.

Ölen kiĢinin evli olması, çocuk sahibi olması ve kız-erkek çocuk durumuna göre

mirasçılar arasına bazı akrabalarda girebilmektedir. Tereke sahibinin erkek çocuğu

yoksa erkek kardeĢi, amcası veya amcaoğulları da mirasçı olmuĢlardır.

Sisliyan mahallesinden Agob veledi Malagoz‟un 1925 kuruĢluk mal varlığı

eĢi Yazgül, kızları Maryem, Sara ve erkek kardeĢi Markos arasında paylaĢılmıĢtır.

Bu paylaĢımda 240,5 kuruĢ karısına, 641,5 kuruĢ kızlarının her birine, 401 kuruĢ ise

erkek kardeĢe verilmiĢtir.260

Karısı ve çocukları olmayan gayrimüslimlere ise kardeĢleri, anneleri ve

amcaları gibi yakın akrabaları mirasçı olmuĢlardır. ĠslimpaĢa Mahallesinden Ġstefan

256

KġS 188 -14-36 257

KġS 186-335-737 258

H. Aktan, Mukayesli Ġslam Hukuku, s. 45-46; Hava Selçuk, “Osmanlı Toplumunda Kadının

Annelik Vasfından Doğan Hakları”, IV. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri ( 10-11

Nisan 2003), Kayseri 2003, s.450-451 259

KġS 181-142-293 260

KġS 178-21-18

Page 110: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

99

veledi Nolet‟e261

iki kız kardeĢi ile üç amcaoğlu, ġerefyan Mahallesinden esnaf

Bodos veledi Ġstoro‟ya262

ise kız kardeĢi Maryem ile amcası Vasil veledi Sava

mirasçı olmuĢlardır.

Ölümü sonrası arkasında herhangi bir yakını olanların mirası Ġslam miras

hukukuna göre taksim edilmektedir. Ancak birde varisi olmayanların mirası

meselesi vardır. Osmanlı hukukuna göre varis bırakmadan ölenlerin malları devlet

hazinesine aittir. Bu uygulamanın dayanağı ise kanunnamelerdir. Mihaliç

Kanunnamesi‟ne göre; ölen kiĢinin varisi yoksa amil bir kadı malları liste halinde

belirleyip altı ay boyunca bekletecektir. Altı ay içinde herhangi bir hak talebinde

bulunan olmazsa mallar satılacak ve elde edilen para devlet hazinesi olan beytü‟l-

mala kalacaktır. Bu tarihten sonra mirasçıların ortaya çıkarak haklarını istemeleri

için üç yıllık bir dava açma süresi de bulunmaktadır.

Kayseri‟de de varisi olmadığı için mirası beytü‟l-mala kalan kiĢiler

bulunmaktadır. Ancak bunların çoğunluğu aslen Kayserili olmayıp ta Kayseri‟de

ticaret yapan kiĢilerdir. Zaten genellikle Kayseri‟de hanlarda ikamet ederken

ölmüĢler ve varisleri olmadığı gerekçesi ile mal varlıklarının mahkeme tarafından

dökümü yapılmıĢ, borçları ve vergileri düĢüldükten sonraki miktarda hazineye

intikal ettirilmiĢtir. Mirası beytü‟l- mala kalan kiĢilerden bazıları, aslen Tokatlı olan

Ayvaz nam zimmî,263

Diyarbakırlı bir gayrimüslim264

ve Erzurumlu Ayvaz‟dır.265

Yine aslen Acem Ermenisi‟nden olan bir kiĢi de Kayseri‟de Müftü Halil

Efendi Hanında misafir iken ölmüĢ ve varisi bulunamadığı için malları Gürcüoğlu

Ġsmail tarafından terekesi yazdırılmıĢ ve mirası beytü‟l mal ahz ve kabz memuru

vekil Ġsmail‟e teslim olunmuĢtur. Toplam mal varlığı 45,5 kuruĢtur. Alınması

gerekli vergiler çıkıldıktan sonra kalan meblağ ise 11,5 kuruĢtur.266

261

KġS 191-111-229 262

KġS 176-34-75 263

KġS 191-13-42 264

KġS 191-31-79 265

KġS 186-260-566 266

KġS 188-56-154

Page 111: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

100

Miras taksimi sonrasında mirasçıların bazen kendilerine düĢen bir hisseyi

diğer varislere veya tüm varisler, tek bir kiĢiye haklarını devretmiĢlerdir. Bunu ya

bir para karĢılığı ya da haklarından feragat ederek hibe yoluyla yapmıĢlardır. Bu

duruma en belirgin örnek genellikle kız evlatların, babalarından kendilerine kalan

malları erkek kardeĢlerine satarak veya hibe ederek devretmeleridir. Böylece

özellikle taĢınmaz mallar üzerinde birçok kiĢinin hissesi bulunmaktansa tek kiĢinin

mülkü haline getirilmesi sağlanmıĢtır.

ĠslimpaĢa Mahallesinde Ġkamet ederken ölen Dökmeci esnafında Horabil

veledi Kumru nam zimmînin veraseti karısı, iki oğlu ve üç kızı arasında

paylaĢtırılmıĢtır. Babalarından kendilerine intikal eden bir bab evdeki hisselerini üç

kız kardeĢ, anneleri ve erkek çocuklardan biri, diğer erkek evlat Sava‟ya

bırakmıĢlardır. Kızlar hisselerini 300 kuruĢa, anne ve oğlu da 1500 kuruĢa satmıĢ ve

mülk üzerinde bir daha hak iddia etmeyeceklerini söylemiĢler, onların bu beyanları

da Ģer‟i mahkemede kayda geçirilerek resmiyet kazanmıĢtır.267

Tüm bu bilgiler ıĢığında gayrimüslim Osmanlı vatandaĢlarının ve Kayserili

gayrimüslimlerin miras konusunda ki anlaĢmazlıklarını ve miras paylaĢımlarını kadı

mahkemesine getirerek çözüme kavuĢturduklarını ve kimsesi olmayan

gayrimüslimlerin mallarının da yine Osmanlı hazinesi içine dahil olduğunu

söyleyebiliriz.

6. VASĠ TAYĠNĠ (VESAYET)

Vasi, akil baliğ olmamıĢ çocukların haklarını korumak ve iĢlerini yürütmek

için veya bir kimsenin ölümünden sonra miras iĢlerini halletmesi için seçilen

kimsedir. Vasinin; akıllı, ergin, adaletli, vasilik yapacağı çocukların iĢlerini

yürütebilecek güç ve tecrübeye sahip ve güvenilir olması lazımdır. 268

Osmanlı toplumunda annesi veya babası vefat eden ya da ayrılan çocuklar

ortada kalmamakta, bu gibi durumlarda çocuğun iĢlerini yürütmek, malı ve mülkü

267

KġS 188-76-198 268

M. Zeki Terzi, “Samsun ġer‟iyye Sicillerine Göre XIX. Yüzyılda Osmanlı Toplum Hayatı,

Müslim- Gayrimüslim ĠliĢkileri”, s.300

Page 112: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

101

varsa bunları idare etmek vasi olarak tayin edilen kiĢilerin görevidir. Vasi tayini

sadece Müslim ailelerin çocukları için değil, aynı zamanda gayrimüslim ailelerin

çocukları için de geçerli bir durumdur. 269

Vasi tayiniyle alakalı olarak, incelenen kadı sicillerinde çok sayıda belge

tespit edilmiĢtir. Anne ya da babalarının ölümü dolayısıyla kendilerine intikal eden

malları idare edebilecek erginlikte olmayan 143 küçük çocuğun iĢlerinin

yürütülmesi için genellikle yakınlarından biri vasi olarak tayin edilmiĢtir. Kayseri

Ģer‟iyye sicilleri içerisinde yer alan vasi tayin kayıtlarında, vasiliğin nitelikleri

hakkında da bilgiler yer almaktadır. Genellikle “…tesviye-i umurlarına kıbel-i Ģer‟i-

Ģerifi emverden bir emin ve müstakim vasi nasbı lazım olmakla…” tabiri

kullanılmıĢ ve vasinin doğru, güvenilir ve adaletli bir kiĢi olmasının üzerinde

durulmuĢtur. Bu sebeptendir ki çocuklara ağırlıklı olarak anneleri vasilik

yapmıĢtır.270

Ayrıca amca, teyze, dayı, babaanne ve ağabeylerin de vasi olarak tayin

edildiği görülmektedir.271

Kayseri Talas Karyesi‟nden halik olan Setan veled Agob nam zimmînin

küçük oglu Ovannis ve küçük kızları Serpuhi ile Maryem nam küçüklerin iĢlerinin

düzenlenmesi ve kendilerine intikal eden mallarını zabt ve hıfza kıbel-i Ģer‟iden bir

emin ve müstakim vasi nasbı lazım olmuĢ ve çocukların anneleri Gülana vasi olarak

tayin edilmiĢtir.272

Selman Mahallesi‟nden Serkis veled Agob nam zimmînin küçük yaĢtaki

kızları Turfende ve Maryem‟in miraslarını zabt ve hıfza valideleri Takuyi veledet

Acı Ohannis vasi nasb ve tayin edilmiĢ, kendisinin de vasiliği kabul etmesiyle sicile

kaydedilmiĢtir.273

269

Ahmet Gündüz, “XVIII. Yüzyılın Son Çeyreğinde Kayseri‟de Aile”, IV. Kayseri ve Yöresi

Tarih Sempozyumu Bildirileri (10-11 Nisan 2003), Kayseri 2003, s.265; Ġlber Ortaylı, Osmanlı’yı

Yeniden KeĢfetmek, Ġstanbul 2006, s.43 270

Kayseri ġer‟iyye Sicilleri 182-98-156; 182-97-152; 180-78-133 271

Kayseri ġer‟iyye Sicilleri 182-92-141; 182-78-117; 188-52-146 272

KġS 192-47 273

KġS 186-139-312

Page 113: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

102

Salman Mahallesi mütemekkinlerinden Nikola veled Esail nam zimmînin

küçük kızı Maryem‟e iĢlerinin düzenlenmesi ve mallarına sahip çıkılması için

amcaları Sefer nam zimmî vasi olmuĢtur.274

Küçük yaĢtaki çocukların haklarını korumak için görevlendirilen vasilerin

anne, amca, kardeĢ gibi akrabaları arasından seçilmesi doğal bir durumdur. Ama

bazen farklı kiĢilerde vasilik yapmıĢtır. Bunlarda en dikkat çekici olanı, üvey

babalarının çocuklara vasi olmasıdır. Kayseri‟ye tabi Zencidere karyesi‟nde halik

olan Yakuf veled Esterkek‟in küçük kızı Nazlı‟ya üvey babası Kani vasi nasb

olunmuĢ ve Kani, Nazlı‟nın nafaka ve kisveye ihtiyacı olduğunu bildirmiĢtir. Bunun

üzerine çocuğun ihtiyaçlarının karĢılanması amacıyla günlük 8 para nafaka

belirlenmiĢ ve üvey baba vasi tayin edilmiĢtir.275

Anne ya da babasını kaybetmiĢ ergin olmayan çocukların vasileri kadı

mahkemesine baĢvurarak himayelerindeki çocuklara nafaka tahsis edilmesini talep

edebiliyorlardı. Kayseri Zencidere Karyesi‟nden Yusep veled Lefter‟in küçük kızına

vasi tayin edilen amcası Gözme Ģer‟iyye mahkemesine baĢvurmuĢ ve yeğeni için

nafaka ve kisve belirlenmesini istemiĢtir. Mahkeme çocuğun ihtiyaçlarının

karĢılanması amacıyla günlük 2 para takdir etmiĢ, idaresini de vasi Gözme‟ye

vermiĢtir.276

Talas Karyesi‟ndeki bir nafaka tayininde ise Ustiri veled Budam‟ın

oğluna vasisi aracılığı ile günlük 10 para nafaka verilmesine karar verilmiĢtir.277

Vasiler, vesayetleri altında bulunan çocukların iĢlerini düzenlemek için

çalıĢmakta ve gerekli hallerde onların yerine taraf olmaktadırlar. Örneğin,

ġebirkapan Mahallesi‟nde otururken maktulen ölen GümüĢhaneli Yani veled

Bağnos hayatta iken Kiroki veled Yased adlı zimmîye 200 kuruĢu emanete

bırakmıĢtır. Yani‟nin ölümü sonrası bu 200 kuruĢ mirasçılardan halikin karısı

Despine‟ye verilmiĢ, Despine‟de bu parayı hem kendi hissesi hemde vasiliğini

yaptığı kızı Maryem‟in hissesi için aldığını ve bir itirazının olmadığını mahkemede

kaydettirmiĢtir.

274

KġS 192-80/81- 92 275

KġS 177-200-96 276

KġS 177-200-95 277

KġS 186-117-268

Page 114: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

103

Yine Karakeçi Mahallesi‟nden Ġstanbul‟a giderken Ankara‟da halik olan

Mığdısı Ohannis‟in üç oğluna vasilik yapan anneleri kendi hakkına ve çocuklarının

hakkına Asvadar adlı zimmî ile ortak oldukları Ģirkete verdikleri 10000 kuruĢluk

sermaye ile 3 senelik süreçte Ġstanbul ve Kayseri‟de bulunan emlaklerden ve

iĢlerden hâsıl olan 22355 kuruĢluk faizin yarı hissesi olan 11177,5 kuruĢu kadı

mahkemesi aracılığı ile tamamen tahsil etmiĢ ve sicile kaydı yapılmıĢtır. 278

Vasilik kurumu koruyucu bir müessese olmasına rağmen zaman zaman

vasiliğini kötüye kullanan kiĢilerde ortaya çıkabilmektedir. Himayesi altındaki

çocuklara ait malları zapt etmekte ve kendi çıkarlarını gözetmektedirler. Örneğin,

Efkere Karyesi‟nden Ġstanbul‟da ticaretle uğraĢırken ölen Dülger Garabet veled

Murat‟ın oğlu Murat 7-8 sene önce babası öldüğü zaman kendisinin küçük olduğunu

ve babasından kendisine intikal eden malları önce vasisi olan Vartan adlı zimmînin,

Vartan‟ın ölümü sonrası da diğer vasisi Vartan‟ın damadı Agob‟un zapt ettiğini

söylemiĢtir. Artık reĢit olan Murat, vasileri tarafından zaptedilen mallarını geri

istemekte ve haklarını geri alma konusunda da Ġstanbul‟da oturan Keresteci Anarya

oğlu Garabet‟i vekil tayin etmektedir. 279

ġer‟i mahkeme Gayrimüslim küçük çocuklara sahip çıkılması için vasi tayin

ettiği gibi vasilerin aciz kaldıkları durumlarda değiĢtirilmesinde ve azledilmelerinde

de baĢvurulan merci olmuĢtur. ĠslimpaĢa Mahallesi‟nde ikamet ederken ölen

Garabet veled Danil‟in küçük yaĢtaki iki oğlu ile üç kızına amcaları Ġskender veled

Danil vasi olmuĢtur. Ancak daha sonra mahkemeye baĢvurarak ihtiyar olduğunu ve

vasilik görevlerini tam anlamıyla yapamadığını söyleyerek vasilikten azledilmesini

ve çocuklara büyük kardeĢleri Danil‟in vasi olmasını talep etmiĢtir. Danil‟in de bu iĢ

için uygunluğu Ģahitler tarafından desteklenince Ġskender veled Danil vasilikten

azledilip yerine çocukların ağabeyleri Danil vasiliğe getirilmiĢtir.280

278

KġS 186-137-308 279

KġS 183-28/29-40 280

KġS 186-61-136

Page 115: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

104

Yine Kayseri ĠslimpaĢa Mahallesi‟nden, halik olan Mıgırdıç veled Kigork‟un

bir oğlu ile üç kızına Garabet veled artin zimmî vasi tayin edilmiĢ ancak kendisi

vesayetin hükümlerini yerine getiremediği için kendi rızası ile vasiliği bırakmıĢ ve

onun yerine çocukların anneleri Turfende veledet Bogos vasi olmuĢtur.281

TABLO XXVI

KAYSERĠ’DE VASĠ TAYĠNĠ

SIRA ÇOCUKLAR VASĠ YAKINLIK DEFTER

K E T

1 1 2 3 Deruhi vt. Mıgırdıç Anneleri 181/182/397

2 1 2 3 Yasef v. Simon Ağabeyleri 182/125/212

3 - 1 1 Hursi vt. Karabet Annesi 182/105/172

4 - 1 1 Gayani vt. Barsık Annesi 182/98/156

5 1 3 4 … vt. Bodos Anneleri 182/98/155

6 2 1 3 Gülistan vt. Yovan Anneleri 182/97/152

7 - 1 1 Serkiz Ağabeyi 182/97/148

8 - 1 1 Serkiz Ağabeyi 182/92/141

9 - 1 1 Uğurlu Ağabeyi 182/92/139

10 1 1 2 Hastere Anneleri 182/86/131

11 3 - 3 Garine vt. Sume Teyzeleri 182/78/117

12 4 1 5 Hursi vt. Ohannes Anneleri 182/22/21

13 1 3 4 Turfende vt. Kivrik Anneleri 180/34/53

14 1 1 2 Gaydane vt. Kirkor Anneleri 185/26/60

15 3 1 4 Marta vt. Kapril Anneleri 185/26/59

16 1 - 1 Gözme v. Sefer Amcası 177/200/197

17 1 - 1 Kani v. Eldoros Üvey Baba 177/200/196

18 1 2 3 Agob v. Agya Amcaları 190/54/107

281

KġS 180- 78-133

Page 116: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

105

19 3 1 4 Turfende Anneleri 180/78/133

20 - 1 1 Bodos v. Yasef Amcası 186/80/181

21 3 2 5 Maryem vt. Bali Anneleri 186/308/676

22 - 1 1 Anna vt. Agya - 186/288/634

23 2 1 3 Nazlı Anneleri 186/173/402

24 - 1 1 Agsabet Annesi 186/166/382

25 - 2 2 Bedros v.Kiragos - 1867160/361

26 1 2 3 Maryem Anneleri 186/160/363

27 - 1 1 Vasil v. Ġsak Amcası 186/140/314

28 2 - 2 Takuyi vt. Ohannis Anneleri 186/139/312

29 - 1 1 Gazri vt. Kivrik Annesi 186/136/306

30 2 - 2 Maryem vt. Yasef Anneleri 186/89/208

31 1 2 3 Karebet Ağabeyleri 185/96/209

32 1 - 1 Sefer Amcası 192/80/91

33 2 2 4 Sultan vt. Manas Anneleri 192/76/84

34 2 1 3 Gülana vt. Endu Anneleri 192/47/

35 1 - 1 Yasef v. Yordan Amcası 186/216/217

36 1 - 1 Agob v. Toros Ağabeyi 191/27/67

37 2 1 3 Maryem Anneleri 188/75/196

38 1 1 2 Anna vt. Abraham Anneleri 190/54/12

39 - 1 1 Güzel vt. Bodos Annesi 188/58/161

40 - 1 1 Eva vt. Mardolos Annesi 176/14/30

41 5 - 5 Maryem vt. Barsıh Anneleri 181/290/598

42 2 1 3 Hürmüsemmi Anneleri 181/290/599

43 1 2 3 Hürmüsemmi Anneleri 181/291/600

44 2 1 3 Tatu Anneleri 181/289/595

45 - 3 3 Despine vt. Sefer Anneleri 181/287/590

46 3 1 4 Karabet Amcaları 181/271/559

47 3 2 5 Sofya Anneleri 186/73/170

48 1 - 1 Dimitri Amcası 186/180/415

Page 117: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

106

49 1 1 2 Bedros v. Bogos Amcaları 186/180/416

50 1 - 1 Derahi Babaanne 188/52/146

51 1 3 4 Maryem Anneleri 186/59/127

52 1 2 3 Bedros v. Bogos Amcaları 186/68/152

53 2 1 3 Agob v. Madros Dayıları 186/82/187

54 1 1 2 Ay hatun vt. Bogos Anneleri 186/83/191

55 2 1 3 Agsabet vt. Agob Anneleri 186/51/106

56 1 2 3 Maryem vt.Karabet Anneleri 176/222/397

57 - 2 2 Agob v. Barsıh Ağabeyleri 176/219/390

58 1 - 1 Maryem vt. Bali Annesi 176/188/334

59 - 2 2 Yovan Amcaları 176/46/105

60 - 1 1 Maryem Anneleri 191/14/45

TOPLAM 73 70 143

GRAFĠK V

5

7

11

36

0 10 20 30 40

DİĞER

AĞABEY

AMCA

ANNE

VASİ TAYİNİ

Page 118: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

107

IV. BÖLÜM KAYSERĠ’DE DĠNĠ HAYAT

A. DĠNĠ YAPILANMA VE DĠN ADAMLARI

Osmanlı topraklarında yaĢayan gayrimüslimler, dini bağla bir cemaatin üyesi

idiler. Her gayrimüslim cemaatte bağımsız bir dini zümre ya da millet olarak kabul

edilmekteydi. Osmanlı Devleti‟nde uygulanan Ġslam Hukuku kuralları

gayrimüslimlerle ilgili her alanda olduğu gibi din hürriyeti alanında da uygulama

alanı bulmuĢtur. Bunun doğal sonucu olarak Kur‟an‟ın tanıdığı din mensubu olan

kiĢilere çok toleranslı davranılmıĢ ve hiç bir zorlamada bulunulmamıĢtır.282

Osmanlı Devleti „nde ve Kayseri‟de bulunan gayrimüslimler ağırlıklı olarak

Hıristiyan dinine mensupturlar. Hıristiyanlar din ve mezhep bakımından Katolikler

ve Katolik olmayanlar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Bunlar;

1) Katolikler: Latinler ve Katolik mezhebini kabul etmiĢ olan bir kısım

Gürcü, Süryani, Keldani, Marunî, Kıpti ve Rum topluluklar.

2) Katolik Olmayanlar: Ortodokslar, Gregoryenler, Nasturiler, Yakubi-

Süryaniler, Melkitler, Mandeiler.283

Bu mezheplerden Katoliklik, Ortodoksluk ve Gregoryenlik hem Osmanlı

genelinde hem de Kayseri‟de yaĢayan gayrimüslimler arasında daha çok kabul

görmüĢtür. Kayseri‟deki Rumlar genellikle Ortodoks, Ermeniler ise Gregoryen idi.

Bununla beraber az sayıda da olsa Katolik ve Protestan olan Gayrimüslimlere de

rastlanılmaktadır.

Kayseri‟de Rumlar ve Ermeniler dinlerinden dolayı hiçbir Ģekilde

aĢağılanmamıĢ ve daima saygı görmüĢlerdir. Gerekli izinleri almak kaydı ile din

adamlarını seçmiĢ ve ibadetlerini özgürce yapabilmiĢlerdir.284

Türkler Kayseri‟ye

gelmeden önce aynı dine mensup iki millet Rum ve Ermeniler, farklı mezhepleri

282

G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.20-21 283

Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.52, Y. Ercan,

„‟Millet Sistemi‟‟ s.198-199 284

M. Akif Erdoğru; “XVI- XVII Yüzyıllarda Kayseri Zimmîleri”, s.74

Page 119: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

108

nedeniyle sürekli bir mücadele yaĢıyorlardı. Hatta Bizans döneminde Kayseri

Metropoliti olan Markos‟un Ermenilere karĢı sürekli küfrettiği ve köpeğine Armen

adını verdiği bilinmektedir.285

Mezhepler arasında böylesine büyük bir mücadelenin

olduğu dönemde Kayseri Türkler tarafından fethedilmiĢ ve bu coğrafyada bulunan

herkes büyük bir dini hürriyete kavuĢmuĢtur.

Osmanlı Devleti‟nde gayrimüslimlerin, dini gerekliliklerini yerine getirmek

için kendi aralarında birisini dini lider olarak seçme hakları vardı. Ancak seçtikleri

kiĢinin merkeze bildirilmesi ve Ġstanbul‟dan onay aldıktan sonra atanması

gerekiyordu. Seçilen kiĢiler cemaatlerinin hem dini hem de idari lideri olarak

devlete karĢı sorumlu idi ve padiĢah ile gayrimüslim tebaa arasında resmi ara merci

konumundaydılar. Cemaat liderleri, gerek dini, adli ve eğitim iĢlerini ve gerekse

hükümetle olan münasebetlerini yürütmek için güçlü bir teĢkilat meydana

getirmiĢlerdir.286

Gayrimüslim cemaatlerin önde gelen dini liderleri patrik ve metropolitlerdir.

Patrik, Hıristiyan milletlerin baĢpapazlarına verilen addır. Patrik kelimesi Rumca

olup aile veya kabile reisi anlamına gelmektedir.

Patriklerin ve bağlı bulundukları patrikhanelerin tarihinde Ġstanbul‟un

Osmanlı Devleti tarafından fethi bir dönüm noktası kabul edilebilir. Fetih sonrası

Fatih Sultan Mehmet Rumlara patrik seçmelerini bildirmiĢ ve seçilen dini idarecilere

de bir berat verilerek dini ve hukuki yetkileri açıklanmıĢtır. Bu uygulama Fatih

sonrası diğer Osmanlı PadiĢahları tarafından da aynen devam ettirilmiĢtir. Patriklere

verilen beratlarda patriğin seçiminin tasdik edildiği, baĢkanlık edeceği topluluğun

mallarını idarede, ayin ve dinlerine ait tüm hususlarda tam salahiyetli olduğu, kendi

cemaatinden bir miktar iane toplayabileceği, kendisinin ve kendisine tabi din

adamlarının vergiden muaf olduğu belirtilmekte idi. Ayrıca kendilerine bağlı olan

285

A. AkĢit; “Selçuklular Devrinde Kayseri ġehrinin Nüfus ve Etnik Durumu‟‟, s. 10 286

B. Eryılmaz; Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.44

Page 120: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

109

alt rütbedeki din adamlarını tayin etmekle de patriklerin görevi idi. Ama bu tayinler

için birer hatt-ı hümayun çıkarmaları gerekmekteydi. 287

Patrikler cemaatleri ile ilgili iĢlerden dolayı hükümete karĢı sorumlu

tutulurdu. Devlet, cemaatlerden vergi toplanması sırasında halkın ağır vergi yükü

altına sokulmaması için de patrikleri sürekli olarak denetlerdi.288

Gayrimüslim cemaatlerde önde gelen diğer bir din adamı da metropolitlerdir.

Metropolit, özellikle Ortodoks ruhani liderlerinin dini ve ictimai mevkileri yüksek

olanları için kullanılan bir tabirdir. Metropolitler, patrikhane tarafından seçilirler ve

bir beratla atanırlardı. Metropolitin görevi kendisine bağlı papaz ve keĢiĢleri tayin

etmek ve görevden almak, miri rusumu, zarar-ı kassabiye akçesi, nikâh rüsumu gibi

vergileri toplatmak, kiliseye vakfedilen malların zabt ve tasaruflarını yapmaktır.289

Metropolitler kanun ve kurallara aykırı harekette bulunmazlarsa kayd-ı hayat

Ģartı ile atanırlardı. Eğer görevini kötüye kullandıkları tespit edilirse görevden

alınabilirlerdi. Kayseri Ģer‟iye sicillerine yansıyan bazı kayıtlarda da bu durumun

örneklerine rastlamak mümkündür. Örneğin, XVII. yüzyıl sonlarında Ġstanbul Rum

Patriği, dini yaĢantısı beğenilmeyen Kayseri ve çevresi Metropolitinin görevini

layıkı ile yapmadığını ve değiĢtirilmesi gerektiğini arz etmiĢ ve kendi önerdiği biri

ile değiĢtirilmesini sağlamıĢtır. 290

Patrik ve metropolit dıĢında onlara yardımcı olan diğer dini görevliler belli

bir hiyerarĢik düzen içerisinde sıralanan rahip, papaz, kocabaĢı, murahhasa ve keĢiĢ

gibi diğer görevlilerdir.291

287

G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.30 288

Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.241; G. Bozkurt,

Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.31 ; 289

G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu , s. 31 290

A. Aktan, “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri‟deki Gayrimüslim Tebaanın Durumu”, s.10 291

G. Bozkurt, Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s. 31

Page 121: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

110

B. ĠBADETHANELER

Hıristiyanların ibadethaneleri kilise ve manastırlardır. Kilise, toplantı yeri,

okul anlamlarına gelirken manastır, daha ziyade külliye kelimesi ile ifade edilebilir.

Yani manastır ibadethane özelliği taĢımasına rağmen bir yandan da okul ve din

adamlarının barınağı olarak da nitelendirilebilir.292

Osmanlı Devleti baĢlangıçtan itibaren gayrimüslimlerin ibadet ve ayin

hürriyetlerine büyük önem vermiĢtir. Bütün gayrimüslim unsurlar, kendi

mezheplerine göre dini ibadet ve ayinlerini serbest olarak yapabiliyorlardı. Ġbadet

yerlerinin tümüyle dokunulmazlığı bulunmakta ve devlet bu yerlerin iç teĢkilatına ve

idaresine kesinlikle karıĢmamıĢtır. Ayrıca devlet, kiliselerde papazların vaaz ve

nasihatlerini din iĢlerine karıĢmak olacağı düĢüncesi ile denetlememiĢ ve

gözetlememiĢtir. 293

Kiliseler ancak arama iznini veren fermanlar ile teftiĢ edilebilirlerdi. Aksi

taktirde keyfi olarak kimsenin bir müdahale ve kontrolü olamazdı. Kayseri ileri

gelenlerinden ehl-i örf ve askerilerinin zaman zaman maddi çıkar sağlama düĢüncesi

güderek kiliselere baskı yaptıkları bilinmektedir. Böyle bir durumda patrikler

durumu padiĢaha arz ederek sorunlarına çözüm ararlardı. Ġbadethanelerin

koruyuculuğunu yapan devlette gerekli önlemleri alırdı. 1822 tarihinde Kayseri‟de

de böyle bir durum yaĢanmıĢ ve Ģikâyet üzerine padiĢah Kayseri Kadısına “Ehl-i örf

ve sairleri tarafından murahhasa ve papazlara ve sair reaya taifelerine bi vechi vaki

olan rencide ve teaddilerin, marifet-i Ģer ile men ve def‟ ettirilmesi hususunda

mezid-i ihtimam ve dikkat eyleyesin” diye emir vermiĢ ve gayrimüslimlerin istismar

edilmemelerini sağlamıĢtır.294

Yine Kayseri‟nin Tomarza köyünde bulunan Ermenilere ait Meryem Ana

Kilisesi ve diğer kazalarda bulunan kiliselerin izinsiz teftiĢ edilmemesine dair H.

292

Y. Ercan , Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.113 293

B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.45-47 294

KġS 191- 47

Page 122: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

111

1265‟de Kayseri Kaymakamı Hacı Selim ve diğer vali ve naiblere de hüküm

yollandığını görmekteyiz.295

Papaz ve rahipler fazla Ģamata etmeden ve seslerini yükseltmeden kendi

evlerinde istedikleri gibi ibadetlerini yapma hakkına sahiptiler. 1851 tarihli kayda

göre devlet gayrimüslim din adamlarına vermiĢ olduğu bu hakkın da

koruyuculuğunu yapmıĢtır. Tırnova ve çevresi metropolitine verilen fermana göre

gayrimüslim din adamlarının kendi hanelerinde ayinlerinin gereği olan faaliyetlerde

bulunmalarının serbest olduğu Tırnova kaymakamına gönderilen fermanda

belirtilmiĢ, Talas karyesi Kiçikoyun‟da bir papazın evinde sesini yükseltmeden Ġncil

okumasına engel olunmaması konusunda Kayseri‟ye bir ferman gönderilmiĢtir. Bu

fermanın üzerine de Tırnova ile ilgili fermanın sureti eklenmiĢ ve ona göre hareket

edilmesi emredilmiĢtir.296

Gayrimüslimlerin ibadethanelerine yapılan saldırılar, kısıtlamalar devlet

tarafından daima engellenmiĢ ve suçlular Müslim, gayrimüslim olarak ayırt

edilmeden cezalandırılmıĢlardır. Yani kilise ve manastırlar sürekli olarak devlet

güvencesi altında bulunmuĢ ve faaliyetlerinde kendilerine tanınan tüm hakları

özgürce kullanabilmiĢlerdir diyebiliriz.

Polonyalı Simeon‟un 1617‟de Kayseri‟yi ziyareti sonrasında yazdığı notlarda

“Kayseri‟de Ġstanbul‟daki gibi kiliseler vardı. Ancak bunlar harabe halinde idi”

demektedir. Bu kiliselerin yanı sıra Surp Ġstepannos, Surp Mergeryos, Surp Sarkis,

Surp Parsek, Talas‟ta Aya Yorgi kiliseleri günümüze gelememiĢtir.

Kayseri‟deki Rum Kiliseleri arasında Gesi‟de Darsia YanartaĢ Kilisesi,

Endürlük (Andronike) Kilisesi, Talas‟ta Yeni Cami Kilisesi, Ġncesu‟da Yeni Cami

Mahallesi Kilisesi, Yarım Mahalle Kilisesi, Aydınlar Köyü‟ndeki Rum Kilisesi,

Germir (Konaklar) Rum Kilisesi, il merkezinde bugünkü Belediye ĠĢ Merkezinin

bulunduğu yerde de bir Rum Kilisesi bulunuyordu. Ancak Kayseri‟deki Rum

295

BOA, A.DVN. MHM, Dosya No:7/A, Gömlek No: 94 296

A. Aktan, “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri‟deki Gayrimüslim Tebaanın Durumu”, s.19; BOA,

A. DVN. , Dosya no: 68, Gömlek No: 60

Page 123: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

112

kiliselerinin çoğu KurtuluĢ SavaĢı‟ndan sonra Lozan AntlaĢması uyarınca, nüfus

mübadelesi sonunda cemaati kalmayınca kendi hallerine bırakılmıĢlar, bazıları

yıkılmıĢ, bazıları da camiye çevrilmiĢtir. 297

Kayseri çevresinde 30‟a yakın manastırın bulunduğu, kaynaklarda ileri

sürülmüĢtür. XX. yüzyılın baĢlarında il merkezinde yedi Ermeni ve bir Rum

kilisesinin olduğu da söylenmektedir. Ayrıca çevredeki ilçe ve köylerde de birçok

kilise ile manastır bulunuyordu. Ermenilere ait Surp Garabet Manastırı (Efkere

Büyük Manastırı), Balagesi Köyü‟nde Surp Daniel Manastırı, Derevenk‟te Surp

Sarkis Manastırı, Surp Asdvadzadzin Tomarza Manastırı ile Bogos Bedros Kilisesi,

Develi‟de Yukarı Fenese Mahallesi‟ndeki kilise bunların baĢında geliyordu.298

Ermenilerle ilgili nüfus mübadelesi olmadığından Ermeni kiliseleri 1980

yılına kadar ibadete açık kalmıĢ ancak, Ermenilerin Ģehirden göç etmeleri üzerine

sahipsiz kalan birçok kilise yıkılmıĢ ve bunlardan sadece iki tanesi il merkezinde

biri de Talas‟ta olmak üzere üç tanesi günümüze gelebilmiĢtir. Bunlar Kiçikapı

Meydanı‟ndaki Surp Asdvadzadzin (Meryem Ana) Kilisesi ile Cafer Bey

Mahallesi‟ndeki Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi, Talas‟ta Yeni Cami Kilisesi‟dir. 299

Kayseri Talas ilçesi Tablakaya Mahallesi‟nde bulunan ve bugün Yeni Cami

olarak kullanılan Rum Kilisesi 1886 yılında yapılmıĢ ve daha sonra da camiye

dönüĢtürülmüĢtür. Kilisenin 1997 yılına kadar kapı giriĢinde bulunan kitabesi

günümüze ulaĢamamıĢtır. Bu kitabede kilisenin 1886 yılında yapıldığı ve ayrıca

Sultan II. Abdülhamit‟e bir teĢekkür yazısı bulunmaktadır.

297

www. kenthaber.com 298

www. kenthaber.com 299

www. kenthaber.com

Page 124: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

113

RESĠM I

Talas Rum Kilisesi

Osmanlı Devleti gayrimüslimlerin yeni kilise ya da manastır yapmasına

müsaade etmemiĢ mevcutlarının tamiri konusunda da padiĢahtan ya da Babıâli‟den

izin alınmasını Ģart koĢmuĢtur. Tamir konusunda bölgede bulunan cemaat reisi ve

patrik tarafından talepte bulunuluyor ve bilirkiĢi tarafından kilisenin tamire muhtaç

olup olmadığı, orijinal halinin ne olduğu tespit ediliyordu. Ardından gerekli

görülürse kilisenin tamirine izin veriliyordu. 300

300

B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.45; Gülbadi Alan, Osmanlı Devletinin

Ermenilere GöstermiĢ Olduğu Dini Ġmtiyazlar Çerçevesinde Kilise Tamirleri”, HoĢgörü

Toplumunda Ermeniler, Kayseri 2007, II, s.206-207; Abdullah Saydam, “Trabzon ġer‟iye

Sicillerindeki Fermanlar IĢığında Katolik Ermeniler ve Mezhep DeğiĢtirme Yasağı”, Tarih ve

Toplum, XXXIV, Sayı 202, Ekim 2000, s.4

Page 125: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

114

Kilise tamiri için merkezden yollanan fermanlarda genellikle Ģer‟i bir

hükümde yer almaktadır. Buna göre 1835 tarihli bir fermana göre Tomarza‟da

Bogos Bedros kilisesinin tamiri ile ilgili olarak Ģeyh‟ül-islam Mustafa Asım

Efendiye “bir karyede vaki‟ keniseyi kadime harab oldukda erbabı, vaz‟ı kadimi

üzere tamire kadir olur mu” diye sorulmuĢ ve Ģeyhü‟l-islamın “olurlar” fetvasıyla

tamir için gerekli izin verilmiĢtir. Aynı belgeden Talas‟ta Yukarı mahallede Meryem

Ana Kilisesi, aĢağı mahallede Toros Kilisesi ve Erkilet‟te de Toros Kilisesi‟nin

tamirine izin verildiği anlaĢılmaktadır.301

Tomarza, Talas ve Erkilet‟teki Kiliseler haricinde XIX. yüzyılda Kayseri‟de

tamirine izin verilen bazı kiliseler Ģunlardır; Varseban Karyesi‟nde Rum milletine

ait BinertaĢ Manastırı,302

Anderlek Köyünde bulunan Rum kilisesi,303

ġerefyan

Mahallesindeki kilise.304

Yeni kilise yapılması konusundaki resmi ve Ģer‟i görüĢe rağmen Osmanlı

yönetiminin XVIII. Yüzyıldan sonra iç ve dıĢ etkilerle yeni bazı kiliselerin

yapılmasına izin verdiği anlaĢılmaktadır. Kayseri kent merkezinde Kiçikapıda Surp

Asdvadzadzin Kilisesi 1835‟te yapılmıĢ ve 1875-1885 yıllarında onarım görmüĢtür.

Bu kilise günümüzde Gençlik ve Spor Ġl Müdürlüğü‟ne bağlı spor ve resim, müzik,

yabancı dil kursları verilen bir merkez olarak değerlendirilmektedir.305

Kent merkezinde Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi ise 1859 yılında inĢa

edilmiĢ 1883-1885 yılları arasında onarım görmüĢtür. Bu kilise halen kullanılmakta

ve Ġç Anadolu bölgesinde ibadete açık tek Gregoryen Kilisesi olma özelliğini

taĢımaktadır. 306

301

A. Aktan, “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri‟deki Gayrimüslim Tebaanın Durumu”, s.12-13;

BOA, Cevdet-Adliye, No: 2885; 302

KġS 186 -271-590 303

BOA, Ġ. HR. , Dosya No: 195, Gömlek No:11046 304

BOA, A.MKT. NZD, Dosya No: 9, Gömlek No:22 305

ġeyda Güngör Açıkgöz, “XIX. Yüzyıl Kayserisi‟nde Ermeniler ve Kiliseler” , HoĢgörü

Toplumunda Ermeniler, IV, Kayseri 2007, s.382 306

ġ. G. Açıkgöz, “Ermeniler ve Kiliseler, s. 382

Page 126: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

115

RESĠM II

Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi

Tomarza‟daki Surp Bogos Bedros Kilisesi‟ne 1835‟de yapım izin verilmiĢ ve

özgün iĢlevinin ardından bu kilise sırasıyla, Toprak Mahsulleri Ofisi deposu, sinema

ve belediye deposu olarak kullanılmıĢtır. 307

RESĠM III

Tomarza Surp Bogos Bedros Kilisesi

307

ġ. G. Açıkgöz, “Ermeniler ve Kiliseler, s. 384

Page 127: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

116

RESĠM IV

Tomarza Manastırı

Rum ve Ermeniler için önemli bir merkez konumundaki Kayseri‟de pek çok

Ortodoks ve Gregoryen kilisesi yapılmıĢ ve Hıristiyanların yaĢadığı birçok yerde

kendi ibadethaneleri olmuĢtur. Kayseri kent merkezinde ve Talas, Efkere,

Zencidere, Germir, Gesi, Erkilet, Tomarza gibi gayrimüslimlerin yoğun yaĢadıkları

yerlerde kilise ve manastırların kalıntıları halen bulunmaktadır.308

Kilise bulunmayan küçük yerlerde yaĢayan gayrimüslimler ise gerekli

izinleri almak kaydı ile dini ayinlerini icra etmek üzere köyde bir papaz

bulundurabiliyorlardı. Örneğin, 1848‟de Kayseri Küçükköy Ermeni ahalisi kilisenin

kendilerine uzak olduğunu ve ibadetlerinde sıkıntı çektiklerini Ġstanbul‟a

bildirmiĢlerdir. Bunun üzerine de köylerinde daimi olarak bir evde papaz

bulundurmalarına ve onlara bu konuda hiç kimsenin müdahale etmemesi konusunda

ferman çıkarılmıĢtır. Bu muamele Osmanlı Devleti‟nin gayrimüslimlere bakıĢını

oldukça iyi yansıtan bir örnektir. 309

308

ġ. G. Açıkgöz, “Ermeniler ve Kiliseler, s. 382 309

BOA, Cevdet-Adliye No:3928

Page 128: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

117

Osmanlı Devleti‟nin uyguladığı mabet yapma yasağı ve tamir için izin

gerekmesi gibi durumlar gayrimüslimleri kısıtlayıcı kurallar gibi görünse de

gayrimüslimlerin genel olarak mağdur edilmedikleri anlaĢılmaktadır.310

Bazı

zamanlarda kilise tamirleri için yerel yönetimlerin gayrimüslimlere yardımlarda

bulundukları dahi görülmektedir. Örneğin, Kayseri kalesinin harap olan ve tehlike

arz eden Kiçikapı mevkii belediye tarafından yıkılmıĢ ve surlardaki taĢların bir

kısmı Ġmam Zeynelabidin Türbesi ve Ermeni Kilisesi‟ne para karĢılığı satılmıĢtır.

Belediyenin gerek türbeden gerekse kiliseden aldığı paranın çok cüzi olması hatta

yıkım masraflarını bile karĢılamaması bunun bir yardım olarak değerlendirilmesine

sebep olmaktadır.311

C. SUÇLU ZĠMMÎLERĠN CEZALANDIRILMASINDA KĠLĠSENĠN ROLÜ

Cemaat üyeleri arasındaki adli iĢler, Patrikhane mahkemeleri tarafından

görülür ve çözüme kavuĢturulurdu. Patrikhane mahkemelerinin vermiĢ olduğu

kararlar da devlet tarafından aynen uygulanırdı. Patrikhane, suçluları yalnız hapse

değil kürek cezasına da çarptırabiliyordu ve patrikhaneden gönderilen kürek

mahkûmlarını kaptan paĢaların kabul etmeme hakkı yoktu. Ayrıca bu mahkûmları

vaktinden önce de salıveremezlerdi. Kendi dinlerine karĢı gelerek, dini nitelikli suç

iĢleyen zımmiler de yine patrikhaneler tarafından cezalandırılmaktaydı.312

Suçlu olduğu patrikhane tarafından tespit edilen gayrimüslimlerle ilgili

kayıtlara hem Kayseri ġer‟iyye sicillerinde hem de BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi‟nde

ki belgelerde rastlamaktayız. Dini nitelikli suç iĢleyen zimmîler genellikle diğer

cemaat üyeleri tarafından Ģikâyet edilmiĢler ve „‟ ıslah-ı nefs‟‟ etmeleri için baĢka

bir Ģehre sürgün edilmiĢlerdir.

310

B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebanın Yönetimi, s.45 311

G. Alan, “Osmanlı Devletinin Ermenilere GöstermiĢ Olduğu Dini Ġmtiyazlar Çerçevesinde Kilise

Tamirleri”, s.222-223 312

A. Aktan, “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri‟deki Gayrimüslim Tebaanın Durumu”, s.16

Page 129: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

118

Kayseri Ermeni milletinden KeĢiĢ oğlu Agob kendi halinde olmadığı ve

ayinlere aykırı hareketlerde bulunduğu için Ģikâyet edilmiĢ ve patrikhane tarafından

nefsini ıslah edinceye kadar Kemah‟a sürgün edilmesine karar verilmiĢtir. Bu karar

Ġstanbul ve çevresi Ermeni Patriği Karabet nam rahip tarafından mühürlü arz-u hal

ile devlete bildirilmiĢtir. Böylece Kayseri ve Kemah Naiblerine hüküm yazılarak

gereğinin yapılması istenmiĢtir. 313

Macunsun karyesinden Solakoğlu Mihail adlı zimmînin de ayine aykırı ve

halkın huzurunu kaçıran davranıĢlarından dolayı, Kayseri murahhasası ile adı geçen

köyde oturan papaz ve ahali tarafından Ģikâyet edilmiĢ ve patriğin kararı ile ailesi ile

beraber Divriği‟ye sürgün edilmesi için ferman çıkarılmıĢtır. Bu kayıttan suçlu

olduğu tespit edilerek sürgününe karar verilen zimmînin ailesinin de karardan

etkilendiği anlaĢılmaktadır.314

Dini suçları sebebi ile Kayseri‟den baĢka Ģehirlere sürgünler olduğu gibi

diğer bazı yerlerden de Kayseri‟ye gönderilen zimmîler de bulunmaktadır.

Trabzon‟un Andreyas köyünden Filibos isimli rahip dine mugayir harekette

bulunmasından dolayı ceza olarak Kayseri‟deki Ermeni Manastırı‟na sürgün

edilmiĢtir.315

Bu belgede suçlunun bir din adamı olması oldukça ilgi çekici bir

durumdur. Demek ki gayrimüslim cemaatler içerisinde din adamlarının da zaman

zaman uygunsuz davranıĢları olmuĢ ve devlet eliyle cezalandırılabilmiĢlerdir.

Patrikler, idaresi altında olup ta rızasına aykırı davranan cemaat üyelerini ve

din adamlarını sürgün ederek cezalandırabildiği gibi onların affedilmesini de

isteyebilirlerdi. Buna göre, Ġstanbul ve çevresi Ermeni Patriği‟nin kararı ile

Üskülüplü (?) rahip Kalos Kayseri‟ye sürülmüĢtür. Söz konusu bu rahibin artık

yaĢlanması ve bir daha ayinlere aykırı harekette bulunmayacağını bildirmesi üzerine

313

KġS 193 -61/132 314

A. Aktan, “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri‟deki Gayrimüslim Tebaanın Durumu”, s.17; BOA,

A.DVN, Dosya no: 5, Gömlek No:93 315

BOA. HR. MKT. , Dosya No: 32, Gömlek No:96

Page 130: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

119

Ġstanbul ve civarına gelmemesi Ģartı ile suçu affedilmiĢ ve gereğinin yapılması için

Kayseri‟ye emir gönderilmiĢtir.316

Hilaf-ı harekete ibtidar‟ından dolayı Kayserili bir rahip de patriğin müracaatı

üzerine Aynoroz Manastırı‟na sürülmüĢ ve burada sekiz ay kaldıktan sonra ıslah-ı

nefs ettiğini belirterek söz vermiĢ ve patrik yeni bir arzuhal ile onun Kayseri‟ye bir

daha ayak basmaması Ģartı ile affedilmesini sağlamıĢtır. Serbest kalan rahip

Kayseri‟ye gidemediği için bir süre Ġstanbul‟da kalmıĢ ancak bu arada hem ailesi

hem de kendisi periĢan olmuĢtur. Bunun üzerine bu rahiple ilgili üçüncü bir arzuhal

daha verilmiĢ Kayseri Metropolitliği‟nin iĢlerine karıĢmaması Ģartı ile Kayseri‟ye

dönebilmiĢtir.317

Ġncelediğimiz kayıtlara göre Kayseri‟de dini suç iĢleyerek sürgün edilen

zimmîlerin gönderildikleri baĢlıca yerler Divriği318

, Kemah319

, Diyarbakır320

, Sis321

,

Amasya‟dır. 322

D. KAYSERĠ’DE ĠHTĠDA

Arapça bir kelime olan ihtida, hidayete erme, Ġslam dinini kabul etme

anlamlarına gelmektedir. Ġhtida etmiĢ olan kiĢiye de mühtedi denmektedir.323

Ayrıca

ihtida gerçeğe ulaĢmak, doğru yolu bulmak manasına da gelmekte ve inançsız iken

veya baĢka bir dinde iken Ġslam dinini benimsemeyi ifade etmektedir.324

Osmanlı Devleti içinde yaĢayan farklı din ve millet mensupları, birbirleri ile

kaynaĢma ortamı bulmuĢ ve bunun tabii sonucu olarak birbirlerinin kültürel ve dini

316

KġS 181- 113-225 317

Ali Aktan, “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri‟deki Gayrimüslim Tebaanın Durumu”, s.17; BOA,

Cevdet-Adliye, No:1566 318

BOA, Cevdet-Zaptiye, No:1561, BOA, A.DVN, Dosya No:5, Gömlek No:93 319

KġS 193 – 61-132 320

KġS 193- 61-133 321

BOA, A.MKT. MVL, Dosya No:50, Gömlek No:8 322

BOA, A.MKT, Dosya No:89, Gömlek No: 96 323

Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, II, s.607 324

Ali Köse, „‟Ġhtida‟‟, TDVĠA, XXI, Ġstanbul 2000, s.554

Page 131: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

120

yaĢayıĢlarından etkilenmiĢlerdir.325

Müslümanlar Ramazan‟da ve bayramlarda

komĢuları olan gayrimüslimlere yemek ve tatlı gönderirken, onlarda paskalya

tatlısından Müslümanlara gönderirlerdi. Düğünlerde, cenazelerde bir arada olurlar,

Ramazanda gayrimüslimler dıĢarıda bir Ģeyler yemezler hatta çocuklarını da bu

konuda öğütlerlerdi. Benzer durumlar Müslümanlar içinde geçerli idi.326

Anadolu‟da Müslümanlarla bir arada yaĢamaya alıĢan gayrimüslimler,

zamanla Ġslam dinini daha iyi tanıma imkânı bulmuĢlar ve devletin takip etmiĢ

olduğu hoĢgörü politikası sayesinde birçok gayrimüslim Ġslamiyet‟e ısınıp,

Müslüman olmuĢtur.327

Ġslamiyet‟in dinde zorlamayı reddetmesi sebebi ile Osmanlı Devleti hiçbir

zaman gayrimüslimleri zorla ĠslamlaĢtırma yoluna gitmemiĢtir. Hatta onlara din

değiĢtirme yolunda herhangi bir telkinde bulunmamaya da özen gösterilmiĢtir.

Gayrimüslimlerin kendi dinlerini bırakarak Ġslam dinini seçmeleri tamamen kendi

hür iradeleri ile olmuĢtur.328

Ġhtida olaylarının Ģer‟iyye sicillerine tam anlamıyla yansıdığını söylemek

güçtür. Çünkü din değiĢtirerek Ġslamiyete geçmek için yalnızca kelime-i Ģahadet

getirmek yeterlidir. Buna rağmen hukuki ve iktisadi bazı gereklilikler vesilesi ile

bazı ihtida olayları kayıt altına alınmıĢtır. XVII. yüzyılda ihtida kayıtları sicil

defterlerinde genellikle ilk veya son sayfalarında fazla önem verilmeden alt alta

ihtida i‟lamı Ģeklinde sıralanmaktadır. Daha sonraları ise dağınık olarak defterlerde

yer almıĢlardır. 329

325

Cengiz Kartın, “Türk- Ermeni ĠliĢkilerindeki HoĢgörü Ġklimi Çerçevesinde Ġhtida Hareketleri”,

HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, I, Kayseri 2007, s.524; Ġsmail Hakkı Mercan, “ġeriye Sicillerine

Göre Balıkesir Ermenilerinin Sosyal YaĢantısı ve Ġhtida Eden Ermeniler”, HoĢgörü Toplumunda

Ermeniler, II, Kayseri 2007, s.413-414 326

A. Saydam, “YenileĢme Döneminde Osmanlı Toplumu”, s.856 327

Kamil Çolak, XVI. Yüzyılda Ġstanbul’da Ġhtida Hareketleri, (BasılmamıĢ Doktora Tezi),

Ankara 2002, s.101 328

Ramazan Günay, “18. Yüzyılın ilk Yarısında Mardin‟de Müslim-Gayrimüslim ĠliĢkileri”, I.

Uluslararası Mardin Tarihi Sempozyumu, Mardin 2007, s.747; Galip Eken, “Bir Anadolu

Osmanlı ġehri Kayseri‟de Ġhtida Hareketleri”, CBÜ Fen Edebiyat Fak. Sosyal Bilimler Dergisi,

Sayı:1, Manisa 1997, s. 86 329

Osman Çetin, Sicillere Göre Bursa’da Ġhtida Hareketleri ve Sosyal Sonuçları (1472-1909),

Ankara1994, s.2-3

Page 132: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

121

TABLO XXVII

KAYSERĠ’DE ĠHTĠDA EDENLER (1800-1850)

SA

YI

DE

FT

ER

MĠL

LĠY

ET

Ġ

YE

RL

ĠM

YE

ESKĠ ADI YENĠ ADI CĠNSĠYET

E K

1 200/3/9 Rum Darsiyak Hatoye AyĢe Zarife X

2 200/3/10 Rum Sultan Maryem Fatma X

3 200/3/11 Ermeni Talas Karabet Mehmed X

4 200/2/3 Ermeni __ Agob Mehmed X

5 181/163/ Ermeni Boğazlıyan Serkiz Mehmed X

6 179/280/ Ermeni Efkere Ermiya Mehmed X

7 184/1/2 __ Talas Hurmusemmi Emine X

8 184/1/3 Ermeni Hacıkasım Hurmusemmi AyĢe X

9 184/2 Ermeni Gürcü Kivork Ġbrahim X

10 191/1/2 Ermeni Bozok Kirakos Mustafa X

11 191/1/4 __ Enderlik Sofya Fatma X

12 191/1/6 Rum Zencidere Marya Fatma X

13 193/1/1 __ Talas Karabet Mustafa X

14 196/1/1 Ermeni Selbasdı Serkiz M. RaĢid X

15 196/1/2 Ermeni Kermir Artin v.Avas Ali X

16 196/1/3 Ermeni Kermir Karabet Yusuf X

17 196/1/7 Ermeni Kerim SĠmon ġaban X

18 196/1/8 __ Darsiyak Maryem Fatma X

19 208/1/2 __ Harburut __ Mehmed X

20 200/1 __ Metrisoğlu Danyal Ahmed X

Page 133: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

122

GRAFĠK VI

İHTİDA ORANLARI

ERKEK

65%

KADIN

35%

1800-1850 tarihleri arasındaki Ģer‟iyye sicillerinden Kayseri‟de Ġslamiyete

geçen 20 kiĢi tespit ettik. Bunlardan 4‟ü Ģehir merkezinde ki Selbasdı,330

Hacıkasım,331

Sultan332

ve Gürcü 333

mahallelerinde, diğer 15‟i Kayseri‟ye bağlı kaza

ve köylerden kiĢilerdir. Bir tanesinin ise yerleĢim yeri belirtilmemiĢtir. Ġhtida

edenlerin 13‟ü erkek, 7‟si ise kadındır.

Ġhtida edenlerin 3‟ü Rum, 11‟i Ermeni‟dir, 6‟sının ise milliyeti belli değildir.

Ġhtida olaylarında mühtedilerin aldıkları isimlere baktığımızda erkeklerin Ġslami

isim olarak genellikle Mehmet, Mustafa, Ġbrahim, Ali, Yusuf, Ahmet, ġaban gibi

isimleri tercih ettikleri görülmektedir, kadınlar ise daha çok AyĢe, Fatma, Emine

isimlerini kullanmıĢlardır, bu isimler sadece Kayseri‟ de değil tüm Osmanlı genelin

de ihtida edenlerin aldıkları isimlerdir, çünkü din değiĢtirenler yeni ad olarak Ġslam

inancı için önemli yeri olan isimleri tercih etmektedirler,

330

KġS 196 -1-1 331

KġS 184-1-3 332

KġS 200 -3-10 333

KġS 184- 2

Page 134: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

123

Ġsim değiĢikliği mühtedinin yeni kültür muhitine intibakını da

kolaylaĢtırmaktadır, Mühtedi eski kiĢiliğini hatırlatacak temel öğelerden biri olan

adını dini ile beraber değiĢtirmekte, eski ve yeni hayatı arasındaki son köprüyü de

yıkmaktadır,

ġeriye sicillerinde bulunan ihtida kayıtlarında genellikle bir zımminin batıl

dinini terk ederek hak din olan Ġslamı seçtiği yazılmıĢ ve buna ek olarak mühtedinin

mahallesi, eski ve yeni ismi, bazen milliyeti ve baba adı gibi ifadelere de yer

verilmiĢtir

Ġhtida kayıtları her erkek ve kadın için ayrı ayrı tutulurken ergenlik yaĢına

gelmemiĢ çocuklar da durum farklıdır. Küçük çocukların dini ailesine tabi

sayıldığından bu tür olaylar ihtida kabul edilmemekteydi, ancak bazı belgelerde

Ġslamı kabul eden mühtedinin çocuklarının da Ġslamiyeti kabul ettikleri kaydedilmiĢ

ve Ġslami isimlerine de yer verilmiĢtir.334

Kayseri de H.1236 tarihli bir belgede

Darsiyak karyesinden Sandalcı Karabet‟ in zevcesi ve Mancısunlu Çoban oğlu

Artin‟in kızı Meryem‟ in Ġslamiyet‟i kabul edip ismini Fatma olarak değiĢtirdiği ve

6 yaĢında Sübyan adlı oğlu ile 10 yaĢında Sultan isminde kızı olduğu

kaydedilmiĢtir.335

Ancak belgeden çocukların Ġslamiyet‟e geçip geçmedikleri

anlaĢılamamaktadır. Zira isimlerinde de bir değiĢiklik olmamamıĢtır. Osmanlı

devletin de anne ve babasından biri ihtida eden bir çocuğun, genellikle Müslüman

olan ebeveynlerinin yanına verildiği görülmektedir. Bu uygulamada amaç çocuğun

Ġslam üzerine yetiĢtirilmesi sağlanmaktadır.336

Müslüman olan anneleri ile ilgili

ihtida kaydında adları geçen çocuklar da bu sebeple belirtilmiĢ olabilir.

Dinini değiĢtiren mühtedi sadece dinini değiĢtirmekle kalmaz ve tüm

yaĢamını da bu doğrultuda düzenlemek mecburiyetindedir. Örneğin ihtida olayları

sonrası kadın mühtedilerin din ve iffetlerinin korunması ve baskı altında

kalmamaları için eĢlerine Islama girmeleri mahkeme huzurunda teklif edilir. Eğer

334

G. Eken, “Bir Anadolu Osmanlı ġehri Kayseri‟de Ġhtida Hareketleri”, s. 86 335

KġS 196- 1-8 336

Osman Çetin Bursa’da Ġhtida Hareketleri ve Sosyal Sonuçları, s.72

Page 135: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

124

erkek Ġslamı kabul etmezse çiftin boĢanmasına karar verildi.337

Çünkü Ġslam

Hukuku‟na göre Müslim bir kadın, gayrimüslim bir erkekle evlenemez. Müslim

erkekler ise Gayrimüslim kadınlar ile evlenebilirlerdi. Dolayısıyla gayrimüslimken

ihtida eden erkeklerin gayrimüslim eĢlerini boĢamaları gibi bir durum da söz konusu

değildir. Ama Ġslamiyet‟e geçtikten sonra eĢini boĢayan erkek mühtediler de

bulunmaktadır. Örneğin Kayseri‟ye tabi Tavansun karyesi ahalisinden Ġbrahim bin

Abdullah nam mühtedi karısı Ağsabet veledet Ohan nam nasraniyeden boĢanmıĢtır.

Gerekçe olarak kendisi Müslüman olduktan sonra gayrimüslim karısı Ağsabet „in

zevcelik görevlerini yerine getirmediği belirtmiĢtir. Mahkeme tarafından da

boĢanmalarına ve istedikleri ile evlenmelerine izin verilmiĢtir.338

E. MEZARLIK - MAġATLIK

Osmanlı genelinde gayrimüslimlerin mezarları ve ölüleri de hürmet

görmüĢtür. Kayseri‟de Müslim ve gayrimüslim mezarları farklı yerlerde

bulunmaktaydı. Hatta Rumlar‟ın ve Ermeniler‟in de kendilerine ait ayrı ayrı

mezarlıklara sahip oldukları bilinmektedir. DikilitaĢ ve Çifteönü MaĢatlıkları

Ermenilere ait mezarlıklardır.339

Mezarlıklarla ilgili Rum ve Ermeni anlaĢmazlıklarının belgelere yansıdığı

görülmektedir. 1850 tarihli bir kayıtta DikilitaĢ MaĢatlığı‟ndan Rum kilisesinin

tamiri için taĢ çıkarılması Ermeni patriği tarafından Ģikâyet edilmiĢ ve yapılan

tahkikat sonucunda, kilisenin eski konumu üzere onarılması, söz konusu maĢatlıktan

taĢ çıkarılmasına veya bir yer satılmasına izin verilmemesi için em-i âli yazılarak

Kapıçuhadarı Halil Ağa‟ya teslim edilmiĢtir.340

Yine 1849‟da Talas da Rumlara ait mezar taĢlarına Ermeniler tarafından

müdahale edilmesi üzerine bir gerginlik olmuĢ ve devlet bir komisyon kurarak

337

O. Çetin, Bursa’da Ġhtida Hareketleri ve Sosyal Sonuçları, s.94-95 338

KġS 194- 41-87 339

A. Aktan, “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri‟deki Gayrimüslim Tebaanın Durumu”, s.27 340

A. Aktan, “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri‟deki Gayrimüslim Tebaanın Durumu”, s.27; BOA,

A. DVN. , Dosya No: 67, Gömlek No:60

Page 136: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

125

mezar taĢlarının kime ait olduğu tespit edilmiĢtir ve böylece gerginlikte ortadan

kaldırılmıĢtır.341

V. BÖLÜM: KAYSERĠ GAYRĠMÜSLĠMLERĠNĠN EĞĠTĠM VE KÜLTÜR

HAYATI

Osmanlı Devleti, gayrimüslimleri her alanda olduğu gibi eğitim sahasında da

serbest bırakmıĢtır. Çünkü devlet, eğitim faaliyetlerini din ve mezhep imtiyazlarının

bir parçası olarak görmekteydi. Gayrimüslimler mabetlerini idare ettikleri gibi

okullarını da cemaat teĢkilatları vasıtasıyla kurmakta ve iĢletmekteydiler. Her

cemaatin mabetleri yanında, bunlara bağlı okulları da bulunmaktaydı.342

Gayrimüslim milletlerin idare ettikleri okullar, tamamen müstakil bir niteliğe

sahipti. Gayrimüslimler, bu cemaat okullarında millî dillerinde eğitim yapmakta ve

ders programlarını diledikleri gibi düzenleyebilmekteydi. Hatta devlet bu okulları,

denetlemeye lüzum görmemiĢtir. Gayrimüslim milletler, din ve mezhep alanında

olduğu gibi eğitim alanında da, özerk bir konum içinde hareket edebilme imkânına

her zaman için sahipti.343

Gayrimüslimler XVII. yüzyıl sonuna kadar sistemli bir okullaĢma hareketi

içine girmemiĢlerdir. Ġlk örnekler din adamı yetiĢtirilmesi için kurulan okullardır.

XVIII. yüzyıl sonlarında Ermeni tüccar ve zanaatkârları tarafından okuma-yazma

öğrenmeye önem verilmiĢ ve özellikle Ġstanbul‟un her semtinde cemaate ait okullar

açılmaya baĢlamıĢtır. 344

341

BOA. ,Hariciye NMK, Dosya No:36, Gömlek No: 7 342

Y. Ercan, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a, s.228; G. Bozkurt,

Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu, s.157-158; Ali Güler, s.164 343

B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebanın Yönetimi, s.168 344

Esma Ġgüs Parmaksız, “Ermeni tarihçi ArĢak Alboyacıyan‟ın Kayseri Ermenileri Tarihi Adlı

Eserine Göre Kayseri‟de XIX. Yüzyıl ile XX. Yüzyıl BaĢlarında Faaliyet Gösteren Ermeni Okulları”,

HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, Kayseri 2007, s.139

Page 137: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

126

1824 yılında Ermeni Patrikliği bir genelge yayınlayarak cemaat okullarının

Anadolu‟da kurulmasını istemiĢtir. 1834‟de Anadolu‟da 114 Ermeni okulu olması

çok kısa bir sürede okulların açıldığını göstermektedir.345

Gayrimüslimlerin eğitim meselesiyle ilgili en önemli düzenleme 1869‟da

çıkarılan “Maarif-i Umumiye Nizamnamesi” ile yapılmıĢ ve bu nizamname de

Müslim ve gayrimüslim çocuklar için ayrı ayrı sıbyan ve rüĢtiye okulları açılması

öngörülmüĢtür. Buna göre, gayrimüslimler çocuklar kendi cemaat okullarında

eğitim alabileceklerdi. Gayrimüslim okullarının denetimini de Maarif

düzenleyecekti.

1897‟ye gelindiğinde Osmanlı topraklarında gayrimüslimlere ait mekteplerin

toplamı 6.739‟dur. Bunların 5.982‟si Ġbtidaiye, 687‟si RüĢtiye ve 70‟i de

Ġdadiye‟dir. Mekteplerin cemaatlere göre dağılımı ise Rumlar 4.390 okul ile ilk

sırada yer almaktadır. Ermenilerin okul sayısı ise 922‟dir. 346

Gayrimüslim nüfusun yoğun olduğu Kayseri‟de de Rum ve Ermenilere ait

cemaat okulları açılmıĢ ve serbest bir Ģekilde faaliyetlerini sürdürmüĢlerdir. Ayrıca

Kayseri, misyonerler için de önemli merkez olmasında dolayı yabancı okullarında

bulunduğu bir yer olmuĢtur. Özellikle Talas‟da Amerikan misyonerlerin

öncülüğünde Talas Boys School ve Talas Girls School adıyla Amerikan okulları

kurulmuĢ ve gayrimüslimlerden de destek bulmuĢlardır. Talas‟da ki bu iki okulun I.

Dünya SavaĢı öncesindeki toplam öğrenci sayısı 273‟dür.

345

E. Ġgüs Parmaksız, Ermeni Okulları, s. 139; Remzi Kılıç, “Osmanlı Yönetiminde XIX. Yüzyıl

Ermeni Okulları ve Faaliyetleri”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, Kayseri 2007, s.83 346

B. Eryılmaz, Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, s.177

Page 138: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

127

VI. BÖLÜM: KAYSERĠ’DE MÜSLĠM-GAYRĠMÜSLĠM ĠLĠġKĠLERĠ

Hıristiyanlığın en önemli merkezlerinden olan Kayseri‟ye Türk nüfusun

geliĢi 1071 Malazgirt Zaferi‟yle beraber gerçekleĢmiĢtir.347

Bu tarihten itibaren

Müslümanlar ile gayrimüslim olarak nitelendirilen Rum ve Ermeniler aynı

coğrafyada ekonomik, sosyal, dini her türlü alanda sürekli etkileĢim içinde olmuĢ ve

ortak bir yaĢamı paylaĢmıĢlardır.

Osmanlı devleti‟nin Ģenlendirme politikası sayesinde kısa sürede TürkleĢen

Kayseri‟de gayrimüslimler daima varlıklarını korumuĢ ve büyük bir nüfus

potansiyeline de sahip olmuĢlardır. Bu da beraberinde Müslim- gayrimüslim

iliĢkilerinin hangi doğrultuda olduğunun araĢtırılması gerekliliğini doğurmuĢtur.

Ana kaynağımız olan Ģer‟iyye sicillerine yansıyan çeĢitli belgeler aracılığı ile bu

durumun analizini yapmaya çalıĢacağız.

Gayrimüslimlere Ġslam hukukunun tanımıĢ olduğu haklara bakıldığında

yerleĢme, giyim, mülkiyet, din gibi konularda kısıtlayıcı gibi görünen bazı

kurallardan bahsedilebilir. Ancak uygulamaya bakıldığında durum daha net

anlaĢılmaktadır. Örneğin Müslim ve gayrimüslimlerin oturdukları mahalleler

baĢlangıçta ayrı olmasına rağmen zamanla bu durum değiĢmiĢ ve karma

mahallelerde Müslim ve gayrimüslimler beraber yaĢar hale gelmiĢtir. Böylece yakın

komĢuluk iliĢkisi içerisine girme fırsatları da olmuĢtur. XIX. yüzyıl Kayseri

mahallelerinin etnik yapısına bakıldığında 75 mahalleden 20‟sinde Müslüman,

Ermeni ve Rumların karma olarak yaĢadığı görülür.348

Kayseri‟de Müslim-gayrimüslim iliĢkilerine ait örnekleri ihtiva eden Ģer‟iyye

sicillerinde ki kayıtlar iki farklı grubun yaĢantıları hakkında daha net bilgi sahibi

olmamızı sağlayacaktır.

Gayrimüslimler, karĢılıklı hoĢgörünün hakim olduğu Kayseri‟de, her alanda

istedikleri gibi hareket edebilmiĢlerdir. Önemli ölçüde ekonomik faaliyetlerde

347

M. ĠpĢirli, “Kayseri”, s.96; A. Güler, “Kayseri‟de Demografik Durum”, s.204 348

M. Keskin, , “1247-1277 Tarihli (Kayseri) Müfredat Defterine Göre Kayseri Ve Tabi YerleĢim

Yerlerinde Nüfus Dağılımı (1831-1860)”, s. 291-298

Page 139: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

128

bulunmuĢ ve hemen her çeĢit mesleği icra etmiĢlerdir. Hatta esnaflık yapan birçok

gayrimüslim, Müslümanlarla da alıĢ-veriĢte bulunmuĢtur. Tabi karĢılıklı olarak

gayrimüslimler de Müslüman tüccar ve esnaflarla iliĢki kurmuĢtur.

Yine mülk sahibi olma konusunda da Müslim ve gayrimüslimler arasında her

hangi bir ayrım yoktur. Ġslam hukuku gereğince gayrimüslimlerin mülklerinin nasıl

olması gerektiği hakkında bazı kısıtlamalar olsa da Osmanlı Devleti‟nde ve

paralelinde Kayseri Ģehrinde katı bir Ģekilde uygulanmadığını söyleyebiliriz.

Gayrimüslimlerin, Müslümanlarla mülk alım-satımı yapmaları da bu durumun en

belirgin örneğidir. Çünkü evlerin özellikleri aynı olmasa birbirleri ile böyle bir alıĢ-

veriĢe girmeleri söz konusu olmazdı. Müslim ve gayrimüslimler arasındaki mülk

satıĢlarından biri Kayseri‟de Gayrimüslim mahallesi diyebileceğimiz Rumyan

Mahallesi‟nde gerçekleĢmiĢtir. Bir zimmî kadın, aynı mahallede ki evini El-hac

Mehmed‟e 530 kuruĢa satmıĢtır.349

Yine Kayseri Karabet Mahallesi sakinlerinden

Serkiz v. Karabet, 420 kuruĢ değerindeki evini Ali Ağa‟ya satmıĢtır.350

Mülk satıĢ belgelerinde mülkün tarifi yapılırken çevresinde bulunan

komĢuları tek tek sayılmakta ve böylece mahallenin etnik yapısı hakkında bilgi

sahibi olunabilmektedir. SatıĢı yapılan evin çevresinde ki evlerde gayrimüslimler ve

Müslimler yer almaktadır. Bu durum bize alım satımlarda dinin herhangi bir

etkisinin olmadığını ve isteyen herkesin dilediği yerde oturabileceğini

göstermektedir.

Gayrimüslim Kayserililer ile Müslümanlar, gerekli hallerde karĢılıklı borç-

alıp vermiĢler, mahkemede birbirlerine vekillik ve Ģahitlik yapmıĢlardır. Kendi

aralarındaki davalarda dahi mahkemeye çağrılan Müslüman kiĢiler gayrimüslim

tanıdıklarına Ģahit olmuĢ ve davanın sonucuna etki etmiĢlerdir. Hatta Müslümanlar,

gayrimüslimlere vekillik dahi yapmıĢ ve davalarda taraf olmuĢlardır. Ġki

gayrimüslim arasındaki anlaĢmazlık sebebiyle mahkemede bilgisine baĢvurulanların

Müslüman olması ve vekillik kurumunun iĢleyiĢi Müslim ve gayrimüslimler

arasındaki sıkı iliĢkinin diğer bir göstergesidir.

349

KġS 181-289-594 350

KġS 176-39-86

Page 140: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

129

Müslim ve gayrimüslimlere ait evlerin özelliklerinin, ev eĢyaları ve giyim-

kuĢamların benzer olması iki grup arasında kültürel etkileĢimi, ibadethanelerin

yaygınlığı, din adamlarının rahat hareket etmeleri, dini hayatın serbestliğini

göstermektedir. Görüldüğü gibi Kayseri Müslim ve gayrimüslimleri aynı topraklar

üzerinde yakın komĢuluk iliĢkileri kurmuĢlar ve herhangi bir sorun yaĢanmadan

barıĢ ve huzur içinde yaĢamlarını sürdürmüĢlerdir.

Page 141: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

130

SONUÇ

Ġslam topraklarında sürekli yaĢayan gayrimüslimlere, zimmî ya da ehl-i

zimmet denmiĢtir. Osmanlı Devleti içindeki zimmîler ise önceleri gayrimüslim tebaa

daha sonra ise reaya olarak adlandırılmıĢtır. Osmanlı Devlet‟inde mevcut tüm

toplulukların, din ve mezhep esasına göre yönetildiği ve kaynağını Ġslam

hukukundan alan Millet Sistemi uygulanmaktaydı. Osmanlı Devleti, çeĢitli dil, din

ve mezheplere mensup farklı toplulukları, yüzyıllar boyunca bünyesinde

bulundurmuĢ ve millet sistemi vasıtası ile de tüm tebaasını, sorunsuz bir Ģekilde

yönetme gayreti içerisinde olmuĢtur.

Müslüman olmadığı halde, Ġslam topraklarında dinlerinin gereğini yerine

getirerek yaĢayan ve devlet güvencesi altında hayatlarını serbest olarak devam

ettiren zimmîler XIX. yüzyıla kadar sorunsuz bir Ģekilde varlıklarını ve kültürlerini

devam ettirmiĢlerdir. Tabi bunda Osmanlı yönetiminin hoĢgörülü tutumu da son

derece önemlidir.

Osmanlı tebaası gayrimüslimler için XIX. yüzyıl bir dönüm noktası kabul

edilebilir. Çünkü gayrimüslimler bu tarihten sonra, Fransız Ġhtilali‟nin çok uluslu

devletlerde yarattığı milliyetçilik duygusu ve bunu fırsat bilen dıĢ ülkelerin Osmanlı

gayrimüslimleri üzerinden yaptıkları siyasetler neticesinde toplumdaki yerlerini

sorgulamaya baĢlamıĢlardır.

Osmanlı Devleti‟nin önemli unsurlarından biri olan gayrimüslimlerin XIX.

yüzyılın ilk yarısında Kayseri Ģehrindeki sosyal, ekonomik, hukuki ve dini

durumlarını ana kaynağımız olan ve her türden bilgiyi ihtiva eden Ģer‟iyye sicilleri

aracılığı ile değerlendirdiğimiz bu çalıĢmada, ilk olarak Ġslam Hukuku ve Osmanlı

Devleti‟nde gayrimüslimlere genel bakıĢın nasıl olduğu konusu üzerinde durulmuĢ;

sonra mevcut kuralların Kayseri Ģehri temel alınarak uygulanabilirliği

sorgulanmıĢtır.

Osmanlı geneli ve Kayseri‟de ki gayrimüslim topluluklar etnik yapıları ve

nüfus durumları açısından tespit edilmiĢ ve Kayseri‟de Ermeni ve Rumların ön

Page 142: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

131

planda oldukları görülmüĢtür. YerleĢim yerleri açısından Kayseri gayrimüslimleri

baĢlangıçta Müslümanlarla ayrı mahallelerde oturmalarına rağmen XIX yüzyılda bu

durum büyük ölçüde değiĢmiĢ ve karma mahallelerin sayısı artmıĢtır. Böylece

Müslümanlar ile gayrimüslimler daha yakın iliĢkiler içine girebilmiĢler ve kültürel

etkileĢimleri de yoğunlaĢmıĢtır.

ġer‟iyye Sicillerine Göre Kayseri Gayrimüslimleri (1800-1850) adlı

tezimizde Kayseri gayrimüslimlerinin nüfus ve etnik yapıları, yerleĢim yerleri

hakkında ön bilgiler verildikten sonra üçüncü bölümle beraber Ģer‟iyye sicillerine

yansıyan kayıtlara girilmiĢ ve Kayseri gayrimüslimleri ekonomik hayatları, sosyal

hayatları ve dini durumları ile incelemeye alınmıĢtır. Gayrimüslimler, özellikle

ekonomik yaĢamları ile dikkati çekmektedir. Çünkü çok sayıda gayrimüslim tüccar

ve esnafın varlığına rastladık ve gerek Kayseri gerek diğer Osmanlı Ģehirleri ile

önemli ticari ağlar kurduklarına Ģahit olduk. Gayrimüslim Kayserilerin yapmıĢ

oldukları meslek dalları, borç-alacak iliĢkileri, mülk alım-satımları ve mal varlıkları,

ekonomik hayat baĢlığı altında değerlendirdiğimiz diğer konulardır. Gördük ki,

Müslümanlar ile gayrimüslimler arasında ekonomik yönden hiçbir fark

bulunmamakla beraber gayrimüslimlerin daha da etkili olduklarını söyleyebiliriz.

Sosyal hayatları bakımından Kayseri gayrimüslimlerinin baĢta ev olmak

üzere sahip oldukları mülkler, evlerinde kullandıkları eĢyalar, giyim-kuĢamları ve

aile hayatları incelenmiĢtir. Rum ve Ermenilere ait evlerin değerlerinin yüksekliği

ve bölümlerinin çeĢitliliği, kullandıkları kıyafetlerin renk ve kumaĢları gösteriyor ki

Ġslam hukukunda gayrimüslimleri kısıtlar nitelikte görülen bazı kurallar çok fazla

uygulama alanı bulamamıĢtır.

Kayseri gayrimüslimleri, Müslümanların yaptığı gibi her türden iĢlerini kadı

mahkemesi aracılığı ile halledebilmektedir. Ancak aile hayatıyla ilgili niĢan,

evlenme, boĢanma, gibi konuları pek fazla Ģer‟i mahkemelere getirmemektedir.

Bunun sebebi, gayrimüslimlerin evlenmeyi dini bir olgu olarak değerlendirmeleri

olabilir. Çünkü gayrimüslimlerin niĢan ve nikâh iĢlemlerinde uygulanması gerekli

olan bazı dini prosedürler vardır ve bunların da yerine getirilmesi zorunludur.

Page 143: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

132

Ancak boĢanmayla ilgili olarak bazen Ģer‟i mahkemeleri kullanmıĢlardır. Ölen

gayrimüslimlerin miraslarının paylaĢılmasıyla ilgili kayıtlar aracılığı ile

gayrimüslim Kayserililerin eĢ ve çocuk sayılarını tespit etmek mümkündür.

Gayrimüslimlerin dini inançları gereği tek eĢli olmayı tercih ettikleri görülürken

çocuk sayılarının çokluğu ise dikkat çekmektedir. Ġncelediğimiz dönemde 59

gayrimüslim ailenin 224 çocuğu vardır ve aile baĢına düĢen ortalama çocuk sayısı da

3.79‟dur. Gayrimüslim ailelerin çok çocuk sahibi olmaları azınlık psikolojisi ile

değerlendirmek mümkündür.

Kayseri Ģehir merkezinde ve Kayseri‟ye bağlı Talas, Erkilet, Enderlük, Gesi,

Tomarza gibi yerlerde birçok Rum ve Ermeni kilisesi ve manastırlarının olması

gayrimüslimlerin dini hayatlarının kısıtlanmadığını ve ibadetlerini rahat bir Ģekilde

yaptıklarını göstermektedir.

Sonuç olarak Kayseri Müslim ve gayrimüslimleri aralarında çok büyük

farklar olmadan ortak bir yaĢamı ve kültürü paylaĢmıĢlar, aynı mahallelerde

oturarak komĢuluk yapmıĢlar, birbirlerine borç alıp vermiĢler, mahkemede vekillik

ve Ģahitlik yapmıĢlar, mülk satmıĢ ve hayatın her alanında omuz omuza birlikte

hareket etmiĢlerdir. GeniĢ Osmanlı coğrafyasının küçük bir kesiti olan Kayseri‟de

gayrimüslimlerin durumuna bakarak Osmanlı Devleti‟nin gayrimüslimleri tebaası

olarak kabul ettiğini, herhangi bir ayrımcılık yapmadan tüm milletleri sorunsuz

olarak idare edebilme gayreti içerisinde olduğunu söyleyebiliriz.

Page 144: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

133

KAYNAKÇA

I. ARġĠV VESĠKALARI

Kayseri ġer’iyye Sicilleri

176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 188, 190, 191, 192, 193, 194,

195, 196, 198, 200, 204, 208, 210

BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi Belgeleri: BOA, HR.MKT.60/78; BOA, A.DVN.

MHM, Dosya No:7/A, Gömlek No: 94; BOA, A. DVN. , Dosya no: 68, Gömlek No:

60; BOA, Cevdet-Adliye, No: 2885; BOA, Ġ. HR. , Dosya No: 195, Gömlek

No:11046; BOA, A.MKT. NZD, Dosya No: 9, Gömlek No:22; BOA, Cevdet-

Adliye No:3928; BOA, A.DVN, Dosya no: 5, Gömlek No:93; BOA, HR. MKT. ,

Dosya No: 32, Gömlek No:96;, Cevdet-Adliye, No:1566; BOA, Cevdet-Zaptiye,

No:1561, BOA, A.DVN, Dosya No:5, Gömlek No:93; BOA, A.MKT. MVL,

Dosya No:50, Gömlek No:8; BOA, A.MKT, Dosya No:89, Gömlek No: 96; BOA,

A. DVN. , Dosya No: 67, Gömlek No:60; BOA, ,Hariciye NMK, Dosya No:36,

Gömlek No: 7

II. BASILI KAYNAKLAR

ABACI, Nurcan, Bursa ġehri’nde Osmanlı Hukuku’nun Uygulanması (17.

Yüzyıl), Ankara 2001

AÇIKEL, Ali, “Tokat‟ta Hukuk Alanında Türk Ermeni ĠliĢkileri (1770-1810)”,

HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, I, Kayseri 2007, 291-322

AÇIKGÖZ, ġeyda Güngör, “XIX. Yüzyıl Kayserisi‟nde Ermeniler ve Kiliseler” ,

HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, IV, Kayseri 2007

ADIBELLĠ, Ramazan, “19-20.yy. Kayseri ve Civarında Hıristiyan Gruplar

Arasındaki ĠliĢkiler‟‟, IV. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (10-

11 Nisan 2003), Kayseri 2003

Page 145: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

134

ADIBELLĠ, Ramazan, Kapadokya Bölgesi‟ndeki Hıristiyanlık Tarihi, ( BasılmamıĢ

Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üni., Konya 2002

ADIYEKE, Nuri, “Islahat Fermanı Öncesinde Osmanlı Ġmparatorluğu‟nda Millet

Sistemi ve Gayrimüslimlerin YaĢantılarına Dair”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, 255-

261

Ahmet Refik, Eski Ġstanbul, Ġstanbul 1931

AKGÜNDÜZ, Ahmet, ġer’iye ġicilleri ve Toplu Kataloğu, I, Ġstanbul 1988

AKĠS, Metin, “ XVI. Yüzyılda Kilis ve Antep Sancaklarında Ermeniler ile Türkler

Arasında Sosyal ve Kültürel ĠliĢkiler”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, III,

Kayseri 2007

AKġĠT, Ahmet, “Selçuklular Devrinde Kayseri ġehrinin Nüfus ve Etnik Durumu”,

I. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (11-12 Nisan 1996), Kayseri

1996, 3-25

AKTAN, Ali, “Kayseri Kadı Sicillerindeki Tereke Kayıtları Üzerine Bazı

Değerlendirmeler (1738-1749)”, II. Kayseri ve Yöresi Tarihi Sempozyumu

Bildirileri, Kayseri 1998, 47-68

AKTAN, Ali, “ Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri‟deki Gayrimüslim Tebaanın

Durumu, III. Kayseri ve Yöresi Tarihi Sempozyumu Bildirileri (06-07 Nisan

2000), Kayseri 2000, 7-33

AKTAN, Ali, “XVII. Yüzyıl BaĢlarında, Kadı Sicillerine Göre Kayseri‟de Evlenme

ve BoĢanmaya ĠliĢkin Uygulamalar”, IV. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu

Bildirileri ( 10-11 Nisan 2003), Kayseri 2003

AKTAN, Hamza, “Ġslam Aile Hukuku” Sosyo- Kültürel DeğiĢme sürecinde Türk

Ailesi, II, Ank. 1992

AKYILMAZ, Gül, “ Osmanlı Aile Hukukunda Kadın”, Türkler, X, Ankara 2002

Page 146: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

135

AKYÜZ, Jülide, “Ermeni Kadınlarına Ait Terekeler”, HoĢgörü Toplumunda

Ermeniler, II, Kayseri 2007

ALAN, Gülbadi, Osmanlı Devletinin Ermenilere GöstermiĢ Olduğu Dini Ġmtiyazlar

Çerçevesinde Kilise Tamirleri”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, II Kayseri

2007,

ALKAN, Ahmet Turan, “Sivaslı Ermenilere Dair”, Revak 98, Sivas 1998

BAKIR, Ġbrahim, “Ailenin YaĢama Mekânı Ev”, Türk Aile Ansiklopedisi, II,

Ankara 1991

BAġ, Mustafa, Türk Ortodoks Patrikhanesi, Ankara 2005

BAYRAK, ġaban, “18-19. yüzyılda Kayseri‟nin Ticari Hinterlandı, IV. Kayseri ve

Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (10-11 Nisan 2003), Kayseri 2003

BAYRAM, Sebahattin, “Koloni Çağında Kayseri‟nin Ticari Hayatı”, I. Kayseri ve

Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (11-12 Nisan 1996), Kayseri 1996

BOZKURT, Gülnihal, Alman ve Ġngiliz Belgelerinin ve Siyasi GeliĢmelerin IĢığı

Altında Gayrimüslim Osmanlı VatandaĢlarının Hukuki Durumu: 1839-1914,

TTK, Ankara 1996,

BRAUDE, Benjamin, “Millet Sisteminin Ġlginç Tarihi”, Osmanlı, IV, Ankara 1999

BULDUK, Üçler, “ Halil Abbasizade‟ye Göre XIX. yy‟da Kayseri”, II. Kayseri ve

Yöresi Tarihi Sempozyumu Bildirileri ( 16-17 Nisan 1998), Kayseri 1998

CAHEN, CI., “Zimmi”, ĠA, XIII, Ġstanbul 1993

CĠN, Halil - Gül Akyılmaz, Türk Hukuk Tarihi, Konya 2003

CĠN, Halil, Eski Hukukumuzda BoĢanma, 2.basım, Konya 1988

Page 147: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

136

ÇADIRCI, Musa, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve

Ekonomik Yapısı, Ankara 1991

ÇALIK, Ramazan, Alman Kaynaklarına Göre II. Abdülhamid Döneminde

Ermeni Olayları, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2000

ÇAVDAR, Tevfik, “Osmanlı Döneminde Nüfus Bilgileri”, Osmanlı, IV, Ankara

1999

ÇELĠK, Sümeyra, Sosyo-Ekonomik Açıdan Osmanlı Kadını, C.Ü. Sosyal

Bilimler Enstitüsü, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Sivas 2005

ÇETĠN, Ġsmigül, “19. Yüzyılda Kayseri Sancağında Türk-Ermeni ĠliĢkilerinin

Ekonomik Boyutu”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, II, Kayseri 2007

ÇETĠN, Osman, “Bursa (Fethi, Etnik Yapısı, Müslim-Gayrimüslim Münasebetlerine

Kısa Bir BakıĢ)”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, 270-276

ÇETĠN, Osman, Sicillere Göre Bursa’da Ġhtida Hareketleri ve Sosyal Sonuçları,

1472-1909, Ankara 1994, TTK

ÇEVĠKEL, Nuri, “Kıbrıs Eyaletinde Müslim-Gayrimüslim ĠliĢkileri”, Osmanlı, IV,

Ankara 1999, 277-286

ÇOLAK, Kamil, XVI. Yüzyılda Ġstanbul’da Ġhtida Hareketleri, (BasılmamıĢ

Doktora Tezi), Ankara 2002,

DARKOT, Besim, “Kayseri”, ĠA, VI, Ġstanbul 1993

DEMĠREL, Ömer, “ KuruluĢundan Günümüze ÇeĢitli Yönleriyle Bir Osmanlı

Mahallesi: Sivas Küçük Minare Mahallesi”, XIII. Türk Tarih Kongresi, 4-8 Ekim

Ankara 1999

Page 148: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

137

DEMĠREL, Ömer, “ Tereke Defterlerine Göre Kayseri Tüccar ve Esnafının Borç-

Alacak ĠliĢkileri”, IV. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (10-11

Nisan 2003) , Kayseri 2003, 139-151

DEMĠREL, Ömer, “1700-1730 Tarihlerinde Ankara‟da Ailenin Niceliksel Yapısı”,

Belleten, LIV/211, 945-954

DEMĠREL, Ömer, “Çorum Esnaf ve Tüccarının Mal Varlıkları ve Borç-Alacak

ĠliĢkileri”, Osmanlı Dönemi Çorum Sempozyumu (28 Eylül- 3 Ekim 2004),

Çorum

DEMĠREL, Ömer, “Osmanlı Esnafı (1750-1850)”, Türkler, 253-263

DEMĠREL, Ömer, “Sosyo- Ekonomik Açıdan Mardin Tüccar ve Esnafı (19.

Yüzyıl)”, I. Uluslararası Mardin Tarihi Sempozyumu, Mardin 2007, 627-638

DEMĠREL, Ömer, “Sosyo- Ekonomik Açıdan Osmanlı Dönemi Sivas Ermenileri”,

HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, Kayseri 2007,

DEMĠREL, Ömer, “Sosyo-Ekonomik Açıdan Sivas Ermenileri”, Osmanlı Dönemi

Sivas ġehri Makaleler, Sivas 2006

DEMĠREL, Ömer, “Trabzon Tüccar ve Esnafının Mal Varlıkları Ġle Borç-Alacak

ĠliĢkileri (1800-1840)”, Karadeniz Tarihi Sempozyumu (25-26 Mayıs 2005), I,

Trabzon 2007

DEMĠREL, Ömer, Muhittin TuĢ, Adnan Gürbüz, “ Osmanlılarda Ailenin

Demografik Yapısı”, Sosyo-Kültürel DeğiĢme Sürecinde Türk Ailesi, I, Ankara

1992, 97-161

DEMĠREL, Ömer, Muhittin TuĢ, Adnan Gürbüz, “Osmanlı Anadolu Ailesinde Ev

EĢya ve Giyim KuĢam”, Sosyo-Kültürel DeğiĢme Sürecinde Türk Ailesi, II,

Ankara 1992

DEMĠREL, Ömer, Osmanlı Dönemi Sivas ġehri ve Esnaf TeĢkilatı, Sivas 1998

Page 149: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

138

DÖĞÜġ, Selahattin, “ Kayseri‟nin 25 Nolu ġer‟iye Sicili IĢığında ġehrin Nüfus

Yapısı (1624-1625), III. Kayseri ve Yöresi Tarihi Sempozyumu Bildirileri,

Kayseri 2000, 125-128

EKEN, Galip, “Bir Anadolu Osmanlı ġehri Kayseri‟de Ġhtida Hareketleri”, CBÜ

Fen Edebiyat Fak. Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:1, Manisa 1997

EKEN, Galip, “Kayseri ġehir Yönetimine Ait Bazı Bilgiler”, III. Kayseri ve

Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (06-07 Nisan 2000), Kayseri 2000

EKEN, Galip, “Tanzimat Dönemi Osmanlı TaĢrasında Rum Cemaatinin Sosyo-

Ekonomik Durumuna Dair Bir Deneme: Tokat Örneği”, Osmanlı, IV, Ankara 1999,

351-364

EKEN, Galip, “XVIII. Yüzyıl Ortalarında Antep‟te Aile”, Selçuk Üni. Sosyal

Bilimler Enstitüsü Dergisi, Konya

ERCAN, Yavuz, “Osmanlı Devleti‟nde Müslüman Olmayan Topluluklar (Millet

Sistemi)”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, 197-207

ERCAN, Yavuz, “Osmanlı Ġmparatorluğunda Gayrimüslimlerin Giyim, Mesken ve

DavranıĢ Hukuku”, OTAM, 1-1, Ankara 1990, 117-125

ERCAN, Yavuz, “Türkiye‟de XV. Ve XVI. Yüzyıllarda Gayrimüslimlerin Hukuki,

Ġçtimai ve Ġktisadi Durumu”, Belleten, 47-188, Ankara 1983, 1119-1149

ERCAN, Yavuz, Osmanlı Yönetiminde Gayrimüslimler KuruluĢtan Tanzimat’a

Kadar Sosyal, Ekonomik ve Hukuki Durumları, Ankara 2001

ERDOĞRU, Akif, “XVI- XVII Yüzyıllarda Kayseri Zimmîleri”, I. Kayseri ve

Yöresi Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Kayseri 1996, 71-85

ERDOĞRU, M. Akif, “ Onaltıncı Yüzyılda Kayseri ġer‟i Meclisi ve Kayserili

Kadınlar”, IV. Kayseri ve Yöresi Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Kayseri 2003

Page 150: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

139

ERKEK, M.S, “ġer‟iyye Sicillerine Göre 18. yy‟ın Ġlk Yarısında Mardin‟de

Hukukun UygulanıĢı”, I. Uluslar arası Mardin Tarihi Sempozyumu (26-28

Mayıs 2006), Mardin 2007

EROĞLU, Ahmet Hikmet, Osmanlı Devletinde Yahudiler (XIX. Yüzyılın

Sonuna Kadar), Ankara 2003

ERTEN, Hayri, Konya ġer’iyye Sicilleri IĢığında Ailenin Sosyo- Ekonomik ve

Kültürel Yapısı (XVIII. Y.Y. Ġlk Yarısı), Kültür Bakanlığı yay. , Ankara 2001

ERYILMAZ, Bilal, “Osmanlı Devleti‟nde Farklılıklara ve HoĢgörüye Kavramsal

Bir YaklaĢım”, Osmanlı, IV, Ankara 1999

ERYILMAZ, Bilal, Osmanlı Devletinde Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi,

Ġstanbul 1996

FAROQHĠ, Suraiya, “Kentlerde Toplumsal YaĢam”, Osmanlı Ġmparatorluğu’nun

Ekonomik ve Sosyal Tarihi (1600-1914), II, Ġstanbul 2004

FAROQHĠ, Suraiya, “ġehir Evinin Fiziki ġekli”, Sosyo- Kültürel DeğiĢme

Sürecinde Türk Ailesi, III, Çev. Ġbrahim Kalın, Ankara 1992

FAROQHĠ, Suraiya, Men of Modest Substance: House Owners and House

Property in Seventeenth Century Ankara and Kayseri, Cambridge 1987

GÖDE, Kemal, “Kayseri ve Yöresindeki Tarihi Mekânların DüĢündürdükleri”, III.

Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (06-07 Nisan 2000), Kayseri

2000

GÖRGÜN, ġanal, Hukukun Temel Kavramları, Ankara 1994

GÜLER, Ali, “Kayseri‟de Demografik Durum (1831-1914)” , III. Kayseri ve

Yöresi Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Kayseri 2000, 201-213

Page 151: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

140

GÜLER, Ali, “Osmanlı Devleti‟nin Son Yıllarında Türkiye‟nin Demografik

Durumuna Genel Bir BakıĢ”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, 567-571

GÜLER, Ġbrahim , “XVIII. Yüzyılda Aile: Sinop Örneği”, Türkler, XIV, Ankara

2002

GÜLSOY, Ufuk, “Cizye‟den VatandaĢlığa: Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlik

Serüveni”, Türkler, XIV, Ankara 2002

GÜLSOY, Ufuk, Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlik Serüveni, Ġstanbul 2000

GÜNAY, Ramazan, “18. Yüzyılın ilk Yarısında Mardin‟de Müslim-Gayrimüslim

ĠliĢkileri”, I. Uluslararası Mardin Tarihi Sempozyumu, Mardin 2007

GÜNDÜZ, Ahmet, “XVIII. Yüzyılın Son Çeyreğinde Kayseri‟de Aile”, IV.

Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (10-11 2003), Kayseri 2003

GÜRBÜZ, Adnan, “XV-XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Anadolu Toplumunda Gayr-ı

Müslimlerin Durumu Amasya Örneği”, Türk Dünyası Ġncelemeleri Dergisi, (Ege

Üniversitesi Türk Dünyası AraĢtırmaları Enstitüsü), IV( 2000)

ĠNALCIK, Halil, “Bursa: XV. Asır Sanayi ve Ticaret Tarihine Dair Vesikalar”,

Osmanlı Ġmparatorluğu Toplum ve Ekonomi, Ġstanbul 1993

ĠNALCIK, Halil, “Cizye”, ĠA, VIII, Ġstanbul 1993

ĠNALCIK, Halil, “Eyüp Sicillerinde Toprak, Köy ve Köylü”, 18. Yüzyıl Kadı

Sicilleri IĢığında Eyüp’te Sosyal YaĢam, Ġstanbul 1998

ĠNALCIK, Halil, Osmanlı Ġmparatorluğu, Toplum ve Ekonomi, Ġstanbul 1996

ĠNAN, Kenan, “Trabzon ġer‟iye Sicillerine Göre 17. Yüzyıl Ortalarında Borç-

Alacak ĠliĢkileri”, Ġslamiyat, II, Sayı 4, Ekim-Kasım 1999

Page 152: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

141

ĠNBAġI, Mehmet, “XVI. Yüzyılda Kayseri‟nin Ġktisadi Yapısı ve Esnaf TeĢkilatı”,

I. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (11-12 Nisan 1996), Kayseri

1996

ĠPġĠRLĠ, Mehmet, “Kayseri‟‟, TDVĠA, XXV, Ankara 2002

JENNĠNGS, Ronald, “Women in Early 17 th Century Ottoman Judicial Recdords-

The Sharia Court of Anatolian Kayseri”, JESHO, XVIII, 1. Bölüm

JENNĠNGS, Ronald, “Zimmîs in Ottoman Judicial Records”, Otoman Socıal

Hıstory

KANKAL, Ahmet, “18. Yüzyılda Mardin‟de Aile”, I. Uluslararası Mardin Tarihi

Sempozyumu, Mardin 2007

KARAGÖZ, Mehmet, “XVI-XVII. yy‟larda Kayseri ġehrinin Fiziki Görünümü ve

Mahallelerin Durumu, II. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri,

Kayseri 1998, 245-257

KARAL, Enver Ziya, Osmanlı Ġmparatorluğu’nda Ġlk Nüfus Sayımı, 1831,

Ankara 1997

KARATAġ, Ali Ġhsan, “Tanzimat‟a Kadar Bursa‟nın Sosyal ve Ekonomik

Hayatında Ermeniler”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, I, Kayseri 2007, 367-382

KARS, Zübeyir, “ Kayseri Ortodoksları‟nın Türklüğü Üzerine Bir Deneme”, II.

Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (16-17 Nisan 1998 ), Kayseri

1998

KARTIN, Cengiz, “Türk-Ermeni ĠliĢkilerinde HoĢgörü Ġklimi Çerçevesinde Ġhtida

Hareketleri”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, I, Kayseri 2007, 521-534

KAYA, Önder, Tanzimat’tan Lozan’a Azınlıklar, Ġstanbul 2005

KAZICI, Ziya, “Osmanlılarda HoĢgörü”, Türkler, X, Ankara 2002, 221-232

Page 153: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

142

KESKĠN, Mustafa – CÖMERT, Hüseyin, “XIX. Yüzyıl Sonlarında ve XX. Yüzyıl

BaĢlarında Türk-Ermeni ĠliĢkileri: Kayseri Örneği”, HoĢgörü Toplumunda

Ermeniler, III, Kayseri 2007

KESKĠN, Mustafa – M. Metin HÜLAGÜ, GeçmiĢteki Ġzleriyle Kayseri, Kayseri

KESKĠN, Mustafa, “1247-1277 Tarihli (Kayseri) Müfredat Defterine Göre Kayseri

Ve Tabi YerleĢim Yerlerinde Nüfus Dağılımı (1831-1860), II. Kayseri ve Yöresi

Tarih Sempozyumu Bildirileri, Kayseri 1998, 289-299

KESKĠN, Mustafa, “Osmanlı Toplumsal Hayatına Ait Tepitler: Kayseri ve Yöresi

Örneği”, GeçmiĢteki Ġzleriyle Kayseri, Kayseri

KILIÇ, Remzi, “Osmanlı Yönetiminde XIX. Yüzyıl Ermeni Okulları ve

Faaliyetleri”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, Kayseri 2007

KOÇ, Yunus, “Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun Nüfus Yapısı (1300-1900)‟‟, Osmanlı,

IV, Ankara 1999

KONUKÇU, Enver, “Osmanlılar ve Millet-i Sâdıkadan Ermeniler”, Osmanlı, IV,

Ankara 1999, 326-333

KÖSE, Ali, „‟Ġhtida‟‟, TDVĠA, XXI, Ġstanbul 2000

KURAT, Yuluğ Tekin, “Çok Milletli bir Ulus Olarak Osmanlı Ġmparatorluğu”,

Osmanlı, IV, Ankara 1999, 217-222

KURT, Abdurrahman, Bursa ġer’iyye Sicillerine Göre Osmanlı Ailesi (1839-

1876), Bursa 1998

KÜÇÜK, Cevdet, “Osmanlı Devleti‟nde Millet Sistemi”, Osmanlı, IV, 208-216

McCARTHY, Justin, Osmanlı Anadolu Topraklarındaki Müslüman ve Azınlık

Nüfus, Çev. Ġ. Gürsoy, Ankara 1995

Page 154: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

143

McGOWAN, Bruce, “Tüccar ve Zanaatkârlar”, Osmanlı Ġmparatorluğu’nun

Ekonomik ve Sosyal Tarihi, II 1600-1914, Ġstanbul 2004

MERCAN, Ġsmail Hakkı, “ġeriye Sicillerine Göre Balıkesir Ermenilerinin Sosyal

YaĢantısı ve Ġhtida Eden Ermeniler”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, II, Kayseri

2007

MUġMAL, Hüseyin , “1640-1650 Yılları Arasında Konya‟da Sosyal ve Ekonomik

Hayata Dair Bazı Tespitler”, Türkiyat AraĢtırmaları Dergisi

ORTAYLI, Ġlber, “ Osmanlı Aile Hukukunda Gelenek, ġeriat ve Örf, Sosyo-

Kültürel DeğiĢme Sürecinde Türk Ailesi, II, Ankara 1992, 456-467

ORTAYLI, Ġlber, “Osmanlı Ġmparatorluğu‟nda Millet Sistemi”, Türkler, X, Ankara

2002, 216-220

ORTAYLI, Ġlber, “Osmanlı Ġmparatorluğu‟nda Millet”, Tanzimat’tan

Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, IV, Ġstanbul 1985, 997

ORTAYLI, Ġlber, Osmanlı BarıĢı, Ġstanbul 2005

ORTAYLI, Ġlber, Osmanlı Ġmparatorluğu’nda Ġktisadi ve Sosyal DeğiĢim

Makaleler I ,2.Baskı, Ankara 2004

ORTAYLI, Ġlber, Osmanlı’yı Yeniden KeĢfetmek, Ġstanbul 2006

ÖZCAN, Ruhi , “Kayseri‟nin 13 Numaralı Kadı Siciline Göre Evler”, III. Kayseri

ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri ( 06-07 Nisan 2000), Kayseri 2000

ÖZDEMĠR, Bülent, “Osmanlı Çoğulculuğu: Selanik‟in 1840‟lı Yıllarda Müslüman,

Ortodoks ve Musevi Cemaatleri”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, 262-269

ÖZEL, Ahmet, “Gayri Müslim”, TDVĠA, XIII, Ġstanbul 1996, 418-427

ÖZTÜRK, Nazif, Azınlık Vakıfları, Ankara 2003

Page 155: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

144

ÖZTÜRK, Said, “ Kayseri ve Çevresinin Sosyo-Ekonomik Tarihi Ġçin Önemli Bir

Kaynak: Karaman Ahkâm Defterleri”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu

Bildirileri (06-07 Nisan 2000), Kayseri 2000

ÖZTÜRK, Said, “Osmanlı‟da Çok Evlilik”, Türkler, X, Ankara 2002

PAKALIN, M. Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, III, Ġstanbul

1983

PAMUK, ġevket, “Osmanlı Zenginleri Servetlerini Nasıl Kullanıyorlardı?”,

www.obarsiv.com.tr

PARMAKSIZ, Esma Ġgüs, “Ermeni tarihçi ArĢak Alboyacıyan‟ın Kayseri

Ermenileri Tarihi Adlı Eserine Göre Kayseri‟de XIX. Yüzyıl ile XX. Yüzyıl

BaĢlarında Faaliyet Gösteren Ermeni Okulları”, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler,

Kayseri 2007

POġ, Abdullah, “XIX. Yüzyılın Sonlarında Tarsus‟ta Türk-Ermeni ĠliĢkileri,

HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, I, Kayseri 2007, 101-114

QUATAERT, Donald, “19. Yüzyıla Genel Bir BakıĢ”, Osmanlı

Ġmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, II 1600–1914, Ġstanbul 2004

SARI, Serkan, “18. 19. Yüzyıl Tereke Kayıtlarına Göre Mardin‟de Sosyal- Ġktisadi

Hayat”, I Uluslararası Mardin Tarihi Sempozyumu, Mardin 2007

SAVAġ, Saim, “ Fetva ve ġer‟iye Sicillerine Göre Ailenin TeĢekkülü ve

Dağılması”, Sosyo- Kültürel DeğiĢme Sürecinde Türk Ailesi, III, Ankara 1992

SAVAġ, Saim, XVIII. Asrın Son Çeyreğinde Sivas'ın Ġdari, Sosyal Ve

Ekonomik Durumu (ġeriye Sicillerine Göre), H.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ankara 1986 (DanıĢman: Doç. Dr. Ahmet YaĢar Ocak)

Page 156: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

145

SAYDAM, Abdullah, “Trabzonda Cemaatler Arası ĠliĢkiler ve Din DeğiĢtirme

Olayları (1794-1850)” Türk Dünyası AraĢtırmaları, Sayı:154, ġubat 2005, s.81-

107

SAYDAM, Abdullah, “XIX. Yüzyılın Ġlk Yarısında Trabzon‟da Ermeni Nüfus ve

Cemaatler Arası ĠliĢkiler, HoĢgörü Toplumunda Ermeniler, I, Kayseri 2007, 115-

144

SAYDAM, Abdullah, “YenileĢme Döneminde Osmanlı Toplumu”, Türkler, XIII,

Ankara 2002, 847-887

SAYDAM, Abdullah, Trabzon ġer‟iye Sicillerindeki Fermanlar IĢığında Katolik

Ermeniler ve Mezhep DeğiĢtirme Yasağı, Tarih ve Toplum, XXXIV, sayı 202,

Ekim 2000, 4-11

SELÇUK, Hava, “Osmanlı Toplumunda Kadının Annelik Vasfından Doğan

Hakları”, IV. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri ( 10-11 Nisan

2003), Kayseri 2003

SEZER, Hamiyet, “ġer‟iyye Sicillerine Göre III. Selim Dönemi Kayseri ġehri”, IV.

Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri ( 10-11 Nisan 2003 ), Kayseri

2003

SONYEL, Salahi R., “Büyük Devletlerin Osmanlı Ġmparatorluğu‟nu Parçalama

Çabalarında Hıristiyan Azınlıkların Rolü”, Belleten, 49-195, Ankara 1985, 647-665

SUNGUR, Mutullah, “ XIX. Yüzyılda Osmanlı Devleti‟nde Nüfus ve Nüfus

Sayımları”, Osmanlı, IV, Ankara 1999

SÜSLÜ, Azmi, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, Ankara 1990

ġĠMġĠR, Bilal, Osmanlı Ermenileri, Ankara 1986

TABAKOĞLU, Ahmet, “Osmanlı Ġçtimai Yapısının Ana Hatları”, Osmanlı, IV,

Ankara 1999, 17-31

Page 157: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

146

TERZĠ, Mustafa Zeki, “Samsun ġer‟iyye Sicillerine Göre XIX. Yüzyılda Osmanlı

Toplum Hayatı, Müslim-Gayrimüslim ĠliĢkileri”, Osmanlı, IV, Ankara 1999, 298-

303

TOSUN, Miraç, “ġeriye Sicillerine Göre Trabzon‟da Satılan Mülklerin Fiyatları ve

Özellikleri (1735-1741)”, Karadeniz Tarihi Sempozyumu (25-26 Mayıs 2005), I,

Trabzon 2007

TUZCU, Ali, “19.yy‟ın BaĢlarından- 20.yy‟ın Ġlk Çeyreğine Seyyahların Gözüyle

ve Konsolosluk Raporlarında Kayseri‟nin Ġktisadi Yapısı”, III. Kayseri ve Yöresi

Tarih Sempozyumu Bildirileri (6-7 Nisan 2000), Kayseri 2000

UBĠCĠNĠ, M.A., Türkiye 1850, I,

YALÇIN, Tuğba, Sivas’ın Ġki Yılı (1821-1822 Yılları 12 Numaralı ġer’iyye Sicil

Defterine Göre), Cumhuriyet Üni. Sosyal Bilimler Enst. ,YeyınlanmamıĢ Yüksek

Lisans Tezi, Sivas 2002,

YEDĠYILDIZ, M. Asım, “XIX. Yüzyılda Bursa Ġpek Sanayi ve Ticaretinde

Gayrimüslimlerin Yeri”, Uludağ Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Dergisi, 4-4,

Bursa 1992, 273-280

YETĠġGEN, Mehmet, “Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun Son Döneminde MaraĢ

Sancağındaki Ermenilerin Ekonomik Durumları ve Yönetimdeki Yerleri”, HoĢgörü

Toplumunda Ermeniler, III, Kayseri 2007

YOLALICI, M. Emin, “H. 1267-1277 Yıllarına Ait Samsun ġer‟iye Sicil Defteri‟ne

Göre Gayr-i Müslimlerin Durumu”, Birinci Tarih Boyunca Karadeniz Kongresi

(Samsun 13-17 Ekim 1986) Bildirileri, Samsun 1988

YUVALI, Abdulkadir, “Kayseri‟de XVII. Yüzyıl Sonlarında Kadın‟ın Sosyal

Statüsü”, I. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (11-12Nisan 1996),

Kayseri 1996

Page 158: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

147

EKLER

Page 159: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

148

Page 160: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

149

Page 161: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

150

Page 162: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

151

Page 163: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

152

Page 164: ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE ...docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER...ġER‟ĠYYE SĠCĠLLERĠNE GÖRE KAYSERĠ‟DE GAYRĠMÜSLĠMLER (1800–1850)

153