17
Ergenekon Destan› TÜRKLER ‹LKÇA/ 527 ürk kültür tarihinin çeitli arat›rma alanla- r›na özgü de¤iik düzeylerde henüz çözümle- mesi yap›lmam›s›n›rs›z say›da sorunlar› bu- lunmaktad›r. Bu sorunlardan bir k›sm›, bana göre, ta- rihi süreç içinde yaz›l› kaynaklarda yer alan ve çeitli biçimlerde kar›m›za ç›kan muhtelif türden efsane me- tinlerinde sakl›d›r. 1 Bu tür tarihi efsane metinlerinin büyük bir k›sm› hocam Bahzeddin Ögel (1924-1989) taraf›ndan Türk Mitolojisi adl› eserinde toplanm›, çevi- ri ve yorumlar› ile verilmitir. üphesiz, onun bu de- ¤erli çal›mas› tür için önemli bir öncüdür. Fakat, yeni arat›rmalar›n önünü açmak bak›m›ndan hem bu me- tinlerin, hem de toplanmas› icap eden öteki tarihi efsa- nelerin, tamam›n›n orijinal metinlerinin, tam çevirile- rinin ve varsa, onlar ile ilgili bütün yorum, tenkid ve aç›klamalar›n bir araya getirilmesine ihtiyaç oldu¤u kan›s›nday›m. Söz konusu metinler aras›nda Türklerin türemesi veya yeniden türemesi ile ilgili tarihi efsane- ler, önemli bir yer tutar ve ayr› bir tür oluturur. Türe- me efsaneleri ile ilgili metinler, Bahaeddin Ögel’in Türk Mitolojisi adl› eserinde, “Türklerin Kurttan Türe- yii ile ilgili efsaneler” ve ‘Ergene- kon’ bal›klar› alt›nda bir araya ge- tirilip toplanm›; bunlar, tarihi ve efsanevi gerçeklik aç›s›ndan da ele al›n›p incelenmi tir. Bahaeddin Ögel’in bu çal›mas›, yeni arat›r- malar için önemli bir zemindir. Türklerin türemesi veya yeniden türemesi ile ilgili efsane metinleri üzerinde bugüne kadar bir k›s›m önemli çal›malar yap›lm›t›r. 2 Bir k›s›m arat›rmac›lar bu metinlere, efsanevîlik ve tarihîlik gerçe¤i aç›- lar›ndan temas etmive bunlarda yer alan bilgilere istinaden tarihi Türk yurdunun co¤rafi mevkiini tespit etmeye çal›m›lard›r. Ko- nuyla ilgili olarak Zeki Velidi To- gan tarihimizin yaz›m›nda en önemli temel <kaynaklar›n tenkidi, yaz›m sistemi, yakla›m ve yöntem aç›s›ndan> kaynak kitab› k›ymetindeki mühim eseri Umumi Türk Tari- hine Giri’te Destanlara Göre ‹lk Türkler bal›¤› alt›n- da türeme efsaneleriyle ilgili u önemli tarihi gerçekçi- lik de¤erlendirmesini yapar: Türklerin, dümanlar› tara- f›ndan bir darl›¤a sokulduktan sonra demir kap›lar› eriterek ayd›n ve genidünyaya ç›kt›klar›na dair “Ergene-Kon” efsa- neleri, ‹ran kavimlerinin Airyana-Vaeja’lar› gibi seyyar bir ey ise de, 8. as›r Orta Asya Türklerinin bu demir kap›y›, Arap Sellam Tercuman’a, ‹li havzas›n›n imalinde, imdi Talka Demirkap›s› m›ntakas›nda gösterdikleri anla›l›yor. Türklerin ana yurdunun, Tiyanan sahas›nda oldu¤una inanmakta hiç tereddüt göstermediklerini ifade etmek itiba- r›yle,bu rivayet de mühimdir’ Ayr›ca, De Weese’in ve P. Golden’in konuyla ilgili de¤erlendirmelerine, gönder- me yapt›klar› kaynaklara, Sinor ve Yamada’n›n de¤erli makalelerinde yer alan önemli aç›klamalara bavurula- bilir. Kimi arat›rmac›lar da, metinlerde geçen kii ve y›rt›c› hayvan ad ve unvanlar› üzerinde durmu, filolo- jik aç›dan okuma ve tespit denemeleri yapm›t›r. 3 Türklerin aras›nda ‘yarad›l›’, ‘türeme’ ve ‘yeniden türeme’ efsane- lerinin zenginli¤i ve çeitlili¤i, sözel yarat›c›l›¤›n ve sözel anlat›m›n zen- ginli¤inden ziyade tarihî geliim sü- recimiz ile ilikili farkl› bir durumu kar›m›za ç›kar›r, kan›s›nday›m. Be- nim bu konudaki varsay›m›m udur: Bu metinler Türk toplum hayat›nda, tarihî süreç içinde bediî ve zihnî ya- rat›c›l›k istemleri sonucu hayat bul- mam›t›r. Bu zenginlik ve çeitlilik, onlar›n, bu süreç içinde, Türk top- lum hayat›nda ve toplum düzenin- de farkl› ve önemli ilevler yüklen- miolduklar›n› düündürmektedir. Bunlar›n bir k›sm› ka¤anl›k ideolo- jisi, meruiyet sorunu ve kültür de- ¤iimi ile ilikili önemli ilevler ol- T PROF. DR. DURSUN YILDIRIM Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi / Türkiye Türklerin yarad›l›destan›

Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

  • Upload
    others

  • View
    15

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

Ergenekon Destan›

TÜRKLER ‹LKÇA⁄527

ürk kültür tarihinin çeflitli araflt›rma alanla-r›na özgü de¤iflik düzeylerde henüz çözümle-mesi yap›lmam›fl s›n›rs›z say›da sorunlar› bu-

lunmaktad›r. Bu sorunlardan bir k›sm›, bana göre, ta-rihi süreç içinde yaz›l› kaynaklarda yer alan ve çeflitlibiçimlerde karfl›m›za ç›kan muhtelif türden efsane me-tinlerinde sakl›d›r.1 Bu tür tarihi efsane metinlerininbüyük bir k›sm› hocam Bahzeddin Ögel (1924-1989)taraf›ndan Türk Mitolojisi adl› eserinde toplanm›fl, çevi-ri ve yorumlar› ile verilmifltir. fiüphesiz, onun bu de-¤erli çal›flmas› tür için önemli bir öncüdür. Fakat, yeniaraflt›rmalar›n önünü açmak bak›m›ndan hem bu me-tinlerin, hem de toplanmas› icap eden öteki tarihi efsa-nelerin, tamam›n›n orijinal metinlerinin, tam çevirile-rinin ve varsa, onlar ile ilgili bütün yorum, tenkid veaç›klamalar›n bir araya getirilmesine ihtiyaç oldu¤ukan›s›nday›m. Söz konusu metinler aras›nda Türklerintüremesi veya yeniden türemesi ile ilgili tarihi efsane-ler, önemli bir yer tutar ve ayr› bir tür oluflturur. Türe-me efsaneleri ile ilgili metinler, Bahaeddin Ögel’inTürk Mitolojisi adl› eserinde, “Türklerin Kurttan Türe-yifli ile ilgili efsaneler” ve ‘Ergene-kon’ bafll›klar› alt›nda bir araya ge-tirilip toplanm›fl; bunlar, tarihi veefsanevi gerçeklik aç›s›ndan da eleal›n›p incelenmifltir. BahaeddinÖgel’in bu çal›flmas›, yeni araflt›r-malar için önemli bir zemindir.Türklerin türemesi veya yenidentüremesi ile ilgili efsane metinleriüzerinde bugüne kadar bir k›s›mönemli çal›flmalar yap›lm›flt›r.2 Birk›s›m araflt›rmac›lar bu metinlere,efsanevîlik ve tarihîlik gerçe¤i aç›-lar›ndan temas etmifl ve bunlardayer alan bilgilere istinaden tarihiTürk yurdunun co¤rafi mevkiinitespit etmeye çal›flm›fllard›r. Ko-nuyla ilgili olarak Zeki Velidi To-gan tarihimizin yaz›m›nda enönemli temel <kaynaklar›n tenkidi,

yaz›m sistemi, yaklafl›m ve yöntem aç›s›ndan> kaynakkitab› k›ymetindeki mühim eseri Umumi Türk Tari-hine Girifl’te Destanlara Göre ‹lk Türkler bafll›¤› alt›n-da türeme efsaneleriyle ilgili flu önemli tarihi gerçekçi-lik de¤erlendirmesini yapar: Türklerin, düflmanlar› tara-f›ndan bir darl›¤a sokulduktan sonra demir kap›lar› eriterekayd›n ve genifl dünyaya ç›kt›klar›na dair “Ergene-Kon” efsa-neleri, ‹ran kavimlerinin Airyana-Vaeja’lar› gibi seyyar birfley ise de, 8. as›r Orta Asya Türklerinin bu demir kap›y›,Arap Sellam Tercuman’a, ‹li havzas›n›n flimalinde, flimdiTalka Demirkap›s› m›ntakas›nda gösterdikleri anlafl›l›yor.Türklerin ana yurdunun, Tiyanflan sahas›nda oldu¤unainanmakta hiç tereddüt göstermediklerini ifade etmek itiba-r›yle,bu rivayet de mühimdir’ Ayr›ca, De Weese’in ve P.Golden’in konuyla ilgili de¤erlendirmelerine, gönder-me yapt›klar› kaynaklara, Sinor ve Yamada’n›n de¤erlimakalelerinde yer alan önemli aç›klamalara baflvurula-bilir. Kimi araflt›rmac›lar da, metinlerde geçen kifli vey›rt›c› hayvan ad ve unvanlar› üzerinde durmufl, filolo-jik aç›dan okuma ve tespit denemeleri yapm›flt›r.3

Türklerin aras›nda ‘yarad›l›fl’,‘türeme’ ve ‘yeniden türeme’ efsane-lerinin zenginli¤i ve çeflitlili¤i, sözelyarat›c›l›¤›n ve sözel anlat›m›n zen-ginli¤inden ziyade tarihî geliflim sü-recimiz ile iliflkili farkl› bir durumukarfl›m›za ç›kar›r, kan›s›nday›m. Be-nim bu konudaki varsay›m›m fludur:Bu metinler Türk toplum hayat›nda,tarihî süreç içinde bediî ve zihnî ya-rat›c›l›k istemleri sonucu hayat bul-mam›flt›r. Bu zenginlik ve çeflitlilik,onlar›n, bu süreç içinde, Türk top-lum hayat›nda ve toplum düzenin-de farkl› ve önemli ifllevler yüklen-mifl olduklar›n› düflündürmektedir.Bunlar›n bir k›sm› ka¤anl›k ideolo-jisi, meflruiyet sorunu ve kültür de-¤iflimi ile iliflkili önemli ifllevler ol-

T

PROF. DR. DURSUN YILDIRIMHacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi / Türkiye

Türklerin yarad›l›fl destan›

Page 2: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄528

mal›d›r. Dolay›s›yla, bunlar› sadece birer efsane metnigibi görüp anlamak ve de¤erlendirmek yan›lt›c› olur.Onlar›n tarihî ve efsanevî gerçeklikleri yap›lar›nda tafl›-malar› yan› s›ra, Türk toplum hayat›nda ve toplum dü-zeninde farkl› ve önemli ifllevler yüklenip yüklenmedik-lerini de ö¤renmeye ihtiyaç vard›r. Bu ihtiyaç, tarihimi-zin yaz›m› s›ras›nda yap›lacak tarihî kurgunun do¤ru,yeterli ve gerekli ilmî düzeyde kurulabilmesi mecburi-yetine ba¤l› bir gereklilikten do¤maktad›r.4 Böyle olun-ca, her bir metnin önce kendi bafl›na ele al›n›p incelen-mesi ve sonra, bunlar›n hepsinin bir bütün hâlinde çal›-fl›l›p de¤erlendirilmesi, ifllevlerinin do¤ru biçimde belir-lenmesi ve aç›klanmas› gerekir. Zeki Velidi Togan, çokönceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir. Togan, önceki göndermede ad› geçen ese-rinde tarihimizin önemli meselelerine temas ederken, Er-genekon Efsaneleri metinlerine iflaretle, onlar›n Türk ta-rihindeki yeri hakk›nda flunlar› söyler: “Bu da bir büyükmevzudur. Buna ait fikirleri ve kay›tlar› ‹bni Fadlan,hfl, s.196-198 de toplam›fl›md›r.” Togan bu notlar›n bir k›sm›n›daha sonra, ‘Bozkurt Efsanesi’ adl› makalesinde kullan-m›flt›r. Belki bu metinlerin, veya içerdikleri sorunlar›nher birinin ayr› ayr› çal›fl›lmas› ve incelenmesi, onla-r›n topluca de¤erlendirilmesine daha rahat bir ze-min kazand›rabilir. Bu düflünceden hareketle, bu-rada sadece eski ve yeni zaman türeme efsanesimetinlerinde gördü¤üm sorunlardan biriüzerinde duraca¤›m. Metinlerde gördü-¤üm sorunun bu yeni çözümlemesi ilesöz konusu zemine katk›da bulunmay›umuyorum.

Benim, burada ele al›p incelemeye,çözümleyip aç›klamaya çal›flaca¤›m ‘sorun’söz konusu metinlerde, Türklerin yenidentüremesi olgusunun gerçekleflti¤i yer ile il-gilidir. Eski ve yeni zaman metinlerinde, yeniden türe-me elemanlar› farkl› olsa da, türemenin gerçekleflti¤i ye-rin tan›m› ve tasviri, bunlar›n her ikisinde de hemen he-men birbirinin ayn›d›r. Fakat ilk dönemlere ait türemeefsanesi metinlerinde çözümleme için seçti¤imiz sorunavücut veren yer ad› belirtilmemifl veya unutulmufl veyao dönemlerde herkesçe bilinen maruf bir yer ve yer ad›olmas›ndan dolay› Çinli tarihçilerin kay›tlar›na girme-mifltir. Çinli tarihçilerin o dönemlerde kaydetmifl oldu-¤u metinlerde, yer ad›yla ilgili karfl›laflt›¤›m›z bu belir-sizli¤in hangi nedene dayand›¤›n› kestirmek zordur. Eli-nizdeki çal›flmada Chou-shu vekayinamesinde yer alanmetinin B. Ögel taraf›ndan yap›lm›fl ve Türk Mitolojisiadl› eserinde yer alan çevirisi kullan›lacakt›r. Bu metinile birlikte, ayn› metinler üzerinde yap›lm›fl muhtelif çe-viriler de dikkate al›nacakt›r. Çincesi ile birlikte bu çe-viri, Ek Metinler I. K›sm›nda okuyucuya sunulmufltur.

Yeni zaman metinlerinde, Türklerin türeme olgusu-nun gerçekleflti¤i bu yer ile ilgili bir adlama verilmekte-dir. Türeme olgusunun gerçekleflti¤i yerin durumu, tas-viri ve buraya ulafl›m çetinli¤i eski ve yeni metinlerde

birbirine çok benzer biçimde yer ile almaktad›r. Bu me-tinler aras›ndaki farklardan biri, eskisinde A-shih-na so-yu, yenisinde O¤uz soyu Türklerinin yeniden tercümesi-nin anlat›lmas›d›r. ‹kinci temel fark, ilkinde türeme ol-gusunun insan ile difli kurt; sonucunda kifli <erkek vekad›n> cinsleri aras›nda gerçekleflti¤inin belirtilmesidir.Üçüncü temel fark, ilkinde yerin tasviri var, ad› yok;ikincisinde her ikisi de vard›r. Yeni zaman efsane metin-lerinde, türeme olgusunun gerçekleflti¤i bu yerin ad›[Ergene kon] biçiminde iki sözcükten ibarettir. Efsanemetninin ilk yeni zaman tespitinde bu ad› oluflturan söz-cüklerin her biri için ayr› ayr› aç›klamalar yap›lm›flt›r.Fakat bu aç›klamalar, birbirine benzer mahiyettedir. Buadlamadan ne demek istendi¤i, adlaman›n hangi anlamageldi¤i söz konusu aç›klamalardan anlafl›lam›yor. Adla-man›n kendi yap›s›nda ve anlam aç›klamalar›nda görü-len bu bulan›kl›k daha sonra bu ad›n geçti¤i kimi tarihîkaynaklarda sürekli ayn› biçimlerde tekrarlan›yor. Ayr›-ca bu adlama elemanlar›na yüklenilen anlamlar ve aç›k-lamalar ile, efsane metninin verdi¤i yerin tasviri ve an-latt›¤› günün önemi aras›nda bir mant›kî ba¤ bulun-

maktad›r. Mantikî ba¤›n bulunmad›¤› bir ad›nbu yere verilmesi ister istemez adlama ile yerintasviri ve ilk günün önemi aras›nda çeliflkili bir

durum yaratmaktad›r. Böyle bir durum kar-fl›s›nda benim varsay›m›m fludur: Yer adla-

mas› ile, yerin durumu ve günün önemi ara-s›nda mant›kî bir uyum vard›r. Öyleyse metinde ye-rin durumu ve günün önemi ile uyumu bir yer ad›-n›n karfl›m›za ç›kmas› beklenirken neden böyle çe-

liflkili bir vaziyetle yüz yüze geliyoruz? fiüphesizbu çeliflkinin kayna¤› ilk tespit s›ras›nda yap›l-

m›fl ifllemlerde ve onlar›n sonradan ald›¤›mahiyette aranmal›d›r diye düflünüyo-

rum. Bu kar›fl›kl›¤›n nerelerden kay-nakland›¤› konusuna bakt›¤›m›zda

karfl›m›za ilginç bir gerek ç›k›yor: Kay›tla-r›n sözel tarih anlat›c›lar›ndan duyuldu¤u

veya anlafl›labildi¤i ölçüde tutuldu¤u gerçe¤i. Bu gerçe-¤i Reflideddîn’in kendi ifadesinden de anl›yoruz. ‘ErgeneQon’ metni de sözel tarih anlam› yoluyla kaydedilmifltir.Ayn› konuda müstensihlerden ve bana göre ayn› zaman-da sözel anlat›c›lar›n uzak zaman olaylar›n› yeterincedo¤ru hat›rlamay›fllar›ndan dolay› ortaya ç›kan yanl›flkay›tlar ve tercüme hatalar› üzerinde Togan ve Atefl dedurmufltur. Togan, Reflideddîn hakk›nda yazm›fl oldu¤uansiklopedi maddesinde, Cami’üt Tevârih’in Arapça,Farsça ve Mo¤olca nüshalar› hakk›nda görüfl belirtirkenAyasofya nüshas› ile ilgili flunlar› söyler: ‘(Ayasofya nüs-has›nda) has isimlerde k ve q, ¤ ve g harflerinin kar›flt›-r›lmas›ndan anlafl›l›yor ki, kitab›n Arapça tercümesi Uy-gur harfleri ile yaz›lm›fl Uygurca yahut Mo¤olca asl›n-dan yap›lm›flt›r.’ Bu konuda ve yazar›n öteki eserleri üze-rinde Togan, ayr›ca ‘The Composition of the History, theMongols by Rashîd al-Din’ adl› makalesinde de durmufl-tur. Ahmed Atefl de, eserin bir k›sm› ile ilgili yapm›fl ol-du¤u neflirde ve tenkitlere yazd›¤› cevabî makalede müs-tensih hatalar›na iflaret eder. Eserin çeflitli yazma nüsha-lar›nda ve hatta nüsha içinde ‘Ergene Qon’ yan› s›ra ‘Er-

Kurt figürlü kaya resmi

Page 3: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄529

gene’, ‘Ürgene Qon’ gibi birçok farkl› kay›t vard›r. Bufarkl› kay›tlara çeflitli zamanlara ait farkl› müverrihlerinyazma eserlerinde rastlan›r. Müneccimbafl› tarihinde deayn› ad da¤a de¤il vadiye verilir ve Türklerin ço¤ald›¤›bu vadinin ad› ‘Ergene Qol’ diye kaydedilir. Banarl›, et-raf› da¤lar ile çevrili mukaddes topra¤a bu ad›n verildi-¤i belirtir. Günümüzde bu ad›n, Ergenekon Ergenekun,‘Ergene Kon, Ergene Qun’ gibi muhtelif yaz› biçimlerivard›r. Bütün bu gerçekler, elimizdeki sözcü¤ün zama-n›nda do¤ru kaydedilmedi¤ini, yanl›fl hat›rland›¤›n› veyak›flt›rma aç›klamalara maruz kald›¤›n› göstermeye ye-terlidir. Tabiat›yla, metinlerde görülen bu çeliflkili duru-mu ortadan kald›r›c› bir çözümlemeye ihtiyaç oldu¤uaç›kt›r. Burada, bu yer ad›n› söz konusu çeliflkili durum-dan kurtarmak üzere yeni bir çözüm denemesi yapaca-¤›m.

Bafll›kta da görüldü¤ü gibi, bu çözüm denemesiiçin, [Ergene Kon] adlamas›n› flöyle bir denkleme dö-nüfltürdüm: [Ergene kon] = [Erkin kün] mü? Denklemi-nin iki taraf›nda yer alan elemanlar›n çözümlemesini, ef-sane metinlerinin tarihî yap›lar› içinde saklad›klar› bil-gileri, sorun ile iliflkili gördü¤üm tarihi kaynak metin-lerde yer alan aç›klamalar› ve ibareleri göz önünde tut-mak, yorum ve filoloji imkânlar› ile,iki düzeyde gerçeklefltirmeye çal›fla-ca¤›m. Sorunun çözümleme ifllemle-ri için de Türkler aras›nda türemeolgusunu anlatan ve farkl› zamanlar-da tespit edilmifl iki metni temel se-çece¤im.

Çözümleme için seçti¤im türe-me efsanesi metinlerinden ilki,Chou (556-581) dönemi resmî Çintarihinde, yani Chou-shu’da kayde-dilmifltir. Bu ilk metin, Türklerineli/aya¤› kesilmifl erkek bir Türk ço-cu¤u ile bir difli kurttan türeyiflinianlat›r. Söz konusu metnin farkl› za-manlarda yaz›ya al›nm›fl de¤iflik bi-çimleri vard›r. Çözümleme için seçmifl oldu¤um bu ilkmetne, A metni diyorum.5 fiimdi, çözümleme için seç-mifl oldu¤um bu A metninin dizin düzeni içinde içerikkurgusunu görelim:

01. T’u-chüeh <Türkler> eski <Hsiung-nu> Hun-lar›n soyundand›r.

02. A-shih-na adl› bir aileden inip ayr› oymaklar hâ-linde yaflarlar.

03. Bunlar, bir komflu ülke taraf›ndan <savaflta>ma¤lup edilir ve herkes öldürülür.

04. Sadece 10 yafl›nda bir çocuk sa¤ kal›r.05. Düflman ülke askerleri, çocu¤un elini, aya¤›n›

kesip batakl›k, sazl›k bir yere b›rak›r.06. Sazl›kta bir difli kurt belirir ve çocu¤u besler,

büyütür.07. Bir süre sonra, difli kurt, çocukla kar›/koca haya-

t› yaflar ve yüklü kal›r.

08. Komflu düflman ülke kral›, bu durumu ö¤renirve öldürülmelerini buyurur.

09. Askerler, difli kurdu öldürmek isterler.10. Yüklü difli kurt,askerleri görür ve Kao-

ch’ang’›n (Turfan) kuzeyinde bir da¤a kaçar.11. Da¤›n içine girer ve ç›k›fl› genifl bir ovaya aç›l›r.12. Ova, bafltan bafla ot ve çay›rlarla kapl›, çevresi

dik da¤larla çevrili ve geniflli¤i birkaç yüz mil uzunlu-¤unda bir yerdir.

13. Difli kurt bu ovaya gelir ve burada on çocuk do-¤urur.

14. Çocuklar büyür, d›flar› ç›k›p buraya d›flar›dank›z getirip evlenirler. Her birinden bir soy türer.

15. Birkaç nesil sonra ma¤aradan d›flar› ç›karlar.Chin-shan <Altay> eteklerine yerleflirler.

16. Juan-juan devletine demircilik ederler.Çözümleme için seçti¤imiz ikinci türeme efsanesi

metni, tarihte ilk kez, Reflideddîn’in (1247-1318) Fars-ça yazd›¤› ve 1307 y›l›nda tamamlad›¤› ‘Cami’üt-Tevâ-rih’ adl› eserinde yer al›r.6 Reflideddin bu eseri, eski ya-z›l› kaynaklardan, döneminin sözlü tarih anlat›c›lar›n-

dan ve sözlü tarih anlat›mlar›ndanistifade ederek yazm›flt›r.7 Türklerintüredi¤i muhite yap›lm›fl [ErgeneKon] biçimindeki yer adlamas› ilkkez bu eserde tespit edilmifl bulunaneskisinden oldukça farkl› bir türemeefsanesi metinde kendini gösterir.Reflideddin’in8 bu tespitinden bir-kaç yüz y›l sonra, Ebülgazi Bahad›rHan (1603-1664), hem bu eserdenve hem de de¤iflik <sözlü ve yaz›l›>kaynaklardan istifadeyle, Türk di-linde ‘fiecere-i Terâkime’ ve ‘fiecere-iTürk’ adlar›n› tafl›yan iki eser vücu-da getirir. Ancak, eserlerde verilmiflbulunan bilgilerin tarihîlik elefltirisi

yap›lmadan kullan›lmas› ve tarihî çerçevesi içine do¤ruoturtulmamas› hâlinde yanl›fllara sürüklenebiliriz. Ünlüdevlet adam› ve tarihçi Ebulgâzi Bahad›r Han’›n hem‘fiecere-i Türk’ hem ‘fiecere-i Terakime’ hem de Reflided-din’in bunlara kaynakl›k etmifl oldu¤u anlafl›lan Ca-mi’üt-Tevarih adl› eserleri, flüphesiz dönemlerinin poli-tik ve kültürel e¤ilimleri ile sosyal yap›lar› ve kurumla-r› aras›nda gözlenen çeliflkileri uzlaflt›r›c› bir tutum veanlay›fl içinde yaz›lm›fllard›r.

Türk ve Mogol’un ayn› kökten inmiflli¤i veya inme-miflli¤i tarihî gerçekçilik aç›s›ndan henüz tart›flmas› bit-memifl bir sorundur. Böyle olmakla beraber ben, bunla-r›n ayn› kökten inmifl akraba kavimler oldu¤u kan›s›n›tafl›yorum. Efsanelerin politik boyutu yan› s›ra, tarihîgerçeklik yan› da vard›r. Bu ayr›flman›n iktidar olma so-runu yan› s›ra, büyük ölçüde din merkezli kültürlereba¤l› olarak boylar›n birbirlerine karfl› yürüttü¤ü yahutkendilerini ve özelliklerini farkl› olanlara karfl› koruma

Göktürk Devri, kurt ve adam figürlü madeni plaka

Page 4: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄530

tedbiri olarak kulland›¤› bir tecritleme veya tecritlenmepolitikalar› sonucu, veyahut bütün bunlar›n tamam›n›içine alan politikalar›n ve stratejilerin uygulanmas› ilegerçekleflti¤ini düflünüyorum. Dolay›s›yla söz konusueserlerde yer alan bilgileri hem bu aç›lardan hem buba¤lar›n varl›¤›/yoklu¤u bak›m›ndan hem de Ulu¤ Tür-kistan’›n tarihî co¤rafyas›, bu co¤rafya üzerinde yaflayantopluluklar›n birbirleriyle olan iliflkileri, ayr›flmalar› vebütünleflmeleri veya boylar›n yeniden düzenlenip bütün-lefltirilmeleri, iletiflim a¤lar› e¤itim ve yönetim yap›lar›noktas›ndan ele almak icap eder. Bütün bu sorunlar› an-lafl›l›r duruma getirmedikçe, politik ve ideolojik meflru-iyet zeminlerini tespit etmedikçe bize ulaflm›fl efsanemetinleri içerdikleri bilgiler aç›s›ndan çözümlemelerikolaylaflt›rmaz. Belki bu ba¤lam içinde metinde O¤uzHan neslinden inmifl ‹l Han’›n çocuklar›ndan türeyenTürklerin neden O¤uz de¤il de, Mogul diye tesmiyeedildi¤ini veya Türk, O¤uz ve Mogul aras›nda neden biray›r›m güdülmedi¤ini daha iyi anlayabiliriz. Bence budurum iki kavramdan birinin ötekinin yerine geçti¤i ve-ya bunlar aras›nda bir ayr›m gözetilmedi¤i veya gözetil-mek istenmedi¤i bir iktidar süreci ya-fland›¤› s›rada ortaya ç›km›flt›r. Metinanlat›m mant›¤›na ba¤l› kalarak, ‹lHan’›n o¤lu torunu ve bunlar›n eflleriile gerçekleflen yeniden türeme olay›n-da dünyaya gelen yeni nesilleriTürk/O¤uz soyu Türkler kabul ediyo-rum. Ayr›flma olmuflsa, bu Türkleraras›nda olmufl ve bir süre Türk veMogul ayr›m› da her iki taraf için faz-la bir anlam tafl›mam›fl olmal›d›r. Buefl anlaml› veya sözcük fark›n›n ayr›myaratmad›¤› süreç de, muhtemelen ay-n› ideolojik ve dinî düzlem üzerindeyafland›¤› zaman› kaps›yor olmal›d›r.Dolay›s›yla ‘Ergene Kon’ adl› metnintafl›d›¤› bilgilere dayal›, metnin anla-t›m mant›¤› sonucu ileri sürdü¤ümbu kabul ‘efrad›na câmi, a¤yâr›na mâ-ni’ ilkesi ile s›n›rl›d›r. Ebülgazi’nin yazm›fl oldu¤u ‘fiece-re-i Türki’ adl› eserde de, bu (Ergene Kon) ad› ve türe-me efsanesi metni tespit edilmifltir.9 Bu sonuncu tespitile, hem [Ergene Kon] ad› ve hem de türeme efsanesimetni ilk kez Türkçesi yaz›lm›fl bir eserde yer alm›fl olur.Bu nedenle, çözümleme için Reflideddin’in Farsça metniyerine Ebulgazi Bahad›r Han’›n Türkçe tespitini esas al-d›k.10 Türkçe kayd›nda kimi eklemeler olsa bile, her ikimetin (Reflideddin ve Ebu’l-Gâzi metinleri), temelde bi-rinin ayn›d›r, denebilir. ‹lkine A türeme efsanesi metnidedi¤im gibi, buna da B türeme efsanesi metni diyorum.Burada yeri gelmifl iken bir önemli noktaya da dikkatiçekmek istiyorum; o da fludur: Türeme ile ilgili seçmifloldu¤umuz ikinci metnin her iki kay›ttan farkl› tespit-leri de vard›r. Mirza Ulu¤bek (1394-1449) ile SeyfeddînAkhsikendî kay›tlar› bu cümledendir. Seyfeddîn Akhsi-kendî tertip etti¤i Mecmu’at’üt-Tevarih adl› eserinde,konumuz ile ilgili gördü¤üm bir flecere vermektedir. fie-

cere içinde yer alan bir rivayet, ‘Ergene Kon’a benzer biryeniden türeme metni ortaya koymaktad›r. Bu tür nesebflecereleri <=soy kütükleri>, ‹slâmi türeme anlay›fl›nagöre hep Âdem peygamberden itibaren bafllat›l›r ve dü-zenlenir. Bu flecerenin Yafes ile bafllayan ve yeniden türe-me olgusunu anlatan k›sm› flöyledir: ‘Nuh Aleyhisselamuyan›p Yafes’e alk›fl verdi: ‘senin çocuklar›n ka¤an olsun’dedi. Yafes’în Kara Han, Azar Han ve Küçi Han adl› üço¤lu oldu. Kara Han’dan O¤uz adl› o¤lu do¤du.O¤uz,Urum’a gidip od ocak kurdu. Azar Han’dan KazakHan adl› bir o¤ul oldu. Kazak Han, Türkistan’da yerlefl-ti. Kazaklar bu kifliden türemifltir. O¤uz Han’dan biro¤ul türemifltir. Bunun ad›n› Mogul koymufltur. Mo-gul’dan iki o¤ul do¤mufltur. Bunlardan birinin ad› ‹z-zeddin, ötekinin ad› Lariddîn, ‹zzeddin, Urum da¤lar›n-da konaklar, Lariddîn ise Mazenderân ormanlar›nda e¤-leflir. ‹zzeddîn, Urum’da ka¤an oldu. Bunlar›n ikisi deMogul diye adland›rm›flt›r. Mogullar›n ka¤anl›¤›, Feri-düddîn zaman›na kadar bin y›l sürmüfltür. Feridüddinöldü. Onun o¤lunun ad› Tûr idi. O¤uz Han’›n çocukla-r› ile savafl›p onlar› k›rd›. ‹çlerinden bir kifli, efli ile bir-

likte kaç›p kurtulur. Bir da¤a ç›k›porada saklan›rlar. Bu da¤a Akanatun[Ak Ana Tun <=kün?; ‹. Togan’a görebu söz öbe¤ine bir r ilave edilirse Erge-ne Qun biçiminde okunulabilir. Budüflünceyi paylaflmaktay›m. D.Y.>] di-ye ad vermifller. Bu kifli orada çolukçocuk sahibi olur, türeyip ço¤al›rlar.Hazreti Resulüllah Sallallahü Aleyhi-vesellem zaman›na kadar burada yaflar-lar. ‹zzeddin’in çocuklar› üç boy olur:<G›z=Guz=Oguz? > Türk ve Türkis-tan. Bu boylar birleflip Feridüddîn’inçocuklar›na karfl› savafl açar ve onlar›yok ederler.’ [Al›nt› eserin eski Tacik-çe yazmas›ndan K›rg›z Türkçesi ile‘Tar›hd›n C›yna¤›’ nâm›yla yap›lan veyay›nlanan çevirisindedir. Metin, tara-f›mdan Türkiye Türkçesine aktar›l-

m›flt›r.]Bu rivayet türeme ile ilgili birçok fakl› kayd›n, Çin

kaynaklar› yan› s›ra Orta ve Yak›ndo¤u uluslar›n›n kay-naklar›nda da yer ald›¤›n› gösterir. Ayr›ca, elimizdeki ri-vayetin, bildi¤imiz Türk Çin ve Mo¤ol kaynaklar›ndanfarkl› bir kayna¤a dayand›¤› anlafl›lmaktad›r. Bu rivayet,Türklerin ‹ran ile yapm›fl oldu¤u ölüm/kal›m mücadele-lerine ba¤l› bir yeniden türeme rivayetidir. Daha ilginciise bu rivayetin anlatt›klar›n›n Michaile Le Syrien’in ese-rinde yer alan bilgileri destekler mahiyette olmas›d›r. Budurum bize, Türk tarihi ile ilgili Yak›n ve Ortado¤u dil-lerinde yaz›lm›fl çok say›da eser yaz›lm›fl oldu¤unu gös-termektedir. Henüz el de¤memifl durumda araflt›rmac›-lar›n› bekledi¤ini düflündü¤ümüz bu eserleri aray›p bul-mak, ak›betlerini ö¤renmek tarihçili¤imiz ve tarihimizaç›s›ndan çok önemli bir konudur. Bu efsane metnindeyer alan ‘Akanatun’ ad›n›n da farkl› bir tarihî yer ad›n›n

Çeflitli e¤er süslemeleri, Paz›r›k

Page 5: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄531

tahrif olmufl, bozulmufl veya yanl›fl istinsah edilmifl birbiçimi oldu¤u aç›kt›r. Belki de ‘Ergene Qon’ söz öbe¤i-nin bir baflka yanl›fl kayd›d›r. Burada iktibas edilen met-ne de¤erli tarihçi ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yük-sek Kurumu Eski Baflkan› Reflat Genç’in yard›m› ile eri-flilmifltir, kendisine teflekkür ederim. W. Ulu¤bek ve S.Akhsikendi kay›tlar›nda sözü edilen mücadelelerin‹ran/Tûran aras›nda geçti¤i belirtir. Bunlar›n ve MikâilSüryanî’nin verdi¤i bilgiler aras›nda kimi benzerliklervard›r. Üstelik, verdikleri bilgilere göre, yazarlar›n›n,dönemlerinde mevcut farkl› kaynaklardan istifade ettik-leri anlafl›l›yor. Öyle anlafl›l›yor ki, eski ‹ran kaynakla-r›nda bu mevzularda oldukça zengin kay›tlar mevcut bu-lunuyordu.11

fiimdi B türeme efsanesi metninin, dizin düzeniiçinde içerik kurgusu durumunu görelim:

01. Mo¤ol iline, O¤uz Han soyundan ‹l Han padi-flah olur.12

02. Tatarlar ile savafl olur ve ‹l Han’›n ordusu yeni-lir. Tatarlar, büyükleri öldürür, küçükleri tutsak efendi-lerinin boy ad›n› al›r.13

03. Tutsaklar aras›nda ‹l Han’›n küçük o¤lu K›yanile kardefli o¤lu Nüküz ayn› kifliye tutsak düfler. Bunlar,tutsak olduklar› y›l evlenmifllerdir.14

04. Bir gece atlan›p, eflleri ile birlik-te kaçarlar.

05. Ordu kurduklar› yere gelip düfl-man eline geçmemifl ne varsa toplay›p; at,deve, öküz ve koyunlar› bir araya getiripyola koyulurlar.

06. Da¤lar aras›nda insan aya¤› de¤-memifl bir yere ulafl›p orada yaflamaya ka-rar verirler.

07. Önlerinde giden yabanî koyunla-r› izleyip onlarla yamaçlar› t›rman›p birda¤›n bo¤az›na var›rlar.

08. Bo¤azdan tepeye ç›k›p da¤›n öteyan›na inerler. Etrafa bakarlar. Görürlerki geldikleri yoldan baflka bir yol yok.

09. Geçip geldikleri yolda bir deve,bir keçi güçlükle yürüyebilirdi.

10. ‹ndikleri yer genifl sonsuz bir ül-kedir. ‹çinde akarsular, p›narlar, türlü otlar, çay›rlar ye-miflli a¤açlar, türlü türlü avlar vard›r.

11. Bunlar bu durumu görüp, Tanr›’ya flükür ederlerve bu yere Ergenekon ad›n› verirler.

12. ‘Ergene’, da¤ kemeri; ‘kon’ ise dik demektir.13. K›yan ve Nüküz o¤ullar› burada 400 y›l ço¤al›r

ve bir gün gelir s›¤maz olurlar.14. D›flar› ç›kmaya yol açmak üzere demir da¤› eri-

tirler.15. Yük yüklenmifl bir deve geçecek bir yol aç›l›r.16. Bu yolun aç›ld›¤› o ay›, o günü, o saati belleyip

belli bir düzen içinde d›flar› ç›karlar. O günü kendileri-ne bayram günü sayarlar.

17. O günden beri <her y›l> bu kurtulufl günündeateflte demir k›zd›r›p örs üzerinde çekiç ile döverler, bay-ram edip kutlarlar.

18. Ve o gün için ‘zindandan ç›k›p ata yurduna gel-di¤imiz gün’ derler.

19. Ergene Kon’dan ç›kt›klar›nda padiflahlar› K›yansoyundan Korlas uru¤undan Börte Çene (Çin) idi.15

Çin ve Türk tarihinin yaz›l› kaynaklar›nda tespitedilmifl bulunan bu iki türeme efsanesi metni içinde yeralan ve tasvir edilen tarihî ve efsanevi fizik çevreden ka-s›t, Türklerin tarihî ana yurdu olabilir mi? Bu, etraf›da¤lar ile çevrili kapal› türeme yurdu nas›l anlafl›lmal›-d›r? Acaba efsane metinlerinin anlat›ld›¤› yer ile, Antak-ya Ya’kubi patri¤i Süryani Mîkâil <Michel le Syrien(1127-1200)> taraf›ndan tutulan Vekayinâme’de tarihîba¤lam içinde anlat›lan Türk yurdu aras›nda bir iliflkivar m›d›r? Bu sorunun cevab›, efsanevî gerçeklik ile ta-rihî gerçeklik aras›nda bir iliflki olup olmad›¤›na; varsabunun nas›l anlafl›lmas› gerekti¤ine ›fl›k tutulabilir.

Türklerin nerede oturduklar› ve nereden dünyayayay›ld›klar› konusunda Michel Le Syrien k›saca flunlar›söyler: ‘Turqaie veya Traqie kavmi, Yâfes nesline men-

suptur. Dünyay› ilk istilâlar›, M.Ö. 510seneleridir. Türklerin oturdu¤u m›nt›kakuzeydo¤udad›r. Türkler, bu m›nt›kadankalk›p ç›km›fllar ve mütemadiyen ç›k-maktad›rlar. Bu m›nt›ka, do¤u taraf›n›nen ucunda, güneflin do¤du¤u yerden bat›-da, kuzey istikametinin en uç yerlerine,güneflin batt›¤› en uç yerlere kadar uza-n›r. Mesafe itibariyle de, insan ile meskûnyerlerin kuzey istikametinde her iki ucado¤ru uzan›r. Rivayete göre, bu m›nt›kaafl›lmaz da¤larla çevirili oldu¤undan, içe-ride bulunanlar›n d›flar› ve d›flarda bulu-nanlar›n içeri girebilmeleri için yaln›z ikiyerde kap›ya benzer geçitler vard›r. Bun-lar›n biri do¤u taraf›nda, ‹ran’›n ötesin-dedir; öteki kuzeyde ‹berya’n›n (Kafkas-ya) iç taraf›ndand›r. Türkler, bu m›nt›ka-dan, “Yeryüzünün memeleri” <Mammel-les de le terre> denilen da¤lar›n içindeki

bu sahadan <M.Ö. 510 y›l›nda> ç›km›fl16 Kurd’unTürklere yol göstericili¤i ile ilgili rivayetin de kaydedil-di¤i bu vekâyinâme, Türk tarihi için önemli bir tarihikaynak niteli¤i tafl›maktad›r.17 Ben, burada, bu anlat›m-lardan sadece ele ald›¤›m sorunu ilgilendiren Atayurtkavram› ve s›n›rlar› ile ilgili k›sm› süzerek alm›fl bulu-nuyorum.

Michel Le Syrien’in anlatmalar›ndan anlafl›l›yor ki,Türkler, Ata yurttan d›flar›ya, dünyaya bu kap›lardanmüteaddit defalar girip ç›km›fl ve yeryüzüne yay›lm›fllar-d›r. ‹çerde ve d›flar›da hayat sürenleri olmufl; buralardanyeryüzüne ilk ç›kanlar, sonradan ç›kanlarca yerlerinden

At haflas›, Paz›r›k

Page 6: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄532

edilip baflka yerlere göç etmek zorunda b›rak›lm›flt›r. Veyerlerinden olan bu Türkler, eski yerlerini yeni gelenle-re b›rak›p sürekli bat›ya do¤ru yürümüfllerdir. Bu yürü-yüfllerde veya d›flar› ç›k›fllarda, ilk Türklerin ç›k›fllar›ndaoldu¤u gibi, onlara hep boz yeleli bir ‘kurt’ k›lavuzlukedermifl.18 Her d›flar›ya ç›kan ve yürüyen Türklerinönünde yürüyen bu k›lavuz kurt, durunca; onlar da du-rur; yürüyünce yürürlermifl. Türkler, kurt kendilerine‘kofl’ komutu verince yürüyeceklerini ve o ortadan kay-bolunca konaklayacaklar› yere geldiklerini anlarlarm›fl.Michel Le Syrien, bu tespitini flöyle tamamlar: ‘Bu hay-van,Türklere bir çok zaman yol gösterdikten sonra ortadankayboldu. Biz de art›k o hususta ne kitaplardan, ne a¤›zdanhiçbir fley duymad›k’. Demek ki, bu durum ile ilgili kay›tve anlat›mlar XIII. Yüzy›l bafllar›na kadar Michel LeSyrien’in yaflad›¤› Semerkand sahas›nda güçlü bir sözlüve yaz›l› anlat›m gelene¤ine sahipmifl ve bu bilgiler bir-çok eserde yer almaktaym›fl ve a¤›zdan a¤›za dolan›yor-mufl.19 Kimbilir, belki din merkezli kültür ve ideolojide¤iflimleri, belki tarihin insafs›z tahribat› sonunda, bueserler ya yitmifl yahut belki hâlâ kendilerini aray›p bu-lanlar olmad›¤›ndan dolay›, bu-gün Michel Le Syrien’in söz etti¤ibu eserlerden istifade etme flans›-m›z bulunmamaktad›r.

Türklerin bu iki geçidi bulu-nan ve da¤larla çevrili yurtlar›n-dan, eski ça¤larda d›flar›daki Med,Pers, Asur gibi ülkelerin krallar›kendilerinden yard›m istedi¤in-den d›flar› ç›kt›klar›ndan söz edenMichel Le Syrien, bu konuda tari-hî zamanlara ait bir kay›t düfler.Bu kayda göre, Perslerin böyle biryeni yard›m iste¤i s›ras›nda,Türkler, meclis kurup birbirinedan›fl›rlar ve bu yerleri kendileri için ‘yeni’ yurt tutupyerleflmeye karar verirler. Ve d›flar› ç›k›nca bu dedikleri-ni yaparlar.20 Geçitten ç›k›p, “Oradan tekrar atlan›pMerv flehrine kadar olan yerleri ele geçirip kurduklar›imparatorlu¤a bu flehri merkez yaparlar. ‹mparator Jus-tinianus devrinde <Do¤u Roma> elçilerinin görüflmeyegitmifl olduklar› dokuz Türk kral› iflte orada idi. Bunlar,ilk vatanlar›n›n d›fl›ndad›rlar ve ç›kt›klar› kap› da bizzatd›flar› ç›km›fl olanlar›n muhafazas›ndad›r”. Türklerin, buda¤lar ile çevrili yurttan d›flar› zaman zaman ç›kt›klar›,d›flar›da da devletler, imparatorluklar kurduklar›, bununiçin iki kap›y›/geçidi kulland›klar›; daha çok bu da¤lar›nkuzeyinde ve do¤u-bat› ekseni üzerinde, güneflin do¤du-¤u uçtan batt›¤› uca do¤ru hareket ettikleri Michel LeSyrien’in verdi¤i bilgilerden anlafl›lmaktad›r. Önlerindek›lavuz gibi yürüyen kurdun, onlara kendi dilleriyle“kalk›n” veya “göç edin” komutu vermesi kayd› da ilgiçekici bir bilgidir. Bu bize, erkek ve difli kamlar›n veyakam ka¤anlar›n›n don de¤ifltirme yetene¤i ile bu yolgösterici k›lavuz bozkurt donuna girmifl olabilecekleri

ihtimalini düflündürmekte ve Türk dili de konuflan kurtaras›nda böylesi bir ba¤ kurulmufl olabilece¤i ihtimaliniakla getirmektedir.21 Karfl›m›za ç›kan öteki önemli so-runlar gibi bu tür sorunlar ile u¤raflmak yaz›n›n kapsa-m› d›fl›ndad›r. Çünkü, hem efsanevî ve tarihî yurt iliflki-sinin, hem de kaml›k ile ba¤l› sorunlar›n ayr›ca çal›fl›l-mas› gerekir.

Buraya kadar, sorunu, çözümlemede izleyece¤imyollar›, kullanaca¤›m A ve B metinlerinin dizin düzeniiçinde kurgusunu; Michel Le Syrien’in Türklerin yaflad›-¤› tarihî yurt s›n›rlar›yla iliflkili verdi¤i bilgileri s›rala-d›m. Bunlar ile, metinlerin verdi¤i bilgiler aras›nda ta-rihî gerçeklikle ba¤lafl›k bir ilinti oldu¤unu düflünüyo-rum. Ancak, her iki metnin ve Patrik Mikâil’in verdi¤ibilgilere göre, bu ilinti, yüksek da¤lar ile çevrili ve ka-p›lar› bulunan bir yurt olma hâliyle s›n›rl› görünmekte-dir. Ve san›r›m sorunun tarihî gerçeklikle ilintisi de, buboyutudur.

fiimdi, sorunun çözümlemesiyle ilgili ilk basama¤a,türeme efsâneleri ile ilgili içerik yorumuna geçebilirim,diye düflünüyorum.

Elimizdeki A ve B metinleri-ne göre, Türklerin “yeniden” tü-remesi olgusu, etraf› dik ve yük-sek da¤lar ile çevrili genifl ve hertürlü yaflama flart› mevcut, emni-yetli bir ova üzerinde gerçeklefl-mektedir. Her iki metnin anlat›-m›na göre, buraya girifl, girifli/ç›-k›fl› çok güç bir geçit yoldan veyabir kap›dan olabilmektedir. Türe-me, A metninde, bir Türk gen-cinden yüklü kalan bir difli kur-dun buraya gelip on çocuk do¤ur-mas› ile bafllar. Daha sonra, ço-cuklar büyür, d›flar› ç›kar. D›flar-

dan içeri k›z getirip evlenerek türemeyi sürdürürler. Butüreme olgusu A-shih-na soyu Türklerine aittir.

‹kinci metnimiz B ise, Türkler aras›nda O¤uz soyu-na özgü yeni bir yeniden türemeyi anlat›r. Bu türeme ol-gusu, çocuk ile difli kurt yerine, O¤uz Han soyundan in-mifl ‹l Han’›n o¤lu K›yan, ye¤eni Nüküz ve bunlar›n efl-leriyle olan normal iliflkileri sonucu ortaya ç›kar. A met-ni, bu ço¤alma/türeme sürecini “birkaç nesil” diye belir-lerken; B metni, bu olgunun 400 y›l içinde tamamlan-d›¤›n› söyler. Dolay›s›yla, metinler aras›nda türeme süre-cinin tamamlanmas› aç›s›ndan bir zaman birimi benzer-li¤i oldu¤u ileri sürülebilir. A metninde yeniden türemeolgusu, A-shih-na soyu Türkler için, difli kurt ile Türkgenci aras›nda gerçekleflirken, B metninde, O¤uz soyun-dan arkada kalm›fl iki Türk genci ve onlar›n efllerincegerçeklefltirilir. Bu bana, bu tür türeme efsanelerinin ka-¤anl›k ideolojisi ve meflruiyet sorunu ile bir ba¤› bulun-du¤unu ve her Türk boyu için böyle bir olgunun ka¤an-l›k seçimi s›ras›nda kullan›lm›fl oldu¤unu düflündürt-mektedir. Öyle san›yorum ki, bu tür yeniden türeme ef-

Deri ifllemeli kumafl, Paz›r›k Kurgan› 2

Page 7: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄533

saneleri, Türkler aras›nda, Tengri <Teng eri> ve kaml›ketraf›nda biçimlenen din merkezli Türk kültür hayat›içinde do¤mufl ve ka¤anl›k ideolojisi ile bütünleflmifl-tir.22 Bu inanç yap›s› içinde, Teng eri <Tanr›> ile irtibat-lanma görevini Türklerde kam yürütür ve bu ifli; ‘donde¤ifltirme’ yolu ile, Tanr› kat›na yükselerek, yerine ge-tirirdi.23 Türk ka¤anl›k ideolojisinde bu ifli, ka¤an›nyapt›¤›n›, ka¤anl›k ile ilgili buyruklar› do¤rudan Tan-r›’dan <Teng eri> alm›fl oldu¤unu Bengü Tafl Bitigi bil-gilerden bilmekteyiz.24

Bu olas› durum <don de¤ifltirme olgusu> B met-ninde görülmektedir ve burada verilen bilgilere göre, bi-reyler aras›nda aç›k bir biçimde bir içten evlilik söz ko-nusudur. Oysa, A metnimizde, efli difli kurt da olsa, bir‘d›fltan’ evlilikler ile bu ço¤almay› sürdürür. Burada,kaml›k kurumunda, difli ve erkek kamlar›n da, ‘don de-¤ifltirme’ yetene¤inde olduklar›n› düflünerek, Michel LeSyrien’in Türk yurdu ile ilgili söylediklerini bir kez de,bu çerçevede düflünüp de¤erlendirelim. Acaba, bu diflikurt, böylesi bir don de¤ifltirme durumunuyans›t›yor olamaz m›? Üstelik, bö-rü=kurt=<fu-li> sözünün Çin salnamele-rinde do¤rudan do¤ruya Türk ka¤an›n›,veya herhangi bir Türk’ü ifade etmek üze-re efl anlamda kullan›ld›¤› gerçe¤ini dedikkate al›rsak, bu olas›l›k yabana at›la-maz.25 Söz konusu metinler, Çin taraf›ndabu anlay›fl›n egemen oldu¤u dönemlerdeyaz›ya al›nm›fl oldu¤una göre, difli bozkurtneden bir don de¤ifltirmifl bir difli Türk ka-m› gibi alg›lanmas›n?

Türklerin, “yeryüzünün memelileri”adl› ülkesi, güneyi, do¤u taraf› ve bat› ta-raf› ile, dünyaya kap›lar yoluyla aç›lmakta-d›r. Bu kap›lar üzerine bütün eski kaynak-lar› göz önünde tutarak bafll› bafl›na biraraflt›rmaya ihtiyaç vard›r. Güneflin do¤du-¤u yerden batt›¤› yere kadar uzanan bir sa-han›n d›fla aç›lan kap›lar›, tarihin önemlibir cephesini, tarihî kavimlerin gerçek hareket ve yay›l-ma alanlar›n› ve imkanlar›n› ortaya ç›karacakt›r. Böyle-ce, alanlar üzerinde gerçek hâkimiyet sahipleri ile, bun-lar için çal›flanlar›n veya tabî olanlar›n durumu hakk›n-da daha net sözler söylenebilecek, buluntulara ve rivayet-lere daha anlafl›l›r aç›klamalar getirilebilecektir. Tarihçi-li¤e hâkim anlay›fllar, henüz kendi oda¤› d›fl›na ç›k›polaylar› ve olgular› kendi gerçe¤i içinde de¤erlendirmeçizgisine inememifltir. Geçmiflin gerçekleri bütün bir in-sanl›¤›n geliflmesine hizmet verecek biçimde ortaya kon-mak zorundad›r. Fakat, hemen bütün alanlarda oldu¤ugibi, tarihçili¤in de bugün bu olgunlu¤a eriflmedi¤i, an-cak özel gayretle kimi iyi araflt›rmalar›n yap›lm›fl oldu-¤u söylenebilir. K›saca, bu Türk yurdu, d›fla kapal› birülkedir. Türkler, bu kap›lardan, istediklerinde d›flar› ç›-kar ve ç›k›p gittikleri bu yeni yerlerde beylikler, hanl›k-lar, imparatorluklar kurar ve yaflarlar. Kap›lardan son ge-çip gelenler, önce geçip gelenleri yerlerinden söküp atar,

daha bat›ya, daha güneye veya do¤uya sürerler. Öyle an-lafl›l›yor ki; Türkler içeri/d›flar› konusunda bir yandanbirbirleriyle, bir yandan da d›flar›da bulunan düflman ül-keler ile sürekli çarp›flarak yeryüzüne yay›lm›fllard›r. Butüreme efsaneleri de, Türklerin içte ço¤alma süreçleri ved›flar› ç›kma hamleleriyle ba¤l› olaca¤› gibi, komflu düfl-man ülkelerle yapt›klar› mücadeleleri s›ras›nda kap›lar-dan içeri çekildikleri tarihî süreç içindeki olaylar› yans›-t›yor olabilir. Bu ba¤lamda, difli kurt da, d›flar›dakiTürklerden, don de¤ifltirmifl bir difli Türk, bir kad›n kamgibi düflünülebilir.

Türklerin türemesinin gerçekleflti¤i yer, metinler-den ilkinin anlat›m›na göre, da¤›n d›fl›ndan içine girenbir yol ile eriflilebilen, dört bir yan› dik da¤larla çevri-li bir ovad›r. Buras›, metne göre Kao-ch’ang’›n <Tur-fan> kuzeyinde etraf› dik da¤larla çevrili genifl bir ovaolarak tan›mlan›r. Girifl yolunun konumu bak›m›ndanolmasa bile, ovan›n tan›m› ve tasviri aç›s›ndan bak›ld›-¤›nda, ilk ve ikinci metin aras›nda bir benzerlik oldu-

¤u göze çarpar.Söz konusu bu yer B metninde, sonsuz,

genifl bir ülkedir ve içinde ne ararsan var-d›r. Her iki anlat›mda da, buras›, üstü aç›kbir ‘Atalar Ma¤aras›’ olarak tasvir edilir.26

A metninde, düflmandan kurtulmak, yokolmamak, soyu sürdürmek, özgür yaflay›pço¤almak üzere difli kurt, bu üstü aç›k ma-¤araya da¤›n içinden geçen gizli bir geçit-ten, kap›dan geçip s›¤›n›yor ve burada, ye-ni kuflaklar›n türemesi/ço¤almas› sürecinibafllat›yor. Bir süre sonra, difli kurttan do-¤an 10 çocuk, d›fl evlilik yolu ile bu sürecesüreklilik kazand›r›yor. Bundan sonra,uzun bir süre buradan d›flar› ç›kmay› dü-flünmüyorlar. Ma¤ara veya da¤larla çevrilibu ova onlara, bir süre, özgürlüklerinin ko-ruyucusu görevi ve yurtluk ifllevi görüyor.Bu süreç içinde, burada kendi kendilerinedemircili¤i ö¤rendikleri, bu sanatta usta-

laflt›klar›, iyi silâh yapt›klar› anlafl›l›yor. Bu durum, on-lara güven veriyor olmal›d›r. Say›ca artmalar›n›n yan› s›-ra, ülkeye s›¤mamalar›, buraya k›s›l›p kald›klar› düflün-cesine kap›lmalar›, demircilik sanat›ndaki maharetleri,onlar› bir süre sonra d›flar› ç›kma düflüncesine yöneltiyor.Dün, onlar için özgürlüklerinin koruyucusu olan ova ma-¤ara, bu kez durumlar›n› k›s›tlay›c› bir yer olma özelli¤ikazan›yor. Bir süre kurtar›c› ifllevi gören bu ova ma¤ara,yeni durum karfl›s›nda art›k onlar›n özgürlüklerinin k›-s›tlay›c›s› bir zindana dönüflüyor. Özgür olmak için bura-dan d›flar› ç›k›yorlar ve demirciliklerinden dolay› kendi-lerine güvenleri var. Altay da¤lar›n›n eteklerine yerlefli-yorlar. D›flar›da bulanan Aparlar’a demircilik ediyorlar.27

Türeme olgusunun gerçekleflti¤i bu yer ile ilgili, Bmetni daha teferruatl› bilgi verir. Burada, ele ald›¤›m›zsorunun çözümlemesi ile ilgili B metninde, iki durumtasviri vard›r. Sorunun çözümlenmesinde bu durum tas-virleri çok iyi anlafl›lmaz ise, çözümsüzlük kendini koru-

Figürlü kad›n k›yafeti ayr›nt›s›,Paz›r›k Kurgan› 2

Page 8: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄534

may› sürdürür. fiimdi bu durum tasvirlerinden ilkini gö-relim. Kaçma ve yerleflme ile ilgili durum tasviri, Bmetninde flöyledir:

“Konuflup flöyle dediler: ‘Burada kalsak bir gün düflman-lar›m›z bizi bulur, bir kabileye gitsek, hepsi de bize düflman.‹yisi mi da¤lar aras›nda kimsenin daha yolu düflmemifl olanbir yere gidip otural›m.’ Sürülerini sürüp da¤lara do¤ru yürü-düler. Yabanî koyunlar›n yürüdü¤ü bir yolu t›rmanarak yük-sek bir da¤›n bo¤az›na vard›lar. Oradan tepeye ç›k›p öte yanaindiler. Oralar› gözden geçirdiler, geldikleri yoldan baflka biryol olmad›¤›n› gördüler. O yol da öyle bir yoldu ki bir deve, birkeçi bin güçlükle yürüyebilirdi. Aya¤› sürçse düfler, parçalan›r-d›. Vard›klar› (indikleri) yer genifl ve sonsuz bir ülke idi. ‹çin-de akarsular, kaynaklar, türlü otlar, çay›rlar, yemiflli a¤açlar,türlü türlü avlar vard›. Bunu görünce Tanr›’ya flükürler k›l-d›lar. K›fl›n mallar›n›n etini yer, derilerini giyer, yaz›n sütü-nü içerlerdi. Oraya Ergenekon ad›n› verdiler.”

fiimdi bu tasviri inceleyelim. Aran›lan yer, insanaya¤› de¤memifl da¤lar aras›nda bir yer olmal›d›r. Düfl-man›n onlar› bulamayaca¤›, özgürlüklerini ellerindenalamayaca¤› böyle bir yer aran›yor. Bu yere yüksek birda¤›n yamac›n› dolanan ince, tehlikelibir yolu, yabanî koyunlar› izleyerek eri-fliyorlar. Burada ilginç olan, yol gösteri-ci veya kurtar›c› gibi yaban koyunlar›-n›n börü=kurt’un yerini almas›d›r. Ya-banî koyunlar›n onlara öncülük etmesi-dir. Hayvanlar›n izinden da¤›n doru¤u-na ç›karlar. Buradan, da¤›n öte taraf›n-dan afla¤› do¤ru dönerler. Dik yamaçtanafla¤› inerek bir büyük ovaya ulafl›rlar.K›yan ve Nüküz, eflleri, hayvanlar› veyükleriyle buraya iner. Tasvirlerden öyleanlafl›l›yor ki, o s›rada, dört bir yan› dikda¤larla çevrili bu ovada bahar mevsimisürmektedir. Buraya inip etraf› gözdengeçirdikten sonra, Tanr›’ya flükür edi-yorlar. Çünkü, bu yaflad›klar› gün, onlar için çok önem-li bir gündür. Tutsak olmayacaklar›ndan, özgürlük için-de yaflayacaklar›ndan emin olduklar› bugün, kendileriiçin bir kurtulufl günü, bir kendi bafl›na olma, kendi ba-fl›na yaflama günüdür. Bu durumdan tam anlam›yla eminolmak için, iner inmez etraf› gözden geçirmifllerdir. As-l›nda bu yer, tasvire göre etraf›n› çevreleyen dik da¤larile, yeryüzünün öteki k›s›mlar›ndan ba¤›ms›z, kendi öz-gür hayat›n› sürmektedir. Dolay›s›yla, adlama bu yere,bu ovaya yeni misafirlerince yap›lm›flt›r. Öyleyse bu ad-laman›n, hem gelenlerin, hem ovan›n, hem de günündurumuna ba¤lafl›k, uygun bir adlama olmas› gerekir.Bence, onlar, bu yere yaflad›klar› ilk özgürlük gününüanlatan bir ad vermifl olmal›d›r. Tasvir edilen duruma enuygun, en aç›klay›c› ve en mant›kl› yaklafl›m ve yorumda budur. Tanr›’ya da, o gün özgürlü¤e kavuflmaktan do-lay› flükrediliyor. Bu denli bir özel günü ifade eden birsöz öbe¤inin bulunduklar› ovaya yer ad› konmas›, flafl›r-t›c› olmaz. Bu adlamay› metinden anlad›¤›m›za göre,

K›yan ve Nüküz söz konusu özel günü ifade edecek bi-çimde, ‘Erkin Kün’ diye yapm›flsa da, kay›ttan kay›da,yaz›dan yaz›ya geçirilirken sözün anlam›n› bilmeyenmüstensihler elinde yaz›m› ve anlam› de¤iflime u¤ram›fl-t›r. Yaz›m ve anlam de¤iflimine u¤rayan bu ad, yüzy›llar-ca yanl›fl yaz›larak, yanl›fl anlam ve yak›flt›rma aç›klama-lar yüklenerek günümüze kadar sürüp gelmifltir.28

Türeme efsanelerinin B metninde yer alan ikinci du-rum tasviri de, sorunun çözülmesi aç›s›ndan önemli bil-giler içermektedir. fiimdi de bu durum tasvirini görelim:

Dört yüz y›l sonra kendileri ve sürüleri o kadar ço¤ald› kiart›k oralara s›¤mad›lar. Bunun üzerine topland›lar ve konufl-tular. ‘Atalar›m›zdan iflitirdik, Ergenekon’un d›fl›nda genifl vegüzel bir ülke varm›fl. Atalar›m›z orada otururlarm›fl. Tatarbafl olup öteki boylarla birlikte bizim uru¤umuzu k›rm›fl, yur-dumuzu alm›fl. Art›k Tanr›’ya flükür, düflmandan korkarakda¤da kapan›p kalacak de¤iliz. Bir yol bularak bu da¤dangöçüp ç›kal›m. Bize dost olanla görüflür, düflman olanla güre-fliriz’ dediler. Hepsi bu düflünceyi be¤endi. Ç›kmaya yol arad›-lar. Bir türlü bulamad›lar. Bir demirci, ‘Ben bir yer gördüm,orada bir demir madeni var. San›yorum ki bir katt›r. Onu eri-

tirsek yol buluruz’ dedi. Gidip oray› gördü-ler, demircinin sözünü uygun buldular…Da¤›n bö¤ründeki çatla¤a bir s›ra odun, birs›ra kömür dizdiler. Da¤›n tepesine ve ötekiyanlar›na da odun ve kömür y›¤d›ktan son-ra deriden yetmifl yere koydular. Atefllediler,hepsini birden körüklediler. Tanr›’n›n gü-cüyle demir eridi. Bir yüklü deve geçecek ka-dar yol aç›ld›. O ay›, o günü, o saati belle-yip d›flar› ç›kt›lar. ‹flte o gün Mo¤ollarcabayram say›ld›.29 O günden beri bu kurtuluflgününde bayram yaparlar. O gün bir demirparças›n› ateflte k›zd›r›rlar. Demir k›pk›r-m›z› olunca önce han, demiri k›skaçla tutupörsün üstüne koyar, çekiçle vurur <’dö¤er’ ol-mal› san›r›m>. Sonra bütün beyler de öyleyapar. Bu günü çok de¤erli sayarak ‘zin-

dandan ç›k›p ata yurduna geldi¤imiz gün’ derler.Bu verdi¤imiz tasvirde, bu sonsuz ve genifl ova, öy-

lesine dolmufl bulunmaktad›r ki, bir özgürlük, ba¤›m-s›zl›k ovas› olan ‘Ergene Kon’, dört bir yan›n› çevirendik da¤lar ile bu özelli¤ini yitirip bir ‘zindan’ durumu-na gelir. ‘Ergene Kon’, art›k özgürlüklerini, hareketleri-ni k›s›tlayan ve içinden ç›k›lmas› icap eden bir hapisha-ne ma¤arad›r. Buradan yeniden yeryüzüne ç›k›p ata yur-duna gitmek isteyen kuflaklar, art›k kimseden korkma-yacak derecede güçlü olduklar›na inanmaktad›r. Ve bukarar ile, ‘Ergene Kon’ içinde ço¤alan yeni kuflaklar, d›-flar› ç›kmak, ata yurduna varmak üzere demir da¤› eritir-ler. Yüklü bir deve ç›kacak büyüklükte bir yol açarlar.Buradan d›flar› ç›karlar. Bu eylemin, k›fltan ç›karken, ot-lar›n yeflerirken gerçekleflti¤ini, sürülerle d›flar› ç›kmala-r›ndan anlayabiliriz.

Aç›lan yoldan d›flar›, gelifli güzel ç›kmad›klar›, top-lan›p bir tören yaparak, bir düzen içinde ç›kt›klar› anla-fl›l›yor.30 Ve bu ç›k›fl gününün kendileri için öneminin

Süs eflyalar›, Paz›r›k

Page 9: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄535

üzerinde durularak, o ay, o gün ve o saat herkes için be-lirlenip belleniyor. Hayvan sürülerinin otla¤a ç›kar›labi-lece¤i ay olarak düflünürsek, Türk takvimine göre buay›n, y›lbafl› ay›, y›l›n ilk ay›, milâdi takvime göre Martay› olmas› icap ediyor.31 fiüphesiz bu yol, ayn› zamanda,onca sürülerin ve insanlar›n rahatl›kla durup, hareket et-meden önce etraf›na bak›nacaklar› bir düzlü¤e aç›l›yorolmal›d›r. Ve bu yol, atalar›n›n t›rmand›¤› dik da¤ ya-maçlar›n›n dibinde, bo¤umunda, veya öteki da¤lardanbirinin eteklerinde bulunan bir düzlü¤e ç›k›yor olabilir.‹çeriden d›flar› ç›kma, d›flar›daki ata yurduna varma,dostla dost olma, düflman ile güreflme düflünceleri, banaburada baflka bir soru sorduruyor. O da flu: Acaba, buTürklerin yurdu <Ergene Kon’a girenlerin ata yurdu>ata mekan›, Michel Le Syrien taraf›ndan sözü edilen, ka-p›lar d›fl›nda bulunan bir yurt mu idi? Bu soru ve yan›-t›, araflt›r›lmaya de¤er. Çünkü, söz konusu patrik bize,tarihî Türk yurdunu Çin’e ve ‹ran’a aç›lan kap›lar ard›n-da kalan ve ‘Yeryüzünün Memeleri’ ad›n› verdi¤i yer ola-rak tan›ml›yor. Ve bu tan›m, bir bak›ma <geçitlerin ge-çilmesi zorlu¤u aç›s›ndan> anlaml› bir benzerlik göster-mektedir. Da¤lar ile çevrili bu iki yer aras›nda gözledi-¤im tasvirdeki benzerlik yan› s›ra tarihî bir ba¤lant› ola-bilece¤i ihtimalini önemsiyor ve düflünüyorum.

Atalar Ma¤aras› ‘Ergene Kon’dan d›flar› ç›k›fl gü-nünde, orada bulunanlar›n, bugünü, bir ‘kurtulufl günü’bayram› olarak kutlad›¤› B metninden anlafl›l›yor. Öz-gürlü¤e kavuflmay›, özgürlü¤ü k›s›tlar duruma gelen‘Ergene Kon’ ma¤aras›ndan ç›karak elde eden Türkler,bugünü, o günden sonra da, yi-ne bir kurtulufl günü olarakkutlamay› sürdürür. Tasvirdeyer alan, ‘O günden beri bukurtulufl gününde bayram ya-parlar’ sözünden, bu bayram›n,özgürlü¤e kavuflma günü bay-ram›n›n, en az B metnini kay-da geçiren Ebülgazi Bahad›rHan zaman›na kadar sürdü¤ü söylenebilir. Bunun, tambir özgürlük günü bayram› olarak kutland›¤›n› da, yineB metninde yer alan ‘zindandan ç›k›p ata yurduna geldi-¤i gün’ diye tan›mlamas›ndan anl›yoruz. Dolay›s›yla bu-günü, bu anlamda, çok de¤erli sayd›klar› yarg›s›na var-mak güç de¤ildir.

A metni ve B metni aras›nda iki önemli fark dahavard›r. A metninin verdi¤i bilgiye göre, ma¤aradan d›fla-r› ç›kan Türkler, Altay da¤lar› eteklerine, Altay düzlük-lerine yerleflir ve Aparlara demircilik ederler. Bu Türk-ler, bir süre Aparlara demircilik ettikten sonra özgürlük-lerini kazanacak ve kendi devletlerini kuracaklard›r. Sözkonusu devlet, tarihî süreçte, Törük ve O¤uz boylar›nadayal› kurulmufl Türk Ka¤anl›¤› veya Kök Törük ‹mpa-ratorlu¤u’dur [MS. 552-745]. Oysa, B metninde, d›flar›ç›kanlar <O¤uz boylar›>, düflmandan ata yurtlar›n› gerial›r, onlar› yener ve kendi devletlerini kurarlar. Bu du-rum bize, O¤uz ve Törük boylar›na ait iki ayr› türeme,iki ayr› devlet kurma olgusu ile karfl› karfl›ya bulundu-

¤umuzu ama, türeme mekân›n›n ayn› kald›¤›n› gösterir.Böyle olunca, yukar›da sordu¤umuz soruyu, burada birkez daha tekrarlayabiliriz: Bunlar, Michel Le Syrien’insözünü etti¤i Türk ülkesinin d›fl›ndan m› içeri girip bu-rada türediler; yoksa burada türeyip bu kap›lardan tek-rar d›flar› ç›k›p ata yurtlar›nda m› yeniden devlet kurdu-lar? Türk ka¤anl›¤› hareketinin da¤a ç›k›p baflkald›rmahareketiyle bafllad›¤› bilinmektedir. Burada aranmas›gereken yan›t, bu olgular›n, ‘yeryüzünün memeleri’ diyetan›mlanan saha içinde mi, d›fl›nda m› gerçekleflti¤i so-rusunu karfl›lamal›d›r. Bu sorunun yan›t› flimdilik banada pek ayd›nl›k görünmemektedir. Tarihi Türk yurdu-nun ve bu yurdun d›fl›ndaki yay›lman›n s›n›rlar› ve özel-likleri, belki bu tür tarihî efsanelerimizin tafl›d›¤› bilgi-ler aras›nda sakl›d›r. Dolay›s›yla, söz konusu tarihi efsa-nelerimiz bu aç›dan da araflt›r›lmaya de¤er bir tarihçiliksorunu olarak görünmektedir. Burada, bu iki türeme ef-sanesi metninin verdi¤i benzer durum tasvirlerindeönemli gördü¤üm ikinci fark, adlama ile ilgilidir.

Türk türemesinin yeniden gerçekleflti¤i, çevresi dikda¤larla çevrili genifl ova ile ilgili A metni bize bir yer ad›vermez. Bu metinde sadece, bu yerin, Kao-ch’ang <Tur-fan> ülkesi kuzeyindeki da¤lardan birinde bulunan veiçine gizli bir yoldan girilen, dört bir yan› dik da¤larlaçevrili bir ova oldu¤u söylenir. Oysa, B metninde, da¤›ndoru¤unun bir yan›ndan ç›k›l›p öte taraf›na inilerek eri-flilen bu genifl ve sonsuz ovaya, Tanr›’ya flükredildiktensonra ‘Ergene Kon’ ad› verildi¤i belirtilir. Bu ad›n, eli-mizdeki yaz›m biçimi ile olmasa bile, o günü, özgürlü¤e

kavufluldu¤u o ilk günü ifadeetmek üzere yap›lm›fl bir günnitelemesi ad› olmas› gerekir.Bu gün ad› nitelemesinin ayn›zamanda, bu ba¤lamda, bura-dan ç›karken de, o ilk gün içinkullan›lm›fl olmas› tabiîdir.

Bugünün bir ‘kurtulufl gü-nü bayram›’, bir özgür olma

günü oldu¤u B metninde aç›kça söylenmektedir. Böyleolmas›na karfl›l›k, metinde tespit edildi¤i biçimde karfl›-m›za ç›kan ‘Ergene Kon’ sözü bu anlam› karfl›lamad›¤›gibi, bu adlama öbe¤inden yap›lan öteki anlam ç›kar›m-lar› da, bize bu ba¤lamda bir fley söylemez. Ben bu adla-man›n içeri¤i ile günün anlam› aras›nda bir uyum oldu-¤u kan›s›nday›m. Buraya kadar, bu çeliflkili durumu, bututars›zl›¤›, anlam› havada kalan ama, anlam› ortada kal-mamas› gereken bu durumu metin yorumu aç›s›ndangöstermeye çal›flt›m. Böylece birinci düzeyde söylemekistediklerim, buraya kadar yapm›fl oldu¤um aç›klamalarile yeterince ayd›nl›¤a kavuflmufltur kan›s›nday›m.

fiimdi bu yer adlamas› Ergene Kon’u, ikinci bir dü-zeyde, filolojik düzeyde ele al›p gözden geçirelim. Bukonuda B metninin verdi¤i bilgiyi hat›rlayal›m: ‘Oraya<yani indikleri ve yerlefltikleri ovaya. D: Y.> Ergenekon ad›-n› verdiler. Ergene da¤ kemeri, Kon dik demektir. Oras› da¤›ndoru¤u idi.’32 fiimdi metnin bu aç›klamas›na dikkatle ba-kal›m ve dört yan› da¤larla çevrili ovay› düflünelim. Veoradan aç›lan yol ile, genifl düzlüklere veya Altay da¤la-

‹fllemeli kumafltan ayr›nt›, Paz›r›k

Page 10: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄536

r› eteklerine ç›kan insanlar› düflünelim. Önce, bu insan-lar›n türedi¤i ve ço¤ald›¤› yerin ‘da¤ doru¤u’ olmad›¤›,bir ova oldu¤u bu metinden bellidir. Bu ovaya doru¤unöte yakas›ndan afla¤› uzanan, veya dolana dolana inen biryol ile vard›klar› ve indikleri bu ovada 400 y›l yaflay›pço¤ald›ktan sonra, buraya s›¤may›nca da¤› eritip yararakaçt›klar› kap›dan d›flar› ç›kt›klar› da yine metinde aç›k-ça anlat›lmaktad›r. Öyleyse, kime ait oldu¤u belli olma-yan, ama metinde yer alan adlama yaz›m› ve adlama öbe-¤i ile ilgili elemanlara yap›lan yak›flt›rmalar ve aç›kla-malar tamamen yanl›flt›r. Bu yanl›fll›k nereden kaynakla-n›yor, sorusunun yan›t› ‘Ergene Kon’ sorununda gizlidir.Çünkü, bu adlama her ne ise, inilen yere, sonsuz ve ge-nifl diye tan›mlanan ovaya verilen add›r. Ama bu ad, ay-n› zamanda o önemli gün ile, özgürlük ve kurtulufl gü-nü ile de, ba¤lafl›k bir add›r.

Bu söz öbe¤inde, ova ad›nda yer alan iki kelime var-d›r: ‘Ergene’ ve ‘Kon’. ‘Ergene’ sözcü¤üne metin yazar›veya müstenhis, ‘da¤ kemeri’ anlam› yüklemifltir. Bu ad,ilk kez Reflideddin’in Câmi-üt-Tevârih adl› eserinde yeral›r.33 B metnine de, buradan aynen geçti¤i ve sonradanTürkler aras›nda bu biçimiyle yay›ld›¤› kan›s›nday›z.Ergene sözcü¤ü, Türkçe’nin belli bafll› tarihisözcükleri içinde yer almamaktad›r. TaramaSözlü¤ü’nde de görülmemektedir. Derleme Söz-lü¤ü’nde bu sözcük, ‘da¤ beli’ anlam›yla sade-ce bir yerde geçmektedir.34 Bu sözcü¤e bu anla-m›yla baflka bir yerde tesadüf edilmemifltir.Türk dilinin tarihî sürecinde, bu ‘yanl›fl’ ka-y›t ve ‘yanl›fl anlam yükleme’ d›fl›nda, es-ki Türk yurdu üzerinde böyle bir yerad›na hiçbir tarihî kay›t mevcut de¤il-dir. Ova ve ›rmak ad› olarak Trakya’dagörülen ‘ergene’ örne¤inin ise, ‘da¤ ke-meri’, veya ‘da¤ beli’ anlamlar› ile ilgi-si yoktur. Trakya bölgemizde, etraf› al-çak yükseltiler ile çevrili bir bak›maöteki yerlerden ba¤›ms›z ovaya, ‘ErgeneOvas›’ veya ‘Ergene Teknesi’ ad› verilmifl-tir.35 Bu adda da, sözcük yine bir niteleme ifl-levi görür ve ovan›n öteki yerlerden ba¤›ms›zve özgür bir yer oldu¤una iflaret etmifl olur. Busözcü¤ün burada yüklendi¤i anlam ile metinde yap›lanaç›klamas› aras›nda bir ilgi bulunmamaktad›r. Buradada ifllevi, nitelemesi, özgürlü¤ü, kendi bafl›nal›¤› ifadeetmesinden ibarettir.36 Ergene sözcü¤ünü Doerfer, Mo-¤olca say›lmaktad›r.37 Türk diline ait ‘erk’ten türetilmifl‘erkin’ sözcü¤ünün Mo¤ol dilindeki telâffuzu ‘ergene’dirsav› ileri sürülmüfl olsa idi, bu sav bizim için de, kabuledilebilir bir görüfl olabilirdi. Fakat, sözcü¤ün kayd›nabak›larak ve kay›t biçiminin özellikleri dikkate al›nma-dan köken itibar›yla asl›n›n Mo¤olca oldu¤u söylene-mez. Biz bu görüfle kat›lm›yoruz ve do¤ru bulmuyoruz.

‘Kon’ sözcü¤üne Ebulgazi Bahad›r Han, ‘tîz’ ve ‘öt-kür’ anlamlar›n› verir. ‘Keskin’ demektir. Ayn› sözcü¤e,seçti¤imiz B metnine ba¤l› olarak, A. B. Ercilasun, ‘dik’anlam›n› vermektedir. Tarihî Türk dili metin ve sözlükle-rinde bu anlamda böyle bir sözcü¤e rastlanmam›flt›r. Kafl-

garl›’da ve eski Türk yaz›tlar›nda yoktur. ‹barenin her ikisözcü¤üne ‘Erkene kun’ biçiminde Türk dilinin fonoloji-si, morfolojisi, söz da¤arc›¤› ve a¤›zlar› ile ilgili Muham-med MahdO X#n taraf›ndan Fars dilinde yaz›lm›fl ‘Sanglax’adl› eserde rastlanmaktad›r. Bu eserde de, yine öncekilerebenzer aç›klamalar vard›r. Bu eser, G. Clauson taraf›ndanincelenmifl, çeflitli aç›lardan de¤erlendirilerek söz da¤arc›-¤›, kategorik dizinler ile gösterilmifltir. Clauson, söz ko-nusu ibare için flu aç›klama ve yorumu verir: ‘Erkene kun:‘the loffly centre of a mountain’; imaginary etymology ofa geographical name.’ Faksimile ile birlikte eseri yay›mla-yan Clauson, kaynaklarda yer alan ve sürekli tekrarlanan‘hayalî’ aç›klamalar›na iflaret etmifltir. Sanglax’›n en önem-li özelli¤i, eseri haz›rlayan M. M. X#n’›n bizim bilmedi-¤imiz bir Türkçe ve bir Farsça ‘O¤uz name’ nüshas›ndanistifade etmifl olmas›d›r. Gramerde, pek çok eserin yan› s›-ra, her iki eserden yap›lm›fl al›nt›lar vard›r ve burada edi-nilen bilgiler, bilinenlerden farkl›d›r.

Farsça yaz›lm›fl bu eser Clauson’un tahminine göre1759 y›llar›nda yaz›lm›fl bir nüshadan gelmektedir. Ta-

rama Sözlü¤ü’nde de yoktur.38 Derleme Sözlü¤ü’nde,ilk sözcük gibi (!), bu sözcü¤ün de, bir yerde kay-d› geçer ve anlam›, B metninde oldu¤u gibi, ‘da¤kemeri’ diye verilir! Derleme Sözlü¤ü’nde görülenbu ‘tek’ örnekler ve benzer anlamlar, bu iki söz-

cü¤ün, metinde geçen anlamlar›yla bir iflgüzarl›ksonucu, bu sözlü¤e sokulmufl oldu¤unu göste-

rir.39 Bunlar› ‘do¤ru’ diye alg›larsak, karfl›-m›za daha içinden ç›k›lmaz bir durum ç›-kar. O da fludur: ‘Ergene Kon’ demek<Tarama Sözlü¤ü anlamlar›na göre>‘Da¤ Beli Da¤ Kemeri’. Bu durum,Türk dilinin gramer yap›s›na, anlamyükleme ve adlama tutumuna ayk›r›d›r.

Türk dilinde buna benzer bir adlama ör-ne¤i yoktur. Bu uydurma yak›flt›rmaya

baflka bir yerde rastlamak da, imkâns›zd›r.Ebülgazi Bahad›r Han’da ve çözümleme

için seçti¤im B metninde verilen karfl›l›klar›dikkate al›rsak, ‘Ergene Kon’ adlama öbe¤inin

karfl›l›¤›, ilkinde; ‘Da¤ kemeri keskini’; ikincisinde:‘Da¤ kemeri diki’ olur. Türkçe bak›m›ndan bu adlama-lar›n her ikisinin de, ‘yanl›fl’ oldu¤u çok aç›kt›r. Türkçe-de niteleme sona gelmez. E¤er bu sözcük öbe¤i Türk di-linde, Türkçe sözcüklerden kurulu ise ve bu sözcüklereyüklenen anlamlar› ‘do¤ru’ kabul ediyorsak, o zaman,adlama öbe¤imizde bulunan sözcükler flöyle dizilmifl ol-mal›yd›: ‘Kon Ergene’. Bu durumda ad tamlamas›n›nanlam› da, Dik Da¤ Kemeri’ olurdu. Böyle bir tamlamaTürk dili grameri bak›m›ndan da do¤rudur. Ama, bu-nun elimizdeki tamlama ile uzaktan yak›ndan bir iliflki-si olmad›¤› gibi, yazmalarda herhangi bir kayd›na darastlanmaz. ‘Dik Da¤ Kemeri’ tamlamas›n›n Mo¤olcatam karfl›l›¤› da, yine Türk dilinde oldu¤u gibi benzerbir gramer yap›s› içinde karfl›m›za ç›kmas› ‘Kon Ergene’olmas› icap eder. Fakat söz konusu dilde böyle bir tam-

‹fllemeli deri matara, 2. Paz›r›k Kurgan›

Page 11: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄537

lama yok, bulamad›k. Buldu¤um bir benzer tamlamavard›r; o da, ‘Gün Ergi’ tamlamas›d›r.40 Mo¤olca butamlaman›n Türkçe tam karfl›l›¤› da, ‘dik yamaç’ olur.Bu durumda ‘gün ergi’ ile ‘Ergene Kon’ adlamas› aras›n-da da, anlamca herhangi bir benzerlik yoktur. Bundan,söz öbe¤imizin Mo¤olca olmad›¤› ç›kar›m›na varabiliriz.Tamlaman›n Farsça olmad›¤› da biliniyor. Bunu, Kaz-vinli Hâce Reflideddîn’in ve Ebulgazi Bahad›r Han’›nyazmalar›nda yer alan aç›klamalardan anlamaktay›z.

Söz konusu B metninde, sorunu çözümlemeye yar-d›mc› olan ikinci bir ‘yanl›fl’ aç›klama daha vard›r. O daflu: ‘Oras› da¤›n doru¤u idi’ cümlesi. Bu aç›klama ile nead›n, ne de tan›mlanan yerin bir ilgisi vard›r. Çünkü, ad-lama, dört bir yan› yüksek da¤lar ile çevrili bir ovaya ya-p›lm›flt›r. Da¤›n doru¤u ile bir iliflkisi yoktur. Verdi¤i-miz tasvirler dikkatle gözden geçirildi¤inde bu durumkolayca anlafl›l›r. ‘Buraya’ sözü, bu ovaya, bu yere, yaniindikleri düzlü¤e ad verdiklerini aç›kça vurgulamakta-d›r. Bu ovan›n, d›flar›da bulunan düzlükler ileayn› seviyede bir derinli¤e sahip oldu¤unu ç›-k›fl yolunun, yüklenmifl bir devenin geçebile-ce¤i derin ve dar da¤ yar›¤› yolunun aç›lma-s›ndan anl›yoruz. Tepeden düze kadar bu yo-lu açmak için, körük ve odun y›¤›n› kurulu-yor. Da¤›n içindeki düzlükte bulunan insan-lar, sürüler ve yükler ile bu yoldan geçirilipd›flar›ya, yine genifl bir düzlü¤e ç›kar›l›yor.

Konu ile ilgili iki düzeyde yapm›fl oldu-¤um bu aç›klamalar ›fl›¤›nda diyorum ki;Türklerin yeniden türeme yeri olan bu yereverilmifl ad, ilk kez ya Reflideddîn taraf›ndan,yahut müstensihler taraf›ndan ‘Ergene Kon’biçiminde ‘yanl›fl’ kaydedilmifl ve bu yanl›flsürüp gitmifltir. Söz öbe¤i do¤ru anlafl›lama-d›¤›ndan dolay› da, metin içinde bu ‘yanl›fl’ve yak›flt›rma aç›klamalara ihtiyaç duyulmufl-tur. Bu ‘yanl›fl’ sonraki zamanlarda da, metin-de oldu¤u gibi, aynen tekrarlanm›flt›r. Tarihîmetinlerde yer alan yanl›fl aç›klamalar›n, yinebu metinlerde yer alan her iki tasvir ile çelifl-kili oldu¤u uzun süre gözlerden kaçm›flt›r.Bu çeliflki, iki düzeyde yapm›fl oldu¤um bi-çim ve içerik incelemesiyle anlafl›l›r do¤rulukta ortayaç›km›flt›r. ‹lk tasvirde, buraya vard›klar› ilk gün, tutsak-l›ktan kurtulduklar›, kendilerini özgür hissettikleri,egemenliklerini koruduklar›, güven içinde, kendi baflla-r›na korkusuz geçirdikleri ilk gündür. Bundan dolay›,buraya bu günün anlam›n› ifade eden söz öbe¤ini ad ver-mifllerdir. Bir süre sonra da, bu ‘özgürlük’ alan›, onlariçin ‘yeniden’ tutsakl›k alan›na dönüflür. Özgürlüklerini,hareketlerini k›s›tlay›c› bir ‘zindan’ yeri olur. Bu ‘zin-dan’dan ç›kt›klar› gün de, yine özgürlüklerine kavufltuk-lar› böylesi ‘aziz’ bir ‘yeni’ gündür. O ilk gün de, ç›kan-lar için önemli ‘aziz’ bir gündür. Bayram edilecek birgündür. Öyleyse bugün, nas›l bir gün ad› olmal›d›r ki,hem böyle bir gün ile, hem de K›yan ile Nüküz’ün Tan-r›’ya flükrettikleri ilk gün ve o gün yapt›klar› yer adla-mas› ile uyumlu bir ‘ilk’ gün ad› olsun?

Bana göre, bu her iki durum ile uyumlu olmas› icapeden ad ‘Ergene Kon’ de¤il, ‘Erkin Kün’ olmal›d›r. Türkdilinde ‘erk’ sözü eskiden beri vard›r. ‘Saltanat sözü vebuyru¤u geçerlik, kudret, iktidar, gücü yeterlik’ anlam-lar› yan› s›ra; bu sözün, ‘irade, hürriyet’ karfl›l›klar› da,sözlüklerimizde yer al›r.41 ‹lk sözcü¤ümüze, ‘erkin’e ta-rihi sözlüklerimizde rastlayamad›m. Yeni zaman Türkdili sözlüklerinde, özellikle Türkistan Türkleri aras›nda,bu sözcük ‘erkin’ diye kullan›l›r. Kazak, K›rg›z, Özbek,Türkmen ve Uygur Türkleri aras›nda ‘hür’, ‘hürriyet’ ve‘özgürlük’ karfl›l›¤› olarak kullan›lmaktad›r.42 TürkiyeTürkçesi Söz Derleme Sözlü¤ü’nde de, buna uygun ta-n›mlara rastl›yoruz.

Derleme Sözlü¤ü’nde bu sözcük: ‘erkilik/erkinlik’ ve‘erkinlik’ biçimlerinde tespit edilmifl ve ‘özgürlük’ anla-m› yüklenmifltir. Ve bir de yard›mc› fiil ile maddeleflti-rilmifltir. ‘Erkin koymak: Serbest b›rakmak’ biçimin-de.43 B metnimizde yer alan ilk günün anlam ve öne-

minden oldu¤u kadar, metnin verdi¤i ‘kur-tulufl günü’ aç›klamas›ndan da, sorunumu-zun ilk sözcü¤ünün hür, özgür, serbest, ken-di bafl›na olma anlamlar›n› veren ‘erkin’ söz-cü¤ü oldu¤u kan›s›na var›yorum. ‹çeri giril-di¤inde de, d›flar› ç›k›ld›¤›nda da, bu hür,özgür olma günü kutsanacak, unutulmaya-cak, bayram edilecek bir gün, tutsakl›ktankurtulufl günüdür. Ad öbe¤imizin ikinci ke-limesi ise, ‘Kün’, yani ‘gün’; tüm Türk yaz›dillerinde ve lehçelerinde takvim günü olangündür. Bu filolojik gerçekler bize, Türkle-rin türeme yerine verilen ad öbe¤imizin: ‘Er-kin Kün’ tamlamas› oldu¤unu gösterir. Sözkonusu adlaman›n Türkiye Türkçesinde bu-günkü tam karfl›l›¤›, ‘Özgür Gün’ veya ‘Öz-gürlük Günü’ olmaktad›r.

Türklerin bu türeme yerinden, ‘AtalarMa¤aras›’ndan bir törenle ve bir töre düzeniiçinde ç›kt›klar› ve bu törene ve töreye uy-madan d›flar› ç›kanlar›n nesillerinin de, sü-rekli bunun cezas›n› çektikleri yine bu me-tinlerden anlafl›lmaktad›r. Bafllar›nda Börte-

çine <bana göre de, Börteçine= Böri Tigin olmal›d›r>adl› bir han vard›r.44

Türkler bu özgürlük ile ilgili ilk günü kutlama tö-reni ard›ndan her y›l, ayn› ay, ayn› gün ve ayn› saatte butöreni tekrar etmifllerdir. Bu kurtulufl gününü ‘aziz’ birbayram saym›fllard›r. Ben, Türklerin bu ‘aziz’ gününü,bu tutsakl›ktan kurtulufl gününü, özgürlü¤e, ba¤›ms›z,egemen, kendi bafl›na korkusuzca hareket etme gününüve bayram›n›, “Türklerin, özgürlük, ba¤›ms›zl›k günübayram›” olarak görüyorum. Türkler, o gün, özgür ol-duklar›, özgürlü¤e kavufltuklar›, tekrar yeryüzüne, atayurtlar› ‘yeryüzünün memeleri’ne geri döndükleri için,bu güne: ‘Erkin Kün’ demifllerdir. K›yan ile Nüküz de,tutsakl›ktan kurtulup özgür yaflayacaklar› ‘Atalar Ma¤a-ras›’ bu yere, bu ilk özgürlük gününü yer ad› olarak koy-

Oturak örtüsü, Paz›r›k

Page 12: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄538

mufllard›r. Dolay›s›yla, ‘Atalar Ma¤aras›’ ad›, ‘ErgeneKon’ de¤il; ‘Erkin Kün’dür.45 Ve bu ‘aziz’ günü ve bu-günün ad›n› Türkler unutmam›fl, hem Atalar Ma¤aras›ad›, hem de, oradan kurtulufl günü bayram› ad› olaraksaklam›fllard›r. Ben bu bayrama, art›k do¤rusu ile, ‘ErkinKün Bayram›’ diyorum.

Yer ad› ile ilgili tan›mlaman›n ikinci sözcü¤üne ilifl-kin iki görüfl daha ileri sürülebilir. Bunlardan biri‘kon’un koyun anlam›na gelebilece¤i ihtimalidir. O za-man tamlamam›z, ‘Özgür koyun’ olur. B metninin kah-ramanlar›na bu yabanî koyunlar öncülük edip söz konu-su ovaya indirmifltir. Hepsi burada kendi bafl›na, özgüryaflayan koyunlard›r. Ancak bu ihtimali, metinde yeralan ve yabanî koyun veya geyik anlam›na gelen ‘arqar’sözcü¤ü ortadan kald›rmaktad›r, kan›s›nday›m. Arqar,yaban koyunu veya yaban geyi¤i, yahut yaban keçisi an-lay›fl› ile yaz›tlarda damga gibi kullan›lm›flt›r. EskiTürkler aras›nda arqar’›n has adlar›ndan birinin, özel birtürünün ad›n›n Elig/‹lig/Elikoldu¤u ve bunun, Karahanl›hanedanl›¤› dönemindeElig/‹lig biçiminde hem dam-ga ve hem de bir unvan gibikullan›ld›¤› ve bütün bunlar›nmeflrutiyet ile ilgisi bulundu-¤u kan›s›nday›m. Ayr›ca, Ben-gü Tafl Biti¤i Yaz›tlar›nda ar-qar damgas›n›n, ejderha (cana-var) figürünün bir araya geti-rilmifl olmas› ve tu¤ ucundabörü bafl› figürü bulunmas›, tamamen meflrutiyet sorunuile ilgilidir. Bütün bunlar›n süsleme amac›yla bir arayagetirilmedikleri, hanedanl›¤›n bu sorunuyla ilgili ol-duklar› aç›kt›r. Bu bak›mdan, Türklerde iktidar meflru-iyetinin dayand›¤› kaynaklar›n çok iyi ö¤renilmesi veanlafl›lmas› icap eden bir konu oldu¤u üzerinde ›srar et-mekteyim. ‹kinci görüfl ise, ‘kon’ sözcü¤ünün kom/yurt,ülke anlam›nda bir sözcük gibi tasarlanmas›d›r. Fakat busözcü¤ün ‘kon’ biçimi ‘yurt, ülke’ anlamlar› ile eski söz-lüklerde ve tarihî kaynaklarda görünmüyor.46 Sadece‘kon’ fiilinden ‘konuk olunan yer’ ve ‘konulan yer’ an-lamlar›nda ‘konak’ ile ‘konduk yurt’ gibi iki adlanmayarastlanm›flt›r. Farazi olarak sözcü¤ün böyle bir anlam› ol-du¤unu var sayarsak, tamlaman›n karfl›l›¤› bu kez de,‘Özgür ülke’ olur; bu aç›klama metninde da¤›n ad› ile il-gili ileri sürülmüfl görüfllerle çeliflir. ‘Özgür ülke’ tan›-m›n› do¤ru kabul edersek, adlaman›n da¤a de¤il, ovayayap›lm›fl oldu¤u gerçe¤i ile karfl›lafl›lm›fl olunur. Ancak,bu ihtimallerin hiçbiri bize, kurtulufl günü ile ilgili birça¤r›fl›m yapmad›¤› gibi, dayanaklar› <arqar=yabanî ko-yun tercümesi ve qon’un, eski sözlüklerde ve tarihî kay-naklarda yurt ve ülke anlamlar›nda yer almam›fl olmas›gibi> da yeterince sa¤l›kl› görünmüyor. Bu nedenle, biz,yukarda ifade etmifl oldu¤umuz aç›klama ve gerekçelereistinaden adlaman›n ilk biçiminin ‘Ergene Kon’ de¤il;‘Erkin Kün’ oldu¤u düflüncesindeyiz. ‘Ergene Kon’ biçi-minin ilk adlaman›n yanl›fl kayd› sonucu ortaya ç›kt›¤›,

anlam› bu hâliyle kestirilemeyen sözcüklere sonradan ya-k›flt›rma aç›klamalar getirldi¤i anlafl›l›yor.

Tarihî kaynaklar›m›zda bu ‘Erkin Kün Bayram›,Türk takvimine göre y›l›n ilk ay› ve y›l›n ilk günündekutlan›rm›fl. Bundan, bu bayram›n, Türkler aras›nda ay-n› zamanda, Türk y›lbafl› günü olarak da kutland›¤› söy-lenebilir. Türkler, bu özgürlük gününü, ayn› zamandatakvimleri için bir bafllang›ç günü seçmifl olmal›d›r. Bü-yük hayvan sürüleri ile Erkin Kün’den d›flar› ç›k›fllar›n›nda, ilkbahar ay› bafl›nda olmas›, akla ve mant›¤a en uy-gun zamand›r.47 Türklerin ‘yeniden dirilifli’ ve türemesi,tabiat›n uyan›fl› ve özgürlü¤e kavuflmas›, toplumda ifl vehareket yetene¤inin eyleme geçmesi, tarihi ve ‘aziz’ kur-tulufl günü hat›ralar›n›n bu törenlerde birleflmesi, bugü-ne, toplumun süreklili¤i aç›s›ndan da kutlu bir anlam veifllev yüklemifltir. Türkler, ‘Erkin Kün Bayram›’ törenle-riyle, bir yandan geçmifli gelecek kuflaklara tafl›m›fl, biryandan da, bu kuflaklara, özgürlü¤ün de¤erinin, korun-

mas› gerekti¤ini anlatm›flt›r.Bugün de, ‘Erkin Kün Bayra-m›’, bu tarihî ifllevini yerinegetirerek gelene¤ini sürdür-mekte ve bizleri gelece¤e tafl›-maktad›r. Türk toplumununbu tür kurumlar› <=gelenekle-ri>, tarihî süreklili¤imizin anakaynaklar›d›r.

Günümüz dünya Türklü-¤ünün bu bayram›, eskiden ol-du¤u gibi, gerçek ad›yla ‘Erkin

Kün Bayram›’ ad›yla, “Özgürlük Günü Bayram›” olarakkutlamalar›n› diliyorum. Bu, ayn› zamanda, bugünü ya-flayanlar›n geçmifli gelece¤e tafl›ma sorumluluklar›ylaba¤l› bir davran›fl ve tutum olacakt›r.

Ek Metinler I48

(Bozkurt Efsanesi ile ‹lgili Metinler)

Türk <t’u-chueh>lere gelince, bunlar Hun <Hsiung-nu>lardan bir uru¤du. <Bunlar> A-shih-na ad›n› tafl›yordu.<A-shih-na soyundan gelen bu boylar> kendi bafllar›na ayr›olarak yafl›yorlard›. <Bu boylar> bir zaman sonra bir komfluülke taraf›ndan yenilgiye u¤rat›ld›lar; bütün soy ve soplar› ta-mamen yok edildi. <Bunlardan yaln›z> bir çocuk <arkada>kalm›flt› ve on yafl›nda idi. Askerler onun küçük oldu¤unu gö-rünce öldürmeye k›yamad›lar. Bunun üzerine onun ayaklar›n›kestiler; sazl›k ve batakl›k <bir yere> att›lar. Orada bir diflikurt vard›. <Kurt çocu¤u> etle besledi. <Bir zaman sonra>çocuk büyüdü ve <bu difli> kurt ile birleflti ve <difli kurt ço-cuktan> hamile kald›. Ad› geçen <komflu ülkenin> hükümda-r› bu çocu¤un hala hayatta oldu¤unu iflitince, onu öldürmekiçin <üzerine> yeniden <adamlar> gönderdi. Gönderilenler,onun <difli> kurt ile birlikte oldu¤unu görünce, kurdu da öl-dürmek istediler. Bunun üzerine <difli> kurt, Kao-ch’ang ül-kesinin kuzeyindeki da¤a do¤ru kaçt›. <Bu> da¤da bir ma-

Sand›k motifi, Altay

Page 13: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄539

¤ara vard›. Ma¤aran›n içinde <üstü> zengin ve münbit çay›r-larla kapl› bir düzlük vard›. Bunun etraf› yüzlerce li <genifl-li¤inde> idi. Dört taraf› da da¤larla çevrilmiflti. Kurt bu<ma¤aran›n> içine <girip> sakland› ve <burada> on erkekçocuk do¤urdu. Zamanla bu on çocuk büyüdüler. D›flar›dank›z isteyip <getirip> evlendiler ve <bu kad›nlar on çocuktan>hamile kald›lar. Bundan sonra <o¤lanlar›n> her biri bir soysahibi oldu. A-shih-na da bu soylardan biri idi. Bunlar›no¤ullar› ve torunlar› ço¤ald›lar ve yavafl yavafl yüzlerce aile ol-dular. <Aradan> birkaç nesil geçtikten sonra, beraberce ma¤a-radan ç›kt›lar. Ve <d›flar› ç›k›nca burada> Ju-ju’lara tâbi ol-dular. Chin-shan <Altay>’lar›n güney eteklerinde <yaflaya-rak> Ju-ju’lar›n demircileri oldular.’

Bu metin <Chou shu. 50 Pekin: Chung-hua shu-chü yay›n›, 1995 (6. bask›). Cilt: 3, sh. 907> ‹senbikeTogan taraf›ndan Çince’den Türkçe’ye tercüme edilmifl-tir. Bu yard›m› için sonsuz teflekkür ederim.

2. Türklerin türeme efsanelerinin tarihi kaynaklardayer alanlar›n›n büyük bir k›sm› B.Ögel taraf›ndan Türk Mitolojisi adl›eserinde toplanm›fl ve esas› bozmadan,onun deyimiyle ruhuna ve dönemininanlay›fllar›na göre yorumlan›p de¤er-lendirilmifltir. Bu büyük araflt›rmac›-n›n eserinde yer alan konumuzla veKök Türklerle ilgili gördü¤üm kurt-tan türeme metinlerini, okuyucununbir karfl›laflt›rma yapmas›na kolayl›kolsun diye, s›ras›yla afla¤›ya al›yorum.Bunlar›n ilki, Chao Sülalesi tarihinin50. k›sm›nda yer al›r.

2.a. “Göktürkler (T’u-chüeh), eskiHunlar›n (Hsiung-nu) soylar›ndan gelir-ler ve onlar›n bir koludur. Kendileri ise,A-fli-na (A-shih-na) adl› bir aileden tü-remifllerdir. (Sonradan ço¤alarak), ayr›oymaklar halinde yaflama¤a bafllad›lar.Daha sonra Lin ad›n› tafl›yan bir memle-ket taraf›ndan ma¤lup edildiler. (Ma¤lu-biyetten sonra Göktürkler), bu memlekettaraf›ndan, soyca öldürüldüler. (Tama-men öldürülen Göktürkler içinde), yaln›z-ca on yafl›nda bir çocuk kalm›flt›. (Lin memleketinin) askerle-ri, çocu¤un çok küçük oldu¤unu görünce, (ona ac›m›fllar ve)onu öldürmemifllerdi. Yaln›zca çocu¤un ayaklar›n› kesmifllerve bir batakl›k içindeki otlar aras›na b›rakarak (gitmifllerdi).(bu s›rada) çocu¤un etraf›nda difli bir kurt peyda oldu ve onaet vererek (çocu¤u) besledi.

Çocuk, bu flekilde büyüdükten sonra da, difli kurtla kar›-koca hayat› yaflama¤a bafllad›. Kurtta çocuktan bu yolla gebekald›. (Göktürkleri ma¤lup eden ve hepsini k›l›çtan geçiren(Lin memleketinin) k›ral›, bu çocu¤un hâlâ yaflad›¤›n› duyduve onun da öldürülmesi için askerlerini gönderdi. Çocu¤u öl-dürmek için gelen askerler, kurtla (çocu¤u) yanyana gördüler.Askerler kurdu öldürmek istediler. Fakat kurt (onlar› görün-ce) hemen kaçt› ve Kao-ch’ang (Turfan) memleketinin kuzeyin-

deki da¤a gitti. Bu da¤da, derin bir ma¤ara vard›. Ma¤ara-n›n içinde de büyük bir ova bulunuyordu. Ova, bafltan bafla otve çay›rlarla kapl› idi. Çevresi de birkaç yüz milden fazla de-¤ildi. Dört yan› çok dik da¤larla çevrili idi. Kurt, kaçarakbu ma¤aran›n içine girdi ve orada on tane çocuk do¤urdu. Za-manla bu on çocuk büyüdüler ve d›flar›dan k›zlar getirerek,onlarla evlendiler. Bu suretle evlendikleri k›zlar gebe kald› vebunlar›n her birinden de bir soy türedi. (‹flte Göktürk Devle-ti’nin kurucular›n›n geldikleri), A-fli-na ailesi de (bu On-boy’dan) biridir. Onlar›n o¤ullar› ve torunlar› ço¤ald›lar veyavafl yavafl yüz aile haline geldiler. Birkaç nesil geçtiktensonra, hep birlikte ma¤aradan ç›kt›lar. Ju-julara (yani, Ju-an-juan devletine) tabî oldular. Altay (Chin-shan) eteklerin-de yerlefltiler. Bundan sonra da Juan-juan Devleti’nin demir-cileri oldular…” <B. Ögel, Türk Mitolojisi. Sh. 20-21>

2.b. Kök Türkler ile iliflkili ikinci türeme efsanesimetni Sui Sülâlesi tarihinde yer al›r. Öncekinin birazde¤iflmifl bir fleklidir. ‹kinci metnin çevirisi Ögel’deflöyledir:

“Baz›lar› flöyle derler: Bir rivayetegöre (Göktürklerin) ilk atalar›, Hsi-Hai, yani Bat›-Denizi’nin k›y›lar›ndaoturuyorlard›. Lin adl› bir memleket ta-raf›ndan, onlar›n kad›nlar›, erkekleri(çocuklar› ile birlikte), büyüklü, küçüklühepsi birden yok edilmifllerdi. (Türklerinhepsini öldürdükleri halde), yaln›zca birçocu¤a ac›m›fllar ve onu öldürmekten vaz-geçmifllerdi.

Bununla beraber, onun da kol ve ba-caklar›n› keserek, kendisini “Büyük-Ba-takl›k”›n içindeki otlar aras›na atm›fl-lard›. Bu s›rada difli bir kurt peyda ol-mufl ve ona her gün, et ve yiyecek getirmifl-ti. Çocuk da bunlar› yemek suretiyle ken-dine gelmifl ve ölmemiflti. (Az zaman son-ra), çocukla kurt, kar›-koca hayat› yafla-ma¤a bafllam›flla ve kurt da, çocuktan ge-be kalm›flt›. (Türklerin eski düflman› Lindevleti, çocu¤un halâ yaflad›¤›n› duyun-ca), hemen adamlar›n› göndererek, hemçocu¤u ve hem de kurdu öldürmelerini em-retmiflti. Askerler kurdu öldürmek için

geldikleri zaman, kurt onlar›n gelifllerinden daha önce ha-berdar olmufl ve kaçm›flt›. Çünkü kurdun kutsal ruhlarla il-gisi vard› ve (daha önce onlar vas›tas› ile haber alm›flt›.).Buradan kaçan kurt, (Bat›)-Denizi’nin do¤usundaki birda¤a gitmiflti. Bu da¤, Kao-ch’ang (Turfan) ’›n kuzey bat›-s›nda bulunuyordu. Bu da¤›n alt›nda da, çok derin bir ma-¤ara vard›. (Kurt, buraya gelince), hemen bu ma¤aran›n içi-ne girmiflti.

Bu ma¤aran›n ortas›nda, büyük bir ova vard›. Bu ova,bafltan bafla ot ve çay›rl›klarla kapl› idi. Ovan›n çevresi de,afla¤› yukar› 200 milden fazla idi. Kurt, burada on tane er-kek çocuk do¤urdu. (Göktürk Devleti’ni kuran) A-fli-na ai-lesi, bu çocuklardan birinin soyundan geliyordu” <B. Ögel,Türk Mitolojisi, sh. 22-23>.

Kurt bafll› bayrak alemi

Page 14: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄540

1 Bu çal›flmamda büyük tarihçimiz Togan’›n (1890-1970) teksir sure-tiyle bir araya getirilmifl ders notlar›ndan ve henüz yay›mlanmam›flTürklerin Menfle Efsaneleri adl› eserinden yararlan›lm›flt›r. Zeki Ve-lidi Togan arflivinin muhtevas› hakk›nda N. Togan ad›na ‘Kaynakça’dayer alan makaleden bilgi edinilebilir.

2 Burada sözünü etti¤im önemli çözümlemeler ve incelemeler için, To-gan, Ats›z, Ögel, Sinor, Beckwith, DeWeese, Clauson, Klyafltorny,‹nan, Divitçio¤lu, Eberhard ve Yamada gibi araflt›rmac›lar›n ‘Kaynak-ça’da verdi¤im eser ve yaz›lar›na bak›labilir. Söz konusu araflt›rmac›la-r›n gönderme yapt›¤›, Kaynakça da gösterdi¤i eserler büyük bir yeküntutmaktad›r. Elinizdeki kaynakçada, araflt›rma yapacaklara bir kolay-l›k olsun diye, gösterebildiklerimin ve dolayl› eriflebildiklerimin birk›sm›n› belirtmekle yetindim. Bunlar ve bunlar›n gönderme yapt›¤›eserlerde, metinlerin muhtelif aç›lardan ele al›n›p de¤erlendirdi¤i vebu konudu önemli görüfller ileri sürüldü¤ü görülecektir.

3 Bu konuda ileri sürülen yeni görüfller, varsay›mlar ve elefltiriler, kay-nakçada yer verdi¤im Togan Clauson, Beckwith, Sinor, Klayfltorny,Torday ve Gumilyev’in eser ve makalerinde vard›r. Bunlara yeri geldi-¤inde k›smen de¤inilecektir.

4 Umumi Türk Tarihine Girifl adl› eserinde Togan, muayyen ölçüdebu meselelere temas etmifl, Tarihte Usul adl› eserinde ise, söz konu-su malzemeden nas›l yararlan›lmas› icap etti¤ini aç›klamaya çal›flm›fl-t›r. Türk tarihçili¤inin bu mevzuda ortaya koydu¤u yeni bir çal›flma-n›n varl›¤›n› bilmiyorum. Bahis konusu metinler, ne dün, ne de bu-gün, tarihi gerçekçilik, tarihî olgular›n varl›¤› aç›s›ndan tarih ö¤ren-cili¤i ciddiyetiyle tahlilî ve terkibî bir çal›flmaya kavuflmufltur, dene-mez. Destanî ve efsanevî metinler üzerinde bu tür ciddi bir araflt›rma-ya ihtiyaç vard›r.

5 A metni diye seçti¤imiz metin B. Ögel’in eserinde yer alan çeviriyedayanmaktad›r. Tabiat›yla, onunla birlikte, Ek Metinler’de sundu¤umçevirilerden de gerekti¤inde yararland›¤›m› belirtmeliyim.

6 Eserin yazar›, muhtelif nüshalar›, mahiyeti ve özellikleri hakk›nda To-gan ve Atefl taraf›ndan yap›lm›fl aç›klamalardan istifade edilebilir.

7 Bu konuda kendi sözlerinden yapm›fl oldu¤umuz önceki al›nt›ya ba-k›lmal›d›r.

8 Bu hitap, Ebulgazi Bahad›r Han’a aittir.9 Bu eserin muhtelif zamanlarda muhtelif neflirleri yap›lm›flt›r. Türkiye

Türkçesi çevirileri de vard›r. [Ahmed Vefik Pafla, R›za Nur, A. B. Er-cilasun ve N. Ats›z, B. Ögel neflirleri (Eserin çeflitli zamanlara ait bas-k›lar› için Zeki Velidi Togan’›n ‘Ebulgazi Bahad›r Han’ makalesinebak›labilir) ]. Farsça metnin orijinalini, ‹ngilizce çevirisinin ve bu çe-viride geçen Ergene Qon ile ilgili parçalar›n ve eflde¤er Farsçalar›n›ntemini Evrim Binbafl›’ya borçluyum. Müneccimbafl› tarihinde geçenbilgiye de, onun uyar›s›yla erifltim, kendisine teflekkür ederim.

10 ‹ncelemede kulland›¤›m Türkiye Türkçesi metni Ahmet B. Ercilasunneflridir.

11 Ergene Qon lafz› ile ilgili yazma eserlerin bir k›sm› DeWesee taraf›n-dan kaydedilmifltir. Eserinin ilgili k›sm›na bak›labilir.

12 ‹lk cümlede bile, efsanenin kime ait oldu¤u aç›kça bellidir. Ama buayr›flma Bodun <Mao-dun> Ka¤an ile babas› Tuman aras›nda vücudagelen ayr›flmaya <yer ve boy itibariyle> m› iflaret ediyor? Yoksa bu ay-r›flma, babas› Kara Han aras›nda geçen çekiflme ard›ndan bütün illerüzerinde hâkimiyet kuran O¤uz Han zaman›yla m› ilgilidir? Metinler,benzer zamanlar, benzer durumlar biniflmesini karfl›m›za ç›kar›yor ise,bu onlar›n tabiat›ndan ve zaman içinde yürüyüfl biçimlerinden kay-naklan›yor demektir. Ama, efsanenin aç›kça O¤uz soyu Türklerine aitoldu¤unu O¤uz Han’dan inen ‹l Han’› tarif ederken metin ifade edi-yor.

13 Ulu¤ Türkistan’›n tarihini do¤ru anlama aç›s›ndan karfl›m›za ç›kan bukar›fl›m olgusunun ve ‘yeniden’ boy ad› alma meselesinin, tutsakl›¤›ndurumunun ve anlam›n›n tabiat›n› ö¤renmeye ihtiyaç oldu¤u aç›kt›r.‹senbike Togan, kaynakçada yer alan eserinde bu sorun üzerine dur-maktad›r. Daha do¤rusu, boylar›n yap›lmas› ve yeniden yap›lanmas›sorunu üzerine odaklanmaktad›r. Tarihimizin yaz›m› ile ilgili enönemli sorunlardan biri budur. Zeki Velidi Togan Bugünkü Türk ‹li(Türkistan) Yak›n Tarihi adl› eserinde, Türk boylar›n›n kar›fl›mlar›ile ilgili çok de¤erli aç›klamalar yapar. Bu konuda ciddi araflt›rmala-r›n sürmesi gerekir kan›s›nday›m. Tabiat›yla meseleyi bir hanedan ta-rihçili¤i gibi, bir ‘boy’ tarihçili¤i anlay›fl›na hapsetmek ö¤renilmesiicap eden mahiyetin ortadan kaybolmas›na yol açar.

14 Metinlerde geçen iki isim dikkati çekicidir. Bunlardan biri ‘K›yan’ veöteki ‘Nüküz’. Öteki müstensih hatalar› gibi, bu adlar›n da yanl›fl kay-dedildi¤i veya hat›rlanm›fl oldu¤u kan›s›nday›m. Eski Arap harfli al-fabede, birbirine yak›n noktalama ve birlefltirme ile yaz›labilen bu ke-limeler, istinsah s›ras›nda yanl›fl telâffuzlar sonucu yap›lan kay›t hata-lar› ile söz konusu isimler, kimi metinlerde as›l biçimlerini yitirmiflolarak tarihe geçmifltir. Kaflgarl› ‘K›yan’ diye okunan bu sözcü¤e ‘da¤-dan kopup h›zla kayan sel’ anlam› veriyor. Aç›kça sözcü¤ün kay-fiiliile ilgili oldu¤unu anl›yoruz. Dolay›s›yla bu ad›n ‘Kayan’ olmas› aklauygundur. Belki de ilk biçimi ‘Qay›gan’ veya Qay›g’ idi. NitekimO¤uz boylar› aras›nda Qay› boyunun varl›¤› bu manada bir aç›klamaistemez. Nüküz ad› da ayn› durumdad›r ve yak›flt›rma bir kay›tt›r. Buad›n do¤rusunun ‘Toquz’ oldu¤unu düflünüyorum. Oguz Han soyun-dan inen ‹lhan’›n o¤lu, ye¤eni ve gelinleri hiç flüphesiz Türk dilindeanlam› olan sözcükleri ad alm›fl olmal›d›r. Bu konuda kimi görüflleriçin kaynakçada Tansel’in yaz›s›na bak›labilir.

15 Börte Çene (Çin) ve muhtelif flekilleri üzerinde çokça görüfl vard›r.Ben bu ad›n da pek ço¤unda oldu¤u gibi yanl›fl kay›t sonucu ortayaç›kt›¤› kan›s›nday›m. Din merkezli kültür etkisi ile bu flekil ald›¤› ve-ya tahrif oldu¤u kan›s›nday›m. Ad›n asl›n›n Togan taraf›ndan yap›l-m›fl aç›klamaya uygun oldu¤unu kabul ediyorum. Togan ‘Bozkurt Ef-sanesi’ adl› makalesinde bu konuya flöyle bir aç›klama getiriyor: (Mo-¤ollarda D. Y.) “Tegin” kelimesi mesela Ot-tegin’nin “Ot-çegin” telaf-fuzunda oldu¤u gibi, T harfi Ç telâffuz edilmifltir. Cengiz’in ecdad›naait rivayetlerde birçok Türkçe kelimelerde bafllang›ç T, Ç, ile telâffuzedilmifltir. “Börü Tekin” ismi Börü Çegin” ve sadece telâffuz olunmuflve bunun manas›n› bilmeyen Mo¤ollar “mavi gözlü” oldu¤una dairetimoloji uydurmufllar. Kurt taraf›ndan beslenmifl olan iki Türk’e Bö-ri-Tekin, yani kurt prens denilmifl’. Börte Çene veya Börte Çino/e ad›-n›n da (Börü Tegin) ’nin yanl›fl hecelenmesi veya hece kaynaflmas› so-nucu Mo¤ol telaffuzu ile ortaya ç›km›fl bir biçimidir.

16 ‘Yeryüzünün memeleri’ tabirinin Frans›zcas› Harun Güngör’ün ‘Kay-nakça’da yer alan incelemesinden iktibas edilmifltir.

17 Bu eserin tam künyesi kaynakçada verilecektir.18 Türklerde kurdun k›lavuzlu¤u konusunda, daha önce ad› geçmifl arafl-

t›rmac›lar›n yan› s›ra pek çok bilim adam› vard›r, ama hepsini buradas›ralamaya yer yoktur. Bu konuda en son bildi¤im araflt›rma ÖzkulÇobano¤lu’na aittir.

19 Mirza Ulu¤bek’in ve S. Akhsikendî’nin eserleri <yazar›n, XV. yüzy›lsonlar› ile XVI. yüzy›l bafllar› aras›nda yaflad›¤› tahmin edilmektedir>bize farkl› rivayetler anlatan eserler oldu¤unu teyit etmektedir. Ebul-gazi de zaman›nda sözel rivayetlerden veya farkl› kaynaklardan istifadeetmifl görünüyor. Her hâlde, Çincenin d›fl›nda kalan eski Do¤u ve Ba-t› dilleri ile yaz›lm›fl kaynak eserlerin çok ciddî taranmas›, tespit ve in-celenmesi, Türk tarihinin ufkunu yaz›m bak›m›ndan geniflletecektir.

20 Türklerin tarih boyunca içeri/d›flar› girip ç›kmada kulland›¤› kap›larkonusunda Togan’›n yay›mlanm›fl eser ve makalelerinin pek ço¤undade¤inmektedir. Tuncer Baykara’n›n eserinde bu eser ve yaz›lar›n bib-liyografyas› mevcuttur.

21 Daha önceki göndermelerden birinde Togan’dan iktibas ile, TumanHan’›n y›rt›c› hayvanlar›n ve kurtlar›n dilinden anlad›¤›na temas et-mifltim. Kamlar›n don de¤ifltirme yolu ile bu k›l›klara girdikleri inan-c› Türkler aras›nda yayg›nd›r. Kal›nt›lar›, Manas destan›n›n Çokannüshas›nda muhafaza edilmifltir.

22 Tanr› sözünün ‘Teng eri’ biçimi Togan’›n Umumi Türk Tarihine Gi-rifl adl› eserinde yer al›r. Türkler aras›nda tek Tengri etraf›nda biçim-lenmifl sözel yap›l› ama süreklilil¤i olan bir Tengricilik inanc›n›n varoldu¤u, seçilecek ka¤anlar›n meflruiyeti konusunda Tengri’nin önem-li bir konumda bulundu¤u Türk yaz›tlar›ndan anlafl›lmaktad›r. Bumetinler için Orkun, Ergin ve Tekin neflirlerine bak›labilir.

23 Bu konuda Radloff’un, Eliade’›n, Roux’un, ‹nan’›n, Divitçio¤lu’nunve Esin’in kaynakçada yer alan eserlerine bak›labilir.

24 Bu konuda D. Y›ld›r›m’›n kaynakçada yer alan iki yaz›s›na bak›n›z.25 Bu konuda Gumilyev’in Qadim Türkler kitab›nda Çin vekayiname-

lerinden kay›tlar verilir.26 Atalar Ma¤aras› ile ilgili De Wesse’nin, Ögel’in, Eberhard’›n eserle-

rinde önemli aç›klamalar ve notlar yer almaktad›r.27 Aparlar (MS. 220-52), ‘Büyük Türk Hakanl›¤›’ merkezinde iktidar ol-

mufltur.

Dipnotlar

Page 15: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄541

28 Bu konuda daha önce yapm›fl oldu¤um gönderme ve aç›klamalardayanl›fl kay›tlar ile ilgili bilgi vermifltim. Ayr›ca bu konuda Alizade’nintenkitli metin neflrine bak›labilir.

29 Bana göre bu bayram O¤uz Türkleri içindir. Çünkü bu efsanenin ger-çe¤inde oldu¤u gibi O¤uz Ka¤an efsanesinde Mo¤ol, zaten O¤uzHan’›n dedesidir.

30 Reflideddin’in yazm›fl oldu¤u Cami’üt-tevârih adl› eserde, ‘Qavm-iQoqrat’ bafll›¤› alt›nda bu boy hakk›nda bilgi verilirken, ‘Bu kavimErgene Qon’a gitmifl olan o iki flahs›n <Q›yan ve Nüküz> neslin-dedir. Bu kavim, kimseye dan›flmadan herkesten önce <ErgeneQon’dan> d›flar› ç›kt›klar› ve o acele içinde ötekilerin ocaklar› vekörükleri üstüne basa basa geçtikleri için Mo¤ollar, Qonqratla-r›n ayak a¤r›lar›n›n sebebinin bu hareketleri oldu¤una ittifaklainan›rlar. ’ <V. Reflideddin, Jami al-tavârikh. [v. I, A. A. Alizade nefl-ri]. Moskva, Akademia Nauk AZ SSR 1965>. Bu kay›t, ErgeneQon’dan belli bir düzen ve tören ile d›flar› ç›k›ld›¤› ve bunun ilkyaz›n<bahar›n> bafl›nda, y›lbafl› girince, otlar›n yeflerdi¤i s›rada yap›ld›¤›tarz›ndaki düflüncemizi teyit eder nitelikte görülmektedir.

31 Sau-ma Chien’in yazm›fl oldu¤u Shih chi adl› Çin salnâmesinin Hun-lar ile ilgili k›sm›nda bu törenlerle ilgili bilgiler flöyledir: ‘<Hunlar>,her y›l›n ilk ay›nda <Mart> toplan›p kendi âdetlerine göre çeflit-li kutlamalar ve ibadetlerde bulunurlar. ’ Fenye’nin yazd›¤› birbaflka salnamede de buna benzer bir kay›t göze çarpar: ‘Hunlar, örf veadetlerine göre, <y›l›n> birinci <Mart>, beflinci ve dokuzuncuaylar› olmak üzere y›lda üç defa toplan›p Tanr›’ya kurbanlar su-nup çeflitli törenler yap›yorlar. ’ Chou sülâlesi tarihinin “Göktürk”k›sm›nda, Hunlardan indikleri belirtilen bu Türklerin, otlar›n yefler-mesini yeni y›l›n bafllang›c› sayd›klar›ndan söz edilir. Bir baflka Çinsalnamesinde ise, yine Göktürklerden söz edilirken, örf ve âdetlerininayn› oldu¤u kaydedilir ve her y›l <birinci ayda, y›lbafl›nda> hüküm-dar ve beyler eflli¤inde Ata Ma¤aras› ziyareti, anma törenleri düzenle-dikleri belirtilir. Bu kay›tlar, eski Türk tarihi ve kültür tarihi ile ilgi-li pek çok yerli ve yabanc› araflt›rmada mevcuttur. B. Ögel’in, A. Ha-luk Çay’›n, O. Turan’›n, S. Divitçio¤lu’nun eserlerinde yer alan gön-derme ve kaynakçadan bu konuda istifade edilebilir. Ayr›ca, bu kay›t-lar toplan›p bir araya getirilmifltir. Nuraniye-Erkin H. Ekrem, ‘Uy-gurlarda Nevruz Kutlamalar›’ adl› makalede Çince kay›tlar› bir arayatoplam›fllard›r.

32 Al›nt›, Ercilasun neflrindendir.33 ‘Câmi’üt-Tevarih’ ad› çeflitli biçimlerde okunmufl, çeviriyaz› ile veril-

mifltir. Künyeleri verirken araflt›rmac›lar›n anlay›fllar›na uyulmufltur.34 Derleme Sözlü¤ü’nün ilgili maddesine bak›n›z.35 Türk Ansiklopedisi’nin ilgili maddelerine bak›labilir. Ayr›ca bu

çevrede yap›lm›fl ‘Ergene Köprüsü’ hakk›nda, Müneccimbafl›’n›n(1631-1702) Sahaif-ül Ahbar fi Vekayi-ül-A-sâr veya Câmi’üd-Düvel adl› eserin Müneccimbafl› Tarihi nam›yla Türkçe yay›mlan-m›fl k›sm›nda ilginç bir kay›t ve aç›klama vard›r: ‘Bu y›l içinde<1428, D. Y. > Sultan Murad, yüz yetmifl dört tak üzerine Erge-ne Köprüsü’nü infla ettirdiler. Köprünün iki taraf›na büyük ikiköy kurdurup-bunlardan birinin ad› Ergenedir-bu köylerin aha-lisini tekâliften muaf tuttular. Köprünün yap›ld›¤› yer, yol kesi-cilerin, h›rs›zlar›n bar›na¤› haline gelmifl bir batakl›kt›. ’ Münec-cimbafl› bu eserini Arapça yazm›flt›r. Önemli bir tarih eseridir. Önce,flair Nedim taraf›ndan tercüme edilmifl ve bu tercüme daha sonra ya-y›mlanm›flt›r. Cumhuriyet ça¤›nda N. Ats›z hayat›n› yaz›p yay›mla-m›fl, Hasan F. Turgal ‘Anadolu Selçuklar›’ ve N. Lugal ‘Karahanl›lar’k›sm›n› tercüme etmifllerdir. Osmanl› Hanedanl›¤› dönemi ise, ‹.Erünsal taraf›ndan yay›mlanm›flt›r. Bu kay›tta da, ad›n batakl›k biryere verilmifl oldu¤u anlafl›l›yor.

36 Önceki göndermede yer alan maddedeki tasvirlere bak›labilir.37 Doerfer’in kaynakçada yer alan eserinin ilgili maddesi.38 Bu sözcük ayn› zamanda kona¤’dan ç›kma gibi gösterilmifl, ‘konut,

çad›r’ anlamlar› verilmifltir. ‘Da¤ kemeri’ ise ‘kon’ için verilmifltir. Ay-r›ca, a¤›l ve davar a¤›l› anlam›nda ‘kom’ sözcü¤ü ve çeflitli söylenifl bi-çimleri <kem, köm, kön, küm, konur gibi> verilmifltir. Yeni TaramaSözlü¤ü’nde ise kon-fiilinden ‘konak’ ve ‘konduk yurt’ maddelerigösterilmifltir.

39 Çünkü, ayn› mealde aç›klamalar veya benzerleri verdi¤imiz metinler-de de afla¤› yukar› verilmektedir. Dolay›s›yla bu sözcüklerin sözlü¤ebir gayretkefllik sonucu girdi¤i anlafl›lmaktad›r.

40 Lessing’in sözlü¤ünde bu maddeye bak›labilir.41 Kaflgarl›’n›n sözlü¤ünde vard›r.42 Ercilasun’un Türk Lehçeleri Sözlü¤ü, ilgili madde.43 Derleme Sözlü¤ü ilgili maddeleri.44 Bu konuya daha önce temas edilmifltir. Önceki ilgili göndermeye ba-

k›labilir.45 Atalar Ma¤aras› ile ilgili yap›lm›fl göndermeyi dikkate al›n›z.46 Kaflgarl› ve eski yaz›tlarda yoktur.47 Otlar›n yeflermesiyle sürüleri otlaklara ç›kard›klar› kayd› Çin vekayi-

namelerinde kay›tl›d›r. Emet’lerin derledi¤i kay›tlara bak›labilir.48 Bu makale için ricam› k›rmayarak metnin yeni tercümesini haz›rlay›p

istifade etmemi sa¤layan de¤erli tarihçi ‹senbike Togan’a teflekkürederim.

[Kaynakçada do¤rudan eriflemedi¤imiz ama konuyla ilgili gördü¤ümüzönemli çal›flmalara da, yer verilmifltir. Bunlar kaynakçada birer * ilegösterilmifltir].

* Abu’l-Gâzî, Abulgasi Bagadur chani historia mongolorum et tarta-rorum, [‹brahim Halfin, trans. by. Ch. Frahn], Kazan 1824.

* Abu’l-Gâzî, Abulgazi Bagadur Chans Geschichtsbuch der mugo-lisch-mongolischen oder mogorischen Chane [Messerschmid,trans. by Schenström], Göttingen 1780.

* Abu’l-Gâzî, Histoire generalogique des Tartares tnraduit du Ma-nuscit tartare d’Abulgazi Bagadur Chan [Trans. by Barenn, nots byDr. Bentinek. La Haye 1776, C. I-II.

Abu’l-Gâzî, fiecere-i Evflâl-i Türkiye, [Ahmet Vefik Pafla neflri], Dersa-adet (‹stanbul) 1864.

Abu’l-Gâzî, fiecere-i Türk, [R›za Nur neflri], ‹stanbul 1925.Abu’l-Gâzî, Histoire des Mongols et des Tatares par Aboul-Ghâzî Ba-

hâdour Khan, [Ed. and tr. P. I. Desmaisons], Saint Petersburg, 1871-72; [repr. Amsterdam Philo Press, 1970 2 C.].

Abu’l-Gâzî, Rodoslovania turkmen: sochinenie Abu’l Gazi khanaKhivinskogo, [ed. and tr. A. N. Kononov], Moskva-Leningrad 1960.

Akshîkandî, Sayf ad-Dîn, Majmû’atü’t-tavârikh, [Farcs. ed. T. A. Ta-girdzhahov.], Leningrad, 1960.

* Asimov, M. S., Ethnic problems of the History of Central Asia inEarly Period, Moscow 1981.

Atefl, Ahmed, “Câmi’al-Tavârih Tenkidi Münasebeti ‹le”, Türk TarihKurumu Belleten, [Ankara], Ocak 1961, C. XXV, S. 97, s. 29-61.

Atefl, Ahmed, Câmi’Al-Tavârîh, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1958.

Ats›z, Nihal, Müneccimbafl› fieyh Ahmed Dede Efendi, Hayat› veEserleri, ‹stanbul 1940.

Ats›z, Nihal, Türk Edebiyat› Tarihi, ‹stanbul, 1943.Ats›z, Nihal, Türk Tarihinde Meseleler, Ankara, 1966.Banarl›, N. Sâmi, “Ergenekon Destan›”, Türk Edebiyat› Tarihi, ‹stanbul,

1971. C. I, s. 25-27.* Barfield, T. b, The Perilous Frontier, Oxford, 1989.Basilov, V. N. (ed.), Nomads of Eurasia, (trans. M. Zirin), Seattle, 1989.* Bawden, C. R., The Mongol Chronicle Altan Tobçi, Wiesbaden,

1955.Baykara, Tuncer, Zeki Velidi Togan, Hayat› ve Eserleri, Ankara, 1989.* Berezin, N. ‹., Sbornik letopisey. Istoria Monglov Raflid-Eddina, St.

Petersburg, 1858 [tercüme]; 1861 [orijinal metin].Biçurin, N. J. A., Sobranie svedenij o narodax obitavflix v Srednej

Azii v drevnie vremana, Moskova-Leningrad, 1950, t. I; 1952, t. II.* Blochet, E., Djami el-Tevarikh. histoire general du monde par Fadl

Allah Rashid ed-Din, Tarikh-i moubarek-i Ghazzani, histoiredes Mongols, editée par E. Blochet, Leiden-Brill, 1910, t. I; 1911,t. II.

* Blochet, E., Introduction a l’histoire des Mongols, Leiden-London1910.

* Boodberg, Peter, A., “The language of the T’o-pa-Wei” Harvard Jour-nal of Asiatic Studies, 1939, v. I, ss. 167-185.

* Boyle, J. A., ‘The Alexander Legend in Central Asia’, Folklore, 85(Winter, 1974), ss. 217-228.

Kaynaklar

Page 16: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄542

* Boyle, J. A., “The Alexander Romance in Central Asia’, ZAS, 9 (1975),ss. 265-273.

* Chavannes, Edouard, Documentb sur les Tkou-kiue (Turcs) Occi-dentaux, St. Peterburg, 1903.

* Chavannes, Edouard. “Les pays d’Occident d’apres le Wei lio”, T’oungPao. [Leiden], 1905, v. VI, ss. 519-571.

Chavannes, Edward, Documents sur les Tou-Kiue (Turcs) Occidente-aux, recueillis et commentes suivi de Notes Additionelles, St. Pe-tersburg 1903, [reprinted in one volume: Paris, 1941; Taipei, 1969].

Christopher I. Beckwith, ‘On The Royal Clan Of The Turks’ in The Ti-betian Empire in Central Asia, Princeton, 1987, ss. 206-208.

Christopher I. Beckwith, The Tibetian Empire in Central asia, Prince-ton, 1987.

* Clauson, Sir Gerard, ‘Turks and Wolves’ Studia Orientalia, [Helsinki]1964; v. 28/2, ss. 16-20.

* Cleaves, F. W., The Secret History of the Mongols, Cambridge 1982.Çay, A. Halûk, Türk Ergenekon Bayram›-Nevruz, Ankara, 1985.Çobano¤lu, Özkul, “K›lavuz Bozkurt Motifi…’, G. Ü. Hac› Bektafl Veli

Araflt›rma Merkezi Kadri Erogan Hac› Bektafl Veli Arma¤an›,Ankara, 1997, sh. 165-173.

* Daffina, P., “La migrozione dei Wu-sun”, Revista degli studi orienta-li, [Roma], 1969, t. XLIV, ss. 143-155.

Daniflmend, ‹smail Hami, ‘Süryânî Mîkâîl vakayînamesi’, Türklük, [‹s-tanbul], 1939. C. I; s. 1; s. 74-80. (devam› müteabaki say›larda).

Dankoff, R., Compedium of the Turkic Dialects. Mahmûd el-Kâflga-rî, [in collaboration with James Kelly], Harvard, 1982-1985, C. I-III.

De Groot, J. J. M., Die Hunnen der vorchristlicken Zeitt, Berlin-Leip-zig, 1921.

Derleme Sözlü¤ü, Türk Dil Kurumu, Ankara, 1972.Desmaisons, P. I., Histoire des Mogols et des Tatares par Aboul-Ghâ-

zi Behadour Khan, [Publiée, Traduite et Annotée par Le Baron Des-maissons], St. Petersbourg, 1871, t, I; 1874, t. II.

DeWeese, Devin, Islamization and native religion in the Golden Hor-de: Baba Tükles and cohversion to Islam in historical and epictradition, The Pennsylvania State University Press, University Park,Pennsylvania, 1994.

Divitçio¤lu, Sencer, Göktürkler, ‹stanbul, 1987.Doerfer, G., Türkische und Mongolische Elemente im Neupersisc-

hen, Wiesbaden, 1963. C. I-II.Duck-Chan Woo, ‘Eski Türkler ve Eski Koreliler aras›ndaki ‹liflkiler’,

DTFC Do¤u Dilleri Dergisi, [Ankara], 1993, C. v. s. 2, s. 169-175.Eberhard, W., Çin’in fiimal Komflular›, Ankara 1942.Ebu’l-Gâzi Bahad›r Han, fiecere-i Türk, (Bugünkü Türkçeye Terc. R›za

Nur), ‹stanbul 1925.Ebu’l-Gâzi Bahadur Han, fiecere-i Türk: Histoire des Mongols et des

Tatares, (ed., trans. P. I. Desmaisons) St. Petersburg 1871, t. I; 1874,t. II [reprint, Amsterdam, 1970].

* Ecsedy, Hilda, ‘Tribe and Tribal Society in 6th Century Turk Empire’,Acta Orientalia Hungarica, [Budapest], 25 (1972), ss. 245-262.

Ekrem, N-Erkin H. ‘Uygurlarda Nevruz Kutlamalar›’, Nevruz Kutlama-lar› Bilgi fiöleni Bildirileri, Ankara 1995, s. 155-166.

Elidae, Mircae, Le Chamanisme…, Paris 1951.Elidea, Mircea, Shamanism, [Translated from the French by W. R.

Trask]. Princeton, 2nd ed. 1978.Ercilasun, Ahmet B., ‘Ergenekon Destan›’, Büyük Türk Klâsikleri, ‹s-

tanbul, Ötüken-Sö¤üt, C. I, s. 53-54.Ercilasun, Ahmet B., Karfl›laflt›rmal› Türk Lehçeleri Sözlü¤ü, Ankara

1991/1992, C. I-II.Ergin, Muharrem, Orhun Âbideleri, ‹stanbul 1970.Erünsal, ‹., Müneccimbafl› Tarihi (Müneccimbafl› Ahmet Dede), ‹stan-

bul, 1980?, [Tercüman 1001 Temel Eser nr. 37], C. I-II.Ersin, Emel. ‹slamiyetten Önce Türk Kültür Târihi ve ‹slâma Girifl,

‹stanbul, 1978.* Franke, O., Beitrage aus chinesischen Quellen zur Kenntnis der

Türkvölker und Skythen Zentralasiens, Berlin 1904.Golden, Peter B., An Introduction to the History of the Turkic Peop-

les, Weisbaden, 1992.

* Granet, Marcel, 1926. Danses et Legendes de la Chine ancienne, I-II., Paris.

Grousset, René, L’empire des steppes, Paris, 1939.Gumilyev, Lev, Qadim Türkler, [terc. V. Guliyev, V. Hebibo¤lu], Bakû,

1993.Güngör, Harun, ‘Önasya Kültürlerinde… Nevruz’, Türk Kültüründe

Nevruz Uluslararas› Bilgi fiöleni Bildirileri, Ankara 1995, s. 31-36.

* Haloun, G., ‘Zur Üe-Tfli Frage’, Zeitschrift der Deutschen Morgan-landischen Gesellschaft, [Berlin], 1937, v. XCI., s. 243-318.

* Hartmann, Richard, ‘Ergeneqon’ in Fetschrift Georg Jacob, (ed. The-odor Menzel), Leipzig, 1932, ss. 68-79.

Hive Han› Ebulgâzi Bahadur Han, Türk fieceresi <fiecere-i Türk> Dr.R›za Nur nakli.] ‹stanbul 1925.

* Holmgren, J., Annals of Tai. Early T’o-pa History According to theFirst Chapter of the Wei-shu, Canberra 1982.

* Howorth, H., History of the Mongols, London, 1876.* Hulsèwe, A. F. P., China in Central asia. The early Satge: 125 B. C. -

A. D. 23, Leiden 1979.‹nan, A., Tarihte ve Bugün fiamanizm, Ankara, 1954.‹nan, A., ‘Börü=Kurt ve Yok= Hay›r Kelimeleri Üzerine’, Türk Dili

Dergisi, [Ankara], 1958, C. VII, S. 84; s. 606-608.‹nan, A., ‘Türk Destanlar›na Genel Bir Bak›fl’, Türk Dili Araflt›rmalar›

Y›ll›¤› Belleten, [Ankara], 1954, s. 189-206.‹nan, A., ‘Türk Rivayetlerinde Bozkurt’, Türkiyat Mecmuas›, [‹stanbul],

1926-28; C. II, s. 131-137.* Jahn, Karl, Geschichte Gazan-Han’s aus dem Tarih-i Mubarak-› Ga-

zani des Raflid al-Din, London 1940.* Keightley, D. N (ed.), The Origins of Chinese Civilization, Berkeley,

1983.* Klja{thorny, S. G., ‘Problemy rannej istorii plemeni türk (Aflina) ’. in

Novoe v sovetbkoj arxeologii. Materialy i issledovanija po arxeologiiSSSR, Moskva 1965.

Klja{thorny, S. G., Drevnetjurkskie runiçeskie pamjatniki, Moskva1964.

Klja{thorny, S. G., ‘The Royal Clan of the Turks and the Problem of itsDesignation’, in Post-Soviet Central Asia, [Edited by T. Atabakiand J. O’kane], London-New York 1998, ss. 366-369.

Klja{thorny, S. G., -Liv{ic, V. A., ‘The Sogdian inscription of Bugust revi-sed’, Acta Orientalia Hungaricae, [Budapest], 1972, v. XXVI. ss.69-102.

Köprülü, M. Fuat, ‘Ergenekon’, Türk Edebiyat› Tarihi, ‹stanbul 1926,sh. 65-68.

* Kwanten, L., Imperial Nomads: A History of Central Asia: 500-1500, Philadelphia 1979.

Lessing, Ferdinand, Mongolian-English Dictionary, Bloomington, Indi-ana 1973.

Lugal, Necati, Müneccimbafl› fieyh Ahmed Dede Efendi’nin Sahayi-fü’l-Ahbâr fi Vekayi’il-Âsâr yahit Camiü’d-Düvel adl› eserinden:Karahnl›lar Fasikülü, [N. Ats›z’›n ve Zeki V. Togan’›n notlar›; N.ats›z taraf›ndan Müneccimbafl›’n›n hayat› ve eserleri adl› yaz›s› ekli],‹stanbul 1940.

* Maenchen-Helfen, J., The World of the Huns: Studies in their His-tory and Culture, [Ed. Max Knight], Berkeley and Los Angeles,1973.

Mahmud Kaflgarî, Divanü Lügati’t Türk, [Besim Atalay neflri], Türk DilKurumu, Ankara, 1939-1941; C. I-IV.

* Marquart, J., ‘Über das Volktum der Komanen’, Osttürtische Di-alektstudien, [Ed. W. Bang, J. Marquart], Berlin 1914, s. 261-334.

* Mau-tsai, Liu, Die chinesischen Nacrichten zur Geshichte der Ost-Türken (T’u-küe), Wiesbaden, 1958, C. I-II.

McGovern, W. M., The Early Empires of Central Asia, Chapel Hill,1939.

* Michael le Syrian, Chronique de Michael le Syrian, Patriarche Jaco-bite d’Antioche (1166-1199), [Ed. and. tr. J. -B. Chabot] 4 C., Pa-ris, 1899-1910.

* Miller, R. A., Accounts of Western Nations in the History of theNorthern Chou Dynasty, Berkeley-Los Angeles 1959.

Page 17: Ergenekon Destan›docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · 2018-07-26 · Zeki Velidi Togan, çok önceleri bu metinlerin ehemmiyetine tarihçilerin dikka-tini çekmifltir

TÜRKLER ‹LKÇA⁄543

Mirza Ulu¤bek, ‘Ergene Kon’ Tört Ulus Tarihi [Farsçadan terc. B. Ah-medov, N, Nakulov, M. Hasaniî], Taflkent 1994, s. 57-61.

Muhammed MahdO X#n, Sanglax, A Persian Guide to Turkish Language[Facsimile Text with an Introduction and Indices by Sir G. Clauson],London 1960.

Müneccimbafl› Dervifl Ahmed, Sahâifü’l-Ahbar, (Nedim Efendi tercüme-si), ‹stanbul, H. 1285, C. I. -II.

Orkun, H. Nam›k, Eski Türk Yaz›tlar›, Türk Dili Kurumu, ‹stanbul1936-1941, C. I-IV.

Ögel, B., ‘Ergenekon ve Ergenekun Efsanesi’, Türk Ansiklopedisi, s.229-301.

Ögel, B., ‘Türklerin Kurttan Türeyifli ile ‹lgili Efsaneler’, Türk Mitoloji-si, Ankara, 1971, s. 13-29.

Ögel, B., Türk Mitolojisi, Ankara 1971.* Pelliot, Paul, ‘A propos des Comans’, Journal Asiatique, [Paris], v. I

(1920), ss. 125-185.* Pelliot, Paul, ‘Neuf notes sur des questions d’Asie Centrale’ T’oung

Pao, [Leiden], v. 26 (1926), ss. 201-266.* Pru{ek, J., Chinesse Statelets and the Northern Barbarians in the

Period 1400-300 B. C., New York 1971.* Quatremere, E., Histoire des Mongols de la Perse par Rachid-Eddin,

Paris 1836.Rashîd ad-Dîn, Djami’at-Tavarîh, [Kritiçeskij tekst t. I/1: A. A. Romas-

keviça, L. A. Khetagurova, A. A. Alizade], Moskva 1965.* Rashîd ad-Dîn, Histoire des Mongols de la Perse par Rachid-Eddin,

[Quatremer, E.], Paris 1836.* Rashîd ad-Dîn. Sbornik Letopisei, [I/1, trans. L. A. Khetagurova, ed.

A. A. Semenov], Moskva-Leningrad: Izd-vo AN SSSR, 1952; [I/2, byAb A. Semenov], Moskva-Leningrad 1952.

Rashîd al-Din, Jami’ al-Tavârikh [M. Rushan, M. Musavî, (eds.) ], Teh-ran, 1373, 4 cild.

Rashîd ed-Din, Djami el-Tevarikh: Histoire generale du monde, [edi-ted by Edgar Blochet], Leyden: E. J. Brill, 1911.

Rashîd ed-Din, Djami’ at tavarix, [v. 2, p. 1, edited by A. A. Alisade],Moscow: Glavnaya Redaksiya Vostoçnoy Literatur›, 1980.

Rashîd ed-Din, Djami’ at-tavarix, [V. I, p. 1, edited by A. A. Romaske-viç, L. A. Khetagurov, and A. A. Alizade], Moscow: Glavnaya Redak-siya Vostoçnoy Literatur›, 1965.

Rashîd ed-Din, Jami’ al-tawârikh, [Edited by Bahman Karimî], Tehran1362, C. I-II.

Rashiduddin Fazlullah, Jami’u’t-Tawarikh. Compendium of Chronic-les, [English Trans. and Annotation by W. M. Thackston], Harvard1998.

Raflid ed Dîn Fazlallâh, Cami’at-Tavârix, (edited by. A. A. Alizade), Ba-ku-Moskova, 1957 t. I; 1965 t. II; 1980 t. III.

Raflid ad-din Fazlallah, Oguz-name, [Red. Z. M. Bunyatov], Baku, 1987.* Raflid ad-din, Sudr›n Cuulgan/Raflid-ad-din, [Red. G. Suhbaatar],

Ulaanbataar, Uhaan› Akademii, 1994.

Sayf ad-din Akhsikendi/Nurmuhammed, Tarihtard›r C›yna¤› (Mac-mu’at-u Tavârikh), [terc. M. M. Dosbalov, O. Sooronov), ‘Bafl söz ve‘tüflünükter’, O. Sooronov taraf›ndan yaz›lm›flt›r], Biflkek, 1996.

* Sinor, Denis, ‘The Legendary Origin of the Türks’ in Folklorica:Festchrift For Felix J. Oinas, [Egle Victoria Zygas and Peter Voor-heis (ed.).] Bloomington: Research Institute for Inner Asian Studies.1982, ss. 223-225.

* Smith, A. D., The Ethnic Origins of Nations, Oxford, 1986.Sümer, Faruk, O¤uzlar (Türkmenler), Ankara 1972, 2. bs.Tansel, Fevziye A., ‘Notlar’, Ziyâ Gökalp Külliyat›-I. fiiirler ve Halk

Masallar›, Ankara, 1952, s. 360.Tarama Sözlü¤ü, Türk Dili Kurumu, Ankara, 1963.Taskin, V. S., Materialy po istorii sjunnu <Han-shu>, Moskva 1973.Tekin, T., Orhon Yaz›tlar›, Türk Dil Kurumu, Ankara, 1988.Togan, ‹senbike, Flexibility & Limitation in Steppe Formations,

Brill/Leiden-New York-Köln 1998.Togan, N., ‘A. Zeki Velidî Togan’›n Kendi Tasnifine Göre Mesai Evrak›’,

Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Araflt›rma Dergisi,[Ord. Prof. Dr. Ahmed Zeki Velidi Togan Özel Say›s›], [Erzurum],1985; s. 33-58.

Togan, Zeki Velidî, ‘Bozkurt Efsanesi’, Bozkurt Dergisi, [Mart Özel sa-y›s›], [‹stanbul], 1969, s. 18-20 ve 23.

Togan, Zeki Velidî, ‘Destanlara Göre ilk Türkler’, Umumî Türk Tarihi-ne Girifl, ‹stanbul, 1946; 2. bs. 1969.

Togan, Zeki Velidî, ‘Ebulgâzî Bahadur Han’ ‹slâm Ansiklopedisi, C. IV,s. 79-83.

Togan, Zeki Velidî, ‘Reflid-üd-Din Tabîb’, ‹slam Ansiklopedisi, C. IX, s.709-712.

Togan, Zeki Velidî, “The Composition of the History of the Mongols byRashîd al-Dîn’, Central Asiatic Journal, [Wiesbaden], March 1962,Volume VII, Nr. 1, ss. 60-72.

Togan, Zeki Velidî, Bugünkü Türkili (Türkistan) ve Yak›n Tarihi, ‹s-tanbul 1942-47.

Togan, Zeki Velîdî, Ibn Fadlan’s Reisebericht, Leipzig, 1939.Togan, Zeki Velîdî, O¤uz Ka¤an Destan›, ‹stanbul 1972.Togan, Zeki Velîdî, Tarihte Usul, ‹stanbul, 1950, 2. bs. 1969.Torday, Lazslo, ‘Grandson of Raven, Son of Wolf’ Mounted Archers: The

Beginnings of Central Asian History, USA, 1997.Turan, Osman, 12 Hayvanl› Türk Takvimi, Cumhuriyet Bas›mevi, ‹s-

tanbul, 1935.* Watson, B., Records of the Grand Historian of China, [Translated

from the Shih-chi of Ssu-ma Ch’ien], New York 1961.Yamada, Nobuo, ‘The Original Turkish Homeland’ in Journal of Tur-

kish Studies, [Cambridge], 1985, nr. 9, ss. 243-246.Yeni Tarama Sözlü¤ü, Türk Dil Kurumu, Ankara 1983.Y›ld›r›m, Dursun, “Köktürk Ça¤›nda Tanr› m›, Tanr›lar m› vard›?”, Türk

Biti¤i, Ankara 1998, s. 112-123.Y›ld›r›m, Dursun, ‘Köktürklerde Ka¤anl›k Süreci’, Türk Biti¤i, Ankara

1998, s. 102-111.