116
2013 Nisan| ForLife | 1 YAŞAM VE AKTÜALİTE DERGİSİ 2013 - Nisan Sayı:02 MEHMET ÖZHASEKi ile Moda, Sanat ve Spor ÇAĞLA KUBAT İle Wİndsurf Üzerİne Gizli Enerjinizin Farkında Mısınız? GELİNLİK VE DAMATLIK SEÇİMİNİZ NASIL OLMALI? yeryüzünün kulesi Eyfel ŞİDDETE KADINA YÖNELİK izin vermeyin

for life 02

Embed Size (px)

DESCRIPTION

for life'in ikinci sayısı çıktı

Citation preview

Page 1: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 1

YAŞAM VE AKTÜALİTE DERGİSİ2013 - Nisan Sayı:02

MEHMET ÖZHASEKi

ile Moda, Sanat ve Spor

ÇAĞLA KUBAT İle Wİndsurf Üzerİne

Gizli EnerjinizinFarkında Mısınız?

GELİNLİK VE DAMATLIK SEÇİMİNİZ

NASIL OLMALI?

yeryüzünün

kulesi

Eyfel

ŞİDDETE

KADINA YÖNELİK

izin vermeyin

Page 2: for life 02

2 | ForLife | Nisan 2013

Page 3: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 3

Page 4: for life 02

4 | ForLife | Nisan 2013

İÇİNDEKİLER NİSAN - MAYIS 2013

14 18

24 28

34 38

52 58

7686

90 92

Egenin Saklı İncisi Kavala

Mehmet Özhaseki İle Moda, Sanat Ve Spor Üzerine…

Eşsiz Lezzet Akdeniz Mutfağı

Zayıflatan Besin Reçetesi

Çağla Kubat İle Windsurf Üzerine

Gelinlik ve Damatlık Seçiminiz Nasıl

Olmalı?

Gizli Enerjinizin Farkında Mısınız?

Kulaklarda Çinlayan Ses BAY J

Çalışma Hayatının Kâbusu Mobbing

Ağrılarınızın kaynağı fibramiyalji olabilir

Mekanları süsleyen Bahar

Çiçekleri

Kadına Yönelik Şiddete İzin Vermeyin

Page 5: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 5

Page 6: for life 02

6 | ForLife | Nisan 2013

Sayı:02

İmtiyaz SahibiEpika Reklam Ajansı AdınaMustafa Ateşmen

G. Y. Yönetmeni ve Yazı İşleri MüdürüMehmet Sürücü

Yazı İşleri DanışmanıAyşegül Korkut

Yazı İşleriAyşegül KorkutMehmet SürücüMehmet Akif KumLütfiye DilekmenFatmanur Kaygısız

Mali DanışmanS.M.M.M Serkan Önder Dinç

Hukuk DanışmanıAv. Mehmet Dinç

Reklam ve Medya Satın Alma YönetmeniMustafa Ateşmen

Reklam ve Medya Satın Alma Lütfiye Dilekmen

Görsel DanışmanMehmet Sürücü

Grafik TasarımPınar Yusufoğlu

DağıtımAktif İleti Dağıtımtr.aktif.com

BaskıDoğuş Ofsetwww.dogus.info.tr

Yönetim AdresiTacettin Veli Mah. Halit Narin Cad. Bahadır Plaza No:7 (Kızılay Hastanesi Yanı) Kat:2 No: 6 Melikgazi / KAYSERİwww.ajansepika.com+90 352 222 9945

Yayın Türü2 Aylık Süreli Yayın

Baharın tüm renklerini ve canlılığını içi-mizde hissettiğimiz bu günlerde birbirin-den güzel ve farklı konularla yine sizlerle birlikteyiz.

Doğanın uyanışa geçtiği, yaşamın binbir renge büründüğü bahar mevsiminde içini-zi aydınlatıp yaşamınızı renklendirmeye ne dersiniz? Bunun için özel bir çaba harcamanıza gerek yok. Olumlu düşü-nüp içinizdeki sevgiyi açığa çıkararak yaşamdan daha fazla keyif alacağınızdan emin olabilirsiniz. Ünlü yazar Charles Bu-kowski’nin de söylediği gibi “Sonsuza dek yaşayacakmış gibi düşün, yarın ölecekmiş gibi yaşa”malıyız aslında. Bizler de yeni sayımızda yaşamdan daha çok keyif alma-nızı sağlayacak konularla sizlerleyiz. Her sayımızda olduğu gibi bu sayımızda da farklı yerler ve yeni lezzetler sizleri bekliyor. Kavala’nın o eşsiz rahatlatıcı dokusunda gezinti yaparken Akdeniz mutfağının hafif lezzetlerini keşfedecek, gizli vücut enerji noktalarımız çakraların yaydığı enerjiden nasibinizi almayı öğre-neceksiniz. Baharın gelmesi ile birlikte birbirinden güzel çiçeklerle mekânlarınızı süslemenin keyfine varacak dekorasyon önerilerimizle evinizde Hint esintisi yaratabileceksiniz. Yaşamınızın en özel ve güzel günü olan düğününüzde giyeceğiniz damatlık ve gelinlik seçimlerinizde ise sunduğumuz giyim tüyoları bu konuda sizlere yardımcı olacak. Güzellik bölümü-müzde ise kış mevsiminin gri dokusundan sıyrılıp baharın ferahlatıcı etkisini ve canlı renklerini bedeninizde hissedeceksiniz. İlişkinizi monotonluktan kurtaracak ya-şam tüyolarının yanında aşkın bilinen 10 belirtisi aşık olup olmadığınızı gösterecek.

ForLife Dergisi - [email protected]

Ruhunuzu Baharın Işıltıları ile Aydınlatın

Windsurf, tiyatro, moda, sanat, öykü konularını içeren röportajlarımız da ise Kayseri’nin metropol bir şehir olmasında büyük katkısı olan Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, kulakları çınlatan ses Bay J, milli sporcu Çağla Kubat, doğaçlama tiyatronun ustaları Mahşer-i Cümbüş ve 14 Şubat Dünya Öykü Günü’nün kahramanı Özcan Karabu-lut gibi birbirinden değerli isimler sizlere eşlik edecek. Kadına yönelik şiddete bir son verilmesi adına da Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın sesine kulak vereceksi-niz. Moda ve alışveriş bölümlerimizde de birçok markanın son trendlerini ve yeni ürünlerini tanıma fırsatını bulacaksınız. Bunun gibi daha birbirinden farklı ve özel birçok konu sizlerle olacak.

For Life’ın her kesime hitap eden konu içeriği keyifli bir okuma alışkanlığı kazan-manızı sağlarken hayata farklı yönlerden ve pencerelerden bakmanıza yardımcı olacak. Moda, sanat ve kültür meşalesini elinde tutan For Life, her sayısında daha birçok konuyu aydınlatmaya devam edecek. Aydınlık yarınların bugüne bağlı olduğundan yola çıkarak ünlü şair Can Yücel’in de satırlarına yansıttığı gibi “Ömür dediğin üç gündür; dün geldi geçti, yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür; o da bugündür.

Yaşamın farklı ve canlı renklerinin yer al-dığı yeni yazı serüvenlerimizde görüşmek dileğiyle…

Ayşegül Korkut

Page 7: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 7

EPİK

A

Page 8: for life 02

8 | ForLife | Nisan 2013

SELÜLİT AZALTICI KOT PANTOLONWrangler markası bayan-lar için müthiş bir panto-lon üretti. Bu pantolonu giyerek hem şık görünüp hem de selülitlerinizi yok edebilirsiniz.

Wrangler Denim Spa ismindeki yeni kot pantolon koleksiyonu selülit azaltıcı ve nemlendirici etkiye sahip. Pantolonun liflerine enjekte edilen kapsüller giydiğinizde teniniz-de nemlendirici bir etki yaratıyor. Standart, Aloe Vera ve zeytinyağı seçenekleri sunulan ürünlerdeki etkin maddenin 15 günde bir tazelenmesi gerekiyor.

Real Racing 3Electronic Arts’ın mobil oyun pazarındaki en

önemli oyunlarından biri olan Real Racing, şimdi

bu oyunun yeni ve ücretsiz olan 3. serisi çıktığı

ilk hafta itibariyle bütün serinin rekorunu alt üst

etti. Real Racing 3, serinin ilk ücretsiz indirilebilen

üyesi olmasına rağmen oyuncular için oldukça

cazip içeriklere sahip. Siz de bu başarılı yarış

oyununu ücretsiz olarak indirmek istiyorsanız,

vakit kaybetmeden App Store’a ya da Google

Play’e uğramanız yeterli.

BlackBerry Z10 ve Q10BlackBerry Z10, tam boyutlu dokunmatik ekranıyla dikkat çekerken Q10 ise fiziksel klavyesi ile adından söz ettiriyor. BlackBerry Z10, 1280x769 gibi iyi bir çözünürlük sunuyor (piksel yoğunluğu 356 ppi). Çift çekirdekli, üreticisi henüz açıklanmayan bir işlemciye sahip telefon, 2GB’lık geniş bir RAM’e ve 16GB’lık depolama alanına sahip. Siyah ve beyaz renk seçenek-leriyle satışa çıkacak cihazın depolama alanı, en fazla 32GB’lık bir microSD kartla toplam 48GB’a ulaşabiliyor. 720x720 çözünürlüğünde kare ekrana sahip telefon, çift çekirdekli 1.5GHz işlemciye ve 2GB RAM’e sahip.

KATLANABİLİR SCOOTERGelecekte bir gün işinize gittikten sonra aracınızdan

inip, onu birkaç saniye içinde katlayarak bir valiz gibi taşıyabilirsiniz. Ortadan ikiye katlanabilen Moveo adlı

scooter, sizi her yere götürebileceği gibi, her yere taşınabilen pratik bir ulaşım aracı olarak belirdi.

Macaristan merkezli Antro Group firması tarafından geliştirilen Moveo, saatte 45

kilometre hız yapabiliyor. Otomo-bilinizin bagazında, hatta tren

yolculuklarında yanınızda taşıyabileceğiniz Moveo,

tekerlerindeki motor-larla çalışıyor. Deri koltuğa sahip araç, konforlu bir sürüş

vaat ediyor.

BuAyakkabılar

Çevre Dostu!Doğadan ilham alan tasarımları ve renkleriyle Natural World’un en

büyük özelliği ayakkabıların tamamen ekolojik olmaları. ‘Made in Green’ sertifikasına sahip olan bu rahat ve her stile uygun ayakkabılar,

%100 koton bazlı, doğal kauçuk tabanlı ve tamamen bitkisel boyalarla renklendiriliyor. Farklı modelleri ve sezonun moda renkleriyle Natural

World giyenlere stil katmakla kalmıyor, aynı zamanda ayakların rahat nefes almasını da sağlıyor. Doğal kauçuk tabanlar; ayakkabıları daha rahat,

daha esnek ve darbelere karşı daha dayanıklı kılıyor.

Page 9: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 9

Galaxy S4Samsung Galaxy S4, Samsung’un sekiz çekir-dekli Exynos 5 işlemcisini kullanıyor. ARM’nin “big.LITTLE” teknolojisi sayesinde hızlı dört çekirdeği ve güç tüke-timi daha az olan dört çekirdeği bir araya getiren bu işlemci, 1.9GHz Qual-

comm Snapdragon S4 Pro SOC’ye sahip. Galaxy S4’ün ekranı ise 1080p çözünürlüklü, Gorilla Glass

3 korumalı, full HD Super AMOLED panelden oluşuyor. Ekranın piksel yoğunluğu ise inç başına 441 piksel gibi etkileyici bir değere denk geliyor. 13 megapiksellik bir arka kamera ve 2 megapiksellik ön kameraya sahip Galaxy S4, diğer Android’li ceplerde olmayan, kendine has kamera işlevlerine sahip.

İSTAN-BUL’U TENİNİZ-DE HİS-SEDİN2013 İlkbahar/

Yaz Sezonunu enerjik ve renkli bir koleksiyonla karşılayan Collezione , efsane şehir İstanbul’u farklı bir gözle yansıttığı özel tasarım tişörtleriyle de dikkat çekiyor. Collezione mağazalarında satışa sunulan 10 parçadan oluşan İstanbul tişörtleri erkek ko-leksiyonu içerisinde yer alıyor. İstanbul’un tarih kokan sokakları, her köşesinde gizli kalmış güzellikleri, pırıltılı geceleri, her kül-türden izler barındıran enerjisi bu tişörtlerle ölümsüzleştiriliyor.

D’S DAMAT %20 indirimli “Damat Yeni Sezon Ürünleri Kampanyası” sizleri bekliyor. Damat Tween, yeni sezon ürünlerinde Paraf Kart`a özel %20 indirim sunuyor. 1 Mart 2013 ve 30 Nisan 2013 tarihleri arasında Damat Tween mağazaların-da +7 taksit ve 2 ay erteleme, %5 ParafPa-ra Kampanyası sizleri bekliyor. Üstelik sezon alışverişlerinde %20 in-dirimi kaçırmayın. %20 indirimli Damat Yeni Sezon Ürünleri Kam-panyası 1 Mart 2013 ve 30 Nisan 2013 tarihleri arasında geçerli.

AUDİ A3 SPORTBACKAudi’nin, kompakt sınıfa getirdiği ilerici teknolojilerle büyük bir hayran kitlesine sahip modeli A3’ün 5 kapılı versiyonu olan A3 Sportback satışa sunuldu. A3 Sportback, güçlü ve verimli motor yelpazesi, premium kompakt sınıfta devir açacak sürücü destek sistemleriyle, Audi’nin ‘Teknoloji ile bir adım önde’ sloganının hakkını veriyor.

Audi, A3 Sportback’i 3 farklı donanım seviyesiyle sunuyor: Attraction, Ambition ve Ambien-te. Ambition donanımında spor ön koltuklar, 3 kollu yükseklik ve derinlik ayarlı deri spor direksiyon, renkli sürücü bilgilendirme sistemi, ön ve arka sis farları, servotronic direksiyon, 3 kollu yükseklik ve derinlik ayarlı deri spor direksiyon, spor süspansiyon, drive select ve start-stop sistemi standart olarak sunuluyor. Ambiente donanımında ise iç aydınlatma paketi, 3 boyutlu LUV iç dekor, renkli sürücü bilgilendirme sistemi, dinamik süspansiyon, arka park sensörü, hız sabitleme sistemi, 4 kollu yükseklik ve derinlik ayarlı deri direksiyon, start-stop sistemi standart.

1.4 TFSI ve 1.6 TDI motor seçenekleriyle satışa sunulan A3 Sportback, bir önceki nesli-ne oranla yüzde 10 daha verimli. 1.6 TDI, model serisindeki en verimli motor olarak öne çıkıyor. Minimum iç sürtünme özelliğine sahip dizel motor, S Tronic şanzımanla ortalama 100 kilometrede sadece 3,9 litre yakıt tüketiyor. Bu da, 102 g/km CO2 emisyonuna denk dü-şüyor. Audi A3 Sportback 1.6 litre TDI motorla 0’dan 100 km/s hıza 10,9 saniyede çıkıyor ve 195 km/s maksimum hıza ulaşıyor. 122 hp güç ve 200 Nm tork üreten A3 Sportback, 0’dan 100 km/s hıza 9,3 saniyede çıkıyor ve 203 km/s maksimum hıza ulaşabiliyor. Ortalama yakıt tüketimi 100 km’de 5 litre olan motor 116 gram/km CO2 emisyon değerine sahip.

Sportif, çok yönlü ve ilerici bir model olan A3 Sportback 29.517 bin Euro’dan başlayan fiyatlarla alınabiliyor.

Page 10: for life 02

10 | ForLife | Nisan 2013

ENFES LEZZET “EKMEK ÇORBASI”Çorbaların vazgeçilmezi ekmeği çorbanın yanında değil de çorbayı ekmeğin içinde yemeye ne dersi-niz? MalzemelerEkmek Kasesi için; 1 kilo çavdar unu, 2 paket kuru maya, SuÇorba için; 4 adet köz biber, 1 çorba kaşığı domates salçası, 2 çorba kaşığı un, 2 çorba kaşığı tereyağı, 2 diş sarımsak, 1 adet soğan, SuHazırlanışıKuru mayayı ılık suda erittikten

sonra una ilave edip kulak memesi kıvamından biraz sert bir hamur elde edin. Hamuru üçe kısma bölüp yuvarladıktan sonra üzerine bir örtü örtüp maya-lanmaya bırakın. Mayalandıktan sonra yağlanmış tepsiye yerleştirip üzerine sıvı yağ sürün. 200 derecede piştikten sonra da soğuyan ekmeğin üst kısmını kapak şeklinde kesip içini boşaltarak kase haline getirin. Çorbası içinde tencereye tereyağını ve unu ekleyip kavurun. Soğan, sarım-sak ve köz biberi de ince doğrayıp ekleyin. Biraz soteledikten sonra domates salçasını ilave edin. Bir dakikada karıştırdıktan sonra sıcak su ekleyip kaynamaya bırakın. Ocaktan aldıktan sonrada blendırdan geçirip içini çıkardığınız ekmekte servis edin.

Reebook Sublite DuoÇift katlı Sublite köpük teknolojisine sahip hafif koşu ayakkabısı, egzersiziniz sıra-sında destek ve dengeden ödün vermeden rahatlık, vücut hareketlerinize uyum ve dayanıklılık sağlıyor. Orta tabanda bulu-nan çift katlı Sublite köpüğünün ayağa yakın olan bölümü rahatlık sağlamak için yumuşak, yere yakın olan bölümü ise vücut hareketlerine uyum ve dayanıklı-lık sağlamak için sert bir yapıya sahip. 3DExoFilm teknolojisi dikişsiz üst bölü-müyle tahrişi minimuma indirerek ayağı destekler. Rahat ve güvenli bir egzersiz için ayağı sarıyor.

RİHANNA İSTANBULKONSERİDünyanın en çok takip edilen süper starı Rihanna 30

Mayıs’ta BJK İnönü Stadyumu’nda konser veriyor. Facebook’ta 62.5 milyondan fazla takipçiyle 1 numara olan Rihanna, Diamonds World Tour ile İstanbul’a geliyor. 8 Mart’ta Amerika’da 28 şehirde sahne alacak Rihanna sonrasında Avrupa’yı ele geçirecek. Avrupa turnesi İspanya’nın Bilboa şehrinde 26 Mayıs’ta başlıyor ve sırasıyla Avusturya,Türkiye, Bel-çika, Finlandiya, Fransa, Almanya, Hollanda, Norveç, Portekiz, İşveç ve İngiltere’de sahne

alacak. Pozitif Live tarafından düzenlenen İstanbul konseri 30 Mayıs Perşembe akşamı

BJK İnönü Stadyumu’nda gerçekleşecek.

COLLEZİONE’DAN BAHARKAMPANYASIModa sektörünün önde gelen isimle-rinden Collezione’da Nisan 2013’te 60 TL ve üzeri alışverişinize 10 TL indirim kampanyası sizleri bekli-yor. Collezione’dan sosyal medya severlere özel anında 60 TL üzeri alışverişlerinize 10 TL indirim. 30 Nisan 2013 tarihine kadar geçerli indirim fırsatını kaçırmayın, siz de Collezione’dan giyinin.

BOŞ EVLER-DEN ŞEHİR OLMAZ!Fransız Kültür Merkezi, TRAM Paris Bölgesi Çağdaş Sanat Ağı, ODTÜ, SANART ve m1886 Sanat Projeleri’nin ortaklaşa dü-zenlediği ‘Boş Evlerden Şehir Olmaz’ isimli sergi 27 Nisan - 21 Mayıs tarihleri arasında Ankara’da gerçekleşecek.

2012 yılından bu yana şehir plancılarını, sosyologları ve sanatçıları bir araya getiren, temelde “şehir” kavramını merkezine almış bir dizi etkinliğin parçası olarak düşünül-müş ve güncel sanat ile sürdürülebilirlik arasındaki ilişki üzerine kurgulanılan “Boş Evlerden Şehir Olmaz!” Sergisi, m1886 Sanat Projeleri, ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Müzik ve Güzel Sanatlar Bölümü ve şehrin farklı mahallelerinde beş farklı mekânda düzenlenecek.

Page 11: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 11

JUSTİN BİEBERİSTANBUL KONSERİÜnlü şarkıcı Justin Bieber’in 2 Ma-

yıs’ta İTÜ Stadyumu’nda gerçekleşecek İstanbul konserinin biletleri satışa çıktı. Küçük yaşta dünya starı olan 19 yaşındaki Kanadalı pop şarkıcısı Justin Bieber’in bir süredir

İstanbul’da konser vereceği konuşulu-yordu. Kendilerine “Turkish Beliebers” laka-bını takan ve sosyal medya yoluyla 2 yıldır Bieber’e çağrıda bulunan Bieber hayranı

genç kızlar sonunda amaçlarına ulaştı. Justin Bieber, Türk hayranlarının isteğini kırmaya-rak turnesine bir de Türkiye ayağını ekledi.

WACOM CİNTİQ 13HD

Wacom Cintiq 13HD, 24HD’lik versiyonuna göre masa üzerinde daha az yer kaplaması ile dikkat çekiyor. Ayar-lanabilen bir yapıya sahip olan Cintiq 13HD’nin bu stan-dını 22, 35 ve 50 derecelik açılara ayarlamak mümkün. Cintiq 13HD, Express Keys ve Rocker Ring özellikleri sayesinde iş akışını mümkün olduğunca verimli tutmak mümkün oluyor. Pro Pen kullanımına ilişkin detaylarsa şu an için kısıtlı durumda. Cintiq 13HD nisan ayının ilk günlerinde 749.99 poundluk fiyat etiketiyle yurt dışında satışa sunulacak.

İki Tekerli Lamborghiniİsviçreli BMC, Lamborghini’nin ellinci yılı şe-refine tasarım harikası özel bir bisiklet üretti. İtalyan otomobil markası Lamborghini’nin kuruluşunun 50. yıl dönümü şerefine İsviç-

reli BMC’den bisiklet üretildi. Lamborghini’nin Gallardo ve Murcielago gibi modellerinin

favori rengi sarı vurgulara sahip, tamamen karbon fiber, Impec kadro üzerine Super Record EPS konseptiyle inşa edilen bu özel parça sadece 6.68 kilogram ağırlığın-da. 22 vitesli bisikletin tamamlayıcı parça-ları Campagnolo’dan seçilmiş. Modele özel

üretilen Fizik Arione performans selesi, Lamborghini otomobillerin tümünde kulla-

nılan deriyle kaplanmış. Kısacası bu bisiklet, standart bir Lamborghini’nin çift tekerli hali.

AŞIRI İŞTAHA KARŞI ‘ÇİPLİ ÇÖZÜM’İngiltere’de bir grup bilim adamı tarafından tasarlanan “akıllı çip” iştahı kontrol ediyor. Çipi üreten firma, aşırı kiloların cerrahi yöntem-lerle alınmasına göre daha kolay ve uygulanabilir yöntem olduğu-nu belirtiyor. Londra’daki Imperial College’tan Profesör Tousazou ve Profesör Stephen Bloombu’nun yü-rüttüğü proje, beyine “ tıklayın daha fazla yemek isteme” sinyalinin gönderilmesini de kapsıyor.

DÜNYA 2013 YILINDAKAVRULUYOR2013’ün dünyanın en sıcak yıllarından biri olması bekle-niyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetimi Araş-tırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Güneş’teki leke artışının Mart 2013’te tepe noktasına ulaşacağını belirterek, “Buna küresel ısınma ve El Nino’yu da eklersek 2013’ün dünyanın en sıcak yıllarından biri olması bekleniyor” dedi. Kadıoğlu yaptığı açıklamada, Güneş’teki aktiviteler sırasında açığa çıkan enerjinin, alçak yörüngeli uyduların yükseklik kaybına, yörünge değiştirmesine ve Güneş’teki fırtınanın şiddetine göre uyduların yörüngelerinde ve işlevlerinde problemlere neden olduğunu söyledi.

Page 12: for life 02

12 | ForLife | Nisan 2013

Yıl başından itibaren birbiri ardında marka araştırma sonuçları açıklanıyor. Hem dünyada hem de ülkemizde. Dünya teknolojiye kucak açmış, teknoloji markaları ise kullanıcılarına kulak vermiş durumda. Kullanıcılar ise firmaların birbirine rekabetinden hem nasibini alıyor,

hem de teknolojiye bağımlılıkları artıyor.

Ülkemizde de bu durum çok farklı sayılmaz. Tüketiciler markaların savaşı arasında kalmış, teknolojinin nimeti yerine külfetine talip olmuşlar. “İhtiyacı yerine en iyi model!” “İstediği yerine önerilen!” “Sadece bakmak yerine indirime giren!” Şu ya da bu şekilde insanla-rın reklamlara karşı dirençleri azalmış durumda.

Marka değerleri ise son yıllarda çok farkılık göstermiyor. RIM’in ba-şına gelen gibi, son kullanıcıları uzun süre etkileyen sorunlar yaşat-mazsanız tabi ki. Diğer yandan yeni ürün çıkarmak büyük markalar için hayati risk taşıyor. Marka değerlerindeki değişimin azalması şunu gösteriyor ki, yöneticiler artık yeni ürünler için daha temkinli ve üzerinde uzun süren çalışmalar sonunda bir karara varıyorlar.

Belki duygularımıza değil ama meraklarımıza hitaben teknoloji firmaları çok iyi iş çıkarıyorlar. Her yeni çıkan, her en güzel ürüne sahip olmak zorundamıyız bir düşünelim. Son olarak “Teknolojiye ayak uyduralım derken, teknolojinin ayak oyununa gelmeyelim.”

Mehmet Akif Kum

Teknoloji ve Hayat

Yorum Farkı

Page 13: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 13

Almanya’nın 5 şehri ve İzmir’den sonra, şimdi de Kayseri’yi Antalya’ya direkt bağlıyoruz.

Ayrıca 2013 yaz tarifemizde, İzmir’den aktarmalı,Amsterdam, Düsseldorf, Frankfurt, Hamburg, Münih, Stuttgart ve Berlin-Tegel’e uçuyoruz.

KoleksiyonumuzaAntalya uçuşunu da ekledik.

Page 14: for life 02

14 | ForLife | Nisan 2013

Tarihin doğal güzelliklerin içerisinde harmanlandığı Kavala, turkuaz ile mavinin birleştiği berrak denizi ile ziyaretçilerine eşsiz bir güzellik sunuyor.

Page 15: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 15

Masmavi denizi ve tarihi dokusu ile Ka-

vala, görenleri kendine hayran bırakıyor.

Yaşanmışlıklarla dolu bu sahil kenti, biz-

lere hiç de yabancı bir yer değil aslında.

Şu an Yunanistan’ın sahil şeridinde yer

alsa da zamanında Osmanlı sınırları içinde

yer almış bir kent. I. Murat zamanında

Osmanlı topraklarına katılıp 1912 yılına

kadar Osmanlı himayesinde olan Kavala,

II. Balkan Savaşı sonrasında Yunanistan’ın

sınırlarına dahil olur. Tarihler 1923 yılını

gösterdiğinde ise Nüfus Mübadelesi kap-

samında Kapadokya’nın Rumları bu şehre

yerleştirilirken Kavala’nın Müslümanları

ise Kapadokya dahil Anadolu’nun farklı

ilçelerine göç eder. Tekirdağ ile sınır olan

Kavala’yı ziyaret ettiğinizde halen Osman-

lı döneminin izlerini görmeniz mümkün.

Bir dönem Kanuni Sultan Süleyman tara-

fından Akdeniz’deki donanma faaliyetleri

için üs olarak belirlenir. Yaşanmışlıklarla

dolu bu kent, mavi ile yeşilin kesiştiği bir

güzellikle ruhunuzu adeta gezintiye çıkarı-

yor. Hilal şeklinde konumlandırılmış bu

şirin sahil kenti turizm açısından çok ön

planda olan bir yer değil. Parke taşlı dara-

cık sokaklarda yürürken karşınıza cumbalı

Türk evleri çıkıyor. Evlerin iki katlı, çiçek

sarkan balkonlu yapısı dikkat çekiyor.

Gözlerden uzak, denizin tadını çıkarıp,

tarihin tozlu sayfalarında da gezintiye çık-

mak istiyorsanız Kavala tam size göre bir

yer. Bölge halkının geçiminin balıkçılıkla

sağlandığı kent, doğal liman olma özelliği

ile dikkatleri çekiyor. Kent, ayrıca üzüm

üretimi ile de ön planda. Buna bağlı olarak

Kavala’da 15 tane şarap üretim tesisi bulu-

nuyor. Bu tarihi yarım adaya İstanbul’dan

ulaşmak isteyenler için aradaki mesafenin

480 km olduğunu hatırlatalım.

KAVALA’DA GEZİLECEK YERLER

Yunanistan’ın sahil cenneti Kavala’ya

kadar giderseniz görmeden gelmemeniz

gereken önemli yerleri keşfetmeyi ihmal

etmeyin. Uzaktan yarım bir adayı andıran

kent, eşsiz tarihi dokusu ile ziyaretçi-

lerini büyülüyor. Masmavi denizi ile de

ruhunuzu dinlendiriyor. Kavala’dan içeri

girer girmez o eşsiz atmosferin farklılığını

hissediyorsunuz.

Tarihi Su Kemerleri

Şehre girişte ziyaretçilerini karşılayan

Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptı-

rılan su kemerleri, yıllara meydan okuyan

tarihi dokusu ile büyülüyor. Su kemer-

lerinin altından geçtiğinizde şehir tüm

doğallığı ile karşınızda sizi selamlıyor.

Kavala Kalesi

Su kemerlerini geride bırakırken tepede

dikkatleri ünlü Kavala Kalesi çekiyor. Ka-

lenin Ortaçağ zamanından kalmış olması

Page 16: for life 02

16 | ForLife | Nisan 2013

tarihin birçok anına tanıklık ettiğini gösteriyor. Sahil şeridin-de de rahatlıkla görülebilen kalenin surları, yıllara meydan okuyan görüntüsü ile görenlerde hayranlık uyandırıyor. Şehre kuşbakışı bakmak isteyenler için uygun bir durak olan Kavala Kalesi’nden Ege’nin masmavi görünümüne baktığınızda hayal-lere dalmamak elde değil.

Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın Evi Kavala’ya kadar gelip de şehrin önemli simalarından Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın evini ziyaret etmeden dönmeyin. Kavala doğumlu Mehmet Ali Paşa, Napolyon’un Mısır’ı işgaline karşı Osmanlı tarafından Mısır’a gönderilen orduda yer alır ve bir süre sonra komutan olur. Çıkan ayaklanmadan yararlanarak 1805 yılında Mısır Valisi Hüsrev Paşa’nın yerine geçer. Mısır Valisi olduktan sonra Osmanlı Devleti’ne kafa tutup ordusuyla Kütahya içlerine kadar yürüyüp sonra İngilizler’in ara bulu-culuğuyla geri çekilir, ancak karşılığında Mısır Hidivi olur. Bu ünlü Paşa’nın evi bugün müze olarak ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. Evin bahçesindeki Mehmet Ali Paşa’nın at üs-tündeki heykeli ise tüm heybetiyle görenleri selamlıyor. Kavala Kalesi’nin Taşoz Adası’na bakan ucunda yer alan bu şirin ev, bakımlı haliyle şaşırtıyor. Bu bakımın ardında yatan şaşırtıcı gerçek ise Yunanlıların Mehmet Ali Paşa’yı Osmanlı’ya başkal-dıran bir paşa olarak saygı duyması yatıyor. Evin bahçesinde Mehmet Ali Paşa’nın annesinin mezarı bulunurken bitişiğinde ise küçük bir kilise yer alıyor.

Geçmişin Esintisi “İmaret”Şehrin önemli mekânlarından biri de Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından 1817 yılında yaptırılan imaret. Çınar ağaçlarının etrafını kapladığı imaret, kitabeli mermer kapıları ile misafir-lerini karşılıyor. Büyük medrese olarak da bilinen imaretin 18 tane kubbesi bulunuyor. Osmanlı’dan günümüze kadar ayakta kalmayı başaran bu eser, zamanında medrese, mektep ve aşevi olarak kullanılırken şu an otel olarak hizmet veriyor. Tarihi bir eserin içerisinde eşsiz bir konuma sahip olan İmaret, özgün Osmanlı mimarisini modern lükslerle bir araya getirerek güzel bir şekilde restore edilmiş. Caminin ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın evinin de bulunduğu tarihi eser içerisinde rehberli turlar da düzenleniyor.

Maktul İbrahim Paşa Camii (Agios Nikolaos Kilisesi)Kanuni’nin damadı da olan Sadrazam İbrahim Paşa tarafından yaptırılan ve eski adıyla Maktul İbrahim Paşa Camii yeni adıyla da Agios Nikolaos Kilisesi de Kavala’ya gittiğinizde ziyaret etmeniz gereken yerlerden biri.

Tarihi Geçmişi Barındıran MüzelerKavala’da geçmişin izlerini bulabileceğiniz birçok müze yer alıyor. Bunlardan Arkeoloji Müzesi, 1963 yılında hizmet vermeye başlamış. Tarih öncesi buluntuların yer aldığı müzeyi ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. Tütüne karşı bir merakınız varsa ve işlenme aşamalarını, nasıl yetiştirildiğini, üretildiğini merak ediyorsanız Tütün Müzesi, bu konudaki merakınızı giderecektir. Helenistik, Roma ve erken Hristiyan dönemlerine ait buluntuların sergilendiği Philippi Arkeoloji Müzesi de dik-katinizi çekebilecek bir başka yer. Deniz kültürünü korumak ve denizcilik faaliyetlerini içeren etkinlikleri gerçekleştirmek için 2005 yılında kurulan Deniz Müzesi ise deniz meraklılarını ağırlıyor.

Taşoz AdasıKavala’ya bağlı bir ada olan Taşoz, yeşil atmosferi ve mas-

Page 17: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 17

mavi denizi ile huzuru yaşamınıza davet ediyor. Kavala yakınlarındaki Keramoti’den bineceğiniz feribot ile 40 dakika sonra adaya ayak basabiliyorsunuz. İstanbul’dan gitmek istediğinizde ise 7 saatlik bir yolculuk sonunda adaya varabiliyorsunuz. Adanın hiç de sanıldığı gibi küçük olmadığını vurgulayalım. Tertemiz sahili ise yüzmek için tercih edilen bir yer. Adada arkeoloji meraklıları için bir de eski tarihi kalıntıların bulunduğu küçük bir Arkeoloji Müzesi yer alıyor.

Yeşilliklerin arasında bulunan dağ köyleri ise ziyaretçile-rine hoş vakit geçirtiyor. Adada 7 adet mavi bayraklı plaj bulunuyor. Denizin yeşil ile maviyi barındıran güzelliği karşısında etkilenmemek elde değil. Antik kalıntıların bulunduğu koylarda yürürken de tarihe tanıklık edebilirsi-niz. Adanın hemen birçok yerinde bulunan beyaz mermer heykeller ise adanın atmosferini farklılaştırmış. Taşoz’da kıyılar, tarla duvarları, parke taşları mermer kaplı. Bu yüzden adada mermer ocakları da bulunuyor. Adanın meşhur lezzetlerinden biri olan tatlı beyaz şarabın tadı da vazgeçilmezler arasında. Diğer önemli lezzetleri arasında ise bal ve zeytinyağı yer alıyor. Turizmin önemli yerlerin-den biri olan Taşoz, ziyaretçilerinin keyifli ve huzur dolu vakit geçirmesini sağlıyor.

NE YENİR, NE İÇİLİR?Zeytinyağlı yiyeceklerin yanında deniz ürünleri Kavala Mutfağı’nın vazgeçilmezleri. Çok sayıda kafe ve restoranın bulunduğu şehirde deniz ürünleri dikkat çekiyor. Haşlan-mış midye, Yunan salatası, ahtapot ızgara, üzüm yaprağı-na sarılı hamsi en çok tercih edilen yiyeceklerin başında geliyor. İçecek olarak da Yunanlıların soğuk kahvesi Frape’yi tatmanızı tavsiye ederiz. Kavala ile özdeşleşen ve şehrin bütün pastanelerinde hatta gümrük kapısında dahi bulabileceğiniz bir lezzet olan Kavala Kurabiyesi’ni de tatmayı unutmayın.

Page 18: for life 02

18 | ForLife | Nisan 2013

Başkanım başarılı ve göz önünde olan bir siyasetçi olarak moda sizin için nasıl bir anlam ifade ediyor? Modayı yakından takip edebiliyor musunuz?Genellikle çok yoğun bir tempoda çalışıyorum. Bazı zamanlar geç saatlere kadar belediyedeki ekip arkadaş-larımla toplantılar yapıyor, şehrimize katkı sağlayacak projeler üretiyoruz. Hafta sonları da Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin mega projelerinde devam eden çalışmaları yerinde inceliyor, bilgiler alıyorum. Zaman zaman iş dolayısıyla yurtiçi ve yurtdışı seyahatlere çıkıyorum. Bu koşturmaca içerisinde kendime ayırabildiğim çok fazla özel zamanın yok. Çok nadiren bulduğum boş vakitlerde de ailemle birlikte olmaktan hoşlanıyorum. Bu nedenle modayı yakından takip ettiğim söylenemez. Genellikle gömlek, kravat, takım elbise içinde oluyoruz. Onun dışın-da da belli bir tarzım var ve bu tarza uygun kıyafetleri giyiyorum. Bana göre moda, insanın kendine yakışanı giymesidir. Ben de böyle yapıyorum. Üzerime yakıştırdı-ğım kıyafetleri giyiyorum.

Sizi her zaman takım elbiseler içinde görüyoruz. İş hayatınız dışında nasıl giyinmeyi tercih ediyorsu-nuz?Takım elbise ve kravat siyasetçilerin, bürokratların adeta üniforması gibidir. Bizler iş dolayısıyla hep resmi kıyafetlerin içerisinde görüntüleniriz. Ben de haftanın çoğu günü resmi giyiniyorum. Eğer özel bir toplantım,

MEHMET ÖZHASEKİİLE MODA, SANAT VE

SPOR ÜZERİNE…

“Bana göre moda, insanın kendineyakışanı giymesidir. Ben de böyle yapıyorum.Üzerime yakıştırdığım kıyafetleri giyiyorum.”

Kayseri’nin metropol bir şehir olmasında büyük katkısı olan Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ile gerçekleştirdiğimiz moda, sanat ve spor konularını içeren röportajımızda merak ettiğiniz sorular cevap buluyor.

Röportaj: Ayşegül KORKUT

Page 19: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 19

Page 20: for life 02

20 | ForLife | Nisan 2013

görüşmem varsa bu hafta sonları da böyle oluyor. İş dışında ise daha rahat, spor kıya-fetler giyinmeyi tercih ediyorum. Bazı hafta sonları Erciyes’e yaptığım gezi ve inceleme-lerde de spor giyiniyorum.

Kıyafet seçimlerinizde size yardımcı olan biri var mı?Daha önce de söylediğim gibi belli bir tarzım var. Alışverişlerimde bu tarza uygun seçim-ler yapıyorum. Ailemle alışverişe çıktığımız zamanlarda ise eşimin ve çocuklarımın fikirlerini önemserim.

Modern bir şehir haline gelen Kayseri’de ünlü modacıların defilelerini izleme şansımız olacak mı?Kayseri, son yıllarda gözle görülür bir mesafe kat etti. Kayseri’nin bu gelişmişliği tüm Türkiye’nin dikkatini çekti. Özellikle son yıllarda hayata geçen önemli projeler şehrimize olan ilgiyi arttırdı. Şehrimiz yerli ve yabacı siyasilerin, bürokratların, iş adamların ve turistlerin uğrak yeri olmaya başladı. Şehirdeki bu canlanmada belediye-miz tarafından gerçekleştirilen kültür-sanat etkinliklerinin de büyük payı olduğunu düşünüyorum. Bu etkinlikler çerçevesinde şehrimizde, geçen yılın son aylarında önemli bir defile gerçekleşmişti. Macar Günü Etkin-liği’nde uluslararası modacı Katalin Hampel, geleneksel Macar kıyafetlerinin tanıtıldığı bir defileye imza atmış, bu defilede Macar mankenlerin yanı sıra Macaristan’ın bir önceki cumhurbaşkanının eşi Katalin Makray Schmitt de podyuma çıkmıştı. Yine geçtiğimiz yıllarda belediyemizce gerçek-leştirilen Mimar Sinan Günleri etkinlikleri kapsamında ünlü modacı Faruk Saraç’ın ‘Pa-dişahın Esvabı’ isimli defilesi düzenlenmiş ve bu defilede de ünlü mankenler podyuma çıkmıştı. Ben öyle ümit ediyorum ki bu tür etkinliklerin arkası gelecek ve Kayseri’nin popülaritesi her geçen gün artmaya devam edecektir.

Spor yapmaktan büyük zevk alıyorum ve her fırsatta da spor yapıyorum. Güne her zaman erken başlarım ve salonda mutlaka spor yaparım. Özellikle baharları ve yaz mevsiminde ise belediyeden mesai arkadaşlarımla birlikte Ali Dağı’nda, Erciyes’te veya şehrin bir başka yüksek noktasında yürüyüş yapıyoruz.

Page 21: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 21

Page 22: for life 02

22 | ForLife | Nisan 2013

Başkanım, işinizin yoğunluğundan vakit bulup spor yapabiliyor musunuz?Spor yapmaktan büyük zevk alıyorum ve her fırsatta da spor yapı-yorum. Güne her zaman erken başlarım ve salonda mutlaka spor yaparım. Özellikle baharları ve yaz mevsiminde ise belediyeden mesai arkadaşlarımla birlikte Ali Dağı’nda, Erciyes’te veya şehrin bir başka yüksek noktasında yürüyüş yapıyoruz.

Erciyes Master Planı kapsamında Erciyes Dağı turizm merkezi ol-maya aday. Bu kapsamda gelinen durumdan memnun musunuz?Erciyes Kış Turizm Merkezi projesi yaklaşık 300 milyon avroluk dev bir proje. Kayseri tarihinin en yüksek maliyetli projesi. Bugün geldi-ğimiz noktada 50 km kayak pisti, 19 bin metre teleferik ve telesiyej hattı, 10 adet sosyal tesis, 75 bin m²’lik alanı kapsayacak şekilde karlama ünitesi, karlama ünitesine su temin etmek amacıyla gölet, çiğ koruma sistemleri ve bazı bölgelerde günübirlik piknik alanları ile oto-park yapımını tamamlayarak hizmete sunduk. Şimdilerde hafta sonları 50-60 bin kişi Erciyes’i ziyaret ederek bu hizmetlerin tamamından yararlanma imkânı buluyor. Özellikle Hacılar Kapı’da oluşturduğumuz 2,5 km’lik gondol hattı hem kayak severlerden hem de günübirlik piknikçilerden büyük ilgi gördü.

Erciyes Master Planı’nın son hali nasıl olacak?Hem Kayseri’ye hem de ülkemize çok şey kazandıracak bu proje ile Erciyes Dağı’nda toplam 200 km uzunluğunda kayak pisti oluşacak. Sabah otelinden çıkacak kişi, gün boyu yukarıdaki hatları kayak yapa-rak gezmiş olacak. Bu proje kapsamında ayrıca mevcut göletin etrafın-da sosyal tesisleri, otelleri ve diğer donatıları ile tatil köyü oluşturula-cak. Bu amaçla toplam 21 otel için ihale ile arsa satışı yapıldı. İhaleye yurt içinde ve yurt dışında önemli turizm yatırımı yapmış ve birçok konaklama tesisine sahip yatırımcılar yoğun ilgi gösterdi. Arsaların tamamı kısa sürede satıldı ve önümüzdeki baharla birlikte inşaatlara başlayacaklar. Bu planlama çerçevesinde şu anda 700 civarında olan yatak kapasitesi 6 bine çıkacak ve burada yaklaşık 5 bin kişiye iş imkânı doğacak. Sezonda günlük 35 bin kişinin yararlanacağı bu dev proje ile yıllık 300 milyon avro gelir elde edilmesi planlanıyor.

Kış sporları dışında Kayseri’de canlandırmak istediğiniz spor dalı var mı?Kayseri son yıllarda spor alanında da büyük bir atağa geçti. Özellikle Büyükşehir Belediyesi’nin Kayseri’ye kazandırdığı devasa spor tesisle-

Çok nadiren bulduğum boş vakitlerde de

ailemle birlikte olmaktan hoşlanıyorum.

Bu nedenle modayı yakından takip ettiğim

söylenemez.

Page 23: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 23

ri, bu konuda Kayseri’nin adını bir adım öne çıkardı. Kadir Has Stadyumu, Türkiye’nin en büyük ve en gelişmiş stadyumlarından biri oldu. Kadir Has Kongre Merkezi ise Türki-ye’nin ikinci büyük kongre salonu olma özel-liğine sahip ve burada her türlü salon sporu yapılabilmekte. Hal böyle olunca da Kayseri, spor şehri olarak da anılmaya başladı. Bu önemli tesisler, Dünya Basketbol Şampiyo-nası başta olmak üzere ulusal ve uluslarara-sı birçok organizasyona ev sahipliği yaptı. Dünyanın en büyük spor etkinliklerinden FIFA U20 Dünya Kupası’nın 21 Haziran’da gerçekleşecek açılış maçı şehrimizde düzen-lenecek. Ayrıca B Grubu maçları ile ikinci tur ve çeyrek final maçlarına da ev sahipliği yapacağız. Bunlara ilave olarak basketbol birinci liginde Kaski Kadın Basketbol Takımı ile başarıdan başarıya koşuyoruz. Futbolda ise Kayserispor ve Erciyesspor şehrimizi

başarıyla temsil ediyorlar. Bilinen ve ilgiyle takip edilen bu spor dallarının yanı sıra şimdi Anadolu Harikalar Diyarı’nda buz pateni pisti yapıyoruz. Bu yaz mevsiminde hizmete girecek olan tesisle birlikte Kayseri halkı yepyeni bir spor dalı ile tanışmış olacak. Bunun yanında Yamula Baraj Gölü’nde su sporlarını canlandırmayı ve geniş katılımla yarışmalar düzenlemeyi planlıyoruz.

Başkanım sanatsal faaliyetlerle aranız nasıl? Müzik, resim, edebiyat gibi özel olarak ilgilendiğiniz bir sanat var mı?Büyükşehir Belediyesi olarak Kayseri’de sosyal kültürel hayata renk katacak kül-tür-sanat etkinliklerini çok önemsiyoruz. Tiyatrodan konsere, seminerlerden sergilere kadar birçok etkinliği gerçekleştiriyoruz. Fır-sat buldukça bu etkinlikleri takip ediyorum.

Ancak özel olarak ilgilendiğim bir sanat dalı yok.

Kayseri’nin vizyonunu genişletmek adına farklı sanatsal etkinliklerin yer aldığı ve çalışmaların sergilendiği sanat galerisi yapmayı düşünüyor musunuz? Büyükşehir Belediyesi olarak şehre katkı sağlayacak her türlü plan ve projenin içeri-sinde yer alıyoruz. Şehirde bir canlanma, bir hareketlilik getirecek projeler üretiyoruz. Bu projelerden bir tanesi şehrin en önemli tarihi eserlerinden birisi olan Kayseri Kalesi’ni bir kültür ve sanat merkezine dönüştürme pro-jesi. Bu proje ile Kayseri Kalesi’nde çeşitli kültür sanat etkinliklerinin gerçekleştirile-ceği mekânların yanı sıra bir de Arkeoloji Müzesi yer alacak. Ayrıca el sanatlarının sergilendiği ve yapıldığı alanlar, yeme-içme ve müzik dinleti alanları yer alacak. Ayrıca Kiçikapı’da bulunan ve şu anda Gençlik ve Spor Müdürlüğü tarafından spor salonu olarak kullanılan kiliseyi devraldık. Burasını da yine sanat galerisi olarak yeni-den düzenleyecek ve kültür-sanat dünyasına kazandıracağız.

Başkanım, Türkiye’nin en büyük eğlence merkezi olacak olan “Anadolu Harika-lar Diyarı” ne zaman faaliyete geçecek? Diyarda bizleri neler bekliyor?Kumarlı Mevkiinde 750 bin m² alan üzerine kurulacak Anadolu Harikalar Diyarı’nda her yaş gruba hitap edecek çok çeşitli alanlar ve etkinlikler yer alacak.

Anadolu Harikalar Diyarı; eğlence ve oyun parkı, uygarlıklar tarihi, akvaryum ve at binme alanları, hayvanat bahçesi, su kayağı parkı, sosyal tesisler ve spor alanları, buz pateni pisti, otoparklar, bilim merkezi, lazer oyun merkezi olmak üzere 10 ayrı bölümden oluşacak. Uluslararası standartlarda hizmet verecek proje, Kayseri ve tüm çevre illere hitap edecek. Tamamlandığında Türkiye’nin en gözde eğlence parklarından biri olacağı-na kesin gözüyle bakılan proje, Kayseri’ye yeni bir renk katacak. 10 Eylül 2011 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı toplu temel atma ve açılış töreninde temel-leri atılan Anadolu Harikalar Diyarı’nda ça-lışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Projenin yaz aylarında tamamlanması öngörülüyor.

Yakın gelecekte Kayseri halkını sosyal, kültürel ve altyapı çalışmaları ile ilgili yeni projeler bekliyor mu?Erciyes Kış Sporları ve Turizm Merkezi, Anadolu Harikalar Diyarı, Kale İçi Kültür Sanat Merkezi projelerinin yanı sıra önü-müzde Kayseri Mahallesi, Kültür Yolu, Raylı sistem gibi projeler var. Bu projeleri en kısa zamanda tamamlamayı hedefliyoruz.

Page 24: for life 02

24 | ForLife | Nisan 2013

Deniz ürünlerinin geniş yer kapladığı yeşillikler içindeki Akdeniz Mutfağı hem ruhunuzu hem de midenizi adeta keyifli

bir deniz yolculuğuna çıkarıyor.

Tropikal esintilerin izlerini hissedebileceğiniz Akdeniz Mutfağı birbirinden lezzetli taze salata-lara, peynirlere, deniz ürünlerine ve zeytinyağlı sebzelere ev sahipliği yapıyor. Sağlık dostu bu mutfak obezite, alzheimer ve kalp krizi riskini ciddi derecede azaltıyor. Sağlıklı ve hafif yemeklerin yer aldığı mutfakta keçi sütünden elde edilmiş peynirler, yeşil ve geniş yapraklı salatalar, karides ve balık gibi deniz ürünleri dikkat çekiyor. Saf zeytinyağının sofralardan eksilmemesi ise yemeklere ayrı bir tat katı-yor. Uzun ömrün şifresini arayanlardansanız içinde barındırdığı sağlıklı lezzetler ile Akdeniz Mutfağı keyif dolu sağlıklı bir ömür sürmenize yardımcı oluyor. Normal bir öğünde sofraların vazgeçilmezi olarak salata ve meyve bu mutfak-ta her daim karşımıza çıkıyor. Akdeniz Mutfa-ğı’nın esintilerinin yaşandığı ülkeler arasında Türkiye, İtalya, Yunanistan, İspanya ve Güney Fransa yer alıyor. Değişik otlar ve baharatlarla harmanlanan farklı lezzetler damaklarda eşsiz bir tat bırakıyor.

Akdeniz Mutfağı’nın dikkat çeken eşsiz lez-zetlerinden birkaçını sizler de kendi mutfağı-nıza davet edip sevdiklerinize hoş sürprizler yapabilirsiniz.

Page 25: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 25

MALZEMELER: 1 kg. balkabağı 1 adet kuru soğan 2 diş sarımsak 1 adet havuç 1 yemek kaşığı un 1 silme çay kaşığı zerdeçal 2 su bardağı et suyu 1 adet defneyaprağı 1 yemek kaşığı tereyağı, çok az zeytinyağı Tuz, karabiber isteğe göre nane veya dereotu

YAPILIŞITencereye yağı ve küçük doğranmış soğanları alıp hafif sarartın. İri doğranmış balkabağını, havucu, sarımsakları ve defneyaprağını ekleyin. Hafif soteledikten sonra, unu elekle sebzelerin üzerine eleyin ki un topaklaşmasın. Biraz çevir-dikten sonra et suyunu ve üzerini iki parmak geçecek kadar normal su ekleyin. Tuzunu ve zerdeçalı atıp pişmeye bırakın. Kabak ve havuç iyice yumuşayınca çok az karabiber ekleyin. Çorbayı pürüzsüz olana kadar blendırdan geçirin. Varsa kızarmış ekmekle servis yapın.

MALZEMELER1 kg taze börülce 6-7 diş sarımsak

1,5 limon suyu4 çorba kaşığı zeytinyağı

1 çorba kaşığı tuz

YAPILIŞIAyıkladığınız börülceleri uzunluklarına göre ikiye veya üçe bölünüz. Büyükçe

bir tencereye bol su ve tuzu koyduktan sonra kaynatınız. Börülceleri haşlamak için kaynayan suya atınız. Haşlandıktan sonra delikli bir kepçe yardımıyla

alarak büyükçe bir kabın içinde hazırladığınız buzlu suyun içine alınız. Buzlu suyun içindeki börülceler soğuduktan sonra süzdürerek çıkarınız ve büyük bir servis tabağına alınız. Bir kâseye dövülmüş sarımsak, limon suyu ve zeytinya-ğını koyup çırpma teliyle çırpınız. Hazırladığınız bu sosu börülcelerin üzerine

döküp servis yapınız. Eğer börülce taratoru daha sonra tüketmek isterseniz renklerini ve canlılıklarını kaybetmemeleri için sosu ilave etmeden buzdolabın-

da saklayınız ve tüketeceğiniz zaman soslayınız. Üzerine isterseniz iri dövül-müş ceviz de serpebilirsiniz.

MALZEMELER3 adet patlıcan 2 adet sivri biber 2 adet domates 2 adet sarımsak 1 adet limon Pul biber ZeytinyağıTuz

YAPILIŞIPatlıcan, biber ve domatesi közleyin. Soğuyunca közlenen sebzeleri ince ince kıyın. Sarımsağı ezip içine ilave edin. Limon, tuz, pul biber ve zeytinyağını ekleyin. Etli yemeklerinizin yanına servis ederek sevdiklerinize farklı bir lezzet sunun.

BALKABAĞI ÇORBASI

BÖRÜLCE TARATOR

PATLICAN SALATASI

Page 26: for life 02

26 | ForLife | Nisan 2013

MALZEMELER:250 gr somon balığı

1 soğan2 defneyaprağıYarım kereviz

1 havuç

YAPILIŞIKüçük bir tencereye ince doğranmış soğan, defneyaprağı, küp doğranmış kere-viz ve havucu alıp üzerini geçecek kadar su ilave ederek kaynatın. Tencerenin

üzerine delikli süzgeci yerleştirin. Temizlenmiş somon balıklarını süzgecin üzerine alıp üzerini kapatarak yaklaşık 5-10 dakika buharda haşlayın. Tuz,

zeytinyağı, balık suyu, balzamik sirkeyi bir kâsede karıştırın. Somonları servis tabağına alın. Sosu üzerine paylaştırıp taze çekilmiş karabiber serperek servis

yapın.

MALZEMELER4 su bardağı kuru bakla1 kahve fincanı zeytinyağı 2 adet kuru soğan2 adet havuç 1 çay kaşığı şeker1 yemek kaşığı tuz2 diş sarımsak1 limonYarım demet dereotu

YAPILIŞIBaklayı yıkayıp bir tencereye alın. Havuç, soğan ve sarımsağı temizleyip tencereye ekleyin. Malzemenin üzerini iki parmak geçinceye kadar su doldu-rup kaynatın. Tenceredeki su kaynamaya başlayınca üzerinde biriken köpüğü bir kevgirle alın. Zeytinyağı ilave ederek kısık ateşte kaynatmaya devam edin. İyice yumuşamış olan baklaları blendırdan geçirip ıslatılmış bir borcama alın ve servis saatine kadar buzdolabında dinlendirin. Favayı kare veya üçgen şekilde kesin. Üzerine limon ve zeytinyağı döküp dereotu ile süsleyerek servis yapın.

MALZEMELER300 gr. kadayıf

1 kâse cevizBulamak için;

3 yumurta 1 çay b. süt

Kızartmak için; Sıvıyağ

Şerbeti için 3 su bardağı toz şeker

1,5 su bardağı su Yarım limon

YAPILIŞIKadayıfı geniş bir kâsede harmanlayın. Sarma yapacak kadar alarak tezgâha

serin. İçine iki adet ceviz koyarak sarın. Kadayıf bitene kadar sarmaya devam edin. Yumurtaları bir kâseye kırın. İçine sütü dökün ve çırpın. Kadayıf dolmala-rını sosa batırıp elinizle fazlasını sıkın. Kızgın sıvıyağda kızartın. Bir tencerede

kaynattığınız şerbeti de kâseye alın. Kızarttığınız kadayıf dolmalarını şerbete bırakın. Şerbetini çekince servis tabağına alın. Yeşil fıstık serperek sevdiklerini-

ze servis edebilirsiniz.

AKDENİZ USULÜ SOMON BALIĞI

FAVA

KADAYIF DOLMASI

Page 27: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 27

Page 28: for life 02

28 | ForLife | Nisan 2013

ZAYIFLATAN BESiN REÇETESi

GREYFURTKandaki insülin seviyesini azaltarak açlık hissini bastırmaya yardımcı olan greyfurtun içerisinde bulunan yağ yakıcı bitkisel enzim-ler ciddi derecede zayıflatıyor. Greyfurtun yağ yakıcı özelliği sayesinde tüketilen et ve proteinli besinler bağırsaklarda yağa dönüşmeden yakılarak vücuttan dışarıya ra-hatlıkla atılıyor. Fazla kilolarından şikayetçi olanların günde 3 defa her öğünden sonra yarım greyfurt tüketerek ideal kilolarına kavuşabilmeleri mümkün.

Yaz aylarına adım adım ilerlerken kilo problemi yaşayanlar, sağlıklı besin takviyesi ile fazla

kilolarınızdan arınmak sizin elinizde.

Page 29: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 29

YEŞİL ÇAYZayıflamada tartışmasız etkiye sahip yeşil çay, içeriğinde bulunan kateşin maddesi ile hücrelere yağın geçişini engelliyor. Şeker oranını da dengeleyerek aşırı yeme isteğini azaltıyor. Ayrıca ‘epi-gallo-kateşin-3-gallat’ adı verilen ve kısaca EGCG olarak isim-lendirilen bu biyolojik öğenin vücuttaki yağ yakım hızını artırarak obeziteyle savaşmada rol oynayabileceği de söyleniyor. Zayıfla-maya ve toksin atmaya yararlı olan yeşil çay günde 3-4 fincan tüketildiğinde daha sağlıklı olmak, hastalıklara yol açan serbest radikalleri temizlemek, vücuttan toksinleri atmak ve zayıflama hızını artırmak gibi pek çok yarar sağlıyor.

ELMAVitamin, kalsiyum, magnezyum, potasyum, fosfor gibi mineralleri içerisinde bulun-duran elma, günde bir adet tüketildiğinde vitamin ve mineral ihtiyacını karşılamada yeterli oluyor. Bu değerli meyvenin cildi güzelleştirmesinin yanında zayıflamaya olan etkisi de dikkat çekiyor. Lif bakımın-dan zengin bir besin olan elma, yağ yakıcı özelliği ile zayıflamaya yardımcı oluyor. Elma tok tutucu özelliği ile içerdiği vitamin ve mineraller nedeniyle doğru bir diyetle beraber tüketildiği takdirde zayıflamada etkili oluyor. Günde bir elmanın haşlanarak suyunun tüketilmesi ya da bir bardak ılık suya bir kaşık elma sirkesinin eklenerek her sabah aç karnına içilmesi metabolizmayı hızlandırıyor.

TERE TOHUMUVücudun ihtiyacı olan direncin tamamını tek başına verebilen tere tohumu, metabo-lizmanın hızlı çalışmasını sağlayarak zayı-flamada ciddi derecede etkili oluyor. Troidi fazla çalışan kişilerin ve mide rahatsızlığı yaşayanların kullanmasının önerilmediği besin, aşırı tüketildiğinde de ciddi derecede gaz sancılarına neden olabiliyor. Bu yüzden ölçülü tüketmek gerektiğini unutmayın. Çekirdek yerine öğütülmüş olarak kullan-manız daha etkili olacaktır. Zayıflamak için bir tatlı kaşığı tere tohumunun sabahları aç karnına sıcak su ile yutulması öneriliyor.

LAHANAVücudu toksinlerden arındıran, kolon kanserini önleyen ve kan şekerini kontrol altında tutan beyaz lahana, yağ yakıcı özelliği nedeni ile zayıflamada oldukça etkili bir besin. Beyaz lahanayı diğer besinlerden ayıran en önemli özelliklerinden biri de içeriğinde “U” vitaminin olması. “Biyofor-masyon” etkisi nedeni ile de beyaz lahana, birçok sağlık problemine deva oluyor. Beyaz lahana, vücuttaki tuz dengesini bozmadan su atımına yardımcı olduğu için verilen kiloların kalıcı olmasını sağlıyor. Zayıfla-manın yanında selülitlerin de yok olmasına yardımcı oluyor. 5 gün boyunca günde iki defa haşlanmış lahana suyu içip 3 gün ara verin. Sonrasında 5 gün daha aynı şekilde içmeye devam edin. Böylece vücudunuzu toksinlerden arındırmış olacaksınız.

SARIMSAK ÇAYIBağışıklık sistemini güçlendiren bir antioksi-dan olan sarımsak, zayıflamak isteyenlere çare oluyor. İçerisinde selenyum ve C vita-mini bulunduran sarımsak, kanı sulandırıp kolesterolü ve tansiyonu düşürüyor. Zayı-flamada ciddi derecede etkisi olan sarımsak kürü için 1 litre suyun içine 2-3 tane iri zencefil rendeleyin ve kısık ateşte kaynatın. Su kaynarken de içine 3-4 diş sarımsak ekleyin ve 5 dakika kadar demleyin. İçine tatlandırıcı yerine limon ve bal ekleyebilir-siniz. Bu kürü düzenli bir şekilde her gün içtiğinizde zamanla fazla kilolarınızdan arınmış olacaksınız.

YULAFYüksek çözünür posa içeren yulaf, ayrı-ca demir, selenyum, manganez, çinko, E vitamini ve diğer B grubu vitaminlerinin de kaynağı. İçeriğinde bulunan zengin vitamin deposu sayesinde yulaf, kanserden sindirim yolu rahatsızlıklarına kadar birçok derde deva oluyor. Sahip olduğu yüksek lif miktarı bakımından yulaf, vücudumuzu birçok hastalığa karşı koruyor. Bağırsakların düzenli ve kolay çalışmasını sağlayarak ve uzun süre tokluk hissi vererek zayıflamaya yardımcı oluyor. Kürü için de akşamları 1 litre sıcak suyun içine 4 kaşık yulaf ezmesi koyup, sabaha kadar bekletin. Sabah da kısık ateşte ısıtarak kahvaltıda tüketin. Yedikten sonrada 5 saat boyunca üzerine su hariç hiçbir şey yemeyin.

YOĞURTSağlıklı bir yaşam sürmenin sırlarından biri de yoğurttan geçiyor. Önemli vitamin, minarel ve protein kaynağı olan yoğurt, sindirimi kolaylaştırarak zayıflamaya yardımcı oluyor. Düzenli bir şekilde günde 3 öğün yağsız yoğurt tükettiğinizde yağlarınızı rahatlıkla yakabiliyorsunuz. Yağsız yoğurt tüketenlerin vücudundaki yağların % 81’i, göbek bölgesindeki yağların ise %61’inin azaldığı yönünde açıklamalar bulunuyor. Ayrıca kilo verirken de vücudunuzdaki kas dengesi bozulmuyor.

Page 30: for life 02

30 | ForLife | Nisan 2013 www.germetatravel.com - [email protected]

Page 31: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 31

GERMETA TRAVEL A GRUBU SEYAHAT ACENTASICumhuriyet Mah. İnönü Bulv. No: 75/D

(Kayseri Lisesi Karşısı) Melikgazi / KayseriTel: +90 352 201 11 11(pbx)

Faks: +90 352 201 11 12

[email protected]

Kaya Plazzo Golf Resort Belek

Silence Beach Resort Side

Calimera Kaya Side

Kaya Artemis Resort Magosa/Kıbrıs

Golden Coast Hotel Side

Page 32: for life 02

32 | ForLife | Nisan 2013

Besinlerin her birinin vücudumuzun farklı bir sistemini beslediğini düşünebiliriz. Tıbbın ba-bası olan Hipokrat’ın ‘’ Yiyecekleriniz ilacınız, ilacınız yiyecekleriniz olsun.“ sözü unutulma-malıdır.

Bahar aylarına girerken metabolizmanızı hızlandırıp fit bir görünüme sahip olmanızı sağlayacak altın kuralları şu şekilde sıralaya-biliriz.

Sıvı Tüketimine Dikkat!Günde 2 litre su tüketimi vücudun suyu kullanması; fazla ödemin, sindirim sonucu oluşan zararlı atıkların vücuttan atılması; metabolizmanın hızlanması ve kilo vermede yardımcıdır. Günde 2 litre su içmek kilonuzu korumaya yararken, 3 litre su içmek zayıfla-manızı sağlar.

Bir Öğün Et-Bir Öğün Sebze DengesiÖğle yemeği ve akşam yemeğinden biri sebze/pilav/makarna/çorba gibi kar-bonhidrat kaynaklarından, diğeri ise et/tavuk/balık gibi protein kaynaklarından alınırsa altın kurallardan birini sağlamış olur ve yağ kaybı ağırlıklı kilo yönetimini sağlarsınız.

Kalsiyum Tüketiminizi ArtırınSon yapılan araştırmalarda günde en az 2 porsiyon süt ve türevlerini tüketmek, metabolizmayı hızlandırıp yağ depolan-masını önleyen hormonları etkilediği için zayıflamada yardımcıdır. Süt ve yoğurt tüketmeden yağ yakımının imkânsız olduğu söylenebilir. Tam yağlı süt ve süt ürünlerinden yağsız süt veya süt ürün-lerine geçiş yapın. Bu değişim, eğer günde 3 porsiyon süt grubundan besin tüketiyorsanız 200 kalorilik bir kazanç sağlayacaktır. Bu yılda fark etmeden 9 kg vermenize yardımcı olacaktır.

Hümeyra TaşçıoğluDiyetisyen / Acıbadem Hastanesi

Metabolizmayı Uyandırmanın

Püf Noktaları

Page 33: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 33

Yemeklerinize Baharat KatınAraştırmalara göre zencefil, kırmızıbiber, pul biber gibi baharatlar, bunlarla yapılan soslar ve hardal metabolizmayı hızlandıra-rak vücudunuzun yağ yakma kabiliyetini %25 oranında artırabilir. Ayrıca her besine toz zencefil veya salatalara küp küp kesilmiş taze zencefil ekleyebilirsiniz.

Çayla Gelen Sağlık Antioksidan içeriği yüksek olan yeşil çay ayrıca antianjiogenez özelliğiyle kanser hastalıklarından korurken termojenik özelliği sayesinde de metabolizma hızını artırır. Günde iki veya üç fincan yeşil çay tüketmeye özen gösterin. Yeşil çayın içine ½ çay kaşığı toz zencefil ve tarçın ekleyerek tüketebilirsiniz.

UykuUykunuzu yeteri kadar almanız, daha fazla enerji elde etmek için yemek yemenizi engeller. Yapılan son bir araştırmaya göre, yeterince uyuyan bir kadının metabolizması yüzde 40 oranında artıyor.

“SAĞLIKLI BESLENİYORUM” DİYEBİL-MEMİZ İÇİN NELER YAPIYOR OLMAMIZ GEREKİR?

Aç kalmamaya özen gösteriyorsanız sağ-lıklı besleniyorsunuz demektir; çünkü kilo vermek isteyen bireyler tüm gün aç kalarak, öğün atlayarak sonuç almaya çalışsalar da vücut açlıktan ölme sinyalleri verir ve ekonomik moda geçen metabolizma hızı yavaşlar. Depolardan harcayıp yağ yakmak yerine yediğiniz her besini yağ şeklinde de-polama yoluna gider. Buna karşılık sık ara-lıklarla, azar azar beslenmek metabolizmayı hızlandırdığı gibi, yavaş yemeyi de sağlar.

kayıplarına uğrarlar. Bu da tüm vücut or-ganlarının zarar görmesi demektir. Ekmek, meyve, sebze gibi karbonhidrat gruplarının hiç yer almadığı diyetler sadece kısa süreli çözümlerdir. Esasen diyette yasaklanan hiçbir besin yoktur. Yemek istediğiniz her şeyin sadece iyi planlanması gerekir.

Sık öğünler şeklinde besleniyorsanız sağlıklı besleniyorsunuz demektir. Güne mutlaka kahvaltı ederek başlayın, değişik kahvaltı alternatifleriniz olsun. Öğün arala-rında en az 2, en fazla 4-5 saat olacak şekil-de aralıklara yayın. Yapılan araştırmalarda sindirim sistemi sık beslenme durumunda ortalama 400-450 daha fazla kalori harcaya-biliyor.

Günlük, basit spor amaçlı hareketler ya-pın. Sağlıklı beslenmenin yanı sıra özellikle yakın mesafelere yürüyerek gitmek, toplu taşıma kullanıyorsanız gideceğiniz yere varmadan bir iki durak öncesinden inip yürümek, asansör kullanmamak, ev işlerini yaparken daha seri davranmak, sofra hazır-larken mutfağa en uzak odaya sofra kurmak ve sofraya götüreceklerinizin her biri için ayrı ayrı mutfağa gidip gelmek, alışveriş ya-parken ritimli yürümek, aracınızı park yeri-nin size en uzak noktasına koyarak eşyalarla arabaya yürümek, televizyon izlerken rahat ve yumuşak bir kanepe yerine sandalyede oturmak, ofiste masanızda otururken bile ara ara esneme ve kol çalıştırma hareketleri yapmak, gün içerisinde karın kaslarınızı kasılı şekilde tutup ara ara serbest bırakmak gibi basit önerilerle günlük harcadığınız fiziksel enerjiyi artırabilirsiniz.

Sağlıklı Vücut için Püf Noktaları1)Yavaş yemek için 20 dakikalık alarmlar kurun, bunu alışkanlık haline getirin. Her lokmanın tadına varın. 2)1 şişe gazlı içecek yerine soda veya aromalı su için. Bu şekilde hem 10 çay kaşığı şeker-den tasarruf edin hem de daha bilinçli yeme alışkanlıkları kazanın. 3)Uzun, geniş bardak yerine dar kısa olanları tercih ederek % 30 daha az kalori tüketin. Tabaklarınızı da küçültün.4)Doyma noktanızı bilin, sohbete, televizyona dalıp rahatsız olacak kadar yemeyin.5)Atıştırma krizlerine gireceğinizi anladığınız anda yoğun naneli sakızlar çiğneyin.6)Yemeklerin doğru porsiyon miktarlarını unutmayın. Makarna ve pilav tenis topu kadar, et ve tavuk el kadar, meyveler yumruk kadar olmalı. 7)Muzurluk yapacaksanız yiyeceklerinizin %70’ ini yiyin, kalan %30’u bırakın.8)Dışarıda yemek yerken yemekleri paylaşın. Başlangıçları ana yemek olarak sipariş edin, çocuk menüsü söyleyin ve doyduğunuzda durun.

Araştırmalara göre aç kalma ile kaybedilen ağırlığın yalnız üçte biri yağ dokusundan, üçte ikisi ise yağ olmayan dokudan sağlanır. Aç kalmak ve öğün atlamak, bir sonraki öğünde hem fazla hem de hızlı yemek ye-nilmesine neden olmaktadır. Öğün atlamak, yağsız kas dokusunda ve suda azalma ve yağ depolamada artış gibi sağlık sorunları-na neden olmaktadır. Aç kalmak bir sağlık sorunudur. Ayrıca aç kalmak, öğün atlamak kan şekerinin düşmesine neden olduğundan şekerli besinlere eğilimi artırmaktadır.

Tek tip besin tüketmiyorsanız sağlıklı besleniyorsunuz demektir; çünkü kimi insanlar zayıflatacağına inandıkları için hemen hemen her gün hep aynı öğünlerde aynı besinleri tüketmeye çalışırlar. Sadece tahıl gevreği, meyve, salatalık vs. gibi be-sinleri sürekli tüketen vücut bir süre sonra kendini kilitleyerek kilo vermeyi sonlandı-racaktır.

Enerji öğelerini dengeli almaya dikkat ediyorsanız sağlıklı besleniyorsunuz demektir; çünkü gün içerisinde vücudun ihtiyacı olan karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineralleri dengeli almalı-yız. Bu besin öğelerinin içinden özellikle proteinlerin termik etkisi yüksektir. Çünkü vücudumuz proteini sindirirken daha fazla enerji harcar. Bu yüzden süt, yoğurt, peynir, yumurta, et, kuru baklagiller gibi protein içeren besin gruplarını diyetimizde yeteri kadar almalıyız.

Proteinlerin yeterli alınması kadar abartılmaması da önemlidir. Günümüzde protein bakımından zengin diyetler çok po-püler olmasına rağmen, yeterli karbonhidrat içermedikleri için bu diyeti uygulayanlar kas

Page 34: for life 02

34 | ForLife | Nisan 2013

Page 35: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 35

Türkiye Güzeli, oyuncu, sunucu gibi kariyerine kazandırdığı birçok başarılı kimliğe rüzgâr sörfünü de ekleyen milli sporcu Çağla Kubat ile windsurf

sporunu konu alan keyif dolu bir röportaj gerçekleştirdik.

Televizyon ve podyum dünyasındaki başarıları

ile tanıdığımız Çağla Kubat, bu sıralar

windsurf sporundaki dereceleri ile adından

söz ettiriyor.

Röportaj: Ayşegül KORKUT

Oyunculuk, mankenlik gibi birbirinden farklı birçok başarılı kimliğe sahipsiniz. Ancak bu kimliklerinizin arasında sporun sizde ayrı bir yerinin olmasının nedeni nedir?Asıl kimliğimi ben sporculuk olarak görüyorum. Çünkü benim için her zaman başın-dan beri olan bir kimlikti. Mankenlik, oyunculuk, sunuculuk gibi meslekleri yaptığım dönemde sporu ve antrenmanları ikinci plana aldığım zamanlar oldu. Ama sporu asla bırakmadım. Her zaman devam ettirdim. Belki şu anda yaptığım gibi kış mevsiminde sıcak ülkede antrenman yapacak kadar vakit ayıramasam da boş günlerimi yine hep onun antrenmanı ile doldurmaya çalıştım. Dünya ve Türkiye’deki yarışları mutlaka takip ettim. Televizyonda çalıştığım ve oyunculuk yaptığım zamanlarda bile devam ettirdim.

Spor yaşamınıza ne zaman dâhil oldu? Kaç yaşında başladınız?Ben kendimi bildim bileli her zaman spor yaptım. Çünkü babam ve annemin sporla yakından ilgili olmasından dolayı ailemde sporun her zaman ayrı bir yeri vardı. Benim çocukluğumda bizim boş günümüz spor günüydü. Babamın şirketine bağlı küçük bir tesis vardı, oraya giderdik. Havuza girilirdi, tenis oynanırdı. Her zaman ailece bir takım sporları yapardık. Bütün tatillerimizde ailecek yurt dışına gezi düzenleyerek oradaki spor aktivitelerine katılırdık. Yani böyle bir aile ve bu kadar zamandır sporun içinde ya-şayan bir çocuk olarak bütün sporları denemişliğim var. Ama windsurf, benim için bütün sporların arasından ayrılan özel bir spor.

Ülkemizi uluslararası birçok yarışmada temsil eden başarılı bir sörfçüsünüz. Bir-çok spor dalı varken neden windsurf?Bende çok uzun senelerdir neden onu seçtiğimi anlamakta zorluk çektim. Benim için bir tutku haline geldi. Bütün sporlar bir yana windsurf bir yana. Yani onu yapma şansım

ÇAĞLA KUBAT İle Windsurf Üzerine

Page 36: for life 02

36 | ForLife | Nisan 2013

varsa diğer sporları hiç düşünmemeye baş-ladım. Sörf ve deniz beni inanılmaz şekilde kendisine çekiyordu. Ben şimdi keşfediyo-rum ki windsurf gerçekten doğa ile iç içe olan bir spor. Ve ben de doğaya çok düşkün bir insanım. Denizin temiz olmasının, yunusların serbest gezebilmesinin ne demek olduğunu denizin içinde ne kadar sık olur-sanız anlıyorsunuz. Bu yüzden birazda olsa hem denizin hem rüzgârın içinde bir bağınız oluyor. Sanırım bütün bunlar beni daha fazla o spora çekti diye düşünüyorum.

“İKİNCİ BİR SPOR DERSENİZ;SNOWBOARD DİYEBİLİRİM”

Gerçekten doğa ile tek başınıza verdiğiniz bir mücadele var. Ben bu tür sporları daha çok seviyorum, çünkü doğayı çok sevdiği-mi fark ettim. Tabi ki bir de belli sınırlara bağımlı kalmadığınız bir spor windsurf. Yani deniz o kadar sonsuz ki snowboarddan beni bu noktada ayırdı. Maalesef snowboardda hiç pistten çıkma şansınız yok. Kayağa göre daha fazla çıkıyorsunuz ama yine belli eğime bağlısınız. Yani o eğim bittiği zaman sizde duruyorsunuz. Sörfte aynı şey yok. Çünkü denizler gerçekten sonsuz. Yani karşınıza öyle bir deniz, okyanus çıkıyor ki daha çok dalga, daha çok mücadele oluyor. Ve bu mücadelenin bitmiyor oluşu da insa-nın elde edemediği şeylere daha büyük bir bağımlılık ve tutku duymasına neden oluyor.

Windsurfü hobinin ötesine, yarışmalara taşıma fikri sizde nasıl gelişti?Windsurf yaptığınız zaman bir takım içinde yapıyorsunuz. O yüzden bende bir takıma girdim. Takımda devam ettiğiniz zaman zaten orada bir antrenörünüz oluyor. Ve antrenörünüz hemen hedef olarak yarış-maları koyuyor. Biraz yetenekliyseniz ve

Öncelikle firma ve sporcu arasında bir bağ kurulmalı. Firmalar sporcunun kazandığı başarılarda, ülkemizi temsil ederken gittiği yerlerdeki basın gücünde ona yardımcı olarak kendi marka temsilcilerini kullanıp yararlanmalı. Yani bu şekilde bir model oluşturulmazsa ne sporcunun markaya, ne markanın sporcuya gerçek desteği olamıyor. Bunları düşünen bir takım kuruluşların ol-ması ve sporcu ile markayı bir araya getirip bir iş birliği modelleri oluşturmaları gereki-yor. Benim de yine bütün bu çalışmalarıma rağmen bir sponsorum yok. Yani bu ‘ne olur bana yardımcı olun’ çağrısı değil. ‘Gelin birlikte birbirimize destek olalım’ çağrısı.

Bu sporu yaparken 2011 yılında “Çağla Kubat Windsurf Academy” i kurdunuz. Akademiyi açmaktaki amacınızdan bah-sedebilir misiniz?Ülkemizin bu kadar çok sevdiğim ve inandığım bir spor için çok uygun olduğunu görüyorum. Alaçatı’nın windsurfü özellikle öğretmek için dünyada bir numaralı yer ol-duğunu düşünüyorum. Kendim zaten burada yaşayıp buradaki bir işin içinde olmaktan çok mutluyum. Şimdi kulübümü de kuruyo-rum, Çağla Kubat Yelken Kulübü de oluştu. Böylece kendi okulumdan yetiştirdiğim insanlara lisans verip kendi kulübüm adına yarıştıracağım. İlerleyen yıllarda imkânlarım olursa onlara gerekli şartları da sunmak isti-

BU SPORU BAŞARABİLEN BİR ÇOCUĞUN GERÇEKTEN

HAYATTA PEK ÇOK ŞEYLE BAŞARILI BİR

ŞEKİLDE SAVAŞACAĞINA, MÜCADELE

EDEBİLECEĞİNE OLAN İNANCINI ARTTIRDIĞINA

İNANIYORUM.

sıyrılıyorsanız onlar sizi daha çok motive ediyorlar. Benim de öyle oldu. Ben Fener-bahçe Kulübü’ne gittiğim için ‘sadece hobi olarak sörf yapayım’ diyemiyorsunuz. Hatta ilk başta İstanbul Yelken Kulübü’ndeydim, daha sonra Fenerbahçe’ye geçtim. Bir dönem Alaçatı Kulübü’ne geçtim. Daha sonra yarışmalara hazırladılar ve zaten yarışmayı da çok sevdiğim için otomatik olarak oraya geçiş yapmış oldum.

Ülkemizi temsil eden milli bir sporcu olarak yarışmalara katılırken gereken desteği alabiliyor musunuz?Alamıyorum. Her sene aynı sorunu yaşıyo-ruz ve bütün sporcular bunu yaşıyor. Herkes gerçekten çok zor şartlar altında yarışmaya hazırlanıyor. Ben basında çok yer almama rağmen sponsor bulmakta her sene çok zorlanıyorum. Aynı şekilde arkadaşlarım da öyle tabi. Ama ben bunun nedeninin Türki-ye’de spor pazarlamasının çok geri oluşun-dan kaynaklanmasına bağlıyorum.

“SPONSORLUK BİR İŞ BİRLİĞİMODELİ ASLINDA”

Yani sponsorluğa birilerine destek olmak diye bakmamak gerekiyor. Bir sporcuyu iş birliği modeli haline getirmek lazım.

Page 37: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 37

başarabilen bir çocuğun gerçekten hayatta pek çok şeyle başarılı bir şekilde savaşaca-ğına, mücadele edebileceğine olan inancını arttırdığına inanıyorum. İkinci kazandıracağı şey insanlara doğa duyarlılığı. Gerçekten bir çocuk denizde bir torbaya takıldığı zaman düşmenin ne demek olduğunu anladığında denizin içindeki o torbanın rahatsızlığını çok yakından görmüş oluyor. Buna belki windsurfün ilk özelliği bile diyebilirim. Biz çevremizin farkında olmak zorundayız. Kendimizin mutlu olabilmesi için çevremizin güzel olması gerekiyor. Bunu anlamamız gerekiyor. Bunun da çocuk yaşlarda alınması gerekiyor. Ve bu çocuk yaşta alabileceğiniz en önemli şey windsurften doğa bilincidir bence.

Yakın bir zamanda katılacağınız ulusal ya da uluslararası bir yarışma var mı?Tabi, dünya şampiyonasını yine bu sene hedefliyorum. Windsurf Dünya Şampiyonası mayıs ayında başlayacak. 1-10 Mayıs arası Kore’de olacağım. 4 ayak olacak yine; Kore, Costa Brava, Alaçatı ve Hollanda. Türkiye şampiyonası yine 3 ayaklı olacak; İstanbul, Alaçatı ve Ayvalık.

Deneyimlerinizi bir kitapta toplamayı veya televizyon programı yapmayı düşü-nüyor musunuz? Televizyon programı yapmayı düşünüyo-rum ama deneyimlerimle ilgili değil. Doğa sporlarını anlatan bir program olacak. Programda Türkiye’nin çok keşfedilmemiş yerlerindeki doğa sporlarından bahsetmek istiyorum. Onun dışında windsurf sporunu

bir arkadaşım başarılı bir şekilde kitapta topladı. Bence dünyada yapılmış en iyi örneklerden biri. Kendisi de senelerdir sörf hocalığı yapıyor. Son zamanlarda televizyon-da da boy göstermeye başladı. Artık onun üzerine bir kitap yapılamaz diye düşünüyo-rum. Windsurf ile ilgili yapılacak en güzel kitaplardan biri yapıldı. En azından benim şu anda daha iyisini yapabilme şansım yok diye düşünüyorum.

Televizyonda oyunculukla ilgili bu aralar bir şey yapmıyorsunuz. Peki, yakın bir zamanda bir projede yer almayı düşünü-yor musunuz?Düşünmüyorum, yani şöyle bir şey. Mesela hiç bir zaman bir dizide oynamayı da düşün-memiştim. Ama önüme çok güzel, tam be-nim kabul edebileceğim tarzda işler geldi ve kabul ettim. Sörf yarışlarım devam edecek. Önümüzdeki seneden sonra dediğim gibi artık yarışa biraz ara verme düşüncem var. Oyunculuğu çok sevdim fakat daha çok za-man ayırmak, daha çok kendimi geliştirmek istiyorum. Bir role gireceksem öncesinde onunla ilgili bir çalışma yapmak, başladıktan sonra sadece ona konsantre olmak istiyo-rum. Onun için bu sene dizide rol almayı düşünmedim. Çünkü dizi dediğimiz zaman her şeyden kopup hayatınızı tamamen ona adapte etmeniz gerekiyor. Bundan öncekileri sörfle birlikte yapmaya çalıştım. O yüzden çok fazla konsantre olamadım. Yaptığım işleri konsantre olarak yapmayı daha çok tercih ediyorum.

yorum. Kendim yarışmayı bıraktıktan sonra da yarışçılar yetiştirip, onların başarıları ile mutlu olmak, bu sporun Türkiye’de daha çok yaygınlaştığını görmek, akademinin başka kollarını başka yerlerde açmak istiyorum. Çağla Kubat Windsurf Academy, bu tip hedeflerle başlamış bir iş aslında.

Rüzgâr sörfüne kaç yaşında başlanabilir? Bir yaş sınırlaması var mı?Ben aslında 7-8 yaşından sonra daha uygun buluyorum. Ancak, geçen yıl iş adamı Ali Ağaoğlu’nun 5 yaşındaki oğlu geldi akade-mime ve “windsurfe başlamak istiyorum” dedi ve onu başlattık. Çok da başarılıydı. O yaşlarda da insanlar gelip başlayabiliyorlar. Ama istekli olması lazım. Vücut yapısının uygun hale gelmesi lazım. Öncesinde yüzme mutlaka şart. Daha küçük yaşlarda yüzme ve yelkeni tavsiye ediyorum. Bu spora başla-mak için 8-9 yaşından sonrasının çok daha uygun olduğunu düşünüyorum.

Rüzgâr sörfünün kişiye kazandırdığı en önemli şeyin ne olduğunu düşünüyorsu-nuz?Kişinin özgüvenini çok arttırdığını düşünü-yorum. Çünkü orada bir takım değilsiniz. Bireysel bir başarı var. Yani neyi yanlış ya-parsanız o sizin suçunuz, neyi iyi yaparsanız sizin başarınız. Dolayısı ile kendinizle iç içe bir savaş veriyorsunuz. Aslında kendinizle yarışıyorsunuz. O yüzden de böyle bir sporu

Page 38: for life 02

38 | ForLife | Nisan 2013

Bedenimizde bulunan ve yaşam enerjimizi bir çark misali dönerek tüm vücuda dağıtılmasını sağlayan enerji merkezleri

çakraların varlığından haberdar mısınız?

Gizli EnerjinizinFarkında Mısınız?

Her birimizin bedeninde dışarıdaki fiziksel dünyayı yorumlayan duyu organlarının yanında bir de içimizde ruhsal varlığımızı gözeten çakra adı verilen yedi enerji noktası bulunuyor. Bu çakra adı verilen enerji odak-ları belirli meditasyon teknikleri ile aktif hale gelerek yaşamdan daha fazla keyif almamızı ve kendimizde var olan enerjiyi harekete geçirmemizi sağlıyorlar. Çakrala-rınızı harekete geçirmeniz ile birlikte daha dinamik, güven dolu, sevecen, şefkatli ve huzurlu olduğunuzu hissetmeniz mümkün. Bedenimizin içerisinde yer alan ve “Yedi Kutsal Salgı Bezi” veya “Yedi Mühür” olarak bilinen çakralar, belirli nefes teknikleri ile harekete geçirildiğinde vücuttaki enerji akışı artarken sağlıklı yaşamında kapılarını aralamış oluyorsunuz. Bu yedi temel enerji merkezi hormonal salgı bezlerinin ve büyük sinir ağlarının üzerinde olup omurga ile kesişiyor.

Page 39: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 39

Enerji Odakları ÇakralarOmurgamızın üzerinden başımıza doğru sırala-nan yedi çakranın her biri ayrı bir göreve sahip. İnsan vücudunda bulunan gizemli evrim enerjisi olan ve kundalini adı verilen insan organizma-sında uyuyan hareketsiz potansiyel güç çak-raların harekete geçmesi ile uyandırılıp en alt çakra olan Kök Çakra’dan başlayarak sırasıyla tüm çakralardan geçirilip en üst Taç Çakrası’na yükseltiliyor. Böylece insan bedeninin sınırsız potansiyelinin açığa çıkması sağlanmış oluyor.

Taç Çakrası (Bütünleşme): Vücudun tüm fonksiyonlarını kontrol altında tutan yedinci çakra olarak bilinen bu enerji noktası bütün çakraları içinde barındırıyor. Başımızın tepe noktasında bulunan bu çakra kişinin zaman, mekân ve nedeninin ötesine geçebilmesini sağlıyor. İskelet sistemi, kaslar, beyin ve sinir sistemini etkileyen bu çakranın iyi çalışmaması kemik, eklem ve kas ağrılarına, akıl ve sinir hastalıklarına, uykusuzluk, depresyon, baş ağrısı ve aşırı duyarlılığa neden oluyor. Fiziksel bedenimizin ruhsal merkezi olan bu çakra tama-men açıldığında diğer çakralardaki tıkanıklıklar da giderilmiş oluyor. Sahip olduğunuz inanç ve Yaratıcıya teslimiyetin de bu çakra ile ilgili olduğunu da unutmayın.

Alın Çakrası (Affedicilik): “Üçüncü Göz Çakrası” olarak bilinen bu çakra, altıncı çakra olarak iki kaşımızın ortasında yer alıyor. Hem fiziksel hem de sezgisel görebilmemizi sağlayan bu çakranın düzenli çalışması halinde hayata olan bakış açımızın daha geniş bir hal aldığını görebilirsiniz. Bu çakranızın kirlerden arınıp doğal saflığına kavuşmasını istiyorsanız gökyü-züne, doğaya ve toprağa bakmanız size yardımcı olacaktır.

Boğaz Çakrası (İletişim): Gırtlağımızda yer alan bu çakra, ifade ve sanatsal yaratıcılığımızın merkezi. “Kelimeler boğazımda düğümlendi” şeklindeki cümlenin gerçeklik payının olduğunu

hatırlatalım. Çünkü ifade edemediğimiz, içimizde kalan sözcükler burada tıkanarak hastalıklara yol açabiliyor. Bu yüzden insan ilişkilerimiz, kıskançlık, büyüklenme duygusu bu çakraya bağlı olarak gelişiyor. Dünyaya açılan penceremiz olan bu çakra sanatsal yara-tıcılığımız için gereken enerjiyi de sağlıyor.

Kalp Çakrası (Sevgi ve Şefkat): Sevgi, şefkat, barış ve adaleti simgeleyen bu çakra, kalbimizi ve akciğerlerimizi kontrol ediyor. Yaşanan astım veya kalp rahatsızlıkları da bu çakranın bozulmuş olmasına bağlanabiliyor. Göğüs kemiğimizin ortasında bulunan bu çakranın aydınlığa ermesi halinde şüphe ve korkular sona eriyor. Sevgi ve aşk da bu çakranın etkile-

diği alanlar arasında yer alıyor.

Güneş Sinir Ağı Çakrası (Huzur): Arzularını-zı, yaratıcılığınızı ve ilişkilerinizi yönlendiren bu çakranın gücüne vakıf olduğunuzda kendi kendinizin ruhani rehberi olabilirsiniz. Göbek deliğimiz ile göğüs kafesimiz arasında yer alan bu çakra sayesinde alışkanlıklardan ve sınırlar-dan sıyrılmak sizin elinizde. Fiziki bedenimizde sindirim sistemini, pankreası, on iki parmak bağırsağını ve karaciğeri etkileyen çakra; aktif çalışmadığında kişide ruhsal açıdan reddedilme korkusu, yalnızlık hissi, özgüven eksikliği ve aşı-rı tepkili davranışlara yol açıyor. Güneş sinir ağı

iyi çalışanlar neşeli, dışa dönük, insan ilişkileri kuvvetli bir yapıya sahip oluyorlar.

Haç Çakrası (Yaratıcılık): Karın bölgesinin alt kısmında yer alan bu çakra, cinsellik duyumla-rının yanında yaratıcılığın ve bilginin de çakrası olarak karşımıza çıkıyor. Dikkat ve konsant-rasyon gücü de buradan yönetiliyor. Heyecan duyma ve isteme gibi duygular bu çakraya ait. Astral bedenle bağlantılı olan bu çakranın iyi çalışması halinde gerçek duygular net bir şekilde ifade ediliyor. Bu çakranın iyi çalışmaması halinde cinsel sorunlar, rahim enfeksiyonları, sırt ağrıları, kan hastalıkları ve böbrek rahatsızlıkları görülebiliyor.

Kök Çakrası (Masumiyet): Belkemiğimizin sonuna bağlı olan bu çakra, yaşama isteğimizi ve canlılığımızı ifade ediyor. Düzenli çalışması halinde aile kurma, özgüven duygusu ve yaşama sevincini aşılıyor kişiye. Fiziksel bedenin enerji kaynağı olan kök çakra, masumiyeti ve saflığı da simgeliyor. Düzenli çalışmaması halinde kişide kansızlık, kemik erimesi, aşırı terleme ve öfkeye yol açabiliyor.

Hayata bakış açımızı, fiziksel ve ruhsal durumu-muzu etkileyen, enerji noktalarımız çakraları düzenli meditasyon teknikleri ile açık hale getir-diğinizde yaşamınızda meydana gelen değişiklik-leri fark etmemeniz mümkün değil.

Page 40: for life 02

40 | ForLife | Nisan 2013

Aşık Veysel aşkı; “Seversin, kavuşamazsın, aşk olur” diye tanımlarken, Newton; “Aşk köprü kurmaktır. İnsanlar köprü kuracakla-rına duvar ördükleri için yalnız kalırlar” der. Kimi zaman yıllarca aşkın kapımızı çalma-sını beklerken kimi zaman da aşk çat kapı kalbimizden içeri giriverir. Ani bir çıkışla aşk tanrısı Eros’un oku hiç ummadığımız bir anda kalbimizi on ikiden vurabilirken oka ihtiyacımız olmadan da aşkın büyüsüne her an kapılabiliriz. İşte aşık olup olmadığınızı anlamak istiyor ya da geldiğinde aşkı nasıl tanıyacağım diye kaygılanıyorsanız aşkın bilinen belirtileri size yardımcı olacak.

1-Yüzde kırmızı tonlarında oluşan renk değişimi. Aşık olduğunuz zaman sevdiğiniz insanı görünce ya da ondan bahsederken ister istemez utanma duygusuna kapılırsı-nız. Yüzünüz kızarır, kalp atışı hızlanır ve ateşiniz başınızdan çıkar. Utanma duru-munda vücut sıcaklığı normalden daha fazla yükseldiğinden kan en çabuk soğuyan yerler olan yüz, el ve ayaklara gider. Bu da utandığınız zaman yani aşık olduğunuzda yüzünüzün renk değiştirerek kızarmasına neden olur.

2-Gözbebeklerindeki aşırı büyüme. Karşımızda gördüğümüz her insan için

Aşkın10Yıllardır beyaz atlı prens ya da prensesinizi bekliyor ancak karşınıza çıkan kişinin o olup olmadığından, gerçek aşka erişip erişmediğinizden emin değilseniz işte aşık olduğunuza dair 10 ipucu.

Belirtisi

aynı derecede heyecan duymayız. Normal arkadaşlarımızı gördüğümüzde heyecan oranımız düşük iken sevilen, aşık olunan kişiyi gördüğümüzde ise heyecan seviyemiz doruklara çıkar. Bu sırada adrenalin hormo-nunun salgılanması sonucu kalp basıncı ve kalp atış hızı artacağı için göz bebeklerinde büyüme görülür.

3-Avuç içlerinin terlemesi. Aşk kapınızı çaldığında adrenalin salgısının artması sonu-cu oluşan heyecan ve kalbinizdeki kıpırdan-

Page 41: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 41

malar avuç içlerinizde terlemeye neden olur. Ellerinizde oluşan bu ter, rahatsız edici bir durum olsa da siz istemeseniz de heyecanın verdiği duygu ile avuç içleriniz ıslanmaya devam edecektir. Bu yüzden yanınızda men-dil bulundurmayı ihmal etmeyin.

4-Kalp atış hızının rekor yükselişi. Aşkın ne gelişine ne de belirtilerine karşı koyabilirsiniz. Bir kere kapınızı çaldı mı artık ondan kaçınız olmadığını aklınızdan çıkarmayın. Adrenalin salgısının artması ile birlikte heyecanınız tavan yapar ve şiddetli kalp çarpıntılarınız başlar. Kalbiniz yerinden çıkacakmış gibi hissedersiniz.

5-Taklit etme veya edilme. Sevilen insanı etkilemek için onunla aynı davranışlar ser-gilenmeye başlanır. Onun güldüğü şeylere gülünür, onun ses tonuna yakın bir ses tonuyla konuşulur. Onun tarzına uygun kı-yafet giymeye özen gösterilir. Her şey onun beğenisine göre uyarlanır.

6-Sinema izlercesine seyre dalma. Aşık olunan kişi görüldüğünde ne İstanbul Boğa-zı’nın masalsı güzelliği ne de sevilen bir film karesi önemlidir. Sevgiliye odaklanan göz-

lerin önüne dünya güzellerini serseniz ne fayda. Aşkın güzelliğinin farkında olmanın mutluluğu ile sevgiliye atılan uzun bakışlar hiç sıkıcı gelmez. Sevgili derinden derine bir tablo gibi seyre dalınır.

7-Rüya görmek yerine sevgilinin ha-yaliyle yaşama. Sevgiliden ayrı kalınan zamanlarda onun hayaline sarılmak da aşkın bir başka boyutudur. Başka zaman uyku uyumaktan zevk alınırken aşık olunca sevgilinin hayaliyle oturmak, onun gözlerine dalmak uykuya tercih edilir. Uykusuz geçen günler hiç de ağıra gitmez. Geceleri uyumak yerine hayallere dalmak daha iyi gelir.

8-Kalem ve kâğıt ile kanka olma. Şiir yazmak, aşk hikayeleri okumak önceleri ilgi çekici gelmezken aşık olduktan sonra sığınacak bir liman olur her biri. Düşünceler kaleme, kalem kâğıda nağme nağme süzü-lerek dökülür. Bu düşünceler dile gelemese de kâğıda dökülünce bir nebze de olsa bir ferahlık yaratır yürekte.

9-Sevgilinin hareketlerinin her birini hafızaya kaydetme. Sevgilinin bütün hal ve hareketleri hafızada tutulur. Bütün ince de-taylar önemlidir. Önemli, önemsiz hiçbir şey gözden kaçmaz. Sevgilinin her hareketinden anlam çıkarılır. Sevgilinin ağzından çıkan her söz can kulağıyla dinlenir.

10-Her an özlem duyma. Sevgiliden ayrı kalınan her an özlem dolu geçer. Her dakikayı onunla geçirmek, her yeni güne onunla başlayıp onunla bitirmek istenir. Sesini duymadan geçirilen bir gün bütün yaşam enerjisini alıp götürmeye yeterlidir. Onun geçtiği yerler, onunla sohbet edilen yerler ayrı bir önem taşır. O olmasa da onu hatırlatan yerlere gidilerek özlem giderilme-ye çalışılır.

Page 42: for life 02

42 | ForLife | Nisan 2013

Ulu Bir Aşkın Önderi Fikriye Hanım

Page 43: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 43

Fikriye Hanım’ın Ulu Önder’e duyduğu aşkın tarifini yapmak belki zor ama yaşa-mının bu aşk yüzünden sonlanması Fikriye Hanım’ın acısını yüreklerde yaşatmaya yetiyor. Fikriye Hanım’ın aşk hikayesi Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın, ilk eşi Ali Rıza Bey’in vefat etmesi üzerine ikinci bir evlilik yapması ile başlar. Fikriye, Zübeyde Hanım’ın ikinci eşi Ragıp Bey’in kardeşinin kızı olarak 1887 yılında Selanik’te dünyaya gözlerini açar. Orta boylu, ince yapısı, kara kaşlı, kara gözlü görünümü ile Fikriye alımlı bir güzelliğe sahiptir. Zaman zaman Zübeyde Hanım’ın yanında kaldığı için Mustafa Kemal’i yaki-nen tanıyan bu narin hanımefendi, ailenin bir ferdi gibi olur. Zübeyde Hanım, Fikriye’yi kızı gibi sevse de bu sevgiyi paylaşmaktan hoşlanmayan Mustafa Kemal’in kız kardeşi Makbule ile arasında her an bir çatışma mevcuttur. Sürekli birbiri ile tartışan, geçim sağlayamayan bu iki genç kız yine de birbi-rinden kopamaz. Fikriye’nin evden birkaç gün uzaklaşmasından sonra tekrar bir araya gelip birlikte vakit geçirmeye devam ederler.

Alımlı görüntüsü ile dikkat çeken Fikriye, evlilik çağına gelince kendisi ile evlen-mek isteyen taliplerinden biri olan Mısırlı zengin bir beyefendi ile hayatını birleştirir. Ailesinin isteği üzerine gerçekleştirdiği bu evlilikten Fikriye hiç de mutlu olamaz. Kısa süren bu evlilik hayatından sonra Mısır’dan ayrılarak tekrar İstanbul’a döner. İstan-bul’da yine eskisi gibi Mustafa Kemal ve ailesi ile birlikte yaşamaya devam eder. O sıralar yurdun bütününde başlayan kurtuluş mücadelesini yönetmek için Anadolu’ya geçen Mustafa Kemal’in kişisel bakımı ile ilgilenecek birine ihtiyaç duyulur. Fikriye de bu konuda Ata’ya yardımcı olmak için Anka-ra’ya yerleşir. Ancak Fikriye’nin Ankara’ya gidişine ne Zübeyde Hanım ne de ailesi sıcak bakmaktadır. Mustafa Kemal’in sadece kişisel bakımı ile ilgilenmeyen Fikriye, aynı zamanda Ata’ya çok iyi bir yol arkadaşı olur. Zaman zaman birlikte yürüyüşe çıkıp dert-

leşip sohbet ederler. Vatanının kurtuluşu için kendi yaşamını feda etmeye hazır olan Ata’nın üzerindeki bu ağır yükü bu genç ba-yan hafifletmek için elinden geleni yapmaya her an hazırdır.

Fikriye, Çankaya’da geçirdiği günlerinde kendini Ata’ya daha çok bağlar. Bu narin hanımın bir evlilik ilişkisi olmadan Ata ile aynı çatı altında kalması başta Zübeyde Hanım olmak üzere birçok kişi tarafından yadırganır. Bunun üzerine Mustafa Kemal, dedikoduya yer vermemek adına bir gün Fikriye Hanım’ı yanına çağırır ve evlenme teklifinde bulunur. O sıralar resmi nikâh me-rasimi olmadığından bu evliliği dini nikâh merasimi ile yaparlar. Nikâh, Şeriye Vekili ve eski Karacabey Müftüsü Mustafa Fehmi Efendi tarafından kılınırken şahit olarak da bu nikâha Muzaffer Kılıç ve Fuat Bulca’nın eşlik ettiği söylenir bazı kaynaklarda. Bu nikâhın gizli tutulmasının nedeninde ise savaş halinin hüküm sürdüğü bir ortamda bu evliliğin duyulmasının uygun olmayacağı görüşünün yanında Zübeyde Hanım’ın bu evliliğe karşı çıkışı da etkili olur. Ne kadar gizliliği korunmaya çalışılsa da Çankaya’nın ilk First Lady’sinin Fikriye Hanım olduğu söylenir.

Tarihler Eylül 1922’yi gösterdiğinde ise Fikriye Hanım’ın bu aşkına gölge düşürecek olay yaşanır. Türk ordusunun 11 Eylül 1922 tarihinde İzmir’e girmesi ile bu bölgede gü-venli bir karargâh arayışı başlar. Başkuman-dan Mustafa Kemal’e Uşâkizâde ailesinin köşkünü önerirler. Bunun üzerine ailesi yurtdışında olan ve köşkte babaannesiyle birlikte oturan Latife Hanım’dan konuyla ilgili bir davet mektubu istenir. Bu öneriyi sevinerek kabul eden Latife Hanım, davet mektubunu hemen kaleme alarak kendi köşklerinde Mustafa Kemal Atatürk’ü 20 gün boyunca kurmaylarıyla birlikte ağırlar. Bu süre zarfında Latife Hanım, büyük hay-ranlık duyduğu Mustafa Kemal ile yakinen ilgilenir.

Misafirliği bittikten sonra da Mustafa Kemal, bu genç ve özgüveni yüksek hanımefendi ile haberleşmeye devam eder. O sıralarda Fikriye Hanım’ın verem hastalığı da artar. Tedavi için Münih’e gönderilir. Zübeyde Hanım’da sağlık sorunları yaşamaktadır. Tedavi için İzmir’e giden Zübeyde Hanım, Latife Hanım’ın köşkünde ağırlanır. Bu genç bayan Zübeyde Hanım’ın çok hoşuna gider. Hastalığından dolayı durumu iyice ağırlaşan Zübeyde Hanım, ölmeden önce Mustafa Ke-mal’e Latife Hanım ile evlenmesini vasiyet eder. 14 Ocak 1923’te Zübeyde Hanım’ın ölümü üzerine Mustafa Kemal İzmir’e döner. Hem Latife Hanım’a duyduğu aşk hem de annesinin vasiyeti üzerine bu genç hanıme-fendi ile 29 Ocak 1923’te evlenir. Ancak bu evlilik Ata’ya çok derin sevgi ile bağlanan Fikriye Hanım’ı çılgına çevirir. Bu evlilik haberi ile yıkılan Fikriye Hanım, yaşadığı acının etkisi ile Ankara’ya döner. Bu acı gerçeği bir de kendi gözleri ile görmek ister. Ancak Latife Hanım onun geldiğini görünce Ata’ya haber vermeden yavere emir vererek köşke girmesine izin vermez. Bu esnada kapıda Ata’nın yaveri Rusuhi Bey ile Fikriye Hanım arasında tartışma yaşanır. Bir silah-tan çıkan kurşunun etkisi ile ağır yaralanır ve 9 günlük yaşam mücadelesinden sonra hayata gözlerini kapar. Kimi kaynaklar Fikriye Hanım’ın kendi silahı ile intihar ettiğini söylese de son zamanlarda yapılan açıklamalar bunun intihar değil de boğuşma sırasında Rusuhi Bey tarafından vurulduğu yönündedir.

Mezar yeri tam olarak bilinmeyen, sırlarla dolu Fikriye Hanım’ın 31 Mayıs 1924’teki bu acı ölümü Ata’yı derinden sarsar. Bu ölümün ardından Mustafa Kemal ile Latife Hanım arasında da soğuk rüzgârlar esmeye başlar. Bir kadının masum aşkının acısı bir başka kadının da aşkının sonlanmasına ne-den olur. Tarihler 12 Ağustos 1925 gününü gösterdiğinde ise Latife Hanım ile Mustafa Kemal arasındaki evliliğin radyoda yayımla-nan hükümet bildirisi ile bittiği tüm ülkeye duyurulur.

Herkesin hayranlık duyduğu bir lider olan Mustafa Kemal Atatürk’e hayranlığın ötesinde büyük bir aşkla bağlanan Fikriye

Hanım’ın duyduğu sevginin derinliği üzerinden geçen yıllara rağmen halen

konuşulmaya devam ediyor.

Page 44: for life 02

44 | ForLife | Nisan 2013

Türk Pop Müziği’nin zirve yaptığı bir dönem olan 90’lar, birçok ünlü ismi şöhrete kazandırması ile dikkatleri çekiyor. Kimler yok ki o dönem-de; Tarkan, Harun Kolçak, Burak Kut, Demet Sağıroğlu, Sertap Erener, Levent Yüksel, Ayna, Mirkelam, Atilla Taş, Hey Corc şarkısı ile Hakan Peker, Sinan Özen, Murat Kekilli, Onun Arabası Var sözleri ile Mustafa Sandal gibi birçok ünlü isim bulunuyor. Ben Sizin Babanızım sözleri ile Barbaros Hayrettin, Bum Bum Bum şarkısı ile Seden Gürel, İstemiyorum Baba sözleri ile Rüya Ersavcı, Hadi Yine İyisin şarkısı ile Tayfun, Jale, Oya & Bora, Kerim Tekin, Ferda Anıl Yarkın, Kartel gibi o döneme damga vurup ortadan kaybolan ünlüler de yer alıyor. İzel Çelik Er-can’ın üçlü takıldığı, Ayna Grubu’nun ve Grup Vitamin’in aynı çatı altında şarkı söyledikleri bir dönem, 90’lar.

90’LAR TÜRKÇE MÜZİK

FREKANS

Page 45: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 45

Kış mevsiminin gri renginden sıyrılıp baharın ferahlatıcı ve canlı renklerini bedeninizde ve ruhunuzda hissetmek istiyorsanız bahar temizliğinin startını vermeye ne dersiniz?

BaharınIsıltıları ile

Renk Katın

Page 46: for life 02

46 | ForLife | Nisan 2013

Cillt Tipiniz Etkiliyor

Açık tenli bir cilde sahipseniz; yaşlanmanın bırakacağı olumsuz etkiden en fazla nasibi sizin alacağınızı söyleyebiliriz. Açık tenlilerin cildin-de bulunan pigmentin koruyucu etkisi düşük olduğundan bu ciltler çil, güneş lekeleri, kızarık-lık, kılcal damarların yüzeye çıkması ve kuruluk gibi rahatsızlıklarla daha fazla karşı karşıya kalır. Bu ciltlerin güneş ışığına aşırı maruz kalması sonucunda cilt tümörü ve cilt kanserine yaka-lanma oranı artar. Bu yüzden sizlerde bu tip bir cilde sahipseniz gündüzleri dışarı çıkarken güneş koruyucu krem kullanmaya özen gösterin. Akşamları da vitamin veya retinol içerikli ürünleri kullanabilirsiniz. Cildiniz kuru bir yapıya sahipse sütle, yağlı ise su veya jelle temizliğini yapmanız yararlı olacaktır. 30’lu yaşları geçtiyseniz de bir dermatoloğa cildinizi göstermeyi ihmal etmeyin.

Buğday tenli bir cilde sahipseniz; açık renkli-lere oranla yaşlanma riskinizin daha düşük bir seviyede olduğunu söyleyebiliriz. Bu ciltlerin gözenekleri daha belirgin bir yapıya sahip olur-ken güneşin zararlı etkilerine de açık tenlilere göre daha az maruz kalırlar. Normal veya karma cilt yapısına sahipseniz yazın dışarı çıkarken 30, kışın dışarı çıkarken de 15 korumalı ürün kullanmanız cildinizi güneş ışınlarının zararlı et-kilerinden korumanıza yardımcı olacaktır. Bu cilt tipinizin size sağladığı faydalardan biri de bronz-laşmakta sorun yaşamamanız. Çabuk bronzlaşan yapınızdan dolayı güneş yanığına maruz kalma riskiniz daha azdır.

Esmer tenli bir cilde sahipseniz; şanslı bir cil-diniz olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü esmer tenli ciltlerde bulunan yoğun pigment sayesinde gü-neşin zararlı etkileri bu cilde ulaşmada başarısız olur. Ancak 20’li yaşlardan sonra esmer tenlilerde hormonal nedenlerden kaynaklanan cilt lekeleri oluşabilir. Bu tip bir cilde sahipseniz yağlanma oranı fazla olacağından cildinizi su ya da tonikle temizlemenizi öneririz. Sizin için tehlike çanla-rının ise 40’lı yaşlarda başladığını söyleyebiliriz. Bu nedenle cildinizi bu yaşlarda bir dermatoloğa göstermeyi ihmal etmeyin.

Yaslanmayı

Page 47: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 47

Shis

eido

Inte

nsiv

e H

air

and

Scal

p Es

senc

e, 5

0 m

l, 1

34 T

L

Dağınık, kendi haline bırakılan saçlar da bu sezon ön planda. Saatlerce aynanın karşısında saçınıza şekil vermeden, rahatça dışarı çıkabilirsiniz.

Bu sezon da saçlarda aksesuar kullanma

modası devam ediyor. Renk renk tokalar, taçlar

ve fularları elbisenizle kombinlediğinizde ise

saçlarınız alımlı bir güzelliğe kavuşuyor.

Kusursuz görünüme sahip topuzların

yerini bu dönem enseden toplanan dağınık

topuzlar alıyor. Saçlarınızı özgür bırakan

topuzlar hem şık hem de spor bir görünüm

yakalamanıza yardımcı oluyor.

Çok sıkı olmayan, rahatça bağlanmış at

kuyrukları da hit modellerden. Eskisi gibi çok

tepeden bağlamak yerine biraz daha enseye

yakın olanı 2013’ün trendleri arasında.

Shiseido Hair Care Intensive Treatment Hair Mask, 113 TL

Mar

lies

Möl

ler

Esse

ntia

l Ca

re R

epai

r O

il, 7

9 TL

Retr

o 80

s Li

nk C

urb

Saç

Band

ı, 34

TL

2013

Saç TrendleriIlkbahar/Yaz Her bayanın güzelliğinin bir parçası

olan saçlar, yeni sezonda da göz kamaştırmaya devam ediyor.

Ortadan ayrılan saçlara verilen hafif dalga bu

dönemin trendleri arasında. Kullanacağınız

uygun bakım ürünü ile saçlarınız hoş bir görü-

nüm sergileyecektir.

Mar

lies

Möl

ler

Age

less

Bea

uty

Fort

ifyin

g Sc

alp

Seru

m, 1

87 T

L

Page 48: for life 02

48 | ForLife | Nisan 2013

Parfüm KokularındakiSAKLI ANLAM

Kokuların insanlar üzerinde derin izler bırakma özelliği bir kokuyu üzerinden yıllar geçse de hatırlamamızı sağlar. Bu yüzden kokuların kişiliğinizi yansıttığını ve karşı taraf üzerinde sizi yansıtan düşünceler bıraktığını unutmayın ve parfüm tercihlerinizi buna göre yapmaya çalışın.

Parfümlerin etrafa yaydığı kokularının içinde barındırdığı anlamı öğrendiğinizde parfüm tercihlerinizde yenilik yapmanız mümkün.

Baharat Kokuları; etrafa yaydığı etkileyici

kokusu ile baharatlar, çevrenizdekiler üzerinde baş

döndürücü bir etki yaratıyor. Özgüveninizin artmasını sağla-yan baharat kokuları, kendinizi daha güçlü ve çekici hissetme-nize yardımcı olacaktır. Kış

mevsiminde ağırlıklı olarak kullanıldığında mevsimin

soğuk havasını kırarak içinizi ısıtacaktır.

Çiçek Kokuları; birçok aromaya sahip çiçekler barındırdığı can-lılığı, doğallığı ve saflığı kokusunu taşıyanlara da aynı oranda yansıtıyor. Zara-fetin ve romantizmin simgesi çiçekler, kokluları ile de aynı duyguları çağrıştırı-yor. Daha çok bahar ve

yaz mevsimlerinin canlılığına uyum sağlıyor çiçek

kokuları.

Meyve Kokuları; enerji deposu meyveler benzersiz lezzetinin ya-nında etrafa yaydığı kokular ile de her kesimin vazgeçil-mezleri arasında yer alıyor. Kokularını üzerinde taşımak ise taşıyan kişiye mutluluk verirken çevresindekilere de pozitif enerji dağıtıyor. Taze ve aromatik kokusu ile meyveler hem kış hem de yaz mevsimine

hitap ediyor.

Şekerli Kokular; kullananlar üzerinde

pozitif bir etki yaratan şekerli parfümler, etra-

fınıza hem çekici hem de genç bir enerji yaymanıza yardımcı oluyor. Her mev-sim rahatlıkla kullanabileceğiniz

bu koku sayesinde kendinizi daha dinamik hissetmeniz

mümkün.

Chan

el C

oco

Mad

emoi

selle

, 50

ml,

245

TL

Dav

idof

f Coo

l Wat

er

Wav

e ED

T 50

ml 1

15 T

L

Hug

o Bo

ss İn

tens

e 50

ml,

151

TL

Cach

arel

Am

or A

mor

ED

T Ba

yan

Parf

üm, 1

84 T

L

Page 49: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 49

Gençleşmenı̇n Sırrı “Altın İğne”de Gı̇zli

Cilt yenilemede ve

ameliyatsız gerginleştirmede bugüne kadar uygulanan sistemlerin faydalarını tek başına gerçekleştiren Fraksiyonel RF sistemi Intracel, altın iğneciklerle cilde gerginlik ve toparlama sağlıyor. Ciltteki leke ve kırışıklıkları da hafifleterek ortadan kaldırmaya yardımcı oluyor. Altın, iletim kabiliyeti en yüksek metal olduğundan

İlerleyen yaşlarla beraber vücutta oluşan kırışıklık ve sarkmalar her birimizin kâbusu

olur. Kâbustan uyanıp aydınlık rüyalara dalmak istiyorsanız altın iğne yöntemi gençleşmenizde size yardımcı oluyor.

Intracel sisteminde altın iğneler kullanılıyor ve bu iğneler sayesinde cildin altına verilecek olan enerji en iyi şekilde iletiliyor.

Altın iğne yöntemi; özellikle 30-55’li yaşlar arası için narkozsuz, ameliyatsız, dikişsiz işlem sonrası yürüyerek çıkıp gidilebilen bir uygulama. Cildi germe ve toparlamasının yanı sıra alın, dudak üzeri ve dudak

kenarlarındaki kırışıklıklarda son derece başarılı. Üstelik 7 günden itibaren gözle görülebilir bir iyileşme sağlayabiliyor. Sistem, cildin görünen yüzünde renk bozukluğu, lekeler, ince kırışıklıklar ve ölü derinin yenilenmesi gibi faydaları altın iğneciklerin cildin altına inerken yarattığı mikro hasarla sağlıyor. Cilt burada hemen kendini iyileştirme sürecine giriyor ve görünen yüzeyi onarmaya

başlıyor. Altın iğne yöntemi; özellikle gözaltı morluk tedavisi, boyun, gıdı ve yüz sarkmalarının giderilmesi, göz kapağı sarkmalarının giderilmesi, ciltte akne izlerinin azaltılmasında da başarılı sonuçlar veriyor.

Altın iğne ile ameliyatsız yüz germe işlemi 1 ay ara ile 3 seans uygulanıyor. Tedavi esnasında anestezik krem uygulandığından çok fazla ağrı hissedilmiyor.

Erkeklerde LazerEpilasyon Dönemi

Aşırı kıllanma sorunu yaşayan erkekler için iyi bir çözüm olan lazer epilasyon artık sadece bayanların tercih ettiği bir yöntem değil. Lazer epilasyon ile hem bayanlar hem de baylar yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kıllardan %100 olmasa da %80 ya da %90’lara varan oranlarda kurtulabiliyor. Erkeklerde lazer epilasyon daha çok sakal üstü, sırt, omuz, göğüs, ense ve boyun bölgelerinde uygulanıyor. Erkeklerin kıl yapısı bayanlara göre daha kalın olduğu için seans sayısı artış gösterebiliyor. Seans sayıları bölge, cilt ve kıl rengine göre de değişiklik gösteriyor. 6 ile 10 seans arasında değişen epilasyon süresi içerisinde bacak, göğüs ve yüz bölgeleri tedaviye daha iyi sonuç veriyor. Sırt, omuz, ense ve üst kol bölgeleri ise kılların derin yerleşimli olması sebebiyle lazer epilasyona daha dirençli oluyor.

Erkek lazer epilasyonun vücut bölgelerindeki seans aralıkları başlangıçta 6 – 8 hafta, yüz bölgesinde 4 – 5 hafta olarak belirleniyor.

Daha çok bayanlara özgü bir tedavi yöntemi olarak düşünülen lazer epilasyon ile erkekler de pürüzsüz bir güzelliğe kavuşuyor.

Page 50: for life 02

50 | ForLife | Nisan 2013

Tırnak süsleme sanatı olarak bilinen Nail Art, tırnaklarınızın canlı ve renkli bir görünüme kazanmasına yardımcı oluyor. Sizlerde bir sanat edası ile tırnaklarınızda farklı bir stil oluşturmayı düşünüyorsanız Nail Art ile bunu gerçekleştirmeye ne dersiniz?

Basit bir Nail Art için öncelikle en az iki adet ojenizin olması yeterli. Ama daha alımlı ve sıra dışı bir görünüm elde etmek istiyorsanız bunun için ojenin yanında sti-cker, holografik ojeler, tırnak bantları, imaj plakası, damga veya farklı desenlerdeki fimo hamuru bulundurmanız yeterli.

Puantiyeli Tırnak; Tırnaklarınıza puantiyeli bir görünüm vermek için puantiye aletiniz yoksa toplu iğne de aynı işlemi yapacaktır. Öncelikle tırnağınıza istediğiniz renkteki ojeyi sürün. Sonra farklı renkte bir ojenin içine toplu iğnenin baş kısmını batırıp tır-nağınızın üzerine küçük dokunuşlar yapın. Puantiyeleriniz isterseniz tek renk isterse-niz de birkaç renk olabilir, tercih sizin.

Farklı Desenler İçin; Rahatlığına düşkün olanların hayat tarzını yansıtan Converse, bu kez ayaklarda değil tırnaklardaki yerini aldı. Sizlerde tırnaklarınıza Converse modasını getirmek istiyorsanız tırnakları-nıza önce zemin rengini sürün. Convers’in beyaz kısmını yapmak için de tırnağınızın yarıdan fazla kısmını bant ile kapatıp kalan kısmı beyaz ile boyayın. İnce uçlu fırça yardımı ile de bağcık ve diğer ince detayları yapın.

Özel Günler için; Sevgililer günü, yeni yıl gibi özel günlerin renkliliğine tırnaklarınızı da dahil edebilirsiniz. Bunun için günün konseptine uygun tasarımları tırnaklarınız ile buluşturmanız yeterli. Yılbaşı ağacı için tırnak zeminini uygun renk bir oje ile boyadıktan sonra üzerine üçgen şeklinde elektrik bandını yapıştırıp yeşil oje ile boyayın. Üzerine de simli şeffaf oje sürüp bantları çıkarın.

İnce Detaylar için; SNail Art Pen adı verilen kalemler ile tırnaklarınızın üzerinde ince detaylı şekiller oluşturabilirsiniz. Tırnakla-rınız bu kalemlerle adeta sanatsal bir tablo görünümüne kavuşuyor.

Şerit Desenli Tırnak; Tırnaklarınızda farklı renklerde şerit desenleri oluşturmak için önce zemine bir kat oje sürün. Kuruduktan sonra tırnak bantlarını üzerine yapıştırın.

Desenli Tırnak için; Farklı şekil ve desen-lerdeki fimo hamuru tırnakları da renk-lendiriyor. Uzun şeritler halindeki fimo hamurunu ince kalınlıklarda kesip ojeli tırnağınızın üzerine yapıştırıcı yardımı ile yerleştirin. Ya da ojeyi biraz kalın sürüp kurumadan fimo hamurunu üzerine yerleştirdiğinizde yine aynı sonucu elde edebilirsiniz.

Nail Art ile tırnaklar sadelikten çıkıp alımlı bir görünüme kavuşuyor.

Sana

tın T

ırnak

larda

ki İsm

i

“Nai

l Art

Page 51: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 51

bürolarınızdaki

Showroom-1Eski Sanayi Böl. 8.Cad. No:2 KAYSERI Tel : 0.352.320 34 06 - 0.352.336 32 13

Showroom-2O.Kavuncu Cad. No:241/C Yeni Sanayi Karşısı KAYSERI Tel : 0.352.332 38 28

www.atacelsan.com

sınırsız konfor

EPİK

A

Page 52: for life 02

52 | ForLife | Nisan 2013

GELİNLİK SEÇİMİNİZ NASIL OLMALI?Hayatınızın en özel ve güzel gününde masallardaki prensesleri andıran bir güzelliğe sahip olmak, gelinlik seçiminizi doğru yapmanız ile mümkün.

Hayallerinizi süsleyen gelinliği bulmak biraz zor olsa da bedeninizi tanımadan ya-pacağınız tercih işinizi iyice zorlaştıracak-tır. Bu yüzden rüya gibi bir gelinliğin içinde unutulmaz dakikalar geçirmek istiyorsanız gelinlik tercihinizi doğru yapmanıza yar-dımcı olacak önerilerimizi dikkate alın. Ge-linlik seçimizde fiziğinizin, karakterinizin ve düğün mekânının önemini unutmayın.

2013 Gelinlik RüzgârıHer bayanın rüyalarını süsleyen bembeyaz gelinliklere bu dönem krem, pudra ve hafif pembemsi gelinlikler de eşlik ediyor. Dan-teller ve prenses modellerde 2013 yılında yerini alıyor. Eski dönemleri yansıtan sade krem gelinliklerin yanında ipek kumaşların üzerine işlenen taş ve inciler de dikkat çekenler arasında. Straplez kesim, işlemeli gelinlikleri de unutmayalım

Fiziğinize Uygun Bir Seçim Yapın Hayallerinize uygun sizi en iyi yansıtacak gelinliği seçerken fiziki yapınızı dikkate almanız size bu konuda yardımcı olacaktır.

Page 53: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 53

-İnce ve uzun boylu iseniz; bu konuda şanslı sayılırsınız. Uzun boyunuza ince fiziğiniz de eşlik ediyorsa birçok gelinlik modelini rahatlıkla taşıyabilirsiniz. Strap-lez kesim, kabarık gelinlikler, kat kat volanlı etekler, boydan bütün drapeli ve büstiyerli iki parçalı gelinlik modelleri sizi harika gös-terecektir. Uzun kollu ve yukarı kesime sahip modellerden uzak durmalısınız. Çünkü bu kesimler sizi daha uzun gösterecektir.

-Kısa boylu iseniz; boyunuzu uzun göstermek adına gelinli-ğinizin etek boyu ve modelinin kabarık olmayan, hafif kuyruklu olmasına dikkat edin. Düz kesim, vücudu yukarı çeken askılı, v yakalı, evaze etekli modeller ya da kısa kesimler sizi daha uzun gösterecektir. Süslemeli motif seçimlerinde ise küçük ve uzunlamasına tasarımlar seçmeli-siniz. Saçlarınızı toplamanız da boyunuzu daha uzun göstermeni-ze yardımcı olacaktır.

-Kilolu iseniz; kulptan açılımlı parçalı ve evaze etekli modeller sizi daha zayıf gösterecektir. Hatları belli etmeyen hafif dökümlü kumaşlar fazlalıkla-rınızı saklayacaktır. V modeli kilolarınızı ön plana çıkaracağın-dan etek seçiminiz A formunda olmalı. Şeritsiz kabarık modeller de tercihleriniz arasında olabilir.

Kalın kollarınız varsa; teninizi göstermeyen dantelli modeller tercih etmelisiniz. Omuzlarınızı açıkta bırakan geniş yakalı mo-dellere eşlik eden zarif danteller kollarınızı daha ince göstermeye yardımcı olacaktır.

-Büyük göğüslü iseniz; straples, dekolteli gelinliklerden uzak durmalısınız. Üst bedenin çok dar olmadığı ve v kesime sahip gelinlik tercih etmeniz daha uygun olur. Gelinlik askısının bü-tünden yükselmesi daha zarif bir görüntü oluşturacaktır. Dikkati gelinliğin diğer kısımlarına da kaydırmak için değişik ayrıntıla-rın olmasına önem verin. -Küçük göğüslü iseniz; üst kısmı daha belirgin gösterecek olan balenli, göğüs cub’ı sütyen kesimli, göğüste hafif drape, aksesuarlı olan modeller tercih etmelisiniz. Push up kalıplar da dolgun bir görünüm elde etmeni-zi sağlayacaktır. Derin dekolteler-den de uzak durun.

-Basen kısmınız geniş ise; parçalı bir üst tercih etmelisi-niz. Ön kısmın üçgen şeklinde bir görünüm sergilemesi de belinizin ince görünmesine yardımcı olacaktır. Omuzlarınızı açıkta bırakacak, straplez bir model de dikkatleri üst kısma çekecektir. Basenden başlayan

kabaran modeller de baseninizi kapatmanızı sağlayacaktır. Vücut hattınızı ortaya çıkartacak saten kumaşları da tercih etmemenizde fayda var.

GELİNLİK TERCİHİNİZDE DÜĞÜN MEKÂNI ÖNEMLİVücut yapınıza uygun hayaliniz-deki gelinliği bulmuş olabilir-siniz. Ancak ihmal etmemeniz gereken önemli bir nokta daha var. O da düğün mekânınızın ne-rede olacağı. En özel gününüzün hayallerinizdeki gibi geçmesini istiyorsanız öncelikle düğün mekânınıza karar verip ona uy-gun bir gelinlik seçimi yapmaya özen gösterin.

-Kır düğünü yapmayı düşü-nüyorsanız; gelinlik seçimizi sadelikten yana kullanmalısınız. Gelinliğinizin kuyruğunun düğünde başınıza dert olmasını istemiyorsanız kuyruk seçi-minizin kısa olmasına dikkat edin. Hareketlerinizi olumsuz engellememesi için kumaşının hafif olmasına, kabarık olmama-sına özen gösterin. Uçuşan, hafif kumaşlardan yapılan, organze çiçeklerle süslü gelinlikler kır düğünleri için en ideal olanları. Düğünün yapılacağı mekânın zemininin de önemini unutma-yın. Toprak zemin hakim ise ayakkabılarınızın fazla topuklu olmamasına ve gelinliğinizin yer-

lerde fazla sürünmeyecek şekilde olmasına dikkat edin.

-Balo salonunda yapmayı düşü-nüyorsanız; gelinlik seçiminizi şıklıktan yana kullanmalısınız. Kabarık etekler; uzun kuyruk; dantelli, işlemeli kumaşalar; dekolteli modeller balo salonun estetiğine uyum sağlayacaktır. Seçtiğiniz gelinlik ile göz alıcı bir güzelliğe ulaşmalısınız. Saçınız ve makyajınızda gelinliğinizin şıklığına uyum sağlamalı.

-Tarihi bir mekânda yapmayı düşünüyorsanız; tarih kokan bir yerin büyüleyici atmosferine uygun bir gelinlik tercih etmeli-siniz. Tarihi mekânın eşsiz doku-suna gelinliğiniz de eşlik etmeli. Eski tarz gelinlik olarak bilinen ve son yılların moda gelinlikleri arasında yer alan vintage gelinlik alabilir ya da anneannelerinizin sandıkta saklı gelinliklerini giyerek mekânın yaşanmışlığına uyum sağlayabilirsiniz. -Sosyal tesiste yapmayı düşünüyorsanız; sosyal tesisin rahatlığına sizde ayak uydurun. Sosyal tesislerde önemli olan mekânın estetiğinden çok bir ara-da olup bu mutlu günü yakınlarla paylaşmak olduğundan gelinlik tercihiniz sadelikten yana olmalı. Gelinlikten çok sizin güzelliğiniz ön plana çıkmalı.

Page 54: for life 02

54 | ForLife | Nisan 2013

DAMATLIK SEÇİMİNİZ NASIL OLMALI?

Gelin adayları kadar olmasa da damat adaylarını

da hayatlarının en özel günü olan

düğünlerinde nasıl bir damatlık

giyeceklerinin telaşı sarar.

Page 55: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 55

Damat adayları düğünün en yakışıklı ve göz alıcı erkeği olup olamaya-cağınız konusunda kaygılanmanıza gerek yok. Nasıl bir vücut yapısına sahip olursanız olun size uygun bir tasarım bulmanız mümkün. Yeter ki bedeninizi tanıyarak doğru bir seçim yapmaya çalışın.

2013 Damatlık Rüzgârı2013 yılı damatlıklarına baktığımızda siyah rengin ön planda olduğu-nu görüyoruz. Ceketlerin içine de yelek ile farklı bir hava yaratılıyor.

Beyaz ve tonları gündemdeki yerini bu yıl koyu renklerin hâkimi-yetine bırakıyor. Sert çizgilerin vurgulandığı sade, taşsız koyu tonlu damatlıklar ön plana geliyor. Vücuda oturan kesimler dikkat çekiyor. Papyon ve kravatlı bir damatlık bu dönemde de olmazlar arasında. Farklı bağlama şekilleri ile ayrı bir tarz yakalamak da sizin elinizde. Bunun yanında kravatsız, spor damatlıklar 2013 yılında ön planda olacak.

BEDENİNİZE UYGUN BİR SEÇİM YAPINZayıf ya da şişman, kaslı ya da kassız nasıl bir vücuda sahip olduğunuzu dikkate alıp damatlık seçiminizi ona göre yapmalısınız.

Zayıf bir yapıya sahipseniz; şanslı bir damat adayısınız. Bedeninize uygun bir damatlık bulmada zorluk yaşamayacağını-zı söyleyebiliriz. Slim fit damat-lıklar tam size göre. Vücudunuza oturan pantolon, ceket ve gömlek üçlüsü şık bir görünüm yakala-manıza yardımcı olacaktır.

Kaslı bir vücudunuz varsa; dar kesim, slim fit modellerden uzak durmanızı öneririz. Kaslı bir bacak ve kollara sahipseniz dar kesim bir damatlık tercih ettiğinizde vücudunuzda kaba,

şık olmayan bir görünüm ortaya çıkarırsınız. Bu yüzden bol kesim bir damatlık seçimi yapmaya özen gösterin.

Fazla kilolara sahipseniz; faz-lalıklarınızı kapatmak için koyu renk bir damatlık seçmelisiniz. Siyah bir damatlık sizin için ideal bir seçim olacaktır. Ceketinizin düğmelerini de açık bırakmanız göbeğinizdeki fazlalıkları kamuf-le etmenize yardımcı olacaktır. Kemer detayına da önem verme-lisiniz. Kemer ile göbeğinizdeki fazlalıkları dağıtan bir görünüm sağlayabilirsiniz.

SEÇİMİNİZDE MEKÂNI DA DİKKATE ALINDamatlık seçiminizi yapmadan önce düğününüzü nasıl bir mekânda yapacağınıza karar

vermeniz hayatınızın bu özel gününde daha şık bir görünüm yakalamanıza yardımcı olacaktır.

Kır düğünü yapmayı düşünü-yorsanız; doğanın içerisinde doğal ve göz alıcı bir görünüm sergilemelisiniz. Bunun için krem ve beyaz tonlarında bir damatlık tercih etmeniz şık bir görünüm elde etmenize yardımcı olacaktır. Tamamen beyaz yerine beyaz aranjmanlı bir damatlık seçebilirsiniz. Düğününüz deniz kenarı veya teknede olacaksa rahatlığın ön planda olacağı keten bir damatlık düğününüzü keyifli bir şekilde geçirmenizi sağlayacaktır.

Salon düğünü yapmayı düşünüyorsanız; şık bir damatlık mekânın estetiğine

uyum sağlamanıza yardımcı olacaktır. Sert çizgilerin hâkim olduğu koyu renk bir damatlık göz alıcı bir görünüme kavuş-manızı sağlayacaktır. Şık blazer ceketi tamamlayacak olan siyah pantolon da üzerinizde hoş bir görünüm sergileyecektir. Otel ya da balo salonunda bir düğün yapacaksanız o zaman tercihi-nizin smokinden yana olması gerektiğini unutmayın.

Nikâh sonrası küçük bir kutlama yapacaksanız; smokin yerine rahat ve şık bir takım elbise giymeniz yeterli olur. Sevdiklerinizle birlikte katılaca-ğınız bir restoranda yemekli bir kutlama yapacaksanız sade koyu renk bir takım elbise daha uygun olacaktır.

Page 56: for life 02

56 | ForLife | Nisan 2013

2013 İlkbahar Koleksiyonu ile Mango yine göz dolduruyor. Skeri desenler, safari tonların yanında mercan, fuşya, mint ve zümrüt yeşili gibi canlı renkler koleksiyona hâkim. Jeanler yine koleksiyonun ayrılmaz parçalarından olmaya devam ediyor. Abiye kıyafetlerde ise siyah ve beyaz hâkimiyetini koruyor. Militer ceketlerden, seksi şortlara, maskülen kesimlere, kısa üstlere, tulumlara kadar çok renkli bir koleksiyon Mango’da sizleri bekliyor.

Bayan modasının dikkat çeken markaların-dan Roman’ın 2013 İlkbahar Koleksiyonu’n-da 60’lı yılların esintisi var. Dantel, drope kabartmalar, payet ve ipek kumaşlar kolek-siyonunun ana parçalarından. Zebra desenle-rin yanı sıra çizgili ve puantiyeli detaylar da dikkat çekiyor. Soft renklerin hakim olduğu koleksiyonda yarım kollu tüvit ceketler tüvit şortlarla uyum yakalamış. Gece elbiselerin-de ise Fransız danteller ve değerli taşlarla işlenmiş ipek kumaşlar yer alıyor.

Network’ün 2013 İlkbahar Koleksiyonu’nda etnik, neo romantik, marin militer ve art deco temaları yer alıyor. Renklerde toprak ve sıcak tonlar, pastel renkler ve siyah beyaz hâkimiyeti dikkat çekiyor. Kumaşlarda ise ipek, süet ve doğal dokular hâkim. Kolek-siyonda etnik desenler, şifon, dantel ve geometrik desenler de öne çıkıyor.

2013

Page 57: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 57

İlkbahar Koleksiyonu

Lacoste’un kendini genç hissedenlere yöne-lik markası Lacoste Live’in 2013 İlkbahar Koleksiyonu sunduğu renk çeşitliliği ile cesur erkeklere hitap ediyor. Parlak, sarı, turuncu, saks mavisi, petrol mavisi ve kırmızı tonlarının hakim olduğu koleksiyon, dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Afrika esintili gömlekler, havacı ceketler ve polo tişörtler koleksiyonun öne çıkan parçaları arasında.

2013 İlkbahar Koleksiyonu ile Beymen Club, rahatlığın ön planda olduğu bir tarz sergili-yor. Ekose gömleklerde pastel tonlar dikkat çekiyor. Mercan, gök mavisi ve parlak yeşil tonlarla sportif etki yaratılıyor. Renkli ve şık tarzı ile moda severlerin karşısına çıkan Beymen Club, iddialı bir koleksiyona sahip. Farklı ve sportif bir tarza sahip olan Tommy

Hilfiger’ın 2013 İlkbahar Koleksiyonu renkli ve desenli yapısı ile göz dolduruyor. Mavi renklerin ağırlıklı kullanıldığı koleksiyonda çizgili, ekoseli ve puanlı gömlekler dikkat çekiyor. Kırmızı, beyaz ve lacivert renklerin hakim olduğu koleksiyonda sarı tonları da ön planda. Spor kıyafetlerin şık tasarımlarla tamamlandığı koleksiyon, kendini genç ve dinamik hissedenlere hitap ediyor.

Page 58: for life 02

58 | ForLife | Nisan 2013

Kulaklarda

BAY JÇınlayan Ses

Radyocu ve sunucu kimliği ile tanıdığımız Bay J’ye Kayseri Forum Alışveriş Merkezi’ndeki programı sonrasında merak edilen soruları yönelttik.

Asıl adı Jerfi Benveniste olan Bay J kariye-rine opera solistliği, radyo programcısı ve televizyon sunucusu gibi bir değil birçok alan ile yön veren başarılı bir kimliğe sahip.

Yaptığınız çalışmalar kadar isminizin anlamı da merak konusu. Bay J ismini almanızın hikâyesi nedir?Adımın ilk harfinin okunuşu “J”! Ama hemen öncesinde bu sahne adına karar ver-meye çalışırken aklımıza Joker de gelmişti. Yani adımdan bağımsız olarak da hep bir “j” harfi üzerinde dolanıyorduk zaten, biz de bunu seçtik.

Radyo programcısı olmaya nasıl karar verdiniz?Tam olarak “karar” vermiş sayılmam as-lında, gençken yapmayı denediğim mes-leklerden biriydi. Hiç kopmadım, en kötü ihtimal hobi olarak kalır diye düşündüm ama herhalde radyo sanayisindeki büyük bir boşluğu doldurmuş olacağım ki yıllar sonra hala canlı yayındayım.

Yıllarca radyo programcılığı yaptıktan sonra sizi televizyona yönlendiren unsur ne oldu?Tam olarak bilmiyorum. Sanırım 20 yıllık rutinimi bir şekilde başka bir açılımla kırar-

sam benim için daha faydalı olacağını, beni de daha verimli yapacağını düşündüm.

Kısa bir süre önce bir televizyon progra-mında seslendirdiğiniz şarkılar ile büyük bir beğeni kazandınız. Böylesine kaliteli ve etkileyici bir sese sahipken albüm yapmayı düşünüyor musunuz?Albüm sanatçısı olmak, bu sektöre girmeye karar vermek radyodan çıkıp televizyonda birkaç program sunmaya benzemiyor. Öyle yoğun bir konsantrasyon ister ki başka hiçbir şey yapmamanız gerekir. Sanatınıza konsantre olup işi bitirene kadar da başka kafaya girmemeniz gerekir ya da ben öyle olması gerektiğini düşünüyorum. Zaten şu an yaşam düzenim de bunu yapmama müsait değil.

Genelde radyo programcıları, sesi ile ön plana geldiği için görünümleri her zaman gizem konusudur. Siz televizyon ekran-larında görünümünüzü deşifre ettikten sonra nasıl tepkiler aldınız? Dönem dönem bunu deneyen meslektaşla-rım kadar tepki almadım. Evet, başta ne te-levizyonu sen radyocusun diyenler oldu ama hiçbir zaman kalitesi düşük bir yapımda yer almadım. Tipimle ilgili yorumlara gelecek olursak biri çirkin dedi, bir diğeri hastasıyım

ölürüm dedi. Hepsine ok.

Yakın bir zamanda bir dizi ya da sinema projesinde yer almayı düşünüyor musu-nuz? Yeni projeleriniz var mı?Son dönemde bir aktör menajeriyle çalışma-ya başladım. Sinema ve televizyon projele-rinde oynamak için girişimlerimiz var.

Kendinizi tek cümle ile nasıl tanımlarsı-nız?Yakıcı madde, yaklaşma!

Radyo programlarınızda genellikle kadın ve erkek ilişkilerine değiniyorsunuz. Özel hayatında Bay J nasıl biri?Tabi sağduyulu insanlar, programda an-lattığım gibi bir hayatım olduğuna büyük ihtimalle inanmıyordur diye düşünüyorum. Günlük hayatım çoğunlukla işim, oğlum ve sevgilim arasındaki bir üçgende geçiyor. Ama asla rutin değil, çok çeşitli mesleklerim olduğu için rutin sürekli kırılıyor.

Sanatın bu kadar içinde olan biri olarak en son hangi kitabı okudunuz ve filmi seyrettiniz?Şu anda uzun zamandır okumak isteyip bir türlü başlayamadığım “Charles Bukows-ki’nin Kadınları” nı okuyorum. Son izlediğim film Pi’nin Hayatı.

Röportaj: Ayşegül KORKUT

Fotoğraf: LÜtfiye Dilekmen

Page 59: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 59

Albüm sanatçısı olmak, bu sektöre girmeye karar vermek

radyodan çıkıp televizyonda birkaç program sunmaya benzemiyor. Öyle yoğun

bir konsantrasyon ister ki başka hiçbir şey yapmamanız gerekir. Sanatınıza konsantre

olup işi bitirene kadar da başka kafaya girmemeniz

gerekir ya da ben öyle olması gerektiğini düşünüyorum.

Zaten şu an yaşam düzenim de bunu yapmama müsait değil.

Page 60: for life 02

60 | ForLife | Nisan 2013

Pantolon 99.90 TLTriko Hırka 119.90 TLSweatshirt 69.90 TLBabet 59.90 TLÇanta 99.90 TL

Yelek 189.90 TLSweatshirt 69.90 TLJean 119.90 TLAyakkabı 99.90 TLÇanta 79.90 TL

Ceket 269.90 TLÇizgili Gömlek 79.90 TLBeyaz Etek 89.90 TLBabet 49.90 TLÇanta 169.90 TL

KADIN

ALI

ŞVER

İŞ

Page 61: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 61

Sweatshirt 99.90 TLMont 189.90 TLJean 139.90 TLAyakkabı 179.90 TL

Chino Pantolon 99.90 TLGömlek 89.90 TLTriko Kazak 99.90 TLAyakkabı 199.90 TL

Chino Pantolon 129.90 TLGömlek 89.90 TLTriko Kazak 79.90 TLAyakkabı 179.90 TL

ERKEK

Page 62: for life 02

62 | ForLife | Nisan 2013

Ayakkabı 89.90 TL

Çanta 59.90 TL

Ayakkabı 99.90 TLÇanta 59.90 TL

Ayakkabı 69.90 TL

Küçük Çanta 49.90 TL

Büyük Çanta 69.90 TL

Ayakkabı 59.90 TLÇanta 49.90 TL

Ayakkabı 149.90 TL

Çanta 59.90 TL

Ayakkabı 99.90 TL

Çanta 79.90 TL

Terlik 139.90 TL

Çanta 59.90 TL

KADIN

ALI

ŞVER

İŞ

Page 63: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 63

Ayakkabı 119.90 TL

Ayakkabı 139.90 TL

Ayakkabı 119.90 TL

Ayakkabı 169.90 TL

Ayakkabı 169.90 TL

Ayakkabı 169.90 TL

Ayakkabı 159.90 TL

ERKEK

Page 64: for life 02

64 | ForLife | Nisan 2013

399.90 TL

399.90 TL

399.90 TL

399.90 TL

399.90 TL

284.90 TL

399

.90

TL

424.90TL

ALI

ŞVER

İŞ

Page 65: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 65

Bir döneme damgasını vuran 90’lı yılların müziği, filmleri kadar modası da hatırlardan çıkmıyor. Kısa dar üslerin altına giyilen yüksek bel bol jeanlere kimi zaman da hem bol hem de vatkalı bluz ve t-shirtler eşlik ediyordu. Kareli gömlekler, çiçek desenli fırfırlı etekler, denizci t-shirtler ve kolej kazakları o dönemin hit kıyafetleri arasında dikkat çekiyordu. Rock giyim tarzı da o dönem gözdeleriydi. Kalın çerçeveli gözlükleri de unutmayalım. Bayanlarda saç modeli olarak ise kabarık saçlar tercih edilirken kısa saçlarda da kuyruk bırakma modası yaygın-dı. Erkeklerde ise ensede bırakılan saçlar dikkat çekiyordu.

90’LAR MODA

FREKANS

Page 66: for life 02

66 | ForLife | Nisan 2013

Küçük dokunuşlarla gelen farklılıklarEv dekorasyonuna önem veriyor ya da sevdiklerinize küçük hediyeler armağan etmek istiyorsanız işte sizlere önerdiğimiz birbirinden farklı ürün seçenekleri.

Mini Flower Uzun Önlük, 42 TL

Seremella Seramik Tabaklı Mumluk, 58 TL

Sense Kitaplık(Wenge-Akçaağaç), 222 TL

Apolena Akşam Gezintisi Kanvas Saat, 89 TL

Cafe Vogue Keyif Tepsisi,56 TL

Oscar Stone Charlie Taş Bardak Altlığı (4 Adet), 29 TL

Chic Metal GitarlıKitap Tutucu, 49 TL

Moda Canvas Mo-282 Tablo-4 Parçalı, 174 TL

ALI

ŞVER

İŞ

Page 67: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 67

Bundera Kalpli Duvar Akvaryumu, 28 TL

Q Too Change Bozuk Para Çanağı, 34 TL

İkea Blomster 3’lü Mumluk, 29 TL

Dekoin Kırmızı Burgulu Vazo, 39 TL

Life Şarap Tutacağı, 36 TL

Dekomanya Telefon Kulübesi CD’lik, 184 TL

Dekotrends Tek Motorlu Metal Uçak, 99 TL

Mudo Duvar Saati, 195 TL

Koçtaş Napoli Aplik, 39 TL

Page 68: for life 02

68 | ForLife | Nisan 2013

Bernardo Renkli Bıçak Seti, 59 TL

Mutfak AlışverişiEvlerin vazgeçilmez mekânı mutfaklarda yaşamınızı kolaylaştıracak ve mutfağınıza renk katacak birbirinden güzel ürünler sizleri bekliyor.

Arçelik Buz Kırma Makinesi, K-8020, 139 TL

Vacu Vin Pratik Kivi Soyacağı, 27 TL Sunny Nar Tanem Rondo, 67 TL

Beko Buharlı Temizleyici, 299 TL

Korkmaz Tost Makinesi, 109 TL

Monkey Business Kendi Masa Örtünü Yap ( Diy Table Cloth ), 34 TL

Mudo Peçete Yüzüğü, 39 TL

ALI

ŞVER

İŞ

Page 69: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 69

Vacu Vin Çekmeceli Kesme Tahtası, 114 TL

Tefal Fresh Express Rende, 199 TLTakkunya Happy Dancers

Kupa, 29 TL

Simens Sıcak Tutma Çekmecesi, 1.133 TL

Karaca Raks Non-Stick Balık Güveci, 119 TL

Zyliss Rotary Peynir Rendesi, 82 TL

Remetta Tortina 46 Parça Kahvaltı Seti, 141 TL

QToo Biberlik, 89 TL

Ar704 Arzum Holdy (Ütü Altlığı Ve Askılığı), 28 TL

Eggies Kabuksuz Yumurta Haşlayıcı, 14 TL

Page 70: for life 02

70 | ForLife | Nisan 2013

Page 71: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 71

Küçük sürprizler yapın. Sevdiğiniz kişiyi etkilemek istiyorsanız beklenmedik sürprizler yaparak onu şaşırtabilirsiniz. Çantasına ya da masasına sevginizi anlatan küçük notlar bırakın. Özel bir güne ihtiyaç duymadan bir demet çiçek, küçük bir hediye alarak sevindirin.

Baş başa özel bir yerde yemeğe çıkın. Kendinizi özel hissettirecek, kalabalık olmayan bir restoranda baş başa yemeğe çıkabilir ya da kendi elinizle hazır-ladığınız yemeklerle donatılı şık bir masa hazırlaya-bilirsiniz. Yemekte de diğer günlerden farklı olarak kıyafetiniz, saçınız ve makyajınızla büyüleyici bir görünüm sergilemeyi de ihmal etmeyin.

Aşk dolu mesajlar gönderin. Birbirinize söyleyece-ğiniz aşk sözcükleri, ilişkinizi durağanlıktan kurtar-maya yardımcı olacaktır. Gün içerisinde birbirinize atacağınız sevgi mesajları gününüzün daha heyecan dolu geçmesini sağlayacaktır. Birlikte farklı aktivitelere katılın. İşten arta kalan zamanlarınızda evde oturmak yerine her ikinizin de zevk aldığı bir sosyal aktiviteye katılarak hoş dakika-lar geçirin. Birlikte sinemaya, tiyatroya gidebilir ya da adrenalin salgılamanızı sağlayacak bir spor yapabilir-siniz. Birlikte romantik bir yürüyüş yapabileceğiniz bir yerde kır gezisi düzenleyebilir, dağa tırmanıp, ata binerek de eğlenceli bir gün geçirebilirsiniz.

Düşüncelerinizi kâğıda dökün. İçinizde sakladığınız duygularınızı, gözlerine bakarak söylemeden önce

kağıda dökün. Onun için yazacağınız bir şiir ya da hikâye sevdiğiniz kişinin yüreğinde alacağınız değerli bir hediyeden daha etkili bir iz bırakacaktır. Aşkınızı dile getiremeyip içine atan bir yapınız varsa duygula-rınızı kâğıda dökerek ona iletmek sevginizi gösterme-ye yetecektir.

Dikkatinizi dağıtacak etkenleri ortadan kaldı-rın. Sevgilinizle beraberken televizyon, telefon gibi birbirinize vakit ayırmanıza engel olabilecek iletişim araçlarına kısa süreliğine ara verin. Sıcak bir kahve ve müzik eşliğinde birbirinizi dinleyip sorunlarınızı, dertlerinizi paylaşmaya çalışın.

Arkadaşlarınızla bir araya gelerek eğlenceli vakit geçirin. Bir araya geldiğinizde yapacak bir şey bula-mıyorsanız ortak arkadaşlarınızla birlikte eğlenmek size iyi gelecektir. Birlikte müzikli bir eğlence mekâ-nına gidebilir; evde sessiz sinema, tabu, monopoly, scrabble, uno gibi oyunlar oynayabilirsiniz.

Duygularınızı hareketlendirin. Kaybolan heyecanı-nızı tekrar yerine getirebilecek eylemlerde bulunun. “Seni seviyorum” sözcüğünü çekinmeden gözlerinin içine bakarak dile getirin. Beklemediği anda ona sımsıkı sarılın, yanağına küçük bir öpücük kondurun. Aranızdaki durağanlığı ortadan kaldıracak eğlenceler düzenleyin. Sürpriz bir parti ya da baş başa olacağınız bir tatil monotonlaşan ilişkinizi canlandıracaktır.

Sevdiğiniz insanla aranızdaki ilişki ilk günkü canlılığını kaybettiyse üzülmeyin. Duygularınızı

hareketlendirecek, aşkınızı tekrar ortaya çıkaracak küçük dokunuşlar ile ilişkinizi eski güzel

günlerine döndürebilirsiniz.

İLİŞKİNİZİMONOTONLUKTANKURTARIN!

Page 72: for life 02

72 | ForLife | Nisan 2013

Ayaklardan Bedene

RefleksolojiUzak Doğu kökenli bir masaj yöntemi olan refleksoloji, ayak ve ellerimizde bedenin tüm organlarına karşılık gelen refleks noktalarını uyararak vücudumuzdaki birçok rahatsızlığı tedavi ediyor. Ayaklarımız yürümemizin dışında uygulanan özel ovma teknikleri ile sağlıklı bir yaşam sürmemizi de sağlıyor. Refleksoloji sayesinde vücudun belli bölgelerinde bloke olan enerjiler çözülerek bedenin adeta nefes alması sağlanıyor.

Refleksolojinin Zaman Tüneline Yolculuk Geçmiş uzantısına baktığımızda M.Ö. 2500’lü yıllara kadar uzanan refleksoloji, ilk olarak Mısır’da ortaya çıkar. Sonrasında Hindistan, Japonya ve Çin’e kadar yayılır. 1900’lü yıllara geldiğimizde ise Amerikalı Dr. William Fitzgerald refleksolojiyi hasta-larının ağrılarını dindirmek için uygulamaya başlar. Tarihler 1930’u gösterdiğinde ise tıbbi masöz olan Eunice Ingham, ayaklara basınç yaparak vücudu sağlıklı hale getirebi-leceğini keşfetmiş. Bunun üzerine vücudun her bölgesiyle ilgili refleks noktalarını belirleyerek ayak haritasını çıkarmış ve refleksolojinin günümüzdeki halini almasını sağlamış.

Tıbba Alternatif Zahmetsiz Tedavi Yön-temiRefleksoloji ile ayak tabanı on enerji kanalına ayrılıyor. Vücudun herhangi bir

kısmı da ayak tabanındaki refleks alanı üzerinde yapılan masaj ile uyarılıyor. Refleks noktalarının ayak tabanındaki sıralaması ise vücudumuzdaki sıralamayla benzerlik gösteriyor. Ayak başparmağı, vücudumuzdaki başımızı temsil ederken diğer organlarımızda başparmaktan aşağıya aynı şekilde sıralanıyor. Özel ve parmak teknikleriyle ayak tabanındaki refleks noktalarına uygulanan baskı, bedendeki stresin azalmasını sağlıyor. Refleks bölgeleri masajı uygulaması için başparmak hareketi, parmak hareketi, ovma hareketi, sıvazlama hareketi ve sıkma hareketi olmak üzere toplam beş basma tekniği bulunuyor. Tedavi, başparmak veya başka bir parmağın kenarıyla basınç uygulanarak saat yönünde döndürülmesinden oluşur.

Refleksolojinin Bilinmeyen FaydalarıHayatın temposu içinde koştururken kimi zaman yoğun stres altına girip kendi sağlığımızı unuturuz. Hastalıkların büyük kısmının da stres kaynaklı olduğunu düşündüğümüzde bedenimizin ferahla-maya ne kadar ihtiyacı olduğu aklımıza gelir. Ancak stres altına girmekten yine de kendimizi kurtaramayız. Yaşadığımız strese bağlı olarak da vücut enerjimiz belirli bir süreden sonra bloke olur. Bedenimizin enerji yollarında meydana gelen tıkanıklık giderilmediğinde ise hastalıklar kendini

Bedenimizin önemli bir parçası olan ayaklarımız, refleksoloji yöntemi ile vücudumuza şifa dağıtıyor.

belli etmeye başlar. Bu esnada devreye giren Refleksoloji ile refleks bölgesine masaj yapılarak tıkanıklık giderilir.

Refleksolojinin bedene olan faydalarını sayacak olursak;- Kandaki yüksek kolesterolü düşürüyor.- Hormonları dengeleyerek adet sancısını azaltıyor.- Kanser, yaşlanma gibi hücre yapısı-na zarar veren kimyasalların sayısını azaltıyor.- Kabızlık gibi bağırsak problemlerini ortadan kaldırıyor.- Böbrek ve idrar yolu taşlarının neden olduğu ağrıları azaltıyor.- Stres kaynaklı rahatsızlık olan sinüzit ve migrenin neden olduğu baş ağrılarını ve diş ağrılarını ciddi derecede azaltıyor. - Panik atak ve depresyonu ortadan kaldırıyor.- Kan dolaşımını ve kan basıncını düzenliyor.- Detoks etkisi yaratarak vücudu toksin-lerden arındırıyor.- Mide rahatsızlıklarını gideriyor.- Uyku problemleri de refleksoloji ile ortadan kalkıyor.- Yeni doğan bebeklerin nörolojik gelişimlerini sağlıyor.- Çocuklarda fiziksel ve zihinsel gelişimi destekliyor.

Page 73: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 73

Page 74: for life 02

74 | ForLife | Nisan 2013

Çocuk Gelisiminde

Page 75: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 75

Oyuncak Seçimlerinizde Yaşı Dikkate Alın

Hayal dünyasının kahramanları oyuncaklar, her yaş gru-bundan çocuğun eğlenceli vakit geçirmesini sağlarken gelişimini de etkisi altına alıyor.

7’den 70’e oyuncakların büyüleyici güzelliğine hayran olmayan yoktur. Oyuncaklar alımlı güzellikleri saye-sinde her yaştan insanı kendine çekmeyi başarsa da onların sihirli dünyasının tadını en çok çıkaran çocuklar oluyor. Çocuğunuzun gelişim sürecinin yanında zihin-sel, bedensel ve psikolojik yapısını da biçimlendiren oyuncaklar, hayal gücü ve yaratıcılığı etkilemesi ile dikkatleri çekiyor. Yalnız her oyuncak tipi her çocuk için doğru bir tercih olmuyor. Çocuğunuzun sağlıklı bir gelişim evresinden geçmesini istiyorsanız oyuncak seçimlerinizi yaparken çocuğunuzun yaşını ve oyuncak-ların doğal malzemesini dikkate almaya özen gösterin. Çünkü zararlı kimyasallardan yapılan oyuncaklar, onun-la temasa geçen çocukta ciddi sorunlar yaratabiliyor.

0-6 aylık çocuklar içinDünyaya gözünü yeni açan bebekler ilk 6 aylık dönemde kendi vücut dillerini keşfetmeye başladıklarından daha çok kendi el ve ayakları ile oynamayı tercih ederler. Kimi zaman ayaklarını ağızlarına götürerek, kimi zaman da parmaklarını emerek eğlenmeye çalışırlar. Bu dönemde renklere ve seslere karşı duyarlı olan bebekler için yatağın üzerine asılan, ses çıkaran, hareket eden renkli oyuncaklar tercih edilebilir. Bunun yanında yumuşak yapılı çıngıraklar, pelüş oyuncaklar alınabilir.

6-12 aylık çocuklar içinOturma kabiliyetini kazanan bebeğiniz diş çıkarmaya da başladığı için diş kaşıntılarını hafifletecek diş halkaları, çıngıraklar, renkli halkalar, toplar eğlenceli vakit geçirmesini sağlayacaktır. Eline aldığı her şeyi ağzına götü-receği için sert olmayan, köşeleri olmayan oyuncaklar tercih etmeye özen gösterin. Yaşına yaklaşmaya başlaması ile birlikte renkli resimler, bebekler ve arabalar dikkatini çekmeye başlar.

1 yaşına adım atan çocuklar içinYavaş yavaş emeklemeye başlayan çocuğunuz için üzerine oturabileceği oyuncaklar keyif almasını sağlayacaktır. Bunun yanında yumuşak köşesiz objeler, ses çıkaran oyuncaklar, emeklemesinde yardımcı olacak itmeli ve çekmeli oyuncaklar tercih edebilirsiniz. Parçaları çıkabilen, küçük oyuncak-lardan uzak durun. Banyoda keyifli vakit geçirmesini sağlamak için de yüzen oyuncaklar alabilirsiniz.

2 yaşına adım atan çocuklar içinBu yaş döneminde çocuğunuz için parçalara ayırmak ve bütün oluştur-mak önem taşımaya başladığından iç içe geçen küpler, üst üste konulan oyuncaklar alınabilir. Ayrıca bebekler ve arabalar bu dönemde dikkatlerini çeken diğer önemli nesnelerdir. Renkli tuşları olan müzik aletleri, ses çıkaran ve hareket eden oyuncaklar da keyifli zaman geçirmelerini sağlar. Bu dönemde çevresindeki her şeyi taklit etmeye başladığından minyatür marangoz; doktor alet-gereçleri; hayvanlar, temizlik ve mutfak setleri; resimli kitaplar gelişimlerine yardımcı olur.

3 yaşına adım atan çocuklar içinEllerini kontrollü hareket ettirebildikleri bu dönemde oyun hamurları ve kumla şekiller yaparak yaratıcılıklarını geliştirirler. Kalem tutma yetenek-

leri de geliştiği için farklı renkteki boya kalemleri ile şekiller yapıp resim çizmeye başlarlar. Hareket kabiliyetleri iyice geliştiği için 3 tekerlekli bisiklet ile keyifli sürüş yapabilirler. Yap-bozlar, mıknatıslı tahtalar, sayma oyuncakları ile de zekâ gelişimini artırmalarını sağlayabilirsiniz.

4-6 yaş aralığındaki çocuklar içinKişiliğinin gelişmeye başladığı bu dönemde çocuklar, daha çok açık havada oynamaktan zevk almaya başlarlar. Küçük parçalı aletlerle oynamaya başladıkları bu dönemde boyama, kesme, yapıştırma aktivitelerinin olduğu oyunlardan büyük zevk alırlar. Bu dönemde her türlü ritim enstrümanı, çeşitli boya kalemleri, resim kâğıtları, bilim malzemeleri (büyü-teç, mıknatıs, el feneri gibi), abaküs, resimli kitaplar, sayıları ve sesleri öğreten basit bilgisayar oyunları, kuklalar, legolar ve giydirebilecekleri oyuncaklar da keyif almalarını sağlar. Çizgi film izlemek ve karakterlerin bulunduğu oyuncak ve eşyalara sahip olmak onları mutlu etmeye yeter. Evcilik oynamala-rına yardımcı olacak setler oynamalarına yardımcı olurken dama, satranç gibi sporlara başlamaları da zekâlarını geliştirir.

Okul dönemi çocuklar içinBilişsel becerilerinin ve algısal hareketlerinin geliştiği bu dönemde maketler, yap-bozlar, oyun hamurları, boya kalemleri ile yapılan faaliyetler ilgilerini çeker. Grup halinde top ile oynanan futbol, basketbol, voleybol; seksek gibi oyunlar da eğlenceli vakit geçirmelerini sağlar. Bu dönemde bilgisaya-ra aşırı yönelim sergileyebilirler. Çocuğunuzun dokuz yaşına yaklaşması ile beraber oyuncaklardan uzaklaşıp bilgisayar, video oyunlarına yönelmesi sizi şaşırtmasın. Bu dönem de ayrıca üç boyutlu model uçaklar ve karmaşık yapbozlar da alınabilir. Kitap okumaya başlaması ile birlikte hikâye kitapları da hayal dünyasını genişletmeye yardımcı olacaktır.

Page 76: for life 02

76 | ForLife | Nisan 2013

Mobbing, bir kişi veya gurubun başka bir kişi üzerinde psikolojik baskı ve yıldırma politikası güderek kişinin işyerindeki pozisyonu ile ilgili değişiklik yapılması hatta işten çıkmasına yol açan bir duruma itilmesidir. Mobbing bu anlamı ile kişi üzerinde psikolojik etkileri olsa da bu durum daha çok kişinin işi ile olan ilişkisinde işini kaybetmemek amaçlı katlan-ması gerektiği tutum ve davranışların uzun süreç içerisinde kişide yol açtığı bir psikolojik durumdur. Özellikle kurumsal olmayan, dene-timin az olduğu yerlerde karşılaşılma durumu yüksek olan mobbing, iş yerinde yönetici kadrosunda yer alan kişilerin de karşılaştığı bir durumdur.

Mobbing değişik sebeplerle ortaya çıkabil-mektedir. Kişisel iktidar kaygıları, çalışanın veriminin artırılması sebepleri ya da kişilerin pozisyonlarının değişebileceği kaygısı, cinsiyet farklılıkları, gurup içindeki kişilerin uygula-dığı psikolojik baskı ve zorlaması gibi birçok neden mobbinge neden olmaktadır.

Mobbing ile ilgili Yargıtay ve Danıştay’da yer alan davalardan örneklere yer verecek olursak:Uzun süredir müdür statüsünde çalışan davacı kişi, son zamanlarda işyerinde gerçekleştirilen yeniden yapılanma sonucu yerine yeni bir mü-hendisin istihdam edilerek yetkilerinin elinden alınıp huzursuz edildiği, işverence psikolojik tacize(mobbing) maruz bırakıldığını bildirmiş-tir. Bu durumda davacının iş yerini terk etmesi haklı nedene dayandığından davacının kıdem tazminatına hükmedilmesi gerekirken reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Avukat Hacı Osman Özülkü

ÇALIŞMA HAYATININ KÂBUSU

MOBBİNG

Mobbing, iş yaşamında psikolojik ve hukuki yönü ağır basan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bir başka davada ise davacının nedensiz yere işini yapmamakla suçlanması, yetersiz olarak değerlendirilip aşağılanması, en basit olaylarda dahi yazılı savunma istenerek taciz edilmesi, işten ayrılmaya zorlaması ve duygusal taciz nedeniyle manevi yıpranma için manevi tazmi-nat talep edilmiştir. Davacıya üstleri tarafından kötü muamele yapılıp aşağılanarak psikolojik taciz uygulandığı, verilen haksız disiplin cezaları sonucu TİS’ de yapılan düzenlemeye göre de iş akdinin feshi sonucuna kadar varıl-dığı dolayısıyla geçimini emeğiyle çalışarak kazanan davacı isçinin maddi ve manevi kayba uğratıldığı kanaatine varılmıştır. Davacının üzüntüsünü bir ölçüde hafifletebilmek amacı ile davacı lehine manevi tazminata hükmedil-miştir.

Bir diğer davada da mahkemece dinlenen davacı tanığı, davacının amiri konumundaki işyeri çalışanının davacıya zaman zaman bağır-dığını, davacının işyerinde bayılması üzerine hastaneye götürülmesine karşı çıktığını beyan etmiştir. İşten ayrılma belgesi, doktor raporu ve davacı tanığının beyanlarından işyerinde davacı üzerinde psikolojik baskı (mobbing) oluşturulduğu, davacının işten çıkış belgesinde bu yönde beyanının alındığı anlaşılmaktadır. Davacının istifa dilekçesinin gerçek istifa irade-si ile imzalanmadığı psikolojik baskı (mobbing) yolu ile istifaya zorlandığı anlaşılmaktadır. Davacı işçinin iş sözleşmesini feshi haklı olup dava konusu kıdem tazminatı isteğinin kabulü yerine yazılı şekilde reddi hatalı olmuştur.

Mobbingin bir başka türünü anlatan davada ise iş yerinde genel müdür pozisyonunda bulunan kişinin çalışana cinsel ilişki teklifi ve devamı

Page 77: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 77

eylemleri sebebiyle mobbing oluşturduğu yönünde-dir. “İşyerinde çalışırken tacize uğrayıp performans notu düşük gösterilen başka bir işçinin ismini de bil-dirmişlerdir. Taciz olayının etki ve sonuçları temadi etmekte olup davacının olayların vehameti neticesin-de psikolojik bunalıma girmesi, daha evvel perfor-mansına ilişkin olumsuz bir değerlendirme bulun-mamasına rağmen bu olaylardan sonra performans notunun düşürülmesi, işyerine ihtarname çekerek işverenden amiri hakkında soruşturma başlatılarak gerekli tedbirlerin alınmasını istemesi ve akabinde iş akdini bu olaylar nedeniyle feshetmesi nedeniyle temadi eden ve sonuçları itibariyle bir nevi mob-binge dönüşen eylemler karşısında 6 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğinden de bahsedilemez.” Bu tarz olaylar mobbing kaynaklı olduğundan işten haklı nedenle fesih sebebi olarak görülmektedir.

Bu gibi dava örnekleri de gösteriyor ki mobbing gibi haklı bir nedene dayanarak işçi fesih hakkını elde edebilmektedir. 4857 sayılı İş Kanunu “İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı” konusu ile ilgili 24. mad-desinde b) İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa c) İşveren işçiye veya ailesi üyele-rinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnat veya ithamlarda bulunursa d) İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişi-

ler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmadıysa işçinin fesih hakkının saklı olduğunu belirtmektedir.

6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun işçinin kişiliği-nin korunması ile ilgili 417. maddesi de işveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak, saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğunu belirt-mektedir. İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği-nin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür. İşverenin yukarıda-ki hükümler dâhil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlü-ğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir.

19 Mart 2011 tarihli 27879 sayılı resmi gazetede “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlen-mesi” konulu yayınlanan 2011/2 sayılı Başbakan-lık Genelgesi -Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör işyerlerinde gerçekleşen psikolojik taciz, çalışanların itibarını ve onurunu zedelemekte, verimliliğini azaltmakta ve sağlığını kaybetmesine neden olarak çalışma hayatını olumsuz etkilemek-tedir. Bu genelge kapsamında gerekli önlemler sekiz başlık halinde sayılmış ve mobbing şikâyetle-ri ile ilgili ALO 170 hattı kurulmuştur.

Page 78: for life 02

78 | ForLife | Nisan 2013

yeryüzünün

kulesi

Ey-fel

Page 79: for life 02

Fransa’nın sembollerinden biri haline gelen Eyfel, dünyanın en turistik ve gözde mekânlarından biri olarak dikkatleri çekiyor. Zarif ve bir o kadar da asil duruşu ile Eyfel, Demir Lady olarak da anılıyor. Masalsı kent Paris’in yükselen değeri Eyfel ile ilgili dikkat çeken bilgileri gelin birlikte inceleyelim.

Bu göz alıcı kule, 1889 yılında mutlak monarşinin devrilip, yerine cumhuriyetin kurulduğu ve tüm dünyada milliyetçilik akımını başlatan Fransız Devrimi’nin 100. yılı anısına yapılır. 100. yıl kutlamaları kapsamında düzenlenecek olan Paris Fua-rı’nda giriş noktası olarak Eyfel Kulesi’nin yapılması için çalışmalara başlanır. 1887 yılında başlanan çalışmalar 2 yıl boyunca aralıksız devam eder. Kulenin inşaatında 3 bin işçi canla başla 26 ay boyunca çalışır. 200 bin m2’lik alana kurulan devasa bü-yüklükteki kulenin yüksekliği 300 metreyi bulur. Bu baş döndürücü yüksekliğin ise 81 katlı binaya eş değer olduğu tahmin ediliyor. Basamakların birbirini kovaladığı kuleye toplam 1655 adet basamak inşa edilir. Ana malzemesini demirin oluşturduğu kulede toplam 18.038 adet demir parçası kullanılır.

Bugüne kadar kulenin neden Eyfel ismini aldığını düşünmediyseniz, kule ismini tasa-

rımcısı olan Gustave Eiffel‘den alıyor. Eyfel Kulesi’nin mimarı ise sanıldığı gibi Gustave Eiffel değil Stephen Sauvestre. Demir ağlarla örülen kulenin makyajı 7 yılda bir tazele-niyor. Her boyanmasında yaklaşık 60 ton boya kullanılıyor. 25 boyacının canla başla çalıştığı kulenin güzellik serüveni ise her 7 yılda bir 15 ay sürüyor. Boyama maliyeti ise her boyanmasında 3000 Auro’yu buluyor.

Kule, ilk yapıldığı yıldan itibaren turist akınına uğruyor. Meraklı gözler, Eyfel’in heybetli duruşunu ve Paris kentinin muhte-şem manzarasını izlemek için her yıl kuleye akın ediyor. Paris’in simgelerinden biri haline gelen Eyfel’i her yıl yaklaşık 6 milyon kişi ziyaret ediyor. Yapılırken 20 yıllığına izin alınarak inşa edilen kulenin anlaşma gereğince tarihler 1909 yılını gösterdiğinde sökülmesi gerekir. Ancak, kulenin ziyaretçi akınına uğraması ömrünü günümüze kadar uzatır. Kule heybetli görünüşü ile bundan sonraki yıllarda da varlığını hissettireceğe benziyor.

Paris’e kadar gitmişken Eyfel’i de ziyaret edeyim derseniz bu göz alıcı kulenin gişesin-den bilet almanız yeterli. Kulenin manzara platformlarına ulaşmak için de önünüze iki seçenek sunuluyor. Biraz hareketi seven bi-riyseniz 1655 basamağı yürüyerek çıkabilir ya da asansör ile platformlara nefes nefese kalmadan ulaşabilirsiniz. Üzerinde 3 adet manzara platformu bulunan asırlık kuleden şehre kuşbakışı baktığınızda ise Paris sokak-larının büyüleyici güzelliğine hayran kalma-manız mümkün değil. Platformlar sırayla 57, 115 ve 276 metre yüksekliğe sahip. En üst platformun üzerinin bir kısmının açık olması sayesinde 300 metre yükseklikten şehrin havasını ciğerlerinize çekmenin mutluluğu-nu yaşayabiliyorsunuz.

Dünyanın en iyi mimarilerinden biri olarak kabul edilen Eyfer’in ihtişamlı güzelliğini yakından görmek isterseniz, ziyaret edilecek yerler listenizin başına koymanızı tavsiye ederiz.

Arşa değen yüksekliği ile görenleri kendine hayran bırakan Eyfel, yıllara meydan okuyan baş döndürücü bir güzelliğe sahip.

Page 80: for life 02

80 | ForLife | Nisan 2013

14 Şubat Dünya Öykü Günü fikir babası Özcan Karabulut ile Kayseri’nin

kültür ve sanata açılan penceresi Nar Kitabevi’ndeki Öykü Günü etkinliğinde

bir araya geldik.

Çıkardığı öykü dergilerinin yanı sıra edebiyatımıza kazandırdığı roman

ve öyküleri ile de adından söz ettiren başarılı yazar Özcan Karabulut ile öykü

serüveni üzerine gerçekleştirdiğimiz röportaj öykü severlere ışık tutacak.

Sizi öykü yazmaya yönlendiren ne oldu? Ne zaman başladınız yazmaya?Ben üniversite öğrencisiyken yazmaya başladım. Tabi uzun yıllar üniversite hayatım oldu benim. ODTÜ’de öğrenciydim, 70’li yılların sonuydu. Herkes şiir yazıyor-du, ben öykü yazdım. O zamanlar Ankara Lisesi bir dergi çıkardı. Hiç unutmuyorum, öykümün yayınlandığını da benim ODTÜ’den arkadaşım olan şair Haydar Ergülen haber vermişti. O gün bu gündür öykü yazıyorum.

“ÖYKÜ YAZARAK DÜNYAYI ANLAMAYA ÇALIŞIYORUM”

İlk ‘Karşı öyküler’ kitabım Akademik Kitap Ödülleri’nde yarıştı. Arkasından “Hüzünle Bazı Günler”, “Baştan Sona Yalnızlık”, “Belki de Kaybeden Zaman” ve en son “Aşkın Halleri”ni yazdım. En son da bir roman “Amida, Eğer Sana Gelemezsem” ki bu da 2000’den sonra yazdığım bir roman. Öykü demek ki benim kendimi bulduğum, ifade ettiğim bir tür. Benim tabii ki belli temalarım var, aslında her yazarın belli temaları olur. Zaten kitaplarımın adına da bakıldığı zaman aşk, hüzün, yalnızlık, zaman old-uğunu görürsünüz. Tabi aşk, hüzün, mücadele yeni bir şey değil. Yeni olan nedir? Bizim kendimizin ona bakış açısı. Biz yazarlar kendi kelimelerimizle, kendi sesimizle, kendi bakış açımızla, kendi öykümüzle yazarız.

Öykü yazarken uyguladığınız ritüelleriniz var mı?Yok, yani var diyemem. Öyküleri ben hep hareket halinde yazdım. Çünkü işlerim yolculuk yapmayı gerektiriyor. Benim öykülerim hep yolculuklarda, otel odalarında kalan; otobüste, trende, uçakta düşünen yazar bir öykücünün öyküleri diyebiliriz. Belli bir ritüelim yok-tur. Öykünün ne zaman geleceği belli olmaz. Hayatımın içerisinde gelirler ve kâğıda fırlatılırlar.

“ROMAN ÇOK BENCİL BİR TÜR”

Ama roman öykü gibi değil. Roman çok bencil bir tür. Ro-man mümkünse kendisinin dışında hiç bir şey istemiyor.

Dünya Öykü GünününKahramanıÖZCAN KARABULUTRöportaj: Ayşegül KORKUT - Fotoğraf: Lütfiye Dilekmen

Page 81: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 81

Öykü istemiyor, dergi istemiyor, eş, çocuk, sevgili istemiyor. Dizinizi kırıp oturup yazacaksınız. Roman böyle bir şey. Roman için de belli bir ritüelim olduğunu söyleye-mem ama bir şey kesin, roman yazarken çalışma odam tamamen romana göre değişti. Öykü için öyle bir gereksinimim olmadı ama roman kimi dergileri, kimi kitapları raflar-dan kovdu diyebilirim.

Öykü ve romanlarınızda ağırlıklı olarak siyasal ve toplumsal olayların bireydeki duygusal yansımasını ele alıyorsunuz. Bunun nedeni nedir?Ben edebiyatla kütüphanede tanışan ve kütüphaneden çalışma odası olan ondan sonra çalışma odasından dünyaya bakan bir yazar olamadım. Benim hayatım daha başka türlü oldu. Ben daha çok bitik bir mücadelen edebiyata kanalize oldum. Bizim kuşağın farkı şuydu; ülke ve dünya sorunlarına duyarlıydı ama aynı zamanda edebiyatla da çok ilgileniyordu. Bizim kuşağımızın böyle bir özelliği var. Dolayısı ile ben 78 Kuşağı’nın üyesiyim. Eğer yazdıklarıma aynı zamanda siyasal diyebileceğimiz bir edebiyatın penceresinden bakıyorsak her halde bu bizim ülke ve dünya meselelerinde de duyarlı olduğumuzdan kaynaklanıyor olabilir. Ama siyasal edebiyat olup olmaması bizim edebiyatımıza hiç bir şey kazandırmaz. Ne yazarsak yazalım, nasıl yazarsak yazalım onun öncelikle edebiyat olması gerekiyor.

“TÜRKİYE’DE ÖYKÜNÜN MİLİTANI OLARAK TANINIYORUM”

Nerede öykü ile ilgili bir şey varsa, bir hare-ket onun altından rahatlıkla biz çıkabiliriz. Çünkü öykü dergileri çıkardık. Ankara Öykü Günleri’ni başlattık. Bu yıl Ankara Öykü Günleri’nin 13.’sünü gerçekleştireceğiz. Şu anda 14 Şubat Dünya Öykü Günleri var. Dolayısı ile ben dergiler çıkaran yazar örgütlerinin de yöneticisi olduğum gibi kuru-cusuyum. Gördüğünüz gibi aslında eylemli bir yazar var karşınızda. Yine bunu 79 Kuşağımız ile açıklayabiliriz aslında. Hiç boş durmamışız, hep hareket içerisindeyiz.

Ankara’da başlattığınız öykü günleri şu an daha geniş bir coğrafyaya yayılmış durumda. 14 Şubat’ın Dünya Öykü Günü olarak belirlenmesinde sizin katkınız nedir?Bunu artık bütün dünya bildiği için her hal-de rahatlıkla söyleyebiliriz. Ben, ben olarak değil de biz olarak konuşmasını severim. Ancak 14 Şubat’ın fikir varisi benim doğru-su.

“Neden 14 Şubat?” sorusu çok soruluyor. Sait Faik’in çok güzel bir özdeyişi var öykülerinden çıkan: “Bir insanı sevmekle başlar her şey” diyor. Biz de insanlarla pay-laştıkça öyküler anlam kazanıyor diyoruz ve en geniş kitlelerle, tüm dünya ile öykücüleri buluşturmak istiyoruz. Böyle bir günün öyküye daha çok yakıştığını düşünüyoruz. Tarihler 2002 yılını gösterdiğinde biz Anka-ra’da bir öykü forumu yaptık. Türkiye’nin dört tarafından öykücüler bu foruma geldi. Hemen hemen herkesin olumlu görüşü ile start verdik ve hemen 2003 yılında o dönem uluslararası PEN’in genel kurulu Meksika’da yapıldığı için bu isteğimizi oraya götürdük. Ve o gün bugündür tüm dünyada 14 Şubat, Dünya Öykü Günü olarak kutlanıyor.

“İNSANI İNSAN YAPAN DÜŞLERİDİR”

Benim inandığım, çok hoşuma giden bir laf var: “İnsanı insan yapan düşleridir.” Eğer bir düş kurarsak bunun hayata geçmemesi için hiçbir neden yok. Ben kendi hayatımda, en azından 14 Şubat Dünya Öykü Günleri’nde bunu gördüm.

Düzenlenen öykü günlerinin ve öykü dergilerinin öykü edebiyatının gelişimine nasıl katkı sağladığını düşünüyorsunuz?Bizim pek çok öykücümüz o gün aslında öykü günlerini tanıttılar. Bir öykü yazan ark-adaşlarımız daha sonra kitaplarıyla karşımı-za çıktılar. Ödüller aldılar. Yayınevleri öykü türüne daha fazla önem verdi, daha fazla kitabı yayınlamaya başladı. Daha fazla öykü dergisi çıktı. Mesela bizim bütün bunları

yaptığımız dönemde “Adam Öykü”, “Düşler Öyküler” vardı ama birkaç yıl içerisinde öykü dergisi sayısı 10’u buldu, geçti hatta. Bu çalışmaların azımsanmayacak bir katkı sağladığını düşünüyoruz. Yani öykü bir defa hiçbir dönemde olmadığı kadar altın bir dönem içinde yaşadı. Başta Can Yayınevi olmak üzere birçok yayınevi daha fazla öykü kitapları çıkardılar. Öykü eleştirmenleri de aslında bu dönemde tanındı. Öykü bugün Türkiye’de çok konuşuluyorsa; sokağa, tramvaya, motora çıktıysa ben bunda 14 Şubat Dünya Öykü Günü ve Ankara Öykü Günleri’nin azımsanmayacak bir katkısının olduğunu düşünüyorum.

Öykülerinizin yanında romanınız da var. “Amida, Eğer Sana Gelemezsem” Yunus Nadi Roman Ödülü’nü kazanan bir roman. Sizi öyküden roman yazmaya yönlendiren unsur ne oldu?Ben aynı zamanda çocuk işçiliği projeleri-yle de gündeme gelen birisiyim. Ulusal ve uluslararası birçok proje gerçekleştirdim. Ve bu projeler içerisinde yolum Diyarbakır’a düştü. Türkiye’nin pek çok yerinde olduğu gibi Diyarbakır’ın da önemli bir sorunu çocuk işçiliğiydi. Tabii ki şehir ve çocuk işçiliğinin boyutu beni etkiledi. Diyar-bakır’dan döndüğümde en az bir hikâye yazacağımı düşünüyordum. Ancak Diyar-bakır’ın bana hissettirdikleri bir ya da bir kaç öykü yazarak kurtulacağım şeyler değil-di. Daha büyük bir yapının önünde duruyor-dum. Bu bir romandı galiba. Roman böyle bir dönemde böyle düşüncelerden, duygulardan çıktı. Ben de böyle bir Diyarbakır romanı yazdım.

Ben edebiyatla kütüphanede

tanışan ve kütüphaneden

çalışma odası olan ondan sonra çalışma odasından dünyaya

bakan bir yazar olamadım.

Page 82: for life 02

82 | ForLife | Nisan 2013

Evinizi Bahara

Dekore Edin

Baharın gelmesi ile birlikte yapacağınız

küçük dokunuşlarla evinizin yeni bir soluk

almasını sağlayabilirsiniz.

Page 83: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 83

DUVARLARINIZI RENKLENDİRİNOnlarca çeşit renk seçeneği ile duvarlar, evlerin rengarenk bir görünüme kavuş-masını sağlıyor.

Her dönem moda olan renk kartelalarından sizi yansıtan rengi seçtiğinizde evleriniz vazgeçilmez mekânlarınız oluyor.

2013’ün renk kataloğuna baktığımızda ise karşımıza 8 farklı renk seçeneği çıkıyor. Bu yılın renkleri arasında kırmızı, turkuaz, fuşya, Venedik sarısı, turuncu, yeşil, mavi, mor, kahve ve nötr renkler yer alıyor. Evle-

rinize baharın ışıltısını yansıtmak istiyorsa-nız sizlerde mekânlarınızı renklendirin.

Renklerin mekânlara kattığı anlamları da duvarlarınızı renklendirirken dikkate alma-yı unutmayın. Kırmızı, turuncu ve sarı gibi sıcak tonlar mekânlarınıza enerji, mutluluk ve heyecan verirken yeşil, mavi ve mor gibi soğuk renkler ise daha sakin ve huzurlu bir enerji veriyor.

Bu yıl duvarları farklı renk tonlarının oluşturduğu boya uygulamaları kaplıyor. Duvarları ayrı renklere bölerek boyayabi-leceğiniz gibi, tavanları da duvarlarınızdan zıt bir renge boyayabilirsiniz. Sadelikten yana iseniz tek renk ile de duvarlarınıza ışıltı saça bilirsiniz.

Duvarınız için uygun olan renkleri seçer-ken mobilyalarınızın renkleri ve odaları-nızın genişliğini de göz önünde bulundu-run. Odanız dar ise daha geniş ve ferah göstermek adına tercihiniz her zaman açık renklerden yana olmalı.

DEKORASYONDA HİNT ESİNTİSİRengarenk giyim tarzları ve farklı dansları ile dikkatleri üzerine çeken Hint insanı, ilginç dekorasyon tercihleri ile de ilgi uyandırmayı başarıyor.

Hindistan’ın kendine özgü canlı ve enerjik dokusunu evlerinde de hissetmek mümkün. Sadelikten uzak dekorasyon tarzı ile Hin-distan, birçok rengi bünyesinde barındırı-yor. Evlerde kubbeli yapılar ve rengârenk işlemeler eksik olmuyor.

Renk seçimlerinde ise turkuaz, pembe, mor, yeşil ve mavi oldukça sık kullanılıyor. Turkuaz, kırmızı, turuncu, yeşil renkleri-nin altın rengiyle birleşerek oluşturduğu görkemli uyum, yastıklarla, aksesuarlarla tamamlanıyor. Evlerde ahşap mobilyaların, ipek kumaşların da ayrı bir önemi var. Ahşap kenarlı aynalar, ipek kumaşlar, işle-meli koltuk örtüleri, dekoratif filler hemen hemen her evde bulunan ürünlerden. Bun-ların yanında zeminlerde daha çok renkli çiniler ve taş döşemeler yer alıyor.

Mozaik camlardan yapılan fenerler ise aydınlatmada kullanılıyor. Hint dekorasyon ürünlerinin vazgeçilmezleri olan tütsü ve mumları da belirtmeden geçmeyelim. Desenli tabureler, çiçekli kumaşlardan ya-pılan patchwork kumaşlarla kaplı koltuk ve divanlar da Hint dekorasyonunu yansıtıyor. Sizlerde evlerinizde Hint esintisi yaratmak istiyorsanız küçük dokunuşlarla bunu gerçekleştirebilirsiniz.

Page 84: for life 02

84 | ForLife | Nisan 2013

Karbon Peeling ile Gelen GüzellikKışın uygulanan peeling yöntemlerini tarihe karıştıracak olan Karbon Peeling, yazın uygulanabilme özelliği ile dikkatleri çekiyor. Güneşten kaynaklanan lekeler, akneler, sivilce izleri, geniş gözenekler ve dövme izlerinin yerini Karbon Peeling sayesinde canlı ve temiz bir cilt alıyor. Yaş ve cinsiyet gözetmeksizin her yaş grubu için uygulanan bir yöntem olan Karbon Peeling’in uygulama süresi sadece yarım saatinizi alıyor.

UygulanışıKarbon Peeling uygulamasına başlarken ilk olarak gereken enerjinin deride maksimum yükseklikte yoğunlaşmasını sağlamak için cildi temizledikten sonra cilt yüzeyi karbon kremle örtülüyor. İşlem sonrasında 10 da-kika kadar bekledikten sonra “Q Switch Nd Yag. Lazer” cihazı sayesinde karbon par-tüküller, ciltteki gözeneklerin içine atışlar yapılarak gönderiliyor. Gözeneklerin içine yerleştirilen karbon partükülleri, lazer ci-hazının ikinci modu çalıştırılarak patlatılı-yor. Bu bölgedeki etki kimyasal peeling ile elde edilen etkiye benzer olarak yüzeysel bir soğuma sağlıyor. Bununla beraber, lazerin hücre yenilenmesini sağlayan foto aktivasyon etkisi de gerçekleşiyor ve bu sa-yede cildin elastikiyetinin gelişimine katkı sağlanmış oluyor. Q Switch Nd Yag. Lazer cihazı, dövmede kullanılan tüm 7 rengi de görebildiği için

Geniş gözenek, lekeler ve dövmelerinizden kurtulmak istiyor ancak bir çare bulamıyorsanız size sevindirici bir haberimiz var. Karbon Peeling yöntemi ile artık daha canlı, pürüzsüz ve lekesiz bir cilde kavuşmanız mümkün.

dövmelerinizden kurtulmanızda kalıcı bir sonuç elde ediliyor. Uygulamada dövmenin kalitesine göre başarı sağlanıyor. Profesyo-nel dövmelerin giderilmesinde uygulama seans sayısı artış gösterirken daha amatör yapılmış dövmelerde tek seansta olumlu sonuç alınıyor.

Uygulama SeanslarıCiltteki soruna göre değişiklik arz eden Karbon Peeling’in uygulama süresi 1 ile 10 seans arasında değişiyor. İlk uygu-lama sonrasında dahi ciltte belirgin bir değişiklik meydana getiren yöntem ile cilt sorunlarınız kısa süre içerisinde kaybo-luyor. Uygulama gerektiğinde 10’ar gün ara ile 10 seans yapılabilen kürden sonra ortalama 1,5 yıl Karbon Peeling’e ihtiyaç duyulmuyor. Cildin canlı bir görünüme kavuşmasını sağlamak için tek seans, ciltteki yağ dengesini sağlamak ve aknelerin neden olduğu olumsuz durumu ortadan kaldırmak için 10’ar gün ara ile 5 seans ve lekeleri gidermek için de 10’ar gün ara ile 10 seans yapılaması yeterli oluyor. Uygulama SonrasıHer mevsim, tüm cilt yapılarında uygulana-bilen Karbon Peeling, hızlı sonuç vermesi ile dikkatleri çekiyor. Ciltte herhangi bir kızarıklığa yol açmayan yöntem sonrasında günlük hayatınıza kaldığınız yerden devam edebiliyorsunuz. Tedavi sonrasında daha sıkı, canlı bir cilde kavuşurken lekelerinize de veda ediyorsunuz.

Karbon Peeling ileLekelerinize Veda Edin!

Page 85: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 85

Yıldırım Beyazıt Mah. Olgunlar Cad.11-A Melikgazi / Kayseri

Tel: 0 (352) 232 38 34 - 35 www.gulenay.com [email protected]

0 (352) 232 38 34Bilgi için

yenİ bİr hava katın

Dekoratİf duvar Kağıtları İLE EVİNİZE

yenİ bİr tarz

EPİK

A

Page 86: for life 02

86 | ForLife | Nisan 2013

Ağrılarınızın Kaynağı

Fibromiyalji Olabilir?

Günlük yaşantınızda halsizlik, yorgunluk

yaşıyor ve buna ek olarak da ağrılarınızla başınız

dertteyse son dönemlerde adından sıkça söz

ettiren fibromiyaljinin etkisi altında olabilirsiniz.

Page 87: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 87

Fibromiyalji Hastalarının KimliğiHem bayan hem de erkeklerde görülen bir hastalık olan fibromi-yalji daha çok çalışma hayatı içerisinde olan bayanlarda sıklıkla rastlanıyor. İş yerlerindeki tempolu yaşamı evlerinde de sürdüren kadınlar ister istemez fibromiyaljinin etkisi altına giriyor. 30 ile 60 yaş arasındaki stresli yaşam tarzına sahip olan kadınlarda fibromiyaljinin görülme oranı erkeklere göre daha çok yaygınlık gösteriyor. Türkiye’de 1 milyonu aşkın kişinin muzdarip olduğu hastalığa her on kadına karşılık 1 erkek yakalanıyor. Bu durumun nedeni ise erkeklerin bayanlara oranla daha hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olması.

Hastalığın Belirtileri - Kendini aşırı yorgun hissetmeye neden oluyor. Sabahları yataktan kalkmakta güçlük çeken bu hastalar, gün içinde iş yapa-mayacak kadar kendilerini halsiz ve bitkin hissederler. Sabahları uyandıklarında üzerlerindeki ağırlığı genelde sıcak bir duş alarak ya da çay, kahve içerek atmaya çalışırlarken günlük işleri dahi yapmakta güçlük çekerler.- Günlük yaşamda uyku bozuklukları ile karşı karşıya bırakıyor. Hastalığın ağına düşenler uyandıklarında uykuyu tam alamama, dinlenememiş olma hissine kapılırken geceleri de uykularında sık sık uyanırlar. Uykuda iken de diş gıcırdatması, kol ve bacaklarda istem dışı hareketler görülür. - Artçı nitelikte baş ağrılarına neden oluyor. Fibromiyaljinin etkisinin artmaya başlaması ile baş ağrıları da aynı oranda bir atış gösterir. Migren gibi ağrı şiddeti fazla olan baş ağrılarının yanında yüzdeki adalelerin kasılmasına da yol açar. Bu durum yüzde de ağrıların görülmesine neden olur. Yüz kaslarının kasılı kalmaların-dan dolayı gülmek bu kişilere acı verdiğinden asık suratlı olarak bilinmelerine neden olur.- Hassas bağırsak sendromuna yol açan etmenler görülüyor. İshal, kabızlık gibi rahatsızlıkların yanında sık sık tuvalete çıkma ve gaz çıkarma gibi sorunlar fibromiyaljinin etkileri arasında yer alır. Karında sürekli oluşan şişkinlik, gerginliğe ve ağrılara sebep olur. Geğirmek de fibromiyalji hastalarında sık olarak yaşanan bir sağlık sorunudur. - Vücutta uyuşma ve karıncalanmalar meydana geliyor. Aniden vücudun bazı yerlerinde karıncalanmalar oluşurken uyuşmalarda görülür. Fibromiyalji etkisini göz kapaklarında seyirme olarak gös-terir. Bu etkiler kendini kötü hissedilen dönemlerde artış gösterir. - Aşırı üşüme yaşamı dayanılmaz hale getiriyor. Vücudun soğuğa karşı direncini düşüren fibromiyalji, özellikle el ve ayakların ısı-namamasına yol açıyor. Soğuğun artması ile birlikte morarmalarla birlikte ağrıların şiddetinde artış görülür. - Konsantrasyon eksikliği ile birlikte baş gösteren unutkanlık yaşanıyor. Günlük yaşamda her an baş gösteren unutkanlıkla beraber bir şeylere odaklanmada zorluk yaşıyorlar. Kitap ve gazete okumaya dahi kendilerini vermekte güçlük çeken bu hastalar, yapmaları ya da almaları gereken şeyleri not alsalar da unutabili-yorlar.

Fibromiyalji Tedavi YöntemleriPsikolojik kökenli olmayan bu hastalık psikolojik sorunların art-ması ile yoğunluk kazanabiliyor. Stres kaynaklı bir hastalık olan fibromiyaljinin tedavisini sağlayacak birçok yöntem bulunuyor. Egzersiz, ilaç tedavisi, fizik tedavi, lokal enjeksiyonlar, ozon terapi, diyet yöntemleri, kaplıca terapileri ve meditasyon gibi rahatlatıcı aktiviteler bu hastalığın tedavisinde yararlı sonuç gösteriyor. Fibromiyaljinin etkisinden kurtulmak istiyorsanız erken tedavinin önemini hatırlatalım. Sizler de bu hastalığın saydığımız belirtile-rini taşıyorsanız vakit kaybetmeden sağlık desteği almaya önem verin.

Mükemmeliyetçi, boş durma-yı sevmeyen ve sürekli ha-reket halinde olan kişilerin peşini bırakmayan fibromi-yalji, yorgunluk ve halsiz-

likle başlayıp şiddetli adale ağrılarına yol açıyor. “Süper kadın” hastalığı olarak da bilinen fibromiyalji, hem işte hem de evde mükemmeliyeti yakalamak isteyen kadın-ların korkulu rüyası olarak biliniyor. Sırt, boyun, omuz ve kalçalarda belirgin olarak ağrı hissetmenize neden olan fibromiyalji-nin tedavisi biraz zorlasa da mümkün an-cak stres yaşamanız halinde kendini tekrar hissettirebiliyor.

Page 88: for life 02

88 | ForLife | Nisan 2013

Atlantik Okyanusu’nun 500 bin mil karelik alanını kaplayan; Miami, Bermuda, Puerto Rico sınırları içerisinde kalan ve üçgeni andıran alanın binlerce ölüme neden olması Bermuda Şeytan Üçgeni olarak tabir edilen yeri gizemli hale getirdi.

Okyanusun derinliklerinde meydana gelen sıra dışı olaylar bu bölgeden geçen kimlerin canını alma-dı ki; savaş pilotları, yolcu uçakları, gemileri ile seyahat eden kaptanlar, deniz tutkunları gibi çok sayıda kişi hayallerini ve sevdiklerini bu esrarengiz yerde geride bırakarak kayıplara karıştı. Bu bölgede kaybolan uçak ve gemilerin enkazına ulaşılamaması ise bölge ile ilgili birçok efsanevi hikâyenin ortaya atılmasına yol açtı. Lanetli olduğu düşünülen bu böl-gede kaybolarak ölen kişilerin sayısının bini geçtiği bilinse de kesin bir rakam halen verilemiyor.

Şeytan Üçgeni Hakkındaki İlk Söylentiler Bölgeden geçen uçak ve gemilerin esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmasının ardındaki bilimsel gerçekler gün yüzüne çıkana kadar birçok söylenti ortaya atıldı.

Bermuda Şeytan Üçgeni olarak tabir edilen alanın altında oldukça büyük bir alanı kaplayan mıkna-tıs maden yataklarının var olduğu ve bu nedenle buradan geçen uçakların ciddi derecedeki manye-tik alandan etkilenerek elektronik sistemlerinin bozularak okyanusun derinliklerinde kaybolduğu söyleniyordu. Bölgeye dikkatleri çeken olay ise 5 Aralık 1945 tarihinde II. Dünya Savaşı’nda “Flight 19” olarak bilinen Amerika’ya ait altı savaş uçağının her şey yolunda iken bölgeden geçerken kayıplara karışması oldu. Yapılan tüm aramalara rağmen ne kayıp uçaklara ne de pilotlara ait hiçbir iz bulunamamıştı.

Atlantik’in Gizemli KatiliBERMUDA ŞEYTAN

ÜÇGENİ

Kaybolan gemi ve uçakların adresi Bermuda Şeytan Üçgeni’nin ardındaki sır perdesi açıldı.

Page 89: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 89

hiç de öyle olmadığı ortaya çıktı. Yıllarca bu

üçgensel bölgenin üzerinde oluşan beyaz su,

farklı yorumlansa da hiç de korkulduğu gibi

esrarengiz bir doğa olayına dayanmıyordu.

Yıllarca Bermuda Şeytan Üçgeni olarak

lanetli kabul edilen bölgenin tabanında

aslında doğalgaz kaynağının yer alması-

nın ortaya çıkması yıllarca süren gizemi

ortadan kaldırmaya yetiyordu. Günümüzde

teknolojinin gelişmesi ve robot kameralı su

araçları ile yapılan dalışlar sonucunda suyun

tabanının beyaz bir örtü ile kaplı olduğu göz-

lemlendi. Batan gemi ve uçak enkazlarının

da bu beyaz örtünün altında asırlık uykuya

daldıkları keşfedildi.

Bu beyaz tabaka günümüzde denizin dibinde

yer alan büyük doğalgaz kaynağından çıkan

gazların suyun altında yüksek basınç ve

sıcaklığın etkisiyle katılaşıp beyaz hidrat

parçacıkları haline gelmesi sonucu oluştu-

ğu yönünde açıklanıyor. Bu bölgeden aynı

zamanda Gulf Stream adı ile bilinen sıcak su

akıntısının da geçmesi suyun tabanındaki

hidrat parçacıklarını eriterek su yüzüne

hareket etmesine neden oluyor. Bunun so-

nucunda binlerce metreküp doğalgazın suya

karışması ile suyun yoğunluğu azalıyor.

O esnada bölgeden geçen bir gemi, oluşan

yoğunluk farkından dolayı suyun kaldırma

kuvvetinin zayıflığına yenik düşerek bu

bölgede batıyor. Sıcak su akıntısının yarat-

tığı sıcaklık sonucu ise hidritler eriyerek

su yüzeyinde oluşan beyaz tabaka yok

oluyor ve oradan geçmekte olan gemi de

okyanusun sularının derinliklerinde giderek

kayboluyor.

Su yüzeyinden havaya yayılan gazlar da

havada yoğunluk farkına neden oluyor.

Doğalgaz moleküllerinin havadaki oksijeni

tutmasından dolayı uçağın motorlarının

gerekli oksijeni alamayarak durmasına yol

açıyor. Bu esnada oradan geçmekte olan

uçaklar da irtifa kaybederek okyanusun

sularına kendini bırakıyor.

Yıllarca birçok spekülasyon habere neden

olan Bermuda Şeytan Üçgeni’nin ardındaki

sır perdesinin aslında hiç de görüldüğü gibi

olmadığının bu son haber ile ortaya çıkması

söylenenleri çürütmeye yetiyor.

Bir başka söylenti de bu bölgenin dünya dışı

varlıkların ziyaret alanı olmasından dolayı

bu varlıklar tarafından burada manyetik bir

alan oluşturulduğu yönündeydi.

Ünlü denizci ve kâşif Kristof Colomb’un

günlüklerinde ise o bölgede gökyüzünde

uçan, tanınmaz cisimlerin yer aldığı ile ilgili

bilgilerin olduğunun söylenmesiydi.

Bu sır dolu bölge tarihler 1974’ü gösterdi-

ğinde kapsamlı bir şekilde John Wallace

Spencer tarafından kaleme alınarak kitap-

laştırıldı. Bermuda Şeytan Üçgeni’ne olan

ilgi de bu kitap ile birlikte dünya gündemini

iyice meşgul etmeye başladı. Bu tarihten

sonra da bu bölge birçok makale ve kitaba

konu olmaya devam etti.

Üçgeni Aydınlatan Gerçek

Atlantik Okyanusu’nda çok sayıda uçak ve

geminin kaybolmasına yol açan bu şeytani

bölge hakkındaki söylentileri çürütecek

gerçekler bugüne kadar yazılmış makale ve

kitapları, çekilen belgeselleri geride bırakı-

yor. Bu esrarengiz bölgenin önceleri man-

yetik bir alan olarak bilinirken günümüzde

Page 90: for life 02

90 | ForLife | Nisan 2013

Çiçek yetiştirmek istiyor ve bir türlü hangi çiçeği yetiştireceğinize karar veremiyorsanız bulunduğunuz mevsime göre bir tercih yapmalısınız. Bahar ayında çiçekli bir balkon ya da renkli bir bahçe istiyorsanız seçiminizi doğru yaptığınız takdirde bu isteğinize kavuşabilirsiniz. Birbirinden güzel ve renkli görünüme sahip bahar çiçeklerini sizler için bir araya getirdik.

İPEK ÇİÇEĞİ Sıcak havaların sevilen bitkilerinden biri olan ipek çiçeği, rengarenk görüntüsü ile hoş bir görünüm sergiliyor. Sabah güneşin doğması ile çiçeklerini açığa çıkaran bu sevimli bitki, akşam güneşin batması ile izdivaya çekiliyor. Bir sonraki gün yeni bir renk doku-su ile güne merhaba diyor. Kedi tırnağı, öğle güzeli, cilveli çiçeği gibi birçok ismi bulunan ipek çiçeğinin bakımı oldukça kolay. Az su ile yetişen bitki, sıcaklığı seven bir yapıya sahip. Sizlerde balkonlarınızın güneş gören kısımlarını ipek çiçeğinin rengârenk dokusu ile renklendirebilirsiniz.

YASEMİNBahçe bitkisi olarak bilinen yasemin, bahar aylarında balkonları hoş bir görünüme kavuşturuyor. Sarı, pembe

Mekânları

Çiçekleri

SüsleyenBahar

ve beyaz tonlarda çiçek açan bu hoş kokulu bitki, kış aylarında yapraklarını dökmezken daha çok bahar ayla-rında çiçek açıyor. Aşırı sulama ömrünü kısalttığı için sulamasının düzenli aralıkla yapılması gerekiyor. Hoş kokusundan dolayı parfüm ve sabun yapımında da kul-lanılıyor. Yaseminlerin ömrünü uzatmak istiyorsanız aşırı soğuk havaya maruz kalmamasına önem verin. Su ile birlikte arada besin takviyesi de yaparak sağlıklı büyümesine yardımcı olun.

ZAMBAKDoğrudan güneş ışığı istemeyen bu bitki sahip olduğu renk kartelası ile farklı renklerde güzellikler sunuyor. Aşırı soğuk ve sıcak hava zambakların ömrünü kısal-tan bir etkiye sahip. Sulaması yapılırken her gün aynı ölçüde ve aynı zamanda su verilmesi gerekiyor. Yaz aylarında çiçek açan zambaklar, kış aylarında soğuğun etkisi ile yapraklarını döküyor. Zambakların canlı bir görünüme sahip olabilmesi için seralardan alacağınız mineral ve vitaminler bu konuda size yardımcı oluyor. Zambaklarınızı çoğaltmak isterseniz bunun için en uygun zamanın nisan ayı olduğunu unutmayın. Zam-

Page 91: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 91

Baharın gelmesi ile birlikte balkon ve bahçelerinizi canlandırmanın en iyi yolu çiçek yetiştirmekten geçiyor.

bakları köklerinden ayırarak bu çoğaltma işlemini rahatlıkla gerçekleştirebilirsiniz.

BEGONVİLTropikal iklim özelliklerine sahip bölgelerde yetişen begonvil, balkonlardan evlerin yüzünü kaplayan hoş görünümlü bir sarmaşık türü olarak karşımıza çıkıyor. Kış soğuklarına karşı dayanıklı olmayan bu çiçek özellikle öğlen güneşi gören yerlerde yetişi-yor. Çiçek açmasını sağlamak için düzenli ve sık aralıklarda budanması gerekiyor. Begonvilin çiçek açmasını istiyorsanız düzenli olarak sulayıp susuz kalmamasını sağlamayın. Toprağının kuruluğundan emin olduktan sonra su vermeniz çiçeklenmesini sağlayacaktır. Sağlıklı olması için de toprağına ponza taşı ekleyin. Begonvilin evinizin yüzeyini sarmasını istiyorsanız kış mevsiminin başında ya da bahara girerken uçlarından budamanız gerekir.

SARDUNYAPencere önlerinin vazgeçilmez güzelliği sardunya-lar, sahip oldukları renk cümbüşü ile bulundukları yerlerde alımlı bir görünüm sergiliyor. Aşırı sıcak

ve soğuktan hoşlanmayan bu çiçeklere haftada iki kez su verilmesi yeterli oluyor. Sardunyaların saksılarında yapılan değişimler, sağlıklarını olumsuz etkiliyor. Uygun ortam yaratıldığı müddetçe bütün yıl çiçek açma kapasitesi ile dikkat çekiyor. Susuz-luğa dayanıklı bir yapıya sahip olan sardunyalara toprak yüzeyi kurudukça su verilmesi sağlıklı ömür geçirmelerini sağlar.

PETUNYADuvar, bahçe korkulukları ve balkonlardan sarkan dekoratif görünümlü petunyalar, baharın gelmesi ile renkli bir görünüme kavuşuyor. Balkonda asma saksılarda yetiştirilen bu çiçeğin mart ayı sonuna kadar ekimi gerçekleştiriliyor. Akdeniz iklim kuşa-ğının renkli çiçeklerinden olan petunya, yaz sıcağını seviyor. Sağlıklı büyümesi için de düzenli aralıklarla sulanmaya ihtiyaç duyuyor. Çiçeklenmesinin artması için de budanmasının ihmal edilmemesi gerekiyor.

Page 92: for life 02

92 | ForLife | Nisan 2013

Page 93: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 93

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın kuruluş hikâyesi nedir? Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, kadına karşı aile içinde erkek şiddetiyle mücadele amacıyla kurulmuş Türkiye’deki ilk örgütlenmelerden biri. 1987 yılında feministlerin öncülü-ğünde ve yüzlerce kadının katılımıyla İstanbul’da başlatılan “Dayağa Karşı Kadın Dayanışması Kampanyası”nın hemen sonrasında kuruldu. Bu kampanya, Türkiye’de kadınların er-kek egemenliğine karşı sürdürdükleri mücadelenin dönüm noktalarından biri sayılır.

“MOR ÇATI’YA GÜNDE ORTALAMA10 KADIN BAŞVURUYOR”

Mor Çatı Dayanışma Merkezi’ne telefonla, internet yoluyla ya da yüz yüze günde ortalama 10 kadın başvuruyor. Mor Çatı, psikolojik ve hukuksal destek ile sığınak desteği vererek şiddete uğrayan kadınlarla dayanışma sağlıyor. Merkezimizin çalışma anlayışı; kadınlara yardım etmek değil şiddete karşı kadın dayanışmasını sağlamak, bir arada güçlenmek ve birlikte mücadele etmektir.

Kadına yönelik şiddetin her gün giderek arttığı bu dünyada kadınların sessiz çığlıklarına kulak veren Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın gönüllü çalışanlarından Zeynep Işıldak ile vakıf çalışmaları ve kadına yönelik şiddet konularını içeren bir röportaj gerçekleştirdik.

ŞİDDETE

Yaşamın narin ve hassas çiçekleri kadınlar, erkek hegemonyasının kurbanı olamaya devam ederken

bu gidişata sessiz kalmayan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın vermiş olduğu mücadele takdire

şayan nitelikte.

KADINA YÖNELİK

izin vermeyin

Röportaj: Ayşegül KORKUT

Page 94: for life 02

94 | ForLife | Nisan 2013

“22 YILDIR KADINA YÖNELİKŞİDDETLE MÜCADELE EDİYORUZ”

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, 22 yıldır kadına yönelik şiddetle mücadele ediyor. Erkek şiddetinin kaynağının erkek egemen sistem olması, mücadelenin de çok uzun soluklu olmasını getiriyor. Biz şiddete karşı mücadele ederken şiddetin psikolojik, bireysel nedenlerden değil erkek egemen sistemin ürettiği eşitsiz patriarkal sistemden kaynaklandığını yaptığımız çalışma sonucu edindiğimiz deneyime dayanarak çok daha güçlü bir şekilde söyleyebilmekteyiz.

Kadınların şiddete maruz kalma nedenle-ri nelerdir?Erkeklerin şiddetinin ardında, toplumun her alanında görülen egemenlikleri ve cinsler arasındaki fiili eşitsizlikler yatıyor. Erkek-ler, daha çok kadınların beden, emek ve kimliklerini kontrol altına almak için şiddet uyguluyor. Şiddetin amacının güç göster-

mek, kontrol etmek, cezalandırmak ya da öfke boşaltmak olduğunu düşünüyorum.

Daha çok hangi kadınlar şiddete maruz kalıyor? Bunun bir sınırlaması var mı?“Hangi kadınlar şiddete maruz kalır? ” sorusu bile erkek egemen sistemin yarattığı; kadınları baskı altına alan, sınıflandıran algı-nın sonucu. İstisnasız bütün kadınlar şiddete uğramaktadır. Genç yaşlı, güzel çirkin, evli bekâr, zengin fakir, eğitimli eğitimsiz bütün kadınlar şiddete maruz kalmaktadır. Şid-detin belli bir coğrafyası, dini, ülkesi, yaşı, sınıfı yok. Her kadının eşit derecede şiddet görme olasılığı bulunuyor.

Şiddette yöntem eğitim seviyesine göre değişiklik gösteriyor mu?Erkek şiddeti, eğitim seviyesi yükseldikçe

zannedildiği gibi azalmıyor. Eğitimli erkek-ler de fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel ve dijital şiddet türlerini uyguluyor. Mor Ça-tı’da deneyimlediğimiz örnekler de feminist kadınların ürettiği bu bilgiyi doğruluyor.

”6411 Sayılı Denetimli Serbestlik Ka-nunu”nun yürürlüğe girmesinin şiddet mağduru kadınlara olabilecek etkisinden bahsedebilir misiniz? Mor Çatı, 6411 Sayılı Yasa TBMM’de görü-şülürken çağrı yaparak sorumluları uyardı. Mor Çatı, Cumhurbaşkanı Gül’den yasayı kısmen veto etmesini istedi. Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe giren yasa ile birlikte kadına karşı şiddet kapsamında suç işleyen ve çoğu eşini “kasten yaralama”, “hakaret”, “tehdit” gibi suçlardan ceza alan dayakçı kocalara da tahliye yolu açıldı. Bu

suçlar için ceza ertelemesi de getirildiği için şiddet uygulayan erkeklerin hapse girmesi önlenmiş oldu.

Şiddet uygulayanlara karşı verilen cezala-rı caydırıcı buluyor musunuz?Bizler çok iyi biliyoruz ki, kadına karşı şiddet nedeniyle girdikleri ceza evlerinden izin verilerek ödüllendirilen erkeklerin ilk işi, şiddet uyguladıkları kadınların kapısına dayanmak oldu. Şimdi ise, tahliye edilmeleri ile bu risk daha da büyük bir hale geldi. Ka-dın örgütleri olarak, gerek 4320 ve gerekse de 6284 sayılı şiddet yasalarının yapımı sürecinde ısrarla talep ettiğimiz üzere, kadınlara karşı işlenen suçlar için özel bir İNFAZ sistemi gerekmektedir. Kadına karşı şiddet suçu işleyen erkeklerin cezalarının ya da hükmün açıklanmasının ertelenmemesi, paraya çevrilmemesi gibi önlemlerin yanı sıra izin kullandırma ya da herhangi bir ne-denle erken tahliye durumlarında kadınlara önceden haber verilmesi gibi özel önlemler alınmalıdır.

Şiddete maruz kalındığında kadınların nasıl bir yol izlemesini önerirsiniz?Şiddete uğrayan kadın, öncelikle, yaşadığı şiddeti paylaşmak, bilgi almak ve desteklen-mek istiyorsa bölgesinde kendisine en yakın Şiddet Önleme-İzleme Merkezi (ŞÖNİM)’ne, karakola, jandarmaya, savcılığa ve yine ken-disine en yakın kadın örgütlerinden birisine başvurabilir. Mor Çatı sadece İstanbul’da yerleşik bir kadın örgütüdür. Ancak Türki-ye’den ve zaman zaman başka ülkelerden de telefon ve/veya e-mail yolu ile başvuru ala-biliyoruz. Ayrıca şiddet mağduru kadınlar, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’na, telefonla

Page 95: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 95

Hürriyet Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na, Alo183 Aile- Kadın-Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı’na da başvurabilirler.

“CUMHURİYET SAVCILIĞI’NA DADOĞRUDAN BAŞVURU YAPABİLİRSİNİZ”Şiddete uğrayan kadın, karakol yerine bir dilekçeyle doğrudan Cumhuriyet Savcılığına da başvurabilir. Ayrıca şiddet uygulayan kişi bir aile ferdi dahi olsa kadın, 6284 sayılı yasadan faydalanarak en yakın polis merkezine, mülki amire ya da bir dilekçe ile Aile Mahkemesi’ne giderek “uzaklaştırma tedbiri” veya “koruma tedbiri” alınmasını sağlayabilir. Koruma tedbiri kararı yalnızca sözlü ifadeye dayanılarak bir gün içerisinde çıkarılabilir, kendisine karşı bu karar çıkan kişiye resmi yazı ile bildirilir, gerekirse polis eşliğinde kişinin uzaklaştırılması sağlana-bilir.

Şiddet mağduru kadınlara Mor Çatı Ka-dın Sığınağı Vakfı olarak ne gibi yardım-larda bulunuyorsunuz?Öncelikle, Mor Çatı’nın bir yardım kuruluşu olmadığını belirtelim. Çalışma anlayışımız kadınlara yardım etmek değil, şiddete karşı kadın dayanışmasını sağlamak, bir arada güçlenmek ve birlikte mücadele etmek-tir. Şiddete uğrayan kadınlara verdiğimiz destekler:

Sosyal Çalışmacı Desteği: Gönüllü sosyal çalışmacı arkadaşlarımız, yaşadığı şiddet nedeniyle Mor Çatı’ya başvuran kadınlarla genellikle önce telefonda görüşür. Ardından yapılan yüz yüze görüşmede, seçenekler birlikte gözden geçirilir, şiddetin sorumlusu-nun kadınlar olmadığı vurgulanır. Kadınlar,

kendileri ile ilgili en doğru kararı yine kendileri verecektir.

Psikolojik destek: Şiddetin getirdiği umutsuzluğu, suçluluk duygusunu, utanç ve korkuyu yenebilmek, yeni yaşam seçenek-leri oluşturabilmek için Mor Çatı, kadınlara psikolojik danışmanlık sağlar.

Hukuksal destek: Şiddete uğrayan kadınla-rın büyük bir çoğunluğu yasal haklarını ve bunları nasıl kullanacaklarını bilememekte-dir. Kadınların bu ihtiyaçları gönüllü avukat-larımızın verdiği hukuksal danışmanlık ile karşılanmaktadır.

Sığınak Desteği: 2009’dan bu yana bağım-sız sığınak faaliyetini kesintisiz sürdüren Mor Çatı’ya sığınak talebiyle başvuran kadınlara, yerimiz olduğu takdirde sığınak desteği verilir. 2012 yılında 26 kadın ve 21 çocuğa destek olan Mor Çatı Kadın Sığı-nağı’nda yer olmadığı zaman ise kadınlar sosyal çalışmacı gönüllülerimiz tarafından belediyelerin veya devletin sığınaklarına yönlendirilir.

Günümüzde eğitim seviyesi yükselirken şiddet yanlılarında bir değişiklik olmuyor, sayıları artmaya devam ediyor. Şiddetin önüne geçmek sizce mümkün mü? Kadına yönelik erkek şiddeti cinsiyet ayrımcılığının sonucudur. Erkek şiddetini durdurabilmek, azaltabilmek için bu şiddetin erkek egemen sistemin bir politikası oldu-ğunu görmek, öncelikle bu şiddeti önleyecek bir siyasi iradeye sahip olmak, kadın-erkek eşitliğine inanmak gerekir. Zihniyetin değiş-mesi, farkındalığın yaratılması sağlanmalı-

dır. Merkezi hükümet ve yerel yönetimler, kadına yönelik erkek şiddetini önlemek için bütçe ayırmalıdır.

Türkiye’de uygulanan politikaların ise mev-cut eşitsizliği besleyecek nitelikte olduğunu görüyoruz. Bu nedenle de kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor.

Devletin bu konu hakkında nasıl bir politika izlemesini öngörüyorsunuz? Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı olarak buradan nasıl bir çağrıda bulunmak isterseniz?Geçen yıl 8 Mart’ta yürürlüğe giren 6284 sayılı yasa, kadınları korumak için kapsamlı bazı mekanizmaları getirmiş olsa da pek çok eksiği barındırıyor.

İşleyişi, yapısı kadından yana olan Şiddeti Önleme İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) ve kadın sığınaklarının sayısının çoğalmasını istiyoruz. ŞÖNİM’lerin kadınların önyargısız dinlenip, destek alabilecekleri bir yapıya kavuşturulmasını talep ediyoruz. Adli mercilerdeki hakimlerin, savcıların, hukuk uygulayıcılarının ve barolardaki avukatların erkek egemen zihniyetin dışına çıkarak kadının insan haklarından yana ta-vır almalarını, yaşanan adaletsizliklere engel olmalarını istiyoruz.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünye-sinde yapılmakta olan birçok uygulama, ka-dın ve erkeklerin şiddeti doğuran geleneksel rollerini, eşitsizlikleri daha da güçlendirici niteliktedir. Bu bakımdan “Eşitlik ve Kadın Bakanlığı” talebimizi bir kez daha vurgulu-yoruz.

Page 96: for life 02

96 | ForLife | Nisan 2013

Çocukluk döneminiz, teknolojinin bizleri henüz etkisi altına alamadığı 90’lı yıllara denk geldiyse unutamayacağınız anılarınız var demektir. Taşları bir araya getirerek oynadığımız beş taş, tebeşirlerle şekiller çizerek üzerinde zıpladığımız çizgi, cips poşetlerinden çıkan tasolar, tetris, sanal bebek, topla oynanan yakan top, çanak çömlek, istop o zamanın en değerli oyunlarıydı. Tolga Abi ile Hugo’nun maceralarını izle-mek, leblebi tozunu öksürmeden yiyebilmek, pembe renkli big babolu kocaman şişirebilmek de ayrı bir keyifti. Bunların yanında 90’lı yıllar-da yapılan önemli aktivitelerden biri de çizgi film izlemekti. Bu çizgi deryasının içinde kimler yoktu ki; uzay çağının kahramanları Jetgiller, Red Kit, He-Man, Garfield, Çizmeli Kedi, Speedy Gonzales, Kaptan Tusubasa, Susam Sokağı, Arı Maya, Müfettiş Gadget, Tazmanya Canavarı, Vikingler, Ninja Kaplumbağalar, Snoopy, Simpson Ailesi, Scooby Doo, Dragonball, Pembe Panter, Ayı Yogi, Hayalet Avcıları, Fred Çakmaktaş ve daha niceleri. 90’ların sonuna doğru da Teletabiler, Pokemonlar çizgi kahramanlarımız olarak dikkat çekmeye başlamıştı.

90’LAR ÇİZGİ FİLM

FREKANS

Page 97: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 97

Organizasyon Ofis: Alpaslan Mh. Kızılırmak Cd.Belde Sk. Mehdioğlu St. NO: 15/13

Sosyal Tesisler ve Düğün Salonları: Hisarcık Yolu Polis Evi Yanı

T.0352 236 16 46

Salonlarımız / Bahçelerimiz

Düğün ve Kına gecelerinizdebizimlesiniz...

EPİK

AEski Dostlar Uçhisar Osmanlı Garden Şemsettin

Salonu Salonu Otağı Kır Bahçesi Havuzbaşı

[email protected]

Kişibaşı

TL‘den b

aşlayan fiy

atlarla800.

Page 98: for life 02

98 | ForLife | Nisan 2013

Sezgin Güvenç: Doğaçlama tiyatroyu hakikaten Türkiye stan-dartları içerisinde yapabilen çok fazla grup var. O gruplarda Mahşer-i Cümbüş’ün bire bir etkisi yoksa bile esinlenme yolu ile Türkiye’nin birçok yerinde oyuncular, oyuncu olmayanlar, doğaçlama tiyatro yapmak isteyenler, bir sürü kişiler yeşerdi. İzmir, Antep, Niğde, Van gibi şehirlerde bizim gibi ekiplerin olduğunu gördük. Mahşer-i Cümbüş bence bu anlamda çok büyük bir iş yaptı. Çünkü doğaçlama tiyatro 3-5 sene önces-ine kadar çok bilinen bir tür değildi ve artık herkesin bildiği, kabul edilebilir bir yapı içerisinde olan bir tür oldu. O yüzden Mahşer-i Cümbüş’ün en önemli özelliği budur bence. Böyle bir kavramı tam anlamı ile tutturdu.

“DOĞAÇLAMA TİYATRONUN AVANTAJLARINI YAŞIYORUZ”

Talat Bulut: Doğaçlama tiyatronun şöyle bir avantajını kullanıyoruz biz. Oyun öncesinde, oyun yarısında ve oyun sonrasında seyircimizle birlikte olabiliyoruz. Bundan kasıt nedir? Mesela geleneksel bir tiyatro anlayışında dekor, kostüm, vesaire hazırlanırken sizin sahne arkasında, kuliste bulunmanız gerekir. Doğaçlama tiyatroda ise biz oyun öncesi ısınmamız bittikten sonra seyirci ile birlikte vakit geçirip keza yine oyundan sonra hemen anında çıkış kapımıza giden seyircimizi uğurluyoruz. Ve bizi ayıran başka bir özellik de bu. Seyircimizle biz bir bütünüz, bir aileyiz. Umarım zaman geçtikçe de büyüyeceğiz.

Doğaçlama Tiyatronun Ustaları

“MAHŞER-İ CÜMBÜŞ”

Doğaçlama tiyatronun sevilen yüzlerinden Mahşer-i Cümbüş oyuncuları ile tiyatro gösterileri hakkında

merak edilenleri konuştuk.

Atlas Jet ile gerçekleştirdikleri reklam tanıtım kampanyası doğrultusunda Kayseripark Alışveriş

Merkezi’nde sahne alan Mahşer-i Cümbüş oyuncuları ile dikkat çeken yönleri üzerine keyif

dolu bir röportaj yaptık.

Mahşer-i cümbüşün kuruluş hikâyesinden kısaca bahse-debilir misiniz? Nasıl bir araya geldiniz?Yiğit Arı: Biz hepimiz Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde Tiyatro bölümünde öğrenciydik. Almanya’da doktorasını yapmış ve doğaçlama ile burada tanışmış Kadir Çelik hocamız, doğaçlama tiyatro teknikleri ile ilgili bize yön-temleri gösterdi. Sonra bu bizim çok hoşumuza gitti. Mezun olunca da tiyatro topluluğu kurarak doğaçlama tiyatroculuğu yapmaya başladık. Ve bir baktık ki buradayız.

Neden Mahşer-i Cümbüş ismini verdiniz?Yiğit Arı: Mahşer-i Cümbüş, Arapça bir deyim. Kale arkası seyircisi anlamına gelen bir futbol terimi. Maçlarda kale arkası daha coşkulu yer olarak dikkat çeker. Bütün tribünleri yöneten, tezahüratlarda ön planda olan gruplar genelde kale arkası gruplar olur. Yani Mahşer-i Cümbüş çok eğlenceli, gürültülü bir kalabalık anlamına gelen deyim.

Sizi normal tiyatro oyunlarından ayıran fark nedir?Yiğit Arı: Mahşer-i Cümbüş’ün normal tiyatro oyunların-dan öncelikle en önemli farkı interaktif bir yapının olması. Yani oynanan oyunların oynanışına, oyunlara seyircilerin karar vermeleri. Hatta seyircilerin karar vermekle kalmayıp pek çok oyunda bire bir oyuncularla birlikte çıkıp sahnede oynadıkları, oyunun bütün yaratıcılık süreçlerinde bir fiil içinde oldukları bir tiyatro türü bu. Bu özellikleri gereğince de klasik tiyatrodan oldukça ayrı olan bir tür.

Röportaj: Ayşegül KORKUT - Fotoğraf: LÜtfiye Dilekmen

Page 99: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 99

Tiyatronun bir spor olduğunu bizler sizinle birlikte öğrendik. Tiyatro gerçekte nasıl bir spor?Yiğit Arı: Biz tiyatronun spor olduğunu vurguladık ama şöyle vurguladık, espri olarak. Çünkü doğaçlama tiyatro oyunların-dan bir tanesi de tiyatro sporu. O da çeşitli toplulukların doğaçlama oyunları oynayarak birbirleri ile yarışmaları mantığına dayanan bir oyun. Bunun adına tiyatro sporu denili-yor ve doğaçlama tiyatronun en çok sevilen türlerinden bir tanesi. Doğaçlama tiyatronun en çok sevilen türlerinden birini de biz 12 yıldır sıkılmadan oynamaya devam ediyoruz.

Günümüzde gruplar belirli bir süreye ka-dar çalışmalarını devam ettirdikten sonra ilk günkü performanslarını yakalamaya-biliyorlar. Sizler bu anlamda örnek bir tiyatro ekibi olarak aranızdaki enerjiyi kaybetmeden nasıl korumayı başarıyor-sunuz? Talat Pamuk: Doğaçlama tiyatroda birbirini tanımayan, farklı sosyal kesimlerden gelen insanları bir araya getirdiğiniz zaman

bir günde de üç ayda da o insanlar belli bir aşama kaydedip ısınmaya başlıyorlar birbirlerine. Ortaya koyulan işin ne kadar iyi olduğu ve ne kadar izlenebilir olduğu bu sürenin uzunluğu ile alakalı oluyor. Bir grup bir günlük çalışmanın sonunda da bir oyunu sahneye koyabiliyor ki biz bunu yapıyoruz zaman zaman zaten. Ne kadar vakit geçirirseniz birbirlerinizi daha iyi an-ladığınız için sahnenin üzerine koyduğunuz şey de daha sizi anlatan, daha sizden olan şeyler olmaya başlıyor. Bu şekilde de içten-liğimiz artıyor.

Sürekli seyirci ile iç içe olan interaktif bir oyun sergiliyorsunuz. Sahnede zorlandı-

ğınız anlar oluyor mu?Talat Bulut: Mutlaka oluyor ama bizim yaptığımız doğaçlama tiyatroda bunlar çok önemli. Zaman zaman kaldığımız anlar oluy-or ve biz seyircimizle bunu paylaşıyoruz. Biz de onun eğlencesini çıkarmaya çalışıyoruz. Bu samimiyeti paylaştıktan sonra bu an-larımızın dahi takdir aldığı zamanlar oluyor seyirciden. Her zaman bir sonraki oyunun bir öncekinden daha iyi olacağına inanarak oyunumuza devam ediyoruz.

Oyunlarınıza gösterilen ilgiden memnun musunuz?Ayça Işıldar: Kesinlikle memnunuz. Bize ilk başlarda çıktığımız zamanlarda yaptığımız şeyi anlamaya çalışan ve ilerde çok fazla seyirci bulamayacağımızı söyleyen in-sanların bu laflarını yutmuş olmaları çok hoşumuza gidiyor. Çünkü çok inanarak yaptığımız bir şeydi bu. Mahşer-i Cüm-büş’ün bir gün bu noktaya geleceğini tahmin ediyorduk, inanmıştık bu yola çıkarken. Ayrıca insanlara değişik bir şey sunmanın ayrı gururunu yaşıyoruz. Ayhan’ın sevdiğim bir lafı vardır: “Biz insanların yaratıcılığını körükledik, ateşledik.” diye. Bu noktaya gelinmesi zaten umduğumuz ve hayal et-tiğimiz bir şeydi. O yüzden çok mutluyuz.

Yeni projeleriniz var mı? Televizyonda yine sizleri görebilecek miyiz?

Ayça Işıldar: Her zaman var ama sadece doğru zaman, doğru kanal ve doğru yapımcı ile yapmak istiyoruz ki kalıcı olsun. Sonuçta bu işi televizyona taşıyan bizdik ve hala etkilerini görüyoruz. Bir daha televizyonda bir şey yaparsak bunun da bir öncekinden daha iyi olması gerekiyor. O yüzden biraz titizleniyoruz. Yani böyle bir niyetimiz var.

Kayseri hakkında ne düşünüyorsunuz?Ayça Işıldar: Kayseri çok temiz, çok düzenli bir şehir, ben inanamadım. İstanbul gibi bir kaostan gelip bu kadar düzenli bir şehir görmek beni çok şaşırttı. Böyle bir yer bekle-medim ve zaten ilk gelişimdi Kayseri’ye. Kıymetini bilin bence.

Page 100: for life 02

100 | ForLife | Nisan 2013

Bilim kurgu filmlerindeki zaman makinesinin bir an gerçek olduğunu hayal edin. O an gitme şansınız olsa hangi çağdaki yaşamın size daha uygun olduğunu düşünürdünüz?

CAG SiZI

Page 101: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 101

1. Sevdiğiniz insanla yiyeceğiniz bir akşam yemeğini nasıl bir ortamda yemeyi tercih ederdiniz?a. Doğada bir ağacın altıb. Yer sofrasıc. Şık bir masad. Ayda dünya manzaralı bir masa

2. Canınız sıkıldığında seçeneklerimizden en çok ne yapmak sizi mutlu eder?a. Ava çıkmakb. Eskrim sporu yapmakc. Futbol oynamakd. Uzay boşluğunda havalanmak

3. Gezintiye çıkacak olsanız hangi vasıtayı kullanırdınız?a. Atb. Yelkenlic. Arabad. Uzay mekiği

4. Sunduğumuz yemeklerden hangisi damak zevkinize daha yakın?a)Tavşan etib)Müceddere (Etli pilav)c)Pizzad)Kapsüllü chesee kek

5. Hangi çizgi film kahramanının yerinde olmayı isterdiniz?a. Fred Çakmaktaşb. Robin Hoodc. Örümcek Adamd. Jetgiller

6. Nasıl bir mekânda yaşamak sizi mutlu eder?a. Dağ başına kurulu evb. Şatoc. Rezidansd. Uzay Evi

7. Sihirli bir şapkanız olsa içinden neyin çıkmasını isterdiniz?a. Dinozorb. Şövalyec. Arabad. Ufo

8. Tarihin tozlu sayfalarına gitseniz icatlardan hangisini bulmayı isterdiniz?a. Ateşb. Dünyanın yuvarlak oluşuc. Uçakd. Bilgisayar

9. Hangi yere seyahat yapmak size keyif verir?a. Kızılderili kabilelerinin yanıb. Vatikanc. Parisd. Mars

10)En sevdiğiniz içecek hangisi?a. Kımızb. Şarapc. Colad. Milkshake

DEĞERLENDİRMEA ŞIKKI ÇOĞUNLUKTAYSASize hitap eden zaman döneminin İlk Çağ olduğunu söyleyebiliriz. Teknolo-jiden uzak yaşam tarzını benimseyen yapınız insanlığın ilk dönemindeki günlere oldukça uygun. Sıfır teknoloji ile yaşamanın size büyük keyif vere-ceğini söyleyebiliriz. Doğal ve yapay olmayan bir yaşam tarzı biraz ilkel olsa da tam size göre. Arada taş devri yaşantısı sürmek size iyi geleceğe benziyor. Özgürlükçü ruhunuz da ormanların kralı Tarzan’ı aratmıyor.

B ŞIKKI ÇOĞUNLUKTAYSAZaman makinesini Orta Çağ’a ayar-layabilirsiniz. Orta Çağ dönemindeki otantik atmosfer ve gizemli yaşam tarzı sizi yansıtıyor. Robin Hood gibi arada efelik yapıp, şövalyeler gibi ahkâm kes-mek size pek de yabancı sayılmaz. Orta Çağ dönemindeki bilimsel gelişmelerin kısıtlılığı da sizi o kadar etkilemiyor. Modern değil de daha çok skolastik düşünce sistemi doğrultusunda hareket ediyorsunuz. Biraz da kabarık elbiseler, şatolar sizlerin ilgisini Orta Çağ döne-mine çekiyor.

C ŞIKKI ÇOĞUNLUKTAYSAYaşam alanınız Yakın Çağ dönemine daha uygun. Teknolojik gelişmeler sizin için önemli. İlkel bir yaşam tarzı sizi hiç yansıtmıyor. Arabanız, bilgisayarınız ve telefonunuz olmadan yaşamayı hayal dahi etmek sizin için oldukça zor. Siz istediğiniz dönemi şu an zaten yaşıyorsunuz. Bu yüzden zaman makinesine binip yolculuk etme telaşına kapılmanıza gerek yok. İçinde bulunduğunuz zaman dilimi sizin düşüncelerinize hitap ediyor.

D ŞIKKI ÇOĞUNLUKTAYSAŞu an adım atamadığımız Uzay Çağı, uzak gibi görünse de zaman makinesi ile gitmek için sabırsızlanıyorsunuz. Teknolojik gelişmelerin yakınında değil ilerisinde olmak sizin için daha cezbe-dici. Her zaman bir adım önde yaşamak ve teknolojinin sınırlarını zorlamak sizin için önemli. Gezegenler arasında seyahat edebileceğiniz günleri ve uzay mekiğine bineceğiniz zamanı merakla bekliyorsunuz. Kısaca uzay yaşamına bir an önce geçmek için oldukça heye-canlısınız.

Page 102: for life 02

102 | ForLife | Nisan 2013

NİSAN Gökçe İmza Günü

13 NİSAN 2013 SAAT 16:00 - KAYSERİPARK AVMSon dönemlerin dikkat çeken seslerinden şarkıcı, söz yazarı ve besteci Gökçe, 13 Nisan Cumartesi günü Kayseri Park’ta gerçekleşecek “Araç Kampanyası Çekilişi” nin hemen ardından düzenlenecek imza gününde hayranlarıyla buluşuyor. Sizlerde Gökçe’yi daha yakından tanıma fırsatına erişmek istiyorsanız imza etkinliğinde yerinizi almayı ihmal etmeyin.

Kayseri Barosu Resim Sergisi

6 NİSAN İL KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ, 7/8 NİSAN 2013 – KAYSERİPARK AVM5 Nisan Avukatlar Günü etkinliği münasebetiyle Kayseri Barosu avukatları tarafından

3.’sü düzenlenen resim ve fotoğraf sergisi sanatseverler ile buluştu. 6 Nisan günü İl Kültür Müdürlüğünde açılışı yapılan sergi, 7 ve 8 Nisan tarihlerinde de Kayseripark AVM’de büyük ilgi

gördü. Sergi hakkında dergimizi bilgilendiren Avukat Osman Özülkü, sergide 36 adet çalışmanın olduğunu ve Kayseri halkının yoğun ilgisi ile karşılaştıklarını belirtti.

Erciyes Film Festivali

24-26 NİSAN 2013 - ERCİYES ÜNİ.6. Erciyes Film Festivali, Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından 24 - 26 Nisan 2013 tarihleri arasında düzenlenen festivalin temel amacı, farklı bakış açılarıyla sinemaya katkıda bulunabilecek öğrencilerin teorik bilgilerini pratiğe dökmelerine yardımcı olmak; kurmaca ve belgesel filmin gelişmesine katkıda bulunmak ve filmlerin seyirciyle buluşmasını sağlamak olarak belirlendi. Bu yıl Metin Erksan adına düzenlenen ve Türkan Şoray’ın onur konuğu olacağı festival ayrıca öğrencileri, akademisyenleri ve sinema profesyonellerini bir araya getirecek ortam hazırlamayı amaçlıyor.

Nazan Bekiroğlu ile “Nar Ağacı Üzerine Sohbet”

SABANCI KÜLTÜR MERK – 25 NİSAN 2013 - SAAT 15:00Ünlü edebiyatçı ve akademisyen Nazan Bekiroğlu, çıkardığı son kitabı “Nar Ağacı” üzerine bir sohbet gerçekleştiriyor. Sabancı Kültür Merkezi’nde yapılacak program sonunda okurlarının kitaplarını da imzalayacak olan Nazan Bekiroğlu’nun eşsiz yorumunu dinlemek ve kitaplarınızı imzalatmak istiyorsanız bu etkinliği kaçırmayın.

Adalet, Sizsiniz Tiyatro

21 NİSAN 2013 SAAT 20:00 - İL ÖZEL İDARE SALONU

“Adalet, Sizsiniz”; yargının siyasallaştığı üç tarihi olayı, usta oyuncular Rutkay Aziz ve Taner

Barlas’ın muhteşem yorumlarıyla tiyatroya aktarıyor. M.Ö. 5. yüzyılda Atina’da, Beş Yüzler

Meclisi’nin ölüme mahkûm ettiği düşünür Sokrates, 1633 yılında Roma’da, Engizisyon’un müebbet

hapse mahkûm ettiği bilim adamı Galileo ve 1927 yılında Boston’da, adaletin ölüme mahkûm ettiği

iki İtalyan göçmen işçi Sacco ile Vanzetti’nin hikâyeleri, “Adalet, Sizsiniz” ile tiyatro severlere ulaşıyor. Bu oyunu değerli tiyatrocuların farkı ile izleme fırsatına erişmek istiyorsanız İl Özel İdare

Salonu’nda yerinizi alın.Grup Gündoğarken Konseri

17 NİSAN 2013 SAAT 19:00 - GEZEGEN SOSYAL TESİSLERİTürkiye’nin tanınan, sevilen ve köklü gruplarından biri olan Grup Gündoğarken, Gezegen Sosyal Tesisleri’nde en sevilen şarkıları ile müzik ziyafeti veriyor. Müzikte kaliteye önem veriyorsanız bu konseri kaçırmayın.

Sahaja Yoga Semineri

13 NİSAN 2013 SAAT 13:00 - KADİR HAS KONGRE MERKEZİ Kayseri bir ilke daha ev sahipliği yapıyor. 13 Nisan Cumartesi günü Sahaja Yoga ile içinizdeki güç ile stresi yenin semineri Kayserililere farklı bir deneyim yaşatıyor. Sizlerde bilimsel olarak kanıtlanmış meditasyon metodu ile farkındalıklarınızın farkına varabilir, hoş bir deneyim yaşayabilirsiniz. Sahaja Yoga semineri ile stresi hayatınızdan uzaklaştırmak eskisi kadar zor olmayacak.

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

13nisan

13

nisan

07-08nisan

Senai Demirci

16 NİSAN 2013 SAAT 14:00 - KAYSERİPARK AVMRadyo ve televizyon programı yapımcısı ve sunucusu Senai Demirci, 16 Nisan Salı günü Kayseripark Alışveriş Merkezi’nde sevenleri ile bir araya geliyor. Çok sayıda kitap, dergi ve gazete yazısına imza atan başarılı yazar, televizyon ekranlarının yanı sıra çeşitli şehirlerde verdiği konferans ve seminerlerle de adından oldukça söz ettiriyor. Sizde Senai Demirci’yi daha yakından görmek ve dinlemek istiyorsanız bu programı kaçırmayın.

16

nisan

21nisan

17nisan

25nisan

24-26nisan

Page 103: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 103

Page 104: for life 02

104 | ForLife | Nisan 2013

Doğanın Rengâren

k görünümleri

ile

gökkuşağını andıran papağanlar,

evde b

eslenen hayva

nlar

arasında ye

r alıyor.

Yaşam alanları doğadaki ağaçlar olan bu sevimli canlılar, insan sesini taklit edebilme özelliğinden dolayı evlerin başköşesindeki yerini kimseye bırakmıyor. Daha çok çevre-sinde konuşulanları taklit etmeleri nedeni ile her kesimden insanın sempatisini kazanan papağanlar, sahip oldukları renk cümbüşü ile de mekânları renklendiriyor. Kıvrık gaga-lı, etli ve kalın dilli, parlak tüylü bu canlılar sıcak yerlerde yaşamaktan hoşlanıyorlar. - Parlak tüylü bu canlıları evde beslemenin düşünüldüğü gibi kolay olmadığını belirte-lim. Diğer kuş türlerine göre daha iri yapılı ve saldırgan oldukları için papağanınız orta-ma alışana kadar zorluk yaşayabilirsiniz. - Tırmanırken sadece ayaklarını değil ayrıca gagalarını da kullandıkları için çok iyi birer tırmanıcıdırlar. - Tüyleri yeşil, kırmızı, sarı, beyaz ve siyah tonlarından oluşur.- Papağanlar, diğer kuş türlerine göre üstün hafızaya sahip olduklarından çevrelerindeki

Papağa

nRenk

Kartelası

Page 105: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 105

konuşmaları taklit edebilme özelliklerine sahipler. En konuşkan türleri ise Jako(Gri Papağan) adı verilen papağandır. Ayrıca er-kek papağanlar, dişi papağanlara göre daha iyi konuşuyor.- Bir papağan alıp beslemek istiyorsanız, onu eğitmenin kolay olmadığını unutmayın. Cezadan anlamayan bu hayvanların eğitimi sabır isteyen türden. - Ortalama ömürleri ise insanların yaşam süresine eş değer sayılabilir. Kafesteki papağanlar 40 yıl kadar yaşarken, doğada-ki papağanlar ortalama 70 yıl ömre sahip olabiliyor. - Gagalarının kuvvetli yapıda olmasından dolayı ceviz gibi sert besinleri rahatlıkla kırıp yiyebiliyorlar. - Kafes ortamına uyum sağlayabilen bu canlıların bakımı dikkat gerektiriyor. Çünkü “papağan hastalığı” olarak bilinen “psittako-zu” adı verilen hastalığa yakalandıklarında insanlara da bulaştırabiliyorlar. - Şubat ayına adım atmaları ile beraber papağanlar, tüy döküm dönemlerine giriyor. Bunun için havuç, brokoli, ıspanak gibi A ve

D vitamini içeren besinlerin verilmesi uygun olur. - Bir papağanın cinsiyetini öğrenmenin en doğru yolu ona DNA testi yaptırmak olduğu-nu unutmayın.- Papağanların çoğu 2 yaşındaki bir çocu-ğun duygusal zekâsına sahip iken Afrika Gri ve Eclectus papağanları 4-5-6 yaşları arasında değişen analitik zekâya sahip.

Bakım Tüyoları- Papağanınızın kafesinin temizliğini ihmal etmeyin. Kafesin papağanınızın boyuna uygun olmasına dikkat edin. Kafesin temizliğini haftada en az 3 defa yapmaya özen gösterin. Kafesin tabanına hazır satılan mineralli kuş kumlarından dökerseniz hem yediği bu kumlar sindirimini kolaylaştıracak hem de içinde bulunan küçük taşlarla gaga-sını törpüleyecektir.- Tırnaklarının da bakımını düzenli olarak yapın. Zamanla uzamaya başlayan tırnakları içine doğru kıvrılacağından hareketlerini zorlaştıracaktır. Bu yüzden veteriner yardımı ile uzayan tırnaklarını kısaltabilirsiniz.- Su kaplarının da temizliğini yapın. İçerisindeki su bitmese de günde iki defa su kaplarını yıkayıp içerisine temiz su koymaya özen gösterin.- Papağanınızı banyo yaptırırken dikkat edin. Papağanlara su altında banyo yaptır-mak çok tehlikelidir. Çünkü kulaklarından içeriye su kaçması ölümlerine neden olabilir. Papağanlar için en uygun banyo vakti ise sabah ve öğle vakitleridir. Akşamları banyo yaptırmaktan uzak durun, çünkü üşütme-sine neden olabilirsiniz. En uygun banyo yaptırma seçeneği ise fısfıslama tekniğidir.

Bunun için önce kafesinizin içindeki yemleri çıkarın. Sonrasında fısfısın içine yarım litre ılık su koyun. İsterseniz içine 1 tatlı kaşığı elma sirkesi de koyabilirsiniz. Elma sirkesi papağanınızı dış parazitlere karşı korur ve tüylerini besler. Bunun dışında papatya ya da aynısefa çayı ile de kuşunuzu fısfıslaya-bilirsiniz. Kuşunuzun üzerindeki tedirginliği atmak için fısfısı yukarı doğru püskürterek yağmur izlemini vermeye çalışın. Fısfısı direk üzerine sıkarsanız korkmasına neden olabilirsiniz. Bu şekilde haftada 2 ya da 3 defa banyo yaptırabilirsiniz. - Konuşkan bir papağan olması hem türüne hem de size bağlı. Papağanınızın konuşkan olmasını istiyorsanız biraz sabretmeyi bilme-lisiniz. Papağanlar söyledikleri kelimeleri anlayarak değil de taklit yetenekleri kuvvetli olduğu için çevrelerindeki sesleri çıkarır. Bir de papağanınızın türü konuşmasında önemli. En iyi taklit edebilme özelliğinin de Afrika Gri Papağanı’na ait. Konuşturma alış-tırmalarına öncelikle kelimeler ile başlayıp sonrasında cümle kurmasına yardımcı olabi-lirsiniz. Zamanla kelime haznesi öğrendiği her yeni kelime ile çoğalacaktır. Bunun için her gün sesiz bir ortam sağlayarak öğrenme-sini istediğiniz kelimeleri belirli aralıklarla ona söylemeniz bu konuda size yardımcı olacaktır.

Papağan için En Uygun Eğlence Doğal ortamından kopup kafesin içinde ya-şamaya başlayan papağanınız zamanla sıkıl-ganlık gösterebilir. Ona en iyi arkadaş ikinci bir papağandır ama tekine zor bakıyorum ikincisi ile nasıl uğraşacağım derseniz farklı bir önerimiz var o zaman size. Kendirden yapılmış, üstünde düğümler bulunan bir par-ça ip, sert lastik top ya da kabuklu bir parça ağaç dalı yalnızlığına iyi gelecektir.

Beslenme Öğün ReçetesiÇekirdek gibi kabuklu yiyeceklerin yanında sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme programı papağanların sağlığına iyi gele-cektir. Kabuklu veya kabuksuz fındık, ceviz, buğday, keten tohumu, elma, armut, üzüm, mandalina, çilek, brokoli, ıspanak, havuç gibi yiyecekler verilebilir. Verdiğiniz yiye-ceklerin temiz ve oda sıcaklığında olmasına da özen gösterin. Çikolata, avokado, süt, mantar, patlıcan, soğan, siyah çay, şeker, yer fıstığının kabuğu, hurma gibi besinler zarar-lıdır, kesinlikle vermemeye özen gösterin.

Page 106: for life 02

106 | ForLife | Nisan 2013

A noktasından yola çıkan gönderinizien yüksek hız ve en kısa sürede

B noktasına ulaştırmakbizim görevimiz.

tr.aktif.com

Gevher Nesibe Mah. İstasyon Cad. No:35 K.3 N.60352 231 4332 - 0352 221 39210533 366 8446 - 0533 226 0111

Kayseri Şube:

[email protected]

EPİK

A

Ancak gerçek hayat bu kadar güzel olmayabilir. Araştırmalar gösteriyor ki; reklam ve tanıtım

çalışmalarına değer vermeyen ya da yanlış ajanslarla çalışan

firmalar, günümüz rekabet ortamında zayıf kalarak kısa

sürede yok olmaktadırlar.Gelin sizinle çok geç olmadan

¨Markanızı nasıl daha ileriye taşıyabiliriz¨ i konuşalım.

Ne dersiniz?

www.ajansepika.com

Hayat, M

asallardaki gibi Toz pembe olsa Ne güzel olurdu Degil mi?

Page 107: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 107

Ancak gerçek hayat bu kadar güzel olmayabilir. Araştırmalar gösteriyor ki; reklam ve tanıtım

çalışmalarına değer vermeyen ya da yanlış ajanslarla çalışan

firmalar, günümüz rekabet ortamında zayıf kalarak kısa

sürede yok olmaktadırlar.Gelin sizinle çok geç olmadan

¨Markanızı nasıl daha ileriye taşıyabiliriz¨ i konuşalım.

Ne dersiniz?

www.ajansepika.com

Hayat, M

asallardaki gibi Toz pembe olsa Ne güzel olurdu Degil mi?

Page 108: for life 02

108 | ForLife | Nisan 2013

İKİ CAMİ ARASINDA AŞK 2“Kayıp Kafatası”Yazar: Mürvet SarıyıldızBaskı Yılı: 2013 Yayınevi: Sayfa 6 YayınlarıKitabın ÖzetiLale ve Serkan, Sinan Araştırma Merkezi için çalışan iki araştırmacıdır. Onları bir araya geti-ren şey Mimar Sinan’ın kayıp kafatasının izini sürmek ve bu sır perdesini ortadan kaldırmak-tır. Yaptıkları araştırma onları Mimar Sinan’ın gizemlerle dolu hayatında tarihi bir yolculuğa çıkaracak, eserlerindeki sırlara ve Yakup’un Merdiveniyle arasındaki gizli bağlantıya götürecektir. Hayatını kâbusa çeviren rüya-ların peşinden giden Philip ise eski sevgilisi Sandra’yla birlikte kendini hayallerinin şehri İstanbul’da bulur, yolları yedi tepeli kentte Lale ve Serkan’la kesişir. Rüyaların mimarı Koca Sinan’ın izlerini sürerken aşkın koridorlarında kaybolan bu dört arkadaşı Mimarın Merdiveni adlı tehlikeli bir tarikatın müritleriyle girecek-leri amansız bir mücadele beklemektedir. İki Cami Arasında Aşk 2 “Kayıp Kafatası”, modern zamanda Mimar Sinan ekseninde filizlenen modern aşkların, rüyalardaki sırların ve aşka çıkan zorlu basamakların hikâyesi...

HEZARFENYazar: Ahmet ÖnelBaskı Yılı: 2013Yayınevi: Elma YayıneviKitabın ÖzetiUçan ilk insan olarak adını tarihe altın harflerle yazdıran cesur Hezarfen’in etkileyici hikâyesini usta yazar Ahmet Önel kaleminden okuyun! Yıllar yıllar önce, ülkeleri padişahların yönettiği dönemde, İstanbul’da Ahmet Çelebi adında genç bir adam yaşarmış. Hayal-ler kuran ve bilime de meraklı bu ada-mın lakabı “bin bilimli” anlamına gelen Hezarfen imiş. Hezarfen’in en büyük hayali uçmakmış. Kuşları izler, insanoğ-lu uçamaz mı diye düşünüp dururmuş. “Kuşların kanatları varsa insanoğlunun da aklı var” dermiş. Günlerden bir gün Hezarfen’de uçmuş.

Uçan ilk insan olarak tarihe adını yazdıran Hezarfen’le tanışacağınız bu öyküde hayallerinizin sizi nasıl kanat-landıracağını göreceksiniz.

AYLİN ASLIM- ZÜMRÜDÜAN-KA13 senelik müzikal kariyerinde Türk Rock Müziği’nin başarılı kadın vokallerinden ve şarkı yazarlarından biri olarak yoluna emin adımlar ile devam ederken geniş bir hayran kitlesine ulaşan Aylin Aslım, “Zümrüdüanka” isimli 4. solo albümü ile 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde raflar-daki yerini aldı. 8 adet şarkının bulunduğu

albümde söz ve bestelerde ağırlıklı olarak Aylin Aslım imzası bulunu-yor.. “Af” isimli şarkıda sanatçıya Cem Adrian eşlik ederken, sanatçı bu albümünde bir de unutulmaz Atilla Özdemiroğlu ve Aysel Gürel şarkısı olan “Hasret”i yorumladı. İsmini, sözü ve bestesi Aylin Aslıma ait olan “Zümrüdüanka” şarkısından alan albümün genel konsepti hüzün ve aşk temaları üzerine kurulu.

TNK - MELANKOLİTNK, 2010 yılında yayınla-dığı, büyük beğeni topla-yan ve birçok ödüle layık görülen “Söyle Ruhum” albümünün ardından, pro-düktörlüğünü kendilerinin üstlendiği “MELANKOLİ” isimli yeni stüdyo çalışma-sını Pasaj Müzik etiketi ile 5 Mart’ta müzikseverlerin beğenisine sunuldu.

Kayıtları, Ankara’da “Retro Lounge” stüdyosunda, 6 ayda tamam-lanan “Melankoli” albümündeki tüm söz ve müzikler grubun güçlü vokali Caner Karamukluoğlu’na ait. 12 şarkının yer aldığı albümünün kayıt ve mixleri Barış Yetkin, mastering’i ise Evren Goknar tarafından Los Angeles Capitol Stüdyoları’nda yapıldı.

DÜĞÜMLERE ÜFLEYEN KADINLARYazar: Ece TemelkuranBaskı Yılı: 2013Yayınevi: Everest YayınlarıKitabın ÖzetiÇok satan Muz Sesleri kitabının yazarı usta gazeteci Ece Temelkuran’dan yine çok satacak, gündem oluşturacak bir roman!.. Bir kadının kalbini fena kırmış bir adam... O adamı öldürmek için çölü geçmeyi göze almış dört kadın... Düğümlere Üfleyen Kadınlar bu yolculuğun romanı. Ne kadar sevilse de tamir olmayan o yaralı coğrafyada, Ortadoğu’da geçiyor. Saraylar devrilip, meydanlar dolarken sorular kalıyor geriye. Her yola en az bir soruyla çıkılır çünkü: Bir kadın ya da bir ülke nasıl sevilir sahiden? “Amira, bize kadınları nasıl seveceğimizi anlatan bir kitap lazım. Yoksa hep böyle şapşal ve kavruk kalacağız. Bize kadınların nefe-sini genişletecek, o nefesin rüzgârına yelken açmamızı öğretecek bir kitap lazım. Yoksa biz ne kadar sevilsek tamir olmayız.”

Page 109: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 109

KAHPERENGİYazar: Hande AltaylıBaskı Yılı: 2013Yayınevi: Doğan KitapKitabın ÖzetiRomanları yayımlandığında en çok satanlar lis-tesinden aylarca inmeyen Hande Altaylı’dan ya-şamın içinden, samimi ve sarsıcı yeni bir roman. Küçük bir Anadolu kasabasından İstanbul’un ışıklı gecelerine uzanan bir yolculuğun hikâyesi. Sevginin değil, mecburiyetin birlikte tuttuğu bir ailede büyüyen Narin ilk kez âşık olduğunda yolların nihayet daha büyük yollara bağlandığını, o büyük yolların da başka şehirlere, ülkelere ka-vuştuğunu anlar. Ve biri gittiğinde arkasında bir yol bıraktığını. Ama o yolların nefrete, ihanete de açıldığını anlaması için aradan yılların geçmesi, dostlukların sınanması, kaybedilenlerin bulunma-sı gerekecektir.

GECE YOLCULARI - NEDENTürk pop-rock müziğinin, kulvarındaki en büyük gruplarından Gece Yol-cuları uzun süren albüm hasretine son vererek, yeni albümleri “Neden” ile müzik marketlerde yerini aldı. Çıkış şarkısı, grubun solisti Edis İlhan bestesi ve albümle aynı adı taşıyan: “Neden?”... 9 şarkılık albü-

mün tek cover şarkısı ise “Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar”.Grubun çok konuşulacak fotoğraflarındaki yenilikçi stilinin altın-da da son günlerin parlak isimlerinden Buse Terim imzası var.

HALİL SEZAİ - EY AŞKHafızalarımıza kazınan çarpıcı sözleri ve başka di-yarlara sürükleyen müzikleri ile geçtiğimiz yıla damgasını vuran HALİL Sezai’nin, ikinci solo albümü “EY AŞK” müzik marketlerde yerini aldı. 14 şarkıdan oluşan albümün müzik direktör-lüğünü Sadun Ersözmez üstlendi.Halil Sezai, bu albümde söz

ve müziği kendisine ait olan şarkıların yanı sıra Engin Bayrak im-zası taşıyan “Günaydın” şarkısına da yer verdi. Ayrıca düzenleme-sini Göksun Çavdar’ın yaptığı “Aşk Yakar” şarkısında Fuzuli’nin unutulmaz dizelerini kendi bestesi ile yorumladı.

VAKİTSİZ ŞARKILARYazar: Ali KırcaBaskı Yılı: 2012Yayınevi: Yakın Plan YayınlarıKitabın ÖzetiKitap, usta televizyoncu Ali Kırca’nın 2000’li yıllarda gazetelerde yayımlanan ya da ana haber bültenlerinde okuduğu yazılarının bir derlemesinden oluşuyor. İşte kitabın önsözün-den bir alıntı:“Bir de vakitsiz söylenen şarkılar var ki… Bir de vakitsiz bırakıp gidenler var ki hepimiziBir de vakitsiz söylendiği ve vakitsiz yaşandı-ğı için boğazımıza düğümlenmiş kelimeler var ki… Bir de dar vakitlerde yaşanmış hayatlar ve hayaller var ki… Vakitsiz ve yarım kalmış düşler gibi ömrümüzün vakitsiz şarkılarıdır işte kimsenin bilmediği… Ve bu ülke şarkıları-nı söyleyemeden gitmiş ya da şarkıları yarım kalmış insanların hikâyeleriyle örülüdür boydan boya…”

Page 110: for life 02

110 | ForLife | Nisan 2013

Yapım: HindistanTür: Dram, Komedi, RomantikYönetmen: Anurag BasuOyuncular: Priyanka Chopra, Ranbir Kapoor,Ileana D’Cruz, Saurabh Shukla, Ashish VidyarthGösterim Tarihi: 5 Nisan 2013Filmin ÖzetiKüçük yaşta annesini kaybeden ve babası tarafından yetiştirilen Barfi, sağır ve dilsiz olarak doğmuş; ancak buna rağmen hayat dolu ve son derece pozitif biri olarak büyümüştür. Aynı zamanda son derece haylaz bir genç olan Barfi’nin başı sık sık derde girmektedir. Yaşadığı şehre taşınan Shruti Ghosh isimli genç kadınla tanıştığında ise hayatında daha önce hiç karşılaşmadığı duygularla tanışmaya başlar. Barfi, üç ay içerisinde başka biriyle evlenecek olan Shruti’ye ilk görüşte vurulur, Shruti de zamanla ona karşı bir şeyler hissetmeye başlar. Ancak ortada büyük bir sorun vardır. Shruti, ailesi ve çev-resi tarafından büyük tepkilere maruz kalır. Ailesi, kızlarının ‘normal’ biriyle evlenmesini ve ‘normal’ bir hayat sürmesini istemektedir ve bu birlikteliğin gerçekleşmesine izin vermeyecektir. Yıllar sonra yolları tekrar kesiştiğinde Barfi’nin kalbinde başka biri vardır; Shruti içinse seçim yapma zamanıdır...Hint sinemasının son dönemdeki en ses getiren yapımlarından biri olan Barfi!, ülkesinin sınırları dışından da bol övgü almıştı.

S İ N E M A

Yapım: ABD - Tür: DramYönetmen: Ol Parker

Oyuncular: : Dakato Fanning, Kaya Scodelario,Olivia Williams

Gösterim Tarihi: 5 Nisan 2013Filmin Özeti

ZTessa Scott (Dakota Fannig), lösemi hastalığına yakalanmış, gördüğü dört yıllık kemoterapi tedavisinin ardından doktorlar ta-rafından iyileşemeyeceği yönünde teşhis konulmuş gencecik bir

kadındır. Ölümü kabullenen çaresiz Tessa son günlerini hastane-de tedavi olarak ya da acı çekerek geçirmeyi istemez. Bu süreci sevdikleriyle birlikte olabileceği hayat dolu anlarla değerlendir-

meye karar veren genç kadın ölmeden önce yapmak istediklerini sıraladığı bir liste hazırlamaya koyulur, Adam (Jeremy Irvine) adlı genç bir çocuk Tessa’ya bu zor günlerinde destek olurken

listeyi tamamlamasına da yardım eder.

AŞK, ŞİMDİ

BARFİ

Page 111: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 111

Yapım: ABDTür: Aksiyon, Macera, Bilim KurguYönetmen: Joseph KosinskiOyuncular: Tom Cruise, Olga Kurylenko, Morgan FreemanGösterim Tarihi: 12 Nisan 2013Filmin ÖzetiAskeri bir yönetim biri Jack adında deneyimli bir askeri, insanoğlunun bir zamanlar “Dünya” diye adlandırdığı terk edilmiş bir gezegene keşif için yollar. İnsanlığın büyük yok oluştan önce nasıl koşullarda yaşadığını araştırmakla dahası yaşayan her hangi bir canlı olup olmadığını bulmakla görevlidir. İnsanlığın bir zamanlar yuvası olan Dünya gezegeni birtakım uzaylı canlılar tarafından işgal edilmiştir ve gezegende hala varlıklarını sürdürmektedirler. Jack tüm bunları araştırmakla görevliyken, karşısına hiç beklenmediği sürprizler de çıkacaktır. Tron filmi ile tanıdığımız yönetmen Joseph Kosinski’nin yönettiği film, yönetmenin kendi çizgi romanından sinemaya uyarlandı.

Yapım: İngiltere - Tür: DramYönetmen:Simon WestOyuncular: Nicolas Cage, Josh Lucas, Danny Huston, Mark ValleyGösterim Tarihi: 19 Nisan 2013Filmin ÖzetiFilm bir banka soygunu sırasında ihanete uğrayıp 8 yıl hapis yatan usta bir soyguncu olan Will Montgomery’nin ( Nicholas Cage ) hikâyesi ile başlıyor. Will Montgomery, hapisten yeni çıkmıştır ve artık sabıkalı geçmişini geride bırakıp uzun suredir görmediği kızı Alison Loeb ( Sami Gayle ) ile ilişkisini düzeltmeye hazırdır.Bu arada Will Montgomery’nin 10 Milyon dollarlık fidyeyi ulaştırabilmesi için yalnızca bir günü vardır. Hem FBI hem de Vincent’in ( Josh Lucas) inanmaması-na rağmen para aslında onda değildir.Montgomery için bu durumda tek bir seçenek kalmıştır: İçgüdülerine güvenip eski suç ortağı güzel, seksi ve akıllı Riley Jeffers ( Malin Akerman ) ile tekrar bir araya gelip, bir soygun daha yapmak ve çok geç olmadan kızını kurtarmak.

Yapım: ABDTür:Animasyon, Komedi, MaceraYönetmen: Chris Sanders, Kirk De MiccoSeslendirenler: Nicholas Cage, Ryan Reynolds, Emma StoneGösterim Tarihi: 12 Nisan 2013Filmin ÖzetiCrood’lar, kendilerini o güne kadar her türlü tehlikeden koruyan mağaraları yok edildiğinde, uzun bir yolculu-ğuna çıkan, dünya üzerindeki ilk ailenin tarih öncesi ve komik maceralarını anlatıyor. Büyüleyici güzellikte bir tabiatta seyahat eden Crood’lar, fantastik yaratıkların da bulunduğu inanılmaz bir dünya keşfederler ve dünyaya dair tüm fikirleri değişir.

OBLIVION

CROOD’LAR

SUÇ ORTAĞI

Page 112: for life 02

112 | ForLife | Nisan 2013

KOÇ BURCUSevgili koç burcu sakinleri, Nisan ayı

ile birlikte rahatlama dönemine giri-yorsunuz. Yılın ilk aylarında yaşadığınız

sorunlar bu ay son bulabilir. Kendinizi ener-jik ve pozitif hissederken yeni projelere adım atmak isteyebilirsiniz. İş hayatının yoğun tempo-

sundan biraz uzaklaşmak isterseniz küçük bir tatil size iyi gelecektir. Bütün bir yılı mutlu geçirmek isti-yorsanız kendinize bu ay dinlenmek için zaman ayırma-

yı ihmal etmeyin. Bu dönem önünüze yeni fırsatlar da çı-kabilir. Bu fırsatları iyi değerlendirmek sizin elinizde. Alerjik rahatsızlıklarınız varsa bu ay önleminizi almayı da unutmayın.

BOĞA BURCUSevgili boğa burcu sakinleri, yoğun ve gergin bir ay sizleri bekliyor olacak.

Merkür’ün etkisinden bu ay sizde nasibiniz alacağınızdan iletişim konula-rında sorunlar yaşayabilirsiniz. Bu dönem ileriye dönük kararlar almaktan

uzak dursanız iyi olur. İş hayatınızda gergin bir ay geçirirken her şeyin üzerinize geldiğini düşünebilirsiniz. Sinirlerinizi yatıştırıcı aktivitelere

yönelmek size iyi gelecektir. Beraberliği olan boğaların partnerlerine bu ay daha anlayışı davranmaları ilişkilerinin yara almamasını sağlaya-

caktır. Bu dönem meditasyon gibi ruhunuzu rahatlatacak ak-tiviteler sinirlerinizin yatışmasına yardımcı olacaktır.

İKİZLER BURCUSevgili ikizler burcu sakinleri, ailenizle ilgili sorunlar ya-

şayabilirsiniz. Sevdiklerinizi ihmal etmeniz yaşamınızı olumsuz etkileyebilir. İş yaşamınızda hareketli bir dönem siz-

leri bekliyor olacak. İş temponuzun artacağı bu dönem, maddi anlamda kazançlı yatırımlara imza atmanızı sağlayıcı fırsatları

önünüze çıkarabilir. Aşk hayatında yaşayacağınız hayal kırıklıkları sizleri üzmesin. Yeni tanışacağınız biri aşka olan kaybolan inancınızı

tekrar yerine getirecek. Bu kişiye fırsat vermeniz halinde ise mutlu bir beraberlik yaşamanız mümkün. Bazı ikizler burçları kışın aldıkları

kilolardan kurtulma eğilimi içine girebilirler. Diyete başlamak için doğru zamanda olduğunuzu hatırlatalım.

YENGEÇ BURCUSevgili yengeç burcu sakinleri, tüm

yılınızı etkileyecek kararlar vermek zorunda kalabilirsiniz bu ay. Alacağınız

kararlar hem işinizle hem de patronlarınız-la olan ilişkilerinizi belirleyebilir. İş arkadaş-

larınızla yaşayacağınız sorunlar gündeminizi belirleyebilir. Bu ay yatırımlarınıza da dikkat edin.

Ödemelerinizle ilgili sorunlar yaşamamak adına borçlanmalardan uzak durmanızda yarar var. Çıkaca-

ğınız küçük seyahatler moralinizi yerine getirebilir. Aşk hayatınızda ise yaşadığınız beraberlik için ciddi adımlar at-

mak isteyebilir, bu yönde harekete geçebilirsiniz. Rutin sağ-lık kontrollerinizi ihmal etmediğiniz sürece de ciddi problemler

yaşamayacağınız bir dönem sizlerle olacak.

KOVA BURCUSevgili kova burcu sakinleri, 2013’ün en sakin ayla-

rından birini geçiriyor olacaksınız. Yalnız 17 Mart tarihine kadar devam edecek olan Merkür geri hare-

ketine dikkat etmenizde fayda var. Bu tarihe kadar yaşamınızla ilgili önemli karar almamaya özen

gösterin. 20 Mart’tan sonra ise şans sizden yana olacak. İş ve özel hayatınızda gerçekleş-tirmek istediklerinizde başarıya ulaşmanız

mümkün. Değişim ve yenilenme ile birçok işin üstesinden gelebilirsiniz. Aşk haya-tınızda da her şey iyi gidecek. Yeni bir

aşk kapınızı çalabilir.

BALIK BURCUSevgili balık burcu sakinleri, Merkür’ün burcunuzdaki geri

hareketi üzerinizde negatif bir etki yaratabilir. 17 Mart tarihine kadar gerileyecek olan Merkür, aldığınız ka-

rarları olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden Merkür’ün gerilemesi bitene kadar ani kararlar ve projelerden

uzak durun. Yaşamınızla ilgili alacağınız önemli kararları bu tarihten sonraya bırakın. Sonra-

sında hayata geçirmek istediğiniz iş, eğitim ve ilişkinizle ilgili değişiklikleri rahatlıkla

gerçekleştirebilirsiniz. İkili ilişkileriniz üzerinde de ay sonuna doğru olumlu

bir etki söz konusu olacak.

Page 113: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 113

AKREP BURCUSevgili akrep burcu sakinleri, Merkür’ün

balık burcundaki geri hareketinden bu ay sizler de nasibinizi alabilirsiniz. Aşırı duyarlı

bir ruh haline bürünmenizden çevrenizdeki kişile-rin söz ve hareketlerini kafanızda sorun yapabilirsiniz.

Dikkatinizi işlerinize vermekte de zorlanabileceğiniz bir dönemdesiniz. Bu yüzden işinizle ilgili bir takım sorunlar ya-

şayabilirsiniz. Bu dönemi huzurlu atlamak istiyorsanız alıngan-lığı bir kenara bırakın ve sizi motive edecek aktivitelerde bulunun.

Sevdiğiniz insanlara da vakit ayırmayı ihmal etmeyin.

TERAZİ BURCUSevgili terazi burcu sakinleri, şaşırtıcı ve süprizlerle dolu bir ay sizi bekliyor. Bu ay önünüze yaşamınızı renklendirecek fırsatlar çıkabi-lir. İş yaşamınızda beklemediğiniz terfiler alabilir ya da işinizle ilgili değişiklikler yapabilirsiniz. Bu ay kararlarınızı aceleye getirmeden dü-şünerek vermeye özen gösterin. Çünkü vereceğiniz kararlar bütün bir yılınızı olumlu ya da olumsuz etkileyebilir. Aşk yaşamınızda ise hareketli bir dönem sizleri bekliyor olacak. İlişkisi olmayanlar yeni bir aşka yelken açabilir bu dönem. Ayak sağlığınızla ilgili küçük sorunlar yaşamanız bu

dönem muhtemel gözüküyor.

BAŞAK BURCUSevgili başak burcu sakinleri, sürpriz aşk kıvılcım-

ları bu ay zihninizi meşgul edebilir. Girdiğiniz ortam-larda tanışacağınız birisi bu ay hayatınızı etkileyeceğe

benziyor. İlişkisi olanlar ise beraberliklerini evlilikle sonuç-landırmak isteyebilir. Ancak bunun için acele etmemenizde

fayda var. İş hayatınızda ise gerginlikler yaşayabilirsiniz. Borç alacak konularındaki sorunlar gündeminizi meşgul edebilir. Bu ay

ödemelerinize dikkat etmeniz, ay boyunca maddi sıkıntı yaşamanızı engelleyecektir. Stres kaynaklı yaşayacağınız sorunlar baş ağrıları yaşa-

manıza neden olabilir.

ASLAN BURCUSevgili aslan burcu sakinleri, yeni başlangıçlar yapacağınız bir dönem sizleri bekliyor olacak. Bu ay hem iş hem de aşk hayatınızda karar döne-mi olabilir. Duygusal açıdan zorlandığınız ilişkileri iyimserliğinizi koruyarak aşabileceğinizi unutmayın. Yaşamınızı zorlayıcı bazı etkiler altında olacağınız bu ay, küçük sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Ancak küçük şeyleri büyütmemek yine sizin elinizde. Ayrıca bu ay dinlenmeniz ve enerji toplamanız için yeterli zamanı bulabilirsiniz. Mümkün ol-duğunca stresten ve yaşamınızı değiştirecek karar almaktan uzak durun. Stres kaynaklı yaşayacağınız sağlık sorunlarını meditasyon gibi ruhunuzu rahatlatacak aktivitelerle atlatabilirsiniz.

OĞLAK BURCUSevgili oğlak burcu sakinleri, adımlarınızı bu ay düşünerek at-manızda fayda var. Çevrenizdeki insanları kırmak istemiyor-sanız hareketlerinize dikkat edin. Bu ay sizin için biraz ger-gin geçebilir. Ancak bu gerginliği ortadan kaldırmak yine sizin elinizde. Kendinizi mutlu hissettirecek aktivitelere katılıp üzerinizdeki olumsuz havayı dağıtmaya çalışın. İkili ilişkilerinizde de bu ayın olumsuz etkisini hisse-debilirsiniz. Ani ve fevri kararlar alıp işlerinizi sı-kıntıya sokmayın. Alerjik rahatsızlıklarınız varsa mevsimsel nedenlerle bu ay artış gösterebilir. Bu yüzden doktora gözükmeyi ihmal etme-yin.

YAY BURCUSevgili yay burcu sakinleri, ayın ilk yarısı biraz kafanız dağınık olsa da son-

raki günler sizin için güzel başlangıçlar sunacak. Beklemediğiniz iş teklif-leri gündeme gelebilir. Yeni bir işe başlangıç yapabilir, bulunduğunuz

mekânlarda da değişiklik yapma eğilimine girebilirsiniz. Baharın gelmesi ile canlanan doğa sizin de içinizde kıpırdanmalar yara-

tabilir. Bu ay yeni bir aşk her an kapınızı çalabilir ve güzel bir beraberliğe adım atabilirsiniz. Ayın ikinci yarısında karşı-

nıza çıkan fırsatları iyi değerlendirdiğinizde yaşamınızda güzel gelişmeler olabilir. Önünüze çıkan fırsatları iyi

değerlendirin.

Page 114: for life 02

114 | ForLife | Nisan 2013

Page 115: for life 02

2013 Nisan| ForLife | 115

Pablo Koltuk Takımı Pablo Yemek Odası Takımı Pablo Yatak Odası Takımı

YİNE BU BAHAR, EVLER BELLONA’YLA

GÜZELLEŞİYOR!

YENİ KOLEKSİYON2013

Bellona 2013 yeni koleksiyonu, yine hayata coşku, heyecan ve mutluluk katan yeniliklerle dolu.

Dünya renk ve mobilya trendlerine evinde yer vermek isteyenleri Bellona mağazalarına bekliyoruz.

www.bellona.com.tr

Page 116: for life 02

116 | ForLife | Nisan 2013