32
» 20’de Bu sefer temcit pilavını önümüze çiçeği burnunda Başbakan Mark Rutte koydu. Hem de doğru dürüst ısıtmadan. “Türk vatandaşlığı ile İsveç vatan- daşlığı aynı değildir, çünkü Türkiye vatandaşlarını kontrol altında tutmaya çalışır” diyerek, hem çifte vatandaş olan 282 binden fazla Türkü rencide etmiş, hem de Türkiye’ye güvenmediğini ifade etmiş oldu. BAŞBAKAN RUTTE TÜRKLER'İN SADAKATİNDEN KUŞKULU Heyecan, ümit ve sevinç dolu bir Bosna gecesi » 11’de VEYİS GÜNGÖR Türk geçmişli, Hollanda gelecekli » 12’de ERDİNÇ SAÇAN Varolmanın dayanılmaz hafifliği » 9’da SEDAT ÇAKIR Rakamların gücü » 18’de NAFİZE ŞENER HOGİAF EŞBAŞKANI VECİH ER'LE HOGİAF AÇILIMI ÜZERİNE HOGIAF 29 Kasım'da Den Haag'daki Kurhaus Otel'de "Türk ve Hollandalı girişimcilerin Hollanda ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilere katkıları" temalı bir sonbahar yemeği dü- zenliyor. Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Maxime Verhagen, Meclis Eski Başkanı Frans Weisglas, Den Haag Belediye Başkanı Jozias van Aartsen, T.C. Den Haag Bü- yükelçisi Uğur Doğan'ın da katılacağı Sonbahar Yemeği'nde HOGİAF, Utrecht Üniversitesi ile ortaklaşa gerçekleştirmiş olduğu, Hollanda- Türkiye ticaretinin yansımalarının ele alındığı araştırma sonuçlarını kamuoyuyla paylaşacak ve yeni açılımlarda bulunacak. Kurban Bayramınız kutlu olsun Kurban iyiliği yaşatmaktır.. İyiliği yay, sahiplen... Derdi paylaş, insanca yaşamı seç. Or Şirketler Grubu'nun sahibi Celal Oruç, Quote dergisi tarafından hazırlanan Hollanda’nın en zengin 500 kişisi listesinde 3. kez yer aldı. Celal Oruç, 85 milyon euro bu yıl 316. sırada yer aldı. Korfbolun hikayesi Bakan Çelik’ten Umut Veren Sözler OMBUDSMAN: PIETER HILHORST KORKUYU AşMAMIZ GEREKiYOR YEMEKNAME HABER Gazetesi’nin bu sayısında siz değerli okurlarımız için yeni köşemiz YEMEKNAME'ye devam ediyoruz. Bu defa da aşama aşama Sini Kebabı tarifi veriyoruz. Sini Kebabını gazetemizin köşe yazarlarından Ahmet Suat Arı hazırladı. Davetlilerimiz ise Şeyda Gedik Koç, Gökhan Çoban , Havva Çınar ve Serap Aydos. Nebahat Albayrak, Başbakan Rutte'nin sözlerini 'çifte stan- dart' olarak yorumladı, Türkiye ile İsveç arasında ayrım yapıl - masının çok ayıp olduğunu söyledi. PvdA'lı Milletvekili Albay - rak: “Burada bir çifte standart kesinlikle söz konusu. Bunu bütün meclis dile getirdi. Bütün partiler kınadılar, hatta iki gün süren toplantının en önemli noktası buydu. Başbakanın çok ayıp bir şekilde Türki - ye ve İsveç arasında ayrım yapması ve 3,5 yıl önceki ayıbını bu şekilde kapat - maya çalışması bütün meclis ta- rafından kınandı.” dedi. Hollanda’daki koalisyon görüşmelerinin dışarıdan destekli azınlık hükümeti ile sonuçlan- ması gerek Hollanda içinde gerekse uluslararası arenada farklı biçimlerde ele alındı. Özellikle ya- bancılar ve müslümanlar arasında çok sayıda tartışma ve belirsizlik var; zira koalisyon anlaşmasının uygulama ve sonuçları, Hollanda toplumundaki yabancılar için tam öngörülemiyor. D66 milletvekili Fatma-Koşer Kaya ile yapmış oldu- ğumuz röportajda Hollanda’daki son durumu ve Türk toplumu için sonuçlarını görüştük. ISVEÇLI YE EYVALLAH , TURK E TU KAKA -- - - , , 29 Kasım Den Haag Kurhaus'ta HOGİAF Açılımı ÖZEL HABER Türkiye Cumhuriyeti'nin 87'inci kuruluş yıldönümü Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosluğu tarafından Hilton Otel'de verilen ve 500'ün üzerinde davetlinin katıldığı bir resepsiyonla kutlandı. T.C. Den Haag Büyükelçisi Uğur Doğan kutlamalar çerçevesinde yaptığı açıklamada: "Dünyanın en büyük 16. ekonomisi haline gelen ülkemiz bugün, ileri demokrasisi ve etkin diplomasisiyle, çevresine istikrar ve barış yayan bir ülke olarak tüm dünyada takdir toplamaktadır. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti, geçmişte olduğu gibi gelecekte de Hollanda gibi dost ve müttefik ülkelerle ilişkilerini daha da geliştirmeye, Hollanda’da yaşayan vatandaşlarının refah ve huzuru için gayret etmeye devam edecektir." dedi. Rotterdam Hilton Otel'deki kutlamada Cumhuriyet sevinci, ev sahibi Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, T.C. Den Haag Büyükelçisi Uğur Doğan ve eşi Manolya Doğan ve Muavin Konsolos Günay Babadoğan'ın yüzlerine yansıdı. ÇOK YAŞA CUMHURIYET! - Kapınızın önündeki sokaktan, yasak olduğu halde, kamyonlar mı geçiyor? Belediye’ye yaptığınız başvuru dilekçesi saçma bir neden yüzünden ret mi edildi? Çocuğunuz VMBO-T’den HAVO’ya geç- mek istiyor ve okul geçiş için aşırı derecede yüksek puanlar mı istiyor? Buna benzer konularda, itirazınız sonrasında bile haksız konumda iseniz, Ombudsman'a başvurup şikayetlerinizi bildirebi- lirsiniz. HABER Gazetesi'nin Ekim sayısında yayınladığımız röportaj sonrasında okur- larımızdan onlarca telefon aldık. Ombudsmana başvurmak üzere telefon numarası isteyen vatanda- şımız için, gerekli numa- ralar işte burada. şiKAYET ETMEKTEN ÇEKiNMEYiN 035 – 671 13 63 N eler için başvurabilirsiniz? Fatma Koşer Kaya » 5 ve 6'da Yine aynı terane » 5’de A. SUAT ARI » 8’de » 5’te » 8'de » 18’de » 15’te » 2’de » 22’de TÜRK KAHVESİ NASIL YAPILIR? BU NOSTALJİK FOTOĞRAFLAR SİZİ YILLAR ÖNCESİNE GÖTÜRECEK » 23’te ! BESTE KRANT VAN NEDERLAND KASIM 2010 NOVEMBER Yıl:1 Sayı: 10 H O L L A N D A N I N E N İYİ G A Z E T E S İ HABER haber nl ISSN:1879-9981

Haber Gazetesi - Nr.10

  • Upload
    haber

  • View
    260

  • Download
    16

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Haber Gazetesi, Hollanda, Nr.10

Citation preview

Page 1: Haber Gazetesi - Nr.10

» 20’de

Bu sefer temcit pilavını önümüze çiçeği burnunda Başbakan Mark Rutte koydu. Hem de doğru dürüst ısıtmadan. “Türk vatandaşlığı ile İsveç vatan-daşlığı aynı değildir, çünkü Türkiye vatandaşlarını kontrol altında tutmaya çalışır” diyerek, hem çifte vatandaş olan 282 binden fazla Türkü rencide etmiş, hem de Türkiye’ye güvenmediğini ifade etmiş oldu.

BAŞBAKAN RUTTE TÜRKLER'İN SADAKATİNDEN KUŞKULU

Heyecan, ümit ve sevinç dolu bir Bosna gecesi » 11’de

VEYİS GÜNGÖR

Türk geçmişli, Hollanda gelecekli » 12’de

ERDİNÇ SAÇAN

Varolmanın dayanılmaz hafifliği » 9’da

SEDAT ÇAKIR

Rakamların gücü» 18’de

NAFİZE ŞENER

HOGİAF EŞBAŞKANI

VECİH ER'LE HOGİAF AÇILIMI ÜZERİNE

HOGIAF 29 Kasım'da Den Haag'daki Kurhaus Otel'de "Türk ve

Hollandalı girişimcilerin Hollanda ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilere

katkıları" temalı bir sonbahar yemeği dü-zenliyor. Ekonomiden sorumlu Başbakan

Yardımcısı Maxime Verhagen, Meclis Eski Başkanı Frans Weisglas, Den Haag Belediye Başkanı Jozias van Aartsen, T.C. Den Haag Bü-yükelçisi Uğur Doğan'ın da katılacağı Sonbahar Yemeği'nde HOGİAF, Utrecht Üniversitesi ile ortaklaşa gerçekleştirmiş olduğu, Hollanda-Türkiye ticaretinin yansımalarının ele alındığı araştırma sonuçlarını kamuoyuyla paylaşacak ve yeni açılımlarda bulunacak.

Kurban Bayramınız kutlu olsunKurban iyiliği yaşatmaktır..İyiliği yay, sahiplen... Derdi paylaş, insanca yaşamı seç.

Or Şirketler Grubu'nun

sahibi Celal Oruç, Quote

dergisi tarafından

hazırlanan Hollanda’nın

en zengin 500 kişisi

listesinde 3. kez yer

aldı. Celal Oruç, 85

milyon euro bu yıl 316.

sırada yer aldı.

Korfbolun hikayesi

Bakan Çelik’ten Umut Veren Sözler

OMBUDSMAN: PIETER HILHORST

KorKuyu aşmamız gereKiyor

YEMEKNAMEHABER Gazetesi’nin bu sayısında siz değerli okurlarımız için yeni köşemiz YEMEKNAME'ye devam ediyoruz. Bu defa da aşama aşama Sini Kebabı tarifi veriyoruz. Sini Kebabını gazetemizin köşe yazarlarından Ahmet Suat Arı hazırladı.Davetlilerimiz ise Şeyda Gedik Koç, Gökhan Çoban , Havva Çınar ve Serap Aydos.

Nebahat Albayrak, Başbakan Rutte'nin sözlerini 'çifte stan-dart' olarak yorumladı, Türkiye ile İsveç arasında ayrım yapıl-masının çok ayıp olduğunu söyledi. PvdA'lı Milletvekili Albay-rak: “Burada bir çifte standart kesinlikle söz konusu. Bunu bütün meclis dile getirdi. Bütün partiler kınadılar, hatta

iki gün süren toplantının en önemli noktası buydu. Başbakanın çok ayıp bir şekilde Türki-ye ve İsveç arasında ayrım yapması ve 3,5 yıl

önceki ayıbını bu şekilde kapat-maya çalışması bütün meclis ta-rafından kınandı.” dedi.

Hollanda’daki koalisyon görüşmelerinin dışarıdan destekli azınlık hükümeti ile sonuçlan-ması gerek Hollanda içinde gerekse uluslararası arenada farklı biçimlerde ele alındı. Özellikle ya-bancılar ve müslümanlar arasında çok sayıda tartışma ve belirsizlik

var; zira koalisyon anlaşmasının uygulama ve sonuçları, Hollanda toplumundaki yabancılar için tam öngörülemiyor. D66 milletvekili Fatma-Koşer Kaya ile yapmış oldu-ğumuz röportajda Hollanda’daki son durumu ve Türk toplumu için sonuçlarını görüştük.

ISVEÇLI YE EYVALLAH, TURK E TU KAKA

--

- -,,

29 KasımDen HaagKurhaus'taHOGİAF Açılımı

ÖZEL HABER

Türkiye Cumhuriyeti'nin 87'inci kuruluş yıldönümü Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosluğu tarafından Hilton Otel'de verilen ve 500'ün üzerinde davetlinin katıldığı bir resepsiyonla kutlandı. T.C. Den Haag Büyükelçisi Uğur Doğan kutlamalar çerçevesinde yaptığı açıklamada: "Dünyanın en büyük 16. ekonomisi haline gelen ülkemiz bugün, ileri demokrasisi ve etkin diplomasisiyle, çevresine istikrar ve barış yayan bir ülke olarak tüm dünyada takdir toplamaktadır. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti, geçmişte olduğu gibi

gelecekte de Hollanda gibi dost ve müttefik ülkelerle ilişkilerini daha da geliştirmeye, Hollanda’da yaşayan vatandaşlarının refah ve huzuru için gayret etmeye devam edecektir." dedi.

Rotterdam Hilton Otel'deki kutlamada Cumhuriyet sevinci, ev sahibi Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, T.C. Den Haag Büyükelçisi Uğur Doğan ve eşi Manolya Doğan ve Muavin Konsolos Günay Babadoğan'ın yüzlerine yansıdı.

ÇOK YAŞA CUMHURIYET!-

Kapınızın önündeki sokaktan, yasak olduğu halde, kamyonlar mı geçiyor? Belediye’ye yaptığınız başvuru dilekçesi saçma bir neden yüzünden ret mi edildi? Çocuğunuz VMBO-T’den HAVO’ya geç-mek istiyor ve okul geçiş için aşırı derecede yüksek puanlar mı istiyor? Buna benzer konularda, itirazınız sonrasında bile haksız konumda iseniz, Ombudsman'a başvurup

şikayetlerinizi bildirebi-lirsiniz.

HABER Gazetesi'nin Ekim sayısında yayınladığımız

röportaj sonrasında okur-larımızdan onlarca telefon

aldık. Ombudsmana başvurmak üzere telefon

numarası isteyen vatanda-şımız için, gerekli numa-

ralar işte burada.

şiKayeT eTmeKTeNÇeKiNmeyiN

035 – 671 13 63

Neler için başvurabilirsiniz?

Fatma Koşer Kaya

» 5 ve 6'da

Yine aynı terane» 5’de

A. SUAT ARI

» 8’de

» 5’te

» 8'de

» 18’de» 15’te

» 2’de

» 22’de

TÜRK KAHVESİ NASIL YAPILIR?BU NOSTALJİK FOTOĞRAFLARSİZİ YILLAR ÖNCESİNE GÖTÜRECEK

» 23’te

!

BESTE KRANT VAN NEDERLAND

KASIM 2010 NOVEMBER Yıl:1 Sayı: 10

HOLLANDA’NIN EN İYİ GAZETESİ

HABERhaber•nl ISSN:1879-9981

Page 2: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 2NOVEMBER - KASIM 2010

Ho l l a n d a Türkler için D a n ı ş m a Kurulu’nun (IOT) 25.

Kuruluş kutlamaları çerçe-vesinde Hollanda’ya gelen yurt dışındaki Türklerden sorumlu Devlet Bakanı Fa-ruk Çelik HABER’e çok ümit verici açıklamalar yaptı. Yurt dışındaki Türklerin uzun yıllardır duymak is-tediği, yaşanılan ülkede oy kullanma ve Türkçe dersle-rine destek konusunda çok kesin ifadelerle konuşan ba-

kan Çelik, “yasaların müsa-ade ettiği ölçüde” sorunla-ra çare olmaya çalışıyoruz dedi.

Hollanda’da yeni kurulan azınlık hükümetiyle ilgili va-tandaşların kaygılı olduğu-nu, azınlık hükümetinden ziyade onu destekleyen ırkçı partinin etkisinin insanları korkuttuğunu gözlemledi-ğini söyleyen bakan Çelik: “Unutmayın, sizler yalnız değilsiniz. Arkanızda kos-kocaman Türkiye Cumhu-riyeti var” dedi. “Hele bir icraatlerini görelim. Daha

Bakan Çelik’ten Umut Veren Sözler şimdiden karamasar-lığa düşmeyin” diyen Çelik, Hollanda’nın bir çoğu kendi va-tandaşı da olmuş insan-ları mağdur etmeyeceğine inandığını söyledi.

Devlet Bakanı Faruk Çe-lik, Türkiye’nin bir çok açı-dan hem dünyada hem de bölgede çok saygın bir ko-numa geldiğini, siyasi açı-dan bölge ülkelerine örnek teşkil ederken, ekonomik olarak da bir çekim mer-kezi haline geldiğini ifade etti. Dünya krizin etkisiy-le kıvranırken Türkiye’nin büyümekte olduğunu ve yatırımcıların da bunun farkında olduğunu belirten Çelik: “Doları olan Suri-yeli kendini Antep’te bu-luyor. Artık günde 50bin Suriyeli Türkiye'de tica-ret yapmak için giriş çı-kış yapıyor. Bu Iraklı için de böyle İranlı için de. Yatırım yapmak isteyen Türkiye’ye geliyor” diye-rek Türkiye’nin ekonomik çekim merkezi haline gel-diğine vurgu yaptı.

HABER’e verdiği röpor-tajda Türkiye’nin bölgede-ki rolüne de değinen Bakan Çelik, Türkiye’nin bir çok alanda bölge ülkelerine yardımcı olduğunu, gerek Balkanlar gerekse Orta Asya ülkelerinde bir çok projeye imza attığını söyledi. Hem TİKA (Türk İşbirliği ve Kal-kınma İdaresi) hem de Yu-nus Emre Vakfı kanalıyla devletten yardım bekleyen-lere katkıda bulunulduğunu söyledi.

Röportajda HABER’in Avrupa’da yaşayan Türk-lerin sorunlarıyla ilgili so-rularını da cevaplandıran bakan, oldukça ümit veri-ci açıklamalarda bulundu. Entegrasyon konusunda çok net ifadelerle, yaşanılan ül-

keye karşı sorumlulukla-rın yerine getirilmesini, bunun da dil öğrenmekle, iyi bir eğitim almakla ve her alanda topluma katı-lımla mümkün olacağını, ancak kendi kimliğinden de taviz verilmesinin bek-lenilmemesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin, yurt dışında yaşayan Türkler'in yaşadıkları ülkelere uyum sağlaması gerektiğini sa-vunduğunu ve bunun için onları teşvik ettiğini, ancak onların asimile edilmesine asla izin vermeyeceklerini açıkladı. Zaman zaman baş-bakan ve bakanların sözle-rinin Avrupa kamuoyunda çarpıtılarak verildiğini ve sanki onların uyuma karşı olduğu izlenimi uyandırıl-mak istendiğini söyleyen Çelik, "Biz uyuma değil asimilasyona karşıyız ve bunu her zaman yüksek sesle ifade edeceğiz" dedi.

TÜRKÇENİN YAŞATILMASI

Bakan Faruk Çelik , Türk dilinin Avrupa’da yaşatılma-sı ile ilgili sorumuza verdiği cevapta, bu konunun vatan-daşların kendi girişimleriyle çözülebilecek bir sorun ol-duğunu, vatandaşlardan talep gelmesi durumunda öğretmen ve kitap temini gibi lojistik destek verilebi-leceğini belirti. Türkçenin yaşatılmasının, Türk insanı-nın kendi kimliğini muha-faza etmede çok önemli bir faktör olduğunu ve bunun mutlaka yapılması gerek-tiğini ifade eden Çelik, her şeyin devletten beklenilme-mesi gerektiğine de vurgu yaptı. “Siz kendi üzerinize düşeni yapıp gereken ha-zırlıkları yaparsanız, biz de gereken lojistik ve fi-nansal desteği veririz” di-yen Çelik, herkesin kendi so-rumluluğuna sahip çıkması halinde bu sorunun kolayca aşılabilceğini belirtti.

YURTDIŞI NDA OY KULLANMA

Yaklaşan genel seçim-lerde yurt dışında oy kul-lanılıp kullanılmayacağını sormamız üzerine, konuyla yakından ilgilendirdiklerini ve özellikle Almanya’nın gü-venlik açısından buna pek olumlu bakmadığını belirten Çelik’e diğer ülkelerin bunu yaptığını ve bir sorunun da

çıkmadığını söylememiz üzerine, konunun güven-lik boyutunu acilen araştı-racağını ve oy kullanılacak ülkenin onayının gerekmesi durumunda, Hollanda'daki resmi temsilciliklerde oy kullanmanın gerçekleştiril-mesi için çaba harcayacağını ifade etti. Aslında mektup-la oy kullanmanın en kolay yol olacağını, ancak bu ko-nudaki yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafın-dan iptal edildiğini belirten Bakan Çelik, mümkün olan her yolun araştırılacağını belirtti.

ALEVİ AÇILIMI

Görüşmemizde son gün-lerde Türk kamuoyunun yakından takip ettiği Alevi açılımına da değinen Bakan Çelik, Alevi toplumunun so-runlarını çözme gayreti için-de olduklarını, ancak soru-nun karmaşıklığı nedeniyle bir çok problemin ortaya çıktığını belirtti. Bakan ayrı-ca bazı kesimlerin sorunun çözülmemesi için elinden geleni yaptığını ve her giri-şimi, bunların baltalamaya çalıştığını ifade etti. Bunun için muhataplara konuyla il-gili tekliflerini getirmelerini talep ettiğini belirten Bakan Çelik, bu sorunun eninde so-nunda kendileri tarafından çözüleceğini söyledi.

Nieuwe Kade 5 6827 AA Arnhem

Tel: 026 - 44 388 84 Fax: 026 - 44 552 45

www.gemril.nl

Mutlu bayramlar, başarı dolu işler dileriz

GÜLER AdviseringHypotheken - Verzekeringen - Financieringen

Bahattin Güler

Tel.: 078 - 648 93 08Fax: 078 - 648 93 09

06 48 31 76 19

www.guler.nl [email protected]

Brouwersdijk 343314 GR Dordrecht

Kurban Bayramınızı kutlar, sağlık ve başarılar dileriz

Brouwersdijk 34 3314 GR Dordrecht www.guler.nl

Tel: 078 - 648 93 08 Fax: 078 - 648 93 09

[email protected]

Huidkliniek-Zuid Dermatoloji Kliniği

Bayramınızı kutlar, sağlık ve esenlikler dileriz

varis tedavisi ▪ kozmetik hizmetler ▪ cilt hastalıkları

Utenhagestraat 1873083 VP Rotterdamtel.: 010-293 90 91

Dr Max Euwestraat 603554 EZ Utrecht

tel.: 030 –244 27 81

Rotterdam Utrecht Arnhem

Raapopseweg 826824 DT Arnhemtel: 026-443 35 00

[email protected]

Bayramınızı

tebrik eder,

keyifli günler

dileriz...

Ruysdaelbaan 43, 5613 DX Eindhoven Tel: 040 - 286 81 44 ▪ Fax: 040 - 237 22 67

www.balcireizen.nl, [email protected]

tel: 010 - 484 63 48 www.konyaliotantik.nl

Putsebocht 113 3073 HE Rotterdam

Bayramların en güzeli

sizlerle olsun

Faruk Çelik Ahmet Suat Arı

ÖZEL HABER

Ahmet Suat Arı yurt dışındaki Türkler'den sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik'le HABER Gazetesi için özel bir röportaj gerçekleştirdi.

Bayramınız kutlu olsun

Waalhaven N.z. 65 3087 BJ Rotterdam

Tel: 010-495 35 03 Fax: 010 - 495 53 30

Bedrukte verpakkingen • zuivelverpakkingen • pizzadozen • fastfood/catering • horeca artikelen

www.lmctrade.com

Page 3: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER3 NOVEMBER - KASIM 2010

Watermanstraat 9 5015 Tilburg

tel: 013 - 455 40 18 fax: 013 - 455 12 66

JILPAQ HoldingBütün vatandaşlarımızın

ve müşterilerimizin bayramlarını kutlarız.

Groothandel in Horeca benodigdheden

Industrieweg 167 3044 AS Rotterdam Tel: 010 - 437 75 41 Fax: 010 - 437 97 72 www.classmeubel.nl [email protected]

Bayramınızı tebrik eder, İslam alemine iyilikler

getirmesini dileriz.

[email protected]

Kurban Bayramınızı tebrik eder, mutluluk

ve başarılar dileriz.

Riebeekstraat 65 3072 VT RotterdamTel: 010-4760818 Fax: 010-2763325

Ruwekampweg 11-F 5222 AT 's-Hertogenbosch

Tel: 073-623 3457 Fax: 073-621 4975

www.ficperipheral.com

Bayramınızkutlu olsun

ÖZEL ARAÇLAR TüRKİYE'DE 2 YIL KALABİLECEK

Yurt dışında bulunan Türkler'den sorumlu Devlet Bakanı Faruk Çelik, bir dizi temas ve incelemelerde bulunmak üzere sivil toplum kuruluşların daveti üzerine geldiği Hollanda'da, vatandaşlarımızla biraraya gelmiş, işadamları ve derneklerle de görüşüp Hollanda'daki Türkler'in sorunları hakkında bilgi almıştı. Türkiye'ye dönüşünden sonra HOGiAF ve HOTiAD'a bir mektup yazan Devlet Bakanı Faruk Çelik, yurtdışında ya-şayan Türkler'in özel araçları ile Türkiye'de bulunma sürele-

ri hakkında şu bilgileri verdi: 22-24 Ekim 2010 tarihinde Hollanda’da yaptığım ziyaret esnasında, bu ülkede bulu-nan sivil toplum örgütleriyle toplantılar düzenlenmiştir. Bu toplantılarda Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımızın sorunları dinlenmiştir.

İlgili düzenlemedeki sürelerin iki yıla çıkarılması ile ilgili olarak vatandaşlarımızın haklı talepleri vardır. Sa-yıları beş milyonu bulan yurtdışında yaşayan vatandaşla-rımızın ülkemize olan ekonomik, sosyal katkıları da göz önüne alınarak, talep edilen gerekli hukuki düzenleme-lerin yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir."

Bakan Faruk Çelik Eindhoven'deki IOT toplantısından hemen sonra dertli bir vatandaşın Türkiye'de başörtüsü meselesinin bir an önce çözülmesi gerektiği konusundaki dileklerini ilgiyle dinledi.

GüZEL

HABER

Stolwijkstraat 55b 3079 DN Rotterdam

010-223 96 90

www.lifegroothandel.nl [email protected]

Bayramınız

kutlu olsun

Fakir markasını Hollanda'ya hizmetinize

getirdik

www.belzo.nl

zond

er P

IN

zonder SIM

BENİMSİGORTAM SAĞLIK SİGORTASINDA ÇOK İDDİALI

Peter Berg

Benimsigortam son aylarda dikkat çeken bir sigorta acentesi.

Hem HOTIAD hem de HOGIAF üyeli-ği bulunan şirke-

tin yönetim kurulu başkanı Mehmet

Keskin, Hollan-da'daki Türk-ler için, 2011 sağlık sigorta

primlerinde en avantajlı indirimleri

kendilerinin sunduğunu

söylüyor.

Gençler, yalnız yaşayanlar, evli çiftler, çocuklu aileler ve 50 yaş üstü olanlar gibi, her kişi ve aileye özel sigorta paketleri mevcut

Sağlık sigor-tası primleri 2011 yılın-da ortalama olarak 10 Euro yükselecek. Benimsigortam Hollanda’nın en büyük sağlık sigor-ta şirketleriyle yapmış olduğu özel anlaşmay-la kollektif indirimler sunuyor. AGIS, CZ ve VGZ sigorta şirketlerinin ürünlerinde, tüketicilere %10'a kadar varan cazip indirimleri kamuoyuna açıkladı şirket yetkilileri.

Özel olarak Türk müş-teriler için Benimsigortam adı altında sigorta hizme-ti veren Mehmet Keskin Benimsigortam isminin çok kısa zamanda benim-sendiğini ve beklenenden daha fazla ilgi gördüğünü anlattı.

web-sitesinde sağlık sigortası dışında araba sigortalarını da cazip primlerle sunu-

yor. Hollandaca ve Türkçe olarak iki dilde hizmet sunan sitede sigorta prim-lerini birkaç dakika içinde hesaplayıp, sigortanızı in-ternet üzerinden yapabili-yorsunuz. Mehmet Keskin, hedef olarak hem marka-laşmak, hem de alternatif bir hizmet sunmak için piyasada yıllardır yer et-miş olan PMF Moerenburg Adviesgroep şirketinin himayesi ve yönetimiyle, müşterilerine sürekli ka-liteli hizmet vermek için uğraşıyor. Şirket ekibinden olan André van Aarden sektördeki yılların deneyi-miyle Mehmet Keskin'le iyi bir ikili oluşturduklarını söylüyor.

Hollanda’da sağlık sigortası primleri 2011

yılında ortalama aylık olarak 10 Euro arta-

cak. BenimsigortaM,

AGIS, CZ ve VGZ ile yapmış olduğu özel anlaşmalar ile müşterilerine, bireysel ya da kollektif aynı avantajlı indirimleri uygulayabiliyor. Bu indirimleri sunabilmek için aylardır Hollanda'nın büyük sigorta şirketleriyle çok sıkı görüşmeler yapan şirket yetkilileri, 2011 yılında Hollanda'da çok sayıda Türk vatandaşın, kendileri aracılığıyla sağlık sigortası yaptıracaklarını düşünüyorlar. Bunun asıl nedeni olarak da somut olarak, bir aile bütçesine yıllık 100 euro'yu aşan tasarruf miktarını gös-terşyorlar. Agis ile geçen yıllarda %8 olan kollek-tif indirim anlaşmasını, 2011 yılı için %10’a çı-kartarak sağlık sigortası-nı daha uygun bir primle sunacaklar. VGZ ve CZ’te ise 2011 yılı için indirim

oranları %7 ve %10 arası değişmekte. CZ'den sigor-talı olanların ise, 22 yaşına kadar orthodontie giderleri tamamen karşılanıyor.

Benimsigortam kol-lektif sigorta kapsamında Hollanda’da birçok kurulu-şun sigortalanmasına aracı olmuş. SICN, DSDF, HDV Leerdam Anadolu Camii, HTKB, HOKAV, Sırçalılar Vakfı, Zaman Gazetesi'nin yanı sıra Faslı medya kurumu Mzine’nin de kollektif sağlık sigortaları Benimsigortam üzerinden yürütülüyor.

Aylık tasarruf Yıllık tasarruf

AGIS Direkt Agis BenimsigortaM

143,80 134,73 9,06 108,72VGZ Direkt VGZ BenimsigortaM

136,48 129,87 6,61 79,32CZ Collectief

%7+%10+%10 indirimlerbasis+pluscoll+tand.coll. 132,32 22 yaşına kadar (beugels)

orthodontie %100 karşılanıyor

'da.

Page 4: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 4NOVEMBER - KASIM 2010

Page 5: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER5 NOVEMBER - KASIM 2010

Siyasette bazı konular vardır tem-cit pilavı gibi durmadan önünüze ge-lir. Çoğu zaman maksat üzüm yemek değil bağcı dövmektir. Biraz popü-lizm biraz da tribünlere oynamaktır asıl maksat. Eğer bu siyasi kurallar çerçevesi içinde cereyan ederse kim-senin bir diyeceği yoktur. Ancak siya-si tavrın sonunda bir kesimin adalete olan güveni zedelenirse durum de-ğişir. Artık bir siyasi duruştan değil ayrımcılıktan söz edebiliriz.

Bu sefer temcit pilavını önümü-ze çiçeği burnunda Başbakan Mark Rutte koydu. Hem de doğru dürüst ısıtmadan. Hatta ilk icraatıydı temcit pilavını buz gibi önümüze koymak. Neden bahsettiğimi henüz anlama-mış olanlar için konuyu kısaca açık-lamalıyım. Geçtiğimiz günlerde Mark Rutte liderliğinde kurulan kabinenin üyelerinden birisinin çifte vatandaş olduğu ortaya çıktı. Gerçi gizlenmiş bir durum yoktu ortada, ama bu konu birilerinin dikkatini çekmiş olmalı ki hemen mal bulmuş mağribi gibi (Mağripli dostlar beni mazur görsün) hemen üstüne atladılar. Zira sağlık, refah ve spordan sorumlu devlet ba-kanlığına atanan Marlies van Veld-huijzen van Zanten-Hyllner’in Hol-landa vatandaşlığının yanı sıra bir de İsveç vatandaşı olduğu ortaya çıktı. Bu durumdan haberdar olma-yan, ancak haberdar olduktan sonra da kendileri için bunun bir problem teşkil etmediğini açıklayan Başbakan Rutte, İkinci Meclis’te konuyla ilgi-li sorulan sorulara verdiği cevapla başbakan olarak ilk gafını yapmış oldu. Zira CDA Meclis Grup Başkanı van Haersma Buma’nın çifte vatan-daşlığın Türk vatandaşlığını da kap-saması durumunda da mesele olup olmadığını sorması üzerine “Türk vatandaşlığı ile İsveç vatandaşlı-ğı aynı değildir, çünkü Türkiye vatandaşlarını kontrol altında tutmaya çalışır” diyerek, hem çifte vatandaş olan 282 binden fazla Türkü rencide etmiş hem de Türkiye’ye güvenmediğini ifa-de etmiş oldu. Bunu dört yıl önce Nebahat Albayrak ve Ahmed Aboutaleb’in devlet bakanlık-larına atanması esnasında da söylemişti. Onun için mesele çifte vatandaşlık değil han-gi ülke vatandaşlığına sahip olunmasıydı. Bunu bir kez daha ispat etmiş oldu.

Çifte vatandaşlık kavra-mının 21. Yüzyılda tartışma konusu yapılması her şeyden önce zamanın ruhuna aykı-rıdır. Dünyada ittifakların oluştuğu, sınırların bir bir ortadan kalktığı bir zamanda hala vatandaşlığı dar sınırlar içine hapsetmeye çalışmak her şeyden önce bir ‘liberal’ başbakana yakışmamakta-dır. Kaldı ki Rutte’nin yaptı-ğı Hollanda Anayasasının 1. Maddesine de aykırıdır. Zira Anayasa’nın birinci maddesin-de “Hollanda’da yaşayan herkes, eşit şartlarda eşit muamele görür. Din, dünya görüşü, siyasi tercih, ırk, cinsiyet, her ne sebeple olur-sa olsun ayrımcılığa izin verilmez” denmeketedir. Sayın Başbakan alenen, vatandaşlarına sahip ol-dukları ikinci vatandaşlık-tan dolayı farklı gözlerle baktığını ifade etmiş ve bununla da Anayasa’ya ay-kırı davranmıştır.

Yüzyıllardır yüzü dışa dönük Hollanda’da bu tür Enver Hocavari tavırları anlamak oldukça zordur. Zor olduğu kadar da endişe verici-dir. Zira bu, her açıdan çağdaşlarının bir adım önünden giden Hollanda’nın artık geri adım atmaya başladığı-nın da bir işaretidir. Johan Rudolf Thorbecke’nin statükoyla uzun yıl-lar mücadelesi sonucu başlayan re-form süreci 20. Yüzyılın ortalarında dünyada eşine az rastlanan bir de-mokrasi seviyesi ve getirmişken, 21. Yüzyılın başında bu kavramlardan tavizler verilmeye başlanmıştır. Ne gariptir ki, liberal Thorbecke’nin baş-lattığı süreci yine bir liberal olan (en azından öyle olduğunu iddia eden) Frits Bolkestein tersine çevirmiştir. Thorbecke 1844 yılında yazdığı Over hedendaagsche staatsburgerschap (Günümüz vatandaşlığı hakkında) adlı notlarında vatandaşlık hakları-nı kapsamlı bir şekilde genişletmek-ten bahsederken, ‘liberal’ Bolkestein 1982’de yazdığı Modern Liberalism adlı kitabında medeniyetler arasın-daki ayrıma dikkat çekmektedir. Bolkestein’in halefi olan Rutte de on-dan ilham almış olmalı ki medeniyet-lerin buluşmasına değil, çatışmasına dikkat çekmektedir.

Rutte, Türk vatandaşlığına şüphe ile bakarken sadece bir yanlış yap-makla kalmamıştır, aynı zamanda 282 binden fazla Hollanda vatanda-şına da güvenmediğini göstermiştir. Bu rakam Fas ve diğer ülke vatandaşı olanları da dikkate aldığımız zaman 1 milyonu aşmaktadır. Bir başbakan düşünün, 16 milyon nüfuslu bir ülke-de 1 milyondan fazla vatandaşına gü-venmeyen. Bu başlı başına bir mese-ledir. Hem de Başbakan’ın kendisinin

meselesi. Halbuki dönüp de çev-resine bir baksaydı olumlu

bir çok şey görecekti. Her şeyden önce Türkiye’nin o eski Türkiye olmadığı-nı, bölgesinde her açıdan

parlayan bir yıldız oldu-gunu, komşularıyla

olan meselelerini bir bir çözdü-ğü gibi, bölge ülkelerinin de meselelerine el attığını, AB üyeliği yolunda önemli kaza-nım ve açılımlar yaptığını, Başba-kan’ının Mede-niyetler İttifakı projesinin baş ak-törlerinden oldu-

ğunu, Hollanda’da bir Türk orta sını-

fının oluştuğunu ve bu orta sınıfın her iki ülke vatandaşlığını bir-

birine halel getirmeden başarıyla yürüttüğünü

görecekti. Başbakan Rutte Türk-

lerin sadakatini sorgula-mak yerine kendi sami-miyetini sorgularsa en doğrusunu yapmış olur. Bu da bir liberal için çok erdemli bir davranış olacaktır. Zira liberalizm özgürlükçüdür, insanla-rı kalıplara sıkıştırıp bu-naltmaz. Liberal değilse onu da ilan etsin, biz de boşuna kafamızı ağrıt-mayalım.

Yine AYnı TerAne

Ahmet Suat ARI is groepsleerkracht en onderbouwcoördinator op een VSO ZML-school te Enschede. Hij schrijft columns in diverse bladen en is o.a. secretaris van UETD-Nederland.

CUMHURİYETİN 87. KURULUŞ YILDÖNüMüNDE HOLLANDA COŞKUSU

Betaalbare website met webshop?

www.itnt.nl 0653-53 33 58

website v.a. € 399webshop v.a. € 999

Bel ons voor een afspraak!

"Cumhuriyet'in sağladı-ğı barış ve huzur ortamı sa-yesinde Türkiye, eğitimden sağlığa, sanayileşmeden alt-yapıya, siyasetten ekonomiye her alanda önemli atılımlar gerçekleştirmiştir. Türkiye, önümüzdeki dönemde de, ekonomik ve sosyal alanlar-da sürdürdüğü kalkınmayı devam ettirmeyi ve böylelik-le halkımızın refahını daha da üst seviyelere taşımayı karar-lılıkla sürdürecektir.

Dünyanın en büyük 16. ekonomisi haline gelen ül-kemiz bugün, ileri demok-rasisi ve etkin diplomasi-siyle, çevresine istikrar ve barış yayan bir ülke olarak tüm dünyada takdir topla-maktadır. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti, geç-mişte olduğu gibi gelecek-te de Hollanda gibi dost ve müttefik ülkelerle ilişkile-rini daha da geliştirmeye, Hollanda’da yaşayan vatan-daşlarının refah ve huzuru için gayret etmeye devam edecektir. "

Türkiye Cumhuriyeti'nin 87'inci kuruluş yıldönümü Hollanda'da, Türkiye'nin

Rotterdam Başkonsolosluğu tarafın-dan verilen bir resepsiyonla kutlandı. Türk ve Hollandalı 500'den fazla davet-linin katıldığı kutlamada bir konuşma yapan T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, "Atatürk, çağdaş düşünce ve devrimleriyle Türk ulusunun uygar-lık yolunu aydınlatmış, modernleşme ve bağımsızlık yönünde tüm dünya uluslarına örnek teşkil etmiştir. Bugün uluslararası toplumun saygın bir üyesi olan ve genç, dinamik insan gücümüz ile ekonomik kalkınmasını hızla sürdü-

ren Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulusu-nu kutlamak hepimiz için bir sevinç ve gurur kaynağıdır." dedi.

Büyükelçi Uğur Doğan ise, "Türkiye'miz birlik ve beraberlik için-de yükselmeye devam etmektedir. Bu-günkü yükseliş sadece yurtiçinde değil yurtdışında da vatandaşlarımızla da birlikte gerçekleştirilmektedir. Vatan-daşlarımızdan, Türkiye devletinin gücü-nü her zaman arkalarında hissetmeleri ve kendi toplumları olarak ta birlik ve beraberlik içinde hareket ederek, içinde bulundukları topluma da katkı sağlaya-cak şekilde hareket etmelerini temenni ediyoruz." şeklinde konuştu.

Rotterdam Hilton Otel'deki kutlamada Cumhuriyet sevinci, ev sahibi Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, T.C. Den Haag Büyükelçisi Uğur Doğan ve eşi Manolya Doğan ve Muavin Konsolos Günay Babadoğan'ın yüzlerine yansıdı.

Başbakan Rutte Türklerin sadakatini sorgulamak yerine kendi samimiyetini sorgularsa en doğrusunu yapmış olur. Bu da bir liberal için çok erdemli bir davranış olacaktır. Zira liberalizm özgürlükçüdür, insanları kalıplara sıkıştırıp bunaltmaz. Liberal değilse onu da ilan etsin, biz de boşuna kafamızı ağrıtmayalım. AHMET SUAT ARI [email protected]

Rotterdam Hilton Otel'deki kutla-maya, T.C. Den Haag Büyükelçisi Uğur Doğan ve eşi Manolya Doğan, ev sahibi T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Al-tuğ, muavin konsoloslar Günay Babado-ğan, Erdal Atik ve konsolosluk çalışan-ları, Ana muhalefet Sosyal Demokrat İşçi Parti (PvdA) Milletvekilleri Nebahat Albayrak ve Metin Çelik, Rotterdam Fei-jenoord ilçe belediye başkanı Seyit Yey-den, NIF Başkanı Mehmet Yaramış, HO-KAV Başkanı Uğur Şen, HTIKDF Başkanı Arif Yakışır, HTIKB Başkanı Abdullah Güven, UETD Hollanda Koordinatörü Mikail Güneş, Benelüks Trabzonspor-lular Derneği Başkanı Mehmet Soytürk, eğitimciler, din görevlileri, iş ve siyasi çevreler ile Hollandalı davetliler katıldı.

T.C. Den Haag Büyükelçisi Uğur Doğan

Page 6: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 6NOVEMBER - KASIM 2010

HABER'deki röportaj yeni işletme kurdurmuş

Kurban

Bayramınızı

tebrik eder,

güzellik, birlik

ve beraberlik

ve mutlu günler

dileriz.Groothandelsmarkt 36 3044 HA Rotterdam Tel: 010 - 462 50 96 / 010 - 262 06 55

www.seray.nl [email protected]

Güzellik, birlik,

beraberlik dolu, daha

güzel ve mutlu bir

kurban bayramı diliyoruz

Birlik ve beraberlik,

mutlu bir Kurban Bayramıve

güzel günler diliyoruz

Afri

kaan

derp

lein

2

3072

EA

Rot

terd

am

www.restaurantmeram.nl

T: 0

10 -

484

56 6

4 F:

010

- 48

4 81

41

Planckstraat 7 3316 GS Dordrecht Tel:078 - 6170070Fax: 078 - 6170081

www.ckkozijnen.nl [email protected]

Kurban Bayramı'nız kutlu olsun, işleriniz başarı dolsun

Oleanderpark 263142 NK MaassluisTel: 010 - 592 46 89GSM: 0654 - 94 70 03

Keyifli bir Kurban

Bayramı ve bol

başarılar diliyoruz

[email protected]

Hollanda Başbaka-nı Mark Rutte'nin p a r l a m e n t o d a

çifte vatandaşlıkla ilgili yaptı-ğı, "İsveç vatandaşlığı ile Türk vatandaşlığı eşit değil" yönün-deki açıklamasını değerlen-diren Sosyal Demokrat İşçi Parti (PvdA)'nin Türk kökenli Milletvekili Nebahat Albayrak, "Bu bence sadece Wilders'ın ve partisi PVV'nin değil, aynı zamanda Başbakanın ve partisi VVD'nin ne kadar iki yüzlü, bence utanç verici bir davranış sergilediğini gös-terdi" şeklinde tepki gösterdi.

Albayrak, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını ya-nıtladı. Eski Müsteşar Nebahat Albayrak, Başbakan Rutte'nin sözlerini 'çifte standart' ola-rak yorumladı, Türkiye ile İsveç arasında ayrım yapılmasının çok ayıp olduğunu söyledi. Bu durumun meclis tarafından kı-nandığını da hatırlatan Sosyal Demokrat İşçi Partili Milletve-kili Albayrak, şöyle devam etti: “Burada bir çifte standart ke-

sinlikle söz konusu. Bunu bü-tün meclis dile getirdi. Bütün partiler kınadılar, hatta iki gün süren toplantının en önemli noktası buydu. Başbakanın çok ayıp bir şekilde Türkiye ve İs-veç arasında ayrım yapması ve 3,5 yıl önceki ayıbını bu şekilde kapatmaya çalışması bütün meclis tarafından kınandı.”

Çifte vatandaşlıkla ilgili tartışmaların yeni olmadığını, bunun geçmişinin yaklaşık 3 sene önceye dayandığını belir-ten Nebahat Albayrak, şunları kaydetti: "Bu olay kesinlikle yeni değil. 3 sene, hatta 3,5 senedir bu dava siyasetin gö-beğinde yer alıyor. Benim hü-kümete girmemle birlikte özel-likle çifte pasaport taşıyanların hükümette görev alıp alamaya-cağı söz konusu oldu. O yıllarda ben kendi partim ve hükümet ortaklarının çok desteğini gör-düm. Hiçbir sorun yoktu. Tabii ki şimdi ortada yeni bir hükü-met var ve bu hükümetin ku-rulmasıyla birlikte tekrar gün-deme gelmesinin sebebi yine

bu hükümette çifte pasaportlu bir bakanın bulunması."

''Bana sorarsanız yine de bunların hepsine rağmen yaşa-nanların çok hayırlı olduğuna inanıyorum'' diyen Albayrak, sözlerini şöyle tamamladı: "Başbakan Rutte'nin ağzından artık çifte pasaportun hükü-mette görev almak için hiçbir şekilde sorun teşkil etmediğini duyduk. Bunu söyleyebilmek için bayağı bir kıvranması ge-rekti, bayağı bir zor durumda kaldı, ama meclisin diretmesiy-le birlikte sonuçta bu kelimele-ri ağzından çıkarabildi. Artık Hollanda'da böyle bir gerçek var. Benden sonra bu gibi adımlar atacak insanlar için de çok önemli bir gelişme olduğuna inanıyorum. Bana göre asıl mücadele bundan sonra başladı. Siyaset de-mek, mücadele demektir. Yani gerçekten bu gibi günler-de pes edersek Wilders'lar ke-sinlikle kazanmış olacak. Ben-ce asıl iş başa düştü ve devam etmek gerekir."

PvdA'nın Türk kökenli Milletvekili Nebahat Albayrak, Başbakan Mark Rutte'nin sarfettiği sözlere tepki gösterdi

Hollanda Mozaik Vakfı yöneticileri, gelecek yıl düzen-

lenecek olan 6.Geleneksel Nasreddin Hoca Festivali ha-zırlıklarına başladı ve bu yıl 5.si düzenlenen festival için özel bastırılan 'hatıra pullar' basın toplantısıyla kamuoyu-na tanıtıldı.

Birçok kültürel etkinliğe evsahipliği yapan Rot-terdam Mozaik Kültür Vakfı yönetimi, 2011 yılında, Rotterdam'ın Delfshaven ilçesine, Nasreddin Hoca'nın bronz heykelinin dikilmesi için gereken resmi prosedürle-rin tamam-landığı

açıkladı. Rotterdam Meram Restoran'da basın toplantısı düzenleyen ve çalışmalar hakkında açıklamalarda bulunan Mozaik Kültür Vakfı Başkanı Ali İhsan Ünal, Dün-yanın tanıdığı, hoşgörünün simgesi Nasreddin Hoca'nın, Rotterdam'ın Delfshaven ilçesindeki Mathenesserplein Meydanı'na, 2 metre yük-sekliğinde, bronz heykelini dikmek için gereken resmi işlemlerin tamamlandığını söyledi.

2011 yılında tertip edi-lecek olan '6. Nasreddin

Hoca Festivali' 3 gün süreli olacak

ve T.C. Kültür Bakanlığı da destek verecek.

Rotterdam'a Nasreddin Hoca heykeli

Ali İhsan Ünal

"HABER Gazetesinin dördüncü sayısın-daki ‘Tersine Göç Hikayeleri’ adlı söyleşi be-nim yeni ortağım İng. Ekrem Karaçalı, M.Sc ile tanışmama vesile oldu. Utrecht’te meslek okulunu ve de üniversiteyi okuyan Ekrem, eşi ve üç çocuğu ile Turkiye’ye dönmeye kararlıydı. Hayatını yeniden tanımlamak istiyordu ve tanımlayacaktı. Bu şuan ki işvereni Imtech’ten (Avrupa’nın en büyük teknik hizmetçisi) ayrılması gerekmesi ge-rektiği demek olsa bile. Imtech’de son iki yıldır kapsamlı bir Management Traineeship ile meşguldü.

Basit bir e-mail ile başlamıştı her şey ve bu kısa bir sürede verimli bir işbirliği ve yakın bir dostluk haline gel-di. Bu işbirliği yeni şirketimiz AYETEK’i kurmamıza vesile oldu. Benim görüşümce bu uluslararası (Türkiye-Hollan-da/Türkiye-Avrupa) iş fırsatları adına ideal bir örnek.

AYETEK Türk rüzgar enerjisi pazarı üzerinde duruyor. Bu pazar son dört yıl içinde büyük bir büyüme gösterdi. Ayni zamanda Hollandalı ve Avrupalı ortaklar ile özel bir

ağ inşa eden AYETEK birçokta büyük Avrupa şirketleri-nin distribütörlüğünü elde etmiş durumda. Büyük Türk yatırımcılar olan Borusan Enerji ve Aksa Enerji’ye de da-nışmanlık yapan AYETEK büyük bir ihtimalle 2011de ilk rüzgar çiftliği yönetimi altına alacak.

Bizim için bile inanması zor olan ilk 1 mayıs 2010’da tanışmamızdır. Hele bir de o zamandan berri beraber ara-bayla yaklaşık 20.000 kilometre kat etmiş olmamız, 11 ilde toplantılar yapmamız, 15 tane rüzgar çiftliği, 8 çiftlik yatı-rımcısı, Almanya’da InterSolar ve Husum Windfairi ziyaret etmemizi düşünün.

Bu maceranın en güzel tarafı ise Türkiye’nin bir çok harika manzarasını görme imkanımızın olmasıdır. Rüzgar türbininden görünümün hepsi birbirinden güzel. Ekono-mik krizin ortasında, Imtech gibi lider bir şirketten istifa edip, herhangi bir mali temeli olmaksızın, uç çocuğu ve eşi ile Türkiye’ye taşınmak nasıl delice bir şey olmalı. İkimizi de motive eden ve ayakta tutandır bu; çocuklarımız, Türki-ye ve Hollanda için olan ideallerimize değinmiyorum bile.

HABER Gazetesi'nin bu ortaklığa ve AYETEK’in kuru-lusuna, farkında olmadan da olsa, katkısından dolayı teşek-kür ederim."

Abdullah Özel

İstanbul 2012 Avrupa Spor başkenti seçildiAvrupa Spor Başkentleri

Birliği Başkanı Gian Francesco Lupatelli, Devlet Bakanı ve Başmüzekereci Egemen Bağış ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile düzenlediği basın toplantısında, İstanbul'un, Avrupa Spor Başkenti (ASB) Seçim Komisyonu'nca Avrupa Spor Başkenti seçilmesiyle ilgili

kararı açıkladı. Lupatelli, Avrupa Spor Başkenti Birliği Komitesi'nin bu hafta içinde İstanbul'da farklı yerlerde incelemelerde bulunduğunu belirterek, ''İncele-melerden sonra aldığımız kararı açıklamak için toplandık. İstan-bul 2012 Avrupa Spor Başkenti olarak seçilmiştir. Bundan dolayı çok büyük mutluluk duymakta-yız'' dedi.

Tel: 020-612 05 88 020-612 06 88

M: 0681-818780

Bayramınız kutlu olsun, her gününüz bayram tadında olsun...

Jan van Galenstraat 315A 1056 CB Amsterdam

www.paletpartycentrum.nl

Abdullah Özel

Page 7: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER7 NOVEMBER - KASIM 2010

Schiedamseweg 2133026 AN Rotterdam

www.adacams.nl

010-462 35 69

Subsidie-aanvraag voor uw veiligheidsystemen kunt U via ons regelen. Bel Hüseyin Kızgın, onze expert op dat gebied voor alle informatie: GSM: 0624-367064

2010 yılında da güvenlik

sistemlerinde devlet desteği

devam ediyor. Resmi işlemlerinizin

kolayca yürütülmesi

için bizi araya-

bilirsiniz.

GÜVENLİK SİSTEMLERİNDE DOĞRU ADRES

BEVEILIG UW WONING OF KANTOOR MET HET BEVEILIGINGSSYSTEEM VAN ADACAMSMaak vrijblijvend een afspraak met één van onze beveiligingsadviseurs. Hij helpt u bij het samenstellen van een ADACAMS beveiligingssysteem dat speci� ek is afgestemd op uw werk en/of woonsitutatie.

Mot

toM

edia

DOĞRU ADRES

Schiedamseweg 2133026 AN Rotterdam

Vraag nu naar onze

zomeraanbiedingenSchiedamseweg 2133026 AN Rotterdam

www.adacams.nl

010-462 35 69

Türkler için Danışma Kuru-lu (IOT), vatandaşlarımızın AB Hukuku'ndan kaynaklanan hak-larıyla ilgili hazırladığı kitabı Hol-landa Meclisi'ne sundu. Mevcut ve planlanan kısıtla-maların hukuka ters olduğunu or-taya koyan ve D66 milletvekili Fatma Koşer Kaya bera-berliğinde, PvdA milletvekili Khadija Arib'e sunulan ki-tap kaynak niteliği taşıyor.

Son yıllarda Hollanda'da Türk-lere yönelik yürür-lüğe giren birçok yasal düzenleme-nin Türkiye ile AB arasında imzalanan anlaşmalara aykırı olduğunu belirten IOT Başkanı Aydın Akkaya, "Hazırladığımız kitap bir anlamda bu anlaşmaları hatırlat-ma amacı güdüyor" dedi. Aydın Akkaya, "Uyum sınavında başarılı olamayanların oturma müsaa-

desinin iptal edilmesi, aile bir-leşimini sınırlandırmak amacıyla tedbirler ve AB dışındaki ülkeler-de yaşayan çocuklar için ödenen

çocuk paralarının durdurulması gibi sosyal güvenlik konularındaki değişiklikleri, Ortaklık Hukuku'na aykırı uygulamalara örnek göste-rebiliriz" dedi.

Hak yeme, kitaba bak!

Kitapta, 1963 tarihli Ankara Anlaşması'nın yanı sıra bugüne kadar AB ile Türkiye arasında imzalanan tüm protokollerin maddeleriyle bunların uygulanmasına yönelik bilgiler yer alıyor.

IOT Başkanı Aydın Akkaya

D66 MilletvekiliFatma Koşer-KayaPvdA Milletvekili

Khadija Arib

Sevdiklerinizle birlikte sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir Kurban Bayramı

geçirmenizi diliyoruz.

Contactweg 40 1014 AN Amsterdam

Tel: 020-616 94 78 Fax: 020- 689 10 87

www.moonstarbv.nl [email protected]

Tel: 030 - 296 37 67

Kanaalstraat 56 3531 CK Utrecht

Nu ook Catering...

HAYIRLI BAYRAMLAR DİLİYORUZ Schuttevaerweg 9-B3044 BA Rotterdam

Tel: 010- 415 43 10 Fax 010- 415 52 67

www.finma.nl

Bayramınızı kutlar, herşeyin gönlünüzce olması dileği ile başarılarınızın devamı

ve işlerinizde kolaylıklar temenni ederiz.

[email protected]

Merkezi ‘s-Hertogenbosch ta bulunan FIC Peripheral Ne-derland BV şirketi, bir süre

önce 75 yıllık Alman markası FAKIR ve NILCO nun exclusive Distributorlüğünü alarak bu iki markanın Hollanda, Belçika ve Luxemburg’daki kullanıcılara daha ko-lay ulaşımını sağlamak üzere çalışmaları-na başladı.

FAKIR (FAmily KIchereR) 1933 yı-lında Alman Wilhelm Kicherer tarafın-dan Elektrik süpürgesi üretmek üzere kuruldu. Ürün kalitesi ve modelleriyle kısa sürede dikkat çekerek piyasada kendisine çok iyi bir yer edindi.

FAKIR, ürün yelpazesini de

genişleterek her türlü elektrik süpürgeleri haricinde ventilatörler, banyo, wc gibi küçük alanlar için elektrikli ısıtıcılar, klima, radyatör, boiler, Son yıllarda ise hava temizleyici, nem alıcı, nemlendirici, ütü, tost makinası, çay ma-kinası, kahve makinası gibi ürünlerle elekt-rikli ev aletlerinin pek çoğunu ürün portföyü-ne eklemiş bulunuyor.

Almanya, Türkiye, Çek cumhuriyeti, Avus-turya gibi bir çok ülkede tanınmış ve kendine oldukça iyi bir yer edinmiş olan FAKIR artık Benelux ülkelerinde de atağa geçiyor. Bayilik talepleri için www.ficperipheral.com sitesinden veya www.fakir-nilco.nl ve www.nilco.nl sitele-rinden ilgililere ulaşmak mümkün.

FAKIR Benelux ülkelerinde atakta

� Metal raflar / Ahşap raflar � Vitrinler – vitrin tezgahları � Pasta / ekmek reyonları � Barkodlu elektronik kasa sistemleri � Duvar soğutucuları (sütlük-paket et) � Soğutuculu meyve/sebze dolapları � Et doplaları ve kasap malzemeleri � Döner ve mutfak ekipmanları � Klimalar, motor ve motor grupları � Soğuk ve derindondurucu odaları

[email protected] www.aclass.nl

Tel: 06 30 - 35 60 40

Süpermarket, Döner dükkanları, Elektronika ve Tekstil mağazaları için aradığınız tüm malzemelerin gerçek adresi

>> Servis garantisi

>> Her bütçeye uygun ödeme koşulları

Rotterdam Türk Esnaflar Kulübü

Düğün, nişan ve kına için kiralık mekan. Yemek, müzik,kamera ve fotoğrafçı ayarlanır.

Graafstroomstraat 71 3044 AP Rotterdam

Mustafa Bayram 0623 - 90 50 78

STORTüm müslümanların Kurban Bayramını tebrik eder,

birlik, beraberlik ve mutluluklar dileriz.

Stichting Turkse Ondernemersbelangen Rotterdam

Page 8: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 8NOVEMBER - KASIM 2010

D66 Milletvekili Fatma Koşer Kaya: ALMANYA, İÇİNDEKİ YABANCILARI KAZANMALI

Bu koalisyonun H o l l a n d a’ d a k i din özgürlüğüne ne gibi sonuçları olabilir?

En güzel cevap bizim topluma ka-tılmamız, eğitim al-mamız, çalışmamız ve bu şekilde bizim hayatımızın burada geçtiğini göster-memizdir. Eğer biz gençlerimizin aynı derecede eğitim alabildiklerini, aynı derece çalışkan olduklarını ve aynı derecede topluma katılabildiklerini gösterebilirsek bu kadar sorunun olacağını sanmıyo-rum. Biz D66 olarak en temel insan haklarının daraltılmaması konusun-da çok dikkatli olduğumuzu belirt-

mek isterim. Bunun dışında gençleri-

mizin kamuo-yundaki tartış-malardan uzak durmamalarını,

katılmalarını ve korkak davranma-

malarını istiyoruz.

Fakat bu korkunun olduğunu görebiliyoruz, araştırmalar da bunu gösteriyor. Yüksek eğitim-li gençlerimiz hiç de azımsan-mayacak bir kısmı, toplumda ve işpazarında dışlanma ve ayrım-cılık korkusundan kariyerlerine Türkiye’de devam etmek istiyor-lar.

Korku iyi bir öğretmen değildir, bunu siz de biliyorsunuz. Eğer korku varsa iyi bir karar alamazsınız. Kor-kuyu aşmamız gerekiyor, insanları korkutmamamız lazım.

Korku hayatımızı belirlemesin diyorsunuz, Hollanda’da kalmala-rını ve burada kariyer yapmalarını mı tavsiye ediyorsunuz?

Birçok gencimiz kendilerini sı-nırlara bağlı hissetmiyorlar. Çoğu kendilerini dünya vatandaşı olarak görüyor ve kendilerini nerede rahat hissediyorlarsa orada çalışmak isti-yorlar. Hollanda’daki bu kadar fark-lılık arzeden gençlerimiz aslında çok büyük bir zenginlik. Yabancı kökenli gençler arasındaki işsizlik oranı çok daha büyük. Devletin, bu gençlerin kendilerini geliştirmesi için daha fazla gayret etmesi gerekiyor, onlara

Kasım ayının başında Alman-ya, 4. Entegrasyon Zirvesi’ni yaptı. Bizler de Alman Hükümeti’nin entegrasyon konusundaki danışma kurulu olarak toplandık. Yaklaşık 30 civarında yabancı kökenli sivil toplum örgütünün başkanları ve önde gelen isimleri ile birlikte; 120 civarında katılımcıyla gerçekleşti bu zirve. Katılanlar arasında; 2 Federal Bakan, 6 Eyalet Başbakanı ve eyaletlerin entegrasyonla ilgili Bakan ve üst düzey bürokratları, yerel yöneticileri, belediyelerden, Alman sivil toplum örgütlerin-den, iş ve spor dünyasının önde gelen temsilcileri bulunuyordu. 5 saate yakın süren zirve; Alman Hükümeti’nin artık entegrasyon konusunun Almanya’nın geleceği için çok önemli bir mesele oldu-ğunu kavramış olduğunu ortaya koydu. Hükümet ayağından; Hristi-yan demokrat, yani sağ kesimden, zaman zaman yabancıları rahatsız edecek çatlak sesler çıkıyor. Bu bizim gibi yabancı kökenlilerin mo-ralini bozsa da, Almanya’nın kanaat önderleri ve en üst düzeyinin, en-tegrasyonun Almanya’nın geleceği için çok önemli olduğunu anlamış olduklarını biliyoruz. Bu sorunu çözmek için de bizlerin fikirlerine başvuruyorlar. Bu sevindirici bir gelişme.

Uyum Zirvesi’nde, genel an-lamda; problemleri çözmek için ya-pılması gerekenlerin ne kadarının yapıldığı ve ne kadar iyi yapıldığını konuştuk. Özellikle lisan öğrenme konusunda ayrılan kaynakların, Almanya’ya yeni gelenlerin yüzde 50’ye yakınını kapsadığını ve önü-müzdeki 5 – 6 yıl için-de de yeni kaynaklar

ayrılarak, özellikle Almanya’ya yeni gelenlerin Al-mancayı öğren-

mesi konusun-da, hükü-metin tam destek vereceği aktarıldı.

Konuşulan bir diğer önemli konu da eğitimdi. Yabancı gençlerin daha az eğitim almasının sebeple-rinin neler olduğu konuşuldu. Bu sorunun da öncelikle, lisan eksikliğinden kaynaklandığı kanaati oluştu. Bunun için de anaokullarının genişle-

tilmesi ve hatta parasız yapılması, bu yönde de ciddi kaynaklar ayrıla-rak yabancıların çocuklarının okul çağına geldiklerinde iyi Almanca bilen fertler olmasının sağlanması gerektiği gündeme getirildi. Özel-likle göçmen kökenli öğretmenlerin çoğaltılması, yabancıların motive edilmesi, devlet daireleri ve med-yada yabancı kökenli çalışanların çoğaltılması konuları ele alında. Bu şekilde de Almanya’nın vatandaşı olma ve Almanya’ya katkı sağlayan, geleceğini şekillendirecek insanlar olma yönünde, yabancı kökenli-lerin sahiplenilmesi konularında fikirler aktarıldı. ALMANYA’NIN İŞ GÜCÜ KÜÇÜLDÜ

Almanya’nın önümüzdeki 20 sene içinde, mevcut ekonomik gücünü koruyabilmesi ve bir refah ülkesi olabilmesi için, en az 8 – 10 milyon civarında yeni iş gücüne ih-tiyaç var. Şu andaki çalışan nüfusun da 8 milyon küçüldüğü biliniyor. Almanya ilk önce kendi içindeki göçmenleri eğitip meslek eğitimi vererek, bu insanları iş gücü olarak kazanmalıdır. Bu birinci öncelik olmalıdır. Geriye kalan iş gününün, dışarıdan gelmesi, yeni gelenlerin de daha uzman ve kalifiye olması gerektiği de yine zirvede dile geti-rilen görüşler arasında yer aldı.

Almanya’da doğanların ortalama % 35’i yabancı kökenli. Yabancı kökenli insanların, Alman vatandaşlarıyla karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesinde yaşayabilmeleri, yabancı kökenlilerin de kendilerini Almanya’nın bir parçası olarak gö-rebilmeleri sağlanmalı. Aksi halde Almanya, göçmenlerce sevilmeyen bir ülke olarak göründüğü sürece, arzu edilen kalifiye elemanlar ge-lemeyecektir. Schröder zamanında 20 bin adet green card verilecekti ama, bu kota doldurulamadı, ya-bancılar gelmedi.

Yapılan zirve toplantısında; Almanya’nın geleceğini şekillendi-

recek nüfus yapısı, atmosferi ve özellikle yabancı ailelerin eğitilmesi, Almanca öğre-tilmesi, refahtan pay alan insanlar olarak kazanıl-masının altı çizilmiştir. Önümüzdeki yıllara yönelik bu konuda bir aksiyon planı oluşturul-muştur. Yapılan çalışma-ların kontrol edilmesi ve

eksikliklerin giderilmesi için hükümette bir kararlılık

gördüğümü belirtmeliyim. Biz de elimizden gelen katkıları ya-

pacağız. Almanya’da geçtiğimiz yıllarda göçmenlerin sorunla-rıyla ilgili konuları ihmal eden,

Almanya bir göç ülkesi değildir diyen, kendilerine benzemeyen insanları farklı gören, yabancı kökenli oldukları için orada doğan çocukları dışlayan zihniyetin değişeceğine inanıyorum. Böyle-ce Almanya yeniden; insanların yüksek refah düzeyinde yaşadığı, sosyal sistemi güçlü, ön yargıların azaldığı, insanların barış içinde yaşadığı bir ülke olarak şekillene-cektir. Bu sorunlar çözülemezse Almanya irtifa kaybedecek, dünya çapındaki önemi azalmış, sorunla-rını çözememiş, nüfusu yaşlanmış ve bu yaşlı nüfusa hizmet verme-de zorlanan bir ülke durumuna gelecektir.

Korkuyu aşmamız gerekiyorHollanda’daki

koalisyon görüşmelerinin

dışarıdan destekli azınlık hükümeti

ile sonuçlanması gerek Hollanda içinde gerekse

uluslararası arenada farklı biçimlerde

ele alındı. Özellikle yabancılar ve müslümanlar

arasında çok sayıda tartışma ve belirsizlik

var; zira koalisyon anlaşmasının uygulama ve

sonuçları, Hollanda toplumundaki

yabancılar için tam öngörülemiyor. D66 milletvekili

Fatma-Koşer Kaya ile yapmış

olduğumuz röportajda

Hollanda’daki son durumu ve

Türk toplumu için sonuçlarını görüştük.

Quote dergisi tarafından belir-lenen Hollanda'nın en zengin 500 kişisi listesinde Türk işadamı Celal Oruç, 85 milyon avroluk servetiyle 316. sırasında yer aldı.

Orro Enerji´nin sahibi Celal Oruç, geçen yılki listede 355. sırada bulunuyordu. Dergide yer alan ha-bere göre, Türk işadamının serve-tinde 2009 yılında yüzde 19,7´lik bir artış oldu.

Enerjinin yanı sıra finans, tele-kom ve emlak sektöründe de yatı-rımları bulunan 1960 doğumlu Celal Oruç, 25 yıldır bu Hollanda'da ya-şıyor. Geçtiğimiz aylarda Pakistan'a yaptığı 100bin euro'luk yardımla gündeme gelen Celal Oruç, son aylarda enerji sektöründe yaptığı ataklarla, Hollanda'da bulunan SICN ve NIF Federasyon'larıyla enerji sözleşmeleri imzalamıştı.

Almanya’nın önümüzdeki 20 sene içinde, mevcut ekonomik gücünü koruyabilmesi ve bir refah ülkesi olabilmesi için, en az 8 – 10 milyon civarında yeni iş gücüne ihtiyaç var. KEMAL ŞAHİN [email protected]

Page 9: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER9 NOVEMBER - KASIM 2010

Varolmanın dayanılmaz hafifliği(Türklerin hollanda’da yenilgileri-2)

Sedat Çakır, göçebe aile yapısından kaynaklanan genetik yapıyla Sultanlar Yolu’nu hazırladı ve yürüdü, yine aynı genetik yapının değiştirici etkisiyle değişim danışmanlığı yapıyor.

Gençlerimiz bu konuda çevre edinmenin önemini kavramalılar. Araştırmalarda görüyoruz ki; iş bulabilmenin en etkin yöntemlerinden biri kişilerin edindiği çevreleridir.

Dünya genelinde 160 ülkeden 183.000 profesyonel turizm acentasının oylarıyla belirlenen ödül töreni, 17 yıldır aynı istikrarla turizm dünyasının nabzını tutuyor. İstanbul Boğazı'nın en görkemli manza-rasına hakim Muhsinzade Mehmet Paşa Yalısı'nda 2006'da açılan Hotel Les Ottomans Oteli'nin sahibi Ahu Kerimoğlu Aysal, “Çok mutluyum. Mutluluktan havalara uçuyorum. Bu Türkiye ve Türk turizmine verilmiş bir ödüldür” dedi. Türk turizminin dünyada hak ettiği yere gelmesi için özveriyle çalıştıklarını

vurgulayan Aysal, şöyle konuştu: “Biricik otelim ‘Les Ottoman’ı bugüne getiren bütün çalışma arkadaşlarım ve basın mensuplarına sonsuz teşekkür ederim. Sizler olmasaydınız bu ödülü alamazdık. Böyle prestijli ve büyük bir ödül töreninde aday gösterilmek bile çok büyük bir onurdur. Ben tüm dünyadaki diğer rakiplerimi de geride bırakarak bu ödülü Tür-kiyem adına aldım. Azim, çalışma ve inançla ülkemin nelere layık olduğunu ispatladım ve işte sınırları aştım. Benimle birlikte bu gururu paylaşan herkese sonsuz teşekkürler” dedi.

Türk oteli Les Ottomans, Londra'da düzenlenen ‘Dünya Seyahat Ödülleri’ (World Travel Awards) töreninde ‘turizm sektörünün oskarı' olarak nitelendirilen ‘Dünyanın En İyi Suite ve SPA Oteli’ ödülünü kazandı.

Oteli'nin CEO'su Ahu Kerimoğlu Aysal

Korkuyu aşmamız gerekiyor

daha pozitif davranması gerekiyor. Yabancı gençlerin işpazarında-

ki durumları zaten iyi değildi ve işsizlik oranı daha da yükseldi. Bu gençlerin durumu daha da kö-tüleşecek mi?

Şu an zaten kötü; biraz daha kö-tüleşmesi onların durumunu fazla değiştirmiyor. Tamamen farklı bir politika izlenmesi gerekiyor. Bu ko-nuda daha olgun bir tartışma orta-mı olması lazım, geleceğe korkuyla bakmamamız lazım. Bunun dışında işpazarında gençlere eşit davranıl-ması için kurallar koymamız gerek. Ekonominin sıkıntılı zamanlarında işverenler kendi görüntüsüne uyan adayları daha fazla seçtikleri ortada-dır, tanımadıkları ve farklı bir geç-mişe sahip olan adaylar daha uygun olsalar bile.

Gençlerimiz bu konuda çevre edinmenin önemini kavramalılar. Araştırmalarda görüyoruz ki; iş bu-labilmenin en etkin yöntemlerinden biri kişilerin edindiği çevreleridir. Yabancı kökenli gençlerimizin pro-fesyonel ağları zaten çok geniş değil, bu yüzden çevre edinmeye gayret etmeleri gerekiyor.

Bu sorunu VMBO okullarında görüyoruz, çevresi geniş olmayan gençlerimiz staj yeri bulama-dıklarından okulu bırakıyorlar. Gençler çevrelerini kendileri için daha çok kullanması mı gereki-yor?

Çevreni kendin için kullanmak biraz tek taraflı oluyor, sadece çev-re edinmek de aynı. Çevre edinmek ve kullanmak iki taraflı çalışan bir olaydır. İki taraf da faydalanması

gerekiyor, çevrene yatırım yapmak çok önemli. Sadece kartvizitini da-ğıtmakla olmuyor, mesela gönüllü çalışmak da gerekiyor. Bir şekilde gündemde kalmanın yolları aran-malı.

Eğitimimiz yeterli mi?Eğitim toplumumuzun bel kemi-

ği. Çoğu problemler devletin iyi bir eğitim vermesi ve herkese eşit fır-satlar sunmasıyla çözülebilir. Okul terk etmek ise önemli bir sorun. Bu-nun iki sebebi var. İlki öğrencilerin çok erken seçim yapmaları gereki-yor ve bu şekilde motive olmadıkları bir durum ortaya çıkabiliyor. Öğren-cilere seçim yapmaları için vakit ta-nımak lazım. İkinci olarak ise uzman rehberliğin kalitesini yükseltmemiz gerekiyor. Gençlerimizin buna çok ihtiyacı var.

RÖPORTAJ | GÖKHAN ÇOBANFOTOĞRAF | M.FATiH KARAMAN

Bunun yakın geçmişimizde örneklerini gördük ve bugün-de görmeye devam ediyoruz. Türkiyemspor’un batışı bunun güzel örneklerinden bir tanesidir.

Geçen yazımda bu cümle geç-mişti ve tabii ki güzel örnek değil, acı örnek olarak yazılması gere-kirdi.

Belki bilirsiniz; Hoorn ken-tinde Şenol Ocaklı isimli bir Don Kişot var. Yıllarca Türk müzesi kuracağım diye uğraştı. Kurdu da. Sonra ne oldu? Belediye kira yardımını kesince yalvar yakar yardımcı olabilecek hayırsever Türk işadamlarını aramaya ko-yuldu. Türkiyemspor örneğin-de olduğu gibi herkes ona da yardım sözü verdi, ama maa-lesef yardım eden hiç olmadı. Kelli felli işadamları dernekleri gazete sayfalarında neredeyse ant içmişlerdi Türkiyemspor’a yardım için. Şenol abi için onu bile yapamadılar, utandıkların-dan olsa gerek, söz bile vereme-diler.

Göstermelik yardımlarda bir araya gelenler bu kadar önemli bir konuda bir araya gelemediler ve Hoorn Türk müzesi yaşatmaya çalıştığı tarih gibi tarih oldu.

Müzedeki eserler kurulması düşünülen Den Haag Türk müze-sine aktarıldı. Akibeti şu an için meçhul. Aynı dönemde Hollanda-lı kurumlar bir araya gelerek Türkler'e şamar gibi bir Turkije Instituut kurdu-lar. Burada olan kurumla-ra bakın; bunların hepsi Türkler'e yatırımı esirge-yen ve Hollanda'daki Türk kurumlarının kalkınmasını iste-meyen kurumlar-dır. Eee sen kendi bindiğin dalı ke-sersen ve de ke-silirken gıkın da çıkmazsa olacağı budur.

Bütün bunlar gö-zümüzün içine baka baka yapılıyor. Bizim iyiliğimiz için. Türk-lerin güvenli seyahat etmesi için hatırlar-sanız Onur havayol-ları feda edilmişti. Onur Havayolları'nın en şa-şaalı olduğu ve Türkiye piyasasında hakim konu-ma geldiği günlerde düğ-meye basıldı ve bir anda çeşitli cenahlardan saldı-rılar başladı. En küçük ve havacılıkta vaka-yı adiden sayılacak olaylar büyük bir ayıpmış gibi ön plana çıka-rılmaya başladı ve çıkarıldı da. İnsanların kafalarında

soru işaretleri oluşturdular. Aynı dönemde olan KLM ve Transavia olayları ise basına kısa dönemli olarak yansıdı. O da mecburiyet-ten.

Sonunda Onur Havayolları ringe havluyu attı ve Hollanda pazarından çekildi. Bence çekil-meye zorlandı. Bizim basınımız bize güçlü olduğundan cesaret edip üstüne gidemedi ya da gö-remediler. Onur Havayollarının Hollanda pazarından çekilme-si bize vurulan şamarların en ses getirenlerindendir.

Senaryo deneyimlerle kulla-nılırlığı sabitlenmiş olduğundan ve hukuksal olarak doğru gibi gö-züktüğünden bizler bile 'helal ol-sun adamlara bizim güvenliğimiz için neler yapıyorlar' demişizdir. Bu kime yaradı? Sahibi Türk olan Corendon şirketine değil. Char-ter seferlerini arttıran Transavia en fazla yararlananlardan. Biz-ler nasıl yardımcı olduk? Türkiye paketleri satarken Türk charter-larına uygulanan fiyatın üzerine bir ek fiyat koyarak Transavia ve diğer Hollandalı şirketleri sattık. Yani biz bile dedik ki Türk şir-ketleri dandik, güvenilmez siz en iyisi 20-30 Euro fazla ödeyin ama güvenilir Hollanda’lı şir-ketlerle uçun.

George Orwell’in 'Birmada-ki günlerim' kitabını okuyun ve

Batılıların Doğulular ve şark insanı üzerinde bu oyunları her zaman oynadığını gö-rün. Kendi kendini batılı-dan daha aşağıda gören bir

insan türü.Biz de bu tür-

den insan olmak mı veya eşit şartlarda ve eşit imkanlara sahip bireyler mi olmak isti-yoruz?

Cevabı sizde (bizde). Kurban bayramı-

nızı gönülden kutlar, hayırlara vesile ol-masını dilerim.

Not: Varolmak düşünmeyide bera-berinde getiriyor.

Düşünün hafifleyin.Not2: Don Kişot-

lar doğru bildiklerini yılmadan usanmadan yapan esas kahra-manlardır.

BTürkiye paketleri satarken Türk charterlarına uygulanan fiyatın üzerine bir ek fiyat koyarak Transavia ve diğer Hollandalı şirketleri sattık. Yani biz bile dedik ki Türk şirketleri dandik, güvenilmez siz en iyisi 20-30 Euro fazla ödeyin ama güvenilir Hollanda’lı şirketlerle uçun. SEDAT ÇAKIR [email protected]

Page 10: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 10NOVEMBER - KASIM 2010

0

Page 11: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER11 NOVEMBER - KASIM 2010

Yakında

Amsterdam'da

5. şubeyi de

açıyorlar

Veyis Güngör is advisuer van SMHO (Samenwerkende Moslims Hulp Organisaties) in Amsterdam. Tevens is hij voorzitter van UETD Nederland (Union of European Turkish Democrats).

Vijf werelddelen 1053071 PS - RotterdamTel: 010 2900 3800Website: www.sarnic.nl

Haftanın 3 Günü

Canlı Müzik

RESTAURANT OTTOMAN SARNIC

TARİHİN vE FARKLI KüLTüRLERİN BATIDA BULUŞTUĞU MEKAN

200 kişilik kapasite düğün, nişan ve özel günlerinize iş toplantılarınıza hizmet veriyoruz

Hava yağmurlu. Karanlık çökmüş durumda. Amsterdam’ın olağanüstü trafik karmaşıklığı alabildiğince yol-ları tıkamış. Yağmur zaman zaman şiddetini arttırıyor. Öyle bir hava ki, insanın evinden çıkası bile gelmiyor. İşte tam böyle bir anda Amsterdam’ın Batı’sında yer alan PALET party kong-re merkezinde bir telaş var. Hollanda tarihinde belkide ilk defa yapılacak olan bir programın son dakika hazır-lıkları devam ediyor. İçeri giren gö-revliler yağmurdan nasibini almışlar, ıslanmışlar. Evet böyle pusulu bir ha-vada Bosna Dayanışma Gecesi prog-ramı yapılacak.

Programın başlamasına dakikalar kala, organizatörlerde tatlı bir telaş var. Tüm eksiklikler yeniden gözden geçiriliyor. Fotograf sergisi, belegesel, kitap satış standları, Boşnak börekle-ri ve Türk yemeklerinin sergilendiği masalar tek tek gözden geçiriliyor. Boşnak Türk kahvesi hazırlanıyor. Kokusu salonu sarmış durumda. Saat 18.00’i gösterdiğinde salonda görevli-lerle birlikte on beş yirmi kişi var. Tüm görevlilere son defa uyarılar yapılıyor. Ancak herkezin gözünde bir şüpheli bakış var. Söyleyemiyorlar ama, hepsi, acaba hava muhalefetine mi kurban gideceğiz diye hayıflanıyorlar.

Ve salonun kapıları açılıyor. Beş on dakika içinde ıslanmış insan-lar, Boşnaklar, Türkler içeri gi-riyorlar. Yarım saat geçmeden salonda müthiş bir hareketlilik yaşanıyor. Sergi salonu, yemek salo-nu hemen hemen dolmuş durumda. Programın başlamasına daha bir saat var. İnsanlar gruplar halinde salona gelmeye devam ediyorlar. Kuçaklaşanlar, selamlaşanlar, yeni tanış-malar, yeni dostluklar, kart alışverişleri, yemek sırası, Boşnak-Türk kahve-si servisi, çay ve tatlılar derken saat yedibuçuk oluyor. Ve salon-da o yağmura rağmen üç, dört yüz katılımcı hazır durumda. Bosna’da yayın yapan Ha-yatTV başta olmak üzere çeşitli tele-vizyon kanalları ve haber ajansları alabildiğine söy-leşilerini sürdü-rüyorlar. Geceye gelen Boşnakla-rın yüzlerinde tarifi zor olan bir sevinç ve mutluluk var. Bir çoğu yüksek okul mezunu, sanatçı, ressam ve savaş kurbanı olan bu insanla-rın böylesi bir etkinlikten ne kadar duygulandık-larını ancak o salonda olanlar farkedebililerdi. Hollanda’da ellibinin üze-rinde Boşnak yaşıyormuş. İlk defa Türklerin girişimiyle böyle büyük bir organizas-

yonda biraya gelmenin eşsiz tadını yaşıyorlardı Boşnaklar. Birbirlerini çok seven iki halk, belki onyıllar son-ra Hollanda’da biraraya geldiler. Sa-dece Boşnaklar değil sevinenler, mutlu olanlar, Türkler de Bosnalı kardeşleriyle birarada olmanın hazzını yaşadılar. Gelen tebrik ve teşekkürler, yapılan kompliman-lar ve çok daha önemlisi insanla-rın tebessümleri bu gerçeği açıkca ifade ediyordu. Böyle bir etkinlikte Türklerin Bosna sevdası, muhabbeti en bariz bir şekilde ortaya çıkıyordu.

Programın başlama saati gelmişti artık. Büyük salon, küçük salon Boş-nak, Türk ve davetlilerle dolmuştu. Programı bir Boşnak gençi ile bir Türk kızı, Boşnakça, Türkçe ve Hollanda-ca sunmaya başladılar. İlk konuşma-cı olarak beni çağırdılar. Mikrofonun arkasına geçtiğimde salonu dolduran yüzlerce heyecan dolu bakış karşısın-da bir kaç saniye tepki gösteremedim. İlk defa böyle heyecanlandım. Kafam-da kurduğum konuşma uçtu gitti. Yir-mibeş yıla yakın bir zamandır sayısı bin dört yüzü bulan etkinlikte konuş-ma yaptım. Yağlı güreşlerde onaltı bin insana hitap ettim. Elbette her konuş-mada insan heyecanlanır. Ama bu defa bambaşka bir şeydi. Karşımda yanyana oturmuş beş yüzü aşkın Boşnak ve Türk vardı. Hepsinin ba-kışlarında çok anlamlı bir heyecan, bir ümit, bir sevinç görüyordum. Duygu yüklü bir tabloyla karşı karşı-yaydım. Her şeye rağmen toparlanıp gecenin önemine dair üç beş cümle ifade etmeye çalıştım. Programın içeriği oldukça yereldi. Yani Hol-landa’daki sanatçılarla yapılan bir programdı. Ama buna rağmen geç saatlere kadar katılımcıların salonu terk etmemeleri böyle bir girişimin ne kadar isabetli olduğunun işare-

tini veriyordu. Amsterdam Bosna gecesinin basında

bulduğu olağanüstü ilgi ve alaka da bu görüşü

perçinleştirdi. Kısaca ifade etmek gerekir-se; bu etkinlik, artık

Hollanda Bosna ara-sında yeni bir dönemin

başlangıcını oluşturuyor-du. Bundan böyle Amster-dam SarayBosna direk uçuşları bu ilişkinin bir başka boyutu olacak. Önümüzdeki dö-nemde bu çerçeve-de gerçekleşek sivil

işbirliği ve etkinlikler ise Hollanda -Bosna-Türkiye üçgeninde bir çalışmayı beraberin-de getirecektir.

İdrak etmekte oldu-ğumuz Kurban Bayra-mının öncelikle okur-larım ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dilerim.

Hollandalı Türk işadamının Kars’a yaptırdığı okul törenle açıldı

Edelstaal Şirketler Grubu Başkanı Turgut Torunoğulları “Kars’a okul yaptırarak Kars’a olan vefa borcumuzu bir ölçüde de olsa ödemenin

mutluluğu içerisindeyiz. Aynı zamanda okulumuzu 29 Ekim gibi anlamlı ve özel bir günde eğitime açacak olmanın guru-runu yaşıyoruz. Memleketimiz Kars’a ‘şükran’ borçluyuz.Kars’ta doğduk, büyüdük, şimdi de kendi topraklarımıza ve insanımıza ‘eğitim’ imkanı sağlıyoruz" dedi.

HeYecAn, ümiT ve sevinç dolu bir bosnA Gecesi

ELFI KAZA AVUKATINIZKaza mağdurlarına kendi dilindeve kültüründe hukuksal hizmet.Maddi & Manevi tazminat davanız varsa. Bu - Trafik kazası, - İş kazası veya - Tıbbi hata olabilir.

Sizden masraf almaksızın davanıza bakılır...

WTC (World Trade Center)Beursplein 37 kamer 339A

3011 AA ROTTERDAM

Tel. 010 - 2052630Mob. 06 - 3911 0243

Haftanın 7 günübizi arayabilirsiniz

[email protected]

Kaza Avukatı’nız

www.kazaavukati.nl

HOLLANDA’DA

Meram Restoran açılısına Rotterdam Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmed Abo-utalip, T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, AK Parti Konya Milletvekili Hüsnü Tuna, AK Parti Muş Milletvekili Seracettin Karayağız, Rotterdam Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Hamit Karakuş, Feijeno-ord İlçe Belediye Başkanı Seyit Yeyden, Meram Restoranlar Yönetim Kurulu Başka-nı Erdoğan Yüce, Rotterdam Zuid Meram Restoran Ortağı Ahmet Bilgi, işadamları,

siyasiler, sivil toplum temsilcileri, Hollan-dalı ve Türk davetliler ile Meram Restoran çalışanları katıldı. Restoranın açılış

programın-da konuşan Meram Resto-ranlar Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Yüce, Amsterdam Oost semtinde 1996 senesinde ortağıyla ilk şubelerini açtıklarını belirterek, bugün itibariyle şube sayısını dörde çıkardıklarını söyledi.

Erdoğan Yüce, İkinci şubeyi Rotterdam West semtinde, üçüncü şubeyi Ams-terdam Bijlmer-meer semtinde hizmete açtıklarını belirtirken, bugün Rotterdam Zuid semtinde dördüncü şubeyi hizmete aç-manın mutluluğunu yasadıklarını dile getirdi.

Rotterdam Anakent Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb, “Böyle

MERAM RESTORAN DÖRDÜNCÜ ŞUBESİNİ AÇTIDAHA NİCE MERAM'LARA!

Meram CEO'su Erdoğan Yüce, "Me-ram Restoran, alkolsüz konseptte artık bir marka oldu. Bugün itiba-riyle 100 personel ve çok sayıda stajyer ile daha iyi hizmet verebil-mek için var gücümüzle çalışıyoruz.

güzel bir mekanın açılısının da. bölgede hem işsizlik açısından bir kazanım, hem de bölgenin refah düzeyinin yükselmesi ko-nusunda bir kazanım olacağını söyleyerek, Meram Restoranlar zincirinden övgüyle bahsetti. T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ, “Dördüncü şubesi olan bu işletme, gördüğüm kadarıyla çok hoş bir mekan olmuş. Bu şehirde Türk girişimci sayısının artması hakikaten çok önemli. Hollanda'da ekonomiye çok büyük katkıda bulunuyorsu-nuz. Türk mutfağının tanıtımına da katkı sağlıyorsunuz. Bizim mutfağımız dünyada Fransız ve Çin gibi en zengin mutfaklar-dan biridir. Bu noktada katkıda bulunduğunuz için sizlere ayrıca teşekkür ediyoruz. Daha nice Meramlara!” diye konuştu.

Zeybek folklorundan ör-neklerinin sunulduğu Meram Rotterdam Zuid açılısında, ko-nuklara Türk yemekleri ve Türk çayı ikram edildi.

Rotterdam Belediye Başkanı Ahmed Aboutaleb ve T.C. Rotterdam Başkonsolosu Esen Altuğ 'Bismillah' deyip kavurmaya el attılar.

MERAM RESTORAN ROTTERDAM-ZUID BÜYÜKLÜĞÜ VE İMKANLARI İLE GÖZ DOLDURUYOR

Açık büfe: Mezeler / Sulu yemekler / Izgara bölümü

Çocuk oyun alanı

Lale döner Fast food(Afhaal)

Manav

(R.G)

Nargile bölümü 45 kişilik

Toplantı salonu50 kişilik

Restoran bölümü 130 kişilik

Mutfak bölümü

Mikrofonun arkasına geçtiğimde salonu dolduran yüzlerce heyecan dolu bakış karşısında bir kaç saniye tepki gösteremedim. İlk defa böyle heyecanlandım. Kafamda kurduğum konuşma uçtu gitti. VEYİS GÜNGÖR [email protected]

Page 12: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 12NOVEMBER - KASIM 2010

Melkproducten

Tel : 010 290 72 77www.goremeayran.com

Doğal Lezzet

Ham

ur m

akin

esi

Broo

djes

pre

sser

Bakp

late

n

Dön

erli

fırın

Taşl

ı fırı

n

Strijkviertel 583454 PN De Meern

Tel: +31 30 666 76 76Fax: +31 30 666 76 99

www.bakhortech.eu

12 yıllık tecrübemizle fırın ve horeca

sektöründe hizmete devam etmekteyiz...

Ham

ur a

çma

mak

inas

ı

BAK-HOR-TECH

Page 13: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER13 NOVEMBER - KASIM 2010

‘OLANAKLARIN SANA GELMESİNİ BEKLEMEYECEKSİN’

Ufuk Kâhya (1988) Türk kültürü ve Den Bosch şehrinin ne-şesi ile ‘yoğrul-duğunu’ söylü-yor. Kariyerinin ‘mutluluk ve hu-zur hissiyatına’ yönelik olduğunu belirtiyor gelece-ğin kamu yönetici-si Ufuk. Den Bosch Belediye Meclisi’nin bir komisyonunda aktif şekilde yer alan Ufuk, gençlerin politik katılı-mı hakkında geniş çaplı bir araş-tırma yaptı.

“Yetiştirildiğim ve çok şey öğren-diğim Den Bosch şehrini seviyorum. Bu yüzden Den Bosch için isteyerek bir şeyler yapmayı borç biliyorum.” Bu da Den Bosch şehri için komisyon üyesi olmasının nedenlerinden birini oluşturuyor. Bu görevi hbo eğitimi Kamu Yöneticiliği’nin devamı olarak üniversitede okuduğu premaster (yüksek lisans hazırlığı) ile birlikte yürütüyor. Geleceğine dair kendi içerisinde önemli ve yerinde hedef-ler barındıran Ufuk, “bu hedeflere ulaşmakta bana yardımcı olabilecek olanakları kendim arıyorum” diyor.

Sosyal temalarOlanaklarını kendisinin arayıp

keşfettiğini tekrarla vurgulaması Ufuk’un hikâyesinde dikkat

çekiyor. Geleceğini be-lirlemesi konusunda zorlandığını belirtiyor olsa da, Ufuk kendisi için neyin önemli ol-duğunu çok iyi biliyor. “İnsanların ‘mutluluk

ve huzur hissiyatını’ il-gilendiren sosyal tema-lar beni bir başka türlü mest ediyor.”

Ufuk, kendi söyle-miyle, eskiden çok pa-

sif, beklentili ve utangaç bir tav-ra sahipti. “Tarih öğretmenimin bana İtalya’da gerçekleşen ve gençlerin tiyatro sahnesinde toplumsal problemleri anlat-tıkları bir uluslararası tiyatro projesine ziyarette bulunmayı teklif etmesiyle birlikte ben kendi kabuğumdan dışarıya çıktım.” Ufuk, atılgan olmasına vesi-le olan Tarih öğretmenine

sonsuz minnettar olduğunu söylüyor. “O andan itibaren pasif duruşuma veda edip, politika ve topluma daha fazla ilgi duymaya başladım.”

Kurtuluş FestivaliHbo eğitimi Kamu

Yöneticiliği’nden mezun ol-mak Ufuk’un ilk hedefi değildi. “Üniversiteye gitmeyi çok istiyordum ve bunun için propeudese dediği-miz yüksek okulun ilk yıl diploma-sı gerekiyordu. Üniversiteye hazır-lık için hangi eğitim dalını seçmem gerektiğini sormak niyetiyle Leiden Üniversitesi’ne gittim. Oradan aldı-ğım yanıt ise Kamu Yöneticiliği oldu.”

Fakat Ufuk eğitiminin yanı sıra bir çok değişik alanlarda da faaliyet gösterdiğinden, üniversite yerine hbo eğitimini tercih etti. Mezuniyet tezi araştırmasını Hollanda İçişleri Bakanlığı için Huis voor Democratie en Rechtsstaat (Demokrasi ve Hukuk Devleti Evi) diye adlandırılan proje ofisinde gerçekleştirdi. Ufuk’un araş-tırması mbo öğrencilerinin politik katılımları üzerine yönelikti. Ayrıca Ufuk her sene 5 Mayıs tarihinde Kuzey Brabant eyaletinde Kurtuluş Festivali’ni organize eden Noord-Zuid Bevrijdingsfestival’de (Kuzey-Güney Kurtuluş Festivali) bir kaç yıl yönetim kurulu üyeliğini üstlendi. Ufuk, 3 Mart 2010 tarihinden itiba-ren de GroenLinks (Yeşiller) politik partisinden Den Bosch Belediye Meclis Üyesi olarak görev yapıyor.

Kanıtlamak“Benim önemsediğim konu ise

bir kişinin olanakların ayağına gel-mesine beklememesi, ama bu ola-naklara ulaşması için kendisinin uğraş vermesidir. Ben kendimi kanıt-lamak istiyorum. Bunu hedeflerken olanaklar sana doğru gelmiyor, ak-sine, sen kendin bu olanakların üze-rine doğru gitmelisin.” Yeni kuşağa başarılı bir rol modeli çizen Ufuk ver-

diği bu tavsiyeyi İstanbul’da bulunan Hollanda

Konsolosluğu’nda çalı-şabilmek için de uygu-ladı. İnisiyatif sergileye-rek mektup yazdı ve işin

arkasını bırakmayarak takipte bulundu. Bu genç

nesile örnek olması ge-reken davranışının

neticesinde ise Ufuk, iş gö-rüşmesi için davet edildi.

Foto

: Ric

k Ri

nder

tsm

a

1968 yılında babam Fransa’ya gelmiş ve Michelin teker fabrikasında çalışma-ya başlamış. İki sene sonra Hollanda’ya göç edip, bir kaç işten sonra tekrar Den Bosch şehrinde bulunan Michelin teker fabrikasına girmiş. Nev-şehir, Kayseri, Sivas, Aksaray, Konya, Kastamonu, Samsun, Gaziantep ve daha nice yerler-den geldiler. Arzuları çalışıp, para biriktirip tekrar dönmek-ti. Senelerdir duyduğumuz, okuduğumuz satırlar bunlar.

İlk neslin yaşadıkları an-latmakla bitmez. Romanlara sığmaz. Film değil, çok sey-redilen dizi çekilebilir bizim ilk neslin hayatları hakkında. Bütün olumsuzluklara, zorluk-lara rağmen Hollanda’da yer etmişiz biz Hollandalı Türkler. Dernekler, vakıflar, camiiler, cemiyetler, kahvehaneler açıl-mış, 23 nisanlar, 19 mayıslar kutlanmış ve gençliğe yollar açılmış. Bu yol okumak, meslek sahibi olmak, iş adamı olmaları konusunda tavsiyelerle şeker-lenmiş ve bu şekerleri bulup, yiyebilenler şu an Hollanda’da yönetici kadrosu oluşturmak-ta. Bu konuyu daha önceki yazılarımda çok tekrarladım ama tekrarlamaya devam edeceğim. Memurlardan tut, doktorlara kadar; Hollanda toplumuna hiz-met eden herkesin geç-tiği dikenli ve çukurlu yolları gelecek nesle nakşetme-miz gerekiyor. Halen özgüve-ni olmayan, ben okuya-mam, ben başaramam düşüncesi olan genç ar-kadaşlarımız var. Bu gençlere fener olmaya devam etmeliyiz. Başarılı olan her gencin alnı öpülüp, göz önüne çıkarılmalı.

Mayıs ayın-da çıkarttığımız “Türk geçmişli, Hollanda gele-cekli” kitabın dağıtımı devam etmekte. Or-taokullarda okuyan genç-lere ulaş-

mak için ortaokullarla irtibata geçip, kitapta yer alan başarılı gençlerle birlikte bu okullara gidilecek ve konuşmalar, tartış-malar gerçekleştirilecek.

Yeni bir gelişme de Türkiye’den Erasmus progra-mı sayesinde gelen gençlerdir. Erasmus programı, yükseköğ-retim kurumlarının birbirleri ile işbirliği yapmalarını teşvik etmeye yönelik bir Avrupa Birliği programıdır. Kısa süreli öğrenci ve personel değişimi yapabilmeleri için karşılıksız mali destek sağlamaktadır. Bu programdan yararlanan genç-ler Türkiye’den gelip, Hollan-da’daki yüksekokul ve üniver-sitelerde okuyorlar. Aralarında kalanlar da var. Geçenlerde iki araştırmacı ile tanışma fırsa-tım oldu. Birisi Hollanda’da kanser enstitüsünde araştır-macı olarak çalışıyor, diğeri ise Utrecht’te mikro krediler ko-nusunda araştırmasını sürdü-rüyor. Türkiye’den ayrıca expat olarak gelenler de var. Bu ar-kadaşlar eğitimlerini bitirmiş, Türkiye’de iş tecrübesi edinip, Hollanda’ya çalışmak için gelen akademisyenler. Hollanda’da doğmuş ve şimdi başarılı olan

gençlerle, Türkiye’den gelenler arasında köprü kurulmalı. Bu zorlu ve fırsatlarla dolu bir gö-revdir. Yeni Nesil Vakfı olarak bu konuda adım

atmaya hazırız. Tek başımıza bunu

başaramayız. Türk öğrenci

dernekleri, TANNET,

İOT ve diğer va-kıflar bu konuda

çalısmalar yapacakların-

dan eminim. İlk neslin rü-

yası, gençlerimiz sayesinde gerçek-leşecek. İlk nesil çocuklarının ge-leceği için gurbet ellerine göç etti. Çocuklarının gele-ceği inşallah parlak olacak. Sadece bir farkla; Türkiye’de değil, Hollanda’da.

Türk Geçmişli, HollAndA Gelecekli

Erdinç Saçan was werkzaam als internet coördinator bij Corendon / Gomundo. Momenteel is hij in dienst bij Fonyts Hogescholen Eindhoven als docent ICT & Business. Daarnaast is hij voorzitter van Stichting De Nieuwe Generatie.

Ufuk Kahya

Voor de Nederlandse versie van dit interview kan het boek ‘Turkse afkomst, Nederlandse toekomst’ (‘Türk geçmişli, Hollanda gelecekli’) van Stichting De Nieuwe Generatie (‘Yeni Nesil Vakfı’) worden geraadpleegd. Zie voor meer informatie over het boek: www.turkseafkomstnederlandsetoekomst.nl

Metin:Özlem Keskin (Hukukçu)

İlk neslin rüyası, gençlerimiz sayesinde gerçekleşecek. İlk nesil çocuklarının geleceği için gurbet ellerine göç etti. Çocuklarının geleceği inşallah parlak olacak. Sadece bir farkla; Türkiye’de değil, Hollanda’da. ERDİNÇ SAÇAN [email protected]

Page 14: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 14NOVEMBER - KASIM 2010

RAHATI BAŞKA YERDE ARAMAYIN

RAHATI VE HUZURU AYAĞINIZA GETİRİYORUZ...

Amsterdam ve Rotterdam’daki toplamda 8000 m2’yi aşan

mağazalarımız ve güleryüzlü personelimizle haftanın 7

günü hizmetinizdeyiz. Gelin, almayı düşündüğünüz

ürünleri bütçenize göre ayarlamak için, önce bir

kahve içerek başlayalım...

mot

tom

edia

Amsterdam-West

Amsterdam-Oost

Rotterdam

ŞİMDİ

ROTTERDAM VE

AMSTERDAM’DA YENİ

AÇILAN MAĞAZALARIMIZLA

HİZMETİNİZDEYİZHİZMETİNİZDEYİZ

2500 m2

keyifle gezin

Page 15: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER15 NOVEMBER - KASIM 2010

ADACCOUNTANCY

A

mst

erda

men

Haa

g

rnhe

m

Mubarek Ramazan Bayramı’nın, herkese huzur, barış ve mutluluk getirmesini dileriz.

Bayramınız kutlu olsun.

www.ada-accountancy.nl

Als een cliënt een onderneming wilt starten komt degene regelmatig voor nieuwe verassingen te staan, waar u niet eerder aan heeft gedacht. Om de cliënt op weg te helpen om een succesvolle onderneming op te bouwen kan een accountancybedrijf goed van pas komen.

Verschillende

diensten en

de gehele

administratie voor

een all-in tarief

Wij bij ADA Accountancy zijn

gespecialiseerd in de mkb-

sector in Nederland en bieden

ondernemers in deze sector

graag onze hulp.

Door de jarenlange ervaringen

en expertise in het vak kunnen

wij u goed op weg helpen om

uw onderneming succesvol te

laten slagen.

ADACCOUNTANCY

A

ADA AMSTERDAM t.t. Vasumweg 18 1033 SC AMSTERDAMT +31 (0) 20 – 694 66 00F +31 (0) 20 – 694 18 [email protected]

ADA DEN HAAGHoefkade 875 2525 HC DEN HAAGT +31 (0) 70 – 427 43 57F +31 (0) 70 – 363 80 [email protected]

ADA ARNHEMBroekstraat 32 6826 PZ Arnhem T +31 (0) 26 389 53 77 F +31 (0) 26 443 71 [email protected]

“Bizim gücümüz sizin gücünüzdür”

www.ada-accountancy.nl

ADACCOUNTANCY

A

ADA AMSTERDAM t.t. Vasumweg 18 1033 SC AMSTERDAMT +31 (0) 20 – 694 66 00F +31 (0) 20 – 694 18 [email protected]

ADA DEN HAAGHoefkade 875 2525 HC DEN HAAGT +31 (0) 70 – 427 43 57F +31 (0) 70 – 363 80 [email protected]

ADA ARNHEMBroekstraat 32 6826 PZ Arnhem T +31 (0) 26 389 53 77 F +31 (0) 26 443 71 [email protected]

“Bizim gücümüz sizin gücünüzdür”

www.ada-accountancy.nlADA Accountancy

başarı yolunda

en iyi partneriniz

ADACCOUNTANCY

A

ADA AMSTERDAM t.t. Vasumweg 18 1033 SC AMSTERDAMT +31 (0) 20 – 694 66 00F +31 (0) 20 – 694 18 [email protected]

ADA DEN HAAGHoefkade 875 2525 HC DEN HAAGT +31 (0) 70 – 427 43 57F +31 (0) 70 – 363 80 [email protected]

ADA ARNHEMBroekstraat 32 6826 PZ Arnhem T +31 (0) 26 389 53 77 F +31 (0) 26 443 71 [email protected]

“Bizim gücümüz sizin gücünüzdür”

www.ada-accountancy.nl

Zichtenburglaan 31 -62544 EA Den Haag

Dock vakfında aktifim, cevrede neler olup bittiğini biliyorum, etraftaki insanlarla konuşup olan olaylar veya so-runlar olursa neler yapabileceğime ba-kıyorum. Çevredeki insanları birbirleri-ne yardımcı olmaları için, ve bir birleri ile temasa geçmeleri için teşvik etmeye çalışıyorum. Mesela Aile içi şiddet hak-kında bilgilendirme toplantıları veya güzel bir barbekü düzenliyorum. Bir senedir gönüllü ola-rak çalışıyorum ve ortalama 16 saatimi alıyor bu çalışmalar.

De Brug vakfında muhase-beci asistanı olarak çalışıyorum. 9 yıldır Hollanda’dayım. Impuls’in sitesini in-celerken gönüllülük bazında yapılan işler olduğunu gördüm. Haftada ortalama 5 kadını ziyaret ediyorum ve yar-dımcı oluyorum; en büyük problemleri dil sorunu mesela. O kadınları anlıyo-rum, aileye bağımlı olmak, dili bilme-mek çok zor. Onlarla Türkçe konuşuyo-rum ve tavsiyeler veriyorum. Haftada iki günümü Impuls’e ayırıyorum.

1989'dan beri Hollanda’dayım, bir kaç senedir gönüllü olarak çalışıyorum. STOC ile oğlumun okulu aracılıyla tanış-tım, ailelere katılım kursu veriyorlardı. Yönetime başvurup STOC’ta çalışan gö-nüllülere danışmanlık yapmaya başladım. Çocuklara okul ha-yatlarında ek destek veriyoruz. Şu an yöne-timdeyim, etkinlikleri koordine ediyorum, çocuklara ve Hol-landalılara Türkçe dersleri, bilgisayar ve folklor dersleri veriyo-rum. On dört yıldır full time gönüllü olarak çalışıyorum.

Favori Gönüllünüzü seçin!NİEUW WEST’İN GöNÜLLÜ öDÜLÜNÜ KİM KAzANACAK? 18 kasıma kadarda favorinize oy verebilirsiniz. Aşağıdaki gönüllerin neler yaptığını okuyabilir ve websitesinden oyunuzu kullanabilirsiniz: http://www.vca.nu/kampioenen/index.html

Funda Uçar (21) Naime Yıldırım (41) Fatma Sarı (30)

NOSTALJiK

Ali İhsan Ünal: SPIOR kurucu ve yöneticisi. Kuruluş aşamasında 2,5 yıl çaba sarfetti.

Bir mihrap önü. Rotterdam Volkenkunde Müzesi'nde o yıllarda bir İstanbul festivali organize edilmişti. Hollandalılar'a göster-mek küçük bir mescit inşa etmişlerdi.

Yıl:1993

1993 yılında Bülent Türker'in Hotel Inntel'de düzenlemiş olduğu eğlence gecesinden bir görüntü

1

2

34 5

6

78

9

Yıl:1991 Alaattin Erdal: SPIOR'ün yöneti-mindeydi. Siyasete yeni başladığı dönemler.

Fahri Demir:HDV Başkanı ve Din Hizmetleri Müşaviri. 1988-1992 arası görev yaptı.

8Metin Yazarel: İşadamı, Vakıf reizen sahibi.

1 Kim olduğu bulunamadı

7Mustafa Uçman: Uçman Reizen ve tekstil işletmecisiydi

6Bülent Türker o zamanlar Garanti Bankasında calışıyordu ve

sonraları DHB'ye geçti.

5Abdullah Güven HTİKB Genel Başkanı. Dernekte yönetici.

4Ali İhsan Ünal: SPIOR'un kurucu ve genel koordinatorü.

3Muhammed Abu Leil:Filistin dernek başkanı

2Arif Yakışır: SPIOR'de müdür muavini. TIKDF yönetici

9Rotterdam Gültepe Camii Başkanı Sürmeli Muratoğlu.

(Topluma çok hizmetleri dokundu, şu anda Rahmetli)

Yıl:1993 ve...

Fotoğrafları bizimle paylaşan Ali İhsan Ünal'a teşekkür ederiz.

HABER Gazetesi'nin Ekim sayısında

manşetten yayınlamış

olduğumuz COŞKUN NEREDEN

KOŞUYOR? haberi üzerine

okuyucularımızdan çok sayıda

telefon ve olumlu tepki aldık.

Coşkun Çörüz'e bizzat ulaşıp

veremediğiniz mesajları

gazetemize mail ya da posta yoluyla ulaştırın, Aralık sayımızda

yayınlayalım...Tabii ki Coşkun

Çörüz'ün de cevap verme hakkı mahfuzdur.

Bugünlerde tam da koalisyon karşıtı olan insanların kaygı noktaları gerçek-

leşiyor ve Göç ve Mülteciler Bakanı olarak atanan eski Maastricht Belediye

Başkanı Gerd Leers, Geert Wilders'ın makamına çıkıp icazet alması gere-

kiyor. Hollanda medyası bunu normal bir haber biçiminde verirken, bunun

yanlışlığını sorgulamaması da endişe verici bir durum olarak öne çıkıyor.

PVV'nin şimdilik parkeden bir aracı sabitleyen bir takoz işlevini görmesi,

aynı zamanda en büyük rizikoyu da içinde barındırıyor. Zaten istikrarsız olan

sosyal gidişat ve ekonomi üzerindeki Demokles'in kılıcı, bu koalisyonun öm-

rünü fazla uzun kılmayacak gibi.

OMBUDSMANPIETER HILHORST

"Spor ve Sanat çok kolay iletişim kurDurur"

HaBerÖZeL

Kapınızın önündeki sokaktan, yasak olduğu halde, kamyonlar mi geçiyor? Belediye’ye yaptığınız başvuru dilekçesini saçma bir neden yüzünden ret mi edildi? Çocuğunuz VMBO-T’den Havo’ya geçmek istiyor, ve okul geçiş için aşırı derecede yüksek puanlar mi istiyor? Bu tür, ve buna benzer diğer konularda, kendi itirazınız sonrası hala haksız yere haksız konumunda iseniz, Ombudsman'a başvuru yapabilirsiniz.

...VE IRKÇI HAYALET, HÜKÜMETE TAKOZ

» Sayfa 22

» Sayfa 14

COŞKUN NEREDEN KOŞUYOR?

Şimdiye kadar spor say-famızda genelde futbol ağırlıklı haberlere yer verdik. Bu sayımızda Hollanda'da spor haberlerinde geniş yer verilen, tüm şampiyonalarda madalyalar kazanılan ve Hollanda'da çocukla-rın ve gençlerin yönel-diği yüzme sporuna değindik.

ŞiKAYET ETMEYiBiLMiYORUZ

Azınlık Koalisyonu'na 'evet'in 1,5 milyon PVV seçmenine saygının bir ifadesi olacağını açıklayan Coşkun Çörüz muhaliflerin kay-gılarının yersiz olduğuna vurgu yaptı. Coşkun Çörüz'ün "Koa-lisyon protokolünde bir defa bile İslam sözcüğü geçmiyor" şekliyle yaptığı zayıf savunma ve bununla CDA delegelerini ikna edebilmesi, etnik kökeni gözönünde bulundurulduğunda, kendi insanları adına konuş-tuğunu düşündüğü, realist bir politikacının bakış açısına denk düşmüyor.

Liberal Başbakanla Yola Devam

» 11’de

VEYİS GÜNGÖR

Wilders'in ayağını öpenler

» 13’te

ERDİNÇ SAÇAN

Yeni kabine ve bizler

» 9’da

SEDAT ÇAKIR

Batı Avrupa’da neler oluyor ?!

» 7’de

AYHAN TONCA

İkilemimiz

» 5’de

‘Başarılı olmanın yolu kararlılık ve cesaretten geçer’

"Kendine pasif rolünü yakıştırma. Uzun ve kısa vadeli hedefler belirle ve bunları yorumla; belirlediğin hedeflere neden ulaşıp ulaşamadığını kendi kendine sor. Yüksek gördüğün kişilere yaklaşmakta da cesaretli ol, çünkü başarılı olmanın yolu kararlılık ve cesaretten geçer"

Çocukluktan itibaren ne yőnde kariyer yapacağını bilen Çiğdem Öztürk (1981) sağlıkla alakalı her konuya ilgi duyuyor ve buna yőnelik televizyon programlarını da özve-riyle izliyordu. Şimdi ise Universitair

Medisch Centrum Groningen’de (UMCG (Üniversite Sağlık Merkezi Groningen)) görev alıyor.

Metin:Özlem Keskin

INCEPTION: BU BiR RÜYA MI?Inception son zamanlarda sinemaya uğramış en iyi film. Günümüz sinemasının en yetenekli yönetmenlerinden olan Christopher Nolan'ın başarılı bir çalışması olarak gündeme oturan bu filmi Hollanda'da film izleme ve değerlendirmelerine güvendiğimiz 3 otoriter isimle konuştuk.

Sebahat Yurdişen (42) Arnhem Proje Menajeri

Zekeriya Açkalmaz (53)Rotterdam HDV Koordinatörü

Bayram Başaran (53) Rotterdam Kaynakçı

İbrahim Ölmez (51)Leidenİşletmeci

Yasin Akın (50) Den HaagBelastingambtenaar

Belgin Hijberink (41) Woerdenİşletmeci

Nermin Altuntaş (45) Den Haag Kadın vakfı müdiresi

Vehbi Kılıç (47)TielEsnaf, mobilyacı

KRALiYET ÖDÜLÜNE NEDEN LAYIK GÖRÜLDÜLER?Hollanda'da her sene verilen Kraliyet Nişanı'na bu yıl toplam 19 Türk de layık gö-rüldü. Ülkenin değişik kesimlerinde toplum yararına yaptıkları gönüllü çalışmalardan dolayı ödüle layık görülen Türkler'e nişan-ları bulundukları bölgelerde düzenlenen çeşitli törenlerle takdim edilmişti. Ülke ge-nelinde her yıl 30 Nisan'da kutlanan Kraliçe Günü'nde dağıtılan nişanları bu yıl toplam 3 bin 746 kişinin almaya hak kazanmıştı. Leiden'daki fahri Türk Konsolosluğunun biraraya getirdiği kraliyet nişanı sahibi 11 Türk'e neden bu ödüle layık görüldüklerini gazetemizin iç sayfalarında okuyabilirsiniz.

Parti ileri gelenleri ve üyelerin red oyu verilmesi için verdikleri mücadeleye

rağmen, CDA’nın tek müslüman milletvekili Coşkun Çörüz kongrede söz

alarak ‘evet’ denmesi gerektiğini savundu.

Konuşmasının sonunda ‘evet’çile-rin ayakta alkışladığı Çörüz’ün ne-den bu tavrı aldığı bir çok üye ta-rafından bir türlü anlaşılamazken, kamuoyunda Coşkun Çörüz'ün koalisyon hükümetinden iyi bir koltuk beklediği konuşuluyordu. CDA Genel Kongresi'nden önce kendi parti merkez kurulunun kendi içinde yaptığı ve yaklaşık 15 saat süren kongreye hazırlık görüşmesinde, çok uzun süren tartışmalara son noktayı, Maxime Verhagen topu tamamıyla Coşkun Çörüz'e atarak koydu.

Kişisel olarak "Coşkun, sen istemez-sen bu koalisyon kurulmayacak, son kararın nedir?" diye sorması üzerine, Coşkun Çörüz PVV destekli bu koalis-yona 'apaçık evet' dediğini açıklamıştı bile. Coşkun Çörüz'ün evet'i üzerine Maxime Verhagen artık koalisyonun kurulacağından emin şekide CDA kongresine gidiyordu. Daha kong-re gününde, Maxime Verhagen'ın Geert Wilders'a, Almanya'da yaptığı

konuşmasında İslam düşmanlığı içeren eylemlerinde başarılar dilediğini yaz-dığı SMS'i, Hollanda basınında da çok normal birşey gibi yazıldı, çizildi.

ZAYIF SAVUNMAKOLTUK BEKLENTİSİ VAR MI? KOALİSYONA APAÇIK EVET

» 16'da

» 10'da

» 13’te

» 4'te

» 4'te

» 6'da

HABER Gazetesi’nin bu sayısında siz değerli okurlarımız için yeni köşemiz YEMEKNAME'ye devam ediyoruz. Bu defa da aşama aşama Ali Nazik tarifi veriyoruz, hem de davet ettiğimiz davetlilerin, yemek konusundaki görüşlerini alıyoruz. Her sayımızda

farklı aşçılar tarafından hazırlanan farklı zevkleri beğeninize sunacağız. YEMEKNAME, aynı zamanda bir network event gibi farklı sektördeki insanlarımızı buluşturup tanışmaları için bir aracı olacak. Ali Nazik hazırlayan aşçımız: Nazar'ın Mehmet Ustası. Davetlilerimiz: Nafize Şener, Zafer Apak, Adnan Şahin ve Deniz Sezer.

YEMEKNAMEFaDime ÖRGÜ

Bosna Hava Yollarının almış olduğu yeni bir karar doğrul-tusunda 1 Aralık’tan itibaren Amsterdam-Sarayova direk uçuşları gerçekleştirilecek. Hem Hollanda‘daki Bosnalı-lar hem Bosna’ya gezi amaçlı gitmek isteyenler için yeni bir fırsat doğacak. BH Airlines Amsterdam-Sarajevo hattında hafta da 3 frekans uçuşlara başlayacak. Uçuş süresinin 2 saat 10 dakika olacağını söyleyen yöneticiler "Herşey dahil, gidiş dönüş konsepti ile satışa çıkartılacak olan biletlerin fiyatları 139 euro'dan başlayacak." dediler.

Bosna-Amsterdam uçuşları başlıyor

Fadime Örgü: "Son üç yıldır medya, tv proğramları ve

özellikle siyaset ve şirket yöneticiliği olan kişilere danış-

manlık, yol gösterme konusunda çalışmalar yapıyorum."

BESTE KRANT VAN NEDERLAND

EKiM 2010 OKTOBER yıl:1 Sayı: 9

HOLLANDA’NIN EN İYİ GAZETESİ

HABERhaber•nl ISSN:1879-9981

HABEROplage:13.000

32 pagina’snr. 9

[email protected]

Page 16: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 16NOVEMBER - KASIM 2010

www.anadoluline.nl TürkiyeYıldırım Reizen

Bu yıl Hollanda’dan Hollanda Diyanet Vakfı aracılığıyla Hacca gidecek hacı adayları altı kafile ha-linde Amsterdam Schiphol havaa-lanından hareket ettiler. Hollanda Diyanet Vakfı Hac organizesiyle bu yıl yaklasik 1000 kişi hacca gidi-yor. Kafilelere 32 din görevlisi ve bir Organizasyon sorumlusu olmak üzere toplam 33 din görevlisi reh-berlik ediyor.

İkinci kafile hacı adaylarının Amsterdam Schiphol havalimanın-dan uğurlanması sırasında küçük bir tören düzenlendi.

Din Hizmetleri Müşaviri Bülent Şenay, konuşmasında hacı aday-larına sağlık sıhhat içerisinde bir yolculuk diledikten sonra, “Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde oraya yol bulmaya gücü yetenlere haccı farz kıldığını buyuruyor. Sizler bunun müjdesine ermek üzere yola çıkı-

yorsunuz. Sizler inşal-lah Kabe’ye vardığınızda Kabe’yi sol tarafınıza alarak tavafa başlayacak-sınız. Bu kalbinizle Kabe ara-sına başka hiçbir şeyin giremeyece-ğini sembolize ediyor. Orada olumsuzlukları değil, güzellikleri arayacaksınız. Başkasında kusur aramayacağız, Haccın bir “gezi” ol-madığını hatırlayıp konfor peşinde olmayacağız. Doya doya ve duya duya hac ede-lim. Az kelam,

çok tefekkür. Seyrediniz, temaşa ediniz, kendinizi, içinizdeki sesi dinleyiniz. Tövbe-istiğfarı arttırınız. Rasulullah’a selam ve hürmetimizi arz ediniz. Allah devlete millete zeval vermesin” dedi.

HOLLANDA’DAN HACI ADAYLARI KUTSAL BELDEYE HAREKET ETTİ

NIF Güney Hollanda 2010 yılı hacı adayları Amsterdam Schiphol havaalanından, yakınları tarafından uğurlanırken sevinç ve hüznü bir arada yaşadılar. Bazıları ikinci üçüncü kez giderken geride kalanlar yakınlarını göz yaşları içinde yolcu ettiler. Hollanda İslam Federasyonu başkanı Mehmet Yaramış hacı adaylarına kısa bir konuşma yaparak iyi yolcu-luklar diledi. Kabul olunmuş bir hac farizasını yaparak geri dönmelerini temenni etti. Bölge Hac Organizasyonu olarak olarak hacı adaylarının tüm işlemlerini eksiksiz yaptıklarını bu konuda herkesin rahat olmasını söyleyen Yaramış "Efen-dimiz, kim kabrimi ziyaret ederse beni sağlığımda ziyaret etmiş gibidir buyurmaktadırlar. O nedenle sizler gittiğiniz yerin kıymetini iyi algılayın ve peygamber efendimizin sizin selamınızı alıp size selam vereceğini anlamaya çalışın. Kısa-ca ibadetinizi şuur ve huşu içinde yapın’ dedi. Bu yıl uzun kafile olarak giden bu hacıların sayısı 190. Bu hacı adayları kasım sonunda geri dönecekler.

Törene HDV Yönetim Kurulu Başkanı ve Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay da katılarak hacı adaylarına ve onları uğurlamaya gelen yakınlarına bir konuşma yaptı.

Törene HDV Yönetim Kurulu Başkanı ve Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay da katılarak hacı adaylarına ve onları uğurlamaya gelen yakınlarına bir konuşma yaptı.

FOTOHABER

Her ay periyodik olarak düzenlenen fasıl programının ikincisinde davetliler müziğe doydular. Rotterdam’da kısa adı STOR olan Rotterdam Türk Esnaflar Kulübü lokalinin organize ettiği Türk Sanat Müziği gecesine ilgi çok oldu. STOR’un işletmecisi Mustafa Bayram’ın organizasyonunu üstlendiği Türk Sanat Müziği fasıl programı sabahın geç saatlerine kadar sürdü.Programın açılışını yapan İstanbul Fasıl Grubunun seslendirdiği Türk Sanat Müziği eserlerine salondaki davetlilerde toplu olarak eşlik ettiler. Daha sonra sahne alan genç solist Kemal Samat yeni çıkaracağı CD’sinden örnekler sunarak programını sürürdü. Akşamın ilerleyen saatlerinde ise sahneye Türk Halk Müziği sanatçısı Tülin Yılmaz çıktı. Gece ilerleyen saatlerinde sahne alan Hollanda’nın tanınmış fantezi müziği sanatçılarından Tuğçe bir birinden güzel hareketli parçaları seslendirdi. Programını geç saatlere kadar sürdüren sanatçıya fasıl gecesine katılan misafirlerde podyuma çıkıp oynayarak eşlik ettiler. Gece boyunca müziğe, eğlenceye, oyuna doyan misafirler halay çekmeyi de ihmal etmediler.

Hollanda’da yerleşik olan Bosnalı toplumun oluşturduğu ‘Hollanda Bosnalılar Platformu’, ‘Hollanda Türk Demokratlar Birliği’, ‘Komfortours’ ve ‘Türkevi’ tara-fından ilk kez düzenlenen ‘Bosna Kültür Akşamı’ programı yoğun ilgi gördü.

Amsterdam’daki Palet Salonunda ger-çekleşen Bosna Hersek Kültür Akşamına T.C. Den Haag Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, Den Haag Turizm Ataşesi Ahmet Temurci, THY Hollanda Mü-dürü Metin Gözüaçık, UETD Koordinatörü Mikail Güneş, SMHO Başkanı Yalçın Yağcı, Bosna Hava Yolları Genel Müdür Yardımcısı Okan Uluocak, KomforTours Hava Yolu şirketi Sahibi ve gecenin ana sponsoru Os-

man Çelik, HOGİAF İkinci Başkanı Vecih Er, HTİKDF Başkanı Arif Yakışır, Türk-Boşnak ve Hollandalı davetlilerden oluşan 500 davetli katıldı.

Programın orga-nizatörlerinden UETD Hollanda (Hollanda Avrupa Türk Demokratlar

Birliği) adına başkan Veyis Güngör, Bosna adına Hollanda’da böylesi bir programın ilk kez düzenleniyor olmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti.

Bosna gecesine, Amsterdam’da etkin olan Grup Tevazu, ilahilerle geceye manevi hava kattı. Programın sonunda yapılan çekilişte 2 katılımcı Bosna’ya bedava bilet kazanırken, bir katılımcı da İstanbul’a uçak bileti kazandı.

Amsterdam’da çokkültürlü Bosna Gecesi

Utrecht’te Türk Eğitim Vakfı, Hollanda’daki Türk çocuklarının Türkçe eğitimi ile ilgili bir toplan-tı düzenlendi. Toplantıya konuş-macı olarak Profesör Mehmet Akşit, araştırmacı yazar Bülent Türker, Türkolog Osman Sarıkaya ve Hollanda Türk Yazarlar Birliği Başkanı yazar Sadık Yemni ko-nuşmacı olarak katıldı. Deventer Başkonsolosu Nihat Erşen ve IOT müdürü Ahmet Azdural’ın da iz-lediği toplantıya ve birçok dernek

üyesi ve 100 civarında vatandaş katıldı.

4 saate yakın süren toplantı-dan sonra üç konuda komite ku-rulması kararlaştırıldı. Buna göre velilerin CD’ler aracılığıyla Türkçe konusunda aydınlatılacak, Türki-ye öğretmen gönderme konusun-da ikna edilecek. Hollanda’nın her yerinde Türkçenin geliştirilmesi konusunda daha düzenli yapılar kurulması da komitenin çalışma alanı olarak belirlendi.

Utrecht’te Türk çocukların eğitimi masaya yatırıldı

TÜRK SANAT MÜZİĞİ SEVENLER MÜZİĞE DOYDU

Page 17: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER17 NOVEMBER - KASIM 2010

OU H

’dan başlayan fiyatlarla

İkram dahildir

49€www.yildirimreizen.nlYıldırım Reizen KONYA - ELAZIĞ - SİVAS

DİREKT UÇUŞLARIMIZ DEVAM EDECEKTİR

MottoM

edia

Rotterdam’lı gençler artık boş vakitlerini değer-lendirmek için kısa adı STOR olan Rotterdam Türk Esnaflar Kulübü lokalinde açılan ‘Karadeniz Halk Oyunları’ (Horon) kurslarına katılıyor.

Konu ile ilgili olarak görüşlerini aldığımız Rot-terdam Karadeniz Folklor Ekibi yöneticisi Ahmet Aydemir, “Biz bir görev yüklendik. Türkiye’mizi ve güzel sanatlarımızı tanıtmak için bir Karadeniz folk-lor ekibi oluşturduk ve bunu uygulamaya başladık. Şuan için 25 kişilik bir üyemiz oldu ve kurslarımızı başlattık. Çalışmalarımız sadece folklor olmayacak, bunun yanısıra futbol ve el sanatları üzerine de kurslar düzenlemeyi düşünüyoruz.” dedi.

Kendisi de diğer yöneticiler gibi Karadenizli olan STOR’un işletmecisi Mustafa Bayram da, kurslara başlayalı henüz çok olmamasına rağmen ilginin gü-zel olduğunu belirterek, “Çok fazla duyuru yap-mamamıza rağmen 25 kişilik bir üyemiz oldu. Kemençe üstadı Coşkun İşçi ve Nejdet Kumaş ile birlikte yakın bir zamanda çok daha geniş bir ekip oluşacağını umut ediyoruz. Kurslarımıza katılmak isteyen gençlerimizin bizlere müracaat etmelerini bekliyoruz.” ifadesini kullandı.

Rotterdam’daki Groofstroomstraat 71 numa-rada bulunan STOR lokalinde kurslara katılmak isteyenler bu hizmet ve kıyafetlerin ücretleri karşılı-ğında katılım ücreti olarak bir defaya mahsus 100 euro ödeyecekler. Kurslar her pazar günleri saat 15.00’te başlayıp, 17.00’de sona erecek.

Horon kursları start aldı SERi iLANLAR

Kampanya boyunca 2010 yılı sonuna kadar, ilanlarınızı ücretsiz yayınlıyoruz.

Mail: [email protected]

Murat ÖzkurtTel: 0653 87 58 19

Deuren Ramen

Kozijnen Wand- &

Plafondafwerking Meerpunt sluiten Aan- & opbouw

AftimmerenRenovatie Dakkapel

KLUSSENBEDRIJFMUFA

TEMİZ SU HAYATTIR.Evinizde, işyerinizde

ücretsiz, SU arıtma cihazı tanıtımı için arayınız.

Hollanda’nın her yerinde sunum yapılır.Saadet Hanım 0644-653 961

[email protected]

SU ARITMA CİHAZI

GALAXYBIKE FIETS REPARATIEWij repareren alle soorten fietsen voor lage prij-zen. Wij komen uw fiets ophalen,repareren en terug brengentel:0313-419163Mob:0642048297Adres: Dr.kuyperstr.7 Dierenvoor meer info kijk naar www.galaxybike.com

Boşanan çiftler için arabuluculuk ve danışmanlık hizmetleri verilir. Geniş bilgi için: Mediation @ Potentia legiswww.potentialegis.nlTenzile Erdal, mediatorTel: 0650-520 457

ARABULUCULUK HİZMETİ

Üniversite okuyan öğrencilerden, Venlo ve çevresinde VMBO, HAVO, VWO ve MBO öğrencileri-ne özel ders verilir. Saat ücreti 10 euro’dur. Grupla gelen öğencilere indirim yapılır.

Daha fazla bilgi için GSM: 06-18477462

ÖZEL DERS (bijles)

Heb jij ook een feestje?Maak dan een afspraak Voor de mooiste hoofddoekmodellen en achtergronden van bruidstafels

[email protected]

Bayilikler vermekteyiz, ilgililerin dikkatine sunulur.

Pek yakında online olarak ta siparişlerinizi verebilirsiniz.

Sağlıklı yaşam için artık ATC Organik cörek otu yağı

BIO sertifikatlı olarak HOLLANDA'DA

Siparişleriniz için 06 43 90 54 09

"The Global Selection", 5 iplikli Az kullanıldı, hic problemi yok!Global Motor Switch Type NS OV-616-550 /10A-250 V /5A-400 V Made by Kingtex, Seri no: 025005Fiyatı: €750Tel: 0650 - 67 06 50 Durmuş Ali Gülcü

Lok sanayi makinesi

İŞTE FACEBOOK'TAKİ TOP 10 LİSTESİ: 1. FC Barcelona (İspanya) - 6 milyon 269 bin 2. Real Madrid (İspanya) - 5 milyon 282 bin 3. Galatasaray - 4 milyon 622 bin 4. Manchester United (İngiltere) - 4 milyon 287 bin 5. FC Liverpool (İngiltere) - 3 milyon 171 bin 6. Fenerbahçe - 3 milyon 111 bin 7. FC Chelsea (İngiltere) - 2 milyon 324 bin 8. FC Arsenal (İngiltere) - 2 milyon 147 bin 9. Beşiktaş - 1 milyon 951 bin10. AC Milan (İtalya) - 1 milyon 676 bin

Facebook'ta en fazla hayranı olan ilk 20 futbol kulübü arasına Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Bursaspor da girmeyi başardı. İlk 10'da kendilerine yer bulan İstanbul kulüpleri, dünya devlerini de geride bıraktı. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş arasındaki ezeli rekabet bu kez de popüler sosyal paylaşım sitesi Facebook'a taşındı. Futebolfinance.com adlı futbol portalının haberine göre Facebook'ta en fazla hayranı olan futbol kulüpleri arasına girmeyi başaran iki takımdan Galatasaray, 4 milyon 622 bin hayran sayısına ulaşarak 3'üncü sırada. Fenerbahçe ise 3 milyon 111 bin hayranıyla Facebook sıralamasında 6'ncı durumda. Böylece iki Türk kulübü, aralarında Chelsea, Arsenal ve Milan'ın da bulunduğu dünyaca ünlü pek çok kulübü geride bırakmayı başardı. Sıralamada 9'uncu olan Beşiktaş'ın 1 milyon 951 bin hayranı bulunuyor. Trabzonspor'da ise durum biraz karışık: Kulübün resmî web sitesinden yönlendirilen "Trabzonspor Official" adlı sayfanın 52 bin hayranı bulunurken, Trabzonspor Portal ve adı Trabzonspor olan çeşitli sayfalar toplandığında üyse sayısı 500 bine ulaşıyor. Ancak bu sayfalar dağınık olduğu için Trabzonspor ilk 20 listesine dâhil edilemiyor. Top 20 listesinin bir diğer Türk üyesi de 253 bin hayranıyla 17'inci sırada olan Bursaspor.

Almanya'ya göre ABD'nin ekonomi modeli derin krizde

İtalya'da mini eteğe yasak geldiAvrupa Parlamentosu

raportörü Ria Oomen-Ruijten, Türkiye’de hükümet, muhale-fet ve sivil toplumla bir araya gelerek, siyasi kutuplaşmanın son bulması, AB reformlarının hızlandırılması çağrısında bulunacak. Öte yandan AB Genişleme Komiseri Stefan

Füle AB katılım müzakerelerini tamamlamış ve AB politikalarına uyum sağlamış Avrupalı Türkiye’nin AB halkları tarafından memnuni-yetle kabul edileceğini ekledi. Füle Mart ayında Türkiye'yi ziyaret etmiş, politika ve iş dünyasının temsilcileri-ne Türkiye'nin AB üyeliğine yönelik destek mesajlarını iletmişti.

Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble, ABD'nin benim-sediği ekonomik modelin derin bir kriz içinde olduğunu söyledi. Wolfgang Schauble, Amerikan Merkez Bankası'nın, Haziran ayına kadar ülke ekonomisine 600 milyar dolar pompalama kararı almasına tepki gösterdi.Almanya Başbakanı Angela Merkel de, ABD'nin ülkelerin verdikleri ticaret fazlası sınırlamaya yönelik önerilerini reddetti.

Yerel yönetimin yap-tığı düzenleme, sayfiye beldesi olan Castellam-mare di Stabia'da mini etekle düşük belli kotla ya da dekolte giysilerle dolaşanlara, 25 ila 250 Euro arasında para cezası kesilmesini öngörüyor.

AB, Türkiye’de kutuplaşmanın son bulmasını istiyor

ATA HORECA YENİ ADRESE TAŞINDIESKİ ADRES: ROSBAYERWEG 194 1521 PT WORMERVEERYENI ADRES: TIMMERWERF 71 1969 NJ HEEMSKERKPostalarınızı ve ziyaretinizi yeni adresimize bekliyoruz.ATA HORECA

Te koop zwarte Yamaha Aerox uit 2008Kmstand 13.000 kmMotorisch en elektrisch in orde,

Altijd goed onderhouden.Onlangs vervangen: * Nieuwe remblokjes * Nieuwe uitlaatpakking * Nieuwe demperwolDe scooter gaat ongeveer 75-80 op teller.Uitlaat is Doppler S3R Chrome uitlaat.1 Liter op de 30 km. Helm/Slot/2 sleutels van de slot/4 sleu-tels van de scooter. Al met al een goede scooter, zowel motorisch als elektrisch.

Vraagprijs is €1250 inclusief allesTel: 0639-361783

Diyalog için Hrıstiyanlık-İslam sözlüğü

İslam dünyası ve Hrıstiyanlık arasında karşılıklı an-layışın geliştirilmesi için çaba gösteren ilahiyatçılar, dini kavramların daha kolay anlaşılabilmesi amacıyla, Al-manca-Türkçe yeni bir sözlük üzerinde çalışıyor. Projede görev alan hrıstiyan din adamları ile Türkiye'den gelen müslüman araştırmacılar, kendi dinlerine ait kavramla-rı, her iki dine mensup kişilerin de anlayabileceği şekil-de açıklamaya çaba gösteriyor. Almanya'da Eugen Biser Vakfı'nın önayak olduğu çalışmada, biri kadın, diğeri er-kek iki Türk uzman, Münih Üniversitesi Katolik İlahiyatı Fakültesi'nde çalışmalarını sürdürüyor.

AQUAawz

Su arıtma kazandır-maya devam ediyor.Hollandan'ın her ye-rinden satış temsilci-

leri aramaktayız.Beraber çalışıp

beraber kazanalım istiyoruz. Arayın

görüşelim. Tel.: 06 223 87882 İbrahim Efetaşkın

Hasan KaramanYetkili Acenta

7/24 hizmetinizdeyiz...

Tel: 077-354 82 56GSM: 0628-494 308

e-mail: [email protected]

Hollanda ve Almanya’dan Türkiye’nin her noktasına

uçak bileti temin edilir

Page 18: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 18NOVEMBER - KASIM 2010

Yandaki bilgileri eksiksiz doldurup aşağıdaki e-mail ya da posta adresimize verilerinizi ulaştırdığınızda aboneliğiniz başlatılacaktır.

Posta adresi:HABER Laan op Zuid 4743071 AB Rotterdam

[email protected]: 010 -2 900 900

HABER Gazetesi Abone FormuAdı - Soyadı / (Naam): Cep Telefonu / (Mobiel):

Adres / (Adres): Doğum Tarihi / (Geboortedatum):

E-posta / (E-mail):Posta Kodu / (Postcode):

Şehir / (Woonplaats):

Banka no / (Rekeningnummer):

Tarih / (Datum):

İmza / (Handtekening):

Yıllık abone bedeli olan 19,- EURO’nun 1 defaya mahsus olmak üzere yan tarafta yazılı olan banka hesabımdan çekilmesine onay verdiğimi beyan ederim.

Ondergetekende verleent hierbij tot wederopzegging machtiging aan:HABER om een bedrag af te schrijven van 19,- EURO eenmalig.

indien u het niet eens bent met de afschrijving, kunt u

binnen 30 dagen uw bank om terugboeking verzoeken.

rakamların gücü

Nafize Şener consultancy (danışmanlık) ve proje yöneticiliği yapmaktadır. Şu an Çalışma Bakanlığı’nın finanse ettiği Landelijk Netwerk Diversiteitsmanage-ment projesinde çalışmakta. İş ve ticarette paylaşım için kurulan The Networ-King Turkey uluslararası organizenin lisans sahibesidir.

Mrs. Virginia Valian, ’Why so slow’ (‘Neden bu kadar yavaş’) adlı kitabında kendi araştırma-sını ele almış. Cinsiyet, irk, yaş, değer ve düşünceler bakımından rakam olarak azınlıkta olmanın sonuçlarını anlatmış ve işyerle-rinde neden yavaş yükseldikleri-ni anlatmış. Örneğin bir işyerin-de yönetim kurulunda dokuz’u erkek ve bir’i bayan olunca, yani bayan olarak azınlıktaysan, Mrs. Virginia’nın dediğine göre bu du-rumda bayan’ın yaptığı hareket-ler diğer erkeklerin hareketlerine göre daha negatif algılanıyormuş. O atmosferin kültürünü rakam olarak çoğunlukta olan belirli-yormuş. Aynı şekilde ırk olarak azınlıktaysanız yine rakam’ın gücü cereyan ediyor, söyledik-leriniz daha az ciddi’ye alınıyor ve ‘çölde bir çağrı’ misali oluyor-muşsunuz.

Açıklamaya devam ediyor. Eğer azınlık miktarı yüzde 20 ise, yine azınlıkta olanın hareketleri negatif algılanıyor. Dönüm nokta-sı ise yüzde 30 oluyor. Bu yüzde-likte azınlıkta olmanızın zararla-rı sıfır’a kadar iniyor. Bu yüzden cinsiyet ve örneğin ırk olarak azınlıkta olanlar bir şirkette çok ama çok yavaş ilerliyorlar dolayı-sıyla yükselemiyorlarmış.

Parlamento’da Hollanda kö-kenli olmayan yüz-de 3 bilemedin yüzde 10 ediyor. Mrs Virginia’yı iyi anladıysak, a ra ş t ı rm aya göre bu kitle-nin ciddiye a l ı n m a s ı için parla-mentonun yüzde 30 u çok çeşit-li kültürden oluşması ge-rekiyor.

B öy l e c e ırk olarak a z ı n l ı k t a o l a n l a r ı n sesleri ne-den duyul-muyor veya inançları sa-vunulmuyor açıklanmış oluyor.

Yani işyerle-rinde, politika-da, belediyeler-de mevcut olan dominant kül-türle birlikte aynı hızda yükselmeniz ve bir görünen güç

olmak için çok çeşitli kültürlerin ve bayanların rakam olarak ço-ğalması gerekiyor.

Karlı bir manzarada, kar ta-nesi gibi kalmak istenilmiyorsa, çoğalmalıyız. Biz rakam’ı çoğalt-maz isek, Rakam’ın gücü bizim yerimizi belirliyor zaten.

"Evleniniz, çoğalınız; çünkü ben Kıyamet gününde sizin çok-luğunuzla diğer ümmetlere karşı iftihar edeceğim"(Hadis-i Şerif).

Hadis-i şerif ’teki arz edilen hedef güzel, her birimizin bir-çok çocuk yaptığı takdirde aynı zamanda mükemmel yetiştirdi-ğimizde bir hayli yol alabiliriz ama maalesef hepimizin elinde olmayan şeyler bunlar. Başka na-sıl çoğalabiliriz.

Kadın, erkek, yaşlı, genç, Hol-landalı kökenli dahil, değişik kültürlerden insanlarla diyalog içinde olup, saygıyla çeşitli kül-türlülük konusunda farklı oldu-ğumuzu ve olanları kabullenip bu konuda birlik olabiliriz. Dış görü-nüşe değil, insanın iç dünyasını araştırarak bir bağlantı kurma-ya çalışabiliriz. Dominant kültür çeşitli kültürleri yadırgayabilir ama biz aynı hatayı yapmama-lıyız. Dışlamak genelde cinsiyet, ırk ve yaş üzeri yapılıyor ama dış görünüş aldatıcıdır.

Yukarıdaki buzda-ğına bakınız. Buzdağı-

nın su üstündeki ve aynı zamanda görünen tarafı toplam hacminin sadece yüzde 10’udur. Buzdağı-nın yüzde 90’ı ise suyun altındadır. İnsan psiko-lojisi araştırmasında da, insanlarda görebildiği-miz taraf sadece yüzde 10’udur diye söyleni-yor. Biz yargımızı yüzde onun üzerinden yapar-sak, yüzde 90’lık tarafı-nı görmemiş oluruz. Üs-telik değerler, inançlar ve görüşler de burada saklıdır. Titanic gemisi de görünmeyen buzda-ğına çarpıp batmıştı.

HOGIAF 2011 yılında yeni açılımlara hazırlanıyor

Girişimciler için düzenlenen sonbahar yemeğine 300 davetli katılacakHOGIAF yeni genel sekreteri Ibrahim Özgül

HOGIAF 29 Kasım'da Den Haag'-

daki Kurhaus Otel'de "Türk

ve Hollandalı girişimcilerin

Hollanda ve Türkiye

arasındaki ekonomik

ilişkilere katkıları"

temalı bir sonbahar

yemeği dü-zenliyor.

HOGİAF kurucula-rından ve 4,5 yıldır ge-nel sekreterlik görevini yürüten Ahmet Taşkan, bu görevi 27 yaşındaki halefi İbrahim Özgül'e devretti. Günlük yöne-timde iç görevlerine devam edecek olan Ah-met Taşkan şimdi ken-disi de girişimci olarak Taskan Consulting ve Taskan Bedrijvenma-kelaar adında kurduğu iki şirketle iş hayatına da atılmış oldu. Ken-disinin görev yaptığı periyoda ilişkin açıkla-mada bulunan Taşkan: “Geçtiğimiz yıllarda çok fazla mesafe kat ettik. Ama halefimin yapa-cağı daha birçok yeni-likler var. Önümüzdeki zaman içerisinde giri-şimciliğin kalitesini ar-tırmak ve girişimcilerin profesyonelleşmesini sağlamak en önemli iki konumuz olacak. ” dedi.

Yeni Genel Sekre-ter İbrahim Özgül ise: “Geçtiğimiz 4,5 senede çok isler yaptık, HOGI-AF Hollanda’nın en büyük ve en tanınmış yabancı girişimci der-neği oldu. Milletvekil-lerinden medyaya ka-dar farklı kurumlardan görüşlerimize daha sık-lıkla başvuruluyor. Bu yüzden HOGIAF’i bir üst kademeye çıkarmak için çok fazla caba sarf edeceğiz." dedi

HOGİAF 2. Başkanı Vecih Er

Kısa adı HO-GİAF olan Hollanda Genç İşadamları

Federasyonu yönetim ku-rulu üyesi ve aynı zamanda HOGIAF Eşbaşkanı Vecih Er gazetemize nezaket ziya-retinde bulundu. Vecih Er, gazetemizin Genel Yayın Yö-netmeni İbrahim Karaman'a çalışmaları hakkında bilgi Verdi. HOGİAF Eşbaşkanı Er 2010 ve 2011 yılına ait yapılacak HOGIAF’ın ülkesel ve uluslararası faaliyetleriy-

le ilgili olarak ta açıkla-malarda bulundu.

Vecih er, “HOGIAF olarak girişimcilere yö-nelik çalışma-lar yapıyoruz.

Bunun yanı sıra HOGIAF’a bağlı 'kılcal damar-

larımızı oluş-turan' üye-

leri-mi-

zin sorunlarını üst kademelere taşıyoruz. Bunun için de 29 Kasım’da HOGIAF’a bağlı 8 alt dernek ile birlikte Den Haag Kurha-us Oteli’nde sonbahar yeme-ği düzenleyeceğiz. Başkan Yardımcısı Ekonomiden sorumlu Bakan Maxim Ver-hagen, Den Haag Belediye Başkanı Jozias van Aartsen, Den Haag Büyükelçisi Uğur Doğan, 20'ye yakın millet-vekili, 50'nin üzerinde farklı kurumların başkanı ya da yöneticileri, işadamları ve sivil toplumdan oluşan 300 davetli katılacak.

Bilindiği gibi, geçen yıl gerçekleştirilen bir araştır-ma neticesinde, Hollanda'da 18bin Türk kökenli işlet-mecinin olduğu tesbit edilmişti. Sayıları bu yıl 20bine yaklaşan bu işletme-lerin yaklaşık 75.000 kişiyi istihdam ettiği düşünülüyor. Hollanda'daki Türk kökenli toplam 380bin insanın da, bu hesapla bakıldığında, devlete herhangi bir yük olmadan, kendi nüfusunun %75'inin geçimini sağladığı tahmin ediliyor.

Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Maxime Verhagen, Meclis Eski Başkanı Frans Weisglas, Den Haag Belediye Başkanı Jozias van Aartsen, T.C. Den Haag Büyükelçisi Uğur Doğan'ın da katılacağı Sonbahar Yemeği'nde HOGİAF, Utrecht Üniversitesi ile ortaklaşa gerçekleştirmiş olduğu, Hollanda-Türkiye ticaretinin yansımalarının ele alındığı araştırma sonuçlarını kamu-oyuyla paylaşacak ve yeni açılımlarda bulunacak.

İnsan psikolojisi araştırmasında da, insanlarda görebildiğimiz taraf sadece yüzde 10’udur diye söyleniyor. Biz yargımızı yüzde onun üzerinden yaparsak, yüzde 90’lık tarafını görmemiş oluruz. Üstelik değerler, inançlar ve görüşler de burada saklıdır. NAFİZE ŞENER [email protected]

Page 19: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER19 NOVEMBER - KASIM 2010

Devlet Bakanı Faruk Çelik bir dizi temas ve incelemelerde bulunmak üzere geldiği Hollanda'da vatandaşlarımızla bir araya geldi. Bakan Faruk Çelik, HDV Rotterdam Gültepe Eğitim Merkezi'nde, sivil toplum örgüt temsilcileri, eğitimciler, işadamları ve öğrencilerle bir araya geldi.

Bakan Faruk Çelik: "Bugün asıl ben sizleri dinleyece-ğim, sorunlara çözüm bulma

yönünde adım atmış olduğunuzu görmek beni memnun etmiştir. 45 yıldan beri Hollanda'dasınız, ekonomiye ciddi katkı

sağladınız, Hollanda'nın ayrılmaz parçası oldunuz."

Devlet Bakanı Faruk Çelik toplantıya, beraberinde T.C. Den Haag Büyükelçisi Uğur Doğan olduğu halde Din Hizmet-leri Müşaviri ve HDV Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, T.C. Rotterdam Başkon-solosu Esen Altuğ, T.C. Deventer Baş-konsolosu Nihat Erşen, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanı Kemal Yurtnaç, Daire Başkanı Murat Gürbüz

katıldı. Büyükelçi Uğur Doğan, Devlet Bakanı Faruk Çelik'in gayri resmi ziyaret çerçevesinde Hollanda'da bulunması

bizleri sevindirmiştir' dedi. Faruk Çelik'in, "Hollanda'da, 15

binlere varan işyeri kurdunuz, binlerce (80 bin) kişiye istihdam sağladınız, özünüzdeki dinamizmi Hollanda'ya ta-şıyıp, onlara gösterdiniz, T.C vatandaşı olarak sizlerle övünür ve gurur duyu-yoruz. Problemler ve sıkıntılar devam edecek, sorunlar üstesinden birlikte gelme gerekir. Sorunların çözümü için elbirliği şart. Ancak sorunlar var diye görmemezlikten gelmek değil, çözümü için çaba sarfetmek gerekir. Hollanda'ya, ekonomik manada ciddi katkı sağlayan Türk toplumu, 45 yıldır çok iyi işler yaptı."

"Biz, Avrupa'daki katıldığımız bütün toplantılarda, 'Asimilasyona Hayır, En-tegrasyona Evet' şeklinde konuşmalar yapıyoruz. Bu anlayışla olaya yaklaşıyoruz. Entegrasyon tek taraflı olamaz, yabancı diye gördüğünüz vatandaşları da kucak-lamanız gerekir. Türkiye olarak, Avrupa'ya karşılıklı hoşgörüye dayalı bir birliktelik olacaksa, biz buna varız, diyoruz. Sivil toplum örgütlerimiz, bu alanda her zaman hazırlar, bunu gördüm. Avrupa bize ne kadar yakın olursa bizde o kadar yakın oluruz. "

Hollanda temasları çerçeve-sinde bu ülkede bulunan Türk basın temsilcileri ile Rotterdam'da

bir araya gelen Bakan Çelik, Hollanda'da kurulan sağ azınlık hükümeti ve AB süreci hakkın-da açıklamalarda bulundu.

AVRUPA, YAPILAN ANLAŞMALARA SADAKATSİZ

Biz Avrupa Birliği'ne girme süreci başlatmış bir ülkeyiz. Ve bu süreci başlatan da yine Avrupa Birliği ile ilgili

üye ülkeler. O halde bu sürecin bitirilmesinden niye rahatsızlık duyuluyor. Bu süreci bitirelim. Oturup konuşalım. Karşı karşıya gelelim diyelim ki halklara mı soracağız ne yapacaksak o za-man konuşalım. Müzakere sü-recinde çeşitli engellerin ortaya çıkarılması, yapılan anlaşmalara sadakatsizliği ortaya koyuyor ki Türkiye tabii ki bu yönü ile bu yorumları, bu davranışları ve bu ifadeleri kesinlikle kabul etmesi söz konusu değildi."

Kısa adı IOT olan ve 9 ayrı fe-derasyon tarafından temsil edilen Türkler için danışma kurulu kuru-luşunun 25. Yılını 23 Ekim 2010 Cu-martesi günü Eindhoven’de Evoluon salonunda seçkin davetlilerin katıl-dığı bir salon programıyla kutladı. Türkiye’den devlet bakanı ve yurt-dışındaki vatandaşlardan sorumlu Faruk Çelik, T.C. Den Haag Büyükel-

çisi Uğur Doğan, T.C. Rotterdam Baş-konsolosu Esen Altuğ, Hollanda’dan devlet bakanı Jos Kemenade, Hollan-da Türk İşadamları Derneği Başkanı Turgut Torunoğulları ve daha bir çok tanınmış sima bu kutlamaya katıldı-lar. Programın arasında Selim Doğru ve Hilde Labadi, sonunda ise sanatçı Seher Dilovan birer konser verdiler. Programı ünlü kabare sanatçısı Fun-da Müjde sundu. Yurtdışına gelen iş-çilerin gönüllü gelmediklerine bunun bir davet üzerine gerçekleştiğinin altı çizilirken, bu çerçevede yapılmış olan Ankara anlaşmasının halen geçerli ol-duğunu hatırlatarak buradan doğan hakların korunması gerektiğini vur-guladı. Yıllardın bu ülkede yaşayan insanların et-tırnak misali oldukları-nı artık burada yaşamak durumunda oldukları görülmelidir diyen Bakan, uyum konusunda yabancılar üslerine düşeni elbette yapmalıdırlar ancak onların değer yargıları korunarak sosyal hayatın tüm alanlarında olma-ları hedeflenmelidir dedi.

Devlet Bakanı Faruk Çelik Hollanda'da vatandaşlar ile bir araya geldi

IOT 25. YIL KUTLAMASI / EINDHOVEN

HDV ROTTERDAM GÜLTEPE CAMİİ

"Entegrasyona evet, asimilasyona hayır"

Devlet Bakanı Faruk Çelik, Başkonsolos Esen Altuğ'un konutunda basın toplantısında. Bakan, Türk medyasının sorularını yanıtladıktan sonra Esen Altuğ'un, onuruna verdiği yemeğe katıldı.

PAZARTESİ ÇARŞAMBASALI PERŞEMBE

392- Keizer Theodosius van Rome verklaart het Christelijk geloof tot staatsgodsdienst

1793 - Paris'te Louvre Müzesi açıldı.

1895 - Alman fizikçi Wilhelm Rönt-gen, X ışınını keşfetti.

1937 - Dersim İsyanı lideri Seyit Rıza ve 6 arkadaşı Tunceli'de idam edildi.

1956 - Orta Doğu Teknik Üniversitesi kuruldu.

1983 - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi.

1963 - Amerika Birleşik Devletleri başkanı J.F. Kennedy Dallas'ta öldürüldü.

1995 - Tamamı bilgisayar desteği ile oluşturulmuş ilk uzun metrajlı konulu film olan

Oyuncak Hikayesi gösterime verildi.

1974 - Pakistan'da deprem; 4.700 kişi öldü.

1944 - Arnavutluk Halk Cumhuriyeti kuruldu.

1945 - Yugoslavya Federal Cumhuri-yeti kuruldu

1989 - Berlin Duvarı yıkıldı.1994 - Uluslararası Basın

Özgürlüğü Ödülü'nü Aziz Nesin aldı

1962- De Nederlandse Rina Lod-ders wordt gekozen tot Miss World

1776 - De Republiek der Zeven Ve-renigde Nederlanden erkent als eerste de onafhankelijkheid van de Verenigde Staten.

1945 - Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) kuruldu.

1890- Koning Willem III sterft zonder mannelijke nakomelingen. Zijn tweede echtgenote Emma van Waldeck-Pyrmont wordt regentes van het koninkrijk tot hun dochter Wilhelmina in 1898 18 jaar wordt.

1974 - Etiyopya'da 3.2 milyon yıl önce yaşamış bir insanın iskeleti keşfedildi, buna Lucy (Australopithecus) adı verildi.

1982 - Dünya'nın bugüne kadar en çok satan albümü, Michael Jackson imzalı Thriller yayınlandı.

1938 - Kurtuluş Savaşı'nın önderi, T.C'nin kurucusu ve ilkcumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye saati ile 9:05'te Dolmabahçe Sarayı'nda, 57 yaşındayken hayata gözlerini yumdu.

1988- Vanaf half drie 's middags is Nederland verbonden met Internet, als tweede land ter wereld.

1913 - Panama Kanalı'ndan ilk gemi geçiş yaptı.

1934 - Cumhurbaşkanı Gazi Mus-tafa Kemal, Meclisten çıkan kanunla Atatürk soyadını

aldı.1939 - Gestapo, Çekoslovakya'da

120 öğrenciyi öldürdü

1914 - Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı'nda İtilaf Devletleri'ne savaş ilan etti.

2004 - Yaser Arafat, Filistin lideri, Paris yakınlarındaki bir askeri hastanede vefat etti.

1922 - 623 yıl süren Osmanlı Saltanatı, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla sona erdi.

1998 - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kuruldu.

1914 - Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'na savaş ilan etti.

2004-Theo Van Gogh is doodgeschoten in de Lin-naeusstraat in Amsterdam

1994 - Türkiye ile İsrail arasında teröre karşı işbirliği anlaşması imzalandı

1996 - Susurluk'ta meydana gelen trafik kazasında, eski İstanbul emniyet müdür yardımcısı Hüseyin Kocadağ ile beraber 3 kişi öldü

1977 - Birleşmiş Milletler, Güney Afrika Cumhuriyeti'ne silah satışını yasakladı.

1979 - Tahran'daki ABD elçiliğini işgal eden Humeyni yanlıları, elçilik görevlilerini rehin aldı

1983 - BM Güvenlik Konseyi, KKTC'yi tanımadı.

1992 - Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu kabul edildi

1933 - İstanbul Darülfünunu İstanbul Üniversitesi olarak açıldı

1922 - Edirne'nin kurtuluşu.1934 - Mustafa Kemal Atatürk,

İsmet Paşa'ya "İnönü" soyadını verdi.

1975- Suriname wordt onafhan-kelijk

TarİhTe bu ay

08 1009 11

01 0302 04

15 1716 18

22 2423 25

29 0130 02

05 06 07

12 13 14

19 20 21

26 27 28

03 04 05

CUMA CUMARTESİ PAZAR

1840 - Afganistan, İngilizlere teslim oldu1914 - Kıbrıs'ın yönetimi, Osmanlı

İmparatorluğu'ndan İngiltere'ye geçti

1925 - Ankara Hukuk Fakültesi, Gazi Mustafa Kemal tarafından açıldı

1860 - Abraham Lincoln ABD başkanı seçildi

1917 - Finlandiya bağımsızlığını ilan etti

1919- Eerste radio-uitzending in Nederland voor een algemeen publiek

1982 - Türkiye'de 1982 Anayasası için halk oylaması yapıldı. Anayasa, yüzde 91,3 "evet" oyuyla kabul edildi

1999 - Yasemin Dalkılıç tüpsüz dalmada dünya rekoru kırdı (68 m)

1923 - Adolf Hitler tutuklandı2003 - Türkiye, Avrupa İnsan

Hakları Sözleşmesi'nin barış zamanı idam cezasının kaldırılmasını öngören 6'ncı protokolünü onayladı

1969- Apollo 12 landt op de Maan 1988 - Pakistan'da Benazir Butto

başbakan seçildi1994 - Halil Mutlu Dünya Halter

Şampiyonası'nda 7 dünya rekoru kırarak, 3 altın madalya

kazandı.

1950 - Türkiye, Kore Savaşı'na katıldı.

1941- Libanon wordt onafhanke-lijk van Frankrijk

1907- De Franse fietsenmaker Paul Cornu maakt de eerste heli-koptervlucht ter wereld

2004- In het Limburgse Helden wordt een moskee in brand gestoken naar aanleiding van de moord op Theo van Gogh

1985 - Microsoft Windows 1.0 piyasaya verildi.

1989 - Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi kabul edildi.

1943 - Amasya, Çorum, Tokat, Ordu ve Kastamonu'da deprem oldu; 4016 kişi öldü, 23.785 ev yıkıldı.

1978 - PKK Kuruldu1950 - Kore'de Kunuri Savaşı

başladı

1985 - Demokratik Sol Parti (DSP) kuruldu

1993 - Naim Süleymanoğlu, Dünya Halter Şampiyonası'nda üç altın madalya kazandı

2005 - Türkiye'nin, Oscar ödül-lerinin En İyi Yabancı Film dalındaki temsilcisi Gönül Yarası, Uluslararası Queens Film Festivali'nde En İyi Film ödülünü aldı.

1924 - Futbolda ilk Fenerbahçe-Beşiktaş maçında Fenerbahçe, rakibini 2-0 yendi.

1925 - Kabul edilen Şapka Kanunu yürürlüğe girdi. Artık, başta memurlar olmak üzere “herkes şapka takacak."

KaSIM/NOVeMber

Page 20: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 20NOVEMBER - KASIM 2010

2010 Korfbol Avrupa Şam-piyonası Hollanda'da

yapıldı. Hollanda'nın Almelo, Den Haag Leeuwarden, Tilburg ve Rotterdam kent-lerindeki şampiyonada Türk Milli Korfbol Takımımız da ter döktü.

Turnuvayı, Uluslararası Korfbol Federasyon Başkanı Jan Fransoa, Türkiye Korfbol Federasyon Başkanı Enver Oral, Federasyon Temsilcisi Kanaat Karamürsel ile T.C Deventer

Başkonsolosluğu Muavin Konsolosu Melek Misli Derviş'in yanısıra; Meclis üyeleri, dernek başkanları ve gurbetçi vatandaşlarımız takip ettiler.

Şampiyonada istenilen başarıyı gösteremeyen Milli takımımız, sadece İskoçya karşısında galibiyet alabildi. Türkiye Korfbol Federasyon Başkanı Enver Oral, Uluslararası Korfbol Fe-derasyon Başkanı Jan Fransoa'dan, Doğu Avrupa Elemeleri maçlarının

Türkiye'de yapılacağı müjdesini aldık-larını ve tüm Korfbol sevenleri Nisan 2011'de şampiyonanın yapılacağı Adana'ya beklediklerini dile getirdi. Başkan Oral ayrıca bu spor dalının Türkiye'de yeni gelişmeye başladığını ve bu anlamda bir önceki şampiyona-da 3. olmalarının büyük başarı olduğu-nu söyleyerek, merak salan gençlerin kendilerine başvuruda bulunabilecekle-rini dile getirdi.

Korfbol Avrupa Şampiyonası Hollanda'da yapıldı

Gecen ayki sayımızda yüzme sporu ile ilgili yaptığımız röportajdan

sonra bu sayımızda farklı bir spor dalına yer vermek istedik. Bu sene Hollanda'da yapılan Avrupa Korfbol Şampiyonası’na Korfbol Türk Milli Takımı da

katıldı. Korfbol Hollanda'da tanınan

bir spor yalnız Türkiye’de yeni yeni tanınmaya başlıyor. 2008 yılında Türkiye’de federasyonun kurulmasından sonra yapılan çalışmalarla adını duyurmaya başlamış. 1903 yılında Hollandalı bir beden eğitimi öğretmeninin oynatmaya başladığı bu spor dört kız dört erkekten oluşan takımla top sürmeden, topla koşmadan otuzar dakikalık iki devre sonucu en çok şayi yapan takımın

kazandığı basketbola benzeyen ama fiziksel güce dayalı bir spor. Türk Milli Takımı bu turnuva için Hollanda’daydı. Bizlerde milli takım antrenörümüz, Türk hakemimiz, yardımcımız ve federasyon başkanımız ile konuştuk. Türkiye’de korfbolun tanıtılması ve gelişmesi için yapılan ve yapılacak olan çalışmaları sorduk.

Korfbolla nasıl ilgilenmeye başla-dınız? Türkiye’de

oynanmadan önce yurtdışında görmüş müydünüz?

Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda öğretim görevlisiyim. 1997 yılında Marmara Üniversitesi’nde açılan antrenörlük kursuna gittim, zaten Marmara Üniversitesi öğren-cisiydim, o zamanlar korfbolu biliyordum ama oynamamış-tım. Antrenörlük eğitimi ile başlamış oldum.

Sizin bu gittiğiniz kurs Türkiye’de açılan ilk kurs muydu?

Hayır, daha önceden açılmış olan üç tane vardı.

Bu kursu bitirdikten

sonra hemen milli takıma mi geçtiniz?

Hayır, şuan hala Kocaeli Üni-versitesi korfbol takiminin antre-nörüyüm, 1997’de başlamıştım.

Korfbol sadece üniversite öğrencilerinin bildiği bir spor mu? 1995'ten bugüne kadar geçen süre içinde bu sporun yay-gınlaşması için ne tür çalışmalar

yaptınız?1995 ile bugüne kadar

olan süre içinde öncelikli Lale Hanım vardı, bize korfbolu tanıştıran kişi ise Erengül Hanım’dı.

1995 yılında Belçika Federasyonu’ndan

gelen bir ant-renörle Lale Hanım beraber çalışmaya başladılar, böylelikle 1995 yılında

Türkiye’de

korfbol başlamış oldu. 1995 yılın-dan 2008'e kadar gönüllülerden oluşan Türkiye Korfbol Komi-tesi vardı. Uluslararası Korfbol Federasyonu'nun tanıdığı ama Türkiye’de herhangi bir resmiyeti olmayan, tamamıyla korfbolun ta-nıtılması, sevdirilmesi ve yaygınlaş-ması amacı ile gönüllü çalışmalar sayesinde 2008'e kadar geldi.Bu çalışmalar içinde ben, Lale hoca, Uğurtan hoca, Mufide hoca, Berna hoca üst düzeyde çalıştık.

Gençleri bu spora hangi ne-denler yönlendirir? Bu sporun diğerlerinden farkı nerdedir?

En farklı özelliği bayan, erkek beraber takım arkadaşı olmaları, karşılıklı mücadelelerde birbirine dokunma olmadığı için sakatlanma riski az, güç yettiği sürece sahada kalınıyor. Sonuçta sahada pasla-şarak karşı takımın sepetine sayı yapmaya çalışılıyor. Takımda bayan erkek bir arada oynandığı için sos-yal gelişime de katkısı olan bir spor. Yüksel Abdikoglu

Grote Visserijstraat 8 • 3026 CJ • Rotterdam • 010 - 476 76 46

Mathenesserweg 21

3027 HD Rotterdam

Tel: 010 476 76 46

meubelen exclusiefWalvis

Taşıma ve serme ücretsizdir

Halı Laminat Muşamba Oturma grupları

««««

İlk 3 şubemiz Grote Visserijstraat Rotterdam'da Şok fiyatlarla

hizmetinizde

4. şubemiz hizmete açıldı

Serap Torremans

Lale Hanım, korfbolun Türkiye’ye gelmesinde ve gelişmesinde sizin

çok büyük katkılarınız olmuş. Siz bu spora nasıl başladınız?

Aslında başta Erengül Hanım’ın katkılarıyla başladık. İlk Marmara Üniversitesi ve Işık Lisesi'nde yapılan tanıtımdan sonra Nazan Dönmez ile ben ilgilendik ve diğer üniversite-lerde göstermek istedik.

Bu durumda siz daha

çok takım oluş-turma aşamala-rıyla ilgilendiniz.

Tabii, tanıtım, yaygılaştırma ve ta-kım oluşturma. Biz üniversitelerde ça-lıştığımız için öncelik üniversite takım-larıydı. Ama bu daha çok federasyon kurulmadan önceydi. Federasyonun

kurulmasından sonra tanıtım ve yaygınlaştırma çalışmala-

rı daha hızlandı. Milli takım seviyesi olarak bakarsak, Slovakya’yı yenip bu şampiyonaya gelmek bi-

zim için büyük başarı Geldiğimiz noktaya baktığımda ben çok ilerlediğimizi düşünüyorum.Lale Güler

Enver Bey, federasyon kurma fikri size geldiğinde bu sporu biliyor muydunuz?

Öncelikle federasyonumuzun adı, Gelişmekte Olan Spor Branşları Fede-rasyonu. Kuruluş amacımız; dünyada gelecek vadeden sporları federasyon bünyesinde toplamak. Kanuni yönet-meliğe uygunluk tamamlandıktan sonra, kulüplerin oluşması, lisanslı sporcu yetiştirilmesi. Bu çalışmalar belli bir seviyeye geldikten sonra bu sporları ayırıp ayrı bir federasyon oluşturuyoruz. Yıllar önce başla-yan korfbol çalışmaları belli bir zemine oturduktan son-ra federasyona müracaat edildi. Korfbolla birlikte Türkiye’de Gelişmekte olan spor Branşları Fede-

rasyonu kuruldu. Bu şampiyonadan sonraki

planınız nedir?Tabii elimizde çok proje var,

benim için korfbol kısa surede çok gelişim gösterdiği için biraz daha öncelikli. Henüz bir yıl önce milli takım oluşmuş, şuan Avrupa şampiyonasın-da! Oyuncuların uluslararası ortamda

tecrübe kazanmaları, bu atmosferi yasamış olmaları. Uluslararası federasyonlarla ilişkilerimiz çok iyi. Avrupa grup eleme maçlarını

Türkiye’ye verdiler. 2011 nisan ayında Adana'da yapılacak olan eleme maçlarını federasyon olarak biz organize edeceğiz.

Enver Oral

Siz korfbola nasıl ve ne zaman başladınız?

1995 yılında Marmara Üniver-sitesi Spor Akademisi'nde öğrenciy-dim. İlk korfbol maçının oynandığı gün bende salondaydım, hiçbir bilgim yoktu daha öncesinden. Bana 'Oynar mısın' dediler, kuralları anlattılar, zaten kurallar basit, üç, dört kuralı var, anlattılar, böylelikle ben Türkiye’de oynanan ilk korf-bol maçında oynamış oldum. 2001 yılına kadar da Marmara Üniversitesi’nde devam ettim.

Bu şampiyonanın size hakem olarak katkısı nedir?

Daha önce uluslararası turnu-valara gitmiştim

ama bu şampiyona en iyilerin olduğu yer. Mesela bu turnu-vada Hollanda’nın bir maçını yönettim, Hollanda korfbolun merkezi. O yüzden Avrupa Şampiyonası’nda Hollanda ma-çını yönetmek benim için çok iyi bir tecrübe oldu. Bu şampiyonada Hollanda, Belçika dışında Portekiz,

Çek Cumhuriyeti iyi. Bizim al-dığımız tepkilerde çok olum-lu çünkü profesyonel olarak iki, üç senedir varız. Bu kısa süre içinde ilerleme hızımı-

za bakıldığında hem yaygınlaşma hem de maçlarda daha iyi performanslar göstereceğimizden eminim.

Uğurtan Akbulut

Korfbol Milli Takımı Hollanda'da turnuvaya katıldı

Geleceğin nilüfer kentleri

Japon teknoloji şirketi Shimizu'nun yeni tasarımı, yeşil teknolojileri kullanan, sıfır-kar-bon odaklı şehirler yaratmayı hedefliyor. 'Yeşil Yüzer' olarak adlandırılan proje, her biri birer kilometre genişliğinde ve 10.000 ila 50.000 kişi barındıran belirli sayıdaki hücrelerden oluşuyor. Hücreler Pasifik Okyanusu'nun ek-vator çizgisine yakın enlemlerinde bağımsızca yüzerken aynı zamanda biraraya gelerek daha büyük kasaba veya şehirler oluşturabilecekler. Ortaya çıkan modüller ise sonrasında daha da büyüyerek ülkeler halini alabilecek.

Avukat Tenzile Erdal'ın babası Aziz Erdal'ın vefatını teessürle

öğrenmiş bulunuyoruz. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve

yakınlarına başsağlığı, geride kalan dostlarına sabır ve iyilikler dileriz.

HABER Gazetesi çalışanları

SPOR

Erengül Coşkun

Page 21: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER21 NOVEMBER - KASIM 2010

Organizeyi nasıl buldunuz?

Organizasyon çok güzeldi. İnsan biraz kor-kuyor buralara gelirken. Nelerle karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz, ama ben çok mutluyum ve memnunum açıkçası. Av-rupa’daki izleyicilerim, sağ olsunlar, Hiç yalnız bırakmıyorlar beni.

Yeni albümünüz ne zaman çıkacak? Albümdeki bestelerin hepsi size mi ait?

Evdeki hesap çarsı-ya uyarsa bir aya inşallah bitirmiş olacağız. Ama bu işlerde evdeki hesap

çarsıya çok fazla uymuyor. Bestelere gelince, evet hepsi bana ait. Ama türküler de var. Daha çok kendi

şarkılarımdan olu-şan bir albüm olacak

ama bunu insanlara nasıl bir yöntemle

ulaştıracağımız konusu sürpriz

olsun. Sizin

belirli bir tarzı-

nız

yok. Sadece pop veya özgün söylemiyorsu-nuz.

Kendine özgü tarz diyorlar bende bundan mutlu oluyorum. Mesela yeni albümdeki şarkıları dinleyen insanlara bu şarkı ne tarz acaba diye sorarsanız emin olun cevap alamayacaksınız. Başlığının pop müziği-nin genç temsilcisi veya Türk halk müziğinin genç yorumcusu gibi olmasındansa kendine has bir adam denilmesi daha hoş bence. Kimlik ve karakter oluşturmanız güzel birşey. Özellikle sanatta, ama ben bunu yapmak için yapmıyo-rum. Bu bir süre sonra kendiliğinden oluştu.

Orhan ölmez sana-tı dışında neler yapar?

Çok şey yapar; gezer, tozar, yer, içer. Ben sana-tın her alanıyla ilgileni-yorum. Resim falan da yapıyorum.

İleriki yıllarda ger-çekleştirmek istediği-niz büyük bir hayaliniz var mı?

Benim her adımım bir sonraki amacımın ilk adımı olsun. Film çekmek isterim mesela. Oynamak değil çekmek yani. Kliplerimi falan kendim çekmeye başla-

RÖPORTAJORHAN ÖLMEZ: "FİLM ÇEKMEK İSTERİM"Orhan Ölmez,

Afrika’da suya ihti-yaç olan bölgelerde

bir takım faaliyetler yapılması adına dü-zenlenmiş bir konser

için sevenleriyle buluştu. Belçika’nın

Antwerpen kentinde yaklaşık 500 kişinin

katılımıyla gerçekle-şen konserden son-ra, Orhan Ölmez’le

keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Bazı sanatçılara ulaşılması mümkün değil. Ben size seyirci olarakta izledim. Hayranlarınızla birebir görüştünüz ve fotoğraflar çekindiniz. Baya sabır gerektiren birşey.

Buradaki insanların o muhafazakar yapısında Anadolu insanının tadı var. O yüzden Türkiye’de anadoluya gitmiş

gibi oluyorum. İstanbul’dan anadoluya konsere gittiğimde o insanların sıcak karşılaması ile buradaki karşılama arasında çok büyük fark yok. Anadolu insanı işte çok sıcak kanlı.

Volkan Konak ve Karsu Dönmez'den müzik şöleniKuzey’in Oğlu adlı televizyon

programıyla sanat yaşamının zir-vesine çıkan Volkan Konak, geç-tiğimiz günlerde, Amsterdam’da sevenlerine unutulmaz bir gece yaşattı.

FND Events ile Nazar Res-toran tarafından düzenlenen ve Hollanda’nın dörtbir yanın-dan gelen yaklaşık 2 bin kişiyi, söylediği şarkılarıyla mest eden Volkan Konak, Hollanda’nın kendisi için başka bir anlam ifade ettiğini, Amsterdam’da konser vermenin ayrı bir mutluluk kay-nağı olduğunu söyledi. Konserin ön proğramında ise genç yetenek, caz sanatçısı Karsu Dönmez var-dı. Son zamanlarda ardı ardına

verdiği konserler ve sahne aldığı müzik proğramlarıyla kendinden bahsettiren Karsu

Dönmez, kendine has stiliyle, söylediği şarkılarla dinleyicile-re keyifli anlar yaşattı.

dım ve bu çok güzel birşey. En sevdiğiniz sanatçı

kimdir?Benim için EN yoktur. Bir

çok sanatçıyı severim. Mesela Orhan Gencebay, Neşet Ertaş, Sezen Aksu ve daha birçok.

Peki en sevdiğiniz politikacı kim?

Hem asker hem politika-cı Mustafa Kemal Atatürk di-yeyim. Biliyorum çok politik bir cevap oldu ama bundan ötesi şuanda söylenemez. Öyle yaparsam ideolojik bir duruş sergilemiş olurum ve insanların bu bizden veya biz-den değil demesini istemem. Benim birleştirici olmam lazım.

Page 22: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 22NOVEMBER - KASIM 2010

“Ben de iyi yemek yaparım” diyorsanız, [email protected] adresine maillerinizi bekliyoruz.

VE YEMEK ANI...

HABER Gazetesi’nin bu sayısında siz değerli okurlarımız için yeni köşemiz YEMEKNAME'ye devam ediyoruz. Bu defa da aşama aşama Sini Kebabı tarifi veriyoruz, hem de davet ettiğimiz davetlilerin, yemek konusundaki görüşlerini alıyoruz. Her sayımızda farklı aşçılar tarafından hazırlanan farklı zevkleri beğeninize sunacağız. YEMEKNAME, aynı

zamanda bir network event gibi farklı sektördeki insanlarımızı buluşturup tanışmaları için bir aracı olacak. Sini Kebabını hazırlayan aşçı gazetemizin köşe yazarlarından Ahmet Suat Arı. Davetlilerimiz: Şeyda Gedik Koç, Gökhan Çoban , Havva Çınar ve Serap Aydos.

Gokhan Çoban:Capgemini'de danış-man olarak çalışıyo-

rum ve aynı zamanda Veenendaal

D66 parti başkanı-yım. 1988'den beri

Hollanda'da yaşıyo-rum ve 'eşitliği kayıt-sız şartsız herkes için geçerli kılmayı kendi-me misyon edindim'.

YEMEKNAME Sini KebabıMekan: Ottoman Sarnıç Rotterdam

Şeyda Gedik Koç: Ahmet Suat Beyefendi'nin özenli yemekleri, sohbetiniz, oluşturduğunuz güzel atmosfer ile birlikte geçirdiğimiz saatler oldukça lezzetliydi. Havva Çınar: De gerechten zagen er uitnodigend uit. Het voorgerecht is een delicatesse. Het smelt weg in je mond. Hoofdgerecht is heerlijk. De kok heeft heel erg zijn best gedaan. Goede combinatie. Bedankt!

MALZEMELER

Hazırlaması kolaySebzeli Mengen Kayığı

Yeşil biber

2 kg Kıyma

Soğan

Mantar ve yeşilbiber

Kabak

İnce doğranmış ekmek

Baharatlar

Patates

SİNİ KEBABI Tüm malzemeler (biberler, soğanlar, sarmısaklar, maydonozlar ve baharatlar) ince ince doğranıp veya blender'da çekilip kıyma ile 10 dakika boyunca guzelce yoğrulur. Karıştırdıktan sonra yayvan bir siniye veya geniş bir tepsiye yayılır ve 10 dakika kadar buz-dolabında bekletilir.

4

1. APERATIF OLARAK KABAK KAYIK

Kabak kayık Malzemeler: 5 tane kabak, İçi için: 1 soğan, 2 yeşilbiber, 1 diş sarımsak, mantar, reyhan, karabiber , tuz, 1 sucuk veya salam, 3 yumurta, kasar peyniri. Malzemelerin hepsi ince doğranıp tavada kavrulur. Yumurtalar çırpıp üzerine döküp hepsi pişirilir. Kabaklar uzunlamasına kesilir ve içi oyulup 5 dakika suda haşlanır. Kabaklar tepsi-ye dizilir ve kavrulmuş malzemeler kabağın içine doldurulur. Üzerine kasar peyniri rendesi serpip fırında 20 dakika pişirilir.

1 2

Köfte 200 derece de fırına verip 15 dakika kendini çektikten sonra üzerine domates, biber doğranır ve patatesler ikiye bölüp sırtını tam kesmeden dilimleyip köftenin üzerine dizilir, tekrar fırına verilir ve 30 dakika daha pişirilir servise hazırdır. Afiyet olsun.

5 6

Ispanaklar doğranıp soğanla tavada kavrulur. Ekmekler fırında kızartılır ve üzerine ıspanak kavurması serilir. En üstüne yoğurt ve son olarak pul biber serpilir. Servise hazır.

32. APERATIF:KIzARmIş EKmEK üzERinE IsPAnAK vE yoğuRT

Katkılarından dolayı Ottoman Sarnıç Restoran'a teşekkür ederiz.

Page 23: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER23 NOVEMBER - KASIM 2010

243_Amsterdam 105x210 mm EN.indd 1 3/10/10 1:56:47 PM

Serap Aydos:'2 aydır Hollanda'da yaşıyorum. 2006-2010 arası Türkiye'de Hollanda Büyükelçiliğinde çalışıp orada Hollandaca Uyum Sınavı kursları verdim. Şimdi ise kendi işyerim var.'

Şeyda Gedik Koç: 'Lise yıllarından beri yazmayı seven, 4 kitaba sahip bir bayan olup

edebiyat ile meşgul olmaktadır. Şuan Tılburg Üniversitesinde okumakta ve aynı zamanda kızını büyütmekle meşgul olan bir annedir'

Havva Çınar:'Eerste Nederlandse

Montessorischool Den Haag okulunun

müdürüyüm. Zoetermeer'de

ikamet ediyorum.'

Serap Aydos: Yemekler çok lezzetlidydi. Ahmet Suat bey'in ellerine sağlık. Ben menüyüde yazıları kadar başarılı buldum. Gökhan Çoban: Ik ben kri-tisch en kieskeurig als het gaat om eten. Maar vana-vond ben ik aangenaam verrast met de kookkunsten van mijn gerespecteerde vriend Suat Arı. Het eten was heerlijken voor herhaling vatbaar.

Türk kahvesinin kendine has özelliği pişirilme esnasında ortaya çıkar. Türk kahve-si diğer kahveler arasın-

da kaynatılarak hazırlanan tek kahve türüdür. Kahvenin lezzetinde önemli olan ilk unsur kaliteli bir kahve kullan-maktadır. Sonraki unsur ise kullanıla-cak suyun kalitesidir. Kesinlikle musluk suyu kullanmayın. Musluk suyundaki klor kahvenizin tadını bozabilir.

1 Kahve fincanınızı ağzına ka-dar soğuk içme suyu ile dol-

durup, suyu cezveye boşaltın.

2 Cezveye her bir fincan için bir tatlı kaşığı kahve (bu yak-

laşık olarak 5 gram kahve demektir) ekleyin. Daha sonra isteğe göre şeker ekleyin. Eğer kahve az şekerli olacak-sa 1 çay kaşığı şeker ilave edin. Orta şekerli kahvede 2 çay kaşığı şeker ve çok şekerli de daha fazla şeker ekle-yebilirsiniz.

3 Kısık ateşte kahve ve şekeri iyice karıştırarak pişirin. Sakın

yüksek ateşte çabuk pişirmeye çalış-mayın.

4 Yaklaşık bir dakika içerisinde kahve dönmeye başlayacaktır

yani kahvenin köpüğü oluşacaktır. Bu köpüğü fincana alıp kaynatmaya de-vam edin. Oluşan köpüğü tekrar fin-cana alın. Bu köpürtüp köpüğü alma işlemini tercihen 1 ya da 3 kez tekrar edin.

5 Son olarak, kalan kahveyi biraz daha pişirin ve fincana

boşaltın. Türk kahvesi Türk lokumu ve su ile servis edilir.

Tarif için Meram Restoran'dan Ülkü'ye teşekkürler...

Türk kahvesini usülüne uygun yapın!

1

2

345

Ahmet Suat Arı

yemek pi-şirmedeki ustalığını gösterdi

ve davetli-lerimizden

tam not aldı...

Hazırlarken birkaç gram gülümseme katmayı ihmal etmeyin

Page 24: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 24NOVEMBER - KASIM 2010HABER

Tijdens een treinreis heb ik twee tieners zien vechten. Ze kwamen al vechtend de trein binnen maar iedereen in de trein negeerde hun, waar ik me enorm aan ergerde. Ik ben tussen de ruziënde jongens in gaan staan om ze uit elkaar te halen. Even later kwam de conducteur en op het volgende station stond de politie, die inmiddels was ingeschakeld, op hun te wachten.

Ik reis vijf keer per week op en neer tussen Venlo en Nijmegen omdat ik daar studeer. Dagelijks ben ik 2,5 uur onderweg, dus 12,5 uur per week in totaal. Persoonlijk vind ik dat niet erg, ik heb het wel over voor mijn studie.

Studeren in de trein lukt me meestal niet door de drukte om me heen. Ik kom vaak bekenden tegen in de trein waar ik dan mee praat gedurende de reis. Door de gezelligheid merk ik vaak niet veel van eventuele ver-tragingen. Indien ik alleen ben luister ik weleens muziek onderweg.

Daar moet ik niet eens aan denken! Dat zal na-melijk een mooi bedrag worden aan het einde van de maand. Maar toch zal ik blijven reizen voor mijn stu-die, je zou er toch wat voor over moeten hebben? Je kunt de kosten daarvan ook zien als een investering voor een goed beroep in de toekomst.

Inte

rvie

w |

Mer

ve K

araM

an

Foto

| Ya

hYa

hu

ss

In

Stud

ent

@ he

t O

penb

aar

Verv

oer

Hoe vaak reis je per week met de OV?

Hoeveel uur is dat in totaal? Hoeveel ervan is studie

gerelateerd?

Wat is je favoriete bezigheid in de trein? Kun je studeren, kijk

je liever voor je uit, of haal je het

liefst je ongeslapen uren in?

Stel: de OV-kaart wordt afgeschaft, en je

moet betalen voor al je reiskosten. Zou dat

een barrière zijn voor de voortgang van je studie?

1

2

3

4

Ik reis eigenlijk sinds de middelbare school periode heel vaak met de trein, maar heb niet echt veel meegemaakt ben ik bang.

Ik reis 2 keer in de week met de trein om naar mijn ouders te gaan, maar echt studie gerelateerd reis ik niet. Totaal reis is sowieso 10 uur per week en binnenkort wordt het wel meer, omdat ik in Arn-hem ga werken.

Vanwege het geluid kan ik niet studeren maar meestal luister ik muziek of lees ik een boek. Soms is het ook wel leuk om gewoon om je heen te kijken...

Ik denk dat ik dan een kortingskaart aanschaf en gebruik blijf maken van het openbaar vervoer. Een auto blijft voor een student toch een dure grap.

Dat een jongen de OV van zijn vriendin bij zich had in plaats van zijn eigen OV. De reactie van de conducteur: ‘En nu die van jezelf graag’. Hij heeft uiteindelijk geen boete gekregen, maar wel een waarschuwing.

Vaak reis ik drie keer per week voor mijn stu-die, dat is dan maximaal zes uur per week. Het komt weleens voor dat ik naar de Randstad moet en dit kost me dan al gauw drie uur extra. Dit is dan bedoeld voor mijn werk.

Wat ik meestal doe in de trein is een spel-letje spelen op mijn mobiel, muziek luisteren en slapen. Bij een korte reisduur, wanneer ik naar de uni moet, zit ik vaak te gamen op mijn mobiel of luister ik muziek. Studeren doe ik nooit in het openbaar vervoer, want daar wordt ik letterlijk misselijk van.

Nee absoluut niet. Als het me te duur word neem ik de auto in plaats van het openbaar ver-voer. Maar voor verre reizen zal ik dan de trein nemen, omdat ik autorijden niet fijn vind.Ook een beetje uit gemakzucht denk ik.

Wat is het grappigste/leuk-

ste/raarste wat je hebt meegemaakt in het openbaar vervoer?

Het interview met de titel ‘Tersine Göç

Hikayeleri’ ‘ in de vierde editie van Haber is aan-

leiding geweest tot de kennismaking met mijn nieuwe com-pagnon ing. Ekrem Karaçalı, M.Sc..

Ekrem die zowel zijn hogere tech-nische school opleiding als zijn we-tenschappelijke onderwijs heeft ge-noten in Utrecht, was vastberaden om met zijn vrouw en drie kinderen naar Turkije te verhuizen. Hij moest en zou ‘het leven herdefiniëren’, zoals hij het noemde. Al betekende dat dat

hij daarmee afscheid zou nemen van zijn huidige werkgever Imtech; één van de grootste Europese technische dienstverleners, waar hij de afgelopen twee jaar had genoten van een veel-omvattend Management Traineeship. Wat begon met een simpele e-mail is in een korte tijd uitgegroeid tot een hechte vriendschap en een produc-tieve samenwerking. Deze samenwer-king heeft geresulteerd in ons nieuw bedrijf Ayetek. Naar mijns inziens een ideale voorbeeld van de transnationale ondernemingsmogelijkheden tussen Turkije en Nederland en zelfs Turkije en Europa.

Ayetek richt zich op de Turkse windenergie markt. Een markt die de

afgelopen 4 jaar een enorme groei heeft getoond van bijna niets in 2006 tot 1600 MW in 2010. De verwachting is dat de capa-citeit van de Turkse windparken in 2011 groter zal zijn dan 2500 MW, wat gelijk is aan de capaciteit van de Nederlandse windparken. Door deze snelle groei heeft de markt geen tijd gehad om hierop te anticiperen, wat heeft geleid tot een interessant gat in de markt. Waar er in Nederland meer-dere onafhankelijke windturbine on-derhoudsbedrijven zijn met tientallen miljoenen euro’s aan omzet is dat aan-tal in Turkije nihil. Of sinds kort één; namelijk Ayetek. De verwachting is dat er binnen twee jaar sprake zal zijn van een onderhoudsmarkt t.w.v. ongeveer 50 miljoen euro en binnen 5 jaar zal dat zich meer dan verdrievoudigen naar 170 miljoen. Naast de windturbine on-derhoudsmarkt (Ayetek Maintenance) wordt er in Turkije op de korte termijn een nieuwe markt verwacht. Nieuwe wetten maken het namelijk mogelijk om zelfstandig energie te produceren en te verkopen aan de overheid zolang dat per (rechts)persoon lager is dan 500 kW. Windturbines die door Ayetek geleverd zullen worden bieden een uit-stekende oplossing (Ayetek Projects).

In de tussentijd heeft Ayetek ge-bouwd aan een specialistisch netwerk aan Nederlandse en Europese part-ners en heeft de distributeurschap van meerdere grote Europese bedrij-ven verkregen. Ook heeft Ayetek ad-viesdiensten geleverd aan grote Turkse investeerders zoals Borusan Enerji en Aksa Enerji. Naar alle waarschijnlijk-heid zal begin 2011 ook de eerste wind-park onder beheer worden genomen.

De kracht van Ayetek is dat zij de

AYETEK op zoek naar partnerships met duurzame energie investeerders

HABER

VERBINDT

MENSEN

"Ayetek is het resultaat van een bijdrage van Haber op ondernemend Nederland/Turkije."

Na lange overwe-gingen om het met eigen kracht

te financieren heeft Ayetek recentelijk toch besloten om ingang te geven aan geïnteres-seerde investeerders. Dit om de aantrekkelijkheid van de markt nog optimaler te benutten en de entreebarrières voor toekomstige toetreders zelfs hoger te zetten. Vooral uit Turkije hebben zeer inte-ressante partijen, zoals voormalige directeuren van vooraanstaande bankinstellingen, interesse getoond. Partijen uit Nederland laten nog op zich wachten.

Het is zelfs voor ons moeilijk te bevatten dat we elkaar pas voor het eerst persoonlijk hebben ontmoet op 1 mei 2010. Vooral als we bedenken dat we sindsdien samen ongeveer 20.000 km met de auto hebben afgelegd, in 11 verschillende Turkse provincies vergaderingen hebben gehad, 15 Turkse windparken, 8 windpark investeerders en zowel InterSolar als Husum Windfair In Duitsland hebben bezocht. Eén van de mooi-ste aspecten van dit avontuur is denk ik het feit dat we de prachti-

ge land-

schappen van Turkije hebben mogen bezichti-gen. Ook het uitzicht vanuit de windturbines is elke keer weer prachtig.

Hoe gek iemand moet zijn om midden in een economische crisis met drie kinderen ontslag te nemen van een vooraanstaande bedrijf als Imtech (of juist niet?) om naar Turkije te verhuizen zonder enige financiële basis, wat ons beiden motiveert en draai-ende houdt, wat onze idealen zijn voor onze kinderen, voor Turkije maar zeker ook voor Nederland zal ik de lezers van Haber voorlo-pig besparen. Graag wil ik hierbij Haber en in het bijzonder Ibrahim Karaman bedanken voor zijn onbewuste bijdrage aan Ayetek en zijn oprechte interesse in ons verhaal. Naast vele bijdragen van Haber op meerdere gebieden is Ayetek is het resultaat van een bij-drage van Haber op ondernemend Nederland/Turkije.

20.000 km met de auto

know-how van Europa en het onder-nemerschap van Turkije combineert en door deze technologie transfer een toe-gevoegde waarde levert aan de Turkse windenergie markt. Op deze manier

vervult Ayetek haar missie, namelijk het aangaan van partnerships met duurzame energie investeerders door het vervullen van een ‘system integra-tor’ rol.

Fatma Doğan (22)

Studie: 2e jaars Pedagogiek @ Hogeschool

van Arnhem en Nijmegen Yasemin Ün (24)

Studie: 4e jaars Internationaal & Europees

Recht @ Radboud Universiteit NijmegenSaliha Yaylalı (27)

Studie: 4e jaars Nederlands Recht @

Radboud Universiteit Nijmegen

Page 25: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER25 NOVEMBER - KASIM 2010

FOTO-INTERVIEWFatma Alakay al 10 jaar

werkzaam bij NIGz te Woerden als projectmedewerker. Tevens geeft ze ook veel trainingen en workshops aan professionals die te maken hebben met mensen met

een multiculturele achtergrond. Offi-cieel heet het 'interculturele commu-nicatietrainingen aan hulpverleners' Fatma is eigenlijk een diëtiste en ze wist altijd al dat ze iets met gezond-heid wilde doen.

In deze editie van HABER hebben we wederom een kleurrijke persoonlijkheid te gast. Wij willen de lezers kennis laten maken met de diverse kwaliteiten van iemand middels een foto-interview. In deze editie hebben we Fatma Alakay te gast die in het dagelijks leven werkzaam is bij NIGZ als projectmedewerker.

Toen ik dit huis had gekocht, hebben naast mijn familie ook veel vrienden me gehol-pen met het klussen en opmaken van het huis. Nadat alles klaar was hebben we een housewarming gehouden en heb ik aan iedereen gevraagd een boodschap of

typisch kenmerk van hun of van mij op

te schrijven of er op te schilderen als aandenken. Nu woon ik samen met mijn goede vriendin

Leyla Çakır.

Ik heb soms een hele drukke en stresvol baan wanneer veel trainingen achter elkaar gepland worden. Naast mijn werk wil ik dan dingen doen die me rust geven. Ik wil veel vrienden bezoeken of naar een concert of museum gaan. Ook maak ik soms mijn eigen kleding. Deze kleding hieronder heb ik dan ook zelf helemaal ontworpen en gemaakt. Vaak krijg ik dan de vraag van vrienden waar ik het heb gekocht. Klussen is echt mijn ding. Ik koop dingen van de tweedehandswinkel en knap ze op. Zo kan oud ook heel mooi zijn. Het zijn als het ware projecten voor mij, waar dan geen druk of deadline op zit. Dan zit ik ‘s avonds na mijn werk iets aan het verfen of aan het klussen. Het geeft me rust en neemt al mijn stress weg. Toen ik mijn woning kocht, wist ik dat het een kluswoning was, maar dat vond ik niet erg. Het is een jaren 30 woning en heeft een mooie sfeer. Ik vind dat het leeft. 4 maanden heb ik erover gedaan om het te maken zoals het nu is. Het heeft veel moeite gekost, maar uiteindelijk ben ik er heel blij mee.

Deze foto van mij hieronder heeft op de voorpagina van NRC Next gestaan, toen het kabinet nieuwe hervor-mingen rondom emancipatie ging invoeren. Ik ben toen geïnterviewd en ze hadden de foto op de voorpa-gina gebruikt. Echter ik wist niet dat ze dat zouden doen, dus toen ik de volgende ochtend naar de kiosk ging om de krant te kopen, zag ik daar

heel groot mijn foto staan. Ik was wel verrast toen ik mezelf zo groot in de krant zag. De foto ernaast is van mijn moeder toen ze even oud was als ik nu. Men vindt dat we wel veel op el-kaar lijken, maar zelf zie ik dat niet zo. Misschien komt het door de houding in de beide foto's. De foto's hieronder zijn van 1980 toen we net in Nederland waren. Wat mij heel erg bij is gebleven van mijn jeugd zijn de wijze woorden van mijn opa geweest. Hij was een vooruitstrevende geleerde (alim) in ons dorp. Toen ik acht jaar was, vroeg hij aan mij "Fatma, heb je geleerd hoe je moet breien? Als je kan breien, kun je van wol iets breien, die je daarna kan verkopen. Waarna je later een schaap kan kopen en van zijn wol weer nieuwe dingen kan maken, zodat je je zelf kan redden. Het is heel belangrijk dat je zelfstanding en onafhankelijk bent". Dit advies van mijn opa is me altijd bijgebleven, wat voor die tijd een erg vooruitstervende gedachte was.

Ik kook ook graag. Ik kook heel verschil-lend en van alle keukens, dus van wokken tot Marok-kaans, Turks en Arabisch. Ik kom na-tuurlijk zelf uit Hatay, dus voornamelijk Syrische gerechten. Ik hou veel van pittig en kruidig. Voor mijn werk heb ik wel eens een fotoses-sie gehad voor een kookboek met Turkse recepten.

Ben je ook veelzijdig in je sociale en professionele leven? Én wil je volgende keer ook in deze rubriek staan? Stuur dan een e-mail naar [email protected]

Özel günlerinizi film setine çevirebilirsiniz. Başrolde gelin ve damat!

Bruiloft fotografie0628-596961

Antiek

Fatma AlakayWerk

Deze platenspeler heb ik samen met mijn broer in Nijmegen van een tweedehands winkeltje gekocht, hij werkt nog. Ik hou van muziek van verschillende culturen. Vroeger luisterde ik heel veel klassieke mu-ziek zoals Mozart, maar ook veel Arabisch. Hier ben ik mee opgegroeid.

Jeugd

Keuken en Koken

Reizen

Wonen

Mijn werk is nou lekker dichtbij na-dat ik naar Utrecht ben verhuisd, dus ik hoef niet heel vroeg op te staan. Ik sta om 7.30 uur op en ga naar mijn werk. Ik zit daar op verschillende projecten, het ligt eraan wat voor project ik heb. Ik geef intercultu-

rele communicatietrainingen aan hulpverleners. Wat ze in de praktijk tegenkomen zoals communicatie-problemen, advisering, begeleiding van de patiënten met andere cultu-ren. Het kan door heel Nederland in het zuiden en noorden. Soms kan

het een halve dag duren. Ik werk al 10 jaar hier. Ik heb voeding en dië-tiek gestudeerd en maar 6 maanden gewerkt als diëtist en daarna ben ik bij NIGZ terecht gekomen. Ik hou van oudheid en

stedelijke architectuur. Andalusië is een stad waar ik zo graag naar toe wil, ik ben er helaas nog niet ge-weest. Ik heb wel boeken over Andalusië. Dit boek speelt zich in Cordoba in 1568 af, moslims werden toen via dwang bekeerd tot het christendom. Ik vind het een prachtig boek om te lezen.

Ik vind architectuur heel leuk. Ik ben vorig jaar naar Lissa-bon geweest, dit jaar ben ik ver-der naar Rome, Londen en Ant-werpen geweest. In Turkije heb ik ook veel gezien, waaronder de hele westkust. Ik wil graag reizen maar lukt helaas niet al-tijd. Istanbul is een stad waar ik verliefd op ben omdat het heel veel verschillende culturen en etniciteiten behelst. Daarnaast natuurlijk de architectuur van al deze steden, waar ik me heel goed in kan vinden.

Hobby en Ontspanning

Dit theesetje is nog van mijn moe-der geweest. Het zat in de uitzet van mijn moeder voordat ze ging trouwen. Ik heb het later gekregen van haar en naar mijn huis meege-nomen. Het is een hele aparte en

mooie theeset waar ik veel waarde aan hecht...

Page 26: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 26NOVEMBER - KASIM 2010

BESTE KRANT VAN NEDERLAND

KAMER VAN KOOPHANDEL

KvKBart Veldhuizen van Spot-Art

is de winnaar geworden van de ondernemingsplanwedstrijd. Doel van de wedstrijd die de KvK in samenwerking met de Unieke Ondernemer heeft ge-organiseerd, is het stimuleren van ondernemerschap binnen het onderwijs.

Uit de voorselectie zijn er uiteindelijk drie studenten/ondernemers gekozen die hun plannen in een korte pitch op het drukbezochte Netwerkplein tijdens de Startersdag hebben gepresenteerd. Dat waren Tial-da Lublink van OMG IT's Green productions, Daniëlle Rouwen

van MobiGarden en Bart Veld-huizen van Spot-Art.

De jury, Jacques Peeters van de Rabobank, Diana Visser van UniPartners en Oscar van der Ende van Wijk In Bedrijf, heeft uiteindelijk gekozen voor de presentatie van Bart Veldhui-zen van Spot-Art.

Op basis van creativiteit, haalbaarheid en volledigheid en zijn presentatie sprong Bart er net wat meer uit in vergelijking met de twee an-dere eveneens goede kandi-daten. Bart heeft een bijzon-der fraai product van staal met perforaties waardoor kunstwerken met verschil-lende afbeeldingen kunnen ontstaan. Meer informatie over Spot Art is te vinden op www.spot-art.nl.

Bart ontving de prijs uit hande van Ron Visser van de

Kamer van Koophandel Mid-den-Nederland. De prijs be-staat uit een bedrag van 1000 euro, coaching door Lorraine Vesterink van de Unieke On-dernemer en een boekhoud-pakket van Snelstart. De prijs is gesponsord door Rabobank, SLO en Uitgeverij Deviant.

KvK Ondernemersconsult is een initiatief van de provincie Utrecht, dat mkb-ondernemers ondersteunt in het kader van de crisis.

Waarom KvK Ondernemers-consult?

Uit onderzoek is gebleken dat 25% van de mkb-ondernemers - als gevolg van de crisis - behoefte heeft aan extra ondersteuning bij het ondernemen op het gebied van financiën, marketing en personeel. Het aanbod van de markt sluit niet altijd aan op de behoefte van de on-dernemers. Ook weten onderne-mers vaak niet waar ze zich kunnen ‘melden’. Daarom is KvK Onderne-mersconsult opgezet. Een initiatief van de provincie Utrecht, in samen-werking met de Kamers van Koop-handel Midden-Nederland en Gooi, Eem- en Flevoland.

Wat is KvK Ondernemerscon-sult?

KvK Ondernemersconsult is een centraal meldpunt waar onderne-mers een gratis adviestraject kun-nen aanvragen, bestaande uit een intakegesprek met een KvK-onder-nemersadviseur en, indien nodig, een vervolggesprek bij een des-kundige partner uit het netwerk. Tijdens het intakegesprek maakt de

ondernemersadviseur samen met de ondernemer een analyse van de bedrijfssituatie. Wanneer vervol-gens externe expertise is vereist, verwijst de ondernemersadviseur door naar een deskundige partner uit het netwerk, die een eerste gra-tis consult aanbiedt. Na het gesprek bij de partner neemt de onderne-mersadviseur contact op met de ondernemer om te vragen hoe het advies gewaardeerd wordt. De KvK blijft de ondernemer volgen totdat deze een stap verder is geholpen met ondernemen. De partners bie-den naast het eerste gratis consult

ook nog een korting aan op het uur-tarief bij een vervolgtraject.

Hoe werkt het?Heeft u onder uw clientèle on-

dernemers die ondersteuning kunnen gebruiken? Of heeft u zelf vragen? Via www.kvkonderne-mersconsult.nl kan direct een gra-tis consult worden aangevraagd. Of bel met één van de KvK-onderne-mersadviseurs: Maaike de Graaf, M 06-285 554 71 of Robert Barendse, M 06-212 062 65.

Heeft u vragen over het project, belt u dan met de projectmanager Roxanne van Vliet, M 06-220 348 10.

KvK Ondernemersconsult, voor slimme ondernemers

Spot-Art winnaar bekend

Ondernemers in de pro-vincie Utrecht kunnen met ingang van vandaag

gebruik maken van een gratis fi-nancieel dashboard. Hiermee krij-gen ondernemers in één oogopslag inzicht in hun huidige en toekom-stige financiële situatie. Ook de effecten van toekomstplannen of veranderingen in het bedrijf wor-den hiermee zichtbaar.

Het financieel dashboard is on-derdeel van het programma KvK Ondernemersconsult. Dit is op-gezet door de Kamers van Koop-

handel Gooi-, Eem- en Flevoland en Midden-Nederland met steun van de provincie Utrecht. Doel is het ondersteunen van MKB-on-dernemers die daar behoefte aan hebben. Voor hen is er een gratis KvK ondernemersconsult beschik-baar op het gebied van financiën, marketing en personeelszaken. De KvK’s werken hiervoor samen met gerenommeerde partners.

Scenario’s Het financieel dashboard is

te downloaden vanaf de website www.kvkondernemersconsult.nl.

Na het invullen verschijnen 4 scenario’s: van economische de-pressie t/m herstel. Het invullen van de scan kost zo’n drie kwartier. Daarmee krijgt de ondernemer in-formatie die een goed beeld geeft van de toestand waarin het bedrijf zich bevindt. Niet alleen de huidige situatie maar ook wat de toekomst in petto heeft. Aansluitend kan hij of zij de uitkomsten bespreken met een ondernemersadviseur van de Kamer van Koophandel.

Gratis financieel dashboard voor ondernemers

Startersdag 2009 in De Fabrique in Utrecht

Regelmatig ontvangt de Ka-mer van Koophandel berichten van bedrijven die zijn benaderd in naam van de KvK. De KvK waarschuwt voor deze verkoop-trucs.

Er zijn bedrijven die de naam van de Kamer van Koophandel gebruiken om hun producten te verkopen. In sommige gevallen vragen ze naar uw beveiligings-gegevens of andere persoonlij-

ke informatie die u niet zomaar wilt prijsgeven.

Bij twijfel contact opnemenNeem bij twijfel aan de be-

trouwbaarheid van een bedrijf altijd eerst even contact op met de Kamer van Koophandel. Zeg tegen het bedrijf in kwestie dat u eerst contact opneemt met de Kamer van Koophandel en dat u daarna eventueel op hun aan-bod terugkomt.

john

prin

sfot

ogra

fie.n

l

Doelgroep• mkb-ondernemers • met personeel • die de startersfase voorbij zijn• uit de provincie Utrecht

Meldingen over misbruik naam Kamer van Koophandel

Kamer van Koophandel Midden-Nederland in Utrecht

Tel: 030-8890206E-fax: 0847-292120E-mail: [email protected] 363564 AB Utrecht

Belastingadvies

Aangiften inkomstenbelastingAangiften vennootschapsbelasting

Opstellen jaarcijfers

Lid van College Belastingadviseurs

www.profa.nl

Page 27: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER27 NOVEMBER - KASIM 2010

HOGIAF is de grootste mul-ticulturele ondernemersorga-nisatie in Nederland. Waarom bent u hierbij betrokken?

Waarom ik me graag aan HOGIAF verbind is dat deze men-sen zich op een actieve manier willen onderscheiden in de sa-menleving. Mensen gelieerd aan HOGIAF zijn mensen die op onder-nemende wijze deelnemen aan de samenleving. Ik wil dat stimuleren omdat ze een voorbeeld voor de samenleving zijn. Daarom ben ik erbij betrokken en draag ik zo’n organisatie een warm hart toe.

Hoe kijkt u naar de handel tussen Nederland en Turkije in de komende jaren?

Die zal alleen maar toenemen. De wereld is steeds meer aan het globaliseren. Een wereld zonder

grenzen zal zich meer en meer gaan manifesteren. Tussen Neder-land en Turkije zijn historische verbindingen. Los van de vraag of Turkije lid zal worden van de Europese Unie zal de dynamische ontwikkeling van Turkije blijven doorgaan. Dit heeft ook invloed op de handel tussen Nederland en Turkije. Met of zonder lidma-atschap zal die dynamiek voort blijven gaan en dus ook de handel.

Heeft u nog een tip voor jonge, Turkse ondernemers?

Go ahead! Ga ervoor. Laat je niet afleiden door wat er in de politiek gebeurt. Straal zelfbewustzijn uit. Wees trots op wie je bent.

Christen-democratie sluit mensen per definitie niet uit

Wat vindt u van het Frissen rapport?

Dit maakte helder wat er mis ging met de campagne. Er ligt een uitdaging voor de partij om kri-tische mensen te betrekken bij het nieuwe gedachtegoed van de par-tij in de 21e eeuw. Daarmee legde het rapport de vinger precies op de zere plek. Er was een gesloten bestuurscultuur met weinig ruimte voor mensen die kritiek hadden. Bij een gesloten bestuurscultuur is het van belang dat die open wordt gemaakt en dat er ruimte is voor

verschillende opvattingen en dia-loog. Ik hoop dat het partijbestuur hier ook in slaagt.

U heeft een aantal jaren gele-den met Mohammed Sini samen-gewerkt aan een project. Wat voor resultaten heeft dit project opgeleverd?

Het project heeft opgeleverd dat er een enorme bijdrage aan de in-tegratie dialoog is geleverd. Ik word overal in het land uitgenodigd om te praten over de ‘nationale iden-titeit’ en integratie. Ik ga graag op de uitnodigingen in vanuit de in-

Kamer van Koophandel Midden-Nederland in Utrecht

tentie van betrokken burgerschap. Daarnaast is het zeer inspirerend om dit te doen. Het land is namelijk van ons allemaal in tegenstelling tot wat sommigen ons willen doen geloven. Tegelijkertijd moet iede-reen dan wel een bijdrage willen leveren. Dat besef begint langzaam door te dringen.

Wat is uw visie op het feit dat veel Turkse CDA-ers sinds een paar jaar niet hun stem kunnen laten horen? Er zijn ook gemeen-teraadsleden die hun eigen weg zijn gegaan.

Ik heb zelf ook zitten afwegen of ik nog door wilde gaan met het CDA. Ik wilde afhaken. Wat dat betreft voel ik me verwant met die mensen die het CDA de rug toeke-ren. De christen-democratie ver-houdt zich per definitie niet met het idee mensen uit te sluiten. We willen juist inclusie. Alle burgers moeten ook participeren, dat is ie-ders verantwoordelijkheid. Het ge-dachtegoed van de PVV verafschuw ik. Ik vind het onnederlands en ik

heb er veel moeite mee. Dat ik er toch bij ben gebleven,

heeft alles te maken met die 2e ok-tober. Toen is besloten om bij onze idealen te blijven en vanuit onze overtuiging verder te gaan. Ik voel me erg verbonden met die een der-de van de mensen die tegenstander was van het gedoogakkoord. Die moeten ook een stem krijgen.

De verharding van het politi-eke klimaat baart veel mensen zorgen. Deelt u dat? Is er nog re-den voor optimisme?

Hoewel ik vind dat er een ver-harding van het politieke klimaat plaats vind, ben ik een rasoptimist. Ik ben trots op ons land omdat wij namelijk bevoorrecht zijn hier in Nederland. We zijn een van de rijk-ste landen. Ik ben niet trots op het politieke klimaat maar wel wat er in de samenleving gebeurt; dat er samengewerkt wordt tussen men-sen van allerlei verschillende af-komst en dat de integratie ook op hogescholen aan het doorzetten is. Dat is indrukwekkend.

De politici lopen dus achter de feiten en de werkelijkheid aan. Zij hebben onvoldoende oog voor wat er wel goed gaat.

Wat vindt u van de discussie over de dubbele nationaliteit? Past deze discussie in deze tijd van globalisering?

Het is een discussie die past bij het hedendaagse politieke sen-timent in Nederland. Het is een merkwaardige discussie omdat het er uiteindelijk om gaat of iemand een paspoort uit een moslimland heeft. Door sommige politici wordt met twee maten gemeten als het om het dubbele paspoort gaat.

Ik ben trots op wie ik ben. Als ik de kans zou krijgen een Fries paspoort te krijgen, dan zou ik het doen. Ik ben trots op mijn geboor-tegrond en op mijn afkomst. Als ik in Frankrijk zou gaan wonen, dan zou ik een Frans paspoort aanvra-gen maar ik zou nooit mijn afkomst verloochenen, ik zou mijn Neder-landse paspoort willen behouden.

Wees trots op wie je bent

Fatma Sari, 30 jaarIk ben veel actief op de school

van mijn kinderen, ik kook met kin-deren in het buurthuis en organiseer koffie/thema ochtenden voor vrou-wen. Verder praat ik met iedereen en vang signalen op waar ik zonodig wat mee doe. Ik ken de buurtbewo-ners en activeer en stimuleer hen om voor elkaar en voor de buurt klaar te staan. Voorbeelden hiervan zijn het organiseren van een thema-voorlichting over het Steunpunt Hui-selijk geweld maar ook een gezellige barbecue organiseren met en voor buurtbewoners.

Ik wil graag buurtbewoners met elkaar in contact brengen zodat ze zich samen kunnen inzetten voor de buurt. Samen sta je Sterk!"

Funda Uçar, 21 jaar Ik werk bij stichting de Brug als

assistent accountant. Ik bezoek vrouwen die

geïsoleerd zijn om als brug te fungeren tussen deze vrouwen en maatschappelijke instanties. Het grootste probleem is de taal. Ik spreek Turks met hen en geef ze adviezen. Ik zie ze elke week of om de week, soms bel ik ze als ik weet dat het goed gaat. Ik heb laatst bij-voorbeeld een vrouw geholpen die net gescheiden is. Ze had schulden, haar woonlasten waren te hoog geworden, en haar kind had problemen op school. Toen heb ik samen met haar en de school een gesprek georganiseerd, waarin we hebben geadviseerd om met haar kind naar een psychiater te gaan.

Naime Yildirim, 41 jaarIk ben door een ouderpartici-

patiecursus op de school van mijn zoon in contact gekomen met het STOC (Stichting Turks Onderwijs Centrum). Toen heb ik gevraagd of ik iets kon doen. Er werken alleen vrijwilligers bij het STOC. Ik werd de begeleider van de vrijwilligers. We willen kinderen extra steun ge-ven bij hun schoolcarrière en ook de ouders helpen. Onze weekends-chool is een groot succes. Dit jaar hebben we zeshonderd leerlingen! Ik heb zoveel dingen geleerd hier. Nu durf ik meer, ik ben trots.

Ik werk full time en ben bestuurslid, ik coördineer de activi-teiten, ik geef Turkse les aan kinderen. En ik geef volksdansles en computerles.

Wie is de Kampioen van Nieuw West? Deze vrijwillegers zijn genomineerd voor de vrijwilligersprijs 2010. U kunt tot 18 november stemmen op een van deze kandidaten op: http://www.vca.nu/kampioenen/index.html

Page 28: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 28NOVEMBER - KASIM 2010

De nieuwe regering is ge-vormd, de rook is opgetrokken en al snel zal het back to busi-ness zijn en waarschijnlijk zelfs business as usual. In het regeer-akkoord heeft de economie de aandacht en Nederland zal weer op de kaart gezet worden. We moeten daar met zijn allen aan werken.

Prima. Het idee ‘met z’n allen’ spreekt mij meer dan aan maar als ik naar het huidige kabinet kijk, dan krijg ik niet het idee dat we er met z’n allen iets aan doen. Het lijken voorname-lijk mannen te zijn die er alles aan doen en de lakens uitdelen, misschien wordt dat wel onder business as usual verstaan. Het feit dat het diversiteitsbeleid gesneuveld is in het nieuwe regeerakkoord is nauwelijks opgemerkt. Er wordt beweerd dat beleid op diversiteit hele-maal niet nodig is want talent zou uit zichzelf toch wel komen bovendrijven. Nederland zou een dergelijk beleid dus niet nodig hebben.

Een dergelijk beleid zou niet nodig moeten zijn, dat is wat anders dan dat een dergelijk beleid niet nodig is. Er zou altijd naar de beste kandidaat gekeken moeten worden. Minister-president Rutte heeft aangegeven dat hij de beste persoon heeft uitgekozen voor de kabinetsfuncties. Dat betekent dus dat al die posities die in het kabinet door een man opgevuld zijn, door geen enkele vrouw be-ter of net zo goed door een vrouw vervuld had-den kunnen worden.

Ik heb daar een an-dere mening over. Maar laten we eens meer objectief kijken naar hoe het met de positie van de man en vrouw is gesteld in Nederland en dan met name in vergelijking tot de rest van de wereld. Het World Econo-mic Forum, een gere-nommeerde internationale organisatie, heeft kort-

geleden haar Gender Gap Index voor dit jaar gepubliceerd. Dat is een rapport waarin 134 landen bestudeerd zijn met betrekking tot het verdelen van middelen en kansen tussen mannen en vrou-wen. Onder andere de economi-sche participatie en bijbehorend salaris is onderzocht, toegang tot onderwijs en bijvoorbeeld gezondheid.

Zoals altijd zijn het de Scan-dinavische landen die de boven-toon voeren omdat deze landen een vrij egalitair beleid voeren. De top vijf bestaat respectievelijk uit IJsland, Noorwegen, Finland, Zweden en Nieuw-Zeeland. Nederland staat zeventiende op deze lijst en zo heel slecht lijkt dat niet. Toch is dat absoluut geen reden om achterover te leu-nen of te denken dat het allemaal wel in orde is. Het is namelijk he-lemaal niet in orde als je bedenkt dat geen enkel land ter wereld perfecte gelijkheid heeft tussen man en vrouw.

Een land dat het veel slechter doet dan Nederland is Turkije. Turkije staat op nummer 126, van de onderzochte landen bungelt het onderaan het lijstje. Vrouwen zijn in Turkije weinig vertegenwoordigd op topposities zoals bijvoorbeeld binnen de

rechtspraak. Daar is dus nog meer werk aan de winkel.

Wat kan er precies ge-daan worden om de positie van vrouwen te verbete-ren, met name op hoge

posities? Het eerste wat in me opkomt is het

quotasysteem. Dit systeem hebben ze in de Scandinavi-sche landen. Het kan dan ook geen toeval zijn dat die zo hoog sco-ren op dit soort indexen.

Er is echter veel weerstand te-

gen zo’n systeem van quota’s. De critici vre-zen dat het averechts werkt en vrouwen

bevorderd worden omdat ze vrouw zijn. In

ieder geval hebben ze geen alternatief. Zelf zie

ik geen ander alternatief dan het quotasysteem omdat de dingen op z’n beloop laten een veel slech-tere optie is en verspilling van sociaal kapitaal. Landen met zo’n quotasysteem doen het niet alleen goed op deze lijst maar ook met betrek-king tot onderwijs en geluk. Daar kan men toch niet tegen zijn?

reGeerAkkoord

Songül Arslan heeft een achtergrond in internationale en financiële projecten, marketing en communicatie en is nu werkzaam als beleidsmedewerker op de afdeling Buitenlandse Economische Betrekkingen van het ministerie van Economische Zaken.

Juridische dienstverlening

Dienstverlening identiteit

Dienstverlening leerlingenvervoer

Begeleiding oprichting scholen

Cultureel-educatieve dienstverlening

Dienstverlening interim-directie PO

Basistraining MR

Pedagogische dienstverlening

Adviezen organisatie onderwijs

Algemene adviezen

Hardwareweg 43821 BM AmersfoortPostbus 1466 3800 Bl Amersfoort

Tel: 033 454 67 66 Fax: 033 454 66 [email protected]

De ISBO wenst u

een fijn, gezond

en vreugdevol

Offerfeest.

WERK EN NETWERK

Mini C.V.

Naam: Tugba Çavuşoğlu-XhemailiContact: www.linkedin.com/TugbaCavusogluTwitter: @TugbaCavusoglu

Nauwkeurig AmbitieusVriendelijk FlexibelTeamplayer Zelfstandig

Leidinggevende capaciteiten Maatschappelijk betrokken

Flexibel Doorzettingsvermogen

Resultaatgericht Organisatietalent

Representatief Humor

Waarnemer Ondernemend

Denker Zelfverzekerd

Beslisser Ondersteunend

Doener ..............................

Kenmerken: Kies jouw 5 sterkste punten!

Mini C.V.2009-heden: Studie Management in de zorg, De Haagse Hogeschool (Den Haag)2008-heden: Bestuur, Stichting Ulu Moskee (Sliedrecht)2009 (6 weken): Taalcursus Engels (Malta)2008 (12 weken): Stage, Çaykur Thee Groothandel (Turkije) 2006-2009: Opleiding Internationaal Groothandel, Zadkine College (Rotterdam)

Naam: Saadet KaraContact: [email protected]

Nauwkeurig Ambitieus

Vriendelijk FlexibelTeamplayer Zelfstandig

Leidinggevende capaciteiten Maatschappelijk betrokken

Flexibel Doorzettingsvermogen

Resultaatgericht Organisatietalent

Representatief Humor

Waarnemer Ondernemend

Denker Zelfverzekerd

Beslisser Ondersteunend

Doener ..............................

Kenmerken: Kies jouw 5 sterkste punten!

Mijn naam is Saadet Kara. Ik ben geboren en getogen in Sliedrecht. Momenteel zit ik in de tweede jaar van de studie Management in de zorg aan de Haagse Hogeschool. In de periode 2007-2009 ik veel stage-ervaring opgedaan. Omdat ik belang hecht aan de Engelse taal, verbleef ik een jaar in Malta om daar de Taalcursus Engels te volgen.

Daarnaast vervul ik de functie van secretaris in het bestuur van Stichting Ulu Moskee (Sliedrecht). Mijn taken bestaan onder andere uit het notuleren tij-dens de vergaderingen en het bewaken en doorgeven van de gemaakte afspraken. Daarnaast organiseer ik als bestuurslid diverse activiteiten voor jongeren en ouders. Te denken valt aan de (inhoudelijk belangrijke) seminars over verschillende onderwerpen voor jon-geren en ouders. Bovendien zit ik op de Cursus Turkse Volksdansen. In mijn vrije tijd houd ik me verder bezig met lezen en koken.

Mini C.V.2005 – heden vennoot – administrateur bij

DRN Accountancy 1999 – 2004 salaris- en financieel medewerker bij

diverse bedrijven

Naam: Havva HarmankayaContact: [email protected]

Mini C.V.per 02/2011: Rechtsgeleerdheid, Universiteit van Tilburg10/2010-heden: Storemanager, Barsoi Mode (Utrecht) 2008-heden: Toneelvereniging Rietpluim (Soest) 2006-heden: HBO Rechten, Hogeschool Utrecht2009-02/2010: (Premaster) Liberal Arts, Bernard Lieve-

goed College, Vrije Hogeschool 2008-2009: Juridisch Assistent, Van der Goen Adv.

Mijn naam is Zafer Avcı (1987). Ik ben geboren en getogen in Hilversum. Momenteel bevind ik mij in mijn afstudeermaand van de opleiding HBO Rechten aan de Hogeschool Utrecht. In de afgelopen periode van september 2009 tot februari jl. heb ik de (pre-master) Liberal Arts (Vrije Kunsten) gevolgd aan de Bernard Lievegoed College te Driebergen-Zeist. Naar hoogst verwachting zal ik mijn studie HBO Rechten in de maand december 2010 afronden, waarna ik per februari 2011 zal starten met de opleiding Rechtsge-leerdheid aan de Universiteit van Tilburg.

Al tijdens mijn studie HBO Rechten heb ik erva-ring opgedaan binnen verschillende branches. Zo heb ik een baan gehad als Supervisor bij Canal Digitaal tot aan Juridisch Assistent bij het advocatenkantoor Van der Goen Advocaten te Soest. Bij dit advocatenkantoor heb ik tevens mijn bachelorstage mogen afronden. Met name deze periode heb ik als zeer leerzaam en uitdagend ervaren.

Naast mijn studie ben ik sinds oktober jl. werk-zaam in de functie van Storemanager bij Barsoi Mode te Utrecht. Als Storemanager ben ik verantwoordelijk voor het coachen van medewerkers en optimaliseren van de begroting. Het is dan ook onder andere mijn taak om de winkel te runnen en te zorgen voor klant-gericht werken.

Naast mijn studie en werk doe ik veel aan sport. Daarnaast ben ik betrokken bij toneelverenging Riet-pluim te Soest. Mocht je geïnteresseerd zijn in deze vereniging dan hoor ik dat graag!

Naam: Zafer AvcıContact: [email protected]

Minister-president Rutte heeft aangegeven dat hij de beste persoon heeft uitgekozen voor de kabinetsfuncties. Dat betekent dus dat al die posities die in het kabinet door een man opgevuld zijn, door geen enkele vrouw beter of net zo goed door een vrouw vervuld hadden kunnen worden. SONGÜL ARSLAN [email protected]

Page 29: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER29 NOVEMBER - KASIM 2010

SUCCESVOLONDERNEMER

Boekenrecensies

NURULLAH ERDEM

E.L. Doctorow (New York, 1931) wordt beschouwd als een van de be-langrijkste schrijvers uit de Verenigde Staten. Na het lezen van zijn roman Homer en Langley valt te begrijpen waarom. Homer en Langley beschrijft het leven van twee broers die opgroei-en in het chique Park Avenue in New York in de eerste helft van de twin-tigste eeuw. Het frappante aan deze roman is dat deze op feiten gebaseerd is en een werkelijkheid toont die ons voorstellingsvermogen te boven lijkt te gaan.

Homer is blind, desalniettemin zien we alles door zijn ogen en zijn blind-heid lijkt voor de lezer nauwelijks een handicap op te leveren. Als lezer besef je nauwelijks dat het verhaal door een visueel gehandicapt personage wordt verteld. Hij lijkt zelfs meer te ‘zien’ dan zijn broer Langley die zich meer zorgen over hem en zijn blindheid maakt, getuige het feit dat hij Homer zoveel mogelijk sinaasappelsap laat drinken om hem te genezen. Langley heeft geen handicaps maar door zijn ervaringen in de Grote Oorlog heeft hij een enorm trauma opgelopen. Beide broers zijn op elkaar aangewezen en vullen elkaar aan daar waar de ander

in gebreke lijkt te blijven. De broers proberen een normaal

leven te leiden maar als er iets is wat Homer en Langley niet zijn, dan is het alledaags en normaal. Ze zijn onconventioneel in alles wat ze doen en zelfs met hun ontmoetingen. Dat maakt dat deze roman vele hilarische momenten kent. Zo worden ze gefê-teerd door een gangster die ze later nog eens op een minder aangename manier tegen zullen komen. Zelfs het betalen van rekeningen en aflossing van zaken zoals een hypotheek wor-den al naar gelang het hun uitkomt betaald. Elektriciteit en water worden afgesloten maar daar weten de broers ook creatief mee om te gaan.

Het huis is een belangrijke factor in het leven van de broers omdat Homer grotendeels gekluisterd is aan het huis en Langley er ook zijn toevlucht toe heeft gezocht. De maatschappij lijkt ver van hun af te staan terwijl je als lezer desondanks toch het idee hebt dat ze middenin het leven willen staan. Alleen niet het leven wat zich daarbuiten aan hen openbaart. Daar-naast verzamelt Langley alles wat los en vast zit en is hij druk bezig met zijn levensproject, een krant die alle kranten moet vervangen. Zo haalt hij ook een auto in huis die een ereplaats krijgt. De buren in de chique buurt waar ze wonen zijn niet blij met de broers maar de broers trekken door hun eccentriciteit zelf ook de meest excentrieke types aan.

De roman is in een zeer soepele stijl geschreven die je bladzijde na bladzijde meevoert met de broers. Doctorow weet je het ene moment te boeien met filosofische bespiege-lingen van de broers en het volgende moment te vermaken met de karak-teruitingen van de broers. Dat hij daar tegelijkertijd de geschiedenis van de twintigste eeuw in verwerkt, maakt deze roman meesterlijk.

Hans Achterhuis ontmaskert de ideologie van het neoliberalisme tegen de achtergrond van de kre-dietcrisis. Het neoliberalisme blijkt net zo utopisch als het communis-me. Het neoliberale manifest Atlas Shrugged (1957), is na de Bijbel in de VS het best verkopende boek, ge-schreven door een in Amerika zeer invloedrijke filosofe van wie wij in Europa de naam nauwelijks ken-nen: Ayn Rand. Het gaat over een elite van neoliberale utopisten die de bestaande samenleving volledig kapotmaken, waarna ze de nieuwe wereld van het ultrakapitalisme op kunnen bouwen.

Ayn Rand was de ideologische

inspirator van voormalig topban-kier Alan Greenspan. Op het hoog-tepunt van de kredietcrisis gaf Greenspan publiekelijk toe dat er kennelijk ‘een fout' zat in zijn diepe overtuiging dat vrije markten geen behoefte zouden hebben aan regu-lering. De man die achttien jaar lang op monetair gebied de belangrijk-ste figuur ter wereld was geweest, toonde zich ‘zeer bedroefd' over de ontdekking dat het neoliberalisme tekort schoot.

Achterhuis onderzoekt in dit boek diepgaand de neoliberale uto-pie, met al haar verleidelijke én ver-woestende kanten. Hans Achterhuis: De utopie van de vrije marktUitgeverij LemniscaatPrijs: € 17,95www.lemniscaat.nl

RECENSIEDit uitermate actuele boek is

iedereen zeer aan te bevelen, vooral mensen die met financiële markten te maken hebben. De auteur maakt duidelijk, dat handelen vanuit het geloof dat de markt alles oplost en waarin voor (enige) overheidsregu-lering geen plaats is, tot (economi-sche) problemen heeft geleid zoals wij die nu kennen. Met uitgebreide bibliografie en register achterin.

DE UTOPIE VAN DE VRIJE MARKT

E.L. DOCTOROW - HOMER EN LANGLEY / UITGEVERIJ DE BEZIGE BIJ

Door: Elko Westervaarder

Door: Songül Arslan

Wie is Nurullah Erdem? Ik ben in 1971 geboren in Aksaray,

als jongste telg van 4 broers. Een half jaar daarvoor kwam mijn vader als gastarbeider naar Nederland. Wij bleven achter met mijn moeder en 4 kinderen. Zoals het destijds met veel gezinsherenigingen ging, zijn wij in 1975 door mijn vader naar Nederland gehaald. De basisschool, de middelbare school en later nog de hogere opleiding heb ik allemaal in Rotterdam gedaan.

Hoe is het allemaal begonnen?Nadat ik in 1990 afgestudeerd

was als Software Engineer heb ik vijf jaar gewerkt als software-programmeur voor accountants en administratiekantoren. Aansluitend daarop ben ik gevraagd door een detaillist in de tuinmeubelbranche om zijn winkels te automatiseren. Deze ondernemer wilde namelijk een landelijke keten opzetten. Bij dat bedrijf heb ik ruim tien jaar gewerkt en verschillende management functies vervuld. Al die jaren heb ik met het idee rondgelopen om ooit iets voor mezelf te beginnen. In 10 jaar tijd hadden we 11 grote vestigingen geopend. Zo kwam ik voor het eerst in aanraking met onroerend goed, huurovereenkomsten etc. waardoor er een hele wereld voor mij open ging. Uit eigen beweging heb ik toen de HBO opleiding “Makelaar /Taxateur o.g.” gevolgd.Ik wilde heel graag mijn eigen bedrijf opzetten.

In overleg met mijn werkgever ben ik in augustus 2005 parttime (op mijn zolderverdieping thuis) voor mijzelf gestart. Ik had ondertussen mijn eigen website gemaakt en ging twee dagen in de week mensen bellen die hun woning probeerden te verkopen. Via websites zoals marktplaats e.d. kon ik veel potentiële opdrachtgevers benaderen. Van de 40-50 mensen die ik belde kreeg ik 2, soms 3 opdrachten op No-Cure No-Pay basis. En zo ging de bal langzaam rollen.

Wat voor reacties heb je gehad nadat je je eigen bedrijf was begonnen?

Toen ik het in mijn omgeving bekend maakte werd het mij met name door vrienden sterk afgeraden.

Vaak omdat zij wisten dat ik een hele goede baan had met uitstekende arbeidsvoorwaarden en een prima toekomstperspectief. Mijn naaste familieleden en ook mijn vrouw stonden gelukkig wel achter mijn keuze. Dit laatste was voor mij reden genoeg om door te gaan waar ik aan begonnen was.

Heb je in het begin problemen gehad?

Natuurlijk loop je tegen situaties aan waar je even niet direct raad mee weet. Als nieuwkomer en “allochtoon” in een branche waar veelal gevestigde autochtone makelaarskantoren al tientallen jaren in opereren wordt je niet direct met open armen ontvangen. Maar niets weerhield mij om door te gaan met waar ik mee was begonnen. Ik was namelijk ook hard bezig om mijn netwerk te vergroten. Mede dankzij mijn nevenfunctie als secretaris van ondernemersvereniging ROGIAD kwam ik met heel veel personen in contact wat mij ontzettend hielp bij de naamsbekendheid van mijn bedrijf.

Heb je een moment gehad dat je het niet meer zag zitten om een eigen bedrijf te hebben?

Ik heb veel moeilijke momenten gekend maar nooit spijt gehad van mijn beslissing en ook nooit gedacht aan stoppen. Problemen zie ik namelijk altijd als nieuwe uitdagingen of als projecten die aangepakt moeten worden.

Ben je een geboren ondernemer?

Of ik een geboren ondernemer ben weet ik niet. Maar ik weet wel dat ik een eigenwijze manier, een aparte stijl van ondernemen heb. Ik zou niet weten hoe ik op een andere manier zou moeten ondernemen. Gelukkig merk ik in de praktijk dat mijn manier van doen mijn klanten en relaties prima bevalt.

Wat is je hoogtepunt geweest, heb je een leuke anekdote die je met ons kunt delen?

Een leuke anekdote en iets dat mij altijd zal bijblijven is dat ik vorig jaar door Arjan Erkel, een ex-medewerker van “Artsen Zonder Grenzen” die in Dagestan door Tjetjeense Rebellen is ontvoerd en

2 jaarlang is vastgehouden, ben geïnterviewd voor zijn exclusieve boek “YEP” (=Young Ethnic Professional). Hierin staan succesvolle etnische professionals centraal met hun levensverhaal. Daar staat ook mijn verhaal in beschreven.

Over mijn hoogtepunt kan ik melden dat we aan de vooravond ervan staan. Op de achtergrond van mijn dagelijkse werkzaamheden ben ik al ruim een jaar bezig geweest met het onderzoeken en opzetten van het franchiseconcept van UwMakelaarSite. Ik kan nu mededelen dat het franchiseconcept inmiddels rond is en dat wij binnenkort franchisevestigingen in heel Nederland gaan openen.

Wellicht handig om via uw krant bij deze een oproep geplaatst te hebben voor geïnteresseerde kandidaten.Op dit moment ben ik in gesprek met 4 locaties in het land en ik verwacht dat er binnenkort meer zullen volgen.

Aan welke eigenschappen heb je je succes te danken?

Ik hoor vaak dat ik mensen om mij heen snel kan motiveren, overtuigen en enthousiasmeren.

Ik ben vriendelijk, stel mij gedienstig op en toch professioneel en zakelijk. Dit alles draagt bij aan je succes. Daarnaast ben ik iemand die veel van netwerken houdt. Niet alleen om het netwerken op zich, maar ik vind het ook écht leuk om verschillende mensen te ontmoeten en iets voor anderen te kunnen betekenen. Dit heeft ook veel bijgedragen aan de naamsbekendheid van mijn bedrijf. Daarnaast heb ik vertrouwen in mijn formule, werk ik hard en doe ik mijn werk met heel veel plezier.

Wat is je levensmotto?Mijn levensmotto bestaat uit een

harmonieuze mix van de volgende regels.

• Zorg voor de mensen om je heen die om je geven.

• Doe altijd meer dan je best, want iedereen kan zijn best doen.

• Beteken zelf ook iets voor anderen.

• Vergeet niet dat je zelf de hoofdrolspeler bent van jouw leven.

Page 30: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER 30NOVEMBER - KASIM 2010

INTERVIEW | GÖKHAN ÇOBANFOTO | M.FATiH KARAMAN

FATMA KOŞER KAYA

"ANGST IS GEEN GOEDE LEERMEESTER"Waarom houden jullie dit ook niet met Alexander Pechtold, ik weet dat jullie ook een Nederlandse deel van de krant hebben. Dat zou toch prima zijn om dat een keer te doen? Op dit soort dossiers (visie van D66 op de Turkse gemeenschap. Red.) zijn fractieleiders die het woord voeren. Het zou voor jullie goed zijn om dat met Alexander te doen want dan kan hij echt losgaan en vertellen wat hij daar allemaal van vindt.

Wat betekent de gedoogcoalitie voor de godsdienstvrijheid in ons land? Is het niet gevaarlijk in jouw beleving?

Joh weet je, het beste antwoord eigen-lijk is voor welk soort populistische partij dan ook is dat je gewoon in de samenle-ving participeert, onderwijs volgt, werkt en laat zien dat je gewoon hier je leven leidt. Op het moment dat wij kunnen zorgen dat onze jongeren net zo goed studeren, net zo goed hun best doen, net zo goed in deze samenleving hun positie bekleden dan wil ik nog wel zien of daar zo veel problemen mee zijn.

Nog een ding waar ik in het verleden heel veel mee heb gedaan en nog wil blij-ven doen. Kijk wat nu wel heel duidelijk is is dat wij als D66 ontzettend zullen let-ten op dat grondrechten, mensenrechten niet afbrokkelen. Daar moeten we alert op blijven.

En daarnaast vind ik dat die jongeren ook gewoon midden in de maatschappij moeten staan, midden in de discussie en helemaal niet zo angstig moeten zijn.

Dat zie je wel gebeuren en dat blijkt ook uit onderzoek. De angst voor apartheid en discriminatie voor-al de positie in de maatschappij en de arbeidsmarkt maakt dat een hoog-opgeleide allochtoon zegt, nou weet je ik ga mijn carrière wel in Istanbul voortzetten want daar hebben zij mij ook nodig.

Angst is geen goede leermeester, dat weten jullie ook. Angst maakt juist dat

je geen goede beslissingen kunt nemen. Je moet wel steeds boven de angst we-ten uit te stijgen en mensen ook niet een angst willen aanpraten.

Dus je zegt eigenlijk; laat je niet lei-den door angst, angst is een slechte raadgever, maar blijf vooral hier in Nederland en maak hier je carrière.

Kijk heel veel jongeren, of ze nu van Turkse of Marokkaanse komaf zijn, voe-len zich helemaal niet zo aan grenzen gebonden. Heel veel jongeren voelen zich wereldburgers en die kijken veel meer naar waar heb ik het naar mijn zin en waar wil ik uiteindelijk mijn boterham verdienen. Die voelen zich veel minder aan grenzen gebonden.

Nederland heeft eigenlijk goud in handen met heel veel jongeren met een andere achtergrond. Arabisch, Turks, Chinees, Russisch, Pools… Dat bete-kent eigenlijk in economisch opzicht een goudmijn. Nederland zou veel meer moeten investeren in de ontwikkeling van de jongeren en hun op weg helpen naar een positie op de arbeidsmarkt om-dat Nederland daarmee ook economisch gezien veel bereikt.

En dat doet Nederland niet zo goed?

Dat vind ik niet. Ik heb vaker gezegd dat als er twee derde meer werkloosheid is onder allochtone jongeren dat we dan toch wel iets fout doen. Als je wilt dat men-sen zich goed ontwikkelen dan moet je ze vooral positief benaderen. Dat ze hier ho-ren en dat we ze hier nodig hebben.

De arbeidsmarktpositie van al-lochtone jongeren was al niet goed. Nu is de werkloosheid hoger. Denk je dat hun positie zal verslechteren?

Weet je, ik vind het nu al heel slecht, procentje meer of minder verandert de situatie niet. Ik wil gewoon een heel an-der beleid. De culturele maatschappelijke visie op jongeren en allochtonen. Daar moet echt een veel volwassener debat over gevoerd worden zodat we niet uit angst maar uit kracht naar de toekomst kijken en niet vanuit een bepaalde ach-tergrond maar vanuit een gedeelde toe-komst acteren.

Een ander belangrijk onderdeel waar de politie ook heel actiever in zou kunnen zijn is dus dat je je regels zo maakt op die arbeidsmarkt dat iedereen ook gelijk behandeld wordt, en dat is nu niet zo. Dat heeft met ontslagregels te maken, met het feit dat onbekend onbemind maakt. Een op de vier werkgevers, blijkt uit on-derzoek, discrimineert maar drie op de vier niet. Dan kan je moeilijk verklaren hoe het dan komt dat er dan toch zo’n enorme afstand tot de arbeidsmarkt is voor allochtone jongeren. En dat heeft alles te maken met onbekendheid.

Er is uit onderzoek gebleken dat werkgevers ook, juist in onzekere tijden kijken naar de kandidaten en sneller de kandidaat kiezen die beter bij hun beeld past en herkenbaar is dan een kandidaat kiest die misschien veel beter is maar een andere achtergrond heeft.

Daar komt het “onbekend maakt onbemind” heel duidelijk naar voren.

Precies, daar komt het heel erg duide-lijk naar voren. Dus de politiek moet daar erg hard aan werken om daar het beeld bij te stellen en de regels ook zo te ma-ken dat iedereen gelijke kans heeft. VNO NCW heeft daar zeker een sleutelpositie in te vervullen. Die zouden veel meer bij hun achterban moeten aanjagen om niet angstig te zijn maar juist zoveel mogelijk te investeren om de beste te krijgen.

Maar ik wil de andere kant van het verhaal ook schetsen. Ik heb heel veel netwerkbijeenkomsten door het hele land georganiseerd. Het was een hels karwei om daar jongeren te krijgen. Ik nodigde ook werkgevers uit, ik had zelfs ook momenten dat ik tegen mijn medewerkers zei; ik heb nu wel genoeg werkgevers en ik wil nu meer jongeren hebben.

Jongeren beseffen niet hoe belang-rijk het is dat je een netwerk opbouwt en onderhoudt. Zeker allochtone jongeren, die hebben geen natuurlijke netwerk om zich heen en dan vallen ze in een diep gat na hun studie als ze dus ergens terecht willen komen. En uit weer een onderzoek blijkt dat je niet door het schrijven van een brief aan een baan komt. Nog geen 10% komt door het schrijven van een brief aan een baan, maar door gewoon te netwerken door de juiste mensen op de juiste plekken en daarin te investeren.

Dat betekent dus dat jongeren die in staat zijn hun netwerk op te bou-wen en te onderhouden, sneller een baan krijgen. En toch lukt het niet om deze jongeren daar te krijgen.

Het komt gewoon ook omdat deze jongeren heel erg in hun eigen omgeving zitten. Ik heb ook bij een Turks-Neder-lands studentenvereniging gezeten. Dat vond ik ontzettend leuk. Het was voor het eerst opgezet in Tilburg maar ik vond het ook heel belang rijk dat ik lid was van een autochtone studentenvereniging.

Het probleem wat je nu schetst zie ik ook op het VMBO, uitval van allochtone jongeren omdat zij geen stageplek kunnen vinden omdat zij het netwerk daarvoor niet hebben. Misschien hebben de jongeren meer kruiwagens nodig?

Ja, netwerken kruiwagens komt op het zelfde neer. Alleen kruiwagens sug-gereert een eenzijdige investering. Enkel netwerken werkt ook niet. Je zult net-werken moeten hebben waar je beide iets aan hebt en daar ook in investeren. Een keertje je kaart ergens afgeven is daar geween niet voldoende in. Ga vrij-willigerswerk doen en zorg dat je ergens opvalt.

Dus daar lopen we op achter?Ja daar lopen we echt op achter. Er is

aan alle kanten, zowel aan de kant van de regering als aan de kant van de maat-

s c h a p -pij maar ook aan de kant van de al-lochtone jongeren echt een hoop te doen.

H e e l d u i d e -lijk. We hebben het ge-had over godsdienstvrijheid en arbeidsmarkt. Onderwijs…?

Ja, onderwijspartij he. Dat is de ba-sis van onze samenleving, je beschaving meet je af aan het niveau van het onder-wijs. En uiteindelijk zijn heel veel pro-blemen te voorkomen door heel goed onderwijs te bieden en iedereen goede kansen te bieden.

Je hebt het net over VMBO uitval ge-had. Dat heeft met twee hele belangrijke dingen bijvoorbeeld te maken. Het eerste is dat je als leerling heel snel een keuze moet maken. Dan komen ze ergens te-recht waar ze totaal niet gemotiveerd voor zijn, dus je moet leerlingen de tijd geven om op een later moment de keuze te maken. En twee, je zult toch echt wat met de kwaliteit en met begeleiding moe-ten doen. Dat hebben jongeren gewoon heel hard nodig.

Als ik kijk naar de begeleiding zie ik dat niet elke school dat kan, ook al willen ze het graag maar ze kunnen het niet.

Maar dan moeten ze het helder ma-ken waar dat dan ligt. Kijk je kunt niet zeggen; we kunnen het niet dus laat het maar zo. Dat is natuurlijk ook geen optie. Het is heel belangrijk dat VMBO, MBO, HBO en Universiteiten goede con-tacten onderhoudt met het MKB. Het is gewoon waanzinnig belangrijk dat daar een goede wisselwerking in komt en dat er gewoon een goede match op de ar-beidsmarkt is.

Er is ook heel veel vraag naar een be-paalde sector waar helemaal niemand op studeert, zeker allochtonen niet, die vinden rechten en economie e.d. het be-langrijkste. Dat is wel heel mooi maar kijk ook naar wat er nog meer is. Psycho-logie bijvoorbeeld, het is een ontzettend belangrijke studie, zeker met de veran-derende samenleving met mensen met meerdere culturele achtergronden die

daar speciaal wellicht begeleid zouden kunnen worden.

En weet je wat ook heel belangrijk is? Dat is iets wat jullie nergens horen en nergens lezen. Cultuur heeft ook een enorme factor. Turkse-Nederlandse ge-meenschap bijvoorbeeld. Je leert liefde te tonen aan de jongeren en respect te tonen aan de ouderen waardoor in hui-selijke kring zelden of nooit een discussie plaats vindt. Want stel je voor dat je een mening hebt dat je pa of ma niet zint. Dat is enerzijds heel mooi dat je jong leert dat je respect moet hebben voor je ouders en voor de samenleving e.d. Maar je moet ook durven je kinderen leren te discus-siëren. En dat is echt een groot gemis.

Vooral in de Nederlandse samen-leving.

Ja, vooral in de Nederlandse samenle-ving. Je bent nergens als je je gevoel, ge-dachte en je emotie niet onder woorden kunt brengen en vaak kunnen jongeren dat niet op schoolgaande leeftijd dus voe-len ze al heel snel dat ze gediscrimineerd worden of buiten spel worden gezet of niet begrepen. Heeft gewoon echt voor een groot deel te maken met het feit dat wij onze jongeren niet leren het be-

spreekbaar te maken en te discussiëren.Dit vind ik echt belangrijk. Dit is niet

een pleidooi voor leer je kinderen geen waarden en normen.

Je geeft eigenlijk twee dingen aan. Het is belangrijk en heel mooi dat er waarden en normen en dat het zo is zoals het is.

Ja, ben daar ook heel trots op.Maar je geeft meteen ook mee dat

je best oneens mag zijn met je ou-ders, maak dat ook thuis bespreek-baar want daar heb in de Nederlandse maatschappij zoveel meer aan.

Ja. Een kind heeft er meer aan maar als ouder heb je er ook veel aan.

Ik moet zeggen dat ik het wel her-ken.Na mijn studie door de jaren heen leerde ik “overleven” op de ar-beidsmarkt. Terwijl misschien in de Nederlandse gezinnen de technieken om goed te kunnen overleven al eer-der worden meegegeven.

Ja maar ook te vertellen, op een pret-tige en beschaafde manier, wat je op dat moment tegen zit is gewoon belangrijk.

Ik vind het een mooi punt.Ik ben blij dat jij het herkent. Jonge-

ren zien water branden als ik dit soort dingen zeg. Ze denken soms: waar heeft ze het over…

Het is geen kritiek.Het is ook geen kritiek. Het komt ge-

woon omdat ze dat nog niet zo direct hebben meegemaakt maar daar komen ze van zelf wel achter. Want vervolgens zijn ze heel veel verder en komen ze tot de ontdekking dat het wel belangrijk is dat je dat moet doen.

Vooral in het zakenleven?Ja, Maar ook vooral op andere manie-

ren. Ik kom in veel debatcentra en daar zijn zelden of nooit allochtonen aanwe-zig. Als je serieus genomen wilt worden, dan is het ook belangrijk dat je ook deel-neemt aan discussies.

De eerste vraag die ik hier van een

journalist kreeg toen ik Kamerlid werd was; wat zijn je portefeuilles en waarom geen integratie? Alsof allochtonen niets met huisvesting hebben, niets met zorg hebben en niets met arbeid hebben. Juist daar hebben ze heel veel problemen.

Ondernemen. Turken staan re-delijk bekend als een ondernemend volk. Blijkt ook uit de cijfers van Ka-mer van Koophandel…

Weet je waardoor dat komt? Ik weet niet of het ooit onderzocht is maar ik heb een flauw vermoeden dat het hierdoor komt. Enerzijds, het is een bevolking die niet graag de les gelezen wordt en willen altijd op hun eigen manier iets doen. En anderzijds, die arbeidsmarkt, daar pro-beer je een paar keer ergens tussen te komen en als dat niet lukt denk je "ja jon-gens bekijk het maar ik doe het dan wel zelf". Dus een bedrijf starten. Ik denk dat dat twee belangrijke argumenten zijn.

Dit zegt ook iets over de creativiteit van de Turkse gemeenschap.

Ja natuurlijk. Linksom of rechtsom zoeken we naar een oplossing. De op-lossing kan het starten van een bedrijf zijn. En meestal is dit succes.

Dat zie je ook terug in de KvK cij-

Coalitie en gedoogak-koord in Nederland heeft veel stof doen

loswaaien, zowel nationaal als international. Maar in het bijzonder onder de allochto-nen en moslims van ons land is er veel discussie en onzeker-heid. Dit omdat het akkoord mogelijk gevolgen heeft voor hun positie in de Nederlandse Maatschappij. Vooral bij de jeugd is de onzekerheid groot als het gaat om de arbeids-

marktpositie en de plek in de maatschappij.

In dit interview met Twee-de Kamerlid Fatma Köser-Kaya wordt de situatie in Nederland besproken en vooral wat het kan gaan betekenen voor de Turkse gemeenschap. Waar lig-gen de kansen voor jongeren en hun ouders als het gaat om onderwijs en opvoeding maar ook wat de kansen zijn voor de ondernemers in nationaal en internationaal perspectief.

Jongeren beseffen niet hoe belangrijk het is dat je een netwerk opbouwt. Zeker allochtone jongeren, die hebben geen natuurlijke netwerk om zich heen en dan vallen ze in een diep gat na hun studie als ze dus ergens terecht willen komen. En uit weer een onderzoek blijkt dat je niet door het schrijven van een brief aan een baan komt. Nog geen 10% komt door het schrijven van een brief aan een baan, maar door gewoon te netwerken door de juiste mensen op de juiste plekken en daarin te investeren.

Page 31: Haber Gazetesi - Nr.10

HABER31 NOVEMBER - KASIM 2010

COLOFON

HABER Tel:010- 2 900 [email protected]

HABER verschijnt maandelijks

Laan op Zuid 474 3071 AB Rotterdam010 - 2 900 900

website:www.haber.nl

abonnementen:[email protected]

Hoofdredactie:Ibrahim Karaman

Redactie:Songül Arslan Mehmet GüzelyurtMerve KaramanDr. Hüseyin Keleş

Art Direction & fotografie:Mehmet Fatih Karaman

AdvertentiesNur Öztü[email protected] 68 79

Correspondenten:Suna FloretBurhaneddin CarlakSerap Torremans

Repr. AmsterdamMurat Taş

Repr. EindhovenAli Yücel

Repr. Arnhem en NijmegenKürşat Bal

Repr. LimburgMuzaffer Bozaslan

Rafjes:Rafih Berkane

HABER

www.maximata.nl

Bij aanmelding voor 1 januari 2011 krijgt u de eerste drie vacatures

nu tijdelijk gratis! Neemt u bij interesse contact met ons op.

Maximata in het kortMaximata is de enige vacaturebank die zich richt op de

multiculturele arbeidsmarkt. En dat is nodig, want er is nog

teveel kleurrijk talent op zoek naar zijn/haar toekomstige baan!

Als online marktplaats in vacatures voor kleurrijk talent, biedt

Maximata organisaties de kans zich online te profileren in een

unieke doelgroep. Maximata laat u deelnemen in een

kenniskring van bijzondere organisaties. Onze kennis, ervaring

en uitstekende netwerk staan garant voor een succesvolle

match. Benut beschikbaar talent en verrijk uw organisatie!

Nieuwsgierig geworden?Neemt u dan contact met ons op via www.maximata.nl of

stuur een email naar [email protected]. Wij zullen dan na

ontvangst van uw aanvraag spoedig contact met u opnemen

om uw wensen en de mogelijkheden te bespreken

Gratis aanmelding!

fers. Een paar jaar geleden was de Turkse gemeenschap het meest on-dernemende volk in Nederland.

Ja maar, ik heb een keer bij HOTIAD een speech gehouden en gezegd jongens, hartstikke mooi dat jullie er zijn. Ik ben trots op jullie maar het wordt wel tijd dat jullie de ramen en deuren eens open

gaan zetten. En dat ieder van jullie de volgende keer een MKB-er of een VNO NCW-er meenemen.

Is het een gesloten club? Hoe moet ik dat zien?

Gesloten is het niet. Want ik kreeg later te horen dat ze het hebben gepro-beerd maar dat het toen niet gelukt is.

Dat kan best maar dan moet je niet ver-volgens nog meer in je schulp gaan krui-pen. Dan moet je naar manieren zoeken om wel die contacten te leggen. Want het is voor ondernemers gewoon belangrijk dat je van de nieuwste ontwikkelingen op de hoogte bent en dat je met elkaar veel meer zaken kunt doen dan er al wordt gedaan.

zijn ze daarmee te veel op zich zelf en daarmee te veel op hun eigen om-geving gefocust?

Nou weet je, ik denk dat het niet eens bewust wordt gedaan. Het is meer dat ze het hebben geprobeerd en dat het niet is gelukt.

Er zijn vast een hoop Turkse onderne-mers die dat wel doen maar het moeten er meer zijn omdat je je grenzen moet verleggen. Daarvoor is het gewoon ont-zetten belangrijk.

In je beleving gebeurt dit nog on-voldoende?

Nog onvoldoende ja. Ik kom regelma-tig bij dat soort bijeenkomsten en dan vind ik het jammer dat daar weinig au-tochtone ondernemers rondlopen.

Maar omgekeerd ook. De autochtone

Nederlandse ondernemers lopen ook een hoop mis door zelf ook niet actief te zoe-ken naar samenwerking. Daar zou VNO NCW ook een stap in kunnen doen.

In een bemiddelende rol?Het is toch belangrijk. Kijk ik heb een

keer een lijst gezien van alle landen die met Turkije handel drijven. Op de eer-ste plaats kwam geloof ik Rusland, op de tweede plaats Duitsland en ergens op de twaalfde plaats kwam België maar Ne-derland zag ik niet op de lijst. Is toch ont-zettend zonde. Dan denk ik; je hebt hier ontzettend veel mensen met een Turkse achtergrond en de economie in Turkije groeit en daar zou je toch veel meer werk van moeten maken. Over en weer.

Hoe zie jij de internationale positie van Nederland als het gaat om handel?

Nederland heeft het altijd van han-del moeten hebben. Bijna 80% van onze economische groei hebben we te danken aan de Europese Unie en de handel die we met andere landen drijven.

Heeft het huidige coalitieakkoord hier invloed op?

Nee, maar ik voel wel een claustrofo-bische houding als het gaat om Europa en als het gaat om de wereld. En ik vind wel dat er een sfeer is van zo min mogelijk vanuit Europa en de deuren dicht.

Heb je zelf nog iets wat je wilt mee-geven aan de lezers van Haber?

Volgens mij heb ik nu een heleboel aan de jongeren en indirect aan hun ou-ders meegegeven. Ook hebben we het gehad bedrijven en netwerken. Het zijn aardige en mooie punten die zijn mee-gegeven toch?

Stel je voor dat je een mening hebt dat je pa of ma niet zint. Dat is enerzijds heel mooi dat je jong leert dat je respect moet hebben voor je ouders en voor de samenleving e.d. Maar je moet ook durven je kinderen leren te discussiëren. En dat is echt een groot gemis.

Page 32: Haber Gazetesi - Nr.10

...........................

p. 28

p. 30

p. 2

4

Dit interview zal gaan over de hui-dige gedoogcoalitie in Nederland. Wat is je visie daarop maar vooral, wat betekent het voor de Turkse gemeenschap in Nederland? Wat je ziet is dat de coalitie en het gedoog-akkoord veel stof hebben doen op-waaien.

Ja er is nog een ander akkoord he, niet zichtbaar maar wel gemaakt ken-nelijk. Op een gegeven moment zeiden we dat we het ontslagrecht wilden her-vormen. Gewoon omdat heel veel jon-geren, allochtonen en ouderen aan de zijkant van de arbeidsmarkt blijven om-dat werkgevers niemand meer in vaste dienst willen. Het is allemaal te duur en dat heeft allemaal met dat stelsel te ma-

ken. Maar dat staat niet in het coalitieak-koord noch in het gedoogakkoord dus wij hadden zoiets van nou ja…

Ook als er dus geen letter ergens staat hebben ze dus kennelijk iets afge-sproken. Er is nog een waslijst aan din-gen wat niet op papier staat maar wel afspraken over zijn gemaakt.

Ik wil het ook met u hebben over de onrust als gevolg van het coalitie akkoord wat is ontstaan in de alloch-tone gemeenschap en vooral wat de gevolgen kunnen zijn. Wat vindt u van de gedoogconstructie?

ij hebben al voor de verkiezingen aangegeven dat wij zelf geen samen-werking met de PVV zullen aangaan. Dat was een heel duidelijk principieel standpunt omdat deze partij conse-quent een bepaalde partij wegduwt uit

de maatschappij. Er zijn juist veel meer

kansen voor de oppo-sitie op dit moment.

Ja, ik heb nu al twee initiatiefwet-ten ingediend, of althans eentje ingediend en de ander is in de maak. De een is door de Kamer en de ander is in de Kamer. Maar dat zijn twee belangrijke initiatiefwets-voorstellen; ambtenaar

SUCCESVOL ONDERNEMER

AngsT is gEEn goEdE lEErmEEsTEr

p. 27

rechtspositieregeling en het duale ontslagrecht wat volgens mij echt

aan verandering toe is.Ik denk dat het ambte-

naar rechtspositierege-ling helemaal niet slecht

zal uitkomen voor het Kabinet.

Kijk, Zij heb ben in hun akkoord in ieder geval aange geven dat zij dit ook wil-

len, die steun kunnen we goed ge bruiken.

Ik kan met de beste wil van de wereld niet zeggen waarom een secretaresse bij een be-drijf anders beschermd zou moeten worden dan een secreta-resse bij een willekeurige

gemeente of een ministerie. Die zouden volgens de zelfde wetten gelijke kansen moeten hebben. Het gaat om ge-lijke kansen en daar streef ik naar.

Het CDA was heel lang voorstan-der van toetreding van Turkije tot de Europese Unie. Maar de laatste tijd is er een kentering ontstaan. zal deze kentering doorgaan nu de PVV het minderheidskabinet gedoogt?

Dat weet ik niet. De opvatting van de PVV is helder; ze willen principieel niet dat Turkije lid wordt. De PVV wil een in zichzelf gekeerde, geïsoleerde politiek waarbij men teruggaat naar nationale lidstaten. Die wereld bestaat niet meer, niet in de wereld van handel, de wereld van toerisme maar ook niet in de wereld van politiek. Het is een illusie te denken dat deze isolatiepolitiek nog tot de mo-gelijkheden behoort.

Het CDA heeft geen principiële afwij-zing ten opzichte van het lidmaatschap van Turkije. Het stelt wel goede, politiek valide vragen zoals met betrekking tot mensenrechten of het proces van de-mocratisering. Ik hoop dat deze vra-

gen ook de komende jaren beantwoord worden. Persoonlijk zou ik Turkije bij de Europese Unie willen hebben.

U was tegen een gedoogcoalitie. Net als u was ongeveer een derde tegen. zal dat de komende jaren een breuk binnen het CDA kunnen vormen?

Dat denk ik niet. Kijk maar wat er de afgelopen tijd gebeurd is. Het hoog-tepunt voor leden was afgelopen 2 oktober. Als de gedoogcoalitie de partij maar niet splijt, was mijn idee. Deze dag bleek uiteindelijk een indrukwekkende dag. Er was op die dag een enorme zoektocht maar vanuit een sterke christen-democratische overtuiging. Iede-reen besloot aan die zoektocht mee te werken, uit overtuiging. Na deze dag ging iedereen, voor- en tegenstanders van een gedoogkabinet, met geweldig enthousiasme terug naar huis.

HABEr verbindt mensen:

Het interview met de titel ‘Tersine Göç Hikayeleri’ ‘ in de vierde editie van Haber

is aanleiding geweest tot de kennisma-king met mijn nieuwe compagnon ing. Ekrem Karaçalı, M.Sc..

Ekrem die zowel zijn hogere technische school opleiding als zijn wetenschappelijke onder-wijs heeft genoten in Utrecht, was vastberaden om met zijn vrouw en drie kinderen naar Turkije te verhuizen. Hij moest en zou ‘het leven herdefiniëren’, zo-als hij het noemde. Al bete-kende dat dat hij daarmee afscheid zou nemen van zijn huidige werkgever Imtech;

één van de grootste Europese tech-nische dienstverleners, waar hij de afgelopen twee jaar had genoten van een veelomvattende Management

Traineeship. Wat begon met een simpele e-mail is in een korte tijd uitgegroeid tot een hechte vriendschap en een productieve samenwerking. Deze samenwer-

king heeft geresulteerd in ons nieuw bedrijf Aye-tek. Naar mijns inziens een ideale voorbeeld van de transnationale ondernemingsmoge-lijkheden tussen Tur-kije en Nederland en

zelfs Turkije en Europa.

AYETEK op zoek naar partnerships met duurzame energie investeerders

Fatma Doğan (22)

Yasemin Ün (24)

Saliha Yaylalı (27)

Student @ het Openbaar Vervoer

Doekle Terpstra

FOTO-INTERVIEWFatma Alakay al 10 jaar werkzaam bij NIGz te Woerden als projectmederwerker. Tevens geeft ze ook veel trainingen en workshops aan professionals die te maken hebben met mensen met een multiculturele achtergrond. Officieel heet het 'interculturele communicatietrainingen aan

hulpverleners' Fatma is eigenlijk een diëtiste en ze wist altijd al dat ze iets met

gezondheid wilde doen. p.25

Wat mij heel erg bij is geble-ven van mijn jeugd zijn de wijze woorden van mijn opa geweest.

Hij was een vooruitstrevende ge-leerde (alim) in ons dorp. Toen ik

acht jaar was, vroeg hij aan mij "Fatma, heb je geleerd hoe

je moet breien? Als je kan breien, kun je van wol iets breien, die je daarna kan

verkopen. Waarna je later een schaap kan kopen en van zijn wol weer nieuwe dingen kan maken, zodat

je je zelf kan redden. Het is heel belangrijk dat je zelf-standing en onafhankelijk

bent". Dit advies van mijn opa is me altijd bijge-

bleven, wat voor die tijd een erg vooruitstervende

gedachte was.

Wat wil je adviseren aan jonge ondernemers of jongeren die een eigen bedrijf willen beginnen?

Voor jongeren die een eigen bedrijf willen beginnen raad ik aan om zich eerst goed voor te bereiden en een gedegen ondernemersplan op te stellen. Zo’n ondernemersplan zet starters aan het denken, ook over zaken waar je normaal gesproken niet aan wil denken. Ik schrijf ook ondernemersplannen voor startende ondernemers en heb al veel gesprekken gevoerd en plannen uitgewerkt. Je ziet een duidelijk verschil in voorbereide en onvoorbereide ondernemers. Wees geen gelukzoeker maar wees gelukkig met je onderneming.

Boekenrecensies

De nieuwe regering is gevormd, de rook is opgetrokken en al snel zal

het back to business zijn en waarschijnlijk zelfs business as usual. In het regeerakkoord heeft de economie de aandacht en Nederland zal weer op de kaart gezet worden. We moeten daar met zijn allen aan werken.

reGeerAkkoord

Hoe vaak reis je per week met de OV? Wat is het grappigste / leukste /raarste wat je hebt meegemaakt in het openbaar vervoer?

Christen-democratie sluit mensen per definitie niet uit

INTERVIEW met Fatma Koşer Kaya

p.29

p.24

p.29

p.28

DOnmez: Jaar:1 Nr: 10

DE BESTE KRANT VAN NEDERLAND

HABERhaber•nl ISSN:1879-9981NOVEMBER 2010 KASIM HABeR

Oplage:13.00032 pagina’snr. 10

Fatma Koşer Kaya