1
11 31 Mayıs 2013 İSTANBUL SOLDAN SAĞA: 1- İstanbul Ticaret Odası’nın yeni Yönetim Kurulu Başkanı… 2- Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para… Bir kimsenin, meslek bilgisini artırmak için bir kurumda çalışarak geçirdiği dönem… İnşaat Mühendisleri Odası anlamındaki harfler… 3- Almanya’nın Euro’dan önceki para birimi… Adını bir başkentten alan baharat markası… 4- Bayındır duruma getirme işi, bayındırlık… Duyuru, anons… Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmî birlik… 5- En sıcak mevsim… Tayland’ın internet kodu… Notada duraklama zamanı… 6- Türkiye’de toplu olarak üretilen ilk otomobil markası… Resimli duvar ilanı… 7- Sanma durumu, sanı… Ramazan ayı içinde verilen, miktarı belirli sadaka… Ankara’da doğalgaz ve ulaşım hizmetlerini veren belediye kuruluşu… 8- Bir kadının evlenmiş olduğu erkek… Nazım Hikmet’in soyadı… 9- İki dağ arasındaki çukurca geçit… Er… 10- İlaç, merhem… Harf, şifre… (Tersi) “Türk Malı” anlamındaki kısaltma… Havalandırma aracı… 11- Osmanlılar döneminde kullanılmış, 7 gram ağırlığında altın sikke… Başkenti Suva olan ada ülkesi… 12- Vanuatu’nun plaka imi… Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr… Yılın on iki bölümünden her biri… 13- Ülker Gıda’nın bir bisküvi markası… Tornacılıkta, bir deliğin ağzını genişletmeye yarayan çelik alet. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1- Fabrika kurmak veya maden işletmek için bir kişi ya da kuruluşa devlet tarafından verilen özel izin… Bireysel Emeklilik Sistemi için kullanılan kısaltma… 2- Baryum elementinin simgesi… Azerbaycan ve Türkmenistan para birimi… Ürün tanıtımlarında “Çok oluyoruz” sloganını kullanan Türk blucin markası… 3- Davulu, pidesi ve topu vardır… Matruşkalarıyla ünlü halk… 4- Eskiden, tarım ürünlerinden alınan onda bir oranındaki vergiler… Kadınların ziynet eşyası… 5- Boş, bilgisiz, yetkisiz kimse… ABD’nin para birimi… 6- İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’ni simgeleyen harfler… Para ve ticaretle ilgili işlemlerde kullanılabilecek durumda olan satın alma gücü… 7- Malta’nın internet kodu… Litvanya’nın plaka işareti… Tonga’nın internet harfleri… Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan… 8- Bir işi yapabilmek için elinden geleni yapmak… 9- Bir kimsenin, bir ortaklığın veya bir devletin bazı işlerini yapan kimse, temsilci… Bir dondurulmuş ürünler markası… 10- Matematikte sabit bir sayı… Taşıtların ön bölümünde bulunan ışık düzeneği… 11- Bir şişe su markası… Bir yer bayındır duruma getirildiğinde çevrede bulunan mülklerin değeri arttığından, sahiplerinden belediyece alınan para… 12- Bir işi yapmaya hazır… Toplu taşıma ve nakliye araçlarına hareket ve varış noktası olarak belediyelerce ayrılan yer… 13- Bir birimde çalışan görevlilerin düzenli bir biçimde başka birimlere geçmesi… Adını Yunan mitolojisindeki bir tanrıçadan alan ABD merkezli spor ayakkabı üreticisi. BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 5. SAYFADA BULMACA Nalan M. ALAKENT [email protected] 1909 – 2005 yılları arasında yaşamış, yazar, hatip, müşavir, öğretim üyesi ve yönetim bilimcisi. Her ne kadar “yönetim bilimci” desek de, yönetimin bir bilim ya da sanat değil meslek olduğunu gösteren adam olarak bilinir. HAFTALIK İsmail Şen [email protected] B u sütunlarda zaman zaman işadamlarının yardımseverliklerini gösteren örnekleri aktarmaya çalışıyorum. İşadamlarının yaptırdığı hastaneleri, okulları, yurtları, ibadethaneleri, vakfettikleri varlıklarını öğrendikçe anlaşılıyor ki, dünyadaki bu tip yardımların önemli bir kısmı “işadamları” tarafından yapılıyor. Bazıları bunu küçümsemek için “çok veren maldan” derler. Aynı kişiler “mal canın yongasıdır” da dediklerinden aslında az olsun çok olsun verilen her kuruş candandır… Yapılan yardımlar ne kadar büyük olursa sardığı yara, giderdiği eksik de o kadar büyük olur. Tabii yardım yapmak, bağışta bulunmak için önce varlığının olması gerekir. Yoksul bir ülkede ancak yokluk paylaşılır. Ülke zenginleştikçe paylaşılacak değerler de artar. Örneğin, son yıllarda Türkiye’nin ürettiği değer arttıkça, kişi başına gelir yükseldikçe, aynı oranda yaptığı yardımlar da artıyor. Afrika’nın hemen her ülkesinde hastaneler, okullar açan, köylere su ve sağlık imkânları sağlayan bugünkü Türkiye, çok değil yarım yüzyıl önce bu hizmetleri kendi köylerine götüremiyordu. Bu çalışmaları hem TİKA vasıtasıyla devletimiz hem de çeşitli vakıf ve dernekler aracılığıyla milletimiz yapıyor. Bir vakfa yaptığınız birkaç yüz dolarlık bağışla açılan su kuyusu sayesinde, Afrika’nın kayıp bir köyündeki yüzlerce insanın hayat kalitesini artırabiliyorsunuz. Vahşi hayvanların da su içtiği bir nehir ya da su birikintisine gidip, hayatlarını tehlikeye atarak su taşımak zorunda kalmıyorlar. Yine yapılan küçük bağışlarla birçok insanın katarakt illetinden kurtulmasına, yeniden dünyayı görmelerine destek olabiliyorsunuz. Meslek edindirme kursları, temel eğitim kursları, sağlık araç gereçleri, su kuyuları, biçki dikiş kursları, dul kadınlara yönelik çalışmalar, katarakt ameliyatları, okullar, yetim yurtları, okul araç-gereç ve kitap, kırtasiye yardımları ve daha onlarca çeşit yardım faaliyeti… Bu yardımlar işçisinden memuruna, esnafından büyük işadamına binlerce insanın destekleriyle yapılıyor. Sadece Afrika’da değil ihtiyaç sahibinin olduğu her ülkede Türk insanının desteği görülmeye başladı. Birkaç yıl önce Kırgızistan’da Tanrı Dağları’nın eteklerinde ziyaret ettiğimiz bir ilahiyat fakültesinin tek bir Türk işadamının desteğiyle faaliyetlerini sürdürdüğünü öğrendiğimizde şaşırmıştık. Bugün Suriye’de ve sorun yaşayan her ülkede Türk yardım kuruluşları etkin bir biçimde yardım faaliyeti sürdürüyor. İstanbul Ticaret Odası da TİKA ile ortaklaşa yürüttüğü TÜRKMEK projesiyle Türk işadamlarının yoğun olarak faaliyet gösterdiği ülkelerde, Türkçe bilen vasıflı işgücünü artırmak için kurslar düzenliyor. Afrika’dan, Balkanlar’dan, Asya’dan Türkiye’ye getirilen gençler hem Türkçe öğreniyor hem de ülkelerinde ihtiyaç duyulan mesleklerde eğitiliyorlar. Tüm bu yardım faaliyetleri çeşitlenerek ve artarak sürüyor. Türkiye’nin zenginliği ve etkinliği arttıkça da sürecek. Türkiye’nin zenginliğini paylaşması şüphesiz bu zenginliği de artırıyor. Guraba-i Laklakiyyan gibi sonbaharda güneye göç edememiş “garip” leyleklere bakım için kurulmuş vakıfları bile olan bir kültürümüz var. Şefkatin yüceltildiği, mazlumun korunduğu, bereketin paylaşarak artacağına olan inancın hakim olduğu bu topraklara yakışan da budur. Ancak unutulmaması gereken, yüzyıllar önce Bursa’da “garip leylekler vakfı” kurulduğunda büyük bir zenginlik paylaşılıyordu, yoksulluk değil… Bu nedenle, dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimize, unutulmuş köşelerdeki insanlara daha çok yardım edebilmemizin yolu daha çok üretip, daha çok zenginleşmemizle mümkün… Yoklukta yoksulluk, varl›kta zenginlik paylafl›l›r ÖZLÜ SÖZ KARİKATÜR İyi bir yönetici, sıradan insanları sıradışı işler yapar hale getirir. İlk üretim bandından çıkan son Ford T Model HAFTANIN TARİHİ Gemi yolcuları ‘acelem var’ Yeni Galataport ihalesi ile yeniden gündeme gelen kruvaziyer turizm ve İstanbul’a ilişkin sorunları İstanbul turizmi açısından önem taşımaktadır. Yapılan ihalenin mali kısmından ve önceki ihale ile arasındaki farklardan öte İstanbul turizmine ne kazandıracağı ve projeye kültürel yaklaşım üzerinde durmaya çalışacağız. Bu proje ile İstanbul turizmi kruvaziyer turizmden çok daha üst düzeyde yararlanma işini başarabilecektir. Realite; kruvaziyer turizm açısından İstanbul’un bir liman olduğu ve yolcuların bu şehirde bir zaman dilimini geçirecek olmalarıdır. Önemli olanın bu zaman diliminin nasıl hem parasal hem de kültürel kazanıma dönüştürüleceğidir. Zira gemi yolcuları için en önemli husus ‘acelem var’ ifadesidir. Hatırlamak kabilinden ifade etmek gerekirse; kruvaziyer için en kısa tanımlama; dinlenme, eğlenme, görme ve tanıma gibi amaçlarla yapılan gezi olarak ifade edebilir. Konukların, belli bir rotada değişik destinasyonları ziyaret etmek üzere, temel amacı normal olarak taşıma değil, misafirleri ağırlamak olan bir gemiye, boş zamanlarını değerlendirmek için, bir ücret ödeyerek yapılan seyahattir. Buna göre amacı; taşıma veya ulaştırma değil, konukları olan turistleri ağırlamak olan ve bu amaçla her türlü hizmet donanımına sahip bulunan büyük gemilerle yapılan deniz seyahatleri, kruvaziyer turist ürünün ana eksenini oluşturmaktadır. Kruvaziyer turistik ürün satın alan misafirler gemiye hangi limanda ne zaman bineceklerini, hangi limanları ne kadar süre içinde ziyaret edeceklerini, bu ziyaretler sırasında liman ülkesinde, karada aktivitelere katılacaklarını, dönüşün hangi limana ne zaman olduğunu bilirler. Kruvaziyer gemiler yanaştıkları limanda ihtiyaçlarını karşılarlar. Gemi ve yolcuları için giriş-çıkış işlemleri yapılır. Limanlarda genellikle saatli sürelerde kalınır. Bu süre içinde; eğlence, ziyaretler, alışveriş ve bunun gibi olanaklar yolculara sunulur. Bu aktivitelere katılım, genellikle kruvaziyer seyahat ücretine dahil değildir. Yerel seyahat acenteleri önceden anlaşılan fiyatlar üzerinden çeşitli organizasyonları gerçekleştirirler. Galataport’a kültürel yaklaşım Gemi yolcularının teorik ve fiili sorunları var. Bu büyük ölçüde vakitlerinin dar olmasından kaynaklanmaktadır. Bunun için de şehirde kalma zamanlarının çok iyi planlanması, ziyaret edecekleri yerler ve alışveriş mekânları için özellikle ulaşımlarının sorunsuz gerçekleşmesi gerekiyor. Sorumlu kuruluşların koordinasyonu altında bu yolcular için planlamanın kusursuz çalışmasında şehrin maksimum yararı açısından zorunluluk var. Bu da zaten birtakım sorunlar yaşansa da yapılmaya çalışılıyor. Bu zaman planlamasını ne kadar iyi yapabilirsek şehir o kadar çok kazanacak. Galataport projesi vesilesi ile kültürel boyutta yapılması gereken belki de en önemli iş; görülmeyen, farkına varılmayan tarihi bir meydanı ortaya çıkarmak ve işlevsel hale getirmektir. Bilindiği üzere Tophane’de Mimar Sinan yapımı cami, çeşme, hamam ve medreseden oluşan bir külliye bulunmaktadır. Kılıç Ali Paşa Cami ve Hamamı’nın restorasyonu bitmiş, medresesi ise yeni başlamıştır. Meydandaki çeşme zaten önceden restore edilmişti. Tamamı dünyaca ünlü mimarımız Koca Sinan tarafından yapılan bu eserlerle birlikte Mimar Sinan Üniversitesi tarafından işletilen Tophane binaları hem görünüm hem de konsept olarak birleştirildiğinde mükemmel bir iş ortaya çıkar. Bu alanı görünür hale getirmek için şüphesiz etrafındaki lüzumsuz yapıları öncelikli olarak ortadan kaldırmak gerekir. Bütün bunlar yapıldığında Haluk Dursun’un ifadesiyle, İstanbul’un en güzel meydanı ortaya çıkacak. Bundan sonra yapılacak olan da meydan üzerinden ticari, sanatsal ve kültürel bir konsept geliştirebilmek olacaktır. Tabii ki bunu kruvaziyer yolcularla ilişkilendirmesi şarttır. Bir projeye sadece mali ve işlevsel açıdan değil kültürel yaklaşımı da dahil ederek bir bütün olarak bakmak daha büyük bir kazanımın ortaya çıkması demektir. Bu anlamda Galataport, bölge için dönüştürücü bir proje haline gelebilir ve mutlaka gelmelidir. PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ Kruvaziyerden Galataport’a ve Tophane’ye bakış Peter Ferdinand Drucker 4 Şubat 1340 – 4 Şubat 1924 Akbaba Dergisi Hürriyet anne – Sus, bağırıp durma… Mebus amcaların kızarsa ağzına biber sürerler ha!.. (bebekte “matbuat”, kadında “hürriyet” yazılı) Bas›n özgürlü€ü KARABÜK Üniversitesi tarafından doğu ve batı medeniyetlerini buluşturan Hicaz Demiryolları’nın kurucusu 34. Osmanlı Halifesi 2. Abdülhamid Han’a, Hicaz Demiryolu’na katkılarından dolayı onursal doktora unvanı verildi. Raylı Sistemler Mühendisliği Bölümü’nün teklifi ile üniversite senatosunca verilen ‘onursal doktora unvanı’nı, hanedanın Türkiye’de yaşayan en yaşlı üyesi olan Harun Osmanoğlu teslim aldı. VEFA BORCU Karabük Üniversitesi Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen törene, Rektör Prof. Dr. Burhanettin Uysal, Vali Yardımcısı Abidin Uysal, Kardemir A.Ş. Genel Müdürü Fadıl Demirel, çevre illerdeki üniversite rektörleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Rektör Prof. Dr. Uysal, 100 yılın vefa borcunu ödediklerini belirterek, “Türkiye bugün üniversitemizde tarihi bir olaya şahit oluyor. Türkiye’de ilk olan Raylı Sistemler Mühendisliği tarafından demiryollarının banisi, kurucusu son Halife 2. Abdülhamid Han Hazretleri’ne fahri doktora ödülü takdim etmekten mutluluk duyuyoruz” dedi. Rektör Uysal, amaçlarının Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği, “Türk evladı ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır” sözünü hatırlatmak olduğuna dikkat çekti. DİĞER PADİŞAHLAR Hanedanın Türkiye’de yaşayan en yaşlı üyesi Harun Osmanoğlu ise konuşmasında, “Öncelikle sözlerime selamların en güzeli ‘Selamun Aleyküm’ ile başlamak istiyorum. Bize bu mutlu anı yaşatan Karabük Üniversitesi’ne ve Rektör Burhanettin Uysal’a çok teşekkür ediyorum. Bu güzel olayın diğer padişahlar için de yapılmasını temenni ediyorum” diye konuştu. 2. Abdülhamid Han’a onursal doktora 31 Mayıs 1927 günü, dünya üretim tarihini değiştirmiş bir sistemin ilk başarılı ürünü Ford’un T Model otomobillerinin 15 milyon 7 bin 3’üncüsü üretildi. Bu otomobil T Model’in son aracı oldu. O döneme kadar görülmemiş büyüklükteki bu rekor sonraki 45 yıl boyunca kırılamayacaktı. Henry Ford, T Model’i üretmek için, Amerikan Otomobil Üreticileri Lisans Birliği (A.L.A.M.) ile girdiği bir hukuk mücadelesini kazanacaktı. Bu birlik tüm otomobil üreticilerinin ürettiği her otomobilden bir pay alıyordu. Bu payı vermekten kurtulan ve R. E. Olds’un bulduğu seri üretimi geliştirerek uygulayan Henry Ford, otomobil maliyetlerini düşürmüş ve orta sınıfın satın alabileceği rakamlara çekebilmişti. Böylece sadece milyonlarca otomobil satmakla kalmamış, otomobilin yaygınlaşmasıyla yeni bir ekonomi ve hatta bir hayat tarzının doğmasına yardımcı olmuştur. Sayfa11_Layout 1 30.05.2013 23:09 Page 1

HAFTALIK İsmail Şen Yoklukta yoksulluk, varl›kta zenginlik ...ismailsen.com/pdf/05.31.2013.pdf · Azerbaycan ve Türkmenistan para birimi… Ürün tanıtımlarında “Çok oluyoruz”

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: HAFTALIK İsmail Şen Yoklukta yoksulluk, varl›kta zenginlik ...ismailsen.com/pdf/05.31.2013.pdf · Azerbaycan ve Türkmenistan para birimi… Ürün tanıtımlarında “Çok oluyoruz”

1131 Mayıs 2013

İSTA

NBU

L

SOLDAN SAĞA: 1- İstanbulTicaret Odası’nın yeni YönetimKurulu Başkanı… 2- Birine,görevi karşılığı olarak veyageçimi için her ay ödenenpara… Bir kimsenin, meslekbilgisini artırmak için birkurumda çalışarak geçirdiğidönem… İnşaat MühendisleriOdası anlamındaki harfler… 3-Almanya’nın Euro’dan öncekipara birimi… Adını birbaşkentten alan baharatmarkası… 4- Bayındır durumagetirme işi, bayındırlık… Duyuru,anons… Serbest meslekadamlarını içinde toplayan resmîbirlik… 5- En sıcak mevsim…Tayland’ın internet kodu…Notada duraklama zamanı… 6-Türkiye’de toplu olarak üretilenilk otomobil markası… Resimliduvar ilanı… 7- Sanma durumu,sanı… Ramazan ayı içindeverilen, miktarı belirli sadaka…Ankara’da doğalgaz ve ulaşımhizmetlerini veren belediyekuruluşu… 8- Bir kadınınevlenmiş olduğu erkek… NazımHikmet’in soyadı… 9- İki dağarasındaki çukurca geçit… Er…10- İlaç, merhem… Harf, şifre…(Tersi) “Türk Malı” anlamındakikısaltma… Havalandırmaaracı… 11- Osmanlılardöneminde kullanılmış, 7 gramağırlığında altın sikke… BaşkentiSuva olan ada ülkesi… 12-Vanuatu’nun plaka imi…Düşüncesizce her işe atılan,cüretkâr… Yılın on ikibölümünden her biri… 13- ÜlkerGıda’nın bir bisküvi markası…Tornacılıkta, bir deliğin ağzınıgenişletmeye yarayan çelik alet.YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1-Fabrika kurmak veya madenişletmek için bir kişi ya dakuruluşa devlet tarafından

verilen özel izin… BireyselEmeklilik Sistemi için kullanılankısaltma… 2- Baryumelementinin simgesi…Azerbaycan ve Türkmenistanpara birimi… Ürün tanıtımlarında“Çok oluyoruz” sloganınıkullanan Türk blucin markası…3- Davulu, pidesi ve topuvardır… Matruşkalarıyla ünlühalk… 4- Eskiden, tarımürünlerinden alınan onda biroranındaki vergiler… Kadınlarınziynet eşyası… 5- Boş, bilgisiz,yetkisiz kimse… ABD’nin parabirimi… 6- İstanbul Su veKanalizasyon İdaresi’nisimgeleyen harfler… Para veticaretle ilgili işlemlerdekullanılabilecek durumda olansatın alma gücü… 7- Malta’nıninternet kodu… Litvanya’nınplaka işareti… Tonga’nıninternet harfleri… Boyun eğen,kendini başkasının buyruğunabırakan… 8- Bir işi yapabilmekiçin elinden geleni yapmak… 9-Bir kimsenin, bir ortaklığın veyabir devletin bazı işlerini yapankimse, temsilci… Birdondurulmuş ürünler markası…10- Matematikte sabit bir sayı…Taşıtların ön bölümünde bulunanışık düzeneği… 11- Bir şişe sumarkası… Bir yer bayındırduruma getirildiğinde çevredebulunan mülklerin değeriarttığından, sahiplerindenbelediyece alınan para… 12- Birişi yapmaya hazır… Toplutaşıma ve nakliye araçlarınahareket ve varış noktası olarakbelediyelerce ayrılan yer… 13-Bir birimde çalışan görevlilerindüzenli bir biçimde başkabirimlere geçmesi… Adını Yunanmitolojisindeki bir tanrıçadanalan ABD merkezli sporayakkabı üreticisi.

BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 5. SAYFADA

BULMACANalan M. ALAKENT ile ti sim@so rus hop.com

1909 – 2005 yılları arasında yaşamış, yazar, hatip,müşavir, öğretim üyesi ve yönetim bilimcisi. Herne kadar “yönetim bilimci” desek de, yönetimin

bir bilim ya da sanat değil meslek olduğunugösteren adam olarak bilinir.

HAFTALIK İsmailŞen

[email protected]

Bu sütunlarda zaman zaman işadamlarınınyardımseverliklerini gösteren örnekleri aktarmayaçalışıyorum. İşadamlarının yaptırdığı hastaneleri,okulları, yurtları, ibadethaneleri, vakfettiklerivarlıklarını öğrendikçe anlaşılıyor ki, dünyadaki butip yardımların önemli bir kısmı “işadamları”tarafından yapılıyor. Bazıları bunu küçümsemek için“çok veren maldan” derler. Aynı kişiler “mal canınyongasıdır” da dediklerinden aslında az olsun çokolsun verilen her kuruş candandır…

Yapılan yardımlar ne kadar büyük olursa sardığıyara, giderdiği eksik de o kadar büyük olur.

Tabii yardım yapmak, bağışta bulunmak içinönce varlığının olması gerekir. Yoksul bir ülkedeancak yokluk paylaşılır. Ülke zenginleştikçepaylaşılacak değerler de artar.

Örneğin, son yıllarda Türkiye’nin ürettiği değerarttıkça, kişi başına gelir yükseldikçe, aynı orandayaptığı yardımlar da artıyor.

Afrika’nın hemen her ülkesinde hastaneler,okullar açan, köylere su ve sağlık imkânlarısağlayan bugünkü Türkiye, çok değil yarım yüzyılönce bu hizmetleri kendi köylerine götüremiyordu.

Bu çalışmaları hem TİKA vasıtasıyla devletimizhem de çeşitli vakıf ve dernekler aracılığıyla milletimizyapıyor.

Bir vakfa yaptığınız birkaç yüz dolarlık bağışlaaçılan su kuyusu sayesinde, Afrika’nın kayıp birköyündeki yüzlerce insanın hayat kalitesiniartırabiliyorsunuz. Vahşi hayvanların da su içtiği birnehir ya da su birikintisine gidip, hayatlarını tehlikeyeatarak su taşımak zorunda kalmıyorlar.

Yine yapılan küçük bağışlarla birçok insanınkatarakt illetinden kurtulmasına, yeniden dünyayıgörmelerine destek olabiliyorsunuz.

Meslek edindirme kursları, temel eğitim kursları,

sağlık araç gereçleri, su kuyuları, biçki dikişkursları, dul kadınlara yönelik çalışmalar, kataraktameliyatları, okullar, yetim yurtları, okul araç-gereçve kitap, kırtasiye yardımları ve daha onlarca çeşityardım faaliyeti… Bu yardımlar işçisindenmemuruna, esnafından büyük işadamına binlerceinsanın destekleriyle yapılıyor.

Sadece Afrika’da değil ihtiyaç sahibinin olduğu herülkede Türk insanının desteği görülmeye başladı.

Birkaç yıl önce Kırgızistan’da Tanrı Dağları’nıneteklerinde ziyaret ettiğimiz bir ilahiyat fakültesinintek bir Türk işadamının desteğiyle faaliyetlerinisürdürdüğünü öğrendiğimizde şaşırmıştık. BugünSuriye’de ve sorun yaşayan her ülkede Türk yardımkuruluşları etkin bir biçimde yardım faaliyetisürdürüyor.

İstanbul Ticaret Odası da TİKA ile ortaklaşayürüttüğü TÜRKMEK projesiyle Türkişadamlarının yoğun olarak faaliyet gösterdiğiülkelerde, Türkçe bilen vasıflı işgücünü artırmakiçin kurslar düzenliyor. Afrika’dan, Balkanlar’dan,

Asya’dan Türkiye’ye getirilen gençler hem Türkçeöğreniyor hem de ülkelerinde ihtiyaç duyulanmesleklerde eğitiliyorlar.

Tüm bu yardım faaliyetleri çeşitlenerek ve artaraksürüyor. Türkiye’nin zenginliği ve etkinliği arttıkça dasürecek. Türkiye’nin zenginliğini paylaşması şüphesizbu zenginliği de artırıyor.

Guraba-i Laklakiyyan gibi sonbaharda güneye göçedememiş “garip” leyleklere bakım için kurulmuşvakıfları bile olan bir kültürümüz var. Şefkatinyüceltildiği, mazlumun korunduğu, bereketinpaylaşarak artacağına olan inancın hakim olduğu butopraklara yakışan da budur.

Ancak unutulmaması gereken, yüzyıllar önceBursa’da “garip leylekler vakfı” kurulduğundabüyük bir zenginlik paylaşılıyordu, yoksullukdeğil…

Bu nedenle, dünyanın dört bir yanındakikardeşlerimize, unutulmuş köşelerdeki insanlaradaha çok yardım edebilmemizin yolu daha çoküretip, daha çok zenginleşmemizle mümkün…

Yoklukta yoksulluk, varl›kta zenginlik paylafl›l›r

ÖZLÜ SÖZ

KARİKATÜR

İyi bir yönetici, sıradaninsanları sıradışı işler

yapar hale getirir.

İlk üretim bandından çıkan son Ford T Model

HA

FT

AN

IN T

AR

İHİ

Gemi yolcuları ‘acelem var’Yeni Galataport ihalesi ile

yeniden gündeme gelenkruvaziyer turizm ve İstanbul’ailişkin sorunları İstanbulturizmi açısından önemtaşımaktadır. Yapılan ihaleninmali kısmından ve önceki ihaleile arasındaki farklardan öteİstanbul turizmine nekazandıracağı ve projeyekültürel yaklaşım üzerindedurmaya çalışacağız. Bu projeile İstanbul turizmi kruvaziyerturizmden çok daha üstdüzeyde yararlanma işinibaşarabilecektir. Realite;kruvaziyer turizm açısındanİstanbul’un bir liman olduğuve yolcuların bu şehirde birzaman dilimini geçirecekolmalarıdır. Önemli olanın buzaman diliminin nasıl hemparasal hem de kültürelkazanıma dönüştürüleceğidir.Zira gemi yolcuları için enönemli husus ‘acelem var’ifadesidir.

Hatırlamak kabilinden ifadeetmek gerekirse; kruvaziyeriçin en kısa tanımlama;dinlenme, eğlenme, görme vetanıma gibi amaçlarla yapılangezi olarak ifade edebilir.Konukların, belli bir rotadadeğişik destinasyonları ziyaretetmek üzere, temel amacınormal olarak taşıma değil,misafirleri ağırlamak olan birgemiye, boş zamanlarınıdeğerlendirmek için, bir ücretödeyerek yapılan seyahattir.Buna göre amacı; taşıma veyaulaştırma değil, konukları olanturistleri ağırlamak olan ve buamaçla her türlü hizmetdonanımına sahip bulunanbüyük gemilerle yapılan denizseyahatleri, kruvaziyer turistürünün ana ekseninioluşturmaktadır. Kruvaziyerturistik ürün satın alan

misafirler gemiye hangilimanda ne zamanbineceklerini, hangi limanlarıne kadar süre içinde ziyaretedeceklerini, bu ziyaretlersırasında liman ülkesinde,karada aktivitelerekatılacaklarını, dönüşün hangilimana ne zaman olduğunubilirler. Kruvaziyer gemileryanaştıkları limandaihtiyaçlarını karşılarlar. Gemive yolcuları için giriş-çıkışişlemleri yapılır. Limanlardagenellikle saatli sürelerdekalınır. Bu süre içinde; eğlence,ziyaretler, alışveriş ve bunungibi olanaklar yolcularasunulur. Bu aktivitelerekatılım, genellikle kruvaziyerseyahat ücretine dahil değildir.Yerel seyahat acenteleriönceden anlaşılan fiyatlarüzerinden çeşitliorganizasyonlarıgerçekleştirirler.

Galataport’a kültürelyaklaşım

Gemi yolcularının teorik vefiili sorunları var. Bu büyükölçüde vakitlerinin darolmasındankaynaklanmaktadır. Bununiçin de şehirde kalmazamanlarının çok iyiplanlanması, ziyaret edecekleriyerler ve alışveriş mekânlarıiçin özellikle ulaşımlarınınsorunsuz gerçekleşmesigerekiyor. Sorumlukuruluşların koordinasyonualtında bu yolcular içinplanlamanın kusursuzçalışmasında şehrinmaksimum yararı açısındanzorunluluk var. Bu da zatenbirtakım sorunlar yaşansa dayapılmaya çalışılıyor. Buzaman planlamasını ne kadariyi yapabilirsek şehir o kadarçok kazanacak.

Galataport projesi vesilesi ile

kültürelboyuttayapılmasıgerekenbelki de enönemli iş;görülmeyen,farkınavarılmayan tarihi bir meydanıortaya çıkarmak ve işlevselhale getirmektir. Bilindiğiüzere Tophane’de Mimar Sinanyapımı cami, çeşme, hamam vemedreseden oluşan bir külliyebulunmaktadır. Kılıç Ali PaşaCami ve Hamamı’nınrestorasyonu bitmiş, medresesiise yeni başlamıştır.Meydandaki çeşme zatenönceden restore edilmişti.Tamamı dünyaca ünlümimarımız Koca Sinantarafından yapılan bu eserlerlebirlikte Mimar SinanÜniversitesi tarafından işletilenTophane binaları hemgörünüm hem de konseptolarak birleştirildiğindemükemmel bir iş ortaya çıkar.Bu alanı görünür hale getirmekiçin şüphesiz etrafındakilüzumsuz yapıları öncelikliolarak ortadan kaldırmakgerekir. Bütün bunlaryapıldığında Haluk Dursun’unifadesiyle, İstanbul’un en güzelmeydanı ortaya çıkacak.Bundan sonra yapılacak olanda meydan üzerinden ticari,sanatsal ve kültürel bir konseptgeliştirebilmek olacaktır. Tabiiki bunu kruvaziyer yolcularlailişkilendirmesi şarttır.

Bir projeye sadece mali veişlevsel açıdan değil kültürelyaklaşımı da dahil ederek birbütün olarak bakmak dahabüyük bir kazanımın ortayaçıkması demektir. Bu anlamdaGalataport, bölge içindönüştürücü bir proje halinegelebilir ve mutlaka gelmelidir.

PROF. DR.AHMET EMRE

BİLGİLİ

Kruvaziyerden Galataport’a veTophane’ye bakış

Peter FerdinandDrucker

4 Şubat 1340 – 4 Şubat 1924Akbaba Dergisi

Hürriyet anne –Sus, bağırıpdurma… Mebusamcaların kızarsaağzına bibersürerler ha!..

(bebekte“matbuat”,kadında “hürriyet”yazılı)

Bas›nözgürlü€ü

KARABÜK Üniversitesitarafından doğu ve batımedeniyetlerini buluşturan HicazDemiryolları’nın kurucusu 34.Osmanlı Halifesi 2. AbdülhamidHan’a, Hicaz Demiryolu’nakatkılarından dolayı onursaldoktora unvanı verildi. RaylıSistemler MühendisliğiBölümü’nün teklifi ile üniversitesenatosunca verilen ‘onursaldoktora unvanı’nı, hanedanın Türkiye’de yaşayan en yaşlıüyesi olan Harun Osmanoğlu teslim aldı.

VEFA BORCUKarabük Üniversitesi Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz

Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen törene, Rektör Prof.Dr. Burhanettin Uysal, Vali Yardımcısı Abidin Uysal,Kardemir A.Ş. Genel Müdürü Fadıl Demirel, çevreillerdeki üniversite rektörleri, akademisyenler ve öğrencilerkatıldı. Rektör Prof. Dr. Uysal, 100 yılın vefa borcunuödediklerini belirterek, “Türkiye bugün üniversitemizdetarihi bir olaya şahit oluyor. Türkiye’de ilk olan RaylıSistemler Mühendisliği tarafından demiryollarının banisi,kurucusu son Halife 2. Abdülhamid Han Hazretleri’nefahri doktora ödülü takdim etmekten mutlulukduyuyoruz” dedi. Rektör Uysal, amaçlarının MustafaKemal Atatürk’ün söylediği, “Türk evladı ecdadınıtanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvetbulacaktır” sözünü hatırlatmak olduğuna dikkat çekti.

DİĞER PADİŞAHLARHanedanın Türkiye’de yaşayan en yaşlı üyesi Harun

Osmanoğlu ise konuşmasında, “Öncelikle sözlerimeselamların en güzeli ‘Selamun Aleyküm’ ile başlamakistiyorum. Bize bu mutlu anı yaşatan KarabükÜniversitesi’ne ve Rektör Burhanettin Uysal’a çok teşekkürediyorum. Bu güzel olayın diğer padişahlar için deyapılmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

2. Abdülhamid Han’a onursal doktora

31 Mayıs 1927 günü,dünya üretim tarihinideğiştirmiş bir sistemin ilkbaşarılı ürünü Ford’un TModel otomobillerinin 15milyon 7 bin 3’üncüsüüretildi. Bu otomobil TModel’in son aracı oldu. Odöneme kadar görülmemişbüyüklükteki bu rekorsonraki 45 yıl boyuncakırılamayacaktı.

Henry Ford, T Model’iüretmek için, AmerikanOtomobil Üreticileri Lisans Birliği (A.L.A.M.) ile girdiğibir hukuk mücadelesinikazanacaktı. Bu birlik tüm

otomobil üreticilerininürettiği her otomobilden birpay alıyordu. Bu payıvermekten kurtulan ve R. E.Olds’un bulduğu seriüretimi geliştirerekuygulayan Henry Ford,otomobil maliyetlerinidüşürmüş ve orta sınıfınsatın alabileceği rakamlaraçekebilmişti.

Böylece sadecemilyonlarca otomobilsatmakla kalmamış,otomobilin yaygınlaşmasıylayeni bir ekonomi ve hatta birhayat tarzının doğmasınayardımcı olmuştur.

Sayfa11_Layout 1 30.05.2013 23:09 Page 1