7
HAL · KEVi AYLlK K. ÜL ·T ·ÜR · DERGiSi YIL: Yili · AGUST.OS 1944 SAYI: 70

HAL·KEVi AYLlK K.ÜL·T·ÜR ·DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D01876/1944_70/1944_70_BASTAKNF.pdfzikr olunabilir; Bu sonuncun.ıın mabe dt :.ki, Asuriye'li, Babil'li Arap ve Fe nikeli

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: HAL·KEVi AYLlK K.ÜL·T·ÜR ·DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D01876/1944_70/1944_70_BASTAKNF.pdfzikr olunabilir; Bu sonuncun.ıın mabe dt :.ki, Asuriye'li, Babil'li Arap ve Fe nikeli

HAL·KEVi AYLlK K.ÜL·T ·ÜR ·DERGiSi

YIL: Yili· AGUST.OS 1944 SAYI: 70

Page 2: HAL·KEVi AYLlK K.ÜL·T·ÜR ·DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D01876/1944_70/1944_70_BASTAKNF.pdfzikr olunabilir; Bu sonuncun.ıın mabe dt :.ki, Asuriye'li, Babil'li Arap ve Fe nikeli

GARBi ASYA VE ANADOLU AKVAMI

KADi.MESiNiN DiNLERi TARiHi ~- F. BAŞTAK

(Baş tarafları evvelki s~yılarda)

5 - Şarkla mabudelerin lavaşi tahip­leri: Eğer zan. ve tahmin üzerine müstenid olan bu tarz- izah doaru ise

. o

Asyanın diğer .feyz ve bereket mabu-delerinin niçin bir takım tavaşi rahip- -ler tarafından mazharı aizmet olda­ğuno kolayca anlıyacağız. Bu dişi !Jla- · budeler, kendilerininin lahuti aşıkla­rını teşahhus ettiren erkek, rahiple­rinden hayırkar vazifelerini eda· et tik­lerinin bUrhanını isterlerdi: .

Bu mabudelerin, dünyaya bayatı o

nakil ve isal etmeden evvel, bizzat · kendilerinin tenasült kudret ile hali · işbaa gelmiş olmaları iktiza ediy~rdu. Kendilerine böyle hadim rahipler ta­!afından hizmet edilen mabudeler me­yanında bilhassa Efes şehrinin büyük · "Artemisi, ile şimali Suriyenin "Hi­yerapolis, şehrindeki büyük "Astarfe, zikr olunabilir; Bu sonuncun.ıın mabe­dt :.ki, Asuriye'li, Babil'li Arap ve Fe­nikeli birçok ha~ılarm hediyelerini de alıyor v.e bir takım tekaçldümelerle zenginleşiyordu, en şanlı günlerinde

· ihtimal ki bütün şark mabedlerinin en meşhur olanı idi. Halbuki "Astar­tenin, hadim rabipleri "Kübele'nin . " kın e o kadar sıkı . bir surette müşabih idiler ki bazıları bu ikisini birbirine karış~ırmışlardır.

-14

Bu rahiplerin .dirıJ hayata intisap ve hasrı vücut edişle"ri ayni teferru­atı arz ediyordu.

Hiyerapolis de senevt içra edilen bü.yük bayram ilkbaharın bidayetine tesadüf ediyordu. Suriyenin ve müca­vir namyelerin akvamı mabetde kala­balık bir cemaat hallnde sıkışırlardı. Fülüt ve davul seslerile hadim rahip­ler, bıçaklarile· etlerini yarariard ı. So u derecesine , varan· dtni tenebbüll ve heyecan bir med gibi tedricen ilerli­yerek arlıyor, tevessü ediyordu. Bay­rama sırf te'mirii- buzuzat için gel- · miş olan tem~şagerlerden bir çoğu orad~ asla bahriarından ğeçmemiş ve kat'iyyen niyet etmemiş oldukları şey­leri yaparlardr. Herke~n ş~ryanları mus~inin sesile hemahenk olarak ça~pışıyordu; Akıtılan · kanlar gözleri bir ·miknatis gibi cezb ediyordu. Bü­tün elbiseler çıkarblıyor; ba~ırarak, sıçrayarak gidilip hazır bulunan kı­lınçlardan biri yakalanıyor, ve derhal . muvacehei nasd~ kat'ı uzuv ediliyordu. Sonra, e~kekler şehre yayılarak elle" rindeki kanlı uzuvla"rı havada saııa·-yarak, ö·nunqen ·çılgınca bir İıalde gee- . tikleri evierden -birine yahut diğerine

fıı:latıp atarlardı. ~a~etgahları bu

Page 3: HAL·KEVi AYLlK K.ÜL·T·ÜR ·DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D01876/1944_70/1944_70_BASTAKNF.pdfzikr olunabilir; Bu sonuncun.ıın mabe dt :.ki, Asuriye'li, Babil'li Arap ve Fe nikeli

suretle ta;ziz ve tevkir edilmiş oian aileler Gallere kadın elbisesi ve ka­dın tezyinab tedarik ve ita etmeğe mecbur idile~. Gallerin, bu elbiseleri bütün müddeti hayatıarınca giyinme­leri icap ediyordu. Gürültü patırdı ve heyecan bir kere sükllnet · bulupda insan kendisine ·geldiği zaman, ger.iye alınması mükmün olmayan kurban­dan dolayı hiç şüphesiz çok defa acı tezallümler .. ve ebedt teessüfler etmiş­tir. ·

--Roma şairlerinden Ca'tulle meşhur

şürlerinden birisinde, müteassıp bir dtntn 'bu çılgınca nöbetlerinden sonra okadar tab~f olan beşeri hissiyatın

avdetini pek güzel bir surette takdir etmistir.

6 - Atis'in cenaze merqsimi ve tek­rar dirilmesi: Suriyeli gayretkeşlerin bu muvazi misali şu fikri te'yit ve tak­lit eder ki o-da Kübele'nin buna mü­şabih olan ibadetinde, erkekliğin kur­ban edilmesi (Kan günü)_ nde, ma­budenin şerefine olarak ilkbaharda ve itikat adildiğine göre, mabudenin aşıkının · kanının damlalarından husule

- germiş olan Ill.enekşelerin çarnlar ara­smda açıldığı . bir _zamanda · vukua gel­

. mekte idi. Hatta Atis'in kendisini bir çam ağaçının aıtında _hadim etmesi

. vak'ası biİe hiç şüphesi~ Atis rahip­lerinin ayni işi onun bay·ramında me- · nekşelerle tetviç ·~edilmiş olan mukad­des ağacın aıtında i cra etmelerini izah için temsil ·edilmiştir:._Her halde, hemen hemen muhakkakbr ki, (Kan_ günü) nde bir resim ile gösterilmiş

olan Atis· için ağlanır ve müteakiben defnedilirdi.)3öylece mezara konulmuş olan resmin ağaca talik edÜmiş ola­nın ayni olacağı ihtimal dahiliQ.dedir. Bütün ne_vh:'a (ağıt) devre.si esnasında ibadetkarlar ekmek yemezlerdi, Ç.ün­kü söylendiğine göre Kübele Atis için

ağİadığı esnada böyle yapmışb. Haki­kat halde ise bu, şu sebepten ileri ge­liyor du kii dtnt bir anane, Harran kadınıarına Tam.muz - Temmuz için ağladıkları esnada, değirmende öğü­tülmüş olan her şeyin yenmesini men ~diyordu. Böyle bir anda ekmek ya­hut un yemek mabudun, yaralanmış

ve parçalan~ış olan vücudüne kar­şı hürmetsizlik irtikabı gibi telakki edilmişti; ve yahutta oruç, sacramen­tel taam için bir hazırlık idi.

Fakat gece olunca, dindarların

elem ve kederl~ri meserrete tahavvül ederdi. Cerhel bir ziya bütün karan­Iıkları yırtardı; Kabir açılır; ve ma­but faniler arasında ayağa kalkardı;

Ve rahip, ağlamakta olan dindarların /dudaklarına belsem ·sürerek, kulakla­rına yavaşca selamet haberi maser­ret a verini fısıldardı .

Rahibin telmizleri mabudun ba'sUb~'­del-mevtini, kendilerine yapılan mezar­da çürüdükten sonqı tekrar muzaffe! bir halde oradan çıkacakları-hakkındaki va'di selamladıkları gibi selamlarlardı. Ertesi gün yani "İtidali_ rebn, ye te­sadüf eden Martın 25 ci gUnü, mabu­dun ba~sü ba'del m~vti şevl!:· ve sürtu heyecanları içinde tebcU edilirdi.

Roma'da ve ağlep itıtim~ıle göre . başka yerlerde de tebcil .bir karnaval şeklini alıyordu. Bu, şev k ve sürur bay- . ramı (Hi~aria) idi. O vakit fuhş ve se­~ahat umumt bir şeki l alırdı. Herkes iıöŞ~na g.iden şeyi yapm~ktı~ ve söy­lemekte serbesti. Halk, tebdil kıyafet · etmiş oldukları halde, sokaklarda ge­zinirlerdi. Ne kadar yüksek ~e ne ka­~dar mukaddes olursa olsun, hiç bir :ı;ütbe yo-!Ftur ki eq vazt bir vatandaş · tar~fından, ceza görmeksizin gasbe­dilmesin. lmparator "Commode, un zamanı saltanalında süiK:astcılardaiı.

15

Page 4: HAL·KEVi AYLlK K.ÜL·T·ÜR ·DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D01876/1944_70/1944_70_BASTAKNF.pdfzikr olunabilir; Bu sonuncun.ıın mabe dt :.ki, Asuriye'li, Babil'li Arap ve Fe nikeli

ıüteşekkiı bir · cemaat İmparatorun assa alayının üniformasım giyinmek ;in bu bayı:amdan istifade etti; Ve öylece halkın arasına karıştı ve im­·aratoru hançerlemek· için ona yak­!l.şb; Fakat süikast muvaffak olamadı. !üzün v e y e i s içine müstağrak

Uexandre Severe bile bu şevki sü­·ur gününde kanaatkarane sofrasında >ir sülün bulundurolmasına müsaade ~derdi.

Ertesi gün 26 Mart istirahate tah­?iS edilmişti ki bundan evvelki yoru­cu gl;inlerin tahrikat ve tenbihatmdan sonra böyle bir gtln faydasız olmasa gerektir. Nihayet Roma'da bayram Almo çayına kadar alay halinde· bir gezinti ile nihayet bulurdu. Öküzler koşulu bir küçük araba .mabudenin, , yüztl çentikli bfr siyah müşekkel hey­k~lini taşırdı. ·Mabude, ön tarafta yalın~yak ytirtlyen asilleri" takiben gllrtllttiltl kavallar ve trampetıer mu­sikiysi mtlterafik olarak ağır ağır ile­riler: Mabude "Capene, kapısından çı-

kar ve böylece, tam ~oma surları al-. tında Tiber ne_hrine döktllen_ Almo ça­yının kenarıİia ine.ı;. Orada, erguvani bir elbist' giyinmiş baş rabip araöayı. heykeli ve di~er ·mukaddes eşyayı ır­mağın suyu ile yıkar. Bu yıkamalar­

dan sonra a~aba ve öküzler taze ilk- · bahar çiçekJerile stlsletilir. Artık me­serret ve şevku - şadtlmaniden başka

bir şey teneffüs edilmez, biç "kimse dökülmüş olan kanları d!işünmez, biz­zat badim rahipler . bile yaralarını

unuturlar . .

7 - Atis'in szrri ayinleri:

Atis'in her s"en~ ilkbaba~da tebcil edilen ölüm ve tekrar d!rilme bayra­mı bize bu suretle kendini göste.rmek­tedir. Herkesin görüp bildiği bu me-

16

rasimden başka onun ibadeti, bazi gizli yahut tasavvufi merasim ve me­

. nasiki de ihtiva ~diyordu ki, ağlep

·ihtimale göre bunların gayesi, mtl'mi­ni ve bilhassa acemi rahib.i, mabudu ile daha sıkı ·ve samimi bir mıliıase-

. bet ve Hisale koymak idi. Bu sırri

ayiİılerin mahiyeti ve onların taribi tebcili bakkındaki malumatımız maa­lesef pek gayri kafidir.

Öyle görUlUyor ki bu ayinlerde "Sacramentel" bir ta'am ve bir kan vaftizi var idi. Bu "Kudas" ile acemi. mürid, bir davulda yiy~rek, ve" bir zilde içerek sırri S.yinlere intisap ederdi. Bu iki aıet Atis'in ihtizazlı or- . kestrasında hakim bulunurdu.

Mtltev~ffa mabud için yapılan ağıt­lara, nevhalara refakat ~den orucnn gayesi ihtimal ki, Kudas ayinini ic­ra eden vucudu, kendisini telvis ede­bilen her şeyden, mukaddes unsurla­ra temas ettirerek, temizleyerek mu­kaddes Kudas ayinini alabilecek hale getirmekti. Vatfiz için başına sırm~­

lı bir taç geçirilmiş ve şeritlerle iha­ta edilmiş olan mü'min, ze~ini ag-aç­tan bir ızkara ile örtlllmUş olan bir çukura inerdi. O vakit ıskaran!n uze­rine, başı çiçekten çelenklerle süslen­miş ve alnı uzerinde sarı bir gül şa'­şaapaş olan bir buğa sevkedilirdi., O orada mukaddes oir mızrak ile öldU­rültlrdü. Sıcak ve dumanlı kan, ara­lıklardan sel halinde akar ve yayılır­

dı; l badetkar, bunları mutaassıbane bir tehalük ve istical lle, vücudunun bütün aksamile ve elbisesile t:oplardı O vakit çukuı:dan' tam~mile kanla· mtllemma' ve her tara.fmdan kan dam­lar ve tepeden tırnağa kadar kırmızı

bir halde çıkar, ve bundan dolayı da ar~adaşlarının hörmet ve "ta'zimine, hatta teabbüdüne, kesbi istihkak et-

Page 5: HAL·KEVi AYLlK K.ÜL·T·ÜR ·DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D01876/1944_70/1944_70_BASTAKNF.pdfzikr olunabilir; Bu sonuncun.ıın mabe dt :.ki, Asuriye'li, Babil'li Arap ve Fe nikeli

: 1 • ı ı . ' . miş · bulunurdu. Çünkll onun, buğanın

· kanı. ile ·yıkanarak oıltün gün~hların­dan tetahbur etmiş ve bu suretle ye-

. niden·ebedi, bayata doğmuş olduğuna itikat ediJirdi, ·Mü'mio, yalnız süt per­kiz~e t~bi tutularak bu. yeıi-i doğuŞ fikri bablı bir müddet için daba tem­dit edilebilirdi. Nasil ki yeni doğmuŞ olan öit çocuk da bir ·iki se~e 'yalnız

süt ile tegaddi eder. Mü'minin taze ha.yat bulması, . · ma budunun da · ta,ze hayata mazhar .. olduğu bir ane, ·.y~ni "ltidali rebiiye, tesadllf ederdi.

Öyle görllnü-yor ki, Roma'da, . yeni doğuş ve buğanın kanı ile bütün gll­nahlardan kurtuluş merasimi, (Vati­kan tepesinin üzerinde, şimdi "f:?aint­Pierre,· ismin deki" bııyük · ~iÜ.senİn mebni bulunduğu ma~alde, yahut or.a­ya ,pek yakın bir ye.ı;de, Phrygia ma­budesi:iıin mabed - sanctuaire'inde tebcil. edilirdi.

Saint - Pierre kilise_si, 160~ - 1609 senelerinde tevsi edildiği zaman bu liyin ve · menasike müteallik bir çok kitabeler buluQmuştur. İtikatt .:...__ b·atı-

-lamn bu barbar - tarzıinn merkez ol-. . ~ '- .

· mak üzere Vatikandan bed' il~R~ma imparatorluğunun diğer blltün aksa-. . . . .

mına ·.intişar ve inşia' ettiği görülüyor. . . .• . Gaule'~e ve Almanya'da bulunmuş

olan kitabeler, vilayetlerdeki ınabed-. .

. lerin merasim ve meııasiklerini Vati-. . .

kll1!ınkinden ahz ve iktihas ettiklerini ısba~ ederler. Ayni menba' ~ize Ş'!:Inu

da1: ö.ğretiy<?r ki, husyeler de, tıpkr bU:­ğ~ın kan·ı gibi, bu meras~mde ehem­miyetli bir rol oynuyordri. Ağlep ih­timale göre bu ·uzüv feyz· ve bereketi · davet ve· yeni · intaşı ta'cil için ·kov-. . vetli bir sihir gibi tell\kki edili_rdi.

.Hayatı Nebatiyye ~lmak itibarile

AT Y S

/ . - Atys ibade~inde çam'ın mukaddes tabiatı\

Atys'in ağaç cin ni · "Esprie cie l'arbre" olmak itibarile . haiz olduğu orijinal hasıysa, çam ağacının onun menakıbinde, merasim ve menasikin- ' de ve ona mütef\llik llbidelerde oyna- · dığı rolde vazihan görülür. Onu, çama . t~havvül etmiş bir mevcucfıı . beşert olarak gösteren l:ı,ikaye, esatirde an­cak ~aklanabilmiş · ve pek sık görül­müş olan. eski iti~atlara tatbik· edil­miş bir akliyye "rationalisma, tecrü­besinden fıaşka bir şey değildir, Or-

. mandan menekş9ler ve yü n şeritler le müzeyyen çam ağacı getiriliyor, nite­kim· iidat ve itil(atı ....-- hazırada da bu sur.etıe "M·aYıs a~acı,; yahut" Ya:b ağa­cı, ğet~rilmektedir. ç·ama raptedilen resim, ağacın "cinni, olan atys'in bir timsalinden başka bir şey değildi.

Ağaca raptedilen resim, bir sene . mu-~.

bafaıa edilir, sonra yakılırdı . Mayıs ağacı ile de bazı defa aynı şey yapıl­makta o lduğu görülmel.üedir. ·ve, çok defa, buna mü.niasil ·oınrak,· · ha-sad mevsiminde yapılmış olan, buğdaya mııvekkil cinnin resmi de gelecek se-. nenin husadında, yeni bir re~imle de- . ğiştirllinceye ·kadar, muhafa·za edH­mektedir. Bu kabil atietlerio menşe' . . itibarile gaye ve maksadı ~iç ş_üphe-

siz, hayatı nebatiyy~ye müekkel olan cinni, büJün seue zarfında tutmak idi İbtimal ki, onun, (Çam ağacı)'nın va­dilerde sonbahar gelince şa'şaaları so­lan ormaııl~rm fevkinde, dağ silsile- · lerini tetviç edeu, daimi ·surette koyu yeşil ~enkteki tepesinin manzarası, · · onlara (Kübele ve Atys) dint ibadet­kiirlarma) .onu, daha . lahuti bir ha-

. 17 .

Page 6: HAL·KEVi AYLlK K.ÜL·T·ÜR ·DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D01876/1944_70/1944_70_BASTAKNF.pdfzikr olunabilir; Bu sonuncun.ıın mabe dt :.ki, Asuriye'li, Babil'li Arap ve Fe nikeli

yatın makarn gibi, mevsimin hazin ve ye'saver faniliğindeu ve sebat­sı:z;lığından kurtulan, ve kendisi'ne te- _ mas etmek ister gibi ona doğru al­çalmış olan semanın · aynı daimi ve ebedt bir şey gibi arzı çeb.re ediyordu.

_ ihtimal 'aynı sebepten: dolayıdir ki sarmaşık Atys'e tahsis edilmiş idi.

· Şurası mal'ilmdm ki Atis'in hadım rahipleri, sarmaşık yapraklarını tem­sil eder bir şekilde vücutlarını tevşim ederlerdi.

Çam · ağacımn mukaddesiyetinin diğer bir sebebi de onun· faydasr ola­Qi.lir~ Çam kozalakları ceviz gibi ka­

. bili ekil danele.ri ihtiva ederler; bun­lardaiı gıda gibi, zamanı kadimden

. })eri istifade edilmekte bulunmuştur. Hala Romada fakir kimseler onu yer­ler. Bundan başka, bu tanelerden şa- · rap ..da istihsal qlunurdu; _bu ' cihet Kübeleiiin merasim ve menasiki-dtiii­yesinde görülüp mütekaddiminin Di­yonisos ibadetinde görüleniere ben­zettikleri iyşü işret ve şevkıltarebleri, kısmen izah edebilir. Nihayet, ihti­malki çam kozalaklarına, kuvvei .in­batiyenin ve ·feyzü berekefin tim sal­leri, yahut daha iyisi aletleri nazarile bakılabilirdi. İşte bundan dolayıdır ki -Thesmophories bayramınd~ ('~) velıl­

diyet ve feyzü bereketin arnilieri ve timsalleri olan domuzlar vesaire gibi onları da yerin k~vvei inbatiyesini arttırmak ve kadınları gebe bırakmak için (Demeter'in) mukaddes rakıs_ 'hal­kaları içerisine atarlardı.

2 - B~ğday . mabadu olmak itibarile

Atis:

Aşikar bir surette şuna itikat edi~ liyorduki Atis ·um umiyet üzere ağaç­lara müekkel cinler gibi, yerin mey­vaları üzerinde bir tesir icra ediyor­du, yahut da, hatta buğdaydan ayrıl-

18

niayor, onun.la tek bir vücut- teşkiİ ediyordu.

Onun ün vanlarından biri . "pek ve-· ,ıut" idi, Ona "hasat· edilmiş buğdayın yeşil (yahut sarı) b_aşağı, da denilir­di; Onun , çektiği ıstırabatın olU~ünün ve ba'slı ba'del mevt'in hilrayesi, ke-male ermiş buğday tanesinin orakçı ile yaralanması, ambara defnedilmesi ,. v.e yere ekildiğinde tekrar hayata avdet etmesi şeklinde şer.Q. ve tefsir edilirdi. Atis'in Roma'da "Latran, müzesinde bulunan bir heykeli · onun hasat ile ve bilhassa buğday ile olan mlinasebetini v'azıh · bir surette gös­termektedir; _Atis orada, elinde bir .deste başak ve meyve olduğu, ve 'ba­şında. çam kozalaklatından ve nar ile diğer meyvelerden müteşekkil bir çe-

. l~nk bulun5luğu halde tasvir edilmiş­tir. Orada Atis'in başındaki Fiı:ikya külabı - .Bonııet Phrygien'nin tepe­sinden buğday başakları fırlıyordu.

Aynı fikir, hafif bir tadilat ile bir Arşi­g&lin (yani Atis'in, bir baş rahibinin) küllerini ihtiva eden bir taş küp üzerin­de de ifade edilmiştir. K;üpüıi üst kıs­mı kabartma olarak buğday başakla­riyle tezyin edilmiş ve bunların da üzerinde bir horoz bulunmuştur ki bu­nun da kuyruğu buğday başaklarından teşkil edilmiştir:

Ayniyle Kübele de, hasatıarı hi­maye eden yahut onlara muhalefet ey­leyen bii' feyzü bereket mabudesi gibi tasvir edilirdi. Gol hattasındaki Autun (Augutodunum) şehrinin sakinleri ma­budenin resmini, tarlaların ve üzüm b.ağla_rının kuvvei imbatiyesini ~rttır­mak için, bir araba üzerinde taşırlar-ve

onun karşısında raks ederler ve şarkı söylerlerdi. Biraz evvel ce görmli~ i~kki-

. it al y-a da m üstesna derecede mükemmel bi~ hasat, ma bude (Büyük A.na)nın vü­rudüne hamledilmişti.

Page 7: HAL·KEVi AYLlK K.ÜL·T·ÜR ·DERGiSiisamveri.org/pdfdrg/D01876/1944_70/1944_70_BASTAKNF.pdfzikr olunabilir; Bu sonuncun.ıın mabe dt :.ki, Asuriye'li, Babil'li Arap ve Fe nikeli

. Mabudenin heykelinin bir ırmakta banyo ettirilmesinden ibaret olan menasik, pekıUa iyi hasat elde etmek için mebzul yağmurlar husulü~ü terni­ne ma'tuf bir sihir olabilir İhtimal . ki, mösyö Hepding'in teklif ettiği

veçhile, ·Kübeleyle Atis'in izdivacı, Afrodit ile Adonis'inki gibi, bayram esnasında gösterilmiş idi. Bu iz­divaqı takiyb eden banyo, beşert izdi­vaçlarda kesirülvuku' olan, gelinin me­rasim ve menasik icabı olarak bir gus­lü bir tetahhurü idi. Afrodit' te. (Ado­nis) le birleşmesinden s·onra, banyo . yapmış olmakla . tanınmış idi. Keza Demeter'de Poseidon'la birleştikten

sonra böyle yapmıştı. Hera, Zevs ile izdivacından sonra Burrha ne~rinin

me·nbalarında yıkandı, ve iıer sene Kanathos'un me~baında yıkanın ak-su­retile bekaretini istirdat ederdi.

Kübele ve Atys'in ibadetkArJarın·ın riayet ettikleri perhiz, her ne olursa olsun, bu mabu~ların lahutt hayatının

- yerin meyvelerinde ve 'bilhassa bun­ların toprak-için.de saklı bulundllkla~·ı

zemanki hallerinde tezahür ettiği iti­kadına atf ve isuad olunabilir. M!l,­minler. domuz ve balık etleri ınııstes­na olmak üzere et yiyebilirlerd~, ·fa­kat hububat ile sebzelerin köklerini ekletmek Önlara memnu idi . Yalnız nebatatın sakı ile yüksel{ aksam~nın istimaline müsaade edilmişti.

(Sonu var)

19