2
hihiyle ilgilidir); (Kahire 1389/1969; 2. Beyrut 1411/1991); Feharisü Mu<cemi (Kahire 1396/1976); Mu<- cemü Mu.l:wyyedati Ijallikan (Ka- hire 1407/1987; Vefeya- ve [hareke veya ile tes- biti özel isim, lakap, künye, nis- bet, yer vb.nin fihristidir). 3. Seçme- ler. el-Elfü'l-muotare min O.ari (iki cilt olarak Kahire'de eser [ 1379, 13991. Bul]arl' den se- 000 hadisin ve tahrlcini ih- tiva etmektedir); Sireti Hi- (Kahire 1375/1955, 1402/1982); Teh- (I-Il, Kahire, ts.; l-ll, Beyrut 1409/1988); yevan (I-II, Kahire 1408/1987); Mecmu- "atü'l-me<ani(Beyrut 1412/1992) (100 ko- nuya dair 1599 ve B) Tahkikleri. 1. Dil ve Edebiyat. Cahiz. el-lfayevan (1-Vll, Kahire 1357-1364/ 1938-1945); el-Beyan ve't -tebyin (I-IV, Kahire 1367-1369); (Ka- hire 1374/1955); (l-ll, Kah i re 1 384/1964; lll-IV, Kah i re 399/ 1979); Fet.a'ilü'l-etrak içinde, Kah i re 1964), ve'l- <ur- can ve'l-cumyan 1982); Kuteybe. Edebü'l-kdtib (Mu- hibbüddin el-Hat!b ile birlikte, Kahire 1927); Zeccacl, Emali'z-Zeccaci (Kahi- re 1382/1962; Beyrut 1407/1987); Süyuti, Hem<u'l-hevami' ii Cem'i'l-ce- vamic (L cüz, Abdülal Mekrem Salim ile birlikte , Beyrut 1413/1992); Abdülkadir Ijizanetü'l-edeb ve lübbü lübdbi lisani'l-'Arab (1-Xlll, Kahire 1387- 1406/1967-1986); Hasan b. Abdullah el- Askeri, (Küveyt 1960); Sa'leb, Mecalisü Sacleb (l-ll, Kah ire 1369/1950, 1401/1980); Zeccacl. ma' (Küveyt 1962); Mufaddal ed-Dabbi, el-Mufac;lc;laliyyat (Ahmed Muhammed ile birlikte. Kahire 1361/1942); Si- beveyhi, el-Kitab (I-V, Kahire 1385/1966); Nevadirü'l-Maotutat müellif- lere ait yirmi kitap ve risale, Kahire 1370-1374); Ebü'l-Ferec el- Egani yal- XV. cilt); '1-Ka- (Kahi- re 1383/1963), Sa]fti'z-zend (.Ebü'l-Ala el-Maarrl'nin Tebri- z!, ibnü's-Sid el-Batalyevs! ve Harizml'- nin Taha Hüseyin Mustafa es-Sekka, Abdürra- h!m Mahmud, el-Ebyar!, Ham id Abdülmec!d ile birlikte, I-V, Kah i re I 945- 1948); (Ahmed Muhammed ile birlikte, Kahire 1368/1949); Asmai, yat (Ahmed Muhammed ile birlik- te, Kahire 1375/1955); Tacrifü'l-]fudema' bi-Ebi'l- 'Ald el-Ma"arri (Ta ha Hüseyin Mustafa es-Sekka, Abdür- rahim Mahmud, el-Ebyarr, Ha- mid Abdülmec!d ile birlikte bir derleme ve tahkikli Kahire 1363/1944); Ebu Temmam. Hem- ziyyatü Ebi Temmam (Kahire 1942); Ebu Ali el-Merzüki. Divani'l-lfa- mase (Ahmed Emin ve Seyyid Ahmed es- Sakr ile birlikte, I-IV, Kahire 1951-1953); Muhammed b. Habib El]fa- (Kahire 1954); Esma'ü'l- mugtdlin (l-ll, Kahire 1954); ve men galebet künyetüh "ald ismih (Kahire I 954). Z. Sözlükler. Paris, Mu<cemü me]fayisi'l-luga (!-VI. Kahire 1389-1392/1969-1972); ez-Zencani, (Ahmed AbdülgafOr Attar ile birlikte, I-lll, Kahire 1371/1951); Ezheri, (Ka- hire 1384/1964, I, Kahire, ts, IX) ; Dü- reyd, (Kahire 1958); Mustafa el-Mu<cemü'l-vasit (Kahire 1960) . 3. Hazm, Cem- here ensabi'l-'A.rab (Kahire 1378/ 1958); Nasr b. zahim, Va}f'atü (Kahire 1382, 1981); Butlan. Risale ii (Kah i re 1954); M. Mur- taza Hüseyni, (Kahire 1954); Ebu el-Muota- Metnü Ebi (Kahire 1925) . eserlerin ek- dayanan mu- kaddimelerde eser ve müellif önemli bilgiler veren Abdüsselam Harun. gerekli yerlere hareke- ler, zaman zaman eserlerin metinlerini hacimdeki okuyucu- nun halletme- ye. müelliflerin temas eksik ve- ya müphem maya Abdüsselam Harun'un ilmi eserlerde ço - ilk defa kendi si düzenle- nen zengin fihristierin yer onun tahkik ve bu öncüsü olarak kabul edilmesini HARUN BUGRA HAN : Mahmud M. et-Tenahl. Medbal ila taribi ma'a muf:taçlaratin 'ani't· ue't-taf:trff, Kah i re 1405/1984, s. 97 -99; M. Mehdi Allam, fi bamsfne 'amen, Kahire 1406/1986, s. 163-165; M. Muh- yiddin Abdülhamid, "Kelimetü'l-üstaz fi isti]5bali'l-üstaz 'Ab- disselam Harun", MMLA, sy. 25 (I 389/1969), s. 249-251; MIDEO, XIX ( 1 989), s. 385-386. L Iii FETHI KILIÇ HARUN BUGRA HAN (ö. 382/992) _j Abdülkerim Satuk taru- nu olup Ebü'l-Ha- san Ali Arslan Han devletin ba- idare etmekle görevlendiril- di. Kendisi, Maveraünnehir'i ilk fetheden hükümdan olarak ka- Samanller'in içinde bulundu- bir mu- halif Samani da deste- 990'da zaptetti. sonra Samanller'in Buha- ra'ya girdi (Reblülevvel 992). Samani Emiri Nuh b. MansOr ter- ketmek zorunda Bu hareketi, Sa- maniler'in Horasan valisi Ebu Ali Simcüri Hatta onunla daha Ceyhun nehri olmak üzere Samani Devleti'ni taksim etme hususunda gizli bir ma da Böylece Horasan Ebu Ali'nin. Maveraünnehir de Harun idaresine geçecekti. Ancak Harun Buhara'ya girdikten sonra Ebu Ali'yi bir ordu gibi gördü ve daha ön- ceki Fakat çok geç- meden Buhara'da bir ya- ve yerine Samani den Abdülaziz Nuh b. bu- radan zorunda dönerken mevkiinde vefat etti. Harun Han. ve Za- hirüdda've gibi lakaplar taysa da bu lakaplar muhtemelen halife kendisi un- Zira o Kara- ile Sünni muhiti henüz resmi bir münasebet kurulma- Bilinen en eski parala- ona ait olup 382'de (992) ba- sikkeler Abbas! herhan- gi bir münasebetinin gös- terir. 257

HARUN BUGRA HAN - islamansiklopedisi.info · nin yaptığı şerhlerdir; Taha Hüseyin ba ... 98-1 00; Markov, lnventarniy Katalog musul

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: HARUN BUGRA HAN - islamansiklopedisi.info · nin yaptığı şerhlerdir; Taha Hüseyin ba ... 98-1 00; Markov, lnventarniy Katalog musul

hihiyle ilgilidir); Feharisü'l-Mu1J.aşşaş

(Kahire 1389/1969; geliştirilmiş 2. baskı, Beyrut 1411/1991) ; Feharisü Mu<cemi

Teh~ibi'l-luga (Kahire 1396/1976); Mu<­cemü Mu.l:wyyedati İbn Ijallikan (Ka­hire 1407/1987; İbn Halilkan'ın Vefeya­

tü 'l-a'yan'ında anlamını, iştikak ve zaptı­nı [hareke veya yazı ile okunuşunu tes­

biti belirttiği özel isim, lakap, künye, nis­bet, yer adı vb.nin fihristidir). 3. Seçme­

ler. el-Elfü'l-muotare min ŞaJ:ıiJ:ıi'l-Bu­

O.ari (iki cilt olarak Kahire'de basılan eser [ 1379, 13991. Şaf:ıil:ı-i Bul]arl' den se­çilmiş ı 000 hadisin şerh ve tahrlcini ih­tiva etmektedir); Teh~ibü Sireti İbn Hi­şam (Kahire 1375/1955, 1402/1982); Teh­

~ibü İJ:ıya'i <ulCımi'd-din (I-Il, Kahire, ts.; l-ll, Beyrut 1409/1988); Teh~ibü'l-lfa­yevan (I-II, Kahire 1408/1987); Mecmu­"atü'l-me<ani(Beyrut 1412/1992) (100 ko­nuya dair 1599 şiir ve kıtadan oluşmak­tadır).

B) Tahkikleri. 1. Dil ve Edebiyat. Cahiz. el-lfayevan (1-Vll, Kahire 1357-1364/ 1938-1945); el-Beyan ve't-tebyin (I-IV, Kahire 1367-1369); el-<Oşmaniyye (Ka­

hire 1374/1955); Resa'ilü'l-CaJ:ıi:? (l-ll, Kah i re 1 384/1964; lll-IV, Kah i re ı 399/ 1979); Fet.a'ilü'l-etrak (Resa'ilü'l-Caf:ıL? içinde, Kah i re 1964), el-Burşan ve 'l-<ur­can ve'l-cumyan ve'l-J:ıuldn (Bağdat 1982); İbn Kuteybe. Edebü'l-kdtib (Mu­hibbüddin el-Hat!b ile birlikte, Kahire 1927); Zeccacl, Emali'z-Zeccaci (Kahi­

re 1382/1962; Beyrut 1407/1987); Süyuti, Hem<u'l-hevami' ii şerJ:ıi Cem'i'l-ce­vamic (L cüz, Abdülal Mekrem Salim ile birlikte , Beyrut 1413/1992); Abdülkadir el-Bağdadi, Ijizanetü'l-edeb ve lübbü lübdbi lisani'l-'Arab (1-Xlll, Kahire 1387-1406/1967-1986); Hasan b. Abdullah el­

Askeri, el-Maşun (Küveyt 1960); Sa'leb, Mecalisü Sacleb (l-ll, Kahire 1369/1950, 1401/1980); Zeccacl. Mecalisü'l-<uıe­

ma' (Küveyt 1962); Mufaddal ed-Dabbi, el-Mufac;lc;laliyyat (Ahmed Muhammed

Şakir ile birlikte. Kahire 1361/1942); Si­beveyhi, el-Kitab (I-V, Kahire 1385/1966); Nevadirü'l-Maotutat (değişik müellif­

lere ait yirmi beş kitap ve risale, Kahire 1370-1374); Ebü'l-Ferec el-İsfahani, el­

Egani (Darü'l-kütübi'l-Mısriyye neşri, yal­nız XV. cilt); İbnü'l-Enbari, ŞerJ:ıu '1-Ka­şa'idi's-sebci't-tıvali'l-cahiliyyat (Kahi­

re 1383/1963), ŞüruJ:ıu Sa]fti'z-zend (.Ebü'l-Ala el-Maarrl'nin divanına Tebri­

z!, ibnü's-Sid el-Batalyevs! ve Harizml'-

nin yaptığı şerhlerdir; Taha Hüseyin baş­kanlığında Mustafa es-Sekka, Abdürra­h!m Mahmud, İbrahim el-Ebyar!, Ham id Abdülmec!d ile birlikte, I-V, Kah i re I 945-1948); İbnü 's-Sikklt, IşlaJ:ıu'l-mantı]f (Ahmed Muhammed Şakir ile birlikte, Kahire 1368/1949); Asmai, el-Aşma<iy­yat (Ahmed Muhammed Şakir ile birlik­te, Kahire 1375/1955); Tacrifü'l-]fudema' bi-Ebi'l-'Ald el-Ma"arri (Ta ha Hüseyin başkanlığında Mustafa es-Sekka, Abdür­rahim Mahmud, İbrahim el-Ebyarr, Ha­mid Abdülmec!d ile birlikte yapılmış bir derleme ve tahkikli neşir çalışmasıdır, Kahire 1363/1944); Ebu Temmam. Hem­ziyyatü Ebi Temmam (Kahire 1942); Ebu Ali el-Merzüki. ŞerJ:ıu Divani'l-lfa­mase (Ahmed Emin ve Seyyid Ahmed es­Sakr ile birlikte, I-IV, Kahire 1951-1953); Muhammed b. Habib el-Bağdadi, El]fa­bü'ş-şu"ara' (Kahire 1954); Esma'ü'l­mugtdlin (l-ll, Kahire 1954); Küna'ş­

şu"ara' ve men galebet künyetüh "ald ismih (Kahire I 954). Z. Sözlükler. İbn Paris, Mu<cemü me]fayisi'l-luga (!-VI. Kahire 1389-1392/1969-1972); İzzeddin ez-Zencani, Teh~ibü'ş-ŞıJ:ıaJ:ı (Ahmed AbdülgafOr Attar ile birlikte, I-lll, Kahire 1371/1951); Ezheri, Teh~ibü'l-luga (Ka­hire 1384/1964, I, Kahire, ts, IX) ; İbn Dü­reyd, el-İşti]fa]f (Kahire 1958); Mustafa İbrahim, el-Mu<cemü'l-vasit (Kahire 1960). 3. Diğer Neşirleri. İbn Hazm, Cem­here tü ensabi'l-'A.rab (Kahire 1378/ 1958); Nasr b. Müzahim, Va}f'atü Şıffin (Kahire 1382, 1981); İbn Butlan. Risale ii şira'i'r-ra]fi]f (Kah i re 1954); M. Mur­taza Hüseyni, lfikmetü'l-işra]f (Kahire 1954); Ebu Şüca' el-İsfahani, el-Muota­şar, Metnü Ebi Şüca< fi'l-fı]fh (Kahire 1925).

Yayımladığı eserlerin baş tarafına ek­lediği geniş araştırmalara dayanan mu­kaddimelerde eser ve müellif hakkında önemli bilgiler veren Abdüsselam Harun. ayrıca gerekli yerlere koyduğu hareke­ler, zaman zaman eserlerin metinlerini aşacak hacimdeki dipnotlarıyla okuyucu­nun karşılaşacağı müşkülleri halletme­ye. müelliflerin temas etmediğ i, eksik ve­ya müphem bıraktığı noktaları aydınlat­

maya çalışmıştır. Abdüsselam Harun'un ilmi neşrini gerçekleştirdiği eserlerde ço­ğu ilk defa kendisi tarafından düzenle­nen zengin fihristierin yer alması. onun tahkik ve neşir çalışmalarında bu çığırın öncüsü olarak kabul edilmesini sağla­mıştır.

HARUN BUGRA HAN

BİBLİYOGRAFYA :

Mahmud M. et-Tenahl. Medbal ila taribi neş­ri't-türaşi'l-'Arabf ma'a muf:taçlaratin 'ani't· taşf:tf{ ue't-taf:trff, Kah i re 1405/1984, s. 97 -99; M. Mehdi Allam, el-Mecma'iyyCın fi bamsfne 'amen, Kahire 1406/1986, s. 163-165; M. Muh­yiddin Abdülhamid, "Kelimetü'l-üstaz eş-Şey() Mul:ıyiddln 'Abdill:ıamld fi isti]5bali'l-üstaz 'Ab­disselam Mul:ıammed Harun", MMLA, sy. 25 (I 389/1969), s . 249-251; MIDEO, XIX ( 1 989), s. 385-386.

L

Iii FETHI EN-NEKLAVİ- HULUSİ KILIÇ

HARUN BUGRA HAN (ö. 382/992)

Karahanlı hükümdarı. _j

Abdülkerim Satuk Buğra Han'ın taru­nu olup şehzadeliğinde kardeşi Ebü'l-Ha­san Ali Arslan Han tarafından devletin ba­tı kısımlarını idare etmekle görevlendiril­di. Kendisi, Maveraünnehir'i ilk fetheden Karahanlı hükümdan olarak şöhret ka­zanmıştır. Samanller'in içinde bulundu­ğu karışıklıklar dolayısıyla bir kısım mu­halif Samani kumandanlarının da deste­ğini sağlayarak 990'da İsficab'ı zaptetti. İki yıl sonra Samanller'in başşehri Buha­ra'ya girdi (Reblülevvel 382/Mayıs 992). Samani Emiri Nuh b. MansOr şehri ter­ketmek zorunda kaldı. Bu hareketi, Sa­maniler'in Horasan valisi Ebu Ali Simcüri tarafından desteklenmişti. Hatta onunla daha İsticab'ın zaptı sırasında, Ceyhun nehri sınır olmak üzere Samani Devleti'ni taksim etme hususunda gizli bir antlaş­ma da yapmıştı. Böylece Horasan Ebu Ali'nin. Maveraünnehir de Harun Buğra Han'ın idaresine geçecekti. Ancak Harun Buhara'ya girdikten sonra Ebu Ali'yi bir ordu kumandanı gibi gördü ve daha ön­ceki anlaşmaya yanaşma dı. Fakat çok geç­meden Buhara'da ağır bir hastalığa ya­kalandı ve yerine Samani şehzadelerin­den Abdülaziz Nuh b. Nasr'ı bırakarak bu­radan ayrılmak zorunda kaldı. Kaşgar'a dönerken Koçkarbaşı mevkiinde vefat etti.

Harun Buğra Han. Şihabüddevle ve Za­hirüdda've gibi İslami lakaplar taşımak­taysa da bu lakaplar muhtemelen halife tarafından verilmiş olmayıp kendisi un­vanlarına eklemiştir. Zira o sırada Kara­hanlılar ile Sünni İslam muhiti arasında henüz resmi bir münasebet kurulma­mıştı. Bilinen en eski Karahanlı parala­rı ona ait olup 382'de (992) Iıak'ta ba­sılan sikkeler Abbas! halifeliğiyle herhan­gi bir münasebetinin bulunmadığını gös­terir.

257

Page 2: HARUN BUGRA HAN - islamansiklopedisi.info · nin yaptığı şerhlerdir; Taha Hüseyin ba ... 98-1 00; Markov, lnventarniy Katalog musul

HARUN BUGRA HAN

BiBLiYOGRAFYA :

Nerşahi, Taril].-i Bul].ara (nşr ve tre. Emin Ab­dülmectd Bedevi - Mübeşşir et-Tırazl) . Kaliire 1965, s. 145; Gerdizi. Zeynü'l-al].bar(nşr. Mu­hammed Nazım). London 1928, s. 53-54; Mu­hammed b. Hüseyin ei-Beyhaki. Tari/]. (nşı: w. H. Morley). Kalküta 1862, s. 234; Beyhaki. Tarih (Hüseynl). s. 119; ibnü'I-Esir, el-Kamil, IX, 95, 98-1 00; Markov, lnventarniy Katalog musul­manskih monet imperatorskago ermitaja, Pe­tersburg 1896-1904, s. 198, nr. 1; Zambaur, Manuel, s. 206; H. N. Frye, "The Samanids", CH/r., IV, 157; Barthold, Türkistan, s. 276-279; a.mlf., "Buğra-Han", lA, ll, 760-761; Erdoğan Merçil, "Simci'lriler IV: Ebü Ali b. Ebü'l-Hasan Simcüri", ITK Belleten, XLIX/195 (1986). s. 551-552; Omelyan Pritsak, "Kara- Hanlılar", iA, VI, 254; C. E. Bosworth, "Ilek-khans or ~ara)illa­nids", Ef2 (ing.), lll, 1113; a.mlf., "Boğhıa Khan", E/r.,IV,318-319. ~

l!ftl REŞAT GENÇ

r

L

HARÜNb.HAN (u~> u-ı u.9.Jı.ı. )

Harün b. Han et-Türki (et-Türkmani; ö. 463/1070-71)

Kuzey Suriye'deki Türk nüfuzunun ilk temsilcisi_

Karahanlı hükümdarlarından birinin, muhtemelen Tamgaç Han'ın oğlu olan Harun. babasına kızarak 1 ooo süvariyle Karluklar'ın yaşadığı Uç (Üş) şehrinden ayrılıp Maveraünnehir. Horasan ve Azer­baycan üzerinden Anadolu'ya geldi. Ön­ce Diyarbekir yöresindeki Sugür bölgesin­de Bizans'a karşı akıniara girişti: bu ara­da Selçuklular'a tabi Diyarbekir Mervani Emirliği ile ilişki kurdu. Daha sonra yine Selçuklu tabii Halep Mirdasi Emiri Atıy­ye'nin daveti üzerine Halep'e gidip Hazır semtinde konakladı ve emiri rakiplerine karşı takviye etti: arkasından ikisi birlik­te Bizans'a karşı sefer düzenleyerek Kem­nun Kalesi'ni fethettiler. Seferden sonra Harun ve maiyetindeki Türkmenler Ha­lep'te ikamete başladılar_ Fakat çok geç­meden Atıyye'nin bir baskınıyla karşılaş­tılar (Safer 4571 Ocak ı 065); bunun üze­rine Harun adamlarını alıp ei-Cezire'ye doğru hareket etti: bu sırada Bizanslı­lar'ın ve bazı Arap kabilelerinin saldırısı­na uğrarnaları üzerine Sermin'e gitti. Bu­rada Atıyye'ye karşı. rakibi olan yeğeni Emir Mahmud ile bir ittifak kurdu ve Mahmud onun sayesinde amcasıyla yap­tığı savaşı kazandı (ll Cemaziyelahir457/ 20 Mayıs 1065). ardından da Halep'i ku­şattı. Yaklaşık üç buçuk ay süren kuşat­maya dayanamayan Atıyye. Türkmenler'i Halep'e sokmaması ve Azaz, Menbic, Rah-

258

be gibi şehir ve kaleleri kendisine bırak­ması şartıyla Halep'i Mahmud'a teslim etti (Ramazan 457/A~ustos 1065). Böy­lece Halep Mirdasi Emirfiği'ni ele geçi­ren Mahmud, Harun'a da Maarretünnu'­man'ı ikta olarak verdi. Buraya yerleşen Harun Arap halkına son derece iyi mua­melede bulunmuş, adamlarına onlardan ücretini ödemeden hiçbir şey almamala­rını emretmiş ve hatta hayvanlarını dahi parayla sulatmıştır.

Kısa bir süre sonra Fatımi Halifesi Müs­tansır- Billah. Mahmud'dan Harun ve Türkrnenler'i Halep'ten uzaklaştırmasını istedi: ancak Mahmud bu güce sahip ol­madığını söyleyerek emri yerine getir­medi. Bunun üzerine Müstansır. Bedr ei­Cemali ve Emir Atıyye'yi Mahmud'u te'­dib etmek üzere görevlendirdiyse de bir sonuç alınamadı. Bu hadiseden sonra Ha­run ve Emir Mahmud, Türkmen ve Arap kuvvetlerini birleştirip Bizans toprakları­na gazaya başlayarak Artah ve im kalele­rini fethettiler (27 Şaban 460/1 Temmuz ı 068); böylece H alep Bizans saldırılarına karşı takviye edilmiş oldu. Aynı yıl Bizans imparatoru Romanos Diogenes. Anado­lu'daki Selçuklu istila ve fetihlerini dur­durmak, bu arada Kuzey Suriye'de kay­bettiği kaleleri geri almak amacıyla ordu­sunun başında harekete geçti. Önce Kay­seri ve Malatya taraflarında harekatta bulunduktan sonra Kuzey Suriye'ye geldi ve özellikle Halep civarını yağma ve tah­rip edip bir kısım kuvvetlerini burada bı­raktı: arkasından da Umur Tekin adlı bir Türk emirinin savunduğu stratejik öne­me sahip Menbic Kalesi'ni zaptetti. Bu sırada Harun ve Emir Mahmud karşı harekata geçerek Halep civarındaki Bi­zans kuvvetlerini bozguna uğratıp çekil­mek zorunda bıraktılar. Bunu haber alan Romanos Diogenes Halep yakınlarında karargah kurdu. Fakat Harun ve Mah­mud imparatorun karargahına ani bir baskın yaptılar: vuku bulan şiddetli çar­pışmada her iki taraf da ağır zayiat verdi. Bu sebeple Bizanslılar geri çekilen Türk­men ve Arap kuvvetlerini takibe cesaret edemedilerse de Artah ve im kalelerini kolayca geri aldılar (462/1069-70).

Pek başarılı olmayan bu seferden dö­nüşte Harun'un Emir Mahmud'ia arası açıldı ve kendini emniyette hissetmeye­rek süvarileriyle birlikte ondan ayrılıp bu sırada Fatımiler'e karşı Sur şehrinde ba­ğımsızlığını ilan eden kadı Aynüddevle Ebü'I-Hasan b. Ebu Ukayl'in yanına gitti.

Ancak bir müddet sonra, Aynüddevle'yi cezalandırmakla görevlendirilerek Sur'u kuşatan Bedr ei-Cemali ile gizlice Aynüd­devle'nin aleyhine iş birliğine girdi. Bunu duyan Aynüddevle onu. kendi adamların­dan kandırdığı iki Türkmen vasıtasıyla öldürttü ve kesik başı Sur sokaklarında dolaştırdtp halka teşhir edildi. Bunun üze­rine bir kısım Türkmenler Bedr ei-Cema­li'nin, diğerleri de Aynüddevle'nin hizme­tine girdiler.

BiBLİYOGRAFYA :

Azimf Tarihi: Selçuklularla Ilgili Bölümler, h. 430-538 (tre. ve nşr. Ali Sevim). Ankara 1988, s. 13; ibnü'I-Kalanisi, Tarfl)u Dımaş~ (Zekkar). s. 155-156; İbnü'I-Esir. el-Kamil, IX, 233-234; Sıbt İbnü'I-Cevzi, Mir'atü'z-zaman (nşr. Ali Se­vim) . Ankara 1968,s.101,122,124,132-133, 136, 143, 146; İbnü'I-Adim, Zübdetü'l-baleb,l, 294-296; ll, 9, 10, 12; Mükrimin Halil Yınanç. Türkiye Tarihi Selçuklular Devri 1: Anadolu'­nun Fethi, İstanbul 1944, s. 60; Ali Sevim, Su­riye ve Filistin Selçukluları Tarihi, Ankara 1983, s. 35-47; a.mlf., "Kuzey-Suriye'de Gö­rünen İlk Türk Emi ri Hanoğlu Harun", ITK Belleten, XLIII/170 (ı 979). s. 365-380; Suhayl Zakkar. The Emi ra te o{ Aleppo: 1004-1094, Beyrut1391/1971,s. 166,169,196-198.

r

L

Iii! ALi SEVİM

HARÜNÜRREŞiD (~}1 U.9.Jı.ı.)

Ebu Ca'fer Harün er-Reşid b. Muhammedei-Mehdi-Billah

b. Abdiilah ei-MansCır (ö. 193/809)

Abbasi halifesi (786-809).

ı

_J

Yaygın görüşe göre Muharrem 149'da (Şubat- Mart 766) veya 30 Zilhicce 14S'te (20 Mart 763) Rey'de doğdu. Babası Hali­fe Mehdi- Billah. annesi Hayzüran bint Ata olup Hz. Abbas'ın yedinci göbekten torun udur. Küçük yaştan itibaren saray­da iyi bir eğitim görerek büyüdü. Müreb­bisi, muhtemelen oğlu Fazi ile sütkarde­şi olmasından dolayı baba diye hitap et­tiği İran asıllı Yahya b. Halid ei-Bermeki idi. Hamza b. Habib ez-Zeyyat'tan Kur­'an-ı Kerim, Ali b. Hamza ei-Kisai'den na­hiv ve fıkıh, Mufaddal ed-Dabbi'den ede­biyat, İmam Malik'ten hadis ve fıkıh oku­du. Ayrıca Basra'da Halil b. Ahmed ei-Fe­rahidi'nin derslerine devam etti. Hocala­rından on dört yaşına kadar düzenli bir şekilde ders alan Harunürreşid daha son­ra da ilimden kopmadı.

Harun genç bir delikanlı iken 163 (779-80) ve 165 (781-82) yıllarında Bizanslı-