16
Son 15 ayda 7602 şiddet bildirimi yapıldı Yapılan başvuruların, 902’sini fiziksel şiddet, 5526’sını sözel şiddet, 1174’ünü de fiziksel ve sözel şiddet vakaları oluşturuyor. Şiddet bildiriminin 4887’sini hekime yönelik şiddet başvurusu oluşturuyor. 11 )) Süre bir doldu bir ertelendi 50 kişiden az çalışanı bulunan ve ‘az tehlikeli’ sınıfında olan işyerleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu için verilen süre doldu. Ancak yasanın bazı maddelerinin ertelenmesi bekleniyor. 11 )) Damar cerrahisinin öncüleri bir araya geldi Türkiye’de damar cerrahisi alanında başarılı çalışmalara imza atan duayenler Ankara Üniversitesinde düzenlenen Periferik Damar Cerrahisi Buluşmasında bir araya geldiler. Buluşma yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. 13 )) WHO: Sağlık merkezlerine 600 saldırı düzenlendi 2014–2015 yılları arasındaki saldırıların üçte birinden fazlasının, Suriye’de gerçekleştiği belirtildi. Filistin’de 53 saldırı tespit edilirken, Irak, Pakistan ve Libya’daki saldırılar da üst sıralarda yer aldı. 14 )) İade Adresi: Ankara Tabip Odası Mithatpaşa Cad. No: 62/18 06420 Kızılay ANKARA P.P. 44 Yenişehir Ankara Nusret Fişek ödüllerinin başvuru tarihi değişti Türk Tabipleri Birliği’nin, 1991 yılından bu yana, Prof. Dr. Nusret Fişek anısına çeşitli kategorilerde verdiği “Nusret Fişek Ödülleri” için başvuru süresi 15 Eylül 2016’ya kadar uzatıldı. 15 )) hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Güncel Sağlık politikaları Şiddet Kültür sanat Haziran-Temmuz 2016 Sayı: 78 Dünyadan Yargıdan, ATO lehine bir karar daha çıktı. Ankara 17. İdare Mahkemesi, Ankara Tabip Odasına, Yenimahalle Devlet Hastanesi ile Yıldırım Beyazıt Üniversitesi arasında yapılan "işbirliği protokolü"nün niteliği hakkında bilgi ve protokolün onaylı bir örneğini vermeyi reddeden Ankara Valiliğinin işlemini iptal etti. 9 )) Yargıdan ATO lehine bir karar daha Neoliberal politikaların hayata geçirildiği yıllardan bu yana Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımlar ve ortaklıklar şeklinde ciddi bir yabancı sermaye girişi yaşandı. 2001 yılında 3.352 milyon dolar olan doğrudan yabancı yatırımlar, 2004 yılında 2.785 milyon dolar, 2005 yılında 10.031 milyon dolar, 2006 yılında ise 20.185 milyon dolara ulaşmıştır. 6-7 )) Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Sağlık Sektöründe Doğrudan Yabancı Yatırımlar Darbe girişimi sonrasında hekimlere istirahat raporu vermemeleri için yapılan baskılar karşısında hekim bağımsızlığına saygı gösterilmesini isteyen Türk Tabipleri Birliği ve Ankara Tabip Odası yaptıkları ortak açıklamada adli muayene ve raporlama süreçlerinde hekimlik değerlerinden taviz verilemeyeceğini bir kez daha hatırlattılar. Açıklamada, başta sağlık idarecileri olmak üzere tüm yöneticilerden hekimlere baskı yapmaktan vazgeçmeleri ve hekim bağımsızlığına saygı göstermeleri istendi. 4 )) Hekimlik değerlerinden taviz verilemez Türk Tabipleri Birliği ve Ankara Tabip Odası duyurdu: 35 Sağlık kuruluşu kapatıldı 1504 hekim görevden alındı Olağanüstü hal tedbirleri kapsamında 35 sağlık kuruluşu kapatıldı, 1504’ü hekim olmak üzere 5 bin 581 Sağlık Bakanlığı personeli görevden alındı. Ankara Tabip Odası kapatılan sağlık kurumlarında çalışan hekim ve sağlık personelinin mağduriyetine çözüm bulmak için YÖK, Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü nezdinde girişimde bulundu. 2 )) İstanbul Protokolüne uyulmalı! Darbe girişimi sonrasında başlayan gözaltına alma ve sorgulama süreçleri sırasında işkence yapıldığını düşündürten görüntülerin medyada yer alması ve insan hakları örgütleri tarafından yayımlanan raporlarda işkence iddialarının dile getirilmesi üzerine ATO’dan, “Ne kadar suçlu olurlarsa olsunlar, tüm topluma ne kadar büyük korku yaşatmış olurlarsa olsunlar, işkence yapılması suçtur ve kabul edilemez.” açıklaması geldi. 3 )) Hekime emeklilik yok Emekli hekimlerin mesleki, ekonomik ve sosyal durumlarını değerlendirmek üzere Ankara Tabip Odası’nın yaptığı “Emekli Hekim Anketi” hekimlerin emeklilik döneminde yaşadıkları sıkıntıları gözler önüne serdi. Ankete göre hekimlerin yüzde 91’i emekli olduktan sonra da çalışmaya devam ediyor. 8 ))

Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

  • Upload
    others

  • View
    12

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

Son 15 ayda7602 şiddetbildirimi yapıldı Yapılan başvuruların, 902’sinifiziksel şiddet, 5526’sını sözelşiddet, 1174’ünü de fiziksel vesözel şiddet vakalarıoluşturuyor. Şiddet bildiriminin 4887’sini hekimeyönelik şiddet başvurusuoluşturuyor. 11 ))

Süre bir doldubir ertelendi50 kişiden az çalışanı bulunanve ‘az tehlikeli’ sınıfında olanişyerleri ile kamu kurum vekuruluşlarında iş güvenliğiuzmanı ve işyeri hekimiçalıştırma zorunluluğu içinverilen süre doldu. Ancakyasanın bazı maddelerininertelenmesi bekleniyor. 11 ))

Damar cerrahisininöncüleri bir arayageldiTürkiye’de damar cerrahisialanında başarılı çalışmalaraimza atan duayenler AnkaraÜniversitesinde düzenlenenPeriferik Damar CerrahisiBuluşmasında bir arayageldiler. Buluşma yoğun birkatılımla gerçekleştirildi. 13 ))

WHO: Sağlıkmerkezlerine 600 saldırı düzenlendi2014–2015 yılları arasındakisaldırıların üçte birindenfazlasının, Suriye’degerçekleştiği belirtildi.Filistin’de 53 saldırı tespitedilirken, Irak, Pakistan veLibya’daki saldırılar da üstsıralarda yer aldı. 14 ))

İad

e A

dre

si:

An

kara

Tab

ip O

dası

Mit

hat

paşa

Cad

. No:

62/

18

0642

0 K

ızıl

ay A

NK

AR

A

P.P.

44

Yen

işeh

ir A

nk

ara

Nusret Fişeködüllerinin başvuru tarihi değiştiTürk Tabipleri Birliği’nin, 1991yılından bu yana, Prof. Dr.Nusret Fişek anısına çeşitlikategorilerde verdiği “NusretFişek Ödülleri” için başvurusüresi 15 Eylül 2016’ya kadaruzatıldı. 15 ))

hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü

GüncelSağlık politikalarıŞiddet Kültür sanat

Haziran-Temmuz 2016 Sayı: 78

Dünyadan

Yargıdan, ATO lehine bir karar dahaçıktı. Ankara 17. İdare Mahkemesi,Ankara Tabip Odasına, YenimahalleDevlet Hastanesi ile YıldırımBeyazıt Üniversitesi arasındayapılan "işbirliği protokolü"nünniteliği hakkında bilgi veprotokolün onaylı bir örneğinivermeyi reddeden AnkaraValiliğinin işlemini iptal etti. 9 ))

Yargıdan ATO lehine bir karar daha

Neoliberal politikaların hayatageçirildiği yıllardan bu yanaTürkiye’de doğrudan yabancıyatırımlar ve ortaklıklar şeklindeciddi bir yabancı sermaye girişiyaşandı. 2001 yılında 3.352 milyondolar olan doğrudan yabancıyatırımlar, 2004 yılında 2.785milyon dolar, 2005 yılında 10.031milyon dolar, 2006 yılında ise20.185 milyon dolara ulaşmıştır. 6-7 ))

Sağlıkta DönüşümProgramı ve SağlıkSektöründe DoğrudanYabancı Yatırımlar

Darbe girişimi sonrasında hekimlere istirahat raporu vermemeleri için yapılanbaskılar karşısında hekim bağımsızlığına saygı gösterilmesini isteyen Türk TabipleriBirliği ve Ankara Tabip Odası yaptıkları ortak açıklamada adli muayene ve raporlamasüreçlerinde hekimlik değerlerinden taviz verilemeyeceğini bir kez daha hatırlattılar.Açıklamada, başta sağlık idarecileri olmak üzere tüm yöneticilerden hekimlere baskıyapmaktan vazgeçmeleri ve hekim bağımsızlığına saygı göstermeleri istendi. 4 ))

Hekimlik değerlerindentaviz verilemez

Türk Tabipleri Birliği ve Ankara Tabip Odası duyurdu:

35 Sağlıkkuruluşukapatıldı 1504hekimgörevdenalındıOlağanüstü hal tedbirlerikapsamında 35 sağlık kuruluşu kapatıldı,1504’ü hekim olmak üzere 5 bin 581 SağlıkBakanlığı personeli görevden alındı. AnkaraTabip Odası kapatılan sağlık kurumlarındaçalışan hekim ve sağlık personelininmağduriyetine çözüm bulmak için YÖK,Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğünezdinde girişimde bulundu. 2 ))

İstanbulProtokolüneuyulmalı!Darbe girişimisonrasında başlayangözaltına alma vesorgulama süreçlerisırasında işkence

yapıldığını düşündürten görüntülerinmedyada yer alması ve insan haklarıörgütleri tarafından yayımlanan raporlardaişkence iddialarının dile getirilmesi üzerineATO’dan, “Ne kadar suçlu olurlarsa olsunlar,tüm topluma ne kadar büyük korku yaşatmışolurlarsa olsunlar, işkence yapılması suçturve kabul edilemez.” açıklaması geldi. 3 ))

Hekimeemeklilikyok

Emekli hekimlerin mesleki, ekonomikve sosyal durumlarını değerlendirmek

üzere Ankara Tabip Odası’nın yaptığı“Emekli Hekim Anketi” hekimlerin

emeklilik döneminde yaşadıklarısıkıntıları gözler önüne serdi. Ankete

göre hekimlerin yüzde 91’i emekliolduktan sonra da çalışmaya devam

ediyor. 8 ))

Page 2: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

güncel

Hekim PostasıSahibi:Ankara Tabip Odası adınaDr. Vedat BulutSorumlu Yazı İşleri Müdürü:Dr. Vedat Bulut

Yayımlayan:Ankara Tabip Odası Yayının Türü:Yerel, süreliYayının Şekli:Aylık Türkçe Yıl: 2016, Sayı: 7812.000 adet basılmıştır.

Yayın İdare Merkezi:Ankara Tabip Odası Mithatpaşa Cad. No: 62/18 Kızılay ANKARA www.ato.org.trTel : (312) 418 87 00 Faks : (312) 418 77 94

Yayın Kurulu: Dr. Çetin Atasoy, Dr. Selçuk Atalay, Dr. EbruBasa, Dr. Metin Baştuğ, Dr. Emel Bayrak,Dr. Zafer Çelik, Dr. Asuman Doğan, Dr.Gülriz Erişgen, Dr. Onur Naci Karahancı,Dr. Burhanettin Kaya, Dr. Benan Koyuncu,Dr. Serdar Koç, Dr. Mine Önal

Editör:Sibel Durak

Haber Merkezi:Kansu YıldırımSibel Durak

Haber, yorum veyazılarınızı [email protected] gönderebilirsiniz.Ankara Tabip Odası BasınYayın Komisyonuürünüdür.Ayda bir yayınlanır.ATO üyelerine ücretsiz gönderilir.

Baskı öncesi hazırlık: GEO Tanıtım ve Reklam Turgut Reis Caddesi 47/606570 Maltepe /Ankara Tel :(0532) 664 08 98 Faks :(0312) 230 82 76 [email protected]

Basım yeri ve tarihi: İhlas GazetecilikAŞ. Turgut Özal Bulvarı DemircilerSitesi 1.Cadde No:68 Siteler AnkaraTEL: 353 29 61 / 5 Ağustos 2016

Bakanlar Kurulu kararıyla 20 Tem-muz 2016 tarihinde ülke genelindeilan edilen olağanüstü hal kapsa-mında, darbe teşebbüsü ve terörlemücadele çerçevesinde alınması za-ruri olan tedbirler ile bunlara ilişkinusul ve esasları belirlemek amacıylaçıkarılan Kanun Hükmünde Karar-name uyarınca, Türkiye çapında 35sağlık kuruluşunun kapatılmasınakarar verildi.

KHK’nin “Olağanüstü Halin Uy-gulanmasına İlişkin Tedbirler” başlıklıikinci bölümünde kapatılan kurumve kuruluşlara ilişkin tedbirler yeraldı. Tedbirler gereği kapatılan va-kıfların her türlü taşınır ve taşın-mazları ile her türlü mal varlığı, ala-cak ve hakları, belge ve evrakı Va-kıflar Genel Müdürlüğüne bedelsizolarak devredilmiş sayılacak. Kapa-tılan vakıf yükseköğretim kurumla-rının sağlık uygulama ve araştırma

merkezleri ve kapatılan diğer kurumve kuruluşlara ait olan taşınırlar ileher türlü mal varlığı, alacak ve haklar,belge ve evrak Hazineye bedelsizolarak devredilecek ve bunlara aittaşınmazlar tapuda resen Hazineadına, her türlü kısıtlama ve taşınmazyükünden ari olarak tescil edilecek.Kapatılan kurum ve kuruluşların,her türlü borçlarından dolayı hiçbirşekilde Hazineden bir hak ve taleptebulunulamayacak.

35 Sağlık kuruluşukapatıldı 1504 hekimgörevden alındıOlağanüstü hal tedbirleri kapsamında 35 sağlık kuruluşu kapatıldı, 1504’ü hekim olmaküzere 5 bin 581 Sağlık Bakanlığı personeli görevden alındı. Ankara Tabip Odası kapatılansağlık kurumlarında çalışan hekim ve sağlık personelinin mağduriyetine çözüm bulmakiçin YÖK, Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü nezdinde girişimde bulundu.

Hekim Postası

Ankara’da kapatılansağlık kurumları

Kapatılan kurumlar içinde Özel GümüşiğneFizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, AkpolTıp Merkezi, Nurlu Göz Hastanesi, SincanBilgi Tıp Merkezi, Turgut Özal ÜniversitesiDiyaliz Merkezi, Turgut Özal ÜniversitesiS.U.A.M Ankara’da faaliyet gösteriyordu. Tıpfakültesi de bulunan Turgut Özal Üniversitesiile Altın Koza İpek Üniversitesi Ankara’dakapatılan üniversitelerden oldu.

1504 hekimgörevden alındı

Tedbirler kapsamında gö-revden alınan Sağlık Bakanlığıpersoneline ilişkin bilgileri deSağlık Bakanı Recep Akdağ ka-muoyuyla paylaştı. Bakan Ak-dağ, 28 Temmuz’da yaptığı ya-zılı açıklamada 115’i yönetici,1504’ü hekim olmak üzere top-lam 5 bin 581 Sağlık Bakanlığıpersonelinin görevden uzak-laştırıldığını açıkladı. Açıkla-mada, kamu güvenliğine ilişkinalınması zaruri olan tedbirlerkapsamında FETÖ/PDY terörörgütüne mensubiyeti ve bun-larla irtibatı olan Bakanlık per-sonelinin tespiti için yoğun birçalışma yürütüldüğü belirtildi.

ATO hekimlerindurumu ileilgili açıklamabekliyor

Ankara Tabip Odası SağlıkBakanlığı, YÖK ve İl SağlıkMüdürlüğünden kapatılan sağ-lık kurumlarında çalışan he-kim ve sağlık personelininmağduriyetlerinin giderilmesiiçin gerekli adımların atılma-sını istedi.

Sağlık Bakanlığı ve YÖK ta-rafından, kapatılan kurumlar-da eğitim gören öğrenciler vetedavi gören hastaların du-rumları ile ilgili çeşitli açık-lamalar yapıldığına dikkat çe-ken ATO, halihazırda bu ku-rumlarda çalışan hekim vesağlık personelinin durumuylailgili tatmin edici bir açıklamayapılmadığını belirtti.

Mağduriyetsöz konusuKimi kurumlarda istifadilekçesi imzalatılması,kimi kurumlarda isezorunlu izinkullandırılmasınedeniyle varlığına sonverilen kurumlardaçalışan hekimler işsizliktehlikesiyle yüz yüzegeldiler. Kararnamedeyer alan, kapatılan özelve vakıf sağlık kurumve kuruluşlarının hertürlü mal varlıkları,alacakları ve haklarınınHazineye devredileceğive bu kurumların hertürlü borçlarındandolayı hiçbir şekildeHazineden bir hak vetaleptebulunulamayacağıibareleri nedeniyle dahaönce bu kurumlardaçalışan hekimlerinmaaş, prim ve benzerialacakları ve hakettikleri kıdemtazminatlarıödenmeyebilecek. Yaşanan olumsuz tablonedeniyle bukurumlarda çalışanhekim ve sağlıkpersonelinin açıkmağduriyeti olduğunubildiren ATO, hekimlerve diğer sağlıkpersonelinin sırf bukurumlarda çalışmışolmalarından dolayıişsiz kalmaları ve çeşitlişekillerde hakkayıplarınauğramalarının önünegeçilmesini talep etti.YÖK, Sağlık Bakanlığı veİl Sağlık Müdürlüğü’nebu yöndekibeklentilerini iletenATO, konunun takipçisiolacağını da hekimkamuoyuna duyurdu.

Page 3: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

15Temmuz 2016 tarihindegerçekleşen demokrasikarşıtı darbe, Türkiye

Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulu-nan partiler ve pek çok demokratikkitle örgütü yanı sıra Ankara TabipOdası tarafından lanetlenmiş ve de-mokrasi isteği çok güçlü biçimde top-lum tarafından dile getirilmiştir. OHALilan edildiği tarihte bu kalkışma ne-deniyle 246 vatandaşımız hayatınıkaybetmişti ve 1536 vatandaşımız ya-ralanmıştı. Demokrasi için yaşamlarınıkaybeden vatandaşlarımızın ailelerinebaşsağlığı ve yaralılarımızın en kısasürede sağlıklarına kavuşması dilek-lerimizi Ankara Tabip Odası adına ile-tiyoruz.

OHAL uygulamalarının toplum vebirey sağlığına yönelik etkilerinin dik-kate alınması gereklidir. 15 Temmuz’dayaşanan olaylarda sıcak çatışma böl-gelerinde bedensel ve psikolojik travmayaşayan vatandaşlarımızın tedavisi vebedensel/ruhsal rehabilitasyonunu sağ-lamada hekimlere önemli görev düş-mektedir. Bu konuda hekimlerimizinve tüm sağlık çalışanlarının emekleritakdir edilecek düzeydedir. TürkiyePsikiyatri Derneği’ne (TPD) psikososyaldestek sağlamak ve meslektaşlarımızıbu yönde bilgilendirmek üzere yaptığıçalışmalar için minnettarız.

15 Temmuz kalkışmasının ardından20 Temmuz 2016 tarihinde MGK top-lantısı sonrasında OHAL uygulamasınınhükümete tavsiye edilmesine kararverildi. Sayın Cumhurbaşkanımız bukararı basına açıklarken “Bu uygulamakesinlikle demokrasiye, hukuka ve öz-gürlüklere karşı değildir, tam tersinebu değerleri koruma ve güçlendirmeamacına yöneliktir’’ cümlesini kullandı.

Türkiye'de 3 ay süreyle olağanüstühâl (OHAL) ilan edilmesi ile ilgili Baş-bakanlık Tezkeresi TBMM Genel Ku-rulu'nda 115'e karşı 346 oyla kabuledildi. 2011 yılında kamu görevlilerininmali haklarının düzenlenmesi amacıyla28103 sayılı Resmi Gazete’de yayım-lanan 666 karar sayılı Kanun Hük-münde Kararname’den (KHK) 5 yılsonra KHK’larla yönetildiğimiz yenibir döneme girildi. 23 Temmuz 2016tarihinde yayımlanan 29779 sayılı Res-mi Gazete’de 667 karar sayılı “Ola-ğanüstü Hal Kapsamında Alınan Ted-birlere İlişkin Kanun Hükmünde Ka-rarname’’ ile 35 hastane, 949 eğitim-öğretim kurumu, 109 öğrenci yurdu,104 vakıf, 1125 Sivil Topum Kuruluşuve 2 konfederasyonun çatısı altındaki

sendikalar kapatıldı. 27 Temmuz 2016tarihinde 29783 sayılı Resmi Gazetedeyayımlanan 668 sayılı “Olağanüstü HalKapsamında Alınması Gereken Ted-birler İle Bazı Kurum Ve KuruluşlaraDair Düzenleme Yapılması HakkındaKanun Hükmünde Kararname’’ ile ye-rel ve ulusal ölçekte olan toplam 131adet basın-yayın kuruluşu kapatıldı.31 Temmuz 2016 tarih ve 29787 sayılıResmi Gazetede ise 669 sayılı KHK“Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Ted-birler Alınması ve Milli Savunma Üni-versitesi Kurulması ile Bazı KanunlardaDeğişiklik Yapılmasına Dair KanunHükmünde Kararname” başlığıyla ya-yımlandı. Askeri liseler kapatılarakMilli Savunma Üniversitesi kuruldu,İmam-Hatip Lisesi mezunlarının HarpAkademilerine girişi sağlandı, GülhaneAskeri Tıp Akademisi (GATA) ve AskerHastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na dev-ri gerçekleşti.

Bakanlar Kurulunun hangi verilerlehareket ettiği ve OHAL kapsamındakiyetkilerini hangi yasal ölçülerde kul-landığını kuşkusuz siyasal partiler vehukuk kurumları tartışacaktır. Ancakbütün uygulamaların Sayın Cumhur-başkanımızın “Bu uygulama kesinlikledemokrasiye, hukuka ve özgürlüklerekarşı değildir, tam tersine bu değerlerikoruma ve güçlendirme amacına yö-neliktir’’ cümlesi ile bağdaşmadığı,toplumun önemli bir kesimini mağdurettiği ve Türkiye Cumhuriyetinin temeldeğerlerini değiştirmeye matuf giri-şimler olduğunu görebiliyoruz.

Hekimler olarak sorunun temel kay-nağını görmeden hastalığın tedavisininyapılamayacağını bilenleriz. FETÖ/PDYTerör Örgütünün yapılanmasının vedevletin kılcal damarlarına nüfuz et-mesinin yoğun yaşandığı 2003-2013yılları arasındaki dönemin yönetenisorumluluğunu taşıyanların garip birşekilde Allah’ın ve milletin affına sı-ğındığı dönemde, hukuka, demokratikeğilimlere ve özgürlük anlayışına aykırıgirişimlerin mağdur ettiği ve edeceğikitlelerin bir kaos yaratacağını öngö-rüyorum.

Bu uygulamaların meslektaşlarımızave sağlığa yönelik yansımaları AnkaraTabip Odası tarafından bu kapsamdadeğerlendirilmiştir. Kapatılan sağlıkkurumlarında çalışmakta olan hekimlerve diğer sağlık personelinin akıbeti ileilgili herhangi bir tatmin edici bilgi-lendirme henüz yapılmamıştır. Bu be-lirsizlik ortamında varlığına son verilenkurumlarda çalışmakta olan hekimler

işsiz kalmakla yüz yüze gelmişlerdirve mesleki gelecekleri konusunda haklıkaygılar taşımaktadırlar. Bu kurum-larda çalışan meslektaşlarımızın açıkmağduriyetleri söz konusudur. Bu ku-rumlardaki hekimlerin ve sağlık per-sonelinin tamamının FETÖ/PDY TerörÖrgütü üyesi olarak damgalanması vemağdur edilmesinin hukuk devleti ileve demokratik ilkelerle örtüşmesi olasıdeğildir. Kamuda çalışan bireylerleilgili olarak Bakanlar Kurulu tarafındangeliştirilen FETÖ/PDY Terör Örgütüüyelerinin tasfiyesi ile ilgili 10 temelkriterin bazı maddeleri esneklik içer-mekte ve hükümet politikalarını eleş-tiren bireylerin ifade özgürlüğünü kı-sıtlayan öğeler bulundurmaktadır.

Başbakan Yardımcımız Sn. NumanKurtulmuş OHAL kapsamında Avrupaİnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. mad-desi çerçevesinde sözleşmenin askıyaalınacağını söylemiş, ancak bu 15.Md.nin 2. Bendini vurgulamayarakkamuoyunda ve kolluk kuvvetlerindeyanlış algılama oluşturmuştur. Bu söz-leşmenin 2. Bendi “Yukarıdaki hüküm,Yüksek Sözleşmeci Tarafı, meşru savaşfiilleri sonucunda meydana gelen ölümhali dışında, 2. Madde ile 3. ve 4. mad-deler (fıkra 1) ve 7. maddeyi hiçbir su-retle ihlale mezun kılmaz.’’ açık hükmüile hükümetler için bağlayıcıdır. Bumaddeler sırasıyla “Yaşam hakkı’’, “İş-kence yasağı’’, “Kölelik ve zorla çalış-tırma yasağı’’ ve “Kanunsuz ceza ol-maz’’ başlıklarıyla uluslararası yü-kümlülükleri tanımlamaktadır. Bu kap-samda hekimlerin adli muayene veraporlamada dikkat etmeleri gerekenhususları ve mevzuat hükümlerini içe-ren “İstanbul Protokolü”www.ato.org.tr adresinde hekimlerindikkatine sunulmuş ve ilgili hekimlereAnkara Tabip Odası hukuki danışmahattı hizmet vermeye başlamıştır. He-kim meslektaşlarımızın ileride doğa-bilecek hukuki sorunlarla karşılaşma-ması ve daha da önemlisi yargı ku-rumları açısından davaların adil birbiçimde yürütülerek suçluların ceza-landırılabilmesi, suçsuzların gereksizmağduriyetler yaşamaması temel bek-lentilerimizdir.

Bu kaotik süreci akıl ve sağduyuile, demokrasiye bağlılık ve hukukdevleti ölçülerinde, barış ve özgürlük-leri koruyarak aşmak zorundayız. Ge-lecek kuşaklar için demokratik, laik,sosyal bir hukuk devletini bırakmakbizim kuşağımız ve Türkiye Cumhu-riyeti’nin temellerinde harcı bulunantıbbiyelilerin omuzunda bir sorumlulukolarak bulunmaktadır. Bu sorumlu-luklarımızı yerine getirmediğimizdeAfganistan, Irak, Libya ve Suriye ör-neklerinde olduğu gibi sömürgeciliğinülkemizi de çağdışı bir yapıya sürük-leyeceğini ve yurdumuzda kan dökenküresel emperyalizmin kıskacındankurtulmadan çözümsüz kalacağımızıgörüyoruz.

Dr. Vedat Bulut ATO Yönetim Kurulu Başkanı[email protected]

Darbe, OHALuygulaması ve

sağlığımız

ato’dan

Darbe girişimi sonrasındabaşlayan gözaltına almave sorgulama süreçlerisırasında işkenceyapıldığını düşündürtengörüntülerin medyada yeralması ve insan haklarıörgütleri tarafındanyayımlanan raporlardaişkence iddialarının dilegetirilmesi üzerineATO’dan, “Ne kadar suçluolurlarsa olsunlar, tümtopluma ne kadar büyükkorku yaşatmış olurlarsaolsunlar, işkenceyapılması suçtur ve kabuledilemez.” açıklamasıgeldi.

Açıklamada, hekimlere, yaşanankoşullar içinde gözaltında olan veyatutuklu bulunanların tüm tıbbimuayenelerinin İstanbul Protokolüilkelerine uygun yapılması zorun-luluğunun sürdüğü hatırlatıldı.

Gözaltında ya da cezaevindeolanların muayenelerinin tıbbi etikve İstanbul Protokolü ilkelerinegöre yapılmaması ve tıbbi rapor-ların buna uygun düzenlenmeme-sinin, Dünya Tabipleri Birliği etikilkeleri ve uluslararası hukuk norm-ları açısından “işkence bulgularınıngizlenmesi” ve “hekimin işkenceyekatkıda bulunması” olarak değer-lendirildiğini belirten ATO, İstanbulProtokolü ilkelerine aykırı olan söz-lü emirlere, baskılara boyun eğ-meleri halinde hekimlerin, uzunvadede etik ve hukuki açıdan ciddibir risk almış olacaklarını kaydetti.

ATO hukuk bürosunundanışma hattı hizmetvermeye başladı

Hekimlere yol göstermesi ama-cıyla Ankara Tabip Odası İnsanHakları Komisyonunun hazırlamışolduğu İstanbul Protokolü kitapçığı,Ankara Tabip Odasının internet si-tesinden hekimlerin dikkatine su-nulurken ATO Hukuk Bürosu da0530 566 75 75 numaralı danışmahattını kurarak hekimlerin adliraporlama süreçlerinde karşılaşa-bileceği sorunlara karşı hizmet ver-meye başladı.

İstanbulProtokolüneuyulmalı!

Hekim Postası

Page 4: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

güncel

Darbe girişimi sonrasında,yaşanan olağanüstü durumgerekçe gösterilerek hastaneidarecileri tarafından hekim-lere yapılan sözlü uyarılar vegönderilen SMS mesajları ile“istirahat raporu verilmemesi,olası haklı istirahat durum-larının dahi rapora dönüştü-rülmemesi, sadece bu durumve taleplerin idarecilere ile-tilmesi gerektiği” bildirildi.Yine olağanüstü durum ge-rekçe gösterilerek, gözaltı girişve çıkış muayenelerinin sağlıkkurumları yerine emniyet gibibaşka kurumlarda yapıldığı,hekimlerin bu raporlandırma-yı yapmak için bu kurumlaraçağrıldıkları ya da gitmeyezorlandıklarının öğrenilmesiüzerine Türk Tabipleri Birliğive Ankara Tabip Odası ortakbir açıklama yayınladılar.

19 Temmuz’da yapılan açık-lamada “Hekim-hasta ilişki-sinin bütününde, yani gerekmuayene ve tedavi sırasında,gerekse raporlama ve tıbbibelgeleme süreçlerinin tama-mında hiçbir otoritenin bas-kısı, talepleri ya da olağanüstüdurum gerekçe gösterilerekhekimler üzerinde baskı ya

da yönlendirme yapılmasınınkabul edilemeyeceğini açık-lıkla ifade etmek istiyoruz.”denildi.

Hekim bağımsızlığınasaygı gösterilmesiistendi

TTB ve ATO, her türlü de-mokratik hakkı ortadan kal-dıran ve kendi hukukunu da-yatan darbeci anlayışa karşıçıktıkları ve her koşulda de-mokratik mekanizmaların iş-letilmesi gerektiğini savun-dukları gibi darbe girişimlerigerekçe gösterilerek hukukunaskıya alınmasına, fiilen birbaşka keyfi hukuk anlayışınınhakim kılınmasına ve bu sü-reçte hekimlerin hastaları ileolan ilişkilerine müdahaleedilmesine de aynı kararlı-lıkla karşı çıkacaklarını, ola-ğandışı sağlık ortamında he-kimlik değerlerinin çiğnen-mesine izin vermeyeceklerinikamuoyuna duyurdular.Açıklamada, başta sağlık ida-recileri olmak üzere tüm yö-neticilerden hekimlere baskıyapmaktan vazgeçmeleri vehekim bağımsızlığına saygıgöstermeleri istendi.

Hekim Postası

TTB ve ATO hekimlik değerlerindentaviz vermeyeceklerini duyurduDarbe girişimi sonrasında hekimlere istirahat raporu vermemeleri için yapılan baskılar karşısında hekim bağımsızlığınasaygı gösterilmesini isteyen Türk Tabipleri Birliği ve Ankara Tabip Odası, adli muayene ve raporlama süreçlerindehekimlik değerlerinden taviz verilemeyeceğini bir kez daha hatırlattı.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Şanlıurfa’dayaptığı açıklamada stratejik personel kabulettikleri doktorları, özel sektörde çalışaneşlerinin yanına yollamayacaklarını söyledi.Yeni bir Bakanlar Kurulu kararının önümüzdekigünlerde çıkacağını belirten Akdağ,konuşmasını “Özel sektörde eşi çalışan birdoktor, eğer eşi bir sene başka bir kentte özel

sektörde çalışmışsa, sigortası ödenmişse,buradaki doktor onun yanına eş durumundangidebilirdi. Bunun da tedbirini alıyoruz. Bizdoktorları stratejik personel kabul ediyoruz,özel sektörde çalışan eşinin yanına bundansonra yollamayacağız.” diye sürdürdü.Verdikleri kararın doktorlar açısından zorlayıcıolduğunu belirten Akdağ “Beni bağışlasındoktor arkadaşlarım ama başka da bir çaremizyok.” dedi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, hekimlerin, özel sektörde çalışan eşinin yanınabundan sonra yollanmayacağını açıkladı.

Hekim Postası

Eş durumu tayinine izin yok

Page 5: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

Dr. Emel BayrakATO Yönetim Kurulu Ü[email protected]

Ve şimdireklamlar…

güncel

Görme üzerine yazılan pekçok kitaptan biri de GörmeBiçimleri. John Berger ve ar-

kadaşları tarafından BBC'de yayınlananbir dizi konuşmadan oluşan kitabınhenüz ilk sayfalarında zihnimize çar-pan şey, ‘düşündüklerimizin ya dainandıklarımızın nesneleri görüşümüzüdoğrudan etkilediği’, insan algısının,gerçeği nasıl gördüğümüzün başkalarıtarafından yönetilebilir olduğu. Dörtyüz yıl önce bunu, ‘büyücüler inançsayesinde, fizikçilerin gerçek sayesindeyaptıklarından daha fazlasını yaparlar’diyerek anlatan Giordano Bruno’danbu yana değişen tek şeyin büyücülerolduğunu görüyoruz bugün.

Farkında mısınız ters giden bir şeylervar, aslında burnumuzun hemen di-binde, başımızı çevirdiğimiz her yerde.Bir hastanede, bir eczanede, yolda,evde, sokakta insanlar giderek artanbir eğimle şiddete, suça meylediliyor.Hatırlarsınız tıp fakültelerinde oku-tulur, Dünya Sağlık Örgütü sağlık kav-ramını sadece hastalık ve sakatlık du-rumunun olmayışı değil bedenen, ru-hen ve sosyal yönden tam bir iyilikhali olarak tanımlamıştır. Bu tanımdangidersek teknik donanımı bir hayliyüksek, otelcilik hizmeti sunmaktaotellerle yarışan hastanelerin sayısıepeyce artmış olsa da görüyoruz kisağlıksız bir toplum olma yolundahızla ilerliyoruz. Görme biçimlerimizinizin verdiği ölçüde görüyoruz. Birileriyaşamını yitiriyor, evi, barkı, geleceğielinden alınan milyonlarca insan yaşammücadelesi veriyor. Ve tüm bunlar ya-şanırken aynı zamanlarda, aynı me-kanlarda yaşıyoruz ama yönetilen gör-me biçimlerimiz ne yazık ki olan bitenigörmemize izin vermiyor.

Tıp doktorları, bilim insanları, in-sandan ve yaşamdan sorumluluk duyanherkes, toplum algısının bu pek kolayyönetilebilirliğine karşı gerçekleri, in-san yaşamını, tüm insanlık adına ya-şam hakkını amaç edinen doğrularıkoşulsuz savunmalıdır. Görüş açıları-mızı genişletebilmek, gerçekleri göre-bilmemizi sağlayacak görme biçimlerigeliştirebilmek öyle sanıyorum ki ancakyaşamın günlük akışından, rutinden,bizim için önceden belirleneni yaşayıpgitmekten başımızı kaldırmakla müm-kün. Kafamızı kuma gömmüş güllükgülistanlık yaşayıp giderken birdenburnumuzun dibine gelmiş bir savaşınortasında kalabileceğimizi, dünyadaolan biteni çok da umursamadığımız-dan kendimizi dünyanın öbür ucundan

gelen bir virüsle mücadele ederkenbulabileceğimizi görmemizi sağlayacakbir görme biçimi geliştirebilmek, içinekarşılıksızlık duygusu yerleşmiş, ken-dini sadece söylediğinden değil sustu-ğundan da sorumlu hissedebilen in-sanların, hayatta en çok bana dokun-mayan yılan bin yaşasıncılar yüzündenkolayca bertaraf edilebildiğini göre-bilme biçimi.

Görme üstüne, insan algısının nasılkolayca yönetilebildiği üzerine yazar-ken sıklıkla reklamlar üzerinde du-ruyor Berger. Reklamla ilgili yazdıklarıhepimiz için, yaşadığımız toplum vezaman için alıntılanmaya değer :

Reklamlarda bir tür ürünün, birfirmanın öbürüyle yarıştığı doğrudur;ne var ki her reklam imgesinin öbürünügüçlendirdiği, hızlandırdığı da doğ-rudur. Reklamlar yalnızca birbiriyleyarışan mesajlar topluluğu değildir.Reklam o hep aynı, hiç değişmeyen ogenel öneriyi yapmak için kendi başınakullanılan bir dildir. Reklamlarda şukremle bu krem, şu arabayla bu arabaarasında bir seçim yapmaya çağrılırız;oysa dizgesel olarak ele alındıklarındareklamlar bir tek şeyi önerir her zaman.

Reklamlarla her birimize bir nesnedaha satın alarak kendimizi ya dayaşamlarımızı değiştirmemiz önerilir.Aldığınız bu nesne der reklam, sizibir bakıma daha zenginleştirecektiraslında o nesneyi almak için paraharcayarak biraz daha yoksullaşacakolsanız bile!

Reklamın başka bir önemli toplum-sal işlevi daha vardır. Reklamları ha-zırlayanların, kullananların bu işlevibir amaç olarak önceden tasarlamamışolmaları önemini azaltmaz. Reklam-cılık, tüketimi demokrasinin yerinegeçen bir şeye dönüştürmüştür. İnsanınyiyeceklerini, giysilerini, arabasını seç-mesi çok önemli siyasal seçmenin ye-rine geçmektedir. Reklam toplumdademokratik olmayan her şeyi örtbasetmeye, bu eksikliklerin bedelini deödemeye yardım eder. Üstelik dünya-nın geri kalan kesiminde yer alanolayları da gözlerden siler.

Reklam bir tür düşünsel dizge olupçıkar sonunda. Her şeyi kendi diliyleaçıklar. Dünyayı yorumlar.

Ve şimdi reklamlar…

GATA ve askerhastaneleri SağlıkBakanlığına devredildiKHK kapsamında, Gülhane Askeri Tıp Akademisi(GATA) ve asker hastaneleri Sağlık Bakanlığınadevredildi.

"Olağanüstü Hal Kapsamında BazıTedbirler Alınması ve Milli SavunmaÜniversitesi Kurulması ile Bazı Ka-nunlarda Değişiklik YapılmasınaDair Kanun Hükmünde Kararname",uyarınca GATA'ya bağlı eğitim has-taneleri ve Türk Silahlı KuvvetleriRehabilitasyon Bakım Merkezi ileasker hastaneleri, dispanser ve ben-zeri sağlık hizmet birimleri ile Jan-darma Genel Komutanlığına ait sağ-lık kuruluşları, her türlü hak veyükümlülükleri, alacak ve borçları,sözleşme ve taahhütleri, taşınırlarıve taşıtlarıyla birlikte Sağlık Ba-kanlığına devredildi. Bunlara tahsislitaşınmazlar da Bakanlığa tahsisedildi.

GATA, Sağlık BilimleriÜniversitesinin oldu

Devredilen sağlık kuruluşlarındanmüstakil olanların taşınmazları,müştemilatıyla birlikte ve bütünolarak tahsis edilecek. Başka hizmetbirimleriyle aynı yerleşke içerisindebulananlardan ifrazı mümkün olan-ların, ifrazı ve tahsisi yapılacak.GATA'ya bağlı yükseköğretim bi-rimleri, her türlü hak ve yükümlü-lükleri, alacak ve borçları, sözleşmeve taahhütleri, taşınırları ve taşıt-larıyla birlikte Sağlık Bilimleri Üni-versitesine devredilecek ve bunlaratahsisli taşınmazlar da üniversiteyetahsis edilecek. Sağlık Bilimleri Üni-versitesi, devirden önce GATA bün-yesinde yürütülmekte olan kimyasal,biyolojik, radyolojik ve nükleer teh-ditlere karşı savunma, hava ve uzayhekimliği, sualtı hekimliği, harpcerrahisi gibi özellikle askeri sağlıkhizmet alanlarına yönelik hizmet,eğitim, araştırma ve danışmanlıkhizmetlerini de yürütmekle görevliolacak.

Öğrenciler başkaokullara nakledilecek

Devredilen yükseköğretim bi-rimlerinde öğrenim görenler, üni-versite sınavının yapıldığı tarihtealdıkları yerleştirme puanları dik-kate alınarak, Yükseköğretim Ku-rulunca belirlenecek öğretim ku-rumlarına nakledilecek.

Aylık veya ücretödemeleri yenikurumlarca yapılacak

Devredilen personelin atanacağıkadrolar, başka bir işleme gerekkalmaksızın atama işleminin ya-pıldığı tarih itibarıyla ihdas edilerek78 sayılı Kanun Hükmünde Karar-name ile 190 sayılı Kanun Hük-münde Kararname eki cetvellerinilgili kurumlara ait bölümlerine ek-lenmiş sayılacak.

Devredilen personelin devir ta-rihinde eski kadro veya pozisyon-larına bağlı olarak almakta olduklarıaylık, ek gösterge, her türlü zamve tazminatları, ek ödemeler, söz-leşme ücreti ile diğer mali haklarıtoplam net tutarının, atandıklarıyeni kadro veya pozisyonlarınınaylık, ek gösterge, her türlü zamve tazminatları, sözleşme ücreti iledöner sermayeden yapılacak eködeme de dahil olmak üzere, diğerher türlü mali hakları toplam nettutarından fazla olması halinde,aradaki fark tutarı, atandıkları kad-ro veya pozisyonlarda kaldıklarısürece, kapanıncaya kadar herhangibir kesintiye tabi tutulmaksızın ay-rıca tazminat ödenecek. Devredilenpersonele devir tarihinden sonrayapılması gereken aylık veya ücretödemeleri yeni kurumları tarafındanyapılacak ve bu ödemeler hakkındakurumlar arasında herhangi bir he-saplaşma yapılamayacak.

Hekim Postası

Page 6: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

Neoliberal politikaların hayata ge-çirildiği yıllardan bu yana Türkiye’dedoğrudan yabancı yatırımlar ve or-taklıklar şeklinde ciddi bir yabancısermaye girişi yaşandı. Özellikle AKPhükümetleri döneminde uluslararasısermaye girişini kolaylaştırmak içinyeniden düzenlenen teşvik sistemi,tanınan muafiyetler ve çıkarılan ka-nunlar yabancı yatırımları yoğunlaş-tıran en önemli faktör oldu. Bu süreçteen önemli resmi düzenleme 17 Haziran2003 tarihinde yürürlüğe giren 4875sayılı yeni Doğrudan Yabancı Yatı-rımlar Kanunu’dur.

AKP iktidarı öncesi ve sonrası tab-loya göz atıldığında 2001 yılından iti-baren doğrudan yabancı yatırımlarda(DYY) artış grafiğinin olduğu gözle-nebilir. 2001 yılında 3.352 milyondolar olan DYY, 2002 yılında 1.137milyon dolara düşmüştür. Düşüşteetkili olan 2001 ekonomik krizininetkisidir. 2002 yılından sonra ise 2004yılında 2.785 milyon dolar, 2005 yı-lında 10.031 milyon dolar, 2006 yılındaise 20.185 milyon dolara ulaşmıştır.(Tablo 1)

2006 yılından itibaren ise artış dü-zenli bir şekilde devam etmiştir. Sa-

Tablo 1. Türkiye’ye Doğrudan Yabancı Yatırımlar Girişi / Milyon $

2001 2002 2003 2004 2005 2006

Sermaye (Net) 3.352 617 556 888 8.053 16.876

Diğer Sermaye (Net) - 520 16 554 137 387

Gayrimenkul (Net) - - 998 1.343 1.841 2.922

Toplam 3.352 1.137 1.702 2.785 10.031 20.185

Kaynak: Hazine Mustesarlıgı, TCMB

Tablo 4. Doğrudan Yabancı Yatırımların Sektörel Dağılımı / Milyon $

YILLAR/SEKTORLER 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011

Finans ve Sigorta 384 246 51 69 4.018 6.957 11.717 6.136 817 1.620 6.006

Sağlık ve Sosyal Hizmetler 31 4 21 53 74 265 176 147 105 112 232

Insaat - - 8 3 80 222 287 337 209 314 315

Ticaret 339 75 61 74 110 1166 234 2.088 390 435 702

Ulastırma 409 1 1 639 3.285 6.696 679 96 230 182 233

Diger Hizmetler 155 80 10 33 103 105 550 263 354 370 293

Kaynak: OECD Stats, Hazine Mustesarlıgı, TCMB

analiz

Sağlıkta Dönüşüm Programı ve SağlıkSektöründe Doğrudan Yabancı YatırımlarKansu Yıldırım

Tablo 2. Türkiye’ye Doğrudan Yabancı Yatırımlar Girişi / Milyon $

2007 2008 2009 2010 2011

Sermaye (Net) 18.394 14.712 6.170 6.203 13.868

Diger Sermaye (Net) 727 1.855 459 341 -5

Gayrimenkul (Net) 2.926 2.937 1.782 2.494 2.013

Toplam 22.047 19.504 8.411 9.038 15.876

Kaynak: Hazine Mustesarlıgı, TCMB

Page 7: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

Dr. Burhanettin KayaATO İnsan Hakları Komisyonu ü[email protected]

İşkence,kötü muamele ve

İstanbul Protokolü

Hekimlik yaşamım süresince,psikiyatri uzmanı olduğumdönemde daha yoğun bi-

çimde olmak üzere bir insan haklarısavunucusu olarak işkence ve kötümuameleye karşı durmaya yönelikbir çaba sergiledim. Genel olarak şid-dete karşı duruşumun özgün bir ör-neğiydi siyasal şiddetin bir insanlıksuçu olan bu biçimi. Bir ay sonra 36.yıldönümünde Türkiye’nin yeni gün-demiyle birlikte tartışacağımız 12 Ey-lül askeri darbesi ve faşizminin encan alıcı gerçeklik yaptığı bir şiddetbiçimi. Sadece işkence görenler değil,mağdurların yakınları da bu travma-dan yüksek oranda payını almıştı.Gözaltı süreçlerinde başlayan ve Di-yarbakır’da, Mamak’ta, askeri ve sivilcezaevlerinde katmerlenen, her ceza-evinde kendine özgü isimler edinenişkence. Öyle ki, 12 Eylül’ün hükümsürdüğü 36 yıl boyunca ülkenin gerçeğiolmaya devam etti. Hiç bitmedi. Azaldı,arttı, biçim değişirdi, yöntem değiş-tirdi. İnsan hakları savunucuları iş-kencenin kanıtlarını saptadıkça iş-kenceciler tarafından daha rafine iş-kence yöntemleri üretilmeye başlandı.İşkencenin yapıldığı yerler değişti.

İnsan hakları örgütlerinin ve sa-vunucularının yaptığı mücadele ileişkencenin kamuoyu tarafından du-yulması, işkencenin belgelenmesi, ce-zasız kalmaması, ulusal ve uluslar-arası hukukta işkence ve kötü mua-meleye karşı değişiklikler ve gelişmeleryaratma, işkencenin tıbbi, fiziksel veruhsal sonuçları konusunda araştır-malar yapma, bilgi alanını genişletme,işkence mağdurlarına psiko-sosyal,hukuksal destek verme, yaraları sar-ma ve onarma konusunda önemliadımlar atıldı. Kazanımlar oldu. İğneile koca bir duvarı yıkmaya çalışanbir direncin sabrıyla kimi zaman.Ulusal ve uluslararası alanda etkinlikgösteren insan hakları örgütlerinin,meslek örgütlerinin ortaklaşmacı ça-lışmasıyla kimlik bulan bu kazanım-ların hiçbir olağanüstü durumda kay-bedilmemesi gereken, aslında ulus-lararası hukuk penceresinden de ba-kıldığında kaybı mümkün olmayankazanımlar olduğu unutulmamalıdır.İstanbul Protokolü olarak adlandırılan,adının İstanbul olmasına rağmen Tür-kiye’nin en son onayladığı, işkenceve kötü muamelenin fiziksel ve ruhsaldelillerinin saptanması ve raporlan-masına izin veren Birleşmiş Milletlermetni bunun en önemli örneklerindenbiri.

Türkiye çok önemli, bir badireyiatlattı. Ama atlatılan bu badirenindemokratik bir ülke yaratmak içindeğerlendirildiğini söylemek zor. Bu-nun çoğulcu bir demokratik yaşamıoluşturmak için önemli bir dönümnoktası olduğu gerçeğinden giderekuzaklaşıldığını görüyorum. Bununyanında oluşan yeni olağanüstü hukuksisteminin bu olağanüstü durumuntanımlanan dayanaklarının ötesindebir cadı avı, muhalefeti etkisizleştirmearacına dönüştüğünü görüyorum.Tüm uyarı, eleştiri ve yapılan belir-lemelere rağmen. İnsan haklarınınaskıya alındığı bu süreç özellikle iş-kence ve kötü muamelenin 1980’i iz-leyen ilk yıllar ve 90’lı yıllardaki gö-rünümüne doğru evrilme eğilimindeolduğunu gösteriyor. Bunun örneklerivar. Basına yansıyan haberlerden he-kimlerden istenen darp ve cebir ra-porlarına kadar birçok önemli örnek.Bu süreçte 2009’da İçişleri Bakanlığı,Sağlık Bakanlığı ve Adli Tıp Kuru-munun proje sahibi olduğu, Türk Ta-bipleri Birliğinin eğitimlerini gerçek-leştirdiği 4000 hekim ve 1500 hâkimve savcının eğitildiği “Adli Tıp UzmanıOlmayan Hekimler, Savcı ve Hâkim-lerin İstanbul Protokolü Bilgi DüzeyiniYükseltme Eğitimi” sonucu resmi de-ğerlendirme aracı kimliği kazananİstanbul Protokolünü hatırlatmak,vurgulamak ve kullanmak gereklidir.Bu hem hukuki hem de etik bir ge-rekliliktir.

Sorumluluk, kişinin kendine vebaşkalarına karşı yerine getirilmesigereken yükümlülüklerini zamanındayerine getirmesi zorunluluğudur. Böy-le tanımlanıyor sözlüklerde. Kişininkendi davranışlarını veya kendi yetkialanına giren herhangi bir olayın so-nuçlarını üstlenmesi, mesul olmasıolarak.

Ülkenin yöneticilerinin, siyasileri-nin ve aslında toplumun tümününçağdaş, özgür, eşit, laik, demokratik,insan haklarını temel değer ve erdemolarak üreten, yaşama geçiren çokrenkli, çok kültürlü ve daha birçokinsancıl evrensel değeri içeren birülke ve dünya kurmaya karşı sorumluolduklarını hatırlamaları, bilmeleribu sorumluluklarını yerine getirmeleribir hekim, bir insan hakları savunu-cusu olarak talebimiz, beklentimizve bunu sağlamak mücadele alanı-mızdır.

1 DYY’nin sektörel analizi için bkz. Mustafa Şit, Ahmet Şit,“Türkiye’de Doğrudan Yabancı Sermayenin Sektörel Dağılımı”,

Sosyal Bilimler Dergisi Cilt 3- Sayı 5 Haziran 2013, sf. 50-51

Tablo 3. Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişleri (Fiili Girişler) / Milyon $

2012 2013 2014 2015

Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişi (Net 13.284 12.384 12.523 16.899YükümlülükOluşumu)*

Uluslararası Doğrudan 10.126 9.310 8.315 11.575Sermaye

Kaynak: Ekonomi Bakanlığı 2016

dece 2008 yılında küresel piya-saları etkileyen finansal krizinetkisi yatırımlardaki artışı sekteyeuğramıştır. O dönemde “kriz biziteğet geçti” söylemleri dile geti-rilmesine karşı 2008’in etkisi2009 ve 2010 yıllarına devret-miştir. 2008 yılındaki 19 milyondolarlık DYY yarı yarıya düşmüş,2009 yılında 8, 2010 yılında 9milyon dolar olarak gerçekleş-miştir. (Tablo 2)

2011 yılından itibaren sağlıksektörünün de arasında olduğuyatırımlar kümülatif biçimde ar-tış göstermeye devam etmiştir.(Tablo 3)

Sağlıkta DoğrudanYabancı Yatırımlar

2000’li yılların başından iti-baren uluslararası sermayeye açı-lan alan sağlık sektörünü dolaysızbir şekilde yeniden yapılandırdı.Özel sektörde hastane birleşme-leri, tıbbi cihaz firmalarının açıl-ması ve satın almaları, sağlık si-gortacılığı gibi alanlarda yüzdenfazla yabancı şirket faaliyet gös-termeye başladı. Ekonomi Ba-kanlığı’nın resmi verilerine göre“1954-2016/Mayıs Dönemi Kü-mülatif Yabancı Sermayeli ŞirketSayısı” 50 bin iken, bu rakamiçinde sağlık ve sosyal hizmetleralanında faaliyet gösteren yabancısermayeli şirket sayısı 653’tür.

DYY içinde hizmet sektörününpayı incelendiğinde 2001 yılından2011 yılına 5 katlık artış söz ko-

nusudur. 2001 yılında yüzde11,10, 2011 yılında yüzde 50,60olmustur. DYY girişlerinde yo-ğunlaşmanın olduğu 2006 ve 2007yıllarında hizmetler sektorününağırlığı dikkat çekicidir. Bu yıl-larda hizmetler sektörünün payı2006 yılında yüzde 95, 2007 yı-lında da yüzde 64 olmustur. 1

Hizmetler sektörü içinde sağlıkalanındaki DYY’lerin payı ise2001 yılında 31 milyon dolar ikenAKP iktidarının başa geldiği 2002yılında 2001 krizinden olumsuzetkilenerek 4 milyon dolara düş-müş, ancak 2003’ten itibaren ar-tışa devam etmiştir. 2003 yılındabir önceki yıla göre 4 kat artansağlık alanındaki DYY miktarı,2011 yılına gelindiğinde 232 mil-yon dolara çıkmıştır. (Tablo 4)

SonuçNeoliberal politikaların sağlık

alanındaki yansıması olan Sağ-lıkta Dönüşüm Projesinin, karmotivasyonunun ve imal edilmişsağlık hizmeti talebinin (manu-facturing demand) arkasındakibaşlıca neden, uluslararası ser-maye ilişkilerinin belirleyiciliğidir.Sağlık alanında kamu sektörünerakip olarak özel sektör temsil-cilerinin artışı sadece özel sağlıksektörünü değil, kamu sağlık hiz-metlerini de etkilemekte, neoli-beral politikalar uyarınca kamu-nun şirket mantığı ve piyasa de-ğerleri ile hizmeti planlamasınayol açmaktadır.

Page 8: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

güncel

Emekli hekimlerin mesleki, ekonomik ve sosyaldurumlarını değerlendirmek üzere Ankara Tabip Oda-sı’nın yaptığı “Emekli Hekim Anketi” hekimlerinemeklilik döneminde yaşadıkları sıkıntıları gözlerönüne serdi. Ankara Tabip Odasının Ocak-Şubat 2016

tarihleri arasında düzenlediği ankete152 ATO üyesi emekli hekim katıldı.Ankete katılan hekimlerin yüzde91’i geçim sıkıntısı nedeniyle emek-lilikten sonra da çalışmaya devamettiğini söyledi. “Hâlihazırda hekimlikyapıyor musunuz?” sorusuna da an-kete katılan hekimlerin yüzde 80’i‘evet’ yanıtı verdi.

Emekli hekime uygungörülen maaş açlıksınırına eşdeğer

‘Emekli aylığınız ne kadar?’ soru-suna verilen cevaplar Haziran 2016itibariyle açlık sınırı 1350 lira, yoksulluksınırı 4398 lira olan Türkiye’de hekim-lerin yüzde 80’inin yoksulluk sınırınınaltında, yüzde 14’ünün de açlık sınırındaemekli maaşlarına mahkum edildiğinigösterdi. Ankete katılan emekli hekim-lerin yüzde 14’ünün emekli maaşı 1000-2000 lira, yüzde 66’sının da 2000-3000lira arasında değişiyor. Ankete katılanhekimlerin yüzde 25’inin emekli aylığıdışında ek bir geliri de bulunmuyor.

Geçim sıkıntısı çekiyorlarAnkete katılan hekimlerin yüzde 52’si emekli ol-

duktan sonra geçim sıkıntısı çektiğini itiraf ediyor.Hekimlerin yüzde 96’sı emekli hekim aylıklarınıninsanca yaşama standartlarını karşılamadığını, yüzde95’i de bu gelirin kendisi ve ailesini geçindirmek içinyeterli olmadığını söyledi. “Sağlıkta Dönüşüm Proje-sinin ve mevcut sağlık politikalarının emekli hekim-lerin ekonomik durumunda iyileşmeye yol açtığınıdüşünüyor musunuz?” sorusuna ankete katılan he-kimlerin yüzde 93’ünün verdiği yanıt ‘hayır’ oldu.

Gelecekten umutsuzlarHekimlerin yüzde 95’i sağlık personelinin maa-

şındaki döner sermaye ek ödemelerinin emeklilikteyansıtılmaması nedeniyle emekli hekim aylıklarında

cid-di bir düşüş yaşan-dığını düşünüyor.Hekimlerin yüzde96’sı emekli hekimaylıklarındaki dü-şüşün yaşanma-ması için hekim-lerin çalışırkenaldığı gerçek ma-aşlarının katsa-yısında artış ya-pılması gerekti-ğini ifade ediyor.Ankete katılan he-kimlerin yüzde 97’sihekimlik mesleğininitibar kaybettiği gö-rüşüne sahip ve he-kimlerin yüzde 91’igeleceğe umut-la bakmı-yor.

Emekli maaşlarındaki düşüklük hekimleri emekli olmamaya itiyor.Ankara Tabip Odasının yaptığı ankete göre hekimlerin yüzde 91’iemekli olduktan sonra da çalışmaya devam ediyor.

Hekim Postası

Emekli hekim aylığının insancayaşama standartlarını karşıladığını

düşünüyor musunuz?

Emekliliğinizden sonra hekimlikyapmaya devam ettiniz mi?

Evet

Hayır

Evet

Hayır

Geçim sıkıntısı çekiyor musunuz?

Evet

Fikrim yok

Fikrim yok

Hayır

Hekimlik mesleğinin itibar kaybınauğradığını düşünüyor musunuz?

Hekime emeklilik yok

Evet

Hayır

Page 9: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

Dr. Onur Naci KarahancıATO Yönetim Kurulu Ü[email protected]

Ay içimeiktidar kaçtı…

sağlık politikaları

Yenimahalle Devlet Hastanesi'ninYıldırım Beyazıt Üniversitesi tara-fından kullanımına dair yapılan "bir-likte kullanım/işbirliği protokolü"ile "Yıldırım Beyazıt ÜniversitesiYenimahalle Eğitim ve AraştırmaHastanesi" adını alan hastanedekamu sağlık hizmeti sunumunda vehastanede görev yapan kamu gö-revlilerinin çalışma yaşamına dairhak ve menfaatleri nezdinde, kimiolumsuz durumların yaşanmayabaşlandığı bilgisi ATO’ya iletildi.

Valilik protokol örneğinivermeyi reddetti

ATO da, Anayasa ve TTB Yasa-sı'nda yer bulan hak ve yükümlü-lükleri kapsamında; söz konusu bir-likte kullanıma yol açan kamusalgerekler, birlikte kullanımın niteliğive kapsamı konusunda bilgi edinmeve gereğinde ilgili kamu makamlarınezdinde girişimlerde bulunma ama-cıyla 28 Mayıs 2015 tarih ve1556/2015 sayılı yazı ile konu hak-kında bilgi ve aynı zamanda işbirliğiprotokolünün onaylı bir örneğiniAnkara Valiliğinden talep etti. Ancakvalilik makamı, ATO’nun bu talebiniodanın bu konuda dava açma hakkıve menfaati olmadığı gerekçesi ilereddetti.

“Ret kararında hukukauyarlılıkbulunmamaktadır”

Bunun üzerine ATO, söz konusuret istemine karşı idari yargı nez-dinde iptal davası açtı. Ankara 17.İdare Mahkemesi'nde görülen davadayapılan yargılama sonucunda ATOlehine karar verildi. Mahkeme 4Mayıs 2016 tarihli iptal kararınıngerekçesinde "Davacı Oda tarafından6023 Sayılı TTB Kanunu uyarıncaüyelerini ilgilendiren çalışmalardakullanılmak üzere anılan bilgi vebelgelerin istenildiği, davalı idareninkamu kurum ve kuruluşları ile kamukurumu niteliğindeki meslek kuru-luşlarının faaliyetleri ile ilgili bilgivermeye yükümlü olduğu, dolayı-sıyla kamu kurumu niteliğinde mes-lek kuruluşu olan davacı Oda tara-fından kendi yasasının yüklediği gö-rev ve sorumlulukların yerine geti-rilmesi amacıyla üyeleriyle ilgiliolan Ankara Yenimahalle DevletHastanesi ile Yıldırım Beyazıt Üni-versitesi arasında yapılan işbirliğiprotokolünün niteliği hakkında bilgive protokolün onaylı bir örneğininverilmesi isteminde bulunduğu an-laşılmakla, anılan bilgi ve belgenindavalı idarece verilmesi gerekirkenaksi yönde tesis edilen işlemde hu-kuka uyarlılık bulunmamaktadır."görüşüne yer verdi. Mahkemeninkararı ile Ankara Valiliğinin retkararı iptal edilmiş oldu.

Yargıdan, ATO lehine bir karar daha çıktı. Ankara 17.İdare Mahkemesi, Ankara Tabip Odasına, YenimahalleDevlet Hastanesi ile Yıldırım Beyazıt Üniversitesiarasında yapılan "işbirliği protokolü"nün niteliğihakkında bilgi ve protokolün onaylı bir örneğinivermeyi reddeden Ankara Valiliğinin işlemini iptaletti.

Hekim Postası

“İktidar bir el koyma hakkıdır. Uyruğundakilerin varlığına,ürettiklerine, emeklerine ve hatta kanlarına; yani nesnelere,zamana, bedenlere ve nihai olarak yaşamın kendisine el

koyar. …hayır der, reddeder, dışlar gizler; yasa dayatır, düzen getirir vekurallarla işler; iktidar yasaklar ve cezayla tehdit eder; iktidar sansür uy-gular” (Foucault’da Şiddet Ve İktidar, Ferda Keskin)

Kısaca bedenlere kadar nüfuz etmiş iktidara da “biyoiktidar” derFoucault ve iktidarın üç aygıtından bahseder, 1. Egemenlik, 2.Disiplin, 3.Güvenlik… Egemenlik cezayı, disiplin normları, güvenlik beden siyasetinibarındırır. Buradan isteyen istediği kadar kafasına taş aldıysa, şimdiiğneyi kendimize batırma zamanı?

İktidar anlayışı bizde olmayan, sadece kötünün içinde barındırdığı birşey mi? Hızlıca bu illetten kurtulabilinir mi yoksa yavaş yavaş mı bırakmakgerekir bu illeti? Hoca asistan arasında iktidar ilişkisi yok mudur? Varsagerekli midir? Ceza nöbeti asistan eğitimine katkı sağlamak için midir, nekadar zarar verir?

Alanımızda iktidar ilişkisi, hekim-hasta, hekim- hemşire, asistan-intörn,hemşire-sağlık işçisi gibi birçok örnekle çoğaltılabilir mi? Şimdi bir soruyerleşmiş algılardan (ya sesli ya sessiz) ortaya çıkar: “Peki ya işler nasılyürüsündü? Hastalara kim baksındı?..” İşte buradan referans alan anlayışbeden siyasetini getirir ki, ‘insan merkezi’nin şirazesi kayar, bedenimizebile hükmeden iktidar içeriye girer. Bu kadar çok ‘hasta’ varken senin çokçalışmaman ahlaksızlık olur. Sorun az emekçi, çok iş, maksimum kazançmantığıyla sağlığa bakan politikalar değil de sen olursun. Beden siyasetitoplum mühendisliğinde de, ahlakla o kadar güzel sarar sarmalar kikendini, eleştirmen bile ayıp olur… Günah olur… Çok çocuk doğurursun,kürtaja gözünün kenarıyla bakmak bile haram olur, genç nüfusa sahipolmak en iyi şey sanarsın..

Halen kendime iğne batıramadıysam, Demokratik Kitle Örgütlerindeyok mu bu iktidar diyerek başlarım. Biraz yaşa hürmet, cinsiyet kotasınane gerek, önce koltuk sonra liyakat, ne vardı az daha oturaydım şukoltukta, tartışmaları çeşitli ‘bilgesel’ gerekçelendirmelerle yüzleştiğimizeksikliklerimiz değil mi?.. Eee, ne demokratlığınız kaldı ne kitlesellikdiyene: Bunu gören, yüzleşen, bu illetten kurtulmak için çabalayanyerdeyiz, sen neredesin? diye sorarız, şansını fazla zorlamasın…

Peki ‘iktidar’ ne istiyor bizden?

Birey olmayı ‘biz’den kopmayı; belirlenen normları kabul etmeyi onlarısorgulamamayı; cezasızlığın en büyük mükafat olduğunu kavramayı; senkonuşamıyorsan ‘vardır bir yanlışın’ bunu anlamayı; hayırda hayırolduğunu artık fark etmeyi; bedenine dokunmadığı sürece bedeninden is-tenenlerin kötü bir şey olamayacağını…

Son soru belki de en can alıcısı: İçine iktidar kaçan kişiden nasılçıkarılır bu iktidar?

Sen mi çıkarırsın? Kendisi zamanı gelince mi çıkar? Yoksa kişi nasılyapıp ederse etsin, kendi mi çıkarsın bu iktidarı? Modern yöntemler midirçözüm, geleneksel mi? Kanıta dayalı olmadıkça bu iktidar yok mu sayı-lır?..

…Bugüne dek söylediklerimizden hangisi yanlış şimdi? Bir kısmı mı, yoksa hepsi mi? Güveneceğimiz kim var artık? Arta kalanlar mıyız bizler yaşayan bir ırmaktan fırlatılmış? Geride mi kalacağız kimseyi anlamadan ve hiç anlaşılmadan?

Yoksa şans mı gerek bize? İşte senin sordukların bunlar. Ama kimseden bir yanıt bekleme, yanıtını da kendin ver.

(Duraksayana, Bertolt Brecht)

Yargıdan ATO lehine bir karar daha

Page 10: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

Şiddete karşı hukuki mücadele veSağlık Bakanlığı'nın "beyaz kod"uygulamasının kapsamına dair

Sağlık çalışanlarına ve özelde he-kimlere yönelik şiddet olaylarında ya-şanan artış, hekimlerin meslek örgütüTürk Tabipleri Birliği ve bağlı tabipodalarının da girişimleri ile Sağlık Ba-kanlığı'nı bu konuda kimi adımlar at-maya yöneltmiş bulunmakta. Bu kap-samda bilinen adı ile "Beyaz Kod" uy-gulaması, barındırdığı kimi eksikliklerekarşın olumlu bir çaba olarak ele alı-nabilir.

Ancak söz konusu uygulamanın, özel-likle sınırlarına ve kapsamına dair he-kimlerimiz ve kamuoyu nezdinde yanlışbir algının olduğunu, yaşanan ve odamızhukuk büromuza da yansıyan birçokolayda görmüş bulunmaktayız. Bu ne-denle anılan konuda bir bilgilendirmeyapma ihtiyacı duyulmuştur.

Beyaz Kod uygulamasının iki temelayağı olduğu söylenebilir. Bunlardanilki, yaşanan şiddet olaylarının verile-rinin toplanması; diğeri ise, şiddetemaruz kalan sağlık personeline hukukidestek sunulmasıdır. Hemen söylemekgerekir ki ilk çalışma, bütün sağlık ku-ruluşlarını ve personelini kapsamak-tadır. İlgili mevzuat uyarınca kamu yada özel bütün sağlık kuruluşları, sağlıkhizmeti sunumu sırasında personelekarşı görevleri kapsamında işlenen suç-larla ilgili vaka bildirimlerini, bakanlıkbünyesindeki Beyaz Kod sistemine ilet-mekle yükümlüdür.

Buna karşın, uygulamanın ikinci aya-ğında yani şiddete maruz kalan sağlıkpersoneline hukuki destek sunulmasıkonusunda, ilgili mevzuatta da yerbulan ciddi bir sınırlama söz konusudur.Nitekim, 28.04.2012 tarihli "Sağlık Ba-kanlığı Personeline Karşı İşlenen SuçlarNedeniyle Yapılacak Hukuki YardımınUsul ve Esasları HakkındaYönetmelik"in "kapsam" başlıklı 2’ncimaddesi, "Bu Yönetmelik, Sağlık Ba-kanlığı ve bağlı kuruluşlarında kadroluveya sözleşmeli görev yapan personelile 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı SağlıkBakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teş-kilat ve Görevleri Hakkında KanunHükmünde Kararnamenin 52’nci mad-desi çerçevesinde Bakanlık ve bağlı ku-ruluşlarında gönüllü ve ücretsiz sağlıkhizmeti verenler ve 24/11/2004 tarihlive 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunukapsamında görev yapanlara karşı sağlıkhizmeti sunumu sırasında veya bu gö-revlerinden dolayı işlenen suçlar sebe-biyle ceza hukuku kapsamında yürü-

tülmekte olan işlemleri ve davaları kap-sar" hükmünü barındırmaktadır. Gö-rüldüğü üzere, görevi başında şiddetemaruz kalan bir hekim, eğer Sağlık Ba-kanlığı ve bağlı kuruluşlarında çalışanbir hekim ise, bakanlıktan hukuki destekde alabilecektir. Hukuki statüleri tar-tışmalı olsa da aile hekimlerine de buolanak tanınmış, onlar da kapsamaalınmıştır.

Buna karşın, kamu ya da özel üni-versitelerin sağlık kuruluşlarında, diğerkamu sağlık kuruluşları ile özel sağlıkkuruluşlarında ya da muayenehanesindemesleğini icra eden ve bu kapsamdaşiddete maruz kalan bir hekim, BeyazKod kapsamında bakanlıktan hukukidestek alamayacaktır. Öte yandan, yö-netmelik devamında yayımlanan16.03.2016 tarih ve 2016/03 sayılı SağlıkBakanlığı Genelgesi lafzı gereği; bakanlıkbünyesinde çalışsa dahi, hizmet satınalma yolu ile çalışan personel, stajyerve intörler de kapsam dışı bırakılmıştır.Yine anılan genelge, bizce lafzı son de-rece sorunlu ve muğlak bir biçimde;personel arasında vuku bulan ve hizmetilişkisinden kaynaklanmayan eylemleri,kişisel nedenlerden kaynaklanan ey-lemleri, mobbing eylemlerini, yine hu-kuki destek kapsamında görmemekteve hukuki yardımın dışında bırakmak-tadır. Bunların yanı sıra gerek mevzuatgerekse uygulamada görüldüğü üzere,adli süreçleri kendi avukatı ile takipeden personel ile şikayetçi olmayan yada bir ceza kovuşturmasında (davasında)

suçun mağduru sıfatıyla davaya katılmatalebinde bulunmayan personel de hu-kuki yardım dışında kalacaktır.

Şüphesiz haklı ve yerinde eleştirileremuhatap olması gereken bu yaklaşımkarşısında, bakanlık personeli olmayanhekimler, tek başına mıdır ? Hayır.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki,3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Ka-nunu'nun Ek 12 maddesi uyarınca, isterkamuda isterse özelde çalışsın, sağlıkpersoneline işlenen suçlar, bir kamugörevlisine karşı işlenmiş kabul edil-mektedir. Bu yasal hükmün, ceza mu-hakemesi açısından anlamı ise şudur;özünde şikayete tabi tutulan hakaret,basit yaralama vb. suç eylemleri sözkonusu olduğunda dahi, suç mağduru-nun -hekimin- şahsi şikayeti olmasada, gerekli adli soruşturma ve kovuş-turmanın resen yapılması kanuni birzorunluluktur. Bir başka ifade ile he-kimlere karşı işlenen şiddet eylemleri,devletin adli mercilerinin -Cumhuriyetsavcılıkları ve adli kolluğun- resen takipetmesi gereken suç eylemleridir.

Öte yandan, personeli görevi başındaşiddete maruz kalan -özel ya da kamu-kurumun idaresi de, bu olayı yani suçeylemini, mağdurun şahsi bir talebi ol-masa dahi, adli makamlara ihbar ileyükümlüdür. Nitekim, 5237 Sayılı TürkCeza Kanunu'nun 278’inci maddesi, birsuçun bildirilmemesi eylemini, ayrıcabir suç olarak tanımlamakta ve cezaiyaptırıma bağlamaktadır. Bu yüküm-lülük, olayın yaşandığı kurum idaresi

yanında, şüphesiz olay verilerini -anılanBeyaz Kod uygulaması gereği- elde edenbakanlık yetkilileri için de geçerlidir.

Öte yandan, özellikle kamu ya daözel üniversitelerde sağlık hizmeti su-numunda görev alan personele, o üni-versite hukuk birimleri tarafından hu-kuki destek sunulması, haklı ve hukukibir beklenti kabul edilmelidir. Bu bek-lenti, hukuk birimlerine sahip bulunandiğer kamu kurumları ve özel sağlıkkuruluşları için de şüphesiz dile geti-rebilir. Ancak yerleşik uygulamanın buyönde olmadığı bir gerçektir.

Bilinmelidir ki, her durumda, he-kimlerin meslek örgütü Ankara TabipOdası (ATO), şiddete maruz kalan he-kimlerimize yönelik etkin bir hukukidesteği, bedelsiz olarak sunmaktadır.Bu kapsamda 2006 yılında başlayançalışmamız kapsamında, odamız hukukbürosu avukatları tarafından 200’denfazla olay ve adli sürecin takibi yapıl-mıştır. Görevi başında şiddete maruzkalan hekimlerimiz, ister bakanlık bün-yesinde, ister diğer kamu ya da özelsağlık kuruluşlarında görev yapsın, oda-mız ile temasa geçmeleri durumunda,odamız hukuk bürosu avukatları tara-fından etkin bir hukuki destek, bu kap-samda adli süreçlerin vekil olarak takibide, kendilerine sunulmaktadır.

Bu desteği almak için, 24 saat kesin-tisiz hizmet veren ATO Şiddet BildirimHattı'nın 0 530 566 75 75 no’lu telefo-nunu aramanız veya odamıza bizzatgelerek müracaat etmeniz yeterlidir.

Avukat Ender BüyükçulhaATO Hukuk Bü[email protected]

Page 11: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

İş kazalarını önlemek amacıyla 2012yılında çıkarılan İş Sağlığı ve GüvenliğiKanunu’nda öngörülen geçiş sürecininson aşaması, 1 Temmuz’da tamamlandı.1 Temmuz 2016 itibariyle kamu ya daözel sektörde az tehlikeli ve 50’den azçalışanı olan tüm işyerleri için iş gü-venliği uzmanı ve iş yeri hekimi çalış-tırma zorunluluğu geldi.

Bakan Soylu erteleme “yok”dedi, Başbakan “var” dedi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik BakanıSüleyman Soylu, 1 Temmuz’da yaptığıbasın toplantısında “50 kişiden az çalı-şanı bulunan ve “az tehlikeli” sınıfındaolan işyerleri ile kamu kurum ve kuru-luşlarında iş sağlığı ve güvenliği dü-zenlemelerinin tamamının yürürlüğegirdiğini uygulamada herhangi bir er-telemenin söz konusu olmadığını belirtti.Bakan’ın açıklamasından kısa bir süresonra Başbakan Binali Yıldırım, İş Sağ-lığı ve Güvenliği Yasasının bir kısmınıbir seneliğine erteleyeceklerini açıkladı.Başbakan, erteleme gerekçesi olarakbazı maddelerin altyapısının hazır ol-

ması için zamana ihtiyaç duy-malarını gösterdi. Başbakan’ın be-lirttiği 2017 yılına ertelenen mad-deler arasında maden ocaklarındaişçilerin yer üstüne güvenli bir şekildeçıkmalarını sağlayacak “hayat hattının”ve personel takip ve izleme sistemininkurulması bulunuyor.

Daha önce de ertelenmiştiKademeli olarak yürürlüğe giren 6331

sayılı yasa gereğince her iş yeri az teh-likeli, tehlikeli, çok tehlikeli olmak üzereüç gruba ayrılarak işletmelere, zorunluuygulama için geçiş süresi tanındı. Çoktehlikeli ve tehlikeli sınıfta yer alan50’den fazla çalışanı olan işyerlerinin2013 yılından bu yana iş güvenliği uz-manı ve iş yeri hekimi çalıştırması ge-rekiyor. Kanunun çıkmasının ardındantehlikeli sınıf içinde yer alan muaye-nehane, poliklinik, tıp merkezi, aile he-kimliği, okul hekimliği, işyeri hekimliğive diyaliz merkezlerinde işyeri hekimive iş güvenliği uzmanı çalıştırmak içinilk olarak 1 Temmuz 2013’e kadar süretanınmıştı. Ancak iş güvenliği uzmanısayısındaki yetersizlik gerekçe gösteri-lerek 50’den az çalışanı bulunan çok

tehlikeli ve tehlikeli sınıflardaki işyerleriiçin bu süre 1 Ocak 2014’e kadar uza-tılmıştı.

Bir çalışanı olaniş yerleri için de geçerli

Yeni düzenleme 50’den az çalışanıolan az tehlikeli iş yerlerinde iş güvenliğiuzmanı ve işyeri hekimi bulundurmazorunluluğu getiriyor. Kanunda belir-tilen kurallara uymamanın cezası ise5-10 bin lira arasında değişiyor ve hem

iş güvenliği uzmanı hem de hekim içinayrı ayrı istihdam edilmeyen her ayiçin ceza katlanarak artıyor. Yeni dü-zenlemede, 10’dan az çalışanı olan aztehlikeli işyerlerine bazı esneklikler detanınıyor. Buna göre, işverenin kendisiya da görevlendireceği bir kişi, gereklieğitimleri almak kaydıyla; işe giriş veperiyodik muayeneler, tetkikler hariç,iş sağlığı ve güvenliği hizmetini kendiyürütebilecek, sağlık hizmetlerini dekamudan karşılayabilecek.

Hekim Postası

Süre bir doldubir ertelendi

güncel

Son 15ayda

7602 şiddetbildirimi

yapıldıAnkara Tabip Odası’nın Bilgi

Edinme Hakkı Kanunukapsamında sağlık personeline

şiddet ve Beyaz Koduygulamaları konusunda yaptığı

başvuru üzerine SağlıkBakanlığı, 9 Mart 2015-27

Haziran 2016 tarihleri arasında7602 şiddet bildirimi

yapıldığını açıkladı. Bakanlığınverdiği bilgiye göre yapılan

başvuruların, 902’sini fizikselşiddet, 5526’sını sözel şiddet,1174’ünü de fiziksel ve sözelşiddet vakaları oluşturuyor.Belirtilen tarihlerde yapılan

7602 şiddet bildiriminin4887’sini hekime yönelik şiddet

başvurusu oluşturuyor.

50 kişiden az çalışanı bulunan ve ‘az tehlikeli’ sınıfındaolan işyerleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında işgüvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırmazorunluluğu için verilen süre 1 Temmuz 2016 itibariyledoldu. Ancak yasanın bazı maddelerinin 1 Temmuz2017’ye ertelenmesi bekleniyor.

Page 12: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

iş güvenliği

Hekim Postası

%18Diğer işkolları

%26Tarım,Orman

%21 Taşımacılık

%17 İnşaat,yol

%6 Ticaret, Büro

%5 Belediye, G

enel işler

%4 Sağlık

%21Diğernedenler

%22Trafik, serviskazası

%21 Ezilme, göçük

%10Düşme

%10IŞID terör saldırısı

%9 Elektrik çarpması

%7 K

alp krizi

İşkollarına göre iş cinayetleri

Nedenlerine göre iş cinayetleri

Haziran ayında 200 işçiyaşamını kaybetti

%3 M

aden

cilik

13 kadın işçinin dehayatını kaybettiğiHaziran ayındaki iş

cinayetlerinde ölümnedenleri arasında

trafik servis kazalarıilk sırada geldi. Haziran ayında

yaşamını yitirenişçilerin içinde 6

çocuk, 44 de yaşlıişçi bulunuyor.Haziran ayındaTürkiye’nin 58

şehrinde işcinayetleri

yaşanırken İstanbul,Elazığ, Ankara,Bursa, İzmir ve

Kocaeli işcinayetlerinin en

fazla yaşandığışehirler arasında yer

aldı.

İşçi Sağlığı ve İşGüvenliğiMeclisininraporlarına göre2016 yılınınHaziran ayında 200 işçi yaşamınıkaybetti. Haziranayında yaşamınıyitiren 200emekçinin 172’siişçi, memurstatüsünde çalışanücretlilerden; 28’i de kendi namve hesabınaçalışanlardanoluşuyor. Tarım-orman,taşımacılık veinşaat Haziranayında en fazlaölümün yaşandığıiş kolları oldu.

Karaman'ın Ermenek ilçesinde 18işçinin yaşamını yitirdiği madenfaciasıyla ilgili yargılanan sanıklar ileilgili karar verildi. Ermenek Ağır CezaMahkemesinde görülen davada tutuklusanıklar maden ocağının sahibi SaffetUyar ve teknik nezaretçi Ali Kurt'a,TCK'nın 22. maddesi "Bilinçli taksirlebirden fazla kişinin ölümüne nedenolmak" suçundan ayrı ayrı 13 yıl 9 ayceza verilirken Ali Kurt "belgedesahtecilik" suçundan da 2 yıl 1 ay dahaceza aldı. Mahkemenin kararına göretutuksuz sanıklar maden sahasınınruhsat sahibi Abdullah Özbey 11 yıl 3ay, hakkında yakalama kararı bulunandaimi nezaretçi Yavuz Özsoy 18 yıl 9 ay,daimi nezaretçi Cemile Karaca 6 yıl 8ay, iş güvenliği uzmanı Engin Yetim 5yıl 6 ay 20 gün, Naci Özsoy da 3 yıl 1 ay15 gün hapis cezası aldı. Mahkeme,maden ocağının sahibi Saffet Uyar veteknik nezaretçi Ali Kurt'un tutuklulukhalinin devamına, Yavuz Özsoy'unyakalanmasına hükmederken diğersanıklar için de adli kontrol kararıverdi.

Ermenekdavasındacezalar belliolduKaraman'ın Ermenek ilçesinde 18işçinin yaşamını yitirdiği işcinayetiyle ilgili cezalar belli oldu.

Page 13: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

AÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana-bilim Dalı Periferik Damar Cerrahi BilimDalı tarafından 15 Haziran’da düzen-lenen program yoğun bir katılımla ger-çekleştirildi. Damar cerrahisini mercekaltına alma ve bu konuya katkıda bu-lunmuş öğretim üyelerini anma ama-cıyla düzenlenen toplantının açılış ko-nuşmasını yapan AÜ Tıp Fakültesi EskiDekanı Prof. Dr. Semih Baskan “1945'den2009'a Genel Cerrahi Kliniğinde DamarCerrahisi” başlıklı konuşmasında Tür-kiye’de damar cerrahisinin gelişim sü-recini ve mesleki tecrübelerini paylaştı.Cumhuriyetin ilk tıp fakültesinin AnkaraÜniversitesi bünyesinde kurulduğunuanlatan Dr. Baskan “Köklü kurumlarancak yetiştirdikleri değerlere sahipçıkmaları ve onları hatırlamalarıylatarih sayfasında haklı bir yer alabilirler.AÜ Tıp Fakültesi de böyle bir organi-zasyon yaparak buna yakışan bir tutumve davranış sergiliyor” dedi.

Damar cerrahisindeilklerin yaşandığı bölüm

Periferik Damar Cerrahisi Bilim DalıBaşkanı Prof. Dr. Uğur Bengisun dadünyada ve Türkiye’de damar cerra-hisinin durumu ve bilim dalı hakkında

bilgi verdi. Türkiye’de damar hasta-lıklarının cerrahi tedavisinin genelliklekalp damar cerrahları tarafından ya-pıldığını dile getiren Dr. Bengisun, An-kara Üniversitesi içerisinde Genel Cer-rahi Anabilim Dalı altında 2009 yılındaPeriferik Damar Cerrahisi kuruldu. Bizde hem damar cerrahisindeki çalışma-larıyla yol göstericiliğiyle öne çıkmış,şu anda aramızda olmayan hocalarımızıyad etmek hem de bilim dalımızın ku-ruluş sürecinde emek veren hocaları-mızı anmak ve onlara şükran plaketisunmak için toplandık” diye konuştu.Dr. Bengisun, Türkiye’de damar cer-

rahisiyle ilgili pek çok alanda ilk geliş-melerin bölümlerinde yaşandığını söy-ledi. Bilim dalının kurulmasının kolaybir süreç olmadığını belirten Dr. Ben-gisun, emeği geçenlere ve damar cer-rahisinin gelişimine katkıda bulunanhekimlere teşekkürlerini iletti. Konuş-maların ardından Prof. Dr. Osman Aka-ta, Prof. Dr. İbrahim Ceylan, Prof. Dr.Dikmen Arıbal, Prof. Dr. Altan Tüzüner,Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu, Prof. Dr.Ertan Tatlıcıoğlu, Prof. Dr. Erdal Ana-dol'a şükran plaketleri sunuldu. Etkinlikhatıra fotoğrafı çektirilmesiyle son bul-du.

Periferik Damar CerrahisiBilim Dalı Başkanı Prof. Dr.Uğur Bengisun Türkiye’de

damar cerrahisiyle ilgili pek çok alanda ilk

gelişmelerin bölümlerindeyaşandığını söyledi.

Türkiye’de damar cerrahisi alanında başarılı çalışmalaraimza atan duayenler Ankara Üniversitesinde düzenlenenPeriferik Damar Cerrahisi Buluşmasında bir araya geldiler.

güncel

Türk Nöroloji Derneği BaşkanıProf. Dr. Şerefnur Öztürk, 80 yaşüzeri üç kişiden birinin nörolojikhastalığa sahip olduğunubelirtirken sağlıklı bir yaşam veyaşlılık için sağlık politikalarınınrolünün önemli olduğunu söyledi.

22 Temmuz Dünya Beyin Günüdolayısıyla “Yaşlanan Nüfus-Yaşlanan Beyin” konusuna dikkatçeken Türk Nöroloji DerneğiBaşkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk

60-80 yaş arasındaki bireylerinyüzde 10 ila yüzde 20’sinin nörolojikhastalıklardan birine sahip olduğunukaydetti. 80 yaş üzerinde isenörolojik hastalıkların her üç kişidenbirini etkilediğine işaret eden Dr.Öztürk, yaşlı nüfusun artmasınaparalel olarak hasta sayısının dagiderek artacağını aktardı.

Zengin ülkelerde, 100 bin kişiye3 nörolog, düşük gelirliülkelerde 0.03Araştırmaların 2025 itibariyle yaşlınüfusun yüzde 80’inin dünyanın azgelişmiş bölgelerinde yaşayacağını

gösterdiğini anlatan Dr. Öztürk,tedavi olanaklarına erişimkonusunda eşitsizliklerbulunduğuna dikkat çekti. Dünyagenelinde pek çok kişinin, nörolojikbakıma erişemediği ya da çok azerişim sağlayabildiğini bildiren Dr.Öztürk, zengin ülkelerde, 100 binkişiye ortalama 3 nörolog düşerkendüşük gelirli ülkelerde bu rakamınsadece 0.03 olduğu bilgisini verdi.

“Nörolojik bakımı genişletmekiçin çalışmalar yapılmalı”Nörolojik hastalıkların tedavisinin,tanısından daha zor ve maliyetli

olduğunu kaydeden Dr. Öztürk , buhastalıklarda önleyici tedavinin enönemli tedavi olduğunu sözlerineekledi. Sağlıklı bir yaşam ve yaşlılıksürdürülebilmesinde sağlıkpolitikalarının rolünün çok önemliolduğunu vurgulayan Dr. Öztürk“Tüm ülkelerde sağlık alanındakipolitika yapıcılar ilerleyen yaşısadece bir yük olarak görmektenziyade nörolojik bakımı genişletmekiçin çalışmalar yapma yolunagitmelidir. Toplum olarakyaşlılarımızın tedavi, terapi ve bakımmaliyetlerini karşılamakzorundayız.” diye konuştu.

Nörolojik hastalıklarda sağlık politikalarının rolü çok önemli

Hekim Postası

Hekim Postası

Damarcerrahisininöncüleri bir arayageldi

Page 14: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

dünyadan

İngiltere’de ilk kez cinselsaldırı ve tecavüz mağduru ka-dınlar için özel bir doğum kli-niği açıldı.

Açılan klinikte cinsel saldı-rıya maruz kalan kadınlaraözel eğitimli ebeler, psikologlarve çocuk doktorları destek ve-recek. Klinikte görevli uzmanebe Inderjeet Kaur, özel deste-ğin çok önemli olduğunu çünküdoğumun kadının uğradığı sal-dırının korkutucu anılarına dö-nüşünü tetikleyebileceğini söy-lüyor. Tecavüz mağdurları içinözel doğum kliniği projesinintasarlanmasına, cinsel saldırıyauğramış kadınlar da katkı sağ-ladı ve danışmanlık yaptılar.

İlk klinik Londra’daki RoyalLondon Hastanesi'nin içindeaçıldı. Kliniğe başvuran tecavüzmağduru kadınlar başvurduk-ları andan itibaren farklı birdoğum öncesi bakıma alına-cak.

Özel eğitimli sağlık perso-neli kadınlarla daha çok vakitgeçirecek, kadınlara doğumyapacakları odanın düzeniyleilgili daha çok söz hakkı vetıbbi bakımlarıyla ilgili hukukidestek de sağlanacak.

Normal olarak tüm hamilekadınlara sağlanan doğumöncesi eğitimler ve danışman-lık hizmetleri, cinsel şiddeteuğramış kadınların ihtiyaçlarıgöz önüne alınarak değiştiri-lecek ve kadınlara doğum son-rası özel jinekolojik kontrolve psikolojik destek olanaklarıda sunulacak. Kadınlar buözel kliniğe e-posta ile doğ-rudan kendileri başvurabile-cek ve randevu alabilecekler.

Uygulama başarılı olursaBritanya’nın diğer bölgelerin-deki hastanelerde de bu türklinikler açılacak.

BBC

Afrika ülkesi Zimbabve’de Kamu Çalı-şanları Konseyi, ödenmeyen kamu ma-aşları nedeniyle genel greve gidileceğiniaçıkladı.

Kamu Hizmeti Bakanı Supa Mandi-wanzira maaşlardaki gecikme için ülkeniniçinde bulunduğu ekonomik bunalımı ge-rekçe göstererek kamu çalışanlarındangrev kararını yeniden değerlendirmelerinitalep etti. Hükümet öğretmenlere vesağlık çalışanlarına Haziran maaşlarının

Temmuz’un ikinci haftasında ödeneceğisözünü verirken, maaş yokluğunda ulaşımmasraflarını karşılamak için verilen 100dolarlık ödenek çalışanların öfkesini din-dirmeye yetmedi. Kamu Çalışanları Kon-seyi greve çıkmaya kararlı olduklarınıaçıkladı. Konseyin açıklaması kamudaçalışan doktor ve hemşirelerin de öden-meyen maaşlarından ötürü greve gitmeyekarar verdikleri bir dönemde geldi.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dün-yanın farklı yerlerindeki çatışma vekriz bölgelerinde, hastane, sağlık ocağıve ambulanslara yönelik saldırılarınbilançosunu açıkladı.

2014–2015 yıllarında sağlık mer-kezlerine düzenlenen silahlı saldırı-larda yaklaşık 960 kişi hayatını kay-betti. WHO’nun raporunda, söz konusuyıllar arasında hastane, ambulans vebenzeri sağlık birimlerine yönelik yak-laşık 600 saldırı tespit edildiği yeraldı.

WHO açıkladığı raporda, saldırılarıkınarken çatışan taraflara tıbbı mer-kezlere saldırmama çağrısı yaptı. Ra-porda ayrıca, aralarında sağlık per-sonelinin de bulunduğu yaklaşık bin500 kişinin silahlı saldırı sonucu ya-ralandığı belirtildi. Raporda ölü veyaralılara dair açıklanan sayının çokdaha yüksek olabileceğine dikkat çe-kildi. WHO, saldırıların yüzde 60’ayakınının bilinçli olarak yapıldığınaişaret etti.

19 ülkenin etkilendiği 2014-2015yılları arasındaki saldırıların üçte bi-rinden fazlasının, Suriye’de gerçek-leştiği belirtildi. Filistin’de 53 saldırıtespit edilirken, Irak, Pakistan ve Lib-ya’daki saldırılar da üst sıralarda yeraldı. Geçtiğimiz aylarda, Suriye veAfganistan’da hastanelere düzenlenensaldırılar dünya kamuoyunda büyüktepkiye yol açmıştı.

Deutsche Welle

WHO: Sağlık merkezlerine 600 saldırı düzenlendi

Tecavüz mağdurları içinözel doğum kliniği

Zimbabve’de sağlıkçalışanları grev kararı aldı

Page 15: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli

Sudoku

Yanıtına www.hekimpostasi.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

kültür sanat

Yönetmen: James McTeigue

Senarist: Larry ve Andy Wachowski

Oyuncular: Natalie Portman, HugoWeaving, Stephen Rea, John Hurt,

Stephen Fry

Yapım yılı: 2005

Konusu: Alan Moore’un romanındanuyarlanan film, geleceğin

İngiltere’sinde (2020) geçmektedir.Filmde bir yandan bir sene içinde

halkın uyanışına, yönetimingerildikçe baskıyı arttırmasına,özgürlük için gerekli temellerin

atılmasına, dedektif Finch'in V'ninve despot rejimin sırlarını

araştırmasına,diktatörlüğündoğuşu ve gelişmesine tanık olurken; diğer

yandan Evey'in V'yi ve kendini tanıması, yönetimin kişisel yaşamasaldırısı, özgürlüklerin korkulara kurban edilmesi anlatılmaktadır.1

İyi seyirler…1 https://tr.wikipedia.org/wiki/V_for_Vendetta_(film)

Nusret Fişeködüllerininbaşvuru tarihideğiştiTürk Tabipleri Birliği’nin , 1991yılından bu yana, Prof. Dr. NusretFişek anısına çeşitli kategorilerdeverdiği “Nusret Fişek Ödülleri” içinbaşvuru süresi 15 Eylül 2016’yakadar uzatıldı.

Türkiye’de halk sağlığı disiplininin gelişimindeöncü bir yeri olan Türk Tabipleri Birliği öncekibaşkanlarından Prof. Dr. Nusret Fişek anısınaverilen “Nusret Fişek Halk Sağlığı Araştırma İn-celeme Özendirme Ödülü” 2016 yılı için baştagenç araştırmacıların yürütücüsü oldukları olmaküzere, halk sağlığı alanında yapılmış özgün araş-tırma ve incelemelere verilecek. Son üç yıl içe-risinde yayımlanmış araştırmalar, teslim edilmişyüksek lisans, doktora ve uzmanlık tezleri, in-celemeler ve yayımlanmış kitapların aday ola-bildiği ödüle bireysel ya da ekip olarak başvu-ruluyor. Ödüle aday olmak ya da aday göstermekiçin belirtilen dökümanların ve başvuru formu-nun eksiksiz tamamlanarak 15 Eylül 2016 tarihinekadar TTB Merkez Konseyi Başkanlığı’na bildi-rilmesi gerekiyor.

Kocaeli Üniversitesi Halk SağlığıAnabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.Onur Hamzaoğlu tarafındanhazırlanan ve Kocaeli Tabip Odasıtarafından yayımlanan"Kocaeli'nde Sanayi Doğa veİnsan" kitabı okurlarla buluştu.

Kitap, kamuoyunda "Dilovası Olayı" olarakbilinen ve Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu'nunannelerin ilk sütünde ve bebeklerin ilk ka-kasında Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediğisınır değerlerin çok üzerinde ağır metalbulunduğunu gösterdiği çalışması nedeniyleyargılandığı sürecin bir ürünü. KitaptaDr. Hamzaoğlu Türkiye’nin ikinci büyüksanayi havzası Kocaeli’nde sanayi tesis-lerine bağlı olarak karşılaşılan çevre kir-liliğinin doğa ve insan üzerindeki zararlıetkilerini anlatıyor. Ücretsiz yayımlanankitap, Kocaeli Tabip Odasından teminedilebilir.

“Kocaeli’nde Sanayi,Doğa ve İnsan” kitabı çıktı

Hekim Postası

Hekim Postası

V For Vendetta

Page 16: Hekime ve sosyal durumlarını değerlendirmek Emekli