Upload
phamhanh
View
226
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Cumartesi11
M A R T1961
\AC ÎAYISAL ORTAM A A K T A R ILM IŞ T IR
« m _________ w
B o z h u r tG Ü N L Ü K M Ü S T A K İ L Sİ Y A S t G A Z E T E
H e r G ö n 4 Sayfa F i a 1 1 1 5 M i I
SAYI : 1758 Y IL : 10>1 ürlür v* İm tiyaz Hafalltl j C K M A I. T O A A N \ d rev (Jlrııo Caddesi, l.MflıOH» - K ılın *
T e lg ra f: "B O Z K U H T ” —P.K . 8*4 Te l: *»51 Dizilin Kanıldı*! Y e r : "ROZKT7KT H a n ın ı« !“
Teknik üniversite Haftası azar Günü Törenle Açılacak
AFTAYA K ATILACAK Ö LAİT p ROFESÖRLER HEYETİ BAS- ANI PROF. LUTFULLAH ULUH AN DÜN A D A Y A VASIL OLDUProfesörler Radyoda ve Televizyonda da Konferanslar Verecekanbul Teknik Üniversite
ce mensup 13 öğretim üyesi- n de katılacağı “Teknik Üni- rsite Haftası” Pazar günü t 10.00 da Lefkoşa Lisesin- yapılacak bir törenle açıla- -tır.17 Mart gününe kadar de-
edecek olan Teknik Ünd- rsite Haftası içinde İstanbul n gelecek olan öğretim üye- ri muhtelif konularda konfe- nslar vereceklerdir.Üniversite atmosferini toplucun ayağına getirmek, pratik
ada çalışmakta olan teknik (emanlarla görülmek ve çeşit [teknik konularda halka bilgi ¡»rmek amacıyla tertip edilen
eknik Üniversite Haftası” Münasebetiyle Lefkoşa Lisesin
bir de sergi açılacaktır.[ İstanbul Teknik tJniversitesi-
mensup profesörler bu haf- içinde radyo ve televizyonda muhtelif konferanslar vere-
rklerdir.PROFESÖRLER HEYETİ
BAŞKANI GELDİf,Teknik Üniversite Haftasına
tılacak olan İstanbul Teknik niversitesi Profesörler Heye- Başkam ve İstanbul Teknik ûversitesi Makine Fakültesi
ekanı Prof. Lutfullah Ulukan ün uçakla Lefko.şaya gelmiş-
Diğer profesörlerin bugün brısa gelmeleri beklenmek- J,r.Profesör Lutfullah Ulukan -fkoşada Yıldız Oteü’nde ga- etecilere verdiği demeçte Tek ik Üniversite Haftasının bu efa Kıbrısta yapılmasından uyduğu memnuniyeti ve Tür- lye dışında ilk defa böyle bir ‘afta" tertip edildiğini belir-
B O Z K U t
Türklere İndirilen DarbeBAKANLAR Kurulu, evvelki
gün yaptığı toplantı netl- ■ cesinde, Türk ve Rum Sos
yal Yardım Dairesini birleştirmek ve tek bir Rum müdürün
resine bırakmak kararını ermekle Türk toplumuna en İr darbeyi indirmiş bulunu-
or. Bunun bir neticesi olarak, ‘ürkler Sosyal Yardım hizmetlerinden lâyıkı veçhile fay- “ 'anaıııayacağı gibi, Sosyal ardını Dairesinde çalışan rk memurları da her bakım-
Ban mağdur bir duruma düşünüleceklerdir.
Bundan önce çeşitli vesilelerle, Türk ve Rum Sosyal Yar ıın Dairelerinin birleştirilme
sinde toplumlunuzun uğrayacağı maddî ve manevî /.ar arların bUyüklük derecesini tefer-
ntıyie belirtmiştik. Böyle olmakla beraber, yetkili Rum hü kftnıet çevrelerinin bu hususta [ısrar etmeleri ve Türk ilgililerin de müsamahakâr bir politika gütmeleri cidden üzüntüye
bir konudur.Hepimizin bildiği gibi Sos-
‘"ttl Yardım Daireleri, daha şlangıçta, yâni sömürge ida-
esi devrinde Türkler ve Bum- ,r için ayrı ayrı kurulmuşlar-
Fakat, dalıa sonra alınan kararla iki daire blrleştiril- bulunuyordu. İki dairenin
leşık olarak faaliyet göster- 1 süre içinde, bunun ne ka- r zararlı olduğu meydana ' mış ve Türklerle Rumların syal Yardım Daireleri tek- r ayrılmak zorunda kalınındı. Şimdi bu iki dairenin
irieştlrllnıesiyle, bir kere da- yakin bir geçmişin tecrübe
mle dönüleceği muhakkak-
^eytl kararlarla Radyo-Te- Jzyon, Enformasyon, Turizm fesi ve daha bir çok resmi liseseler kayıtsız şartsız n müdürlerinin hakimiyeti pa devredilirken, şimdi bun
bir de Sosyal Yardım Dairinin eklenmesi, toplumu- N>n geleceği bakımından >n neticeler verecek mahl- |dlr. Halihazır ayrılmış da “in birleştirilmesi, ötekiler İldeki tek taraflı Rum hâ- Îetlnin devamını sağladık- “ftşka, Türk toplumunu atacaktır da..
BOZKURT
Pazar giinkii Teknik üniversite Haftasına katılacak olan İstanbul Teknik Üniversitesi Profesörler Heyeti Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Makine Fakültesi Dekanı Prof! Lutfullah Ulukan, Yıldız Oteli’ncle gazetecilere demeç verirken.
\ (Foto Bozkurt ■ BiLBAYI
terek demiştir ki:“İstanbul Teknik Üniversite
sinin, Türkiye ile komşu memleketleri arasında kurulan “Kül tür Köprüsü”nde mütevazı bir vazife görmesinden şeref duyu
yoruz. Teknik Üniversite Haftasını bütün komşu memleketlerde yapmak istiyoruz. Pek ta bii Türkiyenin Kıbrısla olan yakın alâkası, Türkiye dışında ilk haftama Kıbrısta yapılma-
0R TA K Ö Y VE DOLAYLARININ IŞIKSIZLIK DERDİ
8 Mart 1961 tarihli sayımızda 'bir okurumuz Ortaköy’deki ışıksızlık derdi üzerinde durmuş ve pek haklı olarak ilgilileri vazifeye çağırmıştı. Işıksızlık derdi, Ortaköy ve dolaylarının ilk nazarda dikkati çeken şikâyet konusudur. Ortaköy ve dolaylarında oturan öte ki okurlarımızın gazetemize gönderdikleri mektuplara ve yaptıkları müracaatlara göre bu çevrenin daha birçok derdi vardır.
Bunların başında Ortaköy Belediyesinin, belediye vergisi, sıhhat-ı umumiye vergisi gibi hususlarda birçok aileye nisbet siz vergiler koyarken, çöplerin kaldırılması, ışıkların tanzimi
ve bölgenin sıhhat durumu üze rinde gayet pasif davranması gelm,ektedir.
Ortaköy’ün “Kumsal’1 diye bilinen mevkiinde oturanlar da aynı durumda bulunduklarını, çöplerin ayda hir def’a hile a- ranmadığım, arandığı zaman da çöplerin çokluğundan şikâyet edildiğini, ışıkların kifayet siz olduğunu, elektriklerin bir gün yanarsa bir ay yanmadığını, bölgedeki un fabrikasının fena bir koku saldığım bildirmişlerdir.
Ortaköy ve dolaylarının sıhhat durumu ile ilgili yetkililerin, vatandaşlarına karşı gereken alâkayı göstermeleri zamanı artık gelmiştir.
ısında büyük rol oynamıştır.Biz bu temasın bundan son
ra daha yakın d-ğer temaslara bir 'başlangıç teşkil edeceği ümidindeyiz ”, Profesör Ulukan daha sonra halen İstanbul Teknik Üniversitesinde muhtelif yabancı memleketlere mensup 459 öğ- renc.nin tahsil gördüğünü, bun lardan 121’inin Yunanlı, 75 inin Kıbrıslı, 74’ünün Iranlı, 74 ünün Iraklı, 54’ünün Mısır ve Suriyeli, 73’ünün Ürdünlü, diğerlerinin de Lübnan, Milliyetçi Çin, İtalya, Amerika, Libya, İsrail, Yugoslav ve Tibet uyruklu olduklarını söylemiştir.PROF U LU K AN ’IN BASIN
TOPLANTISI Teknik Üniversite Haftası mü nasebetiyle Kı,brısa gelmiş bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Dekanı Prof. Lutfullah Ulukan bugün saat 12.00 de Yıldız otelinde bir basın toplantısı yapacaktır. Prof. Ulukan bu toplantıda Tek nik Üniversite haftası ile ilgili izahatta bulunacak ve gazetecilerin muhtelif suallerini cevaplandıracaktır.
(Basın - Yayın)
Kıbrısm Müracaatı Pazartesi Günü incelenecek
K 0M M 0NVELT GEZİSİNDEN DÖNEN KRALİÇE TOPLANTIDA BİR KONUŞMA YAPTI
LONDRA, 10: İngiliz Uluslar Topluluğu Başbakanları, Kraliçe Elizabeth’in yaptığı ko nuşmadan sonra dün oturumla rina devam etmişse de Royter Haberler Ajansı, Kıbrıs’ın üye İlk için yapmış olduğu müracaatın Pazartesi günkü oturumda ele alınacağını bildirmiştir.
Muhabirler Kıbrıs Cumhuri- yeti’nin müracaatinin kabul edileceğine muhakkak nazarıy la bakmaktadırlar.
Pakistan ve Hindlstana yaptığı uzun bir yolculuktan yeni dönmüş bulunan İngiltere Kraliçesi Elizabeth, tngiliz Uluslar Topluluğu Konferansından önce yaptığı konuşma sırasında eski imparatorluk diye tavsif ettiği İngiliz Uluslar Topluluğunun, bugün eşit ulusların meydana getirdiği hür bir topluluk olduğunu bildirmiştir.
Elizabeth, Hindistan ve Pakistan’da gördüğü sıcak ka bulden sitayişle bahsetmiş ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Maka- rios ile tanışmak fırsatını bul-
Kıbrıs’a Bir Balıkçılık Uzmanı Geldi
Birleşmiş Milletler Balıkçılık Uzmanı Dr Vito Federa, Birleşmiş Milletler Vardım programı çerçevesinde Kıbns balıkçılığını incelemek ve Kıbns hükümetine tavsiyelerde .bulun mak üzere önceki akşam adaya vasıl olmuştur.
duğu için memnun olduğunu kam Orgeneral Cemal Gürsel'i söyleyerek “geri dönerken Tür (görmek fırsatım elde ettim'’ kiye Devlet ve Hükümet Baş- \ demiştir.
KIBRIS TÜRKLERİNİN DEVLET HÂZİNESİNE YAPTIĞI BAĞIŞKıbrıs .Türk toplumunu» Anavatan Devlet Hâzinesine yaptığı altın ve mücevherat -bağışı ikinci kısmının Türkiye Cum huriyeti Kıbrıs Büyükelçiliğine teslim edildiği biiüiriımektedr. Büyükelçi Bkselâns Emin Dir- vaııa tarafından dün bu hususta aşağıdaki bildiri yayımlanmıştır : ı
“Kıbrıs Türk Cemaatı tarafından Anavatan Devlet Hazînesine yapılan bağışın ikinci kısmını teşkil eden 381 adet Ai yan», 676 adet yüzük, 26 adet şövalye yüzük, 63 adet taşlı yü /.tik, 3 adet gümüş yüzük, 116 adet çift, 59 adet tek küpe, 148 İngiliz altını, 21 adet Osıııanlı altını, 40 adet Mahmudiye altını, 5 adet Cumhuriyet altını, 87 adet urublye altım, 1 adet Mecidiye altını, 56 adet bilezik, 12 adet gerdanlık, 3 adet kol saati, 2 adet altın saat, 2 adet 80'lik altın, 12 adet yürek, 1 zincirli yürek, 66 adet altın diş 3 çift altın kol düğmesi, 1 adet altın yaka düğmesi, 2 adet İğne, 1 adet Maşallah, 1 adet gümüş köstek, 1 adet gümüş saat, 2 adet gümüş bilezik, 1 adet pl&tln alyans, 150 adet muhtelif altın eşya, külçe altın (62
“ ~ İ
EFKOŞA TÜRK BANKASISIZIN KENDİ BANKANIZDIR
Siz de Paranızı LEFKOŞA TÜRK BANKASINA yatırınız. Unutmayınız ki para evde kalırsa HIRSIZ, fakat LEFKOŞA
İRK BANKASPNA yatırılırsa en yüksek FAtZ getirir.P*!-* !..«* -*- -*- -*- -*•_ ^ -*• ı«i ** ■o»'**1.1* ‘•y 1** ** ***
gram; 2.5 dirhem ve bir miktar) ve 91 Kıbrıs lirası Sayın Cumhurbaşkan Muavini Dr. Fa zil Küçük tarafından Büyükelçiliğimize teslim edilmiştir.
Lefkoşa, 9 Mart, 1961.Büyükelçi
(E M İN D iR V A N A )"
Rodostenus Tabanca İçin İzin İstemişmıydi ?
SAVCI TALARİDİS CUM HURBAŞKANININ BÖYLE BİR İSTİDA ALM AD IĞ IN I BELİRTTİ
Para Sızdırma Dâvası Ağır Ceza Mahkemesine Havale EdildiLeymosunda Efstathios Kir-
yaku’dan tehditle £4000 almaktan sanık Rum meb’us Lefkioa Rodostenus ile Andreas Müştaka, dünkü duruşmalarından sonra 17 Nisan tarihinde Leyin osunda oturumlarına başlaya cak olan ağır ceza mahkemesine havale edilmişlerdir.
Mahkeme, daha sonra tasarrufunda bir tabanca ve kurşun bulundurmaktan sanık Ro dostenus aleyhindeki davanın İncelenmesine geçmiştir. Bu dâvanın incelenmesi sırasında polis, samğin hayatının tehlikede olması dolayısıyla taban-
j ca bulundurduğunu ve İzni olmamakla .beraber kendisine izin verilmesi için Cumhurbaşkanına başvurduğunu belirtti-
Âsker Kaydına Devam EdiliyorSavunma Bakanlığınıti
açıkladığına göre Mağusa ve Lârnaka kazalaı-ı ı>;in ¡ıs ker kaydı, dün sona ermiş ve 338’i Tiink1 ve 386’sı Rum olnıak üzere 724 kişi müracaat emiştir.
13 - 14 Mart tarihlerinde LeymosUn kazasında oturanlardan müracaat kabııl edilecektir. Adayların, müracaat formaları, doğum ve okul sertifikalan, iki resim ve öteki gerekli belgeyle 1 3 -1 4 Al art’ta sabah saat 8.30 ile 13.00 arasında şalisen Lefkoşa’da Baf Kapısın daki Savunma Bakanlığı As ker Kayıt Bürosuna baş- vurmlarıa gerekmektedir.
ğlni bildirmişse de, savcı Tala- ridis, Cumhurbaşkanının böyle bir istida almadığını mahkeme nin dikkatini çekmiştir,
öte yandan Rodostenus’un
avukatı Panayodu Kakoyannl, müvekkilinin aleyhindeki esassız bütün davalara karşılık verebilecek durumda olduğunu ileri sürmüş ve davaları görü-
lünceye kadar kefaletle serbest bırakılmalarını istemişse de savcının muhalefeti karşısında mahkeme bu talebi reddetmiştir.
BirçokSatışa Çıkarılmakta
Cemaat Meclisinin Bu Konuda Tedbir Alıp Almadığı Hususunda Meclis Başkanlığına Bir önerge Sunuldu
. Türk Cemaat Meclisi Lefkoşa üyesi Hazım Remzi ilk Mec İla toplantısında cevaplandırılması için aşağıdaki soru önergesini Meclis Başkanlığına göndermiştir.
“Son zamanlarda hatırı sayılır derecede Türk emlâkinin, (bunlar meyanmda Arif Ata B'ey Çiftliğini de zikredebiliriz) satışa arzedildiğini üzülerek müşahede etmekteyz. Ada üzerindeki hak ve hukukumuzu kısmen olsun mülkiyet esaslarına istinat ettirirken, birinci Cihan harbini ve Lozan And- laşmosını müteakip yıllarda olduğu gibi ayni tempo ile birçok Türk malları yabancı unsura satılacak, şu veya bu sebeple devredilecek olursa Cemaat Meclisi olarak bu hail önleyecek tedbirler almamız yerinde olmaz mı? Muhterem icra Hey’eti, Türk cemaatinin istikbalim kara ve tehlikeli bulutlarla gölgelemesi beliren bu durumu karşılamak için her hangi bir proje veya plâna sahip midir? ve bu durum mu
vacehesinde uzun vadeli bir top istikbalimizin garantisi bakı- rak politikası takip etmemiz mındaıı faydalı olmaz mı?”
KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİNDEN
İSTANBUL
Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Bölgesinin Kongresi
Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Bölgesi’nin yıllık genel kurul toplantısı 5 Mart Pa zar gtinü Türkiye Millî Talebe Federasyonu merkezinde yapıl mıştır. ,
İstanbul’daki Kıbnslılann katıldıkları bu toplantıda idare kurulu ve mürakıplar raporları okunmuştur Söz alan hatipler idare Kurulunun ça- lışma’annı tatminkâr bulmadıklarım, bir lokal açılması hu susunda hiçbir faaliyet gösterilmediğini tenkit etmişlerdir.
Üyelerin isteği üzerine 26 Şubat günü Ankara’da yapı
lan Merkez genel kurul toplan tısına iştirak eden Avukat Nev zat Karagll, Merkez idare Kurulunun Ankara’daki Kıbrıslı öğrencileri Derneğe üye kabul edilmediklerini, öğrencilerin her türlü taleplerinin reddedildiğini, Dernek tahsisatının bir milyon lira üstünde olduğunu, bunun bir kısmının Kıbrısa gönderildiğini, fakat kontrolün ne şekilde İfa edildiğini halen bilmediğini, Kıbrıs - Ankara - İstanbul arasında bir münasebet kurulmadığı sebebiyle Kıb ns İçin bir program hazırlanmadığından Türklerln zarar gördüklerinin münakaşa edildiğini anlatmış ve Kıbrıslı öğren çilerin Derneğe üye kaydedil- memeslni ve idare kuruluna alınmamalarını tenkit etmiştir
Bil’ahare yapılan seçimler sonunda Başkanlığa Avukat Nevzat Karagll, Başkan Vekilliğine Dr. Fikret Alkan, Sekre terliğe Avukat Kay<ı Gülboy, Muhasipliğe Muzaffer Sakıcı, Veznedarlığa öğrenci Hilmi Vıı rai Refik, Faal üyeliklere de Avukat Enver üayanç ve öğrenci Erdoğan Malyalı seçilmişlerdir.
Mürakıpiiklere Münir Boşar, Şaklr Alav; Merkez .Temsilciliklerine de Prof. Dr. Derviş Maniznde, Behçet Kemal Çağlar, Nevzat Karabil, öğrenci Özkan Haşan ve Nogay Turan 'seçilmişlerdir.
Amerika’nn eski Başkanı Owight Eisenlıower uzun n yorucu bir askeri »e siyasi lıa yattan sonra dinlenme fırsatına kavuşmuştur. Bilindiği gibi eski Başkan mesleği icab ı daima seyahat etmekte, b ir eyaletten b ir eyalete ve bir memleketten diğer bir memlekete ¡öçetmekte, Iskat b ir liır lii sahi 61 olduğu P e m y lm la , Cett/sturg'dakl rüya etine [Idememektertli. «esim, Clsenho-
m ile Eşini rüya evlerinin öniir.de gösteriyor.
Lefkoşa Türk Belediye Meclisi Başkanlığından
16 Şubat 1961 tarihinden itibaren 5 kasabada Türk
"HEPSİ BİR OLSUN” Eski bir rahibe olan, 52 yaşındaki Ornella Brocchl, Berna'daki evinde, samimi arkadaş ve dost'an gayrı, herşeye sahip bulunan İnsanlara yardım ede bilmek düşüncesiyle, yeni b ir topluluk meydana getirmeğe çalışmaktadır. Bu topluluk İnsanlar arasında yakınlaşma temin edecek, fakirlerin de, zenginlerin saadetlerinden istifade etmelerini sağlayacaktır. Brocchl, yeni grupuna, "Herkes b ir olsun" ismini
verm iştir
Belediye Meclisleri kendi bölgelerinde Ve Türk Halkı ııa ta'tibik edilmek üzere kanunen tam yetki ve icra kuvveti kazanmış bulunur yorlar.
Bu önemli haberi halkımıza müjdelerken, Meclisi mizin Cemaatımıza daha iyi hizmet etmeyi, bütün belediye işlerini yeniden esaslı bir sürette düzene koymayı ve Cemaatımızın şerefi ile mütenasip başarılar sağlama yı tasarlamaktadır.
Belediyelerimiz için yeni bir devir açılıyor. Bu Cema atımız için sosyal bir dönüm noktasıdır. Tiırk Belediye Meclisleri işlerini ye ııiden esaslı bir sürette düzene koymaya girişirlerken halkımızın çandan desteğine ve işbirliğine güvenmek tedirler.
Lefkoşa Ti'trk Belediye Meclisi, geçmişteki karanlık günlerde halkımızdan görmüş olduğu destek ve işbirliğini takdirle aıımalkta, yeni hamlelerini yaparken yine asil halkamızın değerli işbirliğine güvenmekte ve ’inanmaktadır,
(Devamı üçüncü sayfada)
Türk Asktirleıi Kaymaklı ilkokulunu
Ziyaret EdecekKüçük Kaymaklı ilk okulu tarafından yapılan davet üzerine 21 Mart Salı günü 15.30 da ballarında Subay As Subayları olduğu halde 29 kişilik bir T.C. Kıbrıs Türk Kuvvetleri askerî grubu Küçük Kaymaklı ilk okulunu ziyaret edecektir.
Okulda gösteriler yapcak ve millî marşlar çalacak olan askerlere, bir çay partisi de verilecektir.
Stephen Spenderin Konferansı
Tanınmış tngiliz şairi ve edebiyat münekkidi Mr. Step, hen Spender d Un aksam saat 6.30 da Lefkoşa’da. "Junior School”da “înglltz Şiirinin B\ı- günktl Durumu” üstüne ilgi çekici bir konferans vermiştir.
Mr. Spender modern tngiliz şiirinin doğtujunda T.S. Eilot ile Ezra Pound’un ve daha genç kuşaklardan Çelil Day Lewis, W. H. Auden ve Loula MacNelce gibi şairlerin oynadığı rolü belirterek, Walter De L*a Mare’ın yazdığı rüya şiirleri üzerinde durmuştur.
T. S. Ellotun “Çorak Ülke" şiirinden ve Ezra Pound'un e- serlerinden parçalar okuyan konferansçı, genç tngiliz şair
lerinden de örnekler vermiştir.Halen Orta Doğu ülkelerin
de bir konferans gvzislnde bulunan Mr. Spender, Kıbnstan sonra Türklyeyt ziyaret ede-
i çektir. ı
Gürsel Meclis Toplantısını Takip Ederek Bir Konuşma Yaptı f
ANKARA, 10: Türkiye Devlet ve Hükümet Başkam Orgeneral Gürsel, dün ilk defa olarak Kurucu Meclisi ziyaret etmiş ve müzakereleri devlet
Konferans VerilecekKıbrıs Amerikan Akademik
Cemiyeti’nin himayesinde 16 Mart, 1961 Perşembe günü öğleden sonra saat 6.30’da İngiliz Erkek Okulu’nda konferans verilecektir.
“Birleşik Amerika ile Birleşik Krallıkta Kıbnslılar İçin Yüksek Eğitim" konulu konferansta, üçü Amerika’dan, üçd de İngiltere'den mezun olan altı Kıbrıslı konuşacaktır
Konferans umum halka' açık olduğu gibi giriş ücreti de alınmıyacaktır.
başkanlığı locasından takip ettikten sonra meclise hitaıben bir konuşma yapmıştır.
Gllnegiı veya pek aa bulutlu olacak, hava sıcaklığı dünküne nazaran ar. yttkselecektir. Rttzg&r lar, knzey doğu İle doğu arasında orta şiddette veya sertçe esecektir. Dün en yüksek hava sıcaklığı, 16 derece Uğrattı.
SAYFA S ( I 1 0 2 K Ü K X )----------------------------------------- - M AA 'uKraliçe Elizabeth’in hususî doktoru Lord Evans’ın dünya*la »* d e fa boğaz ameliyatından sonra tatbik ettiği elektronik 8 sevimli yıldız Elizabeth Taylor’un hayatını dev am ettırn or.
LİZ ÖLÜMLE PENÇELEŞİYOR!Nadir görülen bir hastalığın pençesine düşen Liz’in n e k a h e t i
bir yıl sürecek
A K İS L E R :
ÜÇ BÜYÜK TEHLİKEOSMAN TÜRKAY
Ktbrts, üç büyük tehlike karşısında bulunmaktadır.. Bunlardan biri ve en başta geleni, Rus gayretleriyle adanın komünistleştirilmesi ve netice itibariyle Sovyet nüfuzu altına düşürülmesidir. Diğer tehlike ise, eski Eoka lideri General Grivas’m harekete geçirmekte oldu-
Ş ğu Zürih aleyhtarı şer kuvvetlerinin günden güne faaliyetlerini artırarak rejime karşı buhranlı bir durum yaratmalarıdır.
Üçüncü tehlike herkesçe malûmdur. Sahte bir muhalefet kisvesine bürünerek hazan şövenist, bazan süper-millici ve bazan da demagojik bir tavırla her iyi
| hareketi baltalayan; üstelik rejime, ana- ’** yasaya, anlaşmalara, Kıbrıs Cumhuriye
tinin dostlan ile müttefiklerine saldıran Demokratik Birlik Partisi ve bu partinin nesir organı olan “Etniki” gazetesinin yıkıcı tutumunu bilmiyen var mıdır?
Evet, Kıbnstaki Rum solcuları, Snvuet Rvsuanın kanatları altına sığınarak durumlarım her bakımdan takviye etmek istedikleri gfbi, Adayı baştanbaşa komütnisri’estirmek emelleri peşinde de kokmaktadırlar. Diğer taraftan, Grivas'm bnrr>ltPtp getrdi/fi ser kuvvetleri ise anlatmaları bozmak ve Kibrısa tedhişi ctorî prtirmek nm.or.ma hizmet etmektedirler. Bu. diğeri aihi. kesindir.
Kibrisin karşılaştığı iki tehlike ile ilgili durum, sünheue mahal bırakmı- " acak b'r seklide audınlık olmakla beraber: muhalif Demokratik BirVk Partisi de nesir organının hizmet ettiği esas ga- ue mer'h''ldür. Gerri bu varti mensupları kendilerini 7,iirih aleuhtarı ve F,no sis +n*-nftnrl/ın olamk göstermektedirler. Fakat. ıd'">lararan. Kıbrıs anlaşmalarının imr.alnnmastndnn kısa bir zaman vnnrrı. h'i nrtrfinin liderleri, în a*Vz Sö- mürrrp irtnrrotni ba&ımsızlik resmine ter /'•b belirtmişler ve hatta cesit-V ııeetlpjnrje Kıbrıs halHarı aracında e i z -
hir rpiprnndıtra uanılmnsi fikrini ileri oUrmit-f/rr/ff, flittin rntfmen, pene aunı Pnr+i 1'r1nrl'’rlndpv bnrtlnrı; sobene Yfrta rli'*fnnJnn rlpfHl inin t hntı dimıtnvmdanrtn t-pc+fl'Tnr'n l crn~ lrr!’n i Rııtnrflıı/i
nrddnmıvlnrdf. Demrikrntik Pnr*1<Jn1n. brbiruTe tnbnn faba-
n n fp rrn 't favtrtf p jp n h u lir i çU ınvnt n e ik - 1 n™nrvryJnn Tıfi rrîtnn V n ^ n r 7 '" ır '] j nn lncrna
b*r nrtlp^mfjtıı 1m~nTnunr) Bn&nivknbos f "Yıınnrt biiZ-Amptl Ti'ırlrtıtp de
Jnb!7 V iTıvıoTn h/»-f *7, rnı'i+tpf'T'Tprı pffır bf'J- /'"mT/Tffl mnnt~ ’Purtıınlfj bern-Tır** Tut Prtrfi ppi'trnTort f^r'.»n/T<*,t dpftpTrİP-
m zjor tı„ dostluklarım devam0+ftrmJ.ffjprffîf.
Acaba bunun sebebi nedir? Kıbrıs için beliren bu üç büyük tehlike karşısın da Makarios’u destekleyen Vatan Cephesi nasıl bir siyaset gütmektedir?
öyle anlaşılıyor ki Rum Vatan Cephe si de parçalanmış bulunuyor. General Grivas’tn menfi propagandası bu Cepheyi de kökünden sarsmış gibi görünmektedir.
Biz, Rum vatandaşlarımızın böyle feci bir şekilde parçalanmalarını pek ta- | biî olarak arzu etmiyoruz. Çünkü bunun •{• neticesi olarak meydana gelen durum Ş memleketin barışı, refahı ve kalkınması Ş için en büyük tehlikeyi teşkil etmektedir. Y Bütün bunlara ek olarak şurasını da be- v lirtmeliyiz ki, bu karışık durumdan isti- £ fade sağlayan tek taraf solculardır. Suni Ş bir barış perdesi arkasında toplanan sol- t** cular; her bakımdan diledikleri gibi ha- % zırlanmak ve kuvvet kazanmak imkânla-
sahip bulunmaktadırlar. Adadarinakuvvetli bir diplomatik servis kuran Sovyet Rusya da, onlara her yardımı yapmaya hazırlanmaktadır.
YAT, AN CİNİN MUMU...Türkçede “yalancının mumu yatsıya
kadar yanar’ diye bir ata sözü vardır. “Etniki” gazetesi herhalde bu mumun yanışını sabaha kadar uzatmak yönünde yeni bir yakıt icat etmiş olacak ki, yalan kampanyasında ayak diremektedir. Ne var ki, karpuz kabuğundan olan eşeğin, ölümü de sudan olurmuş! İşte bu noktaya bir mim koymak lazım..
Bu gazete, dünkü sayısında Bozkurt’a çatmak istemiş; fakat herhangi bir konu bulamamış; en sonunda bir yalan uydurmuş ve bunun üzerine gazetemize saldır m ıştır.
Bozkurt, General Grivas’a küfretmişl Bu saygısızlıkmış, kötülükmüş, nankörlükmüş!..
Pek iyi ama, “Etniki” gazetesinin bu garazkârane hücumlarına maruz kalmak için ne gibi bir suç işlemişiz? İşte asıl önemli olan konu da budur.
Bozkurt evvelki günkü yazısında; Gri vas’tan bahsederken, eski Eoka liderinin *s‘ Zürih anlaşması aleyhinde sarfedeceği her gayrette Türkiyeyi karsısında bula- **• cağını yazmış ve şunları eklemiş: " Eğer Grivas kendini Büyük İskender olarak te haıımil ediyorsa, rüyalar içinde yüzen bir ütopyenden başka birşey değildir!’’
Zürih anlaşması aleyhindeki tutumu dolayısıyle şimdiye kadar birçok vesileler le General Grivas’ı ciddî surette tenkid ettiğimiz muhakkaktır. Fakat, “Elniki” gazetesinin bahis konusu ettiği cümleleri bizim yazmadığımızı kat’iyetle belirtebiliriz. Gerek evvelki günkü, gerekse daha evvelki günlerdeki sayılarımızı dikkatlı- ca tedkik ettiğimiz halde, yazılarımız ara smcla bu gibi cümlelerin mevcut olduğu nu göremedik. Acaba, “Etniki” gazetesinin yazan gözlüklerini iyice takıp gazete mizae bize bu satırları gösterebilir mi?
Hoş, söz konusu ettiği satırlarda da güce gidecek hakaret unsurları da yoktu ya! Fakat, mademki bu kadar alınmıştır o halde göstersin bize bu hakaretamiz satırları...
Yalandan vesile yaratıp başkalarına çatmak basın ahlâkına aykırı bir tutumdur. Bu husus muhalif Rum refikimizin kulağının pırla'nta küpesi olmalıdır!
O <%♦ W »:"5 lW ^ W lO‘>X «>>lX "K “X "î"W
AVCININ BORAZANIArtık tecrübelerimden bili
yorum, bütün diğer narin derili ve ince kemikli kedi fasilesinde olduğu gibi bir parsı da bir vuruşta yere serebilirsiniz. Gene biliyorum ki, ger gedanla fili, yüzlerine ateş ettiğiniz takdirde, gene derhal öldürebilmeniz kabildir. Fakat bu yaban öküzü bilhassa yaralanmışı.. Afrika ma mulâtmın en sağlam bir malıdır. çünkü o aldığı kurşunu hazmeder ve gene üzerinize gelmekte devam eder. Onu öldürmemiz, onu cesaretlendirmeniz demektir.
Düşüncelerimin ortasında, saklandığım çalıların tepesinden, bir öküzün hain hain baktığını gördüm. Bağırdı “Girravvfr Ayağa kalktım. Tam o sırada sürünün başı olan boğa silkindi ve yaklaştı. Kırbacı indirdim. Düştü. Fakat hemen kalktı. Tetiği çektim, patlamadı sıkışmıştı. Arkasından tekrar çektim. Harry de ateş etmişti. Boğa tekrar düştü. Gene kalktı. Bu sefer kaçmaya başladı. Şimdi bütün sürü en vahşi seslerle çılgınlar gibi kaçıyordu. Harry:
“Onu yuduğunuzdan şüphe etmeyiniz” dedi. “Haydi şimdi birer sigara içelim, son ra peşnden gidip ölüsünü ara rız.’ ’
Bu konuşma, bana verdiği kıvmeti ifadeye kâfiydi. Tüfeklerimizin üstünden, ağaç dallarını kaldırdıktan sonra, çalılığa da'dık. Adam ve Ki- dogo, yerdeki taze kan damlalarını takip ederek önden ifidivoflardı.. Maksatları, her han iri bir istikametten çıkacak olan yaralı öküzden beni korumaktı. Iiavvan hiç de akıllı hareket etmemiş, ken-
6
dişine, münasip bir ağaç altı seçip yatacağına yoluna devam etmişti.
Lâlettayin bir korkunun, hakiki bir korkudan ne kadar farklı olduğunu ancak şimdi anlıyordum. Bu yaralı öküzü tam 3 saat aradık, ne bu üç saat zarfında ben tepe den tırnağa sinir kesildim.
Onu, ölü olarak bulduk. Benim ve Harry’nin attığımız kurşunlar kalbinin alt tarafını parçaladığı halde üç saat içinde tam üç mil mesafe katetmişti. Ne korkunç bir kuvvet..!
Kiteti’de geçirdiğimiz son gün karma karışık hâdiselerle doldu.. Evvelâ, lıarikulâde güzel bir eheetah, (yarı köpe ğe, yarı kediye benziyen ve ihtiyaç hissettiği vakit saatte 75 mil koşan bir hayvan) sonra düz boyunlu bir Afrika ceylanı vurmuştum. Derken, çocuklar, kamp edevatımızı toplayıp kaldırmağa başladık ları sırada Harry ye:
"Buralara heniiz veda etmek istemiyorum dedim. “Gelin iki saatlik bir gezinti daha yapalım.”
Sözlerimi hararetle karşıladı “Hakikaten muhakkak siz bir de yaban eşeği v ıırmalısı- nız” diye mukabele etti.. Hem siz, derilerini arkadaşlarınıza götürürsünüz, hem çocuklar, yolunuz l>oyunca biraz taze et bulmuş olur.”
Şimdi, artık gayet iyi tanıdığımız bu arazide son defa arabamızı sürüyorduk.
“Yaban eşeği..*Başımı çevirdiğim vakit,
sürüsünün arkasında haytalar gibi koşan bir katırla karşılaştım.
Saniye kaybetmeden Teep’ den atlıyarak nişan aldım.
Birden sendeledi, sonra bütün bir hızla dört nala koşmağa başladı. Gayet iyi biliyordum, kalbinden vurulduğu takdirde, onu takriben 4550 metre koşarak takip ede cek, sonra yetiştiğimizde ölü süııü bulacaktık.
Tahminim gibi, mevzuu bahis olan mesafenin sonunda birdenbire sanki birisi, beynine bir balta indirmişee- sine yere yuvarlanıverdi. Yanma yaklaştık.
Kesilmiş boynuyle, vurulmuş kalbiyle bu yaban eşeği artık derisi yüzülecek bir vaziyette idi. Fakat birisi kedi sine, öldüğünü söylemeyi unutmuştu. Yerden kalkarak adamlardan birini 200 adım öteye fırlattı. Uzun bacakla- rıyle koşarak bana ve Sely’- ye saldırdı.. Harry, Jeep’in kapısına, ben çamurluğuna dayanmıştık.
O andaki manzarasını gör mek müthiş bir şeydi - kanlar içerisinde.. Kudurumş.. Bütün vahşetiyle, o korkunç sesleri çıkaran ağzından görünen bir ısırışta bütün bir kolunuzu kökünden koparma ya muktedir, sarı, kocaman canavar dişler. Bir vuruşta beyninizi yok edecek kuvvet te çifteleriyle tozu dumana katan tepişmeleri. Şimdi Sel- by’yi otomobille arasına sıkıştırmış, durmadan kuyruğu ile dövüyor, ayaklarıyle vuruyordu.
Elektriklenmiş gibi yerimden fırlyarak, Jeep’in arka tarafından içine atlayıp silâhıma sarıldım ve kudurmuş eşeğin damağına nişan aldım.. Bu sefer hakikaten ölmüştü ve Selby’nin üzerine düşerken onu tekerleklerin
Devamı üçiincti sayfada
a ı ı i f i ı i f i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı t ı ı ı ı ı ı ı ı t ıu ı ı ı ı t ı ın ----- j
Eddie Fisher müthiş bir şok tesiri altında kalmıştı. L/ok- torlar kendisine Liz’in belk de bir saat kadar yaşayabi
leceğini söylemişlerdi. Eddie Fisher ne yapacağını, ne söıyliyeceğini şaşırmıştı. Birdenbire yıkılmış bir aşkın iize rinc kurduğu yeni hayatın tehlike karşısında olduğunu
anlamıştı. Wlüm U z ’i tehdit ediyordu !.Q ın ın ıs ıı ı ıı ı ı ı ı ı ım ııı ı iâ i| ım ım ın
-E
O dakikadan sonra Eddie Fisher bir dakika olsun Liz’ in başından ayrılmadı, lîir an olsun dua etmekten geri kalmadı. Ancak tehlike nis- beten geçtikten sonra derin bir nefes alarak: “ŞimdiLiz’in benim için ne demek olduğunu daha iyi anlıyorum. Onu kaybedeceğimi ba na söyledikleri an neler hissettiğimi hiçbir zaman anlatamayacağım. Bir nevi işkence gibi bir şeydi. Her ge çen dakika zihnimi harap edîyor, dağlıyordu..
Llz, hayatını pembe görüyor du. Fakat mes’ut olmak için herzeye sahip olduğu halde kendis!nde eksik bir şey vardı: Liz, bunu daima hissetmiştir. Bunu: “Kötü bir talih beni takip ediyor” diye ifade etmiştir.
— “Ama şim,di artık tehlikenin geçtiğini anlıyorum ve ¡biraz daha rahat nefes alabiliyorum,, dedi.
Hakikaten de tehlike nisbe- ten geçt'ğini anlıyorum ve biraz dahasi kadar büvük değildi. Liz,in Jıayatı kurtulmuştu, ama henüz tamamen iyi olmuş sayılmazdı ve klinlğlr verdiği rnt>or büyük bir ihtiyat tavsiye ediyordu.
KRALtOF.NtN DOKTORU KURTARDILiz’in durumu hakkında ve
rilen bu sıhhat bülteni, genç kadına elektronik bir ciğer [ takıldıktan sonra hazırlanmıştı. Liz zatürrieye yakalanmıştı, i tstafilokoklar sağ ciğere musal! lat olmuşlardı. Bu hal, gripten sonra nadiren görülen bir ihti- lâttır. Aynı zamanda hemen hemen daima ölümle neticelenen vakalardandır. Liz,, ancak Kraliçe Elizabeth'in hususî dok toru Lord Evans’ın tavsiyesi üzerine getirilen elektronik ciğer sayesinde kurtulmuştur.
BİRAZ GECİKMİŞ OLSAYDI!
Elizabeth .Taylor’un nefes ala bilmesi için genç kadına “Tra- şetomi” adı verilen bir ameliyat yapılmış ve nefes borusu açılarak elektronik ciğerin ucu sokulmuştur. Bu cihaz, dünyada ilk defa olarak bu vakada tatbik edilmiştir.. Cihaz, kliniğe aıCil bir şekilde, son dakika da ve düdüğünü öttüre öttüre son süratle gelen bir . can kurtaran arabası ile getirtilmişti. Biraz daha gecikmiş olsaydı Liz belki de kurtulamı- yacaktı
YENİ CİHAZ SAYESİNDE Elektronik akciğer, Londra
civarında Barnet hastahanesin de çalışan iki doktorun . bir buluşudur. Bu cihaz akümülatörlerle çalışmakta ve Barnet vantilatörleri denilen vantilatörler vasıtası ile nefes almakta güçlük çeken bir hastaya oksijen verebilmektedir. Aynı zamanda bu cihaz anestezi de tatbik edebilmektedir.. Bu ciğerin çelik ciğerden üstünlüğü hastaya kımıldamak imkanı m vermesidir.
Elizabeth Taylor 5 Martı 6 Marta bağlayan gece içinde yarı koma halinde yatmış ve 3 üncü gecedir bir dakika ol - sun uyumadan başucunda bekleyen Eddie Fisher ile ancak birkaç kelime konuşabilmektedir. Genç kadına altı doktor bakmakta ve ayrıca odada has tabakıcı bulundurulmaktadır.
ELIZABETH TAYLOR
ölüme karşı olan mücadelesinden son derece zayıf olarak çıkan Liz için şimdi bütün mesele dayanabilmektedir. ,
KLEOPATRA NE ZAM ANÇEVRİLECEK îMütehassıslar bu hastalığın
yıldızı çok yıprattığını söylemişlerdir. Daha on gün Liz’in klinikte kalacağı ve nekahet devresinin bir sene kadar süre ceği tahmin edilmektedir. Liz’in çevirmesi kararlaştırılmış olan Kleopatra filmi böylece bir sene tehir edilecektir. Zira filmi çeviren Spiros Skuras filmi başka bir yıldıza çevirtmek niyetinde olmadığını belirtmiş ve icap ederse bir sene bekli- yeceğini açıklamıştır. ,
Elizabeth Taylor’un annesi ve babası kızlarını ziyaret etmek üzere Amerikadan uçakla gelmişlerdir. Fakat doktorlar anne ile babanın kızlarının baş ucunda ancak bir saat kadar kalmalarına müsaade etmişlerdir Liz’e gönderilen çiçekler bile ancak tehlike geçtikten
■ ı»ı ^ ’’mı....
SAYIN HALKIMIZA
l %COW - BOY(ocuk Kutu Sütleri
Çocuğunuzun sütü ne marka olursa
olsun değiştiriniz
Çünkü Cow - Boy Sütleri ile çocuk daha beslenir. Hususi çocuklar için hazırlanmıştır. Cow- Boy Sütleri sarı renkte olmayıp, beyaz renkte en birinci çocuk sütleridir. Dünyada en fazla tercih edilen kutu sütleri Cow - Boy markadır.
.Miiessesemiz ayrıca İngiltere ve Almanya’dan hava tüfekleri, Belçika, İspanya, İtalya vp AJ- manyadan A v tüfekleri ve zeytin yağ ile her çeşit fıstık yağları, kutu sardehüsı, öküz etleri ithal eder ve sipariş kabul etmektedir.
Kıbrıs Genel Acenteleri;CEMAL M. MADÎ
29 Liman yolu - Mağusa
ıyı
sonra odaya alınmıştır.
DÖRT DEFA OSCAR ALDIHenüz 29 yaşında bulunan
ve ölümle çetin mücadelede bu lunmuş olan Elizabeth Taylor, şimdiye kadar 21 film çevirmiş tir. Anyı zamanda dört defa evlenmiş ve çocuğu vardır.Şim diye kadar senenin en iyi aktri si olarak dört Oscar kazanmış olan Liz bir rol için 1.000.000 dolar alan yegâne yıldızdır.
Genç kadını yakından tanıyan bir şahıs yıldızın başından geçenler için şunu söylemiştir: “Liz’in başına gelen her şey sıhhatini ihmal ettiği için gelmiştir. Şimdiye kadar dinlenmek, sadece rahat etmek ne demektir bllmemiştir. işte yorduğu vücudu şimdi ondan intikam almaktadır.
HAYATI RÜYA GİBİYDİDoğrusunu söylemek icap
ederse Liz, hakikaten hayatını bir rüya gibi yaşamıştır. Ancak son üç sene zarfında hayat ta çılgınca eğlenmekten, partilerden ve tiyatrolardan, gösterişten ve merasimden başka şeyler olduğunu farketmeye başlamıştır. Genç kadın bunu kendisini yakından tanıyan bir prodüktöre şu şekilde İfade etmiştir. “Ne tuhaf! vücudum olgunlaşmış, yüzüm olgun bir kadının yüzü gibi olmuş ama zihnim bir çocuk dimağı gibi kalmış.
İngiliz gazetecilerinden Da- ^İd ^ t a ’e göre Llz. kendisin de bir tuhaflık olduğunu her zaman sezmiştir, daha 15 ine ge meden evvel gazeteciye şun lan söylemiştir. “Hayatım bir acaip geçiyor, henüz 20 yaşma bi-e gelmedim, ama herkesin otuzundan sonra şikâyet etme-
* Î. hastalıktan şikâyet ediyorum: ülserden!”
KOCALARININ TESIRtALTINDALiz, aynı zamanda -birbirine
benzemeyen erkeklerle evlenerek onların da tesiri altında kalmıştır. Henüz normal
'Bı geIJ[?mesi bu Vüzden bitir E vv^baÇh Wr ^ kl> i ş itir. Evvelâ şımarık bir milvo-
I nerin oğlu olan Nlcky HiltoıVla evlenmiştir. Sonra onunla tam tezat teşkil eden olgun bir adamla, babası yerinde olan Michael Wilding ile evlenmiş
r- nu müteakip karşısındaeden Ve macera perst bir adam olan ıvrıı,«
Todd çıkındır. Bütün bu f ı t ı k lardan sonra Liz, nihayet biraz muvazeneli bir insana raslamıştır. Fakat bu sefer de
tadır yakaSlm bırakmamak
™ p ARA i l e o l m a zVelhasıl bugün her istediğini
yapacak kadar zenfln 5 «? L?J New Yorkta iken c S l S K ?kü? ™eyVfl, Sürten, nadide kürkleri olan, dünyanın en tanınmış terzilerin roptenm giyen ve şahane mücevherleri olan Liz, tam, mana.sıyle mesut
g e l i ş m e ge oıgun bir kadm haline î>y>i meÇo vakit butamamı^,,. K
(MtKAVDUl ^MA AKTARILM IŞTIR
TAŞRADAKİ SANATÇIİbrahim Zeki Burdurlu
Sayın Dizdaroğlu,Çağrı ’nııı Şubat 1961, i5‘2
inci sayısında Feyzi lla lıc ı ııııı “ Günaydın” kitabım eleştirilmen t.anat alanındaat koşturanların yanlış ve ffüdümlVı tutumlarından birine dokundunuz. Uzun zamandan 'beri dikkatimi çeken, düşündüren bu sorun, taşradaki sanatçılara gore pek önemli olduğu ıçuı biraz daha açmak ve belli bir sonuca varmak istiyorum.
Şöyle diyorsunuz: kserı!>ir gerçek değer taşıyorsa, .sanatçımın şurada ya da bu rada yaşaması eserine biçilen değer için bir ölçii olmamalı. Gelin görün ki du rum, bizde lıiç de böyle de ğildir. İstanbul’da oturmuyor ya da kitabınız İstanbul da yayımlanmıyorsa kimliği nizi 'tanıtmanız çok şüpheli dir. Bu yüzden İstanbul dışındaki “ gözden ırak olma” nııı haksızlığına uğramışlardır.”
Sözlerinizin doğruluğuna inanıyorum. Türkiye mizde bu gerçek o kadar açık ve seçiktir ki hemen her sanat çı bu durumdan yakındığı halde yakasını bu özelliğin olumlu, olumsuz tutumundan kurtaramaz. Durumun üst görünüşünden biraz aşa ğı iııer, öze doğru bakarsak tutumun bir ahbaplık, bir dostluk , bir beraber olma eyleminden doğduğunu anlarız. İstanbul ve Ankara’da bulunan sanatçılar, birbiı-le riyle 'kolayca tanışma, anlaşma yeı-i ve zamanı bulabildikleri için “tanmma”- nın kendi aralarındaki birin ci basamağını kolayca at~ layıvei'iyorlar. Ayrıca tanın ma, okunma ve eleştirilmeye dayandığından, bu yolda suyun başında bulunanların kendi çıkarlarına doğru bir fayda sağladıkları da mey- dandadıı-. Açıklarsak şu so ııuca varırız: Büyük şehirlerin çıkarları, hepsini birbirine, ya gruplaşma tanışmalarına yer lıazırlıya- bildiğinden sanatçılar çok kolay bir tanınma eşiğimden hiç zahmetsiz geçmişoluyorlar.
ovgusuııu yapmak,^ mez. işin a *kça* b» nııı överler. Bu durum ummayı sağlar ama g J j. eleştirmeyi öldürür
Büyük kentlerde otu,.» sanatçılar, sanat toplantlJ rina, özel sanat gidebildikleri, birbirfcfi 1 anıtına yeri, zaman, buldukları için tanın yeri
ayrıMr yoluna daha sahij
Şu iiç durumun tlo§urH„ ğu dostluk havası, sanat,,’* n, şar, h.kâye, rom a oyıııı, resini, müzik yolla,’,.na göre de birleştiriyor« a s, tamam demektir. Kje‘ri(li l relerinin ötesini göreme
Bizim İstanbullu, Anka- ra’lı sanatçılarımızın eserlerini eleştirenler yine kendilerdir. Bir sanat yapıtı iizeı- rine söz söyliyeıder ya da yazı yazanlar, o çevrede bu lunan sanatçıyı tanıyanlar, ya da kitabı imzalı olaralk almış kişilerdir. Bu durunun böylece, büyük şehrin bir kolaylığı olması sanatçı ya ilk faydayı sağlar, tanın ma eylemini gerçekleştirir.
Büyük: kentlerde oturan şairlerin, yazarların, diğer sanatçıların birbirleriyle ta nışmaları kolaydır. Hepsi grup grup birbirlerinin dedi - kodularıııı yaptıkları halde yüz yüze geldiklerinr de birbirlerini pöhpöhlemek ten tad alırlar. Bu sebeple de biri ötekinin övgüsünü yaptığı için ötelki berikinin
birbirlerini eleştirmede rısıııalara girerler. Bu d rum, garip bir eleştirme ha vasinin sürüp gitmesini Sl- lar. Bu durumda, taşralının gözden ıraklığı gerçek l,ir ıraklıktır, ne hesaba alimine kitaba.
Dostlar dostlarının eserle rini övdükçe, gazetelerin fıkra, köşeleri sadece dostla ra kapı açtıkça, derki yap. rakları dostların, arkadaşların övgülerini heyho>ledik çe laşrada oturana s,ra m, gelir?. Sıra gelmediği de bir anlı şanlı gerçektir. He- pimiz, kimlerin kimler ta» rafından övgülendiğini bit iniyor muyuz? Hatta kapı kapı dolaşıp kitaplar, üzerine zorla yazı yazdırmayı sağlıyanların yazı 'ayısına dayanarak koltuk kabarttık 1 arını bilmiyor muyuz? Bu durum, şüphesiz, bir değer sizi değerli kılmaz fakat ta tutmaya yol açar.
Bu konuda ldşi olarak pek çok sanatçıyı drnek olarak vermek kolaydır. Anadolu’nun çeşitli şehirle rinde bulunanların hiiyiik kentlere göçtükten sonra durumlarının nasıl değişti- i y i b i 1 i y o r u z. Yalnız burada “değer” in gelişimini. zamanla özleştiğini bir yana bırakamayız.
Bizde bu durum acı bir köke dayansa da, faydalı, faydasız olsa da böyledir. Çünkü sanat çevrelerimizde armağan edilmiyen kitap üzerine eleştirme yazan olmadığı gibi arkadaşları dışımla 'kalanların kitaplarına eserlerine eğilerler de yoktur. Hep dostluklar, dostlar içindir. Bütün bu durum karşısında aklı eren hangi sanatçı gerçek bir eleştirme den söz açabiliri.. İşimi* hep kendimize iki satırcık övgü yazdırabilmek çabası dır. Bu açıdan bakınca, büyük kentlerde oturan âtö başında sanatçılar ne duru ma düşüyorlar, orasını fi* ölçün artık.
Anadolu’nun içinde unı* tulaıı sanatçılara bir bakış olsun gönderenlere selamlar; diğerlerine de a),rıea yiııe selâmlar. Klbet bir gün • inanırlar uykularından.
Saygılarım^
KızımızNişan Töreni
1 e
Oğlum«*
SEVGİ SAMI18 Mart 1961 Cumartesi, Bayramın birinci günü oğl*
den sonra saat 3'den 6’ya Leymosun’da Halk Evi salonun da yapılacak Nişan Törenine ailenizle birlikte teşrifinizözlenir.
Mehmet İsmail Hüseyin M. Ayg*nHalide Mehmet Fahriye H. Ayg,n
«n iM U H IIM ItM IlIM lıııı.., ı ı ı ı u ı l H W « W S
OKUYUCU M EKTUBU:
Müşkil Durumda KaldılarMeluşa Türk halkı adına
mektup gönderen bir okuru muz, köylünün içinde bulunduğu müşkil durumu izah et tikten sonra şöyle devam etmektedir.
“Bu kurak senelerde biz
11 AanFasti 231 Gayri Menkul Mal ( Tasarruf, Kayıd ve Takdiri
Kıymet) Kanunu’nun 24’üncü Maddesi
Argates sakinlerinden Kib- ros Hristodulu Elefteriu’nun An aya’da Elisheri mevldinde Block C. Kıta 182 ve C. 235 ayıt numaralı 3 dönüm, evlek 1000 ayak murabbaı
tarlayı kâmilen Lefkoşa Tapu Dairesinin S 1208/01 nu- maralı satış takriri ile Anayasakinlerinden Eftimios Aris- ıduya £175 mukabilinde
satmaya muvafakat etmiş olduğu ilân olunur.
Türk köylüsü sıkıntı İÇ de kıvranırken üç seneden ri tohum ve libazma par»5 ödeyemez bir duruınday^ Kooperatif Şirketinin yardı®1ve kredisi o lm a s a y d ı buğuelimizde bulunan nadas lalar ekilmiş olmıyaca*”1.
Durum bu merkezde geçen gün köy cam» larına avukattan gelen namelerde borçlu olanı KJ nün dava edilecekleri bı liyor.
Bu vaziyet karşısında W ıııiz şaşkına döndük, J,e / nacağımızı bilmez Jıaldfif _
Bu hususta ilgililerin n dikatini çeker ve b Ç rın ödenmesi hususunda 7 liiye biraz daha fin“* v u meşini ve felâket İÇ®“ ™?j bulunan köylünün dan» duruma düşmesini nin bir vicdan Jjorcu o ir nu hatırlatırız,” «.
Mel Aşa Türk W *
RTKHt, 11 MART, 1931I B O Z K G B 1 ) İYİ/- TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞIM
SARARAN YÜZLER__ Oruç Tutan Bütün. Müslümanlara İthaf —
Kemal MÜDERRİS OĞLU
Geçen gün, batmakta olan güneşin sararan yüzünü seyre dalarak, arabamın içindeki aynadan ansızın kendi yüzümü de gördüm, Y iı mi günlük orucun sararttığı bu yüzün, maddi parlaklığını ve haşmetini kaybeden bu akşam güneşine 'bir benzeyişi vardı. Onun giibi takati kesilmiş ve benzi uçmuştu. Madde olarak görünen bu^ idi. Ajna manada, güneş parlaklığını kuvvetlendirmek, gözleri ¡kamaştıran o gürelliğini ilahi nur deryasmda yıkamak için batarken, bende ben olan ruhumu daha kolay arayıp bulmak ve oııuıı ezel ve ebed içindeki güzelliğine bir an evvel kavuşab ilm ek için kendi içim« batmıyor muydum?.
Bu nıulbarek ramazanın, elimden tutarak beni indirdiği İÇ aleminde, milyonlarca insanın benim gibi sararan yüzleriyle karşı karşıya geldim. Bu sararan yüzler, maddenin o amansız ve insafsız zulmüne 'karşı koyan, tatmin olmak bilmiyen arzulardan kurtulmaya çalışan, ve nihayet) şahsiyeti yırtarak buraya, sığman ruhların .insanlaşmış yüzleri idi...
Bu gönül aleminde onlarle beraber dolaşmak; Resıılullahın nuruyle hep beraber nurlanmak; ve ilahi aşkın kevserini içerek, sonsuzluğun içinde kaybolmak, ne Hatlı, ne güzel şey...
18 Mart, 1961 CumartesiBayramın tik Gecesi
ÇAĞLAYAN SALONLARINDAKİ
IP BALOSUNA hazırlanınızT: Biletler Hekimler Birliği lokalinde
satılmaktadır.p m m m «* - <♦>.
ERİŞTELİ SÜTLÂÇNASIL PİŞİRİLİR
1 okka süt1 çay kâsesi ERİŞTE
(Güneş Makarna Fabrikasının hususî çıkarmış olduğu Sellofan paketlerde Halkacık şeklindekiERİŞTE.)
8 yemek kaşığı şeker.îlkin sütü kaynatınız. Kabardığı
|sırada ERİŞTE’yi içine dökünüz ve karış- Ştırınız. Sonra şekeri ilâve ediniz.
Hafif ateş üzerinde 25'35 dakika ko- ulaşmcaya kadar kaynatınız ve tabaklara kurtarılıp soğumaya terk ediniz. Böy- lece en nefis bir sütlâç elde etmiş olursunuz. Buzluğa konursa daha mükemmel olur.
NOT:- ERİŞTE ve ÇORBALIK ikisi ’e ayni şeydir. Bununla çeşitli çorbalar [yapabilirsiniz.
Tecrübe ediniz.•:♦> >:♦:• <♦>
♦
mE LE PTER tYA , Lond radaki Kıbns aleyh
tarı nümayiş ile ilgili olarak şunları yazıyor:
İngiliz İmparatorluğu Bilriğine mensup bir grub İngiliz geçen gün Londra*- da Kıbrıs aleyhinde uüma - yişler yapmıştır. Bu emperyalist teşekkül bir şey talep ediyor: Kommonvelth Baş* bakanları yapacakları toplantıda katil ve canilerin - yani Kıbrıs Halkının - elini sıkmacın]arınış. Fakat dikkatle incelersek masum kanı ile kimlerin ellerinin kirlendiği meydana çıkar.0 zaman bizim emperyalist lerle el sıkmamamız mesele-1 i ortaya, çıkacaktır. Zailine dersek iyi bir şekilde anlaştık:. Şöyle ki Kıbns Oum- hurreisi Makarios Loııdrayı ziyaret ettiğinde bu şahıslar tekrar 'kötü hareketlerini tekrarlamasınlar.
ETN İK İ, "Uygunsuz Hareket” başlığı altım da kısaca "Bozkurt” a hitaben şunları yazıyor:
erli Türk Basını kışkırv iıcı neşriyatına devam et - inektedir. “Bozkurt” un da saçmalamak hakkidir. Buna artı'Lc alışmış bulunuyoruz. Fakat bütün insanlığın tak dirini kazanan ve daha T'iirîdcrin de hürriyetlerini borçlu bulundukları, Kibre. Hürriyet Mücadelesi başka n ı na hakaret ötmek ve onunla alay etmeğe haklan yoktur. Bu hareketleri aıı>- cak saygısızlık ve şerefsiz - liktir. Hatta daha fecisi muasır ve eşine ra- tlanmı- yan nankörlüktür.
F1LELEFTEROS, İngiltere Avam Kr.mara sında Kıbrıs ile ilgili
şu sorulan cevaplandır d ığ ın ı yazıyor:
İşçi Partisine bağlı Fraıı- sis Noel Baıker’ın sorduğu bir suali cevaplandıran Ko- monvelt Münasebetleri Bs- ’.yanı Durean Sandys Kıbrıs ile İngiltere arasında teknik işbirliğinin taraftarıolduğunu söylemiştir. Bakan devamla, Kıbrıs ile İngiltere arasında bazı mesele lerde anlaşma imzalandığını hatırlatmış ve Ingilterenin bu andlaşmaları KıbrısCumhuriyetinin ilâ nından sonra zuhur eden ekonomik tanzim meselesi çerçevesinde görüşmeye hazır olduğunu ilâve etmiştir.
HADYO -TVüzik Cereyanlarının söndüremediği ses yıldızı
JONl JAM ES!Ne Rock’n Roll ne Calypso ve ne de h i; b ir şey
m James’ I ¡özden düşürmemiştir. Doris Day'ler, Rose Jary Clooneyler ve onlar gibi datıa nice isimler Rock’n .11 İle elini ayalım piyasadan çekerlerken Jonl aynı
uvatiaklyette şarkılarına devam etmiştir. Bu gün Ame- ada bir anket yapsanız ve en çok sevdiğiniz popüler rkılar söyllyen san’ atkâr kimdir diye sorsanız yüzde 'mi; alacağınız cevap onun adı olacaktır. İşte ocun lımızda kalan burada meşhur olmuş şarkıları. THERE ES MY HEART, THIS IS MY CONFESSION ve b ir iki ^e dahz.
Sinyor Bobbo, Kalyadan Chicago'ya gelip yerleşen lr mülteciydi. En büyük kızı Jonl, orta okul sıramda belerin olmıya merak sardı ve b ir tiyatro okuna girdi Bale dersi alıyor yardımcı olarak da dra- . tlge çalışıyordu. Nihayet seyyar bir trup ile Ame-
içinde dolaşmtya başladı. Fakat hastalık Eni olarak imiş, onu baleden alıkoymuştu. Tiyatro arkadaşla-
m tavsiyesine uyarak şarkı söyledi. Tiyatronun son esinden Chigago’ya döndüğü zaman onun şarkıcı o l:-
* başarısını anlatan, anlata bitiremlyorlardı.
Hk plâk olarak WHY DON’T YOU BELIEVE ME isim Sıkıyı plâğa okudu. Plâk, O’na bir altın plâk
andırmış, yani üç hafta İçinde bir numaraya yük- 6ı ek bir milyon satmıştı. Çakıcının muvaffakiyeti am ediyordu. 6 ay içerisinde dört şarkısı bir nu- aH yükselmişti. Bu bir rekordu. Artık paylaşılmaz Şarkıcı olmuştu.
îlmdiye kadar sekiz altın, b ir platin (İk i milyon 'an plâk için verilen mükâfat) Bir altın LP ve bir |Plâtln ip kazanmış ilk ve son kadın şarkıcıdır.
*011 derece şahsiyet sahibi ve yine son dercce mü- Carnegie Hall’tla konser vermek hakkı ona ta-
mnmış ve bu hâdise aylarca yeni dünya hudutlarının baş mevzuu olmuştur.
Akademi mükâfatı tevzllnde daima şeref m isafiri olarak gelir ve hattâ şarkıları takdim ettiğ i de olur.
Kocası Tony Acquavlva bir orkestra şefi olup aynı zamanda da karısının menecsrldlr.
Jonl James b ir de sevmediği plâkları doldurmamakla şöhret yapmıştır.
; k ibr i;’ r a d y o s uçr H Mart 1961nÜ vp Program• 0 Sabah Melodileri ¡•30 llfılıer]or •45 Beraber Türküler , İngilizce Program le Yayım
nn Ve ProgramTiirkiler
•30 fiğle Melodî’ riSanatkârlardan
13.30 Habeı ı13.45 Ingilhc -ogram1 4 . 3 0 K mimnıs Akşam Yayım16.59 Aç'b" ve Program17.00 Fasıl Hey’eti17.30 Batılı Ses Sanat
kârları18.00 î«* ‘ Vlev Proırramı18.30 Org Müziği18.45 Karma Miizik19.00 İngilizce Program
19.45 Aile İstekleri20.00 Spor Dünyasından
Haberler20.15 Çiçekten Çiçeğe21.00 Birleşmiş Milletler
Haber Bültıteni21.15 Şarkılar21.30 Londra Mecmuası21.45 inci Atalay’dan
Şarkılar22.00 Haberler22.15 Tatil Müziği
MAH1, aşağıdaki ha - beri veriyor:
EOKA mücadelesi yıllarında hayatlarını kaybeden veya sakatlananların ailelc rine ve yetim kalan çocuflö- larma dağıtılmak üzere bir iane 'kampanyasının açıldığı haber verilmektedir. Kıbrıs Reisicumhuru Başr piskobos M ak ar i as bu iane sandığına şahsi yardım olarak isimlendirdiği biıı liralık 'bir bağışta bulunmuştur.
HARAVGİ, "Kıbns da büyük cinayeti pro testo etti” başlığı altında şunları yazıyor:
Geçen akşamki toplantısında Temsilciler Meclisi Mebus Vasos Lissaridis tarafından ileri sürülen ve oybirliği ile Meclis Başkanı- nı salâhiyettar kılan Mebuslarımız adına söz alan Glafkos Kliridis Kongo Hal kı Lideri Patris Lıımumba’- nım katledilmesinden duyulan üzüntüyü şu şdkilde be- lirtm iştir:
“K ı brıs Cumhur i yetinin Temsilciler Meclisi, Kongo Başbakanı Patris Lumunnba ııın katli dolayısıyle duydu ğu üzüntüyü belirtmekte ve bütün gerekli tedbirlerin alınmasında g a y r e t gösterilmek suretiyle sulhun avdeti ve Kongo Cumhuriyeti halkının demokratik hükümran haklarının iadelinin sağlanacağı ümidi izhar edilmektedir.”
CYPRUS M A İL . K ıb ns’m B. A. Cumhuriye ti nezdindek: B. Elçisi Hacıyoannu’nun adadan. ayrılmazdan biraz evvel verdiği şu beyanatını neşredyor:
Komşumuz B. A. Cumhuriyetindeki vazifemi büyük bir şeref addederim. Karşılaştığımız ve iki memleket halkını ilgilendiren; bilâhare ele alınacak meseleler büyük ehemmiyet taşı maktadır. Bu meselelerin karşılıklı anlayış ve doğra zaviyeden ele alınmak suretiyle halledileceğim ümit ederim.
İki memleketimiz arasın d ak i do* t luk bağları iyi mü ııasebetleriıı ilerlemesine ve daha sıkı işbirliğine yol açacak; siyasi, ekonomik ve kültürel sahalarda da işbirliğini yaşatacaktır.
Hazırhyan: M. Ş.
1 2 3 4 5 6 7 8 912 □ □ □ □ □ □ □ □ □ 3 □ □ □ □ □ ■ □ □ □ 4 □ □ □ □ □ □ □ ■ □ 5 □ □ ■ □ □ □ □ □ ■ 67 □ □ □ □ □ □ □ □ □ 8 □ □ □ ■ □ □ □ □ □ 9
Soldan sağa:1. Beyaz, Yeis, 2. Bu evsafı
taşıyan yapıyı Evkaf Dairesi Atatürk Meydanında yaptırıyor, 3. Söyleme, Demir yolu. 4. Elinden yere kaçıran, 5. Asker, Daima kâğıt üzerinde dolaşır, 6. Harf okunuşu, İskambil birlisi, 7. Altıdan eksik vapur tayfası, 8. Erkek ismi, Aykırılık, 9. Geceyi geçirme. Nota.
Yukarıdan aşağıya:1. Anıt, Efendi, 2. Sövme,
Bir göz rengidir, 3. Islak, Mü savı, 4. Nefesle öttürülür. Peygamberler gösterebilir, 6 İrisini ufağından ayırmak, 7. Kıbrısta bir sahil şehiri. Emare, 8. Yavrulu dişi. Türk aslından bir hristiyan millet 9. öz, Mahalle (İngilizce).
D Ü N K Ü B U LM A C A M IZIN H A L L Î
Soldan sağa:1. Şişe, saha, 2. Asit, Atak,
3. Maş, (Şam), Ez, 4. Saf, 5. Randevu, 6. Atılan, 7. Gam, Cami, 8. Lı, Acımak. 9. înat, Ka (Ak).
Yukarıdan aşağıya:1. Şamar, Li, 2. İsa, Azgın.
3. Şişen, 4. Et, Damat, 5. Evet, 6. Saz, Vıcık, 7. At. Sulama, 8. Hala, Ama, 9. Ak, Finike.
SESSİZ HARPy a z a n :
Zile bir daha bastım. Bir kapı kapandı diğeri açıiüı. Sonra sivri topuKiaruaıı çik lığ ı belli olan, bir »es ya t- Jagtı. JJiKlz üelıgı karardı, iieüı iti içerideki şalııs dışa riya bakıyordu. Antre ışığı onnadığı için derin bu- neıes aldım. ioKsa sahanlık içenden aydınlatılacak ve ben ayna gibi görülebilecektim.
Kadın dışarısını göremedi ği için kapıyı açmadı. İşte o zaman geniş bir nefes aldım. Demek k i evde ondan ¿i aşka kıınse yoktu. Tekrar tlügmeye bastım. Zil sesi şuu. ılı daha vazıh işitiliyordu. Nihayet içeride bulunan ^alm seslendi :
— “ lvim o?”•— "Açın hanımefendi
beyden haber getirdim.”Boş atıp dolu tutmaya
karar vermiştim. Eğer bunu söktüremezseın o zaman baş'ka bir çare düşünecektim.
— ‘‘Hangi beydeııf ’— “Necdet Timur’dan.."
— “ Ya.. Peki...”B ir zincir çekildi ve ka
pı aralandı. Karşımda Ayse li duruyordu. Üzerinde kah ■vereııgi cepli, yeşil yünlü sa de bir rob vardı. B ir eli ka pının tokmağını diğer eli de ucunda sigara yanan altın ıbir ağızlık tutuyordu.
Holden sızan ışık altında beni tepeden tırnağa kadar dikkatle siizdü. Gözlerinde hayret ve üılkeklik okumuyordu. Hemen şapkamı çıka Tip terbiyeli bir halde elime aldım.
Lefkoşa Türk Belediye Meclisi Başkanlığından
(Birinci Sayfadan Knlan)Belediye Mecii: imizirı bel
li başlı hedef ve gayesi halkımıza en iyi bir şekilde hizmet etmek, silikatlarını korumak ve yaşamakta oldukları şehri imkân nisbe- tinde imar etmeye, güzelleş t irmeğe çalışmaktan ibaret olup, halkımızı cezalandırmaya vesile aramak değildir
Doğan Türk BirliğininŞEKER BAYRAM I BALOSUNA
Hazırlanınız.NOT: BALO MASALARI SATIŞA
ARZEDÎLMÎŞTÎR.
Şarkılar 19.30 Haberler 23 00 Kapanış
BUGÜNKÜ FALINIZKjOVA BURCU : (21 Ocak - 20 Şubat) - Gerçekleş
tirmesini istediğiniz işleriniz için miisaid imkânlar hasıl olacak, s evineceksiniz.
B A L IK BURCU: (21 Şubat - 20 Mart) - Kendisiyle çok ilgileneceğiniz birisiyle karşılaşacaksınız. Bıı sn vede bir işiniz gerçekleşecek.
KOÇ BURCU: (21 Mart - 20 Nisan) - Başkalarıyle olan münasebetlerinizde gelişmeler olacak. Ancak ihti yatlı davranmanız lâzım.
ROfiA BURCU: 21 Nisan - 2 0 Mayıs) - Kendini 23 iyimserliğin rehavetine kaptırmanız ihtiyatlı bir hareket değildir. Dikkatli olunuz.
İK İZLE R BURCU: (21 Mayıs - 20 Haziran) - Her balkımdan kendinizi harcayan bir haliniz var.Enerji ve imkânlarınızı hesaplı kullanınız
YENGEÇ BURCU: (21 Haziran - ‘20 Temmuz) - Ken dişiyle sık sık temas ettiğiniz kimselerle olan münasebetleriniz lehinize gelişecektir.
ARSLAN BURCU: (21 Temmuz - 20 Ağustos) - Hay li zamandan beri düşündüğünüz için yakında gerçekleş tiğhıi görerek çok sevineceksiniz.
B AŞAK BURCU: (21 Ağustos - 20 Eylül) - K e n d i nizi çok yoruyordunuz. Bu hal, vücutça çökmenize yol aear. Dikkatli olmanız lâzım.
TE RAZİ BURCU: (21 Eylül - 20 Ekim) - Kendisiyle anlaştığınız kimse ile çolk iyi günler geçireceksiniz. Sıkıntılı bir hâl bahis konusu değil.
A K R E P BURCU: (21 Eikim. - 20 Ka im) - Sinir lerimze hakim olmanız ieab ediyor. Sonra üzücü olaylarla karşılaşabilirsiniz.
Y A Y BURCU: (21 Kasım - 20 Aralık) - Sizin içinsıkıntılı haller mevzutıbabis değil. Talihiniz güzel. A rzularınıza kavuşacaksınız.
Od T. AK BURCU: (21 Aralık - 20 Ocak) - Sükııne- tinizi muhafazaya çalışmanız çok lehinizde olur. Arka daşlannızı gücendirmeyiniz.
Bıınuııle beraber, tahmini miz hilâfına Belediye N izamlarına aykırı hareket edecek olanlar veya memur larımızın talimatım dinleme yenler zuhur edecek olursa, genel olarak halkımızın se lâmeti namına icap ederse bu gibiler hakkında kanunun bize verdiği yetki dahilinde takibat yapmak nıec buriyetinde kalacağımızı be lirtmek isteriz.
Bu münasebetle sayın hal kımıza şunları tavsive ederiz:
1. Her hangi bir şekilde Belediyemize borcu olanların bir aıı önce borçlanın ödemeleri;
2. İnşaat ruh: atı almayanların, yapmaya tasarladıkları inşaat için ıısııli dairesinde plânlarını sunarak .•ııhsat almaları;
3. San’at sahiplerinin sokak ortasında tezgâh kurmamaları, Tüccarların eşya larını sokaklara yığmamaları ;
4. Satış pavyonları, Kola pavyonları, ruhsat almak ve yerleşecekleri yerleri öğren mek için Belediyemize müracaatları;
5. Otomobil sahiplerinin Park yerlerinden gayri yet lerde, kaldırımlarda, dar sokaklarda park yapmamaları;
6. Sokaklara yapı yığınları, kirli sular ''’e zibil dök memeleri;
7. El arabaları ile gezginci alış veriş yapanlar Be İediyeye müracaatla ruhsat almaları ve yerlerini öğrenmeleri ;
8i Sokaklarda mühürlü ve ya mühürsüz et satmamaları;
9. Başı boş köpekler top lanarak telef edileceği cihetle köpek sahipleri Belediyeye müracaat ederek ruh "at almaları ve ruhsatlı da olsa köpeklerini başıboş sokağa salıvermemeleri;
10. Aşçılar, Bakkallar, berberleri er ruhsat.sı/. iseler Belediyeye müracaatla ruh‘ at almaları.
75
— "nıve^ ne ısııjoısu-uUZ ( "
iiıinni cebime «ilip i aşar in ceuuiu.cn aıuıgııu ivugmı çıivcu’tuaii Kuuıua ıuaaıw . ¡m ı, üzenime üazı yazııat' uuıunan yaıııız sa çınarın arasında aut dorıgen uoş- iUKiar uuaKiıuuş natamam oır ıueıuupuı. ı azıiar uaii- ııioyia yazılmış, boşıukiar ua muniu.zum.an bıı- şeauue makasla oyuuııuşıu. Lasu. • luiiia liuiıaııuan en basit oır şılreydi. üutuıı ış, uu uoşj.uıU&ra konacak kelimelerle manayı tamamlamaya uınısai1 ediyordu.
Kadın şüpheyi i kâğıdı alıp bir goz attı:
— "Bunu Necdet bey gön derdi size..” dedim, “ ismuıı/, Ay .-.eli değil ı ı i ı f ’
— “ lıivet... Ne olacakmış bu?”
Vay kaltak vay.. Hiç de bozmuyordu.
•Bilmiyorum. Yalnız addettiniz i verip, buaıu size getirmemi söyledi.”
dığıiı ıbir badına gönderir mı i Uyle olsa bile, semn çeteden olmadığını bir karı yutai’ m il Lııayılıgimden ter üokmeyc başiamışLıın. lUendıiıini çıkarıp alnımda biriken terleri kuruladım.
Ayseli gözlerini Ivismıg bana bakıyordu. B ir an düşündü sonra:
— “Peki dedi. Başka bir şey söyledi mi î "
— “llay ir efendim.”— ‘ ‘Teşekkür ederim, zah
met olıııuş size, kendisine se lâııı söyleyin.”
— "Emredersiniz”Kapıyı kapadı. Ayak sesi
duymadığım için ben de dö ııüp merdivenleri hızlı hızlı inmeye başladım. İs t eşey dini, kapıyı itip içeri dalabi lirdim ama düşündüğüm da ha başka bir şey vardı.
Apartmandan çıkıp yağmurun altında salak saltık ilerlemeye başladım. Bir şey ararmış gibi Nur apart inanına arkamı çevirip kirşi binalarda bir şey aranıyordum. Birden istediğimi g i -
Kadın şimdi daha dikkat rüııce sırıtarak geri döndümli beni süzmeye başlamıştı. Duruşunu değiştirmiş, kapıyı istediği anda suratıma kapayabilecek bir pozisyona girmişti •
— “Akşam üzeri Ankara Palas’ta rastladım.”
Oğlum Murat çuvallama- ya başladın galiba? Karı dediklerimin bir tekini bile yuttuysa arap olayını. Ulan a hırbo, yalan söyle ki yeri ııi bulsun. Çete reisi mi her kimse, sana kalkıp da şifre sini verir bıınu hiç taıııma-
ye koşa koşa tekrar çıktığını apartımaııa girdim. Zira karının arkamdan pençe reye koşaeağını ve benim lıi nadan çıkıp çıkmayacağımı kontrol edeceğini biliyordum. Karşı apartımaııın duvarında, Ayseli’nitı perdesi niıı açılıp kapanma' ından hasıl olan ışık kımıldanmasını görünce onun pencereden çekildiğini anlam,ş ve vakit kaybetmeden geri dön miiştüın.
(Devam ı Var)
K. T. K. Federasyonu Bağış ListesidirSayın 1-mail Sava.laş, Öğretmen, Lefke (Aylık
Bağış) 0. 500Sayın Vasıf Dede, Öğretmen, Lefke (A y lık Bağış) 0. 000Sayın Münıire Dede, Öğretmen, Lefke (Aylık
Bağış) 5^0Sayın lııal Şevket, öğretmen, Lefke (A ylık Bağış) 0. 500 Sayııı Giiııay li. İmam, Öğretmen, Lefke, (Aylık
Bağış) 0. 250Savın Mukaddes Mustafa, Öğretmen, Lefke( Aylık
Bağış) 0. 2 0Sayın Ayşe Süleyman, Öğretmen. Lefke (A y lık
0. 250(üizeloğlu, öğretmen, Lefke (Aylık
T. Tilki, Öğretmen, Lefke (Aylık
Ahmet, öğretmen. Lefke (Aylık
0. 250
0. 250
Bağış)Sayın Halide
Bağış)Sayın Şöhret
Bağış)Sayın Pembe
Bağış) v ! i ySavın İsmet Hüseyin, Öğretmen, Lefke (Aylık
Bağış)Sayın Ekrem Yurdakul, öğretmen, Lefke, (Aylık
Bağış) 0. 250Sayın A li Yaşar, Öğretmen, Lefke (A y lık Bağış) 0,250 Savın Hüseyin Ramadan, Öğretmen, Lefke, (Aylık
0. 250
0. 250
Bağış)Sayın Ilasan Yılmaz, Öğretmen, Lefke (Aylık
Bağış)Sayın Tokay Bayı-amoğlu, öğretmen, Lefke
(Aylık Bağış)Savın A. Şeref, öğretmen, Lefke, (Aylık
Bağış) 0.Yekirn £984.
0. 250
0. 250
0. 250
250640
AVCININ BORAZANI(ikinci sayfadan kalan)
Kiralık EyOrtaköy toprağında Gir-
ne yolunda Lefkoşa’ya yalcnı j ’eni inşa edilmiş tazyikli su teşkilâtı, banyo ve diğer teşkilâtı tamam 3 oda bir süııdürmesiyle bir ev gerek mobilyalı gerek mobilyasız kiralıktır.
Müracaat : No. 87,
Asma Altı Lefkoşa
altına itmişti. Harry, orada bütün keyfi kaçmış olarak kucağm doldran ölü hayvanla pek tuhaf bir manzara arze diyordu.. Birdenbire gülmeye başladık. Zenci çocuklar yere yatmış kahkahadan seriliyorlardı.
Harry “ Düşünün” dedi, ölüyordum. Nairobide söylenecekleri bir düşünün. Bun-
im illM ItlM lllllttm tUM liflIM IIIIIIIM ltO lKM M tM M l
K.T.K. Federasyonu Genel Sekreterliğinden:
Açık TeşekkürFakirlere dağıtılmak üzere
Federasyonumuza yeni ve doşan potin ile giyim eşyası gönderen hayırsever kardeşlerimize teşekkür ederiz.
Sayın Zekiye Ahmet Hâld 2 doşan palto.
Sayın Feride Remzi; Bir bolıca dolusu doşan giyecek eşyası.
Sayın Mehmet Ahmet Ma- vigözlü ; 4 parça doşan giyimeşyası.
Sayın Yavuz Ticarethanesi; yeni olarak 4 gömlek, 1 iç fanilâsı, 3 çift çorap, ve beş çift çocuk eldiveni.
Sayın Haşan özdemir; doşan giyim eşyaları.
Sayın Sultan Saim, doşan giyim eşyalan.
Sayın Sabri Konur; 8 parça doşan giyim eşyası ve bir
'çift doşan potin.
ca seneden sonra, kahraman Selby, zavallı bir yaban eşeğine kurban gitmiş. Tıpkı bir güvercinin sizi öldürmesi kabili. Herhalde ailem bunu hazmedemezdi.
Kamp toplanması hazırlıkları sona erince, yola düzüldük. Evvela Arıısha’da Avcılık şubesinde kayıtlarımızı kontrol ettirdikten sonra, tozlu dağ geçitlerinin arasından Nairobiye doğru yolumu za devam ettik. Uzun seyahatimiz boyunca hemen hemen hiç kimse ağzım açmadı. Yalnız bir kere, merakla, bizi görmek isteyen üç zürafanın arabamıza yaklaştığım gördük. Gözlerim Viıginia’ya gitti, ağlıyordu. Onları o kadar severdi ki.. Şimdi bütün heyecan ve tehlikeler sona ermişti. Artık teferruatlar şeh ri New York’a dönüyorduk.
Arkada, Tanganika’da bir tepe bir bataklık bir çadırın içi veya bir nehrin kıyısı bizden daima bîr şeyler taşıyacak. Oralarda kendimden büyük bir parça bırakmıştım Onu almava geri gelmedikçe hiç bir vakit o bana dönmi- yecekti. Benim o tarafım bundan sonra artık biç bir şehre dönmiyecek ve ben ek sik kalan o tarafımla bir şehirde yasamasını özlemiye- cektim. Şehirlerde, parlak alevli kamp ateşlerine yer yoktur.
(SON)
Maarif Kupası Lie Maçları’nda, çok başarılı oyunlarından sonra Voleybol’d3 şampiyon ve Hentbol’da da ikinci olan Lefkoşa Türk Kız Lisesi Voleybol (solda) ve El Topu Takımları objektifim iz karşısında. (Foto Bozkurt • 8 İLBAY)
LEFKOŞA KIZ LİSESİ VOLEYBOLDA ŞAMPİYONMAARİF KUPASINDA ŞAMPİYON OLAN KIZLARIMIZI DÜN OKULDA ZİYARET ETTİK
BU GÜNKÜ MÜHİM MAÇBu gün ö.s. saat 3 de Tak
sim Sahasında Lefke Türk Spor Kulübü ile Gönyeli Türk Spor Kulübü ikinci kü me liginin en iddialı maçlar rından birisi yapılacaktır.
Bilindiği gibi bundan bir müddeti evvel Gönyeli saha sıııda bu iki kulüp arasında oynanan ]ig maçında lıakeııı her iki devreyi de 35 er da kika oynatmış ve yapılan şilkâyet üzerine bu maç fut
bol federasyonu tarafından düşürülmüş ve maçın bitaraf bir sahada tekrarlatılması karar altına alınmıştır. Bu günkü maçı ııaber aldığımıza göre Fikri Bey idare edecelktir. Gayet heyecanlı geçeceğine inandığı mız bu maça halkımızın işti rak edeceğini tahmin eder ve İkinci Küme maçlarına da alâka gösterilmesini temenni ederiz.
Ülkü Yurdu: 3 - İngiliz Ağrotur Karması : 2
Dün Bafta Ülkü Yurdu ile Ingiliz Askeri Ağro tur karmasiyle yapılan futbol maçını gençleri miz 3 — 2 kazanmışlardır.
Maça saat 3 de Ülkü Yur du’nun vuruşu ile başladı. Daha 'lk dakikalardan itiba ren îngilizler oyunda üstün lük 'kurmaya başladılar.
5. dakikada îngilizler sol açıklan vasıtasiyle ilk gol lerini kazandılar. Yine 8. da ikikada sağiçleri vasıtasiyle ikinci gollerini kazandılar. Bundan sonra Ülkü Yurdu toparlanmaya başladı ve 26. dakikada üner’ir. ayağından bir gol kazandı. 27. dakikada kornerden gelen topu Derviş güzel bir kafa vuruşuyla ağlara gönderme siyle Ülkü Yurdu’nu beraberliğe yükseltti.
Bundan sonra hakimiyeti ele alan Ülkü Yurdu 35 dakikada Derviş’iıı ayağından bir gol daha kazanarak ilk devreyi galip bitirdi.
İkinci devrede her iki ta raf da Ikarşılıklı akınlar yapmasına rağmen gol kay dedilemedi ve böylece maç da 3 - 2 Ülkü Yurdunun gar libiyetiyle son buldu.
Galip Takım sahaya şu kadroyla çıktı : Mahir, Mus tafa, Kubilây, Avni, Mustar
fa, İbrahim, Necdet. Üııer, Fadıl. Derviş, Mehmet.
Ülkü Yurdu'nun fedakâr kalecisi M A H i B
Türk Ocağınm Antrenörü Değişti
Leymosuıı Türk Ocağından aldığımız malûmata göre. bir müddehtenberi fu tbol takımının antrenörlüğü hinden itibaren kendi isteği valyodis, 1 Mart 1961 tarihinden ij-ibaren kendi isteği ile vazife? inden vazgeçmiştir.
Takımın antrenörlüğüne mezkûr taıihteıı itibaren tam salâhiyetle İsmail Can- bulat’ın getirildiği, ayrıca haber verilmektedir.
(Spor SekreterimizTekin YÜKSEL yazıyor)
Maarif Dairesi tarafından tertiplenen ve Kıbrıs- talkıi Liseler arasında cereyan eden voleybol ligleri so na em iş ve kızlarda, Lefko Fa Klız Lisesi çok başarılı ve fevkalâde oyunlardan Konr ra bütün rakiplerini mağlûp ederek şampiyon olmuş tur.
Şampiyon kızlarımızı te'b rük etmek ve gazetemiz için bir repontaj hazırlamak ı maksadiyle, dün öğleden sonra Kız Lisesini ziyaret ettik. Bu arada kız spomu- lar ve hocaları Perihan Çeli kel ile Soııay Vudalı iıanım laıia da konıuşmak fır; atını bulduk.
ilk olaralk Perihan ila mım, çocukların son derece kabiliyetli ve enerjik spor cu kızlar olduklarını ve bil hassa diğer şehirlerde yapı lan maçlarda, büyük' bir ba şarı göstererek galibiyetler elde ettiklerini söylemiştir.
En i on Limasolda 19 Mayıs Lisesi ile yapılan karşılaşmada, rakip takımı müthiş tezahüratları ile teşvik eden ve moralman destefrle yen yüzlerce öğrenciye karşı, Lefkoşa Kız Lisesi takımının ¡-adece Lefkoşa’dan giden biı* avuç öğrcncinin
desteklediğini söyleyen Perihan Hanım, “ böyle elması na rağmen çocuklarımız yıl madan oynadılar ve rakiple rini 15 - 13 ile 15 - 6 gibi 2 sette mağlûp ederek şampi yon oldular” demiştir.
Spor Hocası daha sonra,Ur -ı n T ri ' n cı • *-n ’ n T-T n -v» f 1-\ n 1 m ■<" _
sabakalarında ilkinci olduğunu, bunun sebebinin de Henfcbol’u iyi bilmeyen spor cidarın ilkmaçlarında jVIa§u sa’da Nmık Kemal Lisesine yenilmelerinin olduğunu f öylemiştir.
l\/|ağusa Namık Kemal,10 IVTotrtç;^vTnncîiın ı w
Kurtuluş ve Haydar Paşa Ticaret Liselerini mağlûp ederelk Voleybolda şampiyon olan ve Maarif kupasını kazanan Lefkoşa Kız Li sesi voleybol takımı oyuncu lan şunlardır :
Günay (Kaptan). Zarif, Vıie.el. RemHil Sevilâv. ITnr
Türkiye - 2 Irak - 2Dün Bağdatta oynanan
Dünya Ordulararası Futbol şampiyonasında Ordu takımımız Irak ’Ja 2 — 2 berabe re kalmıştır.
Çetinkaya Takımı 22 Mart Tarihinde
“Avangart” Rus Takımı ile Bir Maç Yapacaktır. Öğrendiğimize göre, Çetinkaya Futbol takımı 22 Mart 1961 Çarşamba günü Lefkoşa Taksim stadında Rusya’nın meşhur takımlarından Avangart takımı ile bir maç yapacaktır.
Lefkoşa Türk Kız Lisesi Spor öğretmenleri Perihan Çelikel İle Sonay Vudslı, Maarif Kupası maçları ve bu maçlarda okullarının elde ettiği neticeler hakkında Snor Sekreterimiz Tekin Yüksel’e dün okul’da İzahat verirlerken. (Foto Bozkurt - BiLBAY)
ANKARACUMA
Ankara Amatör Birinci Kiime birincisi Jandarma Gücü futbol takımı, askeri bir Türk uçağı ile önümüzdeki Cuma günü Kıbrıs’a ge lecek ve üç karşılaşma yapa çaktır.
Leymosuıı Doğan T.B.- nin davetlisi olarak adamız da bir hafta kalacak olan Jandarma Gücü ilik maçını Bayramın ilk günü (t'umar te: i) Leymosun’da İ ngiliz Karması ve ikinci maçını da Pazar günü yine Leymo- sunda Doğan T.B. ile yapa çaktır. Üçüncü maçın, Pazartesi günü Baf’ta Ülkü Yurdu ile yapılacağı haber verilmektedir .
Doğan T.B. bu müııase*- betle, Cumartesi akşamı
JANDARMA GÜNÜ GELİYOR
M ■
Leymosunda misafirler şere fine bir .balo tertip etmiştir. Jandarma Güçlüler Pazarte si Baf’ı ziyaret edecekler ve Baf Meb’ıısu Halit Kâzım tarafından şereflerine veri-
ijtirakoyna-
lecek öğle yemeğine edeceklerdir. Bafta nacak olan maçtan sonra da Jandarma Gücü şerefine Türk Birliği tarafından bir ko&teyl partisi verilecektir.
K lıa ı ı l ı ı t ıı ı ı ıı
Türk Gücü Mağusada Dostluk Maçları Hazırladı
sit. Yedekler : Doğay, Gül* sen ve Saadet.
Hentbolda ikinciliği kaza uan Lefkoşa K ız Lisesi takı mı ise : Tan gör (Kaptan), Letafet, Behiye, Sevilây, Hurşit, Sıddıka, Zarif, Ha-ti ce; Yedekler : Doğay, Gülen ve Öney.
Daha sonra konuştuğumuz sporcular, Hentbo.lda
T e ş e k k ü rKıbrıs’ta ithalât işlerinin
nasıl yapıldığı hakkında bil gi toplamak, ve muhaberat k o n u s u ıı d a e t ü t- l e r y a p m a k üzere dün ö.s. 2.30 da okulumuz son sınıfına mensup beşer kişilik öğrenci gruıblarını iş yerlerine lütfen kabul ederek ¡kıymetli vakitlerini, ve bilgilerini esirgemeyen çok sayın iş adamlarımızdan :1. Hüseyin İrfan B-ev’le,
Hüseyin Ziya Bey’e2. Güner Özdil Bey’e3. Günay Ali Riza Bey’e4.Mustafa Sııtkı Bey’e5. Agâh Necat Bey’e,bu arada, Barelays Bank Müdürü Maoit Ferdi Bey’e, ve Trade and £ndustry’den Sayın Abbas Baha Bey’e okulumuz adına teş::k!kür ederim. Lütfi Esendağ Haydarpaşa Ticaret Lisesi
Muhaberat öğretmeni
Bu hafta lig maçı bulunmayan Mağusa Türk Gücü takımı, haftayı boş geçirme inek için Cumartesi ve Pazar günleri iki hususi maç tertip etmiş bulunmaktadır.
Öğrendiğimize göre Türk Gücü takımı bugün ös. saat 3 de, halen Mağusa Limanında bulunan Aksu Yapuj-
T A K S İ M SİNEMASIT E L : 5 0 6 9Bugün ve yarın - Saat 2.30 ve 8 de
İKİ SEANSSon senelerin en zengin sahne dekorları ile süslü, milyon
larca lira sarfıyle ve dünyaca şöhrete sahip artistlerin iştirakiyle çevrilen, Londranın en büyük Sinemasında 8 ay devamlı gösterilen ve hasılat rekorunu kıran
Renkli, Amerikan filmi, VISTAVISION.
OMAR HAYYAMBaş Rollerde: CORNEL WILDE - DEBRA PAGET -
JOHN DEREK - MICHAEL REN NIE - YMA SUM AC- RAYMOND MASSEY
TAKSİM SİNEMASI» Sayın müşterilerinin bu fırsatıkaçırmayarak bu muazzam filmi muhakkak görmelerini
tavsiye eder.İLÂVETEN SEVİLEN TÜRK FİLMİ
GARİPLER SOKAĞI(Gü l is t a n g ü z e y , m a h ir ö z e r d e m )
Not: Bugün Saat 2.30’da — KANUNDAN KAÇILMAZ
OMAR HAYYAM
ru fuıtıbol takımı i l e
rın da ayni saatda i l e karşılaşacaktır.
ve ya- R.A.F
Bozkurt Gazetesi Müdürüne-:
■
CORNEL WILDE DEBRA PAGET
Efendim,Biz aşağıda imza sahih
leri Perğama — Beyarmu- du Cami Komisyonları, bu vazifeden istifa ettiğimizi, gazetenizde ilân etmenizi reca ederiz.
Mustafa Fahri A li Hüdaverdi Cenan Ömer
Pergama — Beyarmudu 10. 3. 1961
<♦:• >:♦>
Aslen Türkiye’li olup .95 se< neden beri Lefke’ele ilcamet etmekte olan Hüseyin Akam son günljerde yaka landığı hastalıktan kurtula- mıyarak geçen Salı günü hayata gözlerini Ikapamış- tır.
Merhum iyilikseverliği ile tanınmıştı. Tanrıdan rahmet yakınlarına başsağlığı dileriz.
Lefkıeli
da şampiyon olamamanın üzüntüsü içinde olduklarını söylemişler ve "Mağıısa’du rakiplerimize ilk maçta sadece 9 - 7 mağlûp olmuştuk' demişlerdir .
Kızlar, en fazla heyecan duydukları maçın L ' un’da 19 Mayıs lift karşı olduğunu ve hu hem son maç ve hem 1 piyonlıık maçı olduğ hırsla oynadllklarını etmediklerini ve rak kim taraftarlarının tezahüratının, ke şampiyon olmaktan men edemediğini söylemişlerdir
Voleybol takımı kaptanı
Giiııay ise : “Kendimizi rol; kuvvetli hissediyoruz Ka- kip bulamamaktan ¡i/.üntii- liivüz. Kulüplerimizin kız ta kııııları obaydı, her ¡¡aman için onlarla kanjılişmavı çok isterdik” demiştir.
Vaktimizin darlığından Lise’de daha fazla kalanınd ı k 1 ve özür dileyip, nıın olarak ayrıldık,
mfln-
K T.F. Federasyonundan
A Ç I K L A M Aİkinci devre lig fikstürü
idare komitesince hazırlanmış ve 25 Şubat 1961 tarihi ne Ikadar bütün ilgili knliip lere gönderilmiştir.
İdare Komitemizin karan olmadıkça fikstürde değişik 1 ik yapılııııyacaktır. Takımlar gününde ve saatinde sahaya gelmedikleri takdin!» talimaıtmuneleıv göre hiiV men mağlûp savılacaklar' dır.
Talimatnamelere göre liakem tayini İdare kom itesinin salâhiyeti dahiline g ir * bir iş olup bu m e v z u d a hrç bir kulübün tavsiye veya protestosu hiçbir ş e k ild e ha leme aluımıyacak, ve cevap landırılmıyacalktır.
İBRIAKAMarkalı Sigaralar
Pir Paketde 12 dane
1 c;i;n
t.
KIBRIS’TA İLK DEFAElektrikle Zayıflama Müessesesi Kuruldu
Avrupanın her tarafında Büyük rağbet gören ve Kadın-Er- kek binlerce insanın vucutiannı güzelleştirip, her türlü hastalığı yok eden (Romatizma ve vucuttaki şişkinlik ve sızılan gideren) | dünyaca meşhur Fin Hamamı Pazartesinden itibaren Lefkoşada açılıyor.
★ ZAYIFLAM AK MI İSTİYORSUNUZ ?★ VUCUDUNUZDA SIZILAR MI VAR ?★ ROMATİZMA, SOĞUK ALGINLIGI, NEZLE, GRİP
VEYA BUNA BENZER HASTALIKLARDAN MUZTAR1P MISINIZ ? J
★ VUCUD UNUZU GÜZELLEŞTİRMEK m i istiyors u n u z ?
★ VUCUDUNUZDA ANORMAL ŞİŞKİNLİKLER MI VARDIR ?
O halde hiç tereddüt etmeden müessesemizi ziyaret ediniz. Alaca" | ğmız netice sizi hayretler içerisinde bırakacaktır.
Sabah saat 7.00— ö.s. 3.00 KADINLAR’A ö.s. saat 3.00- -10.00 ERKEKLER’E.
HÜSEYİN T AHIR APARTMANI Tanzimat Sokak, No. 170
___ Kanlı Mescit, Lefkoşa.-........- '♦> <♦> w '•'
SAYFA 4