4
Cumartesi 11 MART 1961 \AC ÎAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞTIR « m _________ w B o z h u r t GÜNLÜK MÜSTAKİL Sİ YAS t GA Z ETE Her Gön 4 Sayfa F i a 1 1 1 5 M i I SAYI : 1758 YIL : 10 >1ürlür v* İmtiyaz Hafalltl j CKMAI. TOAAN \drev (Jlrııo Caddesi, l.MflıOH» - Kılın* Telgraf: "BOZKUHT”—P.K. 8*4 Tel: *»51 Dizilin Kanıldı*! Yer: "ROZKT7KT Hanını«!“ Teknik üniversite Haftası azar Günü Törenle Açılacak AFTAYA KATILACAK ÖLAİT p ROFESÖRLER HEYETİ BAS- ANI PROF. LUTFULLAH ULUHAN DÜN ADAYA VASIL OLDU Profesörler Radyoda ve Televizyonda da Konferanslar Verecek anbul Teknik Üniversite- ce mensup 13 öğretim üyesi- n de katılacağı “Teknik Üni- rsite Haftası” Pazar günü t 10.00 da Lefkoşa Lisesin- yapılacak bir törenle açıla- -tır. 17 Mart gününe kadar de- edecek olan Teknik Ünd- rsite Haftası içinde İstanbul n gelecek olan öğretim üye- ri muhtelif konularda konfe- nslar vereceklerdir. Üniversite atmosferini toplu- cun ayağına getirmek, pratik ada çalışmakta olan teknik (emanlarla görülmek ve çeşit [teknik konularda halka bilgi ¡»rmek amacıyla tertip edilen eknik Üniversite Haftası” Münasebetiyle Lefkoşa Lisesin bir de sergi açılacaktır. [ İstanbul Teknik tJniversitesi- mensup profesörler bu haf- içinde radyo ve televizyonda muhtelif konferanslar vere- rklerdir. PROFESÖRLER HEYETİ BAŞKANI GELDİ f,Teknik Üniversite Haftasına tılacak olan İstanbul Teknik niversitesi Profesörler Heye- Başkam ve İstanbul Teknik ûversitesi Makine Fakültesi ekanı Prof. Lutfullah Ulukan ün uçakla Lefko.şaya gelmiş- Diğer profesörlerin bugün brısa gelmeleri beklenmek- J,r. Profesör Lutfullah Ulukan -fkoşada Yıldız Oteü’nde ga- etecilere verdiği demeçte Tek ik Üniversite Haftasının bu efa Kıbrısta yapılmasından uyduğu memnuniyeti ve Tür- lye dışında ilk defa böyle bir ‘afta" tertip edildiğini belir- BOZKUt Türklere İndirilen Darbe B AKANLAR Kurulu, evvelki gün yaptığı toplantı netl- cesinde, Türk ve Rum Sos yal Yardım Dairesini birleştir- mek ve tek bir Rum müdürün resine bırakmak kararını ermekle Türk toplumuna en İr darbeyi indirmiş bulunu- or. Bunun bir neticesi olarak, ‘ürkler Sosyal Yardım hiz- metlerinden lâyıkı veçhile fay- “'anaıııayacağı gibi, Sosyal ardını Dairesinde çalışan rk memurları da her bakım- Ban mağdur bir duruma düşü- nüleceklerdir. Bundan önce çeşitli vesile- lerle, Türk ve Rum Sosyal Yar ıın Dairelerinin birleştirilme- sinde toplumlunuzun uğraya- cağı maddî ve manevî /.ararla- rın bUyüklük derecesini tefer- ntıyie belirtmiştik. Böyle ol- makla beraber, yetkili Rum hü kftnıet çevrelerinin bu hususta [ısrar etmeleri ve Türk ilgilile- rin de müsamahakâr bir politi- ka gütmeleri cidden üzüntüye bir konudur. Hepimizin bildiği gibi Sos- ‘"ttl Yardım Daireleri, daha şlangıçta, yâni sömürge ida- esi devrinde Türkler ve Bum- ,r için ayrı ayrı kurulmuşlar- Fakat, dalıa sonra alınan kararla iki daire blrleştiril- bulunuyordu. İki dairenin leşık olarak faaliyet göster- 1 süre içinde, bunun ne ka- r zararlı olduğu meydana ' mış ve Türklerle Rumların syal Yardım Daireleri tek- r ayrılmak zorunda kalının- dı. Şimdi bu iki dairenin irieştlrllnıesiyle, bir kere da- yakin bir geçmişin tecrübe- mle dönüleceği muhakkak- ^eytl kararlarla Radyo-Te- Jzyon, Enformasyon, Turizm fesi ve daha bir çok resmi liseseler kayıtsız şartsız n müdürlerinin hakimiyeti pa devredilirken, şimdi bun bir de Sosyal Yardım Da- irinin eklenmesi, toplumu- N>n geleceği bakımından >n neticeler verecek mahl- |dlr. Halihazır ayrılmış da “in birleştirilmesi, ötekiler İldeki tek taraflı Rum hâ- Îetlnin devamını sağladık- “ftşka, Türk toplumunu atacaktır da.. BOZKURT Pazar giinkii Teknik üniversite Haftasına katılacak olan İstanbul Teknik Üniversitesi Profesörler Heyeti Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Makine Fakültesi Dekanı Prof! Lutfullah Ulukan, Yıldız Oteli’ncle gazetecilere demeç verirken. \ (Foto Bozkurt BiLBAYI terek demiştir ki: “İstanbul Teknik Üniversite- sinin, Türkiye ile komşu mem- leketleri arasında kurulan “Kül tür Köprüsü”nde mütevazı bir vazife görmesinden şeref duyu yoruz. Teknik Üniversite Haf- tasını bütün komşu memleket- lerde yapmak istiyoruz. Pek ta bii Türkiyenin Kıbrısla olan yakın alâkası, Türkiye dışında ilk haftama Kıbrısta yapılma- 0RTAKÖY VE DOLAYLARININ IŞIKSIZLIK DERDİ 8 Mart 1961 tarihli sayımız- da 'bir okurumuz Ortaköy’deki ışıksızlık derdi üzerinde dur- muş ve pek haklı olarak ilgili- leri vazifeye çağırmıştı. Işık- sızlık derdi, Ortaköy ve dolay- larının ilk nazarda dikkati çe- ken şikâyet konusudur. Orta- köy ve dolaylarında oturan öte ki okurlarımızın gazetemize gönderdikleri mektuplara ve yaptıkları müracaatlara göre bu çevrenin daha birçok derdi vardır. Bunların başında Ortaköy Belediyesinin, belediye vergisi, sıhhat-ı umumiye vergisi gibi hususlarda birçok aileye nisbet siz vergiler koyarken, çöplerin kaldırılması, ışıkların tanzimi ve bölgenin sıhhat durumu üze rinde gayet pasif davranması gelm,ektedir. Ortaköy’ün “Kumsal’1 diye bilinen mevkiinde oturanlar da aynı durumda bulunduklarını, çöplerin ayda hir def’a hile a- ranmadığım, arandığı zaman da çöplerin çokluğundan şikâ- yet edildiğini, ışıkların kifayet siz olduğunu, elektriklerin bir gün yanarsa bir ay yanmadığı- nı, bölgedeki un fabrikasının fena bir koku saldığım bildir- mişlerdir. Ortaköy ve dolaylarının sıh- hat durumu ile ilgili yetkilile- rin, vatandaşlarına karşı ge- reken alâkayı göstermeleri za- manı artık gelmiştir. ısında büyük rol oynamıştır. Biz bu temasın bundan son- ra daha yakın d-ğer temaslara bir 'başlangıç teşkil edeceği ümidindeyiz ” , Profesör Ulukan daha sonra halen İstanbul Teknik Üniver- sitesinde muhtelif yabancı memleketlere mensup 459 öğ- renc.nin tahsil gördüğünü, bun lardan 121’inin Yunanlı, 75 inin Kıbrıslı, 74’ünün Iranlı, 74 ünün Iraklı, 54’ünün Mısır ve Suriyeli, 73’ünün Ürdünlü, di- ğerlerinin de Lübnan, Milliyet- çi Çin, İtalya, Amerika, Libya, İsrail, Yugoslav ve Tibet uy- ruklu olduklarını söylemiştir. PROF ULUKAN’IN BASIN TOPLANTISI Teknik Üniversite Haftası mü nasebetiyle Kı,brısa gelmiş bu- lunan İstanbul Teknik Üniver- sitesi Makine Fakültesi Dekanı Prof. Lutfullah Ulukan bugün saat 12.00 de Yıldız otelinde bir basın toplantısı yapacaktır. Prof. Ulukan bu toplantıda Tek nik Üniversite haftası ile ilgili izahatta bulunacak ve gazete- cilerin muhtelif suallerini ce- vaplandıracaktır. (Basın - Yayın) Kıbrısm Müracaatı Pazar- tesi Günü incelenecek K0MM0NVELT GEZİSİNDEN DÖNEN KRALİÇE TOPLANTIDA BİR KONUŞMA YAPTI LONDRA, 10: İngiliz Ulus- lar Topluluğu Başbakanları, Kraliçe Elizabeth’in yaptığı ko nuşmadan sonra dün oturumla rina devam etmişse de Royter Haberler Ajansı, Kıbrıs’ın üye İlk için yapmış olduğu müraca- atın Pazartesi günkü oturumda ele alınacağını bildirmiştir. Muhabirler Kıbrıs Cumhuri- yeti’nin müracaatinin kabul edileceğine muhakkak nazarıy la bakmaktadırlar. Pakistan ve Hindlstana yap- tığı uzun bir yolculuktan yeni dönmüş bulunan İngiltere Kra- liçesi Elizabeth, tngiliz Uluslar Topluluğu Konferansından ön- ce yaptığı konuşma sırasında eski imparatorluk diye tavsif ettiği İngiliz Uluslar Toplulu- ğunun, bugün eşit ulusların meydana getirdiği hür bir top- luluk olduğunu bildirmiştir. Elizabeth, Hindistan ve Pa- kistan’da gördüğü sıcak ka bulden sitayişle bahsetmiş ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Maka- rios ile tanışmak fırsatını bul- Kıbrıs’a Bir Balıkçılık Uzmanı Geldi Birleşmiş Milletler Balıkçılık Uzmanı Dr Vito Federa, Bir- leşmiş Milletler Vardım prog- ramı çerçevesinde Kıbns ba- lıkçılığını incelemek ve Kıbns hükümetine tavsiyelerde .bulun mak üzere önceki akşam ada- ya vasıl olmuştur. duğu için memnun olduğunu kam Orgeneral Cemal Gürsel'i söyleyerek “geri dönerken Tür (görmek fırsatım elde ettim'’ kiye Devlet ve Hükümet Baş- \ demiştir. KIBRIS TÜRKLERİNİN DEVLET HÂZİNESİNE YAPTIĞI BAĞIŞ Kıbrıs .Türk toplumunu» Ana- vatan Devlet Hâzinesine yap- tığı altın ve mücevherat -bağı- şı ikinci kısmının Türkiye Cum huriyeti Kıbrıs Büyükelçiliğine teslim edildiği biiüiriımektedr. Büyükelçi Bkselâns Emin Dir- vaııa tarafından dün bu husus- ta aşağıdaki bildiri yayımlan- mıştır : ı “Kıbrıs Türk Cemaatı tara- fından Anavatan Devlet Hazî- nesine yapılan bağışın ikinci kısmını teşkil eden 381 adet Ai yan», 676 adet yüzük, 26 adet şövalye yüzük, 63 adet taşlı yü /.tik, 3 adet gümüş yüzük, 116 adet çift, 59 adet tek küpe, 148 İngiliz altını, 21 adet Osıııanlı altını, 40 adet Mahmudiye altı- nı, 5 adet Cumhuriyet altını, 87 adet urublye altım, 1 adet Mecidiye altını, 56 adet bilezik, 12 adet gerdanlık, 3 adet kol saati, 2 adet altın saat, 2 adet 80'lik altın, 12 adet yürek, 1 zincirli yürek, 66 adet altın diş 3 çift altın kol düğmesi, 1 adet altın yaka düğmesi, 2 adet İğ- ne, 1 adet Maşallah, 1 adet gü- müş köstek, 1 adet gümüş sa- at, 2 adet gümüş bilezik, 1 adet pl&tln alyans, 150 adet muhte- lif altın eşya, külçe altın (62 EFKOŞA TÜRK BANKASI SIZIN KENDİ BANKANIZDIR Siz de Paranızı LEFKOŞA TÜRK BANKASINA yatırınız. Unutmayınız ki para evde kalırsa HIRSIZ, fakat LEFKOŞA İRK BANKASPNA yatırılırsa en yüksek FAtZ getirir. P*!-* !..«* -*- -*- -*- -*•_ ^ -*• ı«i ** ■o»'**1.1* ‘•y 1** ** *** gram; 2.5 dirhem ve bir mik- tar) ve 91 Kıbrıs lirası Sayın Cumhurbaşkan Muavini Dr. Fa zil Küçük tarafından Büyükel- çiliğimize teslim edilmiştir. Lefkoşa, 9 Mart, 1961. Büyükelçi (EMİN DiRVANA)" Rodostenus Tabanca İçin İzin İstemişmıydi ? SAVCI TALARİDİS CUMHURBAŞKANININ BÖYLE BİR İSTİDA ALMADIĞINI BELİRTTİ Para Sızdırma Dâvası Ağır Ceza Mahkemesine Havale Edildi Leymosunda Efstathios Kir- yaku’dan tehditle £4000 almak- tan sanık Rum meb’us Lefkioa Rodostenus ile Andreas Müş- taka, dünkü duruşmalarından sonra 17 Nisan tarihinde Ley- inosunda oturumlarına başlaya cak olan ağır ceza mahkeme- sine havale edilmişlerdir. Mahkeme, daha sonra ta- sarrufunda bir tabanca ve kur- şun bulundurmaktan sanık Ro dostenus aleyhindeki davanın İncelenmesine geçmiştir. Bu dâvanın incelenmesi sırasında polis, samğin hayatının tehli- kede olması dolayısıyla taban- j ca bulundurduğunu ve İzni ol- mamakla .beraber kendisine izin verilmesi için Cumhurbaş- kanına başvurduğunu belirtti- Âsker Kaydına Devam Ediliyor Savunma Bakanlığınıti açıkladığına göre Mağusa ve Lârnaka kazalaı-ı ı>;in ¡ıs ker kaydı, dün sona ermiş ve 338’i Tiink1 ve 386’sı Rum olnıak üzere 724 kişi müra- caat emiştir. 13 - 14 Mart tarihlerinde LeymosUn kazasında otu- ranlardan müracaat kabııl edilecektir. Adayların, mü- racaat formaları, doğum ve okul sertifikalan, iki resim ve öteki gerekli belgeyle 13-14 Al art’ta sabah saat 8.30 ile 13.00 arasında şali- sen Lefkoşa’da Baf Kapısın daki Savunma Bakanlığı As ker Kayıt Bürosuna baş- vurmlarıa gerekmektedir. ğlni bildirmişse de, savcı Tala- ridis, Cumhurbaşkanının böyle bir istida almadığını mahkeme nin dikkatini çekmiştir, öte yandan Rodostenus’un avukatı Panayodu Kakoyannl, müvekkilinin aleyhindeki esas- sız bütün davalara karşılık ve- rebilecek durumda olduğunu ileri sürmüş ve davaları görü- lünceye kadar kefaletle ser- best bırakılmalarını istemişse de savcının muhalefeti karşı- sında mahkeme bu talebi red- detmiştir. Birçok Satışa Çıkarılmakta Cemaat Meclisinin Bu Konuda Tedbir Alıp Almadığı Hususunda Meclis Başkanlığına Bir önerge Sunuldu . Türk Cemaat Meclisi Lefko- şa üyesi Hazım Remzi ilk Mec İla toplantısında cevaplandırıl- ması için aşağıdaki soru öner- gesini Meclis Başkanlığına göndermiştir. “Son zamanlarda hatırı sa- yılır derecede Türk emlâkinin, (bunlar meyanmda Arif Ata B'ey Çiftliğini de zikredebiliriz) satışa arzedildiğini üzülerek müşahede etmekteyz. Ada üze- rindeki hak ve hukukumuzu kısmen olsun mülkiyet esasla- rına istinat ettirirken, birinci Cihan harbini ve Lozan And- laşmosını müteakip yıllarda olduğu gibi ayni tempo ile bir- çok Türk malları yabancı un- sura satılacak, şu veya bu se- beple devredilecek olursa Ce- maat Meclisi olarak bu hail ön- leyecek tedbirler almamız ye- rinde olmaz mı? Muhterem ic- ra Hey’eti, Türk cemaatinin istikbalim kara ve tehlikeli bulutlarla gölgelemesi beliren bu durumu karşılamak için her hangi bir proje veya plâna sa- hip midir? ve bu durum mu- vacehesinde uzun vadeli bir top istikbalimizin garantisi bakı- rak politikası takip etmemiz mındaıı faydalı olmaz mı?” KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİNDEN İSTANBUL Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Bölgesinin Kongresi Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Bölgesi’nin yıllık ge- nel kurul toplantısı 5 Mart Pa zar gtinü Türkiye Millî Talebe Federasyonu merkezinde yapıl mıştır. , İstanbul’daki Kıbnslılann katıldıkları bu toplantıda ida- re kurulu ve mürakıplar ra- porları okunmuştur Söz alan hatipler idare Kurulunun ça- lışma’annı tatminkâr bulma- dıklarım, bir lokal açılması hu susunda hiçbir faaliyet göste- rilmediğini tenkit etmişlerdir. Üyelerin isteği üzerine 26 Şubat günü Ankara’da yapı- lan Merkez genel kurul toplan tısına iştirak eden Avukat Nev zat Karagll, Merkez idare Ku- rulunun Ankara’daki Kıbrıslı öğrencileri Derneğe üye kabul edilmediklerini, öğrencilerin her türlü taleplerinin reddedil- diğini, Dernek tahsisatının bir milyon lira üstünde olduğunu, bunun bir kısmının Kıbrısa gönderildiğini, fakat kontrolün ne şekilde İfa edildiğini halen bilmediğini, Kıbrıs - Ankara - İstanbul arasında bir münase- bet kurulmadığı sebebiyle Kıb ns İçin bir program hazırlan- madığından Türklerln zarar gördüklerinin münakaşa edildi- ğini anlatmış ve Kıbrıslı öğren çilerin Derneğe üye kaydedil- memeslni ve idare kuruluna alınmamalarını tenkit etmiştir Bil’ahare yapılan seçimler sonunda Başkanlığa Avukat Nevzat Karagll, Başkan Vekil- liğine Dr. Fikret Alkan, Sekre terliğe Avukat Kay<ı Gülboy, Muhasipliğe Muzaffer Sakıcı, Veznedarlığa öğrenci Hilmi Vıı rai Refik, Faal üyeliklere de Avukat Enver üayanç ve öğ- renci Erdoğan Malyalı seçil- mişlerdir. Mürakıpiiklere Münir Boşar, Şaklr Alav; Merkez .Temsilci- liklerine de Prof. Dr. Derviş Maniznde, Behçet Kemal Çağ- lar, Nevzat Karabil, öğrenci Özkan Haşan ve Nogay Turan 'seçilmişlerdir. Amerika’nn eski Başkanı Owight Eisenlıower uzun n yorucu bir askeri »e siyasi lıa yattan sonra dinlenme fırsatına kavuşmuş- tur. Bilindiği gibi eski Başkan mesleği icabı daima seyahat etmekte, bir eyaletten b ir eyalete ve bir memleketten diğer bir memlekete ¡öçetmekte, Iskat bir liırlii sahi 61 olduğu Pem ylm la, Cett/sturg'dakl rüya etine [Idememektertli. «esim, Clsenho- m ile Eşini rüya evlerinin öniir.de gösteriyor. Lefkoşa Türk Belediye Meclisi Başkanlığından 16 Şubat 1961 tarihinden itibaren 5 kasabada Türk "HEPSİ BİR OLSUN” Eski bir rahibe olan, 52 yaşındaki Ornella Brocchl, Berna'daki evinde, samimi arkadaş ve dost'an gayrı, herşeye sahip bulunan İnsanlara yardım ede bilmek düşüncesiyle, yeni bir topluluk meydana getirmeğe çalışmaktadır. Bu topluluk İnsanlar arasında yakınlaşma temin edecek, fakirlerin de, zenginlerin saadetlerinden istifade etmelerini sağlayacaktır. Brocchl, yeni grupuna, "Herkes bir olsun" ismini vermiştir Belediye Meclisleri kendi bölgelerinde Ve Türk Halkı ııa ta'tibik edilmek üzere ka- nunen tam yetki ve icra kuvveti kazanmış bulunur yorlar. Bu önemli haberi halkı- mıza müjdelerken, Meclisi mizin Cemaatımıza daha iyi hizmet etmeyi, bütün bele- diye işlerini yeniden esaslı bir sürette düzene koymayı ve Cemaatımızın şerefi ile mütenasip başarılar sağlama yı tasarlamaktadır. Belediyelerimiz için yeni bir devir açılıyor. Bu Cema atımız için sosyal bir dö- nüm noktasıdır. Tiırk Be- lediye Meclisleri işlerini ye ııiden esaslı bir sürette dü- zene koymaya girişirlerken halkımızın çandan desteği- ne ve işbirliğine güvenmek tedirler. Lefkoşa Ti'trk Belediye Meclisi, geçmişteki karanlık günlerde halkımızdan gör- müş olduğu destek ve işbir- liğini takdirle aıımalkta, ye- ni hamlelerini yaparken yi- ne asil halkamızın değerli işbirliğine güvenmekte ve ’inanmaktadır, (Devamı üçüncü sayfada) Türk Asktirleıi Kaymaklı ilkokulunu Ziyaret Edecek Küçük Kaymaklı ilk okulu ta- rafından yapılan davet üzerine 21 Mart Salı günü 15.30 da ballarında Subay As Subayla- rı olduğu halde 29 kişilik bir T.C. Kıbrıs Türk Kuvvetleri askerî grubu Küçük Kaymaklı ilk okulunu ziyaret edecektir. Okulda gösteriler yapcak ve millî marşlar çalacak olan as- kerlere, bir çay partisi de veri- lecektir. Stephen Spenderin Konferansı Tanınmış tngiliz şairi ve edebiyat münekkidi Mr. Step, hen Spender dUn aksam saat 6.30 da Lefkoşa’da. "Junior School”da “înglltz Şiirinin B\ı- günktl Durumu” üstüne ilgi çe- kici bir konferans vermiştir. Mr. Spender modern tngiliz şiirinin doğtujunda T.S. Eilot ile Ezra Pound’un ve daha genç kuşaklardan Çelil Day Lewis, W. H. Auden ve Loula MacNelce gibi şairlerin oyna- dığı rolü belirterek, Walter De L*a Mare’ın yazdığı rüya şi- irleri üzerinde durmuştur. T. S. Ellotun “Çorak Ülke" şiirinden ve Ezra Pound'un e- serlerinden parçalar okuyan konferansçı, genç tngiliz şair- lerinden de örnekler vermiştir. Halen Orta Doğu ülkelerin- de bir konferans gvzislnde bu- lunan Mr. Spender, Kıbnstan sonra Türklyeyt ziyaret ede- i çektir. ı Gürsel Meclis Toplantısını Takip Ederek Bir Konuşma Yaptı f ANKARA, 10: Türkiye Dev- let ve Hükümet Başkam Orge- neral Gürsel, dün ilk defa ola- rak Kurucu Meclisi ziyaret et- miş ve müzakereleri devlet Konferans Verilecek Kıbrıs Amerikan Akademik Cemiyeti’nin himayesinde 16 Mart, 1961 Perşembe günü öğ- leden sonra saat 6.30’da İngiliz Erkek Okulu’nda konferans verilecektir. “Birleşik Amerika ile Birle- şik Krallıkta Kıbnslılar İçin Yüksek Eğitim" konulu konfe- ransta, üçü Amerika’dan, üçd de İngiltere'den mezun olan altı Kıbrıslı konuşacaktır Konferans umum halka' açık olduğu gibi giriş ücreti de alınmıyacaktır. başkanlığı locasından takip et- tikten sonra meclise hitaıben bir konuşma yapmıştır. Gllnegiı veya pek aa bulutlu olacak, hava sı- caklığı dünküne nazaran a r. yttkselecektir. Rttzg&r lar, knzey doğu İle doğu arasında orta şiddette veya sertçe esecektir. Dün en yüksek hava sı- caklığı, 16 derece Uğrattı.

Her Gön 4 Sayfa F i a 1 1 5 M i I 11 B o z h u r tevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1961/Mart/... ·  · 2017-03-15Ortaköy’ün “Kumsal’1 diye bilinen mevkiinde

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Her Gön 4 Sayfa F i a 1 1 5 M i I 11 B o z h u r tevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1961/Mart/... ·  · 2017-03-15Ortaköy’ün “Kumsal’1 diye bilinen mevkiinde

Cumartesi11

M A R T1961

\AC ÎAYISAL ORTAM A A K T A R ILM IŞ T IR

« m _________ w

B o z h u r tG Ü N L Ü K M Ü S T A K İ L Sİ Y A S t G A Z E T E

H e r G ö n 4 Sayfa F i a 1 1 1 5 M i I

SAYI : 1758 Y IL : 10>1 ürlür v* İm tiyaz Hafalltl j C K M A I. T O A A N \ d rev (Jlrııo Caddesi, l.MflıOH» - K ılın *

T e lg ra f: "B O Z K U H T ” —P.K . 8*4 Te l: *»51 Dizilin Kanıldı*! Y e r : "ROZKT7KT H a n ın ı« !“

Teknik üniversite Haftası azar Günü Törenle Açılacak

AFTAYA K ATILACAK Ö LAİT p ROFESÖRLER HEYETİ BAS- ANI PROF. LUTFULLAH ULUH AN DÜN A D A Y A VASIL OLDUProfesörler Radyoda ve Televizyonda da Konferanslar Verecekanbul Teknik Üniversite­

ce mensup 13 öğretim üyesi- n de katılacağı “Teknik Üni- rsite Haftası” Pazar günü t 10.00 da Lefkoşa Lisesin- yapılacak bir törenle açıla- -tır.17 Mart gününe kadar de-

edecek olan Teknik Ünd- rsite Haftası içinde İstanbul n gelecek olan öğretim üye- ri muhtelif konularda konfe- nslar vereceklerdir.Üniversite atmosferini toplu­cun ayağına getirmek, pratik

ada çalışmakta olan teknik (emanlarla görülmek ve çeşit [teknik konularda halka bilgi ¡»rmek amacıyla tertip edilen

eknik Üniversite Haftası” Münasebetiyle Lefkoşa Lisesin

bir de sergi açılacaktır.[ İstanbul Teknik tJniversitesi-

mensup profesörler bu haf- içinde radyo ve televizyonda muhtelif konferanslar vere-

rklerdir.PROFESÖRLER HEYETİ

BAŞKANI GELDİf,Teknik Üniversite Haftasına

tılacak olan İstanbul Teknik niversitesi Profesörler Heye- Başkam ve İstanbul Teknik ûversitesi Makine Fakültesi

ekanı Prof. Lutfullah Ulukan ün uçakla Lefko.şaya gelmiş-

Diğer profesörlerin bugün brısa gelmeleri beklenmek- J,r.Profesör Lutfullah Ulukan -fkoşada Yıldız Oteü’nde ga- etecilere verdiği demeçte Tek ik Üniversite Haftasının bu efa Kıbrısta yapılmasından uyduğu memnuniyeti ve Tür- lye dışında ilk defa böyle bir ‘afta" tertip edildiğini belir-

B O Z K U t

Türklere İndirilen DarbeBAKANLAR Kurulu, evvelki

gün yaptığı toplantı netl- ■ cesinde, Türk ve Rum Sos

yal Yardım Dairesini birleştir­mek ve tek bir Rum müdürün

resine bırakmak kararını ermekle Türk toplumuna en İr darbeyi indirmiş bulunu-

or. Bunun bir neticesi olarak, ‘ürkler Sosyal Yardım hiz­metlerinden lâyıkı veçhile fay- “ 'anaıııayacağı gibi, Sosyal ardını Dairesinde çalışan rk memurları da her bakım-

Ban mağdur bir duruma düşü­nüleceklerdir.

Bundan önce çeşitli vesile­lerle, Türk ve Rum Sosyal Yar ıın Dairelerinin birleştirilme­

sinde toplumlunuzun uğraya­cağı maddî ve manevî /.ar arla­rın bUyüklük derecesini tefer-

ntıyie belirtmiştik. Böyle ol­makla beraber, yetkili Rum hü kftnıet çevrelerinin bu hususta [ısrar etmeleri ve Türk ilgilile­rin de müsamahakâr bir politi­ka gütmeleri cidden üzüntüye

bir konudur.Hepimizin bildiği gibi Sos-

‘"ttl Yardım Daireleri, daha şlangıçta, yâni sömürge ida-

esi devrinde Türkler ve Bum- ,r için ayrı ayrı kurulmuşlar-

Fakat, dalıa sonra alınan kararla iki daire blrleştiril- bulunuyordu. İki dairenin

leşık olarak faaliyet göster- 1 süre içinde, bunun ne ka- r zararlı olduğu meydana ' mış ve Türklerle Rumların syal Yardım Daireleri tek- r ayrılmak zorunda kalının­dı. Şimdi bu iki dairenin

irieştlrllnıesiyle, bir kere da- yakin bir geçmişin tecrübe­

mle dönüleceği muhakkak-

^eytl kararlarla Radyo-Te- Jzyon, Enformasyon, Turizm fesi ve daha bir çok resmi liseseler kayıtsız şartsız n müdürlerinin hakimiyeti pa devredilirken, şimdi bun

bir de Sosyal Yardım Da­irinin eklenmesi, toplumu- N>n geleceği bakımından >n neticeler verecek mahl- |dlr. Halihazır ayrılmış da “in birleştirilmesi, ötekiler İldeki tek taraflı Rum hâ- Îetlnin devamını sağladık- “ftşka, Türk toplumunu atacaktır da..

BOZKURT

Pazar giinkii Teknik üniversite Haftasına katılacak olan İstanbul Teknik Üniversitesi Profesörler Heyeti Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Makine Fakültesi Dekanı Prof! Lutfullah Ulukan, Yıldız Oteli’ncle gazetecilere demeç verirken.

\ (Foto Bozkurt ■ BiLBAYI

terek demiştir ki:“İstanbul Teknik Üniversite­

sinin, Türkiye ile komşu mem­leketleri arasında kurulan “Kül tür Köprüsü”nde mütevazı bir vazife görmesinden şeref duyu

yoruz. Teknik Üniversite Haf­tasını bütün komşu memleket­lerde yapmak istiyoruz. Pek ta bii Türkiyenin Kıbrısla olan yakın alâkası, Türkiye dışında ilk haftama Kıbrısta yapılma-

0R TA K Ö Y VE DOLAYLARININ IŞIKSIZLIK DERDİ

8 Mart 1961 tarihli sayımız­da 'bir okurumuz Ortaköy’deki ışıksızlık derdi üzerinde dur­muş ve pek haklı olarak ilgili­leri vazifeye çağırmıştı. Işık­sızlık derdi, Ortaköy ve dolay­larının ilk nazarda dikkati çe­ken şikâyet konusudur. Orta­köy ve dolaylarında oturan öte ki okurlarımızın gazetemize gönderdikleri mektuplara ve yaptıkları müracaatlara göre bu çevrenin daha birçok derdi vardır.

Bunların başında Ortaköy Belediyesinin, belediye vergisi, sıhhat-ı umumiye vergisi gibi hususlarda birçok aileye nisbet siz vergiler koyarken, çöplerin kaldırılması, ışıkların tanzimi

ve bölgenin sıhhat durumu üze rinde gayet pasif davranması gelm,ektedir.

Ortaköy’ün “Kumsal’1 diye bilinen mevkiinde oturanlar da aynı durumda bulunduklarını, çöplerin ayda hir def’a hile a- ranmadığım, arandığı zaman da çöplerin çokluğundan şikâ­yet edildiğini, ışıkların kifayet siz olduğunu, elektriklerin bir gün yanarsa bir ay yanmadığı­nı, bölgedeki un fabrikasının fena bir koku saldığım bildir­mişlerdir.

Ortaköy ve dolaylarının sıh­hat durumu ile ilgili yetkilile­rin, vatandaşlarına karşı ge­reken alâkayı göstermeleri za­manı artık gelmiştir.

ısında büyük rol oynamıştır.Biz bu temasın bundan son­

ra daha yakın d-ğer temaslara bir 'başlangıç teşkil edeceği ümidindeyiz ”, Profesör Ulukan daha sonra halen İstanbul Teknik Üniver­sitesinde muhtelif yabancı memleketlere mensup 459 öğ- renc.nin tahsil gördüğünü, bun lardan 121’inin Yunanlı, 75 inin Kıbrıslı, 74’ünün Iranlı, 74 ünün Iraklı, 54’ünün Mısır ve Suriyeli, 73’ünün Ürdünlü, di­ğerlerinin de Lübnan, Milliyet­çi Çin, İtalya, Amerika, Libya, İsrail, Yugoslav ve Tibet uy­ruklu olduklarını söylemiştir.PROF U LU K AN ’IN BASIN

TOPLANTISI Teknik Üniversite Haftası mü nasebetiyle Kı,brısa gelmiş bu­lunan İstanbul Teknik Üniver­sitesi Makine Fakültesi Dekanı Prof. Lutfullah Ulukan bugün saat 12.00 de Yıldız otelinde bir basın toplantısı yapacaktır. Prof. Ulukan bu toplantıda Tek nik Üniversite haftası ile ilgili izahatta bulunacak ve gazete­cilerin muhtelif suallerini ce­vaplandıracaktır.

(Basın - Yayın)

Kıbrısm Müracaatı Pazar­tesi Günü incelenecek

K 0M M 0NVELT GEZİSİNDEN DÖNEN KRALİÇE TOPLANTIDA BİR KONUŞMA YAPTI

LONDRA, 10: İngiliz Ulus­lar Topluluğu Başbakanları, Kraliçe Elizabeth’in yaptığı ko nuşmadan sonra dün oturumla rina devam etmişse de Royter Haberler Ajansı, Kıbrıs’ın üye İlk için yapmış olduğu müraca­atın Pazartesi günkü oturumda ele alınacağını bildirmiştir.

Muhabirler Kıbrıs Cumhuri- yeti’nin müracaatinin kabul edileceğine muhakkak nazarıy la bakmaktadırlar.

Pakistan ve Hindlstana yap­tığı uzun bir yolculuktan yeni dönmüş bulunan İngiltere Kra­liçesi Elizabeth, tngiliz Uluslar Topluluğu Konferansından ön­ce yaptığı konuşma sırasında eski imparatorluk diye tavsif ettiği İngiliz Uluslar Toplulu­ğunun, bugün eşit ulusların meydana getirdiği hür bir top­luluk olduğunu bildirmiştir.

Elizabeth, Hindistan ve Pa­kistan’da gördüğü sıcak ka bulden sitayişle bahsetmiş ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Maka- rios ile tanışmak fırsatını bul-

Kıbrıs’a Bir Balıkçılık Uzmanı Geldi

Birleşmiş Milletler Balıkçılık Uzmanı Dr Vito Federa, Bir­leşmiş Milletler Vardım prog­ramı çerçevesinde Kıbns ba­lıkçılığını incelemek ve Kıbns hükümetine tavsiyelerde .bulun mak üzere önceki akşam ada­ya vasıl olmuştur.

duğu için memnun olduğunu kam Orgeneral Cemal Gürsel'i söyleyerek “geri dönerken Tür (görmek fırsatım elde ettim'’ kiye Devlet ve Hükümet Baş- \ demiştir.

KIBRIS TÜRKLERİNİN DEVLET HÂZİNESİNE YAPTIĞI BAĞIŞKıbrıs .Türk toplumunu» Ana­vatan Devlet Hâzinesine yap­tığı altın ve mücevherat -bağı­şı ikinci kısmının Türkiye Cum huriyeti Kıbrıs Büyükelçiliğine teslim edildiği biiüiriımektedr. Büyükelçi Bkselâns Emin Dir- vaııa tarafından dün bu husus­ta aşağıdaki bildiri yayımlan­mıştır : ı

“Kıbrıs Türk Cemaatı tara­fından Anavatan Devlet Hazî­nesine yapılan bağışın ikinci kısmını teşkil eden 381 adet Ai yan», 676 adet yüzük, 26 adet şövalye yüzük, 63 adet taşlı yü /.tik, 3 adet gümüş yüzük, 116 adet çift, 59 adet tek küpe, 148 İngiliz altını, 21 adet Osıııanlı altını, 40 adet Mahmudiye altı­nı, 5 adet Cumhuriyet altını, 87 adet urublye altım, 1 adet Mecidiye altını, 56 adet bilezik, 12 adet gerdanlık, 3 adet kol saati, 2 adet altın saat, 2 adet 80'lik altın, 12 adet yürek, 1 zincirli yürek, 66 adet altın diş 3 çift altın kol düğmesi, 1 adet altın yaka düğmesi, 2 adet İğ­ne, 1 adet Maşallah, 1 adet gü­müş köstek, 1 adet gümüş sa­at, 2 adet gümüş bilezik, 1 adet pl&tln alyans, 150 adet muhte­lif altın eşya, külçe altın (62

“ ~ İ

EFKOŞA TÜRK BANKASISIZIN KENDİ BANKANIZDIR

Siz de Paranızı LEFKOŞA TÜRK BANKASINA yatırınız. Unutmayınız ki para evde kalırsa HIRSIZ, fakat LEFKOŞA

İRK BANKASPNA yatırılırsa en yüksek FAtZ getirir.P*!-* !..«* -*- -*- -*- -*•_ ^ -*• ı«i ** ■o»'**1.1* ‘•y 1** ** ***

gram; 2.5 dirhem ve bir mik­tar) ve 91 Kıbrıs lirası Sayın Cumhurbaşkan Muavini Dr. Fa zil Küçük tarafından Büyükel­çiliğimize teslim edilmiştir.

Lefkoşa, 9 Mart, 1961.Büyükelçi

(E M İN D iR V A N A )"

Rodostenus Tabanca İçin İzin İstemişmıydi ?

SAVCI TALARİDİS CUM HURBAŞKANININ BÖYLE BİR İSTİDA ALM AD IĞ IN I BELİRTTİ

Para Sızdırma Dâvası Ağır Ceza Mahkemesine Havale EdildiLeymosunda Efstathios Kir-

yaku’dan tehditle £4000 almak­tan sanık Rum meb’us Lefkioa Rodostenus ile Andreas Müş­taka, dünkü duruşmalarından sonra 17 Nisan tarihinde Ley­in osunda oturumlarına başlaya cak olan ağır ceza mahkeme­sine havale edilmişlerdir.

Mahkeme, daha sonra ta­sarrufunda bir tabanca ve kur­şun bulundurmaktan sanık Ro dostenus aleyhindeki davanın İncelenmesine geçmiştir. Bu dâvanın incelenmesi sırasında polis, samğin hayatının tehli­kede olması dolayısıyla taban-

j ca bulundurduğunu ve İzni ol­mamakla .beraber kendisine izin verilmesi için Cumhurbaş­kanına başvurduğunu belirtti-

Âsker Kaydına Devam EdiliyorSavunma Bakanlığınıti

açıkladığına göre Mağusa ve Lârnaka kazalaı-ı ı>;in ¡ıs ker kaydı, dün sona ermiş ve 338’i Tiink1 ve 386’sı Rum olnıak üzere 724 kişi müra­caat emiştir.

13 - 14 Mart tarihlerinde LeymosUn kazasında otu­ranlardan müracaat kabııl edilecektir. Adayların, mü­racaat formaları, doğum ve okul sertifikalan, iki resim ve öteki gerekli belgeyle 1 3 -1 4 Al art’ta sabah saat 8.30 ile 13.00 arasında şali­sen Lefkoşa’da Baf Kapısın daki Savunma Bakanlığı As ker Kayıt Bürosuna baş- vurmlarıa gerekmektedir.

ğlni bildirmişse de, savcı Tala- ridis, Cumhurbaşkanının böyle bir istida almadığını mahkeme nin dikkatini çekmiştir,

öte yandan Rodostenus’un

avukatı Panayodu Kakoyannl, müvekkilinin aleyhindeki esas­sız bütün davalara karşılık ve­rebilecek durumda olduğunu ileri sürmüş ve davaları görü-

lünceye kadar kefaletle ser­best bırakılmalarını istemişse de savcının muhalefeti karşı­sında mahkeme bu talebi red­detmiştir.

BirçokSatışa Çıkarılmakta

Cemaat Meclisinin Bu Konuda Tedbir Alıp Almadığı Hususunda Meclis Başkanlığına Bir önerge Sunuldu

. Türk Cemaat Meclisi Lefko­şa üyesi Hazım Remzi ilk Mec İla toplantısında cevaplandırıl­ması için aşağıdaki soru öner­gesini Meclis Başkanlığına göndermiştir.

“Son zamanlarda hatırı sa­yılır derecede Türk emlâkinin, (bunlar meyanmda Arif Ata B'ey Çiftliğini de zikredebiliriz) satışa arzedildiğini üzülerek müşahede etmekteyz. Ada üze­rindeki hak ve hukukumuzu kısmen olsun mülkiyet esasla­rına istinat ettirirken, birinci Cihan harbini ve Lozan And- laşmosını müteakip yıllarda olduğu gibi ayni tempo ile bir­çok Türk malları yabancı un­sura satılacak, şu veya bu se­beple devredilecek olursa Ce­maat Meclisi olarak bu hail ön­leyecek tedbirler almamız ye­rinde olmaz mı? Muhterem ic­ra Hey’eti, Türk cemaatinin istikbalim kara ve tehlikeli bulutlarla gölgelemesi beliren bu durumu karşılamak için her hangi bir proje veya plâna sa­hip midir? ve bu durum mu­

vacehesinde uzun vadeli bir top istikbalimizin garantisi bakı- rak politikası takip etmemiz mındaıı faydalı olmaz mı?”

KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİNDEN

İSTANBUL

Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Bölgesinin Kongresi

Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Bölgesi’nin yıllık ge­nel kurul toplantısı 5 Mart Pa zar gtinü Türkiye Millî Talebe Federasyonu merkezinde yapıl mıştır. ,

İstanbul’daki Kıbnslılann katıldıkları bu toplantıda ida­re kurulu ve mürakıplar ra­porları okunmuştur Söz alan hatipler idare Kurulunun ça- lışma’annı tatminkâr bulma­dıklarım, bir lokal açılması hu susunda hiçbir faaliyet göste­rilmediğini tenkit etmişlerdir.

Üyelerin isteği üzerine 26 Şubat günü Ankara’da yapı­

lan Merkez genel kurul toplan tısına iştirak eden Avukat Nev zat Karagll, Merkez idare Ku­rulunun Ankara’daki Kıbrıslı öğrencileri Derneğe üye kabul edilmediklerini, öğrencilerin her türlü taleplerinin reddedil­diğini, Dernek tahsisatının bir milyon lira üstünde olduğunu, bunun bir kısmının Kıbrısa gönderildiğini, fakat kontrolün ne şekilde İfa edildiğini halen bilmediğini, Kıbrıs - Ankara - İstanbul arasında bir münase­bet kurulmadığı sebebiyle Kıb ns İçin bir program hazırlan­madığından Türklerln zarar gördüklerinin münakaşa edildi­ğini anlatmış ve Kıbrıslı öğren çilerin Derneğe üye kaydedil- memeslni ve idare kuruluna alınmamalarını tenkit etmiştir

Bil’ahare yapılan seçimler sonunda Başkanlığa Avukat Nevzat Karagll, Başkan Vekil­liğine Dr. Fikret Alkan, Sekre terliğe Avukat Kay<ı Gülboy, Muhasipliğe Muzaffer Sakıcı, Veznedarlığa öğrenci Hilmi Vıı rai Refik, Faal üyeliklere de Avukat Enver üayanç ve öğ­renci Erdoğan Malyalı seçil­mişlerdir.

Mürakıpiiklere Münir Boşar, Şaklr Alav; Merkez .Temsilci­liklerine de Prof. Dr. Derviş Maniznde, Behçet Kemal Çağ­lar, Nevzat Karabil, öğrenci Özkan Haşan ve Nogay Turan 'seçilmişlerdir.

Amerika’nn eski Başkanı Owight Eisenlıower uzun n yorucu bir askeri »e siyasi lıa yattan sonra dinlenme fırsatına kavuşmuş­tur. Bilindiği gibi eski Başkan mesleği icab ı daima seyahat etmekte, b ir eyaletten b ir eyalete ve bir memleketten diğer bir memlekete ¡öçetmekte, Iskat b ir liır lii sahi 61 olduğu P e m y lm la , Cett/sturg'dakl rüya etine [Idememektertli. «esim, Clsenho-

m ile Eşini rüya evlerinin öniir.de gösteriyor.

Lefkoşa Türk Belediye Meclisi Başkanlığından

16 Şubat 1961 tarihinden itibaren 5 kasabada Türk

"HEPSİ BİR OLSUN” Eski bir rahibe olan, 52 yaşındaki Ornella Brocchl, Berna'daki evinde, samimi arkadaş ve dost'an gayrı, herşeye sahip bulunan İnsanlara yardım ede bilmek düşüncesiyle, yeni b ir topluluk meydana getirmeğe çalışmaktadır. Bu topluluk İnsanlar arasında yakınlaşma temin edecek, fakirlerin de, zenginlerin saadetlerinden istifade etmelerini sağlayacaktır. Brocchl, yeni grupuna, "Herkes b ir olsun" ismini

verm iştir

Belediye Meclisleri kendi bölgelerinde Ve Türk Halkı ııa ta'tibik edilmek üzere ka­nunen tam yetki ve icra kuvveti kazanmış bulunur yorlar.

Bu önemli haberi halkı­mıza müjdelerken, Meclisi mizin Cemaatımıza daha iyi hizmet etmeyi, bütün bele­diye işlerini yeniden esaslı bir sürette düzene koymayı ve Cemaatımızın şerefi ile mütenasip başarılar sağlama yı tasarlamaktadır.

Belediyelerimiz için yeni bir devir açılıyor. Bu Cema atımız için sosyal bir dö­nüm noktasıdır. Tiırk Be­lediye Meclisleri işlerini ye ııiden esaslı bir sürette dü­zene koymaya girişirlerken halkımızın çandan desteği­ne ve işbirliğine güvenmek tedirler.

Lefkoşa Ti'trk Belediye Meclisi, geçmişteki karanlık günlerde halkımızdan gör­müş olduğu destek ve işbir­liğini takdirle aıımalkta, ye­ni hamlelerini yaparken yi­ne asil halkamızın değerli işbirliğine güvenmekte ve ’inanmaktadır,

(Devamı üçüncü sayfada)

Türk Asktirleıi Kaymaklı ilkokulunu

Ziyaret EdecekKüçük Kaymaklı ilk okulu ta­rafından yapılan davet üzerine 21 Mart Salı günü 15.30 da ballarında Subay As Subayla­rı olduğu halde 29 kişilik bir T.C. Kıbrıs Türk Kuvvetleri askerî grubu Küçük Kaymaklı ilk okulunu ziyaret edecektir.

Okulda gösteriler yapcak ve millî marşlar çalacak olan as­kerlere, bir çay partisi de veri­lecektir.

Stephen Spenderin Konferansı

Tanınmış tngiliz şairi ve edebiyat münekkidi Mr. Step, hen Spender d Un aksam saat 6.30 da Lefkoşa’da. "Junior School”da “înglltz Şiirinin B\ı- günktl Durumu” üstüne ilgi çe­kici bir konferans vermiştir.

Mr. Spender modern tngiliz şiirinin doğtujunda T.S. Eilot ile Ezra Pound’un ve daha genç kuşaklardan Çelil Day Lewis, W. H. Auden ve Loula MacNelce gibi şairlerin oyna­dığı rolü belirterek, Walter De L*a Mare’ın yazdığı rüya şi­irleri üzerinde durmuştur.

T. S. Ellotun “Çorak Ülke" şiirinden ve Ezra Pound'un e- serlerinden parçalar okuyan konferansçı, genç tngiliz şair­

lerinden de örnekler vermiştir.Halen Orta Doğu ülkelerin­

de bir konferans gvzislnde bu­lunan Mr. Spender, Kıbnstan sonra Türklyeyt ziyaret ede-

i çektir. ı

Gürsel Meclis Toplantısını Takip Ederek Bir Konuşma Yaptı f

ANKARA, 10: Türkiye Dev­let ve Hükümet Başkam Orge­neral Gürsel, dün ilk defa ola­rak Kurucu Meclisi ziyaret et­miş ve müzakereleri devlet

Konferans VerilecekKıbrıs Amerikan Akademik

Cemiyeti’nin himayesinde 16 Mart, 1961 Perşembe günü öğ­leden sonra saat 6.30’da İngiliz Erkek Okulu’nda konferans verilecektir.

“Birleşik Amerika ile Birle­şik Krallıkta Kıbnslılar İçin Yüksek Eğitim" konulu konfe­ransta, üçü Amerika’dan, üçd de İngiltere'den mezun olan altı Kıbrıslı konuşacaktır

Konferans umum halka' açık olduğu gibi giriş ücreti de alınmıyacaktır.

başkanlığı locasından takip et­tikten sonra meclise hitaıben bir konuşma yapmıştır.

Gllnegiı veya pek aa bulutlu olacak, hava sı­caklığı dünküne nazaran ar. yttkselecektir. Rttzg&r lar, knzey doğu İle doğu arasında orta şiddette veya sertçe esecektir. Dün en yüksek hava sı­caklığı, 16 derece Uğrattı.

Page 2: Her Gön 4 Sayfa F i a 1 1 5 M i I 11 B o z h u r tevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1961/Mart/... ·  · 2017-03-15Ortaköy’ün “Kumsal’1 diye bilinen mevkiinde

SAYFA S ( I 1 0 2 K Ü K X )----------------------------------------- - M AA 'uKraliçe Elizabeth’in hususî doktoru Lord Evans’ın dünya*la »* d e fa boğaz ameliyatından sonra tatbik ettiği elektronik 8 sevimli yıldız Elizabeth Taylor’un hayatını dev am ettırn or.

LİZ ÖLÜMLE PENÇELEŞİYOR!Nadir görülen bir hastalığın pençesine düşen Liz’in n e k a h e t i

bir yıl sürecek

A K İS L E R :

ÜÇ BÜYÜK TEHLİKEOSMAN TÜRKAY

Ktbrts, üç büyük tehlike karşısında bulunmaktadır.. Bunlardan biri ve en başta geleni, Rus gayretleriyle adanın komünistleştirilmesi ve netice itibariyle Sovyet nüfuzu altına düşürülmesidir. Diğer tehlike ise, eski Eoka lideri Gene­ral Grivas’m harekete geçirmekte oldu-

Ş ğu Zürih aleyhtarı şer kuvvetlerinin gün­den güne faaliyetlerini artırarak rejime karşı buhranlı bir durum yaratmalarıdır.

Üçüncü tehlike herkesçe malûmdur. Sahte bir muhalefet kisvesine bürünerek hazan şövenist, bazan süper-millici ve bazan da demagojik bir tavırla her iyi

| hareketi baltalayan; üstelik rejime, ana- ’** yasaya, anlaşmalara, Kıbrıs Cumhuriye­

tinin dostlan ile müttefiklerine saldıran Demokratik Birlik Partisi ve bu partinin nesir organı olan “Etniki” gazetesinin yıkıcı tutumunu bilmiyen var mıdır?

Evet, Kıbnstaki Rum solcuları, Snvuet Rvsuanın kanatları altına sığına­rak durumlarım her bakımdan takviye etmek istedikleri gfbi, Adayı baştanbaşa komütnisri’estirmek emelleri peşinde de kokmaktadırlar. Diğer taraftan, Grivas'm bnrr>ltPtp getrdi/fi ser kuvvetleri ise anlatmaları bozmak ve Kibrısa tedhişi ctorî prtirmek nm.or.ma hizmet etmekte­dirler. Bu. diğeri aihi. kesindir.

Kibrisin karşılaştığı iki tehlike ile ilgili durum, sünheue mahal bırakmı- " acak b'r seklide audınlık olmakla bera­ber: muhalif Demokratik BirVk Partisi de nesir organının hizmet ettiği esas ga- ue mer'h''ldür. Gerri bu varti mensupla­rı kendilerini 7,iirih aleuhtarı ve F,no sis +n*-nftnrl/ın olamk göstermektedirler. Fakat. ıd'">lararan. Kıbrıs anlaşmaları­nın imr.alnnmastndnn kısa bir zaman vnnrrı. h'i nrtrfinin liderleri, în a*Vz Sö- mürrrp irtnrrotni ba&ımsızlik resmine ter /'•b belirtmişler ve hatta cesit-V ııeetlpjnrje Kıbrıs halHarı aracında e i z -

hir rpiprnndıtra uanılmnsi fikrini ileri oUrmit-f/rr/ff, flittin rntfmen, pene aunı Pnr+i 1'r1nrl'’rlndpv bnrtlnrı; sobene Yfrta rli'*fnnJnn rlpfHl inin t hntı dimıtnvmdanrtn t-pc+fl'Tnr'n l crn~ lrr!’n i Rııtnrflıı/i

nrddnmıvlnrdf. Demrikrntik Pnr*1<Jn1n. brbiruTe tnbnn faba-

n n fp rrn 't favtrtf p jp n h u lir i çU ınvnt n e ik - 1 n™nrvryJnn Tıfi rrîtnn V n ^ n r 7 '" ır '] j nn lncrna

b*r nrtlp^mfjtıı 1m~nTnunr) Bn&nivknbos f "Yıınnrt biiZ-Amptl Ti'ırlrtıtp de

Jnb!7 V iTıvıoTn h/»-f *7, rnı'i+tpf'T'Tprı pffır bf'J- /'"mT/Tffl mnnt~ ’Purtıınlfj bern-Tır** Tut Prtrfi ppi'trnTort f^r'.»n/T<*,t dpftpTrİP-

m zjor tı„ dostluklarım devam0+ftrmJ.ffjprffîf.

Acaba bunun sebebi nedir? Kıbrıs için beliren bu üç büyük tehlike karşısın da Makarios’u destekleyen Vatan Cephe­si nasıl bir siyaset gütmektedir?

öyle anlaşılıyor ki Rum Vatan Cephe si de parçalanmış bulunuyor. General Grivas’tn menfi propagandası bu Cephe­yi de kökünden sarsmış gibi görünmek­tedir.

Biz, Rum vatandaşlarımızın böyle feci bir şekilde parçalanmalarını pek ta- | biî olarak arzu etmiyoruz. Çünkü bunun •{• neticesi olarak meydana gelen durum Ş memleketin barışı, refahı ve kalkınması Ş için en büyük tehlikeyi teşkil etmektedir. Y Bütün bunlara ek olarak şurasını da be- v lirtmeliyiz ki, bu karışık durumdan isti- £ fade sağlayan tek taraf solculardır. Suni Ş bir barış perdesi arkasında toplanan sol- t** cular; her bakımdan diledikleri gibi ha- % zırlanmak ve kuvvet kazanmak imkânla-

sahip bulunmaktadırlar. Adadarinakuvvetli bir diplomatik servis kuran Sov­yet Rusya da, onlara her yardımı yap­maya hazırlanmaktadır.

YAT, AN CİNİN MUMU...Türkçede “yalancının mumu yatsıya

kadar yanar’ diye bir ata sözü vardır. “Etniki” gazetesi herhalde bu mumun yanışını sabaha kadar uzatmak yönünde yeni bir yakıt icat etmiş olacak ki, yalan kampanyasında ayak diremektedir. Ne var ki, karpuz kabuğundan olan eşeğin, ölümü de sudan olurmuş! İşte bu nokta­ya bir mim koymak lazım..

Bu gazete, dünkü sayısında Bozkurt’a çatmak istemiş; fakat herhangi bir konu bulamamış; en sonunda bir yalan uydur­muş ve bunun üzerine gazetemize saldır m ıştır.

Bozkurt, General Grivas’a küfretmişl Bu saygısızlıkmış, kötülükmüş, nankör­lükmüş!..

Pek iyi ama, “Etniki” gazetesinin bu garazkârane hücumlarına maruz kal­mak için ne gibi bir suç işlemişiz? İşte asıl önemli olan konu da budur.

Bozkurt evvelki günkü yazısında; Gri vas’tan bahsederken, eski Eoka liderinin *s‘ Zürih anlaşması aleyhinde sarfedeceği her gayrette Türkiyeyi karsısında bula- **• cağını yazmış ve şunları eklemiş: " Eğer Grivas kendini Büyük İskender olarak te haıımil ediyorsa, rüyalar içinde yüzen bir ütopyenden başka birşey değildir!’’

Zürih anlaşması aleyhindeki tutumu dolayısıyle şimdiye kadar birçok vesileler le General Grivas’ı ciddî surette tenkid ettiğimiz muhakkaktır. Fakat, “Elniki” gazetesinin bahis konusu ettiği cümleleri bizim yazmadığımızı kat’iyetle belirtebi­liriz. Gerek evvelki günkü, gerekse daha evvelki günlerdeki sayılarımızı dikkatlı- ca tedkik ettiğimiz halde, yazılarımız ara smcla bu gibi cümlelerin mevcut olduğu nu göremedik. Acaba, “Etniki” gazetesi­nin yazan gözlüklerini iyice takıp gazete mizae bize bu satırları gösterebilir mi?

Hoş, söz konusu ettiği satırlarda da güce gidecek hakaret unsurları da yoktu ya! Fakat, mademki bu kadar alınmıştır o halde göstersin bize bu hakaretamiz satırları...

Yalandan vesile yaratıp başkalarına çatmak basın ahlâkına aykırı bir tutum­dur. Bu husus muhalif Rum refikimizin kulağının pırla'nta küpesi olmalıdır!

O <%♦ W »:"5 lW ^ W lO‘>X «>>lX "K “X "î"W

AVCININ BORAZANIArtık tecrübelerimden bili­

yorum, bütün diğer narin de­rili ve ince kemikli kedi fasi­lesinde olduğu gibi bir parsı da bir vuruşta yere serebilir­siniz. Gene biliyorum ki, ger gedanla fili, yüzlerine ateş ettiğiniz takdirde, gene der­hal öldürebilmeniz kabildir. Fakat bu yaban öküzü bil­hassa yaralanmışı.. Afrika ma mulâtmın en sağlam bir ma­lıdır. çünkü o aldığı kurşunu hazmeder ve gene üzerinize gelmekte devam eder. Onu öldürmemiz, onu cesaretlen­dirmeniz demektir.

Düşüncelerimin ortasında, saklandığım çalıların tepesin­den, bir öküzün hain hain baktığını gördüm. Bağırdı “Girravvfr Ayağa kalktım. Tam o sırada sürünün başı olan boğa silkindi ve yaklaş­tı. Kırbacı indirdim. Düştü. Fakat hemen kalktı. Tetiği çektim, patlamadı sıkışmıştı. Arkasından tekrar çektim. Harry de ateş etmişti. Boğa tekrar düştü. Gene kalktı. Bu sefer kaçmaya başladı. Şimdi bütün sürü en vahşi seslerle çılgınlar gibi kaçıyordu. Harry:

“Onu yuduğunuzdan şüp­he etmeyiniz” dedi. “Haydi şimdi birer sigara içelim, son ra peşnden gidip ölüsünü ara rız.’ ’

Bu konuşma, bana verdiği kıvmeti ifadeye kâfiydi. Tü­feklerimizin üstünden, ağaç dallarını kaldırdıktan sonra, çalılığa da'dık. Adam ve Ki- dogo, yerdeki taze kan dam­lalarını takip ederek önden ifidivoflardı.. Maksatları, her han iri bir istikametten çıka­cak olan yaralı öküzden beni korumaktı. Iiavvan hiç de akıllı hareket etmemiş, ken-

6

dişine, münasip bir ağaç altı seçip yatacağına yoluna de­vam etmişti.

Lâlettayin bir korkunun, hakiki bir korkudan ne ka­dar farklı olduğunu ancak şimdi anlıyordum. Bu yaralı öküzü tam 3 saat aradık, ne bu üç saat zarfında ben tepe den tırnağa sinir kesildim.

Onu, ölü olarak bulduk. Benim ve Harry’nin attığı­mız kurşunlar kalbinin alt tarafını parçaladığı halde üç saat içinde tam üç mil mesa­fe katetmişti. Ne korkunç bir kuvvet..!

Kiteti’de geçirdiğimiz son gün karma karışık hâdiseler­le doldu.. Evvelâ, lıarikulâde güzel bir eheetah, (yarı köpe ğe, yarı kediye benziyen ve ihtiyaç hissettiği vakit saatte 75 mil koşan bir hayvan) son­ra düz boyunlu bir Afrika ceylanı vurmuştum. Derken, çocuklar, kamp edevatımızı toplayıp kaldırmağa başladık ları sırada Harry ye:

"Buralara heniiz veda et­mek istemiyorum dedim. “Gelin iki saatlik bir gezinti daha yapalım.”

Sözlerimi hararetle karşıla­dı “Hakikaten muhakkak siz bir de yaban eşeği v ıırmalısı- nız” diye mukabele etti.. Hem siz, derilerini arkadaş­larınıza götürürsünüz, hem çocuklar, yolunuz l>oyunca biraz taze et bulmuş olur.”

Şimdi, artık gayet iyi tanı­dığımız bu arazide son defa arabamızı sürüyorduk.

“Yaban eşeği..*Başımı çevirdiğim vakit,

sürüsünün arkasında hayta­lar gibi koşan bir katırla kar­şılaştım.

Saniye kaybetmeden Teep’ den atlıyarak nişan aldım.

Birden sendeledi, sonra bü­tün bir hızla dört nala koş­mağa başladı. Gayet iyi bili­yordum, kalbinden vuruldu­ğu takdirde, onu takriben 4550 metre koşarak takip ede cek, sonra yetiştiğimizde ölü süııü bulacaktık.

Tahminim gibi, mevzuu bahis olan mesafenin sonun­da birdenbire sanki birisi, beynine bir balta indirmişee- sine yere yuvarlanıverdi. Yanma yaklaştık.

Kesilmiş boynuyle, vurul­muş kalbiyle bu yaban eşeği artık derisi yüzülecek bir va­ziyette idi. Fakat birisi kedi sine, öldüğünü söylemeyi unutmuştu. Yerden kalkarak adamlardan birini 200 adım öteye fırlattı. Uzun bacakla- rıyle koşarak bana ve Sely’- ye saldırdı.. Harry, Jeep’in kapısına, ben çamurluğuna dayanmıştık.

O andaki manzarasını gör mek müthiş bir şeydi - kan­lar içerisinde.. Kudurumş.. Bütün vahşetiyle, o korkunç sesleri çıkaran ağzından gö­rünen bir ısırışta bütün bir kolunuzu kökünden koparma ya muktedir, sarı, kocaman canavar dişler. Bir vuruşta beyninizi yok edecek kuvvet te çifteleriyle tozu dumana katan tepişmeleri. Şimdi Sel- by’yi otomobille arasına sı­kıştırmış, durmadan kuyruğu ile dövüyor, ayaklarıyle vu­ruyordu.

Elektriklenmiş gibi yerim­den fırlyarak, Jeep’in arka tarafından içine atlayıp silâ­hıma sarıldım ve kudurmuş eşeğin damağına nişan al­dım.. Bu sefer hakikaten öl­müştü ve Selby’nin üzerine düşerken onu tekerleklerin

Devamı üçiincti sayfada

a ı ı i f i ı i f i ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı t ı ı ı ı ı ı ı ı t ıu ı ı ı ı t ı ın ----- j

Eddie Fisher müthiş bir şok tesiri altında kalmıştı. L/ok- torlar kendisine Liz’in belk de bir saat kadar yaşayabi­

leceğini söylemişlerdi. Eddie Fisher ne yapacağını, ne söıyliyeceğini şaşırmıştı. Birdenbire yıkılmış bir aşkın iize rinc kurduğu yeni hayatın tehlike karşısında olduğunu

anlamıştı. Wlüm U z ’i tehdit ediyordu !.Q ın ın ıs ıı ı ıı ı ı ı ı ı ım ııı ı iâ i| ım ım ın

-E

O dakikadan sonra Eddie Fisher bir dakika olsun Liz’ in başından ayrılmadı, lîir an olsun dua etmekten geri kalmadı. Ancak tehlike nis- beten geçtikten sonra derin bir nefes alarak: “ŞimdiLiz’in benim için ne demek olduğunu daha iyi anlıyo­rum. Onu kaybedeceğimi ba na söyledikleri an neler his­settiğimi hiçbir zaman anla­tamayacağım. Bir nevi iş­kence gibi bir şeydi. Her ge çen dakika zihnimi harap edîyor, dağlıyordu..

Llz, hayatını pembe görüyor du. Fakat mes’ut olmak için herzeye sahip olduğu halde kendis!nde eksik bir şey vardı: Liz, bunu daima hissetmiştir. Bunu: “Kötü bir talih beni ta­kip ediyor” diye ifade etmiştir.

— “Ama şim,di artık tehlike­nin geçtiğini anlıyorum ve ¡bir­az daha rahat nefes alabiliyo­rum,, dedi.

Hakikaten de tehlike nisbe- ten geçt'ğini anlıyorum ve bi­raz dahasi kadar büvük değil­di. Liz,in Jıayatı kurtulmuştu, ama henüz tamamen iyi olmuş sayılmazdı ve klinlğlr verdiği rnt>or büyük bir ihtiyat tavsiye ediyordu.

KRALtOF.NtN DOKTORU KURTARDILiz’in durumu hakkında ve­

rilen bu sıhhat bülteni, genç kadına elektronik bir ciğer [ takıldıktan sonra hazırlanmış­tı. Liz zatürrieye yakalanmıştı, i tstafilokoklar sağ ciğere musal! lat olmuşlardı. Bu hal, gripten sonra nadiren görülen bir ihti- lâttır. Aynı zamanda hemen hemen daima ölümle neticele­nen vakalardandır. Liz,, ancak Kraliçe Elizabeth'in hususî dok toru Lord Evans’ın tavsiyesi üzerine getirilen elektronik ciğer sayesinde kurtulmuştur.

BİRAZ GECİKMİŞ OLSAYDI!

Elizabeth .Taylor’un nefes ala bilmesi için genç kadına “Tra- şetomi” adı verilen bir ameli­yat yapılmış ve nefes borusu açılarak elektronik ciğerin ucu sokulmuştur. Bu cihaz, dünya­da ilk defa olarak bu vakada tatbik edilmiştir.. Cihaz, klini­ğe aıCil bir şekilde, son dakika da ve düdüğünü öttüre öttüre son süratle gelen bir . can kurtaran arabası ile getirtil­mişti. Biraz daha gecikmiş ol­saydı Liz belki de kurtulamı- yacaktı

YENİ CİHAZ SAYESİNDE Elektronik akciğer, Londra

civarında Barnet hastahanesin de çalışan iki doktorun . bir buluşudur. Bu cihaz akümüla­törlerle çalışmakta ve Barnet vantilatörleri denilen vantila­törler vasıtası ile nefes almak­ta güçlük çeken bir hastaya oksijen verebilmektedir. Aynı zamanda bu cihaz anestezi de tatbik edebilmektedir.. Bu ci­ğerin çelik ciğerden üstünlüğü hastaya kımıldamak imkanı m vermesidir.

Elizabeth Taylor 5 Martı 6 Marta bağlayan gece içinde yarı koma halinde yatmış ve 3 üncü gecedir bir dakika ol - sun uyumadan başucunda bek­leyen Eddie Fisher ile ancak birkaç kelime konuşabilmekte­dir. Genç kadına altı doktor bakmakta ve ayrıca odada has tabakıcı bulundurulmaktadır.

ELIZABETH TAYLOR

ölüme karşı olan mücadelesin­den son derece zayıf olarak çıkan Liz için şimdi bütün me­sele dayanabilmektedir. ,

KLEOPATRA NE ZAM ANÇEVRİLECEK îMütehassıslar bu hastalığın

yıldızı çok yıprattığını söyle­mişlerdir. Daha on gün Liz’in klinikte kalacağı ve nekahet devresinin bir sene kadar süre ceği tahmin edilmektedir. Liz’­in çevirmesi kararlaştırılmış olan Kleopatra filmi böylece bir sene tehir edilecektir. Zira filmi çeviren Spiros Skuras fil­mi başka bir yıldıza çevirtmek niyetinde olmadığını belirtmiş ve icap ederse bir sene bekli- yeceğini açıklamıştır. ,

Elizabeth Taylor’un annesi ve babası kızlarını ziyaret et­mek üzere Amerikadan uçakla gelmişlerdir. Fakat doktorlar anne ile babanın kızlarının baş ucunda ancak bir saat kadar kalmalarına müsaade etmişler­dir Liz’e gönderilen çiçekler bile ancak tehlike geçtikten

■ ı»ı ^ ’’mı....

SAYIN HALKIMIZA

l %COW - BOY(ocuk Kutu Sütleri

Çocuğunuzun sütü ne marka olursa

olsun değiştiriniz

Çünkü Cow - Boy Sütleri ile çocuk daha beslenir. Hususi çocuklar için hazırlanmıştır. Cow- Boy Sütleri sarı renkte olmayıp, beyaz renkte en birinci çocuk sütleridir. Dünyada en fazla ter­cih edilen kutu sütleri Cow - Boy markadır.

.Miiessesemiz ayrıca İngiltere ve Almanya’dan hava tüfekleri, Belçika, İspanya, İtalya vp AJ- manyadan A v tüfekleri ve zeytin yağ ile her çeşit fıstık yağları, kutu sardehüsı, öküz etleri ithal eder ve sipariş kabul etmektedir.

Kıbrıs Genel Acenteleri;CEMAL M. MADÎ

29 Liman yolu - Mağusa

ıyı

sonra odaya alınmıştır.

DÖRT DEFA OSCAR ALDIHenüz 29 yaşında bulunan

ve ölümle çetin mücadelede bu lunmuş olan Elizabeth Taylor, şimdiye kadar 21 film çevirmiş tir. Anyı zamanda dört defa evlenmiş ve çocuğu vardır.Şim diye kadar senenin en iyi aktri si olarak dört Oscar kazanmış olan Liz bir rol için 1.000.000 dolar alan yegâne yıldızdır.

Genç kadını yakından tanı­yan bir şahıs yıldızın başından geçenler için şunu söylemiştir: “Liz’in başına gelen her şey sıhhatini ihmal ettiği için gel­miştir. Şimdiye kadar dinlen­mek, sadece rahat etmek ne demektir bllmemiştir. işte yor­duğu vücudu şimdi ondan inti­kam almaktadır.

HAYATI RÜYA GİBİYDİDoğrusunu söylemek icap

ederse Liz, hakikaten hayatını bir rüya gibi yaşamıştır. An­cak son üç sene zarfında hayat ta çılgınca eğlenmekten, parti­lerden ve tiyatrolardan, göste­rişten ve merasimden başka şeyler olduğunu farketmeye başlamıştır. Genç kadın bunu kendisini yakından tanıyan bir prodüktöre şu şekilde İfade etmiştir. “Ne tuhaf! vücudum olgunlaşmış, yüzüm olgun bir kadının yüzü gibi olmuş ama zihnim bir çocuk dimağı gibi kalmış.

İngiliz gazetecilerinden Da- ^İd ^ t a ’e göre Llz. kendisin de bir tuhaflık olduğunu her zaman sezmiştir, daha 15 ine ge meden evvel gazeteciye şun lan söylemiştir. “Hayatım bir acaip geçiyor, henüz 20 yaşma bi-e gelmedim, ama herkesin otuzundan sonra şikâyet etme-

* Î. hastalıktan şikâ­yet ediyorum: ülserden!”

KOCALARININ TESIRtALTINDALiz, aynı zamanda -birbirine

benzemeyen erkeklerle evlene­rek onların da tesiri altında kalmıştır. Henüz normal

'Bı geIJ[?mesi bu Vüzden bi­tir E vv^baÇh Wr ^ kl> i ş ­itir. Evvelâ şımarık bir milvo-

I nerin oğlu olan Nlcky HiltoıVla evlenmiştir. Sonra onunla tam tezat teşkil eden olgun bir adamla, babası yerinde olan Michael Wilding ile evlenmiş

r- nu müteakip karşısındaeden Ve macera perst bir adam olan ıvrıı,«

Todd çıkındır. Bütün bu f ı t ı ­k lardan sonra Liz, nihayet biraz muvazeneli bir insana raslamıştır. Fakat bu sefer de

tadır yakaSlm bırakmamak

™ p ARA i l e o l m a zVelhasıl bugün her istediğini

yapacak kadar zenfln 5 «? L?J New Yorkta iken c S l S K ?kü? ™eyVfl, Sürten, nadide kürkleri olan, dünyanın en tanınmış terzilerin roptenm giyen ve şahane mücevherleri olan Liz, tam, mana.sıyle mesut

g e l i ş m e ge oıgun bir kadm haline î>y>i meÇo vakit butamamı^,,. K

(MtKAVDUl ^MA AKTARILM IŞTIR

TAŞRADAKİ SANATÇIİbrahim Zeki Burdurlu

Sayın Dizdaroğlu,Çağrı ’nııı Şubat 1961, i5‘2

inci sayısında Feyzi lla lıc ı ııııı “ Günaydın” kitabım eleştirilmen t.anat alanındaat koşturanların yanlış ve ffüdümlVı tutumlarından bi­rine dokundunuz. Uzun za­mandan 'beri dikkatimi çe­ken, düşündüren bu sorun, taşradaki sanatçılara gore pek önemli olduğu ıçuı bi­raz daha açmak ve belli bir sonuca varmak istiyorum.

Şöyle diyorsunuz: kserı!>ir gerçek değer taşıyorsa, .sanatçımın şurada ya da bu rada yaşaması eserine biçi­len değer için bir ölçii ol­mamalı. Gelin görün ki du rum, bizde lıiç de böyle de ğildir. İstanbul’da oturmu­yor ya da kitabınız İstanbul da yayımlanmıyorsa kimliği nizi 'tanıtmanız çok şüpheli dir. Bu yüzden İstanbul dı­şındaki “ gözden ırak olma” nııı haksızlığına uğramışlar­dır.”

Sözlerinizin doğruluğuna inanıyorum. Türkiye mizde bu gerçek o kadar açık ve seçiktir ki hemen her sanat çı bu durumdan yakındığı halde yakasını bu özelliğin olumlu, olumsuz tutumun­dan kurtaramaz. Durumun üst görünüşünden biraz aşa ğı iııer, öze doğru bakarsak tutumun bir ahbaplık, bir dostluk , bir beraber olma eyleminden doğduğunu an­larız. İstanbul ve Ankara’da bulunan sanatçılar, birbiı-le riyle 'kolayca tanışma, an­laşma yeı-i ve zamanı bula­bildikleri için “tanmma”- nın kendi aralarındaki birin ci basamağını kolayca at~ layıvei'iyorlar. Ayrıca tanın ma, okunma ve eleştirilme­ye dayandığından, bu yolda suyun başında bulunanların kendi çıkarlarına doğru bir fayda sağladıkları da mey- dandadıı-. Açıklarsak şu so ııuca varırız: Büyük şehir­lerin çıkarları, hepsini birbirine, ya gruplaşma ta­nışmalarına yer lıazırlıya- bildiğinden sanatçılar çok kolay bir tanınma eşiğim­den hiç zahmetsiz geçmişoluyorlar.

ovgusuııu yapmak,^ mez. işin a *kça* b» nııı överler. Bu durum ummayı sağlar ama g J j. eleştirmeyi öldürür

Büyük kentlerde otu,.» sanatçılar, sanat toplantlJ rina, özel sanat gidebildikleri, birbirfcfi 1 anıtına yeri, zaman, buldukları için tanın yeri

ayrıMr yoluna daha sahij

Şu iiç durumun tlo§urH„ ğu dostluk havası, sanat,,’* n, şar, h.kâye, rom a oyıııı, resini, müzik yolla,’,.na göre de birleştiriyor« a s, tamam demektir. Kje‘ri(li l relerinin ötesini göreme

Bizim İstanbullu, Anka- ra’lı sanatçılarımızın eserle­rini eleştirenler yine kendi­lerdir. Bir sanat yapıtı iizeı- rine söz söyliyeıder ya da yazı yazanlar, o çevrede bu lunan sanatçıyı tanıyanlar, ya da kitabı imzalı olaralk almış kişilerdir. Bu duru­nun böylece, büyük şehrin bir kolaylığı olması sanatçı ya ilk faydayı sağlar, tanın ma eylemini gerçekleştirir.

Büyük: kentlerde oturan şairlerin, yazarların, diğer sanatçıların birbirleriyle ta nışmaları kolaydır. Hepsi grup grup birbirlerinin de­di - kodularıııı yaptıkları halde yüz yüze geldiklerinr de birbirlerini pöhpöhlemek ten tad alırlar. Bu sebeple de biri ötekinin övgüsünü yaptığı için ötelki berikinin

birbirlerini eleştirmede rısıııalara girerler. Bu d rum, garip bir eleştirme ha vasinin sürüp gitmesini Sl- lar. Bu durumda, taşralının gözden ıraklığı gerçek l,ir ıraklıktır, ne hesaba alimi­ne kitaba.

Dostlar dostlarının eserle rini övdükçe, gazetelerin fıkra, köşeleri sadece dostla ra kapı açtıkça, derki yap. rakları dostların, arkadaş­ların övgülerini heyho>ledik çe laşrada oturana s,ra m, gelir?. Sıra gelmediği de bir anlı şanlı gerçektir. He- pimiz, kimlerin kimler ta» rafından övgülendiğini bit iniyor muyuz? Hatta kapı kapı dolaşıp kitaplar, üze­rine zorla yazı yazdırmayı sağlıyanların yazı 'ayısına dayanarak koltuk kabarttık 1 arını bilmiyor muyuz? Bu durum, şüphesiz, bir değer sizi değerli kılmaz fakat ta tutmaya yol açar.

Bu konuda ldşi olarak pek çok sanatçıyı drnek olarak vermek kolaydır. Anadolu’nun çeşitli şehirle rinde bulunanların hiiyiik kentlere göçtükten sonra durumlarının nasıl değişti- i y i b i 1 i y o r u z. Yal­nız burada “değer” in gelişi­mini. zamanla özleştiğini bir yana bırakamayız.

Bizde bu durum acı bir köke dayansa da, faydalı, faydasız olsa da böyledir. Çünkü sanat çevrelerimizde armağan edilmiyen kitap üzerine eleştirme yazan ol­madığı gibi arkadaşları dı­şımla 'kalanların kitaplarına eserlerine eğilerler de yok­tur. Hep dostluklar, dostlar içindir. Bütün bu durum karşısında aklı eren hangi sanatçı gerçek bir eleştirme den söz açabiliri.. İşimi* hep kendimize iki satırcık övgü yazdırabilmek çabası dır. Bu açıdan bakınca, bü­yük kentlerde oturan âtö başında sanatçılar ne duru ma düşüyorlar, orasını fi* ölçün artık.

Anadolu’nun içinde unı* tulaıı sanatçılara bir bakış olsun gönderenlere selam­lar; diğerlerine de a),rıea yiııe selâmlar. Klbet bir gün • inanırlar uykularından.

Saygılarım^

KızımızNişan Töreni

1 e

Oğlum«*

SEVGİ SAMI18 Mart 1961 Cumartesi, Bayramın birinci günü oğl*

den sonra saat 3'den 6’ya Leymosun’da Halk Evi salonun da yapılacak Nişan Törenine ailenizle birlikte teşrifinizözlenir.

Mehmet İsmail Hüseyin M. Ayg*nHalide Mehmet Fahriye H. Ayg,n

«n iM U H IIM ItM IlIM lıııı.., ı ı ı ı u ı l H W « W S

OKUYUCU M EKTUBU:

Müşkil Durumda KaldılarMeluşa Türk halkı adına

mektup gönderen bir okuru muz, köylünün içinde bulun­duğu müşkil durumu izah et tikten sonra şöyle devam et­mektedir.

“Bu kurak senelerde biz

11 AanFasti 231 Gayri Menkul Mal ( Tasarruf, Kayıd ve Takdiri

Kıymet) Kanunu’nun 24’üncü Maddesi

Argates sakinlerinden Kib- ros Hristodulu Elefteriu’nun An aya’da Elisheri mevldinde Block C. Kıta 182 ve C. 235 ayıt numaralı 3 dönüm, evlek 1000 ayak murabbaı

tarlayı kâmilen Lefkoşa Ta­pu Dairesinin S 1208/01 nu- maralı satış takriri ile Anayasakinlerinden Eftimios Aris- ıduya £175 mukabilinde

satmaya muvafakat etmiş ol­duğu ilân olunur.

Türk köylüsü sıkıntı İÇ de kıvranırken üç seneden ri tohum ve libazma par»5 ödeyemez bir duruınday^ Kooperatif Şirketinin yardı®1ve kredisi o lm a s a y d ı buğuelimizde bulunan nadas lalar ekilmiş olmıyaca*”1.

Durum bu merkezde geçen gün köy cam» larına avukattan gelen namelerde borçlu olanı KJ nün dava edilecekleri bı liyor.

Bu vaziyet karşısında W ıııiz şaşkına döndük, J,e / nacağımızı bilmez Jıaldfif _

Bu hususta ilgililerin n dikatini çeker ve b Ç rın ödenmesi hususunda 7 liiye biraz daha fin“* v u meşini ve felâket İÇ®“ ™?j bulunan köylünün dan» duruma düşmesini nin bir vicdan Jjorcu o ir nu hatırlatırız,” «.

Mel Aşa Türk W *

Page 3: Her Gön 4 Sayfa F i a 1 1 5 M i I 11 B o z h u r tevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1961/Mart/... ·  · 2017-03-15Ortaköy’ün “Kumsal’1 diye bilinen mevkiinde

RTKHt, 11 MART, 1931I B O Z K G B 1 ) İYİ/- TARAFINDAN SAYISAL ORTAMA AKTARILMIŞIM

SARARAN YÜZLER__ Oruç Tutan Bütün. Müslümanlara İthaf —

Kemal MÜDERRİS OĞLU

Geçen gün, batmakta olan güneşin sararan yüzünü seyre dalarak, arabamın içindeki ayna­dan ansızın kendi yüzümü de gördüm, Y iı mi gün­lük orucun sararttığı bu yüzün, maddi parlaklığı­nı ve haşmetini kaybeden bu akşam güneşine 'bir benzeyişi vardı. Onun giibi takati kesilmiş ve benzi uçmuştu. Madde olarak görünen bu^ idi. Ajna manada, güneş parlaklığını kuvvetlendir­mek, gözleri ¡kamaştıran o gürelliğini ilahi nur deryasmda yıkamak için batarken, bende ben olan ruhumu daha kolay arayıp bulmak ve oııuıı ezel ve ebed içindeki güzelliğine bir an evvel kavu­şab ilm ek için kendi içim« batmıyor muydum?.

Bu nıulbarek ramazanın, elimden tutarak beni indirdiği İÇ aleminde, milyonlarca insanın benim gibi sararan yüzleriyle karşı karşıya geldim. Bu sararan yüzler, maddenin o amansız ve insafsız zulmüne 'karşı koyan, tatmin olmak bilmiyen ar­zulardan kurtulmaya çalışan, ve nihayet) şahsiyeti yırtarak buraya, sığman ruhların .insanlaşmış yüz­leri idi...

Bu gönül aleminde onlarle beraber dolaşmak; Resıılullahın nuruyle hep beraber nurlanmak; ve ilahi aşkın kevserini içerek, sonsuzluğun için­de kaybolmak, ne Hatlı, ne güzel şey...

18 Mart, 1961 CumartesiBayramın tik Gecesi

ÇAĞLAYAN SALONLARINDAKİ

IP BALOSUNA hazırlanınızT: Biletler Hekimler Birliği lokalinde

satılmaktadır.p m m m «* - <♦>.

ERİŞTELİ SÜTLÂÇNASIL PİŞİRİLİR

1 okka süt1 çay kâsesi ERİŞTE

(Güneş Makarna Fabrikasının hususî çıkarmış olduğu Sellofan paketlerde Halkacık şeklindekiERİŞTE.)

8 yemek kaşığı şeker.îlkin sütü kaynatınız. Kabardığı

|sırada ERİŞTE’yi içine dökünüz ve karış- Ştırınız. Sonra şekeri ilâve ediniz.

Hafif ateş üzerinde 25'35 dakika ko- ulaşmcaya kadar kaynatınız ve tabakla­ra kurtarılıp soğumaya terk ediniz. Böy- lece en nefis bir sütlâç elde etmiş olursu­nuz. Buzluğa konursa daha mükemmel olur.

NOT:- ERİŞTE ve ÇORBALIK ikisi ’e ayni şeydir. Bununla çeşitli çorbalar [yapabilirsiniz.

Tecrübe ediniz.•:♦> >:♦:• <♦>

mE LE PTER tYA , Lond radaki Kıbns aleyh­

tarı nümayiş ile ilgili olarak şunları yazıyor:

İngiliz İmparatorluğu Bilriğine mensup bir grub İngiliz geçen gün Londra*- da Kıbrıs aleyhinde uüma - yişler yapmıştır. Bu emper­yalist teşekkül bir şey talep ediyor: Kommonvelth Baş* bakanları yapacakları top­lantıda katil ve canilerin - yani Kıbrıs Halkının - elini sıkmacın]arınış. Fakat dik­katle incelersek masum ka­nı ile kimlerin ellerinin kirlendiği meydana çıkar.0 zaman bizim emperyalist lerle el sıkmamamız mesele-1 i ortaya, çıkacaktır. Zailine dersek iyi bir şekilde anlaş­tık:. Şöyle ki Kıbns Oum- hurreisi Makarios Loııdrayı ziyaret ettiğinde bu şahıs­lar tekrar 'kötü hareketleri­ni tekrarlamasınlar.

ETN İK İ, "Uygunsuz Hareket” başlığı altım da kısaca "Bozkurt” a hitaben şunları yazı­yor:

erli Türk Basını kışkırv iıcı neşriyatına devam et - inektedir. “Bozkurt” un da saçmalamak hakkidir. Buna artı'Lc alışmış bulunuyoruz. Fakat bütün insanlığın tak dirini kazanan ve daha T'iirîdcrin de hürriyetlerini borçlu bulundukları, Kibre. Hürriyet Mücadelesi başka n ı na hakaret ötmek ve onunla alay etmeğe haklan yoktur. Bu hareketleri aıı>- cak saygısızlık ve şerefsiz - liktir. Hatta daha fecisi muasır ve eşine ra- tlanmı- yan nankörlüktür.

F1LELEFTEROS, İn­giltere Avam Kr.mara sında Kıbrıs ile ilgili

şu sorulan cevaplandı­r d ığ ın ı yazıyor:

İşçi Partisine bağlı Fraıı- sis Noel Baıker’ın sorduğu bir suali cevaplandıran Ko- monvelt Münasebetleri Bs- ’.yanı Durean Sandys Kıbrıs ile İngiltere arasında tek­nik işbirliğinin taraftarıolduğunu söylemiştir. Ba­kan devamla, Kıbrıs ile İn­giltere arasında bazı mesele lerde anlaşma imzalandığını hatırlatmış ve Ingilterenin bu andlaşmaları KıbrısCumhuriyetinin ilâ nından sonra zuhur eden ekonomik tanzim meselesi çerçevesin­de görüşmeye hazır olduğu­nu ilâve etmiştir.

HADYO -TVüzik Cereyanlarının söndüremediği ses yıldızı

JONl JAM ES!Ne Rock’n Roll ne Calypso ve ne de h i; b ir şey

m James’ I ¡özden düşürmemiştir. Doris Day'ler, Rose Jary Clooneyler ve onlar gibi datıa nice isimler Rock’n .11 İle elini ayalım piyasadan çekerlerken Jonl aynı

uvatiaklyette şarkılarına devam etmiştir. Bu gün Ame- ada bir anket yapsanız ve en çok sevdiğiniz popüler rkılar söyllyen san’ atkâr kimdir diye sorsanız yüzde 'mi; alacağınız cevap onun adı olacaktır. İşte ocun lımızda kalan burada meşhur olmuş şarkıları. THERE ES MY HEART, THIS IS MY CONFESSION ve b ir iki ^e dahz.

Sinyor Bobbo, Kalyadan Chicago'ya gelip yerleşen lr mülteciydi. En büyük kızı Jonl, orta okul sıra­mda belerin olmıya merak sardı ve b ir tiyatro oku­na girdi Bale dersi alıyor yardımcı olarak da dra- . tlge çalışıyordu. Nihayet seyyar bir trup ile Ame-

içinde dolaşmtya başladı. Fakat hastalık Eni olarak imiş, onu baleden alıkoymuştu. Tiyatro arkadaşla-

m tavsiyesine uyarak şarkı söyledi. Tiyatronun son esinden Chigago’ya döndüğü zaman onun şarkıcı o l:-

* başarısını anlatan, anlata bitiremlyorlardı.

Hk plâk olarak WHY DON’T YOU BELIEVE ME isim Sıkıyı plâğa okudu. Plâk, O’na bir altın plâk

andırmış, yani üç hafta İçinde bir numaraya yük- 6ı ek bir milyon satmıştı. Çakıcının muvaffakiyeti am ediyordu. 6 ay içerisinde dört şarkısı bir nu- aH yükselmişti. Bu bir rekordu. Artık paylaşılmaz Şarkıcı olmuştu.

îlmdiye kadar sekiz altın, b ir platin (İk i milyon 'an plâk için verilen mükâfat) Bir altın LP ve bir |Plâtln ip kazanmış ilk ve son kadın şarkıcıdır.

*011 derece şahsiyet sahibi ve yine son dercce mü- Carnegie Hall’tla konser vermek hakkı ona ta-

mnmış ve bu hâdise aylarca yeni dünya hudutlarının baş mevzuu olmuştur.

Akademi mükâfatı tevzllnde daima şeref m isafiri olarak gelir ve hattâ şarkıları takdim ettiğ i de olur.

Kocası Tony Acquavlva bir orkestra şefi olup aynı za­manda da karısının menecsrldlr.

Jonl James b ir de sevmediği plâkları doldurmamakla şöhret yapmıştır.

; k ibr i;’ r a d y o s uçr H Mart 1961nÜ vp Program• 0 Sabah Melodileri ¡•30 llfılıer]or •45 Beraber Türküler , İngilizce Program le Yayım

nn Ve ProgramTiirkiler

•30 fiğle Melodî’ riSanatkârlardan

13.30 Habeı ı13.45 Ingilhc -ogram1 4 . 3 0 K mimnıs Akşam Yayım16.59 Aç'b" ve Program17.00 Fasıl Hey’eti17.30 Batılı Ses Sanat­

kârları18.00 î«* ‘ Vlev Proırramı18.30 Org Müziği18.45 Karma Miizik19.00 İngilizce Program

19.45 Aile İstekleri20.00 Spor Dünyasından

Haberler20.15 Çiçekten Çiçeğe21.00 Birleşmiş Milletler

Haber Bültıteni21.15 Şarkılar21.30 Londra Mecmuası21.45 inci Atalay’dan

Şarkılar22.00 Haberler22.15 Tatil Müziği

MAH1, aşağıdaki ha - beri veriyor:

EOKA mücadelesi yılla­rında hayatlarını kaybeden veya sakatlananların ailelc rine ve yetim kalan çocuflö- larma dağıtılmak üzere bir iane 'kampanyasının açıldı­ğı haber verilmektedir. Kıbrıs Reisicumhuru Başr piskobos M ak ar i as bu iane sandığına şahsi yardım ola­rak isimlendirdiği biıı lira­lık 'bir bağışta bulunmuş­tur.

HARAVGİ, "Kıbns da büyük cinayeti pro testo etti” başlığı al­tında şunları yazıyor:

Geçen akşamki toplantı­sında Temsilciler Meclisi Mebus Vasos Lissaridis ta­rafından ileri sürülen ve oybirliği ile Meclis Başkanı- nı salâhiyettar kılan Me­buslarımız adına söz alan Glafkos Kliridis Kongo Hal kı Lideri Patris Lıımumba’- nım katledilmesinden duyu­lan üzüntüyü şu şdkilde be- lirtm iştir:

“K ı brıs Cumhur i yetinin Temsilciler Meclisi, Kongo Başbakanı Patris Lumunnba ııın katli dolayısıyle duydu ğu üzüntüyü belirtmekte ve bütün gerekli tedbirlerin alınmasında g a y r e t gösterilmek suretiyle sul­hun avdeti ve Kongo Cum­huriyeti halkının demokra­tik hükümran haklarının iadelinin sağlanacağı ümidi izhar edilmektedir.”

CYPRUS M A İL . K ıb ns’m B. A. Cumhuriye ti nezdindek: B. Elçisi Hacıyoannu’nun ada­dan. ayrılmazdan biraz evvel verdiği şu beya­natını neşredyor:

Komşumuz B. A. Cum­huriyetindeki vazifemi bü­yük bir şeref addederim. Karşılaştığımız ve iki mem­leket halkını ilgilendiren; bilâhare ele alınacak mese­leler büyük ehemmiyet taşı maktadır. Bu meselelerin karşılıklı anlayış ve doğra zaviyeden ele alınmak su­retiyle halledileceğim ümit ederim.

İki memleketimiz arasın d ak i do* t luk bağları iyi mü ııasebetleriıı ilerlemesine ve daha sıkı işbirliğine yol açacak; siyasi, ekonomik ve kültürel sahalarda da işbir­liğini yaşatacaktır.

Hazırhyan: M. Ş.

1 2 3 4 5 6 7 8 912 □ □ □ □ □ □ □ □ □ 3 □ □ □ □ □ ■ □ □ □ 4 □ □ □ □ □ □ □ ■ □ 5 □ □ ■ □ □ □ □ □ ■ 67 □ □ □ □ □ □ □ □ □ 8 □ □ □ ■ □ □ □ □ □ 9

Soldan sağa:1. Beyaz, Yeis, 2. Bu evsafı

taşıyan yapıyı Evkaf Dairesi Atatürk Meydanında yaptırı­yor, 3. Söyleme, Demir yolu. 4. Elinden yere kaçıran, 5. Asker, Daima kâğıt üzerinde dolaşır, 6. Harf okunuşu, İs­kambil birlisi, 7. Altıdan ek­sik vapur tayfası, 8. Erkek ismi, Aykırılık, 9. Geceyi ge­çirme. Nota.

Yukarıdan aşağıya:1. Anıt, Efendi, 2. Sövme,

Bir göz rengidir, 3. Islak, Mü savı, 4. Nefesle öttürülür. Peygamberler gösterebilir, 6 İrisini ufağından ayırmak, 7. Kıbrısta bir sahil şehiri. Emare, 8. Yavrulu dişi. Türk aslından bir hristiyan millet 9. öz, Mahalle (İngilizce).

D Ü N K Ü B U LM A C A M IZIN H A L L Î

Soldan sağa:1. Şişe, saha, 2. Asit, Atak,

3. Maş, (Şam), Ez, 4. Saf, 5. Randevu, 6. Atılan, 7. Gam, Cami, 8. Lı, Acımak. 9. înat, Ka (Ak).

Yukarıdan aşağıya:1. Şamar, Li, 2. İsa, Azgın.

3. Şişen, 4. Et, Damat, 5. Evet, 6. Saz, Vıcık, 7. At. Sulama, 8. Hala, Ama, 9. Ak, Finike.

SESSİZ HARPy a z a n :

Zile bir daha bastım. Bir kapı kapandı diğeri açıiüı. Sonra sivri topuKiaruaıı çik lığ ı belli olan, bir »es ya t- Jagtı. JJiKlz üelıgı karardı, iieüı iti içerideki şalııs dışa riya bakıyordu. Antre ışığı onnadığı için derin bu- neıes aldım. ioKsa sahanlık içe­nden aydınlatılacak ve ben ayna gibi görülebilecektim.

Kadın dışarısını göremedi ği için kapıyı açmadı. İşte o zaman geniş bir nefes al­dım. Demek k i evde ondan ¿i aşka kıınse yoktu. Tekrar tlügmeye bastım. Zil sesi şuu. ılı daha vazıh işitiliyor­du. Nihayet içeride bulunan ^alm seslendi :

— “ lvim o?”•— "Açın hanımefendi

beyden haber getirdim.”Boş atıp dolu tutmaya

karar vermiştim. Eğer bu­nu söktüremezseın o zaman baş'ka bir çare düşünecek­tim.

— ‘‘Hangi beydeııf ’— “Necdet Timur’dan.."

— “ Ya.. Peki...”B ir zincir çekildi ve ka­

pı aralandı. Karşımda Ayse li duruyordu. Üzerinde kah ■vereııgi cepli, yeşil yünlü sa de bir rob vardı. B ir eli ka pının tokmağını diğer eli de ucunda sigara yanan altın ıbir ağızlık tutuyordu.

Holden sızan ışık altında beni tepeden tırnağa kadar dikkatle siizdü. Gözlerinde hayret ve üılkeklik okumu­yordu. Hemen şapkamı çıka Tip terbiyeli bir halde elime aldım.

Lefkoşa Türk Belediye Meclisi Başkanlığından

(Birinci Sayfadan Knlan)Belediye Mecii: imizirı bel

li başlı hedef ve gayesi hal­kımıza en iyi bir şekilde hizmet etmek, silikatlarını korumak ve yaşamakta ol­dukları şehri imkân nisbe- tinde imar etmeye, güzelleş t irmeğe çalışmaktan ibaret olup, halkımızı cezalandır­maya vesile aramak değil­dir

Doğan Türk BirliğininŞEKER BAYRAM I BALOSUNA

Hazırlanınız.NOT: BALO MASALARI SATIŞA

ARZEDÎLMÎŞTÎR.

Şarkılar 19.30 Haberler 23 00 Kapanış

BUGÜNKÜ FALINIZKjOVA BURCU : (21 Ocak - 20 Şubat) - Gerçekleş­

tirmesini istediğiniz işleriniz için miisaid imkânlar ha­sıl olacak, s evineceksiniz.

B A L IK BURCU: (21 Şubat - 20 Mart) - Kendisiy­le çok ilgileneceğiniz birisiyle karşılaşacaksınız. Bıı sn vede bir işiniz gerçekleşecek.

KOÇ BURCU: (21 Mart - 20 Nisan) - Başkalarıyle olan münasebetlerinizde gelişmeler olacak. Ancak ihti yatlı davranmanız lâzım.

ROfiA BURCU: 21 Nisan - 2 0 Mayıs) - Kendini 23 iyimserliğin rehavetine kaptırmanız ihtiyatlı bir ha­reket değildir. Dikkatli olunuz.

İK İZLE R BURCU: (21 Mayıs - 20 Haziran) - Her balkımdan kendinizi harcayan bir haliniz var.Enerji ve imkânlarınızı hesaplı kullanınız

YENGEÇ BURCU: (21 Haziran - ‘20 Temmuz) - Ken dişiyle sık sık temas ettiğiniz kimselerle olan münase­betleriniz lehinize gelişecektir.

ARSLAN BURCU: (21 Temmuz - 20 Ağustos) - Hay li zamandan beri düşündüğünüz için yakında gerçekleş tiğhıi görerek çok sevineceksiniz.

B AŞAK BURCU: (21 Ağustos - 20 Eylül) - K e n d i ­nizi çok yoruyordunuz. Bu hal, vücutça çökmenize yol aear. Dikkatli olmanız lâzım.

TE RAZİ BURCU: (21 Eylül - 20 Ekim) - Kendisiy­le anlaştığınız kimse ile çolk iyi günler geçireceksiniz. Sıkıntılı bir hâl bahis konusu değil.

A K R E P BURCU: (21 Eikim. - 20 Ka im) - Sinir lerimze hakim olmanız ieab ediyor. Sonra üzücü olay­larla karşılaşabilirsiniz.

Y A Y BURCU: (21 Kasım - 20 Aralık) - Sizin içinsıkıntılı haller mevzutıbabis değil. Talihiniz güzel. A r­zularınıza kavuşacaksınız.

Od T. AK BURCU: (21 Aralık - 20 Ocak) - Sükııne- tinizi muhafazaya çalışmanız çok lehinizde olur. Arka daşlannızı gücendirmeyiniz.

Bıınuııle beraber, tahmini miz hilâfına Belediye N i­zamlarına aykırı hareket edecek olanlar veya memur larımızın talimatım dinleme yenler zuhur edecek olursa, genel olarak halkımızın se lâmeti namına icap ederse bu gibiler hakkında kanu­nun bize verdiği yetki da­hilinde takibat yapmak nıec buriyetinde kalacağımızı be lirtmek isteriz.

Bu münasebetle sayın hal kımıza şunları tavsive ede­riz:

1. Her hangi bir şekilde Belediyemize borcu olanla­rın bir aıı önce borçlanın ödemeleri;

2. İnşaat ruh: atı alma­yanların, yapmaya tasarla­dıkları inşaat için ıısııli da­iresinde plânlarını sunarak .•ııhsat almaları;

3. San’at sahiplerinin so­kak ortasında tezgâh kur­mamaları, Tüccarların eşya larını sokaklara yığmama­ları ;

4. Satış pavyonları, Kola pavyonları, ruhsat almak ve yerleşecekleri yerleri öğren mek için Belediyemize mü­racaatları;

5. Otomobil sahiplerinin Park yerlerinden gayri yet lerde, kaldırımlarda, dar sokaklarda park yapmama­ları;

6. Sokaklara yapı yığın­ları, kirli sular ''’e zibil dök memeleri;

7. El arabaları ile gez­ginci alış veriş yapanlar Be İediyeye müracaatla ruhsat almaları ve yerlerini öğ­renmeleri ;

8i Sokaklarda mühürlü ve ya mühürsüz et satmamala­rı;

9. Başı boş köpekler top lanarak telef edileceği ci­hetle köpek sahipleri Bele­diyeye müracaat ederek ruh "at almaları ve ruhsatlı da olsa köpeklerini başıboş sokağa salıvermemeleri;

10. Aşçılar, Bakkallar, berberleri er ruhsat.sı/. ise­ler Belediyeye müracaatla ruh‘ at almaları.

75

— "nıve^ ne ısııjoısu-uUZ ( "

iiıinni cebime «ilip i aşar in ceuuiu.cn aıuıgııu ivugmı çıivcu’tuaii Kuuıua ıuaaıw . ¡m ı, üzenime üazı yazııat' uuıunan yaıııız sa çınarın arasında aut dorıgen uoş- iUKiar uuaKiıuuş natamam oır ıueıuupuı. ı azıiar uaii- ııioyia yazılmış, boşıukiar ua muniu.zum.an bıı- şeauue makasla oyuuııuşıu. Lasu. • luiiia liuiıaııuan en basit oır şılreydi. üutuıı ış, uu uoşj.uıU&ra konacak kelime­lerle manayı tamamlamaya uınısai1 ediyordu.

Kadın şüpheyi i kâğıdı alıp bir goz attı:

— "Bunu Necdet bey gön derdi size..” dedim, “ ismuıı/, Ay .-.eli değil ı ı i ı f ’

— “ lıivet... Ne olacakmış bu?”

Vay kaltak vay.. Hiç de bozmuyordu.

•Bilmiyorum. Yalnız addettiniz i verip, buaıu size getirmemi söyledi.”

dığıiı ıbir badına gönderir mı i Uyle olsa bile, semn çeteden olmadığını bir karı yutai’ m il Lııayılıgimden ter üokmeyc başiamışLıın. lUendıiıini çıkarıp alnımda biriken terleri kuruladım.

Ayseli gözlerini Ivismıg bana bakıyordu. B ir an dü­şündü sonra:

— “Peki dedi. Başka bir şey söyledi mi î "

— “llay ir efendim.”— ‘ ‘Teşekkür ederim, zah

met olıııuş size, kendisine se lâııı söyleyin.”

— "Emredersiniz”Kapıyı kapadı. Ayak sesi

duymadığım için ben de dö ııüp merdivenleri hızlı hız­lı inmeye başladım. İs t eşey dini, kapıyı itip içeri dalabi lirdim ama düşündüğüm da ha başka bir şey vardı.

Apartmandan çıkıp yağ­murun altında salak saltık ilerlemeye başladım. Bir şey ararmış gibi Nur apart inanına arkamı çevirip kirşi binalarda bir şey aranıyor­dum. Birden istediğimi g i -

Kadın şimdi daha dikkat rüııce sırıtarak geri döndümli beni süzmeye başlamıştı. Duruşunu değiştirmiş, ka­pıyı istediği anda suratıma kapayabilecek bir pozisyo­na girmişti •

— “Akşam üzeri Ankara Palas’ta rastladım.”

Oğlum Murat çuvallama- ya başladın galiba? Karı dediklerimin bir tekini bile yuttuysa arap olayını. Ulan a hırbo, yalan söyle ki yeri ııi bulsun. Çete reisi mi her kimse, sana kalkıp da şifre sini verir bıınu hiç taıııma-

ye koşa koşa tekrar çıktı­ğını apartımaııa girdim. Zi­ra karının arkamdan pençe reye koşaeağını ve benim lıi nadan çıkıp çıkmayacağımı kontrol edeceğini biliyor­dum. Karşı apartımaııın du­varında, Ayseli’nitı perdesi niıı açılıp kapanma' ından hasıl olan ışık kımıldanma­sını görünce onun pencere­den çekildiğini anlam,ş ve vakit kaybetmeden geri dön miiştüın.

(Devam ı Var)

K. T. K. Federasyonu Bağış ListesidirSayın 1-mail Sava.laş, Öğretmen, Lefke (Aylık

Bağış) 0. 500Sayın Vasıf Dede, Öğretmen, Lefke (A y lık Bağış) 0. 000Sayın Münıire Dede, Öğretmen, Lefke (Aylık

Bağış) 5^0Sayın lııal Şevket, öğretmen, Lefke (A ylık Bağış) 0. 500 Sayııı Giiııay li. İmam, Öğretmen, Lefke, (Aylık

Bağış) 0. 250Savın Mukaddes Mustafa, Öğretmen, Lefke( Aylık

Bağış) 0. 2 0Sayın Ayşe Süleyman, Öğretmen. Lefke (A y lık

0. 250(üizeloğlu, öğretmen, Lefke (Aylık

T. Tilki, Öğretmen, Lefke (Aylık

Ahmet, öğretmen. Lefke (Aylık

0. 250

0. 250

Bağış)Sayın Halide

Bağış)Sayın Şöhret

Bağış)Sayın Pembe

Bağış) v ! i ySavın İsmet Hüseyin, Öğretmen, Lefke (Aylık

Bağış)Sayın Ekrem Yurdakul, öğretmen, Lefke, (Aylık

Bağış) 0. 250Sayın A li Yaşar, Öğretmen, Lefke (A y lık Bağış) 0,250 Savın Hüseyin Ramadan, Öğretmen, Lefke, (Aylık

0. 250

0. 250

Bağış)Sayın Ilasan Yılmaz, Öğretmen, Lefke (Aylık

Bağış)Sayın Tokay Bayı-amoğlu, öğretmen, Lefke

(Aylık Bağış)Savın A. Şeref, öğretmen, Lefke, (Aylık

Bağış) 0.Yekirn £984.

0. 250

0. 250

0. 250

250640

AVCININ BORAZANI(ikinci sayfadan kalan)

Kiralık EyOrtaköy toprağında Gir-

ne yolunda Lefkoşa’ya ya­lcnı j ’eni inşa edilmiş taz­yikli su teşkilâtı, banyo ve diğer teşkilâtı tamam 3 oda bir süııdürmesiyle bir ev gerek mobilyalı gerek mobilyasız kiralıktır.

Müracaat : No. 87,

Asma Altı Lefkoşa

altına itmişti. Harry, orada bütün keyfi kaçmış olarak kucağm doldran ölü hayvan­la pek tuhaf bir manzara arze diyordu.. Birdenbire gülme­ye başladık. Zenci çocuklar yere yatmış kahkahadan se­riliyorlardı.

Harry “ Düşünün” dedi, ölüyordum. Nairobide söyle­necekleri bir düşünün. Bun-

im illM ItlM lllllttm tUM liflIM IIIIIIIM ltO lKM M tM M l

K.T.K. Federasyonu Genel Sekreterliğinden:

Açık TeşekkürFakirlere dağıtılmak üzere

Federasyonumuza yeni ve doşan potin ile giyim eşyası gönderen hayırsever kardeş­lerimize teşekkür ederiz.

Sayın Zekiye Ahmet Hâld 2 doşan palto.

Sayın Feride Remzi; Bir bolıca dolusu doşan giyecek eşyası.

Sayın Mehmet Ahmet Ma- vigözlü ; 4 parça doşan giyimeşyası.

Sayın Yavuz Ticarethanesi; yeni olarak 4 gömlek, 1 iç fanilâsı, 3 çift çorap, ve beş çift çocuk eldiveni.

Sayın Haşan özdemir; do­şan giyim eşyaları.

Sayın Sultan Saim, doşan giyim eşyalan.

Sayın Sabri Konur; 8 par­ça doşan giyim eşyası ve bir

'çift doşan potin.

ca seneden sonra, kahraman Selby, zavallı bir yaban eşe­ğine kurban gitmiş. Tıpkı bir güvercinin sizi öldürmesi ka­bili. Herhalde ailem bunu hazmedemezdi.

Kamp toplanması hazırlık­ları sona erince, yola düzül­dük. Evvela Arıısha’da Avcı­lık şubesinde kayıtlarımızı kontrol ettirdikten sonra, tozlu dağ geçitlerinin arasın­dan Nairobiye doğru yolumu za devam ettik. Uzun seya­hatimiz boyunca hemen he­men hiç kimse ağzım açma­dı. Yalnız bir kere, merakla, bizi görmek isteyen üç züra­fanın arabamıza yaklaştığım gördük. Gözlerim Viıginia’ya gitti, ağlıyordu. Onları o ka­dar severdi ki.. Şimdi bütün heyecan ve tehlikeler sona ermişti. Artık teferruatlar şeh ri New York’a dönüyorduk.

Arkada, Tanganika’da bir tepe bir bataklık bir çadırın içi veya bir nehrin kıyısı bizden daima bîr şeyler ta­şıyacak. Oralarda kendimden büyük bir parça bırakmıştım Onu almava geri gelmedikçe hiç bir vakit o bana dönmi- yecekti. Benim o tarafım bundan sonra artık biç bir şehre dönmiyecek ve ben ek sik kalan o tarafımla bir şe­hirde yasamasını özlemiye- cektim. Şehirlerde, parlak alevli kamp ateşlerine yer yoktur.

(SON)

Page 4: Her Gön 4 Sayfa F i a 1 1 5 M i I 11 B o z h u r tevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1961/Mart/... ·  · 2017-03-15Ortaköy’ün “Kumsal’1 diye bilinen mevkiinde

Maarif Kupası Lie Maçları’nda, çok başarılı oyunlarından sonra Voleybol’d3 şampiyon ve Hentbol’da da ikinci olan Lefkoşa Türk Kız Lisesi Voleybol (solda) ve El Topu Takımları objektifim iz karşısında. (Foto Bozkurt • 8 İLBAY)

LEFKOŞA KIZ LİSESİ VOLEYBOLDA ŞAMPİYONMAARİF KUPASINDA ŞAMPİYON OLAN KIZLARIMIZI DÜN OKULDA ZİYARET ETTİK

BU GÜNKÜ MÜHİM MAÇBu gün ö.s. saat 3 de Tak

sim Sahasında Lefke Türk Spor Kulübü ile Gönyeli Türk Spor Kulübü ikinci kü me liginin en iddialı maçlar rından birisi yapılacaktır.

Bilindiği gibi bundan bir müddeti evvel Gönyeli saha sıııda bu iki kulüp arasında oynanan ]ig maçında lıakeııı her iki devreyi de 35 er da kika oynatmış ve yapılan şilkâyet üzerine bu maç fut

bol federasyonu tarafından düşürülmüş ve maçın bita­raf bir sahada tekrarlatıl­ması karar altına alınmış­tır. Bu günkü maçı ııaber aldığımıza göre Fikri Bey idare edecelktir. Gayet he­yecanlı geçeceğine inandığı mız bu maça halkımızın işti rak edeceğini tahmin eder ve İkinci Küme maçlarına da alâka gösterilmesini te­menni ederiz.

Ülkü Yurdu: 3 - İngiliz Ağrotur Karması : 2

Dün Bafta Ülkü Yurdu ile Ingiliz Askeri Ağro tur karmasiyle yapılan futbol maçını gençleri miz 3 — 2 kazanmışlar­dır.

Maça saat 3 de Ülkü Yur du’nun vuruşu ile başladı. Daha 'lk dakikalardan itiba ren îngilizler oyunda üstün lük 'kurmaya başladılar.

5. dakikada îngilizler sol açıklan vasıtasiyle ilk gol lerini kazandılar. Yine 8. da ikikada sağiçleri vasıtasiyle ikinci gollerini kazandılar. Bundan sonra Ülkü Yurdu toparlanmaya başladı ve 26. dakikada üner’ir. aya­ğından bir gol kazandı. 27. dakikada kornerden gelen topu Derviş güzel bir kafa vuruşuyla ağlara gönderme siyle Ülkü Yurdu’nu bera­berliğe yükseltti.

Bundan sonra hakimiyeti ele alan Ülkü Yurdu 35 da­kikada Derviş’iıı ayağından bir gol daha kazanarak ilk devreyi galip bitirdi.

İkinci devrede her iki ta raf da Ikarşılıklı akınlar yapmasına rağmen gol kay dedilemedi ve böylece maç da 3 - 2 Ülkü Yurdunun gar libiyetiyle son buldu.

Galip Takım sahaya şu kadroyla çıktı : Mahir, Mus tafa, Kubilây, Avni, Mustar

fa, İbrahim, Necdet. Üııer, Fadıl. Derviş, Mehmet.

Ülkü Yurdu'nun fedakâr kalecisi M A H i B

Türk Ocağınm Antrenörü Değişti

Leymosuıı Türk Ocağın­dan aldığımız malûmata gö­re. bir müddehtenberi fu t­bol takımının antrenörlüğü hinden itibaren kendi isteği valyodis, 1 Mart 1961 tari­hinden ij-ibaren kendi isteği ile vazife? inden vazgeçmiş­tir.

Takımın antrenörlüğüne mezkûr taıihteıı itibaren tam salâhiyetle İsmail Can- bulat’ın getirildiği, ayrıca haber verilmektedir.

(Spor SekreterimizTekin YÜKSEL yazıyor)

Maarif Dairesi tarafın­dan tertiplenen ve Kıbrıs- talkıi Liseler arasında cere­yan eden voleybol ligleri so na em iş ve kızlarda, Lefko Fa Klız Lisesi çok başarılı ve fevkalâde oyunlardan Konr ra bütün rakiplerini mağ­lûp ederek şampiyon olmuş tur.

Şampiyon kızlarımızı te'b rük etmek ve gazetemiz için bir repontaj hazırlamak ı maksadiyle, dün öğleden sonra Kız Lisesini ziyaret ettik. Bu arada kız spomu- lar ve hocaları Perihan Çeli kel ile Soııay Vudalı iıanım laıia da konıuşmak fır; atını bulduk.

ilk olaralk Perihan ila ­mım, çocukların son derece kabiliyetli ve enerjik spor cu kızlar olduklarını ve bil hassa diğer şehirlerde yapı lan maçlarda, büyük' bir ba şarı göstererek galibiyetler elde ettiklerini söylemiştir.

En i on Limasolda 19 Ma­yıs Lisesi ile yapılan karşı­laşmada, rakip takımı müt­hiş tezahüratları ile teşvik eden ve moralman destefrle yen yüzlerce öğrenciye kar­şı, Lefkoşa Kız Lisesi takı­mının ¡-adece Lefkoşa’dan giden biı* avuç öğrcncinin

desteklediğini söyleyen Pe­rihan Hanım, “ böyle elması na rağmen çocuklarımız yıl madan oynadılar ve rakiple rini 15 - 13 ile 15 - 6 gibi 2 sette mağlûp ederek şampi yon oldular” demiştir.

Spor Hocası daha sonra,Ur -ı n T ri ' n cı • *-n ’ n T-T n -v» f 1-\ n 1 m ■<" _

sabakalarında ilkinci oldu­ğunu, bunun sebebinin de Henfcbol’u iyi bilmeyen spor cidarın ilkmaçlarında jVIa§u sa’da Nmık Kemal Lisesine yenilmelerinin olduğunu f öylemiştir.

l\/|ağusa Namık Kemal,10 IVTotrtç;^vTnncîiın ı w

Kurtuluş ve Haydar Paşa Ticaret Liselerini mağlûp ederelk Voleybolda şampi­yon olan ve Maarif kupası­nı kazanan Lefkoşa Kız Li sesi voleybol takımı oyuncu lan şunlardır :

Günay (Kaptan). Zarif, Vıie.el. RemHil Sevilâv. ITnr

Türkiye - 2 Irak - 2Dün Bağdatta oynanan

Dünya Ordulararası Futbol şampiyonasında Ordu takı­mımız Irak ’Ja 2 — 2 berabe re kalmıştır.

Çetinkaya Takımı 22 Mart Tarihinde

“Avangart” Rus Takımı ile Bir Maç Yapacaktır. Öğrendiğimize göre, Çe­tinkaya Futbol takımı 22 Mart 1961 Çarşamba günü Lefkoşa Taksim stadında Rusya’nın meşhur takımla­rından Avangart takımı ile bir maç yapacaktır.

Lefkoşa Türk Kız Lisesi Spor öğretmenleri Perihan Çelikel İle Sonay Vudslı, Maarif Kupası maçları ve bu maçlarda okullarının elde ettiği neticeler hakkında Snor Sekreterimiz Tekin Yüksel’e dün okul’da İzahat verirlerken. (Foto Bozkurt - BiLBAY)

ANKARACUMA

Ankara Amatör Birinci Kiime birincisi Jandarma Gücü futbol takımı, askeri bir Türk uçağı ile önümüz­deki Cuma günü Kıbrıs’a ge lecek ve üç karşılaşma yapa çaktır.

Leymosuıı Doğan T.B.- nin davetlisi olarak adamız da bir hafta kalacak olan Jandarma Gücü ilik maçını Bayramın ilk günü (t'umar te: i) Leymosun’da İ ngiliz Karması ve ikinci maçını da Pazar günü yine Leymo- sunda Doğan T.B. ile yapa çaktır. Üçüncü maçın, Pa­zartesi günü Baf’ta Ülkü Yurdu ile yapılacağı haber verilmektedir .

Doğan T.B. bu müııase*- betle, Cumartesi akşamı

JANDARMA GÜNÜ GELİYOR

M ■

Leymosunda misafirler şere fine bir .balo tertip etmiştir. Jandarma Güçlüler Pazarte si Baf’ı ziyaret edecekler ve Baf Meb’ıısu Halit Kâzım tarafından şereflerine veri-

ijtirakoyna-

lecek öğle yemeğine edeceklerdir. Bafta nacak olan maçtan sonra da Jandarma Gücü şerefine Türk Birliği tarafından bir ko&teyl partisi verilecektir.

K lıa ı ı l ı ı t ıı ı ı ıı

Türk Gücü Mağusada Dostluk Maçları Hazırladı

sit. Yedekler : Doğay, Gül* sen ve Saadet.

Hentbolda ikinciliği kaza uan Lefkoşa K ız Lisesi takı mı ise : Tan gör (Kaptan), Letafet, Behiye, Sevilây, Hurşit, Sıddıka, Zarif, Ha-ti ce; Yedekler : Doğay, Gül­en ve Öney.

Daha sonra konuştuğu­muz sporcular, Hentbo.lda

T e ş e k k ü rKıbrıs’ta ithalât işlerinin

nasıl yapıldığı hakkında bil gi toplamak, ve muhaberat k o n u s u ıı d a e t ü t- l e r y a p m a k üzere dün ö.s. 2.30 da okulumuz son sınıfına mensup beşer kişilik öğrenci gruıblarını iş yerlerine lütfen kabul ede­rek ¡kıymetli vakitlerini, ve bilgilerini esirgemeyen çok sayın iş adamlarımızdan :1. Hüseyin İrfan B-ev’le,

Hüseyin Ziya Bey’e2. Güner Özdil Bey’e3. Günay Ali Riza Bey’e4.Mustafa Sııtkı Bey’e5. Agâh Necat Bey’e,bu arada, Barelays Bank Müdürü Maoit Ferdi Bey’e, ve Trade and £ndustry’den Sayın Abbas Baha Bey’e okulumuz adına teş::k!kür ederim. Lütfi Esendağ Haydarpaşa Ticaret Lisesi

Muhaberat öğretmeni

Bu hafta lig maçı bulun­mayan Mağusa Türk Gücü takımı, haftayı boş geçirme inek için Cumartesi ve Pa­zar günleri iki hususi maç tertip etmiş bulunmaktadır.

Öğrendiğimize göre Türk Gücü takımı bugün ös. saat 3 de, halen Mağusa Lima­nında bulunan Aksu Yapuj-

T A K S İ M SİNEMASIT E L : 5 0 6 9Bugün ve yarın - Saat 2.30 ve 8 de

İKİ SEANSSon senelerin en zengin sahne dekorları ile süslü, milyon­

larca lira sarfıyle ve dünyaca şöhrete sahip artistlerin iştira­kiyle çevrilen, Londranın en büyük Sinemasında 8 ay devam­lı gösterilen ve hasılat rekorunu kıran

Renkli, Amerikan filmi, VISTAVISION.

OMAR HAYYAMBaş Rollerde: CORNEL WILDE - DEBRA PAGET -

JOHN DEREK - MICHAEL REN NIE - YMA SUM AC- RAYMOND MASSEY

TAKSİM SİNEMASI» Sayın müşterilerinin bu fırsatıkaçırmayarak bu muazzam filmi muhakkak görmelerini

tavsiye eder.İLÂVETEN SEVİLEN TÜRK FİLMİ

GARİPLER SOKAĞI(Gü l is t a n g ü z e y , m a h ir ö z e r d e m )

Not: Bugün Saat 2.30’da — KANUNDAN KAÇILMAZ

OMAR HAYYAM

ru fuıtıbol takımı i l e

rın da ayni saatda i l e karşılaşacaktır.

ve ya- R.A.F

Bozkurt Gazetesi Müdürüne-:

CORNEL WILDE DEBRA PAGET

Efendim,Biz aşağıda imza sahih­

leri Perğama — Beyarmu- du Cami Komisyonları, bu vazifeden istifa ettiğimizi, gazetenizde ilân etmenizi reca ederiz.

Mustafa Fahri A li Hüdaverdi Cenan Ömer

Pergama — Beyarmudu 10. 3. 1961

<♦:• >:♦>

Aslen Türkiye’li olup .95 se< neden beri Lefke’ele ilcamet etmekte olan Hüseyin Akam son günljerde yaka landığı hastalıktan kurtula- mıyarak geçen Salı günü hayata gözlerini Ikapamış- tır.

Merhum iyilikseverliği ile tanınmıştı. Tanrıdan rah­met yakınlarına başsağlığı dileriz.

Lefkıeli

da şampiyon olamamanın üzüntüsü içinde olduklarını söylemişler ve "Mağıısa’du rakiplerimize ilk maçta sa­dece 9 - 7 mağlûp olmuştuk' demişlerdir .

Kızlar, en fazla heyecan duydukları maçın L ' un’da 19 Mayıs lift karşı olduğunu ve hu hem son maç ve hem 1 piyonlıık maçı olduğ hırsla oynadllklarını etmediklerini ve rak kim taraftarlarının tezahüratının, ke şampiyon olmaktan men edemediğini söylemişlerdir

Voleybol takımı kaptanı

Giiııay ise : “Kendimizi rol; kuvvetli hissediyoruz Ka- kip bulamamaktan ¡i/.üntii- liivüz. Kulüplerimizin kız ta kııııları obaydı, her ¡¡aman için onlarla kanjılişmavı çok isterdik” demiştir.

Vaktimizin darlığından Lise’de daha fazla kalanın­d ı k 1 ve özür dileyip, nıın olarak ayrıldık,

mfln-

K T.F. Federasyonundan

A Ç I K L A M Aİkinci devre lig fikstürü

idare komitesince hazırlan­mış ve 25 Şubat 1961 tarihi ne Ikadar bütün ilgili knliip lere gönderilmiştir.

İdare Komitemizin karan olmadıkça fikstürde değişik 1 ik yapılııııyacaktır. Takım­lar gününde ve saatinde sa­haya gelmedikleri takdin!» talimaıtmuneleıv göre hiiV men mağlûp savılacaklar' dır.

Talimatnamelere göre liakem tayini İdare kom itesi­nin salâhiyeti dahiline g ir * bir iş olup bu m e v z u d a hrç bir kulübün tavsiye veya protestosu hiçbir ş e k ild e ha leme aluımıyacak, ve cevap landırılmıyacalktır.

İBRIAKAMarkalı Sigaralar

Pir Paketde 12 dane

1 c;i;n

t.

KIBRIS’TA İLK DEFAElektrikle Zayıflama Müessesesi Kuruldu

Avrupanın her tarafında Büyük rağbet gören ve Kadın-Er- kek binlerce insanın vucutiannı güzelleştirip, her türlü hastalığı yok eden (Romatizma ve vucuttaki şişkinlik ve sızılan gideren) | dünyaca meşhur Fin Hamamı Pazartesinden itibaren Lefkoşada açılıyor.

★ ZAYIFLAM AK MI İSTİYORSUNUZ ?★ VUCUDUNUZDA SIZILAR MI VAR ?★ ROMATİZMA, SOĞUK ALGINLIGI, NEZLE, GRİP

VEYA BUNA BENZER HASTALIKLARDAN MUZTAR1P MISINIZ ? J

★ VUCUD UNUZU GÜZELLEŞTİRMEK m i istiyor­s u n u z ?

★ VUCUDUNUZDA ANORMAL ŞİŞKİNLİKLER MI VARDIR ?

O halde hiç tereddüt etmeden müessesemizi ziyaret ediniz. Alaca" | ğmız netice sizi hayretler içerisinde bırakacaktır.

Sabah saat 7.00— ö.s. 3.00 KADINLAR’A ö.s. saat 3.00- -10.00 ERKEKLER’E.

HÜSEYİN T AHIR APARTMANI Tanzimat Sokak, No. 170

___ Kanlı Mescit, Lefkoşa.-........- '♦> <♦> w '•'

SAYFA 4