4
P W H TEKNOLOJİ GAZETESİ MİLLİYET GAZETESİNİN ÜCRETSİZ EKİDİR. 9 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ - SAYI: 3 www.hwp.com.tr S ayın Bakan, Türkiye 2023 hedeflerine hızla koşarken Bilişim Teknolojileri sektörü için özel bir çalışmanız var mı? Bilişim sektöründe yaşanan gelişmelerin diğer sektörleri de doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen ya da tetikleyen bir faktör olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Bundan ötürü bu sektörde gelecek için yapılan her yatırımın, her projenin, her çalışmanın ekonomik kalkınmanın yanı sıra sosyal kalkınmada da önemli bir rol oynadığını söylememiz yerinde olacaktır. Bakanlığımızca teknolojik gelişmeler takip edilerek, yaşanan bu gelişmelere paralel olarak gelişen bilgi teknolojileri ve iletişim sektörünün ihtiyaçları, vatandaşların tüm yaşam evrelerinde yararlandığı tüm hizmet sektörleri, kısacası sektördeki tüm paydaşların ihtiyaç, istek ve talepleri göz önüne alınarak, bunların karşılanması amacıyla oluşturulacak politika, strateji ve hizmetlere yön verilmektedir. Bu gelişmelerin yakından takip edilebilmesi için yasalar, ikincil düzenlemeler, projeler, eylem planları gibi düzenlemeler yapılmaktadır. Bakanlığımızın bilgi ve iletişim sektörüne yönelik temel politika alanları kapsamında 2015 yılında da Bilgi Toplumu hedefine ulaşmak için; yerli üretimi ön plana alan ve araştırma - geliştirmeyi teşvik eden bir anlayışla tüm ülkeyi kapsayacak teknolojik gelişmelere açık bir bilgi ve iletişim altyapısının oluşturulması, ülkenin her tarafına sabit ve mobil geniş bant erişim altyapısının ve kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bunu yaparken de sosyal devlet olmamızın bir gereği olarak gerekirse, işletmecilerimizin yatırımlarına ilaveten biz de devlet olarak vatandaşlarımıza dokunan, direkt olarak vatandaşlarımızın ve özellikle de gençlerimizin faydalanacağı projeler ve faaliyetler geliştireceğiz. Önceliğimiz geniş bant altyapısını yaygınlaştırmak olacak. Bu altyapıyı sabit telekomünikasyon sektöründe fiber altyapılarla, mobil telekomünikasyon sektöründe de 4G altyapılarıyla kuracağız. Bu amaçla gerekli düzenleme ve yetkilendirmeleri yapacağız. Ancak, bu altyapıyı kurmak yeterli değil. Aynı zamanda bu gelişmiş altyapılar üzerinden verilecek gelişmiş uygulamalar ve e-devlet projelerinin daha hızlı ve geleceğe yönelik olarak oluşturulmasını da sağlayacağız. Ayrıca bakanlık olarak fiber altyapıya da çok önem veriyoruz. OECD ülkelerinin fiber abone penetrasyon oranları dikkate alındığında; Türkiye % 1,8 oranı ile 2014 yılı sonunda birçok ülkeden (Fransa, Kanada, İspanya, Belçika gibi) daha yüksek penetrasyon oranına ulaşmıştır. 2013’ün 3’üncü çeyreği ile 2014’ün aynı dönem abone sayıları dikkate alındığında, fiber abone sayısı yıllık % 44 oranında artmıştır. 2014 yılı sonu itibariyle fiber abone sayısı yaklaşık 1,5 milyona ulaşmıştır. Bu artış oranları ile ülkemizin fiber abone sayısı açısından hızla OECD ülkeleri arasında üst sıralara yerleşeceğini öngörmekteyiz. Bu gelişmelerin yanı sıra GSM kapsama alanı dışında olan yerleri GSM kapsamasına alıyoruz. 2013 yılında 500, 2014 yılında ise 1.100 yerleşim yeri kapsama alanına dahil edilmiştir. 2014 yılı sonu itibarıyla söz konusu Projenin % 85’i tamamlanmış olup, 2015 yılı ortalarında Türkiye’de Mobil Haberleşmenin olmadığı yerleşim yeri kalmayacaktır. Ayrıca, kırsal yerleşim yerlerine kablosuz teknoloji ile ses ve geniş bant erişim altyapısı kurulmasına yönelik projemiz vardı. Bu projeyi de 2014 yılında tamamladık ve 1.686 yerleşim yeri kapsama altına alındı. Önem verdiğimiz alanlardan bir diğeri ise Siber Güvenlik alanıdır. Bu konuda 2013 yılında yayımlanan Siber Güvenlik Eylem Planımızda yer alan eylemlerimizin önemli bir kısmı tamamlandı. Süreklilik arz eden eylemlerin çalışmaları ise devam etmektedir. Ancak, bu alan çok hızlı gelişen bir alan olduğundan, gelişen teknolojiye uygun olarak yeni eylem planı hazırlık çalışmamızı 2014 yılında başlattık ve 2015 yılında ise yayımlayarak yürürlüğe koyacağız. Bakanlığımız, altyapı ve hizmetlere yönelik faaliyetlerini sürdürürken, aynı zamanda bilgi teknolojilerini engelli vatandaşlarımızın hizmetine sunmaya da devam etmektedir. Bu kapsamda Bakanlığımızca geliştirilen ve görme engelli vatandaşlarımıza dağıtımı yapılan Gören Göz cihazından sonra, fiziksel engelli vatandaşlarımıza yönelik olarak da proje geliştirmeye çalışıyoruz. Üçüncü El Projesi olarak adlandırdığımız bu projeyi 2014 yılında başlattık ve bu proje kapsamında 2015 yılında 1000 adet tablet bilgisayarın ve engelli erişilebilirlik cihazının dağıtımını yapacağız. Ayrıca uzay - havacılık sektörleri de dahil olmak üzere tüm haberleşme ve bilgi teknolojileri alanında faaliyet gösteren firmalarımız için AR-GE desteği vereceğiz. Şu anda 1 milyar liralık bir kaynağımız var. Bunun için gelecek projeleri değerlendirme süreçleri TÜBİTAK tarafından gerçekleştirilecek ve bu projeleri süratle hayata geçireceğiz, tamamıyla hibe desteği vereceğiz. Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin Ar-Ge, Yazılım Test, Çağrı, Sayısal Veri, İnternet Değişim Noktası ile uluslararası gönderi alıp-verme konularında uluslararası merkez haline gelmesini de amaçlıyoruz. Özellikle yazılım sektörümüzün ihracatçı olabilmesi için STK’larla çalışmalar yaptığınızı biliyoruz. Bu ihracat hedefi konusundaki öngörünüz nedir? Politikaları belirleyen idareci kurum olarak, sektörün tüm tarafları ile ve diğer ülkelerdeki eşdeğeriyle diyalog içinde faaliyetlerimizi yürütüyor olmamızın sektörün gelişmesi üzerinde ciddi etkileri bulunuyor. Bugün Türkiye, ABD’den Almanya’ya, İngiltere’den Birleşik Arap Emirlikleri’ne Azerbeycan’a, Kazakistan’a, Kırgızistan’a ve daha pek çok ülkeye yazılım ihracatı yapıyor. Fakat ölçek olarak gitmemiz gereken daha çok yol var. Bilişim sektörüne yapılan yüzde 1’lik bir yatırım geriye yüzde 1,8 olarak dönüyor. Bu nedenle özellikle yazılım ve bilişim alanında ihracatımızın yükselmesi için gerekmedikçe düzenleme yapmaktan kaçınıyoruz, adil rekabet ortamı sağlanması için piyasa oluşturucu düzenlemeleri mümkün olduğunca önceden gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu şekilde tüketici menfaatlerinin gözetilerek, serbestleşmenin yaratacağı olumlu etkilerin arttırılmasına çalışıyoruz. Bugün istikrarlı bir bilgi ve iletişim teknolojileri sektörüne sahibiz ve bu yapıyı korumak için politika belirleyiciden, düzenleyici ve işletmecisine kadar tüm taraflar, sektörü geliştirmek, tüketici menfaat ve taleplerine uygun hizmet ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN “2023 iletişim hedeflerinin bir kısmını şimdiden aştık” S ayın Başkan, BT sektörümüzün katma değerli üretime geçebilmesi için çok yoğun çalıştığınızı biliyoruz. Sizce Türkiye 2023 hedeflerine ulaşırken BT sektörünün ekstra bir katkısı sağlaması mümkün mü? Türkiye 2023 hedeflerine ulaşırken, bir lokomotif sektör olan bilişim sektörünün elbette önemli katkısı olacaktır. Dünyanın diğer ileri toplumları ile birlikte bilgi toplumuna dönüşüm sürecindeki ülkemizde, sosyal yaşamdan, ekonomik yaşama kadar her türlü gelişme ve kalkınmada bilişim sektörünün katkısı olacağını düşünüyorum. Halihazırda bu katkıyı görebiliyoruz. Genişbant erişim oranında % 10’luk bir artış, ülkelerde genel ekonomik büyümeye ortalama % 1.8’lik katkı sağlamaktadır. Tüm dünyada da böyledir. Türkiye’nin iletişim hedeflerine baktığımızda, AB’nin Dijital Gündemi ile uyumlu olduğunu görüyoruz. 2023 iletişim hedeflerinin bir kısmını şimdiden aştık. Her ulaştığımız hedefi ileri doğru taşıyoruz. Mobil elektronik haberleşme sistemlerindeki teknolojik gelişmeler ve artan veri trafiği sebebiyle; ileride ortaya çıkabilecek ihtiyaçları karşılayabilmek için Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından Türkiye’de 2015 yılı içinde 4. Nesil Mobil sistemlerinin yetkilendirmesinin yapılması kararlaştırıldı. Bu yetkilendirme ile birlikte de Ar-Ge, yenilikçilik, inovasyon, yerli üretim, yerli istihdam, kaynakların etkin ve verimli kullanımı konuları teşvik edilecektir. Dolayısı ile 2023 hedeflerine ulaşmada bilişim sektörünün katkısı, nitelikli bir katkı olarak artarak devam edecektir. Sektörün, CeBIT gibi dünya çapında kabul görmüş bir platformdan daha fazla yararlanması gerektiğine inanıyor musunuz? Türkiye’deki bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün yalnızca yurt içi pazarla yetinmeyip, küresel ölçekte rekabet gücünü artırması önemlidir. Bunun için uygun platformları kullanması kaçınılmazdır. Sektörümüzün de bu konuda gerekli yeterliliğe sahip olduğunu düşünüyorum. Uluslar arası başarılar elde etmiş, küresel çapta tanınırlığı olan firmalarımız var. Bu başarılarını gerek tanıtım gerekse paylaşım için kullandıkları bu platformlarda sürdürdükleri çalışmalarla geliştirdiklerini düşünüyorum. STK’ların sektöre “başarı” vizyonu aşılamadaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? STK’lar, benim yakından gözlemlediğim kadarı ile sektörümüzdeki en önemli paydaşlar arasındadır. Son on yılda sektörümüzde yaşanan büyük gelişmeyi teknolojik ve düzenleyici çerçeve açısından, üyeleri ile birlikte anlayabilme, adapte olma ve ileri taşıma konusunda, sektörümüzün STK’larının oldukça önemli katkısı oldu. STK’lar bağımsız hareket kabiliyetlerini, yurtiçi ve yurtdışı deneyimlerini artırarak sektöre aktardılar. Bunun yanı sıra, STK’ların kendi alanlarında yaptıkları araştırmalar sonucu hazırladıkları raporlar sektörümüze oldukça önemli katkı sağlamaktadır. Ayrıca başta nitelikli personel yetiştirilmesi, çevre ülkelere teknik destek sağlanması, yazılım ürünlerinin ihracatı, çağrı merkezlerinin yaygınlaştırılması gibi konularda STK’ların Türkiye’nin 2023 vizyonundaki hedefleriyle uyumlu faaliyetlerini çok önemsiyoruz. Dr. Tayfun Acarer, BT sektörünün rekabet gücünü arttırması için uygun platformların kullanılması gerektiğini düşünüyor. BTK BAŞKANI TAYFUN ACARER Bakan Lütfi Elvan, CeBIT’in BT sektörüne katkısını “Önümüzdeki yıllarda daha fazla katılımcı, marka ve ziyaretçi ile büyümeye devam edeceğine ve sektörün gelişmesine daha fazla katkı sağlayacağına inanıyorum” sözleriyle özetliyor. CeBIT gibi platformlar BT sektörünü büyütür Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü, yüksek büyüme potansiyeli olan sektörlerden biri olarak, Türkiye’nin 2023 için işaret ettiği 500 milyar dolarlık ihracat hedefi için kuşkusuz oldukça önem taşıyor. Bu hedef doğrultusunda, en belirleyici etken hedef pazarlara ne ölçüde ulaşılabileceği olacaktır. CeBIT Bilişim Eurasia tam da bu noktada önem kazanıyor. Hem İstanbul’un coğrafi konumu hem de CeBIT Bilişim Eurasia kapsamında hedef ülke - sektör bazlı gerçekleşen ziyaretçi çalışmaları sonucunda fuar; Ortadoğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa, Türki Cumhuriyetler ve Rusya’yı aynı çatı altında buluşturan % 100 iş odaklı bir ticari etkinlik işlevi görüyor. Firmalar, hedef ülkelerden gelen ziyaretçi ve satın alma kararını verenlerle iş bağlantıları kurma, böylelikle hedef pazarlara açılma ve bu pazarlardaki iş hacimlerini geliştirme olanağı buluyorlar. Bizler, firmaların stantlarında görmek istedikleri hedef ziyaretçiye özel pazarlama ve tanıtım çalışmaları sağlayarak firmaların fuardan en yüksek verimi almaları için büyük çaba gösteriyoruz. Ayrıca, CeBIT Bilişim Eurasia’nın Avrasya bölgesinin bilişim alanındaki nabzını tuttuğunu söyleyebiliriz. İş dünyasının liderleri, üst düzey devlet yetkilileri, çevre ülkelerin sivil toplum kuruluşlarının da yoğun ilgi gösterdikleri fuarda, sektörde izlenen politikalar ve son gelişmeler ilk ağızdan öğrenilebiliyor. Fuarla eşzamanlı düzenlenen CeBIT Global Konferansları da bu konuda önemli bir araç rolü görüyor. Hannover Fairs Turkey olarak diğer fuarlarımızda olduğu gibi CeBIT Bilişim Eurasia için de bizim en önemli hedefimiz sağladığımız bu ticari platform yolu ile sektörün gelişimine ve Türkiye’nin ihracat hedeflerini yakalamasına yardımcı olabilmek. Bu noktada, BT firmalarına, fuara katılarak ve CeBIT Global Konferansları takip ederek bu platformun sunduğu avantajlardan yararlanmalarını öneriyoruz. HANNOVER FAIRS TURKEY A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ ALEXANDER KUEHNEL “Bilişim sektörüne yapılan yüzde 1’lik bir yatırım geriye yüzde 1,8 olarak dönüyor.” vermek ve bilgi toplumuna dönüşümü sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmek için çaba gösteriyoruz. Yazılım sektörümüzün bilinirliğinin arttırabilmesi için fuarların önemi tartışılmaz. Sizce sektörel fuarların Türkiye yazılım sektörüne katkısı ne olabilir? Sizin de belirttiğiniz üzere sektörel fuarlar, firmalarımızın birikimlerini göstermeleri ve yeni işbirlikleri için önemli bir fırsat yaratıyor. Yazılım sektörümüz ise her geçen gün büyüyor ancak bu dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye için yeterli değil. Bilişim sektörünün dünyadaki büyüklüğü 5 trilyon dolar civarında. Dünyanın gayrısafi hasılası ise 70 trilyon dolar civarında. Dolayısı ile bilgi teknolojilerinin büyüklüğü yüzde 8’ler civarında ve bu oran gittikçe artıyor. Türkiye’ye baktığımız zaman gayrısafi milli hasılasımız 820 milyar dolar civarında. Bilgi teknolojileri ve iletişim alanında Türkiye’de sektörün ürettiği temel büyüklük 30 milyar dolar. Yani bu alanda ürettiğimiz değer, Türkiye’nin ürettiğinin yanında çok küçük bir değer. Dolayısıyla yazılım sektörümüzün gelişmesi ve pazarını genişletmesi açısından fuarların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Fuarlar ülke ekonomisine hem direkt hem de dolaylı katkı sağlıyor. Onlarca, yüzlerce hatta binlerce alıcı ve satıcı bir araya gelerek iş bağlantıları kurabiliyor. Böylece, ticaret hacmi ferdi ziyaret ve tanıtım yoluyla elde edilen sonuçlara kıyasla çok daha fazla arttırılabiliyor. BT sektörünün bölgemizdeki tek platformu olan CeBIT fuarını yeterince kullanabildiğini düşünüyor musunuz? CeBIT’in bilişim firmalarının yanı sıra işinde bilişimi kullanan tüm dikey sektör firmalarını ve hatta kamu kurumlarını dahi aynı çatı altında buluşturan çok önemli bir fuar olduğunu düşünüyorum. Bilgi ve teknoloji alanında faaliyet gösteren firmalarda CeBIT Fuarı’na olan ilgilerini başladığı ilk günden bu yana artırarak gösterdiler. Binin üzerinde marka tanıtılıyor ve yüz binlerin üzerinde ziyaretçiyi ağırlıyor. Bu ziyaretçilerin büyük çoğunluğu da kurumsal ziyaretçi oluyor. Ya firmaların üst ve orta düzey yöneticileri ya da karar alma sürecinde etkili kişiler. Sayısız ulusal ve yabancı firma en yeni ürünlerini hem tüketiciler hem de diğer şirketler ile buluşturdu. Yeni ortaklıklar ve fikirler ortaya çıktı. Bu noktada ben CeBIT’in önümüzdeki yıllarda daha fazla katılımcı, marka ve ziyaretçi ile büyümeye devam edeceğine ve sektörün gelişmesine daha fazla katkı sağlayacağına inanıyorum. Teknoloji sosyal kalkınmada önemli bir rol oynuyor

HWP Teknoloji Gazetesi S03 Şubat 2015

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Milliyet ve Vatan gazeteleriyle birlikte dağıtılan HWP Teknoloji Gazetesi'nin Şubat 2015 sayısı.

Citation preview

Page 1: HWP Teknoloji Gazetesi S03 Şubat 2015

PPPWWH TEKNOLOJİG A Z E T E S İ

MİLLİYET GAZETESİNİN ÜCRETSİZ EKİDİR.

9 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ - SAYI: 3

w w w . h w p . c o m . t r

Sayın Bakan, Türkiye 2023 hedeflerine hızla koşarken Bilişim Teknolojileri sektörü için özel bir çalışmanız var mı?Bilişim sektöründe yaşanan

gelişmelerin diğer sektörleri de doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen ya da tetikleyen bir faktör olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Bundan ötürü bu sektörde gelecek için yapılan her yatırımın, her projenin, her çalışmanın ekonomik kalkınmanın yanı sıra sosyal kalkınmada da önemli bir rol oynadığını söylememiz yerinde olacaktır. Bakanlığımızca teknolojik gelişmeler takip edilerek, yaşanan bu gelişmelere paralel olarak gelişen bilgi teknolojileri ve iletişim sektörünün ihtiyaçları, vatandaşların tüm yaşam evrelerinde yararlandığı tüm hizmet sektörleri, kısacası sektördeki tüm paydaşların ihtiyaç, istek ve talepleri göz önüne alınarak, bunların karşılanması amacıyla oluşturulacak politika, strateji ve hizmetlere yön verilmektedir. Bu gelişmelerin yakından takip edilebilmesi için yasalar, ikincil düzenlemeler, projeler, eylem planları gibi düzenlemeler yapılmaktadır.Bakanlığımızın bilgi ve iletişim sektörüne yönelik temel politika alanları kapsamında 2015 yılında da Bilgi Toplumu hedefine ulaşmak için; yerli üretimi ön plana alan ve araştırma - geliştirmeyi teşvik eden bir anlayışla tüm ülkeyi kapsayacak teknolojik gelişmelere açık bir bilgi ve iletişim altyapısının oluşturulması, ülkenin her tarafına sabit ve mobil geniş bant erişim altyapısının ve kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bunu yaparken de sosyal devlet olmamızın bir gereği olarak gerekirse, işletmecilerimizin yatırımlarına ilaveten biz de devlet olarak vatandaşlarımıza dokunan, direkt olarak vatandaşlarımızın ve özellikle de gençlerimizin faydalanacağı projeler ve faaliyetler geliştireceğiz.Önceliğimiz geniş bant altyapısını yaygınlaştırmak olacak. Bu altyapıyı sabit telekomünikasyon sektöründe fiber altyapılarla, mobil telekomünikasyon sektöründe de 4G altyapılarıyla kuracağız. Bu amaçla gerekli düzenleme ve yetkilendirmeleri yapacağız. Ancak, bu altyapıyı kurmak yeterli değil. Aynı zamanda bu gelişmiş altyapılar üzerinden verilecek gelişmiş uygulamalar ve e-devlet projelerinin daha hızlı ve geleceğe yönelik olarak oluşturulmasını da sağlayacağız.Ayrıca bakanlık olarak fiber altyapıya da çok önem veriyoruz. OECD ülkelerinin fiber abone penetrasyon oranları dikkate alındığında; Türkiye % 1,8 oranı ile 2014 yılı sonunda birçok ülkeden (Fransa, Kanada, İspanya, Belçika gibi) daha yüksek penetrasyon oranına ulaşmıştır. 2013’ün

3’üncü çeyreği ile 2014’ün aynı dönem abone sayıları dikkate alındığında, fiber abone sayısı yıllık % 44 oranında artmıştır. 2014 yılı sonu itibariyle fiber abone sayısı yaklaşık 1,5 milyona ulaşmıştır. Bu artış oranları ile ülkemizin fiber abone sayısı açısından hızla OECD ülkeleri arasında üst sıralara yerleşeceğini öngörmekteyiz. Bu gelişmelerin yanı sıra GSM kapsama alanı dışında olan yerleri GSM kapsamasına alıyoruz. 2013 yılında 500, 2014 yılında ise 1.100 yerleşim yeri kapsama alanına dahil edilmiştir. 2014 yılı sonu itibarıyla söz konusu Projenin % 85’i tamamlanmış olup, 2015 yılı ortalarında Türkiye’de Mobil Haberleşmenin olmadığı yerleşim yeri kalmayacaktır. Ayrıca, kırsal yerleşim yerlerine kablosuz teknoloji ile ses ve geniş bant erişim altyapısı kurulmasına yönelik projemiz vardı. Bu projeyi de 2014 yılında tamamladık ve 1.686 yerleşim yeri kapsama altına alındı.Önem verdiğimiz alanlardan bir diğeri ise Siber Güvenlik alanıdır. Bu konuda 2013 yılında yayımlanan Siber Güvenlik Eylem Planımızda yer alan eylemlerimizin önemli bir kısmı tamamlandı. Süreklilik arz eden eylemlerin çalışmaları ise devam etmektedir. Ancak, bu alan çok hızlı gelişen bir alan olduğundan, gelişen teknolojiye uygun olarak yeni eylem planı hazırlık çalışmamızı 2014 yılında başlattık ve 2015 yılında ise yayımlayarak yürürlüğe koyacağız.Bakanlığımız, altyapı ve hizmetlere yönelik faaliyetlerini sürdürürken, aynı zamanda bilgi teknolojilerini engelli vatandaşlarımızın hizmetine sunmaya da devam etmektedir. Bu kapsamda Bakanlığımızca geliştirilen ve görme engelli vatandaşlarımıza dağıtımı yapılan Gören Göz cihazından sonra, fiziksel engelli vatandaşlarımıza yönelik olarak da proje geliştirmeye çalışıyoruz. Üçüncü El Projesi olarak adlandırdığımız bu projeyi 2014 yılında başlattık ve bu proje kapsamında 2015 yılında 1000 adet tablet bilgisayarın ve engelli erişilebilirlik cihazının dağıtımını yapacağız.Ayrıca uzay - havacılık sektörleri de dahil olmak üzere tüm haberleşme ve bilgi teknolojileri alanında faaliyet gösteren firmalarımız için AR-GE desteği vereceğiz. Şu anda 1 milyar liralık bir kaynağımız var. Bunun için gelecek projeleri değerlendirme süreçleri TÜBİTAK tarafından gerçekleştirilecek ve bu projeleri süratle hayata geçireceğiz, tamamıyla hibe desteği vereceğiz.Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin Ar-Ge, Yazılım Test, Çağrı, Sayısal Veri, İnternet Değişim Noktası ile uluslararası gönderi alıp-verme konularında uluslararası merkez haline gelmesini de amaçlıyoruz.

Özellikle yazılım sektörümüzün ihracatçı olabilmesi için STK’larla çalışmalar yaptığınızı biliyoruz. Bu ihracat hedefi konusundaki öngörünüz nedir?Politikaları belirleyen idareci kurum olarak, sektörün tüm tarafları ile ve diğer ülkelerdeki eşdeğeriyle diyalog içinde faaliyetlerimizi yürütüyor olmamızın sektörün gelişmesi üzerinde ciddi etkileri bulunuyor. Bugün Türkiye, ABD’den Almanya’ya, İngiltere’den Birleşik Arap Emirlikleri’ne Azerbeycan’a, Kazakistan’a, Kırgızistan’a ve daha pek çok ülkeye yazılım ihracatı yapıyor. Fakat ölçek olarak gitmemiz gereken daha çok yol var. Bilişim sektörüne yapılan yüzde 1’lik bir yatırım geriye yüzde

1,8 olarak dönüyor.Bu nedenle özellikle yazılım ve bilişim alanında ihracatımızın yükselmesi için gerekmedikçe düzenleme yapmaktan kaçınıyoruz, adil rekabet ortamı sağlanması için piyasa oluşturucu düzenlemeleri mümkün olduğunca önceden gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu şekilde tüketici menfaatlerinin gözetilerek, serbestleşmenin yaratacağı olumlu etkilerin arttırılmasına çalışıyoruz. Bugün istikrarlı bir bilgi ve iletişim teknolojileri sektörüne sahibiz ve bu yapıyı korumak için politika belirleyiciden, düzenleyici ve işletmecisine kadar tüm taraflar, sektörü geliştirmek, tüketici menfaat ve taleplerine uygun hizmet

ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI LÜTFİ ELVAN

“2023 iletişim hedefl erinin bir kısmını şimdiden aştık”

Sayın Başkan, BT sektörümüzün katma değerli üretime geçebilmesi için çok yoğun çalıştığınızı biliyoruz.

Sizce Türkiye 2023 hedeflerine ulaşırken BT sektörünün ekstra bir katkısı sağlaması mümkün mü?Türkiye 2023 hedeflerine ulaşırken, bir lokomotif sektör olan bilişim sektörünün elbette önemli katkısı olacaktır. Dünyanın diğer ileri toplumları ile birlikte bilgi toplumuna dönüşüm sürecindeki

ülkemizde, sosyal yaşamdan, ekonomik yaşama kadar her türlü gelişme ve kalkınmada bilişim sektörünün katkısı olacağını düşünüyorum. Halihazırda bu katkıyı görebiliyoruz. Genişbant erişim oranında % 10’luk bir artış, ülkelerde genel ekonomik büyümeye ortalama % 1.8’lik katkı sağlamaktadır. Tüm dünyada da böyledir. Türkiye’nin iletişim hedeflerine baktığımızda, AB’nin Dijital Gündemi ile uyumlu olduğunu görüyoruz. 2023 iletişim hedeflerinin bir kısmını şimdiden

aştık. Her ulaştığımız hedefi ileri doğru taşıyoruz. Mobil elektronik haberleşme sistemlerindeki teknolojik gelişmeler ve artan veri trafiği sebebiyle; ileride ortaya çıkabilecek ihtiyaçları karşılayabilmek için Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından Türkiye’de 2015 yılı içinde 4. Nesil Mobil sistemlerinin yetkilendirmesinin yapılması kararlaştırıldı. Bu yetkilendirme ile birlikte de Ar-Ge, yenilikçilik, inovasyon, yerli üretim, yerli istihdam, kaynakların etkin ve verimli kullanımı konuları teşvik edilecektir. Dolayısı ile 2023 hedeflerine ulaşmada bilişim sektörünün katkısı, nitelikli bir katkı olarak artarak devam edecektir.

Sektörün, CeBIT gibi dünya çapında kabul görmüş bir platformdan daha fazla yararlanması gerektiğine inanıyor musunuz?Türkiye’deki bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün yalnızca yurt içi pazarla yetinmeyip, küresel ölçekte rekabet gücünü artırması önemlidir. Bunun için uygun platformları kullanması kaçınılmazdır. Sektörümüzün de bu konuda gerekli yeterliliğe sahip olduğunu düşünüyorum. Uluslar arası başarılar elde etmiş, küresel

çapta tanınırlığı olan firmalarımız var. Bu başarılarını gerek tanıtım gerekse paylaşım için kullandıkları bu platformlarda sürdürdükleri çalışmalarla geliştirdiklerini düşünüyorum.

STK’ların sektöre “başarı” vizyonu aşılamadaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?STK’lar, benim yakından gözlemlediğim kadarı ile sektörümüzdeki en önemli paydaşlar arasındadır. Son on yılda sektörümüzde yaşanan büyük gelişmeyi teknolojik ve düzenleyici çerçeve açısından, üyeleri ile birlikte anlayabilme, adapte olma ve ileri taşıma konusunda, sektörümüzün STK’larının oldukça önemli katkısı oldu. STK’lar bağımsız hareket kabiliyetlerini, yurtiçi ve yurtdışı deneyimlerini artırarak sektöre aktardılar. Bunun yanı sıra, STK’ların kendi alanlarında yaptıkları araştırmalar sonucu hazırladıkları raporlar sektörümüze oldukça önemli katkı sağlamaktadır. Ayrıca başta nitelikli personel yetiştirilmesi, çevre ülkelere teknik destek sağlanması, yazılım ürünlerinin ihracatı, çağrı merkezlerinin yaygınlaştırılması gibi konularda STK’ların Türkiye’nin 2023 vizyonundaki hedefleriyle uyumlu faaliyetlerini çok önemsiyoruz.

Dr. Tayfun Acarer, BT sektörünün rekabet gücünü arttırması için uygun platformların kullanılması gerektiğini düşünüyor.

BTK BAŞKANI TAYFUN ACARER

Bakan Lütfi Elvan, CeBIT’in BT sektörüne katkısını “Önümüzdeki yıllarda daha fazla katılımcı, marka ve ziyaretçi ile büyümeye devam edeceğine ve sektörün gelişmesine daha fazla katkı sağlayacağına inanıyorum” sözleriyle özetliyor.

CeBIT gibi platformlar BT sektörünü büyütür

Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü, yüksek büyüme potansiyeli olan

sektörlerden biri olarak, Türkiye’nin 2023 için işaret ettiği 500 milyar dolarlık ihracat hedefi için kuşkusuz oldukça önem taşıyor. Bu hedef doğrultusunda, en belirleyici etken hedef pazarlara ne ölçüde ulaşılabileceği olacaktır. CeBIT Bilişim Eurasia tam da bu noktada önem kazanıyor. Hem İstanbul’un coğrafi konumu hem de CeBIT Bilişim Eurasia kapsamında hedef ülke - sektör bazlı gerçekleşen ziyaretçi çalışmaları sonucunda fuar; Ortadoğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa, Türki Cumhuriyetler ve Rusya’yı aynı çatı altında buluşturan % 100 iş odaklı bir ticari etkinlik işlevi görüyor. Firmalar, hedef ülkelerden gelen ziyaretçi ve satın alma kararını verenlerle iş bağlantıları kurma, böylelikle hedef pazarlara açılma ve bu pazarlardaki iş hacimlerini geliştirme olanağı buluyorlar. Bizler, firmaların stantlarında görmek istedikleri hedef ziyaretçiye özel pazarlama ve tanıtım çalışmaları sağlayarak firmaların fuardan en yüksek verimi almaları için büyük çaba gösteriyoruz. Ayrıca, CeBIT Bilişim Eurasia’nın Avrasya bölgesinin bilişim alanındaki nabzını tuttuğunu söyleyebiliriz. İş dünyasının liderleri, üst düzey devlet yetkilileri, çevre ülkelerin sivil toplum kuruluşlarının da yoğun ilgi gösterdikleri fuarda, sektörde izlenen politikalar ve son gelişmeler ilk ağızdan öğrenilebiliyor. Fuarla eşzamanlı düzenlenen CeBIT Global Konferansları da bu konuda önemli bir araç rolü görüyor. Hannover Fairs Turkey olarak diğer fuarlarımızda olduğu gibi CeBIT Bilişim Eurasia için de bizim en önemli hedefimiz sağladığımız bu ticari platform yolu ile sektörün gelişimine ve Türkiye’nin ihracat hedeflerini yakalamasına yardımcı olabilmek. Bu noktada, BT firmalarına, fuara katılarak ve CeBIT Global Konferansları takip ederek bu platformun sunduğu avantajlardan yararlanmalarını öneriyoruz.

BT sektörünü büyütürBilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü, yüksek büyüme potansiyeli olan

sektörlerden biri olarak, Türkiye’nin 2023 için işaret ettiği 500 milyar dolarlık ihracat

taşıyor. Bu hedef doğrultusunda, en

kapsamında hedef ülke - sektör bazlı HANNOVER FAIRS TURKEY A.Ş. GENEL MÜDÜRÜALEXANDER KUEHNEL

“Bilişim sektörüne yapılan yüzde 1’lik bir yatırım geriye yüzde 1,8 olarak dönüyor.”

vermek ve bilgi toplumuna dönüşümü sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmek için çaba gösteriyoruz. Yazılım sektörümüzün bilinirliğinin arttırabilmesi için fuarların önemi tartışılmaz. Sizce sektörel fuarların Türkiye yazılım sektörüne katkısı ne olabilir?Sizin de belirttiğiniz üzere sektörel fuarlar, firmalarımızın birikimlerini göstermeleri ve yeni işbirlikleri için önemli bir fırsat yaratıyor. Yazılım sektörümüz ise her geçen gün büyüyor ancak bu dünyanın 17. büyük ekonomisi olan Türkiye için yeterli değil. Bilişim sektörünün dünyadaki büyüklüğü 5 trilyon dolar civarında. Dünyanın gayrısafi hasılası ise 70 trilyon dolar civarında. Dolayısı ile bilgi teknolojilerinin büyüklüğü yüzde 8’ler civarında ve bu oran gittikçe artıyor. Türkiye’ye baktığımız zaman gayrısafi milli hasılasımız 820 milyar dolar civarında. Bilgi teknolojileri ve iletişim alanında Türkiye’de sektörün ürettiği temel büyüklük 30 milyar dolar. Yani bu alanda ürettiğimiz değer, Türkiye’nin ürettiğinin yanında çok küçük bir değer. Dolayısıyla yazılım sektörümüzün gelişmesi ve pazarını genişletmesi açısından fuarların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Fuarlar ülke ekonomisine hem direkt hem de dolaylı katkı sağlıyor. Onlarca, yüzlerce hatta binlerce alıcı ve satıcı bir araya gelerek iş bağlantıları kurabiliyor. Böylece, ticaret hacmi ferdi ziyaret ve tanıtım yoluyla elde edilen sonuçlara kıyasla çok daha fazla arttırılabiliyor.

BT sektörünün bölgemizdeki tek platformu olan CeBIT fuarını yeterince kullanabildiğini düşünüyor musunuz?CeBIT’in bilişim firmalarının yanı sıra işinde bilişimi kullanan tüm dikey sektör firmalarını ve hatta kamu kurumlarını dahi aynı çatı altında buluşturan çok önemli bir fuar olduğunu düşünüyorum. Bilgi ve teknoloji alanında faaliyet gösteren firmalarda CeBIT Fuarı’na olan ilgilerini başladığı ilk günden bu yana artırarak gösterdiler. Binin üzerinde marka tanıtılıyor ve yüz binlerin üzerinde ziyaretçiyi ağırlıyor. Bu ziyaretçilerin büyük çoğunluğu da kurumsal ziyaretçi oluyor. Ya firmaların üst ve orta düzey yöneticileri ya da karar alma sürecinde etkili kişiler.Sayısız ulusal ve yabancı firma en yeni ürünlerini hem tüketiciler hem de diğer şirketler ile buluşturdu. Yeni ortaklıklar ve fikirler ortaya çıktı. Bu noktada ben CeBIT’in önümüzdeki yıllarda daha fazla katılımcı, marka ve ziyaretçi ile büyümeye devam edeceğine ve sektörün gelişmesine daha fazla katkı sağlayacağına inanıyorum.

Teknoloji sosyal kalkınmada önemli bir rol oynuyor

Page 2: HWP Teknoloji Gazetesi S03 Şubat 2015

PPPWWHTEKNOLOJİ GAZETESİ2 w w w . h w p . c o m . t r9 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ - SAYI: 3

ZyXEL Türkiye, 2014 yılında toplamda 900 bin adet üzeri ürün satışı gerçekleştirerek pazarının lideri oldu. VDSL2 ve Fiber internet modem ve router satışlarında da açık ara lider olarak tamamlayan ZyXEL, cirosal olarak yüzde 50’yi aşan büyüme de kayderek, 2014 yılına damgasını vurdu.

2014 yılında 900 bin adet rakamını deviren satışla Türkiye’nin en çok ev - SOHO- SMB ağ ürünü satan markası olan ZyXEL Türkiye, hem son kullanıcı hem de kurumsal

çözümleri ile sektörün en çok büyüyen şirketlerinden biri oldu. Servis sağlayıcıların da bir numaralı tercihi olan ve geçtiğimiz sene içerisinde en fazla VDSL2 ve fiber modem ürünü satışı gerçekleştirerek lider olan ZyXEL, 2015 yılında da son kullanıcıdan kurumsal çözümlere kadar farklı noktalarda yenilikçi ürün ve çözümler sunmaya devam edecek. 2007 yılından beri Türkiye’de kendi ofisi ile faaliyet gösteren ZyXEL Türkiye, son 7 yıldır istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Bilişim sektörünün oldukça zorlu bir yıl geçirmiş olmasına karşın ZyXEL Türkiye, hem yenilikçi, son kullanıcı ürünleri, hem de kurumlara özel geliştirmiş olduğu network projeleri ve servisleri ile bu sene yüzde 50 üzerinde büyüyerek başarısını devam ettirdi. Küçük ve orta boy işletmelerden, Telekom seviyesine kadar farklı yelpazede ürünler sunan ZyXEL, bu istikrarlı büyümesini gelecek yıla da taşımak ve 2015 yılında daha büyük başarı hikâyelerine imza atmak için hazırlanıyor.

VDSL dönüşümü her iki taraf için de büyük kazanç olacak İnternete bağlı cihazların sayısı artmaya devam ettikçe, bağlantı hızı ve kesintisiz bağlantı kalitesine olan ihtiyaç da giderek artıyor. Hem evlerde, hem de küçük ve orta ölçekli işletmelerde daha fazla cihazı desteklemek ve zengin medya içeriğine daha hızlı ulaşabilmek için yüksek bant genişliği talebi artmaya devam ediyor. ZyXEL Türkiye Genel Müdürü Vefa Tarhan geçtiğimiz sene içerisinde hızla artan bu ihtiyacın özellikle VDSL dönüşümünü hızlandırdığını belirtti. Internet servis sağlayıcıların ve telekom operatörlerinin bu ihtiyacı karşılamak için yeni yatırımlar yaptığı belirten Vefa Tarhan, bu alanda en başarılı ve zengin çözümlerin ZyXEL tarafından sunulduğunu belirtti. Vefa Tarhan, geçtiğimiz sene ev kullanıcıları ve ISP’lerin ( Internet Servis Sağlayıcısı) yeni nesil VDSL2 ev fiber internet bağlantı çözümü konusunda ağırlıklı olarak ZyXEL’i tercih ettiklerini belirtti. ISP’lerin VDSL2 dönüşümünde ZyXEL çözümlerinin kalitesi sayesinde müşteri memnuniyetini de artırdıklarını söyleyen Tarhan, ZyXEL’in önümüzdeki dönemde de servis sağlayıcıların ve son kullanıcıların en çok tercih edeceği

başarılara imza atıldığını belirten Tarhan şöyle dedi, “İnternet teknolojilerinin en yoğun kullanıldığı eğitim kurumları 2014 yılında en çok proje geliştirdiğimiz sektörlerden biriydi. Bu alanda hem ulusal hem de uluslararası tecrübelerimiz ile üniversite kampüslerinden yurtlara, kütüphanelere kadar farklı ortamlar için çözümler sağladık. ZyXEL, yoğun kablosuz internet bağlantısının ihtiyaç duyulduğu geniş yerleşkelerde hem bina içi hem de açık alanlarda en yüksek bant genişliğini ve kesintisiz sinyal kalitesini sunabilen üstün kablosuz çözümlere sahip. Yurtlar, üniversiteler, okullar, kütüphaneler gibi eğitim dünyasının farklı alanlarında gerçekleştirdiğimiz bu başarılı projeler 2014 yılındaki büyümemizde önemli rol oynadı. Bu alandaki tecrübelerimiz ile benzer yapılarda, örneğin turizm sektöründeki otel, tatil köyü ve benzeri turistik tesislerde de başarılı çalışmalar yapıyoruz. 2015 yılında geniş yerleşkeye sahip ve yüksek kalitede kablosuz bağlantı talep eden her çözüm ortaklarımız ile birlikte başarılı projeler gerçekleştireceğiz.”

Kullanıcı ihtiyaçlarını en iyi ZyXEL adresliyor2014 yılında son kullanıcı tarafında da en çok tercih edilen markanın ZyXEL olduğunu belirten Vefa Tarhan şöyle dedi: ”Son kullanıcıya yönelik geliştirdiğimiz teknolojiler açısından da 2014 yılının oldukça yenilikçi olduğunu söyleyebiliriz. Kablosuz bağlantılarda AC teknolojisinin gelmesi ile birlikte çok daha geniş kapsama alanına ihtiyaç duyan kullanıcıların bu taleplerini yerini getirdik. Ayrıca Powerline serimiz bu yıl çok ciddi talep gören ürünlerimiz arasında oldu. Powerline serimiz sayesinde elektrik şebekesi üzerinden ev ve küçük işletmelerde her odaya 500 Mbps hıza kadar bağlantı paylaşmak mümkün hale geliyor. Tüketicilere yönelik sunduğumuz bu yenilikçi ürünler sayesinde ev ağlarının çok daha güçlü ve her alanda ihtiyaç karşılayabilecek kadar yüksek bant genişliğinde olabilmesine imkân tanıyoruz.”

Multimedya depolama çözümlerinde bulut dönemiHızla artan multimedya içeriklerin her zaman her yerden kolayca erişebilir olmasının giderek önem kazandığını belirten Vefa Tarhan, bu alandaki çözümlerine de hız kazandırdıklarını ve 2014 yılında artan talepleri en doğru ürünler ile karşıladıklarını belirtti. 2015 yılında da tüketicilerin dijital verilerini saklamak için güvenilir ürünlere olan ihtiyaçlarının artacağını belirten Tarhan şöyle dedi: “NAS ürünleri artık ev ağlarının birer parçası olmaya başladılar. Kullanıcılar çok daha fazla fotoğraf ve video çekiyor, internetten daha fazla içerik indiriyor. Bunları doğru ve güvenilir bir ortamda saklamak kadar, evdeki tüm cihazlardan ve hatta dışarıdan erişebilmek çok önemli hale geldi. ZyXEL olarak yenilikçi NAS ürünlerimiz ile birlikte ev kullanıcılarına tüm dijital verilerini güvenle saklayabilecekleri bulut tabanlı ürünler sunuyoruz. Ağ veri depolama cihazlarımız iOS ve Android işletim sistemli tüm mobil cihazlar ile birlikte uyumlu bir şekilde çalışarak, kullanıcıların uzaktan dosyalarına kolayca erişebilmelerine imkân tanıyor. Akıllı televizyonlar, oyun konsolları ve evdeki bilgisayar için merkezi bir depolama alanı yaratmış oluyoruz. NAS ürünlerimiz 2014 yılında artan kapasiteleri, kişisel bulut oluşturabilme yetenekleri ve platform uyumlulukları ile en gözde cihazlar oldular.”

2015’te büyümeye devam Son 7 yıldır yakalanan sürekli büyümesi ve son kullanıcya en iyi servis desteği veren tamamen yerel çalışanları ile tam operasyon kadrosuyla, bölgesel niteliği ile ZyXEL’in tüm dünyadaki ofislerinde bir ilk olduğunu bu sebeple Türkiye operasyonunun gittikçe değer kazandığını belirten Vefa Tarhan, 2015’te Telekom sektörü çözümleri yanı sıra, özellikle profesyonle kablosuz ağlar, Internet ve yerel ağ anahtarların, güvenlik, akıllı ev ofis çözümlerine daha fazla yatırım yapacaklarını belirtti. Tarhan, 2015 hedefleri hakkında şöyle konuştu: Telekom ve İşletmelerin ihtiyaç duyduğu çözümler konusunda iş ortaklarımız ile çok daha güçlü bir şekilde yeni yıla giriyoruz. Ayrıca son kullanıcıların kablosuz ağ çözümlerinde en çok tercih ettiği marka olarak liderliğimizi 2015 yılında daha da pekiştirmek istiyoruz. 2015’in hem kurumlar hem de bireyler için teknolojik dönüşümün hızla yayıldığı dönem olacağına inanıyoruz.

marka olacağını belirterek şöyle devam etti: “VDSL dönüşümü Türkiye’de ADSL lisanslarının verilmeye başlanmasından bu yana yapılan en büyük devrimdir. Bu dönüşüm sayesinde son kullanıcılar ve kurumlar çok daha yüksek hızlara kavuşurken, servis sağlayıcılar da artan bant genişliği ile birlikte müşterilerine ses, TV, oyun ve bulut depolama servislerinden oluşan farklı hizmet paketlerini sunup katma değer yaratma şansı elde ediyorlar. Bu dönüşüm her iki taraf için de çok daha kazançlı hale geliyor. Türkiye’de internet girişimciliğinin artması ve ekosistemin büyümesi için bu dönüşüm şarttır. ZyXEL olarak bu alanda en başarılı çözümleri sağlamaktan ve bu dönüşüme liderlik etmekten dolayı gururluyuz.”

İşletmelerin tercihi ZyXEL oldu2014 yılında kurumsal çözümlere iş ortakları ile birlikte daha fazla odaklanan ZyXEL Türkiye, farklı sektörden müşterilerine çözüm odaklı projeler geliştirerek bu alanda yüzde 46 büyüme gerçekleştirdi. Kurumların yeni nesil network altyapılarında işin ehli çözüm ortaklarına daha fazla ihtiyaç duyduklarını belirten ZyXEL Türkiye Genel Müdürü Vefa Tarhan şöyle dedi: “Kurumlar, artan network trafiklerini dengelemek, maliyet/kalite odaklı ve gelecek teknolojiler ile uyumlu altyapılar kurmak zorundalar. Rekabetin yoğun olduğu iş dünyasında şirketlerin yeniliklerden geri kalma veya iş süreçlerini aksatacak altyapı eksiklikleri

ile çalışmaya devam etme lüksü kalmadı. IT yöneticileri bu yüzden çok daha hızlı, çevik, güvenilir ve yeni nesil teknolojiler ile şimdiden, ağ teknolojilerine yatırım yapmak zorundalar.

Daha güvenli altyapılara ihtiyaç artacak2014’te hem dünyada hem de Türkiye’de dijital saldırıların en çok gündeme geldiği yıl olduğunu belirten Vefa Tarhan, işletmelerin altyapı ihtiyaçlarında güvenlik yeteneklerini çok daha fazla önemsemeye başladıklarını belirtti. Yenilikçi çözümler ile bu alanda da büyüdüklerini vurgulayan Tarhan şöyle devam etti, “2014 hem küçük ve orta ölçekli işletmelere hem de büyük kurumlara yönelik güvenlik çözümlerimizin çok daha fazla talep edildiği bir yıl oldu. Yeni nesil USG ailemiz ile her ölçekte kurumlarda network güvenliğini proaktif olarak kontrol altında tutup tam raporlama ve anında müdahale edebilme şansı tanıyoruz. ZyXEL One Network yaklaşımımız sayesinde ağ yöneticileri tüm altyapıyı uzaktan kontrol edebiliyor ve tam denetim sağlayabiliyor. 2015 yılında da yeni nesil ağ güvenlik geçitlerimiz ve One Network çözümlerimiz ile kurumların güvenlik ihtiyaçlarında en üst kalite çözümler sunmaya devam edeceğiz.”

Eğitim sektörü ZyXEL’e emanet2014 yılında özellikle eğitim sektöründe yoğun çalışmalar yapıldığını ve bu alanda önemli

“Türkiye’de Ar-Ge’ye odaklanarak yerli projeler ve inovasyonu desteklemek önceliğimiz”

Sanayi Devrimi’nden bu yana hayatımız büyük bir hızla dönüşüyor. İnternetin hayatımıza girmesiyle bu dönüşüm baş döndürücü bir hal alıyor.

Dönüşümün en önemli halkalarından biri olan internetin günümüzdeki en önemli uzantılarının başında Nesnelerin İnterneti kavramı geliyor. Bu kavram 2015 ve sonrasında geleceğe atılacak adımların temelini oluşturuyor.Dünyada bugün 14 milyara yakın akıllı nesne olduğunu belirten Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, Nesnelerin İnternet’i ile bugün geldiğimiz noktayı şöyle değerlendiriyor: “Dünyadaki insan nüfusundan fazla akıllı nesne olması, artık akıllı ve bağlantılı nesnelerin hayatımızla ne kadar iç içe geçtiğinin bir göstergesi. Özellikle 2014 yılı, teknoloji ve hayatın daha da iç içe geçtiği ve giyilebilir teknolojilerin de içinde olduğu ‘Nesnelerin İnterneti’ döneminin başlangıç yılı olarak yeni bir dönüm noktası oldu. Nesnelerin İnterneti ile hayatımızın değişime uğraması, şirketlerin ürün ve hizmetlerinin sunumunda yeni bakış açıları geliştirmelerine neden oluyor. Nesnelerin İnterneti

uygulamalarındaki öncül uygulamaların, 1,6 trilyon dolarlık pazar büyüklüğü ile perakende sektöründe yeni bir çığır açması bekleniyor.”

“Teknolojide bugün önemli bir kırılma noktasındayız”İnternetin dünya çapında herkese eşit fırsatlar sunduğunu vurgulayan Aydın, Türkiye olarak genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğumuzu ve mühendislik yeteneklerimizin de oldukça gelişmiş olduğunu ifade ediyor. Bu yeteneklerle Türkiye’nin, dünyanın getirdiği Nesnelerin İnterneti ve Giyilebilir Teknolojiler alanlarındaki yeni fırsatları değerlendirmesi gerektiğini aktaran Aydın, Nesnelerin İnterneti ile ilgili sözlerini şu şekilde sürdürüyor:“Son birkaç yıldır televizyonların, arabaların ve farklı cihazların hem akıllanmaya hem de internete bağlı hale gelmeye başladığını gözlemliyoruz. Çok yakın bir gelecekte arabaların kombilerle, buzdolaplarının marketlerle ve kullandığımız birçok cihazın birbiriyle iletişim kurarak hayatımızı kolaylaştırdığını göreceğiz. 2020 yılında dünyada 50 milyar akıllı ve birbirine bağlı

cihaz olacağı öngörülüyor. 2014’ten itibaren çok daha fazla gerçeğe dönüştüğünü görmeye başladığımız ‘Nesnelerin İnterneti’ pazarının 2025 yılında 6,2 trilyon dolarlık büyüklüğe sahip olacağı öngörülüyor. Intel olarak bu değişim ve dönüşümün tam ortasında yer alıyoruz. Son dönemde geliştirdiğimiz Intel Edison ve Intel Galileo gibi teknolojilerle de bu alandaki işlemci teknolojisini geleceğe taşıyoruz. “Ocak ayında CES’te tanıtımını yaptığımız, düğme boyutundaki giyilebilir teknolojiler geliştirmeye yönelik Intel® Curie™ modülüyle de giyilebilir teknolojiler alanında yeni bir oyun alanı ortaya çıkardık. Sadece bir elbise düğmesi boyutundaki bu modül sayesinde yüzükler, çantalar, bileklikler, kolyeler ve hatta elbise düğmeleri dahi akıllı hale getirilebilecek. Sosyal medya,sağlık ve fitness uygulamalarında çığır açacak yeni kullanım alanları sağlayacak. Teknolojide önemli bir kırılma noktasında olduğumuzu belirten Aydın, Intel olarak bu kırılma noktasında Türkiye’den çıkıp dünyaya yayılan projelerin çıkmasını desteklediklerini belirtti. Bu alanda yaptıkları farklı yarışmalarla girişimcilerin önünü açtıklarını ifade eden Intel Türkiye Genel Müdürü, 2014 yılında İTÜ’de açtıkları Ar-Ge merkezi sayesinde bu tür projelerin çıkmasına liderlik ettiklerini vurguladı.

“Türkiye’den bilişim ihracatı yapılmasını destekliyoruz”Intel olarak 2014 yılında İstanbul’da açtığımız Ar-Ge merkezinde de Nesnelerin İnterneti, giyilebilir teknolojiler ve ileri eğitim teknolojileri konularına odaklandıklarını ifade eden Burak Aydın, hedeflerini şu şekilde özetledi:“Ar-Ge merkezi ile uzun vadedeki amaçlarımızdan biri iş ortaklarımızı Ar-Ge proje ortaklarımız olarak da konumlamak. Bununla birlikte ülkedeki know-how birikimine ve açık inovasyon kültürünün gelişimine destek olmak ve bu vesileyle Türkiye’den bilişim ihracatı yapılmasına ve başarılı girişimlerin çıkmasına doğrudan veya dolaylı liderlik etmek.” Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, şu değerlendirmeler bulunarak sözlerini tamamladı:“Sektördeki iş ortaklarımız, üniversiteler,

kamu kurumları ve kuruluşları ile birlikte yenilikçi açık Ar-Ge modeli oluşturuyoruz. 2015 yılındaki hedefimiz, Türkiye’nin kendi projelerini üretmesinde ve dünyaya teknoloji ihraç etmesinde önemli bir rol oynamak. Türkiye’den çıkan ve dünyada rol model olabilecek inovasyon projelerinde aktif rol alabilmek için inovasyona ve girişimciliğe önemli yatırımlar yapıyoruz. Intel olarak Maker adını verdiğimiz geliştiricilere yönelik Galileo isimli bir ana kartımız var. Bu kartlardan Türkiye’deki 37 üniversite,

60 akademisyene 1050 adet dağıtmak ve üniversite öğrencileriyle akademik kadroları da inovasyon ekosistemimizin bir parçası haline getirmek istiyoruz. Bu konuda üniversitelerimizin de bizimle aynı heyecanı paylaştığını söyleyebilirim. Ar-Ge Merkezi’nde üretilen fikirler geliştikçe, projeler olgunlaştıkça merkezin çalışan sayısı da artacak. Türkiye’nin yalnızca teknoloji tüketen değil aynı zamanda üreten bir ülke olabilmesi için de gençlerin eğitimi konusunda ciddi girişimlerimiz söz konusu.”

“TÜRKİYE NESNELERİN İNTERNETİ FIRSATINI KAÇIRMAMALI”

Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın

@burakaydin1975

“Türkiye’nin üreten ülke olması için çalışıyoruz”

ZyXEL Türkiye Pazarında Zirvede

Page 3: HWP Teknoloji Gazetesi S03 Şubat 2015

PPPWWH TEKNOLOJİ GAZETESİ 3w w w . h w p . c o m . t r9 ŞUBAT 2015 PAZARTESİ - SAYI: 3

“Yerli yazılım önem kazanmalı”

Türkiye, dünyanın en büyük 17. ekonomisi. Dolayısıyla dünya

ekonomisinin yaklaşık % 1’ine destek veriyor. Ancak, küresel bilgi ve iletişim sektöründen şu anda sadece % 0,75 pay alıyoruz. Bilgi teknolojilerinin dünya pazarındaki ortalaması % 42 iken Türkiye’de bu oran % 29’larda. Eğer 2013 yılında, global pazardan biz de % 1 pay alsaydık, toplam bilgi ve iletişim pazarımız 41 milyar dolar civarında olacaktı. Ama bugün baktığımızda pazar, 28 milyar dolarlar civarında seyrediyor. 41 milyar dolara nasıl ulaşırız? Daha çok kendi ürünlerimizi kullanarak, bu ürünler üzerinden kullanılan servisleri artırarak, yazılım konusunda uygulama geliştirme ve dünyaya ihraç etme yetkinliği kazanarak. Yeni teknolojilerde dışa bağımlılığı azaltarak, doğru alanlarda kendi teknolojimize sahip olarak, 2023’te, 160 milyar dolarlık ICT pazarı hedefine ulaşmak mümkün olabilir. Bunun yolu da katma değeri yüksek mal, ürün ve hizmet üretmekten, ihraç etmekten geçiyor. Türkiye’den teknoloji markaları çıkarabilmemiz için, ürettiğimiz ürünü ilk önce Türkiye’ye satmalıyız. Dünya devi markalara baktığımızda görüyoruz ki, kendi ülkelerinde kabul görüp tercih edilen, büyük satış rakamlarına ulaşan markalar, dünya markası haline geliyor. Ülkemizde ArGe ve inovasyon ancak yerli alımların teşvik edilmesiyle gelişebilir. Türkiye’de bu konudaki en başarılı çalışma SSM tarafından gerçekleştiriliyor. Türk firmalarının SSM projelerine katkı oranı % 50’yi geçti. ArGe ve inovasyon yapılan tüm sektörlerde yerli ürün kullanımı % 75 seviyelerine yükselirse, Türkiye’den bir dünya markası çıkarabiliriz. Türkiye’nin “Teknolojide Dünyada Çözüm Üreten Ülke” olma hedefi doğrultusunda bugüne kadar olduğu gibi yine üzerimize düşeni yapacağımızı belirtmek isterim.

“Küresel rekabete ayak uydurmalıyız”

Bilişim Teknolojileri sektörünün, CeBIT gibi çok uluslu bir platformu

daha etkin kullanabilmesi adına, öncelikle kamu ve özel sektör işbirliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi önemli bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır. Türkiye’de, kamu otoritesinin BT endüstrisinin gücünü hissedebilmesi, sektörün daha etkin desteklere kavuşabilmesi adına, CeBIT bünyesinde geniş kapsamlı bir tanıtım; büyük bir ‘Türkiye’ standı ile güçlü ve etkin bir gövde gösterisine ihtiyaç gözükmektedir. CeBIT, bu anlamda dünyanın farklı ülkelerindeki benzer muhatapları bir araya getirerek, iş birliği fırsatları yaratması açısından büyük öneme sahiptir. Öncelikle, 2023 hedeflerine ulaşılması, BT sektörünün öneminin desteklenmesi adına, sektörü ilgilendirilen regülasyonların, bürokrasiyi azaltacak şekilde basitleştirilmesi gerekmektedir.Tüm bunlarla birlikte, CEBIT gibi çok uluslu bir platformdan yeterince faydalanmak için ülkemizin yatırım cazibesinin arttırılmasına da hız verilmesi gerekmekte. Yatırım cazibesinin artması ile birlikte ülkemizde faaliyet gösteren şirketlerin yabancı şirketlerle artacak ve karşılıklı bilgi transferi çoğalacaktır. Bu bağlamda, CeBIT öncesi ve sonrası dönemin çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Sektör paydaşlarının bir araya gelerek düzenleyecekleri ilgi çekici ve güven ortamı yaratıcı etkinlikler, karşılıklı ilişkilerin gelişmesi ve sonrasında da teknolojik yeterliliğin ispatı ile ihracatın çok daha hızlı şekilde artması için ortam hazırlayacaktır.Ülkemizdeki haberleşme alt yapısının gelişmesi için mutlaka daha fazla yatırım yapılması gerekmektedir. Kamu otoritesinin sektöre ilişkin yapacağı her düzenleme öncesinde etki analizi yapmalı ve düzenlemeler bu doğrultuda yapmalıdır.

C. Müjdat AltayTESID Yönetim Kurulu Başkanı

Kerem AlkinMOBİLSAD Başkanı

“Sektörün CeBIT gibi organizasyonlara ihtiyacı var”

Bilindiği gibi telekomünikasyon alanında son yıllarda gerçekleşen

teknolojik gelişmeler sonucunda, ses, veri ve görüntü hizmetlerine olan talepte büyük artışlar ortaya çıkmıştır. Günlük hayatımız giderek daha fazla bilgiye ulaşmayı gerektirmektedir. Hızlı ve ucuz internet hizmetinin sağlanması hepimizin ortak amacı haline gelmiştir. İnternetin yoğun kullanımı ve yaygınlaşması nedeniyle geniş bant şebekeleri aracılığıyla sunulan hizmetlerin önemi arttıkça, bu alanda büyüme de artmaya devam edecektir.CeBIT her yıl olduğu gibi bu yıl da iş dünyasına odaklanarak en etkili şekilde kullanılabilecek bir bilişim ve teknoloji platformu konumundadır. Özellikle ihracatçı konumundaki bir BT sektörü için Uluslararası Alım Heyetleri, B2B Match Making Etkinlikleri, Yurt İçi Alım Heyetlerinin yanı sıra içinde bulunduğumuz coğrafyadan sektörün liderleri CeBIT’in tek bir çatı altında buluşturuyor olması önemli bir fırsat sunmaktadır. Sektörde faaliyet gösteren orta ve küçük ölçekli tüm firmalara; kendini, hizmet ve ürünlerini tanıtma ve dünyaya açılma imkânını sağlama konusunda verilecek destek de büyük önem taşımaktadır.Bilişim ve teknoloji sektöründe çalışanları ve potansiyel elemanların gelişimlerine katkı sağlayacak bilgilerle donatılmasını sağlamak, ayrıca kamu ve özel sektör yöneticileriyle buluşmalarına olanak tanımak önemidir. Dünya devi teknoloji markalarının hızı ve gücüyle rekabet edebilmek, teknoloji ihraç eden bir ülke olabilmek ve 2023 hedeflerine ulaşmak için CeBIT tüm bunlara odaklanılması gereken değerli bir platformdur.

Dr. Dilek Ataman Bağdatlıoğlu TÜTED Yönetim Kurulu Başkanı

Avrasya’nın en önemli bilişim platformu olan CeBIT, Türkiye BT sektörünü dünyaya tanıtabilir. Sektörü oluşturan STK’lar CEBIT Fuarı’nın itici gücüne inanıyor.

Kalkınma için BT ihracatı şart

İhracatın gereksinimi KOBİ’ler KOBİ’lerin gereksinimi bilişim

Türkiye’de bulunan şirketlerin yüzde doksanından fazlasını KOBİ’ler

oluşturmaktadır. KOBİ’ler, şirket sayısı olarak gösterdikleri artışı katma değeri yüksek ürünler üretme konusunda gösterememişlerdir. Buna birçok etmenin neden olduğu belirtilmekle birlikte en önemli etmenin bilişim teknolojilerinin etkin kullanılmaması olduğu konusunda herkes aynı görüştedir.Bilişim teknolojilerinin kullanılıyor olmaya başlaması son ürün anlamında rekabetçi bir sonucun doğması için yeterli olmamaktadır. Çünkü teknolojide meydana gelen değişiklikler aynı hızda üretime yansıtılamazsa rekabetçilikte elde ettiğiniz kazanımları kaybetmeye başlıyorsunuz. Bu nedenle KOBİ’lerin ve KOBİ örgütlerinin teknolojide meydana gelen gelişmeleri günü gününe izlemek gibi bir zorunluluk vardır.Bu izlemenin düzenli ve son teknolojiyi yansıtan ortamlarda gerçekleşmesi büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle bölgemizin en büyük ve en etkin ticari buluşması olan CeBIT Bilişim Eurasia ve CeBIT Global Konferans KOBİ’ler açısından da büyük bir öneme sahiptir. Rekabetçi bir ekonominin yolu bilişimden geçmektedir.

CeBIT ülkemiz için bir şanstır

CeBIT ülkemiz için bir şanstır. Bu şansı hep birlikte değerlendirmek ve sahip

çıkmak zorundayız. Ülkelerin kalkınması üretim ve sanayi ile mümkün olmaktadır. Son yıllarda teknolojinin gelişmesi ve üretime yüksek katkısı sebebiyle teknoloji üretimi, en kârlı ticaretler arasında yer almaktadır. Özellikle dijital teknoloji üreten ülkeler başarıyı daha kolay yakalamaktadır. 80’li yıllarda tamamen dışa dayalı teknoloji kullanımı varken günümüzde alınan önlemlerle elektronik sanayisi gelişmektedir. 2014 yılında sektörümüzün dış ticaret boyutu üç milyar dolardır. Her geçen gün büyüyerek ve gelişerek hizmet veren dijital sanayimiz halen yüz kırk ülkeye teknoloji ihraç etmektedir. İmalat ürün çeşitliliği yüz binlere ulaşmıştır. Bu teknoloji ve hizmetlerin 2023 Türkiye ihracat rakamlarını yakalaması ancak tanıtım ile mümkün olacaktır. Genç ve dinamik mühendislerimiz 2013 yılında 18 bin proje tamamlamıştır.TÜRKSAT yeni devreye giren 4A uydusu yaklaşık bin televizyon kanalına hizmet vermektedir. Bu yıl 4B uydusu ile de geniş bant internet hizmeti mümkün olacaktır. Tüm bu hizmetler ve içerikler İngiltere’den Çin’e kadar yayılan bir coğrafyada izlenecektir.

Sektör CeBIT’e sahip çıkmalı

CeBIT, sektör medyası için birçok fırsat sunmaktadır. Gerek ürünler

bağlamında gerekse de sektöre yön verenlerle farklı ortamlardaki iletişim açısından oldukça ciddi katma değer sağlamaktadır. CeBIT bizlere, birçok yeni işbirliğinden haberdar olma, uluslararası fikir adamlarının düşüncelerini ilk ağızdan duyma gibi sayısız avantaj sunmaktadır.Bilişim sektörü şirketleri açısından baktığımızda ise şunları söyleyebiliriz. Ülkemizde CeBIT Bilişim Eurasia ismiyle yapılan bu fuar etkinliği şirketlerin ürünlerini ilgilisiyle buluşturması için ideal bir platformdur. CeBIT ile eş zamanlı ve aynı ortamlarda yapılan CeBIT Global Conferences ise şirketler için yeni pazarlar demektir. Sektör bu etkinliğe sahip çıkmalıdır.Son olarak bilişim konusundaki kamu tarafı otoriteleri de bence daha fazla zaman kaybetmeden ülkemizde yapılan CeBIT’i sahiplenmeli ve bu konuda Alman mevkidaşları ile gerekli kamusal hukuki zemini sağlamalıdırlar.Sonuç olarak ülkemiz bilişim sektörü CeBIT gibi uluslararası bir platformu kullanma konusunda daha fazla istekli olmalıdır.

Nezih KuleynTosyöv Başkan Yardımcısı

Musa SavaşBMD Yönetim Kurulu

Başkanı

Hayrettin ÖzaydınTUYAD Derneği

Başkanı

“Yazılım pazarını büyütme sloganıyla yola çıktık. Dünya yazılım pazarının büyüklüğü 4.5 trilyon dolar. Türkiye’deki rakam ise 1.7 milyar dolar. Bu rakamlardan da belli olduğu üzere daha gidecek çok yolumuz var”

“CeBIT Türk yazılım sektörünü global platforma taşır”

Yazılım sektörü açısından Türkiye’deki ihracat rakamlarına işaret eden

YASAD Başkanı Doğan Ufuk Güneş, dernek olarak ihracat atılımlarına ciddi katkılar sağlamak adına çalıştıklarını anlattı ve “Yazılım pazarını büyütme sloganıyla yola çıktık. Dünya yazılım pazarının büyüklüğü 4.5 trilyon dolar. Türkiye’deki rakam ise 1.7 milyar dolar. Bu rakamlardan da belli olduğu üzere daha gidecek çok yolumuz var” dedi. Sektörde nitelikli eleman sorunuyla karşı karşıya olduklarından da söz eden Güneş, CeBIT’i Türkiye’yi global platforma taşıma ve hazırlama anlamında oldukça önemli gördüklerini iletti.

Son yıllarda mobil teknolojilerin yaygınlaşması ile birlikte ülkemizdeki

genişbant kullanıcı sayısı da arttı. Sadece kullanıcı bazında değil, sektörel bazda incelediğimizde de bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü, ekonomimizin lokomotifi haline geldi. İnanıyoruz ki, bugün teknolojiyi tüm dünya ile aynı anda kullanan ülkemiz, bir süre sonra teknolojiyi üreten, ürünlerini dünya pazarına ihraç eden ve teknolojiye yön veren politikaların geliştirilmesi konusunda öncülük edecektir. Bu anlamda CeBIT’in sadece bir fuar olarak değil fikirlerin, ortak aklın ve deneyimlerin paylaşıldığı bir platform olarak düşünülmesi gerekir. Bu nedenle CeBIT’i önemsiyoruz ve destek veriyoruz. Türkiye’de bilişim konusunda devlet kurumları ve kanunlarının değişmesi gerekiyor. Bu alanda Türkiye’de özel şirketler çok fazla. Global bir ekonomide yer almak açısından bu fuarları önemsiyoruz.

Türkiye’nin global ekonomideki yerini sağlamlaştırması için fuarları önemsiyoruz.

“CeBIT sadece bir fuar değil, işbirliği platformu olmalı ”

Serhat ÖzerenTEDER Genel Başkanı

Doğan Ufuk GüneşYASAD Başkanı

Osmanlı’nın Güvenli Veri Merkezi Konya; Türkiye’nin

‘Bilişim Vadisi’ olma yolunda

Birinci Dünya Savaşı’nda İstanbul’un işgal tehlikesi karşısında Osmanlı’nın gizli evrakını saklamak üzere tercih

ettiği Konya, tarihte kendisine verilen göreve yeniden sahip çıkıyor. Bu sefer sadece Türkiye’nin değil aynı zamanda dünyanın da güvenli veri merkezi olmaya

hazırlanıyor. Türkiye Kamu Entegre Veri Merkezi’nin kurulmasına ilişkin 25. BTYK kararı uyarınca yürütülen çalışmalar neticesinde planlanan kamu veri merkezlerinden birisinin Konya’da kurulması yönünde önemli adımlar atılmış durumda. Özel sektör tarafında ise uluslararası bilişim şirketleri başta olmak üzere Veri Merkezi yatırımcıların ilgisini çeken Konya’da yatırımların bir an önce başlatılabilmesi için KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığınca “Konya İli Veri Merkezleri Bölgesi Uygunluk Araştırması Projesi” çalışmalarına hız verildi.Proje kapsamında günümüz ihtiyaçlarına uygun bir veri merkezi modelinin tespiti yapılarak, altyapı gereksinimleri belirlenecek. Uluslararası kriterlere göre gerçekleştirilecek analizler neticesinde farklı ölçeklerdeki yatırımcılara hizmet verebilecek bir veri merkezleri bölgesi için ildeki en uygun sahanın belirleneceği proje ile yatırımcıların beklentilerini karşılayabilecek bir fizibilite çalışmasının

Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı

ürünlerini tanıtma ve dünyaya açılma imkânını sağlama konusunda verilecek destek de büyük önem taşımaktadır.Bilişim ve teknoloji sektöründe çalışanları ve potansiyel elemanların gelişimlerine katkı sağlayacak bilgilerle donatılmasını sağlamak, ayrıca kamu ve özel sektör yöneticileriyle buluşmalarına olanak tanımak önemidir. Dünya devi teknoloji markalarının hızı ve gücüyle rekabet edebilmek, teknoloji ihraç eden bir ülke olabilmek ve 2023 hedeflerine ulaşmak için CeBIT tüm bunlara odaklanılması gereken değerli bir platformdur.

2015 yılı CeBIT’in yeniden yapılandığı ve yeniden doğduğu bir yıl olacak. Yenilenen yapısı ile CeBIT gibi çok uluslu bir platform Türkiye’nin BT

ihracatına önemli katkılarda bulunacak. Türkiye’nin 2023 hedeflerine bakıldığında dikey pazarları doğrudan etkileyen bilişim sektörünün geliştirilmesinin stratejik öncelikler arasında yer aldığı görülür. Bu hedefler doğrultusunda % 100 İş Dünyasına yönelen CeBIT Bilişim Eurasia ve Global Conference’larının amacı, bu platformda yer alan şirketlerin ve dikey sektör firmalarının ihracat hedeflerine ulaşmasını sağlamak. Yüzden farklı ülkede yer alan Deutsche Messe temsilciliklerinin desteği ile uluslararası alım heyetleri düzenliyoruz. Bu heyetlerin amacı hedef pazarlarının önde gelen yayınlarıyla medya çalışmaları yaparak fuar ve konferansların verimliliğini arttırmak. Eğitim Teknolojileri ve Uzaktan Eğitim, E – Sağlık ve Digital Sağlık, Mobil İletişim ve Nesnelerin İnterneti, Veri güvenliği ve Büyük Veri bu sene öne çıkacak olana konulardan bazılarıdır.

“CeBIT’in amacı sektör fi rmalarının ihracat hedefl erine ulaşmasını sağlamak”

Hannover Fairs Turkey Fuarcılık

Genel Müdür Yardımcısı Murat Özer

Page 4: HWP Teknoloji Gazetesi S03 Şubat 2015

250 LİRA DEĞERİNDEKİ

MUHTEŞEM

HEDİYELER

İÇİN GEREKEN KOD

BU DERGİDE

HWP, Milliyet Gazetesi ile birlikte ücretsiz dağıtılan özel bir reklam ekidir. Tüm yayın hakları EMY Medya’ya aittir.

Hardware Plus Ersin AkmanYayın Yönetmeni [email protected]

Editörler Murat Halilbeyoğlu [email protected]

Kerem Enginar [email protected]

Fulya Mah. Ortaklar Cad. Örmeci Sok. Neşe Ap. No: 2 Kat:4 D:9 Mecidiyeköy/İSTANBULTel: 0 (212) 275 22 66 Fax: 0 (212) 275 22 76www.emymedya.com

İÇİN GEREKEN KOD

HWP, Milliyet Gazetesi ile birlikte ücretsiz dağıtılan özel bir reklam ekidir. Tüm yayın hakları EMY Medya’ya aittir. 2 DEV POSTER HEDİYELİHEDİYELİHEDİYELİHEDİYELİ

DERGİSİ TÜM GAZETE BAYİLERİNDE

SADECE 10 TL