59
Izmir Barosu “TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!” “TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!” “TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!” “TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!” “TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!” “TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!” Yıl: 27 Sayı: 205 Haziran - Temmuz - Agustos 2017 İSSN 1305 - 7561

Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

  • Upload
    others

  • View
    12

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

Izmir Barosu

“TÜRKİYE CUMHURİYETİİLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!”

“TÜRKİYE CUMHURİYETİİLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!”

“TÜRKİYE CUMHURİYETİİLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!”

“TÜRKİYE CUMHURİYETİİLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!”

“TÜRKİYE CUMHURİYETİİLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!”

“TÜRKİYE CUMHURİYETİİLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR!”

Yıl: 27 Sayı: 205 Haziran - Temmuz - Agustos 2017İSSN 1305 - 7561

Page 2: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA
Page 3: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

1İzmir Barosu Bülteni

Değerli MeslektaşlarıM BA

ŞK

AN

DA

N

Öncelikle Baromuzun mutfağı gibi çalışan Komisyonve Kurullarımızda emekleriyle katı sunan tüm meslek-taşlarımıza sonsuz teşekkürlerimi iletmek isterim. Busüreçte özverili çalışmaları ve değerli katkılarıyla mes-lektaşlarımıza olduğu kadar, adalete erişmek isteyenyurttaşlarımıza, özellikle mağdur çocuk ve kadınlarayönelik içten çabaları çıtamızı yükseltme olanağı sun-muştur.

Değerli Meslektaşlarım,

Son dönemde yasa yapma tekniğine tümüyleaykırı "torba yasa" düzenlemelerin çıkartılması alışkanlıkhaline getirilmiştir.

Demokratik bir hukuk devletinde yasa yapma süreci;kamuoyu bilgilendirilerek, ilgili kurum ve kuruluşlarınile sivil toplum kuruluşlarının görüşleri ve eleştirileridikkate alınarak, diğer yasa maddeleriyle çelişkisi in-celenerek, uluslararası sözleşmelere, Anayasaya uy-gunluğu ele alınmak suretiyle, bilimsel veriler ışığındaTBMM ilgili komisyonlarında ve Genel Kurulunda tartı-şılarak oluşturulmalıdır.

Roma hukukunun önemli yasalarından birisi olan“lex Caecilia et Didia” M.Ö. 98 yılında yürürlüğe

sokulmuş ve günümüze değin uygulama alanı bulmuşkurallardandır. Roma hukukunun önemli yasalarındanbirisi olan bu kanun ile getirilen ilkenin önemli hususu“tek konu gerekliliği kuralı”…Yani “tek konu”, “tekkanun” ve bir yasanın duyurulması ve oylanması içingerekli en az sürenin olmasını belirliyor.

Torba yasa tekniği hukuk sisteminde ağır yaralaraçmaktadır. Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri“torba yasa” tekniğiyle zedelenmektedir. “Torba yasa”tekniği demokratik yasama tekniklerini göz ardı ederek,deneyimleri görmezden gelmek suretiyle tarihsel birikimiolan demokratik yasama tekniği kazanımlarını yerlebir etmektedir. Hukuk herkes için öngörülebilir nitelikteolmalıdır. Hukuk güvenliği gibi çok önemli hususlarınarka plana atıldığı torba yasa yöntemi Roma Hukukundakabul edilen “lex Caecilia et Didia” ilkesi gereğincekabul görülmemekteydi.

Yine bir “torba yasayla”, bir dizi kanun değişikliğininyanı sıra, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve YabanilerininAşılattırılması Hakkında Kanun’da da değişiklik ön-görmektedir. Zeytincilik Kanununun 20’inci maddesinindeğiştirilme gerekçesi olarak, zeytincilik faaliyetleri ilesanayi yatırım alanlarının çakışması halinde hem zeytin

Page 4: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

2 İzmir Barosu Bülteni

BA

ŞK

AN

DA

N

sahalarının zarar görmemesi hem de sanayi yatırımlarınınekonomik bakımdan değerlendirilmesine imkân tanın-ması olarak belirtilmektedir. Oysa, bilindiği gibi, zeytin-ciliğin geleceği açısından kaygı ile karşılanan bu KanunTasarısının benzerleri, bundan önce 6 defa gündemegelmiş, ancak Mecliste reddedilmişti.

Bu örneklere son olarak İş Mahkemeleri Kanunununyanında birçok yasada değişiklik yapılması öngörül-mektedir.

Tasarıya ilişkin İzmir Barosu’nun görüşleri yaptığımızçalışmalarla şöyle değerlendirmiştik: Zorunlu arabulu-culuk uygulamasının dava şartı olarak getirilmesi İşHukuku’nun temel felsefesi olan “İşçiyi Koruma” ilkesineaçıkça aykırıdır. Yargının iş yükünü hafifletmek için; “si-lahların eşit” olmadığı, güçlü işveren karşısında zayıfişçinin korunmaya muhtaç olduğu iş uyuşmazlıklarındazorunlu arabulucuya gidilmesi kabul edilemez nitelik-tedir.

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında ArabuluculukKanunu’nda da önemli değişiklikler yer almakta olup,özellikle “tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çık-ması halinde, çözüm önerisi de getirebilmesi” ibarelerininyasaya girmesi arabuluculuk müessesesinin ruhunave amacına zarar verecektir. Tarafsızlık ilkesine aykırı-dır.

Bir kısmı tazminat olan işçi alacaklarında zamana-şımının BEŞ yıla indirilmesi de büyük hak kayıplarınaneden olacaktır.

6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Ya-sasından doğan TİS’nin yorumu, işletme bünyesindekiişyerlerinin niteliğinin belirlenmesi, yasadışı grev ve lo-kavtın tespiti davalarına temyiz yolunun kapatılmasıciddi bir hatadır. Böylesine özgün konularda temyizyolunun kapatılıp, yeni kurulmuş istinaf mahkemelerinegidilmesi doğru değildir.

Değerli Meslektaşlarım,

Yine Ülkemizi sürekli meşgul eden tartışmalarınbaşında gelecek nesillerimizi belirleyecek olan MilliEğitim Bakanlığı tarafından açıklanan 2017/2018 eğitimöğretim müfredatı ile Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazıkanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısıhedeflenen toplumsal dönüşümü açıkça gözler önünesermektedir.

Müftülüklere nikâh kıyma yetkisi vermekte ayrıca sağlıkpersonelinin takibi dışında doğan çocukların nüfus mü-dürlüklerine doğum bildirimlerinin sözlü beyanla yapılmaimkânı getirmektedir. Özellikle kız çocuklarının küçükyaşta evlendirilmelerinin önünü açacak, çocuklara yönelikcinsel suçlarda cezasızlığa neden olacak, “imam nikâhlıeş” olarak kadınların Türk Medeni Kanunu başta olmak

Page 5: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

üzere temel hak ve özgürlüklerinden yoksun bırakacakbu öneri daha önce de ülke gündeme gelmiş ancakyoğun tepkiler nedeniyle geri çekilmişti.

Anayasamızın 174/4. maddesiyle koruma altınaalınmış olan, “Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesininüstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti’nin lâiklik niteliğinikoruma amacını güden” İnkılap Kanunları arasında“Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evlenme akdininevlendirme memuru önünde yapılacağına dair medenînikâh esası” sayılmaktadır. Şu halde; dini nikâhı resmi-leştiren düzenleme Anayasa'nın özüne aykırıdır.

Anayasaya aykırılığı iddia edilemeyen bu hüküm,müftülere evlilik yetkisi ile delinmek istenmektedir. Budüzenleme, hangi din ve inanca sahip olursa olsunAnayasamızın en önemli kuralı olan yurttaşların eşitliği,laik ve tek hukukun herkese uygulanacağı ilkelerindende vazgeçmek anlamına gelmektedir.

Bu tarihsel birikimin kaynağını da Lozan Antlaşmasıtayin etmektedir. Türkiye’nin laik medeni kanun uygulamasıve herkesin aynı hukukun kurallarının uygulanmasına tabiolacağının teminatı Türkiye Cumhuriyeti tarafından güvencealtına alınmıştır. Bu nedenle, ülkemizde azınlıkların veyafarklı mezheplerin dini yetkililerine de evlendirme memurluğuyetkisi verilmesi tartışmalarına neden olacaktır.

Lozan'da Türkiye ile Batılı devletlerin siyasi, hukuki,iktisadi ve sosyal ilişkileri yeni baştan düzenlenmiştir.Bu kazanılan özellikler; millî devlet, millî egemenlik,millî ülkü değerlerdir. Getirilmek istenen bu tasarı iledaha önce adli, mali ve idari sahada yabancılaratanınan imtiyaz ve ayrıcalıkların ismi olan, kapitülasyonlarbütün sonuçları ile birlikte kaldırılmış iken tekrar hukuksistemimize dâhilin kapısını aralamaktadır.

Değerli Meslektaşlarım,

2017/2018 eğitim öğretim döneminde uygulanmasıhedeflenen müfredat değişikliği ile ilgili olarak BaromuzunÇocuk Hakları Merkezi, Atatürk Araştırma Merkezi veYasa Komisyonu bir çalışma grubu oluşturarak incelemeve değerlendirmelerini rapor haline getirmiş ve burapor Milli Eğitim Bakanlığına, TBMM Başkanlığına,TBMM’de temsilcisi bulunan siyasi parti başkanlıklarınagönderilerek önerilerimizin dikkate alınması istenmiş,söz konusu rapor aynı zamanda yapılan basın açıkla-ması ile kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.

Geleceğin toplumu, eğitim sistemi üzerinden inşaedilir. Eğitim sisteminin müfredatının içinde yer alandeğerler bireyi ve dolayısı ile toplumu şekillendirir. Top-lumların inşasında yanlış yapmamanın yolu; eğitim

müfredatının daha uzun zamanlı, geniş tabanlı katılımlatartışılması ve üzerinde toplumsal mutabakata varılmasıile mümkün olmaktadır. Çoğulcu, çağdaş ve katılımcıdemokrasinin genel kuralı da budur.

2 Şubat 2017 tarihli raporumuzda; Yeni müfredatıntemelinde, laik-bilimsel eğitim anlayışından ziyade, ik-tidarın siyasal-ideolojik hedeflerine uygun olarak bi-çimlendirilmek istendiği, Mustafa Kemal Atatürk’e veCumhuriyetin temel niteliklerine yapılan vurgunun az-altıldığı tespiti yapılarak, eğitim müfredatı hazırlanırkenöncelikle bilimsel, demokratik, laik, bireyin yanı sıratoplumsal faydayı da gözeten, insan hak ve özgürlük-lerine dayalı, eşitlikçi eğitim programlarının oluşturul-masının önemine değinilmiştir.

Değiştirilen müfredat ile iktidarın; barışçıl, insan vedoğa sevgisi ile yoğrulmuş, yaratıcı ve eleştirel düşünen,toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı, demokrasiyi özüm-semiş, insan hak ve özgürlüklerini ön planda tutan,adalet duygusu gelişmiş bireylerin yetiştirilmesini he-defleyen eğitim programlarından gün be gün uzakla-şıldığını, Cumhuriyet Türkiye’sinin simgesi olan Atatürkve O'nun eseri olan Türk Devrimlerini unutturmayayönelik politikalar geliştirdiğini görmekteyiz.

Milli egemenlik esası üzerine inşaa edilen CumhuriyetTürkiye’sinin, siyasî, sosyal, kültürel ve ekonomikaçıdan dayanak noktaları; felsefesi ve ruhu vardır.Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk,bağrından çıktığı Türk Milleti’nden kopartılmaya, ço-cuklarımızın ve gençlerimizin eğitim müfredatından çı-kartılmaya, unutturulmaya çalışılmaktadır.

Değerli Meslektaşlarım,

Daha öncede belirtiğimiz üzere; Barolar DemokratikHukuk Devletinin yeniden oluşturabilmesi için meslek-taşları ile birlikte mücadele vermeyi varlık nedeni say-maktadırlar. Avukatlar, dünyanın her yerinde o ülkelerinhukuk tarihini yazan tarihçilerdir. Bu ülkenin hukuktarihi de avukatlar tarafından bir direniş tarihi olarakyazılacaktır.

Sevgi ve sayılarımla daha iyi yarınlar diliyorum.

3İzmir Barosu Bülteni

BA

ŞK

AN

DA

N

İzmir Barosu Başkanı

Page 6: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

4 İzmir Barosu Bülteni

bültenizmir Barosu

SAHİBİİzmir Barosu Adına Başkan

Av. Aydın ÖZCAN

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜAv. Nilay ERTEM DURLU

YAYINA HAZIRLAYANUmut fırat GEÇGİL

GRAfİK - BASKISeta Dijital

Ofset ve Dijital Baskı SistemleriTuna Mah. 5601 Sok. No: 10

Kat: 1 Çamdibi / Bornova / İzmirTel: 0232 457 43 43 (pbx)

e-mail: [email protected]

Baskı Tarihi:

YÖNETİM YERİ1456 Sokak No: 14 - 35220

ALSANCAK / İZMİRTel: 0232 463 00 14

faks: 0232 463 66 [email protected]

YAYIN KURULUAv. Mutlu ÇAKIR

Av. Hakan DİMDİKAv. Nilay ERTEM DURLU

Av. Sinem HACIEMİNOğLUAv. Alper UYAR

Av. Muhittin ÜSTÜNDAğAv. Buket YALÇIN

Av. Sinem TOpAv. Ali BULUT

Av. A. Şakir UZUNAv. M. Hakan ERİŞAv. Mehrigül KELEŞ

06 ZEYTİNCİLİğİN GELECEğİ ÇEvRE GÜNÜNDE TARTIŞILDI

08 GELECEğİMİZ İÇİN RÜZGAR vE GÜNEŞ ENERjİSİ!

09 MUSTAfA KARADAğ’A YApILAN, YARGI

BAğIMSIZLIğINA MÜDAHELEDİR

09 ADALET, SİYASETLE DEğİL, HUKUKUN ÜSTÜN

KILINMASIYLA SAğLANABİLİR

10 ÇOCUK İŞÇİLİğİ KRONİK BİR İNSAN HAKLARI SORUNUDUR

12 İŞ YASASI DEğİŞİKLİğİ, EMEğE SALDIRIDIR

15 ÇEvRE DAvALARINA MÜDAHİLLİK MÜCADELESİNE

İZMİR BAROSU DAMGASI

16 MÜfTÜLERE vERİLEN EvLENDİRME YETKİSİ, ANAYASAYA AYKIRIDIR

19 AvUKATLIK MESLEğİ KUvvETLİ SUÇ ŞÜpHESİ OLARAK

DEğERLENDİRİLEMEZ!

20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA

22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN

YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA ATTI

24 GENÇ AvUKATLAR İfTAR YEMEğİNDE BULUŞTU

25 RİTİM GRUBU BÜYÜLEDİ

26 İZMİR BAROSU TİYATRO TOpLULUğU BU SEZON 5. OYUNUOLAN BULUŞMA YERİ İSİMLİ OYUN İLE İZLEYENLERİNKARŞISINA ÇIKTI

28 KURGUSAL DURUŞMA ÇALIŞMASI

30 78. DÖNEM CMK EğİTİM SEMİNERİ TAMAMLANDI

31 İZMİR BAROSU DERGİSİ’NİN YENİ SAYISI YAYIMLANDI

31 TBB MESLEK KURALLARI MADDESİ İpTAL EDİLMİŞTİR

32 BÜYÜKELÇİ ALGAN İZMİR BAROSU’NU ZİYARET ETTİ

İÇİNDEKİLER06

10

Page 7: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

5İzmir Barosu Bülteni

33 İZMİR BAROSU’NDAN BURSA’YATAZİYE ZİYARETİ

34 UNUTMADIK, UNUTMAYACAğIZ!

35 İZMİR BAROSU, İMAR pLANINDA

YApILAN DEğİŞİKLİğE, ANITKABİR’İ

KORUMA AMAÇLI İTİRAZ ETTİ

36 EGE-MARMARA BARO BAŞKANLARI

TOpLANTISI YApILDI

38 İZMİR ÇOCUK CEZAEvİ ZİYARET EDİLDİ

39 GÖÇ vE İLTİCA ALANINDA fARK

YARATAN ÇALIŞMA

41 HUKUK ZİHNİYETİ vE AvUKATLARIN

ROLÜ’NE vURGU

43 CUMHURİYETİN TEMELİ: LOZAN

BARIŞ ANTLAŞMASI

46 ATATÜRK’ÜN MÜZİK EğİTİM fELSEfESİ

48 DÜNYAYI DEğİŞTİREN6 KADIN pROTESTOSU

52 YEMİN TÖRENİ

55 BASINDA BARO

19 20

28

39 46

22

48

Page 8: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

6 İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

Zeytinciliğin GeleceğiÇevre GününDe tartışılDı

İzmir Barosu, Dünya Çevre Günü yaptığı açıklama ile TBMM’deki tüm siyasi partilere mensup milletvekillerinizeytincilik konusunda duyarlı olmaya davet etti.

Dünya Çevre Günü doğal çevrenin korunması amacı ile 5 Haziran 1972 tarihinde Stockholm‘de toplananBirleşmiş Milletler Çevre ve İnsan Konferansı’nda ilan edilmesinden bu yana kutlanıyor! Ancak her Dünya ÇevreGünü’nü çevreyi yok edecek yeni bir “yasal” düzenleme ile karşı karşıya kalıyoruz.

17 Mayıs 2017 tarihinde “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun veKHK’larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı”nı TBMM Başkanlığına sunmuştur.

Kıyı Kanunu, Mera Kanunu ve Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’da değişikliköngören maddeler, tarımı, hayvancılığı, denizciliği ve çevreyi, plansız bir sanayileşme ve çarpık kentleşmeuğruna heba edecek nitelikteki düzenlemeler getirilmektedir.

Yine bir “torba yasayla”, bir dizi kanun değişikliğinin yanı sıra, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve YabanilerininAşılattırılması Hakkında Kanun’da da değişiklik öngörmektedir. Kanun Tasarısının gerekçesinde ZeytincilikKanununun 20’inci maddesinin değiştirilme gerekçesi olarak, zeytincilik faaliyetleri ile sanayi yatırım alanlarınınçakışması halinde hem zeytin sahalarının zarar görmemesi hem de sanayi yatırımlarının ekonomik bakımdandeğerlendirilmesine imkân tanınması olarak belirtilmektedir. Oysa, bilindiği gibi, zeytinciliğin geleceği açısındankaygı ile karşılanan bu Kanun Tasarısının benzerleri, bundan önce 6 defa gündeme gelmiş, ancak Mecliste red-dedilmişti.

Zeytinciliğin sorunları ve yol haritası 2006 ve 2009 yıllarında iki kez TBMM Zeytincilik Araştırma Komisyonlarındaele alınmıştır. Bu Komisyonlar, tüm yörelerde kişi kurum ve kuruluşlarla görüşmüş, yurt içi ve yurt dışındazeytinliklerde, zeytin ve zeytinyağı işleme ve üretim ve sanayi tesislerinde incelemelerde bulunmuş, çalışmalarsonunda bilimsel niteliğe sahip yaklaşık 300’er sayfalık iki rapor hazırlanarak kitap haline getirilmiş vegüncelliğini korumaktadır. Bu raporlarda da görüleceği gibi milli irade Zeytincilik Kanunun ilgili amir hükümlerininkorunması yönünde gerçekleşmiştir.

Zeytincilik, Türkiye’ de yaklaşık 500 bin ailenin (10 milyon yurttaşımızın) geçim kaynağını, işlenen tarımalanlarının % 3,5’unu oluşturan bir sektördür.

Zeytin üretimi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlıklı beslenmede, istihdam sağlanmasında vediğer sanayi kollarına pazar yaratmada, yüksek katma değeriyle doğrudan ve dolaylı yoldan 10 milyon kişiningeçimini sağlamada, tarımsal ve sosyo ekonomik yönden ciddi bir önem taşımaktadır.

Page 9: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

Ulusal Zeytin ve ZeytinyağıKonseyi (UZZK) koordinatörlü-ğünde, Gıda, Tarım ve Hayvan-cılık Bakanlığı ile birlikte yürütülençalışmalar sonucunda hazırlananraporda 2016-17 sezonu resmirekolte tahmini göre, zeytinyağıüretimimiz 177 bin 365 ton olupbu üretimin değeri yaklaşık 500milyon dolardır. 2016/2017 se-zonunda Türkiye Genelinde Top-lam; 144.384.666 adet meyveveren , 26.895.736 adet meyvevermeyen ağaç mevcut olup,ağaç başına ortalama 11 Kgzeytin verimi ile 1.535.055 tonzeytin danesi alınacağı, bunun432.976 ton’ unun sofralık zeyti-ne, 1.102.080 ton’unun ayrılacağı,bundan da ortalama 177.365ton zeytinyağı elde edileceği,tahmin edilmiştir.

Bu ekonomik getiriler birkaçyıl veya 15-20 yıllık bir süre ile sınırlı değildir. Zeytin ağacı Anadolu’ da on bin yıldır insanoğlunun, geçim,beslenme, sağlık ve güzellik kaynağı olarak görevini sürdürmektedir. Dünya var oldukça da insanlığa veçevreye hizmete devam edecektir. Bu yönüyle yeryüzünde hiçbir madenin getirisi zeytin ağacının toplamgetirisi kadar olamaz.

Kanun Tasarısının 2’inci maddesinde zeytinlik alanlar daraltılmakta, bir dekar alanda en az on beş kültürçeşidi veya yabani zeytin bitkisi bulunmuyorsa o yer “Zeytinlik saha” sayılmamaktadır.

Ülkemizde zeytinlikler küçük ve dağınıktır. Bu hüküm ile zeytinliklerin en az yüzde yetmişinin zeytinlikvasfından çıkarılabileceği tahmin edilmektedir.

Düzenleme ile artık zeytin üreten köylünün, üreticinin, küçük alalarda bulunan zeytinliği zeytinliktensayılmayacak, hiçbir hak ve teşvikten yararlanamayacak, büyük işletmelerin daha da güçlenmesi sağlanacaktır.Öyle ki Dünyanın en büyük üretici ülkeleri olan İspanya, İtalya, Yunanistan başta olmak üzere AB’DE 2,800,000kayıtlı zeytinyağı üreticisi bulunan Avrupa Birliğinde 100’den daha az ağaca sahip olan bu kimseler aşağı yukarı1 ha.’lık (10 dekarlık) bir alanda zeytin üretimi yapmaktadırlar. Türkiye’de de yaklaşık 500 bin ailenin geçimkaynağını oluşturan, işlenen tarım alanlarının yüzde 3,5’ine karşılık gelen zeytin alanlarının büyük bir kısmıKanun Tasarısıyla tehlike altına olacaktır.

Kanun Tasarısı ile zeytinlik sahaların bulunduğu illerde valinin başkanlığında Zeytinlik Sahaları KorumaKurulu oluşturuluyor. Tasarı yasalaştığı takdirde kurul, muğlak bir ‘kamu yararı‘ kavramıyla, zeytinlik sahalarındasanayileşme, madencilik, tesisleşme ve yapılaşma faaliyetine karar verebilecek Kamu ağırlıklı olarak kurulacakbu kurulda Sivil Toplum Örgütleri ve demokratik kitle örgütleri yer almıyor. Zeytinliklerin akibeti yatırım ağırlıklıBakanlıkların kararlarına bırakılıyor.

Tasarının zeytinlik, mera ve kıyılara ilişkin maddelerin geri çekilmesi yönündeki önergelerin tümü reddedilmiştir.Böylece tasarı sadece zeytinlikleri yok edilmesinin değil kıyı ve meraların yağma ve talanına da yol açmasınınıönünü açan “Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve KHK’larda DeğişiklikYapan Kanun Tasarısı”nın geri çekilmesini ve gelecek kuşaklar ile Ülke çıkarları temel alınarak bir daha değer-lendirmesini talep ediyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

7İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

Page 10: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

8 İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

GeleceğiMiZ iÇinrüZGar ve Güneş enerjisi!

İzmir Barosu Enerji Hukuku Komisyonu "15 Haziran Dünya Rüzgâr Enerjisi ve 21 Haziran Dünya GüneşEnerjisi"günü ile ilgili basın açıklaması yaptı. İzmir Barosu Enerji Hukuku Komisyonu "15 Haziran Dünya RüzgârEnerjisi ve 21 Haziran Dünya Güneş Enerjisi "günü ile ilgili yaptığı basın açıklamasında, 'rüzgâr ve güneş' tenfaydalanmanın önemine vurgu yaparak, geleceğimiz olan çocuklarımıza temiz, yaşanabilir ve savaşsız bir dünyabırakmak adına rüzgâr ve güneş enerjisinden daha fazla yararlanılması gerektiğini belirtti.

ABD’nın, paris İklim Sözleşmesi’nden çekileceği yönündeki açıklamasına ilişkin de konuşan İzmir BarosuBaşkanı Avukat Aydın Özcan , "İzmir Barosu olarak ABD'nın bu kararını şiddetle kınıyoruz. Dünya paris İklimSözleşmesi’ni büyük ölçüde imzalamış ve bu yönde bir gelişme varken ABD'nın aksi yönde bir tutum sergilemesitamamen çevreci yaklaşımlardan uzaklaşma anlamını taşımaktadır.

Bu konuda dünyadaki tüm çevreci örgütleri ve devletleri Amerika'nın bu tutumuna karşı tavır almaya davetediyoruz "dedi. İzmir Barosu Başkan Yardımcısı ve Enerji Hukuku Komisyonu Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av.Mustafa Çetin’in okuduğu açıklamanın tamamı şöyle: Günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanmaksuretiyle üretilen enerji, küresel toplam birincil enerji ihtiyacımızın % 13 ünü karşılar hale gelmiştir. fosil kaynaklarınlimitli doğası ve yakın bir gelecekte tükeneceğine ilişkin araştırmalar, geçmişten günümüze yaşanan petrol krizleri,dışa bağımlılığın azaltılması gibi nedenler, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesinde devletleri yenilenebilir enerjikaynaklarına yöneltmiş; yenilenebilir kaynaklarının geleceğin enerji kaynakları olacağı yönündeki inancın artmasıylabirlikte yenilenebilir enerji politikalarının gelişimi de hızlanmıştır. Yine,Ülkemizin de taraf olduğu, paris İklim DeğişikliğiAntlaşması, iklim değişikliği ile mücadele ve sera gazı salınımının azalması amacı doğrultusunda “yenilenebilir enerjikaynaklarının kullanımının arttırılmasına” vurgu yapmak suretiyle yenilenebilir enerjiden faydalanmanın önemini birkez daha ortaya koymuştur.

Bilindiği üzere, tüm dünyada her yıl 15 Haziran Dünya Rüzgar Enerjisi Günü ve 21 Haziran Güneş Enerjisi Günüolarak kutlanmakta ve yenilenebilir enerji kaynaklarından Rüzgar enerjisi ve Güneş enerjisinden faydalanmanıngeleceğimiz için önemi bu vesileyle bir kez daha vurgulanmaktadır. Nitekim, temiz, güvenilir ve düşük maliyetli enerjiüretiminin sağlanması, sera gazı salınımının azalması, istihdamın artırılması, sosyo ekonomik gelişimin teminedilmesi, dışa bağımlığın azaltılması, iklim değişikliğiyle mücadele üzerindeki katkıları sebebiyle “rüzgar ve güneş”enerjisinden faydalanmanın önemi her geçen gün daha da artmakta olup, Rüzgar enerjisi ve Güneş Enerjisi sektörü,tüm dünyada en hızlı büyüyen sektörlerin başında gelmektedir.

Ülkemizde de rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarının sayısı hızla artmaktadır. 2016 yılında verilerine göre, rüzgarenerjisinde toplamda işletmede 6 bin MW’ın üzerinde santralimiz bulunmakta iken, bugün itibariyle devreye alınmışLisanssız Güneş enerjisi santrallerinin kapasitesi de 1300 MW’ı geçmiştir. İzmir Barosu, Enerji Hukuku Komisyonuolarak bizler, “rüzgar ve güneş” ten faydalanmanın önemine vurgu yaparak, geleceğimiz olan çocuklarımıza temiz,yaşanabilir ve savaşsız bir dünya bırakmak adına rüzgar ve güneş enerjisinden daha fazla yararlanılmasını temenniederek 15 Haziran Dünya Rüzgar Enerjisi, 21 Haziran Dünya Güneş Enerjisi gününüzü kutlarız.

Page 11: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

BASINA VE KAMUOYUNA

Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ, Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSK) yayınladığı son AdliYargı Kararnamesi ile Ankara’dan Şanlıurfa’ya tayini çıkarılmıştır.

Hâkimlerin bağımsızlığı, “hâkimlerin gerek yürütme, gerekse yasama organlarına bağlı olmadıkları, onlardanmüstakil oldukları, bu iki organın hâkimlere emir ve talimat veremeyeceği ve tavsiyelerde bulunamayacağıanlamına gelir”. Hâkimlik teminatı ise “hâkimlerin bağımsızlığını korumaya hizmet eden müesseselerdensadece biri ve fakat en önemlisidir”. Anayasamız da “hâkimlerin bağımsızlığı” ile “hâkimlik teminatı” arasındakibu ayrımı benimsemiş ona göre düzenleme yapmıştır. Anayasamızın 138’inci maddesinde hâkimlerinbağımsızlığı, 139’uncu maddesinde ise hâkimlik teminatı düzenlenmiştir.

Hâkimlik teminatı, hâkimlerin bağımsızlığını tam olarak gerçekleştirebilmek için, hâkimlerin her türlü maddîve manevî baskıdan uzak olarak, huzur ve sükûn içinde görev yapabilmeleri için tanınan teminatlardır. Buteminatlara her türlü müdahale hukukun üstünlüğüne de müdahale anlamına gelir.

Yargıçlar Sendikası hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı için mücadele veren bir kuruluş ve MustafaKaradağ da Yargıçlar Sendikası’nın o mücadeleyle simgeleşmiş başkanıdır.

Bu anlamda Yargıç Mustafa Karadağ’ın Ankara’dan Şanlıurfa’ya atanması, Yargı bağımsızlığına ve hâkimlikteminatına indirilen yeni bir darbedir. İzmir Barosu’nun her zaman ve her yerde bağımsız yargıyı ve hukukun üs-tünlüğünü savunmaya, adaletin terazisinin güçlüden değil haklıdan yana olduğu bir Türkiye için mücadelesinidevam ettireceğinin bilinmesini isteriz. Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nu, bu adaletsiz ve hukuksuz kararını gerialmaya davet ediyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

9İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK)’nın yayınladığı 3 Temmuz 2017 tarihli ilk kararnamesi, taşıdığı öz itibariyle,yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü kriterleri açısından olumsuz sonuçların işareti niteliğindedir. Bu kararnameile yargıç ve savcıların “yer yönünden güvencesi” açıkça çiğnenmiştir. Kendi rızaları dışında ataması yapılmamasıgereken yargıç/savcıların, öyle bir rıza aranmaksızın atamaları yapılmıştır.

Hâkimlerin bağımsızlığı, “hâkimlerin gerek yürütme, gerekse yasama organlarına bağlı olmadıkları, onlardanmüstakil oldukları, bu iki organın hâkimlere emir ve talimat veremeyeceği ve tavsiyelerde bulunamayacağı anlamınagelir”. Hâkimlik teminatı ise “hâkimlerin bağımsızlığını korumaya hizmet eden müesseselerden sadece biri ve fakaten önemlisidir”. Anayasamız da “hâkimlerin bağımsızlığı” ile “hâkimlik teminatı” arasındaki bu ayrımı benimsemişona göre düzenleme yapmıştır. Anayasamızın 138’inci maddesinde hâkimlerin bağımsızlığı, 139’uncu maddesindeise hâkimlik teminatı düzenlenmiştir.

Hâkimlik teminatı, hâkimlerin bağımsızlığını tam olarak gerçekleştirebilmek için, hâkimlerin her türlü maddî vemanevî baskıdan uzak olarak, huzur ve sükûn içinde görev yapabilmeleri için tanınan teminatlardır. Bu teminatlaraher türlü müdahale hukukun üstünlüğüne de müdahale anlamına gelir. Bu anlamda HSK’nın yayınladığı 3 Temmuz2017 tarihli kararnamesi, yargı bağımsızlığı ve hâkimlik teminatını gözetmemiştir. Adalet, siyasetle değil, hukukunüstün kılınmasıyla sağlanabilir. Hukukun kendisi, siyasi parti siyasetine üstün tutulması bir zorunluluktur. Bununolmaması, ülkenin temeli olan adaleti çökertecektir. İzmir Barosu’nun her zaman ve her yerde bağımsız yargıyı vehukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceğinin bilinmesini isteriz. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

aDalet, siyasetle Değil, hukukunüstün kılınMasıyla sağlanaBilir

Mustafa karaDağ’a yapılan,yarGı BağıMsıZlığına MüDaheleDir

Page 12: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

10 İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

Çocuk işÇiliği kronik Birinsan hakları sorunuDur

İzmir Barosu olarak; çocukların ekonomik sömürüye maruz kalmamaları, tehlikeli işlerde çalıştırılmamaları,eğitimlerinin, sağlıklarının ve gelişimlerinin zarar görmemeleri için uluslararası düzenlemeler çerçevesindemevzuat değişikliği ile birlikte denetimlerinin yapılması konusunda tüm kamu otoritelerini göreve davet ediyoruz.

Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO);12 Haziran Gününü çocukişçiliğinin olumsuz ve ağır koşullara dikkatçekmek amacıyla “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü”ilan etmiştir. Bu amaçla 2002 yılından itibaren çocukişçiliğinin önlenmesi konusunda toplumsal bilincin arttırılması amacıyla çeşitli etkinlikler yapılmaktadır. Dünyadahalen 200 milyona yakın Türkiye’ de ise 2 milyona yakın çocuk işçi bulunmaktadır.Bu durum çocuk işçiliğinin,hem dünyada hem ülkemizde kronikleşen bir insan hakları sorunu haline geldiğini gözler önüne sermektedir.

Avrupa Sosyal Şartı, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ile İLOSözleşmeleri çocuk işçiliği ile ilgili düzenlemeler içermektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü de, çalışma hayatındaçocukların korunmasına ilişkin birçok karar ve sözleşme kabul etmiştir.

Ülkemizde çocukların ve gençlerin korunması,insan hakları sözleşmelerinden doğan temel insan haklarındanbirisidir. Ayrıca Anayasa’nın 50. Maddesinde çocukların çalışma koşullarının korunması anayasal bir ödev olarakdüzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre, “kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.Küçükler, kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.” denil-mektedir.

Bununla birlikte yine mevzuatımızda Umumi Hıfzıssıha Kanunu, İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Çocuk veGenç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik gibi çocuk işçiliği ile ilgili önemli yasaldüzenlemeler bulunmaktadır.

Ancak söz konusu yasal düzenlemeler arasında ciddi bir dağınıklık mevcuttur.Bu dağınıklık hukuki düzenlemelerile çocukların sosyal insan haklarını güvence altına alınmasının aksine çocuk işçileri mevzuat girdabınasürüklemektedir. Kanuni düzenlemeler arasında mevcut olan farklılıklar, farklı kanunlara tabi çocuk işçilerarasında eşitlik ilkesinin ihlal edilmesine neden olmaktadır.Bir düzenlemede çalışma yaşı 12 kabul edilirken diğer

Page 13: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

11İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

kanunda çalışma yaşı 14- 15 olarak belirlenmiştir. Özellikle Basın İş Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu kapsamındaçalışan çocuklara ilişkin düzenlemelere yer veren Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, İş Kanunun gerisinde kalanesaslar içermektedir. Bu nedenlerle tek bir mevzuat ile çocuk işçilerin adaletli ve sağlıklı çalışma koşullarınaacilen kavuşturulması önem taşımaktadır.

Çalışma hayatında çocuk işçilerin ağırlıklı olarak tarımda istihdam edildiği bilinmektedir.Çalışan çocuklarınyarıya yakını tarım alanında çalışmakla birlikte bu çocukların da yine yarıya yakını ücretsiz aile işçisi olduğuyapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır.Tarım işçisi olarak çalışan çocuk işçilerin kayıt altına alınması ve acil olarakçalışma şartlarını düzeltici ve haklarını sağlayıcı düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

Kamuoyunda 4+4+4 olarak ifade edilen zorunlu eğitimdeki değişiklik de çocuk işçiliğini artmasına nedenolmuştur. Zorunlu eğitimin kesintisiz olmaktan çıkarılması ve zorunlu eğitim çağının 14 yaşından 13’e indirilmesiçocuk işçi sayısını arttırmıştır.

Öte yandan Orta Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ve yine MeslekiEğitim Kanunu’nda yapılan değişiklik, zorunlu eğitimi kesintiye uğratarak erken yaşta çocukların iş hayatınaatılmasına neden olmaktadır. Oysaki 14-15 yaşındaki çocukların, çırak adı altında 4-5 gün mesai saatleri belliolmaksızın çalıştırılması, bu yaştaki çocukların uzun süreler yetişkinlerle aynı ortamda olması son derecesakıncalı sonuçlar doğurmakta ayrıca bu yaştaki çocukların el kol koordinasyonlarının yeterince gelişmemişolması iş kazalarını arttırmaktadır. Çocuk işçiliği ile mücadelede önemli bir araç olan zorunlu eğitim ile ilgili dü-zenlemelerin öncelikle ideolojik ve politik gayelerle değil bilimsel amaçlarla yapılması ve kesintisiz zorunlu

eğitimin öngörülmesi çocuk işçiliği ile mücadeledeönemli sonuçlar doğuracaktır.

Yasal düzenlemelerdeki belirtilen bu eksikliklerve denetimlerin yetersizliği çocuk iş kazalarınınartışına neden olmaktadır.Türkiye'de çocuk işçi ka-zalarına ve ölümlerine maalesef sıklıkla rastlanmaktadır.İşçi Sağlığı İş Güvenliği Meclisi verilerine göre işkazası sonucu hayatını kaybeden çocuk işçi sayısıher geçen gün artmaktadır. 2012 yılında 32 çocuk,iş cinayetlerinde hayatını kaybetmişken, 2016 yılınagelindiğinde 56 çocuk iş cinayetleri sonucu hayatınıkaybetmiştir.Bunun en can alıcı örneği Adana'damobilya atölyesinde çalışan 16 yaşındaki çocuk işçi

Ömer faruk Sever’in 1 Mayıs günü yaşanan iş cinayetinde asansörde sıkışarak hayatını kaybetmiş olmasıdır.

Diğer önemli bir grup ise bazen “mülteci”, bazen “sığınmacı” bazen de“misafir” olarak tanımladığımız Suriyeliaileler ve onların çocuklarıdır. AfAD (Afet ve Acil Durum) verilerine göre Türkiye’de kayıtlı Suriyeli mültecilerin%55’i 0-18 yaş grubunda yer almaktadır. Bir başka kaynağa göre ise 90 bin kayıtlı, ilkokul çağında Suriyeli çocukvardır. Mendil satan, cam silen, hamallık yapan çocuklardan her gün en az bir tanesiyle bir yerlerde karşılaşıyo-ruz.

İzmir’de ayakkabı imalat atölyelerinde bu çocuklar günde 12 saat ve üzeri çalışmaktadırlar. Mülteci çocuklarkimi zaman orada uyumakta veya ayakkabıları eve götürüp aileleriyle işi sürdürmektedirler. Meslek hastalıklarıkliniğine sevk edilen bu çocukların birinde, kullanılan yapıştırıcıya bağlı düşük ayak hastalığı görülmüştür. Ayrıcafelç ve his kaybı olan çocuklara meslek hastalıkları tanıları konamamıştır. Kayıt dışı çalışan tüm çocuklar içinkayıp bir neslin oluşmaması amacıyla acil koruma tedbirleri alınmalıdır.

Tüm çabaların ve yasal düzenlemelerin ortak nihai amacı, çocuk işçiliğinin tamamen sonlandırılmasıdır.Ancak bu amaca kısa vadede ulaşmak mümkün olamayacağından İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak;çocukların ekonomik sömürüye maruz kalmamaları, tehlikeli işlerde çalıştırılmamaları, eğitimlerinin, sağlıklarınınve gelişimlerinin zarar görmemeleri için uluslararası düzenlemeler çerçevesinde mevzuat değişikliği ile birliktedenetimlerinin yapılması konusunda tüm kamu otoritelerini göreve davet ediyoruz.

Page 14: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

12 İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

İş Mahkemeleri Kanunu ile Birlikte Bazı Yasalarda Değişiklik Yapılması planlanan Tasarıdaki Düzenlemeler;Anayasa ve Uluslararası Sözleşmelerle Güvence Altına Alınmış Özgürlüklere Aykırıdır. Kabul Edilemez!

İzmir Barosu tarafından İş Mahkemeleri Kanunu ile Birlikte Bazı Yasalarda Değişiklik Yapılması planlananTasarıdaki Düzenlemelere ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasında konuşan İzmirBarosu Başkanı Av. Aydın Özcan, İş Hukuku alanında getirilmek istenen zorunlu arabuluculuk uygulamasınınişçilerin haklarını telafisi imkansız bir şekilde ihlal edeceğini söyledi.

Türk İş Ege Bölge temsilcisi Süleyman Yıldırım’ın da katıldığı açıklama öncesi konuşan Baro Başkanı Av.Aydın Özcan, İzmir Barosu olarak İş Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikleri emeğe karşı bir saldırı olarakgördüklerini ifade ederek, İş Hukuku alanında getirilmek istenen zorunlu arabuluculuk uygulamasının işçilerinhaklarını telafisi imkansız bir şekilde ihlal edeceğini söyledi. Av. Aydın Özcan, zorunlu arabuluculuk uygulamasınailişkin görüşlerini defalarca kamuoyu ile paylaştıklarını, TBMM ve ilgili bakanlıklara gönderdiklerini belirterek,“eğer zorunlu arabuluculuk olacaksa da mutlaka zorunlu taraf vekilliğinin de getirilmesi gerekmektedir” dedi.İzmir Barosu İş Hukuku Komisyonu’nun konuya ilişkin yürüttüğü çalışmaları bir rapor haline getirdiğini veaçıklama sonrasında TBMM ve ilgili bakanlıklarla bir kez daha paylaşılacağını söyleyen Av. Aydın Özcan, “bugörüşlerimizin dikkate alınmasını isteyeceğiz.

Amacımız iş barışının sağlanması, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmaması, işçilerinhaklarını sonuna kadar almaları” dedi.

İzmir Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Komisyonu Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Gonca Arkoç’unokuduğu basın açıklaması metni şöyle:

BASINA VE KAMUOYUNA

İş Mahkemeleri Kanunu ile Birlikte Bazı Yasalarda Değişiklik Yapılması planlanan Tasarıdaki Düzenlemeler;Anayasa ve Uluslararası Sözleşmelerle Güvence Altına Alınmış Özgürlüklere Aykırıdır. Kabul Edilemez!

Geçtiğimiz yıl tartışmaya açılan “İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı”nda yeni değişiklikler yapılarak BakanlarKurulu’nca 30.05.2017 tarihinde TBMM’ye sunulmuştur.

İkinci tasarıda, ilki gibi “Torba Yasa” özelliğini korumaktadır. İş Mahkemeleri kanununun yanında birçok

iş yasası Değişikliği, eMeğe salDırıDır

Page 15: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

13İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

yasada değişiklik yapılması öngörülmektedir.

Tasarıya ilişkin İzmir Barosu’nun görüşleri şöyledir:

1- Tasarının 3. maddesiyle; zorunlu arabuluculuk uygulamasının dava şartı olarak getirilmesi İş Hukuku’nuntemel felsefesi olan “İşçiyi

Koruma” ilkesine açıkça aykırıdır. Yargının iş yükünü hafifletmek için; “silahların eşit” olmadığı, güçlü işverenkarşısında zayıf işçinin korunmaya muhtaç olduğu iş uyuşmazlıklarında zorunlu arabulucuya gidilmesi kabuledilemez. Arabuluculuğun gönüllü olması bir yere kadar kabul edilebilir. Kaldı ki, Arabuluculuk Kanunu’nda da“gönüllülük” esas alınmıştır. Hal böyle olunca iki kanun arasında da çelişki ortaya çıkacaktır.

2- Tasarının genel gerekçesinde; İngiltere, fransa, Avusturya, Hollanda ve İtalya gibi gelişmiş ülkelerde, ara-buluculuğa başvurunun zorunlu olmadığı belirtilmekte, ancak, her nedense, verilen örneklerden daha ileri birhukuk sistemine sahip olmayan Malezya ve Arjantin’de zorunlu olmasına dayanılmaktadır. Karşılaştırmalı

hukuktaki örneklerine ve uygulamalarına baktığımızda bile, sözkonusu uygulamanın bizi daha ileriye götüremeyeceği açıktır.

3- Ülke genelinde yılda 400.000 adet iş davası olduğu, bunayeni İş Mahkemeleri Kanunu taslağı ile Borçlar Kanununa tabi200.000 iş davasının da ekleneceği düşünüldüğünde ve arabulucularile arabuluculuk bürolarının sayısının her ilde yeterli düzeydeolmadığı göz önünde bulundurulduğunda, ülkemizin iş yargılama-sında ZORUNLU arabuluculuğa hazır olduğunu söyleyebilmekmümkün değildir. Bu nedenle, uygulamanın öncelikle belirli bölgeve şehirlerde, belirli davalarda pilot olarak denenmesi ve sonuçlarınıngözlemlenmesi gerekmektedir. Aksi bir uygulama iş yükünüfazlasıyla arttıracak, yeni sorunlar doğmasına sebebiyet verecek-tir.

4- Zorunlu arabulucuya başvurmadan dava açan tarafa, HMK115’inci maddesine göre kendisine eksikliği gidermesi için süreverilmesi gerekirken, süre verilmeksizin dava şartı yokluğu nedeniile davasının reddine karar verilmesi durumunda, yargılama giderleri

kendisine yükletileceği gibi hak düşürücü süreler açısından da mağduriyetler gündeme gelecektir.

5- Tasarıda 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda da önemli değişiklikler yeralmakta olup, özellikle “tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde, çözüm önerisi de getirebilmesi”ibarelerinin yasaya girmesi arabuluculuk müessesesinin ruhuna ve amacına zarar verecektir. Tarafsızlık ilkesineaykırıdır.

6- Zorunlu arabuluculuk uygulamaları, tarafların üzerinde özgür iradeleri ile serbestçe tasarruf edebileceklerive silahların eşitliği ilkesinin uygulanabildiği davalar bakımından (ticaret, mülkiyet, sigorta vs.) olumlu sonuçlardoğurabileceği gibi, özellikle işçilik alacaklarında, gönüllü olması dahi uygulamada iş hukukunun temelfelsefesi olan işçiyi koruma ilkesine aykırı düşecektir. İradilik ve eşitlik ilkeleri ihlal edilecektir. Ayrıca zorunlulukuygulamasının Anayasa ve Uluslararası Sözleşmelere aykırılığı da bir gerçektir.

7- İş davalarında, davadan önce arabulucuya gitmek ya da doğrudan dava açmak konusundan işçininseçimlik hakkının olması daha hakkaniyetli bir uygulama olacaktır. Arabuluculuğun zorunlu olması halindetarafların vekille temsil edilmesinin de zorunlu olması gerekir.

8- Tasarıda İş Kanununun 21. maddesinde yapılmak istenen değişiklikle, yargılamada geçen sürenin ücretive diğer haklar ile işe başlatmama tazminatının “dava tarihindeki ücretin esas alınarak belirlenmesi” ile emsalücretten uzaklaşılacaktır. Böylece yargılama süresince işyerinde gerçekleşen ücret artışlarından, kıdem tazminatıtavanı artışlarından ve hatta asgari ücretteki değişikliklerden işe iade davası açan işçi yararlandırılmamış

Page 16: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

14 İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

olacaktır. Bu düzenleme, uzun yargılama süreçleri nedeniyle adaletli ve hakkaniyetli bir sonuç doğurmayacak-tır.

9- Tasarının 15. maddesiyle getirilen ve bir kısmı tazminat olan işçi alacaklarında zamanaşımının BEŞ yılaindirilmesi de büyük hak kayıplarına neden olacaktır. Kaldı ki, Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde;“Kanundaaksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” hükmü bulunmaktadır. Devamındaki147. maddede ise “Beş yıllık zamanaşımına tabi alacaklar” sayılmış ve burada işçi alacakları da bulunmamaktadır.Borçlar Kanunundaki bu uzun sürenin işçiler bakımından BEŞ yıla indirilmesi (ilk tasarıda İKİ yıldı) en baştaAnayasa’nın Eşitlik İlkesine de aykırıdır.

10- Tasarıyla İş Kanununun 91’inci maddesinde yapılan değişiklikle işten çıkartılan işçilerin şikâyetlerinin İşMüfettişlerince incelenemeyeceği öngörülmektedir. Böyle bir düzenleme, İş Hukukunda işçinin korunmasıilkesinin terk edilmesinin bir sonucudur.

11- Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarda da arabuluculuk zorunluluğu getirilmesi sendikalarınişçinin hak ve menfaatlerini koruyup geliştirme görevlerini sekteye uğratacaktır. Giderek sendikaları işlevsizleş-tirecektir.

12- Yine 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasasından doğan TİS’nin yorumu, işletmebünyesindeki işyerlerinin niteliğinin belirlenmesi, yasadışı grev ve lokavtın tespiti davalarına temyiz yolununkapatılması ciddi bir hatadır. Böylesine özgün konularda temyiz yolunun kapatılıp, yeni kurulmuş istinafmahkemelerine gidilmesi doğru değildir. Zira istinaf mahkemelerinde ilk derece mahkemeler gibi yargılama dayapılacağından içtihat oluşturma ya da uygulama birliği sağlama gibi bir işlevleri olmayacaktır. Ayrıca İstinafMahkemelerinde, davanın esasına bakılacağı düşünüldüğünde yargılamanın hızlanması da söz konusuolamayacağı çok açıktır.

Sonuç olarak; sözde yargının iş yükünün hafifletilmesi gerekçesiyle getirilen bu değişiklikler, işçiler vesendikalar açısından ciddi hak kayıplarına neden olacaktır. İşçilerin ve Sendikaların yargı yolunu etkin birşekilde kullanmalarının önü kesilmektedir. Dolayısıyla bu tasarı; hak arama özgürlüğünün kısıtlanması ve etkinbaşvuru yollarının tıkanması yönlerinden de ANAYASAYA AYKIRIDIR.

En azından, iş davalarında, davadan önce arabulucuya gitmek ya da doğrudan dava açmak konusundaişçinin seçimlik hakkının olması ve zorunlu arabuluculuk varsa zorunlu vekilliğin de öngörülmesi dahahakkaniyetli bir uygulama olacaktır.

Page 17: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

15İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

İzmir Barosu, çevre davalarına müdahil olmak isteyen baroların müdahale taleplerinin davaehliyetleri olmadığı gerekçesiyle reddedilmesine yönelik olarak başlattığı hukuk mücadelesinikazandı.

İzmir Barosu, çevre davalarına müdahil olmak isteyen baroların müdahale taleplerinin davaehliyetleri olmadığı gerekçesiyle reddedilmesine yönelik olarak başlattığı hukuk mücadelesinikazandı. Konuyu yakından takip eden İzmir Barosu uzun süreden bu yana verdiği hukuk mü-cadelesinde baroların dava ehliyeti olduğu yönünde emsal oluşturacak yüksek mahkeme ka-rarlarına Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/02/2017 tarihli kararıyla bir yenisinidaha ekledi.

İzmir Barosu Başkanlığınca 25.11.2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Çev-resel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin bazı maddelerinin iptali istemiyle açılan davada;Danıştay 14. Dairesi davanın ehliyet yönünden reddine karar vermiş, İzmir Barosu ise bu kararıtemyiz etmişti. Konuyu ele alan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 06/02/2017 gün ve2015/1550 Esas, 2017/388 Karar sayılı karar ile Danıştay 14.Dairesi’nin anılı kararının bozul-masına karar verdi.

BAROLAR HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAK VE SAVUNMAKLA YÜKÜMLÜDÜR

“Dava konusu düzenlemelerin, dayanağı olan düzenlemelere ilişkin Anayasa Mahkemesi’nceverilen iptal kararlarına aykırı olarak düzenlendiği, dolayısıyla yargı kararlarının uygulanma-ması sonucunu doğurduğu, bu durumun ise hukuk devleti ilkesine ve hukukun üstünlüğüneaykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır” denilen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararındabaroların yargılama faaliyetinde bulunan avukatların bağlı olduğu meslek kuruluşu olmaları-nın yanında hukukun üstünlüğünü korumak ve savunmakla da yükümlü oldukları ifade edile-rek, “İzmir Barosu Başkanlığı’nın, yargı kararının uygulanmadığını öne sürerek dava konusudüzenlemenin iptali istemiyle açtığı davada menfaat ilgisinin olduğunun kabulü gerektiğinden,davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir” de-nildi.

YARGI İÇTİHADI OLUŞTU

Konuya ilişkin görüşlerini açıklayan İzmir Barosu Başkanı Avukat Aydın Özcan, daha önce de,Gebze- Orhangazi-İzmir otoyolu (İzmit Körfez Geçişi ve Bağlantı Yolları Dahil) projesi için ÇEDYönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına gerek bulunmadığına dair idari işlem ile bu işlemedayanak, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin geçici 3. maddesinde değişiklik yapanÇevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 1.maddesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle İzmir Barosu tarafından açılan da-vanın Danıştay 14. Dairesi tarafından yine ehliyet yönünden reddedildiğini ancak İzmir Ba-rosu’nun kararı temyiz etmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 25.12.2013gün ve 2011/2123 Esas, 2013/4686 Karar sayılı karar ile Danıştay 14.Dairesi’nin kararının bo-zulmasına karar verdiğini hatırlatarak, “Baromuzun mücadelesi sonunda alınan bu kararlarlaartık bir yüksek yargı içtihadı oluşmuştur.

Bu kararlar sadece İzmir Barosu için değil, tüm barolar ve özellikle Ülkemiz için önemli birerhukuk kazanımıdır” dedi.

Çevre Davalarına MüDahillikMücaDelesine iZMir Barosu DaMGası

Page 18: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

16 İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

Müftülere verilen evlenDirMeyetkisi, anayasaya aykırıDır

İzmir Barosu 28 Temmuz 2017 günü yaptığı basın açıklaması ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan2017/2018 Eğitim Öğretim Dönemi Müfredatı ve müftülüklere nikâh kıyma yetkisi veren Nüfus HizmetleriKanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı hakkında görüşlerini kamuoyu ile pay-laştı.

Basın Açıklamasında konuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan, müftülüklere nikah kıyma yetkisiverilmesini Cumhuriyet devrimlerini ortadan kaldıran bir düzenleme olacağını ve çok hukukluluk sisteminegeçiş anlamını taşıyacağını ifade ederek, bu uygulamanın ardından hukuki anlamda kapitülasyonlarıngeleceğini söyledi. “Müftülüklere nikah kıyma yetkisi verilmesiyle gelecekte yabancı ülke vatandaşlarını Türkmahkemeleri yargılayamaz hale gelecek. Konsolosluk mahkemeleri kurulacak, çok hukukluluğun önüaçılacaktır” diyen Özcan sözlerine, “Lozan Barış Antlaşmasıyla özgür ve bağımsız bir ülke olmuştuk, amaşimdi bizim kendi meclisimiz çıkaracağı yasayla bunu ortadan kaldırmak istemektedir. Bizim, bir hukukkurumu olarak, yurdunu seven Atatürkçüler olarak siyasi iktidara ve Mecliste grubu bulunan siyasi partileredoğru yolu gösterme görevimiz vardır” şeklinde devam etti.

Basın açıklamasına katılan İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Tülin Eraslan ise getirilmek istenendeğişikliğin laiklik ilkesini çiğnemek anlamına geldiğini ifade ederek düzenlemenin çocuk hakları ihlallerineyol açacağını ifade etti. “vatandaşların din ve vicdan özgürlüğü çerçevesinde nikah işleminden sonra dinseltören yapmalarına veya törensel dini nikah kıymalarına zaten engel bulunmamaktadır” diyen Eraslan,yasanın toplumsal barışı da bozacağını söyledi.

Açıklamada hazır bulunan İzmir Barosu Genel Sekreteri Av. İlke Erol, İzmir Barosu Saymanı ve AtatürkAraştırma Merkezi Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Muammer Erçoban ile Kadın Hakları Merkezi SorumluYönetim Kurulu Üyesi Av. Seyide Uludağ da yasa tasarısına ilişkin görüşlerini paylaştılar.

İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan tarafından okunan açıklamanın tam metni şöyle:

Page 19: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

17İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

Basına ve Kamuoyuna;

Siyasal iktidarın, Türkiye Cumhuriyetinin Anayasal niteliklerini görmezden gelmeye yönelik son dönem uy-gulamaları kamuoyunda ciddi endişe yaratmaktadır;

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan 2017/2018 eğitim öğretim müfredatı ile Nüfus HizmetleriKanunu ile Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı hedeflenen toplumsal dönüşümüaçıkça gözler önüne sermektedir.

Söz konusu kanun tasarısı, müftülüklerenikâh kıyma yetkisi vermekte ayrıca sağlıkpersonelinin takibi dışında doğan çocuklarınnüfus müdürlüklerine doğum bildirimlerininsözlü beyanla yapılma imkanı getirmektedir.Özellikle kız çocuklarının küçük yaşta evlen-dirmelerinin önünü açacak, çocuklara yönelikcinsel suçlarda cezasızlığa neden olacak,“imam nikahlı eş” olarak kadınların Türk MedeniKanunu başta olmak üzere temel hak ve öz-gürlüklerinden yoksun bırakacak bu öneri dahaönce de ülke gündeme gelmiş ancak yoğuntepkiler nedeniyle geri çekilmişti.

Anayasamızın 174/4. maddesiyle korumaaltına alınmış olan, “Türk toplumunu çağdaşuygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve TürkiyeCumhuriyeti’nin lâiklik niteliğini koruma amacınıgüden” İnkılap Kanunları arasında “Türk KanunuMedenisiyle kabul edilen, evlenme akdinin ev-lendirme memuru önünde yapılacağına dairmedenî nikâh esası” sayılmaktadır. Şu halde;dini nikâhı resmileştiren düzenleme Anayasanınözüne aykırıdır.

Anayasaya aykırılığı iddia edilemeyen buhüküm, müftülere evlilik yetkisi ile delinmek istenmektedir. Bu düzenleme, hangi din ve inanca sahip olursaolsun Anayasamızın en önemli kuralı olan yurttaşların eşitliği, laik ve tek hukukun herkese uygulanacağıilkelerinden de vazgeçmek anlamına gelmektedir.

Bu tarihsel birikimin kaynağını da Lozan Antlaşması tayin etmektedir. Türkiye’nin laik medeni kanunuygulaması ve herkese aynı hukuk kurallarının uygulanacağının teminatı Türkiye Cumhuriyeti tarafındangüvence altına alınmıştır. Bu nedenle, ülkemizde azınlıkların veya farklı mezheplerin dini yetkililerine deevlendirme memurluğu yetkisi verilmesi toplumsal bölünmelere dair yeni tartışmalara neden olacaktır.

2017/2018 eğitim öğretim döneminde uygulanması hedeflenen müfredatla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı2017 yılının Şubat ayında, yeni bir müfredatın uygulanacağını ilan etmiş, kurumsal önerilerin 6 Şubat’a, bireyselönerilerin de 10 Şubat 2016 tarihine kadar iletilmesi için süre vermiştir. Söz konusu müfredat değişikliği ile ilgiliolarak Baromuzun Çocuk Hakları Merkezi, Atatürk Araştırma Merkezi ve Yasa Komisyonu bir çalışma grubuoluşturarak inceleme ve değerlendirmelerini rapor haline getirmiş ve bu rapor Milli Eğitim Bakanlığına, TBMMBaşkanlığına, TBMM’de temsilcisi bulunan siyasi parti başkanlıklarına gönderilerek önerilerimizin dikkate alınmasıistenmiş, söz konusu rapor aynı zamanda yapılan basın açıklaması ile kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.

Din

Siyaset

Page 20: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

18 İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

2 Şubat 2017 tarihli raporumuzda; Yeni müfredatın temelinde, laik-bilimsel eğitim anlayışından ziyade,

iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerine uygun olarak biçimlendirilmek istendiği, Mustafa Kemal Atatürk’e ve

Cumhuriyetin temel niteliklerine yapılan vurgunun azaltıldığı tespiti yapılarak, eğitim müfredatı hazırlanırken

öncelikle bilimsel, demokratik, laik, bireyin yanı sıra toplumsal faydayı da gözeten, insan hak ve özgürlüklerine

dayalı, eşitlikçi eğitim programlarının oluşturulmasının önemine değinilmiştir.

Barolar başta olmak üzere toplumun büyük bir kesiminden laik eğitim sistemi ve Cumhuriyet değerlerinin

korunmasına yönelik iletilen önerilere karşın 18 Temmuz 2017 tarihinde Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz,

Atatürk’e ilişkin bölümlerin daraltıldığı, Evrim Teorisi’nin çıkartıldığı ve 'cihat' kavramını içeren 2017-2018

eğitim öğretim yılında uygulanacak yeni müfredatı açıklamıştır.

Değiştirilen müfredat ile iktidarın; barışçıl, insan ve doğa sevgisi ile yoğrulmuş, yaratıcı ve eleştirel

düşünen, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı, demokrasiyi özümsemiş, insan hak ve özgürlüklerini ön

planda tutan, adalet duygusu gelişmiş bireylerin yetiştirilmesini hedefleyen eğitim programlarından gün be

gün uzaklaşıldığını, Cumhuriyet Türkiye’sinin simgesi olan Atatürk ve O'nun eseri olan Türk Devrimlerini unut-

turmaya yönelik politikalar geliştirdiğini görmekteyiz.

Milli egemenlik esası üzerine inşaa edilen Cumhuriyet Türkiye’sinin, siyasî, sosyal, kültürel ve ekonomik

açıdan dayanak noktaları; felsefesi ve ruhu vardır. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk,

bağrından çıktığı Türk Milleti’nden kopartılmaya, çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitim müfredatından

çıkartılmaya, unutturulmaya çalışılmaktadır.

15 Temmuz kalkışma hareketinden sonra, milli birlik ve beraberliğe her zamankinden çok ihtiyaç

duyduğumuz şu günlerde; Mustafa Kemal Atatürk ilke ve devrimlerini müfredat kitaplarından çıkartmak

yerine daha doğru ve etkin anlatılmak yolu tercih edilmeli, milli birlik ve beraberliğimizi pekiştirici ulusal

öğeler İstiklal Marşı ve Milli bayrağımız, ulusal gün ve bayramlarımız, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi

Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere milli kahramanlarımız tarihsel perspektif içinde ele alınıp

ayrıntılarıyla anlatılmalıdır. Bu suretle andımız uygulamaya konmalı, tören ve kutlamalar daha özenli ve katılım

sağlanarak yapılmalıdır.

Geleceğin toplumu, eğitim sistemi üzerinden inşa edilir. Eğitim sisteminin müfredatının içinde yer alan

değerler bireyi ve dolayısı ile toplumu şekillendirir.

Toplumların inşasında yanlış yapmamanın yolu; eğitim müfredatının daha uzun zamanlı, geniş tabanlı

katılımla tartışılması ve üzerinde toplumsal mutabakata varılması ile mümkün olmaktadır. Çoğulcu, çağdaş

ve katılımcı demokrasinin genel kuralı da budur. Ancak bu koşullarda müfredatın demokratik olması

sağlanabilir. Bunun dışında ‘ben yaptım oldu’, ’siz söyleyin, önerin ancak biz bildiğimiz gibi yaparız’

anlayışının demokratik değerler ile örtüşmesi mümkün değildir.

Mücadelemiz çağdaş, laik ve bilimin ışığında bir eğitim sisteminden yanadır; Gazi Mustafa Kemal

Atatürk’ü her açıdan doğru anlamış, benimsemiş ve uygulamış; içte ve dışta barışı yaşayan, uygar bir toplum

olma umudumuzu hiç kaybetmedik ve kaybetmeyeceğiz.

İzmir Barosu Başkanlığı olarak bu gerçekleri ve duyduğumuz derin kaygıyı toplumun tüm kesimlerinin

dikkatine sunuyor, siyasal iktidarı toplumu ayrıştıran bu uygulama ve yasa çalışmalarına son vermeye davet

ediyoruz. Saygılarımızla.

Page 21: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

19İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

İzmir Barosu olarak; her zaman ve her yerde bağımsız yargıyı,hukukun üstünlüğünü savunacağımızın ve adaletin terazisinin güçlüdendeğil haklıdan yana olduğu bir Türkiye için mücadelemizi devam etti-receğimizin bilinmesini isteriz.

Yargı bağımsızlığını, hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, temel hakve özgürlükleri, basın özgürlüğünü, vatandaşın bilgi almak hakkını sa-vunmak, uygulamak, ülkenin saygınlığı ve aydınlık geleceği içinyaşamsal önem arz etmektedir. Bu değerleri savunmak ve uygulamaktemel hedef olmalıdır.

Son günlerde yürütülen bazı soruşturmalarda meslektaşlarımızıntutuklanma gerekçeleri vahim nitelik taşımaktadır. Basına ve kamuoyunayansıdığı şekli ile; Sulh Ceza Hâkimliği tutuklama gerekçesinde “…şüphelinin yaptığı görev göz önüne alınarak suçu işlediğine dairkuvvetli suç şüphesinin…” ifadesini kullanmakla yapılan mesleği yaniavukatlık mesleğini suç işlediğine karine olarak nitelemekte ve tutuklamagerekçelerinden biri haline getirmektedir. Bilindiği gibi tutuklama,delillerin korunması veya yargılamanın sağlıklı yapılması için bir araçtır.Tutuklama başlı başına yargılama konusu uyuşmazlığı çözecek biramaç haline getirilerek cezaya dönüştürüle-mez/dönüştürülmemelidir.

Tutuklama kararı verilmezse birtakım zararların derhal gerçekleşe-bileceğine dair bir görünüm olmalıdır. Gecikmede tehlike bulunması,tutuklama işleminin hemen yapılmasının zorunlu olması, gecikmenintelafisi imkânsız tehlike doğuracak olmasıdır.

En hafif tedbirden en ağır tedbir olan tutuklama kararına kadar,hangi tedbir şüpheli veya sanığın hukuki durumu ile orantılı ise o tedbiruygulanmalıdır.

fakat adli kontrol tedbirini avukatlar için uygulama gereği duymayan yargımız, arkasında siyasi erk olanlariçin uygulamada beis görmemektedir. Ülkemizde gelinen koşullarda avukatlık mesleği suç işleme potansiyelineyargı eliyle dönüştürülmüş bulunmaktadır. Kamu vicdanını ve Kanun önünde eşitlik prensibini anımsatmakgereğinin duymaktayız.

Diğer yandan Mustafa Kemal Atatürk’ü incitmeyi, küçük düşürmeyi, yıpratmayı ve bu suretle hakareti amaçlayan,aynı zamanda halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suretiyle bölen kişilerin bir hafta içerisinde salıverildikleri birhukuk anlayışını benimsememiz asla mümkün değildir.

İzmir Barosu olarak; her zaman ve her yerde bağımsız yargıyı, hukukun üstünlüğünü savunacağımızın veadaletin terazisinin güçlüden değil haklıdan yana olduğu bir Türkiye için mücadelemizi devam ettireceğimizinbilinmesini isteriz.

Baromuz üyesi meslektaşlarımız hakkında yürütülen soruşturma süreçlerini yakından izlediğimizi bildiririz.Ayrıca belirtmek isteriz ki suç işleyenin cezasız kalmaması Ulusumuzun beklentisidir, ama aynı zamanda usulüişlemlere dair kayırmacı olmayan, adli uygulamaların eşitlik prensibi gözetilerek ve vicdanları yaralamadanuygulamak gereği ise hukukun üstünlüğü gereğidir.

Bu kapsamda yetkilileri, yargı organlarını, yürütülen soruşturmaların hukukun üstünlüğüne uygun, adil,şeffaf ve süratli şekilde yapmaya davet ettiğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.

avukatlık Mesleği, kuvvetli suÇşüphesi olarak DeğerlenDirileMeZ!

Page 22: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

İzmir Barosu, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü vesilesi ile, savaşa ve şiddete yol açan devletlere, busavaş ortamını sonlandırmaları, temel insan hakkı olan iltica hakkına saygının geliştirilerek sürdürülmesi,pratikte karşılaşılan zorlukların ve özellikle avukatların mültecilere erişiminde karşılaşılan uygulamadaki engellerinkaldırılması, dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye Cumhuriyeti'nin cömertliğini uluslararasıtoplumun da paylaşması çağrısında bulunmaktadır.

Bilindiği üzere, 20 Haziran, Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Mülteciler Günü” olarak kabul edilmiştir.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre Türkiye'de her 28 kişiden birimülteci. Dünya Mülteciler Günü öncesi UNHCR'nin 19/06/2017 tarihinde yayımladığı yıllık Küresel Eğilimlerraporunda belirtilen rakamlara bakıldığında Türkiye'nin 2,9 milyon kişiyle en fazla sayıda mülteci ağırlayan ülkeolduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Yine her 3 saniyede 1 kişinin evini terk etmek zorunda kaldığı ve 2016 sonuitibariyle dünyada evlerini terk etmek zorunda kalmış kişi sayısının 65,6 milyona ulaştığı bu 65,6 milyon kişinin22,5 milyonu başka bir ülkeye kaçan mültecilerden, 40,3 milyonu kendi ülkeleri içinde yer değiştirenlerden, 2,8milyonu da sığınma başvurusunda bulunanlardan oluştuğu gerçeği karşımızda durmaktadır.

İnsanların göç etmelerinin en büyük iki nedeninin, savaşlar ve uygulanan zulüm olduğu bilinmektedir.

20 İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

avukatlar, Mültecilerin yanınDa

Page 23: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

Özellikle son yıllarda, mülteci konumuna düşenlerin yarısından fazlasının Afganistan, Somali, Suriye, Irak,Sudan gibi ülkelerden gelmesi ve bu ülkelerin tamamının yoksul Müslüman ülkeler olması dikkat çekmektedir.

AB ülkeleri başta “iltica haklarının zorlaştırılması” olmak üzere, birçok konuda ortak hareket etme kararı alarak;“İkinci Ülke” veya “Güvenli Bölge” gibi tampon bölgeler oluşturarak Merkez Avrupa’yı mültecilere kapatan politikalarüretmektedirler. Bunun neticesinde, parçalanmış yaşamlar, aileler, sağlıksız yaşam koşulları baş göstermekte,belirsizlik ve yıllarca süren dönüş özlemi ağır ve dayanılmaz bir yük oluşturmaktadır.

Oysa ki Uluslararası hukukta, 1951 Birleşmiş Milletler Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin CenevreSözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1967 protokolü ile iltica hakkı, temel birhak olarak kabul edilmiştir. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesi veişkence yasağını düzenleyen 3. maddesi ile de kişilerin yaşam hakkının korunması ve insanlık dışı muameleyetabi tutulmaması düzenlenmiştir.

1951 Sözleşmesinin 33. maddesinde; "Hiçbir taraf devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir sosyalgruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerinsınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir." ifadesi ile geri-göndermemeilkesi (non–refoulement) kabul edilmiştir. Zulüm riski olan yere gönderme açıkça yasaklanmıştır

676 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname(KHK) düzenlemesi kapsamında güvenlik gerekçesiyle haklarında sınır dışı kararı alınan kişiler, dava açmasüresi beklenmeksizin veya dava açsalar bile geri gönderme yasağı ilkesine uygun olmadan sınır dışıedilebilmektedir. Böylelikle sınır dışı edileceği ülkede yaşam hakkı ihlali ve işkence görme ihtimali bulunankimselerin gerek iltica başvurusuyla gerekse dava açma yoluyla kendilerini ifade etme imkânı çok daraltılmıştır.

Ancak bu hukuki metinlerde kabul edilen hakların, pratikte uygulanmadığı, meslektaşlarımızın Geri GöndermeMerkezlerinde tutulan kişilere erişimlerinin zaman zaman engellendiği de bilinmektedir. Hukuki yardımaerişemeyen mültecilerin, yasal haklarını kullanmaları neredeyse imkânsız olmaktadır.

Savaş ve şiddet ortamından kaçan, istemeyerek ülkelerini terk etmek zorunda bırakılan milyonlarca insanınbir hak ihlali ile karşılaştığında veya haklarına erişimde sıkıntı yaşadıklarında, adalete erişimlerinin sağlanmasındaBaroların sorumluluklarının farkındayız. Bu sebeple de İzmir Barosu olarak, Göç ve İltica Komisyonumuzaracılığı ile gerek meslektaşlarımız arasında gerekse ulusal ve uluslararası birçok kuruluş ile eğitim ve paylaşımçalışmalarını yürütmekte; Adli Yardım Birimi’ne başvuran mültecilerden (mültecilik hukukundan kaynaklı)herhangi bir belge ve kayıt istemeden kendilerine avukat ataması yapmaktayız.

İzmir Barosu, 20 Haziran Dün-ya Mülteciler Günü vesilesi ile,savaşa ve şiddete yol açan dev-letlere, bu savaş ortamını son-landırmaları, temel insan hakkıolan iltica hakkına saygının geliş-tirilerek sürdürülmesi, pratikte kar-şılaşılan zorlukların ve özellikleavukatların mültecilere erişimindekarşılaşılan uygulamadaki engel-lerin kaldırılması, dünyada en çokmülteciye ev sahipliği yapan Tür-kiye Cumhuriyeti'nin cömertliğiniuluslararası toplumun da paylaş-ması çağrısında bulunmaktadır.

Kamuoyuna saygıyladuyururuz.

21İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

IKL

AM

AS

I

Page 24: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

22 İzmir Barosu Bülteni

ET

KİN

LİK

İzmir Barosu’nda stajlarını sür-düren stajyer avukatlar Baro tara-fından düzenlenen bir tekne turundaeğitim döneminin yorgunluğunu at-tılar. Baro Başkanı Avukat Aydın Öz-can, “İzmir Barosu’nda stajyer olmakda genç avukat olmak da bir ayrı-calıktır” dedi.

İzmir Körfezi’nde düzenlenen tekneturuna Baro Başkanı Av. Aydın Özcan,Başkan Yardımcısı Av. Mustafa Çetin,Baro Yönetim Kurulu üyeleri Av. GoncaArkoç, Av. Nilay Ertem Durlu ve Av.Betül Harmanşah, Baro’nun staj eğitimmerkezinde görev yapan eğitmen vedanışman avukatlarla, 300’e yakın

stajyer avukat katıldı.

GENÇ AVUKATLARA POZİTİFAYRIMCILIK YAPIYORUZ

Burada kısa bir konuşma yapanBaro Başkanı Av. Aydın Özcan, dü-zenlenen bu tekne turu ve stajyeravukatlara yönelik diğer sosyal et-

stajyer avukatlar eğitiM DÖneMininyorGunluğunu tekne turunDa attı

Page 25: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

23İzmir Barosu Bülteni

ET

KİN

LİK

kinliklerle özellikle genç avukatlarla,stajyer avukatların kaynaşmasınınve staj eğitim döneminin yorgunlu-ğunu birlikte atarak yeni bir dönemehep birlikte başlamanın amaçlan-dığını söyledi. “Staj Eğitim Merke-zi’nde gönüllü olarak ders verendoksana yakın meslektaşıma daverdikleri emekler için teşekkür edi-yorum” diyen Özcan, İzmir Baro-su’nda stajyer avukat olmanın da,genç avukat olmanın da bir ayrıcalıkolduğunu ifade etti. Genç avukatlarınmesleğe başladıklarında yaşayabi-lecekleri sıkıntıları bir an önce aş-malarını sağlamak amacıyla CMKseminer çalışmalarının her ay düzenliolarak yapıldığını, bunun yanı sıra

Genç Ofislerin açıldığını söyleyenAv. Aydın Özcan “genç avukatlarapozitif ayrımcılık yapıyoruz” dedi.

Av. Aydın Özcan sözlerini, “mes-leğe başladığınızda İzmir Barosu’nunen yeni ve en genç üyeleri olarakvatandaşların temel hak ve özgür-lükleri için, hukukun üstünlüğü için,yargı bağımsızlığı için, basın özgür-lüğü için sizlere güveniyoruz. Sizlerbizim geleceğimizsiniz. Bu ülkedevar olan yaklaşık yüz bin avukatında bu değerler ve evrensel hukuknormları için mücadele edeceğineve sonunda başaracağımıza inanı-yorum. Biz sizlerle güçlüyüz, sizlerinbu ülkeyi çağdaş medeniyetler se-viyesine getireceğinize, ülkede tanık

olduğumuz hukuksuzlukları gidere-ceğinize canı gönülden inanıyorum”diyerek tamamladı.

EN İYİ STAJ EĞİTİMMERKEZİ İZMİRBAROSU’NDA

İzmir Barosu Başkan Yardımcısıve Staj Eğitim Merkezi Sorumlu Yö-netim Kurulu üyesi Av. Mustafa Çetinise staj dönemi boyunca stajyeravukatları bir yandan mesleğe pratikolarak hazırlarken öte yandan da Avu-katlık Kanunu, meslek kuralları vemeslek etiği açısından da hazır olmalarıiçin çalıştıklarını söyledi. İzmir Baro-su’nda staj yapmanın bir ayrıcalık ol-duğunu yineleyen Av. Mustafa Çetin,“Türkiye genelinde en iyi Staj EğitimMerkezi’nin İzmir Barosu’nda oldu-ğunu size açıklıkla söyleyebilirim”dedi. İzmir Barosu Staj Eğitim Mer-kezi’nde 900’e yakın stajyer avukat,90 eğitmen ve danışman avukat vetez okuyan yaklaşık 200 avukat bu-lunduğunu ifade eden Av. MustafaÇetin, “bizler yargının kurucu unsur-larının nitelikleri ne kadar yüksek olursayargının da o kadar kaliteli olacağına,hukuk devletinin işlerliğinin o kadariyi olacağını düşünüyoruz. Bu nedenlede staj eğitimine büyük önem veri-yoruz” dedi.

Page 26: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

24 İzmir Barosu Bülteni

ET

KİN

LİK

GenÇ avukatlar iftar yeMeğinDe Buluştu

Her yıl geleneksel olarak düzenlenen İzmir BarosuGenç Avukatlar Meclisi İftarı bu yıl 15 Haziran günügerçekleştirildi.

İftara katılan İzmir Barosu Başkanı Avukat AydınÖzcan, ülke olarak birlik ve beraberliğe çok ihtiyaçduyulan bir dönemden geçildiğini vurgulayarak Ra-mazan ayının da birlik, beraberlik ve kardeşlik duy-gularının güçlendiği bir ay olduğunu ifade etti.

Genç Avukatlar Meclisi tarafından düzenleneniftara İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan’ın yanısıra, İzmir Barosu Genel Sekreteri Av. İlke Erol,Sayman Av. Muammer Erçoban ile yönetim kuruluüyelerimiz Av. Nilay Ertem Durlu, Av. Cem CemalCoşkan ve Av. Nuriye Kadan da katıldılar.

Page 27: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

25İzmir Barosu Bülteni

ET

KİN

LİK

ritiM GruBu BüyüleDi

İzmir Barosu Ritim Grubu “Kas-ten Ritim” Şef Teoman Dalcı yö-netimindeki dördüncü konserini 9Haziran 2017 günü fuar İsmetİnönü Kültür Merkezi’nde gerçek-leştirdi.

İzleyenlere keyifli anlar yaşatanKasten Ritim Grubu’nun konserisonrasında konuşan İzmir BarosuBaşkanı Av. Aydın Özcan, Teoman

Dalcı yönetimindeki grubu çok ya-ratıcı bulduğunu söyleyerek ser-gilenen konserin disiplinli bir ça-lışmanın ve büyük bir emeğin ürü-nü olduğunu ifade etti. İzmir Ba-rosu Kültür Sanat Komisyonu So-rumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av.Nilay Ertem Durlu’ya da çalışma-lara olan katkılarından dolayı te-şekkür eden Baro Başkanımız Av.

Aydın Özcan, gecenin anısına ŞefTeoman Dalcı’ya bir plaket sundu.

Teoman Dalcı ise yaptığı ko-nuşmada her kurumun üyelerineböyle fırsatlar tanımadığını söyle-yerek ”İzmir Barosu bize gönlünü,yüreğini açtı. Ben de izmir Baro-su’na gerçekten teşekkür ediyo-rum. Bu dördüncü gecemiz, dahada güzellerini yapacağız” dedi.

Page 28: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

26 İzmir Barosu Bülteni

ET

KİN

LİK

iZMir Barosu tiyatro topluluğu BuseZon 5. oyunu olan BuluşMa yeri isiMli

oyun ile iZleyenlerin karşısına Çıktı

İzmir Barosu TiyatroTopluluğu, bu sezonDuşan Kovaçeviç'inBuluşma Yeri isimlioyununu 4 Haziran2017 günü Ege Üni-versitesi Atatürk KültürMerkezi'nde ve 3 Ekim2017 günü İzmir SanatMerkezi'nde sergiledi.Ayrıca topluluk, An-kara Barosu'nun dü-zenlemiş olduğu Tiyatro festivalinde,4 Temmuz 2017 günü aynı oyunubir kez de Ankara izleyicisinin kar-şısında sergiledi.

Ölmek ve yaşamak; ölüm müyaşamdan öncedir yoksa yaşammı ölümden önce?

Sırp yazar Duşan Kovacevic’inyazdığı Buluşma Yeri, Yugoslavya’nındeğişim sürecini kara mizah veironik yaklaşım ile yansıtırken biryandan da fantastik bir dünya içe-risinde ölüm-yaşam ikilemini dü-şündürmeye sevk etmektedir. Oyun,öldükten sonra “Buluşma Yerinde”

bir araya gelen bir grup insanın ya-şarken yapamadıkları için hissettikleripişmanlıkları, yaşam ve ölüm ara-sındaki yakın ama bir o kadar uzakbağlantıyı gözler önüne sermektedir.Ölüm mü yaşamdan önce yoksayaşam mı ölümden önce, ölüm mügerçek yoksa yaşam mı gerçek so-rularını akla getiren oyun, “BuluşmaYerindeki” kişilerin yakınlarının “Dün-ya’da” yaşadıkları olaylara da yervererek küçük çıkarlar peşinde koşanmenfaatçi insan figürünü seyirci eliile yermektedir.

Oyun geniş bir kadro ile sergi-lenmiştir. Oyunda, Şevket Burak İl-

bay, Telat Çekiç, OsmanRuhi Saat,Serap Arı Öcal,Mehmet Bursalı, Sezen Çe-lebi, İrem Dönmez, Nesli-han Katı, Efekan Narlı, Duy-gu Yılmazlar, Ezgi Kılıç,Ajda Kahraman, KeremAtlı, Damla Küçük; kabinekibinde ise Hazal Öziğ-neci, Goncagül Korkmaz,Hüseyin Karakoç, MerveYüksel, Dünya Derya Yurt-

taş, Ogün Şahin yer almıştır.

Topluluk çalışmalarına 2011 yı-lında başlamıştır. Kurulduğu gündenbu yana Sıkı Gözetim, Evlilikte UfakTefek Cinayetler, Titanik Orkestrası,Hayvan Çiftliği ve Buluşma Yeri isimlioyunları birçok kez sahnelemiştir.Hayvan Çiftliği oyunu ile AntalyaBarosu Tiyatro festivaline, BuluşmaYeri oyunu ile de Ankara Barosu Ti-yatro festivaline katılmıştır. 2018yılında da Alain Decaux'un kalemealdığı yaşanmış bir hikayeden uyar-lanan 'Rosenbergler Ölmemeli' isimlioyunu oynamaya karar vermiş ve

Page 29: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

27İzmir Barosu Bülteni

ET

KİN

LİK

hızla çalışmalarına başlayan topluluk amatörruhla, profesyonel işler çıkarma düsturu ileyoluna devam etmektedir.

DUŞAN KOVACEVİC

12 Temmuz 1948 tarihinde Mrdjenovac,Sırbistan'da doğan Sırp oyun yazarı, senarist,tiyatro ve sinema yönetmeni olarak isimyapmıştır. "Belgrat Tiyatro, film, Radyo vetelevizyon Aka-demisi"nden 1973 yılındamezun oldu. Belgrat Tv'de dramaturg olarak1978 yılına kadar çalıştı. 1986-1988 yıllarıarasında Dram fakültesi'nde hocalık yaptı.1998 yılından bu yana, Belgrat'ta bulunanZvezdara Tiyatrosu'nun Sanat Yönetmeni'dir.Ayrıca, portekiz'de Lizbon kentinde SırbistanBüyükelçisi olarak görev yaptı. Sırp Bilim veSanat Akademisi üyesidir. Oyunları 21 dileçevrilmiştir. Türkçeye çevrilmiş, profesyonel(oyun), Buluşma Yeri, İntiharın Genel provasıve Dar Ayakkabıyla Yaşamak adlı dört oyunubulunmaktadır. Ayrıca bir sinema yönetmeniolan Duşan Kovacevic 2002 yapımı, profe-sionalac adlı filmi ile, 2004 yılında, 23.Ulus-lararası İstanbul film festivali'ne katılmıştır.profesionalac adlı filmi ile "Uluslararası İs-tanbul film festivali jüri Özel Ödülü"nesahibi olmuştur. film, daha sonra Montrealfilm festivali'nde "En İyi Senaryo" ödülüsahibi olmuştur. Senaryo yazarı olarak çalıştığıfilmler arasında, Emir Kusturica' 1995 yapımıYeraltı filmi de vardır.

Page 30: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

28 İzmir Barosu Bülteni

İTİM

İzmir Barosu Staj Eğitim Merkezitarafından her staj dönemi sonundadüzenlenen kurgusal duruşma ça-lışmalarının yenisi 1 Temmuz 2017günü İzmir Adliyesi Ağır Ceza Mah-kemeleri salonlarında yapıldı.

İzmir Barosu Staj Eğitim Merkezitarafından her staj dönemi sonundadüzenlenen kurgusal duruşma ça-lışmalarının yenisi 1 Temmuz 2017günü İzmir Adliyesi Ağır Ceza Mah-kemeleri salonlarında yapıldı. Açılışkonuşmasını yapan Baro BaşkanıAv. Aydın Özcan, “İzmir Barosu’ndastaj yapmak bir ayrıcalıktır” dedi.

Aile Hukuku, Tüketici Hukuku,İş Hukuku ve Ceza Hukuku gibifarklı dallarda danışman avukatlareşliğinde çalışmalarını sürdüren 280stajyer avukat, öğrendiklerini mes-leğe başlamadan pratik olarak sı-nama fırsatı buldular.

BARO BAŞKANI ÖZCAN:MESLEK KURALLARINA UYUN

Çalışmanın açılış konuşmasınıyapan İzmir Barosu Başkanı AvukatAydın Özcan, İzmir Barosu’nda staj-

yer avukat olmanın bir ayrıcalık ol-duğunu söyleyerek, seksene yakıngönüllü danışman avukatın Staj Eği-tim Merkezi’nde ders verdiğini belirtti.Başka barolarda bu tip çalışmalarınyapılmadığını dile getiren Özcanstajyer avukatların Türkiye BarolarBirliği’nde on beş günlük paketprogramlarla bu dersleri alabildiklerinisöyledi. İzmir Barosu’nun sunduğubu imkanları verimli bir şekilde kul-lananların staj bitiminde çok rahatlıklaavukatlık mesleğine başlayacaklarınıifade eden Özcan “O yüzden stajınız

devam ederken çalıştığınız bürolar-daki çalışmalarınızı kendi işiniz gibigörerek yapın” dedi.

Baro Başkanı Özcan çalışmayakatılan stajyer avukatlara, avukatlıkmesleğinin, en başta meslek kural-larına uymaktan, avukatların birbir-lerine karşı saygılı olmalarından geç-tiğini ifade ederek staj süresinceAvukatlık Meslek Kuralları ve Avu-katlık Kanunu’nu yeterince incele-meleri tavsiyesinde bulundu.

İzmir Barosu’nun kurulduğu gün-

kurGusal DuruşMa ÇalışMası

Page 31: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

29İzmir Barosu Bülteni

İTİM

den bu yana hukukun üstünlüğünü,yargı bağımsızlığını, temel hak veözgürlükleri savunan bir baro oldu-ğunu söyleyen Av. Aydın Özcan,“siz değerli meslektaşlarımızın daavukatlık andını içtiğiniz andan iti-baren bu değerler için var gücünüzleçalışacağınıza ben yürekten inanı-yorum” dedi.

BARO’YU ORTAKAKILLA YÖNETELİM

Stajyer avukatlara kendilerini sü-rekli geliştirmeleri tavsiyesinde debulunan Av. Aydın Özcan, “bu doğ-rultudaki görüş, düşünce ve öneri-lerinizi İzmir Barosu Yönetim Kuruluile paylaştığınız takdirde elimizdengelen tüm desteği vereceğimize eminolabilirsiniz. Bizim amacımız Baro’yuortak akılla yönetmek” dedi. Her za-man mesleğe yeni başlayan avukatlarıdestekleyici projeler ürettiklerini söy-leyen Av. Aydın Özcan sözlerini “Bugünyapılacak kurgusal duruşma çalış-malarından dolayı başta Staj EğitimMerkezi Başka-nımız Sayın Av.Mustafa Çetin ol-mak üzere oradagörev alan Yöne-tim Kurulu üye-lerine ve gönüllüolarak hizmet ve-ren meslektaşla-

rımıza sonsuz teşekkürlerimi sunu-yorum” diyerek bitirdi.

BİR YILDA YİRMİKURGUSAL DURUŞMA

İkinci olarak konuşan İzmir Ba-rosu Başkan Yardımcısı ve Staj Eği-tim Merkezi Başkanı Avukat MustafaÇetin ise ülkede her geçen gün hu-kuk fakültelerinin sayılarının artma-

sına karşın hukuk eği-timinin kalitesinin düş-tüğünü ifade ederek“yargının kurucu un-surları nitelikli hukuk-çulardan oluşmalıdır.

Hakimlerin, savcı-ların, avukatların ni-

telikleri ve kalitesi ne kadar yüksekolursa hukuk devletinin de işlerliğio kadar yüksek olacaktır” dedi.

İyi bir avukat olmanın yolununiyi ve kaliteli bir staj eğitimi döne-minden geçtiğini söyleyen Av. Mus-tafa Çetin İzmir Barosu Staj EğitimMerkezi’nin stajyer avukatları hemteorik hem de pratik olarak mesleğehazırlamak için büyük çaba sarf et-mekte olduğunu ifade etti.

İzmir Barosu Staj Eğitim Merkezi’ninbir yıl içerisinde yirmiye yakın kurgusalduruşma yaptığını ifade eden Çetin,2015 yılından bu yana da stajyerlerarası ödüllü kurgusal duruşma yarış-maları düzenlediklerini dile getirdi.

Page 32: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

30 İzmir Barosu Bülteni

İTİM

78. DÖneM cMk eğitiMseMineri taMaMlanDı

İzmir Barosu tarafından CMKalanında görev yapacak meslek-taşlarımızın katılımlarının zorunlu ol-duğu CMK eğitim semineri, 52 mes-lektaşımızın katılımıyla 14-15-16 Tem-muz 2017 günlerinde 78. kez ger-çekleştirildi.

Üç gün boyunca süren çalış-manın son günü yapılan sertifikatöreninde konuşan Baro BaşkanımızAv. Aydın Özcan, CMK eğitim ça-lışmalarının her ay düzenli olarakyapılmasıyla özellikle yeni ruhsatalan genç meslektaşların mesleğevakit kaybetmeden aktif olarak ka-tılmalarının amaçlandığını vurguladı.Avukatların gerek İzmir’de gereksegenel olarak Tür-kiye’de, hemmesleki anlam-da hem de eko-nomik anlamdasıkıntılı günler ge-çirdiğini vurgula-yan Av. AydınÖzcan, bu duru-mun yeni ruhsatalan meslektaş-larımızda kendini

daha fazla hissettirdiğini ifade ede-rek, verilen eğitim sonrası CMK sis-teminde aktif olarak görev alan mes-lektaşlarımızın kısa süre içerisindeceza hukuku alanında kendilerinigeliştireceklerini söyledi.

CMK ala-nında görevegeldiklerindenbu yana birçokyenilik yaptıkla-rını da sözlerineekleyen Özcan,“özellikle gençmeslektaşları-mız ve kadınmeslektaşları-mıza pozitif ay-

rımcılık yapmak için çalışı-yoruz” dedi. CMK alanındagece görevlendirmelerinebaro personeli ile CMK araçtahsisi yaparak haksız reka-bete son verdiklerini söyleyenAv. Aydın Özcan, “gece CMKgörevlendirmelerine kadınmeslektaşlarımız da güveniçinde giderek görevlerini ya-pabilmektedirler” dedi.

Adli tatil sonrasında bu alanda“Ceza Hukuku Günleri” adı altındadaha kapsamlı bir çalışma yapıla-cağının da bilgisini veren Av. AydınÖzcan, alanında yetkin akademisyenve uygulamacıları çalışmaya davetettiklerini söyledi.

“Her fırsatta İzmir Barosu’nunuluslararası bir baro olması gerek-tiğini vurguluyorum” diyen Özcan,buna ilişkin yaptıkları çalışmalardanda bahsederek, “İzmir ve Ege Böl-gesi’ndeki uluslararası davaları İzmirlimeslektaşlarımızın alması gerektiğineinanıyorum. Bu nedenle düzenledi-ğimiz bu çalışmalara meslektaşla-rımızın daha fazla katılmaları ge-rektiğini düşünüyorum” dedi.

Page 33: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

İzmir Barosu Dergisi’nin 2017-1. sayısı yayımlandı. Derginin busayısında;

HAKEMLİ MAKALELER

n Çocuklarda Aydınlatılmış Onam- Yrd. Doç. Dr. Esra Dündar ARA-vACIK

n Kambiyo Senetlerinde (poliçe,Bono ve Çek) “Alonj” - Doç. Dr.vural SEvEN

n Yapay Adalar ve UluslararasıDeniz Hukuku - Yrd. Doç. Dr. AnılÇAMYAMAÇ

n Küresel Bir Hukuk Düzeni OlarakLex Sportiva - Yrd. Doç. Dr. Cem

ÖZCAN

n 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nave Ticaret Sicil Yönetmeliği’ne GöreTicaret Sicili - Yrd. Doç. Dr. SerhanDİNÇ

MAKALELER

n profesyonel futbolcu Sözleşme-sinin feshinde Sportif Cezalar -prof. Dr. Hasan pETEK

n İstinafla Birlikte Harç KonusundaUygulamada Ortaya Çıkan Bazı So-runlar - prof. Dr. Muhammet ÖZE-KES

n ve yargı kararlarını okuyabilecek-siniz.

31İzmir Barosu Bülteni

DU

YU

RU

1- iZMir Barosu DerGisi’nin yeni sayısı yayıMlanDı

İzmir Barosu ile Reform Eğitim arasında imzalanmış olan, eğitimlerde Baromuz meslek-taşlarına indirim ile ilgili yapılan sözleşme sona ermiştir. Meslektaşlarımıza duyurulur.

2-MeslektaşlarıMıZa Duyuru

3-tBB Meslek kuralları 27/2 MaDDesi iptal eDilMiştir

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının “Bir avukat başka bir avukata karşı asıl ya davekil sıfatıyla takip edeceği davayı kendi barosuna bir yazı ile bildirir” şeklindeki 27/2 maddesiiptal edilmiştir.

Duyurular...

Page 34: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

32 İzmir Barosu Bülteni

HA

BE

RL

ER

Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Sibel Algan, göreve başlamasının ardından İzmir Barosu’nu ziyaret etti.İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Büyükelçi Algan’a yenigörevinde başarılar diledi.

İzmir’in son yıllarda gerek ekonomik gerekse sosyal anlamda gelişme içerisinde olduğunu söyleyenÖzcan, İzmir Barosu’nun da kentin gelişimine katkı sunacak her türlü çalışmanın içerisinde yer almaktanbüyük bir mutluluk duyacağını ifade etti.

Baro’nun özellikle kadın ve çocuk hakları alanında yürüttüğü çalışmaların sadece İzmir yerelinde kalmadığını,Türkiye geneline yayıldığını ifade eden Avukat Aydın Özcan, İzmir Barosu’nun bir yandan yabancı barolarlaişbirliğini geliştirmek için kardeş baro protokolleri imzaladığını, bir yandan da Avrupa üniversiteleri ile uluslararasısertifikasyon çalışmaları düzenlediklerini ifade ederek, “İzmir Barosu’nun uluslararası bir baro olması için vargücümüzle çalışıyoruz” dedi.

Ziyaret sırasında Baro Başkan Yardımcısı Av. Mustafa Çetin ve Baro Genel Sekreteri Av. İlke Erol da hazır bu-lundu.

BüyükelÇi alGan iZMirBarosu’nu Ziyaret etti

Page 35: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

33İzmir Barosu Bülteni

HA

BE

RL

ER

Değerli Meslektaşımız av. Özgür aksoyuğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirmiştirBursa Barosu Üyesi Değerli MeslektaşımızAv. Özgür Aksoy’un Görevini Yaptığı SıradaUğradığı Silahlı Saldırı Sonucu YaşamınıYitirdiğini Öğrenmiş Bulunuyoruz. Savun-maya ve Savunma Mesleğine Yönelik Sal-dırıların Biz Avukatları Asla

Yıldıramayacağını Bir Kez Daha İfade Eder,Değerli Meslektaşımız Av. Özgür Aksoy İleAynı Saldırıda Şehit Olan Polis Memuruİdris Büyükdönmez’e Tanrı’dan Rahmet,Hukuk Camiasına Ve Yakınlarına Başsağ-lığı Dileriz.

Bursa Gemlik Adliyesi’nde gö-revleri başında uğradıkları saldırı sı-rasında şehit edilen Bursa Barosuüyesi Avukat Özgür Aksoy ve polismemuru İdris Büyükdönmez sonyolcuklarına uğurlandı.

İzmir Barosu Başkanı Avukat Ay-dın Özcan, Bursa Barosu ve BursaEmniyet Müdürlüğü’nü ziyaret ede-rek taziyede bulundu.

Öncelikle Bursa Barosu’nu ziyareteden İzmir Barosu Başkanı Avukat

Aydın Özcan, burada Bursa BarosuBaşkanı Avukat Gürkan Altun ve BursaBarosu Yönetim Kurulu üyelerine baş-sağlığı dileklerini sundu. Avukat AydınÖzcan ziyaret sırasında, avukatlarıyaptıkları işlerle özdeşleştiren, yargıyaintikal eden işlerin sorumlusu ve kay-nağı gibi gören bir anlayış olduğunuifade ederek, bu anlayışla sonunakadar mücadele edilmesi gerektiğiniifade etti.

Bursa Barosu’na yapılan ziyaretinardından Bursa Barosu Başkanı

Avukat Gürkan Altun, İzmir BarosuBaşkanı Avukat Aydın Özcan veBursa Barosu Saymanı Avukat Me-tin Öztosun Bursa Emniyet MüdürüSelami Yıldız’ı da makamında zi-yaret ederek şehit edilen polis me-muru İdris Büyükdönmez için baş-sağlığı dileğinde bulundular. Gem-lik'te yaşanan saldırının detaylarınında konuşulduğu ziyaret sırasındabir daha böyle acı olaylar yaşan-maması için yapılabilecek çalış-malar değerlendirildi.

iZMir Barosu’nDan Bursa’ya taZiye Ziyareti

Page 36: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

Çağdaş, Demokratik Ve Hukukun ÜstünlüğününEgemen Olduğu Bir Türkiye İçin Büyük Önder Mus-tafa Kemal Atatürk'ün İşaret Ettiği Yoldan İlerle-menin Gerekliliğini Vurguluyoruz.

34 İzmir Barosu Bülteni

HA

BE

RL

ER

17 AĞUSToSDEpREMİNDE

YAşAMINI YİTİRENYURTTAşLARIMIZI

RAhMETLE ANIYoRUZ

SİVAS KATLİAMI

SREBRENİTSAKATLİAMI

UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ!

hain darbe girişimini bir kez daha lanetliyoruz

Page 37: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

35İzmir Barosu Bülteni

HA

BE

RL

ER

İzmir Barosu, Anıtkabir’i Ko-ruma Amaçlı İmar Planı'ndayapılan değişikliğe itiraz etti.Ankara Büyükşehir Beledi-yesi Meclisi, Anıtkabir’i Ko-ruma Amaçlı İmar Planı'ndayaptığı değişikliği, 7 Temmuz2017 tarihinde askıya çıkar-mıştı. Ankara Büyükşehir Be-lediyesi’ne dilekçe ile yapılanitirazda, Ankara BüyükşehirBelediyesi Meclisince alınan,Anıtkabir Koruma Amaçlıimar plan değişikliği kara-rından vazgeçilmesi talepedildi.

Konuyla ilgili görüşleriniaçıklayan İzmir Barosu Baş-kanı Av. Aydın Özcan, Baş-kentimiz Ankara’nın en sem-bolik ve manevi değere haizalanlarından olan Anıtkabir’eilişkin gerçekleştirilen imarplanı değişikliğinde AnkaraBüyükşehir Belediyesi’nin ka-muoyunu bilgilendirme yön-

teminin yetersiz olduğunuifade ederek, bunun da planailişkin çeşitli tartışmalarayol açtığını söyledi. İmarplan değişikliği askıya çıka-rırken etkileşim geçiş saha-sının tamamının plan pasta-sında gösterilmediğini dilegetiren Av. Aydın Özcan,“Başkentimiz Ankara’nın vetüm Türkiye’nin en önemlianıtsal yapısı olan Anıtkabiralanı üzerinde gerçekleştiri-len her türlü faaliyet tümyurttaşlarımızı ilgilendir-mektedir. İzmir Barosu, Ana-yasa’nın 56. maddesi ve Avu-katlık Kanunu’nun 76. ve95.maddeleri uyarınca da ül-kemizin anıtsal değerleri veçevresinin korunması ve çev-re hukuku standartlarına uy-gun bir şekilde yönetimininsağlanması için görevli veödevlidir” dedi. Anıtkabiralanı için mimari ve kentseltasarım tanımlı bir projelen-

dirme hiyerarşisinin bir teh-dit unsuru olarak görülme-mesi gerektiğini söyleyen Av.Aydın Özcan, Ankara Büyük-şehir Belediyesi’nin ivediliklebu kavramsal yaklaşımı terketmesi gerektiğini ifade etti.Plan kararlarında yer alma-yan ancak Müdahale Pastasıile üretilen kararın plan yap-ma tekniğine aykırı olduğunusöyleyen Özcan, “dilekçemiz-de Anıtkabir Tarihi Sit Ala-nında Mimari ve Kentsel Ta-sarım Projesi tanımı kaldı-rılarak Peyzaj Restitüsyonve Restorasyon Projesi yap-tırılacaktır kararı alınmasıMüdahale Biçimleri Pasta-sında 3B ile gösterilen ‘öneriyeni yapılacak yapılar şema-tik olarak gösterilmiştir’ ifa-desinin kaldırılarak yeni biryapı önerisinin hiçbir şartve koşulda kabul edilmeme-sini talep etmekteyiz” dedi.

iZMir Barosu, iMar planınDayapılan Değişikliğe, anıtkaBir’i

koruMa aMaÇlı itiraZ etti

Page 38: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

36 İzmir Barosu Bülteni

HA

BE

RL

ER

eGe-MarMara BÖlGesi BaroBaşkanları toplantısı yapılDı

17 Haziran 2017 tarihinde Ma-nisa'da toplanan Ege-Marmara BaroBaşkanları, ülkemizin içinde bulun-duğu süreci ve özellikle de yargıdünyamızın sorunlarını görüşüp de-ğerlendirerek, aşağıdaki hususlarınkamuoyuna duyurulmasına kararvermiştir.

1. Ülkemizde yargının çok ciddisorunlarının yaşanmakta olduğu,bu sorunların Cumhuriyet tarihimizdeörneğine rastlanmayacak ölçüdevahim bir noktaya ulaştığı tespitedilmiştir. Özellikle de OHAL-KHKsüreçlerinin, giderek demokrasininalternatifi olacak bir "özel rejime"dönüşmüş olması, son derece kaygıile değerlendirilen bir noktaya gel-miştir. Bu rejimin yargı bağlamındaoluşturduğu sonuçlar, bağımsızlık/ta-rafsızlık gibi vazgeçilmez kavramlarıniçinin boşalmasına neden olmuştur.Yargı, siyaset stratejilerinin uygulamaalanı olarak tasarımlanmıştır. Yargımensuplarının güvenceden yoksunkılınması, baskılardan sonuç alın-masını sağlayan kararların verilme-sine neden olmaktadır. Yargıçlarınverdikleri kararlar nedeniyle tayinleri

sıklaşırken, en son Yargıçlar Sendi-kası Başkanı'nın tayini de yargıç te-minatına bir darbe olmuştur. Diğeryandan, gerek gözaltı/tutuklama vegerekse tahliye kararlarının hukuksaltemelden uzaklaşması, halkın adaletarayışını ve kurumlara güvenini ciddiolarak etkilemiştir. Ege-MarmaraBaro Başkanları, yargıç ve savcılarınmesleğe kabullerindeki "örtülü kri-terler"in, tarif edilemez, çok dahaağır sonuçlar doğuracağını bu bildiriile tarihe not etmektedir.

2. Ege-Marmara Baro Başkanları,ülkemizde fiilen yaşanan OHAL-KHK rejiminin savunma mesleğiolan avukatlığı ciddi biçimde yara-ladığını tespit etmişlerdir. OHAL ila-nından bu yana, savunmaya getirilenkısıtlamalar, her KHK ile savunmamakamının haklarını daha da dar-altılmıştır. Bugün, cezaevi görüş-melerinden, dosya incelemeye kadaruzanan bir dizi hukuksuzluk, kanunhükmünde olsa da hukuk hükmündeolmayan KHK'larla uygulamaya ta-şınmaktadır. Anımsatmak ihtiyacın-dayız ki, İHAS 15. Maddesi uyarıncadeklere edilen OHAL'de, aynı madde

gereğince koruması öngörülen hak-lar vardır. Bu haklardan yurttaşlarınmahrum bırakılamayacağı ve busüreçte özellikle adil yargılamanınasla ihmal ve ihlal edilemeyeceğikonusunda siyasal iktidarı uyarmakihtiyacındayız.

3. Ege-Marmara Baro Başkanları,Avukatlık mesleğinin yargı içindekietkisinin azaltılması çabasının, gi-derek Avukatlık mesleğinin "itibar-sızlaştırılmasından" geçtiğine dairbir stratejinin izlenmekte olduğunatanıktır. Özellikle Hukuk Muhake-meleri Kanununda değişiklik yapıl-masına dair hazırlanan ve TBMM'degörüşülecek olan tasarı ile, yargıcın,avukatı "duruşmadan çıkarması"veya "duruşmaya kabul etmemesi"gibi "akla ziyan" yaklaşımlar, bu stra-tejinin taktikleridir. Uyumlu ve UsluAvukatlar, Yargıda adaletin oluşma-sının koşulu değildir. Avukat olmayanve bu mesleğin yapılmasındaki tümilkelerden bihaber olan yasa hazır-layıcılarının elinden çıkan bu dü-zenleme, tek kelime ile "ayıptır". Budüzenlemeyi savunanlar, "savunmastratejisi" denilen kavramı bilmeli ve

Page 39: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

37İzmir Barosu Bülteni

HA

BE

RL

ER

onun gereği olan düzenlemeleriönermelidirler. Avukat yargının kurucuunsurudur ve bu nedenle de yargı-lamanın şekli bir unsuru olarak gö-rülemez. Anayasanın 36. Madde-sinde düzenlenen hak arama hürri-yetinin vasıtası ve teminatı olan avu-katlara getirilen her kısıtlamanın,özü itibariyle halkın hak arama hür-riyetine getirilmiş bir sınırlama olduğubilinmeli ve bu düzenlemeden ivediolarak vazgeçilmelidir.

4. Keza, kısa bir süre içindeTBMM'ne getirileceğini öğrendiğimizAvukatlık Yasa Tasarısı da anlatmayaçalıştığımız, siyasal stratejilerinin birparçasını oluşturacak anlayış ile dü-zenlenmiştir. Adalet Bakanı'nın Ba-rolara tercih ettiği özel toplantıların-daki konuşmalarından öğrendiğimizbu gelişme, düzenlenmesindekiusulden, tartışıldığı mekanlara veiçeriğine kadar antidemokratiktir.Adalet Bakanlığı'nda bir tek avukatınbile katılmadığı, sadece "yargıç kad-rolu" kamu görevlileri tarafından ha-zırlanan tasarı, mesleğin sorunlarınaçözüm getirmediği gibi, yeni çö-zümsüzlüklerin kaynağı olacaktır.Bu tasarı, Barolar üzerinde AdaletBakanlığı'nı vesayet makamı konu-muna getirmektedir. Baroların, hu-kukun üstünlüğünü ve insan haklarınısavunmak ve korumak konusundakiişlevselliğinden mahrum bırakılması,demokrasi iddiasından vazgeçilme-siyle eşdeğerdir.

Özellikle de Baroların ve TürkiyeBarolar Birliği’nin seçimlerine yönelikolarak getirilen düzenleme, Bakan-lığın asıl niyetinin demokrasiyi güç-lendirip, mesleğin geleceğini şekil-lendirmekten çok, siyasal manipü-lasyonlarla meşgul olduğunu gös-termektedir. 2006 yılında Anayasayaaykırı olarak sınavı kaldıran Bakan-lığın, mesleğimize indirdiği darbedensonra, şimdi yürürlüğe sokmayı dü-şündüğü düzenleme ile sınavı ye-niden getirmekte olması, bir özeleştiriolarak değil, tarihsel yanılgılarınınikrarı olarak değerlendirilmelidir. Buyanılgının bedelini ödemek zorundabırakılan avukatların sayısı 4 yıl sonra150.000'e ulaşacaktır. Bu rakam, ih-tiyacı ifade eden bir sayı değildir.Ege-Marmara Baro Başkanları ola-

rak, Avukatlık sınavını "ön koşul"saymakla birlikte, önemli başka so-runlarımıza da işaret etmeyi görevsayarız. Bu sorunlarımızı yargı re-formu bağlamında tartışacağımız,adı Adaletle anılan Bakanlığın, mes-leğimizin yasalarını hazırlarken Ba-roları ve TBB'ni göz ardı etmesinianlamakta güçlük çekmekteyiz. Buçerçevede çabalar geliştirmek yerine,zorunlu arabuluculuk gibi, Anaya-saya aykırılığı açık olan düzenlemelerile "meslek alanının daraltılması" vegiderek bunun emek dünyasınınyalnızlaştırılmasındaki bir unsuradönüştürülmesi, asla kabul edilemez.Keza, halkın adalete erişimindekien temel mekanizma konumundabulunan Adli Yardım için yeterincekaynak aktarılmamasının, giderekmesleğimizin angaryaya dönüşmesigibi sonuçlar doğurmakta olması,temel kaygı nedenimizdir.

DEMOKRATİK ÜLKELERİN AvU-KATLARI, O ÜLKE YURTTAŞLARI-NIN SESİDİR. AvUKATLARIN SESİKESİLİRSE, YURTTAŞLARIN DANEfESİ KESİLİR. EGE-MARMARABARO BAŞKANLARI, BU SESİ DU-YURMAKTADIRLAR. SADECE vEYALNIZ YURTTAŞLARI İÇİN.....

Page 40: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

38 İzmir Barosu Bülteni

HA

BE

RL

ER

iZMir Çocuk ceZaevi Ziyaret eDilDi

İzmir Barosu Çocuk Hakları Mer-kezi, İzmir Barosu İnsan HaklarıMerkezi ve İzmir Barosu CezaeviKomisyonu üyesi meslektaşlarımızİzmir Çocuk Cezaevi'nde bulunangençlerimizin gerçekleştirdiği 19Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik veSpor Bayramı törenlerine katıldılar.

İzmir Barosu Genel Sekreteri veİzmir Barosu Çocuk Hakları MerkeziSorumlu Yönetim Kurulu üyesi Av.İlke Erol, İnsan Hakları Merkezi veCezaevi Komisyonu Sorumlu Yö-netim Kurulu üyesi Av. H.Betül Har-manşah ve komisyonlarda çalışan

gönüllü meslektaşlarımız Cezaev-lerinden sorumlu İzmir Başsavcı ve-kili Sayın Mehmet fatih Öztürk'ündaveti üzerine, 17 Mayıs Çarşambagünü İzmir Çocuk Cezaevi'nde bu-lunan gençlerimizin gerçekleştirdiği19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlikve Spor Bayramı törenlerine katıldı-lar.

İzmir Cumhuriyet Başsavcı vekilifatih Mehmet Öztürk, Aliağa Baş-savcısı Adem Aydemir, CumhuriyetSavcısı Güneş Okur, Aliağa BelediyeBaşkan Yardımcısı Mehmedali Öz-kurt, yanı sıra İzmir Açık Ceza İnfaz

Kurum Müdürü ve İzmir 1, 2, 3, 4No’lu T tipi Kapalı Ceza İnfaz KurumMüdürleriyle İzmir Kadın Kapalı Cezaİnfaz Kurumu Müdürü'nün de hazırbulunduğu tören öncesinde kurummüdürü vural Temur cezaevinin du-rumu hakkında bilgi aktardı.

Daha sonra cezaevini gezenmeslektaşlarımız, çocukların kaldık-ları odaları, sosyal alanları, hobibahçelerini, oyun alanlarını, kendi-lerini geliştirecekleri spor ve sanatınherhangi bir dalında ders aldıklarıderslikleri, ziyaret ederek ürettikleriel işlerini incelediler. Aliağa Cezaİnfaz Kurumları Kampüs CumhuriyetSavcısı Sayın Güneş OKUR, ço-cukların yaptığı vitray Atatürk port-resini ziyareti gerçekleştiren heyetehediye etti.

Törende gençlerin gerçekleştir-diği spor ve halk oyunları perfor-mansları izleyicilerden büyük beğenialırken, kurumda kalan diğer gençlerde üzerlerinde ay yıldızlı tişört ve el-lerinde Türk Bayrakları ile etkinliğiizlediler.

Page 41: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

39İzmir Barosu Bülteni

PA

NE

LL

ER

İzmir Barosu tarafından 12 Tem-muz 2017 günü Baro KonferansSalonu’nda “Adalete Erişim HakkıÇerçevesinde Göç ve İltica AlanındaAvukatlık” başlıklı bir panel düzen-lendi. panelin açılış konuşmasınıyapan İzmir Barosu Başkanı Avukat

Aydın Özcan, İzmir Barosu tarafın-dan İzmir özelinde geri göndermemerkezlerinde yaşanan sıkıntılarınrapor haline getirilerek kitaplaştırıl-dığını ifade ederek, “bu çalışma so-nucu İzmir valiliği’nin gerekli duyar-lılığı göstererek geri gönderme mer-

kezlerindeki eksikliklerin giderilmesianlamında üzerine düşen çalışmalarıyapacaklarına inanıyorum” dedi.

İzmir Barosu tarafından düzen-lenen çalışmanın moderatörlüğünüİzmir Barosu Göç ve İltica Komis-yonu Koordinatörü Av. Gizem ÖyküBaşkaya yaptı.

Çalışmaya Ankara ÜniversitesiHukuk fakültesi öğretim üyesi Dr.Neva Övünç Öztürk, MültecilerleDayanışma Derneği Yönetim KuruluBaşkanı Av. Eda Bekçi ve İzmir Ba-rosu Göç ve İltica Komisyonu üyesiAv. Ayşegül Yılmaz konuşmacı olarakkatıldılar.

GERİ GÖNDERMEMERKEZLERİNDE YAŞANANSORUNLARRAPORLAŞTIRILDI

Çalışmanın açılış konuşmasınıyapan İzmir Barosu Başkanı Av. Ay-dın Özcan, avukatların İzmir özelindegeri gönderme merkezlerinde ter-

GÖÇ ve iltica alanınDafark yaratan ÇalışMa

Page 42: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

40 İzmir Barosu Bülteni

PA

NE

LL

ER

cüman ve vekalet verme başta ol-mak üzere ciddi sıkıntılar yaşadıklarınıdile getirerek, bu merkezlerde avu-katların zor şartlar altında görevleriniyapmaya çalıştıklarını söyledi. Av.Aydın Özcan, İzmir Barosu’nun bukonuda gerek geri gönderme mer-kezlerinden gerekse avukatlar ta-rafından baroya aktarılan her konudagerekli duyarlılığı gösterdiğini ve hertürlü girişimi yaptığını ifade etti.

İzmir Barosu Göç ve İltica Ko-misyonu’nun, yürüttüğü çalışmalarlaİzmir özelinde geri gönderme mer-kezlerinde yaşanan sorunları “İzmirGeri Gönderme Merkezlerinde Ada-lete Erişim Hakkı Çerçevesinde Ya-şanan Sorunlar” başlığıyla rapor-laştırdığını ve bu raporun ilgili kişive kurumlara ulaştırılacağını ifadeeden Özcan, “Bu çalışma İzmir öze-lindeki gerçekleri birebir ortaya koyanbir çalışmadır. Bu çalışma netice-sinde özellikle İzmir özelinde İzmirvaliliği ve İzmir valiliği bünyesindebulunan göç ve ilticadan sorumluidari birimlerin gerekli duyarlılığı gös-tererek bu merkezlerdeki eksiklikleringiderilmesi anlamında üzerlerinedüşen çalışmaları yapacaklarına

inanıyorum” dedi.

Geri gönderme merkezlerine sı-ğınan kişilerin başta temel hak veözgürlükler olmak üzere her türlüözgürlüklerden sonuna kadar ya-rarlanması gerektiğini dile getirenAv. Aydın Özcan sözlerini “Umuyo-rum ki yürüttüğümüz bu çalışmalarlabaşta İzmir geri gönderme merkez-leri olmak üzere Türkiye’deki bütünkurumlar üzerine düşen sorumlu-lukları yerine getirecek ve yaşananolumsuz şartlar giderilecektir” dedi.

GÖÇ VE İLTİCA ALANINDAYAŞANAN SORUNLARINTEK TANIĞI AVUKATLAR

Çalışmanın moderatörlüğünü ya-pan İzmir Barosu Göç ve İltica Ko-misyonu Koordinatörü Av. GizemÖykü Başkaya, aksine hükümler ol-masına rağmen geri gönderme mer-kezlerine sadece avukatların gire-bildiğini ifade ederek “hazırlananbu rapor da aslında bizim üzeri-mizdeki bu yükün sonucu doğdu”dedi.

“Adalete Erişim Hakkı Çerçeve-sinde Adli Yardımın Önemi” başlıklısunumu gerçekleştiren Ankara Üni-

versitesi Hukuk fakültesi öğretimüyesi Dr. Neva Övünç Öztürk, İzmirBarosu tarafından hazırlanan rapo-run alana çok büyük bir katkı oldu-ğunu vurgulayarak başladığı ko-nuşmasında, adalete erişim nokta-sında adli yardımın önemi ve bualanda yaşanan sorunları insan hak-ları hukuku ve Avrupa İnsan HaklarıMahkemesi’nin bakış açısı çerçe-vesinde değerlendirdi.

“Türkiye ve İzmir Özelinde Mül-tecilerin Adalete Erişimi ve İltica Sis-temi” başlıklı sunumu gerçekleştirenMültecilerle Dayanışma Derneği Yö-netim Kurulu Başkanı Av. Eda Bekçi,göç ve iltica alanında yapılan çalış-malarının sivil toplumda yeterinceilgi çeken bir alan olmadığını belir-terek mülteciliğin çok katmanlı birmesele olduğunu ve çok farklı ça-lışma grubundan çok farklı kişiyi il-gilendirdiğini söyledi.

İzmir Barosu Göç ve İltica Ko-misyonu üyesi Av. Ayşegül Yılmazise “Mülteci Hukuku Özelinde Avu-katlık Mesleğinin Zorlukları” başlıklısunumunda göç ve iltica alanındaçalışan avukatların yaşadığı sıkıntılarıdile getirdi.

Page 43: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

41İzmir Barosu Bülteni

PA

NE

LL

ER

hukuk Zihniyeti veavukatların rolü’ne vurGu

İzmir Barosu ve Daha İyi YargıDerneği işbirliğiyle düzenlenen “Hu-kuk Zihniyeti ve Avukatların Rolü”panelinde, ülkemizdeki hukuk sis-teminde yaşanan başlıca sorunlarve çözüm önerileri tartışıldı.

İzmir Barosu Binası Av. NevzatErdemir Konferans Salonu’nda dü-zenlenen ve moderatörlüğünü İzmirBarosu Genel Sekreteri Av. İlkeErol'un üstlendiği panelde, İzmir Ba-rosu Üyesi Ulvi puğ, “AvukatlarınMeslek Sorunları, Daha İyi YargıDerneği Yönetim Kurulu BaşkanıMehmet Gün, “Tam ve Doğru İfşaYoluyla Zihniyet Değişimi, AvukatlarınRol Yetki ve Sorumluluklarının Art-ması” ve Ankara Yıldırım Beyazıt

Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Emir Kaya da, “Türkiye’de HukukZihniyeti” başlıklı sunumlar gerçek-leştirdi.

Hukukun Üstünlüğüİçin Çalışıyoruz

panelin açılış konuşmasını yapanİzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Öz-can, İzmir Barosu ve Daha İyi YargıDerneği’nin ortak amacının ülkedekihukuksuzluğun bir an önce ortadankaldırılması, hukukun üstünlüğü,yargı bağımsızlığı, basın özgürlü-ğüyle, temel hak ve özgürlüklerinsonuna kadar iyileştirilmesi olduğunusöyledi.

Son yıllarda ülkemizde bu de-

ğerlerin gözardı edildiğine dikkatçeken Özcan, “İkinci KHK’ler dö-neminden itibaren özellikle avukatlıkmesleği itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.Avukatlar, cezaevlerinde müvekkil-leriyle, evrensel hukuk normlarınınbelirtmiş olduğu koşullarda ayrı vegizli olarak görüşme yapamıyor. İz-mir’de olmasa bile birçok yerdeavukatlar, adliye, cezaevi ve emniyetbinalarına girerken aranmak isteniyor.Bunlar evrensel ve ulusal güvence-lerin ortadan kalktığını gösteren enönemli göstergelerdir. İzmir Barosuolarak, hukukun üstünlüğünü veyargı bağımsızlığını sağlayana kadar,hakim ve savcılık teminatının sadeceAnayasa’nın 139 ve devamı mad-

Page 44: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

42 İzmir Barosu Bülteni

PA

NE

LL

ER

delerinde yazılı olarak kalmaması,fiilen de hayata geçirilmesi adınamücadelemize devam edeceğiz"dedi.

Yargıya Olan Güven Azalıyor

Siyaseten tarafsız bir düşüncekuruluşu olma ilkesiyle yola çıktıklarınıbelirten Daha İyi Yargı Derneği Yö-netim Kurulu Başkanı Av. MehmetGün de, Türk yargısının sorunlarınıbelirlemek ve hayata geçirilebiliröneriler oluşturarak toplumsal mu-tabakat sağlamayı amaçladıklarınıdile getirdi.

Yapılan araştırmalara göre top-lumun adalet ve yargıya olan inan-cında bir azalma gözlendiğini belirtenGün, Türk yargısının 3,1 puanla 138ülke arasında 96'ncı sırada bulun-duğunu kaydetti.

Av. Mehmet Gün sözlerine şöyledevam etti: “Yargının iş yükü altındaezildiği, yargılamaların geciktiği, ka-rarların isabetsiz ve adaletsiz olduğu,avukatların delilleri toplayamadığı,savunma hakkının zorlaştırılıp kısıt-landığı, hak arama özgürlüğününise suistimal edildiği bir ortamdaçalışıyoruz.

Gerçeğin ortaya çıkarılmasındakisorunlar nedeniyle en yetkin ha-kimlerin gördüğü basit davalarınyargılaması bile yıllar sürmektedir.Gerçeklerin ve delillerin tam vedoğru olarak açıklanmasını sağla-mak tüm paydaşlara büyük kazanç-lar ve fırsatlar getirecek, yargının işyükü azalacak, yargı daha az kay-nakla ve daha yüksek kalitede hiz-met üretebilecektir. Böyle bir dü-zende toplumun uyuşmazlıkları yö-netme zihniyeti değişecek, uzlaşmave işbirliği kültürü hızla gelişecek;yargı topluma maliyet olmaktan çı-karak yüksek katma değer sağlarhale gelecektir. Kaynakların dahaverimli kullanılması zorlukları fırsatlara

dönüştürecek ve Türk hukuk sek-törünün gelişmesi ve hizmet ihraçeder hale gelmesi hızlanacaktır”

Eğitim Daha Gerçekçi Olmalı

Türkiyede hukukun toplumdakikarşılığının % 33 ve güven hissininise % 38 olduğu bilgisini veren Yrd.Doç. Dr. Emir Kaya, çözüm olarakhukuk fakültesindeki eğitimin dahagerçekçi olması gerektiğini vurgu-ladı.

Yrd. Doç. Kaya, şöyle devametti: “Sosyal uygulama ve toplumsalgerçeklikleri ortaya çıkaran çalışmalaryapılması gerekiyor. Hukuk sektö-ründe zihniyet değişimi ve yargıdayeniden rol dağılımı büyük önemtaşıyor. İdeolojik yükü azaltılmış uz-laşma alanları oluşturmak, dürüst-lüğü zorunlu ve menfaatli kılmak enbüyük erdemler olmalıdır”

Barolarda Etik Kurul Olmalı

İzmir Barosu Üyesi Ulvi puğ isehukukun tüm toplumlarda hatta dik-

tatörlükle de yönetilen toplumlardada var olduğunu söyledi.

puğ, “Sosyal yangını söndürecekolan adalet divanıdır. Hukuk her sis-temde vardır, diktatörlükte de vardırve hukuk mekanizmasının en önemliyanı adalettir” dedi.

Türkiye’deki avukatlık staj siste-mini de eleştiren Ulvi puğ, “İstan-bul’da bir anket yapılmış ve stajyeravukatların yüzde 70’inin stajda ya-şadığı durumdan memnun olmadığıgörülmüş. İlk önce kendimizi de-ğiştirmeliyiz” ifadesini kullandı.

İzmir Barosu'na da seslenenpuğ, “Stajyer eğitim merkezleri tümillere yayılsın. Stajyer avukat kimliğinialan meslektaşın, onu gururla taşı-ması lazım. Adliyede avukatlar staj-yerin arkasında durmalı. Barolarınkanun kurulunun yanına etik kurulgelmeli. Etik çalışmalar yapılmalı,mesleki sorunları yenmek istiyorsaketik kurul oluşturulmalıdır” önerisindebulundu.

Page 45: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

43İzmir Barosu Bülteni

PA

NE

LL

ER

cuMhuriyetin teMeli: loZanBarış antlaşMası

İzmir Barosu tarafından Lozan BarışAntlaşması’nın 94. Yılı dolayısıyla “Cum-huriyetin Temeli Lozan Antlaşması”başlıklı bir panel düzenlendi.

Avukatların yanı sıra, sivil toplumörgütü temsilcileri ve vatandaşların daarasında bulunduğu oldukça fazla sa-

yıda dinleyicinin katıldığı panelin oturumbaşkanlığını Dokuz Eylül ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi EnstitüsüMüdürü prof. Dr. Bülent Çukurovayaptı. panele, Dokuz Eylül ÜniversitesiAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi EnstitüsüMüdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. MehmetEmin Elmacı ve Dokuz Eylül Üniversitesi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi EnstitüsüÖğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. AhmetMehmetefendioğlu konuşmacı olarakkatıldılar.

LOZAN BİLEK GÜCÜYLEKAZANILAN ZAFERİNULUSLARARASI ALANDATESCİLİDİR

panelin açılış konuşmasını yapanİzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcansözlerine, bıraktıkları büyük miras içinMustafa Kemal Atatürk ve silah arka-daşlarına şükranlarını sunarak başla-dı.

Türkiye için iki tarihin çok önemliolduğunu söyleyen Av. Aydın Özcan,“bu tarihlerin birincisi, yok olmanın eşi-ğine gelmiş olan ve batılı devletlerceparçalanıp adeta haritadan silinmekistenen Türkiye’nin Mustafa KemalAtatürk önderliğinde başlattığı özgürlükve bağımsızlık savaşı sonunda fiilenkurtulduğu tarihtir. İkincisi ise bilek gü-

Page 46: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

44 İzmir Barosu Bülteni

PA

NE

LL

ER

cüyle fiilen kazanılan bu zaferin sonundaTürkiye Cumhuriyeti’nin Lozan’da im-zalanan uluslararası bir anlaşma ilehukuki anlamda meşru varlığını dünyadevletlerine tanıttığı tarihtir” dedi.

Lozan’da sadece Türkiye Cum-huriyeti’nin sınırlarının belirlenmediğiniaynı zamanda birer sömürü aracı olankapitülasyonlardan da kurtulunduğunusöyleyen Av. Aydın Özcan, “böyleceTürkiye Cumhuriyeti tamamen özgürbağımsız, sınırları belirli bir ülke olarakyoluna devam etmiştir” dedi. Lozangörüşmelerini sürdüren İsmet İnönütarafından sürekli özgürlük ve bağım-sızlık vurgusu yapıldığını dile getirenBaro Başkanı Av. Aydın Özcan, em-peryal güçler tarafından ekonomik an-lamda bu tavrı sürdüremeyeceğimizindüşünüldüğünü ama hiçbir ekonomikgücü olmayan, hatta Osmanlı İmpa-ratorluğu’nun bütün borçları ile dekarşı karşıya kalan Türkiye Cumhuri-yeti’nin 1950’li yıllara gelindiğinde 122ton altınla hazinesini doldurmuş, sosyalve ekonomik alanda büyük devrimlergerçekleştirmiş olduğunu dile getirdi.

TARİHTEN DERSÇIKARMALIYIZ

Emperyal güçlerin o gün ülkemizüzerindeki planlarının değişmediğini,bugün de bu planları gerçekleştirmekiçin uğraştıklarını ifade eden Av. Aydın

Özcan, 1800’lerin başından itibarenBalkanlar’da oynadıkları oyunları bugünGüneydoğu Anadolu bölgemizde oy-namak istediklerini söyledi. 15 Temmuzdarbe girişiminin de bu oyunun birparçası olduğunu ifade eden Av. AydınÖzcan, “o nedenle bizler tarihtendersler çıkartarak, Mustafa Kemal Ata-türk’ün aydınlık yolundan ilerleyerek,birlik beraberlik içerisinde hareketetmek suretiyle bu güzel ülkemizinbağımsız ve özgür olma özelliğini hepbirlikte korumalıyız. Ancak bu şekildegençlerimize iyi bir gelecek bırakabilirve çağdaş medeniyetler düzeyindeicraatlar yaparak bu değerlerimizi yük-seltebiliriz” dedi.

Bugün Türkiye’nin hala MustafaKemal Atatürk’ün hedeflediği noktadaolmadığını söyleyen Özcan, “maalesefson 50-60 yıldır Türkiye kendi çıkarlarınıgözeten politikaları hayata geçireme-mektedir. Türkiye Cumhuriyeti’ni yö-netenlerin gerçekten ülkenin çıkarlarınıgözeterek hareket etmeleri, tarihi iyibilerek hareket etmeleri ve TürkiyeCumhuriyeti’nin etrafındaki arka bahçediyeceğim Osmanlı tarihinden gelenmirasları, oralarda bulunan soydaşla-rımızı korumalıdır” dedi.

Konuşmasında 24 Temmuzun aynızamanda Basın Bayramı olduğunuda ifade eden Av. Aydın Özcan, “çağ-

daş bir demokrasi için basın özgürlü-ğünün, ifade özgürlüğünün, hukukunüstünlüğünün, yargı bağımsızlığınıngerçekten en üst seviyede olması ge-rekir. İzmir Barosu bu değerler içingerek yönetimleriyle gerekse üyesiolan avukatlarla tarihinden bugünebüyük mücadeleler vermektedir” dedi.

LOZAN BİR ZAFERDİR

Oturum başkanı prof. Dr. BülentÇukurova yaptığı konuşmada, günü-müzde böyle toplantılara çok ihtiyaçolduğunu söyleyerek son yıllarda ba-roların çok iyi çalıştığını dile getirdi. Çu-kurova, son zamanlarda özellikle Atatürkve cumhuriyet değerlerine ciddi saldırılarolduğunu dile getirerek “o nedenle butoplantılar çok önemli” dedi. prof. Dr.Bülent Çukurova, bugünlerde hilafetin,saltanatın ön plana çıkarılmaya çalışıl-dığını ve buna öykünen siyasiler oldu-ğunu söyleyerek buna karşı duran or-ganizasyonlara da gerek olduğunusöyledi. Ülkede çok ciddi siyasilerin“bize Sevr’i gösterdiler, Lozan’a razıettiler” dediğini ve Lozan’ın hezimetolarak gösterilmek istendiğini söyleyenÇukurova, Lozan ve Misak-Milli’nin sı-nırlarının aşağı yukarı aynı olduğunusöyleyerek, “madem Lozan’ı kabuledeceklerdi, neden savaştılar, Misak-ıMilli’yi kabul ederlerdi” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı

Page 47: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

45İzmir Barosu Bülteni

PA

NE

LL

ER

konuşmasında, Lozan antlaşmasınıeleştirenlerin Kurtuluş Savaşı’nı kazan-dık, neden hiçbir şey elde edemedikdediklerini oysa 1. Dünya Savaşı’nınLozan’a kadar hukuken bitirilmediğini,Lozan’la sadece Kurtuluş Savaşı’nıdeğil 1. Dünya Savaşı’nı da bitirdiğimizisöyledi. Lozan Antlaşması’nın büyükbir zafer olduğunu söyleyen Yrd. Doç.Dr. Mehmet Emin Elmacı, “sadecekapitülasyonların kaldırılması maddesibile olsa Lozan’ı tek başına bir zaferyapar” dedi.

Lozan’ın gizli maddeleri olduğuyönündeki iddialara da cevap verenElmacı, Rus, Bulgar ve İngiliz arşiv-lerinde araştırma yapan akademis-

yenlerle görüştüğünü, onların da her-hangi bir gizli madde olmadığını söy-lediklerini ifade ederek, zaten ulus-lararası hukukta gizli madde diye birşey olamayacağını söyledi. Yine Lo-zan’ın 100 yıllık olduğunu söyleyenlerbulunduğunu belirterek, Türkiye Cum-huriyeti’nin istediği sürece Lozan’ındevam edeceğini dile getirdi.

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Mehmet-efendioğlu ise, Lozan’ın sadece ta-rafların masada yaptığı bir antlaşmaolmadığını söyleyerek, “Lozan, Kur-tuluş Savaşı’nda dökülen kanın, ve-rilen mücadelenin siyasi bir başarıyadönüşmesidir” dedi. Yrd. Doç. Dr.Ahmet Mehmetefendioğlu, kapitü-

lasyonlardan taviz verilmeyeceği,Anadolu’daki Ermeni yurduna ilişkinkonuların tartışma konusu bile ya-pılmayacağı, milli egemenlik, tambağımsızlık ve milli devlet konularınınTürkiye Büyük Millet Meclisi Hükü-meti’nin Lozan görüşmeleri sırasın-daki kırmızı çizgileri olduğunu söy-ledi. Lozan’da Türk tarafının ciddibir duruş sergilediğini ifade edenYrd. Doç. Dr. Ahmet Mehmetefen-dioğlu, bu çizgilerden taviz verme-diğini söyledi. Konuşmasında Lo-zan’ın Türkiye’nin yüz akı olduğunusöyleyen Mehmetefendioğlu, “he-pimizin biz olması gereken günler-den geçiyoruz” dedi.

“türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluş Belgesilozan Barış Antlaşması’nın 94. YIldönümü

Kutlu Olsun”Kutlu Olsun”Kutlu Olsun”Kutlu Olsun”Kutlu Olsun”Kutlu Olsun”

Page 48: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

46 İzmir Barosu Bülteni

MA

KA

LE

Değerli İzmir Barosu, değerli hu-kukçu dostlarım,

Ocak – Şubat 2017 aylarını içinealan bülten adlı kitapçığınızda çıkan“Atatürk ve Müzik” adlı makalemdensonra “Atatürk’ün Müzik Eğitim fel-sefesi” adlı ikinci makalemi de ya-yınlıyorum.

Önceki makalemde Osmanlı’damüziğin III. Selim’den itibaren önemkazandığını, müziğin saraya yanlışyapılanma içinde girmesine karşınkök saldığını belirtmiştim. Bu mü-ziksel yanlış yapılanmanın Osman-lı’da Bizans’tan alınan divan müzi-ğinin saray ve çevresindeki zümreceeğlence aracı yapıldığını, gene sarayve çevresinin batıdan aldığı müziktürlerini aktarma ve öykünme anla-yışıyla kurumsallaştırdığını, halk mü-ziğinin ele alınıp işlenmediğini vebu nedenlerle Cumhuriyet’in kurul-duğu yıllarda işin içinden çıkılmazbir yıkıntı davranıldığını belirtmiştim.

Yukarıda anlatılanlar ışığındaşunu söylemem olanaklı. Her alandaolduğu gibi yaşam müzik alanındada kendisini bir sonraki aşamayahazırlamış. Nedenleri mi? Aşağı-da…

Osmanlı’da okullaşmaya 1800’lüyıllara girilmesiyle birlikte öğretmen-lerin yalnız ilahiler içeren müzik dersiyapmasını “ses” için bir başlangıçkabul edebiliriz. Özellikle ilahilersöylenirken sesin doğru yerden çı-karılıp kullanılmasını da “ses eğitimi”yönünden önemseyebiliriz. Amaülkede öğretim birliği yasası olmadığıiçin müzik dersini her öğretmenkendi kafasına göre yapıyordu. Mü-zik öğretmeni yetiştiren okullar zaten

hiç açılmamıştı.. Doğal olarak Os-manlı okullarında müzik ilahiye da-yanan tek yönlü bir söylemdi. Budurum II. Meşrutiyete kadar devametti.

II. Meşrutiyet döneminden kısabir süre sonra yönetimi ele alan “it-tihat ve terakki” medreseler yerineilk iş olarak “Rüştiye Mekteplerini”açar. Okullara müzik dersi konulur.İzmir’de 1912 yılında açılan “İttihatve Terakki Mektebi” ulusal müzikderslerini ilk kez işleyerek ulusal ru-hun verilmesi çalışmasına girer. A.Adnan Saygun’un bu okuldaki müziköğretmeni İsmail Zühtü Kuşçuoğluokul müzik eğitiminin Türk Halk mü-ziği ve onun formlarından yola çıkı-larak yapılması gerektiğini vurgularve uygulamaya geçer. Ziya Gö-kalp’de 1923’de yazdığı TürkçülüğünEsasları kitabında yer yer yanlışadüşse de konuyu kapsamlı ve olum-lu irdeler. Bu görüş ve girişimler odönem için çok çok önemliydi.

İttihat ve Terakki’nin müzik eğitimanlayışını doğru ele alması ilahi eği-timine dayanan diğer okulları da

etkiler. Önce batı okul şarkıları,sonra bizim ninni, tekerleme, ağıtve türkülerimiz, artık müzik dersle-rinde işlenmeye başlanır. İttihat veTerakki’nin son yıllarında da Türki-ye’nin ilk müzik okulu Dar-ül Elhân(Ses ve şarkı) okulunun açılmasıoldu. (1914) . Bu okulda OsmanlıMüziğiyle çağdaş müzik eğitimi baş-langıçta ayrı ayrı veriliyordu. GiderekOsmanlı müziği müfredattan kaldı-rıldı. Gene, Mehter, Enderun, Mevl-evihane, Müzika-yı Hümayun, Darü’lMusıki-yi Osmani, Darü’l feyz-i Mu-siki, Darü’l Talim-i Musiki, Gülşen-iMusiki, Şark Musikisi Cemiyet’i adlıresmi ve sivil müzik kuruluşları daCumhuriyetle birlikte çağın gerisindekaldıkları için yok olmuşlardır.

Konumuzla ilgili olarak A. AdnanSaygun, Cevat Memduh Altar, Mah-mut Râgıp Gazimihal vb. müzisyenve müzikologların anıları o dönemve sonrasını iyi anlatmakta ve bugünlere ışık tutmaktadır. Örneğin;Mahmut Râgıp Gâzimihal Musikive Cumhuriyet adlı birinci makale-sinde (Milli Mecmua: cilt 9, sayfa

atatürk’ün MüZik eğitiM felsefesiSalih KALIN

Opera Şarkıcısı

Müzik eğitiminin ön plandaolduğu yetmişli yıllarda bir müzik

dersi (Öğrencilerim ve ben)

Page 49: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

47İzmir Barosu Bülteni

MA

KA

LE

1565-67) Tanzimat fermanındansonra yeni bir müzik yaratamama-mızın nedenini; felsefi Kültür ile do-nanmış müzisyenlere sahip olama-yışımız ile, ülkeye yerleştirilen batıkaynaklı müziğinde her ülkenin mü-ziğini paçal yapıp seslendirmek ola-rak belirtir. Oysa bunlar yerine ulusalsistem ve felsefesini kurmuş tek birülkeyi örnek almak bile işin içindençıkılmada yeterli olabilirdi diyor…

Her alanda savaşa savaşa tarihiniçinden gelen Atatürk, çağın geri-sinde kalmış inanç-kültür-eğitim-sa-nat ve üretim ilişkileri kalıntılarıylabağları koparmadıkça çağdaş uy-garlık düzeyinin yakalanamayacağınıiyi biliyordu. Düşman tarafındanyakılmış, yıkılmış ve yoksul bir ülkedeCumhuriyetin kuruluş tarihinden yal-nızca beş ay sonra ilk müzik okulu-nun kurulması (1 Eylül 1924 – MusikiMuallim Mektebi – Müzik ÖğretmenOkulu) yukarıda anlatılanlara ciddibir örnektir ve işin çok ivedi olarakele alınması düşünülmüştür. Ata-türk’ün bu işi çok ivedi ele almasın-daki nedeni; Batıya göre mü-zik alanındaki dört yüz yılgeri kalmışlığı biran önce ka-patmak istemesiydi. Bu dö-nemde yurtdışına müzik ala-nında öğrenci gönderilmeside önemli bir ana düşüncedir(Adnan Saygun vb.) (Bültenkitapçığınızdaki ilk makalem-de konuyu kapsamlı anlat-mıştım). Ayrıca Atatürk bütünülkelerdeki müzik devrimle-rinin zor olduğunu, bunun“örgün” öğretim olan okulmüzik eğitimiyle yoluna ko-nulması gerektiğini, halkınise “yaygın” öğretim yönte-miyle müzik devrimine ka-zandırılmasının şart olduğunuher yerde belirtmişti. Örneğino dönem Halk Evlerinin öğ-retim programları buna göre

yapılmıştı. Zaten bu iki uygulamahemen işlerliğe konuldu. Atatürktüm bu çalışmaların planlı-programlıve çok iyi araştırma içermesini isti-yordu. Örneğin; 1918 yılında ya-yınladığı “Zabit ve Kumandan ileHasbihal” adlı eserinde “ninnileri-mizin” eğitim – kültür ve sosyolojisiüzerinde durur. Kitabında diğerülke ninnilerindeki ulusalcı anlatım-ların bizim ninnilerimizde olmadığınıvurgular. Annelerimize sitem eder…

Bir gün Atatürk’ün huzuruna çağ-rılan müzik kuramcısı Cevat MemduhAltar tüm gün Atatürk’ün yüzlercemüziksel sorusuna yanıt verir. Kısabir süre yanından ayrılan Atatürk’ünmasasında o dönem Avrupa’sındaünlü olan müzik kuramcılarının ki-taplarını incelediğini görür. Çünkükitapların içinde ve üzerinde notlaralınmıştır. Cevat Memduh Altar hay-retler içinde kalır. Müzik eğitimcisive bağdar paul Hindemith’in ülke-mize çağırılıp müzik eğitimindekiaksaklık ve yanlışlıklarla ilgili raporistenmesi de (1935 – 1937) Ata-

türk’ün araştırmacı ve sağlamcı ki-şiliğine bir örnektir. Evet, iş bir “dev-rim” işidir.

Atatürk 1925 yılında İzmir KızÖğretmen Okulu öğrencilerine (şimdiKarataş semtindeki İzmir Kız Lisesi)sorduğu “yaşamda müzik gereklimidir?” sorusunu yanıtlar; Yaşammüziktir, müzikle ilgisi olmayan bireyzaten insan değildir. Ama müziğintürü – çeşidi irdelenmelidir diyerekbize fikir – kültür – ruh üçgenininbirlikteliğini vurgular. Atatürk TürkUlusunun tarihsel bir niteliğinindeGüzel Sanatları sevmesi ve ondayükselmesidir der. Devam eder.Türk Devrimi’nin amacı; Türk Halkınıuygar ve modern bir toplum duru-muna getirmektir. Sanat dalları için-de en çabuk ve en önde götürülmesigereken Türk Müziği diyerek TürkUlusal Müziğinin son genel müzikkurallarına göre işlenmesiyle ülke-mizin çağdaş uygarlık düzeyine eri-şip evrensel müzik kültürü içindeyer almasını hedefler. Atatürk’ünüstteki tümcede belirttiği: Ulusalcılıkla

ele almak, çağdaşlıkla yoğur-mak ve evrenselliğe ulaşmayöntemi kuşkusuz yüzyıllarboyu devam edecektir. GeneAtatürk’ün aynı tümcede TürkUlusal Müziğinden kasıt; Trak-ya ve Anadolu halkında işitilenhalk müziğidir. Büyük önderson noktayı koyar. Bir ulusunyeni değişikliğindeki ölçü; mü-zikteki değişikliği alıp kavra-yabilmesidir.

Değerli İzmir Barosu, de-ğerli hukukçu dostlarım,

Kaleme aldığım “Atatürk’ünMüzik Eğitim felsefesi” adlımakalemi konu dışına çıkma-dan tarihsel boyutları içindeözlü olarak sunmaya çalıştım.Yararlı olabildiysem sevine-ceğim…

Bu fotoğrafkaresindenbir devletsanatçısı çıktı

Page 50: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

48 İzmir Barosu Bülteni

MA

KA

LE

Av. Figen ÖZLER MERDER

Dünyayı Değiştiren6 kaDın protestosu

Kadınların Versailles’a yürüyüşü: 5 Ekim 1789

Kadınlar, tarihi değiştiren dünyagenelinde birçok eyleme imza at-mışlar, önderlik etmişler, çoğu za-manda tek başlarına hem kendihakları hem de insan hakları içinmücadele etmişlerdir. Bu kadınlar,pek çok konuda ilham kaynağı daolmuştur. Bir küçük denizyıldızı misali,her çaba takdire değerdir. Bizlerbunun bilinci ile İzmir Barosu KadınHakları Danışma ve Hukuk Araştır-maları Merkezi olarak 27.11.2011tarihinde küçük bir grupla gönüllüolarak çalışmaya başladık. Şimdiise büyüyen mevcudumuzla; kadınakarşı şiddetin önlenmesi eksenindezaman ve güçlerimizin yettiği orandaçalışmalar yapmaktayız. Merkezimizsivil toplum kuruluşları ile ortaklaşahareket ederek, kadına yönelik şid-detin önlenmesine yönelik her ça-lışmanın içinde olmaya çalışmaktadır.

Ayrıca adliye binasındaki merkezi-mizde, nöbet usulü ile bir avukat,bir stajyer avukat ve baro görevlisi,başvuruculara bu konuda ücretsizhukuki yardım sağlamaktadır. Yinemerkez üyelerimiz, kadına yönelikşiddet davalarına müdahil olmaktave davaları takip etmektedir. Herşey inanmakla başlar, özveriyle ger-çekleşir. Bunun örneklerinden olanve tarihi değiştiren dünya genelindekidaha birçok kadın eyleminden ilksıralarda sayılan altı örnek:

fransa’da 1789’da devrimin si-yasal çalkantısı ivme kazanırken ge-rilimler had safhadaydı. O yaz pro-testocular Bastille’i bastılar. Öte yan-dan kötü hasat nedeniyle tahıl te-darikleri de azalmış ve ekmek fiyatlarıtırmanmıştı. parisli bir grup kadın,protesto için meydanda toplandı,ardından 5 Ekim’de Kral 16. Lo-

uis’nin sarayının olduğu versailles’yayürüdüler. fransız Devrimi denilinceakla yukarıda gördüğünüz meşhurtablo gelir. Onlarca erkek ve arala-rında fransız bayrağını taşıyan birkadın. peki, size fransız Devrimi’ninsadece eril bir harekât olmadığınısöylesek. 5 Ekim 1789 sabahı ‘Nezaman ekmeğimiz olacak?’ diyerekbinlerce kadın versailles Sarayı’nadoğru yürümekteydi. Şehre yürüyenkadınlara erkeklerde katıldı. ve ka-labalık devasa bir hal aldı. ‘Kadıneylemci mi olurmuş!’, ‘Kadın savaşçıolmaz.’ diyen erkeklere inat erkekgibi giyinen kadınlar, atların tepesindeUlusal Meclis’i basan kalabalığınarasında yerlerini almıştı.

Şehre yürüyen kadınlara bazı er-kekler de katıldı. Kalabalık binlereulaştı. Sonunda kalabalıktan bazıinsanlar taleplerini iletmek için ver-

Page 51: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

49İzmir Barosu Bülteni

MA

KA

LE

sailles’daki kraliyet binalarını bastılar.Bunun üzerine kral, halka dahayakın olmak için kraliyet ailesini pa-ris’e taşımayı kabul etti ve bir dahaversailles’a geri dönmedi.

Kadınların uzun yıllar boyunca,farklı farklı coğrafyalarda mücade-lesini verdiği oy hakkı Amerikalı ka-dınlar içinde önemli bir gündemdi.1913’te ABD’de kadınların süfrajethareketi uzun zamandır büyümek-teydi. New York-Seneca falls’da,Duygular Bildirgesinin okunduğukadın hakları konferansı onlarca yılönce, 1848’de düzenlenmişti. Bumücadele yıllarında kadınlara oyhakkı verilmesi için eyalet seviye-sinde bazı eylemler olmuştu. 1900’le-rin başında, süfrajet hareketinin ilkkitlesel gösterileri olarak bir dizi süf-rajet yürüyüşü yapıldı. WashingtonDC’de düzenlenen bu seferki yürü-yüş, basının ilgisini çekebilmek içinBaşkan Woodrow Wilson’ın yemintöreninden önceki güne planlandı.Yürüyüşe anayasada değişiklik talepeden binlerce kişi katıldı. Yürüyüşsonrasında çevredekilerin sataşma

ve saldırılarında en az 100 kadınyaralandı. 1913 yılında yapılan yü-rüyüşü 1915 yılında gene NewYork’da yapılan yürüyüş takip etti.Düzenli olarak tekrarlanan yürüyüşler1920 yılına gelindiğinde ise kadınlaramaçlarına ulaşmışlardı. Anayasa’dayapılan düzenleme ile kadınlar oykullanma haklarını kazanmayı ba-şardılar.

Siyahların hareket özgürlüğünükısıtlamayı amaçlayan geçiş yasa-

larını protesto etmek için 20.000kadın 9 Ağustos 1956’da GüneyAfrika-pretoria’daki Birlik Binalarınayürüdüler. Muazzam bir kalabalıkhalinde buluşan kadınların temsil-cileri, kadınlara genişletilen geçişyasalarına karşı toplanan imzalarıhükümete vermek istediler. Başba-kanın orada olmadığı söylendi ka-dınlara. 30 dakika sessizce bekle-diler. Ardından “kadınlara vurursanıztaşa çarparsınız” sözlerini içeren bir

Kadınlar 1920’de Anayasaya yapılan 19. Düzenleme ile oyhakkı kazandılar. Washington DC Oy Hakkı Yürüyüşü- 1913

İzlandalı kadınlarıngrevi: 24 Ekim 1975

Page 52: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

50 İzmir Barosu Bülteni

MA

KA

LE

Pretoria’daki kadın yürüyüşü: 9 Ağustos 1956

şarkı söylediler. Geçiş yasalarınakarşı protestolar kadın yürüyüşündenönce de vardı ve sonra da devametti. Bunlardan biri 1960’ta Sharp-eville’de polisin protestoculara ateşaçması sonucu katliama dönüştü.Geçiş yasaları nihayet 1986’da yü-rürlükten kalktı.

Kadın yürüyüşünün yıldönümüartık ülkede her yıl Ulusal KadınGünü olarak kutlanıyor ve Ağustosayı Kadın Ayı olarak biliniyor. Gös-terinin 50. yıl dönümü olan 2006’dada gösteri yeniden canlandırdı. Geç-tiğimiz yıl ekim ayı ise gösterinin60. yıl dönümü kutlandı.

İzlanda Dünya Ekonomik foru-munun cinsiyet eşitliği endeksinde2016’da bir numaraydı. Ama 1975’tekadınlar erkeklerden daha az ücretalıyor ve hükümette temsil edilmi-yorlardı. Bu yüzden kadınlar, toplumiçin önemlerini göstermek amacıylagrev – ya da onların verdikleri adla“Kadınların Tatil Günü” – yapmaya

karar verdiler. O yılın 24 Ekim günü,220.000 nüfuslu bir ülkede 25.000kadın, Reykjavik sokaklarında top-landı ve kadın nüfusunun yüzde90’ı işe gitmedi, yemek veya temizlikyapmadı, çocuklarına bakmadı.

O tarihte 11 yaşında olan Anna-dis Rudolfsdottir, 2004’te Guardiangazetesine grevi anlatırken “bir uyan-ma çağrısıydı,” diyor. Beş yıl sonravigdis finnbogadottir ülkenin ilk ka-dın başkanı seçildi ve bu hareketinbaşkan seçilmesindeki rolünü kabulediyor. Bu gelişmeyi diğerleri izlediama ücret eşitsizliği halen sürüyorve daha geliştirilmesi gereken şeylervar.

1975 yılından beri pek çok hakkındaha iyi bir noktaya taşındığı elbettesöylenebilir, ancak hala daha iste-nilen noktaya gelinmediğini belirtmekgerekir. İşte İzlandalı kadınlar buyüzden mücadelelerine devam edi-yorlar. Bu grevin yıldönümünde ka-dınlar, erkeklerden daha az aldıkları

ücrete denk gelecek şekilde, işyer-lerini daha erken bir saatte, 14.38’deterk ediyorlar.

Koyu Katolik bir ülke olarak ta-nınan polonya’da kürtajın yasak-lanmasını öngören tasarıya karşıkadınlar ‘Kara pazar’ adını verdikleribir eylem düzenlediler. Yasa önerisi,her durumda kürtajı yasaklayan,kürtaj olan kadınlara beş yıla kadarhapis cezası ve yardımcı olan dok-torlara ise daha uzun süreli hapiscezası içeriyordu. Siyasetçiler buyasa önerisiyle kürtaja erişimi dahada kısıtlamaya çalıştılar. ‘Kürtajı Dur-dur!’ koalisyonu tarafından gündemegetirilen önerge, meclisi kontroleden muhafazakâr Hukuk ve Adaletpartisi tarafından 23 Eylül’de mecliskomisyonuna gönderildi.

İşte bu yasa önergesine karşıayaklanan binlerce kadın siyahlarabürünerek işlerine gitmediler, ders-lerine girmediler ve 3 Ekim tarihindedüzenlenen protestolara katıldılar.

Page 53: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

51İzmir Barosu Bülteni

MA

KA

LE

30.000 kadın varşova’nın Kale Mey-danı’nda bir araya gelerek şarkılarsöyledi. Kadınların eylemleri işe ya-radı ve meclis geri adım atarak ya-sağı büyük bir oy çoğunluğuyla red-detti. fetüsün hayatta kalma şansınınolmadığı veya ciddi anomalilerledoğacağı durumlarda bile kürtajıyasaklamayı öngören yeni bir öner-genin sunulması ardından protes-tolar ay boyunca devam etti ve po-lonyalı kadınlar kararlılıkla direnmeyedevam ettiler. Bu protestolar aynı

zamanda hükümet karşıtı başkaprotestolara da ilham verdi.

Her şey Haziran 2015’de ger-çekleşen bir cinayetle başladı. Ar-jantin’de 16 yaşındaki Lucía pérez,uğradığı korkunç saldırıda uyuştu-rucu verilerek tecavüze maruz bıra-kıldı, işkence gördü ve hayatını kay-betti. Savcı saldırıyı “insanlık dışı bircinsel saldırı” olarak tanımladı ve“meslek yaşamı boyunca binlerceolay gördüğünü ancak böylesine

iğrenç bir olaya hiç şahit olmadığını”söyledi. 19 Ekim 2016’da – “miér-coles negro” veya Kara Çarşamba– on binler Buenos Aires’te ve GüneyAmerika’nın çeşitli şehirlerinde biraraya gelerek pérez’in öldürülmesinive sayısız korkunç kadın cinayetiniprotesto ettiler.2015’teki ilk protes-tonun ardından, Anayasa Mahke-mesi hâkimi Elena Highton, kadıncinayetlerinin kaydının tutulmayabaşlanacağını duyurdu. GeçtiğimizTemmuz ayında Arjantin başkanıMauricio Macri, kadınlara yönelikşiddetle mücadele planını açıkladı.Ama aktivistler bu saldırıların altındayattığını düşündükleri kültürü de de-ğiştirmeye çalışıyorlar.

Görüldüğü gibi kadınlar tarihinfarklı dönemlerinde şiddet, kürtaj,eşitsizlik, özgürlük gibi birbirindenfarklı konularda haklarını elde etmekiçin mücadele verdi ve vermeye dedevam ediyor ve edecek… Umutlave özveriyle…

Kaynaklar: Çeviri: Serap ŞenKaynak: Guardian – NicolePuglise, gazete karınca, v.s

Polonya’da kürtaj yasağına karşı protestolar: Ekim 2016

Şiddete karşı Arjantinlikadınlar: Ekim 2016

Page 54: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

52 İzmir Barosu Bülteni

YE

MİN

RE

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. DAMLA ÖZ Av. SEZAİ NÜZHET NOYAN

Av. AHMET UfUK HASÇAKAL Av. GÖKHAN KARAGÜL

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. CUMALİ ERDİ SARI Av. MUSTAfA ÇETİN

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. GAMZE AYDEMİR Av. MUSTAfA ÇETİN

(BARO BAŞKAN YARDIMCISI)

Av. pELİN OKÇAY Av. MUSTAfA ÇETİN

(BARO BAŞKAN YARDIMCISI)

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. EMRE ERTOK Av. MUSTAfA ÇETİN

(BARO BAŞKAN YARDIMCISI)

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. ELİf ÖZGÜR Av. YENAL ÖZSÜER

Av. N. ŞEBNEM ŞERBETÇİOğLU Av. CANAN ARICI

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. CEM KINAY Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Page 55: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

53İzmir Barosu Bülteni

YE

MİN

RE

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. MUZAffER ÖZIŞIKÇILAR Av. CEvDET fLORAT

Av. AYŞE BURCU BAŞARAN Av. UğUR BURAK DURU

Av. AYŞENUR GÖKTAŞ Av. MEHMET ALİ UÇAR

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. BİLAL TEKİNBAŞ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. SEDAT ÇETİN Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av .ALİ YAZAR Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. TUğBA BOZKURT Av. DİLEK SERTCAN

Av. GÖZDE TUTKUN Av. DEMET GÜÇLÜ

Av. SEMA ERGÜN Av. TURAN AvCIOğLU

Av. GALİNA SARAYKİNA Av. SERKAN ŞAHİN

Av. CANAN ŞAHİN

Av. M. SÜHEYLA UğUR Av. SERAp DEMİR

Av. GİZEM EROL Av. NİZA ÖZDEMİR

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. EDA KIRKpINAR Av. ERDAL KARDAŞ

Av. YELDA KARDAŞ

Av. fURKAN ÖKTEM Av. İLHAN BOZCALI

Av. BAHİR BOZCALI

Av. EKİM YAŞAT OBUZ Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. TUğBA ÖZvURAL Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Page 56: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. fEYZA TAŞDELEN Av. MEvLÜT GÜNEŞ TAŞDELEN

Av. HAŞİM CULfA Av. HÜSEYİN ALİ AfŞAROğLU

Av. fATİH GÖKÇELİ Av. BİLAL YILMAZ

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. SEDA BALLI Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

Av. ALİ ERDEM ÇETİNKAYA Av. AYDIN ÖZCAN (BARO BAŞKANI)

54 İzmir Barosu Bülteni

YE

MİN

RE

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. pELİN GÖKTUğ Av. OLCAY ALTINTAŞ

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. BENGİSU ÖZDOğAN Av. ARİf ÇINAR EvRİM

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. MURAT YILDIZ Av. ENİS DİNÇEROğLU

RUHSAT ALAN CÜBBE GİYDİREN AvUKAT

Av. SEMANUR BULUT Av. AYNUR ÇETİN

Page 57: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

55İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

DA

BA

RO

Page 58: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

56 İzmir Barosu Bülteni

BA

SIN

DA

BA

RO

Page 59: Izmir Barosu · Yasaların açık ve öngörülebilir olma özellikleri ... 20 AvUKATLAR, MÜLTECİLERİN YANINDA 22 STAjYER AvUKATLAR EğİTİM DÖNEMİNİN YORGUNLUğUNU TEKNE TURUNDA

30 AĞUSTOSZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN