66

Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

  • Upload
    sencer

  • View
    268

  • Download
    4

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Kafkasya Forumu Dergisi, Iki Aylik Siyasi Dergi, Sayi 1, www.kafkasyaforumu.org

Citation preview

Page 1: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1
Page 2: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1
Page 3: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

Merhaba!Kafkasya Forumu’nun iletiflim arac› olarak faydaland›¤› web sayfas›, bülten, bas›n duyurular› ve dosya

çal›flmalar›na ek olarak dergimizin ilk say›s›yla bizce önemli bir ad›m daha atm›fl oluyoruz. Dergimiz, Forum’unideolojik-politik hatt›n›n demokratik ilkelerle formüle edildi¤i bir zemin oluflturma hedefiyle yay›n hayat›nabafll›yor. Tek renkli ve tek sesli tutucu ve dayatmac› bir tav›rdan uzak; farkl› e¤ilimleri yatay iliflkiler modeliyle biraraya getiren Kafkasya Forumu nihai olarak ortak bir bilinci merkezilefltirme gayretini di¤er propagandaaraçlar›n›n yan› s›ra dergiyle de sürdürecektir.

Geçmiflimizle ya da kimli¤imizle övünmek, kültürümüze, kahramanlar›m›za destanlar yazmak de¤ilamac›m›z. Kimseyi yermiyor ve yüceltmiyoruz. Geçmiflten ald›¤›m›z referansla gelece¤i umutla tarif etmekgayretimiz! Bir cemaat de¤iliz, hiyerarfliden yana de¤iliz, geçici bir heves hiç de¤il! Cinsel, ulusal sömürü vetahakküm iliflkilerine karfl›y›z ve bu egemenlik iliflkilerini temellerine dek sorgulamaya niyetliyiz!

De¤iflimi kuflkuyla karfl›layan, köktenci, statükocu tav›rdan uzak durarak modern yaflam›n zorlad›¤›geleneksel ba¤l›l›klar›m›z› sorgulayaca¤›z; de¤ifliyor ve dönüflüyoruz.

Geçmiflle gelecek aras›ndaki s›k›flm›fll›¤›m›z›n sanc›lar›y›z ve yeni do¤umlara gebeyiz! Bu yüzden dearada kalm›fll›¤›m›za bir son vermek ayn› zamanda kendimizi ana dilimizle de ifade edebilece¤imiz alanlaryaratmak istiyoruz. Tutars›zl›klar›m›z olacakt›r elbette, karars›zl›klar›m›z, henüz olgunlaflmam›fl fikirlerimiz…Kendi kültürünü sevmenin ötesine geçmek neyi sevdi¤imizi bilmek istiyoruz. Süreklili¤in içinde bir tekrarolmaktan çok katk›lanmak istiyoruz.

Ezilen Kafkasya halklar›n›n ve tüm dünyada onlarla ayn› kaderi paylaflan di¤er halklar›n ve uygulanagelen bask› ve tahakküm politikalar›na topyekûn karfl› olanlar›n, en temel hak ve özgürlüklerini savunuyor vedemokratik taleplerini sahipleniyoruz.

Yay›n hayat›na bafllayan dergimizin ilk say›s›nda, Kafkasya Forumunun kuruluflundan bu yana üzerindekonustu¤umuz, tart›flt›¤›m›z konulara iliflkin düflüncelerin ifade edildi¤i, yaz› ve çevirileri bulabilirsiniz. Konubafll›klar›m›z; Çerkesler, Türkiyedeki Diaspolitik Çerkes Kimli¤i, Terör ve Savafl, Küreselleflme ve Çerkesler,Natela Akaba ile kad›n konulu söylefli, Metin Ye¤in ile Zapatistalar hakk›nda keyifli bir röportaj, kitap elefltirisi,Kafkasya derslerinin tan›t›m› ve haberler...

Ayr›ca Sovyet bürokrasisinin devam› olarak gördü¤ümüz Rusya Federasyonudevlet yap›s›n› ve baflkan›n›ele ald›¤›m›z yaz› ve çeviriler.Yap›lan bu çal›flman›n, Rusya’n›n eski Sovyet co¤rafyas› üzerindeki hegemonyas›hakk›nda bir ipucu verece¤i kanaatindeyiz.

Abhazya Özel Dosyam›zda ise 12. zafer y›l›n› kutlayan ‘Canlar Ülkesi’nin hakl› mücadelesiniyans›tmaya çal›flt›k.

‹ki ayl›k periodlarla ç›kacak olan Kafkasya forumu dergimizin her yeni say›s›nda bizden olan her fleyihep ayn› heyecanla paylaflmak üzere...

Aflharapha Elif Yar

01

kf

editörden

ED‹TÖRDENeditörden

Page 4: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

02

0104091218212631333851565860

‹Ç‹NDEK‹LERiçindekiler

BafllarkenElif Yar

Sovyet Bürokrasisi’nin Has Evlad›: PutinÖzcan Özen

Abhazya Dosyas›Alper Kahraman

Türkiye’deki Diaspolitik Çerkes Kimli¤iÇa¤lar Konukman, Muhammet Salmak

Natela Akaba ile SöylefliRidade Fidan

Abhazya, Gürcistan ve Kafkasya KonfederasyonuStanislav Lakoba - Çeviri: Sencer Busun

Metin Ye¤in SöyleflisiÇi¤dem Hatac›ko¤lu

HaberlerAjanslardan

Soyut S›n›rlar, Somut EngellerHakan Gürel

ÇerkeslerYaflar Güven

Terör ve SavaflMurat Özkan

Kafkasya DersleriRidade Fidan

Kitap Elefltirisi: Sürdüler Sürgün OldumÇa¤lar Konukman

Küreselleflme ve ÇerkeslerElif Yar

12 Eylül 1980 - 12 Eylül 2005Yaflar Güven62

Page 5: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

03

kf

NY

E

‹ki Ayl›k Siyasi, Kültürel DergiKas›m-Aral›k, 2005, Say›: 1

Kafkasya Forumu Dergisi Ad›na Sahibi Can KesginFeridiye Cd. Taksim F›r›n Sk. No.4 Daire 10Taksim/‹stanbul

Genel Yay›n YönetmeniElif YarSorumlu Yaz› ‹flleri MüdürüCan Kesgin

Finans SorumlusuCanset A¤ral›

Yaz› ‹flleriAlper Kahraman, Ça¤lar Konukman, Çi¤demHatac›ko¤lu, Muhammet Salmak, Sencer Busun,Murat Özkan

Grafik Uygulama Haluk Özcan

Abone SorumlusuGülay Sey - [email protected] Busun (Avrupa) - [email protected]

PUTIN

“...Tarih olan Sovyetler Birli¤i idi, onun bürokrasisi de¤il...Bugün ayn› co¤rafyadaki tüm yöneticiler on befl y›l önceKomünist Parti üyesiydiler...”“...Putin ilk ifl olarak Çeçenistan’da terörün kökünü kuruta-ca¤›n› aç›klad›. Çünkü tam da ayn› günlerde Moskova veVolgodnsk’ta apartman bombalamalar› gerçeklefliyor ve bun-lar›n sorumlusu olarak Çeçenler gösteriliyordu. Fakat bir baflkaapartman›n bodrum kat›nda apartman sakinleri bir FSB ajan›n›gerçek bombalarla “tatbikat” yaparken yakal›yordu...”

ÇERKESLER

Türkiye’nin kültürel zenginli¤ine katk›s› olan Çer-kesler, yaz›l› medyada zaman zaman gündemegelir. S›n›rl› okuyucu kitlesine sahip gazete vedergilerde yer alan s›n›rl› sayfal› yaz›larla, kültürelzenginli¤e katk› sunan di¤er halklar›n fertleriÇerkesleri yani komflular›n› tan›maya çal›fl›r. Ya-y›n hayat›na yeni bafllayan bu dergi de s›n›rl› say›-da okuyucuya ulaflabilecek. Bu yaz›dan amaç,derginin ilk say›s›nda özet olarak Çerkesler’i an-latmaya çal›flmakt›r.

ABHAZYA

"...Bir veya iki sene içinde, Gürcistan, Rusya’n›n birkolonisi olmaktan kendi kendine küçük bir imparatorlukolmas›n› sa¤layacak yolu geçti. Gürcülerin, Abhazya veOsetya’ya karfl› tutumlar› ile Ruslar›n Gürcistan veyaErmenistan’a karfl› tutumu aras›ndaki fark ilkesel olarakde¤il, sadece boyutlar›nda farkl›l›k gösterir. Kendi arkabahçelerinde Gürcüler, Ruslar kadar emperyalist olduk-lar›n› gösterdiler. Uluslar›n sosyalist dayan›flmalar›, halk-lar›n kendi kaderlerini tayin hakk› ve benzeri güzel cüm-leler unutuldu...."

MizanpajMehmet Y›lmaz

Bask›EK-B‹L Matbaac›l›kEvren Mh. Halkal› Cad. Kuzu Sk. No3Bagcilar/‹stanbul 0212 550 49 49

Resim & Foto¤rafBirleflik Kafkasya Derne¤i Arflivi

Katk›da BulunanlarHakan Gürel, Mehmet Güç

[email protected]

Dergide yer alan tüm yaz›lar›n sorumlulu¤u yazarlara aittir.

Page 6: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

Ekim 1952’de iflçi bir ailenin o¤lu olarak do¤an Putin’inçocuklu¤u s›radan ve oldukça aflinayd›: Atatürk Cadde-si’nden de¤il Lenin Bulvar›’ndan yürüyerek, Cumhuri-yet ‹lkokulu’na de¤il, Devrim ‹lkö¤retim Okulu’na gitti.Pazartesileri bayrak töreninde dalgalanan ay-y›ld›zl› k›r-m›z› bir bayrak de¤il, orak-çekiçli k›z›l bayrakt›. Hemenhemen her ülkenin milli marfllar›nda yer alan konularaduygu katan dizelerin aflina bir ritimle hayk›r›ld›¤› birmarfl söyledi. ‹kinci Dünya Savafl›, Sovyet SosyalistCumhuriyetler Birli¤i (SSCB) halklar›n›n birli¤i için ye-tersiz kalaca¤›ndan endifle duyuldu¤undan olsa gerekproleter enternasyonalizmin yerine ulusal birli¤in olufl-turulmas› için vesile olmufl ve “Enternasyonal” yerinebir milli marfl bestelenmiflti. Putin ve kufla¤› derslerde bukadar flansl› de¤ildi: ‹nk›lap Tarihi okumad›lar, amaMarksizm-Leninizm halen müfredat›n temeliydi.

Casus

1970-75 y›llar› aras›nda Leningrad Devlet Üniversite-si’nde hukuk ö¤renimi gören Putin, ‘D›fl Ticaret Huku-kunda Teflvik Prensipleri’ tezinden yüksek baflar› notualarak mezun oldu. Bugüne kadar konusu bir s›r olarakkalan bir baflka teziyle ekonomi doktoras›n› tamamlad›.Ö¤rencilik y›llar›nda baflvurdu¤u istihbarat örgütüKGB’ye 23 yafl›nda girdi. Mükemmel Almanca bilgisin-den yararlan›lan Putin, KGB’nin D›fl Haberalma Servi-si’nin Almanca konuflulan ülkelerden sorumlu 4. Biri-mi’nde, iki Almanya’n›n birleflti¤i 1990 y›l›na kadar ça-l›flt›. 1970’li y›llar›n sonunda Bat› Almanya’y› terk et-

mesi istenen Putin, 1985 y›l›nda Yarbay rütbesine yük-selmifl ve 1988’de Do¤u Almanya istihbarat› STA-S‹’den “Do¤u Almanya Halk Ordusu” Liyakat Madal-yas› alm›flt›.

Birand: 500 y›l›lk Türk-Rus tarihinde ilk kez tepedeki in-san Türkiye’ye geliyor. O da sizsiniz. Bu geziyi gazeteciolarak izleseydiniz, ne manflet atard›n›z?Putin: Birlikte ilerleme ve refahaBirand: Bu bafll›¤a s›¤mayabilir. Biraz uzun oldu. Stra-tejik ortakl›k gibi bir bafll›k at›labilir mi?Putin: Ne kadar az klifle kullan›rsan›z o kadar iyi olur.2

Her söyleflisi, bir iletiflim fakültesi ö¤rencisi için “söyle-fli teknikleri ve hinlikleri” dersi “kalite”sinde cereyaneden Birand’a verilen “ö¤retici” bir cevap olmas›n›n ya-n›nda Putin’in sözleri, gerçek niyetini diplomatik bir üs-lupla gizleyen bir siyasetçiye ait de¤ildir. O daima söy-lemek istedi¤ini siyasi dilin d›fl›na ç›kmadan do¤rudansöylemeyi tercih etmifltir. Beslan bask›n› sonras›ndakendisine art›k Çeçen liderlerle görüflmesi gerekti¤iniö¤ütleyen Amerika’ya “siz Usame bin Ladin ile görüflü-yor musunuz?” cevab›n› vermiflti.

Bürokrat

Y›llar›n tecrübesinden yararlanarak karfl›s›ndakiyle sa-mimiyet kurup tuzak sorularla a¤z›ndan laf kapmaya ça-l›flan Birand’la söyleflisinin tamam›nda laf› doland›rma-dan konuflan Putin, salondakileri susturmak için ayakka-

04

kf

ÖZCAN ÖZEN

Baflkanl›¤›n›n ilk icraat› RF’yi etnik temele dayanmayan yedi “üstidari bölge”ye bölmek ve yöneticilerini kendi atamak oldu.Beslan bask›n›ndan sonra ise 89 idari bölge yöneticisininseçilmesini de¤il atanmas›n› önerdi. fiimdi bunu yasallaflt›rmayaçal›fl›rken henüz fliddetli bir muhalefetle karfl›laflm›fl de¤il.

HHaayyaatt››mm kkoommüünniizzmmii ssaavvuunnmmaakkllaa ggeeççmmeeddii..Vladimir Vladimiroviç Putin1

Sovyet Bürokrasisi’nin Has Evlad›

7

‹NCELEMEinceleme

Page 7: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

b›s›yla kürsüye vurarak sessizli¤i sa¤layan Kruflçev d›-fl›nda Sovyet bürokrasinin diplomatik gelene¤ine hiç uy-mayan bir lider, tabii Kruflçev gibi flamatac› da de¤il. Fa-kat Putin bu bürokrasinin bir üyesidir. Tarih olan Sov-yetler Birli¤i idi, onun bürokrasisi de¤il. Eski SSCB vebenzeri rejimlerin yer ald›¤› co¤rafyada k›z›l bayra¤›ndalgalanmad›¤› bir gökyüzü alt›nda do¤an çocuklar›n enbüyü¤ü bugün on befl yafl›ndad›r. Bugün ayn› co¤rafya-daki tüm yöneticiler on befl y›l önce Komünist Parti üye-siydiler.

So¤uk, kararl› yüzüne oturan bak›fllar›nda daima karfl›-s›ndakini küçümsemeye haz›r bir ifade bulunan Putin,KGB’den 19 A¤ustos 1991’deki darbe s›ras›nda istifaetmiflti.3 O s›rada ad› k›sa bir süre önce halk oylamas›y-la de¤iflen Saint Petersburg (Leningrad) ilinin4 belediyebaflkan› olan Anatoly Sobçak’›n yard›mc›lar›ndan biriy-di. O gün Amerikal› ifladamlar›yla belediyede gerçeklefl-tirilen bir toplant›da çekilen foto¤raflar›nda her zamankigibi endiflesiz görünüyordu. Yeltsin Moskova’da BeyazEv’in önünde tanklar› durdurup üzerlerine ç›karak –bu-na ancak üçüncü gün cesaret etmiflti- askerleri ikna etmepiyesini oynarken Sobçak’la beraber Putin St. Peters-burg’a askeri birliklerin girmesini engellemifl, Moskova

300 bin kiflilik bir gösteri düzenlerken onlar kendi flehir-lerinde 500 bin kifliyi soka¤a dökmüfltü.

H›zl› özellefltirmenin yafland›¤› dönemde St. Petersburgbelediye baflkanl›¤› birinci yard›mc›l›¤› ve il yönetimi-nin d›fl iliflkiler komisyonu baflkanl›¤› yapan Putin1996’da Sobçak’›n seçim yenilgisinin ard›ndan Mosko-va’ya gitti. Pavel Borodin sayesinde Kremlin’de emlakbürosu baflkan yard›mc›l›¤› görevine getirilerek Yelt-sin’in yönetim kadrosuna dahil oldu. Devlet yönetiminintepesinde sessiz bir flekilde ifllerin nas›l yürütüldü¤ünüö¤renip, yeni yetme ifladamlar› (oligark) ile siyasetçile-rin iliflkilerini “gözlemleyerek” Kremlin’de yükseliflininkoflullar›n› yaratmaya bafllad›.

Geçmiflin ihtiflam›n›n peflinde

St. Peterburg deneyiminde belediyenin ticari ifllerinin ta-mam›n›n özel sektöre devredilmesine karfl› ç›km›fl vekumarhane ve gazinolar›n yüzde 51 hissesini belediyedetutmufltu. Putin devletin ekonomideki kontrolü tama-m›yla piyasaya b›rakmas›n›n ülkeye zarar verece¤ini dü-flünüyordu. Sovyet ekonomisinin “post-endüstriyel top-lum aflamas›na geçemedi¤ini ve rakiplerinin gerisinde

kalarak sivil karakterli bilimsel ürünler pazar›nda yüzde1’lik pay›yla ABD’nin yüzde 36, Japonya’n›n yüzde30’luk pay›n›n çok çok gerisinde kald›¤›n›” tespit edi-yordu.5 ‹çinde bulunulan “güçlüklerle dolu ekonomikve sosyal durumu Sovyet modelinden miras ald›¤›m›zekonomi yap›s› için ödememiz gereken bedel” olarakgörüyordu.

Fakat Sovyet dönemini reddetmemekteydi. “Komünist”ideoloji onun için sadece bir araçt›, önemli olan Rus-ya’n›n devlet olarak uluslararas› a¤›rl›¤›, büyüklü¤ü, si-yasi ve ekonomik etkisinin varl›¤›yd›:

“Komünist Partisi de özellikle SSCB’nin son dönemin-de ideolojik bir yap›dan öte bir devlet yap›s›yd›... Fikir,ülkü güzeldi. H›ristiyanl›¤a baflka dinlere yak›nd›. Kar-defllikten, mutluluktan söz ederdi komünist ideolojisi...fiark› güzeldi... (Kemanc›) o kadar iyi de¤ildi. Esas teorietkili de¤ildi. Uygun de¤ildi. Ve ortaya konan amaçlarulafl›labilir de¤ildi. Zaten son dönemde ilk dönemde or-taya at›lan amaçlar yozlaflm›flt›.”6

Sovyetler Birli¤ine, güçlü devletin oldu¤u bir geçmiflesahip ç›k›yordu. Fakat vaat ettikleriyle de¤il sahip ol-duklar›yla. Ayn› söyleflide “e¤er SSCB da¤›lmam›fl ol-sayd›, ABD, Irak’a gene müdahale edebilir miydi?” so-rusuna “SSCB eskisi gibi kalsayd› elbette ki böyle birfley olamazd›,” yan›t›n› veriyordu. “SSCB’yi yok etme-den durum de¤iflebilir miydi? Bu gerek siyasi gerekseekonomik alanda mümkündü. Ama flimdi ben bu konu-da bir tahminde bulunmak istemiyorum. fiimdiki duru-ma bakmak istiyorum.”7

‘fiimdi ki durumun’ tasviriyse çok aç›kt›r: “Her kim kiSovyetler Birli¤i’nin çöküflünden dolay› üzülmüyor,onun kalbi yoktur; her kim ki onu eski flekliyle canlan-d›rmak istiyor, onun akl› yoktur.”8 Gorbaçov benzersözleri oldukça diplomatik tarzda ve utangaç bir flekildesöylemiflti, ne de olsa halen Lenin posterinin alt›nda Ko-münist Parti içinde konufluyordu. Yeltsin ise diplomasi-ye kaçmadan piflkin bir edayla halka sesleniyordu. As-l›nda mesaj› devasa Sovyet askeri-sanayi kompleksininbürokratlar›nca kurgulanm›flt›, o sadece, nüfusunun yüz-de 43,5’inin memur oldu¤u ve bürokrasinin y›lda 30 tril-yon belge üretti¤i SSCB’deki daha alt kademe yönetici-leri ve yerel bürokratlar› ikna etmeye çal›fl›yordu.9

SSCB fordizmin en esasl› kalesiydi, fakat post-fordizmekendi içi dinamikleriyle tedrici bir geçiflin bafllang›ç f›r-sat›n› yerel bürokrasinin direnifli yüzünden Kruflçev dö-neminde kaç›rm›flt›. Brejnev dönemi yerel bürokrasininalt›n y›llar›yd›. Andropov merkezi bürokrasinin ve onungerçek sözcüsü askeri-sanayi kompleksin yerele karfl›savafl›n› bafllatt›, fakat ömrü yetmedi. Gorbaçov selefi-nin KGB tecrübesine sahip olmad›¤› için cesur de¤ildi,fazla yalpalad› ve zaman kaybetti. Yeltsin aray› kapa-

05

kf

“Her kim ki Sovyetler Birli¤i’nin çöküflündendolay› üzülmüyor, onun kalbi yoktur; her kimki onu eski flekliyle canland›rmak istiyor, onunakl› yoktur.”8

Page 8: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

06

mak için h›zl› davranmaya kalkt›¤›nda tek çaresi yerelbürokrasiyi bir safra gibi atmak ve SSCB’yi da¤›tmakt›,fakat sonuçta ortaya bir ucube ç›km›flt›. Putin o yüzden‘SSCB ile de olabilirdi,’ diye düflünmektedir. Putin, es-ki KGB yeni FSB (Federal Güvenlik Bürosu) binas›n›nduvar›na Andropov ad›na bir hat›ra plaketini çivilerkenYeltsin’in de¤il Andropov’un halefi oldu¤unu düflünü-yordu.

SSCB’siz Bürokrasinin Rusya’s›nda ‹ktidar Yolu

Putin’in Kremlin’e girdi¤i 1996 y›l› A¤ustos ay›ndaYeltsin 1994’den beridir süren Çeçenistan Savafl›’n› bi-tirmifl ve ikinci kez baflkanl›k seçimlerini daha yeni ka-zanm›flt›. Fakat seçimlerden k›sa bir süre önce Yeltsin’inhalk deste¤i yüzde 3-6 civar›nday-d›. Kuflkusuz bunda 1992’de bafl-lat›lan h›zl› özellefltirmeler sonu-cunda bürokratlar›n bir k›sm›n›nkapitalistleflmesi ve devlet mal›n›ya¤malamas› sonucunda halk›ngiderek artan yoksullu¤u ve hofl-nutsuzlu¤u bafll›ca nedendi. Fakatyeni yetme oligarfli medya haki-miyeti sayesinde baflar›l› bir seçimkampanyas› düzenledi ve bar›fl›kulland›.

Tabii Yeltsin’in ikinci dönemi oli-garflinin de yeni dönemi olacakt›.Seçime yat›r›lan paralar tahsiledilmeli ve ikinci özellefltirmedalgas›ndan kârl› ç›k›lmal›yd›. Üstelik IMF’den gelenkredilerden de en büyük pay al›nmal›yd›. 1997’de oli-garfli ya¤man›n nimetlerinden pay alma savafl›na tutufla-rak bölünürken, Putin Rusya Federasyonu (RF) Baflkan›Yönetim Dairesi müdür yard›mc›l›¤›na geliyordu. Halendevletin elinde bulunan iflletmelerin yöneticileri pazarpaylar›n› kaybetmifl olmalar›ndan dolay› flikayet etmek-teydiler ve art›k özellefltirmenin yeni dalgas›na aç›kçakarfl› ç›k›yorlard›. Askeri-Sanayi kompleks ve çelik ifl-letmeleri yabanc›lara kapt›r›lan pazar›n yan›nda devletinsiparifl vermemesinden yak›n›yordu.

Birleflmifl Milletler ambargosu uygulanan Irak’ta “petrolkarfl›l›¤› g›da” program›n›n bafllamas›yla 1997 y›l›ndaRusya Irak taraf›ndan bu programda en çok kayr›lan ül-ke ilan edilmiflti. Fakat Irak’›n petrol üretimine k›s›tl› ol-sa da bafllamas› ve 1997’de patlak veren Asya Krizi iledüflen talep dolay›s›yla 1998 y›l›nda petrol fiyatlar› Kör-fez Savafl›’ndan sonra ulaflt›¤› 25 dolar seviyesinden 10dolara düfltü. Ülke gelirinin yüzde 50-55’ini petroldensa¤layan RF için bu felaket anlam›na geliyordu. Nitekim1998 A¤ustos’unda kriz Rusya’y› vurdu.

1997’in sonuna do¤ru eski SSCB üyelerinden Gürcistan,Ukrayna, Azerbaycan, Moldova Rusya’ya güvensizlik-lerinden dolay›, özellikle ABD’nin ön ayak olmas›ylaUkrayna’n›n öncülü¤ünde GUAM adl› siyasi ve ekono-mik bir birlik oluflturdular. (Mart 1999’da Özbekistan’›nkat›l›m›yla GUUAM.) Bu eski SSCB d›fliflleri bakan›Primakov’un RF d›fliflleri bakanl›¤›na getirilmesiyle d›flpolitikada ata¤a geçen Rusya’ya karfl› ABD ve AB’ninbir cevab›yd›.10 Bu, ABD’nin 1990’dan beri sürdürdü-¤ü “first Russia-önce Rusya” politikas›n›n ve Alman-ya’n›n da Helmult Kohl arac›l›¤›yla yürüttü¤ü ‘samimi-yet’in sonu anlam›na geliyordu. 1999 Mart’›nda KosovaSavafl› ve NATO ve AB’nin geniflleme hamleleri Ba-t›’n›n RF ile ‘cicim y›llar›n›n’ bitti¤ine iflaret ediyordu.

‹flte böyle bir ortamda Putin 25 May›s 1998’de Baflkan-l›k Yönetimi bölgelerle iliflkiler-den sorumlu birinci baflkan yar-d›mc›l›¤›na ve 25 Temmuz1998’de FSB baflkanl›¤›na atand›.Art›k “ait oldu¤u yere dönmüfltü.”Oligarflinin kendi aras›nda, oligar-fli ile bürokrasi aras›nda çat›flmalarRusya’da siyasi istikrars›zl›¤› artt›-r›rken Putin FSB’yi kendine göredüzenledi, eleman say›s›n› azaltt›,“Ekonomik Güvenlik” ve “Anaya-say› Koruma” adl› iki yeni birimoluflturdu. Ayr›ca FSB’nin “ölümkomandolar›”n›n faili meçhuller-den sorumlu oldu¤u “elefltirileri-ne” muhatap oldu. Oligarfliye hiçsataflmad›, aksine baflta Berezovs-

ki olmak üzere onlar›n deste¤ini ald›. IMF’den al›nan4,8 milyar dolarl›k kredinin Yeltsin’in k›z›, BaflbakanÇernom›rdin ve Berezovski taraf›ndan iç edildi¤i suçla-mas›nda bulunan Baflsavc› Yuri Skuratov’un iki fahifley-le bir otel odas›nda çekilmifl görüntülerinin televizyondayay›nlanmas› onun FSB baflkanl›¤› döneminde oldu.

9 A¤ustos 1999’da baflbakan olan Putin ilk ifl olarak Çe-çenistan’da terörün kökünü kurutaca¤›n› aç›klad›. Çün-kü tam da ayn› günlerde Moskova ve Volgodnsk’taapartman bombalamalar› gerçeklefliyor ve bunlar›n so-rumlusu olarak Çeçenler gösteriliyordu. Fakat bir baflkaapartman›n bodrum kat›nda apartman sakinleri bir FSBajan›n› gerçek bombalarla “tatbikat” yaparken yakal›-yordu. Da¤›stan’da ise fiamil Basayev ve Hattab “tekköyde ‹slam Cumhuriyeti” ilan etmifller, Rus savafluçaklar› her nedense Çeçenlerin terk etmesinden sonraköyleri bombalayarak onlar› Da¤›stan’dan Çeçenistan’asürmüfltü.11

1 Ekim’de Rus birlikleri Çeçenistan s›n›r›n› geçti¤indePutin’in halk deste¤i A¤ustos’a göre ikiye katlanm›fl ve

kf

Putin ilk ifl olarak Çeçenistan’daterörün kökünü kurutaca¤›n›aç›klad›. Çünkü tam da ayn›

günlerde Moskova veVolgodnsk’ta apartman

bombalamalar› gerçeklefliyor vebunlar›n sorumlusu olarak

Çeçenler gösteriliyordu. Fakat birbaflka apartman›n bodrum

kat›nda apartman sakinleri birFSB ajan›n› gerçek bombalarla

“tatbikat” yaparken yakal›yordu.

Page 9: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

yüzde 4’e ulaflm›flt›. Ekim sonunda yüzde 21, Ka-s›m’da yüzde 42, Devlet Baflkan yard›mc›s› oldu¤uAral›k’ta yüzde 50, Çeçenistan’›n baflkenti Grozni’ninele geçirilece¤inin belli oldu¤u Ocak 2000’de yüzde 59olmufltu. Yetsin’in 31 Aral›k 1999’da görevini b›raka-ca¤›n› aç›klamas›n›n ard›ndan 26 Mart 2004’te yap›lanbaflkanl›k seçimlerinin ilk turunda yüzde 52,9 oran›ndaoy alan Putin RF baflkan› oldu.

Baflkan

Seçim sürecinde kendisine destek olan oligarfli Putin’inseçilmesinden sonra rahat yüzü görmedi. fiubat’ta Be-rezovsky’nin Sibneft’inin Rusya’n›n alüminyum deviSibal ile ortakl›k kurmas›na izin veren Putin seçimlerebir hafta kala “böyle bir oligarfli s›n›f›n›n varl›¤› sonaerecektir,” diyerek hedefini aç›klam›flt› zaten. Önde ge-len oligarfli üyelerine vergi borçlar› dolay›s›yla sald›rd›ve öncelikle medyadaki paylar›n› devlete devretmeleri-ni sa¤lad›, ard›ndan onlar› ülkeyi terk etmeye zorlad›.28 Temmuz 2000’de 19 ifladam›yla Kremlin’de toplan-t› yaparken, Berezovsky, Gussinsky, Abramovic davet-li de¤ildi, Anatoly Çubais ise toplant›ya kat›lmaktankaç›nm›flt›. Toplant›n›n sonucundaki bildiri çok aç›kt›:Faaliyetleri devletin ç›karlar›na hizmet etti¤i sürece ifldünyas›yla devletin iflbirli¤i sürecekti.

Daha seçim öncesinde muhalefet ile buluflan Putin, Pri-makov’un kendisi lehine adayl›ktan çekilmesini sa¤la-d›. Zhirinovsky ve iki baflka aday aç›kça Putin’i destek-ledi. Neredeyse herkesi ikna ediyordu. Seçimler tama-men bir formalite haline gelmiflti, sadece meflruiyetsa¤layacakt›. Rakipleri Putin’in kazanaca¤›n› biliyor,üstelik bunu istiyordu. Seçimden sonra Duma komis-yonlar› için komünistlerle pazarl›¤a oturdu ve uzlaflt›.Komünist Gennady Seleznyov’un Duma Baflkan› ol-mas›n› sa¤lad›. Di¤er partilerle de anlaflt›. En büyükhas›mlar›n› dahi yan›na çekmeyi baflard›. Kendi partisi‘Birlik’ gerçekten de partiye ak›n eden milletvekille-riyle tam bir birlik haline gelmiflti.

D›fl politikada ekonomik iflbirli¤ine önem verdi, eskiSSCB ülkeleriyle iliflkileri yoluna koymaya özen gös-terdi. Çeçenistan’a açt›¤› savafl hem ülke içinde hem dekomflular› nezdinde oldukça etkili olmufltu. Mesaj› çokaç›kt› “iflbirli¤i ikimize de iyi gelecektir, aksini düflün-

me.” Öncelikle Rusya’n›n ç›karlar›n› korudu¤una flüp-he yok ama muhatab›na da bir fleyler vermeyi ihmal et-miyordu. Suudi Arabistan, ABD ve Arjantin flirketle-riyle iliflkiye geçerek do¤al gaz ve petrolü Afganistanüzerinden dünya piyasalar›na tafl›mak isteyen Türkme-nistan’›n heveslerine son verdi. K›rg›zistan’› destekle-yen Putin Taliban’a çok sert ç›kt› ve bombalamaklatehdit etti. Bunlar› yaparken henüz 11 Eylül olmam›flt›.Sonuçta Türkmenistan pes etti ve Rusya yolunu kullan-maya raz› oldu. Rusya do¤al gaz› 40 dolar›n alt›ndaal›p 120 dolara satacakt›, bunun karfl›l›¤›nda Türkme-nistan Rusya’n›n engellemelerinden kurtulup hiç ol-mazsa sat›fl yapabilecekti.

2000 y›l›nda Rusya, Kofi Annan’dan, Irak’a uygulananBM ambargosunun di¤er ülkelere verdi¤i zarar›n tespi-tini isteyen sert bir uyar› mektubu yazm›flt›. K›sa birsüre sonra tüm dünya yavafl yavafl Irak’la diplomatikiliflkileri gelifltirmeye bafllam›flt›. Tabii Rusya’n›n Bat›Kurna havzas›nda 40 milyar dolarl›k bir yat›r›m olana-¤› söz konusuydu. Ayr›ca Irak’a verdi¤i 8 milyar dolar-l›k krediyi de geri istiyordu.

Putin, “Rusya’n›n güçlü bir devlet gücüne gereksini-mi” oldu¤unu söylerken “totaliter bir sistemi” kast et-medi¤inin alt›n› çiziyordu. Bir Rusya birli¤ini, Rus fik-rini hakim k›lmay› amaçl›yordu. Baflkanl›¤›n›n ilk icra-at› RF’yi etnik temele dayanmayan yedi “üst idari böl-ge”ye bölmek ve yöneticilerini kendi atamak oldu.Beslan bask›n›ndan sonra ise 89 idari bölge yöneticisi-nin seçilmesini de¤il atanmas›n› önerdi. fiimdi bunuyasallaflt›rmaya çal›fl›rken henüz fliddetli bir muhalefet-le karfl›laflm›fl de¤il.

07

kf

“Beslan’da gerçekleflen rehine krizinde 186’s› çocuk344 sivilin ölümüne yol açan operasyonla ilgili soruiflaretleri hala cevaplanm›fl de¤il...”

Bürokrasinin bir kenara att›¤› komünizmde¤ildi, onu sahip olmad›¤› bir fleyi terketmekle suçlayamazs›n›z. Bürokrasinin birbütün olarak terk etti¤i ideoloji Stalinizmdi.Fakat onun hizmet etti¤i güçlü milli devletülküsünden kendi ç›karlar› gere¤i aslavazgeçmediler.

Page 10: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

08

‹deolojisizli¤in ‹deolojisi

“Bir süper güç olarak Rusya’n›n cenaze törenini görmekzaman› daha gelmemifltir,” diyen Putin, “devlet doktrini-nin ya da resmi devlet ideolojisinin tteekkrraarr yarat›lmas›-na fliddetle karfl›.” Ona göre “güçlü devlet Ruslar için biranomali de¤il, aksine kaynak ve düzenin garantisiydi.”“Milli üstünlük ve büyük imparatorluk düfllerindenar›n”d›¤›ndan yarg›lay›c› ve tutucu olmayan bir vatanse-verlik de insanlar›n istedi¤i güvenlik ve refah› sa¤lamakiçin devletle halk› birlefltiren maya olacakt›r.

Bütün bunlar›n on befl y›l öncesinin “milli komü-nizm”inin “milli” sac ayaklar› oldu¤u aflikar. Putin’in“güzel buldu¤u flark›” bu zaten: Güçlü milli devlet. “Ko-münizmi” at›nca yerine “mülkiyet biçimlerinin çeflitlili-¤inin, giriflimcilik özgürlü¤ünün ve pazar iliflkilerininsundu¤u olanaklar ve perspektifleri”12 koyars›n›z. As-l›nda Putin’in att›¤› komünizm de¤il, yerine koyduklar›n›daha önce yasaklam›fl, fakat güçlü milli bir devletibürokrasinin ç›karlar›n›n ve ayr›cal›klar›n›n muhaf›z›, ifl-çi s›n›f›n›n kölelik koflullar›n›n gardiyan› haline getirmiflolan bir ideolojidir. Bunda iflçi s›n›f›n›n ç›karlar›n›gözetilmesi yoktur, e¤er öyle olsayd› o ideolojiden pazarekonomisi ç›kamazd›. Bunda iflçi s›n›f›n›n bir nebze dev-leti olsayd›, iflçi s›n›f› yönetilen olarak kalamazd›. Bundauluslar›n kendi kaderlerini tayin hakk› olsayd›, ne sos-yalizmle suçlu halklar kategorisi ba¤daflt›r›labilir ne deKuzey Kafkasya Sovyet halklar› o güçlü ve milli devlettaraf›ndan 1944 k›fl›nda Sibirya’ya sürgün edilemezdi.

Bugün Putin’in istedi¤i “kanunun diktatörlü¤ü” geçmifl-te “proletarya üzerindeki diktatörlükten” farkl› de¤ildir.‹flçi s›n›f›n›n kendi eseri olan› de¤il, bürokrasinin veonun sözcüsü olarak kendisinin düflledi¤i bir eseri tercihetmekte ve bunu yaratmak istemektedir. Rusya’daki tümbürokratlar gibi ‘SSCB’yi eskisi gibi canland›rmak is-teyecek kadar ak›ls›z” de¤il. O sadece eski bir ideoloji-den vazgeçmifltir, o ideolojiyi kullanan devletten, ik-tidardan de¤il.

Bürokrasinin bir kenara att›¤› komünizm de¤ildi, onusahip olmad›¤› bir fleyi terk etmekle suçlayamazs›n›z.Bürokrasinin bir bütün olarak terk etti¤i ideolojiStalinizmdi. Fakat onun hizmet etti¤i güçlü milli devletülküsünden kendi ç›karlar› gere¤i asla vazgeçmediler.Çin Komünist Partisi gibi kapitalistleri partiye alacakkadar yalpalayanlar oldu ya da RF Komünist Partisi gibipazar ekonomisini benimseyenler. Bunlar evrimin yenibir aflamas›na bir baca¤›n› atamayan canl›lar gibi aradakalm›flt›r.

Putin belki Çin yoluna g›pta ediyordur. Fakat o, hali-haz›rda bir flekilde an›lmay› hak ediyor: Stalinizme ih-tiyaç duymayan Stalin.

1 Mehmet Ali Birand ile söylefli, Radikal ve CNN-Türk-Manflet 1 Eylül 2004.

2 a.g.y3 Peter Rutland, “Putin’in ‹ktidar Yolu”, Kadim Kom-

flumuz Yeni Rusya, Haz›rlayan: Y›lmaz Tezkan, ÜlkeKitaplar› Eylül 2001 içinde, sf:155.

4 Moskova ve Leningrad Rusya Federasyonu’nun 89idari birimi aras›ndad›r, herhangi bir flehir de¤il özerk-li¤i bulunan bir “vilayet”tirler.

5 “ABD’nin brüt yurtiçi üretimi Rusya’n›nkinden on katbüyüktür ve ifl verimlili¤i ABD ekonomisinin yüzde 20-24 kadard›r. Vladimir Putin “Yüzy›l›n dönüm noktas›n-da Rusya,” Wolfgang Seiffert, Vladimir V. Putin, Gen-dafl A¤ustos 2004, sf:132 ve 135. Özgün metinde“Milenyumun bafl›nda/dönümünde Rusya.”

6 Mehmet Ali Birand ile söylefli, Radikal ve CNN-Türk-Manflet 1 Eylül 2004.

7 Radikal, 2 Eylül 2004.8 V. Putin, Komsomolskaya Pravda, 11 fiubat 2000.9 2,5 milyonu devlet-parti ayg›t› memuru 18-22 milyon

aras›nda tahmin edilen (nomenklatura d›fl›nda) yöneti-ciler tabakas› vard›. Özcan Özen, “SSCB’nin Miras›,Çeçenistan: Da¤l› Klanlardan Ulus-Devlet’e”, Çeçenis-tan: Yok Say›lan Ülke, Der: Ö.Özen-O.Ak›nhay,Everest Yay›nlar› 2002, sf; 476.

10 Aral›k 1997 Luksemburg zirvesinde AB kat›l›m› görüfl-melerinde adayl›k tarihi/statüsü alamayarak hüsranau¤rayan Türkiye, biraz da Rusya’n›n Kürt kart›n› kul-lanmas›n› engellemek için Mavi Ak›m do¤al gaz proje-sine imzay› bu dönemde (15 Aral›k 1997) atm›flt›r.Rusya, Karadeniz alt›ndan geçerek Samsun’a ulaflanboru hatt›n›n tüm maliyetini karfl›lam›flt›r.

11 Cokburn, Independent, 29 Ocak 2004 ve Kagarlitski,Novoya Gazeta, 24 Ocak 2004, apartman bom-balamalar› ve Da¤›stan olaylar›nda Rus güvenlik güç-lerinin ‘kara operasyonlar›’ oldu¤unu iddia ettiler.

12 Vladimir Putin “Yüzy›l›n dönüm noktas›nda Rusya,”Wolfgang Seiffert, Vladimir V. Putin, Gendafl A¤ustos2004, sf:142.

kf

“...Putin’e yönelik muhalefet giderek yükseliyor...”

Page 11: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

bhazya SSC’si eski D›fl ‹flleri Bakan› Stanislav La-koba, 23 Nisan 1993’de Londra’da düzenlenen birkonferansta yapt›¤› konuflman›n sonunda flu sözle-

ri sarf ediyordu : “Bugün baz›lar›, “Abhazya, Rus-ya’d›r”, baz›lar› da “Abhazya, Gürcüstan’d›r” diyorlar.Ama, Abhazya, Abhazya’d›r. XX. yüzy›l›n perdesi ka-pan›rken, kendi yüzümüzü, halk›m›z›n yüzünü yitirmekistemiyoruz. Yüzümüzden hofllanmayanlar olabilir,ama bu bizim yüzümüzdür.” Lakoba konuflmas›n› ya-parken, savafl tüm h›z›yla devam ediyordu. Abhazyal›ayd›nlar için bu konuflmalar hakl›l›klar›n› anlatmak içinönemli birer f›rsatt›. Gürcüstan, savafl esnas›nda Abhaz-ya’y› karalamak için dönem dönem de¤iflen propagan-dalara baflvuruyor olsa da, Abhazya hakl› mücadelesinidillendirebilece¤i alanlar açmak için f›rsatlar bulabildi.Savafl Abhazya’n›n zaferiyle sonuçland› ancak kurulanyeni dengeler, Abhazya ba¤›ms›zl›¤›n›n aleyhineydi.Yeni dünya atlas›nda Abhazya’ya yer yoktu. Abhaz-ya’dan yükselen sesler giderek k›s›lmaya bafllad›. Din-leyicilerin bulunmad›¤› bir sahnede, sesinizin gücününe kadar koruyabilirsiniz? Gürcüstan’›n toprak bütünlü-¤ü sorunu çerçevesinde ele al›nan sorun, maalesef hiç-bir zaman tarihsel içeri¤iyle birlikte, taraflar›n tam kat›-l›m›yla ele al›nmad›. Abhazya’n›n ba¤›ms›zl›k giriflimi,tam da Gürcüstan siyasetine uygun bir flekilde, Rus-ya’n›n çevre cumhuriyetler üzerine hegemonya kurmamücadelesinin bir parças› olarak lanse edildi.Gürcüstan, kendisini kontrol alt›nda tutmak isteyenRusya’n›n, s›n›rlar› içinde yaflayan az›nl›klar›k›flk›rtt›¤›n› iddia ediyordu. Oysa, bu yafta ile üstü ör-tülerek gizlenen, varolma mücadelesi veren bir halk›n

yüzüdür. Abhazya’n›n sesinin yeniden duyulmas› içindünyan›n demokratik güçleri göreve ça¤r›lmal› ve ulus-lararas› toplum sorunu yeniden dinlemek üzere sah-nenin karfl›s›nda yerini almal›. Peki ama bunun gerçek-leflmesini hangi güç sa¤layacak?

Geçen 30 Eylül’de 12. zafer y›l dönümünü kutlayanAbhazya’n›n ba¤›ms›zl›¤›n› kazanabilmesi için müza-kereler arac›l›¤›yla Gürcüstan’› ve buna ba¤l› olarak dauluslar aras› toplumu ikna etmesi gerekiyor. Müzakeresürecinin t›kanmas›na yol açan engellerin tek sorumlu-suysa yine Abhazya olarak gösteriliyor. Gürcü mülteci-lerin geri dönüflü, Abhazya’n›n Gürcüstan’danayr›lmak isteyen taraf olmas› ve giderek daha fazla Rus-ya’ya yöneliyor olmas› en önemli elefltiri noktalar›. Oy-sa, her üç problemin temellerine yönelik basit bir bak›flbile, çözüme yönelik farkl› bak›fl aç›lar› gelifltirmekiçin yeterli.

Savafl›n ard›ndan Gürcüstan’da mülteci durumunadüflen 250 bin kiflinin 60 bin’i Abhazya’ya geri dönebil-di. Gürcüstansa, Abhazya’yla müzakerelere oturmakiçin Gürcü mültecilerin geri dönüflünü ön koflul olaraksunuyor. Kafkas-Rus savafllar› ve ard›ndan yaflanansürgün sonucunda topraklar› istila edilen Abhazlar, Çar-l›k ve Sovyetler birli¤i dönemlerinde sürekli olaraközellikle Gürcüstan’dan ald›¤› göçlerle ülkelerindeaz›nl›k haline düflürüldüler. Ortodoks H›ristiyan kültürve tarihsel ba¤larla Moskova’ya ba¤l› olan Gürcülerin,Moskova otoritesine boyun e¤meyen Abhaz nüfusununyerini almas› isteniyordu. Bu yaklafl›mla Abhazlar’a

09

kf

1989 y›l›nda dünya kamuoyunun gündemine onlarca insan›n ölümüne yol açançalkant›larla giren Abhaz- Gürcü ihtilaf›, 1992 y›l›nda Gürcüstan’›n Abhazya’yagirmesiyle bir savafla dönüflmüfl ve ard›nda binlerce can kayb›, on binlerce yaral›ve yüz binlerce mülteci b›rakm›flt›. Gürcüstan’da giderek yükselen radikalmilliyetçili¤in sonucu olan savafl bir y›l sürdü. Telafisi mümkün olmayan hasarlarayol açmas›na ra¤men Radikal Gürcü milliyetçili¤i, Gürcüstan’a yön veren dümenikontrol etmeye devam ediyor. Uluslararas› toplum ise sorunu tarihsel arkaplan›ndan yoksun bir flekilde alg›lamakta ›srar ediyor çünkü yeni dünya düzenineyönelik dengeler ve beklentiler bu do¤rultuda flekillendirildi.

Abhazya’n›n Görülmek‹stenmeyen Yüzü

HRAÇA ALPER KAHRAMAN

A

‹NCELEMEinceleme

Page 12: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

10

sürgün reva görülürken, Gürcüler boflalt›lan topraklar›-na yerlefltirildiler. Rusya taraf›ndan Kafkasya halklar›üzerinde yüzlerce y›ld›r uygulanan toplumsal mühen-dislik çal›flmalar›n›n bir sonucu olan iskan politikalar›sadece Abhazya için de¤il tüm Kafkasya’da problemle-re yol açarken, bugününün mültecilerinin kendilerineait olmayan topraklar› iflgal eden bir zamanlar›n kolo-nistleri oldu¤u gerçe¤i göz ard› ediliyor. fiüphesiz ki ta-rihin çark› geri dönmüyor ve bugün kendisini Abhaz-ya’ya ait hisseden Gürcülerin Abhazya’ya dönme hak-lar› ellerinden al›nmamal›. Ancak geri dönüflün kendisi,Abhaz halk› taraf›ndan hakl› sebeplerle varl›¤›na yöne-lik bir tehdit olarak alg›lan›rken, müzakerelerinyürütülebilmesi için bu bafll›kta ›srarc› olmak,Abhazya’y› köfleye s›k›flt›rmaktan baflka ne ifle yaraya-cak? Bir yandan anlaflmazl›¤a kal›c› bir çözüm bulmayaçal›fl›rken, bir yandan da savafla yol açan koflullar›yeniden canland›rmak çözümü giderek zorlaflt›r›yor.

Savaflarak egemenli¤ini kazanan ve pozisyonunu 12 se-nedir korumay› baflarabilen Abhazlar’a uluslararas› ka-muoyu taraf›ndan lay›k görülen s›fat “ayr›l›kç›”. Ab-hazya’n›n müzakere masas›na ba¤›ms›zl›k hedefini tafl›-mas›na izin verilmiyor. Oysa, Gürcüstan Sovyetler Bir-li¤i’nden ayr›l›fl›n›n hemen ard›ndan vakit kaybetmek-sizin bünyesindeki otonom cumhuriyetlere söz hakk›tan›mayan bir anayasaya dönmüfl ve bu karar kimse ta-raf›ndan sorgulanmam›flt›. Üstelik, söz konusuanayasayayla Abhazya’n›n varl›¤›n› inkar›, Gürcüordusunun 1918’de Abhazya’ya girerek k›sa bir süredevam ettirebildi¤i istilan›n meflru kabul edilmesineba¤l›. Kendisine söz hakk› tan›nmayan Abhazlar, Gür-cü milliyetçili¤i karfl›s›nda varl›klar›n› koruman›n tekyolu olarak ba¤›ms›zl›¤› gördüler. Çünkü bu, Abhaz-lar’›n Gürcü milliyetçili¤i ile ilk karfl›lamas› de¤ildi.Kendi k›sa tarihi içinde Gürcü milliyetçili¤i ulusal ege-menlik mücadelesi vermekle hiçbir zaman yetinmemifl,komflu Kafkas halklar› üzerinde hegemonya kurma ça-bas›n›, varl›klar›n› inkar etmeye vard›rana dek sürdür-müfltür. 19. yy’dan bafllayarak devam eden bu süreçtensadece Abhazlar de¤il, Osetler ve Lazlar’da ciddi zarargördüler. Nitekim, Gürcü ordusu 1992’de Abhazya’yagirdi¤inde halklar aras›nda bir savafl› da bafllatm›fl oldu.Gürcüler, tarihsel bir haks›zl›k üzerine de olsa yerlefltik-leri bu topraklarda huzur içinde yaflama flans›na her za-man sahiptiler. Gürcü milliyetçili¤inin k›sa tarihi bo-yunca, birlikte yaflad›¤› halklara yönelik düflmanca tu-tumunun yaratt›¤› güvensizli¤i gidermek neredeyseimkans›z hale geldi.

Abhazya’n›n önüne inand›r›c›l›¤›n› azaltan bir faktörolarak konan üçüncü engel ise giderek daha fazla enteg-rasyon sürecini and›ran Rusya iliflkisi. 1992-1993 sava-fl› boyunca, Abhazya’y› desteklemekle suçlanan Rusyaelbette bu savafl›n bir taraf›yd›. Dahas›, Rusya bu sah-

nenin bafl mimar›d›r. Ancak Rusya, öne sürülenin aksi-ne, söz konusu olan Abhazya’n›n ba¤›ms›zl›¤› oldu¤un-da, Abhazya’yla de¤il Gürcüstan’la ayn› taraftad›r.Çünkü, Abhazya’n›n ba¤›ms›zl›¤› Kuzey Kafkasya’daba¤›ms›zl›k hareketlerini güçlendirme tehlikesinitafl›yor. Savafl s›ras›nda kontorülünü k›smen yitirdi¤iKuzey Kafkasya’da dengeli bir politika izleyen Rusya,savafl›n ard›ndan beklenen hamlesini yapt›: 1995 y›l›n-da, Çeçenya’da ki ba¤›ms›zl›k yanl›lar›n› destekledi¤igerekçesiyle Abhazya’ya, sadece kendisinin delece¤ibir ambargo uygulamaya bafllad›. Abhazya, diaspora veKuzey Kafkasya’dan yal›t›l›rken kap›lar sadece Ruslaraaç›l›yordu. Abhazya’n›n dünyaya aç›lan tek soluk boru-sunun Rusya’dan geçiyor olmas›na Gürcüstan’›n verdi-¤i yan›t ambargoyu destekleyerek güçlendirmek oldu.Senaryo tamamlanm›fl, ba¤›ms›zl›k ruhu yavafl yavaflsönmesi beklenen Abhazya, iki ülke aras›nda BM ga-rantisiyle bir sarkaca ba¤lanm›flt›. Gürcüstan her oyu-nun bir sonunun oldu¤unun bilincinde ve Rusya’n›neninde sonunda tutmaktan yorulaca¤› Abhazya’n›n ken-disine geri dönüflünü bekliyor. Bir yandan Rusya’yado¤ru iteklenirken, bir yandan içine düfltü¤ü durum yü-zünden suçlanan ve inand›r›c›l›¤› sorgulanan Abhazyazorla ba¤land›¤› sarkac›n da bedelini de meflrulu¤unukaybederek ödüyor.

Tüm siyasi geliflmelerin ekseninde yer alan bu dengey›llard›r birikmifl sorunlar›n dondurulmus›na yolaçarken, zaman zaman meydana gelen sars›nt›lar s›cakgeliflmelere sebep olabiliyor. Abhazya’n›n yaflamsalihtiyaçlar› yüzünden kabullenmek zorunda kald›¤›Rusya hegemonyas›, yola ç›k›lmas›na sebep olanba¤›ms›zl›k dinamiklerinin siyasi olarak zay›flamas›nayol açarken halk üzerinde yaratt›¤› travmatik etkilerlegiderek daha fazla sorun haline geliyor.

Abhazya’n›n yak›n döneme kadar içinde bulundu¤u du-rum Gürcüstan’›n beklentilerini hakl› ç›kar›r bir nitelik-teydi. Abhazya hükümeti giderek etkinli¤ini ve özgü-venini yitirerek ba¤›ms›zl›¤› tek çözüm olarak görmek-ten vazgeçmeye bafllad›. Kaybedilen ba¤›ms›zl›k ruhu-nun yerini Rusya üzerinden gelen finansla, ülke kay-naklar›n›n bölüflülme mücadelesi almaya bafllad›. Süre-ce direnen muhaliflerin bask› alt›na al›nd›¤›, öldürüldü-¤ü veya sürüldü¤ü bir tabloda ba¤›ms›zl›ktan bahset-mek ne kadar mümkün olabilirdi? Rusya Federasyo-nu’na yap›lan özel statülü kat›l›m baflvurusu, halk›n bü-yük bir ço¤unlu¤unun Rusya içinde serbestçe hareketedebilmek için ve S.S.C.B’den kalan emekli maafllar›n›alabilmek için Rus vatandafll›¤›na baflvurmas›, ba¤›m-s›zl›k söylemlerinin yerini Rusya ile entegrasyon söyle-minin almas› Gürcüstan’›n kozlar› haline geldi. Abhaz-ya’da kimsenin görmek istemedi¤i yüz kendili¤indensolmaya m› bafllam›flt›?

kf

Page 13: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

Gürcüstan’›n tezleri giderek a¤›rl›k kazan›yor olsa dabu sürecin fark edilmeyen bir yönü vard›: Abhazya’dapolitik iktidar›n kirlenmesiyle birlikte, süreç kendi mu-halefetini yarat›yordu. Kendisini farkl› isimlerle ifadeeden muhalifler giderek güçlenmeye ve iktidar› zorla-maya bafllad›lar. ‹fllenen pek cinayet ve sindirme amaç-l› sald›r›ya ra¤men, muhalefet giderek güçlendi. Muha-lefetin ana gücünün, ba¤›ms›zl›k savafl› gazilerindenoluflan Amtsahara oluflturdu. Abhazya’n›n görülmek is-tenmeyen yüzü kendisini yeniden göstermek üzereydi.2004 y›l› ekim ay›nda gerçekleflen seçimlerle birliktemuhalefetin gerçek gücü ortaya ç›kt›. Son derece geri-limli geçen seçimleri, Rusya’n›n destekledi¤i ve ayn›zamanda Vladislav Ardzinba’n›n da aday› Raul Hajim-ba de¤il, muhalefetin aday› Sergei Bagapfl kazand›.

Seçimler öncesinde, Rusya’dan gelen resmi bir heyetinAbhazlar’a Hajimba’y› seçmelerini dikte etmesi ve buyönde tehdit etmeleri seçim sonuçlar›n› dramatik bir fle-kilde etkiledi. Rusya ve güdümündeki iktidar›n tepkisisert oldu. Seçimler geçerli kabul edilmedi ve haftalarsüren bir karmafla bafllad›. Rus komandolar› Sohum’daboy gösterirken, Amtsahara üyeleri seçim galibi adayla-r›n› korumak amac›yla baflkente akt›lar. Ülke’de bir içsavafl havas› estiriliyor olsa da, eski hükümete ba¤l› ku-rumlar birer birer halk›n tercihini onaylad›lar. Rusyatehditlerinin dozaj›n› artt›rd› ve kendisini müdahaleyedavet eden yerel destekçilerinin ça¤r›s›na cevap verece-¤inin sinyallerini vermeye bafllad›. Rusya’ya aç›lan teks›n›r kapat›larak, tüm ülke silahlar›n gölgesinde kararvermeye zorland›. Konu Gürcüstan taraf›ndan yap›lanbirkaç aç›klama ile geçifltirilirken, uluslararas› toplummuhalefetin ve halk iradesinin gün be gün bask› alt›naal›nmas›na sesini ç›karmad›. Rusya’n›n elinden kurtu-lan Abhazya koptu¤u sarkaca yeniden ba¤land› ve Rus-ya’ya mahkum edildi. Ülke yeniden gerçeklefltirilen birseçimle muhalefet ve eski iktidardan oluflan bir koalis-yona oy vermeye mecbur b›rak›ld›. Silahlar›n gölgesin-de oluflturulan bu dengenin geçicili¤inin herkes fark›n-da olsa da, nas›l çözümlenece¤i konusunda kimsenin biröngörüsü bulunmuyor. Abhazya’da politik iktidar busarkaca yeniden ba¤land›, ancak Abhazlar›n tahammüls›n›r› da ortay ç›km›fl oldu. ‹ktidar› k›smen ele alabilenmuhalefetin neler yapabilece¤ini zaman gösterecek;ancak henüz göreve bafllamas›n›n ard›ndan, baflbakan›iki defa suikast giriflimiyle karfl› karfl›ya kalan yenihükümetin ifli oldukça zor.

Karfl› karfl›ya oldu¤u tüm bask›lara ra¤men üzerinde ya-flayan Abhaz nüfusu 150 bin’i geçmeyen Abhazya budirenme gücünü nereden al›yor? 1992-1993 aras›ndayaflanan savafl› kazanmas›nda da paylar› olan,Abhazya’ya güç veren en önemli iki dayanak noktalas›,Kuzey Kafkasya Halklar› ve Kafkas diasporas›d›r. Sa-vafl s›ras›nda beklenmedik bir flekilde ortaya ç›kan Kaf-

kasya ve diaspora’dan gelen binlerce gönüllü savaflç›ve büyük ekonomik destekle savafl› lehine çevirebilenAbhazya için bugün her iki faktör de gelecekte yaflaya-ca¤› sorunlar› aflma konusunda cesaret veriyor.

Kuzey Kafkasya’n›n bugün içinde bulundu¤u durum,Abhazya’ya yönelik bir hareketlilik olmas›n› engelli-yor. Çeçenya’da sürdürdü¤ü soyk›r›m ve savafl koflul-lar› ile tüm Kafkasya’y› bask› alt›na alan Putin rejimi si-vil toplum kurulufllar›n›n önünü t›k›yor. Buna ra¤men,Abhazya konusunda duyarl›l›¤›n› hala koruyan organi-zasyonlar zaman zaman yapt›klar› aç›klamalarla Ab-hazya’ya destek olmaya devam ediyorlar ancak bu e¤i-limlerin, Rusya’n›n uygulad›¤› ambargoyu hedef alarakRusya d›fl politikas›n› etkilemesi mümkün de¤il. Zira,Putin rejiminin çatlak seslere tahammülü yok. KuzeyKafkasya’n›n kendi tahammül s›n›rlar›n› birlikte göre-ce¤iz.

Abhazya d›fl›nda yaflayan tüm Abhazlar› do¤al vatanda-fl› olarak kabul etti¤ini bildiren Bagapfl hükümeti ikincifaktör diaspora ile iliflkilerini güçlendirmek için çabal›-yor. Bagapfl, bu iliflkiyi Rusya ve Gürcüstan’a ra¤mengelifltirmek zorunda oldu¤unun da bilincinde. 500.000üzerinde Abhaz ve milyonlarca Kuzey Kafkasyal›danoluflan diaspora savafl durumunda çalkalanmalara mü-sait yap›s›yla uyuyan bir devi and›r›yor ancak bu büyükpotansiyel, örgütsel zay›fl›k ve politik angajmanlar yü-zünden gücünü gösteremiyor.

Diasporan›n zay›f örgütlülü¤ü asl›nda kendisine has birsorun olmaktan öte, Türkiye’nin genel bir sorunu. Se-vindirici olan, AB süreci ile birlikte Türkiye’de genelolarak cereyan eden iyileflmenin, diaspora örgütlü¤ünede yans›yor olmas›. Örgütlülük sorunun farkl› örgütlen-me pratikleriyle birlikte zaman içinde afl›laca¤›n› öngö-rebiliriz. Afl›lmas› güç olan diasporan›n kendi tarihselgerçekli¤i üzerine de¤il, Rusya ve Türkiye üzerindenABD ve AB ç›karlar›na angaje edilmifl politikalar gelifl-tiriyor olmas›. Biri vatandafl› oldu¤u ülke, di¤eri deKafkasya’ya hakim iki ülkeye de ayak uydurmaya çal›-flan diaspora temsilcileri, geriye kalan dar hareket ala-n›nda temsili ç›k›fllar ve içi bofl ba¤›ms›zl›k sloganlar›atmaktan bir ad›m öteye geçemiyor.

Diaspora, tam da ba¤›ms›zl›k umutlar›n›n Abhazyaiçinde batt›¤›n›n san›ld›¤› bir dönemde kendisini göste-ren bu yüze gülümseme f›rsat›n› kaç›rmamal›. Kendisi-ni küresel ve bölgesel aktörlerin güdümünden kur-tarabilen bir diaspora siyaseti, mücadelenin tekrar s›caksavafla dönmeden baflar›l› bir flekilde tamamlanmas›ndaen büyük rolü oynayabilir. Bu yüzden diaspora yükseksesle ifade etmeli: ““DDiiaassppoorraa DDiiaassppoorraa’’dd››rr””

11

kf

Page 14: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

uzey Kafkasya’n›n yerli halk› Çerkesler; yüzy›llarsüren Kafkas-Rus savafllar›ndaki direnifllerinin 21May›s 1864 tarihinde k›r›lmas›yla birlikte, tarihi de

k›r›lan bir halkt›r. Çarl›k Rusya’s›n›n 21 May›s 1864’te bafl-latt›¤› ‘büyük sürgün’le beraber nüfusunun büyük ço¤unlu-¤u Osmanl› topraklar›na gönderilen, sürgün yollar›nda bü-yük kay›plar veren ve ulusal geliflimi engellenen bir halkt›r.Çerkesler Osmanl› makamlar› taraf›ndan dönemin Osmanl›topraklar› olan Ürdün, Suriye, Libya, Anadolu ve Balkanla-ra yerlefltirildiler.

Bugün hala, anavatanlar› Kafkasya da dahil olmak üzeredünyadaki Çerkes nüfusunun en kalabal›k oldu¤u yer, günü-müz Türkiye Cumhuriyeti’dir. Karadeniz’in di¤er k›y›s›n-dan sürgünle geldikleri bu topraklarda 141 y›ldan beri yafla-yan Çerkesler, birlikte yaflad›klar› Anadolu halklar› taraf›n-dan çok az tan›n›rlar. Çerkesler’in yaflad›¤› bu topraklardakitarihsel süreçlerinin sosyal bilimler ›fl›¤›nda incelenmesi bi-çiminde özetleyebilece¤imiz bu çal›flma, Çerkesler’in aslavazgeçemedikleri ve ellerinden uçup gitmekte olan kimlik-lerine sahip ç›kabilmeleri ad›na, birincil derecede önemlioldu¤u öngörüsüyle oluflturulmufltur. Di¤er taraftan bir dias-pora toplumu olarak Çerkesler’in tan›nmas› noktas›nda oku-yucular için ilgi çekici olaca¤›n› düflünüyoruz.

Çal›flmam›z, Çerkesler’in sosyal karakterini incelerken on-lar›n bir diaspora halk› olup olmad›¤›na cevap aramaktad›r.Bu aray›fla öncelikle diaspora tan›mlar›n› s›ralayarak baflla-yaca¤›z ve Çerkesler’in Türkiye’deki kimlik süreçlerinin ta-rihsel olarak ne gibi de¤iflimlere u¤rad›¤›n› bu tan›mlar ›fl›¤›nda de¤erlendirece¤iz.

Diaspora

Dia (içinden,etrafa), speria (da¤›lmak, serpifltirmek) flek-linde ay›rabilece¤imiz diaspora kelimesi Yunanca’dan gel-mektedir, ancak kelime kök olarak Yahudilere aittir. Dias-pora kelimesi ilk defa M›s›r’da yaflayan Yahudiler taraf›n-dan, sürgün kavram›n› ifade etmek için kullan›ld›. Burada-ki anlam›yla diaspora; Yahudilerin, nüfus olarak kalabal›k,güçlü bir ülkeleri oldu¤u, bir felaket neticesinde da¤›larak,sürgün bir halk olduklar› ifade ediliyordu ancak böyle birülke yoktu. Diaspora kelimesi uzun y›llar bu haliyle don-mufl bir kavram olarak kald›, ta ki 19.yüzy›l’da ticaret yap-mak amac›yla çevreye (Kolonilere) yay›lan Yunanl› tüc-carlar› tan›mlamak için kullan›lmaya bafllanana dek. 19.Yüzy›l›n ilk yar›s›nda meydana gelen, neticesinde keskinve net s›n›rlar çizen dünya savafllar›, iç savafllar, ideolojik

12

GIRIN MUHAMMET SALMAK - MKANBA ÇA⁄LAR KONUKMAN

Çerkesler’in Türkiye’deki kimlik süreçlerinin tarihsel olarak ne gibide¤iflimlere u¤rad›¤›n› incelerken, tarihi Osmanl› döneminden bafllatmakve ülkenin genel siyasi dalgalanmalar›n› göz önünde bulundurmakgerekir. Öyle ki Çerkesler, ülkedeki siyasi de¤iflimlerden vatandafl olaraketkilendikleri gibi Çerkes kimlikleriyle de etkilenmifllerdir.

Türkiye’deki ‘Diaspolitik’Çerkes Kimli¤i

K

ARAfiTIRMAaraflt›rma

21 May›s 1864, Büyük Çerkes Sürgünü

Page 15: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

çat›flmalar, ulus devletleflme sürecinde meydana gelen nü-fus mubadeleleri sonucu birbirinden ayr› yerlerde yaflamakzorunda kalan halklar›n say›s› artt› ve diaspora kelimesitekrar zorla yerinden ç›kar›lan, sürgün edilen halk anla-m›nda kullan›lmaya baflland›. 1970’lere kadar kelimeye li-teratürde rastlamak pek mümkün de¤ildir. Kullananlar daYahudi kökenli araflt›rmac›lard›r. Yahudi kökenli araflt›r-mac›lar da dini boyutu, sürgün, çekilen ac›lar etraf›nda fle-killendirdikleri diaspora kavram›n› Yahudi paradigmas›nareferansla kulland›lar. Yahudi tekelinde kalan diasporakavram›n›n kullanabilmesi için Yahudilerin çekti¤i s›k›nt›-lara benzer s›k›nt›lar› yaflam›fl olmak gerekmekteydi. Ayr›-ca tek bafl›na sürgüne maruz b›rak›lm›fl olmak diasporakavram›n›n içini doldurmak için yeterli de¤ildi: Öyle ki,gidilen yerde de çözülmeden, kültürel ve dinsel varl›¤› sür-dürebilmek ve dönüfl mitini (Tanr›’dan al›nan söz: Vaadedilmifl vatana döneceksiniz) ortak bilinçte canl› flekildetutmak gerekmektedir. 1970’lerden sonra, sosyal bilimler-deki de¤iflimlerden diaspora kelimesi de nasibini ald› fakatas›l yo¤un ilgiyi 1980’lerde ve 1990’larda gördü. 1989 se-nesinde dünya, içinde bulundu¤u so¤uk savafl sistemindenç›kt›, bloklar›n kalkmas›yla birlikte so¤uk savafl›n dondur-du¤u tüm sorunlar yavafl yavafl ortaya ç›kmaya bafllad›.Dünya her konuda yeni tan›mlamalara giderken diasporakelimesinin de içeri¤inde ve tan›mlanmas›nda ciddi gelifl-meler oldu. Anavatan ve anavatan d›fl›nda yaflayan insan-lar›n birbirleriyle görüflmeye bafllamalar› onlar› karfl›l›kl›olarak içinde bulunduklar› durumu en do¤ru ifade edebile-cek tan›m aray›fl›na yöneltti.

Yahudiler ve onlara benzer yollardan geçtigi varsay›lan; kö-le ticareti sonucunda Amerika Birleflik Devletlerine gelmiflolan Afrikal›lar, 1915 sonras› Osmanl› topraklar›ndan Fran-sa ve Amerika’ya giden Ermeniler, 1845-1952 y›llar› aras›k›tl›k ve ‹ngiliz politikalar› yüzünden Amerika’ya giden ‹r-landal›lar ve 1948’de ‹srail’in kurulmas›n›n ard›ndan çeflitliOrtado¤u ülkelerine da¤›lm›fl olan Filistinliler d›fl›nda onlar-ca halk, politik olarak diaspora kelimesini kullanmaya bafl-lad›. Daha önce dar çevrelere hitab eden diaspora tan›m› ar-t›k ciddi nüfuslar› yans›tmak zorunda kald›¤› için üzerinedüflülen bir konu halini ald› ve bir çok araflt›rmac›n›n dikka-tini çekmeye bafllad›.

Diaspora kelimesinin bugün bile hala tek bir tan›m› yoktur.Kimler neden diasporad›r? Hangi süreçler halklar› diasporaolmaya götürür? Bunlara ve benzeri sorulara aç›k bir cevapbulmak güç. Diaspora kelimesini ilk ve s›k kullanan Yahu-di toplumu bu konuda bir çok araflt›rmac› yetifltirmifltir vebugünkü tan›mlamalar›n hepsinde belirleyici unsur olmufl-lard›r.

William Safran, bu yazarlardan biri olarak bir toplumun‘ideal diaspora’ olarak tan›mlanabilmesi için baz› kriterlerbelirlemifl ve tan›mlamas›n› bu kriterlere göre flekillendir-mifltir. Kriterleri alt› madde de özetlemek mümkün:

■ ‹nsanlar›n anavatanlar› d›fl›nda en az iki farkl› yere da¤›l-malar›,

■ Anavatanla ilgili toplumun tümünde ortak haf›za olufl-mufl olmas› ve geri dönüfl miti,

■ Misafir olunan ülkenin, kendilerini tam olarak kabul et-mediklerine inanmalar›,

■ Do¤ru zaman geldi¤inde anavatana mutlak ve son dönüfl,■ Anavatan›n ideallefltirilmesi, korunmas›, inflas› hatta ya-

rat›lmas›na yönelik kollektif taahhüt,■ Ortak bilincin anavatanla süren iliflkilerle tan›mlanmas›.

Safran’a göre bu kriterlerden birkaç tanesinin olmas› o top-lumu diaspora olarak tan›mlamaya yetmektedir. Safran bukonuya kriter getiren tek araflt›rmac› de¤ildir. Robin Cohenzaman›n de¤iflen flartlar›na ba¤l› olarak bunlara yeni ekle-meler yapm›flt›r.

■ Di¤er ülkelerde yaflayan topluluk mensuplar› ile dayan›fl-ma halinde olmak,

■ ‹çinde yaflan›lan ülkede ço¤unlu¤a geçit veren bir ortam-da varl›¤›n› sürdürme olas›l›¤›,

■ Anayurttan sadece sürgünle de¤il, ifl ve ticaret gibi ne-denlerle de ç›kmak.

Neticede geliflen ve de¤iflen zaman›n do¤urdu¤u yeniliklerde göz önüne al›nd›¤›nda bu kriterlere eklemeler yap›labilir.Yazarlar da bu yolu izleyerek eklemeler yapm›fl ama hepsi-nin bir toplumda olmas› flart›n› koflmam›flt›r.

Diaspora kavram›na iliflkin tan›mlamalar› s›ralarken, mo-dern ve geleneksel anlam›yla da üzerinde durmak gere-kmektedir. Bu konuda Frans›z Felsefeci Emmanuel Levi-nas’›n tarihi karakterler yard›m›yla yapt›¤› bu iki diasporatan›m›, kelimenin Yahudi toplumu tekelinde kalm›fl olmas›-n›n nedenini de gösterecektir. Troy’a savaflmaya giden ko-mutan Ulysses’in 10 y›l süren uzun bir yolculuk sonucundavatan› ‹taka’ya geri dönmesi, geleneksel diaspora tan›m›naörnek teflkil etmektedir. Yolculu¤un ne kadar uzun ve yoru-cu oldu¤u önemli de¤ildir, nihayetinde vatana dönülmüfl ol-mas› önemlidir. Di¤er tarihi karakter ise Hz ‹brahimdir, top-lumuyla birlikte vaad edilmifl topraklara do¤ru anavatandanbir daha dönmemek üzere ayr›l›r. ‹brahim ve toplumu, yeniyerleri vatan yapmak zorunda kalarak modern diaspora ta-n›m›n›n kökenini olufltururlar (E.Levinas s.348). GabrielSheffer ise modern diasporalar›; göç sürecinden sonra az›n-l›k olarak yaflamak zorunda olan ancak kültürünü koruyarak‘nehrin iki yakas›nda’ da yaflamay› ö¤renen insanlar olaraktan›mlar. Yazar burada, hem anavatanla olan iliflkinin alt›n›çizerken hem de yaflan›lan ülkede hayatlar›n› devam ettir-diklerine dikkat çekmektedir.

Diaspora kelimesinin ortaya ç›kt›¤› ilk günlerden günümü-ze kadar yap›lan bu yolculuk sonras›nda as›l sorumuz; Çer-kesler bu tan›mlar çerçevesinde nerede durmaktad›r. Sür-günlere ve çekilen bunca ac›ya ra¤men diaspora tan›m›n›

13

kf

Page 16: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

14

doldurmak ad›na neler yapm›fllard›r? Bu tan›ma katk›da bu-lunmufllar m›d›r? Bunun için önce Çerkeslerin Türkiye’de-ki kimlik süreçlerini gözlemlememiz gerekmektedir.

Çerkesler’in Türkiye’deki Kimlik Süreçleri

Çerkesler’in Türkiye’deki kimlik süreçlerinin tarihsel ola-rak ne gibi de¤iflimlere u¤rad›¤›n› incelerken, tarihi Osman-l› döneminden bafllatmak ve ülkenin genel siyasi dalgalan-malar›n› göz önünde bulundurmak gerekir. Öyle ki Çerkes-ler, ülkedeki siyasi de¤iflimlerden ülke vatandafl› olarak et-kilendikleri gibi Çerkes kimlikleriyle de etkilenmifllerdir.Çerkeslerin Türkiye’deki kimlik süreçlerinin tarihsel olarakne gibi de¤iflimlere u¤rad›¤› sorusuna Osmanl› ve Cumhu-riyet dönemi olmak üzere iki farkl› dönemden bahsederekcevap verebiliriz.

Osmanl› ‹mparatorlu¤u kendisini bir ‹slam Devleti olarakifade etmekteydi ve halk ümmet ve millet olarak ikiye ayr›l-maktayd›. Ço¤unlu¤u oluflturan Müslüman tebaya ümmetad› verilirken, Müslüman olmayan halka millet ad› verilirdi.Yani günümüzün az›nl›klar› Osmanl› için milletti.

Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda yaflayan Çerkes halklar›, Müs-lüman oldu¤u için ümmet s›n›f›ndayd› ve bu s›n›ftaki herhalk kadar hakka sahipti. Özellikle 23 Temmuz 1908’deilan edilen 2. Meflrutiyetle daha genifl haklara sahip olanÇerkesler; halk olarak kendilerini ifade edebiliyor, çeflitli si-yasal ve sosyal örgütlenmelere gidebiliyorlard›. Çerkesler,Kafkasya’ya olan güçlü aidiyet duygular›yla Osmanl› poli-tikalar›na uyumlu siyaset gelifltirerek, bir yandan Osman-l›’n›n bölgedeki nüfuzunu güçlendirirken bir yandan daTürkiye’deki etkinliklerini artt›r›yorlard›. Osmanl› ordusuve bürokrasisinde de oldukça etkin bir rolleri vard›. Bu du-rum Çerkesler’in yaflad›klar› topraklardaki siyasi erke karfl›güçlü bir aidiyet duygusu beslemelerine yol açm›flt›. Bu dö-nemde Türkiye’deki Çerkesler’in tarihi kentlerde yaz›l›yor,ciddi bir kentli Çerkes duruflu gelifliyordu. Bu süreç, Os-manl›’n›n son dönemlerinde Çerkesler’i güçlü bir diasporahaline getirmiflti. Bu dönemde, Çerkes Teavun Cemiyetikültüre yaflam alan› sa¤l›yor, Çerkes dillerinde e¤itim verenokullar aç›l›yordu. Osmanl›’da ilk defa k›z-erkek karma e¤i-

timin verildi¤i Çerkes Okulu buna örnek teflkil ediyordu.Arap ve Latin harfleriyle Çerkes dillerinde alfabeler haz›r-lanm›fl, dergi ve gazeteler ç›kart›lm›flt›r. Çerkes Teavun Ce-miyeti kültür-e¤itim konular›nda çal›flma gösterirken, Çer-kes Teavun Cemiyeti kadrolar›ndan bir grubun kurdu¤u fii-mali Kafkasya Cemiyeti ise siyasi faaliyetleri yürütüyordu.Birbirlerinden destek al›yor ancak görevlerini kar›flt›rm›yor-lard›. Öyle ki ‹ngilizlerin ‹stanbul’u iflgaliyle fiimali Kafkas-ya Cemiyeti kapat›lm›fl fakat Çerkes Teavun CemiyetiCumhuriyetin ilan›na kadar faaliyetlerine devam etmiflti.1908 sonras› Osmanl›s›nda bahsi geçen Çerkes örgütlenme-leri Kafkasya’ya kitap ve ö¤retmen yollayarak anavatan vediaspora aras›ndaki kültürel birli¤i gelifltirmeye çal›fl›yorlar-d›. Hatta 11 May›s 1918’de kurulan Ba¤›ms›z Birleflik Kaf-kasya Da¤l›lar› Cumhuriyetinin kurucu kadrosunun önemlibir k›sm› diasporadan giden Çerkeslerdi. Bu süreç umut ve-rici bir diaspora anavatan iliflkisi tesis edilmesinin önünü aç-m›flt›r. Bu noktada sa¤l›kl› bir diaspora anavatan iliflkisi içinas›l anlafl›lmas› gereken; birinin di¤erini yarat›yor olmas›de¤il, birbirlerinden besleniyor olmalar›d›r.

Sürgündeki Çerkesler, savafllarla dolu yüzy›l›n bafl›ndan,1920’lere gelene kadar birbirleriyle iletiflim halindeydiler.Ancak ulus devletlerin s›n›rlar›n› çizmek için verdikleri mü-cadele ve Sovyet Devrimi sonras› geliflen politikalar sonucuSovyetler Birli¤i, Türkiye, Suriye, Irak ve Ürdün’deki Çer-kesler aras›ndaki iliflki kesildi. 1. Dünya Savafl› Avrupa’n›nüç büyük ‹mparatorlu¤u olan Osmanl›, Rusya ve Avusturya-Macaristan ‹mparatorluklar›n› y›kt›. Ulus Devlet dalgas›ylaberaber y›k›lan imparatorluklar›n bulunduklar› bölgelerdepek çok yeni devlet olufltu. 1. Dünya Savafl› sonras› Osman-l› ‹mparatorlu¤u sahas›nda Türkiye Cumhuriyeti ulusal kim-li¤ini oluflturmaya bafllad›¤›nda, dönemin elitleri devletingelece¤ini tek bir millet ve vatan olarak görüyorlard›.

Birinci Dünya Savafl› bitiminde galip devletlerle Türkiyearas›nda imzalanan ve ülkenin duruflunu ifade eden; LozanAntlaflmas› gere¤ince sadece Müslüman olmayanlar az›nl›kolarak kabul edildi, fakat Osmanl› 50’nin üzerinde Müslü-man ve Müslüman olmayan etnik gruptan olufluyordu. Busüreç içinde elitler yapt›klar› reformlarla, toplumun insiyati-fi d›fl›nda Türk-Sünni ‹slam kimli¤ine yönelen homojen birkültür oluflturma yolunu seçtiler ve birçok etnik grup kim-

kf

Çerkes Teavün Cemiyeti, 1908

Page 17: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

liklerini Türkiye Cumhuriyeti’nin ço¤ulcu milliyetçilik an-lay›fl›na eklemlendirmek zorunda kald›. T›pk› Osmanl› dö-nemindeki statüleri gibi devlet içindeki ço¤unlu¤a dahil edi-len Çerkesler, uluslaflma sürecinin do¤al etkileriyle berabert›pk› di¤er etnik gruplar gibi eskiden sahip olduklar› haklar›kaybettiler. Bununla beraber Kurtulufl Savafl›n›n en dinamikhalklar›ndan biri olan Çerkesler flehirlerdeki örgütlenmele-rini de yitirdiler. fiehir örgütlenmelerinin kaybedilmesi vekültürün art›k flehirlerde yaflam alan› bulamamas›yla birlik-te, kültür k›rsal alanlarda yaflamaya devam etti. Türkiye’ninsanayileflme hareketiyle bafllayan köyden kente göç, flehir-lerde tekrar bir Çerkes nüfusu oluflturdu. 1961 Anayasas›’-n›n siyasallaflma ve örgütlenme konusunda getirdi¤i imkan-lardan kentli Çerkesler de yararland›. Bu dönemde say›lar›artmaya bafllayan Kafkas Kültür Dernekleri, kültülerine tek-rar flehirde bir yaflam alan› oluflturmaya çal›fl›yorlard›. An-cak dönemin flartlar› gere¤i folklorik ö¤elerle s›n›rl› kal›nd›-¤›ndan kendi yaratt›klar› alanlar›n d›fl›na ç›kam›yorlard›.Kültür dört duvar aras›na s›k›flm›fl durumdayd›. Bu sebeplekamusal alana tafl›nm›fl bir kültürden bahsetmek mümkünde¤ildi. Bu dönemde ülkenin içinde bulundu¤u siyasallafl-ma sürecine daha çok ülke vatandafl› kimlikleriyle kat›ld›larve çeflitli siyasal ak›mlar›n kadrolar›nda yer ald›lar. Her nekadar Çerkes örgütlenmeleri siyasallaflmasa da, ülke gene-linde oldu¤u gibi Çerkesler’in birey olarak siyasallaflmas›kültürel amaçl› örgütlenmeleri de kutuplaflmalara yöneltti.Fakat dönemde yaflanan siyasi çat›flmalar sonucu ortaya ç›-kan fliddet Çerkesler aras›nda fliddete dönüflmedi. Bu durumÇerkeslerin ideolojik ayr›mlar›na ra¤men kültürel birlikte-liklerini koruduklar›n› ifade etmektedir. Çerkesler 1968-1978 dönemlerini bu flekilde atlatt›lar ve kültürel boyutunötesine tafl›nmayan yani folklorik olarak adland›r›labilecekörgütlenmelerini gelifltirdiler. Ancak 12 Eylül 1980 askeridarbesiyle beraber di¤er örgütlenmeler gibi Çerkes örgüt-lenmeleri de da¤›t›ld›. Çerkesler, Türkiye’deki siyasal k›r›l-malar›n birinden daha Türkiye Cumhuriyeti Vatandafl› ola-rak etkilenmelerinin yan› s›ra Çerkes kimlikleriyle de etki-lenmifl oldular. Canlanmaya çal›flan diaspora ruhu tekrarcan çekiflmeye bafllad›. 1982 anayasas›n› takiben 1984 sene-sinden itibaren tekrar aç›lmaya bafllayan Kafkas Kültür Der-nekleri ve Vak›flar› art›k daha fazla devlet kontrolündeydi.Askeri darbe, yeni anayasa ve de¤iflen siyasi iktidarlarla be-raber 1980 sonras›n›n ülke genelinde yaratt›¤› siyasallaflmaparanoyas›ndan Çerkes örgütlenmeleri de etkilendi. Çerkes-lerin tekrar bir diaspora olma yolundaki ciddi ivme kayb›yaflan›lan süreci bir daha geri sarmaya bafllam›flt›. 1990’larakadar olan bu gerileme döneminin ard›ndan neler yafland› kibiz bugün tekrar diaspora kelimesini gündeme alma ihtiya-c› duyduk.

De¤iflen fiartlar

1989 y›l›nda Sovyet blo¤unun çökmesiyle, ikinci dünya sa-vafl› sonras›nda yerleflen sistem tek tarafl› olarak son buldu.Mevcut sistemin son bulmas› ayn› zamanda dünyan›n al›fl-

t›¤› tüm dinamiklerden bir anda ç›kmas›na, baflka bir deyifl-le tam bir kaosa sebep oldu. Sovyet Sosyalist Cumhuriyet-lerinin ba¤›ms›zl›klar›n› kazanmaya bafllamalar›, so¤uk sa-vafl›n bloklar› aras›nda donmufl halde bekleyen suni devlets›n›rlar› ve etnik problemleri gündeme getirdi. Ayr›ca ayr›bloklarda olan kardefl halklar›n, Sovyetler Birli¤i’nin da¤›l-mas›yla aç›lan s›n›rlar sayesinde anavatanla geliflen sosyalve ekonomik iliflkileri, anavatan imgesini tekrar canland›rd›.Sürgün toplumlarda s›kça görülen ‘geri dönüfl’ fikri Çerkes-ler aras›nda tekrar tart›fl›l›r oldu. Bu tart›flman›n iki tarafvard›; ilk bak›ld›¤›nda, dönüflü savunanlar›n geleneksel di-

aspora anlay›fl›n›, kalmay› savunanlar›n ise modern diaspo-ra anlay›fl›n› temsil ettiklerini ifade edebiliriz. Büyük ihti-malle, kuramsal anlamda neyi temsil ettiklerinin fark›ndaolmayan iki grup için de ortak nokta, anavatan imgesinetekrar kavuflmufl olmalar›d›r. Ancak henüz Türkiye’de dias-pora olma yönünde bir hareketleri veya durufllar› mevcutde¤ildi, en az›ndan diaspora söyleminin alt›n›n dolmas› içinflartlar haz›r de¤ildi. Sovyetlerin da¤›lmas›ndan sonraki bir-kaç senede Çerkesler, geçmiflin tozlu raflar›na kald›r›lm›flbir masal› yafl›yorlard›. Bu durum 1992 senesine kadar sür-dü. Sovyetler döneminde Abhazya Gürcistan’a ba¤l› özerkbir bölgeydi ve Sovyetler birli¤inin da¤›lmas›yla eflit statü-lere sahip olmalar› gerekirken Abhazya’n›n yasal yollardangörüflerek anlaflma teklifine cevap vermeden Gürcistan ifl-gale bafllad›. Türkiye’deki Çerkes nüfusunun önemli bir k›s-m›n› oluflturan Abhazlar›n anavatan›n›n Gürcistan taraf›n-dan iflgal edilmesi Türkiye’deki Çerkesler’de hiç beklenil-

15

kf

Abhaz-ya’n›n iflgali TürkiyeÇerkesle-rinde beklen-medik birdireniflyaratt›.

Page 18: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

16

medik bir dirilifl yaratt›. Elbette bu sonucu haz›rlayan Sov-yetler Birli¤i’nin da¤›lmas›yla canlanan anavatan imgesiy-di. Son y›larda diaspora olma yolunda kaybettikleri ivmegöz önüne al›nd›¤›nda gösterdikleri diaspora duruflu etkile-yiciydi. Bu dönemde kurulan dayan›flma komitesi gibi çeflit-li lobi gruplar› bar›fl yap›lmas› için mücadele veriyor, Türki-ye’de insanlar yard›m için seferber oluyorlard›. Öyle ki1992-1993 aras› süren savafl s›ras›nda Türkiye’den kefenparas›n› yard›m için Abhazya’ya gönderen bir Çerkes yafll›-s›na rastlamak hiç de s›ra d›fl› bir olay de¤ildi. Türkiye dias-poras›n›n deste¤i sadece Türkiye’de yap›lan örgütlü çal›fl-malar ve maddi yard›mlarla s›n›rl› kalmad›. Türkiye’denkalk›p daha önce hiç görmedikleri anavatanlar›n›n hürriyetiu¤runa Abhazya’ya mücadele etmek için gidenler de olduve bu gidenlerden baz›lar› hayatlar›n› kaybetti.

Çerkesler insiyatifleri d›fl›nda kaybettikleri ve insiyatiflerid›fl›nda tekrar bir masal fleklinde kazand›klar› gerçeklikleri-ni yaflamaya bafllam›fllard›. Art›k tekrar diaspora kald›r›m›n-da at›lm›fl ad›mlardan bahsedilebilirdi. Bu diriliflin Çerkes-ler ad›na bir di¤er olumlu yan› ise hem diasporada hem deKafkasya’da tüm Kuzey Kafkas Halklar›’n›n tek vücut ha-line gelmesiydi. Kuzey Kafkasya’da birkaç ayr› etnik kolundallanmas›yla oluflan ve bizim kültürel, tarihsel, bölgeselbirliktelikleri dolay›s›yla Çerkes olarak ifade etti¤imiz on-larca halk; belki de y›llard›r olmad›klar› kadar Çerkes veKuzey Kafkasyal›’yd›lar. Sadece Türkiye’deki Çerkeslerde¤il, tüm dünyaya yay›lm›fl olan diaspora canlanarak, Ab-hazya’n›n bir an evvel savafltan ç›kmas›n› ve t›pk› hayalle-rinde yaflatt›klar› gibi özgür, ba¤›ms›z bir ülke olmas›n› isti-yorlard›. Uzun y›llardan beri ortak bilinç taban›nda bulufla-mayan Çerkesler, Türkiye’de sahip olduklar› olanaklara gö-re tam bir lobi çal›flmas› yaparak anavatanlar› için ilk defabu kadar büyük çapl› bir ifli baflarm›fllard›. Tekrarlanmas›n›asla istemedi¤imiz bu savafl diaspora tan›m›n›n geliflmesineyard›m ederken bir yandan da bloklar›n kalkmas› ile aç›lans›n›rlar sayesinde geliflen ticaret ve seyahat özgürlü¤ünü deyok ediyordu. Geri dönüfl fikri önündeki en büyük engelolan ambargo ise Abhazya’ya savaflla kabul ettiremedikleriflartlar› ekonomik yollardan bask›yla yerlefltirmeyi deneme-nin ötesine geçememifl fakat ülke demokrasisinde ciddi iv-me kay›plar›na sebep olmufltur.

Çerkes diasporas›nda ortak bilinç yaratan bir di¤er olay iseÇeçenistan savafl›d›r. Rusya’n›n y›llard›r iç meselem diye-rek uluslararas› arenadan bir flekilde gizlemeye çal›flt›¤› fa-kat tüm dünyan›n gündemine s›kça oturan bu savafl tümKafkasyal›larda ciddi rahats›zl›klar yaratm›fl, bu yok olufladur diyebilmek ad›na lobi çal›flmalar› yapmalar›n› sa¤lam›fl-t›r. Y›llard›r süren savafl, Çerkes halklar›n›n zihninde Kaf-kasya’y› ve Kafkasya’ya ait sorunlar› canl› tutmaktad›r.

1998’de Türkiye’deki Çerkes diasporas›n› etkileyen bir di-¤er olay da bir Çerkes ailesi mensubu olan Ürdün PrensiAli’nin otantik Çerkes k›yafetleri içinde ve at üstünde Suri-

ye, ‹srail ve Türkiye üzerinden Adige Cumhuriyetine yapt›-¤› seyahat olmufltur. Bu seyahati önemli k›lan; ilk defa bukadar resmi bir kimlikle Çerkesli¤e vurgu yap›lmas› ve iz-lenilen yol boyunca baflka ülke topraklar›nda yafl›yor olma-lar›na ra¤men kültürlerinden bir fley kaybetmemifl insanla-r›n köylerinde paylafl›lan dans, müzik ve temennilerin ayn›olmas›d›r. Bu yolculuk ulusal kanallar olan NTV ve CNNTürk’te “Adigeler Belgeseli” ad› ile yay›nlanm›fl ve bu sa-yede Türkiye’deki tüm Çerkeslere ulaflm›flt›r. Bu durumÇerkeslerin e¤er isterler ise anavatanlar› için hiç de az›msa-namayacak olan nüfuslar›yla bir fleyler yapabileceklerineinanmalar›na sebep oldu.

Y›llarca siyasal anlamda sessiz kalm›fl olan Çerkes kimli¤i-ni, tek çat› alt›nda toplamak amac›yla, her y›l büyük Çerkessürgünün bafllama tarihi olarak kabul edilen 21 May›s günü,Çerkes sürgün zedelerin karaya ç›k›p s›¤›nd›klar› ‹zmit’inKefken ilçesindeki ma¤aran›n önünde anma program› ya-p›lmaya bafllanm›fl ve Türkiye’nin her bölgesinden binlerceÇerkes’in bölgeye ak›n etmesiyle ortak bir bilinç yakalan-m›flt›r. Diaspora olma yolunda at›lan bu ad›m yetiflmifl insangücü sayesinde söylemlefltirilmeye bafllanm›flt›r. E¤itim se-viyesini yükselten, kendini yetifltirme yönünde çal›flan vehepsinden önemlisi toplumlar›n›n gelece¤ini düflünen yeninesiller çeflitli platformlarda çal›flmalar›n› sürdürmekte veortak bilinci yaratma ad›na de¤iflik yollar aramaktalar.

Bütün bunlardan bahsederken Türkiye için son dereceönemli olan 1999 Helsinki zirvesini göz ard› etmek imkan-s›zd›r. Avrupa Birli¤i üyeli¤i sürecinde, ülkenin tabu olarakgördü¤ü olaylar› tart›flmaya açmas›, tarihi etnik kimli¤e ba-k›fl›n›n de¤iflimine yönelik çal›flmalar ve demokratikleflmead›na at›lan ad›mlar sayesinde Çerkes kimli¤i ad›na da aç›-l›mlar sa¤lanabilmifltir. Bu süreç boyunca demokratik kaza-n›mlar›n› kullanabilmeye bafllayan Çerkesler, diaspora ola-rak siyasi manevralar yapabilme imkan› bulmufltur.

K›y›n›n ‹ki Yakas›

Komünikasyon ve teknolojide sa¤lanan geliflmeler netice-sinde Türkiye’deki Çerkesler için anavatan; tatillerde gide-bildikleri ve babalar› gibi sadece kalplerinde de¤il art›k ken-di gerçekliklerinde de yaflatabildikleri bir yer haline geldi.K›saca özetlemek gerekirse Çerkesler ‘k›y›n›n iki taraf›nda’yaflaman›n tad›n› alm›fl bir toplum haline dönüfltüler. Süreçgünümüz Çerkesler’ini, atalar›n›nki gibi kesin bir geri dö-nüfl anlay›fl› d›fl›nda hem anavatanda hem yaflan›lan ülkedevar olabilmeye yöneltti.

Bu anlamda ‘diaspora’ olabilmek için sadece anavatandansürülmüfl olman›n yetmedi¤i, kültürün korunmufl, ortak bi-lincin tabanda yarat›lm›fl, hepsinden önemli olarak da nüfu-sun içinde e¤itimli, refah düzeyi yüksek insanlar›n olmas›gerekti¤i fark edilmifltir. 1864 sonras› gelinen Osmanl› top-raklar›nda askeri, bürokratik okullarda yetiflmifl ayd›n Çer-

kf

Page 19: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

kesler sayesinde k›sa zamanda toparlan›lm›fl ve güç kazan›l-m›flt›. Osmanl› döneminde Çerkesler’e tam bir diaspora di-yebiliriz, fakat daha önce bahsetti¤imiz süreçler neticesindehem ülkede hem dünyada de¤iflen dinamikler Çerkesler’iTürkiye’de farkl› bir konuma oturtmufltur. Uzun y›llar son-ras›nda de¤iflen dünya koflullar› sonucu dünyan›n demokra-tikleflmesi yolunda at›lan ad›mlar sayesinde diaspora çal›fl-malar› artm›fl ve bu kaç›n›lmaz olarak Çerkes Halklar›’n›nda bir aray›fla itmifl hatta içine çekmifltir.

Tarihi bir bak›flla yap›lan diaspora çal›flmam›z s›ras›nda,Çerkesler’in bulundu¤u noktay› tespit etmenin; dünyatarihindeki k›r›lmalar›n ve içinde yaflanan ülkenin durumu-nun de¤erlendirilmesi yap›lmadan, imkans›z oldu¤unu gör-dük. Diaspora kelimesi 1990’lar sonras›nda art›k birkaç hal-k› de¤il onlarca halk› tan›mlamak için kullan›lmaya bafllan-d›. Çerkesler’in durumu bugüne kadar yap›lm›fl diasporatan›mlar›ndaki baz› kriterlere uyarken, baz› kriterlere uygunde¤ildir. Fakat durum öyle bir noktaya gelmifltir ki halklaristedikleri tan›m› kabul edebilecekleri gibi kendi diasporatan›mlar›n› dahi yapabilirler, zaten mevcut tan›mlarda ben-zer ihtiyaçlar neticesinde ortaya ç›km›flt›r. Çerkesler, dias-pora olmak için günümüz kriterlerine sahipler fakat bunusiyasal alanda söylemlefltirmedikleri için diaspora olaraktan›mlanam›yorlar. Di¤er taraftan bu eksikli¤in fark›navararak çal›flmalar›n› bu yönde gelifltirmeye bafllad›lar veönemli mesafe kat ettiler. Çerkesler hala bir diaspora olmasürecinde olmalar›na ve bu süreci henüz tamamlam›fl ol-mamalar›na ra¤men, Çerkesler’e diaspora halk› demekmümkündür ve sürecin devaml›l›¤› aç›s›ndan gereklidir.Öyle ki günümüzde, yolculu¤un kendisi bir anlamda dias-pora olmakt›r. Çerkes Halklar›’n›n dünya üzerinde varl›¤›n›sürdürebilmesi için; ça¤›m›z flartlar›na uygun olan› ve ger-çekten zor olan› baflarmas›, k›y›n›n iki yakas›nda ve dün-yan›n her yerinde varolmay› ö¤renmesi gerekmektedir.Bugün Kafkasya’daki bütün cumhuriyetlerde ciddi bir Kaf-kasyal› nüfusu problemi yaflanmakta ve her halk kendi top-raklar›nda az›nl›k olmaktan kurtulma mücadelesi vermek-tedir. Her ne kadar sürecin bir getirisi olarak k›y›n›n ikiyakas›nda var olman›n tad›n› alm›fl da olsalar; bir Adige, birAbhaz veya herhangi bir Kafkasyal› kimli¤inin hayattakalabilmesi için tek flans›n›, Kafkasya’daki nüfus yo¤un-lu¤unu artt›rmak olarak görmektedir. Do¤al olarak da dias-pora ülkelerindeki ve Kafkasya’daki genel kan›; Kafkas-ya’n›n tek ve mutlak gelece¤inin geri dönüflün gerçeklefl-mesi oldu¤u yönündedir. Bu durumun do¤al oldu¤unudüflünüyoruz zira bu, önemli detaylar› göz ard› etmeyemüsait ve kolay bir çözüm. Bu noktada Stuart Hall’›n“geleneksel emperyal diasporalar vaad edilen topraklaradöndüklerinde ancak oradaki düzeni bozarlar (S.Hall,s.235)” sözüne referans vermenin yerinde olaca¤› kan›s›n-day›z. Burda yazar›n bahsetti¤i; ‹srail’in vaad edilmifl top-raklara plans›zca dönmesinin getirdi¤i kaos ve savaflt›r. Öy-le ki alt yap›s› haz›rlanmam›fl bir dönüflün dönülen toprak-lar için yarataca¤› problem bir yana dönen insanlar›n da

enerjilerinin yitirilifli anlam›na gelece¤i aç›kt›r. Moderndiaspora tan›m› içinde Kafkasya’ya kesin dönüfl yap-mamak; Kafkasya’dan uzak kalmak anlam›na gelmemek-tedir. ‹yi bir diasporan›n, bu tip alt yap›lar› haz›rlamakkonusunda imkan ve kabiliyetleri geliflmifl olacakt›r. Di¤ertaraftan iyi bir diaspora olmak; yaflan›lan ülkenin iyi birvatandafl› olmaya engel olmayaca¤› gibi vatandafll›k ba¤›konusunda sorumluluklar›n›n fark›nda bireylerdenoluflaca¤› için yaflan›lan ülkede sa¤l›kl› bir toplumun var-l›¤›n› destekler nitelikte olacakt›r.

Eskiden bir Abhaz’›n; Abhaz olup olmad›¤› soruldu¤unda,olabildi¤i kadar Abhaz oldu¤u cevab›n› verdi¤i anlat›l›r.Zira o kifli için Abhazl›k; bir Abhaz olarak do¤man›n yeter-li olmad›¤› ve sadece yafland›¤› sürece yaflat›labilecekkültürel bir durufl ve bir kimlikti. Abhazlar özelinde ver-di¤imiz bu örne¤in tüm Kuzey Kafkasya’da karfl›l›¤› vard›r.Kafkasyal›lar’›n varl›klar›n›n devam› için yapmalar›gereken yaflad›klar› her yerde Kafkasyal› olmay› bilmektir.O zaman yolculu¤un tad›na var›r ve k›y›n›n iki yakas›nda davar olabilirler, iflte o zaman, anavatan masallardaki kadaruzak olmayacakt›r.

Kaya, A. (2005) Cultural Reification in Circassian Diaspora:

Stereotypes, Prejudices and Ethnic Relations, Journal of Ethnic

and Migration Studies, vol 31, no 1, January 2005

Kaya, A. (2001) Sicher in Kruezberg, Constructing Diasporas: Tur-

kish Hip-Hop Youth in Berlin. Bielefeld: Transcript verlag.

Habiçoglu, B. (1993) Kafkasya’dan Anadoluya Göçler, ‹stanbul:

Nart Yay›nc›l›k.

Gökçe, C. (1979) Kafkasya ve Osmanl› ‹mporatorlugu’nun Kafkas-

ya Siyaseti: fiamil Vakf› Yay›nlar›

Safran, W. (1991) Diasporas in Modern Societies: myths of home-

land and return, Diaspora,

Sheffer, G. (1995) The emergence of new ethno-national dias-

poras, Migration, 28(2): 5-28.

Clifford, J. (1994) Diasporas, Cultural Antrhropolgy, 9 (3): 302-38.

S. Hall, ‘Cultural Identity and Diasporas,’ s. 235.

E, Levinas ‘The Trace of the Other,’ s. 348.

Taymaz, E. (2001) Kuzey Kafkas Dernekleri’nin Türkiyede sivil top-

lum ve milliyetçilik, ‹stanbul ‹letiflim Yay›nlar›.

Toumarkine, A. (2001) Kafkas ve Balkan Dernekleri: Sivil Toplum ve

Milliyetçilik; Türkiyede sivil toplum ve milliyetçilik. ‹stanbul:

‹letiflim Yay›nlar›.

Öztürk, S.(2003) Kasadaki Dosyalar, Ümit Yay›nc›l›k, Ankara

Özdemir, Ö. (1999) Dünden Bugüne Kafkasya, Kafkas Derne¤i

Yay›nlar›, Ankara

Önder, Ali T. (2002) Türkiye’nin Etnik Yap›s›, halk›m›z›n kökenleri

ve gerçekler, Kitap Matbaac›l›k. ‹stanbul.

Ünal, M. (1996) Kurtulufl Savafl›nda Cerkeslerin Rolü, Cem Yay›n-

lar›, ‹stanbul.

Beygua, V. (1999) Abhazya Tarihi, ‹stanbul, As Yay›nlar›

Kafkas Abhazya Dayan›flma Komitesi Raporlar›, ‹stanbul 1998

Kafkas Vakf› Bülten 2002 say› 12.

17

kf

Page 20: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

ünya insan›n ayaklar› alt›nda uzan›yor. Ö¤renilecek vekeflfedilecek çok fley var. Bireylerin yaflama bak›fl aç›-lar› onlar›n ne kadar ö¤renmek ya da keflfetmek istedi-¤ini de belirliyor. Konu kad›nlara geldi¤indeyse, dün-yan›n ne oranda onlara aç›ld›¤›n› ve onlara neyi ö¤ret-ti¤ini söylemek ve keflfedilecek yerlerden bahsetmekoldukça güçlefliyor. Çünkü genel olarak kad›n›n yerievi olarak görülüyor ve kad›n›n yaflam hakk›nda üretti-¤i bilgininin o ev s›n›rlar› içinde kalmas› ya da evle il-gili olmas› bekleniyor.

K›saca kimse kad›nlar›n yaflamla ilgili görüfllerini o ka-dar da umursam›yor, kad›nlar do¤rudan ev iflleri ve ço-cuk bak›m›yla görevli varl›klar olarak tan›mlan›yor.Bundan uzakta bir kad›n portresi betimlemek oldukçazor ve asl›nda bu çeflit bir giriflim de toplumsal bak›-m›ndan bir ayk›r›l›¤a iflaret ediyor. Böylece dünyay›keflfetmek ya da ö¤renmek giderek erkeklerin tekelinegeçerken kad›nlar dünyayla ilgili bilgilerini kendi de-neyimlerinden de¤il erkeklerin onlara aktard›klar›ndanö¤reniyorlar. Kad›n›n toplumsal anlamda ikincil konu-ma düflmesinin en büyük nedenlerinden biri de bu:Dünyayla erkeklerin arac›l›k etti¤i dolayl› bir iliflkikurmak… E¤itim alm›fl olmak ya da ekonomik özgür-lü¤e sahip olmak, bu sorunu hafifletiyor gibi görünse

de kad›n›n eve olan tutsakl›¤› süreklili¤ini koruyor. Ör-ne¤in Abhazya’da ki kad›nlar›n ço¤u e¤itimli ve ayn›zamanda ifl sahibi. Bu anlamda ekonomik özgürlükleri-ni ellerinde bulunduruyorlar. Hatta Abhazya’dan gelenkonu¤umuz “Abhaz Kad›nlar› Birli¤i” (Association ofWomen of Abkhazia) baflkan› Natela Akaba’yla yapt›-¤›m›z söylefli çerçevesinde gördük ki; kad›nlar özellik-le savafl sonras›, ekonomik alanda daha çok söz sahibioldumufllard›r. Bu anlamda Natela Akaba’n›n aktard›-¤›na göre, Savafl sonras› Rusya ve Gürcistan’›n koydu-¤u ekonomik amborgo ve s›n›rlar›n kapat›lmas› yüzün-den kad›nlar ailelerini desteklemek üzere çeflitli ifl kol-lar› gelifltirmek durumunda kald›. Çünkü yaln›zca ka-d›nlar›n s›n›rlardan geçifline izin veriliyordu. Böylecekad›nlar meyve ya da sebze ihracat› gibi küçük ölçekliifller kurarak, ailelerine bakma sorumlulu¤unu üzerleri-ne ald›lar. Ancak ekonomik iliflkiler kad›n› özgürlefltir-medi¤i gibi ayn› zamanda kad›nlar›n ev ifllerini ve ço-cuk bak›m›n› da üstlenmifl olmalar› dolay›s›yla onlar›daha çok eve mahkum etti.

Dünyan›n her yerinde oldu¤u gibi Abhazya’daki ka-d›nlar da bu ifllerde erkekler taraf›ndan yaln›z b›rak›l›-yor. Zaten bu tür ifller erkeklere yak›flt›r›lmay›p küçükgörülen ifller. Çünkü yaflam erkeklere ait ve kad›nlar

18

kf

BYDANUK R‹DADE

Savafl sonras› Rusya ve Gürcistan’›n koydu¤u ekonomik amborgo ves›n›rlar›n kapat›lmas› yüzünden kad›nlar ailelerini desteklemek üzereçeflitli ifl kollar› gelifltirmek durumunda kald›. Çünkü yaln›zca kad›nlar›ns›n›rdan geçifline izin veriliyordu. Böylece kad›nlar meyve ya da sebzeihracat› gibi küçük ölçekli ifller kurarak, ailelerine bakma sorumlulu¤unuüzerlerine ald›lar. Ancak ekonomik iliflkiler kad›nlar› özgürlefltirmedi¤igibi ayn› zamanda kad›nlar›n ev ifllerini ve çocuk bak›m›n› da üstlenmiflolmalar› nedeniyle onlar› daha çok eve mahkum etti.

Söylefli: Natela Akaba

D

SÖYLEfi‹söylefli

Page 21: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

ancak erkekleri takip edebiliyor. Tabi erkeklerin iz-niyle.

Bu eflitsizlik, tüm dünyada oldu¤u gibi, kad›nlar›n po-litik yaflamda yeterince söz sahibi olamamas›na yolaç›yor. Bir kad›n ne kadar e¤itimli donan›ml› ya da ye-tenekli olursa olsun siyasi alanda baflar›l› olmakkonusunda erke¤e oranla daha çok zorlan›yor. NatalieAkaba’n›n baflkanl›¤›n› yapt›¤›, 1999 y›l›nda kurulan“Abhaz Kad›nlar Birli¤i” kad›nlar›n sorunlar›n› tespitetmek çözüm üretmek amac›yla kurulmufl bir kurum.Çeflitli konferans ya da seminerler düzenlemek bu ku-rumun çal›flmalar› aras›nda yer al›yor. Ancak kurumunas›l hedefi Abhaz kad›nlar›n›n siyasi anlamda tan›n›rhale gelmesi ve kamusal yaflamda daha çok söz hakk›-na sahip olmas›. Bu oldukça önemli bir çal›flma çünküAbhaz kad›nlar› da dahil bütün kad›nlar binlerce y›ld›rhem erkekler hem de kad›nlar taraf›ndan yaflam›n çeflit-li alanlar›ndan d›fllan›yorlar. Binlerce y›ll›k kültürel bi-rikimin bunda etkisi büyük ve kad›nlar›n gerçek an-lamda herkes taraf›ndan benimsenecek biçimde sözhakk›na sahip olmas› kültürel birikimi k›rmay› hedefle-yen zorlu bir mücadele. Toplumsal belle¤e ve bilinçal-t›na ifllenen kad›nla iliflkili simgeleri de¤ifltirmeye ça-l›flmak toplumsal dokuda köklü bir de¤iflim anlam›nageliyor. Abhazya’da özellikle e¤itimli erkekler kad›n-lar›n siyasi alanda daha çok söz sahibi olmas›n› destek-liyor gibi görünüyor. Natela Akaba’ysa bu deste¤i pekinand›r›c› bulmuyor. Gerçek anlamda kad›ndan apoli-tik olmas› ve siyaset gibi erkek ifllerine fazlaca burnu-nu sokmamas› bekleniyor. Çünkü en az›ndan erkeklerkad›nlar karfl›s›nda birbirlerini destekliyorlar.

Natela Akaba’n›n aktard›¤›na göre Sovyetler Birli¤idöneminde kad›nlar siyasi alanda daha çok söz sahibiolabiliyordu çünkü hukuk kurallar› belirli say›da kad›-n›n hükümette olmas›n› gerektiriyordu. Ancak bu zo-runlu bir uygulamayd› ve kad›nlar bir kez daha karfl›la-r›nda kendilerini gerçekten dinlemeyi ve anlamay› iste-meyen bir kitleyle karfl› karfl›yayd›. Sovyetler Birli-¤i’nin ard›ndan kad›nlar›n siyasi kariyerlerini kendi ça-balar›yla oluflturmaya çal›flt›klar›n› ve “Abhaz Kad›n-lar Birli¤i”nin özellikle bu konuda çal›flmalar yapt›¤›n›görmekteyiz. Natela Akaba yapt›klar› mücadelenin er-keklere karfl› olmad›¤›n› onlar›n da desteklerini almayagereksinimleri oldu¤unu özellikle vurguluyor. “Biz er-keklere karfl› savaflm›yoruz, kad›nlara iktidar› ellerindebulundurabileceklerini ve düflüncelerini ifade edebile-ceklerini anlatmaya çal›fl›yoruz” diyor.

Natela Akaba “Abhaz Kad›n Birli¤i”nin devletten yar-d›m almadan oluflturuldu¤unun alt›n› çiziyor.Defalarca kad›nlar›n kendi güçlerini fark etmeleri veözgürleflmeleri yönündeki çal›flmalar›n “birlik”tengeçti¤ini vurguluyor. Aile içerisinde, baba ve erkek ço-

cuklar›n tam bir hakimiyeti oldu¤unu anlat›yor. Sonun-da kad›n yaln›zca evinde de¤il sokakta da boyun e¤-mek zorunda kal›yor çünkü erkekler öncelikle kendile-rine boyun e¤en kad›n imaj›na al›fl›yorlar ve bilinçli yada bilinçsiz olarak iletiflim kurduklar› kad›nda bunuar›yorlar. Kad›n kendisine biçilen role karfl› koydu¤un-da ise terbiyesiz ya da ahlaks›z gibi s›fatlarla de¤erlen-dirilebiliyor. Çünkü boyun e¤meyen kad›n bu dünya-n›n henüz bilmedi¤i ya da çok az karfl›laflt›¤› bir port-re. Abhazya’da da öncelikle kad›na erkek kardeflininbirincil önemde oldu¤u ö¤retiliyor ve kad›ndan erkekkardefline hizmet etmesi bekleniyor. Gerçekte Abhazkültüründe kad›n›n çok önemli bir konumu var ya dabize ö¤retilen böyle. Ancak uygulamaya gelindi¤indebize anlat›lan hikayeler de k›r›l›yor olsa gerek ki kad›-n›n erkekten sonra gelmesi gündelik yaflamda süreklili-¤ini koruyor. Özgür, ba¤›ms›z, erkeklerle eflit, Abhazkad›n› da bir mit olarak anlat›larda yaflamaya devamediyor.

Natela Akaba’ya ›srarla soruyorum: Ev iflleriyle, ço-cuklarla kad›nlar ilgileniyor ve ayn› zamanda paray› dakad›nlar kazan›yorsa erkekler ne yap›yor? Bu erkekle-rin konumu basitlefltirdi¤i için asl›nda sak›ncal› bir so-ru. Ancak önemli de bir soru. Çünkü yaflam›n her ala-n›nda mücadele veren kad›nlar›n nas›l yaflamdan d›fl-land›¤›n› ve ikincil konuma düflürüldü¤ünü anlamak is-tiyorum. Natela Akaba bu sorunlar›n çözüme kavufla-ca¤›n› ancak bunun zamanla olmas› gerekti¤ini savu-nuyor ve bat›da ki feminist örgütlemelerin agresif dav-rand›klar›na inan›yor. Zaten zorla ve fliddetle de¤ifltiri-len bir dünyay› arzulam›yor kad›nlar ancak binlerce y›ldaha beklemek de istemiyorlar. Bu yüzden belki deAbhazya’da ve Diaspora da bu konuda daha etkin ça-l›flmalar›n yap›lmas› gerekiyor.

Natela Akaba’ya, yan›t› beni flafl›rtan bir soru soruyo-rum, yan›t› beni flafl›rt›yor çünkü özellikle Abhazya sözkonusu oldu¤unda hala mitlerle ilgili bir birikim varakl›mda. Belki bu yüzden garip bir biçimde ben Ab-hazya’daki kad›nlar›n erkeklerden dayak yemedi¤inidüflünmek istiyorum. Ancak Abhazya’da, Natela Aka-ba’n›n söyledi¤ine göre fliddet Türkiye’deki gibi yay-g›n olmasa da var. fiiddet Türkiye’deki kadar yayg›nde¤il çünkü kad›n›n ailesi fliddet görme ihtimali karfl›-s›nda kad›na sahip ç›k›yor.

Asl›nda ‘genellikle’ sahip ç›k›yor demek daha do¤ru.Çünkü dayak yiyen ve gidecek bir yeri olmad›¤› içinfliddete maruz kalan kad›nlar›n say›s› da oldukça fazla.Öyle olmal› ki Natela Akaba dayak yiyen kad›nlar içinçeflitli kurumlar›n›n olmas› gerekti¤ini düflünüyor. Heryerde oldu¤u gibi kad›nlar e¤er bu durumlar›n› poliseanlat›l›rsa geçici çözümler bulabiliyor. Ancak gerçekçözüm uzun vadeli. fiidetin ortaya ç›kmas›ndan sonra

19

kf

Page 22: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

20

geliflen süreç için bir çözüm bulmak gerekiyor. Ayn›zamanda Abhaz kültüründe kad›n›n evle ilgili sorunla-r› baflkas›yla konuflmas› ya da dayak yedi¤ini söyleme-si oldukça ay›p. Bu yüzden fliddet karfl›s›nda kad›nlar›nsüregelen suskunlu¤u her yerde oldu¤u gibi Abhazya-da da devam ediyor.

K›saca yaflam kad›nlar› görmekte ve onlarla uzlaflmak-ta isteksiz davran›yor. Kad›nlar kendi unutulmuflluk-lar›n›n ne anlama geldi¤ini binlerce y›ld›r yeniden veyeniden deneyimleyerek aktar›yorlar birbirlerine.De¤iflim için bir çok çaba var gibi görünse de kad›n veerkekler bu mücadeleyi beraber paylaflmad›klar› süreceçözüm çok yak›nda görünmüyor. Abhaz kad›n› için debu böyle. Ancak, Abhaz kad›nlar› için mücadele birazdaha zor. Çünkü onlar savafl› ve ölümleri gören yaral›kad›nlar. Erkeklerle omuz omuza vererek daha iyi biryaflam kurmak için mücadele eden kad›nlar ve bunara¤men en çok erkekler taraf›ndan yaflamdan d›fllanankad›nlar… Daha güzel günler tasarlamak için NatelaAkaba’n›n da belirtti¤i gibi gerçek anlamda bir birlikve gerçek anlamda bir kad›n erkek eflitli¤i için beraberhareket etmek gerekiyor.

Natela Akaba, “Abhaz Kad›n Birli¤i” ve AbhazDemokrasi ve ‹nsan Haklar› Merkezi” nin baflkan›d›r.

AAbbhhaazz DDeemmookkrraassii vvee ‹‹nnssaann HHaakkllaarr›› DDeerrnnee¤¤ii1997’de demokrasinin ve sivil toplum anlay›fl›n›n Ab-hazya’da kurumsallaflmas› için kurulmufltur. Merkezinas›l hedefi anayasal haklar›n ihlal edildi¤i durumlarlailgili yasal yard›m sa¤lamak ve insan haklar› konusun-da bilgilendirme ve dan›flmanl›k yapmak olarak tan›m-lanabilir. Merkez Gürcü Abhaz çat›flmalar›na çözümlerbulmak ve bar›fl›n süreklili¤ini korumak anlam›nda daçal›flmalar yapmakta ve uluslararas› organizasyonlaradan›flmanl›k yapmaktad›r.

AAbbhhaazz KKaadd››nn BBiirrllii¤¤ii 1999 y›l›nda, Abhaz kad›nlar›n›nsiyasal ve kamusal alanda önlerine ç›kan engelleri kal-d›rmak için kurulmufltur. Kad›nlar›n örgütlenmesi vebilgilenmesi yönünde çal›flmalar yapmakta seminerlerve konferanslar düzenlemektedir. Abhaz Kad›n Birli¤iba¤›ms›z bir kurumdur ve hükümete ba¤l› de¤ildir.Çal›flmalar›n› uluslararas› kurumlardan ald›¤› desteklerba¤lam›nda sürdürür.

kf

Hayati Fidan - 1989

Page 23: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

us ‹mparatorlu¤u’nun da¤›lmas›ndan sonraki 1917–1921olaylar›n› an›msatan ve ço¤u örnekte tekrar› gibi görünenSovyet sonras› dönem, Abhaz-Gürcü iliflkilerinin, Kafkas-

ya’y› bir bütün olarak dâhil etmeden, sadece bu iki ülke tara-f›ndan çözülemeyece¤ini aç›k olarak ortaya koymaktad›r.

Ayn› zamanda, bugün tüm Kafkasya’n›n, enerji kaynaklar›için mücadelenin ve Türkiye ile Rusya, ‹ran ile Bat› aras›n-daki fliddetli jeopolitik ve stratejik uyumsuzluklar›n bir are-nas› haline döndü¤ü aflikârd›r. Rusya’n›n bu anahtar bölgedebelirgin bir flekilde zay›flamas›, Çeçenistan’daki savafl›n veAbhazya’da devam eden ambargonun bir sonucudur. Boruhatt› için veya Hazar petrollerinin iletim güzergâh› için veri-len mücadele, politik geliflmelere tesiri zay›flatmamakta veKafkas insan›n› savafl ve bar›fl aras›nda bir b›çak s›rt›na koy-maktad›r.

Bu dengesiz durumda, komflu ülkeler ve güçler kendi sorum-luluklar›nda alanlar, yeni ittifaklar ve Birleflmifl Milletler,OSCE ve NATO flemsiyesi alt›nda hem bölgesel, hem deuluslararas› birlikler kurmaya çal›fl›yorlar. Yüzy›llar boyun-ca, bölgeyi kendilerine ait gören ‹ran, Türkiye veya Rusya,Kafkasya’n›n tümüne veya parçalar›na, ya de¤iflimli olarakya da efl zamanl› olarak sahip olmufllard›r. Böylece, Türkiye,Kafkasya’n›n önemli bir k›sm›n› genifl Türk eyaleti Turan’›nbir parças› olarak görmektedir. ‹ran ise baz› Kafkas ülkeleri-nin gelece¤ini kendisiyle beraber belirli Orta Asya ülkeleriniiçeren bir ittifak içinde görmektedir. Herfleye ra¤men, ço-¤unlukla petrol nedeniyle halen Transkafkasya’da (“Trans-kafkasya”, Rusya’n›n Türkiye ve ‹ran’la savafllar›n›n sonucuolarak kullan›lan bir Rus terimidir.) hak taleplerini yayanRusya, güney cenah›nda neler oldu¤unu geç fark etmifl ve

Kuzey Kafkasya’ya bir göz atmak zorunda kalm›flt›r.

Aç›k uyuflmazl›k içindeki güçler da¤›l›m›, patlamaya haz›rKafkasya bölgesinde erken bir bar›fl›n sa¤lanmas›n› muhte-mel olmaktan ç›kart›yor. Abhazya ve Gürcistan aras›ndakiresmi iliflkilere ve gelecekteki vaziyete bak›ld›¤›nda, gidile-cek yolun bir Kafkasya Konfederasyonu çerçevesinde olaca-¤› görülür.

Sayg›n bir Sovyetolojist olan A. Avtorkhanov SSCB’nin da-¤›l›fl›ndan hemen önce flu uyar›y› ve tavsiyeyi vermifltir:

Kafkasyal›lar anlamal›d›rlar ki kendi aralar›nda savaflt›klar›sürece hiçbir zaman özgür veya ba¤›ms›z olamayacaklar. D›fldünyan›n gözünde böyle bir bölge özgürlü¤ü hak etmez, ter-sine güçlü bir devletin ve silahl› güçlerinin devaml› iflgali al-t›nda olmal›d›r. Kafkasya’daki tüm otonom bölgelere öne-rim; Da¤l› Cumhuriyeti ad› alt›nda zaten varolmufl olan tekbir cumhuriyette birleflmeleridir. Çok dilli özelli¤imize ra¤-men, ortak tarihsel, sosyal, kültürel ve jeopolitik miras›m›z›nbak›fl aç›s›yla, d›fl dünya bize genel bir ulusal isim vermifltir.Ruslar “Kafkas Da¤l›lar›” demifl, bat›da ise “Çerkesler” ola-rak tan›nm›fl›zd›r. Hiç bir zaman ›rksal farkl›l›klar veya din-sel sürtüflmelerle an›lmad›k.[1]

Kafkasya Konfederasyonu idealinin orijini 1917 sonbahar›nadayan›r ve mütakiben 1918’de gelifltirilmifltir. Kafkas birli¤i,1917’de Vladikavkaz’da ilk Da¤l›lar Kongresi’nde ilan edil-di. T. Çermoyev (Çeçen), R. Kaplanov (Kumuk), P. Kotsev(Kabardey), V. Caba¤› (‹ngufl), ve di¤erleri baflkanl›¤›ndakikongrede, “Kuzey Kafkasya’n›n ve Da¤›stan’n›n BirleflikDa¤l›lar Birli¤i” resmi olarak kuruldu. Abhazlar da bu birli-

21

kf

Kafkasyal›lar anlamal›d›rlar ki kendi aralar›nda savaflt›klar› sürecehiçbir zaman özgür veya ba¤›ms›z olamayacaklar. D›fl dünyan›ngözünde böyle bir bölge özgürlü¤ü hak etmez, tersine güçlü birdevletin ve silahl› güçlerinin devaml› iflgali alt›nda olmal›d›r.Kafkasya’daki tüm otonom bölgelere önerim; Da¤l› Cumhuriyeti ad›alt›nda zaten varolmufl olan tek bir cumhuriyette birleflmeleridir.

Abhazya, Gürcistan veKafkasya Konfederasyonu

STANISLAV LAKOBA - ÇEV‹REN: SENCER BUSUN

R

MAKALEmakale

Page 24: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

22

¤in tam üyesi oldular. Abhazya’y› temsilen S. Ashkhatsa-va’›n bulundu¤u bir Da¤l› Hükümeti Kas›m 1917’de olufltu-ruldu. [2]

Bu önemli olay›n arifesinde, 8 Kas›m 1917’de, AbhazyaHalk Kongresi’nde, ilk parlamento, “Abhaz Halk Konseyi”(AHK) seçildi ve flu hayati belgeler onayland›: “Abhaz Halk-lar› Kongresi Deklerasyonu” ve “Abhaz Halk Konseyi Ana-yasas›”. ‹lginçtir ki 19 Kas›m 1917’de Abhaz parlementosutemsilcisi, ilk Gürcü parlementosunun (Gürcü Halk Konseyi)Tiflis’deki aç›l›fl›na flu mesaj› göndermifltir: “ Mutluyum kiAbhaz Halk Konseyi taraf›ndan gönderilen içten tebrikleriiletmenin büyük onuru benim talihime düflmüfltür. AbhazHalk›, Birleflik Da¤l›lar Birli¤i’nin bir parças› olarak, Gürcis-tan’›n ulusal kaderini tayin etmekteki bu ilk ad›m›n› kutlar…Kuzeydeki kardeflleriyle bir birlik kurmufl bulunan Abhazhalk›, bu sebeple yak›n bir gelecekte soylu Gürcü halk› ilebirlikte tüm Kafkas halklar›n›n ortak birli¤ine kat›laca¤›nainanm›flt›r. Gelecekteki bu birlikte, Abhaz halk› kendisiniBirleflik Da¤l› Birli¤i’nin tam üyesi olarak görmektedir.” [3]

Bununla birlikte, Kuzey Kafkasya emigrasyonunun göze çar-pan kiflilerinden Emir-Khassan’a göre, bu dönemde, GüneyKafkasya’n›n Kuzey Kafkasya’dan izole edilmesini ve“Transkafkasya Federasyonu” oluflumunu tetikleyen bir ta-k›m hatalar yap›lm›flt›. Emir-Khassan’n›n gözlemlerine göre:‹lk devrim periyodunda bile görünmeye bafllayan farkl›l›klargöze çarpmaya bafllam›flt›. Dar bir ulusal egoizm geliflti. Kaf-kasyal› devlet adamlar›n›n zihni tamamiyle her biri komflula-r›n›n ne yapt›klar›n› göz önünde tutmadan sadece kendi hu-dutlar›n› oluflturan ve gözeten ayr› uluslar kurmaya odaklan-m›flt›. [4]

Kuzey Kafkasya’daki durum, sivil savafl›n mermametsizli-¤inin artmas› ve Terek Sovyet Cumhuriyeti’nin Mart1918’de kurulmas›yla, h›zla kötüleflti. Buna ra¤men, önce-ki ilk Da¤l›lar Kongresi, halen -bir y›l içerisinde KuzeyKafkasya’n›n ba¤›ms›zl›¤›n›n duyurulmas›na öncülükeden- “ulusal ideolojinin anahatlar›”n›n izini sürüyordu.Batum’da toplanan, Almanya, Türkiye (Osmanl›-çevireninnotu), Transkafkasya Cumhuriyeti ile Kuzey Kafkasya veDa¤›stan da¤l›lar›n›n kat›ld›¤› ilk bar›fl konferans›n›n daki-kalar› aç›kca göstermiflti.[5] Ayn› gün, TranskafkasyaCumhuriyeti’yle ve Kafkasya Da¤l›lar› Cumhuriyeti’ninba¤›ms›zl›klar› ve Rusya’dan ayr›ld›klar› duyuruldu. Cum-huriyet; Da¤›stan, Çeçen-‹ngufletya, Osetya, Kabardey, Ka-raçay-Balkarya, Abhazya ve Ad›igey’i içeriyordu. Kapsad›-¤› alan, neredeyse 6,5 milyonluk nüfusuyla, KaradenizdenHazar denizine kadar uzat›lm›fl olarak 260,000 kilometre-kareydi. [6]

Abhaz Halk Konseyi’nden temsilciler, A. fiervaflidze (Çaç-ba), T. Marshaniya, S. Basariya ve di¤erleri Türk hüküme-tine baflvurarak, Batum konferans›nda, “Abhazya’n›nTranskafkasya halklar›yla ayn› gruba dâhil edilmeyi iste-medi¤ini, kendisini Türkiye’nin korumas› alt›nda ayr› birdevlet olarak kurulmas› gereken Kuzey Kafkasya birli¤iylebirlikte konumland›rd›¤›n›” deklare etti. [7]

Daha sonra bu, Stalinist bask› y›llar› süresince, özellikle1937–1941 y›llar›nda, Kafkasya Konfederasyonu’na sem-pati duyan Abhaz entelektüellerini pratikte yok etmek içinbahane edildi. [8]

Uluslararas› düzeyde tan›nan 1918 Da¤l› Cumhuriyeti’nins›n›rlar›, 19. yüzy›lda da¤l›lar›n ulusal özgürlük düflünce-since kapsanan ve fiamil’in önderli¤inde geliflen pan-Kaf-kas bölgenin s›n›rlar›yla tam olarak çak›fl›yordu. fiamil’in1859’da silah b›rakmak zorunda kalmas›ndan sonra, Wu-b›khlar, Ad›geler ve Abhazlar, çarizm ile adil olmayan mü-cadelelerine bir befl y›l daha devam ettiler. Bu durum, Rusve Gürcü güçlerinin, tarihsel Abhaz topra¤› olan KrasnayaPolyana’da yapt›klar› bir geçit töreniyle son buldu. Bu tö-ren Kafkas savafl›n›n (1817–1864) sonunu belirlemifl oldu.Tarihçi Ali Sultan, bu y›llardaki trajik olaylarla ilgili flu yo-rumlar› yapm›flt›r:

Rus emperyalizminin zaptetti¤i hiçbir bölgede, Kuzey Kaf-kasya’da yap›ld›¤› gibi bir y›k›m üretilmemifltir. Y›llar sü-ren sald›rgan savafl›n bir sonucu olarak, burada antik za-manlardan beri varolmufl yerel unsurlar yeryüzünden yokolmufl, otokton kabilelerin yerleflti¤i bölgeler de¤ifltirilmifl,geçmiflin an›tlar› ve antik medeniyet yok edilmifltir. Birçokkez, tüm etnik birimler kökünden sökülmüfl ve bilinmezli-¤e gönderilmifltir… Kafkasya’n›n bat› bölgeleri, özellikleBat› Adigey ve Abhazya kötü darbe alm›flt›r: Nüfuslar›, 19.yüzy›l›n ikinci yar›s›nda zaman›n Osmanl› topraklar›na s›-¤›nmak durumda kalan genifl çapl› bir emigrasyon halinegetirilmifltir. [9]

Burada flunu belirtmek uygun olacakt›r. 9 May›s 1984’deAmerikan kongresi, Kuzey Kafkasya halklar›n›n ba¤›ms›z-l›k deklerasyonunun 66. y›ldönümünü iflaret eden bir kutla-ma mesaj› onaylad›. Kötü birfleylerin habercisi olan bu gün-de, kongre üyesi Robert Roy, Kafkas Da¤l› Cumhuriyeti’nin11 May›s 1918 duyurusunun y›ldönümüne iliflkin olarakTemsilciler Meclisine hitap etti. Kongre döküman› ayr›ca,“Kuzey Kafkasya’n›n ezilen halklar›n›n ba¤›ms›zl›k müca-delesiyle ilgili k›sa bir tarihsel not” içermektedir… [10]

Transkafkasya Demokratik Federal Cumhuriyeti, Da¤l›Cumhuriyeti’nin kuruluflundan sonra da¤›ld› ve ayn› gün,26 May›s 1918’de Türkiye’nin ultimatomuna mütaakibenGürcistan Demokratik Cumhuriyeti ilan edildi. (Azerbay-can Cumhuriyeti 27 May›s’da ve Ermeni Cumhuriyeti 28May›s’da ilan edildi.) Kafkasya’n›n tarihindeki bu döneme“Kafkas May›s›” ad› verildi ve bu ba¤lamdaki bir baflka be-yannamede flöyle deniyor: “ Bolflevizmin anti-nasyonel f›r-

kf

Transkafkasya Demokratik Federal Cumhuriyeti,Da¤l› Cumhuriyeti’nin kuruluflundan sonra da¤›ld›ve ayn› gün, 26 May›s 1918’de Türkiye’ninultimatomuna mütaakiben Gürcistan DemokratikCumhuriyeti ilan edildi.

Page 25: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

t›nas› Rusya’y› kas›p kavurmaya bafllay›nca, sa¤l›kl› ulusaldevletleflme fikri Kafkasya’da galip oldu.” [11]

Gürcistan’›n ba¤›ms›zl›k fikri, cumhuriyetin kurulufl gü-nünde (26 May›s 1918) benimsendi ancak Gürcistan’›n hu-dutlar› tan›mlanmad›. Ön haz›rl›k niteli¤inde olan hudutlar,28 May›s 1918’de Tiflis’e gönderilen gizli bir mektupta be-lirtilen ”Almanya, Gürcistan’a s›n›rlar›n› korumas› için des-tek olacakt›r.” ibaresini sa¤lama almak için her türlü çaba-y› sarfetmeyi üstlenen ve konuya çok derin ilgisi olan biriolan Alman General Von Lossow taraf›ndan çizilmifltir.[12]

Bununla birlikte, Gürcistan’›n müttefiki ve ayn› zamandaKafkasya Konfederasyonu’nun bir destekçisi olan von Los-sow bile Abhazya’n›n Sohumi bölgesinin geçici olarakGürcistan’a (yani Alman etki alan›na) ilhak edilmesini,Türkiye’nin müdahil olmas›n› engelleme kofluluyla ön gör-müfltür. Bu mektuba getirdi¤i yorumlar›nda, Gürcistan’›nseçkin kiflilerinden biri olan uluslararas› avukat Z. Avalowflöyle yazm›flt›r: Bu mektupdaki kuflku gariptir: Sohumibölgesi (Gagra dâhil olmak üzere), Kafkasya’da ayr› birdevlet kuran Gürcistan’›n bir parças› olmal›d›r. Ancak,Gürcistan’›n dâhil edildi¤i Kafkas halklar›n›n kurdu¤u birkonfederasyonda, Sohum bölgesindeki popülasyona Kaf-kas ülkeleri aras›ndaki konumunu belirlemesi için izin ve-rilmelidir. Baflka bir deyiflle; bu durumda Abhaz nüfusu,Gürcistan ile birleflme, Birleflik Da¤l›lara kat›lma veya ayr›bir devlet-eyalet olarak Kafkasya Konfederasyonu’na kat›l-ma fleçeneklerine sahip olmal›d›r. Transkafkasya Birli-¤i’nin gereklili¤ini ortadan kald›ran koflullar›n kesin olarakrastlad›¤› bu zamanda, Kafkasya’n›n politik birli¤ine ne ka-dar önem verildi¤i buradan aç›kca görülmektedir. [13]

Böylelikle Abhazya, Gürcistan’›n 29 May›s’da ba¤›ms›zl›-¤›n› ilan etti¤inde Gürcistan d›fl›nda idi. Çünkü Abhazya,11 May›s 1918’den beri, maalesef yaln›z bir sene süren,Kafkas Da¤l›lar› Cumhuriyeti’nin bir parças›yd›.

Abhazya’yla var›lan uzlaflman›n 17–19 Haziran 1918 tarihikadar erken ihlal edilmesiyle, Alman askeri güçleri taraf›n-dan desteklenen Gürcistan Cumhuriyeti askerleri Sohu-mi’ye ç›kt›lar ve hemen hemen ülkeyi zaptettiler. Deni-kin’in silah arkadafl› olan General A. S. Lukomskki, buba¤lamda flunlar› yazm›flt›r: “ Alman deste¤inin avantaj› ileberaber, Gürcistan Abhazya’yi, Abhaz nüfusun isteklerinera¤men, zaptetmifltir…[14] Bu zamana kadar, Abhazya sonderece zor bir durumdayd›. Çünkü Kuzey Kafkasya’dakiac›mas›z sivil savafl nedeniyle neredeyse tamamen Da¤l›hükümetinin gerçek deste¤inden mahrum kald›. Buna ra¤-men, Da¤l› Cumhuriyeti hükümeti Gürcistan’›n Abhaz-ya’y› istilas›n› k›nad›. Böylece, Haziran 1918’de KafkasyaDa¤l› Cumhuriyeti d›fl iflleri bakan› (Haydar Bammat), Gür-cü hükümeti’yle beraber Almanya’n›n Kafkasya’daki dip-lomatik temsilcisi Schulenburg’a Alman askerlerinin Sohu-mi bask›n› ve “Abhazya’daki Gürcü birliklerinin varl›¤›”ile ilgili bir protesto notas› göndermifltir. [15]

Birkaç ay sonra, A¤ustos 1918’de, Da¤l› hükümeti cumhur-baflkan› T. Çermoyev, düzenli Alman askeri birimleri tara-f›ndan desteklenen Gürcü askerlerinin Abhazya’y› zaptet-mesini tekrar protesto etti. Ayn› zamanda, Gürcistan’la soybak›m›ndan ve uzun süreli ortak yararlar›yla ba¤› olan Ku-zey Kafkas halklar›n›n, “konfederasyon da dâhil olmaküzere mümkün olan en s›k› ba¤lar›” sürdürmelerinin yolu-na ç›kacak hiçbir politik kargaflaya izin vermeyeceklerinibelirten bir uyar› verdi. Ve mütaakiben flunu belirtti:

Hükümetim taraf›nca, Federal Kafkasya Da¤l›lar› Birli¤iCumhuriyeti’ni oluflturan parçalardan biri olan Abhazya ileilgili politikalar›n›zdan dolay› en sert biçimde sizi protestoediyorum ve Gürcü hükümetinin bu politikalar› sonucu do-¤abilecek olas› ciddi kar›fl›kl›klar› önlemek amac›yla; hükü-metim, Gürcü askerlerinin, sivil görevlilerin ve ajanlar›nAbhazya’dan geri çekilmesini uygun görmektedir. [16]

Bu dönemde, Haziran-A¤ustos 1918 tarihlerinde, Alek-sandr Shervashidze, Tatash Marshaniya, Simon Basariya vedi¤er etkin Abhazlar, atalar› 19. yüzy›lda Rus-Kafkas sava-fl›n›n bir sonucu olarak anayurtlar›n› terk etmek zorunda b›-rak›lm›fl olan Türkiye’de yaflayan Abhaz muhacirlerinebaflvurdular. Abhaz halk› ve parlamento üyeleri, Gürcis-tan’›n zor kullanan hareket fleklini, Da¤l› Devleti’ne silahl›bir müdahale olarak görüyorlard›. Gürcü Cumhuriyeti hü-kümeti cumhurbaflkan› Noi Zhordania, Kuzey Kafkasyatemsilcilerinin Gürcistan’a ultimatom verdi¤i zaman› an›m-sad›: “Abhazya bizimdir, defolun!” [17] Türkler dönüflle-rinde Suhumi’yi hayal ediyorlard› ve Çeçenlerin yard›m›y-la “Abhazya’y› Gürcülerden korumay›” planl›yorlard›. [18] 27 Haziran 1918 akflam›, Türkiye’den bir Abhaz silahl› gü-cü Kodor nehri yak›nlar›na ç›kt›. Türkiye bu çat›flmaya res-mi düzeyde dâhil de¤ildi, ç›kartma yapan birlik esasenDa¤l› Cumhuriyeti’nin bir silahl› gücüydü. Bununla bera-ber, Alman kaynaklar›, Da¤l› hükümetinin halen Abhazyave Suhumi liman›yla ilgili taleplerini sürdürdüklerini bili-yordu. Bu nedenle, bu birkaç ayl›k sürede, Abhaz muhacir-lerin sahil ç›kartmalar› flafl›rt›c› de¤ildir. Bu istekler temelolarak bu bölgedeki Alman politik ç›karlar›yla uyuflmazl›¤adayan›yordu.

Da¤l› Cumhuriyeti, Gürcistan taraf›ndan zaptedilmesinera¤men, Abhazya’y› halen kendi devletinin bir parças› say-maya devam etti. Böylece, Paris Bar›fl Konferans› için ta-sarlanan, renkli bir etnografik ve politik bir Kafkasya Da¤-l› Cumhuriyeti haritas›, 1919’da Lozan’da bulunan Da¤l›delegasyonunun (Da¤l› delegasyonuna dâhil olarak bir Ab-hazya temsilcisi de konferansa kat›ld› [19]) emriyle Fran-s›zca olarak haz›rland›. Bu harita üzerinde, hem Abhazyahem de Güney Osetya, Gürcistan’›n de¤il, Da¤l› devletininiçerisinde gösterilmiflti. [20]

Bu zaman içinde Kafkasya’da bulunan Carl Erich Bechho-fer, Gürcü hükümetinin politikas›n› flu flekilde tan›mlam›fl-t›: “Özgür ve Ba¤›ms›z Sosyal-Demoktarik Gürcü Devleti”,haf›zamda her zaman, hem d›fl bölgelerin zaptedilmesi an-

23

kf

Page 26: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

24

lam›nda hem de ülke içindeki bürokratik zorbal›k anlam›n-da, emperyalist “küçük ulus” a bir örnek olarak kalacakt›r.fiövenizmi bütün s›n›rlar› aflm›flt›r. [21]

Ayr›ca, Gürcü politikac› Z. Avalov bu zamandaki durumukesin bir flekilde tan›mlam›flt›r: 1921 bafllar›nda Gürcistan,hükümetinde Seçmen Toplulu¤u ad› alt›nda basit bir partiorganizasyonuna sahipti… 1918–1921 y›llar›nda, Sosyal-demokrat diktatörlük, baflka bir de¤iflle sa¤ kanat Mark-sizm fleklinde bulunan Gürcü demokrasisi, Gürcistan’dakiSovyet diktatörlü¤ünün zaferine bir haz›rl›k idi. [22]

“Da¤l› Hükümeti”, 1921’de Kafkasya’da Sovyet gücününtesis edilmesiyle göç etmeye mecbur edildi. 1920’lerde ve1930’larda Kafkasya Da¤l› Cumhuriyeti temsilcileri, Prag,Paris ve Varflova’da, “Vol’nye Gortsy”, “Gortsy Kavka-za”, “Severnyi Kavkaz” vb. dergilerini yay›nlad›lar. Budönem boyunca, politik emigrasyonlar, Kafkasya’n›n gele-cekteki ulusal devlet yap›s› hakk›nda devasa miktardaaraflt›rmalar yapt›lar. Bu s›k›flt›ran problem üzerine, büyükmiktarlarda makaleler, tavsiyeler, kitaplar yay›mlad›lar ve14 Temmuz 1934’de Brüksel’in Kuzey Kafkasya, Gürcis-tan ve Azerbaycan ulusal temsilcileri büyük politik önemesahip olan “ Kafkasya Konfederasyonu Pakt›” n›, Ermenis-tan’a bir yer ay›rarak imzalad›lar. [23]

Tüm diplomatik faaliyetlerin idari gövdesini oluflturan,Kafkasya Ba¤›ms›zl›k Komitesi ve Kafkasya Konfederas-yonu Konseyi ayn› zamanda oluflturuldu. Kafkasya Konfe-derasyonu egemenli¤i elinde tutan ancak, ortak gümrük s›-n›rlar›, ortak savunma ve d›fl iliflkiler gibi birçok ba¤ ilebirbirine ba¤lanan devletlerin ittifak›na sahip olacakt›.Kafkas Konfederasyonu Pakt›, “taktiksel-stratejik bir dö-kuman” olarak adland›r›ld›. [24] Polonya dergisi “Vos-tok” 1934’de flu yorumu yapt›: “Ba¤›ms›z ve birleflik birKafkasya, askeri çat›flmalar›n kayna¤›na bir son verecekve genel dengeyi koruyacak önemli bir unsur olacakt›r”.

Kafkasya Konfederasyonu’nu savunan konuflmalar yapanancak federal temelli bir “Kafkas toplulu¤u” na karfl› olanseçkin politik kifliler, kesin olarak bunu kusurlu bir modelolarak görüyorlard›. Bu ba¤lamda, B. Bilatti flöyle yazm›fl-t›r: Bir federasyon zorlama ile ayakta duramaz… Federalbir ba¤ ancak maddesel ve ruhsal olarak eflit de¤erler ara-s›nda güçlenebilir, aksi takdirde güçlünün zay›f› içine çek-meye çal›flt›¤› bir kafes, bir k›l›f haline dönüflür. Büyükuluslar›n süper-güç tutkusu, insano¤lunun do¤as›ndan tü-reyen organik bir olgudur ve bu nedenle, küçük ve büyükuluslar›n birlikte yaflamas›, bafllang›çta bu birliktelik gö-nüllü bile olsa, çat›flmayla bitmesi muhtemeldir. Bu, büyükuluslarla birlikte birlik kuran tüm küçük uluslar›n yazg›s›olmufltur. Büyük olan ya di¤erini absorve eder ya da güç-lerini toplayarak kendini bu ba¤lardan kurtar›r…[25]

Kafkasya birli¤i konusu birçok kez gündeme gelmifltir,ancak SSCB’nin y›k›l›fl›n›n arifesinde, Gürcü-Abhazfarkl›l›klar› en yüksek noktas›na ulaflt›¤›nda ve 15–16

Temmuz 1989’da çat›flmaya dönüfltü¤ünde tekrar a盤aç›km›flt›r. Bu çat›flmalar, Kuzey Kafkasya uluslar›n›nve Abhazya’n›n yer ald›¤› acele bir birleflmenin olum-suz arkaplan›d›r. Bu hareketin kuruluflunun temelleri,25 A¤ustos 1989’da Abhazya’n›n baflkenti Sohum’da,1917 Birleflik Da¤l› Halklar Birli¤i’ne benzerlik göste-ren, Kafkas Da¤l› Halklar Birli¤i’ni (KDHB) meydanagetiren, ilk Kafkas Da¤l›lar› kongresinde at›lm›flt›r.

13–14 Ekim 1990’da Nalçik’deki (Kaberdey-Balkar)KDHB’nin ikinci kongresi hayati öneme sahip bir saf-hayd›. Akabinde, Kuzey Kafkasya ve Abhazya’da olu-flan yeni durumun yap›s› için bir program yürütmekamac›yla, bir sürelik uygulamal› çal›flman›n yolda oldu-¤u duyuruldu. Ba¤›ms›z Kuzey Kafkasya Cumhuriyetidevletinin 11 May›s 1918’deki ilan›nda oldu¤u gibiKafkas halklar›n›n birli¤ine özel bir önem verildi. [26]

Bu kongreyi önemli olaylar takip etti. SCCB’nin çök-mesinden sonra Rusya Federasyonu da¤›lman›n sinyal-lerini verdi ve küçük imparatorluklar “birlik cumhuri-yetleri” sorguland›. Çeçen halk›n›n azmi, ba¤›ms›z birÇeçen Cumhuriyeti’nin ilan› ve 1991’de yeni bir cum-hurbaflkan›n seçilmesi, Kafkas da¤l›lar›n›n eylemleriniyeni bir seviyeye yükseltti. Üçüncü KDHB kongresiÇeçenya’daki politik kargafla ba¤lam›nda, Sohumi’degerçeklefltirildi. (1–2 Kas›m 1991). Kongreye tam yet-kili, Abaza, Abhaz, Avar, Ad›¤e, Dargin, Kaberdey,Lak, Oset (Kuzey ve Güney), Çerkes, Çeçen ve fiaps›¤temsilcileri kat›ld›lar. Ayr›ca, Gürcistan’›n toplumsalve politik hareketlerinin temsilcileri de haz›r bulundu-lar. Bir Gürcü parlementeri konuflmas›nda, tüm Kafkas-ya’y› “tek bir yumruk” oluflturmak için birleflmeye ça-¤›rd›. [27]

KDHB, vekillerin teklifi üzerine Kafkas Da¤l› HalklarKonfederasyonu’na (KDHK) dönüfltürüldü ve k›sa birsüre sonra 1992’de, Grozni’de ad› Kafkas Halklar› Kon-federasyonu (KHK) olarak tekrar de¤ifltirildi. Afla¤›davurgulanan deklerasyon KDHK’n›n üçüncü kongresin-de haz›rland›: Tüm aflamalar›n bafllang›c›nda, Kafkasotonom cumhuriyetleri ve oblastlar› (Sovyet literatürün-de bir idari bölge), büyük olas›l›kla kendilerini ba¤›ms›zbirer devlet olarak ilan edecekler ve kendi iradelerininbu yans›mas›ndan sonra tüm ihtimallerde; Çeçenistan,Da¤›stan, Gürcistan, Kabardey, Karaçay-Balkarya, Ab-hazya, Ad›gey ve di¤erlerinin eflit üyeler olarak kat›labi-lece¤i yeni bir ittifak› -Kafkasya Konfederasyonu’nu-oluflturmak için birleflmeye bafllayacaklar. [28]

Üçüncü kongrede bir antlaflma imzaland› ve “ KafkasDa¤l› Halklar›n›n Konfedere Birli¤i Deklerasyonu” ka-bul edildi. Bir Kafkas Parlamentosu, ‹htilaf Mahkeme-si, Savunma Komitesi, Kafkas Halklar› Komitesi vemerkezi Sohumi’de olacak konfederasyon için di¤eryap›lar›n oluflturulmas›na yönelik kararlar al›nd›.

kf

Page 27: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

Gürcü-Abhaz savafl› s›ras›nda bile, Nisan 1993’de Lond-ra’da, Kuzey Kafkasya’n›n problemleri hakk›ndaki kon-feransda, Abhazya temsilcileri Kafkasya Konfederasyonuiçin de bir plan öne sürdüler. [29]

Mevcut koflullarda, konfederasyon formundaki ba¤›ms›zKafkas devletlerinin bu flekildeki birli¤i özel bir önemesahip hale gelmektedir. 1934’de bile, Emir Khassan ma-kalesinde (Kafkas Konfederasyonu); Kafkasya’n›n öz-gürlefltirilmesinin ve ba¤›ms›zl›¤›n› sürdürebilmesinin,sadece Kafkas halklar›n›n tam bir birli¤i taraf›ndan sa¤la-naca¤›n› vurguluyordu. [30]

Bugün çok aç›kt›r ki, Kafkasyal›lar sadece kendileri, kur-duklar› birlik içinde ve uluslaras› toplumun deste¤iyle,can s›k›c› sorunlar›n› halledebilecek ve Kuzey-GüneyKafkasyadaki uyuflmazl›klar› çözebileceklerdirler. Bu gi-bi bir program› yürütmek için Kafkasyal›lar aras› bir ba-r›fl gücü de gerekmektedir. Mevcut durumda, bir “Kafkasevi” kurmak gerekli görülmekte ve Azeri akademisyen R.Aliev’in do¤ru olarak gözlemledi¤i gibi, “halklar aras›uzlaflma kavram›”[31] bu süreçte geçerli olmal›d›r.

Elbette bugün, Kafkasya’daki tüm devletlerin ve ulus-lar›n›n bir konfederasyon kurmak için ivedilikle birlefl-melerini öne sürmek, aralar›ndaki politik, bölgesel, dinifarkl›l›klar ve tek bir birlefltirici ideolojinin eksikli¤ibak›m›ndan ütopik olabilir. [32] Buna ra¤men, buaflamada, örne¤in üç ülkenin: Abhazya-Gürcistan-Çeçen-ya’n›n oluflturaca¤› bir konfederasyonun çekirde¤ininyarat›labilmesi oldukça mümkün görünmektedir. Neyaz›kt›r ki, Kafkasya Konfederasyonu dünya toplumuiçin büyük bir öneme sahipken, do¤as›ndaki problemlerarka plana çekilecek olan bu modelde Gürcü akademis-yenler “Gürcü merkeziyetçili¤i”ne karfl› bir tehdit olarakgörmektedirler.

Daha sonra, Ingufletya, Da¤›stan, Osetya (Kuzey veGüney), Azerbaycan, Da¤l›k Karaba¤, Ermenistan,Acaristan, Kaberdey, Karacay-Balkarya, Çerkesya,Ad›gey, vd. Abhazya-Gürcistan-Çeçenistan üçgeninekat›labilir ve Kafkasya halklar› aras›ndaki bir konfederas-yon fikrine çok büyük popülarite kazand›rabilirler. Kaf-kas ülkeleri aras›ndaki konfedere birlik içindeki devlet-lerin resmi iliflkilerindeki, dikey de¤il yatay yap›, temelsorunu çözebilir: Birlikte ya da ayr›. Sadece Abhazya veGürcistan de¤il, tüm Kafkas devletlerinin bu tür bir kon-federasyondaki karfl›l›kl› iliflkilerinde, ayn› anda hem bir-likte hem de ayr› olacaklar› görülmektedir. fiüphesiz ki,mevcut durumda gerekli olan, varolan güvensizliklerinüstesinden gelmek ve Kafkas halklar› aras›nda güvene,eflitli¤e dayal› iliflkiler kurmakt›r. Uzun vadede, KafkasKonfederasyonu’nun kendini bir federasyona dönüfl-türece¤i kuvvetle muhtemeldir, ancak bu bar›flc›l veac›s›z olacakt›r. Buna ra¤men, günümüzde, Kafkasya’dafederal iliflkiler öne sürmek; durumu güçlefltirmek, bask›ve güç kullanma yoluna gitmek anlam›na gelmektedir ki,

bu hiçbir zaman Kafkasya’n›n istikrar›na ve bar›fl›n sa¤-lanmas›na öncülük edemez. K›smi bir özgürlük olamaz:Kafkasya yaln›z bir bütün olarak özgür olabilir.

GGüürrccüülleerr vvee AAbbhhaazzllaarr.. BBaarr››flfl››nn YYeerrlleeflflmmeessii iiççiinn BBiirr AArraaflfltt››rrmmaa©© AA¤¤uussttooss 11999988,, VVrriijjee ÜÜnniivveerrssiitteessii BBrrüükksseell

11.. Gazeta: Kavkaz (Sukhum), 1990, no. 1. 22.. Soyuz obedinennykh gortsev Severnogo Kavkaza i

Dagestana (1917–1918), Gorskaya respublika(1918–1920). Dokumenty i materialy, Makhachkala,1994, p. 4–5, 134.

33.. TsGVIA RF, f. 1300, op. 1, d. 130, l. 135 ob. 44.. Severnyi Kavkaz, 1934, no. 2, p. 11. 55.. Dokumenty i materialy po vneshney politike Zakavkaz’ya

i Gruzii, Tiflis, 1919, p. 312–313. 66.. Ahmet Hazir Hizal, Kuzey Kafkasya (hurriet ve istiklal

davasi) (Ankara, Orkun Basimevi, 1961), p. 143. 77.. Istoriya Abkhazii, Sukhum, 1991, p. 291. 88.. R. Clogg, “Documents from the KGB archive in Sukhum,

Abkhazia in the Stalin years”, Central Asian Survey,1995, 14(1), pp. 181–188.

99.. Severnyi Kavkaz, 1935, no. 9, p. 16. 1100.. US Congress Bulletin, 9 May 1984, 2nd Session, sitting

98, vol. 130, no. 59 (in English). 1111.. Severnyi Kavkaz, 1937, no. 37, p. 13. 1122.. Z. Avalov, Nezavisimost’ Gruzii v mezhdunarodnoi poli-

tike 1918–1921, Paris, 1924; New York, 1982, p. 68. 1133.. Ibid., p. 68-69. 1144.. Arkhiv russkoi revolyutsii, Berlin, 1922, Vol. 3(5–6), p.

114. 1155.. Soyuz ob’edinennykh gortsev, op.cit., p. 132. 1166.. Ibid., p. 133-135. 1177.. N. Zhordania, My Life, Stanford, 1968, p. 98. 1188.. G. Avetisyan, ‘K voprosu o “Kavkazskom dome” i pant-

yurkistskikh ustremleniyakh’, in: Alexei Malashenko,Bruno Coppieters, Dmitri Trenin (eds.), Etnicheskie iregional’nye konflikty v Evrazii, vol. 1, Moscow, 1997, p.140.

1199.. Soyuz obyedinennykh gortsev, op.cit., p. 197. 2200.. S. Kiladze, ‘Edinstvo Kavkaza: popytka vykhoda iz

krizisa’, Tbilisskii meridian, 1997, no. 1, 20-22. 2211.. C.E. Bechhofer, In Denikin’s Russia and the Caucasus.

1919–1920, London, 1921, p. 14. 2222.. Z. Avalov, Nezavisimost’ Gruzii v mezhdunarodnoi poli-

tike 1918–1921, Paris, 1924, p. XI-XIV. 2233.. Severnyi Kavkaz, 1935, no. 9, p. 11. 2244.. Severnyi Kavkaz, 1934, no. 8, p. 26. 2255.. Severnyi Kavkaz, 1934, no. 8, p. 13–14. 2266.. Edinenie (Sukhum) 1991, no. 1; Kavkaz, 1990, no. 1. 2277.. Abkhazia, 1991, no. 51, 1st issue, December. 2288.. Abkhazia, 1991, no. 51, 2nd issue, December. 2299.. See Central Asian Survey (1995), 14(1), p. 103. 3300.. Severnyi Kavkaz, 1934, no. 2, p. 12. 3311.. R. Aliev, ‘“Kavkazskii dom”: vzglyad iz Azerbaidzhana’,

in: Alexei Malashenko, Bruno Coppieters, Dmitri Trenin(eds.), Etnicheskie i regional’nye konflikty v Evrazii, vol. 1,op.cit., p. 162.

3322.. Ibid., p. 168.

25

kf

Page 28: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

eettiinn YYee¤¤iinn KKiimmddiirr?? NNeelleerr yyaappaarr?? Ben dünyan›n çeflitli yerlerinde bizim gözümüzden saklananfleylerin filmini yap›yorum ya da öykülerini yaz›yorum as-l›nda. Dünyan›n baflka taraflar›nda, dünyan›n esas egemen-leri taraf›ndan yok edilmeye çal›fl›lan baflka türlü yaflamlar,baflka kültürler var hala... Kültürel bir hegemonya kurmakiçin bunlar› yok etmeye çal›fl›yorlar. Art›k o hegemonya içe-risinde eskisi gibi “gidelim de orada yaflayal›m” diyebilece-¤imiz K›z›lderili bölgeleri yok. Bunlar›n küreselleflme diyeadland›rd›klar› düzende, Somali eskiden onlar›n alan› d›fl›n-da bir yerdi ya da bizim konumuz de¤ildi. Ama art›k Soma-li’yi ya da Ortado¤u’yu her flekilde düzenlemek istiyorlar.Bu düzenleme sadece ekonomik düzenleme ya da egemen-lik anlam›na gelmiyor. Çünkü kültürel anlamda bir hege-monya kuramad›klar› zaman ekonomik hegemonyay› sür-

dürebilmeleri de mümkün de¤il. Zaten bu yüzden bütün top-lumsal yap›y› standartlaflt›ran ya da McDonald’s Kültürü di-ye adland›rabilece¤im bir kültür biçimine sokmaya çal›fl›-yorlar. Irak iflgalinde 15. yy. el yazmas› Kuran’lar› da yokediyorlar çünkü bütün olarak bir yok edifl süreci içerisinde-ler, yani onlar›n hiç bir fleye tahammülü yok.

Böyle bir kültürel yap›da, onlar için baflörtülü herkes teröristart›k. Bugün Kafkasya’da olan da böyle bir fley. Bu yap›Irak’ta doru¤una ulaflt› ama esas olarak Rusya’da yani Kaf-kasya’da bafllad›. Amerika’n›n bugün sürdürdü¤ü bu taktiktamamen Rusya’dan al›nma. Önce ‹slamc› Fundamentalistbir güç yaratt›, onlara terörist dendi, ondan sonra onlara ya-p›lacak her fley mubah olsun. Nas›l ki Moskova’da önce bi-nalar bombaland› ard›ndan KGB’nin bombalad›¤› ortayaç›kt› ve ondan sonra Çeçenistan’a sald›rmak için bir ortamyarat›ld›. 11 Eylül eylemi de böyle bir fley asl›nda.

‹flte benim de bu kültürel hegemonyay› k›rmak gibi bir niye-tim, derdim var çünkü dünyan›n baflka taraflar›nda onlar›nmedyan›n ya da egemenlerin bize sunduklar›n›n d›fl›nda al-ternatif bir yaflam, baflka kültürler var. Bunun için de filmleryap›yorum, yaz›lar yaz›yorum, öyküler anlat›yorum, konu-fluyorum tek tek insanlarla. Bizim hiçbir zaman büyük ba-¤›ms›z bir medyam›z olmayacak. Bu yüzden bizim yapabi-lece¤imiz sizin derginiz gibi duvarlara yaz› yazmak olacak.

--PPeekkââllââ nneeddeenn bbuu kküüllttüürreell hheeggeemmoonnyyaa ççaabbaass››?? SSiisstteemmeettaamm aannllaamm››yyllaa eenntteeggrree eettmmee ççaabbaass›› mm›› yyookkssaa bbaaflflkkaa nnee--ddeennlleerrii mmii vvaarr??

Birincisi çok basit. Onlara göre önemli olan her fley kâr ol-du¤u için onlar ürünlerini kârla satacaklar. ‹kincisi onlaraözenmek gerekiyor. O yüzden tüketmek gerekiyor. Yaniherkesin bilmem ne marka arabay› almaya özenmesi laz›mki ona göre çal›fls›n, ona göre kölelik yaps›n. E¤er Bat›l›largibi yaflamaya kalksayd› herkes, bize 12 tane daha gezegenlaz›md›. Çünkü Bat›l›lar dünyay› her zaman çok daha fazla

26

kf

Öyzupha Ç‹⁄DEM HATACIKO⁄LU

“E¤er Bat›l›lar gibi yaflamaya kalksayd› herkes, bize 12 tane dahagezegen laz›md›. Çünkü Bat›l›lar dünyay› her zaman çok daha fazlakirletiyorlar. Mesela bir Amerikal› bir Brezilyal›dan 12, bir Hintliden 25kat daha fazla kirletiyor dünyay›.”

Söylefli: Metin Ye¤in

M

SÖYLEfi‹söylefli

Page 29: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

kirletiyorlar. Mesela bir Amerikal› bir Brezilyal›dan 12, birHintliden 25 kat daha fazla kirletiyor dünyay›. Dünya biti-yor. Bütün dünyan›n ayn› onlar gibi yiyip onlar gibi tükete-bilmesi imkâns›z... Sadece özendiriyorlar ve beraberinde birde paranoya yarat›yorlar. Bu paranoya içerisinde de kültür-lere sözüm ona sahip ç›k›yorlar.

--SSeennccee BBaatt›› kküüllttüürreell ddee¤¤eerrlleerree ggeerrççeekktteenn ssaahhiipp çç››kkmm››yyoorrmmuu??

Onlar kültürlere falan sahip ç›km›yorlar, sadece BBC’de ha-berler baflka bir aksanla sunuluyor. Bizim burada Laz aksa-n›yla McDonalds’da “Alaturca” bilmem ne menü sat›yorlar.AB Türkiye’de 20 milyon köylüyü 8 milyona indirece¤iz di-yor. Kimse sormuyor aradaki bu 12 milyonun ne yapaca¤›-n› nereye gidece¤ini. Pekâlâ, türküler ne olacak? Köylüleriyok etti¤in zaman köylülerin üzerinden bütün türküler yokolacak. Bütün renklili¤imiz yok olacak. Ne yap›yor bunakarfl› Bat›? Al›yor seni “Al sen burada kültürlerini oyna.” di-ye sana bir alan aç›yor. Sana bir akvaryum yap›yor. Sen ak-varyumda kendi kültürünü oynuyorsun. Kültüründen kopa-r›ld›¤›nda ortaya komik bir fley ç›k›yor. Çünkü kültür do¤ay-la ba¤lant›l›d›r. Bu Ferhan fiensoy’un örne¤iydi “Adam Çar-flamba’y› ne al›r, ne al›r diye düflünüp, alsa alsa sel al›r ya de-yip, Çarflamba’y› sel ald› diye türkü ç›karm›yor yani.“ Çar-flamba’y› sel al›yor ve sonra türkü yap›yor.

ÖÖyylleeyyssee bbiizzee yyeennii hhaayyaalllleerrii mmii ddaayyaatt››yyoorrllaarr??

Kesinlikle! Bize yeni hayaller kurup iyi tüketiciler olmay›dayat›yorlar. Bu çok önemli çünkü insanlar “onlar gibi ol-may›” düfllemeye bafll›yorlar. Özellikle televizyonun sundu-¤u bu… Peru’da gecekondularda dolafl›rken beni flafl›rtan birfley vard›. Oradaki gecekondular inan›lmazd›r, Türkiye’de-kilerden çok farkl›, sadece karton evlerdir: Çölün üstüne ku-rulmufl karton evler… ‹çinde hiç bir fley yoktur. Teneke par-ças› bile zor bulursun. Ama her evde televizyon vard›r. Oyoksullu¤u ayakta tutan o televizyondur, o hayal dünyas›d›r,onlara ulaflabilmektir. Öyle bir zenginli¤e çal›fl›p kazanarakulaflmak mümkün mü? De¤il. Bunun da fark›nda ve bu yüz-den suçu ayakta tutuyor. Suçu bu tarafta tutarak, bu sefer birparanoya yarat›yor ve bu paranoyadan da iktidar›n› pekiflti-riyor. Yani bu faflizm... Yeni faflizm. Bir yandan insanlar›izole ediyorsun, tecrit ediyorsun ve bunu cezaevlerindenbafllat›yorsun. Ama öbür yandan da bu korkudan dolay› birparanoya olufluyor ve bu paranoyadan yararlanarak sen ikti-dar›n› sürdürüyorsun.

Baflka bir yere atlad›k ama geçmiflteki gibi de¤il Avrupa’da-ki faflizm. Geçmiflteki gibi büyük görkemli yürüyüfller, Hit-ler Faflizmi falan yok ama Fransa’da bir milyon oy al›yor.Çok büyük oylar al›yor ve oy verenler kendi ufak fleylerinikorumak anlam›nda korkuya kapt›r›lm›fl insanlar. ‹fline gi-den, evine dönen, TV’nin bafl›na oturan ve kendisini maki-neye göre ayarlayan kurgulayan bir dünya var. Bu dünyan›nd›fl›na ç›kmak gerekiyor.

TTaassvviirriinnii yyaapptt››¤¤››nn bbuu ddüünnyyaann››nn eeggeemmeennlleerriinnee rriiaayyeett eett--mmeeyyeenn hhaayyaattllaarr ssüürrddüürrüülleebbiilliirr mmii??

Egemenlerin asl›nda o kadar da güçlü olmad›klar›n› düflünü-yorum. Asl›nda arada bir çizgi var ve o çizgiyi aflt›¤›m›z za-man gücünü k›rabiliriz, k›rabilece¤iz de. Bunu onlar›n araç-lar›yla da yapmayaca¤›z. Televizyon zaten bir manipülas-yon aletidir. Biz, bizi birbirimize katan, birbirimizi gördü¤ü-müz, dokundu¤umuz, yüz yüze konufltu¤umuz biçimler ge-lifltirmek zorunday›z. Bazen 30 kiflinin ya da bin kiflinin gör-dü¤ü, bazen bir ya da iki kiflinin seyretti¤i bir biçim olacakbizimkisi. Kültürleri savunmay› da bu anlamda gerçeklefltir-mek zorunday›z.

Mesela Çerkesler ya da Kafkasyal›lar asl›nda bu derdi biz-den yüz elli y›l önce çekmifller. Yüz y›l önce kendi köklerin-den kopar›lm›fl ve bir sürü yere sürülmüfl. Levi Strauss Ama-zon’daki yerlilerden söz ederken diyor ki “yerlileri oradankovmak için önce hastanelerden ald›klar› çarflaflar› uçaklar-la ormana f›rlat›yorlar. O yerlilerin nezle, grip gibi hastal›k-lara ba¤›fl›kl›¤› olmad›¤› için bir sürü yerli ölüyor. O yerlilerölünce de yok ediyorlar o orman›. Madenlerini al›yorlar,a¤açlar›n› al›yorlar. Bir zaman sonra bu tepki çekmeye bafl-lad›¤› zaman, bu sefer de modernize ettiklerini al›p büyükapartmanlara yerlefltiriyorlar.” Yerliler; “‹flte o zaman gök-yüzü bizim bafl›m›za çöktü” diyorlar.

‹flte Kafkasyal›lar›n gökyüzü çok uzun zaman önce bafllar›-na çöktü ve hala da çökmeye devam ediyor.

McDonalds’›n bilmem ne burgerine karfl› ben, fasulye pila-ki’yi savunmak durumunday›m ya da herhangi bir kaybolandili. Makine hal›s›na karfl› el dokumay› savunmak belki...Türkiye’de ad›n› hat›rlamad›¤›m herhangi bir holding’in tu-ristik köyleri var mesela... Afla¤›dan turist otobüsleri ç›kar-ken kornaya bas›yorlar. Bu bir iflaret gibi ve k›zlar hemendokuma tezgâhlar›n›n bafl›na oturup hal› dokumaya bafll›-yorlar. Böyle bir fley de de¤il tabi. Bunun için kendi yaflambiçimimizi her fleyiyle korumak zorunday›z. Ve yok olmayabafllayan di¤er kültürlerle de dayan›flmak zorunday›z. Hemkültürel anlamda hem de onlar›n yaflamlar›n› sürdürebilme-si anlam›nda...

--BBuu ffiillmmlleerr nnaass››ll oorrttaayyaa çç››kk››yyoorr yyaa ddaa bbuunnaa nnaass››ll kkaarraarrvveerriiyyoorrssuunnuuzz??

Her zaman oturup akademik çal›flma yapm›yorum. Rastlan-t› Tanr›s›’n›n da eseri büyük. “Arjantin’de Neler Oluyor?”diye bir film yaparken, önce kendimi tan›tmaya çal›flt›m:Türkiye’den geldim, belgeselciyim, yazar›m vs. Türki-ye’den oldu¤umu ö¤renince bana dediler ki “Bizim Türki-ye’de arkadafllar›m›z var.” Kim bunlar dedim. “Direnifltekiiflçiler” dediler ama uzun süredir d›flar›da oldu¤um için kimolduklar›n› ç›karamad›m. Sonra ‹ngiltere’ye bir baflka festi-vale gitmifltim. Orada ‹talyanlar benimle röportaj yapt›lar.Daha sonra Torino’ya gidelim, Torino’da 7 bin ‘Fiat’ iflçisiiflten ç›kar›l›yor, sen bunun filmini yap önerisinde bulundu-

27

kf

Page 30: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

28

lar. Ne büyük ironidir ki, ayn› dönemde Türkiye ‘Fiat’ ise ka-pasitesini geniflletiyordu; Türkiye’deki bir iflçi, ‹talya’daki biriflçiden çok daha ucuz çünkü. Oraya da gittim ve döndü¤üm-de; Radikal’in bafl sayfas›nda bir haber gözüme çarpt›: “Ar-jantin’deki iflçiler, Gökçesu’daki maden iflçileri için yürüdü-ler” diye. Bir bakt›m foto¤raftakiler benim Arjantin’de konufl-tu¤um insanlar. Çok azlar... 50–60 kiflilik bir grup ama dertayn› dert. Bu arada ‹talya’dan bir mail ald›m; Galler’e gidip,orada kapat›lan madenlerin direnip yönetimini devralan veçok da iyi iflleten madencilerin öyküsünü anlatmak istiyorlar.Bunun kitab›n› yapacaklarm›fl, bana filmini yapar m›s›n dedi-ler. Ben de Galler’deki Tower madeniyle, burada Gökçe-su’daki direniflin öyküsünü birlefltirmek istedim ve böylece“Güzel Günler Görece¤iz” filmini tamamlad›m. Bu filmin ar-kas›nda Arjantinli iflçiler, Torino’daki ‘Fiat’ iflçileri, Gal-ler’deki ya da Gökçesu’daki madenciler var. Filmin içerisinebakt›¤›n zaman hepsi birbirinin içerisine geçmifl oluyor.

--BBuu aannllaatt››kkllaarr››nn››nn,, öözzeelllliikkllee AAvvrruuppaa hhaakkkk››nnddaa oollaannllaarr››nnbbuuggüünnee kkaaddaarr eeddiinnddii¤¤iimmiizz bbiillggiilleerrllee ppeekk ddee bbeennzzeerrllii¤¤iiyyookk ggiibbii......

Avrupa bize gösterdikleri gibi cennet falan de¤il. Direniflçok oldu¤unda direnifli hemen yok ederler. AB de bizim içintek bafl›na çözüm de¤il. Belki geçici bir yumuflama olabilirama istemeye ya da istediklerini almaya bafllad›¤›n zamangaddarlaflacaklard›r. ‹ngiltere’de yanl›fl hat›rlam›yorsam 9kifli 2,5 y›ld›r yarg›lanmaks›z›n gözalt›nda tutuluyor: Bun-lardan biri kör imam, adam›n yapt›¤› vaaz vermek. ‹ngilterebir yandan demokrasi diyor, di¤er yandan da bunlar› yap›-yor. Yak›n bir zamanda BBC gibi ba¤›ms›zl›¤›yla övünenbir kanalda Kuzey ‹rlanda ve IRA hakk›nda haber verme ya-sa¤› vard›. Demokrasi bize hiçbir zaman birileri taraf›ndansunulmayacak. Bu demokrasinin kendisine ayk›r›d›r. Irak’tabar›fl ya da özgürlük zorla sunulabilir mi? Bütün dünyadaküreselleflmeyle birlikte bizim egemenlerimiz daha çok bir-leflti. Bu tekelleflme daha da yo¤unlafl›yor ve bu tekelleflme-ye paralel bir kültürel tekelleflme de var. Adam kendisi gibiolmayan kendisi gibi giyinmeyenlere tahammül edemiyor.Baflörtülü herkesi suçlu olarak alg›l›yor. Ben dünyan›n heryerinde s›n›rdan geçerken ikinci kez aramaya tabi tutuluyo-rum. Hofluma da gidiyor bir yandan tehlikeli görünmek. Ay-n› flekilde Çeçenler dünyan›n neresine giderlerse gitsinlerpotansiyel teröristtirler asl›nda. Bunlar dünyan›n olumsuzgidiflat› ama dünya bunlardan mütevellit de¤il. Son kitab›m-da ve filmimde Brezilya’daki “Topraks›zlar Hareketi” var.Brezilya’da inan›lmaz bir toprak eflitsizli¤i var. Bir kifli varkim oldu¤u bilinmeyen –kim oldu¤u saklanan- onun sahipoldu¤u toprak, Danimarka’n›n yüz ölçümünden büyük. Birkarayollar› flirketi Türkiye’nin yar›s› kadar topra¤a sahip.Buna ra¤men milyonlarca topraks›z köylü ve topraks›zl›ktanflehirlere göç etmifl insanlar var. 185 milyonluk Brezilya nü-fusunun 85 milyonu açl›k s›n›r›n›n alt›nda yafl›yor. Bunakarfl› topraks›z insanlar yani MST (Topraks›z Köylü Hare-keti) büyük toprak sahiplerinin ifllenmemifl topraklar›n› iflgalediyorlar. ‹flgal ettikleri toprakta kolektif tar›m yap›yorlar.Alternatif t›p yap›yorlar, alternatif e¤itim veriyorlar ve alter-

natif bir demokrasi sunuyorlar. Onlar›n iflgal etti¤i topra¤›ntoplam büyüklü¤ü Belçika’dan büyük ve 2 milyon insan ya-fl›yor bu farkl› sistemde. Bütün karar alma mekanizmalar›n-dan e¤itimine kadar baflka bir dünya yaratt›lar ve bu dünya-y› da sürdürüyorlar. Bunu elbette mücadele ederek sa¤l›yor-lar. Tabi ki ekolojik tar›m yap›yorlar. Çünkü diyorlar “Bizkendi ürettiklerimizi önce çocuklar›m›za yediriyoruz.” Bu-nun için genleri de¤ifltirilmifl tohumlar› kullanm›yorlar.Uluslararas› tekeller tohumlar› da sahiplenip “terminatör to-hum” denilen bir tohum ürettiler. Örne¤in domateslerde ar-t›k çekirdek göremezsiniz. Çünkü o domatesten bir dahaüretilmesi için tekrar tohum sat›n al›nmal›d›r. Bir kilo doma-tes tohumu 23 milyar lira ve dünyan›n her yerinde alt›ndandaha pahal›. Buna karfl› da mücadele ediyorlar. Kendileriküçük çiftçilerle birleflip alternatif tohum –yani üreyebilentohum- üretiyorlar.

AAss››ll yyaapp››llmmaakk iisstteenneenn ssaaddeeccee eekkoonnoommiikk ddöönnggüünnüünn ssaa¤¤--llaannmmaass›› oollaammaazz hheerrhhaallddee??

Standart ayn› kültürdeki standartlar gibi. Ayn› boyda doma-tes, ayn› boyda biber olacak. ‹nsan›n nesneye karfl› olan dav-ran›fllar› gibi bizleri de birbirlerinin ayn› domateslere ya dabiberlere benzetmeye bafll›yorlar. Hepimiz ayn› müzikleri,ayn› fleyleri sevece¤iz, çünkü onlar›n tüketim toplumuna da-ha uyumlu olaca¤›z. Bir yandan da onlara özenece¤iz. Onlargibi olamad›¤›m›z gibi, bir de onlar›n dilini konuflmak zo-runda kalaca¤›z. ‹ngilizce ö¤renmek ama bu arada öbür di-lini yok etmek zorundas›n. Hâlbuki her dil ayr› bir renk içe-risinde ayr› düflünce zenginlikleri verir. Ayn› boyutta olmakzorundas›n, olmazsan standartlara uymazs›n. Düflünsene birsüre sonra her fley uzmanlar›n elinden ç›kacak. Nas›l ki bun-dan yüzy›l önce t›bbi yard›m için özel bir ehliyete ya da dip-lomaya ihtiyaç yoktu, bundan 50 y›l sonra evinde yemek pi-fliremeyeceksin. Uzmanlar piflirecek. Yakalanacaks›n ve“Evinde yüksek kolesterollü patl›can musakkas› pifliren an-ne yakaland›!” diye sergileneceksin. Öyle bir kültürel hege-monyada herkes seni lanetleyecek “fiuraya bak ne sorumsuzanne eski tip patl›can musakka pifliriyor.”

ABD Irak’› iflgal etti¤inde yüz flart›ndan biri Irak’›n gelenek-sel tar›m›n› ortadan kald›rmakt›. Irak’ta tohum saklamay›

kf

‹srail’de bir McDonalds protestosu

Page 31: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

Monsanto firmas›n›n talebini göz önünde bulundurarak ya-saklad›lar. ‹flgal senin yaflam›n›, ekonomini al›yor ama bu-nunla birlikte senin kültürünü ve tohumlar›n› da al›yor. Se-nin her fleyini de¤ifltirip standart bir toplum, standart bir in-san tipi oluflturuyorlar. “Çerkes biberi” ya da “Çerkes tavu-¤u” gibi isimler veriyorlar ürünlerine. Sen ad›n yaflad›¤› içinmutlu oluyorsun ama bu senin olan de¤il asl›nda. Bu izolas-yon toplumu, toplumsal yap› içerisinde –sizin dergi gibi-geçmifl kültürü savunan-sahiplenen her öznenin birbirleriyledayan›flmas› gerekiyor. Hem Kürt kültürünü, hem de mahal-le aras›ndaki saklambaç oyununu savunmak... Bir yandanseni yok sayarken öbür yandan da seni kristalize edip, defor-me edip sana televizyonda –eskiden yoktu- 23.15’le 23.45aras›nda bir Çerkes program› yap›yorlar. Seni al›p oraya s›-k›flt›r›yorlar. Ben bunu fluna benzetiyorum: Tuvaletlerde ya-z› yazmak gelenektir ya. Dünyan› her yerinde tuvaletlerdeyaz› yaz›l›r. ‹ngiltere’de bir Pub’›n tuvaletine gitti¤inde yaz›yaz›lacak yerlere bir tahta ve bir tebeflir koymufllar. Bizi herfleyiyle deforme ediyorlar. Tosun kültürü ortadan kalk›yor.Adama oraya yaz›yor ve istedi¤i zaman da silebiliyor tabi.‹stersen oraya tekrar yazars›n ama baflka yere yazamazs›n.

Bizi her fleyiyle egemenlik alt›na ald›klar›, bizi düflünce an-lam›nda ordulaflt›rd›klar› ve bu anlamda tabi k›ld›klar› kül-türel hegemonyalar› gerçekten de çok etkili. “Beyaz zenci-ler” yarat›yorlar. Biraz a¤›r kaçabilir ama asimile maymun-lar diyor bir baflkas› da. Art›k herhangi bir ülkeyi hegemon-yas›na dâhil etmek için ille de ordusuyla girmiyor. Nedenbizim yöneticilerimiz, bürokratlar›m›z›n ço¤u 40 y›ld›rAmerikan okullar›ndan mezun. Süleyman Demirel öyledir,Turgut Özal öyledir, Kemal Dervifl öyledir... Tayyip Erdo-

¤an’›n o¤lu flimdi Dünya Bankas›’nda çal›fl›yor. Bunlar›nhepsi tesadüf mü? Sadece Amerikan olmas›nda da de¤il,ulusalc› bakm›yorum. Bunlar uluslararas› tekeller ve ulusla-raras› tekellerin ulusu yoktur. Dünyan›n en büyük firmala-r›ndan biri General Electric, “Bana bu kadar para yeter benart›k bundan sonra bir fley kazanmayaca¤›m, yat›r›m yap-mayaca¤›m, dünyay› daha fazla kirletmeyece¤im” diye-mez. Dedi¤i durumda onu iki gün içerisinde yok edecek birendüstriyel sistem var art›k. Galiano’n›n dedi¤i gibi “Dün-yadan hepimiz sorumluyuz diye sorumlulu¤u yay›p o so-rumluluktan kurtul diye bir fley yok”. Bu dünyay› mahve-den de, kirleten de onlar.

Tsunamiden sonra çok sevinçliler. Sigorta sat›fllar› tavanyapt›, çünkü hiçbiri sigortal› de¤ildi. Orada yepyeni bir si-gorta ve inflaat pazar› do¤du. Oysa felakete yol açanlar daonlar. Bir tesadüf müdür sözde modern kalk›nm›fl yerlerdeherkes ölüyor da, ayn› yerde bir adada yaflayan “ilkel” yerli-lerin hepsi yafl›yor. Otomobil kazas›nda ölen insanlar›n say›-s›, her zaman savaflta ölen insanlar›n say›s›ndan daha fazla!Çocuklar› olanlar için durum çok daha zor. Çocuklara gele-cek falan diye bir fley yok. Bu yüzden bir yandan fasulye pi-lakisini savunurken, bir yandan Kafkas dilini ve Kafkasya’y›savunurken, oradaki yok olufl ve katliam› vurgulay›p karfl›ç›karken, bir yandan da tasfiye edilmek istenen köylülerle yada fabrika iflgalcileriyle de birlikte hareket etmemiz gereki-yor. Çünkü onlar›n bütün bir sisteminin sonuçlar› bunlar.

BBiizzee MMaayyaallaarrddaann vvee BBrreezziillyyaa ttoopprraakkss››zzllaarr hhaarreekkeettiinnddeennbbiirraazz ssöözz eeddeerr mmiissiinn??

‹lk olarak, hem Zapatistalarda, hem de Topraks›zlar hare-ketinde en önemli faktörden söz edeyim. Zapatistalarda as-ker bask›s› nedeniyle kahve, kara fasulye ve m›s›rdan bafl-ka hiçbir fleyin olmad›¤› bir korkunç bir yolsulluk vard›.Çünkü iki tane tavuklar› dahi olsa, asker tavuklar› kaç›r›pöldürüyordu. Bu kadar yo¤un bir bask›... E¤er orada kontr-gerilla olursan 300$ maafl al›rs›n ve oras› için inan›lmaz birparad›r. Ayr›ca tüm kontrgerillalar gibi suç iflleme özgür-lü¤ün vard›r. -Uyuflturucu ticareti falan yapabilirsin.- Amabuna ra¤men Zapatista köylüleri Mayalar içinden kontrge-rillaya kat›lan o kadar azd› ki, Guatemala’daki Mayalardangetiriyorlard›. Çünkü Zapatistalarda bir do¤rudan demok-rasi anlay›fl› vard›.

Subcomandante Marcos konuflurken “Burada do¤rudan birkomün ya da do¤rudan bir demokrasi var. Bu nas›l oluyor?”diye sordum. Marcos ve arkadafllar› ilk da¤a ç›karlarkenkendilerini Che Guavera çizgisinde bir hareket olarak tan›m-lad›klar›n› söyledi ve;

“Sonra bakt›k ki dünya öyle de¤il burada. Ne proletaryas›,ne proletarya diktatörlü¤ü... Ondan sonra sorular sormayabafllad›k. Dünyan›n her yerinden bize gelip cevap ar›yorlar.Bizim cevab›m›z yok ki! Biz soru soruyoruz ve halk cevapveriyor” dedi. ‹flte bu yüzden subcomandante (alt kuman-dan) Marcos... Çünkü ilk kumandan halk!

29

kf

1963 y›l›nda ‹stanbul’da do¤du. ‹stanbul Üniversitesi Hu-kuk Fakültesi’ni bitirdi. Cambridge Üniversitesi’nde sine-ma e¤itimi ald›. Dünyan›n birçok ülkesinde avukatl›k, bu-lafl›kç›l›k, taksi floförlü¤ü, sandviççilik yapt›. Meksika’daChiapas’da uluslararas› insan haklar› gözlemcisi, Ekva-tor’da bambu evlerin yap›m›nda iflçi, Guatemala yerlihaklar› kongresinde kat›l›mc›, Nikaragua da karides avc›-s›yd›. Chiapas’ta subkumandan Marcos’la, Venezüella dadevlet baflkan› Chavez’le, Arjantin’de uluslararas› terö-rizm cezaevi hücresinde Leonardo Bertulazzi ile görüfltü.Yapt›¤› filmler 55 ülkenin festivallerinde oynarken, herfestivalde, otel ve kahvalt› karfl›l›¤›nda o ülkelerin filmleri-ni yapmaya devam etti. ‹talya’da il Manifesto’ya, ‹ngilte-re’de Nerve’e, Arjantin de Pais’e yazd›. Türkiye’deNTV’ye, Polonya ve Arjantin televizyonlar›na belgeselyapt›. Filmleri Rize Çay Kongresi’nde, Arjantin iflgal fabri-kalar›nda, Liverpool üniversitelerinde, sokaklarda gösteril-di. Aç›k Radyo’da “‹ki maceraperestin inan›labilir serü-venleri”, “Yeryüzünün lanetlileri” ve hala sürmekte olan“Dünyan›n sokaklar›” programlar›n› yapt›. Baz› filmleri: Likya Yolu (2000), Üç K›tada Devrialem(2001), f (2001), After (2001), Güzel Günler Görece¤iz(2003), Para Pachamama (2003), Topraks›zlar (2003). Baz› kitaplar›: Marcos’la On Gün (2000), Firari ‹stanbul(2001), Topraks›zlar (2004)

K‹M K‹MD‹R? Metin Ye¤in

Page 32: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

30

Zapatista köylülerine ne istediklerini sordu¤unda “Biz art›kMayalar gibi yönetilmeyi, yani 12 yafl›ndan büyük her erke-¤in komünde söz hakk›na sahip olmas›n› istiyoruz” diyorlarve bu Maya gelene¤ini hayata geçiriyorlar. Zapatistalardanönce komünde kad›nlar›n söz hakk› yok. Kad›nlar›n Mayakomünlerinde söz sahibi olmas› da Zapatistalar›n devrimidir.

fiimdi 12 yafl›ndan büyük herkes komünlerde bütün toplan-t›larda karar al›r ve herhangi biriyle Marcos’un söz hakk› ay-n›d›r. -Marcos’un elbette etkisi vard›r.- Ço¤unlukla toplant›-lar da¤›lmaz ve orada herkesin kat›l›m›yla bir karar al›n›r.Bir karar al›namad›¤› durumlarda, karar birli¤i sa¤lananadek defalarca toplan›l›r. Hatta hükümetlerle görüflmeler s›ra-s›nda Marcos hükümet yetkililerine der ki; “Bizim sizin gi-bi bir saatimiz ya da banka mesailerimiz falan yok. BizimMaya saatimiz var. Bir toplan›r›z, tekrar da¤›l›r›z, tekrar top-lan›r›z ve böyle karar al›r›z.”

Bir karar al›namay›p toplant› da¤›ld›¤›nda, kabul eden biri-leri kabul etmeyenleri ikna etmeye ya da bask› kurmaya daçal›flabilir. Bunlar sorunsuz toplum mu? De¤il tabii... Sorun-suz bir toplum istemek faflizanl›kt›r. Önemli olan sorunlar›nafl›labilece¤i bir toplumdur. Bu do¤rudan demokrasi anlay›-fl› ve kendi dinami¤iyle ald›¤› kararlar nedeniyle Zapatistahareketi çok önemli ve yine ayn› nedenle çok güçlüdür.

PPeekkââllââ,, TToopprraakkss››zzllaarr hhaarreekkeettiinnddee nnaass››ll bbiirr ddeemmookkrraassiiaannllaayy››flfl›› vvaarr??

Orada da demokrasi anlay›fl› benzerdir. Bir topluluk 70 aile-den fazla olmaz. Çünkü aksi halde aileler nesneleflmeye dö-nüflür. Orada herkes birbirini tan›r. Herkes öznedir. Bu 70 ai-le kendi içinde nüklei (küçük çekirdek) dedikleri gruplaraayr›l›r. O gruplar aras›nda her fley tart›fl›l›r; Bir dahaki y›l pi-rinç mi yoksa bu¤day m› yetifltirilece¤i okulun nereye aç›la-ca¤›? Yürüyüfl mü yap›laca¤› vs. Sonra bu nüklei’nin içinden biri kad›n, biri erkek üzere ikikoordinatör al›nan kararlar› “fiu kadar insan pirinç yetifltir-mek istiyor, flu kadar insan bu¤day vs.” fleklinde komüne ile-tirler. Ona göre bir karar verilir. Yani hiç kimse delegelereyetkileri vermez. Gerçek demokrasi budur zaten. Kimin ol-du¤unu bilmedi¤in bir hegemonik bask› alt›nda 4–5 y›lda biroy kullanmak demokrasi mi? Esas savunulur demokrasi,Topraks›zlar›n ya da Zapatistalar›n sürdürdü¤ü demokrasi-dir. Son seçimlerde ‹ngiltere’de kullan›lan oy say›s›, “BiriBizi Gözetliyor” program›nda kullan›lan oy say›s›ndan dahaazd›r. Bu durumda da elbette halk›n iradesini temsil etmi-yorlar. Amerika’da senatör olabilmek için bir kiflinin harca-mas› ortalama 5,4 milyon dolar. Böyle bir senatörün dünyaile ilgili kararlar› ne olabilir ki yani? Bu paralar› harcayabi-len bir adam›n dünyadaki açlar›n derdini anlayabilme flans›yok tabi.

SSoonn oollaarraakk eekklleemmeekk iisstteeddii¤¤iinn bbiirr flfleeyy vvaarr mm››??

Mesela flimdi “SEKA fabrikas› zararda kapatal›m” diyorlar.B›rak o zaman oray› iflçileri ve onlar iflletsinler ve SEKA

Fabrikas›yla Çerkeslerin, Kürtlerin ilgisi var, bugün tasfiyeolan çiftçilerin ilgisi var. Uluda¤’da sular “Erikli” ve “Nest-le”ninmifl ve Uluda¤’da su tükeniyormufl. Mersin’de petrolboru hatt› geçirip bir semti ortadan kald›r›yorlar. Bunlar hep-si birbirine ba¤l› ve biz hepimiz birbirimizden haberdar ol-mak zorunday›z. Hepsi bizim sorunumuz ve hepsine sahipç›kmal›y›z. Neo-Liberalizm bir bütün stratejidir. Neo-Libe-ralizm seni iflsiz b›rak›r, sen bir tarlaya çekilip orada bir fley-ler yetifltireyim dersen yetifltiremezsin. Çünkü okullar› para-l› yapar para kazanmak zorundas›nd›r. Pazar› ona göre yaparve seni standart d›fl› b›rak›r, seni atar. Bu bütün strateji kar-fl›s›nda, Mersin’de evsiz olan birisinden, dili kültürü yokolan Çerkesden, Uluda¤daki suyun tekelleflmesine karfl› ç›-kan, Nijerya’da petrol için ya da Colombia’da Coca-Colafirmas›nda sendikac›l›k yapt›¤› için öldürülenlerin hepsi bi-zim sorumuz. Egemenler hepsini yönetiyor olmas› bir deza-vantaj ama dünyay› küçük bir köy haline soktular ve bu bi-zim avantaj›m›z oldu. Çünkü art›k ‹talya Torino’daki bir Fi-at iflçisini Türkiye’deki iflçi ücretleri direk olarak ilgilendiri-yor, yoksa kendi iflini kaybedecek. Çin’de bir tezgâhta çal›-flan çocu¤un paras› buradaki tekstil iflçilerini ilgilendiriyor.Onlar›n hegemonyas› bütüncül bir bask› halindeyse, bizimde karfl› ç›kmam›z bir bütün halinde olmak zorunda. Onuniçin her fleyiyle bizi ilgilendiren, destek verdi¤imiz ve güç-lendirdi¤imiz bir alan yaratmak zorunday›z. Çiftçi sendika-lar› çok kültürlü yiyecekler üretmeye bafllayacaklar flimdi.Kapitalist organik ya da ekolojik tar›m de¤il. Çerkesler bu-nu sat›n alacak ya da dayanaflacak ya da birlikte sürdürecek-ler. Hem daha sa¤l›kl› besinler yemek için, hem de köylüle-rin yaflant›s›n› sürdürebilmesi için. SEKA fabrikas›nda iflsizkalacak insanlarla dayan›flmak zorunday›z. Geçenlerde Tak-sim ‹stiklal’de bir arkadafl›ma sald›rm›fl kapkaçç›lar cep te-lefonunu almak için ve üç yerinde k›r›k var. SEKA fabrika-s›n›n kapanmas› ya da köylülerin tasfiye edilmesi senin bu-rada soyulman demek, evine h›rs›z girmesi demek. Venezü-ella’da yedi katl› bir evin bütün katlar›n›n pencerelerindeparmakl›k vard›. Petrol zengini denen bu ülkede petrol geli-rinin sadece %10’u ülkeye kal›yor. Gerisi petrol tekellerininelinde çünkü ve bu pay› %16’ya ç›kard›¤› için AmerikaChavez’i yok etmeye ve tasfiye etmeye çal›fl›yor. Böyle birdünyada, emin de¤ilim galiba ben Türküm, Güler Sabanc›da Türk san›r›m ama bu beni hiç ilgilendirmiyor. Koreli birçiftçiye çok daha yak›n›m. Bunu söyledi¤im anda bu kültür-leri yok etmek de¤il, tam tersi birbirine sahip ç›kmak. Birbi-rine hoflgörüyle bakan da de¤il. Hoflgörü afla¤›lamad›r, benseni bu kusuruna ra¤men seviyorum demek gibidir. Birlikteyaflayan kültürler oluflturmak, onu renkleriyle tan›mak.Müslüman, bafl›n› kapatan ya da içki içen... Bir bütün olarakalg›lamak. Kapitalizm bunu yapamaz, çünkü kapitalizminparanoyaya ihtiyac› var. Bu egemenli¤ini sürdürmesi için,bizim evimize gelip bütün kap›lar›m›z› kapat›p televizyonkarfl›s›nda onlar›n renkli dünyalar›n› seyretmemize ihtiyac›var. Onlara özenmemiz laz›m, onlar için birbirimizinaya¤›n› kayd›rmam›z laz›m, onlar için ölmemiz laz›m. Oyüzden kültürümüzü, yaflam biçimimizi, her fleyimizi on-lar›n akvaryumlar›na da girmeden savunmam›z laz›m...Elimizde kald›¤› kadar›yla...

kf

Page 33: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

01.10.2005 – RUS YETK‹L‹YE GÖRE KUZEYKAFKASYA’DA EYLEMLER AZALDILR/ÖZ/AKRusya ‹çiflleri Bakan Yard›mc›s› Aleksandr Çekalin,Güney Federal bölgelerde, bu sene eylem oran›ngeçti¤imiz seneye oranla yar› yar›ya düfltü¤ünü aç›klad›. ‹nterfax'›n haberine göre, bugün Rusya ‹çiflleri BakanYard›mc›s› Aleksandr Çekalin, 2005 y›l›nda GüneyFederal bölgelerdeki terör eylemlerinin geçen seneye göreyar› yar›ya azald›¤›n›, eylem faillerinin a盤a ç›kar›lmaoran›n›n ise yüzde 15'e yükseldi¤ini söyledi. Bakanyard›mc›s› Çekalin, bu bilgilerin ard›ndan, 'Ben busöylediklerimin sorumlulu¤unu üstleniyorum, bugünelimizde olan tablo bu' ifadesini kulland›.

Çekalin'e göre, eylem oranlar›ndaki azalma, GüneyFederal bölgelerde polisin do¤ru kullan›lm›fl olmas›ndankaynakland›. Yine bakana göre, ‘terör tehdidinin yüksel-di¤i’ fleklinde bir duygunun var olmas›n›n sebebi ise,medyan›n bu konuya ciddi flekilde önem veriyorolmas›yla do¤ru orant›l›.

Çekalin’in bu aç›klamay› yapt›¤› ‹nterfax, bugün sadeceö¤le saatlerine kadar Rusya'n›n güney bölgelerinden fluterör haberlerini yay›nlad›; Çeçenistan'da bir polis veCoharkale'nin Oktyabr belediye baflkan› kaç›r›ld›,direniflçilerle girdikleri çat›flmada iki antiterör merkeziçal›flan› öldürüldü, bir bomban›n patlamas› sonucunda üçRus asker öldü, Çeçenistan’da kurfluna dizilen iki erkekcesedi bulundu. Bir baflka ajansta R‹A Novosti’de ise, yine sadece bugünö¤lene kadar olan Kuzey Kafkasya haberleri flunlar;‹ngufletya'da iki inflaat iflçisi kaç›r›ld›, Nazran telefon ista-syonunda el yap›m› bir bomba patlad›.

Rusya Devlet Baflkan› Vladimir Putin, geçen hafta yapt›¤›bir aç›klamas›nda, Güney Federal bölgesinde 100 binkifliye bin 200 güvenlik çal›flan› düfltü¤ünü belirtmifl ve bubölgelerin Rusya'n›n di¤er bölgelerine, hatta Avrupa veKuzey Amerika'ya göre çok büyük bir güvenlik a¤›na vegücüne sahip oldu¤unu iddia etmiflti.

18.10.2005 - RUSYA’DA ÇAT›flMA: 135 ÖLÜNTVMSNBCRusya’ya ba¤l› Kabardin-Balkar Özerk Cumhuriyeti’ninbaflkenti Nalçik’te Çeçen militanlar›n hükümet binalar›,karakollar ve havaalan›na düzenledi¤i eflzamanl›sald›r›lar, Rus güvenlik güçlerince püskürtüldü.MOSKOVA - Saatler süren çat›flmalar›n ard›ndan, yetk-ililer, tüm rehinelerin kurtar›ld›¤›n›; kentte durumun kon-trol alt›na al›nd›¤›n› aç›klad›. 135 kiflinin öldü¤ü eylemi,Çeçen komutan fiamil Basayev’e ba¤l› militanlar üstlen-di.Çeçenistan’a komflu Kabardin-Balkar Özerk

Cumhuriyeti’nin baflkenti Nalçik’te, Rus güvenlik güç-leriyle Çeçen militanlar aras›nda yaklafl›k 24 saat sürençat›flmalar sona erdi. Militanlar›n s›¤›nd›¤› son karakoluda kuflatan Rus güvenlik güçleri, kaçmaya çal›flan 8 mili-tan› öldürdü. Rehin al›nan 5 kifli de kurtar›ld›. Güvenlikgüçleri, Çeçen militanlar›n bulundu¤u bir ma¤azaya daoperasyon düzenlendi. Otomatik silahlarla binaya girengüvenlik güçleri militanlar› öldürdü, rehin al›nan 2 kad›nda serbest kald›. 135 kiflinin yaflam›na malolan eyleminsorumlulu¤unu, Çeçen komutan fiamil Basayev’e ba¤l›militanlar üstlendi. Halk›n ço¤unlu¤unun Müslümanoldu¤u Kabardin-Balkar, ço¤u çocuk 331 kiflinin öldü¤üokul bask›n›n›n düzenlendi¤i Beslan’a 100 kilometreuzakl›kta. Beslan bask›n›n›n sorumlulu¤unu da Basayev’eba¤l› militanlar üstlenmiflti. Yak›n zamana kadar bölgede-ki en sakin cumhuriyetlerden olan Kabardin-Balkar’daÇerkezler ve Kafkasya’daki Türk boylar›ndan Balkarlaryafl›yor. Son 10 y›lda çok say›da Çeçen mültecininyerlefltirilmesi ard›ndan bu küçük cumhuriyette ekonomiksorunlar›n artt›¤› bildiriliyor. 1500 Rus askeri ile 500kifliden oluflan özel kuvvet birli¤inin ablukas› alt›ndakikente, girifl-ç›k›fllar kontrol ediliyor; insanlar tek tekaran›yor.

20.10.2005 -‘RUSYA’NIN KUZEY KAFKASYAPOL‹T‹KASI YOK’MN/CA/AKNalçik sald›r›s›n›n ayr›nt›lar› ve bundan sonra neleryap›labilece¤ine dair gündemle toplanan Duma’da birbakan ile üç üst düzey bürokrat da sorguya çekildi.Onlar›n, Duma üyelerine verdikleri mesaj ise netti;‘Rusya’n›n Kuzey Kafkasya politikas› da yok, diniafl›r›c›l›¤a karfl› bir politikas› da...’

Duma, Nalçik sald›r›s›yla ilgili olarak dört görevliyisorgulad›; ‹çiflleri Bakan› Raflid Nurgaliyev, Baflsavc›Vladimir Ustinov, FSB Baflkan Yard›mc›s› AlexanderZhukov ve Putin'in Güney Rusya özel temsilcisi DmitriKozak. Milletvekillerinin karfl›s›na geçen bu üst düzey yetkililer,aç›kça, benzer sald›r›lar›n gerçekleflmesini engelleye-meyeceklerini söylediler, hükümetin de KuzeyKafkasya'da dini afl›r›c›l›¤›n yay›lmas›n› engellemek içinçok az fley yapabilece¤ini vurgulad›lar. Duma'n›n Güvenlik Komitesi Baflkan Yard›mc›s› Viktor‹lyukin, 'Onlara gelecekte benzer sald›r›lar›ngerçekleflmeyece¤ine garanti verebilir misiniz?' diye sor-duklar›n› ama onlar›n, yerel görevliler aras›ndakiyozlaflma da dahil olmak üzere bir dizi sebep göstererek,'hay›r' cevab›n› verdiklerini söyledi. ‹lyukhin ve di¤er vekiller, sorgulama s›ras›nda fazla yenibir fley ö¤renmediklerini de itiraf ettiler. Viktor ‹lyukin,Duma'n›n karfl›s›na ç›kan bu görevlilerin, KuzeyKafkasya'daki afl›r›c›l›¤›n kaba kuvvetle yok edile-

31

kf

HABERLER HABERLER HABERLER HABERLER

HABERLERhaberler

Page 34: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

32

meyece¤ini, sosyal ve ekonomik flartlar›n gelifltirilerekbafla ç›k›labilece¤i konusunda anlaflt›klar›n› da kaydetti.‹lyukhin, "En can s›k›c› fley ise, FSB baflkan yard›mc›s›Zhukov'un söyledikleriydi. Zhukov, çok aç›k olarak,Rusya'n›n Kuzey Kafkasya için ekonomik ve sosyal birpolitikas›n›n ya da dini afl›r›c›l›kla savaflmak için bir ide-olojisinin olmad›¤›n› söyledi" diye konufltu. Komünist lider Gennady Zyuganov ise oturumdan sonrayapt› aç›klamada, "Nalçik sadece bir terörist sald›r› de¤il,sivil savafl›n patlamas›d›r" ifadesini kulland›. Birçok milletvekili, federal hükümetin Kuzey Kafkasyacumhuriyetlerine gönderdi¤i mali yard›mlar›n harcan-mas›nda daha s›k› önlemler al›nmas›n› isterken, Kozak'abölge liderleri üzerinde daha fazla yetki verilmesini detalep etti. Milliyetçi Rodina Partisi milletvekilleri ise, terörlemücadele için idam cezas›n›n tekrar gündeme getirilmesi-ni istediler. Rusya eski devlet baflkan› Boris Yeltsin,1996'da, Avrupa Konseyi'ne giriflin bir parças› olarakidam cezas›n› kald›rm›flt›. Duma'daki en ilginç aç›klamalardan birini ise afl›r› mil-liyetçi Liberal Demokrat Partisi'nden Alexei Mitrofanovyapt›. Nalçik'teki sald›r›n›n Kabardey-Balkar'daki afl›r›s›k› önlem ve k›s›tlamalar›n bir sonucu oldu¤unusöyleyen Mitrofanov'a göre, insanlar ‹slamc› militanlargibi giyinip, polisleri parçalamak için d›flar› ç›k›yorlar.

21.10.2005 -MEMOR‹AL: ‘NALÇ‹K SALDIRISININSEBEB‹ POL‹S ZORBALI⁄I’KU/ÖZ/AKRusya’n›n en önemli insan haklar› kurulufllar›ndanMemorial çal›flanlar›, Kabardey-Balkar'›n baflkentiNalçik'i ziyaret ederek 13-14 Ekim olaylar›n›n görgütan›¤› sivillerle görüfltü. Memorial, bu görüflmelerde eldeedilen bilgileri, bir bildiriyle tüm Rusya’ya duyurdu.Bildiride, olaylar›n sebepleri irdelenirken, polis de aç›kçasuçland›

Görgü tan›klar›n›n ifadelerine göre, flehre sald›ranlar›nço¤unlu¤u 17-20 yafllar›ndaki yerli gençlerden olufluyor-du. Spor k›yafetli veya kotlu olan befl kiflilik gruplar, tak-silerle hareket ediyordu. Öldürülen militanlar aras›nda bir‹ngufl, iki Rus ve üç Oset bulunuyor, di¤erleri Kabardeyve Balkar kökenli. Sald›r›n›n püskürtülmesi esnas›ndaölenler de, ço¤unlukla bu gençlerdi. Onlar›n ço¤u iyi birflekilde atefl edemiyordu bile. Öldürülenlerin önemli birk›sm› ö¤renci ve mutlu aile çocuklar›. Genç militanlar›nço¤u Nalçik'in bir semtinde yo¤un olarak yafl›yorlard›. Havaalan›nda ve FSB binas›nda ise görünüflleri ile dahaprofesyonel görünen kamuflajl› on kiflilik gruplar savaflt›.fiehir halk›n›n ifadesine göre, onlar aras›ndan öldürülenyok ve görüldü¤ü kadar›yla da serbestçe flehirden gittiler. Yerli halk›n düflüncesine göre, yerli gençlerin toplukat›l›mlar›na ‹ngufletya ve Beslan sald›r›lar› sonras›ndayerel hükümetin sergiledi¤i davran›fllar sebep oldu. 2004-2005 y›llar›nda Kabardey-Balkar'da tüm mescitler -aralar›nda Voln›i Aul ve Aleksandrovka gibi büyük cami-

lerin de bulundu¤u- kapat›ld›. Köy camileri yerel polislertaraf›ndan sadece Cuma namaz› için aç›l›yordu ve namaz-dan sonra yeniden kilit vuruluyordu. Hükümetin bask›lar› sonucunda yer alt›nda varl›¤›n›sürdürmek zorunda kalan Müslüman gençler, böylecealternatif dini cemaatlere geçmeye bafllad›. Kabardey-Balkar Din ‹daresini kabul etmeyen Yermuk'un gençyay›c›lar›n›n ifadesine göre, resmi kurumlara komünist,sarhofl ve devlet güvenlik memurlar› kuruldu. Alternatif dini cemaatlerin liderleri aras›nda Astemirov,Mukojev, Kudayev vard› ve bu flah›slar› Kabardey-Balkarhalk›, e¤itimli, otuz yafllar›nda sorumlulu¤unu bileninsanlar olarak vas›fland›r›yordu. Ancak Beslanolaylar›ndan sonra Mukojev ve Kudayev, Ürdün'e gitmekzorunda kald›. Olay›n en önemli sebebinin ne oldu¤u sorulan Kabardey-Balkarl›lar, polis bask›lar›n› ve suçlular›n cezaland›r›lma-mas›n› gösterdi. Kabardey Balkar ‹nsan Haklar›Merkezi’nden al›nan bilgiye göre, 'Önleme tedbirleri çokgenifl olarak yap›ld›: 2005 Mart ay›n›n bafl›nda Kabardey-Balkar'da onbinlerce insan kontrol edildi, onlarcas› tutuk-land›. Vahhabizmle mücadele, Müslümanlar› takibedönüfltü. Bu bahaneyle, üniformal›lar›n bask›lar› ve yerelticarete müdahaleleri artt›. Gözalt›na al›nanlar›n dövülme-si ve iflkenceye maruz b›rak›lmas› adet haline dönüfltü.' Bir de bilindi¤i gibi, geçti¤imiz aylarda 400 Kabardey-Balkarl› Müslüman, avukat Larisa Dorogova arac›l›¤›ylaPutin'e, devlet ve sivil organizasyonlara dilekçe gönder-mifl ve insan haklar›na riayet edilen bir ülkeye gide-bilmeleri konusunda kendilerine müsaade edilmesini iste-miflti.

25.10.2005 - ÇERKES KONGRES¯, PARLAMENTER-LER¯ REFERANDUM KANUNU KABUL ETMEMEYEÇA⁄IRDIANP/ÖZ/AKÇerkes Kongresi eflbaflkanlarından Murat Berzegovimzasıyla yapılan ça¤rıda, 26 Ekim tarihinde referandumkanunu hakkında görüflme yapacak olan AdıgeyParlamentosu parlamenterlerinin referandum kanununukesinlikle kabul etmemeleri istendi.Ça¤rıda, 'Da¤ıstan, Çeçenistan, ‹ngufletya, KuzeyOsetya'daki ayrılık zincirlerinin devamı olarak Nalçik'teyas¸anan son olaylar açıkça gösterdi ki, Federal Merkez'inKuzey Kafkasya'daki politikası çıkmaza girdi. Durum hergeçen gün daha da kötüles¸iyor ve bu çıkmazdan federalmerkez için çıkıfl yolu görülmüyor' ifadeleri kullanılırken,Kuzey-Batı Kafkasya'nın çözülemeyen ayrılıklara çek-ilebilece¤ine de dikkat çekildi. Adıgey Cumhuriyeti Anayasası'nda ve onun yasamasındayapılacak kabul edilemez de¤iflikliklerin de tehlikelisonuçlara yol açabilece¤i anlatılan ça¤rıda, 'ÇerkesKongresi, Adıgey Cumhuriyeti referandum kanunununs¸u anki haliyle kabul edilemez buluyor' dendi, bukanunun Adıgelerin tarihi devletlerini, normal bir seçimyoluyla yok etmeye yönelik oldug˘una vurgu yapıldı.

HABERLER AJANS KAFKAS’TAN ALINMIfiTIRkf

Page 35: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

afkasya, göreceli olarak çok küçük bir bölgede kültü-rel benzerlikler tafl›makla birlikte etnik ve dinsel ola-rak çok farkl› özellikler gösteren ve bu farkl›l›klar›n›

bazen etnik ayr›mc›l›¤a varacak ölçüde önemseyen ulus-lardan olufluyor. Bölge özellikle de son 150 y›lda t›pk›Balkanlarda oldu¤u gibi, en son silah sistemlerinin yan›s›ra insan mühendisli¤i çal›flmalar›n›n (sürgünler, zorun-lu yerlefltirme, nüfus kayd›rma vb. icatlar›n) baflar›yla de-nendi¤i temel laboratuvar alanlar›ndan birisi oldu. Bölge-nin demografik yap›s›, yeniden yaz›lan, icat edilen tarihi-ne, kültürüne, politik yap›lar›na paralel olarak de¤ifltirildive günümüzdeki halini ald›. Kurgusal tarih bölge halkla-r›na ra¤men yaz›lmaya devam ediyor. Baz› etnik unsur-lar bu politikalar sonunda ortadan kald›r›l›rken, k›smenya da tümüyle anavatanlar›ndan sürülürken, baz›lar› dakendi topraklar›nda az›nl›k konumuna getirildiler. Siyasiharitalar ilgili ülkeleri bir d›fl gücün merhametine, ha-kemli¤ine, korumas›na, hamili¤ine, ekonomisine muhtaçedecek flekilde oluflturuldu. Çizilen yeni s›n›rlar yaln›zharitalarda kalmad›, Kafkasyal›lar›n alg› ve imgelemdünyalar›na da nüfuz ettirilmeye çal›fl›ld›. Kafkas ülkele-ri yak›n tarihin bu zoraki siyasi harita oyunu sonucundabirçok s›cak savafl yaflad›, yafl›yor.

Kafkasya zihinlerde ve haritalarda parçalan›yor.

Kafkasya diasporas›n›n üyeleri, bulunduklar› ülkenin,küresel güçlerin politikalar›yla uyumlu Kafkasya tasav-vur dünyas›, geçmiflin güzel ve kötü an›lar› ve her etnikunsura ve politik arka plana göre de¤iflen Kafkasya haki-kati aras›nda s›k›fl›p kalm›fl durumda. Anavatan ile ba¤›n

sürekli olarak manipüle edilmesiyle (baflka bir deyiflle,sürekli yanl›fl/yan›lt›c› bilgi yay›lmas› veya ço¤u kezdo¤ru bilgiye eriflim olanaklar›n›n s›n›rland›r›lmas›yla)birlikte diasporada bir kesim, icat edilmifl s›n›rlar› içsel-lefltirmifl ve objektif olarak bu s›n›rlar›n hamili¤ini üstle-nen küresel, bölgesel güçlerin politikalar›n› benimsemiflgörünüyor. Üstelik bu dayatma, ayn› kesimce zorunlu biralternatifmifl gibi savunulabiliyor.

Kafkas halklar›, özellikle de kendi içlerindeki baz› ke-simlerce karfl›lar›na biteviye ç›kar›lan bir psikolojik en-gel -göç ettikleri ülkeye minnet duymalar› gere¤i- nede-niyle yaflad›klar› ülkelerinin demokrasi mücadelesindebir ölçüde pasiflefltirilirken, efl zamanl› olarak bu ülkeninKafkasya politikalar›nda söz sahibi olma haklar›ndan davazgeçirilmifl oluyorlar. Bu nedenle de Türkiye’nin Kaf-kasya politikalar›ndaki yalpalamalar›, eksiklikleri, yan-l›fll›klar› düzeltme flans› belki de en az olan kesim, para-doksal olarak ülkemizde yaflayan Kafkasya kökenli yurt-tafllar›m›z olarak karfl›m›za ç›k›yor.

Kafkasya kökenli yurttafllar›m›z›n ülkemizin demokratik-leflmesine daha etkin bir biçimde kat›lmas›nda ve Kafkasdiasporas›n›n anavatanla dolays›z bir iletiflim ve müdaha-le kanal›n›n idame ettirilmesinde ç›kar› olmayan belli ke-simler, yaflanan tarihi unutturan, kolektif bir gelecek tasa-r›m›n› olanaks›zlaflt›ran bir reel politika alg›lamas›na, bureel politika üzerinden de bir siyasi rant paylafl›m›na ›fl›ktutuyor. Dayat›lan bu seçici alg›lama Kafkasya’ya bütün-lüklü bak›lmas›n› engelliyor; Kafkasya’n›n baz› bölgeleri-ni kucaklarken, di¤erlerini yok say›yor. Kafkasya kuzey,güney, do¤u, bat›, iç, d›fl, yan, üst gibi bir s›fatlar manzu-

33

kf

Kafkasya bazen küresel ve bölgesel güçlerin s›n›r›na kadar gelipdayand›klar› bir ateflkes alan›, bazen savafl alan›n›n ta kendisi. Buyüzden de her türden tahakküm, direnifl ve tahammül stratejilerininuygulama alan› olan bir bölge.

KKaarrggaa flflaakk››rr››pp kk››ss bboollmmaass,, ttoorrggaayy flflaakk››rr››pp yyaazz bboollmmaass..11Nogay Atasözü

Birleflik Kafkasya:Soyut S›n›rlar, Somut Engeller

HAKAN GÜREL

K

YORUMyorum

Page 36: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

34

mesi ile zihinlerde bölünüyor ve her parça bir di¤eri içinbir ötekilefltirme nesnesi haline getiriliyor. Reel politika dayatmas›n›n, Atlantik ve Avrasya ittifakla-r›n›n Kafkas politikalar›na boyun e¤mek, Rusya Federas-yonu ve AB-ABD ile Kafkasya politikalar› konusundaelefltiri ve özelefltiriden yoksun bir iliflki kurmak anlam›-na geldi¤i gözlerden kaçm›yor. Reel politikan›n fetifllefl-tirilmesi yaln›zca Kafkas diasporas›n›n imgelem dünya-s›n› fazlas›yla s›n›rland›rmakla kalm›yor, ayn› zamandabu politikalar karfl›s›nda alternatif hatlar belirleyebilme,direnebilme, dönüfltürebilme kapasitelerini de ortadankald›r›yor.

Belki de bu nedenle kendi ülkesinde bile Çeçenistan öze-linde büyük elefltirilerle karfl›laflan Putin, reel politikatanr›s›n›n sihirli eliyle, âli ç›karlar nedeniyle tahammüledilmesi gereken bir dünya lideri olarak alg›lat›lmaya ça-l›fl›labiliyor. Kafkas kökenli yurttafllar›m›z, Çeçenistandireniflinin aslen köktendinci terörist bir kalk›flma oldu¤uyönündeki kat›ks›z Rus propagandas›na kulak vermeye,hatta hak vermeye ça¤r›labiliyor, Putin’e elefltirel yaklafl-mak ülkemizin bir tabusu haline getirilebiliyor.

Abhaz-Gürcü, Ermeni-Azeri, Oset-Çeçen gerilimleri,yerlerinden yurtlar›ndan edilen yüz binlerce insan›n yafla-d›¤› dram, belki de bu nedenle, k›sa haber fleklinde bileolsa medyam›zda yer bulam›yor.

Belki de bu nedenle AB-Komfluluk politikas›na dâhiledilen Azerbaycan, Gürcistan (ve Abhazya) ve Ermenis-tan ile görüflmeler K›br›s Rum Kesimi taraf›ndan uygula-nan veto nedeniyle kesildi¤inde ya da Fransa, Gürcistans›n›r›ndaki AB gözlemcilerinin geri çekilmesi için bast›r-d›¤›nda ne medyada yer al›yor, ne Diaspora’da sorgula-n›yor.

Diasporada bir baflka kesimin Kafkasya’y› soyut s›n›rla-r›n ay›rd›¤› birleflik bir co¤rafya olarak görme e¤ilimi as-l›nda hem en romantik, hem de en bütüncül yaklafl›m›içeriyor. Ne var ki bu soyut s›n›rlar›n her geçen gün yal-n›z Kafkasya’n›n ayr› düflmüfl/düflürülmüfl halklar›n› bir-birinden ay›ran s›n›rlar de¤il, ayn› zamanda küresel hege-monya mücadelesinin s›n›rlar› haline gelmesi ve o denligüçlü somut engellere dönüflmesi, Birleflik Kafkasya dü-flüncesinin pratik s›n›rlar›n› ve üstesinden gelmesi gerek-ti¤i engelleri gösteriyor. Dolay›s›yla Birleflik Kafkasyadüflüncesini savunanlar›n, kan›ksat›lmaya çal›fl›lan soyuts›n›rlara dayal› reel politika verilerine karfl› romantizmi,küresel ve bölgesel güçlerin meydan okuyan bölgeselstratejilerinin sonucu ortaya ç›kan somut engellere karfl›ise rasyonalizmi kuflanmas› flart oluyor.

Kafkasya’ya dair parçal› alg›lama, özellikle de GüneyKafkasya ile Kuzey Kafkasya ayr›m›, yaln›zca küreselpolitikalar aç›s›ndan de¤il, bizzat Kafkas halklar›nda varolan baz› önyarg›lar ve ötekilefltirmeler de kullan›laraksoyut olmaktan ç›k›p, somut bir gerçekli¤e dönüflüyor.

Kuzey Kafkasya, münhas›ran Rus etkisine terk edilirken,Transkafkasya (Abhazya, Gürcistan, Ermenistan veAzerbaycan) Atlantik ittifak›n›n, AB ve ABD eliyle kü-resel politikalar›n› daha uygun gelifltirebilece¤i bir co¤-rafyaya dönüflüyor. Kafkas da¤lar› Avrasya ve Atlantikeksenlerinin yeni s›n›r› haline geliyor. Kuzey Kafkas ül-keleri, merkezden atanan bir Rus vali egemenli¤indemüstemlekelere dönüflürken, güney ülkeleri Bar›fl ‹çinOrtakl›k (B‹O), NATO ve AB-Komfluluk politikas› vb.mekanizmalar ile Bat› eksenine eklemleniyor.

Belki, Kafkasya’y› her bir parças› birbirinden ayr› düfl-müfl, baz› parçalar› art›k tamamen kaybolmufl, yerine ye-ni ve uyumsuz parçalar konmufl bir yap-boz olarak dü-flünmek mümkün. Yap-boz’un her bir parças›n› bütünedair genel tahayyülü kaybetmeksizin yeniden yerine yer-lefltirmek gerekiyor. Ancak öncelikle Kafkasya’y› küre-sel bir yap-boz oyununa konu eden, Kafkas halklar›n›kendi bafllar›na hareket yetene¤i olmayan satranç tafllar›-na indirgemeye çal›flan jeopolitik panoramay› ve jeostra-tejik yönelimleri çizmeye çal›flmal›y›z.

Orta Asya, Hazar Havzas› ve Karadeniz

Orta Asya ile Karadeniz aras›nda uzanan ve Kafkas-ya’n›n önemli ve merkezî bir parças›n› oluflturdu¤u Ha-zar havzas› dünya-sistemin en önemli enerji üretim veda¤›t›m alanlar›ndan birisini oluflturuyor. Enerji gereksi-nimlerini giderek daha fazla Avrasya kaynaklar›ndankarfl›lamaya yönelen Avrupa ülkelerinin yan› s›ra hâliha-z›rda ABD’den sonra en çok petrol talebi olan Çin veHindistan gibi küresel güç olma yolunda ilerleyen ülke-ler, Rusya Federasyonu, ‹ran ve Türkiye gibi bölgeselgüçler ve ABD için bölgenin önemi bu nedenle çok bü-yük. Dünya-sistemin enerji gereksinimi artt›kça, Hazarhavzas› üzerindeki hegemonya mücadelesi de büyüyor.Üstelik enerji ya da enerjiye eriflim yollar›n›n kontrol al-t›nda tutulmas› küresel hegemonya mücadelesinin tekboyutu da de¤il. Kafkasya birçok jeostrateji uzman›n›nbelirtti¤i gibi Avrasya ve Atlantik ç›kar alanlar›n›n orta-s›nda uzanan bir fay hatt›. Bu anlamda iki temel jeostra-tejik blo¤un ekonomik, toplumsal, politik, kültürel veideolojik alanlarda da karfl› karfl›ya geldi¤i bir co¤rafyaparças›.

Orta Asya, Hazar havzas› ve Karadeniz üzerinde tarihselhegemonya mücadelesinin bafl aktörleri küresel düzeyde‹ngiltere, Almanya, ABD, Rusya, Çin ve eski Osmanl›‹mparatorlu¤u, hatta Japonya ve bölgesel olarak ise Tür-kiye ve ‹ran olarak say›labilir. Öte yandan, bu bölgeleriçinde “Büyük Gürcistan”, “Büyük Ermenistan”, “K›z›lElma” ve “Büyük ‹ran” gibi baz› ‘megalo idea’lar da ka-t› milliyetçi tasavvurlar›yla tarih içinde belli zamanlardaetkinlik oluflturmaya çal›flm›fllard›r. Yaz›n›n ve yazar›n›ns›n›rlar›n› aflmamak üzere belli bafll› aktörlere de¤inerektart›flmay› bafllatabiliriz.

kf

Page 37: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

Rusya Federasyonu

Rusya Federasyonu’nun Kafkasya’ya dönük politikalar›Çarl›k döneminden bugüne siyasal rejimden k›smen ba-¤›ms›z olarak az çok tutarl› bir hat izliyor. Nitekim büs-bütün farkl› siyasal ve ekonomik referanslara, devlet ya-p›lar›na sahip Çarl›k dönemi, SSCB ve Rusya Federasyo-nu döneminde izlenen sürgün, keyfi s›n›r belirleme, nü-fus yerlefltirme ve katliam politikalar› benzerlikler göste-riyor. Rusya Federasyonu, eski-SSCB stratejik etki alan›-n›n mirasç›s› olarak görülebilecek Birleflik Devlet Toplu-lu¤u’nu kendi kontrolü alt›nda tutmak, Hazar havzas›ndabulunan ve SSCB’nin da¤›lmas›n›n ard›ndan ba¤›ms›zl›kkazanan ülkeleri askeri, ekonomik ve politik olarak ken-disine tabi k›lmak ve SSCB s›n›rlar›na dâhil olan ülkeler-de bar›fl ve istikrar›n garantörü olarak uluslararas› kabulgörmek için uzun süre çaba sarf etti. Bir yandan Kafkas-ya’da etkinli¤inin sürmesi konusunda ne kadar ›srarl› ol-du¤unu Çeçenistan’da katliamlar yapmaya varacak, hat-ta s›n›rl› nükleer bomba seçene¤ine baflvurabilece¤iniaç›klayacak ölçüde dünya âleme gösterirken, öte yandanErmenistan, Azerbaycan, Abhazya, Osetya, Acara bölge-lerinde Rus usulü bar›fl› koruma, arabuluculuk ifllevleriüstlenerek etkinli¤ini sürdürmeye çal›flt›. Özerk bölgeler-de özgür seçimlerin yap›lmas›na ya izin vermedi ya daaç›kça Rusyac› olmayan adaylar› veto etmeye, merkez-den atama yapmaya yöneldi. Rusya Federasyonu’nunKafkasya’ya tan›d›¤› özgürlük, Kafkas halklar›n›n Rus-yac› adaylar› kendilerinin belirlemesi özgürlü¤ü ile s›n›r-l› kald›. Ba¤›ms›zl›¤›n› kazanan ülkelerde de etkinli¤ini,SSCB döneminden kalan ve Avrupa KonvansiyonelKuvvet ‹ndirimi Antlaflmas›’n›n (AKKA) s›n›rlar›n›nzorlanmas› ve ev sahibi ülkeler üzerinde yo¤un bask›ylaidame ettirebildi¤i üsleri arac›l›¤›yla pekifltirmeye çal›flt›.

Bugün Rusya Federasyonu’nun, genelde de Avrasya blo-¤unun Hazar Havzas› üzerindeki etkinli¤i gerileme içeri-sinde. Atlantik ittifak›, SSCB’nin da¤›lmas›n›n ard›ndanküresel hegemonya mücadelesinin temel muharebe alan›olan Avrasya k›tas›nda SSCB’nin mirasç›s› Rusya Fede-rasyonu’nun etki alan›n› sürekli s›n›rland›rmaya yöneldi.SSCB’nin da¤›lmas›n›n ard›ndan Do¤u Avrupa ülkeleri-nin Rus etkisi d›fl›na ç›kar›larak AB içine al›nmas›, Afga-nistan müdahalesi, Orta Asya ülkelerinde rejim de¤iflik-liklerinin desteklenmesi, Gürcistan ve Azerbaycan’›nNATO, AB ve çok uluslu enerji flirketleri arac›l›¤›yla veTürkiye’nin deste¤iyle bat› dünyas›na ad›m atmas› Rus-ya Federasyonu’nu hemen tüm Bat› ve Güney s›n›rlar›n-da bir savunma durumuna soktu. Güneyde Orta Asya,Bat›’da Ukrayna’n›n kopuflu tehdidiyle Rusya bugün Or-ta Asya, Hazar ve Karadeniz Havzalar› ile Transkafkas-ya’da Abhazya ve Ermenistan üzerindeki etkisi ile tutun-maya çal›fl›yor. fiimdilik, Türkî Cumhuriyetlerde, hare-ket noktalar› ister “ABD eliyle demokrasi”yi reddetmek,ister genel anlamda demokrasiyi benimsememek olsun,mevcut tek adam rejimleri Rusya Federasyonu’na halabelli bir manevra alan› sa¤l›yor gibi görünüyor. Rusya bu

konuda Çin’den de destek al›yor ve fiangay ‹flbirli¤i Ör-gütünü bu ortak paydaya getirmeye çal›fl›yor.2

Öte yandan Orta Asya’da tek adam rejimlerinin devametmeyece¤i, en sonunda bölge halklar›n›n demokratik biryönetim için sokaklara dökülece¤ini gösteren irili ufakl›ayaklanmalar ABD ve Rusya usulü, antidemokratik li-derlerle rant paylafl›m›na dayal› ittifaklar›n zay›fl›¤›n›gösteriyor. Özbekistan ve K›rg›zistan’daki ayaklanmalarkanla bast›r›l›rken Türkiye, AB ve ABD durumu protes-to ettiler. Rusya ve Çin için bu durum Orta Asya rejimle-rinin Atlantik ittifak›na karfl› kendi dümen sular›na gir-meleri için bir f›rsat oluflturuyor. Özbekistan, diktatörlükseçene¤ini Rus ve Çin deste¤i ile ayakta tutmaya çal›fl›r-ken, K›rg›zistan ise ABD yerine AB’yi koyarak yeni birittifak aray›fl›na girmifl görünüyor. Öte yandan Kazakis-tan, petrol ve do¤al gaz da¤›t›m›nda Rus ve Çin bask› vetekliflerini reddedip, Bakû-Ceyhan boru hatt›n› seçerek,Orta Asya içinde Atlantik ittifak›na sa¤lam bir ad›m atanen önemli ülke komuna geldi. K›sacas› Orta Asya kazan›kaynamaya devam ediyor ve mücadeleyi bitmifl saymakiçin henüz erken.

Birleflik Devletler Toplulu¤u’nun art›k fiili olarak ifllev-siz kalmas›, Rusya Federasyonu’nu Kafkasya ve OrtaAsya’da Atlantik ittifak› karfl›s›nda yeni aray›fllara itiyor.Orta Asya’da Çin ittifak›, Kafkasya’da ise Ermenistan,Fransa ve ‹ran ittifaklar› gözden kaçm›yor. Afganistan’dakonufllanan Atlantik ittifak› güçlerinin, Orta Asya veKafkasya’da enerji kaynaklar›n›n ve yollar›n›n Rus veÇin etkisinden kurtar›larak güvence alt›na al›nmas› oldu-¤u düflünüldü¤ünde Rusya Federasyonu’nun yukar›dabahsedilen yeni ittifaklar› anlafl›l›r bir hale geliyor.

35

kf

Kaynak: Rajan Menon, “Treacherous Terrain: The Poli-ticaland Security Dimensions of Energy Developmentin the Caspian Sea Zone”, National Bureau of AsianResearch Analyssis, Cilt 9, No. 1, fiubat 1998, s. 5

Page 38: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

36

Burada ilginç olan konu, Çin’in SSCB’nin Afganistan ifl-gali s›ras›nda daha ABD ortada yokken Afgan mücahit-lerine silah yard›m› yapm›fl olmas›, baflka bir deyiflle Or-ta Asya’n›n müstahkem mevkiini SSCB’ye b›rakmak is-tememifl olmas›d›r. Dolay›s›yla bugünkü Rus – Çin ittifa-k›n›n hayli pragmatik ve geçici bir do¤as› oldu¤u ortada-d›r.Rusya Federasyonu’nun Karadeniz politikalar›, Ukray-

na’n›n kayb›yla büyük bir yara alm›flt›r. Türkiye ve Uk-rayna aras›nda olas› NATO ve AB üyelikleri üzerindenyürüyen ve K›r›m’daki büyük ifl hacmi ile desteklenen ifl-birli¤i, zaman›n Karadeniz hâkimi Rusya Federasyo-nu’nun Karadeniz eriflim ve kontrolünü büyük ölçüdeazaltm›fl görünmektedir. Öte yandan Ukrayna’n›n Trans-kafkasya ülkeleri ile tarihi iflbirli¤i bir yana Karadenizhavzas›na yönelik olarak AB ve NATO deste¤iyle kuru-lan GUUAM3, Karadeniz Ekonomik ‹flbirli¤i Örgütü(KE‹)4 gibi mekanizmalar da Rusya’y› etkisizlefltirmiflgörünmektedir. NATO, yak›n zamanda Karadeniz’de da-imi bir görev kuvveti kurmay› planlamaktad›r.

Rusya Federasyonu, Kuzey Kafkasya’ya raz› olma karfl›-l›¤›nda Güney Kafkasya’y› Atlantik ittifak›na terk etmekonusunda çok istekli görünmemektedir. ‹ran ve Erme-nistan ile kurdu¤u iliflki, bölgedeki üslerini (örne¤in, Gu-dauta) boflaltma konusunda sergiledi¤i direnç, Abhazyave Güney Osetya çat›flmalar›na müdahale biçimi itibariy-le Transkafkasya’n›n Ermenistan hariç olmak üzere Ba-t›yla eklemlenme konusundaki temel yönelimlerini en-gelleyemese bile geciktirme çabas›n› aç›kça göstermek-tedir. Abhaz ve Oset halklar›n› Gürcü yay›lmac›l›¤›nakarfl› koruma iddias›, Abhaz halk›na Rusya Federasyonuvatandafll›k belgesi ve emeklilik maafl› verme uygulama-lar› bu yönde at›lan ad›mlar olarak de¤erlendirilmelidir.

Atlantik ‹ttifak› – ABD ve k›smen AB

Atlantik ittifak›n›n Kafkasya politikalar›, Rusya Federas-yonu gibi tutarl› bir hat izlemiyor. AB ülkeleri bir yandan

özellikle Almanya ve ‹ngiltere’nin deste¤iyle Transkaf-kasya’ya yönelik aç›l›mlar yaparken, di¤er yanda özellik-le Fransa ve K›br›s Rum kesiminin AB içindeki direnciy-le Kafkasya’da etkisini çok daha art›racak ad›mlar at-maktan çekiniyor. Bölgede tarihsel olarak Rusya Fede-rasyonu’nun temel müttefiki olan Ermenistan’da, Gürcis-tan benzeri bir Bat› ile eklemlenme süreci yaflanmas›özellikle ABD, ‹ngiltere ve Türkiye taraf›ndan destekle-niyor.

Bölgesel güçlerin ve bölge ülkelerinin kendi aralar›ndakurduklar› ittifaklar da Kafkasya’n›n soyut s›n›rlar›n› pe-kifltiriyor. Ermenistan ile Azerbaycan aras›ndaki Da¤l›kKaraba¤ sorunu, Azerbaycan ile ‹ran aras›ndaki ‹ranAzerbaycan’› sorunu, Türkiye ve Ermenistan aras›ndakisorunlar, Gürcistan – Abhazya, Gürcistan – Osetya, Çe-çenistan – Osetya sorunlar› diye uzay›p giden ve asl›ndahemen her iki ya da daha fazla ülke aras›nda farkl› kom-binasyonlarla tekrar eden anlaflmazl›klar, küresel ve böl-gesel güçlerin bölgedeki etkinli¤ini art›r›yor. Bu anlafl-mazl›k ve çat›flmalar küresel ve bölgesel güçlerce alenive z›mni olarak destekleniyor. NATO ve AB taraf›ndandesteklenen Türkiye – Gürcistan – Azerbaycan ekseni ilek›smen Çin ve Fransa’n›n deste¤ini alan ‹ran – Rusya Fe-derasyonu – Ermenistan ekseni bölgede akan kan› durdu-racak bir pat durumunu bile tesis edememifl görünüyor.

Çeçenistan konusunda AB’nin sergiledi¤i tav›r, yalpala-malar ve hatta bir ölçüde küçük düflürücü ö¤eler içeriyor.Çeçenistan’da akan kan›n durdurulmas› için AB, “Moneyfor Peace” (Bar›fl için Para) denebilecek bir yaklafl›m ileRusya Federasyonu’na katk›da bulunma amac›nda. Buprojeye göre, e¤er bölgede yat›r›mlar h›zlan›rsa, bölgehalk›n›n ekonomik durumu iyilefltirilirse, bu bölgenin‘normallefltirilmesi’ konusunda bir ‘umut ›fl›¤›’ olacak.Dolay›s›yla söz Kuzey Kafkasya’dan aç›l›nca, AB veABD’nin etkisi s›n›rl›, yaln›zca insan haklar› ihlallerinekarfl› al›fl›ld›k ve basmakal›p elefltirilerle s›n›rl› kal›yor,zaten insan mühendisli¤i çal›flmalar› konusunda bir ek-sikli¤i olmayan Rusya Federasyonu’na Rus bar›fl›n› tesi-se dönük yeni fonlar sa¤lamaya yöneliyor.

Ancak ifl Güney Kafkasya’ya geldi¤inde birden bire iflinrengi de¤ifliyor; (i) Transkafkasya ülkelerinin demokratikilkeler do¤rultusunda daha s›k› bir denetim alt›na girme-sini ve ekonomilerini daha güçlü k›lmas› muhtemel yap›-sal AB fonlar›n›n aktar›lmas›n› öngören AB-KomflulukPolitikas›; (ii) Orta Asya, Kafkasya ve Avrupa aras›nda,Rusya Federasyonu’nu devre d›fl› b›rakan kesintisiz birulaflt›rma hatt›n›n kurulmas›n› öngören Avrupa-Kafkas-ya-Asya Ulaflt›rma Koridoru (TRACEKA) projesi ve Ak-tau (Kazakistan) – Bakû – Tiflis - Ahalkalaki - Kars de-miryolu projesi; (iii) Bakû-Ceyhan boru hatt›n›n destek-lenmesi ve Rus petrollerinin Bo¤azlar d›fl›nda bir güzer-gâh kullan›larak tafl›nmas› konusundaki irade vb. bukonuda AB tavr›n› belirleyen temel politika yönelim-lerini özetliyor.

kf

Özbek askerleri, Andican’daki ayaklanmay› bast›r›r-ken, Türkiye taraf›ndan hibe edilen araçlar› da kulla-n›yorlard›. D›fliflleri Bakanl›¤› bu durum üzerine Öz-bekistan’› protesto etmifl, AB silah ambargosu uy-gulamaya karar vermifltir.

Page 39: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

Ancak AB’nin Kafkasya politikalar›n›n, AB içindekiRusya Federasyonu müttefikleri nedeniyle Rusya lehinegeciktirildi¤i de bir baflka gerçek. Fransa’n›n, Pankisivadisindeki silahs›z AB askeri gözlemcilerinin görevsüresinin uzat›lmas›n› veto etmesi, K›br›s RumKesiminin AB-Komfluluk Politikas› çerçevesindekigörüflmeleri engellemesi AB’nin küresel aktör rolüylebölgede bir rol oynamas› olas›l›¤›n› zay›flat›yor. Bunun-la birlikte, Bakû petrolleri konusunda tarihsel bir çekiflmeiçinde olan ‹ngiltere, Almanya ve ABD’nin daha uyum-lu bir politika izledikleri görülüyor.

ABD, bölgesel müttefiki Türkiye ile Gürcistan ve Azer-baycan konusunda ciddi bir iflbirli¤i gelifltiriyor. Türkiye,Hazar ve Orta Asya enerji üretim bölgeleri üzerindekiküresel paylafl›m mücadelesinde k›smen Atlantik, k›s-men Avrasya ekseni ile ortakl›k kuran, küçük bir rol üst-leniyor. Ancak, bu enerjinin Rusya haricindeki bir hatüzerinden dünya piyasalara sunulmas› söz konusu ol-du¤unda daha büyük bir rol üstlendi¤ini, dünya sistemintemel enerji nakil hat ve terminallerinin Türkiye üzerin-de kuruldu¤unu veya planland›¤›n› görüyoruz. Bu durumister istemez Türkiye’nin Kafkasya, Orta Asya veKaradeniz politikalar›n› radikal bir de¤iflime tabi tut-mas›n› beraberinde getiriyor. Darbeci (Azerbaycan veTürkmenistan), K›z›l Elmac›, Avrasyac› veya düpedüzhayalci e¤ilimler, paradoksal olarak Orta Asya’daki Tür-kî Cumhuriyetlerle bir Türk Birli¤i oluflturulmas› ve Rus-ya ve ‹ran ile iflbirli¤ine giderek Avrasya Birli¤inin

kurulmas› ülkülerinin alt›n› geri dönülmez bir biçimdeoymufl gibi görünüyor. Öte yandan ABD ve ‹ngiltere, Al-manya gibi AB ülkeleri ile Kafkasya ve Orta Asya poli-tikalar›nda sergilenen uyum bölgesel aktör olarak Tür-kiye’nin rolünü pekifltiriyor.

Atlantik ittifak›n›n AB ve ABD eliyle bölgede etkinli¤inigiderek art›raca¤› göz önünde tutularak Gürcistan’›ndâhil oldu¤u Acara ve Osetya özerk bölgeleri ile yaflad›¤›sorunlar ve Abhazya’n›n ba¤›ms›zl›¤› meselesi ile Er-menistan ve Azerbaycan çat›flmas›n›n k›smi demokratik-leflme ve AB ve NATO gibi kurumlarla farkl› düzeyler-de iliflkiler vas›tas›yla çözümlenme yoluna gidilece¤ibüyük bir olas›l›k olarak karfl›m›za ç›k›yor. Çeçenistan’›nve Rusya Federasyonu’na dâhil olan Kuzey Kafkasyaözerk bölgelerinin bu al›flverifl sonras›nda Rus etkisindekalaca¤› da öyle…

Birleflik Kafkasya m›, Parçalanm›fl Kafkasya m›?

Reel politika, yukar›da özetlenmeye çal›fl›lan politikalarkarfl›s›nda eksenlerden birinin tercih edilmesinidayat›yor. Ancak, hangi ekseni seçerseniz seçin Birleflikbir Kafkasya elde edemiyorsunuz. Tüm bu anlat›lanlararas›nda eksik bir fley var. Tüm bu boru hatlar›, etnikçat›flmalar, hegemonya mücadeleleri, eksenler, ittifaklargürültüsü içinde sesi duyulmayan bir ö¤e var: Kafkashalklar› ne istiyor? “Bar›fl için Para” m›? Müstemleke ol-mak m›? Boru hatt› bekçili¤i yapmak m›? Emeklilikmaafl› karfl›l›¤›nda sömürgeleflmek mi? Her gün, kendid›fl›ndaki tüm Kafkas etnik gruplar›n› ötekilefltirmeninbaflka bir yolunu aramak m›?

Diaspora burada önem kazan›yor: verili durum karfl›s›n-da küresel ve bölgesel güçlerin politikalar›na tahammülstratejisi gelifltiren ya da bu politikalar› aklama gayretiy-le davranan reel politikac› e¤ilimler mi, yoksa romantizmile rasyonalizm aras›ndaki ince ayar› tutturan ve halk-lar›n›n kolektif tasavvurunu canland›rmay› amaçlayane¤ilimler mi önümüzdeki döneme damgas›n› vuracak,hep birlikte görece¤iz.

1 Kargan›n ba¤›rmas›yla k›fl olmaz, serçenin ötmesiy-le yaz olmaz.

2 fiangay ‹flbirli¤i Örgütü, Rusya, Çin, Kazakistan,K›rg›zistan, Tacikistan ve Özbekistan’dan oluflmak-tad›r. Hindistan, Pakistan ve ‹ran örgüt toplan-t›lar›na gözlemci olarak kat›lmaktad›r.

3 GUUAM: Gürcistan, Ukrayna, Özbekistan, Azer-baycan ve Moldova

4 KE‹: Türkiye, Rusya Federasyonu, Ukrayna, Azer-baycan, Moldova, Gürcistan, Ermenistan Roman-ya, Bulgaristan, Yunanistan ve Arnavutluk ve göz-lemci üye olarak Avusturya, Polonya, Tunus, M›s›r,‹srail, Slovak Cumhuriyeti ve ‹talya.

37

kf

Page 40: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

asallar›n Kaf Da¤›’n›n kadim halk› Çerkesler’ in isla-miyetle tan›flmas› Araplar›n Kafkasya’ya ulaflt›¤› VIII.yüzy›lda, ‹stanbul’da gönüllü görülmeye bafllamalar›Osmanl›’ n›n Kafkasya’ya ulaflt›¤› 1700’lü y›llarda, di-asporik bir halk olufluysa Çarl›k Rusyas›’yla girifltikle-ri savafl›n sonucu 1800’lü y›llar›n ikinci yar›s›ndansonra gerçekleflmifltir.

Co¤rafi konumu nedeniyle ziyaretçisi hiç bitmeyenKafkasya’n›n bir k›s›m halklar›, iç dinamikleriyle ge-liflmesi kesintiye u¤ram›fl ve feodalizm sürecini ta-mamlayamadan diasporik bir halk olmufltur. Sonuçta,bir ölçü olabilece¤i düflüncesiyle iletelim ki; kendico¤rafyalar›nda kendilerine özgü uulluuss--ddeevvlleett ssüürreecciiyyaaflflaammaadd›› söz konusu halklar. Hatta mmeerrkkeezziilleeflflmmiiflfl ffee--ooddaall ssüürreeccii dahi yaflamad›lar.

Karadeniz ile Hazar Denizi aras›ndaki Kafkasya, Kaf-kas Da¤lar›yla do¤al bir ayr›mdad›r. Gürcistan, Erme-nistan ve Azerbaycan’›n yer ald›¤› co¤rafyayla kuzey-de kalan co¤rafyay›; birbirlerini etkiledikleri, birbirle-riyle ba¤lant›l› olduklar› konularda ay›rmadan amafarkl› yaz› konular› olarak de¤erlendirmek gerek.

Küçük bir co¤rafya ama hhaallkkllaarr vvee ddiilllleerr mmoozzaaii¤¤ii ko-numundaki Kuzey Kafkasya ile ilgili araflt›rmalar› olanStefanos Yerasimos’un Kafkasya geneli için kalemeald›¤› yaz›dan;

“Paris’teki Harp Okulu’nun duvarlar›nda, I. Dünya Sa-vafl› s›ralar›nda bir ‹ngiliz subay› taraf›ndan çizilmiflrengarenk bir Kafkas haritas› as›l›. Her renk bir ulusugösteriyor, yan tarafta da adlar› yaz›lm›fl, tam yetmiflbirtane, ancak Türkmenlerle K›rg›zlar›n her nedense ayn›renkle gösterildikleri göz önüne al›n›rsa yetmifliki taneeder.”

Böyle yazm›fl Yerasimos. Adige-Karaçay-Abhaz-No-gay-Tatar-Balkar-Oset-Gürcü-Çeçen-‹ngufl-Avar-Dar-gin-Lak-Lezgi-Andi-Dido-Kumuk-Tat-Azeri-Ermeni-Acara-Megrel-Svan-Bats-Kürt-Nasturi-Rus-Çingene-Kalmuk-Kazak-Türk Karapapak... uzay›p giden birhalklar mozai¤i. Her biri ayr› bir yaz› konusu olabile-cek halklar.

Türkiye özelinde resmi tarihin katk›s›yla Çerkes Et-hem’in kiflili¤inde Çerkesleri tan›ma(!) f›rsat› bulduAnadolu co¤rafyas›. Bir de damak düflkünlü¤ünden ol-sa gerek Çerkes tavu¤u literatürde yerini al›rken farkl›k›yafetler ve müzik aletleriyle Kafkas halk danslar› dabelleklerde yerini ald›. K›saca Türkiye özelinde birlik-te yaflad›¤› halklar›n Çerkesler’i - Çerkesler’in de bir-likte yaflad›¤› halklar›- iyi tan›d›¤› söylenemez. Bun-dan kas›t tarihsel gerçeklerdir. Dünyan›n gündeminegiren 1992 y›l›ndaki Abhazya-Gürcistan savafl› ve1994’ deki Çeçen savafl› gösterdi ki etnikli¤i / aidiyetiözellikle manipule eden bilinçli kesimlerin d›fl›nda bil-

kf

38

YAfiAR GÜVEN

Türkiye’ nin kültürel zenginli¤ine katk›s› olanÇerkesler, yaz›l› medyada zaman zamangündeme gelir. S›n›rl› okuyucu kitlesine sahipgazete ve dergilerde yer alan s›n›rl› sayfal› yaz›larla, kültürel zenginli¤ekatk› sunan di¤er halklar›n fertleri Çerkesler’i yani komflular›n› tan›mayaçal›fl›r. Yay›n hayat›na yeni bafllayan bu dergi de s›n›rl› say›da okuyucuyaulaflabilecek. Bu yaz›dan amaç, derginin ilk say›s›nda özet olarakÇerkesler’i anlatmaya çal›flmakt›r.

Çerkesler

M

MAKALEmakale

Page 41: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

gisi olmas› gerekti¤i düflünülebilecek baflka bir deyim-le araflt›rma yap›p gerçekleri bulmaya yak›n görünenmedyam›z da yetersiz bilgiye sahipti. Abaza-Abaz, Cü-cen-Çeçen derken öncelikle kimlik tan›m›n› kavramkargaflas›ndan kurtarmaya çal›flt› Çerkesler, sonra hari-tada Abhazya ve Çeçenistan’› parmakla gösterip bu in-sanlar›n nereden geldiklerini anlatt›lar.

Neden bilmiyorlar, neden ö¤renemediler, neden ö¤re-temedik, birlikte yaflayan halklar neden birbirlerini ta-n›yamam›fl, neden tan›fl›kl›k yüzeyde kalm›fl ya da gör-sellikten öte tan›flma gerçekleflememifl? Sorulmal› veyan›tlar› bulunmal›.

Çerkesleri anlat›rken, anavatanlar›ndan ve anavatanlar›d›fl›nda yaflad›klar› co¤rafyalardan da söz etmek gerek.Rusya Federasyonu Cumhuriyetleri olan Ad›gey, Kara-çay – Çerkes, Kabardey – Balkar, Da¤›stan, KuzeyOsetya(Alanya), ‹ngufletya Cumhuriyetleri ile 1990sonras› yaflad›klar› savafllar nedeniyle s›kça haber ol-duklar› için, kamuoyunun daha yak›ndan tan›d›¤› Ab-hazya, Çeçen-‹çkerya, Güney Osetya Cumhuriyetleriyaz› kapsam›nda ilgi alan›m›zda olacak halklar›n anavatanlar›d›r. Co¤rafi olarak flimdi s›k›fl›p kald›klar›cumhuriyetlerden çok daha genifl alanda yaflad›klar›,Karadeniz’den Hazar’a gibi bir tan›mla tarihsel ko-numlar›n›n tan›mlanabilece¤ini aktaral›m.

Çerkesler’in aannaavvaattaannllaarr›› dd››flfl››nnddaa yaflad›klar›co¤rafyalar›n bafl›nda Türkiye gel-mektedir. Türkiye d›fl›nda yaflad›k-lar› co¤rafyalar Ürdün, Suriye, ‹sra-il, Almanya, Hollanda, ‹ngiltere,

ABD, Kanada baflta olmak üzereyaklafl›k 40 ülkedir.

Anadolu’da Çerkesler’inyaflad›¤› yerler, il ve ilçemerkezinde yerleflimlerdikkate al›nd›¤›nda;Adapazar›, Düzce,Kayseri / P›narbafl›ve Uzunyayla, Es-kiflehir, Bilecik-Bozüyük, Bursa,Bal›kesir / Gönen-Manyas ve Band›r-ma, Çanakkale /

Biga, Sivas, ‹zmir,Antalya, Kahraman Marafl /Göksun, Yozgat, Hatay /Reyhanl›, Samsun, Tokat,Amasya / Merzifon, Afyon,‹stanbul, Ankara, ‹zmit, Ada-

na, Konya....40 il çevresin-

de 900 civar›nda yerleflim merkezinde yaklafl›k 5 mil-yon civar›ndad›r say›lar›.

Çerkeslerin Anavatan› KuzeyKafkasya’da neler oldu?

Tarih boyunca pek çok aakk››nnaa vvee ssüürreellii iiflflggaallee u¤rad›KK. Co¤rafi konumu nedeniyle ak›n ve iflgallerin yan›s›ra çeflitli nedenlerle gerçekleflen nnüüffuuss hhaarreekkeettlleerriinniide yaflad›. Sözü edilen ak›n ve iflgaller Kafkasya’y› veyaflayanlar›n› zor durumda b›rak›rken ayn› zamandaKafkasya d›fl›na Çerkes nüfusunun ç›k›fl nedeni olmufl-tur.

374 y›l›nda, Atilla’n›n önderli¤indeki Hunlar Kafkas-ya’y› iflgal etti. Daha sonra Atilla’n›n Avrupa üzerineyapt›¤› seferlere Çerkes süvari birlikleri de kat›ld›.Atilla’n›n ölümünden sonra da¤›lan birlikleri aras›nda-ki Çerkesler, ‹rlanda’ya, ‹spanya’ya ve oradan KuzeyAfrika’ya geçerek varl›klar›n› sürdürmeye çal›flt›. Tari-hin ak›fl› içinde Bizans ve Alt›nordu devletleri ordula-r›nda da yer ald› Çerkesler.

XII. – XIII. yüz y›ldaki MMoo¤¤ooll iissttiillaass›› ve istila s›ras›n-da bafllay›p sonras›nda devam eden veba hastal›¤›, Ku-zey Kafkasya’daki trajik dönemlerden biridir. Ciddi birnüfus kayb› olmufl, günün koflullar›nda hastal›¤a dire-nebilenler nesillerini devam ettirebilmifltir. Özellikle1390’larda Timur’un Kafkasya’da yaratt›¤› y›k›m kor-kunç olmufl, Timur ordusunun geçti¤i yerlerde 100 y›ltah›l ve ot yetiflmedi¤i nesilden nesile anlat›la gelmifl-tir.

Hun, Mo¤ol, ‹skit, Sarmat ve di¤er hareketleri geçipÇarl›k Rusyas› dönemine bakal›m.

Çarl›k Rusyas›’n›n Karadeniz sahiline ve s›cak deniz-lere –Akdeniz’e kadar inmeyi bbüüyyüükk hheeddeeff olarak gör-dü¤ünü tarih kitaplar›nda okumufluzdur. Çarlar ayakla-r›n› Akdeniz’de y›kama hayalini kurdu hep. Bu hedefiçin önemli co¤rafi konumu nedeni ile; Karadeniz veHazar Denizi aras›ndaki Kafkasya’ n›n ele geçirilmesigerekiyordu. Orada yaflayan Çerkeslerin iste¤i ise ana-vatanlar›nda özgür yaflamakt›. Özgürlüklerine düflkünhalklard› ve bu durum y›llar süren savafllara neden ol-du. Savafl, KK’n›n her yerinde oldu, Hazar Deni-zi’nden Karadeniz’e kadar her yerde. Da¤l›k co¤rafiyap›n›n avantajlar›n› kulland› Çerkesler ve sürekli ha-reketli-küçük birliklerle savaflarak direnifli y›llarca sür-dürdüler. Ancak KKKK’’nn››nn mmeerrkkeezziilleeflfleemmeemmiiflfl ffeeooddaallyyaapp››ss›› nedeniyle ddüüzzeennllii aasskkeerrii yyaapp››ss›› yyookkttuu. Savafl›nfarkl› cephelerde ve belli zaman aral›klar› ile gerçek-leflmesi güçlü konumdaki Çarl›k ordular›n›n savafl› ka-zanmas› ile son buldu. Gerek nüfus, gerekse askeri teç-hizat aç›s›ndan eflitsizlik vard› ve bu durum Çerkesler

39

kf

Page 42: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

40

aç›s›ndan yenilginin temel nedenlerinden biri olmufltur.Devaml› ve düzenli, e¤itimli, teçhizli ve cephane s›-k›nt›s› olmayan orduya karfl›, bask› karfl›s›nda ve o za-man diliminde yap›lacak savafl için toplananlardan olu-flan bir birlik söz konusuydu. S›n›rl› say›da, s›n›rl› teç-hizli ve s›n›rl› cephaneli.

KK halklar›n›n Çarl›k Rusyas›’yla ilk ciddi karfl›laflma-lar› 1550’ lerde bafllar. Kafkasya’n›n ortas›ndaki Ad›¤eboyu Kabardeyler, Ruslarla ilk karfl›laflan ve savaflan-lardand›r. Kabardeyler’in savafl öncesi yaklafl›k400.000 olan nüfuslar›, savafllar›n sonucunda 30.000’ekadar düflmüfltür. Savafl dönemi ve sonras›nda yaflanank›tl›k ve hastal›klar da etkili oldu bu k›y›mda. Çarl›kRusyas›’n›n Kafkasya Savafl›’nda izledi¤i belirleyicive ana yöntemlerden biri; ekinlerin – ormanlar›n yokedilmesiydi. Bu yöntem savafl›n zorluklar›n›n yan›s›rayokluk, k›tl›k, açl›k ve ölümle tan›mlanabilecek birtablo ç›karm›flt›r ortaya.

Sürgün

KK’n›n do¤usunda, Da¤›stan ve Çeçen Bölgesi’ nde1859’ da fieyh fiamil’ in teslim olmas› sonucu hakimi-yeti ele geçiren Çarl›k ordusu , KK’ n›n bat›s›na yük-lendi. Bütün Kafkasya cephe ikenart›k cephe küçülmüfl, Kuzey-Ba-t› Kafkasya’yla s›n›rlanm›flt›.Kafkasya’yla ilgili yüzeysel bil-gilerde, Çarl›¤a karfl› direniflinsimgelerinden sadece biri olanfiamil’le s›n›rlama görüyoruz. fia-mil’le özdefllefltirilen direniflinboyutlar› gerçekte çok genifltir.Karadeniz ile Hazar Denizi ara-s›ndaki KK’n›n hemen her kesi-minde gerçekleflen direniflin iyiincelenmesi ve do¤ru sonuçlaravar›lmas›, bugünün Kafkasyas›’n›n do¤ru de¤erlendi-rilmesi için bize ›fl›k tutacakt›r.

‹slamiyetle KK’n›n do¤u bölgelerinin yani Çeçen Böl-gesi ve Da¤›stan’›n tan›flmas›, Araplarla iliflkilerin ku-ruldu¤u 8.yy civar›d›r. 1840’larda yani Do¤u Kafkas-ya’da fieyh fiamil önderli¤inde Çarl›k Rusyas›’na karfl›direnifl sürerken Çeçen ve Da¤›stan Bölgeleri ço¤unlukmüslümand›. Bu durum savafl içinde zaman zaman di-ni ögelerin kullan›lmas›n› da getirmifltir. Bu dönemdesavafl›n di¤er cephesine, yani Kuzey-Bat› Kafkasya’yafiamil taraf›ndan gönderilen müritler, bu bölgede dahayo¤un yaflayan Adi¤eler aras›nda islam dinini yayma-ya çal›flt›lar. Xabze dedi¤imiz yaz›l› olmayan Adi¤eAnayasas› ile fleriat uyuflmazl›¤›n› gören Adi¤eler, Mu-hammed Emin öncesi gönderilen iki müridi, fleriat› da-yatmalar› nedeniyle bar›nd›rmam›flt›r. fiamil’in son

müridi Muhammed Emin ise, bu gerçe¤i bilerek geldi-¤i Adigeler aras›nda önce yaflama uyum sa¤lam›fl son-ra direnifl konusunda deneyimlerini paylaflm›fl ve fleri-at› anmadan dini çal›flmalar yapm›flt›r.

Bu k›sa aç›klamadan sonra 1859’a, fiamil’in teslimin-den sonraya, Çarl›k Ordusunun Kuzey-Bat› Kafkas-ya’ya yüklenmesine dönelim. Cephenin küçülmesinekarfl›n Çarl›k hemen sonuç alamad›. Da¤l›k co¤rafya-da 1864 y›l›na kadar yani fiamil’in tesliminden 5 y›lsonraya kadar süren savafllar›n sonucunda, Çar taraf›n-dan Adigeler’e, Abhazlar’a ve Ub›hlar’a, yani Kuzey-Bat› Kafkas Halklar›na silahlar›n› b›rakarak oval›k vebatakl›k bölgelere yerleflmeleri ya da Osmanl› toprak-lar›na sürgün seçenekleri sunuldu, seçenek denebilirse.Yaklafl›k 1.5 milyon insan vatan›n› terketti, 500 bin ci-var›nda insan sürgün yolculu¤unda ve ilk yerlefltikleribölgelerde yaflam›n› yitirdi. Sadece Trabzon’ da 53 bincivar›nda insan öldü.

Karadeniz sahil fleridinin Rusya için stratejik önemivard› ve yerli halktan ar›nd›r›lmal›yd›, öyle de yap›ld›.Kafkasya’ n›n di¤er bölgelerinde yani bugünkü Çeçe-nistan, Da¤›stan ve Osetya bölgelerinde görülmeyensürgün uygulamas›yla karfl› karfl›ya kald› Karadeniz k›-

y›s› civar›ndaki Çerkes Halklar›.Denize komflu oldu¤u için her türlüoperasyona aç›k olan sahil fleridi,gelecekte sorun yaratmamas› içinyerli nüfustan sürgün yoluyla ar›n-d›r›ld›. Osmanl› Sultan› ve RusyaÇar› , ç›karlar›na denk düfltü¤ü içinÇerkesler’ in sürgünü konusundahemen anlaflt›. Çarl›k, boyundurukalt›na almakta zorland›¤› bu halk›stratejik konumu önemli olan böl-gede bir arada tutmak istemiyordu.Zay›f düflen ve s›n›r sorunlar› yafla-

yan Osmanl› ise savaflacak güç peflindeydi.

Her anlamda eflitsizlik savafl›n›n sonucu yaflanan sür-gün, trajediye dönüfltü. Ad›ge, Abhaz ve Ub›hlar aç›s›n-dan bak›ld›¤›nda, Türkiye Cumhuriyeti vatandafl› ola-rak yaflayanlar›n, Anavatan Cumhuriyetleri’ nde, Kaf-kasya’da yaflayanlardan daha fazla oluflu, yaflanan traje-dinin sadece bir yan›d›r. Kendi yurtlar›nda az›nl›k ola-rak yaflamak durumunda kalan halklardand›r Ad›ge veAbhazlar. Do¤al ortam›ndan kopar›ld› bu halklar. ÇÇeerr--kkeess KKüüllttüürrüünnüünn GGeelleeccee¤¤ee TTaaflfl››nnmmaass›› vvee ‹‹nnssaannll››¤¤››nnOOrrttaakk KKüüllttüürrüünnee KKaattmmaa HHaakkkk›› tehdit edildi böylece.

Özgürlü¤üne düflkün Kafkasya Halklar›, istilac› güçle-rin oluflturdu¤u ideolojik üst yap›ya karfl›n, kendi gele-neklerine s›k› s›k›ya ba¤l› kald›lar. Yaflanan buncaolumsuzlu¤a karfl›n, yaflamlar›n› sürdürüyor olabilme-

kf

Özgürlü¤üne düflkün KafkasyaHalklar›, istilac› güçlerin

oluflturdu¤u ideolojik üstyap›ya karfl›n, kendi

geleneklerine s›k› s›k›ya ba¤l›kald›lar. Yaflanan bunca

olumsuzlu¤a karfl›n, yaflamlar›n›sürdürüyor olabilmelerinin bir

nedeni de budur.

Page 43: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

lerinin bir nedeni de budur.

Osmanl› ‹mparatorlu¤u, ‹ngiltere ve Kafkasya

KK stratejik önemi nedeni ile Çarl›k Rusyas› ve Os-manl› aras›nda pazarl›k konusu olmad› sadece, kolon-yalist ülkeler ‹ngiltere ve Fransa da etkili olmaya çal›fl-t›lar. K›saca savafl dönemi politikalardan söz etmek ge-rek.

K›r›m Hanl›¤›’n›n 1745 y›l›nda saraya ba¤lanmas› ile,Osmanl›n›n Kafkasya iliflkilerinin bafllad›¤› söylenebi-lir. Fiziki temas ise, 1778 y›l›nda Canikli Ali Pafla’n›nK›r›m Ordu Komutanl›¤› döneminde gerçekleflti veKaradeniz k›y›s›ndaki So¤ucak’ta görüflmeler oldu. Fe-rah Ali Pafla, 1781’de Çerkezistan Valisi olarak So¤u-cak Kalesi’ne gelerek, Osmanl› ad›na ciddi anlamdaKafkasya çal›flmalar›n› bafllatt›. ‹slam dinini Çerkesleraras›nda yaymaya çal›flt› ve Çarl›k Rusyas›’na karfl›Osmanl› politikas›n› yürütmeye bafllad›.

Sonras›nda da bir çok Osmanl› Paflas› So¤ucak ve Ana-pa Muhaf›z› olarak KK’n›n Karadeniz k›y›s›na geldi.Savafl boyunca yard›m vaatleri devam etti. Yard›m ola-rak hiçbir fley gelmedi denemez tabi ki. Vaatlerin ger-çeklefliyor görünmesi ve savafl›n sürmesi için; bir mik-tar kullan›lm›fl tüfek, f›ç›lar içinde fire oran› yüksek ba-rut, hantal ve da¤l›k koflullarda pratik kullan›m› olma-yan toplar gönderildi. (Örnek olmas› aç›s›ndan; 1825y›l›nda Anapa Muhaf›z› Hac› Hasan Pafla yerinde du-rum tesbiti yaparak Çerkesler için saraydan silah talepeder, talep Sultan taraf›ndan aç›kça reddedilir.) Savafl›nyo¤unlaflt›¤›, Edirne Antlaflmas›’ndan sonraki dönem-de, 1830-39 y›llar› aras›nda, ‹ngiltere’den silah yard›m›sözü gelmifl, uzun süre yard›m beklenmifl ancak ger-çekleflmemiflti. Osmanl›’ysa 15 top, 300 f›ç› barut, 4topçu subay› yard›m› yapm›flt›. Toplar hantal ve da¤koflullar›na uygun de¤ildi, barut f›ç›lar› yar›m doluydu,bu durumu bir Leh (Polonyal›) olan ve Çerkeslerle cep-hede Çarl›k Ordusuna karfl› savaflan Theophil Lapins-ki; “Tipik Türk yard›m›” olarak nitelendirmiflti.

Ç›karlar›na uygun politika izleyen ‹ngiltere ve Osman-l› ‹mparatorlu¤u yard›m vaatleriyle savafl› uzatmayaçal›flt› sürekli. Osmanl› ‹mparatorlu¤u aç›s›ndan bak›l-d›¤›nda aç›kça görülen, do¤u s›n›rlar›n›n bu savafllarsayesinde korundu¤uydu. Çarl›k Rusyas› KK genelin-de 300.000 civar›nda asker bulunduruyordu. Osmanl›-n›n do¤u s›n›r›nda ise göstermelik 10.000 asker. Yan›s›ra bu savaflla Osmanl› Balkanlar konusunda da k›s-men rahatt›. Nitekim Balkanlardaki Osmanl› egemenli-¤i, Kafkasya’daki savafl›n bitifl tarihi olan 1864 sonras›13 y›l içinde ad›m ad›m sona erdi.

1834 y›l›ndan itibaren ‹ngiltere ad›na KK’ya gelen Da-vid Urquhard, yard›m vaatlerini sürdürmüfltü. Ruslarlahiçbir flekilde iliflki kurulmamas› do¤rultusunda ciddiçal›flmalar yapan Urquhard, 1838’de Glasgow’daki birtoplant›da “‹ngiltere Çerkesleri desteklemektedir” derve gerekçesini aç›klar; “Çerkesler Hindistan’›n bekçi-leridir. Bu nedenle yard›m gereklidir.”‹ngiltere’nin hakimiyetini sürdürdü¤ü Hindistan Böl-gesi’ne, co¤rafi olarak yak›n baflka bir istilac› ve ya¤-mac› ülkenin yani Çarl›k Rusyas›’n›n göz dikece¤i bi-liniyor ve Kafkasya’da olabildi¤i kadar çok oyalanma-s› isteniyordu. Sonuçta yard›m olarak gerçekleflen, ya-p›lan toplant›larda ateflli nutuklarla ‹ngiliz vatandaflla-r›ndan toplanan bir miktar paran›n gönderilmesindenibarettir.

Osmanl› ve ‹ngiltere yaklafl›m›ndan sonra, biraz öncesözünü etti¤imiz Osmanl› yard›m›n› “tipik Türk yard›-m›” olarak tan›mlayan Polonyal› Lapinski’den söz ede-lim k›saca.

Polonya’y› yani vatanlar›n› ve özgürlüklerini korumakiçin Çarl›k Rusyas›’yla savaflan Lehler, KK’daki dire-nifle destek vermek isterler. Bu amaçla ‹stanbul’a gelenLeh subay› Lapinski, sarayla görüflmek için gelen Çer-keslerle tan›fl›r. Polonyal› askerler ve ‹stanbul’dan sa¤-lanacak silah ve cephane ile Kafkasya’ya geçmek iste-yen Lapinski’ye Osmanl› Hükümeti izin vermez. Yol-culuk, 1856 y›l›nda gizlice gerçeklefltirilir. Çerkesleryard›m vaadi konusunda yaflad›klar› olumsuz deneyim-ler nedeniyle Polonyal›lara da güvenmezler ve yap›lanbir toplant›da bu durum ortaya konur.

Kafkasya’ ya giden Lapinski ile Çerkesler aras›nda1856 Mart›nda bir toplant› gerçekleflir. Bir Adige olanArslamkeri’ nin sözleri flöyledir:

“Siz, bütün müslüman ve hristiyanlar, tek bir tanr›dansöz eden sizleri anlamak hem çok zor, hem de siz bu id-dialar›n›zla yan›lmaktas›n›z. Gözlerimizin gördü¤ü hiçbir fley yeryüzünde tek de¤ildir. Aksine pek çoktur. Çe-flitlidir. Nas›l olur da bu kadar çok çeflitlinin içinde bi-risi, tek ve en kudretli oldu¤unu iddia edebiliyor, ken-dini bu çokluklardan ay›rabiliyor? Bizim çok tanr›lar›-m›z varken herfley daha iyi ve düzenliydi. Çünkü hertanr›n›n görevi ayr› ve belliydi. Su, atefl, ormanlar,da¤lar, insanlar›n ve hayvanlar›n tanr›lar›. Hepsi ayr›ayr›yd›. Tek bir tanr› nas›l oluyor da dünyam›zda say›-lamayacak kadar çok sorunlar›n üstesinden gelebili-yor? Bu tek tanr› ad›na daha önceleri Türkler gelerekbizi boyunduruklar› alt›na almaya kalkt›lar. Daha son-ra yine bu tek tanr› ad›na Ruslar gelerek bizi kölelefl-tirmek istediler. Osmanl›lar bizi tek bir tanr› ad›na, yi-ne ayn› tek bir tanr› ad›na kölelefltirmek isteyen Rusla-ra karfl› savafla ça¤›r›yorlar, yine Ruslar bu tek tanr›

41

kf

Page 44: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

42

ad›na müslümanlar›, müslümanlar dahristiyanlar› öldürüyorlar.Nerede bu olaylardaki gerçek!..Söylermisiniz?Sizler de ayn› tek bir tanr› ad›na, ama da-ha de¤iflik bir tanr›, Türklerinkinden veRuslar›nkinden de daha baflka bir tek tan-r› ad›na – sizlerin de bizlerden ne istedi-¤inizi zaman› gelince görecek ve anlaya-ca¤›z – bizlerle birlikte tek bir tanr›yakarfl› savaflmak istiyorsunuz...Ne tuhaf de¤il mi?“(1)

Sürgün Sonras›

Sürgün sonras› da çilesi bitmedi Çerkes-ler’ in. Osmanl›, ç›karlar›na uygun bir is-kan politikas› uygulad›. Sorunlu bölgelereve potansiyel tehlikelere karfl› uygun çev-relere yerlefltirdi Çerkesleri. Özetle; Balkanlar’a müs-lüman olmayan halklar›n civar›na, Ortado¤u’ da Suri-ye-Ürdün hatt›na, Orta Anadolu’ da Samsun’ dan Ha-tay’ a bir hat oluflturacak flekilde; bugün itibar›yla dabu çizgi üzerindeki yerleflim devam etmektedir; adetatampon bölge olufltururcas›na gerçeklefltirildi bu yerle-flimler. Bir de ‹stanbul saray çevresine yerlefltirmeleryap›ld›, saray muhaf›zl›¤› düflünülmüfl olmal›.

Osmanl›da “göçmenlik yasas›” gere¤i 10 y›l askerlikmuafiyeti vard›. Bu yasa “Gönüllü Birlikler” oluflturu-larak afl›ld›. Yolculuklar› ve ilk yerlefltirildikleri top-raklarda hastal›klardan k›r›lan Çerkesler, bir süre sonratekrar savafl›n içinde buldu kendini, gönüllü birliklerad›yla. Osmanl›’ n›n Çarl›kla anlaflmas› ve Çerkesleritopraklar›na kabulünün en önemli nedeniydi Çerkesle-rin Osmanl› ad›na savaflmas›. Sürgün yaflam›fl halk,yeni bir vatana yerleflmifl gibi görünse de, karn›n› do-yurabilecek durumda de¤ildi. Savafl›n içinde olmasalarda açl›k yine kap›lar›ndayd›. Koflullar›n zorlamas›,Çerkesleri istemedikleri pozisyonlarla karfl› karfl›ya b›-rakt›. Açl›k ve yokluktan kendileri k›r›l›rken bir de ço-cuklar› k›r›lmas›n anlay›fl›yla çocuklar›n› satt›lar. Er-kekler gönüllü oldular (!) savaflmaya, bir k›s›m kad›n-lar da cariye oldular saraya. S›kça dile getirilen haremgerçe¤inin nedenlerinden, önemli nedenlerinden biri,sürgünün yaratt›¤› olumsuz koflullard›r.

93 Harbi olarak bilinen 1877-78 Osmanl›-Rus savafl›n-da gerek Balkan gerekse Do¤u cephesinde savaflt› Çer-kesler ve sonucunda Rusya’n›n talebi ile 13 Temmuz1878 Berlin Anlaflmas›’na konan bir madde ile, Bal-kanlar’ daki Çerkes nüfusu yeniden sürgüne tabi tutul-du. Bir k›sm› Anadolu’ya, daha yo¤un kesimi Ortado-¤u’ ya gönderildi. (1877-78 savafllar› sonucu yaflanansürgünden sonra hala Kosova çevresinde kalanlar oldu

ve onlar da eski Yugoslavya’ daki savafl nedeni ile1989’da Ad›gey Cumhuriyeti’ne yerleflti.) 93 Harbi so-nucunda Kafkasya’dan da Abhaz Halk›’n›n önemli birbölümü Anadolu’ya sürüldü, sürgün Abhazlar yo¤unolarak Düzce-Adapazar› çevresine yerlefltirildiler.

Sürgün kara bir bulut örne¤i Kurtulufl Savafl› sürecindede peflini b›rakmad› Çerkesler’in. Çerkes Ethem’in ha-in ilan edilmesinden sonra, Yunanistan’da kurulmuflbir tak›m örgütlerle iflbirli¤i iddias› da ortaya konula-rak, 2 May›s 1923 tarihinde Manyas çevresindeki 16Çerkes Köyü sürgüne tabi tutuldu ve Do¤u Anadolu’yagöç ettirildi. Daha sonra ilan olunan afla geri dönüfllerimümkün olabildi. 1908 y›l›nda ‹stanbul’da kurulanÇerkes ‹ttihad ve Teavun Cemiyeti üyelerinden, ayn›zamanda Befliktafl Kulübü kurucular›ndan milletvekiliMehmet Fetgerey, bu haks›z uygulama nedeniyleTBMM’ye iki ayr› sunumda bulundu.

Yerlefltirildikleri topraklarda birlikte yaflad›klar› halk-larla o co¤rafyan›n iyi- kötü gününe ortak oldu Çerkes-ler. Osmanl› döneminde Onlar da Çanakkale’ den dön-mediler, Sar›kam›fl’ta donarak öldüler, Anadolu’nunsavafl›nda Ethem olup Kuvvac› saflar›na kat›ld›lar,Anzavur olup Padiflah yanl›s› davrand›lar.

Kurtulufl Savafl› ayr›ca ve detayl› incelenmesi ve tart›-fl›lmas› gereken bir dönemdir. Öncesine dair, 1905 RusDevrimi dönemine dair bir olay› aktaral›m. Çerkeslerinyerlefltirildikleri topraklarda birarada yaflad›klar› halk-larla birlikte hareket ettiklerini aktarm›flt›k. Bunun ti-pik bir örne¤i; Zafer Kars’›n 1984 y›l›nda Kaynak Ya-y›nlar›’ndan ç›kan “Belgelerle 1908 Devrimi öncesin-de Anadolu” kitab›n›n sat›r aralar›na bir göz at›ld›¤›n-da görülecektir. Yazar; 1908 Devrimi yani Osmanl›’daAbdülhamit Monarflisi’ni y›kan Jön Türk hareketini,

kf

Page 45: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

1905 Rus Devrimi’yle iliflkilendirmekte ve flöyle yaz-maktad›r:

“1905 Rus Devrimi’nin do¤u halklar›n›n uyan›fl›ndabelirleyici bir rol oynad›¤› bilinen bir gerçektir. Ana-dolu’daki devrimci kitle eylemleri de bu devrimdenkuvvetle etkilenmifltir. Kronolojik olarak 1905 devri-minden hemen sonraya rastlamas›, bu eylemlerin Do-¤u Anadolu’da kendini göstermesi (o dönemde devrim-ci düflünce ve eylemlerin kaynaflt›¤› Kafkasya’ya yak›nolmas› bak›m›ndan anlaml›d›r) bu düflünceyi do¤rula-yan kan›tlard›r.”

Yazar devam eder ve bir olay aktar›r, Rusya’da ayak-lanmaya kat›lan Te¤men fimidt, Çar yönetimi taraf›n-dan idam edilince bu durum Osmanl› ordu mensuplar›aras›nda hoflnutsuzluk yarat›r. 28 subay ve birkaç ayd›nölen te¤men fimidt’in ailesine bir mesaj iletir. Mesaj;“Kahrolsun ölüm cezas›, yaflas›n halk›n özgürlü¤ü“cümlesi ile sonlanmaktad›r. Yazar ; ‘Gönderilen mesa-j›n Türk devrim hareketi tarihinde bir efli yoktur’ de-mekte ve flunlar› aktarmaktad›r:

“Mektubu yazanlar›n büyük bir bölümü Kafkas as›ll›-d›r ve Türk ordu ve donanmas›nda önemli görevler al-m›fllard›r. Aralar›nda kruvazör ve z›rhl› komutanlar›,albaylar, te¤menler, gemi doktorlar›, askeri okul mate-matik ö¤retmenleri ve di¤er kifliler vard›r. Bu 28 kifli-nin onüçü Çerkes, üçü Türk, ikisi Ermeni, ikisi Kürt,ikisi Laz, biri Arap, biri de Arnavut’tu.” Say›lar›n birönemi yok, iflte mozaik.!

K›saca Çerkes Ethem

Kurtulufl Savafl› dönemi ile ilgili yaz›lm›fl birçok kitapvar. Özelde bilinen Çerkes Ethem’le ilgili de birçok ki-tap yaz›ld›, birçok araflt›rmac› yazd›klar› kitaplar›n birbölümünü bu konuya ay›rd› ve düflüncesini aktard›okuyucusuna. K›saca de¤inelim Ethem konusuna. Sa-vafl boyu yaz›flmalarda ve diyaloglarda Ethem hep Et-hem Bey’ di, Kuvay-› Seyyare komutan› Ethem Bey.‹flgal gücü Yunan ordusuna karfl› Ege’de ilk savunmahatt›n› kuran, Anzavur, Düzce/Bolu, Çapano¤lu gibiKurtulufl Savafl› dönemi isyanlar›n› bast›ran (ki iriliufakl› 19 isyand›r söz konusu olan) Ethem, sonra bir-den Çerkes Ethem oldu. Zaten hep Çerkesti. Savunmahatt›n› kurarken de, Çapano¤lu isyan›n› bast›r›rken de,Ankara’da coflkuyla karfl›lan›r ve TBMM üyelerincealk›fllan›rken de, düzenli ordu tart›flmalar› yap›l›rkende. Üzerinde bir dizi yorumlar yap›lan anlaflmazl›klar›nsonucu, Ethem Yunan taraf›ndan geçifl hakk› istedi,tek kurflun at›lmadan olay sonuçland›. CCaannddaann ccaann kkoo--ppaarr››lldd›› bir yazar›n deyimiyle. Ve resmi tarih günah ke-çisini buldu; Çerkes Ethem. Savafl dönemi ve savaflsonras› yaflanan tasfiye hareketlerinden biridir Ethem

olay›. Ethem sonradan ç›kar›lan aff›, affedilecek birfleyolmad›¤› hakl› gerekçesiyle reddetti ve Ürdün’ de öldü.‹tibar iade edilmelidir ve resmi tarih yanl›fl› düzeltilme-lidir.

Cumhuriyet Dönemi’nden bugünlere kadar gelen ge-liflmeleri biliyoruz. Halklar›n dillerini yasaklayan,halklar› ve insanlar› ülkenin zenginliklerden eflitçe ya-rarland›rmayan, kültür zenginliklerini eflit biçimde kul-land›rmayan..., egemen olmayan milliyetlerin her tale-bini birli¤e yönelik bir tehdit olarak sunan yani maz-lum olan› tehdit edici-bölücü olarak sunan genel birbask› politikas›.

Örne¤in bizler Çerkes olarak bilindik ancak Cumhuri-yet Dönemi’nde, resmi düzeyde örgütlerimizde bu ad›kullanamad›k, Kafkas ad›n› kulland›k, ad› Çerkes olanderne¤imiz olmad›. 1864 sürgünü sonras› 1908 y›l›nda‹stanbul’da Çerkes ‹ttihad ve Teavün Cemiyeti gibi ör-gütlenmeler yerini Cumhuriyet Dönemi’nde KafkasKültür Dernekleri’ne b›rakt›.

Çerkes dilleri Adigece ve Abhazca’yla an›lan köyisimleri de¤ifltirildi. Çerkesler çocuklar›na kendi isim-lerini koyarken engellemelerle karfl›laflt›lar, mahkeme-lere yans›m›fl isim davalar› vard›r.

Kafkasya’daki Cumhuriyetler

Bugün Kuzey Kafkasya’ daki yani anavatandaki du-rum özetle;

Çeçen-‹çkerya ve ‹ngufletya Çeçen-‹çkerya’da savafl sürüyor. Savafl yok dense de,iflbirlikçiler arac›l›¤› ile RF Cumhuriyeti varl›¤›n› sür-dürüyor gibi görünse de, halk›n bir bölümü hala sür-günde, yurtlar›nda olanlar bask› ve iflkence alt›nda. Birflekilde direnifli sürdürenler, aileleri rehin al›narakölüm tehditleri ile teslim olmaya zorlan›yor. Arka bah-çelerine müdahalede birbirlerinin ifline kar›flmama an-laflmas› yapm›fllard› hegamonyac›lar, birbirlerine ka-r›flmadan iflkencelerine devam ediyorlar.Çeçen-‹çkerya’ da, Irak’ ta ...

1994 y›l› I. Çeçen Savafl› öncesindeki FederasyonCumhuriyeti’nin ad› Çeçen-‹ngufl Cumhuriyeti idi.19.300 km2 lik co¤rafyas›nda 1.300.000 civar›nda in-san yaflard›. SSCB ‘ nin da¤›lma sürecine girdi¤i 1989sonras›, 20’ nin üzerindeki cumhuriyetten oluflan RF’de, yeni yap›lanma s›ras›nda iki cumhuriyet , Tataris-tan ve Çeçen-‹çkerya Federasyon birlik anlaflmas›n›imzalamam›flt›. Tataristan yeni haklar alarak birlik an-laflmas›n› imzalad›. Çeçen-‹çkerya ise 1991’ de ba¤›m-s›zl›¤›n› ilan etti, 1994’ e kadar de’facto ba¤›ms›zl›ksürdü. Yeltsin dönemindeki I. savafl 1994 Aral›k ay›n-

43

kf

Page 46: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

44

da bafllad›. Görüflmeler sürerken ve olumlu ad›mlar at›-l›rken RF sald›r›s›yla savafl bafllam›flt›. Stratejistlerinbirleflti¤i nokta özetle; ““RRuussyyaa FFeeddeerraassyyoonnuu’’nnuunn bbiirrssaavvaaflflaa iihhttiiyyaacc›› oolldduu¤¤uu”” yönündedir. K›sa sürecek birsavafla ama. Yanl›fl hesap bu kez Ba¤dat’tan de¤ilMoskova’dan dönmüfl ve savafl yaklafl›k iki y›l sürerek1996’da sona ermiflti, üstelik RF’nin geri ad›m atmas›ile.

1999’da Putin döneminde Rusya bütün gücüyle Çeçen-‹çkerya’ ya bir kez daha sald›rd›¤›nda gerekçesi Mos-kova’daki binalar›n kundaklanmas›yd›, ki bu konudada stratejistlerin birleflti¤i nokta terör giriflimini RF’ninorganize etti¤i do¤rultusundad›r. Ve bugüne gelindi.

Çeçen-‹çkerya Cumhuriyeti’nin ‹ngufletya’ dan ayr›l-d›ktan sonraki yüzölçümü 17 bin km2’ dir. 1997 sonuitibar›yla genel nüfus 1 milyon civar›nda olup etnikgruplar; Çeçenler, ‹ngufllar, Ruslar, Avarlar, Nogaylar,Kumuklar ve Ermeniler’dir.

1989 say›m›na göre SSCB genelinde 958.300 Çeçenyaflard›, bunlar›n 734.500’ü Çeçen-‹çkerya’dayd›.

I. savafl dönemi, 1994 sonras› 250.000 kifli hayat›n›kaybetti. 80.000 kifli illegal tecrit kamplar›nda tutuldu.12.000 kifli kayboldu.

II. savafl Eylül 1999’da bafllad›. 130.000 kifli hayat›n›kaybetti. 16.000 kifli illegal tecrit kamplar›nda tutuldu.10.000 kifli kayboldu. Son 10 Y›lda Çeçen Halk›n›n1/3’ü Yok Edildi.

Nüfusun büyük ço¤unlu¤u ‹slama inan›yor. ÇeçenlerSunni olup Nakflibendi ve Kadiri tarikat› mensubudur-lar.Savafl bafllayana kadar Vahabilerin say›s› azd›. Sa-vafl dönemi say›lar› artt›.

1992’ de ‹ngufllar ayr›ld›lar, 4 Haziran 1992’de kurulan‹ngufletya ayr› bir RF Cumhuriyeti flimdi. BaflkentiNazran. Yeni baflkent olacak Magas kenti inflaat› sür-mektedir. Ülke arazisi 3.750 km2’ dir. 1998 y›l› bazal›nd›¤›nda, 314.800 nüfusu vard›r. RF’nin en yo¤unnüfusa sahip bölgesi olmufltur. ‹stihdam düzeyinin dü-flük oluflu, savafl nedeniyle yaflananlar sonucu Vahabi-li¤in ‹ngufletya’da geliflmesi tehlikesi vard›r. ‹slam›nsiyasilefltirilmesi ve Rusya karfl›tl›¤›n›n merkezineoturmas›yla Vahabilik bütün bölgede önem kazanm›fl-t›r. Vahabilerin toplam say›s›n›n önemsiz olmas›nakarfl›n, siyasi süreçe olan etkileri di¤erlerinden dahaönemli duruma gelmektedir.

II. Dünya Savafl› döneminde yaflanan sürgünle suni birsorun daha yarat›lm›flt›, toprak sorunu. 23 fiubat 1944y›l›nda, Almanlara yard›m ettikleri gerekçesiyle Çe-

çenler ve ‹ngufllar Orta Asya steplerine sürülmüfl, top-raklar›na da baflka halklar yerlefltirilmiflti. ‹lerleyen sü-reçte sürgün edilenler vatanlar›na geri dönüfl hakk›n›al›nca , toprak sorunu nedeniyle Oset-‹ngufl çat›flmas›yaflanm›flt›. Sorun tam olarak giderilebilmifl de¤il.

Abhazya SSCB döneminde statüsü bir-iki kez de¤iflmifl, en sonGürcistan’a ba¤l› özerk cumhuriyet konumunda ikenSSCB’nin da¤›lma sürecindeki belirsizliklerin ve an-laflmazl›klar›n sonucu 1992’ de savafl ç›km›flt›, 1993’deGürcistan birliklerinin Abhazya’y› terketmesiyle savaflsona erdi. 1993 y›l›ndan beri de’facto ba¤›ms›zl›¤› sü-rüyor.

Acaristan olay›ndan sonra Gürcistan’ ›n ABD e¤itimlilideri Sakaflvili’nin Abhazya ve Güney Osetya konu-sundaki demeçlerini Kafkasya ile ilgilenenler okumufl-tur. Gürcistan, yeni ve genç lideri önderli¤inde Bat›dünyas› –NATO ve AB – ile h›zla bütünleflebilmekiçin, toprak bütünlü¤ü konusunu ön plana ç›karm›fl-t›r.Karadeniz’in Nato gölü haline getirilmesi planlar›ortadad›r. Plan›n temelini de Büyük Ortado¤u Projesi-BOP- oluflturmakta ve BOP s›n›rlar› içinde Kafkasya’n›n güneyi de yer almaktad›r. Gürcü Halk›n›n geçmifldeneyimleriyle dost ve düflman› ay›raca¤›na inan›yo-ruz. Dost Gürcü Halk› ile Abhazyal›lar’ ›n bir sorunuolamaz. Umudumuz yeniden kan dökülmemesi vehalklar›n özgürce gelifliminin önündeki engellerin kal-d›r›lmas›d›r.

Abhazya, 8.600 km2’ lik bir alandad›r. Baflkenti So-hum, dili Abhazca’ d›r. Abhazya’ da Abhazlarla birlik-te yaflayan halklar; Gürcü, Migrel, Svan, Ermeni, Türk,Kazak, Rus, Rumlard›r . 1989 say›m›nda nüfusu535.000 idi. 100 bin Abhaz, 60 bin Gürcü, 25 binSvan,155 bin Migrel-Laz,76 bin Rus,77 bin Ermeni,14bin Rum, 15 bin Ukraynal›, 10 bin Türk vd. fiimdi, ya-ni 1992 savafl› sonras›, 300 bin civar›ndaki toplam nü-fusun 90 bini Abhazd›r.

Güney OsetyaStatüsü Abhazya’yla benzer konumdad›r. Yani1991’den beri de’facto ba¤›ms›zd›r. Gürcistan’la sorunsürmektedir. Acaristan’dan sonra Güney Osetya’ya yö-nelen Gürcistan, 2004 yaz›nda ç›kan çat›flmalar veRusya’yla sertleflen diplomatik iliflkiler sonucu flimdi-lik bekleme dönemine geçmifltir. Güney Osetya, RFCumhuriyeti olan di¤er yar›s› Kuzey Osetya’yla yaniAlanya’yla birleflmek istemektedir. 3.900 km2 yüzöl-çümüne sahip olup baflkenti Tshinvali’ dir.

Kuzey Osetya –AlanyaRF Cumhuriyeti’dir. 8.000 km2’dir. 667.300 civar›ndanüfusu vard›r.%57.3’ü Oset , %26.3’ ü Rus, %5.1’i ‹n-

kf

Page 47: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

gufl, %2.2’ si Ermeni, %1.7’si Gürcü, %1.7’si Ku-muk’tur. Adige ve Çeçenler az say›dad›r. Baflkent;Vladikavkaz’ d›r. Alanya, Kuzey Kafkasya’n›n en çokkentleflmifl bölgesidir. Nüfusun %69’u kentlidir. Fede-rasyonun ‹ngufletya’dan sonra en küçük ve en yo¤unnüfusa sahip cumhuriyetidir. Oset ve Rus dilleri devletdilidir.

Endüstrisi geliflmifl bir cumhuriyettir. Metalurji, elekt-ronik, kimya endüstrisi, makine imalat›, niflasta ve pek-mez üretiminde Federasyon içinde önemli bir yeri var-d›r. Ayr›ca kurflun, çinko, dolomit, sülfirik asit, elekt-rik ampulü, züccaciye ve polimer malzemeler üretil-mektedir. Son y›llarda ekonomik yaflamda alkol sana-yisinin yeri önem kazanm›flt›r. RF alkol üretiminin%40’› burada gerçeklefltirilmektedir. Yak›n çevredekisavafl ve çat›flmalar sonucu, bölgeye iç göç yaflanm›flolmas› olumsuz bir etkendir.

Oset Halk›n› daha iyi tan›yabilmek için ‹skit, Sarmatve Alanlar’a bakmak gerek. Tarih bilgilerimizi yokla-d›¤›m›zda an›msayaca¤›m›z bu halklar Osetler’in ata-lar›d›r. ‹rani bir halk olan ‹skitler’i, ayn› soydan gelenbir kabile olan Sarmatlar, M.Ö III. yy.’da egemenlikle-ri alt›na ald›. Sarmatlar’›n bir kabilesi olan Alanlar’›MS I.yy. civar›nda tarih sahnesinde görüyoruz.

2005 y›l› içinde vizyona giren Kral Artur filmi ilginç-tir. Roma ‹mpatorlu¤u ordular› Sarmatlarla savafl›r veyenilen Sarmatlar’ dan al›nan çocuklar lejyoner olarakyetifltirilmek üzere Roma ‹mp. egemenli¤indeki ‹ngil-tere’ye gönderilir. Filmi izleyenler ,film kahramanlar›-n›n imparatorlu¤a hizmet sürelerini bitirip vatanlar›nadöneceklerine dair diyaloglar›n› ve bunun filmde s›k-ça kullan›ld›¤›n› an›msayacakt›r. Sonuçta bu insanlar›n‹ngiltere’ nin temelini att›klar›n› anlat›r film.

Osetya ve Osetler konusuna bir bakal›m. 3.900 km2’lik Güney Osetya ve 8.000 km2’ lik Kuzey Osetya.Halklar›n varl›klar›n› sürdürebilmesi, kimliklerini ko-ruyarak kültürlerini gelece¤e tafl›yabilmeleri gibiamaçlarla oluflturulmufl cumhuriyetlerden söz ederken,Osetya özelindeki bu durum düflündürücü. ‹ki cumhu-riyet aras›ndaki s›n›r Kafkas Da¤lar›d›r, yani komflu ikicumhuriyettir ve de ayn› halkt›r söz konusu olan.SSCB’ nin 15 Cumhuriyetinden ikisine, Rusya’ya veGürcistan’a ba¤lanan iki bölge. Birleflme taleplerindendaha do¤al ne olabilir? Siyasi manevralardan ve eko-nomik iliflkilerden soyutlanamasa da insani boyutu ilebak›ld›¤›nda bu çok rahat dile getirilebiliyor.

Da¤›stanRF Cumhuriyeti’ dir. 50.300 km2’ dir. Baflkenti; Rus-ya’n›n Hazar Denizi’nde donmayan tek askeri ve ticariliman› ve ayn› zamanda demiryolu kavfla¤› olan Ma-

haçkale’dir, nüfusu 2.1 milyon civar›ndad›r. %44kentli nüfusu vard›r. 20’ den fazla dil konuflulur buCumhuriyette.

Nüfusun yaklafl›k %28’ i Avar, %16.2’ si Dargin,%12.5’i Lezgi, %13’ü Kumuk, %5’ i Lak, %44.7’siTabasaran, %7.1’ i Rus, %4.5’ i Çeçen , %4.3’ü Aze-ri, %1.6 ‘s› Nogay, %0.8’ i Rutul, %0.8’i A¤ul,%0.3’ü Çahur, %0.4’ü Tat.

Da¤›stan’ da yaflayan Lezgi ve Nogaylar’›n tarihsel dö-nemlerde Kafkasya’n›n genifl bölgelerinde yaflad›klar›bilinir.

Yukar›da ifade etti¤imiz gibi parçalanm›fl halklardanbiri Osetlerdir. Da¤›stan’dan söz ederken parçalanm›fldi¤er bir halktan daha bahsetmek gerekiyor. Lezgiler.Azerbaycan’da 260.000 civar›nda, RF cumhuriyeti Da-¤›stan’da 200.000 civar›nda Lezgi yaflamaktad›r.

Da¤›stan, RF’nin etnik olarak de¤il de co¤rafi terimolarak tan›mlanan az say›daki bölgelerinden biridir,‘Da¤l›k Ülke’ anlam›ndad›r. Bölgede önemli jeopolitikkonuma sahiptir. Hazar Denizi, ülkeye Kazakistan,Türkmenistan ve ‹ran ç›k›fl› sa¤lamaktad›r. Dünyadaetnik çeflitlili¤i en fazla olan bölgedir. Çarl›k istilas›nakarfl› ilk direnen bölgelerdendir. Bütün bu özellikle-riyle; Kafkasya’n›n bütünündeki geliflmelerde ve siya-si süreçlerde önemli yeri olacakt›r.

Adigeler

Çerkesya, yani Adigeler’in tarihi anavatan› flimdi par-çalanm›fl bir co¤rafya. Yaflad›klar› 3 federasyon cum-huriyeti var, RF cumhuriyetleri olan Adigey, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar. Bir de K›y›boyu fiaps›¤ ola-rak bilinen 1922-1941 y›llar› aras›nda özerk yönetimliRayon yani Ulusal ‹lçe vard›. Ancak 1941 y›l›ndan be-ri bu Rayon yok. Adigeler’in bir kolu olan fiaps›¤lar,Adige Cumhuriyeti s›n›rlar› d›fl›nda, tarihsel toprakla-r›n›n bir bölümünde Tuapse civar›nda Karadeniz sahi-linde yaflamaktad›rlar. Nüfuslar› yaklafl›k 10.000 ka-dard›r. Adigelerin nüfusu ; yukar›da and›¤›m›z üç fede-re cumhuriyet ve fiaps›¤ Bölgesi dahil, anavatana göreTürkiye’ de daha fazlad›r.

Ruslar gelmeden önce Adigeler; kuzeyde Don Nehria¤z›ndan güneyde Abhazya’ya , bat›da Azak ve Kara-deniz k›y›lar›ndan Güneydo¤uda Sunja’ya kadar geniflbir alana yay›lm›fl olarak yafl›yorlard›. En yak›n kom-flular›; bat›da K›r›m Tatarlar›, Kuban ve Kuma nehirle-rinin kuzeyindeyse göçebe Nogaylar’d›. Güneybat› vegüneyde, Kafkas S›rada¤lar› boyunca Abhaz ve Gürcüprenslikleriyle s›n›rl›yd›lar. Merkezi Kafkasya’daysada¤l›k bölgelerde yaflayan Osetler, Karaçay ve Balkar-

45

kf

Page 48: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

46

larla komfluydular. Do¤uda Vaynahlar (Çeçen ve ‹n-gufllar), en do¤u uçtaysa Da¤›stanl›lar bulunuyordu. Bukonumlar›yla Adigeler; nüfus ve siyasi güç olarak Ku-zey Kafkasya’daki en büyük halkt›lar.

Çerkesya’n›n siyasi konumunu,1828-29 Osmanl›-RusSavafl› sonucunda, 14 Eylül 1829’da imzalanan EdirneAntlaflmas› de¤ifltirdi. Osmanl› ‹mparatorlu¤u Çerkes-ya’ y› Rusya’ ya b›rakt›. Karadeniz k›y›s›nda birkaç ka-lesi vard› Osmanl›n›n. Çerkesya Osmanl› topra¤› de¤il-di ve Adigeler de Osmanl› Sultan›’n›n tebas› de¤ildi.Osmanl› Padiflah› ka¤›t üzerinde Çerkesya’y› Rus Ça-r›’na vermiflti.

Yafll› bir Çerkesin, sultan›n Kafkasya’y› Çar’a verdi¤i-ni anlatan ve savaflmamalar›n› talep eden Çar’›n gene-raline verdi¤i yan›t unutulmad› hiç; a¤aca konmufl birkuflu gösteren yafll› Çerkes;

“General, iyi sözlerin hat›r›na ben de sana ebediyyenflu kuflu veriyorum, alabiliyorsan al”

Sonras› savafl, kan ve hüzün... Gelece¤ine özgürce ka-rar verme hakk› elinden al›nm›fl bir halk›n yaflad›¤›olumsuzluklar... Dünya kültürüne savafl›n, kinin, nefre-tin d›fl›nda katk›lar sunacak olan bir halk›n sürgünü...Sözlü anayasas›yla toplum yaflam›n› düzenlemifl ve in-san iliflkilerinde olumlu katk›lar sunmufl ve sunmayadevam etmeye çal›flan bir halk... Sözünü etti¤imiz Adi-geler’in yaflad›¤› 3 RF Cumhuriyeti var.

Adigey CumhuriyetiRF Cumhuriyeti’dir, baflkenti Maykop’tur. Cumhuri-yette Adigece ve Rusça devlet dilidir. Kafkas s›rada¤-lar›n›n kuzey e¤iminde, Kuban Nehri havzas›ndakiCumhuriyet 7.800 km2’ lik yüzölçüme sahiptir. Petrolve do¤algaz, alt›n ve gümüfl rezervleri vard›r, tar›mciddi bir u¤rafl alan›d›r.

Toplam nüfus 492.000’ dir. 123.000 Adige vard›r, ya-ni nüfusun % 25’i. Nüfusun %68’ i Rus, kalan› Tatar,Ukraynal›, Ermeni, Kazak... Adigeler nüfusça az olma-lar›na karfl›n denklik – paritet – yasas› gere¤i parlamen-toda milletvekili say›s›n›n en az yar›s›n› elde ediyor.Son y›llarda Rus milliyetçilerinin üzerinde durdu¤u bu

konu nedeniyle gerginlik yaflanmaktad›r ve gelecekteciddi bir sorun olarak karfl›m›za ç›kacakt›r. Devlet bafl-kan› olabilmek için Çerkesçe bilme flart› bask›larla de-¤ifltirildi örne¤in.

Karaçay-Çerkes CumhuriyetiRF Cumhuriyeti’dir, baflkenti Çerkesk’tir. Kafkas Da¤-lar›’ n›n kuzey e¤iminde, Elbruz Da¤›’n›n s›rtlar›ndanbat›ya ve kuzeye uzanan Cumhuriyet, 14.100 km2’ likyüzölçüme sahiptir. Ekonomide, kimya ve petrokimyaendüstrisi, g›da ve hafif sanayiyle kapl›ca turizmi belir-leyicidir.

432.000 olan toplam nüfusun 40.000’ i yani %9.7’ siAdige (ço¤unlu¤u Kabardey ve Besleney boylar›),34.000’ i Abazin (Abhazya’ dan gelip buraya yerleflmiflgruplardan oluflur), 129.000’ i Karaçay- Türk boyu,12.000’ i Nogay, kalan› Rus, Ermeni, Ukraynal›,Oset...

Cumhuriyette Rusça, Nogayca, Adigece, Abazacadevlet dilidir.

Kabardey-Balkar Cumhuriyeti RF Cumhuriyeti’dir, baflkenti Nalçik’tir. Kuzey Kaf-kasya’n›n tam merkezinde, Kafkas Da¤lar›’n›n en yük-sek da¤l›k kesiminde, Terek Havzas›’ n›n kuzey e¤i-mindeki cumhuriyet 12.500 km2’ lik yüzölçüme sahip-tir. Toplam nüfus 790.000’ in 365.000’ i yani %46’ s›Adi¤e, 79.000’ i yani % 10’ u Balkar, 23.000’ i yani %32’ si Rus, kalan› Ukraynal›, Mesket Türkü, Gürcü,Azeri, Ermeni, Oset, Tatar, Yahudi, Kazak... Cumhuri-yet’te Adigece, Rusça ve Balkarca devlet dilidir.

Son üç cumhuriyet Adigelerin yaflad›¤› üç ayr› cumhu-riyettir. Birbirinden kopar›lm›fl anavatan topraklar›d›r.Karadeniz k›y›s›nda kalan Adige kolu fiaps›¤lar› dadikkate ald›¤›m›zda anavatan topraklar›ndaki toplamnüfuslar› yaklafl›k 538 bindir. Biraz önce Osetler veLezgiler konusunda dikkati çekti¤imiz durumun ben-zeri bir durum söz konusudur Adigeler için. Ayr› cum-huriyetlerden söz ediyoruz ama ayr› halklardan de¤il.Ayr› cumhuriyet ama ayn› halktan söz ediyoruz, tarih-sel topraklar› belli olan, iradeleri d›fl›nda birbirindenkopar›lm›fl ayn› halktan. 1864 sürgünü ve 1917 devri-mi tarihlerini temel al›rsak sadece 53 y›l sonras›ndakiyani henüz haf›zalar taze iken yap›lan uygulamay› dilegetiriyoruz. Bir yan› ile Adigeler’in korunmas›na yö-nelik bir uygulama yani özerk cumhuriyetler oluflturmasöz konusu, di¤er yan› ile de onlar› tarihsel topraklar›n-da üçe bölen bir uygulama. Böyle olmamal›yd›. “Herhalk›n kendi kaderini tayin hakk›” soru iflareti b›rak›l-maks›z›n uygulanmal›yd›.

1997 y›l›nda; Adigey, Karaçay-Çerkes ve Kabardey-

kf

1864 sürgünü ve 1917 devrimi tarihlerini temel al›rsaksadece 53 y›l sonras›ndaki yani henüz haf›zalar taze ikenyap›lan uygulamay› dile getiriyoruz. Bir yan›yla Adigeler’inkorunmas›na yönelik bir uygulama yani özerkcumhuriyetler oluflturma söz konusu, di¤er yan› ile deonlar› tarihsel topraklar›nda üçe bölen bir uygulama.Böyle olmamal›yd›. “Her halk›n kendi kaderini tayinhakk›” soru iflareti b›rak›lmaks›z›n uygulanmal›yd›.

Page 49: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

Balkar Cumhuriyetler’i parlamentolar birli¤i kuruldu.Birlik 21 May›s’› sürgünü anma günü ilan ederken,Adigelerin anavatanlar›na dönüflüyle ilgili politikalaroluflturulmas›, Krasnodar eyaleti içinde fiaps›¤ UlusalBölgesi’nin kurulmas›, 1992 y›l›nda savafl yaflam›flolan Abhazya’yla iliflkilerin düzenlenmesi gibi amaç-larla çal›flmalar›n› yürüttü.

Tabi bu noktada, sözünü etti¤imiz üç cumhuriyetin1990 sonras› yönetim kadrolar› ile ilgili yorumlar›m›z›da eklememiz gerekecek. Da¤›lan SSCB’nin hemenher cumhuriyetinde gözlemledi¤imiz “her devrin yö-neticisi” tan›m›na uygunluk Kafkasya için de geçerliy-di. SSCB döneminin sosyalist baflkanlar› ve yöneticile-ri, bir gün içinde halklar›n›n ç›kar›n›n kapitalizmde ol-du¤unu görüp liberal baflkanlar olarak yöneticilikleri-ne devam ettiler. Samimiyetlerini bizler her zaman sor-gulad›k.

Ad›gelerle birlikte iki cumhuriyette; Karaçay-Çerkesve Kabardey-Balkar Cumhuriyetleri’nde yaflayan Ka-raçay ve Balkar halklar› da polemik konusu yap›lmak-ta, k›flk›rtmalarla ayn› cumhuriyete ad›n› veren kardeflhalklar birbirine düflürülmeye çal›fl›lmaktad›r. K›pçak-lar›n Kafkasyal› halklarla kar›flmas› sonucu tarih sah-nesinde yerini alan Karaçay ve Balkar halklar› da Kaf-kasyal›d›r ve di¤er bütün halklar kadar söz haklar› var-d›r.

Kafa say›s›n›n önemli olmad›¤›n›, her koflulda etnikle-rin eflitli¤inden yana olmak gerekti¤ini aktar›rken kafasay›s› ile ilgili bir anektotu da aktarmak gerek: XIX. yy.’da Kafkasya’ya bir çok araflt›rmac›, bilimadam› gelir giderdi. Çerkesler her zaman konuksever-di. Konukseverliklerine karfl›n nüfuslar›n› tesbit içinsay›m yapmak isteyen araflt›rmac›larsa tepki gösterdi-ler. Tepkinin nedenini de flöyle dile getirdiler:

“ Say›s›na göre de¤er kazanan hayvanlard›r. Biz hay-vanm›y›z ki saymaya kalk›yorsunuz!?”

Çerkes Tarihinde 21 May›s

2211 MMaayy››ss 11886644, harekat›n› tamamlayan Rus birliklerininzafer töreni günüdür, Çerkesler’ inse ssüürrggüünnüü aannmmaa gü-nüdür. Son dönemlerde RF siyasi manevralar peflindedir.Bunlardan biri; 21 May›s’›n sürgünü anma günü olarakde¤il savafl›n sona erifl günü olarak an›lmas›n› istemesi-dir.

Bir di¤eri; y›llard›r Kafkas-Rus Savafl› olarak yaz›lanolay›, terminolojiyi tart›flmaya açarak de¤ifltirmek veKafkas Savafllar› olarak an›lmas›n› sa¤lama çabas›d›r. Bumanevralardan amaç; sürgün konusunun kapanmas› veÇerkeslere uygulanan soyk›r›m gerçe¤inin yeni nesillereunutturulmas›d›r.

-Soyk›r›m suçtur ve insanl›k y›llar geçse de bunun hesa-b›n› soracak ve tescil edecektir.

-Sürgün uygulanm›flt›r ve anavatan topraklar›na dönebil-mek ve yerleflebilmek sürülen halk›n hakk›d›r.

-Çifte vatandafll›k, anavatan topraklar› d›fl›nda yaflayanÇerkesler’ in hakk›d›r.

Bu iki giriflimin d›fl›nda RF’nin üçüncü siyasi manevra-s› da co¤rafi isim de¤iflikli¤idir. Kuzey Kafkasya yerineGüney Rusya tan›m›n› yerlefltirmeye çal›flmaktad›r. Yu-kar›da ifade etmeye çal›flt›¤›m›z iki manevran›n tamam-lay›c›s› da bu manevra olacakt›r. Do¤al olarak bizler buve benzeri manevralar karfl›s›nda gerçekleri dile getirme-ye devam edece¤iz ve siyasi manevralarla sonuç al›nma-s›na karfl› duraca¤›z.

Her 21 May›s’ta sürgünü an›yoruz, Türkiye’de de anava-tanda da, yani Karadeniz’in her iki k›y›s›nda da. Sürgü-nün an›tlar› var art›k; Kefken Karaa¤aç Köyü’nde, Sam-sun’da. Unutmad›k, unutturmayaca¤›z. Böyle biline.

Adigeler en yo¤un Türkiye’de yaflamaktad›r. Kesin ra-

47

Page 50: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

48

kamlar bilinmemekle birlikte ÜÜrrddüünn’de 60.000, SSuurrii--yyee’de 40.000 Adige ve Abaza, ‹‹ssrraaiill’de 3.000 kadarAdige yaflamaktad›r. Her üç ülkede; s›n›rl› da olsa anadilde e¤itim hakk› oldu¤unu biliyoruz.

Çerkesler Türkiye’de Neler Yapt›?

1864 ve 1877-78 y›llar›ndaki sürgünlerden söz ettik. Ye-ni yaflam yerlerine al›flmaya çal›flt› Çerkesler. Savafllarsürdü bu arada, Osmanl›da iç hareketlenmeler yafland›.Özellikle 1908 y›l›nda II. Meflrutiyetin ilan›ndan sonrakik›smi özgürlük ortam›nda Çerkesler örgütlenmeye bafl-lad›. K›sa özetlerle bu bilgileri vermeye çal›flal›m.

**ÇÇeerrkkeess ‹‹ttttiihhaadd vvee TTeeaavvuunn CCeemmiiyyeettii ((ÇÇeerrkkeess BBiirrlleeflfl--mmee vvee YYaarrdd››mmllaaflflmmaa DDeerrnnee¤¤ii))1908 y›l› A¤ustosunda, meflrutiyetin ilan›ndan sonra ‹s-tanbul’da kuruldu ve çeflitli yerlerde flubeleri aç›ld›. Ku-rucular› aras›nda yazar Ahmet Midhat Efendi de vard›r.Bu derne¤in kurucular› taraf›ndan daha sonra “fiimaliKafkasya Cemiyeti” de kurulmufl, bu oluflum siyasi çal›fl-malar yapm›flt›r. Söz konusu yap›lar içinde, diasporadailk kez Ad›¤e ve Abhaz dilleri alfabeleri düzenlendi,‘Guaze’ ad›yla (1911-14) y›llar› aras›nda dünyada ilk kezAd›gece gazete yay›nland›. Ad›gece ve Abhazca kitaplarbast›r›ld› ve kitaplar ana vatandaki okullara da ulaflt›r›ld›.Latin ve Araf harfleri ile Adigece bast›r›lan çeflitli kitap-lar ana vatandaki Adige okullar›nda ders kitab› olarakokutuldu. Derne¤in kadrosunda yer alan kiflilerden anavatana ö¤retmenler gönderildi.

fiimali Kafkasya Cemiyeti, I. Dünya Savafl› sonras› Os-manl› Devleti’nin yenilgisi sonucu imzalanan MondrosAnlaflmas›yla ‹stanbul’a giren ‹ngiliz iflgal kuvvetleri ta-raf›ndan kapat›ld›. Çerkes Teavun Cemiyeti ise 1923 y›-l›na kadar yani Cumhuriyet Dönemine kadar çal›flmalar›-na devam etmifltir.

**‹‹ssttaannbbuull’’ddaa KKaaffkkaassyyaall››llaarr AArraass››nnddaa NNeeflflrr--ii MMaaaarriiffCCeemmiiyyeettii(‹stanbul’da Kafkasyal›lar Aras›nda E¤itimi Yayma Der-ne¤i)1914 y›l›nda ‹stanbul’da okuyan Kafkasyal› çocuklarayard›m amac› ile kurulmufltur.

**ÇÇeerrkkeess KKaadd››nnllaarr›› TTeeaavvuunn CCeemmiiyyeettii(Çerkes Kad›nlar› Yard›mlaflma Derne¤i)1918 y›l›nda ‹stanbul’da kurulan dernek, ‹stanbul’da ör-nek bir özel okul açt› ve ‘Diyane’-Annemiz- ad›yla Türkçe-Adigece bir dergi yay›nlad›.1923 y›l›nda kapat›lm›flt›r.

**KKaaffkkaass TTeeaallii CCeemmiiyyeettii((KKaaffkkaass YYüükksseellmmee DDeerrnnee¤¤ii))1920 y›l›nda ‹stanbul’da kuruldu. 1925 y›l›na kadar ça-l›flmalar›n› sürdürdü.

Örgütlenme konusunda Cumhuriyet Dönemi bafllang›c›ve 1950’lere kadar geçen süre çok ciddi bir sessizlik dö-nemi yafland›.

Çerkes Ethem hain ilan edildi, 16 Çerkes Köyü bir tak›mgerekçelerle sürgüne tabi tutuldu, ‘Vatandafl Türkçe ko-nufl’ vb sloganlarla ulus-devlet oluflturma çabas› içinde,egemen ulus kimli¤i tafl›yan veya bu kimli¤i kabullenen-ler d›fl›ndakiler için sindirme politikalar› da izlendi.Cumhuriyet Dönemi ilk dernekler ‹stanbul’da kuruldu.1951 y›l›nda ‘Kuzey Kafkasya’, 1952 y›l›nda ‘‹stanbulKafkas Kültür Derne¤i’ kuruldu. ‹stanbul Kafkas KültürDerne¤i’nin ‘Kafkasya Mecmuas›’ isimli dergisi 12 say›yay›nland›.

Dernekler süreç içinde Türkiye’deki yerleflim birimlerin-de aç›lmaya, dergiler, bültenler yay›nlanmaya bafllad›.Daha önce de belirtti¤imiz gibi dernek ve yay›n isimleriKafkas, Kafkasya, Kuzey Kafkasya gibi co¤rafi anlamifade eden isimlerdi, etnik kimlik ifade eden Çerkes ismikullan›lamad›.

1957-62 y›llar› aras›nda ‘Yeni Kafkasya’ dergisi 33 say›, 1964 y›l›nda Ankara Kuzey Kafkasya Derne¤i taraf›ndan‘Kafkasya’ kültürel dergisi, Ankara’da 1970 y›l›nda ‘Kamç›’ , !975-77 y›llar› aras›n-da ‘Yamç›’ (16 say›) dergileri,1970 sonras› ‹stanbul’da Kuzey Kafkasyal›lar KültürDerne¤i yay›n› olarak ‘Kuzey Kafkasya’ dergisi yay›n-land›.

Ankara’da 1984 y›l›nda ‘Kafda¤›’, 1991 y›l›nda ‘Marje’,‹stanbul’da ‘Alaflara’ dergileri ve yine ‹stanbul’da ‘YeniKafkasya Gazetesi’ yay›nland›. Ankara’da Kafkas Fede-rasyonu’nun ‘Nart’ dergisi halen yay›n hayat›na devametmektedir.

Avrupa Birli¤i uyum yasalar›n› takiben Kafkas Federas-yonu’nun giriflimleri sonucu anadilde televizyon progra-m› yap›lmaktad›r. TRT-3’ te perflembe günleri, 10.30-11.00 aras› ‘Kültürel Zenginliklerimiz’ program›ndaAdigece’nin bir lehçesi olan Kabardey dili ile sunumlaryap›lmaktad›r. Yar›m saatlik programda Kabardeyce ha-ber, spor haberleri, belgesel sunumu ve klip eflli¤indemüzik dinletisi yap›lmaktad›r. Yasak savar özellik tafl›-yan program›n varl›¤›n› aktarmakla yetinelim.

Bu arada kapal› kutu konumundaki Kafkasya’n›n1967’den sonra kap›s›n› çal›p ziyaret eden Türkiyeli Çer-kesler ço¤almaya bafllad›. Olumsuz propagandan›n etki-si ile kötümser olan Türkiye diasporas›, gezileri gerçek-lefltirenlerin söyleflileri sonucu Kafkasya’n›n “yaflanabi-lir bir yer” oldu¤unu düflünmeye bafllad›. Demir perde ül-kesinin ard›nda, hala kendi dilini konuflabilen, hatta ken-di diliyle okulu olan insanlar›n var oldu¤unu bilmek, di-

kf

Page 51: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

asporada halk›n aras›nda olumsuz propagandaya inen birdarbe oldu. SSCB rejimi üniversitelerde okuyan Çerkesgençli¤ini olumsuz etkilemese de ve onlar dilleri döndü-¤ünce endifle edilecek birfley olmad›¤›n› aç›klamaya ça-l›flsa da, yo¤un olumsuz propaganday› k›rmak için Kaf-kasya ziyareti gerekti¤i anlafl›lm›fl oldu böylece.

Dernek baz›ndaki örgütlenmelerin yo¤unlaflmas› sonucubirlik aray›fllar› gündeme geldi. Yasalar çerçevesindederneklerin birli¤i üzerine toplant›lar yap›ld›. 5 Kas›m1977’de Ankara’da yap›lan bir toplant›n›n da¤›lmas›sonras› durakta araç bekleyen insanlar›n üzerine ateflaç›ld›, Mahmut Özden öldürüldü, yaralananlar oldu. Bir-leflme çal›flmalar› sekteye u¤rat›ld›, geciktirildi.

12 Eylül 1980 ise yeni bir duraklama dönemi oldu. Ülke-yi karartan askeri darbe ile dernekler de kapat›ld›. 1984y›l›nda dernekler tekrar aç›lmaya baflland›.

1990’larda derneklerin birleflmesiyle ilgili yeniden top-lant›lar yap›lmaya baflland›. Yasa gere¤i federasyon tipibir örgütlenme gerçeklefltirilemeyece¤i için, Merkez-fiu-be iliflkisi temelinde bir birlik oluflturuldu. “Kafkas Der-ne¤i Genel Merkezi” 1993 y›l›nda Ankara’da kurulmufl-tu ve k›saca Kaf-Der olarak an›l›rd›. Türkiye’nin çeflitli ilve ilçelerindeki flube say›s› 33 idi.

2002 y›l›nda derneklerin federasyon oluflturabileceklerido¤rultusunda yasa ç›k›nca, Kaf-Der federasyon örgüt-lenmesini do¤ru bularak flubelerini fesh etti. fiubeler tek-rar ba¤›ms›z derneklere dönüfltürüldü ve bir dizi toplan-t›dan sonra 2003 y›l› Temmuzunda Ankara’da “KafkasDernekleri Federasyonu” kuruldu. 21 dernek taraf›ndankurulan Federasyona üye dernek say›s› 46’d›r. Federas-yonun Nart dergisi yay›nlanmaktad›r. 2 ayl›k periyoduolan dergi 5000 adet bas›lmaktad›r.

‹kinci federasyon, ‘Birleflik Kafkas Dernekleri Federas-yonu’ ismiyle kurulmufltur. Merkezi Ankara’dad›r.

Vak›flar var ayr›ca; fiamil E¤itim ve Kültür Vakf› , Kaf-kas Vakf› ve Alan Vakf›. Yan› s›ra sivil toplum örgütlen-meleri ile; Demokratik Çerkes Platformu, Kafkas Foru-mu gibi, Çerkesler Türkiye ve Dünya gündeminde yerinialmaya çal›fl›yor.

1992 y›l› Türkiyeli Çerkesler aç›s›ndan bir baflka dönümnoktas› oldu. SSCB’nin da¤›lma sürecinde ba¤›ms›zl›kilan etme yar›fl› s›ras›nda, Gürcistan yönetimi ordusunuAbhazya’ya yöneltince savafl bafllad›. 14 A¤ustos1992’de bafllayan savafl 1993 y›l›nda sona erdi. Kardeflhalklar›n birbirine k›yd›¤› bu ve benzeri savafllar›n ya-flanmamas› gerekti¤ine inan›yorum. Ony›llarca bir aradayaflam›fl, ayn› kasabay› ve köyü paylaflm›fl, k›z al›p ver-mifl Abhaz ve Gürcü Halk› ve benzer konumdaki dünya-

daki di¤er halklar›n savafla de¤il, özgürce geliflimleri içinbar›fla gereksinimi var.

Savafl›n sonucunda de’facto ba¤›ms›zl›k ile bugünleregeldi Abhazya. Savafl dönemi ise Türkiyeli Çerkesleraç›s›ndan yeni bir hareketlenmenin nedeni oldu. Kafkas-Abhazya Dayan›flma Komitesi oluflturuldu ve Abhazyatemsilcisi gayri resmi de olsa ‹stanbul’da görev yap›yor.Bu savafl sona erdi derken 1994 y›l›nda Rusya’n›n Çe-çen-‹çkerya’ya sald›r›s› ile bir baflka savafl bafllad›. Busavafl›n Türkiye cephesinde olanlar güzel fleyler de¤ildi.Fundamentalist ve flöven Türk milliyetçi gruplar, Çeçenkonusunu propaganda arac› olarak kulland›. Bu durumunyaratt›¤› olumsuzluklar, savafl›n halen sürdü¤ü günü-müzde de etkili olmaya devam ediyor.

Kaynayan Kazan Kafkasya

Bugün Kafkasya’da ortaya ç›kan çat›flmalar›n bafllang›c›XIX yy’a dayan›r. Bir halk› yok etmenin araçlar›ndan bi-ri olarak uygulanan halk› da¤›tmaya yönelik zulüm poli-tikalar›n›n sonucudur birçok olumsuzluk. Güneye inme-yi olmazsa olmaz hedef sayan çarlar›n yaratt›¤› “demog-rafik felaketler” halklar›n varl›klar›n› tehdit etmifltir.Ruslar›n büyük ço¤unlu¤u için bütün bu yap›lanlar Rusç›karlar›n› korumak içindi. Bugün de farkl› de¤ildir anla-y›fl. Eski Baflkan Yeltsin’in kurmay baflkan› Nikolay Ye-gorov’ un 1996’da yazd›¤› bir yaz›da belirtti¤i gibi, Mos-kova’n›n Çarl›k döneminde Kafkasya’ya yaklafl›m›ABD’nin K›z›lderililere karfl› olan politikas›ndan hiçbirflekilde farkl› olmayan “ola¤an bir uygulama” yd›. ÇarI.Nikola 1829 y›l›n›n Eylül’ünde Kafkas tugay›n›n baflko-mutan›ndan “Da¤l› Halklar›n topraklar›n›n mutlaka elegeçirilmesi ve karfl› koyanlar›n imha edilmesini” talep et-ti¤inde, stratejisini saklama gere¤i dahi duymam›flt›.

Kafkasya güneyi ve kuzeyiyle kkaayynnaayyaann kkaazzaanndd››rr tamanlam›yla. Yüzy›llar boyunca her anlam›yla hareketli birco¤rafya olan Kafkasya’da halklar›n kendi iç dinamikle-riyle geliflmesi sürekli kesintiye u¤rad›. Küçük bir co¤-rafyada onlarca halk›n bir arada ve bar›fl içinde yaflama-s›, d›fl müdahaleler olmasa gerçekleflebilirdi belki. Adetageçifl köprüsü konumundayd›. Kafkasya ve tarih boyun-ca pek çok kavmin istilas›na u¤rad›. ‹flgalciler kendi ku-rallar›n› dayatt›, nüfus hareketleri yafland› sürekli. Tarih-sel topraklar›nda yaflayan halklar suni olarak bölündüler,harita üzerinde oluflturulan s›n›rlarla küçük halklar k›ska-ca al›nd›. II. Dünya Savafl›’nda sürülen halklar›n toprak-lar›na baflka halklar yerlefltirildi. Sonra sürülen halklargeri döndü, toprak sorunu yafland›. Halklar›n ç›kar›na ol-mayan bir dizi olay yafland› ve yaflan›yor. Küçük halkla-r› birbirine düflman eden bir y›¤›n sorun var ortada ve ye-ni sorunlar da yarat›l›yor. Geçmifl sorunlar hep konserveedilmifl, günü geldi¤inde aç›l›yor.Kafkasya’da uzun y›llar önemsiz gösterilen, basite indir-

49

kf

Page 52: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

50

genen sorunlar hala var ve her bir sorun potansiyel çat›fl-ma nedeni. Hristiyanlarla Müslümanlar aras›ndaki geri-lim, keyfi olarak bir toplulu¤a ait topraklar›n bir baflkatoplulu¤a verilmesinden do¤an gerilim, Rusya’ya karfl›tak›n›lan tav›r farkl›l›¤›n›n yaratt›¤› gerilim, ulusal hare-ketler, milliyetçi ve Moskova ba¤l›s› yönetici hizipleraras› gerilim...Liste uzar gider.

Bakal›m Kafkasya geneline;

- Da¤l›k Karaba¤ bölgesi; Ermeni-Azeri çat›flmas›- Abhazya-Gürcistan savafl›- Güney Osetya – Gürcistan çat›flmalar›- Rusya Federasyonu – Çeçenistan savafl›- Oset-‹ngufl çat›flmalar›-(Toprak sorunu)- Yak›n zaman önce çözülen Acaristan-Gürcistan gerili-

mi

Kamuoyunun henüz çok ›s›nmad›¤› için bilmedi¤i ger-ginlikler de yaflan›yor süreç içinde. Karaçay ve Adigeleraras›nda, Kabardeyler ve Balkarlar aras›nda, KazaklarlaAdigeler aras›nda. Özelde Adigey Cumhuriyeti’ne yöne-lik çeflitli senaryolar›n haz›r oldu¤unu bilmek için fazlaöngörüye de gerek yoktur. %20 ile az›nl›kta olan Adige-ler’in yönetimi ellerinde bulundurmalar›ndan rahats›zl›kduyan Rus milliyetçisi çevrelerin zaman zaman k›flk›rt›c›ç›k›fllar› olmakta, göz önünde olmak istemediklerindeysegeçmifl dönemlerden gelen al›flkanl›klar›yla Kazak Hal-k›n› etkileyerek gerginli¤i diri tutmaktad›r. Ayr›ca milli-yetçi çevreler bu küçük Federe Cumhuriyetin ayaklar›üzerinde duramad›¤›n›, bu nedenle Cumhuriyet olarakvarl›¤›n› sürdürmemesi Krasnodar’a ba¤lanmas› gerekti-¤ini ifllemektedir. Üç ayr› Ad›ige Cumhuriyeti’nin bir

arada tek bir cumhuriyet olarak varl›¤›n› sürdürebilece-¤iyse hiç akla gelmemektedir.

Sonuç

Etnik kökenleri, dilleri, dinleri ne olursa olsun tüm Kaf-kas Halklar›’n› birbirine ba¤layan kültürel ve yaflamsalortakl›klar vard›r. Çözülebilecek basit sorunlar nedeniylehalklar aras›nda mikro milliyetçilik tohumlar›n› düflman-l›k tohumlar› ile kar›flt›rarak serpifltiren hegomonyac›devletlerin politikalar›na karfl› durmak gerekiyor. Sosyo-politik sorunlar yarat›p, sonucunda ›rkç› k›flk›rtmalarlahalkalar› birbirine düflürmek, bunun için de yo¤un olarakhalklar›n içinden iflbirlikçiler kotarmak, emperyalizminher zaman uygulad›¤› yöntemdir. Bunun ay›rd›nda olanhalklar›n ayd›nlar›na ciddi sorumluluklar düflmektedir.

Kafkas Halklar›n›n di¤eri olmadan ve de di¤erine ra¤-men hayatta kalamayaca¤›n›n bilincinde olmas› gereki-yor. Piyon olmamas› gerekiyor. Bir Karaçay’la bir Adi-ge’nin, bir Oset’le bir ‹ngufl’un, Abhaz’la Gürcü’nün, Er-meni’yle Azeri’nin... düflman olmalar›na neden olabile-cek hiçbir sorun, fark, üstünlük veya baflka birfley yoktur.Tersinden okumal› ve dost olmak için pek çok nedeninoldu¤u ortaya konulmal›d›r.

Kafkas dil ailesinden Ub›hça’y› konuflabilen son insanTevfik Esenç, simgesel anlamda ““SSoonn UUbb››hh”” olarak an›-l›yor. Kuzey Kafkasya’n›n Karadeniz k›y›s›nda yaflayanhalklar›ndan olan Ub›hlar, 1864’ e kadar Çarl›k’a diren-dikten sonra topyekün Osmanl› topraklar›na yerlefltiler.Kafkasya’ da Ub›h kalmad›, Türkiye’ dekiler de kimlik-lerini korumaya çal›fl›yorlar ve bilinçli bir tercihle anadil-leri Ub›hça yerine Adigece konufluyorlar. Yine bir anek-tot an›ms›yoruz Ub›hlar’dan söz ederken.

Frans›z bilim adam› George Dumezil Anadolu’da Ub›h-lar’›n izini sürerek, Ub›hlar’›n ve Ub›hça’y› konuflabilenTevfik Esenç’in yaflad›¤› Hac› Osman Köyü’nü ö¤renir.Düfler yola, köyü bulur, köy giriflinde karfl›lar›na ç›kangençlere Ub›hlar’› ve Ub›hça’y› konuflabilen insanlar›sorar. Gençler “buyrun” der düfler önlerine. Bir süre son-ra geldikleri mezarl›ktaki mezarlar› gösterir gençler ve“Ub›hça konuflanlar burada yat›yor” derler.

Savafl›n ve sürgünün bir sonucudur bu durum, yeni “son-lar” olmas›n isteriz.ÇÇeerrkkeesslleerr ;; DDüünnyyaa kküüllttüürr mmoozzaayyii¤¤ii iiççiinnddee yyeerriinnii aall--mmaakk iissttiiyyoorr..Ne Eksik Ne Fazla !!Bunun için de yaflad›klar› her co¤rafyada demokrasi,daha fazla demokrasi talebinde olacaklar.

KK – Kuzey KafkasyaRF – Rusya Federasyonu(1) – Çerkes Tarihi Kronolojisi – Dr. Baturay Özbek

kf

Tevfik Esenç (1904 - 1992)

Page 53: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

o¤uk Savafl sonras› dünyada insanlar› en çok korkutankelime herhalde “Terör”dür. Bu kavram›n içini dolduranolay ve olgular her an her yerde hiç beklemedi¤iniz bir

anda karfl›n›za ç›kabilir. “Terör”, “Terörist”, “Terörizm”,“Terör sald›r›s›” terimlerini duymadan haber izlemeniz ne-redeyse mümkün de¤il. Peki, ne oldu da bu kavram hayat›-m›z› ele geçirdi, yoksa hayat›m›z çoktan ele geçirilmiflti debiz mi ad›n› ancak koyabildik.

“Terör” kelimesi Frans›zcadan, kökeni de Latince “Terrere”den gelmekte. Kelimenin siyaset arenas›na ç›k›fl› devrimsonras› Fransa’s›nda Jakobenlerin iktidarda oldu¤u 5 Eylül1793 ile 27 Temmuz 1794 aras›nda ayda 1800’e yak›n insa-n›n idam edildi¤i dönem ve rejime “ Terör iktidar› ” denme-siyle oldu. Kelimenin güncel kullan›m›ndan fark› ise Jako-benlerin gö¤üslerini gere gere kendilerine terörist demele-riydi. Kavram flimdiki anlam›n›ysa 19. yy.’da bas›n›n›n he-deflerine ulaflmak için suikast yolunu kullanan Anarflistlerve Narodnikler gibi devrimci hareketlere Jakobenlere atfenTerörist demesi ile ald›.

Baflkalar› taraf›ndan terörist olarak nitelenenler flüphesizkendilerini baflka flekilde tan›ml›yorlar; “gerilla” (savaflç›-‹s-panyolca), “militan” (asker gibi hizmet eden-Latince), “mü-cahit” (cihat eden-Arapça) ilk akla gelenleri. Hepsi de sa-vaflç› kelimesinin farkl› dillerdeki karfl›l›klar›d›r. Bu durum-da savaflç› teröristin z›t anlaml›s› m›d›r, diye sormak gerekirki bu da bizi savafl kavram›n› incelemeye götürür.

Savafl insanl›k kadar eski bir olgu, savaflç› içgüdülerimizseinsanl›ktan da eski. Bin y›llard›r savafl ve ona ba¤l› kurum-lar toplumsal yap›m›z›n ayr›lmaz bir parças›. Böylesine kök-lü bir olgunun bir tek tan›m› olmas› tabi ki beklenemez an-cak flu an iflimize en çok, “Savafl, politikan›n farkl› araçlar›nkar›flmas›yla oluflan devam›d›r.” diyen Prusyal› Subay Cla-usewitz’in tan›m› yar›yor.

Tarihçiler, savafl bafll›¤›n›n alt›nda devletlerin birbirleri ileolan çat›flmalar›n› iflleme e¤ilimindedirler. Devletlerin dini,etnik az›nl›klar ya da yoksullu¤a karfl› isyan eden halk kitle-leri gibi, yönettikleri unsurlar ile yaflad›klar› çat›flmalar, dev-letlerin kendi tarihçileri taraf›ndan özellikle savafl olarak ta-n›mlanmamaya çal›fl›l›r. Çat›flman›n taraf› iktidar› ele geçir-meye çal›flan, devletin yönetim kademesine ait kifli ya da ku-rumlarsa bu çat›flmaya “iç savafl“ demekte ayn› tarihçilerinhiç zorlanmad›¤›n› görürsünüz. Az›nl›klar, halk kitleleri gi-bi yönetilenler ancak isyanc›, asi ya da terörist olabilirler.Günümüzde içerde çat›flma yaflayan devletlerinin düflmanla-r›n› ›srarla terörist diye tan›mlamas›n›n alt›nda yatanda buolsa gerek. Zira savaflmak egemenlere mahsussa, isyanc›lar›savaflç› olarak nitelendirmek onlar›n egemenlik ya da hak ta-leplerini tan›mak anlam›na gelmektedir. Çat›flman›n ç›k›flsebebinin de ço¤unlukla bu oldu¤unu düflünürsek egemeninhasm› için kullan›lan tan›mlama egemen için savafl›n kaza-n›lmas› kadar önemli olmaktad›r.

Tarihte Terör

Tarihte düflman halk›, askerleri ya da yöneticileri korkutma-ya yönelik faaliyetlerin, neredeyse silahlardan çok kullan›ld›-¤›n› görüyoruz. Bu hususta di¤er örneklere geçmeden en bafl-ta bu iflin duayeni say›labilecek Mo¤ollardan biraz bahsede-lim. Bu Uzak Asya bozk›r halk›, göçebe savafl tarz›n›n birhandikab› olarak kuflatma gibi uzun zaman ve bolca kaynaktüketen harekâtlardan çekinmektedirler. Bu yüzden Mo¤olla-r›n kuflatmalar› k›sa sürede çözümleyecek her türlü yenili¤ekarfl› di¤er icatlara oranla kat be kat ilgili olduklar›n› görürüz.Tarih sahnesinde olduklar› yüzy›llar boyunca süvari silah vetaktikleri konusunda en ufak bir ilerleme göstermeyen Mo-¤ollar›n, kuflatma silahlar›n› k›sa sürede özümsemesinin se-bebi bu olsa gerek (Kuflat›lan flehirlere manc›n›klarla vebal›ceset atarak dünyan›n ilk biyolojik silah›n› yaratma onuru datamamen Mo¤ollara aittir). Mo¤ollar›n yerleflim yerlerini ele

51

kf

Tarihçiler, savafl bafll›¤›n›n alt›nda devletlerin birbirleri ile olançat›flmalar›n› iflleme e¤ilimindedirler. Devletlerin dini, etnik az›nl›klarya da yoksullu¤a karfl› isyan eden halk kitleleri gibi, yönettikleriunsurlar ile yaflad›klar› çat›flmalar, devletlerin kendi tarihçileritaraf›ndan özellikle savafl olarak tan›mlanmamaya çal›fl›l›r.

Terör ve Savafl

KMZA MURAT ÖZKAN

S

YORUMyorum

Page 54: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

geçirirken uygulad›klar› politika benzersizdir. Yeni bir böl-geye gelen Mo¤ollar ilk baflta kendilerine direnen kent dahasonra teslim olsa dahi (Kuflatan komutan›n›n teslim olunma-s› halinde kimseye zarar verilmeyece¤ini garanti etmesi el-betteki ba¤lay›c› de¤ildir) kentteki en son bireye kadar bütüninsanlar› ( bazen sokak köpeklerini dahi) muhtelif flekillerdeöldürürler. Bu toplu katliam›n haberlerinin ulaflt›¤› di¤er böl-ge flehirleri en ufak bir direnifl gösterirlerse son bireylerinekadar katledileceklerini anlarlar ve Mo¤ol ordusu flehre ulafl-madan teslim olurlar. Bu sayede Mo¤ol ordusu çok az askerkayb›yla çok genifl bölgelerde k›sa sürede hâkimiyet kurabi-lir. Bize en tan›d›k örne¤i Sivas’ta yap›lan katliam sayesindeTimur’un bütün Anadolu’yu neredeyse bir kuflatma ve birmeydan savafl›yla ele geçirmesidir.

Günümüz ‹skandinav tarih müzeleri bol miktarda, de¤erlimadenden yap›lm›fl eflya bar›nd›r›r. Bunun sebebi Viking di-ye tan›nan ‹skandinavyal› denizcilerin Ortaça¤ bafllar›ndaAvrupa’ya yapt›¤› ak›nlard›r. Vikinglerin eline düflen flehir-lerin bafl›na öyle katliamlar geliyordu ki, talan mevsimi bafl-lad›¤›nda Avrupa’n›n Atlantik k›y›lar›ndan içerilere do¤rupefllerinde Viking’lerin oldu¤u insan kalabal›klar› seli bafll›-yordu. Talan edecekleri yerlere uzun deniz yolculuklar›(“Viking” kelimesinin kendi dillerinde uzun deniz yolculu-¤u demek oldu¤u rivayet edilir) ile ulaflan ve havalar bozma-dan dönmek zorunda olan ak›nc› gruplar›, sald›klar› korkusayesinde boflalan genifl bölgeleri k›sa sürede talan edebil-mekteydiler. Bunun için neler yapt›klar› ile ilgili örnek ver-mek gerekirse bir Viking destan›nda anlat›lan “Çocuklar›Seven Adamdan” bahsetmek gerek. Ona böyle deniyorduçünkü ele geçirilen flehirlerdeki çocuklar› karg›ya oturtmakgibi yayg›n bir Viking gelene¤ini uygulamaktan hofllanm›-yordu.

Ortaça¤ Avrupa’s›nda bir kaleyi kuflatan ordunun manc›-n›klarla f›rlatt›¤› ilk fley önceki muharebelerde ele geçiril-mifl esirlerin kafalar› olurdu. S›kl›kla görülen baflka bir du-rumda sald›rgan› kuflatmay› kald›rmaya ikna etmek için

gönderilen elçilerin canl› canl› f›rla-t›lmas› olurdu.

Geçmiflte toplumlar zenginleflmekya da iktidarlar›n› pekifltirmek

için silahl› ya da silahs›zay›rt etmeden öldür-

me yoluna gitmifl-lerdir. Ancak bus›n›r tan›mazl›¤›ngeçmifle mahsusoldu¤unu söyle-mek ne yaz›k kimümkün de¤il.

‹kinci Dünya Sava-fl›, incelendi¤inde birçok katli-

am›n bir araya gelmifl hali gibi

gözükür, bunlardan özellikle Müttefiklerin yapt›klar›, Hit-ler’in “tarihi kazananlar yazar” sözünü do¤rularcas›na göz-den kaçmaktad›r. Churchill’in savafl›n son günlerinde dahiAlman kentlerinin bombalanmas› istedi¤i rivayet edilmekte-dir. Bu sayede tesliminden sonra, müttefik iflgaline karfl› si-vil bir direnifl ortaya ç›kmamas› için Alman halk›n›n sindi-rilmesi sa¤lanabilecekti. fiubat 1945 de (Almanlar›n teslimolmas›na üç ay kala) bine yak›n uçakla bombalanarak yokedilen (flehirdeki 28 bin binadan 24 bini yanarak yok oldu.)Dresden flehri bu amaca hizmet etmifl olsa gerek, zira böyle-sine gözü dönmüflçe hedef al›nmas›n› gerektirecek bir sana-yisi ya da askeri tesisleri yoktu, ahflap binalardan oluflan kü-çük bir müzeler kentiydi. Yang›n bombalar› at›larak sakinle-riyle beraber yok edildi.

Felluce, Ramadi, Samarra, Tikrit, Ba¤dat, bu flehirlerin isim-lerini Amerikan ordusuna karfl› en sert direnifl buralarda ser-gilendi¤i için biliyoruz. Ancak bu flehirlerin di¤er bir ortaknoktas› da 2003’deki iflgal s›ras›nda Irak ordusu taraf›ndanAmerikal›lar’a neredeyse savaflmadan teslim edilmeleri.Ancak Amerikan ordusunun Felluce’yi neredeyse tafl devri-ne indirdi¤i son harekât› ile y›k›m› ve “terör”ü bu flehirlerede getirme niyetinde oldu¤unu anl›yoruz.

‹kinci Dünya Savafl›na dönecek olursak. ‹ki Japon kentineatom bombalar› at›larak yap›lan katliamlar da gözden kaça-cak gibi de¤ildir. Amerikal› askeri uzmanlar Japon anakara-s›n› ele geçirmek için yap›lacak bir harekât›n yar›m milyon(Neredeyse savafl›n tümünde kaybettikleri kadar) Amerikanaskerine ve milyarlarca dolara mal olaca¤›n› hesaplamalar›üzerine, Amerikal›lar beklide tarihin en büyük blöfünü ya-

52

kf

Page 55: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

parlar ve iki kenti vurduktan sonra üçüncü bombay› Tok-yo’ya atacaklar›n› bildirirler. Asl›nda, üçüncü bir bombayoktur. Bombay› tafl›yan gemiyi bir Japon denizalt›s› bat›r-m›flt›r. Ve o dönemin bütün uzmanlar›n›n imkâns›z dedi¤ifley gerçekleflir ve Japonya kay›ts›z flarts›z teslim olur.

Verdi¤imiz örneklerde, egemen güçlerin çat›flmalar›n› iflle-dik. Ancak gayri nizami harp ya da asimetrik savafl olarak daadland›r›lan gerilla savafl›n› incelemeden terörün savafllailiflkisini tam olarak ifllemifl say›lmay›z. Tarihte askeri veekonomik kaynaklar› hasm›ndan oldukça afla¤›da kalan güç-lerin s›kl›kla bu yola baflvurdu¤unu görüyoruz. Özellikle ya-z›n›n bafl›nda tarif etti¤imiz, egemenlerinden hak talebindebulunan “az›nl›k güçlerin”, bar›flç› yöntemler haricinde ge-rilla savafl› metotlar›ndan baflka bir mücadele seçenekleriyoktur. Devletler gibi düzenlivergi gelirleri, silah ve askereal›m olanaklar› olmayan bu ya-p›lar›n en önemli dayanak nok-talar› genelde halk, özelde köy-lü kitlesidir. Che Guevera “Ge-rilla m›zra¤›n keskin ucuysa,köylü sap›d›r” diyerek bu duru-mu tan›mlamaktad›r. Gerillagüçleri çok k›s›tl› kaynaklarlabile olsa varl›klar›n› sürdürebil-diklerinden yenilmeleri kolayolmamaktan öte tamamen orta-dan kald›r›lmalar› da askeri ön-lemlerle mümkün de¤ildir. Ya-k›n tarihte herhangi bir gerillagücüne karfl› savafl kazanabilenfazla ülke sayamazs›n›z. Kazananlar›n bunu nas›l yapt›¤›n›iyice incelerseniz, gerillalar› desteklemesi “muhtemel” köy-lülerin, o bölgede -en hafif tabiriyle- bar›nd›r›lmayarak, ge-rillalar›n lojistik imkânlar›n› kesme yoluna gidildi¤ini görür-sünüz. Gerilla gücü, e¤er Sovyet iflgalindeki Afganistan ya-da Vietnam örneklerinde oldu¤u gibi düzenli bir d›fl destekalm›yorlarsa, tek dayanak noktalar› olan köylünün deste¤i-nin kesilmesi savafl›n gerillan›n inisiyatifinden ç›kmas›na se-bep olur. Buna eriflebilmek için devletlerin baflvurdu¤u yol-lar› saymak gerekirse: Köylüye karfl› yo¤un bir bask› ve te-rör politikas› yürütmek; köy yollar›n›n may›nlanmas›, katli-amlar, iflkenceler, her nevi gayri hukuki ve insanl›k onuru-na ayk›r› hareket. Düflman toplumun iç unsurlar›n›, e¤eryoksa ayn› bölgeden farkl› (mümkünse rakip) unsurlar› pa-ramiliter güç olarak kullanmak yani tabiri caizse “iti, ite k›r-d›rmak” (Katolik-Protestan, Zulu-Masahi, Hindu-Müslü-man, fiii,Kürt-Sünni). Sivil yerleflimleri düzenli aral›klarlatalan etmek, göçe zorlamak, bunlar mümkün de¤ilse enaz›ndan havadan bombalamak (Çeçenistan). En az bilinenama s›kl›kla uygulanan yöntem ise Gerillalar›n ad›na onlar›dünya kamuoyu ve kendi yandafllar› gözünde zor durumdab›rakacak; yard›m amaçl› kurumlar›n gönüllülerine, gazete-cilere, sivil yerleflim yerlerine sald›rmak gibi eylemler dü-zenlemek. Çeçenistan bu hususta bol miktarda örne¤e sahip.

S›n›r Tan›mayan Doktorlar›n dokuz üyesinin ve Çeçenis-tan’a Rusya’dan ba¤›ms›z GSM flebekesi kuran ‹ngiliz flir-ketinin dört teknisyeninin katledilmesi. FSB’nin Rusya’dasivillerin yaflad›¤› apartmanlara bomba yerlefltirerek havayauçurmas›. Bunu yapan ajanlar›n yerel polis taraf›ndan bafl-ka bir binaya bomba yerlefltirirken suçüstü yakalanmas›KGB’nin kurucular›n› mezarlar›nda tersyüz eden bir bece-riksizlik örne¤idir herhalde.

Peki, gerilla hareketlerinin “düflman sivilleri” hedef almala-r›n›n alt›nda yatan temel sebep nedir? Bu sorunun cevab›n›vermek zor olmakla beraber, cevap gerilla doktrininde yat›-yor. K›s›tl› kaynaklara sahip ve hareket alanlar› k›s›tl› güç-ler, sonucundan emin olmad›klar› eylemlere giriflmekten çe-kinirler. Bir yerleflim yerini bombalaman›n, tahkim edilmifl

askeri bir mevziiye sald›rmak-tan daha kolay oldu¤una flüpheyok, zaten o mevzii ele geçiril-se bile hareket gücü için a¤›r si-lahlardan feragat etmifl olan ge-rilla gücü yap›s› gere¤i mevzi-iyi elinde tutamaz, yani uzunvadeli stratejik bir kazanc› ola-maz. Burada gerilla doktrininbir handikab›yla karfl›lafl›yoruz.Gerilla ne kadar çok zafer eldeederse etsin, düflman›n› savaflbölgesinden nizami güçler gibisürüp ç›kartamaz. O yüzdendirki gerilla komutanlar›, güçleribelirli bir büyüklü¤e geldiktensonra düflman kamuoyunu sa-

vafl› kazanamayaca¤›na ‘ikna edecek’ eylemler düzenleme-ye çal›fl›rlar. Gerilla güçlerinin lehine biten bütün savafllar-da, bu tür “Propaganda Sald›r›lar›na” rastlar›z. Amerikan ka-muoyu Vietnam Savafl›n›n bitmeyece¤ine, Vietkong her se-ne gayri resmi ateflkes yap›lan Tet bayram›nda sald›r›ya ge-çip büyüklü küçüklü yüzlerce yerleflim yerini k›sa süreli¤inede olsa ele geçirince anlad›. Ordu yerleflimlerin hepsini gerialsa da savafl karfl›t› muhalefetin bask›s› ABD’nin Viet-nam’dan çekilmesine yol açt›. ‹lk Çeçen Savafl›, gerillalar›nbir anda Grozni’de ortaya ç›k›p, büyük bir Rus kuvvetini fle-hirde kapana k›st›r›nca, bir askeri felaketten çekinen Rus yö-neticilerin masaya oturmaya yanaflmas›yla bitmiflti. Zapatis-talar›n Lakandon ormanlar›ndan ç›k›p befl flehri ele geçirme-si bu olay›n en uç örne¤idir, zira Zapatistalar di¤er örnekle-rin aksine ilk ve son eylem olarak bunu yapm›fl, Uluslarara-s› toplumun araya girmesiyle Meksika Hükümeti ile masayaoturabilmifltir. Gerilla gücünün vuraca¤› bu mutlak darbeyehaz›rlanmas›, büyük kuvvetlerin k›rsalda toplanmas›, e¤itil-mesi, donat›lmas› gibi k›s›tl› kaynaklarla oldukça zaman veenerji alan çal›flmalar›n yap›lmas›n› gerektiren bir süreçtir.K›rsalda sizi sürekli arayan ve buldu¤u yerde elinde ne var-sa üzerinize atabilen bir düflman gücü mevcutsa, bu süreçonlarca y›l alabilir. Buna karfl› gerilla komutanlar›ysa düfl-manlar›n›n flehirlerinde, sivilleri, devlet yap›lar›n› hedef ala-

53

kf

Hiroflima’ya at›lan bomba yaklafl›k 6 kg. idi. 1graml›k madde kayb› ile 20 kiloton enerji orta-ya ç›km›fl, 130 bin ölü, 70 bin yaral› ve nesiller-ce süren kal›tsal hastal›klara neden olmufltur.

Page 56: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

54

rak, kar›fl›kl›k ç›karmaya çal›fl›rlar (Devrim öncesi Hava-na’da günde yüze yak›n bomba patlamas› gibi). Böylelikledüflman kuvvet flehirlerde, s›k› güvenlik önlemleri almak zo-runda kal›r, bunun için asker ve para ay›r›r. Terör olaylar› vegüvenlik önlemleri ticari hayat› bo¤ar, zaten savafla ayr›lankaynaklarlar yüzünden zorlanan ülke ekonomisi krize girer,huzursuzluk artar . fiehirleri korumak için k›rsaldan askerçeken (ya da fazladan asker y›¤amayan) ordu, k›rsalda geril-lay› rahat b›rak›r böylelikle bir taflla birçok kufl vurulmuflolur. Ancak örgütlerin eylemleri her zamanda böylesi so¤ukbir rasyonalitenin üzerine kurulmayabilir. Ülkelerinin yak›-l›p-y›k›ld›¤›n›, sevdiklerinin öldürüldü¤ünü gören insanlar›nintikam arzusu rasyonel olmaktan çok öte sonuçlar do¤ura-bilir. Hele ki bu insanlar deneyimli gerillalarsa. E¤er eylem-ler stratejik bir planlamadan yoksun olarak, icra edilmeyebafllan›rsa. Savafl karfl›l›kl› intikam sald›r›lar›na döner ve po-litik bir sonuç hatt›ndan ç›kar. Karfl›l›kl› intikam sald›r›lar›-

na dönüflmüfl bir asimetrik savafl ancak iflgalcinin, egemeninifline yarar.

Çeçenistan savafl›n›n ald›¤› son halde de askeri bir sonuç el-de etme amac›ndan uzak, intikam almaktan baflka hiçbir so-nuca ulafl›lmas› mümkün olmayan eylemler yap›lmakta.Beslan da Çeçen gerillalar›n sergiledi¤i eylem, akl›n s›n›rla-r›n› zorlamaktad›r. 1000 kifliyi rehin ald›n›z diye Rusya’n›nÇeçenistan’dan çekilmesini talep etmek ve bunu beklemek,stratejik yada taktik planlarla bir iflinizin olmad›¤›n›, hattakaybettiklerinizin intikam›n› almaktan baflka bir niyetiniz ol-mad›¤›n› gösterir. Hele o Rusya Budenovsk’tan Mosko-va’ya kadar bütün rehin alma eylemlerinde Çeçen gerillalar-dan daha fazla rehineyi öldürmüfl, yani kendi sivillerinindevletin gözünde bir de¤eri olmad›¤›n› aç›k bir flekilde orta-ya koymuflsa, birilerini rehin alman›n Rusya ile pazarl›k ma-sas›na oturmak için iyi bir koz olmad›¤› ortadad›r. Buna ra¤-men rehin alma türü eylemlere devam etmeye çal›flmak, an-cak Rusya’n›n ekme¤ine ya¤ sürmeye yarar.

Unutulmamas› gereken dünyada hiçbir milletin Çeçenler ka-dar yaln›z b›rak›lmamas› gerekti¤idir. Evleri her gün bom-balanan, Yak›nlar› Chernokosovo (Kara Kosova) gibi bu-ram buram Slav ›rkç›l›¤› kokan adlar tafl›yan “ay›klamakamplar›na” götürülüp bir daha haber al›namayan insanlar›nve savaflla geçen on y›lda her on ferdinden birini kaybedenbir toplumun yaflayaca¤› ve çevresine yaflataca¤› travmalar›hafife almamak gerekir. Çeçenistan da olan bitene seyircikalmak, o rehin alma eylemlerine suç ortakl›¤› etmektir. Bueylemler Çeçen halk›n›n kanl› ama aciz yard›m 盤l›klar›n-dan baflka bir fley de¤ildir.

fiehirdeki terör eylemleri, k›rsaldaki faaliyete yard›mc› un-surdur. Ancak fazla rastlanmamakla beraber faaliyet alan›

Devlet eliyle terör: Çeçenistan.

2000 bombard›man›ndan hemen önce (soldaki resim) ve sonra (sa¤daki resim) Çeçenistan’›n baflkenti Charkale (Grozny).

Page 57: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

olarak salt flehirleri gören yap›lanmalar da mevcuttur, bunla-r›n bafl›nda IRA ve ETA, Filistin’deki örgütler, ve ilk za-manlar›ndaki El-Kaide. Bu örneklerden El-Kaide haricinde-kiler, savaflacak k›rsallar› olmad›¤›ndan flehirleri tercih et-mektedirler, ancak El-Kaide tamamen yeni bir modeldir,belki de ilk gerçek uluslararas› terör örgütüdür ve bugünekadar hareket alan›n› bu kadar geniflletebilmifl baflka bir ör-gütte olmam›flt›r. O yüzden daha ayr›nt›l› incelenmesi gerek-mektedir.

El-Kaide

El-Kaide ad›yla bilinen örgüt, Afganistan Hizmet Servisi yada Mektep Al-Kadamet ad›yla bilinen, Sovyet iflgali alt›nda-ki Afganistan’da mücahit yetifltirmek maksad›yla 1984 y›-l›nda Dr. Abdullah Azzam (fieyh Azzam) taraf›ndan kurulanSelefi teflkilatlanmas›n›n devam›d›r.

‹flgal boyunca dünyan›n dört bir yan›ndan gelen Arap müca-hitleri ve onlar›n e¤itimi, donat›lmas› için gene dünyan›ndört bir yan›ndan özelikle de bat› ülkelerinden (örgütün odönem s›rf Amerika’da otuza yak›n bürosunun oldu¤u tah-min ediliyor) gelen paray› birlefltiren bu organizasyonun10.000 ile 20000 aras›nda mücahidi e¤itti¤i ve 2 milyar do-lara yak›n yard›m da¤›tt›¤› tahmin edilmekte.

‹flgal sona ermeye yaklafl›p, bölgedeki buna benzer yap›larISI (Pakistan istihbarat›) ve onun vas›tas›yla CIA’n›n hami-li¤inden kurtulduktan sonra örgütte yola nas›l devam edile-ce¤i konusunda bir yol ayr›m› ortaya ç›kar. Zira istihbaratörgütlerinin katk›s›yla incelikle infla edilen bu yap›, iflgalinbitmesi, yani savafl›n kazan›lmas›yla geldikleri yerlere geridönmüfl deneyimli binlerce mücahit ve bunlar›n say›lar›n›artt›rmak ve donatmak için genifl ve etkili bir para toplamamekanizmas› ile bir küresel aktör olma flans›na sahiptir. Birrivayete göre Azzam, Afganistan’da ‹slami bir devlet kurul-mas› için mücadele edilmesi gerekti¤i, bir di¤erine göreysevatan› Filistin’in ba¤›ms›zl›¤› için bir mücadele edilmesigerekti¤i görüflündedir. MAK’›n ikinci lideri Bin Ladin’sebat›ya ve bat›l›lara karfl› bir cihat ilan edilmesinden yanad›r.1988 de ismi MAK’›n e¤itim kamp›ndan yani “temel/üs”den gelen El-Kaide kurulur. Yol ayr›m› 1989 Azzam’›n ara-bas›n›n kimli¤i belirsiz kiflilerce havaya uçurulmas›yla sonaerer.

El-Kaide bir toplumsal yara, ya da hak arama mücadelesiyüzünden ortaya ç›km›fl veya yönetim araçlar› aç›s›ndan al-ternatif sunan bir yap› de¤il. Ortado¤u’da halk›n gözündemeflru, yerel (Ortado¤ulu) iktidar bofllu¤unu doldurmaya ta-lip, salt iktidar olmak için, egemen olmak için kurulmufl biryap›. Yani bir gün amac›na ulaflsa bile iktidar› K›z›l Kmer-ler gibi k›sa ancak oldukça kanl› olacakt›r.

Tarihten bugüne savafl› ve terörü inceledi¤imizde, bugünterör eylemi diye nitelenen olaylar›n yüzy›llard›r eli silahtutanlar taraf›ndan her zaman ve çok daha büyük ölçekte

uygulanm›fl eylemlerin devam› oldu¤unu görürüz. Terörkavram›n› hayat›m›za sanki bu yüzy›l›n icad›ym›fl gibi so-kan; aç›klayamad›¤›, anlayamad›¤› ya da anlamak isteme-di¤i her nevi silahl›-silahs›z hak arama çabas›n› Terörizmolarak nitelendiren egemenler, s›ra kendi ç›karlar›n› koru-maya geldi mi, dünyay› kana bulamakta bir an olsun tered-düt etmemektedirler. Bugün mevcut devletlerin ço¤unungeçmiflte baflka devletlerden koparak ortaya ç›kt›¤›n› düflü-nürsek, kendi egemenlerine karfl› verdikleri ba¤›ms›zl›k sa-vafllar›n› yere gö¤e s›¤d›ramayan zaman›n “bölücü terörist-lerinin” bugün, dünyan›n uzak ucunda geliflen ba¤›ms›zl›kyanl›s› hareketlerden bile midesi bulanmaktad›r. Tüm dün-yaya ifline geldi¤ince devletlerin toprak bütünlü¤ünün kut-sall›¤›n› pazarlayan ABDiçin, kendi ba¤›ms›zl›kmücadelesinin Britanya‹mparatorlu¤unun toprakbütünlü¤ünü zedelemiflolmas› can s›k›c› bir ay-r›nt›dan baflka bir fley ol-masa gerek.

Sivilleri saatli bir bombay-la hedef alan kifli neden te-rörist oluyor da, kilomet-relerce yukardan üzerleri-ne bomba ya¤d›ran pilotkahraman oluyor? Ünifor-mas› oldu¤u için mi, bu ifliçin maafl ald›¤›ndan m›?Burada sorun savafl›n ken-disindedir, icra edenlerdede¤il. Savafl olumlu bir ey-lem de¤ildir. En nihayetinde insan öldürmeye, düflman›namal ve can kayb› verdirme noktas›na dayan›r. Bunu da gözönüne al›rsak savafl ile terörün iliflkisi netleflir. Egemenlerin›srarla vurgulad›¤› gibi bunlar birbirlerinin karfl›t› de¤il, te-rör, savafl›n hatta politikan›n kanl› bir arac›ndan baflka birfley de¤ildir. Üniforma giysin ya da giymesin, maafl als›n yada almas›n savafl fiilinin içini dolduran her birey; görevi,amac› için masum birilerini terörize edecektir.

Savaflç› anlay›fl da ça¤›m›zdaki her fley gibi de¤iflmekte, amainsano¤lunun varl›¤› kadar eski oldu¤u için bu zaman al-maktad›r. Çünkü savafl birileri için karl› bir ifltir. Silah ihale-leri, da¤›t›lan rüflvetler derken, dünyada y›lda 800 milyar do-lardan fazla para el de¤ifltirmektedir ki bu yaln›zca yasal si-lah ticaretinin mebla¤›d›r. Devletlerin silahlanmaya yat›rd›¤›para, asla di¤er bütçe kalemlerinde oldu¤u gibi topluma geridönmez yani savafl ç›kmad›¤› sürece ölü yat›r›md›r. Dilerimki, silahlara ayr›lan paralar›n insanl›k için harcand›¤› günlerigörecek kadar flansl›y›zd›r.

- John Keegan, Savafl Sanat› Tarihi, Gençlik yay›nlar›.- Mehmet Tanju Akad Strateji Üzerine, Kastafl Yay›nlar›- http://www.wikipedia.org

55

kf

Page 58: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

Kimli¤imizi ve yaflam üsluplar›m›z› oluflturan süreçlerhakk›nda ne kadar çok bilgiye ulafl›r ve bu bilgileri sen-tezleyerek yenilerini yaratabilirsek, yaflam›m›z› dahaözgür k›lma olana¤›na da kavuflmufl oluruz. Bir bak›ma“Kafkasya Dersleri”nin bir gereksinim olarak ortayaç›kmas›nda, bu bilgi önem tafl›maktad›r. Kültürel vesiyasal birikim içeren Çerkes kimli¤ini oluflturan tarih-sel, sosyolojik ve hatta edebi süreçleri nesnel anlamdainceleyebilmek, derslerin hedeflerini oluflturmufltur.Ayn› zamanda modern yaflam›n belirleyici unsurlar›n›de¤erlendirerek, günümüz dünyas›n›n pratiklerini deanlamak gerekmektedir. Bütün bu bilgiler etkileflimiçinde bulundu¤unda ‘nereden geldi¤imiz’, ‘nerededurdu¤umuz’ ve ‘nereye gitmek’ istedi¤imiz ile ilgilisorular›n yan›tlanmas› için bir ön haz›rl›k yap›labile-cektir.

Çeflitli kavramlar›n yeniden tart›flmaya aç›labilmesi vemodern süreçlerin yaratt›¤› etkilerin incelenmesianlam›nda “Kafkasya Dersleri” projesi hayata geçirildive alanlar›nda uzman hocalar seçilerek 5 Mart 2005tarihinde ‹stanbul Bilgi Üniversitesi’nde derslerebafllad›. Genel olarak Kafkasya’ya ve iliflkili oldu¤uülkelere tarihi bir bak›flla bafllayan derslerde, ulusdevletleflme süreci, diaspora kavram›, Çerkeslerinyaflad›klar› ülkelerdeki konumlar›, bu konumlar›belirleyen yap›lar tart›fl›ld›.

81 kiflinin kat›ld›¤› “Kafkasya Dersleri”nin sonundadersleri düzenli olarak takip eden 37 kifli Bilgi Üniver-

site’sinden sertifika almaya hak kazand›. Bununyan›nda “Kafkasya Dersleri” bu yönde yap›lacakakademik çal›flmalar›n önünü açan bir basamakoluflturdu. Dersler ‹stanbul Bilgi Üniversite’sinde 05Mart–28 May›s tarihleri aras›nda 3 ay sürmüfltür.

MART 2005KKoonnuu:: ÇÇeerrkkeess DDiiaassppoorraass››;;Ayhan Kaya‹stanbul Bilgi Üniversitesi,‹ktisadi ve ‹dari bilimler Fakültesi Ö¤retim ÜyesiKimlikler yaln›zca bireylerin seçimleri do¤rultusundaoluflmazlar. Kimliklerin oluflumunda “öteki” belirleyi-ci unsurlardan biridir. Birey ve öteki aras›ndakiiliflkinin niteli¤i kimlikleri radikallefltirebilir ya dauzlafl›mc› k›labilir. Bu anlamda, özellikle az›nl›klar›nkimliklerinin oluflumunda ço¤unlu¤un üstünde yüksel-di¤i politik bak›fl aç›lar› çok önemlidir. Az›nl›¤›n“kendine has kültürel birikimi” ço¤unlu¤un bak›fl aç›s›çerçevesinde ya yaflan›r ya yanl›fl adland›r›l›r ya dabast›r›lmaya çal›fl›l›r.

KKoonnuu:: AAttööllyyee ÇÇaall››flflmmaass››-- TTüürrkkiiyyee''ddee öözzeelllliikkllee ppoolliittiikkddüüzzlleemmddee ggeerrççeekklleeflfleenn kkiimmlliikk kkaazzaann››mmllaarr›› vvee bbuu kkiimm--lliikklleerriinn iiffaaddee eeddiilliiflfl bbiiççiimmlleerrii..Yrd. Doç. Dr. Meltem Narter‹stanbul ÜniversitesiEdebiyat Fakültesi Psikoloji BölümüSosyal Psikoloji Anabilim Dal›Türkiye Cumhuriyeti’nin üretti¤i kimlikler ve bu kim-

56

kf

Kafkasya Dersleri

TANITIMtan›t›m

Kafkasya Dersleri; ‹stanbul Bilgi Üniversitesive Kafkasya Forumu birlikteli¤i ile 05Mart-28 May›s tarihleri aras›nda BilgiÜniversitesi’nde cumartesi günleri iki otu-rum fleklinde gerçeklefltirilmifltir.

BYDANUK R‹DADE

Page 59: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

liklerin etnik kimliklerle ba¤lant›s› incelenmifltir.

KKoonnuu:: AAttööllyyee ÇÇaall››flflmmaass››--""EElleeflflttiirreell OOkkuummaa AAttööllyyeessii::MMooddeerrnn TTüürrkk eeddeebbiiyyaatt››nnddaa ÇÇeerrkkeess kkiimmllii¤¤iinnii ookkuummaakk..Ö¤r. Gör. Dr. Erol Köro¤luSabanc› ÜniversitesiDiller OkuluRusyan›n Çerkes toplumuna bak›fl›. Tarihsel olarakÇerkes toplumunun anlafl›lmas› ve Çerkes kimli¤ininedebiyattaki yeri incelenmifltir.

KKoonnuu:: ÇÇeerrkkeesslleerriinn kköökkeenniiHulusi ÜstünKafkasya’daki halklar›n tarihsel kökenleri, Kafkas dil-lerinin etimolojik olarak incelenmesi sonucunda, dilleraras›ndaki benzerlikler ve farkl›l›klar, baflka dillerleolan etkileflimleri incelenmifltir.

KKoonnuu:: 11990000’’lleerrllee 11994400’’llaarr aarraass››nnddaakkii nnüüffuuss ppoollii--ttiikkaallaarr›› vvee aazz››nnll››kk nnüüffuussuu hhaakkkk››nnddaakkii ddeevvlleett ggöörrüüflflüü..Doç. Dr. Aykut Kansu‹stanbul Bilgi ÜniversitesiFen-Edebiyat FakültesiTarih BölümüModernleflme kavram›n›n kendi iddialar›n› ne ölçüdegerçeklefltirebildi¤ini anlamak önemlidir.Modernleflme ilerleme yönünde bir proje gibialg›lanarak yaflama geçirilebilece¤i gibi, savunmac› vetepkici modernleflme süreçleri de ifllerlik kazanabilir.Bu tip modellerde farkl› kültürel birikimler, tehditunsuru gibi görülmeye bafllar. Geleneksel yaflam tar-zlar›n›n yok edilmesi yönünde, modernleflme ad›naönlemler al›nabilir. Bu önlemlerin tart›fl›lmas› gerekir.

N‹SAN 2005 KKoonnuu:: DDiiaassppoorraa:: DDiiaassppoorraa kkaavvrraamm›› üüzzeerriinnee tteeoorriikkttaarrtt››flflmmaallaarr››nn oolluuflflttuurruullmmaass›› vvee bbuunnuunn KKaaffkkaassyyaaggeerrççee¤¤iinnee uuyygguullaannmmaass››..Doç. Dr. Alexandre ToumarkineGalatasaray ÜniversitesiSiyaset Bilimi BölümüDiaspora kavram›, çeflitli akademisyenler taraf›ndanincelenerek tan›mlanmaya çal›fl›lm›flt›r.Anavatanlar›ndan farkl› topraklarda yaflayan ve ana-vatana dönme iste¤ini ideallefltiren topluluklar, buanlamda diaspora kapsam› içine girmektedir. Ancak birdiaspora oluflturabilmek bundan fazlas›na iflaret etmek-tedir. Çünkü diaspora ayn› zamanda ortak bellekkonusunda belirli bilgi birikimine sahip ve bunuentelektüel anlamda gelifltiren insanlardan oluflan birtopluktur. Maddi birikimin sa¤lanmas› da, diasporan›nözelliklerindendir.

KKoonnuu:: RRuussyyaa vvee SSoovvyyeett ttaarriihhiinnddee KKuuzzeeyyKKaaffkkaassyyaa''ddaakkii eettnniikk kkiimmlliikklleerriinn hhuukkuukkii aallttyyaapp››ss›› vvee

ggööççlleerriinn nneeddeennlleerriiDoç. Dr. Erhan Büyükak›nc›Galatasaray ÜniversitesiUluslar aras› ‹liflkiler Bölümü

KKoonnuu:: KKaaffkkaassyyaa’’nn››nn ggüünnüümmüüzzddeekkii jjeeooppoolliittiikk vveejjeeoossttrraatteejjiikk öönneemmiinnii Hakan Gürel Kafkasya’n›n günümüzdeki jeopolitik ve jeostratejikönemini ve küresel ve bölgesel güçlerin Kafkasya poli-tikalar›n› anlayabilmek için tarihsel olaylardayans›mas›n› bulan temel jeopolitik kuramlar›ndaAvrasya ve özelde Kafkasya’n›n yerini ele almakyararl› olabilir. Klasik ve ça¤dafl jeopolitik kuram, ter-minoloji ve kavramlar›na ve bu alanda yap›tlar sunanMackinder, Mahan, Brzezinski, Dugin, Fukuyama,Davuto¤lu ve Huntington gibi kuramc›lara iliflkingenel bir karfl›laflt›rmal› sunum, bu amaca yönelik birbafllang›ç sa¤layacakt›r.

MAYIS 2005KKoonnuu:: UUlluuss--DDeevvlleettlleerriinn oolluuflfluumm ssüürreeççlleerrii Prof. Dr. Murat Belge‹stanbul Bilgi ÜniversitesiEdebiyat FakültesiKarfl›laflt›rmal› Edebiyat Bölümü

Ulus-devletleflme, bat›dan bafllayarak bütün dünyay›etkisi alt›na alan oldukça güçlü bir projedir. Ancakulus-devletleflme süreçleri birçok sorunu içermektedir.Bu sorunlar incelendi¤inde, ulus-devletleri demokratikyap›lar olarak tan›mlamak oldukça güçleflmektedir. Bugüçlü¤ün tart›flmaya aç›lmas› günümüz ekonomik vesiyasi oluflumlar›n› anlamak aç›s›ndan gereklidir.

KKoonnuu:: TTüürrkk MMiilllliiyyeettççiillii¤¤ii''nniinn GGeelliiflfliimmii vvee MMiilllliiyyeettççiilliikkTTeeoorriilleerriiDoç. Dr. Umut Özk›r›ml›‹stanbul Bilgi Üniversitesi‹ktisadi ve ‹dari Bilimler FakültesiUluslaras› ‹liflkiler Bölümü

Bu ders karfl›l›kl› etkileflim içinde yap›lm›fl, buba¤lamda kat›l›mc›lar Çerkes kimli¤inin pratik yön-lerini vurgularken Doç. Dr. Umut Özk›r›ml›kat›l›mc›lar›n aktard›klar›n› ‘milliyetçilik’kuramlar›yla iliflkilendirmifltir

KKoonnuu:: HHaayyaallii CCeemmaaaattiinn SSaahhiicciillii¤¤ii vvee ÇÇeeççeenniissttaannÖzcan ÖzenBir Tahayyülün nesnesi olarak ulus, Ulusu tan›mlayan-lar ya da Tanr›’s› olmayan peygamberler, Tahayyüldenvaade; ulus-devletler, Tahayyül edilenin sahicili¤i: Birhayali tan›mlamak neye yarar?

57

kf

Page 60: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

ürdüler Sürgün Oldum”, Abhazya’dan sürülen halk›nirili ufakl› teknelerle güç koflullarda Kuzey Karadenizk›y›lar›na ç›k›fl›yla bafllayan bir roman. Adige, Ub›h veAbhazlar›n, yani Çerkeslerin Osmanl› topraklar›ndakiserüvenini anlat›yor. Y›l 1864.

“‹lkokula bafllamadan önce çocuklu¤umun geçti¤i Sa-panca’da tan›d›¤›m Çerkesler, kendine özgü kültür vedavran›fllar› olan bir topluluktu.

Çerkes toplant›lar›nda çal›nan armonikaya ayak uydurandanslar›yla bafl›m›z› döndüren rüya gibi genç k›zlar, uçargibi dans eden delikanl›lar hepimizin hayranl›¤›n› çeker-di. Dans efllerini genç k›zlar›n seçmesine flaflk›nl›kla ba-kar, sonra da erkeklerle kad›nlar aras›ndaki mesafeye fla-flard›k. Yemeklerde erkekler oturur, sadece kad›nlar hiz-met ederdi. Misafirperverlikleri dillere destand›. Amaerkek kad›n aras›nda kaç göç yoktu. Her fleyleri çok te-miz, çok özenliydi. Gururlar›na çok düflkün olduklar› bi-linirdi.

Hayri Ersoy’un roman›nda bir Çerkes toplulu¤unun bü-tün özellikleri ifllenmifl. Öyle ki Çerkesleri hiç tan›ma-yan biri bile bu roman›n karakterlerinde bir halk›n ruhu-nu çok iyi tan›yacak, o ac› sürgün döneminde, hastal›k-lar, ölümler, yoksunluklarla bo¤uflurken, nas›l bir sosyalterbiye içinde birbirlerine dayanak olduklar›n› görebile-cek.

Kafkas halklar›, Balkan halklar›, Anadolu’ya her yandangelen insanlar bugün ulusumuzun gücünü oluflturuyor.

Birbirimizi daha iyi tan›mak, daha iyi anlamak, birbiri-mizden güç almak, bugün her zamankinden daha çokgereksinme duydu¤umuz dayan›flmam›zd›r. Hayri Er-soy’un roman›n›n bu sürece önemli bir katk› yapaca¤›n›düflünüyorum. Bu bafllang›c›n devam›n› diliyorum vebekliyorum.”

DDrr.. EErrddaall AAttaabbeekk

SürdülerSürgün Oldum

MKANBA ÇA⁄LAR KONUKMAN

S“

Hayri Ersoy 1959’da Düzce’de do¤du, ‹lk ve orta ö¤re-nimini Düzce’de tamamlad›ktan sonra, Hacettepe Üni-versitesi Sosyal ve ‹dari Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölü-mü’ne girdi. Üçüncü s›n›ftan ayr›l›p ‹TÜ ‹nflaat Fakültesi‹nflaat Mühendisli¤i Bölümüne geçti. K›sa bir süre infla-at mühendisi olarak çal›flt›ktan sonra, 1990 y›l›nda birgrup arkadafl›yla birlikte ‘Nart Yay›nc›l›k’ adl› yay›nevinikurdu. On iki y›l bu yay›nevinin genel yay›n yönetmenli-¤ini yapt›. 1995 y›l›nda ç›karmaya bafllad›¤› ‘Alaflara’ ad-l› kültür dergisinde, iki y›l hem sorumlu yaz› iflleri müdü-rü hem yazar olarak çal›flt›.

Bas›lm›fl Kitaplar›:1. Çerkes Tarihi, Tüm Zamanlar Yay›nc›l›k, ‹st., 19932. Dili Edebiyat› ve Tarihi ile Çerkesler, Nart Yay›nc›-

l›k, ‹st., 1994

Bas›lm›fl Çevirileri:1. Son Ub›h, Bagrat fiinkuba(roman), Nart Yay›nc›-

l›k, ‹st., 19902. Abhazya’da Yaflam ve Kültür (araflt›rma), Nart

Yay›nc›l›k, ‹st., 19903. Ortaça¤’da Abhazlar Lazlar, Gerg Amicba, Nart

Yay›nc›l›k, ‹st., 1994

K‹M K‹MD‹R? Hayri Ersoy

Türü : RomanYazar› : Hayri ErsoyFiyat› : 9.95 YTLYay›n Yönetmeni : Tanju AnapaKapak Tasar›m› : P›nar KazmaSayfa Say›s› : 288Boyutlar› : 135x195Bas›m Yeri/Tarihi : Epsilon ‹stanbul/Ocak 2005

58 TANITIMtan›t›m

kf

Page 61: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

“... Halk›na cesaret vermeye çal›fl›yordu Paçkuk Bey.Ancak öylesine yorgun, öylesine y›lg›n görünüyordu ki,dimdik duruflu ve heybetli b›y›klar› bile onun bu halinigizlemeye yetmiyordu. Oysaki o, Kafkasya’dayken birefsaneydi. Feodal bir aileden gelmesine, yani prens ol-mas›na karfl›n, hiç çekinmeden da¤larda tek bafl›na av-lan›r, gözünü budaktan sak›nmazd›; hatta bir av s›ra-s›nda dev bir ay› ile gö¤üs gö¤se dövüflürken ciddi fle-kilde yaralanm›fl, ama ay›y› kama darbeleri ile öldür-meyi baflarm›flt›. Savafllarda da en önde olmaya büyüközen gösterirdi. Çünkü, Kafkas aile ö¤retisinde ö¤ütle-mek yok, örneklemek vard›. Gerçek lider, savaflç›s›ndakahramanl›¤› ö¤ütlemek yerine, nas›l kahraman oluna-ca¤›n› göstermek zorundayd›. Bu yüzden Paçkuk Beyde, her zaman en önde savaflmaya özen gösterir, hemenher s›cak çat›flmada yaralan›r, kan revan içinde evinedönerdi. Vücudu yara izleriyle nak›fl gibi ifllenmiflti.Ancak bu yaralar onu asla y›ld›rm›yor, aksine onadaha fazla direnme gücü veriyordu.

fiimdi ise durum tamamen farkl›yd›; çünkü ne cephebelliydi, ne de düflman. Açl›kla, hastal›kla, yoksulluklasavaflmak gerçekten zordu. Savafllar›n y›ld›ramad›¤›efsanevi kahraman›, “sürgün” k›sa bir sürede umutsu-zlu¤a düflürmüfl görünüyordu. Ama o hala bir liderdive liderli¤inin gereklerini yerine getirmeliydi. ‹flte bunedenle flimdi, halk›n›n y›k›lan özgüvenini aya¤akald›rma düflüncesiyle karfl›lar›na geçmifl, onlarayaflama gücü afl›lamaya çal›fl›yordu...”

“Sürdüler Sürgün Oldum” adl› roman›n yay›nlanaca¤›haberini ald›¤›mda büyük bir heyecan duydum. Çünküyazar› çal›flmalar›n› ilgiyle takip etti¤im Hayri Ersoyve yazd›klar› Çerkeslerin talihsiz tarihiydi. Okumayabafllad›¤›mda ise heyecan›m her sayfada bir kat dahaartt›. Bu tarih belki de ilk defa bilgilendirme kayg›s› veedebi bir dille kaleme al›nm›flt›. Genelde Çerkes toplu-munda yaflanan›n aksine bu kez Çerkesleri Çerkeslereanlatmakla yetinilmemifl, Epsilon Yay›nevi’nden ç›kanroman genifl bir okuyucu kitlesine hitap etmiflti. Ayn›

zamanda dört ciltten oluflan bir sürgün dizisinin ilk cil-di olan roman›n ithaf edildi¤i adresin “halklar›n kar-deflli¤ine” ve “evrensel bar›fla” ç›kmas› da romana ay-r› bir ruh kat›yordu. Kendisini “dünya tarihinin en bü-yük trajedilerinden biri olan Çerkes Sürgününde Kaf-kasya’dan yola ç›k›p Anadolu’ya varabilmifl bir aile-nin; tifo, tifüs, s›tma gibi birçok salg›n hastal›¤a karfl›nhayatta kalabilmifl bir bireyinin üçüncü kuflaktan toru-nu…” fleklinde tan›t›yor Hayri Ersoy. Bu roman Dr.Erdal Atabek’in de ifade etti¤i gibi, Çerkesleri hiç tan›-mayan birinin bile okuyabilece¤i flekilde yaz›lm›fl. An-lat›m dili sade ve ak›c›. Roman içinde yer yer kullan›-lan Çerkes dillerindeki kelimeler ve kavramlar basitçeanlat›lm›fl. Bu sayede romandan kopmak flöyle dursun,bir yandan Çerkeslerin Sürgün Tarihini ve Anadolu’yayerleflme süreçlerini, bir yandan da onlara ait toplum-sal de¤erleri ö¤renmek mümkün. Söz konusu eserin birroman oluflu ve edebi zenginli¤i bu ö¤renme sürecineayr› bir keyif veriyor.

Yazarla ayn› kaderi paylaflan dördüncü kuflaktan bir bi-rey olarak benim için dahi ac› dersler vard› bu roman-da. Sürgün a¤›tlar›n› dinlerken, göz p›narlar›m› zorla-yan yafllar› cemiyetlerimizde a¤lamak ay›p say›ld›¤›için saklard›m. Tahtaya vurulan sopalar›n ritmiyle dansetmek flahs›m ad›na vazgeçilmez bir e¤lence olmufltur.Ben ve benim gibiler; toplumsal karakteri, tarihsel ana-vatan›nda yaflayabilmek için savafl›rken flekillenen vesürgünlerle tarihi defalarca k›r›lan bir halk›n, “kültürelkimlik bilincini yitirmemifl” evlatlar›y›z. Sürgün a¤›tla-r›nda cesedi denize at›lan yavrusunun pefline Karade-niz’in so¤uk sular›na atlayan anneden, ailesinin ruhunaduydu¤u sayg› sebebiyle o günden beri Karadeniz’denç›kan bal›klar› yemeyen nineye kadar tüm Çerkesleriçin hayat›n› kaybetmek, kültürünü kaybetmekten dahatercih edilir bir durumdu.

Hayri Ersoy sürgün hikayeleriyle ve o hikayelere yaz›-lan a¤›tlarla büyümüfl birinin içtenli¤iyle sunmufl busürgünzede halk›n Anadolu’ya al›flma sürecini. Anado-lu insan› ile ilk karfl›laflmadan bugüne ne çok fley de¤ifl-ti. Bir Anadolu insan› olmam›z tam olarak hangi tarihedenk düfltü? Romanda atalar›m pozisyonundaki sür-günzedelerin konufltu¤u dilde misafir konuflmac› olma-ma karfl›n, sürgünzedeler için yabanc› konumundakiyerli halk›n diline olan hakimiyetim ne yaman bir çe-liflkidir. Bu roman› okumufl biri olarak flu soruyu soru-yorum kendime: Romandaki Kafkasyal› Sürgünzedelerbugün yaflamalar› durumunda ‘kendi’ torunlar›yla‘kendi’ dillerinde anlaflamayacaklar›n› bilselerdi, ha-yatta kalmak için bu kadar direnirler miydi..?

“Sürdüler Sürgün Oldum” Çerkeslerin Türkiye’dekikültür birikimine art› de¤er olarak eklendi. Say›n Hay-ri Ersoy’a bu çal›flmas›ndan dolay› teflekkür ederim.

“Bu eser, 1864 y›l›ndaki ‘Büyük Çerkes Sürgünü’nde, eski ve köhne

teknelerle Trabzon’a indirilen salg›nhastal›k pençesindeki Çerkes

sürgünzedelere yard›m etmeye çal›fl›rken‘tifüs’e yakalanarak ölen Frans›z Doktor’ave yaflamlar›n› tehlikeye atarak savaflan

Türk ve yabanc› tüm di¤er sa¤l›kgörevlilerine ithaf edilmifltir.”

59

kf

Page 62: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

zellikle son dönemin gözde kavramlar›ndan, hayatlar›-m›z›n vazgeçilmezi olarak dayat›lan ve iyi niyetli birçaba gibi görünen küreselleflmenin ne oldu¤unu anla-maya çal›flmak; Türkiye diyasporas›nda yaflayan Çer-kesler ve ‘Ba¤›ms›z, Birleflik Kafkasya’ perspektifin-den bak›ld›¤›nda; iktisadi, sosyal, siyasal ve kültürelolgular› birlefltirme, s›n›rlar› kald›rma sunumlar›yla,geçmifli beyinlerimizden kaz›ma ve tarihte neredeysetertemiz bir sayfa aç›ld›¤›na ikna çabalar›na karfl› uya-n›k olmak gerekti¤i kanaatindeyim.

Kuzey Kafkasya, geçmifl dönemlerden yak›n tarihimi-ze kadar, Rusya’n›n imparatorluk rüyas›n› gerçeklefltir-mek ad›na bafllatt›¤› savafllarla defalarca kana buland›.

Rusya’n›n, di¤er bölgelerde oldu¤u gibi Kuzey Kaf-kasya’da da egemenli¤ini koflulsuz olarak kabul ettir-me emeline, sosyalist blo¤un çöküflü ve kap›lar›n› ser-best ekonomiye açmas›yla beraber, so¤uk savafl rakibiABD, yan› s›ra savafl karfl›t› söylevleriyle eflitlikçi veözgürlükçü argümanlar›n içini boflaltarak yeni ve fark-l› bir dünya hayali kuruyormufl gibi görünen, nihai ola-rak liberal (moda deyimiyle neoliberal) ekonomidenyana tutum sergileyen AB de kat›lm›flt›r. fiimdi kiminkoluna girmeli ki?.. Ya da s›¤›nacak bir liman aramak-s›z›n Ba¤›ms›z Birleflik Kafkasya umudu gerçe¤e dö-nüflebilir mi? ... Dünyan›n süper güçlerinin, çark›n difl-lilerini daime elinde tutan petrol flirketlerinin, savafltanyana politikalar›yla ABD ve ‹ngiltere’nin öncülü¤ündedi¤er dünya ülkelerinin ve her ne kadar tafl›d›klar› mis-yon gere¤i aç›k etmeksizin insanl›¤› açl›¤a, sokak kö-flelerinde yaln›zlaflan ölümlere, ekolojik dengeyi bozançevre kirlili¤ine sürükleyen koflullar› her gün yeni birses ve renkle bezeyen AB‘nin karfl›s›nda hangi saikler-le Kuzey Kafkasyal›lar birbirine kenetlenmeli? “Kültü-rel miras›m›z” ile... Ancak etraf›m›z› sar›p sarmalayan,toplumsal anlamda bencilli¤in körüklendi¤i, iktisadialanda da her gün biraz daha zenginleflmenin özendiril-di¤i bir ortamda ne kültürel miras›m›z, ne kazand›¤›-m›z, kaybetti¤imiz bizleri anl›k bir araya getiren savafl-lar, ne de bunlar›n üstünde tafl›d›¤›m›z niyetler bizleribir arada tutmaya yetmeyecektir.

Küreselleflme, özellikle de medya arac›l›¤›yla empozeedilmeye çal›fl›ld›¤› gibi parlak bir gelece¤in habercisisihirli bir iksir de¤ildir. Bu nedenle de küreselleflme,

kf

Küreselleflme veÇerkesler

AfiHARAPHA EL‹F YAR

Ö

Küreselleflme, özellikle de medya arac›l›¤›yla empoze edilmeye çal›fl›ld›¤›gibi parlak bir gelece¤in habercisi, sihirli bir iksir de¤ildir. Bu nedenleküreselleflme, kapitalizme, onun temel yasalar›na yepyeni kazan›mlartafl›yacak bir olgu da de¤ildir. ‹nsanl›k için bu ekonomik kaidelerinmuhafaza edilmesinden baflka bir fleklinin tasarlanamayaca¤›düflüncesinin bir dayatmas›d›r.

60 inceleme‹NCELEME

Page 63: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

kapitalizme, onun temel yasalar›na yepyeni kazan›mlartafl›yacak bir olgu de¤ildir. ‹nsanl›k için bu ekonomikkaidelerin muhafaza edilmesinden baflka bir fleklinintasarlanamayaca¤› düflüncesinin bir dayatmas›d›r. Sa-dece ulus-ötesi yat›r›m hayalini gören çokuluslu flirket-lerin ifltah›n› açmakta olan küreselleflme “emperyaliz-min” kendisinden baflka bir fley de¤ildir.

Bu iktisadi temellendirmenin ideolojik boyutuysa glo-balizm kavram›n›n içinde kendini bulmaktad›r. Globa-lizm egemenlerin ideolojisidir, emperyalist güç odakla-r›n›n çiçekli bahçesidir. Küreselleflme, içinde bulundu-¤umuz eflitsiz iktisadi koflullar›n yaratt›¤› zengin ve fa-kir aras›ndaki uçurumlar› daha da derinlefltirecek, körvadilere do¤ru yuvarlanan halklar›n yaralar›n› sarmakBM, IMF, UNICEF vs. veya U2 gibi Don Kiflot’lar›ngünümüz suretlerine yine güç odaklar›n›n onay verdi¤ioranda toplumsal infiali engelleyecek derecede düfle-cektir.

Globalizm konumlan›fl›n› “hukuksal anlamda egemenve eflit” devletlerden oluflan uluslararas› toplumun ak-törleri aras›ndaki iliflkileri düzenleyen kurallar bütü-nünden almaktad›r. “Hukuksal eflitlik” olarak globa-lizm, aslen eflitsiz bir uluslararas› iliflkiler ortam›n›n is-tikrar›n›n güvencesi anlam›nda ideolojik bir referanst›r.Böylece gerçekte eflit olmayan birimlere genel bir hu-

kuksal kapasite atfedilmektedir. Bu eflitsizli¤in dayana-¤› kapital, eflitsizli¤in süreklili¤inin de habercisidir veglobalizm bu arzu edilen süreklili¤in ideolojisidir.

Küreselleflme dünya için oldu¤u gibi do¤ald›r ki, Tür-kiye diyasporas›nda yaflayan Kafkasyal›lar için de, negeçmiflin ne bugünün ne de gelece¤in sorunlar›n› çö-zümleyebilecek, sorular›na cevap bulabilecek bir for-mül de¤ildir.

Israrla küreselleflmek isteyen dünyada, Türkiye’ye me-deni devletler statüsünü kazanmas›n›n önkoflulu olarak

AB’ye girmesi dayat›lmaktad›r. Bu heyecan, ülkedekipek çok yasan›n modern devletlerin öngördü¤ü ölçü-lerde de¤ifltirilmesine neden olmufltur. Bunlardan biride özel olarak bizi ilgilendirmektedir ki “anadilde e¤i-tim”; bizim bu somut durum karfl›s›nda öncelikli olaraksorgulamam›z gereken Türkiye’de yaflayan etnik kültü-rel bir grup olarak kendimizi hangi platformlarda nekadar ifade edebildi¤imiz, sürece neler kat›labildi¤i-miz, sözcülerimizi, temsilcilerimizi yetifltirip yetifltire-medi¤imizdir...Yoksa yine haz›rl›ks›z m› yakalanm›fl-t›k?.. Bir yandan bunu düflünürken di¤er yandan da teksorunumuzun ya da sorumsuzlu¤umuzun bu olmad›¤›-n›n fark›ndal›¤›yla, kültürel miras›m›z›n temel tafllar›-n›n dejenerasyonunu yaratan koflullarla mücadele et-mekten geri durmamal›y›z. Modern dünyada de¤iflimve dönüflümlerimizle kendine güvenli bir durufledinebilmek için ak›l yürütmelerimizi paylaflacak or-tamlar yaratmal›, dünyan›n nas›l döndü¤ünü anlayarakbu bilinçle demokratik hak ve taleplerimizi siyasal birperspektifte çözüme kavuflturmay› ö¤renmeliyiz.

Kendine karfl› en büyük tehlike olarak gördü¤ü ideolo-jinin temsilcisi olan Che Guevera’y› bile bezedi¤itiflörtlerle meta haline getirmifl olan düzen, bir günbizim danslar›m›zla da prim yapacak (ki çeflitli oteller-de yap›lan animasyonlar›n aras›na serpifltirilmifl gös-teriler bu sürecin bafllad›¤›n›n iflaretidir), kalpakl›, Çer-keskal› erkeklerimizin, ince belli Çerkes kad›n-lar›m›z›n güzel foto¤raflar›yla bezenmifl yeni Pazaralanlar› yaratabilecektir.

Ekonomik, kültürel, siyasal ve sosyal alanlarda kendiniyetifltirmifl, dünyay› anlamaya çal›flan onun neresindeyer edinmesi gerekti¤ini bellemifl ve Ba¤›ms›z ve Bir-leflik Kafkasya emelinin alt›n› bu bilinçle doldurmufl,Kuzey Kafkasya’yla köprüler kurmaya muktedir yeninesillere ihtiyac›m›z oldu¤u ve bunun temellerininbugünden at›lmas› gerekti¤i hatta geç bile kal›nd›¤›yaflamlar›m›z› idame ettirmeye çal›flt›¤›m›z her yerdevarolabilmek ad›na Kuzey Kafkasya Birli¤i, niyet-lerimizin en önemli gündem maddesi olmal›d›r.

Bütün bu laf kalabal›¤›n›n amac›; kan ve gözyafl›n›n,yok edilen toplumlar›n, örselenen kültürlerin, toplukatliamlar›n, k›y›mlar›n, ”medeniyetler çat›flmas›”safsatas›yla tarihe kahramanl›k öyküleriyle kay›tlanansavafllar›n, “nükleer bomba” tehdidini ortadankald›rmak bahanesiyle at›lan bombalar›n, kime kimlerehizmet etti¤ini anlamaya ve bu tablo içerisindediasporada ve Kuzey Kafkasya’da yaflatmaya veyeniden yorumlamaya çal›flt›¤›m›z Çerkes kimli¤imizinhangi flartlar alt›nda hangi tehditlerle karfl› karfl›yakald›¤›n›, kalabilece¤ini genel hatlar›yla anlamaya veanlatmaya çal›flmak içindir......

61

kf

Page 64: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

y›l –çeyrek as›r- önce (yani bizim zaman›m›zda!) üni-versite ça¤›nda okulla birlikte ifl yaflam›n› da sürdür-meye çal›flan bir hayli insan vard›. ‹stanbul’dayd›k veüniversiteyi bitirmemize ramak kalm›flt›. O sabah evarkadafl›m fl›p›d›k terlikleriyle ekmek almaya ç›km›flt›,kahvalt›m›z› yapacak, kimimiz ifle kimimiz okula gide-cektik. Gecikerek ve eli bofl olarak bekar evimize geridöndü¤ünde yüzünün rengi biraz soluk görünmüfltü.Köflede bir askere yakalanm›fl, “Nereye hemflerim, dar-be oldu bilmiyon mu?” muhabbetinden sonra eve gel-miflti. Kitaplar›n suç unsuru olabildi¤i bir ülkede yafl›-yor olman›n tereddütü ile neler olaca¤›n›, tv izleyipradyo dinleyip beklemeye bafllam›flt›k. Evde telefonu-muz yoktu ve henüz gsm icat edilmemiflti-en az›ndanbizim için-, kimseyle haberleflemeden beklemenin nedemek oldu¤unu anlam›fl olduk böylece. Daha anlaya-ca¤›m›z o kadar çok fley varm›fl ki... Mürekkep yala-m›fll›¤›m›za, teoride darbe olabilece¤ini okuyor olma-m›za ve daha birçok bilgi avantaj›m›za karfl›n, gerçek oki tam bir kabustu ve bu kadar› beklenmiyordu diye ge-nellefltirirsem san›r›m yan›lm›fl olmam.

Üzerinden 25 y›l geçti 12 Eylül 1980’ in. O zaman do-¤anlar flimdi 25 yafl›nda ve o günleri yaflayanlara “neolmufltu 12 Eylülde ?” diye soruyorlar. Benim sorumda; “bu kadar m›yd› 12 Eylülün bilinç haritam›zdakiyeri?” oluyor. 12 Eylülde olumsuzluk ad›na herfley ol-du ve s›ralamas› uzun sürer, ne olmad›¤›n› aktarmakdaha kolay gibi. 68 kufla¤›n›n neler yaflad›¤›n› çok oku-

mufltuk ve bizler sormadan biliyorduk 70’ li y›llardayaflananlar›. Ya flimdi? Hep yaz›l›p çizilir ya “12 Eylü-lün felsefesi.....” diye bafllayarak, unutturma yani bilinçharitas›ndan silip atma da vard› o anlay›fl›n içinde.

80’ li y›llar›n efli¤inde Türkiye ekonomik krizdeydi vesiyasi istikrar sa¤lanam›yordu.Süleyman Demirel’ inbaflbakanl›¤›nda kurulan milliyetçi cephe hükümetleri;emekten yana herfleye karfl› pozisyonda, elini dar gelir-linin cebinden ç›karm›yor, t›rmanan terörde taraf oldu-¤unu aç›kça deklare ediyordu. Veciz sözleri bugünle-re tafl›nan S. Demirel’ in s›k›flt›rmalar sonucu söyledi-¤i; “Bana sa¤c›lar suç iflliyor dedirtemezsiniz” laf›n›unutmad›k örne¤in.

IMF’nin dayatmalar› sonucu 24 Ocak 1980’de sözdeekonomik istikrar tedbirleri karar› al›nm›fl, dar ve ortagelirliler biraz daha kemer s›kmaya zorlanm›flt›. Do¤alolarak sendikalar -sar›s›ndan olmayanlar› tabi ki- vehalk tepki gösterdi kararlara. Fedakarl›klar hep memle-ketin “iflçisinden, köylüsünden, memurundan” bekleni-yordu ve sürekli kemer s›kmak zorunda idiler.

Ekonomik kararlar›n muhalefetsiz uygulanabilmesiiçin siyaseten gerekli giriflimi siyasiler beceremeyincecuntac› generaller okyanus ötesi bir seyahat sonucuWaflington icazeti ald›lar ve anayasay› tangur-tungurettiler. Hani flu bol gelen 27 May›s Anayasas›n›. Türki-ye halk›n›n iç dinamikleri ile beceremedi¤i, k›smi öz-

12 Eylül 1980 - 12 Eylül 2005

YAfiAR GÜVEN

25

1980 200562 TANITIM

tan›t›m

kf

Page 65: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

gürlük ortam› sa¤layan ve tepeden inme oluflturulananayasay› birileri yine tepeden inme yok sayd›lar.

Anayasay› tangur tungur (Ceza Kanunu m.146; “TCAnayasas›’ n› tebdil, tagyir ve bu kanunla kurulmuflolan TBMM’ yi iskata cebren teflebbüs..” cezas› ölüm-dü.) etmek suçtu ve birçok insan bu nedenle yarg›lan-m›fl, hatta ölüm cezas› alm›flt›. (U¤ur Mumcu’ nun Sa-k›ncal› Piyadesi’ ni okumayanlara öneririm bu arada).Onlar eylemlerini tamamlayamadan yakalanm›fllard›anayasa bekçilerine, 12 Eylül cuntac› generalleri iseyakay› ele vermeden hallettiler ifli. Sonra kendi yapt›r-d›klar› anayasaya bir madde (geçici 15. madde) eklete-rek yarg›lanmalar›n›n önünü de kapad›lar. ‹cazet ald›k-lar› okyanus ötesi memlekette “bizim çocuklar becer-di” diyorlard› cuntac› generaller için.

“Nato’nun en zengin generali” ni de onlarla ayn› dilikonuflan medyadan ö¤reniyordu dünya. 12 Eylül cunta-s›n›n havac›s› idi bu general.

Sivil faflistlerin ifllevi sona ermiflti ve terör b›çakla ke-silir gibi durmufltu. Göstermelik sa¤c› yarg›lamalar› veçok say›da insan›n can›na k›y›p fazlaca deflifre olanla-r›n cezaland›r›lmas› da gerçeklefltirildi bu arada. Solcu-lar›n üzerinden ise 12 Eylül silindiri geçti. Yok etme vesindirme siyaseti izlendi ve etkili oldu. “Asmayal›m dabesleyelim mi?” buyurdu cuntan›n flefi ve bir kitab›nad› oldu bu veciz kelam. Vatan›n› ve halk›n› seven, da-ha iyi ve özgür bir vatan, daha iyi bir yaflam için u¤ra-flan, kiflisel hiçbir ç›kar› olmayan onlarca güzel insanzindanlara t›k›ld›, sürgün yaflad›.

Bilanço çok a¤›rd›;- 650.000 kifli gözalt›na al›nd›, ço¤u iflkenceden geçi-

rildi- 123.000 kifli tutukland›- 20000 kifli kamu görevinden at›ld›, 10000 kifli yurt-

tafll›ktan ç›kar›ld›- 7000 ölüm cezas› istendi, 517 san›k için idam karar›

verildi, 50 kifli idam edildi- 100’ e yak›n ö¤retim üyesinin ifline son verdi- 1.5 milyon kifli fifllendi- 572 kifli öldürüldü- ‹flkencede ve cezaevlerinde kuflkulu biçimde ölenler

oldu

Sivil toplum örgütlerinin tümü kapat›ld›. Yöneticilerihakk›nda soruflturmalar aç›ld›, gözalt›lar yafland›. Kaf-kas Kültür Dernekleri de bu uygulaman›n d›fl›nda de-¤ildi. Bir k›s›m derneklerde dönemin yöneticilerine

bask› uyguland›. Derneklerin aç›lmas›na yeniden ica-zet verildi¤inde, bask›lar devam etti ve solcu olup gözalt›na al›nan ve tutuklananlar›n üyelikten düflürülmesigerçeklefltirildi. K›saca Türkiye genelindeki uygulama-dan Çerkes Dernekleri de pay›na düfleni ald›, olumsuz-luklar›n tümünden etkilendi Çerkesler. Yeni yasalarladerneklerin siyasetle ilgilenemeyece¤i de kesin bir dil-le belirtildi.

Derneklerin gönüllü ‘siyaset yap›lmas›n bekçileri’ var-d› ezelden beri ve onlar böylece ne kadar hakl› olduk-lar›n›(!) ve ne kadar do¤ru yapt›klar›n›(!) anlam›fl oldu-lar. Bu yasa¤› koyan sistemin partileri ise seçim dö-nemlerinde dernek ziyaretleri ile popülist yaklafl›mlar›-na devam etti. Bu durum yaman bir çeliflki gibi görün-se de flöyle okundu¤unda anlafl›l›r oluyor; “Yasak ko-yucular kendi siyasetlerinin her yerde yap›labilece¤iniyaz›yorlar ama sisteme muhalif siyaseti yasak ediyor-lar.”

Bencil, köfle dönücü, toplumsall›¤› minimize edilmifl -yok edilmifl demeye elim/dilim varm›yor-, bütün de-¤erleri borsaya/dolara endeksli yeni bir kuflak ç›kt› or-taya. 12 Eylülü yaflamayanlar›n, bilgisi olmayanlar›nokuduklar› birçok yaz›da buna benzer sat›rlar yer al›r.

Okudu¤um üniversitenin Halk Bilimleri Toplulu¤uvard›, y›l içi ve y›l sonu flenliklerde halk danslar› sunu-lurdu, yerini bira günleri ald›. ‹nsanlar›n bir araya geliflnedenleri de¤iflti. 1980 y›l› üniversite mezunu biri ola-rak, 2005 y›l›na kadar olan süreci de yaflayan biri ola-rak halk danslar›n› izleyerek flenlik yapmak isterim ha-la, eski kafal›y›m(!) yani. Bu co¤rafyan›n kültürel do-kusunu ve bunca y›ld›r biriktirdiklerini ö¤renmek, bu-raya özgü olan› de¤erlendirip yeniden üretmek isterim.

12 Eylülün eseri anayasa oylamas› ayn› zamanda cun-ta flefinin cumhurbaflkanl›¤›n›n onaylanmas› idi. Beyazoylar evet, mavi oylar hay›r ve oylar›n konulaca¤› zarffleffaft›. Oy masalar›nda beyaz oy y›¤›l› idi, mavi oy yayok ya da bir-iki tane idi. Herkes mavi oy kullanm›fl veazalm›fl ya da bitmifl sanmas›n o günleri yaflamayanlar.Maddi bask›y› iliklerimize kadar hissettiren anlay›flsand›k bafl›nda psikolojik sald›r›s›na devam ediyorduk›saca.

12 Eylül anayasas›na hay›r veren az›nl›klardan (!) biriolarak 12 Eylülün günah›n› tafl›m›yorum ama 12 Ey-lülün unutulmas›n›n ya da gere¤ince bilinmemesiningünah›n› tafl›yaca¤›m gibi.

kf

63

Page 66: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 1

TAMAMLANDI

DEVAM EDECEK...