138

Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 2: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Kapak Düzeni: Metin ÇIL.AY Pikaj-Montaj: Mustafa BEKTAŞ-Ahmet KARATAŞ Dizgi: Senem ARSLAN-MehmetAKTAN Kamera: MahirÖZTÜRK Baskı: EM-AŞ V eb Ofset Tesisleri Tel: 10 40 21-10 S2 47-Baskı Sayısı: 1500 adet · Son Baskı Tarihi: 22-2-1980

Page 3: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

İÇINDEKILER

e TMMOB ZİRAAT MÜHENDISLERİ ODASI 26.GENEL KURUL:U İÇİN ÇAGRI. ..................•.......................................•........................................ 1

e TMMOB ZİRAAT MÜHENDISLERİ ODASI 26.GENEL KURUL GÜNDEMİ.. ... 3 e 25.DÖNEMDE KAYBETTiGİMİZ ÜYELERİMİZ .......................................... 5 8 TMMOB ZİRAAT MÜHENDISLERİ ODASI ORGANLARI ............................. 7 • GİRİŞ ................................. ~ .................................................................. 9 e DURUM ................................................................................... : ........... 11 e ÇALIŞMALARIMIZ ................................................................................ 19

t TMMOB ZiRAAT MÜHENDISLERİ ODASI 25.DÖNEM İZLENCESi.. ...... 21 t ÜYE ve MESLEK SORUNLARI.. ....................... ~ ............................... 27 e Yan Ödeme ' e Teknik Personel Tazminatları Yasası e Teknik Personel Tazminatları Karamamesi e 1979 yan ödeme kararnamesi.. .............. . e 7 4 72 sayılı yasaya ilişkin tüzük çalışması e G.T.H.Bakanlıjp Kuruluş ve Görevleri Yasası e TMO ve Et Balık Kunimu Gn. Müdürlükleri e Gıda İşleri Genel .Müdürlüğü e C.i.G.R: e Tarımsal Eğitimin 134. Yddö~ümü

t TARIMSAL SORUNLAR ................................................................... 35 e Toprak sorunu • Tarımsal Üretim Planlaması e Tarımsal Destekleme Politikası • Dünya Meteoroloji Günü

' e Tarımsal Savaşım Sorunları e Tütün ve Sigara Sanayi Sorunu • Çevre Sorunları · o Bitkisel Yağ Sorunu o III. Türkiye Tarım Kurultayı o Sözlü Basın ile İlişkiler · o ,Çocuk Ydı Çalışmaları

• ÖRGÜT İLİŞKİLERİ. ...................................................... · ................. 45 o Bölge Şubelerimiz ve il temsilciliklerimizle ilişkiler o Bölge ve İl Toplantdarı o TMMOB ile ilişkiler o Demokratik kitle örgütleri ile ilişkiler.

t YAYlN ÇALIŞMALARI. ................. : .. :·: ......... :.· ... ;~·;-.~ ..................... : .. .49 o Oda Haberleri o Ydlık'79. o Bilirkişi El Kitabı o Kırsal Kesim Çocukları

t GENEL SEKRETERLİK ................................................................ 53 t TMMOB ZİRAAT MÜHENDISLERİ ODASI BASlN BILDİRİLERI

DİZİNİ. ........................... ~ .......................................•...................... 55 t TMMOB ZİRAAT MÜHENDISLERİ ODASI 1979 Ydı Denetleme Kurulu

Raporu." ................•......................•.................................. ,. ................. 57

Page 4: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

O TMMOB ZİRAAT MÜHENDISLERİ ODASI 31.12.1979 T~ itibariyle MİZAN .' ..... : .......................... ~ .............. ~ .................. : ...................... 58

O ' TMMOJ!ZİRAAT MÜHENDiSLERİ ODASİ 1979 Takvim Yili BilanÇosu ~;.61 O TMMOB ZİRAAT MÜHENDISLERİ ODASI,

1980 Yılı Bütçe Tasansı •..................................... : ... : ..................... 62. · O . TMMOB ZlRAA'l'l\.'IÜHENDiSLERİ ODASI 198Q Yılı Bütçe Tasansı ..... 63 O TMMOB ZİRAAT MÜHENDISLERİ ODASI PERSONEL KADRO

CETVELİ ..................................................................................... 72 O EKLER ................... ;~;.:· .............................................. ; ................ .' ... 73 O . TMMOB ZİRAAT MÜliENDİSLERİ ODASI YAYINLARI.. .............. 140

Page 5: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

TM MOB

ZiRAAT MüHENDiSLERi ODASI

26·. GENELKURULCAöRISI •

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 26. Olağan .Genel Kurulu; illerden

gelen Doğal Delegelerin katılımı ile 23.2.1980 tarihinde saat 10.00'da Ankara

ilimizde Gençlik Parkı Nikah Salonu'nda çalışmalarına başlıyacak ve birgün

sürecektir.

Sayın Delegeleri m ize duyurur katılmalarını dileriz.

SA YGILARIMIZLA TMMOB

ZiRAAT MÜH.ODASI 25.DÖNEM YÖNETiM KURULU

Page 6: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 7: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

26. GENEL KURUL GÜNDEMi

1-AÇILIŞ 2-BAŞKANLIK DIVANISEÇIMI

(1 BAŞKAN 2 BAŞKAN YARDIMCISI 4 YAZMAN 6 KIŞI OY AYRlM VE SA YIM KURULU)

3-0DA BAŞKANI VE KONUKLARlN KONUŞMASI, 4-BILDIRI VE BÜTÇE KOMISYONLARININ OLUŞTURULMASI, S-YÖNETIM VE DENETLEME KURULU RAPORLARININ OKUNIII(ASI, 6-ÇALIŞMA RAPORUNUN ELEŞTIRISI, 7-AKLAMA , · S-BILDIRI VE BÜTÇE KOMI.SYONU RAPORLNRININ ELEŞTIRISI, 9-DILEK VE TEMENNILER, 7

10-SEÇIMLER. a) ODA YÖNETIM KURULU (7 ASIL, 7 YEDEK) b) ODA ONUR KURULU (5 ASIL, 5 YEDEK) d) TM MOB YÖNETIM KURULU OYESI (1 ASIL, 2 YEDEK) e) TMMOB YOKSEK ONUR KURULU OYESI (1 ASIL) f) TMMOB DENETLEME KURULU ÜYESI (1 ASIL)

/

g) TMMOB GENEL KURULU'NA GÖNDERILECEK DELEGELER (100 ASIL, 100 · YEDEK) -

s

Page 8: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 9: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

25.DöNEMDE

KAYBETTiöiMiZ üYELERiMiZ

İ. VAHDETTiN

YURTMEN

KENAN

TOKÖZLÜ

HASAN

BÜYÜKÖZER

AHMET BÜLENT GÜNEŞ

Dr.ORHAN

TOKMAKOGLU

İMADETTİN

YILMAZ

"1979 yılında Odamıza ulaşan bilgilere göre aramızdan aynlan üyelerintizi rabınetle anar anılan önünde saygıyla eğilir, yakınianna başsaglığı dileriz."

YÖNETİM KURULU

5

Page 10: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 11: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

TMMOB~ ZiRAAT MÜHENDiSLERi ODASI

ORGANLARI

e ODA,YÖNETiM KURULU

Başkan ll :Başkan Yazman

·Sayman Üye Üye Üye

Dr.Aii KARABULUT Yaver ŞENYUVA Metin ÇI LAY Erdinç BAŞTEPE Ebubekir ÇAGDAŞ Sabahattin KAVAK Süleyman DUMANLIOVA

e ODA DENETLEME KURULU

Dr.Hasan TATLlDiL Yusuf Zeki AKDAG Gürsel ALTUN

e ODA ONUR KURULU

Celal GÖKSU (Vefat) Doğan ÖZALP . . Bahattin SAYAN Ata lay EL BEYL 1 Hüseyin ÖZER

' e TMMOB YÖNETiM KURULU

Metin GÜVENER

7

Page 12: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 13: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

GİRİŞ

Türkiye hızlı bir gelişim sürecinin iç,Jndedir.Günümüzde bu gelişimin en belirgin özelliği artan toplumsal hareketlilik,giderek su yüzüne çıkan çelişkiler ve bu çelişkilerin doğurduğu toplumsal sancıdır.Toplumsal hareketliliğin kökeninde ise kırlardaki' ekonomik-toplumsal ve buna bağlı fiziksel oluşum ve değişimler yatmaktadır. Türkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda radyo,gazete,parti örgütü, gibi kurumların varlığı köylü tarafından hissedilmiş,bürokrasinin engelleyici özelliği törpülenmiştir. ·

1950-1960 Yılları arasında kapitalist ilişkilerde hızlı bir gelişme olınuş,üretim ve ulusal gelirde sürekli bir yükseliş ve 1950 yıllarından itibaren ve özellikle ilk dört yılda tarım kesiniinde üretim artışı meydana gelmiştir.

Tarım kesiminde meydana gelen bu gelişmeler diğer kesimleride etkilemiş, sanayi ve hizmet kesimlerinde de önemli gelişmeler olınuştur.Bu gelişme ve gelişmelere bağlı olarak nüfusun niteliği de değişmiş,kırsal nüfus azalırken, kent nüfusu artmaya başlamıştır. Pa­zar için üretim yaygınlaşmış ve köylülerin pazarla olan ilişkileri büyümüştür.

Dış borçlama kaynaklarının gelişmesi ve benzer nedenlerle ekonomide hızlı bir gelişme ve önemli ölçüde dışa bağımlı sanayileşme başlamıştır.

Kırdan ayrılına isteği 1980'lerde büyük ölçüde yaygınlaşmış ve 1940'Iarda sanayii işletmelerinin önemli sorunu işçi bulınak iken,l980'Ierde bu sorun büyük oranlarda, tersi· ne dönmüştür.1978'lerde kent nüfusu o/o 50'nin üstüne kır nüfusu ise o/o 50'nin altına düşmüştür.Köylerde oturanlarm o/o 80'e yakın kısmının topraktan kaçma isteği bu eylemi daha da hızlandıracak doğrultudadır ..

Tarımda traktör ve sanayii ürünleri girdilerinin artması tarımsal üretimi arttırırken,kol emeği gereksinmesinin düşürmektedir.Böylece açığa çıkan nüfus geleceğini gördüğü kentlerde iş bulınayı aramaktadır.Sanayileşme hızlı,kentleşme hızına yetişemediğinden gecekondulaşma gelişmektedir. Toplumdaki bu fiziki değişimler doğal olarak sınıf çelişkilerinin derinleŞmesi ve belirginleşmesk sonucunu doğurmaktadır. Çeliş· kilerin beljrginleşmesi ise sınıfsal kökenli iktidar mücadelesinin gündeme getirmektedir. Bu iktidar mücadelesinde solun güçlendiğini gören anamalcı kesimler ne pahasına olursa olsun geçmiş dönemi atiatacak zamanı kazanma çabası ile demokrasi ve sol karşısında her eylemek hazırdır.Faşizm bu güçler tarafından desteklenip,örgütlenmektedir.Böylece sol toplumsal güçlerin iktidar mücadelesini,engelleme çabalamaktadır .Son 10 yıllık dönemde verilen ve sayısı gittikçe artacağa benzeyen şehitler,acı cinayetler,toplu kıyımlar iktidara talip emekçi kesimiei-i yıldırmak amacıyla işlenmektedir.Düşünen insanlara inanılınaz ölçüde zalimce. ve haksız gelen bu iç kavga Türkiye'de basit bir iktidar değişimi değil,sınıf kökenli bir iktidar uğraşısıdır.Gerici sınıflar halkı sömürmelerini sürdürmek için alıştıkları iktidar bırakmak istememektedir.

9

Page 14: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Gerici smflar bugün ya iktidarı uzun süre yitirıiıeye boyun eğıİıek yada demokrasi dişı yöntemlere yönelmek seçenekleri arasmda sıkışmıŞlardır.Bu koşullarda 10 yıldan beri yeni bir strateji uygulanmaya b.:ışlanmıştır .Bu strateji sürekli olarak antidemokratik girişimler. ve faşist eğilimleri sağm en büyük partisinin şemsiyesinin altmda tutarak büyütmek ve bu büyümeği sola karşı kullanmak biçiminde özetlenebilir .Bu strateji iki amaca yönelik olmaktadır.Birincisi sola ve demokrasiye karşı soğumayı sağlamak,ikin· cisi ise sol toplumsal güçleri paniğe kaptırarak ya aymazlığa yada ellerindeki güçü yanlış kullanımJil iterek kendi kendilerini tahrip etmeye zorlamaktadır.Çünkü,sol seçim yolunda başarı kazanamazsa,başka hiçbir yolla iktidara gelme olasılığmm olmadığı gerici sınflar ve onların kurarncıları gayet iyi bilmektedirler.

Yukanda,tarihsel gelişim ve kaynaklarını özetlemeye çalıştığımız ülkemizin içinde bulunduğu son derece ağir,halkımıza sömürü,acı ,kan ve göz yaşından başka birşey veremiyen sosya·ekonomik,siyasal koşulları gözardı etmeden ve 50 yıllık Demokratik Halk Devrimi gelişme sürecinde Türkiye Emekçi örgütlenmesinin toplumculuk yolunda ilerlemesi için elindeki engüçlü ve tek silabm DEMOKRASI olduğu bilinci içerisinde bir yıllık çalışmalarımızı yönlendirip sürdürdük.

10

Page 15: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

DURUM

EKONOMININ DlŞA BAGIMLILIGI ARTIYOR

80'li yıllara girerken,toplumumuzun,insangücü ve diğer kaynaklannın çağdaş teknoloji ile toplum yararına üretimde bulunduklan söylenemez.Ekonomik gelişme düzeyi geridir ve bu durum diğer toplumsal ilişkileri belirlemektedir .Diğer bir tanımlama şekli ile ekonomik gelişmenin sinırlamalan ile geniş kitlelerin istemleri uyuşmamaktadır. Bunun temel nedeni, Türkiye ekonomisinin dışa bağımlı kolması ve güçsüzlüğüdür. Gü· nümüzde geri kalmışlığın en büyük belirtisi ve kalkınmanın en zorlu engeli ekonominin bu olumsuz niteliğidir.Nitekim 1964 yılında imalat sanayii içinde % 6,9 olan çokuluslu şirketler (yabancı sermaye) payı 1973 yılında % 16,4'e yükselmiştir.Daha ·açık bir deyimle yıllık % 10' dan fazla olan bu artış aynı dönemde sanayiin büyüme hızından daha fazladır.Emperyalist-Kapitalist devletlerin çıkarınca yürüyen ve bilerek bağımlılığı zorunlu kılan bir ekonomik düzen,hemen bütün geri kalmış ülkelerin ortak niteliğidir.Bu düzenin kalkmmayı sağlayacak güçten. yoksun oluşu bir yana bu hali ile yaşaması bile dışarının himmet ve yardımı ile olanaklıdır.Nitekim 1979'lar Türkiye'si bu olgunun çok çarpıcı bir biçimde ortaya çıktığı ve dışa bağımlılık ile ekonomik güçsözlüğün trajik sonuçlannın yaşandı~ bir ülke görünümündedir.

SANAYIDE TEKELLEŞME Kalkmma,geri kalmışlıktan yada az gelişmişlikten kurtulma çabalannın tümünü

kapsayan ve toplumsal yaşamda, toplumların bulundukları çizgiden ileriye doğru sıçrama istekleridir.Kalkmmaiıın temel unsurunu ise sanayileşme oluşturur.

Türkiye'de ekonomik yapıyı tarımdan sanayiye dönüştüren atılım 1960'lardan sonra başlamıştır.1960 lardan sonraki gelişmelerle sanayii gerek üretim gerekse ulusal gelire katkı açısından birinci kesim olmuştur. Sanayii mallan üretimi son on 'yılda %400 bir gelişme ile 1962'de 22,8 milyar liradan 197l'de 90,9 milyar liraya yükselmiştir.(sabit değerlerle bile gelişme % lOO'ü aşmaktadır.) Oysa aynı dönemde tarımda ancak % 125'lik bir gelişme sağlanabilmiştir (sabit değerle % 30).Ayrıca 1972'de sanayiin ulusal gelir içindeki payı, Türkiye tarihinde ilk kez tanmı geçmiştir. ,

Ancak; sanayii gelişimi salt üretim yada istilıdam artışı ile belirlenemez.Önemli olan sanayiin yapısı ve sanayileşmenin niteliğidir. Ülkemizdeki sanayileşmeye nitelik açısından bakıldığında,büyük ölçüde tüketim maliarına dayalı olduğu görülmektedir. Büyük ölçüde tüketim sanayii niteliğinde bir sanayileşme oluşmuştur .Nitekim Türkiye'de imalat sanayiinin% 52,9'u tüketim mallan ,% 35,4'ü ara mallan, %11,7'si yatırım malları üretimini oluştururken,gelişmiş ülkelerde bu· oranlar sırasıyla % 20,35,45'dir. . . .

Devlet Istatistik Enstitisü 1963-1967 dönemi sanayii sayımı ve yıllık anket sonuçlarına göre 200'den fazla işçi çalıştıran bir awç tekel 1967 yılmda sanayi eyleminin %71,5'ine .egemen durumdadır.1967 yılmda 170 adet te~elin çalıştırdığı 225.704 kişi,toplam çalışan işçi sayısının % 53,7'sini oluşturmaktadır.Yukandaki veriler,gerek üretim araçlannın · ve gerekse toplumsal üretimin önemli bir bölümünün az sayıdaki tekelde yoğunlaşlması olayını ortaya koymaktadır.Bunun yanısıra Türkiye'de sanayileşme önceki yıllara·göre oldukça hızla ı gelişmesine karşın, bu gelişim,kapitalizmin mantığı gereği,toplumun gereksinimlerine değil,en fazla kar getiren tüketim mallan

11

Page 16: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

üretimine yöneliktir.Sanayünin bugünkü yapısı ve dotrultusu bağımsız sanayii toplumunu gerçekleştirmekten çok uzaktır. Yapı detişikliti,s~lıklı sanayileşme ülkemizin bağımsız olması,emperyalist sömürü atılım dışına çıkması ve Demokratik Halk iktidarı'nın kurulması ile olanaklıdır.

TARIMIN SORU~LARI AGIRLAŞIYOR

Azgelişmişlikten kurtulma çabalarına girmiş bütün toplumlar, kalkınmalarının umuduniı,sanayileşme politikalarına bağlamak durumundadır.Sanayileşmeyen bir toplumun kalkınması ve çağdaş uygarlık d düzeyine ulaşması olanaklı değildir.Bu bakımdan,sanayileşme politikası çizilirken,ekonominin en büyük kesimlerinden birisi olan tarımdan ayrı düşünülmesi,bu iki ana kesimin birbiriyle ilişkilerinin iyi heslaplanmaması halinde,başarı olasılığı azalır.Çünkü,halkın beslenm.esi,dışa bağımlı olmayan bir sanayileşme,sermaye birikimi,end~striye hammadde ve tüketim olanağı sağlamak yönünden tarım kesiminin en bÜyük özkaynak oldutu yadsmamaz.

Türkiye'.nin tarımsal sorunları ve tarımmda bilinen sınırlayıcı etkenleri giderici önlemler üzerinde ciddi, yeterli ve etkili bir çalışma bugüne dek yapılmamıştır.

TARIM TOPRAKLARI AGALARIN ELINDE BJRIKIYOR

Türkiye'deki dışa bağıDılı kapitalist gelişme süreci doğal olarak tarım kesiminide etkilemiştir. Tarımda pazar için üretim sürecinin gelişmesinç b~lı olarak,kırsal kesimde toprak mülkiyeti farklılaşması ile birlikte,ekonomik ve toplumsal farklılaşmada büyük boyutlar,a ulaşmaktadır. .

Bugün ülkemizde tarım işletmelerinin % 10,9'u beş dekardan küçük toprakları işlemekte;bu topraklar tüm işlenen alanm binde 6'smı oluşturmaktadır.Tarım işletmelerinin %70,6'sı,işlenen tüm toprakların ancak % 2~,l'ini işleyebilmektedir. Bun· lar 50 dekar ve daha küçük toprakları oluşturmaktadır.Ote yandan işletmelerin% l,l"ini oluşturan 500 dekardan büyük toprakları işleyenler işlenen tüm toprakların % 22,2'sini ekip-biçmektedirler. Tüm tarım işletmelerinin binde 5'ni oluşturali 1000 dekarkdan büyük toprak işleyen tarım işletmeleri ise toplam işlenen alanm % 15,4'nü işlemektedir.

1963'de 1-20 dekar topr~a sahip olanların oranmın % 40,7 ,tüm tarım topraklarına göre sahiplik .oranmmn % 11,3 olmasma karşılık,1973'de 1-20 dekar toprata sahip olanların oranı % 44,6'ya çıkarken,sahip oldukları toprak oranı % 8,4'e düşmüştür.Ote yandan 100 dekar ve daha ıiz toprata sahip işletmelerin oranı 1963'e göre % 3'Iük bir artış gösterirken,sahip oldukları toprak oranı yaklaşık % 2,3 bir azalmayla % 48,9'a düşmüştür;Buna karşılık 500 dekardan büyük topr~a sahip olanların oranı,1963'e göre % 0,3 artarak %0,8'e yükselirken bu grubun sahip oldututoprak oranı % 4,7 artarak % 15,4'e çıkmıştır.Kiralama,ortakçılık ya da hazine toprquu işleme gibi yollar mülk topraklaqndaki dengesiz dağılımı daha da bozmaktadır. ·

Tarımdaki_bu süreç,kırsal kesimdeki hızlı nüfus artışı,tarun kesiminde topraksız aile sayısını da önemli ölçüde yükseltmiştir.Nitekim 1963 tarım sayımı sonuçlarına göre %9, 1 olan topraksız aile oranı1968'de% 17,5'e ve 1973 yılında % 21,9'a (kırsal alanda 453.809 çiftçi ail~si topraksızdır) çıkmıştır.Ote yandan,topraksızların ya da küçük .işletmelerin büyük bir çoğunlukla çok ufak tarım alaniarım kiraladıkları,buna karşılık, büYük toprak sahiplerinin giderek daha geniş alanları kiraladıkları görülmektedir. Tüm bu gelişmeler Türkiye tarimmda son 25 yılda küçük ve cüce işletmelerin aplığı artarken toprakların parçalanma eğilimi ve plll,"çalanma ile aynı oranda olması da bir toprak yoğunlaşmasmm süregeldiğini göstermektedir.Diter bir tanıiniama şekli ile tarımdaki mülkiyet yapısında oluşan değişimler kapitalist gelişme sürecinin dotal sonucudur. ·

Tarımımızm bu yapısı toplumun gereksinimlerini karşılayacak üretim kapasitesi ve iç din8mimizden yoksundiır. Taruiı kesiminde gerekli miktarda üretim artışı sağlayabilmek için,mevcut üretim ilişkilerinin toplumun gereksinimleriDi karşılayacak ve modem teknolojiyi uygulayabilecek biçimde toplum yararına değiştirilmesi g~ekmekte- · dir. .

12

Page 17: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

SANAYİ TEKELLERİ TARIM TOPRAKLARINI YAGMALIYOR

Türkiye tanınının özellikle 1970'lerden itibaren ortaya çıkan çok önemli sorunlanndan biriside,giderek artan bir hızla sanayi, ticaret, turizm ve kentsel yerleşirnin tehdidi ve işgali altmdka kalmış oln:ıasıdır. Ülkemiz ve tarımırnızm geleceği açısından son · derece zararlı bu tür gelişmeler öncelikle Ege,Marmara-Trakya ve Akdeniz Bölgelerini tehdit altmda bulundurmaktadır. . ·İzmit-İstanbul arasmda turlanda sebzeciliğe uygun tarımsal alanlar endüstriyel

' kuruluşlar tarafından işgal edilmektedir. ·İzmit-Yalova arasındaki verinıli alanlarda turistik yerleşmeler ile endüstriyel

kuruluşlar iç içe sıralanmaktadır. ·Verimli Bursa Ovası hızla endüstriye terk edilmektedir. ·Yılda iki hatta üç ürün almabilen Çukurova'nın birinci smıf topraklannda,fabrika·

lar gün geçtikçe artmakta,İznıir'de. çok değerli Balçova toprakları çeşitli yapısal kuruluşlarm tehdidi altmda bulunmaktadır.

Buna karşın ülkemiz topraklannın arazi kullanma yeteneği açısından incelenmesi halinde, verimli topraklarımızm sanıldığı kadar fazla olmadığı analışlır. Ülkemizin 77.798.000 hektarlık toplam alanmın sadece % 34'lük bölümünü oluşturan 26.545.000 hektarlık bölümü sürüme uygun 1.(% 6),11. (% 9), III.(% 10) ve IV.smıf (% 9). topraklardan oluşmaktadır.Sürüme uygun olmıyan V.VI ve VII.smıf arazi toplam alaniann % 60'ını , tarıma uygun olmıyan arazi ise % 6'm oluşturrnaktadır.Görüldüğü gibi, yüksek verinıli tarım alanları sayılan,l.ve II. smıf topraklar ise sadece o/o 15'lik bölümü oluşturrnaktadır.Buna karşılık,bugüne kadar 172.000 hektar iyi nitelikli tarmı arazisi sadece yerleşme alanianna verilnıiştir.Bu tür sağlıksız gelişmeler,tarımsal üretimi Orta,Doğu ve Güney-Doğu Anadolu Bölgeleri'ne itmekte,böylece düşük verim potansiyeline sahip çevrelere sıkıştırmaktadır. ·

Verinıli tarımsal topraklarıınız üzerinde ·endüstriyel gelişim. ve kentleşrnenin oluşturduğu $baskı ve bu alaniann yağmalanmasmm temel nedeni ülkemizdeki hakim dıŞa bağımlı kapitalist sistemdir.Kapilatilst üretimin amacı kar olunca,sistemin mantığı gereği en az. harcama ile en çok kar sağlayacak yöre ve alanlarda yatırımların yoğunlaşması doğaldır .Nitekim kapitalist sistemin dayatması sonucu tarımsal kalkınmanın vazgeçilmez unsurlanndan olan Ziraaat Mühendisleri'nin, ülkenin smırlı ve en önemli üretim aracı olan binlerce dönümlük tarım alanlarını denetlernesi engellenmektedir.

DEVLET TOPRAK AGALARINI DESTEKLİYOR

Tanın sektöründe devlet düzenlemesi ve desteği,altyapınm geliştirilmesi,özellikle sulamanm yaygmlaştırılması,modem girdi,kullanırnını özendirecek subvansiyonlu fiyat ve kredi uygulamaları, üriin fiyatı desteklemeleri olarak belirlemektedir. .

Tarımda gerek işletmeler gerek yöreler açısmdan devlet tarafından sağlanan desteklerden yararlanma farklılıklar göstermektedir.Ömeğin 1976 yılmda toplam tarmı işh;tmeleriniiı % 88,5'i tüketilen toplam gübrenin % 54,2'sini kullanırken,% 11,5 ise % 45,8'ni kullanmıştır.Bu durum 1976 yılı için 6 milyar lira dolayındaki gübre fiyatı subvansiyonundan tarım işletmelerinin farklı ölçülerde,yararlanmaları sonucunu doğurmuştur.Çünkü,küçük tarıni işletmelerinin üretim ve gelir düzeylerinin düşüklüğü nedeniyle üretimi artırmak için ayırabilecekleri kaynaklar sınırlıdır.

Devletin tarımsal üretimi düzenleme araçlanndan biri olan fiyat desteldeme politikaları, ürün yapısını ve toplam üretimi,ekonolninin iç ve dış talepleri doğrultusunda işleyen bir pazarlamayı gerçekleştirmek gibi ekonomik,çiftçi gelirlerinin belirli bir düzeyin altma düşmesini engellemek,özellikle küçük ve orta işletmeleri tüketiciyi korumak gibi toplumsal amaçlara yöneliktir .Ancak uygulamalar bu amaçları sağlayamamış ve gelir dağılımını olumsuz yönde etkilemiştir.

13

Page 18: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Nitekim işletmeler büyüdükçe pazarianan ürün miktarlarının artmasıyla,devlet tarafından yapılan fiyat desteğinden yararlanma tutarı artmakta,aynca iç tüketimi de konu alan buğday gibi ürünlerde destek fiyatın dan, bu ürünleri kısmen pazardan almak durumunda olan kendine yetersiz işletmeler dahi olumsuz yönde etkilenebilmektedirler.

Tarımda kredileiıdirmede devlet destegine aracı olan T.C. Ziraat Bankası'nın kredilerinin özellikle üretime yönelik bölümünün yetersizliği yanında dağılımındaki dengesizlikte açıktır.1976 yılında,doğrudan üreticiye sunulan toplam kredinin %26,6'sı kredi alan işletmelerinin % 68,9'unu oluşturan tarım işletmelerine verilirken, % 77,4'ü kredi alan işletmelerin% 31,l'ne verilmiştir.Ayrıca ilk gruba verilen kredilerin % 72,6'sı da 5000 lira ve daha az tutardaki etkinliği olmayan kredilerden oluşmaktadır.

Yukarıda sunulan örnekler devletin tarım kesimine yönelik yatırım ve desteklen,ıeler ile geniş ölçüde, toprak ağalarına hizmet götürdüğünü kanıtİamaktadır. Topraksız ve az topraklı ~öy'lültir verimli işletmecilik için yeterli toprağa sahip olmadıklarından devlet yatırımlarının sağladığı üretim artışlarından yararlanamamaktadırlar. Girdilerin kullanıl­ması,toprak ve kr~di dağılıınındaki dengesizlik,gelirdağılımmdaki adaletsizliğin giderek . artması sonucunu doğurmaktadır.Sonuç olarak, tarımda mevcut çağ dışı mülkiyet yapısı ve giderek artan oranlarda pazara dönük üretim, toprak · ağalarının dev:let desteği ile yoksul köylüler üzerindeki sömürüsünü artırıp pekiştirmektedir.

1979 TÜRK1YES1 DlŞA BAGIMLI EKONOMİ İFLAS EDIYOR

1979 Yılı tümü ile dışa bağımlı ekonominin iflasının simgesi olmuştur.Bu durum özellikle 1950Ierden bu yaiıa izlenen dışa bağımlı sanayileşme politikasının doğal sonucudur:Ülkemizde sanayinin yapısal bozukluğu ile ekonominin düzen bozukluğu arasmda güçlü ilişkiler vardır.II.Beş yıllık planla hızlandırılan kapitalistleşme süreci ülke ülke ekonomisine yeni ve endişe verici boyu:tlar getirmiştir .. Sanayileşme yönünde yeni girişimler yaratıldİkça bu sanayiler aracılığı ile göreceli olarak dış ekonomilere bağımlılığın azalması istenen sonuçtur.Oysa şimdi durum tam tersinedir.Sanayide sayısal ' gelişmeler kaydettlkçe,daha sağlıklı bir dış ekonomik ilişkiler düzeyine gelinmişltir.Çünkü Türkiye'de sanayi büyük ölçüde uluslararası tekellerin kurduğu montajcılık sanayii niteliğindedir.Bunun yanİsıra sanayimiz büyük ölçüde dayanıklı-da-yanaksız tüketim malları üreten sanayii niteliğindedir. ·

Türkiye'nin ekonomide dışa bağımlılığını arttıran bir başka önemli etkende Türkiye'nin enerji üretiminde büyük ölçüde ithal malı hammaddelerine dayanır duruma gelmiş olmasıdır.Bugün enerji üretimimizin yaklaşlık %42,6'sı petrol ürünlerinden elde edilmektedir.

Ekononıimizi bugünkü çöküntü noktasına getiren .. iki ana unsur dışa ağımlı sanayileşme ve ener)i üretimidir.1979 ·kışında Türkiye ekonomisi insanlarımıza karanlık,soğuk ve u~utsuzluktan. balfka birşey verememektedir. Tüm dış satım gelirleri sadece petrol dış alımına bile yetmeyen ~emizde mas bayrağım çekmiş ekonominin sorunlarına hala ~şbirlikçi anamalcıların kendileri gibi dışa. bağımlı reçeteleri ile çözüm aranması ekonomik bunalımı derinleştirerek çözümsüzlüğe itmekten başka bir sonuç vermemiştir. ·

BUNALlMlN FATURASI HALKlMlZA ÖDETT1R1L1YOR

1979 Yılı ekonomik bunalımın enflasyon-devalüasyon açmazısı derinleştirerek hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısının doruk noktasma ulaştırdığı yıl olmuştur.Ev kirası,beslenme,giyim-kuşam elektrik ve su gibi vazgeçilmez temel giderlerinin

·10.000'Ierin çok üstjinde rakamlarla tanımlandığı 1979 yıliında ticaret ve sanayi sermayesinin kiir oranları % lOO'ün çok üzerinde oraniara ulaşmıştır .Buna karşın işçi,memur,yoksul köylülerin gelirlerindeki artışlar bk aylık zorunlu gereksinimlerini karşılayacak düzeyde dahi değildir.Bunun yanısıra Uluslararası Para Kuruluşları'nın

14

Page 19: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

baskısı ile 1979 mali bütçesinin dar tutulmasına karşın ulusal gelirden % 47,5 pay aldıkları halde verginin % 60'm ödeyen kamu göreviDeri bunalımın faturasının en büyük kısmını yüklendiği kesim kolmalarına neden olmuştur.Sonuç olarak ekonomik bunalımm toplumsal sonuçları gün geçtikçe belirginleşınektedir. Yaşam koşulları emekçi kitleler için hergün daha zor hale geliyor .Bunalımın arkasında ise uluslararası sermaye ve yerli işbirlikçileri vardır.

BUNALlMlN SİYASAL YANSIMASI-14 EKİM SEÇiMLERİ

14 Ekim seçimleri genel seçim olmamasma karşın,sonuçları açısından siyasal iktidarın belirlenınesini sağlayan dönüşümlere neden olmştur .İki yıllık CHP ağırlık iktidar ekonomik alanda emperyalist-kapDatalist sistem içerisinde ·kalarak, mev.cut bozuk düzenin işlerliğini sağlamaya . yönelik çalışınaları sürdürmekten öteye gidernemiştir .İ)didarı süresince izlediği sosyo-ekonomik politika ülkemizde hakim dışa bağımlı kapitalist sistemin doğ~ sonuc,ı olarak enflasyon · devalüasyon açmazını derinleştirmiştir.Bu, kendisine siyasal iktidar yolunu açan sol toplumsal güçleri yansıyan bir politika olmuştur.Diğer bir tanımlama şekli ile iktidar·tarihsel işlevine ters bir biçimde kendisini . düzenin sınırları içerisine hapsederek iktidarıni sürdürmeye çalışmıştır.Halbuki,sol siyasal partilerin emel işlevleri ve varoluş nedenleri,meycut düzenin altarnatifini gerçekleştirme noktasından kaynaklanmaktadır.Bu nedenle 14 Ekim sonuçları halkımızın mevcut düzen ve iktidarın tarihsel işevine ters düşen. uygulamalarına bir tepkisidir.

3.MC KURULDU

14 Ekim seçimlerinden sonra istifa eden CHP ağırlıklı hükümetden sonra AP ağırlıklı 3.MC hükümeti kuruldu. Yeni kurulan hükümetin en önemli niteliği,daha henüz kurulma aşamasında tekelci sermaye tarafından yönlendirilmesi ve açık desteğini almış olmasıdır .Başka bir tanımlama şekli lle hükümet tekelci sermayenin siyasalplandaki açık yansımasıdır.

TUSİAD ÖNERİLERİ=HÜKÜMET PROGRAMI

Kurulması aşamasında TUSİAD tarafından yönlendirilip,desteklenen III.MC Hükümeti'nin programının genel yapısına bakildığı zaman işbirlikçi tekelci sermayenin çıkarlarının geliştirilmesi,diı:,Jr taraftan emekçi kitlelerin toplumsal muhalefetini engellemeye yönelik olduğu görülmektedir. "Vatanpaşın teşebbüs hakkına son veren ve çalışma alanını daraltan işlerden devlet çekilecek" deyişi ile formüle edilen anıaç,işbirlikçi tekelci sermayenin kiir sağlayacağı alanlardan, devletin çekileceğini elirterek sermayenin çalışma,yani ekonomik ve politik egemenlik alanını genişletmeyi sağlamaktadır.

· Yukarıdaki amacın bir bütünleyicisi olarak "yabancı sermaye akışını yavaşlatan ve durduran engeller kaldırılacak" deyişi ile yaşaması uluslatarası tekellere bağlı işbirlikçi sermayenin aracılığı ile emperyalizmin ülkemiz ekonomi politikasma daha etkin bir biçimde müdahalesinin yolları açılmıştır.

HÜKÜMETiN TARIM POLİTİKASINI TZOB BELiRLiYOR

işbirlikçi tekelci sermayenin bağlaşığı toprak ağalarımn örgütü TZO:B'de Jıükümet prgramında ilimal edilmemiştir. TZOB'nin özlemi "Yeşil Plan (Yeşil Devrim)" programda yer alarak hem bu özlem giderilmekte,hemde . geri kalmış ülkelerde yoksul kır emekçilerinin sömürü zincirini kırarak insanca yaşama ve sömürüye son veı'IDe uğraşılarım saptırmak ve engellemek amacı ile ABD tarım kurumcuları tarafından ortaya atılan bir ilke ilk kez bir hükümetin programma girmektedir.

15

Page 20: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EMEKÇiLER UNUTULMADI

Tümü ile işbirlikçi sermayenin özlem ve istemlerini yansıtan program ülkeinizin içinde bulunJuğu ekonomik koşulların oluşturduğu sÖmürü ve baskıya karşı halkımızın toplumsal muhalefetini bastırmak için çeşitli anti-demokratik önlemleri de içermektedir. Ceza ve Usui,Sendika ve Dernekler,Toplaıııtı ve Gösteri Yüırüyüşleri,Emniyet Teşkilat,Polis Vazife ve Selahiyet Yasaları'nda yapılacak değişiklikler ve DGM, Fevkaliide Haller Yasaları'nın çıkarılması gibi prgramlaşan faşizan önlemler ile işbirlikçi

. tekelci sermayenin istemleri arasmda tam bir lwşutluk b~lunmaktadır.Anarşi ve terörü bahane ederek . sermayenin sömürüsü karşısındıı emeğin savunmasız ·kalmasını amaçlayan bu yasalar,ekonomik bunalım içinde çırpınan ülkede,bunalımın faturasını emekçilere yüklemeyi amaçlamaktadır .Ancak emekçiler yaşama koşullarını iyileşltirmek için giderek daha bilinçli ve örgütlü savaşxma yönellmektedir.Bu nedenle her türlü faşist baskıya karşın bunalımın yükünü taşımıyacaklardır.

SERMAYENİN DEVLETi İŞGAL İ TAMAMLANlYOR

1970'1erden sonra aydın bürokratlar hızh bir bölünme ve önemli bir değişim geçirmiştir.Bir kısmı yaşam,qüşün ve çıkar açısından tam anlamıyla sanayi kent soyluları ile özdeşleşmiştir. Devletin Müsteşarı yada Bilkanı olsalar ile, o görevde yaptıkları şey, kentsoylular adına ve onlarm çıkarianna uygun biçimde devleti yönetmektir.Böylece devlet içinde holdingiere bağlı sivil cuıııtalaroluşmuştur.Bu ·cunta ögeleri zamanı gelir gelmez zorunlu hizmet yeri ve hapishane saydığı devletten koparak hemen özel sektör le bütünleşir.

Bunların dışında kalan önemli biı: bürokrat kesimi ise ülkenin gelişen koşulhırı,kapitalizmin artan baskı ve ezici kurulları ile gelişen özgürlük ve bilinçlenme ortamının etkileri sonucunda ilerici bir grup oluştururlar. ·

işbirlikçi tekelci sermayenin açık ' destek ve yönlendirmesi ile kurulan · yeni hükümetin göreve başlar başlamaz 67 ilin valisini bir günde değiştirmesi,Başbakanlık Musteşar Vekilliği ve DPT Müsteşarlığı'na MESS Başkanı'nın oturlması ve önemli bakanlık müsteşarlıklan ile Genel Müdiiırlüklere özel sektörde çalışan bürokratları getirmiş olması yukarıdaki olgunun doğal sonuçlarıdır.

Bürokrasideki bu operasyonun yanısıra hükümetin basının ve bakanlarının devleti anarşi ve terörün destekçilerinden temizleyeceğiz demagojisinin altında devlet aygıtının temsilciİeri eli ile tekelci sermayenin yararına· çalıştınlmasına karşı çıkacakbüroktarik ~uhalefeti tasfiye etme amacı yatmaktadır.

ÇAGIRI

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız,ülkemizin içerisinde bulunduğu son der~ce ağır koşullar bizlere yurdumuzun ve halkımızın esenliğe çıkması için heır zamandan büyük görevlek yüklemektedir.Bu nedenle 25.Dönem Yönetim Kurulu; demokrasi,özgürlük ve barış yolunda tüm demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi zorunluluğundan hareketle, tüm demokrasi güçlerine aşağıdaki çağırıyı yapmanın tarihsel bir tarihsel bir görev olduğu inancındadır.

·Ülkemiz daha önce benzeri görülmemiş .önemli gelişmelere tanık olmaktadır .işbir­likçi tekelci sermayenin sömürüsü, devletin bu kesiminin temsilcilleri tarafından işgali ile kurumlaştırılırken faşist baskı ve saldırılar kitlesel kırım ve cinayetler · haline dönüştürülınekte,sömürü ve faşist saldırılara karşı halkımızın toplumsal muhalefetini, yoketmek içiıi yeni baskı yasaları gündeme getirilmektedir.Bütün bu olayların nedeni mevcut bozuk düzen ve onun gittikçe hızlı dönem iç ve dış sömürü çarklarıdır. · -Bugünkü düzeni muhafaza etmek için çu·pman sağ toplumsal güçler,yeni işbirlikçi sermaye,tüccar;toprak ağaları,aracı ve tefeciler tüm olanakl:ırını ·seferber ederek halkımızın sömürüye son verme ve insanca yaşama uğıraşısma karşı çıkmaktadır.

Page 21: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

-Doğası gereği bu güçlere karşı yer alması gereken işçileı·in sorunları ve çözüm yolları köylü,esnaf ve memurun sorunları ve çözüm yolları ile ortaktır .. Bu toplumsal güçlerin bu yaşamsal mücadele içinde aynı cephede yer almasi zorunludur.

-Egemen güçler diğer geri kalmış ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde yurt sorunları ile uğraşmayı egemen güçler ve onların temsilcileri bir takim aydınların tekelindeki bir olay ve_çalışanlar için bir tabu olarak damgalamaya çalışmaktadrrlar. ·

Sömürücüler koalisyonunun toplumumuzun en geniş örgütlenmiş kesimini politikadan uzaklaştırmak ve böylece kendi çıkarlarını devam ettirmek için ortaya atkıkları "Anarşi ve terörle mücadele yasaları" yutturmacasma karşı en güçlü şekilde mücadele edilmelidir. '

-Bugün ülkemizde siyasal demokrasi çalışan halkımızın bilinçlenmesi için en elverişli ortamdır .Bu bilinçlenmeyi engellemek isteyen egemen güçler faşist bir yönetim tezgahlamaktadırlar .Egemen güçlerin bu gelişmeyi yavaşlatmak ve mevcut düzeni bir müddet daha yaşatmak için baskı yasaları adı He faşizmi getirme isteği artık gün ışığına çıkmıştır.Mevcut düzeni değiştirmek için çalışan bizler · demokrasiyi koruyup· geliştirmek ,planlı anarşik eylemiere ve faşizme karşı müc.adele etmek ve sömürüsüz mutlu bir Türkiye'yi kunnak ~çin güçlecimizi birleştire!.im.

Yirmibeşinci "Çalışma Dönemi boyunca ülkemizi ve gelişen olayları yukarıda kısaca değindiğimiz kapsam içerisinde değerlendiren Yönetim Kurulu,ileriki bölümlerde açıkladığımiz,bir yıllık çalışmalarım bir çerçeve içerisinden yönlendirip sürdürmüştür .. Çalışmalarımızın tek güç kaynağı örgüt emekçisi değerli mes!ektaşlarımız olmuştur.

17

Page 22: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 23: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

O Bakanlık 600 TIR'a

=~~ince

r

satsuma , dışsatımı

hızlandı Mimar 'iie mühendisler yan ödeme kararnamesini .protesto· için 1 gün işi bırakma kararı aldılar

Cvmhurlyet HcıNr Merlınl """ Türll Mimarlar ve Mühendis Odolotı .. eırnoı·ne boOiı 14 o donın •Yon ed&me kararname· al•nlnleknlke,lomonl<:roblr ya rar eaGiamod~ı {Jflrekçealyle kororıa,ıırdıklon bir güntük Işi bırakma eylemı bugün yapıto­caktır Bu orada Arıkoro Cum· hurıveı Sı:.vı:ı.ı,;ıı, eyıem korarı neı;lenlyle TMMOB yönetielleri hakkında •orueıvrma ocmıeıır.

eetımkunıtlıftcınn·cıeııtokiiKIIk· lerını bildirdikleri eyleme soO ~ııımıı Teknikerler OerneO' lle TIKP kartı c:ıkmıekırdır

DISK G&r'llll Bılfkanı Abdul· ~h Boatlirk lıonfederasvonun 'Mühenaııır ve Mımarıonn yanın ı!o olduOunu. bildirerek DISK üyesiolsun olmasın tOm emek· ellerden bu eylen:ıe omııı ver­melertı:ıı tstemlftlr.

Istanbul'da TMMOB'- hnll'ı

Odaların euııewe temsilcilıkleri Ankara Eczc.cı Odası, TUrkiVe zırooıcıta• Dıırneoı. BANK HN ruM DER Genaı Me•· ~ez; TRl DER. Türk Jş·a baOiı Arıkoro Yal Iş Sendika sı. PTT • DER TQTED Halk l<oop Ankara Bııllk Türk'ya Maden l$.Sandlkasıveçııştı ı, teknik eıeman dernekleri. 1MMOB'nln bugün yopocaklorı hi• nronır.~ ıGo "''"'~"'" AvıAml

n. cıeatekledlklartnı açıkloaııt> ı ır.

. SO,RUSTURMA ACilDI

! ıs~4~~0:n~u::~:~,f~c~~~~ .'la•Gori!YıHenıxıvxaıııtohriP

va ıaşvth ııııcunaan.soru$1ur· mııocmıştır.~'tunnayonıı­"enolanblrtıilniOirltılbırok· mo evıemı ko111rının mııtnı An

~~~ ... ~~:ı.:~: .... ~:ı~ll!?~~

Moaoaındon Latanmlı,ıu. KAR$1 ÇJICTILAR Bu oroı:ıo. kıao odı rEk·DER

oıon Teknlker ve Yüka&k Tek· nlkerler Dorne§l Genel Bcıf· ·ıwni Rouı SeklrQGiu dOn yaptı· OıocıklomadO oOikenlnııkono·

Oı:~~~~or =rı~~:~~~~~~~~~~~~~ hudönemde daha cok öıverl·

de_~~~~~~~ta• ... ~~~~~~~ın'ı .. !~

DER olarcık TMMOS'rılıı ('V}Gml· na kotdmoyocokıarını ocıklo· mıştır.

Tl~P Ankara ll BotkonlıOındon· yopılon oçılrlomada da, TMMOS tlılıetlmlnln memurtoro olşe gelmameyb i)OQI!ediOIIIarl arı. rıilmOş, •Bu tutum Gevrlm· cl memurlan kitleden ko'por. malrio ve gelrııeal· murııemaı bcışkılorkoraısındavnlnı> ho.

aımu·•ı (Bq1Gratı,1.

ııınırcrektJOlbug!in,l se yoda koaımblılııı liralık moı:ışlorlıı ~ ·~kOm ederlım cl'eı Oltilrk, bırlıQB ~

:~nı~ii~:~sı::~ Oını onımaotmıt.greo. lu &Cıılıışmaıı sendil aııhlp olmadıkları ıcır

:.:. ~~!!.~~d~'~""~

Page 24: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 25: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

TMMOB ZiRAAT MÜHENDiSLERi ODASI 25.DÖNEM ÇALIŞMA iZLENCESi

GİRİŞ:

Ülkemizin elli yıllık emekçi örgütlenmesi süresi içerisinde,genelde demokratik kitle örgütlerinin,özelde ise meslek kuruluşlarının katkıları ve bu uğurda verdikleri özverili savaşımın yeri büyüktür.Özellikle,emekçi kesimler ile aydın kesim arasındaki yapay çelişki duvariıp-ının yıkılınası yolunda sağlanan ilerlemeler, büyük ölçüde bu örgütlerin .. bugüne kadar · sürdürdükleri eylemler ile sağlanabilmiştir .Bunun yanısıra emekçi . kesimlerin ekonomik-toplumsal savaşınilarını · baarıya ulaştırmaları,fikir emekçileriııjn demokratik ldtle örgütleri . olan meslek. örgütleri ile kurabildikleri sağlıklı iletişim ve dayanışmaile olanakJı hale gelmiştir; .

Ağır b.ir bıinalıindan geçen ülkemizde,ekonomik·demokratik hak ve özgürlükleri egemen çe~elerin tehdit .ve srudırılari ile karşı karşıya bulunan emekçi kesimlerin,deınok­ı'atik kitle Örgütl(iri ile var.olan dayanışmıqİın,bugüne kadarki uygrilamallırındaıi diilia ileri noktalara götürülmesi;siılt,yukarıda siralanap' yararlar açİsından qe~il~büyük . çoğunluğu kamu ç8lışanlarıiıı oluşturan ·meslek örgütleri üy~lerinin· gerçek aıilamda· .···

· siyasal ve ekonmik hak ve özgürlükleline kavuşmaları açısından da Ekonoınik haklarımızın· elde edilmesi yaıiında,en önemlisi siyasal terc,ibleriınizt :Özgürce :orl~y~ ·.•·· koyabilmemiz ve vazgeçilmez amaçlarımızdan olalı grevii-toplu :sö:i:leşnieU sendikal haklarımızın alınması, büyük ölçüde bu haklarını elde etİniş diğer deinokratİl{ kitle. örgütleri ile bütünleşmeD1ize bağlıdır. . .. ·· ·

Bu nedenle,Ziraat Mühendisleri Odası 25.Dönem çalışanları yukarıda. özetlemeye çalıştığımız ilkeler doğrultusunda olacaktır .Ekonomik-demokratik haklarııiııZı elde · ' etmeye yönelik çalışmalarımızın yanısıra,sürdüreceğimiz meslek ve tarım .sorunlarıiiın .

. çözümlenmesine ilişkin çalışmalarımız da aynı ilkeler doğrultusunda obİıak .zoı-undadır. Aksi halde, meslek ve tarım sorunlarına getirilecek çözümler;ülkeınizinbugüDkü tiiBfstd yapısı içerisinde ister istemez egemen çevrelerin çıkarbırina yeni· olanaklar sağlayacaktır. Tarım ve meslek sorunlarına getirilecek çözümlemeler.Ziraat Mühendisle· rinin sınıfsal koitumuna uygun çözümlemeleri de beraberinde getirmek zorundadır. .

25.Dönem Yönetim Kurulu,bu anlayışla hazırladığı "çalışma. prograriıını" yurt . düzeyinde ZiraatMühendislerinin katkıları ile yaygınlaştırmak uygulayabilmek için·çaba. gösterıneyi amaçlamaktadır.

. 1-ÜYE VE MESLEK SORUNLARI Bu sorunlarııi gerçek çözüinü tüm çalışanların "GREVLİ TOPLU SÖZLEŞMELİ"

sendikal haklarının elde edilmesi ile olanaklıdır .Bu nedenle Ziraat Mühendislerinin grevli ·• · toplu sözleşmeli sendikal. haklarının alınması yolundaki kamu kesiminde . çalışan. üyelerimizin ekonomik· sorunlarının çözümlerneye yönelik çalışmalara da ağırlık vermek zorundayız.

Bu amaca yönelik olarakta aşağıda belirlenen yakın dönemli çalışmaları .gerçekleşiireceğiz.

ı. ı. Özlük Sorunlan 1.1.1-657 sayılı yasanın kamu kesiminde çalışanların lehine demokratik öz

kazanacak biçimde yeriiden düzenlenmesi. · 1.1.2-Ziraat Mühendislerinin kadro yetersizliği ve ayrıcalıklı uygulama sorunlarına

yönelik çözümleme çalışmaları.

21

Page 26: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

1.1.3-Yan ödeme sorunu -Eşit iŞe 1eşit ücret ilkesinin uygulanması, -Günün yaşam koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmesi, -Kurunilar arası ayncalıklı uygulaina dengesizlitinin giderilmesi, "Yan ödemenin ücretten ayn vergilendirilmesi. , Tüm bu sorunlarla yakından ilgilenmeyi görev edinen Örgütümüzün çalışma yöntemi

şöyledir: Merkez şubeler ve il temsilcilikUırimizin yukandaki sorunlara ve çözümüne ilişkin bilgi ve görüşleri toplanacaktır.Bu bilgiler kadro durumlan ve yan ödeme yapılarını ayrıntılı veren biİ- çizelge biçiminde olacaktır.

Bu bilgiler Genel Merkezde oluşturulacak bir komisyonda irdelenip ilgili kişi ve kuruluşlara iletilecektir .Aynca basın aracılığıyla kamuoyuna anlatılacaktır.

1.2-Meslek Sorunlan Örgütümüzün yapısındaki özelliğin derinliğinde bu anabaşlık önemli bir yer

tutmaktadır.Bu nedenle: 1.2 .I-Gıda-Tarım ve Haycancılık Bakanlığı reorganizasyon yasa tasansı çalışmaları; Bu konuya ilişkin çalışma yönetimimiz;Genel Merkez,şubeler ve il temsilciliklerine

taslağın dağıtımıyapılacaktır.Bu konudaoluşacak görüşme Genel Merkezde toplanacak ve taslak hakkmda oluşacak Oda son görüşü Merkez,şubeler ve, il temsilciliklerinin ilk toplantısin da açıklanacaktır. ·

Haziran ayı başında görüşler merkezde . toplanacak ve haziran sonunda merkez-şubeler ve il temsilcilikleri, ilk toplantısıılda son şekil verilip açıklanacaktır. ·

1.2.2--~iraat Yüksek Mühendisliği hakkmda 7472 sayılı yasanın öngördüğfr Ziraat Mühendisliği'nin yetki ve sorumluluğunu belirleyecek yönetmeliğin ivedilikle çıkanlması yolunda çalışılacaktır.

Çalışma yöntemi; 7472 sayılı yasa gereğince Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ziraat Vekaleti (Gıda-Tanm ve Hayvancılık Bakanlığı) Ziraat Mühendisleri Odası ortaklaşa çalışarak ilgili yönetmelikleri hazırlama çalışmalarını yapacaklardır.

1.2.3-Ziraat Odaları· Birliği yasasının kaldırılarak,bu 'kuruluşun işlevlerinin demokratik hak kooperatiflerine devri için gerekli kamuoyunu oluşturma çalışmalan sürdürölecektir. · ·

Basın toplantısı,basın bildirileri ve diğer kamuoyu oluşturma yöntemleri ile çalışma yapılacak sonuçlan değerlendirilecektir.

1.2.4-Üyelerimizin meslekiçi eğitimi: Bu konuda fakülteler araştırma kurumlan ve ilgili tarımsal kuruluşlarla işbirliğine gidilerek çalışmalar yapılacaktır.

Fakülteler ilgili kuruluşlar ve Ziraat M ühendisleri Odası Eşgüdümlü· çalışacaktır .Bu konuda d derleneıı: bilgiler "Oda Haberleri" aracılığıyla üyelerimize ulaştırılacaktır.

2-TARIMSAL SORUNLAR: , Tanmımızın yapısına baktığımız zaman,yer yer feodal kalıntılann varlığını

sürdürmenin yanısıra,hızlı bir kapitalistleşme süreci içerisine girildiği görülecektir.Bu· gelişmenin doğal sonucu olarakta tarım topraklannın belirli ellerde yoğunlaşlliasının yanısıra, tarımsal işletmelerde hızlı bir parçalanma ve ufuklanmada görülmektedir .Böyle­ce toprak dağılımındaki mevcut denge,sizlik daha da artarak,kır emekçilerinin yoksuDaşması ve daha fazla sömiirülmesi sonucunu doğurmaktadır.

Bunun yanısıra, tarımda aracılık' ve tefeciliğinde giderek artan bir yoğunlukta sürdüğ gözlenmektedir.Bütün bu olumsuz unsurların yanısıra çarpık sanayileşme sürecinin tarımımız üzerindeki ağır tahribatlan da özellikle son yıllarda ortaya çıkan bir olgudur. Bütün bu olumsuz u unsurlar, kır emekçilerinin yoksullaşmasının yanısıra çağdaş tarim tekniklerinin uygulanması ve sanayi ile bütünleşmiş ileri tarımsal yapıya ulaşılamamasında en önemli engeldirler. Görüldüğü gibi illkemiz tarımınınmevcut sosyo-ekonomik,siyasal yapısında soyutlanamaz.Bu nedenle,teknik elemanlar olarak görevimiz;salt teknik hizmet üretmek değil,aynı zamanda tarım sorunlarına

22

Page 27: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

emekçilerden yana toplumsal ve siyasal çözümlemeleri de getirmektedir. Toprak ağalığının aracılığın ve tefeciliğin sona erdirilmesi,kırsal emeğin . değerinin eksiksiz verilmesi, üreticilerin demokratik halk kooperatiflerinde örgütlendirilmesi kır emekçileri­nin ekonomik ve toplums81 güveneelere kavuşturulması ve kırsal alanda yaşıyanlarm yazgıtarına terkedilmemesi için yoğun çaba göstermek temel görevlerimiz arasqıdadır. Tarımsal sorunlarımızın çözümüne yönelik çalışmalarımız yukarıda belirledi~miZ ilkeler doğrultusunda olacaktır.

2 .1· Tarımsal Yapı Bozuklukları Dış satınıın büyük oranı tarınımas ürünler olan ülkemizin nüfusunun azlı~ da

belindiği gibi kırsal alanda yaşamaktır.örgütlü disiplinli yüksek verimli . tarını çalışınaları açısından bu bölüm büyük önem taşır durumdadır .Bu doğrultuda;

2.1.1-Ulusal TarınıKurultayı Çalışına Yöntemi Bu organizasyonun gerçekleştirilmesi için geniş tabanlı bir komisyon oluşturulacak·

tır.Bu komisyonun üyeleri Nisan ayı ilk haftasında ilk toplantılarını Ankara'da yapacaktır .Bu komisyon Kurultay yeri ve daha lsoilra izlenecek çalışına için k$rar üretecektir.

Komisyon Üyelerinin Da~: Oda Genel Merkezi İstanbul Bölge Şubesi İzmir Bölge Şubesi İzmir Bölge Şubesi Adana Bölge Şubesi Samsun BölgE! Şubesi olup toplam 12 üyemizden oluşacaktır.

2.1.2-Toprak Reformu: 10.Haziran Toprak ayranıma canlılık kazandırma yolunda çalışacaktır.

:3 Kişi :2Kişi :3Kişi :3 Kişi : 2Kişi :2 Kişi

Çalışmalar: Merkez ve şu belerin ortak basın top,antıları,afişleme çalışmaları, Toprak Reformuna ilişkin Konferans verilecektir.

2.2-Tarınısal Üretinıin düzenlenmesi ve DışSatımı: Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik çıkmazda önemli yeri olan bu konu ile ilgili

çalışmalarımız yoğunluk kazanacaktır. 2.2.1-Tarınısal Üretinıin planlanması sorunlarının inceleDip irdelenmesi a) Bu konuda Odamız Genel Merkezi'nde Tarınısal Üretimin planlanması semineri

düzenlenecektir .Odanıız Bölge şubelerinin birer bildiri ile katılacakları seminer Ankara' da gerçekleştirilecektir.

b) Yine bu bölümde Gıda-Tarını ve Hayvancılık Bakanlığı'nın üretim planlaması kavramı ve iş planı çalışınası inceleDip irdelenecektir .Bunun için Genel Merkez Şubeler ve il temsilcilikleri düzeyinde incelenip irdelenmesi ve konu ile ilgili raporlarm Merkez' e gönderileceh.,Odımıız görüşünün bir komisyonun hazırlanacağı rapor ile düzenlenmesi sağlanacaktır.Şubeler ve il temsilciliklerimizin görüşleri 12979 Temmuz sonuna dek Odanıızda toplanacak,Merkez görüşü 1979 Atustos sonunda belirlenerek ilgili kişi kurumlar kamuoyuna aktarılac!aktır. ' ,

c) Ayrıca ülkemiz koşullarına uygun tarınısal üretim planlaması modelini oluşturmaya yönelik bilimsel araştırma yaptırılacaktı.Buda konuyla ilgili araştıncı kişi yada bir ekip oluşturulup çalıştırılarak gerçekleştirilecektir.

2.2.2-Tarınısal Ürünlerin Pazarlanması ve DışSatımı: . · ·Çalışma Yöntemine konunun önem ve güncelli~ ülkemizin ekonç_-.ik bun.;!•mı ile

yakından ilintilidir.Bu nedenle bir seminer çalışınasi için komite oluşturu~:·~,İstani:t.!1 kentimizde gerçekleştirilecektir.

2.2.3~Tarınısal Destekleme Politikaları: 2.3.1· Taban fiyatlan konusu: Bu önemli konuya ilişkin çalışınalar taban fiyatlarının ilanından önce tamamlanacak

Odanıız görüşü olarak ilan edilecektir.Bu konuda basın toplantıları ve 'oasın

23

Page 28: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

bildirilerinden ve kendi yayın organımızdan yararlanılacaktır.Her ürünle ilgili zamanla ba~lı kalınacaktır.

2.3.2-Tarımsal Destekleme Politikası ve Üretime etkileri: Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlı~i, Ticaret Bakanlı~ı Tariş, Köy-Koop, Ziraat

Mühendisleri Odası ve Ankara Üniversitf'.si Ziraat Fakültesi temsilcilerinin katılaca~ ve İzmir kentimizde yapılacak bir açık ot1irum düzenleneeektir.

2.4-Tarımsal Girdiler Politikası · 2.4.1-KrediSorunu: Sorunun köklü çözümüne yönelik çalışmalar; Genel· Merkez ve Şubelerce

{i:omisyonlar oluşturutarak irdelenmesi yapılacaktır. 2.4.2-Gübre Sorunu: · Çalışma Yöntemimiz; kamudaki sömürü,yanlış dış alım politikası,yanlış kullanım

politikası ve ülke do~al· kaynaklarımızın kullanımındaki terslikleri aniatma ve kamuoyu oluşturulması yolunda olacaktır.. .

2.4.3-Taruiısal Savaşım ve Tarımsal ilaçlar işleyimi (Endüstri} konusunda seminer ,panel ya da kongre düzenlenmesi çalışmaları yapılacaktır.

Komıya ilişkin bir komite .oluşturulacaktır.Bu çalışmalar Adana kentimizde sergilenecektir.

. Ayrıca bu konu· ile ilgili yapısal bozukluklar ve sömürüyü sergileme çalışmaları ba~ııi toplantısı ve bildirileri ile küçük kitapcık yayınlanarak sürdürülecektir.

2.4.4-Tarımsal Alet ve Makinatar Sorunu: Bu konuda ise;"Tanmsal Mekanizasyon Semineri" düzenlenecektir. İzmir kentimizde yapılacak bu seminer için İzmir Bölge Şubemiz çalışma yapacaktır. 2.5-Çeşitli Tarım Ürünlerine ilişkin çalışmalar: 2.5.1-''l.Türkiye Çeltik Kongresi" Bu konuda; Samsun Bölge Şubemiz Genel

Merkez ve di~er şubelerinıizle ortak çalışarak hazırlıkların tamamlayıp Samsun kentimizde gerçekleştirecektir.

2.5.2-1. Türkiye Tütün Kongresi: Samsun.kentiıİıizde,Samsun Bölge Şubemiz Genel Merkez ve di~er şubehirimi~n

katilinası ile gerçekleştirece~i bir kongre çalışması yapacaktır. 2.6-Kıİ-sal kesim örgütleme politikası Demokratik Halk Kooperatifçili~i konusunda

çalışmalarımız; "Demokratik Halk Kooperatifcili~ ve sorunları" konulu bir seminer ve sergi

İstanbul kentimizde,Ziraat Mühendisleri Odası,Köy İşleri ve Kooperatifler Bakanlı~'nın işbirli~iyle gerçekleştirilecektir.

· 2. 7 ·Kırsal Kesim Toplumsal Güvence Çalışmaları: 2. 7.1· Tarımsal Ürün Güvencesi: Oluşturulacak komisyonların ürünleri ve güneellikle paralel olarak Oda görüşünün

· kam,uoyuna basın toplantısı ve bildirileri ile duyurolmasi yapılacaktır . . 2. 7.2-Kır emekçilerinin toplumsal güvence ve Tarım-İş yasası çalışmaları: Oluşturulacak komisyon ile alınacak ürüiı Oda görüşü olarak kamu oyuna

sunulacaktır.

2.8-Çevre Sorunları: 2.8.1-''0rmansızlaşma Haftası" Ziraat Mühendisleri Oda'sı Orman Mühendisleri

Oda'sı ve Ankara Belediyesi'nin işbirliği ile gerçekleştirilecek,haftada bir sergi,bir açık oturum ve "A~aç Ba~ramı" yapılacaktır.

2.8.2-Tarım topraklarının korunması, "Tanmsal Sid,yasası" için kamu oyu oluşturmada komisyon çalışmaları sürdürölecektir.

2.8.3- Hava ve Su kirlenmesinin tal-ıma etkileri: Komisyon çalışmalarının sonuçları ile kamuoyu oluşturma yoluna gidilecektir. 2.8.4-Çeue Ulaşım İlişkileri: . T.C.Karayolları Genel Müdürlü~ü,Peyzaj Mimarisi Derneği ve Ziraat Mühendisleri

Oc;lası'nın işbirliği ile "Karayoiu çevre düzeni ilişkileri" ile ilgili seminer düzenlenecektir.

24

Page 29: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

2. 9-Hayvancılık Sorunları; Hayvancılıkta üretim artışını engelleyen sorunlar ile bu · alandaki iç ve dış

sömürünün sergilenmesi çalışmaları yapılacaktır.Bu konuda komisyon çalışmaları ile basın yoluyla kamuoyu oluşturulacaktir.

2.10-Gıda Sorunları: Gıda İşleri Genel MüdürlüğÜ'nün çalışmalarına işlerlik get4"ecek yasanın

çıkarılması,gıda politikasının teknolojik yönden değerlendirilmesi ve bu konudaki iç chş sömürünün yerli ve yabancı tekelleri aracılığıyla sürdürmesinin kırılması yolunda • · çalışmalar yapılacaktır.

Komisyon oluşturma ve basın yoluyla J.'.amuoyuna geçiş sağlanacaktır. 2.11-Dünya Çocuk Yılı Çalışmaları: · 2.11.1-Kırsal alan çocukları: Bu konuda Odamız üç ayrı yarışma düzenleyecektir.Kırsal alan çocukl~ın .

sorunlarını işleyen bir fotoğraf ve bir karikatür yarışması ve kırsal kesim çocuklarıniD katılacağı düz yazı yarışması düzenlenecektir.

2.11.2-Konu ile ilgili Sergi: Yarışma ürünlerinin kamuoyuna sunulacağı bir sergi bazı illerimizi gezecektir.

3-ÖRGÜT İLİŞKİLERİ:

Odamız çalışanlarının tabana yaygınlaştırılması ve tabanla çalışmanın güçlülüğü ilkesinden hareket etmektedir.Bu nedenle programlı bir çalışma uyglilayacaktır.

3.1- Genel Merkez-şubeler ortak toplantıları: Mart,Mayıs,Temmuz,Eylül,Kasım ayı sonlarında yapılacaktır.Toplantının yapıla­

cağı ayın 5.gününe kadar şubelerin gündemle ilgili önerileri Genel Merkeze ulaştırılacak ve Genel Merkezin önereceği yerde bu toplantılar gerçekleştirilecektir.

3.2- Genel Merkez, Şubeler ve il temsilcilikleri ortak toplantıları. Koşullarınınverdiği gündem ile bu toplantılar gerçekleştirilecektir.

3.3- Bölge ve yöre toplantıları Yılın belli zamanlarında Genel merkez bölge toplantıları düzenlerken,bölge

şubelerimizde yöre toplantıları yaparak üye, meslek ve tarım konularını tartışacaktırlar. 4-YA YlN ÇALIŞMALARI: 4.1- "Oda Haberleri: İçerik olarak haberciliği basınlaştırıp güncelleş tirecektir. Yerel haberlere ve üye

·sorunlarına ağırlık verilecektir.Okuyucu üye katılımı sağlanacaktır. · 4.2- Olanaklar ölçüsünde üç özel konulu derginin yayınma çalışılacaktır.

4.3-Kitapçık- Üye, Meslek ve Tarımsal sorunlara ilişkin, ilk başvuroya yanıt verecek içerikli bir dizi yayın hazırlanacaktır.

4.4.Yazılı ve sözlü basın ile ilişkiler geliştirilecektir.

5-YURT VE DÜNYA SORUNLARI: -Düşünce ve·örgütleme özgürlüğü

· -İkili antlaşmalar -Faşist baskı ve saldırılar -Eğitim ve Kültür açmazı -Ekonomik ve işleyime (Endüstri) ilişkin sorunlar· -Yurt ve DÜnya sorunlarına ilişkin çalışmalar TMMOB diğerüdalarve Demokratik

kitle örgütleri ile ortak çalişmalar biçiminde sürdürülecektir. Böylece sorunların daha geniş platformda tartışılması sağlanacaktır.

25

Page 30: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 31: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

ÜYE ve MESLEK SORUNLARI

Ülkemizde hızlı bir gelişim gösteren kapitalistleşme süreci gelir dağılımdaki adaletsizliği büyiik ölçüde artırınaktadır.Gelirin kişiler;meslekler ve çeşitli toplumsal kesimlere dağılımı dengeli olmaktan çok uzaktadır .. 1973 yılı verilerine göre ücretliler toplam gelirinin o/o 31,9' alırken, toplam gelirden pay olan hane halkının ancak o/o 10,7'ni oluşturan sermaye ve serbest meslek sahipleri toplam gelirden o/o 35,2 oranmda pay almaktadır.Gelirin en dengesiz dağıldığı kırsal alanda geliri 5000 TL.'nin altmda bulunan tarımla uğraşan hanelerio o/o 28,5'i toplam tarını gelirinin % · 3,6'nı alırken,tarımla uğraşan hanelerio % 2.4'nü oluşturan ve geliri 100.000 TL. üzerinde bulunan toprak ağaları tarınısal gelirden o/o · 22.6 oranmda pay almaktadırlar.Bu ölçü,tarım topraklarrom parçalanması sonucu cüce işletmelerin oluşmasının yanısıra toprakların ağaların elinde yoğunlaşmasından kaynaklanmaktadır.

Öte yandan,gelirin dengeli dağıtırnın da en önemli araçlardan biri olan vergi politikasındaki çarpıklık,gelir dağılımındaki dengesizliği derinleştirmiş vergi yükünün yaklaşık % 65'i ücretiilerio sırtına yüklenmiştir.Bup.unla birlikte özellikle son yıllarda görülen hızlı fiyat artışları .sabit gellililerin daha çok. yoksullaşmasına neden olmuştur .. Yaygın spekülatif kazanç olanakları ve sanayide kar oranlarının ,ışırı yüksekliğine yol. açan tekeleşmeler enflasyondan doğan sorunları artırİrken, etkinlikten uzak fiyat denetimleri ve tüketicilerin örgütlenmeyişi nedeniyle-fiyatlar denetlenememiş ve böylece artan enflasyon ve oluşan ikili fiyat yapısı gelir dağılım dengesini olumsuz yönde etkilemiştir.

1-YANÖDEME

Ekonomik sorunlarımızın giderek büyük boyutlara ulaşması bunların çozumu yolunda örgütlü bir çalışma~-ı gündeme getirmiştir .Bu yolda yapılan ilk çalışı'na TMMOB ve buna bağlı 18 Oda tarafından hazırlanarak Başbakan'a iletilen 1979 yılı Yan Ödeme Kararnamesi'ne ilişkin görüş ve önerilerin Nisan 1979 başlarında Şube Başkanlıkları 've İl'l'emsilcilikleri aracılığı ile tümüyelerimize iletilmesi oldu (Ek:1)

İşyerierinde imzaya açılan bu görüş ve öneriler üyelerimizin kendi katkıları ile daha da geliştirilerek her il'den ayrı ayrı Başbakanlığa gönderilmiştir.

Mühendis ve Mimarların yan ödeme uygulamasından doğacak aksaklıkları ve bunların çözümüne iliŞkin görüşleri kapsayan bu çalışmada: içinde bulunan koşullarda 1979 yan ödeme kararnamesinde yapılacak bazı düzenlemelerle ücretierin bir ölçüde artmasını sağlamanın yanında, ekonomik haklarm kazanımının Toplu Sözleşmeli Sendika Haklarm kazanımı ile olanaklı bulunduğu vurgulandı.

2-TEKNİK PERSONEL TAZMİNAT YASA TASARlSI Mart 1979'da Teknik personelin ekonomik sorunlaima belli ölçüde bir çozum

getirilmesi amacıyla Bayındırlık Bakanlığı tarafından bir "Teknik Personel Tazminat Yasa Tasansı" hazırlandı.Meslek Odaları'nın görüşlerine de sunulan tasarıya bir çok bakanlık olumlu yanıt vermesine karşın,bir kısım Bakanlıklar (Çalışma-Ticaret-Adalet­Kültür-Devlet Personel Daire Başkanı.) olumsuz yanıt verirken,diğer bazı bakanlıklar (Maliye-Gümrük Tekel-Milli Savunma-İçişleri-Dışişleri-Ulaştırma-İşletmeler) yanıt dahi vermediler.

27

Page 32: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

·. . . ' . ' . . . . . ; .. :.. " :~-~:':--

. . . 20.Hazirall 1979'da Yatırm1cı Bakarilık vtı 'Ge~el,MiidiirlÜkl~rin yetkiljJ~in ·. katıldığı bir toplantuJ.a Tası:m'nm yeni(Jen bir değerhındiriln:iesi yapiİd;ive k9nuya_ili'Şkin olinak hazırlapan bir tutanakta;teknik · persônelin ekonoıiıik · soruıilarmın . çözümÜnün

. ·. ~ık tırtelenm1yecııği;ücr~t · dengesizliğinin ilıet~mi ·. etkilediği,yatırııDlari,ı • gerile~iiD . ve· teknik personel ~cretleriltin en az YaŞam dÜzeyi~in 8ıtmda ~aldığı· belİrtiJ.dj;Konuya

.· ilişlkin görüŞlerin Başbakanlık Makamma iletilmesi oybirliği ile kararlaştırıldı. . .. . . ... · .·Diğer. tılı-aftıiıl Yatmıncı HıtkaııWdann Müşteşar Yıirdıııicıl~dan oluşan bir ku,nıl,l979 yılı Yan Ödeme Karariıifliıe Taslağı'nı hazırladı ve bu .konuda bazı _ilkeler belirlendi. TMMOB ve 18 Oda'nın görüş ve ölıeriltıri ile büyük bir ·9randa benzei'lik gösteren bu tasanda nktı 9larak; . . · .· . . .· • • · · · . .• · · • . . · .· . . · · · :

; 1-Katsayının ınemur maaş katsayısının Yarısıolarak belirlenmesi, , · ··· • · . ··.· ... ·· ... · ·.· : 'f:ekıı~ hizmetler (not) kısmı puaıılarmm yükseltilmesi ve. büyükı>roje pu~m 2000

puana çıkarılması, . . · .. . . · ... · · ·. . . . . · . . . •·• · ·.. · · < . 3-BüY:ük proje zammından yararlanabilecek ersonelsayısmm % 25'e çıkariln:ıas! ·

· o. benınisendi: · · · · .·

3~TEKNİK PERSONEL TAZMİNAT KARARNAMESi :· -- . .. : . ·.'. . .

. .. '. Teknik ~lemanl~n. yaşama~ gereksinimlerini kar~ılayamıyacak düzeyde <;lan · ... .. ücretlerinin belli bir dü~eye yükseltilmesi yolunda sürdürülen ça~alann yanında Ziraat

MüheıidisleriOdası;Tazminat Yasa Tasansı'nın gecikeceğİ gerçeğind~n hareketleyepi · bir çalışmaya yönelmiŞ ve üyelerimizinde ~atkıl~ ile. kıs~ dönemde te~nik perşoneliıı ek_oıioınik sorunlarına yeterli olmasada belli or{uıda çözüm getirilmesi amacı ile 2171 sayılı Yetki Yasası çerçevesinde hayata geçkilebilecek. "Tekni,k Personel TazlninaÇ Kararnamesi" taslağnıı hazırlaınıŞltır.(Ek:2) · · ' · ·.·.·. .·. • • • · .··

Kararname taslağı üst örgütümüz TMMOB'ye sunuiiiınş ve tüm Odalarm bu yolda desteği istenmiştir.Bu dönemde Toplu Sözleşmeli Sendikal Hakl&nmızı elde edene dek. ara çözüm olarılk Yönetim Kurulumuz çalışmalarıni büyük ölçüde "Teknik Personel · Tazminat Kararnamesi" üzerinde yoğunlaştırılmışt:ıi-.Söz konusu Kararn8me Ta:slllğı yatırımcı bakanlıklardan destek görmüş ve Teknik Personel Tazminat Yasası'nin. gerçekleşmesinin uzun bir süre· alacağı. savından · hareketİe, Tasarının 2171 sa~ Yetki··· Yasası içinde düşünülmesi ve olası değilse yeni olanaıdfir.ın araştırılması yolunda birtavsiye kararını Başbakanlığa sunmuşlardır. .

19EYLÜL 19 Eylül Eylemi yaklaşık 4 aylık yoğun ve örgütlü bir çalışmanın· sonunda

gerçekleştirilmiştir. 24.6.1979 Pazar günü TMMOB,18 Oda yöneticileri,TMMOB işyeri temsilcileri ve il koordinasyon kurulu sekreterlerinin katıldığı "TMMOB Danışma Kurulu" Ankara'da toplanarak teknik ele.manlarm sorunlarını değerlendirmiştir. Mühen· dis ve Mimarların başta Grevli Toplu-Sözleşmeli Sendikıli hakların.: alınması yolundaki istemleri olmak üzere, kısa dönemde almma:sı gerekli ekoııomik önlemlerin gerçekleştirile· · J?ilmesi için örgütlü bir mücadele içinde kararlı ve etkili olarak yer alacaklan belirtilirken bu amaca yönelik olarak 29 Haziran 1979 Cuma günü başta Ankara olmak üzere belli bazı illerimizdeki işyerlerinde Mühendis ve Mimarların bil- araya gelerek sorunlammzm ve çözüm yollannın tartıŞılması ve istemierin hayat geçirilmesi· yolunda kararlar üretildi.AyrıcaAğustos 1979 da ülke düzeyinde il toplantılan düzenlenmesi benimsendi ..

29 Haziran 1979 Cuma günü sınırlı. tutulan ve ilgililere bir uyan niteliği taşıy8n çalışmalara özellikle Ankara'da bulunan ve Ziraat Yüksek Mühendisleri'nin çalıştığı iş yerlerinde üyelerimizin yoğun katılımı ile bu toplantılar gerçekleştirilmiştir.

19 Eylül eylemi öncesi 19 ilde ve teknik eleman sayısı fazla işyerlerinde TMMOB düzeyinde toplantılar ~üzenl,enmiştlı- .Bu toplantılara hazırlık çalışmalan 4 Ağustos'ta başlatılmıştır.Bu hazırlık çalışmalanna Odamız gerek Genel Merkez,gerekse şube ve il örgütleri düzeyinde yoğun bir biçimde katılmıŞ _ve 15 Ağustos _5 Eylül tarihlerinde yapılan il toplımtılarma üyelerimizin katılımının saP,lanması ve toplantılarda görüşülecek

28

Page 33: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

konularda bilgilendirilmeleri sağlanmışltır. , 19 Eylül öncesi yapılan il toplantılarınıli zamanlaması şöyledir:

15 AGUSTOS 1979

Antalya Mersin Kütahya Denizli

16 AGUSTOS 1979

Trabzon

18 AGUSTOS 1979

Kocaeli Adapazarı Bursa Eskişehir

19 AGUSTOS 1979

-Genel Merkez Yönetim Kurulu katıldı. -Adana Bölge Şube Başkanlığı katıldı.

-Genel Merkez Yönetim Kurulu katıldı. -İzmir Bölge Şube Başkanlığı katıldı.

-Trabzon İl Temsilcili~ katıldı.

-İstanbul Bölge Şube Başkanlığı katıldı. -İstanbul Bölge Şube Başkanlığı katıldı. -Genel Merkez Yönetim Kurulu katıldı. -Genel Merkez Yönetim Kurulu katıldı.

V an -V an İl Temsilciliği katıldı. Urfa -Genel Merkez Yönetim Kurulu katıldı. Kayseri -Genel Merkez Yönetim Kurulu katıldı. Kon~a -Genel Merkez Yönetim Kurulu katıldı.

Il toplantılarına yukarıda belirtildiği gibi Odamızın Genel Merkez ve Taşra düzeyindeki yöneticilerinin yanında çok sayıda üyemiz katıldı. Bu toplantılarda özellikle; Yan Ödeme ve tazmhıatlar,Grevli-Toplu Sözleşmeli Sendikal Haklar faşist saldırı ve baskılar gündeme getirildi.

TMMOB ve Birliğe bağlı Oda Başkanları 17 Eylül 1979 günü ortak bir Basın Toplantısı yaparak 19 Eylül Çarşamba günü yapılacak eylemi ve amacını tüm Mühendis ,Mimarlara ve.halkınııza duyurdu (EK:3) Bunun yanısıra tüm meslek odaları gibi Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu'da kendi üyelerine eyleme katılmalan yolunda gazete ilanları yolu ile çağrıda bulundu

19 EylülÇarşamba günü "bir günlük işi bırakma~' biçiminde belirlenen. ve tüm ülke düzeyinde uygulanan eyleme Ziraat Yüksek Mühendisleri diğer Mühendis ve Mimarlarla birlikte yoğun bir biçinıde katıldılar.Üye yoğunluğunun yüksek olduğu işyerlerinde toplantılar düzenlendi.Bu toplantılarda eylemin amacı bir kez daha anlatılarak sorunlarımiZ tartışıldı ve özlellikle ekonomik-Demokratik haklar yolunda verilecek

. mücadelenin yükseltilmesi gereği vurgulandı. 19 Eylül eylemi diğer demokratik kitle örgütleri ve onların üyelerince büyük ölçüde

desteklendi. Özellikle diğer kamu personelinin eyleme verdiği destek ekonomik-demokra­tik haklar mücadelesinin tüm emekçi kesimlerinin ortak mücadelesiyle başanya ulaşacağının açık bir kanıtı oldu.

Bu gelişmeler herşeyden önce kamu çalışanları arasında başta çalıştiran-çalışan çelişkisi olmak üzere,tüm yapay :çelişkilerin yıkılınaya başladığınıgöstermesi bakımından önemlidir .Ayrıca tüm kamu çalışanlarının sınıfsal konumlarını en gerççekçi

· biçimde değerlendirerek bu tür eylemlerin basit ekonomik hak alma mücadelesi olınayıp,temelde sınıfsal savaşınun bir parçası olduğu kavrayarak,ortak mücadele içerisine girdiklerini göstermesi açısından da önemlidir. İşyerinde teknik elemanların yanısıra diğer memur ve işçilerinde eylem pratiği içerisinde yer almaları,ileriye dönük etkin ve sonuç alıcı ekonomik-demokratik haklar mücadelemizin en büyük güvencesi

29

Page 34: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

olmuştur. . 19 Eylül eyleminin özellikle Ziraat Mühendisleri Odası özelinde düzenli,disiplinli ve

her türlü sapmadan uzak,belirlen,en hedefler doğrultusunda gerçekleştirilmiş olması, üye­lerimizin örgüt disiplini içerisinde hareket etmeye ve kitte eylemlerinin demokratik Özünü zedelemeıiıeye özen gösterdiklerini vurgulaması bakımından büyük önem taşımaktadır.

1979 YAN ÖDEME KARARNAM~Sİ 1979 Yılı yan ödeme kararnamesi Bakanlar Kurulu'nun 4.9.1979 gün ve 7/18101

sayılı kararı ile belirlenmiş .ve 22.9.1979 gün ve 16762 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yaklaşık yedi aylık bir geçikme ile yürürlüğe giren kararnamenin teknik elemanlar yararına gerçekleşmediği kuşkusuzdur.

1979 Yılı Yan Ödeme Karmamesinde; ~TMMOB ve bağlı odaların önerileri dikkate alınniamıstır. -Yatırımcı Bakanlıklarca hazırlanan yan ödeme tasarısı gözardı edilmiştir. -Büyük proje uygulaması aynen devam ettirilmiş,buuygulama eşit işe eşit ücret

ilkesini büyük ölçüde zedelemiştir. -Personel,İdari İşler·Özlük,Eğitim-dışilişkiler ve benzeri destek hizmeti yürüten

birimlerde görevli teknik elemanlar kasıtlı olarak proje zammından yararlandırılmamış- , lardır.

-Hizmet süreleriniri 'belirlenmesinde askerlikte geçen süreye ilişkin İıiç bir hüküm getirilmemiştir.

-Yan ödemeler diğer ücretlerden ayrı vergilendirilmediğinden büyük bir bölümü yine geri dönmekte,brüt tutarı yüksek görii.nmesine karşın,ele geçen miktar çok küçük boyutlarda kalmaktadır. . .

-Özellikle Ziraat Mühendisliği açısından büyük sakıncalar yaratan ve değiştirilmesi yolunda yoğun çaba harcadığımız "arazi" kavramı aynen muhafaza edilmiştir.

1979 Yan Ödeme Kararnamesi'nin uygulama açısından getirdiği ayrıcalık Gıda-Tarım ve ·Hayvancılık Bakanlığı çalışanları arasında somutlaşmışltır.Söz konusu Bakanlıktaki belli kuruluşlarda aynı görevleri üstlenen Ziraat Yüksek Mühendisleri ve V eteriner Hekimleri arasında yeni yan ödeme uygulaması ile ücret açısından büyük farklılıklar getirilmiştir. '

Konuya ilişkin olarak süretle yapılan bir çalışma Başbakanlığa Maliye Bakanlığına yazılı ve sözlü olarak iletilmiştir.(EK:4) Ayrıca Gıda-Tarim ve Hayvancılık Bakanı Sn.M~hmet Yüceler ile bu konuda bir görüşme yapılmıştır.Öze~e ·Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri ile Başbakanlık Müsteşarı Sn.Ahmet DURAKOGLU aynı Bakanlıkta görev yapan her iki meslek mensuplarının aralarında yan ödeme kararnamesi ile doğru ücret farklılaşmasına kesinlikle karşı bulunduklarını bununYan Ödeme kararnamesi hazırlığı sırasında Teknik bir yanlışlıktan ileri geldiğini belirterek en kısa sürede çıkarılacak bir "tashih kararnamesi"nde konunun ele alınarak düzeltileceğini belirtmişlerdir .Ancak sözkonusu kararname belli meslek gruplarınınengellemeleri ve 14 Ekim seçimlerinin siyasal sonuçları nedeniyle çıkarılmamıştır.

Odamız konuyu bu kez 14 Ekim seçimlerinden sonra kurulan Demirel Azınlık Hükümeti'nin Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sn.Cemal KÜLARLI'ya götürmüş ve Bakanlık görevine atanmalarından sonra Yönetim Kurulu olarak kendisi ile görüşülerek yan ödeme uygulamasından doğan aksaklıklar ve bunun doğal sonucu Bakanlıkta hergün· biraz daha ileri boyutlara ulaşan huzursuzluklar belirtilmiştir .Bunlara ek olarak Odamızca hazırlanan konuya ilişkin bir "not" kendilerine iletilmiştir.(EK:5)

ZİRAAT YÜKSEK MÜHENDİSLİGİ YASASI (7472) VE BU YASA YA İLİŞKİN TÜZÜK ÇALIŞMALARI

Ülke tarımının özlenen düzeye ulaşmamasının en önemli nedenlerinden birisi bu· alanda görev yapan Ziraat Yüksek Mühendisleri'nin etkinliklerinin artırılmamış olmasıdır. Tarımımızın gereksinim duyduğu yetişkin insan gücü günümüzde yeterli

30

Page 35: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

olmadığı gibi Ziraat Yüksek Mühendisleri'nin ·gerek kamu idaresinde gerekse diğer alanlardaki yetki ve sorumluluklarının belirlenmemiş olması istenilen ölçüde etkinlik kazanmalarını engellemekte,bilgi,beceri ve yeteneklerini kullanmalarını sınıriayarak büyük ölçüde üretimden soyutlamaktadır.Ziraat Yüksek Mühendisleri'nin tarımımızı yönlendirecek biçimde çalışrita etkinliklerinin eıigellenmiş olması, ülke ekonomisi ve toplumumuzun gereksinimleri doğrultusunda tarımsal üretim artışlarının sağlanması önünde en büyük engeldir.

7472 Sayılı "Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Yasa" bu amaçlara yönelik olarak çıkarılmasına karşın,yasanın 6.maddesinde belirtilen tüzüğün uzun yıllar hayata geçirilemeyişi,günümüzde ülke tarımının olduğu kadar mesleğimizinde en önemli ve güncel sorunu olarak gündeme gelmektedir.

7472 Sayılı Yasa,Ziraat Yüksek Mühendisleri'nin hizmet alanları ve yetkilerini çok genel olarak. belirlemiştir. (EK:6) konuya ilişkin ayrintılann bir tüzükle belirlenmesi hükme bağlanmıştır. ·

İlk tüzük çalışmaları yasa hükmü gereğince Ziraat Mühendisleri Odası,Ankara Üniversitesi Zira~t Fakültesi ile Tarım Bakanlığı temsilcilerinden oluşan 9 kişilik bir komisyon tarafindan 1968 yılında tamamlanmıştır. Tüzük tasarısı Bakaniıkiara ve ilgili kuruluşlara gönderilerek görüşleri alınmış ve bu görüşlerle birlikte tasarı incelenmek üzere Danıştay'a ulaştırılmıştır. Danıştay'da bazı meslek gruplarının şöven ve dayatmacı tutumlardı ile sık sık değişen hükümetler ve özellikle cephe dönemlerinde Oda'mıza yapılan baskı ve saldırılar bu çalışmaların sürekliliğini engellemiştir.Diğer taraftan. bazı Bakanlık-Fakülte ve Meslek Odalarının çeşitli şekillerdeki itirazları sonucu Danıştay tasarıyı tekrar gözden geçirmesi ve itirazlarının giderilmesi kararı ile bir kaç kez geri gönderilmiştir. (EK:7)

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası konuyu 25.Dönem çalışma izlencesine alarak,gerekli önçalışmaları tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi ile· Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na başvuruda bulunarak.,uzun yıllar hayata geçirilemeytm "tüzük" konusunda bir çalışmanın başlatılmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir .Bu çağrıya olunıllu yanıt alınmış ve Odamız ile birlikte söz konusu kuruluşların temsilcilerinden oluşan bir komisyon;tüzük tasarısı üzerindeki çalışmaları yeniden başlatmıştır.

Komisyon,özellikle itirazların yoğunlaştığı tüzük hükümlerininyeniden gözden geçirilmesi ve bu itirazları en aza indirecek yeni bir düzenlemenin getirilmesi ile birlikte belli meslek gruplarının Danıştay nezdinde gösterdikleri şöven ve dayatmacı tutum karşısında ayrıca bir Çalışman,ın yürütülmesinde yarar bulunduğunu belirtmiştir.

Komisyon henüz tüzük üzerindeki çalışmalarını tamamlamamıştır.Çalışmalar tamamlandığında tüzük tasarası Danıştay'a ulaştırılmak üzere Başbakönlığa, sunulacaktır.

TARIM BAKANLIGI KURULUŞ VE GÖREVLERİ YASA TASARlSI ÇALIŞMALARI

Ülkemizde kalkınmanın ve sanayileşmenin temel koşulunun tarımsal gelişme ile olanaklı bulunduğu kuşkusuzdur. Ülke tarımı ve sorunları her geçen gün yeni boyutlar kazanırken,çağımızda dünya tarımı: hızlı birteknolojik gelişme göstermiş ve geleneksel yöntemler artık terk edilmeye başlanmıştır.Dünya ülkeleri daha fazla tarımsa\ üretim artışı sağlamak için yoğun çaba sarfederken,ülkemizde diğer tüm olumsuzlukların yanı sıra tarıma götürülen' hizmetlerin zaman içerisinde çeşitli bakaniıkiara sorumsuzca dağıtıldığı gözlenmektedir.Bu. dağınıklık hizmete ilişkin verimi büyük ölçüde azalttığı .gibi,çelişkileride büyük boyutlara ulaştırmıştır.

Kırsal alanda yaşayan insanların ve ülke tarımının özlenen düzeye ulaştırılmasını engelleyen tüm bu unsurları gidermek için Oda'mizda bir Yasa Teklifi hazırlanmış ve T.H.M.M.'ne sunulmuş bulunmasma karşın,bugüne kadar yasalaşma olanağı bulunamamıştır.

31

Page 36: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Her yasama döneminde yenilenen yasa teklifi üzerinde,zaman içerisindeiri belli değişme ve gelişmelerde göz &n üne alınarak bir çalışma . yapılınası zorunluluğundan hareketle,kurulacak bir komisyonun yasa teklifini yeniden gözden geçirmesi uygun görülmüştür.Oda Genel Merkezi'nde bu amaçla bir komisyon kurulmuş ve ayrıca yasa teklifi Şube Başkanlıkları'na gönderilerek,konuya ilişkin görüşlerinin alınmasmda yarar görülmüştür. '

TMO İLE ET ve BALIK KURUMU TİCARET BAKANLIGINA BAÖLANDI

-tiz'un yıllar Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde işlevini sürdüren TMO ile Et ve Balık Kurumu'nun Demirel Azmlık Hükümeti'nin kuruluşu ile birlikte 'l'icaret Bakanlığı'na bağlandığı kamuoyuna açıklandı.Bu açıklama,özellikle Gıda·Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın ülke tarım politikasında büyük ölçüde söz ve karar sahibi olma niteliğini kaydedeceğinin açık bir kanıtı oldu.

Tarım; tarımsal ürünlerin planlama,üretim,değerlendirme ve tüketimi aşamalarını bir bütün olarak içeren ekonomik bir faaliyettir.Bu en basit bilimsel gerçeği göz ardı eden Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yöneticileri TMO ile Et ve Balık Kurumu'nun Ticaret Bakanlığı'na bağlanması karşısında sessiz kalariık bu bütünlüğÜn daha da fazla bozulmasına göz yummuşlardır.Söz konusu kuruluşlarm Ticaret Bakanlığı'na bağlanması ile ticaret burjuvazisinin,aracının,tefeeinin tarımsal üretim üzerinde kontrol ve etkinliğini ıp'tıracak bir bürokratik düzenleme geliştirilmiştir.Nitekim TMO sözleşmeli çiftçilerden çeltik alımını durdurarak,yoksul çeltik üreticisinin aracı-tefeci tüccarın eline düşmesine neden olmuştur.

GIDA İŞLERi GENEL MÜDÜRLÜÖÜ Tüm dünya ülkeleri beslenmeye ilişkin sorunlarının çözümü ve besin üretimi yolunda

büyük çaba sarfederken,konuya ilişkin sorunlar her geçen gün yeni boyutlar kazanmaktadır .Buna karşın gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de konu uzun yıllar gözardı edilmiş ve bunun doğal sonucu gıda teknolojisi istenilen düzeyde gelişim gösterernemiştir .Diğer taraftan bu alana götürülen hizmetlerdeki dağınıklık çözümleri güçleştirilııı'iştir.Ancak son yıllarda,konuya ilişkin çalışmalarını yoğunlaştıran Gıda İşleri Genel Müdürlüğü bu yolda belli atılımları gerçekleşltirebilmiştir.Bu gerçekleşmede Ziraat Yüksek Mühendisi Gıda Teknologlarmm büyük katkıları olmuştur.Geçmişte olduğu gibi günümüzdede gıdaya ilişkin ülke sorunlarının çözümünde etkili olmuş ve bu alanda özveri ile görev yapmış Ziraat Yüksek Mühendisleri zaman zaman belli bazı meslek gruplarının engellemeleri ile karşılaşmışlar­dır .Kendi uğraşı alanlarını bir tarafa bırakan bu meslek mensupları,özellikle Demirel Azınlık Hükümeti'nin kuruluşu ile birlikt.e mesleğimizin ana konuları üzerinde söz sılııibi olma yolundaki çabalarını yoğunlaştırmışlardır.

"Hayvancılık Bakanlığı" kurulması yanılgısı içerisinde bulunanlarm özledikleri Bakanlığı daha geniş bir tabana oturtabilmek için yıllardan beri Bakanlık koridorlarmdan parlamentoya kadar,besin ve beslenme sorunlılnınızm çözümü için değil,hayvan h astalıklarmdan ülkemiz ekonomisinin her yıl uğradığı yaklaşık 20 ~yar liralık kaybıda gözardı ederek,hayvan besleme ve yetiştiriciliğinden gıdaya kadar tarımın en temel unsurlarına sahip çıkma uğraşları ve kamuoyunda bu konuya ilişkin çözümlemelerde kendilerinin söz sahibi olmaları gerektiği imajını yaratmaya çalışmaları kuşku ve endişe vericidir. .

Gıda İşleri Genel Müdürlüğü'nün pazifize edilerek,gıda endüstrisi tekellerinin istemleri doğrultuiilinda bir konuma getirilmesi ve Gıda Teknoloğu Ziraat Yüksek Mühendisleri'nin Genel Müdürlük yönetiminde söz ve karar sahibi olmalarının engellenmesi ve bunlardan daha önemlisi belli bir meslek grubunun konuya ve Genel Müdürlüğe sahip çıkma uğraşılarma ·Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı üst düzey yöneticilerinin hiç bir tepki göstermemeleri karşıSında Odamızca gerekli girişimlerde bulunulmuş ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Cemal KÜLAHLI'nın bu

32

Page 37: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

tutumu kınanarak,tüm Ziraat Yüksek Mühendisleri'nin bu konuda yılınadan sonuna kadar mücadele vereceği belirtilmiştir. (EK: S) ·

C.İ.G.R.(İNTERNATİONAL COMMİSSİON OF AGRİCULTURAL ENGİNEERİNG)

Oda'miza yapılaı;ı başvuru üzerine merkezi Paris'te bulunan CİGR (international Commission Of Agricultural Engineeering) Ziraat Mühendisliği Türkiye Ulusal Komisyonu ktİruluş çalışmalarına başlanmıştır.

CİGR Kuruluşu,amacı ve görevleri; ı-Ziraat Mühendisliği ile ilgili alanlarda yapılacak çalışmalarda etkin biçimde

yardımcı olmak, 1

2-Ziraat Mühendisleri,teknisyenleri ve mimarlanndan oluşacak ulusal komiteterin her ülkede kurulmasını teşvik etmek,

3-Çeşitli ülkelerde bulunan ve Ziraat Mühendisliği alanında çalışan uzmanların birbirleriyle iletişimine olanak sağlamak, ·

4-Bölgesel planlama ve çevre geliştirme konularınıda içermek üzere,tarımın çeşitli alanlanndaki Ziraat Mühendisliği'ne ilişkin bilimsel ve teknik etkinlikleri geliştirmek,

5-Bu alanlardaki bilimsel ve teknik araştırmalan teşvik etmek ve koordine etmek, 6-Eğitimin geliştirilmesinde ve iyileştirilmesinde yardımcı olmak ve Ziraat

Mühendisleri'ne, teknisyenlerine ve mimarlarina gereken bilgileri sürekli olarak sağlamak,

7-Kongreleri,,konferansları ve Ziraat Mühendis, Teknisyen ve eksperterinin uluslara­rası düzeyde ilgi duyduklan öteki girişim ve işlemleri düzenlemek ve yöneltmek,

8-Dökümantasyon servisi kurmak ve Ziraat Mühendisi,teknisyen ve eksperterinin ilgili duyduklan tüm yapıtlan uygun zamanda ve en iyi biçimde yayınlamak,olan kuruluşun Türkiye Ulusal Komitesi'nin kuruluş çıilışmalan;

ı-2-3: 4-. 5-6-7-

Prof .. Dr. Prof. Dr. Prof .. Dr. Prof. Dr.

Güngör Yavuzcan Süleyman Kadayıfçılar AliBalahan Necmi Sönmez YılmazEren

KemalYener Sabahattin Kavak

Ank. Üni.Ziraat Fakültesi Ank.Üni.Ziraat Fakültesi Ank.Üni.Ziraat Fakültesi Ank. Üni. Ziraat Fakültesi GTHB Ziraat İşleri Gn.Md . Türkiye Zirai Dona. Kuru. Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi

tarafından oluşturulan bir komisyon tarafından sürdürüldü.Komisyon adı geçen kuruluşa Ziraat Mühendisleri Odası'nın üye olmasını benimseyerek bu amaçla Prof. Dr.Güngör YAVUZCAN ile Kemal YENER'in Türkiye Ulusal Komitesi'nin tüzük hazırlama çalışmalarını yapma ve CİGR çalışmalarını genişletme amacı ile aşağıdaki kuruluşlarla ilişki kurmak üzere görevlendirilmiştir.

ı-Toprak Su konusunda 2-Tarımsal İnşaat konusunda 3-Mekanizasyon konusunda

4-Tarımsal Elektrifikasyon konusunda 5-Tanmsal İş Tekniği konusunda

Toprak Su Genel Müdürlüğü Ank. Üni.Zir .Fak.Küİtürteknik Böl.

GTHB Ziraat İşleri Genel Müdürü · T~Zirai Donatım Kurumu Gn.Md.

Ank.Üni.Zir.Fak.Zirai Kuv.Mak.Kür. GTHB Tarımsal Araştırma Gn.Md.

Ziraat Mühendisliği Uluslararası Komisyonu (CİGR) Türkiye Ulusal komitesi tüzük çalışmalan sonuçlandırıldıktan sonra oluşturulan Şube Kurucu Heyetinde Oda Başkanı Dr.Ali KARABULUT,Prof.Dr.Güngör YAVUZCAN,Prof.Dr.SüleymanKADA)'IFÇI LAR,Prof.Dr.Ali BALABAN,Sebahattin KAVAK,Yılmaz EREN ve Kemal YENER

~3

Page 38: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

görev aldılar.Ancak Sıkıyönetim ilan edilmesi nedeniyle çalışinalar bu aşamada dondurulmuş bulunmaktadır.

Ziraat Mühendisliği Uluslararası Komisyonu Türkiye Ulusal Komitesi'nin merkezi Ankara'da olup sekreteryesi Ziraat Mühendisleri Odası'nca yürütülecektir.Sıkıyönetimin kalkması ile konuya ilişkin çalışmalar sonuçlandırılacaktır.

TARIMSALEG1TİMİN 134.YILDÖNÜMÜ

Tarımsal eğitimin 134.yıldönümünü ekonomik bu~alımın doruk noktasına ulaştığı faşist baskı ve terörün amansızca tırmandığı,devlet kadroları . büyük bir hızla işgal edilirken,kıyımların yoğunlaştığı,baskı yasalarının gündeme getirildiği,bunalımın faturasının halkımıza ödettirildiği ve Orta Doğu'daki gelişmelerin ülkemiz açısından endişe verici bir konuma dönüştüğü bir dönemde kutladık (EK:9). ·

Ülkemizdeki · bu gilişmelerden soyutlayamayacağımız tarım kesiminde bugüne değin uygulanan politikalar sonucu kendine özgü sorunlarının çözümü bir yana bu sorunlara yenileri eklenmektedir.

Teknik bilgi ve elemari potansiyeli bakımından önemli bir güce ulaşan ülkemizin tarımsal yapısı, toplumumuzun gereksinimlerini karşılayacak düzeye henüz çıkarılmamış· tır.

Şöyleki; ·-Tarımda kapitalistleşme süıesi ve bugüne dek uygulanan tarım politikaları, ülke

tarımında cüce ve küçük işletmelere giderek artan bir yoğunluk kazandırırken,toprak ağalarının daha geniş alanlari tekellerine almasını hızlandırmaktadır.

·Ülkemizde hakim dışa bağımlı tekelci kapitalist sistem ile bu sistemin dayatması sonucu,tarımsal kalkınmanın vazgeçilmez unsurlarmdan olan Ziraat Yüksek Mühendisle:

. ri,tarımsal üretimde karar alma,denetleme ve yürütme sürecinin dışına atılmışlardır. ·Tarımsal yatınm kararları yabancı banka ve firmaların etkinlikleri ile alıtımakta

tüm büyük projelerin planlama,değerlendirme ve denetleme hizmetleri yabancılar tarafından karşıianmaktadır.

-Sistemin çarpıklığı sonucu,Ziraat Yüksek Mühendislerinin büyük kentlerde yoğunlaşması sağlanmış, uzmanlık ·alanları dışında istihdam edilmeleri özendirilmiş ve böylece tarımsal üretim süreci içerisinde doğrudan yer almaları engellenmiştir.

-Ziraat . Yüksek Mühendisleri'nin işyeri düzeyinde yetki ve sorumlulukları belirlenmemiş, bitkisel ve hayvansal ·üretim ile tarımsal sanayinin planlanmasında ve denetlenmesinde dışa bağmılı. kapitalist sistem,Ziraat Yüksek Mühendisleri'nin bilgi,beceri ve yetenekle•inin kullanılmasını sınıriayarak onları üretimden koparmış ve masa başı memuru konumuna düşürmüştür. ·

·Üreticilerin kooperatifierde örgütlenmeleri ve ürünlerini alın terleri karşılığı pazarlama olanakları sağlanmamış,yine aracı, tefeci ve stokculara büyük mali olanaklar sağlanmış,tüketici bu yolla her geçen gün artan oranlarda sömürülmüştür.

-Temel Gıda maddelerinin fiyatları serbest bırakılırken,tekelci sermayeye · hammadde temininde belli kolaylıklar sağlanarak karlarına devletce yeni karlar eklenmiştir.

Tarımımızın bu temel sorunları çözüııileninceye dek tarımsal eğitimin yıldönümleri bir kutlama töreninin çok ötesinde,sorunların çözümü doğrultusunda çalışma ve mücadele yöntemlerinin belirlenip yönlendirildiği günler olması g~rekmektedir.

34

Page 39: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

ıs VLOL 1979

BASKlLARlN SON BULMASI SENDiKAL HAKKIN VERiLMESI IÇiN BIR UYARI

Mlmor ve mühendlsle YDrln ÇUliSmiYOl e TMMOB Genel Baıkanı ~ ···~-Teoman Ö!lüık 15 mimar

ve mühendis odası adına yapiğı açıklamada kamu 1 iıverierinde görev yapan ·

Mad.aıı: ~aruı.ıWı eı:ıerJl aanttallarına. fabrt­alarcıan tarlalAra. pntıyeıerden bOrolara dek baJa­ID her alarund& çok zor koşullar aıtında gllrev yapan ıUhenda ve mı.marıar, tUm emell Ue 1eçlnenler ll­ı. Ildetek daba da bll.y(b>en li!kıntııar IClnde ,.qa. :ıaya çabalatnaktadırtar.

Bugttn, nlcel nı rıııeı JÖnden her qı sorecek telt­Llt elemana sahip bulunan TttrklYe'cll bUtUn önemu ~ler Jilzblnlerce Ura Qlı.lr.lar Ckl.enerek yatılaneı sôı­Le cıa.maıılara &llrclurtllmektcı, a:eUtmenlD, kalkınma­un denauııı.ı. n ytınetlml ıabanoılua t.erke.ıuı:nış bu­unmaktadır.

Bu JBpl tçlnde blllml ve teknlB:I emekçi balkln ;ıkarlan cı.oıı:ruııusund& ve iatrıue& onun blmıotlne nınmtw engelleneo mUhendla ve Jillı:narlar, tUm, ça­.ışanlar (!:Ibi, blr yanılan lşsizllte, a.eıt~a. yurt Cl.lŞtnıı. ;öçe ıorlanmakta llte)'Bndan aynı zamanda bas!Ulara, ınyıınlara ve taşıst saldınlara beclef olmt.ktachrlar.

BQytlk bir kısmı tamu kestnıınde çatıean mtı.heıı­dls ve mimarıarın uereUerl, grevU ıopluııözleşmeU sen­dikal haklara &ablp olmadıklan Için, tek tarafb ota­rak bellrlenmektedlr. Ev kiralannın 6-'l bin, boB:az toklutunun 6-6 bill Uradan bt\eladıtı bUıün e-& bin Utahk aylık ucretterıe YB$&ması llngörQlen. o.ttılerlm1· sın U.cretlerının. tllnı emekçiler gibi assart gtderle:t karoılıı.yacak önerUertmtı dot:ruıtuaunda del!;ll de IMF buyruklnnna göre saptanması aeıdır, kabul edilemez.

-Yıllardır gerçekçi linerliert UgiUler tarafından ıwlak ardı edilen 'l'MMOB, klueal Ue blrllkte her yolu denecllkt.en sonra bu ayın batmda tunıan söyle­ınJ.otlr:

cBizler, tüm kamu~ slbL yaşama so­ruıiumuzun bir ölçüde bl.rara çözQm olan ve dUnyarnn yatmz altı O.lkesınde butunrnan.n ııendlka1 haklara. kavuşmnkla sıı,alanab\leeetlnl b11lyor ve buna göre bir mücadeleyi surdO.rüyoruı. Bu aşamada, bugün lçln ve

90 bin üyenin 4 bırakma eylemine kalılacağını bildirdi

Ust lSrgD.ttımtll TMMOB, ·neretıertn ıırtınln:ıast. ırevıı ıopluslllletmell aen&Jcaı hakların tarunDll\61. ça­lışanlar ~ttındekl baskılann aon bulması Için, :vetklli­lerln uyanlı:pw amaeı lle, til'ın mühendis ve mımarla­ra t9 EYlUl 1979 Carpmba 1o.nn ı anntük ıo bırakma taıınsı yapmı,tır. Oda olarak bu ç~rıyı destekll)'or, Qyeıertmıtt ,bu dolrultuda Gzerletlrıe düşen ııırevıert ıerlnelettrmeyeçatmroru.

'TMMOB, Yan ödeme Kararnarnı proleslo için üyelerinf

bir günluk eyleme çağırdı ·-ANKARA, ÖZEL tap, maııav gibi yı T!.I~IOB va birliat: ba!lh zin aranızda araa o

tlektrlk,fizik.hnritaveka· blzltriçıkarınbunl dll!ti"O. in~aat, jeolojl, 'meyl9\z yapın, ya kimF. naclen, makina. ları kıırııılayabllecU met,;...•r,:. ,\,eıeoroloji. mi· veııe~ekücrfl.6neı marlar.orman,ılraat.şehir zlbenlmeeylnveuyg planlama odaları yönetici· G~r<;ielolarakbull \erldündürenled\klerlGr· rimlzdenblrinlnsef\ uk bıısın Vlphınıı~ında tlrllmeoı\ kabııliimi "Yaıı Odeme Karııma· Bunu da aaQ:ladııtmıı meııl"nl prote~to etmek ıllrde. aaQ:\enıncaya

L ::1

arnacıylatllmmUhendlsve üretlmlı:ıba-ıılanırıda• ınimarlarıyıuuı bir g!ln!llk lı.lrı gücilmiizle nıll;z:. l.oi bırakma eylemine ça,Qır· ~ace!llz. . ı:ıuşlardır. Türldyem!lbendbıv

Baıııntoplantısına sunu· marlmııerektekbqlı . ' \aııonakmetlnde,ugilıilt· ııerakae dJA:er çal.ıtıı len>ververUm[otlr: blrUkte etldı:ı bir mU

"Sonıııb.nııuı, lruynık· leylellrdlirmeye karp lula, yolduklarlıı.IMF'Ier- \u-ve bu yolda buır\h ltllmllrtllketen\tçleraelıçl zamaııklndendııhe dıı luılluınızıı:ıMrunları.Ue bir· \üdllrhr. diı.Mllhenıll.ave mlmıulu Buırllrtıf\m"denved t11aıeıntıti lle ııeçlnenler leıı.ıllimtltrdeıı ba .. 1. ıı\derek dalıada bllyü· edeıı TMMOB YIIı ,... aıkırıtılarlçlnde yqa· Kunılııbugtlıılı;:IDyııl IUL)"açaiııımaktadırlar. blrııyanolıırak,tüm Bu.O~e,buırUnlçiDve heı:ııll.avem\rııari.,.,J

ııeçielolaı-alı.1u Iki öı:ıerlyt Illi çar .. mbıı (yıuuıl Ggi\Uere t.ıuuiı~l\11, bir ırQıılük !4 bırakma•

Ya bin biçbir lleret öde- tum•)" kanrlııttıni llll)'lıı,eYuhlbl,bakluıl,kl· dır."

Page 40: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 41: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

TARIMSAL SORUNLAR-

TOPRAK SORUNU .

Tarımın temel ötelerinden olan topratm bir sömürü aracı olarak kullanılması "Toprak Reformunuıfsürekli gündemde kalınasma neden olmaktadır.Tarım kesiminde toprak datıfunının adaletsiz olması,insan emekinin feodalizm ve tarım kapitalizminin temsilcilerine sömürülmesi doğal batlaşımız yoksul kır emekcilerinin yaşam mücadelesine omuz verınemizi zorunlu kılmaktadır. Yönetim Kuruliımuz bu• amaca yönelik olanak 1979 yılı içerisinde kamuoyu oluşturma çalışmalarını sürdürmüştür.

"TOPRAKSIZLAR GUNü"

Bilinditi gibi kırsal alanda-yaŞıyan yoksul kır emekçilerinin insanca hakca bir yaşam düzeyine ulaştırılması amacıyla ilk girişim 1945 Haziranında çıkarılan "ÇİFTÇİYİ TOPRAKLANDIRMA YASASI" ile başlamıştır.Söz kon1_1su yasanın kabul edilditi tarih TBMM'ce "TOPRAK BAYRAMI" olarak ilan edilmiştir.

Ancak daha sonraki yıllarda toprak qalarmm Toprak reformunu engellemeleri ile derinleştirilmiş ve önemli -sorun bugün bilinen noktaya getirilmiştir.Bugün ulaşılan nokta 10 Haziran Toprak Bayramı olarak kullanılmasmm bir aldatmacadan öteye gidemiyecetini göstermektedir.

Bu nedenle Odamız Toprak Bayramı'nın kutlanacatı günler gelene ve DEMOKRATİK TOPRAK REFORMU gerçekleşene dek 10 Haziranı "TOPRAKSlZ· . LAR GÜNÜ" olarak değerlendirme kararındadır.

Bu amaçla 1979 yılı 10 Haziran TOPRAKSIZLAR GÜNü'nde sorununun gerçek sahiplerine ulaşmak güncel dinanizmini sqlamak amacıyla bir afişleme çalışması · yapılmıştır.Afişleme çalışması üyelerimizin etkin katılımı ile köylerde konunun önemi anlatılarak yapdmıştır.Ayrıca Bölge Şube Başkanlıklarımızla birlikte Oda Genel Merkezimiz bir basın toplantısıyla konunun kamu oyuna yansıtılmasını saklamıştır. (EK: 10)

Bunun yanısıra TTRM .Müsteşarlığının işlevlerini tamamen yitirerek faşist örgütlenme üssü görevini yapan bir kuruluş haline gelditi Harita ve Kadostro Mühendisleri Odaisı ile ortaklaşa yapdan basın açıklaması ile bir kez daha vurgulanmışltır.(EK:ll)

• TARIMSAL ÜRETİM PLANLAMASI

Yıllardır tartışılan ancak başlatdamıyan "Tarımsal üretim planlamalsına ilişkin ön çalışmalar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca geçtiğimiz dönemde başlatıldı."

İlgili bakanlıkca hazırlanan "Tarımsal Üretim Planlaması"nın kavramı ve iş planı adlı metin anılan Bakanlıkcakonuya ilişkin görüş ve eleştirilerimizi almak üzere Odamıza sunulmuştur.

konunun • Odamız üye tabanının geniş katılımı ile irdelenmesi ilkesinden hareket edilerek Bölge Şube Başkanlıklarından ve il temsilciliklerinden konunun incelenip irdelenmesi istendi.Bunuıi yanısıra şubeler ve temsilciliklerden alınan raporlar Odamız merkezinde Prof. Dr.Aii Balaban, Dr.Duran Taraklı, Nuran Bektöre,Dr.Mehmet Bülbül'ün katılımı ile kurulan komisyonda değerlendirildi.

Bu komisyon tarafından rapor doğrultusunda hazırlanan konuya ilişkin Odamız görüşü GTliB'na iletilmiştir. (EK:12)

37

Page 42: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Tarımsal üretim planlamasından beklenen yararın sağlanmasının temel koşulu,tarı­mımızdaki çağ dışı üretim ilişkilerine son vererek varolan sömürü sisteminin kınlmasıyla olanaklıdır .Bu nedenle Tarımsal Üretim Planlanmasının "Toprak Reformu" ve Demokratik Halk Kooperatifleri, ile bir bütünlük içerisinde ele alınmasıJHo kesin bir

· zorunluluktur.

' • T ARlMSAL DESTEKLEME POLİTİKASI

Tarımsal destekleme politikası, genel tarım politikası amaçlarına ulaşılmasını sağlayan araçlar topluluğudur .. Bu politika fiyat kadar fiyat dışı araçlarında belirli bir uyum ve denge içerisinde kull~nılma~ıyla amacına ulaşılabilir. Ürün yapısını ve toplam üretimi ekonominin iç ve dış gereksinmeleri doğrultusunda yönlendirmek,tarımsal işletmelerin çıkarlırı doğrultusunda işleyen bir pazarlamayı gerçekleştirmek çiftr\ gelirlerinin belirli bir düzeyin altına düşmesini engellemek, ve özellikle küçük ve arto işletmeleri desteklemek, tüketiciyi korumak gibi· toplumsal amaçlarada yöneliktir .Buna

' karşın ülkemizde bugüne kadar uygulanan tarımsal destekleme politikaları tüm bu gerçekleri gözardı ederek salt tarımdan sanayiye kaynak aktarımı "endişesinden hareket ettiği kadar,tarım kesimininde kapitalist gelişmeyi hızlandırıp,yönlendirecek biçimde oluşturularak uygulamıştır .Nitekim tarımda gearek işletmeler gerekse yöreler açısından devlet tarafından sağlanan desteklerden yararlanma farklılar göstermektedir.İşletmeler büyüdükçe pazarianan ürün miktarlarının artmasısya,devlet , tarafından yapılan fiyat desteğinden yararlanma tutarı artmakta,aynca iç tüketimi de konu olan buğday gibi ürünlerde destek fiyatından,bu ürünleri kısmen pazardan almak durumunda olan kendine yetersiz işletmelerde olumsuz yönde etkilenebilmektedirler. ,

Genel anlamda tarımsal destekleme politikaları ve Türkiye'deki uygulamalarını bu kapsam içerisinde değerlendiren yönetim kurulumuz 25.çalışma dönemi içerisinde çalışma izlencesi doğrultusunda çalışmalarını sürdürmüştür.1979 yılı içerisinde önemli tarımsal ürünleri ilan edilen taban fiyatlarına ilişkin yapmış olduğumuz basın toplantısı (EK :13) ve basın açıklamaları (EK 14) ile tarımımızın yönlendirilmesinde kullanılan taban fiyat uygulamalarını eleştirisinin yanısıra tarım ürünlerine verilmesi gereken taban fiyatları önerileride kamuoyuna duyurulmuştur.Bunun yanısıra Mayıs ayı içerisinde sorunun bilimsel ve teknik ölçekte tartışılmasına olanak sağlamak amacı ile İzmir Bölge Şubesi ile birlikte İzmir'de bir. panel düzenlenmiştir.Panele Odamızı temsilen Ziraat Yüksek Mühendisi Meftune Emiroğlu tartışmacı (EK:15) olarak yönetim kurulu sayman üyesi Ziraat Yüksek Mühendisi Erdinç Baştepe ise açılışı yapmak üzere katılmıştır. (EK: 16)

• DÜNYA METEROLOJİ GÜNÜ

Çağdaş . meteoroloji tarımsal 'üretimin iklim koşullarından olumsuz yönde etkllenmesini önlemenin yanısıra,ulusal savunma,kara, deniz ve hava ulaşırnma doğrudan destek olan her yıl milyonlarca liralık kayıba neden olan doğal afetleri ihbar eden,su,güneş,rüzgiir ve deniz dalgası gibi .yeni enerji kaynaklarının kullanılmasında

-önderlik eden,insan sağlığı,çevre sorunları ve hava kirliliği konularında araştırmalar . yapan ve önlemler getiren,sanayi ve şehir planlamasında yer seçim çalışmalarına önderlik eden bulguları,ortaya koymasıyla ulusal ekonomilerde vazgeçilmez bir bilim dalıdır.Bu nedenle her yılın 23 Mart günü ~'Dünya Meteoroloji Günü" olarak kutlanmaktadır.Yuka­rıdaki amaçları açısından ele 1 alındığında ülkemizde meteoroloji gereken önemde ele alınmaması sonucu özlenen gelişimi gösterernemiştir ~Bu alanda çalışan teknik elemanların etkinliğini artıracak önlemlerin alınmasına karşın konuyla ilgili kamu kuruluşları her yıl23 Martı kamuoyu oluşturma amacıyla değerlendirmek yerine, bir kaç kişinin katıldığı kapalı salon toplantıları ile geçiştirmektedir~ Tüm bu nedenle ülkemizde meteorolojinin duruiJ!uiıu Ziraat Mühendisleri Odası ve Meteoroloji

38

Page 43: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Mühendisleri Odası birlikte basın toplantısı düzenliyerek '.'23 Mart Dünya Meteoroloji Günü" değerlendirilmiştir.(EK:1 7)

.TARIMSAL SAVAŞIM SORUNLARI

Ülkemiz tarımının önemli ve temel sorunlarından biriside tarımsal üretimi doğrudan etkileyen tarımsalsavaŞim konusudur.

Odamız. tarımımızın bu temel ~un bilimsel düzeyde tartışılıp irdelenmesi amacıyla 1979 yılı Kasım ayı içerisinde bu dönemde LUlusal Zirai Mücadele İlaçları S~pozyumunu konuyla ilgili çok sayıda kuruluşun katılımı ile gerçekleştirmiş buiunmaktadır.

Geçtiğimiz yılın ilk aylarında başlatılan çalışmalara Odamız adına Ziraat Yüksek Mühendisi Adnan Ten_ıizer Yürütme Kurulu Sekreteri olarak ve Organizasyon·grubunda aktif görev' alarak katılmıştır.

Devlet İstatistik Enstitisü Toplantı Salonu'nda 27.28.29 .. Kasım tarihlerinde sürdürülen çalışmalar Odamız Başkanı Dr. Ali Karabulut'un aç~ş konuşmas,ıyla başlamıştır. (EK: 18)

Tarımsal savaşım ve ilaç konusuna ilişkin tüm sorunların ayrıntılı bir biçimde ele alındığı simpozyumda tarımsal savaşımın yarattığı çevre sorunların, teknik girdiklerdeki darboğazlar ve tarımsal ilaçların sorunların ayrıntılı bir biçimde rattışılarak irdeleninesi sağlanmıştır. - ·

• TÜTÜN VE SiGARA SANAYİ SORUNU

1969 yılında yürürlüğe giren 1177 sayılı Tütün ve Tütün Tekeli Yasası,ülke ' tütüncülüğü yönünden bir yenilik getirmiş, ulusal tütün politikasının belirlenmesi,düzen­

lenmesi ve tütüneölükle ilgili çalışmaları koordine eden Bakanlıklar Arası · Tütün Kurulu'na dilek ve önerilerde bulunmak üzere Milli Tütün Komitesi'nin oluşmasını sağlamıştır.

Milli Tütün Komitesi,10 yıla yakın bir süreden sonra 23-240cak 1979 tarihinde ilk toplantısını yapmış,ülke tütüncülüğüıiün bugünkü ve gelecekteki durum·.ıyla ilgili sorunları hakkında çözüm önerileri getirmek üzere Alt Komiteler oluşturulmuştur.

13 Ekim 1979 tarihinde biraraya gelen Milli Tütün Komitesi II.toplantısına,Odamız adına Genel Sekreter E nder Topuz ile Odamız Üyesi Ercan Yücel katılmıştır.

Bunun yanısıra Demirel Azınlık Hükümeti'nin sigara sanayiini özel sektöre açma kararı tütün ve sigara sanayiimizin sorunlarının Demokrat Gazetesi yanıtları yeni boyutlara ulaşmasına neden olmuştur. Uluslararası tekeller ve yerli işbirlikçilerinin güdümü ile kurulan Demirel Azınlık Hükümeti'nin bu kararı ile 12,7 milyar dolarlık ulusal kaynaklı tekellere , peşkeş · çekilmek istenmektedir. Tütün ve sigara sanayiin yukardaki güncel ·sorunlarına ilişkin kamuoyu oluşturma çalışmalarını sürdüren yönetimimiz bu kapsam içerisinde "Halkın Sesi Demokrat Gazetesi"nin konuya ilişkin sorularını ayrıntılı olarak yanıtlamıştır.(EK :19) ·

ÇEVRE SORUNLARI

Ülkemiz doğal kaynaklarına dolayısıyla ekonomik varlığına etkileri günden güne artarak süren çevre kirlenmesi konularında Odamız bir yıl boyunca değişik çalışmalarla gerek kamuoyu oluşturma gerekse çözüm önlemleri biçimind~ katkıda bulundu.

Ormansıziaşma Haftası çalışmaları

Heryıl tüm dünyada 16 Mart Günü Bayramı olarak kutlanan "Dünya 0rmancılık Günü Orman Mühendisleri Odası"nca bu yıl ükkemizin ormanlarının ve ormancılığının diğer ülke sorunlarının "yrılınaz parçası olduğu objektif değerlendirilmasİnden yola çıkarak "Ormansızlaşma Haftası" ,olarak değerlendirildi. /

39

Page 44: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Ormansıziaşma Haftası ve Odamızda değişik çillışmalarla katıldı.Düzenlenen açık oturuma üyemiz Dr. Yalçın Memlük ve Yazman üyemiz Metin Çılay katılarak kent içi· ve yakın çevresinde insan sağlığını doğrudan etkileyen çevre ve yeşil alan değerlendirmeleri· ni yaptıi~.

Ayrıca Odamızın Ankara Belediyesi ve OMO ile ortaklaşa bir Ağaçlandırına Bayramı ve· bunun afişlernesi yapıldı.Ankara'da Karşıyaka Mezarlığı sırtlarında gerçekleştirilen ağaç dikimine Ankara'da bulunan üyelerimiz katıldılar.

Karayolu ve çevre çalışmaları · Odamızın Peyzaj Mimarisi Derneği ve Karayollar-ı Genel Müdürlü(iü'iıce ortaklaşa

gerçekleştireceği "Karayolları ve Çevre Üzerindeki Etkileri" konulu seminer çeşitli nedenlerle gerçekleştirilm edi.

Ancak toplanan bildiriler "Peyzaj Mimarlığı" adlı dergide özel ·sayı olar.ak yayınlandı .

• BİTKlSEL YAG SORUNU

Büyük bir tarımsal potansiyele sahip olınasına karşın ülkemiz bitkisel yağ dış alımı yapmaktadır. Yağ sorununun temelinde yatan olgu ülkemiz tarımındaki çağdışı üretim ilişkileri .ile yağ sanayiinin,uluslararası tekelci sermayenin yerli uzantılarının eliride olmasıdır.Üretimin önemli bir bölümünü elinde tutan bu kesim üretim ve pazarlamayı' kendi çıkarları doğrultusunda yönl en direrek yapay bunalımiara neden olınaktadır.

Odamız 1979 yılı içerisinde TMMOB ve Köy-Koop tarafından düzenlenen "Türkiye'de Bitkisel Yağ Sorunu" Paneline katılarak konunun özellikle tarımsal yönüne . ilişkin sorunların tartışılmasını sağlamıştır .Odamızı temsilen Panele katılan üyemiz Türker Çirit tarımsal yapıdaki bozuklukların soruna etkileri ile kolzanın sorunun çözümündeki etkinliğini vurgulamıştır.(EK:20)

Bunun yanısıra Demirel Azınlık Hükümeti'nin bitkisel yağa yaptığı zamının bugünkü üretim yapısı içerisinde yağ tekelleri ve aracıların vurguianna neden olduğu bir basın bildirisi ile kamuoyuna açıklanmıştır.(EK:21)

• III. TüRKİYE TARIM KURULTAYI

Yönetim Kurulumuz,ülkemiz kalkınmasının vazgeçilınez itici gücü olmasına karşın büyük ölçüde ihmal edilmiş tarımımız ve yoksul kır emekçilerinin sorunlarının

. irdelenip,bunlara getirilecek çözümlerin araştırılıp,tartışılması amacı ile 25.Dönem ' çalışma izlencesinde öngörüldüğü biçimde üreticilerinde katılımı ile gerçekleştirilecek III. Türkiye Tarım Kurultayı çalışmalarını merkez ve şubeterin temsilcilerinin katıldığı 14.4.1979 tarihli komisyon toplantısı ile başlattı.Komisyon toplantısı sonucunda oluşan görüşleri değerlendiren Yönetim Kurulumuz III.Türkiye Tarım Kurultayı düzenleme amaç. gerekçe ve biçimini içeren ayrıntılı duyııruyu yaklaşık 124 kuruluşa (EK:22) gönderdi,Bu kuruluşlardan alınan yanıtları daha sonra yaptığı iki toplantıda değerlendirilen komisyon bazı kuruhişların önerdiği biçimde,ülkemizin ve tarımımızın gelişmesi açısından son derece yararlı hatta düzenlenmesinde geç bile kalınmış kurultayın gerek parasel kaynak gerekse amaçlarına uygun biçimde düzenlenmesi ve sonuçtan beklenen ölçüde yarar sağlanabilmesi için uzun dönemli bir çalışmayı gerektirdiği sonucuna vararken kurultayın 1980 yılına ertelenmesini yönetim kuruluna tavsiye kararını ıılmıştır .Konu ile ilgili tüm birimler arasında gerekli iletişim ve eşgüdümü sağlayarak ülkemiz gerçekleri ve kır emekçilerinin çıkarlarına uygun bir tarım politikasının. oluşturulması için yeterli ve kapsamlı çalışmaların yapılması ve düzenlemesi içiiı. gerekli maddi kaynakların bulunması için tavsiye edildiği biçimde kurultayın 1980 yılına ertelenmesinin yararlı olacağı sonucuna vararak kıirultaya ilişkin ön çalıRJUaları tarnandamı ş bulunmaktadır.

40

Page 45: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

• SÖZLÜ BASlN İLE İLİŞKİLER

Kamuoyu oluşturmanın en etkin araçlarından oliın sözlü basın ile ilişkilerin sürekli canlı tutulması gerekliliği noktasından hareketle yönetim kurulumuz 1979 yılı içerisinde tarımın güncel sorunlarına · ilişkin olarak çeşitli radyo konuşmaları gerçekleştirmiş bulunmaktadır .Bilindiği gibi 1979 yılı tarımımıza ilişkin çeşitli sorunların ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik darboğazların büyük boyutlara ulf!,şmasının doğal sonucu olarak canlılığını koruduğu bir yıl olmuşltur .1979 yılının ilkbahar aylarında ortaya çıkan akaryakıt sıkıntısı tarımsal faaliyetlerin en yoğun olduğu bu dönemde bu faaliyetlerin yerine getirilememesi olasılığınıda beraberinde ·getirmiştir.Bu nedenle akaryakıt sıkıntısının tarımsal faaliyetlere etkisi konusunda Mayıs ayı içerisinde Oda Başkanı Dr.Ali Karabulut'un bir radyo konuşmasının yanısıra yine aynı ay içerisinde ilkbahar gübre sıkıntısı konusunda da odamız Üyesi Metin Güvener ol\amızı temsilen radyo'daki bir tartışmaya katılmış bulunmaktadır.Ocak 1980 de ise yine Oda Başkanı Dr.Ali Karabulut radyoda yapılan .bir programda gübre fiyatlarına yapılan zam konusunda odamızın görüşlerini kamuoyuna aktarmıştır. (EK: 23)

• ÇOCUK YILI ÇALIŞMALARI

Bilindiği gibi 1979 yilı Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Çocuk Yılı olarak ilan. edilip değerlendirildi.

Çalışma izlencemizde yer alan bu konuya değişik bir açıdan bakarak değerlendirme gereği duyduk.Mesleğimizin çalışma alanı olan kırsal kesimdeki çocuklarımızı bu olayın içine çekmeyi yeğledik. ·

Bu konudaki çalışmalarımız üç dalgadaki yarışma· biçimde gelişti. Bu yarışmaların hazırlanışından sonuçlanmasına dek geçirdiği aşamalar şu şekildedir .

• KARİKATÜR YARlŞMASI: Ülkemizin çarpık yapısı mizabm düşünülenin ötesinde her alanda gelişip büyümesine

neden olmuştur'.özellikle çizgili anlatım karikatür çalışmaları oldukça yaygınlaşıp gelişmiştir.

Oda ·olarak kültür yaşamımıza ve yılın önemine katkıda bulunmak için tüm profosyönel ve amatör çizeriere açık bir yarışma açtık. .

Yarışma 1979 yılı sonunda sonuçlandırılıp, seçici kurulca değerlendirildi. Katılımın oldukça yüksek olduğu yarışnia seçici kurulu üyeleri şunlardır:

1-NEZİH DANYAL (Karikatürist) 2-ATİLLA ÖZER (Karikatürist) :J-TURGUT CEVİKER (Karikatür Eleştirıneni) 4.FERIT AVCI (Karikatürist) . 5-METİN ÇILAY (Ziraat Yüksek Mühendisi) Seçici kurul yaptığı toplantıda ürünler arasında büyük ayrıcalıklar olmadığını

dikkate alarak 6 adet "BAŞARI ÖDÜLÜ" dağıtınayı uygun gördü.Bu ödüllerden 5 adedini odamız 1 adedinide Tarım-İşkolunda çalışan Dev-Tarım-Sen,satın alarak karşıladı.

Ödülü alan karikatüristlerin derece sırasına göre dağılımı şöyledir.

1- NECATI ABACI 2- MUSTAFA DOÖRUER 3- FARUK ÖZKURT 4- MAHMUT AKGÜN 5- CEM KENAN ÖNGÜ 6- SERDAR GÜNTÜRKÜN

İSTANBUL ANKARA

BURSA İSTANBUL İSTANBUL

ANKARA

\

41

Page 46: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

• DÜZYAZI VE RESiM YARlŞMASI:

İlkokul çağındaki,köylerde yaşıyan kardeşlerimizin katılımını sağlamayı amaçladı­ğımız yarışmaya katılımı oldukça yükııek oldu.Yarışmaya çağrı metinimizi köy ilk okullarına iletilrnek üzere ilçe Milli E~itim Müdürlükleri'ne gönderdik.İietişimdeki aksamaları dikkate ıHarak süreyi uzattık ..

Yarışmanın tepkisi oldukça geniş oldu. . .

.DÜZ YAZI YARlŞMASI: Kırsal kesimde yaşıyan çocukların bu kesimin sorunlarına bakışı konulu düz yazı

yarışmamızın seçici kurulu üyeleri:

1-MUSTAFA EKMEKÇİ 2-UGUR MUMCU 3-BÜLENT ÖZÜKAN 4-Dr. CEMAL TALUG 5-Dr.ALİ KARABULUT

(Cumhuriyet Gazetesi Yazarı) (Cumhuriyet Gazetesi Yazarı)

(Demokrat _Gazetesi Yazı işle~ Mi\dürü) (A.Ü.Ziraat Fakültesi Öğ.Uyesi)

(Ziraat Yüksek Mühendisi)

den oluşltu.Seçici Kurul çalİşmalarını 3 aşamada tanıamladı.Sonuçta 3 adet derece ve 7 adet başarı ödülü dağıttı.

Ödülleri kazanan kardeşlerimizin isimleri ve ödülleri şunlardır:

I.IikÖdülü II. lik Ödülü III .lük Ödülü

Başarı Ödülleri:

MURATATEŞ HANiFE DEMİR

. İSMAİL BAŞARAN KURT

NURETTiN KOÇ MUAMMER AŞÇI ERDALSERTOL EMiNEÜSTÜN SERVET"SA('WAN OSMAN GÖKALP SUN AY YILMAZ

.• RESiM-İŞ YARlŞMASI:

Kırsal kesimde yaşıyan kardeşlerimizin kıt olanakları içinde ürettikleri Herisi için umut vericidir! Enaz düz yazı yarışması kadar ilgi gören yarışmamızın seçici kurul üyeleri;

LBURHAN ALKAR (Heykeltraş) 2-REMZİ SAVAŞ (Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü•Öğretmeni) 3-METİN YURDANUR (Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü Öğretmeni) 4-MÜFİT HA TAT (Ziraat Yüksek Mühendisi) 5-VEDATAYGÜN Ziraat Fakültesi Ötı'encisi ~ / den oluşan Bu kurul; katılan ürünler a'asından 3 adet derece ve 7 adet başarı ödülü ve

42

Page 47: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

layık olanları belirledi. Bunların Dağılımı:

I-ŞÜKRAN MERCAN Il-YASEMiN AKÇAKAYA lll-AYSUN ŞAHİN

Başarı Ödülleri:

-MUSTAFA COŞKUN -ŞE RiFEBAYCAN -İBRAHiM YÜKSELEN -BAHATTİN TEMEL -SEHER ŞEREFLiOGLU -NEViDE ÖZTEKİN -ELMASTÖLE

Düzyası ve resim yarışınamızda ödül alan kardeŞlerimize Ankara Belediyesi'nin Çocuk Yılı nedeniyle dağıttığı bedava kitap kampanyasından armağan olarak birer takım v'erildi.Ayrıca yarışınaya katılan kardeşlerimize olayın anısına birer adet kitap gönderildi.

Odamız bu üç daldaki yarışına ürünlerinden oluşan bir kitap hazırladı. Yılın öneminin sonraki yıllarda anıınsanması amaçlandı.Bu kitaplarda ayrıntılı bilgi ve sonuçlar verildi.

43·

Page 48: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 49: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

lkücü san• ara ğ1ttığ1 saptandi c

Page 50: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 51: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

.ÖRGÜT ILIŞKILERI

BÖLGE ŞUBELERİMIZ VE İL TEMSİLCİLİKLERİMİZLE İLİŞKİLER

Ziraat Mühendisleri Odası 25.Dönem Yönetim Kurulu,çalışma izlencesinin saptanması ve dönem çalışmalarının belli bir bütünlük ve süreklilik içerisinde tabana yaygınlaştırılmasının sağlanması için Genel Merkez Şubeler ilk toplantısını 24-25-26

Mart 1979 tarihlerinde yaptı. Üç gün süren toplantıda Odamızm bir yıl boyunca yapacağı çalışmalar belirlendi, tarımımızın ve ID\'!Sleğimizin sorunlarının yanı sıra yurt ve dünya . sorunları irdelendi ve, bu konularda bir ortak açıklama yapıldı (EK33) Genel Merkez-Şubeler ortak toplantılarının yıl içinde belli aralıkl\ırla kesintisiz sürdürülmesi, ortak çalışma izlencesinde belirlenen hedefler doğrultusunda Genel Merkez ve Şubele$ demokrl!tik merkezyetçilik ilkesi doğrultusunda çaba göstermeleri kararlaştırıldi.

Genel Merkez-Şubeler 2. toplantısı Ankara'da yapıldı.Toplantıda Odamızıti o güne kadar··yapılan . ortak dönem çalışmaları değerlendirilirken,daha . sonra,ki aönemde yapılacak çalışnialar yeniden gözden geçirildi.

Çalışma izlencesi çerçevesinde 30.6.1979 günü Genel Merkez-Şubeler ve İl Temsilcileri Toplantısı Ankara'da yapıldı.Özellikle kirsal kesim ile Ziraat Mühendisleri­nin sorunlarının tartışıldığı toplantıda alman ortak kararlar bir basın duyurusu ile kamuoyuna açıklandı (EK34) ·

Genel Merkez-Şubeler ortak toplantılarının dÖrdüncüsü 21.10.1979 tarihinde Samsun'da yapıldı.Şube çalışmalarının gözden geçirildiği bu toplantıda özellikle Odamızm içinde bulunduğu mali bunalımın giderilmesi- için gerekli olan önlemler belirlenirken 19 Eylül eyleminin bir değerlendirilmesi yapıl'4.Yeni açılacak şubel.er konusunda bazı Şube Temsilcilerinin tam yetkili olmadıklarıni belirtmeleri nedeni ile konunun bir sonraki toplantıya yapılan tartışmalarmda göz önünde tutularak bırakılınasma karar verildi.

7 .11.1979 tarihinde Genel Merkez-Şubeler 5. ortak toplantısı yapıldı. Toplantıda yeni açılacak şubelerin durumu gözden geçirilerek,Odamızm içinde bulunduğu ınıili olanaksızlıklar yanında ülkedeki politik gelişiminde etkileri göz önüne almarak şu belerin açılmasının ertelenmesinin merkez yönetim kuruluna tavsiyesine oybirliği ile karar verildi.

· Bir yıllık çalışma dönemi içerisinde, Oda Yönetim Kurulu belli .kararlarıtı üretilmesinde ve çalışmaların yürütülmesinde sürekli olarak Şube ve il temsilcilerinin görüşlerine baş vurmuş ve alman görüş ve öneriler doğrultusunda çalışmalarını sürdürmüştür. Tarım ürünlerinin taban fiyatlarının tesbitine ilişkin çalışmalar, tarımsal üretim planlamasına ilişkin Oda görüşünün saptanması çalışmaları, Tarım Bakarılığı'nın yeniden Reorganizasyonu Yasa Teklifi Çalışmaları, yan ödeme çalışmaları vb. bunlara birkaç örnek olarak verilebilir.

Çalışma dönemimiz boyunca bizlerden her türlü. desteğini esirgemeyen tüm şube yönetim krullarma ve·il temsileiliklerimize teşekkürü bir borç biliriz.

BOLGE VE IL TOPLANTlLARI 1

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 25. Dönem Yönetim Kurulu çalışma izlencesi çerçevesinde Oda, meslek,meslektaş ve tarım sorunlarının tartışılması amacına yönelik olmak üzere il toplantıları düzenlenmiştir.Üyelerimizce büyük ilgi gören toplantılarda

47

Page 52: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

\.<-·

tartışılan konuların ve getirilen önerllerin Odaınızın ileriye dönük çalışmalarına büyük katkıları olmuştur.

Gerçekleştirilen bölge ve İl toplantıları aşağıdaki illerde yapılmıştır:

17 AGUSTOS 1979 -Antalya Bölge Toplantısı -Kütahya İl Toplantısı

18 AGUSTOS-1979 -Eskişehir İl Toplantısı -Bursa İl Toplantısı

19 A~ustos 1979 -Kayseri İl Toplantısı -Urfa İl Toplantısı

TMMOB İLE İLİŞKİLER

Üst örgütümfiz TMMOB ile olan iJ.işkilerimiz,geçmiş yıllara göre daha ileri boyutlarda sürdürülmüştür.Bu çerçeve içerisinde,T.M.M.O.B Yönetim Kurulu ile ba~lı

- Odaların başk~ ve Yönetim Kurulu üyeleri, sürekli olarak ortak toplantı ve çalışmalar yapmışlar,bu çalışmalara Odaınız yetkilileri de ço~u.kla katılmışlarc:Qr.Bu ortak .çalışmaların sonucu olarak da genelde tüm çalışanların,özelde ise tüm niü4endis ve mimarların-demokratik ve ekonomik istemieline ilişkin olatak düzenleıiıniş,· oİ'tak il ve bölge toplantılarına katılınmış,bunun sonucunda üyelerimizin de istekleri' üzerine 19 Eylül eylemi düzenlenmiş ve bu eylem- yurt çapında üyelerimizin ço~uğunun Çi~ katılmasıyla, başarıyla sonuçlanmıştır.Yine belirtilen ortak çalışmalarda Çalışanlar Kurultayı'nın düzenlenınesi planlanmış; ancak çeşitli nedenlerle bu çalişma şimdilik sonuçlandırılamamıştır.

DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ İLE İLİŞKİL~R

Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik bunalımın faturası özellikle son yıllarda büyük ölçüde emekçilerin sırtına yüklenmek istenmektedir .Pahalılık,faşist baskı ve terör ile kitlelerin ekonomik hak ve czgürlükleri mücadelesini engelleme çabaları bu dönemde daha da yoğunlaşmıştır.Bu nedenle emekçi kesimlerin Örgütlendi~i çeşitli demokratik ekonomik kitle örgütlerinin birlikte çalışma ve eylemlerini sürdürmeleri gereklili~i kaçınılmaz hale gelmiştir .İşbirlikçi tekelci sermayenin sömürü ve saldırılarının göğüslenmesinin temel koşullarından biriside bu birlikteligin sürekli canlı tutulması ile olmaktadır. Yönetim Kurulumuz ülkemiz ve tarımımızın sorunları ile halkıınzın sorunlarının özdeş olduğu inancı ile 25.dönem içerisinde di~er demokratik kitle örgütleri ve TMMOB ile ilişkilerini geliştirip güçlendirme yönünde çalışmalarını sürdürmüş özellikle TMMOB ile ilişkilerin diğer yıllara göre daha fazla geliştirilmesi yönünde somut adımların atıldığı bir yıl yaşanmıştır. Temmuz ayı içerisinde yapılan "Ya~ Soı-Gnu Paneli" ve "19 Eylül İşi Bırakma Eylemi" güç ve eylem birli~inin,başarısının temel koşulu olduğunun somut göstergeleri olmuştlır.

Geçmiş yıllara göre di~er demokratik kitle örgütleri ile ilişkilerin gelişmesinde büyük aşamaların sa~landı~ı 1979 yılı içkisinde TMMOB ve ba~lı .çeşitli Odalar,di~er teknik elenian örgütleri, sendikalar kamu kuruluşları ve siyasal partiler ile yapılan ortak çalışlmaların somut ürünleri raporun ekler bölümünde sunulmaktadır.Sonuç olarak 25.Çalışma Dönemi di~er demokratik kitle örgütleri ile ilişkilerin çeşitli siyasal farklılaşmalar aşılarak sürekli canlı tutuldu~u ve önümüzdeki dönemlerde oluşacak ilişki ve ort~k çalışmaların temellerinin ,atıldı~ı bir yıl olmuştur.

48

Page 53: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

eşdeğerde oksijen Uretlrken, 40 kişinin çıkardılı karbondloksldl emebllmektedlr •

. A6AÇ BAYRAM

i ı\.. BELEDtYESt ··. t:24M4RTJ~70 lT.Oô

TMMOB·ZMO

Page 54: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 55: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

YAYlN ÇALIŞMALARI

25.Dönem izlencemizde bu konuda düŞündüklerimizi gerçekleştirme konusunda zorlaİıdık.Bu zorlanma çalışma aşamasından öte çalışma araç ve ola.naklarında ki dar boğazdaydı.Odamızın ekonomik olanakları bugünkü koşullarda kitle eğitim araçlarından basın-yayın işlemlerini yerine getirmekten çok uzaktadır. · . '

Özellikle hükÜmetin aldığı son ekonomik kararlar ve yansıması zamlar zaten tam dışa bağımlı basın endüstrisini ablukaya almıştır.Bu basma açık sansür uygulamasıdır. Güdümlü basın trösleri. için farkeden fazla birşey olmamıştır .Ancak demokratik kitle örgütlerinin tabanı ile olan eğitsel bilgi iletişimi ta:m anlamı ile kesilmiştir.

İşte bu koşullar altında yayın konusunda tüm olanaklar zorlanarak yapılan çalışmalarımız şöyledir:

• ODA HABERLERİ

Zaman olarak planlayıp üretmeye çalıştığımız haberleşme organımız dört sayı üretilebilmiştir.Haber ve yorumlarla,yurt ve dünya sorunları,üye ve meslek sorunları konularında üyelerimizi aydıntatmaya çalıştık.Artan basın masrafları bunu düzenli ve çok sayıda üretmemizi engelledi. ·

• YILLIK 1979

Bilindiği gibi ülkemiz büyük bir tarımsal potansiyeli i ;erıııekted~. }lkemiz tarım kesimindeki insanların büyük çoğunluğu ise bu zenginliğe karşın yoksuldurlar. Bu tarımsalvarlığın ve kaynakların kullanılması, korunması, birim alandan elde edilen verimin arttırılması dolayısıyla kırsal kesimide top1umsıı.l ve ekonomik gelişmenin sağlanınası gereği açıktır.

Bu bilimsel içerikli çalışmaların yürÜtülmesi aşamasında tarımın her kesiminden çözüm önerileri. demetinin oluşturulması gerekmektedir. Her kurum ya da birey azgelişmişlik sorununun çözümü için öneri geliştirmek durumundadır.

Yıllık 79 bu noktalarda hareketle ortaya çıktı. Bir yıl önce yayıiılanan yıllık 78'in özüde budur. Diğer deyişle benzersonuçlarla yıllık 79'la ikincisi gerçekleştirilen öneriler demeti, gelenekselleştirilmektedir.

Ülke tıinmının sorunlarının geniş platformlarla tartışılıp çözüm önerilerinin ortaya konulması konusunda yıllık 79'un işlevi olaca~ inancındayız.

Yıllık 79'da tanmımızın tüm sorunlarınınaynayrı irdelenınesini koşulların elverdiği oranda gerçekleştirebildik. Katkı~ı olan tüm meslektaşlarımıza teşekkür ederiz.

51

Page 56: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

• BİLİRKİŞİ EL KİTABI

Ulkemizde sanayileşme ve hızlı kentleşme süreci tarımsal alana ilişkin anlaşmazlıkları yoğun bir şekilde gündeme getirirken, kırsal alanın kendine özgü belli sorunlarınında yargı organlarınca ivedilikle çozumu istenmektedir. . Tüm bu çözümlemelerde Ziraat Yüksek Mühendislerinin bilirkişilik görevi üstlenmelerine yargı organlarınca her geçen gün daha fazla gereksinim duyulmaktadır.

İstimlak yasası gereğince il'lerde her yıl bilirkişi görevi üstlanecek Ziraat Yüksek Mühendisleri Oda'mızca belirlenmekte ve bunların tarımsal nitelikli davalaniı çözümünde büyük yardımları olmaktadır. ·

Anca~, üyelerimizin kendi uzmanlıkları yaronda belli baza bilgileri gerektiren bilirkişilik konusunda, yeterli kaynak bulunmadığı da kuşkusuzdur. Bu yetersizliWıı giderilmesi amacı ile Oda'mız, Ziraat Yüksek Mühendisleri ve Hukukçu işbirliği ile hazırlanmış "Bilirkişi El Kitabı"nı üyelerinin hizmetine sunmayı bir görev saymıştır.

Üye.lerimizin bilirkişilik çalışmalarmda her zaman başvurabilecekleri bir kaynak olacağına inandığımız bu yayının belli bir boşluğu dolduracağına inanmaktayız .

• KIRSAL KESiM ÇOCUKLARI

Her çocuk, kendisinin veya ailesinin ırkı, rengi, cinsiyeti, dili, dini,' politik görüşleri, ulusal ve sosyal kökeni, ekonomik durumu ne oiW.sa olsun sağlık, eğitim sosyal güvenlik gibi olanaklardan eşit olarak yararlanmaları, zulüm ve sömürüden korunmaları, sağlık ve eğitimini aksatacak, ya da geliŞimini engelleyecek biçimde çalışmasına izin vermemelidir .. " diyen "Çocuk Hakları Bildirgesinin" yayınlanışınm 20.yılı olan 1979 yılı Dünya Çocuk Yılı olarak ilan edilmiştir.

Demokratik kitle örgütleri böyle olaylarda varlığını kanıtlamak durumundadır. Hem kültür yaşamımıza hem de toplumumuzun belli kesimlerinin bilinçlenmesine katkıda bulunarak kanıtlayabilir bu varlığını. .

Ülkemizin kırsal kesiminde, on köyden bir tanesinde okul yok. Aym kesimde yaşıyan kız çocukların yarısı okula gitmiyor. Nijer 1000 çocukta 200 bebek ölümü ile Dünya birincisi; Ülkemiz kırsal kesimde bu sayı 158, kentler ortalaması da 20 bebek ölümü olarak belirlenmiştir.

Ziraat Mühendisleri Odası ol~ak bizim olaya bakışımız yukarıda belirttiğimiz ilkelerden geçmektedir. Bu nedenle olayı üç yarışma ile değerlendirmeyi yeğledik. Karikatür yarışmasına, ülkemizde son yıllarda belirgin bir gelişme gl)stermesi ve kültürel yaşamımıza ve eğitim çalışmalarına katkısı açısından baktık.

Olayı yaşıyan kardeşlerimizi devrede tutmak için onlar arasında iki' ayrı dalda yarışma düzenledik. Büyük ilgi gördük. Resim ve düzyazıya katılanlar araıoıından dereeelerne yapmak oldukça güç oldu.

Yukarıda bir bölümünü .verdiğimiz Birleşmiş Milletierin yayınladığı "Cocuk Hakları Bildirgesi" İnsanlık çocuğa verebileceğinin en iyisini verıiı.ek zorundadır, da der. V erdikleri ise ortada ...

Bu yarışmaları gerçekleştirmeda emeği geçeniere teşekkür ederiz.

52

Page 57: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

GENEL SEKRETERLiK • GENEL SEKRETER

25. Genel Kurul' dan sonra Genel Sekreter için yapılan ilan üzerine seçim ıçın başvuruda bulunan adaylar arasmda Ziraat Yüksek Mühendisi Ender Topuz bu göreve 1.6.1979 tarihinde seçilmiştir.

Dosya-Arşiv çalışmaları ve Oda-Üye diyaloğunun sağlanması, basm ve diğer kuruluşlarla olan iletişimin sağlanması yanmda,Büro-Şube ve il temsilcilikleri ile ilgide aktif bir görevi olan Genel Sekreter ,yönetmelik gereği 3 . yıl süre ile bu göreve getirilmiştir .

• BÜRO İŞLERI 31.12.1979 tarihine göre,l979 yılı içerisinde Odanuza 570 üye kayıt yaptırmıştır.

1781 gelen ve 184 7 giden yazı buluı;ıınaktadır. ( Genelgeler bu sayıya ekli detlldir.) 1979 yılmda Odaınıza kayıt olan 570 üye ile birlikte üye kayıt sıra numarası1010l'e

ulaşmıştır.Bu sayıya vefat eden, emekliye yurtdışmda bulunan ve askerde olanlarla adresi bilinmeyen üyelerimizde eklidir.

t 60o·•

' 1

:ı .,.__/\_.~·, ___ ;-· 200t ~ ş li ~ ~ :g ~ ~ ;ı li ı; ı ı; 1

~.:-:.-7:-7:-7:-~ 7:-;;-;;-;·-:-7:-122 sayılı yasa ile değiştirilen 6830 sayılı lstimlak Yasası'nın vermiş bulunduğu

yetki ile 1980 yılı bilirkişi seçimleri yapılmış ve Valilikler kanalı ile· Asliye Hukuk Mahkemelerine Ocak ayı içerisinde ulaştırılınıştır.Aynca ll Temsilcilikleri kanalıyla üyelerimize gerekli duyuru yapılınıştır. · · .

Bilirkişi seçimlerinde her yıl olduğundan fazla titizlik gösterilmiş, Oda ije ·de-Vamlı· diyaloğu bulunan ve ödentilerini zamanmda ödeyen üyelerimizin seçilmelerine özen gösterilmiştir. ·

• ÖLÜM YARDIM FONU ·. · 1.3.1976 tarihinde yürürlüğe giren Ölüm Yardım.FUonu Yönetmeliğine göre 970

üyemiz bu fona kayıtlı görünmektedir.Her kayıtlı .üyemiz ile haberleşme sağlanarak, üyelerimizin kartlarına bilgi aktarılmaktadır.Kısa sürede bu fonun tekrar sağlıklı. bir yapıya kavuşmasına çalışılınakta olup, bugüne değin bu fondan yararlanamıyan kaybettiğimiz değerli üyelerimizin ailelerine sıra ile yardım yapılacaktır~

53

Page 58: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

•. üYE ÖDENTİLERİ

Yapılan incelemelere göre ödenti alacağı, üye adedi ile orantılı olarak giderek · ırtmaktadır.Bu ohimsuzluğun giderilmesi için:

-Adresi bilinmeyen veya emekliye ayrılan üyelerimizin Odaya haber vermeleri, . -Askere ve yurtdışına giden üyelerimizin · gidiş-_dönüş tarihlerini zamanmda

bildirmeleri, · -Mutemetler aracılığı ile toplanan üye ödentilerinin bekletilmeksizin süratle Odaımza

intikalinin sağlanması · -Özellikle Şube ve İl Temsilciliklerinin konuya daha fazla özen göstermeleri,gerekli

görülmektedir.Belirtilen konulara gerekli özen gösterildiğinde Odamıza çok daha fazla işlerlik kazandırılacaktır.Ancak,tüm uyarılarakarşın ödenti göndermemekte ısrar eden üyelerimiz icraya verilmeye başlanmış bulunmakta olup, önümüzdeki dönemde bu işlemin da~a yoğunlaşması zorunlu görülmektedir.

Aylık. yayın organmuz "Oda Haberleri"nin üyelerimize sağlıklı bir şekilde dağıtımı yapılmış ve Ankara ili hariç üyelerin kendi adreslerine gönderilmesi sağlanmıştır .Ancak, yer değiştiren, görevden ayrılan, askere veya yurtdışına giden üyelerimizin kendilerinden ve il temsilciliklerinden zı:ımanmda bilgi alınmaması iletişimde aksaklıklar doğurmuştur .

• HUKUK DANIŞMANLH}! ÇALIŞMALARI

-Personel ve Komisyon çalışmalarmdaki yasal· ayrıntılar hukuk danışmanınca çözümlenmiştir.

-ÜyelerimiZin özlük sorunları için DanıştaY'da açacakları davalarda gerekli yardım ve uğraşİda bulunulmuştur.

-İcra işlemlerinin hızla sonuçlandırilınasına çalışılmıştır .

• BÜRO PERSONELI

Geçen yıllara oranla üye sayısının artması, büro iş kapasitesini de artırmıştır. Perso­nel sayısının Genel Sekreter dışında 3 'e inmesine karşın personelin büyük bir özveri ve görev bilinci içerisinde çalışmaları, işlerin zamanmda ve gecikmesiz yapılmasında. etken olmuştur.Ayrıca ilgili kuruluşlarm belirli zamanlardaki yardımının bu ortamı sağlamada ki katkısı dikim te alınırsa,. Odamızm parasal ödemeler yapabilecek bir duruma geldiğinde ersonel alarak takviyesi gerekecektir.

Sosyal-İş Sendikası'na bağlı personelimizin 31.12.1979 tarihinde toplu iş sözleşmeleri sona erdiğinden, Çalışma Raporunun hazırlandığı şu sıralarda 2 yıllık dönem için tekrar görüşmelere başlanacaktır. ·

EMEKLi PLAN ÜYELERİMiZ

1979 yılında Odamıza iletilen bilgilere göre emekli. ~lan üyelerimiz aşağıda

•'olir~ilmiştir.Bundan sonraki yaşamlarında da kendilerine başarı, sağlık ve mutluluklar .erız.

144-A. Orhan BERK 1168-M.Sabri AGAR

150-Sami BiREKUL 1202-Ahmet SOYDAN 5102- Nihat YILDIZ 1244- Cemal ÖZ

54

Page 59: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

TMMOB ZİRAAT MÜHENDISLERİ ODASI

BASlN B İLDİRİLERI DİZİNİ

1-TMMOB ve Bağlı Odalann 19.9.1979 tarihinde 1 günlük işi bırakma çağnsı (EK:3) 2-Tarımsal Eğitimin 134. Yd Dönümü Basın Toplantısı 10.1.1980 (EK:9) 3-10 Haziran "Topraksızlar Günü" Basın Toplantısı (EK: lO) 4-Urfa'daki Toprak Reformu, Tarım Reformu uygulamasma ilişkin Basın Duyurusu

19.7.1979 (EK:11) 5-1979 ydı tanmürünleri taban fiyatianna ilişkin basın toplantısı 29,5.1979 (EK: 13) 6-1979 ydı fındık taban fiyatına ilişkin basın duyurusu 13.7.1979 (EK:l4) 7-23.Mart Dünya Meteoroloji Günü'ne ilişkin ortak basın toplantısı 22.3.1979 (EK:17) S-Bitkisel yağ zammma ilişkin basın duyurusu 11.12.1979 (EK:21) 9-Gübre fiyatına yapdan zamma ilişkin basın duyurusu 5.2.1979 (EK:23) 10-I. Genel Merkez ve Şubeler ortak toplantısı basın duyurusu 26.3.1979 (EK:33) 11-Gn. Merkez, Şubeler ve il temsilcilikleri tophintısı basın duyurusu 30.6.1979 (EK:34) 12-Canlı hayvan dışsatırnın Et-Balık Kurumu~nca yapdınasına ilişkin basın duyurusu

15.7.1979 (EK:24) 13-MHP ve ÜGD kapatdmasma ilişkin basın duyurusu 15.8.1979 (EK:25) 14-14 Ekim seçimlerine ilişkin basın duyurusu 11.10.1979 (EK:26) 15-Demirel Azınlık Hükümeti'nin kuruluşuna ilişkin basın duyurusu 9.12.1979 (EK:27) 16-Akın Özdemir'in faşist canilerce katline ilişkin basın duyurusu 18.12.1979 (EK:28) 17 ·Yeni . baskı yasalarına karşı çıkan parlamenterleri destekleme için ortak basın

.duyurusu 17.1.1980 (EK:28) 18-Sanayi yemi zammına ilişkin basın duyurusu 7.2.1980 . (EK:30) 19-ESHELLE MO B İLE aldatmacasına ilişkin basın duyurusu 9.2.1980 (EK:3) 20-Sigora Sanayiinin özel sektöre devrine ilişkin basın duyurusu 12.2.1980 (EK:32)

Ş5

Page 60: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 61: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

TM MOB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI 1979 YILI DENETLEME KURULU RAPORU

26.GENEL KURUL SAYIN ÜYELERİ

Ziraat Mühendisleri Odası Yönetmeliği'nin ilgili maddesine göre, Odanın hesapları ve · buna bağlı tüm işlemlerin 1979 yılı denetlemeleri yapılarak;

A~Muhasebe ve Biitçe.ileilgili çalışmaları yönünden; !.Odanın muhasebe işiefi ile ilgili gelir•geider belgelerinin, yönetmeliğe uygun olarak

işlenip yürütüldüğü saptimmıştır. · 2;1979 yılı gelir-gider durumu;ekli tabloda da gösterildiği gibi;Odanm 1979 yılı geliri,2.535.097 TL, gideri ise 2.961.304 TL. dir. .

3.31.12.1979 tiırihine göre Odanın bank~lardaki varlığı 402.952 TL olup kasasında da 47.645 TL ~ulunmaktadır.

4.T.M,M.O.B. Ziraat Mühendisleri Odası Yönetmeliği genel hiikümlerinde; şubeterin tüm muhasebe ile ilgili dökümanlarını her ay Odaya, bir sonraki ayın onuncu gününe kadar göndermeleri gerektiğini belirtmektedir.Ayrıca,her ay sonunda Oda hisse ödeıı:tilerinide Oda hesabına aktarılması ön görülmektedir .Yapılan incelemede şu belerin bu hükümlere uymadıkları saptanmıştır.

B. Odanın Yönetimi ve Mesleksel Çalışmaları Yönünden; l.Oda Yönetim Kurulu göreve başladığı 26.2.1979 gününden 1979 yılı sonuna kadar

yaptığı 40 oturumda toplam 144 karar almış olup üyeler toplantılara düzenli olarak katılmışlar ve imzalar normal yürütülmüştür. ·

2.0da Yönetim Kurulu,görevde bulunduğu dönemde,çeşitli kuruluşlarca düzenlenen bilimsel toplantı,seminer ve kongre gibi çalışmalarda onur verici bir biçimde temsil edilmiş olduğu yargısına varılmıştır.

3.Ölüm Yardım Fonu ile ilgili hiçbir işlemin yapılmadığı görülmüştür.Buna neden olarak,tüm kamuoyunca da bilinen,Odanın geçmiş dönemlerde çalıştığı binaya girilme olanağının bulunmadığı ve konu ile ilgili tüm belgelerin bu binada kaldığı gösterilmiştir.

14 Ocak 1980

Hasan T ATLI D İL Denetleme K. Üyesi

Y .Zeki . \ KDAG Denetleme K. Üyesi

Gürsel ALTUN Denetleme K. Üyesi

57

Page 62: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

e - ÖZ KAYNAKLAR :

A- Yasal Gelirler B- Genel Gelirler C- Gelirler D- Ölüm Yardımı Fonu TOPLAM

- T MMO B ZİRAAT MÜHENDiSLERİ ODASI

. 31.12.1979 Tarihi·itibariyle Mizaıil •• TOPLAM

BORÇ ALACAK BORÇ

1.977.902.62 295.460. -

2.44353 264. 178. ar 93.332.17

2. 443S03'i2. 630.873.40

e I- TAŞINIR VE T AŞINMAZ MALLAR A- Yapılar B- Demirbaşlar 219.03641 219.036.41 TOPLAM 219.03641 219.036.41

e n- Kasa 1.718.40782 1.670.79 47.645.03 A-Kasa B- Pul Kasası TOPLAM· 1. 718 .407S2 1.670.79 47.645.03

KALINTI

ALACAK

17. 977.902.62 295.460 261.735.08

93.332.17 2.628.429.87

m

Page 63: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

~

·e-3-BANKALAR A- Şekerbank T~ A.Ş

B-T .İş Bankası C- T. Emlak Kredi Bankası D- T.Emlak Kredi Bankası (Ölüm Y.F)

Merkez Toplamı

"

ı. 106. 230.62 879.971.53

F- İstanbul Bankası Hes. 70.400~ G- İzmir Şubesi Banka Hes. 75.846.98 H- Samsun ŞubesfBanka Hes30.445.88

TOPLAM

e- 4- T AHVİL HESABI A-Tahvil TOPLAM

1.282. 923.48. 879.971.53

120 120

86.272.77 55.402. 13 3.050.02

28.622. 17

226~259.09

70.400. 75.846.98 30.445.88

402.91195

120. 120.

Page 64: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

e-5DEPOLAR" A.,. Gereç Deposu E- Kitap Deposu TOPLAM

. e- 6 BORÇLAR HESABI A- Borçlar TOPLAM

e- 7 ALACAKLlLAR HESABI

80.668.46 80.668A6 80.668.46 80.668.46

268.040.77 123. 065.32 144.975.45 268.040.77 123. 065.32 144.975.45

A- Alacaklılar 1.885.184~ 69 3113.445.97 . TOPLAM 1.885.184.69 3113 .. 445. 97

•-s- GIDERLER A-Gereç Giderleri B- Personel Giderleri C- Dışardan Sağlanan Hiz. D- Çeşitli Giderler E- Ölüm Yardım Fonu G- Şubeler Hesabı F- Odalar Birliği Hesabı TOPLAM

GENEL TOPLAM

60.447.25 ı. 572 • 945.55

23.768. ı. 084.937.05

257.835.59 . 219.500.

3.219.451.44 8.676.276.60

60.447.25 312 1.572.633.55

23.786 ı. 084.937.05

257.835.59 219.500.

258. 14'[.59 2.961303.85 8.676 .276.60 3.856.70115

ı. 228.271.28 1.228. 271.28

3.856.701.15

o <O

Page 65: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

"

O) ...

T.M.M.O.B. ZİRAAT-.._MÜHENDİSLERİ ODASI

1979 Takvim Yılı Bilançosu AKTİF PASiF

• • • • • • •

1- Taşınır Taşınniaz Mallar 2- Kasa 3- Bankalar 4- Tahvil 5-Tiepolar 6- Borçlular 8- Giderler

Lira Krş. .. Lira Kr. 219.036 41 O Oz Kaynaklar 2.628.429 87 47.643 05 O Alacaklar ı. 228.271 28

402.951 95 120

80.668 46 144.975 45

- 2.961 85 3.856.701 15 - 3.856.701 15

Page 66: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

1980 YILI BÜTÇE TASARlSI GEREKÇE

Sayın Üyelerimiz, )

Üye sayımızdaki artışa koşut olarak sorunlarımız ve çözümlenmesi için de masraflarımız artmaktadır.

XXvı. Genel Kurulumuzun onayına sunduğumuz 1980 yılı bütçe tasarısının gerekçelerinden önemli olanaklarını şöyle sıralayabiliriz.

I-Geçmiş yıllardaki üye ödentilerinden toplanaınayan ıniktlınn oldukça yüksek bir düzeye ulaşmış olması ve mevcut 4 şubemizden merkeze gelir aktarılmaması parasal olanaklarımızın iyileşmemesine neden olmuştur.

2-Toplu'sözleşme sonucu kadrolu personel ücretlerinin vı;ı sosyal yardım giderlerinin arttırılması. .

3-Geçmiş yıllardan biriken sigorta primi işveren hissesi, TMMOB Payı ve diğer borçlarımızın oldukçayüksek olması, .

4-Yeni açılması kararlaştırılmış olan 5 yeni şubenin masraflarının b ütçede yer almış olması, ·

Sonuç olarak bu düşüncelerin ışığı altında hazırlanmış olan 1980 yılı bütçe Bütçe Tasarısı;

1- Gelirler; 3.976.992.-TL'sı geçmiş yıllardan devreden üye ödenti borcu,l44.975.- TL.' si çeşitli

borçlular.olarak toplam 4.121.967.- '.PL.si geçen yıldan devreden ve 5.380:006 TL.si de 1980 yılında toplanması gereken miktar olmak üzere 9.501.973.- TL '

II.Giderler: 9.361.853.-TL'si 1980 yılı girleri ve 140.120.-TL.si ise 1981 yılına devredecek miktar

olmak üzere toplam 9.501.973.- TL. olarak düzenlenmiştir. 1980 yılı Bütçe Tasarısı Geriel Kurulumuzun onayına sunulmuştur.Yıl içinde bölüm

ve maddeler arasında aktarnıalara Yönetim Kurulu yetkilidir.

Page 67: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

TMMOB ZİRAAT MÜHENDiSLERİ ODASI

1980 Yılı Bütçesi

GELİRLER

BÖLÜMMADDE

1- Geçen Yıldan Devreden 1- Borçlar

a ) Ç~şitli Borçlar 144.975 b ) Üye ödentisinden Borçlular 3. 976992

I. BÖLÜM TOPLAMI

TL TL

4.12.967

l

TL

4. 121.967

Page 68: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

n. ODA GELİRLERİ

ı- Üye Giriş Ödentileri ( 500 X 250) 120.000 2- Üye Yıllık Ödentisi (8570 X 600) 5.142.000 · 3- Hizmet Karşılığı Alman .4- Kimlik Belgesi Karşılığı 5- Yayım Gelirleri 6- Bağış ve Yal'dımlar 7- Para Cezalan 8- Bilirkişi Ödentisi % · 5 Oda PaYı 9- Katılma (iştirak) Gelirleri

10- Banka Faizleri 11- Tahvil, Bona, Kira ve Faizi 12-Amoıtismanlar

13-Sair Gelirler ..

ll. BÖLÜM TOPLAMI-GELİRLER GENEL TOPLAM! GIDERLER. ı,;. YatınmGiderleri

l.Demirbaşlar

1. BOL tfM TOPLAM!

.- ı

25.000 50.000

ı

1' 25.000

ı

3.000 . •,\:. . ı ıo.ooo

ı

ıoo.ooo

5.380.006

----- ----· ---- --

100.000

5.380.006 9.501. 973

100.000

'Ot co

Page 69: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

en Ol

n- Eorç Ödemeleri 1- a) Çeşitli Alacaklılar ·

b) E ski Ölüm Yardım Fonu Alacaklılar c) Sair Ödeineler

n~ Eölüm Toplamı

m.A.Gereç Giderleri.·

(

ı- Eüro Gereç ve Tüketim Giderleri 2- E asılı Ka~ lar · . · · 3,;,; Sair Gereçler ~ Personel Giderleri

t.;.. Kadrolu Personel 2- Gündelik .Personel 3~ :Fazla Çalışmala:r,' 4- Yıllık İkramiyeler, Kıdein Tazminatı

· 5- Personel Yollukları 6- Sigorta Pirimi İşveren Payı

· 7-. Personel Sosyal Giderleri c.I>işaroan Sa~lanan Hizmetler 1- OnarımveEakım Giderleri 2- Sair Hizmetler 3- Ödenti Toplayan Mutemet Yüzdeleri

TL

1.228.271 64.710

l

150.000 50.000 50.000

1~108.200"

1 200.000

. 600.000 200.000 .. 300.000 350.000

50~000

40.000 50.000

TL

1292.982

250.000

2. 758.201

140.000

Page 70: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

d.ÇeŞitli Giderler 1- Yönetim Kurulu Oturum Ödenekleri 2- Denetleme Kurulu Oturumu (100 x 40) 3- Onur 11 11 (100 x3xl2)

28.000 3.000 6.000

4- Yardımcı Organlar ( 100 x 5 x 12) a) Danışma Konseyi Oturum örnekleri ( 1oo x 12 x 2) 9.ooo b) Geçici ihtisas Kom.(l00x3x8) 12 .000 c) Daimi ihtisas Kom. (100x5xl2) 4.800

5-_ Kiralar ( 15.000 x 12) 180 .000 , 6- Vergi ve Resimler -- 60.000

7- Genel !{urul Giderleri 8- Kongre Bölge Toplantılan Giderleri

· 9- ısıtma, aydınlatma, su 10- PTT Giderleri ll- Damga Pulu 12- Yayın Giderleri 13- Yargı, YürUtme, Noter, Giderleri 14- Amortismanlar 15- Bajpş ve Yardımlar 16- Temsil Giderleri 17- De~irbaş Giderleri 18- Sair Giderler

ID.BÖ:.ÜM TOPLAMI

TL 150.000 1oo.ooo . 50.000 1oo.ooo

15.000 500.000 250.000

15.000 50.000 75.000 25.000 1o.ooo

~

1.643.400

,.

TL TL

4.791.601

Page 71: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

·IV. ODALAR BjRLİGİ 957.670 1. TMMOB Payı 542.670 2. Sair Giderler 415.000

V.ŞUBELER

A- İSI'ANBUL ŞUBEsi 503.400 1- Yatırım Giderleri 7.000 a) Demirbaşlar 7.000 2- Gereç Giderleri 19.500 a) Büro Gereç ve Tüketim Malları 10. ooo b) Basılı Kağıtlar 6.000 c) Sair Gereçler 3.500 3- Personel Giderleri 230.000 a) Kadrolu Personel 120.000 b) Yıllık İkramiye Kıdem Tazminatı vb. 15.000 c) Personel Yollukları 25.000 d) Sigorta Pirimi işveren Hissesi 20.000 e) Personel Sosyal Giderleri 50.000 4- çeşitli Giderler 246.900

a) Yönetim Kurulu Oturum. Ödenekleri 8.400 ( 100 X 7 X 12)

b) Yardımcı Organlar ( 100 x 3 x lO) 3.000 , c) Kiralar 6~ .ooo

d) Vergi ve Resimler 30. 000 e) Genel Kurul Giderleri/ .30. 000

m ---.ı

Page 72: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

f) Kongre Giderleri ıo. ooo g) ısıtma, aydınlatma, su 12. 000 h) PTT Giderleri 40. 000 ı) Temsil Giderleri- ıo. 000 i) Basın ve Yayın Giderleri 3. 000 j) TMMOB Odalar Arası Daimi Kom Payı2o. 000 k) Sait Giderler · · 20. 000

İSTANBUL ŞUBEsi GİDERLERİ TOPLAM!

B- İZMİR ŞUBEsi

· ı- Yatırım Giderleri a) Demirbaşlar 2-Gereç Giderleri a) Büro Gereç ve TüketimMalları b) Basılı Ka~ıtlar c) Sair Gereçler 3- Personel Giderleri

50.000

ı o.ooo 6.000 3.SOO

a) Kad.rolu Personel 120.000 b) Yıllık İkramiye Kıdem Tazminatı Vb. 15 .·000 c) Personel Yollukları 40.000 d) Sigoıta Pirimi İşveren Hissesi 20.000 e) Personel Sosyal Giderleri 50~000

so.ooo

19.500

245.000

4- Çeşitli Giderler · 277.400 ~) Y8netiıiı Kuruluoturum Ödenekleri · 8.400

(100 x 7 xl2)

S03.400

S9l.900

$

Page 73: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

en <O

b) Yardımcı Organlar ( 100 x 3 x 20) 6.000 c) Kiralar 80.000 d) Vergi ve Resimler 20.000 e) Genel Kurul Giderleri 30.000 f) Kongre Giderleri 10.000 g) Isıtma , aydınlatma , su 12.500 h) PTT Giderleri 40.000 ı) Temsil Giderleri 10.000 i) Basın ve ·Yayın Giderleri 3.000 j) Sair Giderler 12.500 k) TMMOB Odalar Arası Daimi Kom.

Payı 45.000

İZ:MİR ŞUBEsi GİDERLER TOPLAMI

C- ADANAŞUBEsi ı~ Yatırım Giderleri a) Demirbaşlar 40.000 2- Gereç Giderleri a) Büro Gereç ve Tüketim Mal\arı ıo.ooo

b) Basılı Ka~lar 6.000 c) Sair Gereçler 3.000 3- Personel Giderleri a) Kadrolu Personel 120.000 b) Yıllık İkramiye, Kıdem Tazminatı Vb. 15. 000 c) Pers()nei Yollukları · 17.000

,;··; ./

\o:9

591.900

452.400 40.000

19.000

212.000

Page 74: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

d) Sigorta Pirimi işveren payı e) Personel Sosyal Gideri 4- Çeşitli Giderler a)·Yönetim Kurulu Oturum Ödenekleri

( 100 X 7 X 12) · _ b) Yardımcı Organlar ( 100 x 3 x lO)

c) Kiralar d) Vergi ve Resimler e) Genel Kurul Giderleri 'f) Kongde Giderleri g) ısıtma, aydınlatma, su h) Pl'T Giderleri ı) Temsil Giderleri

i) Basm ve Yaym Giderleri j) Sa ii" Giderler

ADANA ŞUBEsi GİDERLERİ TOPLAM!

D..; SAMSUN ŞUBEsi 1- Yatırim Giderleri

· a) Demirbaşlar 2- Gereç Giderleri a) Büro Gereç ve Tilltetim Mallan b) Basılı Kağıtlar c) Sair Gereçler

20.000 40.000

8.400

3.000 40.000 22.500 30.000 1o.ooo 12.000 22.500 12.500

7.500 12.500

6.000

1o.ooo 5.000 2.500

. 181.400

./

452.400

171.900 6.000

17. 500.

~

Page 75: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

3- Çeşitli Giderler a) Yönetim Kurulu oturum Ödenekleri

( 100 X 7 X 12) b) Yardımcı Organlar ( 100 x 3 x fO) c) Kiralar d) Vergi ve Resimler e) Genel Kurul Giderleri f) Kongre Giderleri g) lsıtma,.Aydınlatma, Su

. h) PTT Giderleri ı) Temsil Giderleri i) Basm ve Yayın Giderleri j) Sai~~ Gi=de.:...cr=i-=-er::;__ __

SAMSUN ŞUBESİ GİDERLERİ TOPLAMI

E- YENİ AÇlLACAK ŞUBELER

GİDERLER TOPLAMI

1981 YILINA DEVREDEN GELİR F AZLASl

GİDERLER GENEL TOPLAMI

..... ....

8.400

3.000 16.000 12.500~

25.000 lo.ooo 6.000

25.000 5.000 5.000

12.500

500.000

148.400

500.000

171.900

500.000

9.361.853

140. 120

9.501.973

Page 76: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

PERSONEL KADRO CETVELİ

A- KADROLU VEYA SÖZLEŞMELİ ,PERSONEL

KAD·RO ÜNVANI.

Genel Sekreter ••••••••••••••.• Hukuk Danışmam· . .•..•..•.....

1979 YILI KADROSU ÜGRETİ (TL)

30~ 000 1.500

B-TOPLU İŞ SÖZLEŞ:MESİ KAPSAMINDA OLAN KADROLU PERSONEL

Kasa Tazminatı •••••.•••••.••• ·• Büro Şefi .. .... -: ............... -Muhasebe ·Memuru .••..•.•••••• Büro Memul'tl: • ••••.••.. -••••••• Büro Memuru . ...... -.. --..... · .. . Biiro Memuru ••• (İst. Şb) •••• • • Büro Memuru . •....•....•.. ; •

2000 7700 5400 5400··

4350 5050

Biiro Memuru (Ada Sb.). • • . • . . 4050 ( x ) Toplu iŞsözleşım sinden öbce hazırlanm ş takribi değerlerdir .•

1980 YILI KAD­ROSU ÜCRETİ

(TL) (X)

200.0

4000 12200 9900 9900

14850 5400 5400 5400

N .....

Page 77: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EKLER . \,;.'---·---

- \

\ 73.

Page 78: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda
Page 79: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK: 1

YAN ÖDEME UYGULAMASINA ILIŞKIN TMMOB ÜYESI MÜHENDISLERIN, MIMARLARlN ISTEKtERI-ÖNERILERI

Yan ödeme uygulaması bugüne değin, çalışanların arasında ayrılık yaratan, keyfi uygulamalara olanak veren bir biçimde sürdürülmüştür. Yayınlanan kararnam.elerde yer alan belirsiz ifadeler, uygulamada idarenin siyasal tercihlerine olanak tanımakta, nesnel uygulama krıterlerinin olmayışı nedeniyle subjektif uygulamalar gündeme gelmektedir. Yan ödemeler adeta "ulufıe dağıtır'' biçimde belirlenmektedir. ·

Her yıl çıkarılan kararnarnelere göre kurumlarca hazırlanan listelerin kesinleşmesi gecikmekte, yeni kararnameye göre• ödemelerin yapılması aylar sonra hatta bir sonraki yılın kararnamesinin yürürlük döneminde mümkün olabilmektedir. Arada geçen zaman süresinde, ödemeler avans olarak gerçek tutarların altındaki tutarlada yapılmakta, aradaki farklar ise yeni kararnameye göre hazırlanan listeler kesinleştikten sonra verilmektedir. Bu uygulamanın anlamı devletin çalışanlarına vereceği ücreti n önemli bir bölümünü, uzunca bir süre faizsiz kredi olarak kullanması ve enflasyonun % 100'e ulaşan oranlarda sevrettiği ülkemizde, çalışanların ücretlerini değeri düşürülmüş olarak verilmesidir. Bu uygulamaya somut bir örnek 1979 yılı Yan Ödeme Kararnamesinin yayınlanacağı bu günlerde, birçok kamu kuruluşlarında hala ödemelerin 1978 yılı kararnamesine göre, değil, avans olarak ödenmesidir.

Konuyla ilgili diğer bir gelişme 657 sayılı Yasa kapsamında yer alan kamu çalışanlarına yönelik olarak ayrıcalıklı statü,ler geliştirmeye yönelik yasal değişikliklerdir. Tam-Gün Yasası ile bir bölüm , sağlık personeline, göstergelerle bazı yüksek düzeydeki idarecilere ve yargı mensuplarına, gösterge tablosu değişikliği ile de, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupianna yeni haklar tanınmış, 657'ye tabi çalışan kamu çalışanların büyük çoğunluğu gibi mühendis ve mimarlar bu haklardan yararlanamamıştır.

1 Ülkemiz Dünya'da kamu çalışanlarına sendikal hakların tanınmadığı sayılı Ülkelerden biridir. Onbinlerce Mühendis, mimar ve teknik eleman, diğer yüzbinlerce öğretmen, memur, sağlık personeli vb. kamu çalışanı gibi, Ekonomik-Demokratik mücadelede etkin bir araç olana "TOPLU SÖZLEŞMELl-GREVLI SENDIKAL HAKLAR"ı elde etmek için mücadele etmektedir. Mühendisler, Mimarlar ve onların örgütü TMMOB, ·sendikal haklar için 'mücadele sürecinde, mevcut yasal çerçeveden kaynaklanan sorunların ve bu kapsamda YAN ÖDEME uygulamasınd.an kaynaklanan sorunların çözümü doğrultusunda çalışmayı da görev bilmektedir.

1979 Bütçesi TBMM'de görüş(.ilürken, TMMOB 657 sayılı Yasanın Bütçeyle belirlenen hükümlerine (Doğum, Çocuk, Aile, Yakacalc, Giyecek, Konut yardımları, Mahrumiyet yeri ödeneği,

_ fa.zla mesai ücretleri, harcırablar vb) ilişkin görüşlerini· Hükümete, TBMM Bütçe-Plan Komisyonununa ve diğer ilgili merciiere iletmiŞtir. 1979 Bütçesi ise geçen yıllarda olduğu gibi memurların ücret sorununa hiç bir olumlu katkı getirmemiş memurların giriş göstergelerini yükselten Yasa ise yetersiz bir biçimde Yasalaşmıştır.

Besin,· giyim, ulaşım giderlerinin hızla arttığı, kiraların ulaş'ılamayan düzeyde olduğu Ülkemizde, onbinlerce mühendis-mimar ayda 5000-6000 TL.ücretlerle çalışmaya zorlamak, onları yoksulluğa mahkum etmek başka bir şey değildir. Mühendis ve mimarların olduğu gibi tüm kamu çalışanlarının ücret sorununun çözümüne etkin bir katkı ancak TOPLU SÖZLEŞMELl-GREVLI SENDIKAL HAKLARlN alınmasıyla mümkündür. Bununla birlikte, içinde bulunan koşullarda, 1979 Yan Ödeme Kararnamesinde yapılacak bazı düzenlemelerle ücretierin bir ölçüde artması mümkün olabilir.

Bu açıdan 1979 Yan Ödeme Kararnamesinin aşağıdaki önerilerimizi kapsayacak biçimde kesinleşmesi zorunludur.

ÖNERILER:

1-Yan ödeme tutarıları% 100 arttırılmalı, başka bir deyişle katsayı B olmalıdır. Yan ödeme katsayısı maaş katsayısı arasında bir ilişki kurulmalıdır. · ·

2-Büyük Proje zammı, projede çalışan(arın% 10'una değil tümüne ödenmelidir. 3-Kararnamede "ödenebilir, verilebilir. vb.) belirsiz ifadeler yeralmamalı yöneticilere öznel takdir

75

Page 80: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

hakkıtanınmalıdır. 4-Yan ödemelerde esas alınan hizmet sürelerinin belirlenmesinde, askerlikle veya askerlik dışı

hizmetlerde, hangi görev üovanında olursa olsun geçmiş hizmet süreleride hesaba katı lmalıdır. Bu konuda, geriye dönük mevcut olurnlü uygulamaları ortadan kaldıran uygulamalar durdurulmalıdır.

S-Uygulamada "GÖREV ÜNVANI" yerine "EŞIT IŞE EŞIT ÜCRET" ilkesi benimsenmelidir. 6-Hastalık iı;inlerinin tümünde ve yurtdışı eğitimlerinde de, yan ödeme verilmelidir. 7-Yan ödemeler maaştan ayrı olarak düşük oranda vergilendirilmelidir. · 8-1978 yılı yan ödeme Kararnamesinin S. maddesinde d, fikrasındaki "1 yılda" ifadesi, TSK yan

ödeme Kararnamesindeki gibi "1 mali yılda" olarak, düzenlenmelidir. 9-Vardiyalı çalışanlara verilmekte olan puan, 125'den 1000'e yükseltilmelidir.

10-Kararname uyarınca, işyerlerinde hazırlanacak yan ödeme listeleri, çalışanlarca hazırlanmalıdır. 11-Kararnamelerin yürürlük tarihleri ile uygulama tarihleri arasında her ne nedenle olursa olsun

görevden ayrılanlara, çalıştikları sürenin yanödemesi ödenmelidir. 12-Mali Sorumluluk tazminatı yüksek değerli cihazlar kullanan ve bu cihaziarın kullanım

sorumluluğunu taşıyan teknik elemanlara da ödenmelidir. . 13-Yan ödeme Kararnamesiyukarıdaki önerileri içerecek biçimde rılmalı, uygulama kararname

yayım tarihinden itibaren bir ay içinde başlamalıdır. Yan ödeme kararnamesi aracılığıyla sağlanacak bu düzeniemelerin yanısıra acilen ·aşağıda

yeralan düzeniemelerin gerçekleşmesi için çalışılmalıdır. 1-Emekli sandığı yasasında değişiklik yapılarak, fiili hizmet zammı uygulaması günün koşullarına uyari ı biçimde genişletilmeli, mevcut hakların eksiksiz kullanımı sağlanmalıdır. 2-Yeraltı vergi bağışıklığı hakkı mutlaka tanınmalıdır. 3-Arazide ve tehlikeli işlerde çalışanlara hayat sigortası yapılması sağlanmalıdır. 4-657 sayılı Yasada yer aldığı halde uygulanmayan yiyecek yardımı net 1500 Tlhıy olarak tüm sendikasız kamu çalışanlarına ödenmelidir. . S~MEYAK kesintileri son bu Imalı, bugüne değin yapılan kesintiler faizi ile birlikte iade edilmelidir. 6~Doğum, yakacak aile, konut yardımları, mahrumiyet yeri ödeneği, fazla mesai ücret harcırahlar konularındaTMMOB'nın "1979 bütçesi görülüşürken sendikasız kamu görevlilerinin ücretleri sorunu .üzerine görüŞler" başlıklı raporunda yer alan öne: i ler uygulanmfalıdır. Saygılarımızla

IŞYE~I IsiM

BÜLENT ECEVIT BAŞBAKAN-ANKARA

MESLEK BRANŞI iMZA

Kamu kesiminde bir çalışan olarak, içinde bulunduğumuz yaşam ve çalışma koşullarını bir kez daha duyurmayı, ekonomik-demokratik taleplerimizin neden ve hedeflerini iletmeyi görev kabul ediyorum. · 1-Hayat pahalılığı ve enflasyon karşısında tüm kamu çalışanları gibi kendimin ve ailemin en zorunlu gereksinmelerini karşılayamaz duruma geldim. ı-işyerlerinde, mahalle,lerde ve yaşamın her alanında anti-demokratik, gerici, faşist baskılar yoğunlaşmış, emekçi halkımız gibi benim de can güvenliğim kalmamıştır. 3--lktidarın seçim öncesi vaatleri gerçekleşmemi_ştir. -Kamu kesiminde çalışanların grevii-toplu sözleşmeli. sendikal haklar istemi gözardı edilmiş, yanödemeler de ise ücretlerde yetersiz artış. getirecek düzenlemelerle yetinilmiştir. -Faşist odaklar üzerine kararlılık ve cesaretle gidilmemiş, faşist örgütler kapatılmamış ve demokrasinin vazgeçilmez unsurları arasında sayılabilmiştir. -Çalışanların, örgütlerinin ve onlarla birlikte 90.dOO üyeli TMMOB nin önerilerini dikkate almak yerine, emperyalizmin ve en etkin örgütlerinden IMF nin dayatmalarma boyun eğilmiştir. · 4-Tüm bu· olumsuz gidiş karşısında kamu çalışanlarına çizilen karayazgıya karşı çıkıyor; giderek büyüyen ekonomik-demokr;ıtik sorun'larımız karşısında hiçbirşey yapmadan beklemeyi sorunlarımı­zın çözümü için son derece yanlış buluyorum.

Durumun böyl·e sürmesi karşısında en doğal hakkım~direnme hakkımı daha etkin kullanacağımı bilgilerinize sunarım.

Saygılarımla. 19.9.'1979

76

Page 81: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Iş Yeri Yetkilisine Verilen Dilekçeörneği.

Dayanılmaz boyutlara ulaşan hayat pahalılığı karşısında aldığım ücret günden güne erimekte ·yok olmaktadır. Aylardır insanca yaşayabilmek için gerekli olan temel gereksinim ve gıda maddelerinden kısıntı yaparak ailemin ve kendimin yaşamını sürdürrneğe çalışıyorum. ·

Bu durumun en kısa süre içerisindedüzeltilmesi, benim ve ailemin insanca yaşayabilmesi için gereken ücretin verilmesi, bu ücreti n ·belirlenmesinde, iŞyerimizdeki çalışma koşullarının ve ücretimin planlamasında bizlerin söz ve karar sahibi olması için gerekli yapıların oluşturulması, yolunda girişimlerde bulunmanızı dilerim.

Saygılarımla 19.9.1979

77

Page 82: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:2

KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME TASARlSI 1-

657 sayılı Devret Memurları · Kanununun degişik 43.maddesinin degiştirilmesi ve yeniden düzenlenmesine ilişkin Kanun Hükmünde Kararname Karar Sayısı: KHK*

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 1897 ve 2183 sayılı Kanunlarla degişik 43.maddesinin degiştirilmesi ve yeniden düzenlenmesi: . , . . · 26.9.1978 tarih ve 2171 sayılı Kanunun verdigi yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulunca tarihinde kararlaştırılmıştır. ·

Madde 1-657·sayılı Devlet Memurları Kanununun del!işik 43.maddesine bir fıkra ve (d) bendi eklenmiş, (a) bendi aşagıdaki biçimde degiştirilmiş ve yeniden düzenlenmiştir. ·

Göstergeler · ' Madde43-Bu Kanununun birinci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren Kurumlarda: ıGörev ünvaniarı hangi sınıfa dahil edilmiş olursa olsun· meslekleri ile ilgili görevleri ifa eden ve

Mer'i hükümlere göre Yüksek mühendis, mühendis, yüksek mimar, mimar, jeolog, jeomorfelog, hidrojeolog, hidrolog, jeofizikçi, gizikçi kimyager, matematikçi istatistikci, · yöneylemci (hareket araştırmacısı}, matematiksel iktisatcı, ekonomici ve benzeri ile teknik ögrefinen okullarından mezun olup da ögretmenlik meslegi dışında teknik hizmetlerde çalışanlar, 3437 ve 9/5/1969 tarih ve 1177

, sayılı Kanunlara göre tütün eksperi yetiştirenler ile müskirat ve çay eksperleri, fen memuru, yüksek tekniker, tekniker, teknisyen ve emsali teknik ünvaniara sahip olup en az orta derecede mesleki tahsil görmüş bulunanlar ile öj!renim ve meslekleri geregiteknik hizmetler sınıfında istihdam edilen memurlara: -En yüksek devlet memuru maaşının (1.derecenin son kademesi) üzerinden aşaj!ıdaki çizelgeye göre "aylık meslek tazimantı" verilir. Meslek tazminatları, meslegini fiilen ifa ettigi (askerlikte geçen hizmet süresi dahil) ve geçmişteki başarılı hizmetinin her üç yılı için tazminat tabanına % 5 eklenriıek suretiyle "meslek fazminatı intibakı" yapılır, "e buna göre aşamalı olarak tavana kadar yükselir.

ÜNVANI Taban% Tavan% ---------------------------~·----------------- ... ----------------------------'o.----------------

Yilksek Mühendis-Yüksek Mimar 75 100 Mühendis Mimar 65 90 jeolog, jeomorfolog, Hidrolog, Hidrojeolog,

Hidrojeolog, Kimyager 55 80 Fizikçi, jeofizikçi, Matematikçi, lstatistikçi, Yöneylemci 45 70 lise üstü mesleki ögrenim 35 65 Lise Dengi (meslek okulu) 30 60 Ortaokul dengi (meslek okulu) 25 55

Madde 43-a) Btı bende aşagıdaki hüküm eklenmiştir. Meslek tazminatı alan memurlardan emekli kesenegine esas maaş derecesine göre;

11. dereceye kadar (11.derece dahil) Kademelerine 10. ve 9. dereeelerin kademelerine 8 ve 7. dereeelerin kademelerine

· 6. ve 5. dereeelerin kademelerine 4. derecenin kademelerine 3. derecenin kademelerine 2. derecenin kademelerine 1. derecenin kaoemelerine

78

+SO + 75 +100 +150 -+200 +300 +400 +soo

Page 83: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

ek gösterge rakamlarının eklenmesi suretiyle bulunacak gösterge rakamları üzerinden ödeme yapılır' . . 1. derecenin 4. kadernesi n~ gelmiş olanların ernekle keseneği + 500 ek gösterge karşılığı tutarından kesilir. ·

Madde43-d} Teknik personelin ve yardımcı teknik personelin aylıklarından ve meslek tazminatlarından ayrı

olarak Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı tarafından yatırımcı kuruluş olarak benimsenen kurumlarda çalışanlara "hizmet niteliği tazminatı" (Etüt, proje, kontrolluk, işletme, uygulama ve araştırma hizmetleri tazminatı) ödenir:

Hizmet niteliği tazminatı, meslek tazminatının 0.70 den az olmamak ve 2 (iki) katından çok olmamak üzere verilir. Bu tazminatı alanlar 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 195. maddesinden yararlanamazlar.

Yürürlük Madde 2- Bu kanun hükmünde Kararname hükümleri 1 Mart 1979 tarihlerinden itil:ıaren

yürürlüğe girer. Madde 3- Bu Kanun hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

79

Page 84: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:3

Sayı: 227 17 Eylül1979

TMMOB VE BIRLICE BACLI ELEKTRIK, FIZIK, HARITA VE KADASTRO, INŞAAT, JEOLOJI, KIMYA, MADEN, MAKINA, METALURJI, METEOROLOJI, MIMARLAR, ORMAN, ZIRAAT, ŞEHIR PLANLAMA, ODALARI YÖNETECILERI BUGÜN ANKARA'DA BIR BASlN TOPLANTISI DÜZENLEYEREK TÜM MÜHENDIS VE MIMARLARIN; 19 EYLÜL 1979 ÇARŞAMBA GÜNÜ BIR GÜNLÜK Iş BlRAKMAYA ÇACRILDICINI AÇlKLADlLAR.

- Basın toplantısında sunulan görüş metni aynen şöyledir: -Maden ocaklarından-enerji santrallarina, fabrikalardan-tarlalara, şantiyelerden-bürolara dek

hayatın her alanında çok .zor koşullar altında görev yapan mühendis ve mimarlar, tüm emeği ile geçinenler gibi, giderek daha da büyüyen sıkıntılar içinde yaşamaya çalışmaktadırlar.

Bugün, nice! ve nitel yönden her işimizi görecek teknik elemana sahip bulunulan Türkiye'de bütün önemli işler yüzbinlerce lira aylıklar ödenerek yabanc,ı .sözde uzmanlara götürülmekte, gelişmemizin-kalkınmamızın yönetim ve denetimiyabancılara terkedilmiş bulunmaktadır.

Bu yapı içinde bilim ve tekniği emekçi halkının çıkarları' doğrultusunda yalnızca onun hizmetine sunması engellenen yurtsever mühendis ve mimarlar, tüm çalışanlargibi; bir'yandan açlığa, işsizliğe, yurt dışına göçe zorlaninakta öte yandan aynı zamandabaskılara, kiyımlara, faşist saldırılara hedef olmaktadırlar. _

Büyük bir kısmı kamu kesiminde çalışan, grevii-toplu sözleşmeli sendikal haklara sahip bulunmadığı için ücretleri tek taraflı olarak belirlenen mühendis ve mimarların ücretlerinin hayati giderleri karşılayacak biçimde değil de, IMF buyruklarına göre düzenlenmesini kabul etme olanağı yoktur.

Sorunlarımız, baskılarla-faşist saldırılarla-kuyruklarla-yokhiklarla-IMF'Ierle ömür tüketen emekçi halkımızm sorunları ile birdir.

Ev kiralarının 6-7 bin liradan başladığı, boğaz tokluğu için 6-7 bin liranın gerektiği bugün; hiç bir kimse ya da kesim bizleri 5-6 bin liralık maaşlarla, ayın başında tükenen maaşlada geçirımeğe' mahkum edemez. , _ _

Bütün bunları değerlendiren TMMOB kitlesi ile birlikte yıllardır ve_ özellikle son aylarda şu istemlerini dile getirmiş ve gerçekleşmesi için her yolu denemişlerdir:

1- Teknik hizmetin gerekli ve yeterli bir biçimde emekçi halkımızın çıkarları doğrultusunda. v,e yalnız~a onun hizmetine sunulabilmesi için tüm anti-demokratik uygulamalar ve baskılar giderilmeli, faşist odakların üstüne kararlı bir biçimde gidilmelidir. ,

2- Kamu kesiminde çalışanların grevii-toplu sözleşmeli sendikal haklarını elde etmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

3- Her alanda çalışanların arasındaki farklı uygulamalar kaldırılmalıdır. 4- Kısa sürede, mühendis-mimar-tekniker"teknisyen vb. teknik - elemanlar arasında ayrıcalık

yaratmayan, ön koşul olarak ,alnızca yaşamak için gerekli ücretin sağlanmasını veri alan, eşit işe· eşit ücretiı-ı uygulanmasını getiren bir düzenleme sağlanmalıdir."

Ancak bu istemler gerçekleştirilmemiş; aksine biraz daha işsizlik, pahalılık ve yoksulluk, biraz daha baskı ve faşist saldırılar geliştirilmiştir.

Mühendis ve mimarlar örgütleri TMMOB ile birlikte son olarak, bir kaç yüzliralık artış getiren malum "Yan Ödeme Kararnamesi"nin kesinleştiğinin açıklanmasından sonra, Türkiye'nin dört bir yanında şunları söylemişlerdir:

"Bizler, tüm kamu çalışanları gibi; yaşama sorunumuzun, bir ölçüde, Dünya'nın yalnızca 6 ülkesinde bulunmayan grevii-toplu sözleşmeli sendikal hakların elde edilmesi ite çözülebileceğini biliyor ve mutlaka alacağım ız bu hak için mücedelemizi sürdürüyoruz. Bu süreçte, bugün için ve geçici olarak şu iki öneriyi ilgililere sunuyoruz:

80

Page 85: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

1-Ya bize hiç bir ücret ödemeyi n; ev sahibi bakkal, kasap, manav vb. gibi yerlerle sizin aranızda aracı olmaktan bizleri çıkarın bunlara ödemeyi siz yapın, .

2-Ya da, bunları karşı layabilecek asgari ve ge~çek ücret önerilerimizi benimsevin ve uygulay ın. Geçici olarak bu iki önerilerimizden birinin gerçekleştirilmesi .kabulümüzdür. Bunu da

sağlamadığınız taktirde, sağlanıncaya dek üretimin her alanında en etkin gücümüzle mücadele edeceğiz."

Ancak görülmektedir ki bu görüş ve önerilerimiz de benimsenmemiştir. Yaşamak, bilim ve tekniği emekçi halkının hizmetine sunmak isteyen Türkiye mühendis ve

mimarları haklı isteklerini gerçekleştirmek için, bugüne dek, gerekli her şeyi yapmışlardır. Bugün haklı isteklerini gerçekleştirecek kanun ve etkinl.iktedirler. Haklı mücadelelelerinde yalnız olmadıklarını; .işçi, memur, öğretmen, sağlık personeli gibi tüm emeği ile. geçinenlerin ve örgütlerinin bizlere onur veren desteklerini aldıklarını bilmekte ve mücadelelerinin başarıva ulaşacağına inanmaktadırlar.

Türkiye mühendis ve mimarları. gerek tek başlarına gerekse diğer çalışanlarla birlikte etkin bir ·. mücadeleyi sürdürrneğe kararlıdırlar ve bu yqlda bugün her zamqnkiiıden daha da güçlüdürler.

Gerek diğer çalışanların da desteğini alarak sürdürdüğümüz iç çalışmalarımızın; gerekse diğer çalışanlarla birlikte başiattığımız ve gelecek günlerde daha da yükselecek ortak çalışmalarımızın mutlaka başarıva ulaşacağına inanıyoruz. · ·

Haklarımızı elde etme yolunda verdiğimiz ve güçlendirerekvereceğimiz mücadeleler sırasında gelen ve gelecek olan baskı ve saldırıların bizleri yıldıramayacağı konusunda hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

Bu görüşlerden ve değerlendirmelerden hareket eden TMMOB Yönetim Kurulu bugün için yalnızca bir uyarı olarak: · . TÜM MÜHENDIS VE MIMARlARI, 19 EYLÜL1979 ÇARŞAMBA GÜNÜ BIR GÜNLÜK IŞ BlRAKMAYA ÇAGIRMAYI kararlaştırmıştır. . EMEKÇI HALKlMlZA VE ÜYELERI M IZE DUYURURUZ.

81

Page 86: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

13-1533 Yan Ödeme Kararnamesi Hk. Sayın Ziya Müezzinoğlu Maliye Bakanı Sayın Ah me~ Durakoğlu Başbakanlık Müsteşarı

19.10.79

657 Sayılı Devlet Memurları ile aynı kanunun ek geçici 9. maddesi kapsamına giren kurumlardan aylık alanlara, .1979 Mali Yılında hangi görevler için ne miktarda iş güçlüğü, iş riski ve temininde güçlük zammı ile mali sorumluluk tazminatı verileceği Bakanlar Kurulunun4.9.1979 gün ve 7/18101 sayılı kararı ile belirlenmiş bulunmaktcıdır. . '

Söz konusu kararnameye ilişkin Oda'mızca yapılan incelemede özellikle mesleğimizi ilgilendiren konularda belirgin değerlendirme yanlışlıkları yapıldığı gözlenmiştir. . ·

Büyük çoğunluğu kamu kesiminde ve özellikle Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınında .istihdan edilen Ziraat Yüksek Mühendisleri, söz konusu Bakanlı!<ta bir çok görevleri Veteriner hekimlerle birlikte yürütmektedirler. ·

i978,yılında a~lda olsa veteriner hekimler lehinegelişen denge 1979 Yan ödeme kararnamesi ile belirgin ölçüde bozulmuştur. Her iki meslek grubuna mahsup kişilerin aynı kuruluşlarda görev yapmalarına karşın, veteriner hekimlere 1979 yan ödeme kararnamesi ile çok daha fazla ücret verilerek belli bir tercihin gündeme getirilmesi uzun yıllardır söz konusu Bakanlıkta özenle s'ürdürülmeye çalışılan belli bir ayırırnda taraf ol unduğu izlenimini yarqtmaktadır.

Bu gün kentlerden, köy gruplarına kadar .ülkenin her köşesinde özveri ile görev yapan, Ülke tarımının yönlendirilmesi ve yönetilmesinde karar sahibi bulunan Ziraat Yüksek Mühendislerin, belli çalışmalarında kendilerine yardımcı olan bir meslek grubuna göre yan ödeme kararnamesi ile çok daha az bir ücret verilmesi gerek birlikte yürütülen görevlerde belirgin aksamaların ve sürtüşmelerin gündeme gelmesi, gerekse toplumda belli bir saygınlığı bulunan mesleğimiz açısından son derece zararlıdır.

Ülkemizin kendine özgü yapısı içerisinde hayvacılığı tarımdan soyutlayamayız. Hayvansal üretim ile bitkisel üretimin iç içe bulunduğu ve kesinlikle ayrı lamayacağı gerçeğinden hareketle ülke tarımına götürülen hizmetlerde Ziraat Yüksek Mühendisleri ile veteriner hekimler birlikte görev yapacaklardır. Esasen götürülen hizmetlerin her iki meslek grubu için nitel ve nicel yönden karşılaştırılması yapıldığında dengenin hangi taraf lehine bozulması gerekeceği ortadadır. '

1979 Yılı Yan Ödeme kararnamesi ile gerek il, gerekse müessese, kurum ve labaratuarlar düzeyinde mesleğimiz açısından sakıncalı gördüğümüz hususlar şöyle sıralanabilir. 1cll Ziraat ve ll Mücadele Müdürlerine toplam 1485 puan verilmiş, ll veteriner müdürü ise 655 puan. fazlası ile 2140 almıştır.

. 2·11 Ziraat ve ll Mücadele Müdür Yardımcıları 'toplam 1335 puan alırken, ll veteriner Müdür yardımcısı 530 puan fazlası ile toplam 1940puan almıştır. 3-11 ve Ilçe teşkilatında çalışan 5 yılını doldurmuş bir Ziraat Yüksek Mühendisi 1335 toplam puan alırken, aynı yıl hizmeti i ve ayinı yerde görevli bir veteriner hekim 385 puan safası ile toplam 1640 puan almaktadır. ';. Yukarıdaki puanların hesaplanmasında ll ve Ilçe teşkilatında görev yapan Ziraat Yüksek

Mühendislerinin iş güçlüğü puanları, 8-Teknik hizmetler bölümü 1/c, 2/c, 3/c sıra numaraları esas alınarak hesaplanmıştır. Esaseri, görev gereği yılın ir böl ün ünü arazi çalışması biçiminde sürdüren bu melektaşlarımız B-Teknik hizmetler Bölümü (Not) kısmının 3-b maddesinde belirtilen "Yılın en az 5 ayını" arazide geçirme zqrunluluğu nedeniyle sayıştayca kendilerine 2 yıldır zimmet çıkarılmaktadır. Tarımsal faaliyetlerin yıl içerisinde kesinlikle kaç ayının arazide geçeceğinin önceden planlanma güçlüklerin ortadadır. Örneğin aniden gelişen bir biyolojik mücadelenin ne kadar sürede sona erdirileceğinin ve hangi iller veya Bölgelerle sınırlı kalabileceğinin önceden bilinmesine imkan bulunmadığı gibi, olayın başlangıcınında çok önceden tesbit edilmesine ve buna göre yan ödeme Olur'larında "arazi" puanları üzerinden işlem yapılıp yapılmamasına olanak bulunmaktadır. Fiilen

82

Page 87: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

arazide görev yapan bu üyelerimizin büro personeli mütalaa edilerek bu seviyede yan ödeme olması, esasen miktar olarak büyük fark getirmeyen ancak teşvik edici bir unsur kabul edilen "arazi" kavramının, özellikleri belirtilen üyelerimizi mağdur etmeyecek şekilde geliştirilmesinde yarar görülmektedir.

4-1979 Yan ödeme kararnamasinde veteriner hekim ve Hayvan Sağlık Me~urlarına 130 puan iş riski verilmektedir. Aynı şekilde bitkisel mücadele için görevlendirilmiş Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Genel Müdürlüğü çalışanları durumunda bulunan Ziraat Yüksek Mühendisleri ile Ziraat Teknisyenlerine-><ve ilçelerde söz konusu Genel Müdürlük çalışanları yerine bu görevi üstlenmiş bulunan Ziraat Işçileri Genel Müdürlüğüne bağlı Ilçe Zirat Mühendisliklerinde görev yapan Ziraat Yüksek Mühendisleri ile Ziraat teknisyenlerine de söz konusu 130 puan iş riski'nin verilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Zira her iki meslek grubu da bu dallarda gösterdikleri faaliyetler açısından aynı ölçüde riziks ile karşı karşıyadır. Ayrıca, Zirai Mücadele ·Araştırma Enstitülerinde görevli teknikelemanlarında bundan yararlandırılmasında gerçekten fayda görülmektedir,

S-Ülkemizin bugün büyük ölçüde araştırıcı personele gereksinimi bulunmaktadır. Bir araştırıcının yetişmesi çok uzun yıllar gerektirmektedir. Bu kesimin özendirilmesi ve kendilerine azda olsa belli bir ayrıcalığın tanınmış olduğunun belirtilmesi yararlı olacaktır. Teknik .ve Sağlık hizmetleri sınıflarında fiilen araştırıcı olarak çalışanlara asgari 250 puan temininde güçlük zammı verilm·esinin uygun olacağı düşünülmektedir. , · · 6-Gıda-Tatım ve Hayvancılık Bakanlığı Tetkik ve !stişare Kurulu 6287 sayılı yasa ile kurulmuş

olup üst düzeyde teknik nitelikte görev yapan bir kuruluş yapısındadır. Planlama, araştırma, edüt ve proje gibi hizmetleri fiilen yapmalarına ve bu görevler kendilerine 6287 sayılı yasa ile verilmiş bulunmasına karşın, A-Genelldari Hizmetler Bölümünün 5. ve 7. sıralarında mütalaa edilerek teknik hizmete yönelik görev ve sorumlulukları göz önünde tutulmamıştır. Konularında uzmanlaşmış_ ve uzun yıllar kamuda başarı ile görev yapmış üyelerimi·z arasından seçilen ve üçlü kararname ile

· atamaları yapılan tetkik ve istişare kurulu üyelerinin diğer Bakanlıklardaki kurul üyelerinden ayrı · düşünülmesinde zorunluluk vardır.·

Konuya ilişkin gerekli düzeltmeleri n yapılacağı inancı ile bilgilerinize sunarım.

DACITIM: 1-Başbakanlık 2-Maliye Bakaniığı

Saygılarımızla, tmmob

ziraat mühendisleri odası yönetim Kurulu Adına

BAŞKAN

Dr.Aii KARABULUT Ziraat Yüksek Mühendisi

83

Page 88: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:5

Özü: 1979 Yılı Yan Ödeme Kararnamesi Hk •.

1979yılı Yan Ödeme Kararriamesi Hakanlar Kurulunun 4.9.1979 gün ve 7/18101 sayılı kararı ile belirlenmiş olup, 22 Eylül 1979 gün ve 16762 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. ·

Söz konusu kararnameye ilişkin olarak Oda'mızca yapılan incelemede, özellikle mesleğimizi ilgilendiren konularda belirgin değerlendirme yanlışlıkları yapıldığı gözlenmiştir. '

Büyük çoğunluğu kamu kesiminde ve özellikle Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında çalışan Ziraat Yüksek Mühendisleri, anılan Bakanlıkta bir çok hizmetleri Veteriner .Hekimlerle birlikte yürütmekte ve bazı birimlerde benzer görevleri yapmaktadırlar .

. 1978 yılında azda olsa Veteriner Sekimler lehine gelişen denge 1979 yılı Yan Ödeme Kararnamesi ile belirgin ölçüde bozulmuştur: Her iki meslek grubuna mensup kişilerin aynı kuruluşlarda benzer görevleri üstlenmiş olmalarına karşın, Veteriner Hekimlere 1979 Yılı Yan Ödeme Kararnamesi ile çok daha fazla ücret ödenerek belli bir tercihin gündeme getirilmesi, uzun yıllar Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında özenle sürdürülmeye çalışılan bir ayırırnda taraf ol unduğu izlenimini yaratmaktadır.

1979 yılı Yan Ödeme Kararnamesi ile getirilen ve düzeltilmesinde kesin zorunluluk bulunan hususlar gerek il, gereksemüesese laboratuvar ve kurumlar üzerinden aşağıda belirtilmiştir.

1-11 Ziraat ve-Mücadele Müdürlerine toplam 1260 puan verilirken, il Veteriner Müdürü 380 Puan fazlası· ile 2140 puan almıştır.

2~11 Ziraat ve Mücadele Müdür Yardımcıları toplam 1210 puan alırken, 'lı Veteriner Müdür Yardımcıları 730 pi.ıan fazlası ile .1940 puan almaktadır.

3-11 ve Ilçe teşkiiatında çalışan 5 yılını doldurmuş Ziraat Yüksek Mühendisi 111135 toplam puan alırken, aynı yıl hizmeti i ve aynı yerde görevli bir veteriner hekim 505 puan fazlası ile 1640 toplam puan almaktadır.

Ekli listede daha detaylı olarak verilen bu örnekleri çağaltmak mümkündür. Yanödeme Kararnamesi incelendiğinde görüleceği üzere, bu yıl veteriner hekimlere

sosyalleştirilmiş bölgelerde doktorlara uygulanan yan ödeme aynen uygulanmıştır. Geçen yıl, Bakanlığımıza ait Kurumlararası Cetvelde gösterilerr1tveteriner Müdür ve Yardımcı ları, bu yıl Sağlık hizmetleri sınıfı cetveline alınmış ve ayrıca bu cetvelin dip not'unda belirtilen 960 puandan yararlandırılmıştır. Belirtilen bu teknik ha~lar'uygulamada büyük farklılaşmaya neden olmuştur.

4-1979 yılı Yan Ödeme Kararnamesinin uygulama biçimine ilişkin Maliye Bakanlığınca yayınlanan tebliğde ve Kararnamenin Teknik Hizmetler Bölümü 3-b maddesinde belirtilen "Yılın en az 5 ayını" arazide geçirme zorunluluğu nedeniyle, bilfiil arazide görev. yapan Ziraat Yüksek Mühendisleri ·"büro" personeli gibi mütalaa edilmektedir. Ayrıca, geçmiş yıllarda arazi puanı üzerinden yan ödeme alanlara Sayıştay m urakıplarınca zimmet çıkarılmaktadır. Esasen miktar olarak büyük fark getirmeyen ancakteşvik edici bir unsur olan "arazi" kavramının, taşra teşkilatında görevli Ziraat YüksekMühendislerini m ağdur etmeyecek şekilde düzeltilmesinde yarar görülmektedir.

S-Ülkemizde büyük ölçüde araŞtırıcı personele geresinim duyulmaktadır. Bir araştırıcının yetişmesi çok uzun yıllar gerektirmektedir: Bu kesimin özendirilmesi tasarımız açısından yararlı olacaktır. Teknik ve Sağlık Hizmetleri sınıfında fiiien araştırıcı olarak çalışanlara asgari 250 puan temininde güçlük zammı verilmesinin taydalı olacağı düşünülmektedir.

Konuya ilişkin gerekli düzeltmelerin yapılmasında yardırncı olunacağı inancı ile bilgilerine si.ınarım.

84

Saygılarımı zia TMMOB

Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Adına

BAŞKAN Dr.Aii KARABULUT

Zirat Yüksek Mühendisi

Page 89: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

1979 Yılı Yan Ödeme Kararnamesi ile Teknik ve Sağlık Hizmetleri Sınıfına V e r i 1 e n Puanlar: .... IQ '1 IQ

Düzeltme ~ Sıra Toplam Halihazır Kararname Muhtemel <

"' Bölüm Kesim No: Puan Fark ile istenen Fark = o cı.

Veter. İl. Md. 8/a c 2140 - - - ID :ı

Müci. Zi..r. İl. ID ;ııo:

Md. B ı 3/a 1260 880 "' - 880 ;ı

3 "'

Vet .İl. Md. Yrd. C 8/b -l940 :ı - - - ID !!!.

Müc. Zir .İl. ;;-Md. Yrd. B ı 2/a 1260 730 - 730 -t

ID ~

= ~ Vet.Hekim Uzman <

ID

c 9 1940 - - lll - "' Zir. Yük. Müh. B ı 1/a 1135' 505 505

<!S:. - ;. :ı: N.

Laborat Şefi SağC 11/a 1330 - •860 - 3 !.

ll 11 Tek B ı 2/b 1310 20 - 880 ;;-:ı. lll

Müdür (Araş.Ku- ~ 5

rum) (Sağlık) c 11/a 13 30 180 860 - "' < {Teknik} B ı 4/a 1510 - - 680 ~.

;;-Müdür Yrd. (Arç. = Kur. (Sağlık) c ll/b 1330 180 860

-ı::ı - c

"' {Teknik} B· ı 4/b 1410 - 630 = - f

Müessesede Vet. Hek. Uzm. c 11/a 1330 - 860

Zir. Yük. o:ı (;11

Müh. B ı 1/a 1135 195 - 1055

Page 90: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:6

ZIRAAT YÜKSEK MÜHENDISLICIHAKKINDA KANUN

Kanun No:7472 Kabul Tarihi:6/5/1960

Madde 1- Türkiye'de Ziraat Yüksek' Mühendisi unvanını taşımak ve ziraat yüksek mühendisliğine mütaallik bir salahiyetleri kuııanarak mesleki faaliyetlerde bulunabilmek için:

a) Türkiye ziraat fakültelerinden mezun olmuş bulunmak, b) Yabancı memleketlerin ziraat fakülteleriyle, yabancı mem'leketlerin yüksek ziraat

mekteplerinden mezun olmak ve yüksek mühendislik vasfını haiz bulundukları Maarif Vekilietince tasdik edilmiş olmak.

Madde 2- Ziraat Yüksek Mühendisleri mesleki iştigal veya ihtisas sahaları dahilinde olmak üzere araştırma, ıslah, yetiştirme, toprak muhafaza, zirai mücadele, ziraat alet ve makinalar!. bahçe mimarisi, toprak tasnifi, toprak, su, gıda, yeriı, kimyevi gübre, nebat tahlilleri, teknoloji, zootekni, zirai ekonomi gibi biiOmum zirai hizmet ve faaliyetlerde bulunmaya, lisans aldıkları veya ihtisas yaptıkları sahalara ait keşif, plan ve projeleri hazırlamaya ve tatbik etmeye bütün bu sahalarda gerekli kontrol, muayene, ekspertiz, ehlivukuf işlerini görmeye, raporlar tanzim etmeye, zirai, 'd~nışma büroları ve laboratuvarları açmaya, hususi müessese ve işletmeler kurmaya ve idare etmeye veya bunların mesul müdürlüğünü ifaye salahiyetlidirler. .

. Madde 3- Umumi, Mülhak ve hususi bütçeli idarelerle, belediyeler ve bunlara bağlı idare. · müessese ve teşekküllerde ve iktisadi devlet teşekküllerinde ve sermayesinin varısından fazlası Devlete ait olan müesseselerde ve bu müessesele.rin ve teşekküllerin iştiraklerinde vazife göre ziraat yüksek mühendisleri mesai saatleri haricinde tasdik ve murakabe ve muamelesi kendisine veya mensup olduğu daireye ait olmamak üzere iştigal ve ihtisasları ile alakalı her türlü faaliyetlerde bulunabilirler .

. Madde.4- Kanunun 1. maddesinde yazılı hal ler; Ziraat yüksek mühendisliği meslekinin icrasına, cezanın veya mahkumiyetin mahiyetine göre m,uvakkat veya daimi sürette man i teşkil eyler:

a) Medeni haklarını kullanma ehliyetinden mahrum bulunmak, b) Amme hizmetleri'nden memnuniyet veya meslek ve sanatın tatili cezasına mahkum olmak~ c) Türk Mühendis ve Mimar Odaları Biriiği hakkındaki 6235 sayılı kan'un hükümleri dairesinde

sanat icrasından men cezası almak. Madde 6- Bu kanunun tatbik suretini ve ruhsatnamelerden alınacak harç miktarını göstermek

üzere Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Ziraat Vekaleti ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından müştereken bir nizariıname· hazırlanır.

· Muvakkat Madde- Bu kanunun yürürlüğe girmesinden evvel yurt içi nde veva yurt dışında 'yüksek ziraat tahsili yapmış ve ziraat yüksek mühendisi haklarını iktisap etmiş olanlar bu kanundaki bilcümle hak ve salahiyetlerinden istifade ederler.

Madde 7- Bu kan u ri ı:ıeşri tarihinden itibaren mer'iyete girer. Madde 8- Bu kanunun hükümlerini icraya lcriı Vekilieri Heyeti memurdur.

9/5/1960

86

Page 91: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:7

Maks.at

MADDE1:

ZIRAAT YÜKSEK MÜHENDISLI(il HAKKINDA 7472 SAYILI KANUNUN TATBIK SURETINE

DAIRTÜZÜK

Bu tüzük, 7472 sayılı Z.iraat Yüksek Mühendisliği hakkındaki kanun hükümlerinin tatbik suretini belirtmek üzere düzenlenmiştir. Mesleki iştigal ve ihtisas sahaları MADDE2:

Türkiye Ziraat Fakültelerinde tedris edilen meslek ve bölüm derslerinin sahaları, Ziraat Yüksek Mühendislerinin mesleki iştigal ve ihtisas sahalarıdır. · . Zirai hizmet ve faaliyetler MADDE3:

Kanunun 2. maddesinde yer alan zirai hizmet ve faaliyetlerin başlıcaları aşağıda açıklanmıştır:

A-TOPRAK MUHAFAZA, ZIRAi SULAMA VE KÜLTÜR TEKNIK ALANINDA:

. a) Ziraate elverişli topraklarda erozyonu durdurma, sel sularının teşekkülünü ve zararlarını önleme, suyu toprakta muhafaza etme, toprak verimliliğini artırma ve verimlilij!in devamlılığını sağlama, ·

b) Sulanabilme imkanı olan araziye, sulama suyu ihtiyacı belirli miktara kadar olmak kaydiyle, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarından sulama suyu temin etme, nakletme ve tevzi etme,

c) Ziraat sahalarında bulunan suyun, Toprak-Su-Bitki-Iklim ilişkilerine en uygun Şekilde sulamada kullanılmasını sağlama ve araziyi sulamaya hazırlama,

d) Taban suyu yüksek, tuzlu, alkali, asit, turbiyer arazinin drenajını ve ıslahını yapma, Zirai işletme arazilerinde fazla ve zararlı yüzey sularını tahliye etme,

e) Tabii mer'alarla, orman rejimi dışında kalan yabani zeytinlik, harnupluk, sakızlık, fundalık, makilikler, taşlık ve benzeri verimsiz veya az verimli araziyi ıslah, imar ve ihya etme, -

f) Sulama işletmeleri kurma ve işletme, · g) Yandere havzalarını ıslah etme ve geliştirme, Yukarıda sayılan zırai hizmet ve faaliyetlerin gerektirdiği fiziksel, bitkisel ve kimyasal tedbirleri

alma ve tesisleri kurma ve bu maksatlada envanter çıkarma, ekonomik ve zirai etüdler, bilimsel ve teknik araştırma ve denemeler yapma, keşif, plan ve projeler hazırlama, uygulama, yönetme ve değerlendirme; temel toprak etüdleri, arazi kullanma kabiliyeti etüdleri, toprak muhafaza toprak etüdleri,· toprak verimlilik etüdleri yapma ve bunlara müsteniden arazinin kullanılabilme kabilivetlerini ve kullanma şekillerini tesbit ve tayin etme, araziyi sınıflandırma, toprak. haritaları yapma (Mevcut haritalara i_şleme suretiyle) arazi kıymetini takdir etme, toprak muhafaza bakımından çiftlik planlamaları düzenleme, su, toprak, gübre, bitki tahlillerini yapma, zirai işletme tesislerinin vaziyet planlarını hazırlama, etüd ve projelerini yapma, tatbikata intikal ettirme ve kontrol etme.

87

Page 92: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

·,,

B-ZIRAi MÜCADELE ALANINDA:

a) Ziraatte yersel ve bölgesel ~pidemiler ile kültür bitkilerinden tahribat yapan virüslere, mantarlara, bakterilere, haşerelere akarlara ve nematodlara, oyuncu ve kemirici hayvanlara, ulaştırma, depolama ve pazarlama süreleri içinde zirai mahsullerde tahribat yapan bilumum haşere, hastalık ve diğer am i Ilere, '

Kültür bitkilerine, zirai ve endüstriyel tesisiere zarar veren yabancı otlar ve diğer bitkilerle, ep i demi meydana getiren hastalık, haşere ve zararlılara konukçuluk yapan bitkilere,

Kültür bitkileri üzerinde tahribatyapan bitkisel Pilrazitlere, . Bilhassa sulu ziraat alanlarında iz elementler kifayetsizliğinden dolayı bitkilerde meydana gelen

hastalıklara, Toprak strüktürUndeki bozukluklardan ve fena kültür metodları uygulanmasından dolayı

meydana gelen fizyolojik hastalıklara, Karşı mücadele ve tedavi maksadiyle proje ve programlar hazırlama, bunları uygulamaya inti~al

ettirine, uygulamaları kontrol etme ve değerlendirme, mekanik, kimyasal ve biolojik mücadele metodlarını geliştirme maksadiyle bioassey ve mekanik laboratuvarlar kurma ve araştırmalarda bulunma, bitki hastalık ve zararlılarına karşı reçeteler· tanzim etme, radyo izotopların zirai mücadelenin çeşitli dalJimnda uygulama ve uygulatma metodlarını geliştirme _

b) Her nev' i, tohum, fidye, fidan, çelik veya diğer vasıtalarla ülkemizde mevcut olmayan yahut yurt içinde bir bölgeden diğer bir bölgeye taşınmaları mahzurlu olan hastalık, zararlı ve hayvanların, yurt dışından yurt içine, yahut bir bölgeden diğer bir bölgeye taşınmalarını önlemek maksadiyle içi ve dış karantina ihtiyaçları için etüd ve gerekli plan ve programları hazırlama; sağlık sertifikası ve rapor tanzim etme,

c) Memleket içinde veya dışında imal edilipte piyasalarımızda satılmaları istenen zirai mücadele makina, alet, ekipman ve ilaçların memleket şartlarına ve tatbikat maksatlarına uygunluk derecelerini tayin etme ve kalite kontrollarını yapma, ruhsatname tanzim etme, ·

' d) Zirai ilaçlama uygulamalarında, bitkilerde ve ürünlerinde bakiye ilaç miktarlarının tayinleri suretiyle uygulanan ilaçların toksik tesirlerini ve derecelerini tesbit etme, zararlı tesirleri önleyici teknik tedbirler üzerinde inceleme ve araştırmalar yapma, q

e) Ruhsatlandırılıiıış zirai mücadele makine, alet ve ekipmanları ile ilaçların teknik spesifikasyonlarına uygun olarak imal edilmekte olup olmadığının kontrolu ve bu konudaki imaiMhanelerin kuruluş ve işleyiş ,düzenlerinin, teknik vasıflara uygun, imalat için elverişli olup olmadıklarının tetkik ve kontrolunda bulunma,

· f) Zirai mücadele ilaç, alet, makina ve ekipmanlarını imal eden, montajını veya formülasyonunu yapan kuruluşlarda teknik veya mesul müdürlük, uzmanlık ve müşavirlik görevlerini i fa etme, zirai eczaneler açma ve bunların mes'ul müdürlüklerini deruhte etme.

C-ZIRAAT ALET VE MAKINELERI ALANINDA:

Zirai faaliyet ve hizmetlerde kullanılan ziraat alet, makina, ci haz, vasıtave tesislerine ait; a) Etüd, plan ve projeleri yapma ve uygulama, b) Bu konularda imalatı teşvik etme, programlama, sevk ve idaresini sağlama, kalite

kontrollerini yapma, c) ithal ve ihraç edilecek olanların spesifikasyonlarını hazırlama, d) ithal edilen veya yerli olarak imal edilen çeşitli mamOIIerin yurt ölçüsünde bölgelere

uygunluğunu tayin ve tesbit etme, ilgili kanun ve yönetmeliklere uygunluğunu denetleme, yine çeşitli marnailerin kullanılmasının makina, toprak makina-bitki ve makina-iş hayvanı münesebetleri bakımından ziraat tekniği ve ekonomisi yönünden değerlendirme ve ~erekli islahatı yapı:na; bölge şartlarına uygun yeni tipleri geliştirme, -

e) Her türlü laboratuvarve tarla denemelerini yapma ve standartlarını hazırlama, f) Zirai işletmelerde zirai elektrifikasyon ile ilgili hizmetleri ve tatbikatı yapma, ziraat

ürünlerinin muhafaza ve değerleridirilmesi maksadiyle havalandırma, aydınlatma, ısıtma ve soğutma işlerindeçiftçinin işlerini kolaylaştırıcı, çalışmanın verimini artırıcı tedbirleri alma ve uygulama,

g) Zirai· mekanizasyon konusunda, memleket gerçekler.ine en uygun politika ile ilgili plan, program ve projeleri hazırlama, uygulama ve sonuçlarını değerlendirme,

D-PEYZA) VE BAHÇE MIMARISI ALANINDA:

Çeşitli karakterdeki şehir içi sosyal sahalarda, tabiatı koruma sahalarında (Milli· parklar ve mutlak koruma sahaları), turistik yönden geliştirilmiş saha ve tesislerde (Tatil köyleri, plaj, motel tesisleri, kamping, tarihi ve· arkeolojik sahalar vb.), barajların rekreasyonel gayelere ayrılmış

88

Page 93: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

alanlarında, erozyon bölgelerinde, karayollarında, kırsal planlama sahalarında, stadyum, hipodrum ve çeşitlikarakterdeki kuruluşların tip farkı gösteren yeşil sahalarında ve bahçelerde yaşama mekanı ile insan ve onun ekonomik sosyal faaliyetleri ve özellikle dinlenme ihtiyaçları arasındaki en uygun düzeni temin gayesiyle, yurdun farklı 'iklim bölgeleri için peyzaj ve bahçe mimarisi konusuna giren planlama ve geliştirici çalışmalarda;

a) Sörvey, avan proje, açıklama raporu, gerekli detay projeleri ve keşif raporu tanzim etme, b) Yurdun doğal kaynaklarını, zenginliklerini ve uygun olarak planlanmış kültür peyzajını

korumayı hedef tutan tedbirlerin alınmasında kendisiyle ilgili hususları planlama, c) Memleketin imar, kalkınma ve fiziksel planlama faaliyetlerine iştirak etme, 'd) Peyzaj ve Bahçe planlamasına ait tatbikatı yönetme, kontrol etme ve bahçe sanatı tekniğini

geliştirme, · e) Tatbikatı sona ermiş peyzaj tesislerin bakım ve idamesi için gerekli tedbirleri planlama,

·f) Peyzaj ve bahçe planlamasında kullanılacak bitki materyalinin (Fidan, fide, çelik, tohum, soğan rizom vb.) üretim, muhafaza, depolama ve nakliye teknikleri adaptasyonu ve ıslahı için teknik

, ve bilimsel çalışmalarda bulunma, g) Memleketimize ithal edilecek peyzaj planlamasıyla ilgili bitki materyalinin spesifikasyonları­

nı hazırlama ihraç edilecek olanlara lisans tanzim etme, h) Bitkisel materyalin iç ve dış piyasaya hazırlanmasında, standartlarına uygunluğu temin etme,

E-ZIRAAT TEKNOLOJISI ALANINDA:

Bitkisel ve hayvansal ürünlerin işlenmesi veya mamOI hale getirilmesi suretiyle değerlendirilmesini sağlayan ziraat teknolojisinde . (gıda, içki, yem ve diğer tarım ürünleri endüstri leri):

a) Ham. maddelerin teknolojik işleme veya imalat prosesleri ve metodları ile işlenmiş veya mamOI maddelerin ve anbalaj kaplarının norm, spesifikasyon, tasnif, depolama, soğutma ve muhafaza, dağıtım ve nakliyat tekniklerini tatbik etme, yOrütnie ve teknik sistemlerini geliştirme,

b) Gıda, içki, yem ve diğer mamullerin kalite kontrollerini, muayenesini, tahhlilini ve ekspertizini yapma, mamullerin formül ve ticaret değerleri yönlerinden imalatçılara işletme ruhsatı tanzimi, ham ve mamOI maddelerle imalat yerlerinin teknik kontrolleri için sistemler koyma ve mevzuat dairesinde izleme,

c) Ziraat teknolojisi işletmelerinin, kurulmasında, kuruluş yeri, ham madde ve kaynakların teknolojisi, ekipmanı, işletilmesi, kredilenmesi, organizasyonu ve geliştirilmesi gibi konularda etüd,. plan ve projeler yapma, bunları yürütme ve kontrol etme, inşaat ve tesisatla ilgili diğer mühendislik ihtisas kollarının ihtiyacı olan doneleri verme ve işbirliği etme,

d) Pilot veya demonstratif mahiyette işletmeler ve ziraat teknolojisi laboratuvarları kurma ve işletme, teknik ve bilimsel deneme ve araştırmalar yapma, ·

e) Yersel ihtiyaç ve üretim hedeflerine göre Ziraat teknoloisi işletme ve kuruluşlarının münferiden veya çeşitli dalları arasındaki ilişkilere göre, birbirini tamamlıyan üniteler halinde, planlama ve tatbikat projelerini yapma ve yürütme,

f) Ziraat teknolojisi işletmelerininmesul müdürlük, müşavirlik ve uzmanlık görevlerini yapma, g) Artık maddelerin ziraatta kullanılması, lif teknolojisi ve köy sanatları konularında teknik ve

bilimsel çalışmalar yapma,

F-ZOOTEKNI ALANINDA:

a) Değişik ekolojik ve ekonomik şartlarda ayrı karakter gösteren tek ve çok yönlü bütün ziraat işletmelerinde, rasyonel havvancılık tekniğini planlama, düzenleme ve yurdun havancılık politikası esaslarını formülleştirme,

b) Çevre ekolojisi, ziraat işletmeciliği sistemleri ve işletme bünyelerinin karakteristiklerine göre; işletmelerde yetiştirilecek ve üretilecek hayvan tür ve ırklarının nisbet ve miktarlarının ve yem bilgisine göre rasyonel beslenme tekniklerinin, barınak ve yem tesislerini'n ve zooteknide mekanizasyonunun etüd, plan ve projelerini yapma uygulama ve yürütme; işletmelerin potansiyeline göre bitki ve hayvan üretim kombinasyonları üzerinde müessir teknik münasebetleri araştırma, düzen!eme ve ekonomik fizibilitesi olan yetiştirme ve üretim alternatiflerini seçme ve geliştirme,

c) Zootekni alanına giren teknik standartların hazırlama, ekspertiz, kontrol ve muayene etme, d) Yetiştirme, üretme, besleme ve barındırma metod ve teknikleri üzerinde bilimsel ve teknik

araştırmalar yapma ve geliştirme, , e) Bölge ve işletme şartlarında güvenle yetiştirilebilecek yüksek verimli damızlıkları geliştirme

89

Page 94: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

ve üretme, f) YetiştiricHerden müteşekkil kooperatif ve diger organizasyonları kurma ve düzenleme,

yetiştiricHerin kredi ve finansman ihtiyaçlarını etüd ve projeleme, hayvan ve ürünlerin pazarlara ar edilme ve degerlendirme, tekniklerine ilişkin etüd ve projeleri yapma, yürütme ve izleme,

g) Su ürünlerine ilişkin yetiştirme ve geliştirme çalışmaları yapma.

G-ZIRAi EKONOMI ALANINDA:

a) Ilgililere verilmek üzere; çevresel, bölgesel ve milli seviyede ziraat politikası esaslarını belirtme, zirai potansiyele göre üretim hedeflerini tesbit etme, bunlara göre zirai kalkınma plan, program ve porjelerini hazırlama, proje sahalarında detaylı fizibilite etüdleri yapma,·

b) Tarımsal istatistik verileri toplama metodlarını tayin etme, toplanan verileri degerlendirme, c) Ekonomik ve ekolojik şartlara göre tarımsal işletme tiplerini tayin'etrne, kurma ve geliştirme,

çiftlik işletme planlarını hazırlama, · d) Işletme bünyelerinin islahı ve arazi toplulaştırma plan ve projelerini yapma, uygulama ve

yürütme, e) Zirai yerleşim plan ve projelerini hazırlama ve uygulama,

· f) Işletmelerin karakterine göre iş gücü ihtiyacını tesbit etme ve iş gücünden azami kapasitede taydalanma metodlarını tayin etme ve geliştirme, iş gücü ve zirai mekanizasyon arasındaki ekonomik dengeyi kurma,

g) Rasyonel işletmecil ik teknigine göre, sermaye ihtiyaçlarını planlama, h) Çevrenin ekolojik ve ekonomik şartlarına göre kredileme projeleri yapma ve uygulamaları

kontrol etme, i) Zirai işletme muhasebe tekniklerini geliştirme, işletmelerde rantabilite ve prodüktiviteyi tayin

etme, j) Zirai vergilendirmede uzmanlık ve müşavirlik hizmetlerini görme, k) Tarımda kıymet takdir teknigine ilişkin hizmetleri ifa etme. 1) Tarımsal ürünlerin fiat hareketlerini izleme, tarımsal ürünlerle tarımsal girdiler arasındaki fiat

ilişkilerini gelir ve fiat elastikiyetiıii etüd ve degerlendirme, fiatprojeksiyonlarını yapma, m) Tarımsal girdi-çıktı (lnput-Output), işçilik, arazi-fayda-masraf ve benzeri ekonomik

· analizleri ve tarımsal nıaliy~t analizlerini yapma, · - ' n) Üreticileri teşkilatiand ırma, birlikleri ve tarımsal kooperatifleri kurma ve geliştirme, tarımsal

sigortalama ile ilgili teknik ekonomik sorunların çözüm yollarını tesbit etme, o) Tarımsal ürünlerin derecelendirilmesi, tasnifi, ambalaj ve nakliyatı, muhafazası ve piyasaya

arz ı gibi pazarlama teknigine ve ekonomisine ilişkin. hizmetlerin etüdü ile projelerini yapma, yürütme ve kontrol etme, '

p) Teşvik yardımları ve himaye fiatlapnın tayin ve tesbitinde uzmanlık ve müşavirlik hizmetleri yapma.

H-FITOTEKNI ALANINDA:

Bag ve bahçe kültürleri, tarla bitkileri külti.irleri, endüstri bitkileri kültürleri, çayır-mer'a ve yem bitkileri kültürleri, yabani meyve türlerinin kültüre alınması ve işletme içi alanların agaçlandırılmas. konularında;

a) Değişik ekolojik ve ekonomik şartlarda rasyonel yetiştirme, üretme ve plantasyon tekniklerini planlama, '

planlama, programlama, formülleştirme, projeleme, . b) Çeşitli yetiştirme, üretme, tesis ve plantasyon sistemlerinde mahsullerin mevsimlere

dağılışının tanzimi (Sera tekniği ve tufanda yetiştirme vb.) mevsimlik, yıllık ve çok yıllık rotasyon, · teknik girdiler, tesis ve yatırımlar, verimlilik, istihsal, amenajman, ameliorasyon, işletme ve

developman teknikleri ve tedbirleri üzerinde etüdler yapma, planlama, projeleme, yürütme ve bunların.teknik kontrollerini ifa etme,

c) tesis ve benzeri yatırımların korunması, bakım ve idamesi tedbirlerini etüd etme, planlama, projelerini yapma, yürütme ve teknik kontrollerini ifa etme, .

d) Bitki ıslahı, bitki beslem~. fizyolojisi, genetik, biyometri, ampe11ografi, Taxonomy, deneme ·teknikleri ve adaptasyon üzer!nde teknik ve bilimsel etüdler ve araştırmalar yapma,

e) Memleket çeş.itlerinin tesbiti ve yüksek vasıflı fidan, fide, çubuk ve tohum gibi üretim materyalinin elde edilmesi, tasnif ve .standardizasyonu, tescili seitifikasyon ve teknolojileri konularında etüd ve tatbikat projelerini yapma, yürütme ve her çeşit üretim materyalinin kalite

90

Page 95: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

kontrollerin i, muayene, analiz ve ekspertizini yapma, f) Çeşitli işletmelerin yetiştirme ve üretim karakterine, kapasitesine ve çevre ekolojisine göre

mekanizasyon u, sera ve muhafaza tesislerini projeleme ve donatma, · · g) Mer'a, Çayır ve yem bitkileri kültürleriyle hayvan varlıkları arasındaki' teknik ve işletmedlik

münasebetleri ni etüd etme ve düzenleme/ h) Ürünlerin tasnifi, depolanması, ürünlerin zirai işletmeler bünyesinde soğutma ve diğre

metodlarla muhafazası, ambalajlanması, nakliyat ve pazarlaması teknikleri üzerinde etüd ve projeler yapma, yürütme ve kontrol etme.

1-METEOROLOJI VE ZIRAi METEOROLOJI ALANINDA:

Hava istidlallerini yapma ve değerlendirme, sinoptik, aerolojik, klimatolojik ve diğer rasatları ve fenolojik müşahedeleri değerlendirme, her türlü rasat ve müşahedeleri derleme metodlarını tayin etme, bu işleri planlama, projeleme ve kontrol etme. · ·

J-ZIRAi YAYlM, HABERLEŞME VE MESLEK EC ITIM ALANINDA:

Ziraatın bütün konularında, araştırrrıa.sonuçlarıyla çeşitli kaynaklardan sağlanan lllodern ziraat bilgi ve ternikierin çiftçilere ulaştırılması, öğretilmesi ve uygulatılması amacıyla;

a) Çiftçinin ziraate ilişkin ihtiyaç ve problemlerini etüd, teşhis, tesbit ve muhit şartlarına göre çözüm yollarını bulma ve gerekli tedbirleri çevre, yöre, bölge ve yurt çapında formülleştirme,

b) Köy kalkınmasının temel unsurlarından -biri zirai yayım, sistem ve hizmetlerini yersel ihtiyaçlara ve problemlere göre köy ve köy grqpla'rı, çevre veya bölge seviyesindeki zirai kalkınma deseenieri içinde planlama ve programlama, projelerini yapma, tatbikata intikal ettirme, tatbikatını S!'!Vk ve idare etme, koordine etme, sonuçları değerlendirme ve kontrolunu yapma,

c) Zirai yayım metodlarını seçme, geliştirme ve çevre özellikleri ve yayım sistemindeki prensipiere göre münferit, grup ve kampanya Şeklinde uygulamasını öğretme yürütme, düzenleme ve izleme,

d) Zirai yayım ve eğitimde kullanılan haberleşme araçlarını ve gereçlerini ve her türlü neşriyat materyalini seçme, hazırlama,

e) Teşkilat ve müesseselerde kalifiye işçi, usta ve teknik yardımcı eleman olarak çalışacakların, çitfçi çocuklarının, genç ve yetişkin çiftçilerin eğitimi için, yaşadıkları çevrelerin ziraat şartlarına ve ihtiyaçların'a uygun olarak haftalık, aylık, mevsimlik, yıllık ve çok yıllık eğitim yapan, pratik bilgi ve maharet kazandıran kursların, eğitim merkezlerinin ve ziraat okullarının müfredat, program ve eğitim metodlarını hazırlama, eğitim ve öğretimi yürütme, düzenleme ve bu faaliyetleri izleme ve değerlendirme,

f) Zirai yayım, haberleşme ve meslek eğitimi için gerekli teşkifiitı kurma, yeniden düzenleme sevk ve idare etme ve faaliyetleri izleme .ye değerlendirme.

K-DICER ZIRAi HIZMET VE FAALIYETLER:

Yukarda sayılan zirai hizmet ve faaliyetlerin gerektirdiği; a) Yetiştirme, ıslah, üretme, teknik ve bilimsel araştırmalar yapma, b) Teknik kontrol, muayeneveekspertiz hizmetleri ifa etme, c) Etüd, keşif, plan ve projeler yapma, uygulama ve kontrollerini yapma, d) Her türlü değerlendirmelerde bulunma, e) Danışma ve proje büroları ve laboratuvarlar açma ve yönetme, f) Müesseseleri ve işletmeleri kurma, bunları şevk ve idare etme, mes'ul müdürlük, uzmanlık ve .

müşavirlik görevleri alma, · g) Bilirkişilik ve hakemlik yapma, h) Toprak, su, gıda, yem, kimyevl gübre, ilaç ve bitki tahlilleri yapma, i) Teknik elemanları yetiştirme, teknik entermasyon ve yayım hizmetlerini planlama, yönetme

ve uygulama. Yetkiler

MADDE4:

Ziraat Yüksek Mühendisleri mesleki iştigal ve ihtisas sahaları dahilinde ve formasyonlarının gerektirdiği seviyede olmak üzere, tüzüğün 3. maddesinde başlıcaları açıklanan zirai hizmet ve faaliyetlerde bulunmaya, lisansiye oldukları veya ihtisas yaptıkları sahalara ait keşif, plan ve

91

Page 96: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

projeleri hazırlamaya ve tatbik etmeye yetkilidiler.

Lisans

MADDE S:

Bu tüzüğe göre; a) Türkiye Ziraat Fakültelerinde bölüm esnasına göre öğrenimini tamamlamış olan Ziraat

Yüksek Mühendisleri, mezun oldukları bölünmelerden, bölüm esnasından önce öğrenimini tamamlamış olanlar ise zirai yayım, haberleşme ve mesleki eğitim sahasında lisanslı sayılırlar. ·

b) Herhangi bir kamu kuruluşunda üç yıl süre ile başka bölüme ait zirai hizmet ve faaliyette bulunan ve çalıştığı kuruluştan başarılı olduklarına dair pelge alan Ziraat Yüksek Mühendisleri; o bölümden lisanslı sayılırlar. Bu husus, Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu kararı ile, özel deftere işlenir. .

Ruhsatname harcı

MADDE6:

Yabancı memleketlerin ziraat Fakültelerinden veya yüksek ziraat mekteplerinden mezun olup yüksek mühendislik vasfını haiz bulundukları Milli Eğitim Bakanlığınca tasdik edilmiş olanlara; . Türkiye hudutları içinde Ziraat Yüksek Mühendisliği sıfat ve yetkisi ile faaliyette bulunmak üzere Tarım Bakanlığı tarafından Ziraat Yüksek Mühendisi ruhsatnamesi verilir. Bu ruhsatnamelerden genel hükümler dairesinde harç alınır. Yürürlük

MADDE7:

7472 sayılı kanunun 6. maddesi gereğince Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Bakanlığı ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından müştereken tanzim edilmiş ve Danıştay' ca incelenmiş olcin bu tüzük hükümleri, Resmi Gazetede yayım tarihinden itibaren yürürlüğe girer. Yürütme '· MADDE B:

Bu tüzük hükümlerini Bakanlar Kuruı'u Yürütür.

92 '

Page 97: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:8

SAYIN Cemal KÜLAHLI Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı ANKARA

18.1.1980

Dünyada ve ülkemizde besin üretimi ve beslenme sorunu her geçen gün çok daha büyük boyutlara ulaşmaktadır.

Halkımızın gereği gibi beslenmesi, tarımsal üretimin toplum ·yararına uygun olarak artırılması, _ tarımla uğraşanların emeğinin değerlendirilmesi için gereken önlemlein alınması, Anayasamız tarafından Devletimize verilmiş görevler arasındadır.

Ancak, uzun yıllar tarıma ve tarımsal teknomojiye gereken _önemin verilmemesi, halkımızın yeterli şekilde beslenmemesine neden olduğu gibi tarım ürünlerinin de değerlendirilmemesi sonucu ekonomimiz her yıl büyük kayıplara uğramaktadır.

Dünya'da hızla gelişen gıda teknolojisi ve buna paralel çalışmalar son yıllara kadar ülkemizde göz ardı edilmiş ve konuya ciddi bir yaklaşım gösterilmemiştir. Bunun doğal sonucu, gıda teknolojisi yeterli ve istenilen düzeyde gelişim göstermediği gibi çok kısıtlıda olsa bu alana götürülen hizmetlerdeki dağınıklık çözümleri güçleştirmiştir.

Ülkemiz sorunlarının artık göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaşması ve toplumsal baskılar, besin üretimi denetiminin ve beslenme sorunlarının çözümünde etkili bir yapının· oluşturulmasını zorunlu kılmış ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde bulunan Gıda Işleri Genel Müdürlüğüne bu yolda büyük görevler düşmüştür. Gözlendiği kadarı ile koriuya ilişkin çalışmalarını son yıllarda yoğunlaştırılan Genel Müdürlük bu yolda belli atılımları gerçekleştirebi im iştir.

Ancak, gerek Bakanlık içerisinde, gerekse ülke düzeyinde varlığını olumlu bir şekilde ortaya koyan ve bunu kanıtlayan bir Genel Müdürlüğün pasifize edilmesi için gıda endüstrisi tekelleri. ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır.

Ülkemiz ekonomisi içerisinde ağırlığını koruyan ve daha uzun yıllarda koruyacağı kuşkusuz bulunun tarım sektörünün geliştirilmesi yolunda ülkenin her köşesinde özveri ile görev yapan Ziraat Yüksek Mühendisleri günümüzde tarıma ilişkin her dalda nice! yönde yeterli düzeye ulaşmıştır.

Diğer taraftan tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde ve -özellikle Ziraat Mühendisliği mesleği içerisinde uzmaniaşma zorunluluğu tartışmasız kabul .edilirken, belli bazı meslek gruplarının kendi uğraşı olanlarını- bir tarafa bırakarak mesleğimizin ana konuları üzerinde söz sahibi olmaya çalışmaları, ulusal' sorunlarımızın çözümüne bir katkı koymaktan öte, sadece iktidar olmanın _çıkarlarına yarar sağlayıcı bir araç olarak kullanıldığı ortadadır.

Günümüzde bir çok meslek mensupları kendi içlerindeki uzmanlık alanlarına saygı duyar ve bu gerçeği toplumun diğer kesimlerine yaygınlaştırmak için çaba sarfederlerken, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan'lığında gözlenen bu çağ dışıtütüm ve uygulamalar, gerek tarıma ilişkin sorunların çözümü, gerekse Ziraat Mühendisliği mesleği açısından kuşku ve üzüntü vericidir.

"Hayvancılık Bakanlığı" kurulması yanılgısı içeresinde bulunanların özledikleri Bakanlığı daha geniş bir tabana oturtabilmek için yıllardan beri Bakanlık koridorlarından parlamentoya kadar, besin ve beslenme sorunlarımızın çözümü için değil, hayvan hastalıklarından ülkemiz ekonomisinin her yıl uğradığı yaklaşık 20 milyar liralık kaybıda göz ardı ederek, hayvan besleme ve yetiştirmeciliğinden süt' e, et' e, yeme ve gıda'ya kadar tarımın en temel unsurlarına sahip çıkma uğraşıları ve kamuoyunda bu konuya ilişkin çözümlemelerde kendilerinin söz sahibi olmaları gerektiği imajını, şerefli bir mesleği ve bu meslek mensuplarını karalama bahasında olsa yaratmaya çalışmaları kuşku ve endişe vericidir. ·

· Bugün kendi amaçları doğrultusunda yüzlerce Ziraat Yüksek Mühendisinin görev yaptığı bu Genel Müdürlüğü nasıl yozlaştırıp işlevsiz hale getireceklerini, gıda teknologlarını büyük bir hızla etkisiz kılıp, yıllardır dokunulmariıış gıdaya ilişkin sorunları daha da karmaşık ve çözümü zorlaşan bir yığın haline sokacaklarını çok kısa sürede birlikte izleyece~iz.

93

Page 98: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Türkiye Cumhuriyeti bu güne kadar kurumları ile ayakta kalmıştır. Bu kurumların mesleksel veya· kişisel çıkarlin ugruna feda edilmesi, ülkemizin gelecel!i kendilerine teslim edilmiş kişilerin daha başlangıçda ülke sorunlarına bakışlarını ve onları ne derece ciddiye aldıklarını kanıtlamaktadır;

Umarızki, Sayın Bakan ülke tarımının gerçeklerini bir kenara iterek, yandaş gözüken şövenistiere sandalye ikram etme telaşı içerisinde olmasın.

Ve yine umuyoruzki, her şeyin üstünde tuttugumuz ve önünde gördüi!ümüz ülkemiz çıkarları göi: ardı edilmeden (;ıda Işleri Genel Müdürlügü gerçek sahipleri Ziraat Yüksek Mühendislerine teslim edilsin. __

Bilime ve onun gerçeklerjne inanan bir ça!!daş insan gibi biz Ziraat Yüksek Mühendisleride bu konuda da yı lmadan sonuna kadar mücadele verecel!imizi bir kez daha belirtiriz.

94

Saygı larımızia TMMOB

'ziRAAT MÜHENDISLERI ODASI Yönetim Kurulu Adına

Başkan

Dr.Aii KARABULUT Ziraat Yüksek Mühendisi

Page 99: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK: 9

TARIMSAL EGITIMIN 134. YILDÖNÜMÜNDE TMMOB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI BAŞKANI Dr. Ali KARABULUT'UN TARIMSAL EGITIM ZIRAAT MÜHENDISLERININ SORUNLARI, HÜKÜMETIN TARIM POLITIKASI GIDA-TARIM HAYVANCillK BAKANLIGI ILE KÖYIŞLERI VE KOOPERATIFLER BAKANLIGlNDAKI UYGULAMA VE ATAMALARA ILIŞKIN BASlN TOPLANTISI

100CAK 1980.

TRT ve Basının Değerli Temsilcileri, Yeryüzünde ilk buğdayın binlerce yıl önce yetiştiği yöre Doğu Anadolu Bölgesi' dir.· Milattan

önce 6700 yılından kalma kömürleşmiş buğday daneleri bu bölgemizde bulunmuştur. Anadolu insanı uzun süre kendi çağlarının en gelişmiş yöntemleriyle tarım la uğraşmış ve bilgilerini başka toplurnlara aktarmışlardır, Daha 10. yüzyılda Anadolu insanının yazdığı önemli"tarımsal yapıtların varlığı bu savı doğrulamaktadır. Ancak daha sonraki dönemlerde Osm;ınlı Devletiniri batı ile· ilişkilerinin ve ekonomik yönden batıya bağımlılığınin artmasına koşut olarak o dönemin değer ölçülerine göre·ileri tarımsal üretim ilişkileri ve tarım kültürünün bozulduğu gözlenmektedir. Toplumsal değer yargılarındaki çözülme kaderciliğin toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi tarım kesimindede hakim unsur haline gelmesine neden olmuştur. Böylece tarımsal üretimin bir bilim ve teknik işi olmak yerine tanrının lütfu olduğu inancı yaygınlaşarak bir tutuculuk kaynağı haline gelmiştir. Her yıl10 ocakta yıl dönümünü kutladığımız Tarımsal öğretim bundan 134 yıl önce bu tutuculuğa karşı Istanbul Yeşilköy'de kurulan ilk tarım okulu ile bir tepki olarak doğmuştur Tarımsal Eğitimin her düzeyde hız ve etkinlik kazanabilmesi ise Cumhuriyet döneminde gerçekleşmiştir. Bu dönem içerisinde yüksek düzeydeki tarım okullarını bitiren Teknik Elemanların sayısı bugün 10000 aşmıştır.

Tarımsal eğitimdeki bu olumlu gelişmelerin sonucu teknik bilgi ve eleman potansiyeli bakımından önemli bir güce ulaşan ülkemizin tarımsal yapısı ve üretim toplumun gereksinimlerini karşılayacak düzeyde.olmadığıda bir gerçektir. Nitekim bugün buğdayda dekara ortalama verim 150 kğ, her türlü yem bitkisi tohumu üretiminin yok denecek düzeyde olması ile çayır-mera'ların ağır tahribatjle yok edilmesi ve sığırlarda yıllık süt veriminin 600 kg, karkas (gövde et) ağırlığının 90 kg; koyunlarda yapağı veriminin 1-15 kg, kuzularda ise karkas ağırlığının yalnızca 8 kg olması tarımsal üretimimizin hangi dü'zeyde kaldığının açık kanıtlarıdır. Buna bağlı olarak ülkemizde kişi başına yıllık et tüketimi 17,8 kg, süt tüketimi 93 lt, yumurtatüketimi 3.2 tanedir. (bu değerler ileri ülkelerdeki tüketim değerlerinin çok altındadır). Hayvansal kökenli besin kaynakları tüketiminin çok düşük olmasının doğal sonucu olarak 'kişi başına günlük hayvansal protein tüketimi 16-17 g.mı geçmemektedir. Genel anlamdaki bu yetersizliğin yanısıra, beslenme sorcınu, toplumdaki çeşitli sınıf ve ileri geri kalmış yöreler arasından daha büyüktür.

Bu durumun başlıca iki ana nedeni vardır. Bunlar · 1-Bugün kırsal alanda yaşayan 453.809 çiftçi topraksızdır. Bu kesimde yaşayan ve toprağa

gereksinim duyan 829.149 çiftçi ailesi vardır. 20 dönümden küçük topraklara sahip 1.322.623 çiftçi ailesi toprak sahibi çiftçi ailelerinin % 44,6 nı oluşturmaktadır. Buna karşın toplam mülk topraklarının% 14,1 ni ellerinde bulunduran SOO dönümden büyük toprağa sahip 24680 çiftçi ailesi, toprak sahibi çiftçi ailelerinin ancak binde 8'ini oluşturmaktadır. Ayrıca, 1000 dönümden büyük topraklara sahip 5.277 toprak ağasının ortalama işletme büyüklükleri 2142 dönümdür. Sonuçta toprak sahibi çiftçilerin onda dokuzu 100 dönümden küçük topraklara sahip olup, toplam mülk topraklarının ancak yarısını ellerinde bulundururken, top-lam toprak sahibi· ç_iftçilerin onda birini oluşturan toprak ağaları ve beyleri, toplam mülk topraklarının diğer yarısına sahiptir. Bunun yanısıra: tarımda kapitalistleşme süreci ve bugüne dek uygulanan tarım politikaları Türkiye tarımında cüce ve

. küçük işletmelerin giderek artan bir ağırlık taşımalarına neden olmaktadır,. Böyle bir tarımsal yapıdan ülkenin ve toplumun gereksinimlerini karşılayacak üretim artışlarını beklemek hayald ir. ·

ı-ülkemizdeki hakim dışa bağımlı tekelci kapitalist sistem ile bu sistemin dayatması sonucu. tarımsal kalkınmanın vazgeçilmez unsurlarından olan Ziraat Mühendisleri tarımsal üretimde karar alma, denetleme ve yürütme sürecinin dışına atılmıştır. ·

95·

Page 100: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Çünkü tüm önemli tarımsal yatırım kararları, yabancı bankaların ve firmaların etkinli!!i ile alınmakta, tüm büyük projelerin planlama, projelendirme uygulamaları ve denetleme hizmetleri yabancılar tarafından karşılanmaktadır.

-Ülkemizde mevcut 10000 aşan Ziraat Mühendisinin % 80 ni devlet sektöründe görev yapmaktadır. Bu sektörde görev yapan Ziraat Mühendislerinin yaklaşık % 40 kadara Ankara, istanbul, i zmir gibi büyük kent merkezlerinde, % 80 kadarı 67 kent merkezinde görev yapmaktadır.

Ziraat Mühendislerinin yaklaşık % 53.5i kendi ihtisas alanlarının dışındaki alanlarda çalışmaktadır.

-italya'da Ziraat Mühendislerinin % 28,i tarımda, % 13,li tarımsal sanayi, % 60,ı hizmetler sektöründe çalışmaktadır.

-Türkiye'de ise Ziraat Mühendislerinin % 93,ü hizmetler sektöründe sadece % 7,si tarım ve tarımsal sanayi sektöründe çalışmaktadır. Bu sayısal veriler Ziraat Mühendislerinin tarımsal üretim süreci içerisinde doğrudan görev alamadıklarının açık kanıtıdır.

-Ziraat Mühendislerinin genel ve özel olarakta işyeri düzeyinde yetki ve sorumluluklarını belirlenememiştir. Ülkenin sınırlı ve en önemli üretim aracı olan binlerce dönümlük tarım alanlarının bitkisel ve hayvansal üretim ile tarımsal sanayinin planlanmasında Ziraat Mühendislerinin proje ve denetimine gerek görülmemektedir. Sonuç olarak dışa bağımlı tekelci kapitalist sistem Ziraat Mühendislerinin bilgi, beceri ve yeteneklerinin kullanılmasını sınıriayarak onları üretimden koparıp masabaşı memuru durumuna düşürmektedir.

Tarımsal öğrenirnin 134. yıldönümünü kutladığımız bu günde gerek tarımımızdaki üretim ilişkileri, gerekse Ziraat Mühendislerinin tarımımızı yönlendirecek biçimde çalışma etkinliklerinin engellenmiş olması ekonominin ve toplumun gereksinimleri doğrultusunda tarımsal üretim artışlarını sağlayamamaktadır. Bu sorunlar çözümleninceye kadar tarımsal öğretimin yıldönümleri bir kutlama töreninin çok ötesinde sorunların çözümü doğrultusunda çalışma ve mücadele yöntemlerinin beli~lenip yönlendirildiği günler olması gerekmektedir.

Bunların yanısıra tarımsal öğrenirnin 134. yıldönümünde, genelde hükümetin proğramı ile uygulamaları ve özelde kırsal alana hizmet götüren ve büyük ölçüde Ziraat Mühendisi isdihdam eden Gıda-Tarım-Hayvancılık Bakanlığı ile Köyişleri ve Kooperatifler Bakanlığının bugüne kadarki uygulamalarına bakıldığı zaman tarımımızın ve mesleğimizin geleceği açısından karamsarlığa düşmernek elde değildir.

-Bilindiği gibi hükümet programının yapısı işbirlikçi tekelci burjuvazinin dikte ettirdiği bir metin görünümündedir. Programın tarıma ilişkin bölümlerinin incelenmesi halinde de bu gerçek daha açık bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Nitekim programda yer alan "Yeşil plan (yeşil Devrim) yıllardan beri feodal toprak ağaları ve tarım kapitalistlerinin ekonomik örgütü' "Türkiye Ziraat Odaları Birliği" tarafından önerilen bir ilke oliıp, ABD emperyaljzmi kökenlidir. Geri kalmış ülkelerde yoksul kır emekçilerinin feodal üretim ilişkilerini kırarak insanca yaşama ve sömürüye· son verme uğraşılaı·ı saptırma, engelerne aniacı ile ABD tarım kurarncıları tarafından ortaya atılan bu ülkelerdeki işbirlikçi

· siyasal iktidarlar aracılığı ile uygulattınlmaya çalışılan bir kurarn olup torak ağalarının elinde toprakların hızlı birimi ile tarımda kapitalistleşmeyi öngörür; Programda bu ülkenin ve buna bağlı olarak "100 milyon dönümlük arazinin sulanması" ilkesinin getirilmesi hükümetin toprak ağalari elinde sermaye birikimini hızlandırarak" tarım topraklarının ağaların elinde toplanmasını amaçladığının kesin kanıtıdır. Nitekim bu 1 politikanın bir parçası olarak hükümet programında" "'Toprak Reformu" ye• almadığı gibi, Beş yıllık kalkınma planı" 1980 yılı icra planından da .çıkarılmıştır.

-Yine bu politikanın bir yansıması olarak G!.T;veH Bakanlığının yeni atanan üst düzey yöneticilerinin atanmalarının üzerinden hen iz 8-10 gün geçtikten sonra tarımımızın çözüm bekleyen acil sorunlarının çözümü doğrultusunda çalışmalar yapmak yerine Bursa'ya giderek Türkiye Ziraat Odalarının ll ve Ilçe düzeyindeki kongrelerinde birliğin yönetimini ellerinde bulunduran toprak ağalarının kazanımları doğrultusunda kulis çalışmaları yapmaları yeni bakan ve atadığı yöneticilerin toprak Ağaları ile bütünleştikleri ve Ülkemiz tarımının toprak ağaları ve onların ekonomik siyasal örgütü TZOB tarafından yönetilmekte olduğununacık göstergesidir.

Bir aylık dönem Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının tarım politikasın.da egemen unsurun politikasızlık olduğunu göstermiştir. Tarım; tarımsal ürünlerin planlanma, üretim, değerlendirme ve tüketimi aşamalarını bir bütün olarak içeren ekonomik bir faaliyettir. Bu en basit bnimsel gerçeği gözardı eden bakanlık yöneticileri Et-Balık' kurumu ve Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüklerinin Ticaret Bakanlığına bağlanmasına gözyumarak bu bütünlüğün bozulmasına ve bu yollada ticaret burjuvazisinin aracının tefecinin tarımsal tiretim üzerinde kontrol ve etkinliğini artıracak bÜrokratik duzenlemeye gözyummuşlardır. Nitekim TMO sözleşmeli çiftçilerden çeltik alımını durdurarak, yoksul çeltik üreticisinin aracı-tefeci tüccarların eline düşmesine neden olmuşlardır.

96

Page 101: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Ülkemize döviz sağlayan en önemli tarımsal ürünlerden narenciyenin gerek iç pazar gerekse dı pazarlara nakli için hiçbir önlem alınmcımakta ve yüzbinlerce ton narenciye mazotsuzluktaı tarlalarda çürümeye terk edilmektedir.

-Yine mazotsuzluk nedeni ile yem fabrikalarına yem ham maddesi taşanamadığından yerr fabrikaları durma noktasına gelmiş bulunmaktadır. Önümüzdeki günlerde özellikle Doğu AnadoiL Bölgesinde kesif yem ve kaba yem yokluğu sonucu yetersiz beslenme nedeni ile hayvanlarda salgın hastalık ve ölüm olayları artacaktır. Bu sorunun bir başka yönüde Doğu Anadolu'daki kasaplık hayvanların büyük şehirlere nakledilmemesi sonucu büyük şehirlerde et darlığının ortaya çıkmasıdır.

-Soğuklar ve yakıtyokluğunedeni ile konutlarında ısıtılamaması halkımızın beslenme sorununu gündeme getirmiştir. Normal hava sıcaklığında erkeğin günlük besin maddeleri gereksinimi 3200 kalori 75 gm protein 560 ünite Vitamin A, kadınların ise 2303 kal or i, 65 gm protein 560 ünite Vitamin A dır. Soğukta ise özellikle kalori gereksinimi her 10 c soğumaya karşı % 5 artar. Bu besin maddelerini sağlamak için büyük ölçüde şeker, bal, pekmez, reçel, yağlı hamur işleri, kuru meyveler, yaş meyve ve sebze ile beslenmeye ağırlık vermek gerekmektedir. Aksi halde konut ve işyerlerinin de ısıtılamaması sonucu beslenme yetersizliği nedeni ile zayıflama, halsizi ik, güçsüzlük, solunum yolları enfeksiyonu, kabakulak, kızamık gibi hastalıkların ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Anormal fiat artışları sonucu emekçilerin alım gücünün çok üstünde fiyatlara ulaŞan yukarıdaki yiyecekleri satın alabilmeleri olanaksızdır. Beslenme açısında bu kadar ağır sorunlar ortadayken, hükümet ve ilgili bakanlıklar bu sorunu çözümiemek yerine yalan ve demagojiye dayalı memur kıyım ı yapmaktadırlar. .

Yukarıda sıraladığımız örnekler mevcut hükümet ve tarıma hizmet görünen bakanlıkların ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik bunalımdan çıkmasında en büyük potansiyele sahip tarım kesiminden etkin bir biçimde yararlanma yönünde hiçbir çalışmalarının olmadığını göstermektedir. Buna karşın her iki bakanlıktada çeşitli makamlar kişisel yarar sağlama araçları olarak değerlendirilmektedir. Nitekim bu bakanlıklarda son 1-2 aylık dönem içerisinde gittikçe yoğunlaşan görevden alma ve kıyımların ötesinde üretilebilmiş somut hiçbirşey yoktur. Kışın en ağırkoş ullarında Gıda Tarım.ve Hayvancılık Bakanlığı ile Köyişleri ve Kooperatifler bakanlıklarında kadın . erkek demeden yüzlerce meslektaşımız. ülkenin en uzak yörelerine sürülmekte, eşleri ve çocuklarından ayrılmaktadırlar. Yasa ve insanlık dışı atama ve nakillerin ötesinde bakanlıklar basıln;ıakta (GTHB ·Süt Endüstrisi· Kurumu Genel Müdürlüğü geçtiğimiz hafta MHP li faşist komandolarca basılarak çalışanlara saldırılmıştır) Işgal edilmektedir. ·

1. ve 11. MC dönümlerinde 4000 Ziraat Mühendisi sürülmüştür, Tarımsal Eğitimin 134. yıldönümünde de aynı yönde gelişmeler görülmektedir. Bu tür uygulamalar geçmişte olduğu gibi bugünde faşizme ve sömürüye karşı mücadele gücümüzü artırmaktan öte bir sonuç getirmeyecektir.

Saygı larımızia TMMOB

ZIRAAT MÜHENDISlERI ODASI Yönetim Kurulu Adına

Başkan Dr.Aii KARABULUT

Ziraat Yüksek Mühendisi

97

Page 102: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK: 11 TARIH: 19.7.1979

TMMOB HARITA VE KADASTRO MÜHENDISLERI ODASI ILE ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI, URFA'DA TOPRAK REFORMU UYGULAMASI SONUCU KAMULAŞTIRILIP ÇOK AZ BIR KlSMI YOKSUL KÖYLÜLER~ OAClTilAN TOPRAKLARIN TOPRAK AGALARINCA IŞGAL EDILMESI OLAYI NEDENIYLE BASINAAŞAGIDAKI AÇIK~AMAYI YAPMlŞTlR.

· Açıklama metni aynen şöyledir: Bilindiği gibi, Urfa'da Toprak Reformu Uygulamasıyla 1 Milyon 616 bin dönüm arazi

kamulaştırılmış ve bölgede altyapı yatırımları için sadece Toprak Reformu Müsteşarlığı Bütcesinden 1,5 milyar liralık bir harcama yapılmıştır.

1 milyon 616 bin dönüm arazinin kamulaştırılmasına rağmen sadece 230 bin dönüm arazi 1218 aileye dağıtılmıştır. Yani Toprak Reformu Yasasının çıkmasından, uygulamanın başlamasından yasanın 10 Mayıs 1978 de yürürlükten kalkmasına kadar büyük yatırımların yapılmış ve örgütlerin kurulmuş olmasına ve büyük patırtıların çıkartılmış olmasına rağmen toprak dağıtımından sadece 1218 aile yararlandırılmıştır.

Bu durumda, kamulaştırılan toprakların ancak 1/8 i yoksul köylülere dağıtılmış, dağıtılmayan araziler ise sembolik kira bedeliyle büyük toprak ağalarınca işletilmesine devam edilmiştir.

Urfa'da Toprak Reformu Uygulamasının başladığı gunden, yasanın Anayasa Mahkemesince iptal edilerek yürürlükten kalktığı 10 Mayıs 1978'e kadar geçen süre içinde neler yapılmıştır?

1-Toprak Reformu uygulaması için Urfa'da tamamlanan Tapulama sonuçlarına göre 16 milyon 620,bin dönüm arazinin 8 milyon 525.bin dönümü kazandırıcı zaman aşı mı ve zilyelik yoluyla büyük toprak ağalarına tapulanmıştır. Küçük köylülerin mülkiyetine geçmiş <;>lması ya da topraksı.z ve az topraklı köylülere dağıtılması gereken bu toprakların; Tapulama yasası yoluyla büyük toprak sahiplerinin mülkiyetine verilmesi yoksul köylünün hakkının gasbından başka bir şey değildir.

2-Bu yolla büyük toprak sahiplerinin mülkiyetine geçmiş bulunan arazilerin 1 milyon 616.bin dönümlük kısmı milyonlarca lira ödenerek kamulaştırılmış, böylece büyük toprak sahiplerine önce tapulanan araziler milyonlarca lira karşılığında yoksul köylülere dağıtılmak üzere geri alınmıştır.

3-Kamulaştırılan bu toprakların sadece 1/8 ini oluşturan 230. bin dönümu yoksul köylülerle dağıtılmış, böylece geri kalan arazinin yine toprak ağalarının denetiminde kalması sağlanmıştır.

Urfa'da ·devlet kazandırıcı Z!'lman aşı mı ve zilyedlik hükümleriyle toprakları kime verdiğini incelemeden ve hiç bir karşılık almadan üstelik Tapulama giderlerini ödemiş, fakat bunun beşte biri kadar bir toprağı kamulaştırabilmek için milyonlarca lira ödemekten kurtulamamış, ayrıca kamulaştırma ve arazi dağıtımı bitmeden bölgeye yaptığı 1,5 milyarlık altyapı yatırımı ve devlet bütçesinden sarfedilen 5 milyarlık bir harcamayla bölgedeki geri mülkiyet yapısını desteklemeye devam etmiştir. Bu uygulama büyük toprak sahiplerinin arazilerini daha kullanışlı bir hale getirmenin ötesinde yoksul köylüye hiçbir şey getirmemiştir .

.Yasanın Anayasa Mahkemesince iptal edilerek 10 Mayıs 1978'de yürürlükten kalkması sonucu bölgedeki uygulamalar ne durumdadır?

1-Kamulaştırılıp dağıtımı yapılmayan 1 milyon 386 bin dönüm arazi büyük toprak sahiplerince işgal edilmiştir. ·

2-Toprak Reformuyla kendisine verilen toprağını bizzat işleyen ve gerçek üretici olan 1218 yoksul köylü ailesine dağıtımı yapılan 230 bin dönüm arazi ise; yasanın yürürlükten kalkmasıyla 1 oluşan boşluktan yararlanan toprak ağalarınca işgal edilmiştir.

Bu durumda, kamulaştırma yoluyla Hazineye geçmesi ve yoksul köylüye dağıtılması gereken arazilerin kamulaştırma bedellerini almaya devam eden büyük toprak sahipleri aynı zamanda yoksul köylüye dağıtılmış olan araziyi ve işgal etmiş ancak bu işgal i önleyecek hiç bir tedbir bu güne kadar alınmamıştıL .

Ülkemizin bağımsızlık ve demokrasi mücadelesinin başanya ulaştırılabilmesi ve gerici ideolojilerin halkın geri ve yoksul yığınları arasında kendine bir kitle tabanı oluşturmasının önlenmesi için demokratik nitelikli bir toprak Reformu Yasası vakit geçirilmeden uygulamaya konulmalıdır.

Odalarımız, büyük toprak ağalarının iktisadi ve siyasi etkinliğine son vererek köy emekçisini özgür yaşama düzeyine yükseltmeyi aniaçiayan bir Toprak Reformunun tüm ülke düzeyinde uygulamaya konulması için mücadele etmeyi ve bu mücadele için yoksul köylülerin örgütlendirilmesinde demokratik kitle örgütlerinin üstüne düşeni yapmalarının demokratik bir görev olduğuna inanmaktadır. ·

100

Page 103: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

E~: 12

GIDA· T ARlM VE HA YV ANCILIK BAKANLICINCA HAZlRLANAN "T ARlMSAL ÜRETIM PLANLAMASI VE IŞ PLANI" KONULU ÇALlŞMAYA ILIŞKIN ODAMIZ GÖRÜŞÜ:

Odamız tarımımızın temel sorunlarindan biri olan, yıllardır tartışılan ancak çeşitli nedenlerle başlatılamayan "Tarımsal Üretim· Planlaması" çalışmalarının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlı~ında başiatılıp ele alınmasını olumlu ve ileride oluşacak gelişmeler açısından umut verici bir başlangıç olarak görmektedir. Bir girişimin ülkemiz gerçekleri do~rultusunda sa~lıklı bir biçimde geliştirilmesi ve disipline edilmesi için başlatılan çalışmaların yo~unlaştırılarak artırılması, ilgili di~er kurumların da katkısının sa~lanarak güçlendirilmesi, bu amaçla, daha geniş bir platformda tartışılarak son şeklinin bu tartışmalar sonucunda oluşması en gerçekçi bir ve yararlı yöntem olacaktır.

Söz konusu çalışma incelenip, ·görüşlerimiz belirlenirken, raporda saptadı~ımız ve katılamadı~ımız (bir çok nedene bağlanabilecek olguların tek nedenle açıklanmak istenmesi, yine bazı gelişmelerin tartışması yapılabilir olaylara bağlanması gibi) ayi'ıntılar üzerinde durmaksızın

, çalışmanın ana hatları üzerinde eleştiriler getirilmesi benimsenmiştir. 1-Tarımımızın Yapısı ve T!irımsalcOretim Planlaması Arasındaki IliŞki Tarımımızın yapısına baktı~ımız zamcı.n yer yer feodal kalıntıların varlı~ını sürdürmesinin

yanısıra hızlı bir kapitalistleşme süreci içerisine girildi~i görülmektedir. Bu gelişmenin do~al sonucu olarak ta tarım topraklarının belirli ellerde yo~unlaşmasının yanı sıra tarımsal işletmelerde hızlı bir parçalanma ve ufalanmada gözlenmektedir. Böylece toprak da~ılımındaki mevcut dengesizlik daha da artarak kır emekçilerinin yoksullaşması ve daha fazla sömürülmesi sonucunu do~urmaktadır. Ülkemizde halen 3.1?5.884 çiftçi ailesi bulunmaktadır.

Bunlardan 2.205.399 çiftçi ailesi 50 dönümden küçük toprakları işiernekte ve bunların işledi~i alan toplam tarım alanlarının% 21.3 nü oluşturmaktadır. 1000.dönümden fazla toprakları işleyen 14.371 toprak a~ası, toplam işlenen alanların %15..4'nüde tarımsal faaliyetlerini sürdürmektedir. Ülkemiz nüfusunun % 60 kırsal alanda yaşamaktadır. Bu nedenle toprak, ülke ekonomisinin temel ögesidir. Ancak, toprak da~ılımında olu~u gibi tarımda gelir da~ılımı da adaletsizdir. Ülkemizde toprak işleyen 3.125.884 çiftçi ailesinden 825.111 çiftçi ailesinin yıllık tarım geliri 5000 TL nin altındadır. Toplartı tarımsal işletmelerin % 60'nı oluşturan 1.877.612 çiftçi ailesinin yıllık net tarın geliri ise 1500.-TL nin altında gerçekleşmektedir.

Yukarıda da belirtti~im gibi ülkemiz tarımında çaMışı toprak mülkiyetinin varlı~ı yadsınamayacak bir gerçektir. Kirsal alanda 453.809 çiftçi ailesi topraksızdır. Bu kesimde yaşayan ve topra~a gereksinim duyan, topraklandırıldı~ında çiftçilik yapabilecek 829.149 çiftçi ailesi vardır. 378.899 çiftçi ailesi 5 dönümden küçük topraklara sahiptir. (Ortalama 3.5 dönüm) 20 dönümden küçük topraklara sahip 1.332.623 çiftçi ailesi toprak sahibi çiftçi ailelerinin % 46'nı oluşturmaktadır. Buna karşın, toplam mülk topraklarının % 14.1'ni ellerinde bulunduran 500 dönümden büyük topra~a sahip 24.680 çiftçi ailesi, toprak sahibi çiftçi ailelerinin ancak binde 8'ni oluşturmaktadır. Ayrıca 1000 dönümden büyük topra~a sahip 5.277 toprak a~asının ortalama işletme büyüklükleri 2142 dönümdür. Bunun yanısıra tarında aracılık ve tefecilik giderek artan bir yo~unlukta sürdü~ü gözlenmektedir. Bütün bu olumsuz unsurların yanısıra çarpık sanayileşme sürecinin tarımımız üzerindeki a~ır tahribatları da özellikle son yıllarda ortaya çıkan bir olgudur. Özetleyecek olursak; -Tarım kesiminde toprak da~ılımı adaletsizdir. -Insan eme~i feodalizmiri ve tarım kapitalizminin temsilcilerince sömürülmektedir. -Tarımda gelir da~ılımı adaletsizdir. -Tarımda üretim ilişkileri demokratik kitle örgütleri ve devlet kontrolünden yoksundur. -Tarımda giderek cüceleşen işletmeler artarken, kapitalistleşme yo~un bir biçimde yaygınlaştırıimak-tadır. . · -Üretimin de~erlendirme ve pazarlanmasında üretici etkin de~!ldir.

101

Page 104: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Buna karşın "Tarımsal üretim Planlamasının Kavramı ve Iş Planı" adlı metin incelendit!i zaman tarımımızın yapısına ilişkin yukarıda sıralanan temel çelişkilerin göz ardı edildit!i açık bir biçimde görülmektedir. Böyle bir tarımsal yapı içerisinde yapının özünün degiştirilmesi ön koşulunu getirmeyecek Tarımsal Üretim Planlaması tarımdaki kapitalistleşme sürecini hızlandırıp, sistemin yerleşmesini satılayacak bir üst yapı kurumunu ya da araçtan başka hiç bir işieve sahip olamayacaktır. Böylece ülkemizdeki mevcut dışa batıımlı kapitalist sömürü sisteminin bir dişlisi olarak görev yapacaktır. Bu nedenle Ziraat M,üheiıdisleri Odası herşeyden önce köz konusu metnin gerekçesine katılmamaktadır.

ll-Tarım P~litlkası jle Tarımsal Üretim Planlaması Arasındaki llintinin Kurulması: Çalışmada' Tarımsal Üretim Planlamasının yapılması ve tarım politikalarının bu planları·

uygulayacak biçimde belirlenmesi önerisi getirilmektedir. Bize göre genel kalkınma stratejisi içinde tarımın yeri ve ödevleri belirlenmeli (diğer bir deyişle

tarım politikası belirlenmeli) tarımsal üretim planlaması ise bu hedeflere ulaşmamızı satılayacak bir araç olarak detıerlendirilmelidir.

Hazırlanan üretim planlarının uygulamaya geçirilmesi için (fiyat, subvansiyonlar, yatırımlar, kredi, vergileme gibi) araçların hangilerinin ve ne ölçüde kullanılacagı, amaçlarla araçlar arasındaki tutarlılığın sağlanması çok önemlidir:

Planların uygulamaya geçirilmesinde fiyat desteği biçimindeki uygulamaların (raporda önerildiği gibi) ağırlık kazanması, fiyat dışı destek araçlarının kullanım· alanlarının gen işletilmesi, araçların seçiminde, bölge ve il düzeyinde toplumsal ve tarımsal yapı ÖLeliikierinin göz önünde bulundurulması gereklidir. · '

lll- Tarımsal Üretim Planlamasını Zorunlu Kılan Nedenlerin Ortaya Konulması: Tarımsal Üretim Planlamasının Kavramı ve Iş Planı "konulu çalışmada her proje çalışmasında

yapılması gereken çalışmayı gerektiren nedenler, doğan zararlar ve çalışma ile yaratılabilecek fayda somut verilere gidilerek verilmemiş, kritik sorun alanları gösterilmiştir. Planlar, hedefle~, ve gerçekleşme oranları üzerinde durulmuş, sonuçlar tanımlanmış, ancak sorunun analiztik tahlilleri yapılamamıştır. Böylece çalışmada öncelikle yüklenilmesi gerekli sorun alanları tamınlanamamıştır.

Ülkemizde, stok birikimi ya da dış alım gereksinimi doğması veya bazı dışsatım olanaklarının değerlendirilmemesi gibi sorunların sadece, bir ölçüde "Tarımsal Üretimin Planlanması" ile özdeştirilmesi, Tarımsal Planlama çalışmalarının yeterli düzeyde ve kapsamda yapılmamasına bağlanması yanlıştır. Çünkü, planlama çalışmalarının yetersizliği ve bunların mekanla bütünleştirilememesi gibi sorunların yanısıra, uygulamayı olumsuz yönde etkileyen diğer etkenler de vardır. ,

Plan hedeflerine ulaşmayı sağlayacak projelerin hazırlanmaması proje stokunun azlığı, verilen yetersizliği, bazı yasal engeller çeşitli kurumların çalışmalarının belli hedefler çerçevesinde bütünleştirilememesi amaç araç arasındaki tutarlılığın sağlanmaması, araçların kullanımında yeterince objektif kalınamaması, zaman zaman politik tercihierin yapılması, bu etkenlerden bazılarıdır. ·

Bu nedenle, sorun iyi irdelenmeli, planlama ile ilgili iyileştirme önlemleri, alınırken, bunu bütünleyecek nitelikteki, projeleme, koordinasyon, eğitim ve yayın, planları uygulamaya geçirecek araçların niteliği, tesbiti, seçimi ve kullanımı üzerinde titizlikle durulmalı, sorunun tümünün çözümünü amaçlayan Önlemler geliştirilmelidir.

IV-"Tarımsal Üretim Planlaması" ile ilgili Iş Planının Hazırlanması: Çalışma, Tarımsal Üretim Planlaması ile ilgili bir Iş Planını içermemektedir. Çünkü Iş Planının

yapılabilmesi için konuya ilişkin mevcut verilerin derlenmesi, gereksinme duyulan diğer çalışma konularının belirtilmesi, ve bunların ne kadar süre içinde kimler tarafından nasıl bir disiplin içinde kimler tarafından nasıl bir disiplin içinde yapılacağının ortaya konulması gerekir. ··

Ikinci olarak, Çalışma Planının. ekonomimizin kası dönem içindeki sorunları göz önü.nde buludurularak kısa orta ve uzun dönemler için yapılması yararlı görülmektedir. Bir yandan sorunu temelden çözümleyecek uzun dönemdeki çalışmalar planlanır ve sürdürülürken, kısa dönemd~, ülkemizin döviz gibi, ivedi sorunlarının çözümüne yardımcı olacak çalışmalar planlanmalıdır. (Belirlenecek·madde grupları itibariyle, pazar araştırmalarinın yapılması ve bunların ürü~ planlarının yansıtılması gibi).

Üçüncü olarak 4'ncü Beş Yıllık Plan Döneminde (pl,an hedeflerini gerçekleştirmek üzere) yapılacağı belirtilen çalışmaların ve alınacak (belli üretim sektörlerinde, girdi ür~tim; tedarik ve. dağıtım sistemlerinin iyileştirilmesi gibi) önlemlerin özellikle yatırımlara dönüştürülerek, uygun olmayan üretim deseninin pekiştirilmesi nden kaçınılmalıdır. .

· Dördüncü olarak ise, Tarımsal Üretim Planlaması ile ilgili Iş Planı oluşturulurken,' planlama ve uygulama sorunu salt ekonomik boyutu ile ele alınmamalı, planlamanın sosyal boyutuyla da ilgilenilmesi zorunlu görülmektedir. (Yöreler itibariyle kaynakların durumu dağılımındaki

102

Page 105: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

dengesizlik,-üretim·biçimleri ve seçilen teknolojinin toplumsal yapı üzerindeki etkileri gibi)' V-Tarımsal Üretim Planlaması ile ilgili Örgütlenme: Tarımsal Üretim Planlaması çalışmalarının gereği gibi yürütülmesi, çok geniş ve nitelikli bir

kadro gereksinimi yaratmaktadır. Bu çalışmaların, sadece Planlama-Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan bir grup ile yürütülmesi olası değildir. ·

Bu konuda hedefe ulaşabilmek için sadece tarımla ilgili Bakanlıklar ve Kuruluşlarının değil, bunu da aşan, Bakanlıklar arası düzeyde (örneğin ·ulaştırma gibi) işbirliği yapılması, politika, program ve yaırım kararlarının bu çalışma çerçevesinde yönlendirilmesi gerekecektir. Bu nedenle bazı yasal düzenlemeler gerekmektedir. Oluşturulması öneriler Yüksek Tarım Kurulunun bu işlevi yerine getirebilece~i. olası görülmektedir. Ayrıca yine Danışma Kurulunun titizlikle bu konunun uzmanı olan kişilerden oluşturulması, zorunlu bulunmaktadır.

Tarımsal Üretim Planlaması çok geniş kapsamlı ve dinamik bir prosestir. Bölge ve ll düzeyinde bir örgütsel düzenleme zorunlu görülmektedir. Bu aşamada örgütsel düzenlemenin yapılıp yapılamayacağı v~ya nasıl-yapılacağı açıklık kazanmamıştır.

Örgütlenme ve çalışmanın yürütülmesi açısından hayati derecede önemli olan konu.- çalışmaya katılacak Bakanlik içi ve dışı kurumlararası ilişkinin nasıl sağlanacağının ve daha da önemlisi bu planları uygulaya·cak çiftçi ailelerinin katılımının nasıl temin edileceğini raporda belirtilmemesidir.. Plan çalışmalarına katılmayan çiftçi örgütlerinin bu planları uygulama olasılığı pek fazla değildir. ·

B~ nedenle, çalışmanın bu eksikliği giderilmeli Kamu Kurumları-Gerçek çiftçi örgütleri ve özel kesim arasındaki iliş!<iler belirtilmeli, ve planlama çalışması ile ilintisi daha örgütlenme aşamasında kurulmalıdır. · ' · -

VI-Tarımsal Üretim Planlaması Çalışmalarının Finansmanı: Üretim Planiarnası çalışmalarının yapılan iş planı çerçevesinde ilgili Kamu Kuruluşlarının

Bütçelerine konulan ödeneklerle ve ayrıca TÜBITAK ile Üniversitelerin katkısıyla diğer bir deyişle kendi öz kaynaklarımızla, finansmanı gereklidir. Uluslararası finans Kuruluşlarının bu çalışma dışında tutulması zorunludur. .

VII-Tarımsal Üretim Planl~ma Çalışmalarının Bakanlık Kuruluşları Üniversiteler, Üretici Örgütleri, Özel Kesim ve Meslek Örgütleriyle Tartışılması Amacıyla Düzenlernelerin Yapılrliası: -

Merkez._ve taşra qüzeyinde (Adana, Erzurum, lzmir ve Ankara'da) Kamu, Özel ve Kooperatif Kesimin ve "Üniverstt~lerin katılımıyla, Tarımsal Üretim Planlaması çalışmaları üzerinde tartışma açılmalı ve uygurama·, bu çalışmaların ışığında yönlendirilmelidir.

VIII-SONUÇ: Tarımsal Üretim Planlaması, tarımsal üretimin disipline edilmesi, planlaması, tüketim ve dış

satım gereksinmelerine en uygun tarımsal ürün desenini oluşturmada yararlanılan bir araçtır. Bu nedenle toplumun ve ekonominin istemlerini karşılayacak iç ve dış pazar talep ve değişimlerini takip ede.rek, gerekli ürün bileşim değişimlerini saptayıp uygulayabilecek aktif bir yapıya sahip tarımsal üretim planlaması örgütünün kurulması zorunluluk haline gelmiş bulunmaktadir. Böyle bir örgüt tarımın üretim, eğitim-yayım, pazarlama ve kredi ile ilgili organizasyonu ile tek elden yönlendirilmesi. ve bu örgütlerde Tarımsal Üretim Planlaması örgütü arasında organik bağların kurulması halinde işlerlik kazanqı.ktır. Tarımsal üretim Planlamasından beklenen faydaların sağlanmasının temel koşulu, tarımdaki çağ dışı üretim ilişkilerine son vererek mevcut sömürü m_ekanizmasının kırılması ile olanakladır. Bu nedenle "Tarımsal Üretim Planlamasının Toprak Reformu ve Demokratik Halk Kooperatifleri ile· bir bütünlük içerisinde ele alınması kesin -bir zorunluluktur" Ayrıca bu kurumun demokratik bir yapıda olabilmesi için kır emekçilerinin örgüt yapısı içerisinde etkin bir biçimde yer alması zorunludur.

103

Page 106: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:13

TMMOB ZIRAAT MÜHENDISLERi ODASI GENEL BAŞKANI DR.ALI KARABULUT'UN 1979 YILI TARIM ÜRÜNLERI TABAN FIYATLARI (HUBUBAT-AYÇIÇECI-ŞEKER PANCARI) VE TARIMSAL DESTEKLEME POLITIKASINA ILIŞKIN GÖRÜŞLERI

29 Mayıs 1 ~79

Basın ve TRT'nin Değerli Üyeleri, Tüm sanayileşme çabalarına karşın, tarım sektörü Ülkemiz genel ekonomisi içerisindeki önemli

yerini korumaktadır. Genel ekonomik yapı içerisinde önemli bir yere sahip olan tarım sektöründe ekonomik-toplumsal açıdan beklenen yarar ve işlevleri sağlamanın temel koşullarından birisi de bu yapının geliştirilmesine yöne'l'ik sağlam, tutarlı ve gerçekçi tarımsal destekleme politikalarının belirlenerek uygulanması ile olanakl ıdır. Ülkemizin 50 yıllık kapitalist gelişme süreci içerisinde tarım kesiminde uygulanan tarımsal destekleme politikalarının salt tarımdan sanayiye kaynak aktarımı endişesinden hareket edildiği kadar, tarım kesiminde kapitalist gelişmeyi hızlandırıp, yönlendirecek biçimde oluşturularak uygulandığı gözlenmektedir. .

Tarımsal destekleme politikası en genel tanımlama biçimi ile, genel tarım politikası hedeflerine ulaşılmasını sağlayacak araçlar topluluğudur. Bu politika fiyat olduğu kadar, fiyat dışı araçlarında belirli bir uyum ve denge içinde kullanılması ile amacına ulaşabilir.

Desteklem_e politikası ürün yapısını ve toplam üretim ekonominin iç ve dış gereksinmeleri doğrultusunda yönlendirmek, işletmelerin çıkarları doğrultusunda işleyen bir pazarlamayı gerçekleştirmek gibi ekonomik, üretici gelirlerinin belirli bir düzeyin altına düşmesini önlemek, özellikle küçük üreticileri desteklemek, tüketiciyi korumak gibi toplumsal amaçlara yöneliktir. Ba amaçların sağlanması ise; . -Üretimin artması istenen ürünler lehine oransal fiyat avantajları sağlayan, tarımsal üretimin hava koşullarına olan bağımlılığını büyük ölçüde azaltıncaya kadar tarımsal üretimde ve dolayısiyle tarım gelirlerinde belirebilecek dalgalanmaları hafifletebilecek ürün taban fiyatları saptamak, -Tarımda verimliliği, bu amaçlada modern girdi kullanımını artırmak için girdi fiyatların i ayarlamak, -Üretim araçları ri ın yaygınlaştırılmasını sağlayarak toprak reformu gibi önlemleri almak, -Tarımın hava koşullarına bağımlılığını en düşük düzeye indirecek, verim ve buna bağlı olarak üretim dalgalanmalarını azaltarak uygun ve etkin bir sulama politikası izlemek, -Yine verimlilik dalgalanmalarını azaltarak ve tarımda verimlilik ve maliyet sorunlarını çözümliyebilecek teknoloji düzenini değiştirecek ve geliştirecek ucuz girdi' sağlama, üretim ve dağıtımını :ı.maçlayan programlar uygulamak,

-Küçük üreticiyi koruyucu bir kredi politikası izlemek, -Tarımda belirsizlik ve risk faktörlerini, azaltıcı tarımsal sigorta kurumunu geliştirmek, -Üreticilerin demokratik halk kooperatiflerinde örgütlenme politikasını etkin bir şekilde izlemek, -Tarımsal destekleme politikasının yürütülmesinden sorumlu bir örgütün ve bu örgütün çalışmalarını düzenleyen bir yasanın geliştirilmesi gereklidir. Bu örgüt bugünkü statik yapıdaki destekleme politikasını dinamikleştirecektir. Tarım politikası paralelinde destekleme politikasıda değişkenlik ve esneklik kazanacaktır. Bu örgüt genel tarım politikası çerçevesinde destekleme politikasının amaç, araç ve uygulama alanlarını saptayacak, fiyat yolu ile destekleyecek. ürünleri seçecek ve fiyat düzeylerini saptayacak, destek programları için gerekli araştırma ve etüdleri yapacak ve yaptıracak, finansman ve pazarlama sorunlarıyla ilgilenecek, iç ve dış pazar haberlerini izleyecek, destek programiarına tümlük ve esneklik getirecektir. ·

Planlı dönemde tarımsal destekleme politikası, tarım politikası ile uyumlu bir şekilde kullanılmadığı gibi, fiyat dışı araçlardan soyutlanmış ve deıha çok fiyat desteği biçiminde eie alınmıştır.

- 1 Özetlemek gerekirse; bu güne kadar uygulanmış destekleme politikasıyla hızlandırılan olgu, tarım kesiminde kapitalistleşme ve mülksüzleşmedir. Fiyat desteğinin dışında devlet yatırım, kredi ve tarımsal mekanizasyon politikası gibi önlemler ve Toprak Reformu, Tarım sigortası gibi uzun dönemli düzeniemelerin kasıtlı o.larak uygulaiımayışı bu süreci hızlandırmaktadır. Destek fiyatl:arı

104

Page 107: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

uygulanmasıyla toprak ağaları gözetilmekte, bu' programlar küçük Öreticileri n, işçilerin ve diğer dar geliriiierin giderek yoksullaşması pahasına yürütülmt;!ktedir. Ama görünüşte büyük toprak sahiplerinin çıkarları, sanki geniş kır emekçilerinin çıkadarıyla özleşmiş gibi gösterilerek uygulama yapılmaktadır. Bu uygulamalar sonucu tarımda toprak kutuplaşması olgusu hızlanmaktadır. Örneğin: En büyük ortalama işletme genişliği, en küçük ortalama işletme genişliğini 1952 yılında 54 katı, 1963 yılında 76 katı olmuştur. .

Büyük toprak sahipleri, küçük üreticilerin alehine kredi olanaklarını genişletmekle, küçük üreticiler giderek zorluklara itilmektedir. Bu olgu sonucu, üretim araçlarını yitiren, mülksüzleşen. üreticiler işsizler grubunu oluşturmakta ve. kenteler doğru itilmektedir. Böylece kırsal kesimde bazı bireyler tüm çabalarına karşın, en temel haklardan olan çalışma, yerleşme özgürlüklerini bile kullanamaz hale düşmektedirler.

1979 yılı uygulamasına baktığımız zaman, yukarıda saptadığımız tüm olumsuz uygulamaların aynensürdürülmekte olduğunu görmekteyiz. Hükümet bu güne kadarki uygulamaları ile geçmiş yıllarda sürdürülen ülkemiz tarım ve kır emekçilerinin çıkarı ile çelişen girdi sübvansiyonu ve ürün taban fiyatı ilanı ile destekleme alımı yöntemini devam ettirmiştir. Nitekim dışarıdan bitkisel yağ alımını önleyecek en önemli bitkilerden olan ayçiçeğinde ilan edilen fiyat bunun somut bir kanıtıdır.

· Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.ce hazırlanan bir raporda, üretici maliyetinin 1978 yılında, 7,65 Tl/Kg olduğu ortaya çıkmıştır. Bu ·_maliyetlere üreticinin çalışmaları için kullanıldığı kredi giderleri ile, yaŞamını sürdürebilmesi için kllrı olarak en azında% 20 üretici kılrının eklenmesi gereklidir. Bu durum 1978 yılında ilan edilen 8,50 TI/Kg'lık taban fiyatının yetersizliği ni açıkça ortaya koymaktadır. Maliyet öğelerindeki artışlargöz önüne alındığında 1979 yılı ayçiçeği ürün maliyetinin 11,50 Tl/Kg dolaylarında olacağı Odamız da yapılan çalışmalar sonucu hesaplanmıştır. Bu maliyeti, 1979 yılında akaryakıta yapılan zamlar, asgari ücretteki artış, Türk Lirasındaki değer düşmeleri ve hayat pahalılığında düşünülerek % 30 oranında bir üretici kllrı eklendiğinde 1979 yılı ayçiçeği taban fiyatının 14,00 Tl/Kg olarak açıklanmasıyla uygun bir fiyat saptanmış olacaktı. Bu günkü, 12.00 Tl/Kg lık fiyatla yağlı tohumlar üretimi için verilen hedefe ulaşılamıyacağı ve dış a!ımın zorunlu

olacağı açıktır. Hububat Taban Fiyatları; Bilindiği gibi hu9ubat ·türleri iÇinde buğday en büyük payı almaktadır.Buğday gerçekten

toplumumuz için çok,büyük önemi olan bir tarım ürünüdür. Tarım işletmelerinin yarısından fazlası buğday yetiştirmekte, hububat üretimi tüm işlenen alanların % 80'ini aşmaktadır. Ayrıca buğday halkımızın beslenmesinde önemli bir besin kaynağını oluşturmaktadır. Bu özellikleri nedeniyle buğd~y diğer hububat birlikte 1938 yılından bugünü değin destekleme programına alınmıştır.

Ülkemizde işlenen toprakların büyüklüklerine göre dağılımiarına bakıldığında küçük üreticilerin tüm arazilerin % 21, 1'ni işledikleri ve bunlarında tüm üreticilerin % 70,6'nı oluşturduklarını görmekteyiz. Buğday yetiştiricileri çoğunlukla büyük üreticilerdir. Küçük üreticiler ekolojik koşullara ve sulama olanaklarına göre buğdayın çlıındaki bitkilerin yetiştirilmesine yönelmektedirler.Bu nedenle küçük üreticiler buğday taban fiyatının uygulanmasıdan en az yarar gören kesim kodlmaktadır. Yine sulama olanaklarının kısıtlı olduğu ta·rımın hava koşullarına bağımlı olduğu yörelerde buğday verimi daha düşük olmaktadır. Buna karşın yoğun yeterli ve sulama olanaklarının b~lunduğu entansif tarım tarım yapılan yörelerde buğday verimi daha yüksek olmaktadır.Buğday tarımı yapan işletmelerin monokültür veya polikültür tarım uygulanan işletme oluşu işletmenin .büyükiOğü, uygulandığı teknoloji düzeyi, toprağın yapısı ve verimliliğini maliyet ve kllrlılık durumunu etkilemektedir.Örneğin Ege'de 1970-1971 de yapılan araştırma işletme büyüklüğünün 60 dekardan aşağı olması halinde zarar 61-100 dekar büyüklükleri işletmelerde önemli sayılabilecek bir sayılabilecek bir kllrın sağlandığı, 100 dekardan büyük işletmelerde ise kllrın en yüksek düzeye ulaştığını göstermiştir.Aynı bölgelerde yetiştirilecek yerli buğdayın ise hiç bir avantajı sağlamadığı saptanmıştır. . .

Gerek iç' tüketiminde halkın beslenmesi ve üreticilerinin iş gücünün değerlenmesinde gerekse dış satırnda döviz .getiren bir ürüı:ı olarak ülke ekonomisinde büyük önemi olan hububat taban fiyatının saptanmasından bölgeler ve çeşitlerin dikkate alınması zorunludur.Ancak bugüne kadar yapılan uygulamalarda bölgeler çok az sayıda tutulmuştur.lşletme büyüklüklerin genelde bütünleştiği yöreler kabacada olsa saptanarak bölge sayısı arttırıldığında küçük üreticilerin hububat taban fiyatı uygulanmasından yararlanma oranı arttırılabilecektir. ·

1979 buğday taban fiyatının, girdi fiyatlarına yansıyan akaryakıt zammı,_ hava koşullarına bağımlılığı, para değerinin devalüasyon ve diğer yollarla düşmenin ve üreticileringeçim standardını etkileyen diğer zamlarda dikkate alınarak saptanmasında zorunluluk bulunmaktadır.

Bu koşullar altında 1979 yılı buğday taban fiyatının (Baş alım fiyatı olarak) Orta, Doğu ve Güney Ooğu, Anadolu Bölgeleri için,

105

Page 108: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

-1979 yılı fındık taban fiyatı SO. 90.~ TL olmalıdır. -Giresun Kalitesi "Fındığa ayrı taban fiyatı verilmeli ve bu değer 54.00.-TL den aşağı olmamalıdır. ·Aracı-Tüccarların piyasa etkinliklerini· kıracak önlemler alınmalıdır. -Fiskobirlik ve demokratik halk kooperatiflerinin fındık alım ve satımındaki etkinliklerini·artıracak her türiii önlem alınmalıdır. ' ~ -Fındık dışsatımının salt Fiskobirlik yoksuk fındık üreticilerinin ·etkinliklerini· artıracak demokratik yapıya kavuşturulmalıdır: \ '

Ziraat Mühendisleri Odası yoksul fındık üreÜcisinden yana mücadelesini sonuna kadar sürdürmeye karari ıdır.

108

TMMOB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI

Yönetim Kurulu Adına Başkan

Dr.Aii KARABULUT Ziraat Yüksek Mühendisi

Page 109: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:15

.. ŞORt/VE YAN.IT ÖZETLERI: .·,

.. ·.·· .-~oru:DestekleriıE! alımlarınpan Odi Ölarak,nea~lıy(jrsunuz,.amacı nedir? . • .. ·. :· Genel.ekonomidefiyat, tüketim ve ure~im arasindaki etkileşrrıeden doğan bir oluşumdur. Bunun :'yoğUnluğu ve Yönü ele alınan piyasa <;lönemine göre.degişebilir; yani piyasaya sunulan ürün miktarı,

·~ ~::-~:Prv~s,~da ol_uş·acak fiyat ü;zerinP~-- 'etk~r:'dir.~:. T~r:ım~n: -dış,rnd_aki. _tüm sektörlerde _piyasaya _sürü lecek ·. ur.üne üreticiler hakimdir;, tarımsal üretimde ise ijretllecek Ürün niteliğini üreticinin dışındaki ögeler

·• belirlerler. Işte bu nedenle, Devlet çiftçinin.·· iradesinin dıŞındaki bu olguyu müdahale şeklinde · !etkisizleştirmeye yöneltmiştir, ·bu çaba Destekleme alımı. kavramının çekirdek amacını

· ölüşturmaktadır. Genellikle ekonomik yönden gelişmiş ülkelerde dahi Devletin tarım ürünleri yei:iştiriciled iÇin özel bir fiyat politikası izlediği, fiyatın dışında bir dizi başka üretimi özendirici önlemler aldığı bil.inmektedir. .. . . . Devletiri tarım ürünleine müdahale etmesinin ekonomik olduğu kadar sosyal içerikli amaçları da

. vardır. Bir ürün klasik üç amaçla üretilir; ülke gereksinmesini yanıtlamak, ,anayiye hammadde

sağlamak, dışalımı gerektiren dövize dayalı gider harcamalarını karşılayacak· dış satıma mal sağlamak. Işte bu üç hedefe mal sağlayabilmek için ürün varlığının devamlılığını sağlayabilmek için Devletin üretimi parasal korunmasını bir anlamda destekleme alımları olarak tanımlayabiliriz.

Amaçlarına gelince: -Üretim dizaynını yukarda değindiğimiz üç amaç için en karlı biçimde ayarlayabilmek,. yani parasai güçle en yararlı en rasyonel üretim · haritalarını oluşturabilmek, üretim planlamasını gerçekleştirebiirnek amacını gü der, üretimini artırmak istediği tür ve çeşitlere, özendirmek açısından yüksek fiyat vermek, azalmasını uygun buldukların'da parasal desteklemernek şeklinde üretimini düş(jrmek amacını güder, -Tarımsal ürün dalgalanmalarını ve doğa koşullarına çok sıkı sıkıya bağlı olan tarım sektörünün olumsuz ürün elde edilen yıllarını koruyabilmek ve çiftçinin zararını minimize edebilmek amacını güder, . . . . . . . . . -Bizim ülkemiz gibi genel nüfusun % · 59 tın un kırsal alanda yaşadığı, aktif iş nüfusunun % 65 inin tarım kesiminde uğraş verdiği. bir toplurı:ıda, tarım dali ile diğer dallar arasında ulusal gelirefen yararlanma oranında 5 kat noksanlık gibi adil olmayan, timrTı kesiminin aleyhine bir oranın oluştuğu toplumlarda sosyo-ekonomik açıdan da. destek kaçınılmaz hale gelmektedir. Ilkel barınak larda, uygar gereksinmelerden yoksun yaşam süren çiftçi toplumu gerçek maliyetin üstünde devlet tarafından fiyat saptanmak suretiyle azda olsa Ödüllendirilebilecektir; yani gelir düzeyini biraz yapay yollada olsa artırmak amacını gütmelidir, -Ülkemizde tarım kesiminde çalışan nüfusun çok büyük bir kısmı mülkiyete sahip değildir; yani kendi öz malı 6lan topraklarda çalışan ve üretim yapan azdır. Var olanlar ise yüz çiftçi ailesinden 100 Dekarın üstünde 3,6 tanesinin arazisi vardır. 96.4 ü ise daha küçük toprak birimlerini paylaşmaktadır. Yani topraksızlar çok yüksek, topraklılar ise çok küçük kısmı büyük sayıları ile paylaşmaktadırlar. Işte bu varsayımdan hareket edildiğinde ürün değil üreticinin desteklenmesi gereği ortaya çıkar.

Şayet sadece üretici desteklenir ise ürün azalması gibi bir durum ortaya çıkabilir.

109

Page 110: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

-Soru: Destekleme alımlarının yararı yoktur veya gereğince yararlı olamadığı gibi bir sav. ortaya çıkabilir mi?

Destekleme alımları kuşkusuz uygulaması kaçınılmaz bir olgudur; desteksiz tarım sektörü düşünülemez, ancak bizim konuya yakl.aşımımız daha değişiktir. Bugüne kadar ülkemizde yıllara ve ürün daliarına göre değişmekle beraber 19-23 tür ürün destekleme alımlarına tabidir; oysa ülkemizde 41 tür tarla bitkisi, 5 tür yem 30 tür sebze, 33 tür meyva, 8 tür hayvansal ürün ekonomik nicelik oranlarında üretilmektedir. Desteğe alınan ürünlerde gerek alansal gerekse rasyonal üretim açısından bir yararın olmadığı apaçıktır. Hatta üretim dengesinin bozulması gibi bir olguyuda bazı ürünlerde görmekteyiz. · ·

Tütünde taban araziye kayış, fındıkta Karçtdeniz 1. kol ve ll. koldan taşıp bir takım endüstri bitkisi bölgelerine kayış gibi. Hele bir de ikame ürünleri arasında parite hesabına önem verilmediği takdirde yağlı tohum-buğday arasındaki dengenin taban fiyatı yoluyla bozulması, yağ kıtlığı, ucuz. fiyatla buğday dış satımı doğurrtıası gibi.

Destekten vazgeçilemeyeceğine göre, bugune değin ki uygulamanın yararıda umulanca görülemediğine göre bunda gerçek ve büyük bir neden aramak gerekir; bu neden ise topraksızlık ve 'topraklılık içinde mülkiyet denge bozukluğudur. Toprak Reformu yapılmamış bir ülkede zaten tarım kesiminde sosyo-ekonomik dengeyi sağlamak olanaksızdır. Hepimizce de kabul edileceği üzere bugün Türkiye'de teknik açıdan taban fiyatı saptanmasında en büyük teknik potansiyel ve bilgi birikimi 9000'i aşan üyesi ile · Odamiz ın elindedir; ancak Odamız taban fiyatlarında maliyet hesaplamalarında anlamsız tartışmalara girmeyi yetersiz bulur, zira içinde bulunduğumuz sistemde kimin neden destekten yararlanacağı belli değildir, aslında gizlideri bellidir, zengini daha zengin fakiri daha fak'ir yapmaya yönelik bu uygulamanın karşısında olmakla, boş uğraşları ve düşülen yanlışlıkları biraz olsun durdurabilir amacıyla karşısında olduğumuzu sık sık yinelemeği uygun buluyoruz.

Küçük çiftçi yığınlarının gelir düzeyini olumlu yönde etkilemek gayesi ile yola çıkıp Devletin kaynaklarından yararlanarak külfeti tüm ülke halkına yükleyerek gerçek uygulamada i.se en büyük payı büyük ve zengin çiftçiye kullandırmak amacıyla yürütülen Destekleme alımlarını benimsernek olanaksızdır. , ·

Parasal yönü yani taban fiyat yönü Destekleme alımlarının bir yönüdür, gene destekleme alımı kavramı içerisindeki girdi· ve uygulanan ucuz fiyat yoluyla üretimi özendirmek diğer yönüdür. Bu sistemde de yararlananlar gene aynı güçler, zarardakiler ise tüm ülke halkı olmaktadır.

Bilindiği gibi Ülkemizde tarım kesimindeki üretim artış hızları, gerek planlı dönemlerde veya daha önceki dönemlerde istenilen büyüklüklere ulaşamamıştır ya da yıllara göre büyük ayrıcalıklar göstermiştir. Artış hızı dengesizi ikieri ve bu hızda ki beslenen büyüklüklere ulaşılamamış. olunması Ulusal gelire doğrudan yansımakta ve Ulusal Kalkınma Planlamanın çok altın.da kahnmasına neden olma)<tadır:

Çağdaş teknoloji gereğince uygulanamamaktadır, üretim doğa koşullarına, çiftçi kaderine terkedilmektedir. Birim alandan elde edilen ürün dünya 'normlarının çok altındadır, Devletin destekleme alımlarını ise bu olguya hiç bir katkısı olmadığı kendiliğinden ortadadır.

Daha öncede değinildiği üzere Destek Politikası tarımsal üretim planın bir aracı olarak kullanılabilse üretim artış hızları istenen büyüklüğe gelebilir, yıllara göre görülen ürün dengesizliği önlenebilir l(e tarımsal ürün dolayısıyla ulusal gelir artışıda·böylece sağlanabilir. Ulusal gelir, artışının yanı sıra kırsal· alan ve şehir arasında oranlı ve dengeli gelir da~ı'lımı' sağlanabilir, beslenme konusu uygar toplumlar ölçüsünde çözümlenebilir, kırsal alandan metropolitenlere göç önlenebilir; bunların oluşabilmesi için ise önce toprak reformu, adil toprak mülkiyet dağılımı, giderek Destekleme, olumlu sonuçlar verebileceği inancımızı belirtmekte bir kez daha vurgulamaktayarar görürüz. ' . ' ·

110

Page 111: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK16

ODAMIZ YÖNETIM KURULU ÜYESI ERDINÇ BAŞTEPE'NIN "TARIMSAL DESTEKLEME POLITIKASI VE ÜRETIME ETKIYE RI" KONULU AÇIK OTURUMU AÇI Ş KONUŞMASI

Sayın Başkan ve Degerli Konuklar, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkezi ile lzmir Şubesince ortaklaşa düzenlenen

"Tanmsal Destekleme Politikası ve- Üretime Etkileri" ·konulu açık pturuina TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası adına hepinize hoŞgeldiniz der katıldıjtınız için teşekkür ederim.

. Sizlere Tarımsal Destekleme Politikası ve uygulama sonuçları ile ilgili genel bilgi sunmaya çalışacaj!ım. ·

Tüm sanayileşme çabalarına karşın tarım sektör.ü, ülkemiz genel ekonomisi içerisindeki öııemli yerini korumaktadır. Genel ekonomik yapı içerisinde önemli bir yere sahip olan tarım sektöründe, ekonomik toplumsal açıdan beklenen yarar ve işlevleri saj!lamanın temel koşullarından birisi de bu yapının geliştirilmesine yönelik saj!lam, tutarli ve gerçekçi bir tarımsal destekleme politikasının belirlenerek uygulanması ile olanaklıdır;. ülkeniizin 50 yıllık kapitalist gelişme süreci. içerisinde tarım kesiminde uygulana~. tarımsal• destekleme politikasının salt tarımdan sanayiye kaynak aktarımı endişesinden hareket edildij!i kadar, tarım kesiminde kapitalist gelişmeyi hızlandırıp yönlendirecek biçimde oluşturularak uygulandıgı gözlenmektedir.

Tarımsal Deste~leme Polit.ikası e.n genel tanımlama biçimi ile genel tarım politikası hedeflerine ulaşılmasını salılayacak araçlar topluluj!udur. Bu politika fiyat oldugu kadar fiyat dışı araçlarında belirli bir uyum içinde kullanılmasıyla amacına ulaşabilir.

Destekleme politikaşı, kalkınma planlarında da belirtildij!i gibi, ürün yapısı ve toplam üretimi ekonominin içi dış gereksinmeleri doj!rultusunda yönlendirmek, işletmelerin. çıkarları doj!rultusunda i5liyen bir pazarlamayı gerçekleştirmek gibi ekonomik; Üretici gelirlerinin belirli bir düzeyin altına düşmesini önlemek, özellikle küçük ve ortaboy işletmeleri desteklemek,y tüketiciyi korumak gibi toplumsal·amaçlara yöneliktir. Bu amaçların saj!lanması ise; -üretimin artması istenen· ürünler lehine oransal fiyat avantajları saj!layan tarımsal üretimin hava koşullarına olan baj!ımlılıj!ını büyük ölçüde azaitmeaya kadar tarımsal üretimde ve dolayısıyla tarım gelirlerinde belirebilecek dalgalanmaları hafifletebilecek ürünler taban fiyatları saptamak, :Tarımda verimlilij!i, bu amaçla da modern girdi kullanımını arttırmak için girdi fiyatlarını ayarlamak, -Üretim araçlarının yaygınlaştırılmasını sa~layacak toprak reformu gibi önlemleri almak, -Tarımın hava koşullarına baj!ımlılıj!ını en düşük düzeye indirecek, verim ve buna baj!lı olarak Oretim dalgalanmalarını azaltacak uygun ve etkin bir sulama politikası izlemek, -Yine verimlilik dalgalanmalarını azaltarak ve tarımda verimlilik ve maliyet sorunlarını çözümleyebilecek teknoloji düzenini degiştirecek ve geliştirecek ucuz girdi saj!lama; üretim ve daj!ıtımını amaçlayanproj!ramlar uygulamak. -Küçük üreticiyi koruyucu bir kredi politikası izlemek. · · -Tarımda belirsizlik ve risk faktörlerinin etkilerini azaltıcı tarımsal sigorta kurumunu geliştirmek. -üreticilerin demokratik halk kooperatiflerinde örgütlenme politikasının etkin bir şekilde izlenmesiyle.olanaklıdır. · ·

Alınması gerekli dij!er bir önlem de, tarımsal destekleme politikasının yürütülmesinden sorumlu bir örgütün ve bu örgütün çalışmalarını düzenliyen bir yasanın geliştirilmesidir.

Planlı dönemde tarımsal destekleme politikası, tanm politikası ile uyumlu ·bir şekilde kullariılmadıgı gibi fiyat dışı araçlardan soyutlanmış ve daha çok fiyat destej!i biçiminde ele alınmıştır. · •

Bugüne kadar girdi sübvansiyonu ve ürün taban fiyatı ilanı ile destekleme alımları şeklinde uygulanmış .{ılan destekleme politikasının tarım kasimine etkisi ne olmuştur. Özlenen dej!işim saj!lanabilriı'"işmidir?

111

Page 112: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Dilha öncede de!!inildiiti Uzere Destek Politikası tarımsal tiretim planın bir aracı olaraı< kuilanılabiise üretim artış hızları istenen büyükiO!!e gelebilir, yıllara göre görülen ürün dengesizli!!i · önlem!bilir ve tarımsal Urlln dolayısıyla ulusal gelir'artışıda.böylece salılanabil ir.

Ulusal gelir artışının yanı sıra kırsal alan ve· şehir arasında oranlı ve dengeli gelir da!!ılımı sa!!lanabilir, beslenme konusu uygar toplumlar ölçüsünde çözümlenebilir, kırsal . alandan metropolitenlere göç önlenebilir.; bunlaFın oluşabilmesi için ise önce toprak reformu, adil toprak külkiyet da!!ıfimı, giderek Oe,s.tekleme, 'o(f.ımlu sonuçlar verebilece!!i inancımızr belirtmekte bir kez daha vurızulamııkta varar ~örQrllı.

Bu tür bir destekleme politikası; 1-Tarım kesimindeki gelir ile tarımın dışındaki kesim arasında .gelir farklılıklarının artmasına

neden olrrıuştur. Bu durum, ülkemizdeki tarım işietmelerinin yapısından kaynaklanmıştır. Tarımla u!!raşan ailelerin % 4,7 si (ki bunların işletme a.razileri 201 dekardan büyüktür) gibi çok küçük bir kısmını oluşturan geniş arazilere sahip işletmeler (tüm tarım topraklarımızın % 40,5 unu oluşturmaktadırlar) ellerinde büyük ölçüde pazarlanabilir ürünün . olması nedeniyle, destek fiyat uygulamasından yararlanmaktadırlar. Buna karşın ancak kendi tüketimini karŞılayabilmek jçin piyasadan alımda bulunmak zorunda olan küçük üreticinin (ki bunlar, arazi genişlikleri 1•50 dekar arasında olup tüm üreticilerin.% 70,6 oluşturmasına karşın işledikleri arazi tüm tarım arazisinin % 21,1 i kadardır) bu uygulamadan ya hiç yararı olmamakta ya da yararı sınırlı kalmaktadır.

Bir yandan küçük bir kesimin Devletin fiyat deste!!inden büyük yararlar saglanması, di!!er yandan büyük bir "küçük,üretici" kesiminin devlet yardımından yararlandırılması, .bireylerin devlet-' yardım ve yatırımlarından eşit ölçüler içinde yararlanması ilkelerine ters düşmekte, tarım kesimindeki dengesizliklerin sürdürülmesi sonucunu do!!!Jrntaktadır ..

2-Tarım işletmelerinin yapısından dolayı, destekleme politikasıyla iç ticaret hadlerinin genellikle tarımın lehine gelişmesi sonucu, artık de!!er, büyük ölçüde geniş topr'!k sahibi a!!aların elinde oluşmakta, ancak bu fonların tekrar tarımda, tarımsaF yapının iyileştirilmesi yönünde kullanımı sağlanmamaktadır. Bunda ana etmen büyük çiftçilerin IJu fonları başka alanlarda kullanmayı yeğlemeleri olmaktadır. Buna karşın, tarımda yatırım yapma işlemleri fazla olan küçük ü'reticiler, bu uygulama sonucu, tarimda daha ileri bir teknoloji uygulama olanaklarından yoksun kalmaktadır. Böylelikle küçük üretici kesimi ilkel teknolojiyi uygulamaya itilmektedir.

3-Ürünlere uygulanan taban fiyatlarının birbirlerine olan etkileri yeterince de!!erlendirilrriemek­te ve politik baskı gruplarının etkisi altında kalınmakta, böylece üreticiyi iç ve dış talebe. uyumlu seçimler yaparak, toprakların verimli . kullanımını gerçekleştirme amacına ulaşılamamakta, ülkemizde arz yetersizlikleri ve arz fazlalıkları gibi sorunlar do!!maktadır.

Yüksek dış konjönktürü izleyen düşük fiyat dönemlerinde, üreticinin önceki gelir düzeyini korumak kaygısı ile dünya fiyatına göre yüksek fiyatla destekleme yapılması stok birikimine ve finansman sorunlarına yol açmaktadır. Aşırı ve sürekli stok birikimlerinin gelir artışı ve parasal genişleme yaratmasına karşılık, talebi bulunan mal ya da hizmet yaratmamış olması, genel fiyat düzeyinde yükselişlere dolaylı katkıda bulunmaktadır. Örneğin, 1973 yılında yüksek fiyat bulduğu için pamuk ekim alanlarının ve üretiminin sorun yaratacak kadar artması, fındık üretiminin doğal ekolojisinin dışına kayması, çay üretiminin işleme kapasitesinin çok üstüne çıkması, çeltik ve yağlı tohum bitkileri üretiminin istenilen düzeye gelmemesi,. tütünde aşırı stokların bulunması fiyat biçiminde uygulanan destekleme politikası ile yetersiz pazarlama ve işleme politikalarının yarattığı sorun.lardır.

4-Fiyat biçimindeki destekleme proğramına alınan ürünlerin her yıl artırılması (20 çeşit ürün dektekierne taban fiyatı proğramındadır). Bu pro!!ramı statik bir yapıya dönüştürmüştür. Destekleme proğramına alınmasına gerek kalmayan ürünlerinde proğram kapsamı içinde kalmasına,

·desteklemesi gereken ürünlerin ise dıŞında kah'nasına neden olmuştur. Bu durum ürünlerin birbirine karşı olan yöresel avantajlarının saptanmasını ve korunmasını zorlaştırmıştır. Dolayısiyle finansman sorunu da artmıştır. .

5-Desteklemenin finansmanı için kaynak saptanmamış olması uygulamanın enflasyonisi kaynaktarla (Merkez Bankası Reeskont kredileri ·ile) finanse edilmesi durumunu ortaya çıkarmaktadır. Bu durum ·ise, genel fiyat düzeyinde yükselmeleri ortaya çıkarmakta ve kentteki işçi, memur ve diğer dar gelirlileri zor durumda bırakmaktadır. Bunun yanında destek fiyattan yararlanmıyan ve tüketim gereksinmelerini piyasadan karşılayan küçük üreticide bu genel fiyat artışlarından etkilenmektedir.

6-Destekleme taban fiyatlarının üreticinin ekim planını yapmadan önce ilan edilmemesi ve ekimi birbirine alternatif bitkilerin taban fiyatlarının ayrı ayrı zamanlarda ilan edilmesi üreticiyi zor durumda bıraktığı gibi . ülke tarımının yönlendirilmesine yön~lik çalışmalarıda başarısızlı!!ı götürmektedir.

11 ~

Page 113: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

7-Denetleme taban fiyatları hasattan önce belirlenen ürünlerde, hasat zamanına kadar girdi fiyatlarındaki yükselmeler, kur ayarlamaları ve devalüasyonlar sonucu taban fiyatları yetersiz kalabilmektedir. · _

Özetlemek gerekirse, bugüne kadar uygulanmış destekleme politikasıyla. hızlandırılan olgu, Tarım kesiminde kapitelistleşme ve mülksüzleşmedir. Fiyat desteğinin dışında alınan devlet yatırım, kredi ve tarımsal mekanizasyon politikası gibi diğer önlemlerle ve kasıtlı olarak uygulanmıyan Toprak Reformu, Tarım Sigortası gibi uzun dönemli düzenlemelerle bu süreç hızlandırılmaktadır. Destek fiyatları uygulanmasıyla toprak ağaları gözetilmekte, bu programlar küçük üreticilerin, işçilerin ve diğer dar geliriiierin giderek yoksullaşması pahasına yürütülmektedir. Ama görünüşte, uygulama büyük toprak sahiplerinin çıkarları, sanki geniş köy emekçilerinin çıkadarıyla özdeşmiş gibi gösterilerek yapılmaktadır.

Bu uygulama sonucu, diğer önlemlerle birlikte tarımda toprak kutuplaşması olgusu hızlanmaktadır.

Örneğin; En büyük ortalama işletme genişliği, en küçük ortalama işletme geniş.liğinin 1952 yılında 54 katı, .1963 yılında 76 katı olmuştur.

Giderek büyüyen büyük toprak sahipleri, küçük üreticilerin aleyhine kredi olanaklarını genişletmekte, küçük üreticiler giderek zorluklara itilmektedir.

Bu olgu sonucu, üretim araçlarını yitiren, mülksüzleşen çiftçiler, işsizler grubunu oluşturmakta ve kentlere doğru itilmektedir. Böylece kır kesiminde bazı bireyler tüm çabalarına karşın, en temel haklardan olan, çalışma, yerleşme özgürlüklerini bile kullanamaz hale düşmektedirler.

FIYAT DIŞI DESTEKLEME ARAÇLARI NELERDlR?

Ülkemizde bugüne kadar destekleme genellikle, "fiyat desteği" şeklinde benimsenmiş, sektör yapısını değiştirebilecek nitelikteki fiyat dışı önlemler gereken ağırlığı kazanamamıştır. Sadece devletin izlediği para maliye ve kredi politikası gibi fiyat dışı araçlarla desteklenmeye çalışılmıştır. Buna karşılık kapitalisleşme olgusunu olumsuz yönde etkileyecek bazı önemli fiyat dışı araçların kullanımından kaçınılmıştır. Bunları şöyle sıralayabiliriz;

1-Üretim araçlarının yaygınlaştırılmasını sağlayacak toprak reformu gibi önlemler alınmamıştır. 2-Tarımın hava koşullarına bağlılığını asgariye indirecek, .verim ve dolayısıyle üretim

dalgalanmalarını azaltacak, uygun bir sul11ma politikası izlenememiştir. 3-Yine verimlilik dalgalanmalarını azaltmak ve tarımda verimlilik ve maliyet sorunlarını

çözümleyerekteknoloji düzenini değiştirecek ve geliştirecek ucuz girdi temioi, üretim ve dağıtımını. amaçlayan proğramlar uygulanmamıştır.

4-Küçük üreticiyi koruyan bir kredi politikası izlenmemiştir. 5-Tarımda belirsizlik ve risk faktörlerinin etkilerini azaltıcı tarımsal sigorta kurumu

geliştirilmemiştir. 6-Tarım üreticilerinin kooperatifler ve birlikler halinde örgütlenme politikası uygulanmamıştır. Tarımsal destekleme politikasından beklenen amaca ulaşabilmek için fiyat biçimindeki

destekleme, yukarıda belirtilen diğer araçlarla uygun ve dengeli bir şekilde kullanılmalı, ayrıca bugünkü uygulamayla toprak ağalarının elinde biriken artık değerin vergilendirme yoluyla tekrar tarım yararına kullil{lılması sağlanmalıdır.

Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odasının düzenlediği bu açık otururnun ileride kır emekçileri yararına _oluşturulacak tarımsal destekleme politikasına önemli katkıları olacağı inancı ile hepinizi saygılarımla sellimlarım.

113

Page 114: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

' )

EK:17

TMMOB METEOROLOJI, ZIRAAT VE FIZIK MÜHENDISLERI ODALARININ '23 MART DÜNYA METEOROLOJI GÜNÜ" NEDENIILE HAZlRLADlKLARI ORTAK BASlN DUYURUSU

22.3.1979

Değerli Basın Üyeleri, Bilindiği gibi her yılın mart ayının 23 günü "Dünya Meteoroloji günü" olarak kutlanmaktadır.

Böyle bir günün kutlanmasından amaç, sadece meteoroloji mensuplarını ve ilgili bir kaç kişiyi içeren aile toplantısı olmaktan ve sadece anısı biçimine yönelik olmaktan öte, Meteorolojinin halka tanıtılması ve bu olanak bilinmesi gerekenleri yaygınlaştırmak ve yeni gelişmeleri aniatma biçiminde olmalıdır. Bu yılki kutlama gününün konusu "Meteor61oji ve enerji" ·olunca gün daha da anlam kazanmaktadır. ·

· Sürekli oluşum geçiren atmosferin dinamik yapısı ve insan yaşa,mı üzerindeki büyük etkisi, Meteorolojik çalışmaların önemini artırmış ve ona evrensel bir boyut kazandırmıştır. Diğer yandan atmosferik olayların sınır tanımaksızın hareketi, onun incelenip değerlendirilmesinde uluslararası işbirliğini kaçınılmaz hale getirmi~tir. Işte bu olgu, çeşitli aşamalar geçerek bu günkü "Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO)" nın doğuşuna neden olmuştur. '

Çağdaş Meteoroloji; Ulusal savunmaya ve kara-deniz-hava ulaşımına direkt olarak destek olan, her yıl milyarlarca

liralık zarara neden olan doğal afetleri ihbar eden Enerji kaynakları ve toplurrt. gereksinimleri açısından su ve güneş rüzgar-Deniz Dalgası gibi yeni enerji kaynaklarının en verimil şekilde kullanılmasında otorite olan, Insan sağlığı-çevre sorunları ve hava kirliliği konularında araştırmalar yapan ve önlemler getiren, tarımsal meteorolojinin yanısıra sanayi ve şehir ·planlamasında yer seçim çalışmalarına önderlik eden bulguları ortaya koymasıyla ulusal ekonomilerde vazgeçilemez yeni vardır. Çağdaş meteorolojinin sosyal ve ekonomik açıdan daha nice görevlerini saymak olasıdır.

· Değerli Basın Üyeleri, · Çağdaş Meteorolojinin görevlerini kısaca bu şekilde özetledikten sonra Devlet Meteoroloji Işleri

(DMI) Genel Müdürlüğümüzün henüz bu işin başında olduğunu aşağıdaki sayacağımız nedenler açıkca göstermektedir.

-DMI uzun dönemli hav~ tahminleri yapamadığından, ulusal ekonomimiz doğal afetler nedeniyle her yıl milyarlarca liralık zarara uğramaktadır.

-Taşkın ihbar sistemimiz olmadığından zaman zaman ülkemizin bazı yöreleri seller altında kalmakta ve barajlar su ile bir·anda dolup taşarak büyük zararlar verdirmektedir.

-Bir tarım ülke~i olan ülkemizde Tarımsal Meteorolojiye gereken önem verilmediğinden don fırtına gibi meteorolojikfaktörlerden dolayı ekonomik kayıplarımız önemli boyutlara ulaşmaktadır.

-Ülkemizde enerjiye duyulan gereksinim ve enerji üretim-istem arasındaki fark her yıl daha da artmaktadir. Tüm dünya rüzgar-Güneş-Deniz dalgaları gibi yeni enerji kaynaklarından yararlanmak için teknolojilerini geliştirme uğraşıları verirken bizde henüz potansiyelimizi belirleyecek .uluslararası standartiara uygun bilgi toplama ve bu bilgilerin değerlendirilmeleri yapılmamaktadır.

-Yanlış sanayi ve şehir planlamasınaan dolayı ortaya çıkan çevre sorunları konusunda gerekli çalışmalar yapılmamakta ve insan sağlığının korunması konusunda meteorolojik destek sağlanamamaktad ır.

-Londra'daki Orta Dönemli Tahmin Merkezinin 1976 dan beri üyesi olarak, içinde bulunduğumuz döviz sakıntısına karşın, her yıl 66.000 S teriing döviz ödediğimiz halde, bu merkezin üreteceği hizmetlerden yararlanmak için hiç bir · hazırlık yapılmamaktadır ve sağladığı eğitim-araştırma konularından yararlanılmamaktadır.

-Yeşilköy ve Esenboğa hava alanlarımızc;laki milyonlarca dolarlık elektronik aygıtlar yıllardır çalıştırılamadığından uluslararası havacılığı ters yönde etkilemektedir.

114

Page 115: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

-DMI nin en önemli görevlerinden biride toplanan verilı;!rin kalite kontrolu yapıldıktan sonra aıdştırmalara açık hale getirilmesi gerekirken bu konuda en ufak bir çalışma yapılmamaktadır ve araştırıcıların yanlış bilgi kullanmasına neden olunmaktadır.

-Bütün bu sayılan aksaklıkların ana nedimlerinden biride niteliksiz elemanlarla doldurmak gibi yanlış personel politikasının izlenmesidir. Bir örnek vermek gerekirse, Devlet Meteoroloji Işleri Genel Müdürlügüne meteoroloji mühendisleri alınmamaktadır ve bugün merkezde sadece 3 meteoroloji mühendisi çalıştırılmaktadır. Diger yandan nitelikli fizik ve Ziraat mühendisleri bilimsel ve teknik yönden etkinligi olan görevlerden l!Zaklaştırılmaktadır.

-Geçmiş yıllar da oldiJgu gibi bu yönde DMI yukarıda belirttigirniz çagdaş meteorolojinin gereklerinin hiç birini yerine getirememektedir. Bu gürıkü kadrosu ile ve uygulanan yanlış personel ıie egitim politikasıyla hiç Eıir şey yapamayacagı açıktır. Üstelik bütün gerçekler ortada iken yetkililer "Dünyada ikinciyiz,- Avrupa'da biriciyiz" gibi gerçege aykırı iddialarda bulunarak kamuoyunu

- aldatmaktadırlar. ' Ulusal Meteoroloji Örgütümüzün içinde bulundugu durumu TMMOB Meteoroloji, Fizik ve

Ziraat Mühendisleri Odaları olarak degerli basınımız aracılıgı ile k-amuoyuna duyurmavı görev sayarız. Degeri i zamanızı bize ayırdıgınız için teşek~ür eder, saygılar sunarız.

TMMOB METEOROLOJI MÜHENDISLERI ODASI BAŞKANI ' ALIAYDEMIR

TMMOB FIZIK MÜHENDISLE~I ODASI BAŞKANI MUSTAFA GOLE~Ç

TMMOB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI BAŞKANI DR.ALI KARABULUT

115

Page 116: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

... ·.·· .· .·.'"·.···· .

ODA BAŞKA~I,AU K~~1;~t(JT;UN I .• UUJSAL ZI~~~~K~~8:~~~1MPQZYUMU.

Sayın Korıuklar. Değerli Meslektaşlarım, . . . Ziraat Mühendi<;leri Odası ve konuyla ilgili hemen tümki:ırullişlarıri katkısı ile gerçekleştirilen "1;. : ...

Ulusal Zirai Mücadele Simpoi:yumu" hoş. geldiniZ. Tarımımızın' en. önemli sorunlarından 'olan tarım,<ıl <;avaşı m ilaçlarının üretim, tüketimi, tarımsal savaşımın tarım Örünleri üzerine etkilerinin , ~ ' · ötesincle, çevre ve insan sağlığına olan etkileri ve ülkemizdeki tarım ilaçları sanayinin durumuna .' .• ,. varınqıya dek konunun her yönü ile incelenmesine olanak yeren ulusal düzeyde bir simpozyurri.ilk' ·. (•. ger(ekleştirilmPktPclir Konunun çok değerli llzmanlıırını bir araya getiren simpozyumurı oÇ gün •.

ı•cpk bilim,el tartışma w incelemelerle ülkemi.:.ı: tarırnının tarımsal savaşıma ilişkin sorunların-ın· iiınlinP d"•~<,rli ka tk dar getireceği inancındayım. . · · · ·· n(l~erli arkadaşlçırım, ·. •, .· .. " ... :--. .. \ . ··'· ·.... . ,· . > ·.. . . . : .. Artan n ii tu, ve bunun d oyuı-u lması bugün dünyafıın. karşılaştiğı en önemli :sorunlardan birisidir;·

Dünya gıda üretim. artışı istenı·rı ölçülerde gerçekleşm~z~etı: yıl.lık nüfus .artışı 100. milyona ;.; yaklaşmakta ve bunların besl.,ııme gereksinin'ıJ.eririln l<iır'şıl;ınması çözümlenmesi güç soruı:ilar;· ~· ·. yaratmaktadır. Gıda üretiiıi mi~tar ve kalite yonünd~n Lstenen düzeye çıkarmakiçin gösterilerı .'·:''> çabalar özellikle. nüfus artışı karşısında ... ·v~ters'iz>·kalış.i; il)sah .be~lenı'iıesirıde belkide doğaL .. ,· kaynaklardan yararlanmanın son sınırına gelindi~Hnil'l bir i~aretidiı'; Hu nedenle tarımsai.Qretirni . artırma çabaları büyqk ölçüde birim alandan üretimi artırinay;ı yör;ıelik olinal<tadır. Hepinizin . · yakından bildiği gibi, birim alandan üretimi artırniay,a v9rielik ç~balatın en etkin ite çabuk.sönuç · ... • vereni, çeşitli bitki koruma yöntemleridir. Bu açidan ele .. cılındığı zamantarırnsal savaşım,tar,ırriın ·· üretimi etkileyen en önemli dallarından .birisi olmakta<;! ı(. Nitekim .Du gün dünyada, bitki hastalık ve zararlıları nedeniyle tarımsal kayıp, pot~nsiyeLüretimin %'~fsı dolayındaolup bu,·ya~laşıkJOOO milyon ton pirince eşdeğerdir. Dünyada tarımsal üretimdek(hit yillık topla~ ka:yıp önlendiği taktirde, yeterli ölçüdebeslenemeyen iki Iliilyarinsanın b'~rbtrineyrld~yarın1 ton ya da günqe 1.4 kg pirince eşdeğer besin sağlanabilecektir. . . ' . · ·. ··•··. , .. . .. , .. .• ·..... . . : . :·· ..... ··. .•

Dünyadaki tarımsal savaşı m sorunlarına. gene! bir bakışt~rı sorira ; ülkemizdeki ·durum . incelendiğinde tarımımızın farklı· sorunlada. karŞı karşıya olduğu:al1laşılmaktadır. Genel ;ıiılamda tarımsal savaşı m konusunda bir yetersizlil<le. karşı karşiya olrıiainiza .'karşıtı sınır h batı tarınisal ürünler. yada yöreler açısından. tarımsal savaŞım ilaçlafının aşı(ı miktarlarda ku[lanıritıdiı. Söz : :: ·.· konusudur. Bunun yanısıra F. Demir özellikle entaıisiftarlmıi'\ uygulandığı bazı yöreleı:inifzde insan sağlığı ve çevreyi tehdit edecek düzeylere ulaşmıŞ tarımsal.savaşım ilacı kullanımıda bugüri·artık , .• kapımı.zı çalan tehlikeler arasındadı'r. . . . .. . · ·· .. ·. ·· .· > · . . . . · : :

Yetersiz bitki koruma önlemlerine bir örnek vermek gerekirse; 1977 yılında Türkiye'de yaklcişik · 23 milyon dekar hububat alanında yabancı ot savaşımı yapılmıştır. Yabancı otlar topraktan hububatin alac;ığı besin ve suyu alarak % 25 verim azalmasına neden olmaktadır. . ..

Türkiye'de yıllık hububat ekim alanı ortalama 60 milyon dekar dolayındaolduğuna göre; ekili alanın yaklaşık 3/4 nde hala yabancı ot savaşımı yapılamamaktadır; Böylece ekonomik kayıbımızın ile kadar büyük olduğu tahmin edilebilir. · ·. .

Bunun tam tersi bir durum ise elma ve pamuktaki .zararlı savaşımı için sözkonusudur. Nitekim bugün elmada 5-6 kez, pamukta ise 11-12 kez ilaçlamayı gerektiren tarımsal savaşım yöntemi yaygın bir biçimde sürdürülmektedir. Böyle bir tarımsal savaşım yöntemi ise öncelikle bir çevre kirlenrnesi ve doğadaki biyolojik dengenin bozulması giderek insan ve hayvanlarda zehirlenrıieler nedeni ile sağlık sorununun gündeme getirmektedir. ·

116

Page 117: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Değerli arkadaşlarım, Ülkemiz tarımsal savaşımının sorunları sadece yukarıda s.ıralanan örneklerle _sınırlı

kalmamaktadır. Yetersiz ya da aşırı ilaç kullanımına ilişkin sorunlardan çok paha önemli, hatta bu sorunları oluşturan bir yönüde, tarımsal savaşı m ilaçları üretiminin tümü ile dışa bağımlı, uluslararası tekellerin kontrolu altında olmasıdır. Nitekim, Türkiye'de üretilen birkaç tarımsal savaşım ilacı ham maddesinin 'dışında tarım ilaçlarımızı hammadde ve hazır ilaç olarak tamamen dışarıdan almaktayrz. Tarım ilacı hammaddesi üreten kimya sanayi buğün ülkemizde yok denecek düzeydedir. Mevcut ilaç sanayii ise uluslararası tekellerin ambalajcılık işlevini gören yerli uzantıları olmaktan öteye gidememiştir. Tarımsal savaşım ilaçları sanayinin tam anlamı ile dışa bağımlı olması yoksul köylülerin çok yönlü sömürüsünede neden olmaktadır. Nitekim bugün yurdumuzda 180 kadar değişik kimyasal yapıda ilaç etkili maddesi bulunmasına karşın piyasada 700'ün üstünde ruhsatir tarımsal savaşım ilacı bulunmaktadır. Böylece etkileri birbirinin benzeri çok sayıda ilaç piyasaya sürülerek gereksiz tekerrürlü ilaçlamalar teşvik edilip çevre kirlenmesi yoğunlaştırıldığı gibi üreticilerin giderek artan oranlarda sömürülmeleri sağlanıyor.

Bu durum ülkemizde egemen dışa bağımlı kapitalist sistemin her türlü toplumsal yararı gözardı eden acımasız rekabet ortamının doğal sonucudur.

Özetleyecek· olursak ülkemizin tarımsal savaşıma ilişkin sorunları diğer sorunlardan soyutlanamaz. Tarımsal savaşım sorunlarının kalıcı çözümleri, tarım ve sanayimizin sorunlarının çözümü ile bütündür. Bu nedenle sorun, her iki sektörün sorunları ile birlikte ele alınarak çözümlenebilecektir. Diğer bir tanımlama şekli ile tarımsal savaşıma ilişkin sorunlarımız emekçilerin ekonomik iktidarının kurularak sömürünün yok edilmesi ile olanaklıdır.

Yurdumuzda ilk kez düzenlenerek tarımsal savaşıma ilişkin yukarıda sıraladığım sorunlar 3 gün süreyle her yönü ile iriceleyip irdelenecek "I.Uiusal Zirai Mücadele ilaçları Simpozyumu'nu sorunlarımızın çözümüne önemli katkılar sağlanacağı inancı ile hepinizi Ziraat Mühendisleri Odası adına saygıyla selamlarım.

117

Page 118: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:19

TMMÖB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI BAŞKANI DR.ALI KARABULUT1UN HALKIN GAZETESI DEMOKRAT11N SORUNLARINA YAN'ITLAR:

30.1.1980

30.1.1~80

SORU 1) Türkiye'de Tekelci gerçekleştirilen sigara üretiminin KOÇ HOLDING'e yönelmesini nasıl karşılıyorsunuz?

ABD'nin Dünya tütün ve sigara üretimini denetim altında tutmaga başladıgı yıl 1945 tir. Bu tarihten beri ABD, Dünya tütün ve sigara üretim biçiminde, bilimsel ve teknolojik gelişmeye koşut olarak, daha ileri teknolojileri geliştirme yolu ile gerek tütürı üretiminde gerekse sigara yapımında gerekli tüm üretim araçları yapımında Dünya'da TEKEL olmuştur. Ancak Federal Almanya'nın teknolojik olgusunu geliştirmesi sonucu tütün ve sigara üretim araÇlarının yapar hale gelmes'i sonucu, Dünya Tekeli iki başlı hale gelmiştir. Böylece ortaya ABD ve Federal Almanya tekelleri çıkmıştır. (GERMANO-AMERIKAN) .

11. Dünya Savaşı öncesi ülkemiz tütün hammadesi bakımından geniş pazarlara sahiptir. Ancak tekellerin bu pazarları ele geçirmesi ülkemiz tütünü sigara yapımında % 11 lik bir katkı maddesi durumuna getirilmiştir. Böylece Türk tipi tütün içimi büyük ölçüde Türkiye sınırları içerisine itilmiştir. ABD'de izlenen bu politikanın temel amacı kalite üstünli)gü ola~ tütün üretimi ile sigara sanayimizin gelişmesinin engellenmesidir. Bu politikada başarılı olunmuştur.

Bugün ülkemizde uluslararası tekellerin en belirgin işbirlikçi sermayesini KOÇ-HOLDING temsil etmektedir. Diger bir tanımlama şekli ile KOÇ HOLDING'in arkasında ALMANYA-ABD tekelleri vardır. Koç Holding'in sigara üretimine yönelmesinin isteyen bu tekellerdir. Böylece ulusal sigara endüstrimiz öldürülerek ulusal pazar işgal edilerek şark tipi kalite tütün yetiştiren en önemli ve son kalede düşürülmüş olacaktır. Çünkü Türkiye'nin bugün 12,7 milyar dolarlık bir sigara üretim potansiyeli vardır. Bunun yanısıra ulusal gelirleri artan 111. Dünya ülkeleri ABD tipi, sigaraların içiminde zevk almamakta, sert ve nikotini düşük Türk tipi sigarayı tercih etmemektedirler. Ancak Dünya tekelleri sigara sanayiine yüklü yatırımlar yapmışlardır. TekelieriR degişik bir üretim biçimine geçmeleri kendilerine çok pahalıya mal olacagı için Türkiye'nin 12,7 milyar dolarlık sigara sanayii kendileri için önemli bir rakiptir.

Tüm bu nedenlerden dolayı dışa bagımi ı KOÇ HOLDING'in sigara üretimine geçmek istemesinin arkasındaki neden dünya tekellerinin Türkiye'de sigara üretimini kontrol altına alarak ulusal sigara sanayii'nin dışa açılmasını önlemek ya da sigara üretimini denetim altında bulundurmaktır.

SORU 2) KOÇ HOLDING'in gerçekleştirecegi I'BANPROL" sigara üretimi zorunlumudur? YANlT- BANDOL'Iu sigara üretimi ülkemiz için zorunlu degildir. Ancak bunu belirliyen faktör

dünya tekelleridir. Koç Holqing ise yukarıda da belirlendiği gibi tekellerin ülkemizdeki bir uzantısıdır. lll. Dünya Ülkelerinin bir kısmının ve Sosyalist Ülkelerin sigara yapan fabrikaların teknolojilerini geliştirmeleri ve Türkiye'nin Ulusr,ıl Sigara sanayini kurmasi çabası içerisine girebilecegi olgusu, Dünya sigara TekeUerini kaygılandırniaktadır.

. Ulusal çıkarlarımız açısından Kapitalist sanayi ülkelerinin 2000 yılına kadarki hammadde gereksinim ve stratejilerini çok iyi aniayıp degerlendirmemiz germektedir.

SORU 3) Şimdiye kadar sigara üretimi neden kamu sektörünce gerçekleştiriliyorda özel sektöre verilmiyor.?

YANlT: Bilindigi gibi Ülkemizde özellikle son yıllarda dışa bagımlı sermaye Holdingleşerek sermayelerini çok güçlendirmişlerdir. Nitekim özellikle son günlerde Demirel azınlık hükümeti dışa bagımlı tekelci sermayenin direktifleri dogrultusunda kamu sektörünü tasfiye ederek işlerlerini sermaye ve devretme operasyonunu gerçekleştirmektedir .. Bu operasyon çerçevesinde sigara üretimininele KOÇHOLDING'in istemleri dogrultusunda tekelci sermayeye devride gerçekleştirile-

118

Page 119: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

cektir. Sermaye bugün artık sigara imalatınıda tekeline alma zamınının geldiğine karar vererek, kendi politik ·iktidarı aracılığı ile bu işlemi gerçekleştirmektedir. Diğer bir tanımlama şekli ile sermaye sigara sanayi yatırımının karlı olacağı kararını yeni verdiği için bugüne kadar sigara üretimi kamu sektörünce yapılıyordu.

SORU 4) Neden Fason imalata Yönelindı. . YANlT: Toplam sigara üretimimizde filitreli sigara üretim oranı % 45.7 dir. Bu nedenle fason

imalata gidilmiştir. Temel de ise Türkiye'nin dünya tütün üretimi ve sigara imalatındaki işlevi tekeller tarafından belirlenmiştir. Uluslararası tütün ve sigara sanayiinde Türkiyenin üslendiği görev hammadde üretmektedir. Tütün ve sigara ür.etimi bizim geleneksel sanatımızdır. Ve bu başarı olanağımız yüksektir. Ancak buda dışa bağımlılık zincirini kıracak emeğin toplumsal dinamiklerinin iktidarı ile olanaklıdır.

SORU S) Türkiye'de sigara üretiminde karşılaşılan sorunlar nelerdir.? Türkiye'de sigara üretiminin temel sorunu tütün üretim ve sigara sanayinin uluslararası tekellerin

denetim ve ambargosu altında olmasıdır. Bugün kamu Sektörü bile 'sigara kağıdı, .•.ılıllı· ucu ve kağıdı, alimünyum foil ve jelatin girdilerinde dışa bağımlıdır. Sigara sanayinde üst düzeyde teknolojik üretime dayalı elektronik makinalar kulanılmakta ve sigara sanayinde verimli sigara üretimi 5000 sigaradaki sigara paketi üretimi ise 250-350 paket dakikadır. Know-how patent, teknqloji transferi başlıca sorunlarımızdır. Tekelde endüstriyel yönetim, planlama ve sevki yapacak yetişmiş kadarı yoktur.

6-Tütün alım politikası ile ilgili olarak ne tür düzenlemeler yapılmalıdır? Bilindiği gibi ülk~mizde tütün alımı tekel ve dışsatım yapan tüccarlar tarafından yapılmaktadir.

üreticinin piyasa koşulları içerisinde araci tüccarın eline düşmesi için piyasaya etkin bir biçimde girmesi ge·reken tekel bugüne kadar ki uygulamalarda bu işlerini yerine getirememiştir. Bunun doğal sonucu olarakta üretici tütününü büyük ölçüde aracı tüccara kaptırmak durumu ile karşı karşıya kalmıştır. Bunun yanısıra, aracı tüccar fire hesabı, tütün kalitesinin düşüklüğü gibi gerçek dışı bahanelerle üreticilerin ürününü baş, fiy.atın çok altında değerlerle satın alma olanaklarına sahip olmaktadır. Bu kesim ayrıca tütün dışsatımında da bir anlamda tekelleşerek, herhangi bir artı değer yaratmamasına kil.rşın üreticinin alınteri karşılığı olan tütün üzerinden büyük . kazançlar sağlayabilmektedir.

Ülkemizde uygulanacak tütün alım politikalarının yukarıdaki olumsuz olguları giderecek biçimde düzenlenmesi gerekir.

Bu amaçla; . . al Tekelin tütün piyasasındaki etkinlik ve işlevleri arttırılmalıdır. Tekel piyasaya sadece tütünün

pazara sunuld.uğu dönemde değil, bu dönemden çok daha önceleri girmelidir. Bugünkü uygulamada tekel tütünü satın aldıktan sonra hatta zaman zaman gecikerek üreticinin parasını ödemektedir. Tütün üretiminin büyük ölçüde maddi olanakları yetersiz küçük işletmelerde yapıldığı da düşünülürse, tekel üreticiye tütün ekim-dikim zamanı pirim ödeme uygulaması da yapılmalıdır .

. b) Tütün alımında tekelin yanısıra üreticilerin örgütlendikleri Demokratik Halk Kooperatiflerinin · de piyasada etkin duruma getirilmesi gerekir.

c) Dışsatırnın yalnızca Demokratik Halk Kooperatifleri ve Tekel tarafından yapılması gerekir. 7-Tütün başfiyatı ne olmalıdır.? Ülkemizaylık enflasyon oranı% 8-10 dolaylarında olan bir ekonomik yapıya sahiptir. Yıllık %

80-90 lık enflastyonist bir ortamda belirli bir zaman dilimi içerisinde tarım ürünlerinin taban fiyatlarının saptanması son derece yanıltıcı olacağı gibi üreticilerin daha fazla yoksullaşması sonucu doğuracaktır. Tüm bu nedenlerden dolayı değişmez bir baş fiyat önermek yerine gelişen ekonomik koşullarına koşut değişim gösterecek bir fiyat politikası uygulanmalıdır. Diğer bir tanımlama şekli ile, öncelikle, geçen yılki baş fiyatın üzerine enflasyon-devalüasyonun oluşturduğu parasal değer kayıpları eklenmelidir. Buriun yanısıra işçilik, gübreleme, trektör vb tarımsal girdilerin fiyat. .larındaki artışlarda baş fiyata yansıtılmalıdır. Ayrıca tüm bu unsurları içerecek baş fiyat uygulama:sından sonra ileride oluşacak enflasyon sonucu fiyat artışlarıda üreticiye ek prim. olarak verilmeli dir.

119

Page 120: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:20

JYAG SORUNU PANELINDE SUNULAN ODAMiliN GÖRÜŞÜ

Dlinya'da:tarımsal ürün dış alımı yapmayan dört ülkeden biri,tropik kuşakta yetişen birkaç yag bitkisi dışında tüm yag bitkilerinin yetiştigi ve önemli yag bitkisi olan zeytin üretiminde dünyada dördüncüsü,ayçiçegi üretiminde dünya altıncısı,çigit üretiminde dünya yedincisi olan Türkiye yag açıgı olgusundan bir türlü kurtulamamaktadır.yağ açığı eğrisi hergeçen yıl biraz daha yukarı tırmanmakta zeytinin düşük üretim yıllarında daha da doruklaşmakta,bu sorun 1979 yılında 90 bin tonluk dış alımda somutbir şekjlde kanıtianmaktadır bu olguyu.

1969 yılında 30 ton margarin, 142 ton ham yag ve 113 ton yaglı tohum dış alımıyla başlattıgımız iç- talep dengesini oluşturma çabamız, 1976 yılında 2500 ton margarin, 92613 ton ham yag ve 27510 ton yaglı tohum dış alımıyla rekor düzeye kavuştu ve yag güncel sorunlar arasında birinci sıraya tırmanmaya başladı.Hızla artan nüfus nedeniyle yılda yaklaşık bir milyon. kaşıgın sofraya ortak oluşu,giderek artan yeme alışkanlıgı ve çeşitliligi,zeytin,peynir ve tereyagına oranla ucuz olan margarinin sabah kahvaltısına katık olarak girmesi nedeniyle önümüzdeki yıllarda yag sorun~ dahil da yogulşacaktır.

IV'üncü Beş Yıllık Kalkınma Planına göre nüfus 45.442.000 olacak olan Türkiye'nin 1980 yılı bitkisel yag ihtiyacı da 434.L50 ton olarak belirlenmektedir. Yine aynı pian geregince bitkisel yag talebinin yıllık büyüme hızı % 3,4 dür. Bir başka deyişle 1979 yılına göre 1980 yılında 14.000 ton daha fazla bitkisel yag gereksinimimiz var. Buna karşın ise 1980 yılında bitkisel yag üretimimiz 351.231 ton olarak gerçekleşebilecektir.Bu gerçekten hareket edecek olursak, sorunun odagında üretim yetersizligini görürüz. Bunu kimse yadsıyamaz.Yalnız sorunu tek boyuta indirgeyerek çözüm aramak bizi yanılgıya götürür yani açık olarak gözüken 82.919 ton yagı dışalıma gitmek Türkiye'deki yağ sorununu çözmeye yeterli degildir.1979 yılında 90.000 tonluk yag dış alımına karşın,yağ bulunmayışı,bunun somut örnegidir. Bu nedenle sorunu çok boyutlu olarak incelemek gerekir.

ÜLKESEL OLANAKLAR

1-lşleme Tesisleri 1- Ayçiçegi Işleme Tesisleri

Ayçiçegi işleyen tesislerin yılda 300 gün üzerinden kapasiteleri şöyledir:

Işletme Tipi T0hum Işleme Kapasitesi(Ton)

Modern Ekstraksiyon: Patlamalı Ekstraksiyon: Presyon:

534.000 714.000 544.500

Görüldügü gibi yalnızca Modern ekstraksiyon tesisleri bile Türkiye'nin tüm ayçiçegi üretimini işleyebi lecek yeterli 1 iktedir.

2- Çigit Işleme Tesisleri Çigit işleyen tesislerin yılda 300 gün üzerinden kapasiteleri şöyledir:

Işletme Tipi Tohum Işletme kapasitesi(Ton) "Modern Ekstraksiyon 859.500 Modern Presyon 496.500 Ilkel Presyon 337.500

120

Page 121: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Bunların dışında 9 firma daha teşvik belgesi almıştır. Bunlarında gerçekleşmesi ile Türkiye'nin tüm çiğit üretimi Ekstraksiyon tesisleri ile işlenebilecektir. ·

3- Margarin Tesisleri Türkiye'de kurulu bulunan margarin . tesislerinin top! am 300 gün*yıl kapasitesi 447.000

tondur.Margarin talep projeksiyonlarınca 1980 yılındaki gereksinmemiz 234.650 ton olacağına göre, büyük bir kapasite fazlalığı olduğu açıkça görülebilir.

ll- Üretim; Sorunun odağında üretim yetersizliği yatmaktadır.Oysaki Türkiye yağlı bitkiler açısından son

derece elverişli· ekolojik koşula sahiptir. özellikle önemli bir yağ bitkisi olan ve tohumunda % 40'ın üzerinde yağ bulunduran ayçiçeği Türkiye'nin tüm bölgelerinde yetişebilmektedir.Gerek Ayçiçeği Ülkesel Proje Liderliğinin denemeleri,gerekse şeker şirketinin üretimleri bu gerçeği doğrulamaktadır.

Kolzadaaynı doğrultuda ekim alanı bulabi lecek, yine tohumunda % 40'ın üzerinde yağ taşıyan ve derin kök sistemiyle kendisinde sonra gelecek bitkiye iyi bir ortam hazırlayan önemli bir yağ bitkisidir.Her ne kadar yağındaki erusik asit ve küspesindeki glikozinolat insan ve hayvan sağlığı için zararlıysa da, son yıllarda söz konusu maddeler zararlı olmayacak düzeye indirilmiştir. Son yıllardaki Türkiye'de yapılan düşük erusik asit ve düşük glikozinolatlı çeşitler iyi sonuçlar vermiştir. Üstelik bu bitkiye Türk çiftçisinin yetiştirme alışkanlığıda vardır.

Pamukta önemli bir yağ bitkisi olmasına karşın aslında lifi için yetiştirilmekte, yağ tabi bir ürün olarak elde edilmektedir. Üstelik yetiştirilmesi ekolojik koşullarla sınıriandınidığı için üretiminin arttırılması ~ağ açığını kaparnada önemli görülmektedir.

Türkiye'de bitkisel yağ üretimi denilince ayçiçeği ve çiğit yağı akla gelmektedir.Tüm kalkınma planları ve projeksiyonlar bu ikili bitki bazına oturtulmuştur. lll'üncü Beş Yıllık Kalkınma Planında 1979 yılında 5000 hektar ekim alanı bulabiieceği öngörülen ve IV üncü Beş Yıllık Kalkınma Planında herhangi bir üretim projeksiyonu yapılmayan kolzanın,aynı beş yıl 25.389 hektarlık ekim alanı,bularak, öngörülenden % 500 farklılık taşıması, Ülkesel yağlı bitkiler geleceğinde önemini kanıtlaması nedeniyle üretim saptaması yapılırken bitki bazının üçe oturtulmasını daha sağlıklı yaklaşım olarak görmekteyim. Aslında bu yaklaşım yağ dar boğazını aşmadada en çıkar yol olarak gözükmektedir

Bitki Cinsi

1979/80 Ürün Yılı Türkiye Bitkisel Yağ Üretimi

Tohum Üretimi Yağ Oranı Üretilecek Bit­kisel Yağ (ton) (Ton) %

Ayçiçeği

Çiğit

Kolza

535. 164 865.515

38.083

YURT IÇI BITKISEL YAG TALEBI

40 214.065 14 121. 172 42 15.994

Toplam Üretim. -::-3.-=-5-=-l.'-=2~3~1--'---

IV- Beş Yıllık Kalkınma Planı Türkiye'nin 1979*80 ürün yılı .Bitkisel yağ talebini aşağıdakişekilde belirlemektedir.Bu talep ülke nüfusunun 1980 yılında 45.442.000 olacağı varsayımından hareket edilerek saptanmıştır. . Talep .

Kullanma Alanı (Ton) 179.800

Rafine Yağ Yemeklik Margarin Sofralık Margarin Sanayi Margarin Boya, Sabun vs. Tağşişe giden

94. 150 95.200 28.000 27,000 1o.ooo

Toplam talep .•• 434,150 Bu tablodan anlaşılacağı gibi bitkisel yağ talebimiz,bitkisel yağ üretimimizden 82.919 ton daha

fazladır.

121

Page 122: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

,/

SONUÇ

Yemek yapımında zorunlu bir girdi ve halk saglıgında önemli bir temel gıda maddesi plan yagı son yıllarda yeni bir kazanç kaynagı ve sürümü az olan maddelerin satimında öneırıli bir araç haline gelmiştir.Sabun yagdan daha pahalı ise, en kaliteli yagdan sabun yapılmasını engelleyemeyiz. Zeytin yagının dış satımına olanak tanırsak, zeytin yagına diger bitkisel y~ların karıştınlmasına seyirci kalmak zorundayız. Hayvancılıgı geliştiremezsek peynir 200 Tl.sı o.lur ve bizde onun yerine sabah kahvaltısına margarinyagı çıkartmak zorunda kalırız, üretim·i, dagıt'ımı kontrol altına alamaz ve devlet olarak en az üç aylık stok yapamazsak yagında sık sık kayboluşuna alışırız.

Bu nedenlerle aşagıdaki önlemleri almak zorundayız. . 1· Ayçiçegi ülke düzeyinde üretime alınmalıdır.Bunun için _de ayçiçegi üzerinde yapılan

araştırmalara . hız verilmeli.Ayçiçegi zorunlu münavebe bitkisi olmaktan çıkarılıp özendirici önlemlerle temel üretim bitkisi haline getirilmelidir. Yani yüksek taban fiatla en az bugday karlılıgına kavuşturulmalıdır. ·

2·lç üretim yeterli olmadıgı takdirde,zeytin yagı diş satımına olanak tanınmamalıdır. 3· Zeytin yagına rafine yagı karışımını engelleyici tedbirler alınmalıdır. • 4· Kolza temel yaglı üretim bitkisi olarak düşünüİmeli, üretim·sahaları tesbiti hızla yapılmalı ve

üretimi için tüm olanaklar hazırlanmalıdır. 5· Devlet 3 aylık ihtiyacı stok olarak tutmalıdır. 6· Devlet yag üretim ve dagıtımını kontrol altında tutmalı veya bu işlemi üreticilir kooperatifi ne

devretmelidir. 7· Her 100 dön~m arazisi olana 10 süt hayvanı besleme zorunlulugu getirilrııeli. .8· Sabun,boya gibi yag katkısı ile üretilen maddelerin yemeklik yaı kullanması engellenmeli,bu

1 konularda tütün gibi kullanılmayan yaglı tohumların degerlen.dirilmesine gidilmelidir.

122

Page 123: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK: 21

TMMOB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI BAŞKANI Dr. ALI!<ARABU1UT'UN YAC ZAMMINA ILIŞKIN BASlN AÇIKLAMASI .

TMMOB Ziraat MOhendisleri Odası Başkanı Dr.Aii Karabulut "Ya~ zammı ile uluslararası tekelci sermaye ve onun yerli iş birlikcilerinin cebine konan milyarların faturası hiç kuşkusuz emekçi halkımıza ödettirilecektir." diyerek bu oyunu bozmak için halkımızı, margarin ve likit ya~ yerine kuyruk ya~ı ve di~er l'lıavvansal kökenli ya~ları tOketmeye ça~ırdı.

ÖrgOtiO MC'nin ilk Ekonomik kararı olarak niteledi~i ya~ zammı yOrOriO~e girerken,bundan böyle tOm dayanıklı ve dayanıksız tOketim mallarında fiyatların serbest bırakılmasına yönelik bir politika izlenece~i açıkca belirtilmektedir. Bunun en somut örne~i zeytin ya~ı fiyatlarının serbest bırakılmasıdır. ·

Uluslararası tekelci sermayenin O lkemizdeki uzantıları ve onun yerli, işbirlikçileri uzunca bir sOredir bu konudaki taleplerini ısrarla gOndeme getirmişler ve bu gerçekleşene kadar da dOşOk kapasite ile Oretim yaparak meydana gelen bunalımlr dönemin sonuçlarından yararlanma yoluna· gitmişler sonuçta halkımızın temel gıda maddelerinden olan ya~dan büyOk karlar elde etmişlerdi. Zira Oretimin yeterli seviyede bulunmaması ya~ darlı~ını körOkiemiş ye karaborsanın alabildi~ine işlerlik kazanmasına yol açmıştı;

ÖrgOtiO MC'nin % 100'0 aşan ya~ zarımına gerekçe olarak yetkililer elde mevcut ya~ın piyasaya çıkarılmasır.ı sa~lamak oldugunu belirtmeleri bOyOk stokların varlı~ını do~ruJamaktadır.

Şu anda ya~ sermayecilerinin ellerinde yaklaşık 110 bin ton ya~a eşde~er ayçiçe~i ve pamuk çi~idi bulunmaktadır.Ya~a yapılan zam ile birlikte sanayiciler 3,5-4 milyarı bulmaktadır.

Birlikler aracılı~ı ile ya~ sanayicilerine daha önce 23 liradan verilen ham ya~ bu defa 40 ·liraya çıkarılmıştır.Ancak sanayiciler ellerinde bulunan ve 23·1iraya aldıkları ham ya~ı yeni fiyat azerinden işleme koyacaklarından bu yolda da çok bOyOk haksız kazanç sa~lamışlardır.

Bu olanak ,aracı-tefeci btlyOk tOccarın temsilvisi mevcut hOkOmet tarafından· yaratılmıştır. Daha önce kurulan ve ya~a yapılacak zamlardan do~an farkların toplandı~ı ve ya~ sanayicilerinin fiyat artışından haksız kazanç elde etmelerini önleyen "~on" kaldırılmıŞtır. ,

Fon'da toplanması gereken miktar şimdi do~rudan do~ruya sanayicilerincebine konmuştur. Bu miktar yaklaşık bir milyar liradır.

Ya~ kararnamesi ile gOndeme getirilen di~er bir konu toptaner karlarının % 2 den % 8 e yOkseltilmesidir.Kooperatifler ve birlikler pazarlama zincirinden çıkarılmış, aracıların· bu volla 1979-80 döneminde bir milyarı aşankazanç elde etmeleri sa~lanmıştır.

Yukarda sözü edilen haksız kazançların bOyük bir böiOmü ülkemizde faaliyet gösteren çôk uluslu tekelci sermaye ve yerli uzantılarının kasasına girerken di~er kısım ya~ sanayicileri arasında böiOşUimektedir. Esasen çok uluslu ya~ tekelleri ham maddeyi, kayna~ından çok dOşOk fiyata sa~lamaktadırlar. Bu da aşırı karlara neden olmaktadır.

Fiyatların serbest bırakılması ile bu kar çok bOyük boyutlara u'laşacak ve dışarıya transfer edecekleri karlar denetim olanaklarının tamamen yitirilmesinden korkunç rakamlara varacaktır.

Margarin, likit ya~ ve zeytin ya~ından sömOrgen azınlı~a sa~lanan 5-6 milyar lirayı bulan haksız kazancın faturası halkımıza ödettirilecektir.

Fiyatların serbest bırakılması ile sabit ve dar gelirliler,halk yı~ınları bu oluşum ve .etkileşim içerisinde karşılaşacakları büyOk fiyat artışları karşısında ezileceklerdir.

Ziraat Mühendisleri Odası halkımızı ekonomik açıdan ezmeye yönelik bu tOr uygulama ve tertipiere karşı savaşımda O zerine düşen görevi yerine getirmeye kararlıdır.Halkımızı uluslararası ya~ tekelleri ve yerli işbirlikçilerine karşı mücadeleye; Bu amaçla her türlll margarin tOketimini boykota kuyruk ya~ı vb. hayvansal kökenli ya~ tüketmeye ça~ırırız.

Kahrolsun ya~ tekelleri ve işbirlikçileri.

123

Page 124: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:22

III.TÜRKIYE TARIM KURULTAYI KATILIM DUYURUSU

Gelişme süreci içerisinde ola ülkemiz ekonomisinde tarımın önemi yadsınamayacak bir gerçektir.Gerek kırsal alanda yaşayan nüfus,gerek milli· gelire olan katkısı ~ve gerekse dagıtımdaki tarımın payı bu önemliligi her geçen gün daha fazla arttırarak gündeme getirmektedir.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, güncelligini koruşan ancak, büyük ölçüde ihmal edilmiş tarımımızın sorunlarının irdelenip,bunlara getirilecek çözümlerin araştırılıp, tartışılması için, geçmiş yıllarda gerçekleştirilenlerin aksine, üreticilerinde katılımı ile lll. Türkiye Tarım Kurultayı düzenlenmesi amaçlanmaktadır.

KURULTAY'ın amacı; Türkiye'nin sosyo-ekonomik yapısında tarımın yeri ve önemini vurgulamak, Türkiye tarımındaki yapısal bozuklukları sergilemek ve tüm bu sorunlara çözüm önemileri getirmektir. ,

KURUL TAY, tarımda çalışan teknik elemanların görüş ve önerilerinin yanısıra, i,ireticilerinde katılımı ile tarımımızın sorunlarına degişik açılardan bakma olanagını bulacak ve ülke tarımının kendi öz yapısına uygun çözümleri geliştirecektir.

III.TÜRKIYE TARIM KURUL TAVI 1979 Sonbaharında Ankara'da düzenlenecektir. Yaklaşık 4 gün sürecek KURULTAY'ın içerigi ana ve alt başlıklar hali nde aşagıda belirtilm iştir.

1- KIRSAL KESIMIN SOSYO-EKONOMIK YAPIS! 1.1-lnsan 1.2- Toprak 1.3-IŞietme 1.4- Egitim

2- T ARlMSAL ÜRETIM SORUNLARI 2.1-. Üretim Planlaması 2.2- Girdiler 2.3- Bitkisel' Üretim Sorunları 2.4- Hayvansal Üretim Sorunları . 2.5- Tarımsal Üretimde Teknik Elemanın Yeri

3- TARIMSAL ÜRÜNLERIN DECERLENDIRME VE PAZARLANMASI 3.1- Pazarlama sürecinde El Degiştirme 3.2- Pazarlama Zinciri ve Sorunları 3.3- Hammaddeleri Tarıma Dayal! Sanayi Sorunları 3.4- Tarımda Teknoloji Seçimi 3.5- Dısatım

4- ÖRGÜTLENME 4.1- Tarımda Kooperatifçilik ve Mevcut Kooperatifler 4.2- Tarımda Kooperatifçilik Dışı Örgütlenme ve Tarıma etkileri 4.3- Tarımda Kamu Kuruluşlarının lrdelenmesi Konuya ilişkin görÔŞierinizle birlikte; 1. llLTÜRKIYE TARIM KURULTAYina katkı biçiminizi(düzenleyici kuruluş, yardımcı

kuruluş, finansman kuruluşu vb) 2. Sunulması düşünülen tebligkonularını, 3. KURULTAY süresince, gündemde ana ve alt başlıkları belirtilen konularda düzelenecek

seminer veya sergilere katkı biçiminiz, 4. Kuruluşunuz adına KURUL TA Y'a katılacak kişilerin isim ve adresleri,

5. Kuruluşların yanısıra kişilerde KURU LT AY'a katkıda bulunabileceğinden KURULTAY duyurusunun tüm çalışanlara duyurulmasını,

6- Yukarıda belirlenen hususlada ilgili yanıtların en geç 25 MAYIS 1979 Perşembe gününe kadar ODAMIZA ulaştırılmasını, Bilgilerinize sunar, yardımcı olunacağı inancı ile esenlikler dileriz.

124

Page 125: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK: 23

TMMOB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI BAŞKANI Dr. All KARABULUT'UN GÜBRE FIYATLARININ ARTIRILMASlNA ILIŞKIN BASlN AÇIKLAMASI

"Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Ali KARABULUT; son gübre zammı yoksul kır emekçilerini ortadan kaldırarak topraklarını al!alara ucuza kapatmayı amaçlamaktadir.Diyerek, halkımız, yoksul kır emekçileri ve demokratik halk kooperatiflerini bu uygulamaya son verilineeye kadar hükümete karşı demokratik muhalefeti yogunlaştırmaya çal!ırdı"

Açıklama metni aynen şöyledir: Türkiye'de gübre ve gübreleme konusu planlı döneme geçişle birlikte,artan nüfusu

doyurabiirnek için üretimi artırmanın bir yöntemi olarak gündeme gelmiştir. 1963 yılında 425000 ton olan tüketim, 1979 yılında 7.7 milyon tona ulaşmıştır·. Kullanılan gübre miktarındaki artış ,ilk bakışta hızlı olarak nitelendirilebilirsede, tüketim, tarımı ileri ülkelere göre çok geridir. Nitekim 1977 yılında Türkiye'de hektara 46.5 kg. saf bitki besin maddesi tüketildi!!i halde, dünya ortalaması 68 kg.dır. Birim alana kullanılan gübre, dünya ortalamasının dahi altındadır. Genel anlamdaki bu yetersizlil!in yanısıra gübrelemenin bölgesel dagılımıda dengesizdir. Toplam gübrenin % 60'ı kıyı kuşa!!ında, % 40'ı ise Iç, Do!!u ve Güneydo!!u Anadolu'da kullanılmaktadır. 1977 yılında Marmara Bölgesinde hektara 59.0 kg. saf besin maddesi kullanılırken bu de!!er, Güneydo!!u Anadolu'da 8.10 kg. dır.

Gübre tüketimine · ilişkin yukarıdaki yetersizlil!in yanısıra, sorun işletmeler düzeyinde incelendi!!inde tarımdaki üretim ilişkilerinden kaynaklanan çelişki ile uyum halindedir. Ülkemizdeki tarım işletmelerinin arazi büyüklükleri, bunların toplam tarım işletmeleri içindeki payları ve kullandıkları gübre oranları incelendi!!i zaman, tüm tarım işletmelerinin % 66.0 sını oluşturan 1-40 dekar büyüklügündeki işletmelerin toplam gübre tüketiminin % 22.82 sini, tüm tarım işletmeleriniri % 24.0 nı oluşturan 41-100 dekar büyüklügündeki işletmeler% 31.42 ni ve tüm tarım işletmelerinin % 10 nu oluşturan 100 dekardan büyük işletmeler % 45.76 nı tüketmektedir. Diger bir tanımlama şekli ile gübre büyük ölçüde büyük işletme sahibi toprak alıaları tarafından tüketilmektedir. Böylece bugüne kadar devlet tarafından yapılan sübvansiyonlar ile devlet kaynakları büyük toprak sahibi toprak alıaları lehine zorlanmıştır. Bölgeler ve işletmeler düzeyindeki bu gübre tüketim dengesizlil!i ise tarımsal üretimde beklenen üretim artışlarır.ın gerçekleştirilememesinin en önemli nedenleri arasındadır.

Gübre Jiretimimize baktıl!ımız zaman ise sorunların daha da büyük boyutlara ulaştıgı görülecektir. Bugün ülkemizde mevcut gübre fabrikalarının kurulu kapasiteleri, bugünkü tüketimi karşılayacak düzeydedir.Buna karşın fabrikaların üretimleri kapasitenin ortalama % 50 iı aşamamakta, hatta% 30'a kadar düşebilmektedir. Bunun temel nedeni, kurulan gübre fabrikalarının teknoloji, know-how hammadde ve yedek parça yönünden % 85 oranında dışa bal!ımlı olmasıdır. Nitekim bunun dogal sonucu olarak yurt içi gübre üretimi tüketimin % 40-45 ini karşılayabilmekte, kalan kısmı ise dışalım yolu ile saglanmaktadır. Bugün ülkemizi petrolden sonra en fazla döviz ödedi!!i madde gübredir.

Gübre ile ilgili sorunları özetleyecek olursak; 1- Ülkemizdeki gübre tüketimi dünya ortalamasının altında olup, yetersizdir. 2- Bölgeler arası gübre tüketimi dengesizdir. 3- Büyük işletme sahibi toprak alıaları gübrenin bUyük bölümünü tüketirken, küçük işletme

sahibi yoksul üreticiler gereksinmelerini karşılayacak gübreyi kullanamamaktadırlar. 4- Gübre tüketimindeki yetersizlil!in en önemli nedenleri arasında gübre sanayiinin büyük

ölçüde dışa bagımlı olması nedeniyle gereksinimi karşılayacak gübre üretimini saglayamaması sayılabilir.

5- Bugüne kadar uygulanan gübre. sübvansiyonunda küçük üreticiyi koruyacak düzenlernelerin getirilmiş olması,

125

Page 126: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Yukarıdaki sorunları tümü ile gözardı ederek yapılan son gübre zammı ise ülkemiz tarımının bunalımını artırarak, büyük ölçüde üretim düşmeleri sonucunu getirecektir. Ekonomik güçsüzlüğü nedeniyle zaten gereksinmelerinin altında gübre tüketen küçük 'üreticiler gübre fiyatlarındaki son fiyat artışları nedeniyle gübre kullanmaktan tümü ile yoksun kalacaklardır .Böylece· tarım topraklarının % 95 ini elinde bulunduran 'bu kesimin gereksinimi karşılayacak gübreyi kullanmaları sonucu tarımsal üretimde % 30-40 lara ulaŞan Üretim düşmeleri (1974 yılında gübreye yapılan zam tarımsal üretimin % 16 oranında düşmesine neden olmuştur) meydana gelecektir. Böylece, tarımsal ürün dışalımı yapmayan dünyanın nadir ülkelerinden biri olan Türkiye ilk kez tarımsal ürün dışalımı zorunluluğu ile karşı karşıya kalacaktır. Yeterli gübre satınalarnama sonucunda yoksul küçük üreticiler kendi gereksinmelerini karşılayacak tarımsal ürün üretiminden ile yoksun kalacaklardır. Böylece, bu kesim çiftçiliği bırakmak zorunda kalacak ve yoksul üreticilerin toprakları, büyük ölçüde toprak ağaları tarafından ucuza kapatı lacaktır .. Diğer bir tanımlama şekli ile kırsal kesimde kapitalistleşme ve 'tarım topraklarının toprak ağalarının elinde birikme süreci hızlanacak toprak ağalarının yoksul köylüler üzerindeki sömürüsüne artırıp pekiştirecektir. Toprağını kaybeden, yoksul üretici geçimini kentlerde arayacağından, sağlıksız kentleşme olgusu artacaktır.

Tüm bu gerçekiere rağmen, yoksul küçük üreticilerin yararlarını tümü ile gözardı ederek gübre zammını gerçekleştiren TUSIAD ve Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin desteği ile kurulan Demirel Azınlık hükümeti işbirlikçi tekı!lci sermaye ve toprak ağalarının lehine yoksul kır emekçilerinin tarımsal yapı içerisinden tasfiyesini amaçlamaktadır. Gübre zammının ardındaki gerçek budur. Bu nedenle, yoksul kır emekçileri ve onların ekonomik demokratik örgütleri Köy-Koop, halkımızın ve yoksul kır emekçilerinin yarariarına ters düşen bu uygulama, ortadan kaldırılıncaya kadar hükümete karşı demokratik muhalefetlerini yoğunlaştırmalıdırlar. Bu amaçla, yoksul üreticiler ve kooperatifler ellerinde bulunan hububat(buğday, arpa vs.) pamuk, kuru incir, kuru üzüm, peynir, canlı hayvan vb. gibi uzun süre bozulmadan dayanabilecek tarım ürünlerini bu yanlış uygulama düzeltilinceye kadar pazara sunmaktan kaçınmalıdırlar. Aksi halde ileride tarım ürünlerinin fiyatlarında oluşacak büyük artışlarından yararlanamayacakları gibi ellerindeki sınırlı üretim araçlarını kaybetmek tehlikesi ile de karşı karşıya kalacaklardır. Kooperatifler yoksul üreticileri ürünlerini ellerinde bulundurdukları süre içerisinde parasal yönden destekleyecek "Özel Destek Fonu" ol.uşturmalıdırlar. '

Gübre sorununun kısa dönemli çözümü "Kademeli Subvansiyon" ile olanaklıdır. Diğer bir tanımlama şekli ile, gübre yoksul üreticiye subvansiyonlu, toprak ağalarına ise subvansiyon yapılmadan satılmalıdır. Uzun dönemli çözümü, diğer tarımsal sorunlarımızda olduğu gibi toprak reformu, küçük üreticilerin demokratik halk kooperatiflerinde güçlerini birleştirmeleri ve tarımda etkin vergilendirme ve gübre sanayiindeki dışa bağımlılığa son vermekle olanaklıdır.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası tümü ile yoksul kır emekçi lerini. ortadan kaldırarak, onların tek geçim kaynağı topraklarını ağalara peşkeş çekmeyi, amaçlayan S()n gübre zammına karşı çıkmanın tüm demokratikkitle örgütlerinin acil ve ertelenemez görevi olduğuna inanmaktadır.

126

Page 127: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK: 26

TMMOB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI BAŞKANI Dr.ALI KARABULUT'UN

14 EKIM SEÇIMLERINE ILIŞKIN BASlN AÇIKLAMASI

11.10.1979

Bilindiği gibi 11.MC'nin yı kılması ile siyasal yenilgiye uğratılmışfaşist güçlerin anarşi, terör terör toplumsal kıyımı doruk noktasına ulaştırma çabalarının yoğunluk kazandığı bir dönemi yaşamaktayız. Bu tür çabaların 14 Ekim seçimleri yaklaştıkça çı Iğıniık derecesine varacak düzeye ulaştığı da gözlenmektedir .. Faşist terörün birinci yamacı emekçi kesimlerde yılğınlık yaratarak başta seçrtıe,seçilme özgürlüğü olmak üzere ekonomik demokratik taleplerini engellemek, temel amacı ise egemen çevrelerin diktasını kurarak ekonomik-demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaktadır. Bu nedenle faşist güçler siyasal iktidarı devirip,açık faşizmi kurmaya yönelik provakasyonlarını giderek artan bir hızla yoğunlaştırmakt1dırlar.Bu eylemlerin yanısıra faşistlerin gizli açıkdestekçileride sürekli ara rejim tartışmalarını gündeme getirerek seçimleri sabote etmeye çalışmaktadırlar.lşte tüm bu nedenlerden dolayı 14 Ekim seçimleri maddi kapsamının çok ötesinde bir önem kazanmaya başlamıştır. Çünkü, bugünkü ortam içerisinde 14 Ekim seçimleri faşizm ile bir genel hesaplaşma niteliği kazanmıştır. Bu nedenle emekten yana tüm kişi ve kuruluşların her zamandan .daha fazla sorumluluk bilinci içerisinde hareket etmeleri kesin bir zorunluluktur.Bu sorumluluğumuzun gereği olarak aşağıda sıralanan hususları halkımıza duyurmavı tarihsel bir görev sayıyoruz.

1-Bugünkü düzeni korumak için çırpınan sağ toplumsal güçler, bütün olanaklarını seferber ederek halkın sömürüye son verme ve daha insanca yaşama uğraşına karşı çıkmaktadırlar. Siyasal demokrasiyi çökertmeye yönelik provakasyonlarının tek nedeni budur.

2-Bu güçlerin amaçlarına ulaşmalarındaki en önemli engel ise halkımızın demokratik geleneği ve bilinç düzeyidir. Bu nedenle bu geleneği bozmaya yönelik kışkırtma ve propaganda çalışmaları her yönü ile faşizme hizmet eder.

3-EIIi yıllık gelişme sürecinde Türkiye emekçi örgütlenmesinin toplumculuk yolunda ilerlemesi için elindeki tek güçlü silah demokrasi olmuştur.Bugünde ülkemizde siyasal demokrasi, çalışan halkımızın bilinçlenmesi için en elverişli o ortamdır.Bu nedenle güncel görevimiz demokrasinin yaşatılması ve geliştirilmesi için halkımızla birlikte savaşım vermektedir. /

4-Demokrasinin yaşatılması, geliştirilmesi ve taşizimle m~cadelenin temel koşulu her yönü ile güçlü "Sol siyasal örgütü" oluşturmaktır.Bu nedenle emeğin siyasal iktidarının oluşturulmasında öhemli bir aşama olan 14 Ekim seçimlerinde faşizmi ve gericiliği yok edebilmek için tüm üyelerimizi emekçi halkımızla omuz omuza Demokratik Solu güçlendirmek üzere sandık başına çağırıyoruz.

SAYCILARIMIZLA TMMOB

ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI

129

Page 128: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:27

TMMOB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASININ FAŞIST BASKI VE TERÖRE ILIŞKIN BASlN DUYURUSU

14 Ekim kısmi seçim sonuçlarıyla birlikte ülkemizde yeni bir Döneme girilm iştir. AP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in başkanlığın'da kurulan azınlık hükümeti, diğer adıyla örtülü MC güven oyu alarak göreve başlamıştır. Bu iktidar tüm yaşamı boyunca Atatürk Cumhuriyetine karşı çıkmış, bu nedenle defalarca Adalet önüne çıkartılmış, saptanan suçu nedeniyle yurt dışına sürülmüş kişilerin liderliğindeki partilerin desteğiyle gerçekleşmiştir. '.

Nitekim Hükümet, proğramı ve kısa süreli uygulamaları ile demokrasi güçlerine karşı tutumunu açıkça ortaya koyarak faşistlere ve şeriat izlemcilerine karşı tutumunu açıkça ortaya koyarak f&şistlere ve şeriat izlemcilerine olan diyet borcunu ödemeye başlamıştır. · Hükümetin onaylanmasından hemen sonra terörün boyutları -genişlemiş, Demokratik kitle

örgütlerine, halkımıza, öğretmenlere, öğretim üyelerine ve yargı organları ile basına kadar uzanan saldınlar zinciri tezgahlanmaya başlcımıştır.

Ceza evinde hukukçulara karşı düzenlenen saldırılar, Kayseri kanlı olayları, Abdi lpekçinin katili Ağca'nın kaçırılışı Prof.Dr.Cavit Orhan Tütengil'in katledilmesi, özgür basının övünç kaynağı Cumhuriyet gazetesini taşıyanların uğradığı saldırılar, açık faşizmi kurmaya yönelik tertipler zincirinin birer halkasını oluşturmaktadır. ·

Anarşiyle mücadele etmek ve, enflasyonu durdurmak iddiasıyla iktidara gelen Demirel, konumu ve değerlendirmeleri ile· kendini iktidara getiren hakimsınıflar ve onların faşist çetelerine maşa olmaktan öteye işlev göremez.

Halktan yana tüm güçlere tüm yurtsevedere büyük sorumluluklar düşmektedir. Halkımızı ~everleri, kendilerini Devletin yardımcı güçleri gören cinayet şebekelerinin hainliklerine meydan vermemek üzere birleşmeye ve bu savaşımda üstüne düşen görevi yapmaya çağırıyoruz.

Ziraat Mühendisleri Odası olarak faşizme karşı demokrasi ve özgürlük savaşı~ızı sonuna değin yılmadan'sürdüreceğimizi kamu oyuna duyururuz.

130

Saygıtarımıızla

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

Yönetim· Kurulu

Page 129: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:28

ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASININ AKIN ÖZDEMIR'IN KATLININ YIL DÖNÜMÜNE ILIŞKIN BASlN DUYURUSU

DR. ALl KARABULUT AKIN ÖZDEMIR'IN BIR YIL ÖNCE 18 ARALlKTA EGEMEN SINIFLARlN UŞACI F:<\SIST CINAYET ŞEBEKELERI TARAFINDAN KAHEDILDICINI SÖYLEYEREK BU TÜR KATLIAMLARlN KENDILERINI YILDIRMAYACACINI BELIRTTI

Ülkemizde egemen sınıfların uşaklı~ını yapan faşist cinayet şebekeleri, sürdürdükleri saldırılarla kitleleri yıldırmaya, emperyalizmin ülkemiz ve halkımız üzerindeki baskı ve sömürüsünü daha da yo~unlaştırarak faşizmi tırmandırmaktadırlar. ·

Emekçi kitleler üzerindeki ekonomik baskı yo~unlaştırılırken sömürüye, zülme ve baskıya karşı çıkan tüm ilerici, halkçı, devrimci, ·demokrat ve yurtseverler faŞist· cinayetlerle susturulmaya çalışılıyor.

TMMOB Liraat Mühendisleri Odası Adana Bölge Şube Başkanı Akın özdemir, uluslararası tekelci sermaye ve onun yerli işbirlikçilerini, toprak a~alarına, tefecilere karşı, emekçi halkımızın yanında onlarla birlikte mücadele etti~i için bundan tam bir yıl önce 18 ARALIK 1979 günü faşist katillerce hunharca katiedildL

Ölümünün birinci yıldönümünde; Ortu bir kez daha saygıyla anarken, tüm faşist baskı ve saldırıların bizleri yıldırmayaca~ı. mücadelemizden bir adım bile geriletmeyece~i. aksine daha da güçlendirece~i inancını yüreklerimizde taşıyoruz. Anısı önderimizdir. 18.12.1979

TM MOB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI

Dr.Aii KARABULUT Zi.raat Yüksek Mühendisi

131

Page 130: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK: 29

SIYASI PARTl, IŞÇI SENDIKALARI, DEMOKRATIK KITLE VE MESLEK ÖRGÜTLERININ IÇINDE YERALDIÖI·62 ÖRGÜTÜN YÖNETidLERI PARLAMENTO'~A GÖRÜŞÜLMESI SORDÜRÜLEN YENI BASKIYASALARI HAKKINDA ORtAK BIR BASlN AÇIKLAMASI YAPMlŞLARDlR. AŞAÖibA TAM METNI BULUNAN AÇ,IKLAMA CHP GEfiiEL MERKEZINE VE BASKI YASALARINA KARŞI ÇlKAN TOM P.ARLAMENTERLERE ILETILMiŞTIR.

BASlN AÇlKLAMASI:

Türkiye'de zaten kısıtlı olan demokratik hak ve Özgürlüklerin büsbütün yokedilmek istendi~i, insan haklarını ve bu hakları dile getiren INSAN HAKLARI EVRENSEL BILDIRGESI'NE, AVRUPA INSAN HAKLARINI KORUMA SÖZLEŞMESI'NE ve HELSINKI SENEDI'NE aykırı yeni yeni yasaların Parlamento'dan baskı ve oldu bittiyle geçirilmek istendi~i şu günlerde, Parlamento içinde bu tasanlara karşı çıkan Parlamenterleri destekliyoruz.

Yeni baskı yasalarına karşı çıkmak emekçi halk güçlerimiz kendi politik ve ekonomik örgütleri aracılı~ıyla yurt çapında kitleler halinde genel demokrasi hareketini güçlendirmektedir.

Bu topyekün demokrasi mücadelesinin Parlamento içinde de yankı bulması, demokrasiyi _savunan Parlamenterlerin yurtsever u~raŞiarıyla bütünleşmesi Türkiye'deki baskı güçlerini rahats)z etmektedir.

Biz· aşa~ıd'a imzası bulunan örgüt yöneticileri, tüm anti-faşist ve genel qertıokratik çabaların Parlamento içindeki demokratik u~raşlarla daha da etkinleşece~itıe olan inancımızı belirtiyor ve demokra~iyi savunan tüm milletvekili ve senatörleri anti-demokratik girişimler önündeki kararlı tutumlarında ısrarlı oll)'laya çağırıyoruz. 'Türkiye Sosyalist Işçi Partisi Genel Sekreteri Yalçın YUSUFOCLU Barış Derne~i Genel Sekreteri Av.Enis COŞKUN T.Maden-lş Sendikası Genel Başkan Vekili HalitERDEM Tekstil Sendikası Genel Başkanı Rıdvan BUDAK

132

Page 131: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Banksen Genel Sekreteri Yücel ÇUBUKÇU Petrol-Iş Geı1el Başkanı Mustafa KARADA YI T. Yeni Haber-Iş Sendikası Genel Sekreteri Muharrem IKITIMUR Devrimci Toprak-Iş Sendikası Genel Başkanı Vekili Ertan YACIZ Sosyal-Iş Genel Başkanı Özcan KESGEÇ ' Hürcam-lş Genel Başkan Vekili Ali Rıza GÜLKAYA Dev.Maden-Sen E!ıitim Örgütlenme Daire Başkanı Hacı DEMIR Baysen Genel Başkan Vekili Mustafa TARI Tek.Ges-lş Genel Sekreteri TümerTUNA Aster-lş Genel Başkanı Ayhan DÜMEN Tüm.Has-lş Genel Başkanı Sadettin ÜLFER Yeni Teknik Enerji-Iş Genel Örgütlenme Sekreteri Rüştü YARALl Köy-Koop Genel Başkanı NedimTARHAN Türk Tabibler Birliği Başkanı Dr.Erdal ATABEK Halkevleri Genel Başkanı Ahmet YILDIZ

Töb-der Merkez Yürütme Kurulu Üyesi M. Tekin ÜSTÜN Tü s-der Genel Başkanı Hasan Fehmi MAVI Tüted Genei.Başkanı Aykur GÖKER Tüm-der Genel Başkan Yardımcısı Fatih ÜSTÜN TRT-der Genel Sekreteri Yaşar ÖZÜRKÜT Emekçi Köylü Birliği Genel Başkanı Ahmet MELEK lşç'i Kültür Derneği Genel Başkanı Yılmaz ONAY Amatör Sporcular Derneği Ikinci Başkanı B. Bülent ERDEM Görsel Sanatçılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet TESAN Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Yılmaz ATEŞ lm-der Genel Başkanı Ahmet EROL Genel-der Genel Başkanı Hasaıı AYHAN Çaağdaş Hukukçular Derneği Genel Sekreteri lbrahim TEZAN Tümöd Genel Sekreteri Ercan EYÜBOCLU Tümas Genel Sekreteri Ali BALAMIR Türkiye Ormancılar Derneği Genel Başkanı Hikmet KOYUNCU Haber-der'Genel Başkanı Abidin SÖKMEN Bank-der Genel Başkanı lhsan BILGIN Teknik Ormancılık Derneği Genel Sekreteri Y.Kamil TARAKÇI

· Sayıştay Denetçi leri Derneği Genel Başkanı MusaÖZDEMIR. TürkiyejeolojiKurumu Başkanı Doğan PERINÇEK A.rkeologlar Derı:ıeği Genel Başkanı YaşarT ANZAN · Tüm Topoğraflar Derneği Genel Başkanı Koray ERDEM TRT.Var-der Genel Başkarı ı Rıfat ARAS Afsad Başkanı Kemal CENGIZKAN Kimyagerler Derneği Genel Sekreteri Nilgün ŞAHMAN Ilerici Kadınlar Derneği Genel Sekreteri Zülal KILIÇ Demokratik Kadınlar Birliği Genel Başkanı Yıldız GÜRCAN Ilerici Gençler Derneği Genel Sekreteri Alaattin TAŞ Genç Öncü Genel Başkanı Abdurrahman ATALAY Sosyalist Gençler Birliği Genel Başkanı Yaşar YI CIT Halk-koop Ankara Birlik Başkarıı Mehmet SEVIM · InşaatMühendisleri Odası Başkanı Dr.SedatÖZKOL Makina Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi ŞOL T Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Ali KARABULUT Fizik MühendisleriOdası Sekreter Üyesi Ahmet ÖZTUNCER Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Alpaslan ERTUC Gemi Makinaları Işletme Mühendisleri Odası Genei"Sekreteri Rıfkı YÜKSEL Metalurji Mühendisleri Odası Başkanı Melih TÖRELI Orman Mühendisleri Odası Başkanı Celal ÇOBAN Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Seyfettin AYDIN Ankara Eczacı Odası Başkanı Necati BOYACIOCLU

13::!

Page 132: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:30

TMMOB ZIRAAT MÜHENDISLE~I ODASI BAŞKANI DR.ALI KARABULUT'UN HÜKÜMETIN SANAYI YEMI FIYATLARINA YAPMIŞ OLDUGU ZAMMA ILIŞKIN BASlN AÇIKLAMASI

DR.ALI KARABULUT "SANAYI YEMINE YAPILAN ZAMDAN SONRA KÜÇÜK ÜRETICININ YEM TEMIN EDEMEMESI SONUCU HAYVANLARlN VERIMLERINDE BÜYÜK ÖLÇÜDE DÜŞME VE YETERSIZ BESLENME NEDENIYLE BÜYÜK BOYUTLARA ULAŞACAK HAYVAN HASTALIK VE ÖLÜMLERI GÖRÜLECEKTIR DEDI"

Ülkemiz 75 milyon baş dolayındaki büyük ve küçük, 42 milyon baş kümes hayvanı varlığı ile bu alanda çok büyük bir potansiyele sahip olup dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda yler almaktadır. Buna karşın hayvanlarımızin verimleri ve toplam hayvansal üretim bakımından son sıralarda yer almaktadır. Yıllardan beri uygulanan politikalar ve havvancılığa gereken önemin verilmemiş olması ülke kalkınmasında• önemli bir yeri olan bu sektörün bugpnkü geri' düzeyde kalkmasına neden olmuştur. Nitekim tarımı ileri ülkelerde hayvancılığın tarım icerisindeki payı % 60-70 dolaylarında iken, ülkemizde bu oran hala % 25-30 dur. Havvancılığın bugünkü geri düzeyde kalmasını başlıca nedenleri arasında, genel anlamda tarıma gereken önemin verilmemiş olması, hayvan ırklarının ıslahı için etkin çalışmcılar yapılmamış olması tarımımızın yeterli düzeyde hayvan yemi üretilecek biçimde yönlendirilmemiş olması, tarımdaki çağdışı üretim ilişkilerine son verecek etkin bir toprak Reformunun gerçekleştirilm.emiş olması yetiştiricilerin Demokratik Halk Kooperatiflerinde örgütlenmemiş olması ve hayvansal ürünlerin pazarlamasında büyük ölçüde aracı ve tefecilerin etkin olması sayılabilir.

Bu sorunların yarjısıra, özellikle son yıllarda artan enflasyon, hayvancılık için gerekli girdilerin büyük ölÇüde pahalanması sonucunu doğurmuştur. Nitekim hayvancılık girdilerinin en büyük bö.lümünü oluşturan yem (toplam girdilerin % 60-7(Yni oluşturmaktadır). Fiyatlarında anormal artışlar olhmuştur. Nitekim bugün 1 kgsamanın fiyatı8-10.TL, 1 kg kuru otun fiyatı ise 10-15 TL'ye ulaşmış bulunmaktadır. Böylece büyük çoğunluğu küçük tarım işletmelerinde (Hayvancılığın % 80-85'i küçük tarım işletmeleri içerisinde sürdürülmektedir.) sürdürülen havanaılık, yoksul tarım emekçilerinin maddi güÇsüzlüğü nedeni ile büyük bir bunalımın içerisine düşmüş bulunmaktadır. Tüm bu gerçekler ortadayke:ı Demirel azınlık hükümetinin sanayi yemine yaptığı % 40 dolayındaki son zamlar sorunu daha büyük boyutlara götürecektir. Hayvan yetiştiricilerini büyük bir yqksulluğun içerisine iten devalüasyon kararı son zamdan sonra yetiştiricHerin hayvanlşrının en temel gereksinimi olan yemi temin edememelerine neden olacaktır. Böylece hayvanını besleyemez duruma düşen yetiştiridier büyük ölçüde aracı ve tefecilerin kucağına düşmüş (Hayvanların pazarlamasından elde edilen gelirlerin% 40-45'i aracı ve tefecilere gitmektedir.) olacaktır. Bunun yanısıra zaten yetersiz olan yemin Türkiye h~yvancılığında hakim unsur. olan küçük üreticiler tarafından temin edilernemesi sonucu hayvanların et, süt, yumurta vb. verimleri düşeceği gibi ileriki dönemlerde yeterli besfenerneme sonucu hastalık ve salgınların oluşturacağı ölüm ve hayvan kırımları görülecektir.

Soruna tüketiciler açısından bakıldığı zaman daha da korkunç boyutların ulaşmakta olduğu görülmektedir. Üretimin düşmesi sonucu halen piyasada 1 kg.mı 250-300 TL. olan etin fiyatı çok yakın gelecekte 400-500.-TL.ye 20-25 TL. olan sütün fiyatı 35-40 TL.ye, tanesi 6-7 TL. olan yumurtanın fiyatı ise 10-15 TL. ye fırlayacaktır. Böylece hayvanların yanısıra, zaten büyük boyutlara ulaşmış olan halkımızın beslenmesi de iyice yetersiz düzeye düşeceğinden, insanlarda mental yetersizlikler, hastalık ve ölüm oranları artacaktır.

Tüm b~gerçeklere karşın işbirlikçi tekelci sermayenin siyasal iktidarı Demirel Azınlık Hükümeti sanayi yemi fiyatlarına yapmış olduğu son % 40'Iık zam ile yoksul küçük üreticiyi daha fazla yoksulluğa ittiği gibi işçi, memur, küçük esnaf ve kır emekçilerini de ~encerelerinde et yerine "Dert" kaynatmaya mahkum etmektedir. Halkımız, kendisine giderek daha fazla yoksulluk ve açlığa mahkum eden bu hükümete karşı demokratik mücadelesini sürdürecek ve yaptıklarının hesabını soracaktır.

134

Page 133: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK: 31

TMMOB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI BAŞKANI Dr.ALI KARABULUT HÜKÜMETIN ESHELLE MOBIL UYGULAMASINA ILIŞKIN AÇIK,LAMASI

GREVLI-TOPLU SÖZLEŞMELI SENDIKAL HAKLAR MÜCADELEMIZ! ENGELL~YEMEYECEKTJR" DEDI.

Işbirlikçi tekelci sermayenin açık destek ve yönlendirmesi ile kurulan Demirel azınlık hükümeti, 3aşbakanlık Müşteşar Vekilliğini ve DPT Müşteşarlığına MESS başkanını oturttuktan sonra devletin .Jm ekonomik, toplumsal ve siyasal işlevlerini hakim sınıfların denetim ve etkinliğine terk etmiştir. Bunun doğal sonucu olarak almış olduğu son ekonomik önlemler ve devalüasyon la büyük ölçüde işçi ve kamu görevlile~ üzerindeki sermayenin, sömürüsünü artırıp pekiştirmiştir. Alınan son devalüasyon kararı ile% 100'ün üzerine ulaşan hayat pahalılığı, yaşamı ve bu kesimler içiı:ı çekilmez hale getirmiştir. Bugün en temel gereksinimlerden olan kalorifersiz bir evin aylık kirası 7-8 bin lira; etin kilosu 250-300 lira, bir pantelonun fiatı 2300-3000 lira, odunun kilosu 5-6 bin lira, ayakkabı fiyatı 1500-2000 liraya ulaşırken kamu görevlilerinin aylık ücretleri hala 6-7 bin·Jiradır.

Tüm bu gerçekler ortadayken hükümet yetkilileri "Yavuz hırsız evsahibini kovar'' örneği yalan ve demogojiye dayalı demeçlerle ekonomin·in f-ıalkın yararına düzenlenmekte olduğunu en kısa sürede asgari ücretin vergi dışı tutulacağı ve ücretliler için Eshelle Mobile sistemi uygulanacağını söylemektedirler. Buna karşın ekonominin yönlendiricisi eski MESS başkanı, gölge baŞkan Turgut ÖZAL ise asagari ücretin vergi dışı bırakılması ve Eshelle Mobile sistemi uygulamalarının oldukça uzun süre alacağını söyleyerek, alınan kararların sahibi kişi olarak gerçek niyetlerini açığa vurmaktan çekinmemektedir. Böylece devleti işgal eden işbirlikçi sermayenin halkımıza acı, kan, gözyaşı, pahalılık ve sömürüden başka birşey vermiyeceğini sahibininin sesinden dinlemekteyiz.

Kaldıki asgari ücretin vergi dışı bırakılması ve maaş katsayısının 22 ye çıkarılması ile ücretlerde 1000-1500 TL'Iik bir artış sağlanmaktan öteye gidemiyecektir. Hükümetin uygulayacağını söylediği Eshelle Mobile sistemi ise, aldatmacadan başka birşey değildir. Gerçek anlamda Eshelle Mobile konut kirası, gıda, giyecek, vakacak vb. temel gereksinimierin fiyatlarında oluşan artışların olduğu giöi ücretiere yansımasını öngörür. Yoksa hükümetin belirttiği biçimde 6 ayda bir ücret ayarlamasi değildir. Kaldıki her iki sistemde uygulansa bile ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik-toplumsa:ı sistemin doğal sonucu ücretler daima fiyatların altında kalmaya mahkumdur. Türk halkı hükümetten bu aldatmaca ve yalanlarının hesabını soracaktır.

Ücretiiierin ekonomik hak ve özgürlüklerini kazanmaları "Grevli-Toplu Sözleşmeli Sendikal Hakların" kazanımı ile olanaklıdır. Her türlü baskı, engelleme, Eshelle Mobile saptırmaları bizi Sendikal Haklar m"ücadelemizden alıkoyamıyacaktır. Bu haklarımızı elde edinceye ve her türlü sömürüyü ortacl'ln kaldıracak emeğin iktidarı gerçekleşinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz:

135

Page 134: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:32

TMMOB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI DR.ALI KARABULUT'UN HÜKÜMET'IN ÖZEL SEKTÖRE SIGARA FABRIKASI KURMA IZNI VERMESINE ILIŞKIN BASlN AÇIKLAMASI

DR.ALI KARABULUT "SIGARA SANAYlNI ÖZEL SEKTÖRE KURDURTM~ ÇABALARININ ALTINDA 1

12.7 MILYON DOLARLIK ULUSAL KAYNACl IŞBIRLIKÇI TEKELCI SERMAYE KANALl ILE ULUSLARARASI TEKELCI SERMAYEYE PEŞKEŞ ÇEKME VE KALITE ÜSTÜNLÜCÜ OLAN TÜTÜN ÜRETIMI VE ULUSAL SIGARA SANAYIMIZIN TEKELLERCE DENETLENMESI AMACI YATMAKTA· DIR"DEDl .

Açıklama metni aynen şöyledir: Hükümetin özel sektöre sigara sanayii kurdurmakararının arkasında Amerika.Birleşik Devletleri

ve Federal Almanya kökenli uluslararası sigara tekelleri vardır. Ikinci Dünya Savaşı öncesi ülkemiz tütününün geniş pazar olanakları bulunduğu halde, uluslararası. tekellerin pazarları ele geçirmesi sonucu bugün ülkemizin tütünü dünya sigara yapımında % 11'1ik bir katkı maddesi haline getirilmiştir. Böylece Türk tütünü içimi, büyük ölçüde Türkiye sınırları içerisine jtilmiştir. ABD'ce izlenen bu politikanın temel amacı kalite üstünlüğü olan tütün üretimi ile ulusal sigara sanayiimizin engellenmesidir ve bu politikada başarılı olunmuştur. Halbuki Türkiye'nin bugün 12] milyar dolarlık sigara üretim potansiyeli vardır. Bunun yanısıra ulusal gelirleri artan Üçün_cü Dünya ülkeleri ABD tipi sigaraların içiminden ;zevk almamakta, sert ve nikotini düşük Türk tipi sigarayı tercih etmektedirler.

Tüm bu gerçekler ortadayken uluslararası tekellerin ülkemizdeki en büyük işbirlikçileri Koç Holding ve Sabancı Holding (sigara sanayii ·kurma istemleri ile) ve sermayenin direktifleri doğrultusunda hareket eden hükümet, dünya tekellerinin Türkiye'de sigara üretimini kontrol altına alarak ulusal sigara sanayiinin dışa açılmasını önlemek ya da tütün Oretimini denetim altında bulundurmak istemlerini yerine getirmek çabası içerisindedirler. Bu çabalarını örtbas etmek içinde her zaman olduğu gibi yalan ve demagojiye baş vurmaktadırlar. Bugün Türkiye'de sigara üretiminde . ortaya çıkan sorunlar Demirel'in dediği gibi "devletin ·bu işi·becerememesinden" değildir. Tekel tarafından yeterli sigara üretiminin sağlanamamasının başlıca nedenleri daha önceki Demirel hükümetleri tarafından ABD ile Türkiye arasında, sigara üretimimizi denetleyen gizli ikili anlaşmalar ile teknoloji, sigara üretimi açısından dünya pazarlarının uluslararası tekeller tarafından denetlenmesidir.

Sanayiden tarıma, ticaretten turizm ve madenciliğe kadar ülkemi~in tüm ekonomik kaynaklarını uluslararası tekellere peşkeş çeken işbirlikçi tekelci sermaye ve onların siyasal iktidarı Demirel azınlık hükümeti, 12.7 milyar dolarlık ulusal tütlin ve sigara kaynağımızı ve uluslararası tekelci sermaye ucuza kapatma gayreti içerisindedir. Ancak halkımızın ve yoksul kır emekçilerinin kendilerine gereken dersi vereceğini bilmeleri gerekir. Ziraat Mühendis'leri Odası yoksul tütün Öretkilerinin ,-mekçilerini, uluslararası tekelci sermaye ve yerli işbirlikçilerine ucuza kapattırmayacağı inancı ~le halkımızın ve ülkemizin çıkarlarına ters bu tür girişim ve uygulamalar ile son.una -kadar mücadele etme kararındadır.

136

Page 135: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK: 33

, ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI GENEL MERKEZ-ŞUBELER ORTAK BASlN DUYURUSU

BASlN DUYRUSU

' \

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 25. Dönem 1.Genel Merkez ve Şubeleri ortak toplantısı 24-25-26 Mart 1979 tarihlerinde Ankara'da Oda Genel Başkanı Dr. Ali KARABULUT'un başkanlığında yapıldı.

Toplantıya Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri Istanbul Şubesi Başkanı Yücel Erdener, lzmir Şubesi BaŞkanı Hüseyin Cahit Eker ve Samsun Şubesi Yazman Üyesi Halis Karapınar katıldılar.

Üç gün süren toplantı sonunda meslek ve tarımsal sorunların yapısıra;yurt ve dünya sorunlarına ilişkin olarak hazırlanan aşağıdaki ortak açıklama kamuoyuna sunulur.

15 aylık CHP Ağırlık Hükümetin ülkenin tüm sorunlarına, özellikle ekonomik konulara ilişkin olarak aldığı son önlemler,genel içinde tekil kalmıştır. Ayrıca çok sıkı denetim ve izlemeyi gerektiren bir çözüm yolu seçilmiştir.

Getirilen bu ekonomik önlemlerin seçeneği durumundaki "vergi düzenlemelerinin" bir yılı aşan bir zaınan içerisinde gerç"ekçi bir şekilde hazırlanıp yasalaştırılmamış olması, emekçi kitleleri daha güç koşullara iterken; halktan ve emekçi kesimden yana olduklarını yıllardır söyleyenierin gözlenen en büyük çelişkileridir.

Emperyalizme karşı 56 yıl önce verdiğimiz "Ulusal Kurtuluş Savaşında" olduğu gibi;bugüri ulusca vermekte olduğumuz Ulusal Ekonomik Bağımsızlık Savaşımında yine tüm öiveri emekçi halk yığınlarından beklenmektedir. Buna karşın, tekelci sermayenin toprak ağalarının, tarım kapitalistleri, aracı ve tefecilerin varlığına varlık eklenmektedir.Nedeni de geçmişte,tekelci sermayenin,toprak ağalarının yanında yer alan,hükümetlerin bile göstermediğ i bir kararsızlık ve yavaşlılıkla açıklanmaya çalışılan ekonomik önlemler dizisi veya diğer bir tanımla uygulanan zamlar, tekelci sermayeyi,stokçuyu, vurguncuyu ve karaborsac ıyı bir kat daha güçlendirmiştir.

Alınan ekonomik önlemler dizisinde olduğu gibi dizinin bir parçası olan dış satım konusundada belirgin bir açıklık yoktur.Dış satımla ilgili konular soyuttur.Üikemiz dış satımının en büyük oranını tarımsal ürünüler oluşlturmaktadır.Bi.J gerçeğe karşın tarım ürünlerinin pazarlanması ve dış satımına ilişkin önemlilik büyük ölçüde göz ardı edilmektedir. Bir disiplinsizlik,düzensizlik göze çarpmaktadır.

137

Page 136: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

Bu hükümetin tüm bu olumsuzlukların üstüne,emekci halkın yararına hiç bir önlem getirmemesi onların daha da ezilmelerine neden olmaktadır.

Bütçeye önemli bir yük getirmiyeceği açık olan "Asgari ·geçim· indirimi"· konusu çözümlenmemiş,yan ödemeler gelişen olumsuz ekonomik koşullara,zamlara,uydurulmak yerine 1977'den beri dondurulmuştur. '

Kamuda çalışan meslek gruplarına uygulanan ayrıcalıklar çalışanlar arasında önemli huzursuzluk oluşturmaktadır.Bu olay yıllardır özlenen sosyal adalet kavramı ile çeliştiği gibi çalışanlar arasında yapay çelişkilerin oluşmasına neden olmaktadır.Hükümet bu tür çelişikileri getiren her türlü uygulamaya en azından kamu kesiminin işbirliği ve verimliliği açısından son vermek zorundadır.

Ziraat Yüksek Mühendislerinin ülke kalkınmasındaki önemli yeri tartışma götürmeyecek bir gerçektir.Grevli toplu sözleşmeli sendikal hakiarım ız verilmediği sürece kitlemize ekonomik özerklik kazandırılamaz.Gerçekte yıllardır uygulanan yanlış ücret politikaları,65,7 sayılı yasa ve yan ödemeler bunun açık bir kanıtı olduğu gibi eşit işe eşit ücret ilkesi de her geçen gün biraz daha zedelenmekted ir.

Hükümetin gözlediğimiz bu tutarsız ve kararsız politikasından bir an önce kurtulurak;emekçi kitleler yararına gerekli önlemleri ivedilikle alması ve ülke tarımının sorunl!irına ilişkin çözümlemelerin zal!lan yitirilmeden hayata geçirilmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur:

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkan br.Aii KARABULUT- .

TMMOB , Ziraat Mühendisleri Odası !zmir Bölge Şubesi Başkan H.Cahit EKER

138

AN KAR 26 Mart 1979 '

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

Istanbul Bölgesi Şubesi Başkan

Yücel ERDENER

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Bölge Şubesi

Yazman Halis-KARAPINAR

Page 137: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

EK:34 TMMOB ,ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI BIRINCI GENEL MERKEZ-ŞUBE-IL TEMSILCILERI

TOPLANTISI BASlN BILDIRISI 30.6.1979

TMMOB Ziraat Mühendisleri · Odası; Genel Merkez, Bölge Şube Başkanları ve ll Temsilciliklerinin katıldığı, çalışma izlencesi doğrultusundaki toplantı Ankara'da yapıldı.

Bu toplantıda; Dünya, yurt ve kırsal kesim ile Ziraat Mühendisleri'nin temel sbrunlarr tartışılarak aşağıdaki kararlar üretildi,

Ülkemizde ekpnomik bunalım yeni siyasal boyutlar kazanarak doruğa ulaşıyor. Eflasyon, başını alıp giden fiyatlar, hızla kyaygınlaşan işsizlik, yerinde sayan ücretler, bu ağır' bunalımın gerçekleri olarak ortadadır.

Emperyalizm ve onun uzantıları IMF, Dünya Bankası, AET gibi kuruluşların kredi ve yardım koşulu devalüasyon yükünü emekçi yığınların üzerine yükleme politikası;tekelci sermayenin istem ve çıkadarıyla tam uyum içindedir.Tüm bunlar empiryalizmle olan bağımlılık ilişkilerine son verilmeden önlenemiyeceği gerçeğini açıklıyor.

Emperyalizm ekonomik bunalımdan yararlanarak politik anlamdada bunalımlar yaratıyor.U-2, üsler ve komşularımızia olan ilişkilerimizide baskı altında tutuyor. Emperyalizme bağımlı ekonomi aaha çok kilr, daha çok sömürü, faşizmin maddi temelini oluşturuyor.Faşizmde kendi dışındaki herkese saldırarak hızla trrmanıyor. .

Ülkemizde i'nsanlrk düşmanı faşizmin bu tırmanışını önlemenin yolu demokratik güçlerin eylem birliği yanında işbirlikçi tekelci sermayenin ve büyük toprak sahibi ağaların egemenliğinin sona erdirilmesidir.

Ülkemiz kırsal kesimi ve onun bir parçası, ona hizmet götüren Ziraat Mühendisliği'nun sorunlarıda yukarıda kısaca özeti en en Dünya ve yurt sorunlarından ayrı tutulamaz,soyutlanamaz.

Genelde bu ortak ve temel sorunları şöyle dizebiliriz; * Tarımsal üretimde toprak önemli bir ögeder.Doğal olarakta "toprak reformu"

gündemdedir. Buna karşın hazırlanması sırasındna özenle halktan ve demokratik kitle örgütlerinden saklanan yasa tasarısının tümü ile halkımız ve kır emekçilerinin zararına olduğu ve bir reform tasarısı olmaktan öte tarımda kapitalistleşmeyi hızlandıracak yasal düzenlemeyi amaçladığı gerçektir .Kamu­laştırmada "Rayiç değerli" üzerinden ödemeyi öngörmesi, reformun gerçekleşme olasılığını bile ortadan kaldırdığı gibi yoksul kır emekçilerinin sırtından büyük toprak sahibi ağaların gücüne güç katacak anlamına gelmektedir.

*Toprak reformu çıkmazr açıkken G.T.H. Bakanlığı bu yapıyı göz ardı ederek üretim plilnlaması çalışması içine girmiştir.

Tarımda bir yığın temel çelişki varken ve gerçek anlamda bir toprak reformunun yapılamıyacağıda açıkken; üretim plilnlaması çalışmaları bürokrasinin bir yurtturmacasıdrr.

*Ülkemiz dış satımının yarıdan fazlasını tarım ürünleri oluştururken, kırsal kesim emekçilerinin alın teriyle sağlanan bu dış satım gelirleri gerçek Üreticiye geri yansımamakta,tersine döviz yutan çarpık montaj sanayinin çarklarının döndürülmesinde kullanılmaktadır. Buradaki temel çelişki alanı çarpık taban fiyat politikasının yerine ikili ve küçük üreticiden yana tarımda kapitalistleşmeyi önleyen bir destekleme alım politikasının uygulaması getirilmelidir.

* Gübrede olduğu gibi, tarımsal ilaç, traktör ve damrzlık gibi üretim maliyetleri üzerine. doğrudan etki yapan temel girdiler yerli ve yabancı tekellerin sömürü alanı olmaktan çıkarılıp, sağlanması ve dağıtımı da devlet- demokratik halk kooperatifleri eliyle gerçekleşmelidir.

Çağrmrz örgütlenme çağrdır.Emeğin karşılığının alınmasında da "örgütlü güç" ilkesinden hareketle ekonomik-demokratik hakları h kazanılması için ülkede yaşanılan son olaylar, grevii-toplu sözleşmeli sendikal hakların alınması için mücadeleyi kaçınılmaz bir noktaya getirmiştir.

Tarımsal kalkınmanın temel unsurlarından olan Ziraat Mühendisliği, tekelci sermayenin ve yerli ortaklarının kapı kulu durumuna düşürülmüş, bilgi ve yetenekleri üretim dışına itilerek teknik eleman oluşu özellikleri fiilen önlenmektedir. Bu noktadan hareketle 7472 sayılr yasanın işlerlik kazanabilmesi için; en önemli üretim aracı olan tarım elemanlarının planlanması ve tarımsal üretimin her aşamasında Ziraat MüheQdisleri'nin yetki ve sorumluluklarını belirliyecek tüzüğün meslek tutuculuğundan sryrılarak ivedi çıkması yolunda topluca çaba sarfedilmelidir.

Ancak kısa dönemde, artan hayat pahalılığr karşısında YAN ÖDEME kararnamesinin günün koşullarına uygun ve ivedi çıkartılması gerekliliğide açıktır.

Kendi insanca yaşam koşullarrmızr belirleyecek her konuda söz ve karar sahibi olmak için GREYLl-TOPLU SÖZLEŞMELI SENDIKAL hakların alınması yolunda uğraşımrzr işçi sınıfına koşut olarak sürdürmek gerekmektedir.

139

Page 138: Kapak DüzeniTürkiye 1945'Ierde yalnız kendisi için üretim yapan,içine kapalı bir toplum yapısına sahiptir.Bu toplum kent-soylular eliyle pazara ve dişa açılınıştır.Toplumda

ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YA YlNLARI

Sıra No. YayınınAdı Fiyatı

4-Çeltik Ziraat ve Pirinç Fiyatları-1962 .............................................................................................. -6-Hububat Fiyatları-1962 .... : ......................................................................................................... -7-Toprak Mahsulleri Ofisi Reorganizasyon-1963 ................................................................................. 5 S-Hububat Fiyatları-1963 ........................................................................................................ , ...... -9-Türkiye'nin Zirai Bölgeleri-1964 ................................................................................................. 20 lO-Zirai Davalarımız (4) Türkiye Ziraatma ait görünüşler-1964 ....................................................... 20 ll-Toprak Reformu Semineri-1964 ........................................ . : . .......................... , ............................. 5 12-Türkiye Hayvancılığı Problemleri-1964 ....................................................................................... ,5 13-Türkiye'de Zirai Kredi ve Problemleri-1964 ................................................................................... 5 14-Mer'a Vejetasyonunun Teşekkülü,Kompozisyon ve Bozulması ............................... , ............................ 3 15-Dünya Turunçgil Ziraatinde Türkiye'nin yeri ve üzerinde öncelikle durulması gereken başlıca

problemlerimiz ........................ ·'· ............................................................. , ................................ 3 16-Türkiye~de su kaynaklarının geliştirilmesi ve problemleri. .......................... : ...................................... ,3 17-Tarıında Ortakcılık "e kiracılık ............................................ , ....................................................... 3 19-Zirai Davalarımız (5) Türkiye Ziraatma ait görüşler ................................................. : ............. ; ........ 10 21-Mer'alarımızla ilgili prob,lemler ve çÖZ'Üm yolları ............................................................................. 5 22-Türkiye'de Zirai Vergiler ........................................................................................................... 6 23-Ziraat Müh. Odası Talimatları ve Zir. Müh. Hk. Kanun ..................................................................... -24-Bilirkişi Rehberi. .................... : ...................................................... , .................. , ............... .40 26-Türkiye Ziraat Mühendisliği I. Teknik Kongresi (2 cilt) ......................................... : ......................... 50 27-Türkiye Tarımında Hayvancılık Problemleri ve Çözümk Yolları. ...................... , ................................... -30-Türkiye Tarımının Mekanizasyon Problemleri ve Çözüm Yolları ......................................................... 10 31-Gaye dışı kullanılan ziraat arazisi .......................................................................................... · ....... 5 33-Türkiye'de Tarım Ürünleri Pazarlama Organizasyonu Eğitim ve Yayın ................................... , ............ 10 35-Tarım kEkonomisi ve Tekniği Yönünden Türkiye'de Tarımsal Kazançların Vergilendirilmesi Sorunları ..... 20 36-Türkiye'de Ortak Pazar Geçiş dö,nemine girmesi konusunda Ziraat Mühendisleri Odası'nın görüşü ........... 16 37-Yabancı Menşeli Buğday Tohumlarının Durumu .......................................................................... 12 38-Türkiye Ziraat Mühendisliği II. Teknik Kongresi (2 cilt) ................................................................... 75 40-1971 Çalışma Raporu ................................................................................................................ -41-Ziraat Mühendisleri Odası'nın Toprak Reformu üzerindeki görüş ve düşünceleri ............. : ...................... ;. 42-XVII. Genel Kurul Faaliyet Raporu ................................................................ : .............................. -43-1972 Çalışma Raporu ................................................................................................................. -44-Türkiye'de devletin hayvancılıkla ilgili görevleri ve bunların organizasyonu konularında görüş ayrılıkları. .... -45-Türkiye'de Gübre Sorunu ve Çözüm Yolları .............................. : ..................................................... -46-XIX. Genel Kurul Çalışma Raporu ............................................................................................ 50 47-T.B'nin Örgüt ve Görevlerinin Yeniden Düzenlenmesi (Rapor) ............................................................ -48-20.Genel Kurul Çalışma Raporu ................................ : ................. : ................................................ -49-Arazi Kullanıını ve Üretim Planlaması ...................................................................................... 30 50-Türkiye 1. Sütçülük Kongresi.. ................................................................................................ 50 51-2l.Genel Kurul Çalışma Raporu ................................................................................................... -52-22.Dönem Çalışma Raporu ......................................................................................................... -53-23.Dönem Çalışma Raporu .................................................................................. : ......... : ............. -54-24.Genel Kurul Çalışma Raporu (Teksir) ....................................................................................... -55-I.Hayvancılık, Çayır-Mer'a ve Yem Bitkileri Teknik Kongresi. .... , .................................................. 200 56-Türkiye 3. Sütçülük Kongresi.. ......................................................... , .................... , ................. 100 57-Yıllık'78 .........................................................................................................•........ : ......... 50 58-24.Dönem Çalışma Raporu .............. : ........................................................................................... -59-Bilirkişi Eli Kitabı-1979 ...................................................................................................... 200 60-Yıllık'79 .......................................................................................................................... 100 61-Kırsal ~esimde Çocuk ....... ' ..................................... : .............................................................. 75 62-25.Dönem Çalışma Raporu ......................................................................................................... -

140