Upload
others
View
18
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
KARDİYOVASKÜLER SİSTEM
HASTALIKLARI VE HEMŞİRELİK
BAKIMI
İSTANBUL GELİŞİM ÜNİVERSİTESİ
HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ
İÇ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ DERSİ
DR.ÖĞR.ÜYESİ ASLI GENÇ
İÇERİK PLANI
Kalbin Anatomi ve Fizyolojisi
Kardiyovasküler Sistem Hastalıklarında Tanı
Yöntemleri
Akut Koroner Sendromlar
Kalp Yetersizliği
Hipertansiyon
KALBİN ANATOMİ VE
FİZYOLOJİSİ
KALBİN YERLEŞİMİ
Kalp göğüsün orta hattından hafifçe solda yer
alır.
Ön tarafta sternum, arka tarafta omurga,
yanlarda akciğerler ve kaburgalar ile
çevrelenerek korunurlar.
Kalbin tepesi aşağıda, tabanı yukarıda ters
çevrilmiş bir koniye benzer.
Sivri kısmına apeks denir ve kalbin apeksi
göğsün sol tarafına ve aşağıya doğru
yönlenmiştir.
Kalbin Yerleşimi
KALBİN TABAKALARI
Endokart: Kalp boşluklarının iç yüzlerini ve
içindeki yapıları örten epitel dokudur.
Miyokart: Kalbin ince kaslardan oluşan orta
tabakasıdır. Kalp kası çizgilidir fakat istem
dışıdır. Miyokart atriyumlarda çok ince
ventriküllerde ise çok kalındır.
Perikart: Kalbin dış yüzünü çeviren iki tabakalı
zardır. Tabakalarına paryetal ve viseral perikart
adı verilir. Perikard yaprakları arasında 10-12
cm3 kadar sıvı bulunur.
KALBİN FONKSİYONEL
BOŞLUKLARI
Sağ Atrium
Sağ Venrikül
Sol Atrium
Sol Ventrikül
KALBİN KAPAKLARI
Atriyoventriküler Kapaklar
Triküspit kapak: sağ atriyum ile sağ ventrikül
arasında bulunur.
Mitral kapak: sol atriyum ile sol ventrikül
arasında bulunur.
Semilunar Kapaklar
Pulmoner kapak: sağ ventrikül ile pulmoner
arter arasında bulunur.
Aortik kapak:sol ventrikül ile aort arasında
bulunur.
KARDİYAK DOLAŞIM
KALBİN SİNİRSEL KONTROLÜ
Kalbin çalışması serebrum, hipotalamus,
medulla oblangata ve sempatik SS tarafından
yürütülür.
Uyarılması için sinirsel impulsa gereksinimi
yoktur. Kendi uyarılarını kendisi çıkarır.
Otonom sinir sisteminin etkisi altındadır, ancak
bu etki kalpteki uyarıları başlatma değil, kalbin
kendiliğinden oluşturduğu kasılmayı düzenleyici
niteliktedir.
KALBİN İLETİ SİSTEMİ
Kalp kasında uyarıların başladığı iletildiği özel
bir sistem vardır. Bu sisteme kalbin ileti sistemi
denir.
Sinoatriyal düğüm: sağ atriyumda v.c superiorun
atriyuma açıldığı yerde perikardın hemen altında
özel bir dokudur.
Dakikada 60-100 uyarı çıkarır. Buradan çıkan
uyarı önce sağ atriyumdan başlamak üzere
atriyumlara yayılır, atriyumların sistolüne neden
olur.
Atriyoventriküler düğüm: sağ atriyumun
tabanında özel bir dokudur.
Uyarıyı atriyumdan alır ventriküllere
göndermeden önce bekletir.
Aşırı hızlı atriyal uyarıları bloke eder. Dakikada
40-60 uyarı çıkarır.
His demeti: AV düğümden çıkan uyarı his
demetine geçer. His demeti sağ ve sol olmak
üzere ikiye ayrılır ve uyarılar purkinje lifleri
aracılığıyla miyokarda yayılır.
Kalp siklusu: bir sistolün başından diyastol sonuna
kadar olan dönemdir.
Atım hacmi (strok volüm): sağ ve sol ventrikülden bir
kerede pompalanan kan miktarı. Ortlama 70ml.
Kalp debisi (kardiyak output):bir dakika içinde sağ
ve sol ventrikülden pompalanan kan miktarı.
Atım hacmi*Atım sayısı
Afterload: kalp kasılmasının karşısındaki direnci
tanımlar. Ventrikül kontraksiyonu başladıktan sonra
sol ventrikülün yenmek zorunda olduğu kuvvet.
Preload: sol ventrikülün diyastol sonu basıncı ya da
volümü.
KARDİYOVASKÜLER SİSTEM İLE
İLGİLİ KAVRAMLAR
KORONER ARTERLER
Koroner arterler kalbin dış yüzeyinde bulunur ve
iki ana daldan oluşur. Küçük dallara ayrılarak
kalp kasının her tarafına yayılırlar.
Sağ koroner arter (RCA): kalbin sağ arka kısmını
besler.
Sol ana koroner arter: kısa bir segment sonra
ikiye ayrılır;
Sol ön inen arter (LAD): kalbin sol ön tarafını
besler.
Sirkumfleks arter (CX):sol arka kısmını besler.
KALP ÇALIŞMASI ÜZERİNE
İYONLARIN ETKİLERİ
Na: azlığı kalpteki uyarı oluşumunu
seyrekleştirir ve kalbi yavaşlatır.
K: kalp kasının diyastolünü sağlar. Vücut
sıvılarında potasyum yetersizse kalp sistolde
durur. Fazla miktarda olması kalbin atım
gücünü ve hızını azaltır.
Ca: K ile ters orantılıdır. Fazla Ca kalbi sistolde
durdurur.
KARDİYOVASKÜLER SİSTEM
HASTALIKLARINDA TANI
YÖNTEMLERİ
TANI YÖNTEMLERİ
Kardiyovasküler sistem muayenesi
Labaratuvar Bulguları
Elektrokardiyografi (EKG)
Telekardiyografi (TELE)
Ekokardiyografi (EKO)
Eforlu EKG
Holter
Miyokard Perfüzyon Sintigrafisi
Anjiografi
KARDİYOVASKÜLER SİSTEM
MUAYENESİ AŞAMALARI
Genel gözlem
Öykü (Anamnez) Alma
Yaşam bulguları (Fizik muayene dersinde
anlatıldı)
Fizik muayene (Fizik muayene dersinde
anlatıldı)
GENEL GÖZLEM
Cilt rengi nasıl? Siyanozu var mı? Solgun mu?
Yüz ifadesi nasıl? Ağrı, acı çekme, üzüntü ifadesi
var mı?
Vücut duruşu nasıl? Dik mi duruyor? Ağrı ifade
edecek şekilde vücudun bir yerini tutuyor mu?
ANAMNEZ (ÖYKÜ)
Göğüs ağrısı
Dispne
Öksürük
Yorgunluk
Siyanoz ya da solukluk
Ödem
Noktüri
Özgeçmiş
Kardiyak soygeçmiş
Kişisel alışkanlıklar
LABARATUAR BULGULARI
Enzim çalışmaları: hücre içinde metabolik aktiviteleridüzenleyen enzimler, hücre membranı hasarauğradığında (MI) seruma geçer (CPK-MB, AST, ALT,LDH, miyogobülin ve troponin t). İyi bir gösterge; ucuz,duyarlı, özgül olmalı, kısa sürede sonuç eldeedilebilmeli ve aynı zamanda prognoz ile ilgili bilgiverebilmelidir. Bu bağlamda akut koronersendromların erken dönem tanısında kreatininfosfokinaz-MB, kardiyak troponinler ve miyoglobinsıklıkla kullanılan göstergelerdir.
Kreatinin kinaz ve kreatinin kinaz –MB: Kreatininkinazın miyokard dokusuna özgül olanı CK-MB’dir.Kandaki düzeyi 4-8 saatte yükselmeye başlar, 12-24saatte en üst düzeye yaklaşır, 48 saatte azalır.
Miyoglobulin: Miyokard hücresinde ve çizgili kaslardabulunur. Kandaki düzeyi 2-4 saatte yükselmeyebaşlar, 8-12 saatte en üst düzeye yaklaşır, 12-24saatte başlangıç düzeyine iner.
Troponinler: Troponin I, troponin T ve troponin Colmak üzere üç tanedir. Troponin T ve I miyokarddabulunur. AMI’da 3-6 satte yükselir, 12 saatte en üstdüzeye ulaşır, 7-10 gün süre ile yüksek kalır.
LDH: İskelet kası, miyokard, kırmızı kan hücreleri,böbrekler, karaciğer, akciğer ve beyin dokusundabulunur AMI tanısında daha özgül testlerdenyararlanıldığı için çok kullanılmaz.
Lipid Profili: Trigliseridler, HDL, LDL, totalkolesterol düzeyine bakılarak değerlendirilir.
Lipid suda çözünür bir madde değildir; karaciğerdeprotein ile bağlanarak lipoprotein oluşur ve sudaçözünür, kanda taşınabilir bir hale gelir.Lipoproteinler , protein içeriklerine göre kategorizeedilir ve yoğunluğu arttıkça yapısında daha çokprotein bulunur.
Düşük yoğunluklu lipoproteinler (LDL) kolesterolünprimer taşıyıcısıdır.
Yüksek yoğunluklu lipoproteinler ise (HDL)kolesterolün hücrelerden kan yoluylauzaklaştırılmasını ve karaciğere taşınmasını sağlar.
Trigliseridler, vücuda yağ depolanma durumunugösterir; trigliserid düzeyinin yüksek olması KAHgelişme riskini arttırır.
Serum total kolesterol düzeyinin 200 mg/dl veüzerinde, LDL kolesterol düzeyinin 130 mg/dlve üzerinde, trigliserid düzeyinin 150 mg/dlüzerinde olması KAH riskini arttırmaktadır.
KAN LİPİDLERİ
Lipid Profili
Arzu edilen Sınırda artmış Yüksek
Total kolesterol <200mg/dl 200-239mg/dl >240mg/dl
Trigliserid <150mg/dl 150-400mg/dl 400-1000mg/dl
LDL <130mg/dl 130-159mg/dl >160mg/dl
VLDL <40mg/dl
HDL Erkek >40mg/dl; Kadın >45mg/dl
YİRMİ YAŞIN ÜZERİNDEKİ KİŞİLERDE
AÇLIK LİPİD PROFİLİ (TOTAL
KOLESTEROL, TRİGLİSERİD, HDL, LDL)
BAKILMALI VE SONRASINDA HER 5
YILDA BİR TEKRAR EDİLMELİ; EĞER
ANORMALLİK VARSA DAHA SIK
İZLENMELİDİR.
Koagülasyon testleri: Heparin, warfarin, trombolitik
tedavi, antitrombosit tedavi alan hastaların sıklıkla
kanın pıhtılaşma süreci ile ilgili bir takım testlerden
yararlanılır. En sık kullanılan testler protombin
zamanı (PT), INR değeri (warfarin tedavisinde),
aktive edilmiş parsiyel tromboplastin (düşük molekül
ağırlıklı heparin tedavisinde)zamanı, aktive
koagülasyon zamanı (kalp cerrahisi ve kalp
kateterizasyon sonrasında), fibrinojen seviyesi
(tormolitik tedavide), trombosit seviyeleridir.
Serum elektrolitleri: sodyum, potasyum, magnezyum,
kalsiyum miyokard hücresinin depolaizasyonu ve
repolarizasyonu için büyük önem taşır. Özellikle
potasyum ve kalsiyum değişiklikleri EKG
değişikliklerine neden olur.
ELEKTROKARDİYOGRAFİ(EKG)
Kalbin çalışması sırasında oluşan elektriksel
aktivitenin vücut yüzeyine yerleştirilen
elektrotlar aracılığıyla kaydedilmesidir.
Oluşturulan elektriksel devrelere derivasyon adı
verilir. EKG toplam 12 derivasyondan oluşur.
Ekstiremite derivasyonları
Standart ekstremite derivasyonları (DI, DII,
DIII)
Arttırılmış ekstremite derivasyonları (aVR, aVL,
aVF)
Göğüs derivasyonları (V1, V2, V3, V4, V5, V6)
Ekstiremite derivasyonları
RA (right arm) yazılı kırmızı elektrot sağ el
bileğine,
LA (left arm) yazılı sarı elektrot sol el bileğine,
LL-LF (left leg-foot) yazılı yeşil elektrot sol ayak
bileğine,
RL-RF (right leg-foot) yazılı siyah elektrot ise
sağ ayak bileğine yerleştirilir.
Sağ ayak bileği, topraklama olarak kullanılır.
Ekstremite amputasyonu
olan kişilerde elektrot,
kesik olan bölümün üst
tarafına yerleştirilir
Standart ekstremite derivasyonları
DI, sağ kol ve sol kol,
DII, sağ kol ve sol bacak,
DIII ise sol kol ve sol bacak arasındaki voltaj farkınıkaydeder.
Sol kol elektrodu, kalpten sol kola yayılan elektrikselvoltajları kaydetmekte; sağ kol elektrodu, sağ kolayayılan voltajları kaydetmektedir. EKG cihazıiçindeki mekanizma ile sağ kol voltajları, sol kolvoltajlarından çıkarılmakta ve fark Derivasyon Iolarak ortaya çıkmaktadır.
Kalbin sağ kol, sol kol ve sol bacaktan oluşaneşkenar bir üçgenin merkezinde bulunduğu kabuledilir ki bu üçgene, einthoven üçgeni denir.
Standart ekstremite derivasyonları arasındaDI+DIII=DII Ģeklinde bir eşitlik vardır.
Bu duruma einthoven eşitliği denir. Diğer birdeyişle, DI voltajı ile DIII voltajı toplanırsa DIIvoltajı elde edilir.
Arttırılmış ekstremite derivasyonları
Arttırılmış ekstremite derivasyonları (unipolar,
tek kutuplu) aVR, aVL ve aVF şeklinde ifade
edilir. “a” harfi augmented (arttırılmıĢ,
güçlendirilmiş); “V” harfi voltaj (gerilim) anlamı
taşır. R (right) sağ kolu; L (left) sol kolu; F (foot)
harfi de sol bacağı temsil eder.
Her bir arttırılmış ekstremite derivasyonunun,
kalbe belirli bir açıdan baktığı kabul edilir. Buna
göre;
aVR derivasyonu ile sağ omuzdan,
aVL derivasyonu ile sol omuzdan,
aVF derivasyonu ile sol bacaktan kalbe
bakılır.
Göğüs derivasyonları
Göğüs (prekordiyal, unipolar) derivasyonları; V1, V2,V3, V4, V5 ve V6 şeklinde ifade edilir. “V” harfi voltajanlamı taşır.
Göğüs derivasyonları, göğüs duvarında belirli yerlereyerleştirilen toplam altı adet elektrottan elde edilir.Renklerle belirtilmiş puvar şeklindeki elektrotlar,göğüs duvarına şu şekilde yerleştirilir;
V1 (Kırmızı): 4. interkostal aralığın sternumun sağkenarı ile birleştiği nokta,
V2 (Sarı): 4. interkostal aralığın sternumun solkenarı ile birleĢtiği nokta,
V3 (Yeşil): V2 ile V4 noktasının tam ortası,
V4 (Kahverengi): 5. interkostal aralığın solclaviculanın orta çizgisi ile kesiştiği nokta,
V5 (Siyah): 5. interkostal aralığın sol ön koltuk altıçizgisi ile kesiştiği nokta,
V6 (Mor): 5. interkostal aralığın sol orta koltuk altıçizgisi ile kesiştiği noktadır.
EKG Elektrotlarının Yerleşimi
V1 ve V2 sağ ventrikülü, V3 ve V4 ventriküler
septumu,
V5 ve V6 ise sol ventrikülü görür.
Kalbin arka bölümü incelenmek istendiğinde V7,
V8 ve V9 elektrotları (retrokordiyal elektrotlar)
kullanılır.
Bu durumda V7 sol arka koltuk altı çizgisi ile 5.
interkostal aralığın kesiĢtiği noktaya, V8 ve V9
da sırta doğru sol 5. interkostal aralık boyunca
yerleştirilir.
İşlem Öncesi
Üzerindeki takı, saat ve üst giysileri çıkarılır.
Hasta sırt üstü düz yatırılır.
HEMŞİRELİK
GİRİŞİMLERİ
EKG ÇEKİMİ
Hastanın rahat bir şekilde uzanması sağlanır.
Puar şeklinde olan elektrotlarda, jel sadece
elektrodun altına sürülmeli ve jel birbiri ile
temas etmemeli.
Ekstiremite elektrodları; kollarda el bileklerinin
iç yüzüne, bacaklarda ise ayak bileklerinin iç
yüzüne yerleştirilmeli.
Elektrotları uygun durumda tutmak için
kullanılan lastik bantlar cilde düzgün ve sıkı bir
şekilde yerleştirilmeli ancak aşırı derecede
sıkılmamalı.
Kadınlarda meme üzerine elektrod
yerleştirilmemeli, meme altına konmalı.
Kadın veya erkekte, kosta aralıkları sayılmadan
meme ucu altına elektrod koyulmamalı, kişilere
göre meme yeri anatomik olarak farklı olabilir.
Elektrodların yerleştirileceği yerler kıllı ise traş
edilmeli.
Nemli, kirli, yağlı ise sabun ve su ile
temizlenmeli.
EKG MONÜTÖRİZASYONUNDA
PARAZİT NEDENLERİ
Hasta için kullanılan diğer aletler,
Elektrotların cilde yapışmaması ya da çıkması,
Jel yerine alkol, su vb. kullanılması,
Hastanın hareket etmesi,
Kas tremorları, titreme,
Makinenin bozuk olması,
Kablo bağlantılarının iyi olmaması,
Bu durumda öncelikle elektrodlar ve bağlantılar
kontrol edilmeli, sorun çözülemiyorsa elektrikli
aletler kontrol edilmelidir.
İşlem Sonrası
Jel bir peçete ile silinerek temizlenir.
Üst giysilerini giymesine yardım edilir.
Hastanın adı soyadı, işlem tarihi ve saat yazılıp EKG
kaydı incelemesi için hekime gönderilir.
NORMAL ELEKTROKARDİYOGRAM
P Dalgası: atriyum depolarizasyonu. EKG’de P
dalgasının bulunması uyarının SA düğümden
çıktığını ve atriyumlara yayıldığını gösterir.
QRS Kompleksi: ventrikül depolarizasyonu.
Uyarının ventriküllere yayıldığını gösterir.
T Dalgası: ventrikül repolarizasyonu.
U Dalgası
PR: Uyarının atriyumlarayayılmasını ve AV düğüm, his demeti ile purkinje liflerinden geçerek ventrikülleri depolarizeetmeye başlayıncaya kadar geçen süreyi gösterir.
ST: Ventrikülerrepolarizasyonun başladığını gösterir. Normalde izoelektrikhatta düz bir çizgidir.
QT: Ventriküllerindepolarizasyon ve repolarizasyon süresini gösterir.
RR: Birbirini izleyen iki R dalgası arasındaki aralıktır. Kalp hızını belirlemekte kullanılır.
PP: Birbirini izleyen iki P dalgası arasındaki aralıktır. Atriyumların hızını belirlemekte kullanılır.
RİTMİN DÜZENİ
Atriyal Ritmin Düzeni:İki P dalgası arasındaki
aralık işaretlenir.Bu işaretlenmiş aralık,her bir
PP aralığı için kontrol edilir.Tüm PP aralıkları
eşit ise atriyal ritim düzenli kabul edilir.
Ventriküler Ritmin Düzeni:İki R dalgası
arasındaki aralık işaretlenir.Tüm RR aralıkları
eşit ise ventriküler ritim düzenli kabul edilir.
KALP HIZININ HESAPLANMASI
Yatay eksende, 1 mm boyutundaki küçük kare
0.04 sn.lik zamanı, 5 mm boyutundaki kalın
çizgili büyük kare 0.20 sn.lik zamanı gösterir.
Dikey eksende, 1 mm boyutundaki küçük kare
0.1 milivoltluk (mV) elektrik akımını, 10 mm
boyutundaki iki büyük kare ise 1 mV‟luk
elektrik akımını temsil eder.
Düzenli ritimde kalp hızının hesaplanması
RR aralığındaki büyük kare sayısı 300‟e bölünür.
(300/büyük kare) Cihazın kalibrasyonu 25
mm/sn. şeklinde yapılmış ise cihaz, dakikada 300
büyük kare hızla kayıt yapıyor demektir. (300/4)
RR aralığındaki küçük kare sayısı 1500‟e
bölünür. (1500/küçük kare) Cihaz dakikada 1500
küçük kare hızla kayıt yapar. (1500/20)
Düzensiz ritimde kalp hızının hesaplanması
6 sn. sürelik EKG üzerindeki kalp siklusu sayılıp
10 ile çarpılır. (7*10)
EKG DEĞERLENDİRME
Öncelikle kalibrasyon kontrol edilir. Kalibrasyon, 1mV olmalıdır.
Kalp ritmi değerlendirilir. Ritmi normal olan birEKG‟de her siklus P dalgası ile başlar, her Pdalgasını bir QRS kompleksi izler. PP aralığı ile RRaralığı eşittir.
Kalp hızı hesaplanır.
Her siklusun eşit olup olmadığı değerlendirilir. Pdalgası, QRS kompleksi, T dalgası, PR ve QTaralıklarının her siklusta aynı olup olmadığı vesüreleri belirlenir.
ST segmenti incelenir. ST segmentinde yükselmeveya çökme varsa hangi derivasyonda olduğubelirlenir.
ÖRNEK EKG DEĞERLENDİRME
Kalibrasyon 1 mV=25 mm/sn.dir. Yani EKG cihazı
saniyede 25 küçük kare (dakikada 300 büyük
kare) hızla kayıt yapmıştır.
EKG‟de ritim düzenlidir. Her siklus P dalgası ile
başlamış, her P dalgasını bir QRS kompleksi
izlemiştir. PP aralığı ile RR aralığı eşittir.
Kalp hızı 1500/20=75atım/dk.dır.
Her siklus eşittir.
ST segmentinde yükselme ya da çökme
izlenmemiştir.
TELEKARDİYOGRAFİ (TELE)
Kalite ve çekim tekniği,
Kalbin büyüklüğü,
Kalp şekli ve konturları,
Akciğer damarlanması mutlaka
değerlendirilmelidir.
Hava siyah, yağ dokusu ve su gri,
kemik dokular ise beyaz görüntü
verir.
HEMŞİRELİK GİRİŞİMLERİ
İşlem Öncesi
Özel hazırlık gerekmez.
Hasta kadınsa gebe olup olmadığı sorulur.
Üst giysilerini çıkaracağı söylenir.
İşlem Sırası
Derin nefes alması ve tutması istenir.
İşlem Sonrası
Giysilerini giymesine yardımcı olunur.
EKOKARDİYOGRAFİ (EKO)
Bir bilgisayar sistemi aracılığıyla uygulanır.
Cihazın oluşturduğu yüksek frekanslı ses
dalgaları transducer olarak adlandırılan uç
aracılığıyla göğsünüze uygulanır ve kalpten
yansıyan ses dalgaları yine aynı uç tarafından
alınarak bilgisayar ekranında hareketli kalp
görüntülerinin oluşmasını sağlar. Ağrısız bir
incelemedir.
Kalbin şekli, büyüklüğü, yapısal hareketleri
değerlendirilir.
EKONUN AVANTAJLARI
Kalp kapak hastalıkları,
Kalp boşluklarının çapları büyük olup olmadığı,
Kalp duvarlarının hareketleri, hareket bozukluğuolup olmadığı (kalp damar hastalıklarında ilgilidamarların kanlandırdığı yerlerde duvar hareketbozuklukları olabilir)
Kalp içi basınçlar,
Kalp içi boşluklarda pıhtı (trombüs) araştırılması,
Kalbin kasılma sırasında bir defada attığı kanmiktarı ve yüzdesi (insan kalbi kanla dolduktansonra, kasılma ile içindeki kanın belli bir kısmınıatar. Her kalp kasılmasında kalbin damarlara attığıkan yüzdesine ejeksiyon fraksiyonu denir. Normali%55-70 civarındadır.
İşlem Öncesi
Özel hazırlık gerekmez.
Hastanın üst giysileri çıkarılır.
Kimlik bilgileri, EKO aletine ve deftere kaydedilir.
İşlemin, 30-60 dakika süreceği ve ağrısız olduğuaçıklanır.
HEMŞİRELİK
GİRİŞİMLERİ
İşlem Sırası
Test hasta yatağı ya da laboratuvarda yapılabilir.
Kalp ritmi-elektro izlemek amacıyla, hastanın göğsüne 3
adet EKG elektrodu yapıştırılır.
Kardiyolog tarafından ucuna iletkenliği sağlayan jel
sürülmüş EKO probu ile göğsün sol tarafından ve
prekordium üzerinden kalp görüntülenir ve ölçümler
yapılır.
Hastanın pozisyonu değiştirilebilir.
Hastanın derin nefes alması gerekebilir.
İşlem Sonrası
Hastanın göğsündeki jel silinir.
Giysilerini giymesine yardımcı olunur.
TEE
Transözefageal ekokardiyografi bir bilgisayar
sistemi aracılığıyla ses dalgaları ile kalbin
incelendiği bir testtir.
Standart ekokardiyografinin kalbin bazı
bölümlerini tam gösteremediği durumlarda
kullanılır. Transducer özefagusiçinde olduğunda
kalbe daha yakın olduğu için görüntüler standart
ekokardiyografiye göre daha iyidir.
İşlem Öncesi
Disfaji, özefajial sorunlar ve ilaç allerjileri hakkındadetaylı anamnez alınır. Özefagusta bir anomali varsayaralanmaya yol açabilir.
İşlemden 6-8 saat öncesinden herhangi bir şey yememesigerekir. Aç kalınması istenen tüm testlerde, diyabetlihastaların kan şekerini düzenleyici ilaçlarını yemekyenmesine izin verilene kadar almamaları gerekmektedir.
TEE sırasında sakinleştirici ilaç verildiğinden testsonrasında araba kullanmaması gerekmektedir. Bunedenle bir yakını ile gelmesi önerilir.
HEMŞİRELİK GİRİŞİMLERİ
İşlemin yarı invazif bir işlem olduğu açıklanır vehastanın imzası alınır.
Biraz rahatsızlık verebileceği ve kusmaya nedenolabileceği açıklanır.
Takma dişi varsa çıkarılır.
Hastanın damar yolu açılır.
Öğürme refleksini azaltmak için boğaza lokal anesteziksprey sıkılır.
Hastanın anksiyetesini azaltmak için genellikle IV sedatifyapılır.
Yaşam bulguları alınır.
İşlem Sırası
TEE sırasında EKO'da olduğu gibi, hasta sol tarafına yatar ve
göğsüne, kalp ritmini izlemek amacıyla 3 adet EKG elektrodu
yapıştırılır.
Önce ağzına, tüpü ısırmaması için bir ağızlık verilir.
Kardiyolog, jelle kayganlaştırılmış TEE probunu nazikçe
özefagusta ilerletir.
Probu yutarkan, öğürtü ve bulantı olması normaldir, bu durum
geçicidir, bu sırada burnundan nefes alıp vermesi söylenir.
Probun yutturulmasından itibaren işlem süresi 15-20 dakikadır.
Kalp ritmi, kan basıncı, solunum monitörden izlenir, kalp
görüntüleri videoya kaydedilir, gerekli görülen kalp görüntüleri
kağıda dökülür.
İşlem Sonrası
Kanama, ateş, abdominal ağrı, disfaji ve dispne gözlenir.
Yaşam bulguları alınır.
Sedatif yapıldıysa bilinç düzeyi ve öğürme refleksideğerlendirir.
İşlemden 2 saat sonra, öğürme refleksi geri gelmedenyemek yememesi sıvı almaması söylenir.
Boğaz ağrısı olursa, ılık içecekler alması,
Serum fizyolojik ile gargara yapması söylenir.
EFORLU EKG TESTİ
Kardiyovasküler hastalık belirtileri istirahat halinde görülmeyeceği
için, tanı ve hastalık derecesini belirlemek amacıyla egzersiz stres
testlerinin uygulanması gerekir.
Hasta, hızı ve eğimi kademeli olarak artırılan bir “treadmill”
(yürüme bandı) üzerinde yürütülür.
Stres testi aort stenozu, kontrol edilemeyen hipertansiyonve konjestif kalp yetersizliğinde kondrendikedir.
Teste katılanlarda mortalite oranı çok düşüktür.
İnvazif kardiyak kateterizasyona alternatiftir.
İşlem Öncesi
Hasta hekimine danışarak 2 gün öncesinden kullandığı
kalp ilaçlarını kesmesi,
Dijital kullanan hastalar, testi isteyen hekimine danışarak
10 gün önceden ilacı kesmesi,
Vazodilatör (drisentin vb) ilaçların sadece test günü
alınmaması,
Test günü sigara, çay, kahve içmemesi,
HEMŞİRELİK
GİRİŞİMLERİ
İşlemden 3 saat önce hafif bir kahvaltı ya da öğle yemeği
yemesi,
Kadınların sütyen takması,
Düz yürüyüş ayakkabıları giymesi,
Erkeklerin göğsünün tüysüz ve tıraşlı olması,
Hiperventilasyondan kaçınması gerektiği açıklanır.
İşlem Sırası
Göğsünün üzerine elektrodlar
yapıştırılır.
Koluna tansiyon aletinin manşeti
bağlanır. Yaşam bulguları alınır.
Toplam 5 kademedir ve her
kademe 3 dakikadan oluşur.
Her kademenin 2. dakikasında
kan basıncı ölçülür.
Kademe Hız Eğim
1 3 Km/saat %6
2 4 Km/saat %7
3 5 Km/saat %8
4 6 Km/saat %9
5 7 Km/saat %10
İşlem sonlandırılınca kan basıncı ve nabız ölçülür.
İşlemin yapıldığı laboratuvarda kardiyopulmonerresüsitasyon araç gereçleri hazır bulundurulur.
Yaşlı ya da egzersiz toleransı düşük olanlarda, testin uygulanması sırasında dikkatli olunmalıdır.
En az iki derivasyondan kalp ritmi takip edilir. ST ve T dalga değişiklikleri izlenmelidir.
Hastada göğüs ağrısı, baş dönmesi, göz kararması, aşırı yorgunluk ve bacak kramplarının olup olmadığı değerlendirilir.
İşlem Sonrası
Göğsündeki elektrodlar çıkartılır.
Hastanın giysileri giymesine yardımcı olunur.
1., 3. ve 5. dakikalarda kan basıncı ve nabzı alınır. Eğer
stabil değilse 10. dakikada da kan basıncı ve nabız izlemi
yapılır.
HOLTER MONİTÖR (AMBULATUVAR
(EKG)
Ritim bozukluğu düşündüren semptomları olan
hastalarda ritmi izlemek veya antiaritmik tedavinin
etkinliğini belirlemek için kullanılır.
İşlem Öncesi
Hastada pacemaker gibi implante mekanik alet takılı
olmamalıdır.
Genellikle 24 saat boyunca, hasta küçük boyutlu kayıt
aygıtını üstünde taşıyacağı,
Göğsünün tüysüz ve temiz olması,
HEMŞİRELİK
GİRİŞİMLERİ
İşlem Sırası
Göğsünün üzerine elektrodlar yapıştırılır.
Cihaz giysilerin içine kılıfı ile yerleştirilir.
24 saat sonra cihaz çıkartılır.
İşlem Sonrası
Elektrodları ıslatmaması,
Cep telefonu kullanmaması,
Metal dedektör, mıknatıs ve yüksek voltaj alanlarından
sakınması,
Normal günlük yaşantısına devam etmesi,
Daha önce ritim bozukluğunu başlatan davranışları
tekrarlaması,
Banyo yapmaması, bunun yerine silme şeklinde kendini
temizlemesi,
Uykuya yattığı, uyandığı saati, çarpıntı ve göğüs ağrısı
hissettiği zamanın saatlerini kaydetmesi gerektiği
açıklanır.
MİYOKARD PERFÜZYON
SİNTİGRAFİSİ (TALYUM TESTİ)
Miyokardiyal perfüzyon görüntüleme, genellikle stres
testi ile birlikte yapılır.
Sıklıkla talyum 201 kullanılır.
Talyum 201 egzersiz testi bittikten hemen sonra IV
olarak verilir ve görüntüler alınır.
TALYUM SİNTİGRAFİSİ HANGİ
DURUMLARDA YAPILIR?
Kalp damar hastalıklarının tanısında,
Kalp kasının miyokard infarktüsü sonrasında
miyokard dokusunun canlılığının tespitinde,
Koroner balon anjioplasti öncesi ve sonrasında
uygulamanın fayda ve gerekliliğinin tespitinde,
Göğüs ağrılarının kalp hastalığı ile ilgisinin
tespitinde,
Kalp damar hastalığı olan kişilerde damar
hastalığının öneminin saptanmasında.
İşlem Öncesi
İşlemin noninvazif bir işlem olduğu,
Egzersiz testi uygulamaları ile aynı olduğu,
Damarından zararsız bir radyoaktif madde verileceği açıklanır.
Hasta, kadın ise gebe olup olmadığı sorulur ve gebe ise işlem yapılmaz.
HEMŞİRELİK
GİRİŞİMLERİ
İşlem Sırası ve İşlem Sonrası
Egzersiz testi uygulamaları ile aynıdır.
İşlemden hemen sonra kalbin görüntüsü alınır ve 4 saat
sonra görüntü tekrarlanır.
Emziren kadınlar 3 hafta emzirmeye aravermelidir.
KALP KATETERİZASYONU
Kalp ve damar boşluklarına
ince kateter sokulmasıdır. Sol
kalp kateterizasyonu için
femoral arter, sağ kalp
kateterizasyonu için femoral
ven kullanılır.
Bu yöntemle sistol ve
diyastol sonu volümleri,
kalp debisi ölçülebilir.
Koroner artelerin yapısı,
kalp kasının kasılma
gücü, kalp kapaklarının
kaçak veya darlık
durumu tespit edilebilir.
ANJİOGRAFİ YAPILAN HASTANIN
HEMŞİRELİK BAKIMI
İşlem Öncesi
Hastaya işlem hakkında bilgi verilir, onayı alınır.
Uygulama öncesi hastanın 12 derivasyonlu EKG’si, göğüs filmi
çekilmiş olmalı, tam kan sayımı, koagülasyon testleri,
elektrolitler, üre ve kreatinin değerlerine bakılmış olmalıdır.
İşlem sabah erken yapılacak ise hasta gece yarısından sonra aç
bırakılır, öğleden sonra yapılacak ise hafif bir kahvaltı
yapabilir.
Sürekli almakta olduğu ilaçları alması konusunda hekim
hastayı bilgilendirmelidir.
İşlemden yarım saat önce hastaya damar yolu açılarak
premedikasyon yapılır.
İşlem sırasında kontrast madde verileceği için
hastanın iyot alerjisinin olup olmadığı kayıt edilir.
İşlem öncesi ve sırasında genelde antikoagülan ilaç
verilir. Hasta zaten antikoagülan alıyorsa ilacını
almaya devam eder. Ancak hasta coumodin
kullanıyorsa işlemden en az iki-üç gün önce kesilir ve
INR düzeyinin ikinin altına inmesi beklenir.
Hastanın idrarını mutlaka yapması sağlanır.
Kan basıncı, periferik nabızlar, kalp ve solunum
sesleri değerlendirilir.
İşlem bölgesine lokal anestetik uygulanacağı ve
kontrast madde verildiğinde bir sıcaklık hissedeceği
hastaya açıklanır.
İşlem Sırasında
Lokal anestezik yapılıp kateter takılır.
İşlem sırasında hasta aritmiler ve allerjik reaksiyonlar
izlenir. Bunlara karşı uyanık olunmalıdır.
İşlem sırasında kalp hızı, oksijen satürasyonu, bilinç
düzeyi ve aritmilerin olup olmadığı izlenir.
İşlem odasında ileri yaşam desteği için acil arabası
bulundurulmalı ve sağlık personeli bu konuda eğitimli
olmalıdır.
İşlem Sonrası
kateter çıkarıldıktan sonra işlem bölgesine kanama durana kadar basınç uygulanır.
İlk 15 dk bir hastanın durumuna göre giderek azaltılarak 3. saatten sonra saatte bir yaşam bulguları alınır.
Hasta kanama ve emboliyönünden izlenir.
Cut down yapılan bölge kanama yönünden izlenir.
Kum torbası konulur.
İşlem bölgesinin distalinde kalan periferik nabızlar kontrol edilir.
Perkütan uygulamada hasta 3-8 saat yatırılır.
İşlem yapılan ekstremitekıvrılmaz, renk, sıcaklık değişikliği ve his kaybı yönünden izlenir.
Kontrast maddenin atılımını sağlamak için ağız
yoluyla bol sıvı alımı sağlanır ve IV sıvı
verilmeye devam edilir.
İşlem sonrası göğüs ağrısı ve aritmilerin izlemi
yapılır.
Hastaya yapılan girişimin sonuçları ve tedavi
planı için hekim bilgi vermelidir.
PTCA-PTKA ( PERKUTAN TRANSLUMİNAL
KORONER ANJİOPLASTİ )
Daralmış olan koroner arterlerden kan akımının
myokarda yeniden sağlanması amacıyla
geliştirilmiş cerrahi olmayan fakat invazif bir
girişimdir. Kardiak kateterizasyon
laboratuvarında yapılır.
İşlem ve hemşirelik bakımı kardiyak
kateterizasyondaki gibidir.
İşlem sırasında Mİ gelişme riski %5’ten daha ⇩ ve
mortalite oranı %1 ya da daha ⇩. 1977’den beri
uygulanmaktadır. Önceden tek damar hastalığına
uygulanırken, günümüzde PTCA çok damar hastalığı ve
çok lezyona uygulanmaktadır.
Erken majör komplikasyonu ise damarın tıkanmasıdır.
By pass gerekli olabilir (%3-5) ve mortalite oranı
yüksektir. Bu nedenle bu tür girişimler cerrahi ekip ve
şartların mevcut olduğu laboratuvarlarda yapılmalı.
Sol ana koroner arter darlığında PTCA yapılmaz.
PTCA ENDİKASYONLARI
Bir ya da daha fazla koroner arterin önemli
darlığı bulunan ve bu arterin en az orta
büyüklükte canlı miyokardı beslediği bilinen bir
hastada;
Mİ sonrası iskemi,
Tedaviye yeterli yanıt vermeyen anjina,
İstirahatte, holter izleminde ve egzersiz testinde
belirgin miyokard iskemisi,
Miyokard iskemisi olan ve gerekli kalp dışı
cerrahinin riski arttıracağı bilinen hastalar.
PTCA için kontrendikasyonu bulunmayan
hastalar.
KONTRAENDİKASYONLARI
İskeminin klinik bulguları belirlenmiş kişiler.
Koroner darlığı %50 olanlar
Koroner Arter oklüzyonu 3 aydan eski olanlar
Cerrahi desteğin olmadığı ortamlar.
95
AKUT KORONER
SENDROMLAR
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE KALP-DAMAR
HASTALIKLARI
2012 yılında tüm dünyada BOH’lara bağlı
ölümlerin yüzde 46,2’si (17,5 milyon) kalp ve
damar hastalıkları nedeniyledir.
Bu ölümlerin 7,4 milyonu kalp krizine (iskemik
kalp hastalığı) 6,7 milyonu inmeye bağlıdır.
BOH’lara bağlı 70 yaş altı ölümlerin yüzde
37’sinden kalp ve damar hastalıkları
sorumludur.
Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin
2030 yılında 22,2 milyon olacağı tahmin
edilmektedir.
TEKHARF ÇALIŞMASI (2009)
Ülkemizde 1990 yılında başlatılan ve 18 yıllıksonuçlarının ele alındığı Türk Erişkinlerinde KalpHastalıkları ve Risk Faktörleri (TEKHARF) 2009çalışmasına göre, KAH’na bağlı ölümlerin tümAvrupa ülkelerine göre daha yüksek olduğu ve heryıl yaklaşık 200.000 yeni KAH vakasının ortayaçıktığı belirlenmiştir.
Ülkemizde erişkinlerde tüm kalp hastalıklarınınprevalansı %6,7 olarak bulunmuş olup bunlardanilki %3,8 oran ile KAH’dır.
KAH prevalansı Karadeniz ve MarmaraBölgeleri’nde ortalamanın üzerinde iken; Akdeniz,Ege, Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde ortalamanınaltındadır.
TÜRKİYE’DE ÖLÜM NEDENLERİ
DOLAŞIM SİSTEMİ HASTALIKLARININ ALT
GRUPLARA GÖRE DAĞILIMI
AKUT KORONER SENDROM
Kararsız anjina pektoris, ST yükselmesi bulunmayan
miyokard enfarktüsü (NSTMI) ve ST segment
yükselmesi bulunan miyokard enfarktüsünü (STMI)
kapsamaktadır.
AKS’IN FİZYOPATOLOJİSİ
Koroner arter hastalıkları kalbi besleyen koroner
arterlerin atherom plağı ile daralması ya da tıkanması
sonucu ortaya çıkar.
Atereskleroz, arterde aterom plakların (kolesterol
ve lipit) birikmesi sonucunda meydana gelir. Bu
şekilde damar içerisinde daralma ve tıkanma
oluşur.
Kararsız anjina pektoris ve NSTMI aterosklerotik
plağın yırtılması ile koroner arterlerde kısmi
trombüs (pıhtı) oluşması ve bu trombüsün damar
içinde aralıklı olarak daralmaya (iskemi) neden
olmasından meydana gelmektedir.
STMI’da ise trombüs bulunduğu yerden kopup
hareket eder ve koroner arterin kan akımını
durdurur. Bu durumda trombüs fibrinden zengin
ve tam tıkayıcıdır.
İSKEMİ: Kalbi
besleyen damarların
(koroner damarlar) iç
kısmının ateroskleroz
sonucunda daralması
ve kalbe yeterli kan
gitmemesi durumudur .
10 yaşından itibaren çocukların aortunda yağlı
çizgiler görülmeye başlar ve 15 yaşından sonra
arterlerde belirginleşir.
30 yaşından sonra koroner arterlerde fibröz plak
gelişmeye başlar ve tehlikeli hale gelir.
Son safhada ise komplike lezyon ile birlikte
trombüs ortaya çıkar.
Genellikle koroner arterlerde %75 darlık
oluşuncaya kadar belirti vermez.
KORONER ARTER HASTALIKLARINDA
RİSK FAKTÖRLERİ
Kontrol Edilemeyen Risk Faktörleri
Yaş (erkeklerde 45 yaş, kadınlarda 55 yaşın üzeri veya
erken menapoz olması)
Cinsiyet (55 yaşına kadar erkeklerde kadınlara göre daha
sık)
Irk (beyaz ırkta, siyah ırka göre daha sık)
Genetik (birinci derece akrabalarda erkeklerde 55,
kadınlarda 65 yaşından önce KAH öyküsünün olması,
otozomal dominant geçişli ailesel hiperkolesterolemi gibi
genetik defektler)
Kontrol Edilebilir Risk Faktörleri
Sigara: sigara bırakıldıktan sonraki bir yıl içerisinde risk %50’ye düştüğü,
sonraki yıllarda içmeyenler düzeyine indiği belirtilmiştir.
Hipertansiyon: sistolik kan basıncında 20 mmHg yükselme KAH riskini %40
oranında arttırmaktadır.
Hiperkolesterolemi: total kolesterol 200mg/dl, trigliserid 150 mg/dl, LDL
kolesterol 130 mg/dl’den fazla olması.
Abdominal obezite: bel çevresinin erkeklerde 94cm, kadınlarda 80 cm’in
üzerinde olması)
Stres
Hareketsiz yaşam: bu bireylerde kariyovasküler hastalıkların daha sık geliştiği
ve erken ölüm riskinin iki katına çıktığı gösterilmiştir.
Diyabetes mellitus: KAH varlığına eşdeğer risk taşımakta.
Madde kullanımı: kokain ve metamfetamin kullanımı.
Homosistein seviyesinin yüksek olması : (kanda ölçülen bir aminoasittir).
CRP: CRP normal değerleri içerisindeki hafif artışı dahi, sağlıklı ve KKH
saptanmış kişilerin gelecekteki miyokard enfarktüsü, inme ve periferik arter
hastalığı riskini de artmaya teşvik etmesi nedeni ile önemli bir parametredir.
ANGİNA PEKTORİS
Fizik egzersiz veya emosyonel stresle ortaya
çıkan, dinlenmekle veya dilaltı nitrogliserinle (<5
dk) sürede geçen, göğüste veya kollarda ağrıya
neden olan klinik sendromdur.
Ağrı 30 saniye ile 15 dk arasında süren
substernal bir rahatsızlık hissidir.
Miyokard nekrozuna neden olmaz.
ANGİNAL GÖĞÜS AĞRISININ TİPİK BEŞ
ÖZELLİĞİ MEVCUTTUR:
Niteliği: Sıkıştırıcı, bastırıcı, boğucu, ezici. Hastalarbu ağrıyı genellikle ağrı olarak değil de göğüsüzerinde bir huzursuzluk olarak tarif ederler.
Lokalizasyonu: Substernal olup, boyna,çeneye,epigastriuma ve kollara yayılım gösterir, çeneüstü ve epigastrium altına yayılmazlar.
Devam süresi: Dakikalarla ölçülür. Saatlerce sürenşişkinlik ve hafif ağrılar son derece nadirdir.
Arttıran faktörler: Egzersiz ve emosyonel stresle ileartar. Başlatan faktörler soğuğa maruz kalma, ağıryemek yeme, sigara içme, cinsel aktivite.
Azaltan faktörler: İstirahat ve sublingualnitrogliserin ile geçer.
Stabil Angina Pektoris
Klasik veya kararlı olarak adlandırılır.
1-15 dakika sürer, dinlenme veya ilaç alımı ilerahatlar.
Kararlı anjina sırasında kalp kasına giden kanakımında geçici azalma olur, kalp kasında kalıcıhasar görülmez.
Anstabil Angina (USAP)
Hastada son iki ayda başlayan ya da giderekşiddetlenen ve istirahat durumunda ya da hafifegzersizle gelmeye başlayan anginadır.
Anstabil anginanın en önemli özelliği Mİ habercisiolmasıdır.
ANJİNANIN DEĞERLENDİRİLMESİ
P: Precipating and relieving factors of pain(neden olan ve rahatlatan faktörler)
Q: Quality of pain (ağrının niteliği)
R: Radiation of pain (nerede ve nereye yayılıyor)
S: Severity of pain (şiddeti ne kadar)
T: Timing of pain (süresi ne kadar, eşlik edenbelirtiler?)
TANI
Anamnez
Fizik muayene
Laboratuvar tetkikleri
Efor testi
Ekg
Miyokard perfüzyon sintigrafisi (TalyumTesti)
Koroner anjiografi
TEDAVİ (ANJİNA PEKTORİS)
İLAÇ TEDAVİSİ
Nitratlar (nidilat)
Kısa etkili nitratlar
Anjina atakları sırasında iskemiyi gidermek amacıyla kullanılır. Koronervazodilatasyon sağlar. Venodilatasyon ve kalbin diyastolik doluşunda azalmayapar; bu da subendokardiyal perfüzyonu arttırır.
SL formu anginayı çabuk gidermede etkili (0,3-0,6 mg).
SL sonrası 2-5 dk’da ağrı geçer.
Bir kez kullanıldıktan sonra ağrı geçmez ise 2. doz 5-10 dk sonra alınmalı.
En fazla 3 doz alınabilir.
İnatçı iskemik ağrıda ACİLE başvur.
SL ilk kez kullanan ileri yaşta ani hipotansiyon, bradikardi ve senkop gelişebilir.
Uzun etkili nitratlar
Anjina sıklığını ve şiddetini azaltır, egzersiz toleransını arttırabilir.
NG cilt flasteri oral alamayan ve periop profilakside kullanılır.
Sabah yapıştırılıp akşam çıkarılır. Nitratsız dönem bırakılmalıdır.
Göğüste kılsız bölgeye, her değiştirmede farklı bölgeye yapıştırılır.
Yan etki olarak baş ağrısı görülebilir.
İsororbid 5 monohidrat, isosarbiddinitrat (isordil, monoket)
Beta blokerler (beloc)
Kalp atım hızını ve miyokardın kontraktilitesiniazaltarak kalbin oksijen gereksinimini düşürür.
Diyastol süresini uzatır.
Antiiskemik, antihipertansif, antiaritmik
Yan etkisi baş ağrısı, bronkospazm, bulantı,konstipasyon.
Propranolol (dideral), metoprolol (beloc), atenolol(nortan, tensinor)
Antiagregan ilaçlar (aspirin)
Aspirin tüm hastalara önerilir.
Primer ve sekonder profilaksinin en önemliilacıdır.
Günlük önerilen doz 80-325 mg’dır.
Klopidrogel
Aspirine benzer antitrombositer etkisi vardır
Aspirini tolere edemeyen kişilerde günde 75mg
önerilir.
Kalsiyum kanal blokerleri (diltizem)
Kalbin oks. İhtiyacını azaltır, koroner kan
akımını arttırır.
Ca kanal blokajıyla vazodilatasyon, SA ve AV
nodlara uyarı oluşumu ve iletide yavaşlama
görülür.
Beta blokerleri tolere edemeyen olgularda
alternatif olarak kullanılabilir.
AKUT MİYOKARD ENFARKTÜSÜ
(AMI)
Aterosklerotik damarda, trombüs gelişimi sonucu koroner
arterlerin tam tıkanması ve beslediği bölgede nekroz
oluşumu demektir.
AMI primer bir olay olmayıp her zaman iskemi sonucunda
gelişir.
İskeminin şiddeti ne olursa olsun miyositlerde irreversible
hasar yapacak kadar devam ederse MI gelişir.
Myokard infarktüsü, myokardın sadece iç tabakasında yada tamamında, tıkanan koroner artere bağlı olarakventriküllerin ön yüzünde, arka yüzünde ya da septumdaoluşabilir. Genellikle sol ventrikülün anterior ya da inferiorkısmında görülür.
İki çeşittir. Non-ST segment yukselmeli miyokardinfarktusu (NSTEMİ) ve ST segment yukselmeli miyokardinfarktusu (STEMİ).
ETİYOLOJİ
Ciddi koroner arter spazmı
Tromboz
Koroner arterlerde emboli
Kan viskozitesinde artış
Koroner arter anomalileri
Geçici olarak koroner kan akımının yavaşlaması
Miyokardın oksijen ihtiyacının arttığı durumlar
(ciddi ventrikül hipertrofisi, tirotoksikoz)
EPİDEMİYOLOJİ
Amerika Birleşik Devletleri’nde AMI yıllık
400.000-500.000 ölüme yol açıyor ve bu ölümlerin
yaklaşık yarısı hastaneye ulaşmadan ölüyor.
MI geçiren hastaların 1/3’ü ilk 1 sa. içinde
kaybediliyor.
AMI’da ölümlerin yarısı ilk 1 stte görülüyor.
BELİRTİ VE BULGULAR En büyük semptom göğüs ağrısıdır. Ağrı substernal ya da sol
prekordiyum bölgesindedir. Sıkıştırıcı ve ezici karakterdedir.Eşlik eden terleme, sıklıkla bulantı ve kusma, çarpıntı ölümkorkusu ve nefes açlığı gibi sempatik sistem bulgularıgenellikle 30 dk'dan daha uzun sürer. Nitrogliserinle geçmez.
Hastanın rengi normal olabileceği gibi, soluk, gergin olabilir.Kalp hızı genellikle artmıştır. KB normal ya da yüksekolabilir.
Mİ'de pompa fonksiyonları çok bozulmuşsa kardiyojenikşokun en önemli bulgusu olan hipotansiyon görülür. Akut solkalp yetersizliğinde, akciğerlerde raller, boyunda venözdolgunluk ile s3-s4 duyulabilir.
AMİ, hastaların çoğunda infarktüsü izleyen 24-48 saat içindeateş gelişir. Ateş doku nekrozuna nonspesifik yanıttır. Kalpyetersizliği gelişenlerde ve yaş raller görülebilir.
AĞRI SAP AMI
NİTELİĞİ Batıcı, yanma ya da baskı tarzında Ağrı, ezici, baskı duygusu verici, sıkıstırıcı,
yanıcı,
hazımsızlık ve goğuste ağırlık hissi, goğus
cevresinde
bant hissi biciminde tanımlanır (cok nadirende
kesici ve
bıcak saplanır tarzda olur).
-Ağrı sternum uzerine konmus yumruk ile
gosterilebilir.
-Angina pektorise benzer, fakat daha siddetlidir
LOKALİZASYON Sol omuz, sol kolun iç yüzeyi veya her iki kola
yayılan substernal ağrı; boyun, çene ve skapulaya
yayılır.
Ağrı, goğsun her iki yanına, sıklıkla anteriyor
goğus
duvarından sol kola veya her iki kola ve/veya
omuzlara,
cene ve boyuna yayılır.
Ağrı nadiren sırtta, skapulalar arasında
hissedilebilir.
KOLAYLAŞTIRAN FAKTÖRLER Miyokardın oks.ihtiyacını arttıran egzersiz ve
hareketler (fiziksel efor, emosyonel stres, ağır
kaldırma, soğuk) ile başlar.
SÜRE VE AZALTAN FAKTÖRLER 3-15dk dinlenmede, dil altı NG alımı, ağrı
oluşturan aktivitelere ara verme ile geçer.
Ağrının suresi, genellikle 30 dk’dan uzundur
genellikle
birkac saat surer.
İnfarktus ağrısı, uzamıs bir ağrıdır, genellikle
ağrı
değiskendir, azalma ve artma eslik edebilir.
İstirahat ve
dil altı nitrata yanıt vermez. Opiyatlar, ozellikle
de morfin
ağrıyı keser.
EŞLİK EDEN BULGULAR Dispne, anksiyete, soğuk ve nemli bir cilt,
terleme.
Bazen ilk belirtiler senkop, konfuzyon,
ajitasyon, inme
veya carpıntı olabilir.
Siddetli goğus ağrısına coğu zaman dispne, mide
bulantısı, fıskırır tarzda kusma, asırı terleme,
olum
korkusu gibi diğer semptomlarda eslik eder.
TANI
STEMI (ST Elevasyonlu MI)
Akut MI‟da myokardın tüm tabakalarını etkileyen
infarktüs alanı (transmural iskemi) oluşmuşsa
EKG‟de ST segmenti yükselir (ST elevasyonu). Bu
duruma STEMI, (ST yükselmesi olan MI) denir.
STEMI‟de görülen ST segmentindeki yükselme değişik
görünümde olabilir. Q dalgası ortaya çıkar. Kardiyak
enzimler artmıştır.
ST elevasyonu ile birlikte patolojik Q
dalgaları
STEMI’DA TEDAVİ VE HEMŞİRELİK
BAKIMI
AMI geçiren hastanın hemşirelik bakımında
temel hedefler;
1. Sürekli hasta değerlendirmesi,
2. Anginal ağrının kontrolü,
3. Miyokardın O2 gereksinimin karşılanması ve
optimal kalp debisinin sağlanması,
4. Komplikasyonların belirlenip onlenmesi,
5. Hasta/aile eğitimidir.
MI semptomu olanlar hemen yatak istirahatine alınmalı162-325 mg aspirin çiğnetilmeli,
Reperfüzton tedavisi trombolitik/fibrinolitik tedavi, PKG veKABG uygulamalarından oluşmaktadır. Tanı için EKGçekilmeli ve reperfüzyon tedavisi açısından hastadeğerlendirilmelidir.
ST yükselmeli MI’da reperfüzyon tedavisi semptomlarınbaşlamasından itibaren ilk 12 saat içerisinde gelen tümhastalara uygulanmalıdır.
Perkütan koroner girişim fibrinolizden daha etkilidir.Reperfüzyon kararı verilen hastada PTCA işlemi, kapı-balon zamanı 90 dk’dan kısa olduğunda ilk terciholmalıdır.
Bu şartlar sağlanmazsa, kriterleri karşılayan hastalarafibrinoliz tedavisi başlanmalıdır. Fibrinolitik tedavi acilegirişten sonraki en geç 30 dk içerisinde başlamış olmalıdır.
Fibrinolitik tedavi başlamak için kriterler; MI
karakteristiğinde akut göğüs ağrısı en az iki
derivasyonda (II, III, aVF, I, aVL, V5, V6) ST
elevasyonu, iki ardışık derivasyonda (V1-V4) ST
elevasyonu, primer perkütan girişim mevcut
değilse ve gecikecekse
Önceden geçirilmiş intrakraniyal kanama,
intrakraniyal malignite veya vasküler
malformasyon, üç ay içinde geçirilmiş iskemik
inme veya kafa travması, aktif kanama, şiddetli
HT, uzamış CPR, warfarin tedavisinde kanama,
gebelik varsa fibrinolitik tedavi yapılmaz.
Fibrinolitik ilaçlar: streptokinaz, alteplaz,
reteplaz, tenesteplaz
Hastalar koroner yoğun bakım ünitesinde takip
edilmelidir.
EKG monitorizasyonu yapılmalıdır.
Acil aritmi tedavisi için IV damar yolu açılmalıdır.
Oksijen: Nazal yolla 2-4lt/dk dozunda oksijen verilmesinin
infarkt alanını sınırlar. Bu nedenle tüm hastalara
uygulanan klasik ve yaygın bir yöntemdir.
Analjezi: Ağrı için önerilen ajan morfindir. Morfin 2-4 mg
dozunda IV olarak uygulanır. Ağrı geçene kadar veya yan
etkiler (bulantı, kusma, solunum depresyonu (Naloksan ile
tedavi edilir), hipotansiyon (eğer bradikardik ise atropin ile
tedavi edilir, değilse sıvı infüzyonu yapılır) ortaya çıkana
kadar uygulamaya devam edilir.
IV Nitrogliserin: İlk 4 saat içinde nitrogliserin infüzyonu
infarkt alanını sınırlamaktadır. 10 mikrogram/dk dozunda
başlanır arttırılarak verilir. Kan basıncı takip edilmelidir.
Beta Blokerler: Metoprolol 5 mg ampüller 10-15 dk ara
ile 3 kez 15 mg'a kadar verilebilir.
Hafif Sedasyon: diazepam, oksazepam, lorazepam
verilebilir.
Yumuşak diyet ve gayta yumuşatıcılar önerilir.
Aspirin: AMİ tedavisinde mortalite azalması yaptığı
bilinen ilk ve en önemli ilaçlardan biridir. Aktif
peptik ülser kanaması olmayan tüm hastalara 160-
325 mg doz şeklinde verilebilir. Koroner reoklüzyonu
ve tekrarlayan iskemik atakları önler.
Antikoagülasyon: IV heparin veya düşük moleküler
ağırlıklı heparin verilir. Daha sonra oral
antikoagülanlar önerilir (3-6 ay). Daha sonra aspirin
ile devam edilir.
ACE İnhibitörleri: Mortaliteyi azaltır ve STEMI
geçiren hastalar hastaneye yattıktan sonraki 24 saat
içinde başlanmalıdır. Örneğin kaptoril.
NSTEMI (non-ST elevasyonlu MI)
NSTEMI ve kararsız anjina benzer mekanizma ile
oluşur. Benzer klinik tablo ve tedavi yöntemleri vardır.
Akut MI‟da kalbin sadece iç tabakasını etkileyen
infarktüs alanı (subendokardiyal iskemi) oluşmusa
EKG‟de ST segmenti çöker (ST depresyonu). Bu
duruma NSTEMI (ST yükselmesi olmayan MI) denir.
İskemiye bağlı göğüs ağrısı esnasında da ST çökmesi
görülür; ancak ağrı kaybolduğunda ST segmenti
izoelektrik hatta döner (ST çökmesi, T dalgası
negatifleflmesi ya da 20 dakikadan kısa süren ST
yükselmesi).
Q dalgası ortaya çıkmaz.
Kardiyak enzimler yükselir.
Geçirilmiş MI
EKG‟de geçirilmiĢ MI bulgusunda, akut dönemde
görülen ST segmenti değişikliklerinin yerini geniş
ve derin T dalgaları alır ve T dalgası negatif
defleksiyonda izlenir. S dalgasından daha fazla
negatif defleksiyon gösteren patolojik Q dalgaları
oluşur. Sırasıyla önce ST segment, sonra T dalga
değişiklikleri kaybolur; ancak patolojik Q dalgaları
ömür boyu kalır.
NSTEMI VE USAP’DA TEDAVİ VE
HEMŞİRELİK BAKIMI
Aspirin (162-325 mg, sonrasında 75-325 mg/gün)
Klopidrogel, heparin tedavisi
Fibrinolitik tedavi önerilmez
Nitrogliserin ve beta bloker tedavisi
Hastalar koroner yoğun bakımda yatak istirativerilir.
EKG monitörizasyonu yapılır.
Kan basıncı ve nabız takibi yapılır.
Göğüs ağrısı dirençli ise morfin tedavisi başlanabilir.
48 saat içinde anjiografi, perkütan girişim veya CABG düşünülmelidir.
Kardiyak doku perfüzyonunda azalmaya bağlı
ağrı
Anksiyete (ölüm korkusu)
Hastalık ve komplikasyonlarından korunma
hakkında bilgi eksikliği
HEMŞİRELİK TANILARI
HASTA VE AİLESİNİN EĞİTİMİ
Mİ komplikasyonlarını bilmelidir (Aritmiler,
anjina, kalp yetmezliği).
Risk faktörlerini kontrol edebileceği öğretilir
(Sigara, diyet, DM ve hareketsizlik).
İlaçların dozu, veriliş zamanı, etki ve yan
etkileri,
Stresle baş etme teknikleri,
Hareket sınırlılıklarını bilmelidir. Hareket
anında göğüs ağrısı olursa hareketi hemen
kesmesi gerektiği,
Önerilen diyetin önemini kavramış olmalı (Az tuzlu
ve az yağlı, kolestorolü azaltılmış diyet, kafein içeren
yiyeceklerden sakınma, sigara ve alkol kullanmama,
az az sık sık yemek yeme).
Balık yağı: Deniz ürünleri omega-3 çoklu doymamış
yağ asidleri olan eicasopentanoic asit ve
docosahexaenoic asitten zengindir; 4gr'ın üzerindeki
günlük dozlarda, trigliserid düşürücü etkileri vardır.
Ağır kaldırma, konstipasyon gibi valsalva manevrası
(ıkınma) kullanmasına neden olabilecek durumlardan
kaçınmalıdır.
Aynı pozisyonda 2 saatten daha uzun süre oturmaması
gerektiği (staz nedeniyle dolaşımı engellediği için trombüs
ve embolilere neden olur),
2 kat merdiveni sorunsuz çıkıncaya kadar seksüel
eylemden kaçınmalıdır.
Hastanenin, hekim ve hemşiresinin telefon numarasını
bilmelidir .
Mİ KOMPLİKASYONLARI
Kardiyojenik Şok: MI en erken ve en ciddi komplikasyonudur.
MI kardiyojenik şok için % 80 oranında risk oluşturur. Mİ
hastaların %9'u kardiyojenik şoktan kaybedilir. Kardiyojenik şoku
önlemek için; ağrı hızla giderilmeli, IV sıvı verilerek dolaşım
kollapsı önlenmeli, antiaritmik ilaçlarla aritmi tedavi edilmeli,
vazopressör ilaçlar verilmeli , mikro dolaşımı desteklemek için
vazodilatatör ilaçlar (fenoksibenzamin), kardiyak debiyi arttırmak
için (isotrop) ve oksijen verilir.
Aritmi (Ventriküler): Ölümlerin %50'sinin nedenidir. Mİ'de en
sık görülen ritim bozukluğu prematüre atımlardır. Görülen diğer
aritmiler; ventriküler ekstrasistoller, ventriküler taşikardi,
ventriküler fibrilasyon ve supraventriküler taşikardiler ve kalp
bloklarıdır .
Ölümcül aritmiler;
Nabızsız VT ya da VF, kardiyak arrestte en sık
rastlanan ritimdir. VF‟de ventriküller kasılamaz,
etkisiz bir şekilde titreşir. Kalp, pompalama
işlevini yerine getiremediği için hasta, saniyeler
içinde bilincini kaybeder.
Nabızsız elektriksel aktivite, (elektromekanik
disosiasyon) kalpte elektriksel aktivite olduğunu;
ancak kanı etkin bir şekilde pompalayabilecek
yeterli kasılma fonksiyonunun olmadığını
gösterir. Genellikle kalp hastalıklarının son
döneminde görülen terminal bir aritmidir.
NEA‟da, tekrarlayan QRS hatta P dalgaları
görülmesine rağmen hasta bilinçsizdir, nabız ya
da kan basıncı yoktur.
Asistol, ventriküllerin durması demektir. SA
düğümden ve kalbin diğer iletim yollarından
uyarı üretilemediği durumlarda ventriküllerin
çalışması durur; kalbin elektriksel aktivitesi
yoktur. Böyle durumlarda, EKG‟de düz bir çizgi
görülür ki bu duruma asistol denir. Asistolde düz
çizgi içinde ara ara QRS kompleksi görülebilir.
Bunlara kaçış ritimleri denir ve uyarı
odaklarının kalp atımını yeniden başlatma
çabasını gösterir.
Perikardit: MI' den sonra yaklaşık %10 sıklıkta görülür.
Tamponat nadirdir, çok geniş nekroz alanı varsa görülebilir.
Tromboz için antikoagülan ve antitrombolitik ilaçlar verilir.
Aspirin ve analjezik verilir. 2-4 hafta sonra ortaya çıkan
perikardit ve ateşle seyreden tabloya Dressler sendromu
denir. Tedavi aynıdır.
Rüptür: MI sonrası sıklığı %1'dir. Kas rüptürü dramatik bir
sorundur. Akut ve şiddetli mitral yetmezliğe ve kardiyojenik
şoka neden olur. Hemen fark edilip perikardiyosentez ve acil
operasyon gereklidir. Mortalitesi çok yüksektir.
Venriküler Septal Defekt: İlk günler içinde sistolik
üfürüm gelişen hastalarda interventrikül septum
defektinden şüphenilmelidir. Vakaların %0,5-1'inde
gözlenir. Tedavi cerrahidir, mortalite %70 dolaylarındadır.
Yeni İnfarktüs: Birinci akut atakta, yoğun bakıma
yatırılmış olan hastaların %5'inde, yoğun bakım sürecinde
yeni bir infarktüs gelişir .
Kalp yetersizliği
Akut akciğer ödemi
Ani kardiyak ölüm
KALP YETERSİZLİĞİ
KRONİK KALP YETERSİZLİĞİ (KKY)
KKY; kalbin, dokulara metabolik
gereksinimlerini karşılayacak miktarda kan
(oksijen) pompalayamamasıdır.
Kalp yetersizliği başlı başına bir hastalık
olmayıp çeşitli kalp hastalıklarının miyokardın
işlevini bozarak yol açtıkları klinik bir tablodur.
Bazen miyokard yetersiz duruma düşmeden ani
olarak yük altında kalması sonucu akut olarak
gelişebilir.
Koroner arter ve diğer kardiyovasküler hastalıklardanölümlerde azalma olmakla birlikte, genel nüfustayaşlıların oranı arttıkça KKY sık rastlanan bir hastalıkolmakta ve mortalitesi de yükselmektedir.
Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin Türkiye’yi de içine alan 51ülkeyi kapsayan çalışmasında KY prevalansı %2-3arasında saptanmıştır. Prevalans yaşla birlikteartmaktadır.
Türk Kardiyoloji Derneği’nin yaptığı HAPPY çalışmasında;Türkiye’de erişkin popülasyonunda KY prevalansı %3,2(erkeklerde %2,1, kadınlarda %1,1) olarak belirlenmiştir.
KY’nin en yaygın nedeninin koroner kalp hastalığı olmasınedeniyle erkeklerde daha yaygın olarak görülmekte, yaşlıpopülasyonda cinsiyet farkı ortadan kalkmaktadır.
İNSİDANSI VE PREVALANSI
RİSK FAKTÖRLERİ
Hipertansiyon (erkeklerde %38, kadınlarda %46)
Diyabet (Türk erişkin toplumunda %13,7)
Obezite ( Türkiye’de %32)
Metabolik sendrom (kadınlarda %39,6,
erkeklerde %28)
Koroner kalp hastalığı
Kardiyomiyopatiler
Hipertiroidi, cushing sendromu, feokromasitoma
FİZYOPATOLOJİ
Miyokardın kasılma gücü azalarak ventrikülün
sistol ya da diyastol işlevi ya da her ikisi birden
bozularak kalp debisi düşer.
Vücudun metabolik gereksinimlerini sağlayacak
düzeyde kalp debisini sürdürmek için
kompansayon mekanizmaları devreye girer.
EF azalmasına bağlı olarak sempatik sinir
sistemi devreye girer ve kalp hızı artar.
Böbreklere giden kan akımının azalmasına bağlı
böbreklerden renin salınır. Buna bağlı olarak
aldesteron salgılanır ve su ve tuz tutulumu
gerçekleşir.
Bu kompansasyon yanıtları, kalp debisini
yükseltmeye yönelik olmasına rağmen zamanla
klinik tablonun ağırlaşmasına, miyokardın
oksijenlenmesinin bozulmasına ve miyokardın iş
yükünün artmasına neden olur.
Miyokardın iş yükü arttıkça miyofibrillerin
kontraktilitesi azalır. Miyokardın diyastol sonu
volümü artar ve ventriküllerde dilatasyon oluşur.
İleri dönemde miyokard kasında hipertrofi oluşur
ve kalınlaşır.
Miyokarda sunulan enerji miktarının azalması
miyokard iskemisi ile sonuçlanır.
Sol ventrikülün yetersizliğe düştüğü durumlarda
atım hacminin azalmasına bağlı olarak kan sol
ventrikül, sol atriyum ve pulmoner sistem içine
doğru göllenmeye başlar.
Sağ ventrikülün yetersizliğe düştüğü
durumlarda ise kan, sağ atriyum, vena kava
süperiyor, vena kava inferiyor ve periferde
göllenmeye başlar.
Kalbin sol tarafının pompa yeteneği azalırsa; sol
kalp yetmezliği, sağ tarafın pompa yeteneği
azalırsa; sağ kalp yetmezliği olarak adlandırılır.
Normal kalp debisinin sürdürülmesi
"preload" , "afterload", kontraktilite ve
kalp hızı arasındaki normal ilişkiye
bağlıdır.
Preload'ın daha da artması fibrillerin
uzamasını sağlayarak kalbin
kontraksiyon gücünü azaltacaktır.
Santral venöz basıncının (SVB), sağ
ventrikül preloadını, pulmoner kapiller
tıkalı basıncı (PCWP) ise sol ventrikül
preloadını vermektedir.
SOL VENTRİKÜL YETERSİZLİĞİ
Kalp debisinde düşmeye bağlı olarak pulmoner yatakta kan
göllenmesi sonucu solunum güçlüğü, halsizlik, yorgunluk, göz
kararması, bilinç bulanıklığı, huzursuzluk ortaya çıkar.
Hastalar kolları ve bacakları üzerinde bir ağırlık hissettiklerini ifade
ederler. Egzersiz kapasiteleri azalmıştır.
Pulmoner alana sıvı geçişi başladığında hastada kuru öksürük,
ortopne, parokksismal noktürnal dispne görülür.
PAWP daha da yükselirse alveollere sıvı geçişi olur ve akciğer ödemi
gelişir. Hasta bu dönemde pembe köpüklü balgam çıkarır. Alveollerde
gaz değişimi gerçekleşmez.
SAĞ VENTRİKÜL YETERSİZLİĞİ
Hastada boyun venlerinde dolgunluk, hepatomegali,
periferik ödem ve ileri dönemde karında assit
görülebilir.
Karında sağ üst kadranda hassasiyet ve ağrı,
hepatomegali, splenomegali gündüz idrar miktarında
azalma fakat gece idrara sık çıkma görülebilir.
Bulantı, iştahsızlık ve sindirim sorunları görülebilir.
İleri kalp yetersizliklerinde kalp debisinin düşmesi ve
venöz konjesyon, dokuların beslenmemesine yol açar.
Sonuçta zamanla kilo kaybı ve kaşeksi ortaya çıkar.
Buna rağmen KY olan hastalar, ağır ödem nedeniyle
kilolarının çok üzerindeymiş gibi görünebilir.
SOL VENTRİKÜL YETERSİZLİĞİ SAĞ VENTRİKÜL YETERSİZLİĞİ
Dispne, öksürük Ödem (kiloda artma sonucu)
Cheyne Stokes solunum (Weezing ve raller) Abdominal distansiyon
Kaslarda güçsüzlük, halsizlik, egzersiz
toleransının azalması
Hepatomegali, karnın sağ üst kadranında
ağrı.
Serebral hipoksi, baş dönmesi senkop
(Düşük kalp debisi)
Kardiyak siroz
Ortopne Assit
Paroksismal noktürnal dispne (Hasta yatıp
uyuduktan birkaç dakika sonra ileri
derecede nefes darlığı ile kalkıp
oturmasıdır).
GİS şikayetler, iştahsızlık
Anoreksiya, kaşeksi
Pulmoner ödem (Pulmoner kapiller basıncın
artması sonucu)
Düşük kalp debisi
GFR azalır, Na+ ve su tutulur. Mental konfüzyon
S3 - S4, çarpıntı Boyun venlerinde dolgunluk
Aşırı terleme Kaslarda güçsüzlük
Pulsus alternans (Düzenli, ancak 1kuvvetli 1
zayıf nabızdır.
SVB artmıştır.
Noktüri Alt ekstremitelerde ödem
1. Sınıf: Hasta günlük yaşamını hiç bir fiziki
kısıtlaması olmadan devam ettirebilmektedir.
2. Sınıf: Hasta, günlük yaşamında ağır efor
gerektiren aktivitelerde semptomatik hale
geçebilmektedir. Ör; 3-4 merdiven çıkmakla nefes
darlığı ve yorgunluk hisseder.
3. Sınıf: Hafif eforla bile semptom
oluşabilmektedir. Ör; Düz yolda yürümek.
4. Sınıf: Hasta istirahatte bile semptomatiktir.
(New York Kalp Cemiyeti-NYHA)
KALP YETERSİZLİĞİNİN
FONSİYONEL SINIFLANDIRILMASI
TANI
FİZİK MUAYENE BULGULARI
Dolaşım sistemi: taşikardi, juguler ven
dolgunluğu/hepatojuguler reflü (sağ kalp
yetmezliğinde) ,S3 ve S4 kalp sesleri
Solunum sistemi: cheyne stokes solunum,
krepitan raller
Karın muayenesi: assit, sağ üst kadran ağrısı,
hepatomegali
LABARATUAR BULGULARI
Tam kan sayımı
Kan biyokimyası
Göğüs grafisi
Solunum fonksiyon testi
Efor testi
EKO
TIBBİ TEDAVİ VE BAKIMIN AMACI
Kalp yetmezliğinin ilerlemesinin yavaşlatılması,
Semptomların azaltılması
Yaşam kalitesinin arttırılması
Mortalite ve morbiditenin azaltılması,
Egzersiz kapasitesinin arttırılması.
KKY’NİN FARMAKOLOJİK TEDAVİSİ
Angiotensin Dönüştürücü Enzim (ACE) inhibitörleri
Aldesteron salınımını baskılarlar ve kalbin ön ve arka yükünü azaltırlar
Antihipertansif
Diüretikler (loop diüretikleri, thiazid diüretikleri, potasyum tutucu diüretikler)
Böbreklerden sodyum ve su atılımını sağlarlar,
Ödem ve dispnenin azalmasını sağlarlar
Beta blokerler ve Dijitaller
Kalbin kontraktilitesini ve pompalama gücünü arttırırlar
DİGOXİNE; en sık kullanılan digitalis preparatıdır.
Serum yarılanması 1,5 gündür (36 saat), yaşlılarda 48
saati bulabilir. Büyük bir kısmı hiç bir değişikliğe
uğramadan böbrekler ile atılır. Bu nedenle böbrek
fonksiyon bozukluklarında idame dozu azaltılmalıdır. Oral
ve IV yolla verilir.
Dijital Zehirlenmesi: Dijital içeren ilaçların miyokarda
güç kazandırmasının yanısıra, fazla dozlarının da önemli
toksik etkileri vardır. Bu nedenle dijital tedavisine çok
dikkat etmek gereklidir. Başlıca belirtiler şunlardır;
GİS Belirtileri: İştahsızlık, bulantı, kusma, diyare olup en erken belirtilerdir.
Nörolojik Belirtiler: Halsizlik, yorgunluk, konfüzyon, uykusuzluk, renkli görme, çift görme(ışık çevresinde sarı, yeşil haleler görme).
Kardiyak Belirtiler: Aritmiler (ventrikülerekstrasistoller, AV bloklar, VEA) ve bunlarabağlı çarpıntı ya da senkop olabilir.
Hastaya dijital verilmeden önce mutlakahastanın nabzı apeksten 1 dakika sayılmalıdır. K+ düşük ise dijital zehirlenmesi daha çabukortaya çıkar. Periferden alınmaz, çünkü defisit(atrial flutter görülme olasılığı vardır) olabilir.
Dijital zehirlenme belirtileri görülünce IV ilaçalıyorsa hemen kesilir ve durum hekimebildirilir.
NONFARMAKOLOJİK GİRİŞİMLER
İstirahat: KKY olan hastaların istirahat gerekmesine
rağmen, devamlı istirahat etme diğer kaslarda olduğu gibi
kalp kasında da kondüsyon kaybı olur. Bu nedenle ve yatak
istirahatinin diğer komplikasyonlarını önlemek için, yatak
içinde pasif egzersizler uygulanmalıdır.
Aktivite ve Egzersiz: Bireyin ilgisine göre egzersiz
planlanır (Egzersizden 30 dakika önce hekimin reçete ettiği
nitrat verilir).
Diyet Değişiklikleri: Günlük 2 gr tuz alınmalıdır. Hazır
gıdalardan sakınılmalı (ör. Patates cipsi, konserve). açıklanır
Kilo Kontrolü: Günlük
Dinlenme ve Uyku: Dinlenme boyunca kalp yavaş çalışır ve
gevşer. Kısa dinlenme dönemlerinde vücudun pozisyonu
değiştiği için dinlenme, uyku kadar önemlidir.
Sıvı retansiyonunun kontrolü: KKY’liğinde birçok klinik belirti, hipervolemiye bağlıdır.
Na+ düşük diyet verilir. Na+’la birlikte su kısıtlamasıda yapılır.
Su sadece çok ileri yetmezliklerde kısıtlanarak günde 500-1000 ml’yeindirilebilir. Hastanın aldığı çıkardığı miktarına göre ayarlanır.
Diüretik kullanan hastayı hemşire dikkatle izlemelidir. Hastanınaldığı çıkardığı, yaşam bulguları, kan elektrolitleri yakındanizlenmelidir.
Çünkü lasiks (frusemid) hastalarda K+ eksikliğine yol açabilir. Bunedenle K+’u tutan bir diüretik olan aldakton da kullanılabilir.
Diüretikler aynı zamanda volümü azalttıkları için hastanın KB’nı da düşürebilirler.
KRONİK KALP YETMEZLİĞİNDE
HEMŞİRELİK BAKIMI
Diüretikler sabah saatlerinde verilmelidirler. Eğer geç saatlerde
verilirse tuvalet nedeniyle gece uykuları bozulabilir.
Ayrıca hasta hergün tartılmalı ve karında asit varsa karın çevresi
ölçülmelidir.
Alt ekstremitelerde ölçülebilir.
Eğer hastada ödem varsa cilt bakımı da çok önemlidir. Çünkü ciltteki
en küçük sıyrık bile enfeksiyona yol açabilir. Bu nedenle cilt her gün
silinmeli, yumuşatıcı sürülmeli ve bası noktalarında kızarıklık olup
olmadığı izlenmelidir.
Hastanın pozisyonu 2 saatte bir değiştirilmelidir .
Kalbin nasıl çalıştığı (basit anatomi ve fizyolojisi),
KY nedenleri, belirti ve bulguları,
KY tedavisi açıklanır.
Kilolu ise vermesi,
Sigarayı bırakması,
Alkol kullanmaması,haftada iki kez bir kadeh alması,
Stresten kaçınması ve baş etme yöntemlerini
uygulaması,
Düzenli olarak sağlık kontrollerini sürdürmesi
öğretilir.
KY HASTA/AİLE EĞİTİM
İlaçlar
İlacın adı, niçin kullandığı,
Bir tablet ya da kapsülün kaç miligram olduğu,
Günde kaç kez ve nasıl kullanacağı,
Nerede saklanması,
En sık görülen yan etkileri,
İlaç ve yiyecek etkileşimleri,
Birlikte kullanılmaması gereken ilaçlar,
İlaçları düzenli alması ve doz atlamamalı,
İlaçları hekime sormadan kesmemesi.
KY HASTA/AİLE EĞİTİM
Hasta DİJITAL alıyorsa;
Dijital almadan önce nabız sayması öğretilir, 60‘ın
altında 100'ün üzerinde ve düzensizse ilacı almadan
önce hekime/hemşireye danışması,
Hastaya dijital preparatı ile birlikte antiasit
almaktan kaçınması,
İştah kaybı, bulantı, kusma, konfüzyon, diyare ve
görme sorunu olursa hekime/ hemşireye bildirmesi
açıklanır.
KY HASTA/AİLE EĞİTİM
Hasta diüretik alıyorsa;
Günde bir kez alıyorsa sabahları, günde iki kez
alıyorsa birinci dozu sabah, ikinci dozu öğleden sonra
(saat 15'ten sonra) alması,
Günlük kilo kontrolü yapması (sabah aç karnına, boş
mesane ile aynı saatte, benzer giysilerle, aynı
tartıyla),
Baş dönmesi olursa (ortostatik hipotansiyon)
pozisyonunu yavaş değiştirmesi
Potasyumu azaltan diüretikler alıyorsa potasyumdan
zengin yiyecek içeceklerin alımı artırılır (örn.
Portakal, muz, patates, kuru üzüm)
KY HASTA/AİLE EĞİTİM
Potasyum tutucu diüretikler (Triamterene, spironolactone) alıyorsa yüksek potasyumlu tuz içeriklerinden kaçınması,
Yiyecek ve içecekleri tolere edemiyorsa hekime haber vermesi (beslenme kötü ise ve hasta diüretik almayı sürdürüyorsa kolaylıkla dehidratasyon gelişir).
Şu belirtiler olursa hekime/ hemşireye bildirmesi söylenir;
• Bir haftada 2.5 kg dan fazla kilo kaybı,
• Aşırı susama,
• Ciddi baş dönmesi,
• Kas güçsüzlüğü,kramp, bulantı kusma veya düzensiz nabız.
KY HASTA/AİLE EĞİTİM
Hasta ACE inhibitörü alıyorsa;
Baş dönmesi oluyorsa yattığı yerden yavaş
kalkması,
Sıcak banyo kaçınması,
Potasyum içeriği yüksek olan tuz eklemelerinden
kaçınması,
Sürekli baş dönmesi, baygınlık; kuru öksürük,
dil, dudak veya yüz ödemini bildirmesi için
uyarılır.
KY HASTA/AİLE EĞİTİM
BESİN VE SIVILAR (HASTA VE AİLE
EĞİTİMİ)
Sodyum kısıtlaması;
- Yemek masasından tuzluğu kaldırması,
- Yiyecekleri lezzetlendirmek için tuz yerine baharatkullanması,
- Taze balık, tavuk, dana eti, kuru baklagilleri yemeye özen göstermesi,
- Konserveler ve hazır gıda yerine taze sebze ve meyveleri tercih etmesi,
- Hazır gıdaların üzerindeki açıklama okunmalı,
İki litre sıvı alınmalıdır. Çok fazla alınan sulandırılmış
içecekler (örn. Portakal suyu) hiponatremiye yol açabilir.
Sıcaklarda sıvı alımı artırılır.
Hastaya aldığı çıkardığı izlemi öğretilir
(HASTA VE AİLE EĞİTİMİ)
FİZİKSEL HAREKET (EGZERSİZ VE
AKTİVİTE) Fiziksel hareketin tolere edildiği şekilde
kademeli olarak artırılması,
Göğüs ağrısı,baş dönmesi, dispne ve yorgunluğa
neden olan hareketleri bırakması,
Gün boyu dinlenme periyotları belirlemesi,
Hareket toleransı azaldığında hekime/hemşireye
haber vermesi,
Yorgunluk halinde cinsel ilişkiden kaçınması,
Ağır yemek ve alkollü iken cinsel ilişkide
bulunmaması açıklanır.
KY ilerlediğini gösteren herhangi bir şikayeti olursa;
Günde 1-2, haftada 3-5 kilo almışsa,
Dispne↑, özellikle uykudan uyandırıyor ve yataktan kaldıyorsa,
Bacaklarda veya ayak bileklerinde ödem,
Öksürükte sürekli artış varsa,
Günlük rutin işlerini yaparken bile kolayca yoruluyorsa,
Nabzı ile ilgili düzensizlikler hissetmişse ya da çarpıntısı varsa,
Kullandığı ilaçlarla ilgili herhangi bir yan etki ortaya çıkmışsa
hemen hekimine/hemşiresine haber vermesi söylenir.
HASTA VE AİLE EĞİTİMİ
HİPERTANSİYON
HİPERTANSİYON
Kan basıncı, kanın damar duvarına yaptığı
basınçtır.
Arteriyel Kan basıncının normal sayılan
sınırların üstüne çıkmasına hipertansiyon denir.
Kan basıncı sürekli olarak 140/90mmHg
üzerinde seyrediyorsa hipertansiyondan
bahsedilir.
Bireyin kan basıncı sfingomanometre ile ayrı ayrı
zamanlarda en az 3 kez ölçülmesi ve ortalaması
alınarak belirlenmelidir.
PREVALANSI
Türkiye’deki genel hipertansiyon prevalansı
ulusal çapta yapılmış üç büyük çalışma sonucuna
göre; %33,7 (TEKHARF çalışması), %31,8
(PatenT çalışması), ve %41,7 (METSAR
çalışması) olarak bulunmuştur.
Ülkemizde yaklaşık 15-16 milyon hipertansif
bireyin olduğu öngörülmektedir.
ETİYOLOJİSİ
Çeşitli sebepleri vardır. Ancak çoğu zaman sebep
bilinmemektedir. Bu durum “esansiyel
hipertansiyon” ya da “primer hipertansiyon”
olarak adlandırılır (%95).
Hipertansiyon bazen, hastada mevcut olan
böbrek hastalığı, sol ventrikül hipertrofisi, uyku
apne sendromu, hipotiroidizm, endokrin hastalık
(cushing hastalığı, feokromasitoma,
hiperaldesteronizm gibi) bağlı olabilir. Böyle bir
durumda ortaya çıkan hipertansiyon ise
“sekonder hipertansiyon” olarak adlandırılır
(%5).
RİSK FAKTÖRLERİ-1
Kontrol Edilemeyen Risk Faktörleri
Aile hikayesi
Yaş (30-50 yaşlarında birincil hipertansiyon
görülür. Yaş arttıkça hipertansiyon insidansı da
artar.)
Cinsiyet (Hipertansiyon insidansı 55 yaşına
kadar erkeklerde kadınlardan daha fazladır. 55-
74 yaşlarında erkek ve kadınlarda risk hemen
hemen eşit olacaktır.)
Genetik faktörler
Irk
RİSK FAKTÖRLERİ-2
Kontrol Edilebilen Risk Faktörleri
Sodyum tüketiminin fazla olması (ülkemizde 14,8 gr, olması gereken 5-6 gr) (tuzun yaklaşık yüzde 55,5’nin yemek tuzundan, yüzde 32’sinin ekmek tuzundan, yüzde 12,5’nin sofra tuzundan alındığını göstermiştir. Yemek tuzunun büyük kısmını yemek pişerken eklenen tuz oluşturmaktadır (tüm tuz tüketiminin yüzde 42,5’i) ,
Potasyum, magnezyum, kalsiyum tüketiminin düşük olması,
Obezite,
Sigara kullanma,
Aşırı alkol tüketimi,
Diyabet/insülin direnci,
Stres
İLAÇ TEDAVİSİ
Temel amaç; hedef organ hasarını önleyerek
morbitide ve mortaliteyi azaltmaktır.
1.Tiyazid Diüretikler (desal, aldactone),
2.Beta blokerler (beloc, dideral)
3.Kalsiyum kanal blokerleri (nidilat, adalat)
4.Anjiotensin Dönüştürücü Enzim (ACE)inhibitörleri (kapril)
5.Anjiotensin II Resepter Blokerleri (RB) (atacand,micardis)
6.Alfa adrenerjik blokerler (cadura, minipress).
KAN BASINCI VE TEDAVİ ÖNERİLERİ SINIFLANDIRMASI
Kan Basıncı Sistolik Diyastolik İlaç Tedavisi Yaşam Şekli
Düzenlemesi
Normal <120 <80 Danışmanlık
Prehipertansiyon 120-139 80-89 Evet
Evre 1
Hipertansiyon
140-159 90-99 Tiyazid diüretiği
ACE inh.
Anjiotensin
Reseptör Blokerlri
Beta blokerler
Kalsiyum kanal
blokerleri
Evet
Evre 2
Hipertansiyon
>160 >110 İki ilaç
kombinasyonu
Tiyazid diüretiği ve
ACE inh. VEYA arb
veya BB veya KKB
Evet
HEMŞİRELİK BAKIMI
Kan basıncının doğru ölçülmesi önemlidir.
Antihipertansif tedavinin etkinliği ve kan
basıncındaki değişimler izlenmelidir.
Hedef organ hasarını belirlemek için tam bir
anamnez alınır. Anjinal ağrı, dispne, görmede
değişiklik, baş ağrısı, baş dönmesi, burun
kanaması gibi semptomlar değerlendirilir.
HT kalp ve kan damarları üzerindeki etkisini
belirlemek için apikal ve periferal nabızları hız,
ritm ve volüm açısından değerlendirilir.
NONFARMAKOLOJİK YÖNTEMLER
Tuzun azaltılması (günde 3-4 gr’dan daha az
olacak şekilde azaltmak),
Kilo verilmesi,
Egzersiz (haftanın hemen her günü 30 dk aerobik
aktivitede yer almak) ,
Kolesterolsüz beslenme,
Sigara ve alkolün bırakılması,
Diyette potasyum, mg, ca++ desteği
HASTA/AİLE EĞİTİMİ
Hastalık süreci, kolaylaştırıcı faktörler ve
komplikasyonlar hakkında bilgi,
Bireysel risk faktörlerin tanıması,
Kan basıncının ne olduğunun açıklanması,
Sistolik ve diyastolik basınçların açıklanması,
okunması ve yorumunun öğretilmesi.
BİLDİRİLMESİ GEREKEN BELİRTİLER
Göğüs ağrısı
Nefes darlığı
Ödem ( günde 2 kilo/ haftada 3 kilo alma)
Burun kanaması
Görme değişiklikleri
Baş ağrısı (sabah oksipitalde)
Baş dönmesi
Çarpıntı
İlaçlar
Amaç, doz, alınma saatleri, uygulama yolu, yan etkilerini hekim veya hemşireye bildirmesinin önemi açıklanır.
İlaçların zamanında alınmasının ve yan etkilerinin bildirilmesinin önemi vurgulanır.
Aktivite
Haftada en az 3-4 kez hedef kalp hızının % 60-70’ine ulaşacak şekilde 30-45 dakikalık hızlı yürüyüşler yapması
İzometrik egzersizlerden kaçınması ( ağırlık kaldırma, itme- çekme, kavanoz kapağı/ pencere açma gibi) .
DiyetTuzun sıvı retansiyonuna yol açtığı ve tuzu
azaltmak için neler yapabileceği açıklanır.
Tuzlu besinlerden kaçınması (Fast food gibi),
* Yiyecek etiketlerinin okunması
* Besinlere tuz ilave edilmemesi
* Tuzluğun masadan kaldırılması
Alkol alımının kısıtlanması
Taze meyve ve sebzelerden zengin, yağsız ya daaz yağlı süt ürünleri içeren, yağ ve kolesteroldenfakir, proteini hafif arttırılmış (DASH Diyeti)
Diyette potasyum, kalsiyum ve magnezyumalımının arttırlması
HİPERTANSİYONDA ACİL DURUMLAR
Hipertansif hastaların yaklaşık % 1-2’sindehipertansif kriz görülür. Hipertansif krizin temelbelirleyicisi kan basıncının mutlak değerinden ziyadekan basıncının yükselme hızıdır.
Hipertansif kriz ikiye ayrılır.
Hipertansif aciller: Hedef organ hasarını önlemekveya sınırlamak amacıyla kan basıncının, çok acilolarak, parenteral yolla düşürülmesinin gerekliolduğu durumlardır (160/90).
Hipertansif ivedi durumlar: Kan basıncının birkaçsaatte veya günde genellikle oral antihipertansiflerledüşürülmesinin tercih edildiği durumlar (diyastolikkan basıncının 115 mmHg’nın altına düşürülmesi).
TEŞEKKÜRLER