20
Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde ilk dikkatimizi çeken bir poliklinik önünde sýra bekleyen hastalar… Bu hastanede çalýþan hekimlerle görüþmek niyetimiz ama hekim yok hastanede. Meðer, hastanede geçici görevli bir hekim çalýþýyormuþ. Doktorumuz da 24 saat nöbetteymiþ koca hastanede tek baþýna! Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10 Örgütlü hekim güçlü tabip odasý Bana “doktor bey” dediler Halk Saðlýðý ve Kadýn-Doðum Uzmaný Prof. Dr. Ayþe Akýn’la, toplum hekimliði ve mesleki deneyimleri üzerine keyifli bir sohbet gerçekleþtirdik. Þiirimin dili… Dr. Ömer (Civano) Çakmakçý, Ankara’da bir göz hekimi, þair. Þiirle iliþkisi ise hekimlikten daha eski… Dr. Çakmakçý ile þiir ve hekimlik üzerine sizin için söyleþtik. Yolunuz düþerse… Darlandýysa nefesiniz, soluklanmaksa niyetiniz, çok uzaða gitmeye gerek yok. Mudurnu, yaný baþýmýzda, en þirinlerinden ve en þiirlerinden bir alternatif… Füsun Abla’ya mektup TTB Ýkinci Baþkaný Prof. Dr. Feride Aksu’nun, 2 yýl önce aramýzdan ayrýlan Dr. Füsun Sayek’e yazdýðý mektubu Füsun Abla’mýzýn anýsýna sizlerle paylaþýyoruz. 6 )) 17 )) 16 )) 5 )) Tecrübe Yaþam ve hekim Gezi Güncel Gazetemiz Hekim Postasý’na her türlü haber ve yorum yazýlarýnzý bekliyoruz. [email protected] Tel: 418 87 00/123 Siz de yazýn Saðlýkta kriz! Krizin faturasý kime? Ankara Tabip Odasý Saðlýk Politikalarý Komisyonu, ekonomik krizin saðlýk alanýna olasý etkilerine iliþkin kapsamlý bir rapor hazýrladý. Rapora göre krizin faturasý yine yoksullara ve çalýþanlara çýkacak. Saðlýðýn tasarrufu olmaz Koruyucu saðlýk hizmetlerinde tasarrufa gidilecek. Saðlýk hizmeti kullanýmýnda eþitsizlik artacak. Fiziksel ruhsal hastalýklarda artýþ olacak. Saðlýk hizmetine baþvuru oranlarý düþecek. Kriz hekimi iþsiz býrakacak Krizle birlikte özelde çalýþan hekimi ‘iþsizlik’ bekliyor. Hekimlerin gelirleri düþeceði gibi, saðlýkta eþitsizliklerin daha da artmasýyla birlikte, hekimler ve diðer saðlýk çalýþanlarýna yönelik þiddette ciddi artýþlar meydana gelecek. Ankara Tabip Odasý’nda gerçekleþtirilen “Özel saðlýk kuruluþlarýnda çalýþan hekimlerin sorunlarý” konulu toplantýya katýlan hekimlerin anlattýklarý; krizin özel hastaneleri ve dolayýsýyla özelde çalýþan hekimlerin iþ güvenliðini ne boyutta tehdit ettiðini gösterir nitelikte. Özelde çalýþan birçok hekim ayný yerde bir yýldan fazla çalýþamýyor. Hastane yönetimi az personelle çok hasta bakýp çok para kazanmaya çalýþýyor. Eðer çalýþtýðýnýz özel hastanede ciroyu yükselten bir hekim deðilseniz para kazandýrmayan bir hekimsiniz demektir. Ücretlerimizin düþürülmesi tehlikesi ile karþý karþýyayýz. “Cinsel istismar”da tartýþýlan rapora TTB’den yanýt: Rapor týbbi ve hukuki açýdan kabul edilemez Tek hekimli devlet hastanesi! Mamak’ta saðlýksýz çevre koþullarý 14 yaþýndaki kýz çocuðuna cinsel istismarda bulunduðu iddiasýyla tutuklu yargýlanan Vakit Gazetesi yazarý Hüseyin Üzmez, Ýstanbul Adli Týp Kurumu’nun, B.Ç. adlý kýz çocuðunun “beden ve ruh saðlýðýnýn bozulmadýðý” yönündeki rapor doðrultusunda tahliye edildi. TTB, Adli Týp Kurumu 6. Ýhtisas Kurulu’nun verdiði raporun týbbi ve hukuki açýdan kabul edilemeyeceðini bildirdi. Ankara Tabip Odasý tarafýndan Ankaralý hekimlerin katýlýmýyla 30 Ekim 2008 tarihinde þef ve þef yardýmcýlýðý atamalarýnýn deðerlendirildiði bir toplantý gerçekleþtirildi. Kadrolara atamalar yapýlýrken fýrsat eþitliði yaratacak bir yönteme baþvurulmamasýný eleþtiren hekimler, atamalarýn kadrolaþma sürecinin bir parçasý olduðu kaygýsý taþýdýklarýný ifade ettiler. Büyüyen bir risk; Özelde hekim olmak… Obama, bir rüyayý gerçekleþtirdi ve ABD’nin ilk siyahi baþkaný oldu. Peki, ABD’nin kar ve hýrsa dayalý saðlýk sisteminde Obama ile deðiþen ne olacak? ABD’liler saðlýklý rüyalar görebilecek mi? 5 )) 9 )) 2 )) 10 - 11 )) 8 )) 4 )) 29 Kasým 2008 tarihinde emek örgütleri tarafýndan, Ankara Sýhhýye Meydaný’nda saat 13.00’de gerçekleþtirilecek olan “Krize, iþsizliðe, yoksulluða ve zamlara karþý emek, barýþ ve demokrasi mitingi”nde buluþalým. Krize karþý alanlardayýz Yaþanýlan kriz, halkýn yaþamýný giderek zorlaþtýracak. Saðlýkta eþitsizlikleri artýran her türlü uygulamadan derhal vazgeçilmesi gerekiyor. Þimdi; Türkiye saðlýk ortamýný, çalýþanlardan, yoksullardan, emekten yana bir hattan tekrar konuþma zamanýdýr. Þef atamalarý hekimleri kaygýlandýrýyor 15 ))

Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

Ankara Tabip Odasý deprembölgesi Bala’daincelemelerde bulundu.Bala Ýlçe Hastanesi’nde ilkdikkatimizi çeken birpoliklinik önünde sýrabekleyen hastalar… Bu hastanede çalýþanhekimlerle görüþmek niyetimizama hekim yok hastanede. Meðer, hastanedegeçici görevli bir hekim çalýþýyormuþ. Doktorumuz da 24 saat nöbetteymiþ koca hastanede tek baþýna!

Kasým - Aralýk2008

Sayý: 10

Örgütlü hekim güçlü tabip odasý

Bana “doktor bey” dedilerHalk Saðlýðý ve Kadýn-DoðumUzmaný Prof. Dr. Ayþe Akýn’la,toplum hekimliði ve mesleki deneyimleri üzerine keyifli bir sohbetgerçekleþtirdik.

Þiirimin dili…Dr. Ömer (Civano) Çakmakçý,Ankara’da bir göz hekimi, þair.Þiirle iliþkisi ise hekimliktendaha eski… Dr. Çakmakçý ileþiir ve hekimlik üzerine siziniçin söyleþtik.

Yolunuz düþerse…Darlandýysa nefesiniz,soluklanmaksa niyetiniz, çokuzaða gitmeye gerek yok.Mudurnu, yaný baþýmýzda, enþirinlerinden ve en þiirlerindenbir alternatif…

Füsun Abla’ya mektupTTB Ýkinci Baþkaný Prof. Dr.Feride Aksu’nun, 2 yýl öncearamýzdan ayrýlan Dr. FüsunSayek’e yazdýðý mektubuFüsun Abla’mýzýn anýsýnasizlerle paylaþýyoruz.6 )) 17 )) 16 )) 5 ))

Tecrübe Yaþam ve hekim Gezi GüncelGazetemiz

Hekim Postasý’na her türlü haber ve yorum

yazýlarýnzý bekliyoruz.

[email protected]: 418 87 00/123

Siz de yazýn

Saðlýkta kriz!Krizin faturasý kime?Ankara Tabip Odasý Saðlýk PolitikalarýKomisyonu, ekonomik krizin saðlýkalanýna olasý etkilerine iliþkin kapsamlýbir rapor hazýrladý. Rapora göre krizinfaturasý yine yoksullara ve çalýþanlaraçýkacak.

Saðlýðýn tasarrufu olmaz Koruyucu saðlýk hizmetlerinde tasarrufagidilecek. Saðlýk hizmeti kullanýmýndaeþitsizlik artacak. Fiziksel ruhsalhastalýklarda artýþ olacak. Saðlýkhizmetine baþvuru oranlarý düþecek.

Kriz hekimi iþsiz býrakacakKrizle birlikte özelde çalýþan hekimi‘iþsizlik’ bekliyor. Hekimlerin gelirleridüþeceði gibi, saðlýkta eþitsizliklerin dahada artmasýyla birlikte, hekimler ve diðersaðlýk çalýþanlarýna yönelik þiddette ciddiartýþlar meydana gelecek.

Ankara Tabip Odasý’ndagerçekleþtirilen “Özel saðlýkkuruluþlarýnda çalýþan hekimlerinsorunlarý” konulu toplantýya katýlanhekimlerin anlattýklarý; krizin özelhastaneleri ve dolayýsýyla özeldeçalýþan hekimlerin iþ güvenliðini neboyutta tehdit ettiðini gösterirnitelikte.

Özelde çalýþan birçok hekim ayný yerdebir yýldan fazla çalýþamýyor.

Hastane yönetimi az personelle çokhasta bakýp çok para kazanmaya çalýþýyor.

Eðer çalýþtýðýnýz özel hastanede ciroyuyükselten bir hekim deðilseniz parakazandýrmayan bir hekimsiniz demektir.

Ücretlerimizin düþürülmesi tehlikesi ilekarþý karþýyayýz.

“Cinsel istismar”da tartýþýlan rapora TTB’den yanýt:

Rapor týbbi ve hukukiaçýdan kabul edilemez

Tek hekimli devlethastanesi!

Mamak’ta saðlýksýz çevre koþullarý

14 yaþýndaki kýz çocuðuna cinsel istismardabulunduðu iddiasýyla tutuklu yargýlanan VakitGazetesi yazarý Hüseyin Üzmez, Ýstanbul Adli TýpKurumu’nun, B.Ç. adlý kýz çocuðunun “beden ve ruhsaðlýðýnýn bozulmadýðý” yönündeki rapordoðrultusunda tahliye edildi. TTB, Adli Týp Kurumu6. Ýhtisas Kurulu’nun verdiði raporun týbbi vehukuki açýdan kabul edilemeyeceðini bildirdi.

Ankara Tabip Odasý tarafýndanAnkaralý hekimlerin katýlýmýyla 30Ekim 2008 tarihinde þef ve þefyardýmcýlýðý atamalarýnýndeðerlendirildiði bir toplantýgerçekleþtirildi. Kadrolara atamalaryapýlýrken fýrsat eþitliði yaratacak biryönteme baþvurulmamasýný eleþtirenhekimler, atamalarýn kadrolaþmasürecinin bir parçasý olduðu kaygýsýtaþýdýklarýný ifade ettiler.

Büyüyen bir risk; Özelde hekim olmak…

Obama, bir rüyayý gerçekleþtirdi ve ABD’nin ilk siyahi baþkaný oldu. Peki, ABD’nin kar ve hýrsa dayalý saðlýk sisteminde Obama ile deðiþen ne olacak?

ABD’liler saðlýklý rüyalar görebilecek mi?

55 ))

99 ))

22 ))

1100 - 1111 ))

88 ))

44 ))

29 Kasým 2008 tarihindeemek örgütleritarafýndan, AnkaraSýhhýye Meydaný’ndasaat 13.00’degerçekleþtirilecek olan“Krize, iþsizliðe,yoksulluða ve zamlarakarþý emek, barýþ vedemokrasi mitingi”ndebuluþalým.

Krize karþý alanlardayýz

Yaþanýlan kriz, halkýn yaþamýný giderek zorlaþtýracak. Saðlýkta eþitsizlikleri artýranher türlü uygulamadan derhal vazgeçilmesi gerekiyor. Þimdi; Türkiye saðlýk ortamýný,çalýþanlardan, yoksullardan, emekten yana bir hattan tekrar konuþma zamanýdýr.

Þef atamalarý hekimleri kaygýlandýrýyor

1155 ))

Page 2: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008

güncel

Hekim Postasý

Sahibi Ankara Tabip Odasý adýnaProf. Dr. Gülriz Ersöz

Sorumlu Yazý iþleri Müdürü:Dr. Aytuð Balcýoðlu

Ankara Tabip Odasý Basýn YayýnKomisyonu ürünüdür.

Ayda bir yayýnlanýr.

ATO üyelerine ücretsiz gönderilir.

Yayýn Kurulu: Dr. Arzu ErbiliciDr. Aytuð BalcýoðluDr. Harun BalcýoðluDr. Nadir Sevinç Dr. A. Selçuk AtalayDr. Serdar Koç Dr. Seyfi Durmaz

Editör: Jülide KayaYayýn Koordinasyonu: Dr. A.Selçuk AtalayÝletiþim:Cem Ali TemuçinHaber, yorum ve yazýlarýnýzý [email protected] gönderebilirsiniz

Yayýmlayan:Ankara Tabip Odasý Yayýnýn Türü: Yerel, süreliYayýnýn Þekli:Aylýk Türkçe Yýl: 2008Sayý:10

Yayýn Ýdare Merkezi:Ankara Tabip Odasý Mithatpaþa Cad. No: 62/18 Kýzýlay ANKARA Tel : (312) 418 87 00 Fax : (312) 418 77 94www.ato.org.tr

Baský öncesi hazýrlýk: GEO Tanýtým ve Reklam Hizmetleri Kubilay Sokak 23/8 06570 Tandoðan /Ankara Tel :(0312) 229 09 85 Faks :(0312) 229 09 86 [email protected]ým yeri ve tarihi:Ýhlas Gazetecilik AÞ. Turgut Özal Bulvarý Demirciler Sitesi 1.Cadde No:68 Siteler Ank. TEL: 353 29 61/ 13 Kasým 2008

ABD’de 2006’nýn ikinci yarýsýn-dan itibaren baþlayan ve ko-nut kredileri üzerinden geliþ-

tiði ifade edilen küreselleþen kriz buay Ankara Tabip Odasý’nýn gündemle-rinden birini oluþturdu. Prof. Dr. Ha-kan Yýlmaz, Prof. Dr. Aziz Konukmanve Prof. Dr. Ýlker Belek, krizin saðlýðave çalýþanlara etkileri konularýndakibirikimlerini bize aktardýlar. Saðlýkpolitikalarý komisyonumuz ekonomikkrizin saðlýk alaný üzerinden deðer-lendirmesini içeren bir rapor hazýrla-dý.

Arjantin, Endonezya, Güney Kore,Finlandiya ve eski sosyalist ülkelerdeekonomik krizlerin saðlýk üzerine et-kilerine ait çalýþmalar aktarýldý. Veri-lerle, ekonomik krizlerin iþsizliði, dü-zensiz çalýþmayý artýrdýðý, iþ barýþý vedoyumunu azalttýðý, bu dönemlerderuh saðlýðý sorunlarýnýn ve madde ba-ðýmlýlýðýnýn artýþ gösterdiði, saðlýkgöstergelerin bozulduðu ve enfeksi-yonlarýn artýþýyla salgýnlarýn yaþandý-ðý vurgulandý. Küresel düzeyde etkisi-ni gösteren bu krizin 8-10 yýl sürece-ði, Türkiye için kriz belirtilerinin2007 yýlýndan itibaren oluþtuðuna da-ir veriler sunuldu.

2004’de yüzde 9,4 büyüyen ekono-mi, izleyen yýllarda da yüksek büyü-me hýzlarýný yakalamaya devam etmiþancak 2007 yýlýnda gerilemeye baþla-mýþtýr. Yine 2007 yýlý için enflasyonyüzde 4 olarak öngörülürken yüzde8,4 büyüklüðüne varmýþtýr. Ancak çokyüksek büyüme deðerlerinin olduðuyýllar da dahil olmak üzere, büyümerakamlarý istihdama yansýmamýþtýr.

1999-2007 döneminde kamu saðlýkharcamalarý reel olarak yüzde 40 gibioldukça yüksek oranda artmýþtýr. Ar-tan saðlýk harcamalarý tedavi edicihizmetlere yönelmiþtir. Halk saðlýðýnaayrýlan bütçe kaynaklarýnýn saðlýkharcamalarý içindeki payý yüzde1,2’lere kadar düþmüþtür. Bakanlýk,tedavi harcamalarý baþta olmak üzerediðer harcama kalemlerine, ödeneðinçok üstünde kaynak ayýrmakta, koru-yucu saðlýk hizmetlerinden ise tasar-ruf etmeye çalýþmaktadýr. OECD veri-

lerine (2005) göre kiþi baþýna koruyu-cu nitelikte hizmetlere yapýlan harca-malarýn düzeyinin en düþük olduðuülke Türkiye’dir. Krizle birlikte iþ, ba-rýnma, ýsýnma, yeterli gýda, temiz iç-me suyu gibi saðlýðýn diðer belirleyen-lerinde yaþanacak ciddi bozulmalar,halk saðlýðýný da bozacaktýr. SaðlýktaDönüþüm Programý ile saðlýðýn fi-nansmaný prime dayandýrýlmýþtýr.Katký paylarý, farklar, saðlýk hizmeti-ne ulaþmayý zorlaþtýrmaktadýr. Krizlebirlikte saðlýk için ayrýlan kaynakla-rýn, prim girdilerinin azalmasý bek-lenmektedir. Öte yandan giderek yok-sullaþarak reel gelirleri düþecek geniþhalk kesimlerinin katký payý, fark v.b.ödemeleri yapmakta zorlanacaðý da a-çýktýr. Döviz kurunun artmasý ile bir-likte ilaç ve týbbi malzeme girdileri-nin maliyeti ve halka yansýmasý arta-caktýr. Yeni yoksul 3,7 milyon insanolacaðý öngörülmektedir ve bu insan-lar sosyal yardýma ihtiyaç duyacaktýr.

Kamu ve özel saðlýk kuruluþlarýnýnciddi bir mali sorunla karþýlaþacaðýortadadýr. Bu tablonun içinde öncelik-le küçük ve orta özel iþletmelerin ka-panma tehlikesi yaþayacaðý öngörül-mektedir. Kurumlarýn yaþayacaðý busýkýntýlarýn hekimlere yansýyacaðý a-çýktýr. Önümüzdeki dönem özelde ça-lýþan hekimler için “iþsizlik” sorunu-nun ortaya çýkmasý olasý görünmekte-dir. Krizin ve sonuçlarýnýn yaratacaðýfinansal tablo içinde hekimlerin önü-müzdeki dönemde gelirlerinin düþece-ði beklenmektedir. Saðlýkta eþitsizlik-lerin daha da artmasýyla birlikte he-kimlere ve diðer saðlýk çalýþanlarýnayönelik þiddette ciddi artýþlar olabilir.

TTB Genel Yönetim Kurullarý top-lantýsýnda, meslek örgütü olarakTBMM’de bütçe gündemdeyken he-kimlerin özlük haklarý dahil krizekarþý sermayeyi deðil emeði savunanbir bütçe talebini iþlemek ve görünürkýlmak, krizle birlikte hekimlerin vediðer saðlýk çalýþanlarýnýn gelirlerindebeklenen düþüþe karþý performans üc-retlerinin emekliliðe yansýyacak þekil-de maaþa çevrilmesi, özel sektördeçalýþanlar için iþten çýkarýlma ya dadüzensiz çalýþmalara karþý uygun birsözleþme güvencesini saðlamak içinbir program yürütülmesinin uygun o-lacaðýna dair kararlar alýnmýþtýr. Buçalýþmalarýn Ankara ayaðýný birlikteyürütmek için önümüzdeki günlerdehastanelerde ve odamýzda hekimlerlebir araya gelip görüþ alýþveriþinde bu-lunmak istiyoruz. Birlikte belirleyece-ðimiz bir programýn krize karþý saðlýkve özlük haklarýmýzý koruyabilmemizaçýsýndan önemli olduðunu düþünü-yor, toplantýlara katýlýmýnýzý bekli-yoruz.

2

Ankara Tabip Odasý SaðlýkPolitikalarý Komisyonu, “Krizve Saðlýk” üzerine yaklaþýk 1buçuk aydýr sürdürdüðü ça-lýþmalarýný tamamladý. Ko-misyon tarafýndan hazýrla-nan “Ekonomik Krizin SaðlýkAlanýna Etkileri” baþlýklý ra-porda ise yaþadýðýmýz ekono-mik krizin kapitalizmin ken-di krizi olduðu belirtilerek,krizin faturasýnýn yoksullarave çalýþanlara ödetildiðine,kriz süresince bu kesimlerinekonomik ve sosyal olarakdaha da gerilediðine vurguyapýldý.

Raporda, “Kriz dönemindehalkýn yaþamý giderek zorla-þacaktýr. Saðlýkta eþitsizlik-leri artýran her türlü uygula-madan derhal vazgeçilmeli-dir.” denildi.

Türkiye vekriz yönetimi

Rapordan derlediðimiz ba-zý tespitler þöyle: Krize iliþ-kin Türkiye’de uygulananpolitikalar sonucunda sorun-lar ve eþitsizlikler giderekartýyor. Son 6-7 yýlda kýrsal-dan kopup kentlere gelen 1milyon insan, eðitimden sað-lýða pek çok alanda yeterlihizmet alamýyor.

Rapora göre, Türkiye eko-nomisi küresel sermaye aký-þýna aþýrý baðýmlý hale geldi.Krizin gündeme oturmasý ilebirlikte hükümet krizin bizietkilemeyeceðini iddia eder-ken, bir yandan da çözümplanlarý açýklamaya baþladýama çok açýk ki Türkiye’dede krizin faturasýný yoksul-

lar, ezilenler ve çalýþanlar ö-deyecek.

Daha þimdiden 2009 için“sýfýr” zam iþaretleri alýný-yor: Ücretsiz izinler, iþyeri-nin tamamen paydos edilme-si, toplu sözleþmelerde sos-yal haklarýn yok edilmesigündeme gelecek.

Sermayenin kayýplarýný ön-lemeye çalýþacak olan ikti-dar, geniþ halk kesimlerininhaklarýný budamaya giriþe-cek.

Saðlýðýntasarrufu olmaz

Türkiye’de saðlýk harcama-larý tedavi edici hizmetlereyönelmiþ durumda. Halksaðlýðýna ayrýlan bütçe kay-naklarýnýn saðlýk harcamala-rý içindeki payý yüzde 1,2’le-re kadar düþerken, SaðlýkBakanlýðý, koruyucu saðlýkhizmetlerinden tasarruf et-meye çalýþýyor.

Krizle birlikte yoksulluðunartmasý; iþ, barýnma, ýsýnma,yeterli gýda, temiz içme suyugibi saðlýðýn diðer belirleyen-lerinde ciddi bozulmalarayol açacak ve kriz son tahlil-de halkýn saðlýðýný bozacak.Krizin halkýn saðlýk hakkýnave toplum saðlýðýna yöneliköngörülebilir bazý etkileriþöyle: Saðlýk hizmeti kullaný-mýnda eþitsizlik artacak. Ýlaçfiyatlarýnýn artmasý ile bir-likte ilaca eriþimde zorluklaryaþanacak. Hem fiziksel has-talýklarda, hem de depres-yon, panik atak, madde ba-ðýmlýlýðý gibi ruhsal prob-lemlerde artýþ olacak. Özel-likle tüberküloz ve diðer bu-laþýcý hastalýklar artabilir.Prim, katký payý, fark v.b.uygulamalar saðlýk hizmeti-ne baþvuru oranlarýný düþü-recek.

Kriz hekimiiþsiz býrakacak

Krizle birlikte kamu ve ö-zel saðlýk kuruluþlarý ciddibir mali sorunla karþýlaþa-cak. Özelde çalýþan hekimleriçin “iþsizlik” sorunu baþ

gösterecek. Krizle birliktehekimlerin gelirleri düþecek.Saðlýkta eþitsizliklerin dahada artmasýyla birlikte, hükü-met hekimleri daha fazla he-def göstermeye baþlayabilirve bunun sonucunda hekim-lere ve diðer saðlýk çalýþanla-rýna yönelik þiddette ciddiartýþlar olabilir.

Kriz döneminde halkýnyaþamý giderekzorlaþacaktýr. Saðlýktaeþitsizlikleri artýran hertürlü uygulamadan derhalvazgeçilmelidir. Þimdi;Türkiye saðlýk ortamýný,çalýþanlardan,yoksullardan, emektenyana bir hattan tekrarkonuþma zamanýdýr.

Hekim Postasý

Prof. Dr. Gülriz ErsözAnkara Tabip Odasý BaþkanýBu dönemde barýþýn,

emeðin savunulmasý i-çin çaba harcamak, kri-zin çalýþanlara, yoksul-lara, ezilenlere yüklen-memesi için aktif bir fa-aliyet yürütmek. Kaza-nýlmýþ haklarý korumak.Hekimlerin özlük hakla-rý dahil krize karþý ser-mayeyi deðil emeði sa-vunan bir bütçe talebiniöne çýkarmak. Krizlebirlikte hekimlerin vediðer saðlýk çalýþanlarý-nýn gelirlerinin düþece-ðinden hareketle, per-formans ücretlerinin e-mekliliðe yansýyacak þe-kilde maaþa çevrilmesiiçin hekimlerle birliktebir program yürütmek.Ýþten çýkartmalar dahilolmak üzere çalýþanlarayönelik her türlü saldý-rýya diðer emek örgütle-ri ile birlikte karþý dur-mak. Özelde çalýþan he-kimlerin iþten çýkarýl-masý durumunda, ka-muda istihdam edilmesiyolunda çaba harcamak.Sermayeyi koruyan de-ðil, sahici “kamucu mü-dahaleleri” dayatmak.Özel saðlýk iþletmelerin-den iflas noktasýna ge-len olursa, karþýlýksýz yada pazarlýk sonucundadevletleþtirilmesininyanýnda olmak. Kamuhastanelerinin iþletme-leþtirilerek batýrýlmasý-na karþý durmak.

Ne yapmalý?

Saðlýkta kriz çanlarý

ATO Saðlýk Politikalarý Komisyonu, “Ekonomik Krizin Saðlýk AlanýnaEtkileri” konulu raporunu tamamladý: Kriz ve saðlýk

ato’dan

Page 3: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

Hastayakýnýsopayýelinden býrakmýyor

Geçtiðimiz aylarda Kartal Eðitim AraþtýrmaHastanesi Acil Servisi’nin eli sopalý hasta ya-kýnlarý tarafýndan basýlmasýnýn ardýndan bukez benzer bir olay Aydýn Atatürk Devlet Has-tanesi Acil Servisi’nde yaþandý. 3 Kasým 2008tarihinde hastalarýna bakýlmadýðýný ileri sürenbir grup, býçak ve sopalarla Aydýn AtatürkDevlet Hastanesi Acil Servisi’ni bastý. Çýkan o-laylarda bir güvenlik görevlisi darp edildi. O-lay þöyle geliþti: Aþýrý strese baðlý olarak felçgeçiren bir hasta yakýnlarý tarafýndan AtatürkDevlet Hastanesi Acil Servisi’ne getirildi. AcilServis görevlileri, 6 yataklarýnýn da dolu ol-masý nedeniyle, hastanýn bir süre beklemesiniistedi. Bunun üzerine hasta yakýnlarý, doktor-larla tartýþmaya baþladý. Araya giren hastane-nin güvenlik görevlileri taþkýnlýk yapan hastayakýnlarý güçlükle dýþarý çýkardý.

Hasta yakýnlarý daha sonra kalabalýk birgrup olarak, tekrar hastaneye geldi. Ama busefer ellerinde býçak ve sopalar vardý. Saldýrýyýengellemeye çalýþan güvenlik görevlilerindenFerman Nas olay esnasýnda hafif yaraladý.

Nöbetçi hemþireye darp Baðcýlar Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi’nde

görevli hemþire Songül Güvenç, 27 Ekim 2008tarihinde hasta yakýnlarýnca darp edildi. Has-tanenin cerrahi kliniðinde gece nöbeti tutanhemþire Songül Güvenç’in þiddete maruz kal-masý Saðlýk-Sen tarafýndan protesto edildi.Saðlýk-Sen tarafýndan yapýlan açýklamada, “Buinsanlýk dýþý olay son zamanlarda ülkemizinçeþitli bölgelerinde saðlýk çalýþanlarýna yöne-lik artan þiddet olaylarý da göz önünde tutul-duðunda, saðlýk çalýþanlarýnýn güvenliði konu-sunun ciddi bir sorun haline dönüþtüðünügöstermektedir. Toplumun içinden çýkan vetoplumun saðlýðýný koruma adýna gece gündüzçalýþan insanlar, þiddet deðil saygýyý ve övgü-yü hak etmektedir.” denildi.

Urfa’da hekime saldýrýUrfa’nýn Suruç ilçesine baðlý Onbir Nisan

Saðlýk Ocaðý’nda görev yapan Dr. Sultan Karamuayenesini yapýp ilacýný yazdýðý bir erkekhasta tarafýndan hakarete ve fiziksel þiddetemaruz kaldý. 14 Ekim 2008 tarihinde meydanagelen olaya iliþkin Urfa Tabip Odasý BaþkanýDoç. Dr. Þahin Aksoy tarafýndan yapýlan açýk-lamada saldýrýnýn; Saðlýk Bakanlýðý’nýn sonyýllarda uygulamýþ olduðu ve hekimleri hasta-lar karþýsýnda zayýf ve çaresiz duruma düþü-ren, halký hekimlere düþman hale getiren sað-lýk politikalarýnýn bir sonucu olarak görüldüðüvurgulandý. Açýklamada þöyle denildi: “Kabakuvvet ve zorbalýk ancak medeni olmayan in-sanlarýn kullanacaðý bir yöntemdir. Son yýllar-da sýklýkla duymaya baþladýðýmýz hekim vesaðlýk çalýþanlarýna yönelik þiddet, hekim-has-ta arasýnda olmasý gereken güven ve saygýyadayalý iliþkiyi kökünden sarsmakta ve hekim-lerin görevlerini hakkýyla yapmasýna engel ol-maktadýr. Eðer yetkili merciler tarafýndan ge-rekli tedbirler alýnmaz ve hekimlerin iþ gü-venliði saðlanmaz ise bundan en büyük zararýgörecek olan yine saðlýk sistemi ve hastalar o-lacaktýr.

Söz konusu saldýrýyý, faillerini ve hekiminibu duruma düþüren yetkilileri tekrar þiddetlekýnýyor, bu ve benzeri olaylarda faillerin ge-rekli cezayý alýp almadýklarýnýn ve Dr. SultanKara’dan baþlamak üzere hekimlerimizin canve mal güvenliðine yönelik tedbirlerin yetkili-ler tarafýndan alýnýp alýnmadýðýnýn takipçisiolduðumuzu duyuruyoruz.”

Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008

güncel

Ekim ayýnda gerçekleþtirilen 12’nciUlusal Halk Saðlýðý Kongresi kapsamýn-da düzenlenen panellerden biri hekim-ler ile saðlýk çalýþanlarýnýn sýklýkla kar-þýlaþtýðý þiddet olgusu üzerineydi.

Kongrede, Ankara Tabip Odasý (ATO)Genel Sekreteri Aytuð Balcýoðlu, “Sað-lýk Çalýþanlarýnýn Güvenliði ve Sorun-larý-Çözüm Önerileri” baþlýklý bir su-num yaptý. ATO’nun Ankara’daki has-tanelerde yaptýðý þiddet forumlarýnýnsonuçlarýný katýlýmcýlarla paylaþan Bal-cýoðlu’nun sunumu; toplumu þiddeteyönlendiren neoliberal politikalarý dagözler önüne seriyordu.

ATO tarafýndan 11 ayrý hastanedegerçekleþtirilen forumlara katýlarakdüþüncelerini dile getiren hekimler vesaðlýk çalýþanlarýna göre; kültür ve e-konomik düzeyin giderek düþüyor ol-masý ve toplumun eðitimsizliði saðlýkalanýnda da þiddeti artýrýyordu. Hasta-nede koþullar deðiþmeksizin iþletmemodeli yerleþtikçe müþteri konumunageçen hastalar daha fazla þiddete baþ-vuruyordu. Saðlýk politikalarýndakiyanlýþlýklar hekimin, halkýn gözündekisaygýnlýðýný zedeledi. Saðlýkta Dönü-þüm Programý, þiddeti körükledi. Birdiðer gerçek ise performans sistemininçalýþma barýþýný bozmasýydý ve bu du-rum saðlýk çalýþanlarý arasýnda bile þid-dete yol açýyordu.

SABÝM þiddeti Aytuð Balcýoðlu, forumlarda üzerinde

durulan bir diðer konunun ise SaðlýkBakanlýðý Ýletiþim Merkezi (SABÝM) þid-deti olduðunu söyledi. Saðlýk hakkýn-dan çok hasta hakkýnýn ön plana çýk-masý, konuyla ilgili yeterli eðitim alma-mýþ kiþilerin burada görev yapmasý,gerçek dýþý þikayetler bile olsa, gerekliaraþtýrma bile yapýlmadan cezai iþlemyapýlmasý hekimi zor durumda býraký-yordu.

‘Hasta haklarý’ söylemi ise forumlar-dan çýkan sonuca göre kavramlarýn içi-ni boþaltma ve modalaþtýrarak saptýr-ma örneðiydi: “Hekim- hasta iki ayrýtaraf deðil ayný taraf; ancak hak kavra-mýnýn yanlýþ yorumu birbirine karþýhaklarý gibi algýlanýyor. Yalnýzca hastahakký olmadýðý, hekim hakkýnýn da ol-duðunun bilinmesi gerekiyor. Hastahakký-hekim hakký gibi ikilemler yerinesaðlýk hakký öne çýkarýlmalý ve savu-nulmalýdýr.”

Balcýoðlu, hekimlerin çok sýk günde-me gelen geçici görevlendirmelerin deidari þiddet anlamýna geldiði görüþündeolduðunu ve hastanelerde çalýþanlarýkoruyacak mekanizmalarýn yokluðun-dan ya da yetersizliðinden yakýndýðýnýsöyledi.

3

Þiddet karþýtý politikalar üretilmeliAnkara Tabip Odasý Genel SekreteriAytuð Balcýoðlu, 12’nci Ulusal HalkSaðlýðý Kongresi’nde yaptýðý “SaðlýkÇalýþanlarýnýn Güvenliði veSorunlarý-Çözüm Önerileri” baþlýklýsunumda, ATO’nun Ankara’dakihastanelerde gerçekleþtirdiði þiddetforumlarýnýn sonuçlarý hakkýnda bilgiverdi.

Hekim Postasý

Ankara Tabip Odasý Genel SekreteriAytuð Balcýoðlu, toplumu þiddeteyönlendiren neoliberal politikalara dadikkat çekti.

Þiddet Halk Saðlýðý Kongresi’nde de tartýþýldý

… Dr. Rauf Haznedar, Dr. Ömer Savuran, Dr. Erkan Yurduseven, Dr.Necati Yenice, Dr. Erkan Coþkun, Dr. Hüseyin Evirgen ve…

Þiddeti önlemek için profesyonelgruplar oluþturulmalý. Milli Eðitimve Saðlýk Bakanlýðý ortak çalýþmagrubu oluþturarak þiddete karþý po-litikalar üretmeli. Þiddetin boyutu-nu yansýtan çalýþmalar yapýlýp bi-limsel verilerle bu durum ortayakonulmalý. Tabip odalarý eðitiminkalitesini artýrmasý için üniversite-lere baský uygulayabilir. Toplumunyapýsýný, hasta kitlesini deðiþtirmekmümkün olmayabilir; önemli olanhekimlerin riski öngörme ve yönet-me becerisinin olmasý, bunun içinde hizmet içi eðitimler önemli. He-kimler kendilerini topluma daha iyianlatmalý. Tabip odalarý iyi hekim-lik uygulamalarý ile ilgili çalýþmalaryapmalý. Medyadaki doktor düþ-manlýðý yapan yayýnlara tavýr al-mak ve engel olmak da gerekli.

Saðlýk bilincini artýrýcý eðitim çalýþ-malarý yapýlmalý. Medya bu konudabilgilendirilebilir. Herkese gereksini-mine göre eþit, nitelikli, ücretsiz, ula-þýlabilir saðlýk hizmeti sunulmalýdýr.Yönetici tutumuna yönelik çalýþma-lar yapýlabilir: Önlemler konusundabaský oluþturma, þiddete uðrayan yada þiddet endiþesi taþýyanlarýn des-teklenmesi ve Saðlýk ÇalýþanlarýnýnSaðlýðý birimlerinin oluþturulmasývb. Çalýþma koþullarý ve ortamlarýnýndüzenlenmesi gerekir. Eðitimli gü-venlik görevlilerinin bulunmasý sað-lanmalýdýr. Þiddet sonrasý yasal iþlemyapýlmasý ve etkin cezai yaptýrýmla-rýn olmasý de önem taþýyor.

Þiddet nasýl önlenebilir?

Koruyucu önlemler neler ?

Yargýtay 13. Hukuk Dairesi, ameliyatýn riskleri konusunda hastayý bilgilen-dirmediði gerekçesiyle 125 bin YTL tazminata mahkum edilen doktorun ce-zasýný onadý. 2003 yýlýnda geçirdiði ameliyat sonrasý sesi kýsýlan bir hasta,doktorunun kendisini ameliyat komplikasyonlarýna iliþkin bilgilendirmediðiiddiasýyla manevi tazminat davasý açmýþ, bilirkiþi raporlarýnda ise hekim ku-surlu bulunmamýþtý. Yargýtay 13. Hukuk Dairesi ise doktorun hastayý bilgi-lendirdiði yönündeki savunmasýný, yazýlý bilgilendirme olmadýðý gerekçesiylereddederek, 125 bin YTL’lik tazminat kararýný onayladý.

Hastasýný bilgilendirmeyen doktora 125 bin YTL ceza!

Page 4: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

4 Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008

güncel

Çalýþma Bakanlýðý’nýn caydýrýcýhiçbir yaptýrým içermeyen Ýþ Saðlýðýve Ýþ Güvenliði (ÝSÝG) Yasa TasarýsýTTB’nin de yer aldýðý Herkese SaðlýkGüvenli Gelecek Platformu tarafýn-dan düzenlenen bir basýn açýklama-sýyla protesto edildi.

1-2-3 Kasým 2008 tarihlerinde Ýs-tanbul’da Çalýþma Bakanlýðý’nca dü-zenlenen 5. Uluslararasý Ýþ Saðlýðýve Güvenliði Konferansý’nýn yapýldý-ðý Lütfi Kýrdar Kongre ve Sergi Sara-yý önünde gerçekleþtirilen basýn a-çýklamasýnda konuþan TTB MerkezKonseyi üyesi Dr. Ali Çerkezoðlu,“Çalýþma Bakanlýðý tamamen göster-melik, caydýrýcý hiçbir yaptýrým içer-meyen Ýþ Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði Ya-sa Tasarýsý’yla; iþ saðlýðý ve güvenli-ði hizmetlerini taþerona devredilme-sini ve iþyeri hekimlerini esnek ça-lýþtýrmayý, ‘reform’ olarak yuttur-maya çalýþýyor” dedi. Çerkezoðlu,söz konusu tasarýnýn iþçiler lehinehiçbir düzenleme içermediðini ve buhaliyle saðlýklý ve güvenli iþ ortam-larýnýn yaratýlmasýnýn ve meslekhastalýklarýnýn önüne geçilmesininmümkün olmadýðýný belirtti.

Sendika ve meslek odalarýnýn öne-rileri alýnmadan tasarýya son halininverilmesinin doðru olmadýðýný vur-gulayan Çerkezoðlu, “Emek dünyasý-nýn onaylamadýðý yasa tasarýsý geriçekilsin. Saðlýðýmýzdan, haklý müca-delemizden vazgeçmeyeceðiz” diyekonuþtu.

5 dakikada bir iþ kazasýÜlkemizde her yýl yaklaþýk kayýtlý

80 bin iþ kazasý bildirimi yapýldýðýnýve bunlarýn sonucunda bin 600 kiþi-nin yaþamýný yitirdiði bilgisini verenÇerkezoðlu, Türkiye’de her 5 daki-

kada bir iþ kazasý yaþandýðýný bildir-di. Çerkezoðlu þöyle konuþtu: “AKPHükümeti rakamlara yansýyan bukara tabloyu düzeltecek çabalar ye-rine, mevcut durumu daha da geriyegötürecek giriþimler peþindedir. Üs-telik bu giriþimler yeni rant kapýlarýiçermektedir. Yaklaþýk 2 yýldýr tar-týþmalarý sürmekte olan ve iþçi sen-dikalarýnýn, ilgili meslek örgütleri-nin olumlu katký sunma çabalarýdikkate alýnmadan Çalýþma Bakanlý-ðý’nca son hali verilmeye çalýþýlan Ý-SÝG yasa tasarýsý, iþçi ve emekçilerinbeklentilerini karþýlamaktan çok u-zaktýr.”

Örnekler can alýcýKonuþmasýnda Tuzla ölümlerini,

baþta TOKÝ olmak üzere inþaat sek-töründe, maden ve ulaþým iþ kolun-da yaþamýný yitiren iþçileri, Davut-paþa’da 22 iþçinin havai fiþeklerleparçalandýðýný, yakýn zamanda dakot taþlamasý nedeniyle 18 yaþýnda-ki 2 genç iþçinin slikozis hastalýðýn-dan öldüðünü hatýrlatan Çerkezoðlu,“Güvencesiz çalýþtýrma biçimi olantaþeronlaþtýrmayý ve yarattýðý tahri-batý dikkate almayan, aðýr ve tehli-keli iþler için patronlara ciddi yaptý-rýmlar getirmeyen bu yasayla ne ya-zýk ki iþ kazalarý ve meslek hastalýk-larý azalmayacak, her yýl iþ kazala-rýnda kaybettiðimiz iþçi kardeþleri-miz yüreðimizi yakmaya devam e-decektir.” dedi.

Ýþ Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði (ÝSÝG) YasaTasarýsý protesto edildi

Ýþ kazalarýndayýlda 1600 kiþiölüyor!

Ýþ Saðlýðý ve Ýþ Güvenliði YasaTasarýsý, aralarýnda TTB’nin debulunduðu Herkese SaðlýkGüvenli Gelecek Platformutarafýndan, ÇalýþmaBakanlýðý’nca düzenlenen 5.Uluslararasý Ýþ Saðlýðý veGüvenliði Konferansý’nda basýnaçýklamasýyla protesto edildi.

Hekim Postasý

Saðlýk Bakanlýðý Eðitim veAraþtýrma Hastaneleri’ndeçok yönlü sorunlar artarakdevam ediyor. Uzunca bir sü-redir tartýþmalý bir biçimdeyapýlan þef ve þef yardýmcýlýðýatamalarýna bir yenisi dahaeklendi. Son olarak ilgili yasa,yapýlan itirazlar üzerine yük-sek yargý organlarýnda görü-þülmeyi beklerken, Haziran2008’de ilan edilen 201 kiþilikkadronun önemli bir bölümü-ne atamalar gerçekleþti, ata-malarýn üzerinden 2 haftageçmeden 17 Ekim 2008 tari-hinde ise Saðlýk Bakanlýðý’nca221 kiþilik yeni bir kadro ila-ný daha yapýldý.

Ankara Tabip Odasý (ATO)tarafýndan ise Ankaralý he-kimlerin katýlýmýyla 30 Ekim2008 tarihinde þef ve þef yar-dýmcýlýðý atamalarýnýn deðer-lendirildiði bir toplantý ger-çekleþtirildi. Toplantýda, nite-likli ve gerekli sayýda uzmanhekim yetiþmesinin, ciddiplanlama ve bilimsel ölçütle-re dayanmasý gereken hayatibir konu olduðu vurgulandý.

Saðlýk Bakanlýðý’nýn, TürkTabipleri Birliði’nin sayýsýz u-yarý ve giriþimlerine raðmen,klinik þef ve þef yardýmcýlýðýatamalarýnda adaletli, hak e-denin atanmasýný saðlayacakobjektif bir sýnav sistemi uy-gulamadýðýnýn ve eðitim-a-raþtýrma hastanelerini kaosasürükleyen þeffaflýk ve objek-tiflikten yoksun atama yön-temlerine devam ettiðininvurgulandýðý toplantýda, hiç-bir nesnel, bilimsel kriteredayanmadan yeni eðitim vearaþtýrma hastanelerinin açýl-dýðý, mevcut eðitim ve araþ-týrma hastanelerindeki kli-nikler bölünmek veya hizmethastaneleri eðitim hastanele-rine katýlmak suretiyle yeniklinikler, dolayýsýyla þef veþef yardýmcýlýðý kadrolarýtahsis edildiði ifade edildi.

Fýrsat eþitliði yokBu kadrolara atamalar ya-

pýlýrken hekimler arasýnda

fýrsat eþitliði yaratacak biryönteme gidilmediðinin dilegetirildiði toplantýda þu gö-rüþlere yer verildi: “Baþvuru-lar sýrasýnda hekimler seçil-me kriterleri ile ilgili olarakaydýnlatýlmamaktadýr. Çoðuilan edilen kadrolara, ilan e-dilir edilmez, hatta kimi yer-lerde ilan edilmeden, kimle-rin atanacaðý meslektaþlarý-mýz arasýnda aðýzdan aðýzadolaþmaktadýr. Hekimlerdebunun yoðun bir kadrolaþmasüreci olduðu kaygýsý hakim-dir. Genel olarak eðitim ve a-raþtýrma hastanelerinde ya-þanan, yýllardýr sonu gelme-yen bu tahribat, meslektaþla-rýmýzda derin hayal kýrýklýðýoluþturmakta, ülkemiz týp vesaðlýk ortamýna telafisiz za-rarlar vermektedir. Objektif,bilimsel bir sýnavýn bir an ön-ce yapýlmasý gereklidir. Yapýl-makta olan atamalar, eðitimve araþtýrma hastanelerininönümüzdeki 20-30 yýlýný o-lumsuz etkileyecektir. Buhastanelere yapýlacak klinikþef ve þef yardýmcýlýðý atama-larý için mutlaka, yapýlacakmerkezi bir yabancý dil ve il-gili alanda mesleki bilim sý-navýný kapsayan, uzmanlýðýnýalmýþ meslektaþlarýmýzýn hiç-birini dýþlamayan, hak edeninatanma hakkýný elde ettiði biryöntem hayata geçirilmeli-dir.”

Ankara Tabip Odasýtarafýndan Ankaralýhekimlerin katýlýmýyla 30Ekim 2008 tarihinde þef veþef yardýmcýlýðýatamalarýnýndeðerlendirildiði birtoplantý gerçekleþtirildi.Kadrolara atamalaryapýlýrken fýrsat eþitliðiyaratacak bir yöntemebaþvurulmamasýnýeleþtiren hekimler,atamalarýn kadrolaþmasürecinin bir parçasýolduðu kaygýsýtaþýdýklarýný ifade ettiler.

Hekim Postasý

Þef atamalarý hekimleri kaygýlandýrýyor

Ýlk kez 24 Þubat 1994 tari-hinde gerçekleþtirilen TýptaUzmanlýk Eðitimi Kurulta-yý’nýn 14’üncüsü, TTB-Uz-manlýk Dernekleri EþgüdümKurulu tarafýndan, AnkaraTabip Odasý’nýn (ATO) ev sa-hipliðinde, Ankara Üniversi-tesi Týp Fakültesi MorfolojiBinasý’nda, 28-30 Kasým 2008tarihleri arasýnda düzenlene-cek.

Ýstanbul, Ankara ve Ýzmirarasýnda dönüþümlü olarakyapýlan kurultaylarda saðlýksistemi, uzmanlýk eðitimi,dernekler ve yeterlik kurulla-rý ile ilgili sorunlar tartýþýlý-yor ve çözüm önerileri geliþ-tiriliyor.

Uzmanlýk eðitiminin bile-þenleri olan Saðlýk Bakanlýðý,týp fakülteleri, eðitim hasta-neleri, tabip odalarý, uzman-lýk dernekleri ve saðlýkla ilgilidiðer kurumlarýn temsilcileri-

nin bir araya gelerek görüþ a-lýþveriþinde bulunmalarýnada aracý olan kurultayýn bi-rinci gününde, “Ýnsan GücüPlanlamasý, Toplum SaðlýðýnýGeliþtirme, Etik, Sürekli TýpEðitimi/Sürekli Mesleki Geli-þim, Bilimsel Araþtýrma veSaðlýk Hizmetlerinin Ýyileþti-rilmesi” baþlýklarý altýnda VI.Çalýþma Gruplarý Genel Kuru-lu da yapýlacak.

Yine ayný gün derneklerinATUB temsilcileriyle ortakbir toplantý düzenlenecek.

Kurultayýn ikinci ve üçüncügünlerindeki ana program i-çinde ise, Týpta Uzmanlýk E-ðitimi Yönetmeliði, E-Saðlýk,Uzaktan Eðitim, HekiminSaðlýðý, Yeterlik KurullarýnýnEtkinlikleri, Akreditasyon veUzmanlýk Alanlarýnda Kesi-þen Alanlar ve Çok DisiplinliYaklaþým konularý ele alýna-cak. Kurultaya, eðiticiler, eði-tilenler, uzmanlýk derneklerive tabip odalarý yöneticileri

ve uzmanlýk eðitimi alanýnailgi duyan tüm hekimler da-vetli.

Füsun Sayek EðitimHastaneleri Kurultayý

Füsun Sayek 3. Eðitim Has-taneleri Kurultayý ise 28 Ka-sým 2008 tarihinde ATO evsahipliðinde Ankara Üniversi-tesi Týp Fakültesi MorfolojiBinasý’nda düzenlenecek. Ku-rultay saat 14.00’de “Uzman-lýk Eðitimi ve Eðitim Hasta-neleri” konulu panel ile baþla-yacak. Panelde; þef ve þefyardýmcýlýðý atamalarý, per-formans sistemi ve eðitimeetkileri ile Kamu HastaneleriBirlikleri Yasa Tasarýsý tartý-þýlacak konu baþlýklarý ara-sýnda bulunuyor. “UzmanlýkEðitimi ve Çaðdaþ Yönelim-ler” konulu konferansla de-vam edecek kurultay, “Eðitimhastanelerinde sorunlar veçözüm önerileri” adlý forum i-le son bulacak.

Týpta uzmanlýk eðitimi tartýþýlacakHekim Postasý

Page 5: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

“Sevgili Füsun Abla,Size hiç mektup yazmamýþtým. Bu ilk mektubum. Sizin en yakýn

halkanýzda olmadým hiç. Size dair ipuçlarýndan iz sürmüþtüm dahaçok. Hayatýn kendisi kadar ayrýntýlarýný gören ve öne çýkaran öze-ninizin izlenimleri var belleðimde. Bir kýþ sabahý erkenden otobüs-ten inip TTB’ye geldiðimizde bizi sýcak çay ve poðaça ile karþýla-yan bir meslek örgütünü kotaran duygu dünyasý, uzak bir kasaba-dan gelen hekimi ismiyle çaðýran, onunla insanca ve sýcacýk bir ile-tiþim kurabilen kavrayýþ, sizi yeterince tanýmayýnca gerçek dýþý gö-rünebilen iyimserliðinizin izdüþümleri var zihnimde. Ýnsan genç-ken hayatý sonsuz sanarak yaþar ya, ben de o sonsuzluk sanrýsý i-çinde zamana yayýlmýþ izleri biriktirmiþim.

Ýlk mektubumda size iyi haberler vermek isterdim. Darbecilerin,iþkencecilerin yargýlandýðýný söylemek isterdim. Daha birkaç günönce gözaltýnda bir gencin öldürüldüðünü deðil. Siz gideli daha de-mokratik, eþitlikçi bir ülke olma yolundayýz demek isterdim. Top-raklarýmýzda artýk barýþ hüküm sürüyor, kardeþkaný dökülmüyordiyebilmeyi çok isterdim. Kadýnlar artýk þiddete maruz kalmýyor,namus adýna cinayetler iþlenmiyor demeyi.

Saðlýk artýk gerçekten kamusal bir sorumluluk olarak görülüyordiye müjdelemeyi isterdim. Ama itiraf etmeliyim ki aile hekimliðiadý altýnda birinci basamak ta özelleþiyor yavaþ yavaþ. Üstelik ençok emek verdiðiniz alanlardan biri olan genel pratisyenlik alanýn-daki meslektaþlarýmýzý da yaptýklarý tercihler üzerinden bölerek.

Saðlýk emekçileri grevli toplu sözleþmeli çalýþýyor artýk diyebil-meyi isterdim. Ýkinci, üçüncü iþte çalýþmadan geçinebiliyor. Amane yazýk ki geçici görevlendirmeler, uzayan çalýþma saatleri, an-garya ve þiddet var gündemimizde. Belki de yakýn geçmiþimizdehiç olmadýðý kadar saðlýk emekçileri, hekimler þiddete maruz kal-makta. Saðlýk emekçileri artýk taþeron þirketlerin kölesi durumun-da çalýþmaktalar. Ne iþ eþit artýk, ne de ücretler…

Marmara depreminin dokuzuncu yýl dönümü bu yýl. Sakarya ko-ordinasyon merkezinde çalýþýrken bizi arayýp yanýmýzda olmanýz,destek vermeniz dün gibi. Size artýk kimse konteynerlerde yaþamý-yor, kentlerimiz, insanlarýmýz hazýrlýklý artýk demeyi isterdim. Ar-týk depremlerde hiç deðilse hastaneler yýkýlmayacak. Tahmin ede-bileceðiniz gibi diyemiyorum.

Biz vefa duygusunu biraz da sizden öðrenmiþtik. Eminim tanýrsý-nýz, Dr. Arslan Ebiri’yi. Adýnýn verildiði cadde artýk sendika cadde-si diye anýlmakta. Ben insanlarýn asýl artýk anýlmadýklarýnda öl-düklerini düþünürüm. Bu da unutturma üzerinden bir taammüdencinayet giriþimi.

Ama Sevgili Füsun abla, belki böyle bir ülkede yaþamanýn da in-saný diri, mücadeleci tutan bir yaný var. O nedenle yine de size azda olsa iyi haberlerim de var. Umudumuzdan ve yitirmediðimiz di-renme ve yaratma gücümüzden, iyi hekimlik deðerlerine olan i-nancýmýzdan söz etmeliyim. Hekimlik ve saðlýk ortamýnýn bir neb-ze olsun daha insanca olmasý için harcanan emeklerden.

Bilseniz ne çok yeni film, sonsuz bir yaratýcýlýkla insaný insan ya-pan deðerleri anlatmakta, bilseniz ne çok yeni kitap var okunacak.Ve þiirler… Ýnsanlar kötülüklere inat üretmeye devam ediyor. Sme-tana’nýn Ma Vlast “Vataným” senfonik þiirindeki Moldau nehrininakýþý gibi hayat da akýyor. Biz sürüklenen deðil akýþý deðiþtiren ol-maya çabalýyoruz, akýþa müdahil olmaya, yön vermeye çalýþýyo-ruz. Biliyoruz ki baþka bir yaþam, baþka bir paylaþým mümkün. Ýn-san bilince gözünü kapatýp, arkasýný dönemiyor. Onun için müca-dele ediyoruz sizin de yaptýðýnýz gibi.

Yitirilenin anýsýný putlaþtýrmadan yaþatmanýn dersini sizden al-mýþtýk. Sizi anmanýn ve yaþatmanýn yolunun emekten geçtiðini dü-þünerek size bir armaðan hazýrladýk. Ne olduðunu Eriþ ve Onursöyleyecekler. Ben, size hasret dolu bir selam gönderiyorum.”

TTB Merkez Konseyibaþkanlarýndan Dr. Füsun Sayekölümünün ikinci yýldönümündeTTB Genel Merkezi’ndedüzenlenen etkinlik ile anýldý. Dr.Füsun Sayek anýsýna TTBtarafýndan her yýl hazýrlanacakçalýþmalardan ilki olan “TTBRaporu 2008: Saðlýk Emek-Gücü:Sayýlar-Gerçekler” baþlýklý raporise 17 Ekim’de gerçekleþtirilenetkinlikte kamuoyu ile paylaþýldý.TTB Ýkinci Baþkaný Prof. Dr.Feride Aksu’nun, Füsun Sayek’eyazdýðý mektubu ise FüsunAbla’mýzýn anýsýna sizlerlepaylaþýyoruz.

14 yaþýndaki kýz çocuðuna cin-sel istismarda bulunduðu iddia-sýyla tutuklu yargýlanan 76 ya-þýndaki Vakit gazetesi yazarý Hü-seyin Üzmez, tahliye edildi. Bur-sa 4. Aðýr Ceza Mahkemesi’ninÝstanbul Adli Týp Kurumu’ncahazýrlanan B.Ç.’nin “beden veruh saðlýðýnýn bozulmadýðý” yö-nündeki rapor doðrultusundaÜzmez’in tutukluluk halinin kal-dýrýlmasýna karar vermesi tar-týþmalarý da beraberinde getirdi.

Üzmez’in tahliyesi birçok kesi-min tepkisiyle karþýlanýrken,Türk Tabipleri Birliði (TTB) Mer-kez Konseyi, Adli Týp Kuru-mu’nun Hüseyin Üzmez ile ilgiliolarak verdiði raporun bilimselincelemesini yapmak üzere ça-lýþma baþlattý.

TTB çaðrýsýyla bir araya gelen5 uzmanlýk derneði incelemele-rinin ardýndan, Üzmez’in cinselistismar davasýna iliþkin AdliTýp Kurumu 6. Ýhtisas Kuru-lu’nun verdiði raporun týbbi vehukuki açýdan kabul edilemeye-ceði sonucuna vardý. Ýncelemeheyeti tarafýndan hazýrlanan ra-porda þöyle denildi: “Adli Týp Ku-rumu 6. Ýhtisas Kurulu, hekimli-ðin temel kuralýna riayet etme-miþ, tedavi gerektiren bir olguhakkýnda yetkisi olmadýðý haldeve yetkili uzmanlardan yardýmalmadan tedaviyi gerektirecekbir durum olmadýðý kararýnavarmýþtýr. Kurulun B.Ç için ha-zýrladýðý rapor, gerek raporunhazýrlandýðý ortamýn çocuk açý-sýndan yeni travmalara meydanvermeyecek güvenli bir ortamdave bu konuda uzman kiþiler ta-rafýndan yapýlmamýþ olmasý, ço-cuðun muayene dýþýndaki davra-nýþlarýna yönelik verilerin top-lanmamýþ olmasý, var olan diðerverilerin ise doðru deðerlendiril-

mediði, bilimsel niteliklere haizbir bilirkiþi raporu olmaktan sonderece uzaktýr.”

TBB’den doktorlarasoruþturma

Ýstanbul Tabip Odasý GenelSekreteri Hüseyin Demirdizen i-se konu ile ilgili ihmal ve özen-sizliði tespit edilen hekimlerhakkýnda soruþturma baþlata-caklarýný açýkladý.

TTB tarafýndan 10 Kasým 2008tarihinde düzenlenen basýn top-lantýsýyla kamuoyuna açýklanan“Çocuklarýn Cinsel Ýstismarý Ko-nusunda Bilirkiþilik ve Adli TýpKurumu” baþlýklý raporda ifadeedilenler ise þöyle:

Cinsel istismar kolaylýkla orta-ya konamaz. Cinsel istismaramaruz kalan çocuklar kendileri-ne inanýlmayacaðý, istismar e-den kiþinin kendisine ya da ya-kýnlarýna yönelik tehditlerinden

korkmalarý, istismar edenle-ri sevmeleri, arkadaþlarýncadýþlanabileceklerini düþün-meleri, “muhbir” ya da“gammaz” olarak nitelendi-rilmekten çekinmeleri, cin-sellikle ilgili sözcükleri kul-lanmanýn ayýp olacaðýný dü-þünmeleri vb nedenlerle ya-þadýklarýný anlatmakta çokzorlanmaktadýrlar.

Çocuðun Adli Týp Kuru-mu’nda mahkemeyle benzeþenbir kurul önünde deðerlendiril-mesi son derece uygunsuz ve ya-rarsýz olduðu gibi, çocuðun u-tancýný ve korkusunu artýrmasýbakýmýndan zararlýdýr.

Çocuk istismarý iddiasýnýn, ka-nýtlanmasa dahi tedavi gerekti-ren bir durum olduðu göz önünealýndýðýnda, 6. Ýhtisas Kurulu o-luþumu ve yapýlanmasý itibari i-le týbben ve hukuken çocuk is-tismarýný ve bunun ruhsal so-nuçlarýný deðerlendirebilecekuzmanlýða sahip deðildir.

Kurulun hiç bir çocuk ve ergenruhsal deðerlendirmesi bulgusu-na yer vermeyen ve bir cümleyleifade bulan kararý bilimsel veri-lere dayanmamaktadýr.

Hiç bir çocuk ve ergen ruhsaldeðerlendirmesi bulgusuna yerverilmemiþtir.

Herhangi bir psikometrik de-ðerlendirmeye baþvurulmamýþ-týr.

Hekimlikkurallarý çiðnendi

Adli Týp Kurumu 6. Ýhtisas Ku-rulu, hekimliðin temel kuralýnariayet etmemiþ, tedavi gerekti-ren bir olgu hakkýnda yetkisi ol-madýðý halde ve yetkili uzman-lardan yardým almadan tedaviyegerektirecek bir durum olmadýðýkararýna varmýþtýr.

Adli Týp Kurulu 6. Ýhtisas Ku-rulunun B.Ç. için hazýrladýðý ra-por, gerek raporun hazýrlandýðýortamýn çocuk açýsýndan yenitravmalara meydan vermeyecekgüvenli bir ortamda ve bu konu-da uzman kiþiler tarafýndan ya-pýlmamýþ olmasý, çocuðun mua-yene dýþýndaki davranýþlarýnayönelik verilerin toplanmamýþolmasý, var olan diðer verilerinise doðru deðerlendirilmediði,bilimsel niteliklere haiz bir bilir-kiþi raporu olmaktan son dereceuzaktýr.

Adli Týp’a özerkliksaðlanmalý

Adli týp hizmetlerinde bilim-selliðin, baðýmsýz ve özerk yapý-lanmanýn, bilirkiþiliðin ayrýlmazparçalarý olduðundan Türkiye’deAdli Týp hizmetlerinin bu çerçe-vede yeniden yapýlandýrýlmasýgerekmektedir.

Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008 5

“Cinsel istismar”da tartýþýlan karar: Adli Týp Raporu Hüseyin Üzmez’i serbest býraktý

TTB: Rapor týbbi ve hukuki açýdan kabul edilemez14 yaþýndaki kýz çocuðunacinsel istismarda bulunduðuiddiasýyla tutukluyargýlanan Vakit Gazetesiyazarý Hüseyin Üzmez,Ýstanbul Adli TýpKurumu’nun, B.Ç. adlý kýzçocuðunun “beden ve ruhsaðlýðýnýn bozulmadýðý”yönündeki rapordoðrultusunda tahliyeedildi. Raporu incelemeküzere bilimsel bir heyetoluþturan TTB, Adli TýpKurumu 6. ÝhtisasKurulu’nun verdiði raporuntýbbi ve hukuki açýdan kabuledilemeyeceði sonucunavardý. Konu ile ilgili ihmal veözensizliði tespit edilenhekimler hakkýnda isesoruþturma baþlatýlacak.

Hekim Postasý

Ýstanbul Adli Týp Kuru-mu, TTB tarafýndancinsel istismar dava-

sýnda Hüseyin Üzmez’intahliyesine yol açan raporailiþkin düzenlenen basýntoplantýsýna katýldýklarý ge-rekçesiyle 3 adli týp uzmanýhakkýnda soruþturma açtý.Soruþturma çerçevesindeDoç. Dr. Serhat Gürpýnar,Uzman Dr. Elif Kýrteke veUzman Dr. Lale Týrtýl’ýn sa-vunmalarý istendi. TTB, Ýs-tanbul Tabip Odasý ve AdliTýp Uzmanlarý Derneði ta-rafýndan yapýlan açýklama-da, “Bu soruþturma, TürkTabipleri Birliði ve ilgilimeslek örgütlerinin adli týp-la ilgili hazýrladýklarý bilim-sel bir rapora bile taham-mül edilemediðini göster-mektedir.” denildi. Açýkla-mada, Adalet Bakaný Meh-met Ali Þahin, Adli Týp Ku-rumu’nu yönetim kadrosuy-la birlikte bilimsel verilerdoðrultusunda yeniden ya-pýlandýrýlmasý için hareketegeçmeye davet edildi.

Raporu eleþtiren hekimleresoruþturma açýldý

güncelFüsun Abla’ya mektup

Dr. Füsun Sayek

Page 6: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

- ÇÇookk ggeenniiþþ yyeellppaazzeeddee vvee ççookkvveerriimmllii bbiirr mmeesslleekk yyaaþþaammýýnnýýzz ooll-dduuððuunnuu bbiilliiyyoorruuzz.. BBiizzee mmeesslleekkiibbiiyyooggrraaffiinniizzddeenn bbaahhsseeddeerr mmiissii-nniizz??

1965 Ýstanbul Týp Fakültesimezunuyum. Bursla okuyan biröðrenci olduðum için zorunluhizmetim vardý ve ErzurumÇat’a zorunlu hizmete yollan-dým. Belki de meslek hayatýmýnen deðerli diyebileceðim, banayön veren bölümü ErzurumÇat’ta geçirdiðim iki yýlýmdý. O-cak hekimliði yaptýðým yýllardahekim sayýsý bu kadar bol deðil-di ve kýrk köyüm, yirmi üç binnüfusum vardý. Erzurum Çat,Eylül ayýndan itibaren kar veçamurdu, at üzerinde hizmetegiderdim. Kaymakam bile akýlerdiremezdi; “Bu doktor dakika-da bir köylere niye gidiyor, neyapar oralarda?” diye sorardý.Topluma dayalý hizmet vermeyeo zamandan baþladýðýmý hatýrlý-

yorum. Ben okulda halk saðlýðýeðitimi görmemiþtim, biz hijyenokumuþtuk ama saðlýk hizmet-lerinin sosyalleþtirilmesi sistemibireyi öyle içine alýyor ki o sis-temin içine girip de benim yap-týklarýmý yapmamak mümkündeðil.

Saðlýk hizmetlerinin baþarýsýn-da yönetici etkisinin önemli roloynadýðýna inanýyorum. Ben iyibir yönetim içinde hizmet ver-dim. Ýyi yönetmeden hiçbir sis-tem iþlemez, iþe yaramaz. Buzamanda ise yönetme sistemin-de eksiklikler olduðunu düþünü-yorum. Örnek vermem gerekir-se; en acemi kiþi saðlýk müdürüdiye bir ilin baþýna getirilebili-yor. Bu kiþi, iyi yönetemediði i-çin o ilde sistem çöküyor. Sonra“Falan sistem iþe yaramadý!” de-niyor.

Benim dönemimde saðlýk hiz-metleri ya da yönetimi daha cid-diydi. Ve gerçekten de hak etme-yen insanlar o yönetici koltuðu-na oturtulmuyordu. Zaman için-

de, 1980’lerdensonra artýk Türki-

ye’de her þey mü-bah haline geldi.

“Ben yaparsam olur!”anlayýþý yani.

- PPrrooff.. DDrr.. NNuussrreett FFii-þþeekk’’llee yyoollllaarrýýnnýýzz nnaassýýllkkeeþþiiþþttii?? BBuu kkeessiiþþmmeessiinniinnmmeesslleekk yyaaþþaammýýnnýýzzaa nnaassýýllbbiirr eettkkiissii oolldduu??Mesleki yaþamýmýn

Çat’ta geçen yýllarýndaProf. Dr. Nusret Fiþek’letanýþtým. Aniden bir habergeldi. Birileri beni tebrik e-diyordu. “Niye ediyorsu-

nuz?” dedim, “Hacettepe’yeihtisasa çaðrýlýyorsun” dedi-

ler. “Ne demek, benim baþvu-rum falan yok!” diye itiraz et-

tim. “Ama bu çok güzel bir þey,itiraz etme” dediler. Toplum He-kimliði Bölümü kurulmuþ, ba-þýnda Nusret Fiþek, hiç tanýmý-yorum, toplum hekimliði adýnýda duymamýþým. Araþtýrmayabaþladým, toplum hekimliðininne demek olduðunu öðrendiðim-de tam benim hekimliðime uyanbir sistem olduðunu anladým.“Türkiye’nin pratisyen hekimeihtiyacý var, ben ihtisas yapma-yacaðým.” diyordum ama top-lum hekimliðinde ülkeyle uðra-þýyorsun, insanlarla uðraþýyor-sun çok güzel, bana uygun. Nus-ret Fiþek, Erzurum’a konferansvermeye geldi, ilk öyle tanýþtýmkendisiyle. Çok uzun boyluyduhatýrlarsýnýz sizler de. Beyazsaçlý, uzun boylu, zaten hiç dedeðiþmedi benim birlikte çalýþtý-ðým 18 yýlda. Gittim, yanýna;“Ben doktor Ayþe Akýn.” dedim,“Sen misin o?” dedi hemen. Nus-ret Fiþek, altý yýl müsteþarlýkyaptýðý için Türkiye’yi çok iyibiliyor. Toplum Hekimliði Bölü-mü’ne Türkiye’nin çeþitli ille-rinden ocak hekimi olarak dabaþarýlý olmuþlarý seçecekler-miþ. O zamanki Ýl Saðlýk Müdü-rü de çalýþmalarýmý takdir etmiþolacak ki, benim adýmý bildir-miþ. Ben Erzurum’dan bölümünilk asistaný olarak gelenlerde-nim. Sonra Hacettepe ihtisas dö-nemi baþladý. Biz bir yýl sahadaçalýþtýk, eðitimimizin bir parça-sýydý bu.

- ÝÝkkiinnccii iihhttiissaassýýnnýýzz ddaa kkaaddýýnn-ddooððuumm üüzzeerriinnee……

Bize daha sonra ikinci ihtisasý-mýzý da yapabileceðimizi söyle-diler. Çat’taki yaþadýklarým ne-deniyle kadýn-doðum ihtisasý

yapmaya karar verdim. Çat’taben aþýrý doðurganlýðý olup daçaresizlik yaþayan kadýnlarýgördüm. 1965-66’da Türkiye’deNüfus Planlamasý Yasasý çýkmýþ-tý ama uygulamaya henüz geç-memiþti, hiç birimiz duymamýþ-týk ve kadýnlar geliyor, çaresiz…Yedi tane doðurmuþ, beþ tanedüþürmüþ, “Ben ne yapayým?”diyor. Kadýn-doðum ve halk sað-lýðý uzmaný olmamda bu yaþa-dýklarýmýn etkisi olabilir. Bize i-kinci ihtisas hakký verilmiþti a-ma burada Nusret Fiþek’in bakýþaçýsýný yansýtmak istiyorum:Çünkü hoca biliyordu ki klinikbranþlar hep duvarlarýn içinde-dir, kendine gelenle ilgilenilir.Dolayýsýyla toplum hekimliði e-ðitimi almýþ hekimler eðer kli-nik branþlarýn içinde olurlarsa obölümlere bir toplum hekimliði,bir halk saðlýðý bakýþ açýsýný gö-türebilirler. Bu çok doðruydu.

Halk Saðlýðý’ndan Prof. NusretFiþek, Kadýn-Doðum’dan Prof.Hüsnü Kiþniþçi, ikisi de hocala-

tecrübeHacettepeÜniversitesi (HÜ)Týp Fakültesi HalkSaðlýðý AnabilimDalý Öðretim Üyesiiken emekli olanve þu an BaþkentÜniversitesiKadýn, ÇocukSaðlýðý ve AilePlanlamasýAraþtýrmaUygulamaMerkezi’ninbaþýna geçerekmeslekte bir 40 yýldaha hizmetvermektençekinmeyeceðinigösteren Prof. Dr.Ayþe Akýn,tecrübelerinibizimle paylaþtý.Ayný zamandaKadýn DoðumUzmaný olan vekadýnlarýnstatüsünüyükseltmek üzeresürdürülenmücadelelerinbaþýný çeken Prof.Dr. Ayþe Akýn,baþta kadýn saðlýðýolmak üzere, anneve çocuk saðlýðý,üreme saðlýðý,nüfus ve kalkýnmaile aile planlamasýgibi konularda çok önemliçalýþmalara imzaattý. Ayþe Akýn’la;tüm yaþamýný,gücünü, bilgisinive olanaklarýný,herkese saðlýkhizmetininulaþtýrýlmasýnaadayan, 18 yýl önce3 Kasým’dayitirdiðimiz Prof.Dr. Nusret Fiþek’leanýlarýndan,meslekideneyimlerinekadar birçokkonuda keyifli bir sohbetgerçekleþtirdik.

Dr. Aytuð Balcýoðlu

6 Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008

Türkiye’de kadýnýn statü-sünden söz etmek istiyo-rum. Çat’ta görevdeydim.Bana altý ay “ebe haným”dediler. Hiç tuhafýma git-medi, olabilir. Hekim pekgörmemiþler, “ben dokto-rum” falan demedim. Der-ken altý ay sonra beni çokbenimsediler, sevdiler,“doktor bey” demeye baþla-dýlar. Çok sinirlendim bir i-ki ses çýkartmadým, dilisürçmüþtür diye düþün-düm. Sonra bir gün adamýnbirine dedim ki: “Ben erke-ðe mi benziyorum niye ba-na doktor bey diyorsun?”“Estaðfurullah!” dedi, “ayýpolmasýn diye...” Þimdi o za-man ben toplumsal cinsi-yet eþitsizliðini bilmiyor-dum. Yýllar sonra bu top-lumsal cinsiyet olayýný benöðrenip öðretmeye baþladý-ðým zaman o “doktor bey”içözdüm ve maalesef hala21. yüzyýl dünyasýnýn hiç-bir yerinde kadýn erkek e-þitliði söz konusu deðil.

Bana “doktorbey” dediler

Bir toplum hekimliði öyküsü…

Fotoðraflar : Jülide Kaya

Prof. Dr. Ayþe Akýn’ýn deneyimleriyle

Page 7: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008 7

tecrübe

rýmdý. Ýki ihtisasýmý da uygula-malarýmda birleþtirdim. Bir günNusret Hoca, “Senin üniversite-de kalmaný istiyorum.” dedi. Bö-lümde Nusret Hoca’yla kalmakçok güzel olacaktý. Herhalde oyýl benim kýsmetim açýktý on beþgün sonra Hüsnü Bey de banabölümde kalmamý istediðinisöyledi. Nusret Hoca’nýn da aynýteklifi yaptýðýný söyledim. Hüs-nü bey o zaman, “Nusret Hocahepimizin hocasý onu kýramayýz,sen orada kal beraber çalýþýrýz.”dedi.

- SSiizziinn kkaaddýýnnllaarrýýnn ssttaattüüssüünnüüyyüükksseellttmmeekk üüzzeerree ssüürrddüürrüülleennmmüüccaaddeelleelleerr iiççiinnddee ddee ggöörrüüyyoo-rruuzz..

1980 sonrasý çýkan, benimdebizzat çalýþmalarýnda bulundu-ðum nüfus planlamasý hakkýn-daki 2827 sayýlý yasa, kadýn sað-lýðý açýsýndan çok önemli bir ya-sadýr. Deneyimlerimden yola çý-karak savunduðum bu yasa ilekadýnlara yasal olarak kürtajhakký tanýnmýþ oldu. O yasanýnçýkmasý kuþkusuz kolay olmadý.Tabi bizi yöneten, rütbeli bir as-ker olan Kenan Evren’di. Biz dü-þük ile ilgili bir takým verilersunduk kendisine ki ben doçent-lik tezimi bile düþükle ilgili yap-mýþtým. Bir tek benim çabalarýmyoktu tabii ki. Saygýyla andýðýmo dönemin Saðlýk Bakaný KayaKýlýçturgay, meslektaþlarýmNecdet Erenus, Hüsnü Kiþniþçi,Ziya Durmuþ, Nusret Hoca, þuan hatýrlayamadýðým pek çok i-sim ikna edilmesi gereken yerle-ri iknaya çalýþýyorlardý. Yasanýnkonuþulduðu 24 Mayýs günüTBMM’deydim. Yasa hakkýndaçok aleyhte konuþuldu, embriyoþiirler mi okunmadý, neler re-ler… Biz çok demoralize olmuþ-tuk. Ama o önemli yasa 24 Ma-yýs 1983’de kabul edildi. Ben oyasayý hatýrladýkça kadýn saðlý-ðýna somut bir katkým olduðunudüþünerek mutlu oluyorum.

- BBaaþþkkeenntt ÜÜnniivveerrssiitteessii KKaaddýýnn,,ÇÇooccuukk SSaaððllýýððýý vvee AAiillee PPllaannllaammaa-ssýý AArraaþþttýýrrmmaa UUyygguullaammaa MMeerrkkee-zzii’’nnddeenn ddee bbiizzee bbaahhsseeddeebbiilliirr mmii-ssiinniizz??

Hacettepe’deki yýllarýmda bel-ki de beni en mutlu eden, yetiþ-tirdiðim hekimler, hemþireler, e-beler… Sayýlarýný bilemem ama

eðitim verdiðim gençler Türki-ye’nin her yerinde hizmet verdi-ler. Bu da bizim gibi profesyonelyaþamý olanlarý mutlu eden birolay. Hacettepe faslý emekliliklebitti ancak birikimime uyan biriþ yapmalýyým dedim ve BaþkentÜniversitesi bizim çok yabancý-mýz deðildi, rektörü dahil hoca-larý Hacettepe kökenli. BaþkentÜniversitesi’nin, ülke tutkusu,ülkeyle ilgili pozitif yaklaþýmlarýve Atatürk tutkusu bana cazipgeliyordu. Buradaki çalýþmalarý-mýn ülkeye hizmetime zeminhazýrlayacaðýný düþündüm vebugün iþte buradayým. Kadýn,Çocuk Saðlýðý ve Aile Planlama-sý, Araþtýrma Uygulama Merke-zi’nin en önemli fonksiyonu þu:Türkiye’de hatta dünyada kadýnve çocuk saðlýðýyla ilgili doðru-larý savunmak ve biraz da saðlýkhizmeti vermek.

- ÜÜllkkeemmiizzddeekkii ssaaððllýýkk ppoolliittiikkaa-llaarrýýnnýý nnaassýýll ddeeððeerrlleennddiirriiyyoorrssuu-nnuuzz?? SSSSGGSSSS,, AAiillee HHeekkiimmlliiððii uuyy-gguullaammaallaarrýý mmeesseellaa……

Ben dört yýl Halk Saðlýðý Uz-manlarý Derneði Yönetim Kuru-lu baþkanýydým. Bir takým mü-cadeleler baþlatmýþtýk. O dö-nemde aile hekimliði konusugündeme gelmeye baþlamýþtý.Konuyla ilgili yürütülen çalýþ-malarda Halk Saðlýðý Uzmanlarý

Derneði’nin görüþü, önerileri a-lýnmasý gerekirdi ama bu yapýl-madý. Bolu’da gerçekleþen birtoplantýda halk saðlýðý uzmanla-rý konuyla ilgili görüþlerini dilegetirmiþti ancak dikkate alýn-madý. Saðlýk, hiç vazgeçilmeye-cek, hiç kimsenin keyfine býra-kýlamayacak bir insan hakký. Buaile hekimliði sistemini kýrk yýl-lýk hekim olarak ben anlayamý-yorsam kimse anlamaz. Saðlýkhastalýk deðildir. Ben derslerimeböyle baþlýyorum; ama büyükinsanlara da demek ki bu dersivermek lazým. Benim içinde hiz-met verdiðim sistem saðlam a-damý ele alýyor. Aile hekimliðikiþisel bazý koruyucu hizmetlerhariç hastalýkla baþlýyor. Siz be-nim aile hekimimsiniz, eðer bengerek duyarsam, kendimi hastahissedersem size geleceðim sizde bana tabi ki bakacak sýnýnýz,ama çok geç… Bir de benim sizegelmem için bayaðý saðlýk bilin-cimin olmasý lazým. Türkiye’deyetmiþ milyon kiþiyi ele alalým,nedir saðlýk bilinci? Hastaylabaþlayan bir hizmet saðlýk hiz-meti deðildir.

Bir saðlýk güvencesi olmayanya da primini ödeyemeyen ki-þi yararlanamýyorhiçbir hizmetten.Yani, cebindeparasý olma-yaný devlettespit ede-cek de pri-mini öde-y e c e kde... Busistem-d e nç o k

insan zarar görecek. Çünkü pa-rasý olan için zaten saðlýk hiz-metinde yýllardýr bir problemyok. O insanlar deðil bizimproblemimiz. Onlar saðlýk hak-larýný bilek güçleriyle alýyorlar;ama bilek gücü olmayanlar içindevletin – eðer sosyal devletsetabii - aile hekimliði olmamasýlazým modelin. Dolayýsýyla benileriye yönelik çok endiþe ediyo-rum. Endiþe ettiðim bütün in-sanlar ama iki grup daha fazla;kadýnlar ve çocuklar…

Saðlýk hizmeti tek baþýnahekimin baþarýlý olacaðý birhizmet biçimi deðildir, ekipiþidir. Ben bir takým baþa-rýlý iþler yaptým, iyi iþleryaptým diye bugün anlata-biliyorsam ben tek baþýmahekim olarak yapmadým.Ebem, hemþirem, saðlýkmemurum, çevre saðlýkteknisyenim, týbbi sekrete-rim hatta müstahdemimleyaptým. Aile hekimliði sis-temi ekibi kaldýrýyor orta-dan, hatta diðer personeliaþaðýlýyor bile diyebiliriz.Hekimlere gelince, hepimizinsanýz. Aile geçindiriyo-ruz, çocuk okutuyoruz, evkirasý veriyoruz vs. vs…Doðalgaz yüzde 22 arttý.Dolayýsýyla paraya ihtiyacývar hepimizin. Özellikle buperformans denen uygula-ma ile adeta “para pompa-layarak susturdular hekim-leri” demek istemiyorum a-ma evet hekim biraz dahaekonomik olarak rahatla-dým diye düþünebilir. He-kimlerin ücretlendirilmesidaha iyi bir uygulama iledüzenlenebilirdi. Ek per-formanstan alýnan para birgün var bir gün yok. Heki-min sosyal güvencesine deyansýmýyor. Hekim aldýðýek bir iki bin lirayla sesiniçýkaramaz hale getirildi di-ye düþünülüyorsa, bunudüþünenler yanlýþ yapýyorve yanýlýyor. Hekim öyleparayla susturulamaz; sus-turanlarýn daha büyük ayý-bý olur. Kahire’de bir top-lantýda bir afiþ dikkatimiçekmiþti. Anne ölümleriyleilgiliydi: “Ölüm ya da ya-þam, bu politik bir karar-dýr” Gerçekten Türkiye’desaðlýk politik kararlýlýk neyöne sürüklüyorsa o yönegidiyor. Þimdi þu anda sü-rüklendiði yer saðlýðýn böy-le alýnýr satýlýr þekle sokul-masý.

“Ölüm ya dayaþam, bupolitik birkarardýr”

Bu kadar yýl ben aile planlamasýyla uðraþtým, kimseye “þukadar doður” demedim. Saðlýk problemi varsa tabi ki “Amanbak þu saðlýk problemin var, artýk gebe kalmasan iyi olur.”de-dim. Ama biliyoruz ki doðurganlýk da bir insan hakkýdýr, birisiempoze edemez. Hatýrlar mýsýnýz Saðlýk Bakaný bir ara “Üremesaðlýðýna evet, aile planlamasýna hayýr” dedi, Üreme saðlýðýnaevet dediniz mi öbürüne de evet demek zorundasýnýz, o onu i-çeriyor çünkü. Mesela hiç çocuk doðurmayacaðým diyor biri,“ille bir tane doður” deniyor. Benim üstüme vazife deðil bu!Hele ülke düzeyinde çok önemli mevkilerde olan kiþiler, böyletehlikeli laf etmemeliler. “En az 3 çocuk doðurun” diyen Baþ-bakan’a soruyorum: ‘Þu kadar doðurun demeden önce her do-ðan çocuðu yaþatmayý denememiz lazým deðil mi?

Baþbakan Erdoðan’a bir soru

Prof. Dr. Nusret Fiþek’infotoðrafý, Ayþe Akýn’ýn BaþkentÜniversitesi Kadýn, ÇocukSaðlýðý ve Aile PlanlamasýAraþtýrma UygulamaMerkezi’ndeki kitaplýðýndaçoktan yerini almýþ. Ayþe Akýnve ATO Genel Sekreteri AytuðBalcýoðlu, Nusret Fiþek’i deyanlarýna alarak objektifimizegülümsediler.

Page 8: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

8 Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008

saðlýk ocaklarý

Ankara Tabip Odasý (ATO), geçen yýl a-ðýr hasarlara sebebiyet veren depremler-le sarsýlan Ankara’nýn Bala ilçesinde in-celemelerde bulundu. ATO Yönetim Ku-rulu Baþkaný Gülriz Ersöz ve YönetimKurulu Üyesi Bayazýt Ýlhan’la birlikte, 24Ekim 2008 tarihinde bölgeye gerçekleþ-tirdiðimiz ziyarette, ilçede görev yapanhekimlerin çalýþma koþullarýný ve Balahalkýnýn yaþadýðý sorunlarý yerinde tespitettik.

Bala ilçe merkezinin yaný sýra BeynamKöyü Saðlýk Ocaðý ve depremden en çokzarar gören Afþar Beldesi uðrak yerleri-miz. Bala Merkez Saðlýk Ocaðý iken has-taneye dönüþtürülen Bala Ýlçe Hastane-si’ndeki izlenimlerimizi anlatmaya baþla-yacaðýz önce.

Bir poliklinik önünde sýra bekleyenhastalar ilk dikkatimizi çeken. Bu hasta-nede çalýþan hekimlerle görüþmek niyeti-miz ama hekim yok hastanede. Katlarýdolaþýyoruz, karþýmýza burada görevli birhekim çýkar mý diye. Birçok polikliniðin

tabelasý asýlmýþ kapýlara, tek tek týklatýpiçeri giriyoruz, bomboþ… Karþýmýza çý-kan bir iki saðlýk görevlisinden, hastanepersonelinden bilgi alýyoruz. Hastaneninbaþhekimi bir toplantýya katýlmak üzereAnkara’ya gitmiþ. Hastanede geçici gö-revli bir hekim çalýþýyormuþ. Gölba-þý’ndan geçici görevle gelen hekimi, kapý-sýnda yýðýnla hasta bekleyen muayene o-

dasýnda buluyoruz. Hastanýn biri giriyor,biri çýkýyor. Sýrasýný kaptýðýmýz düþünce-sindeki hastalarýn sert bakýþlarý arasýndakapýyý týklatýp içeri giriyoruz. Yukarýdakidoktor odasýnda beklememizi rica ediyorgörevi baþýndaki hekim.

“Bir dokunduk bin ah iþittik”derler ya…

Doktor odasýnda beklemeye koyuluyo-ruz. “Tam da sýkýntýlarýn üzerine gelmi-þiz” diye kendi aramýzda konuþurken, ge-liyor doktorumuz. “Bir dokunduk, bin ahiþittik” derler ya, durum bu maalesef…Mesleðine 10 yýl önce baþlamýþ, yaklaþýk5 senedir Ankara’da görev yapan dokto-rumuz, sürekli geçici görevde olduðunuanlatýyor. Hastanenin kalýcý hekimi yok-muþ. Gölbaþý’ndaki hekimler geçici gö-

revle gelip gidiyorlarmýþ hastaneye. Dok-torumuz 24 saat nöbetteymiþ koca hasta-nede tek baþýna! Yani hem polikliniðe ba-kýyor gündüz, hem gece acil servisi birbaþýna idare etmek zorunda kalýyor.Günde baktýðý hasta ortalamasý ise 100.Bir diðer sorun, hastanedeki malzeme sý-kýntýsý. “Bu þekilde verimli olmamýzmümkün deðil” diyor hekimimiz; “Biryerde sabit kalsanýz iþinizi benimserse-niz, hastanýzý tanýrsýnýz… Bu durum bi-zim açýmýzdan da hasta açýsýndan da de-zavantaj. Bir hekim hem acile hem polik-liniðe bakabilir mi?”

PTT içinde saðlýk ocaðýCan sýkýntýsýyla ayrýlýyoruz hastaneden

ve Afþar’a doðru yol alýyoruz. Depremdebu beldenin saðlýk ocaðý zarar görmüþtü.Beldeye vardýðýmýzda öðreniyoruz ki; ye-niden yapýmýna baþlanan saðlýk ocaðýnýnhenüz inþaatý bitmemiþ, PTT binasý için-deki birkaç odada saðlýk ocaðýna dönüþ-türülmüþ. “Hoþ geldiniz, nerden geldi-niz…” diyerek bizi karþýlayan Afþar hal-kýndan saðlýk ocaðýnda personel kalmadý-ðý, ocaktaki tek doktorun da tayinini is-tediði bilgisini alýyoruz. Afþar Saðlýk O-caðý hekimiyle de Ankara’da olduðundangörüþemiyoruz ama Afþar halký beldede-ki durumu özetliyor bize: “Bir yýl oldu,kalýcý konutlar teslim edilmedi. Evlerimi-zin önüne kurduðumuz çadýrlarda yaþý-yoruz. Bir kýþ daha çadýrlarda geçecek.Çadýrlarý ýsýtmak zor, sýk sýk hastalanýyo-ruz. Bir tek hekimi var buranýn, yetmi-yor. Bala’da da hekim yok. Tetkiklerimiziyaptýramýyoruz, þehre taþýnýp duruyo-ruz. Eczanemiz vardý, kapandý. Ýlaç yaz-dýrmak bile sorun bizim için. Depreminardýndan verilen vaatler unutuldu. Ýkincisýnýf vatandaþ muamelesi görüyoruz.”

Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu

Ýlk duraðýmýz, Beynam Köyü Saðlýk Ocaðý.Ýlk dikkatimizi çeken saðlýk ocaðýnýn “buzgibi” olmasý… Kaloriferler yanmýyor. Bey-

nam Köyü Saðlýk Ocaðý hekimi sorunu ilgililereilettiklerini belirtiyor. Bir hekim, iki ebe, söz-leþmeli bir saðlýk memuru, bir hemþire ve birhizmetli görev yapýyor burada. Beynam’ýn nü-fusu ise 2 bin civarý.

Beynam’ýn ocak hekimi ATO’nun faaliyetleriüzerine bir deðerlendirme yapýyor önce, talep-lerini iletiyor: “Pratisyen hekimin gerçekliði ileATO’nun gerçekliði farklý gibi geliyor bana. Biriletiþim kopukluðu yaþadýðýmýzý düþünüyorum.ATO; çalýþmalarýnda pratisyen hekimlerin so-runlarýna gereken önemi daha fazla vermeli.Yayýnlarýnda saðlýk ocaklarý ile ilgili haberler,alanýmýza iliþkin geliþmeler, bilgilendirmeleryer almalý.”

“Aile hekimleriötekileþtirilmemeli”

Çokça tartýþýlan “Aile hekimliði uygulamasý”da sohbet konularýmýzdan biri. Pratisyen he-kimlerin aile hekimliði ile ilgili görüþleri de A-TO için önem taþýyor. Beynam Saðlýk Ocaðý he-kimi konu ile görüþlerini de bizlerle paylaþýyor:“Ciddi ve zor bir konu. Yeteri kadar bu konuda

bilgisi yok hekimlerin. ATO’nun bu konuda ob-jektif ve düzenli bir bilgi aktarýmý yapmasý la-zým. Pratisyen hekimin aldýðý para belli, ailehekimliði yapmaya baþladýðýnda çok daha fazlakazanacak. Evet, saðlýk sistemi özelleþtiriliyor,bu da birçok sorun demek aslýnda ama hekimingerçekliði ile de bakmak gerek duruma. Hekimde ekonomik mücadele içinde. Hekim aile he-kimliði sistemi ile ne kazanacak ne kaybedecek,bu konuda kapsamlý çalýþmalar yapmak lazým.Aile hekimliðine geçen hekimleri “ötekileþtir-memek” gerekir. Aile hekimliði hizmeti yeterin-ce tartýþýlmýyor bence. ATO konuyu tartýþmayaaçmalý.”

Naime Güngör (70) ve kalp hastasý eþi, kýþ, yaz çadýrdayaþýyor. Komþularý ile birlikte tandýr ekmeði yaparkenkarþýlaþtýðýmýz Güngör, evleri hasar gördüðü için tek

göz çadýrda yaþamaya mecbur kaldýklarýný, kýþlarý çadýrýn içi-ne kurduklarý soba ile ýsýnmaya çalýþtýklarýný anlatýyor.

Kýzýlay’ýn verdiði çadýrlarýn yaðmura çamura dayanmadýðýnýbu nedenle kendi imkanlarýyla daha korunaklý bir çadýr yap-týklarýný belirten Güngör’ün oðlu Celal Güngör ise “Devlet bir-kaç ay kira yardýmý yaptý, sonra o da kesildi. 270 konut yapýla-caðý söylendi. Hala konutlar yapýlmadý.” diyor. Anne ve baba-sýnýn önemli saðlýk sorunlarý olduðunu söyleyen Celal Güngör,saðlýk ocaðýnda “iðneden baþka bir þey” yapýlmadýðýný ifade e-diyor.

Afþar halký saðlýk ocaðýnda personelkalmadýðýný, ocaktaki tek doktorun datayinini istediði belirtiyor vesorunlarýný bizlerle paylaþýyor:“Çadýrlarý ýsýtmak zor, sýk sýkhastalanýyoruz. Bir tek hekimi varburanýn, yetmiyor. Bala’da da hekimyok. Tetkiklerimizi yaptýramýyoruz,þehre taþýnýp duruyoruz. Eczanemizvardý, kapandý.”

Bala Ýlçe Hastanesi’nde bir poliklinikönünde sýra bekleyen hastalar ilkdikkatimizi çeken. Bu hastanede çalýþan hekimlerlegörüþmek niyetimiz ama hekim yokhastanede. Karþýmýza çýkan bir ikisaðlýk görevlisinden, hastanepersonelinden bilgi alýyoruz.Hastanede geçici görevli bir hekimçalýþýyormuþ. Gölbaþý’ndan geçicigörevle gelen hekimi, kapýsýndayýðýnla hasta bekleyen muayeneodasýnda buluyoruz. Meðerdoktorumuz 24 saat nöbetteymiþkoca hastanede tek baþýna!

Tek hekimli devlet hastanesi!

Jülide Kaya

Çadýrda kýþ geçer mi? Kaloriferler yanmýyor

ATO Yönetim Kurulu Baþkaný Gülriz Ersöz veYönetim Kurulu Üyesi Bayazýt Ýlhan, Beynam

Saðlýk Ocaðý çalýþanlarý ile birlikte...

Page 9: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008 9

komisyonlardan

“Kentsel Dönüþüm Projesi”kapsamýnda Ankara Mamak’taAðustos ayýndan itibaren gece-kondularýn yýkýlmaya baþlanma-sý ve belediye tarafýndan enkaz-larýn kaldýrýlmamasý, Mamakhalkýnýn saðlýðýný tehdit ediyor.

Ankara Tabip Odasý (ATO)Halk Saðlýðý Komisyonu ise Ma-mak halkýnýn yaþadýðý sýkýntýlarýgündemine aldý. ATO tarafýndanoluþturulan bir heyet MamakBölgesi’nde yaþayan bireyler ta-rafýndan gelen bir çaðrý üzerineMamak Kentsel Dönüþüm Proje-si kapsamýnda bazý incelemeler-de bulunmak için 17 Eylül 2008tarihinde bölgeyi ziyaret etti. Zi-yaretin ardýndan ise bölgedekitespitleri içeren bir rapor hazýr-landý.

Rapora göre, yýkým anýndabölge sakinleri saðlýksýz çevrekoþullarý ile karþý karþýya kalý-yor. Toz, kaza, kanalizasyon so-runlarý, moloz yýðýnlarýnda ço-cuklarýn oynamasýna baðlý ola-rak düþme, yaralanma, vb. va-kalar ise göze çarpan en önce-likli riskler arasýnda bulunuyor.

Moloz yýðýnlarýnýn hemen böl-geden kaldýrýlmamasý da bu so-runlarýn uzun süreli yaþanma

riskini artýrýyor.Mamak’ta bazý konutlar “biti-

þik nizam” özelliði taþýyor. Butip evlerin birinde oturanlarýnyýkýma onay verdiði; diðer evdeoturanlarýn onay vermediði du-rumlarda yýkýma izin vermeyenevlerde de hasarlar o-luþmuþ durumda. Olu-þan hasarlar ise ev sa-kinleri tarafýndan kar-þýlanýyor ve rapora gö-re böyle bir süreç; eko-nomik açýdan da önem-li bir yük.

Çöplertoplanmýyor

Yerleþim yerlerindekiçöplerin ve atýklarýninsan saðlýðýna zararvermeden toplanmasýve yok edilmesi görevi-nin yerel yönetimlere

ait olduðunun ifade edildiði ra-porda, “Yapýlan ziyarette; bölgehalký ile yapýlan görüþmelere vegözlemlere dayanarak bu göre-vin yerine getirilmediði saptan-mýþtýr. Çöplerin zamanýnda top-lanmamasý bulaþýcý hastalýklar

açýsýndan önemli bir risk olupinsan saðlýðýný tehdit eden ö-nemli ve önlenebilir bir konu-dur.” deniyor.

Ziyaret edilen bölgede bir dereyataðý bulunuyor ve saðlýksýzkoþullar, atýklar ve çöpler dere-

nin kirlenmesine neden oluyor.Özellikle sokakta oynayan ço-cuklarýn saðlýksýz koþullardan o-lumsuz etkilendiðinin belirtildi-ði raporda, bölgede aðýr bir ko-kunun yaygýn olduðu ifadeediliyor.

Ruh saðlýðýtehdit altýnda

Raporda bir diðer dikkat çeki-len olgu ise bölge halkýnda kay-gýnýn yaygýn olmasý. Raporda þuifadelere yer veriliyor: “Kaygý;bireyin sosyal ve ruhsal saðlýðý-ný tehdit eden önemli bir du-rumdur. Bu konuda daha ayrýn-týlý bilgilere ulaþabilmek için bi-limsel araþtýrmalar yapýlmalýdýr.Ankara’da Dikmen Bölgesi debenzer bir yýkým sürecini dene-yimlemiþtir. Ankara Tabip Odasýtarafýndan yapýlan ve kamuoyuile sonuçlarý paylaþýlmýþ olan biraraþtýrmada kaygý düzeyi yük-sekliði tespit edilmiþtir. Mamakbölgesinde yaþayan bireylerinyýkým sürecine ve yarattýðý so-runlara baðlý olarak kaygý yaþý-yor olmalarý da beklenmektedir.Bunun yaný sýra; yýkým için onayveren yurttaþlarýn borçlandýkla-rý miktarlarý ödeme konusundada kaygý duyduklarý alýnan bilgi-ler arasýndadýr.”

Kentsel Dönüþüm Projesi’ninuygulanmaya çalýþýldýðý bölgedetoplumun büyük bir çoðunluðu-nun yaþadýklarý bölgeden ayrýl-mak istemediðine iþaret edilenraporda, kültür, sosyal ortam, i-letiþim gibi bireylerin sosyal ko-þullarýný yönlendiren bu belirle-yicilere önem vermek ve kiþileriyaþadýklarý toplumdan koparma-yan; bunun aksine bütünleþtirenuygulamalarý sürdürmek gerek-tiðinin saðlýk açýsýndan da bekle-nen ve istenen bir yaklaþým ol-duðu vurgulanýyor.

Baþbakan Recep Tayyip Erdo-ðan, geçtiðimiz günlerde yaptýðýaçýklamada, aile planlamasý adýaltýnda “aman çocuk yapmayýn”anlayýþýnýn önerildiðini ileri sü-rerek, “Üç çocuk yapýn” çaðrýsý-ný yineledi. Ankara Tabip Odasý(ATO) Kadýn Komisyonu tarafýn-dan yapýlan açýklamada ise ka-dýnlarýn kendi yaþamlarýyla il-gili karar mekanizmalarýnýn i-çinde yer alabilmelerinin önün-de engeller olan bir toplumdakaç çocuk doðurmalarý gerekti-ðinin siyasi otorite tarafýndan i-fade edilmesinin risk taþýdýðývurgulandý.

Bireylerin ve çiftlerin çocuk

sayýsýna serbestçe ve sorumlu-ca karar verebilmeleri için, bukonuda karar vermelerini ko-laylaþtýracak her türlü bilgiyesahip olabilmelerinin, gereksi-nim duyduklarý hizmete ulaþa-bilmelerinin, doðum eylemininrisklerden uzak gerçekleþtire-bilmesinin, doðmuþ olan çocuk-larýna gelecekte de her türlü o-lanaðý sunabileceklerinden e-min olabilmelerinin gerektiðineiþaret edilen açýklamada, nesil-lerin saðlýk, eðitim, sosyal ko-þullar, iþ olanaklarý gibi pek çokaçýdan güven içinde yaþamala-rýnýn ön koþul olduðu vurgulan-dý.

Toplum liderlerinin konuya i-liþkin herhangi bir mesaj verir-

ken duyarlýlýk ve sorumluluk i-çinde olmalarý gerektiðine, aksitakdirde Türkiye’de çok deðerliemekler verilerek kazanýlan ba-þarýlarýn sekteye uðrayacaðýnaiþaret edilen açýklamada, þöyledenildi: “Siyasi mesajlar verilir-ken, toplumsal kültür içindeyer bulan doðurmanýn -özellik-le erkek çocuk- kadýnlara birstatü saðladýðý, doðuramayan-larýn ise çeþitli baský ve ezilmeiliþkilerine maruz kaldýðý unu-tulmamalýdýr. Toplumsal cinsi-yet dengeleri özellikle kadýnýnstatüsünün geride olduðu du-rumlarda kadýný erkek çocukdoðurana kadar gebeliðe ve do-ðuma zorlayabilmektedir. Bunoktadan bakýldýðýnda bireysel

özerkliði, hatta namus cinayet-lerinde olduðu gibi hayatý, ko-casý ve aile büyükleri tarafýn-dan ipotek altýna alýnabilen ka-dýnlara, kaç çocuk doðuracakla-rýný söyleme konusunda dahakavrayýcý, saðlýðý koruyan vegeliþtiren bir yaklaþýmýn gereðiortadadýr. Kadýnlar baþta olmaküzere çiftleri, yaþamlarý boyun-ca bakamayacaklarý ve koþulla-rýn yetersizliði nedeniyle koru-yamayacaklarý çocuklara ebe-veynlik yapmaya bir anlamdazorlamak doðru deðildir.”Önce parasýz saðlýk

ATO Kadýn Komisyonu’nun;tüm çocuklarýn bakým, eðitim,sosyal güvenlik harcamalarýnýnücretsiz olmasýnýn, yeni SGK

Yasasý’nda olduðu gibi 18 yaþý-na kadar deðil, eðitimini ta-mamlayýp iþ bulana kadar sos-yal güvence ve çalýþan kadýnla-ra ücretsiz kreþ olanaðý saðlan-masýnýn temel koþul olduðu gö-rüþünde olduðunun ifade edildi-ði açýklamada, “Çocuk taciz vetecavüzlerini önleyecek caydýrý-cý, etkin önlemler alýnmadýkçave failleri cezalandýrýlmadýkçayetkili aðýzlardan çok çocuk do-ðurmanýn teþvik edilmesi riskli-dir. Saðlýklý bir toplumda yaþa-yabilmek için kadýnlarýn, saðlýkbaþta olmak üzere, her türlükarar mekanizmasýna katýlabil-melerini, bu mekanizmalarýnkamusal çerçevede belirlenebil-mesini diliyoruz.” denildi.

ATO tarafýndan oluþturulan bir heyet Mamak halký tarafýndan gelen bir çaðrý üzerine Mamak Kentsel Dönüþüm Projesi kapsamýnda bazý incelemelerde bulunmak için

17 Eylül 2008 tarihinde bölgeyi ziyaret etti.

“Kentsel Dönüþüm Projesi”kapsamýnda gecekondularýyýkýlmaya baþlanan Mamak halkýnýn saðlýðýtehdit altýnda. ATO tarafýndan oluþturulanheyet bölgeyi ziyaret ederek,incelemelerde bulundu.Ziyaretin ardýndan isebölgedeki tespitleri içerenbir rapor hazýrlandý. Rapora göre, bölge sakinleri saðlýksýz çevre koþullarý ilekarþý karþýya.

Hekim Postasý

Doðum sayýsýna kim karar vermeli?Hekim Postasý

Mamak’ta saðlýksýz çevre koþullarý

Page 10: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

10 Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008

Mesleki bir risk: Özel’de hekim olmak…

Hekimiözele iten nedenler

- 18 yýllýk bir hekim 16. yýlýn-da kamudan istifa ederek özelsektöre geçmesinin nedeniniþöyle açýklýyor: Çalýma þartlarýdaha iyiydi, özellikle ekonomikolarak. Çalýþýrken fiziki meka-nýn yeterli derecede iyi olmasýgerekir. Bir cerrah olarak ameli-yat yaparken gereken þartlarýbulamýyordum. Özel bir hasta-neden teklif gelince kabul ettimama bu durum birçok riski deberaberinde getiriyordu.

Sözleþme çýkmazý- Öncelikle sözleþme yapýlýyor.

Önce çok hoþuma gitti ama son-ra anladým ki; devlette çalýþanbir hekimden farklý SSK’lý olu-yorsunuz. Ýstifa edip geçtiðiniziçin kazandýðýnýz haklarý kaybe-diyorsunuz. Sözleþmede, ‘Yýllýkizin 12 günden fazla olamaz’ de-niyor ama daha sonra öðreni-yorsunuz ki iþletme sahibiylepazarlýk yapýp 30 gün izin alanda var. Pazarlýða açýk bir iþleyiþyani. Ne denirse onu kabul et-mek zorunda kýlýyorsunuz.

- Özelde çalýþmanýn bütün a-cemiliðini en kötü þekilde yaþa-dým. Sözleþme meselesi çok ö-nemli. Bana verilen sözleþmedeöðle tatilinden bahsedilmiyor.Ben haftada bir öðle tatiline lüt-fen çýkýyorum.

Meslekigüvenceniz yok

- Mesleki güvence, iþinizi ra-hat yapabilme ve onun arkasýn-da duran bir kurum istiyoruz.Yani hekime, mesleðimizin ge-rektirdiklerine sahip çýkacak birkurum… Ama zamanla görüyor-sunuz ki, -özellikle özel hasta-nelerde- mesleki anlamda çýka-bilecek herhangi bir sürtüþmedeaçýkta kalabilirsiniz. Yapayal-nýzsýnýz…

- Özelde çalýþan birçok hekimayný yerde bir yýldan fazla çalý-þamýyor. Bir yýl içinde birkaçkez yer deðiþtirmek zorunda ka-labiliyor.

Ücret eþitsizliði- Bir de ücret konusunda sý-

kýntýlar çok. Mesela yeni bir ar-kadaþ iþe baþlýyor. Ayný iþi yap-týðýnýz arkadaþla ayný maaþý al-manýz gerekirken bir bakýyorsu-nuz ki o kiþi farklý anlaþmýþ. Buhoþ bir durum deðil, hem çalýþ-ma ortamý açýsýndan hem de he-kim emeðine büyük bir saygýsýz-lýk, emek sömürme.

- Mesela ben þu anda çalýþtý-ðým yerde ücretlerimizin düþü-rülmesiyle karþý karþýyayým. Ge-lir vergisi hekimlerin üstüne yý-kýlmak isteniyor. Saðlýk Uygula-ma Tebliði (SUT) nedeniyle önü-nü göremez halde herkes.

- Mesai saatleriyle ilgili herzaman problem var. Hele o üni-tede tek çalýþýyorsanýz her za-man bu sorun var.

Ankara Tabip Odasý(ATO), özelhastanelerdeçalýþan hekimlerinsorunlarýnýgündemine alarakbir çalýþma baþlattý.Ankara TabipOdasý’nda 7 Kasým 2008tarihindegerçekleþtirilen“Özel saðlýkkuruluþlarýndaçalýþan hekimlerinsorunlarý” konulutoplantýya birçokhekim katýldý.Özel HekimlikKomisyonu’nu ATObünyesinde yenidenaktif hale getirerek,“bu alandakisorunlar nelerdir,sorunlara karþýnasýl çözümlerüretebiliriz”sorularýna yanýtaramak amacýylagerçekleþtirilentoplantýda söz alanhekimlerinanlattýklarý; songünlerde dünyayýsarsan ekonomikkrizin Türkiye’yeyansýmalarýnýn birsonucu olaraksaðlýk alanýnda dabirçok sýkýntý ilekarþý karþýyakalýndýðýnýgösteriyor.Hekimlerinanlatýmlarýna görekriz özel hastanelerive dolayýsýyla özeldeçalýþan hekimleriniþ güvenliðini tehditediyor.Özelhastanelerdeçalýþanhekimlerintoplantýda dilegetirdikleriyakýcý sorunlarýbaþlýklar halindetoparlamayaçalýþtýk.

Özelde çalýþan birçok hekim ayný yerde bir yýldanfazla çalýþamýyor. Bir yýl içinde birkaç kez yerdeðiþtirmek zorunda kalabiliyor.

Sözleþmedeki belirsizlikler giderilmeli. Bu konuylailgili ne yapacaðýmýzý bilmiyoruz. Önümüze gelensözleþmeyi imzalamak zorunda mýyýz?

Hekim Postasý

TTB, özel saðlýk kurum vekuruluþlarýnda çalýþan hekim-lerin yapacaklarý hizmet söz-leþmesine iliþkin bir kitapçýkhazýrladý. TTB tarafýndan öne-rilen sözleþme öneklerinin deolduðu kitapçýkta, çalýþma ko-þullarýnýn aðýrlýklý olarak iþve-ren tarafýndan belirlendiði, he-kimlerin bu iliþkide güvencesiolmayan taraf olarak yer aldý-ðýnýn gözlendiði belirtildi.

Hekimler tarafýndan imzala-nacak olan sözleþmelerde dik-kat edilmesi önerilen bazý hu-suslar þöyle: Sözleþmenin sü-resi ve herhangi bir denemesüresi olup olmadýðý sözleþme-de belirtilmelidir. Taraflar ara-sýnda yapýlan ücret anlaþmasý-nýn ne þekilde olduðu açýk,tartýþmaya yer býrakmayacakþekilde belirlenmelidir. Sözleþ-mede ayrýca en geç ayda bir o-lacak þekilde belirlenecek olanödeme tarihi de gösterilmeli-dir.

Çalýþma saatleriÇalýþma gün ve saatleri söz-

leþmede gösterilmelidir. Ýþ Ka-nunu’na göre haftalýk 45 saat-lik çalýþmadan fazlasý “fazlaçalýþma”, haftalýk 45 saatin al-týnda yapýlan hizmet sözleþ-meleri yönünden ise, belirle-

nen süre ile haftalýk 45 saat a-rasýndaki süre “fazla sürelerleçalýþma” olarak tanýmlanmýþ-týr. Sözleþmede belirlenen günve çalýþma saatleri dýþýndakiher türlü çalýþmanýn fazla ça-lýþma ya da fazla süreli çalýþ-ma olduðu belirtilmelidir.

Yasaya göre yapýlan her birsaat fazla çalýþmanýn karþýlýðý,fazla çalýþma yapýlmasý duru-munda normal saat ücretiyüzde 50 oranýnda artýrýlarak,fazla süreli çalýþmalarda iseyüzde 25 oranýnda artýrýlaraködeneceðinden, bu oranýn al-týnda olmayacak þekilde söz-leþmede bir oran gösterilmeli-dir. Yine yasaya göre ulusalbayram ve genel tatil günü o-larak kabul edilen günler ilehafta tatilinde çalýþmasý halin-de hekime, çalýþýlan her gün i-çin bir günlük ücreti yüzde100 oranýnda artýrýlarak öde-neceðinden, buna uygun birdüzenlemeye sözleþmede deyer verilmesi uygun olacaktýr.

ÝzinlerHekimin yýllýk ücretli izin

süresinin ne kadar olduðu söz-leþmede gösterilmelidir. Kuralolarak yýllýk ücretli izin, saðlýkkurumu/ kuruluþu tarafýndanbölünemez. Ancak hekimin ka-

bulü veya isteði halinde yýllýkiznin bölünebilmesi olanaklýolduðundan, böyle bir kayýtdüþülerek hekim yararýna veihtiyacýna göre deðiþebilirliksaðlanmasý yararlý olacaktýr.

Hekimin sürekli mesleki eði-tim almasý, hizmetin gereði gi-bi sunulmasý ve kamu yararýbakýmýndan büyük önem taþý-maktadýr. Ne yazýk ki, özelsaðlýk kurum ve kuruluþlarýn-da çalýþan hekimler arzu edi-len ölçüde bu tür eðitim top-lantýlarýna katýlamamakta, iþ-verenlerin çýkardýðý zorluklar-la karþýlaþmaktadýrlar. Bu ne-denle konunun sözleþmede elealýnmasý gerekir.

Mesleki haklarHekimlerin mesleki haklarý

tanýmlayan temel kavramlarayer verilmeli ve bu tür haklarýkorunmalýdýr. Özel saðlýk ku-rum ve kuruluþlarýnýn yüküm-lülükleri içerisinde, hekiminkamu yararýna uygun olaraksaðlýk hizmeti verebilmesi içingerekli olan fiziki koþullar ileekip ve ekipmanýn saðlanmasý-na iliþkin hükümlere yer veril-mesi hekimin hastaya karþýmesleki ve hukuki sorumlulu-ðu bakýmýndan önem taþýmak-tadýr.

TTB sözleþme örneði hazýrladý

Ankara TabipOdasý’nda 7 Kasým2008 tarihindegerçekleþtirilentoplantýyaAnkara’daki özelsaðlýkkuruluþlarýndaçalýþan birçok hekim katýldý.

Hekimin iþ güvenlið

Page 11: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008 11

Mesleki bir risk: Özel’de hekim olmak…

Çok parakazandýrmalýsýnýz

- Benim çalýþtýðým özel hasta-ne devlet hastanesi gibi. Hasta-ne yönetimi az personelle çokhasta bakýp çok para kazanma-ya çalýþýyor. Þimdi biz oturmuþ;patronun gelirinin düþmesininbiz çalýþanlara nasýl yansýyaca-ðýný bekliyoruz. Eleman çýkar-ma, maaþlarý düþürme, ihtiyaçduyulan malzemelerin alýnma-masý gibi durumlar mý geliþecekbilmiyoruz. Krizle birlikte belkiözel hastaneler kapanacak ve iþbulamayacaðýz. Devlet ne kadarfakirleþirse biz de o kadar fakir-leþiyoruz. Özel hastanelerde ge-lirleri düþürülen arkadaþlarýmýzvar. Gelirleri düþenler kamuhastanelerine geri dönüþ yap-maya çalýþýyor.

Muhatabýmýz kim?- Sorunlarýmýzýn muhatabý

kim? Özel hastanelerin patron-larý mý yoksa hükümet mi? Hü-kümetin dayattýðý SGK denilensaçma sapan bir þey var. Hükü-met, hekimlerin emeðini sömü-rerek halka þirin gözükmek içinbizi peþkeþ çekiyor. Muhatabý-mýz kim bilmemiz lazým. Özelhastanelerin bazýlarýnda birkeyfiyet söz konusu ama asýl so-run bu sistemi dayatan hükü-metten kaynaklanýyor diye dü-þünüyorum.

Büyük balýkküçük balýðý yutar

- Sistem aslýnda özel saðlýkkuruluþu sahiplerinin gelirlerin-de de bir düþmeye yol açýyor.Bunu çözmenin en kolay yolu daçalýþanlarýn kalemleri aþaðý çek-mek olarak görünüyor. Bu uygu-lama devlet fakirleþtiði için de-ðil. Þu anda Ýstanbul’da çalýþanve maaþlarý yüzde 50 geri çekil-miþ özel saðlýk kuruluþu çalý-þanlarý var. Yeni sistemle büyüksaðlýk merkezleri açýlýyor, küçükpoliklinikler kapanýyor ve dahadüþük ücretlerle büyük merkez-lerde hekimler çalýþtýrýlýyor.

- Hükümet çoðu özel hastane-

yi de bitirmeye çalýþý-yor. Hükümetle arasýiyi olan hastanelerkayrýlýyor.

- Uzmanlýk alanlarý-mýzla ilgili sýkýntýlar dayaþýyoruz. Benim uz-manlýk alanýmla ilgili sý-kýntý var piyasada. Mik-robiyoloji aranan birbranþ deðil. Bu bölümkaldýrýlýnca siz de iþsizsi-niz.

‘Özel’den ‘ilkel’e…- Çalýþtýðým yer rezalet ve

çok ilkel. Þu an her türlühastaya bakýyorum. Tuva-letlerde peçete bile bulamý-yorsunuz, bulsam mutlu ola-caðým. Benim adýma hastabakýp, reçete yazan bile oldu.Hemen duruma müdahale et-tim. Müdahale etmesem vahimbir durumla karþý karþýyaydým.

Bahþiþimiz;ekstradan hasta

- Hükümet, çok yüksek ka-zançlara alýþanlarýn ayaklarýnaçelme taktý. Yani bir polikliniðebir bakýyorsunuz 400 hasta gir-miþ. Lokantalarda ekstralar var-dýr ya maaþ dýþýnda, çalýþanlarapay edilir, özel saðlýk merkezle-rinde de ekstra hastalar vardýr.Bir sabah gittim kayýt defterimebaktým 10-15 hasta fazladan ka-yýtlý. Bu ekstra hastalar vurgu-nun merkezi aslýnda. Bugünekadar ayakta olan týp merkezle-rinin ayakta durma sebebi bun-lar. 100-150 hastadan az bakantýp merkezinin yaþamasý müm-kün deðil, kapanmak zorunda.Böyle bir ortamda çalýþýyoruzbiz.

Kaç saattekaç hasta bakarsýnýz?

- Mesleki etiðimizin dýþýnaçýkmamýz isteniyor bazen. Rad-yoloji uzmanýyým ben. Spesifikçalýþmak diye bir þey kalmadýartýk. Spesifik iþ yapmak, bilgi-ye deðer vermek, bilimsel biryöntemle hastaya yaklaþýp teda-vi etmek yahut taný koymak gibibir þey yok artýk. Sadece yaptý-ðýnýz iþin karþýlýðýnda ne alýrsý-

nýzbunu hesaplýyorsunuz.

Patronlarýn bunu hesaplamasý-nýn kabul edebiliyorum çünküonlar sonuçta bu iþte sadece pa-ra kazanmaya bakýyorlar. Ama

burada bizim durumumuz çokönemli. Biz de buna mecbur bý-rakýlýyoruz. Primle çalýþmamýzgerektiði için buna mecbur kalý-yoruz. Hepimizin bir uzmanlýkdalý var ve bunun içinde despesifikasyonlar var. Radyolojiaçýsýndan örneklemek gerekir-se; radyoloðun tomografi,MR, ultrason, mamografi bil-mesi mümkün deðil. Ama þuanda piyasadaki bütün rad-yologlar her þeyi biliyorlar.Çünkü bunu yapmak zorun-dalar. Aksi taktirde iþ bula-mýyorlar. Artýk çoðu yerdepazarlýk þu: “Kaç saatte kaçhasta bakarsýnýz ?”

- Ben bir örnek verece-ðim mesela bizim kardiyo-loglara sýnýr konmuþ. Haf-tada 1500 hasta. Prim ala-

bilmesi için 1500 hasta bakmasýgerekiyor yani. Bütün hastane-lerde var bu. Eskiden tomografi-yi iyi okuyan radyoloji uzmanýaranýrdý, þimdi ucuza çalýþanradyoloji uzmaný aranýyor.

Ýkinci el malzemelerleçalýþýyoruz

- Bir de þöyle bir sorun var:Piyasa radyoloji açýsýndan bir a-let mezarlýðý. Son derece kötü,son derece kalitesiz, ikinci el, o-radan buradan sökülmüþ cihaz-larla çalýþýlýyor ve bu son derecetehlikeli bir þey. Ýnsanlar tetkikyaptýrýyoruz sanýyorlar, hastala-rýn dosyalarý sürekli þiþiyor.Dosyalar, film tetkik dolu amahiçbir sonuç yok.

Hekiminhekime saygýsý yok

- Hekimlerin birbirlerine, he-kimlerin hastalarýna karþý he-men hemen korunmuþ hiçbir ah-lak deðeri kalmamýþ durumda.Yani evet sözleþmelerde falan sý-kýntýya düþüyoruz ama iþin biryaný da bu. Bizi esas zora soka-cak durum bu. Çok zorlaþtý he-kimlik yapmak çok zorlaþmýþ…

-Ýþte bu prim usulü yüzündendaha hasta odamýza girer gir-mez, SGK’lý mý, kurumlu mu di-ye sorgulamak zorunda kalýyo-ruz. Eðer ciroyu yükselten birhekim deðilseniz para kazandýr-mayan bir hekimsiniz demektir.SGK’lýysa az tetkik isteyen, ku-rumluysa çok tetkik isteyen birhekim olmak zorunda býrakýlý-yorsunuz.

-Kamuda da ayný sýkýntýlar varaslýnda. Orada da iþ barýþý bo-zulmuþ. Etik deðerler hekim ba-ðýmsýzlýðý gibi konular orda dabenzer durumda. Ama az tetkikyapýyorsunuz diye sizi iþten çý-karmýyorlar.

Hak aramalüksümüz var mý?

- Ben özele çýkmadan önce özelhastanelere karþýydým. Ama öze-le çýktýðým zaman özelde, devlet-teki savurganlýðýn olmadýðýný,daha ekonomik hasta bakýldýðýnýdaha iyi bakýldýðýný daha becerik-li hekimlerle çalýþýldýðýný gör-düm. Bizim gibi yoksul, malze-mesi sýnýrlý, olanaklarý sýnýrlý birülke için iyiymiþ, bunu gördüm.Önyargýlarým yýkýldý. Ama sorun-lar var elbette ki. Özel hastanelerbirçok hastane gibi ayakta dur-maya çalýþýyor. Ýþsiz kalmamak i-çin fedakarlýk yapmam gerektiði-ni düþünüyorum. Þimdi bununyükünü de taþýyorum. Ýki katýçalýþýyorum. Hata yapma riskimartýyor. Yani sistemin öyle bir ye-rindeyim ki; hak aramak bilelüks hale geldi. Radyoloji uzmanýarkadaþa katýlýyorum ama benmakine al diyemiyorum ki patro-numa. Devlet vermiyor ki radyo-loji parasýný. Bir tane evrak yü-zünden bütün paranýzý kesmehakký var devletin.

Özelde çalýþan hekimlerinsayýsý gün geçtikçe artýyor.Hekimlerin örgütlü hak ara-ma mücadelesine ihtiyaç var.

Özelde çalýþan hekimlerinbir sendika faaliyetleri yok.Birçoðumuz bahsettiðiniz gibiçok olumsuz þartlarda çalýþ-maya mahkum, bu konuda A-TO’nun çalýþma yapmasý ge-rektiðine inanýyoruz.

Özel Hekimlik Komisyo-nu’nu güçlendirmeliyiz. Bukonuyla ilgili bir mail grubuoluþturulabilir. Bu komisyon,hakkýmýzý hukukumuzu vemesleki onurumuzu zayýflat-mayacak bir duruþla çalýþmayürütmelidir.

Hukuki konularda TTB veATO üzerine düþeni yapmalý.

Sözleþme ile ilgili bir çalýþ-ma yapýlabilir ve özelde çalý-þan hekimler bu konuyla ilgilibirebir bilgilendirilebilir.

Kurumsal hastanelerde çalý-þanlarla diðerlerinin sorunla-rý çok farklý gibi görünüyor.Aslýnda özelde çalýþan hekimsayýsý arttýkça daha fazla so-run ortaya çýkacak. Ancakdaha küçük merkezlerde çalý-þanlarýn sorunlarý daha önce-likli görünüyor. Þu an için on-lara öncelik verilmeli.

Örgütlülük çok önemli. Bu-radan yola çýkarak bir þeyleryapmalýyýz bence. Birlikte ha-reket ederek yol alýrýz gibi ge-liyor bana.

Son küresel krizle birlikteben Türkiye’de gözden çýkarý-lan insan sayýsýnýn çok arta-caðýný düþünüyorum. Ve bu-nun için de hekimler ve he-kimlerin hizmet verdiði çokgeniþ halk kitleleri olacak. Bi-zi çok kötü günler bekliyor.Bu kötü gülerden ancak özelsektör hekimleri olarak ör-gütlenerek ve belli bir duruþgöstererek kurtulabiliriz diyedüþünüyorum. O nedenle bu-raya genç arkadaþlarýn dahaçok gelmesini istiyorum. Buçalýþmayý onlara yönelik yap-mayý istiyorum. Çok sayýdaistifa etmiþ genç arkadaþ var.Özelden emekli olma þanslarýyok ama bunu görmüyorlar.Bir miktar devletten dahafazla kazanýyorlar. Aslýndaonlarý daha kötü günler bekli-yor, farkýnda deðiller. Ben buçalýþmayý özelde çalýþan gençhekimlere yönelik geniþletmekanýsýndayým.

Baþlangýç olarak bana göre,birim birim mücadele etmekgerek. Yani sözleþmemiz, me-sai saatimiz, öðle yemekleri-miz gibi.

Hastane yönetimi azpersonelle çok hastabakýp çok parakazanmaya çalýþýyor.Þimdi biz oturmuþ;patronun gelirinindüþmesinin bizçalýþanlara nasýlyansýyacaðýnýbekliyoruz.

Sorunlarýmýzý nasýl çözeceðiz?

ði “kriz” kýskacýnda

Eðer çalýþtýðýnýz özelhastanede ciroyuyükselten bir hekimdeðilseniz parakazandýrmayan birhekimsiniz demektir.

Page 12: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

12

güncel

Hekimlerin “sýr sakla-ma yükümlülüðü”,daha açýk bir ifade ile

hekimlik mesleði nedeniylehastalarý hakkýnda elde ettik-leri bilgileri baþkalarý ile pay-laþmamalarý, bilinen temelmesleki etik kurallardan biri-dir. “Týbbi Deontoloji Tüzü-ðü”nün 4. maddesi, hekiminmeslek ve sanatýn icrasý nede-niyle vakýf olduðu sýrlarý, ya-sal zorunluluk olmadýkça a-çýklayamayacaðýný hükmebaðlamaktadýr. Ayný maddeninikinci paragrafýnda, bilimselbir faaliyet söz konusu olsadahi, özellikle hastanýn kimli-ðinin açýklanamayacaðý kesinolarak hükme baðlanmakta veözel olarak vurgulanmaktadýr.Yine tüzüðün 44. maddesi, he-kimlerin bu tüzük hükümleri-ne aykýrý davranýþlarý duru-munda haklarýnda disiplin hü-kümleri uygulanacaðýný ön-görmektedir.

“TTB Disiplin Yönetmeli-ði”nin 3. maddesinde de “hastahaklarýna saygý gösterme-mek”, “uyarma cezasý”ný ge-rektirir bir disiplin suçu ola-rak düzenlenmiþtir. Ayný yö-netmeliðin 5. maddesinde iseçok daha açýk bir ifade ile;“Mesleðin uygulanmasý sýra-sýnda ve meslek sebebiyle öð-renilen hastalara ait sýrlarý ya-sal zorunluluk dýþýnda açýkla-mak” eylemi, “geçici olarakmeslekten alýkoyma cezasý”gerektirir bir disiplin suçu o-larak tanýmlanmaktadýr.

“Hasta Haklarý Yönetmeli-ði”nin 5. maddesinde; “Kanunile müsaade edilen haller iletýbbi zorunluluklar dýþýnda,hastanýn özel hayatýnýn ve ailehayatýnýn gizliliðine dokunu-lamaz” hükmü yer almaktadýr.Ayný yönetmeliðin 15. madde-si, “bilgi edinme hakký” kapsa-mýnda bir düzenleme yapmak-ta olup; hastalýk, teþhis ve te-daviyle ilgili, bizzat hastanýn,hastanýn küçük, temyiz kudre-tinden yoksun veya kýsýtlý ol-masý halinde ise velisi veyavasisinin ya da hastanýn yetkiverdiði bir baþka kiþinin bilgiedinme hakkýna sahip olduðu-na yer vermektedir. Maddeninaksi yorumuyla, hasta tarafýn-dan yetkilendirilmemiþ olanüçüncü kiþilerin bu konudabilgi edinme hakkýnýn bulun-madýðý anlaþýlmaktadýr. Yö-netmeliðin “kayýtlarý incele-me” baþlýklý 16. maddesinde i-se, “kayýtlar, sadece hastanýntedavisi ile doðrudan ilgili o-lanlar tarafýndan görülebilir”hükmü yer almaktadýr. Yönet-meliðin 21. maddesi “mahre-miyete saygý gösterilmesi”baþlýðýný taþýmakta olup; has-tanýn, mahremiyetine saygýgösterilmesinin esas olduðu-nu, hastanýn, saðlýk durumu i-le ilgili týbbi deðerlendirmele-

rin gizlilik içerisinde yürütül-mesini ve hastalýðýn mahiyetigerektirmedikçe hastanýn þah-si ve ailevi hayatýna müdahaleedilmemesini açýkça hükmebaðlamaktadýr.

Yönetmeliðinin “bilgileringizli tutulmasý” baþlýklý 23.maddesi ise, bu konuda çokdaha açýk ve kesin hükümlertaþýmaktadýr. Bu maddeye gö-re; “Saðlýk hizmetinin veril-mesi sebebiyle edinilen bilgi-ler, kanun ile müsaade edilenhaller dýþýnda, hiçbir þekildeaçýklanamaz”.

Ancak ne yazýk ki bu konudahekimlerimizi ve hastalarý ko-ruyucu düzenlemelerin genel-de muðlak tutulduðu görül-mektedir. Nitekim bu güven-ceyi içeren hemen hemen bü-tün normatif metinlerde; “ya-sal zorunluluk olmadýkça” ve-ya “hukuki ve ahlaki yöndengeçerli ve haklý bir sebebe da-yanmaksýzýn” gibi kimi açýkkapýlar býrakýlmaktadýr. Örne-ðin “Hasta Haklarý Yönetmeli-ði”nin 49. maddesi, bu konudadaha da ileri giderek; “Milligüvenliðin, kamu düzeninin,kamu yararýnýn, genel ahlakýnve genel saðlýðýn korunmasýmaksatlarý ve kanun hüküm-leri ile getirilen özel düzenle-meler ve sýnýrlamalar saklýdýr”hükmünü taþýmaktadýr.

Hekimlerin sýr saklama yü-kümlülüðünü esneten veya or-tadan kaldýran bu gibi hukukidurumlardan (hukuki zorun-luluklardan) belki de en fazlakarþýlaþýlansa, yargý organlarýönünde görülen davalarda “ta-nýklýk” konusunudur.

Konuyu öncelikle ceza yargý-sý (ceza davalarý) açýsýndan elealdýðýmýzda, 5271 Sayýlý CezaMuhakemesi Kanunu’nda sonderece açýk düzenlemelerinyer aldýðý görülmektedir.

Öncelikle yasanýn “Meslekve sürekli uðraþýlarý sebebiyletanýklýktan çekinme” baþlýklý46. maddesi; hekimlerin ve di-ðer bütün týp meslek veya sa-natlarý mensuplarýnýn, bu sý-fatlarý dolayýsýyla hastalarý vebunlarýn yakýnlarý hakkýndaöðrendikleri bilgiler söz konu-su olduðunda tanýklýktan çeki-lebileceðini hükme baðlamak-tadýr. O halde sürmekte olanbir ceza davasýnda bir hekim,bu kapsamda bir tanýklýða da-vet edildiði takdirde, tanýklýk-tan çekilme hakkýna sahip ola-caktýr. Ayný çekilme hakkýnýn,henüz dava açýlmamýþ olsa da,sürmekte olan hazýrlýk soruþ-turmasý sürecinde de (kollukveya savcýlýk aþamalarýnda)geçerli olduðu tartýþmasýzdýr.

Ancak ayný madde son fýkra-sýnda bir istisna getirmiþ ve“ilgilinin rýzasýnýn varlýðý ha-linde” hekimin tanýklýktan çe-kilemeyeceðini hükme baðla-mýþtýr. “Ýlgili” kavramýndan

öncelikle hekimin hastasýnýn,hastanýn irade beyan edecekdurumda olmamasý halinde i-se birinci derecede yakýnlarý-nýn anlaþýlmasý gerektiði açýk-týr. Eðer ilgilinin yani hekiminhastasýnýn (veya yakýnlarýnýn)açýk bir rýzasý varsa, bu du-rumda hekim sürmekte olanceza davasýnda tanýklýk yap-mak durumunda kalacak; du-ruþmada kendisine yöneltilensorulara, sýr saklama yüküm-lülüðünü dikkate almadan a-çýk ve doðru yanýtlar vermek-le yükümlü olacaktýr.

Yine ayný yasanýn 60. mad-desi, yasal bir sebep olmaksý-zýn tanýklýktan çekinen tanýkhakkýnda, bundan doðan gi-derlere hükmedilmekle bera-ber, dava hakkýnda hüküm ve-rilinceye kadar ve her haldeüç ayý geçmemek üzere disip-lin hapsi verilebileceðini dehükme baðlamaktadýr. O haldetanýk olarak çaðrýlan hekim,ilgililerin rýzasý olduðu haldeyine de tanýklýktan çekilir, ta-nýklýk görevinin gerekleriniyerine getirmez ise, bu müey-yidelere maruz kalabilecektir.

Konu hukuk davalarý açýsýn-dan ise, 1086 Sayýlý Hukuk U-sulü Muhakemeleri Kanu-nu’nda düzenlenmiþtir.

Anýlan yasanýn 245 ve 246.maddeleri gereði, hekimler,hukuk davalarýnda da, hasta-larý hakkýndaki mesleki bilgi-ler/sýrlar kapsamýnda tanýklýk-tan çekilebilecektir. Ancak ya-sanýn 250. maddesi, tanýklýk-tan çekilme hakkýna sahip o-lanlarýn, tanýklýða çaðrýldýkla-rý duruþma gününden önce,tanýklýktan çekilme iradesinive nedenlerini, hatta varsa ka-nýtlarýný, mahkemeye bildir-melerini usulü bir kural ola-rak öngörmüþtür. Bu usule u-yan tanýðýn, tanýklýða çaðrýldý-ðý duruþma günü mahkemedehazýr bulunmasý zorunlu gö-rülmemiþtir.

Ancak ceza yargýsýnda oldu-ðu gibi hukuk yargýsýnda da,ilgilinin (hastanýn veya yakýn-larýnýn) rýzasý durumunda, he-kimin tanýklýktan çekilemeye-ceðini yine hükme baðlanmýþ-týr. Ýlgilinin rýzasýnýn varlýðýve bu rýza gereði mahkemenintanýklýða kesin olarak davetidurumunda, eðer hekim yinede tanýklýk yapmaz ise, duruþ-maya zorla getirilme ve bukapsamda yapýlan masraflarýüstlenme gibi müeyyidelerlekarþýlaþabilecektir.

Ýster ceza, isterse hukuk da-valarýnda, (varsa) ilgilinin rý-zasýnýn yazýlý olarak alýnmýþolmasý, en azýndan duruþmadailgilinin sözlü beyaný üzerinetutanaða geçirilmesi, sonra-dan hekimlerimiz aleyhine ge-liþebilecek istenmeyen du-rumlara karþý, önemli ve yasalbir kanýt teþkil edecektir.

Hekimlerin sýr saklama yükümlülüðüve yargý önünde tanýklýðý

SES Genel Baþkaný Bedriye Yor-gun, Saðlýk Bakanlýðý Yüksek Disip-lin Kurulu’nda sürgün olduðu dö-nemden kalma bir dosya üzerindenmemuriyetten men cezasý aldý.

Yorgun, kararý; Dr. Zekai TahirBurak Hastanesi’nde yaþanan be-bek ölümlerinin açýða çýkarýlmasý-nýn, eðitim ve araþtýrma hastanele-rinde yapýlan klinik þef ve þef yar-dýmcýlarý atamalarýnýn sendikanýnaçtýðý dava ile iptal edilmesinin veSES üzerinden yükseltilen mücade-leye tahammülsüzlüðün göstergesiolarak deðerlendirdi.

“Gözdaðý verilmekisteniyor”

Bedriye Yorgun’un memuriyetineson verilmesine ve SES MYK üyesiMeryem Özsöðüt hakkýnda soruþ-turma açýlmasýna tepki göstermekamacýyla 7 Kasým 2008 tarihinde i-se Saðlýk Bakanlýðý önünde basýn a-çýklamasý ve oturma eylemi gerçek-leþtirildi. SES tarafýndan gerçekleþ-tirilen eyleme aralarýnda AnkaraTabip Odasý’nýn da bulunduðu bir-çok oda ve sendika temsilcisi dedestek verdi.

“Sürgün ve iþten atmalar müca-delemizi engelleyemez” yazýlý pan-

kartýn açýldýðý eylemde sendika ü-yeleri, sýk sýk “Baskýlar dursun sür-günler son bulsun”, “Baskýlar biziyýldýramaz”, “Zam zülüm iþkenceiþte AKP” sloganlarý attý. SES GenelSekreteri Kemal Yýlmaz yaptýðý a-çýklamada, Saðlýk Bakanlýðý’nýnsürgünlerle, tutuklamalarla, cezave baskýlarla üyelerine gözdaðý ve-rilmeye çalýþýldýðýný belirtti. Yýl-maz, SES Genel Baþkaný BedriyeYorgun’un rahatsýzlýðý nedeniyle al-dýðý raporlarla ilgili Ankara Numu-ne Hastanesi’nde yapýlan inceleme-de, raporun “usul ve fenne uygun”bulunduðunu, ancak bakanlýk mü-fettiþlerinin ayný raporun “usul vefenne uygun olmadýðý” yönünde ka-rar kýldýðýný aktardý. Ayný raporlaradair iki zýt karar bulunduðuna dik-kat çeken Yýlmaz, Yüksek DisiplinKurulu’nun toplantý tarihinden 2ay sonra hukuksuz bir þekilde Yor-gun’u iþten attýðýný bildirdi.

KESK Genel Baþkaný Sami Evrenise, sendika üyeleri üzerindeki bas-kýlara deðinerek, “SES Genel Baþka-nýmýz Bedriye Yorgun ve MYK üye-miz Meryem Özsöðüt’ün görevle-rinden alýnmasý ve soruþturmalaramaruz kalmalarý kabul edilemez.Baskýlarla bizi sindirmeye çalýþý-yorlar ama biz mücadelemize de-vam edeceðiz” dedi.

SES Genel Baþkanýmemuriyetten men edildi! Hekim Postasý

Adana Valisi Ýlhan Atýþ, asayiþ so-runlarýnýn çözümünü saðlýk hakký-ný engellemekte buldu.

Vali, Adana’da korsan gösteriyekatýldýðý tespit edilen 170’in üze-rindeki çocuðun ailesinin yeþilkartlarýný iptal edeceklerini ve dev-let yardýmlarýndan mahrum býra-kacaklarýný söyledi.

Adana Valisi Ýlhan Atýþ’ýn açýkla-malarýna ilk tepki ise Türk Tabiple-ri Birliði’nden geldi:

“Saðlýk hakkýna eriþimin engel-lenmesi yanlýþ bir “araçtýr”, asayiþsorunlarýnýn çözümünde kullanýla-maz. Hangi gerekçeyle olursa olsunyoksul vatandaþlarýn saðlýk hakký-na eriþiminin engellenmesi kabul e-dilmesi mümkün olmayan bir tu-tumdur.”

TTB tarafýndan yapýlan açýklama-

da, Ýlhan Atýþ’ýn basýna yansýyan“çocuðuyla ilgilenmeyen ailelerinyeþil kartlarýnýn iptal edilmesininkararlaþtýrýldýðý” þeklindeki beyaný-nýn evrensel hukuk ilkelerine aykýrýolduðu ifade edilerek þöyle denildi:“Çocuklarýn hangi içerikte olursaolsun siyasi eylem ve etkinliklerekatýlmasý genel olarak “çocuk istis-marý” kategorisinde deðerlendirile-bilecek olsa bile, bu durumun yasalmevzuat gereði “yeþil karta” ihtiyaçduyacak kadar yoksul olduðu anla-þýlan ailelerin saðlýk hakkýnýn en-gellenmesi için gerekçe oluþtura-mayacaðý bilinmelidir.”

“Saðlýk hakkýsadaka deðildir”

Saðlýk hakkýnýn her an geri alýna-bilecek bir ‘sadaka’ ya da ‘lütuf’ ol-madýðýnýn, zengini, yoksulu, çocu-ðu, kadýný ve erkeði ile bu toplumuoluþturan herkesin hakký olduðu-nun kabul edilmesi gerektiðininvurgulandýðý açýklamada, “TTB ola-rak, asayiþten sorumlu olanlarýnkendi görevlerini layýkýyla yerinegetirmelerini, ülkemizde herkesinhuzur içinde yaþayabileceði bir or-tamý yaratmalarýný, saðlýk hakkýnaeriþim konusunda ise yeþil kartlarýiptal etmek bir yana herkesin eþitve nitellikli bir saðlýk hizmetine ka-vuþmasý yönünde çalýþmalar yürüt-melerini bekliyoruz.” denildi.

Adana Valisi’nden saðlýk hakký tehdidi:

Adana Valisi Ýlhan Atýþ,çocuklarý korsan gösterilerekatýlan ailelerin yeþilkartlarýný iptal edecekleriniaçýkladý. TTB Merkez Konseyiise Vali’nin açýklamalarýný“Saðlýk hakkýnýnengellenmesi asayiþsorunlarýnýn çözümündekullanýlamaz.” sözleriyleeleþtirdi.

Hekim Postasý

Devlete taþ atanýnyeþil kartýný iptal ederiz

Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008

Page 13: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008 13

güncel

Ankara Tabip Odasý HalkSaðlýðý Komisyonu ve Tüm E-mekliler Sendikasý iþbirliði iledüzenlenen “Saðlýklý YaþamSempozyumlarý” adlý etkinlikçerçevesinde Halk Saðlýðý Uz-maný Dr. Ayþegül Esin, Emek-li-Sen üyelerine saðlýklý yaþ-lanmayý anlattý.

Ankara Tabip Odasý HalkSaðlýðý Komisyonu ve Tüm E-mekliler Sendikasý (Emekli-Sen) iþbirliði ile düzenlenen“Saðlýklý Yaþam Sempozyum-larý”nýn ilki 18 Ekim 2008Cumartesi günü Emekli-SenGenel Merkezi’nde gerçekleþ-tirildi.

Halk Saðlýðý Uzmaný Dr. Ay-þegül Esin, “Saðlýklý Yaþam’”konulu toplantýda, Emekli-Sen üyelerine saðlýklý yaþlan-mayý anlattý.

Ortalama ömür dünyanýnher yerinde ayný olmadýðý i-çin, yaþlýlýk dönemini yaþa-manýn bir ayrýcalýk olduðunusöyleyen Esin, hastalýklarýnbireysel, bünyesel ve çevreseletkenlere baðlý olarak ortayaçýktýðýný belirtti. Saðlýklý ol-manýn bir insan hakký oldu-ðunu ve bunun Anayasa ilede güvence altýna alýndýðýnýkaydeden Esin, bireylerin bu-nu talep etme haklarý bulun-duðuna dikkat çekti. Esin,saðlýklý yaþlanmak için þu ö-nerilerde bulundu:

- Beslenmeye dikkat edil-meli, tüm besin gruplarýndanyeterli ve dengeli miktarda a-lýnmalýdýr.

- Fiziksel aktiviteye önemverilmelidir. Egzersiz yapma-ya baþlamadan önce mutlakahekim kontrolünden geçilme-lidir.

- Sigara ve alkolden uzakdurulmalýdýr.

- Düzenli saðlýk kontrolleriyaptýrýlmalýdýr.

- Gerektiði zaman, gerektiðikadar ve doktor önerisiyle i-laç kullanýlmalýdýr.

- Aþýrý güneþ ýþýnlarýndankorunmalý, uyku ve dinlen-meye yeterli zaman ayrýlma-lýdýr.

- Sosyal aktivitelere önemverilmelidir.

- Evde ve dýþarýda kazalar-dan ve düþmelerden korun-mak için önemler alýnmalýdýr.

- Yaþama karþý olumlu birtutum takýnýlmalýdýr.

- Mutlu eden þeylere zamanayrýlmalýdýr.

15 hafta sürecek2008-2009 döneminde yak-

laþýk 15 hafta boyunca süre-cek ve Emekli-Sen GenelMerkezi’nde gerçekleþtirile-cek “Saðlýklý Yaþam Sempoz-yumlarý” çerçevesinde kemikve eklem saðlýðý, kalp ve da-mar saðlýðý, solunum sistemihastalýklarý, saðlýklý beslen-me, akýlcý ilaç kullanýmý, evkazalarý, ruhsal sorunlar vb.konu baþlýklarý, alanýnda uz-man hekimlerin katýlýmýyla e-le alýnacak.

Ankara Tabip Odasý HalkSaðlýðý Komisyonu ve TümEmekliler Sendikasýiþbirliði ile yaklaþýk 15hafta boyunca Emekli-SenGenel Merkezi’nde“Saðlýklý YaþamSempozyumlarý”gerçekleþtirilecek.“Saðlýklý YaþamSempozyumlarý”nýn ilki18 Ekim 2008 Cumartesigünü Emekli-Sen GenelMerkezi’ndegerçekleþtirildi. HalkSaðlýðý Uzmaný Dr. Ayþegül Esin, “Saðlýklý Yaþam’” konulutoplantýda, Emekli-Sen üyelerinesaðlýklý yaþlanmayýanlattý.

Hekim Postasý

ATO’dan ‘Saðlýklý Yaþam’ sempozyumlarý

Türk Tabipleri Birliði’nin(TTB) eski baþkanlarýndanProf. Dr. Nusret Fiþek, ölü-münün 18. yýlýnda, TTB veHacettepe Üniversitesi TýpFakültesi Halk Saðlýðý Anabi-lim Dalý’nca düzenlenen et-kinliklerle anýldý.

Prof. Dr. Nusret Fiþek’in ö-lüm yýldönümü olan 3 Kasým2008 Pazartesi günü gerçek-leþtirilen etkinlikler, Fiþek’inmezarý baþýnda düzenlenenanma ile baþladý. Nusret Fi-þek’in ailesi, yakýnlarý ve he-kim arkadaþlarýnýn katýldýðýanma etkinlikleri Nusret Fi-þek Ödül Töreni ile devam et-ti. Prof. Dr. Nusret Fiþek’in a-nýsýna her yýl Bilim, Hizmetve Saðlýk Ocaklarý olmak üze-re üç baþlýkta verilen ödülle-re, bu yýl bilim ve hizmet da-lýnda deðer bulunan olmadý.Nusret Fiþek Saðlýk OcaklarýÖdülü ise Aydýn Koçarlý Ça-kýrbeyli Saðlýk Ocaðý ile Ay-dýn Kuþadasý Ferit Demirel-A-li Çallý Saðlýk Ocaðý’na veril-di.

Prof. Dr. Nusret Fiþek etkin-likleri Çaðdaþ Sanatlar Mer-

kezi’nde gerçekleþtirilen 10.Saðlýkçý Ressamlar Sergisi a-çýlýþ ve kokteyli ile sürdü. Ar-dýndan Araþtýrmacý Gaye Yýl-maz’ýn konuþmacý olduðu“Suyun Metalaþmasý ve KarþýMücadeleler” konulu konfe-rans gerçekleþtirildi.

Ankara deneyimleriKonferansta Ankara Tabip

Odasý (ATO) Yönetim Kuruluüyesi Doç. Dr. Dilek Aslan da,“Ankara Deneyimleri” baþlýklýbir sunum gerçekleþtirdi. Birhekim örgütünün en önemlisorumluluklarýndan birinintopluma duyduðu sorumlulukve toplum saðlýðý çalýþmalarýolduðunu belirterek sözlerinebaþlayan Dilek Aslan,ATO’nun geçmiþten bu yanasaðlýklý ve güvenli su konu-

sunda çalýþmalarýný sürdür-düðünü bildirdi. ATO yöneti-mini devraldýklarý günden buyana yaptýklarý çalýþmalarýkatýlýmcýlarla paylaþan Aslan,su ile ilgili ATO’nun baðýmsýzçalýþmalarýnýn yaný sýra diðermeslek örgütleriyle birlikteüretim içinde olduðunu davurguladý. Aslan, ATO’nun daiçinde bulunduðu AnkaramPlatformu Su Hakký Giriþi-mi’nin çalýþmalarý ve plat-form olarak hazýrladýklarý“Ankara’nýn Su Sorunu ve Çö-züm Önerileri” baþlýklý broþürhakkýnda bilgi verdi. Aslan,bireyler ile toplumun saðlýklýve güvenli su hakkýnýn sað-lanmasýyla ilgili katký saðla-yýcý çalýþmalarýný sürdüre-ceklerini belirtti.

Ýzmir’deki bebekölümlerininnedeni belli oldu

Ýzmir Tepecik Eðitim ve Araþtýrma Has-tanesi Çocuk Hastalýklarý Kliniði’nde birgecede 13 bebeðin hayatýný kaybetmesiyleilgili araþtýrmasýný tamamlayan Ýzmir AdliTýp Kurumu, ölümlere baðýrsaklara yerleþ-miþ ‘entero bakteriyel kloseye’nin nedenolduðunu tespit etti.

Adli týp uzmanlarý, baðýrsaklara yerleþenbu bakterinin, bu serviste çocuklarýn bes-lenmesi için kullanýlan mamayla alýnmýþ o-labileceðini belirtti. Uzmanlar, fabrikadatamamen steril ortamda 1 litre olarak ha-zýrlanan bu mamalarýn yüksek ihtimalle,hastanede, bebeklere günlük verilecekmiktarlar haline getirilirken, yani 1 litrelikmamanýn 200 gramlýk bölümlere ayrýlmasýsýrasýnda bakteri bulaþmasýna neden oldu-ðunu vurguladý. Uzmanlar, tamamen sterilatmosferde üretilen bu mamalarýn þýrýngaile hastanelerde bölünmesi sýrasýnda ya dabölünmüþ mamanýn konulduðu þiþelerdebakterinin üremiþ veya karýþmýþ olabilece-ðini belirtti.

Toplum saðlýðýiçin pratisyenhekimlik

13. Pratisyen Hekimlik Kongresi 29 Ekim-2 Kasým 2008 tarihleri arasýnda Antal-ya’da gerçekleþtirildi. TTB Pratisyen He-kimler Kolu, TTB Genel Pratisyenlik Ensti-tüsü ve Pratisyen Hekimlik Derneði tara-fýndan düzenlenen “Mesleki Geleceðimiz veToplum Saðlýðý Ýçin Genel Pratisyenlik” te-malý kongreye 55 ilden 1000’i aþkýn hekimkatýldý. Kongrede, mesleki ve bilimsel ko-nularda 29 oturum, 4 kurs, 31 serbest bil-diri/poster sunumu gerçekleþtirildi. Yurtdý-þýndan birçok konuðun da katýldýðý kongre-de, Bulgaristan’dan davetli bir hekim ülke-lerindeki “Saðlýk Reformu” adý altýnda uy-gulanan programýn 10 yýllýk deneyimlerinipaylaþýrken, Türkiye’deki aile hekimliði pi-lot uygulamalarýnýn saðlýk göstergeleri iseDüzce ve Adýyaman örneði üzerinden tartý-þýldý. Kongrede gerçekleþtirilen konuþma-larda, “Saðlýkta Dönüþüm Programý kapsa-mýnda sürdürülen ve 23 ilde 1500’ün üze-rinde saðlýk ocaðýný kapatarak 6000’i aþkýnpratisyen hekimi iþ güvencesinden yoksunbýrakan, birinci basamak saðlýk hizmet su-numunu özelleþtiren aile hekimliði pilotuygulamasý, diðer illere yayýlmadan derhaldurdurulmalýdýr” vurgusu öne çýktý.

Belediyepolikliniklerineyýlbaþýna kadarsüre

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 1. basa-mak saðlýk hizmeti veren belediyelere baðlýsemt polikliniklerinin yýlbaþýna kadar Sað-lýk Bakanlýðý’na devredilmemesi halinde,bu kurumlarla olan anlaþmalarýný 1 Ocak2009 tarihi itibariyle iptal edecek. Yýlbaþý-na kadar Saðlýk Bakanlýðý’na devredilme-yen semt poliklinikleri tarafýndan yazýlanreçeteler de kurum tarafýndan ödenmeye-cek.

Prof. Dr. Nusret Fiþekanýsýna gerçekleþtirilen

ve Gaye Yýlmaz’ýnkonuþmacý olarakkatýldýðý “Suyun

Metalaþmasý ve KarþýMücadeleler” konulu

konferansta, ATOYönetim Kurulu üyesiDoç. Dr. Dilek Aslan da,“Ankara Deneyimleri”

baþlýklý bir sunumgerçekleþtirdi.

TTB eski baþkanlarýndanProf. Dr. Nusret Fiþek,

ölümünün 18. yýldönümünde

bir dizi etkinlikle anýldý.

Hekim Postasý

Dr. Ayþegül Esin

Prof. Dr. Nusret Fiþek anýldý

Doç. Dr. Dilek Aslan Gaye Yýlmaz

Page 14: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

Hekim Postasý Kasým - Aralýk 200814

DikmenVadisi’ndekiyýkým kararýna“dur” dendi

Dikmen Vadisi’nde uygulanacak kentseldönüþüm projesi kapsamýnda gerçekleþtiri-len yýkým tebligatlarýna karþý açýlan dava-lar birinde Ankara 6. Ýdare Mahkemesi yý-kým iþlemi hakkýnda iptal kararý verdi. An-kara 6. Ýdare Mahkemesi tarafýndan AnkaraBüyükþehir Belediyesi tarafýndan davacýnýnyýkýlmak istenen konutunun tapu tahsisliolup olmadýðýnýn tespit edilmediði, davakonusu taþýnmazýn anlaþma yapýlmadan yý-kýlmasýnýn söz konusu olamayacaðý vurgu-landý. Açýlan diðer davalarda ise yýkým iþ-lemlerine karþý yürütmenin durdurulmasýkararlarý alýnmýþ, davacý bölge sakinleri a-leyhine sonuçlanan bir kýsým davada daDanýþtay’a temyiz yoluna gidilmiþti.

Ulaþýmdaen pahalý kentAnkara

Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF)Baþkaný Ali Çetin, Ankara’nýn ulaþýmda enpahalý kent olduðunu söyledi. Ankara Bü-yükþehir Belediye Baþkaný Melih Gökçek’iyýl içinde ulaþýma ikinci zam yapmasý ne-deniyle eleþtirerek, toplu taþýma araçlarýnýkullanmanýn bir hak olduðunu ve bu hak-kýn Ankaralýlardan esirgendiðini kaydetti.Baþkentte toplu taþýma ücretlerine geçen ayzam yapýlmýþ, EGO otobüsleri, metro veAnkaray’da çok biniþli kartlarda tek biniþücreti 1 YTL 20 kuruþtan, 1 YTL 40 kuruþa,özel halk otobüsü bilet ücretleri 1 YTL 50kuruþtan, 1 YTL 70 kuruþa çýkarýlmýþtý.

Ankara’da ‘AKP’yedur de’ mitingi

Ankara’da 18 Ekim 2008 tarihinde siyasipartiler, meslek odalarý ve demokratik kitleörgütleri tarafýndan “AKP’ye dur de” mitin-gi gerçekleþtirildi. Kolej Kavþaðý’nda ger-çekleþtirilen mitingde yapýlan konuþmalar-da yaþanýlan yoksulluðun ve sefaletin sonbulmasý, haklarýn gasp edilmesinin durdu-rulmasý, herkesin barýþ içerisinde insancayaþadýðý, baðýmsýz, demokratik ve özgür birTürkiye için kararlýlýkla mücadele edilmesigerektiði vurgulandý.

Kuþ gribi ile mücadelede Tarým ve Kö-yiþleri Bakanlýðý ile Ankara Üniversitesiarasýnda Ankara’da imzalanan “Kuþ gribiile mücadelede sorumlu gazetecilik yak-

laþýmý meslek eðiti-mi protokolü” tö-reninde Aþýklarýn

kuþ gribi atýþmasýbüyük beðeni topladý.

Tavuklar Köyü AþýðýKul Nuri ile Tavuksuz

Köyün Aþýðý Zeki Erda-li’nin kuþ gribi atýþmasýný

biraz da gülümseyin diyesizlerle paylaþmak is-tedik.

KESK ve DÝSK’in çaðrýsýylaTürkiye’nin dört bir yanýn-dan bir araya gelecek emekçi-ler Ankara’da, “Krize, iþsizli-ðe, yoksulluða ve zamlarakarþý emek, barýþ ve demok-rasi mitingi” gerçekleþtirecek.

KESK ve DÝSK temsilcileri 5Kasým’da KESK Genel Merke-zi’nde ortak bir basýn toplan-

týsý düzenlendi. Basýn toplan-týsýnda krize karþý emektenyana bir çözüm ortaya koy-mak için gerçekleþtirilecekbir dizi eylemin takvimi de a-çýklandý. Eylem programýçerçevesinde 29 Kasým’da An-kara’da emek örgütlerinin ka-týlýmýyla miting düzenlemekararý alýndý.

Basýn toplantýsýnda ortak a-çýklamayý okuyan KESK Ge-nel Sekreteri Emirali Þimþek,hükümetin bir türlü kabul-lenmek istemediði ekonomikkrizin her geçen gün etkisinidaha da fazla hissettirdiðinibelirterek, “Daha kýþ baþla-madan, halkýmýzýn büyük birçoðunluðu, bu kýþý nasýl geçi-

receðinin derdine düþmüþ bu-lunuyor. Baþta doðalgaz ve e-lektrik olmak üzere temel ih-tiyaç maddelerine yapýlan fa-hiþ zamlar, halkýn gündelik

yaþamýný olumsuz etkiliyor.Geniþ bir toplumsal karþý çý-kýþ yaratýlamazsa, bu zamla-rýn artarak devam edecektir”diye konuþtu.

Emek örgütleri 29 Kasým2008 tarihinde AnkaraSýhhiye Meydaný’nda saat13:00’de “Krize, iþsizliðe,yoksulluða ve zamlarakarþý emek, barýþ vedemokrasi mitingi”gerçekleþtirecek.

Hekim Postasý

TMMOB Çevre Mühendisle-ri Odasý Ankara Þubesi tara-fýndan yapýlan açýklamadadoðal gaz zammýnýn halkýnyoksullaþmasýna ve hava kir-liliðinin artmasýna neden ola-caðý, bunun da hastalýklaradavetiye çýkaracaðý belirtildi.

Üst ölçekte doðalgaz politi-kalarýnýn ve uluslararasý ant-laþmalarýn tekrar gözden ge-çirilmesi gerektiðinin vurgu-landýðý açýklamada, dýþa ba-ðýmlýlýðý azaltacak araçlarýnyaratýlmasý gerektiði kayde-dildi. Açýklamada, “Bu gibibütünsel çalýþmalar ivedilikle

hayata geçirilmediðisürece gelecek gün-lerde yaþanacak havakirliliðinden kaynaklýhastalýklarýn ve ciddiyaþamsal risklerin ö-nüne geçmek için çokgeç olacaktýr. Acil o-larak doðal gaz zam-larý geri çekilmeli veyaþama hakkýna say-gýlý bir yönetim ser-gilenmelidir” denildi.

Kýzýlay’da zamprotestosu

Öte yandan arala-rýnda Ankara TabipOdasý’nýn da bulun-duðu bazý meslek o-dasý, kitle örgütü vesendika üyeleri 5 Ka-sým 2008 tarihindeKýzýlay’da krizin fa-turasýnýn halka çýka-rýlmasýna karþý ey-lem yaptý. Doðalgazzammýnýn geri çekil-mesini isteyen yakla-

þýk bin kiþi, “Doðalgazzamlarý geri çekilsin”,“Gökçek elini cebi-mizden çek” ve “Zam,zulüm, iþkence, halkdüþmaný AKP”, slo-ganlarý ile tepkilerinidile getirdi. Eylemekatýlanlar adýna açýk-lama yapan KESK Þu-beler Platformu Dö-nem Sözcüsü TuðrulÇulfa; seçimler sonra-sý, elektrik ve doðal-gaz fiyatlarýný otoma-tiðe baðlayan AKP’ninIMF sözcülüðünü e-lektrikte yüzde 60 vedoðalgazda yüzde 80zam yaparak göster-diðini ve halk düþ-manlýðýný sürekli tes-cillediðini belir tti.Çulfa, Melih Gökçek’ede “Halktan aldýðýnýzparalarý BOTAÞ’a ne-den ödemiyorsunuz”diye sordu.

Çin’den çýkmýþyola Geliyormuþ kuþgribi Tavuklarýsaklamazsak Alýr gider kuþ gribi

Grip bizi etkilemez Deðme gelsin kuþgribi Hiç tavuk grip miolur Deðme gelsin kuþgribi

Veterinerden akýlalsan

Tavuðu içeridetutsan Ýþi hafife almasan Zarar vermez kuþgribi

Grip bize nanaygelir Ölen ölür kalankalýr Tavuksuz köy neolur Deðme gelsin kuþgribi

Ölmesin tavukkazýmýz Neþeli çalsýnsazýmýz…

Hekim Postasý

Hekim Postasý

TMMOB ÇevreMühendisleri Odasýuyardý: Doðal gaz zammýhalkýn yoksullaþmasýna vehava kirliliðininartmasýna neden olacak.Bu durum da hastalýklara davetiyeçýkaracak.

“Ölmesintavukkazýmýz,neþeliçalsýnsazýmýz”

kentten

Doðal gaz zammý saðlýk için risktir

Krize karþýalanlardayýz

Page 15: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008 15

dünyaAfrika’da beyin cerrahýyok denecek kadar az

Güney Afrika’da düzenlenen uluslararasý bir kongre-de, Afrika’da her 1.2 milyon kiþiye bir beyin cerrahýdüþtüðünü açýkladý. Yaklaþýk 700 milyon kiþinin yaþadý-ðý Afrika’da, 565 beyin cerrahý görev yapýyor. Etiyop-ya’da beyin cerrahisi eðitimi görmekte olan Abat Sahlu,ülkesindeki 80 milyon kiþiye sadece 4 beyin cerrahýnýnhizmet verdiðini söyledi. Bir hastanede cerrahi tedavibekleyen 400 çocuk olduðunu dile getiren Sahlu, bekle-me süresinin 4 yýlý bulabildiðini ve bir çoðunun da teda-vi sýrasý beklerken öldüðünü bildirdi. Zambia’da ise 11milyonluk nüfusa iki beyin cerrahý hizmet veriyor. Li-beria ve Sierra Leone gibi ülkelerde ise hiç beyin cerra-hý bulunmuyor.

Nobel Týp Ödülüsahiplerini buldu

2008 Nobel Týp Ödülü, AÝDS ve rahim kanserine yol a-çan virüsler üzerine yaptýklarý ayrý çalýþmalardan ötürüAlman Harald zur Hausen ve Fransýz Français FrançoiseBarré-Sinoussi ve Luc Montagnier’e verildi. Fransýz a-raþtýrmacýlar HÝV virüsü üzerine bulduklarý bir keþiftendolayý ödüllendirildiler. Nobel Komitesi, bu buluþunhastalýðýn mevcut biyolojisi ve tedavisini anlamada te-mel rol oynadýðýný kaydetti. Alman Harald zur Hausenise rahim kanserinin nedeni olan papillomavirus(VPH)’yi buldu.

Kadavradan bir sergi

Alman Dr. Gunther von Hagens insan kadavralarýndanoluþan bir sergiyi geçtiðimiz günlerde Londra’da açtý.“Vücut Dünyalarý ve Zamanýn Aynasý” isimli sergide,çok tartýþýlan “plastination-sývalama” tekniðiyle tümvücut muhafaza edilerek, görsel bir heykel haline geti-rilmiþ. Derisi sýyrýlýp atýlan vücuttaki tüm kaslar, da-marlar ve organlar plastiklenerek korunmuþ. Dr. Gunt-her von Hagens ise sergisi hakkýnda; “Bu sergi en baþ-tan baþlayýp yaþlýlýða kadar gelen süreçte vücudumu-zun nasýl geliþtiðini gösteren bir içerik sunuyor” diyor.Sergide, toplam 200 kadavra kullanýlýyor.

Kuzey Iraklý týpöðrencileri eylemde

Kuzey Irak’taki Selahattin, Süleymaniye ve Duhok Ü-niversitesi’ndeki týp öðrencileri Fethullah Gülen cemaa-ti tarafýndan açýlan Cihan ve Iþýk Üniversiteleri’nin ka-patýlmasý için yaklaþýk üç aydýr eylem yapýyor. Öðrenci-ler yaptýklarý eylemlerde, bu üniversitelerin hiçbir bi-limsel alt yapýsý olmadýðý gibi sadece ticari amaçlý kuru-lan üniversiteler olduðuna dikkat çekiyor.

ABD’de bir ilk yaþandýve Demokrat Parti’ninbaþkan adayý Barack Oba-ma, ülkenin ilk siyahi baþ-kaný oldu. ABD ordusunuIrak’tan çekmek baþta ol-mak üzere seçildiði tak-dirde, “herkese çok ucuzsaðlýk sigortasý” vaadedenObama, zafer konuþmasýn-da “Amerika’ya deðiþimgeldi, rüya gerçek oldu”diyordu. Peki, ABD’lilersaðlýklý rüyalar görebile-cek mi? Obama, ABD’ninkar ve hýrsa dayalý saðlýksisteminde ne gibi iyileþ-tirmeleri gündemine ala-cak?

Birçoðunuz izlemiþ ol-malýsýnýz; ABD’li muhalifyönetmen Michael Moore‘Sicko-Hasta’ adlý filmindeABD’deki saðlýk sisteminieleþtiriyor ve gerçekleritüm çýplaklýðý ile gözler ö-nüne seriyordu. Neydi bugerçekler?

Günlük yaþamda insan-larýn týbbi bakýmla ilgilikarþýlaþtýklarý sýra dýþý veüzücü olaylar karþýmýzaçýkýyordu bu filmde. Mic-hael Moore, 11 Eylül sal-dýrýlarý sonrasý enkaz kal-dýrma çalýþmalarýnda ze-hirli maddeler nedeniylehastalanan 10 kiþiyi teda-vi olmalarý için Küba’yagötürüyor, iki ülkenin sað-lýk sistemini karþýlaþtýrý-yordu. Saðlýk sigortasý sis-teminin insana yaþamahakký tanýmayan uygula-malarý inanýlýr gibi deðil-di. (Ama artýk inanmamakmümkün deðil, sadece pa-rasý olanýn saðlýkhizmetinden yarar-landýðý ABD’dekinebenzer bir saðlýk sis-temi ülkemizde deSosyal Güvenlik veGenel Saðlýk Sigorta-sý ile uygulamayagirdi bile…)

Halkýna hem ücret-siz hem de kalitelihizmet saðlayan Kü-ba’nýn saðlýk siste-minin ABD’den çokdaha üstün olduðunutýbbi haksýzlýklaradikkat çekerek bel-geleyen Moore’nun,dünyanýn en zenginülkesinde yaþayýp dasaðlýk sistemine da-hil olmayan 45 mil-yon kiþinin dramýnýortaya çýkarmasýBush yönetimini ra-

hatsýz ediyordu.Özetle, saðlýk hizmetle-

rinde Amerikan halkýna i-ki uç seçenek sunuluyor-du; “Ya hükümetin saðla-dýðýna yönelir ve yüksekvergilerle karþýlarsýn yada sigorta þirketlerininkuralsýzlýklarýna boyun e-dersin.”

Obama iki uçseçeneði dereddediyor

ABD’nin yeni baþkaný o-larak seçilen Obama isebu iki seçeneði de reddedi-yor. Obama seçim kam-panyasý sýrasýnda saðlýksistemine iliþkin, iþvere-nin sigorta miktarýný artý-ran, sigorta þirketlerinihükümete karþý mali açý-dan sorumlu kýlan ve has-talarýn hükümetin müda-halesi olmadan doktor vehizmet seçeneðini belirle-yebildiði bir plan sundu.Plana göre tüm Amerikalý-lar için var olan saðlýkhizmetleri sisteminin üze-rine herkesin kesesine gö-re ve ulaþýlabilir bir sis-tem inþa edilecek, gereklitüm bileþenlerle doktorla-rý da içine alan programuygulanacak. Bu planlahastalar sigorta þirketleribürokratlarýyla uðraþmakyerine doktorlarýyla saðlýk

hizmetleri için karar vere-bilecek. Obama, saðlýk si-gortasýný, sigorta þirketle-ri ve ilaç firmalarý yararý-na deðil halkýn yararýnayönlendirecek. Sigorta þir-ketlerinden, hastalarýn ön-ceden var olan tüm koþul-larýný kapsamalarý istene-cek, böylece tüm Amerika-lýlar saðlýk durumlarýnave geçmiþlerine bakýlmak-sýzýn kapsamlý tedavidenfaydalanabilecek.

Küçük iþletmelere yenibir Küçük Ýþletme SaðlýkVergisi kredisi verilecek,böylece tüm çalýþanlarýnýnkeselerine uygun saðlýk si-gortasý sunulabilecek.

Çalýþanlarýn aðýr hasta-lýklarýnýn tedavisinde iþ-letmelerden istenen mas-raf payý azaltýlacak.

Sigorta þirketlerinin,doktorlardan meslek hata-larýna karþý sigorta vasýta-sýyla fazladan ödeme yap-maya zorlamalarýný engel-

leyip sabit bir strateji çer-çevesinde birikim saðlaya-rak önlenebilir týp hatala-rýnýn önüne geçilecek. Ye-ni bir kamu planý olan U-lusal Saðlýk Sigortasý Ku-rumu oluþturularak birey-lere ve küçük iþletmelereödeyebilecekleri bir saðlýkhizmeti saðlanacak.

Sigorta primi ödemeleriiçin ihtiyacý olan herkesevergi kredisi a-çýlmasý saðla-nacak.

Diðer geliþ-miþ ülkelerdengüvenli ilaç it-halatýna izinvererek ilaçücretleri düþü-rülecek, markasýz ilaçlarýnkamu programlarýnda kul-lanýlmasýnýn artmasý sað-lanacak ve pazarda bu u-cuz ilaçlarýn sürümünüengelleyen büyük firmala-rýn üzerine gidilecek.

Hastanelerden saðlýkhizmeti ücretleri vekalitesiyle ilgili bil-gileri depolamasý verapor etmesi istene-cek.

Obama’nýn çok ký-sa özetlediðimiz ha-liyle planlarý böyle.Bakalým, seçim ön-cesi vaatlerini din-lediðimiz ve 20 O-cak’ta yönetimidevralacak olan O-bama, bu planlarýhayata geçirebile-cek mi, saðlýklý top-lum olabilmenin ö-nünde önemli birengel teþkil edenvahþi kapitalizminkalesi ABD’de, ka-pitalist sisteminduvarlarýný yýkabi-lecek mi, hep bir-likte göreceðiz…

Bir Amerikan rüyasý: Obama

ABD’liler saðlýklý rüyalargörebilecek mi?

ABD’li muhalif yönetmen Michael Moore ‘Sicko-Hasta’ adlýfilminde ABD’deki saðlýk sistemini eleþtiriyor.

Obama, bir rüyayýgerçekleþtirdi veABD’nin ilk siyahibaþkaný oldu. Peki,ABD’nin kar ve hýrsadayalý saðlýk sistemindeObama ile deðiþen neolacak?

Jülide Kaya

Page 16: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

16 Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008

Bozkýrýn ortasýnda denizsizkaldýk ya; griler ortasýnda ma-visiz, boðazsýz, köprüsüz… Ki-milerinin en çok dönüþünüsevdiði þu memleketim Anka-ra’sýnda eylendik kaldýk mý?Sanki tercihen deðil bir zorlaalýkonulmuþluk hissi bu kent-te… Bi telaþ; ne zamandýr git-medim güneylere, Ýstanbul’la-ra, atamadým kendimi þu men-debur þehrin uzaklarýna…

Ankaralý kadar, hele Ankaralýhekimler kadar, gitme merak-lýsý az bulunur herhalde. O sa-hile, bu sahile kara zehirlen-mesinden arýnmak için koþ-maktan bitap düþmüþ, “nerele-re kaçsam, hangi denizlerdekulaç atsam” diye düþünen bizgezme sever Ankaralý doktor-larýn; yanýmýzda, yöremizde,kýþýmýzda, yazýmýzda gidilecekne çok alternatifi var aslýnda.Ankara yakýnlarýna deniz geti-recek deðiliz ya, -o belediye-nin iþi- ya da þehrin orasýndanburasýndan fýþkýran fýskiyele-rin, insan yapýsý þelalelerin su-larýný bir araya toplayýp sizibir kayýða bindirip mehtabaçýkaracak…

Deniz görmeleriniz size kal-sýn, kaçamak Ýstanbullarýnýzda… Darlandýysa nefesiniz,soluklanmaksa niyetiniz, bam-

baþka bir incelikse hevesinizçok uzaða gitmeye gerek yok.Ankara’ya yakýn bu alternatif-lerin en þirinlerinden, en þiirli-lerinden göstereceðim yer…

Mudurnu; Ankara’ya Beypa-zarý-Nallýhan üzerinden 208km uzaklýkta yani yakýnlýktaküçük bir ilçe. Türkiye’demarka olmuþ ilçenin adýný ta-þýyan tavukçuluk tesisleriyle,Babas kaplýcasýyla, eko-turiz-me açýlan yaylalarýyla, gele-neksel yemek kültürü ve el sa-natlarýyla ve özellikle son yýl-larda gerçekleþtirilen restoras-yon çalýþmalarýyla öne çýkmýþsivil mimari örnekleriyle taný-nýyor.

Tabi ki ilk çaðrýþým; tavuk-çuluk… Ýlçeye girerken gördü-ðümüz devasa tavuk heykeli“kocaman bir kümese mi giri-yoruz?” acabasýný yaþatsa da,Allahtan öyle olmuyor… Ta-vuk seslerinden, kümes koku-sundan fazlasýný, daha görme-

diðimiz fazlasýný vaadediyorbu þirin, eski Anadolu kasaba-sý…

Yeþillikler içinde, betonlakirletilmeden korunabilmiþ es-ki sokaklarýyla, yöresel ürün-ler satan köy pazarýyla, insa-nýn duvarlarýný eliyle sevesigelen eski konaklarýyla karþýlý-yor bizi Mudurnu…

Eski zaman müzesi…Merkezden, pazarýn gürültü-

sünden, turistik mekanlarýnnispeten abartýsýz sayýlabile-cek civcivinden uzaklaþýp arasokaklara dalýyoruz. Ýþte bura-sý; hala yaþayan, içinde yaþa-nan bir eski zaman müzesi, es-ki zaman mahallesi… Kah res-tore edilmiþ, kah olduðu gibibýrakýlmýþ yaþýný saklamayaneski Osmanlý konaklarý…

Kocaman bir çýnarýn altýn-dan geçip bir konaðýn önündeduruyoruz. Mehmet Bey, sankibekliyormuþ gibi karþýlýyor bi-

zi: “Nerelerdeydiniz?” Hikayeoradan sonra baþlýyor aslýnda,konaða giriyoruz… Eskiye ne-redeyse fark edemeyeceðinizrötuþlarla baðlý kalýnarak res-tore edilmiþ büyükçe bir ko-nak burasý “Hacý Þakirler Ko-naðý”… Yaþantýsýyla, hikaye-siyle 155 seneyi devirmiþ. Av-luyu aþýp, el dokumasý kilimle-re basýp, eski merdivenleri gý-cýrdatýp, ahþap oymalý kapýlar-dan geçip, kocaman serin oda-larýna giriyorsunuz konaðýn.“Þu sedirde oturup, iþlemeliperdeleri aralayýp; penceredensokaða mý baksam, yoksa ke-narlarý kaneviçe þu kocamanyün yataða uzanýp konaðýn fý-sýldayarak anlattýðý eski birmasalý dinleyerek mi uyusam”karar veremiyorsunuz, vere-miyorum. Þu eski þömineyi miyaksam? Mehmet Bey kurtarý-yor, akþam yemeðine çaðýrýyor,aile sofrasýna, muhabbete…

Bir konak masalýMudurnulu aydýn bir insan

Mehmet Bey. Sevginin ve eme-ðin hayatý dönüþtürebileceði i-nancýyla koyulmuþ iþe, müte-vazý ve incelikli bir yer halinegetirmiþ burayý. Mahalleliyi,çocuklarý da dahil etmiþ kona-ðýn hikayesine…

Ticari kolaycýlýða, tekdüzeli-ðe kaçmadan sevgiyle canlan-mýþ konak yeniden. Paylaþma-ya, üretmeye, insana sevdalý…Kendinden, konaðýn serüve-ninden, Mudurnu’nun tarihin-den anlatýyor, koyu bir sohbe-te dalýyoruz. Sonrasý fýsýltý-lar… Konaðýn masalý devam e-diyor… Odalarýmýzda mislergibi, serin serin uyuyoruz.“Daha uzun kalsam” dedirtenbir yer burasý. Bu kasaba, buhava, bu konak bir eski zamanaþýrmasý… Ýyi ki gelmiþiz.

Mudurnu þöyle, konaklarböyle… Yolunuz düþerse…

gezgin

Kocaman serin odalarýna giriyorsunuz konaðýn. “Sedirdeoturup, iþlemeli perdeleri aralayýp; pencereden sokaða mýbaksam, yoksa kenarlarý kaneviçe þu kocaman yün yataða

uzanýp konaðýn fýsýldayarak anlattýðý eski bir masalýdinleyerek mi uyusam” karar veremiyorsunuz.

Deniz görmeleriniz sizekalsýn, kaçamakÝstanbullarýnýz da…Darlandýysa nefesiniz,soluklanmaksa niyetiniz,bambaþka bir inceliksehevesiniz çok uzaðagitmeye gerek yok.Ankara’ya yakýn bualternatiflerin enþirinlerinden, enþiirlilerinden göstereceðim yer…

Mudurnu; yani þurasý, bizimeski konak, asýrlýk aðaç…

Kocaman bir çýnarýnaltýndan geçip bir

konaðýn önündeduruyoruz.

Mehmet Bey, sanki

bekliyormuþ gibi karþýlýyor bizi:“Nerelerdeydiniz?”

Dr. Arzu Erbilici

Mudurnu; yani þurasý, bizimeski konak, asýrlýk aðaç…

DSÖ: Saðlýkhizmetlerindebüyük eþitsizlikvar!

Dünya SaðlýkÖrgütü (DSÖ),1978’de Kaza-kistan’ýn Alma-ta kentindekikonferansýn 30.yýldönümü do-layýsýyla ya-yýmladýðý raporda, saðlýk hizmetlerialma konusunda 30 yýl önceye göreçok büyük eþitsizlikler olduðunu açýk-ladý. ‘Temel Saðlýk Hizmetleri’ baþlýklýraporda, zengin ve yoksul ülkelerdeortalama yaþam süresindeki farkýn ar-týk 40 yýlý aþtýðýna dikkat çekilerek, buyýl doðum yapacaðý tahmin edilen 136milyon kadýndan yaklaþýk 58 milyonu-nun doðum aný ve sonrasýnda týbbiyardým alamayacaðý, bunun da kadýnve çocuklarýn hayatýnýn tehlikeye atýl-dýðý anlamýna geldiði ifade edildi.

Kamu saðlýðý harcamalarýnýn, her yýlkiþi baþý 20 Dolar’la 6 bin Dolar ara-sýnda deðiþtiðinin belirtildiði raporda,kiþisel saðlýk harcamalarýnýn her yýl100 milyon kiþiyi yoksulluk eþiðininaltýna ittiði, sanayi ülkeleri dýþýnda ya-þayan 5 milyar 600 milyon kiþiden ya-rýsýnýn saðlýk ihtiyaçlarýný kendi cebin-den karþýlamak zorunda kaldýðý kayde-dildi.

Raporda, saðlýk hizmetlerine eriþimkonusundaki eþitsizliðin genelliklesaðlýk konusuna ‘ticari bir ürün’ gibibakýldýðý durumlarda ortaya çýktýðý,bunun sonucundaysa gereksiz testlerve prosedürlerin uygulandýðý, daha sýkve uzun hastanede kalýmlarýn görüldü-ðü, daha yüksek fiyatlarýn çýkarýldýðýve masraflarý karþýlayamayacak olan-larýn dýþlandýðý vurguladý.

Cezaevlerindedoktor yok

Her geçen gün mahkum sayýsýnýn ar-tan cezaevlerinde doktor krizi yaþaný-yor. 250 kiþilik doktor kadrosu bulu-nan cezaevlerinde þu anda 67 doktorgörev yapýyor. ANKA’nýn haberine gö-re, Ceza ve Tevkifevleri’nde çalýþandoktorlar, cezaevinde kalan mahkum-lar gibi, kýsýtlý imkanlara sahip. Hasta-nelerde görev yapan bir pratisyen he-kimin döner sermaye ile birlikte aylýkortalama 3-4 bin YTL maaþ aldýðýnadikkat çeken yetkililer, cezaevinde gö-rev yapan bir hekimin aylýk ortalamabin 500 YTL maaþ aldýðýna iþaret ede-rek “Ýmkanlarýn kýsýtlý olduðu ve ma-aþlarýn da düþük olduðu bir kurumdaçalýþacak doktor bulmakta zorlanýyo-ruz” deðerlendirmesini yaptýlar. Ceza-evlerinde yaþanan doktor, diþhekimi,sosyolog ve psikolog sýkýntýsýný çözmekiçin Adalet Bakanlýðý Ceza ve Tevkifev-leri Genel Müdürlüðü ise harekete geç-ti. Saðlýk Bakanlýðý yetkilileri ile gö-rüþmeye baþlayan bürokratlar, cezae-vinde görev yapacak saðlýk personeli-nin maaþýnýn, hastanelerde görev ya-pan hekimlerle ayný seviye getirilmesiiçin çalýþmalara baþladý.

Page 17: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

Bir cumartesi öðleden sonra Dr. ÖmerBey’in çalýþtýðý hastanedeyiz. Hekimlik-ten, yaþamdan, þiir serüveninden ko-nuþuyoruz.

- En etkili hususlardan biri, çok küçükyaþlarda gurbete çýkmam oldu. Ortaokul,lise, fakülte yýllarým Ankara’da geçti. Aile-den uzakta olmak, memleket özlemi oluþ-turmuþtur ilk þiirlerimin duygusunu. Za-manla þiire emek verdikçe daha farklý, ha-yata, kendime dair daha baþka bir sürüþeyle zenginleþerek deðiþerek geldi bugünlere… Uzunca bir süre þiirler yazdým.Sivas’ta görev yaparken, þimdi rahmetli o-lan bir hocamýz vardý, Yunus Yýldýrým.O’nun þiirlerimi bir dergiye göndermesisayesinde 70’li yýllarýn sonunda ilk þiirimyayýmlandý: “Vaveran”

Daha sonra Mehmet Kemal, Cumhuri-yet’teki köþesinde bahseder Ömer Civa-no’nun þiirinden. Daha geniþ kitlelerlebuluþma olanaðý bulur. Ardýndan “Þiiri-min Dili”, daha sonra þiir kitaplarý,bestelenmiþ diðer þiirler gelir.

- Ýlk kitabým Yorum Yayýnlarý’ndan çýktý.Kitaplaþma süreci baþlayýnca þiire dahafazla vakit ayýrmaya baþladým. Þiir de di-ðer sanat dallarý gibi çok emek, çok zamangerektiren bir þey. Yaþantýnýn, duygununsöze dönüþmesi, sözcüklerin yerli yerineoturmasý kolay bir süreç deðil. Ben halakendimi “þair” olarak nitelendiremem. Þii-rin yolcusuyum, öðrencisiyim o kadar.

Hekim olmanýn da getirdiði avantajveya duyarlýlýðýn kolaylaþtýrdýðý birempati þiiri olarak tanýmlýyor þiirleri-ni, Doktor Ömer Çakmakçý.

Empati zor bir iþ. Hekimliðin bu yönte-mi uygularken bana çok faydasý olduðunainanýyorum. Filistinli bir annenin aðzýylayazdýðým bir þiirim var. Filistinli deðilim,anne de deðilim ama bir dünya insanýyým.Þiirin öznesi olarak kendinizi koyabilirsi-niz ama oradaki, sizinle beraber hak etme-diði yaþama muhatap olan bütün insanlarý

temsilen bir öznedir. Mesela Tekirdaðlý birasker; Þýrnak’ta askerliðini yaparken ora-da yaþayan insanlarýn yerine koyuyor ken-disini ve böyle bir algýlamanýn, duyumsa-manýn içine giriyor. “Bir jandarma eriningünlüðünden” adlý þiirim bunu anlatýr.Yurdundan sürülmüþ bir Tatar gencini,Güney Afrika’da bir zenciyi, Bosna Her-sek’te, Azerbeycan’da ezilmiþ, horlanmýþ,þovenizme ve ýrkçýlýða muhatap kýlýnmýþinsanlarý bulabilirsiniz þiirlerimde. Benkendimi hala þiir konusunda amatör kabulediyorum ama empati konusunda iddialýolduðumu söyleyebilirim. Þiir de böylebir iddiadan çýkýyor.

Bir diðer önemli vurgusu ise; þai-rin çaðýna tanýklýðý üzerine. Bunuoldukça önemsiyor.

- Biz hekimler ölümün her türlü-sünün karþýsýndayýz. Çünkü ölüm-le mücadele ediyoruz. Buülkede bir dönem barýþgönüllüleri yargýlandý.Bir dönem “savaþa hayýr”diyenler, idamlara karþý çý-kan insanlar yargýlandý. Me-sela Nusret Fiþek, Atalay Yörü-koðlu o dönem idamlara karþýçýktýklarý için yargýlandýlar. “E-þittir ölüm” diye bir þiirim var.Bizden sonraki kuþaklar oku-duklarý zaman buradan birþey çýkaracaklar ve olanbiteni hayretle veü z ü n t ü y l eka r þ ý l a -y a -

caklar. Bizler dönemsel olarak, bu ülkedehem mesleki, hem insani boyutta yaþa-nan büyük sýkýntýlara tanýklýk ettik, biz-zat yaþadýk. Yüreðimizde hissettik. So-nuçta yazdýklarým böyle bir bakýþ açýsý-nýn ve yaklaþýmýn da ürünü.

17

Yayýmlanmýþ 4 þiir kitabý var;Kanýmda iki su 1987, YaralýCoðrafyam 1989, Þiirimin Dili 1994 ve 2007’de Ürün Yayýnlarý’ndan çýkan topluþiirlerinin olduðu ÞiiriminYarasý. 10’a yakýn þiiribestelenmiþ. Bunlardan enbilineni; Seyyal Taner’in de seslendirdiði “ Þiirimin Dili”.

Þiirimin dili…

Dr. Arzu ErbiliciDr. Seyfi Durmaz

hekim ve yaþamDr. Ömer (Civano) Çakmakçý, Ankara’da bir göz hekimi, þair.

Þiirle iliþkisi ise hekimlikten daha eski.

- Beþinci kitabýmý hazýrlýyorum. Ýçinde 25-30 yýldýr Van-Hakkariyöresine ait derlediðim çeþitli türküler olacak. Bir dize, biraz müzikgerisi olmayan türküler bunlar. O türkülerin yok olup gitmesine gön-lüm razý gelmedi. Tekrar derledim, topladým, bir kýsmýnda aile bü-yüklerinden de faydalandým. Nota çalýþmalarý sürüyor. Türkiye de ilkolacak bu türkü kitabý. Adýna da “Civan Türküler” diyeceðiz. Bu kita-bý annemle birlikte Türkiye’de acý çeken bütün annelere armaðan et-mek niyetindeyim.

Beþinci kitap yolda

Þiirle ilgili bir hayaliniz var mý,þöyle olsaydý ya da böyle olsaydýkeþke dediðiniz, diye soruyoruz.

- Þiirin kendisi hayal bir kere, þiiryazmakta bir hayalle uðraþmak de-mek. Ama yazdýklarýmýn daha geniþkitlelere ulaþmasý gibi bir isteðim ola-bilir tabi. Mesela Nazým’ýn yerindeolmayý kim istemezdi þimdi. Ömrümyettikçe þiirden kopmamak ve birþeyler üretmek istiyorum.

- Ýyi ki þiir yazmýþým, hayatýmdaþiir var diyorsunuz, öyle anlaþýlý-yor. Ýyi ki hekim olmuþum diyormusunuz?

- Bence meslek demek hekimliðe bi-raz haksýzlýk olur. Çünkü hekimlik biryaþam biçimi, bir gönüllülük iþi. Gözhekimliðini de kendime göre buluyo-

rum. Ölümün hertürlüsüne tepkiliyimsanýrým. Bizim iþi-mizde biliyorsunuzya, insanla uðraþýrsý-nýz, gözüne bakarsý-nýz. Ölümle pek kar-þýlaþmazsýnýz.

Belki de þair olmak-ta öyle bir þey, insan-larýn gözünün içinebakmak…

Bakýlan göz de bak-týrýlan göz de önemli.Aslýnda o göz görün-düðü kadar küçükdeðildir. Kocamançok güzel bir dünya-dýr.

“Belki de þair olmak da öyle bir þey; insanlarýn

gözünün içine bakmak.”

Fotoðraflar:Dr. Arzu Erbilici, Dr. Seyfi Durmaz

Þiirimin dili ?Kaf daðýnda kilitliHalaylarda / davul-zurna duy beniAyaklarým / zincirlerle düðümlüBoynu bükük menekþeden sor beni

Þiirimin burcumuyamDil bilmez daðlýmýyamAðzýmda dilim baðlýBen bunun harcýmýyam

Þiirimin dili ?Aðulardan süzmeliTürkülerde / ezgi ezgi duy beniUyaklarým / mayýnlardan ateþliBölük-pörçük gülþenlere sor beni

Þiirin taþýmýyamdilleri baðlýmýyamÝçimde dilim aðlarBen bunun harcýmýyam

Þiirimin dili ?Telörgüyle çevriliAðýtlarda / dertli dertli duy beniDizelerim / hasretlerle nakýþlýAriflerin sevdasýna sor beni

Þiirin dalýmýyamBaðcasý-baðýmýyamYanaram dilim dilimBen bunun harcýmýyam

Þiirimin dili ?Ulu daðlarýn seliIrmaklarda / gürül gürül duy beniEzgilerim / ezim ezim ezimliDört kitabýn nebisine sor beni

Þiirin narýmýyamDilleri acýmýyamHangi kitaba sýðarBen bunun harcýmýyam

Þiirimin dili

“Her insan yaþadýðý dönemin çok önemli bir tanýðýdýr. Ve bu tanýklýðý aktarmadasanatçýlarýn çok daha fazlagörevi olduðuna inanýyorum.”

Page 18: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

sizden gelen18 Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008

Dýþ gezegenlerden birinde ro-botlar insanlarý öldürmektedir.Bu son derece sýra dýþý bir du-rumdur. Çünkü birinci robot ya-sasý “bir robot bir insana zararveremez” demektedir. Öyle ki ce-setlerin yüzünde acý ve korkudanziyade þaþkýnlýk görülmektedir(Güneþin Tanrýlarý-The NakedSun, Altýn kitaplar, 1984).

Benzer bir ifadeyi acil servis ö-nünde öleduran hastalarda veyakýnlarýnda görüyorum. Diðerduygulardan daha baskýn olarak,insanlara yardým etmeye yeminlidoktorlarýn (saðlýk personelinin)onlar ölürken bir þey yapmadanölmelerine izin vermelerinin þaþ-kýnlýðý damgalýyor bu yüzleri.Yeri gelmiþken birinci yasanýndevamýný da koyalým: “Bir robotbir insana zarar veremez veyaharekete geçmeyerek bir insanýnzarar görmesine seyirci kala-maz”.

Bu trajik durumun açýklama-sýnda yine kitabýn kurgusundanyararlanalým. Yasada herhangibir deðiþiklik yapýlmamýþ. Ancakrobotlara kurulum aþamasýndainsan tanýmý biraz farklý tarif e-dilmiþ. O gezegenin vatandaþý ol-ma, insan olmanýn birincil þartýolarak verilmiþ. Böylece o geze-gen dýþýndan bir kiþi, robot için“insan deðil” ve zarar verilebilirkonumdadýr. Acaba insanlarý iyi-leþtirmek üzere inþa edilmiþ ya-pýlarýn önünde ölen veya müda-hale edilmediði için ölecek hasta-larý görmezden gelen yaklaþýmdada benzerlikler var mý? Hasta“biz insan deðil miyiz” diye hay-kýrýrken karþý tarafýn sessizliðibunu onaylýyor mu?

Saðlýk sistemi deðiþtiriliyor, ye-nileniyor, hatta bazen baþtan a-þaðý yenileniyor. Bu deðiþiklikle-rin sonuçlarýný hasta geneldehastaneyle temas ettiðinde anla-yabiliyor. A tipi karnesi varsabelirlenmiþ hizmetlerden ücret-siz yararlanabiliyor; B tipi kar-nesi varsa bu hizmetler için birmiktar ücret ödemesi gerekiyorvb. Spektrumun bir ucunda her-hangi bir saðlýk güvencesi olma-yanlar bulunuyor. Hemen her za-man bu hastalar hastane hizmet-lerinin ücretini karþýlama gücün-den yoksun fakir hastalar olu-yorlar. Bunlara saðlýk hizmetiverilmiyor. Ýnsanlarý iyileþtir-mek üzere var olan kurumlar vepersonelleri bu hastalarýn ölme-sine seyirci kalýyor. Aristo man-týðýyla bu hastalar insan olarakkabul edilmiyor.

Yadsýmaya giden süreçHastane önlerinde ölen veya ö-

lüme terk edilen bu hastalara ba-kaduran saðlýk personelinin yü-zünde, personelin sistem içinde-ki kýdemi paralelinde duygula-nýmlar oluyor. Yenilerde hasta-lardakine benzer bir inanamama,

þaþkýnlýk ifadesi görüyorum. Buifade kabullenememe, öfke ve ni-hayet yadsýma haline evriliyor.Nihayi evreye ulaþmýþ doktordaduygulanýmda donukluk, boþ-sa-bit bakýþlar, uyaranlara tepkisiz-lik hali gözlüyorum. Bir dýþ göz-lemci olarak bu tip doktorlarý ro-botlara benzetiyorum. Adeta biryazýlým rehberliðinde hareket e-diyorlar ya da etmiyorlar. Hasta-ne giriþinde ‘insan olmayan’ has-talarla karþýlaþan bu doktorlarson derece mekanik davranýþlargösterip kalýp cümlelerle hasta-lara durumu bildiriyorlar.

‘Ýnsan olmayan’ hasta ile he-nüz evrilmemiþ doktorun karþý-laþmasý ise trajik oluyor. Doktoryeni sürüm yazýlýmý ile henüz et-kinliði devam eden eski sürümü(insanlýðý) arasýnda sýkýþýp kalý-yor. Ne hastayý tedavi edecek im-kaný oluyor ne de onu ölüme terkedecek katýlýðý. Ýkilem arasýndasýkýþmýþ doktorun bedenini du-vardan duvara savuruþuna çokþahit olmuþumdur. Eðerine alýþýpçifte atmayý býrakan doktor has-tasýna durumu açýklamaya çalý-þýr. Elinden bir þey gelmediðini,sistemin kendisini çaresiz býrak-týðýný anlatýr. Açýklama hastadanziyade kendisine yöneliktir aslýn-da. Bu kýrýlma noktasýnda doktorya sistemi ve dayattýklarýný ka-bul eder (evrilir) veya reddeder.Ýkinci durum nadiren oluþur. Ge-nelde doktor sisteme dahil olur.Artýk sistemin bir parçasýdýr. Ö-dediði bedele karþýlýk mekaniz-manýn bir çarký olarak davranýþ-larýndan sistemi sorumlu tutmalüksünü elde etmiþtir.

Sistem dediðimiz; görülmez,koklanmaz, dokunulmaz canavarinsanlarý kendini besleyen meka-nik parçalara dönüþtürme iþle-minde hayli yol almýþ görünüyor.Sadece hastanelerde deðil banka-larda, çay bahçelerinde, fýrýncý-lar odasýnda da ayný donuk ba-kýþlarla, sorunlarýmýza yanýt ola-rak kalýp cümlelerle karþýlaþýyo-ruz. Sistemi anlama (görme) nok-tasýnda meslek gruplarýndaki ya-tay analiz dýþýnda dikey olarak,global süreci de çok iyi analiz et-mek gerekli. Dünyanýn bir yerin-de tombul demokrasi savaþçýlarý-nýn ölümü trajik efsanelere dö-nüþtürülürken, kara kuru onlar-ca insansýnýn ölümü ekranlardaaltyazýlara dönüþmüþ rakamlar-dan ibaret.

Yeniden tanýmlanmýþ insanve mekanik doktorlar

Bu kendimi anlatan bir yazý...Geçmiþi de içine kattýðýma göre,aný da diyebiliriz. Yaþadýklarýndanders almayý deneyen, aldýðý ders-lerden de genellikle bütünlemedegeçebilen, duyarsýzlaþmaya diren-meye çalýþan, vazgeçmek üzere o-lan birinin yazýsý...

TTB yayýn organlarýndan birin-de ilk kez, sanýrým 1993 yýlýndayazmýþtým. Dergiyi bulamadýðýmiçin sayýsýný söyleyemiyorum. Ak-lýmca, bir benzetmeden yola çýka-rak sosyal bir konuya deðinmeyeçabalamýþtým. Özetleyecek olur-sam; baðýþýklýk sisteminden söz e-diyor, alerji tepkilerini anlatýyor,sözü tedavilerinden biri olan de-sensitizasyona getirip, olaylarýhaber alma yöntemleriyle oynana-rak, haberler deðersizleþtirilerektoplumun nasýl duyarsýzlaþtýrýldý-ðýný anlatmaya çabalýyordum. Ya-yýnlandýðýnda çok hoþumuza git-miþti. Hele baþka sayfalarda daÝskenderun Temsilciliði”nin etkin-likleri, fotoðraflarýyla yer alýncapek gururlanmýþtýk.

Haberin veriliþinin önemini veinsaný çaresiz býrakýþýný da tabipodasý yöneticisi olarak yaptýðýmbir konuþmada yaþadým ilk ola-rak. Pratisyen hekimlerin çalýþmaortamlarýný ve ekonomik koþulla-rýný anlattýktan sonra; tüm he-kimleri Kanatlý Caddesi’nde mua-yenehanesi olan uzman hekimlerolarak düþünmeyiniz, bütün ola-rak ele alýndýðýnda hekimler sanýl-dýðý kadar çok para kazanmamak-tadýrlar” diyerek bitirdim. KanatlýCaddesi’nin, Ýskenderun’da “Dok-torlar Caddesi” olarak anýlan, sýrtsýrta muayenehanelerin yer aldýðýbir cadde olduðunu anýmsatmalý-yým. Akþam yerel televizyondahaberlerde etkinliklerden söz edil-dikten sonra yaptýðým uzunca sa-yýlabilecek konuþmadan tek tüm-ce verildi: “...hekimler sanýldýðýkadar çok para kazanmamaktadýr-lar.” Tüm arkadaþlar birbirimizebaktýk, yapacak bir þey yoktu.

“Nöbet Eylemi”ni anýmsayacak-sýnýz, tabip odalarýndan temsilci-ler, il ve ilçe merkezlerinde seçi-len hastanelerde nöbetçi ekibe ka-týlacak, kaldýklarý süre içinde on-lara yardýmcý olacak, ola ki yayýnorganlarýndan gelen varsa yaþa-nanlarý onlara aktarma fýrsatýnýarayacaktý. Biz de pratisyen he-kim kolu olarak devlet hastanesi-ne gittik. Nöbetçilerden önce ka-pýda polisler karþýladý bizi. Büyükde olsa ilçe, ya ben ya da bir arka-daþým tanýyoruz polisleri. Nedengeldiðimizi sordular, nöbetçileriziyarete geldiðimizi söyledik, so-run çýkarmadýlar. Nöbetçilere ka-týldýk; biraz sohbet, biraz yardýmderken, gelen gazetecilere de ge-nel ve yerel sorunlarý polis deneti-minde anlattýk. Daha sonra veda-laþarak toplu halde -peþimizdepolislerle- lokale döndük ve heray düzenlediðimiz “Son Cuma”toplantýsýnýn hazýrlýklarýný yaptýk.Ertesi gün yerel gazetelerden bi-rinde -sözcük sözcük anýmsama-

yabilirim- kol olarak katýldýðýmýznöbet þöyle haberleþtirilmiþti:“Devlet hastanesindeki arkadaþla-rýný ziyaret eden doktorlar, kýsasüre kaldýktan sonra, güya eylem-lerini bitirerek sýðýnaklarýna dön-düler.” Okuduðumda yalnýzdým,bakýþacak kimse de yoktu çevrem-de.

Daha sonra derin derin düþün-meme neden olan bir kiþiyle ta-nýþtým, Dr. Haþmet Üner’le. Ýlçe-mize, temsilciliðin düzenlediði birtoplantý için gelmiþti. Daha sonrasabah dörde kadar sohbet ettik. Ogece olaylara bir kaç yönündenbakmayý, bakabilmeyi öðrendim.Haþmet’in gözlerinde, konuþtukla-rýmýn dinlendiðini gördüm. Birmünazarada gibi deðil, anlamayaçalýþýlarak dinlendiðimi gördüm.Kimi eleþtirilerimi ilkel bir güdüy-le karþýlayýp hemen savunmayaçekilmediðini, hemen ardýndansavunmayý kliþe sözlerle saldýrýyadönüþtürmediðini gördüm. Sohbe-tin sohbet olduðunu, sözcüklerinhavada bir münazara salonundasavrulurcasýna uçuþmadýðýný gör-düm. Sabah dersimi almýþ olarakuyandým, Haþmet yapabiliyorsaben de yapabilirdim. Yapabilmekne kelime, yapmalýydým. Çýtayý bi-raz daha yükselterek, bana abi di-yen arkadaþlarýma da bunu anlat-malýydým. Öyle yaptým, sonuncu-su ne kadar baþarýlý oldu bilinmezama ben konuþmalarýmý münaza-ra havasýndan çýkarmaya özengösterdim.

Münazara benim lise çaðlarým-da pek popülerdi, yaþýtlarým a-nýmsayacaktýr. Hatta fakültelerdeyarýþmalar olduðunu da duyardýk.“Bir konunun, iki grup tarafýndandeðiþik iki açýdan belli kurallarçerçevesinde deðerlendirilmesiyleyapýlan tartýþma” diye tanýmlan-dýðýna bakmayýn siz, konuþmala-rýn temeli; baþlangýçta tezin anla-týlmasýna, daha sonra kanýtlanma-sýna dayanýr, son bölümlerde dekarþý tarafýn yapacaðý bir hatabeklenir, saldýrý o cepheden yürü-tülürdü. Konulardan biri ünlüdürbilirsiniz; “Gemi mi iskeleye yana-þýr, iskele mi gemiye?”

Aradan geçen onca yýldan sonraçevreme baktýðýmda, duyarsýzlaþ-týrma yönteminin bende -pek iste-mesem de- iþe yaradýðýný görüyo-rum. Tartýþmalardan eskisi kadarzevk almamam; benim yorgunlu-ðumla ya da yorgunluðu bahaneetmemle açýklanabilir elbette,baþka bir açýklamasý da artýk söy-leyeceklerimin bitmiþ olmasý ola-bilir. Ama bir baþka olasýlýk da ak-lýma gelmiyor deðil açýkçasý... Bir

sohbette, özellikle bir tartýþmadagördüðüm gözler. Artýk þunu anla-yabiliyorum; -ya da anladýðýmýsanýyorum- A, B’yi dinler gibi ya-pýyor ama aslýnda vereceði yanýtýhazýrlýyor kafasýnda, dolayýsýylaA’nýn söylediklerini anlamasý ola-naksýz. Daha kötüsü, söylenenlere-ne denirse densin- muhalif olma-ya hazýr, ola ki senin tezine yakýnþeyler söylensin; ne gam, tarzý e-leþtirmek var, tavrý eleþtirmekvar...

Haberlerde konuþmanýn sadeceson tümcesi verildiðinde, izleyen-ler nasýl anlamaz bakýyorsa, benkimi zaman o gözlerde bunu görü-yorum. Çünkü o tartýþma bir fikirarenasý deðil o gözler için, aradanseçeceði sözcükleri gözlüyor.

O gözlerde kimi zaman bizi sýðý-naða gönderen gazetecinin gözle-rini görüyorum. Biz merkez kon-seyin önerileri doðrultusunda ey-lemi tamamlamýþ ve polis gözeti-minde lokalimize dönmüþtük.Beklenen daha baþka bir þey ol-malýydý ki, bizle birlikte lokale ka-dar gelip, iki satýr da olsa sohbeteden kiþi, bu acýtan tümceyi kale-me almýþtý. Ne olmasý gerekiyor-du, beklediði ne idi? Lokalimizesýðýnak dediðine göre, ne bekledi-ðini anladýðýnýza kuþkum yok. Ýþteo gözleri; önemli ya da önemsiz,hangi konu olursa olsun, tartýþ-malarda o gazetecinin gözlerinigördüðüm zaman, bir doz daha ta-mamlanmýþ oluyor benim duyar-sýzlaþma iþleminde.

Belki de doðrusu budur... Kalemonun elinde olduðuna göre, diledi-ði gibi bakmakta ve yazmakta öz-gürdür. Gazeteyi basan odur, iste-diði gibi yazma özgürlüðü vardýr.Daha uzun süredir oradadýr. Belkide yaþam benim anladýðým gibideðildir. Belki de yaþam, devletinormanlýk alanlarda yaptýðý ka-dastro çalýþmasý gibidir. Kim tapuverilmeden önce o alanda yýllarcayaþamýþsa, orman arasýndaki düz-lükleri ekip biçmiþse; tapu onaverilmelidir. Belki sadece yaþamdeðil; yaþamýn bir bölümü gibi gö-rünen fikir alýþveriþleri de, tartýþ-ma yöntemleri de bu temel üzeri-ne oturmaktadýr. Kalem ondadýr,matbaa onundur, yýllarca o top-raklara ter dökmüþtür... Dilediðinisöyler, savunmalarý saldýrý gibi ol-sa da haklýdýr, dinlemez... Dinlergibi yapar ama dinlemez... Konuþ-mayý istediði yerde keser, nasýlanlaþýlmasýný istiyorsa öyle akta-rýr... Kapý gibi tapusu vardýr elin-de, bir de -ne yazýk ki- onu hep e-le veren gözleri...

O gözlere acýyorum, o gözlerdenkorkuyorum, o gözler beni uzak-laþtýrýyor. O gözler acý veriyor as-lýnda, korkan da o gözler... Tekyapmadýklarý uzaklaþmak... Uz-laþmayý beceremeyenlerin uzak-laþmasýný beklemek ne safdillik...

Herkese bir Haþmet Üner gerekanlaþýlan... Sonra göreceðiz gemimi yanaþýyor iskeleye, iskele miyaklaþýyor gemiye... Ya da bir ba-kacaðýz; gemi çoktan gitmiþ, iske-le de bir münazara konusu olaraktarihteki yerini almýþ...

Dr. Özgür Aydýn

Dr. Adnan Yüce Gemi mi yanaþýyor iskeleye, iskele mi

yaklaþýyor gemiye?

Page 19: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008

kültür sanat

2008 yýlý CumhurbaþkanlýðýKültür ve Sanat Büyük Ödülle-ri’nin sahipleri belli oldu.

Cumhurbaþkanlýðý Kültür veSanat Büyük Ödülü’ne bu yýlMüzik dalýnda Alaeddin Yavaþ-ça, Edebiyat dalýnda Yaþar Ke-mal, Mimari dalda Turgut Can-sever deðer görüldü.

Alaeddin Yavaþça vemusiki

Alaeddin Yavaþça’nýn musikihayatý; doðduðu ve ailece baðlýbulunduðu Kilis’te küçük yaþ-larda baþlamýþ, daha 8 yaþýn-dayken o sýralarda ortaokuldahoca olan Zihni Çelikalp’ten BatýMusikisi keman dersleri almýþ,Ýstanbul’a gittikten sonra, Saa-deddin Kaynak, Münir NureddinSelçuk, Dr. Subhi Ezgi, HüseyinSadeddin Arel, Zeki Arif Ataer-gin, Nuri Halil Poyraz, RefikFersan, Mes’ud Cemil, EkremKaradeniz, Dede Süleyman Er-guner, Dr. Selahaddin Tanur gibiüstadlardan istifadeler saðlamýþ,Ýstanbul Belediye Konservatua-rý, Ýleri Türk Musikisi Konserva-tuarý, Ýstanbul Üniversitesi Ko-rosu gibi kuruluþlarda icra kabi-liyetini ve musiki bilgisini geliþ-tirdikten sonra 1950 yýlýnda açý-lan imtihaný kazanarak ÝstanbulRadyosu’nda solist icracý olmuþ-tur.

1967’den bu yana solistliði ya-nýnda Koro Yöneticiliði de yapanYavaþça, Türk musikisinde dev-lete baðlý ilk konservatuarýn ku-

rucularý arasýnda yer almýþ,1976’dan itibaren Türk MusikisiDevlet Konservatuarý’nýn Yöne-tim Kurulu’nda ve öðretim kad-rosunda çalýþmýþtýr. Yavaþça’nýnicracýlýðý yanýnda 630 civarýndabeste, semai, Kar-ý Natýk, þarký,çeþitli saz eserleri, marþ ve ço-cuk þarkýlarý mevcut.

Toplumsal AraþtýrmalarKültür ve Sanat Ýçin Vakýf(TAKSAV) tarafýndan düzenle-nen 13. Uluslararasý AnkaraTiyatro Festivali, yurt içi veyurt dýþýndan 69 tiyatro top-luluðunun katýlýmý ile 14-30Kasým tarihleri arasýnda ger-çekleþtirilecek.

“Hayat Sanatla Güzel” tema-sýyla düzenlenen festival, Ýs-

panya, Hollanda, Ýran ve A-zerbaycan gibi ülkelerden ti-yatro gruplarýný aðýrlayacak.

Oyunlarýn ücretsiz olaraksergileneceði festivalde,“Murtaza”, “Yýlanlarýn Öcü”,“Kuzguncuklu Fazilet” gibi e-serler sahnelenecek. Bu yýl kifestivalde çocuk oyunlarýnaözel olarak yer veriliyor. O-yunlar, Küçük Tiyatro, Þinasi,Çayyolu ve Akün sahnelerin-de izleyiciyle buluþacak. Ay-rýntýlý bilgi: www.taksav.org

not alýn...19

Tolga Çevik’in doðaçlama esprileriyle ya-rattýðý ve kýsa sürede izleyicinin beðenisinikazanan Komedi Dükkaný, sürpriz konukla-rýyla Anadolu Gösteri Kongre Merkezi’nde.

Gösteri 28 Kasým 2008 tarihinde gerçekleþe-cek ve saat 21.00’de baþlayacak. Bilet fiyat-

larý ise þöyle: 1.Kategori:56,50 YTL.2.Kategori:

45,00 YTL.3.Kategori:

34,50 YTL. 4.Kate-gori: 28,50 YTL. Ay-

rýntýlý bilgi: www.bi-letix.com

Liedler ve Aryalar:‘Ýç’imizde Gezinti

Ankara’da‘Sam’ rüzgarýesecek

“Ben hayatta her þeyi þarkýylaanlattým” diyen ve her dildenseslendirdiði þarkýlarýyla dinle-yenlerini büyüleyen Leman Sam,Ankaralý müzikseverlerle bulu-þacak. Konser, 22 Kasým 2008 ta-rihinde saat 21.00’de MEB ÞuraSalonu’nda gerçekleþtirilecek.

Japon Kuklasý

Komedi DükkanýAnkara’da açýlýyor

Cumhurbaþkanlýðý Kültür veSanat Büyük Ödülü’ne bu yýlMüzik dalýnda AlaeddinYavaþça, Edebiyat dalýndaYaþar Kemal, Mimari daldada Turgut Cansever deðergörüldü.

Hekim Postasý

Hekim Postasý

Cumhurbaþkanlýðý’ndan Prof. Dr. Alaeddin Yavaþça’ya ödül

Prof. Dr. Alaeddin Yavaþça kimdir?1 Mart 1926’da Kilis’te doðdu. Babasý Kilis’li Þair Yavaþça’zade

Sezai Efendi’nin oðlu Hacý Cemil Efendi, Annesi Kýnoðlu KadriEfendi’nin kýzý Enver Haným’dýr. Kilis Kemaliye Ýlkokulu ve KilisOrtaokulu’nu bitirdikten sonra lise birinci sýnýfý yatýlý olarakKonya Lisesi’nde baþlayýp, 2 ve 3. Sýnýflarý Ýstanbul Erkek Lise-si’nde tamamlayýp 1945’de mezun oldu. Ýstanbul Üniversitesi’negiriþ imtihanýný kazanarak Týp Fakültesi’ne baþladý. 1951 yýlýndaÝstanbul Üniversitesi Týp Fakültesi’nden mezun olan Yavaþça,Ýstanbul Üniversitesi 1. Kadýn Doðum Kliniði’nde, Ord. Prof. Dr.Tevfik Remzi Kazancýgil’in yanýnda Haseki Hastanesi’nde ihtisa-sýný yaptý ve 1955 yýlýnda Kadýn-Doðum Mütehassýsý oldu. Ya-vaþça, sýrasýyla, Zeyneb Kamil Doðumevi, Taksim Ýlk YardýmHastanesi, Þiþli Etfal Hastanesi’nde Baþasistanlýk ve Þef Mua-vinliði görevlerini yapmýþ, 1969 yýlýnda açýlan Vakýf GurebaHastanesi Þeflik imtihanýna girmiþ, imtihaný kazanýp o tarihten1976 yýlýna kadar adý geçenHastanede Kadýn-Doðum Kli-niði Þefliði yaparak, bu hasta-nede olmayan doðum bölümü-nü kurmuþtur. 1976 yýlýndada, boþalmýþ olan Haseki Has-tanesi Kadýn-Doðum KliniðiÞefliði’ne naklen atanmýþtýr.Bu süreler içinde birçok Ka-dýn-Doðum Mütehassýslarý ye-tiþtirmiþtir. 1985 yýlý 1 Ekimtarihinde ayný hastaneninBaþhekimi olmuþtur.

Prof. Dr. Yavaþça’nýn mesle-ki hayatý esnasýnda Týp Dün-yasý, Þiþli Hastanesi Bülteni,Zeynep Kamil Hastanesi Bül-teni, Vakýf Gureba Bülteni,Haseki Týp Bülteni, Saðlýk Ba-kanlýðý bülteninde yayýnlan-mýþ 54 bilimsel çalýþmasý bu-lunuyor.Kaynak: www.alaeddinyavasca.com

13. Uluslararasý Ankara Tiyatro Festivali baþladý

Hayat tiyatroyla

güzel

Liedler, ses solistleri ile onla-ra eþlik yapan piyanistler aracý-lýðýyla söylenen þarkýlar anlamýtaþýr; Aryalar ise opera eserle-rinin en güzel kesitlerinden se-çilmiþtir ya da bestecilerin ogüzelliði yakalama özeni ilebestelemiþ olduklarý parçalar-dýr. Bu konserde bu parçalarýnilginç baþka hangi yönler taþý-dýðý, Liedleri ve Aryalarý güzelyapan özelliklerin neler olduðuile o konserde seslendirme ya-

pan sanatçýlarýn bu seslendir-me için nasýl bir hazýrlýk yap-mýþ olduklarý, hangi duyarlýlýk-larý taþýdýklarý gibi konular gös-terilecek ve anlatýlacak.

“Liedler ve Aryalar: ‘Ýç’imiz-de Gezinti” adlý etkinlik, 20 Ka-sým 2008 tarihinde saat:20.00’de Gonca Doðan (Sopra-no) ve Hacýbey Adiloðlu’nun(Piyanist) yorumuyla ODTÜ Ke-mal Kurdaþ Salonu’nda gerçek-leþtirilecek.

“ Fabrikalarda verimi artýr-mak için insana güç veren ba-zý haplarýn sunulduðu kimse i-çin yeni bir haber deðil.

…Nazlanma al bir tane…Bedava… Parasý patrondan çý-kýyor…

Sonra bazýlarýna günde birhap yetmemeye baþlýyor. E iþi-ni de kaybedemezsin. Öyleyseyut hapý. Bir kýz tanýyorum.Haplarý yuta yuta sonunda tý-marhaneyi boyladý. Sonra tý-

marhaneden çýktý ve tekrarçalýþmaya baþladý. Ýþte tam osýrada baþýna çok matrak birþey geldi.

Bu gerçek bir öykü. Gerçek-ten gerçek bir öykü…”

Ankara Devlet Tiyatrosu ta-rafýndan sahnelenen FrancaRame ile Dario Fo’nun yazdýðýoyunu sezon boyunca izleye-bilirsiniz. Ayrýntýlý bilgi:www.devtiyatro.gov.tr

Page 20: Kasým - Aralýk 2008 Sayý: 10static.ato.org.tr/fs/4f4d13ca67cde92f0a000000/kasim.pdf · Ankara Tabip Odasý deprem bölgesi Bala’da incelemelerde bulundu. Bala Ýlçe Hastanesi’nde

20 Hekim Postasý Kasým - Aralýk 2008

Kot taþlama iþinde çalýþanlar "silikozis" hastasý...

Taþlanmýþ kot alma!

Türkiye henüz sosyal güvenliksistemini ortadan kaldýrmamýþ-týr. Çalýþanlarýn tümü sigorta-lanmak zorundadýr. Sigortasýzçalýþtýrýlma durumunda iþ mah-kemeleri birkaç þahide dayana-rak sigortalýlýk haklarýnýn ta-nýnmasýna karar vermektedir.

Meslek hastalýðý özelinde;Bu vakalarýn sayýsýnýn sadece

Ýstanbul ilinde 5 binden fazlaolduðunu tahmin ediyoruz.

- 6 aydan fazla bu iþi yapan

her iþçi ölümcül tehlikeyle karþýkarþýyadýr.

- Ayný atölyede farklý iþi ya-panlar, atölye çevresindeki iþ-yerlerinde çalýþanlar yada yaþa-yanlar zarar görür.

- Korunma önlemi falan yok-tur. (Korunma önlemleri hiye-rarþisindeki ilk madde uygula-nýr: Bu iþ yapýlmaz ya da ku-varsla yapýlmaz)

- Çevrenizde rastladýðýnýz buiþi 1 aydan fazla yapan ya daayný iþyerinde çalýþan her kiþiyikesinlikle meslek hastalýklarý

hastanelerine yönlendirin, yasalhaklar hastalýðýn ilk tespit edil-diði tarihle baþlar, hastanýn veyakýnlarýnýn maðduriyetini böy-le önlersiniz.

- Sigortalýysa (ömrünün her-hangi bir zamanýnda 1 gün bileolsa) meslek hastalýðý sigortasýiþler. Tazminat ödemelerini hakeder, saðlýk hizmeti ödemelerinihak eder: (Baþvuru þekli: Ýl Si-gorta Müdürlüðü’ne dilekçe ve-rir, sigorta numarasýný yazar,dilekçede hasta olduðunu vehastalýðýnýn meslek hastalýðý ol-

duðunu belirtir, meslek hasta-lýklarý hastanesine sevkini ister,dilekçeyi almak istemeyen ya da“nasýl sevk edeyim seni” diyen(yazýk ki mevzuatý bilmeyenmemur çok) memura; “Dilekçe-mi almak zorundasýn genel mü-dürlüðe sor onlar ne yapacaðýnýsöyler” der, sevki yapýlýr, yol üc-reti dahi ödenir.

- Sigortalý deðilse meslek has-talýklarý hastanesine ulaþmasýnýöneririz, ancak bu mümkün de-ðilse hasta herhangi bir hasta-neden kesinlikle epikriz yada

hastalýðý pnömokonyoz olaraktanýmlayan bir rapor almalýdýr.Ayný zamanda dava açmalý si-gortalýlýk haklarýný talep etmelive durumu SSK’ya da bildirerek,SSK’nýn davalara yanýnda katýl-masýný saðlamalýdýr.

- Bu durum utanç kaynaðýdýr.YIPRATILMIÞ, TAÞLANMIÞ KOTPANTOLON ALMAYIN, ÜSTÜN-DE KAN VAR!!!

(*) Ýþ Saðlýðý ve Kamu Yöneti-mi Bilim Uzmaný

Ankara Meslek HastalýklarýHastanesi

Dr. O. Kaan Karadað (*)

Fotoðraf: Nihat Karadað