4
------------- ___ CUMA 8 NİSAN, 1960 Yıl: 1 - Sayı: 46 Fiatıı 15 MU Abon«t Bir; Altı aylığı: 11 Ulil ibi K.T.K.F' adına: R. R. DENKTAŞ İdare Evi: Ankara Sokak No: 7 Tel: 2697 . Lefkoşa AKTARILMIŞTIR- Beşparmak 13. SAYISI ÇIKTI Satış Yeri : BEŞPARMAK YAYINEVt Tel : 2697 Yunan Gençliğine Beyanatı, Kıbrıs Tiirkleri için bir iuaz ve ihtardır ^ 7 J m I Kıbrıs Türk Gençliğinin Gr/vas’a Cevabı: Kıbrıs için öleceğiz ve yaşıyacağız Yunanişlan’fk -2ÎÖ& -gû^unü kutlamak için İö^arıan 1000 Yunan gencine hitap eden Gri vas, gençlere : “Cumhuriyetin tam istiklâle bir basamak teşkil ettiğini” söylemiş ve Yunan gençliğini icap ettiği takdirde tekrar mücadele- ye atılmak üzere hazır olmağa davet etmiştir. Grivas, Megalo îdea (Bli- Bitmiyen Mücadele 1 Nisan EOKA giınii oldu... Bu günü tes’id için söylenenler Kıbrıs Türklerine ders olsun.. Rum gazeteleri bir ya- na, Rum hissiyat ve ni- yetlerini Makariosun kendi ağzından öğren- dik. “ Baklayı ağızdan ç'karmak” olursa bu k.ı dar olur... Zurih'te tam emelle ri"e erişememişler; fa- kat millî mücadelelerin sonu olmazmış... Bu mü cadeleler başka renk /< şekil alarak devam edeı mis... Nihai zafer yakın mış... Bunlar bir devlet rei- si namzedinin ağzından resmen çıkan sözlerdir.. Bunları unutmamak ve ona göre hazırlanmak da bize düşe" bir vazi- fedir. Sabır ve soğukkanlı- lık en büyük hasletimi/ dir. Sabırla herşeyi ta- kip ediyoruz!., Ve edece ğiz de... NACAK »AAAAAAAAAA/VAAAAAAA Bir avuç insani. RAUF RAİF DENKTAŞ Cemaatlar arası çarpışma- larda Piperisterona’da ev- lerini kaybedenlere Muruta- ğada yeni evler inşe eden Gö nüllü Ordusu geçen hafta da vazifesine devam etmiştir. Bu fedakâr kardeşlerimizin ça- lışması sayesinde 22 aileye ev, cami, okul, kulüp ve koope- ratif binaları temin ediliyor. Uzun bir yol katedilmiştir. 2-3 haftalık bir gayretle 22 aile evlerine kavuşmuş ola- caktır. Bu pazara biraz daha gay- ret gösterelim : Dülger ve yardımcılarına, ustalara ihti- yaç vardır. Pazar gününü kahve bucaklarında durmak- la geçireceğinize Gönüllü Or- dusuna siz de katılınız; ismi- nizi cemaatımızın bu şeref lis tesine siz de geçiriniz. Kuliip lerden bunu hassaten rica ede tiz. Gecen nazar Gençlik Gü- cü Mnratağa’da harikalar ya ratıyordu, idarecilerine ve cendere teşekkür ederiz Ma ğusa’dan Dr. Karaderi kolla- rı sıvamis bir evin damını ka pıyordu. Fakat isimler üzerin de durmavaltm. Gönüllü ordu suna katılanlann adlan her hafta nesredilivor. Gelecekte bıı listeye bakarak cemaat HP-runn fedakftrane çalışan laı*» tesbit edebileceğiz. Çalı- şanlar arasında günlük mai- şetlerini temin edecek isi bul mayanlar df var. ‘Pazar rnin bos durup issizliği dü- şürmektense vardıma koş- tuk” dlvorlar. insanın gavri îhtivarî gözleri vasanvor! Muratağa bizim için Wr andın mevdana getirdiği ha- rika olacaktır. Piperisterona’dan seçer- ken. sırıtan viran olmuş Türk evleri arasında ellerini kolla nnı sallavnrak gezen bhknc 'Hisflii* Rnm genci W ».imle av edercesine ıslık çaldı.. Bu ıslıkta “ siz burada baıı azsınız" diyen küstah bü- yük Yunanistan) tezinden vazgeçmemelerini de ayrıca gençlere ihtar etmiştir. Bu loplaııtıda Makarios’un Yu- nanistan'daki mümessili Kra ııityodis de hazır bulunuyor- du. Grivas’m bu beyanatı, Kıl) ı ı.s Tiirkleri için en bariz bir ikaz ve zamanında yapılmış bir ihtardır. Ziirih anlaşmasının Londra da imzalandığı günden baş- layan bu oyunlar gün be gün, ayan beyan karşımızda bir kitap gibi açılmaktadır. Ma- karios - Orivas komplosu var mı? diye düşünmeye değini-';.. Bu komplonun mevcudiyeti biitiin çıplaklığı ile meydan- dadır. Bu çılgın macera, kııv veden fiile konacaktır. Bu gidişle, gün gele, Kıbrıs’ı tek rar kan kaplıyacaktır. Neti- ce ne olacaktır diye düşün- meye tenezzül bile etmiyo- ruz... 1*20 bin Türk bu mace- ranın kurbanı olsa bile Türk gençliğinin bizi yardımsız ve himayesiz bırakmıvacağına kat’i inancımız vardır. Haklı bir dfivâ uğrunda öl meğe alışmış bir milletin ev- lâtları olarak haykırıyoruz : Kıbns için öleceğiz ve yaşı- yacağız. f * ***• A+mthât* ------- ' Susuzluktan kıvranan Süleymaniye ve Günebakan köyleri Çiftçiler Bir ligi Başkanı H. M. Gültekin Beyle birlikte Lefkoşa komiserinit su dairesini ve iç isleri bakanını ziyaret ederek şikâyetlerini bildirmişlerdir. Bu köylerle ilgili şikâyeti 4. sayfamızdaki çiftçiler Birliği Bülteninde okuyunuz. Foto : Turgut Limasol Polisinde Neler Oluyor? Limasol’da, gerek merkez de ve gerek köylerde polis merkezlerinin kilit mevkileri- ni1 Rumlar yerleştirilmiştir. Aşağıdaki listeye kısa bir göz atmak işin vehametini öğrenmeğe kâfi gelmektedir^ 1 — Limasol kasabası ve köyleri genel mes’uliyeti : Birinci mesul: Ingiliz, ikinci mesul (Rum) ıUçüncii mesul (Rum). 2 — Limasol kasabası Me- sulü : önyüzbaşı (Rıım), İkinci mesul, zabit (Rum). 3 — Limasol köylerinin ge ııel mesulü : Piskobu bölgesi, Yüzbaşı (Rum), Ayııikola Bölgesi, zabit Bölgesi, Yüzbaşı (Rum), Plâtres (Rum). 4 — Limasol, Pasaport. Dai resi : Çavuş, mesul (Rum), İkinci mesul (Rum). 5 — Sivil devriye kolu : Çavuş, mesul (Rum), 4 pivade (Rum), 1 Türk. fi — Ambar Emini : Çavuş, mesul (Rum), Çavuş vekili (Rum), 7 — Savcılık Dairesi • 3 zabit (Rnm), 1 çavuş (Rum), 1 Çavuş (Türk). 5 — ödeme Dairesi : 1 Çavuş, mesul ('Rum), 1 İkinci mesul (Rum), Her hangi bir Türk polisi- nin. her hangi bir Türkün bu kanaldan geçerek işi Rum âmirlerin insaf ve merhame- tine kalmış olmaktadır. Bii- tiin daire işleri Rum âmirler arasında taksim edilmiştir. Yalnız, devriye kolu gibi zor olan, emek istiyeıı bu kol daki durum Tiirklerin lehin" dir. 1 Rıım çavuşuna karşı- (Devamı sayfa dörtte) Mezunlar Birliğinde bir izcilik kolu kurulması için iiyeler faaliyete geçerek izci kaydına başlamışlardır. Resimde, Türk izcileri Başkam Bülent Salih ve Genel Sekreteri Ahmet Tansel Beyler Mezunlar Birliğin de yaptıkları toplantıda izri mezunlardan Tıınray Apakgiin ve Ali Ye filoda ile birlikte görülmektedirler. Foto: Turgut Çanakkale Savaşı Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin, Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin, ölüm indirmede yerler, ölü püskürmede yer; O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaazı beşer. Kafa, gözı gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak; Boşanır sırtlara, vadilere sağnak, sağnak. Şiiheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rükû olmasa dünyada eğilmez başlar... Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor! föy, İm topraklar için toprağa düşmüş, asloer! < iökteıı ecdad inerek öpse o pâk alnı değer. Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? “ Gömelim gel seni tarihe” desem sığmazsın. Mehmet Akif ERSOY eda vardı. Soğukkanlılıkla Muratağa da yükselmeğe baş layan evleri gösterdik: Bun- ları da yıkabilirsiniz, fakat büsi buradan kaçınmazsınız, dedik. Yeni bir Gönüllü Or- dusu ile yenisini yaparız 1.. Harp esirleri gibi... Kıbrıs gümrüklerindeki eş- ya muayene memurlarının eo ğunuıı rum olduklarını defa- larca bu sütunlarda yazdığı- ma halde, Gümrüklerdeki Tiirklerin sistemli bir şekil- de. bilhassa muayene kısım- larından uzaklaştırılmasına halâ devam edilmektedir. Rumların bu davranışlariv ia elde etmek istedikleri »ay da çok manâlı ve açıktır, öte \andan Rum gümrük memur Iarının, devamlı surette Türk memurlara karşı sert davra" maları dtt dikkati çekmekte- dir. Yağmur yüzünden, (dok- (Devamı sayfa dörtte) NACAK ÜYELERİNE Köy ve kazalarda Nacak’a üye olupta üyelik be- dellerini he"iiz ödememiş bulunan okurlarımızın he- gaplanm kapatmıya başlamalarını rica ederiz. nacak yönetmenliği Alithia’nın başyazısı Görmiyen Gürsün “Kıbrıs Rum halkı yan gelip rahat etmiye- cektir. Bahusus ki Zu- rih - Londra Anlaşma - ları bizim için bir son değil, bilâkis arzumuz hilâfına kabul ettiril- miş geçici bir durak ve yeni millî kazançlar için bir hareket nokta- ■sı teşkil etmektedir. Atalarımız “eldekine razı ol, fakat daha iyi- sini iste!” diyorlardı. Kendisi için mücadele- nin bitmemiş olduğu Kıbrıs Rum halkının da yarın için parolası bu olacaktır. Ve tam Hürriyet olan sonuna ulaşmadıkça mücadele bitecek değildir. Kıbrıs Rum halkının Piç (gay ri meşru) hâl çareleri- ne ilânihaye tahammül edeceğini sananlar se- filâne aldanmış oluyor- lar!” Dağılan ezilir, ayrılan yenilir, Birlikten kuvvet doğar... Bir Milletin Kuvveti, Va- tandaşlarının Millî hislerin - de, Vatandaşlarının zevk ve istirahat zamanlarını mem- leke tuğruna feda etmek hu- susundaki tehalüklerinde ve şahsi kabiliyetlerin umumî refah yolunda birleştirilme- sidir. Cemiyet tehlike altına gir diği zaman ve insanlar hür- riyetlerini kaybettikten son- ra servet, zenginlik, kültür v eher türlü kudret kaynak- larının hiç bir işe yaramaya cağı pek çobuk anlaşılır- Bütün nimetler HÜRRÎ - YET’e dayanmaktadır. Mağlubiyet ancak vatan - daşlann vazifelerini unuttuk ları takdirde kendini göste - rir. Bunun için ne yapmalıyız: Bir gün Yurt için ölmek kâfi bir fedakârlık sayılm- - yor- Mutlak bir lüzum hasıl olursa en son fedakârlıktan- da yani ölmektende çekin - memek vezifedir, fakat asıl gaye bütünlüğümüzü savuna bilmektir' Bu iş içinde muayyen bir cephe yoktur. Her cepheden SOSYAL, KÜLTÜREL, EKO NOMtK cephelerden müdafa a etmek, savaşmak şarttır. Bu günlerde zahiren her şey bir oldu-bitti haliyle gö- rülüyor, Hakikatte ise (işba şına borusu) yeni çalmıştır. Kıırnova otobüsü taslandı Kunıova (Krovya) köy otobüsü, sürücü H.ı san Osman idaresinde Mağusa’dan Kuruova’- ya giderken yol üstün- deki Vatilaga köy gen? leri tarafından taşlan- mıştır. Taş yağmuru karşı- sında arabasını durdur mıya yükümlü kalan Haşan Osman, kahvede oturmakta olaıı köy hal landan yardım istemiş, fakat aldıran olmamış- tır. Türk sürücü, durumu polise bildirmek iciıı taş atan rıımların adını ve evlerini kahvedeki- lcrdc® öğrenmek iste- mişse de söyliyen çıkma mış. Haşan Osman’a sert sert bakmışîarcfır! İnşası ilerlemiş olan öğrenci yurdu ‘Federasyona yapılan yardımlarla” Foto : Turgut Federasyona damla damla verdiğiniz Paralarla 30,000 LİRAYA YAPILMAKTA OLAN 220 KİŞİLİK öGRENCi YURDU Denktaş Kıbrıs Anayasasını imzalarken Federasyonun ve kısmen Maarif Dairçsinitı verdiği 30 bin lira ile eski Mezarlığın içinde 14 Aralık 1950’da inşa- sına başlanan 220 kişilik öğ- renci Vurdu’nun inşası ileri i miştir. Yurdıın inşasını ü/er- lerine alan Yüksek Mühendis ve Mimar Ayer Kâşif ile Hak- kı Atım, kendilerini ziyaret eden bir Nacak muhabirine aşağıdaki bilgiyi vermişler- dir : “ İnşasına 14 Aralık 1959’- da başlanan Yurd, 14 Ağus- tos 19(iO ta bitecektir. Şimdı- lik :i kat olacak olan binaya, ilerde maarif dairesi bir kat daha ilâve etmeği düşünmek- tedir. Şimdiki halde 220 öğ- lenci barındırabilecek durum da buludan binamn birinci katı, yani zemin katında gi- riş holü, kantin, lokal, kitap- lık ve ayrıea vatakodaları bu Ilınmaktadır. Katın yanında- ki ek yapıda, yemehaııe o'a- rak kullanılacak; burada ica- bında 250 öğrenci yemek yi- yebilecektir. İkinci ve üçüncü katta ya- tak odaları ve hasta öğrenci- lerin yatırılması için r'vir (Devanu sayfa dörtte) Kıbrıs Türk Gençlik Teşkilâtından Gençlik Teşkilâtı her böl- gedeki faaliyetleri ile yolunu artık bulmuş olduğunu isbat etmektedir. Bir taraftan K. T.G.T- Lârnaka şübesi aydın latıcı broşürler yayınlarken Baf şübesi de ATA YOLU i - simli bir gazete ile aydınlat ma faaliyetine devam etmek tedir. Ayrıca K.T-G-T. nın or gani olan “ Sönmeyen Meşa- le” Gençliğin ne yapmak iste diğini, ada çapında yapılmak ta olan ve yapılan faaliyetle rini ihtiva etmektedir. Baf şübesinin ‘ATA YOLU bu sefer 15 Nisan 1960 tari hinde ikinci sayı olarak çıkı- yor .Bu sayıda babası aslen Krbrıslı olanAhmet Rasım' in hayatını ve eserlerini to- runu özerettin Arık’tan oku yncaksınız. Ata Yolunu ger- çi K.T-G.T. Baf Şübesi çıka- rıyor, ama o bütün gençliğin malı ve eseridir. Kıbrıs Anayasası imzalandı Çarşamba günii Anayasa imza töreninde Rauf Denktaş’ın yaptığı konuşma: “ Ziirih Antlaşması gereğin ec hak ve hukuku ayrı bir cc maat olarak tesbit edilmiş olaıı ve KıbjMuı idaresinde Kıım cemaatı ile müştereken mesuliyet, yüklenmiş bulunan Kıbrıs Türk cemaatı Anaya- sanın hazırlanmasında uhde- sine düşeni yapmıştır. Bugün imzalanan Anayasa, Ziirih ve Londra Antlaşmalarını11 nı- lıuııa ve metnine sadık h’ r metindir. Yeni kurulacak o- laıı Kıbrıs Cumhuriyetinin re fahı ve bekası bu anayasanın Kıbrıs’taki cemaatler tarafın dan sadakatle kabulüne ve tatbikine bağlıdır. Bunu ya- pabilmek için de Ziirih’teki ruh ve anlayışm her iki ce- maat tarafından cesaretle mii dafaa ve muhafazası gerektir kanaatindeyiz, çünkü bu ruh ve anlayışı, devam etmez Anayasa sadece hükmü »İm yan tarihî bir vesika olarak kalacak ve Kıbrıs'ta sulh ve sükûn yerine bir keşmekeş devam edecektir. Biz bu du- (Devamı sayfa dörtte) 1c

Kıbrıs için öleceğiz ve yaşıyacağızevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1960/... · ı ı.s Tiirkleri için en bariz bir ikaz ve zamanında yapılmış bir ihtardır

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kıbrıs için öleceğiz ve yaşıyacağızevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1960/... · ı ı.s Tiirkleri için en bariz bir ikaz ve zamanında yapılmış bir ihtardır

------------- ___

CUMA

8NİSAN, 1960

Yıl: 1 - Sayı: 46

Fiatıı 15 MU Abon«t B ir; Altı aylığı:

11Ulil

ibi K.T.K.F' adına: R. R. DENKTAŞ

İdare Evi: Ankara Sokak No: 7 Tel: 2697 . Lefkoşa

AKTARILMIŞTIR-

Beşparmak13. SA YIS I Ç IK T I

Satış Yeri : BEŞPARMAK YAYIN EVt

Tel : 2697

Yunan Gençliğine Beyanatı,

Kıbrıs Tiirkleri için bir iuaz ve ihtardır^ 7

J mI

Kıbrıs Türk Gençliğinin Gr/vas’a Cevabı:

Kıbrıs için öleceğiz ve yaşıyacağızYunanişlan’fk -2ÎÖ&Â -gû^unü kutlamak için

İö^arıan 1000 Yunan gencine hitap eden Gri vas, gençlere : “Cumhuriyetin tam istiklâle bir basamak teşkil ettiğini” söylemiş ve Yunan gençliğini icap ettiği takdirde tekrar mücadele­ye atılmak üzere hazır olmağa davet etmiştir.

Grivas, Megalo îdea (Bli-

Bitmiyen Mücadele

1 Nisan EOKA giınii oldu... Bu günü tes’id için söylenenler Kıbrıs Türklerine ders olsun.. Rum gazeteleri bir ya­na, Rum hissiyat ve ni­yetlerini Makariosun kendi ağzından öğren­dik. “Baklayı ağızdan ç'karmak” olursa bu k.ı dar olur...

Zurih'te tam emelle ri"e erişememişler; fa- kat millî mücadelelerin sonu olmazmış... Bu mü cadeleler başka renk /< şekil alarak devam edeı mis... Nihai zafer yakın mış...

Bunlar bir devlet rei­si namzedinin ağzından resmen çıkan sözlerdir.. Bunları unutmamak ve ona göre hazırlanmak da bize düşe" bir vazi­fedir.

Sabır ve soğukkanlı­lık en büyük hasletimi/ dir. Sabırla herşeyi ta­kip ediyoruz!., Ve edece ğiz de...

NACAK»AAAAAAAAAA/VAAAAAAA

Bir avuç insani.RAUF RAİF DENKTAŞ

Cemaatlar arası çarpışma­larda Piper ister ona’da ev­lerini kaybedenlere Muruta- ğada yeni evler inşe eden Gö nüllü Ordusu geçen hafta da vazifesine devam etmiştir. Bu fedakâr kardeşlerimizin ça­lışması sayesinde 22 aileye ev, cami, okul, kulüp ve koope­ratif binaları temin ediliyor.

Uzun bir yol katedilmiştir. 2-3 haftalık bir gayretle 22 aile evlerine kavuşmuş ola­caktır.

Bu pazara biraz daha gay­ret gösterelim : Dülger ve yardımcılarına, ustalara ihti­yaç vardır. Pazar gününü kahve bucaklarında durmak­la geçireceğinize Gönüllü Or­dusuna siz de katılınız; ismi­nizi cemaatımızın bu şeref lis tesine siz de geçiriniz. Kuliip lerden bunu hassaten rica ede tiz. Gecen nazar Gençlik Gü­cü Mnratağa’da harikalar ya ratıyordu, idarecilerine ve cendere teşekkür ederiz Ma ğusa’dan Dr. Karaderi kolla­rı sıvamis bir evin damını ka pıyordu. Fakat isimler üzerin de durmavaltm. Gönüllü ordu suna katılanlann adlan her hafta nesredilivor. Gelecekte bıı listeye bakarak cemaat HP-runn fedakftrane çalışan laı*» tesbit edebileceğiz. Çalı­şanlar arasında günlük mai­şetlerini temin edecek isi bul mayanlar df var. ‘Pazar rnin bos durup issizliği dü­şürmektense vardıma koş­tuk” dlvorlar. insanın gavri îhtivarî gözleri vasanvor!

Muratağa bizim için Wr andın mevdana getirdiği ha­rika olacaktır.

Piperisterona’dan seçer­ken. sırıtan viran olmuş Türk evleri arasında ellerini kolla nnı sallavnrak gezen bhknc 'Hisflii* Rnm genci W ».imle

av edercesine ıslık çaldı.. Bu ıslıkta “siz burada baıı

azsınız" diyen küstah bü­

yük Yunanistan) tezinden vazgeçmemelerini de ayrıca gençlere ihtar etmiştir. Bu loplaııtıda Makarios’un Yu­nanistan'daki mümessili Kra ııityodis de hazır bulunuyor­du.

Grivas’m bu beyanatı, Kıl) ı ı.s Tiirkleri için en bariz bir ikaz ve zamanında yapılmış bir ihtardır.

Ziirih anlaşmasının Londra da imzalandığı günden baş­layan bu oyunlar gün be gün, ayan beyan karşımızda bir kitap gibi açılmaktadır. Ma- karios - Orivas komplosu var mı? diye düşünmeye değini-';.. Bu komplonun mevcudiyeti biitiin çıplaklığı ile meydan­dadır. Bu çılgın macera, kııv veden fiile konacaktır. Bu gidişle, gün gele, Kıbrıs’ı tek rar kan kaplıyacaktır. Neti­ce ne olacaktır diye düşün­meye tenezzül bile etmiyo­ruz... 1*20 bin Türk bu mace­ranın kurbanı olsa bile Türk gençliğinin bizi yardımsız ve himayesiz bırakmıvacağına kat’i inancımız vardır.

Haklı bir dfivâ uğrunda öl meğe alışmış bir milletin ev­lâtları olarak haykırıyoruz : Kıbns için öleceğiz ve yaşı- yacağız.

f * ***• • A+mthât*------- 'Susuzluktan kıvranan Süleymaniye ve Günebakan köyleri Çiftçiler Bir ligi Başkanı H. M. Gültekin Beyle

birlikte Lefkoşa komiserinit su dairesini ve iç isleri bakanını ziyaret ederek şikâyetlerini bildirmişlerdir. Bu köylerle ilgili şikâyeti 4. sayfamızdaki çiftçiler Birliği Bülteninde okuyunuz. Foto : Turgut

Limasol Polisinde Neler Oluyor?Limasol’da, gerek merkez

de ve gerek köylerde polis merkezlerinin kilit mevkileri­ni1 Rumlar yerleştirilmiştir. Aşağıdaki listeye kısa bir göz atmak işin vehametini öğrenmeğe kâfi gelmektedir^

1 — Limasol kasabası ve köyleri genel mes’uliyeti :

Birinci mesul: Ingiliz,

ikinci mesul (Rum) ıUçüncii mesul (Rum).

2 — Limasol kasabası Me­sulü : önyüzbaşı (Rıım),

İkinci mesul, zabit (Rum).3 — Limasol köylerinin ge

ııel mesulü :Piskobu bölgesi, Yüzbaşı

( Rum),Ayııikola Bölgesi, zabit

Bölgesi, Yüzbaşı( Rum),

Plâtres (Rum).

4 — Limasol, Pasaport. Dai resi :

Çavuş, mesul (Rum),İkinci mesul (Rum).5 — Sivil devriye kolu : Çavuş, mesul (Rum ),4 pivade (Rum ),1 Türk.fi — Ambar Emini :Çavuş, mesul (Rum), Çavuş vekili (Rum),7 — Savcılık Dairesi •3 zabit (Rnm ),1 çavuş (Rum),1 Çavuş (Türk).5 — ödem e Dairesi :1 Çavuş, mesul ('Rum),1 İkinci mesul (Rum),Her hangi bir Türk polisi­

nin. her hangi bir Türkün bu kanaldan geçerek işi Rum âmirlerin insaf ve merhame­tine kalmış olmaktadır. Bii- tiin daire işleri Rum âmirler arasında taksim edilmiştir.

Yalnız, devriye kolu gibi zor olan, emek istiyeıı bu kol daki durum Tiirklerin lehin" dir. 1 Rıım çavuşuna karşı- (Devamı sayfa dörtte)

Mezunlar Birliğinde bir izcilik kolu kurulması için iiyeler faaliyete geçerek izci kaydına başlamışlardır. Resimde, Türk izcileri Başkam Bülent Salih ve Genel Sekreteri Ahmet Tansel Beyler Mezunlar Birliğin de yaptıkları toplantıda izri mezunlardan Tıınray Apakgiin ve Ali Ye filoda ile birlikte görülmektedirler.

Foto: Turgut

Çanakkale SavaşıBomba şimşekleri beyninden inip her siperin,Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin, ölüm indirmede yerler, ölü püskürmede yer;O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaazı beşer.Kafa, gözı gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak; Boşanır sırtlara, vadilere sağnak, sağnak.

Şiiheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...O, rükû olmasa dünyada eğilmez başlar...Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,Bir hilâl uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

föy, İm topraklar için toprağa düşmüş, asloer!< iökteıı ecdad inerek öpse o pâk alnı değer.Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? “ Gömelim gel seni tarihe” desem sığmazsın.

Mehmet Akif ERSOY

eda vardı. Soğukkanlılıkla Muratağa da yükselmeğe baş layan evleri gösterdik: Bun­ları da yıkabilirsiniz, fakat büsi buradan kaçınmazsınız, dedik. Yeni bir Gönüllü Or­dusu ile yenisini yaparız 1..

Harp esirlerigibi...

Kıbrıs gümrüklerindeki eş­ya muayene memurlarının eo ğunuıı rum olduklarını defa­larca bu sütunlarda yazdığı­m a halde, Gümrüklerdeki Tiirklerin sistemli bir şekil­de. bilhassa muayene kısım­larından uzaklaştırılmasına halâ devam edilmektedir.

Rumların bu davranışlariv ia elde etmek istedikleri »ay da çok manâlı ve açıktır, ö te \ andan Rum gümrük memur Iarının, devamlı surette Türk memurlara karşı sert davra" maları dtt dikkati çekmekte­dir.

Yağmur yüzünden, (dok- (Devamı sayfa dörtte)

NACAK ÜYELERİNEKöy ve kazalarda Nacak’a üye olupta üyelik be­

dellerini he"iiz ödememiş bulunan okurlarımızın he- gaplanm kapatmıya başlamalarını rica ederiz.

n a c a k y ö n e t m e n l i ğ i

Alithia’nın başyazısı

Görmiyen Gürsün“Kıbrıs Rum halkı

yan gelip rahat etmiye- cektir. Bahusus ki Zu- rih - Londra Anlaşma­ları bizim için bir son değil, bilâkis arzumuz hilâfına kabul ettiril­miş geçici bir durak ve yeni millî kazançlar için bir hareket nokta- ■sı teşkil etmektedir.

Atalarımız “eldekine razı ol, fakat daha iyi­sini iste!” diyorlardı. Kendisi için mücadele­nin bitmemiş olduğu Kıbrıs Rum halkının da yarın için parolası bu olacaktır. Ve tam Hürriyet olan sonuna ulaşmadıkça mücadele bitecek değildir. Kıbrıs

Rum halkının Piç (gay ri meşru) hâl çareleri­ne ilânihaye tahammül edeceğini sananlar se- filâne aldanmış oluyor­lar!”

Dağılan ezilir, ayrılan yenilir, Birlikten kuvvet doğar...

Bir Milletin Kuvveti, Va­tandaşlarının Millî hislerin - de, Vatandaşlarının zevk ve istirahat zamanlarını mem- leke tuğruna feda etmek hu­susundaki tehalüklerinde ve şahsi kabiliyetlerin umumî refah yolunda birleştirilme­sidir.

Cemiyet tehlike altına gir diği zaman ve insanlar hür­riyetlerini kaybettikten son­ra servet, zenginlik, kültür v eher türlü kudret kaynak­larının hiç bir işe yaramaya cağı pek çobuk anlaşılır-

Bütün nimetler HÜRRÎ - YET’e dayanmaktadır.

Mağlubiyet ancak vatan - daşlann vazifelerini unuttuk

ları takdirde kendini göste - rir.

Bunun için ne yapmalıyız: Bir gün Yurt için ölmek

kâfi bir fedakârlık sayılm- - yor- Mutlak bir lüzum hasıl olursa en son fedakârlıktan- da yani ölmektende çekin - memek vezifedir, fakat asıl gaye bütünlüğümüzü savuna bilmektir'

Bu iş içinde muayyen bir cephe yoktur. Her cepheden SOSYAL, KÜLTÜREL, EKO NOMtK cephelerden müdafa a etmek, savaşmak şarttır.

Bu günlerde zahiren her şey bir oldu-bitti haliyle gö­rülüyor, Hakikatte ise (işba şına borusu) yeni çalmıştır.

Kıırnovaotobüsütaslandı

Kunıova (K rovya) köy otobüsü, sürücü H.ı san Osman idaresinde Mağusa’dan Kuruova’ - ya giderken yol üstün­deki Vatilaga köy gen? leri tarafından taşlan­mıştır.

Taş yağmuru karşı­sında arabasını durdur mıya yükümlü kalan Haşan Osman, kahvede oturmakta olaıı köy hal landan yardım istemiş, fakat aldıran olmamış­tır.

Türk sürücü, durumu polise bildirmek iciıı taş atan rıımların adını ve evlerini kahvedeki- lcrdc® öğrenmek iste­mişse de söyliyen çıkma mış. Haşan Osman’a sert sert bakmışîarcfır!

İnşası ilerlemiş olan öğrenci yurdu ‘Federasyona yapılan yardımlarla” Foto : Turgut

Federasyona damla damla verdiğiniz P a r a l a r l a

30,000 LİRAYA YAPILMAKTA OLAN 220 KİŞİLİK öGRENCi YURDU

Denktaş Kıbrıs Anayasasını imzalarken

Federasyonun ve kısmen Maarif Dairçsinitı verdiği 30 bin lira ile eski Mezarlığın içinde 14 Aralık 1950’da inşa­sına başlanan 220 kişilik öğ­renci Vurdu’nun inşası ileri i miştir. Yurdıın inşasını ü /er­lerine alan Yüksek Mühendis ve Mimar Ayer Kâşif ile Hak­kı Atım, kendilerini ziyaret eden bir Nacak muhabirine aşağıdaki bilgiyi vermişler­dir :

“ İnşasına 14 Aralık 1959’- da başlanan Yurd, 14 Ağus­tos 19(iO ta bitecektir. Şimdı- lik :i kat olacak olan binaya, ilerde maarif dairesi bir kat daha ilâve etmeği düşünmek­tedir. Şimdiki halde 220 öğ­lenci barındırabilecek durum da buludan binamn birinci

katı, yani zemin katında gi­riş holü, kantin, lokal, kitap­lık ve ayrıea vatakodaları bu Ilınmaktadır. Katın yanında­ki ek yapıda, yemehaııe o'a- rak kullanılacak; burada ica­

bında 250 öğrenci yemek y i­yebilecektir.

İkinci ve üçüncü katta ya­tak odaları ve hasta öğrenci­lerin yatırılması için r 'v ir (Devanu sayfa dörtte)

Kıbrıs Türk Gençlik TeşkilâtındanGençlik Teşkilâtı her böl­

gedeki faaliyetleri ile yolunu artık bulmuş olduğunu isbat etmektedir. Bir taraftan K. T.G.T- Lârnaka şübesi aydın latıcı broşürler yayınlarken Baf şübesi de ATA YOLU i - simli bir gazete ile aydınlat ma faaliyetine devam etmek tedir. Ayrıca K.T-G-T. nın or gani olan “ Sönmeyen Meşa­le” Gençliğin ne yapmak iste diğini, ada çapında yapılmak

ta olan ve yapılan faaliyetle rini ihtiva etmektedir.

Baf şübesinin ‘ATA YOLU bu sefer 15 Nisan 1960 tari hinde ikinci sayı olarak çıkı­yor .Bu sayıda babası aslen Krbrıslı olanAhmet Rasım' in hayatını ve eserlerini to­runu özerettin Arık’tan oku yncaksınız. Ata Yolunu ger­çi K.T-G.T. Baf Şübesi çıka­rıyor, ama o bütün gençliğin malı ve eseridir.

Kıbrıs Anayasası imzalandıÇarşamba günii Anayasa imza töreninde

Rauf Denktaş’ın yaptığı konuşma:“ Ziirih Antlaşması gereğin

ec hak ve hukuku ayrı bir cc maat olarak tesbit edilmiş olaıı ve K ıbjM uı idaresinde Kıım cemaatı ile müştereken mesuliyet, yüklenmiş bulunan Kıbrıs Türk cemaatı Anaya­sanın hazırlanmasında uhde­sine düşeni yapmıştır. Bugün imzalanan Anayasa, Ziirih ve

Londra Antlaşmalarını11 nı- lıuııa ve metnine sadık h’ r metindir. Yeni kurulacak o- laıı Kıbrıs Cumhuriyetinin re fahı ve bekası bu anayasanın Kıbrıs’taki cemaatler tarafın dan sadakatle kabulüne ve tatbikine bağlıdır. Bunu ya­pabilmek için de Ziirih’teki ruh ve anlayışm her iki ce­

maat tarafından cesaretle mii dafaa ve muhafazası gerektir kanaatindeyiz, çünkü bu ruh ve anlayışı, devam etmez Anayasa sadece hükmü »İm yan tarihî bir vesika olarak kalacak ve Kıbrıs'ta sulh ve sükûn yerine bir keşmekeş devam edecektir. Biz bu du- (Devamı sayfa dörtte)

1c

Page 2: Kıbrıs için öleceğiz ve yaşıyacağızevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1960/... · ı ı.s Tiirkleri için en bariz bir ikaz ve zamanında yapılmış bir ihtardır

GÜNLERİN YANKILARINecati TAŞKIN

(K.T.l.B.F. Genel Sekreteri)

Geçen hafta Cuma günü EOKA’nın faaliyete geç­tiği 1 Nisan 1955 yılını, beşinci yıl dönümünü kutlan mak için yapılan törenlerle verilen beyanatlar, gelece ğin, her gününden daha karanlık olduğunu ispat et­miştir. EOKA tedhişçilerini tebcil etmek için Maka­rios’un 'erdiği söylevden çok şeyler anlaşılmakta vegizli manalar ortaya dökülmektedir.

Adamızın, yarın refah ve saadete kavuşacağı ü- midini 'besleyen ve konuşması için her türlü gayreti gösteren ve fedakârlıklarda bulunan Türk toplumuna karşı en basit bir sempati besleyerek, durumu karar sızlığa sevkedecek beyanatları vermesi Makariosta düşmekteydi. Fakat n eyazık ki, Makarios hazretleri sözde zaferleri kutlamak için hazırladığı söyleve, de­rin manalı cümleler ekliyerek, sanki Zurih ve Londra anlaşmaları mevcut değilmiş gibi görünmek istedi Türk toplumunun gösterdiği iyi niyet Makarios’un hoşuna gitmemişse, bunun sebeblerini kendinde ara sın' Ingiliz Hükümetine yüklenirken, arada Türk’ler­den da temas ederek, bizi itham etmek yüz kızartıcı bir olaydan başka birşey değildir-

Hakikati göz önünde bulundurur ve realite ile hareket edersek göreceği zki, rumlarm Ingilizleri vur duğu dört yıllık devirde dahi, İngiliz askerleri için hâzineden çıkan paralar yine onların cebine akmıştı. Fakat, Makarios bunu görmek istemiyor, görmek is­temek değil, görmemezlikten geliyor. Çünkü, bu temi ııat olacak olan üsler adada bulundukça, sevdasına kapıldığı ve “ nihai hedef” diye kabul ettiği ENOSIS’e jsla ulaşamayacaktır.

Hodbince sarfedilen sözlere parti ve Federasyon’ un verdiği cevap, karşısında Makarios’un tutumunun ne olacağını Cumartesi günü yapılan toplantı göster­miştir. Makarios, hakikaten Zurih ve Londra anlaş­malarına inanmış olsaydı, bunca zaman hüsnüniyetle kendiyle işbirliği yapmış bir cemaata dil uzatmazdı-

Makarios’un verdiği beyanat ve yaptığı söylev, toplumu ilgilendirdiği kadar Türk işçisini de ilgilen­dirmiştir. Türk işçisi, Makarios’un söylevine cevap vermek istememişse, bunu daima sadık kaldıkları li-

J»derlerinin cevap 'ermesiyle yetinmişlerdir. Fakat, * Makarios şunu iyice anlamalıdır ki, verdiği söylevler

hatalıdır ve yanlıştır. Böyle söylevler Türk toplumu nun infialine vesile olacağı gibi îşçi Teşekkülleri ara­sında devam edegelen iş/birliğinin de sarsacak ve do- layısıyle fakir Kıbrıs işçisine darbe indirilmiş olacak .iır. Açıkça belirtiğimiz bir, ram cemaatının lideri Ma­karios bu gibi söylevleri devam ettirecek olursa, işçi teşekküllerimiz de işbirliğini kesecektir.

Makarios’a tavsiyemiz, Kıbrıs Cumhuriyetinin ku rulması icab eden bu günlerde inanıdar söylevlerden kaçınarak toplumuna daha iyi yön tayin etmesidir- Aksi halde, tahrikler ve kışkırtmalar etrafı yalınız nifak tohumları saçarak ve barışa doğru giden adamı zı eski haline sokmaktan daha bşk birşey olmayacak tır Liderimizin verdiği beyanatlarda da sarahaten belirtikdiği gibi, Mkarios kendi başına Cumhuriyetin ilânı yoluna giderse doğacak veçhilelerden Türk top­lumu niye mesuliyet taşısın?

KEMAL HAŞAN PARALİKTENEKE VE TEL FABRİKASI

v ^ V

A S '\y '' /

W 1

■,'kV r ■, ■'W i

\ / \ /

M I

s '■" /

\ ■\ ' j |

,v ■ \ 1

\ .

ihtiyaçlarımızdan biri olan BAKLA VALİ TEL ve en iyi bir şekilde yapılan YAĞ, HELLİM. TENEKELERİ, KONSERVE KUTULARI, BO­Y A ŞİŞELERİ KAPAKLARI, ISLIM İĞNELE­Rİ, OLUK ve saire gibi her çeşit tenekecilik iş­leri yapılır. Her köyde ve kasabada Tenekecilik ve inşaat işleri, iş yerine kadar gidilerek yapı­labilir.

Alâkadarların aşağıdaki adrese müracat etmeleri, derhal işlerinin yapılmasına kâfidir.

KEMAL HAŞAN PARALİK Adrese dikkat:

KARABABA — 9-11-A — LEFKOŞA

YÜZY1RM1B1N FEDERASYON

“Bize ne? Bu ig Federas­yonun. Evsizlere evi o yap - tun, yersizlere yer versin, fa kit fa/tat kabiliyetli gençle- kir fakat kabiliyetli gençle- o uğraşsın” diyenlere cevap-

Kardeş, arkadaş, vatan - daş, bu söz ağzına yakışma­dı Düşünmeden söylemiş ol­malısın. Bir düşünürsen ya- nüdığını anlarsın.

İlk düşün, Federasyonun nesi yapsın saydığın işleri? Binasının taşlan mı uğraş­sın Rum basınıyla? Yoksa tavanı mı okutsun kalibiyetli gençleri- Yersizlere yeri, ka pişi mı versin? Ankara soka ğtndaki binanın? Tuhaf gö­rünüyor söyledikler im. De ğil mi kardeşim? Evet tuhaf ama bunlar sadece senin söy­lediklerinin açıkçasıdır. Se­nin söylediklerin de tuhaf - tır. •

‘‘Evsizlere evi Federasyon yapsın’ 'demekte haklısın a- ma “ Bize ne?” dersen yanı­lırsın. Çünkü Federasyon, se ninle Federasyondur.

Beşaltı kurumun birleş - mesiyle meydana gelmiş - tir. Federasyon. O beşaltı kurumu («uran da sizsiniz Devam ettirecek olan da siz siniz. Onlar devam eder, ge­lişirse Federasyon da geliş - miş olacak. Ama bilir misin niçin gelişmiş olacak? O, say dığın şeyler yapılmış olacak da onun için. O saydığın şey ler olacak dedim çünkü, beş altı kurum saydığın şeyler üzerinde uğraşmakta-..

‘‘Ama benim o kurumlara yapacağın yardım çok küçük Yapmasamda onlar birşey kaybetmiyecek” deme. Elin­den geldiği kadar yardım et, ayni zamanda da etrafların dakileri yardım etmiye teş - vik et.

Göreceksin, az zamanda yardımların büyük işler gö­recek. Federasyonun göğsü kabaracak bu işlerle.

Ama yanlış anlama, Bina­nın göğsü kabarmaz .Hisset­mez bina, İftihar edemez- If tihar edecek olan sen ve ben iz- Ama ‘ ‘sen, ben yokuz, biz varız.”

Öylesine iftihar edecek o lan da biz iz, Kıbrıs Türklü­ğüdür.

Halkj EğitimiLaubach ve Resimli Alfabe ile yığıı eğitimi:(Geçen haftadan devam)

Ifa/.ırlıyan : Nejat ErtekinAmerikalı Ümmilikle sa­

vuş mütehassısı Laubach bîr ç o k memleketlerde çalışarak 25 senede Ummîler için çok basitleştirilmiş bir alfabe ve okuma metodu meydana ge­tirmiştir. Bu alfabe Umraî- niıı resimci kafasına hitap et inektedir. Her harf o harfin şeklinde çizilmiş resimle ta­nıtılmakta, bu resimden sese, harfo ve kelimeye, kelimeden basit cümleye ve temel bilgi­ye geçilmektedir.

Bir Ümmî İm alfabeyi ve basit okumayı iki haftada ög renebilmekte ve basit bilgisi­ni başkalarına aktararak iler letmetkedir. Metodun temel prensiplerinden biri de (iiğro i en bir başaksına öğretsin) şiarıdır. Bu suretle öğretme amelivesi bendesi diziye gire rek öğrenenlerin sayısı siira* 1< artmaktadır, öğrenciler arasından seçilenler (öğretim Direktörü) olarak yetiştiril­mekte ve bunlar metodu di­ğer gönüllülere öğreterek sa­vaşı çevrelerinde teşkilâtlan dırıp yürütmektedirler. Bu­nun için bir vazı ve konuşma dili meydana getirmek .şart­tır.

ATATÜRK VETÜRK İNKILABI :ITer büyük halk hareketi

bir halk eğitimine ve bir halk eğitimcisi rehbere daya bir.

Bütün bir millet toplulu­ğunun Doğulu durgun bir ha vat tarzından Batılı hareket li bir hayat tarzına geçişi de mek olan Türk inkılâbının ehber önderi büyük halk

eğitimcisi ATATÜ RK’tiir.Atatürk, harf inkılâbını,

dil inkılâbını, tarih inkılâbı ııı ve yaşayış inkılâbını ele aldı. Kendisi tahta başında ve halk arasında inkılâpların iaşüğretmenliğini yaptı.

Atatürk’ün metodu, halkın ihtiyaçlarını halkla temas ede rek ve konuşarak anlamak ve bu suretle onların anlama-

T Ü R K İ Ş Çİ S İTürk hakkını lâyıkıyler koruyabilecek Türk işçi Birliklerine üye ol.

Birliklerin her faaliyeti senin menfaati­ni korumak içindir.

Bu günü düşünerek hareket etme. Yarın için kötü günler bekle.

Türk îşçi Birlikleri en temiz bir gayeyle seni de sinesinde görmek ister.

Davamız millidir ve çok asil duygular taşır.

Hakkını ancak teşkilâtlanarak koruyabi­lirsin.

larına yardııAetraeJç ve ihti­yaçlarını milVec karşıla inaktır. AtatürflLkonuşan ve konuşturan bir %ılk eğitim­cisi rehber önder

HAT; EİİÎTİM ÇEŞİTLERİ1 — Ümmîliğin \! asviyesi,

(Yığın Eğitimi.')Klâsikleşmiş bir\nllc fgı-

limi cesidi n m m îl iğim ta sv i ve si seferberliğidir. İnceleri ümmîliğin tasfivesi bVlı ba­sına bîr hedef olarak le alın m ıssa da bunun kendi bası­na kâfi olmadığı — »Vıvıın yazmanın sadece bir msıtn olduğu, buna da bir nmtteya ve hedef vermenin zar\eti anlaşılmıştır.

Buna yığın eğitimi d m ektedir.

Esaslı bir takip sistemi beslenmiyen yığın eğiticin­de başlangıçta elde edilen !<o lav basanların az zamana kaybedildiği görülmektedir.

2 — Temel Eğitimi :(Temel eğitimi) geri kal­

mış bölgeler, zümreler ve köy ler halkının daha yüksek bir hayat seviyesine erişmek için kalkınmalarını kendi el­lerine almalarına eğitim yo­luyla vardım etmek demek­tir.

Konular arasına şunlar gi ror : iktisat, (ziraat, san’at- ler ve kooperatifçilik). ev idaresi, sağlık, eğlence, te­mel bilgiler (okiıvup - yaz­ma) hesap. yurttaşlık bilgisi vesaire.)

Temel eğitiminde metod (yaşayarak ve yaparak öğ­renmedir'). flöz ve kulak yo luyla eğitim metod ve araçla ıına çok yer ve ehemmiyet verilir.

El ile çalışmayı aşağı gö­ren memleketlerde temel eği­timinin ana davalarından bi­lini, el ile çalışma sevgisini, saygısını ve alışkanlığını ge­liştirmek teşkil eder.

3 — Toplum Eğitimi :Gelenekçi ve yeniliğe kar­

tı isteksiz ve mukavemetçi oiaıı köylerde (fert eğitimi­nin) az verimli oluşu terbi­yecileri toplum eğitimine sev ketmiştir.

Bu eğitimle bütün toplu­mun düşünüş, yaşayış ve ça lışma tarzlarında tnkilâplar yapmak hedefi güdülür. Top hım inkılâbını daha ziyade anne, zevce ve ev kadını o- laıı, kuvvetli bir toplum ru­huna malik bulunan ve ruhu yeniliğe' daha açık olan <a- dınların yürüteceği düşünü­lerek eğitimcileri daha ziya­de kadınlardan yetiştirilirse bunların gayelerini erkekle­re destekletmek için bir mik­

tar erk nj Top lııi

ılerş \ i‘ ■ Iıı koııili

A K P A KBUHARLA TEMİZLEME EVİ

Uzunboylu çalışmalardan sonra,AKPAK BUHARLA TEMİZLEME EVİ’mizi,

sayın halkımızın hizmetine açtığımızı müjdeleriz Atölyemiz, tam teçhizattı olmakla beraber, uzun za­man tecrübe görmüş elemanlara da sahiptir Elbise - lerdeki ufak tefek söküklerin tamiri ile. KAN, PAS, MÜREKKEP, BİRO ve MEYVE lekelerinin temizlen - mesi için de lâzımgelen araçların elde edildiğini ay - rica sayın müşterilerimize bildirmekle kıvanç du - yarız.

Emekli öğretmen A CEVDET ÇUVALCIOfiLlJ

Zühtüzade Sokak No. 1 (Selimiye Camii doğusunda,

Türk Fakir Yurdunım karşısında)

yetiştirilir, eğitim metodu

oııferans yerine top ıa, toplu haşanınk

ve relıİMfrliktir.4. Yetişkin eğitim : ileri niı-mleketlerde Halk

Eğitimfiriaha ziyade bir yetiş kin eğftiııı olarak ele alın­maktadır.

Bu memleketlerin klâsik okul eğitiminde olduğu gibi yetişkin eğitiminde de top­lumdan ziyade ferde hitap e- dilir. Fert okulda öğrendikle ı iııi yetişkin eğitimle geliştir diği gibi okulla öğrenmediği birçok şeyleri de bu eğitim­le alır.

YETİŞKİN EĞİTİMİN AMAÇLARI ŞUNLARDIR :a) Meslek bilgisini artı

mak,b) Kiiltiirü geliştirmek, e) Faydalı eğlence,

■'îitUndaşlık ve toplu y i .şama ruhunu gelişt'ırmrtrr

Büyük şehirlerin maddile­şen eok hareketli hayatının Vatandaşlık ve cemiyet ruhu mı zayıflatması ve göze-^ul.ı ğa hitap eden sinema radyo televizyon gibi vasıtaların halk üzerinde büyük etkiler yapması, yetişkinler eğitimi değerine yükseltmektedir,

i). — Eğitime devam : Halk Eğitimi, yığın eğiti­

mi, ümmîliğin tasviyesi. ve toplum eğitimi gibi terimle re. az çök münevverden «ay- ı ı kimselere hitap gibi bir manâ verilmesi, sadece ınii ııevvere hitap eden bir eğiti­me devam hareketinin dog­masına sebep olmuştur.

Eğilime devam, doğrudan doğruya münevver meslek sa kiplerine hitap eder. Bunıın la beraber eğitime devam dece bir meslekte ilerleme »gı timi olarak kalmaz, meslek adamlarının zayıf kalması tabiî olan meslek dışı bilgili linin ve bilhassa umumî kül­türlerinin arttırılması işini de alır.

fi. ... Propaganda : Propaganda kelimesi, asıl

inanası ile alırsak bilgiyi yay mak demektir. Fakat bu c5i timin ancak bir kısmı ve bir şekildir.

Bilhassa zamanımızda pro paganda. Halk Eğitimine te nik öğretme ve geliştirme ba kınımdan ancak faydalı ola­biliyor

7. ... Halk Eğitimi :Bütün terimler Halk- keli­

mesini en geniş anlamı ile n 1 mak şartivle. en şümullüsü, yaııî Halk Eğitiminin biitiin çeşitlerini içine alabilecek o

ın (Halk Eğitimi) dir. Halk Eğitimi halkın, fert, topluluk olarak. Alim, münevver, az okumuş ve ümmî olarak, İni eiik ve biiyük kadın ve erkek hepsine hitap ettiği gibi hal­kın zamanında bütününe ve ilgililerinde tümüne hitap eder. Gıdalanmada olduğu gibi ruhî ve fikrî gıdalanma olan eğitimde de muvazeney, ihtiyaç vardır.

Ümmiler umumi bir fik gıdasızlıştaıı mıızdarip olduk arı gibi her derecede oku­

muşlarda da bir nevi vitamin noksanlığı mevcuttur. Kıs­mî bir fikir ve ruh gıdasızlı­ğına maruzdurlar, tşte halk eğitiminin asıl manâsı ve he­defi, bütünün çeşitli mensup larına, şartlarına ve ihtiyae- 1 firıııa göre, faydalı olm aVır: Ancak bu sayededir ki insan lar fert, topluluk ve toplum olarak; millet, Dünya olarak, İktisadî. İçtimaî, kültürel ve ruhî ihtiyaçlarını yapıcı bir tarzda karşılamak, problem­lerini işlerine ve hareketleri­ne fikir ve bilginin ışığında yön vererek çözmek, kendi menfaatleri ile başkalarının meııfati arasında köprüler kurmak imkânını bulacak, uğ runda yaşanacak ve ölünecek ülkülerle yaşamayı değerlen d ireceklerdir.

1. —- Prensipler : (Halkçı tipinde prensipler şun lardır):

Halkın bulunduğu yerden işe başlayınız.

Bu beş kelime Halk Eğitim çilerinin parolasıdır. Manâr-ı -şudur. Eğer bir halk eğitim­cisi halkın kendisini dinleme sini istivirsa onlara ilgili o l­dukları şeylerden söz açmalı dır. Sözler, afişler, broşürler eııların aıılıyabilecekleri dil­den olmalıdır, ve kavrayabi­lecekleri fikirleri ihtiva et­melidir. Tavsiyeler onların yapabilecekleri şeyler olma­lıdır. Ve şiı demektir ki, şa­yet onlarla aynı fikirde olun

(Sonu 4 üncü sayfada)

NİSANIN İÇİNDEN

Y O R U MErol ERDURAN

Bu yılın ‘Nisan 1 inin’’ siyasî g r e s i n d e değişi* bir özellik vardı. Mart devrilip devrilip firikçe

1» daha da sabırsızlıkla‘ bekleniyordu. DegU m. ki Kıbrıs'ın müstakbel Cundıurbaşkan gün bir konuşma yapacaktı?B;r defa NJjan 1 J *r.sta 5 yıl önce tedhişçiliğin yürüttük-lumu da — kendderınce — kahraımanıliK yleri tedhişçiliğin tarihteki önemini - eger ■ kutj’lirtmek için Lefkoşa’da toplana»* i* u-°„dam Grivas, caklardı. Tedhiş güruhunun bandaki .Kıbrısı terkedeceği zaman verdiği , - .bu sefer de Yunanistandan Kıbrıs R u m l a r m a M ^

sesleniverirdi. Ondan gelecek ses için Rum topyekün kulaklarım açık tutuyordu. Ama, bir

‘ det önce, tedhiş lideri, Atinadaki p u r o s u n d a , bir mu habire verdiği beyanatta, Makarios un, işlen mahalli de gereği gibi yürütmek salâhiyetine haiz olduğun duyurmamış mıydı? O halde, Rum halkının ‘Nisan 1” münasebetiyle Makarios tan ziyade Grivas ın beya natını beklemesi beyhude, öte yandan da l>*genıs m EOKA harekâtının yıldönümündeki sükutu manalıy- 'dı Mezkûr beyanatıyle Makarios’a siyasî s a h a dışın­da bile en geniş salâhiyeti veren Grivas, Nisan 11Bay- ramı’nda kabuğuna çekili kalınca, müstakbel Kıbrıs Cumhurreisinin tedhiş liderlerine yaraşan nutku ba­rışsever halkın zihinlerini tırmalayıp uyartıyordu.| 31 Martı 1 Nisana bağlayan gece, karanlıklara ko

t yuverilen gümbürtülerle beş yd önceki ayni Nisan ge Icesine benzetilecekti. Bu maksad için de yl* on'I f ceki b^mbaIarm Wı-î<«Va-j wıhgkkajt kı ’ ftıü Aksi halde, başka kaynaklardan çiKSrıIacafcte

bürtüleı- bir mânâ ve kıymet ifade edemezdi. Bu şünüşün esiri olarak, bizim komşular, elbette ki uzun uzun bir hazırlık devresi yaşamışlardı. Memkelette şahısların patlayıcı maddelere sahib olmalarının ka­nuna aykırı olacağını idrak etmiş her vatandaş, k ı ­demli EOKA elebaşılarının bu davranışına karşı, bi­zim hükümetin ne gibi tedbirler alacağını merak edip durdu. Gel gör ki, İngiliz üstadlar bütün bu olup bi­tenlere kulaklarını tıkayorlardı. Patlatılan bombalar nenin nesiydi- Bunu Türk toplumunun merak ettiğ* nisbette, Ingiliz Intelijansı da m e r a k ediyor muydu. Bunu araştırmağa, dibine darı ekmeğe gücü yeterdi ya, yine de yürek söylemiyordu -Bıi iş öylece kal- sındı. Zaten ,gel gün git gün müzakereler tamamlanıp işler yoluna girerseydi, adada ,bütün mes’uliyetleri teperek bir kenara çekilmek yok muydu niyette?

O halde, İngiliz üstadların çayları neden soğu - sundu? Kafalar niye yorulsundu? İşlerine geldiğinde sabrı uzatmakta usta oldukları kadar, nemelâzımcı - lıkta da öylesine hünerleri yok muydu?

31 Mart — 1 Nisan gecesinin karanlığında halka- lanan gürültülerden sonra, ertesi günün ışığında, ma­karios’un sesi EOKA cengâverlerine (!) tevcih edilen övgülerin peşisıra, Cumhuriyetin ilânını köstekledi­ğine dair Ingiliz otoritelere karşı bir itham edasıyle yaydıyordu Bir defa, peşinen prestiji sağlamlaştır - mak bakımından, gün, yaman bir fırsattı. Sonra da, bakalım ne zamandan beri dilin altında saklı olan baklayı ağızından fırlatmak için güzel bir tesadüftü. Ek olarak ise, üsler meselesi demiyelim de Kıbrıs me selesi diyelim) gönlünün istediği gibi bir sonuca bağ­lanmazsa, Kıbrıs halkını mahallî hükümete k a rş ı is­yana davet etmek niyetinin varlığım haykırmak ç o k kolaydı. Bundan daha ucuz politika, görülmüş müy - dü? ‘Kıbrıs halkı,, derken Türk-Rum diye bir ayrıntı yapmamanın büyük bir suç olacağı Makarios cenap­larınca biliniyordu ama ,bir deyişin, Türk toplumu ta rafından umursanmıyacağı zehabına kapılmak, ne yapsındı. ki kaderde vardı. Makarios’un nutkuyle teh ditlerine karşı Dr. Küçük ,Türk toplumunun tutumu­nu kesin bir şekilde ihtar edince, şaşkın gözler daha da büyüdü.

Bu durum içinde Vali Foot’un işleri ağırlaşıyor, Bay Amery’nin Londra ile temasları öylesine sıklaşı­yordu. Aksi gibi, bozuk hava şartları yüzünden tel muhaberatında aksamalar oluyordu- Şurası, tabiî ki bu buhranlı zamanda hiç beklenmedik bir keyfiyetti Ama, Vilâyet konağına göre, konular serpelenince, da ğa karşı zor kullanılmalıydı.

Dr- Küçük ün, üsler ihtilâfının halli hususunda sunduğu 100 mil karelik teklif, o güne kadarki siyasî keşmekeşin yarattığı bunaltıcı hava içinde bitkinle şen yüreklere serinletici bir hafiflik veriyordu. Ne var ki, Makarios bu teklifi gereğince incelemeden “ Beni tatmin etmez” deyip kestirivermişti. Her konuda ge­niş salâhiyeti haiz olan Makarios un üsler k o n u su n ­daki İsrarlı tavrından vazgeçmemesi, Grivas’ın b u k o nuda ortak rolü olduğunu ispata yetiyordu.

Tekrarlayıp durduğumuz ‘Nisan 1„ nutkunun a kabinde. Yunan Hükümetinin Makarios’u tasvip e t ­

mediği, Türkiye, İngiltere ve Yunanistan arasında tam hir mutabakat olduğu yeniden teyid ediliyordu. Bu durumda, Makarios’u yalnızlığından sıyırıp y o la getirmek şarttı. Bu yönde faaliyete geçen Vali F o o t ° " c f . bakanların tavassutu gerekeceğini k estir - nıış ı. öyle yapmakla Ma/tarios’a kolaylıkla nüfuz edeceğini umuyordu. Doğrusu Foot için bu, sayılı bir cüretkarlıktı. Bir defa, Makarios safında y e r a l­mış olan bakanlar vasıtasıyle Makarios’u sadete ge­tirmek zannedildiği kadar kolay değildi- Çarelerden bu me sarılmak gerekiyordu- Valiye göre elbette ça

? ^ ma’ b" zamanda hangisini tercih etmek, ^zundı. Bir ayrıntı yapabilmek!.. Foot için bütün mesele ışte buradaydı.. I^ îk' î a '“ J811. meselelerin halli yolunda Rum ba kanlarla birlikte ısbat-ı vücud etmek, elbette ki M a

yÜkÜ Hafİfletmek bakım,n naplan Zurih* “ i1 j ma' ™ dam « Makarios ce- ş « s o .w ü v î . Ve ^ ^ « a n la ş m a la r ın ın ruhuna kar

, l ' K y, ’ yT l gecikmelere yol açmasında ma İ İ ^ k u t T ^ î y Hem’ yenİ b* devreye götüren türlü b askı a’ er ° lanuı> omuzladığı yükü“ t t ragmr niyet etm esf şüphe

ıS . U ? T — ay“ ‘dair bariz bir işarettî Çanlarmın çalınacağına

dıruSUgibf * r f VUÇ K,br,s Türkünün “ Y ıl-bilir m i s £ R İ T korkmayanlar kimlerdir,

çiçekler” özeti il y — arasu,da büyümüş minicik değil de n^ydi?. g° gUS gerfşİ’ davranış

Harika Bir ilâç KOMPO

i

‘ BAŞ, DİŞ, SINIR VE m r k a l TESK/N EDER SOCUK ALGINLIĞI ve GRİBE ESSIR İLAÇTIR.

ADALE AĞRILARINI

KARŞI EN MÜ -

Page 3: Kıbrıs için öleceğiz ve yaşıyacağızevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1960/... · ı ı.s Tiirkleri için en bariz bir ikaz ve zamanında yapılmış bir ihtardır

CÜMA, 8 NİSAN, 1060 — 7 N A C A K " SAYFA 3

Celâl Ba-yar Lisesi Oymak Beyi ve izci Teşkilâtı Genel Sekreteri

Ahmet Tansel ile kısa bir konuşmaİ

türlü faatf- kâr C B. Li ci Haftası

Bütün yıl, her türlü ' vet ekatılan, fedakâr

sesi İzcilerinin izci münasebetiyle neler yapa * '•aklarını öğrenmek maksa - diyle C.B. Lisesi Orta kısnu na gittiğim zaman onları ça­lışırken buldum.

Oymak Beyleri Ahmet Tansel Bey’e .kıymetli vakit leri fazla almamak için şun­ları sordum:

— Celâl Bayar Lisesi İz­cilerinin ,tzci hafsatındaki vazifeleri nelerdir?

— izci haftasının gayesi, izcileri hayatın pratik şart­larına uydurmak ve okulda öğrenmiş oldukları torik bil giyi tatbikat sahasına koya­bilmek imkânını her izciye Bağlıyabilmektir. Kanaatim­ce izcilerimiz izci haftası - nın gayesine uyarak kanaat- bahş bir çalışma örneği ver­mişlerdir. Tahminin fevkin­de C.B.L. izcileri izcilik Tü­resiyle pratik bağda°tuiarç- .!** ;v; «?&ndi izci olduklarını göstermişlerdir. Henüz hafta bitmediği için izcilerimizin, izci haftası münasebetiyle, izci teşkilâtına “ manevî yar d im” yanında ne kadar mad dî yardım yapacakları belli değildir- Çocuklar, pazartesi gün, kartları ile beraber İzci haftası zarfında çalışarak kazanmış olduklafı paraları, seve seve izci Teşkilâtına ve­rilmek üzere bana teslim e- deceklerdir- Ileriki nüshamız

Halil ADAL

çocukların, kazançlarını, ça­lıştıkları müeeseselerin bir listesini neşrederseniz, ço - cuklanmızı sevindirmiş olur sunuz-

— C.L.B L. izcilerinin, Iz- si pazarındaki rolü nedir?

— izcilerimiz, bütün yıl, okulda hummalı bir şekilde çalışıyorlar ve pazara, muh­telif çalışma kolları ile işti­rak ediyoruz.

— Bu çalışma kolları ne - lerdir?

— Trafik, Oymacılık, Mü: zik, izci Köşesi, Şiş kebabı köşesi, köftecilik köşesi ve Şans köşesidir.

Pazar gün gelecek olan misafirlerimize trafik kolu­muz Atatürk Meydanından Atatürk ilk Okuluna kadar yol gösterecektir. Müzik ko lumuz ise. Gelen misafirleri­mize diledikleri parçaları çalmak suretiyle yorgunluk­larını gidermeğe l'ardır. Yine, gelen misafirle­rimizin, öğleyin evlerine gitmek diye bir mesele dü - şünmemeleri için; şişkebabı, köfte, şamişi yapmak sure - tiyle bu düşüncelerini de za­il etmiş olacaklardır- izcilik köşesi izciliğin faaliyetlerini ruhunu, misafirlerimize gös - termiye çalışacaklardır

Şans köşesine gelince mi­safirlerimizle şanslarını de­neme imkânı vereceklerdir.

Bütün izcilere muvaffaki­yetler temenni ederiz-

535 Sene evvel Türk Padişahı ile Alman ya imparatoru arasında yapılan dostluk Mu

ahedesi ve bir birlerine gönderdikleri Hediyeler.

Naim A Y T A Ç O Ğ L USultan Murad 1424 de ba

bası Çelebi Sultan Mehmet’ in ölümü ile yerine padişah olduktan sonra memlekette çıkan isyanları bastırmak i- çin senelerce uğraşmağa mec bur kalmıştı- Taban sulhu çok seven bu padişah yara­dılışı hilafına daima mücade le ile saltanat sürüyordu. Bu gibi şeylerin meydana gelme sine de en ziyade Bizanslılar oluyordu. Son amacı Musta­fa çelebinin isyanını bastır - diktan sonra rahata kavuş­mağı ümit ediyordu. Çünkü bu sahada BizanslIların ar­tık oynayacak kozları kal - mamıştı. Evlenmeğe karar verdi ve güzelliği dillere des tan olan sinop beyinin kızı m aldı. Yaptığı düğün mera siminde bütün Türkiye halk tı oturdu. Bu da hitama erin ce Bizansı hesaba çekmek sı rası geldi’

Bin dörtyüz yirmi dörtte Yuvannia Belologos Bizans imparatoru bulunuyordu. Selefi olan Amanuelin yap­tığı melanetlerin cezasmı o çekmeğe mahkum oldu.

Padişah kendisini her se­ne verilmek üzere yüzbin ak çeye yani otuz bin altun çiz yeye mahkum etti, ve kare­deniz sahilindeki bütün şe­hirleri işgali altına aldı. Bi­zans imparatorluğuna yal­nız iki liman bıraktı.

Türkiyenin haraçgüzarı o- lan eflak (Şimdiki Roman - ya) ve Sırbistanın kabahat­leri kabili af görülmekle ver gileri artırılmadı- Komşu ve büyük devlet olarak ortada yalnız Macaristan ile Alman ya kalmıştı. Macar kıralı Si- kizmond Alman imparator­

luğuna seçilince iki hükü - met işlerini birleştirilmiş ve bir merkezden idare olunma ğa başlamıştı-

Sulhsever Türk Padişahı ile bu büyük Alman Hükü­

meti ile dostluğu takviye et­mek isteyiyordu- y Sultan Murad kendisine sadakatim arz etmeğe gelen Sırp desbotu Etiyen Lazaro- viçi bir Türk sefiri refakati na vererek birçok hediyeler le beraber Almanyaya Impa ratoruna tebrike gönderdi ve bir dostluk muahedesi ak Una memur etti. Gönderdiği hediyeler bir hazine değerin de idi. Sırmalı ipekli mensu- vat- Yaldızlı vazolar gayet nadidi halılar ve külçe külçe altunlar Macar kıralı ve Al­man imparatoru Sikizmond bu alâkadan çok memnun ol du. Sefirlere büyük ikram - larda bulundu.

Ve bilmukabele Padişaha Altun kabzalı sekiz kılınç al tı top kadife, üçü kırmızı ü- çü siyah üçü mavi dokuz top kumaş, altı dane cins binek atı. ve bin Flori altını gön­derdi. Türk sefirine dahi dört yüz altınle altın kabza­lı kılıçlar ve toplarle kadife li kumaşlar hediye etti-

(1424) ün bif Temmuzun­da almanlar ile Türkler ara­sında ilk dostluk muahedesi bu suretle imzalandı ve baş ladı. O tarihten 510 sene son ra iki millet (1914) bu dost luğa sadık kalarak mukadde ratlarını birleştirmişler ise de va esifaki talihin hedefi şehamı kazası olmuşlardı.

Biz Kıbrıs Türkleri de Ah dinde vefakâr olan Ataları - mızın evlâtlarıyız.

S A Z - S A Z - S A Z

İfcci Haf tas ıİzci Ar

büyüTanrıca, vatana ve ma, herke* yardım edip büt ma ve izci türesine boyun eğ üzerine söal veririm

erime vazifemi yapacağı- izcileri kardeş tanıyacağı-

:eğime namusum ve şerefim

Türkün erkek sesini ve hassa kalbinin nağmesini teren nüm eder. Saz evimizde bağlama, cura, divan sa*ı yapılır ve satılır. ,

Ayrıca Saz için her malzeme bulunur.Ayer İbrahim

Mahmut Paşa No: 6 - 8 LEFKOŞA

Bugün dünya mil|etleri a rasında izciliğin önaitnini be nimsemiyen hiçbir" millet yoktur-

Çünkü izci sırasınra cemi yet arasında emniyet telkin eden, halka yardıma olan kimsedir. En müşkül anlar­da yardıma koşan bir ferd varsa o da yine izcidir, izciyi bazan bir doktor olarak, ba- zan bir trafik memuru ola­rak görebilirsiniz.

Zaten izciliğin sözlük an­lamı iz bulan, yol gösteren, sefer hayatı ile ilgili herçe - şit işe alıştırılan kimseye ve rilen isimdir. İzciliğin kuru cusu Lord Povell de izciliği halka ve millete yardımcı ol sun diye kurmamış mıydı ?

îşfcn Kıbrıs*»Snınâynında eşiklerimizden biri de izcilikti.,

Nasıl ki birçok eksiklikle­rimiz bugün tamamlanmışsa izcilik derdimiz de ortadan kalkmıştır. Şimdi Türk izci Teşkilâtımızı nasıl doğduğu­nu geçirdiği devirleri göre - lim.

16 MAYIS 1959Bu tarihte bir toplantı ya­

pan Kıbrıs Türk Kurumlan Federasyonu, adada mevcut Türk izcilerinin bir çatı al - tında toplanarak yabancı teş kilâtlardan tamamen serbest bir Türk izci teşkilâtı kurul masına karar verdi.

Bu suretle 4 kişilik bir ku rul seçilerek işin tatbiki, ku rula bırakıldı. Kurula Dr. Nalbantoğlu, Dr- Müderris - oğlu, Fazıl Plümer, ve Rama dan Cemil Beyler seçilmişler di-

Daha sonra izcilizi yürüte cek başkan ve sekreter seçi­mine gidilmiş, başkanlığı Bü lent Salih, Sekreterliğe de Ahmet Tansel Beyler geti - rilmişlerdi.

Kısa zamanda büyük bir fa aliyet gösterilerek anayasa nın hazırlanması tamamlan­mış ve gereken iş bittikten sonra 19 Mayıs 1959 Gençlik Bayramında Federasyon Baş kanı R.R. Denktaş, Türk iz­ci teşkilâtının kurulduğunu halka, konuşması sırasında müjdelenerek, Türk izci teş­kilâtının böylece resmen ku rulmuş olduğu, Türk toplu- muna açıklanmış oldu.

16 Kasım 59 günü ada izci öğretmenleri tekrar toplana­rak yönetmeliğin yeniden ma halli şartlara göre tadilâtı - na geçilmiştir.

Komisyona seçilen izciler ilk toplantıda, aralarında an laşarak dağılmışlar, tadilât

işini Bülent Salih Ahmet Tan sel beyle yardımcısı Celâl Bayar’a bırakmışlardı. Tü - zük bu izciler tarafından ye­niden hazırlanarak teşkilâta devredilmişti.

KURULUŞTAN ŞİMDİYE KADARKI FAALİYETLER

Kurulduğu günden beri Türk izci teşkilâtı devamlı

surette faaliyetlerine devam ederek 27 izci birliği kurma ğa muvaffak olmuştur. Ayrı ca 17 yeni izci gurubu te - şekkül etmiştir- Adadaki bü­tün Türk izci birlikleri, mer keze bağlıdırlar, Birliğin ça tısı altındaki izci sayısı ise 1000’i aşmaktadır.

İZCİLİĞİN GAYESİizciliğin gayesi: “Gençle­

ri yurduna milletine bağlı, bütün insanlara karşı dü - rüst ve iyiduygulu, arkadaş canlısı davranışlarında na zik neşeli, saygılı, şefkatli 'e disiplinli, kendine güve - nen, sorumlu işler almağa is tekli ve hazırlıklı, görevini herşeyin üstünde tutan, ken dişi ve başkalarının sağbğını koruyan çevresinin sağlık şartlarını düzeltmiye çalışan öğrenmeğe hayatın gerektir­diği pratik bilgi ve becerikli liği kazanmıya hevesli, ça - lışkan, tabiat, kültür, eserle lerini seven, koruyan, bir in san olarak getişmek ve yetiş tirmektir.

TÜRESİiresi onun Kanu-

inin temel taşıler. On kanundan bu türeyi yalnız

yetmiyor, asıl e - tatbik etmektir.

eden

İZCİizcinin

nudur venı teşkil ibare to belle sas bBu ka»mlara riayet tam bif izcidir.1- I/</ sözünün eridir:

;f ve haysiyetini her-şeyif üstünde tutar.2- feci Yurduna, milletine,

sine ve komutanlarına sa.;ır.îzci başkalarına yardımcı yararlı olur.izci herkesin arkadaşı ve

_ Ltün izcilerin kardeşidir.5- izci herkese naziktir.Ç- izci hayvan ve bitkileri se'er ve korur.7- izci büyüklerinin sözünü dinler, küçüklerini sever ve korur-8- izci cesurdur. Her türlü şartlar altında neşeli ve gü­ler yüzlüdür.9- îzci tutumludur.10- izci fikir, söz ve hareket lerinde açık ve dürüsttür.

izci olabilme şartlarından biri 8 ile 12 yaş arasıdır. Bu yaştan sonra izci kaydo- lunabilir. izci, 12-18 yaş ara smda izcidir; 18 ide ise er­gin izci diye adlandırılır.

ÇALIŞMALAR İzci teşkilâtı birçok yerler

de faaliyet göstererek cemi­yetimiz için daha faydalı ol­mağa çalışmakta, teşkilâtını genişletmektedir. Bu suretle ilkokul, kurum, kulüp ve köylerde birçok, izci oymak kursa gönderilmiştir.

öte yandan, izci öğretme ni yetiştirilmesi için 33 kişigönderilmiştir.

Geçen yaz bir ay süren bir izci kampı kurulmuştur. Bu kamp bütün ada izcilerineşamildi-

10 Kasım gecesi de Ata -türk’ün büstü yanında saba­ha kadar nöbet beklenmiş­ti-

Kıbrıs Türk izci teşkilatı­nın çalışmaları yalnız bun - larla kalmayıp. Türk izcisi­nin her an halka, cemiyete daha faydalı olmak için bü­tün imkânsızlıklara raenıen durmadan çabalamaktadır-

İZCİ ANDI“Tanrıya, vatana Ve büyük

Yeni Türk izci

teşkilâtıKapıda küçük bir ço-

cuk.. Gözlerinde büyük işler yapan insanların

‘ bakışı var-- "İzciyim bir iş veriniz yapayım” di­yor, ve hemen arkasın­dan “Emeğim için ala­cağım parayı IzciliA Teşkilâtımıza verece - ğim” diye ilâve ediyor.

Çocuklarınıza çalış - manın ayıp olmadığını, her ’ azifenin mukaddes olduğunu öğretmek için ne iyi bir usûl, ne iyi bir yol-. Düşünüp tatbik edenleri tebrik ederiz.

NACAK

lerime karşı vazifemi yapa­cağıma, herkese yardım e- dip bütün izcileri kardeş ta­nıyacağıma ve izci türesine boyun eğeceğime namusumve şerefim üzerine söz veri-

ttrım.izci andı izcilik hayatında

en ciddi ve mühim olanıdır, izci olarak kimse bu andı yaptıktan sonra, izciliğe in­tibak eder.

TÜRK İZCİ FESTİVALİ VE GAYESİ

Adamızda ilk defa olarak 2 Nisandan 10 Nisana kadar sürecek bir izci festivali ter­tiplenmiştir. Bu festival Kıb rıs kız 'e Erkek izcilerinin müştereken hazırlamış oldu ğu bir festivaldir.

Festivalden gaye,, izcile - rin, izcilikte öğrendiğini ba­yata ve cemiyete tatbik et­mek .önlerine çıkacak güç - lükleri nasıl aşacaklarım göstermek...

En mühim noktalardan bi ri de kız ve erkek izcilerin, izcilikte öğrendikleri e] sana tı mahsullerini bu festivalle halka teshir etmektir.

Festival bir bakıma da, Genç izcilerin zekâ, makaret ve dinlendirici oyunlarıyle halkın neşeli bir vakit eeçir- mesi ve teşkilâta relir bağ­lanması için tertiplenmiştir.

11 ter VEZIROCLU

YAKUP BEYOĞLU Otobüs Servisi

Pek Muhterem müşterilerimden görmüş olduğum ya­kın alâkaya güvenerek, 1 Nisandan itibaren seferlerimi sık

laştıı-dığımı müjdelerim.Lâpta-Lefkoşa Fiyatlar 75 Mil Lefkoşa-Lâpta öe. 0.5.15 ö.e. 11.16ö.e 06.30 ö.s. 13 Yazıhane

ö.s. 14 Girne Ka­pısı

ö.s. 17.00 Girneka.pısı

olmak üzere müntezam seferlere başlamış bulunuyorum. Her Pazar ö e. 9 Girne Kapısında

Lef koşadanYakup Haşan Yazıhanesinden ö.s. 1

Girne Kapısından NOT Talebeler için büyük fırsat: Lâpta - Girne - Girne Lâpta Geliş Gidiş, Lefkoşa - Girne - Lâpta £1.500 mil Aylık bedeli

Telefonlar:3874 ve 73391

ö.s. 2.00

750 mil aylık

Yakup Beyoğlu Eski Kaloyiro Meydanı

(Yakup Efendi Yazıhanesi)

LISTER - LISTERDünyaca tanınmış su motoru olan “ L IS T E R ”

şimdi Türk çarşısında..Bu münasebetle ticaret evimizi ziyaret et­

meniz menfaatiniz icabıdır.H. M E H M E T ALI

T IC A R E T E V İ Eski Cuma pazarı No. 23

VELİ KARDEŞLER TİCARETHANESİNDEN

Kumbaycılara MüjdeKumbaylar için ısbaholarımız vasıl olup satışa arzedilmiş-

tir. Ayrıca, Ticarethanemizde, Traktör, Bisiklet ve Motor lâstiklerimiz, her çeşit fitro ve Perkin* makineler içinde ye dek parçalarımız mevcuttur.

/fsmaaltı No: 100j~\ Tel: 72303 — Lefkoşa

BildiriEvkaf Bahçesinde olan tat

Iıcı dükkânımı 1 Nisandan i- tibaren Iş Hanına taşıdığımı

sayın müşterilerime bildiri­rim.

ŞüArü Nailî Altay

BAŞKAN VE GENEL SEKRETER : Türk izci Teşkilâtın Başkanı Bülent Salih veGenel Sekreteri Ahmet Tansel, Festival hazırlıklariyle uğraşırlarken.. (Foto Turgut)

ERKEK İZCİLER : “ izci Haftası” nda Nacak yazıhanesinde çalışıyorlar.

KIZ LİSESİ İZCİLERİ : İzci haftasında, Nacak Yazıhanesinde işleyip, yazıhaneninperdelerini dikiyorlar.

T O R O S

» W -'-

. » A + S *

Trikotaj ve iç Çamaşırları ŞirketiKıbrısı baştanbaşa fetheden T O R O S Trikotaj ve iç

çamaşırları şirketinin mamuli olan

S * " Kadın-Erkek ve Çocuk iç çamaşırlarını "'•tt

Herkesin zevkine uygun, renkli ve çeşit örnekli Yün Tirgoları

Kadın Kombizonlarını ve Kilotlarını

Her Tüccarda, her kazada, her köyde bulabilirsiniz

O K U L V E K U L Ü P L E R İN D İK K A T İN E

Okul ve klüpler için istenilen renk, boy ve örnekte futbol ve beden eğitimi fanellaları sipariş üzerine yapılır.

- TOROS MARKA ÜZERİMİZDE,— TOROS MARKA ÇARŞIMIZDA,

— TOROS MARKA KALBİMİZDE,

— TOROS MARKA AKLIMIZDA.— TOROS MARKA H E R YE R D E

Yeşil Gazino Sokak No. 40 T e l : 5785 - 6002 - Lefkoşa

Parolamız Tiirkten Türk’e Olmalıdır

Bu kampanyayı desteklemek millî vazifemizdir

Page 4: Kıbrıs için öleceğiz ve yaşıyacağızevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/nacak/1960/... · ı ı.s Tiirkleri için en bariz bir ikaz ve zamanında yapılmış bir ihtardır

NACAK3&Ot£G&t£<Je. S'İtyCLSİ O^cozeZZ*

O UMA, 8 NİSAN, 1060

Gönderilen yazılar basılsınbasılmasın geri verilmez

HALK EĞİTİMİ MESLEK KURSLARILefkoşs Türk Yapı Ensti-r

1 iisiimie pratik olarak yetik­miş yapıcı ustaların mesleki kültürlerini artırmak ve mes W kleri ile ilgili plânları oktı mayı öğrenmek gayesiyle «- (•ılıın .‘plân «kuma” kurşuni 22 kişi ılevam etmektedir

Tevali edecek olan bu ne­vi kursların ilki olan “ plân okuma” kursu 25-2-1960 tari hinde faaliyete getirilmiş o- lup Ki hafta devam edecek­tir. Dersler pazartesi ve per­şembe günleri, öğleden son­ra 7-9 arasında yapılmakta­dır.

Lefke Erkek Sanat Ensti tiisünde de 15 Şubat. 196ı) tarihinden itibaren aşağıya adlan yazılı çeşitli meslek kursları faliyete geçirilmiş­tir :

1. — Tornacılık kursu.2— Elektrik Kaynak Kur

su,3 — M (‘sİ ek resmi kursu,4 - - Elektrik teorisi kur­

su.' Tornacılık ve Elektrik kav

ıınk kursu 51, meslek resmi H4 ve Elektrik Teorisi (kısım 1.1 Kursu 40 saat sürelidir.

Ualeıı. yukarıda adları ge­çen çeşitli kurslara devam e denlerin sayısı 22’dir.

OKUL BAHÇELERİ İÇİNAYLIK TAVSİYELER :Şubat ayı bülteninde belir­

tildiği gibi domates, patlıcan, biber, kabak, hıyar gibi va?. lık sebzelerin turfanda ye­tiştirilmesi için tohumlar O. f ak ayı içerisinde sıcak yak­tıklara ekilmeli ve geceleri kırağıdan muhafaza için ii- Ae.rleri örtülmelidir.

Bitkiler yastıklarda iten erken büyümeleri temin için yastıklara Nitroçok kimyevî gübresi konmalı, fakat lüzu­mundan fazla koymamağa dikkat edilmelidir.

Yastıklara ekilen tohumlar çimlendikten 6 hafta sonr.ı çıkarılıp yerlerine dikilmeli­dir. Bitkilerin daha erken e- k il inesi tutma ihtimalini azalt t ışı gibi, altı haftadan dahi geç ekilmesi de iyi ürün a'- ma kabiliyetini azaltır.

Domates ziraatiDomates, yazlık sebze iiriin

lerinin başında gelen bir hit kidir. En elverişli cinsi Ame iikıııı Domatesidir. Domates çizgilere ekilir; çizgiler anı­sındaki mesafe 4 ayak, fi­danların birbirinden uzaklığı

ayak, ve çizgilerin derinli­ği de bir ayak olmalıdır. Fi­danlar. çizgilerin ortasına de ğil yan tarafına ekilmelidrı.

Domates yatırıldıktan sotı-

■ıı iki ayak öteden çizgi usu­lü ile snlaıımalı ve yatırılır­ken çürümüş gübre veya fos­for konmalıdır. Domates bit­kilerinde meydana gelebile­cek herhangi bir mantar has (alığına karşı koruma tedbiri olarak her hafta güneş doğ­madan evvel kükürt tozu ile tozlanmalıdır.

Hıyar ziraati : llıvar da tıpkı domateste

olduğu gibi yetiştirilir. Yal­nız çizgiler arasındaki mesa- fv 8 ayak ve fidanların bir­birinden uzaklığı 4 ayak ol­malıdır., Hıyar da domateste olduğu gibi yatırılır, tozlanır ve daima akşamları sulanır.

OKUL BAHÇELERİ K ITA SI

II .Mayıs. 1950 tarih ve S3 numaralı tamim gereğince “ İbrahim Hakkı Kupası” O- nıl Bahçeleri Müsabakası bu yıl sona ermiştir. Aşağıdaki listede görüleceği veçhile ku payı ikişer defa kazanan Lef konuk ve Cevizli İlkokulları nıiisavi gelmişlerse de Lefko inik ilkokulunun 2 yıldanberi tapalı bulunması dolayısiyle

kupanın Cevizli Okuluna bı­rakılması kararlaştırılmıştır.

Bahçe Kupasını kazanan okulların, kazandıkları yıl ve Başöğretmenlerinin adla­rı1949-50 :

Lefkonuk. TT. Kâmil.1950-51 :

Lefkonuk. H. Kâmil.1951-52 :

Vııda, M. R. Taşer,1952-5:! :

Mııtlukava, İT. Kâmil,1953-54 :

.Mennova, D. Kâmuran,1954-55 ■

Tuzla. B. Doğan,1955-56 :

Şillfıra, M. Riza.1956-57 :

Erenköy, A. Hikmet Ali.1957-5S :

Cevizli, S. M. Yolcu,1958-59 :

Cevizli. S. M. Yolcu,

OKUL BİNALARI HAKKINDA :.Mart ayı içerisinde, Beyar

mııdıı (Bergama) öğretmen evi, Gaziköy İlkokulunun tev si ve ıslahı, Sinde İlkokulu­nun tevsii ve Lefke san’at, okulu atölye projeleri hazır­landı.

(töııendere ilkokulu hudut duvarı ile l\>li Orta Okulu sıhhi tesisatı ikmal ve teslim edildi.

MATEMATİK KUPASI :

11 Mayıs, 1950 tarih ve 83 numaralı tamim gereğince “ İbrahim Hakkı Kupası” Ma tematik müsabakası bu yıl sona ermiştir. Aşağıdaki lis­tede görüleceği üzere Mate­matik kupasını Yayla (Yal- ,\a) İlkokulu kazanmıştır.

Matematik Kupasını kaza­nan Okulların ve Başöğret­menlerinin adlan ve kazan­dıkları yıl :1949-50 :

K. Kaymaklı, Z. Gündüz1950-51

Gönendere, S. Kadri,1951-52 :

Kalkanlı. M. F. Ali.1952-53 :

Baf. Gazi îlkoknin. A Ne­cati,1953-54 :

Kalkanlı, M. F. AH.1954-55 :

Baf Gazi tik O. S. Kadri.1955-56 :

Poli, Hürriyet İlk O. M. F. Ali.1956-57 :

Yavln (YalyaV, S. Teoman.1957-58 :

Yavla (Yalva), S. Teoman.1958-59 :

Yayla (Yalva). S. Teoman.

STATISTIK BlLOİ :ÎLKOKITL OfiRENCİ SAYTST :

1953-54 ders vılmda :T. sınıf 1500 kız. 1521 er­

kek. toplam: 3021.1954-55 ders yılı :

IT. sınıf. 1424 kız. 1418 p:1- kek. toplam : 2842.1955-56 ders yılı :

TTT. sınıf. 1405 kız. 1396 er kek. tonla m : 2081.1956-57 ders vılı :

TV. sınıf. 1307 kız. 1362 rr kele, tonla m : 2669.1957-58 ders vılı :

V. sınıf. 1221 kız, 1323 er­kek. tor>lam: 2544.1958-59 ders yılı :

VT. sınıf. 1907 kız. 127"> er kek. tonlam : 2373.1959-60 ders yılı :

Ortaokul I. sınıf, 702 kız,1047 erkek, toplam: 1749.

1 — 1953-54 ders yılında ilkokullara kaydolunan 3021 öğrencinin yüzde 78.55 i me­zun olmuştur. Mezun olan 1373 öğrencinin yüzde 73.7’«i Orta okullara geçmiştir.

2 ... 1953-54 ders yılında ilkokullara giren 3021 öğren­cinin yüzde 57.9’u Orta okul­lara geçmiştir.

(Türk Maat-if Bülteninden, savı No. 6. Mart, 1960),

Federasyon Başkam Rauf Denktaş geçen pazar Gönüllü Ordusunu

ziyaret ettiFederasyon Başkanı Rauf

Denktaş geçen pazar, Gönül­lü Ordıısunu Muratağa’da zi­yaret etmiş, yapıla" işleri tet kik ederek hazır bulunan "ö nüllülerle hasbıhalde bulun­muştur.

Gönüllü orrusu bu pazar rla tam teçhizatlı; bilhassa diilgerve yapıcıların iltihakı ile çalışmalarına hzla devam edecektir.

Geçen pazar Gönüllü Or­dusunda işleyenlerin listesini veriyoruz :LEFKOŞA :

Cavid Ramadan.Ahmed Mutallip,TT. M. Gıiltekin,Mehmed Karabelâ.

DÜLGERLER :Halil Mehmedı Mehmed Mehmed,Salih Abdullah,Ali H. Kasab,Engin Defteralı,Eren Defteralı,Turan Hüseyin.Tuncer Hüseyin,Altan Miinür,

ORTAKÖY ÜLOERLER r

Derviş M. Şekerci,Hasaıı Hüseyin Virsadalı, Mehmed B. eCmal Virsa-

dalı.Y E X ÎL K Ö Y :M. Remzi (Muhtartı Osman Mangera (öğret-

men),Tsa Rahçeçioğlıı (Ticaret

yardımcısı)Salih Ali.

MAftUSA ; .

Kemal K bi),AKINCTLA Ustalar

İbrahim A, İsmail Kurt Mehmed Yu ramadan

G. O. E. :Mehmed Nuri, Mehmed Osm a Yusuf teeep, Kemal Siilevma Mııstefa Garip. Osman A. Vezir

Hyle).

aderi (Diş tabi-!i

ıtomobi-

LEFKOSA GENÇf CÜC SPOR KlJTiÜBf

Rifat Şener (Ekip n ).GO.E. ;

Mehmed S. Şener, Ahmed Akpınar,M. Fikret.

DÜLGERLER :Hüseyin Asım.Ahmet Çebiç Nihat Halil. lrtan Halil.Salih Abdullah,Tvefik İbrahim,Salâhi eŞvket,

PERİSTERONA : Mustafa Pire,Ali Osman Hüseyin, Mustafa Mehmed. Hasan Kunduracı, Haşan Sadık,TTalil Hüseyin,Ali Enver.

MURATAĞA :H. Nihat (öğretm en), Osman Mustafa.

İTİMİn devam)onların fikirlerine melidir.ar mühim bir re­

d ir ki aşağıdaki alar bu prensibin

ile şekilleridir, riiyü halkın bulun en başlıyarak geç-

olan yere yapın, k yalnız havadarı, şııdan veya dünkü

saçından konuşmak öze buradan başld- at konuşmayı daha r konuya, bir köp- çit olarak kullanı­

la pek zor bir iş de-

Hükümet işlerinde çalışan işçilerin Resmî tatil günlerinin listesidir

Resmi Tatil Türk- Rum(a) Sene başı(b) IstLfelâl Günü.Yalnız Türklere1- Gün Mevlit2. Gün Rum az an Bayramı 2, Gün Kurban Bayramı 1. Gün 19 Mayıs 1. Gün 23 Nisan

I Gün 30 Ağustos 1- Gün 29 Ekim.

Türk İşçileri için yekûnI I Gün tatil

Rum İşçileri içinde yefeün 11 Gün tatil.

K.H.A.T.IB. Sekreteri Mustafa Rifat

Mesleğinizi hırsızlığa tercih e t m e y i n i z

Dış ülkelerden, araba lâs­tikleri getirmekte olan bir miiessesenin kaplama lâstik­leri, yeni lâstik niyetine sa1- rnakta olduğumu yazıhanemi zv gelip şikâyette bulunan ba zj araba sahiplerinden üzüle­rek öğrenmiş bulunuyoruz.

Müessese sahiplerinin bu gibi davranışları ancak bağlı bulundukları firmaları leke­

ler; onların imal etmekte, ve ya sevketmekte oldukları mal lara karş itimatsızlık saylar.

Sayın müessese sahibi: bir kaç lira fazla kazanmak, kar deşiııi birkaç lira insafsızca, kötii mal satarak kazıkla ma,, senin adını kötülemek ten başka işe yaramaz.

Şerefli mesleğinizi hırsızlı ğa tercih etmeyiniz.

Beyarmudu Türkleri köylerinden geçen Ingiliz askerlerinden

ADLER ADLER ADLER

Alman makine sanayiinin ve tekniğinin şahaseri ADLER yazı makinelerinin Kıbrıs Genel Acentliğini Almaya muvaf- fak olduğumuzu muhterem Kıbrıs Türküne müjdelemiştik.

Sürat, emniyet ve kalite bakımından emsali olmıyan AD­LER yazı makinelerinin Türkçe; Türkçe — İngilizce ve İngi­lizce Klavyeli her çeşit modeli satışa arzedilmiştir.

Ödemede kolaylıklar yapılır

ADLER YAZI M AKİNELER İ Kıbrıs Genel Acentliğj Cumhurriyet cad. No : 1, 3, 5

Lefkoşa

Öğrendiğimize göre, Alla­hın günü Beyarmudu’ndan ge lip-geçen lngiliz askerleri, far lalarında işbaşı yapan genç Türk kızlarına sataşmakta, töre dışı sözlerle edepsizlik et mektedirler.

Bu sebeple, köy halkının huzuru bozulmuştur. Polise ve kumandanlara yapılan şi­

kâyetler hiç fayda etmiyor; ve nahoş hadiseler bir tiirlü önlenmiyor.

Üsler mevzuunda uysal dav ranan Türklere, İngiliz asker lerinin iyi muamele etmesi gerekmiyor mu? İlgili makam hırın bu hususa nazarı dikka tini çekeriz.

Kıbrıs T. Ç. Birliği Bülteni ARICILIK KURSU

Arı sahiplerine ve arıcı - lık meraklılarına gereken bilgiyi vermek, arıcılık husu sunda en yeni usulleri tanıt­mak üzere Lefkoşada bir arı cılık kursu tertiplenmiştir:

Kurs 19 ve 20 Nisan Salı ve Çarşamba günleri Lefko- şa’da eski tren stasyonu ya­kınındaki teknik okulda ya­pılacaktır- En salahiyetli an cılar tarafından nazarî ve pratik olarak verilecek arıcı lık derslerinden arı meraklı­

larının büyük istifadeler sağ lıyacağı umuluyor.

Kurs, bütün meraklılara serbesttir, iştirak etmek is­teyenlerin yazılı olarak K.T. Ç. Birliğinin yediler sokak No: 54 deki Genel Merkezi­ne müracaatları rica olunur.

Arıcılık kârlı bir iştir. Biİ giye dayanan arıcılığm zev­kine ve kârına ulaşmak için ilgilileri bu kurstan faydalan maya davet ederiz.

HALK(2. sayfa- masa bil el lı irmet e

Bu o k; in el preıı diğer nı ̂çeşitli ta ’ 2 § - Ki:

duğıı ye niesiı lâz

Toplu yahut k futbol istiyors; yınız. Fı mühim rü, bir nız. Bu ğildir. j

3. # Söze karışmağa teş­vik ediniz :

Herkes kendinden, kendi dertlerinden bahsetmekten hoşlanır. Eğer siz ona söyle­mek fırsatı verirseniz o da size söylemek fırsatı verir. Söylemekten yapmağa geçi­niz. İnsanlar kendilerini ileri lendiren meselelerde söz sahi bi olmayı isterler. Herkesin söz söylemesini teşvik ediniz. En iyi fikirler çok defa söz söylemek istemeyenlerden ge lir.

Toplu konuşma ve toplu­luk kararı, harekete geçebi'- AfekJçin^asjhat konferans­tan daha iyidir.

4 — İnsanları kendi işleri­ni yapmağa teşvik ediniz :

Bir insanın kendine ait 0- laıı işi kendinin yapması on­da bu işe karşı ilgi gelişmesi ııi sağlıyacağı. teşebbüs ru­hu mesuliyet hissi ve manevi zevk duygusu doğmasına lıi/ met edeceği gibi sizin de. işi­nizi kolaylaştırır.

5 — Mahallî önderlerden faydalanınız :

Mahallî önderler ora halkı ııı sizden daha iyi tanıdıkla-

gibi onların üzerinde daha tesirli olmaları kuvvetlidir. Mahallî önderleri halkın n- ı.iinde işi benimsemeye sev- kediniz. Bu suretle işe başla­nırsa işi her zaman destekle­mek mesuliyetini hisseder. Yeni teşkilât kurmak yerine mevcut teşkilâtla iş görmeğe çalışınız. İnsanların çoğu alış tıkları şeyi yenilerine tercih ederler.

(i — Mümkün olduğu kadar gösteri metodu kullanınız :

Fakat diğer metodları da ihmal etmeyiniz.

diretmek istediğiniz şeyi yapa rak gösteriniz.

İnsanlar gördüklerine işit­tiklerinden daha fazla inanır lar. Bununla beraber çeşitli metodlann kullanılrnasiyle daha iyi öğrenildiğini unut­mayınız.

7 — Kaç kişinin katıldığı ölçü olmaz :

Bir çalışma ancak katıları- larııı yaşayışlarından meyda­na getirdiği değişmeler nisbe tinde ivi veva kötüdür.

N. E.

Limasol Polisinde

neler oluyor !(Birinciden kalan)lık 6 Türk çavuşu, 22 Rum erine karşı 36 Türk eri. Bu da açıkça gösteriyor ki önem li mevkilere Rumlar, ağır ve zor işlere Tiirkler konulmuş­tur.

İkinci bir misâl veriyoruz; Son zamanlarda polisteki “ cii riiın kayıt defteri” Türk po­lislerinden saklanmakta, geç ıııiştv olduğu gibi ortada hı- ıakılmamaktadır. örtbas edi len vak’alarıtı muhteviyatını öğrenmek neden Türklerden gizleniyor? İlgili makamlar yukarıdaki şikâyetlere par­mağını basmalı, Türklere nis bet üzere yüksek mevki ver­melidir. Bu atmosfer içinde vazife ve istikbalimizi nasıl teminat altına alacak, hangi vicdan huzuru ile çalışaca­ğız?

Limasol Türk Polisleri

K .M .T. Birliği Çarşı ve iktisat Kolunun toplantısı

K-M.T.B- Çarşı ve Iktisad Koluna ayrılmış olan arka - daşlar 6 Nisan Çarşamba gü akşamı saat 6 da K.T.Î-B. Fe derasyonu binasındaki Parti lokalinde ilk toplantılarını yapmışlardır.

iki saa tkadar devam et - miş olan bu toplantıda kolun çalışma program! tanzim edi lerek program gereğince iki şer kişilik beş guruba ayrıl - mış Kolun, faaliyet sahaları tesbit edilmiş ve üyeler ara smda 'azife taksimi yapılmış tır,

iDaha sonra genel olarak Türk Çarşısı ve iktisadi du rumu hakkında istifadeli mü

ııakâşa ve görüş teatisinde bulunulmuş ve İktisadî kal - kınmamızın sağlanması için diğer gerekli şartların başın­da Türk sanatkârı ve tücca rı ile endüstrisinin mutlaka himayesi lüzumu üzerinde is rarla durulmuuştur.

Genel Başkan tarafından tasvip olunan Çalışma prog- ramı tabiinde her gurubun bir haftalık faaliyetlerinin gözden geçirilmesi ve netice de Genel Başkanlığa sunula­cak ilgili Raporların hazır - lanması içi nKolun her haf ta ayni gün ve saatte Parti Lokalinde toplantılarına de­vam etmesi kararlaştırılmış tır.

Hiç korkmaBeyrut’tan gelen Ali

Şefik adı"daki bir tica­ret adamından berabe­rinde tanıdıklarına he­diye etmek için getirdi ği 2 kutu baklava ve 2 kutu çikolata ile şeker­lemelerden Rum me­murları £1,450 gümrük almışlardır

Fakat ayni uçakta, ayni tüccar ile birlikte gelen bir Rum kad'n yolcunun valizleri bile açılmamıştır.

İşin dikkati çeken bir tarafı varsa o da, Rum kadınımn gümrükteki bir hostese heyecanlı ve endişeli :

‘ıAcaba beni yoklay* caklar mı?” sorusuna hostesin : ,‘Hayır, hiç korkma; valizini bile aç mıyacaklar!” diye ce­vap vermesi ve gerçek­ten Rum kadınının yok lamaya tabi tutuîma- dandan dostlarının ara­basına büyük bir huzur içinde binip uzaklaşma- sıydı.

Kıbrıslıhir kardeşiyle mektuplaşmak

istiyorİstanbul Beyazit İlkokulu

öğrencilerinden Osman Er - kan, Kıbrıslı kardeşleriyle mektuplaşmak istemektedir.

Ev adresi:Kosko Kurultay SokaA

Nu: 18, kat 2 Lâleli — İstanbul

FEDERASYONA DAMLA DAMLA VERDİĞİNİZ(Birinciden kalan)vardır.

Bina ilk Federasyonda11 23.500 liraya ihale edilmi.şt'. Fakat, eklerle İm miktar maa ı if dairesinin de iştirakiyle 30 bin lirayı bulacaktır.”

■Muharririmizin Tiirk Maa- ıif Müdürü Iliisnii Feridun Beyden aldığı bilgiye göre, yurt, ayni yerde yapılmakta olan Erkek Lisesine Inrakıla cak ve bina da yalnız Lise ' e öğretmen Koleji öğrenci­leri barıııdırılacaktır. Orta Okul öğrencileri ise, eski bi­nada kalacaklardır.

öğrendiğim ize güreı İngil­tere’den alılacak tazminat ile Kız Lisesine, yeni ve modern bir binanın yapılması Parti, Federasyon ve Maarifçe ka- rıırlaştırılmştır.

Dizilip Basıldığı yer HALKIN SESİ

Matbası

K-T.Ç.B. Bülteni.SUSUZLUKTAN KIVRA­NAN İKİ TÜRK KÖYÜıDillirya bölgesinin Güne-

bakan (Ammatyez) ve Süley maniye (Aryyanni Selema - ni). köyleri içecek sudan mahrum. Adamn en fakir bölgesinde işsizlik ve toprak sizlik dertleri yetmiyormuş gibi bunca yıldır susuz bıra­kılan bu iki köy halkının du rumu yürekler acısı. Yedi yıldır gide gele hükümet ka pılarını aşındırmışlardır- Ge ne de içecek su köylerine ge­tirilmedi- Susuz yaşamak o- lur mu ve hu insanlar şimdi ye kadar nasıl yaşayabilmiş lerdir? Bu gün® kadar çek­tiklerini bir kendileri bir de Allah bilir, Sanki Hükümet bu iki köy halkından haber­sizmiş gibi yıllardır kendile­rini ihmal etti. Yazılı ve şi­

fahî müracaatlara ve gidip gelmeler fayda vermedi. Can larma tak deyinceye kadar bekletildiler. 4 Nisan tari - hinde kadınlı erkekli 25 kişi lik bir gurup işlerini güçleri ni bırakarak Lefkoşaya gel­diler. Çiftçiler Birliği Başka m ile birlikte su dairesini, Lefkoşa komiserini, Ziraat vekilini ve iç işleri bakanını ziyaret ederek şikâyetlerini hep birden yaptılar.

Bu iki köye dağdaki bir pınardan su getirilmesi 24 bin liraya mal olacak. Köy -leı-in malî durumu zayıf, Pı

nar işletilmiş su 'boruya alın mıştır. öyle olduğu halde bu proje durdurulmuştur.

Sebebi Şu: Bu iki köy hal ki hisselerine düşecek para­yı ödeyemeyecek. Binaena - leyh susuz kalmakta devam etsinler, öteden beriden top layıp içtikleri pis sulardan hastalanacaklarmış kimin u murunda? Yirminci asırda iki köy halkını susuz bıraAa rak, buna karşılık ta demok rasiden, insanlıktan, adanın refahından bahsetmek ilgili­leri ne gülünç mevki ye düşü rüyor-

Bu iki köy halkında daya nacak takal kalmadı. Hükü­metin en erken Ibir zamanda su projesini yürürlüğe koy - masını v ebu insanları içme

suyuna kavuşturmasını İsrai­lli istemekteyiz.

Türkiye’yegittiler

4.4- 1960 tarihinde Istan- bulda başlıyacak (A) Tipi İŞÇİ Seminerine katılmak i - çin Kıbrıs Türk İşçi. Birlikle ri Federasyonu icra komite­si üyelerinden Beş kişilik bir heyet 3.4.1960 tarihinde Türk Hava Yollarının bir u- çağı ile Istaıibula mütevecci­hen adamızdan ayrılmışlar - dır. Seminerin bir ay kadar devam edeceği tahmin edil­mektedir-

Haber alındığına göre Kıb rıs Türk İşçi B ir lik le r i Fede­rasyonundan bir heyetin önü muzdeki pazar günü 10.4.60 tarihinde Kalavason, Tatlı su, Köylerindeki iş ç i B ir lik le n ziyaret edilecektir, rulmasına riyaset edilecektir

“Ders mi?”Bir Rum ilkokulu Ha

lasultan Tekkesi civa­rında pikniktedir.

Bir Rum öğrenci, ora da kesme şeker satan bir Türkten bir kuruş­luk şeker alır.

Bunu gören Rum öğ­retmen, çocuğu haşlar. Çocuk ağlayarak Türk ten aldığı şekeri iade eder, parayı geri alır.

Okuyanlara ibret ol­sun!..(Nacak: 4 Aralık, 1959) BEYARMUDU’NDAN BİR MEKTUP :

Ve TezatBir Türk Okulu öl-

rencileri Beyarmudu zi- yaretindedir.

Bir Rum satıcı, kafi­lenin peşinde gider, RE GİS satar... Hemen he men almayan yok!...

Kafile Mağusa’ya gi­der... Bel,Kolâ ile Coca- Cola nın yanyana satı­şa sunulduğu bir “küme­cikte” kafilenin bir öğ­retmeni :

“ Lütfen bir King- size...” diye emreder.

Okuyanlara ibret ol sun!..

* A A N A Y A S A S I İMZALANDI(Birinciden kalan)rumun yaratılmaması için el­den gelen her şeyi yapmağa hazır olduğumuzu ishat et­miş olmanın huzuru içinde­yiz.

Anavasannı tamamlanması ih Cumhuriyetin doğuşu ara sında daha da yapılacak iş ler vardır. Bunlardan bir ta­nesi de, memuriin nisbetini15 tatbiki meselesidir. Ne yazık ki. Ziirih antlaşmalarının en mühim bir kısmını teşkil ede-ı bir mevzuda henüz mutaba­kata varılmış değildir; Ziirih antlaşmasına istinad eden Tiirk tekliflerinin reddedil­miş olması bizi üzmektedir. Bu geçici müddet zarfında, Ziirih antlaşması gereğince, bu mühim konuda bir anlaş­maya varılması icap ettiğini; aksi takdirde meb’us seçimle ri ile Cumhuriyetin ilânı ."ii- ı i ünün tehire uğraması tehli­kesiyle karşı karşıya kaldığı­mızı açıklamak isteddim. A- ımyasa hükümlerine uygun olarak hareket edildiği tak­dirde lmnıın da yakın bir ge­lecekte halledileceğine inanı­yorum.

Sözlerime son verirken  - navasa çalışmalarında bizim­le teşriki mesai etmiş olan hii tün heyetlere ve komisyonu­muza geniş görgii ve bilgisiy­le bütün yardımları geçmiş o- lan Prof, Bı-idel ile asistanına ve Kıbrıs Türk Heyetinde A- navasa çalışmalarının en ağır kısmını omuzlamış olan arka d aşlarıma teşekkür etmeği, bir bore bilirim.”

B İ L D İ R İ Lefkoşa Tür/î İşçi

Kooperatif Bakkaliyesi Limited ilk Umumi

İçtima13 Nisan 1960 tarihinde

Çarşamba günü öğleden son ra saat 3.30 da İşçi Federas­yonu Lokalinde (Eski Tüc - carlar Birliği Binası) yapıla­cak birinci umumi içtimaa yukarıdaki şirketin bütün a- zaları davet olunurlar.

GÜNDEM:(a) Beş kişilik bir komite

seçmek:(b) Vazife müddeti esnasın­da komite tarafından Şirket Namına aktedilecek istikraz ların haddini tayin etmek ve bu hususta komiteye salâhi yet vermek.

Yukarıdaki içtimaa riya - set etmek üzere tarafımdan Baş Müfettiş Fatih H. G ör­gün efendiye salâhiyet veri­rim.

2. Bu içtimada hazır bulu nacak herhangi bir aza ade­di Nisab teşkil edecektir.

Kooperatif Şirketleri Tür kMukayyidi

Rağıb Kenan

HARP ESİRLERİ GtBÎtordan raporlu) bir Tiirk gümrük memuru, daireye beş dakika önce değil de tam sa atinde geldiği için Lef koş ı ■iimrük Müdürünün yakın

arkadaşı B. H. tarafından hakarete maruz kalııı'ş ve •kendisine şıı sözler söylenmiş tir :

‘Siz Tiirkleri harp esirle­ri gibi acımadan, burada bu­lunduğum müddetçe ezerek çalıştıracağım.”

Bu Rum memur kimden kuvvet alarak bu şekilde ko­nuşabiliyor? Bu. Rumları» iyi niyetlerinin bir belirtisi midir?

Yine ayni gün ö.s. saat 1- 30 da Aytotro (Boğaz İçi) Köyü ziyaret edilerek orad da bir işçiler Birliğinin ku