Upload
others
View
6
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
------------- ___
CUMA
8NİSAN, 1960
Yıl: 1 - Sayı: 46
Fiatıı 15 MU Abon«t B ir; Altı aylığı:
11Ulil
ibi K.T.K.F' adına: R. R. DENKTAŞ
İdare Evi: Ankara Sokak No: 7 Tel: 2697 . Lefkoşa
AKTARILMIŞTIR-
Beşparmak13. SA YIS I Ç IK T I
Satış Yeri : BEŞPARMAK YAYIN EVt
Tel : 2697
Yunan Gençliğine Beyanatı,
Kıbrıs Tiirkleri için bir iuaz ve ihtardır^ 7
J mI
Kıbrıs Türk Gençliğinin Gr/vas’a Cevabı:
Kıbrıs için öleceğiz ve yaşıyacağızYunanişlan’fk -2ÎÖ&Â -gû^unü kutlamak için
İö^arıan 1000 Yunan gencine hitap eden Gri vas, gençlere : “Cumhuriyetin tam istiklâle bir basamak teşkil ettiğini” söylemiş ve Yunan gençliğini icap ettiği takdirde tekrar mücadeleye atılmak üzere hazır olmağa davet etmiştir.
Grivas, Megalo îdea (Bli-
Bitmiyen Mücadele
1 Nisan EOKA giınii oldu... Bu günü tes’id için söylenenler Kıbrıs Türklerine ders olsun.. Rum gazeteleri bir yana, Rum hissiyat ve niyetlerini Makariosun kendi ağzından öğrendik. “Baklayı ağızdan ç'karmak” olursa bu k.ı dar olur...
Zurih'te tam emelle ri"e erişememişler; fa- kat millî mücadelelerin sonu olmazmış... Bu mü cadeleler başka renk /< şekil alarak devam edeı mis... Nihai zafer yakın mış...
Bunlar bir devlet reisi namzedinin ağzından resmen çıkan sözlerdir.. Bunları unutmamak ve ona göre hazırlanmak da bize düşe" bir vazifedir.
Sabır ve soğukkanlılık en büyük hasletimi/ dir. Sabırla herşeyi takip ediyoruz!., Ve edece ğiz de...
NACAK»AAAAAAAAAA/VAAAAAAA
Bir avuç insani.RAUF RAİF DENKTAŞ
Cemaatlar arası çarpışmalarda Piper ister ona’da evlerini kaybedenlere Muruta- ğada yeni evler inşe eden Gö nüllü Ordusu geçen hafta da vazifesine devam etmiştir. Bu fedakâr kardeşlerimizin çalışması sayesinde 22 aileye ev, cami, okul, kulüp ve kooperatif binaları temin ediliyor.
Uzun bir yol katedilmiştir. 2-3 haftalık bir gayretle 22 aile evlerine kavuşmuş olacaktır.
Bu pazara biraz daha gayret gösterelim : Dülger ve yardımcılarına, ustalara ihtiyaç vardır. Pazar gününü kahve bucaklarında durmakla geçireceğinize Gönüllü Ordusuna siz de katılınız; isminizi cemaatımızın bu şeref lis tesine siz de geçiriniz. Kuliip lerden bunu hassaten rica ede tiz. Gecen nazar Gençlik Gücü Mnratağa’da harikalar ya ratıyordu, idarecilerine ve cendere teşekkür ederiz Ma ğusa’dan Dr. Karaderi kolları sıvamis bir evin damını ka pıyordu. Fakat isimler üzerin de durmavaltm. Gönüllü ordu suna katılanlann adlan her hafta nesredilivor. Gelecekte bıı listeye bakarak cemaat HP-runn fedakftrane çalışan laı*» tesbit edebileceğiz. Çalışanlar arasında günlük maişetlerini temin edecek isi bul mayanlar df var. ‘Pazar rnin bos durup issizliği düşürmektense vardıma koştuk” dlvorlar. insanın gavri îhtivarî gözleri vasanvor!
Muratağa bizim için Wr andın mevdana getirdiği harika olacaktır.
Piperisterona’dan seçerken. sırıtan viran olmuş Türk evleri arasında ellerini kolla nnı sallavnrak gezen bhknc 'Hisflii* Rnm genci W ».imle
av edercesine ıslık çaldı.. Bu ıslıkta “siz burada baıı
azsınız" diyen küstah bü
yük Yunanistan) tezinden vazgeçmemelerini de ayrıca gençlere ihtar etmiştir. Bu loplaııtıda Makarios’un Yunanistan'daki mümessili Kra ııityodis de hazır bulunuyordu.
Grivas’m bu beyanatı, Kıl) ı ı.s Tiirkleri için en bariz bir ikaz ve zamanında yapılmış bir ihtardır.
Ziirih anlaşmasının Londra da imzalandığı günden başlayan bu oyunlar gün be gün, ayan beyan karşımızda bir kitap gibi açılmaktadır. Ma- karios - Orivas komplosu var mı? diye düşünmeye değini-';.. Bu komplonun mevcudiyeti biitiin çıplaklığı ile meydandadır. Bu çılgın macera, kııv veden fiile konacaktır. Bu gidişle, gün gele, Kıbrıs’ı tek rar kan kaplıyacaktır. Netice ne olacaktır diye düşünmeye tenezzül bile etmiyoruz... 1*20 bin Türk bu maceranın kurbanı olsa bile Türk gençliğinin bizi yardımsız ve himayesiz bırakmıvacağına kat’i inancımız vardır.
Haklı bir dfivâ uğrunda öl meğe alışmış bir milletin evlâtları olarak haykırıyoruz : Kıbns için öleceğiz ve yaşı- yacağız.
f * ***• • A+mthât*------- 'Susuzluktan kıvranan Süleymaniye ve Günebakan köyleri Çiftçiler Bir ligi Başkanı H. M. Gültekin Beyle
birlikte Lefkoşa komiserinit su dairesini ve iç isleri bakanını ziyaret ederek şikâyetlerini bildirmişlerdir. Bu köylerle ilgili şikâyeti 4. sayfamızdaki çiftçiler Birliği Bülteninde okuyunuz. Foto : Turgut
Limasol Polisinde Neler Oluyor?Limasol’da, gerek merkez
de ve gerek köylerde polis merkezlerinin kilit mevkilerini1 Rumlar yerleştirilmiştir. Aşağıdaki listeye kısa bir göz atmak işin vehametini öğrenmeğe kâfi gelmektedir^
1 — Limasol kasabası ve köyleri genel mes’uliyeti :
Birinci mesul: Ingiliz,
ikinci mesul (Rum) ıUçüncii mesul (Rum).
2 — Limasol kasabası Mesulü : önyüzbaşı (Rıım),
İkinci mesul, zabit (Rum).3 — Limasol köylerinin ge
ııel mesulü :Piskobu bölgesi, Yüzbaşı
( Rum),Ayııikola Bölgesi, zabit
Bölgesi, Yüzbaşı( Rum),
Plâtres (Rum).
4 — Limasol, Pasaport. Dai resi :
Çavuş, mesul (Rum),İkinci mesul (Rum).5 — Sivil devriye kolu : Çavuş, mesul (Rum ),4 pivade (Rum ),1 Türk.fi — Ambar Emini :Çavuş, mesul (Rum), Çavuş vekili (Rum),7 — Savcılık Dairesi •3 zabit (Rnm ),1 çavuş (Rum),1 Çavuş (Türk).5 — ödem e Dairesi :1 Çavuş, mesul ('Rum),1 İkinci mesul (Rum),Her hangi bir Türk polisi
nin. her hangi bir Türkün bu kanaldan geçerek işi Rum âmirlerin insaf ve merhametine kalmış olmaktadır. Bii- tiin daire işleri Rum âmirler arasında taksim edilmiştir.
Yalnız, devriye kolu gibi zor olan, emek istiyeıı bu kol daki durum Tiirklerin lehin" dir. 1 Rıım çavuşuna karşı- (Devamı sayfa dörtte)
Mezunlar Birliğinde bir izcilik kolu kurulması için iiyeler faaliyete geçerek izci kaydına başlamışlardır. Resimde, Türk izcileri Başkam Bülent Salih ve Genel Sekreteri Ahmet Tansel Beyler Mezunlar Birliğin de yaptıkları toplantıda izri mezunlardan Tıınray Apakgiin ve Ali Ye filoda ile birlikte görülmektedirler.
Foto: Turgut
Çanakkale SavaşıBomba şimşekleri beyninden inip her siperin,Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin, ölüm indirmede yerler, ölü püskürmede yer;O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaazı beşer.Kafa, gözı gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak; Boşanır sırtlara, vadilere sağnak, sağnak.
Şiiheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...O, rükû olmasa dünyada eğilmez başlar...Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,Bir hilâl uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
föy, İm topraklar için toprağa düşmüş, asloer!< iökteıı ecdad inerek öpse o pâk alnı değer.Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? “ Gömelim gel seni tarihe” desem sığmazsın.
Mehmet Akif ERSOY
eda vardı. Soğukkanlılıkla Muratağa da yükselmeğe baş layan evleri gösterdik: Bunları da yıkabilirsiniz, fakat büsi buradan kaçınmazsınız, dedik. Yeni bir Gönüllü Ordusu ile yenisini yaparız 1..
Harp esirlerigibi...
Kıbrıs gümrüklerindeki eşya muayene memurlarının eo ğunuıı rum olduklarını defalarca bu sütunlarda yazdığım a halde, Gümrüklerdeki Tiirklerin sistemli bir şekilde. bilhassa muayene kısımlarından uzaklaştırılmasına halâ devam edilmektedir.
Rumların bu davranışlariv ia elde etmek istedikleri »ay da çok manâlı ve açıktır, ö te \ andan Rum gümrük memur Iarının, devamlı surette Türk memurlara karşı sert davra" maları dtt dikkati çekmektedir.
Yağmur yüzünden, (dok- (Devamı sayfa dörtte)
NACAK ÜYELERİNEKöy ve kazalarda Nacak’a üye olupta üyelik be
dellerini he"iiz ödememiş bulunan okurlarımızın he- gaplanm kapatmıya başlamalarını rica ederiz.
n a c a k y ö n e t m e n l i ğ i
Alithia’nın başyazısı
Görmiyen Gürsün“Kıbrıs Rum halkı
yan gelip rahat etmiye- cektir. Bahusus ki Zu- rih - Londra Anlaşmaları bizim için bir son değil, bilâkis arzumuz hilâfına kabul ettirilmiş geçici bir durak ve yeni millî kazançlar için bir hareket nokta- ■sı teşkil etmektedir.
Atalarımız “eldekine razı ol, fakat daha iyisini iste!” diyorlardı. Kendisi için mücadelenin bitmemiş olduğu Kıbrıs Rum halkının da yarın için parolası bu olacaktır. Ve tam Hürriyet olan sonuna ulaşmadıkça mücadele bitecek değildir. Kıbrıs
Rum halkının Piç (gay ri meşru) hâl çarelerine ilânihaye tahammül edeceğini sananlar se- filâne aldanmış oluyorlar!”
Dağılan ezilir, ayrılan yenilir, Birlikten kuvvet doğar...
Bir Milletin Kuvveti, Vatandaşlarının Millî hislerin - de, Vatandaşlarının zevk ve istirahat zamanlarını mem- leke tuğruna feda etmek hususundaki tehalüklerinde ve şahsi kabiliyetlerin umumî refah yolunda birleştirilmesidir.
Cemiyet tehlike altına gir diği zaman ve insanlar hürriyetlerini kaybettikten sonra servet, zenginlik, kültür v eher türlü kudret kaynaklarının hiç bir işe yaramaya cağı pek çobuk anlaşılır-
Bütün nimetler HÜRRÎ - YET’e dayanmaktadır.
Mağlubiyet ancak vatan - daşlann vazifelerini unuttuk
ları takdirde kendini göste - rir.
Bunun için ne yapmalıyız: Bir gün Yurt için ölmek
kâfi bir fedakârlık sayılm- - yor- Mutlak bir lüzum hasıl olursa en son fedakârlıktan- da yani ölmektende çekin - memek vezifedir, fakat asıl gaye bütünlüğümüzü savuna bilmektir'
Bu iş içinde muayyen bir cephe yoktur. Her cepheden SOSYAL, KÜLTÜREL, EKO NOMtK cephelerden müdafa a etmek, savaşmak şarttır.
Bu günlerde zahiren her şey bir oldu-bitti haliyle görülüyor, Hakikatte ise (işba şına borusu) yeni çalmıştır.
Kıırnovaotobüsütaslandı
Kunıova (K rovya) köy otobüsü, sürücü H.ı san Osman idaresinde Mağusa’dan Kuruova’ - ya giderken yol üstündeki Vatilaga köy gen? leri tarafından taşlanmıştır.
Taş yağmuru karşısında arabasını durdur mıya yükümlü kalan Haşan Osman, kahvede oturmakta olaıı köy hal landan yardım istemiş, fakat aldıran olmamıştır.
Türk sürücü, durumu polise bildirmek iciıı taş atan rıımların adını ve evlerini kahvedeki- lcrdc® öğrenmek istemişse de söyliyen çıkma mış. Haşan Osman’a sert sert bakmışîarcfır!
İnşası ilerlemiş olan öğrenci yurdu ‘Federasyona yapılan yardımlarla” Foto : Turgut
Federasyona damla damla verdiğiniz P a r a l a r l a
30,000 LİRAYA YAPILMAKTA OLAN 220 KİŞİLİK öGRENCi YURDU
Denktaş Kıbrıs Anayasasını imzalarken
Federasyonun ve kısmen Maarif Dairçsinitı verdiği 30 bin lira ile eski Mezarlığın içinde 14 Aralık 1950’da inşasına başlanan 220 kişilik öğrenci Vurdu’nun inşası ileri i miştir. Yurdıın inşasını ü /erlerine alan Yüksek Mühendis ve Mimar Ayer Kâşif ile Hakkı Atım, kendilerini ziyaret eden bir Nacak muhabirine aşağıdaki bilgiyi vermişlerdir :
“ İnşasına 14 Aralık 1959’- da başlanan Yurd, 14 Ağustos 19(iO ta bitecektir. Şimdı- lik :i kat olacak olan binaya, ilerde maarif dairesi bir kat daha ilâve etmeği düşünmektedir. Şimdiki halde 220 öğlenci barındırabilecek durum da buludan binamn birinci
katı, yani zemin katında giriş holü, kantin, lokal, kitaplık ve ayrıea vatakodaları bu Ilınmaktadır. Katın yanındaki ek yapıda, yemehaııe o'a- rak kullanılacak; burada ica
bında 250 öğrenci yemek y iyebilecektir.
İkinci ve üçüncü katta yatak odaları ve hasta öğrencilerin yatırılması için r 'v ir (Devanu sayfa dörtte)
Kıbrıs Türk Gençlik TeşkilâtındanGençlik Teşkilâtı her böl
gedeki faaliyetleri ile yolunu artık bulmuş olduğunu isbat etmektedir. Bir taraftan K. T.G.T- Lârnaka şübesi aydın latıcı broşürler yayınlarken Baf şübesi de ATA YOLU i - simli bir gazete ile aydınlat ma faaliyetine devam etmek tedir. Ayrıca K.T-G-T. nın or gani olan “ Sönmeyen Meşale” Gençliğin ne yapmak iste diğini, ada çapında yapılmak
ta olan ve yapılan faaliyetle rini ihtiva etmektedir.
Baf şübesinin ‘ATA YOLU bu sefer 15 Nisan 1960 tari hinde ikinci sayı olarak çıkıyor .Bu sayıda babası aslen Krbrıslı olanAhmet Rasım' in hayatını ve eserlerini torunu özerettin Arık’tan oku yncaksınız. Ata Yolunu gerçi K.T-G.T. Baf Şübesi çıkarıyor, ama o bütün gençliğin malı ve eseridir.
Kıbrıs Anayasası imzalandıÇarşamba günii Anayasa imza töreninde
Rauf Denktaş’ın yaptığı konuşma:“ Ziirih Antlaşması gereğin
ec hak ve hukuku ayrı bir cc maat olarak tesbit edilmiş olaıı ve K ıbjM uı idaresinde Kıım cemaatı ile müştereken mesuliyet, yüklenmiş bulunan Kıbrıs Türk cemaatı Anayasanın hazırlanmasında uhdesine düşeni yapmıştır. Bugün imzalanan Anayasa, Ziirih ve
Londra Antlaşmalarını11 nı- lıuııa ve metnine sadık h’ r metindir. Yeni kurulacak o- laıı Kıbrıs Cumhuriyetinin re fahı ve bekası bu anayasanın Kıbrıs’taki cemaatler tarafın dan sadakatle kabulüne ve tatbikine bağlıdır. Bunu yapabilmek için de Ziirih’teki ruh ve anlayışm her iki ce
maat tarafından cesaretle mii dafaa ve muhafazası gerektir kanaatindeyiz, çünkü bu ruh ve anlayışı, devam etmez Anayasa sadece hükmü »İm yan tarihî bir vesika olarak kalacak ve Kıbrıs'ta sulh ve sükûn yerine bir keşmekeş devam edecektir. Biz bu du- (Devamı sayfa dörtte)
1c
GÜNLERİN YANKILARINecati TAŞKIN
(K.T.l.B.F. Genel Sekreteri)
Geçen hafta Cuma günü EOKA’nın faaliyete geçtiği 1 Nisan 1955 yılını, beşinci yıl dönümünü kutlan mak için yapılan törenlerle verilen beyanatlar, gelece ğin, her gününden daha karanlık olduğunu ispat etmiştir. EOKA tedhişçilerini tebcil etmek için Makarios’un 'erdiği söylevden çok şeyler anlaşılmakta vegizli manalar ortaya dökülmektedir.
Adamızın, yarın refah ve saadete kavuşacağı ü- midini 'besleyen ve konuşması için her türlü gayreti gösteren ve fedakârlıklarda bulunan Türk toplumuna karşı en basit bir sempati besleyerek, durumu karar sızlığa sevkedecek beyanatları vermesi Makariosta düşmekteydi. Fakat n eyazık ki, Makarios hazretleri sözde zaferleri kutlamak için hazırladığı söyleve, derin manalı cümleler ekliyerek, sanki Zurih ve Londra anlaşmaları mevcut değilmiş gibi görünmek istedi Türk toplumunun gösterdiği iyi niyet Makarios’un hoşuna gitmemişse, bunun sebeblerini kendinde ara sın' Ingiliz Hükümetine yüklenirken, arada Türk’lerden da temas ederek, bizi itham etmek yüz kızartıcı bir olaydan başka birşey değildir-
Hakikati göz önünde bulundurur ve realite ile hareket edersek göreceği zki, rumlarm Ingilizleri vur duğu dört yıllık devirde dahi, İngiliz askerleri için hâzineden çıkan paralar yine onların cebine akmıştı. Fakat, Makarios bunu görmek istemiyor, görmek istemek değil, görmemezlikten geliyor. Çünkü, bu temi ııat olacak olan üsler adada bulundukça, sevdasına kapıldığı ve “ nihai hedef” diye kabul ettiği ENOSIS’e jsla ulaşamayacaktır.
Hodbince sarfedilen sözlere parti ve Federasyon’ un verdiği cevap, karşısında Makarios’un tutumunun ne olacağını Cumartesi günü yapılan toplantı göstermiştir. Makarios, hakikaten Zurih ve Londra anlaşmalarına inanmış olsaydı, bunca zaman hüsnüniyetle kendiyle işbirliği yapmış bir cemaata dil uzatmazdı-
Makarios’un verdiği beyanat ve yaptığı söylev, toplumu ilgilendirdiği kadar Türk işçisini de ilgilendirmiştir. Türk işçisi, Makarios’un söylevine cevap vermek istememişse, bunu daima sadık kaldıkları li-
J»derlerinin cevap 'ermesiyle yetinmişlerdir. Fakat, * Makarios şunu iyice anlamalıdır ki, verdiği söylevler
hatalıdır ve yanlıştır. Böyle söylevler Türk toplumu nun infialine vesile olacağı gibi îşçi Teşekkülleri arasında devam edegelen iş/birliğinin de sarsacak ve do- layısıyle fakir Kıbrıs işçisine darbe indirilmiş olacak .iır. Açıkça belirtiğimiz bir, ram cemaatının lideri Makarios bu gibi söylevleri devam ettirecek olursa, işçi teşekküllerimiz de işbirliğini kesecektir.
Makarios’a tavsiyemiz, Kıbrıs Cumhuriyetinin ku rulması icab eden bu günlerde inanıdar söylevlerden kaçınarak toplumuna daha iyi yön tayin etmesidir- Aksi halde, tahrikler ve kışkırtmalar etrafı yalınız nifak tohumları saçarak ve barışa doğru giden adamı zı eski haline sokmaktan daha bşk birşey olmayacak tır Liderimizin verdiği beyanatlarda da sarahaten belirtikdiği gibi, Mkarios kendi başına Cumhuriyetin ilânı yoluna giderse doğacak veçhilelerden Türk toplumu niye mesuliyet taşısın?
KEMAL HAŞAN PARALİKTENEKE VE TEL FABRİKASI
v ^ V
A S '\y '' /
W 1
■,'kV r ■, ■'W i
\ / \ /
M I
s '■" /
\ ■\ ' j |
,v ■ \ 1
\ .
ihtiyaçlarımızdan biri olan BAKLA VALİ TEL ve en iyi bir şekilde yapılan YAĞ, HELLİM. TENEKELERİ, KONSERVE KUTULARI, BOY A ŞİŞELERİ KAPAKLARI, ISLIM İĞNELERİ, OLUK ve saire gibi her çeşit tenekecilik işleri yapılır. Her köyde ve kasabada Tenekecilik ve inşaat işleri, iş yerine kadar gidilerek yapılabilir.
Alâkadarların aşağıdaki adrese müracat etmeleri, derhal işlerinin yapılmasına kâfidir.
KEMAL HAŞAN PARALİK Adrese dikkat:
KARABABA — 9-11-A — LEFKOŞA
YÜZY1RM1B1N FEDERASYON
“Bize ne? Bu ig Federasyonun. Evsizlere evi o yap - tun, yersizlere yer versin, fa kit fa/tat kabiliyetli gençle- kir fakat kabiliyetli gençle- o uğraşsın” diyenlere cevap-
Kardeş, arkadaş, vatan - daş, bu söz ağzına yakışmadı Düşünmeden söylemiş olmalısın. Bir düşünürsen ya- nüdığını anlarsın.
İlk düşün, Federasyonun nesi yapsın saydığın işleri? Binasının taşlan mı uğraşsın Rum basınıyla? Yoksa tavanı mı okutsun kalibiyetli gençleri- Yersizlere yeri, ka pişi mı versin? Ankara soka ğtndaki binanın? Tuhaf görünüyor söyledikler im. De ğil mi kardeşim? Evet tuhaf ama bunlar sadece senin söylediklerinin açıkçasıdır. Senin söylediklerin de tuhaf - tır. •
‘‘Evsizlere evi Federasyon yapsın’ 'demekte haklısın a- ma “ Bize ne?” dersen yanılırsın. Çünkü Federasyon, se ninle Federasyondur.
Beşaltı kurumun birleş - mesiyle meydana gelmiş - tir. Federasyon. O beşaltı kurumu («uran da sizsiniz Devam ettirecek olan da siz siniz. Onlar devam eder, gelişirse Federasyon da geliş - miş olacak. Ama bilir misin niçin gelişmiş olacak? O, say dığın şeyler yapılmış olacak da onun için. O saydığın şey ler olacak dedim çünkü, beş altı kurum saydığın şeyler üzerinde uğraşmakta-..
‘‘Ama benim o kurumlara yapacağın yardım çok küçük Yapmasamda onlar birşey kaybetmiyecek” deme. Elinden geldiği kadar yardım et, ayni zamanda da etrafların dakileri yardım etmiye teş - vik et.
Göreceksin, az zamanda yardımların büyük işler görecek. Federasyonun göğsü kabaracak bu işlerle.
Ama yanlış anlama, Binanın göğsü kabarmaz .Hissetmez bina, İftihar edemez- If tihar edecek olan sen ve ben iz- Ama ‘ ‘sen, ben yokuz, biz varız.”
Öylesine iftihar edecek o lan da biz iz, Kıbrıs Türklüğüdür.
Halkj EğitimiLaubach ve Resimli Alfabe ile yığıı eğitimi:(Geçen haftadan devam)
Ifa/.ırlıyan : Nejat ErtekinAmerikalı Ümmilikle sa
vuş mütehassısı Laubach bîr ç o k memleketlerde çalışarak 25 senede Ummîler için çok basitleştirilmiş bir alfabe ve okuma metodu meydana getirmiştir. Bu alfabe Umraî- niıı resimci kafasına hitap et inektedir. Her harf o harfin şeklinde çizilmiş resimle tanıtılmakta, bu resimden sese, harfo ve kelimeye, kelimeden basit cümleye ve temel bilgiye geçilmektedir.
Bir Ümmî İm alfabeyi ve basit okumayı iki haftada ög renebilmekte ve basit bilgisini başkalarına aktararak iler letmetkedir. Metodun temel prensiplerinden biri de (iiğro i en bir başaksına öğretsin) şiarıdır. Bu suretle öğretme amelivesi bendesi diziye gire rek öğrenenlerin sayısı siira* 1< artmaktadır, öğrenciler arasından seçilenler (öğretim Direktörü) olarak yetiştirilmekte ve bunlar metodu diğer gönüllülere öğreterek savaşı çevrelerinde teşkilâtlan dırıp yürütmektedirler. Bunun için bir vazı ve konuşma dili meydana getirmek .şarttır.
ATATÜRK VETÜRK İNKILABI :ITer büyük halk hareketi
bir halk eğitimine ve bir halk eğitimcisi rehbere daya bir.
Bütün bir millet topluluğunun Doğulu durgun bir ha vat tarzından Batılı hareket li bir hayat tarzına geçişi de mek olan Türk inkılâbının ehber önderi büyük halk
eğitimcisi ATATÜ RK’tiir.Atatürk, harf inkılâbını,
dil inkılâbını, tarih inkılâbı ııı ve yaşayış inkılâbını ele aldı. Kendisi tahta başında ve halk arasında inkılâpların iaşüğretmenliğini yaptı.
Atatürk’ün metodu, halkın ihtiyaçlarını halkla temas ede rek ve konuşarak anlamak ve bu suretle onların anlama-
T Ü R K İ Ş Çİ S İTürk hakkını lâyıkıyler koruyabilecek Türk işçi Birliklerine üye ol.
Birliklerin her faaliyeti senin menfaatini korumak içindir.
Bu günü düşünerek hareket etme. Yarın için kötü günler bekle.
Türk îşçi Birlikleri en temiz bir gayeyle seni de sinesinde görmek ister.
Davamız millidir ve çok asil duygular taşır.
Hakkını ancak teşkilâtlanarak koruyabilirsin.
larına yardııAetraeJç ve ihtiyaçlarını milVec karşıla inaktır. AtatürflLkonuşan ve konuşturan bir %ılk eğitimcisi rehber önder
HAT; EİİÎTİM ÇEŞİTLERİ1 — Ümmîliğin \! asviyesi,
(Yığın Eğitimi.')Klâsikleşmiş bir\nllc fgı-
limi cesidi n m m îl iğim ta sv i ve si seferberliğidir. İnceleri ümmîliğin tasfivesi bVlı basına bîr hedef olarak le alın m ıssa da bunun kendi basına kâfi olmadığı — »Vıvıın yazmanın sadece bir msıtn olduğu, buna da bir nmtteya ve hedef vermenin zar\eti anlaşılmıştır.
Buna yığın eğitimi d m ektedir.
Esaslı bir takip sistemi beslenmiyen yığın eğiticinde başlangıçta elde edilen !<o lav basanların az zamana kaybedildiği görülmektedir.
2 — Temel Eğitimi :(Temel eğitimi) geri kal
mış bölgeler, zümreler ve köy ler halkının daha yüksek bir hayat seviyesine erişmek için kalkınmalarını kendi ellerine almalarına eğitim yoluyla vardım etmek demektir.
Konular arasına şunlar gi ror : iktisat, (ziraat, san’at- ler ve kooperatifçilik). ev idaresi, sağlık, eğlence, temel bilgiler (okiıvup - yazma) hesap. yurttaşlık bilgisi vesaire.)
Temel eğitiminde metod (yaşayarak ve yaparak öğrenmedir'). flöz ve kulak yo luyla eğitim metod ve araçla ıına çok yer ve ehemmiyet verilir.
El ile çalışmayı aşağı gören memleketlerde temel eğitiminin ana davalarından bilini, el ile çalışma sevgisini, saygısını ve alışkanlığını geliştirmek teşkil eder.
3 — Toplum Eğitimi :Gelenekçi ve yeniliğe kar
tı isteksiz ve mukavemetçi oiaıı köylerde (fert eğitiminin) az verimli oluşu terbiyecileri toplum eğitimine sev ketmiştir.
Bu eğitimle bütün toplumun düşünüş, yaşayış ve ça lışma tarzlarında tnkilâplar yapmak hedefi güdülür. Top hım inkılâbını daha ziyade anne, zevce ve ev kadını o- laıı, kuvvetli bir toplum ruhuna malik bulunan ve ruhu yeniliğe' daha açık olan <a- dınların yürüteceği düşünülerek eğitimcileri daha ziyade kadınlardan yetiştirilirse bunların gayelerini erkeklere destekletmek için bir mik
tar erk nj Top lııi
ılerş \ i‘ ■ Iıı koııili
A K P A KBUHARLA TEMİZLEME EVİ
Uzunboylu çalışmalardan sonra,AKPAK BUHARLA TEMİZLEME EVİ’mizi,
sayın halkımızın hizmetine açtığımızı müjdeleriz Atölyemiz, tam teçhizattı olmakla beraber, uzun zaman tecrübe görmüş elemanlara da sahiptir Elbise - lerdeki ufak tefek söküklerin tamiri ile. KAN, PAS, MÜREKKEP, BİRO ve MEYVE lekelerinin temizlen - mesi için de lâzımgelen araçların elde edildiğini ay - rica sayın müşterilerimize bildirmekle kıvanç du - yarız.
Emekli öğretmen A CEVDET ÇUVALCIOfiLlJ
Zühtüzade Sokak No. 1 (Selimiye Camii doğusunda,
Türk Fakir Yurdunım karşısında)
yetiştirilir, eğitim metodu
oııferans yerine top ıa, toplu haşanınk
ve relıİMfrliktir.4. Yetişkin eğitim : ileri niı-mleketlerde Halk
Eğitimfiriaha ziyade bir yetiş kin eğftiııı olarak ele alınmaktadır.
Bu memleketlerin klâsik okul eğitiminde olduğu gibi yetişkin eğitiminde de toplumdan ziyade ferde hitap e- dilir. Fert okulda öğrendikle ı iııi yetişkin eğitimle geliştir diği gibi okulla öğrenmediği birçok şeyleri de bu eğitimle alır.
YETİŞKİN EĞİTİMİN AMAÇLARI ŞUNLARDIR :a) Meslek bilgisini artı
mak,b) Kiiltiirü geliştirmek, e) Faydalı eğlence,
■'îitUndaşlık ve toplu y i .şama ruhunu gelişt'ırmrtrr
Büyük şehirlerin maddileşen eok hareketli hayatının Vatandaşlık ve cemiyet ruhu mı zayıflatması ve göze-^ul.ı ğa hitap eden sinema radyo televizyon gibi vasıtaların halk üzerinde büyük etkiler yapması, yetişkinler eğitimi değerine yükseltmektedir,
i). — Eğitime devam : Halk Eğitimi, yığın eğiti
mi, ümmîliğin tasviyesi. ve toplum eğitimi gibi terimle re. az çök münevverden «ay- ı ı kimselere hitap gibi bir manâ verilmesi, sadece ınii ııevvere hitap eden bir eğitime devam hareketinin dogmasına sebep olmuştur.
Eğilime devam, doğrudan doğruya münevver meslek sa kiplerine hitap eder. Bunıın la beraber eğitime devam dece bir meslekte ilerleme »gı timi olarak kalmaz, meslek adamlarının zayıf kalması tabiî olan meslek dışı bilgili linin ve bilhassa umumî kültürlerinin arttırılması işini de alır.
fi. ... Propaganda : Propaganda kelimesi, asıl
inanası ile alırsak bilgiyi yay mak demektir. Fakat bu c5i timin ancak bir kısmı ve bir şekildir.
Bilhassa zamanımızda pro paganda. Halk Eğitimine te nik öğretme ve geliştirme ba kınımdan ancak faydalı olabiliyor
7. ... Halk Eğitimi :Bütün terimler Halk- keli
mesini en geniş anlamı ile n 1 mak şartivle. en şümullüsü, yaııî Halk Eğitiminin biitiin çeşitlerini içine alabilecek o
ın (Halk Eğitimi) dir. Halk Eğitimi halkın, fert, topluluk olarak. Alim, münevver, az okumuş ve ümmî olarak, İni eiik ve biiyük kadın ve erkek hepsine hitap ettiği gibi halkın zamanında bütününe ve ilgililerinde tümüne hitap eder. Gıdalanmada olduğu gibi ruhî ve fikrî gıdalanma olan eğitimde de muvazeney, ihtiyaç vardır.
Ümmiler umumi bir fik gıdasızlıştaıı mıızdarip olduk arı gibi her derecede oku
muşlarda da bir nevi vitamin noksanlığı mevcuttur. Kısmî bir fikir ve ruh gıdasızlığına maruzdurlar, tşte halk eğitiminin asıl manâsı ve hedefi, bütünün çeşitli mensup larına, şartlarına ve ihtiyae- 1 firıııa göre, faydalı olm aVır: Ancak bu sayededir ki insan lar fert, topluluk ve toplum olarak; millet, Dünya olarak, İktisadî. İçtimaî, kültürel ve ruhî ihtiyaçlarını yapıcı bir tarzda karşılamak, problemlerini işlerine ve hareketlerine fikir ve bilginin ışığında yön vererek çözmek, kendi menfaatleri ile başkalarının meııfati arasında köprüler kurmak imkânını bulacak, uğ runda yaşanacak ve ölünecek ülkülerle yaşamayı değerlen d ireceklerdir.
1. —- Prensipler : (Halkçı tipinde prensipler şun lardır):
Halkın bulunduğu yerden işe başlayınız.
Bu beş kelime Halk Eğitim çilerinin parolasıdır. Manâr-ı -şudur. Eğer bir halk eğitimcisi halkın kendisini dinleme sini istivirsa onlara ilgili o ldukları şeylerden söz açmalı dır. Sözler, afişler, broşürler eııların aıılıyabilecekleri dilden olmalıdır, ve kavrayabilecekleri fikirleri ihtiva etmelidir. Tavsiyeler onların yapabilecekleri şeyler olmalıdır. Ve şiı demektir ki, şayet onlarla aynı fikirde olun
(Sonu 4 üncü sayfada)
NİSANIN İÇİNDEN
Y O R U MErol ERDURAN
Bu yılın ‘Nisan 1 inin’’ siyasî g r e s i n d e değişi* bir özellik vardı. Mart devrilip devrilip firikçe
1» daha da sabırsızlıkla‘ bekleniyordu. DegU m. ki Kıbrıs'ın müstakbel Cundıurbaşkan gün bir konuşma yapacaktı?B;r defa NJjan 1 J *r.sta 5 yıl önce tedhişçiliğin yürüttük-lumu da — kendderınce — kahraımanıliK yleri tedhişçiliğin tarihteki önemini - eger ■ kutj’lirtmek için Lefkoşa’da toplana»* i* u-°„dam Grivas, caklardı. Tedhiş güruhunun bandaki .Kıbrısı terkedeceği zaman verdiği , - .bu sefer de Yunanistandan Kıbrıs R u m l a r m a M ^
sesleniverirdi. Ondan gelecek ses için Rum topyekün kulaklarım açık tutuyordu. Ama, bir
‘ det önce, tedhiş lideri, Atinadaki p u r o s u n d a , bir mu habire verdiği beyanatta, Makarios un, işlen mahalli de gereği gibi yürütmek salâhiyetine haiz olduğun duyurmamış mıydı? O halde, Rum halkının ‘Nisan 1” münasebetiyle Makarios tan ziyade Grivas ın beya natını beklemesi beyhude, öte yandan da l>*genıs m EOKA harekâtının yıldönümündeki sükutu manalıy- 'dı Mezkûr beyanatıyle Makarios’a siyasî s a h a dışında bile en geniş salâhiyeti veren Grivas, Nisan 11Bay- ramı’nda kabuğuna çekili kalınca, müstakbel Kıbrıs Cumhurreisinin tedhiş liderlerine yaraşan nutku barışsever halkın zihinlerini tırmalayıp uyartıyordu.| 31 Martı 1 Nisana bağlayan gece, karanlıklara ko
t yuverilen gümbürtülerle beş yd önceki ayni Nisan ge Icesine benzetilecekti. Bu maksad için de yl* on'I f ceki b^mbaIarm Wı-î<«Va-j wıhgkkajt kı ’ ftıü Aksi halde, başka kaynaklardan çiKSrıIacafcte
bürtüleı- bir mânâ ve kıymet ifade edemezdi. Bu şünüşün esiri olarak, bizim komşular, elbette ki uzun uzun bir hazırlık devresi yaşamışlardı. Memkelette şahısların patlayıcı maddelere sahib olmalarının kanuna aykırı olacağını idrak etmiş her vatandaş, k ı demli EOKA elebaşılarının bu davranışına karşı, bizim hükümetin ne gibi tedbirler alacağını merak edip durdu. Gel gör ki, İngiliz üstadlar bütün bu olup bitenlere kulaklarını tıkayorlardı. Patlatılan bombalar nenin nesiydi- Bunu Türk toplumunun merak ettiğ* nisbette, Ingiliz Intelijansı da m e r a k ediyor muydu. Bunu araştırmağa, dibine darı ekmeğe gücü yeterdi ya, yine de yürek söylemiyordu -Bıi iş öylece kal- sındı. Zaten ,gel gün git gün müzakereler tamamlanıp işler yoluna girerseydi, adada ,bütün mes’uliyetleri teperek bir kenara çekilmek yok muydu niyette?
O halde, İngiliz üstadların çayları neden soğu - sundu? Kafalar niye yorulsundu? İşlerine geldiğinde sabrı uzatmakta usta oldukları kadar, nemelâzımcı - lıkta da öylesine hünerleri yok muydu?
31 Mart — 1 Nisan gecesinin karanlığında halka- lanan gürültülerden sonra, ertesi günün ışığında, makarios’un sesi EOKA cengâverlerine (!) tevcih edilen övgülerin peşisıra, Cumhuriyetin ilânını kösteklediğine dair Ingiliz otoritelere karşı bir itham edasıyle yaydıyordu Bir defa, peşinen prestiji sağlamlaştır - mak bakımından, gün, yaman bir fırsattı. Sonra da, bakalım ne zamandan beri dilin altında saklı olan baklayı ağızından fırlatmak için güzel bir tesadüftü. Ek olarak ise, üsler meselesi demiyelim de Kıbrıs me selesi diyelim) gönlünün istediği gibi bir sonuca bağlanmazsa, Kıbrıs halkını mahallî hükümete k a rş ı isyana davet etmek niyetinin varlığım haykırmak ç o k kolaydı. Bundan daha ucuz politika, görülmüş müy - dü? ‘Kıbrıs halkı,, derken Türk-Rum diye bir ayrıntı yapmamanın büyük bir suç olacağı Makarios cenaplarınca biliniyordu ama ,bir deyişin, Türk toplumu ta rafından umursanmıyacağı zehabına kapılmak, ne yapsındı. ki kaderde vardı. Makarios’un nutkuyle teh ditlerine karşı Dr. Küçük ,Türk toplumunun tutumunu kesin bir şekilde ihtar edince, şaşkın gözler daha da büyüdü.
Bu durum içinde Vali Foot’un işleri ağırlaşıyor, Bay Amery’nin Londra ile temasları öylesine sıklaşıyordu. Aksi gibi, bozuk hava şartları yüzünden tel muhaberatında aksamalar oluyordu- Şurası, tabiî ki bu buhranlı zamanda hiç beklenmedik bir keyfiyetti Ama, Vilâyet konağına göre, konular serpelenince, da ğa karşı zor kullanılmalıydı.
Dr- Küçük ün, üsler ihtilâfının halli hususunda sunduğu 100 mil karelik teklif, o güne kadarki siyasî keşmekeşin yarattığı bunaltıcı hava içinde bitkinle şen yüreklere serinletici bir hafiflik veriyordu. Ne var ki, Makarios bu teklifi gereğince incelemeden “ Beni tatmin etmez” deyip kestirivermişti. Her konuda geniş salâhiyeti haiz olan Makarios un üsler k o n u su n daki İsrarlı tavrından vazgeçmemesi, Grivas’ın b u k o nuda ortak rolü olduğunu ispata yetiyordu.
Tekrarlayıp durduğumuz ‘Nisan 1„ nutkunun a kabinde. Yunan Hükümetinin Makarios’u tasvip e t
mediği, Türkiye, İngiltere ve Yunanistan arasında tam hir mutabakat olduğu yeniden teyid ediliyordu. Bu durumda, Makarios’u yalnızlığından sıyırıp y o la getirmek şarttı. Bu yönde faaliyete geçen Vali F o o t ° " c f . bakanların tavassutu gerekeceğini k estir - nıış ı. öyle yapmakla Ma/tarios’a kolaylıkla nüfuz edeceğini umuyordu. Doğrusu Foot için bu, sayılı bir cüretkarlıktı. Bir defa, Makarios safında y e r a lmış olan bakanlar vasıtasıyle Makarios’u sadete getirmek zannedildiği kadar kolay değildi- Çarelerden bu me sarılmak gerekiyordu- Valiye göre elbette ça
? ^ ma’ b" zamanda hangisini tercih etmek, ^zundı. Bir ayrıntı yapabilmek!.. Foot için bütün mesele ışte buradaydı.. I^ îk' î a '“ J811. meselelerin halli yolunda Rum ba kanlarla birlikte ısbat-ı vücud etmek, elbette ki M a
yÜkÜ Hafİfletmek bakım,n naplan Zurih* “ i1 j ma' ™ dam « Makarios ce- ş « s o .w ü v î . Ve ^ ^ « a n la ş m a la r ın ın ruhuna kar
, l ' K y, ’ yT l gecikmelere yol açmasında ma İ İ ^ k u t T ^ î y Hem’ yenİ b* devreye götüren türlü b askı a’ er ° lanuı> omuzladığı yükü“ t t ragmr niyet etm esf şüphe
ıS . U ? T — ay“ ‘dair bariz bir işarettî Çanlarmın çalınacağına
dıruSUgibf * r f VUÇ K,br,s Türkünün “ Y ıl-bilir m i s £ R İ T korkmayanlar kimlerdir,
çiçekler” özeti il y — arasu,da büyümüş minicik değil de n^ydi?. g° gUS gerfşİ’ davranış
Harika Bir ilâç KOMPO
i
‘ BAŞ, DİŞ, SINIR VE m r k a l TESK/N EDER SOCUK ALGINLIĞI ve GRİBE ESSIR İLAÇTIR.
ADALE AĞRILARINI
KARŞI EN MÜ -
CÜMA, 8 NİSAN, 1060 — 7 N A C A K " SAYFA 3
Celâl Ba-yar Lisesi Oymak Beyi ve izci Teşkilâtı Genel Sekreteri
Ahmet Tansel ile kısa bir konuşmaİ
türlü faatf- kâr C B. Li ci Haftası
Bütün yıl, her türlü ' vet ekatılan, fedakâr
sesi İzcilerinin izci münasebetiyle neler yapa * '•aklarını öğrenmek maksa - diyle C.B. Lisesi Orta kısnu na gittiğim zaman onları çalışırken buldum.
Oymak Beyleri Ahmet Tansel Bey’e .kıymetli vakit leri fazla almamak için şunları sordum:
— Celâl Bayar Lisesi İzcilerinin ,tzci hafsatındaki vazifeleri nelerdir?
— izci haftasının gayesi, izcileri hayatın pratik şartlarına uydurmak ve okulda öğrenmiş oldukları torik bil giyi tatbikat sahasına koyabilmek imkânını her izciye Bağlıyabilmektir. Kanaatimce izcilerimiz izci haftası - nın gayesine uyarak kanaat- bahş bir çalışma örneği vermişlerdir. Tahminin fevkinde C.B.L. izcileri izcilik Türesiyle pratik bağda°tuiarç- .!** ;v; «?&ndi izci olduklarını göstermişlerdir. Henüz hafta bitmediği için izcilerimizin, izci haftası münasebetiyle, izci teşkilâtına “ manevî yar d im” yanında ne kadar mad dî yardım yapacakları belli değildir- Çocuklar, pazartesi gün, kartları ile beraber İzci haftası zarfında çalışarak kazanmış olduklafı paraları, seve seve izci Teşkilâtına verilmek üzere bana teslim e- deceklerdir- Ileriki nüshamız
Halil ADAL
çocukların, kazançlarını, çalıştıkları müeeseselerin bir listesini neşrederseniz, ço - cuklanmızı sevindirmiş olur sunuz-
— C.L.B L. izcilerinin, Iz- si pazarındaki rolü nedir?
— izcilerimiz, bütün yıl, okulda hummalı bir şekilde çalışıyorlar ve pazara, muhtelif çalışma kolları ile iştirak ediyoruz.
— Bu çalışma kolları ne - lerdir?
— Trafik, Oymacılık, Mü: zik, izci Köşesi, Şiş kebabı köşesi, köftecilik köşesi ve Şans köşesidir.
Pazar gün gelecek olan misafirlerimize trafik kolumuz Atatürk Meydanından Atatürk ilk Okuluna kadar yol gösterecektir. Müzik ko lumuz ise. Gelen misafirlerimize diledikleri parçaları çalmak suretiyle yorgunluklarını gidermeğe l'ardır. Yine, gelen misafirlerimizin, öğleyin evlerine gitmek diye bir mesele dü - şünmemeleri için; şişkebabı, köfte, şamişi yapmak sure - tiyle bu düşüncelerini de zail etmiş olacaklardır- izcilik köşesi izciliğin faaliyetlerini ruhunu, misafirlerimize gös - termiye çalışacaklardır
Şans köşesine gelince misafirlerimizle şanslarını deneme imkânı vereceklerdir.
Bütün izcilere muvaffakiyetler temenni ederiz-
535 Sene evvel Türk Padişahı ile Alman ya imparatoru arasında yapılan dostluk Mu
ahedesi ve bir birlerine gönderdikleri Hediyeler.
Naim A Y T A Ç O Ğ L USultan Murad 1424 de ba
bası Çelebi Sultan Mehmet’ in ölümü ile yerine padişah olduktan sonra memlekette çıkan isyanları bastırmak i- çin senelerce uğraşmağa mec bur kalmıştı- Taban sulhu çok seven bu padişah yaradılışı hilafına daima mücade le ile saltanat sürüyordu. Bu gibi şeylerin meydana gelme sine de en ziyade Bizanslılar oluyordu. Son amacı Mustafa çelebinin isyanını bastır - diktan sonra rahata kavuşmağı ümit ediyordu. Çünkü bu sahada BizanslIların artık oynayacak kozları kal - mamıştı. Evlenmeğe karar verdi ve güzelliği dillere des tan olan sinop beyinin kızı m aldı. Yaptığı düğün mera siminde bütün Türkiye halk tı oturdu. Bu da hitama erin ce Bizansı hesaba çekmek sı rası geldi’
Bin dörtyüz yirmi dörtte Yuvannia Belologos Bizans imparatoru bulunuyordu. Selefi olan Amanuelin yaptığı melanetlerin cezasmı o çekmeğe mahkum oldu.
Padişah kendisini her sene verilmek üzere yüzbin ak çeye yani otuz bin altun çiz yeye mahkum etti, ve karedeniz sahilindeki bütün şehirleri işgali altına aldı. Bizans imparatorluğuna yalnız iki liman bıraktı.
Türkiyenin haraçgüzarı o- lan eflak (Şimdiki Roman - ya) ve Sırbistanın kabahatleri kabili af görülmekle ver gileri artırılmadı- Komşu ve büyük devlet olarak ortada yalnız Macaristan ile Alman ya kalmıştı. Macar kıralı Si- kizmond Alman imparator
luğuna seçilince iki hükü - met işlerini birleştirilmiş ve bir merkezden idare olunma ğa başlamıştı-
Sulhsever Türk Padişahı ile bu büyük Alman Hükü
meti ile dostluğu takviye etmek isteyiyordu- y Sultan Murad kendisine sadakatim arz etmeğe gelen Sırp desbotu Etiyen Lazaro- viçi bir Türk sefiri refakati na vererek birçok hediyeler le beraber Almanyaya Impa ratoruna tebrike gönderdi ve bir dostluk muahedesi ak Una memur etti. Gönderdiği hediyeler bir hazine değerin de idi. Sırmalı ipekli mensu- vat- Yaldızlı vazolar gayet nadidi halılar ve külçe külçe altunlar Macar kıralı ve Alman imparatoru Sikizmond bu alâkadan çok memnun ol du. Sefirlere büyük ikram - larda bulundu.
Ve bilmukabele Padişaha Altun kabzalı sekiz kılınç al tı top kadife, üçü kırmızı ü- çü siyah üçü mavi dokuz top kumaş, altı dane cins binek atı. ve bin Flori altını gönderdi. Türk sefirine dahi dört yüz altınle altın kabzalı kılıçlar ve toplarle kadife li kumaşlar hediye etti-
(1424) ün bif Temmuzunda almanlar ile Türkler arasında ilk dostluk muahedesi bu suretle imzalandı ve baş ladı. O tarihten 510 sene son ra iki millet (1914) bu dost luğa sadık kalarak mukadde ratlarını birleştirmişler ise de va esifaki talihin hedefi şehamı kazası olmuşlardı.
Biz Kıbrıs Türkleri de Ah dinde vefakâr olan Ataları - mızın evlâtlarıyız.
S A Z - S A Z - S A Z
İfcci Haf tas ıİzci Ar
büyüTanrıca, vatana ve ma, herke* yardım edip büt ma ve izci türesine boyun eğ üzerine söal veririm
erime vazifemi yapacağı- izcileri kardeş tanıyacağı-
:eğime namusum ve şerefim
Türkün erkek sesini ve hassa kalbinin nağmesini teren nüm eder. Saz evimizde bağlama, cura, divan sa*ı yapılır ve satılır. ,
Ayrıca Saz için her malzeme bulunur.Ayer İbrahim
Mahmut Paşa No: 6 - 8 LEFKOŞA
Bugün dünya mil|etleri a rasında izciliğin önaitnini be nimsemiyen hiçbir" millet yoktur-
Çünkü izci sırasınra cemi yet arasında emniyet telkin eden, halka yardıma olan kimsedir. En müşkül anlarda yardıma koşan bir ferd varsa o da yine izcidir, izciyi bazan bir doktor olarak, ba- zan bir trafik memuru olarak görebilirsiniz.
Zaten izciliğin sözlük anlamı iz bulan, yol gösteren, sefer hayatı ile ilgili herçe - şit işe alıştırılan kimseye ve rilen isimdir. İzciliğin kuru cusu Lord Povell de izciliği halka ve millete yardımcı ol sun diye kurmamış mıydı ?
îşfcn Kıbrıs*»Snınâynında eşiklerimizden biri de izcilikti.,
Nasıl ki birçok eksikliklerimiz bugün tamamlanmışsa izcilik derdimiz de ortadan kalkmıştır. Şimdi Türk izci Teşkilâtımızı nasıl doğduğunu geçirdiği devirleri göre - lim.
16 MAYIS 1959Bu tarihte bir toplantı ya
pan Kıbrıs Türk Kurumlan Federasyonu, adada mevcut Türk izcilerinin bir çatı al - tında toplanarak yabancı teş kilâtlardan tamamen serbest bir Türk izci teşkilâtı kurul masına karar verdi.
Bu suretle 4 kişilik bir ku rul seçilerek işin tatbiki, ku rula bırakıldı. Kurula Dr. Nalbantoğlu, Dr- Müderris - oğlu, Fazıl Plümer, ve Rama dan Cemil Beyler seçilmişler di-
Daha sonra izcilizi yürüte cek başkan ve sekreter seçimine gidilmiş, başkanlığı Bü lent Salih, Sekreterliğe de Ahmet Tansel Beyler geti - rilmişlerdi.
Kısa zamanda büyük bir fa aliyet gösterilerek anayasa nın hazırlanması tamamlanmış ve gereken iş bittikten sonra 19 Mayıs 1959 Gençlik Bayramında Federasyon Baş kanı R.R. Denktaş, Türk izci teşkilâtının kurulduğunu halka, konuşması sırasında müjdelenerek, Türk izci teşkilâtının böylece resmen ku rulmuş olduğu, Türk toplu- muna açıklanmış oldu.
16 Kasım 59 günü ada izci öğretmenleri tekrar toplanarak yönetmeliğin yeniden ma halli şartlara göre tadilâtı - na geçilmiştir.
Komisyona seçilen izciler ilk toplantıda, aralarında an laşarak dağılmışlar, tadilât
işini Bülent Salih Ahmet Tan sel beyle yardımcısı Celâl Bayar’a bırakmışlardı. Tü - zük bu izciler tarafından yeniden hazırlanarak teşkilâta devredilmişti.
KURULUŞTAN ŞİMDİYE KADARKI FAALİYETLER
Kurulduğu günden beri Türk izci teşkilâtı devamlı
surette faaliyetlerine devam ederek 27 izci birliği kurma ğa muvaffak olmuştur. Ayrı ca 17 yeni izci gurubu te - şekkül etmiştir- Adadaki bütün Türk izci birlikleri, mer keze bağlıdırlar, Birliğin ça tısı altındaki izci sayısı ise 1000’i aşmaktadır.
İZCİLİĞİN GAYESİizciliğin gayesi: “Gençle
ri yurduna milletine bağlı, bütün insanlara karşı dü - rüst ve iyiduygulu, arkadaş canlısı davranışlarında na zik neşeli, saygılı, şefkatli 'e disiplinli, kendine güve - nen, sorumlu işler almağa is tekli ve hazırlıklı, görevini herşeyin üstünde tutan, ken dişi ve başkalarının sağbğını koruyan çevresinin sağlık şartlarını düzeltmiye çalışan öğrenmeğe hayatın gerektirdiği pratik bilgi ve becerikli liği kazanmıya hevesli, ça - lışkan, tabiat, kültür, eserle lerini seven, koruyan, bir in san olarak getişmek ve yetiş tirmektir.
TÜRESİiresi onun Kanu-
inin temel taşıler. On kanundan bu türeyi yalnız
yetmiyor, asıl e - tatbik etmektir.
eden
İZCİizcinin
nudur venı teşkil ibare to belle sas bBu ka»mlara riayet tam bif izcidir.1- I/</ sözünün eridir:
;f ve haysiyetini her-şeyif üstünde tutar.2- feci Yurduna, milletine,
sine ve komutanlarına sa.;ır.îzci başkalarına yardımcı yararlı olur.izci herkesin arkadaşı ve
_ Ltün izcilerin kardeşidir.5- izci herkese naziktir.Ç- izci hayvan ve bitkileri se'er ve korur.7- izci büyüklerinin sözünü dinler, küçüklerini sever ve korur-8- izci cesurdur. Her türlü şartlar altında neşeli ve güler yüzlüdür.9- îzci tutumludur.10- izci fikir, söz ve hareket lerinde açık ve dürüsttür.
izci olabilme şartlarından biri 8 ile 12 yaş arasıdır. Bu yaştan sonra izci kaydo- lunabilir. izci, 12-18 yaş ara smda izcidir; 18 ide ise ergin izci diye adlandırılır.
ÇALIŞMALAR İzci teşkilâtı birçok yerler
de faaliyet göstererek cemiyetimiz için daha faydalı olmağa çalışmakta, teşkilâtını genişletmektedir. Bu suretle ilkokul, kurum, kulüp ve köylerde birçok, izci oymak kursa gönderilmiştir.
öte yandan, izci öğretme ni yetiştirilmesi için 33 kişigönderilmiştir.
Geçen yaz bir ay süren bir izci kampı kurulmuştur. Bu kamp bütün ada izcilerineşamildi-
10 Kasım gecesi de Ata -türk’ün büstü yanında sabaha kadar nöbet beklenmişti-
Kıbrıs Türk izci teşkilatının çalışmaları yalnız bun - larla kalmayıp. Türk izcisinin her an halka, cemiyete daha faydalı olmak için bütün imkânsızlıklara raenıen durmadan çabalamaktadır-
İZCİ ANDI“Tanrıya, vatana Ve büyük
Yeni Türk izci
teşkilâtıKapıda küçük bir ço-
cuk.. Gözlerinde büyük işler yapan insanların
‘ bakışı var-- "İzciyim bir iş veriniz yapayım” diyor, ve hemen arkasından “Emeğim için alacağım parayı IzciliA Teşkilâtımıza verece - ğim” diye ilâve ediyor.
Çocuklarınıza çalış - manın ayıp olmadığını, her ’ azifenin mukaddes olduğunu öğretmek için ne iyi bir usûl, ne iyi bir yol-. Düşünüp tatbik edenleri tebrik ederiz.
NACAK
lerime karşı vazifemi yapacağıma, herkese yardım e- dip bütün izcileri kardeş tanıyacağıma ve izci türesine boyun eğeceğime namusumve şerefim üzerine söz veri-
ttrım.izci andı izcilik hayatında
en ciddi ve mühim olanıdır, izci olarak kimse bu andı yaptıktan sonra, izciliğe intibak eder.
TÜRK İZCİ FESTİVALİ VE GAYESİ
Adamızda ilk defa olarak 2 Nisandan 10 Nisana kadar sürecek bir izci festivali tertiplenmiştir. Bu festival Kıb rıs kız 'e Erkek izcilerinin müştereken hazırlamış oldu ğu bir festivaldir.
Festivalden gaye,, izcile - rin, izcilikte öğrendiğini bayata ve cemiyete tatbik etmek .önlerine çıkacak güç - lükleri nasıl aşacaklarım göstermek...
En mühim noktalardan bi ri de kız ve erkek izcilerin, izcilikte öğrendikleri e] sana tı mahsullerini bu festivalle halka teshir etmektir.
Festival bir bakıma da, Genç izcilerin zekâ, makaret ve dinlendirici oyunlarıyle halkın neşeli bir vakit eeçir- mesi ve teşkilâta relir bağlanması için tertiplenmiştir.
11 ter VEZIROCLU
YAKUP BEYOĞLU Otobüs Servisi
Pek Muhterem müşterilerimden görmüş olduğum yakın alâkaya güvenerek, 1 Nisandan itibaren seferlerimi sık
laştıı-dığımı müjdelerim.Lâpta-Lefkoşa Fiyatlar 75 Mil Lefkoşa-Lâpta öe. 0.5.15 ö.e. 11.16ö.e 06.30 ö.s. 13 Yazıhane
ö.s. 14 Girne Kapısı
ö.s. 17.00 Girneka.pısı
olmak üzere müntezam seferlere başlamış bulunuyorum. Her Pazar ö e. 9 Girne Kapısında
Lef koşadanYakup Haşan Yazıhanesinden ö.s. 1
Girne Kapısından NOT Talebeler için büyük fırsat: Lâpta - Girne - Girne Lâpta Geliş Gidiş, Lefkoşa - Girne - Lâpta £1.500 mil Aylık bedeli
Telefonlar:3874 ve 73391
ö.s. 2.00
750 mil aylık
Yakup Beyoğlu Eski Kaloyiro Meydanı
(Yakup Efendi Yazıhanesi)
LISTER - LISTERDünyaca tanınmış su motoru olan “ L IS T E R ”
şimdi Türk çarşısında..Bu münasebetle ticaret evimizi ziyaret et
meniz menfaatiniz icabıdır.H. M E H M E T ALI
T IC A R E T E V İ Eski Cuma pazarı No. 23
VELİ KARDEŞLER TİCARETHANESİNDEN
Kumbaycılara MüjdeKumbaylar için ısbaholarımız vasıl olup satışa arzedilmiş-
tir. Ayrıca, Ticarethanemizde, Traktör, Bisiklet ve Motor lâstiklerimiz, her çeşit fitro ve Perkin* makineler içinde ye dek parçalarımız mevcuttur.
/fsmaaltı No: 100j~\ Tel: 72303 — Lefkoşa
BildiriEvkaf Bahçesinde olan tat
Iıcı dükkânımı 1 Nisandan i- tibaren Iş Hanına taşıdığımı
sayın müşterilerime bildiririm.
ŞüArü Nailî Altay
BAŞKAN VE GENEL SEKRETER : Türk izci Teşkilâtın Başkanı Bülent Salih veGenel Sekreteri Ahmet Tansel, Festival hazırlıklariyle uğraşırlarken.. (Foto Turgut)
ERKEK İZCİLER : “ izci Haftası” nda Nacak yazıhanesinde çalışıyorlar.
KIZ LİSESİ İZCİLERİ : İzci haftasında, Nacak Yazıhanesinde işleyip, yazıhaneninperdelerini dikiyorlar.
T O R O S
» W -'-
. » A + S *
Trikotaj ve iç Çamaşırları ŞirketiKıbrısı baştanbaşa fetheden T O R O S Trikotaj ve iç
çamaşırları şirketinin mamuli olan
S * " Kadın-Erkek ve Çocuk iç çamaşırlarını "'•tt
Herkesin zevkine uygun, renkli ve çeşit örnekli Yün Tirgoları
Kadın Kombizonlarını ve Kilotlarını
Her Tüccarda, her kazada, her köyde bulabilirsiniz
O K U L V E K U L Ü P L E R İN D İK K A T İN E
Okul ve klüpler için istenilen renk, boy ve örnekte futbol ve beden eğitimi fanellaları sipariş üzerine yapılır.
- TOROS MARKA ÜZERİMİZDE,— TOROS MARKA ÇARŞIMIZDA,
— TOROS MARKA KALBİMİZDE,
— TOROS MARKA AKLIMIZDA.— TOROS MARKA H E R YE R D E
Yeşil Gazino Sokak No. 40 T e l : 5785 - 6002 - Lefkoşa
Parolamız Tiirkten Türk’e Olmalıdır
Bu kampanyayı desteklemek millî vazifemizdir
NACAK3&Ot£G&t£<Je. S'İtyCLSİ O^cozeZZ*
O UMA, 8 NİSAN, 1060
Gönderilen yazılar basılsınbasılmasın geri verilmez
HALK EĞİTİMİ MESLEK KURSLARILefkoşs Türk Yapı Ensti-r
1 iisiimie pratik olarak yetikmiş yapıcı ustaların mesleki kültürlerini artırmak ve mes W kleri ile ilgili plânları oktı mayı öğrenmek gayesiyle «- (•ılıın .‘plân «kuma” kurşuni 22 kişi ılevam etmektedir
Tevali edecek olan bu nevi kursların ilki olan “ plân okuma” kursu 25-2-1960 tari hinde faaliyete getirilmiş o- lup Ki hafta devam edecektir. Dersler pazartesi ve perşembe günleri, öğleden sonra 7-9 arasında yapılmaktadır.
Lefke Erkek Sanat Ensti tiisünde de 15 Şubat. 196ı) tarihinden itibaren aşağıya adlan yazılı çeşitli meslek kursları faliyete geçirilmiştir :
1. — Tornacılık kursu.2— Elektrik Kaynak Kur
su,3 — M (‘sİ ek resmi kursu,4 - - Elektrik teorisi kur
su.' Tornacılık ve Elektrik kav
ıınk kursu 51, meslek resmi H4 ve Elektrik Teorisi (kısım 1.1 Kursu 40 saat sürelidir.
Ualeıı. yukarıda adları geçen çeşitli kurslara devam e denlerin sayısı 22’dir.
OKUL BAHÇELERİ İÇİNAYLIK TAVSİYELER :Şubat ayı bülteninde belir
tildiği gibi domates, patlıcan, biber, kabak, hıyar gibi va?. lık sebzelerin turfanda yetiştirilmesi için tohumlar O. f ak ayı içerisinde sıcak yaktıklara ekilmeli ve geceleri kırağıdan muhafaza için ii- Ae.rleri örtülmelidir.
Bitkiler yastıklarda iten erken büyümeleri temin için yastıklara Nitroçok kimyevî gübresi konmalı, fakat lüzumundan fazla koymamağa dikkat edilmelidir.
Yastıklara ekilen tohumlar çimlendikten 6 hafta sonr.ı çıkarılıp yerlerine dikilmelidir. Bitkilerin daha erken e- k il inesi tutma ihtimalini azalt t ışı gibi, altı haftadan dahi geç ekilmesi de iyi ürün a'- ma kabiliyetini azaltır.
Domates ziraatiDomates, yazlık sebze iiriin
lerinin başında gelen bir hit kidir. En elverişli cinsi Ame iikıııı Domatesidir. Domates çizgilere ekilir; çizgiler anısındaki mesafe 4 ayak, fidanların birbirinden uzaklığı
ayak, ve çizgilerin derinliği de bir ayak olmalıdır. Fidanlar. çizgilerin ortasına de ğil yan tarafına ekilmelidrı.
Domates yatırıldıktan sotı-
■ıı iki ayak öteden çizgi usulü ile snlaıımalı ve yatırılırken çürümüş gübre veya fosfor konmalıdır. Domates bitkilerinde meydana gelebilecek herhangi bir mantar has (alığına karşı koruma tedbiri olarak her hafta güneş doğmadan evvel kükürt tozu ile tozlanmalıdır.
Hıyar ziraati : llıvar da tıpkı domateste
olduğu gibi yetiştirilir. Yalnız çizgiler arasındaki mesa- fv 8 ayak ve fidanların birbirinden uzaklığı 4 ayak olmalıdır., Hıyar da domateste olduğu gibi yatırılır, tozlanır ve daima akşamları sulanır.
OKUL BAHÇELERİ K ITA SI
II .Mayıs. 1950 tarih ve S3 numaralı tamim gereğince “ İbrahim Hakkı Kupası” O- nıl Bahçeleri Müsabakası bu yıl sona ermiştir. Aşağıdaki listede görüleceği veçhile ku payı ikişer defa kazanan Lef konuk ve Cevizli İlkokulları nıiisavi gelmişlerse de Lefko inik ilkokulunun 2 yıldanberi tapalı bulunması dolayısiyle
kupanın Cevizli Okuluna bırakılması kararlaştırılmıştır.
Bahçe Kupasını kazanan okulların, kazandıkları yıl ve Başöğretmenlerinin adları1949-50 :
Lefkonuk. TT. Kâmil.1950-51 :
Lefkonuk. H. Kâmil.1951-52 :
Vııda, M. R. Taşer,1952-5:! :
Mııtlukava, İT. Kâmil,1953-54 :
.Mennova, D. Kâmuran,1954-55 ■
Tuzla. B. Doğan,1955-56 :
Şillfıra, M. Riza.1956-57 :
Erenköy, A. Hikmet Ali.1957-5S :
Cevizli, S. M. Yolcu,1958-59 :
Cevizli. S. M. Yolcu,
OKUL BİNALARI HAKKINDA :.Mart ayı içerisinde, Beyar
mııdıı (Bergama) öğretmen evi, Gaziköy İlkokulunun tev si ve ıslahı, Sinde İlkokulunun tevsii ve Lefke san’at, okulu atölye projeleri hazırlandı.
(töııendere ilkokulu hudut duvarı ile l\>li Orta Okulu sıhhi tesisatı ikmal ve teslim edildi.
MATEMATİK KUPASI :
11 Mayıs, 1950 tarih ve 83 numaralı tamim gereğince “ İbrahim Hakkı Kupası” Ma tematik müsabakası bu yıl sona ermiştir. Aşağıdaki listede görüleceği üzere Matematik kupasını Yayla (Yal- ,\a) İlkokulu kazanmıştır.
Matematik Kupasını kazanan Okulların ve Başöğretmenlerinin adlan ve kazandıkları yıl :1949-50 :
K. Kaymaklı, Z. Gündüz1950-51
Gönendere, S. Kadri,1951-52 :
Kalkanlı. M. F. Ali.1952-53 :
Baf. Gazi îlkoknin. A Necati,1953-54 :
Kalkanlı, M. F. AH.1954-55 :
Baf Gazi tik O. S. Kadri.1955-56 :
Poli, Hürriyet İlk O. M. F. Ali.1956-57 :
Yavln (YalyaV, S. Teoman.1957-58 :
Yavla (Yalva), S. Teoman.1958-59 :
Yayla (Yalva). S. Teoman.
STATISTIK BlLOİ :ÎLKOKITL OfiRENCİ SAYTST :
1953-54 ders vılmda :T. sınıf 1500 kız. 1521 er
kek. toplam: 3021.1954-55 ders yılı :
IT. sınıf. 1424 kız. 1418 p:1- kek. toplam : 2842.1955-56 ders yılı :
TTT. sınıf. 1405 kız. 1396 er kek. tonla m : 2081.1956-57 ders vılı :
TV. sınıf. 1307 kız. 1362 rr kele, tonla m : 2669.1957-58 ders vılı :
V. sınıf. 1221 kız, 1323 erkek. tor>lam: 2544.1958-59 ders yılı :
VT. sınıf. 1907 kız. 127"> er kek. tonlam : 2373.1959-60 ders yılı :
Ortaokul I. sınıf, 702 kız,1047 erkek, toplam: 1749.
1 — 1953-54 ders yılında ilkokullara kaydolunan 3021 öğrencinin yüzde 78.55 i mezun olmuştur. Mezun olan 1373 öğrencinin yüzde 73.7’«i Orta okullara geçmiştir.
2 ... 1953-54 ders yılında ilkokullara giren 3021 öğrencinin yüzde 57.9’u Orta okullara geçmiştir.
(Türk Maat-if Bülteninden, savı No. 6. Mart, 1960),
Federasyon Başkam Rauf Denktaş geçen pazar Gönüllü Ordusunu
ziyaret ettiFederasyon Başkanı Rauf
Denktaş geçen pazar, Gönüllü Ordıısunu Muratağa’da ziyaret etmiş, yapıla" işleri tet kik ederek hazır bulunan "ö nüllülerle hasbıhalde bulunmuştur.
Gönüllü orrusu bu pazar rla tam teçhizatlı; bilhassa diilgerve yapıcıların iltihakı ile çalışmalarına hzla devam edecektir.
Geçen pazar Gönüllü Ordusunda işleyenlerin listesini veriyoruz :LEFKOŞA :
Cavid Ramadan.Ahmed Mutallip,TT. M. Gıiltekin,Mehmed Karabelâ.
DÜLGERLER :Halil Mehmedı Mehmed Mehmed,Salih Abdullah,Ali H. Kasab,Engin Defteralı,Eren Defteralı,Turan Hüseyin.Tuncer Hüseyin,Altan Miinür,
ORTAKÖY ÜLOERLER r
Derviş M. Şekerci,Hasaıı Hüseyin Virsadalı, Mehmed B. eCmal Virsa-
dalı.Y E X ÎL K Ö Y :M. Remzi (Muhtartı Osman Mangera (öğret-
men),Tsa Rahçeçioğlıı (Ticaret
yardımcısı)Salih Ali.
MAftUSA ; .
Kemal K bi),AKINCTLA Ustalar
İbrahim A, İsmail Kurt Mehmed Yu ramadan
G. O. E. :Mehmed Nuri, Mehmed Osm a Yusuf teeep, Kemal Siilevma Mııstefa Garip. Osman A. Vezir
Hyle).
aderi (Diş tabi-!i
ıtomobi-
LEFKOSA GENÇf CÜC SPOR KlJTiÜBf
Rifat Şener (Ekip n ).GO.E. ;
Mehmed S. Şener, Ahmed Akpınar,M. Fikret.
DÜLGERLER :Hüseyin Asım.Ahmet Çebiç Nihat Halil. lrtan Halil.Salih Abdullah,Tvefik İbrahim,Salâhi eŞvket,
PERİSTERONA : Mustafa Pire,Ali Osman Hüseyin, Mustafa Mehmed. Hasan Kunduracı, Haşan Sadık,TTalil Hüseyin,Ali Enver.
MURATAĞA :H. Nihat (öğretm en), Osman Mustafa.
İTİMİn devam)onların fikirlerine melidir.ar mühim bir re
d ir ki aşağıdaki alar bu prensibin
ile şekilleridir, riiyü halkın bulun en başlıyarak geç-
olan yere yapın, k yalnız havadarı, şııdan veya dünkü
saçından konuşmak öze buradan başld- at konuşmayı daha r konuya, bir köp- çit olarak kullanı
la pek zor bir iş de-
Hükümet işlerinde çalışan işçilerin Resmî tatil günlerinin listesidir
Resmi Tatil Türk- Rum(a) Sene başı(b) IstLfelâl Günü.Yalnız Türklere1- Gün Mevlit2. Gün Rum az an Bayramı 2, Gün Kurban Bayramı 1. Gün 19 Mayıs 1. Gün 23 Nisan
I Gün 30 Ağustos 1- Gün 29 Ekim.
Türk İşçileri için yekûnI I Gün tatil
Rum İşçileri içinde yefeün 11 Gün tatil.
K.H.A.T.IB. Sekreteri Mustafa Rifat
Mesleğinizi hırsızlığa tercih e t m e y i n i z
Dış ülkelerden, araba lâstikleri getirmekte olan bir miiessesenin kaplama lâstikleri, yeni lâstik niyetine sa1- rnakta olduğumu yazıhanemi zv gelip şikâyette bulunan ba zj araba sahiplerinden üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz.
Müessese sahiplerinin bu gibi davranışları ancak bağlı bulundukları firmaları leke
ler; onların imal etmekte, ve ya sevketmekte oldukları mal lara karş itimatsızlık saylar.
Sayın müessese sahibi: bir kaç lira fazla kazanmak, kar deşiııi birkaç lira insafsızca, kötii mal satarak kazıkla ma,, senin adını kötülemek ten başka işe yaramaz.
Şerefli mesleğinizi hırsızlı ğa tercih etmeyiniz.
Beyarmudu Türkleri köylerinden geçen Ingiliz askerlerinden
ADLER ADLER ADLER
Alman makine sanayiinin ve tekniğinin şahaseri ADLER yazı makinelerinin Kıbrıs Genel Acentliğini Almaya muvaf- fak olduğumuzu muhterem Kıbrıs Türküne müjdelemiştik.
Sürat, emniyet ve kalite bakımından emsali olmıyan ADLER yazı makinelerinin Türkçe; Türkçe — İngilizce ve İngilizce Klavyeli her çeşit modeli satışa arzedilmiştir.
Ödemede kolaylıklar yapılır
ADLER YAZI M AKİNELER İ Kıbrıs Genel Acentliğj Cumhurriyet cad. No : 1, 3, 5
Lefkoşa
Öğrendiğimize göre, Allahın günü Beyarmudu’ndan ge lip-geçen lngiliz askerleri, far lalarında işbaşı yapan genç Türk kızlarına sataşmakta, töre dışı sözlerle edepsizlik et mektedirler.
Bu sebeple, köy halkının huzuru bozulmuştur. Polise ve kumandanlara yapılan şi
kâyetler hiç fayda etmiyor; ve nahoş hadiseler bir tiirlü önlenmiyor.
Üsler mevzuunda uysal dav ranan Türklere, İngiliz asker lerinin iyi muamele etmesi gerekmiyor mu? İlgili makam hırın bu hususa nazarı dikka tini çekeriz.
Kıbrıs T. Ç. Birliği Bülteni ARICILIK KURSU
Arı sahiplerine ve arıcı - lık meraklılarına gereken bilgiyi vermek, arıcılık husu sunda en yeni usulleri tanıtmak üzere Lefkoşada bir arı cılık kursu tertiplenmiştir:
Kurs 19 ve 20 Nisan Salı ve Çarşamba günleri Lefko- şa’da eski tren stasyonu yakınındaki teknik okulda yapılacaktır- En salahiyetli an cılar tarafından nazarî ve pratik olarak verilecek arıcı lık derslerinden arı meraklı
larının büyük istifadeler sağ lıyacağı umuluyor.
Kurs, bütün meraklılara serbesttir, iştirak etmek isteyenlerin yazılı olarak K.T. Ç. Birliğinin yediler sokak No: 54 deki Genel Merkezine müracaatları rica olunur.
Arıcılık kârlı bir iştir. Biİ giye dayanan arıcılığm zevkine ve kârına ulaşmak için ilgilileri bu kurstan faydalan maya davet ederiz.
HALK(2. sayfa- masa bil el lı irmet e
Bu o k; in el preıı diğer nı ̂çeşitli ta ’ 2 § - Ki:
duğıı ye niesiı lâz
Toplu yahut k futbol istiyors; yınız. Fı mühim rü, bir nız. Bu ğildir. j
3. # Söze karışmağa teşvik ediniz :
Herkes kendinden, kendi dertlerinden bahsetmekten hoşlanır. Eğer siz ona söylemek fırsatı verirseniz o da size söylemek fırsatı verir. Söylemekten yapmağa geçiniz. İnsanlar kendilerini ileri lendiren meselelerde söz sahi bi olmayı isterler. Herkesin söz söylemesini teşvik ediniz. En iyi fikirler çok defa söz söylemek istemeyenlerden ge lir.
Toplu konuşma ve topluluk kararı, harekete geçebi'- AfekJçin^asjhat konferanstan daha iyidir.
4 — İnsanları kendi işlerini yapmağa teşvik ediniz :
Bir insanın kendine ait 0- laıı işi kendinin yapması onda bu işe karşı ilgi gelişmesi ııi sağlıyacağı. teşebbüs ruhu mesuliyet hissi ve manevi zevk duygusu doğmasına lıi/ met edeceği gibi sizin de. işinizi kolaylaştırır.
5 — Mahallî önderlerden faydalanınız :
Mahallî önderler ora halkı ııı sizden daha iyi tanıdıkla-
gibi onların üzerinde daha tesirli olmaları kuvvetlidir. Mahallî önderleri halkın n- ı.iinde işi benimsemeye sev- kediniz. Bu suretle işe başlanırsa işi her zaman desteklemek mesuliyetini hisseder. Yeni teşkilât kurmak yerine mevcut teşkilâtla iş görmeğe çalışınız. İnsanların çoğu alış tıkları şeyi yenilerine tercih ederler.
(i — Mümkün olduğu kadar gösteri metodu kullanınız :
Fakat diğer metodları da ihmal etmeyiniz.
diretmek istediğiniz şeyi yapa rak gösteriniz.
İnsanlar gördüklerine işittiklerinden daha fazla inanır lar. Bununla beraber çeşitli metodlann kullanılrnasiyle daha iyi öğrenildiğini unutmayınız.
7 — Kaç kişinin katıldığı ölçü olmaz :
Bir çalışma ancak katıları- larııı yaşayışlarından meydana getirdiği değişmeler nisbe tinde ivi veva kötüdür.
N. E.
Limasol Polisinde
neler oluyor !(Birinciden kalan)lık 6 Türk çavuşu, 22 Rum erine karşı 36 Türk eri. Bu da açıkça gösteriyor ki önem li mevkilere Rumlar, ağır ve zor işlere Tiirkler konulmuştur.
İkinci bir misâl veriyoruz; Son zamanlarda polisteki “ cii riiın kayıt defteri” Türk polislerinden saklanmakta, geç ıııiştv olduğu gibi ortada hı- ıakılmamaktadır. örtbas edi len vak’alarıtı muhteviyatını öğrenmek neden Türklerden gizleniyor? İlgili makamlar yukarıdaki şikâyetlere parmağını basmalı, Türklere nis bet üzere yüksek mevki vermelidir. Bu atmosfer içinde vazife ve istikbalimizi nasıl teminat altına alacak, hangi vicdan huzuru ile çalışacağız?
Limasol Türk Polisleri
K .M .T. Birliği Çarşı ve iktisat Kolunun toplantısı
K-M.T.B- Çarşı ve Iktisad Koluna ayrılmış olan arka - daşlar 6 Nisan Çarşamba gü akşamı saat 6 da K.T.Î-B. Fe derasyonu binasındaki Parti lokalinde ilk toplantılarını yapmışlardır.
iki saa tkadar devam et - miş olan bu toplantıda kolun çalışma program! tanzim edi lerek program gereğince iki şer kişilik beş guruba ayrıl - mış Kolun, faaliyet sahaları tesbit edilmiş ve üyeler ara smda 'azife taksimi yapılmış tır,
iDaha sonra genel olarak Türk Çarşısı ve iktisadi du rumu hakkında istifadeli mü
ııakâşa ve görüş teatisinde bulunulmuş ve İktisadî kal - kınmamızın sağlanması için diğer gerekli şartların başında Türk sanatkârı ve tücca rı ile endüstrisinin mutlaka himayesi lüzumu üzerinde is rarla durulmuuştur.
Genel Başkan tarafından tasvip olunan Çalışma prog- ramı tabiinde her gurubun bir haftalık faaliyetlerinin gözden geçirilmesi ve netice de Genel Başkanlığa sunulacak ilgili Raporların hazır - lanması içi nKolun her haf ta ayni gün ve saatte Parti Lokalinde toplantılarına devam etmesi kararlaştırılmış tır.
Hiç korkmaBeyrut’tan gelen Ali
Şefik adı"daki bir ticaret adamından beraberinde tanıdıklarına hediye etmek için getirdi ği 2 kutu baklava ve 2 kutu çikolata ile şekerlemelerden Rum memurları £1,450 gümrük almışlardır
Fakat ayni uçakta, ayni tüccar ile birlikte gelen bir Rum kad'n yolcunun valizleri bile açılmamıştır.
İşin dikkati çeken bir tarafı varsa o da, Rum kadınımn gümrükteki bir hostese heyecanlı ve endişeli :
‘ıAcaba beni yoklay* caklar mı?” sorusuna hostesin : ,‘Hayır, hiç korkma; valizini bile aç mıyacaklar!” diye cevap vermesi ve gerçekten Rum kadınının yok lamaya tabi tutuîma- dandan dostlarının arabasına büyük bir huzur içinde binip uzaklaşma- sıydı.
Kıbrıslıhir kardeşiyle mektuplaşmak
istiyorİstanbul Beyazit İlkokulu
öğrencilerinden Osman Er - kan, Kıbrıslı kardeşleriyle mektuplaşmak istemektedir.
Ev adresi:Kosko Kurultay SokaA
Nu: 18, kat 2 Lâleli — İstanbul
FEDERASYONA DAMLA DAMLA VERDİĞİNİZ(Birinciden kalan)vardır.
Bina ilk Federasyonda11 23.500 liraya ihale edilmi.şt'. Fakat, eklerle İm miktar maa ı if dairesinin de iştirakiyle 30 bin lirayı bulacaktır.”
■Muharririmizin Tiirk Maa- ıif Müdürü Iliisnii Feridun Beyden aldığı bilgiye göre, yurt, ayni yerde yapılmakta olan Erkek Lisesine Inrakıla cak ve bina da yalnız Lise ' e öğretmen Koleji öğrencileri barıııdırılacaktır. Orta Okul öğrencileri ise, eski binada kalacaklardır.
öğrendiğim ize güreı İngiltere’den alılacak tazminat ile Kız Lisesine, yeni ve modern bir binanın yapılması Parti, Federasyon ve Maarifçe ka- rıırlaştırılmştır.
Dizilip Basıldığı yer HALKIN SESİ
Matbası
K-T.Ç.B. Bülteni.SUSUZLUKTAN KIVRANAN İKİ TÜRK KÖYÜıDillirya bölgesinin Güne-
bakan (Ammatyez) ve Süley maniye (Aryyanni Selema - ni). köyleri içecek sudan mahrum. Adamn en fakir bölgesinde işsizlik ve toprak sizlik dertleri yetmiyormuş gibi bunca yıldır susuz bırakılan bu iki köy halkının du rumu yürekler acısı. Yedi yıldır gide gele hükümet ka pılarını aşındırmışlardır- Ge ne de içecek su köylerine getirilmedi- Susuz yaşamak o- lur mu ve hu insanlar şimdi ye kadar nasıl yaşayabilmiş lerdir? Bu gün® kadar çektiklerini bir kendileri bir de Allah bilir, Sanki Hükümet bu iki köy halkından habersizmiş gibi yıllardır kendilerini ihmal etti. Yazılı ve şi
fahî müracaatlara ve gidip gelmeler fayda vermedi. Can larma tak deyinceye kadar bekletildiler. 4 Nisan tari - hinde kadınlı erkekli 25 kişi lik bir gurup işlerini güçleri ni bırakarak Lefkoşaya geldiler. Çiftçiler Birliği Başka m ile birlikte su dairesini, Lefkoşa komiserini, Ziraat vekilini ve iç işleri bakanını ziyaret ederek şikâyetlerini hep birden yaptılar.
Bu iki köye dağdaki bir pınardan su getirilmesi 24 bin liraya mal olacak. Köy -leı-in malî durumu zayıf, Pı
nar işletilmiş su 'boruya alın mıştır. öyle olduğu halde bu proje durdurulmuştur.
Sebebi Şu: Bu iki köy hal ki hisselerine düşecek parayı ödeyemeyecek. Binaena - leyh susuz kalmakta devam etsinler, öteden beriden top layıp içtikleri pis sulardan hastalanacaklarmış kimin u murunda? Yirminci asırda iki köy halkını susuz bıraAa rak, buna karşılık ta demok rasiden, insanlıktan, adanın refahından bahsetmek ilgilileri ne gülünç mevki ye düşü rüyor-
Bu iki köy halkında daya nacak takal kalmadı. Hükümetin en erken Ibir zamanda su projesini yürürlüğe koy - masını v ebu insanları içme
suyuna kavuşturmasını İsrailli istemekteyiz.
Türkiye’yegittiler
4.4- 1960 tarihinde Istan- bulda başlıyacak (A) Tipi İŞÇİ Seminerine katılmak i - çin Kıbrıs Türk İşçi. Birlikle ri Federasyonu icra komitesi üyelerinden Beş kişilik bir heyet 3.4.1960 tarihinde Türk Hava Yollarının bir u- çağı ile Istaıibula müteveccihen adamızdan ayrılmışlar - dır. Seminerin bir ay kadar devam edeceği tahmin edilmektedir-
Haber alındığına göre Kıb rıs Türk İşçi B ir lik le r i Federasyonundan bir heyetin önü muzdeki pazar günü 10.4.60 tarihinde Kalavason, Tatlı su, Köylerindeki iş ç i B ir lik le n ziyaret edilecektir, rulmasına riyaset edilecektir
“Ders mi?”Bir Rum ilkokulu Ha
lasultan Tekkesi civarında pikniktedir.
Bir Rum öğrenci, ora da kesme şeker satan bir Türkten bir kuruşluk şeker alır.
Bunu gören Rum öğretmen, çocuğu haşlar. Çocuk ağlayarak Türk ten aldığı şekeri iade eder, parayı geri alır.
Okuyanlara ibret olsun!..(Nacak: 4 Aralık, 1959) BEYARMUDU’NDAN BİR MEKTUP :
Ve TezatBir Türk Okulu öl-
rencileri Beyarmudu zi- yaretindedir.
Bir Rum satıcı, kafilenin peşinde gider, RE GİS satar... Hemen he men almayan yok!...
Kafile Mağusa’ya gider... Bel,Kolâ ile Coca- Cola nın yanyana satışa sunulduğu bir “kümecikte” kafilenin bir öğretmeni :
“ Lütfen bir King- size...” diye emreder.
Okuyanlara ibret ol sun!..
* A A N A Y A S A S I İMZALANDI(Birinciden kalan)rumun yaratılmaması için elden gelen her şeyi yapmağa hazır olduğumuzu ishat etmiş olmanın huzuru içindeyiz.
Anavasannı tamamlanması ih Cumhuriyetin doğuşu ara sında daha da yapılacak iş ler vardır. Bunlardan bir tanesi de, memuriin nisbetini15 tatbiki meselesidir. Ne yazık ki. Ziirih antlaşmalarının en mühim bir kısmını teşkil ede-ı bir mevzuda henüz mutabakata varılmış değildir; Ziirih antlaşmasına istinad eden Tiirk tekliflerinin reddedilmiş olması bizi üzmektedir. Bu geçici müddet zarfında, Ziirih antlaşması gereğince, bu mühim konuda bir anlaşmaya varılması icap ettiğini; aksi takdirde meb’us seçimle ri ile Cumhuriyetin ilânı ."ii- ı i ünün tehire uğraması tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımızı açıklamak isteddim. A- ımyasa hükümlerine uygun olarak hareket edildiği takdirde lmnıın da yakın bir gelecekte halledileceğine inanıyorum.
Sözlerime son verirken  - navasa çalışmalarında bizimle teşriki mesai etmiş olan hii tün heyetlere ve komisyonumuza geniş görgii ve bilgisiyle bütün yardımları geçmiş o- lan Prof, Bı-idel ile asistanına ve Kıbrıs Türk Heyetinde A- navasa çalışmalarının en ağır kısmını omuzlamış olan arka d aşlarıma teşekkür etmeği, bir bore bilirim.”
B İ L D İ R İ Lefkoşa Tür/î İşçi
Kooperatif Bakkaliyesi Limited ilk Umumi
İçtima13 Nisan 1960 tarihinde
Çarşamba günü öğleden son ra saat 3.30 da İşçi Federasyonu Lokalinde (Eski Tüc - carlar Birliği Binası) yapılacak birinci umumi içtimaa yukarıdaki şirketin bütün a- zaları davet olunurlar.
GÜNDEM:(a) Beş kişilik bir komite
seçmek:(b) Vazife müddeti esnasında komite tarafından Şirket Namına aktedilecek istikraz ların haddini tayin etmek ve bu hususta komiteye salâhi yet vermek.
Yukarıdaki içtimaa riya - set etmek üzere tarafımdan Baş Müfettiş Fatih H. G örgün efendiye salâhiyet veririm.
2. Bu içtimada hazır bulu nacak herhangi bir aza adedi Nisab teşkil edecektir.
Kooperatif Şirketleri Tür kMukayyidi
Rağıb Kenan
HARP ESİRLERİ GtBÎtordan raporlu) bir Tiirk gümrük memuru, daireye beş dakika önce değil de tam sa atinde geldiği için Lef koş ı ■iimrük Müdürünün yakın
arkadaşı B. H. tarafından hakarete maruz kalııı'ş ve •kendisine şıı sözler söylenmiş tir :
‘Siz Tiirkleri harp esirleri gibi acımadan, burada bulunduğum müddetçe ezerek çalıştıracağım.”
Bu Rum memur kimden kuvvet alarak bu şekilde konuşabiliyor? Bu. Rumları» iyi niyetlerinin bir belirtisi midir?
Yine ayni gün ö.s. saat 1- 30 da Aytotro (Boğaz İçi) Köyü ziyaret edilerek orad da bir işçiler Birliğinin ku