KEREM ÖNDER · Ben susmayı seviyorken, Konuşturdu bu dert beni. Koyun ile kedi aynı! Yerin, göğün adı aynı! Çayın, suyun tadı aynı! Karıştırdı bu dert beni. Ovalara

K E R E M Ö N D E R

Zira; “İnsanları doğru yola çağıran kimseye, kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. Ona uyanların sevaplarından da hiçbir şey eksilmez.

Başkalarını sapıklığa çağıran kimseye de, kendisine uyanların günahı gibi

günah verilir. Ona uyanların günahlarından da hiçbir şey eksilmez.”

(Müslim, İlim 16; Ebû Dâvûd, Sünnet 6; Tirmizî, İlim 15; İbni Mâce, Mukaddime 14)

Sosyal medya hesaplarımızı takip edin ve bu hayır halkasını genişletmemize vesile olun.

Yazarın Sosyal Medya Hesapları

/ Kerem Önder

/ Kerem Önder

/ Kerem Önder

/ Kerem Önder Resmi

/ İhramcızâde İlim Yayma

/ Kerem Önder

/ keremonder.com

Bu kitap, www.keremonder.com resmi internet sitesinden indirilmiştir

İŞ BU KİTAP, BİR VAİZİN, GÖNLÜNE GELEN DUYGULARI

MISRALARA DÖKMESİYLE ORTAYA ÇIKAN BİR ŞİİR KİTABIDIR.

SEBİLDİR VE ÜCRETLE SATILMASI YASAKTIR!

METNİ BOZMAMAK VE ÜCRETLE SATMAMAK

KAYDIYLA, HER SPONSOR TARAFINDAN BASILIP

ÇOĞALTILARAK ÜMMETE HEDİYE EDİLEBİLİR…

Ebû Hureyre (radiyallahü anh) dedi ki: Resûlullah (aleyhisselatü vesselam) şöyle buyurmuştur:

“İnsan öldüğü zaman, (bütün) amelleri kendisinden kesilir.Ancak üç şey müstesna:

Sadaka-i cariye,FAYDALANILAN İLİM,

Ve kendisine dua eden mü’min evlad."

(Müslim, Vasiyye 14; Tirmizi, Ahkam 36; Ahmed b. Hanbel 11-372; Ebu Davud, Vasiyet)

K E R E M Ö N D E R

Allah'ı görmemişmiş, kafayı buna takmış!

Sanki gezegenlerin hepsine gidip bakmış!

'Yok' demek için önce, her yere bakmalısın;

Güneşin tam üstünde, bir kibrit yakmalısın!

HER YERE BAKTIN MI ATEYiZ?

S E S S İ Z L İ K , Ş İ İ R V E H U Z U R

6

YOL BENİM DEĞİL Diyen benmiş gibi bakma yüzüme!Sözler benim değil, dil benim değil.Şüphe çöllerinden gelme izime;İzler benim değil, yol benim değil.

Kuruldu bu halka Adem'den beri,Hep Nebîler geldi, saçtı cevheri.Rabbin tayinidir arının yeri,Kovan benim değil, bal benim değil.

Biri çok dertlidir içinden ağlar,Birinin himmeti ciğeri dağlar.Birini melekler nur ile bağlar,Cezbe benim değil, hal benim değil.

Biri hüzünlenir yoksuldan, açtan,Biri hasta, şifâ arar ilaçtan.Sevgi meyvesini yer bu ağaçtan,Gövde benim değil, dal benim değil.

Biri ham gelmiştir, ateşte pişer,Biri bembeyazdır, kabrini eşer.Birisi uyanır, dehşete düşer;Deprem benim değil, sel benim değil.

Biri seyahatte, gemide kalır.Biri derinlerden inciler alır.Birinin testisi dolar, boşalır;Derya benim değil, göl benim değil.

Biri “Yok”tur, biri emre amâde;Birinin yanında İhramcızâde.Nasıl anlatılır bundan ziyâde?Diken benim değil, gül benim değil...

7

Dinini yıkmaya, katle yönelmiş! Ebrehe'nin fili Mahmud ne oldu? Allah'la savaşan kim galip gelmiş? Ne oldu Firavun; Nemrud ne oldu?

Fazla söze dersen imdad; Şiiri izlemen gerek... Rahmet olsun sana üstad; Necip Fazıl Kısakürek...

"Tesadüf" demekle resim oluşmaz! Yağmur yağar mı hiç kendi kendine? El feneri bile pilsiz çalışmaz! Güneş doğar mı hiç kendi kendine?

M I S R Â L A R


8

BALIK VERME, OLTA VER... Bir hayra gireceksen,Balık verme, olta ver.İlim öğreteceksen,Balık verme, olta ver.

Talebeyi hor görme!Lakin, halı da serme.Tembel olur, yol verme!Balık verme, olta ver.

Yok öyle bir düşürüş!“Armut piş, ağzıma düş!”Hayat, çok sert bir dövüş.Balık verme, olta ver.

İşte bak, göl; işte su…Uykun, ayı uykusu!Hazırcılık bir pusu!Balık verme, olta ver.

Herkes kolayı ister,Emek gerek; kan ve ter...Ustaysan, yolu göster!Balık verme, olta ver.

Çalış derim, hiç anmaz!Olta derim, uyanmaz.Hazıra dağ dayanmaz!Balık verme, olta ver....

9

Halifemiz mihrapta; Başkanım olsun ya da! Cuma kılmak isterim özgür Ayasofya'da...

Nasihat bekliyorsun Nefis adlı müftüden? Keyfine ne gelirse, "fetva bu" der koftiden!

Alparslan'ın torunu, sanki Fatih'in oğlu! Ümmet davasındaydı Muhsin Yazıcıoğlu...

Namaz kılmak dururken, sen yoga yapıyorsun! Nehirde yüzmek varken, çiğ boga batıyorsun...

M I S R Â L A R


10

NEREYE GİDİYORSUN? Rahmet yağar dolu dolu,Gel, nereye gidiyorsun?İki yol var sağı solu,Sen nereye gidiyorsun?

Yönün nefsin kulları mı?İhtirasın kolları mı?Bir hevesin yılları mı?Sen nereye gidiyorsun?

Şu dağların arşı mısın?Fırtınaya karşı mısın?Malı bitmiş çarşı mısın?Sen nereye gidiyorsun?

“Boğulsun Firavun!” dedi“Yere batsın Kârun!” dedi“Fe eyne tezhebûn!” dedi,Sen nereye gidiyorsun?

* “Fe eyne tezhebûn!” - "Şu halde nereye gidiyorsunuz?" (Tekvir 26)

11

“Batıya özenme” derdi, İskilip'li Atıf Hoca... Bir sarığa kelle verdi, İskilip'li Atıf Hoca...

Rabbi görmek isteyen, Koyuna dikkat versin! Otu süte çeviren Kimyagere ne dersin?

Zikri olmayan bir kul!.. Hani, çiğ et yedin mi? Suyu olmayan bir ev!.. Hayal edebildin mi?

M I S R Â L A R


12

SORU BELLİ, CEVAP BELLİ... Adın geçer çok zamandır,Suhuf belli, Kitap belli...Bu nasıl bir imtihandır?Soru belli, cevap belli...

Çoğu gâfildir mâzinden,Kim kaçacak arâzinden?Hata gelmez terazinden,Sayı belli, hesap belli...

Kalp mi kirli; Ruh mu habis?Düşman İblis; Dost mu Nefis?Şüphe duymak yanlış bi his;Kuzu belli, kasap belli...

Kul, hayalde, rüyada mı?Yoksa Sırat dünyada mı?Çalış, durdur bir idamı!Müjde belli, azap belli...

Boğaz âfet, dil bi nimet,En güzel söz, hakka davet.Kime ateş, kime Cennet?Leheb belli, Mus'ab belli...

13

'Kadınlara özgürlük istiyoruz' dediler! Kadını kullanmanın sefasını sürdüler!

Teröristle aynıdır, ihanete alışan! Her bombaya sevinip laf sokmaya çalışan...

Her şehid haberinde, mutluluk çığlıkları! Teker teker toplayın şu soysuz şıllıkları...

#PolisiminYanındayım

M I S R Â L A R


14

PEYGAMBERSİZ DİN OLUR MU? Gözün perdeli mi senin?Güneşsiz bir gün olur mu?Susuz yaşıyor mu tenin?Peygambersiz din olur mu?

Gün olur mu, gün olur mu,Güneşsiz bir gün olur mu?Harf olmadan yazı olmaz,Peygambersiz din olur mu?

Herzeye gerek mi gördün?Kuştan kelebek mi gördün?Annesiz bebek mi gördün?Peygambersiz din olur mu?

Gün olur mu, gün olur mu,Güneşsiz bir gün olur mu?Su düşmeden yağmur olmaz,Peygambersiz din olur mu?

İçi boş bir sefer tası,Cahillerin ukalâsı.Ondokuzcu budalası,Peygambersiz din olur mu?

Gün olur mu, gün olur mu,Güneşsiz bir gün olur mu?Hocasız öğrenci olmaz,Peygambersiz din olur mu?

15

Şu zulmü yok etmek için, Suriye'de, Irak'tayız… Sessiz kalma! Deme “Niçin!” Halep için ayaktayız...

"Ateş ve barut, dost olmaz" diyoruz! Karman çorman sınıf istemiyoruz...

#KarmaEğitimİstemiyoruz

Vatan, bayrak salkımsa; Kardeşlerin, üzümdür! Dini öğren ve öğret; Bu sana son sözümdür...

M I S R Â L A R


16

KONUŞTURDU BU DERT BENİ Sâdıkları arıyorken,Tanıştırdı bu dert beni.Ben susmayı seviyorken,Konuşturdu bu dert beni.

Koyun ile kedi aynı!Yerin, göğün adı aynı!Çayın, suyun tadı aynı!Karıştırdı bu dert beni.

Ovalara döndü dağlar,Bakmak, düşünmeyi sağlar.Yüzüm güler, özüm ağlar;Değiştirdi bu dert beni.

Küçülürmüşüm meğersem,Bir amelimi beğensem.Gururlu bir sele dönsem,Yatıştırdı bu dert beni.

Arıların vızıltısı,Rüzgarların uğultusu.Köklerime indi bir su,Yetiştirdi bu dert beni.

Bir buluşma yeri Hira,Karanlıklar döndü nûra.Kılıçla, kanla huzura,Eriştirdi bu dert beni!

Ağaçların yurdu ile,Yaprakların virdi ile,İhramcı’nın derdi ile,Buluşturdu bu dert beni.

17

Önümde bir rahle, altımda sedir; Meftûnu olursun nüktelerimin... Eğer soruyorsan, "Ellerin nedir?"Noktalamasıdır cümlelerimin...

Adı "Dînin yıldızı", nâmı da mücahitti; Fedâkarlıklarına bütün ümmet şahitti...

#1CümleileErbakanıAnlat

Haçlılarla Moğol'u helak etti bu ulus! Harici köpeklere mezar olsun Cerablus...

M I S R Â L A R


18

YA BEN OLSAYDIM? Nelere sahipti önümde duran?Yerinde yer tutan, ya ben olsaydım?Diken diken oldum, titredim bir an!Şu tabutta yatan, ya ben olsaydım?

“Uzak bir ihtimal” derdim önceler,Bir ses gibi geçti günler, geceler.Aklım soru sorar, kalbim heceler;Şu tabutta yatan, ya ben olsaydım?

Saf saf dizilmişler, alacaklılar,İmtihan edilen çift bacaklılar.“Nasıl bilirdiniz?” derken haklılar;Şu tabutta yatan, ya ben olsaydım?

Ya susarsa herkes, “İyi” demezse?Kim itiraz eder, girdim kümese?Biri çıkıp, “Hakkım haramdır!” dese;Şu tabutta yatan, ya ben olsaydım?

Omuzlara çıksam bir kral gibi,Tepkisiz bedenim, kırık dal gibi.Tüm gördüğüm bir cam, bir hayal gibi;Şu tabutta yatan ya ben olsaydım?

“Artık bu âlemde geldim sonuma...”Diyorken, bir melek kıysa canıma.En yakınım bile girmez yanıma;Şu tabutta yatan ya ben olsaydım?

19

Tasmasından, boncuğundan, Köpek kimin, biliyoruz! Haininden, kancığından, Terörü lanetliyoruz...

OKÇULAR TEPESİ

“Rahat!” emri gelmedi, liderimin sesinden; Ayrılmak yoktur asla, okçular tepesinden...

"Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de..." (Nisâ 59)

Coni’lerin Mesihi, ne planlar döndürür? Kalbimdeki öfkeyi, ancak idam söndürür!

#idamistiyorum

M I S R Â L A R


20

MEZHEPSİZLİK MEZHEBİNDE... Şu sünnetten kopan var ya,Mezhepsizlik mezhebinde!Hevâsına tapan var ya,Mezhepsizlik mezhebinde!

Kafayı sokmuş çoraba,Tekerleksiz bir araba!Odun gibi sert ve kaba,Mezhepsizlik mezhebinde!

Bir istismâr, suistimal,Ne ilmi var, ne bi kemal.'Mezhep şirktir!' diyen şu mal,Mezhepsizlik mezhebinde!

Bence biraz üşütmüş o!Hocasından işitmiş o!Peygamberle eşitmiş o(!)Mezhepsizlik mezhebinde!

Dün Müslüman olmadık biz,Bin yıldır İslam ceddimiz.Dimağı sulanmış keriz,Mezhepsizlik mezhebinde!

Yoksa hala başı dik mi?“Alimlere sorun” hükmü?!'Sünnet olmam!' demiş, çok mu?Mezhepsizlik mezhebinde!

Şu âyeti benden duyun;"Bana uyanlara uyun"Kurda doğru koşan koyun,Mezhepsizlik mezhebinde!

* "...Bana yönelenlerin yoluna uy..." (Lokman 15)

21

EHLİ SÜNNET

Daha hâlâ şüphen mi var?İzim belli, yüzüm belli... İten, kakan, tepen mi var? Yazım belli, sözüm belli...

10 SANİYE...

Düşüncem, duygumu yerer; Öfkelerim naif benim. Kinim on saniye sürer; Hafızam çok zayıf benim...

SON NEFES BAYRAM Sonsuz rahmetinden ümit beslerim. Lutfet, bayram olsun son nefeslerim...

M I S R Â L A R


22

40 OLDUN MU BANA GELME! Neden öfke, ne bu çelme?Renksiz resim çizemem ki.Kırk oldun mu bana gelme!Suya yazı yazamam ki.

"Tepe" dersin, dağ olsam da,Üzüm bitmez, bağ olsam da.Baklavadan yağ olsam da,Bir betona sızamam ki.

Ötelerden konu açar,Kanadı yok, amma uçar!Ağzı büyük, alev saçar;Ejderhaya kızamam ki.

Elliye gelmiş Niyâzi,Definesi var farazi.Geniş, derin bir arazi;İğne ile kazamam ki.

Sabah ezanlar uyuyor,Karnı hep tok, tam doyuyor!Nefis, şeytan, top oynuyor;Ben bu maçı bozamam ki.

İnsan muhtaç, her öğün yer,Boyuna posuna gider.Kendini bilen şöyle der:"Altmışımda uzamam ki..."

Dikenleri kesmen gerek,Miskinliği asman gerek.Bize genç bir aslan gerek;Bi sırtlanla gezemem ki…

23

KADİR GECESİ Esnafın, tüccarın aklı yücesi! Bire yüz bin verir Kadir gecesi...

İSLAM VE HOŞGÖRÜ Yedi cinayeti var ve yalıda kalıyor! İslam'a küfredenler, hâlâ nefes alıyor!

KÖŞE BAŞICILAR

Yolun köşesinde durmuş, Gözlerinde bir buğu var. Kaşar şeytan tuzak kurmuş, Önünde muz kabuğu var...

M I S R Â L A R


24

BİZİ ANLAMAZ ANLAMAZ! Dava nedir bilmeyenler,Bizi anlamaz, anlamaz.Şu meclise gelmeyenler,Bizi anlamaz, anlamaz...

Zikri kalbe koymayanlar,Yiyip, yiyip doymayanlar.Bir edebe uymayanlar,Bizi anlamaz, anlamaz...

Şer olandan caymayanlar,Amellerin saymayanlar.Geceler ağlamayanlar,Bizi anlamaz, anlamaz...

Bir güzeli sevmeyenler,Nazarına ermeyenler.Eline el vermeyenler,Bizi anlamaz, anlamaz...

Ayet hadis okumayan,Kalbe nakşın dokumayan.Bülbül gibi şakımayan,Bizi anlamaz, anlamaz...

Sen anlat gel de bilelim,Ağlar gözlerim, gülelim.Ah efendim gel gidelim,Bizi anlamaz, anlamaz...

Gel efendim, biz gidelim,Kimse anlamaz, anlamaz...

(Bu beyit, doğaçlama okunmuştur...)

25

BİR TAHRİFÇİ DAHA ÖLDÜ! "Deist, mü'mindir" dedi; "Zina helaldir" dedi! Tahrifçi Yaşar Nuri, Şimdi ayvayı yedi...

ZAMAN, KİBAR DEĞİL...

'Bi türlü bitmedi işlerim' dedi; Bu namaz, sonsuza kadar değildir... 'Hele yaşım gelsin, başlarım' dedi; Zaman, yaşlılara kibar değildir...

TERAVİH Ramazan'ın hazzın almak istersen, Gece, teravihi sakın kaçırma! Rahmet denizinden dolmak istersen, Cemaatle ahî, sakın kaçırma!

M I S R Â L A R


26

KİRLENDİ Ahlâk binasına bir bomba düştü,Akıllı kirlendi, salak kirlendi.Oğlanlarla kızlar yolda öpüştü;Gören göz kirlendi, kulak kirlendi.

Uzmanlar, aydınlar soruyor; 'Neden?'Haber alamadı doktor çareden.Gençler çıkmaz oldu kahvehâneden;Ciğerler kirlendi, dalak kirlendi.

Gitti temennîler, geldi “Keşke”ler,Kediler kükrüyor, inekler meler!'Akan su temizdir' derdi eskiler;Çeşmeler kirlendi, yalak kirlendi.

Üç kuruşa koca vatan satıldı,Yan cebi dolduran güldü, katıldı.Çorbaya tuz diye rüşvet atıldı,Kaşıklar kirlendi, tabak kirlendi.

Kerem düşün yarın ne giyeceksin?Kalbi mühürlüye ne diyeceksin?Bu meçhul sofrada ne yiyeceksin?Ispanak kirlendi, kabak kirlendi...

27

SANAT VE SANATKÂR Güneşe perde çekip mum ışığını tutma! Esere aşık olup sanatkârı unutma!

TERÖRE LANET Mekke'nin fethi gibi karma karışık hisler, Oruçken şehid oldu civan gibi polisler...Şu hainler bak yine terörü aklayacak; Satılmış yürekleri Cehennem paklayacak!

KONUŞTURAN İLAH Ağzında bir parça et; Konuşturan ilahtır, Ahmak, sana 'Tanrı' der! Bilmez, adın Allah'tır...

M I S R Â L A R


28

SENDEN MİDİR? Yüce Mevlâm, bu muhabbet,Senden midir, benden midir?Samîmiyet ve bu gayret,Senden midir, benden midir?

Secdelere giden alnım,Seni ister hep bi yanım,Her anmada coşar kanım;Senden midir, benden midir?

Göz, kusura kulak asmaz,Akıl, düşünceye küsmez,Dil susarken gönül susmaz;Senden midir, benden midir?

“Her güzellik Senden” derler,Bu hikmetler, bu “Eğer”ler…Karıncalandı ciğerler;Senden midir, benden midir?

Güneş açar iznin ile,Kuşlar göçer iznin ile,Tozlar uçar iznin ile,Anladım her şey Sendendir...

"İnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır." (Meryem 96)

29

AYASOFYA RESTİ Bir soykırım yalanı; Müslümanlar da saf ya! Rest çekelim kafire, Açılsın Ayasofya...

MOSETTÜR!

Tesettür de renklendi, Moda adını aldı! Başta deve hörgücü; Rujdu, ojeydi, şaldı...

ZEYTİN DALI

Sana dua eden ervâhın olsun; Sefer bizim, zafer Allah'ın olsun...

M I S R Â L A R


30

BABAMA SELAM SÖYLE! / ANNEME Musibetin sillesi ilk haberde salladı!Şiddeti büyükse de, sabır bizi kolladı...

Merhûmeyi evine ellerimle bıraktım,O, sarayda bir usta; Ben yanında çıraktım.

Düşünceler içinde salladım üç beş kürek,Bu kerpiçsiz dergâha, bir gece girmek gerek.

Toprak, ciğerlerimi bıçakla yardı sanki,Ayrılırken üstüme gök yıkıldı inan ki!

Kalabalık cemaat, devre mülke bakıyor(!),Kafalar başka yerde, kalbe gaflet akıyor.

Ölüm mü, ayrılık mı; Acı veren hangisi?Hüzün dolu bir düğün, gözyaşları çengisi.

Olsun! Kuruyan ağaç, yarın yine açacak,Yumurtayı kıran kuş, kanatlanıp uçacak.

Yürümek yok, artık uç; Kâbe'yi tavaf eyle,“Oğlun çok özlemiş” de, babama selam söyle...

31

ATEİST VARSAYIMI: YOKLUK!

Başın, ortan, sonun belli... Ne yokluğu terelelli?

YAŞLILIK

Yer çekimi ve de kırışıklıklar, Gözlerim kısıldı, söndü ışıklar...

BOMBA

Kanı bozuk haine, Bomba yüklü sînem var? Bin vursam öfkem dinmez; Şükür ki Cehennem var!

M I S R Â L A R


32

ALLAH’IN DİNİNE NE HİZMETİN VAR? Bunca yıl gönlünce gezdin, dolandın;Söyle ki, bu dine ne hizmetin var?Bu bahar günlerin geçmez mi sandın?Allah’ın dinine ne hizmetin var?

Bu sözlerim sana ağır gelmesin,Sohbetime körlen sağır gelmesin!Varsın damla gelsin, nehir gelmesin,Allah’ın dinine ne hizmetin var?

Bir tek kulu uçurumdan aldın mı?Akıl duvarını nurla deldin mi?Fırtına dindiren güneş oldun mu?Allah’ın dinine ne hizmetin var?

Rivâyet ettin mi bir hadis, âyet?İlmi öğrenirsen, gelir inâyet.Sen tebliğini yap, Hakk’tan hidâyet.Allah’ın dinine ne hizmetin var?

Bir yetimin başını okşadın mı?Günlerden bir günü aç yaşadın mı?Harabe bir eve taş döşedin mi?Allah’ın dinine ne hizmetin var?

Çalışmaya bağlı kılındı yazı,“Peygamberim” dersin, hani bir sızı?Sevdirebildin mi, sevmeyen özü?Allah’ın dinine ne hizmetin var?

33

SESSİZLİK

İki can arkadaşım: Yalnızlık ve sessizlik. Yüksek seslerin sonu, Ruhsuzluk ve hissizlik...

EGO

Cips paketi gibisin, İçin havayla dolu! Yüzde yetmişin ego, Yüzde otuz zarf pulu...

DEĞNEKLE TAVAF EDEN BACAKSIZ ADAMI GÖRÜNCE…

Derdin ne de büyükmüş! Ayağın var, gücün yok. Ne fikrin var, ne şükrün; Devesin, hörgücün yok!

M I S R Â L A R


34

SEN BİR KERE 'OL!' DEYİNCE... Midem bulanmaya başlar,Biri bana 'Sol' deyince.Uçar balık, yüzer kuşlar!Sen bir kere “Ol!” deyince.

Şu fakrımız, vâra döndü,Zararımız, kâra döndü,Kışımız, bahara döndü,Sen bir kere “Ol!” deyince.

Başlar, dinden yakınırdı,Ezan Türkçe okunurdu.Küfrün galebesi durdu,Sen bir kere “Ol!” deyince.

Zulme karşı çok baş verdik,“Nasıl kurtulucaz?” derdik.Yollara seccade serdik,Sen bir kere “Ol!” deyince.

Vesâyetçiler saklandı,Ulema bir bir aklandı.Hasta adam ayaklandı,Sen bir kere “Ol!” deyince…

35

SAMAN DEĞİLSİN

Sen insansın, ot ve saman değilsin! Aklın, iraden var; duman değilsin...

YAŞLILIK

Servetin ve rütben yardıma yetsin, Yaşlanmayı yenen altın taç mı var? Şu batan güneşe hekim ne etsin? Zamanı durduran bir ilaç mı var?

DENGE

'Ruhban ol' demedim; Var bi dengesi, Memeyi tutmadan inek sağılmaz. Bal damlası gibi dünya sevgisi, İçine dalmadan tadan boğulmaz!

M I S R Â L A R


36

'HAK YOL İSLAM' YAZACAĞIZ... Haçlıların derlediği,Oyunları bozacağız!Son Kitâb'ın gürlediği,'Hak yol İslam' yazacağız!

Şirk denilen ihanete,İsa olup kızacağız.Üç tanrılı dalâlete,'Hak yol İslam' yazacağız!

Firavunun mezarını,Musa gibi kazacağız.Nil nehrinin üzerine,'Hak yol İslam' yazacağız!

Irkçılığı lanetleyip,Siyonisti üzeceğiz.Tüm kolları kenetleyip,'Hak yol İslam' yazacağız!

Mus'ab olup gerekirse,Diyar diyar gezeceğiz.İki bin yıl bile sürse,'Hak yol İslam' yazacağız!

Kalem bizim, Kitap bizim;Satır satır dizeceğiz.Her ne varsa, 'izim', 'mizim!''Hak yol İslam' yazacağız!

37

ZEYNEL ABİDİN

Sırtındaki çuvalla, açı doyurdu bu din; Hüseyin'in oğludur, Ali Zeynel Abidîn...

Radiyallahü anhüma - Allah, o ikisinden razı olsun!

YAVUZ SULTAN SELİM

Kur'ân'ı nakış nakış işledi hayatına, Alimler bin bir hatim vakfetti memâtına!

TASMALI GAZETECİ

Kalemi satılıktır, gazetesi paçavra! Hem vicdanı hem beyni, alınmış bir kadavra...

M I S R Â L A R


38

YÜZÜ KÖMÜR KAPLI BİRİ... (KARA GÜN: SOMA FACİASI) Kardeşini arıyordu,Yüzü kömür kaplı biri.Çamur gibi ağlıyordu,Yüzü kömür kaplı biri.

Bitkin ve titrekti sesin,Adın, şânın yok; kimsesin!"Aman sedye kirlenmesin!"Yüzü kömür kaplı biri.

Midesi boş, susuz, kötü;Nefes gitmiş, vücut katı.Elinde helallik notu,Yüzü kömür kaplı biri.

Nişan için ümitlenmiş,Üç kuruşa kenetlenmiş.Cennetine kanatlanmış,Yüzü kömür kaplı biri.

Bu emekte şüphe muhal!Paran benimkinden helal.Son duası Kitap, Hilal...Yüzü kömür kaplı biri.

Boğularak ölse şehid.Yıkılarak ölse şehid.Yakılarak ölse şehid.Yüzü kömür kaplı biri...

39

ARNAVUT ESNAF Gökler bakır olsa, yerler de demir; Allah, yine benim rızkımı verir...

PKK Arkamdan kurşun sıkıp, yüzüme de gülücen! Ermeni'nin tohumu, sen mi bizi bölücen?

İFK Anamız Aişe'ye küfür eden sapıklar, Allah'ın Kitâbından o derece kopuklar!

Karnı tok olan gafil, nerden bilsin açlığı? Yatağı tüy, kalbi toy; Cebinde bol harçlığı...

M I S R Â L A R


40

GÖNÜL BİR MUHABBET İSTER... Doyuramaz nefsin şevki,Gönül bir muhabbet ister.Tatmin etmez dünya zevki,Gönül bir muhabbet ister.

Var meşgul ol türlü şeyle,Altı yöne sefer eyle.Beslen balla, kuş sütüyle;Gönül bir muhabbet ister.

Ölü, iğneyle dirilmez,Kulak duyar, mânâ bilmez.Güneşle ay ele gelmez,Gönül bir muhabbet ister.

Uçar kum gibi, duygusuz,Gözleri görmez, uykusuz.Çölde kalmış bîtap, susuz;Gönül bir muhabbet ister.

İnciden tabağın olsa,Tarlaların, bağın olsa.Altından bir dağın olsa,Gönül bir muhabbet ister.

Menşei bu, yaratılış…Denizdedir nefes alış.Vuslat anı, suya dalış;Gönül bir muhabbet ister.

Dostun dili baldır ona,Damlaları seldir ona,Sonsuzluk bedeldir ona,Gönül bir muhabbet ister.

41

ŞİA

Tüm ümmetin kanını içtin doymadın, Müslümandan başka cana kıymadın!

MÜSLÜMAN BACIMA

Kem nazara sahipler, bakınamasın sana! Helalinden başkası dokunamasın sana!

TUVALETLERİNE HALİFELERİMİZİN VE AİŞE ANNEMİZİN ADINI YAZAN REZİL Şİİ!

Kimden bahsettiğini bilmiyor mu şu velet? Yüzünde nur kalmamış, kalbindeki tuvalet!

M I S R Â L A R


42

ŞEYTAN SENİNLEYSE, ALLAH BENİMLE! Gaflet ayazında üşüyen kişi;Güneşi doğuran İlah benimle.Meyhaneye adam taşıyan kişi;Şeytan seninleyse, Allah benimle.

Hizmetim Hakk'adır, ücret istemem!Övgün sende kalsın, şöhret istemem!Beklentili elden himmet istemem!Şeytan seninleyse, Allah benimle.

"Her olandan var haberim" buyurdu,"Zâlime ateştir yerim" buyurdu,"Sabredenle beraberim" buyurdu;Şeytan seninleyse, Allah benimle.

Kendine hayrı yok aciz İblis'in,Sürünmeyi bırak, ne peşindesin?Haksızsın ki yüksek çıkıyor sesin!Şeytan seninleyse, Allah benimle.

Sen 'Kırmızı' dedin, ben ise 'Yeşil',Her gecenin sonu, sabah ve ışıl.Perdeleri kapa, inatla deşil;Şeytan seninleyse, Allah benimle...

43

Şu Kur'ân'ı okurken, İki fikir kapsaydın! Ya bir Hint’li olup ta, Bu ineğe tapsaydın?

GERİCİ

İslam'ı yaşayan, güldür, bağ açar! Sen, 'gerici' dersin; onlar çağ açar!

SAHTE HOCALAR

Sakın ha dinleme, ışığın söner; Sözde Müslümandır sahte hocalar! Adın İsa iken, İblis'e döner, Sünnete düşmandır sahte hocalar!

M I S R Â L A R


44

SEN EFENDİM, SEN... (PEYGAMBERİME) -aleyhisselatü vesselam- Hani Medine'de geldim yanına,Bana nazar ettin sen Efendim, sen.Salât, selâm okuyorken canına;Bana nazar ettin sen Efendim, sen.

Suya döndün sanki, içime aktın,Bir hikmet söyledin, bir dert bıraktın.Kamaştı gözlerim; güneştin, yaktın;Bana nazar ettin sen Efendim, sen.

Ağladım, ki gönlüm doldukça doldu,Bu sefer ki hüzün bir garip oldu.Biât ettim sana, içim duruldu;Bana nazar ettin sen Efendim, sen.

Cennet bahçesinin yamacındaydım,Ashâb-ı Suffe'nin amacındaydım.Lübâbe'nin tövbe ağacındaydım;Bana nazar ettin sen Efendim, sen.

Ayrılmak istedim, hani utandım,Özürler diledim, vasfını andım.Ziyaretim, gelip geçecek sandım;Bana nazar ettin sen Efendim, sen.

Çıktım, gidemedim; geriye döndüm,Düzeldi nefesim, diriye döndüm.Ateş gibi yandım, mum gibi söndüm;Bana nazar ettin sen Efendim, sen…

45

Bir yemek getirilince, 'hemen yiyelim' deme! Besmelesiz, abdestsiz yapılmışsa hiç yeme!

"Bize sordular, 'Cünüp iken yemek yenir mi?' Biz de demişiz ki, 'Gardaşlarım! Benim ihvanım, abdestsiz yemek yemez.”

İhramcızâde İsmail Hakkı (kuddise sirruhu)

HER YERE BAKTIN MI ATEYİZ? Allah'ı görmemişmiş, kafayı buna takmış! Sanki gezegenlerin hepsine gidip bakmış!'Yok' demek için önce, her yere bakmalısın; Güneşin tam üstünde, bir kibrit yakmalısın!

Allah'a tevekkül et, üstesinden O gelir; Her şeyin iç yüzünü sen bilmezsin, O bilir!

"...Allah bilir, siz bilmezsiniz." (Bakara 216)

M I S R Â L A R


46

GAZZE Her taraftan sarılmış, açık havada mahpus,Timsah gözyaşlarıyla, 'özgür' deniyor mahsus!

Müslümana beddua eden abiler nerde?Yahûdiyle akraba çıkacaklar ilerde!

Böyle şedîd bir zulme, nasıl sessiz kalırsın?Toprağın altında sen, çok fecî daralırsın!

Tanka karşı sapan, taş; Ne âdil bir çarpışma!Gezi zekâlısın sen! Görmezden gel, karışma!

Ağaç kadar kıymeti yok Gazze'li çocuğun,Köpeğini giydir sen, şu da nazar boncuğun!

Lanetlisin, sen çocuk öldürmeyi bilirsin!Sana toprak atana, mermiyle dikilirsin!

Kolu kopmuş, bacağı parçalanmış yatıyor,Kulak baştan ayrılmış, kalbi hâlâ atıyor.

Babası kapaklanmış; Feryat, figân, gözde yaş.Bir damla insan olan, dayanamaz arkadaş!

Her bomba düştüğünde, bir kahkaha gırlası.Bu ne kâfir bi millet; Kibir ve kin tarlası!

Parçalanmış çocuğun âhı kalır mı yerde?O gün bir ses gelecek; “Alacaklılar nerde?”

Filistin’li iftarı, yine kanla açacak;Peygamberi kesenler, yarın kimden kaçacak?

Şu Gargat ağacının arkasına saklan sen!Bir gün seni bulurum, görünmez ol istersen...

47

TÜR(K)ÜRT KARDEŞ Ne oyunlar yaptılar, ne tuzaklar kurdular; Et ve kemik kopmadı, bak yine kudurdular!

576 MEGAPİKSEL GÖZ!

Toz konduramazdın, bir de, Şarjını verip severdin! Telefonun değerli de, Gözüne kaç para verdin?

Yine işe geç kalmış, dar pantolonlu mister. Sabah namaza kalkmaz, Allah'tan yardım ister!

M I S R Â L A R


48

GÜZELİ GÖREN GÖZLERİ GÖRDÜM... Sabah namazına mescide vardım,Yaşlı bir amcada izleri gördüm.“Dostu tanır mısın?” diye bir sordum;Güzeli seyreden gözleri gördüm…

Şeyhimle tanışmış, elini öpmüş.Zikrini öğrenmiş, yolunu tutmuş.Himmetini almış, önüne katmış;Güzeli seyreden gözleri gördüm...

49

KARA GÜNLER: 28 ŞUBAT

Neydi askerin öfkesi; 'Bunlar gericiler' sözü? Kur'an kursu talebesi; Suç aleti, Elif cüzü(!)

ALLAH YOK(!) 'Rüzgar yok' dediğin anda, His denilen şeyin yoktur! 'Allah yok' diyen insanda, Böbrek varsa, beyin yoktur!

Huzurunda kusur varsa, Namazında sorun vardır! Bir şeyler ters gidiyorsa, Namazında sorun vardır!

M I S R Â L A R


50

OF DEMEM SANA! (ANAM) Vasfın şefkat ile merhamet anam,Allah'ın emri var, of demem sana!Annesiz büyüdü Muhammed, anam;Huzurundan kovar, of demem sana!

Sırtında taşıdın, çilemi çektin,Şu yüreğime ilk sevgiyi ektin.Hayır mıyım, şer mi, ne bilecektin;Bastığım yer ağlar, of demem sana!

İlk olarak senden istedi dilim,Hakkını vermeye kâdir değilim.Öfkeyle kalkarsa bir sefer elim,Kesilir taş-duvar, of demem sana!

Nedir unutturan, bu nisyân neden?İflâh olmaz seni ele terkeden!Hiçbir mahluk yoktur itiraz eden;Karıncalar duyar, of demem sana!

51

SAHTE HOCA

Dilde takiye yapar, halde dindar görünür! Leş yiyen bir akbaba, kaz rolüne bürünür...

İKİ BUÇUK MİLYON GİGABAYT HAFIZA

Beleş sirkeler baldan tatlı olurmuş derdin! İphon'u satın aldın, hafızana kaç verdin?

Bir döneme girdik ki, kurtla kuzu karıştı! Kalite maskelerle, çakal ve koç barıştı!

VAMPİR BATI

Etikettir Avrupa, bencillikte bir pir’dir. İnsana benzer yüzü, hakikatte vampirdir!

M I S R Â L A R


52

Cevherdir, mihenk taşıdır,Pîrim senin bir nazarın.Âdem'in bir gözyaşıdır,Şeyhim senin bir nazarın.

Dağdır, kalbin çivisidir.Sanki canlı birisidir.Nuh'un necât gemisidir,Şeyhim senin bir nazarın.

Güneşten gelir, sarıdır;Nefsin buzudur, karıdır.Hûd'un İrem bağlarıdır,Şeyhim senin bir nazarın.

Aç olan yer, nohut olur,Sınav eder, Tâlut olur.Zülkarneyn'e bulut olur,Pîrim senin bir nazarın.

Şekerdir, çayın demidir,İbrahim'in kasemidir,İsmail'in zemzemidir,Şeyhim senin bir nazarın.

Bir nakıştır, âyet izi;Bünyamin'in sâdık özü.Yakub'un açılan gözü,Pîrim senin bir nazarın.

Kaşların orta yeridir,Hızır gibidir, diridir.Yusuf'un bir tâbiridir,Şeyhim senin bir nazarın.

Sağır, kör eder kusura,Sanki melek üfler Sûr'a.Çağırır Mûsâ'yı Tûr'a,Pîrim senin bir nazarın.

Yedi rengin nigârıdır,Hüdhüd'ün nazlı zârıdır.Süleyman'ın rüzgarıdır,Şeyhim senin bir nazarın.

Bir mahfiyât, bir dert salar,Yahyâ eder, hikmet dolar.İsâ gibi canlı kılar,Pîrim senin bir nazarın.

Bazen yağmur, bazen sudur,Ashab-ı Kehf uykusudur.Muhammed'in kokusudur,Şeyhim senin bir nazarın.

İhramcızâde efendim,Nazar kıldın, taştı bendim.Bunları yazmadım kendim;Şeyhim senin bir nazarın...

ŞEYHİM SENİN BİR NAZARIN...

53

KİTAP MI, İNSAN MI? Gel de hikmeti çöz iş bu hitaptan; Kemikler kansızdır, damarlar kanlı? Ders mi öğrenirsin sessiz kitaptan? Satırlar cansızdır, sadırlar canlı...

RIZIK

Çektiğin üç-beş sınav, sence bir kusur mu ki? Karıncayı doyuran, seni unutur mu ki?

'Biz çamuru atalım; tutmazsa izi kalır!' Çamur, atanların da elinde iz bırakır...

'Ok atacağına bir adama iftira at! Ok hedefi şaşırır ama dil şaşırmaz!' derdi Atalar böyleleri hakkında...

M I S R Â L A R


54

Tartının olduğu yerden,Sana haber gelmedi mi?Yüz yirmi bin Peygamberden,Sana haber gelmedi mi?

Biri bir ses üfürecek,Kavgaları bitirecek.Güneşi kim getirecek?Sana haber gelmedi mi?

Yakınlaşır mızrak boyu,Kaynar o dem altı duyu.Kim bulacak az bi suyu?Sana haber gelmedi mi?

Ölü tenler dirilecek,Bir meydana girilecek,Bahsedilen görülecek,Sana haber gelmedi mi?

Bir uğultu duyulacak,Uyuyanlar ayılacak,Kimi korkup bayılacak,Sana haber gelmedi mi?

Ol cehennem kükreyecek,Bütün kalpler tekleyecek.Elli bin yıl bekleyecek,Sana haber gelmedi mi?

Herkes çöker diz üstüne,Kafir yatar yüz üstüne.Diller susar, söz üstüne,Sana haber gelmedi mi?

Kimi yüzler ak olacak,Kimisi ziftle dolacak.Azı sancağı bulacak,Sana haber gelmedi mi?

Kimi arşın gölgesinde,Kardeşliğin ülkesinde.Sâdıkların hoş sesinde,Sana haber gelmedi mi?

Kimi koşar imamına,Kimi yanar imanına!Hayıflanır zamanına,Sana haber gelmedi mi?

Kimse görmez sağı-solu,Çağırınca Zâtı ulu...Sanki herkes bilir yolu,Sana haber gelmedi mi?

SANA HABER GELMEDİ Mİ?

55

SONSUZLUK

Sonsuzluk düşüncesi, göklere çıkmak gibi. Yükselen bir mekikten dünyaya bakmak gibi.

DÜNYA

İman, uçak gibidir; dünya sevgisi hırsın? Yükseldikçe gözünde küçülür ve kaçarsın!

KAR TANELERİ

Fırçanın canı yok ki; El ve parmaktır etken! Hangi tuval dolmuş ki, çizen bir ressam yokken?

MAÇ

Güzelim sohbet varken, maçla işin ne ihvan? Sana iki gol atan, Griezmann değil Şeytan...

(Bu hafta cihat yerine maçı tercih eden kardeşlerime...)

M I S R Â L A R


56

HER YOL ATEŞTİR! Her Müslüman, 'yolum, doğru yol' der de,Peygamberden gelen şu söz güneştir:Her ibadet eden Cennet ister de,"Ehli sünnet dışı, her yol ateştir!"

İmamın kim, aklın kimlere tâbî?Sahabeye söven düzelmez abi!Önce Haricîydi, şimdi Vehhabi;Ehli sünnet dışı, her yol ateştir!

Selefî, sünneti ikrar ediyor,Sonra şefaati inkar ediyor!İngilizler bundan çok kâr ediyor;Ehli sünnet dışı, her yol ateştir!

Ümmetin düşmanı, Şia belası;Sözde ibadetmiş bize riyası!Şahitsiz kıyılan Mut'a zinası...Ehli sünnet dışı, her yol ateştir!

Koltuğa yaslanıp uyduranları,Peygambersiz bir din buyuranları!“Kur'an bana yeter!” hezeyanları!Ehli sünnet dışı, her yol ateştir!

Dini anlatıyor, vakti kılmamış!Bir bozulma; Sanki adam kalmamış.Kitâb'ı Resul'den iyi anlamış(!)Ehli sünnet dışı, her yol ateştir!

Bir kaderi inkar kurcalaması,Mu'tezile bunun tırmalaması.'Allah gaybı bilmez!' saçmalaması...Ehli sünnet dışı, her yol ateştir!

Ezan ile çanı birlikte duyan,Haham, papaz, imam; Tevhide kıyan!Hilal ile Haçı yan yana koyan;Ehli sünnet dışı, her yol ateştir!

Yine çomak soktum arı inine!Benim düşmanlığım, sözün kirine.Prof ile Doçu vur birbirine!Ehli sünnet dışı, her yol ateştir!...

57

M I S R Â L A R

MEHMET OKUYAN

Hadisleri reddetti, gübre dolu bir çember! Bataklıktan fırladı, tonla yeni peygamber(!)

KİTAP OKUMAYAN ADAM Dükkan açmamış esnaf, 'Bugün kârım yok diyor!' Pili bitmiş bir akıl, düşünüp fikretmiyor?

CANER TASLAMAN

Kalbine nur akıtsın, nefsini yere sersin! 'OL' demesi yeten Zât, sana hidayet versin!

15 TEMMUZ

Üç-beş çapulcu gördün, tahriklere inandın! Ey Bizans'ın tohumu, bizi öldü mü sandın?


58

NÛMAN Tüm dünyanın derdi onun sırtında,İki elle kaşır başını Nûman.Azrâil önünde, toprak altında;Ayıkla pirincin taşını Nûman.

Mü’mine gıcıktır, münkiri över!Beleşten doğuran mangırı sever.Gariban el açar; Söz ile döver!Oynatır gözünü, kaşını Nûman.

Sabaha varınca, “Yâ Allah!” demez,Güzeli görünce, “Mâşâallah” demez,Garantiyi sever, “İnşâallah” demez;Kısmete bırakmaz işini Nûman.

Kravatın yoksa “merhaba” etmez,Avrupalıdır o, görgüsü bitmez!Eli sıcak sudan soğuğa gitmez,Kağıt ile siler kışını Nûman.

Dilindeki söze sakın aldanma!Dışına bakıp da içi nur sanma!Sakalı da vardır, hacıdır amma;Ayakta bevleder çişini Nûman.

Koyunlar, kuzular melemesin mi?Dostlar gönlümüzü eylemesin mi?Doğruyu, yanlışı söylemesin mi?Bırak şu Kerem’in peşini Nûman...

59

LOZAN: “VERDİK KURTULDUK!” Kimle anlaşma yaptın, nereden geliyorsun? Hem toprağı vermişsin, hem ‘Kazandık’ diyorsun!

OSMANLI

Tevhid ile başladı; Dili zâkir, imanlı; Üç kıtaya hükmetti, benim dedem Osmanlı...

KÜRT

Yüzünü çevirip öyle bırakma; O küçük sandalın bir limanı var! Her gördüğün Kürd'e tepeden bakma, Senden, benden daha Müslümanı var...

M I S R Â L A R


60

NEDİR DERVİŞLİK? Bir yolcuya sordum, “Nedir dervişlik?”İlk sözü; “Yalnız bir gül derilir mi?”Dedi; “Katışıksız, saf bi kardeşlik;Naylondan çiçeğe su verilir mi?”

“Bir kapıya vursan, sesin çıkarmaz!Bir eşiktir, ezsen, gönlünü kırmaz.Nefsine düşmandır, yanında durmaz;Kedi ile fare dost edilir mi?”

“Zikirle kor eder kalbin közünü,Gemiden ayırmaz mahzun yüzünü.Dinlemez kovulmuş Şeytan sözünü;Ateşe odunla sön denilir mi?”

“Aslan ile ceylan durmaz bi yerde.Kalbe 'Ev' dediler, misâfir nerde?Kin ile ihânet olmaz içerde;Yılan ile kurda post serilir mi?”

“Gıdâsını alır sohbet ilinden,Hep hayır dökülür onun dilinden.Küflü ekmek ister dostun elinden;Gafletle kesilen et yenilir mi?”

“Dalar derinlere hazine için,Su üstünde durmaz inciler, niçin?İş bu son sözümün sırrını seçin;Allah'ı bilmeyen can dirilir mi?”

61

MEHMETÇİĞE

Sen kanarken onlar, taş mı sanırsın? Hainlere hüsran ve de cinnet var! Rabbin vaadini boş mu sanırsın? Onlara Cehennem, bize Cennet var!

"...Eğer siz acı çekiyorsanız, onlar da sizin çektiğiniz gibi acı çekmektedirler. Üstelik siz, Allah'tan, onların ümit etmedikleri şeyleri (cennet ve cemâl) umuyorsunuz..." (Nisâ 104)

SOL

Haindirler, şehidin kanından beslenenler! Mutlu olmuşcasına, tepeye seslenenler!

VESVESE

Arı kovanına vur, hücum eder bin pare! Kuruntudur vesvese; şeytanla istişare!

M I S R Â L A R


62

NE ZAMAN ALLAH'A KUL OLACAKSIN? Oyalandın durdun bugüne kadar,Arıyım diyorsan, bal olacaksın!Az bir vakit kaldı o güne kadar;Ne zaman Allah'a kul olacaksın?

Çocuklukta oyun dedin dolandın,Gençliğinde sarhoş dosta bulandın.Yaşlılıkta tembel tembel arandın;Ne zaman Allah'a kul olacaksın?

Gözünü açtın ki, geçti mevsimler,Dün damat olmuştun, bugünse Kamber.Farzet bu soruyu sordu Peygamber;“Ne zaman Allah'a kul olacaksın?”

Davet bizden olsun, yardım Kerîm'den,Samimiyim, sözüm çok içerimden.Bir kıpırda, doğrul; Tut şu elimden!Ne zaman Allah'a kul olacaksın?

63

TOPRAKTAN İNSAN! Aklına yatmadıysa, başka örnek verelim; Kağıttan bal ve reçel, hadi yapta görelim!

OSMANLI’YA BAK! Ne de çabuk unuttun, gözünü çektin dünden! Zayıf akıl anlamaz, büyük aklın dilinden...

KIYIYA VURAN BEBEK! Sahteliği bıraksa, timsahtan bal olurdu! Ölen balina olsa, bir infial olurdu!

KOKONA

Çarşaflıydı analar, Kurtuluş savaşında! Düşünemez kokona, peruk varken başında?

M I S R Â L A R


64

GÖBEKLİ VEHHABİLER! Harabede balkon gibi,Şu göbekli Vehhabiler!Frensiz bir kamyon gibi,Şu göbekli Vehhabiler!

Oruç tutarız, oldurmaz!Kandilde namaz kıldırmaz!Burnundan bir kıl aldırmaz,Şu göbekli Vehhabiler!

Cehlin Ebû miyavları,Kör intikam tugayları!İngiliz'in kobayları,Şu göbekli Vehhabiler!

Küfür kıyamet gidiyor,Salya kusmuk, serdediyor!Tasavvufa kin güdüyor,Şu göbekli Vehhabiler!

Muzun kabuğunu soymaz,Nefsi terbiyeye koymaz,Besmelesiz yer ki doymaz!Şu göbekli Vehhabiler!

Yine eli börekliydi,İki çift söz gerekliydi.Hangi selef göbekliydi?Be göbekli Vehhabiler!

65

BANA ALLAH’I GÖSTER!

Cebinde Akbili yok, Mars'a yolculuk ister! 'Güneş nerde?' demektir, 'Bana Allah'ı göster(!)'

FETÖ Hedefse her yol mübah; Riyâ, takiye, yalan! İhaneti hak görür, hipnoz altında kalan!

NAMAZ

İçinden gelmeyenler, 'Zamanım yok' der; Yalan! Bizi nerden anlasın, dizi izlerken dalan!

ATAM: İSLAM

Rehberine dikkat et, kimdir senin adamın? Allah'tır öğreticisi, benim güzel atamın...

M I S R Â L A R


66

KİM KİME HİZMET EDİYOR? Yeri göğü seyre daldım,Gözüm aczinden eriyor.Özümden bir soru aldım;Kim kime hizmet ediyor?

Ne geçmek bilmez olsa da,Gece güne el veriyor.Eli tutan kimdir? Ya da;Kim kime hizmet ediyor?

Yeşillerden sevk edilen,Oksijeni kim görüyor?Söyle, tabiatı bilen!Kim kime hizmet ediyor?

Renkler başka, doku başka,Topraktan karpuz bitiyor.Çözeceğim, geldim aşka;Kim kime hizmet ediyor?

En büyük zenginlik bana,Bir nefes sıhhat geliyor.Sıhhati veren kim cana?Kim kime hizmet ediyor?

Sen misin Hakk’a kul olan,Yoksa, O mu kul eyliyor?'Yaptım, ettim!' inan yalan;Kim kime hizmet ediyor?..

67

TÖVBE!

Devlete bir borcun olsa, hemen öder, uzatmazsın! Bir gün iş yapmadın diye, dükkanını kapatmazsın!

İSLAM DÜŞMANI Dağa meydan okuyor aklı zayıf şövalye! Ne kılıç var, ne kalkan; Dans ediyor kavalye!

MUSTAFA İSLAMOĞLU

Dilini yuvarlayıp ne anlatır şu herif? Modernizme sevgili, Peygambere muhalif!

15 TEMMUZ

Yahudi'nin başa sarmasıdır bu! Hilal ile Haç’ın kavgasıdır bu!

M I S R Â L A R


68

NE OLDU BU SENİN GÖNLÜNE N’OLDU? Binbir çiçek açan hallerin vardı,Ne oldu bu senin gönlüne senin?Allah’ı zikreden dillerin vardı,Ne oldu bu senin kalbine senin, gönlüne senin?

‘Hak’ deyip ağlayan gözlerin vardı,Aşk ile titreyen özlerin vardı,Secdelere giden yüzlerin vardı,Ne oldu bu senin kalbine senin, gönlüne senin?

Kâbe arzulayan hatırın vardı,Bülbüllerce öten bir zârın vardı,Gönülden gönüle pazarın vardı,Ne oldu bu senin kalbine senin, gönlüne senin?

Dilin Kur’an, hadis söylemez oldu,Gönlün gönülleri eylemez oldu,Bedenin aşk yolun boylamaz oldu,Ne oldu bu senin haline ne oldu, gönlüne ne oldu?

‘Muhammed’ deyince dilin durmazdı,Fakire uzanan elin durmazdı,Boynun eğilirdi, belin durmazdı,Ne oldu bu senin gönlüne ne oldu, kalbine ne oldu?

Damla damla kirler alıp kuşatmış,Şeytan tokat atmış, ellere satmış,Gönülde sermayen tükenip bitmiş,Ne oldu bu senin gönlüne ne oldu, kalbine ne oldu?

Hani zikredip de anardık Hakkı?Hani o dostlardan sorardık Hakkı?Hani Mevla’mıza vermiştik canı?Ne oldu bu senin canına ne oldu, kanına ne oldu?

Hani Efendiye biat etmiştik?Hani Peygamber’e bir söz vermiştik?Canı bedenine biz yönelmiştik?Ne oldu bu senin gönlüne ne oldu, kalbine ne oldu?

Hani namazsız bir gün geçiremezdik?Hani gaflet ile su içemezdik?Hani bir gıybetten söz açamazdık?Ne oldu bu senin gönlüne ne oldu, kalbine ne oldu?

Hani Mustafa’nın yardımı vardı?Hani duyduklarımız bize kardı?Şimdi gördüm yaprakların sarardı;Ne oldu bu senin gönlüne ne oldu, kalbine ne oldu?

(Bu beyit, doğaçlama okunmuştur...)

69

VEHHABİ SELEFİ

Saçla sakal dolanmış, göbeği sefer tası! Tüm ümmete ‘kafir’ der; Kafa, Daeş kafası!

TESETTÜR Müslüman kadın der ki; 'İlerde; henüz erken!' Kefeni mi kastettin 'Kapanacağım' derken?

ŞAŞKIN KOCA

Bu nasıl bir çoban ki, sürüsüne yetmiyor? Arabasını örtmüş, hanımını örtmüyor!

IŞİD – PKK

Görünüşe aldanma, zünnâr taşır belinde! Kudurmuş iki köpek; ipi kafir elinde!

M I S R Â L A R


70

MEVLA HESAP SORAR BİZE... Hakk'a secde etmez isek,Hak yolunda gitmez isek,Davasını gütmez isek,Mevla hesap sorar bize...

Elin, dilin şükrü yoksa,Gördüğünün fikri yoksa,Esmâsının zikri yoksa,Mevla hesap sorar bize...

Tövbeler eyvahsız ise,Talepler Allah'sız ise,Namazlar hep ruhsuz ise,Mevla hesap sorar bize...

Dünyaya bu hırs dinmezse,Gurur, dağlardan inmezse,Gönül Kâbe'ye dönmezse,Mevla hesap sorar bize...

(Bu beyit, doğaçlama okunmuştur…)

71

DÖRT REFORMİST SAHTE HOCA

Midemi bulandırır bozuk peynir tatlısı! Nebî'yi yalanladı, mahşerin dört atlısı!

İNGİLİZ ‘İngiliz’ dedim diye, küfrediyor irili! Bana kızma Vehhabi; İşte Kızılderili...

“Eğer bir nehirde iki balık kavga ediyorsa, Bilin ki oradan az önce uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir.”

(Kızılderili atasözü)

İBADETSİZ ADAM

Görsen, sanki tek insan; Firavun gibi durmuş! Dıştan içi görünür, kalbi yüzüne vurmuş!

DAEŞ

'İnsan yakın, baş kesin!' Mü'min bunu nasıl der? Ağacı ve hayvanı koruyan bu Peygamber?

M I S R Â L A R


72

MÎRAÇ Bir modernist ihanet, Allah'ın Resûlüne,Küfürler, hakaretler; inancın usûlüne!

Şu Müslüman(!) gökteki uyduya inanıyor;Allah, Peygamberini çıkartamaz sanıyor!

Asansöre biniyor, yükseliyor kat be kat,Ama iman etmiyor; kalbi çiğ, aklı sakat!

İnsanların yaptığı bir uçakla uçuyor,Yaradanın gücüne söz gelince kaçıyor!

Oysa iman edenler, gayba iman etmiştir;Bakara'nın başından bir tek ayet yetmiştir!

Dostu Cebrail ile huzuruna yöneldi,Âmenerrasûlü’yle Ettahiyyâtü geldi!

Ebu Zer sorduğunda, orda olmak isterdim;Buyurdu ki; "Allah'ı bir nur olarak gördüm!"

Ne mesafe, ne menzil; Dil aciz, başka bir şey!Gözü bir an şaşmadı, yok oldu orda her şey!

Kâb-ı Kavseyn hükmünde, yay ile tel misali;Benliğini kuşattı, Sahibinin visâli.

Rahman'dan isteyince, ‘bire on’du cevabı;Beş vakit namaz için, elli vakit sevabı…

Sevin mü'min kardeşim, bu mübarek gecedir;Yükselmek istiyorsan, sana Mîraç secdedir...

M I S R Â L A R

73

MÜZİK

Bir yalan uydurdular; 'Ruha gıda ve dinçlik(!)' Şarkıları dinlerken, putperest oldu gençlik!

KEMALİZM Bir tahribat ki bu, ne deseler boş! Meyhaneler gırla, medreseler boş!

ZİKİRSİZ MÜSLÜMAN

Hak'tan emir mi geldi; 'Yiyin, için ve kusun(!)' Arı bile ‘Allah’ der; Hiç utanmıyor musun?

MUSTAFA İSLAMOĞLU

Baban bile söyledi, arızalı bu kafa! Abduh'la Afgâni'den mürşid olmaz Mustafa!


74

KİBİRLE YÜRÜYEN... Nedir ki bu yaylanma, ne bu omuz silkmeler?Kibrin dışına vurmuş, şeytanından tekmeler!

Ayakkabın topuklu, şiir okuyor tak tak,Gözlerin perdelenmiş, her adımın bir batak.

Kanadın yok ki senin, sanki uçuyor musun?Ölümü mü duydun ne; yoksa kaçıyor musun?

Bu dağlar senin değil, sahibi gibi yapma!Yaradanı bırakıp nefis putuna tapma!

Baksalar razı mısın sokaktaki bacına?Gözlerini çek gelsin, ayağının ucuna!

Bu gençliğin, bu gücün sanma sende kalacak!Saçlarını, dişini, ihtiyarlık alacak.

Konuşurken tükrükler saçılacak ağzından,Esâme kalmayacak karizman ve tarzından!

İyisi mi şimdiden davran ihtiyar gibi;Bu dervişin sözünü kabul et ihtar gibi...

"Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme! Çünkü sen asla yeri yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin." (İsrâ 37)

75

FETÖ’CÜ TROL

İngiliz sakalıyla fetva işine girmiş! Muhallebi yiyorken, demir dişine girmiş!

REFORMİSTLER 'Müçtehide gerek yok, ben varım!' dedi bunlar! 'Peygamber bugün gelse, kovarım!' dedi bunlar!

RUHUNA MÜZİK

En etkili vaaz, mezar taşında! Dua edenlere kızan görmedim! 'Ruhuna Fatiha' yazar başında, 'Ruhuna bir müzik', yazan görmedim!

VEHHABİ

Biraz tutup sallasan, ilim çıkmaz cebinden! 'Selefiyim' der amma, Googıl'ın mezhebinden!

M I S R Â L A R


76

BİZE BİRAZ ÖZLEM KALDI... (ŞEYHİME) Dağıttığın hazinenden,Elime bir dirhem kaldı.Nehirler aktı sînenden,Bize biraz özlem kaldı.Elimde başka nem kaldı?

İhramcızâde dediler,Hızır ile dost idiler.Bir sözüne el verdiler,Bize biraz özlem kaldı.Elimde başka nem kaldı?

Garîb idin, karîb oldun,Gönüllere hatîb oldun.İnsan yazdın, kâtib oldun;Bize biraz özlem kaldı.Elimde başka nem kaldı?

Tevâzu vardı ridânda,Yusuf'um oldun zindanda.Ne güzeldin râbıtanda;Bize biraz özlem kaldı.Elimde başka nem kaldı?

Ehli Sünnet kalesiydin,Câmilerin kubbesiydin.Peygamberin müjdesiydin;Bize biraz özlem kaldı.Elimde başka nem kaldı?

Cehâleti vurdun çayla,Ne görüştün Mevlânâ'yla?Geylânî'den bi nidâyla,Bize biraz özlem kaldı.Elimde başka nem kaldı?

Hâlid-i Hâki yolunda,Bizi de götür kolunda,Bir âşık söyler solunda;Bize biraz özlem kaldı.Elimde başka nem kaldı?

77

HESAP GÜNÜ

Cennet ya da Cehennem; Menzilini seç bugün! Öyle bir mahkeme ki; hakim, şahidin o gün!

TASAVVUF MÜNKİRİ

Eğer anlamadıysan, inkar etme ve bildir! Serçenin yiyeceği, şahin kadar değildir!

SÜNNET DÜŞMANLARI

Peygambere karşı gel, herkesçe tanınırsın! Onu yok sayan alim(!), eşek gibi anırsın!

İHSAN ELİAÇIK

Peygambersiz Müslüman, yeni bir din var eder! 'Kur'an oku, yeter' der; âyeti inkar eder!

"Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı..." (Bakara 183)

M I S R Â L A R


78

SANA BOYUN BÜKÜYORUM! (RABBİME) Ne lâtiftir gözüm, kaşım;Kudretine bakıyorum.Kimseye eğilmez başım;Önünde diz çöküyorum,Sana boyun büküyorum.

Beni kusursuz arama,Söz verdim, girdim ihrama.Nefsim yüce bir dağ ama;Adım adım çıkıyorum,Sana boyun büküyorum.

Karalardan halâs eden,Suyum gelir o kâseden.Fikir almam vesveseden;Kulağımı tıkıyorum,Sana boyun büküyorum.

Çağırdın, geldim işime,Duyanlar düştü peşime.Dönmem artık geçmişime;Gemileri yakıyorum,Sana boyun büküyorum.

Sînemi kıl kalbi selim,Bir katre ver aşk-ı ilim.Evler yıkan sel değilim;Damla damla akıyorum,Sana boyun büküyorum.

İhramcızâde imamım,Gitti adım ve endâmım.Gururumadır bühtânım;Gırtlağını sıkıyorum,Sana boyun büküyorum...

79

HADİS İNKARCILARI

Hadis inkarcıları, şeytanın yâverleri! Mealizm dininin sahte peygamberleri!

BAHANE

Yaradanın emrini kul gibi tutmak iste! Bahaneler çocuğun, yeter ki yapmak iste!

OPERASYON

Bi PKK, bi DAEŞ; bu kancıklar nereli? Çakalları dağıttı altmış bordo bereli!

SADAKA

Bir iyilik yapınca, izini sürmemeli! Bir elin verdiğini diğeri görmemeli!

M I S R Â L A R


80

REZİL OLDU! (BAŞKANLIK REFERANDUM SONUCU) Cebrail'e oy vermeyen,Tornacılar rezil oldu!Şantaj montaj; koyvermeyen,Pornocular rezil oldu!

Ne yüzsüzlük, bu ne sülük?Çakma Mesih, nûru silik.Doymuyor da, cebi delik,Çantacılar rezil oldu!

Ağaç, mağaç; Ne kabulsüz?Işık istiyor ampulsüz!Müslümana tahammülsüz,Cuntacılar rezil oldu!

Üç kuruşa etek giyen,Helal yoldan faiz yiyen!"Aç başını, câiz!" diyen,Tangocular rezil oldu!

Siyah yüzlü biri döndü,Gözlerinin feri döndü,Beddualar geri döndü,Zurnacılar rezil oldu!

Diyalogmuş, kim bu Kamber?İçki, Kur'an, Haç ve peder!Kamyona bindi Peygamber!Fitneciler rezil oldu!

Bir ihanet ağı vurdu,Burdan çok uzağı vurdu.Allah'ın tuzağı vurdu,Darbeciler rezil oldu!..

81

YENİ YETMELER

On dört asırlık dinle alay edip durdular! Bize 'gelenek' deyip, yeni din uydurdular!

KABİR

Başörtülü bacıma ültimatom verilmiş! ‘Arabistan'a git’ diyen, kabristana serilmiş!Kelli felli adamlar gidiyor birer birer, Ne Tapınak, ne Mason; Şu eve herkes girer!

RAMAZAN

Yine gidiyorsun, kırıldı el, kol; Yerin kalbimizde özel Ramazan! Biz senden razıyız, sen de bizden ol! O gün şahitlik et güzel Ramazan...

BÜYÜK PATLAMA

Bilim dediğimiz şey, araştırma andıcı. 'OL' deyince olduran, anlattı başlangıcı!

"İnkâr edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?" (Enbiya 30)

M I S R Â L A R


82

İNSAN YAPAR, HAYVAN YIKAR... Yapmak, yıkmak gibi değil,İnsan yapar, hayvan yıkar.Limon sıkmak gibi değil;İnsan yapar, hayvan yıkar.

Yıllar süren bir emek var,Törpüleyip bilemek var.Cilâlanmış bi değnek var,İnsan yapar, hayvan yıkar.

Âkil olan sapar mı hiç?Nankör olup kopar mı hiç?Öküz câmi yapar mı hiç?İnsan yapar, hayvan yıkar.

Şeytanladır inadımız,Şükür, çifttir kanadımız.Adam yapmak sanatımız!İnsan yapar, hayvan yıkar...

83

ZEKAT

Zekat veren Müslüman, zeki bir yatırımcı! Bir tohuma yedi yüz buğday alan tarımcı!

"Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki, her başakta yüz dane vardır..." (Bakara 261)

NANKÖR

Çok unutkandır insan; Kur’an’da bahsi yok mu? Rabbine karşı nankör! Sana vefasız çok mu?

"Gerçekten insan, Rabbine karşı pek nankördür." (Âdiyât 6)

MİYOP NEFS

Nefs, uzağı göremez; Gözü bozuk, miyoptur! Kârı, zararı bilmez! Beyinsiz, aklı yoktur!

MADDECİ ÇOCUK!

'Eşya' diye bağırır, çocuk gibi tepinir! Her Ateist aslında kendisine tapınır!

M I S R Â L A R


84

ŞEYHİMİN DAVETİ! (SİVAS) Sözün ruhuma ilaç; Azarın, nazarındır!Kalpten kalbe ticaret; Mezarın, pazarındır.

Babam gibi şevkatle, bana bir kez sarıldın;Bir süre gelmeyince, zannettim ki darıldın!

Davet edince beni, çok sevindim ey güzel;Göğsüm, gök gibi oldu; Kelimelerim, gazel!

Cami avlusundaki miski amber sen miydin?İhvanını görende, çocuk gibi şen miydin?

Kalabalık cemaat dua eder kabrinde,Hüzünlenmiş gönüller, bir şefaat derdinde?

Huzuruna durunca, saat dakika oldu!Senin Allah yoluna, bu can akîka oldu!

Toprağından ayrılmak ağır geldi sevdiğim!İki cihan şeyhimsin, ruhuna söz verdiğim...

85

SÜRAHİ

Derviş, bardak gibidir, su kendisinden sanır! Sürâhiyi görünce, benliğinden utanır!

SİYONİST İSRAİL

Dün Hitler'e sövenler, bugün Nazi oldular! İntikam almak için, Müslümanı buldular...Alman'a git erkeksen, ne zorun var mazlumla? Yurdunu da gasp ettin, vampirleşmiş arzunla!

ŞİKAYETİN NE?

Doktora gittiğimde, 'Şikayetin ne?' dedi! Emanetçi birine, 'Ticaretin ne?' dedi!

M I S R Â L A R


86

UYUMA GÖNÜL, UYUMA! Gençliğin uçup gidiyor,Uyuma gönül, uyuma...Ömrün su gibi bitiyor,Uyuma gönül, uyuma...

Şeytan gelmiş taş atıyor,Yokları vara katıyor.Kurtla çakal yol tutuyor,Uyuma gönül, uyuma...

Bak ki kiminle kalırsın,Bu pazardan ne alırsın?Kabre varınca uyursun!Uyuma gönül, uyuma...

Gönlün olmuş taş bir duvar,Ruhun seni burdan kovar.Cennet'e daha çok yol var,Uyuma gönül, uyuma...

Elin kesildi kanıyor,Gülemem, içim yanıyor!Cehennem adam arıyor,Uyuma gönül, uyuma...

(Bu beyit, doğaçlama okunmuştur)

87

MÜCAHİD

Sonunu bile bile, ölüm için yol tutmak... Komik, bir güvercini yükseklikle korkutmak!

ANNELER GÜNÜ

Yılda bir kez gelir anneler günü(!) Bu nasıl ev; yıkık arkası önü?

OSMANLI

Benim dedem fakiri evlat gibi görürdü, Dağdaki kurdun bile rızkını düşünürdü!

KUR’AN VE SÜNNET

Nurlu Kitap elimde, Peygamberim önümde; Ruhum ile pusulam, şu dünya sürgünümde...

M I S R Â L A R


88

KUR'AN İLE ALDATANLAR! Yol kesen bir zorba gibi,Kur'an ile aldatanlar!Dibi yırtık torba gibi,Kur'an ile aldatanlar;Reyting için din satanlar!

Ne hamdı, ne şükürleri,Delik deşik fikirleri.Sevgisizlik fakirleri,Kur'an ile aldatanlar;Reyting için din satanlar!

Görgüsüzdür, dağdan gelir,Çürük dolu bağdan gelir.Soldan değil, sağdan gelir,Kur'an ile aldatanlar;Reyting için din satanlar!

Ceddimizden pişmandırlar,Sünnetsiz ve şişmandırlar,Peygambere düşmandırlar,Kur'an ile aldatanlar;Reyting için din satanlar!

Kibr-ü riyâ pirleridir,Nefs-i hevâ erleridir.Şeytanın askerleridir,Kur'an ile aldatanlar;Reyting için din satanlar!

Dengesizdir, yolu yoktur!Ayağı var, kolu yoktur!Kendisinden ulu yoktur,Kur'an ile aldatanlar;Reyting için din satanlar!

Mezhepsizlik yurdundadır,Bir ticaret virdindedir,Ceplerinin derdindedir,Kur'an ile aldatanlar;Reyting için din satanlar!


89

ZENAATİM BENİM Neyim var olacak harap?Yok ki yatım, katım benim.Bi meyhâne, biraz şarap;Gereğim, hâcetim benim.

Bizden ziyan gören kim ki?Biraz içmişim ne var ki?Allah için doldur sâki!Sana münâcâtım benim.

Demden damla damla saçmak,Sana mahsus şişe açmak.Nâra atıp şarap içmek,Bütün icraatım benim.

Sarığım, cübbem yok diye,Bizi münkir saydın niye?Câmiden taa meyhâneye;Sürer tesbîhatım benim.

Kerem’le Aslı’yı bulmak,Sarhoş olup namaz kılmak!'Şarap' deyip, turâb olmak;Hüsnü kanaatım benim.

Yine Şeytanı dinlersin,Sui zandan nur umarsın!Sözlerimden ne anlarsın?Bu da zenaatım benim...


90

SAADET TUZAĞINDA Can ateşe koşuyordu,Yaradan'ın uzağında.Kader bir yol döşüyordu,Bu saadet tuzağında.

Bir sinektim ağa düştüm,Çamurdayken bağa düştüm,Soldan kaçıp sağa düştüm,Bu saadet tuzağında.

Demir gibi ısıttılar,Hamur gibi uzattılar,“Zehir” dediler, tattılar,Bu saadet tuzağında.

Çölde idim, sele geldim,Bir ney oldum, ele geldim,Üflediler dile geldim,Bu saadet tuzağında.

Alevlerle ıslattılar,Bir gölgeye yaslattılar.Düşmanımı beslettiler,Bu saadet tuzağında.

Güneşe mum yakmam asla,Özgürlüğe akmam asla.Hapisteyim çıkmam asla,Bu saadet tuzağında...


91

HACDAN BİZE NE GETİRDİN? Dervişin murâdı başka,Kardeş bize ne getirdin?Tavâf ettin, geldin aşka,Ordan bize ne getirdin?

Kokuları dostlar alsın,Tesbih, takke sende kalsın.Hurma, zemzem şöyle dursun;Ordan bize ne getirdin?

Edepten bir mal aldın mı?Bu davada yol aldın mı?Kâbe'den bir hal aldın mı?Ordan bize ne getirdin?

Şuayb ile görüştün mü?İsmail'le tanıştın mı?İbrahim'le konuştun mu?Ordan bize ne getirdin?

Kalple düşün, ruhla birleş,İmam Âzâm bu söze eş.Çok özledik Aziz kardeş,Ordan bize ne getirdin?


92

DARBEYE DARBE... (15 TEMMUZ) Siyonistler kudurdu; Teslisçiler kızacak!Darbeye darbe yaptık! Tarih bunu yazacak...

Haşhaş çekmiş beyinler; Yıllar süren bi plan...Bizden Vatan almaya, kan dökmelisin ulan!

Abdülhamid kükredi; "Evden çıkın" buyurdu!Nene Hatun'u gördüm, kamyon kullanıyordu!

Çantacıyla çorbacı, canlı birer siperdi!Ulubatlı görseydi, alnınızdan öperdi...

Bombaların altında mahşeri kalabalık;Köpek balıklarını, ısırdı alabalık(!)

Tankı ele geçirdi köfteciyle dönerci!Yola barikat oldu içkiciyle tinerci...

Köprü, Sırat köprüsü; Din ve küfür çarpıştı.Ölümden korkmayanlar, rütbeleri kapıştı...

Uçakla helikopter, etleri tarıyordu!Kurşun yemiş ihtiyar, helallik arıyordu.

Kemalistler nerde mi? Giysisine kıyamaz!Toma suyundan kaçan, cihadı anlayamaz!

Onlar tuzak kurdular; Allah da tuzak kurdu!"Ben, tuzak kuranların ustasıyım" buyurdu.

Yalvarıyorum ya Rab! Ne kadar hain varsa,Hepsini helak eyle, yine tuzak kurarsa...


93

KARAMSAR EYÜP BEYE Hasta ve yorgun gönlümüz,Hep giderim geri geri."Off"la geçer her günümüz;Olmadım sabrın esiri.

Bir kuş doğar, hemen uçmaz.Gül, vaktinden evvel açmaz.Hiçbir ağaç yerden kaçmaz;Şu kökümün nerde yeri?

Kâh ağlarım, göz boşanır,Bir an vicdana taşınır.Kâh dil küfreder, aşınır.Yok ki lafımın eğeri!

Çok dinledim çeşit hatip,Yok görünmediğim tabip.Biri bir söz etti garip;Bitmiş aklımın ciğeri!?

Kalpte aşkım bir muamma,Kesik kesik, tutmaz yama.Para, pul önemli amma,Nedir imanın değeri?

Baskın gelemez pişmanlık,Bırakmıyor alışkanlık.Gözün düşmanı karanlık;Beni kurtarır diğeri...


94

SADIKLARLA BERABER OL... Bir güneş, bir fesahat bu,Sâdıklarla beraber ol...Kur'an’dan bir nasihat bu;"Sâdıklarla beraber ol..."

Törpülerler çürük dişi,Bitirirler bitmez işi.Tesbih gibi söylenişi,Sâdıklarla beraber ol...

Onlar Hakk'a davettedir,Dünya ahret devlettedir.Kıtmîr neden Cennettedir?Sâdıklarla beraber ol...

Görülecek Münker, Nekir!Bir olur mu edep ve kir?Kimle kaldı Ebûbekir?Sâdıklarla beraber ol...

Ol ki İslam dininde kal,Âyetlerin ruhunda kal,İhramcı'nın yanında kal,Sâdıklarla beraber ol...


95

ÇANAKKALE / ONBEŞLİĞİN TOKADI! Dün yiğitler kazandı, bugün itler harcıyor;Şu biracı gençliğin haysiyeti gırcıyor!

Ah o şehid onbeşlik seni böyle görseydi,Omzunu silkeleyip yüzüne tükürseydi...

"Şu gördüğüm, sen misin uğruna kan döktüğüm?Senin gibi içerdi iflâhını söktüğüm!

Nedir sendeki bu hal, kafire benzemişsin?İçkiyi su bellemiş, domuz eti yemişsin!

Kulaklarında küpe, boğazında gerdanlık;Kadına dönüşmüşsün, bu nasıl Müslümanlık?

Çanakkale yurduna baharımı verdim ben!Kurşunların altına seccademi serdim ben!

Toprakla abdest alıp kuru ekmekle doydum;Gönüllü can vermeye varıp kellemi koydum.

Özgürlük mevzu bahis; Ne okulu, ne işi?Sağ bacağım kopmuşken duymam ağrıyan dişi.

Titre ve kendine gel, benze artık atana!Yeter, hakaret etme şu toprakta yatana..."


96

KENDİ ELLERİNLE İŞLEDİĞİNDEN... Ayağın kayınca, şu yere kızma!Kötü fikriyatlar düşlediğinden...Bela geldi diye kadere kızma!Kendi ellerinle işlediğinden...

Hepsi emanettir; gözler, deriler.Sınava tâbidir bütün diriler.Nerden buldu seni cinler, periler?Besmelesiz işe başladığından...

Aklına vesvese, şüphe takılır,Bir bereketsizlik ki, için sıkılır.Elini attığın kurur, dökülür;Namazı, niyazı boşladığından...

Taşa yumruk atsan, elini kırar!Kin ve öfke ancak kendine zarar.Sanki Rabbin sana harp ilanı var;Allah dostlarını taşladığından...

"Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir.(Bununla beraber) Allah çoğunu affeder." (Şurâ 30)

"Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse, ben de ona harp ilan ederim..." (Buhârî, Rikak 38)


97

VATİKAN MÜSLÜMANI! Kardinale "Hazret" der,Vatikan Müslümanı!Muhammed'siz din ister,Vatikan Müslümanı!

"Hadislere gerek yok!"Koltukları sever çok.Kibirli ve karnı tok;Vatikan Müslümanı!

Bak, nasıl da kuruldu!“Havva, aslında duldu(!)”Adem'e baba buldu;Vatikan Müslümanı!

Kasaptan ehliyetli!"Meryem, çift cinsiyetli!"Dini tahrif niyetli,Vatikan Müslümanı!

"Uydurulmuş din" miş miş!Kur'an değişmeliymiş!Haç'a doğru eğilmiş,Vatikan Müslümanı!

Protokol sevmiyor;Bakana, "Sayın" diyor!Salavâtsız gidiyor,Vatikan Müslümanı!

"Yalan" diyor hep bize,Şefaat ve mucize!Yerin dârülaceze,Vatikan Müslümanı!

Tıpkı FETÖ gibidir,Kriptodur, abidir.Kilise'ye tâbîdir,Vatikan Müslümanı!


98

BİR GÜN GELİR GÖRÜŞÜRÜZ / BABAMA Hep bekleyip duracağım,Bir gün gelir görüşürüz...Mahzun olma babacığım,Bir gün gelir görüşürüz...

Dönüp köşene bakacam,Söz içimi yıkayacam.Biraz Kur'an okuyacam,Bir gün gelir görüşürüz...

Gül bitmez belki kayada,Sadâkatim var hayâda.Açık, berrak bir rüyada,Bir gün gelir görüşürüz...

'Tazeyim' diyecek var mı?Ömrü uzun böcek var mı?Solmayan bir çiçek var mı?Bir gün solar görüşürüz...

Muhammed'in ocağında,Livâ-i hamd sancağında,Âb-ı Kevser'in yanında,Bir gün gelir görüşürüz...


99

SENİ CANDAN ANAMADIM “Lutfettin zikir dersini,”Deyip içten yanamadım!Rakamların ötesini,Görüp candan anamadım!

Lisanımla, aklım andı,Hatıramla, fikrim andı.Âzalarım, şeklim andı,Ama candan anamadım!

Dilim söyler, melek yazar;Kalbim anar, şeytan bozar.Ruhum suskun, bana kızar;Bir kez candan anamadım!

Uyuyanlar uyandı da,Renksiz olan boyandı da,Bütün canlılar andı da,Seni candan anamadım...


100

AÇ BİR PEYGAMBERİN, TOK ÜMMETİYİZ! Altı yavrusunu toprağa vermiş,Mahzun bir Nebî'nin tok ümmetiyiz!İki gün üst üste arpa yememiş,Aç bir Peygamberin, tok ümmetiyiz!

Midesi kasıldı, eğildi bigün!Hendek kazıyorken bayıldı bigün!Karnında iki taş sayıldı bigün!Aç bir Peygamberin, tok ümmetiyiz!

Süleyman'a Rabbi saltanat verdi,O ise şükreder, bulursa yerdi."Allah, tevâzuyu seviyor" derdi.Aç bir Peygamberin, tok ümmetiyiz!

Kalpler zayıfladı, göbekler şişti,Yedi sekiz çeşit yemekler pişti.Tatlısı, meyvesi, gırtlağı aştı!Aç bir Peygamberin, tok ümmetiyiz!

Sizden önce bu tok dervişe sözüm,Soframa kuruldu kavunla üzüm.Dünya onlarındı, ahiret bizim(!)Aç bir Peygamberin, tok ümmetiyiz!


101

KALBİ GAVUR TARAFINDA! Yeni bir tür çıktı burda,Kalbi gavur tarafında!Namazı, orucu var da,Kalbi gavur tarafında!

Küfre karşı süt ve liman,Omurgasız, kof bi saman.Adı: “Ilımlı Müslüman(!)”Kalbi gavur tarafında!

Keyfe düşkün, helal yetmez,Malboro'dan feda etmez.Kolasına laf söyletmez,Kalbi gavur tarafında!

Ilım, dilim, neyin nesi?Mahkûmiyet kâfilesi.Yahûdinin projesi,Kalbi gavur tarafında!

Susuz çölün kör koyunu,Rüyâ, Peygamber oyunu!Ne bu diyalog kamyonu?Kalbi gavur tarafında!

Akıl gitti, vaat doldu,Her başı bir bela buldu.Koca Mısır esir oldu;Kalbi gavur tarafında!

Tıpış, tıpış yürü bana,Aslına dön, öfkem sana!Ya bu Suud kimden yana?Kalbi gavur tarafında!


102

GÜZEL BEBEK AYŞE MELEK Mutluluklar verdin bize,Pembe patik, küçük yelek.Sefâ geldin hanemize,Güzel bebek Ayşe Melek.

Yoldun saçımı başımı,Cevher altın alaşımı.Toprakla nur karışımı,Güzel bebek Ayşe Melek.

Çok bağırma, alış öyle!Yiyip uyu, geliş öyle.O ne tatlı gülüş öyle?Güzel bebek Ayşe Melek.

Cinnü şeytan bulamasın,Seni seven ağlamasın!Hatice’yle Fatıma’sın,Güzel bebek Ayşe Melek.

Süsler ekşi gelsin sana,Duan çoktur benden yana!Gel bi kucak ver amcana,Güzel bebek Ayşe Melek.


103

BİZE DERVİŞLİK VERİLDİ Her kalbin bir Kâbe’si var,Bize kardeşlik verildi.Her kulun bir rütbesi var,Bize dervişlik verildi.

Makamları paylaştılar,Basamakları aştılar,Burçtan burca ulaştılar,Bize dervişlik verildi.

Şu yamalı dışımıza,Bakma eğik başımıza,Allah vekil işimize,Bize dervişlik verildi.

Dert alırız, dert veririz,Elimiz pek, iş görürüz,Dualarla yol alırız,Bize dervişlik verildi.

Bir kader bir yazıdır bu,Mevla’mızın nazıdır bu,Şeyhimin bir sözüdür bu,“Bize dervişlik verildi…”


104

KALBİ DÜNYAYA MEYLEDEN Dairede fare gibi,Sanki koşmak çare gibi,Yaşıyor avâre gibi,Kalbi dünyaya meyleden.

Mangalcıdan kül alıyor,Kumdan bir evde kalıyor!Rüzgarları yakalıyor,Kalbi dünyaya meyleden.

Fakir, yaşlı bir derbeder,Üstü yırtık; Gören ne der?Hastalık misafir eder,Kalbi dünyaya meyleden.

Ne mantıktır, akıl almaz;Abdest alır, namaz kılmaz!Hiçbir şeyden tatmin olmaz,Kalbi dünyaya meyleden...


105

İPSİZ VE MEZHEPSİZ! 'Peygamberin mezhebi neydi?' demiş, mezhepsiz!Boyunu fazlasıyla aşan söz etmiş, ipsiz!

Bir kuyuya düşmüş ki, idrar dolu ve dipsiz!Bir Nebînin mezhebi, sünnetidir edepsiz!

Kur'ân'ı kullanıyor, getirene minnetsiz!Üzerinde tepinip, dans ediyor sünnetsiz!

Âyeti okuyor da, mânâsı hüviyetsiz!Sokağın ortasında, yıkanıyor küvetsiz!

Bir külüstür araba, ittiriyor izinsiz;Gazı köklüyor amma, motorsuz ve benzinsiz!

Ne tefsir var, ne fıkıh; Hep sallıyor mesnetsiz!Müçtehide sövmekle, mal veriyor senetsiz!

Ne akâid okumuş, ne siyerden; Görevsiz!Hiçbir ilmin dalı yok; Bu nasıl ders ödevsiz?

Ulemânın izleri, olur mu hiç gereksiz?Sünnet, icmâ ve kıyas, yoksa dînin direksiz.

Kibrinden dönemiyor, tövbelere niyetsiz;Hep radikal, marjinal, ihlassız, cemiyetsiz.

Sen Kitâb'a ehilsin, Hanîfe ehliyetsiz!Kaç âlim yetiştirdin, seni cibiliyetsiz?..

"...Hâlbuki bunun hükmünü Peygambere ve âlimlere götürselerdi, elbette bunlardan hüküm çıkarmaya gücü yetenler, onu anlayıp bilirlerdi..." (Nisa 83)


106

YÜZÜNÜ GÖRMEDEN, BİR GÜZEL SEVDİM… Evrâdımda toprak kokusun aldım,Elimi sürmeden bir güzel sevdim.Bir sekînet indi, huzura daldım;Yüzünü görmeden bir güzel sevdim.

Belki meşrebinden, belki sözünden;Belki yokluğundan, dertli özünden.Bir cereyan aldı dizim dizinden;Yüzünü görmeden bir güzel sevdim.

Yapraklar sarardı, kar düştü yaza.Çayın tadı döndü şekerden tuza.Aslı’dan ayrıldım, üçten dokuza...Yüzünü görmeden bir güzel sevdim.

Üveys gibi yâre ermesem n’olur?Ellerine yüzüm sürmesem n’olur?Kâbe’nin içine girmesem n’olur?Yüzünü görmeden bir güzel sevdim.

Davama yürürüm, zevkime değil.Meclisime gel dost, uykuma değil.Sınırlar tenime, ruhuma değil.Yüzünü görmeden bir güzel sevdim.

Rüzgar demek için, sesim mi lazım?Bir rütbe mi gerek, isim mi lazım?Aşık olmak için cisim mi lazım?Yüzünü görmeden bir güzel sevdim…


107

KÂBE’YE GELDİM GELELİ Belli değil yazım, güzüm;Aynı tat erikle üzüm!Karıştı gecem gündüzüm,Kâbe’ye geldim geleli.

Sahi bugün hangi gündü?Yediğimiz ne öğündü?Aklım şaştı, nevrim döndü,Kâbe’ye geldim geleli.

Kara bir nur, o ne yapı?Yokluğa yol, hangi kapı?Tespihimin koptu ipi,Kâbe’ye geldim geleli.

Ruhum sükûna ermiyor,Aşk bu kanaat vermiyor.Yemek, içmek tat vermiyor;Kâbe’ye geldim geleli.

'Ömrüm yarım olmuş' dedim,Kalanı da bitti saydım.Bi küçüldüm, bi büyüdüm,Kâbe’ye geldim geleli.

Nur, nefsimi bezdiriyor,Rüzgâr olmuş estiriyor.Hisler, fikri susturuyor,Kâbe’ye geldim geleli.

Gönlümüze değdi yetti,Taş üstünde güller bitti.Çoluk çocuk hepsi gitti,Kâbe’ye geldim geleli…


108

HASTA ADAM AYAKLANDI! Doksan yıllık uyku bitti,Hasta adam ayaklandı!Ezik, büzük duygu bitti,Hasta adam ayaklandı!

Bak ceddimiz geri döndü!Uyuşmuştu, diri döndü.Eskilerden biri döndü,Hasta adam ayaklandı!

Kelepçeler koparıldı,Prangalar ayırıldı.Zincirler bir bir kırıldı;Hasta adam ayaklandı!

Hüküm bitti, bu özgürlük.Bize yaraşmaz esirlik.Bedir'deki gibi birlik,Hasta adam ayaklandı!

Süleyman duâsı geldi,Yavuz'un sevdâsı geldi,Fatih'in nidâsı geldi,Hasta adam ayaklandı!

Âyet gibi sarihtir bu!Güneş gibi sahihtir bu!Apaçık bir fetihtir bu!Hasta adam ayaklandı!


109

BİZLE AŞIK ATAMAZSIN! - (SAHTE SUFİ) Hikmet ile döner diller,Bizle aşık atamazsın!'Yâr' deyince taşkın seller,Gibiyimdir, tutamazsın!

Sehâ, gizli edâmızdır,Kalpten kalbe nidâmızdır.Derd ile gam gıdamızdır;Sen dikeni yutamazsın!

Hani “sadıklar” ayeti?Bu Rahman'ın inayeti.Bulandırma muhabbeti;Bala sirke katamazsın!

'Dost, gönlüme mihman' dersin,'Dertlerime derman' dersin.'Aşk, derin bir umman' dersin;Göle bile batamazsın!

Hani bülbül şakıdığın?Nerde nakış dokuduğun?Bir kitaptan okuduğun,Gelip bana satamazsın!

Sohbetimiz derincedir,Her sözümüz ehlincedir.Duâlarım keskincedir;Bütün gece yatamazsın!

Bizde dem var, sende tersi!Türkçe konuş, deme 'Mersi'Sana verdiğim bu dersi;Ömrünce unutamazsın!..


110

SİZİN OLSUN İstikâmetim Hak, ey müfterîler,Varsın şu gittiğim yol sizin olsun!Hased gönüllüler, aklı geriler!Başa selam verdim, kol sizin olsun!

Mânâyı bilmeyen ölür acından,Hacca gidenler ne alır haccından?Bir meyve verdiler şevk ağacından;Gövde sizin olsun, dal sizin olsun!

Vakti zâyi etmem dilin zârıyla,İlişkimi kestim varın vârıyla.Ebedî bir dostluk kurdum arıyla;Kovan sizin olsun, bal sizin olsun!

Kitâbım Kur’an’dır, hitâbım Sünnet,Övgüye, yergiye etmezem minnet!Kılıcıma kurban gitti şan, şöhret;Makam sizin olsun, hal sizin olsun!

Kerem’in aslından esiyor yeller,Sazımın sözünü ne bilsin eller.Kokusuna tutkun öter bülbüller;Dikene vuruldum, gül sizin olsun!..


111

EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT Dört mezhebin tek sesidir,Ehli sünnet vel cemaat.Peygamberin caddesidir,Ehli sünnet vel cemaat.

Gökten inen Tûba dalı,Tarif etti zâtı ulu;"Benim ve Ashâbın yolu"Ehli sünnet vel cemaat.

Hanif dînin neferidir,Bid'at yolundan berîdir,Yetmiş üçün lideridir,Ehli sünnet vel cemaat.

Zulmetlere doğan şafak,Süt gibidir, tutmaz nifak!Bâtılda etmez ittifak,Ehli sünnet vel cemaat.

Tâbi oldu bin bir havas,Dört delille buldu halâs:Kitap, Sünnet, İcmâ, Kıyas;Ehli sünnet vel cemaat.

Büyük resimde yakınlık,Sevâd âzam, bu yoğunluk.Bir karartı, bir çoğunluk,Ehli sünnet vel cemaat...


112

ALLAH İÇİN SOHBETE GEL Menfaat, istek olmadan,Allah için sohbete gel.Şu ömür vaden dolmadan,Allah için sohbete gel.

Kaç şeytanın tuzağından,Kurtul bu nefsin ağından.Haberdar ol imanından,Allah için sohbete gel.

Muhtaca açılsın elin,Hep güzeli desin dilin.Ahmed'e benzesin halin,Allah için sohbete gel.

Karâni'yle diz çökmeye,Yunus ile aşk çekmeye.Bir dilim bayat ekmeğe,Allah için sohbete gel...

(Bu beyit, doğaçlama okunmuştur…)


113

HACI’YA NASİHAT İşte sen de düştün bu hacc yoluna,Sen gelmedin, seni bir getiren var.İki kelâm geldi gönül diline,Sen gelmedin, seni bir çağıran var.

Şeytanın yolundan caymadın mı sen?Muhammed nûruna uymadın mı sen?İbrâhim'den bir ses duymadın mı sen?Sen gelmedin, seni bir çağıran var.

Sağı solu boşver, yönel kendine,Ensâr ve muhâcir gelsin yanına.Sarıl, gözyaşı dök Hakk'ın evine;Sen gelmedin, seni bir getiren var.

Burda dünya işin sakın anma sen!İki ayaklı şeytana kanma sen!'Ben hacıyım' diye gururlanma sen!Sen gelmedin, seni bir getiren var.

Bir ölü gibi ol, sabrın elinde,İsmâil'e su bul Safâ Merve'de.“Beni seçtin Rabbim, şükür sana!” de;Sen gelmedin, seni bir getiren var...

(Hacc'da terennüm)


114

DAHA ÇOK ÇEKERİZ... / ANA-SOL-M Titreyen ürkekler başlara geldi,Bir göz attı, kanan reyini verdi.Eşşek arıları midemi deldi,Bu kafayla daha biz çok çekeriz!

Fâiz helâl! Zina, aydının ayı!Şeyhim Yaşar Nûri verdi fetvayı!Namazla, niyazla açtık arayı;Bu kafayla daha biz çok çekeriz!

Zaman dönüp geldi, kuyruğa girdik,İ-ME-FE'den gelen buyruğa girdik!Mayınla döşenmiş bir bağa girdik;Bu kafayla daha biz çok çekeriz!

Şükrü bilmediler, "Çok az!" dediler,"Hamdolsun" diyene, "Bağnaz!" dediler,Başını örtene, "Yobaz!" dediler,Bu kafayla daha biz çok çekeriz!

Oğlan popa, topa verdi bendini,Kızımız danslara attı kendini.Hacca giden oldu vatan haini!Bu kafayla daha biz çok çekeriz!

Dilim çöpe düştü, başımda göz yok!Doğruyu, yanlışı sezecek öz yok!Sözüm geçmez n’idem, altımda bez yok!Bu kafayla daha biz çok çekeriz...


115

ELİMDEN BIRAKMADILAR... Bir acayip girdim dostun izine;“Ayrılıcam” dedim, bırakmadılar.Bir sinektim, düştüm bal denizine;“Kurtulucam” dedim, bırakmadılar.

“Arı olacaksın” dedi güzel ses,Çiçeklere verdim tesbih ve heves.Tâkatim tükendi, kalmadı nefes;Ben bıraktım, onlar bırakmadılar.

Muma çevirdiler, alevim yoktu!Harfi öğrettiler, kalemim yoktu.Suyu haşladılar da demim yoktu,Çaya çevirdiler, bırakmadılar.

Aklım bulansa da, hizmetim sürdü,Hasta ciğerlerim, kanlar öksürdü.Gönlümün tabîbi halimi gördü,Çok şükür elimden bırakmadılar.

Köstebekti zihnim, Kıtmîr'e döndü.“İhramcı” denilen bir Pîre döndü.Damlayla başladı, nehire döndü;Bu Sırat'ta yalnız bırakmadılar.


116

EVLERİMİZ VAR BİZİM Evlerimiz var bizim,Eller değmemiş evler!

Göklerde hazırlanmış,Tarif ediyor Rehber.

İçinde binbir oda,Sanki sâkini devler.

Döşekleri inciden,Kapıları mücevher.

Ne açlık, ne tokluk var,Zevke bütün nimetler.

Altından ırmak akar,Baldan, sütten nehirler.

Çalışmak, yorulmak yok,Ne uyku, ne ölümler.

Bütün sorgular bitmiş,Ne sınav, ne ödevler.

Fatura ve hesap yok,Musluktan akan Kevser.

Afetler öldü artık,Ne deprem, ne alevler.

Ne hastalık yakalar,Ne de zorlu görevler.

Mimarın vaadi var,Övgüler ve yeminler.

Evlerimiz var bizim,Misafiri Peygamber...


117

BÂTIL AZİZ BAYINDIR

Şefaatten âri olmuş,Bu bâtıl Aziz Bayındır.Velîlerin pîri olmuş,Şu bâtıl Aziz Bayındır.

Ehli Sünnet'e 'Şans' diyor!Hasan görüyor, 'Hans' diyor!Papaza 'Ekselans' diyor,Şu bâtıl Aziz Bayındır.

Hitâbeti meymenetsiz,Kemiği yalıyor etsiz,Hem mezhepsiz, hem mesnetsiz,Şu bâtıl Aziz Bayındır.

Haricînin bayraktarı,Vehhâbî'nin silahtarı,Karanlığın taraftarı,Şu bâtıl Aziz Bayındır.

Mağrip görüp, ‘Maşrik’ diyor!Kimi sevsen, ‘Teşrik’ diyor!Mevlânâ'ya ‘Müşrik’ diyor!Şu bâtıl Aziz Bayındır.

İmam Âzam, İmam Ahmed...Hiç takmıyor delil, sened!Tasavvufu ediyor red,Şu bâtıl Aziz Bayındır.

Çakma Gandalf iste, çıkar!Nuri, Beyaz, deste çıkar.Köpük gibi üste çıkar,Şu bâtıl Aziz Bayındır.

‘Eyüp Sultan bid'at’ demiş!Gazâlî'den tokat yemiş!Yırtık çoraptan fırlamış,Şu bâtıl Aziz Bayındır.

Sağ gösterir, gider sola!‘Gemi’ der, biner gondola!İslamoğlu'yla kol kola,Şu bâtıl Aziz Bayındır.

Hakka sövme, eden bulur!Ayet hadis neye durur?"Kafir diyen, kafir olur."Be bâtıl Aziz Bayındır.

Ateş olma, semâver ol!Müslümana birader ol!"Sâdıklarla beraber ol!"He bâtıl Aziz Bayındır...


118

YAKUB OL GÖNÜL... Yattığın uykudan uyanmasan da,Yusuf olamazsan, Yakub ol gönül.Güzelin rengine boyanmasan da,Yusuf olamazsan, Yakub ol gönül.

Sultan olmasan da Mısır iline,İmrenmesin kimse garip haline!Hikmet akmasa da mahzun diline,Yusuf olamazsan, Yakub ol gönül.

Türlü türlü şerbet içemesen de,Kaderin dersini seçemesen de,Şu yuvandan kopup göçemesen de;Yusuf olamazsan, Yakub ol gönül.

Derin rüyalara tâbir bilmesen,Kuyunun sırrını zâhir bilmesen,Zararı yok, gömlek nedir bilmesen;Yusuf olamazsan, Yakub ol gönül.

Ağla sevdiğine, içinden inle;Uzaklara bakma, sözümü dinle!Bir bağ kurulmalı O ve kalbinle;Yusuf olamazsan, Yakub ol gönül.

Sen dervişsin, gözler kandilisin sen,Düşene uzanan dost elisin sen.İhramcızâde'nin bülbülüsün sen;Yusuf olamazsan, Yakub ol gönül...

(Bu Beyit, doğaçlama okunmuştur)


119

BU NE TELAŞ EY RAMAZAN? Bu ne telaş ey Ramazan?Duyamadım, ne diyorsun?Şu nefsin düzenin bozan,Yine geldin, gidiyorsun...

Yağmur gibi yağdın, bittin.Rüzgar gibi değdin, bittin.Şu boynumu eğdin bittin;Yine geldin, gidiyorsun...

Üçtü, beşti; Kadir geldi,Hamza ile Bedir geldi.Tam yanıma Hızır geldi,Sen bıraktın, gidiyorsun...

Yaprak yaprak koparıldın,Kıymet bilmeze darıldın.Ben sarıldım, sen ayrıldın;Mahzun ettin, gidiyorsun...

Bayrama erecek miyiz?Bir şerbet içecek miyiz?Yine görüşecek miyiz?Yoksa neden gidiyorsun?


120

BİR GÜZELE KANDI GÖNÜL Güzelliği bilmez idim,Bir bakıp aldandı gönül.Çağırılıp gelmez idim,Bir güzele kandı gönül.

Bir tuzağa düştüm âlâ,Sırrı gizli tutmak evlâ.Ne Şirin'dir, ne de Leyla;Bir güzele kandı gönül.

Nehir gibi akışı var,Ceylan gibi bakışı var,Lafz-ı Celâl nakışı var,Bir güzele kandı gönül.

Mahzun, latîf, eğik beli,Akar suya benzer dili.Ellerime değdi eli,Bir güzele kandı gönül.

Bulut gibi gölge yapar,Şimşek olur, sesi kopar.Yanağımdan yağmur öper,Bir güzele kandı gönül.

Bülbül değil, dili başka!Arı desem, balı başka!Ağaç ama, dalı başka!Bir güzele kandı gönül.

Kerem oldum, “Aslı” demem!Başka sevgili dilemem.Beni çağırma, gelemem;Bir güzele kandı gönül.


121

GERİ ÇEVİRME! Kamu dertlilerin sensin dermanı,Her bir sözün bize rahmet ummânı,Gönlümüzün yoktur asla gümânı,Gelmişiz kapına, geri çevirme!

Senin adın Ahmed, Muhammed nebî,Güneşin, rüzgarın varlık sebebi.Sancağına girmek kulun talebi,Biz zayıf ümmetini geri çevirme!

Mirâc'a çekildin, seyre daldın Sen.Beş vakit namazı ordan aldın Sen.Bir işaretinle ayı böldün Sen!Elinin tersiyle geri çevirme!

İşte geldik sana dilenci gibi,Kerem ediversen bir hancı gibi.Bakma bize öyle yabancı gibi;Muhtâcız, kapından geri çevirme!

Adem ile Nuh'tan adını aldık,İbrahim'de senin yolunu bulduk.Musa'yla İsa'nın peşinde geldik,Bizleri kapından geri çevirme!

Not: Geri çevirme satırını bir mecliste beyit olarak dinlemiş idim. Lakin sözleri hatırlayamadığım için üzerine bu şiiri yazdım...


122

SEVMEN LAZIM Nefsi yere eğmen için,Şu güzeli görmen lazım.Nurdan libas giymen için,Sevdiğimi sevmen lazım.

Harpteki bir civandır O,Meydanda pehlivandır O,Çöldeki bahçıvandır O,Sevdiğimi sevmen lazım.

Boyanmalı boyasıyla,Karışmalı mayasıyla,Parlamalı cilâsıyla,Sevdiğimi sevmen lazım.

Gözlerine bakmalısın,İçerine akmalısın,Duvarları yıkmalısın,Sevdiğimi sevmen lazım.

Onsuz edep, tamam olmaz,Su olmadan, hamam olmaz,Aşktan korkma, haram olmaz;Sevdiğimi sevmen lazım.

Sevgiden kuruldu âlem,Muhabbetle yazdı kalem,Yetmez mi bu hatmi kelâm?Sevdiğimi sevmen lazım...

"Canım kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, sizler iman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız." (Müslim, Îmân 93-94; Tirmizî, Et’ime 45; İbni Mâce, Mukaddime, 9)


123

3 İLAH OLUR MU? (KİLİSEYE) Özrün kabahatten beter,Yorulan, Allah olur mu?Artı, eksi! Ne bu peder?Üç tane İlah olur mu?

Majestesi, ekselansı!Günah silmece seansı!'Baba', 'Oğul' neyin dansı?Üç tane İlah olur mu?

Bir söz ette, dolu olsun,İdrâkime yolu olsun.Eşi yok ki, oğlu olsun!Üç tane İlah olur mu?

Gece ve gün değişmezken,İnsan cine dönüşmezken,İki ortak uyuşmazken,Üç tane İlah olur mu?

Yıldız donar, güneş söner,Denizler, dağları siler.Yer gök birbirine girer;Üç tane İlah olur mu?

Balı yapan kelebekmiş!'Üç' aslında 'Bir' demekmiş!Kusacağım, ne yemekmiş!Üç tane İlah olur mu?

Sus! söyleme, dilin yanar!Bu sinek ateşe konar!Bozulmamış Kitap sorar:"Üç tane İlah olur mu?"

"Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki, Arş’ın Rabbi Allah, onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir." (Enbiyâ 22)


124

DEMEYE BAŞLADIM ESTAĞFİRULLAH Düşünüp ağladım yaptıklarıma,Kazmayla kalbini kırdıklarıma.Bir sabunlu sünger geldi aklıma,Demeye başladım 'Estağfirullah.'

Silkelenmeliydim, titremeliydim;Kuşlar gibi ümit beslemeliydim.Güneşten bir ışık istemeliydim,Demeye başladım 'Estağfirullah.'

Bir an Şeytan geldi, dedi: 'Sus, yeter!''Sanma ki yaptığın Adem'den beter!'Dedim: “Boyun bükmem tek sana batar!”Ben yine başladım 'Estağfirullah.'

Sırtımdan yük indi, hal oldu sanki.Karanlık ve kasvet, geçti inan ki!Hakk'a mahçub olmak ne hoş bir an ki;Ben yine başladım 'Estağfirullah.'


125

SAKALIMA BEYAZ DÜŞTÜ Ölümsüzlük gitti artık,Sakalıma beyaz düştü.Şu gençliğim bitti artık,Sakalıma beyaz düştü.

Gücüme aldanıyordum,Zaman geçmez sanıyordum!Habersiz uzanıyordum,Sakalıma beyaz düştü.

Biraz düşünmek istedim,“Bu, sonla yüzleşmek” dedim.Aynadan bir tokat yedim,Sakalıma beyaz düştü.

Rüyadan uyandırıldım,Anladım ki kandırıldım.Azrail'den haber aldım,Sakalıma beyaz düştü.

Yırttım harfi, grameri,Attım yükü ve semeri,Şimdi anladım Ömer'i;Sakalıma beyaz düştü...


126

BENİM GÖNLÜM SENİ SEÇTİ / ŞEYHİME Türlü türlü güzel gördüm,Garip gönlüm seni seçti.Bunu sırrı ezel gördüm,Benim gönlüm seni seçti.

Cazibeler ve davetler,Göz süzmeler, icabetler,Sıra sıra kerametler;Benim gönlüm seni seçti.

Yokluğun, varlığım oldu,Nazarın, dirliğim oldu,Parıltın, körlüğüm oldu,Benim gönlüm seni seçti.

Zamandan, yerden uzaktım,Şelaleydim, geri aktım.Kerem'im Aslı'ya baktım,Benim gönlüm seni seçti...


127

ÜMMET KAZANDI! Küfrün ittifakı pasla köreldi,Tuzakları çöktü, minnet kazandı.Kalplere hükmeden bir emir geldi;Haçlılar kaybetti, ümmet kazandı...

Garip, mazlum, ama Hüdâları var.Üsküp'le Bosna'nın nidâları var.Filistin'de Tekbir sedâları var;Tel Aviv kaybetti, ümmet kazandı...


128

ARAFAT’TA VAKFE YAPTIĞIM ZAMAN... Tövbeler eyledim yüz bin kereler,Başımı çevirip baktığım zaman.Gözlerimden aktı, geçti seneler,Arafat’ta vakfe yaptığım zaman.

Nefsin gırtlağına vurdu daraldım,Kendimi bir uçsuz deryaya saldım.Nazardan eridim, terler boşaldım,Arafat’ta vakfe yaptığım zaman.

Dizlerim tutmadı, eller titredi!Gözüm açılmadı, diller titredi!Damarlar tel oldu, teller titredi!Arafat’ta vakfe yaptığım zaman.

O an gerçek oldu nefsi kınama,“Yeminler olsun el sürmem harama!”Dağlar taşlar “Amin” dedi duama;Arafat’ta vakfe yaptığım zaman.

Kastettim, yöneldim, derûna daldım.Bitip tükenmeyen testiden doldum.Kendimi adadım, vakfullah oldum;Arafat’ta vakfe yaptığım zaman.

Beyaz kefenlere bürünmüş canlar,Ölünün halinden ölüler anlar.Dirilicem sandım bazı zamanlar,Arafat’ta vakfe yaptığım zaman.

Varlığı terk ettim, huzura vardım,Akıl ve vicdanla mizânı kurdum.Vallahi yalan yok, mahşeri gördüm,Arafat’ta vakfe yaptığım zaman.

Hikmeti çözemez kitaplı katır,Allah’ın ilmine yeter mi satır?İdrak ettim o dem, “Hac Arafat’tır.”Arafat’ta vakfe yaptığım zaman...


129

RUHUMA KUR'AN OKUYUN! Üstümü sarınca bir bez,Yanıma bir hâfız koyun.Övgü, yergi fayda etmez;Ruhuma Kur'an okuyun.

Bilin ki Allah'ım tektir,Şu geçende gözüm yoktur.Günahım hayrımdan çoktur,Ruhuma Kur'an okuyun.

İnsandır bu; kalkar, düşer.Nohut, sıcak suda pişer.Tek sevaba muhtaç beşer;Ruhuma Kur'an okuyun.

Hem okur hem şerh ederdim,Tefsirine gönül verdim.Dinlemeyi çok severdim,Ruhuma Kur'an okuyun.

Kapı çaldı, vakit geldi!Kulca yaşamak güzeldi.Kalbim onunla düzeldi,Ruhuma Kur'an okuyun.

Sanmayın ki ölmem sandım!Hep bugüne hazırlandım.İşte evime uzandım;Ruhuma Kur'an okuyun...


130

SANA HAMDÜ SENA MEVLAM Bizi bu meclise aldın,Sana hamd-ü sena Mevlam.Ahlaka, hikmete saldın,Sana hamd-ü sena Mevlam.

Abdestli gezenden olduk,Nefsini üzenden olduk,Kendine kızandan olduk,Sana hamd-ü sena Mevlam.

Boyan değdi giysimize,Adın girdi sesimize.Kardeşliği verdin bize,Sana hamd-ü sena Mevlam.

İhsan ile sadakati,İhvan ile refakati,Koydun kalplere şefkati,Sana hamd-ü sena Mevlam…


131

NE HOŞ BİR MECLİSE GELDİM Adım atarken anladım,Ne hoş bir meclise geldim.Uyuklayıp usanmadım,Ne hoş bir meclise geldim.

Güler yüzler, tatlı diller,Karşılıksız tutan eller.İhlâsla dolu gönüller,Ne hoş bir meclise geldim.

Çayı gelir, payı gelir,Rahmetten dolayı gelir.Melekler alayı gelir,Ne hoş bir meclise geldim.

Hep dervişler dizilmişler,Nefisleri ezilmişler.Bir gönüle yazılmışlar,Ne hoş bir meclise geldim.

Sanki sahabe halkası,Cennet yolunun fırkası.İşte Peygamber hırkası,Ne hoş bir meclise geldim.

Susarken konuşur dilim,Harfi bulan ben değilim.Malı aşk, mirası ilim;Ne hoş bir meclise geldim...


132

TESBİHİM İklimim değişir her yönelişte,Karanlık köşeme ışık tesbihim.Siyah bir noktanın düşmanı işte,Dilimden çıkana âşık tesbihim.

Üç parmak içinde vücûda gelir,Akılla birleşir, sevgiyle erir.Doyuma sevkeder, itminan verir;Kalbin midesine kaşık tesbihim.

Bir devirden sonra suya dönüşür,Toprakla karışır, koya dönüşür.Ruh ve sır buluşur, huya dönüşür;Yedi letâife beşik tesbihim.

Halı, koltuk, duvar, yok olur bir bir…Vurduğu odalar yıkılır bir bir…Zümrütten kapılar dikilir bir bir…Îman sarayına eşik tesbihim.

İmâmesi nurdur, ilk yaratılan;Taneler ashâb'tır, O'na katılan.Bir tahta değildir yere atılan;Câhilin gözünde düşük tesbihim.


133

BİR RÜZGARA DÜŞTÜ ŞU GARİP GÖNLÜM Bir rüzgara düştü şu garip gönlüm,Süleyman ne derse, o yana gider.Yaprak gibi döner sağ ile sola,Şükür, emri Hakk’a uyana gider.

Eli kolu bağlar sevginin ağı,Gözümde düzlüğe çevirir dağı.Tesbihlerle coşar sırrın kulağı,Yaprağın zikrini duyana gider.

Bir yolcu misali gölgede durup,Tefekküre daldım dizimi kırıp.Kendisi aç iken, muhtaca verip,Kanaat aşıyla doyana gider.

Der ki, "Bir olur mu diri ölüyle?"İman yenilenir sohbet yoluyla.Îsar şuuruyla, yokluk eliyle;Ruhunu varlıktan soyana gider.

"Oku!" deyip saran Cebrail midir?Canlara el koyan Azrail midir?Düşünürüm, kurban İsmail midir?Hak için nefsine kıyana gider...

“Diriler ile ölüler de bir olmaz. Allah, dilediğine işittirir.” (Fâtır 22)


134

İNADINA MİNİ ETEK(!) Bir cühelâ buyurdu, zihin altı bir savaş.Ne içti de konuştu, ne bu cümle; Çüş, yavaş?!

'İnattan mini etek, dekolte giyeceksin!'Müslümana Cennetse, ateş isteyeceksin!

Öteki duramadı; 'Kızlı erkekli olun!'Millet uzaya çıksın, siz şehvet ile dolun!

Kemalizm dininin peygambersiz vahyi bu!Gökten indirilenin açık açık nehyi bu!

Balığa su gibidir, akıl nursuz boğulur,Papyonlu kargaların menzili hep boh olur!

Küfrü yaldızlaması, bir ilüzyon, bi hile;“İnadına İslam” de, çağdaş Ebu Cehil’e...


135

ALLAH'I ZİKRETMEM GEREK! Gitmeliyim, koyma zora!Bir râbıta etmem gerek.Sen uykuya, ben huzura;Allah'ı zikretmem gerek!

Her günümden bi hibem var,Gökten gelen karînem var.Dervişim, bir vazifem var;Allah'ı zikretmem gerek!

“Çokça zikret” diyor rehber,Vele zikrullahi ekber *Selâ, namaz, kefen, makber...Allah'ı zikretmem gerek!

Esaretten kaçmış gibi,Yemeğe muhtaçmış gibi,Yirmi gündür açmış gibi,Allah'ı zikretmem gerek!

Hem göbekli, hem de kelsin!Eşek, balı nerden bilsin?Hazzıma vakıf değilsin!Allah'ı zikretmem gerek!

Aklımın ziyası budur,Kalbimin cilası budur,Ruhumun gıdası budur,Allah'ı zikretmem gerek!

* "...Allah'ı zikir en büyüktür..." (Ankebut 45)


136

BAZEN ÖYLE, BAZEN BÖYLE… Hanzala'ya cevap verdi:"Bak, bunun hikmeti şöyle;Hallerimiz değişkendir,Bazen öyle, bazen böyle."

Kâh gözümüzden yaş gelir,Kâh gönlümüze taş gelir.Haller yavaş yavaş gelir,Bazen öyle, bazen böyle.

Kâh kurağız çöller gibi,Kâh suskunuz lâller gibi.İnleriz Bilal'ler gibi,Bazen öyle, bazen böyle.

Güneş gibi ışığızdır,Yağmur gibi aşığızdır.Dinmeye alışığızdır,Bazen öyle, bazen böyle.

Darlanır, Yakup oluruz;Gelir, Yusuf'u buluruz.Karanlıktan kurtuluruz!Bazen öyle, bazen böyle.

Kâh göğsümüz derya olur,Genişlikte dünya olur.Dinleyenler ihyâ olur,Bazen öyle, bazen böyle.

Ümid etmek Rahman'dandır;Ümitsizlik şeytandandır!Bu söz Resûlullah'tandır:"Bazen öyle, bazen böyle..."


137

DERMAN SENSİN / RABBİME Ben âsini koma nâra,Rahîm Sensin, Rahmân Sensin.Ver gönlüme derin yara;Derdim Sensin, derman Sensin.

Kaşla, gözle donattığın,Varlığını arattığın,Şefkatinden yarattığın,Şu gönlüme mihmân Sensin.

Boya vurdun çiçeklere,Semâlara, zeminlere.Hayat verdin zerrelere;Katre Sensin, ummân Sensin.

Halîl’e can verenlere,Selîm akla erenlere.Bir hikmetsin görenlere,Nihân Sensin, ayân Sensin...


138

ÇİÇEKLERİN SOLMASIN DA... Çiçeklerin solmasın da,Dağdaki gül solsa n’olur?Gönül hasta olmasın da,Beden hasta olsa n’olur?

Nefse kızıp darılmayan,Aşkla rûha sarılmayan,Beş vakitten haz almayan,Elli vakit kılsa n’olur?

Benliğini terk etmeyen,Yüce Hakk’a çark etmeyen,Özdekini fark etmeyen,Yüz hazine bulsa n’olur?

Zikr-i derûna dalmayan,Kur’an’dan hisse almayan.Sünnete tâbi olmayan,Arş’tan haber alsa n’olur?

Dilin selâm vermeyecek,Akıl fikre ermeyecek.Farz et gözün görmeyecek,Dünya sana kalsa n’olur?


139

ALLAH ÇEKİP ÇEVİRİYOR... Dilim dönmez, aklım kesmez,Allah çekip çeviriyor.Güneş açmaz, rüzgar esmez,Allah çekip çeviriyor.

Her an işin başındadır,Bir yaratış peşindedir.Ne ki bunun dışındadır?Allah çekip çeviriyor.

Yorgun olmaz, ta'til etmez!Başıboş bırakıp gitmez.Kalemim bir satır yazmaz,Allah çekip çeviriyor.

Tuzlu suya, "Git" diyen O,Yeşil ota, "Bit" diyen O,Mideme, "Öğüt" diyen O,Allah çekip çeviriyor.

Bir 'tesadüf' safsatası,Üç maymunun salatası!Kün fe yekûn fabrikası;Allah çekip çeviriyor.

Ah Üstâdım, can Efendim,Bu sırrı senden öğrendim.Yıkıldı, yapıldı bendim;Allah çekip çeviriyor...


140

BİR DİL VER BANA! Yüce Mevlam senden bir dileğim var,Hakkıyla zikreden bir dil ver bana!Tüm mahlukât seni özünden anar,Özümü titreten bir dil ver bana!

Öyle ki mest olsun gecem, gündüzüm.Duyduğum bu sese yönelsin yüzüm.Boynum meyve versin, kapansın gözüm,Renkleri gösteren bir dil ver bana!

Davud'un yoluyla kirleri silen,Cümle mahlukâtın harfini bilen,Zekeriyâ ile Eyyûb'tan gelen,Nefsi yere seren bir dil ver bana!

Balın sırlarına girsin arıyla,Karanlığı delsin gün ışığıyla.Sohbete başlasın akan bir suyla,Kâbe'ye götüren bir dil ver bana...


141

ÂŞİNÂ Kur’an nûru bize yaban mı sandın?Dimağım âşinâ, dilim âşinâ.Bu neyi üfleyen çoban mı sandın?Kulağım âşinâ, elim âşinâ.

İbret gözüyle bak bahara, kışa!Her şey âyet, yerden gökteki kuşa.Beled suresinde geçen yokuşa,Dizlerim âşinâ, belim âşinâ.

Semâda yer verdi güneşe, aya;Kâmiller yöneldi çizen fırçaya!Fatiha’da gizli yedi mânâya;Rehberim âşinâ, yolum âşinâ.

Allah’ı an, sığdır her nefesine,Kalp kulağını ver Hakk’ın sesine.Tebâreke, Amme ve de Yâsin’e,Rüzgârım âşinâ, yelim âşinâ.

Kerem’in derdinden başı dumandır,İkrâr etmez kullar nice zamandır.Bakara’nın sırrı “Gayba iman”dır;Kitabım âşinâ, ilim âşinâ...


142

YÂ HAZRETİ MEVLÂNÂ Gönlümüze himmet et,Yâ Hazreti Mevlânâ.Lutfeyle, bir imdâd et;Yâ Hazreti Mevlânâ.

Seyrettin şemsi, ayı,Döndürdün suya çayı.Öğret bize semâyı,Yâ Hazreti Mevlânâ.

Doyurdun kalbi açı,Sözün sırların içi.Sen ki hilmin kılıcı,Yâ Hazreti Mevlânâ.

Şevkimizi bir görsen,Sırtımıza el sürsen,Şems'i de alıp gelsen;Yâ Hazreti Mevlânâ.

Her hecede hal buldum,Gemiden dibe daldım.Mesnevi'den ders aldım;Yâ Hazreti Mevlânâ.

Rüzgarla gelir sesin,Gönüldesin, serdesin.Anıldığın yerdesin;Yâ Hazreti Mevlânâ…


143

ARNAVUT'UN NASİHATİ Zihnen düşüverdim üçüncü kattan,Başıma saracam, kravat getir!Bir nasihat aldım şu Arnavut'tan:“Ne şeytanı gör, ne salavât getir!”

“Gamsız, kedersiz ol bir duvar gibi,Gevişle huzur bul, bir davar gibi!Sade yaşa, tuzsuz bir hıyar gibi,Ne şeytanı gör, ne salavât getir!”

“Orta yolda yürü, tırmanma dağı!Hangi karga geçmiş yemeden bağı?Beynindeki bence örümcek ağı;Ne şeytanı gör, ne salavât getir!”

“İlişme, karışma elin işine,Sohbete gidenin gitme peşine!Ne bu zikir, şükür? Yazık yaşına!Ne şeytanı gör, ne salavât getir!”

“Kimseyle paylaşma bitivereni,Kadın, kız peşinde kullan süreni.Hızlı yaşa, genç öl! Bırak freni!Ne şeytanı gör, ne salavât getir!”

“Elliye gelince namaz kılarsın!Altmışı görünce Haccı sorarsın!Yetmişinde derinlere dalarsın!Ne şeytanı gör, ne salavât getir!”

Bi yaşıma girdim, gözlerim döndü!Ümidim yıkıldı, dizlerim döndü!Doğruyu anlatan sözlerim döndü!Ne şeytanı gör, ne salavât getir(!)


144

YÜCE MEVLAM BANA BİR RÜYA VERSEN...

Yüce Mevlâm bana bir rüyâ versenŞu kirli gönlüme boyanı sürsenNebîleri teker teker göstersenOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Adem'le ağlasam, tövbe eylesem"Muhammed" ismini O'na söylesemAğacın sırrını dese, dinlesemOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Hâbil’in vârisi Şît'i görseydim“Hîbetullah nedir?” deyip girseydimSuhûfların mesajını sorsaydımOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Buluşsaydım İdris ile CennetteDikseydik beraber hulle CennettePabucu unutsa benle CennetteOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Necât gemisine çivi vursaydımPislik temizleyip, nefsi kırsaydımNûh'u döverlerken, O'nu sarsaydımOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Bir misafir olsam Semûd kavmineGirsem mûcize devenin boynunaKaçırsam Sâlih nebînin yanınaOnlarla görüşmek nasib olur mu?

İbrahim'le Kâbe'yi bina etsemHacer-ül Esved'i kenardan tutsamTepelere çıkıp hacı çağırsamOnlarla görüşmek nasib olur mu?

145

M I S R Â L A R

İblis'i taşlasam İsmail ileTevhide başlasam İsmail ileÖlümü düşlesem İsmail ileOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Yakup ağlarken, “O yaşıyor” desem“Aşkın kuyusunda pişiyor” desem“Cebrâil, suyunu taşıyor” desemOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Yusuf'la kuyuya atılan olsam“Kardeşidir” diye, satılan olsamZindan sohbetine katılan olsamOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Evlatları bir bir telef olurkenEyyûb ile kalsam belâ gelirkenKurt yemiş dilini zikre verirken,Onlarla görüşmek nasib olur mu?

Şuayb'ı dinlesem, buluttan kaçsamGüneşin altında sıcak su içsemBize yol gösterse Kâbe'ye göçsemOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Mûsa'yla yürüsem deniz dibindenLevhaları duysam kendi dilindenKudret helvasını yesem elindenOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Hârun'a diklenen başlara vursamYûşâ'nın yanında kılıç savursamBelâm'ı yolundan geri çevirsem!Onlarla görüşmek nasib olur mu?


146

Davut'tan öğrensem kalbin kiriniNakşetse içime Hakk'ın zikriniDavet edebilsem MisâfiriniOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Oğlu Süleyman'a asker olsaydımMescidi Aksâ'ya bir taş koysaydımKarıncayla sohbetini duysaydımOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Yunus'un peşinde binsem gemiyeKura bana çıksa, 'günahkar' diyeBalığın içinde versek telbiyeOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Üzeyir'den duysam Tevrat âyetiYazıp kayıt etsem gerçek davetiYüz yıl ölüp kalkmak ne işareti?Onlarla görüşmek nasib olur mu?

Zülkarneyn'le doğu, batı aşırsamDağların dibinden demir taşısamYe'cüc ve Me'cüc'e setler döşesemOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Hakk müjdesin görsem Zekeriyya'danBeş emri işitsem oğlu Yahya'danKatledilirlerken kalksam rüyadanOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Bozulmamış İncil, İsâ elindeAhmed'in adını duysam dilindeMâide'den yesem açlık halindeOnlarla görüşmek nasib olur mu?

Muhammed'e varıp elin istesem,Biât edip o pak halkaya girsem.“Ben, ahir zamandan kardeşin” desem;O'nunla sözleşmek nasib olur mu?

KE

RE

M Ö

ND

ER

/ S

ES

SİZ

LİK

, ŞİİR

VE

HU

ZU

R

K E R E M Ö N D E RK E R E M Ö N D E R

SESSİZLİK

İki can arkadaşım: Yalnızlık ve sessizlik. Yüksek seslerin sonu, Ruhsuzluk ve hissizlik...

Documents

KEREM ÖNDER · Ben susmayı seviyorken, Konuşturdu bu dert beni. Koyun ile kedi aynı! Yerin, göğün adı aynı! Çayın, suyun tadı aynı! Karıştırdı bu dert beni. Ovalara