96
15 SAYI Organik Nedir? Ne Değildir? GÜNÜMÜZÜN SORUNU: ERKEN ERGENLİK Kızımla Birlikte Yüzüyoruz Müzik Hayat Kurtarır! Burun Estetiği Hakkında Merak Edilenler 8.Phaselis Sanat Etkinliği Sanatseverlerden Tam Not Aldı “Her Öğrencimiz Farklı ve Özeldir” Özel Elit Cambridge Koleji Çocuğum Üstün Yetenekli mi? Çocuğunuzla Yemek Saati Kâbusa Dönüşmesin! Çocukları Doğru Besinlere Nasıl Yönlendirebiliriz? www.kidsgourmet.com.tr AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ EKİM 2014 / SAYI 15

Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Türkiye'nin ilk sağlıklı beslenme anne, çocuk dergisi

Citation preview

Page 1: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

15SAYI

Organik Nedir? Ne Değildir?

GÜNÜMÜZÜN SORUNU: ERKEN ERGENLİK

• Kızımla Birlikte Yüzüyoruz• Müzik Hayat Kurtarır!• Burun Estetiği Hakkında Merak Edilenler• 8.Phaselis Sanat Etkinliği Sanatseverlerden Tam Not Aldı• “Her Öğrencimiz Farklı ve Özeldir”

Özel Elit Cambridge Koleji

Çocuğum Üstün Yetenekli mi?

Çocuğunuzla Yemek Saati

Kâbusa Dönüşmesin!

Çocukları Doğru Besinlere Nasıl Yönlendirebiliriz?

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ EKİM 2014 / SAYI 15

Page 2: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ

KUTLU OLSUN

Page 3: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

Değerli Kids&Gourmet Okuyucuları, Yeni bir sayıda, sizlerle tekrar beraber olmaktan mutluluk duyuyorum. Öncelikle tüm okurlarımızın Kurban Bayramı’nı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak istiyorum.

Ekim ayının 1 ve 7’si arasında kutlanan emzirme haftası nedeniyle Kids&Gourmet dergisi olarak “İlk 6 ay yalnızca anne sütü” mesajını vermeden geçmek istemiyoruz. Çocuğunuza hediye edeceğiniz en güzel şey sağlıklı bir hayattır.Sağlıklı hayatın temeli, anne sütü ve devamında sağlıklı beslenme ile atılıyor.

Uzmanlar yediğimiz gıdalardaki değişimlerin tüm insanlığı etkilediğini, genel sağlığımızda meydana getirdiği pek çok değişikliğin yanı sıra ergenlik yaşının da tüm dünyada aşağı çekildiğini belirtiyor. Hâl böyle olunca, daha sağlıklı olarak gördüğümüz ve yine son yıllarda oldukça popüler olan “Organik Gıda” konusunda, Türkiye’nin ilk organik tavuk üreticisi “Orvital” markasının kurucu ortağı ve gıda mühendisi Sn. Muharrem Doğan ile organik gıda hakkında röportaj yaptık ve çok önemli bilgiler aldık.

Erken ergenlik ile ilgili sorularımızı ise Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi Çocuk Endokrinoloji bölümü Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz’e yönelttik.

Tüketici Davranışları Uzmanı Özge Sığırcı, A.B.D. Cornell Üniversitesi Gıda ve Marka Laboratuvarı araştırma sonuçlarına dayanan yazısında, okul kantinlerinde ve yemekhaneler de çocukları faydalı besinlere nasıl yönlendirebileceğimiz konusunda bazı ipuçları verdi. Okula yeni başlayan öğrencilerin anneleri şu aralar “ acaba çocuğum okulda yemek yiyor mu?” sorusuyla yaşıyorlar. Endişelenmeyin! Uzmanlar bu

SERAP TORUN

editörsoruya genellikle “ evet yiyor” cevabı veriyor:) Konunun detaylarını Elit Cambridge Koleji, Çocuk ve Ergen Psk. Şadiye Akbulut Karadeli’nin yazısında bulabilirsiniz.

Okulların açılışını takip eden aylarda sıkça gündeme gelen bir başka konu; “Çocuğum Üstün Yetenekli Mi?” Bazen bunun tam tersi de olabiliyor. Öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği gibi başka pek çok konu gündeme gelebiliyor. Bu gibi durumlarda yapılan uygulamaları, yaklaşım şeklini ve testleri Çınar Psikolojik Danışmanlık Uzm. Klinik Psikoloğu Özge Ar yazdı.

İstanbul ve Şişli Florence Nightingale Hastanesi, Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi bölümünden Doç. Dr. İlker Yazıcı ile burun estetiği konusunda yaptığımız röportajın ilginizi çekeceğini düşünüyorum.

Spor sayfamızda, çocukların genellikle çok sevdikleri yüzme branşını beden eğitimi öğretmeni yazarımız Erkan Çankaya kaleme aldı.

Ve aramıza bu ay katılan değerli sanatçı – müzik öğretmeni, Sezi Kandemir’e “hoş geldin” demek istiyorum.

Anne olunca alerji ile tanışan ve çocuğunun alerji problemi ile mücadelesi esnasında elde ettiği yemek tariflerini diğer annelerle Kids&Gourmet aracılığıyla paylaşmak isteyen Nurgül Güzel’e de teşekkür ederim.

Yemek tarifi sayfalarımızda sevgili Tuğba Esentepe, Excutive Chef Ayşe Nil Dinler ve Martı Myra Executive Chef Zafer Tok’un tariflerini muhakkak denemenizi öneriyorum. Şimdiden afiyet olsun.

Sevgi ve sağlıkla kalın…Serap Torun

Page 4: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15
Page 5: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

YayıncıSerap TORUN - KG Yayıncılık ve İletişim

Sorumlu Müdür - EditörSerap [email protected]

Sağlık Editörü - Tıp DanışmanıDr. Enver Mahir GÜLCAN Acıbadem Sağlık Grubu,Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları,Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı mahirgulcan@cocukgastroenteroloji.netwww.cocukgastroenteroloji.net

Çeviri (İngilizce)Ekrem UZBAY www.ekremuzbay.com

Reklam PazarlamaMobilikewww.mobilike.comTel: +90 212 281 33 55

Grafik - Görsel TasarımGüray ERGÜNwww.gurayergun.com

Katkıda Bulunanlar - Yazarlar

• Prof. Dr. Atilla BÜYÜKGEBİZÇocuk Endokrinoloji - Adölesan, Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi

• Doç.Dr. İlker YAZICI Estetik, Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi, İstanbul ve Şişli Florence Nightingale Hastanesi

• Uzm.Psk.Özge ARUzman Klinik Psikolog - Çınar Danışmanlık Merkezi

• Özge SIĞIRCITüketici Davranışları UzmanıMarmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Pazarlama Bilim Dalı Öğretim Elemanı

• Erkan ÇANKAYABeden Eğitimi Öğretmeni, Antrenör

• Sezi KANDEMİRMüzik Öğretmeni - Sanatçı

• Şadiye Akbulut KARADELİÇocuk ve Ergen Psikoloğu - Elit Cambridge Koleji

Yönetim yeriAdres : Palladium Ofis ve Residence Binası Barbaros Mah. Halk Cad. No: 8/A Kat: 2-3, 34746, Ataşehir / İstanbul

Telefon : +90 216 663 61 17Faks : +90 216 663 61 00Email : [email protected]

Her Hakkı SaklıdırDergide yayımlanan yazı, makale, fotoğraf, illüstrasyon ve yazıların her hakkı saklıdır. Elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Kids&Gourmet Dergisi ® dergisine aittir. Yazılı ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. İlanların sorumluluğu ilan verene aittir. Bu dergi Basın Meslek İlkeleri’ne uymayı taahhüt eder.

Dikkat: Kids&Gourmet dergisinde yayınlanan sağlık konularındaki yazılar, yalnızca tavsiye niteliğinde olup bilgilendirme amaçlıdır. Sağlık sorunlarınızla ilgili olarak lütfen uzman hekimlerinize danışınız.

İLAN SAYFACUMHURİYET BAYRAMI ÖN KAPAK İÇİLÖSEV 4PHILIPS AVENT 6DENTWAY 11-12KIDS BY FATİH KIRAL 28SARDUNYA 32SCOTCH BRITE 64MARTI MYRA - KEMER 74TOHUM VAKFI (BEYAZIT ÖZTÜRK) 82ONBİRONBİR 86

İÇİNDEKİLEREDİTÖR 1

AJANDA 3/5UZMAN GÖRÜŞÜ 7-10Çocukları Doğru Besinlere Nasıl Yönlendirebiliriz?

UZMAN GÖRÜŞÜ 17-20Günümüzün Sorunu: Erken Ergenlik

UZMAN GÖRÜŞÜ 29-31Çocuğum Üstün Yetenekli mi?

UZMAN GÖRÜŞÜ 65-68Çocuğunuzla Yemek Saati Kabusa Dönüşmesin

UZMAN GÖRÜŞÜ 77-81Burun Estetiği Hakkında Merak Edilenler

ANNELERDEN 63Tarhana Bile yiyemeden mi Büyüyecek Çocuğum?

RÖPORTAJ 21-27Organik Nedir? Ne Değildir?

NOT DEFTERİ 13-16Ergenlikte Akne Savaşları1 Lirayla Çok Şey Değişir

YEMEK TARİFLERİ 35-42Havuç Mücveri Siyah Üzümlü İrmik TatlısıMeyve Dolgulu Tart Ispanaklı Bulgurlu Köfte

EXECUTIVE CHEF 55-62Hindi Göğüs RostoDomates SosSebze Püresi

KÜLTÜR & SANAT 89-908.Phaselis Sanat Etkinliği Sanatseverlerden Tam Not Aldı

ALIŞVERİŞ 75-76

İNCELEME 69-73Her Öğrencimiz Farklı ve Özeldir - CAMBRIDGE KOLEJİ

BLOG YEMEK YAZARI 47-54Muzlu ve Yulaflı PancakeIspanaklı Krep KuleleriBayrama Özel Badem Bonbonları

MARTI MYRA YEMEK 43-46Mercimekli Fava

MODA 91-92

SPOR 83-85Kızımla Birlikte Yüzüyoruz

MÜZİK 87-88

Page 6: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

3

AKBANK SANAT’tan Çocuklar İçin Eğlenceli Atölyeler Çocukları sanatın büyülü dünyasıyla buluşturan Akbank Sanat, Ekim ayında yine birbirinden eğlenceli ve yaratıcı atölyeye ev sahipliği yapıyor.

Sarkis Su İçinde Suluboya Atölyesi (6-12 yaş)11 Ekim 2014 Cumartesi saat:11.30-12.3018 Ekim 2014 Cumartesi saat:11.30-12.30Bilet fiyatı 10 TL olup, katılımcı sayısı 12 kişi ile sınırlıdır.

Yaratıcı Drama Atölyesi (9–12 yaş)11 Ekim 2014 Cumartesi saat:13.00 -14.3018 Ekim 2014 Cumartesi saat:13.00 -14.30Bilet fiyatı 10 TL olup, katılımcı sayısı 10 kişi ile sınırlıdır.

Linol Baskı Atölyesi (9-14 yaş)11 Ekim 2014, Cumartesi saat:15.00-16.30Bilet fiyatı 10 TL olup, katılımcı sayısı 15 kişi ile sınırlıdır.

Sanatın Yapı Taşı: OYUN (7-14 yaş)11 Ekim 2014, Cumartesi saat: 17.00-18.00Bilet fiyatı 10 TL olup, katılımcı sayısı 10 kişi ile sınırlıdır.

Ailece Mozaik Atölyesi ( 6-12 yaş)18 Ekim 2014, Cumartesi saat: 15.00-16.30Bilet fiyatı 20 TL ( 2 kişi / 1 Yetişkin + 1 çocuk), katılımcı sayısı 20 ile (10 yetişkin ve 10 çocuk) sınırlıdır. Çocuklar İçin Çağdaş Sanat Programı / "Marcel Broodthaers" Sergisi (9-14 yaş) 18 Ekim 2014, Cumartesi saat: 17.00-18.30Bilet fiyatı 10 TL olup, katılımcı sayısı 15 kişi ile sınırlıdır.

Akbank Sanat Beyoğluİstiklal Cad. No:8 34435 Beyoğlu-İstanbulTel: (0 212) 252 35 00-01 Faks:(0 212) 245 12 28

AJANDAEKİM 2014

www.akbanksanat.com

Page 7: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

Kurban Bayramı’nda LÖSEV’e vekalet vererek hem kurbanlarınızı dini usullerle kestirebilir hem de bu bağışlarınızla lösemili ve kanserli çocuklarımıza hayat verebilirsiniz.

BANKA bağış ekranlarından

LÖSEV

İNTERNET online bağışlosev.org.tr

LÖSEV, kâr amaçsız ve kamu yararına çalışan bir vakıftır. Gelirinin tamamı, lösemi ve kanserle mücadeleye aktarılmaktadır.

www.losev.org.tr

ALO LÖSEV0 532 755 06 600 312 447 06 60

Her kurban, lösemili çocuklara can!

Page 8: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

5

AJANDAEKİM 2014

VOLEYBOL KANYON’DA 17 Ekim, Cuma12:00-13:00 Eczacıbaşı VitrA Voleybol Takımı İmza Etkinliği 13:00-14:00 Eczacıbaşı VitrA Voleybol Takımı Teknik Direktörü Giovanni Caprara Voleybol Öğretiyor 15:00-16:30 Vodafone ile 4G hızında “Hedefi Tuttur, Hediyeni Kazan!” Oyunu16:00-17:30 9-12 Yaş Mini Voleybol Turnuvası 17:30-19:00 “Top ve Saha Sizde” Voleybol Turnuvası

18 Ekim, Cumartesi12:00-13:00 Eczacıbaşı VitrA Voleybol Takımı İmza Etkinliği 13:00-14:00 Neslihan Demir Güler ve Esra Gümüş Kırıcı ile “Takım Ol, Maç Yap” 15:00-16:30 9-12 Yaş Mini Voleybol Turnuvası 16:00-18:00 Vodafone ile 4G hızında “Hedefi Tuttur, Hediyeni Kazan!” Oyunu

ABURCUBURİSTANÇocukları obezite konusunda bilinçlendiren ve dengeli beslenmenin önemini anlatan çocuk oyunu "Aburcuburistan", 11 Ekim'de Caddebostan Kültür Merkezi'nde sahneleniyor.Sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemini anlatan fantastik bir masal.

Yazan ve yöneten: Dersu Yavuz AltunTarih : 11 Ekim 2014 Saat : 12:00Yer: Caddebostan Kültür Merkezi, İstanbulBilet : Biletix

OTURAN BOĞAŞiddet karşıtı, müzikli danslı çocuk oyunu Oturan Boğa. Yazan ve yöneten: Kemal Kocatürk

Caddebostan Kültür Merkezi Küçük Salon, İstanbulTarih: 11, 12, 18, 19 Ekim Saat: 13:00 - 15:00

Gazanfer Özcan sahnesiTarih: 25 Ekim Saat: 12:00 – 14:00

Bilet : Biletix

Page 9: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

facebook.com/PhilipsAventTR twitter.com/PhilipsAventTR

www.avent.com.tr

Page 10: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

7

UZMAN GÖRÜŞÜ

Özge SIĞIRCI Kimdir?2006 yılında son dönemini İsveç, Linköping Üniversitesi’nde tamamlayarak İstanbul Ticaret Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. 2009 yılında Marmara Üniversitesi, İngilizce Pazarlama Bölümü’nden Tüketici Davranışları alanında uzmanlaşarak Yüksek Lisans derecesini aldı. Çalışmaları için ilk olarak, Amerika, Birleşik Devletleri, University of Texas at Dallas’ta araştırmacı olarak bulundu. Sonrasında Amerika, Birleşik Devletleri, Cornell Üniversitesi, Dyson School of Applied Economics and Management, Food and Brand Lab-Yiyecek ve Marka Laboratuarı’nda araştırmacı olarak çalıştı. Yetişkin ve çocuklarda beslenme ile yiyecek tüketim davranışını etkileyen çevresel faktörler ve yiyecek tüketimi psikolojisi üzerine araştırmalar yürüttü. Halen Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde araştırmacı olarak çalışmakta ve Cornell Üniversitesi, Food and Brand Lab-Yiyecek ve Marka Laboratuarı’yla işbirliği içinde sağlıklı beslenme ve tüketim davranışının yaygınlaşması için çalışmalar yürütmektedir.

Özge SığırcıTüketici Davranışları Uzmanı / Consumer Behaviour ExpertMarmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Pazarlama Bilim Dalı Öğretim ElemanıMarmara University, Institute of Social Sciences, Instructor in [email protected] / www.foodpsychology.cornell.edu

Cornell University, Food and Brand Lab

Çocukları Doğru Besinlere Nasıl Yönlendirebiliriz?

Page 11: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

8

EKİM 2014SAYI 15

Okul Kantinleri, Kafeteryalar ve Yemekhanelerde Çocukların Doğru Besinlere Yönlendirilmesini SağlamakOkullarda yeni ders yılının başlamasıyla birlikte pek çok ailenin ortak sorunu çocuklar okuldayken de doğru beslenmelerini sağlamak ve okulda neler yediklerini denetleyebilmektir. Çocukların okulda da sağlıklı beslenebilmesi için okul yönetimlerine kantinlerin, kafeteryaların ve okul yemekhanelerinin denetlenmesi konusunda büyük sorumluklular düşmektedir. Hem aileler hem okul yönetimleri ve hem de okullarda yiyecek sunan kantin, kafeterya ve yemekhane gibi işletmelerin işbirliği ve aşağıda belirtilen bazı küçük önlemlerle çocukların okullarda da sağlıklı beslenmesine destek vermek mümkünüdür. Bu gibi önlemleri hem aileler almalı hem de okul yönetimlerinden talep etmeleri oldukça önemlidir.

Page 12: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

9

UZMAN GÖRÜŞÜ

Öğle Yemeğinin Önceden Hazırlanması ya da Sipariş Verilmesi: Çalışmalar hem çocuklarda hem yetişkinlerde bir sonraki öğün için ne yenileceğinin önceden planlanması durumunda sağlıksız yiyecekleri tercih etme ihtimalinin düştüğünü göstermektedir. Herkes çok aç olduğunu bir zamanda restorana girerek oldukça sağlıksız yiyecekler sipariş verip vicdan azabıyla restorandan ayrıldığını hatırlıyordur.

Bu bilgiden hareketle, çocuklarımızın da oldukça aç oldukları okuldaki yemek saatinde kantin, kafeterya ya da yemekhanelerdeki sağlıksız alternatiflere yönelmemeleri için aşağıdaki ipuçları işe yarayabilir:

• çocuğun yanına günlük yiyeceklerini önceden hazırlayıp koymak,

• çocuğun günlük olarak okul kantin ya da kafeteryasından yiyeceklerini çocukla birlikte önceden planlamak ve bu listeye göre sipariş vermesini desteklemek,

• mümkünse kantin, kafeterya gibi yerlerden yemekten bir saat önce sipariş vermesini sağlamak,

• mümkünse, okul kantini yerine okulların çocukların günlük ihtiyaçları düşünülerek hazırlanmış yemekhanelerinden yemelerini sağlamak.

Önceden Dilimlenmiş Meyveler:Çocuğunuzun beslenme çantasında koyduğunuz dilimlenmemiş bir bütün elma ya da portakalın yenmeden geri geldiğini görebilirsiniz. Okul yemekhanelerinde de yemekle birlikte dilimlenmeden verilen meyvelerin büyük bir kısmının çöpe gittiğini görebilirsiniz. Burada esas sorun çocukların meyveyi sevmemesi ya da yemek istememesi değildir.

Daha küçük yaştaki çocukların gözüne dilimlenmemiş bütün meyveler büyük gözükebilir ya da ısırmakta zorlanabilirler. Daha büyük yaştaki çocuklar için ise durum daha farklıdır! Özellikle, belli yaş dönemlerindeki kız çocukları için dilimlenmemiş bütün meyveleri yemek çekici görünümlerine zarar veren, ortalığı kirleten bir davranış olarak algılanır ve meyveyi yemekten kaçınabilirler.

Bunun için aileler çocukların beslenme çantalarına koydukları meyveleri mutlaka dilimlemeli, okul yemekhanelerinde sunulan meyveler mutlaka dilimli olmalı, kafeterya ve kantinler de dilimlenmiş meyve sunmalıdırlar. Vitamin kaybına uğramaması için okul çantasına soyulmuş mandalina, kabuğu soyulmaya hazır hale getirilmiş portakal, yıkanmış ayıklanmış üzüm gibi meyveler ağzı kapalı veya kilitlenebilen bir kapta koyulabilir. Evde servis ederken de bu dilimlenmiş şekilde sunulması uygundur.

Page 13: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

10

EKİM 2014SAYI 15

Tepside servis etmek:Kafeterya, kantin, yemekhane gibi yiyecek satışı yapan yerlerin tepsi bulundurması ve tepsilerin alınıp kullanılmaya elverişli yerlerde olması oldukça önemlidir.

Özellikle çocukların ve gençlerin farklı yemek alternatifleri arasından seçim yapıp sadece seçtiklerinin ücretini ödediği tarzda dizayn edilmiş yemekhane, kafeterya tiplerinde (üniversite yemekhaneleri gibi) tepsi önemli bir detaydır.

Yapılan araştırmalar, tepsi bulunmayan yerlerde gençlerin yiyeceklerini seçerken sipariş edecekleri her şeyi taşıyamayacakları için bazı şeyleri almadıkları ortaya çıkmıştır. Maalesef alınmaktan vazgeçilen yiyecekleler de salata, meyve gibi daha sağlıklı alternatiflerdir. Bu nedenle, kantin, kafeterya, yemekhane gibi yerlerde mutlaka çok büyük olmayan tepsiler bulunmalıdır.

Sağlıklı alternatiflerin göz önüne çıkarılması: Bu nokta oldukça basit bir değişiklik olmakla birlikte maalesef çoğu kez ihmal edilmektedir. Kantinler, kafeteryalar ve yemekhanelerde yapılacak çok küçük fiziksel değişiklikler, çocuk ve gençlerin daha iyi ve sağlıklı beslenmesi için aslında oldukça büyük adımlardır.

Salata, sebze, meyve gibi daha sağlıklı alternatif olarak değerlendirilebilecek yiyeceklerin yemekhanelerde ilk sırada servise sunulması, salata-meyve barının oldukça renkli olarak öne çıkarılması ve göze hitap etmesi çocukların bu yiyeceklerden almasını ve yeme eğilimini arttıracaktır.

Diğer yönden, tatlılar, hazır yiyecek ve içecekler gibi daha sağlıksız olarak tabir edilebilecek alternatiflerin okul ve kantinlerden yasaklanması doğru bir çözüm olmamaktadır. Hatta tam tersi, bazı durumlarda yasak olduğu için cazibesi artmakta ve çocuk ve gençlerde yasağı delme, yasak olanı tüketme eğilimine yol açabilmektedir. Bunun yerine, çocuk ve gençler tarafından tüketilmesi arzu edilmeyen yiyecek ve içeceklerin sunum şekillerinde değişikliğe gidilmelidir. Göz hizasında bulundurmama, rahatça ulaşılacak yerlerde bulundurmama, çocukların sadece servis personelinden yardım isteyerek ulaşabilecekleri şekilde sunulma gibi küçük gibi görünen önlemler aslında büyük davranış değişikliklerine neden olmaktadır.

Page 14: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15
Page 15: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15
Page 16: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

13

NOT DEFTERİ

Ergenlikte Akne Savaşları

Ergenlik döneminde deride ciddi değişiklikler ortaya çıkar ve zaten dış görünüşün çok önem kazandığı bir dönemde gençlere hayatı zehir edebilir.

Hormonların artışı ile birlikte yoğun olarak alında, burunda, yanaklarda ve çenede bulunan yağ bezleri aşırı çalışmaya başlar ve deri yağlı, parlak bir görünüm alır. Saç ve saçlı deri de etkilenerek saçlar çok sık yağlanmaya başlar. Bu etkiler erkeklerde daha da şiddetli gözlenir. Ergenlik döneminde ter bezlerinin de aşırı çalışması söz konusudur. Terleme artar, bakteriler ile birleşince kokulu hale gelir.

Akne savaşlarıYıllarca sürecek bu dönemde sağlıklı, güzel bir cilde sahip olmak özgüven ve olumlu kişisel algıya önemli katkı sağlar.

Akne, ergenlik döneminin en önemli sorundur. Deri belirtileri arasında kırmızı kabarıklıklar, siyah noktalar, içi iltihaplı kabarıklıklar ve kistler bulunur. Genç erişkinlerin ve ergenlik dönemindeki bireylerin en azından %85’ini etkiler. Deri lezyonları hassas ve ağrılı olabilir. Akne hastanın psikolojik durumu çok olumsuz etkileyebilir ve en çok yüz, daha nadiren sırt ve göğüs bölgesinde ortaya çıkar.

Doğru bakım, doğru beslenmeden geçer = akne diyetiDeri bakımı ve tedaviye ek olarak doğru beslenmenin 12 haftada sivilce sorununu %50 azaltır. Anti-akne diyetinde protein ve düşük glisemik endeksli gıdalara yer verilmiştir. Diyet sonrasında insülin düzeyi azalmış, hormonal

Page 17: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

14

EKİM 2014SAYI 15

dengesizliğin kontrol altına alınmıştır. Rafine ve işlem görmüş gıdaların yerine et, tavuk, balık, yumurta gibi proteinler tercih edilmelidir. Böylece çinko, B12 ve omega 3'den zengin gıdalar tüketilmiş olacaktır. Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek tercih edilmeli, öğünlere mutlaka bakliyat eklenmelidir.

Su ve brokoliGünde en az 2.5 bardak sebze tüketilmelidir. Brokoli iyi bir seçenektir. Salatalara avakado eklenebilir. Kolalı içecekler yerine bol su içilmeli, fast food'dan uzak durulmalıdır. Dışarda yemek yendiğinde ise soslardan ve kızarmış gıdalardan uzak durulmalı, pasta vb yerine meyve veya meyveden hazırlanmış, bal gibi doğal tatlandırıcı içeren tatlılar tercih edilmelidir. Ergenlik dönemindeki çocukların düzenli olarak spor yapmaları insülin düzeyini, dolayısıyla akneye yol açan hormonların kontrolunu sağlayacaktır. Derslerin dışında egzersiz ve takım oyunları mutlaka teşvik edilmelidir. Akne (sivilce) ile ilgili yanlış bilinenlere gelince:

Derinin kirli olması akne nedenidir: Deride akneyi tetikleyen ve gözenekleri tıkayan kir değil yağ ve hücre artıklarıdır. Deri temiz tutulmalıdır ancak çok sık ve sert yıkamak tahriş sonucu akneyi alevlendirebilir.

Sadece yağlı cildi olanlarda akne görülür: Akne lezyonları derinin üstünde değil altında oluşmaya başlar. Deri yüzeyindeki yağ tahriş edici ajan olarak kabul edilebilir. Hafif günlük temizlik bu durumu düzeltmeye yetecektir.

Akne kozmetik bir problemdir ve kendiliğinden geçer: Akne bir deri hastalığıdır, değişik klinik görünümleri vardır, mutlaka tedavi edilmelidir ve bir doktora başvurulmalıdır. Kozmetikler ile akne tedavisi yapılamaz, sadece yardımcı olarak kullanılabilirler. Kozmetik seçimi de hekim önerisi ile yapılmalıdır. Akne uzun sürelidir, dolayısıyla uzun süre tedavi gerektirir. Akne tedavi edilmezse iz kalabilir. Kişinin evde yüzüyle oynaması, sıkması, kaşıması, iz kalma

riskini artırır. Akne bir deri hastalığıdır. Tedavisi deri hastalıkları uzmanı hekimin alanına girer.

Siyah noktaları asla sıkmayın!Cilt bakımında hassas davranmalı, aşırı sürtmeden kaçınılmalıdır. Hafif, deriyi soymayan temizleyiciler ile yüz günde iki kez yıkanmalıdır. İlaçlar sadece sivilce üzerine değil tüm yüze uygulanmalıdır. Kullanılan bakım kremleri yağsız siyah nokta oluşturmayacak nitelikte olmalıdır. Terleme akneyi tetikleyebileceğinden spor sonrası yüz hemen yıkanmalıdır. Siyah nokta yoğun ise asla cilt bakımı sırasında sıkılmamalı, haftada bir kez uygun bir peeling ile tedavi edilmelidir. Siyah noktaları sıkmak enfeksiyona ve iz kalmasına yol açacaktır.

Ergenlikte saç bakımı önemlidirErgenlik döneminde saç da yağlı olacağından her gün yıkanabilir ancak çok sıcak su kullanılmamalı, günlük kullanıma uygun şampuanlar, örneğin bebek şampuanları tercih edilmelidir. Sonrasında düzleştirici gibi zarar veren uygulamalar yapılmamalıdır. Kalın ve yağlı kozmetiklerden uzak durulmalıdır. Makyaj yapılırsa mutlaka gece temizlenmelidir. Deodorant kullanılmalı ancak pudrasız olanlar seçilmelidir.

Yine bu yaşlarda hızlı boy uzaması, kilo alıp verme gibi durumlar deride çatlaklara yol açabilir. Özellikle kalça, bel, göğüs en sık etkilenir. Çatlaklar oluşmaya başlamadan deri esnekliğini ve nemini arttıracak kremler, jeller bu bölgelere günde bir kez masaj yapılarak sürülmelidir.

Ergenlik çocuklarımız için zor bir dönemdir. Hem bedensel değişiklikler hem ders yükü zaman zaman yaşamla başa çıkmalarını zorlaştırmaktadır. Sağlıklı bir cilde sahip olmak, bunun için de spor yapmak, doğru beslenmek öz güvenlerini kazanmak konusunda önemli ölçüde yardımcı olacaktır.

Prof. Dr. Sibel Alper İstanbul Florence Nightingale HastanesiDermatoloji Kliniği

Page 18: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

15

NOT DEFTERİ

1 Lirayla Çok Şey Değişir

Marmara Forum ve Koruncuk Vakfı, ‘1 Lirayla Değişir Dünya’ diyerek korunma ihtiyacında olan çocukların topluma kazandırılması için el ele veriyor.

Marmara Forum ziyaretçileri 17 Eylül’den itibaren, alışveriş merkezinde yer alacak interaktif panoya 1 TL bağışta bulunarak, onların hayatında anlamlı bir fark yaratabilecek. Marmara Forum, bir yılın sonunda ziyaretçilerinin de katkılarıyla Koruncuk Vakfı’na bağışlayacağı parayla 100 Koruncuk’un sağlık giderlerini karşılayacak.

Koruncuk Vakfı bünyesindeki Çocukköyünde yaşayan 100 çocuğun hayatına anlamlı bir dokunuşta bulunmak isteyenlerin, kampanyaya destek vermek için Marmara Forum’da kurulan interaktif panoya 1 TL bağış yapması yeterli.

‘1 Liraya Değişir Dünya’ projesinin tanıtımı için yapılan toplantıya, cemiyet, iş ve sanat dünyasının önde gelen isimlerinden; Ayşe Kucuroğlu, Aylin Yılmaz, Eda Kosif, İpek Toplusoy, Berrin Zorlu, Pınar Altuğ Atacan, Pınar Tezcan Özçapkın, Reyhan İpekel, Hande Acar, Bilge Eren, Gökçe Çil, Zuhal Pirinçcioğlu, Sitare Akdilek katıldı. Koruncukların hayatlarına anlamlı bir katkıda bulunmak için bağış kuyruğuna giren ünlü isimler, “Daha çok çocuğumuzun yüzünü güldürmek, onlara aydınlık bir gelecek vermek hepimizin elinde. Koruncuklar için en küçük bağış bile büyük önem taşıyor. Herkesi, bu projeye destek vermeye davet ediyoruz” diye konuştu.

Marmara Forum Ve Koruncuk Vakfı’ndan Korunma İhtiyacındaki Çocuklar İçin Anlamlı Proje

Page 19: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

16

EKİM 2014SAYI 15

Aylin Yılmaz

Eda Kosif

Pınar Altuğ Atacan

Berrin Zorlu

Page 20: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

17

Günümüzün Sorunu: Erken Ergenlik

UZMAN GÖRÜŞÜ

Adını sıkça duyduğumuz konulardan biri “Erken Ergenlik”.Konuyla ilgili sorularımızı, Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Endokrinoloji ve Ergenlik uzmanıProf. Dr. Atilla BÜYÜKGEBİZ cevapladı.

Prof. Dr. Atilla BÜYÜKGEBİZ Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi Çocuk Endokrinoloji

Page 21: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

18

EKİM 2014SAYI 15

Page 22: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

19

UZMAN GÖRÜŞÜ

Son yılların popüler konusu “Erken Ergenlik” tedavi edilmezse sebep olduğu erken adet görme ve boy kısalığı nedeniyle ailelerde haklı bir telaş uyandırmaktadır. Ancak medyadaki haber bombardımanı, aileleri lüzumundan da fazla bir telaşa sokmaktadır. Bu konuda her yazılan ve söylenene itibar edilmemesi ve endişe, şüphe durumunda bir çocuk endokrinoloğuna başvurulması uygun olur.

Ergenlik ve erken ergenlik nedir? Yaş standardı var mıdır?Ergenlik, çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Fiziksel değişimle birlikte, ruhsal ve cinsel olgunlaşma sürecidir. Bütün dünyada ergenlik yaşı erkene inmiştir yani meme büyümesi 9-10 yaşlarında olması gerekirken 8 - 9’lu yaşlarda olmaktadır. Bu durumda ergenliğin ilaçlarla durdurulması gerekmez ve ailelerin telaşlanıp ergenliği durdurmak için hekime başvurmaları

doğru değildir. Adet kanamaları 10 yaşından önce olmazsa telaşlanmaya gerek yoktur. Ancak 10 yaşından önce gerçekleşirse hekime başvurmak gerekir.

Erken ergenliğin belirtileri nelerdir?Erken ergenlik, özellikle kız çocuklarında görülür ve 8 yaşından önce memelerde büyüme ile kendini gösterir. Meme büyümesi tek taraflı başlayabilir, sonra diğer meme büyür veya her iki memede de eşit zamanda büyüme gözlenir.

Her meme büyümesi erken ergenlik midir?8 yaşından önce her meme büyümesi erken ergenlik değildir, çoğunlukla 6-8 yaş arası iyi huylu meme büyümeleri olur ve bunlar daha sonra küçülürler. İyi huylu meme büyümelerinin az bir kısmanda erken ergenlik gelişir, bu çocuklarda hızlı boy artımı ve kemik yaşı ilerlemesi de beraberinde olur.

Page 23: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

20

EKİM 2014SAYI 15

Çocuklarda genital ve koltuk altı kıllanması erken ergenliği düşündürmeli midir?Genital ve koltuk altı kıllanması tek başına erken ergenlik demek değildir, çoğunlukla bunlar normaldir; ancak meme büyümesi ile birlikte olurlarsa erken ergenlik kabul edilirler.

Özellikle kız çocuklarda ergenlik check up’ ı gerekli midir?Ergenlik hormonları 9 -10 yaşına kadar çok düşük seviyelerde olduğu için ve 6 - 8 yaşlarından itibaren ultrasonografide genital organlarda bazı değişiklikler görülebileceği için; kız çocuklarına ergenlik check up’ı veya kadın doğum muayenesi yapılması ileride bu çocuklarda ergenliğin kaç yaşında olacağını göstermez yani gereksizdir.

Bu konuda teşhis nasıl koyuluyor?Erken ergenlikten şüphelenilen çocuklarda, çocuk endokrin hekimi, bazı endokrin testler, kemik yaşı ve ultrasonografi yardımı ile tanı koyabilir.

Ailelere bu konuda bir öneriniz var mı?Ailelerin yapacağı en önemli şey çocuklarındaki değişiklikleri iyi gözlemlemektir.

Page 24: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

21

RÖPORTAJ

Serap TORUN

Organik Nedir?Ne Değildir?

Page 25: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

22

EKİM 2014SAYI 15

Doğal sebze, dolaşan tavuk, köy tavuğu veya annemin, anneannemin bahçesinden, mutfağından…

Son zamanlarda sıkça duyduğumuz bu sıfatlar tüketici tarafından yanlış algılanabiliyor. Özellikle çocukların sağlıklı beslenmesinde büyük önemi olan organik ürün hakkındaki sorularımızı, konusunda öncü marka olan ORVİTAL Organik Gıda kurucu ortağı ve Gıda Mühendisi Muharrem Doğan’a sorduk. İlgiyle okuyacağınızı umuyoruz.

ORVİTAL Organik Gıda kurucu ortağı ve Gıda Mühendisi

Organik Nedir?Ne Değildir?

Page 26: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

23

RÖPORTAJ

Bize kendinizden söz eder misiniz?1996 yılında ODTÜ Gıda Mühendisliği Bölümünden mezun olduktan sonra 1996-2002 yılları arasında Unilever'de sonra 2002-2004 yılları arasında Ülker'de görev yaptım. 2004-2006 yılları arasında Almanya'da girişimciliğe adım atmam organik üretimle tanışmam açısından önemli bir dönüm noktası oldu. 8 ayrı ülkede distribütörlük sistemi kurarak ünlü Türk markalarının Avrupa distribütörlüğünü üstlendik. Avrupa'daki zincir marketlere Türk markalı ürünlerin dağıtımını yaparken organik tarımla tanıştık. Avrupa’da elde ettiğimiz deneyimle 2009 yılında Türkiye’nin ilk organik tavuk üreticisi olduk ve zaman içinde organik ürün yelpazemizi genişlettik. Şu anda Orvital Organik Gıda’nın Kurucu Ortağı olarak görev yapıyorum.

Organik Tavuk fikri nasıl oluştu? Orvital markasının arkasında nasıl bir yatırım var?Aslında organik üretime yatırım yapma kararımızda teşvik edici çocuklarımız oldu. Eve az tavuk almaya başladığımızda “neden organik tavuk üretmeyelim” fikriyle yola çıktık. Sağlığı ön planda tutan üretim anlayışımızı organik gıda ile birleştirerek “sadece ve sadece organik üretim” yapma kararıyla pazara girdik.

Ar-Ge süreçlerimize çocukları ve gençleri düşünerek yön verdik. Nitrat, fosfat tuzu, bağlayıcı, GDO, hormon, antibiyotik gibi sağlığa zararlı hiçbir katkı maddesine geçit vermedik. “Sağlıklı olan her şey aynı zamanda lezzetli

olabilir” bunu kanıtladık. Endüstrileşmenin getirdiği hızlı üretimin yarattığı sağlıksız beslenme anlayışına karşı durduk.Gelecek nesilleri tehdit eden en büyük tehlike: Sağlıksız Beslenme! Bunu unutmamamız için her fırsatta annelere, babalara, eğitimcilere seslendik.

4 yıl içinde tüm ürün gruplarında 5 kat, organik tavukta 10 kat büyüdük. Organik dostlarının bize duyduğu güven, ne kadar doğru bir iş yaptığımızı bize gösterdi.İnandığımız bir gerçek var: Sağlıklı üretim mutlu hayvanlarla, sağlıklı beslenme mutlu ve bilinçli bir gençlikle mümkün…

Organik nedir? Üretim aşamasında genel olarak ne gibi şartlar gerektiriyor?Organik üretim=denetlemedir: Organik çiftlikler, uluslararası sertifikasyon kuruluşu IMO Control tarafından sertifikalandırılmıştır ve T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından denetlenmektedir. Ayrıca zincir marketler adına denetleme yapan bağımsız denetleme şirketleri (SGS ve Johnson Diversey gibi) tarafından periyodik olarak denetlenmektedir. Organik tarım yönetmeliğinde katkı maddesi içeren, sağlığa zararlı olan hiçbir maddeye, ilaca, antibiyotiğe, hormona yer yoktur.

Organik çiftlikler = ilaçsız doğal tarım alanlarıdır: Organik gıda üretilecek tarlanın organik sertifikası alması için en az 3 yıl

Page 27: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

24

EKİM 2014SAYI 15

hiç bir tarım ilacı ve kimyasal maddeye maruz bırakılmamış olması gerekiyor. 3 yılın sonunda yapılacak toprak analizleri ile teyit alınmaktadır. Organik beslenme, tarım ilacı kalıntıları, hava ve su kirliliği gibi çevresel toksinlerle karşılaşmamızı önemli ölçüde engellemiş oluyor. Organik ürünlerin bu kriterler göz önünde bulundurarak diğer üretim şekillerinden ayrı tutulması gerekiyor. Kontrollü açık alanda gezen, istediği zaman yem yiyen, yapay hiç bir ışığa maruz kalmadığı gibi dolaşım alanlarında serbestçe gezen organik tavuklar, sertifikalı topraklarda gözetim altında üretilmektedir.

Tavuklar hem kümeslerinde hem de kümes önlerinde kendilerine ayrılmış kontrollü alanlarda serbest bir şekilde dolaşıyorlar. Her kümes önünde 20 dönüm dolaşım alanı bulunuyor. Organik üretim anlayışının bir parçası olarak kümesler gibi kümes önü dolaşım alanlarımız da organik olarak sertifikalandırılıyor.

Organik üretim=hayvan refahıdır: Organik üretim toplum refahını korur, hayvan refahını ön planda tutar. Hiçbir sınırlayıcı ekipman, yapay ışık kullanılmaz. Doğanın sunduğu tüm serbestlik ve sağlık organik üretimin temelini oluşturur. Konvansiyonel üretimde 25.000 adet tavuğun konulabileceği kümeslere sadece 4.800 adet tavuk koyuyoruz.

Organik tarım= ilaçsız ve katkısız üretimdir: GDO’suz, hormonsuz, zirai gübre kullanmaksızın, ilaçsız ve herşeyden önemlisi katkı maddesiz üretim anlamına gelmektedir.

Organik tarım toplum sağlığı kadar sürdürülebilir besin zinciri açısından da son derece önemlidir.

Organik ürün alırken tüketici nelere dikkat etmeli? Ürünün organik olduğundan nasıl emin olabilir?Lütfen aldığınız ürünün üreticilerini ve üretim tesislerini kontrol edin. Organik ürünlerin etiketlerinde olması gereken en önemli bilgiler: Gıda,Tarım Hayvancılık Bakanlığı Organik Tarım Logosu, Organik Sertifikasyon Kuruluşlarının logoları, Organik Üretim’e ait Sertifika Numarası’dır. Sertifikasyon numarası bulunmayan ürünlere dikkat edin.

Organik Gıda’nın en büyük destekçisi büyük zincir marketlerdir. Marketlerde yer alan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve uluslararası sertifikasyon kuruluşları tarafından onaylı ve ambalajlı ürünleri gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz.

Tüketiciyi yanıltan bazı söylemler var doğal gıda, dolaşan tavuk, köy tavuğu, bahçe biberi vbg. Bu söylemler nedir? Tüketici doğal ve organik ayırımını nasıl yapabilir?Tüketicilerin zaman zaman haklı olarak kafası karışıyor. Doğal ve köy ürünleri ile organik üretimi karıştırmamak gerekiyor. Bir de organik köy tavuğu diye bir kavram dolaşıyor. Organik köy tavuğu diye de bir şey yok. Böyle kavramlar ortaya atarak kafaların karışmasını isteyenler, bundan çıkar sağlayanlar var. Organik ürünleri

Page 28: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

25

RÖPORTAJ

diğer konvansiyonel ve doğal adı altında üretilen ürünlerden farklılaştıran en temel konu denetlemedir. Organik tavuklar GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) içermeyen tamamen organik ve az miktarda doğal yemlerle besleniyor.

Organik tavuklarımızın konvansiyonel tavuklardan farklı özel bir ırktır ve en büyük özellikleri yavaş büyümeleridir. Konvansiyonel tavuklar ortalamada 40-44 günde kesime giderken yavaş büyüyen organik tavuklarımız, minimum 81 ortalama 90 günde kesime gidiyor.Organik gıdanın yetiştirilmesi ve işlenmesinde, genetik mühendisliği, yapay ve benzeri gübreler, böcek ilaçları, yabani ot ve mantar öldürücü ilaçlar, büyütme düzenleyiciler, hormonlar, antibiyotikler, koruyucular, renklendiriciler, katkı maddeleri, kimyasal kaplama ve parlatıcı maddeleri kullanılmaz. Organik gıda, tohumundan ve yetiştirildiği tarladan üretim aşamasına kadar her süreçte kontrol edilip, tamamen doğal yöntemlerle üretiliyor.

Organik gıda üretilecek tarlanın organik sertifikası alması için en az 3 yıl hiç bir tarım ilacı ve kimyasal maddeye maruz bırakılmamış olması gerekiyor. Organik beslenme, çevresel toksinlerle (tarım ilacı kalıntıları, hava ve su kirliliği) karşılaşmamızı önemli ölçüde engellemiş olur. Organik ürünlerin bu kriterler göz önünde bulundurarak diğer üretim şekillerinden ayrı tutulması gerekiyor. Köy tavuğunun nerede dolaştığını ne yediğini bilemezsiniz. Kontrollü açık alanda gezen, istediği zaman yem yiyen, yapay hiç bir ışığa maruz kalmadığı gibi dolaşım alanlarında serbestçe gezen Orvital tavukları, Uluslararası Organik Sertifikasyon kuruluşları tarafından denetleniyor, yem hammmaddeleri periyodik olarak analize gönderiliyor. Organik üretim anlayışımızın bir parçası olarak kümesler gibi kümes önü dolaşım alanlarımız da organik olarak sertifikalandırılıyor.

GDO ile ilgili görüşünüz nedir? Türkiye’de ve dünyada GDO’ nun durumu nedir? Dünyadaki ve Türkiye’deki organik tarım kanunlarında GDO’lu tohum veya hayvan ırkı tamamen yasaklanmıştır, bu aslında bizim GDO’lu ürünlere yaklaşımımızın net ifadesidir. GDO bazı bilim adamlarınca çok tehlikeli olarak değerlendirilirken bazıları aynı tehditi görmemektedir. Gerçek olan bir şey var ki; GDO yani Genetiği Değiştirilmiş Organizma, bir bilinmezdir ve bu bilinmezin ileride bize nasıl zararlar vereceği de bilinmemektedir. GDO, bir canlıdaki genetik özelliklerin kopyalanarak bu özellikleri taşımayan bir canlıya aktarılması sonucu üretilen canlılardır. Genlerle oynanarak yapılan bir laboratuar işlemidir. Canlılar üzerinde yapılan bu değişiklikler; canlı sağlığı, biyolojik çeşitlilik, ekolojik dengenin bozulması anlamına gelmektedir ve gelecek nesiller için de bir tehdit unsuru oluşturmaktadır.

Page 29: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

26

EKİM 2014SAYI 15

Organik ürünlerin denetimi Türkiye’ de nasıl yapılıyor? Bu denetimler yeterli mi?Organik ürünleri diğer konvansiyonel ve doğal adı altında üretilen ürünlerden farklılaştıran en temel konu denetlemedir. Tüm Orvital ürünleri, uluslararası sertifikasyon kuruluşu IMO Control tarafından sertifikalandırılıyor ve T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından denetleniyor. Tüm organik üreticileri yılın 365 günü planlı ve plansız denetlemeye tabi tutuluyor. Ayrıca zincir marketler adına denetleme yapan bağımsız denetleme şirketleri de periyodik olarak denetleme yapıyor. Tüm bu uzman denetleme prosedürleri dışında gıda üretimi yapan firmaların en güçlü denetçisi tüketici olmalı, aldığı ürünün arkasındaki markayı tanımalı, üretim yerlerini görmeli.

Sizce tüketici neden Orvital’ i tercih etmeli?“Organik üretim” bizim uzmanlığımız. Biz kurulduğumuz günden beri sadece ve sadece organik üretiyor ve işimizi çok ciddiye alıyoruz. “Eskiden yediğimiz etin de et suyunun da tadı bir başkaydı” bu sözü çok duyar olduk. Çünkü eskiden herşey organikti. Doğanın sunduğu sağlığı şimdi biz sofralarınıza taşıyoruz. Orvital’de sağlık da lezzet de doğadan geliyor. Eski günlerde olduğu gibi.

“Türkiye’nin İlk Organik Et ve Tavuk Üreticisi” olarak, doğanın bize sunduğu zenginlikleri harmanlıyor, doğal ortamında işliyor, gıda güvenliği koşullarında “sağlıklı nesiller için organik ürünler” üretiyoruz.Orvanik tavuk eti ve kırmızı ette (dana ve kuzu) pazar lideri olan Orvital sağlığını ön planda tutan müşterilerinin katkılarıyla bugünlere geldi. Organik Gıda, büyümesini sürdürürken bir yandan da sağlıklı nesillerin yetişmesi için 7’den 70’e herkesi bilinçlendirmeyi hedefliyor.

Çocuklara ve gençlere organik bilinciniz aşılamaya çalışıyoruz. Organik beslenmenin önemini gündeme getiren her çalışmada Orvital olarak gerek kamu nezdinde gerekse tüketici bilgilendirme anlamında çalışmalarımıza devam edeceğiz. Damak tadı olarak da iddialıyız. Şuna inanıyoruz. Lezzette, kokuda, aromada o kadar farklıyız ki. Bu tip geri dönüşleri özellikle web sitemize gelen mesajlardan veya ofisimizi arayıp teşekkür edenlerden alıyoruz. Hep şunu söylüyorlar. Gerçekten çocukluğumuzun tavuğu. Çünkü onu haşlamaya başladığınız vakit öyle bir koku ve aroma çıkar ki evin en uzak köşesine gitseniz onu yakalarsınız. Bir kez almaları tüketicinin vazgeçemeyeceği ürün haline getiriyor. Organik tavuğu haşladığınızda suyunu kullanabiliyorsunuz. Öyle yağlı ve kıvamlı bir su çıkar ki çorba ve pilav yapmazsanız hem yazık hem ayıp etmiş olursunuz. İnanılmaz farklıdır.

Page 30: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

27

RÖPORTAJ

Orvital markası altında başka organik ürünleriniz var mı? Organik tavuk ürünleriyle pazara giren Orvital, bugün tavuğun yanı sıra sağlığını ön planda tutanlara özel; organik kırmızı et, organik şarküteri ürünleri (sosis, salam, sucuk), organik işlenmiş gıda (döner), organik bakliyat (fasulye, nohut, kırmızı mercimek, pirinç, bulgur), organik makarna ve organik kuzu etini kapsayan geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. Çocuklarını sucuk, salam ve sosisten uzak tutmak zorunda kalan annelerin içini rahatlatarak Temmuz 2011’de İzmir’de Organik Sucuk , Haziran 2012’de Organik Dana/Piliç Sosis, Nisan 2014’de Organik Salam üretimine başladık.

Ben de çocuklara sosis, salam, sucuk yedirmiyordum. Ama çocuklar belli bir yaşa gelince neden yemiyoruz dediler. Üretim yaptırdığımız yerde uzun süre Ar-Ge’sini yaptık

bu işin. Önemli olan şey şu; katkı maddesi, koruyucu koymadan, raf ömrü verip, gerçekten çocukların seveceği bir lezzete ulaşmanız gerekiyor. Biz yaklaşık 3-4 ay uğraştık. Sadece baharat ve tuzla koruma yapacak şekilde sosis, sucuk, salam üretmeyi başardık. Nitrat ve fosfat tuzu gibi renklendirici ve bağlayıcı hiçbir katkı maddesi içermeyen sadece tuz ve baharatla işlenen organik şarküteri ürünleri üretiyoruz. Sosis, sucuk ve dönerden oluşan Orvital Şarküteri Ürünlerimiz, organik dana ve tavuk etinin sağlık deposu baharatlarla harmanlanmasıyla üretiliyor. Tavuk ürünlerinde göğüs eti, kırmızı ette löp et kullanıyoruz.

Bizim hedefimiz “organik pahalıdır” algısını ortadan kaldırmak. Bakliyat ürün grubunda hayata geçirdiğimiz uyun fiyat politikasını çiftçilerimizle el ele verip diğer ürün gruplarında da uygulamaya ve organik bilincini daha geniş kitlelere yaymaya çalışacağız.

Geleceğe yönelik projeleriniz neler?Türk organik markası olarak Avrupa’da Fransa, Almanya, İngiltere, Belçika, Avusturya, İsviçre ve Hollanda’ya bakliyat ve makarna ihracatı için görüşmelerimize hız verdik. Makarna’nın en çok tüketildiği Amerika, makarna ithalatının %70’ini İtalya’dan yapıyor. Bundan sonra hedefimiz İtalya’dan pay alıp Amerika’ya organik makarna ihracatı yapmak. Türkiye’de sözleşmeli tarıma daha fazla destek verilirse kimse bizi tutamaz. Buna yürekten inanıyoruz.

Son olarak okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?Sağlıklı nesiller için organik beslenmeye özen gösterelim…

Page 31: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15
Page 32: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

29

Uzman Klinik Psikolog Özge AR Çınar Psikolojik Danışmanlık Merkezi - www.cinarpsikoterapi.com

Son yıllarda yine gündemde olan bir konu “üstün zekâ”. Günümüz çocuklarının bizlere göre daha akıllı, sosyal, pek çok konu ile ilgili oluşu anne-babaların aklına “Acaba çocuğum üstün zekâlı mı?” sorusunu getiriyor. Okullarda üstün yetenekli çocuklara yönelik programlar açılmış olması da bu konuya olan ilgiyi oldukça arttırdı. Konuyu Çınar Psikolojik Danışmanlık Merkezi uzman klinik psikoloğu Özge Ar kaleme aldı. Nedir bu IQ? Nasıl ölçülür? Her zeki insan aynı zamanda da başarılı mıdır? Okul veya hayat başarısına etkisi nedir?

Çocuğum Üstün Yetenekli mi?

2001 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi`ni bitirmiştir ve 2006 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nden Psikoloji ve Felsefe bölümlerinde çift ana dal programını tamamlayarak mezun olmuştur. Lisans döneminde Marmara Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nde gönüllü olarak staj yapmış, aynı dönemde Doç. Dr. Kemal Kuşçu süpervizörlüğünde anne-çocuk bağlanması ile ilgili projede araştırmacı olarak çalışmıştır. Boğaziçi Üniversitesi Felsefe bölümünde yüksek lisansını zihin felsefesi ve müzik alanlarındaki teziyle 2009 yılında, İstanbul Bilgi Üniversitesi Klinik Psikoloji dalında yaptığı yüksek lisansını obezite alanındaki projesiyle 2013 yılında tamamlamıştır.

Page 33: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

30

EKİM 2014SAYI 15

Çocuklarının ilgi alanlarını, güçlü yönlerini, yetenek ve becerilerini öğrenerek onları doğru bir şekilde yönlendirmek pek çok anne baba için önemli bir konudur. Aileler ev ortamında çocuklarının hangi oyun ve etkinliklere ilgi gösterdiğini, yaşıtlarıyla bir araya geldiğinde nasıl davrandığını gözlemleyerek çocuklarının özellikleri hakkında fikir sahibi olabilirler. Ancak çocukların ilgi ve yetenekleri okul hayatlarının başlaması ile daha belirgin hale gelmektedir.

Çocuk, kendinin merkezde olduğu bir ortamdan, diğerleri ile birlikte var olma durumuna geçer. Sosyal ve toplumsal hayatının başlaması ile kendine ait, özel bir hayatı olmaya başlar. Çocuklar evde farklı, okulda farklı davranışlar gösterebilmektedir. Bu açıdan bütüncül bir değerlendirme için okulda çocuğu takip eden kişilerle görüşmek faydalı olacaktır. Günümüzde pek çok çocuğun okul yaşantıları 3 yaşından itibaren başlamaktadır. Okul ortamında çocukların akademik yönlerinin yanı sıra sosyal gelişimleri, dil ve ifade becerileri, fiziksel becerileri, sanatsal yönleri ve yaratıcılıklarını izleyebilmek için pek çok olanak mevcuttur. Çocuklara yeteneklerini keşfedebilmeleri için uygun ortamları sunmak ne kadar değerliyse, anne babaların geçmişte kendileri için arzulayıp da yapamadıkları şeyleri, çocuklarının böyle bir ilgileri olmadığı halde, yapmaları için çabalamaları o kadar zorlayıcı olmaktadır. Bazı aileler çocuklarına farklı olanaklar sunabilme arzusu ile onları akşam okuldan alıp bir gün dramaya, bir gün piyanoya, bir gün aikidoya, bir gün baleye, bir gün mental aritmetiğe, hafta sonu da iki gün tenise götürebilmektedirler. Her güne bir etkinlik çocukların yorulmasına neden olmakta ve bir süre sonra etkinliğe karşı isteksiz olmalarına yol açabilmektedir. Çocukların dinlenmeye, kendi evlerinde

Page 34: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

31

vakit geçirmeye, aile üyeleriyle paylaşımda bulunmaya, arkadaşları ile bir araya gelmeye de ihtiyaçları vardır.

Anne babalar bazen çocuklarında gözlemlediği becerileri abartma eğiliminde olabilirler. Çocuğunun “üstün” olduğu düşüncesiyle, burs alma arzusuyla ya da sadece merak ettikleri için okullara ya da psikologlara zekâ testi yaptırmak için başvuran anne babaların sayısı hiç de az değildir. Oysa zekâ testinin gerekli bir amaç dışında yapılması, bir de doğru bir şekilde uygulanmamış ya da yorumlanmamış ise sakıncalıdır. Zekâ testlerinin etiketlenmeden ayrımcılığa, hatta ırkçılığa varabilen etik açıdan olumsuz sonuçları olabilmektedir.Günümüzde pek çok okul, öğrencilerin gelişim ve başarılarını izleyebilmek için test uygulamaları yapmaktadır. Grup genelinden belirgin bir biçimde ileride, belirli alanlarda sivrilen özelikler sergileyen ya da grubu yakalamada belirgin zorluk yaşayan öğrencilerle ise zekâ testi uygulaması yapılması doğru değerlendirme ve yönlendirme adına gereklidir. Ancak bu testleri uygulamak, yorumlamak ve sonuçları paylaşmak büyük bir titizlikle yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, test yalnızca bir araçtır ve tek başına, tanı koymak için kesinlikle yeterli değildir. Örneğin, yalnızca test uygulaması ile öğrenme bozukluğu teşhisi konamaz.

Testte yer alan bölümlerin içeriğine göre verilen cevapların detaylı bir şekilde incelenmesi, test sırasındaki duygusal ve davranışsal özeliklere dikkat edilmesi, kısaca uygulayan kişinin klinik gözlemi yorumlama açısından oldukça önemlidir. Performans her zaman doğruyu yansıtmayabilir. Test ortamı, çocuğun günlük duygu durumu gibi değişkenler sonucu etkileyebilmektedir. Kapsamlı bir değerlendirme için çocuğun iç dünyasını, kişilerarası ilişkilerini, çatışmalarını yansıtmasına olanak veren yapılandırılmamış, projektif (iç dünyayı analiz eden) değerlendirmeler de yapılabilir. Tek bir test yerine farklı ölçeklerin kullanıldığı, klinik gözlemin ağırlıklı olduğu bir değerlendirme çocuğun daha doğru anlaşılmasını sağlayacaktır. Danışmanlık merkezlerine yalnızca test yaptırma amacıyla başvurulması bu nedenlerden ötürü verimli olmamaktadır. Klinisyenin doğru bir değerlendirme yapabilmesi

için en az birkaç görüşme ve çeşitli ölçümlerle çocuğu tanıması gerekmektedir. Test yorumu yalnızca puana dayalı yapılmamalıdır. Örneğin pek çok zekâ testi sözel ve performans başlıkları altında iki ana bölümden oluşmaktadır. Çocuk bunlardan birinde çok yüksek, diğerinde çok düşük puan almış olabilir, yine de genel bir zekâ puanı elde edilecektir ve bu aşağı yukarı sözel ve sayısal puanların ortalaması olacaktır. Şu durumda, yani beceriler tutarlı gelişmediğinde, genel zekâ (IQ) puanı anlamlı olmayacak, çocuğun becerilerini doğru bir şekilde yansıtmayacaktır. Bu sebeple puan verilerek yorum yapılması doğru değildir. Testteki alt alanlar dikkatli bir şekilde incelenerek çocuğun yeteneklerinin nerede toplandığı görülebilir, güçlü ve zayıf yanları ortaya konabilir, çocuğun yaşıtları arasındaki durumu görülebilir. Performanslar yaş normlarına göre değerlendirildiğinden çocuğun yaşıtlarına göre hangi oranda daha iyi ya da daha zayıf işlevsellikte olduğu aile ile paylaşılabilir. Bu bilgilerin ailelerle ve okulla paylaşılması çocuğun doğru yönlendirilmesine katkı sağlayacaktır. Bu sayede zihinsel geriliği ya da özel yeteneği olan çocuklar erken fark edilerek uygun programlar ile desteklenebilirler.

Araştırmalar zekânın okul ya da iş yaşamındaki başarı ile birebir ilişkili olmadığını göstermektedir. Belli bir alanda sivrilen zekâ yerine tutarlı bir şekilde gelişmiş zihinsel beceriler, yaş ile uygun duygusal olgunluk, duygusal zekâ, sosyal beceriler, yeniliklere uyum sağlayabilme ve yaratıcılık başarı ile daha ilintilidir. Başarı; güvenli, mutlu, dengeli bir gelişimin sonucunda kendiliğinden gelecektir.

Page 35: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15
Page 36: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15
Page 37: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

EKİM2014YEMEK TARİFLERİ

Page 38: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

35

HAVUÇ MÜCVERİ (1 yaş ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 39: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

36

Dr. Mahir Gülcan’ın notu:Havuç faydaları saymakla bitmeyen bir sebze. İçinde bolca beta-karoten içerir. Bu vücudumuza girdiğinde direkt olarak A vitaminine dönüşür. Dönüşen bu A vitamini çocuklarımızın gözlerine, bağışıklık sistemine, kemiklerine ve dişlerine büyük ölçüde güç kazandırır. Bunlar havuç B vitamini, C vitamini, D vitamini, E vitamini ve K vitamini, aynı zamanda protein, sodyum, manganez, potasyum, çinko, fosfor gibi daha birçok besin maddesi ihtiva eder.

Yapısında doğal şeker olduğundan çocuklar bunu içmekten, yemekten büyük zevk alır. Şekerin bu doğal halinin, rafine şekerden uzak, sağlıklı çocuklar yetiştirmek adına büyük faydaları vardır. Mücver yapısı gereği yumuşak ve rahat çiğnenen bir yemek olduğundan genellikle çocukların sevdiği bir yemektir. Sebzeleri çocuklara sevdirmek için iyi bir alternatiftir.

Malzemeler3 orta boy havuç1 orta boy patates1 orta boy sakız kabak1 yumurta3 çorba kaşığı beyaz peynir4-5 dal dereotu3 dilim ufalanmış tam buğday ekmeği3 çorba kaşığı sızma zeytinyağı

HazırlanışıHavuç, patates, kabak iyice yıkanarak soyulur ve rendelenir. Derince bir kaba koyulur. İçine yumurta, ekmek, dereotu, beyaz peynir, 2 çorba kaşığı zeytinyağı ilave edilir ve iyice karıştırılır. Cam fırın kabının içi kalan 1 çorba kaşığı yağ ile yağlandıktan sonra, karışım bu kâseye dökülür. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında üzeri kızarana kadar yaklaşık 20 dakika pişirilir.Fırından çıkan mücver biraz ılıyınca kesilerek servis edilir.

EKİM 2014SAYI 15

Page 40: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

37

SİYAH ÜZÜMLÜİRMİK TATLISI (1 yaş ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 41: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

38

Dr. Mahir Gülcan’ın notu:Çocukların çok hoşuna giden bir tarif. Hem yemesi kolay hem de çeşitli şekillerde kalıplar kullanarak yapıldığında ilgilerini çekecek bir tatlı. Muhallebi türü gıdaları özellikle küçük çocuklar çok sever. Bu tarifi kullanarak içerisine istediğiniz meyveyi koyarak pek çok alternatif yaratabilirsiniz. Son derece de besleyici değeri yüksek bir öğün hazırlamış olursunuz.

Üzüm pekmezinin karışım ocaktan indirildikten sonra ilave edilmiş olması pekmezin besin değerini kaybetmemesi açısından uygun olmuş. Pekmezi alırken güvendiğiniz yerlerden almaya özen gösterin zira kaynatılarak yapılan bu gıda kontrolsüz yüksek ısılara maruz kaldığında faydalı olmaktan uzaklaşır. Fındık oldukça kalorili bir yemiş olduğundan kilo problemi olan çocuklarda ölçüyü kaçırmamaya özen gösterilmelidir. Yedirin ama çocuğun önüne bir dolu kâse koymayın…Çok faydalı bir besindir.

Malzemeler10 çorba kaşığı (silme) irmik1 litre süt1 tatlı kaşığı tereyağı1 su bardağı çekirdeği çıkarılmış üzüm 5-6 adet fındık içi ½ su bardağı üzüm pekmezi

HazırlanışıSüt, irmik, tereyağı bir tencereye koyulur ve önce yüksek ateşte sonra kısık ateşte kaynayana kadar karıştırılır. Kaynadıktan sonra ocağın altı kapatılır ve 5-10 dakika sonra ısısı biraz düştüğünde için üzüm pekmezi katılarak karıştırılır. Kalıba bir miktar irmik karışımı koyulur, üzerine üzümler ilave edilir ve son kat olarak irmikli karışım tekrar koyularak kaşıkla düzleştirilir. Buzlukta soğuyup kalıbın şeklini aldıktan sonra tabaklara koyulur ve üzeri üzüm, fındık karışımı ile süslenir.

Bu tatlıyı çocuğunuzun sevdiği herhangi bir mevsim meyvesi ile yapabilirsiniz.

EKİM 2014SAYI 15

Page 42: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

39

MEYVE DOLGULUTART(1 yaş ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 43: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

40

Dr. Mahir Gülcan’ın notu:Krema kullanılmadan da tatlı lezzetler oluşturmak mümkün. Burada Labne peynir ile bal karıştırılmış ve dolgu malzemesi olarak kullanılmış. Üzerine taze mevsim meyvesi de eklenince gayet güzel bir tarif ortaya çıkmış. Eğer çocuğunuz beyaz peynir seviyorsa suda bekletilerek tuzu alınmış peynir ile balı karıştırarak da bu tarif uygulanabilir.

Taze mevsim meyvesi, bal, peynir tam buğday unu içeren son derece güzel bir ara öğün tarifi. Tek olarak meyve yemek istemeyen çocuklara da görüntüsü cazip gelebilir ve tatmak isteyebilirler. Eğer yaban mersini kullanacaksanız bu meyve, lif oranı yüksek, C vitamininden zengin, potasyum kaynağı olarak çocuklarımız için son derece uygundur.

Malzemeler

Hamuru için1 su bardağı tam buğday unu½ çay bardağı bal3 çorba kaşığı tereyağı1 yumurta sarısı

Dolgusu için5-6 mürdüm eriğiYaban mersini, armut, üzüm, incir½ paket labne peynir1 çay bardağı üzüm pekmezi veya bal

HazırlanışıHamur malzemeleri bir kaba koyularak hamur oluşturulur. Hamur strech film ile sarılarak dolapta yarım saat kadar bekletilir. Dolaptan alınan hamur merdane ile açılır ve yağlanmış tart kalıp/ kalıplarına serilir. Kalıbın şeklini alması sağlanır. 175 derece önceden ısıtılmış fırında 20-25 dakika pişirilir. Soğuduğunda kalıptan çıkarılır.

Labne peynir ve bal iyice karıştırılır ve tartın içine koyulur. Soyulup doğranmış mürdüm eriği, üzüm incir veya zevkinize göre başka meyveleri üzerine dizebilirsiniz..

EKİM 2014SAYI 15

Page 44: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

41

ISPANAKLI BULGURLUKÖFTE(9 ay ve sonrası)

YEMEK TARİFLERİ

Page 45: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

42

Dr. Mahir Gülcan’ın notu:Ispanak, yüksek oranda A, C ve E vitamini gibi antioksidan maddeleri içerir. Demir ve potasyum kaynağıdır. Ispanak, diğer yeşil yapraklı sebzelerde de olduğu gibi, pişirildiği gün yenmeli, ertesi gün beklemiş yemek tekrar servis edilmemelidir. Kırmızı et bebek ve çocuklar için en değerli protein ve demir kaynağıdır. Bu nedenle haftada en az 3 gün 1 öğünde kırmızı et tüketmeleri sağlanmalıdır. Genel olarak bebekler 6. aydan sonra kırmızı eti düzenli tüketmeye başlamalıdırlar. Kırmızı eti kıyma ya da köfte şeklinde yedirmek daha kolay olur.

Malzemeler250 gr. dana kıyma1 çay bardağı ince bulgur1 dilim ekmek içi1 çorba kâsesi ayıklanmış ıspanak1 orta boy kuru soğan1 tutam tuz3 çorba kaşığı sızma zeytinyağı

Hazırlanışıİnce bulgur bir kâseye koyulur. Üzerini hafif geçecek kadar kaynamış su ile şişmeye bırakılır. Öte yanda kıyma başka bir kaba koyulur ve içerisine soğan rendelenir. (Rendelemek yerine çok ince doğramak köfteyi daha lezzetli yapar).

İçerisine ufalanmış ekmek içi, tuz, ayıklanıp yıkanmış ve çok ince doğranmış ıspanak en son olarak da şişmiş olan ince bulgur ilave edilir. İyice yoğurulduktan sonra el ile köfte şekli verilir. Fırında 180 derecede veya yanmaz bir tavaya sızma zeytinyağı koyularak orta ateşte, arkalı önlü çevrilerek pişirilir. Yanında tam buğday unlu makarna ile servis edebilirsiniz.

EKİM 2014SAYI 15

Page 46: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

43

MARTI MYRA YEMEK TARİFLERİ

Page 47: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

44

EKİM 2014SAYI 15

MARTI MYRA KemerExecutive Chef Zafer TOK

Çocuklar tatilde de sağlıklı besleniyor…

Kids&Gourmet işbirliği ile bu sezon Martı Myra Kemer tatil köyümüzde çocukların sağlıklı beslenmesine yönelik özel olarak düzenlediğimiz Kids&Gourmet açık büfemizde yer alacak reçetelerimden bir kaçını sizlerle paylaşıyorum.

Minik gurme misafirlerimize afiyet olsun…

Page 48: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

45

MARTI MYRA YEMEK TARİFLERİ

MERCİMEKLİFAVA

Page 49: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

46

Malzemeler½ kilo kırmızı mercimek1 orta boy patates1 küçük soğan 1 orta boy havuç

HazırlanışıKırmızı mercimek birkaç saat önceden ıslatılır. Patates, havuç yıkanır ve soyulur. Soğan soyulur ve doğranır. Patates, havuç, soğan, mercimek bir tencereye alınarak üzerine 2 su bardağı kadar su ilave edilir ve kaynatılır. Tüm malzeme piştikten sonra, içerisine 2 çorba kaşığı zeytinyağı ilave edilerek blanderdan geçirilir. Şekil alması için cam bir kaba alınır ve buzdolabında bekletilir. Üstünü süslemek için bir parça tereyağını 1 diş sarımsak, toz kırmızıbiber ile eriterek sos hazırlayabilirsiniz. Son olarak dereotu ile süsleyerek servis edebilirsiniz.

EKİM 2014SAYI 15

Page 50: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

47

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

Tuğba

Page 51: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

48

Sevgili okuyucular merhaba;

İki kız çocuğu olan, sosyal mi sosyal, detaycı mı detaycı olan bir yemek yapma aşığıyım. Hazır gıda düşmanı, özellikle yemek tariflerini okumayı, araştırmayı, yeni tarifler yaratmayı çok seven ve her yeni öğrendiği tarifi ev halkına yapıp yediren genç bir anneyim.

Bu misyonumun yanında; eski bir yemek dergisi yazarı, yeni bir gastronomi sayfası yazarı, yemek workshoplarının aşığı, yani kısacası yemek ile ilgili olan her şeyin içerisinde olan bir anneyim. Sizlere bu sayfada her ay hafif, pratik, çalışan anneleri de düşünerek hazırlanabilecek leziz mi leziz, sağlık dolu tarifleri deneyecek ve paylaşacağım.

EKİM 2014SAYI 15

Esentepe

[email protected]

Page 52: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

49

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

MUZLU VE YULAFLI PANCAKE (1 yaş ve sonrası)

Page 53: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

50

EKİM 2014SAYI 15

Malzemeler2 adet muz 1 su bardağı yulaf 2 tatlı kaşığı bal 1 adet yumurta1/2 su bardağı süt2 tatlı kaşığı kabartma tozuSızma zeytinyağı veya tereyağı

HazırlanışıOlgun haldeki muzlar ezilir. İçerisine yulaf, bal, süt, yumurta ve kabartma tozu eklenip karıştırılır. Bir kaşık veya küçük bir kepçe yardımıyla alınan karışım, hafif yağlanmış tavada ters yüz ederek orta ateşte pişirilir. Arzuya göre içerisine tarçın ilave edilebilir. Üzerine bal dökülerek servis edilebilir.

Page 54: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

51

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

ISPANAKLI KREP KULELERİ (1 yaş ve sonrası)

Page 55: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

52

EKİM 2014SAYI 15

Malzemeler1 demet ıspanak 1 adet yumurta1 su bardağı tam buğday unu3/4 su bardağı sütTuz100 g labne peynir

HazırlanışıIspanaklar bol suda yıkanır ve mutfak robotunda tamamiyle ezilir. Un, süt, tuz ve yumurta ilavesiyle krep hamuru haline getirilir. Az yağlı tavada istenirse yuvarlak kalıba 1 kaşık hamur dökülüp, ters yüz edilerek pişirilir. Kreplerin aralarına labne sürülüp kat kat kule halinde servis edilir.

Page 56: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

53

BLOG YEMEK YAZARI TUĞBA ESENTEPE

BAYRAMA ÖZEL BADEM BONBONLARI (2 yaş ve sonrası)

Page 57: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

54

EKİM 2014SAYI 15

Malzemeler100g badem unu3 çorba kaşığı süt10 adet fındık100 g bitter çikolata

HazırlanışıBadem ununu süt ile karıştırıp buzdolabında 30 dakika dinlendirilir. Toplar halinde yuvarlanır ve ortalarına birer adet fındık yerleştirilir. Bitter çikolata benmari usulü eritilir, hazırlanan toplar çikolataya batırılır. Önce oda sıcaklığında sonra ise buzdolabında soğutulur.

Page 58: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

55

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 59: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

56

EKİM 2014SAYI 15

Okullar açıldı, hem beslenme hazırlama, hem proteini yüksek bir öğün hazırlama kaygısı var tüm anneler de. Aynı zamanda da çocukların damak tadını geliştirecek ve damak tadına uyacak öğünler olmalı.

Ekim aynında ve kışın rahatlıkla ve sıklıkla yapabileceğiniz, lezzetli, pratik ve değişik bir tarifimi sizlerle paylaşıyorum. Normal öğün olarak sebzeli püre ve domates sos ile servis edilebileceği gibi, beslenme saatine de leziz hindi rostolu sandviçler hazırlayabilirsiniz.Şimdiden ellerinize sağlık, sağlıklı ve lezzetli bir ay geçirmeniz dileğiyle,

Sevgiler...

Executive Chef Ayşe Nil [email protected]

Page 60: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

57

HİNDİ GÖĞÜS ROSTO (4 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 61: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

58

Malzemeler1 adet bütün hindi göğsü (ortalama 1-1,5 kg arası)1 çay bardağı zeytinyağı1 çay bardağı süt1 çorba kaşığı kekik2 tatlı kaşığı kimyon1büyük soğan rendesi3 diş dövülmüş sarımsak

HazırlanışıRendelenen soğan, dövülmüş sarımsak ve tüm malzeme derin bir kâsede karıştırılır. Hindi göğsünün üzerine ince fileto bıçağı ile aralıklı olarak ince çizgiler atılır. Buzdolabına koyulabilecek kapaklı derin bir kaba alınır. Üzerine önceden hazırlanan sos dökülüp, içerisinde 3 - 4 saat 0-4 derece arası buzdolabında bekletilir. Fırınlamadan 10 dakika önce buzdolabından çıkartılır. 180 dereceye ayarlayıp ısıtılmış fırında, 35 - 40 dakika pişirilir. Fırından çıkarınca, ince dilimlenir. İsterseniz beslenme çantaları için sandviç hazırlayın isterseniz sebzeli püre ve domates sos ile servis edin.

Dr. Mahir Gülcan’ın notu:Hindi kolesterolü düşük ama proteini yüksek olan çok iyi bir hayvansal protein kaynağıdır. Etin kırmızı olması, myoglobin açısından zengin yani kaslara oksijen götüren destekleyicilerin ve protein taşıyıcılarının fazla olduğunu gösterir. Ayrıca koyu etler beyaz etten daha fazla kaloriye sahiptir. Mümkünse organik olanını kullanmanızı öneririm.

EKİM 2014SAYI 15

Page 62: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

59

DOMATES SOS (4 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 63: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

60

EKİM 2014SAYI 15

Malzemeler3 adet domates1adet orta boy kuru soğan1 adet küçük havuç1 diş sarımsak2-3 yaprak taze fesleğen ya da 1 tatlı kaşığı kuru fesleğen3 çorba kaşığı zeytinyağı1 tatlı kaşığı esmer şekertatlandırmak için bir tutam tuz

HazırlanışıSoğan ince ince doğranır ve zeytinyağında şeffaflaşana dek pişirilir. İçerisine rendenin ince tarafı ile rendelenmiş havuç eklenir. 5 -10 dk. orta ateşte karıştırılarak pişirilir. Pişen havuçların içerisine kabukları ayıklanmış ve küp doğranmış domatesler eklenir. Tuz ve bir tutam şeker eklenir. Taze fesleğen ince kıyılır ve sosa ilave edilir. Sarımsak da eklendikten sonra, sos kıvamına gelinceye kadar kaynatılır. Arzu edilirse robottan geçirilebilir. Bu sosu makarnalarla, köftelerle ve hindi rostonuzla servis edebilirsiniz.

Dr. Mahir Gülcan’ın notu:Domates çok faydalı bir sebze olmasının yanı sıra reflü ve alerji problemi olan çocuklar için önermemekteyiz. Sarımsak ve soğan da aynı şekilde reflü problemini tetikler. Bu sebeple reflü, alerji problemi olan çocukların bu sosu yememesi gerekir. Çocuk yemeklerine 1 yaşa kadar tuz, 2 yaştan önce şeker ilavesini önermiyoruz. Genel anlamda sağlıklı bir çocuğun yemesinde herhangi bir sakınca yoktur. Domates likopen deposu tabir edebileceğimiz bir sebzedir.

Page 64: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

61

SEBZE PÜRESİ (4 yaş ve sonrası)

EXECUTIVE CHEF AYŞE DİNLER

Page 65: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

62

EKİM 2014SAYI 15

Malzemeler2 adet büyük patates2 adet pırasa1 adet kabak1 su bardağı süt50 gr. tereyağı1 çorba kaşığı zeytinyağı1 su bardağı suAz miktarda tuz 2 çorba kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri

HazırlanışıPırasalar küçük küçük doğranır. Zeytinyağında kokusu çıkıncaya kadar pişirilir. .Kerevizler ve patatesler ayıklanır ve küp küp doğranır. Pişmekte olan pırasalara eklenir ve pişirmeye devam edilir. Üzerine sıcak 1 bardak su eklenir, damağınıza göre tuz ilave edip tencerenin altı kısılıp, kapağı kapatılır. Tüm sebzeler yumuşayıncaya kadar 30-40 dk. pişirilir.

Sebzeler iyice pişince, süt eklenerek ezilir. Tereyağı ve peynir ilave edilerek ısıtılır. Isınıp, peynir ve tereyağı eriyince altı söndürülüp, servis edilir.

Dr. Mahir Gülcan’ın notu:Son derece besleyici güzel bir püre. Patates, pırasa, süt gibi besinler gaz sıkıntısı çeken çocuklarda, özellikle yaşı küçük çocuklarda gaz problemi yaratabilir. Bu sebeple 4 yaş ve daha büyük çocuklara yedirmeniz daha sağlıklı olacaktır.

Page 66: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

63

Tarhana Bile Yiyemeden mi Büyüyecek Çocuğum?

ANNELERDEN

Nurgül GÜZEL - Anne ve Bloggerwww.bebegimalerji.wordpress.com

Sevgili anneler merhaba,

Kids&Gourmet dergisinin bana sunduğu imkânla siz sevgili annelerle “süt ve yumurta alerjisi” ile mücadelem esnasında oluşturduğum yemek tariflerimi ve tecrübelerimi paylaşarak, çocukları bu rahatsızlık ile yaşayan ailelere bir nebze olsun yardımcı olabilmek istiyorum.

Anne olmanın bir denizde gemi kaptanı olmaktan farkı olmadığını düşünmüşümdür hep. Kızım Duru hayatımıza katıldıktan sonra kendi gemimde hem kaptan, hem tayfa, hem aşçı hem de kamarot olmuştum. 33 yaşında başlayan annelik maceramda kızımı kucağıma verdikleri ilk anda, Duru yeri göğü çınlatan yakarışlarının arasında "Hoş geldin meleğim " diye seslenmemi duyarak susmuş ve gözlerimin içine derinlere bakmıştı. Öyle bir an ki işte dünya durmuştu benim için. Aşık olmuştum kızıma.

Her anne gibi tozpembe hayaller ile kızımı kucağıma almıştım ancak günlerin getirdiği deniz hiç de öyle sakin ve durgun değildi. Birbiri ardına doktor ziyaretlerimiz başlamıştı. Kızımdaki kusma şikâyetleri ve kilo geriliği sıkıntısının ardındaki sebep ne yaptıysak bir türlü anlaşılamıyordu. Bebeğimin huzursuzluğu gün geçtikçe içinden çıkılmaz bir hal almaya başlamıştı. Aylar geçtiğinde ise minik meleğimde yemeği reddetmeye kadar giden ve hiçbir ek gıda yediremediğim bir sürece girmiştik. Sayısız tetkikler ve doktor dolaşmalarından sonra doktorumuz tanıyı süt ve yumurta alerjisi olarak koyduğunda bana dönüp "Nurgül Hanım çok uzun bir maratona çıkıyorsunuz "demişti. Ne demek istediğini aradan geçen bunca zaman sonra anlayabiliyorum. Bütünüyle yaşam stilimizi ve beslenme tarzımızı değiştiren bir hayatın içinde fırtınalı denizlere nasıl çözümler bulduğumuzu, karlı havalarda gemiyi limana nasıl çektiğimize dair fikirlerimizi ve bütün bunları yaparken birbirimize olan bağlılığımızın nasıl değiştiğini anlatan bir deniz macerası bizimkisi. Aslında dışarıdan bakınca çok kolay görünüyordu süt, süt ürünleri ve yumurta yemeyecektik. Yemeyecektik diyorum çünkü emzirme döneminde Duru, anne sütünden aldığı süt ve yumurta proteinlerinden etkileniyordu. Bazı bebekler anne sütünden etkilenmezken, bazı bebeklerin anneleri de diyet yapmak zorunda. Neler mi yemeyecektim? Liste o kadar uzundu ki…

Hâl böyle olunca ailece, marketlerden aldığımız hazır paketli gıdalara elveda dedik. Restoranlarda etleri süt veya yoğurt ile marine ettikleri için dışarıda yemek yeme faslı da bitmişti. Aşçı Nurgül hemen kepini taktı ve işe koyuldu. Evdeki tüm tarif kitapları, yemek dergilerini masanın üzerine serildi. İnanılmaz bir şeydi, içinde tereyağı veya margarin olmayan pastane ürünleri tarifi bulamadım. Yumurta olmayan bir kurabiye bile pişmiyor muydu? Dünyaya düşmüş bir uzaylıydım ben ve yiyecek bir tatlı kek bile bulamıyordum. Aynı zamanda çocuğuma yedirecek bir şeyler bulmanın zorluğu, tarhana bile yemeden büyüyecek olması içimi kemiriyordu. Kendimle çeliştiğim her detayda, kendimi “süt alerjisi de neymiş, kimsede ne gördüm ne duydum, bir tek ben varım herhalde bu dünyada” diye hayıflanırken yakalıyordum.

Hastalığı görmezden gelmeye karar verdim. Devekuşu gibi kafamı kuma gömdüm ve kızıma süt içirdim. İşte o gün her şeyin başladığı gün olmuştu. Çünkü kızımı hastaneye götürene kadar nefes bile almadığımı sanıyorum. Her şey gözümün önünden akıp gidiyordu. O gün kendime bir söz verdim. Alerjiyi kabul edip onunla yaşamayı öğrenecektim. Türkiye’de hiçbir kaynak bulamadığımdan yurtdışından kitaplar getirttim. Doktorların ailelere yazdığı, alerjiyi tanımak ve onunla baş edebilmek için hayatımı değiştiren bilgilerin bulunduğu kitaplardan sonra yaşama merhaba dedim. Bilginin dokunduğu her dalım çiçekler açıyordu. Karanlıklarda kalan her parçama ışıklar değiyordu. Bulutlar birer birer çekiliyor ve güneş yüzünü gösteriyordu adeta.

Öncelikle hayalini kurduğum kekler pişmeye başladım evde. Sütsüz ve yumurtasız keklerin tadını meraklı kedi edası ile fırının başında beklediğimi hatırlıyorum. Fırından gelen kokular iştahımı kabartmıştı. Nasıl da puf puf olmuştu ve lezzeti de bir harikaydı. Mis gibi kek kokusu sarmış bir evin mutluluğuna doyum olmuyor diye not almıştım o gün anı defterime…

Şimdi sizlerle o kekin tarifini paylaşmak istiyorum.Duru ile birlikte süt ve yumurta alerjisine dair yaşam stilimizi ve yemek stilimizi değiştirmeye başladığımızda keşfettiğim her bilginin alerjik çocukların ailelerine ışık olmasını diledim. Günlerin getirdiği, mutluluk ve sağlık olması dileğiyle..

SÜTSÜZ VE YUMURTASIZ KEK (2 yaş ve sonrası)

Malzemeler 2 su bardağı un ( yarısı veya tümü tam tahıllı un kullanılması önerilir)1 şişe sade soda ( 200ml )1 su bardağı sızma zeytinyağı 1 su bardağı esmer toz şeker 1 adet küçük muz – rendelenmiş1 adet küçük havuç- rendelenmişTarçınVanilyaKabartma tozu

HazırlanışıHavuç iyice yıkanıp soyulduktan sonra rendelenir. Muzu da rendeleyebilir veya küçük küçük doğrayabilirsiniz. Tüm malzeme derin bir kapta karıştırılır. Ardından karışım rondodan geçirilir. Rondodan geçtiğinde muz ve havuç parçaları iyice ufak olacağından çocuğunuzun yemesi hem daha kolay olur hem de kekin lezzeti daha keyifli bir hâl alır. Ayrıca, muz iyice parçalanınca kek puf puf bir dokuya sahip olur. Malzeme kek kalıplarına dökülür. 170 derece önceden ısıtılmış fırında pişirilir. Kekinizin piştiğini anlamak için keklere bir kürdan batırın. Eğer kürdan kuru çıkıyor ise kekiniz pişmiş demektir. Eğer ki kürdanınız hamura yapışmış olarak çıkıyor ise bir süre daha fırında kalmaya ihtiyacı var demektir.

Page 67: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

Tarhana Bile Yiyemeden mi Büyüyecek Çocuğum?

Page 68: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

65

UZMAN GÖRÜŞÜ

Şadiye Akbulut KaradeliCambridge Koleji Çocuk ve Ergen Psikoloğu

Çocuğunuzla Yemek Saati Kabusa Dönüşmesin

Page 69: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

66

EKİM 2014SAYI 15

Pek çok ebeveyn çocukları ile ilgili olarak yemek yememe veya yemek seçme probleminden yakınır. Bu problem ileri araştırmalar gerektirecek tıbbi sebeplerden kaynaklanabileceği gibi (örneğin: besin alerjisi, intoleransı vbg.), psikolojik sebeplerden de kaynaklanabilir. Olaya psikolojik olarak baktığınızda da ileri çalışma gerektirecek durumlar söz konusu olabilir. Eğer çocukta ciddi kilo kaybı, gelişim bozukluğu gibi durumlar yoksa belki o noktada çocuğa nasıl yaklaşıldığına dikkat etmek yarar sağlayabilir. Bu konuda Cambridge Koleji, çocuk ve ergen psikoloğu Şadiye Akbulut Karadeli velilere bazı önerilerde bulundu.

Page 70: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

67

UZMAN GÖRÜŞÜ

Çocuğunuz yemek yeme konusunda zorluk çıkarıyorsa ona nasıl yaklaşmalısınız?Beslenme, çocuğunuzun gelişimi açısından en önemli ihtiyaçların başında yer alır. Beslenme ile ilgili sağlıksız ortam oluştuğu zaman, bu ihtiyaç hem anne hem çocuk hem de evde yaşayan diğer bireyler için bir “kabus” haline gelebilir. Çocuğunun yeteri kadar kilo almadığına ya da beslenemediğine fazla odaklanan annelerin tutumları, çocukları ile ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Bu tutumlara örnek olarak; katı gıda alabilecek yaşta olmasına rağmen (bu bazen okul çağlarına kadar sürebilir) püre haline getirilmiş gıda verme ya da çocuk uyurken ona uykusunda yemek yedirme gösterilebilir. Annenin bu aşırı duyarlılığı, çocuk ile ilişkisini olumsuz etkilemesiyle birlikte, aile bireyleri ile de sorun yaşatabilir. Bu da anneyi “anlaşılmama” duygusuna iter.

Ne yapmalı?Sevgili anneler, öncelikle çocuğunuzun sizin hedeflediğiniz kadar yemediği takdirde kilo kaybedeceği hissini bir kenara bırakalım. İstenmeyen bir şeyin zorla yaptırılması durumunda, çocukla olan iletişiminiz ciddi zarar görebilir. Bu da çocuğunuzda davranış bozulmalarına neden olabilir.

Çocuğunuza televizyon ya da bilgisayar karşısında yemek yedirmekten kaçınalım! Yemeklerini yemek masasında yemesine özen gösterelim. Kendi başına yemesine fırsat verelim. Dökülecek kaygısından da uzak duralım. Yemek yerken çocuğunuzun dikkatini dağıtabilecek olan televizyonu ve bilgisayarı kapalı tutalım. Yemeğini bitirmesi için vaatlerde bulunmayalım. Çocuğunuzun tabağına onun bitiremeyeceği miktarda yemek koyduğunuzda, çocuğunuz bu tabağı görünce yemek istemeyebilir. Onun sevdiği ve yiyebileceği şekilde yemek vermeye özen gösterelim. O yerken, onu takip etmemeye çalışalım. Çocuklar bu durumu hemen fark edebilirler. Eğer ailecek yemek yeniyorsa, bu esnada güzel konulardan bahsedebilirsiniz. Bu konular çocuğunuzun ne kadar güzel yediği ile

ilgili olmamasına özen gösterin. Çünkü bu da çocuğunuzda takip edildiği hissini oluşturabilir. Çocuklar genelde patates kızartması gibi sebzeden daha çok sevdiği bir yemek olduğunda, sebzeyi yemeyi tercih etmeyebilirler. Böyle bir durumla karşı karşıya kalmamak için sebze yemeğini tek vermeniz önerilir.

Yemek istemezse ısrar etmeyelim. Yemedi diye sevdiği bir yemeği yapıp vermeyelim.

Page 71: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

68

EKİM 2014SAYI 15

Okula giden çocukların, evde yemedikleri yemekleri okulda yediklerini duyabilirsiniz! Bu durum anneleri çok şaşırtabilir. Bunu ev ortamında da devam ettirmek için mutlaka öğretmeninizle veya okul psikoloğunuzla iletişimde olmaya çalışın. Tadını sevdiği sebzeler olabilir. Bunları öğrenip, ev ortamında da çocuklarınıza güzel sunumlarla verebilirsiniz. Ancak yemediği takdirde nasılsa sevdiği bir yemeğin ona verileceğini biliyorsa, sizi zorlayabilir. Burada veliye düşen “sabırlı olmak”. Unutmamalı ki, çocuklarınızla olan iletişiminiz çok önemli. Sağlıklı bir iletişim kurabilmek ve bunu koruyabilmek adına sabrettiğinizi unutmayın.

Page 72: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

69

Her Öğrencimiz Farklı ve Özeldir21. yy yenilikçi eğitim metotlarıyla geleceğin liderlerini yetiştirmeye hazırlanan Özel Elit Cambridge Koleji öğrencinin yeteneklerine ve kişisel özelliklerine göre şekillendireceği kişiselleştirilmiş eğitim sistemiyle yeni akademik yıla iddialı bir giriş yaptı. Özel Elit Cambridge Koleji butik bir eğitim kurumu. Bu özelliği, öğrencilerle daha yakından ilgilenme, daha samimi bir ortamda, bire bir iletişimde bulunarak eğitim verme gibi birçok artıları beraberinde getirirken, öğrencinin gizli potansiyelinin keşfedilmesi açısından da önem taşıyor. Öğrenciyi kendi zirvesine taşıyacak bir eğitim sistemi sunarak dershaneye ihtiyaç olmayan bir modeli benimseyen eğitim kurumu uygulayacağı eğitim sistemi ile öğrencilerin kendilerini keşfetmelerine ve hayatları boyunca doğru yönde ilerlemelerine zemin oluşturmayı hedefliyor. “Her öğrencimiz farklı ve özeldir.” ilkesiyle yola çıktıklarını belirten Okul Müdürü Çiğdem Kaya ile yaptığımız görüşmede okulun eğitim anlayışını ve hedeflerini öğrendik.

İNCELEME

Page 73: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

70

EKİM 2014SAYI 15

Page 74: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

71

İNCELEME

Özel Elit Cambridge Koleji olarak eğitim anlayışınızdan söz eder misiniz?Anasınıfı, İlkokul ve Ortaokul öğrencileri ile 2014-2015 eğitim-öğretim dönemine başladık. Eğitimin bir toplumun çağdaşlaşmasındaki temel etken olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple çağdaş bir Türkiye için, aydınlık yarınlar için sorgulayan, eleştirel düşünen, akılcı mutlu bireyler yetiştirirken; onların kendi yaratıcılıklarını kullanarak üretmelerine katkıda bulunmak istiyoruz. ‘Dünya insanı’ olarak yetiştirmeyi hedeflediğimiz öğrencilerimizin evrensel değerlere önem veren, kültürel farklılıklara saygı duyan, İngilizceyi anadili gibi kullanan, ikinci bir yabancı dili de konuşan, bireyler olmalarını istiyoruz.

Özel Elit Cambridge Koleji olarak, öğrencinin yeteneklerine ve kişisel özelliklerine göre şekillendireceği farklı öğrenim yöntemleriyle eğitim sistemine yeni bir vizyon getirmek istiyoruz. “Her öğrencimiz farklıdır ve özeldir.”

Okul Müdürü Çiğdem Kaya

ilkesiyle hareket ediyoruz. Farklılıklara saygı duyan, Atatürk ilke ve değerlerine sahip çıkan, küreselleşen dünyada fark yaratabilen, dünyanın geleceğini biçimlendirebilen, iletişim becerisi yüksek, söz ve karar sahibi, hayat boyu öğrenen mutlu ve çağdaş bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz.

Her öğrencinin farklı olduğu ilkesiyle hayata geçireceğiniz kişiselleştirilmiş eğitim sistemini açıklar mısınız?Her öğrenci farklı yeteneklere sahiptir ve kendine özgü bir öğrenme biçimi vardır. Bu nedenle okulumuzda öğrencinin farklı öğrenme ihtiyacını görüp, değerlendiriyoruz. Bireysel farklılıkları ve ihtiyaçları dikkate alarak eğitim ve öğretim programlarımızı uyguluyoruz. Renzulli Learning adlı “Farklılaştırılmış Eğitim” metodu

Page 75: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

72

EKİM 2014SAYI 15

ile öğrencilerimizin öğrenme stillerini ve ilgi alanlarını saptayarak, buna uygun ders materyalleri üretilmesi ile üstün potansiyelli öğrencilerin yeteneklerinin ortaya çıkarılmasını sağlarken, diğer öğrencilerin de kalabalıklar arasında kaybolmalarını engelliyoruz.

Okulumuzun eğitim anlayışında akademik ve dil çalışmaları haricinde her öğrencinin, ilgi duyduğu alanların keşfedilmesi ve bu doğrultuda kendisini geliştirmesi, deneyim ve beceri elde etmesi önem taşıyor. Bu nedenle okulumuzda; sanattan spora, yabancı dillerden fen ve sosyal bilimlere, hobi ve yaratıcılıktan doğal yaşama pek çok farklı kategoride öğrenci

kulübü bulunuyor. Öğrenciler ilgi ve yeteneklerine göre diledikleri kulübü seçerek haftada 2 gün Pazartesi, Çarşamba okul sonrası programda kulüp çalışması yapabiliyor.

Okulunuzda yabancı dil öğrenimi ile ilgili nasıl bir sistem uyguluyorsunuz?Okulumuzda uygulamaya koyduğumuz Çift Dilli Eğitim sistemiyle yabancı dilin okulda yaşayarak öğrenileceğine inanıyoruz. Anasınıfında çocuğun dünyasının bir parçası olan şarkılar, oyunlar, hikâyeler, aktiviteler ve oyun yoluyla İngilizceyi öğrenmelerini sağlıyoruz. Anasınıfında yarım gün Türk öğretmen yarım gün yabancı öğretmen derslere girerek öğrencilerimizin Türkçe ve yabancı dilde konuşma ve iletişim becerileri kazanmalarını, dili doğal yollarla kullanabilmeleri için gerçek olanaklar edinmelerini sağlıyoruz. İlkokulda ise her seviyede haftada 10 saat İngilizce dersi yer alıyor. Alan dersleri Türkçe olarak sınıf öğretmenleri tarafından verilirken uygulamalı dersler (sanat,

Page 76: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

73

İNCELEME

spor, müzik) İngilizce olarak yapılıyor. Ortaokul 1. sınıfta ise haftada 15 saat İngilizce dersi yer alıyor. Ortaokul 2. ve 3. sınıfta 10, son sınıfta 8 saat İngilizce dersi bulunuyor. Ana branş dersleri Türkçe, Matematik, Fen ve Sosyal Bilgiler Türkçe olarak branş öğretmenleri tarafından veriliyor. 3. sınıfta İspanyolca ile 2. yabancı dil eğitimine başlanıyor.

Eğitim kadronuz ve okulunuzun fiziki koşulları hakkında bilgi verir misiniz?Eğitim kadromuzu empati yetenekleri yüksek, entelektüel birikime sahip, araştırmacı ve sürekli öğrenen, öğrencilerine örnek, alanının en iyi öğretmenlerinden oluşturduk. Türk ve yabancı öğretmenlerimizin birçoğu deneyimli ve referansları güçlü eğitimcilerdir. Okulumuzda ortalama her 5 öğrenciye bir öğretmen düşüyor, böylelikle öğrenciler okul sonrası programında ihtiyaçları olduğunda öğretmenlerle bire bir ders ya da etüt alma şansı yakalayabiliyor. Okulumuz 4 katlı bina içerisinde yer alıyor ve 20 kişilik sınıflarda eğitim yapılıyor. Okul içerisinde laboratuar, kapalı spor salonu, 1 açık, 1 kapalı basketbol sahası, çocuk oyun alanları, doğa atölyesi, konferans salonu (350 kişilik), öğrenci kulüpleri, kütüphane, müzik odası, ağaç ev ve yemekhane bulunuyor.

Okulunuzda doğa ve çevre konusunda İstanbul Kamp ile işbirliği içerisindesiniz. Bu uygulama hangi aktiviteleri içeriyor?Çevre Tabanlı eğitimi benimsiyor ve İstanbul Kamp işbirliği ile doğada 4 atölye 1 kamp programını uyguluyoruz. Doğayı sadece ara sıra gidilen eğlenilecek yerler olarak değil, eğitimin bir parçası olarak kabul ediyoruz. Bu nedenle okulumuzda bulunan tüm öğrencilerin çadır, uyku tulumu, mat, yağmurluk ve su

matarasından oluşan bir kamp çantası bulunuyor. Öğrencilerimizin yıl boyunca farklı mevsimlerde olmak koşulu ile yılda dört defa günlük, yılda bir defa da konaklamalı kampa katılmalarını sağlıyoruz.

Öğrencilerimiz okulumuza ait olan örtü altı seralarımızda ve köy bahçelerimizde doğal tarım faaliyetlerinde bulunarak doğal ürünler yetiştiriyorlar. Tohumdan, fidana, çapalamadan, sulamaya, gübreden hasada her şeyi deneyimleyerek öğreniyorlar. Ülkemizde çok özel ve kıymetli olan kestane balı üretimi için kendimize ait arı kovanlarında öğrencilerimizle birlikte arıcılık yapıyoruz. Üretilen kestane ballarımız hasat durumuna göre velilerimizin tüketimine sunulacak. Bu program çerçevesinde öğrencilerimizin trekking, kaya tırmanışı, balıkçılık, kano, gprs kullanımı, orientrig, kampçılık, kümes ve ahır hayvanları bakımları, reçel yapımı gibi deneyimler kazanmasını sağlayacağız.

Geleceğin liderlerini yetiştireceğinizi söylüyorsunuz. Bu hedef için nasıl bir yaklaşım izleyeceksiniz?Biz her öğrencimizi sınıflarında, oyunlarında, sportif, sanat ve kültürel dallarda, toplum içinde ve tüm hayatlarında lider olmaları için cesaretlendiriyoruz. Öğrencilerimiz liderlik yaparken kendine güvenlerini, karar verme becerilerini geliştiriyorlar, etkin müzakere ve takım çalışmalarını öğreniyorlar, hedefler koyuyorlar, diğerlerini motive ediyorlar, kazanmayı da kaybetmeyi de nezaketle öğreniyorlar, yeni arkadaşlar ediniyorlar, iletişim becerilerini geliştiriyorlar, toplum önünde konuşmayı öğreniyorlar. Cambridge'de liderlik deneyimi kazanmak için birçok fırsata sahip oluyorlar.

Page 77: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

conv.indd 1 24.02.2014 19:06:55

Page 78: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

75

H&M erkek bebek üst ve pantolon

34,95

ALIŞVERİŞ

H&M kız çocuk 9-14 yaş kapitone ceket

Adidas Originals kids

GAP logo fermuarlı sweatshirt

Harvey Nichols, ASHK bebek kolonyası pembe

Massimo Dutti Logo Sweatshirt 9 -14 yaş

GAP siyah denim salopet 5-14 yaş Kız

Massimo Dutti kız çocuk çizme 32- 38 numara

Massimo Dutti baskılı erkek T-shirt 4-16 yaş

Zara Mini kız bebek

Massimo Dutti kız elbise 4- 12 yaş

Polaris erkek çocuk ayakkabı 129,00

150,00

79,95

128,00

99,95

109,00319,00

55,00

69,99

149,95

99,95

Page 79: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

76

Zara kısa kollu kadın elbise

EKİM 2014SAYI 15

Deborah 24ore Velvet Mat Effect göz farı

Roberto Bravo kolye

Deborah MilanoDaily Dream Cream

Sisley Complexe Sero Botanıque- Gece Bakımı

George Hogg tokalı ayakkabı

23,00

19,90

649,00

318,75

5260,00

50,90

149,95

39,909,90

Lansinoh Therapearl 3-in1 Breast Therapy

NYC Expert Last Lip Lacquer

UltraVolum mascara

449,00

Rockport Ayakkabı

Page 80: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

77

UZMAN GÖRÜŞÜ

Page 81: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

78

Burun Estetiği HakkındaMerak Edilenler

EKİM 2014SAYI 15

Yüzün en belirgin bölgesi olan burun pek çok kişinin ilk olarak değiştirmek, daha güzel görünmesini sağlamak istedi bir bölgedir. Özellikle ergenlik çağı itibariyle başlayan estetik kaygısına bie de sağlık gereklilikleri eklenirse burun ameliyatı kişiler için kaçınılmaz olabiliyor. Konu ile ilgili detaylı bilgiyi İstanbul ve Şişili Florence Nightingale Hastanesi, Estetik, Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi bölümünden Doç.Dr. İlker Yazıcı’dan aldık.

Doç.Dr.İlker YazıcıEstetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahiİstanbul Florence Nightingale HastanesiŞişli Florence Nightingale Hastanesi

Page 82: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

79

UZMAN GÖRÜŞÜ

Kimler burun estetiği yaptırmalı? Estetik rinoplasti için burun şekliyle ilgili rahatsızlık duyan herkes potansiyel olarak bu ameliyata adaydır. Nefes alma problemi (sabit burun tkanıklığı) olması da (eğer anatomik olarak burundan ve bir eğrilikten kaynaklandığı ispat edilirse) bu ameliyat için geçerli sebeplerdir. Burada en önemli nokta hastanın burnuyla ilgili istediği değişikliğin gerçekliği, hastanın ne istediğini bilmesi ve bozukluğu değerlendirme şeklidir. Bozukluğun şiddetiyle orantısız bir endişe ve takıntı daima bizleri korkutur ve hastanın ameliyat sonrası mutluluğunu etkiler. Peki biz ne yapıyoruz ? En başta anlamaya çalışıyoruz. Anladığımızda ise bunu nasıl düzelteceğimizi, riskleri ve olasılıkları anlatıyoruz. Eğer hastamız burnundaki bozukluğu veya isteğini doğru bir şekilde tarif ediyor ve bu duruma uygun bir değer veya endişe yüklüyorsa doğru bir adaydır. Bunun tersi ameliyat için uygun değildir. Ayrıca bazı altta yatan psikolojik bozuklukları bulunan hastalar da bizim için ameliyat açısından sakıncalıdır. Biz bunları hastamızla görüşürken fark edip gerekli önlemleri almaya çalışıyoruz.

Rinoplasti nasıl yapılıyor?Rinoplasti burun içinden yapılan kesilerle (kapalı) veya ek olarak burun deliklerinin ortasında bulunan deriye eklenen küçük bir kesiyle (açık) başlanarak yapılır. Bu kesilerden sonra burun içindeki eğrilikleri, kıkırdak şeklini ve kemik

şeklini yer yer kırarak yer yer dikişlerle ve yer yer çıkartarak veya yeni doku ekleyerek değiştiriyoruz. Unutulmamalı ki seçilecek teknik tamamen hastanın durumuna göre ve beklenen iyileşme sürecine göre değişir. Her durum için üstün bir teknik yoktur.

Kaç farklı türü bulunuyor?Açık ve kapalı yapılan burun ameliyatları mevcut olup. Bunlara ek olarak sadece burun ucunu şekillendirdiğimiz yahut orta hat veya hava kanalına müdahele ettiğimiz durumlar da var. Aslında birçok eksende sınıflanabilecek olan burun ameliyatları esas olarak bir giysi gibi hastaya özel dikilmeli ve uygulanmalı. Tekrar belirtmeliyim ki ameliyat olacak kişiler sadece belli bir teknik arayışında bulunmamalı. Cerrahın önerdiği ve uygun gördüğü tekniğin kendisine göre kararlaştırıldığını bilmeli tabii eğer cerrahına güveniyorsa. Her bedene uyacak tarzda pazarlanmaya çalışılan cerrahi tekniklere itibar etmek, başarı getirdiği kadar belki daha fazla da başarısızlık getirmektedir.

Ameliyat ortalama ne kadar sürüyor? Burun ameliyatı yaklaşık 45 dakika ile 3 saat arasında sürmekte. Bu, cerrahtan cerraha işlemden işleme değişmekle beraber, tahmini kişisel değerlerdir. Genellikle estetik kapalı burun ameliyatı 45 dk bir saat arası sürer, nefes alma problemi varsa bu 1.5 saat düzeyine çıkabilirken.

Page 83: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

80

EKİM 2014SAYI 15

Açık yapılan nefes alma problemi olan ve önceden ameliyat edilmiş hastaların ameliyatlar 3 saate kadar uzayabilir. Ancak bir ortalama verilirse 1 ile 2 saat arası uygun olur sanırım.

Burunda tıkanıklık olması durumunda ne yapılıyor?Böyle bir durumda ayrıntılı olarak hastayı değerlendiriyoruz. Bu durum bir allerjik rinitten yani işlevsel mukozayla (iç döşeme) ilgili bir durum olabildiği gibi, septum deviasyonu dediğimiz burun orta hattının bir tarafı veya iki tarafı tıkaması olabilir. Konka dediğimiz hava kanalları da büyümüş olabilir. Bu durumlarda tanıyı hastanın hikayesi, muayenesi ve bilgisayarlı tomografi ile koymaktayız. Ayrıca burun kanat desteklerinin az olması da işlevsel nefes alma problemi yapabilir. Önceden ameliyat durumunda iç döşeme yapışıklıkları bile olabilir. Bütün bu durumlarda estetik cerrahınızın tek başına veya bazen bir kulak burun boğaz uzmanıyla takım olarak plan yapması gerekebilir.

Ameliyat sonrası süreç nasıl seyrediyor?Genel anesteziyle yapılan ve kemiğe müdahele ettiğimiz durumlarda hastalarımızı bir gece konuk etmekteyiz. Bu arada gece boyunca soğuk uygulama ve ağrı kontrolü yaparak hastamızın ilk gecesini konforlu kılmaktayız. Burun ucuna müdahele ettiğimiz lokal anestezi ile yapılan veya biraz gevşetici ilaç verilen hastalar gece evlerine gidebiliyorlar.

Ağrı, her ameliyattan sonra olmakta önemli olanı hastanın ameliyat öncesinde uyuduktan sonra burnuna yeterli düzeyde lokal anestezik yapmak ve ameliyat sonrasında cerrahın ve anestezi ekibinin hastanın ağrılarını kesmek için bir stratejisinin bulunmasıdır. Genelde hastalarımız ağrıdan pek şikayetçi olmuyorlar ama ne yazık ki ağrı her ameliyatın gerçeği.

Morarma sıklıkla olmasa da oluyor. Kemiklere müdahele ettiğimizde gözlemekteyiz. Bu yaklaşık 10 günde uygun tedbirlerle dikkat çekmez hale gelmekte.

Tampon uygulaması nasıl yapılıyor?Hava kanalına tıkanıklık için müdahele ettiğimizde her ikisini de kullanmaktayız. Silikon kalıplar burun orta hattının hızlı ve iyi iyileşmesini sağlamakta. Tamponlar ise hastanın konforunu aslında arttırmakta. Artık o eski tamponları kullanmıyoruz. Çıkarılması açısından oldukça kötü ünü vardı o eski tamponların. Hastalar hala korkuyorlar ancak yeni tamponların ne kadar kolay çıktığını görünce şaşırıyorlar. Sadece estetik burun ameliyatından sonra tampon koyan cerrahlar olduğu gibi koymayanlar da var. Tampon konmaması daha konforludur diye kesin bir durum yok. Hastalarım tamponu oldukça iyi tolere ediyorlar. Tampon olmadığında sızmalar ve biriken kabuklar nadir olsa da bazen daha ciddi bir sıkıntı yaratabiliryor.

Hastanın evine döndükten sonraki süreçte nelere dikkat etmesi gerekiyor?Aşırı ıkınma, efor, fazla sıcakta durma gibi durumlar kan basıncını arttırıp kanama veya şişmelere neden olabilir. Bu dönemde biraz istirahat öneriyoruz. Sigarayı yasaklıyoruz. Ayrıca hastanın tamponu varsa evde bebeklere de kullandığımız soğuk buhar veya ortamı nemlendirecek bir uygulama istiyoruz. En azında kaloriferin üzerine konmuş bir su kabı hastanın konforunu arttırabilir.

Hangi durumlarda revizyon estetiği yapılıyor?Hastanın sonuçtan memnun olmadığı her durumda yapılabilir. Önemli olan düzeltilebilir olması bu durumun. O yüzden ilk ameliyat daima en iyi yapılması gereken ameliyattır. Eğrilikler nüks edebilir, veya burun sırtında düzensizlikler olabilir. Kemikler tam yanaşmayıp burun sırtı geniş durabilir. Burun içinde iç döşemede yapışıklıklar olabilir. Birçok olası revizyon sebebi var. Asıl önemli olan hastaya bu riskleri belirtmek ve cerrah olarak her zaman yanında olduğumuz güvenini vermektir.

Ameliyattan sonra burun ne kadar zamanda tam formuna kavuşuyor ?6 ayı bulmakta ancak ben hastalarıma yaklaşık

Page 84: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

81

UZMAN GÖRÜŞÜ

1 ay dolduğunda iyi ki ameliyat olmuşum diyeceksiniz diyorum. Ödem gittikçe hızlanarak azalmakta .Ancak ödemin tam olarak geçmesi ve bir durum varsa ortaya çıkması 6 ayı buluyor. Revizyonu 6 ay dolmadan tercihen de 1 yıl dolmadan yapmamaktayız. Bu süreç yara iyileşme sürecidir ancak cerrah çok güzel bir ameliyat yapsa da beklenmedik sonuçlar olabilir. Bu risk çok azdır ancak hastaya söylenmelidir.

Çocuklarda sık geçirilen üst solunum yolu hastalıkları burunve yüz yapısında şekil bozukluğuna sebep olabilir mi? Genelde eğer burun sırtında kambur var ve gagamsı bir burun varsa, bu kişilerin alt çeneleri biraz geride oluyor. Bu tip yüzlerde aslında alt çenenin az gelişmesi, yüzün ince uzun olması gelişim sürecinde de şekillenen ve genetikten çok etkilenen bir durum. Bu tip yüzlerin bazılarına adenoid yüz görünümü demekteyiz. Çocuklukta geniz eti ve bir takım sebeplerden oluşan nefes tıkanıklıkları, sık üst solunum yolu enfeksiyonları ve hava yolu pozisyonu bu tip yüz şekillerine sebep olabiliyor. Bazen alt çene çok ileri de olabiliyor. Özetle sebep ne olursa olsun burun düzeltildiğinde en iyi estetik sonucu sağlamak için çenenin de profilde istediğimiz noktaya gelmesi lazım. Bunu ise estetik cerrah ile hasta beraber görsel olarak değerlendirirken, kafanın sabit noktalarına göre sefalometrik dediğimiz bir takım değerlendirmelerle sayısal olarak da incelenmesi ve dikkate alınması gerekmektedir.

Ergenlik çağında gençler burun estetiğine çok fazla önem veriyor. Rinoplasti en erken kaç yaşında yapılabiliyor?Yüz gelişimi kişiden kişiye değişse de 16 yaş civarı rinoplasti ameliyatı için uygundur. 18 yaşına kadar veya kişinin gerçekten bağımsız karar alacak bilinç yapısına ulaştığıyla ilgili şüphemiz olduğunda hastamıza eşlik edecek anne veya babanın ilk görüşmede ameliyat kararı alırken bulunmasını istiyoruz ve karar sonrası yaş anlamında reşit olmayan hastalarımızda aslında muhattabımız anne veya baba oluyor. Aslında genç yaş rinoplasti

veya burun estetiği isteyen bireylerde başka bazı dinamiklerin de göz önüne alınması gerekmekte ve ameliyat kararı alınırken dikkatli olunması gerekmekte. Genç yaşta rinoplasti isteyen hastalarımız bazen çevresinden etkilenebiliyor, basit bir burun şekil bozukluğunu aşırı derecede önemseyebiliyor. Bu noktada neredeyse kılı kırk yararak ve ebeveyn hasta doktor üçgeninde görüşerek ameliyatın gerçekten gerekli olup olmadığına karar veriyoruz.

Genç kızlar genelde burun uçlarındaki düşüklükten, burun ucundaki ve sırtındaki kalınlıktan şikayetçi olurken erkeklerde ise burun kamburu daha yaygın bir şikayet unsuru olabiliyor. Gençlere özgü bir diğer önemli nokta ise ameliyat olmuş arkadaşlarının ki gibi burun istemeleri ve bu şekilde olan yaklaşımlar genelde üzüntüyle sonlanabiliyor. Bir diğer deyişle gençlerde şekil bozukluğunun ve sonuçta istenen görüntünün objektivizasyonu daha zor olabiliyor.

Bu noktada bilinçli bir anne veya babanın desteği daima en önemlisi. Estetik rinoplasti yanında ameliyat kararı alırken daha sağlam ve tıbbi bir sebep olan ve aslında erkeklerde daha çok izlenebilen burun içi eğriliklere bağlı nefes alma problemleri de önemlidir. Estetik plastik cerrahi uzmanı olarak, bu hastalarda daha kolay ameliyat kararı alıyoruz ve burun içi eğrilikle beraber aynı seansta estetik düzeltme de yapıyoruz. Prosedürün estetik işlem kanadı için ise daha once belirttiğim karar alma süreci aynı şekilde işlemeli. 16 yaş altına sadece estetik amaçlı rinoplasti yapmıyoruz . Çocuk yaş gruplarında, bazen septum deviasyonu dediğimiz çok ciddi orta hat eğriliklerine bağlı nefes alma bozuluklarında sınırlı bir hava yolu açma ameliyatı yapılabilir. Ancak unutulmamalıdır ki burun, çocuklarda orta yüz gelişiminde çok önemli bir organdır. Küçük çocuklarda ciddi işlevsel bozuklukları ameliyat edilmeli mi, edilmemeli mi ? Dünyada konunun uzmanları bu konuyu hararetli bir şekilde tartışmakta. Ağır derecede nefes tıkanıklığı yapan burun içi eğrilikleri çocuklarda da düzeltilmeye başlandı ve oldukça iyi sonuçlar alınıyor.

Page 85: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

BEYAZIT_OZTURK_A4.pdf 1 18.02.2014 14:40

Page 86: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

83

SPOR

Erkan ÇANKAYA - Beden Eğitimi Öğretmeni, Antrenö[email protected]

Yüzme, beden gelişimi açısından en önemli spor dallarından biridir. Kızım ile beraber yüzmekten büyük keyif alıyorum ve bu güzel spor branşını sizlere anlatacağım yazımda, kızımla çekilmiş fotoğraflarımızı kullanmayı özellikle tercih ettim. Sizler de hem yetişkinler hem de çocuklar için büyük faydaları olan yüzme sporunu, çocuğunuzla birlikte yaparak çocuğunuzla geçirdiğiniz zamanı daha da kaliteli ve eğlenceli hale getirebilirsiniz.

Kızımla BirlikteYüzüyoruz

Page 87: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

84

EKİM 2014SAYI 15

Yüzme, su direncine karşı yapıldığı için tüm kas gruplarında kuvvet açısından gelişme sağlar. Vücut direncini artırması yaşam boyu sağlıklı bir hayatın anahtarıdır. Erken yaşlarda başlanan spor branşlarından biri olması yaşam disiplini açısından büyük önem taşımaktadır. Kuzey ülkelerinde yaşayan insanlara baktığımız zaman soğuk sularda yüzen bir toplum profili görmekteyiz. Kazanılan bu davranış bu ülkelerde yaşayan insanların vücut dirençlerinin daha yüksek olmasını sağlamaktadır. Yani bağışıklık sistemini geliştirmesi ve metabolizmanın düzenli çalışmasını destekleyerek dolaşım sistemlerinde düzenleyici etkiler yapar. Soğuk sularda yüzme alışkanlıkları hastalıklardan korunmalarında en önemli etkenlerin başında gelmektedir.

Ülkemizde ise tesisleşme açısından son 10 yılda önem kazanmaya başlayan yüzme sporu giderek artan bir sporcu portföyü oluşturmaktadır. Sağlıklı bir yaşam için yüzme sporu haftada 3 gün 1 saat zaman ayırarak yapılması vücut disiplini açısından yeterli olacaktır. Daha sonra bu süre karada yapılacak olan egzersizler ile geliştirilebilir. Yüzme sporu yapılan tesislerde genel temizlik kurallarına dikkat edilirse en temiz spor branşlarından biri olma özelliğini taşır.Yüzme eğitim basamaklaması ise şu şekilde olmaktadır. Suya alışma evresi, ayak vuruş çalışmaları, nefes alma çalışmaları, suda kayma çalışmaları, kol çalışmaları, yandan nefes alma çalışmaları, çıkış basamaklaması.

Suya Alışma Evresi: Bu aşama çocukların su korkusunu yenmeleri açısından önem taşır. Havuz kenarında oturtulan çocuklar elleri ile yüzlerine su atarak, öğretmenleri gözetiminde havuz içerisinde top sürerek, tırmanma, bacak arasından geçme gibi hareketler yaparak suya adapte olurlar.

Ayak Vuruş Çalışmaları: Bacakların vuruş hareketi kalçadan başlar ve üst baldır kalçayla beraber aşağıya doğru hareket eder. Havuz kenarında 1 m aralıklar ile oturan öğrencilere öğretmenleri eşliğinde hareketin nasıl yapılacağı gösterilir. Daha sonra öğrenciler ayaklarını suya

sokarak dizleri düz tutarak aşağı yukarı ayak vuruş hareketini yaparlar.

Nefes Alma Çalışmaları: Ayak vuruşundan sonra öğretilmesi gereken konu nefes alıp vermektir. Nefesin suyun dışında ağızdan alınıp suyun içinde ağızdan ve burundan verilmesi sağlanmalıdır. Burundan nefes alındığı zaman genze su kaçacağı için tehlike yaşanabilir. Bunun için öğrencilere ağızdan nefes almaları gerektiği anlatılmalı ve sürekli uygulanması için eğitsel oyunlar ile çalışılmalıdır.

Suda Kayma Çalışmaları: Öğrenciler bu çalışmada su içerisinde mesafe kat etmeyi öğrenirler. Hareket yapılırken havuz içerisinde olan öğrenciler bir elleri havuz kenarında duvarda diğer elleri ise gideceği yönü gösterecek şekilde ayak topukları suyun 30 cm içerisinde bir birine ve duvara yakın dizler havuz tabanı yönünde olacak şekilde öğretmenin komutuyla kendini ileri doğru iter. Duvardaki el öndeki elin yanına gelir. Baş ise iki kol arasındadır.

Page 88: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

85

SPOR

Kol Çalışmaları: Öğretmen önce havuz kenarında hareketi göstererek kol tekniğini öğretim basamaklaması açısından daha kolay olduğu için serbest stilde göstermesi daha çabuk öğrenilmesinde etkili olmaktadır. Bu aşamada öğrenciler kolların çekme, basma ve devir hareketlerini uygulamaya başlarlar. Havuz kenarında yapılan bu çalışmalardan sonra öğrenciler sık ve doğru tekrar ile doğru tekniği öğrenirler. Yanlış yaptıklarında öğretmen sürekli doğru tekniği göstererek düzeltme yapar.Yandan Nefes Alma Çalışmaları: Serbest stil yüzmede nefes daima yandan alınır. Öğrenciler nefes çalışmalarında öğrendikleri ağızdan nefes alıp suya ağızdan ve burundan nefes verme çalışmaları sayesinde fazla zorlanmadan bu aşamada yandan nefes alıp vermeyi öğreneceklerdir. Bu aşamadan sonra serbest stilde yüzmeye başlayan öğrencilere teknik geliştirme ve stil antrenmanları verilir.(Kelebek, sırt üstü, kurbağalama) Serbest stil yüzmeye kadar yapılan tüm çalışmalar sabır ve çok çalışma neticesinde gerçekleşmektedir. Düzgün

teknik ve stil ancak bu çalışmaların neticesinde ortaya çıkmaktadır. Serbest yüzme suyun üzerine çift kol vuruşuyla, birbirinden farklı şekilde yapılır. Bacak hareketleri devamlıdır. Bu yüzden serbest stilde yüzme en hızlı olanıdır. Genelde 3 kolda bir nefes alınır. Ama isteğe bağlı olarak her kolda bir nefes alınabilir.

Çıkış Basamaklaması: Bloktan hızlı bir çıkış, havada mükemmel bir süzülüş, suya yumuşak bir giriş, düzgün akış çizgisi pozisyonu, suyun altında hızlı mesafe alma ve ileriye gidiş aşamalarından oluşur. Bacak gücü kuvveti, depar taşından çıkıştan önce denge noktasını geliştirme, suya giriş derinliğini kontrol etme ve doğru akış çizgisini yakalamak çıkışı etkileyen en önemli faktörlerdendir.

Sağlıklı bir yaşamın anahtarı olan yüzme sporu ; Güven duygusu kazandırır. Adaptasyon ve motivasyon açısından olumlu etkiler sağlar. Disiplin duygusunu geliştirir.Normal hayatta daha aktif ve başarılı olmayı sağlar.

Page 89: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15
Page 90: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

87

MÜZİK

Müzik Hayat Kurtarır!Sanat ve dalları ile ilgilenen çocuk her zaman daha başarılı olacaktır!Kids&Gourmet dergisinde yer alan bu ilk yazımda ve gelecek aylardaki yazılarımda siz ebeveynler ile birlikte bazı sorulara yanıtlar arayacağız. Neden pek çok yabancı ülkede sanat eğitimine çok önem veriliyor? Çocuklara ne zaman müzik aşılanmalıdır? Müzik eğitiminin çocuk gelişiminde ne gibi avantajları var? Çocuklarımızın yeteneğini nasıl anlarız? Çocukların müzik eğitimi için nasıl bir yol izlemeliyiz? Müzik hayatımızın hangi aşamasında başrol oynamalıdır? Türkiye’ de sanat, bundan 40-50 sene önce, çok önemli ve sevilen, saygı gören nadir, özel mesleklerden biriymiş. Bir süre okullarda müzik derslerine verilen önem azalmış olmasına karşın son yıllarda okulların müzik derslerine gösterdiği önem sevindiricidir. Benim bu mesleğe başlama sebebim ise annemin konservatuvar okumasına izin verilmemiş olmasıdır. Gençlik dönemlerimde ne kadar kızsam da şimdi iyi ki okumuşum ve iyi ki müzisyen olmuşum

diyorum. Benim ailemde bu mesleğin iç yüzünü bilen müzisyen kimse yoktu, o yüzdendir ki mesleğimin düzenini tecrübe ederek, yaşayarak öğrendim. Eğitimim ve tecrübe ederek öğrendiğim konuları sizlerle paylaşmak, çocuklarınızı müziğe yönlendirmenizde bir nebze olsun fayda sağlamak beni çok mutlu eder. Müzik ile ilgili sorularınızı benimle paylaşmanızı rica ediyorum...

Yurtdışında müziğe verilen önemini göstermek adına ufak bir örnekle giriş yapmak istiyorum;Güney Amerika kıtasının çalkantılı ülkelerinden Venezuela' da, 30 yılda 400 bin sokak çocuğuna müzik eğitimi verildi. Bu sayede sokak çocukları şiddetten uzak tutulmaya başlandı. Ülkede şimdilerde 57 çocuk, 125 gençlik orkestrası, 30 profesyonel orkestra var. Bu sayede ülkenin dünya çapında müzisyenleri yetişti. Venezuela' da 1975 yılında iktisatçı, politikacı, eğitimci ve piyanist olan

Page 91: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

88

Müzik Hayat Kurtarır!

EKİM 2014SAYI 15

Sezi KANDEMİR - Müzik Öğretmeni, Sanatçı[email protected] / [email protected]

José Antonio Abreu fakirlikle boğuşan, ilgisizlikten kanunsuz eylemlere yönelen 11 sokak çocuğuyla işe başlamış. Başladıktan bir gün sonra, müzik dersine 25 çocuk gelmiş. Ertesi gün 46, sonra 75. O günden bugüne müzik eğitimine ülkenin her yerinde yüzde 90'ı olumsuz hayat şartlarında, 400 bin kişi katılmıştır.

Toplumsal değişim için başarılı bir proje olarak kabul edilen “El Sistema” tüm iktidar değişikliklerine ve de askeri darbelere rağmen hiç hızını kesmeden yoluna devam etmiştir. Bu projeyi şimdilerde 15 bin müzik öğretmeni yürütmektedir. Venezuela, sistemdeki başarısını kanıtlamasının üzerine Güney Amerika ve 22 ülke benzer projeler başlatmış. Uyuşturucu satmaktan, silahlı soygun suçlarından 15 yaşına gelene kadar dokuz defa tutuklanan Lennar Acosta, sekiz yıllık müzik eğitiminden sonra şimdilerde Caracas Gençlik Orkestrasında çalıyor ve artık "Klarnet tutmak, silah tutmaktan daha iyi" diyormuş. Projenin amacı her çocuğu müzisyen yapmak değildi. Çocukları sokaklardan kurtarıp, sosyalleşen, kendilerini geliştirebilen, kendisini ifade edebilen, güçlü, yapıcı, gerçekçi, hayat dolu, doğru kararlar almayı başarabilecek

bir toplum yaratmaktı. Ve bu proje başarılı oldu. Bilindiği üzere bebek, anne karnındayken müziği ve sesleri hissetmeye başlıyor, bebeğinizi henüz görmeden müzik eğitimini vermeye başlamış bulunuyorsunuz. Çocukların müzik duygusunun gelişiminde kaliteli müzik dinletmek, dinlemesini alışkanlık haline getirmek gerekir. Bunun ev yaşantısı içinde sürdürülmesi önem taşır. Ancak dinleme günlük bir alışkanlık olarak ele alınmalıdır. Çocuk oturup dinlemeye zorlanmamalıdır. Örneğin yemek yerken, oyun oynarken ya da uyumak için yattığında bir alışkanlık haline getirtilerek dinlemelidir.

Müziksel yetenek seviyeleri ne olursa olsun, tüm çocuklar müzikle yaşarlar ve her çocuk müzikle ilgili en az bir sosyal etkinliği yaşamına katmaktan keyif alacaktır. Bireysel olarak ya da toplu biçimde enstrüman çalmak, şarkı söylemek, dans etmek, müzik dinlemek. Çocuğunuz bu sosyal etkinliklerden hangisi ile mutlu hissediyorsa okul öncesi bu alanlarda yönlendirilmelidir. Araştırmalara göre okulöncesi çocuklara enstrüman dersi verdirmek, çocukların fen ve matematikte üstün özellikler göstermelerinde gerekli olan zihinsel yapıyı olgunlaştırmanın en etkili yolu seçilmiştir. Müzik aslında hepimizin hayatının merkezinde yer almaktadır ve benim için, ses çıkartan her şey bir enstrümandır. Müzik sizlerin ve geleceğimizin en önemli ilaçlarından birisidir.

Page 92: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

89

KÜLTÜR & SANAT

8.Phaselis Sanat Etkinliği Sanatseverlerden Tam Not AldıKemer Phaselis Antik Tiyatrosu’nda bu yıl 8.’ si düzenlenen Phaselis Sanat Etkinliği, 9 - 14 Eylül tarihleri arasında Kemer Yöresi Tanıtım Vakfı (KETAV) organizasyonu, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğü, Kemer Belediyesi ana sponsorluğu ile Maxx Royal Kemer, Martı Myra Tatil Köyü ve Ulusoy Kemer Holiday Club sponsorluğunda gerçekleşti.

Açılış gecesi sahne alan İzmir Barok Topluluğu, “16. yüzyıldan 18. yüzyılın ilk yarısına Avrupa ve Osmanlı Saray Müzikleri” konseri ile dinleyicilere aynı dönemin iki farklı kültürünün müziklerini sundu.

Etkinlik kapsamında, 10 Eylül’de Cecilio Perera, Robero Aussel, Ricardo Moyano & Elis Dubas sahne alırken, 11 Eylül’de Ceren Hepyücel & Atahan Kaya, Çağatay Azat, Frank Bungarten, Begüm Uğur Boyancı & Kadir Yılmaz sahne aldı. Genç sanatçılar izleyenleri adeta büyüledi.

Etkinliğin dördüncü günü “Endülüs'ten Anadolu’ya” konser ve dans gösterisinde, sanatseverler Mavi & Siyah Flamenko Topluluğu ile birlikte dünyaca ünlü dansçı David Pérez‘i izleme imkânı buldular. Ceyhun Güneş önderliğindeki Mavi & Siyah Topluluğu’nun konserinde David Pérez ile Neyzen Bilgin Canaz ‘ın Flamenko ve halayı birleştirdikleri dans gösterisi seyircilerden yoğun alkış aldı. Sanatçılar sergiledikleri performansla izleyenleri kendilerine hayran bıraktılar.

Kapanış günü sahne alan “Boğaziçi Caz Korosu” izleyenlere unutulmaz bir konser sundu. Şef Masis Aram Gözbek yönetimindeki koro izleyiciden büyük ilgi gördü. Etkinlik, bu güzel konser ile sanatseverlerin yoğun alkışları ve sevgi gösterileri arasında son buldu. Konser bitimi Koro üyeleri, geçen yıl Gezi Parkı eylemlerinde seslendirdikleri "Çapulcu musun vay vay" uyarlamasını seslendirince, dağılmakta olan izleyiciler coşkuyla alkışladı.

Konserlere, izleyicilerin yaşları 5 ile 14 arasında değişen çocuklarını getirmiş olmaları çok ilgi çekiciydi. Özellikle küçük yaş gurubu çocuklar belki de ilk defa böyle bir organizasyonda bulunuyorlardı. 2000 yıllık Antik Tiyatro ve her gün duymadıkları değişik müzikler...bir çoğunun hoşlarına gitmiş olacak ki hiç kıpırdamadan seyrettiler.

Bu tip organizasyonların daha da çoğalmasını ve daha fazla çocuklu ailenin iştirak etmesini diliyoruz. Çocuklarımıza sanatı sevdirelim...

Page 93: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

90

EKİM 2014SAYI 15

Page 94: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

91

MODA

Page 95: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

92

EKİM 2014SAYI 15

Page 96: Kids&Gourmet Ekim Sayı 15

www.kidsgourmet.com.tr

AYLIK ÇOCUK VE BESLENME DERGİSİ EKİM 2014 / SAYI 15

MOBİL UYGULAMA İNDİRİN

Kids&Gourmet e-dergiyi IPhone, IPad için Apple Store’dan Kids&Gourmet uygulamasını ve diğer tüm mobil cihazlardan okumak için Turkcell Dergilik, Dijimecmua ve dMags uygulamalarını indiriniz.

WEB’DEN OKUYUNe-dergiyiwww.kidsgourmet.com.tr, www.dijimecmua.com, ve www.issuu.com’dan okumak için adreslere tıklayınız.