5
67 Kültür & Sanat > FRANZ KAFKA & DAVA KAFKA’ NIN HAYATI “Yaşam daha başında kaybedilmiş bir sa- vaştır.” diyen Kafka’ nın yenilgisi, 3 Temmuz 1883’ te başlamıştır. Kafka, Yahudi bir aile- nin en büyük çocuğu olarak, Prag’ da dün- yaya gelmiştir. Kafka’ nın iki erkek kardeşi, küçük yaşta ölür. Diğer üç kızkardeşi ise, Nazi Almanya’sının organize ettiği Yahudi Soykırımı’nda hayatlarını kaybeder. Babası zengin bir tüccardır. Annesi de zengin bir Yahudi ailesinden gelmektedir. Kafka’ nın anadili Almanca’dır. Bunun yanında Çek- çe de konuşabiliyordur. Yaşamını sıkıntıyla geçiren Kafka, bu sıkıntısını yazarak atlat- maya çalışır ve 1917’ de verem olduğunu öğrenir. Ardından 1924’te de vefat eder. En yakın arkadaşı Max Brod’a teslim ettiği vasiyetinde, tüm yazdıklarının imha edilmesi istediğini yazar. Çünkü Kafka, yazılarını fazla kişisel ve değersiz bulmak- tadır. Ancak Max Brod, vasiyete uymayıp Kafka’nın yazılarını düzenlemiş ve basıl- masını sağlamıştır. Ölümünden 2 yıl sonra, 1926’ da, tamamlanmamış bölümleri ile Dava adlı eser yayımlanır. Ayrıca bu eser, 1926 yılında yönetmen Orson Welles tara- fından filme uyarlanmıştır. KAFKA’ NIN KARAKTERİ Kafka’nın eserlerinin olduğu kadar ken- disinin de bu denli karanlık ve karamsar olmasının temelinde ailesi yatar. Babası FRANZ KAFKA & DAVA Zeynep ÖZDEMİR Avukat

Kültür & Sanat Kültür & Sanat - · PDF file1 Franz Kafka-Dava, Varlık Yayınları, 2004, İstanbul. ve adalet için mücadele etmemiş, edeme-miştir ve sonunda ölüp gitmiştir

  • Upload
    lamtram

  • View
    224

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kültür & Sanat Kültür & Sanat - · PDF file1 Franz Kafka-Dava, Varlık Yayınları, 2004, İstanbul. ve adalet için mücadele etmemiş, edeme-miştir ve sonunda ölüp gitmiştir

Kültür & Sanat Kültür & Sanat 67Kültür & Sanat

>

FRANZ KAFKA & DAVAKAFKA’ NIN HAYATI

“Yaşam daha başında kaybedilmiş bir sa-vaştır.” diyen Kafka’ nın yenilgisi, 3 Temmuz 1883’ te başlamıştır. Kafka, Yahudi bir aile-nin en büyük çocuğu olarak, Prag’ da dün-yaya gelmiştir. Kafka’ nın iki erkek kardeşi, küçük yaşta ölür. Diğer üç kızkardeşi ise, Nazi Almanya’sının organize ettiği Yahudi Soykırımı’nda hayatlarını kaybeder. Babası zengin bir tüccardır. Annesi de zengin bir Yahudi ailesinden gelmektedir. Kafka’ nın anadili Almanca’dır. Bunun yanında Çek-çe de konuşabiliyordur. Yaşamını sıkıntıyla geçiren Kafka, bu sıkıntısını yazarak atlat-maya çalışır ve 1917’ de verem olduğunu öğrenir. Ardından 1924’te de vefat eder.

En yakın arkadaşı Max Brod’a teslim ettiği vasiyetinde, tüm yazdıklarının imha edilmesi istediğini yazar. Çünkü Kafka, yazılarını fazla kişisel ve değersiz bulmak-tadır. Ancak Max Brod, vasiyete uymayıp Kafka’nın yazılarını düzenlemiş ve basıl-masını sağlamıştır. Ölümünden 2 yıl sonra, 1926’ da, tamamlanmamış bölümleri ile Dava adlı eser yayımlanır. Ayrıca bu eser, 1926 yılında yönetmen Orson Welles tara-fından filme uyarlanmıştır.

KAFKA’ NIN KARAKTERİ

Kafka’nın eserlerinin olduğu kadar ken-disinin de bu denli karanlık ve karamsar olmasının temelinde ailesi yatar. Babası

FRANZ KAFKA & DAVA

Zeynep ÖZDEMİR Avukat

Page 2: Kültür & Sanat Kültür & Sanat - · PDF file1 Franz Kafka-Dava, Varlık Yayınları, 2004, İstanbul. ve adalet için mücadele etmemiş, edeme-miştir ve sonunda ölüp gitmiştir

> Kültür & Sanat68 Kültür & SanatKültür & Sanat

çok otoriter biridir. Kafka’ya neredeyse bir düşmanıymış gibi yaklaşır ve Kafka’nın üzerinde büyük bir baskı kurarak Kafka’yı kontrol etmeye çalışır. Bu otorite, Kafka’nın yenemediği, karşı gelemediği ve onun yaşa-masını engelleyen bir otoritedir. Bu otorite figürünü Kafka’nın hemen her eserinde gö-rebileceğiniz gibi özellikle Dava adlı eserin-de bu büyük otoriteye şahit olacaksınız.

Neticede Kafka, anadili Almanca olan bir Çek’tir. Alman okulunda okumaktadır ve bunun yanında Çekçe’ de konuşabilmekte-dir. Bu nedenle Almanlar tarafından tam bir Alman olarak görülmez. Çekler de, Alman okulunda okuduğundan ve anadilinin Al-manca olmasından dolayı Kafka’ yı tam bir çek olarak kabul etmezler. İşte Kafka, bu ikilem arasında, topluma yabancılaşarak büyür. Kafka, Hristyan diyarında yaşayan bir Yahudi’ dir. Sanat sevmez bir aileden geli-yordur ve anadilini konuşamadığı bir ülkede yaşıyordur. Oluşan bu karşıtlıklar, Kafka’ yı kötü yönde etkilemiş ve onu “yitirilmişliğin yazarı” yapmıştır. Ayrıca karakterindeki bu karamsar hava romanlarına da çok güzel bir şekilde yansımıştır.

Yazarın “Dava” adlı bu yapıtı da yitirilmiş-liğe ayna tutarak, gücü elinde bulunduran-ların bir yaşamı sessiz ve rahatça nasıl orta-dan kaldırdığını yansıtır. Bunu yaparken de adalet sisteminin nasıl çökmüş olduğunu gösterecektir bize.

KİTAPTAN BİR KESİT

Sayfa 191:

“Yasa önünde nöbet tutan bir bekçi var-dır. Taşralı bir adam bir gün ona gelip yasaya girme izni ister. Ancak bekçi, o anda izin ve-remeyeceğini söyler. Adam düşünür ve daha sonra girip giremeyeceğini sorar.’Belki’ der bekçi, ‘ama şimdi olmaz.’ Bekçi herzamanki gibi açık duran kapının önünden çekilir ve adam içeri bakmak için eğilir. Bunu gören bekçi güler ve şöyle der: ‘Madem ki girme-yi bu kadar çok istiyorsun, beni aşarak içe-ri girmeyi bir dene bakalım. Ama bil ki ben güçlüyüm. Üstelik bekçilerin en küçüğüyüm. Her bir salonun girişinde gitgide daha güç-lü bekçilere rastlayacaksın. Üçüncüsünden itibaren onların görüntüsüne ben bile katla-namıyorum.’ Taşralı adam bunca zorluk çıka-cağını beklememiştir. Yasanın herkese her zaman açık olduğunu sanmıştır. Oysa şimdi, bekçiyi daha iyi inceledikçe, onun kürkünü, kocaman sivri burnunu ve uzun, seyrek ve tatar tarzı kara sakalını gördükçe, girmesine izin verilinceye dek beklemeye karar verir. Bekçi ona bir iskemle verip kapının yanında oturtur. Adam günlerce, yıllarca oturur. İçeri girme izni koparabilmek için girişimlerini sür-dürür ve yaşvarışlarıyla bekçiyi yorar. Bekçi arada bir onu küçük sorgulamalara tabi tu-tar, köyü ve daha bir sürü konu hakkında sorular sorar, ama bunlar büyük toprak ağalarının sorduğu türden suya sabuna do-kunmayan sorulardan ibarettir ve sorgunun sonunda, içeri girmesine izin veremeyeceğini söyler. Yolculuk için yanında çeşitli malzeme-ler bulunduran adam, çok değerli olsalar da, bekçiye rüşvet vermek için hepsini kullanır. Bekçi her şeyi alır ama bir yandan da, ‘Sırf bir şeyleri ihmal ettiğini sanmayasın diye kabul ediyorum.’ der. Adam, yıllar boyu beklerken sürekli olarak bekçiyi inceler. Diğer nöbetçi-leri unutur, onun Yasa’ ya girmesine izin ver-meyen ilk ve tek kişi olduğunu düşünür. İlk yıllarda talihin zalimliğine yüksek sesle lanet-ler okur. Sonraları yaşlandıkça homurdan-makla yetinir. Çocuklaşır ve bekçiyi incele-diği uzun yıllar boyunca, sonunda kürkünün yakasındaki bitleri bile tanıdığı için, onlardan

Page 3: Kültür & Sanat Kültür & Sanat - · PDF file1 Franz Kafka-Dava, Varlık Yayınları, 2004, İstanbul. ve adalet için mücadele etmemiş, edeme-miştir ve sonunda ölüp gitmiştir

Kültür & Sanat Kültür & Sanat 69Kültür & Sanat

>

bekçiyi yumuşatmasına yardımcı olmalarını rica eder. Sonunda gözleri zayıf görmeye başlar ve etraf gerçekten karanlık mı yoksa gözleri mi onu yanıltıyor bilemez hale gelir. Şimdi de karanlığın içinden durmadan par-layan bir ışık seçmektedir. Artık ölüme yak-laşmıştır. Ölmeden önce, beyninde toplanan tüm anıları, bekçiye henüz sormadığı bir soru haline dönüşür. Kaskatı kesilen bedenini doğrultamadığı için de, bekçiye yanına gel-mesi için bir işaret yapar. Bekçi üzerine iyice doğrulmak zorunda kalır çünkü aralarındaki boy farkı alabidiğine değişmiştir. ‘Daha ne öğrenmek istiyorsun? Bir türlü doymak bil-miyorsun’ der. ‘Herkes yasayı öğrenmek iste-diği halde, nasıl oluyor da uzun süredir ben-den başka hiç kimse içeri girmek istemedi?’ Bekçi adamın hayatına veda etmek üzere olduğunu görür ve kaybolan işitme duyusuna ulaşabilmek için kulağına gürler: ‘Bu kapıdan girme hakkı yalnız sana tanınmıştı, bu giriş sırf senin için yapılmıştı. Ben artık gidiyorum, kapıyı da kapatıyorum.”1

Bu kısa kesit, kitabın en can alıcı nokta-sıdır. Hatta tüm kitabın özetidir diyebiliriz. Kitabın filme uyarlanmuş halinde de, bu yer 2 defa sahnelenmiştir. Filmin başında ve sonunda! Bu kesit iki boyutludur, bireysel ve toplumsal.

Bireysel olarak bu kısım, aslında sadece kişinin içinde meydana gelen bir olaydır. Bekçi, içimizdeki kötülükler, korkular daha doğrusu bizim kötü tarafımızdır. Yasa ise, vicdandır. Bahsi geçen adalet de, tam da o vicdanın içinde yer almaktadır. Adalete ba-kar ama göremeyiz. Görürüz ama alamayız. Yapmamız gereken içimizdeki o adalet duy-gusunu çekip almaktır.

Toplumsal olarak ise, bekçi otoritedir, baskıdır. Aslına bakılırsa bekçi, Kafka’ nın hayatındaki tüm otoriteleri temsil etmekte-dir. Naziler, babası, bürokrasi… Ve kesitteki taşralı adam gibi Kafka da otoriteye boyun eğmiş, sadece denileni yapmıştır. Yaşamı

1 Franz Kafka-Dava, Varlık Yayınları, 2004, İstanbul.

ve adalet için mücadele etmemiş, edeme-miştir ve sonunda ölüp gitmiştir işte… Ak-saklıklar beklemenin hiçbir yarar sağlama-yacağını işaret eder bize.

KİTAP TANITIMI

Kitabımızın baş kahramanı Joseph K. bir bankada memur olarak çalışmaktadır. Bir sabah ansızın tutuklandığını, ancak normal yaşamına devam edebileceğini öğrenen Jo-seph K, ne ile suçlandığını bilmemektedir.

Kitabın başlangıç cümlesi şöyledir: “Jo-seph K. iftiraya uğramış olmalıydı, çünkü kötü bir şey yapmadığı halde bir sabah tu-tuklandı.” İşte bu cümleden itibaren Joseph K, “var olma hakkı” için yargılanmaktadır. Ancak bunu anlayamayacak ve ölene dek suçunun ne olduğunu araştırmakla geçire-cektir zamanını. Aslında K’nın tutuklandığı-nı öğrenmesi, zaten toplum içinde tutuklu olmuş olmasının farkına varmasından baş-ka bir şey değildir. K’nın farkına vardığı tek şey, içine kapatıldığı kafesidir.

Page 4: Kültür & Sanat Kültür & Sanat - · PDF file1 Franz Kafka-Dava, Varlık Yayınları, 2004, İstanbul. ve adalet için mücadele etmemiş, edeme-miştir ve sonunda ölüp gitmiştir

> Kültür & Sanat70 Kültür & SanatKültür & Sanat

İlk zamanlar pek de ciddiye almamıştır bu davayı. Hatta gün içerisinde aklına dahi gelmiyordur. Ancak daha sonra garip bir bi-çimde, herkesin davasından haberdar olu-ğunu görür. Aslında bunun nedeni, Joseph K nın haberi olmasa da, herkesin bir dava-sının oluşudur. Herkesin davadan haberdar olması, K’ nın etrafının çevrildiğinin bir dışa-vurumudur.

Durumu öğrenen K’ nın amcası, K’yı ak-lamak ve aile onurlarını kurtarmak adına, Joseph’e bir avukat tutatarak ona yardım etmek ister. Bir müddet dava, amcasının tuttuğu avukat eliyle yürütülür. Ancak onca zaman geçmesine rağmen, daha hiçbir ilerleme kaydedememiştir avukat. Bunun üzerine Joseph K, davaya bizzat müdahale etmek isteyip avukatını azletmiştir.

K, garip bir şekilde herkes tarafından yar-gılandığını fark eder. Sanki sanal bir mahke-mededir. Toplum davacı, kendisi ise çoktan suçlu damgasını yemiş, mahkemedeki tek sanıktır. Diğer herkes ise K’ yı yargılayan ha-kim, savcı, avukattır. K, sanki bir kafestedir, hapsolmuştur.

Avukatını azleden K, artık bu davadan ye-terince bunalmış olduğundan mahkemede sözü geçen kimselerden yardım istemeye başlamıştır. Ancak onlardan da hiçbir za-man aklanamayacağını öğrenmiştir. Joseph

K, yargılanmadan savunması alınmadan suçlu kabul edilmiştir zaten toplum tara-fından. Artık damgalanmıştır Joseph K ve her şeyin güçlünün elinde olduğunu görür. Buradaki güç yasadır, yasayı bilmektir, mah-kemenin adamı olmak, davadan haberdar olmaktır. Sanıklar avukatların, avukatlar ise yargıçların kölesi gibidir. Her şey hileye, rüşvete dayanmaktadır. Parası ve mahke-mede bir tanıdığı olmayan, bir hiçtir. Bunun yanında davaların uzun süreler boyunca sonuçlandırılamadığına tanık olmuştur. Bu durum kendisinde olduğu gibi, kişiyi (sanığı) bezdirmekte ve hayatını o davadan ibaret kılmaktadır.

Sonunda Joseph K, son 1 yılını dava ile geçirmiş ve artık kendini kaybetmiştir. Bı-rakın işi ile ilgilenmeyi, kendisiyle bile ilgi-lenemez olmuştur. Hayatı dava olmuştur ve tüm buı uğraşlarına rağmen eline hiçbir şey geçmemiştir.

SONUÇ

Sonunda bir akşam, iki adam gelir Joseph K’nın kapısına. K’nın kollarına girip konuş-madan onu uzağa sürüklerler. Kentin dışına çıkıp tarlalara gelindiğinde o iki adam düzgün bir yer aramaktadırlar. Bir boşluğa yerleşti-rilip bıçakların çıktığını görünce anlamıştır Joseph K öleceğini. Çukura yatırılmış idamı-nı beklerken düşüncelere dalar. Bir yardım beklemektedir umutsuzca. Bu sırada karşı binadan yansıyan güneş ışığını görür. Her yer karanlıktır, sadece o cılız ışığı görmekte-dir K. O sırada ışığın içinden ona ellerini uza-tan bir adam görür ve K da ona ulaşmak için ellerini uzattığında bıçaklar boynuna ve kal-bine saplanmıştır. Joseph K, idam edilmiştir sessiz ve sakince… Geriye sadece, ölmeden hemen önceki o cılız ışığın verdiği umut kal-mıştır. Yararı olmayan, zayıf bir umuttur belki de ama umuttur işte! İnsanın sahip olduğu biricik şey de budur aslında.

Sonuç olarak bu kitap, insanoğlunun içinde doğduğu toplumun tüm kurumlarıyla birlikte bireyi nasıl esirleştirdiğini vurgular. Ölüm, Kafka’ nın en önemli sığınağı olarak, yaşam kafesinden kurtulmasının gereğidir.

Page 5: Kültür & Sanat Kültür & Sanat - · PDF file1 Franz Kafka-Dava, Varlık Yayınları, 2004, İstanbul. ve adalet için mücadele etmemiş, edeme-miştir ve sonunda ölüp gitmiştir

Kültür & Sanat Kültür & Sanat 71Kültür & Sanat

>

BİLİYORDUM

Kışlar koydum üst üsteBaharlar olacaklarını biliyordum.Geceleri boyadım mavilereGündüze benzediler.Sonra güneş çaldım biraz taa uzaklardan.Aydınlandım, aydınlattım.Susadım, sevdalara, aşklaraDenize koştum hep, Akdeniz’eAkdeniz’in mavi tuzu değdi tenimeYandım, yanıldım, yaralandım…Düştüm…Kalktım...“Düş”tüm; bir genç kızın gecesine düştüm.Sabah oldu; Kalktım.

Günler geçti, aylar geçti, zaman geçti.Zaman, geç değildi.Hala vardı bir köşede kalmış harcamadığım umutlarım.

Güçtü beni ayakta tutan.Düşüncemdeki güç.

Ve güç değildi hiçbir şeyZaman hiç geç değildi.

Kışlar koydum üst üste.Baharlar olacaklarını biliyordum.

Kahan Onur Arslan