18
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 4, Sayı 1 (Mart 2007) Mak. #3, ss. 7-24 Telif Hakkı©Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği Mehmet Yüce Uludağ Üniversitesi (Bursa) Bibigül Dosbayeva İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi (Celalabat) ÖZET Örf ve âdetler, toplum taraf ı ndan kabul gören değer yargı lar ı kuş aklar aras ı ileti ş imi sağlayan değerler bütünüdür. Bu değerler kolay oluş madı ğı gibi, fertler aras ı nda bu gibi değerleri oluş turamayan toplumlar da millet olamazlar. Örf ve âdetler, y ı llarca toplum taraf ı ndan yaş anarak kökleş tikleri için onlara büyük ölçüde itibar edilir. Geleneklerini itina ile muhafaza etmeyi baş arabilen Kı rgı z Türkleri bu değerleri ğünlerinde en canl ı bir ş ekilde yaş at ı rlar. Bilhassa k ı rsal kesimde yaş ayan Kı rgı z Türklerinde düğünler tam bir ş ölene dönüş mektedir. Bu çal ı ş mada gerek geleneksel gerekse çağdaş Kı rgı z düğün gelenekleri ele al ı nmı ş t ı r. ANAHTAR SÖZCÜKLER Kı rgı zlar, Gelenekler, Kı rgı zlarda Düğün Gelenekleri, Düğün ABSTRACT Custom and usage are values which are being accepted from society that they are carried to the value judgment from generation to generation and prove communication between generations. These values can’t come into existence easily. If any community hasn’t these values, it can not be a nation. Custom and usage generally have a great respect for people who are living in a country because they have been thinking appropriate by communities for years. Kyrgyz Turks who are achieving to preserve their traditions are keeping this value alive in marriage ceremony. Especially wedding feast is very imposing at Kyrgyz Turks who living in rural zone. In this article we clarify both traditional and contemporary Kyrgyz’s wedding ceremonies.

Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 4, Sayı 1 (Mart 2007) Mak. #3, ss. 7-24 Telif Hakkı©Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü

Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği

Mehmet Yüce Uludağ  Üniversitesi (Bursa) 

Bibigül Dosbayeva İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi (Celalabat)  

ÖZET Örf ve âdetler, toplum tarafından kabul gören değer yargıları kuşaklar arası iletişimi sağlayan değerler bütünüdür. Bu değerler kolay oluşmadığı gibi, fertler arasında bu gibi değerleri oluşturamayan toplumlar da millet olamazlar. Örf ve âdetler, yıllarca toplum tarafından yaşanarak kökleştikleri için onlara büyük ölçüde itibar edilir. Geleneklerini itina ile muhafaza etmeyi başarabilen Kırgız Türkleri bu değerleri düğünlerinde en canlı bir şekilde yaşatırlar. Bilhassa kırsal kesimde yaşayan Kırgız Türklerinde düğünler tam bir şölene dönüşmektedir. Bu çalışmada gerek geleneksel gerekse çağdaş Kırgız düğün gelenekleri ele alınmıştır. ANAHTAR SÖZCÜKLER Kırgızlar, Gelenekler, Kırgızlarda Düğün Gelenekleri, Düğün ABSTRACT Custom and usage are values which are being accepted from society that they are carried to the value judgment from generation to generation and prove communication between generations. These values can’t come into existence easily. If any community hasn’t these values, it can not be a nation. Custom and usage generally have a great respect for people who are living in a country because they have been thinking appropriate by communities for years. Kyrgyz Turks who are achieving to preserve their traditions are keeping this value alive in marriage ceremony. Especially wedding feast is very imposing at Kyrgyz Turks who living in rural zone. In this article we clarify both traditional and contemporary Kyrgyz’s wedding ceremonies.

Page 2: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 4 . Sayı 1 . Mart 2007

8

KEYWORDS Kyrgyz Nation, Kyrgyz’s wedding feast traditions, wedding feast.

1. Giriş

Örf, toplumda gelenek hâline gelen, çoğunluğun veya toplumun tamamı tarafından beğenilip  kabul  edilen  esaslar  demektir. Örf  yerine  bazen,  ʺgelenek,  töre,  anane  ̋kelimeleri de kullanılmaktadır. Her milletin iç dünyasını ve hayata bakışını yansıtan kendine has tarihî ve kültürel zenginlikleri vardır ki, bu da bir milleti diğerinden farklı kılan  en  önemli  değerlerin  başında  yer  alır. Örf  ve  âdetler  bu  değerler  arasında kuşkusuz en önemli yeri işgal etmektedirler. Millet hayatı geçmişten geleceğe doğru uzanır;  geçmişten kopmadan geleceğe uzanmak, tarihe bağlı kalarak ileriye atılmakla mümkündür.  Bu  bağlantıyı  sağlamada  örf  ve  âdetlerin  etkisi  büyüktür  Örfler değişmediği  için dünü bugüne bağlar. Milletin ortak değerlerini oluşturduğundan bütünlüğü  sağlar. Tarihî ve kültürel değerlerini, örf,  âdet ve geleneklerini  itina  ile muhafaza etmeyi başarabilen Kırgız Türkleri bu değerlerini düğünlerinde en canlı şekilde yaşatmaya çalışmaktadırlar. Bilhassa batının değerleriyle pek haşır neşir olma imkânına sahip olmayan, kırsal kesimde yaşayan Kırgız Türklerinde düğünler, örf ve âdetlerin en ince ayrıntısıyla gösterildiği şölenlere dönüşmektedir. Burada sergilenen performans  düğün  sahiplerinin  komşular  arasındaki  itibarını  önemli  ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle düğün sahipleri gönülden istemese dahi çevrenin etkisi ve manevî  baskısıyla  kendisini  örf  ve  âdetlere  uygun  bir  düğün  yapmak  zorunda hissetmektedir.  Kırgız  Türklerinde  “belkuda”  (beşik  kertmesi),  “kız  kaçırma”  ve “normal başlık ödeme” suretiyle yapılan evlilikler söz konusu olduğundan her bir evlilik  türüne göre  farklı bir düğün geleneği bulunmaktadır. Ancak her ne  şekilde olursa olsun evliliklerde düğün kaçınılmazdır. Çünkü Kırgızlarda düğün bir  itibar meselesidir.  Bu  çalışmada  fazla  teferruata  girilmeden  genel  olarak  bir  Kırgız Türkünün düğününde rastlanan örf ve âdetler hakkında bilgi verilecektir. Çalışmada literatürden yararlanılmakla birlikte, 2001–2005 yılları arasında Celalabat, Oş ve Bişkek yöresinde  katıldığımız  birçok  düğünden  yaptığımız  gözlemler,  çok  sayıda  yaşlı beyefendi ve hanımefendilerle yaptığımız mülâkatlarda  elde  ettiğimiz bilgiler  esas alınmıştır.  

2. Evlenme Gelenekleri

Kırgızlarda  evlendirme  gelenekleri  aşağıdaki  aşamalardan  oluşmaktadır (Akmataliyev 2004: 101): 

1. Kudalaşuu  ‘dünür olma’: bel kuda ‘yeni hamile kaldığında, yani daha anne 

Page 3: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği Mehmet Yüce ve Bibigül Dosbayeva 9

belindeyken  nişanlama’,  beşik  kuda  ‘beşik  kertmesi’,  kız  tandoo  ‘kız  seçme’,  cuuçu cönötüü  ‘istemeye  gönderme’,  söz  kesme,  küpe  takma  (Kırgızlarda  yüzük  yerine nişanda küpe takarlar), kalıñ tölöö ‘başlık parası verme’, koşumça ‘oğlan tarafının düğün masrafları için akrabalarınca verilen yardım’, çaçıla, giyit giydirüü ‘giysi giydirme’ v.b. 

2.  Küyöölöö:  cenketay  ‘yenge  düğünü,  Kızın  yengeleri  tarafında  tertiplenen eğlence ve buna karşılık damat tarafından kızın yengelerine verilen hediye merasimi, yengelerin talebi’, car görüşüü ‘damadla görüştürme’, oyun oynatma v.b. 

3.  Kız  toy:  ağaç  düşürme,  kurcun  açma,  tündük  kaldırma,  cılkıçılık  ‘at  kesim merasimi’, kız oyunu  (mendil oyunu),  töşök  tartışuu  ‘yorgan  çekiştirme,  öpkö  çabuu ‘kurbanlık’, tolgoo tabağı ‘sancı tabağı’, sep açuu ‘çeyiz açma’, kız kınşılatuu ‘kız ağlatma’,  giysi giydirme] 

4. Gelin  toy: cüz açtı  ‘yüz açtı’, nikâh, otko kirgizüü  ‘gelinin kaynatasının evine sokma ve bu sırada yapılan merasim’ v.b. 

Şimdi evlenme geleneklerini sistematik bir biçimde ele alıp, inceleyeceğiz. 

2.1. Düğünden Önceki Gelenekler

2.1.1. Kız İsteme ve Nişanlama

Normal evliliklerde program kız istemeyle başlar. Bu konuda birçok Kırgız atasözü vardır: “Kımızı içene ver, kızı isteyene ver”, “Buğdayın varacak yeri değirmen, kızın varacak yeri küyöö (koca)”, “İki iyi yaylaya çıkarsa kudalaşarak (dünür olarak) inerler yayladan”, “Kızı var – nazı var” (Akmataliyev, 2004: 110–111). Eski dönemlerde Ten teni  menen  tezek  kabı  menen    “Davul  dengi  dengine  vurur”  diye  soyuna, maddî durumuna göre akrabalık kurulurdu. Yani kız istemeye gidilirken denklik meselesine riayet  edilirdi.  Kimse  kendinden  fakir  biriyle  dünür  olmak  istemezdi.  Köydeki zenginler yine kendileri gibi maddî durumu ve soyu kendine denk olanlarla dünür olurlardı (Talıp Moldo 1991: 542).  

Kızı verirken çeyiz olarak tarla ve mal verilirdi. Ayrıca zenginler damadın evine kızlarını  özel  köleyle  birlikte  gönderirlerdi.  Babayı  oğlundan,  anneyi  kızından ayırırlardı, dökülen gözyaşları  bir  şey değiştiremezdi. Kızına  karşılık  başlık parası olarak dört tülük mal – (koyun, dana, at, deve, tülük – bir tülükte 100 tane hayvan olur) alırlardı. Düğün 40 gün 40 gece yapılırdı. Günümüzde artık bu geleneklere rastlamak mümkün değildir.  

Günümüzde  kız  isteme  önce  kız  ile  erkeğin  tanışmasıyla  başlar.  Bu  tanışma sosyal hayatın akışı içinde olabileceği gibi yengeler yardımıyla da olabilir. Eskiden bir kızı görmek isteyen erkek, kızın ablası veya yengesiyle görüştükten sonra kızı görme ve  onunla  tanışma  imkânı  bulurdu.  Kırgızlarda  düğün  törenlerinin  baş  aktörü 

Page 4: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 4 . Sayı 1 . Mart 2007

10

yengelerdir. Tanışma faslından tutun düğün işlemlerinin gerçekleşmesine kadar her aşamada yengelere büyük görevler düşmektedir. Bu nedenle yengelere atfen yazılmış çok sayıda müzik eserleri vardır. Kimi zaman da aile büyüklerinin gençlere  telkini şeklinde gerçekleşmektedir. Tanışma faslından sonra erkek, ailesine kızı beğendiğini ve onunla evlenmek istediğini bildirir. Bunun üzerine erkek tarafı kızın kendilerine denk  olup  olmadığı,  aile  durumu,  kültürü  ve  yetiştiği  çevre  hakkında  bir  takım araştırmalarda bulunur. Yapılan araştırmalarda olumlu sonuç çıkması hâlinde erkek tarafı kız tarafıyla görüşmek için uygun bir zaman ve ortam arar. 

Bunun üzerine kıza talip olan taraf konuşmasını iyi bilen ve saygın birisini kızın evine gönderir. Ev sahibi gelen misafiri durumuna göre ağırlar. Kız istemeye gelenleri kız babasının her halükârda iyi ağırlaması gerekir. Kız istemeye gelenleri samimi bir şekilde uğurlamak da bir gelenektir. Bu konuda Kırgızlarda şöyle bir atasözü vardır: Elçilikke  ölüm  cok,  cuuçulukka  korduk  cok,  yani  “elçiliğe  ölüm  yok,  kız  isteyenleri horlamak yok”  (Akmataliyev,  2004:112). Kızın babası misafirini  ağırladıktan  sonra kızını verip vermeyeceğini söyler. Eğer kız babası istemeye gelenlere, kızını vermeye razı olduğunu bildirmişse, erkek tarafı kudalaşmak (dünür olmak için) için kız evine gider. İlk etapta başlık parasını kesinleştirirler. Daha sonra nişan yaparlar. Kuda tüşüü – (dünür olmak) için giderken damat tarafı kızın evine götürdüğü hayvanların iri, semiz olanının başına beyaz bez bağlar. Buna “baş at” denilir ve seçilen hayvanın genelde at veya  deve  olması  gerekir.  Âdete  göre  nişan  yapmak  için  gidildiğinde  9  koyun götürmek gerekir. 

Kız istemeye erkeğin annesi, yengesi ya da ablaları da gidebilir. Bu esnada başta ekmek olmak üzere, beraberlerinde çeşitli yiyecek maddelerinden oluşan bir bohçayı da götürürler. Kırgız geleneğinde misafirler sofrada karşılanmaktadır. Bu nedenle kız istemeye gelenler daha önce kurulmuş sofraya otururlar. Sohbet esnasında konu kız istemeye getirilir. Bu teklif kız tarafınca uygun görülürse, teklifi kabul ettiklerine işaret olarak, kız istemeye gelenlerin getirdikleri bohça açılır ve ekmekleri parçalanıp sofraya konulur. Söz kesme esnasında gelin ve damat adayı bir araya oturtulur ve  ikisine birden pata (dua edilir) verilir. Ancak dua okunmadan önce kalın (başlık) meselesinin çözümlenmesi gerekir. Önceleri “Kalın” sadece kızın ailesi veya babasına değil, kızın ait olduğu tüm aşirete ödenirmiş. Daha sonraları sadece yakın akrabalarına, sonunda kızın  sadece  babasına  ödenmeye  başlanmıştır.  Kalın  ödeme  de  sadece  damadın babasının  değil,  bütün  akrabalarının  yükümlülüğü  olarak  sayılmıştır  (Abramzon 1999:153). Kalın genellikle hayvanlarla bağlantı kurularak hesaplanır. Kırgızlarda 3, 5, 7,  9  gibi  sayılar  önemli  olduğu  için  kalında  bu  rakamlar  ön  plana  çıkmaktadır. Bununla birlikte gelin damada göre sosyal sınıf olarak daha alt bir sınıfta  ise kalın ödenmeyebilir (Talıp Moldo 1992: 542). 

Kırgızlarda  nişanda  yüzük  yerine  küpe  takılır. Nişan merasimi  genellikle  az sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleşir. Gelin kız, kulağına küpe takıldıktan sonra, 

Page 5: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği Mehmet Yüce ve Bibigül Dosbayeva 11

damat  tarafının  temsilcilerine  karşı  eğilir.  Kırgızlarda  bu  hareket  saygı  gösterisi anlamına  gelmektedir. Kırgız  Türklerinde  nişanlılık  süresinin  çok  uzatılmamasına dikkat edilir. Bu nedenle nişan merasimi yapıldıktan sonra taraflar kendi aralarında düğün tarihini tespit ederler.  

Kırgızlarda  normal  kız  isteme  dışında  eskiden  belkuda  ve  beşik  kuda  âdeti  de oldukça yaygındı. Bel kuda geleneği Ekim devrimine kadar Kırgız halkının hayatında önemli bir yer işgal etmiştir. Bir boyla bir başka boy, bir halkla başka bir halk düşman olup  savaştığı  dönemde  anne  ve  babaları  iyi  niyetle,  bebekler  daha  dünyaya gelmeden akraba olmak istemişlerdir. Taraflar “ok ısırarak, tükürüklerini karıştırarak, birbirinin serçe parmak kanını emerek” kudalaşmaya (dünür olmaya) razı olurlarmış. İnsanlar  “bel  kuda”  olduktan  sonra  ilişkileri  güçlenmiş,  alış‐verişleri  artmaya başlamıştır.  Sıkıntılarında  birbirlerine  yardım  etmiş, dayanak  olmuşlardır. Eğer  ev büyüklerinden biri bu dünyadan göçse dahi bu  ilişki bozulmadan devam etmiştir. Beşik kuda  ise kudalaşmanın  ikinci türü olarak sayılır. Bu kudalaşma bebekler daha beşikte yatarken evlendirilmesine karar verildiği için “beşik kuda” denilir. Belgelerin de gösterdiği gibi, “bel kuda” ve “beşik kuda”da bebeklerin anne‐babası tarafından kendi  iradeleri  dışında,  gelecekleri  hakkında  daha  önceden  karar  verilmektedir (Akmataliyev, 2004:110–111). 

2.1.2. Giyit Giydirme

Dünür olma, söz kesme, Kırgızların deyimiyle kuda tüşüü işlemi bittikten sonra sıra dünürlerin birbirine elbise giydirme faslına gelir ki buna “giyit kiydirme” merasimi denir. Dünür olmak için gidildiğinde, damat tarafının aksakalları ve akrabalarından oluşan 4–5 kişi toplanarak kız evine giderler. Kız tarafı maddî durumuna göre hayvan keserek misafirleri ağırlar. Yemekten sonra damat tarafından gelenlere, kız tarafı giysi giydirir. Damat tarafı da gelirken boş gelmez.  Bunlar da kıza, annesine, babasına ve diğer büyüklerine giysi giydirirler. Giysi giydirme merasimi bitince damat tarafının aksakalı veya erkeğin babası ayağa kalkarak   “kulduk vurur”: Kuldugum bar kudam ‘Size kulum’ der ve ellerini bağrına basıp eğilerek selam verir. Bunun üzerine kızın babası da Kuldugun Kudayga ‘Kulluğun Allah’a olsun’ diyerek selâmını alır. Böylece kudalaşmak (dünür olmak) kulduk vurmak âdeti ile biter. Eskilerden bu âdetle ilgili şu söz kalmıştır: 

Cakşığa cuuçu gelet 

Camanga kuuçu gelet 

 İyiye (kız) isteyici gelir, 

Kötüyü kovalayıcı gelir. (Akmataliyev, 2004: 113) 

Page 6: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 4 . Sayı 1 . Mart 2007

12

2.1.3. Damadın Kız Evine Gelişi ve Cenketay ‘Yenge tayı’

Nişan yapıldıktan sonra bir taraftan erkek tarafı yavaş yavaş başlık parasını (Kalın) ödemeye, diğer taraftan damat gelini görmek için uygun zamanı beklemeye başlar. Damat  da  ilk  fırsatta  yakın  arkadaşlarıyla,  küyöö  coldoş’larıyla  birlikte  bir  hayvan (koyun, sığır ya da at) alarak nişanlısını görmeye gider. Damat, kız evine yakın bir yerde bekler. Damadın geldiği haberini küyöö coldoş’larından biri kız tarafına götürür. Damadın geldiğini duyan gelinlik kızlar, yeni gelinler hemen  toplanır, onu almaya giderler. Damadı  alarak kızın  ağabeylerinden birinin  evine götürürler. Buna  köyöö kelüü ‘güveyin gelişi’ denir (Talıp Moldo, 1991: 543). 

Bundan  sonra  cenketay  faslı başlar. “Kız başlıksız olur ama örf‐âdetsiz olmaz” diyerek kızın yengeleri damattan  tay  isterler. Damat âdetlere göre edepli, sakin ve sessizce  dizüstü  oturur.  Tay  isteyen  yengeler  ile  damadın  küyöö  coldoşu  pazarlığa başlarlar. Para mı verilecek, tay mı verilecek? Anlaşırlar. Ondan sonra köyün kızları, gelinleri, “damat geldi, oyuna gelin” diye köye haber salarlar. Gelinin evine etraftaki kız, gelin ve delikanlılar gelirler. Bundan sonra oyun faslı başlar. Oyunu kızın saygın yengelerinden biri  başlatır. Ama  erkek  tarafı kızın yengesine  kız  oynotoor’unu  (kız oynatacağını) vermesi gerekir. Kız oynotooru ve bazı âdetler  için hakkını vermediği durumlarda  kız  tarafındakiler  durumu  aşağıdaki  gibi  dile  getirmişlerdir (Akmataliyev, 2004: 124): 

Ördök moyun kızıl at       Kılıç moyun kızıl at  

Öydö çapsak celgen cok       Kırga çapsa celgen cok  

Öydösü cok kaynatañ        Kılıgı cok kaynatañ  

Örgöö cabaar bergen cok     Kız oynotoor bergen cok  

Ördek boyun, kırmızı at,     Kılıç boyun kırmızı at 

Yukarıya doğru yürümedi.   Kıra doğru yürümedi, 

Aklı kıt kayın baban,       Huysuz kayın baban,  

Çadır örteceğini vermedi.     Kız oynatacağını vermedi. 

Oyun başı olan gelin  ıslatılmış örtüyü örerek vurmak  için  “tokmak” hazırlar. Tokmağı hazır  olunca  küyöö  coldoşa  (damadın  en yakın  arkadaşı) gelerek:  “Haydi küyöö coldoş, şeytanın boynunu kıralım” der. Küyöö coldoş eğilerek sırtını döner, oyuna başlayan gelin  ise  tokmağıyla  küyöö  coldoşun  sırtına dokuz kere vurur,  sonra eline tokmağı verir. Küyöö coldoş onlara ya bir öğüt (gelecekte mesut bir hayat diler) ya da bir şarkı söyleyerek gelin ile damadı yana yana getirir.  Buna “Cüz görüştürür” yani “yar  görüştürme”  denilir.  Tabiî  yar  görüştürme  merasimi  de  yine  yengelerin isteklerinin kabulüyle mümkün olur.  

Page 7: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği Mehmet Yüce ve Bibigül Dosbayeva 13

2.1.4. Kız İsteme ve Cığaç Tüşürüü

Damat  tarafı  başlık  parasını  tamamladıktan  sonra  besili  bir  hayvan  alarak  “ağaç düşürmek”1 ve düğün izni almak için kız evine giderler. Kız tarafı konuşulan başlık parasını aldıktan sonra da fazladan istekte bulunabilirler. Kızın babası izin verdikten sonra, damat tarafı cığaç tüşürüü’ye; ağaç düşürmeye hazırlanmaya başlar. Boorsoklar (küçük kesilerek, yağda pişirilen hamur) yapılır, koyun kesilerek et pişirilir. Bunlar çuvala konulup, deveye veya ata yüklenir, kızın evine götürülür. “Ağaç düştü, düğün yemeğini  yemeye  gelin”  diye  kız  tarafı  komşulara  ve  akrabalara  haber  gönderir. Yemeğe  gelenlerin  içinden  yaşlarına  göre  bayanlardan  en  yaşlıları  seçilir  ve  onlar heybenin  ağzını  açmaya  başlar.  Tabiî  ki  heybe  açmak  da  kuru  kuruya  olmaz. Heybeye örtü ve kumaş hediye olarak konulur. İlk heybeyi açan hanım içindekinden biraz kendine alır, kalanını düğüne gelenlere dağıtır. Ağaç düşürmeye gelenler  ise yemeğini yiyerek dağılır (Akmataliyev 2004: 123; Talıp Moldo 1991: 544).  

2.2. Düğün Esnasındaki Gelenekler

Kırgız  Türklerinde  düğün  hem  kız,  hem  de  erkek  evinde  ayrı  ayrı  yapılır.  Kız tarafında yapılana Kız Toy, erkek tarafında yapılana ise Üylönüü Toyu denilir.  

2.2.1. Tündük Kötörüü ve Sadaga Çabuu

Cığaç Tüşürüü  töreni  bittikten  sonra, kızın  babası kızına vereceklerini hazırlamaya başlar. Kızın  babası maddî  gücüne  göre  çeyizi  hazırlar. Hazırlıklar  tamamlanınca düğüne başlayarak tündük kaldırılır. Tündük kötürmöy mecazî anlamda  ‘gençler  için ayrı otağ açmak” anlamına gelir. Bu sürece tündük kaldırılması denir. Hazırlık bitince, çadırlar  kurulur,  düğünün  başlamasına  izin  verilir.  Kızın  babası  dünürüne:  ‐ “Tündüğündü kaldır, koyununu kes!” dedikten sonra erkek tarafı düğüne hazırladığı hayvanını  keser.  Etini  pişirir  kızın  evine  götürür.  Her  şey  gelince  kızın  babası köyündekilerin dualarını almak için çağırıp yemek yedirir.  

Tündük kötörül’düğü (kaldırıldığı) zaman kız babasının yakınlarından biri, damat tarafından  kız  oynotor  ister.  Eğer  damat  tarafı  bu  talebi  yerine  getirmezse,  tündük kötörüü olmaz, yani çadırlar kurulmaz. Talebin karşılanması hâlinde kızı evine götürür ve oyun için hazırlıklara başlar. Buna “kız oyunu” adı verilir.  

Tündük  kaldırması  bitince  at  kesme  hazırlıklarına  başlanır.  Seyisler  “atı  bıçak kesmiyor” – der. Atı kesmeden erkek tarafından biri, onları razı edene kadar bekler. Eğer onlar razı olmazlarsa, damadın düğünde kesmek için getirdiği atı alıp götürürler. 

1  Kırgız  Türkleri  eskiden  yaylada  çadırda  yaşadıkları  için  burada  çadırın  ağaçtan  yapılmış karkasından söz ediliyor.

Page 8: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 4 . Sayı 1 . Mart 2007

14

Düğünün bu safhasına cılkıçılık denir.  Tündük kaldırıldıktan sonra damatla geline bir oğlak kurban kesilir. Diğer taraftan 

kurbanlık kesilen oğlağın akciğeri alınır, kız ve damat bir birine arkası dönük olarak dururlar. Yaşlı biri, varsa kızın ninesi, akciğeri ikisinin sırtına “kazadan belâdan uzak olun” diyerek vurur. Oğlağın kesildiği yerden kurulan çadıra kadar bu  ikisi yarışır (Üseyin Acı 1991: 119). Çadırın  tündüğünden dışarıya oğlağın başı atılır, baş kimin eline geçerse, oğlak  etini  o  alır. Böylece  çiftin  kaza  belâdan  arındırılmış olduğuna inanılır (Akmataliyev 2004: 125). 

2.2.2. Sep Açuu ve Töşök Tartışuu

Erkek  tarafının  yukarıda  beliritlen  yükümlülükleri  bitince,  bu  kez  sorumluluk  kız tarafına geçer. Kızın babası kızına hazırladığı çeyizi özel olarak kurulmuş olan ak örgöö (beyaz otağ) olarak adlandırılan çadırın  içine serer. Düğüne gelenler çadıra girerek çeyizi görürler. Eğer kızın babası başlık parasını çok almış olup çeyizi kötü veya az hazırlamışsa köylüler arasında azarlanıp eleştirilir. 

Sep, kıza hazırlanan eşyaların toplamına verilen addır. Çeyiz sandığında çoğu el işi olan, şırdak, tuş kiyiz, şalça, ala kiyiz, kilem, ziynet eşyaları ve takılar, celbirööç, kübök, çolpu, çaçkep, kep  takıya, bilerzik, oymok, baytumar,  töönögüç, at eşyaları, yatak, yorgan, elbise vb. ihtiyaç maddeleri ve ev eşyaları yer alır.  

Diğer  taraftan  tündük kaldırılınca kız  tarafının köyünün hanımları, kızı alacak olan taraftan “döşek çekiştirme” âdetini, usulünce yapmasını ister. Eğer damat tarafı döşek çekiştirme âdetini yapmazsa, bir kanç arkan ‐ halat (kalınlığı 5cm olan örülmüş ip) örülür, ipin bir ucu dik kayanın bir yerinden geçirilir, sonra da el değirmeninin deliğinden geçirilir ve ucu  iyice  çıkmayacak  şekilde düğümlenir.  İpin öteki ucunu dünürlerin eline verirler. Bu sadece yorgan çekiştirme payı verilmediği zaman yapılır. Eğer dünürler (damat tarafı) ipi çekerken koparırlarsa, hiç bir şey vermeden kurtulur. Eğer koparamazsa, koparana kadar  çekerler.  İpi kopartmamak  için yengeler karşı tarafa  un  ve  yulaf  ezmesini  külle  karıştırarak  yüzlerine  atarlar. Eğer  koparırlarsa, hakkını vermeden kurtulurlar, yok koparamazlarsa hakkını verirler. Bunun bedeli, durumu iyi olanlar için iyi bir attır (Talıp Moldo 1991: 546).  

Düğünün en önemli yerlerinden biri de kızla erkeği yatırma merasimidir. Buna koyunga  salaar derler. Bu  âdet  I. Abdırahmanov’un  topladığı  bilgilere  göre  ‐  “Kızı göndereceği  sabahın  gecesi  kızla  erkeği  yatırırlar”  (Akmataliyev  2004:  126). Kızın bekâreti hakkında damat tündüğü kaldırarak haber verir. Kızın bekâreti için gelinin yengeleri gelinin anne‐babasından, damadın  küyöö  coldoşlarından, anne‐babasından müjde alırlar. Tersi olursa, damat kızı almadan köyü terk eder (Talıp Moldo 1991: 547). 

Yukarıdaki  sözü  geçen  âdetler  bittikten  sonra,  kızın  babası  kızı  gelin  evine 

Page 9: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği Mehmet Yüce ve Bibigül Dosbayeva 15

göndermeden bekletir. O zaman damat  tarafının kızın annesine  tolgoo  tabağı “sancı tabağı” vermesi gerekir. Durumu iyi olanlar “kaptın kağınçıgı, karındın cugu – çuvalda kalanı,  işkembeden artanı bu kadarmış” diye bir  leğene eti doldurur, bir at getirir, kızın  babasının  eline  tutturur. Böylece damat  tarafı  gelini  götürmeye  hak  kazanır (Talıp Moldo 1991: 546). 

2.2.3. Kız Ağlatması

Kızı erkek evine gönderirken, ziynet eşyaları ve  takılar  takılır. Şökülö  ‘gelinin süslü şapkası’ giydirilir. Yüzü uzun örtüyle kapatılır. Kızın  annesi, ninesi, yengeleri kızı ortaya alır, ağıt söylerler. Kız da o arada yüksek sesle ağlamaya başlar. Buna “kız ağlatması”  derler.  Bunun  ardından  kız  süslenmiş  ata  bindirilerek  evden  çıkarılır. Kızını gönderirken kızın babası dünürlere, yani erkek tarafından gelenlere, damadına baştan aşağı giysi giydirir. Bu işlemi herkes durumuna göre yapar, ama kaliteli olup olmadığı  her  zaman  köylüler  tarafından  eleştirilmiştir  (Akmataliyev  Talıp Moldo, 1991: 547). 

Kızını Gönderirken Babaannesinin Söylediği Ağıt

Beyaz perdeyi dürerek otur,     Ak pardanı türüp otur 

Az söylerim yakın otur       Az süylöymün cakın otur 

Gök perdeyi dürerek otur,      Kök pardanı türüp otur 

Konuşalım yakın otur.        Süylöşölü cakın otur 

Kara tilki dağda var,         Kara tülkü toodo bar 

Kız alıp, kız vermek,         Kız alıp kız berüü 

Kırgız geleneğinde var.       Kırgız saltında bar 

Ak peygamber Muhammed     Ak paygambar Muhammet 

Aliye verdi Fatmayı         Alige berdi Batmanı 

Kızcağımız,       

At ile evden çıkarken, Altın’ın    At menen üydön çıkkanda, Altındın  

nuru dağılsın.             nuru çaçılsın, 

At ile evden çıkarken, Ay gibi    At menen üydön cıkkanda, Ayday  

 bahtın açılsın.             baktın açılsın 

Hazırlanıp evden çıkarken,     Dayardanıp üydön çıkkanda 

Gümüş gibi gülkün saçılsın.     Kümüştöy külkün çaçılsın 

Ak peygamber Muhammed     Ak paygambar Muhammet 

Aliye verdi Fatmayı         Alige berdi Batmanı 

Page 10: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 4 . Sayı 1 . Mart 2007

16

Kızın Yengelerinin Söylediği Ağıt:

Kızımızın boynuna gerdanlık taktık,   Kızıbızdın moynuna şuru‐monçok taktık 

Kızımızı gölgede baktık.         Kızıbızdı kölöködö baktık 

Dünürüm sende gölgede bak artık.   Kudağıy sen dagı kölöködö bağıp al 

Kızımıza, ipek kumaşlar giydirdik,  Kızıbızga cibekten kiyim kiydirdik 

Dünürüm ipek gibi ince bak artık.   Kudağıy cibektey sılık bağıp al. 

Kaldırıp çarpma sandığı,        Kötörüp urba sandıktı, 

Kaynanam suuya gönderiyor diyerek, Kaynenem suuga cumşayt dep, 

Sakın yapma arsızlık.          Kıla körbö ardıktı 

Kanadının kırpmadan su içen,    Kanatın çarppay suu içken 

Turna gibi kuş varmı?         Turnağa okşoş kuş barbı? 

Halkın içinde sır tutan,        El içinde sır saktagan 

Yakınım senin gibi kız varmı?     Cakınım sendey  kız barbı? 

 

Beyaz örtülü görünürse,         Ak eleçek körünsö, 

Annem gelir demeyesin.         Apam kelet debeğin. 

Aksalkallı adam görünürse,       Aksakal kişi körünsö 

Kardeşim babam gelir demeyesin.   Sindim atam kelet debeğin. 

Tarpıldayan ötük, taş tapan,       Tarpıldak ötük, taş taman, 

Ayağını kaldırarak basmazsan,     Tak kötörüp baspasan, 

Kardeşim tarpıldak adını alırsın.     Sindim tarpıldak atka konosun. 

Kızın Ablalarının Söylediği Ağıt:

Kardeşim kocan iyi olursa,       Siŋdim coldoşun cakşı bolso 

Gümüşten küpe takar,         Kümüştön söykö tağat 

Günde tatlı söz söyler.         Kündö tattuu söz aytat 

Kardeşim, kocan kötü olursa,      Siŋdim, coldoşun caman bolso 

Gümüşten küpen kırılır,         Kümüştön söykön sınat, 

Günde kalbin kırılır.           Oyun ongo bolünot. 

Kızın Annesinin Söylediği Ağıt:

Güneyden akan pınar var,       Tüştüktön akkan bulak bar, 

Kızım, kocan ile mutlu ol.        Kızım coldoşuŋ menen baktıluu bol. 

Kuzeyden akan pınar var,       Tündüktön akkan bulak bar, 

Page 11: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği Mehmet Yüce ve Bibigül Dosbayeva 17

Kızım, kocan ile barış içinde ol.     Kızım coldoşun menen bakubat bol 

Gün boyu akan pınarım,         Gün boyu akkan bulağım, 

Gittiğin yerde mutlu ol.         Barğan cerinde baktıluu bol. 

 

Kocanın gönlün kirletme,        Küyööŋün köönün kirdetpe, 

Her gün bize laf değirtme.       Künügö bizdi tildetpe. 

Alanın gönlün kirletme,         Alganıŋ köönün kirdetpe, 

“Babandı” diye laf değirtme.       “Atandı” dep bizdi tildetpe. 

 

Altından komuz çalarak geç,       Altından komuz ırgap öt, 

Kardeşim, alanın ile iyi geçin.      Sıŋdım alganım menen cırgap öt. 

Gümüşten komuz çalarak geç,     Kümüştön komuz ırgap öt, 

Kardeşim, kocan ile mutlu hayat geçir. Siŋdim, küyööŋ menen cırgap öt. 

 

Bey bahçesi kapılı,           Bek eşiği kaalga, 

Saklanarak uyuya kalma,        Bekinip uktap kalba. 

Han bahçesi kapılı,           Kan eşiği kaalga, 

Aniden uyuya kalma.          Kapıstan uktap kalba. 

 

Karçığa diye iyi bir kuş,         Karçığa degen cakşı kuş, 

Kanadından okşa geç,         Kanatınan sılap öt. 

Kyınbaba diyen iyi bir mülk,       Kaynata degen cakşı mülk, 

Yanından yavaş geçerek saygılı ol.   Akırın basıp sıylap öt. 

2.2.4. Gelinin Damat Evine Gelmesi ve Otko Girgizüü:

Gelin  gelirken  damadın  evindekiler  gelini  karşılamaya  çıkarlar.  Damat  ve  kızın üstüne “çaçıla” olarak kuruyemiş atılır. Damadın küyöö coldoşları ise para atarlar. Eğer erkeğin  babası  gelini  için  özel  çadır  kurmamışsa,  kayınbabanın  çadırının  yanına hemen küçük de olsa bir çadır kurulur, gelin ona indirilir. Gelini kayınbabasının evine girdirmeye  otko  girgizüü  denir.  Eskiden  yeni  gelen  gelini,  ateşe  yağ  döküp  onun önünde eğdirerek otko girdirmişlerdir (Soltonoev, 1991: 223) . Otko girdirme yapılırken yine mal kesilir ve düğün yapılır. Akşam kızlar ve gelinler  toplanarak yeni gelinin yüzünü  Bürkönçük  ’duvak’la  kapatarak  kayınbabasının  evine  götürürler.  Gelinin yüzündeki  tülü çekmek  için kapıda biri bekler ve  tülü aniden çeker. Gelin kapının eşiğinden başlayarak eğile kalka  içeri girer. Özel perdeyle kapatılmış evin köşesine (köşögö) girer oturur. Gelin burada iken nikâh kıyılır ve ökül ata seçilir. Ökül‐ata ve ökül‐

Page 12: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 4 . Sayı 1 . Mart 2007

18

ene, damat tarafından seçilen gelinin temsilî vekil anne ve babasıdır. Ökül ata ve ökül eneyi damat  tarafı seçer. Ökül ata – ökül ene saygılı,  tecrübeli aileden seçilir. Bunlara kızın çeyizinden hediyeler verilir. Onlar da yeni aile için katkıda bulunurlar. Anne ile ökül enenin farkı, arpa ile buğdayın farkı gibidir derler (Akmataliyev 2004: 136) 

2.3. Düğün Sonrası Gelenekler

2.3.1. Yeni Gelinin Görevleri

Gelin yeni ailesinden başlayarak köydeki herkese saygı göstermek zorundadır. Saygı gereği  köydekilere  ismiyle  hitap  edemez. Onlara  kendisi  takma  isim  koyarak,  o isimlerle hitap eder veya daha önceki gelinler ne  isim koymuşlarsa onunla çağırır. Kocasından büyük olan herkese eğilerek selâm verir. Eşinin ağabeylerine, amcalarına, eniştelerine yüzünü göstermekten kaçar. Bunların da gelini otko girdirmesi gerekir. O zaman yüzünü gösterebilir. Buna “yaşmak açma” denir. 

Diğer  taraftan  gelinin  her  sabah  erkenden  kalkarak  çadırın  tündüğünü  (üstü) açması gerekir. Köydekilerden her kim geline bir  iş verirse, gelinin koşulsuz bu  işi yapması şarttır (Talıp Moldo 1991: 547). 

2.3.2. Törkülötüü

Bir süre geçtikten sonra gelin bazı hediyelerle birlikte beyi, kaynanası ve yakınlarıyla birlikte  babasının  evine  gider. Gelinle  damat  burada diledikleri  kadar  kalabilirler. Ancak misafirler  yapılan  küçük  bir merasimin  akabinde,  izzet  ikramın  ardından evlerine dönerler. Buna törkülötüü denir. Burada damadın kaynatasından bir dilekte bulunması âdettendir. Bu dilek şartsız yerine getirilir. İşte bundan sonra “Çıkkan kız çiyden tışkarı – Evden çıkan kız çiy’den dışarı (çiy – çadırın sırtının kamıştan yapılan örtmesi)” diye kanun gücüne girer (Akmataliyev 2004: 136).  

3. Günümüzdeki Yeni Evlenme Gelenekleri

Kuşkusuz  Rusların  Orta  Asya’yı  işgal  edip  buraya  yerleşmesiyle  Kırgızların kültüründe birçok değişiklik olmuştur. Eskiden göçer hayatını yaşayan Kırgızlar, Rus işgali  döneminde  kısmen  de  olsa  yerleşik  hayata  geçmişlerdir.  Diğer  taraftan Sovyetlerin  dinî  inançlara  karşı  öne  sürdüğü  Komünist  ideoloji  sonucu  da  çoğu âdetler değişmiş ve bazıları yok olmuştur. Günümüzde artık eskisi gibi 40 gün, 40 gece düğün yapma, başlık parası için 4 tülük hayvan istemek (1‐tülükte – 100 tane olur, hayvanın dört çeşidinden 100 taneden toplam 400 tane) âdetleri yoktur.  

Page 13: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği Mehmet Yüce ve Bibigül Dosbayeva 19

3.1. Kız kaçırmak

3.1.1. Kız Kaçırma Şekli

Örf  ve  âdetlerin  ağır  oluşu  ve  ekonomik  şartların  elvermeyişi  sonucu  yine  son dönemlerde kızı kaçırarak evlenme adeta bir âdet hâline dönüştmüştür. Bazen kız ile erkek anlaşarak kaçıyorlarsa da, çoğu kez kız, rızası olmadan erkek tarafından zorla kaçırılmaktadır.  Daha  sonra  komşu,  akrabaların  araya  girmesiyle  ve  Kırgız kamuoyunda yaygın olan   ‐ “taş düştüğü yerde ağırdır”‐ düşüncesinin sonucu kız, evlenmeye razı edilmektedir. Kız kaçırmaya alagaçıp ya da “alıp kaçma” denilir.  

Evlenecek olan  erkek, kızı arkadaşlarıyla beraber kaçırıp  (1940–1950 yıllarında at’a bindirerek kaçırıyorlarmış), kendi evine getirmektedir. Evdekilerin haberi varsa, hazırlıklı olurlar, yoksa hemen komşular toplanıp hazırlık yaparlar. Kıza iki‐üç kadın elbise giydirir, başını örterler. Kırgız toplumunda her zaman söylenen bir söz vardır  ‐ “taş  düştüğü  yerde  ağırdır,  kalkmaz,  biz  de  böyle  geldik”  diyerek,  kızı sakinleştirmeye  çalışırlar.  Buna  rağmen  eğer  kız  başörtüyü  bağlatmaz,  yani  razı gelmezse,  yaşlı  kadınlar  kıza  razı  olmaması  hâlinde  kendine  beddua  edeceklerini söyleyip, kapı önüne ekmek koyarlar. Kırgızlardaki yaygın inanışa göre kaçırılan kızın ekmeği atlayarak geçmesi hâlinde hayatta bir daha mutlu olmayacaktır. Bazen kızlar evindekilerden birileri gelene kadar elbiseyi giymemeye, örtüyü örtmemeye çalışır. Gelin  için  göşögö  –  (evin  köşesine  bez  veya  tül  çekilmesine  böyle  derler)  çekilir, arkasına da gelin oturtulur. Bunun  amacı, kayın babasının,  erkeğin  ağabeylerinin, eniştelerinin  gelinin  yüzünü  görmemesidir.  Daha  sonra  40  gün  boyunca  göşögö alınmaz, yeni gelini görmeye gelen mahalledeki komşular, akrabalar, elbise, örtü v.b. eşyalar getirdikleri zaman hepsi onun üstüne atarak asılır. 

Kız razı olduktan sonra erkeğin akrabaları kız evine gitmeye hazırlanırlar. Gece de olsa o gün hemen sabaha kalmadan gidilmesi şarttır. Ailesinin büyüklerinden 3 – 4 kişi bir miktar para, birkaç koyun alarak kızın evine gider. Buna açuu bazarga baruu, yani  kızgınlığın  giderilmesi,  sinirlerin  yatıştırılması  denilir.  Beraberlerinde  kızın evlenmeye razı olduğuna ilişkin mektubu ailesine takdim ederler. Buna da kuldugubuz bar denir. Bunun üzerine kızın ailesi de, aile büyüklerini toplar, konuşurlar. Eğer karşı tarafı  tanıyorlarsa,  ona  göre  cevabını  verirler.  Şayet  tanınmayan  bir  aile  ise  kızın yengelerinden biri hem kızın  fikrini sormaya, hem de ailenin durumunu görmeye gider. Yenge aileden memnun kalır, uygun görürse, kız tarafı kabul eder, şayet kız kabul etmezse onu  ikna ederler. Eğer kızı verecek olurlarsa, nikâh yapılana kadar orada kalır. Bazen de kızı tekrar baba evine götürüp, nişan yapılır ve kararlaştırdıkları tarihte düğün yaparlar. İki taraf, birbirinden memnun kalırsa, erkek tarafı kız tarafına ilk hazırlıklarına yetecek miktarda para bırakır.  

Page 14: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 4 . Sayı 1 . Mart 2007

20

3.1. 2. Kız Kuugandar ‘Kız Kovalayanlar’

Kızın arkasından gidenlere kız kuugandar denir. Kızın hem anne, hem baba tarafından toplam 6 – 7 hanım, kızın arkasından giderler. Bunlar kız ve damat için bir çift döşek, çift kişilik üzerine ve altına yorgan, bir çift yumuşak yastık, bir çift sert yastık, altına halı, kıza giysiler alırlar, sepet hazırlarlar. Erkek tarafı gelenleri yaşına göre (giysi v.s.) konuk eder. O gün Ökül ata seçilir. Ökül atayı damat tarafı seçer. Bu kişi kızın babası seviyesindedir;  kaynatanın  evine  rahatça  girip  çıkabilir.  Bir  anlamda  gelinin koruyuculuğunu üstlenir. 

Kızın ardından gelenlere koyun kesilir, misafir edilir. Yemekler yendikten sonra, imam çağırılır, imam nikâhı yapılır. Nikâhtan sonra kızın yengeleri kızlarını, damadın yengeleri damadı yatırmaya hazırlarlar. Her iki tarafın yengeleri de kızın bekâretine bakmak için kapıda beklerler. Önce damadın helâlliğini alırlar. Ben razıyım dedikten sonra,  damadın  ve  gelinin  ailesine  gösterirler.  Gelinin  yengeleri,  damadın  küyöö coldoş’larından, ana‐babasından müjde alırlar. Sonra gelenler uğurlanır. 

Yeni  gelinin  kayınbabası  özel  olarak  huzuruna  çağırana  kadar  karşısına çıkmaması  gerekir.  Şayet  karşılaşırsa,  başörtüsünü  önden,  yüzünü  kapatarak bağlayıp,  hemen  kaçar.  Damadın  babası  çağırdığı  zaman,  yüzünü  görmek  için gelinine hediye – yüz görümlüğü‐ vermesi şarttır. Gelin de hürmeten onun karşısında üç kere eğilir. Aynı şey damadın ağabeyleri, amcaları, enişteleri ile karşılaştığı zaman da yapılır. Onlar da gelini evine çağırıp, misafir edip, hediyesini verene dek, gelin onlara yüzünü göstermez. Aynı şekilde damat da gelin tarafı kendisini davet edinceye kadar anne‐babasına, akrabalarına yüzünü göstermez. 

3.2. Normal Kalın Ödenerek Yapılan Evlilikler

Normal  evliliklerde program kız  istemekle başlar. Kız  isteme ve nişanlama  süreci yukarıda anlattığımız şekilde olmaktadır. Bu başlık altında eskiden olmayan ve yeni ortaya çıkan örf‐âdetleri belirtmeğe çalışacağız.  

3.2.1. Acı Bastırma ve Bata Toy

Acıyı bastırmaya damadın anne‐babası, ağabeyi, amca ve aile büyüklerinden oluşan 4‐5  adam  giderler. Koyun  ve  içecek  götürürler. Orada  düğünün  ne  zaman,  nasıl yapılacağı konusu konuşulur. Bu konuda her iki taraf ortak bir karar verir. 

Gelinin babası başlık parası ister. Düğünün nasıl yapılacağı konusu konuşulur. Nikâh (süslü arabalarla şehir dolaşırlar ve resmi nikâh dairesine giderler, resmi nikâh yaparlar)  ve  gece düğünü  (düğün  salonunda  yapılan)  olup  olmayacağı hakkında karar verilir.  

Page 15: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği Mehmet Yüce ve Bibigül Dosbayeva 21

Bata toy, aksallardan dua almak amacıyla düğünden önce yapılan merasimdir. Bata toy için damat tarafı bir koyun, yiyecek dolu sepet, oyuncak dolu sepet, çeyiz için 50 kg pamuk, kıza ve dünürlere (4–5 adama) baştan aşağıya kadar giysi alarak gelinin evine götürür. Gelin  tarafı da damat ve  ailesine  aynı  şekilde giysi  alır. Bata  toyda hayvan kesilir, misafirlere yemekler yedirilir. Yemekten sonra misafirler dua ederek dağılır. 

3.2.2. Çon Toy

Çon toy (Büyük düğün) kızın evinde yapılır. Kızın başlık parasıyla hazırlanan çeyiz bir odaya  serilir. Gelin küyöö  coldoş’larıyla beraber o odada oturur. Çon  toy  için damat tarafı düğünde kesilecek büyük at veya sığır, bir çuval pirinç, bir çuval havuç, bir çuval un, otuz‐kırk litre yağ,  dokuz koyun, bir keçi, her birinde kumaş ve baş örtüsü olan dokuz çeşit sepet getirir. Dokuz koyun kızın amcalarına, ağabeylerine, dayılarına ve yaşı büyük olanlara verilir. Gelin ve damada kurbanlık keçi kesilir, akciğeri alınır, damat  ve  gelini  yan  yana,  birbirine  sırtlarını  döndürerek  durdururlar  ve  ciğerle sırtlarına vururlar, sonra köpeğe yedirilir. Dokuz çeşit sepeti, gelinin ailesinin yaşı ileri olan bayanlardan dokuz hanım açar, her biri  çeşitli  şeylerle doldurulmuş  (ekmek, börek,  şeker, parfüm (ıtriyat), bisküvi, oyuncak v.s.) olur, üzerleri de birer kumaşla örtülür. Sepeti açan bayan örtü ve kumaşı, sepetin içinde ne varsa ondan bir az alır, geri kalanı düğüne gelenlere dünür sepetinden diye dağıtılır. Damat tarafının düğün için getirdiklerinin hepsi düğünde kullanılır. Bir gün önce at kesilir, et pişirilir. Ertesi sabah erkenden düğün çorbası ve pilavı yapılır. Düğüne damat tarafından 10’a yakın adam ve damadın küyöö coldoş’ları gelir. Dünürler önden gelir, ayrı odaya alınır. Onlar için ayrıca gelinin babası koyun keserek misafir eder. 

Damadın  kız  evine  gelişinin  de  ayrı  özellikleri  vardır.  Damat,  küyöö coldoşlarlagelin evine otuz m. kala şarkı söylemeye başlar. Gelin evine gelindiğinde, kızın sekiz‐dokuz yengesi kapıları kapatarak  iyi  şarkı söyleyin diye eve sokmadan bekletirler. Damadı ortaya alan küyöö coldoşlar şarkı söyler.  Şarkı sonunda da eğilip selâm vererek ve yengeleri sürerek eve girmeye çalışırlar. Şarkıdan sonra “güzel selâm verin” diye istekte bulunurlar, tekrar selâm verdirirler. Yengeler sıkı durmazsa, onları iterek damat ve küyöö coldoş’ları içeri girerler. Böylece fazla şarkı söylemekten ve eğilip selâm vermekten kurtulmuş olurlar. Eğer giremezlerse yengeler onları yorana kadar şarkı söyletir ve selâm verdirtirler, sonra içeri alırlar. 

Ama  iç kapıda da yine iki‐üç yenge kapıyı kapatır,  içeride de “kempir (ihtiyar kadın) öldü” oyunu oynanır. Damadın küyöö coldoşlarının onun dirilmesi için usulüne uygun harekette bulunmaları gerekir. Kapının arkasına da yaşlı kadını yatırırlar, küyöö coldoşlar kapıyı açsa bile kadını atlayıp geçemezler. Onun razı olacağı miktarda para veya hediye verirler. Bunlar razı olduktan sonra kalkar,  damat ve küyöö coldoşları içeri 

Page 16: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 4 . Sayı 1 . Mart 2007

22

geçerler. Gelinin  annesinin  damat  için  özel  kumaştan  döşek,  sırtına  bir  çift  yastık 

hazırlaması gerekir. Günümüzde gelinin çeyizine halı katlayıp koyuyorlar. Eğer ucuz ve kalitesiz birşey döşerlerse, küyöö coldoş’ları damat buna oturmaz diye oturtmazlar. Pahalı başka bir şeyle değiştirene kadar damadı bekletirler. 

Gelinin kardeşi eniştesinin  cebini karıştırır,  cebinde ne kadar parası varsa alır. Damat  buna  itiraz  edemez.  Gelinin  yeğenleri  küyöö  coldoşların,  damadın ayakkabılarını,  kalpaklarını    (Kırgızların  geleneksel  şapkası)  çalar  götürürler. Damadın  küyöö  coldoşları  bunları  ancak parayla  geri  satın  alırlar. Onun  için  küyöö coldoşlar ayakkabılarını  çıkartmadan  içeri geçerler. Damadın yanına oturan baldızı, damadın pantalonunu döşeğe belli etmeden diker. Bütün bunlar düğünde yapılan âdetler olduğundan dolayı kimse bir şey demez.  

Gelinin babası, damat  için, bir koyunu parçalamadan pişirir getirir. Ama onun için  gelinin  yengeleri  damadın  küyöö  coldoşlarından  usulünün  yerine  getirilmesini isterler. Usul yengelere koyunun pazardaki fiyatının yarısı kadar para verilmesidir.  

Yengeler, damat ve küyöö  coldoşlara  tütsü yakarlar, ellerine  su dökerler, kısaca hizmet  ederler  ve  her  bir  yaptıkları  şeyin  karşılığını  vermelerini  isterler.  Gelinin ablaları,  halaları,  teyzeleri,  yengeleri  sepet  getirirler  ve  küyöö  coldoşlar,  karşılığında onların razı olacağı miktarda para verirler. Burada yine az çok tartışmaları olur, işte bunlarla  düğün  daha  şenlikli  geçer.  Burada  kızın  yengeleri  kızı  yetiştirmişlerdir. Birçok şeyi kız yengesinden öğrenir ve düğünde de yengesinin istediğini alır.  

Damadın  küyöö  coldoşları  ise  gelinin  yengelerini,  sofrada  çaydanlığın  ağzına sığacak herşeyi sokarak, mendili bağlayarak, çayınız soğumuş v.b. çeşitli bahanelerle yormaya çalışırlar. Bu yöntemlerle yengelerin sabrını, yetenekliliğini ölçmüş olurlar. Yengelerin bütün bunlara dayanabilmesi ve bunların altından kalkabilmeleri gerekir. Yoksa şu gelinin yengeleri, diye hep ağızda dolaşır, dedikodu yaparlar. Küyöö coldoşlar giderken  getirdikleri  poşetlere  sofrada  ne  varsa  hepsini  koyar,  beraberlerinde götürürler. Düğünde, âdetler için yapılan tüm giderleri, küyöö coldoşlar karşılarlar.  

Damada giysi giydirilmesinin de kendine has bir usulü vardır. Yenge yetenekli değilse, küyöö coldoşlar damada giydirilecek olan gömleğin kollarını bağlarlar, ancak yengenin bağlamalarına fırsat vermemesi lâzımdır.  

Bütün  bunlar  yapıldıktan  ve  yemekler  yendikten  sonra  sıra  gitmeye  gelince, gelinin yakınları gelini saklarlar. Gelinin bulunması için damadın küyöö coldoşlarının yengelere bir şeyler vermesi gerekir.  

Çeyizler  arabaya  yüklenir,  gelinle  damat  yan  yana  evden  çıkartılır.  Onlar çıkarken küyöö coldoşlar üstlerini pahalı kumaşla örterek dört köşesinden tutar, gelin arabasına kadar götürürler. Gelin tarafı gelin damat üzerine kuruyemiş karışımı, para saçarlar. Küyöö  coldoşlar,  gelinin  arkadaşları  ve  yengeler  damatla  gelinin  etrafında 

Page 17: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği Mehmet Yüce ve Bibigül Dosbayeva 23

arabaya kadar şarkı söyleyerek ve oynayarak giderler. Düğün ve resmi nikâh dairesine gitmek için damat on‐onbeş süslü arabayla gelini 

alır. Çocuklar, gelinler, erkekler her yerden iple veya ağaçla gelin arabasının yolunu keserler. Gelinin mahallesinde küyöö coldoşlar, damadın mahallesinde gelinin yengeleri para veya mendil verir, yolu açtırırlar.  

Gelin  evinden  çıktıktan  sonra, genellikle mübarek yerler veya  türbeler ziyaret edilir.  Şehir  dolaşılır,  resmî  nikâh  dairesine  gidilir,  resmî  nikâh  yapılır.  Oradan damadın ağabeyi veya ablasının evinde veya bir restaurantta misafir edilir ve akşama doğru düğün salonuna gidilir. 

Gelin  evden  çıktıktan  sonra  sıra  gelinin  çeyizini  almaya  gelir.  Çeyiz,  gelinin annesi, babası, yenge ve akrabaları ile damadın anne babası ve akrabaları nezaretinde alınır. Damadın evine gelince araba açılmıyor diye bekletirler. Damadın annesi gelinin kardeşine hediye verdikten sonra araba açılır, çeyizler çıkartılır. Çeyiz gelin odasına serildikten sonra, gelin damadın kız kardeşine beğendiği şeyi (elbiseden, örtülerden, v.b.) hediye olarak verir. 

Bütün  bu  âdetler  ‐  “beker  bolbosun,  kireşe  ketpesin  ‐  bedava  olmasın,  gelir eksilmesin” diyerek yapılır. Zaten bu tür âdetlerle düğünlerin daha renkli olduğuna inanılmaktadır (Kaynak kişi: Celalabat / Kırgızistan, Bazarkorgon ili, Beşikcon ilçesi, Con köyü – Ernazarova Salima, 85 yaşında).  

4. Sonuç

Örf ve âdetler, dünü bugüne ve bugünü de yarına taşıyacak olan değerlerdendir. Bu değerler  kolay  oluşmadığı  gibi,  fertler  arasında  bu  gibi  değerleri  oluşturamayan toplumlar da millet olamazlar. Örf ve âdetler, yıllarca toplum tarafından yaşanarak kökleştikleri  için onlara büyük ölçüde  itibar edilir. Bu yüzden örfler,  toplumda yer etmiş davranışlardır. Henüz yeterince dış dünyaya açılamayan ve iç dinamiklere daha fazla değer veren Kırgız Türklerinin yaşamında da örf ve âdetlerin önemli bir yeri vardır. Burada kişi her kim olursa olsun ve hangi sosyal sınıfta yer alırsa alsın düğün ve derneklerde koşulsuz örf ve âdetlere uymak zorundadır. Aksi  takdirde  toplum tarafından  ayıplanır ve  itibarı  zedelenir. Kırgız Türklerinde geleneklerin  en yoğun yaşandığı kurumların başında düğünler yer alır. Burada yapılan her harekette bir geleneğin etkisi vardır.  

Gerçi ekonomik ve sosyal yaşamın etkisiyle günümüzde birçok gelenek değişime uğramış veya yok olmuştur. Fakat bu değişim her yörede  farklı olduğu gibi kimi yörelerde de yeni gelenekler oluşmuştur. Tüm bu gelişmelere rağmen günümüzde hâlâ  en  renkli  geleneklerin  yaşandığı  düğünlerin  başında  Kırgız  düğünleri  yer almaktadır.  

Page 18: Kırgız Türklerinde Evlenme Geleneği - Ankara Üniversitesimtad.humanity.ankara.edu.tr/IV-1_Mart2007/03_MTAD... · Kırgız Türklerinde Evlenme Gelene ği Mehmet Yüce ve Bibigül

Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 4 . Sayı 1 . Mart 2007

24

Kaynaklar

ABRAMZON  S.M.  (1999)  Kırgız  cana  Kırgızistan  Tarıhı  Boyunça  Tandalma  Emgekte.  Rusçadan çeviren:  S. MAMBETALİYEV, D.  SULAYMANKULOV,  S. MAKENOV,  Bişkek: Kırgızistan  Soros fondu . 

AKMATALİYEV   A  (2004) Kırgız Adabiyatının Tarıhı,   Cilt:  I,  2. Basma, Bişkek:  Şam Basması, 2004–684. 

ERNAZAROVA, Salima, Celalabat  / Kırgızstan, Bazarkorgon  ili, Beşikcon  ilçesi, Con köyü, 85 yaşta 

SOLTANOEV Belek (1991) Kızıl Kırgız Tarihi, Kırgızdar. Ed: Keneş CUSUPOV, Cilt: 2, Bişkek. TALIP MOLDO (Talıp Baybolot uluu) 1991 Kırgız Tarıhı, Uruuçuluk Kuruluşu, Türdüü Salttar, 

Kırgızdar.  Latin  harflerinden  çeviren,  Kencebay AKMATOV,  Ed.  Keneş  CUSUPOV,  Cilt:  2, Bişkek. 

ÜSEYİN  ACI  (1991)  Kırgız  Sancırası,  Kırgızdar,  Arap  alfabesinden  Kiril  alfabesine  çeviren Abdılda KARASARTOV, Ed. Keneş CUSUPOV, Cilt: 2, Bişkek. 

V.V.  BARTOLT  (1991) Kırgızlar,  Kırgızdar.  Rusçadan  çeviren: Dardayıl  SULAYMANKULOV,  Ed: Keneş CUSUPOV, Cilt: 2, Bişkek. 

Mehmet Yüce

Doç.Dr., Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesiöğretim üyesi. Adres: Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Görükle kampusü, 1600 Bursa Tel: +905325539084 e-mail: [email protected]

Bibigül Dosbayeva

Öğretim Görevlisi, İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Sosyal Bilimler ve Eğitim Fakültesi, Tarih Bölümü öğretim görevlisi. Adres: İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi, Türk Dünyası Sosyal Bilimler ve Eğitim Fakültesi, Tarih Bölümü, Ceni Cok 30, Sputnik Celalabat / Kırgızistan Faks: 00996372250810 Yazı bilgisi : Alındığı tarih: 2 Şubat 2007 Yayına kabul edildiği tarih: 15 Mart 2007 E-yayın tarihi: 27 Mart 2007 Çıktı sayfa sayısı: 18 Kaynak sayısı: 7